KURTULUÞ CEPHESÝ DÜNYADA VE TÜRKÝYE DE EKONOMÝK BUNALIM ERÝÞ YAYINLARI



Benzer belgeler
KURTULUÞ CEPHESÝ. Dünya Ekonomisinde Durgunluk. Güçlü Ekonomiye Geçiþ Programý (!)

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

TKHP-C/HDÖ REVÝZYONÝZMÝN REVÝZYONU ERÝÞ YAYINLARI. THKP-C/HDÖ Revizyonizmin Revizyonu

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr.

VIII MALÝ PÝYASALAR 125

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

Gelir Vergisi Kesintisi

KURTULUÞ CEPHESÝ. Mevcut Durum ve Devrimci Görevler

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

THKP-C/HDÖ TÜRKÝYE DEVRÝMÝNÝN ACÝL SORUNLARI I ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. Türkiye Devriminin Acil Sorunlarý-I

KURTULUÞ CEPHESÝ. AGÝT'in Oluþumu ve Geliþimi. AGÝT Ýstanbul Þartý. Globalizm in Gözdesi: World Trade Organization

KURTULUÞ CEPHESÝ. Her zaman olduðu gibi: Kaybeden yok! Kazanan Türkiye! Menkul Kýymetler Borsasý Kazandýrýyooor! IM ye Verilen Niyet Mektubu

KURTULUÞ CEPHESÝ. Milli Krizin Geliþme Dinamikleri ve Solda Özerkleþme Eðilimleri. eodal Tacirlere Politik-Ticaret Dersleri

KURTULUÞ CEPHESÝ. Türkiye de Demokratik Devrim Diye, Toprak Devrimi Diye Bir Sorun Yoktur. Ýthalat Patlamasýndan aþist-mafya Cumhuriyetine

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

ünite1 Sosyal Bilgiler

Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

KURTULUÞ CEPHESÝ 30. YIL TÜRKÝYE DEVRÝMÝNÝN ACÝL SORUNLARI ITHKP-C/HDÖ ERÝÞ YAYINLARI. 30. Yýlýnda Türkiye Devriminin Acil Sorunlarý-I

ASKÝ 2015 YILI KURUMSAL DURUM VE MALÝ BEKLENTÝLER RAPORU

KURTULUÞ CEPHESÝ. Hayata Dönüþ Operasyonu ve Oligarþinin Siyasal Zoru. ... Ve Genelkurmay Devreye Girer: Postmodern Darbe

THKP-C/HDÖ YENÝ OPORTÜNÝZM ÜZERÝNE ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. Yeni Oportünizm Üzerine

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

THKP-C/HDÖ OLÝGARÞÝ NEDÝR? ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. Oligarþi Nedir?

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Geç Kapitalizm in gecikmiþ Türkçesi

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

30 SORULUK DENEME TESTÝ Gönderen : abana - 10/11/ :26

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar


Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

KURTULUÞ CEPHESÝ. Enflasyon, Deflasyon, Yapýsal Uyum, Döviz Çýpasý, Kemal Derviþ, vs. Ne Oldu? Alternatifi Olmayan Tek Ekonomi-Politika

KURTULUÞ CEPHESÝ DÜNYADA VE TÜRKÝYE DE EKONOMÝK BUNALIM II ERÝÞ YAYINLARI

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

ÝLKER AKMAN MEVCUT DURUM VE DEVRÝMCÝ TAKTÝÐÝMÝZ ERÝÞ YAYINLARI

KURTULUÞ CEPHESÝ. Ne Oluyor Bu Memlekete? ... Ve Genelkurmay Baþkaný Konuþtu: 1=5, 2=25, 3=125, 4=625 ise 5 nedir?

KURTULUÞ CEPHESÝ. Ellerinize ve Yalana Dair. Irak. Yarýndan tezi yok IM denize dökülmelidir. Bir Yaz Gecesi Rüyasý

KURTULUÞ CEPHESÝ. Psiko-Ekonomistler. Yalan Söyleyin, Mutlaka Ýnanan Çýkar! -II. Yeni [19.] Stand-by Anlaþmasý ve [Son] Niyet Mektubu

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?


Gelir Vergisi Hadleri

17. Devlet ve devrim. Marksist Devlet Teorisi'nin yenilenmesi

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

KURTULUÞ CEPHESÝ. Serbest Ticaret Sorunu Üzerine Karl Marks. Emperyalist Sömürü Mekanizmasý. 12 Eylül. IM Gerillalarý!

KURTULUÞ CEPHESÝ. Suni Denge. Lübnan, Diyarbakýr, TSK, TÝT, TAK. Ýþsiz Üretim Merkezleri: Üniversiteler

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

KURTULUÞ CEPHESÝ. El deber de todo revolucionario es hacer la revolución Her devrimcinin görevi, devrim yapmaktýr. V. Ý. Lenin Sosyalizm ve Savaþ

7 Mart Çýkmýþ 62 Soru ve Cevabý Gönderen : total - 08/03/ :00

NÝKÝTÝN EKONOMÝ POLÝTÝK ERÝÞ YAYINLARI. Nikitin Ekonomi Politik

KURTULUÞ CEPHESÝ. Tehdit Altýnda Türkiye. Ýç Pazarýn Yeniden Paylaþýmý. Türkiye Laik Kalacak Ama Nasýl? Laikliðin Tarihsel Evrimi ve Þeriatçýlýk

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

KURTULUÞ CEPHESÝ. THKP-C/HDÖ 27 No lu Bildiri. Emperyalist Savaþ Stratejisi: Terörizm. Devrimci Terör ve Terörizm

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

KURTULUÞ CEPHESÝ. Devrim yolu engebelidir, dolambaçlýdýr, sarptýr; onyýllarýn mücadelesidir. Kýzýldere ve On lar

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora

ݺletmelerin Rekabet Gücünün Artýrýlmasý. Dýºa Açýlmalarýna Mali Destek Programý

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

Simge Özer Pýnarbaþý



mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

KURTULUÞ CEPHESÝ KURTULUÞ CEPHESÝ LAÝKLÝK VE ÞERÝATÇILIK ÜZERÝNE ERÝÞ YAYINLARI. Laiklik ve Þeriatçýlýk Üzerine

Hakemli Yazýlar / Refereed Papers

BUNKERLER VE HAVAÝ HAT SÝSTEMLERÝ


THKP-C/HDÖ BDS : BÝR PRAGMATÝK SAPMA ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. BDS : Bir Pragmatik Sapma

KÜRESEL GELÝÞMELER VE ULUSLARARASI SÝSTEMÝN ÖZELLÝKLERÝ. Hazýrlayan: Prof. Dr. Ali Karaosmanoðlu RAPOR NO: 1

01 Kasým 2018

KURTULUÞ CEPHESÝ. Laik-þeriatçý Kamplaþmasý, Askeri Darbe, Demokrasi vs. Cumhuriyet in 80. Yýlýnda Türkiye Ekonomisi. Seçimler Üzerine Che Guevara

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

KURTULUÞ CEPHESÝ. Nihayet Enflasyon Düþtü, Kriz Bitti! aþist MHP nin Küçük-Burjuva Aydýnlarýna Bir Anlam Verilemeyen Tehdidi


Yrd. Doç. Dr.. Faruk F

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

B ölüm. BEÞERî SÝSTEMLER ÞEHÝRLERÝN FONSÝYONLARI VE NÜFUS POLÝTÝKALARI KONULAR NÜFUS POLÝTÝKALARI TARÝHSEL SÜREÇTE ÞEHÝRLER ÞEHÝRLER VE ETKÝ ALANLARI

Transkript:

DÜNYADA VE TÜRKÝYE DE EKONOMÝK BUNALIM ERÝÞ YAYINLARI

BÝRÝNCÝ BASKI

DÜNYADA VE TÜRKÝYE DE EKONOMÝK BUNALIM [KURTULUÞ CEPHESÝ DERGÝSÝ]

Bu derlemedeki yazýlar, Anti-Emperyalist ve Anti-Oligarþik Mücadelede Kurtuluþ Cephesi dergisinin 1996-2003 tarihleri arasýnda yayýnlanmýþ olan 33-70. sayýlarýndan alýnmýþtýr. Eriþ Yayýnlarý tarafýndan düzenlenmiþtir. 2003. erisyay@kurtuluscephesi.com http://www.kurtuluscephesi.com http://www.kurtuluscephesi.org http://www.kurtuluscephesi.net

ÝÇÝNDEKÝLER DÜNYADA EKONOMÝK BUNALIM 7 9 Neo-Liberalizm mi? Ne O Emperyalizm mi? KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 33, Eylül-Ekim 1996 16 Ekonomik Buhranlar KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 44, Temmuz-Aðustos 1998 28 Dünya Ekonomik Buhraný ya da Yeni-Sömürgeciliðin Bunalýmý KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 43, Mayýs-Haziran 1998 51 Teknolojik Geliþim, Emperyalizm ve Emperyalist Sömürü KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 52, Kasým-Aralýk 1999 66 Emperyalist Sömürü Mekanizmasý KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 57, Eylül-Ekim 2000 78 Türkiye ve Dünya Ekonomisindeki Son Geliþmeler KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 58, Kasým-Aralýk 2000 90 Türkiye nin Yazgýsý ve Dünya Ekonomik Buhraný KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 59, Ocak-Þubat 2001 98 Dünya Ekonomisinde Durgunluk KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 61, Mayýs-Haziran 2001 110 Dünyada KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 63, Eylül-Ekim 2001 TÜRKÝYE DE EKONOMÝK BUNALIM 117 119 Her zaman olduðu gibi: Kaybeden yok! Kazanan Türkiye! KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 53, Ocak-Þubat 2000 134 Menkul Kýymetler Borsasý Kazandýrýyooor! KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 53, Ocak-Þubat 2000 143 Menkul Kýymetler Borsasý Kazandýrmaya Devam Ediyor! KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 57, Eylül-Ekim 2000 148 Menkul Kýymetler Borsasý Kazandýrmaya Devam Ediyor! KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 58, Kasým-Aralýk 2000 162 Ne Oldu? KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 60, Mart-Nisan 2001 172 Enflasyon, Deflasyon, Yapýsal Uyum, Döviz Çýpasý, Kemal Derviþ, vs. KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 60, Mart-Nisan 2001

186 Güçlü Ekonomiye Geçiþ Programý (!) KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 61, Mayýs-Haziran 2001 195 Þehir Küçük-Burjuvazisinin Globalizm Aþký nýn Sonu KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 61, Mayýs-Haziran 2001 205 Çok iyi bir operasyon oldu, herkes kazandý! KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 62, Haziran-Temmuz 2001 220 Devlet Ýç Borçlanmasý ve Çevrilebilirliði KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 62, Haziran-Temmuz 2001 230 Menkul Kýymetler Borsasý Kazandýrmaya Devam Ediyor (mu)? KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 63, Eylül-Ekim 2001 238 Yalan Söyleyin, Mutlaka Ýnanan Çýkar! [Hitler in Milli Eðitim ve Propaganda Bakaný Dr. J. Göbels] KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 64, Kasým-Aralýk 2001 250... Ve Genelkurmay Devreye Girer: Krizin olduðu yerde fýrsat da vardýr KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 64, Kasým-Aralýk 2001 255 Psiko-Ekonomistler Yalan Söyleyin, Mutlaka Ýnanan Çýkar! -II KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 65, Ocak-Þubat 2002 269 Yeni [19.] Stand-by Anlaþmasý ve [Son] Niyet Mektubu KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 65, Ocak-Þubat 2002 278 Nihayet Enflasyon Düþtü, Kriz Bitti! KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 67, Mayýs-Haziran 2002 286 Spekülasyon ve Manipülasyon Ekonomisinden Þeriat Ekonomisine mi? KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 67, Kasým-Aralýk 2002 ALTERNATÝ EKONOMÝ-POLÝTÝKA 301 303 Globalleþen Dünyada Anti-Emperyalist Bir Ýktidar Yaþayabilir mi? KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 52, Kasým-Aralýk 1999 325 Alternatifi Olmayan Tek Ekonomi-Politika KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 60, Mart-Nisan 2001 351 Adlar ve Konu Dizini

DÜNYADA EKONOMÝK BUNALIM

Neo-Liberalizm mi? Ne O Emperyalizm mi? KURTULUÞ CEPHESÝ Sayý: 33, Eylül-Ekim 1996 Emperyalizm, kapitalizmin en yüksek aþamasýdýr, sosyalizmin arifesidir. Lenin in 1916 yýlýnda yazdýðý Emperyalizm kitabýnda yer alan bu sözleri bilmeyen hemen hemen yok gibidir. Serbest rekabetçi kapitalizmin, tekelci kapitalizme, yani emperyalizme dönüþmesiyle birlikte baþlayan yeni çað, kapitalizmin sürekli ve genel bunalýmlarý çaðý, sosyalizmin ve sosyalist devrimlerin çaðý olarak tanýmlanmýþtýr. 20. yüzyýlýn baþlarýndan günümüze kadar geçen sürede, emperyalizm, dünya çapýnda egemen bir güç olarak ortaya çýkmýþ ve evrilmiþtir. Bu evrilme içersinde deðiþik iliþki ve çeliþkiler ortaya çýkarmýþ, kendi içinde deðiþik evrelerden geçmiþtir. Kapitalizmin sürekli ve genel bunalýmlarýnýn deðiþik evreleri olarak tanýmlanan bu dönemler, emperyalizmin bunalým dönemleri olarak sözkonusu olmaktadýr. Genel olarak ifade edildiðinde, emperyalizmin, gerek iç çeliþkilerinin, gerekse anti-emperyalist ve anti-kapitalist güçler karþýsýndaki konumunun boyutlarýyla kendi sömürüsünü deðiþik biçimlerde sürdürüþü sözkonusudur. Ýþte bu üç temel bileþen, emperyalizmin deðiþik bunalým dönemlerinin birbirinden farklýlýðýnýn temellerini ortaya koyar. Dünyada ve Türkiye de 9

Bir baþka deyiþle, emperyalist sömürünün sürdürülüþ biçimi, alternatif ve potansiyel güçlerin durumu ve emperyalistler arasý çeliþkinin boyutlarý, farklý tarihsel koþullarda farklý biçimler almaktadýr. Emperyalizmin I., II. ve III. bunalým dönemi olarak tanýmlanan dönemler, iþte bu farklý biçimlerin bir bütün olarak sistemin iþleyiþinde ortaya çýkardýðý farklý dönemleri ifade etmektedir. Emperyalizmin farklý dönemlerinin belirlenmesi, devrimci mücadelenin sürdürülüþü açýsýndan özel bir öneme sahiptir. Bu, sadece emperyalizmin genel tahlili olarak deðil, ayný zamanda, devrimci mücadelenin sürdürülüþ yöntemleri, propaganda ve ajitasyonun yönelimleri açýsýndan da önemlidir. Bu ikinci yönüyle, emperyalizmin bunalým dönemlerinin doðru bir tahlili, ayný zamanda, kitlelerin somut tarihsel koþullara baðlý olarak bilinçlendirilmeleri açýsýndan somut bir nitelik kazanýr. Emperyalizmin bunalým dönemlerinin tahlilinin böylesine önemli niteliðe sahip olmasý, kaçýnýlmaz olarak, burjuva ideologlarýnýn ekonomistleri aracýlýðýyla, bu tahlilleri deðersizleþtirme yönündeki faaliyetlerini yoðunlaþtýrmaktadýr. Genellikle Marksizm-Leninizmin mevcut tarihsel koþullarý açýklamakta yetersiz kaldýðý temelinde sürdürülen bu karþý-propagandalar, 1980 dünya ekonomik buhranýyla birlikte yoðunlaþtýrýlmýþtýr. Emperyalist ülkelerin 1980 yýlýnda içine girdikleri ekonomik buhran, Marksist-Leninistlerin öngördükleri gibi ortaya çýkmýþ ve geliþmiþtir. II. Yeniden paylaþým savaþý sonrasýnda ortaya çýkan geliþmeler, ekonomik buhranlarýn geliþim evresinde bazý deðiþiklikler ortaya çýkarmýþtýr. Özellikle ekonomik buhran koþullarýnda enflasyonist politikalarýn gündeme getirilmesi, buhranýn þiddetinin zamana yayýlmasýný getirmiþ ve böylece klâsik dört aþamalý cycle, iki aþamalý bir çevrime dönüþmüþtür. Bu dönüþümün temelinde, emperyalist devletlerin ekonomiye müdahele etmeleri ve aþýrý-üretim buhranlarýna karþý devlet sipariþleriyle geçici önlemler almalarý yatmaktadýr. Ýþte günümüzde tüm burjuva ekonomistlerinin yoðun bir propagandayla gündeme getirdikleri özelleþtirme ve devletin ekonomiye müdahelesinin engellenmesi söylemleri, böylesine bir tarihsel zeminde ortaya çýkmýþtýr. Burjuva ekonomistlerinin bugün devletin ekonomiye müdahalesi diye karþý çýktýklarý uygulama, doðrudan kapitalizmin irsi hastalýðý olan aþýrý-üretim buhranlarýnýn derinleþmesini engellemenin bir sonucu olmuþtur. Bilindiði gibi, kapitalist üretim süreci, anarþik niteliðinden dolayý, belirli dönemlerle aþýrý-üretim buhranlarýyla yüz yüze kalýr. Bunun nedeni, kâr oraný yüksek üretim alanlarýnda büyük bir sermaye yatýrýmýnýn ortaya çýkmasý ve bunun sonucu talebin üstünde bir meta üretiminin söz konusu olmasýdýr. Bu durum, kapitalist üretimin 10 Dünyada ve Türkiye de

niteliðinden kaynaklandýðý için, her zaman ortaya çýkan ve kapitalizm varolduðu sürece ortaya çýkacak olan bir durumdur. Aþýrý-üretim buhraný, talepten fazla üretilen metalarýn satýlamamasý sonucu ortaya çýkmaktadýr. Yani kapitalist metalar için yeterli pazar sözkonusu deðildir. Ancak kapitalistlerin kâr hýrsý, pazardaki talepten daha çok üretim yapýlmasýný getirmektedir. Böylece, üretilmiþ metalar satýlamadýðýndan depolarda kalmakta, kapitalistlerin stoklarý büyümektedir. Bu, kapitalistin meta-sermayesinin para-sermayesi haline dönüþmesi sürecinin kesilmesi olarak, mali alanda etkisini göstermektedir. Kapitalist, gerek öz sermayesini metasermaye olarak kalmasý sonucu üretimini sürdüremez hale gelmekte, gerekse mali kuruluþlardan alýnan krediler ödenememektedir. Kapitalist, bu durumda, tekil olarak, kendi öz sermayesini artýrma yönüne giderken, yeni kredi olanaklarý temin etmekle uðraþýr. Burjuva ekonomistlerinin bu koþullarda kapitalistlere önerdikleri, ellerindeki gayri-menkulleri satarak, yani ev, iþyeri vb. mülklerini satarak para-sermaye haline getirmeleridir. Kapitalist, depolarýndaki stoklara raðmen üretimini sürdürebilmek için, bu yolu izleyerek, buhranýn etkisini bireysel olarak atlatmaya çalýþýr. Ancak öz sermayenin artýrýlmasý, buhranýn genel nitelik aldýðý koþullarda, ancak birkaç ay ya da birkaç üretim zamaný ile sýnýrlý sonuçlar ortaya çýkarabilmektedir. Asýl sorun, metalar için pazar bulunmasýdýr. Ýþte emperyalist devletlerin ekonomiye müdahale ettikleri dönem, ekonomik buhranýn bu evresine denk düþmektedir. Genellikle tüketim mallarý sektöründe baþlayan ekonomik buhran, asýl içeriðini üretim mallarý sektörüne yansýdýðýnda ortaya koymaktadýr. Bu nedenle, devletin ekonomiye müdahale ettiði sektör, üretim mallarý üreten sektör olmaktadýr. Devlet müdahalesi, doðrudan doðruya bir talep yaratýcý olarak devletin ortaya çýkmasýyla olmaktadýr. Yani devlet, kapitalistlere belli mallar sipariþ etmekte ve bunlarý devlet bütçesinden satýn alarak, onlarýn meta-sermayelerini para-sermayeye dönüþmesini saðlamaktadýr. Bu alanda talep saðlayýcý olarak devlet, kendi adýna, yani devlet bütçesinden çeþitli yatýrýmlar için ya da doðrudan devlet personelinin tüketimleri için satýn alýcý olarak ortaya çýkar. Örneðin, kamu hizmeti olarak yeni yollarýn yapýmý, böyle dönemlerde kimya sektöründen inþaat sektörüne kadar bir dizi alandaki üretim için talep yaratýcý niteliktedir. Ayný þekilde, gerek kapitalistlere daha ucuz girdi saðlamak amacýyla, gerekse kamu yararýna elektrik santrallerinin yapýlmasý, hem maliyetleri düþürdüðünden, hem de bu santrallerin inþasýyla yeni meta talebi yarattýðýndan devlet tarafýndan planlanýr ve yürütülür. Ancak emperyalizmin II. yeniden paylaþým savaþýndan sonra Dünyada ve Türkiye de 11

içine girdiði III. bunalým döneminde, özellikle Amerikan emperyalizmi ekonomisini askerileþtirmiþtir. Böylece salt askeri mallar üreten sektörde sürekli bir talep ortaya çýkartýlmýþtýr. Ekonominin askerileþtirilmesi, aþýrý-üretim buhranlarýnýn þiddetini, geçmiþe göre azaltmýþ ve buhranýn þiddetini zamana yaymayý olanaklý kýlmýþtýr. Koþullara baðlý olarak askeri mal sipariþleri düzenlenerek, ekonominin buhrana girmesi önlenmeye çalýþýlmýþtýr. Diðer taraftan yeni-sömürgecilik yöntemleriyle geri-býraktýrýlmýþ ülkelerin emperyalist metalar için yeni pazarlar haline getirilmesi, emperyalist tekellerin kar oranlarýnýn yükselmesinde önemli bir etken olmuþtur. 1980 dünya ekonomik buhranýna kadar bu uygulamalar, emperyalist ekonomilerin önemli bir buhranla yýkýma uðramalarýný önlemiþtir. Ancak 1980 lere gelinirken yeni-sömürgecilik yöntemlerinde önemli bir bunalým ortaya çýkmýþtýr. Özellikle geri-býraktýrýlmýþ ülkelere verilmiþ olan krediler (dýþ borçlar) ödenemez hale gelmiþtir. O güne kadar devletin ekonomiye müdahalesinin bir ürünü olarak ortaya çýkan borçlar, ödenemediði koþullarda emperyalist ülkelerde büyük bir mali bunalým yaratmýþtýr. Bu durumda, Amerikan emperyalizminin askerileþmiþ ekonomisinin getirmiþ olduðu bütçe açýklarý, kabul edilebilir oran olan %10 enflasyon sýnýrlarýnýn aþýlmasýna neden olmuþtur. Böylece buhran-enflasyon ikileminde son noktaya ulaþýlmýþtýr. Artýk enflasyonist politikalar buhranýn geliþimini engelleyememektedir. Böylece 1980 ekonomik buhraný, eski tarzda devletin özellikle üretim mallarý sektörüne yeni talep yaratarak atlatýlmasý olanaksýz hale gelmiþtir. Ancak bu olgunun yanýnda, emperyalist tekellerin kar oranlarýnýn sürekli düþmesi, ayný zamanda birikmiþ sermayenin önemli ölçüde atýl kalmasýný getirmiþtir. Eski dönemlerde, sermayenin önemli bir kesimi deðersizleþtirilerek buhran atlatýlýrken, bu kez sermaye için yeni yatýrým olanaklarý gündeme getirilmiþtir. Ýþte bu yeni yatýrým olanaklarý, küçük ve orta sermaye için yeni teknolojileri üretime uygulamak þeklinde ortaya çýkarken, tekeller açýsýndan devletin elinde bulundurduðu üretim alanlarý olarak belirlenmiþtir. Adýna özelleþtirme denilen uygulama, bir yandan devletin bütçe giderlerini azaltarak enflasyonu frenlemeyi hedeflerken, diðer yandan tekeller için sermayenin atýl kalmasýný ortadan kaldýran ve belli oranda kâr saðlayan yeni yatýrým olanaklarýnýn ortaya çýkmasýný saðlamýþtýr. Burjuva ekonomistlerinin tüm propagandalarýnda sürekli olarak iþledikleri özelleþtirme, kamuoyuna sunulduðu gibi, ne liberal ekonominin bir ifadesidir, ne de serbest pazar ekonomisi nin oluþturulmasýdýr. Doðrudan devletin ekonomiye müdahale etmesinin, yani kapitalist tekeller için yeni pazar ve talep yaratmasýnýn yeni biçimi 12 Dünyada ve Türkiye de

özelleþtirme olmaktadýr. Ekonomik buhranýn, metalarýn aþýrý üretimi yanýnda, sermayenin aþýrý-üretimi sonucu ortaya çýkmasý karþýsýnda özelleþtirme gündeme getirilmiþtir. Böylece, sermayenin yeni biriken kýsmýnýn, eski kýsmý üzerindeki etkisi azaltýlmak istenmiþtir. Ya eski sermayenin bir kesimi, ya da yeni sermayenin kendisi, her koþul altýnda kullanýlmadan kalmak zorunda kalmasý, yani kendine özgü sermaye niteliðine son vermesi, kar oranlarýnýn düþtüðü koþullarda kaçýnýlmazdýr. Bu kesimler için saðlanabilecek az çok kabul edilebilir bir orandaki kâr, her koþulda sermayenin kendi iþlevini sürdürmesini olanaklý kýlacaktýr. Ýþte 1980 dünya ekonomik buhraný koþullarýnda emperyalist devletlerin ekonomiye müdahalesi bu temelde olmuþtur. Emperyalist devletlerin ekonomiye diðer müdahale yöntemi, her zaman olduðu gibi, askeri mallar üretimine yeni talep saðlamak þeklinde olmuþtur. Özellikle Avrupa ya orta menzilli nükleer füzelerin yerleþtirilmesi, Amerikan emperyalizminin kendi ekonomisi için yeni bir talep yaratmasýný saðlamýþtýr. Her ne kadar buna Avrupa nýn emperyalist ülkeleri gönüllü olarak katýlmamýþlarsa da, ABD, SSCB yi gündeme getirerek bunu kabul ettirmiþtir. Görüldüðü gibi, 1980 dünya ekonomik buhraný koþullarýnda, emperyalist devletlerin ekonomiye müdahalesi, her dönemkinden çok daha fazla olmuþtur. Ancak burjuva ekonomistlerinin ideolojik saptýrmalarýyla, konu devletin ekonomiden el çekmesi gerektiði þeklinde kamuoyuna sunulmuþtur. Bu sunuþ, kitlelerin devlete ödedikleri vergilerle oluþturulmuþ olan devlet kuruluþlarýnýn tekelci sermayeye devredilmesi karþýsýnda ortaya çýkacak tepkiyi pasifize etmeyi hedeflediði açýktýr. 1980 ekonomik buhranýyla birlikte baþlayan ve tüm 80 li yýllar boyunca sürdürülen burjuva propagandalar, giderek kitlelerde devletin ekonomiye müdahale etmekten kurtarýldýðý takdirde, ekonomik koþullarýnda önemli bir iyileþme olacaðý düþüncesini doðurmuþtur. Ancak bu propagandanýn en önemli sonucu dünya solunda ortaya çýkmýþtýr. Baþta sosyal-demokrat partiler olmak üzeri, bireysel sol aydýnlar, burjuvazinin bu yeni ideolojik saldýrýsý karþýsýnda çaresiz kalmýþlardýr. Sovyetler Birliði nde Gorbaçov revizyonizminin bu yeni koþullarý doðru bir biçimde tahlil edebilmesi de söz konusu olamadýðýndan, kaçýnýlmaz olarak neo-liberal söylemi kabul etmiþlerdir. Artýk her türlü devletçiliðin olumsuz olarak benimsendiði bir ortam doðmuþ ve böylece emperyalist tekeller önemli bir tepkiyle karþýlaþmaksýzýn sermayelerini yeniden deðerlendirmiþlerdir. Bütün bunlarýn soldaki genel yansýsý ise, emperyalist sömürünün globalizm ya da karþýlýklý baðýmlýlýk söylemleriyle kabul edilir olmasýdýr. Böylece de, anti-emperyalist mücadele, önce ideolojik Dünyada ve Türkiye de 13

planda, sonra pratik eylemde terk edilmiþtir. Artýk dünya çapýnda emperyalizm ve emperyalist sömürü üzerine ne bilimsel deðerlendirme yapan, ne de bu yöndeki tahlilleri geliþtiren bir sol ortaya çýkmýþtýr. Oysa ki, emperyalizm, tekelci kapitalizm olarak, tüm iliþki ve çeliþkileri ile varlýðýný sürdürmektedir. Ne emperyalist devletlerin ekonomiye müdahalesi ortadan kalkmýþ, ne de Amerikan emperyalizminin ekonomisini askerileþtirmesi sona ermiþtir. Meydana gelen tüm geliþmeler, emperyalizmin varlýðýný sürdürdüðünü ortaya koymasýna raðmen, sol ekonomistlerin (ki büyük oranda Amerikan emperyalizminin demokrasi projesi yle satýn alýnmýþlardýr) olgularý yok sayan tutumlarý günümüze kadar sürmüþtür. Bugün açýk bir biçimde görüldüðü gibi, emperyalist ekonomistlerin tüm propagandalarýna raðmen, ekonomiye devletin müdahalesi olanca hýzý ile sürmektedir. Ancak yapýlan tüm propagandalar sonucunda, devletin sosyal alandaki hizmetleri ve buna yönelik harcamalarý, sürekli olarak ve sistemli bir biçimde azaltýlmaktadýr. Bir kez, devletin ekonomiye müdahalesi reddedildi miydi, kaçýnýlmaz olarak, sosyal hizmetler alanýndaki müdahalelerinin ortadan kaldýrýlmasý için de uygun bir ortam yaratýlmýþ olmaktadýr. Birbiri ardýna saðlýk hizmetlerinden eðitim hizmetlerine kadar bir dizi sosyal hizmetin özelleþtirilmesi, herkesin bedelini ödediði gibi, bu hizmetlerin paralý hale gelmesini getirmiþtir. Sermayenin kâr oranlarýnýn düþmesine karþý yeni yatýrým alanlarý saðlamasý, böylece somutlaþmýþtýr. Sweezy nin sermayenin marjinal yatýrým alanlarý olarak tanýmladýðý bu durum, günümüzde önemli bir yere sahiptir. Ýdeolojik saptýrmalarýn hedef aldýðý diðer bir olgu da, Amerikan ekonomisinin askerileþtirilmesine iliþkindir. Özellikle Gorbaçov döneminde SBKP tarafýndan da desteklenen bu saptýrmalar, dünya çapýnda emperyalizmin saldýrgan niteliðinin ortadan kalkacaðý yönündeki propagandayla birlikte sürdürülmüþtür. Ancak Körfez Savaþýnda da görüldüðü gibi, emperyalizmin saldýrgan niteliði hiç bir biçimde deðiþmemiþtir. Son üç-dört yýldan beri emperyalist ülkelerde geliþmeye baþlayan yeni ekonomik buhran dalgasý, 80 li yýllar boyunca yapýlmýþ propagandalarýn ne denli saptýrýcý olduðunu daha da açýk hale getirmiþtir. 1990 baþlarýnda Ýngiltere ve ransa da baþlayan ekonomik durgunluðun, son yýlda Almanya ya yansýmasý, giderek yeni bir dünya buhraný beklentisi ortaya çýkarmýþtýr. Böyle bir buhranýn ortaya çýkabilmesi için, Amerikan ekonomisinin durgunluða girmesi yeterli olacaktýr. Ýþte bu andan itibaren, yeniden devletin ekonomiye müdahalesi yoðunlaþmýþtýr. Son günlerde basýnda yer alan kimi haberler, bu müdahale- 14 Dünyada ve Türkiye de

nin boyutlarýnýn, geçmiþ dönemden çok daha fazla olacaðýný göstermektedir. Pentagon un yüzyýlýn en son büyük projesi olarak sunulan yeni bir askeri sipariþ bu konuda belirleyici görünmektedir. Ýnternational Herald Tribune nin verdiði habere göre, Amerikan Savunma Bakanlýðý (Pentagon), ABD savaþ uçaklarýnýn yenilenmesi için yeni bir proje yapmýþtýr. Buna göre, eskimiþ B-52 bombardýman uçaklarýnýn yerine yenilerinin üretilmesi, /A-18 ve -22 savaþ uçaklarýnýn seri üretimi planlanmýþtýr. Bu proje, 300 milyar dolar deðerinde olup, 10 yýllýk bir süreyi kapsayacaktýr. Bunun anlamý, Amerikan ekonomisine on yýl süreyle yeni bir talep yaratýlacaðýdýr. Ancak Amerikan ekonomisinin yeni kaynaklarý bunlarla sýnýrlý deðildir. Yine bu yýl Japonya yeni silah satýn alýnmasý için 46 milyar dolarlýk bir bütçe yapmýþtýr. Hemen hemen tümüyle Amerika dan alýnacak bu silahlar, Amerikan ekonomisinin durgunluða girmesini önlemek için yapýlmýþ müdahalelerden birisidir. (Burada Japonya nýn böylesine büyük bir silah sipariþi için kamuoyuna sunduðu gerekçe, Doðu Çin Denizindeki Diaoyu adalarý konusunda Çin ile olan gerginliktir. Bu da, devlet müdahalesinin nasýl gizlenilmeye çalýþýldýðýnýn bir örneði durumundadýr.) Ýþte, salt bu yýl içinde açýklanan bu iki büyük askeri mal sipariþi, emperyalizmin deðiþmediðini, tüm iliþki ve çeliþkileri ile gündemde olduðunu açýk biçimde göstermektedir. Þimdi, bu olgular karþýsýnda kendisini solcu olarak sunan serbest pazar ekonomisi savunucusu ekonomistlere sormak gerekmektedir: Ne o, emperyalizm mi? Günaydýn! Dünyada ve Türkiye de 15

Ekonomik Buhranlar KURTULUÞ CEPHESÝ Sayý: 44, Temmuz-Aðustos 1998 Kapitalizmin irsi hastalýðý olarak ekonomik buhranlar, kapitalist üretim sürecinin devrevi (dönemsel, cycle) hareketinin kaçýnýlmaz bir evresini teþkil eder. Marks ýn saptadýðý gibi, kapitalist ekonomilerde görülen devrevi ekonomik buhranlar, her zaman ve her yerde metalarýn ve sermayenin aþýrý üretimi olarak ortaya çýkarlar. Metalarýn ve sermayenin aþýrý-üretimi, kapitalizmin temel yasasý olan, artý-deðer üretiminin ortaya çýkardýðý üretimdeki anarþinin bir yansýsýdýr. Kapitalizmin artý-deðer üretimi, yani iþçinin emeðinin ücretlere giden kýsmýnýn dýþýnda kalan kesiminin üretimi, kapitalist sermaye birikiminin temelidir. Kapitalist üretim süreci, iþçilerin karþýlýðý ödenmemiþ emeðine el koyarak, buradan elde edilen deðeri (ki bu kapitaliste kâr olarak görünür) sermayesine ekleyerek geliþen ve geliþerek yinelenen bir süreçtir. Dolayýsýyla, kapitalist üretim süreci, ayný zamanda sermayenin birikim süreci olarak da ifade edilmektedir. Bir baþka deyiþle, kapitalist üretimin amacý ve harekete geçirici gücü, artý-deðer üretimidir. Artý-deðer üretimi, sermaye ile emek arasýndaki iliþkinin en açýk bir biçimde ortaya çýktýðý yerdir. Ancak kapitalist için bu iliþki, kâr elde edilmesi, kâr saðlanmasý þeklinde tanýmlanýr ve bu yönüyle sermayenin birikim ve geniþleme süreci kendi içinde bir giz perdesi 16 Dünyada ve Türkiye de

ile örtülür ve sermayenin üretim süreci sonucunda elde etmiþ olduðu kâr, sanki sermayenin kendisinin kendi kendine ürettiði bir deðer fazlasýymýþ gibi ortaya çýkar. Marks ýn Kapital de açýk biçimde ortaya koyduðu gibi, sermayenin kârý, doðrudan doðruya iþçilerin emeðinin karþýlýðý ödenmemiþ kesimine el konulmasýndan baþka birþey deðildir. Ve böylece, kapitalist üretimin temel amacý ve çýkýþ noktasý, kapitaliste kâr olarak görünür ve hemen her zaman sermayenin amacý en yüksek kârý, daha tam deyiþle, kâr oranýný elde etmek olarak ifade edilir. Ýþte kapitalist üretimin artý-deðer sömürüsünün bu devriklemiþ hali olarak kâr ve kâr oraný, tüm kapitalist üretim ve dolaþým süreci içinde ortaya çýkan buhranlarýn bir göstergesi olarak da karþýmýza çýkar. Kapitalist üretimin amacý en yüksek kâr oranýný elde etmek olmasý, ayný zamanda elde edilen kârýn, kapitalistin kendi kiþisel tüketimi için harcanan kýsmýn dýþýnda kalan bölümünün sermayeye eklenmesi olarak geniþletilmiþ bir üretim süreci ortaya çýkarýr. Böylece, kapitalist üretim süreci, sürekli olarak kârýn sermaye haline dönüþtürülmesiyle birlikte geniþleyen bir üretim halini alýr. Geniþleyen üretim, bir yandan sermayenin büyümesi demek olurken, diðer yandan üretilen metalarýn sürekli artýþý olarak ortaya çýkar. Sermayenin amacýnýn ve çýkýþ noktasýnýn kâr elde edilmesi olmasý, kaçýnýlmaz olarak, kapitalisti kâr kitlesinden daha çok kâr oranýna dikkat etmeye yöneltir. Bu nedenle, kapitalist için sermayenin amacý olan kâr üretimi (elde edilmesi), kâr oranýnýn en yüksek olduðu alanlara sermaye yatýrýmý olarak ortaya çýkar. Bunun anlamý, bireysel sermayenin, her zaman en yüksek kâr oranýnýn gerçekleþeceði düþünülen alanlara yönelmesi olmaktadýr. Böylece, belli bir zaman diliminde kâr oranýnýn en yüksek olduðu üretim alanlarý, bireysel sermayenin yoðunlaþtýðý alanlar olarak ortaya çýkar. Sermayenin düþük kâr oraný olan bir alandan diðerine akýþý ya da sermaye hareketleri, özsel olarak bu þekilde ortaya çýkar. Genel olarak her bireysel kapitalist yüksek kâr oranýnýna sahip üretim alanýna ve ürünün üretimine sermayelerini yatýrýrlar. Böylece belli bir üretim alanýnda ve belli ürünlerin üretiminde büyük bir artýþ ortaya çýkar. Sermaye açýsýndan üretimin miktarý ve düzeyi hiçbir biçimde önemli deðildir. Onun tek amacý, alabildiðine yüksek kâr elde etmektir. Dolayýsýyla, her tekil sermaye, yüksek kâr beklentisiyle ayný alana yönelmek durumundadýr ve bu yönelimin sonucu olarak o alanda ve ürünün üretiminde önemli bir artýþ ortaya çýkar. Sermaye için bu üretimin sýnýrý sadece kâr ile belirlendiðinden, metalarýn miktarýndaki artýþ hiçbir biçimde sermayenin bu amacýný engelleyemez. Böylece, belirli alanlarda yüksek kâr oraný ve kâr beklentisi ile yatýrýlan sermayelerin toplam miktarýndaki artýþ, ayný alandaki Dünyada ve Türkiye de 17

metalarýn üretimindeki artýþla paralel geliþir. Bu geliþme, metalarýn satýlabilir miktarýn üzerinde bir üretimine kadar devam eder. Bir baþka deyiþle, yüksek kâr beklentisi ile yatýrýlan toplam sermayenin üretmiþ olduðu meta kitlesi, pazardaki talepten daha yüksek bir noktaya ulaþtýðý ana kadar, kapitalist üretim olanca hýzýyla geliþir. Ýþte 1789 ransýz Devrimi nin ünlü sloganlarýndan özgürlük, sermayenin özgürlüðü olarak ortaya çýkýþýnýn nedeni sermayenin bu hareketidir ve her türlü yerel ve ulusal sýnýrlamalarýn kaldýrýlmasý anlamýna gelir. Günümüzün en sýk kullanýlan sözcükleriyle söylersek, serbest pazar ekonomisi, sermayenin daha yüksek kâr oraný için hiçbir ulusal sýnýrlamaya baðlý kalmaksýzýn dünyanýn her yanýnda özgürce dolaþmasýndan baþka bir anlamý bulunmamaktadýr. Ve bugün Asya Krizi yle görüldüðü gibi, sermayenin bu özgürlüðü, ayný zamanda terk ettiði alanlarda tam bir yýkým yaratma özgürlüðü anlamýna gelmektedir. Üretilen meta kitlesi, talep edilen meta kitlesinden fazla olduðu bir evreye ulaþýldýðýnda, kapitalist üretim süreci satýlamayan meta kitlesindeki meta-sermayenin birikimiyle birlikte yeni bir döneme girer. Kapitalist tarafýndan üretilmiþ olan meta kitlesi, pazarda satýlamadýðý sürece, bu metaya aktarýlmýþ olan para-sermaye (deðiþen ve deðiþmeyen sermaye olarak), artýk bir meta-sermaye olarak bir yanda durmaya baþlar. Bu andan itibaren, bireysel kapitalistler arasýnda kýyasýya bir rekabet ortaya çýkar. Tekil kapitalist, kendi metalarýnýn satýþýný saðlayabilmek için, yani meta-sermayesini yeniden para-sermayeye çevirebilmek ve bunun sonucu olarak ortaya çýkan kârý realize edebilmek için, diðer tekil kapitalistin aleyhine her türlü çabayý verir. Marks ýn deyiþiyle, artýk zararýn paylaþýlmasý gündemdedir ve herkes kendi payýna düþen zararý en aza indirme ve bunu baþkasýnýn sýrtýna yükleme çabasý içine düþer. Ýþte bu aþamada, metalarýn aþýrý-üretimi gündemdedir. Metalarýn aþýrý-üretimi, her zaman sermayenin aþýrý-üretimi olduðundan, ortaya çýkan çatýþma, ayný zamanda sermayenin birikim bunalýmý olarak de kendisini ortaya çýkarýr. Bu aþamaya kadar geliþen süreç, kapitalizmde, kesin bir devre olarak ve kendi içinde sürekli yinelenen bir kýsýr döngü olarak ortaya çýkar. Her bunalýmda toplum, kullanýlmaz durumda bulunan kendi öz üretici güçleri ile kendi öz ürünlerinin yükü altýnda boðulur ve þu saçma çeliþki karþýsýnda çaresiz kalýr: Üreticilerin tüketecek hiçbir þeyleri yoktur, çünkü tüketiciler eksiktir. 1 1 Engels, Anti-Dühring, s. 394, Sol yay., Üçüncü Baský. 18 Dünyada ve Türkiye de

Bugüne kadar tüm burjuva ekonomistlerinin üzerinde çalýþtýklarý ve çözmeye uðraþtýklarý temel sorun kapitalist üretim tarzýnýn bu kýsýr döngü sünün olmuþtur. Ve pek çok küçük-burjuva aydýný da, bu kýsýr döngü nün ortaya çýkarmýþ olduðu çeliþkinin saçma lýðý karþýsýnda, kapitalistlerin kendi aralarýnda anlaþarak üretimdeki anarþiye bir son vermelerinin doðru olacaðý konusunda bir dizi öðüt içeren düþünceler ortaya atmýþlardýr. Marks ýn açýk biçimde tanýtladýðý gibi, kapitalist üretim tarzýnýn bu geliþim süreci, onun özsel niteliðinin ifadesidir ve bu üretim tarzý ortadan kaldýrýlmadan bu kýsýr döngü nün kýrýlmasý ve bu saçma çeliþki ye son verilmesi olanaksýzdýr. Marksist-Leninistlerin kapitalizmin ekonomik buhranlarý karþýsýndaki temel yaklaþýmlarý da bu belirlemeye dayanmaktadýr.... ilk genel bunalým patlak verdiði tarih olan 1825 yýlýndan bu yana, sanayi ve ticaret dünyasýnýn tümü, uygar halklar ve onlarýn az ya da çok barbar uydularý topluluðunun üretim ve deðiþimi, her on yýl dolaylarýnda bir kez þirazesinden çýkar. Ticaret durur, pazarlar týkanmýþtýr, ürünler sürümsüz olduklarý ölçüde yýðýlýp kalýr, peþin para görünmez olur, kredi ortadan çekilir, fabrikalar kapanýr, emekçi yýðýnlar fazla geçim gereci üretmiþ olmaktan ötürü geçim araçlarýndan yoksun kalýrlar, iflaslar iflaslarý, zoraki satýþlar zoraki satýþlarý kovalar. Týkanýklýk yýllarca sürer; üretici güçler ve ürünler, birikmiþ meta yýðýnlarý, sonunda deðerlerinin az ya da çok altýnda bir fiyat üzerinden sürülene, üretim ve deðiþim yeniden yavaþ yavaþ canlanana deðin, yýðýn halinde israf ve imha edilirler. Yavaþ yavaþ gidiþ hýzlanýr, týrýsa döner, sinai týrýs dörtnal olur ve bu dörtnal da sonunda en tehlikeli atlamalardan sonra kendini yeni baþtan... çöküntü çukurunda bulmak üzere, bir sanayi, ticaret, kredi ve spekülasyon steeple chase inde* doludizgine deðin yükselir. Ve hep ayný yinelenir. 2 (. Engels) Ayný konuda Marks þöyle yazmaktadýr: Kapitalist üretim, sürekli olarak, kendi niteliðinden gelen bu engellerin üstesinden gelmeye çalýþýr, ama bunu ancak, bu engelleri tekrar kendi yoluna ve hem de daha heybetli ölçekte koyarak becerir. Kapitalist üretimin gerçek engeli, sermayenin kendisidir. Ýþte bu sermaye ve onun kendisini geniþletmesidir ki, üretimin hem çýkýþ ve hem de sonuç noktasý, hem itici gücü, hem amacý olarak görünür; üretim yalnýz sermaye 2 Engels, Anti-Dühring, s. 402, Sol Yay. Üçüncü baský. * Eengelli yarýþ. Dünyada ve Türkiye de 19

için üretimdir, ama bunun tersi doðru deðildir; üretim araçlarý, sýrf, üreticiler toplumunun yaþama sürecinde, devamlý bir geliþmenin araçlarý deðillerdir. Sermayenin deðerinin, büyük üretici kitlelerin mülksüzleþtirilmelerine ve yoksullaþtýrýlmalarýna dayanan kendisini koruma ve geniþletme sürecinin içersinde devam ettiði sýnýrlar yalnýz baþýna hareket edebilirler; bu sýnýrlar, sermaye tarafýndan kendi amaçlarý için kullanýlan ve üretimin sýnýrsýz büyümesine, üretimin kendisinin bir amaç haline gelmesine, emeðin toplumsal üretkenliðinin hiç bir koþula baðlý olmadan geliþmesine doðru yol alan üretim yöntemleri ile sürekli bir çakýþma halinde girerler. Araçlar toplumun üretici güçlerinin hiç bir koþula baðlý olmadan geliþmesi, sýnýrlý bir amaçla, mevcut sermayenin kendisini geniþletmesi amacý ile devamlý çatýþma içersine girerler. Kapitalist üretim tarzý, bu nedenle, maddi üretim güçlerinin geliþmesi ve uygun bir dünya piyasasý yaratýlmasýnýn tarihsel bir aracý olup, ayný zamanda da, bu tarihsel görevi ile, buna uygun düþen kendi toplumsal üretim iliþkileri arasýnda sürekli bir çatýþmadýr. 3 Kapitalist ekonominin devrevi hareketi ya da cycle adý verilen süreç, Marks ve Engels in ortaya koyduklarý kapitalist üretim tarzýnýn kendi iç iþleyiþi olarak ortaya çýkar. Durgunluk, çöküþ, canlanma ve refah aþamalarý olarak dört aþamadan oluþan ekonominin devrevi hareketi, kapitalist üretim sürecinin kaçýnýlmaz iþleyiþi olarak, tam bir kýsýr döngü oluþturur. (Bu dört aþamalý cycle ýn, III. bunalým döneminde iki aþamalý hale dönüþmesi, yani durgunluk-canlanma þeklinde ortaya çýkmasý, bu devrevi hareketin özsel nedenlerinin zaman içindeki geliþiminin ürünüdür.) Þüphesiz, kapitalist ekonomi hakkýnda az ya da çok biraz bilgisi ya da ilgisi olan herkes için buraya kadar ortaya konulan gerçekler bildik þeyler olmaktan öteye geçmeyecektir. Özellikle ülkemizde, 1974 lerden itibaren geliþen ekonomik buhran ve bunun bir görüngüsü olarak ortaya çýkan yüksek enflasyon, bu türden bildik þeylerin pratik sonuçlar vermediði kanýsý uyandýrmýþtýr. Ülkemizde, ekonomik buhran, aþýrý-üretim, sermaye birikimi, kâr oranlarýnýn düþme eðilimi yasasý vb. kavramlar ve belirlemeler, yirmi yýlý aþkýn süregiden ekonomik bunalým koþullarýnda anlamsýz laþmýþ olduðu düþüncesini de yaygýnlaþtýrmýþtýr. Ülkede yaþayan herkesin bildiði gibi, ekonomik durum iyi deðildir ve enflasyon canavarý alýþýlagelmiþ bir durum yaratmýþtýr. Bu nedenlerden dolayý, Türkiye ekonomisine iliþkin her türden tahlil ve çözümleme, hiçbir pratik 3 Karl Marks, Kapital, Cilt: III, s. 263-264. 20 Dünyada ve Türkiye de