Bölüm I Tespitlerin Özeti



Benzer belgeler
INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Küresel Kriz ve. Bekir Sıtkı ŞAFAK Sermaye Piyasası Kurulu

BAKANLAR KURULU SUNUMU

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

YENİ EKONOMİ PROGRAMI YAPISAL DÖNÜŞÜM ADIMLARI 2019

FİNANSAL RİSKLER & KORUNMA YÖNTEMLERİ

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

F. Gülçin Özkan York Üniversitesi

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

Döneminde Türk Bankacılık Sektörü

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2008

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

Konuşmamda sizlere birkaç gün önce açıklanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı hakkında bilgi vereceğim.

Ekonomik Rapor 2011 I. MAKRO BÜYÜKLÜKLER AÇISINDAN DÜNYA EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

Dünya Ekonomisi. Bülteni. İstanbul Sanayi Odası Araştırma Şubesi. Ekim Dünya Ekonomisine Küresel Bakış 1

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month,

Küresel Kriz ve Yükselen Piyasa Ekonomileri


2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Genel Görünüm. ABD, Euro Bölgesi, İngiltere ve Japonya merkez bankaları da kısa dönemde faiz artırımı yapmayacaklarının sinyalini vermişlerdir.

Yatırımcılara dünyayı vadediyoruz.

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME

İstanbul Finans Merkezi

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YAŞANAN GELİŞMELER VE 2011 YILI EKONOMİK BEKLENTİLERİ. Dr.Süleyman Yaşar. 17 Nisan 2011

Türkiye de Yabancı Bankalar *

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

QNB FİNANS PORTFÖY BİRİNCİ SERBEST (DÖVİZ) FON'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU. Fon'un Yatırım Amacı

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı


7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

HAFTALIK EKONOMİ RAPORU

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE NİN 4 ANA SORUNU ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 11 Aralık 2015

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006

KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ K. ÖNDER ERGÜN MALİYE UZMANI

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

AKP hükümeti zamanında ekonomik büyüme ve istikrar sağlanmıştır

%7.26 Aralık

Finansal Krizden Bu Yana Dünya Ticaretinin En Kötü Yılı : 2015

Ekonomik Göstergeler Neyi Gösteriyor? 2013 e Bakış ve 2014 Beklentileri

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

KÜRESEL FİNANSAL SİSTEMİN YENİDEN İMARI. Eurobank Tekfen Genel Müdür Yardımcısı

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Aselsan l Halka Arz Profili

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

İSPANYA ÜLKE RAPORU AĞUSTOS 2017 ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ

Küresel Kriz Sonrası Türkiye de Finansal Sistem Bankacılık Sektörü

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

KATILIM EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTERNATİF STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU 6 AYLIK RAPOR

MENKUL KIYMET YATIRIM ORTAKLIKLARINA İLİŞKİN ESASLAR TEBLİĞİNİN (III-48.2) Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı Statüsünden Çıkma

Dünyada ve Türkiye de Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları

Global Krizin Bankalar ve Finans Sektörü Üzerine Etkileri ITU, Mart 2009

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Para Politikaları ve Finansal İstikrar

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu Aslı Kazdağlı

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Haftalık Piyasa Beklentileri. 10 Kasım 2014

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

FİNANSAL PLANLAMA EĞİTİM PROGRAMI

Bakanlar Medya A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporuna İlişkin 2. Değerlendirme Raporu

BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

TKBB Olağan Genel Kurulu

TEB HOLDİNG A.Ş YILI 2. ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI

Dünya ve Türkiye Ekonomisinde Beklentiler: Sermaye Piyasalarının Rolü. İbrahim TURHAN Borsa Başkanı 28 Mart 2012

Transkript:

İstanbul un Uluslararası Finans Merkezi Olma Potansiyelinin Değerlendirilmesi Bölüm I Tespitlerin Özeti Mayıs 2009 * Bu Rapor Devlet Planlama Teşkilatı tarafından İstanbul un uluslararası finans merkezi (İUFM) olması için hazırlanacak olan Strateji Belgesi çalışmaları kapsamında oluşturulan Mevcut Durum Analizi Çalışma Grubu nun talebiyle Türkiye Bankalar Birliği tarafından Deloitte Danışmanlık A.Ş ye hazırlatılmış ve Çalışma Grubu görüşleri doğrultusunda nihai hale getirilmiştir.

İçindekiler 1) Tarihsel Gelişim ve Yönetici Özeti 2) Finansal hizmetler alanında yaşanan küresel ve yurtiçi gelişmeler - Makroekonomik gelişmeler - Finans merkezlerinin stratejileri - Vergi - Düzenlemeler - Ürünler ve hizmetler 3) Seçilmiş rakiplere göre İstanbul un konumundaki değişim 4) Finansal modelin güncellenmesi 5) Anahtar performans göstergeleri - 1 -

Tarihsel Gelişim İstanbul un uluslararası finans merkezi olma potansiyelinin değerlendirilmesi ve bu dönüşümü sağlayacak yol haritasının belirlenmesi konularını içeren bir rapor 2007 yılının Haziran ayında Deloitte tarafından düzenlenerek Türkiye Bankalar Birliği ne (TBB) sunulmuştur. Söz konusu rapor kapsamında incelenen hususlar şunlardır: - Ekonomik gelişmeler ve bunların uluslararası finans piyasaları üzerindeki etkileri - Avrupa Birliği, Balkanlar, Karadeniz Bölgesi, Kafkaslar ve Orta Doğu da konuyla ilgili yaşanan ekonomik ve ticari gelişmeler - Türkiye nin uluslararası ve bölgesel arenadaki ekonomik ve finansal potansiyeli - Başarılı finans merkezlerinin özellikleri: stratejik odak ve seçimler; ekonomi politikaları; genel ve finansal düzenlemeler; denetim ve vergi politikaları; piyasa uygulamaları; altyapı; insan kaynağı ihtiyacı; uluslararası kabul görmüş kurallara uyum düzeyi; kira ve yerleşim; sosyal hizmetlerin mevcudiyeti v.s. -İstanbul un güçlü ve zayıf yönleri ile önde gelen bir finans merkezi olmanın gerektirdiği unsurlar ve bunlara yönelik çıkarımlar -İstanbul un uluslararası bir finans merkezi olmasının Türkiye ye sağlayacağı faydalar ve potansiyel riskler Hazırlanan bu raporun TBB tarafından hükümete sunulmasını müteakiben İstanbul un Uluslararası Finans Merkezi olması yolundaki çalışmaların sürdürülmesine karar verilmiştir. 2009 yılının başında Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren in talimatları doğrultusunda İstanbul Finans Merkezi Strateji Dokümanı oluşturulmasına karar verilmiş ve bu doğrultuda çalışmaları gerçekleştirmek üzere Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) koordinasyonunda dokuz adet çalışma grubu kurmuştur. Söz konusu strateji dokümanının 4-5 Ekim 2009 tarihlerinde İstanbul da gerçekleştirilecek olan İMF/Dünya Bankası toplantılarında sunulması hedeflenmektedir. Bu kapsamda, oluşturulan dokuz çalışma gurubundan biri olan TBB başkanlığındaki Mevcut Durum Çalışma Grubu, Deloitte tan İstanbul Finans Merkezi Strateji Dokümanı na girdi sağlamak üzere, 2007 yılında düzenlenen raporun güncellenmesini talep etmiştir. Bkz.(http://www.tbb.org.tr/turkce/duyurular/tbb/11122007.pdf) - 2 -

Tarihsel Gelişim Orijinal raporun güncellenmesi gereksinimi, hiç şüphesiz ki, son dönemde yaşanan küresel finansal krizin etkileri ve rakip finans merkezlerinin gösterdiği gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Mevcut Durum Çalışma Grubu, gerçekleştirilecek olan çalışmada, aşağıda yer verilen hususların incelenmesini talep etmiştir: - Yaşanmakta olan finansal krizin ekonomi üzerindeki mevcut ve potansiyel etkilerinin incelenmesi - Finansal merkezlerde, özellikle de Türkiye ile aynı bölgede yer alan ve Türkiye nin stratejik rakibi konumundaki ülkelerde son yıllarda yaşanan gelişmeler - Üç temel alanda yaşanan küresel ve yurtiçi gelişmelerin değerlendirilmesi: Vergi, Düzenlemeler, Finansal Ürünler ve Hizmetler - Bir önceki çalışmada hazırlanmış olan finansal modelin son dönemdeki gelişmeler doğrultusunda güncellenmesi - Uluslararası Finans Merkezi (UFM) tanımının yapılması ve bir UFM nin başarısını ölçmekte kullanılan göstergelerin belirlenmesi Bu doğrultuda, Deloitte tarafından gerçekleştirilen analizler aşağıdaki alanları kapsamaktadır: - Uluslararası finans merkezlerinde yaşanan gelişmelerin incelenmesi - Seçilmiş 7 finans merkezinin birbirleriyle kıyaslamalarının yapılması: İngiltere (Londra), Singapur, İrlanda (Dublin), İspanya (Madrid), Rusya (Moskova), İsrail (Tel Aviv) ve Türkiye (İstanbul) - 12 ana stratejik unsur çerçevesinde İstanbul un mevcut rekabetçi konumunun güncellenmesi - Küresel, bölgesel ve yurtiçi ekonomik gelişmeler doğrultusunda finansal model varsayımlarının ve tahminlerinin güncellenmesi - Uluslararası finans merkezini tanımlayan ortak özelliklerin ve anahtar performans göstergelerinin belirlenmesi Proje kapsamında, bu ana raporun yanı sıra, İstanbul ve tüm rakip şehirlere ait detaylı bilgilerin yer aldığı ek bir rapor da hazırlanmıştır. - 3 -

Yönetici Özeti (1) Rapor kapsamında yer alan temel bulgular şunlardır: Küresel finansal piyasalarda ciddi bir değer ve güven kaybı yaşanmıştır ve halen yaşanmaya devam etmektedir. Hiç etkilenmediği söylenemeyecekse de, sürdürülen ihtiyatlı ekonomik politikalar ve 2001-2008 yılları arasında özellikle finansal hizmetler sektöründe gerçekleştirilmiş olan yapısal reformlar sayesinde Türkiye bu krizden pek çok ülkeye göre daha az etkilenmiştir. Yaşanan küresel kriz sonrasında uluslararası finans merkezlerinin ülke ekonomileri üzerindeki etkileri ile ilgili tartışmalar yoğunlaşmıştır. Bu merkezlerin yarattığı değer ve riskler sorgulanmaya, finans merkezleri arasındaki küresel faaliyetler ve rekabet incelenmeye, finans merkezlerinin dünya ekonomisi üzerindeki artan etkileri araştırılmaya başlanmıştır. Sonuç itibariyle, bu tartışmalar göstermektedir ki; - Dünyadaki finansal merkezlerin entegrasyonunda ve yönetim ilkelerinin belirlenmesinde OECD gibi uluslarüstü kuruluşların etkinliği artmaktadır. - Ekonomik ve politik gelişmeler ışığında, rekabet üstünlüğünü korumak ve/veya geliştirmek isteyen finans merkezleri süratle yeni stratejiler geliştirmektedir. Rekabetçi konumun geliştirilmesinde vergi politika ve düzenlemelerinin önemi artmıştır. Her ne kadar Türkiye mali ortamını iyileştirmek adına önemli değişiklikler yapmış olsa da hala özel işlem vergileri, işlemlerin kesinliği ve adilliği, vergi mevzuatının açıklığı ve tutarlılığı gibi önemli düzeyde iyileştirmeye açık alanlar bulunmaktadır. Türkiye de düzenleyici çerçeveye yönelik önemli değişiklikler yapılmaya devam edilmektedir. Düzenleyici kurumların kalitesinin iyileştirilmesi konusunda uzun bir yol kat edilmiştir ve bu konuda çabalar halen devam etmektedir. Ayrıca destekleyici yasal altyapının iyileştirilmesi ile uluslararası piyasalar ve yerel kurumlar arasındaki güven eksikliğinin giderilmesi önem arz etmektedir. Türkiye için mevcut konjonktürde yararlanılabilecek ürün ve hizmet bazlı pek çok fırsat bulunmaktadır. Bu fırsatlar, türev işlemleri, çeşitli sigortacılık ürünleri (uluslararası reasürans, uluslararası hayat ve bağlı sigorta şirketleri), varlık hizmetleri, İslami finans ile toplum ve çevreye duyarlı finansal ürünler olarak özetlenebilir. İstanbul un bölgenin hakim uluslararası finans merkezlerinden birisi olmasına yönelik olarak ulaşılan sonuçlar önceki rapor ile önemli farklılıklar göstermemektedir. Bu nedenle, söz konusu çıkarımları özetleyen ve izleyen sayfada yer alan grafik bir önceki rapordaki ile aynıdır. Öte yandan İstanbul gizli kalmış işgücü, gelir yaratma potansiyeli, yaşam tarzı ve iş yapma maliyeti konularında ciddi bir rekabetçi güce sahiptir. Bu avantajlardan finans merkezinin kuruluşu aşamasında azami derecede istifade edilmelidir. - 4 -

Yönetici Özeti (2) Halen devam etmekte olan krizden çıkarılan önemli sonuçlardan birisi, piyasaların büyük bir gelgit yaşadığı ve hızlı bir değişim içerisinde olduğudur. Piyasalarda yaşanan bu hızlı değişim, İstanbul un rakibi olan diğer finans merkezlerinin stratejilerine de yansımaktadır. Bu çerçevede, İstanbul Finans Merkezinin oluşumunda görev alacak kurumların esnek ve hızlı karar alabilen bir yapıda olmaları büyük önem taşımaktadır. Türkiye piyasa katılımcılarının isteklerine ve makroekonomik çevrede yaşanan değişikliklere gereken tepkiyi en hızlı şekilde verebilmelidir. Türkiye nin önünde, küresel ekonomideki gelişmelerin yönünü kendi lehine çevirebilmek için kısa vadede önemli fırsatlar bulunmaktadır. Türkiye, global kriz sonrası diğer ülkelerde açıkta kalan finansal hizmetler çalışanlarını kendisine çekebilir ve bu yetenekleri gelişmekte olan finansal piyasalarının güçlendirilmesinde kullanabilir. Türkiye uzun vadede önemli bir büyüme potansiyeline sahip olup, yapılan bir araştırma Türkiye nin 2050 yılında dünyanın 9., Avrupa nın ise Rusya veingiltere den sonra 3. en büyük ülkesi olacağını ortaya koymaktadır. Finansal modelin gözden geçirilmesi sonucunda orijinal varsayımların (büyüme, enflasyon, GSYİH ve pazar payları) oldukça ihtiyatlı olduğu bir kez daha teyit edilmiştir. 2007-2008 döneminde yaşanan hızlı büyüme, zayıflayan küresel ekonomi nedeniyle piyasalarda ortaya çıkan değer kayıplarını önemli düzeyde dengelemiştir. Bu nedenle finans merkezinin uzun vadede yaratacağı katma değer ve istihdam seviyesi değişmemiştir. - Finansal hizmetler sektörünün GSYİH ye katkısı 2025 yılında yaklaşık %8 e yükselecektir (Uluslararası Finans Merkezinin sağlayacağı ek katkı %4 civarında olacaktır). - 2025 yılında GSYİH de yıllık yaklaşık 20 Milyar$ artış (2006 satın alma gücüyle) yaşanacaktır. - Finansal hizmetler sektöründe toplam çalışan sayısındaki artış yaklaşık 150.000 kişi olacaktır. - İlintili hizmetlerde büyümeye paralel olarak (ekonomik çarpan etkisi ile) ek faydalar sağlanabilecektir. Bu rapor, İstanbul un değer yaratan ve rekabetçi bir finans merkezi olabileceğini, bu sayede uluslararası iş dünyasına hizmet eden ve söz konusu piyasalardaki katılımcıların ilgi odağı durumundaki bir ülke konumuna gelerek yurtiçi piyasalarını daha da geliştirebileceğini ortaya koymaktadır. Öte yandan, Türkiye nin finansal hizmetler alanında, önerilen değişikliklerin büyük kısmını uygulamadan bir dünya ekonomisi haline gelebilmesi mümkün görünmemektedir. Nihai olarak üzerinde durulması gereken temel nokta ise, bahse konu katma değerlerin yaratılabilmesi için İstanbul Finans Merkezi çalışmaları ile ilgili sürecin olabildiğince hızlı işletilmesi gerekliliğidir. - 5 -

Yönetici Özeti (3) Rapor Kapsamında Türkiye nin İyileştirme İhtiyacı Tespit Edilen Alanlar 1.Yasal Çevre 2. Mali Ortam 3. Düzenleyici Çerçeve Mahkemelerin daha etkin çalışmasını ve uyuşmazlıkların hızlı çözümünü sağlayacak Finansal alanda uzman hukukçular yetiştirilmesinin yolunu açacak İhtisaslaşmış finans mahkemelerinin kuruluşunu düzenleyecek adalet reformunun yapılması Vergi politikalarının rekabetçi konumunu güçlendirmeye odaklanan Finansal aracılık maliyetlerini azaltacak Dolaylı-dolaysız vergi dengesini kuracak Kayıt dışılığı azaltacak Vergi sistemine güveni sağlayacak, uluslararası normlara uygun vergi sistemini oluşturacak vergi reformunun yapılması Düzenleyici kurumların piyasa oyuncuları ile koordineli olarak çalışma gereksinimi Nitelikli personelin elde tutulma zorluğu Bağımsız düzenleyici kurumların geliştirilerek güçlendirilmesi 4. Nitelikli İşgücü 5. Altyapı 6. İmaj 7. Diğer Ticaret ve finans sektöründeki nitelikli ara personel eksikliği Genç ve potansiyel iş gücünün niteliklerini arttıracak bir eğitim reformunun yapılması Trafik sorununu çözecek ulaşım altyapısının oluşturulması Kaliteli işyeri ve konut arzının arttırılması Mevcut imajın İFM konseptini desteklemesi Finans hizmetlerine özgü markalaşma stratejisinin oluşturulması Diğer ülkelerin kapsamlı markalaşma stratejileri ile rekabet edilmesi İş kanunlarında işverenin hareket alanını kısıtlayan maddelerin düzeltilmesi İş piyasasında işe alım ve işten çıkarmaların esnek hale getirilmesi - 6 -

Uluslararası Finans Merkezinin Tanımı Uluslararası Finans Merkezi kavramı üzerinde mutabık kalınan tek bir tanım olmadığı gibi, böyle bir tanımın oluşturulmasının pratikte bir fayda da sağlamayacağı düşünülmektedir. Nitekim, birbiriyle iç içe geçmiş ekonomilerde bu tanımlamayı yapmak, uluslararası finansal ticaretin ana unsurlarının zaman zaman gözden kaçırılmasına sebebiyet vermektedir (Örneğin uluslararası finans merkezlerinin aslen Londra, New York ve Tokyo olduğunu savunanlar, New York ta yurtiçine yönelik hizmetlerin ağırlık teşkil ettiğini, Singapur dan Tokyo ya önemli düzeyde beyin gücü ihracı yaşandığını ve Londra menşeli şirketlerin işlemlerinde sıklıkla off-shore merkezlerini kullandıkları gerçeklerini görmezden gelmektedirler). Uluslararası kurumlar (ekonomik, ticari ve düzenleyici), açık olmayan bir tanım kullanma ve bu tanımı duruma göre değiştirme eğiliminde değildirler. Dolayısıyla bir şehrin uluslararası finans merkezi olarak kabulü ve değerlendirilmesi bakış açılarına göre farklılık gösterebilmektedir. Bu nedenle stratejik kararlar da bu husus gözetilerek alınmalıdır. Buna karşın, aşağıda yer alan özellikler uluslararası finans merkezlerinin ortak özellikleri olarak kabul edilmektedir. İstanbul un göreceli pozisyonunun analizinde de bu özellikler referans alınmış olup, aynı zamanda stratejik ve operasyonel öneriler için de bu unsurlar yol gösterici olarak kabul edilmiştir. - Finansal hizmetler piyasasının büyüklüğü - Uluslararası nitelikli finans uzmanlarının adedi - Uluslararası şirketlerce erişilebilir yerel piyasanın büyüklüğü - Yüksek hacimli ve farklı piyasalara hizmet verebilme yeteneğine sahip bir merkez olma imajı/itibarı/profili - Uluslararası normlara sahip yasal ortam - Politik ve ekonomik istikrar - Etkin ve kabul görmüş yasal düzenlemeler - Yerel, bölgesel ve küresel ölçekte iş kurma ve yönetme kolaylığı - Finansal hizmetler sektöründe iş yapma maliyetleri - Rekabetçi mali ortam (kurumsal ve bireysel) - Nitelikli finansal hizmet sektörü çalışanlarını ülkeye çekebilecek nitelikte yaşam tarzının mevcudiyeti - Destek hizmetlerine erişilebilirlik, yeterli iletişim ve fiziki altyapı ile ulaşım altyapısı Bu özelliklerin her biri, finans merkezini tanımlarken birer alt unsur olarak düşünülebilir. Değinilen özellikler bir bütün olarak, dünya çapındaki özel ve kamu kurumlarınca yayınlanan ve genel olarak kamusal ve kurumsal algıları yansıtan UFM göstergelerine katkı sağlamaktadır. - 7 -

İçindekiler 1) Tarihsel Gelişim ve Yönetici Özeti 2) Finansal hizmetler alanında yaşanan küresel ve yurtiçi gelişmeler - Makroekonomik gelişmeler - Finans merkezlerinin stratejileri - Vergi - Düzenlemeler - Ürünler ve hizmetler 3) Seçilmiş rakiplere göre İstanbul un konumundaki değişim 4) Finansal modelin güncellenmesi 5) Anahtar performans göstergeleri - 8 -

Küresel Ekonomik Görünüm (1) Riskli varlıklara dayalı olarak ihraç edilen finansal enstrümanların piyasalarda yoğun olarak işlem görmeye başlaması Menkul kıymetleştirme faaliyetlerindeki hızlı büyüme Varlık fiyatlarındaki aşırı şişme Düzenleme, denetleme ve risk yönetim faaliyetlerinin tatmin edici düzeyde olmaması Küresel finansal piyasalara erişimin kolaylaşması neticesinde giderek artan sistemik risk Genel Bakış YATIRIMCILARIN VARLIĞA DAYALI MENKUL KIYMETLERİN FİYATLARINA OLAN GÜVENİ YİTİRMELERİ LİKİDİTE KRİZİ DÜNYA ÇAPINDA BİR RİSKTEN KAÇINMA SÜRECİNİN BAŞLAMASI Reel GSYİH Yüzde Değişimleri 4% 3% 2% 1% 0% OECD Ülkeleri Reel GSYİH Toplam Yüzde Değişimleri 2003 2004 2005 2006 2007 2008 Toplam OECD Yurtdışı yatırımların yerel ekonomilere geri dönüşü Üretimin azaltılması ve yatırım harcamalarının ertelenmesi İşgücü pazarının giderek zayıflaması Servetlerdeki azalma ve zorlaşan kredi temin sürecinin bir sonucu olarak harcamalarda yaşanan keskin düşüşler Finansal piyasalarda yaşanan hızlı değer kayıpları (Borsalar ve türev piyasaları) Canlandırma paketleri sonucu kamu borçlanma miktarlarının önemli düzeyde artması Gelişmekte olan pazarların para birimlerinin değer kaybetmesi ve artan kur riski Hükümetlerin vergi gelirlerinde ortaya çıkan büyük düşüşler Kaynak: OECD Ekonomiye Genel Bakış, Mart 2009-9 -

Küresel Ekonomik Görünüm (2) Son Dönemde Yaşanan Gelişmeler Ağustos 2007: Likidite krizinin patlak vermesi Ocak 2008: Borsalarda yaşanan büyük çalkantı Şubat 2008: Northern Rock ın kamulaştırılması Mart 2008: Bear Stearns in batışı ve Fannie Mae ile Freddie Mac e FED tarafından el konulması Temmuz 2008: Petrol fiyatlarının varil başına 145$ seviyesine çıkması Eylül 2008: Lehman Brothers ın iflasını açıklaması, Merrill Lynch in satışı ve Fortis Grubu nun kısmi kamulaştırılması Ekim 2008: İzlanda nın önde gelen bankalarının kamulaştırılması Kasım 2008: Çin hükümetinin canlandırma paketi açıklaması Aralık 2008: Avustralya hükümetinin canlandırma paketini açıklaması, Madoff Ponzi skandalı Ocak 2009: Amerika Hükümeti tarafından 1 Trilyon $ lık harcama planı teklifinin parlamentoya sunulması ve parlamentonun planı onaylaması Şubat 2009: Kanada hükümetinin canlandırma paketi, JP Morgan Chase ve Citigroup tarafından geçici borç erteleme sürecine gidilmesi, Amerikan başkanı Barack Obama tarafından 787 Milyar $ lık Amerikan Kalkınma ve Yeniden Yatırım Yasası nın imzalanması, Doğu Avrupa finansal krizi Mart 2009: S&P endeksinin Mart ayları içerisinde tarihin en düşük fiyat seviyesinden işleme açılması; Amerika Merkez Bankasının 1,15 Trilyon $ tutarında varlık alımı yapacağını açıklaması, Amerikan hükümetinin yatırım programı kapsamında 500 Milyar $ tutarında varlık alımı için 75-100 Milyar $ TARP Fonu ihraç edeceğini açıklaması - 10 -

Küresel Ekonomik Görünüm (3) Beklentiler Tahminler 2009 2010 GSYİH Reel Büyüme Dünya -1,3 1,9 Gelişmiş Ülkeler -3,8 0,0 Euro Bölgesi -4,2-0,4 Japonya -6,2 0,5 Amerika -2,8 0,0 Gelişmekte olan ülkeler 1,6 4,0 Doğu Asya ve Pasifik Çin 6,5 7,5 Endonezya 2,5 3,5 Tayland -3,0 1,0 Avrupa ve Orta Asya Rusya -6,0 0,5 Türkiye -5,1 1,5 Polonya -0,7 1,3 Latin Amerika & Karayipler Brezilya -1,3 2,2 Meksika -3,7 1,0 Arjantin -2,0 0,0 Orta Doğu / Kuzey Afrika Mısır 3,6 3,0 İran 3,2 3,0 Cezayir 2,1 3,9 Güney Asya Hindistan 4,5 5,6 Pakistan 2,5 3,5 Bangladeş 5,0 5,4 Güney Africa Nijerya 2,9 2,6 Kenya 3,0 4,0 Küresel GSYİH nin 2009 yılında %1,3 küçülmesi beklenmektedir. 2009 yılında gelişmiş ekonomilerin %3,8 oranında küçüleceği öngörülmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin GSYİH lerinin ise %1,6 oranında büyüyeceği düşünülmektedir. Gelişmekte olan ülkeler içerisinde sadece Avrupa ve Orta Asya ile Latin Amerika ve Karayipler bölgelerinde 2009 yılında düşüş yaşanılması beklenmektedir. 2009 yılında küresel ticaret hacminin %11,0 oranında azalacağı öngörülmektedir. 2009 yılında 2008 yılı fiyatlarına göre petrol fiyatlarının %46,4, diğer emtia fiyatlarının ise %27,9 oranında azalacağı düşünülmektedir. Küresel işsizlik oranının %7,1 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. 2009 yılında bütçe açıklarının artması öngörülmektedir. Kaynak: IMF World Ecomomic Outlook, April 2009-11 -

Küresel Ekonomik Görünüm (4) Ülkeler Bazında GSYİH Büyüme Yüzdeleri Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Ülkeleri için orta vadeli riskler GSYİH Büyüme Yüzdeleri 30% 20% 10% 0% -10% -20% -30% -40% 2007 2008 2009 2010 2011 Ukrayna Türkiye Macaristan Rusya Polonya Güney Afrika Yoğun ihracat nedeniyle gelişmiş ekonomilerin performanslarına yüksek düzeyde bağımlılık Artan dış borç ve kamu maliyesinde yaşanan zorluklar Küresel finansal krizin banka bilançolarında yol açtığı hasar Petrol fiyatlarına olan bağımlılık (petrol fiyatlarında yaşanan 10 dolarlık bir sapma GSYİH de %1,1 oranında daralma ve bütçe açığında %2,2 oranında artışa neden olmaktadır) 2010'da az gelişmiş ülkeler için daha fazla ekonomik düzelme beklenmektedir Bölge ekonomileri için fırsatlar 6 5 4 3 2 1-8 -6-4 -2 0 2 4 6 8 2008E** 2009F** 2010F** Londra daki G-20 zirvesinde alınan kararlar çerçevesinde AB ve IMF kaynaklarının artırılması ve bu şekilde bölge ülkelerine daha esnek krediler ve daha fazla IMF desteği sağlanması yolunun açılması İş gücü pazarlarının göreceli olarak daha esnek olması Bölgedeki bankaların bilançolarındaki zehirli varlık oranının düşük seviyelerde olması nedeniyle sistemik riske maruz kalma oranlarının görece düşük olması Küresel ekonominin dengeye oturmasından sonra bölge ülkeleri için ortaya çıkacak güçlü büyüme potansiyelleri **E hesaplanan, F tahmini değer anlamına gelmektedir. Kaynak: EIU, Barclays Capital - 12 -

Yurtiçi Ekonomik Görünüm (1) 2001-2008 yılları arasında izlenen istikrarlı ekonomi politikaları ve yapısal reformlar gerçekleştirilmiştir Geçmişte yaşanan krizler nedeniyle iş adamları, özel sektör ve kamu kurumları kriz yönetimi konusunda deneyim sahibi olmuşlardır Bankacılık sistemi bölgedeki diğer bankacılık sektörleri arasında en yüksek sermaye yeterlik oranlarına ve marjlara sahiptir Bilançolardaki zehirli varlık oranının çok düşük seviyelerde olması nedeniyle ekonomik yapı krizden göreceli olarak daha az etkilenmiştir Genel Bakış Finansal piyasalarda son yıllarda ürün ve hizmet çeşitliliği artmış ve küresel piyasalarla tam entegrasyonu sağlanmıştır Genç, dinamik ve girişimci bir işgücü bulunmaktadır Kriz sonrası pek çok sektörde büyüme potansiyeli ve yatırım fırsatları oluşacaktır Vergi ve yasal düzenlemeler ile ilgili olarak son yıllarda önemli yapısal reformlar gerçekleştirilmiştir Türkiye, Küresel Krizden En az Etkilenen Ülkelerden Biridir 2007 2008 GSYİH (Milyar $ / cari fiyat) 647,1 730,0 GSYİH Büyüme Oranı (%) 4,7 1,1 Kişi Başı GSYİH ($) 9.090 10.150 DYY Girişi (Milyar $) 22,2 18,2 DYY Çıkışı (Milyar $) -2,1-2,6 İşsizlik (%) 9,9 10,7 Enflasyon (%) 8,61 10,54 İhracat (Milyar $) 115,4 140,7 İthalat (Milyar $) 162,0 193,9 Bölgedeki En Güçlü Ekonomilerden Biri Olarak Krizden Sonra Hızla Toparlanması Beklenmektedir 2009 2010 GSYİH (Milyar $ / nominal) 571,5 609,5 GSYİH Büyüme Oranı (%) -5,1 1,5 Kişi Başı GSYİH ($) 7.870 8.310 Enflasyon (%) 6,0 5,3 İhracat (Milyar $) 104,9 109,0 İthalat (Milyar $) 121.0 131.9 Dış Borç (Milyar $) 247,2 276,8 Kaynak: TurkStat, Türkiye Merkez Bankası, EIU Tahminleri, IMF World Economic Outlook - 13 -

Yurtiçi Ekonomik Görünüm (2) Goldman Sachs tarafından yürütülen bir araştırmaya göre......türkiye, 2050 YILINDA DÜNYANIN 9., AVRUPA NIN İSE RUSYA VE İNGİLTERE DEN SONRA 3. EN BÜYÜK EKONOMİSİ OLACAK, 2030 YILINDA İTALYA YI, 2040 LARIN SONLARINA DOĞRU İSE ALMANYA VE FRANSA YI GERİDE BIRAKACAKTIR... Gerekçeler Türkiye nin uzun vadede bu hedeflere ulaşmak için gerekli yetkinliklere ve motivasyona sahip olduğuna inanmamızı sağlayan unsurlarşunlardır: - Türkiye, 741,8 Milyar $ lık ekonomisi ile gelişmekte olan ülke ekonomileri arasında başta gelmektedir. Son 27 çeyrekte ekonominin ortalama büyüme oranı %7 olarak gerçekleşmiştir. - Türkiye bölgenin önde gelen oyuncularından birisi konumundadır. - Tam olarak değerlendirilememiş nitelikli işgücü ve gelir yaratma potansiyeli bulunmaktadır. - İş yapma maliyetleri oldukça düşüktür. - Finansal piyasalar gelişime açıktır. - Küresel finansal krizin sona ermesi ile yabancı yatırımcılar için çekici uzun vadeli yatırım olanakları ortaya çıkacaktır. Araştırmanın Ana Unsurları Küresel kriz Türkiye için muhtelif sıkıntılar yaratsa da, uzun vadede büyüme ve gelişmiş ekonomileri yakalama konusunda önemli bir potansiyeli de beraberinde getirmektedir. 2030 yılında AB üyeliği ile birlikte Türkiye nin kişi başına GSYİH oranı diğer AB üyesi ülkeler seviyesine yükselecektir. Türkiye de nüfus yaşlanmaktadır, öte yandan nüfustaki büyümenin önümüzdeki dönemde de devam edecek olması ekonomik büyümeye katkı sağlayacaktır. Türkiye nin büyüme ortamı diğer pek çok gelişmekte olan ülkeye nispeten daha avantajlıdır. Türkiye nin kurumsal yapısı sağlam olmakla birlikte gelişime açıktır. Türkiye demografik avantajını tam olarak kullanamamaktadır. AB üyeliğinin gerçekleşmemesi durumunda bile Türkiye nin AB ülkelerini pek çok açıdan yakalama potansiyeli yüksektir. Başarı Faktörleri Kurumsal ve kültürel yapı, düzenleyici çerçeve ve gelir düzeyi kriterleri açısından AB ülkelerine daha da yaklaşmak gerekmektedir. İş gücünün eğitim düzeyinin artırılması önem arz etmektedir. Kurumsal yönetişim konusunda son dönemde gerçekleştirilen reformlara devam edilmelidir. Sivil toplum örgütleri güçlendirilmelidir. Fakirlik ve bölgesel eşitsizlik sorunlarına çözümler getirilmesi yönünde çabalar sürdürülmelidir. Türkiye uzun vadede önemli bir büyüme potansiyeline sahiptir - 14 -

İçindekiler 1) Tarihsel Gelişim ve Yönetici Özeti 2) Finansal hizmetler alanında yaşanan küresel ve yurtiçi gelişmeler - Makroekonomik gelişmeler - Finans merkezlerinin stratejileri - Vergi - Düzenlemeler - Ürünler ve hizmetler 3) Seçilmiş rakiplere göre İstanbul un konumundaki değişim 4) Finansal modelin güncellenmesi 5) Anahtar performans göstergeleri - 15 -

Finans Merkezlerinin Stratejilerindeki Küresel Gelişmeler (1) Genel Bakış Dünyanın önemli bölgelerinde yer alan 20 den fazla finans merkezindeki son dönem gelişmeleri göstermektedir ki, finans merkezlerine ilişkin tartışmaların yoğunluğu, yaratılan değerlere ilişkin farkındalık ve finans merkezleri arasındaki küresel rekabetin boyutu artmaya devam etmektedir. Piyasada yaşanan mevcut dalgalanmalar bu durumu yok etmemekte, aksine UFM pazar payı kapma rekabetini artırmaktadır. Bir finans merkezinin uzun dönemdeki başarısı, stratejiyi bugün doğru olarak belirlemesine, ulusal varlıklarını ve değerlerini bu strateji doğrultusunda etkin bir şekilde kullanmasına ve yapılması gerekenlerin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesini sağlanmasına bağlıdır. Küresel Gelişmeler Makroekonomik dengenin sağlanmasında finans merkezlerinin rolü konusunda OECD, G7 ve İMF/Dünya Bankası tarafından ciddi bir tartışma sürdürülmektedir. Bu konudaki genel görüş Finans merkezleri, makroekonomik çöküşe yol açan sorunların bir parçası değildir ama çözümün bir parçası olacaktır. şeklinde ifade edilmektedir. Mevcut durumda bunu gösteren birçok önemli gelişme mevcuttur: - Obama nın Vergi Cennetlerinin Haksız Rekabetini Durdurun söylemleri - Turner İncelemesi (Yönetişim, risk yönetimi, ücretlendirme, likidite gereksinimleri, muhasebe standartları, uluslararası koordinasyon v.b. ile ilgili) - Maliye Bakanları düzeyinde gerçekleştirilen zirveler - 16 - Küresel Tartışma (Devam) - Uluslararası Vergi Standartlarının uygulanmasına ilişkin G20/OECD Forumları (Bu toplantılar daha çok küçük ülkeleri, gelişmiş ülkelerin beklentilerine uygun bir şekilde, vergi konusundaki bilgileri paylaşmaya zorlamak amacıyla düzenlenmektedir.) Ne yazık ki, ekonomik krizin yoğun baskısı ve kamuoyunun bankacılık sektörüne karşı olumsuz tutumu nedeni ile küresel düzeydeki tartışmalar, iyi düşünülmüş, mantıklı tartışmalardan çok politik çıkarlar doğrultusunda ilerlemektedir. 2009 yılı Nisan ayında yayımlanan G20/OECD kara listesindeki ülkeler incelendiğinde bu durum açıkça gözlemlenebilir: - OECD vergi standartlarına uyum sağlamayan ama ticarette güçlü ülkeler listeye dahil edilmemişdir (örn. Suudi Arabistan) - Vergi Bilgisi Değişimi Anlaşması na uyum sağlamayan küçük ama stratejik önemi haiz ülkeler listeye dahil edilmemiştir (örn. Amerika için önemli olan Panama) - Büyük OECD ülkeleri içerisinde vergisel açıdan ciddi boyutta zararlı davranışlar sergileyen bölgeler ya listeye hiç dahil edilmemiş ya da Özel İdare Bölgesi ilan edilmiş (örn. Hong Kong, Delaware) Açıkçası, şu anda birçok ülke güç elde etme amaçlı ekonomi yönetimi uygulamasına sahiptir. Bu durum, kendi finansal merkezini geliştirmekte olan büyük ülkeler için, yoğun rekabet içinde kendi stratejisini koruma, yürütülecek finansal hizmetler stratejisinde net olma ve tüm finansal merkez anlaşmalarını ticari anlaşmalarla birleştirme ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır (Özellikle AB/G7 dışındaki ülkelerin ciddi pazarlıklar yapması gerekmektedir.).

Finans Merkezlerinin Stratejilerindeki Küresel Gelişmeler (2) Küresel Gelişmeler (Devam) Belki de hepsinden önemlisi, finansal ve vergisel düzenlemeler ile faaliyetlerin aşırı küreselleşmesi, Türkiye benzeri büyük ticaret ülkelerini dünya standartlarında yerel ve uluslararası finansal hizmetler uygulamalarına ve düzenleyicilerine sahip olmaya doğru yöneltecektir. Bu nedenle, Türkiye nin bölgesinde baskın bir güç olmaya başladığı andan itibaren, bu konuda da etkin bir rol oynaması oldukça önemlidir. Hükümet Baskısı Değinilen küresel gelişmeler ve piyasalardaki mevcut belirsizliğin yanı sıra, halkın daralan kişisel gelirler nedeni ile şirketlerin ve varlıklı kişilerin vergi planlaması uygulamalarına karşı bir tavır sergilemeleri, hükümetin gelirleri üzerinde sınırlandırıcı bir etki yapmaktadır. Hükümetler de şirketleri daha fazla on-shore çalışmaya ve off-shore merkezlerin sağladığı vergi avantajlarından vazgeçmeye mecbur etmektedirler. Bu durum, birçok hükümeti daha önceden uyguladıkları vergi muafiyeti ve zararlı vergi uygulamalarını hızla yeniden değerlendirmeye yöneltmektedir. Bununla birlikte, istikrarlı, rekabetçi (sıfır olmak zorunda değil) veşeffaf bir vergisel ortamın, uzun vadeli gelirleri açısından daha güvenli ve politik açıdan da daha kabul edilebilir olduğu konusunda dünya liderleri arasında mecburi bir mutabakat oluşmuştur. Hükümetin finansmanı ile ilgili bu zorluk, tam da rekabette fırsatların ortaya çıktığı ve rakipler pay kapmadan ya da işlemler yeniden yapılanmakta olan önemli finansal merkezlere geri dönmeden önce değer yaratacak bir finans merkezinin kurulması için yatırım yapılmasına ihtiyaç olduğu zamanda ortaya çıkmaktadır. Stratejik Karşılıkların Doğası Dünyada tartışılan UFM stratejilerinin bir çoğundaki ana faktörün, makroekonomik koşullara ve pazar katılımcılarının değişen taleplerine karşı esnek olabilme ve cevap verebilme ihtiyacı olduğu gözlemlenmiş ve belirlenmiştir. Bir yıl önce finansal merkezler tarafından hizmet sağlama ve katılımcıların teşvik edilmesi konusu çok daha fazla önemsenirken, şu anda daha çok gözetim ve kontrole doğru yönelme mevcuttur ancak pazar katılımcılarını teşvik eden uygulamalara olan ihtiyaç tamamen ortadan kalkmamıştır. Halen yaşanana benzer hızlı değişen piyasa koşullarında, stratejik esneklik için takip etme den daha çok hızlı hareket etme yönünde gayret göstermek gerekmektedir. Hükümetler düzeyinde yapmış olduğumuz birçok görüşme neticesinde reaktif stratejinin kısa vadeli kazanımlar için gerekli olduğu, ama uzun dönem gelişim hedeflerinin de gözden kaçırılmaması gerektiği saptanmıştır. (Bu durumda Neden uzun vadeli hedeflere göre hareket edilmiyor? sorusu sorulabilir. Ancak, bu gibi yönetilmesi zor çevre koşullarında yalnızca geleceğe göre hareket etmek uygun olmamakta, reaktif bir stratejiyi uygulamak daha tercih edilebilmektedir.) Ancak bu gibi stratejiler, takip edenler için gerçek bir çeviklik gerektirir. Başarılı UFM ler gerekli esneklik ve piyasanın taleplerine cevap verebilirlik ile sistematik riske karşı koruma sağlamak ve mutlak ihtiyaç olan istikrarı sürdürmek arasındaki dengeyi sağlayabilen merkezlerdir. Böyle bir esnekliği sağlamak ise ancak düzenleyicilerin uygulamalarını sıfır hata talep eden hükümetler ve çevrelerin taleplerine uygun şekilde bedeli ne olursa olsun riskin minimizasyonu yerine riskin ve getirinin uygun şekilde dengelenmesi ve sıfır hata yerine kabul edilebilir düzeyde hata uygulamalarının kabul edilmesi şeklinde değiştirmelerini olası kılacak yasak düzenlemelerle mümkün olabilecektir - 17 -

Finans Merkezlerinin Stratejilerindeki Küresel Gelişmeler (3) Stratejik Karşılıkların Doğası (devamı) Stratejik esneklik aşağıdaki dört ana tasarım ilkesinin hayata geçirilmesi ile mümkün olabilecektir: - UFM organları (düzenleyiciler, vergi otoriteleri, hukukçular v.b.) ve piyasa oyuncuları (hem yeni hem de potansiyel) arasındaki çok etkin bir çift yönlü iletişimin ve karşılıklı görüş alışverişinin sağlanması - Düzenlemelerin ve idari zorunluluklarının basitleştirilmesi verim artırıcı iş akış süreçleri vb - Vergi sisteminin açıklık ve kesinlik düzeyinin artırılması iş ve piyasa ihtiyaçlarına hızlı cevap verir hale getirilmesi - İş yapabilme kolaylığının artırılması bürokrasinin yok edilmesinin sağlanması ve gerekli hizmetlerin sunulması Küçük off-shore finansal merkezler, iyi bir etki yaratabilmek için halihazırda çevikliklerini kullanmaktadırlar. Ancak bunun yanı sıra, küresel finans şirketlerinin sektörel (ürün) ihtiyaçlarını anlamaları ve belirli ürünlerin büyümesini teşvik edecek düzenleyici, mali ve hukuki çerçeveyi de kurmaları gerekmektedir. Bankaların ve sigorta şirketlerinin iş yapacakları yerleri seçerken dikkate aldıkları tek konu esneklik değildir. Bazı finans merkezleri yeni işlerin kurulması için çekici ve esnek bir ortam sunmalarına rağmen, tüm iş çevreleri hemen gelip merkezlerde iş yapmaya başlamamaktadırlar. Bunun en önemli nedeni, mevcut merkezlerin kendilerini her türlü iş alanı için doğal seçim olacak şekilde yapılandırmış ve işin yürütülmesi için gerekli piyasayı, süreçleri ve marka değerini oluşturmayı başarmış olmalarıdır. Mevcutta kurulu merkezler hata yapmadıkları ya da pazardaki yeni gelişmeleri takip etmeyi bırakmadıkları sürece, yeni etki alanlarının bu pozisyonu ele geçirmesi kolay olmayacaktır. Büyük bir yerel/bölgesel ekonomik alana hitap eden büyük ve iyi konumlandırılmış UFM lerin piyasa oyuncularına gereken esnekliği sağlamaları, finans sektörü oyuncularının yerel, bölgesel ve uluslararası pazardan daha fazla pay almak için rahatlıkla rekabet etmelerine ve bu verimli ortamda hangi ürünün en hızlı biçimde büyüyeceğinin piyasa oyuncuları tarafından belirlenmesine imkan sağlayacaktır. - 18 -

Finans Merkezlerinin Stratejilerindeki Küresel Gelişmeler (4) Seçilen Bazı Rakiplerin Faaliyetleri Türkiye ile rekabet eden birçok bölgesel ve küresel finans merkezi, krize karşı stratejilerini oluşturmak üzere geçen yıldan bu yana yoğun çalışmalar yapmışlardır. Konuya ilişkin bazı örnekler: - Londra ve New York azalan iş hacmini yerine koyabilmek için birçok uygulamayı hayata geçirmiştir. Özellikle Londra kaybettiği iş hacmini geri kazanabilmek için, kurumlar vergisi, işlem vergileri ve yabancı işgücünün gelir vergilerine ilişkin kurallarını değiştirmek yönünde gayret göstermektedir. Ancak düzenleyici kurumlar, piyasa oyuncuları ve politikacıların farklı görüşleri nedeni ile çalışmaların çok koordineli ve başarılı bir şekilde yürütüldüğü söylenemez. - İsrail, Ariav komitesinin yardımıyla finans merkezinin oluşturulmasına yönelik stratejisini belirlemiştir ve bu çalışmanın yeni seçilen Başbakan tarafından onaylanmasının beklemektedir. (Dünyadaki serbest fonlarının üst düzey yöneticilerinin yaklaşık %50 si Musevi iken, diğer finansal merkezlerin mali açıdan çekiciliklerine karşın İsrail de bu sektörün yerel gelişiminin nasıl sağlanabileceğine ilişkin halen yoğun tartışmaların yapılması dikkat çekicidir. ) - Dubai belli alanlarda DIFC nin geliştirilmesi için çalışmaya ve destek almaya devam etmektedir. (örn gelecek aşama sadece İslami finans ürünlerine yönelik bir borsanın oluşturulması), Ancak, emlak fiyatlarındaki hızlı düşüşün yanı sıra birçok bankanın DIFC deki faaliyetlerine son vereceği yönündeki söylentiler nedeniyle, çalışmalar beklenen hızda gitmemektedir. - 19 - - Katar Finans Merkezi faaliyetleri ve gelişimi açısından önemli bir değişiklik göstermemiştir. Hidrokarbon fiyatlarının düşmesine rağmen, Katar GSYİH nın 2009 yılında % 18 oranında büyümesi beklenmektedir. Bunun yanı sıra, Katar hükümeti finansal sektörün düşen varlık değerleri nedeni ile göreceği zararı telafi etmek amacı ile yerel bankacılık sektörünü destekleyecek önlemler almıştır. Katar Finans Merkezi Düzenleme Kurumu nun (QFCRA) tek düzenleyici rolünü üstlenip üstlenmeyeceği belirsizliğini korusa da, 2010 yılında bu rolü üstlenmesi beklenmektedir. - Pekin ve Şangay küresel ölçekte rekabet etmek amacı ile kendilerini iyileştirme çalışmalarını sürdürmektedirler. - Singapur, OECD ve ABD gibi unsurların baskısı nedeniyle, vergilendirme yapısını tekrar gözden geçirecek ve bu da stratejik avantajını yeniden sağlamak için neler yapılması gerektiğini detaylı birşekilde ele almasını gerektirecektir. - ABD piyasasına hizmet etmekte olan birçok Karayip ülkesi, özel servet varlıklarının yönetimi konusunda büyük ölçüde tehdit altında olduğunu hissetmektedir (müşteri sırrı gizlilik kuralının değişmesi ve ABD, Kanada, Brezilya v.b. devletlerin off-shore bankacılık uygulamalarını kendi piyasalarına geri çekmeye başlamaları nedeni ile). Bu durum onları, daha kapsamlı finansal stratejiler geliştirerek, sahip oldukları uzmanlık sayesinde BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) ülkelerinde ortaya çıkan cazip piyasa imkanlarından faydalanmak yönünde teşvik etmektedir. Cayman, Panama ve Bahama gibi yerlerde bu faaliyetler hızla geliştirilmekte ve stratejik önlemler hızla oluşturulmaktadır.