İTHALAT İŞLEMLERİNDE AKREDİTİFLİ ÖDEME YÖNTEMİ VE MTO 500



Benzer belgeler
DIŞ TİCARET ve TESLİM ŞEKİLLERİ

/ 77 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Dış Ticarette Ödeme Yöntemleri

ĐHRACAT VE ĐTHALAT GENELGESĐ

TÜRK PARASI KIYMETİNİ YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

1 DIŞ TİCARET KAVRAMI

İHRACAT BEDELLERİNİN YURDA GETİRİLME MECBURİYETİ KALDIRILMIŞTIR

Finansal Kesim Dışındaki Firmaların Yurtdışından Sağladıkları Döviz Krediler (Milyon ABD Doları)

1- DÖNÜLEBİLİR AKREDİTİF (REVOCABLE L/C)

NAKLİYE SİGORTALARI DAHİLDE İŞLEME REJİMİ HARİÇTE İŞLEME REJİMİ

1) Uygulama Ne Zaman Yürürlüğe Girecek ve Ne Kadar Sürecektir?

TÜRK PARASININ KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER HAKKINDA BİLGİLENDİRME

ÖDEME ŞEKİLLERİ (PAYMENT TERMS) ARC GLOBAL LOJİSTİK

Büyüme stratejisini ihracat temeline dayandıran Türkiye, bu kapsamda ihracata değişik yollarla teşvikler sağlamaktadır.

KKDF KESİNTİSİNİN İTHALAT KAPSAMINDA GERİ GELEN EŞYAYA AİT TRANSFER BEDELİNDE YAPILIP YAPILMAYACAĞI HUSUSUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

ALTI AY SÜRE İLE İHRACAT BEDELLERİNİN 180 GÜN İÇERİSİNDE TÜRKİYE YE GETİRİLME VE %80 NİN BANKAYA BOZDURMA ZORUNLULUĞU GETİRİLDİ

İHRACAT BEDELLERİNİN YURDA GETİRİLMESİ SERBEST BIRAKILDI ANCAK TAHSİLİ VEYA KAPATILMASI BELLİ ESASLARA BAĞLI

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 DIŞ TİCARET VE TEORİSİ

Konu: İhracat Bedellerinin Yurda Getirilmesini ve Bankalara Satılmasını Zorunlu Kılan Tebliğ Yayımlandı.

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN /34 SAYILI TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI

ALFA GENELGE 2018/32. Konu : İhracat Bedellerinin Yurda Getirilme Zorunluluğu Yeniden Getirildi.

Türk Kambiyo Rejiminde, ihracat bedelleri

DIŞ TİCARETE GİRİŞ. Dış Ticarete Giriş 16 Aralık 2014

DUYURU: /45 İHRACAT BEDELLERİNİN YURDA GETİRİLMESİ VE TÜRK LİRASINA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ ZORUNLULUĞU

Öğr.Gör.Cemal ÇEVİKLİ-2015 Dış Ticaret İşlemleri Muhasebesi 4.BÖLÜM

SİRKÜLER ( 2018/65 ) 1) Türkiye de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedelleri,

ONEL GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ LTD. ŞTİ.

FACTORING. M. Vefa TOROSLU

DIŞ TİCARET İŞLEMLERİ

Sirküler Rapor Mevzuat /29-1

DUYURU: /21

REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ (III-45.2) (6/12/2015 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.)

SİRKÜLER NO: POZ-2018 / 88 İST,

/ 112 İHRACAT YÖNETMELİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞTİR

TÜRK EXIMBANK. Pazarlama Müdürlüğü. İhracatın Finansmanı. Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş. Genel Müdürlük

BANKA MUHASEBESİ 9 BİLANÇO DIŞI HESAPLAR

SİRKÜLER 2018/77. İhracat Bedellerinin Yurda Getirilerek Bankalara Satılmasını Zorunlu Kılan Tebliğ Yayımlandı.

SİRKÜLER 2018/75. İhracat işlemlerine ilişkin bedeller aşağıdaki ödeme şekillerinden birine göre yurda getirilebilecektir;

TRANSİT TİCARETTE BEYANNAMELERE UYGULANAN AVRUPA BİRLİĞİ İSTİSNASI

DEN GEÇERLİ> İhracat bedellerinin yurda getirilmesi süresi 6 aydan 1 yıla uzatıldı. >>> a kadar geçerli oldu.

TÜRK PARASI KIYMETĐNĐ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA DEĞĐŞĐKLĐK YAPILMASINA DAĐR KARARDA DEĞĐŞĐKLĐKLER YAPILDI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ MERKEZ BANKASININ I-M SAYILI GENELGESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR GENELGESİ YAYIMLANDI

Sayı : 2018/237 6 Tarih : Ö Z E L B Ü L T E N

Gümrük Tarifeleri. Gümrük Tarifesi Esasları. Gümrük Tarifelerinin Geleneksel Amaçları

BAKIŞ MEVZUAT ZORUNLULUĞU BAŞLIK İHRACAT BEDELLERİNİN TÜRKİYE YE GETİRİLME. Sayı 2018/93

TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARET YAPISI. Doç. Dr. İsmet GÖÇER Aydın İktisat Fakültesi Ekonometri Bölümü

T.C. MALİYE BAKANLIĞI. Gelir İdaresi Başkanlığı. Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintisi Sirküleri/1

Konsinye Satışlar İhracat ve Muhasebe İşlemleri

PARA VE KAMBİYO YASASI. 38/1997 Sayılı Yasa

BANKALAR TARAFINDAN YAPILACAK REPO VE TERS REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI

TÜRKİYE SINAİ KALKINMA BANKASI A.Ş. TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş.

99/13812 sayılı Kararnameyi değiştiren 2009/15686 sayılı BKK da yer alan düzenleme aşağıdaki gibidir.

TÜRK EXIMBANK. İhracatın Finansmanı. BURSA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ Gökhan SÜZGÜN-Uzman İbrahim ADIGÜZEL- Uzman

İŞLETME KREDİLERİ. Türkiye de yerleşik kişiler yurt dışındaki banka ve özel finans kurumlarından serbestçe işletme kredisi temin edebilirler.

Sirküler 2018/10 06 Eylül 2018

Bono Poliçe Çeklerdir.

GENEL MUHASEBE. KVYK-Mali Borçlar. Yrd. Doç. Dr. Serap DURUKAN KÖSE Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

İHRACAT BEDELLERİNİN YURDA GETİRİLME MECBURİYETİ

Gümrük Kanunu-Genel Hükümler (Amaç, Kapsam ve Temel Tanımlar) (Md.1-4) 4458 Sayılı GÜMRÜK KANUNU. 4/11/1999 tarihli ve sayılı Resmi Gazete

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 - Bu Yönetmeliğin amacı, İhracat Rejimi Kararı çerçevesinde, ihracatın ülke ekonomisi

TÜRK EXIMBANK. İhracatın Finansmanı. Pazarlama Müdürlüğü

1) Düzenleyen kimsenin imzası (Taşıyan veya onun yetkili kıldığı kişi)

Dış Ticarette Teslim Şekilleri

TEBLİĞ. b) Karar: 25/1/2016 tarihli ve 2016/8478 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sınır Ticaretinin Düzenlenmesine İlişkin Kararı,

YABANCI SERMAYE ĐŞ AKIŞI

Özel Sektörün Yurtdışından Sağladığı Kredi Borcu İstatistikleri

İçindekiler. Birinci Bölüm MİLLETLERARASI TİCARETTE AKREDİTİFİN ANLAMI VE UYGULAMA ALANI

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ABD ULUSLARARASI TİCARET BÖLÜMÜ GÜMRÜK MEVZUATI - I DOÇ. DR.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığından: KONUT FİNANSMANI KURULUŞLARINCA VERİLECEK SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

SİRKÜLER ( ) Konu: Altı Ay Süre İle İhracat Bedellerinin 180 Gün İçerisinde Türkiye ye Getirilerek %80 inin Bankaya Bozdurulması Zorunluluğu.

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI LİKİDİTE DESTEĞİ KREDİSİ YÖNETMELİĞİ

GÜMRÜK İDARELERİNCE HANGİ DURMLARDA KDV PARA CEZASI UYGULANMALI?

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

AB CUSTOMS AGENCY ACADEMY

Dahilde işleme rejimi kararında değişiklik

Sayı : 38/1997. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI

MNG BANK A.Ş. BİLANÇOSU

TÜRK EXIMBANK İHRACAT KREDİ SİGORTASI ŞUBAT 2013

KASA HESABI. Alacak + - B A

İHRACAT REHBERİ İHRACAT REHBERİ. Hazırlayan: Ahiler Kalkınma Ajansı. Ahiler Kalkınma Ajansı Sayfa 1

1. Tüketici kredileri ve tüketicilerin korunması Tüketici kredisi sözleşmesinin tarafları ve konusu Kredi sözleşmelerinin yazılı biçimde

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İHRACAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İHRACATA AİT ESASLAR

ÖDEMELER DENGESİ. Dr. Süleyman BOLAT

HUKUKSAL VE FİNANSAL AÇIDAN FORFAITING

DIŞ TİCARET KAVRAMLARI

EK-1 YABANCI PARA NET GENEL POZİSYON / ÖZKAYNAK STANDART ORANI BİLDİRİM CETVELİ

Tek Taraflı Kontrol Sistemi Kapsamında Kotaya Tabi Tekstil Ürünlerine Ait Kotaların Dağıtımı ve Yönetimine İlişkin Tebliğ (2017/1)

SERBEST BÖLGELERE SAĞLANAN AVANTAJLAR

Neden İhracat Yapmalıyız?

ilişkin Tebliğ 1 Ekim 2014 tarih ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmak suretiyle

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. 2018/85

İhracat Kredileri ve Sigorta. Programları. Enis GÜLTEKİN Genel Müdür Yardımcısı KREDİ/SİGORTA PAZARLAMA

Dış Ticaret İşlemlerinde Kullanılan Belgeler - Ticari Doküman

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN /35 SAYILI TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

Sabit Kıymet Yatırımlarının Finansmanı

Dış Ticarette Ödeme Yöntemleri

YÖNETMELİK. MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, taksitle satış sözleşmelerine ilişkin uygulama usul ve esaslarını düzenlemektir.

ÜNİTE:1. Para ve Finansal Sistem ÜNİTE:2. Mali Varlık Fiyatlarının Belirlenmesi ÜNİTE:3. Finansal Kurumlar ve Piyasalar ÜNİTE:4

Transkript:

T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİMDALI İTHALAT İŞLEMLERİNDE AKREDİTİFLİ ÖDEME YÖNTEMİ VE MTO 500 YÜKSEK LİSANS PROJESİ KAHRAMANMARAŞ TEMMUZ - 2007 1

T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİMDALI İTHALAT İŞLEMLERİNDE AKREDİTİFLİ ÖDEME YÖNTEMİ VE MTO 500 Danışman: Prof.Dr. Ahmet Hamdi AYDIN YÜKSEK LİSANS PROJESİ KAHRAMANMARAŞ TEMMUZ 2007 2

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİMDALI İTHALAT İŞLEMLERİNDE AKREDİTİFLİ ÖDEME YÖNTEMİ VE MTO 500 YÜKSEK LİSANS PROJESİ Kod No: Bu Tez 02/08/2007 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oy Birliği ile Kabul Edilmiştir. Prof. Dr. Ahmet Hamdi AYDIN Doç. Dr. İsmail BAKAN Yrd. Doç. Dr. Mustafa TAŞLAYAN DANIŞMAN ÜYE ÜYE Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. Prof. Dr. Ahmet Hamdi AYDIN Enstitü Müdür Vekili Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir. 3

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI ÖZET YÜKSEK LİSANS PROJESİ İTHALAT İŞLEMLERİNDE AKREDİTİFLİ ÖDEME YÖNTEMİ VE MTO 500 DANIŞMAN: Prof. Dr. Ahmet Hamdi AYDIN Yıl: 2007, Sayfa: 52 Jüri: Prof. Dr. Ahmet Hamdi AYDIN Doç. Dr. İsmail BAKAN Yrd. Doç. Dr. Mustafa TAŞLIYAN Uluslararası Ticarette iç ticarette olduğu gibi sadece belirli ödeme şekilleri olmayıp farklı ülkeler, farklı paralar, aradaki mesafenin uzaklığı gibi sebeplerden dolayı daha fazla ve farklı ödeme şekilleri söz konusudur. Bu ödeme şekilleri alıcı ve satıcı arasında karşılıklı olarak tespit edilmektedir. İç ticarette ödeme peşin, vadeli ya da mal karşılığında olmaktadır. Bunun dışında farklı bir ödeme şekline rastlanmamaktadır. Uluslararası Ticarette ise risklerin fazla olması sebebiyle satıcı ve alıcı kendilerini haklı olarak garanti altına almaya çalışmaktadırlar. Ödeme şekilleri, Uluslararası Ticarette işlemin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini belirler. Ödeme şekilleri üzerinde anlaşamayan taraflar diğer konulan görüşmezler. Bu çalışmada dış ticarette kullanılan ödeme yöntemleri üzerinde durulmuş olup, çalışmanın esas konusuna bağlı olarak Akreditifli Ödeme Şekilleri ve Milletlerarası Ticaret Odası(MTO) ün 500 Akreditifli Ödeme Şekiller üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Çalışmada kullanılan verilerin güncel olmasına dikkat edilmiş ve yer tablo yer yer ise şekiller ile ispat yöntemine gidilmiştir. Anahtar Kelimeler: Dış Ticaret, Ödeme, Akreditif, MTO 500 I

DEPARTMENT OF BUSSINES ADMINISTRATION INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCE UNIVERSITY OF KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ABSTRACT MA PROJECT LETTER OF CREDIT METHOD IN THE IMPORT OPERATIONS AND ICC 500 Supervisor: Prof. Dr. Ahmet Hamdi AYDIN Year : 2007, Pages:51 Jury: Prof. Dr. Ahmet Hamdi AYDIN Assoc. Prof. Dr. İsmail BAKAN Asist. Prof. Dr. Mustafa TAŞLIYAN In international trade, there are many different terms of payment due to different currencies and the distance between the traders in contrary with the domestic trade, where only some definite terms of payment are used. Such terms of payment are agreed between the seller and buyer mutually. In domestic trade, payments are made in cash, by installments or on cash against goods basis. There is no other terms of payment. But in international trade, sellers and buyers try to secure their respective rights since much more risks exist when compared with domestic trade. The terms of payment determine the existence of the international trade will be concluded. Parties that cannot come to an agreement about the terms of payment do no negotiate the other issues about the trade. In this study, the terms of payment used in the international trade are discussed and as the aim of the study especially the Payment with Letter of Credit and the affects of International Chamber of Commerce (ICC) 500 on Payment with Letter of Credit are emphasized up-dated datas are used and some tables and figures are also included in order to prove the facts given in this study. Key Words: International Trade, Payment, Letter of Credit ICC 500 II

ÖNSÖZ Uluslararası ticari ve ekonomik faaliyetler toplumların en önemli kalkınma ve gelişme vasıtalarından biridir. Günümüzde, somut uluslararası ticari ilişkilerin veya sözleşmelerin hukuki rejimini belirlemede ciddi güçlük ve belirsizliklerle karşılaşılmaktadır. Bu çalışmamızda, dış ticarette kullanılan ödeme yöntemleri irdelenmiş olup, özellikle Akreditifli Ödeme Şekilleri detaylı şekilde analiz edilmiştir. Yine çalışmanın son bölümünde MTO 500 yayını ve akreditifler üzerindeki etkileri analiz edilmiştir. Bu çalışma da İncelediğimiz başlıca konuları özetlemek gerekirse; Dış ticaretin tarihsel gelişimi Dış Ticarete ilişkin temel kavramlar Ödeme usulleri, teslim şekilleri, kullanılan belgeler vb. MTO 500 Yayını ve Akreditifler Çağdaş dünyada dış ticaretin kapsamı ve yoğunluğu giderek arttığından bu çalışmada Türkiye genelindeki vazgeçilmez gerçekliğine rağmen tüm ödeme şekilleri, teslim şekilleri, tekniklerine değinmeye çalıştık. Çalışmalarımızın yürütülmesinde ve yönlendirilmesinde katkısı bulunan Danışman Hocam Prof. Dr. Ahmet Hamdi AYDIN hocama ve diğer tüm hocalarıma çok teşekkür ediyorum. Yüksek Lisans yapmam için bana gereken her türlü desteği veren sevgili Müjgan ERKOL a sonsuz şükranlarımı sunarım. Ayrıca desteğini ve yardımlarını esirgemeyen Sayın Adnan Dede GÜÇLÜ ve Barış SAYAR a teşekkür ederim. Yoğun iş temposu içinde çalışmalarımı destekleyen eşim Asuman ve neşeleriyle bana moral ve motivasyon veren çocuklarım Gizem Cemre ve Mehmet Hanifi ye sevgilerimi sunarım. III

İÇİNDEKİLER ÖZET... I ABSTRACT... II ÖNSÖZ... III İÇİNDEKİLER..... IV KISALTMALAR........VI ŞEKİLLER LİSTESİ......VII 1.GİRİŞ.......1 2.DIŞ TİCARETTE ÖDEME ŞEKİLLERİ. 3 2.1.Dış Ticaret.......3 2.1.1.Dış Ticaretin Tarihi Gelişimi......3 2.1.2.Dış Ticaret Nedir?...7 2.1.3.Dış Ticaret Türleri.......7 2.1.4.Dış Ticaret Politikası......7 2.1.5.Serbest Dış Ticaret Politikası.. 8 2.1.6.Koruyucu Dış Ticaret Politikası...8 2.1.7.Dış Ödemeler Bilânçosu......8 2.1.8.Otonom İşlemler......8 2.1.9.Denkleştirici İşlemler.......8 2.1.10. Dış Ticaret İle İlgili Bazı Kavramlar....9 2.1.11. Türkiye nin İthalat Politikaları ve Türkiye nin İthalat.....9 2.2.Dış Ticarette Ödeme Şekilleri.........12 2.2.1.Peşin Ödeme.....12 2.2.1.1.Prefinansman.........13 2.2.1.2.Konsinyasyon (Consignments).......14 2.2.2.Mal Mukabili Ödeme..... 15 2.2.3.Vesaik Mukabili Ödeme.... 17 2.2.4.Kabul Kredili Ödeme........20 2.2.5.Akreditifli Ödeme.....22 3.AKREDİTİFLİ ÖDEME ŞEKİLLERİ 25 3.1.Taraflar..... 25 3.1.1.Akreditif Amiri...25 3.1.2.Amir Banka 25 3.1.3.İhbar Bankası.....26 3.1.4.Teyit Bankası.. 26 3.1.5.İştira Bankası..27 3.1.6. Görevli Banka....27 3.1.7. Rambursman Bankası...27 3.1.8. Lehtar.... 27 3.2.Akreditif Türleri.....28 3.2.1. Kabilirücu Dönülebilir Akreditif.....28 3.2.2. Gayri Kabilirücu / Dönülemez Akreditif.....28 3.2.3. Teyitsiz Akreditif.... 28 3.2.4. Teyitli Akreditif... 28 3.2.5. Rotatif / Döner Akreditif....28 3.2.6. Karşılıklı Akreditifler....29 IV

3.3. Açılış ve Kullandırılma Biçimi Yönünden Akreditifler....31 3.3.1. Açılış Biçimleri İtibariyle Akreditifler.... 31 3.3.1.1.Lehtara Hitaben Düzenlenen Akreditifler...31 3.3.1.2. Lehtarın Ülkesindeki Bir Bankaya Hitaben Açılan Akreditifler31 3.3.2.Kullandırılma Biçimleri İtibariyle Akreditifler.....31 3.3.2.1. Vesaik İbrazında Ödenecek Akreditifler.. 31 3.3.2.2. Vesaik İbrazından veya Yükleme Tarihinden Belirli Bir Süre Sonra Ödemeli Akreditifler....32 3.3.2.3. Kabul Kredili Akreditif.....32 3.3.2.4. Peşin Ödemeye İmkân Veren Akreditif 32 3.3.2.5.İştira Akreditifi.......33 3.3.3.Akreditiflerde Vade... 33 3.3.4. Yükleme Vadesi......33 3.4. Akreditif Koşullarında Değişiklik Yapılması...34 3.5. Akreditif De Talep Edilebilecek Bazı Belgelere Örnekler....34 3.5.1. Çeki Listesi...34 3.5.2. Koli / Ambalaj Listesi......34 3.5.3. Spesifikasyon Belgesi....34 3.5.4. İmalatçının Veya Satıcının Kalite Veya Kontrol Belgesi 34 3.5.5.Analiz Belgesi....35 3.5.6.Gemi Ölçüm Raporu...35 3.5.7.Dolaşım Belgeleri...35 3.5.8. Menşe Şahadetnamesi.... 35 3.5.9. Sağlık Ve Veteriner Sertifikalan... 35 3.5.10. Radyasyon Belgesi......35 3.6. Akreditif Bedelinin Tahsili..36 3.7. Akreditiflerin Hükümleri Açısından Tabi Olduğu Hukuk...36 3.7.1. Tarafların Uygulanacak Hukuku Kararlaştırmaları......36 3.7.2. Taraflar Arasında Uygulanacak Hukuk Açısından Bir Anlaşma Bulunmaması... 36 3.8. Ulusal Kambiyo Mevzuatı Açısından Akreditif Ödeme Şekilli İşlemler..... 36 3.8.1. İhracat....36 3.8.2. İthalat.....37 3.9. Vesaik Mukabili Ödemede Taraflar.....38 3.10. Peşin Ödeme Şekil İşlemlerinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar 39 3.11. Mal Mukabili Ödeme..39 4. MTO 500 YAYINI VE AKREDİTİFLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ....43 5. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME.... 47 KAYNAKÇA.....49 ÖZGEÇMİŞ V

KISALTMALAR LİSTESİ AB ABD AT CIF DIFIF EFTA EUCP ICC IMF LIBOR MB MTO USD TL YTL :Avrupa Birliği :Amerika Birleşik Devletleri :Avrupa Topluluğu :Cost, Insurance and Freight :Destekleme Fiyat İstikrar Fonu :European Free Trade Association : Electronic Presentation :Inetrnational Chamber Of Commerce :International Money Federation : London Interbank Offered Rate :Merkez Bankası :Milletlerarası Ticaret Odası :United States Dolar :Türk Lirası :Yeni Türk Lirası VI

ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil Şekil 2.1. Şekil 2.2. Şekil 2.3. Sayfa Vesaik Mukabili İşlemin Yürütülmesi..18 Kabul Kredili Vesaik Mukabili İşlemler (Teyitli)...20 Kabul Kredili Vesaik Mukabili İşlemler 21 VII

GİRİŞ 1. GİRİŞ Bir malın satıcısı ile alıcısının ayrı ayrı ülkelerde bulunmaları, tarafların birbirlerini genellikle yeterince tanımamaları, ayrıca ülkelerin farklı ekonomik sistemlere sahip oluşu, piyasa yapılarının farklılıkları ve ülkelerarası mesafelerin uzaklığı gibi faktörler uluslararası ticareti iç ticarete oranla daha riskli hale getirmektedir. Ayrıca ülkelerarası ticarette ödeme yöntemleri ve sevkiyat şartları da değişiklikler gösterebilir. Bu faktörlerin dikkate alınması, ayrıca mal bedelinin alıcıdan tahsili ve satıcıya ödenmesi amacıyla esasen dış ticaretin finansmanında önemli bir yer işgal eden bankaların da aracılık görevi üstlenmesi ve bütün ticari işlemlerin mümkün olduğunca belgelere bağlanması taraflar arasında ortaya çıkabilecek muhtemel anlaşmazlıkların önlenmesine ve rizikoların asgariye indirilmesine yardımcı olacaktır. Dış ticarette, karşılaşılabilecek rizikoların derecesi, satış sözleşmesinde yer alan şartlara bağlıdır. İthalatçı sevk edilen malın sözleşme esaslarına uygunluğuna ilişkin bir tereddüdünün bulunması halinde, peşin ödeme yerine ödemenin malın teslimi ve tetkikinden sonra yapılmasını talep edebilir. İhracatçı ise, alıcının itibarını ve ödeme gücünü bilmeyeceği için mal bedelinin peşinen ödenmesini veya karşılığında bir teminat gösterilmediği takdirde, sözleşme konusu malı sevk edemeyeceğini de bildirebilir. Dış ticarette satıcı ve alıcı arasındaki satış sözleşmesini müteakip karşılaşılan başlıca aşamalar, sırayla satıcının malı sevk etmesi, alıcının malı teslim alması, alıcının mal bedelini ödemesi ve bazı durumlarda da alıcının mal bedelini ödeyeceğine dair satıcıya garanti vermesidir. Ticari ilişkilerde en önemli aşama ödeme aşaması olup bu aşamanın gerçekleşmesi ile birlikte satış sözleşmesinin ortaya çıkardığı ticari ilişki de sona ermiş olmaktadır. Bir ihracat işi için düzenlenen satış sözleşmesinde alıcı ile satıcı arasındaki anlaşmazlığı önlemek amacıyla uluslar arası kabul görmüş ödeme şekillerinden birisini de karara bağlamak gerekir. Bu ödeme şekli alıcının mal bedelini ne zaman ve ne şekilde ödeyeceğini olduğu kadar satıcının malı sevk ettikten sonra gerekli belgeleri ne zaman ve ne şekilde ibraz edeceği hususlarına göre de değişiklik arz eder. Ancak söz konusu aşamalar uluslararası alım ve satım işlemlerinde sırayla gerçekleşmekte, muhtelif ödeme şekillerine göre değişiklikler arz etmektedir. Örneğin vesaik mukabili ödeme ve mal mukabili ödeme işlemlerinde, satıcı malını sevk ettikten sona, vesaik mukabili ödemede ikinci aşamada mal bedelini tahsil etmekte mal mukabili ödemede ikinci aşamada alıcı malı teslim almaktadır. Dış ticaret ilişkilerinde; peşin ödeme vesaik mukabili ödeme, kabul kredili ödeme, mal mukabili ödeme, konsinyasyon, satışa ilişkin ödeme akreditifli ödeme ve karşılıklı ticarete dayanan ödeme şekilleri yaygın bir kullanım alanı bulmaktadır. Uluslararası ticarette, mal bedelinin ödenmesi şekillerinin çoğunda ortak bulunan hüküm, genellikle sevk edilen malı temsil eden vesaiklerin ancak malın bedelinin ödenmesi üzerine alıcıya teslim edilebileceğinde odaklaşmış bulunmaktadır. Diğer taraftan, ödeme şekilleri, ihracatı dolaylı olarak finanse araçları olduğu içinde, önemlilik arz eder. Yukarıda belirtilen ödeme yöntemlerinin hangisinin kullanılacağı, mal ve sektör bazında yerleşik geleneklere, alacı ve satıcı arasındaki güven derecesine, ülkelerin ekonomik ve ticari politikalarına ve ödeme güçleri gibi faktörlere bağlıdır. İthalatçı ile yaptığı anlaşma gereği malı hazırlayan ve sevke hazır hale getiren ihracatçı, haklı olarak mal bedelinin ödenmesini düşünmekte ve finansman programı yapmak zorundadır. Zamanında mal bedelini tahsil edemeyen ihracatçı büyük bir sıkıntı 1

GİRİŞ içine gireceğinden, ödeme şekilleri üzerinde yeterince bilgi sahibi olması gerekmektedir. Bu çalışma giriş ve sonuç kısımlarından başka başlıca üç bölüme ayrılmakta olup ilk olarak dış ticarette ödeme şekilleri tartışılacak, ikinci olarak akreditifli ödeme şekilleri incelenecek ve son bölümde MTO 500 yayını ve akreditifler üzerindeki etkisi ele alınacaktır. 2

DIŞ TİCARETTE ÖDEME ŞEKİLLERİ 2. DIŞ TİCARETTE ÖDEME ŞEKİLLERİ 2.1.Dış Ticaret 2.1.1 Dış Ticaretin Tarihi Gelişimi Uluslararası iktisat,bağımsız devletler arasındaki ekonomik ilişkileri tüm yönleri ile inceleyen bir bilim dalı olarak tanımlanabilir.bu tanımlamada anlaşılacağı gibi,konumuzun kapsamına girecek olayların başlıca iki özelliğe sahip olması gerekir.birinci olarak bu işlemler bağımsız devletler arasında yapılmalı,ikinci olarak da ekonomik bir nitelik taşımalıdır. Belirtmek gerekir ki uygulamada dış ekonomik ve mali ilişkileri ifade etmek için çoğu zaman dış ticaret deyimi kullanılır (Seyitoğlu,1994:1). İnsanlığın başlangıcına gittiğimiz zaman, siyasi hudut olmadan da "dış ticaret'in varlığını görürüz. Biraz daha yakından incelendiği zaman, dış ticaretin meydana gelebilmesi için birbirinden bağımsız iki ekonomik ünitenin mevcudiyeti gerekli bulunmaktadır. İnsan toplumlarının ilkel dönemlerinde ortaya çıkan bu dış ticaret aslında mal mübadelesine dayanan trampadan başka bir şey değildir. Henüz toprağa yerleşmemiş ve toprak mülkiyetinin alışılmadığı göçebe toplumlarda da dış ticaret denmesi gereken alış verişler mevcuttur. Şüphesiz böyle bir dış ticaret son derece ilkel bir üretim düzeninin mevcudiyetini gerektirir. Balıkçılıkla İştigal eden bir kabilenin, üretimini avcılıkla geçinen bir kabilenin ürünleri ile mübadele etmesi de gerek bağımsız birey, gerekse bireylerin bağlı bulunduğu kabile açısından bir dış ticarettir. Konuyu bu kadar öncesine götürmezsek, dış ticaretin, siyasi hudutları da ihtiva eden devletlerin kurulması çağına irca edilmesi mümkündür. Tarihte bir olaya özellikle değinmek gerekir. Geçmişe baktığımız zaman, genellikle büyük imparatorlukların kurulduğunu görürüz. Bu bir tesadüf müdür, yoksa bazı ekonomik zorunlulukların ortaya çıkardığı bir oluşum mudur? Tarihte devletleri siyasi büyümeye iten sebepler nelerdir? Bu bir iktidar, hükmetmek hırsı olarak hanedanlara mal edilmesi gereken beşeri bir zaafın sonucu olarak değerlendirildiği takdirde yanılgıya uğramak mümkündür. Tarihin ilk çağlarında görülen siyasi büyüme, endüstriyel ekspansiyonunun ortaya çıktığı, modern üretim düzeyinin ürünlerine yeni mahreçler aramak ve bulmak zorunluluğunu hissettiği günümüze kadar ulaşmıştır. Nitekim insanlığı İki kere kan ve felaketle karşı karşıya getiren dünya savaşları, ekonomik büyüme ihtiyacının, siyasi büyüme yolu ile çözümlenmeye çalışma arzusunun bir sonucu olmuştur (Aktan,1985:75). Bu konuya yeniden dönmek üzere, ekonomik entegrasyonun ilk çözüm şekilleri olan imparatorluklara yani siyasi büyümeye dönelim. İlk ve orta çağın hâkim siyasi yapısını, küçük feodal beylerin şeklen müstakil olduğu ve fakat geniş bir imparatorluk içinde siyasi varlığını sürdüren toprak mülkiyetine parayı temsil eden banknot çıkarmak yetkisine sahip bulunmaktadır. Altın paranın üstünlükleri yanında bazı mahzurları da vardır. En önemlisi hiç şüphesiz, taşınmasındaki güçlükler ve çalınma, kaybolma ihtimalleridir. Hâlbuki banknotun hem taşınması kolay hem de muhafazası daha basittir. Bu sebeple, büyük bir zorunluluk olmadığı takdirde, bireyler, ağır olan altın yerine istenildiği an altına çevrilebilen banknotların taşımayı tercih ederler (Bengüoğlu,1992:36). 3

DIŞ TİCARETTE ÖDEME ŞEKİLLERİ Merkez bankaları bu durumdan yararlanarak ve halkın adetlerini de gözünüzde bulundurarak, ankcslerinde mevcut altın miktarının birkaç katı kadar banknotu tedavüle çıkarabilirler. Şu şartla ki, her an istendiği takdirde, banknotlar karşılığında altın sikkeyi verebilsinler, bu durum günümüzün bankacılığında mevduat ve kasa mevcudu arasındaki ilişkilerle izah edilebilir. Bilindiği üzere, ticaret bankaları vadesiz mevduat yani tasarruf mevduatı kabul ederler. Bu mevduat vadesiz olduğu için mevduat sahibinin isteği halinde derhal iade edilir. Eğer banka her an geri istenecek diye, kabul ettiği vadesiz mevduatı aynen kasalarında muhafaza etse, kredi işlemi yapamaz ve fonksiyonu sadece kasada muhafazadan öteye gitmez. Ancak, normal şartlar altında, her mevduat sahibinin her gün yatırdığı parayı çekmediği bir kısım banka müşterileri paralarını çekerken, diğerlerinin aksine para yatırdığı görülmektedir. Bu sebeple, yatırılan paraların büyük bir kısmını, isteyenin parasını iade etmek şartıyla, kullanmanın mümkün olduğu tecrübe ile saptanmış, bu ise bankacılığın esasını teşkil etmiştir. İşte merkez bankaları da (hatta para ekonomisine geçildiği ilk günlerde sarraflar, an-kesinde bulundurdukları allın miktarının birkaç misli banknot ihraç etmek suretiyle, para ve tedavül hacmini genişletmek imkânını bulmuşlardır. Sikkelerin tamamiyete tedavülden çekilerek yerini banknota bıraktığı ve allının ihtiyat-rezerv fonksiyonu gördüğü para rejimlerinde, yabancı banknotların, birbirleriyle değiştirme oranlarım tayin eden faktör; tahvil edilebildikleri altın miktarı olmaktadır. Esasen vatandaşlarına da banknotların altına tahvil hakkım veren ilk şekli ile altın standardında, banknotların üzerinde ne miktar altına tekabül ettiği belirtilmektedir. Bu altın miktarı, banknotun ibrazında; ya hazine tarafından veya banknotu ihraç eden banka yani genel bir deyimle sürüm müessesesi tarafından ödenmek üzere taahhüt edilmektedir. 1. Dünya Savaşı sonunda ve özellikle II. Dünya Savaşı sonunda dünyanın en büyük askeri gücü haline gelen A.B.D. aynı zamanda en büyük ekonomik güç haline de gelmiştir. Her iki Dünya Savaşı da savaşan devletler bakımından büyük masrafları gerektirdiğinden, harp masraflarının finansmanında altın rezervleri de kullanılmış, yapılan deniz aşırı yatırımların da eklenmesi ite birlikte A.B.D. hazinesinde 14 bin ton altın rezervi birikmiştir, ikinci Dünya Savaşı sonunda, ülkelerin altın stoklan, tedavül eden banknotlara, külçe halinde dahi bir konvertibilite sağlamaya yeterli olmayacak miktarlara inmiştir. Almanya, İtalya, Fransa gibi ülkelerin Merkez Bankalarında ise hemen hiç altın kalmamıştır (Franzmayer,1982:36). Bu durumda nasıl bir kambiyo ve ödemeler sistemi uygulanabilirdi? John Maynard Keynes'in deyimi ile altın, barbarlık çağlarının bir kalıntısı olmakla beraber, bu dönemde, altına bağlı olmayan bir para düşünülmezdi. Bu arada Nazi Almanya'sında altınsız para doktrinlerinin büyük revaç bulduğu ve rasyonel sosyalizme göre bir milli paranın değerini, o milletin üterim ve dış ticaret gücünün tayin ettiğini ileri süren görüşlerin hâkim olduğunu belirtelim, ikili anlaşmalar ve kliring ödemeleri de altınsız bir ödeme sistemi olarak hatırlanmalıdır (Hine,1990:54). Milli paraları, dolaylı bir şekilde de olsa altına bağlamak için ihdas edilen altın deviz sistemi harp sonrasında Bretîon-Woods anlaşmaları ile ihdas edilerek 1971 Ağustos una kadar devam eden milletlerarası ödemeler ve kambiyo sisteminin temelini teşkil ettiğini bir kere daha Önemle belirtmek gerekir. İlk çağ medeniyetlerinin zenginliği esas İtibariyle buradan gelmektedir. Roma iınparatorluğu, eski Mısır medeniyeti, Sümer, Hitit ve İran medeniyetlerinin asıl sebebi, daha büyük bir ekonomik meydana getirmelerinden İleri gelmektedir. İmparatorlukların yıkılarak yerine küçük feodal sisteme dayalı, müstakil devletlere bırakması ile ekonomik parçalanma ortaya çıkmış, ekonomik düzen, 4

DIŞ TİCARETTE ÖDEME ŞEKİLLERİ etkinliğini yitirmiş dolayısıyla dış ticaret bugünkü anlamı ile yaygınlaşmıştır. Özellikle, sanayi ihtilali ve tirelim teknolojisinde 17. yüzyıldan sonra meydana gelen değişiklikler, makineleşme, üretime insan gücü dışında yeni enerji kaynaklarının tatbiki, feodal yapıyla bağdaşması İmkânsız bir ekonomik yapı bırakmıştır. Bu ihtiyaç, siyasi hudutların genişletilmesi ve parçalanan ekonomik faaliyetlerin yeniden birleştirilmesi zorunluluğu karşısında yeniden siyasi büyüme baskılarım ortaya çıkarmıştır. Bu suretle yeni İmparatorluklar dönemi başlamaktadır. Osmanlı imparatorluğu, Avusturya Macaristan imparatorluğu, İngiliz İmparatorluğu modern teknolojiye dayanan bir kütle üretimi düzeninin, ürünlerine mahreç bulma gayretlerinden başka bir şey değildir. Ancak, milli ortak vasıflardan yoksun, organik bağları bulunmayan toplumların aynı siyasi ünite içinde devamı, milliyetçilik akımları karşısında mümkün olmamış ve imparatorluklar, parçalanarak, daha saldırgan, birbirlerine organik bağlarla bağlı bireylerden oluşan küçük devletler de, üretim düzeninin gerektirdiği bir büyümeyi sağlamak şöyle dursun; aksine büyümeyi engelleyici tesirler dolayısıyla, ekonomik düzene ters düşmüş ve ekonomik entegrasyonu sağlamak için yeni yollar aranmaya başlanmıştır. Bu yollardan biri, siyasi ve askeri kuvvetle ekonomik hudutları büyütmek olmuştur ki, yolun beklenilen sonucu sağladığı iddia edilemez, ikinci Dünya Savaşı, siyasi hu-dulları kaldırmak şöyle dursun milli birliğe dayanan birçok yeni devletlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. 20. yüzyılın ortalarına kadar uygulanan bu yol ekonomik büyümeyi sağlayamamıştır. Siyasi ve askeri kuvvete dayanan ikinci bir çözüm yolu ise koloniyalizm, yani sömürgecilik, aslında ekonomik büyüme ihtiyacının zorunlu kıldığı bir tedbirden başka bir şey değildir. Bir taraftan, gelişen teknolojinin gerektirdiği ham maddeleri ele geçirmek, diğer taraftan ürünlere mahreç bulmak amacı ile kolobiya! Savaşlar, dünyaya yayılmış, ayrıca yeni kaynaklar bulmak ve yeni sürüm sahaları açmak için, keşiflere hız verilmiştir. Dünyanın bilinmeyen bölgelerini keşfetmek yeni topraklar ve toplumlar bulmak, sadece ilmi bir merak ve insanın öğrenmek, yeni bir şeyler bulmak arzusundan ileri gelmemiştir. Başlangıçta, bir dereceye kadar ilmî araştırma arzusu olsa bile, keşif ve buluşların daha çok ekonomik avantajlar sağlamak aruzundan ileri geldiğine şüphe yoktur. Amerika'nın keşfi, Avustralya ve Pasifik Adaları'nın bulunması, bilindiği üzere, zengin doğu ülkelerinin malları üzerinde ticaret inhisarı yaratmak, baharat ve ipek yolunu ellerinde bulunduran doğu ülkelerinin bu inhisarını kırarak, ekonomik bir büyüme sağlamak arzusu birinci derece rol oynamıştır. Zengin doğu ile batı arasındaki ticaret yollanın ellerinde bulunduran devletler, bu ticaretten aldığı vergilerle, malların Avrupa pazarlarına daha pahalı olarak intikaline mani olmak için; deniz yolundan Hindistan'a ulaşmam ıslardır. Yukarıda da değinildiği üzere, siyasi hudutlar, malların ve hizmetlerin akımını engelleyen adeta birer havuzdur. Her geçiş, malların biraz daha pahalılaşması sonucunu doğurur. Daha çok üretim ve tüketim engelleyen bu hudutları ortadan kaldırmak, 15. yüzyıldan sonra gerçekleştirilmiş keşiflerin gerçek nedenini teşkil etmektedir. Keşiflerle, dünya kaynakları saptandıktan sonra, bunların ele geçirilmesi için sanayileşmiş ülkeler arasında bir yarış başlamıştır ki, bu rekabet, koloniyalizm devrin özelliğini teşkil eder. Daha çok ve daha zengin sömürge ele geçirmek maksadıyla ortaya çıkan bu rekabet, çeşitli savaşlara neden olmuş ve bu durum 20. yüzyılın ortalarına kadar sürmüştür. Günümüzde teknik gelişme ve modern teknoloji, geçmiş yüzyıllarda olduğundan daha fazla olarak ekonomik büyümeyi gerektirmektedir. Artık, koloniyalizm devri ka- 5

DIŞ TİCARETTE ÖDEME ŞEKİLLERİ panmış, dünün sömürgeleri, bugün, sanayi ülkeleri İle ekonomik değilse bile siyasi bakımdan eşit bir duruma gelmiştir. Ekonomik refahın arttırılması, modern teknolojinin ürünlerine pazar sağlanması ihtiyacı karşısında, bu sorun nasıl çözümlenecektir? Siyasi hudutları aşan bir ekonomik entegrasyon, günümüzde çok uluslu şirketlerle sağlanmak yoluna gidilmiştir. Bugün siyasi hudutlar millidir, fakat ekonomik hudutlar milletlerarasıdır. Ekonomik büyüme ihtiyacı kargısında ekonomik faaliyetlerin dünya Çapında olması kaçınılmaz olmaktadır ve bu büyüme, ekonomiyi göze almadan durdurulmaz. Bu sebeple, siyasi hudutlar, bugün için muhafaza edilse bile, ekonomiler, beynelmilel olacak, yani dünya ekonomisi bir bütün haline gelecek, bütün milli ekonomiler bütünleşerek entegre olacaklardır. Dünya ekonomisinin bütünleşme süreci, geciktirilse bile tamamıyla önlenemeyecektir (Karluk,1994:14-15). 19. yüzyılda Smith, Ricardo, Say, Mili ile klasik ekonomi teorisi zirvesine ulaştığı halde, milli ekonomi, himaye ve otarşi taraftarları ancak bir kaç eser yayınlayabilmişler Ve zamanın ekonomi politikalarını etkilemekten uzak kalmışlardır. Milliyetçiliğe dayanan devletlerin ortaya çıktığı ve milli açıdan tek türlü olmayan imparatorlukların Kısmen tasfiye edildiği 19. yüzyıl sonlan ve özellikle 20. yüzyıl başlarında, himayecilik ve milli ekonomi taraftarlarının yeniden kuvvet kazandığını görüyoruz. Özellikle iki Dünya Savaşı arasındaki ekonomik doktrinler ve ekonomi politikası, diğer sebeplerin de etkisi altında kalarak daha çok müdahaleci ve himayeciliği öngören doktrinlerin etkisi altında kalmıştır; Genel bir hüküm vermek istenirse, I. Dünya Savaşı kapitalist liberal, acemi müdahaleci klasik doktrine uygun bir ekonomik düzenin sonucunu ilan etmiştir. Siyasi hudutların, gümrük duvarları ile takviye edildiği, iki harp arasındaki dönemde liberal kapitalist ekonomik düzene ikinci bir darbeyi de 1929 ekonomik depresyonu indirmiştir. 1930'larm ekonomik bunalımı klasik ekonominin müessiriyetine olan inancı da sarsmıştır. 1929 ve 1930 mali buhranları dünyayı derinden sarsmıştır (Kepenek,1984:23). 1929 buhranı gerçekten, kapitalizmi yıkacak bir düzeye erişmiş ve işsizler ordusu, siyasi rejimleri otoriter idarelere doğru sürüklemiştir. Bu noktada ortaya müdahaleci devlet doktrinleri çıkmakta ve eskisinin siyasi hedefleri yerine bu sefer, bizzat kapitalizmi sürdürmek için belirli bir dozda devletin ekonomiyi kontrol etmesi gereğine yer veren fikir akımları kuvvet kazanmaktadır. Milli hudutlar dâhilinde ödeme vasıtaları yani para, dış ödemeler kadar önem taşımamaktadır. Millî hudutlar içinde, kuvvetini ve borç ödeme gücünü devletten alan para, milletlerarası ödemelerde aynı güce sahip bulunmamaktadır. Yapıldığı madde ve değeri ne olursa olsun, devlet, bir para birimine belirli miktarda bir borç ödeme gücü verilebilir ve bunun kabulünü hâkimiyet hakkına dayanarak sağlayabilir. Nitekim tarihte, altın paranın tedavül ettiği dönemlerde dahi zaman devletin kâğıt para çıkararak buna ödeme gücü kazandırdığı bilinmektedir. Zorunlu dolaşım (mecburi tedavül) denilen bu para sistemi dış ödemeler bahis konusu olduğu zaman işlememektedir. Bir devletin bir paraya zorla muayyen bir dış borç ödeme gücü kazandırması mümkün değildir. Dünya ticaretinin gelişmesinin sebep olduğu milletlerarası likidite, ödemeler sorunu ve kambiyo politikası nasıl geliştirilirse geliştirilsin, kesin olan bir husus, bu sorunların çözümünün, daha geniş çapta bir milletlerarası işbirliği ve dayanışma gerektirdiğidir. Savaşların, hiç bir ekonomik sorunu çözümlemediği artık anlaşılmaya başlanmıştır. Siyasi bloklaşmaların ve doktiriner yeni ekonomik düzenlerin denenmesi vakit kaybetmekten ve insanlığı yeni ızdıraplarla karşı karşıya getirmekten başka bir 6

DIŞ TİCARETTE ÖDEME ŞEKİLLERİ sonuç vermeyecektir. Yapılacak şey, dünya ekonomisini bir bütün olarak e!e almak ve her ülkenin bu ekonomiye katkısını tespit etmek ve buna uygun bir ödemeler sistemi ihdas etmek olmalıdır. Dünya enerji ve ham madde kaynaklarının daha adil bir şekilde değerlendirilmesi, gelişmiş ülkelerin, diğer gelişmekte olan ülkelerin ekonomik refahını sağlayacak şekilde bencillikten uzak bir İşbirliği politikası izlemesi, mevcut ve gelecekteki sorunların çözümlenmesi için şart bulunmaktadır. Daha bugünden bunun çabalarına rastlamaktayız. Ham petrol alanındaki çekişmeler, diğer ham maddelere de sirayet edecek gibi görünmektedir (Kırkpatrick,1984:36). Ekonomik gelişmesi ve refahı, mahdut sayıda ham maddeye inhisar eden az gelişmiş ülkelerin, döviz gelirini emniyet ve istikrar alana alacak bir ham madde ve fiyat politikası üzerindeki ısrarlarını bu açıdan değerlendirmek lazımdır. Gelişmiş ülkeler, refahlarının bir kısmım, daha az gelişmiş ülkelere transfer etmeğe razı olmalı ve hatta böyle bir politikanın önderliğini yapmalıdır. 2.1. 2 Dış ticaret Bağımsız ülkeler arasında gerçekleştirilen tüm mal ve hizmet alım satımıdır. Tüm mal ve alım satımını kapsar. Ticari işlemlerin ana amacı karlık olduğuna göre ülkeler arasında geliştirilecek olan mal ve hizmet alımları ya da satışları ülke ekonomilerini etkileyecektir. Dış ticaretin temel özelliği ülke ekonomisini olumlu yönde etkileyecek çabaları içermesidir. İthalat ve ihracat işlemlerinin toplamı olarak ifade edilebilen dış ticaret uluslar arası ekonomik ilişkilerden olan sermaye ve teknoloji hareketlerini içermez (Olalı,1975:22). 2.1.3 Dış Ticaret Türleri Normal Dış Ticaret Ülkenin dış ticaret ve kambiyo rejimleri çerçevesinde serbest döviz ile yapılan ve mevzuat ile özel bir ayrıcalık tanınmayan ticaret şeklidir. Bağlı Dış Ticareti İki ülke arasında yapılan sözleşme uyarınca ihracatçı ülkenin ihracat bedeli olarak döviz dışındaki bir işlemi talep etmesi şeklinde yapılan ticarettir. Sınır Ticareti İki komşu ülke arasındaki özel anlaşmalara dayanılarak yürütülen ve iki ülkenin sınır ve kıyı bölgelerine yakın yerleşim yerlerinin kapsamını alan ticarettir. Normal dış ticaret işleminde aranan koşulları azaltmakta ve yüksek nakliye giderlerini en aza indirerek ticaret potansiyelini artırmak amacıyla gerçekleştirilir. Gemi limanlar arasında gerçekleştirilen sınır ticaretine kıyı ticareti (off shore trade) denir (Şenses,1989:7). Serbest Bölge Ticareti (Free Zone Trade) Serbest bölgeler arasında gerçekleştirilen ticarettir. Serbest bölgeler bir ülkenin ulusal egemenlik sınırları dâhilinde bulunmakla birlikte gümrük sınırları dışında kalan 7

DIŞ TİCARETTE ÖDEME ŞEKİLLERİ ülkede geçerli olan mali ve ekonomik mevzuatın kısmen ya da tamamen dışında tutulan bölgelerdir. Ticaret serbestîsi bölgesi ve üretim serbestîsi bölgesi olmak üzere iki çeşit serbest bölge bulunmaktadır. 2.1.4 Dış Ticaret Politikası Dış ticarette düzenlemeler yapmak amacıyla alınan ekonomik önlemler ülkelerin dış ticaret politikaları olarak adlandırılır. Dış ticaret politikası kotalar, kısıtlayıcı tarifeler, ithalat yasakları, döviz sınırlamaları ihracat teşvikleri gibi araçlar aracılığı ile yürütülür. Dış ticaret politikası serbest dış ticaret politikası ve koruyucu dış ticaret politikası olmak üzere iki temel politikaya dayandırılır (Togan,1993:19). 2.1.5 Serbest Dış Ticaret Politikası Mal ve hizmet hareketlerine hükümetler tarafından müdahale edilmemesi şeklinde uygulanan politikadır. Buna göre ülkenin en az maliyetle ürettiği mallarda uzlaşmasıyla dünya çapında üretim faktörlerinin etkin dağılımının gerçekleşeceği ve dünya daki refahın artacağı temelini savunur. 2.1.6. Koruyucu Dış Ticaret Politikası Devletin yerli üreticileri dış rekabet karşısında korumak ve bu sayede gelişmeyi sağlamak için dış ticarete müdahale etmesi şeklinde izlenen politikalardır (Yeşilada,1989:34). 2.1.7 Dış Ödemeler Bilânçosu Belirli bir dönemde ülkeye yerleşik kişiler ile başka ülkelerdeki yerleşik kişiler arasında yapılan ekonomik işlemleri sistematik bir biçimde gösteren tabloya dış ödemeler bilânçosu denir. Dış ödemeler bilânçosu çift taraflı kayıt sistemini benimseyen muhasebe sistemine göre tutulur. Ülkede yerleşik kişilere yabancıların ödeme yapmasını gerektiren işlemler ise borç olarak kayıt edilir. Dış ticaret bilânçosuna kaydedilen işlemler otonom işlemler ve denkleştirici işlemler olarak iki ye ayrılır (Tisk İnceleme Yayınları,1994:24-26). 2.1.8 Otonom İşlemler İthalatı, ihracat yabancı yatırım, turizm gibi kalemler, sebebi ile doğan işlemlerdir. Bunlar cari işlemler ve sermaye hareketleri ana hesap gurubundan oluşurlar. 2.1.9 Denkleştirici İşlemler Ödemeler bilânçosu açığı ya da fazlalılarından doğan kalemlerdir. Bu kalemler dış açığın finansmanıyla ya da dış fazlanın sonucu ile ilgilidir. Buna örnek olarak altın ve döviz rezervlerindeki artış ya da azalışlar gösterilebilir. 8

DIŞ TİCARETTE ÖDEME ŞEKİLLERİ 2.1.10 Dış Ticaret İle İlgili Bazı Kavramlar Arbitraj: Menkul kıymetler, kıymetli madenler, döviz, kıymetli evrak gibi değerlerin iki piyasa arasındaki fiyat farklılıklarından yararlanmak amacıyla fiyatın düşük olduğu piyasalardan satın alınarak yüksek olduğu piyasalarda satılması işlemidir (Seyitoğlu,1995:77). Arbitraj in spekülasyondan ayırıcı özelliği aynı anda fiyat farklılıklarından yararlanma düşüncesi olmasıdır. Bunu yaparken risk yüklenilmez. Aval: Kambiyo senetlerinden doğan bir borcun senedin asıl borçlusu tarafından ödenmemesi durumunda ödemeyi garanti altına almak için 3.bir kişinin senet üzerine atmış olduğu imzadır. Avarya: Deniz taşımacılığında kullanılan bir kavramdır. Gemide ve yükte oluşabilecek olağanüstü maddi hasar ve masrafları ifade eder. Doğal afetlerden gemi çalışanlarının eylemlerinden ya da değer olağanüstü durumlardan kaynaklanan normalin üzerindeki masraflar ve hasarlardır. Kambiyo: Yabancı ülke paralarıdır yâda para yerine geçen belgelerdir. Belirli fiyatlarla birbirleriyle değiştirilmesine ilişkin işlemlerdir. Küşat mektubu: Amir banka tarafından muhabir bankaya gönderilen akreditif açma mektubudur. Kuvertür: Akreditif işlemleri dolayısıyla yapılacak ödemeyi karşılamak üzere transfer talimatı veren bankanın dış ülkedeki muhabiri nezdinde yabancı ülkede yapılacak ödemenin karşılığı olarak bulundurduğu alacaklı hesaptır. Konvertibilite: Bir ülkenin ulusal parasının döviz piyasasında serbestçe diğer ülke paralarına dönüştürebilme özelliğine sahip olmasını ifade eder. Konvertibilite nin özelliği isteyen herkesin serbestçe döviz işlemi yapabilme hakkının bulunması ve döviz fonlarının ithal ve ihracının serbest olmasıdır. Navlun : Deniz ve taşımacılığında kullanılan ücrettir. Pasavan : Sınır bölgelerindeki oturanlara verilen ve pasaport yerine geçen belgedir. Deklarasyon Belgesi: İhracatçıların ülkeye gelişlerinde ihracat bedeli olarak getirdikleri dövizleri gümrüklerde beyan ettiklerinde düzenlenen döviz beyan tutanağıdır. Demuraj: Limanlarda geminin yükleme ve boşaltma süresinden daha uzun sürede yüklenip boşaltılması karşılığında ödenen tazminattır. Döviz: Madeni ve kâğıt para şeklindeki yabancı ülke paraları ile bu paralarla ödeme yapmayı sağlayan her türlü belgedir. Efektif: Kâğıt ve madeni para şeklindeki dövizdir. Para yerine geçen çek, poliçe, vb ödeme araçlarını kapsamaz. Dövize göre daha dar bir kavramdır. Her efektif bir dövizdir. Ancak her dövize efektif değildir. 2.1.11.Türkiye nin İthalat Politikaları ve Türkiye nin İthalatı Türkiye ilk kuruluş yıllarından 1929 yılına gelene kadar, Lozan anlaşması gereği bağımsız bir gümrük tarifesine sahip olmadığı için ithalat politikası uygulaması oldukça liberal idi. Gerçi uygulanan gümrük tarifeleri, Osmanlı İmparatorluğunun savaş öncesi uyguladığı tarifelerden yüksek olan Osmanlı İmparatorluğunun savaş sırasında 1919 yılında kabul ettiği özel gümrük tarifeleri oranlarıydı. Buna rağmen, yıllar geçtikçe bu oranlarında düştüğü gözlendi. Türkiye, Lozan anlaşmasının onaylanmasından sonra anlaşmada kabul ettiği 5 yıllık süre geçtikten sonra 1929 yılında 1499 sayılı Gümrük Tarifeleri Yasasının kabul edilmesiyle, yüksek oranlı gümrük tarifeleri ile yerli 9

DIŞ TİCARETTE ÖDEME ŞEKİLLERİ üretimini korumaya başlamıştır. Böylece 1929 1950 döneminde kontrollü bir ithalat politikasını Türkiye izlemiştir (Bağrıaçık,1997:54). 1950 yılında, liberal bir ekonomi politikası programı olan Demokrat Parti nin iktidara gelmesiyle ithalat politikası, 1953 yılına kadar liberal bir özellik taşımıştır. Dış ticaret açıklarının büyümesi üzerine 1953 Eylül ayından sonra ithalat yeniden kontrollü yapılmaya başlanmış, bir yıl sonra ise, miktar ve değer olarak kısıtlanmıştır. 1960 yılından sonra Türkiye de yeni bir yapılanmaya gidilmiş ve ekonomide planlı kalkınma temel ilke olmuştur. Bu prensip 1961 Anayasasına konmuştur.1961 den sonra ithal ikameci sanayi politikası ağırlık kazanmış ve ithalat kontrolü arttırılarak 1984 yılına kadar devam etmiştir (Dölek,1996:97). 1960 1984 yıllarında yaklaşık 24 yıl süren ithal ikameci sanayileşme politikası döneminde gümrük vergileri, gümrük vergisine benzeyen eş etkili vergiler, kotalar, fonlar, yasaklar, ithal teminatları ve bütün bunlara destek olarak uygulanan döviz kontrolleri, yurt içi korumayı ve ödemeler dengesini sağlamaya yönelik araçlar olarak kullanılmıştır. Böylece, ülke içi nispi fiyat yapısı, dış dünyanın nispi fiyat yapısından soyutlanmış ve Türkiye ekonomisi dünya ekonomisinin büyük ölçüde dışında kalarak üretim yapmıştır. 1981 yılında kotalar azaltılmış, 1984 yılında ise tamamen kaldırılarak ithalat libere edilmiştir (Erdoğdu,1994:101). Türkiye de yürürlükte bulunan İthalat Rejimi Kararı 31.12 1994 tarihli 22158 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. İthal Yönetmeliği aynı gazetede yayınlanmıştır.15 Nisan 1995 tarihli 22259 mükerrer sayılı Resmi Gazetede tekrar yayınlanarak İthalat Rejimi Kararı yürürlüğe konulmuştur. Yeni İthalat Rejimi Kararı ile ithalatta uygulanacak gümrük vergisi oranları ile ödenecek toplu konut fonunu gösteren liste (I sayılı liste) kapsamında bulunan maddelere ait gümrük vergileri ve toplu konut fonu yeniden tespit edilmiştir. Gümrük Tarife ve İstatistik Pozisyonlarına göre AT ve EFTA ülkelerinden gelen mallar için ödenmek durumunda bulunan gümrük vergi oranları AT ve EFTA dışındaki diğer ülkeler için ödenmek durumunda bulunan gümrük vergileri ülke ayırımı yapılmadan Fona ödenecek A.B.D dolarına yer verilmektedir. Fon ödenerek ithal edilecek maddelerin belirlenmesiyle fon tutarlarının yeniden düzenlenmesi Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu bakanlığın önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılmaktadır (Somuncuğlu,1995:37). Türkiye de ithalat rejimi kararına göre yapılacak ithalat, İthalat Rejim Kararı ve bu karara uygun olarak çıkarılan ve çıkarılacak olan yönetmelik ve tebliğler ile ilgili kuruluşlara gönderilecek talimatlar çerçevesinde yapılmaktadır. İthalatta yetkili mercii Başbakanlık Hazine ve Dış ticaret müsteşarlığıdır. Hazine ve Dış ticaret Müsteşarlığı, ithalatın her aşamasında gerekli görülecek değişiklikleri yapmaya ve önlemleri almaya, ithal malları fiyatlarının denetimini yapmaya ve yaptırmaya, özel ve zorunlu durumları inceleyip sonuçlandırmaya yetkilidir. Ayrıca Müsteşarlık, Türkiye ile ticari ilişkilerinde ticaret ve ödeme dengemizi bozacak nitelikte kayıtlar koyan ve uygulama yapan anlaşmalar ile kararlaştırılan yükümlülüklerini yerine getirmeyen, ithal rejimimizin genellik ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde ayrıcı işlemler uygulayan ülkeler, kuruluşlar ve firmalar hakkında uygun görülecek gerekli önlemleri alır. Yine dampinge ve /veya sübvansiyona konu olan ithalatın neden olacağı haksız rekabet, 3577 sayılı İthalat Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun ile ilgili mevzuat hükümlerine tabidir. 6 Mart 1995 tarihli Avrupa Birliği ile imzalanan Karar sonucu Türkiye ithalatta alınan fonu azaltmayı benimsemiş ve 15 Nisan 1995 tarihli 22259 mükerrer 10