THE RELATIONSHIP BETWEEN PUBLIC, PRIVATE SECTORS AND GROWTH: THE CASE OF TURKEY



Benzer belgeler
Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

ÇALIŞMA SORULARI TOPLAM TALEP I: MAL-HİZMET (IS) VE PARA (LM) PİYASALARI

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

1. Toplam Harcama ve Denge Çıktı

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ

Makro İktisat Teorisi II (ECON 208T) Ders Detayları

Ekonomi II. 23.Uluslararası Finans. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI

Ayrım I. Genel Çerçeve 1

MAKROEKONOMİ - 2. HAFTA

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE

9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI

tepav Tasarruf kamudan başlar Nisan2012 N DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

Temel Ekonomi ve Bankacılık Göstergeleri

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

GRAFİKLERLE FEDERAL ALMANYA EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜ

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

İthalat 5 birim olduğuna göre, toplam talep kaç birimdir?

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

Chapter 15. Para, Faiz Oranları ve Döviz Kurları (devam) Slides prepared by Thomas Bishop. Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved.

-MAKROEKONOMİ KPSS SORULARI- 1) Nominal faiz oranı artarsa, reel para talebi nasıl değişir?( KPSS 2006)

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

TOPLAM TALEP VE TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ

Büyümeyi Sürdürmek: Yurtiçi Tasarrufların Önemi

[AI= Aggregate Income (Toplam Gelir); AE: Aggregate Expenditure (Toplam Harcama)]

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 71

A. IS LM ANALİZİ A.1. IS

Maliye Politikası ve Bütçe

DERS ÖĞRETİM PLANI. Dersin Kodu

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı Ekonomide Kıtlık ve Tercih

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

IS-MP-PC: Kısa Dönem Makroekonomik Model

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 56

IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI

SORU SETİ 2 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Kapalı bir ekonomide yatırım tasarruf eşitliği aşağıdaki gibidir; I = S + ( T G) I = S

Dolaysız ölçme. Dolaylı ölçme. Toplam üretim yaklaşımı. Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

Yatırım Analizi ve Portföy Yönetimi 1. Hafta. Dr. Mevlüt CAMGÖZ

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

BÖLÜM 9. Ekonomik Dalgalanmalara Giriş

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

Tablo 7.1: Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklükleri

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER: TÜKETİM, TASARRUF VE YATIRIM FONKSİYONLARI

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2014

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç)

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT

Orta Vadede (Dönemde) Piyasa Dengesi:

2 TEMMUZARAL I K

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

2012/3.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI FİNANSAL TABLOLAR VE ANALİZİ 2 Aralık 2012-Pazar 13:30-15:00 SORULAR

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

AYDIN TİCARET BORSASI

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)


Makro Veri 2. Çeyrek GSYH Büyümesi

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Temmuz 2014

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

APC= = = + c bulunur. Bunun anlamı gelir arttıkça bireylerin ortalama tüketim

Döneminde Türk Bankacılık Sektörü

Finansal Piyasalar ve Bankalar

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Ders içeriği (11. Hafta)

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Transkript:

1087 THE RELATIONSHIP BETWEEN PUBLIC, PRIVATE SECTORS AND GROWTH: THE CASE OF TURKEY Ahmet Tayfur AKCAN 1 *, Halis Ulubey ERGEN 2, Aslı OZEN ATABEY 3, Pınar AVCI 4 1 Lecturer, Namık Kemal University, TURKEY, tayfurakcan@hotmail.com 2 Lecturer, Namık Kemal University, TURKEY, hergen@nku.edu.tr 3 Lecturer, Namık Kemal University, TURKEY, aozen@nku.edu.tr 4 Lecturer, Namık Kemal University, TURKEY, pavci@nku.edu.tr *Corresponding author Abstract The basic purpose of this study is to analyze relationship between investmen and gross domestic products. For this purpose, fistly public ivestment, private sector investment and growth will be looked at theoretically and after this informations, to mesure the effect of public investment and prevate sector investment for gross domestic product from 1980 to 2013. For this measurement, it will be used multiple regression. According to the outcomes of the set econometrical multiple regression models there is a positive and close relationship between investment and gross domestic product. Keywords: Public İnvestment, Private Sector İnvestment, Gross Domestic Products 1. GIRIŞ Az gelişmiş ülkelerin gelişmek için ihtiyaç duydukları en önemli etmenlerden birisi sermaye birikimidir. Bu birikim için en uygun yol doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını ülke içine çekmektir. Ülke içi politik çıkmazlar ve istikrarsızlık, yabancı sermaye yatırımları caydıran önemli olumsuz faktörler arasındadır. Buna rağmen toplam talep fazlalığı, kısa dönemde büyüme işaretleri ve yatırım teşvikleri yabancı sermaye yatırımlarını ülke içine çekmek için kullanılan önemli değerlerdir.( Carbaug, 2005, s:249) Ekonomik büyümeyi sağlamak için devletin müdahale fonksiyonu olduğu kadar yatırım fonksiyonu da vardır. Yatırım yapılmasını sağlamak için devlet hem bizzat kendisi yatırım yapma olanağına sahipken hem de faiz oranlarını aşağı çekerek, yatırım vergisi indirimi sağlayarak, yatırımların amortisman izinlerini esneterek ve sermaye birikim sağlayacak diğer alanlara yönelerek de özel yatırımları teşvik edici politika izleyebilir. 2. YATIRIM, TASARRUF VE EKONOMIK BÜYÜME Tasarruf bireylerin gelirlerinin bir kısmının harcamadan gelecekte daha iyi koşullarda harcamak için yaptıkları fon biriktirme işlemidir. Tasarruf bireyin isteğiyle alakalı olduğu gibi bazen devlet zoruyla sorunlu tasarruf da söz konusu olabilmektedir. Her ne kadar günlük hayatta tasarrufların yastık altı tabiriyle atıl durumda bekletilme ihtimali olsa da yapılan makroekonomik analizlerde bu durum göz ardı edilir ve tasarrufların hisse senedi, bono ya da banka hesaplarına yatırılma gibi diğer çeşitli şekillerde ekonomiye dahil edildiği varsayılır. ( Common, Stagl, 2005, s:290) Yatırım bireylerin firmaların ya da devletin gelecek yıllarda daha fazla gelir ve refah elde etmek için bu günden yaptıkları harcamalardır. Firmaya üretimde kullanılacak bir ekipmanın alınması yatırım harcaması olurken, aynı ekipmanı tüketim amaçlı alması durumunda da yaptığı harcama tüketim harcamaları sınıfına girmektedir. Yatırım yapmak için mutlaka tasarrufa gerek vardır. Yatırım yapacak olan ya kendi tasarrufundan yatırım yapar, ya da başkalarının tasarrufunu borçlanarak yatırım yapar. Tasarrufun gereğinden fazla yapılması hem uzun hem de kısa dönemde tüketimi azaltır. İşte bu tasarruf ile tüketim arasındaki bağlantıya altın kural

1088 denir( Brown vd, 2006, s:98). Altın kuralı Solow büyüme modelini oluştururken gündeme getirmiştir. Solow'a göre tüketimi maksimum yapan tasarruf miktarı belirlenir. Belirlenen değerler de tasarrufun tüketime oranına altın kural denir. Uluslararası para fonu'nun yaptığı bir çok amprik çalışma Amerika'daki toplam tasarruflar altın kuraldaki oranın sadece yarısına geldiğini göstermektedir. Yatırım yapıldıktan sonra ekonomi için yapılan bu yatırım sermaye anlamına gelir. Bu sermaye de işlevsellik olarak kendi içinde dayanıklı sermaye, beşeri sermaye, entellektüel sermaye ve sosyal sermaye olarak dörde ayrılır. Dayanıklı sermaye genellikle makine, bina ve kullanılan ekipmanlar gibi varlıklardan, beşeri sermaye genellikle çalışanların öğrenim becerileri ve üretimde üretkenliği arttıracak çeşitli tecrübelerin bileşiminden, entellektüel sermaye de bilgisayar kitap ya da kültür gibi bireylerin bilişsel olarak üretim verimliliği artırıcı bilgi ve becerilerini ifade ederken sosyal sermaye de toplumu bir arada tutan toplumun kültürel ve sosyoekonomik alanda gelişmesini sağlayan gelenek, görenek ve kurallar bütünü olarak tanımlanabilir ( Common, s:91). Yatırım harcamaları uzun dönemli büyümeyi tetikleyici başlıca faktör olduğu için ekonominin meşgul olduğu temel alanlardan biridir. Bunun en bariz örneği Japon ve Almanya gibi gelişme ve büyüme hızı yüksek olan ülkelere bakıldığında yatırım harcamalarının GSYİH oranları içindeki paylarının dünya üzerindeki en yüksek paya sahip ülkelerden oldukları görülmektedir ( dornbusch, Fischer, 1994, s:332). Eğer büyümenin kalıcı olması ve devamlılık arz etmesi isteniyorsa bu durumda gelecek tasarrufları farklı alanlara ve yeni sermayelere kanalize edilmesi, beşeri sermaye faktörüne yapılan yatırımların devamlılığının sağlanması ve üretimde etkinlik ve verimliliği arttıracak yeni teknolojilerin bulunması için ar-ge alanına yatırımların devam ettirilmesi gerekmektedir. Bu önermeler yerine getirildiğinde büyümenin vazgeçilmez unsurları olan iş gücü, sermaye ve teknolojinin sürekli gelişmesi ve büyümenin devamlı olması sağlanır ( Matthevs, 2005, s:33-38). Teknolojik düzeyin ve verimliliğin sabit kabul edildiği bir durumda bir üretim artışı planlandığında ve bu üretim artışı için gerekli olan yatırım talebi arasındaki ilişkiye yatırımın hızlandıran teorisi denir. Bu teori bu ilişkiyi hızlandıran katsayısı olarak adlandırır ve söz konusu ilişki cari dönem yatırım talebinin, cari dönem üretim artışına oranıyla hesaplanır. Yani planlanan yatırım talebi cari dönem üretim artışı ve hızlandıran katsayısının çarpılmasıyla bulunur. Dolayısıyla yatırım talebi ve üretim artışı arasında doğru orantılı bir ilişki söz konusudur ( Snowdon, Vane, 2002, s: 369-373). Basit neoklasik yaklaşım ekonomiye yaklaşırken yatırım ve tasarruf oranlarının sabit olduğunu varsayarak analiz yaparlar. Bu durum gerçeği yansıtmamaktadır. Nitekim Finlandiya'da yatırımlar 10 yıl içinde sabit kalmayarak %5 oranında düşüş göstermiştir.( Bergheim, 2008, s:56 ). Keynesyen'e göre yatırım harcamalarını başlıca iki faktör belirler. Bunlardan ilki faiz oranları, diğeri de firma sahiplerinin gelecek ile ilgili beklentileridir( Mishkin, 2004, s:540). Fisher e göre yatırım etkileyen iki önemli etmen olan faiz oranı ve enflasyon oranı arasındaki ilişki bir ilişki vardır. Bu etki üzerine İrvin Fisher araştırmalarını yoğunlaştırarak nominal faiz oranının reel faiz oranı ve beklenen enflasyon oranının toplamına eşit olduğunu bulmuştur. bu sebeple bu teoremin adı Fisher etkisi olarak adlandırılır( Jones, 2008, s:41). Diğer bir görüşe göre yatırımları etkileyen diğer etmen bütçe açıklarıdır. 1982-1983 yıllarında Amerika'da yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlar bütçe açıklarının faiz oranlarıyla bağlantılı olarak yatırım üzerinde olumsuz etki oluşturduğunu göstermiştir. Açıkların hükümeti tasarruf yapmaya itmesi ve bu tasarrufların da atıl durumda bekletilerek yatırımlara çevrilememesi kaygısıyla yapılan araştırmalarda bütçe açıklarının yatırımlar üzerinde dışlama etkisi doğurduğu gözlemlenmektedir. Söz konusu bütçe açıkları hükümet tarafından kapatılmaya çalışılırsa etkin olmayan tasarruf mekanizması işlemiş olur. Merkez bankası tarafından para basılarak kapatılması durumunda ise enflasyon gündeme gelir ki bu da yatırımların azalması anlamına gelmektedir. Her durumda bütçe açıklarının yatırımları dışladığı bu durumda parasalcı yaklaşımın öncüsü olan Milton Friedman, açıkların yatırımlardan ziyade genel hükumet harcamalarını dışlayacağını öne sürmüştür( Adda, Cooper, 2002, s:199). Gregory Mankiw'e göre ise büyük devletler bütçe açıklarında ödünç verilebilir fon arzını azaltırlar ve faiz oranlarını etkileyen diğer etmenleri sabit bırakarak faiz oranlarını arttırırlar. Bütçe açıkları borçlanma para talebini faiz oranı artışlarını ve yatırım azalmalarını arttırarak ulusal tasarrufu azaltırlar. Çünkü yatırımlar

1089 uzun dönemde ekonomik büyüme ve bütçe açıklarını azaltmada önemli rol oynarlar. Tasarruflar ise uzun dönemde ülkenin üretkenliğinde önemli rol oynarlar ve Mankiw'in 2001 yılında Amerika için yaptığı araştırmanın sonucunda; Mankiw, Amerika'nın tasarruflarını arttırsaydı gelecekte gayri safi yurt içi hasılası ve yaşam standardının artacağını savunmuştur( Robbins, 225, s:342). Genel olarak hükümetin cari ve yatırım harcamaları, özel sektör yatırım ve cari harcamalarında olduğu gibi bir çok faktörden etkilenir. Bu faktörler sosyal, politik veya ekonomik faktörler olabilir. Bu faktörlerden dolayı kamunun yatırım harcamaları ve cari harcamaları sürekli değişmektedir. Kamu bazı durumlarda yatırım harcamaları ekonomiye müdahale aracı olarak da kullanabilir. Örneğin resesyon dönemlerinde kamu harcamalarını artırmak istediğinde ilk olarak yatırım harcamaları arttırır ki bu hem yurt içi talebin artması anlamına gelerek mevcut zamanda rahatlama sağlar, hem de ileriye dönük bir harcama olduğu için uzun dönemde büyüme ve refah üzerinde olumlu etki sergiler( Nellis, Parker, 2004, s:92). Bu etkilerden en az etkilen yatırım kalemi ise Brüt yatırım harcamalarıdır. Brüt yatırım, harcama bileşenleri içinde en istikrarlı olan ve iş döngüsünü sağlayan en önemli kalemdir( Salvatore, Diluio, 2003, s:40). Yatırım alanlarından en önemlileri araştırma geliştirme (AR-GE) faaliyetleridir. Ar-ge alanına hem kamu hem de özel sektörden yüksek miktarlarda yatırım yapılmaktadır. Dünya genelinde yapılan araştırmalara göre bu yatırımların yarısından fazlasının kamu tarafından yapıldığı tespit edilmiş olup özel sektörden de yapılan arge harcamalarının büyük bir çoğunluğunu büyük ölçekli firmalar tarafından yapıldığı görülmektedir. Bu yatırımların karşılığında alınan verimliliğe bakıldığında eğer kamunun yaptığı yatırımların verimliliği özel sektörün yaptığı yatırımların verimliliğinden yüksek ise kamunun sağladığı vergi gelirlerinin daha fazla miktarı bu tür harcamalara aktarılmalıdır. Ancak arzulanan ar-ge yatırımları bileşimi kamu ve özel sektörün iş birliği içinde yapacağı ar-ge yatırımlarıdır( Just v.d. 2004, s:593). Daha önceleri kamunun yaptığı ar-ge harcamaları neticesinde kamuya ait bir patent hakkının alınmasındaki zorluklar 1980 yılında Amerika'da Bayh Dole yasası olarak bilinen yasanın çıkarılmasıyla aşılmış ve kamu kurumlarının da patent almasını kolaylaştıran bu yasa sayesinde hem kamu ve özel sektör yatırım işbirliği artmış hem de 25 yıl içinde kamunun aldığı patent sayısı %700 artış sağlamıştır(www.tpe.gov.tr). Yatırım yapılan bir diğer alan da iş gücü alanıdır. Bu alana yatırımın başlıca amacı iş gücü verimliliğini en yüksek seviyelere çıkarma isteğidir. İş gücünde verimlilik artışı iş gücü talebini azaltacağından iş gücü arz ve talep dengesini bozucu etki yapabilir. Bu durumda ortaya çıkan işsizlik durumu yapılan yatırım harcamalarının sosyal etkilerini gündeme getirir( Just, s:594). Altyapı yatırımlarının ekonomide üretim kapasitesini arttırdığı bütün makroekonomistler tarafından kabul gören bir gerçektir. Altyapı yatırımları doğrudan üretimin içinde bulunmasa da dolaylı olarak refah ve üretkenliği arttırır. Yapılan altyapı yatırımlarının büyük çoğunluğunu devlet yapmakla birlikte özel sektör yatırımlarının bir kısmı da bu alana kanalize edilmektedir. Altyapı yatırımları daha önce bahsedilen sosyal sermaye alanına girmektedir( Heijdra, Ploeg, 2002, s:633). Küçük boyuttaki özel sektör elemanlarının yatırımları esas olarak sabit yatırım ve stok yatırım olmak üzere ikiye ayrılır. Sabit yatırım firmaların aldıkları makine gibi ekipmanlarına, fabrika binası gibi yapılarına ya da lojman gibi çalışanlara yönelik motivasyonları artıracak değerlere yaptıkları yatırımlardır. Stok yatırım ise işletmelerin hammadde ve makine parçaları gibi ihtiyaç duyacakları değerlere yapılan yatırımlardır ( Mishkin, 2004, s:539). Bu yatırımlar işletme içi yatırım olup işletmenin büyümesine katkı sağlar, ancak ekonomik büyümeye katkıları diğer yatırımlardan çok daha azdır. Özel yatırımların çoğu büyük ölçekli firmalar ya da firmaların iş birliği içinde yaptıkları yatırımlardır. İş birliği yatırımlarında genellikle firmalar fazla zengin değildir. Bu nedenden dolayı yatırım için gerekli olan fonu menkul değerlerini satarak sağlarlar. Ve bu sayede bir araya getirdikleri donlar yatırım için gerekli miktara ulaşınca yatırımı gerçekleştirirler. Firmalar bu fonu bulurken başlıca üç kaynaktan faydalanırlar. Bunlar; sıradan hisse senedi çıkarmak, ortaklaşa özel olarak hisse senedi çıkarmak ve yeni pay hisse senetleri çıkarmak olarak sıralanabilir( Jones, 2008, s:205). Dünya genelinde yabancı yatırımların çoğu çok uluslu şirketlerin diğer bir ülkede olan şubelerine yaptıkları yatırımlardan oluşmaktadır. Bu bağlamda en yüksek yabancı yatırım yapan ülke Amerika Birleşik Devletleri olmaktadır. Ancak dünya genelinde dış piyasadan en fazla doğrudan yabancı yatırım çeken ülke ise Çin Halk Cumhuriyetidir( Nafziger, 2006, s:547). Bu durumun nedeni Çin'deki nüfus fazlalığı yurt içi iş gücü arz

1090 miktarını arttırmaktadır. Arzı artan iş gücünün sonucunda ücretlerde düşüş yaşanır. Bu durum da üretim için gerekli olan iş gücü faktörünün ucuzlaması dolayısıyla üretim maliyetinin düşüşüne neden olur. Bu şekilde üretim cazip hale gelir. Ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları söz konusu ülkeye akar. Bu sebebin yanında Çin hükümetinin yabancı yatırımları çekmeye yönelik vergi muafiyetleri de önemli rol oynamaktadır. Ülkeye dışından gelen yatırımların büyümeyi olumlu yönde etkilediğini savunan büyüme görüşleri 1950'li yıllara dayanmaktadır. Ancak bu söylemi bir model kapsamında en etkili biçimde 1986 yılında Romer gündeme getirmiştir. Romer modelinde büyümeyi sadece dışarıdan gelen fiziksel sermayeye bağlamayım aynı zamanda bilgi alanında sağlanan ilerlemelerinde büyümeyi tetikleyen bir olgu olduğunu öne sürmüştür. Ancak yapılan çalışmalar gösteriyor ki yatırım alanında en fazla büyümeyi tetikleyen yatırım alanı fiziksel yatırımları kapsamaktadır( Granier v.d. 2005, s:33). Yatırım ve gayri safi yurtiçi hasıla arasında son derece kuvvetli bir ilişki söz konusudur. Ülkenin büyüdüğünü gösteren üretim çıktısında gözlemlenen bir artış akabinde yatırım oranlarında da artış eğiliminin yaşanmasına neden oluyor. Yatırım harcamalarındaki artış belirli bir orana bağlı olarak artış veya azalış sergilemez. Üretim sürecinde ekonomide meydana gelen dalgalanmalar neticesinde yatırım oranlarında da dalgalanmalar yaşanır. Dünya üzerinde Çin, Japonya, Almanya gibi ülkeler bakıldığında gelişme hızı yüksek olan ülkelerin yatırımların gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payının da yüksek olduğu görülmektedir. Aynı şekilde II. Dünya Savaşından sonra kendini çabuk toparlayan ülkelere bakıldığında ortak özellik olarak hepsinin de yatırım oranlarındaki yükseklik göze çarpmaktadır. Son zamanların gelişme hızı en yüksek olan ülkesi Çin'de geçtiğimiz yıllarda yatırımların gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payının bazen %40'ları geçtiği görülmektedir( Miles, Scott, 2005, s:322). 3. YATIRIMLARIN EKONOMIK BÜYÜMEYE ETKILERININ EKONOMETRIK OLARAK İNCELENMESI Çalışmanın bu bölümünde önceki bölümde teorik olarak ele alınan kamu ve özel sektör yatırımlarının büyüme üzerine ilişkisi ampirik olarak Türkiye için test edilmiştir. Söz konusu test için çoklu regresyondan yararlanılmış ve veriler Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığının arşivinden toplanmıştır. Alının veriler 1980 yılı ve 2013 yılı dahil olmak üzere toplam 34 yıllık veriler analiz edilmiştir. Kurulan çoklu regresyon modelinde değişkenlerin açılımı aşağıda verilmiştir. GSYİH = β0 + β1 ( K.Y ) + β2 ( O.Y ) (1) K.Y : Kamu Sektörü Yatırımları O.Y : Özel Sektör Yatırımları GSYİH : Gayri Safi Yurt İçi Hasıla Kurulan çoklu regresyon modelinde kamu sektörünün yatırımları ve özel sektörün yatırımlarının mevcut yılın fiyatlarıyla, bir önceki yıla oran bazında artışlarıyla, gayri safi yurt içi hasılanın mevcut yıl fiyatlarıyla bir önceki yıla oranla artış miktarı arasındaki ilişki saptanmaya çalışılmıştır. Çoklu regresyon sonuçlarına göre denklem tahmini ve değerler şu şekilde bulunmuştur. GSYİH = 0,2595 + 0,3060 K.Y + 0,5242 O.Y 0,8004 Değişken Standart hata t istatistik Sabit ( C ) 0,1346 1,9272 Kamu Yatırımı 0,0931 3,2860 Özel sektör yatırımı 0,0982 5,3368 Çoklu regresyon modelinin sonucundan Türkiye'de kamu yatırımları ve özel sektör yatırımlarındaki yüzde değişmelerin gayri safi yurt içi hasıla miktarındaki yüzde değişmeleri önemli ölçüde açıkladığı anlaşılmaktadır. Çalışmanın teorik kısmında kamu yatırımları ve özel sektör yatırımlarının, gayri safi yurt içi hasıla arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğu ve yatırımların uzun dönemde geliri arttırdığından bahsedilmişti. Analiz sonucu bulunan çoklu regresyon denklem tahmininde bulunan sonuçla da teorik kısımdaki bilgiler birbiriyle örtüşmektedir. Bulunan denklem tahmininin sonuçlarından şu sonuçlar çıkarılmaktadır

1091 0,8004 sonucunun bulunması kamu yatırımları ve özel sektör yatırımlarındaki artışların gayri safi yurt içi hasıla artış oranın %80 ölçüde açıkladığı görülmektedir. Yani artışların gayri safi yurt içi hasıladaki artış oranının %80'lik kısmı yatırım oranlarındaki artıştan kaynaklandığı görülmektedir. Bu model tahmininden çıkartılan diğer sonuç da kamu yatırımlarında meydana gelen her bir birimlik artış artışların gayri safi yurt içi hasıla üzerinde 0,3 oranında artışa sebep olmaktadır. Aynı doğrultuda özel sektör yatırımlarında meydana gelen her bir birimlik artış artışların gayri safi yurt içi hasılayı 0,52 birim arttırmaktadır. Yani burada dikkate değer diğer bir sonuç ise kamu yatırımları ve özel sektör yatırımlarına bakıldığında özel sektör yatırımlarının kamu yatırımlarına göre artışların gayri safi yurt içi hasıla üzerinde daha fazla etkiye sahip olduğu görülmektedir. SONUÇ: Yatırım ve büyüme arasındaki ilişki ekonomi açısından en fazla incelenen konular arasındadır. Kalkınma bakanlığının 1980-2013 yılları arasındaki verileri baz alınarak, oluşturulan çoklu regresyon analizi tahmin denkleminden yatırım oranlarındaki artış ile gayri safi yurtiçi hasıla artış oranı arasında kuvvetli bir ilişki bulunmuş. Bulunan bu ilişkinin yanı sıra özel sektör yatırımlarındaki artışın kamu yatırımlarındaki artıştan daha fazla oranda gayri safi yurtiçi hasıla üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. REFERENCE LIST ADDA J, COOPER R, Dynamic Economics; Quantitative Methods And Applications, Mıtt Yayıncılık, 2002 BERGHEIM S, Long-Run Growth Forecasting, Spinger Yayıncılık, 2008 BROWN S, Howard C, Jones S, Spencer U, Guide To Economic İndicators Making Sense Of Economics, Profile Katapçılık, London, 2006 CARBAUG R, İnternational Economics, 10. Baskı, Thomson Yayıncılık, Ohio, 2005 COMMON M, STAGL S, Ecological Economics An İntroduction, Cambridge Üniversitesi Yayınları, New York, 2005 DORNBUSCH R, FISCHER S, Macro Economics, 6. Baskı, Mcgraw-Hill Yayıncılık, Newyork, 1994 GRAINER A, SEMMLER W, GONG G, Economic Growth: A Time Series Perspective, Princeton Üniversitesi Yayınları, 2005 HEIJDRA B, VAN DER PLOEG F, The Foundation Of Modern Macroeconomics, Oxford Yayınları, 2002 JONES C, Financial Economics, Taylor & Francis E-Library, 2008 JUST R, HUETH D, SCHMITZ A, The Welfare Economics Of Public Policy, Adward Elgar Yayıncılık, Cheltenham, İngiltere, 2004 MATTHEVS P, Economics, 6. Baskı, Pearson Yayıncılık, 2005 MILES D, SCOTT A, Marcoeconomics; Understanding The Wealth Of Nations, 2. Baskı, Wiley Yayıncılık, İngiltere, 2005 MISHKIN F, The Economics Of Money, Banking And Financial Markets, 7. Baskı, Pearson Yayıncılık, 2004 NAFZIGE W, Economic Development, 4. Baskı, Cambridge Üniversitesi Yayınları, New York, 2006 NELLIS J, PARKER D, Principle Of Macroeconomics, Pearson Yayıncılık, Londra, 2004 ROBBINS D, Handbook Of Public Sector Economics, Public Administration And Public Policy Dergisi, Sayı:112, Marcel Dekker Yayıncılık, 2005 SALVATORE D, DIULIO E, Principles Of Economics, Mcgraw Hill Yayıncılık, New York, 2003 SNOWDON B, VANE H, An Encyclopedia Of Macroeconomics, Edward Elgar Yayıncılık, Cheltenham, 2002 www.tpe.gov.tr, 15.11.2013