T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK ARAŞTIRMALARI ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞANLARINDA OBEZİTENİN DEĞERLENDİRİLMESİNDE BEDEN KİTLE İNDEKSİNİN İNCELENMESİ ARAŞTIRMA RAPORU İSTANBUL-2015 1
ÖZET Obezite Çalışmalarında en çok kullanılan antropometrik ölçüm: Beden ağırlığı ve boy ölçümleridir. Beden kitle indeksi (BKİ), insanlarda boy ve kilo değerlerinden kolay ulaşılabilen, cinsiyet ayrımı yapılmadan, hemen hemen her bireye uygulanabilen, en yaygın ve geçerli standart bir boy-ağırlık indeksidir. Bu çalışma 2015 yılında İstanbul Sağlık Müdürlüğünde çalışanlarında BKİ ile obezite değerlendirmesi karşılaştırılarak araştırılmıştır. Çalışmaya gönüllü her iki cinsiyetten toplam 464 (311 kadın, 153 erkek) çalışan katılmıştır. Bu çalışanlardan boy ve ağırlık ölçümleri alınmıştır. BKİ ağırlık (kg) / boy (m 2 ) formülünden hesaplanmıştır. BKİ değerleri <18,50 zayıf, 18,50-24,99 normal kilolu, 25,00-29,99 fazla kilolu (Pre-obez), 30,00-39,99 şişman (obez), >40,00 ileri derecede obez(morbit) olarak sınıflandırılmıştır. Çalışanlarda BKİ göre kadınlarda; %3,9 'u (n=12) zayıf kilolu, %64,3'ü(n=200) normal kilolu, %22,5'i (n=70) fazla kilolu, %9,3'ü (n=29) şişman(obez), %0,0 i (n=0) ileri derecede obez (morbit) bulunmuştur, erkeklerde ; %0,7'si (n=1) zayıf, % 43,8 'i (n=67) normal kilolu, %42,5 i (n=65) fazla kilolu, %11,8'i (n=18) şişman(obez ), %1,3 ü(n=2) ileri derecede obez(morbit) bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: BKİ, obezite, antropometrik ölçüm 2
TEŞEKKÜR Bu çalışmanın yapımında sürecin en başından, bu çalışmanın gerçekleşmesine kadar olan tüm süreçlerde desteğini hiçbir zaman esirgemeyen; İl Sağlık Müdür Yardımcısı Uzm. Dr. Çiğdem YAZICI ERSOY, Sağlık Araştırmaları Şube Müdürü Nevin BAYCAR a teşekkür ederiz. 3
İÇİNDEKİLER DİZİNİ ÖZET TEŞEKKÜR İÇİNDEKİLER DİZİNİ KISALTMALAR DİZİNİ 1. GİRİŞ 1.1. Dünyada Obezite 2. BESLENME ve BEDEN KİTLE İNDEKSİ 2.1. DSÖ ye göre uluslararası obezite sınıflandırılması 2.2. Obezitenin Prevalansı 2.3. Obezitenin Etiyolojisi 3. OBEZİTE TEDAVİSİ 3.1. Tıbbi Beslenme (Diyet) Tedavisi 3.2. Egzersiz Tedavisi 3.3. Davranış Değişikliği Tedavisi 3.4. Farmakolojik Tedavi 3.5. Cerrahi Tedavi 4. BULGULAR 5. SONUÇ 4
KISALTMALAR DİZİNİ Kısaltmalar Açıklamalar DSÖ : Dünya Sağlık Örgütü BKİ : Beden Kitle İndeksi WHO : World Health Organization IDF : Dünya Diyabet Federasyonu IASO : Uluslar arası Obezite Çalışma Birliği r : Korelasyon 5
1. GİRİŞ Obezite Çalışmalarında Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen, antropometrik ölçüm, beden ağırlığı ve boy ölçümlerinden elde edilen beden kitle indeksi (BKİ), cinsiyet ayrımı yapılmadan, tüm bireylere uygulanabilen en yaygın ve geçerli standart bir boy-ağırlık indeksidir. Tablo -1 'de dünya Sağlık Örgütü'nün de kabul ettiği, BKİ değerlerine göre bireyler; zayıf, normal, kilolu, obez olarak sınıflandırıldığı gibi obezlerde kendi aralarında sınıflara ayrılabilmektedir. BKİ kullanımı, çocuklarda, hamile kadınlarda ve kas kitlesi fazla olan sporcularda doğru sonuç vermez. ( http://acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/887/). Sağlık, genel anlamıyla vücudun hasta olmaması durumu, vücut esenliği, sıhhat olarak tanımlanmaktadır (Büyük Türkçe Sözlük, http://tdkterim.gov.tr/bts/). Dünya Sağlık Örgütü nün yaygın kabul gören tanımına göre ise sağlık, Sadece bir hastalığın olmaması değil, bir bütün olarak bedenen, zihnen ve sosyal yönlerden tam bir iyilik içinde olmaktır (http://www.who.int/topics/mental_health/en/; Baltaş, 2000). Obezite, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından Sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi olarak ifade edilmektedir. (WHO 2006). 1.1 Dünyada Obezite Dünya Diyabet Federasyonu (IDF) ve Uluslararası Obezite Çalışma Birliği (IASO) tarafından yayımlanan ortak belgelerden elde edilen açıklamalar, dünyada bir milyar erişkinin fazla kilolu ve bunların 300 milyonunun obez olduğunu göstermiş olup obezitenin tip 2 diyabet için temel risk faktörü olduğunu da belirtmektedir (Diabetes and Obesity 2004). Ayrıca tek başına bel çevresi ölçümünün erkeklerde 102 cm, kadınlarda 88 cm ve üzerinde olması hastalık riski ile ilişkili gösterilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü 6 ay tek başına anne sütü verilmesini ve 6.aydan sonra emzirmenin sürdürülmesi uygun kalite ve miktarda tamamlayıcı besinlere tamamlayıcı besinlere başlanılmasını önermektedir. Bu amaçla büyümenin izlenmesi de büyük önem taşımaktadır. Şişmanlığın (obezitenin) neden olduğu bazı hastalıklar; a) Hipertansiyon, İnsülin direnci Hiperinsülinemi, Tip 2 Diabetes Mellitus, Koroner arter hastalığı, Hiperlipidemi Hipertrigliseridemi, Metabolik sendrom, Safra kesesi hastalıkları b) Bazı kanser türleri (kadınlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalık ve meme kanserleri, erkeklerde ise kolon ve prostat kanserleri ) 6
c) Osteoartrit, Felç, Uyku apnesi, Karaciğer yağlanması, Astım, Solunum zorluğu, Gebelik komplikasyonları, Menstruasyon düzensizlikleri, Aşırı kıllanma, Ameliyat risklerinin artması, d) Ruhsal sorunlar (Anoreksiya Nevroza-(yemek yememe) veya Blumia Nevroza- (kusarak yediği besinlerden yararlanmama), Binge Eating (tıkınırcasına yeme), gece yeme sendromu ortaya çıkabilir veya bir şeyi daha fazla yiyerek İngiliz Psikologlar Derneği Sağlık Psikolojisi Bölümü de, sağlık sektöründe çalışan psikologların, bireylere diyabet vb. gibi hastalıklarla baş etme, sağlığı geliştirmek için davranış değiştirme ve hastalıkları önleyerek, sağlığın ve iyi oluşun geliştirilmesi konularında yardım sunduklarını belirtmişlerdir (The British Psychological Society, www.health-psychology.org.uk). Obezite tüm yaş grupların ı, cinsiyetleri ve etnik yapıları etkileyen global bir sorun olmakla birlikte yaşam tarzı değiştirilerek önlenebilecek bir hastalıktır. (WHO 2000). 2. BESLENME ve BEDEN KİTLE İNDEKSİ Türkiye de de birçok dünya ülkesinde olduğu gibi yetersiz ve dengesiz beslenme önemli bir problem haline gelmeye başlamıştır. Ayaküstü beslenme (fastfood) alışkanlıklarının yaygınlaşması ve fizik aktivitenin azalıp daha sedanter bir yaş am sürdürülmesi özellikle dengesiz beslenmenin en önemli sonucu olan şişmanlık sıklığının artışının temelinde yatan nedenler arasında yer almaktadır. (Obezite ve Tedavisi. Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü Yayınları, 2001.) Bireylerin beslenme durumlarının analiz edilebilmesi için onların zayıf, normal ya da şişman olma durumlarının ölçülmesi gerekmektedir. Bu analizlere yönelik olarak pek çok yöntem geliştirilmiştir. Beden kitle indeksi (BKİ ), toplumda şişmanlık düzeyinin saptanması için kullanılan en pratik yöntemlerden birisi olarak kabul edilmektedir. Tanım olarak, BKİ, vücut ağırlığının vücut yüzeyine bölünmesiyle elde edilir (kg/m2) (Baysal A (Ed.). Diyet El Kitabı Hatiboğlu Yayınları, Yenilenmiş Dördüncü Baskı, Ankara, 2002) 7
2.1 Tablo-1: DSÖ ye göre uluslararası obezite sınıflandırılması Çalışmaya katılan toplam 464 kişinin (311 'i kadın, 153 ü erkek ) katılmıştır. Bu çalışmada boy ve ağırlık aynı kişiler tarafından yapılmıştır. BKİ hesaplanmıştır. BKİ değerleri <18,50 zayıf, 18,50-24,99 normal kilolu, 25,00-29,99 fazla kilolu, 30,00-39,99 şişman (obez), >40,00 ileri derecede obez(morbit) olarak sınıflandırılmıştır. 8
2.2 Obezitenin Prevalansı Obezite prevalansı, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde çocuk ve ergenlerde artmaktadır. Irk, cinsiyet, sosyoekonomik durum, yaş, eğitim durumu beslenme alışkanlıkları, fiziksel hareketlilik ve günlük enerji harcamasının azalması obezite prevalansını etkilemektedir. (Rabinowitz, Zierler. J Clin Invest 1962; 41: 2173-81) Amerika Birleşik Devletleri nde yapılmış çalışmalarda, Third National Health and Nutrition Examination Survey (NHANES) III çalışma grubu obezite prevalansının erişkinler ile ergenlerde arttığını göstermiştir. Third National Health and Nutrition Examination Survey çalışma grubunun 1988-1994 yılları arasında gerçekleştirilen taramasında VKİ' i 95. persentilin üzerinde olan 6-11 yaş çocukların oranı %14 ve 12-17 yaş çocukların oranı ise %12 olarak tespit edilmiştir. (Khalil, 1999) İtalya'da yapılan bir çalışmada, 3-5 yaş grubu çocuklarda obezite prevalansı %3,5, 7-8 yaş grubunda %9,5, 9-11 yaş grubunda ise %14 bulunmuştur. İspanya'da yapılan bir başka çalışmada ise obezite prevalansı 6-7 yaş grubu erkeklerde %6,4 ve kızlarda %10 olarak sonuç elde edilmiştir. (Rabinowitz, Zierler. J Clin Invest 1962; 41: 2173-81) Ülkemizde obezitenin sıklığı ile ilgili çalışmalar çok az derecededir. Ege Bölgesinde 6-16 yaşları arasındaki 924 çocuk ve 424 ergende yapılmış olan bir çalışmada overweight ve obezite prevalansı %12,7 ve %3,7 olarak saptanmıştır. (Taipale, Lohi, Saarinen, Kovanen & Keski-Oja J Biol Chem. 1995; 270: 4689 96) Kayseri de yaşları 6-17 olan 5358 çocuk ve ergende yapılmış olan bir çalışmada ise overweight ve obezite prevalansı %4,7 ve %14,9 olarak bildirilmiştir. (Lyons, Gentry, Purchio & Moses. J Cell Biol 1990; 110: 1361 67) Batı Karadeniz Bölgesinde 2005-2006 yılları arasında yapılmış olan bir değerlendirmede 6-17 yaş arasındaki 6924 çocuğun %10,5 i overweight, %6,1 i obez olarak tespit edilmiştir. Overweight çocukların % 8,9 u erkek iken % 11,9 u kız dır. Obez çocuklarda da bu oran erkekler için %7; kızlar için %5,4 olarak bulunmuştur. (Sato & Rifkin J Cell Biol 1989; 109: 309 15.) 9
2.3 Obezitenin Etiyolojisi Etiyolojik açıdan obezite de tüketilenden daha fazla enerji alınması önem arz etmektedir. Enerji alımı = bazal metabolizma hızı + fiziksel aktivite denklemini son derece karışık hale getiren, tüm bunların birbirleriyle etkileşimi ve her bir bileşenin genetik olarak değişiklik gösterebilmesidir. Obezite, tüm bunları etkileyen henüz bilinmeyen genetik ve bilinen çevresel etkenlerin değişik oranda rol oynaması ile ortaya çıkmaktadır. Genetik farklılıkların önemi bilinmesine rağmen, obezite prevalansının artması teknolojik gelişmelerin sonucu olan davranışsal ve çevresel değişiklikler ile açıklanmaktadır. (Shah, Rahaman, Hurley, Posch. 2006; 119: 61-74) Obezite tanısı konduktan sonraki basamak, obezite nedenlerinin ekarte edilmesidir. Obezite olgularının büyük bir bölümünde altta yatan patoloji bulunamaz ise basit obezite=primer obezite=eksojen obezite olarak adlandırılır. Endokrin, genetik veya diğer nedenler etyopatogenezde rol aldığında ise sekonder obezite=endojen obezite den söz edilir. Obezite etyolojik sınıflaması tablo 2.1. de gösterilmiştir. 3. OBEZİTE TEDAVİSİ Obezite tedavisinin amacı, gerçekçi bir vücut ağırlığı kaybı hedeflenerek, obeziteye ilişkin morbidite ve mortalite risklerini azaltmak, bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmak ve yaşam kalitesini yükseltmektir. Vücut ağırlığının 6 aylık dönemde % 10 azalması, obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarının önlenmesinde önemli yarar sağlamaktadır. Obezite tedavisinde kullanılan yöntemler 5 grup altında toplanmaktadır. Bu yöntemler; 3.1. Tıbbi Beslenme (Diyet) Tedavisi Obezitenin tedavisinde tıbbi beslenme tedavisi anahtar rol oynamaktadır. Obeziteye beslenme tedavisi ile Vücut ağırlığının, boya göre olması gereken (BKİ= 18,5 24,9 kg/m2) düzeye indirilmesi hedeflenmelidir. Tıbbi beslenme (diyet) tedavisinin bireye özgü olduğu unutulmamalıdır. Amaç, bireye doğru beslenme alışkanlığı kazandırılması ve bu alışkanlığını sürdürmesidir. Vücut ağırlığı boya göre olması gereken (BKİ= 18,5 24,9 kg/m2) düzeye geldiğinde tekrar ağırlık kazanımı önlenmeli ve kaybedilen ağırlık korunmalıdır. 10
3.2. Egzersiz Tedavisi Yetişkinlerin her gün ortalama 30 dakika orta şiddette egzersiz yapması önerilmektedir. Bu düzey bir aktivite günlük 840 kj (200 kkal) enerji tüketimini sağlar. Egzersiz tedavisinin temel ilkeleri aşağıda belirtilmiştir: Egzersizin Türü; Yürüyüş, Günlük Yaşam Aktivitelerinde Artış, Direnç Egzersizleri Egzersizin Sıklığı; Her gün veya en az 5 gün/hafta Egzersizin Süresi; 40-60 dk./günde 1 kez, 20-30 dk/günde 2 kez Önerilen egzersiz programı, bireye özgü olmalı, eğlenceli, uygulanabilir ve bireyin günlük yaşam alışkanlıkları ile uyumlu olmalıdır. 3.3. Davranış Değişikliği Tedavisi Fazla ağırlık kazanımına neden olan yemek yeme ve fiziksel aktivite ile ilgili olumsuz davranışları olumlu yönde değiştirmeyi veya azaltmayı, olumlu davranışları ise pekiştirerek yaşam biçimi haline gelmesini amaçlayan bir tedavi şeklidir. 3.4. Farmakolojik Tedavi Obezite tedavisinde kullanılacak ilaçlar hafif ve orta derecede ağırlık fazlalığı olan bireyler için uygun değildir. Kullanılan ilaçların mutlaka hekim tavsiyesi ve kontrolünde kullanılması gerekliliği büyük önem taşımaktadır. 3.5. Cerrahi Tedavi Obezitede cerrahi yaklaşım iki şekilde yapılmaktadır. Besinlerle alınan enerjinin azaltılmasına yönelik bariyatrik cerrahide hedef, besinlerin gastrointestinal sistemde emilimlerini azaltmaktır. Bu amaçla bypass, gastroplasti, gastrik bantlama, gastrik balon vb. yöntemleri kullanılır. Rekonstrüktif cerrahide ise amaç; vücudun çeşitli bölgelerinde lokalize olmuş mevcut yağ dokularının uzaklaştırılmasıdır. Butedavi estetik ağırlıklıdır ve eğer hasta obezite tedavisinin gereklerini yerine getirmezse yağ birikimi tekrar gerçekleşmektedir. http://www.cdc.gov/nutrition/ erişim 31 Temmuz 2015 http://www.who.int/nutrition/en/ erişim 31 Temmuz 2015 11
(Balcıoğlu ve Başer, 2008) 12
4. BULGULAR Çalışanlarda BKİ göre değerlendirildiğinde (Tablo-2) kadınlarda; %3,9 'u (n=12) zayıf kilolu, %64,3'ü(n=200) normal kilolu, %22,5'i (n=70) fazla kilolu, %9,3'ü (n=29) şişman(obez), %0,0 i (n=0) ileri derecede obez (morbit) bulunmuştur, erkeklerde ; %0,7'si (n=1) zayıf, % 43,8 'i (n=67) normal kilolu, %42,5 i (n=65) fazla kilolu, %11,8'i (n=18) şişman(obez ), %1,3 ü(n=2) ileri derecede obez(morbit) bulunmuştur. Çalışanların tümünde BKİ göre; %2,8 i (n=13) zayıf, %57,5 i (n=267) normal, %29,1 i (n=135) fazla kilolu, %10,1 i(n=47) obez, %0,4 ü (n=2) olduğu görülmüştür. Tüm çalışanların ortalamaları ve standart sapmaları 26,64±4,30, erkeklerin ortalaması ve standart sapmaları 26,13±4,32, kadınların ortalamaları ve standart sapmaları 23,91±4,10 olarak görülmüştür(tablo-3). Tüm çalışanların BKİ göre prevalansı % 10,1 i; erkeklerde %11,8 i; kadınlarda %9,3 ü olarak görülmüştür.(tablo-2) BKİ değerlerinin normal olduğu obez sorunlarının olmadığı, istatistiksel olarak BKİ göre korelasyonları r=0,857, r=0,571 pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür (p<0,05). Tablo-2 Toplam 464 Çalışanın BKİ (Kg/m 2 ) ile Değerlerine Göre Sınıflandırılması ve (%) Yüzdelik Dağılımları Kg/m 2 BKİ>18,50 BKİ:18,50- BKİ:25,00- BKİ: 30,00- >40,00 ileri Zayıf 24,99 Normal 29,99 Fazla Kilolu 39,99 obez derecede obez n % n % n % n % n % Kadın 12 3,9 200 64,3 70 22,5 29 9,3 0 0,0 Erkek 1 0,7 67 43,8 65 42,5 18 11,8 2 1,3 Toplam 13 2,8 267 57,5 135 29,1 47 10,1 2 0,4 13
Tablo-3 464 Çalışanın (Kadın ve Erkekler) BKİ Değerleri Ortalaması ve Standart Sapması BKİ (Kg/m 2 ) Ortalama ± Standart Sapma Erkek n=153 26,13±4,32 Kadın n=311 23,91±4,10 Toplam n=464 24,64±4,30 5. Sonuç Bu çalışma sonrasında sağlıklı beslenme alışkanlığının önemini, beslenme bozukluklarının yol açabile bileceği sağlık sorunlarını konu alan broşür, vb. hazırlatmak. Benzer şekilde yapılan antropometrik ölçümler sonucu hesaplanan BKİ değerlerine göre çalışanların obez olmadığı görülmüştür. BKİ değerlerine göre normal olduğu görülmüştür. İstatistiksel analizlerde verilerin sınıflandırılması ve (%) yüzdelik dağılımlarında Chi-Square testi kullanılarak bakılmıştır(p=0,001). BKİ ortalama ve standart sapmalarına bakılmıştır. Yanılma olasılığı 0,05 olarak alındı Korelasyon analizlerinde Spearman Korelasyonu analizi gerçekleştirilmiştir. Sonuç n ve % olarak ifade edildi. p<0,05 düzeyi istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Veri seti MINITAB 15,0 ve SPSS 22,0 istatistiksel yazılımı kullanılarak değerlendirilmiştir. 14
Kaynakça 1) Balcıoğlu ve Başer, TÜRKİYE DE SIK KARŞILAŞILAN PSİKİYATRİK HASTALIKLAR Sempozyum Dizisi No: 62 Mart 2008 S: 341-348 2) Baltaş, Z. (2000). Sağlık psikolojisi: Halk sağlığında davranış bilimleri. İstanbul: Remzi Kitabevi. 3) Baysal A (Ed.). Diyet El Kitabı Hatiboğlu Yayınları, Yenilenmiş Dördüncü Baskı, Ankara, 2002. 4) http://acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/887/ 21 Ağustos 2015 tarihinde erişildi. 5) http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/36/1658/17455.pdf 21 Ağustos 2015 tarihinde erişildi. 6) http://www.cdc.gov/nutrition 31 Temmuz 2015 tarihinde erişildi. 7) http://www.who.int/nutrition/en 31 Temmuz 2015 tarihinde erişildi. 8) Ilgaz Ş. Obesite ve Tedavisi. Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü Yayınları, 2001. 9) Khalil N. TGF-β: from latent to active. Microbes and Infection 1999 ;5: 1255-63 10) Lyons RM, Gentry LE, Purchio AF & Moses HL. Mechanism of activation of latent recombinant transforming growth factor beta 1 by plasmin. J Cell Biol 1990; 110: 1361 67 11) Rabinowitz D, Zierler KL. Forearm metabolism in obesity and its response to intraarterial insulin. Characterization of insulin resistance and evidence for adaptive hyperinsulinism. J Clin Invest 1962; 41: 2173-81 12) Shah R, Rahaman B, Hurley CK, Posch PE. Allelic diversity in the TGF-β1 regulatory region: characterization of novel functional single nucleotide polymorphisms Hum Genet. 2006; 119: 61-74 13) Taipale J, Lohi J, Saarinen J, Kovanen PT &Keski-Oja J. Human mast cell chymase and leukocyte elastase release latent transforming growth factor-beta 1 from the extracellular matrix of cultured human epithelial and endothelial cells. J Biol Chem. 1995; 270: 4689 96 14) The British Psychological Society. What is health psychology? A guide for the public İnternetten 30 Temmuz 2015 tarihinde erişildi. www.health-psychology.org.uk 15) WHO. (2000). World Health Organizaion. Obesity: Preventing and Managing the Gobal Epidemic, Genova, Switzerland 15
16) World Health Organization. İnternetten 30 Temmuz 2015 tarihinde elde edildi. http://www.who.int/topics/mental_health/en/ 16