BİLİME YENİ POZİTİVİST BAKIŞ İstanbul Konferansları



Benzer belgeler
Matematik Ve Felsefe

MARS DA HAYAT VAR MI??????

ÖZGEÇMİŞ. : / 2233 (ofis); (cep) : zekiyekutlusoy@maltepe.edu.tr

KRİPTOGRAFİYE GİRİŞ şifreleme teorisi

Hayatı ve Çalışmaları

MehMet Kaan Çalen, tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı yılında Trakya

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Yılmaz Özakpınar İNSAN. İnanan BIr Varlık

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

Osmanlılarda Bilimsel Düşüncenin Yapısı

V. Descartes ve Kartezyen Felsefe

Bilgisayar II, Bahar, Kültür Üniversitesi, İstanbul, Nisan

Doç. Dr. Oğuz ARI Boğaziçi Üniversitesi

Yrd.Doç.Dr. CENGİZ İSKENDER ÖZKAN

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.

Öğrencilerimize bu ortamı hazırlamak bölüm olarak temel görevimizdir.

FELSEFE BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ I.YARIYIL DERSLERİ

EK-3 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Abdulkuddüs BİNGÖL 2. Doğum Tarihi : 28 Mart Unvanı : Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu : Doktora 5.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ 2017

T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE LİSANS PROGRAMI Bahar Yarıyılı. 2. yıl 4. yarıyıl Lisans Zorunlu

FEN VE SOSYAL BİLİMLER PROGRAMLI ANADOLU İMAM HATİP LİSELERİ

FİZİK. Mekanik İNM 103: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir?

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

FİZİK. Mekanik İNM 221: MUKAVEMET -I. Mekanik Nedir? Mekanik: Kuvvetlerin etkisi altında cisimlerin davranışını inceleyen bilim dalıdır.

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

TIP VE SAĞLIK ALANLARI Dokuz Eylül Üniversitesi Yardımcı Doçent Kadrosu Beyannamesi ASGARİ KOŞULLARIN SAĞLANDIĞINA İLİŞKİN BİLDİRİM FORMU

KOZMOLOJİK DEVİR 1 MİLET MEKTEBİ, PYTAGORASÇILIK Milet Mektebi

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

DBY Ajans. This book has been supported by the Office of Scientific Research Projects of Istanbul Medeniyet University Istanbul, Turkey - March 2014.

İktisat Tarihi I. 27 Ekim 2017

Bilimin Doğası ve Bilim Tarihi

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

Hazırlayan. Ramazan ANĞAY. Bilimsel Araştırmanın Sınıflandırılması

KİTAP İNCELEMESİ. Prof. Dr. Ülker Öktem, Ankara, İmaj Yay. 1997, Ülker Öktem 1

Editörler Prof.Dr.Işıl Bayar Bravo & Doç.Dr.Mustafa Yıldız MODERN MANTIK

EPOS YAYINLARI 88 inceleme kitapları 46. Canan Koç, Yıldırım KOÇ ( ) Yayıma Hazırlayan: M. Serdar Kayaoğlu

2 PARADİGMALAR IŞIĞINDA BİLİMSEL ARAŞTIRMA ANLAYIŞLARI

FİZİK. Mekanik İNM 101: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir?

kpss Önce biz sorduk 120 Soruda 83 SORU Güncellenmiş Yeni Baskı Genel Yetenek Genel Kültür MATEMATİK GEOMETRİ DENEME

Tarihin Faydalandığı Bilim Dalları

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

İÇİNDEKİLER. Takdim...7 Önsöz...9 Kısaltmalar I. DEVLET...13 Adâletnâme...15 Kanun...19 Kanunnâme...29 Padişah...43

6.12 Örnekler PROBLEMLER

Yayına Hazırlayan: Levent Ünsaldı Redaksiyon: Barış Bakırlı Dizgi: İsmet Erdoğan Kapak: Gabrielle Gautier Ünsaldı - Ali İmren

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

DBB411 Bilimsel Araştırma ve Yazma Teknikleri. Çarşamba, Arş. Gör. Dr. İpek Pınar Uzun

IV.Ünite: SEMBOLİK MANTIK: D - Çok Değerli Mantık Özet

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

İçindekiler. İndeks. İKTİSADÎ DÜŞÜNCE TARİHİ 1. Giriş 1-19

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans İLAHİYAT ERCİYES Üniversitesi Y. Lisans Sosyal Bilimler Enstitüsü ANKARA Üniversitesi 1989

Örnek...2 : Örnek...3 : Örnek...1 : MANTIK 1. p: Bir yıl 265 gün 6 saattir. w w w. m a t b a z. c o m ÖNERMELER- BİLEŞİK ÖNERMELER

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PORGRAMI

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

Felsefece Düşünmenin Yolları

Dr. Öğretim Üyesi. Necati Demir

Kasım/Aralık fındığın başkenti. kirazın anavatanı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

17.Yüzyıldan-Günümüze Bilim

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

17. yy. Dehalar Yüzyılı

ÖRGÜT KURAMLARI. H. Cenk Sözen H. Nejat Basım. Derleyenler. Gözden Geçirilmiş 2. BASKI. Beta

Taliban Esaretinden İslam a

HUKUKSAL ETİK (LEGAL ETHICS) DERS NOTLARI

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar Atölye Çalışması (20-21 Mayıs 2011)

CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMI YAZ DÖNEMİ KONTENJAN BİLGİLERİ

alan Lawrance Hall of Science adlı bir fen merkezi tarafından oluşturulmuş, sürekli gelişen bir programdır.

Bilim Felsefesi - Bilim ile Felsefe Arasındaki Bağ (P. Frank)

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

T I M U R K A R A Ç AY - H AY D A R E Ş C A L C U L U S S E Ç K I N YAY I N C I L I K A N K A R A

DERS ÖĞRETİM PLANI. Prof. Dr. Yaşar AYDINLI

TÜRKİYE NİN DEPREM GERÇEĞİ. Deprem Bölgeleri Haritaları ve Deprem Yönetmeliklerinin Tarihsel Gelişimi

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Gök Mekaniği: Giriş ve Temel Kavramlar

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Bilimleri Tezli Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı. Ders Kodları AKTS

WILHELM SCHMID Arkadaşlıktaki Saadete Dair

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ SENATO

BİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a

Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü. Lisans Programı

2014 / 2015 LYS DÜZEY BELİRLEME SINAVI FORMATI

METEOROLOJİ I. HAFTA

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ- FELSEFE DOKTORA PROGRAMI BİLGİ PAKETİ

İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus

İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi

ÖZEL ARI ANADOLU LİSESİ VE ÖZEL ARI FEN LİSESİ 2018 TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT) ZÜMRELERE AİT DEĞERLENDİRME RAPORU

BOZOK ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARLARI

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

Bilim ve Araştırma. ar Tonta. H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

POPÜLİST AKIL ÜZERİNE

Transkript:

BİLİME YENİ POZİTİVİST BAKIŞ İstanbul Konferansları Hans Reichenbach (1891, Hamburg 1953, Los Angeles);Viyana Çevresi nin önde gelen temsilcilerindendir. Berlin Mantıksal Olguculuk Okulu nun kurucusudur. Fizik, mantık ve felsefe üzerinde çalıştı. Stuttgart Teknik Üniversitesi ndeki yüksek öğrenimin ardından Berlin, Münih ve Göttingen Üniversiteleri nde felsefe ve mantık okudu. 1915 te olasılık kuramı konulu teziyle doktorasını tamamladı. 1920-26 arasında Stuttgart Teknik Üniversitesi nde dersler vermeye başlayan Reichenbach, 1926 33 yılları arasında Berlin Üniversitesi nde felsefe okuttu. Aynı Üniversitede Ampirik Felsefe Topluluğu nu kurdu. 1933 yılında Nazi tehdidi nedeniyle Türkiye ye sığındı. Türkiye ye gelişi 1933 üniversite reformuyla çakıştı. Türkiye de kaldığı beş yıl boyunca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü nde felsefe tarihi, bilim felsefesi, sembolik mantık dersleri verdi. 1938 de ABD ye taşındı. California ve Columbia üniversitelerinde dersler verdi. 1952 de de Fransa da Sorbonne Üniversitesi nde konferanslar verdi. Doğrulanabilirlik ilkesi ve determinizm üzerine tezleriyle materyalizmle bir tür ilişki kurmuştur. Başlıca eserleri şunlardır: Göreli Uzay Zaman Öğretisinin Aksiyomatiği (1920), Bugünkü Doğa Felsefesinin Yolları ve Amaçları (1931), Olasılık Mantığı (1932), Olasılık Öğretisi (1935), Deney ve Kehânet (1938), Kopernik ten Einstein a (1942), Kuantum Mekaniğinin Felsefi Temelleri (1944), Simgesel Mantığın Öğeleri (1947), Bilimsel Felsefenin Doğuşu (1951), Zamanın Yönü (1956) ölümünden sonra yayımlanmıştır.

EPOS YAYINLARI 83 bilim-felsefe-politika kitapları 32 Hans Reichenbach BİLİME YENİ POZİTİVİST BAKIŞ İstanbul Konferansları Almancadan Çevirenler: Nusret Hızır, Halil Vehbi Eralp Derleyen ve Günümüz Türkçesine Uyarlayanlar: Remzi Demir, İnan Kalaycıoğulları Yayıma Hazırlayan: M. Serdar Kayaoğlu Osman Hızıroğlu Remzi Demir, İnan Kalaycıoğulları Epos Yayınları, 2013 Düzelti: Cem Kaan Gürbüz Kapak Tasarımı: epos Uygulama:Cem Kaan Gürbüz Dizgi ve Baskı Öncesi Hazırlık: epos Baskı ve Cilt: Sözkesen Matbaası (0.312) 395 21 10, Ankara Birinci Basım: Ekim 2013 ISBN: 978-605-4822-06-5 Sertifika No: 16468 EPOS YAYINLARI GMK Bulvarı 60/20 (06570) Maltepe ANKARA Tel.Fax: (0.312) 232 14 70-229 98 21 eposkitap@eposyayinlari.com eposyayinlari.com

Hans Reichenbach BİLİME YENİ POZİTİVİST BAKIŞ İstanbul Konferansları Almancadan Çevirenler Nusret Hızır, Halil Vehbi Eralp Derleyen ve Günümüz Türkçesine Uyarlayanlar Remzi Demir, İnan Kalaycıoğulları

içindekiler Sunuş/7 1. Felsefe ve Tabiat İlimleri 13 2. Tabiat Kanunu Meselesi 23 3. Descartes ve Rasyonalizm 39 4. Hume ve Duyumculuk 51 5. Kant ve Eleştirel Felsefe 63 6. Nedensellik ve Tümevarım 75 7. Modern Fiziğin Felsefî Anlamı 95 I. 95 II. 100 III. 104 IV. 108

Sunuş 1933 Üniversite Reformu ile Türkiye ye gelen yabancı profesörlerden biri de Viyana Çevresi nin önde gelen temsilcilerinden Hans Reichenbach tır (1891 1953). Berlin Üniversitesi nde öğretim üyesi olarak çalıştığı sırada, iktidarı ele geçiren Naziler, soyunda Yahudilik bulunduğunu ileri sürdükleri Reichenbach ı türlü baskılarla canından bezdirerek ders vermesini engellemiş, Reichenbach da giderek artan bu baskılar sonucu üniversiteden ayrılmış ve Türkiye ye sığınmıştır. 20. yüzyılın seçkin bilgini Einstein ın da dostu olan Reichenbach, o âna değin kaleme aldığı yazılarında ve kitaplarında mekân, zaman, determinizm, tümevarım konularını işlemiş ve bu kavramları fiziğin yeni verilerine dayanarak eleştirmişti. Bilimde, özellikle fiziksel olgular arasındaki ilişkilerin zorunlu değil de olası olduğunu savunmuştu. Aristoteles mantığından ayrı bir mantığın gerekli olduğunu öne sürmüş, Ernst Mach ın deneyciliği ile Bertrand Russell ın yeni mantığını birleştirmeye çalışmıştı. Ona göre, bilimsel olanın dışında kalan sözler edebiyat olduğundan felsefe, metafizik ve onun kalıntılarıyla bütün ilişkisini kesmeli ve bilimsel özelliğine kavuşmalıydı. 1 Bu düşüncelerini Türkiye de bulunduğu süre içerisinde geliştiren Reichenbach, İstan- 1 Arslan Kaynardağ, Türkiye de Cumhuriyet Döneminde Felsefe, Ankara 2002, s. 340. 7

8 BİLİME YENİ POZİTİVİST BAKIŞ bul Üniversitesi nde felsefe tarihi, bilim felsefesi ve sembolik mantık dersleri vermiş, 1934 te kurulan Türk Fiziki ve Tabii İlimler Sosyetesi Derneği nin kurucu üyeleri arasında yer almış, dönemin en önemli bilimsel etkinlikleri arasında bulunan Üniversite Konferansları içerisinde bildiriler sunmuştur. Reichenbach ın İstanbul Üniversitesi ndeki etkinlikleri ders ve konferans verme ile sınırlı kalmamıştır. Üniversite kadrolarının gelişimine katkıda bulunmuş, örneğin felsefe ve psikoloji bölümlerine Ernst von Aster ve Wilhelm von Peters gibi öğretim üyelerinin kazandırılmasına aracılık etmiştir. Kolokyum türü tartışmalı toplantıların üniversitede yapılmasına ön ayak olmuştur. 2 Ayrıca, öğrencileri spora teşvik etmiş, onların Uludağ da kayak yapmaları için gerekli malzemeleri edinmelerine yardımcı olmuştur. 3 * * * Türkiye de geçirdiği yıllara dair Reichenbach a ait anılar, anekdotlar kimi kaynaklarda yer almaktadır. Bunların dışında Reichenbach ın kaleminden çıkan ve muhatabının Einstein olduğu 12 Nisan 1936 tarihli mektuptan yapılan şu alıntı, onun İstanbul Üniversitesi ndeki çalışma ortamına ışık tutmaktadır: 4 Ne yazık ki, burada bulunduğum iki buçuk yıl benim için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Buradaki görevimde tam olarak bağımsız olduğum doğru; tek filozof benim. Fakat buradaki üniversitenin yapılandırılmasında doğa bilimleri bütünüyle felsefeden ayrılmıştır. Kürsüm Edebiyat Fakültesi ne bağlı; öğrencilerim matematik ya da fi- 2 Kaynardağ, a.g.e., s. 349, 355, 357. 3 Kaynardağ, a.g.e., s. 358. 4 Reichenbach ın Einstein dan Amerika ya gidebilmesinde kendisine yardımcı olup olmayacağını sorduğu mektubun bulunduğu makale için bkz., Arnold Reisman, He Replaced Ottoman Theology with Modern Philosophy in Turkey: Hans Reichenbach in Exile From Nazi Rule, 1933 1938, Epistemologia, Cilt XXX, 2007, s. 77 100.

SUNUŞ 9 zikte herhangi bir temeli olmayan, yalnızca edebiyat bölümüne kayıtlı öğrenciler ve bu nedenle kendimi hiçbir şekilde buraya ait hissetmiyorum. Öğretim kadrosundaki eksiklik yüzünden felsefe tarihi dersleri de vermek zorunda olmam aslında çok da kötü değil; ama Almanya da uzun bir süre savunduğum felsefî görüşlerimi zerre kadar ön plana çıkaramamak bana büyük bir acı vermekte. Türkiye de bulunduğu süre içerisinde çeşitli nedenlerden dolayı pek mutlu olmasa da Reichenbach ın İstanbul Üniversitesi ne gelişiyle birlikte, Türk Felsefe Hayatı nda âdeta yeni bir sayfa açılmış ve [Felsefe Enstitüsü nün müfredatına da giren] bilim felsefesi alanında iki önemli gelişme yaşanmıştır: Viyana Çevresi nin bilim anlayışı Türkiye de tanıtılmış ve bu bağlamda, bilim felsefesi etkinliklerinin geleceği de belirleyen çerçevesi çizilmiştir. Buna karşın Reichenbach ın, arkasında geniş bir bilim felsefesi yazını bıraktığını söylemek mümkün değildir. Görev yaptığı yıllarda kitap olarak yayımlanan çalışmalarından birisi, İlmî Felsefe [Çev.: Ziya Somar, İstanbul 1935], diğeri ise Lojistik [Çev.: H. Vehbi Eralp, İstanbul 1939] adını taşımaktadır. Bunların dışında vermiş olduğu konferansların metinleri de, muhtelif kitap ve dergilerde yayımlanmıştır. Ziya Somar ın İlmî Felsefe nin başına eklediği İlmî Felsefenin Genel Karakterleri ve Bu Hareketin Almanya da ve Fransa daki Başlıca Temayülleri başlıklı ilginç yazısı, [garip üslubuna rağmen] bilim felsefesi ile birlikte bilimsel felsefe nin de Fransa ve Almanya daki gelişim sürecini anlamayı kolaylaştırmaktadır; 5 hattâ buradaki tarihsel serimleme açısından kendi bilim felsefesi ve bilimsel felsefe geçmişimize baktığımızda şunu anlıyoruz ki Reichenbach tan önce genellikle Fransız Düşünce Geleneği, Reichenbach tan sonra da [en azından 80 lere kadar] Alman Düşünce Geleneği nin etkisi altında kalınmıştır; ilki 5 Somar ın söz konusu yazısı için bkz., Hans Reichenbach, İlmî Felsefe, Çev.: Ziya Somar, İstanbul 1935, s. 3 18.

10 BİLİME YENİ POZİTİVİST BAKIŞ daha ziyade metodoloji ve matematik, ikincisi ise daha ziyade mantık ve fizik ekseninde çalışan bir bilim anlayışını benimsemiştir. Lojistik ise, Önsöz ünde H. Vehbi Eralp in de belirttiği üzere, Reichenbach ın İstanbul Üniversitesi nde verdiği Simgesel Mantık derslerinin bir özetidir ve tümevarıma ilişkin kısa bir bahis de içermektedir. Reichenbach ın Türkiye den ayrılması, bilim felsefesi ve bilimsel felsefe çalışmaları açısından büyük bir kayıp olmuştur. Buna karşın bazı öğrencileri ve takipçileri, Mantıkçı Pozitivizm in etkilerini sonraki kuşaklara taşımayı başarmışlardır. Bunlar arasında H. Vehbi Eralp in, Nusret Hızır ın, Cemal Yıldırım ın, Hüseyin Batuhan ın ve Teo Grünberg in adlarını burada anmak gerekir. * * * Bilime Yeni Pozitivist Bakış (İstanbul Konferansları) başlığını taşıyan bu seçkide, Reichenbach ın Üniversite Konferansları sırasında 1933 1938 yılları arasında sunduğu Felsefe ve Tabiat İlimleri, Tabiat Kanunu Meselesi, Descartes ve Rasyonalizm, Hume ve Duyumculuk, Kant ve Eleştirel Felsefe 6 başlıklı bildirileri ve Felsefe Semineri Dergisi nin 1. sayısında yayımlanan İlliyet ve İstikra (Nedensellik ve Tümevarım, Çev.: Halil Vehbi Eralp) başlıklı makalesi ile İz Dergisi nde yayımlanan ve 4 bölümden oluşan Modern Fiziğin Felsefî Anlamı başlıklı yazı dizisi bir araya getirilmiş ve daha geniş bir okuyucu kitlesine ulaşımını sağlamak maksadıyla tarafımızdan dili bir ölçüde sadeleştirilmiştir. Bu seçki okunduğunda iki nokta hemen öne çıkmaktadır: 1.Reichenbach ın, ünlü eseri Bilimsel Felsefenin Doğuşu nun 6 Bu konferansları, Macit Gökberk ve Nusret Hızır ın çevirdiği tahmin edilebilir.

SUNUŞ 11 (1951) ön hazırlıkları Türkiye de yapılmış ve hiç değilse bir kısmı konferanslar halinde sunulmuştur. 2. Bu konferanslar, ülkemizdeki bilim felsefesi ve tarihi çalışmalarını derinden etkilemiştir. Bilime Yeni Pozitivist Bakış ile sizi baş başa bırakmadan önce, onun Türkiye deki felsefî etkinliğe katkısının ne olduğunu kanaatimizce iyi özetleyen Niyazi Berkes in şu sözlerine dikkat çekmek istiyoruz: 7 Reichenbach kendi anladığı felsefenin bütün ustalıklarını bize öğretememiş olsa bile, hiç değilse birkaçımıza felsefe denen şeyin bir Avrupa filozofunun, bilemediniz Grek filozoflarından zamanımıza dek bütün filozofların ne dediklerini bellemekle olan bir şey olmadığını kafamıza dank ettirmesi oldu. Bir bilim (hattâ bilim tarihi) temeli olmaksızın felsefe, keyfinizin istediği gibi düşünüp laf etmek olur. Hele bu, halkın sağ düşünüşüne aykırı olan türden biri olursa o artık bir felsefe değil, bir deli saçması olur. İnan Kalaycıoğulları 7 Niyazi Berkes, Unutulan Yıllar, Yay. Haz.: Ruşen Sezer, İstanbul 1997.

1 Felsefe ve Tabiat İlimleri * Felsefe, bilimler arasında merkezî bir yer tutar; beşerî bilgi metotlarının bilimsel olmak itibariyle, araştırmalarına her bilimde bir çıkış noktası bulur, bu sebeple bilimlerin her biriyle sıkı bir surette ve doğrudan doğruya ilgilidir. Bununla beraber, bilimlerin felsefî düşünce üzerinde yaptıkları tesirler zamanla değişmektedir. Zira her bilimin felsefe problemlerine olan ilişkilerinin canlılığı, o bilimin gelişme derecesine tâbidir. Bazı zamanlarda bilim, malzemesinin fazlalaştırılmasıyla o kadar meşguldür ki, incelemelerinde hangi usûlleri uyguladığını yani felsefî düşünceleri gözden kaçırır. Buna karşılık, bazı zamanlarda da, malzemeye karşı olan ilgi, metot meseleleri karşısında tamamen ikinci derecede kalır ve hattâ bu gibi devirlerde bilim, kendi bilgi usûlleri üzerinde esaslı surette düşünmeksizin ilerleyemeyecek kadar kritik bir vaziyete düşer. Bu devirler, muhtelif bilimler ile felsefe arasındaki karşılıklı ilişkilerin en canlı olduğu, felsefede yeni soruların sorulduğu ve felsefenin geniş ölçekte geliştiği ve derinleştiği zamanlardır. İşte şimdi, böyle bir halde bulunan doğa bilimleri ile felsefe * Hans Reichenbach, Felsefe ve Tabiat İlimleri, İstanbul Üniversitesi Açılış Dersleri 1933 1934 ve 1934 1935, İstanbul 1935, s. 259 266. 13

14 BİLİME YENİ POZİTİVİST BAKIŞ arasında her zamankinden daha sıkı bir bağlantı vardır. Son asırlarda kapsamlı (extensive) bir bilim olarak, yani olağanüstü büyük miktarda malzemeyi toplama ve tasnif yolunda ilerlemiş olan doğa bilimleri, en son senelerde aksine yoğun (intensive) bir bilim, yani malzemenin hepsini bir kuramlar sistemine sokmayı başlıca vazifesi gören bir bilim olarak gelişmişlerdir. Matematiksel doğa bilimleri intensive ismini verdiğimiz devreye girmişlerdir. Hâlbuki yaşam bilimleri henüz extensive devrenin içinde bulunmaktadırlar. Matematiksel fizikçiler, tasnif edilmiş olan mühim miktardaki malzemenin bir tek kuram halinde toplanması gibi bir vazife karşısında kalmışlar ve bu birlik ihtiyacı ve doğa yasalarının bir kuram içinde toplanması isteği, bunları gittikçe derinleşmekte olan bir çalışma metodu seçmeye sevk etmiştir. Bu suretle, böyle bir kuramlar sistemi konmasının eleştiri ile ve bilimsel bilgi metodunun tatbiki tecrübesi ile birlikte olmaksızın mümkün olamayacağı meydana çıkmıştır. Tek bir kuramın kurulmasından evvel bilimsel bilginin hedefi ve manası, imkânı ve meşruluğu hakkındaki düşüncelerin ortaya atılması gerekli idi. Bunun içindir ki bir taraftan sırf matematik ile matematiksel doğa bilimleri, diğer taraftan esaslar hakkında araştırma ile ismi verilen felsefe arasında karşılıklı ilişkiler vücuda gelmiştir. Devrimiz aynı zamanda, bu bilimlerin genel ilginin odak noktasına geçmesine sebebiyet veren büyük kuramların doğmasına şahit olmuştur. Bu münasebetle, Einstein in Görelilik Kuramı nı hatırlatmakla yetinirim. Görelilik Kuramı, matematiksel fizikte varsayım oluşturulması ile bilgi tekniğinin birleştirilmesi bakımından, doğa bilimlerinin eriştikleri sonuçların en yükseğini teşkil eder. Biz burada doğa bilimlerinin her birinin çerçevesi içinde bilgi kuramını ilgilendiren problemlerden, kısa bir özetlemenin verdiği olanak dairesinde, bahsedeceğiz. İlk önce, doğa bilimleri arasında saymamız gereken matematik ile başlıyoruz. Matematiği sırf doğa bilimleri araştırmaları için kurulmuş, terimlerden oluşan bir iskelet olarak kabul edeceğiz. Hayrete değer olan yön, matematikte eski fikirlerin özellikle en

FELSEFE ve TABİAT İLİMLERİ 15 soyut olan kısımlarda altüst olması, evvelden beri doğru olarak kabul olunan fikirlerin sarsılması ve bu hadisenin büyük bir süratle gelişmekte olan doğa bilimleriyle doğrudan doğruya teması olmayan sahalarda meydana gelmesidir. Son sözlerimle, Kümeler Kuramı yahut hesabın mantıksal temellendirilmesi gibi, doğa bilimleriyle temasları doğrudan doğruya olmayan sahaları kastediyorum. Doğa bilimlerine ilişkin sorunlarla terbiye edilmiş olan düşünce, matematiğin bu soyutlaşmış şubelerinde yeni problemler, yeni sorunlar keşfetmiştir. Felsefenin pek eski bir konusu olan sonsuz kavramı, Kümeler Kuramı nda, şimdiye kadar tasavvur edilemeyen bir gelişmeye mazhar olmuş ve sonsuz kavramını sonlu sayılar gibi kullanmak mümkün olmuştur; şunu da kaydetmek gerekir ki, sonsuzlarla hesap işlemlerinin mümkün olması için, sonlu sayılar için temel olan hesap kanunlarının aynı olmayan yeni kanunlar koymaya ihtiyaç görülmüştür. Bu yüzden, bütünün parçadan büyük olduğuna dair eski mantık önermesini terk etmek gerekmiştir. Özellikle dikkate değer olan yön, muhtelif mertebeden sonsuzların mevcut olduğunun, yani sonsuzlar sahasında da daha büyük ve daha küçük gibi farklar yapılması gerekeceğinin gösterilmiş olmasıdır. Bu araştırmalar, mantığın yeniden canlanmasına sebep olmuştur. Mantık, yirmi asır müddetle büyük kurucusu olan Aristoteles in yaptığı şekilde kalarak temelli bir değişikliğe uğramaksızın yaşamıştı; Orta Çağ, Aristoteles in bıraktığı büyük mantık binasının temellerinde hiçbir değişiklik yapmayıp yalnız biçimsel bazı ilâvelerde bulunmuştur. Ancak geçen asrın ortalarına doğru, matematiksel düşünüşe dayanan yeni bir mantık kurulmuştur. Mantıksal ilişkilerin, bu maksat için icât edilen bir takım simgelerle, yani matematikte çoktan beri alışılagelen tarza benzeyen bir tarzda ifade edilmesi öğrenilmiş ve Logistique ismini taşıyan bu yeni mantık, matematiksel yazış tarzının sırf bir formaliteden ibaret olmadığını ve birçok mantık meselelerinin ancak bu yeni tarz sayesinde doğru olarak kavranabileceğini göstermiş, hattâ evvelce kimsenin aklına gelmeyen bazı mantık meseleleri yeni mantık

16 BİLİME YENİ POZİTİVİST BAKIŞ sayesinde meydana çıkmıştır. Bu tür meselelerden biri, meselâ matematiğin çelişkisizliği meselesidir. Aynı zamanda, matematiksel çıkarımların dakikliği lüzumu pek ziyade fazlalaştırılmıştır. Eski matematikçilerin kesinliğini yeterli buldukları ispatlar kabul olunmamış ve daha kesinleri aranmıştır. Hattâ bu araştırmalarla ilişkili olmak üzere, mantığın en eski prensiplerinden biri olan Üçüncü Halin Olanaksızlığı prensibinin doğruluğundan da şüphe edilmiştir. Yeni mantık, bilgi kuramına ait meselelerin yeni bir ışık altında incelenmesi konusunda da uygulanmıştır. Her şeyden önce gerek günlük hayatın ve gerekse bilimsel düşünüşün en mühim âleti olan dilin, logistique metodu yardımıyla Eski Mantık ve buna dayanan gramer tarafından kavrandığından daha esaslı bir surette kavrandığı görüldüğü gibi, bilimsel kavramların kurulması meselesi yeniden uygulanmış ve pek karışık olan bilimsel kavramlar dizgesi ancak uyum yeteneği büyük olan yeni mantığın metotlarıyla tesis edilebilmiştir. Hâlbuki nispeten bu kabiliyetten mahrum olan Eski Mantık, bu sahada başarılı olamamıştır. Bu türden araştırmalardan başka, eski devirlerden kalma bilimsel kavramlar daha esaslı bir tahlile tâbi tutulduğundan, bunlardan soyut düşünüşte yabancı otlar gibi büyümüş olan birçokları yeni mantığın açıklığı karşısında varlıklarını muhafaza edememişlerdir. Fizik sahasında, Einstein in Görelilik Kuramı nın pek büyük olan önemine işaret etmiştik; Görelilik Kuramı nın felsefî sonuçlarının bir kısmı fiziğe ve bir kısmı da matematiğe aittir. Zira matematiksel bir problem olan geometrinin mahiyeti meselesi kesin şeklini Görelilik Kuramı nda bulmuş ve matematiksel kavramlar binası olan geometri ile mekânın hakikî âlemde varlık bulan bünyesinin ifadesi olan fiziksel geometrinin, birbirinden ayırt edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Einstein, Eukleides-dışı Geometri nin imkânına dair yüz sene evvelki matematikçilerin keşiflerinden yararlanarak fiziksel mekânın Eukleides-dışı bir geometri ile tasvir edilmesinin zorunlu olduğunu ve eski geometrinin yalnız bir yaklaşıklılık ifade ettiğini bulmuştur. Bugünkü görüşe gö-