VİYANA BAŞKANLAR TOPLANTISI ÜLKE RAPORU (2009) 1. Giriş Türk barolarının birlik olarak örgütlenme çabaları 1934 yılına kadar gitmektedir. Bu çabalar sonucunda avukatlık mesleğinin kurallarını tayin eden yeni yasa ile birlikte (Avukatlık Yasası) Barolar daha etkin şekilde yeniden örgütlenmiş ve 7 Nisan 1969 tarihinde Türkiye Barolar Birliğini kurulmuştur. Bugün Türkiye genelinde faaliyet gösteren 78 Baroya kayıtlı 62.000 avukat bulunmaktadır. Avukatlık Yasası na göre Türkiye Barolar Birliği, Türkiye deki tüm baroların bir araya gelmesiyle oluşan bir tüzel meslek örgütüdür. Türkiye Barolar Birliği, avukatlık mesleğini geliştirme misyonu yanında hukukun üstünlüğü ve insan hakları kavramlarını güçlendirmek ve korumakla da görevlidir. Türkiye Barolar Birliği 1969 yılında kurulduğundan bu yana hukukun üstünlüğü ve adil yargılanma için gerekli koşulları sağlamak için her zaman etkin şekilde faaliyet göstermiştir. Bu çabalar ile Hukukun Üstünlüğü ve Adil Yargılanma Hakkı ilkeleri Avrupa Birliği (AB) ile uyum sağlanması çabalarının bir parçası olarak Anayasa da da kendilerine yer bulmuştur. Aynı zamanda Türkiye Barolar Birliği, AB katılım sürecinin bir parçası olan yasaların uyumlu hale getirilmesi çalışmalarının etkin bir katılımcısıdır. Türkiye Barolar Birliği Avrupa Barolar ve Hukuk Örgütleri Konseyi nin (CCBE) ortak/yedek (associate member) üyesidir. - NİN ORGANLARI Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu: Birliğin en yüksek organı olan Genel Kurul, barolara kayıtlı avukatların, meslekte en az 10 yıl deneyimli üyeler arasından gizli oyla seçecekleri en az ikişer delegeden oluşur. Delege sayıları her Baroya üye avukat sayısında göre artar. Genel Kurul her dört yılda bir seçim yapmak amacıyla olağan olarak toplanır. Yönetim Kurulu: Yönetim Kurulu; Birlik Başkanı ve Birlik Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından seçtiği on üyeden oluşur. Kurul dört yıl süreyle ve Birlik Başkanı yönetiminde görev yapar. Başkanlık: Başkan, Genel Kurul tarafından kendi üyeleri arasından dört yıllık süre için seçilir. Başkanlık Divanı: Başkanlık Divanı, Başkan, iki Başkan Yardımcısı, Genel Sekreter ve Saymandan oluşur. Disiplin Kurulu: Avukatlık kanunu ile avukatlık mesleğinin ilke ve kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla mesleki çalışmada görevini gereği gibi yerine getirmeyenler 1
hakkında baro disiplin kurulları tarafından verilen kararlar ile baroların tedbir mahiyetinde verdikleri işten çıkarmaya ilişkin kararları itiraz mercii olarak inceleyerek karara bağlamaya yetkilidir. Denetleme Kurulu: Birliğin mali işlerini denetler. - TÜRKİYE DE AVUKATLIK MESLEĞİ Ülkemiz avukatlık mesleğinde Kıta Avrupası Hukuk Sistemi anlayışını benimsemektedir. Bu yaklaşım, adaletin temel ilkeleri kamu kesimine has özelliklerle özel sektör niteliklerini birbirine kaynaştıran avukatlık mesleğiyle sınırsız bir şekilde savunma hakkını içermektedir. Türkiye de avukatların herhangi bir alana uzmanlaşma zorunluluğu bulunmamakta ve tüm avukatlar her türlü hukuki ilişkiyi, her tür yasal sorunu ele almakta serbest olup adalet hizmetindeki bilgi ve deneyimlerini tüm mahkemeler, yargıçlar, özel ve tüzel kişiler, kurullar ve örgütlenmeler nezdinde kullanma hakkına sahiptirler. Avukatlık mesleğine girmek isteyen bir kişi: a. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı; b. Türkiye deki hukuk fakültelerinin birinden mezun olmuş veya yabancı ülkelerdeki hukuk fakültelerinden mezun olup eksik derslerle ilgili olarak Türkiye de girdiği sınavları vermiş; c. Bir yıllık stajyerlik dönemini tamamladığına dair sertifikaya sahip olmalıdır. Mesleğe giren bir avukat, gerçek ve tüzel kişileri tüm mahkemeler, tahkim ve yargılama yetkisine sahip tüm diğer organlar önünde temsil etme ve savunma hakkına sahip olur. Avukatlar hukuki konularda danışmanlık hizmeti verebilir, uzlaşma müzakerelerine katılabilir. Türkiye de avukatlık mesleği yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları tarafından icra edilebilir. Bu durumun tek istisnası yabancı yatırımların teşvikini düzenleyen yönetmeliklerin kapsamına giren ortaklıklarda görevli yabancı avukatlardır. Böyle bir ortaklık ise Avukatlık Yasasına göre kurulabilir ve yalnızca yabancı veya uluslararası hukuk alanlarında faaliyet gösterebilir. - BAROLAR Avukatlık mesleğini icra edebilmek için bir baroya kayıtlı olma yasal zorunluluğu bulunmaktadır. Barolar tüzel kişiliğe sahip kamu kuruluşu statüsündedirler ve demokratik ilkelere göre faaliyet gösterirler. Baroların amacı avukatlık mesleğinin ortak ihtiyaçlarını karşılamak, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı ilkesini, etik yaklaşımı ve mesleğin düzenini koruyarak üyelerinin birbirine ve müvekkillerine karşı dürüst ve tutarlı davranmasını sağlamaktır. Türkiye de hali hazırda 78 il barosu faaliyet göstermektedir. Her baroda bir Genel Kurul, bir İcra Kurulu, bir Başkan, bir Başkanlık Kurulu, bir Disiplin Komitesi ve bir Denetim Kurulu görev yapmaktadır. 2
2. Türk Hukuk Sistemi 29 Ekim 1923 te Türkiye Cumhuriyeti nin kurulması ile, yeni bir hukuk sistemi ihtiyacı doğmuştur. Bu doğrultuda, çağın gereklerine uygun modern kanunlar çıkartılmıştır. İlk olarak 20 Nisan 1924 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti nin ilk anayasası yürürlüğe girmiştir. Anayasa yı, 1 Mart 1926 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu ve 4 Ekim 1926 da eşzamanlı olarak yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu izlemiştir. Türk Hukuk Sistemi nde yazılı hukuk normları, hiyerarşik olarak altı kategoriye ayrılmaktadır. Kanunlar hiyerarşisinin en üst basamağında Anayasa yer almaktadır. Anayasa yı, sırasıyla, kanunlar, milletlerarası antlaşmalar, kanun hükmünde kararnameler, tüzükler ve yönetmelikler izlemektedir. a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 1982 Anayasası olarak bilinen anayasa değişikliği, Türkiye Cumhuriyeti'nin hâlihazırdaki anayasasıdır. Anayasa da devlet, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlamaktadır. Devletin şeklini, dilini, başkentini ve rejimin temel özelliklerini belirleyen ilk üç madde 4. maddede belirtildiği üzere değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Egemenlik TBMM bünyesinde vücut bulur ve kayıtsız şartsız milletindir. İlk üç maddede laiklik, sosyal eşitlik, kanun önünde eşitlik, cumhuriyet idaresi ve ülkenin bölünmez bütünlüğü konu edilmektedir. Ayrıca yasama, yürütme ve yargı arasında yatay mânâda bir denklik yaratılmış ve bu üç erk birbirinden kesin çizgilerle olmasa da ayrılmıştır. Yasama yetkisi Türk Milleti adına TBMM'nindir ve bu yetki devredilemez. TBMM için 1961 sisteminin getirdiği çift kanatlı parlamento sistemi terk edilmiş olup, meclis tek çatı altında birleştirilmiştir. Yürütme yetkisi ise aynı zamanda devletin başı olan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu'na verilmiştir. b) Türk Medeni Kanunu Türk Hukuk Devrimi nin simgesi olan Türk Medeni Kanunu, Atatürk devrimlerinin temeli, dinsel hukuk düzeninden laik hukuk düzenine geçişin belgesi, bir hukuk ve uygarlık anıtı olarak kabul edilmektedir. Türk Medeni Kanunu'nun 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe giren ilk halinin hazırlanmasında, İsviçre Medeni Kanun'u esas alınmıştır. Kanun un, toplumun değişen ihtiyaçları çerçevesinde hazırlanan güncel hali ise, 18 Ekim 1999 tarihli tasarı ile yapılan değişiklikler ile 22.11.2001 tarihinde kabul edilmiştir. Türk Medeni Kanunu nun, yaşanan çağın ve gelişen teknolojinin ihtiyaçlarına cevap verebilir hâle getirilmesi amacıyla hazırlanan güncel kanunda, değişikliklerin önemli ve oldukça büyük bir kısmı aile hukuku alanında ve özellikle kadın-erkek eşitliğini zedelediği iddia edilen hükümlerde yapılmış, böylece bütün modern hukuk sistemlerinde benimsenmiş olan ve 3
yürürlükteki Kanunda da büyük ölçüde yer verilmiş bulunan "eşitlik ilkesi", yeni düzenlemeyle daha da pekiştirilmiş, bu ilkeye ters düşen düzenlemelerin hepsi değiştirilmiştir. c) Türk Borçlar Kanunu Türk Borçlar Kanunu da yine Türk Medeni Kanunu gibi İsviçre Borçlar Kanunu ndan yola çıkılarak hazırlanmıştır. 22 Nisan 1926'da kabul edilen Borçlar Kanunu, Medeni Kanun ile aynı tarihte (4 Ekim 1926) yürürlüğe girmiştir. Halihazırda bir Borçlar Kanunu değişikliği gündemde olup, bu değişikliğe ilişkin yasa tasarısı 2008 yılının Aralık ayında TBMM Adalet Komisyonu tarafından kabul edilmiştir. Tasarı, başta kira sözleşmeleri, kefalet sözleşmeleri ve satış sözleşmeleri olmak üzere, pek çok konuda önemli değişiklikler getirmektedir. Tasarı ile getirilen önemli bir yenilik, tasarının 20-25. maddeleri arasında yer verilmiş olan Genel İşlem Koşulları dır. Günümüzde ortaya çıkan yeni sözleşme tipleri ve tüketicinin korunması konusunda giderek artan ihtiyaç, bu konunun da tasarıya dahil edilmesi gerekliliğini doğurmuştur. Yeni Borçlar Kanunu na ilişkin kanun tasarısı, 1926 yılından beri yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu nun yürürlükten kaldırılmasını da öngörmektedir. d) Türk Ticaret Kanunu Halen yürürlükte olan Türk Ticaret Kanunu, Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu gibi 4 Ekim 1926 da yürürlüğe girmiştir. Türk Ticaret Kanunu nun hazırlanmasında Alman ve İsviçre Ticaret Kanunları esas alınmıştır. Kanun, Ticari İşletme, Ticaret Şirketleri, Kıymetli Evrak, Deniz Ticareti ve Sigorta Hukuku olmak üzere beş bölümden oluşmaktadır. Gerek gelişen teknoloji ve buna bağlı olarak değişen ticari ihtiyaçlar, gerekse serbest pazar ve rekabet ekonomisinin tüm ülkelerde yaygınlık kazanmaları ve bu kavramların AB için ortak değerler olarak kabul edilerek Kopenhag kriterleri arasına girmeleri dolayısıyla, Avrupa Birliği müktesebatına uyum sürecinde Türk Ticaret Kanunu nda değişiklik yapılması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Yeni Ticaret Kanunu Tasarısı ile 6762 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılarak Türk Ticaret Kanunu yeniden düzenlenmektedir. Bu değişikliğe ilişkin tasarıda özellikle anonim şirketlerin kuruluşu ve denetimi, şirket toplulukları ve mali tabloların düzenlenmesi konularında önemli değişiklikler öngörülmektedir. Tasarı halen TBMM Adalet Komisyonu tarafından görüşülmektedir. e) Türk Ceza Kanunu Türk Ceza Kanunu ilk olarak 1 Mart 1926 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kanunda 1889 İtalyan Ceza Kanunundan önemli ölçüde yararlanılmıştır. Yeni Türk Ceza Kanunu ise 1 Nisan 2005 tarihinden beri yürürlüktedir. Yeni kanuna ilişkin tasarı 26.9.2004 günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilerek kanunlaşmıştır. Yeni kanunla, değişen koşullara uyum sağlanması ve bireyin sahip bulunduğu hukukî değerlerin, hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmıştır. Yeni Türk Ceza Kanunu, önceki kanunun 502 maddesinden 304 ü değiştirilmiş olup, töre cinayetleri ve evlilik dışı 4
doğumlarda çocuğun öldürülmesi gibi cezalarda uygulanan ceza indiriminin kaldırılması, kasten adam öldürme suçunun ömür boyu hapis ile cezalandırılması gibi önemli yenilikler getirilmiştir. 3. Türkiye Barolar Birliği nin Faaliyetleri - 25 Mayıs 2009 tarihinde gerçekleştirilen Türkiye Barolar Birliği 30. Olağan Genel Kurulu nda Av. Özdemir Özok, 2001 yılından bu yana yürütmekte olduğu TBB Başkanlığı görevine yeniden seçilmiştir. - Ağustos ayında, Türkiye Barolar Birliği nin 40. Kuruluş Yıldönümü kutlanmıştır. - 2008 Temmuz ayında başlayan Hukuk Eğitimi Yoluyla Barolar Arasındaki Sivil Diyaloğun Geliştirilmesi Projesi 30 Kasım 2009 tarihinde tamamlanmıştır. Bu proje kapsamında, İngiltere-Galler, Avusturya, Fransa, İtalya, Polonya, CCBE ve İspanya dan gelen avukatlar ile Türkiye de ihtiyaç tespiti için yedi baroya kapsamlaştırma ziyaretleri yapılmış, Sürekli Mesleki Eğitim DVD leri hazırlanmış, proje ortağı olan İngiltere-Galler ve Fransa barolarına inceleme ziyaretleri yapılmış ve sekiz baroda eğitim çalıştayları gerçekleştirilmiştir. - 9-14 Kasım 2009 tarihleri arasında, Ölümünün 71. Yıldönümünde Atatürk ü Anma Haftası Uluslararası Etkinlikleri çerçevesinde, Türkiye Barolar Birliği Kültür Merkezi nde Yirmibirinci Yüzyılda Atatürk ü Düşünmek konulu etkinlik gerçekleştirilmiştir. - 12-13 Aralık 2009 tarihleri arasında, Adalet Bakanlığı nın yetkilileri, 58 Baro Başkanı ve Türkiye Barolar Birliği Başkan vekili ve Genel Sekreteri ile Yönetim Kurulu Üyelerinin de katılımıyla Yargı Reformu Taslağı bağlamında Avukatlık Mesleğinin sorunlarının tespiti ve çözüm önerileri nin tartışıldığı konferans yapılmıştır. Yeni Avukatlık Kanunu üzerinde Türkiye Barolar Birliği tarafından bir çalışma yapılmasına karar verilmiştir. - 10-11 Aralık 2009 tarihlerinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından, Türkiye de hukuk öğretiminin sorunları bağlamında hukuk fakültelerine öğrenci kabulü, hukuk fakültelerinin müfredatı, adalet meslek yüksekokullarının hukuk fakülteleri ile olan ilişkisi, staj ve mesleğe kabul için aranması gereken koşullar gibi konularla ilgili olarak Erzurum da çalıştay düzenlenmiştir. Bu çalıştayda, hukuk öğretim müfredatı, hukuk öğretim ve eğitiminde esas alınacak yol ve yöntemler, eğitim modeli ve staja ve mesleğe kabul için aranması gereken koşullara ilişkin öneriler getirilmiştir. - 2009 yılında, yukarıda sayılanlara ek olarak çeşitli kültürel ve mesleki etkinlikler gerçekleştirilmiştir. 5