TÜRK EKONOMİSİNİN MAKROEKONOMİK ÖZELLİKLERİ VE BEKLENTİLER



Benzer belgeler
Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

TÜRKİYE AÇISINDAN EURO NUN ROLÜ

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )


ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

31/12/2004 tarihli Bilanço (YTL) 31/12/2004 tarihli Gelir Tablosu (YTL) Varlıklar (+) 10,122,098.- Borçlar (-) -20,410.-

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu Aslı Kazdağlı

8. Finansal Piyasalar. 8.1 Finansal Koşullar ve Para Politikası

internet adreslerinden

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

31/12/2004 tarihli Bilanço ( YTL) Varlıklar (+) 1,162,813.- Borçlar (-) -2,913.- Gelirler Toplamı 108, Giderler Toplamı -39,305.-.

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

01/01/ /12/2004 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPORU

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA)

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI (DÖVİZ) EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2004 YILI FAALİYET RAPORU

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

internet adreslerinden

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

31/12/ /03/2012 tarihleri arasında fon getirisi %2,11 olarak gerçekleşirken, yönetici benchmarkının getirisi %2,49 olarak gerçekleşmiştir.

Balayı bitti, yeni bir dönem başladı

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Çıkış Stratejisi Genel Çerçevesi

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

BNP PARIBAS CARDIF EMEKLİLİK A.Ş. BAŞLANGIÇ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2013 YILI İLK YARI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

1- Ekonominin Genel durumu

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

İDARE MERKEZİ ANKARA, 28 Ocak 2014

internet adreslerinden

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

MALİYE POLİTİKASI II

Merkez in 2016 Para ve Kur Politikası..! Kararlı para politikası duruşu enflasyonu düşürmekte temel belirleyici olmuştur..!

1- Ekonominin Genel durumu

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

EKİM Emeklilik Fon Bülteni. bnpparibascardif.com.tr /

Reel Sektör Risk Yönetimi

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

1- Ekonominin Genel durumu

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Güncel BES Verileri. Toplam Fon Büyüklüğü (milyar TL) 43,75. Faizsiz Fon Büyüklüğü (milyar TL) 1,85 152,31

02/02/2005 tarihli Fon Kurulu toplantısında fonun bağımsız denetim ve vergi denetim ücretlerinin 01/02/2005 tarihinden itibaren fon malvarlığından

2016 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 26 Ocak 2016 Ankara

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

Güncel Ekonomik Yorum

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU(EURO) YILLIK RAPOR

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

30/12/2005 tarihli Bilanço (YTL)

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı


CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

Bu sunum, borç stoku ve borçlanma ile ilgili güncel bilgileri. kamuoyuna kapsamlı olarak sunmak amacıyla hazırlanmıştır ve

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU İKİNCİ 3 AYLIK FAALİYET RAPORU

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR (2004 / II.Çeyrek)

2011 Yılında Enflasyonu Belirleyen Unsurlar

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

Sayı: Ocak 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Toplantı Tarihi: 21 Ocak 2014

AVRO BÖLGESİ NDE YENİ KORKU: DEFLASYON Mehmet ÖZÇELİK

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ MAYIS 2018

EKONOMİK GÖRÜNÜM Bursa Ticaret ve Sanayi Odası

internet adreslerinden

İDARE MERKEZİ ANKARA, 27 Ocak 2015

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Bakanlar Medya A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporuna İlişkin 2. Değerlendirme Raporu

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİNDEKİ SON GELİŞMELERE ÇANAKCI. Hazine Müsteşarı. 11 Ağustos A

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

Ödemeler Dengesi Bülteni

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Mart Emeklilik Fon Bülteni. bnpparibascardif.com.tr /

1- Ekonominin Genel durumu

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

Transkript:

TÜRK EKONOMİSİNİN MAKROEKONOMİK ÖZELLİKLERİ VE BEKLENTİLER GAZİ ERÇEL Başkan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Prag, 26 Eylül 2000 Türk ekonomisinin son 25 yıldır yaşadığı enflasyon olgusunun kısa bir açıklamasını yapmak istiyorum. Daha sonra 2000 yılında uygulamaya konan Enflasyonla Mücadele Programı çerçevesinde şimdiye kadar enflasyon cephesinde kaydedilen gelişmelere ve geleceğe yönelik beklentilere değineceğim. Türkiye yaklaşık 65 milyonluk genç ve artan nüfusuyla dünyanın en büyük gelişen piyasalarından biri olmasına karşın, geçmiş otuz yılda yaşanan yüksek ve kronik enflasyon, Türk piyasalarını diğer gelişen piyasa ekonomilerine oranla daha kırılgan bir duruma getirmiştir. Örneğin, Türkiye deki yabancı portföy yatırımları ile doğrudan

yatırımların ekonominin hacmine göre çok yetersiz kaldığını görüyoruz. Kronik yüksek enflasyon ve bütçe açıkları, ülkenin potansiyelini tam anlamıyla kullanmasını önleyen iki temel sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Enflasyonun ekonomi üzerindeki birinci etkisi, istikrarsız büyüme dinamiğidir. Büyüme, değişken olmakla kalmamış, en başarılı gelişen piyasaların ortalamasının da oldukça altında gerçekleşmiştir. Türkiye deki enflasyonun en önemli nedeni kamu maliyesi ve özellikle de kamu açıklarının finansmanındaki yapısal zayıflıklardır. Bütçe açığı, son on yıl boyunca sürekli olarak artmış ve sonuçta 1999 yılında iki-haneli rakamlara ulaşmıştır. 2000 yılı başında hükümet, bir Stand-by anlaşması ile Uluslararası Para Fonu tarafından desteklenen 3 yıllık bir enflasyonla mücadele programı başlatmıştır. Daha öncekilerin aksine bu program, gerekli siyasi desteğe sahip olup, en önemli özelliği ileriye dönük düşünce tarzıdır. Bunun dışında Türkiye ilk kez böylesine kapsamlı bir enflasyonla mücadele programı başlatmıştır. Ayrıca programın ilan edilmesinden önce, hükümet önceden harekete geçmiş ve yapısal alanda ciddi önlemler almıştır. Enflasyonla Mücadele Programının ana hedefleri şunlardır: Yapısal reformlarla desteklenen maliye, gelirler, para ve kur politikalarının tutarlı, güçlü, güvenilir ve kararlı bir şekilde ve koordineli olarak yürütülmesiyle, TÜFE nin 2000 sonuna kadar yüzde 25 e, 2001 yılı sonuna kadar yüzde 12 ye ve 2002 yılı sonuna kadar yüzde 7 ye düşürülmesi,

Reel faiz oranlarının makul düzeylere çekilmesi, Ekonomideki kaynakların daha etkin ve adil dağılımının sağlanması. Stand-by anlaşması ile desteklenen üç yıllık enflasyonla mücadele programı çerçevesinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak, gelecek üç yıl için uygulayacağımız para ve kur politikası ilkelerini 1999 yılı sonunda açıkladık. Programa göre, 1 ABD Doları + 0.77 EURO dan oluşan kur sepetinin bir yıllık dönem boyunca günlük olarak ilan edilmesi öngörülmüştür. Hedeflenen enflasyona uygun olarak dövizin düşük oranda değer kaybetmesine dayalı para politikasına aktif bir rol verilmiş ve böylece enflasyonist beklentiler için nominal bir çapa sağlanmıştır. Kur taahhüdü, güçlü kamu maliyesi ve kamu sektöründe uygulanan tutarlı gelirler politikasıyla desteklenmiştir. Önceden açıklanan kur sistemi, piyasanın genel gidişatını etkileyen en önemli değişken olarak, hükümetin gösterdiği çabalara güvenilirlik sağlamıştır. Bu ayrıca, yapışkan enflasyonu ortadan kaldırmanın en uygun aracı olup, önceden açıklanan üç-aylık hedefler, resmi enflasyon hedefinin benimsenmesi için gerekli piyasa güvenini oluşturacak ve böylece enflasyonun aşağı çekilmesine yardımcı olacaktır. Enflasyon düştükten sonra, para politikasına esneklik kazandırmak amacıyla, programa önceden açıklanan bir çıkış stratejisi dahil edilmiştir. Söz konusu şeffaf ve ileriye dönük çıkış stratejisi, önceden belirlenmiş bir doğrultuda ve belirli bir zaman dilimi içerisinde kur esnekliğinin artmasına olanak tanıyacaktır.

Genişleyen simetrik bant içinde kademeli olarak daha esnek bir kur sistemine geçiş Temmuz 2001 de gerçekleşecektir. Buna göre, bandın toplam genişliği 2001 yılı sonunda yüzde 7.5 a, 2002 yılı ortasında yüzde 15 e ve 2002 yılı sonunda yüzde 22.5 a ulaşacak şekilde kademeli olarak genişletilecektir. Bant uygulaması sırasında Merkez Bankası, bant dahilinde kalındığı sürece kur dalgalanmalarını yakından izleyecek ve piyasada istikrarı sağlamak için faiz oranlarını daha aktif bir şekilde kullanacaktır. Göreceli olarak sabitlenen kurlardan giderek esnekleşen kurlara geçiş, enflasyonun düşürülmesi ve rekabet gücü arasındaki denge açısından güvenilir bir yaklaşımı temsil etmektedir. Maliye ve gelir politikalarıyla desteklenen döviz kuruna dayalı bir istikrar programı, enflasyonist ataletin başlangıçta kararlılıkla önlenebilmesi açısından en doğru yaklaşımdır. Öte yandan uygulanan para politikasına göre, para tabanı yalnızca Merkez Bankası nın net dış varlıklarındaki oynamalara bağlı olarak değişmektedir. Merkez Bankası yeni para politikasıyla aynı zamanda Stand-by anlaşmasının performans ölçütleri olan, net iç varlıklar için bir üst tavan ve net uluslararası rezervler için de bir alt taban belirleyerek hükümetin enflasyonla mücadele programına destek vermektedir. Net iç varlıkların üst tavanı her üç aylık dönem sonu için belirlenmiştir. Ancak bu üst limitin, dönem içinde üst ve alt sınırları bir önceki üç aylık dönem sonu para tabanı rakamlarının artı-eksi yüzde 5 i olarak belirlenmiş paralel bir bant dahilinde dalgalanmasına da müsaade edilmektedir. Böylece net iç varlıklarda bir ölçüye kadar değişkenliğe izin verilmesiyle, faiz oranlarındaki ani ve aşırı dalgalanmalar önlenebilmektedir.

2000 yılında net iç varlıklarını sabit tutan Merkez Bankası, Türk lirası likiditeyi net dış varlıklarındaki değişmelere göre yaratmayı amaçlamıştır. Bunu gerçekleştirmek için döviz rezervlerinin iç yükümlülükleri karşılayacak düzeyde olması gerekmektedir. Biz bir nevi para kurulu gibi çalışmaktayız. Aradaki fark, para kurulu uygulamasında döviz kurlarının ABD Doları, Alman Markı ya da Euro gibi belirli bir para birimine sabitlenmesidir. Merkez Bankası ayrıca, döviz girişlerinin yoğunlaştığı dönemlerde uygulanmış olan sterilizasyon yoluyla iç varlıkların azaltılması politikasından da vazgeçmiştir. Konuşmamın bu bölümünde, enflasyonla mücadele programı kapsamında, Türk ekonomisinde şimdiye kadar kaydedilen gelişmelerin bir özetini sunmak istiyorum. Programın hedefleri doğrultusunda çok önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Uluslararası petrol fiyatlarındaki hızlı artış, Euro nun değer kaybı ve gelişen piyasalara fon girişlerindeki azalma gibi olumsuz dış gelişmelere karşın, enflasyon 2000 yılının ilk sekiz ayında, 1986 yılından beri en düşük düzeyine inmiştir. Programın performansı ile ilgili değerlendirmeler üç grupta toplanabilir. 1- Beklenenden daha iyi performans: Kamu maliyesinde hızlı bir iyileşme kaydedilmiştir. Yılın ilk sekiz ayında gelirler tahminlerin ötesinde artarken, harcamalarda disiplin sağlanmıştır. Sözkonusu dönemde, faiz dışı bütçe fazlası 10.8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam geçen yılın aynı döneminde 1.3

milyar dolar idi. Bu gelişme, uzun dönemde bütçe üzerindeki faiz yükünü azaltacak ve iç borçların GSMH içindeki payını geriletecektir. Enflasyonla mücadele programının en göze çarpan etkisi, faizlerdeki büyük düşüş olmuştur. Geçen yıl yüzde 100 olan ortalama faiz oranları, yılın ilk sekiz ayında yüzde 35 e düşerek gelecek dönem için önemli ölçüde faiz tasarrufuna yol açmıştır. Aylık değer kaybının kur sepeti bazında açıklanmasıyla döviz kurunda azalan belirsizlik, iç borç risk primini önemli ölçüde düşürmüştür. Önceden ilan edilen kur mekanizması hükümete inandırıcılık kazandırmış, bu da hepimizin bildiği gibi, piyasa üzerinde olumlu bir etki yaratmıştır. Özelleştirme programı çok hızlı bir başlangıç yapmıştır. 2000 yılının ilk sekiz ayında, POAŞ, TÜPRAŞ ve GSM lisanslarının satışından toplam 5.1 milyar dolar elde edilmiştir. Bu rakam, 2000 yılı için hedeflenen 7.6 milyar doların üçte ikisini oluşturmakta olup, 15 yıldan fazla bir süre içinde elde edilen toplam özelleştirme gelirlerinden daha yüksektir. Yılın tamamı için belirlenmiş olan Dış Borçlanma hedefine şu anda ulaşılmış bulunmaktadır. AB üyeliğine adaylık süreci, Uluslararası Para Fonu tarafından desteklenen güçlü bir enflasyonla mücadele programı ile uluslararası derecelendirme kuruluşlarının olumlu görüşleri yabancı yatırımcının güvenini arttırmış, böylece Hazine şu ana kadar uluslararası piyasalardan 7.1 milyar dolar borçlanma gerçekleştirmiştir. 2000 yılında Türkiye, dış borç portföyünün vadesini uzatmada başarılı olmuş ve piyasadaki gelişmelere hızla karşılık verebilecek

esnek bir borçlanma planı geliştirmiştir. Hazine, ilk defa 2000 yılı başında uluslararası sermaye piyasalarından 30 yıl vadeli borçlanma gerçekleştirmiştir. 1.5 milyar dolar tutarındaki 30 yıllık tahvil ihracı, şimdiye kadar kaydedilen en yüksek tahvil miktarı olup, yatırımcılardan yüksek talep gelmiştir. Tahviller 93 ü Avrupa da, 87 si ABD de olmak üzere toplam 180 yatırımcıya satılmıştır. Başarılı zamanlama, dikkatle hedeflenen plasmanlar ve fiyatlamanın sonucunda, Türk tahvilleri JP Morgan Gelişen Piyasalar Tahvil Endeksi (EMBI) tarafından da ölçüldüğü gibi beklentilerin ötesinde performans göstermiştir. Ayrıca, Türkiye nin ABD doları cinsinden üç adet tahvilinin, Ağustos1999 da JP Morgan ın EMBI Küresel Endeksi ne dahil edilmesi ABD deki fonların cezbedilmesi hususunda çok etkili olmuş ve böylece yatırımcı tabanımız genişlemiştir. Buna ek olarak, Türkiye euro ve dolar cinsinden başarılı euro-tahvil ihraçları gerçekleştirmiştir. Bu tahviller ikincil piyasalarda çok iyi performans göstermiştir. Euro cinsinden euro-tahvillerin faiz marjları, aynı vadeleri taşıyan Arjantin ve Brezilya nın tahvillerinden daha düşük, dolar cinsinden euro-tahvillerin faiz marjları ise Arjantin, Brezilya, Meksika ve Kolombiya tahvillerine göre daha aşağı düzeylerde gerçekleşmiştir. 2- Hedeflerle uyum içinde performans: Program, ekonomik büyüme yönünden çok iyi sonuçlar vermiş, ve büyümeye dayalı politikalar ve yapısal reformlar için uygun bir zemin hazırlayacağına ilişkin beklentileri doğru çıkarmıştır. Ekonomi, 1999

yılında, politik istikrarsızlığa, yüksek reel faiz oranlarına ve depremlerin olumsuz etkilerine bağlı olarak, yüzde 6.4 oranında küçülmüştür. 2000 yılının ilk yarısında ise, özellikle iç talepteki artış nedeniyle yüzde 4.3 genişlemiştir. Özellikle iç talep artışına, en büyük ticari partnerimiz olan Avrupa da beklenen iyileşmeye, tarımda bu yıl kaydedilen ürün artışına ve turizm gelirlerinin artmasına bağlı olarak yılın tamamında ekonomide bir iyileşme beklenmektedir. Mali disiplinin bir sonucu olarak sağlanan diğer başarılar ise, düşük faiz oranlarına bağlı olarak kredilerde görülen artış ve başarılı dış borçlanmadır. Kur ve para politikası kararlılıkla uygulanmaktadır. Şu ana kadar kur sepeti, yılın ilk çeyreği için aylık yüzde 2.1, ikinci çeyreği için yüzde 1.7 ve üçüncü çeyreği için yüzde 1.3 olarak belirlenen hedefler doğrultusunda değer kaybetmiştir. Programından başlamasından bu yana resmi döviz rezervleri güçlü düzeyini korumuş olup, net uluslararası rezervler asgari performans kriterinin oldukça üzerindedir. Net iç varlıklar da, hedeflenen eksi 1200 trilyon TL düzeyinde kalmıştır. Konuşmanın bu noktasında, enflasyonu düşürme programının önceden yapılan bir dizi düzenleme ile desteklendiğini vurgulamak isterim. Uzunca bir süredir beklemekte olan yapısal reformların büyük bir bölümü Haziran 1999 dan beri başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Yapısal reformlar, kamu maliyesinde yapılan düzenlemelerin sürdürülmesinde, ekonomide verimliliğin arttırılmasında ve özelleştirme gelirleri yoluyla kamu borçlarının azaltılmasında hayati bir rol oynamaktadır.

Bir dizi küçük ve orta ölçekli bankanın birleşmesi veya devrine yol açabilecek düşük enflasyon ortamının beklentisiyle hükümet, yeni Bankalar Yasası nı parlamentodan geçirmiştir. Bu yasayla, bankacılık sektöründeki şeffaflığı artırmak ve meslek ahlakını yerleştirip zararları azaltmak amacıyla bağımsız bir denetleme organı oluşturulmuştur. Depremden hemen sonra parlamentodan geçen yeni Sosyal Güvenlik Yasası, asgari emeklilik yaşını yükseltmiş ve işsizlik sigortası uygulaması için gerekli yasal altyapıyı oluşturmuştur. Kamu maliyesi alanında yapılan önemli iyileştirmeler arasında, daha etkin bir muhasebe sisteminin yürürlüğe girmesi, vergi idaresinin güçlendirilmesi, vergi tahsilatının arttırılması ile bütçe-dışı fonların kaldırılması yer almaktadır. Özelleştirme ana reformlardan biri olmuştur. Özelleştirme, bir taraftan ekonominin kilit sektörlerinde önemli verimlilik artışlarına yol açarken, diğer taraftan da bütçe gelirlerini arttırmaktadır. Bu çerçevede parlamento ayrıca, kuruluşlararası anlaşmazlıkların çözümü için uluslararası tahkimi öngören ve önceki işlemleri de kapsayan Tahkim Yasası nı kabul etmiştir. Bunun dışında, Türk Telekom Yasası nın geçmesi de, başarılı bir özelleştirme programının kapılarını açan önemli bir adım olmuştur. Sermaye Piyasası Yasası, Sermaye Piyasası Kurulu nun düzenleme ve denetleme yetkisini güçlendirerek şeffaflığı arttırmayı, şirket yönetimi ve azınlık hisselerinin haklarını iyileştirmeyi amaçlamıştır. Program çerçevesinde, tarım reformu alanında da bazı temel yapısal değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Bunlardan en önemlisi, kredi

sübvansiyonlarının devlet bankalarından elinden alınmasıdır. Bunun muhtemel olumsuz etkileri, tarım kredileri de dahil olmak üzere, banka kredi faiz oranlarında gözlenen hızlı düşüşle dengelenmiştir. Bu da makroekonomik yapının iyileştirilmesinden kaynaklanmaktadır. Haziran ayında, Türkiye deki tarım politikasının temel değişkeni olan buğdayın fiyatı hedeflenen enflasyon ile aynı çizgide seyretmiştir. Bu da, enflasyonu düşürme programını uygulama ve popülist politikalara karşı koyma konusundaki kararlılığımızı kanıtlamaktadır. Yurtiçi fiyatların dünya fiyatlarıyla uyum içinde olması ekonomik kaynakların daha etkin dağılımını sağlayacaktır. İlk iki ayda enflasyon beklenenin üzerinde gerçekleşmesine rağmen, 2000 yılının sonraki altı ayında, TÜFE ve TEFE 1986 yılından bu yana en düşük düzeylerde gerçekleşmiştir. Beklenenden daha düşük bir performans: Cari işlemler açığı 2000 yılının ilk yarısında 5.6 milyar ABD dolarına yükselmiştir. Bu rakam geçen yılın aynı döneminde 103 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Açığın en büyük nedeni ithalattaki artış olmuştur. Bu da, faiz oranlarındaki ani ve büyük düşüşe, petrol fiyatlarındaki beklenmeyen artışa, hammadde ve ara malların hızla yeniden stoklanmasına bağlı olarak özellikle geçen yıldan beri ertelenen iç talepteki patlamadan kaynaklanmıştır. Üçüncü üç aylık dönemde, mevsimsel nedenlere bağlı olarak turizmden ve işçi dövizlerinden sağlanan gelirlerin açığı telafi edeceği tahmin

edilmektedir. Yılın tamamı için cari işlemler açığının 6-7 milyar dolar civarında gerçekleşmesi beklenmektedir. Kura-dayalı istikrar programı çerçevesinde reel GSMH büyümesi ve dış borçların GSMH ya olan oranı dikkate alındığında, Türkiye de cari işlemler açığı için sürdürülebilir düzeyin GSMH nın yüzde 4 ü ya da 5 i olacağı tahmin edilmektedir. Böylece, olağanüstü durumlarda iki katına çıkabilecek olan mevcut cari işlemler açığı düzeyinin programın dengelerini bozmayacağı düşünülmektedir. Buna ek olarak, sahip olduğumuz güçlü döviz rezervleri para programına gerekli desteği verirken, cari işlemler dengesinin sürdürülebilirliğine katkıda bulunmaya devam edecektir. Böylece, ithalatın beklenenden daha yüksek gerçekleşmesi, enflasyonla mücadele programının başarısı için bir tehdit oluşturmayacaktır. Bunun dışında, kura-dayalı enflasyonu düşürme programı ile birlikte uygulanan sıkı maliye politikası, faizlerin düştüğü ve iç talebin yükseldiği bir ortam yaratırken, cari işlemler dengesinde geçici bir bozulmaya neden olmuştur. Ancak kamu maliyesinde sağlanan disiplinin olumlu etkisi, 2001 yılından başlamak üzere kamu açığını aşağı çekecek, bu da cari işlemlerin bozulan dengesini düzeltecektir. Son olarak, enflasyonun akıllardan kolayca silinmeyen izlerin yanı sıra olumsuz dış gelişmeler de, enflasyon beklentilerinin azalmasını engellediğini vurgulamak istiyorum. Bu beklentiler enflasyon alışkanlıklarının kırılmasında çok önemli bir rol oynamaktadır. Enflasyon alışkanlıklarının üstesinden gelebilmek toplumun bütün kesimlerinin uzlaşma temelinde biraraya gelerek güçlerini birleştirmeleri şarttır.

Bu yıl için belirlenen yüzde 25 lik enflasyon hedefi ara bir hedeftir. Üç-yıllık bir program olduğunu tekrar hatırlatmak istediğim sözkonusu enflasyonla mücadele programının ana hedefi, enflasyonu 2002 yılına kadar tek-haneli düzeylere düşürmektir. Bu yılın ilk sekiz ayındaki makroekonomik performans, 2002 yılına kadar tek-haneli enflasyon rakamlarını yakalayabileceğimize ilişkin ümitlerimizi arttırmıştır. Önemli yapısal reformların gerçekleştirilmesinde uyum içinde çalışan bir koalisyon hükümeti ve güvenilir para ve kur politikaları ile ekonomide yüksek büyüme ve düşük enflasyon sağlanabilecektir. Programdan sapma olmadığı sürece, 2002 yılı sonunda tek haneli enflasyon ve bütçe fazlası, Türkiye için ulaşılabilir hedeflerdir. Türkiye nin serbest piyasa ekonomisi ve dinamik özel sektörü, ülkeyi farklı bir yörüngeye oturtmuştur. Önümüzdeki üç yıl içinde enflasyonu tek-haneli rakamlara düşürebildiğimiz ve istikrarlı büyüme oranlarını yakalayabildiğimiz takdirde, Türkiye geleceğin önde gelen piyasalarından biri olacaktır. Saygılarımı sunar, dinlediğiniz için teşekkür ederim.