ÇOCUK DEPLASE HUMERUS SUPRAKONDİLER KIRIKLARINDA TRİSEPS KASINI KESMEDEN POSTERİOR YAKLAŞIM



Benzer belgeler
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2008;5(2):

Pediatrik Gartland Tip 3 Suprakondiler Humerus Kırıkları Cerrahi Tedavisinde Erken Dönem Sonuçlarımız

S.B. stanbul E itim ve Araflt rma Hastanesi, I. Ortopedi ve Travmatoloji Klini i 2

ARAŞTIRMA. Çocuklarda Tip III Deplase Suprakondiler Humerus Kırıklarının Tedavisinde Posterior ve Lateral Yaklaşımın Karşılaştırılması

Çocuklarda suprakondiler humerus kırıklarında cerrahi tedavi sonuçlarımız

Abdullah EREN, Afflar T. ÖZKUT, Faik ALTINTAfi, Melih GÜVEN

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2012;4(3):37-43

Çocuk suprakondiler humerus k r klar nda cerrahi yaklafl m n sonuca etkisi

Çocuklarda Humerus Suprakondiler Kırıklarının Cerrahi Tedavi Sonuçları

Çocukluk çağı kubitus varus deformitelerinin düzeltilmesinde distal humerus ters V osteotomisi sonuçları

OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI

Çocuk Ön Kol Kırıklarının Tedavisinde Güncel Kavramlar

Çocuk Homerus lateral Kondil

Çocuklarda dirsek ç k na efllik eden medial epikondil k r klar n n tedavisi

DİRSEK GRAFİSİ YRD.DOÇ.DR.MANSUR KÜRŞAD ERKURAN ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ ACİL TIP AD.

Çocuklardaki Monteggia eşdeğer lezyonlarında tedavi sonuçları

Çocuklarda Dirsek Çevresi Kırıkları

Dr. İlker Akbaş Bingöl Devlet Hastanesi Acil Servisi Antalya - Nisan 2018

Proksimal humerusun iki parçalı kırıklarının eksternal fiksatörle tedavisi

Basit ve kompleks dirsek çıkıklarının tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi

Metakarp Kırıkları ve Tedavileri

DİRSEK GÖRÜNTÜLEME. Yrd.Doç.Dr.Fatih Ozan Kahveci BÜLENT ECEVİT UNİVERSİTESİ ACİL TIP A.D.

Suprakondiler Humerus Kırıklı Bir Çocukta Median Sinirin Posterior Kompartmana Migrasyonu: Olgu Sunumu

Plato Tibia ve ÖĞRENCİ DERS NOTLARI. Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı

ÇOCUK DEPLASE SUPRAKOND LER HUMERUS KIRIKLARININ TEDAV S (ÜÇ FARKLI TEDAV YÖNTEM N N NCELENMES )

Çocuklarda radius alt uç kırığı sonuçlarının retrospektif değerlendirilmesi

Basit ve Parçalı Olekranon Kırıklarında Plak Vida Osteosentez ile Gergi Bandı Tekniğinin Klinik Karşılaştırması

Çocuklarda suprakondiler humerus kırıklarının açık-kapalı redüksiyon ve internal tespitle tedavisinde radyasyon sürelerinin karşılaştırılması

Distal Radius Kırıkları

Çocuklarda Gözlenen Önkol Çift Kırıklarının Değerlendirilmesi

Çocuk Ön Kol Kırıklarında Titanyum Kanal İçi Elastik Çivileme Tedavi Sonuçlarımız

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

Pediatrik Ekstremite Travmaları. Doç Dr. Onur POLAT Acil Tıp Anabilim Dalı

CERRAHÝ OLARAK TEDAVÝ EDÝLEN MALLEOL KIRIKLARINDA FONKSÝYONEL SONUÇLARIN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

TİBİA CİSİM KIRIKLARINDA PLAK - VİDA İLE OSTEOSENTEZ VE KİLİTLİ İNTRAMEDÜLLER ÇİVİLEME İLE YAPILAN TEDAVİ SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Proksimal humerus parçalı kırıklarının cerrahi tedavisinde mini-açık redüksiyon ile kapalı. redüksiyon sonrası telleme yöntemlerinin karşılaştırılması

ÇOCUK SUPRAKONDÝLER DEPLASE HUMERUS KIRIKLARINDA AÇIK REDÜKSÝYON ÝNTERNAL FÝKSASYON

Serebral Palside Algoritmalar

Çocuklarda humerus medial epikondil k r klar nda orta dönem tedavi sonuçlar

Doç.Dr.Onur POLAT. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde

Çocukluk ve adölesan dönemlerinde görülen dirsek k r kl ç k klar n n cerrahi tedavisi

Kompleks humerus alt uç kırıklarının paralel plaklama tekniği sonrası fonksiyonel sonuçları

Distal Radio Ulnar Eklem Yaralanmaları. Doç. Dr Halil İbrahim Bekler

Dr. Mehmet BAYDAR Baltalimanı Kemik Hastalıkları EAH El Cerrahisi Kliniği

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1

Çocuk suprakondiler humerus kırığında çoklu sinir zedelenmesi

Proksimal interfalangeal eklemin instabil kırıklı çıkıklarının cerrahi tedavisi

Kırık olmadan Akut izole distal radioulnar eklem çıkığı cerrahi tedavisi: Nadir görülen pediatrik olgu sunumu

Distal Humerus Kırıklarında Güncel Tedavi Yaklaşımları (Kondil, Epikondil, İnterkondiler)

Ders Yılı Dönem-V Ortopedi ve Travmatoloji Staj Programı

Çocuk lateral humeral kondil k r klar n n cerrahi tedavisi: Ortalama sekiz y ll k sonuçlar

YÜKSEK TİBİAL OSTEOTOMİ

Hakkari Devlet Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği, Hakkari 3

DEFORMİTE. Sagittal Plan Analizleri (Diz Kontraktürleri) DEFORMİTE (Tedavi Endikasyonlari) DEFORMİTE. Tedavi Endikasyonlari (klinik)

Çocuklarda suprakondiller humerus kırığı sonrası damarsal yaralanmalar

ARAŞTIRMA. Tibia Distal Diafiz Kırıklarında Farklı Cerrahi Tedavi Sonuçlarının Değerlendirilmesi

TİBİA PİLON KIRIKLARINDA AÇIK REDÜKSİYON-İÇTEN TESPİT İLE TEDAVİ SONUÇLARI

redüksiyon ve perkutan çivileme ile tedavisi

Weber B tipi ayak bileği kırıklarının kilitli anatomik distal fibula plağı ile tedavisi

ÜST EKSTREMİTEDE CERRAHİ YAKLAŞIMLAR TEORİK KURSU 30 EKİM Titanic Belek Kongre Merkezi Antalya

Femur Boyun Kırıklarının Tedavisinde Proksimal Femoral Nail Uygulamalarımız

29 Ekim 2015, Perşembe

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Erişkin kubitus varus deformitesinde suprakondiler lateral kapalı kama osteotomisinin iki farklı tespit yöntemi

Çocuk Kırıklarında Yeniden Şekillenmenin Önemi

Genç erişkin femur boyun kırıklarında açık redüksiyon ve internal fiksasyon sonuçları

İlioinguinal yaklaşımla redüksiyon ve tespit yöntemleri

Femur Boyun Kırıklarında İnternal Fiksasyon

Omurga-Omurilik Cerrahisi

KONSERVATİF TEDAVİ UYGULANAN PLATO TİBİA KIRIKLARINDA RADYOLOJİK VE FONKSİYONEL SONUÇLAR UYUMLU MUDUR?

Dördüncü ve beşinci karpometakarpın kırıklı çıkıkları

Atıf BAYRAMOĞLU Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı ERZURUM

Ders Yılı Dönem-V Ortopedi ve Travmatoloji Staj Programı

ÇOCUK ÖNKOL KIRIKLARININ CERRAHİ TEDAVİSİNDE KANAL-İÇİ ELASTİK ÇİVİLEME; 23 HASTANIN GERİYE DÖNÜK ANALİZİ

Çekiç parmakta açık redüksiyon ve K-teli ile internal tespit: Orta dönem takip sonuçları

Kolles kırığı tedavisinde kapalı redüksiyon alçılı tespit ile Kapandji yönteminin karşılaştırılması

TIP FAKÜLTESİ. Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü. Prof. Dr. Eftal Güdemez

Proksimal Humerus Kırıklarının Eksternal Fiksasyonla Tedavisi

Distal Humerus Kýrýklarýnda Tedavi

Sunum planı. Omuz ve humerus yaralanmaları. Omuz anatomisi. Omuz anatomisi. Sternoklavikular eklem çıkıkları. Omuz anatomisi

Erişkinlerde Önkol Kırıkları

AYAK BİLEĞİ LATERAL LİGAMENT YARALANMALARI TEDAVİSİ VE KLİNİK DENEYİMLERİMİZ

İliotibial Bant Sendromu

3 ve 4 Parçalı Humerus Üst Uç Kırıklarının Kilitli Plak ile Tedavisinde Yaş, Cinsiyet ve Kırık Parça Sayısının İşlevsel Sonuçlara Etkisi

ORTOPEDİK YARALANMALARDA İLKYARDIM

ERÝÞKÝN TÝBÝA KIRIKLARININ KÝLÝTLÝ ÝNTRAMEDÜLLER ÇÝVÝLEME ÝLE TEDAVÝSÝ

Primer ve sekonder Tendon onarımları

Pediatrik Femur Diafiz Kırıklarında Traksiyon Sonrası Pelvipedal Alçılama ve Titanyum Elastik Çivi Tedavilerinin Karşılaştırılması

Tibia Plato Kırıklarında Cerrahi Tedavi

The Effect on Clinical and Radiological Results of Open or Closed Reduction in Unstable, Paediatric Forearm Diaphyseal Fracture Surgery

Eklem dışı distal femur kırıklarının tedavisinde retrograd intramedüller çivileme ve köprü plaklama yöntemlerinin karşılaştırılması

Torakolomber Bileşke Patlama Kırıkları

Skafoid Kırık Perilunat Çıkık

SINIRLI YÜZEY DEĞİŞTİRME BAŞARILI MI?

OMUZ VE ÜST KOL BÖLGESİNE YÖNELİK KİNEZYOLOJİK BANTLAMA UYGULAMALARI

Çocuklarda Humerus Suprakondiler Bölge Kırıkları

AO SINIFLAMASINA GÖRE TİP 31-A KIRIKLARININ PROKSİMAL FEMORAL ÇİVİLEME YÖNTEMİ İLE TEDAVİ SONUÇLARI

Giriș. Mehmet Ali Baran, Yașar Mahsut Dinçel, Ozan Beytemür, Sever Çağlar, Oktay Adanır, Ender Alagöz

Çocukluk çağı radius boyun kırıklarının cerrahi tedavisinde uyguladığımız açık yerleştirme ve K-teli ile tespitin fonksiyonel sonuçları

Transkript:

Pamukkale Tıp Dergisi Pamukkale Medical Journal ÇOCUK DEPLASE HUMERUS SUPRAKONDİLER KIRIKLARINDA TRİSEPS KASINI KESMEDEN POSTERİOR YAKLAŞIM POSTERIOR APPROACH WITHOUT DIVIDING TRICEPS MUSCLE IN CHILDREN DISPLACED SUPRACONDYLAR HUMERUS FRACTURES Cemil ERTÜRK*, Mehmet Akif ALTAY*, Ali Murat KALENDER** * Harran Ünversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji AD., Şanlıurfa. ** Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji AD., Kahramanmaraş. Özet Çocukların deplase humerus suprakondiler kırıkları, 2000 ve 2008 yılları arasında posterior yaklaşımla triseps adelesi kesilmeden açık redüksiyon ve internal fiksasyonla cerrahi olarak tedavi edildiler. Gartland tip III kırıklı 27 hastanın 19 u erkek, 8 i kız idi. Ortalama yaş 7.1 yaş (2-14 yaş) idi. Son takipte ortalama takip süresi 21.8 ay; Flynn kriterlerine göre, kozmetik açıdan 25 hastada (%92) çok iyi, iki hastada (%8) iyi sonuçlar alınırken, Fonksiyonel açıdan 23 hastada (%85) çok iyi, dört hastada (%15) iyi sonuçlar alındı. Bu yöntemin, çocukların deplase humerus suprakondiler kırıklarında kolayca ve güvenli olarak kullanılacağını düşünüyoruz. (Pam Tıp Derg 2009;2(3):118-22). Anahtar sözcükler: posterior yaklaşım, triceps kası, çocuk, suprakondiler humerus kırığı, internal fiksasyon. Abstract Displaced supracondylar fractures of the humerus in children were treated surgically by open reduction and internal fixation through a posterior approach without dividing triceps muscle in between 2000 and 2008. There were 27 patients with Gartland type III fractures including 19 male and 8 female. The age was from 2 to 14 years old with the average of 7.1 years. At the final follow-up (mean, 21.8 months), 25 patients (92%) had excellent and two patient ([8%) had good cosmetic result, while 23 patients (85%) had an excellent and four patient (15%) functional results according to Flynn s criteria. We think that this procedure could be performed safely and reliably for displaced supracondylar fracture of the humerus in children. (Pam Med J 2009;2(3):118-22). Keywords: posterior approach, triceps muscle, child, supracondilar humerus fractures, internal fixation. Giriş Suprakondiler humerus kırıkları çocuk kırıkları içerisinde sık görülmektedir [1]. Suprakondiler humerus kırıkları yetersiz veya başarısız tedavi durumunda, kompartman sendromu, Volkman iskemik kontraktürü, damar-sinir yaralanmaları, kubitus varus/valgus deformiteleri, myositis ossifikans, hareket kısıtlılığı gibi bir çok ciddi komplikasyonla sonuçlanabilir [1-3]. Daha çok 4-7 yaş aralığında görülür. Genellikle açık el üzerine düşme sonucu ekstansiyon tipi kırıklar görülürken (%95-98), doğrudan travma ile meydana gelen fleksiyon tipi kırıkların oranı (%2-5) dir [1-3]. Çocukların suprakondiler humerus kırıklarının tedavisinde birçok farklı yöntem kullanılmıştır. Deplase olmamış kırıkların tedavisinde daha çok konservatif tedavi, deplase olanlarda ise cerrahi seçenek ön plana çıkar. Cerrahi yöntem olarak en sık kapalı redüksiyon perkütan çivileme (KRPÇ) yöntemi ve açık redüksiyon internal fiksasyon (ARİF) yöntemi tercih edilebilir [1-3]. Öncelikle KRPÇ yöntemi tercih edilse de kırık redükte edilemiyorsa, açık kırıksa, vasküler yaralanma eşlik ediyorsa ya da skopi cihazının bulunmaması durumunda açık redüksiyon ve ARİF uygulanır. Tedavide temel amaç, dirsek hareketlerinin tam olarak kazanılması ve kozmetik olarak normal bir dirsek görünümünün elde edilmesidir. Bu çalışmada, çocuk humerus suprakondiler deplase kırıkları tedavisinde, posterior insizyonla triseps kesilmeden trisepsin her iki ya- Cemil ERTÜRK Harran Üniv. Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı, Şanlıurfa. e-mail:erturkc@yahoo.com Yazının dergiye gönderilme tarihi: 07.12.2009 Yazının basıma kabul tarihi:28.12.2009

Pamukkale Tıp Dergisi 2009;2(1):118-22. ERTÜRK C. ve ark. nından kırık yüzlerini görerek, ARİF yöntemi uygulanan olguların tedavi sonuçları retrospektif olarak sunumu amaçlanmıştır. Materyal Metod Bu çalışmada 2000-2008 yılları arasında, deplase suprakondiler humerus kırığı nedeniyle tedavi edilmiş olan 27 çocuk hasta (19 erkek, 9 kız; ort. yaş 7.1; dağılım 2-14 yıl) geriye dönük olarak değerlendirildi. 21 hastada sol taraf, 6 hastada ise sağ taraf etkilenmişti. 6 hastada kırık baskın tarafta iken, 21 hastada baskın olmayan taraftaydı. Kırıklar Gartland sınıflamasına göre değerlendirildi ve çalışmaya sadece tip III kırıklı hastalar alındı. Hastaların tümünde ekstansiyon tipi yaralanma vardı. Yaralanma nedeni 22 hastada (%81) basit düşme, 4 hastada (%15) bisikletten düşme 1 hasta ise (%4) yüksekten düşme idi. Kırıkların hepsi ekstansiyon tipinde idi. Yirmi altı kırık [%96] kapalı, bir kırık (%4) açık idi. Açık kırık yara yeri posteriorda yer almaktaydı. Üç hastada ek olarak radius alt uç yaralanması vardı. Bir hastada ek olarak ameliyat öncesi radyal sinir arazı vardı. Deplase suprakondiler humerus kırığı ile başvuran tüm hastalar acil polikliniğimize ilk getirildiğinde standart ön-arka ve yan grafilerle kırıkları değerlendirildi. Nörolojik muayene sonrasında en fazla iki kere elle traksiyonu takiben yumuşak bir manipülasyonla redüksiyon sağlanmaya çalışıldı. Burada amaç, ameliyata kadar dirseği aşırı deplasman ve kötü pozisyondan kurtarmaktı. Dirseğe 90 fleksiyonda uzun kol ateli uygulanmasını takiben tekrar röntgenografi kontrolü yapıldı. Bundan sonra hastalar ameliyata hazırlandı ve mümkün olan en kısa zamanda ameliyata alındı. Tüm hastalara Genel anestezi altında, sırtüstü pozisyonda, kolu 90 abdüksiyonda iken, pnömatik turnike uygulanarak dirseğe posterior yaklaşımla cilt kesisi olekranonun yaklaşık 5 cm proksimalinden başlayıp, hafif kavis vererek orta hatta olekranonun 1-2 cm distaline kadar uzatıldı. Kesinin olekranonun tepesinden geçmemesine özen gösterildi. Ulnar sinir bulunarak korumaya alındı. Ulnar olukta gevşetme yapıldı. Triseps kasının medial ve lateral kenarlarından, kası kesmeden humerusun posterior distal bölgesine ulaşıldı (şekil 1). Her iki yöntemde de kırık redüksiyonu yapıldıktan sonra, iki adet çapraz K teli ile tespit uygulandı. K telleri cilt üzerinde büküldü ve yara kapatıldı. Uzun kol alçı ateli uygulandı. Alçı hastanın yaşına ve radyolojik bulgulara bağlı olarak 2-4 hafta sonra çıkarıldı ve ROM artırıcı egzersizlere başlandı. Olgular, alçı çıkarıldıktan sonra üçüncü aya kadar üç haftalık aralıklarla izlendi; altıncı aydan sonra ise son kontrolüne çağrıldı. Flynn ve ark. [4] önerdiği değerlendirme kriterlerine göre fonksiyonel ve kozmetik etkenler ele alınarak değerlendirildi (Tablo 1). Fonksiyonel olarak, eklem hareketlerinde sağlam tarafa göre kısıtlılık olup olmadığı, var ise bu kısıtlılığın hastanın fonksiyonlarını nasıl etkilediği araştırıldı. Kozmetik sonuçların değerlendirilmesi taşıma açısının goniometre ile karşı tarafla karşılaştırılarak ölçülmesi ile yapıldı. Buna göre; fleksiyonekstansiyon planında 5 dereceden az hareket kaybı var ve sağlam kola göre taşıma açısı farkı 5 dereceden az ise sonuç çok iyi, hareket kaybı ve taşıma açısı farkı 5-10 derece arası ise iyi, hareket kaybı ve taşıma açısı farkı 10-15 derece arası ise orta, hareket kaybı ve taşıma açısı farkı 15 dereceden fazla ise kötü olarak değerlendirildi. Nörolojik yaralanmalar belirlendi ve takip edildi. Çalışmanın istatistikleri Fischer s Exact testi kullanılarak yapıldı. Çalışmamızda değerlendirilen tüm olguların bilgilendirilmiş onam formu alındı. Bulgular Ameliyat öncesinde bir hastada radyal yakınmalar, ameliyattan sonraki iki ay içerisinde geriledi. Bir hastada, ameliyat sonrası gelişen ve turnikenin basıncına bağlı olarak meydana geldiği düşünülen radyal ve median sinir duyu ve motor kaybı saptandı. Hastaya el bileği ve parmakları ekstansiyonda tutan dinamik dirsek üstü spilnti verildi. Ameliyattan iki ay sonra duyu kaybı üç ay kadar sonra motor kaybı düzeldi ve hasta normal dirsek fonksiyonlarına kavuştu. 2 hastada çivi yolu enfeksiyonu tespit edildi ve oral antibiyotik tedavisi ile düzeldi. Bir hastanın radyal taraftaki K telinde migrasyon tespit edildi. Yeterli kaynama elde edildikten sonra çivi uçlarının çıkacağı kadar yaklaşık 2 mm lik bir insizyonla çıkartıldı. Pansuman takiplerinde herhangi bir sorunla karşılaşılmadı. Çoğu hastamız hastaneye geç başvurduğu için kırık oluşumundan sonra ameliyata kadar geçen süre incelendiğinde, kırıktan ortalama 2.3 gün (1-5 gün) sonra opere edilmişlerdir. Hastalar klinik ve radyolojik olarak 21.8 ay (12-36 ay) takip edildiler. Tüm kırıklar kaynadı. Son takipte hiçbir hastada nörolojik deficit, miyozitis ossifikans izlenmedi. Olguların hiç birinde dirsekte ağrı yakınması yoktu. Hastaların son kontrollerinde fonksiyonel ve kozmetik sonuçları Flynn kriterlerine göre değerlendirildiğinde, kozmetik açıdan yirmi beş dirsekte (%92) çok iyi, iki dirsekte (%8) iyi so- 119

Çocuk Deplase Humerus Suprakondiler Kırıkları nuçlar alındı. (Fischer s exact test p=0.49). Fonksiyonel açıdan 23 dirsekte (%85) çok iyi, dört dirsekte (%15) iyi sonuç alındı. (Fischer s exact test p=0.11). Kırıklı dirsek ile sağlam dirseğin karşılaştırılması sonucu arada anlamlı fark bulunamadı. Tartışma Humerus suprakondiler kırıkları, çocukluk çağında sıklık bakımından önkol kırıklarından sonra 2. sırada olup; tüm çocuk kırıklarının %5-10 unu, çocuk dirsek kırıklarının yaklaşık % 50-70 ini oluşturur [1-3]. Çocuklardaki deplase tip 3 humerus suprakondiler kırıklarının tedavisinde, Volkman iskemik kontraktürü, sinir yaralanması, kubitus varus/valgus ve dirsek ekleminde sertlik karşılaşılan sorunlardır [5,6]. Bu kırıkların tedavisinde ki temel amaç komplikasyonlardan kaçınmak ve mükemmel fonksiyonel ve kozmetik sonuçlar elde etmektir [6,7]. Yüksek sayılı çalışmalarda genellikle erkek çocuklarda daha sık olduğu bildirilmektedir, bu bulgu çalışmamızla uyumludur. Bu sonucun erkek çocukların daha hareketli ve atik olmalarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Taraf olarak değerlendirildiğinde büyük serileri içeren yayınlarda %63 solda, %37 sağda görüldüğü bildirilmiştir [8,9]. Bizim serimiz için bu değer %78 sol ve %22 sağ olarak tespit edilmiştir. Humerus alt ucunun remodelasyon kapasitesi, travmadan etkilenmesi ve bunun matürasyonda oluşacak dirsek geometrisine etkisi gibi konular henüz tartışmalıdır. Bu yüzden deplase suprakondiler humerus kırıklarının tedavisinde ana amaç anatomik bir repozisyon ve bunun mümkün olan en stabil ve az morbid bir fiksasyon türü ile desteklenmesidir [1-3]. Deplase suprakondiler humerus kırıkları cerrahisinde günümüzde en çok benimsenen yöntem; Eğer kırık kolayca redükte edilebiliyorsa, açık kırık değilse ya da ek damarsal ve sinirsel yaralanma yoksa ve skopi olanağı bulunuyorsa KRPÇ olmalıdır [4,6,10-12]. KRPÇ de kırık hattının açılmaması, enfeksiyon riskinin az olması, turnike uygulamasına gerek kalmaması nedeniyle özellikle turnike basısına bağlı radyal sinir yaralanması görülmemesi gibi üstünlükleri vardır [1-3,7,10]. Ancak bunun yanında KRPÇ yönteminin deneyim gerektirmesi ve radyasyona maruz kalması gibi olumsuz yönlerinin yanında uygulanan işleme bağlı sinir yaralanmaları ve kırık redüksiyonun kapalı değerlendirilmesi sonucu redüksiyon kaybına bağlı kubitus varus/valgus gibi komplikasyonlarda daha sık görülmektedir [5,6,13-15]. Açık kırık cerrahisinde hangi tür yaklaşım ve insizyonların kullanılması seçeneği halen tartışmalıdır. Cerrahi girişim anteriordan, posteriordan, medialden, lateralden ya da çift insizyonlu (medial ve lateral) olabilmektedir. Her yaklaşımın kendine göre üstünlükleri ve olumsuz önleri bulunmaktadır. Öztürk ve ark. [8] lateral ve posterolateral inzisyon kullanarak olgularını karşılaştırmış, lateral insizyonun hem daha basit olması hem de dirsek ve kırık hattı anterior dokuların daha iyi gösterilmesi bakımından tercih edilmesi savunmuştur. Eren ve ark. [16] medyal ve lateral girişim yaptıkları olgularını karşılaştırmışlar, medial girişimin daha çok nebde bırakması ve ulnar sinirin daha iyi korunduğu vurgularken, fonksiyonel olarak lateral ve medyal yaklaşım arasında bir fark bulunmadığını belirtmiştir. Ay ve ark. [17] anterior girişimi kullanarak nörovasküler yapılara daha güvenle yaklaşıldığını savunmuştur. Posterior yaklaşımın eklem hareket kaybına neden olunmasından dolayı dezavantaj gibi görünmesine karşın, açık redüksiyon sırasında her iki korteksin doğrudan ortaya konmasıyla yetkin bir cerrahi açılım sağlanabilmektedir [14]. Kırık hattına posterior yaklaşım sırasında triseps kasının dil şeklinde kesilerek ulaşılması kas gücünde azalma ve eklem hareket açıklığında kısıtlılığa neden olması dezavantaj olarak görünmesine karşın; Gürkan ve ark. [12] yaptıkları uzun dönemli çalışma da kullandıkları tekniğin ek bir morbidite yaratmadığını ve cerrah açısından güvenilir bir yöntem olduğu belirtilmiştir. Bombacı ve ark. [11] posterior ve lateral insizyonlu olgularının karşılaştırmasında, lateral yaklaşım uygulanan olgularda humerus alt ucunun anteriorda tam olarak ortaya konulmaması sonucu medyal kortekste yeterli redüksiyon ve tutunmanın sağlanamadığını vurgulamıştır. Bu nedenle posterior yaklaşımın daha avantajlı olduğunu savunmuştur. Ancak posterior yaklaşımlı bir olgusunda kesi yerinde cilt nekrozu geliştiği için humerusun her iki kenarına ulaşmak için, lateral yaklaşıma göre daha fazla disseksiyon gerektiğini belirtmiştir. Bizde olgularımızda posterior yaklaşımı kullandık. Trisepsi kesmeden her iki yandan kırık kenarlarına ulaştık. Ancak cilt kesisini düz değil daha kavisli ve olekranonun tepesinden geçmeyip, daha lateralinden uzanacak şekilde uyguladığımız için, olgularımızda olekranon üzerinde ağrılı nedbe dokusu ve yara du- 120

Pamukkale Tıp Dergisi 2009;2(1):118-22. ERTÜRK C. ve ark. daklarında nekrozla karşılaşmamamızın nedeni olabilir. Bu şekilde açılımla rahatlıkla suprakondiler bölgedeki her iki kolonun görülmesi mümkün olduğundan, bizce daha agresif triseps kasının dil şeklinde kesilmesine gerek olmadığını düşünüyoruz. Literatürde deplase suprakondiler kırık için çeşitli çivi konfigürasyonları tartışılmıştır.herzenberg ve ark. [18] Köpek modelinde humerus suprakondiler kırığı oluşturup, çeşitli çivi konfigürasyonları kullanarak rijit tespitler ve hem medyalden, hem de lateralden çapraz olarak tespit edilen olgularda en iyi sonucun alındığını göstermişlerdir. Zionts ve ark. [19] da en dayanıklı K teli kompozisyonunun medyal ve lateral yerleşimli iki çapraz K teli olduğunu bildirmiştir. Gürkan ve ark. [12] ile Altay ve ark. [7] aynı konfigürasyonu kullanmışlar başarılı sonuçları bildirmişlerdir. Bizde serimizdeki tüm tespitlerde çapraz K teli uyguladık ve stabilizasyonun yeterli olduğu kararına vardık. Cerrahi zamanlamada halen tartışmalıdır. Melhman ve ark. [20] cerrahi zamanlamanın morbidite üzerinde olumlu ya da olumsuz bir etki yaratmadığını belirtmiştir. Gürkan ve ark. [12] da cerrahi zamanlama ile ameliyatın başarısı arasında ilişki kuramamıştır. Ayrıca nörovasküler patolojisi olmayan deplase suprakondiler humerus kırıklı bir hastayı hemen; plan ve programsız olarak ameliyat etmek yerine, uygun elektif koşullarda ameliyat etmeyi önermektedir. Olgularımızı ortalama 2.3 günde ameliyat etmemize karşın olumsuz bir sonuçla karşılaşmadık. Ancak tedavinin anestezi, ekipman ve cerrahi ekibin uygun olan en kısa sürede sağlanması genel olarak kabul edilmiş bir uygulamadır. Sonuç olarak, deplase humerus suprakondiler kırıklarının tedavisinde triseps kasını kesmeden posterior yaklaşımın kusursuz bir redüksiyon sağladığı, kubitus varus-valgus deformitesine yol açmadığı, hareket ve taşıma açısı kaybının en az olduğu, kısa öğrenme eğrisi ve kolayca uygulanabildiğini vurgulayabiliriz. Ayrıca son yıllarda sıkça karşılaşılan medikolegal sorunlar göz önünde bulundurulduğunda, her türlü sürpriz nörovasküler komplikasyona açık ve uzun bir öğrenme eğrisi gerektiren tekniklerin yerine, daha sağlamcı tekniklerin seçilmesinin daha doğru olacağı düşüncesindeyiz. Kaynaklar 1. Tachdjian MO: Supracondylar fractures of the humerus. In: Tachdjian MO, editor. Pediatric orthopedics. Vol: 4.2 nd ed. Philadelphia: WS Saunders Co, 3058-99, 1990. 2. Wilkins KE, Beaty JH, Chambers HG, Toniolo RM. Fractures and dislocations of the elbow region. In: Rockwood CA, Wilkins KE, Beaty JH, eds. Fractures in Children. Philadelphia: Lippincott- Raven;1996:669-752. 3. Green NE. Fractures and dislocations about the elbow. In: Green NE, Swiontkowski MF, eds. Skeletal Trauma in Children. Philadelphia: W.B. Saunders; 1998: 259-318. 4. Flynn JC, Matthews JG, Benoit RL. Blind pinning of displaced supracondylar fractures of the humerus in children. J Bone Joint Surg 1974; 56A: 263-72. 5. Otsuka NY, Kasser JR. Supracondylar fractures of the humerus in children.j Am Acad Orthop Surg 1997:5:19-26. 6. Pirone AM, Graham HK, Krajbich JL. Management of displaced extension-type supracondylar fractures of the humerus in children. J Bone Joint Surg Am 1988;70-A:641-50. 7. Altay MA, Akmeşe R. Deplase çocuk humerus suprakondiler kırıklarında kapalı redüksiyon ile lateralden mini insizyonla açık redüksiyon sonrası çapraz kirschner teli uygulamalarının karşılaştırılması.harran Üniv Tıp Fak Dergisi 2008;5:24-30. 8. Öztürk H, Kural C, perçin S, Bulut O, Acıel M. Çocuklarda humerus suprakondiler kırıklarının cerrahi tedavi sonuçları. C Ü Tıp Fak Dergisi 2003;25:129-134. 9. Kurer MHJ Completely displaced supracondylar fracture of the humerus in children. Clin Orthop Relat Res 1988; 5:205-14. 10. Ekşioğlu F, Güdemez E, Sepici B. Çocuk suprakondiler deplase humerus kırıklarında açık redüksiyon internal fiksasyon yöntemi ile kapalı redüksiyon perkütan çivileme yönteminin karşılaştırılması. Artroplasti Artroskopik Cerrahi 2000;11:173-8. 11. Bombacı H, Gereli A, Küçükyazıcı Ö, Görgeç M, Deniz G. Supra kondiler humerus kırıklarında cerrahi yaklaşımın sonuca etkisi. Ulusal Travma Acil Cerrahi Derg 2007;13:49-54. 12. Gürkan V, Orhun H, Akça O, Ercan T, Özel S. Çocuklardaki deplase suprakondiler humerus kırıklarının tedavisinde triseps kasının ters V şeklinde kesilmesiyle sağlanan redüksiyon ve iki adet çapraz K-teli ile tespit. Acta Orthop Traumatol Turc 2008;42:154-60. 13. Royce RO, Dutkowsky JP, Kasser JR, Rand FR. Neurologic complications after K-wire fixation of supracondylar humerus fractures in children. J Pediatr Orthop 1991;11:191-4. 14. Brown IC, Zinar DM Traumatic and iatrogenic neurological complications after supracondylar humerus fractures in children. J Pediatric Orthop.1995: 440-3. 15. Lyons JP, Ashley E, Hoffer MM. Ulnar nerve palsies after percutaneous cross-pinning of supracondylar fractures in children s elbows. J Pediatr Orthop 1998;18:43-5. 16. Eren A, Ozkut AT, Altintas F, Guven M. Çocuklarda suprakondiler humerus tip III kırıkların tedavisinde lateral ve medial girişimler ile cerrahi tedavi sonuçlarının fonksiyonel ve kozmetik açıdan karşılaştırılması. Acta Orthop Traumatol Turc 2005;39:199-204. 17. Ay S, Akinci M, Kamiloglu S, Ercetin O. Open reduction of displaced pediatric supracondylar humeral fractures through the anterior cubital approach. J Pediatr Orthop 2005;25:149-53. 18. Herzenberg JE, Koreska J, Carroll NC, Rang M. Biomechanical testing of pin fixation techniques 121

Çocuk Deplase Humerus Suprakondiler Kırıkları for pediatric supracondylar elbow fractures. Orthop Trans 1988;12:678-9. 19. Zionts Le, McKellop HA, Hathaway R. Torsional strength of pin configurations used to fix supracondylar fractures of the humerus in children. J Bone Joint Surg.1994; 76: 253-6. 20. Mehlman CT, Strub WM, Roy DR, Wall EJ, Crawford AH. The effect of surgical timing on the perioperative complications of treatment of supracondylar humeral fractures in children. J Bone Joint Surg Am 2001;83:323-7. 122