Yöntem Sunumu: Temel Öğeler



Benzer belgeler
YÖNETİMSEL ARAŞTIRMALARDA SÜREGELEN SORUNLAR: TRT ARAŞTIRMALARI ÖRNEĞİ. İrfan Erdoğan

Bir çalışmanın yazılı bir planıdır. Araştırmacının yapmayı plandıklarını ayrıntılı olarak ifade etmesini sağlar. Araştırmacıya yapılması gerekenleri

PAZARLAMA ARAŞTIRMA SÜRECİ

T.C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Nitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik

BKİ farkı Standart Sapması (kg/m 2 ) A B BKİ farkı Ortalaması (kg/m 2 )

T.C. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ LİSANSÜSTÜ TEZ ÖNERİSİ YAZIM KILAVUZU

Veri Toplama Teknikleri

Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci

Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci

1. ÖRNEKLEME VE ARAŞTIRMA PROBLEMİNE UYGUN ÖRNEKLEME YAPMA

Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler. Geçerlik. Geçerlik Türleri. Geçerlik. Kapsam Geçerliği

VERİ TOPLMA ARAÇLARI

ARAŞTIRMA METOTLARI VE VERİ TOPLAMA

Araştırmada Evren ve Örnekleme

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

Hipotez Testlerine Giriş. Hipotez Testlerine Giriş

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

BÖLÜM 13 HİPOTEZ TESTİ

PROJE HAZIRLAMA Proje;

ALAN ARAŞTIRMASI İÇEREN ÇALIŞMALAR TAM METİN YAZIM FORMATI

Bilimsel Araştırmanın Temelleri

Farklı iki ilaç(a,b) kullanan iki grupta kan pıhtılaşma zamanları farklı mıdır?

Araştırma Yöntem ve Teknikleri I

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR DERSLERİNDE ALTERNATİF ÖLÇME-DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ KULLANILMASINA İLİŞKİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

SANKO ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA KILAVUZU

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

Örnek 4.1: Tablo 2 de verilen ham verilerin aritmetik ortalamasını hesaplayınız.

ARAŞTIRMA SÜRECİNİN ADIMLARI. LİTERATÜR TARAMA PROBLEMİN TANIMLANMASI Prof.Dr.Besti Üstün

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA KILAVUZU

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM: TASARIM PAZARLAMA ARAŞTIRMASINA GİRİŞ

I) DÖNEM PROJESİ. A) Sektörel Proje. Kapak Sayfası Başlık Öğrencinin Adı Soyadı Teslim Edildiği Tarih

Diyarbakır da Anayasa Değişiklik Paketi ve Referandum Algısı. 10 Ağustos 2010 Diyarbakır

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KL- 007 YÜKSEK LİSANS TEZ / PROJE ÖNERİSİ HAZIRLAMA KILAVUZU

Araştırma Yöntemleri. Araştırma Tasarımı ve İstatistik Test Seçimi

İstatistik. Temel Kavramlar Dr. Seher Yalçın 1

ARAŞTIRMA ÖNERİLERİNİN HAZIRLANMASI VE RAPORUN YAZILMASI

Bilim ve Bilimsel Araştırma

Örneklem Dağılımları & Hipotez Testleri Örneklem Dağılımı

İÇİNDEKİLER. Çeviri Ekibi /5 Çeviri Önsözü / 6 Şekiller Listesi / 8 Tablolar listesi / 9 Ayrıntılı İçerik / 10

BÖLÜM-1.BİLİM NEDİR? Tanımı...1 Bilimselliğin Ölçütleri...2 Bilimin İşlevleri...3

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

OLASILIK TEORİSİ VE İSTATİSTİK

SPSS E GİRİŞ SPSS TE TEMEL İŞLEMLER. Abdullah Can

İSTATİSTİK I KISA ÖZET KOLAYAOF

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... v. ŞEKİLLER LİSTESİ... xxi. ÇİZELGELER LİSTESİ... xxiii BİRİNCİ KESİM BİLİMSEL İRADE VE ARAŞTIRMA EĞİTİMİNE TOPLU BAKIŞ

Araştırma Yöntem ve Teknikleri

LOJİSTİK REGRESYON ANALİZİ

Bulgu ve Sonuç Sunumu

ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEZ ÖNERİSİ YAZIM KILAVUZU

Oluşturulan evren listesinden örnekleme birimlerinin seçkisiz olarak çekilmesidir

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Etik Kurulu Başvuru Formu

PAZARLAMA ARAŞTIRMASINDA VERİLERİN ANALİZİ

Laboratuvara Giriş. Adnan Menderes Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü TBT 109 Muavviz Ayvaz (Yrd. Doç. Dr.) 3. Hafta (03.10.

Faktöriyel: 1'den n'ye kadar olan tüm pozitif tamsayıların çarpımına, biçiminde gösterilir. Aynca; 0! = 1 ve 1!=1 1 dir. [Bunlar kabul değildir,

TANIMLAYICI İSTATİSTİKLER

2- VERİLERİN TOPLANMASI

BS503 BİLİMSEL NEDENSELLİK VE YAZIM

Araştırma Konusunun Seçimi: Problem Tespiti ve Hipotez Kurma

İSTATİSTİKTE TEMEL KAVRAMLAR

BÖLÜM 4 ARAŞTIRMA TASARIMININ ÖĞELERİ

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Anket

Çeviriye önsöz... xi Önsöz... xii Teşekkür... xv Kitabı kullanmanın yolları... xvii. Ortamı hazırlamak... 1

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR

İSTATİSTİK HAFTA. ÖRNEKLEME METOTLARI ve ÖRNEKLEM BÜYÜKLÜĞÜNÜN TESPİTİ

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

BMÜ-421 Benzetim ve Modelleme Kesikli Olay Benzetimi. İlhan AYDIN

BÖLÜM 3 KURAMSAL ÇATI VE HİPOTEZ GELİŞ

Nicel ve Nitel Araştırma Yöntemleri. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

Olasılık ve Normal Dağılım

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II

BÖLÜM 2 VERİ SETİNİN HAZIRLANMASI VE DÜZENLENMESİ

ARAŞTIRMA PROJESİ HAZIRLAMA KILAVUZU

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...

GRUP 4 Bilimsel Araştırma Yöntemleri 2.Bölüm KONU:Problemi Tanımlama

BİYOİSTATİSTİK. Uygulama 4. Yrd. Doç. Dr. Aslı SUNER KARAKÜLAH

Değeri $ ve bataryası 7 dakika yetiyor;) Manyetik alan prensibine göre çalıştığı için şimdilik demir ve bakır kaplama yüzeylerde

Veri Toplama Araçları Hazırlama Süreci ve Pilot Çalışma

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ARAŞTIRMA PROJESİ DERSİ UYGULAMA KURALLARI

ODTÜ-FEF ATAMA YÜKSELTME KRİTERLERİNDE TEZ DANIŞMANLIĞININ VE ÖĞRENCİ DEĞERLENDİRMESİNİN ETKİSİ ÜZERİNE ANKET ÇALIŞMASI ÖZET BULGULAR

NİTEL ANALİZLER (İÇERİK VE BETİMSEL ANALİZ)

ÖZLÜCE ORTAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI PROJESİ İNEBOLU GENELİ ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ OKUMA ALIŞKANLIĞI ANKETİ

Pedagojik Formasyon Eğitimi

Eğitim Bağlamında Oyunlaştırma Çalışmaları: Sistematik Bir Alanyazın Taraması

PARAMETRİK OLMAYAN İSTATİSTİKSEL TEKNİKLER

2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI Tanım

Araştırma Problemleri: Problem İfadeleri, Araştırma Soruları ve Hipotezler

GİRİŞ. Bilimsel Araştırma: Bilimsel bilgi elde etme süreci olarak tanımlanabilir.

T.C. UFUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DOKTORA VE YÜKSEK LİSANS TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA KLAVUZU VE TEZ ÖNERİ FORMU ANKARA

BÖLÜM 5 MERKEZİ EĞİLİM ÖLÇÜLERİ

1. BETİMSEL ARAŞTIRMALAR

Eğitimin Sonuçlarının Ölçülmesi

BÖLÜM 12 STUDENT T DAĞILIMI

BÖLÜM 1 ÖLÇME VE DEĞERLENDİRMEDE TEMEL KAVRAMLAR

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SPOR BİLİMLERİ FAKÜLTESİ SPOR YÖNETİCİLİĞİ BÖLÜMÜ

Bilimsel Yöntemin Aşamaları-1

Transkript:

Yöntem Sunumu: Temel Öğeler TRT ve RTÜK araştırmaları Survey Research adı verilen deneyselimsi-deneysel (deneysele benzeyen deneysel) tasarım biçimi içine düşerler. Bir araştırmada ne yapılacağı kesin olarak açıklanmadan, sorun belirlenmeden, araştırma soruları veya hipotezler çıkartılmadan yöntem konusu ele alınmaz; çünkü ne yapılacağını bilmiyorsak, nasıl yapılacağına karar veremeyiz. Tasarımın giriş bölümünde ne yapılacağı gerekçeli olarak belirlenir. Bu bağlamda da TRT araştırmaları geçer not alacak karakter taşımamaktadır. Yöntem bölümünde ise neyin nasıl yapılacağı açıklanır. Nasıl yapılacağı uygun yöntemin (yolların, teknik ve araçların) seçilmesiyle başlayan araştırma inşasıyla olur. Bu bağlamda, pozitivist ampirik tasarımda aşağıda belirtilen öğeler yeterli bir şekilde açıklanmalıdır: Araştırmanın kapsamının belirtilmesi Tasarım türünün açıklanması Veri toplama yönteminin açıklanması ve değişkenlerin belirlenmesi Verilerin nereden toplandığının açıklanması: kaynak belirleme Verilerin nasıl toplandığının açıklanması: Nüfus ve örneklem Neyin nasıl ölçüldüğünün tek tek belirtilmesi Analizin nasıl yapıldığının açıklanması: İstatistik analiz olacaksa, ne için hangi istatistiğin kullanılacağının belirtilmesi Güvenirlik ve geçerlilik sorunlarının sunulması Metodolojik sınırlılıklarının belirtilmesi

72 Ampirik araştırmalarda sorunlar Kısaca, bu tür araştırma tasarımında, nelerin yapılacağı somut olarak belirlendikten sonra, bunların ayrıntılı olarak nasıl yapılacağı yöntem bölümünde açıklanır. Yöntem bölümünde araştırmanın tasarımın ve veri toplama yönteminin karakterine göre türü, kapsamı, veri toplama kaynağı, kaynağa ulaşma sorunları, kaynaktan en güvenilir ve geçerli veri toplama tekniği (örneklem ve anket sorularının nasıl oluşturulduğu), verilerin nasıl analiz edileceği ve değerlendirileceği açıklanır. TRT araştırmalarında bunların çoğu yok; yöntem olarak sunulanlar ya yöntemle ilişkisiz ya da yanlış. Kısaca, TRT araştırmalarında pozitivist yöntembilimsel bağlamda uygun ve doğru bir yönteme rastlanmadı. RTÜK araştırmalarının ikisinde de yöntem diye bir başlık veya alt başlık kullanılmamış. Onun yerine örneklem, sorular, anket formu ve uygulama, verilerin işlenmesi, bağımsız değişkenler, rapor içeriği başlıkları altında, Çocuk araştırması beş ile sekiz satırlık açıklamalarla iki sayfa içinde ve Eğilim araştırması ise beş sayfa içinde sunulup bitiriliyor. Araştırmanın türü TRT araştırmalarında yöntem bölümünde araştırma tasarımının tarama türü bir araştırma olduğu belirtilmektedir. Tarama türü diye bir araştırma yöntemi, yoktur; tarama bir araştırma yöntemi değildir. TRT araştırmalarının yapmaya çalıştığı survey research tarama değildir, ayrıntılı tasarım süreçlerine sahip ampirik bir alan araştırmasıdır. Survey kavramı, pozitivist bağlamda, tarama anlamına gelmez, gözlemle veri toplamaya ve istatistiksel analize dayanan

Yöntem: süreçler ve sunumu 73 inceleme anlamına gelir. Survey research pozitivist-ampirik metodolojinin katı kurallarına göre yapılır ve bu kurallar kırıldığında veya bu kurallara uyulmadığında o araştırmanın bilimsel bir değeri kalmaz. Sistemlilikten yoksun gelişi güzel bir tarama değildir. Tarama denen şey genellikle kaynak taraması adı altında bir konuyla ilgili kaynaklara göz atmayı ve bu kaynaklardan araştırmanın tasarımına yardım için bilgi toplamayı içerir. Bunun adı da kaynak taraması değil, ilgili incelemelerdir. Tembelliğin ve uydurmanın egemen olduğu yerlerde tarama oldukça uygun bir kavramdır; ama bilimsel olmanın egemen olduğu yerde ilgili incelemeler daha anlamlıdır; çünkü tarama ile şöyle bir tararsın, bakarsın neler var, onları gerekiyorsa kopyalarsın veya gerekiyorsa çalarsın; ilgili incelemeler ile var olan bilgiden hareket ederek, var olan bilgiyi irdeleyerek bir bilimsel tasarım inşa edersin; bu ilgili incelemeleri, yani konuda var olan bilgi birikimini, araştırmanın her aşamasında kullanırsın. Sosyal bilimlerde kavramların yanlış kullanılması oldukça yaygındır. Evren ile nüfus kavramlarının aynı anlamda kullanılması buna örmektir. Bir diğer örnek de manifest content karşılığında açık içerik kullanılmasıdır. İçerik analizinde veya içerikle ilgili sorular soran alan araştırmasında manifest demek, ifade edilmiş (söz, yazı veya görüntü olarak üretilmiş, davranışla gösterilmiş) demektir. Bu ifade edilmişin pozitivist içerik çözümlenmesi yapılacağı gibi derin anlamı veya ideolojik karakteri de incelenebilir. Bunu yaparken de, pozitivistler yüzeydeki görüntüyle ilgileniyorlar, asıl gerçeği bu nedenle yakalayamazlar diyerek yorumlama yapan yaklaşımlar meşrulaştırılabilir ki öyle yapılmaktadır.

74 Ampirik araştırmalarda sorunlar Manifest içerik ifade edilmiş (üretilmiş, olmuş, yapılmış) olanı ifade eden (anlatan, betimleyen) içeriktir. Eğer bu içerik açık içerik olsaydı, incelemeye gerek kalmazdı. Dolayısıyla içerik analizi ifade edilmişin içeriğinin pozitivist veya diğer bir yöntem bilime göre incelenmesidir. İdeolojik analiz de bir içerik analizidir, sadece nicel dağılımlara bakan analiz de öyle. Biz bu kavramı kullandığımızda artık Freud un rüya anlatısı (manifest content) ve yorumu (latent content) iç-dünyasından çıkıyor ve materyal üretim ve ilişkiler dünyasındaki içeriklerden bahsediyoruz. Semiyolojide, manifest içerik anlam veren (gösteren, işaret) ve latent içerik ise anlam verilendir (gösterilen, işaret edilendir). Bu bağlamda, içerik analizi gösterenin, işaret edenin, anlamı taşıyanın analizidir. Dolayısıyla, gösterenin yüzeyde betimlemesidir. Fakat şunu unutmayalım, gösterilenin (connotative meaning) analizinin yapılabilmesi için, gösterenin (denotative meaning) bilinmesi zorunludur; aksi taktirde anlam üretilemez. Berelson un da belirttiği gibi, araştırma demokrasi ve onun eş anlamlı kavramlarının sayımını yapıyorsa, eş anlamlar üzerinde bir kuşku yoksa, analizin geçerliliği üzerinde de bir kuşku yoktur. (Berelson, 1952: 169). Dolayısıyla, araştırmanın geçerliliği araştırmanın ve veri toplamanın üzerine kurulduğu varsayımın geçerliliğine bağlıdır. Ayrıca, Göstergebilimciler ve kültürel incelemeler yapanlar, içerik analizini ifade edilen (ürün, haber, program) üzerinde yapılan analiz olarak ele alırlar. Diğer analizi ise ifade edilene anlam verme (alımlama) analizi olarak nitelerler. Ama, bir ideolojik analizi biz ifade edilen ürünü inceleyerek de, ifade edileni anlamlandıranın nasıl anlamlandırdığını inceleyerek de yapabiliriz. Bu tartışmadan

Yöntem: süreçler ve sunumu 75 da kolayca anlaşılacağı gibi, kavram (birim) basite alınmamalı ve ciddi bir şekilde üzerinde durulmalıdır. Post-modern duyarlılıkla gelen bilinç yönetiminin bir parçası olan kimlik kavramı TRT araştırmalarında yanlış kullanılmaktadır. Örneğin, TRT 1999 araştırmasının yöntemini kopyalayan TRT 2001, TRT 2002, TRT 2005a, TRT 2005b ve TRT 2005d araştırmaları yöntem bölümü altında bu bölümde araştırmanın kimliği ve metodolojik bilgilere yer verilmiştir. Ayrıca, araştırma örneklem seçimin nasıl yapıldığı, soru formunun hazırlanış şekli, saha çalışmasının nasıl yapıldığı konuları belirtilmiştir diye ne yapıldığını açıklamaktadır. Araştırmanın kimliği de ne demek? Ampirik veya diğer metodolojilerde araştırmanın kimliği diye bir kavram yoktur. Çekici ve moda laflar etmek, belki kimlik kavramının doğasını anlamayan birilerini büyüleyebilir. Araştırmanın, masanın veya kitabın kimliği olmaz; kimlik ancak kendini biçimlendirme kapasitesine/yeteneğine/becerisine sahip olan, bunun için de düşünebilen ve karar verebilen sosyal yaratık için kullanılır. Araştırma kimlik taşıyan bir özne değildir; Araştırmayı biz tasarlarız ve bu tasarıma baktığımızda o tasarımın bizim tarafımızdan bilimsel açıklamalara ve kategorileştirmelere dayanan bir atfedilmiş karakteri veya doğası vardır. Bunu belirleyen de biziz. Biz, kimliği insan için kullanırız. Doğa ve karakter gibi kavramları da, insan dahil, atfetme ve değerlendirme yapacağımız her şey için kullanırız. Ama bir araştırmaya kimlik atfetmeyiz; önceden tanımlanmış belirleyici öğelere bağlı olarak tür, karakter, doğa atamaları yaparız.

76 Ampirik araştırmalarda sorunlar Kimliği araştırmanın yöntembilimsel karakteri/yapısı olarak tanımlayalım ve 2005 Türkiye Geneli araştırmasına bakalım: Yöntem bölümünde, araştırmanın yöntembilimsel karakterini/yapısını açıklayan doğru bir şey yok. Olan dört şey de (örneklem alma, soru formu hazırlanması, saha uygulaması, değerlendirme) ya alakasız ya da büyük çoğunlukla yanlış. Nüfus ve örneklem TRT araştırmalarının hiç birinde alınan örneklemler geçerli değil, çünkü araştırmaların hiçbirinde nüfus ve örneklem çerçevesi belirlenmemiş. Keyfi olarak yerler seçilip örneklem diye seçmeler yapılmış. TRT 1999 araştırmasının, birkaç kelime ve cümle değişiklikleri ötesinde çoğunlukla kopyası ve yöntemsel taklidi olan diğer TRT araştırmalarında, örneklem seçimi doğru yapılmamış ve süreçleri uygun bir şekilde açıklanmamış. Her araştırmada örneklem seçiminde belirtilen birkaç cümlelik bazı doğru açıklamalar dışındaki her şey ya geçersiz ya da gereksiz olarak kullanılmış. Yöntemde asıl olması gereken öğeler araştırmanın bu bölümünde yok. TRT araştırmalarında yöntem bilimsel tasarımın gerektirdiği şekilde hazırlanmadığı için, araştırmanın geçersiz olmasına önemli ölçüde neden olmaktadır. Örneklem alma ile ilgili olarak TRT araştırmalarında bir paragraf ile bir sayfa arası çoğu geçersiz olan açıklamalar getirilmektedir. Bu açıklamaların, örneğin 2005 Türkiye Geneli araştırmasında sunulan süreçlerin doğru olabilmesi için önce nüfusun doğru ve açık bir şekilde belirlenmesi gerekir. Nüfusun araştırmanın kapsamı Türkiye dir. Türkiye yi temsil eden bir

Yöntem: süreçler ve sunumu 77 örneklem seçilmiştir diyerek belirlenmesi yanlıştır. Türkiye bir birimdir; bu birimden bir nüfus oluşturarak ve bu nüfustan bir örneklem çerçevesi belirleyip örneklem çıkartmak için bu birimin nesinin araştırma konusu olarak ele alındığının belirtilmesi gerekir. Araştırmanın kapsamı Türkiye nin nesi? Coğrafik Türkiye mi?, etnik Türkiye mi?, cinsiyete göre Türkiye mi?, seçmene göre Türkiye mi?, Avrupa Birliğine karşı tutuma göre mi Türkiye?, TRT kanallarını veya programlarını izlemeye göre Türkiye mi?, Tv izleyicisi olarak Türkiye mi?, Tv izleyicisi olunacaksa, hangi yaş tv izleyicisi olarak Türkiye ve neden o yaşlar arası? gibi sorulara cevap vermeden, bu sorular açıklanmadan örneklem alınmaz. RTÜK televizyon eğilim araştırmasında örneklemin tamamen rassal olduğu varsayıldığında örneklem büyüklüğü %95 güvenlik düzeyinde ± 2 ile ± 1 arasında bir hata payı ile Türkiye genelini temsil etmektedir denmektedir (s.3). Bu deyiş, RTÜK araştırmasında alınan örneklemin temsili olduğunu anlatmaz. Temsili olduğunu belirleyen, örneklem almada kullanılan süreçlerin doğruluğudur ve bu süreçler RTÜK raporunda yeterince açıklanmamıştır. Araştırmanın kapsamı Türkiye olamaz; çünkü araştırmanın kapsamı denildiğinde araştırmanın ne yapacağı ile ilgili belirleme ve sınırlandırma akla gelir. Bir tasarımda yapılacak incelemeye bir sınır çizilir. Bu sınır araştırmanın sınırlılığı değildir; kapsamıdır. Araştırma bu sınır/kapsam içinde yapılır. Bu kapsama, kapsam dışı bir şey katılmaz. Katılırsa bunun anlamı tasarımda hata yapma veya tasarıma herhangi bir nedenle farklı amaçlar güden bir ekleme yapmadır. Örneğin,

78 Ampirik araştırmalarda sorunlar TRT 2005 teknik kamuoyu araştırması radyo yayınlarıyla ilgilidir. Dolayısıyla böyle bir tasarımda en çok izlenen beş televizyon kanalı ve televizyonda izleyicilerin hissettikleri değişim ile ilgili sorular tasarım dışıdır ve sorulmaması gerekir. Fakat sorulmuş. Araştırmanın kapsamı Türkiye dir ve Türkiye yi temsil eden bir örneklem seçilmiştir demek, örneklem seçme bağlamında işe yarar hiçbir şey söylememektir. (a) Araştırmanın kapsamı (scope of Research) nicel/coğrafik alanı anlatmaz, anlatabilmesi için tasarımın nicel/coğrafik alan üzerine kurulmuş olması gerekir ki TRT araştırmalarının hiçbiri bunu yapmıyor. (b) Türkiye yi temsil eden bir örneklem seçebilmek için araştırma nüfusunun belirlenmesi gerekir. Bu nüfus da TRT araştırmalarında yapıldığı gibi keyfi olarak belirlenmez: Nüfus, araştırmanın araştırma sorusu (soruları) (anket soruları değil) veya hipoteziyle (hipotezleriyle) belirlenir. En basit anlatıyla, arananın ne olduğu ve bu arananın kaynağının kimler/neler olduğu nüfusu belirler. Bu araştırma nüfusu belirlenmeden, bu nüfustan örneklem çerçevesinin nasıl çıkartıldığı açıklanmadan, Türkiye deki herkesi, izleyicileri, tüketicileri veya kentleri ile ilgili olarak, Devlet İstatistik Ensititüsü nün (DİE) yaptığı gruplandırmayı kullanalarak, örneklem alınmaz; alınırsa, neyi (hangi araştırma nüfusunu) temsil ettiği bilinmediği için geçersizdir. Örneklemi DİE veya Türkiye İstatistik Kurumu veya Büyük Bilim Adamı Abdullah belirlemez. Örneklem, araştırma sorularına veya hipoteze göre tanımlanmış bir nüfustan hareketle çıkartılır. Her nüfus ve örneklem her araştırma için geçerli olamaz.

Yöntem: süreçler ve sunumu 79 Ampirik araştırma tasarımında, evren (universe) faydasız bir kavramdır. Evren tanımlanmamış nüfustur ve evrenden örneklem alınamaz, çünkü tanımlanmamıştan, bilinmeyenden örneklem çerçevesi belirlenemez. Örneklem için, araştırmanın nüfusu (population) tanımlanmalı, nüfustan örneklem çerçevesi belirlenmeli, örneklem sayısına karar verilmeli; örneklem çerçevesinden örneklemin nasıl alınacağı saptanmalı ve ona göre örneklem alınmalıdır. Bunlar yapılmazsa, araştırma temsili karakter taşımaz (ya da parametrik tasarım olduğu iddiası yapılamaz). TRT araştırmalarında, bunlar yapılmamış. Onun yerine, evrenden örneklem çıkartılmış. Yukarıda açıkça belirtildiği gibi, evrenden örneklem çıkartılamaz, çünkü tanımlanmamış nüfustan ve örneklem çerçevesi belirlenmemiş bir şeyden örneklem alınamaz; alınırsa, uyduruk olur. TRT araştırmalarında örneklem olarak sunulanlara bakıldığında, araştırmacıların evren, nüfus, kuramsal nüfus, örneklem çerçevesi ve örneklem arasındaki bağı bilmedikleri ortaya çıkar. Örneğin, 2004 Erzurum araştırmasında Erzurum bölge radyosunun ulaşabildiği varsayılan Erzurum ili ve bu ile bağlı ilçeleri ile bu ilçelere bağlı köyler araştırmanın evrenini oluşturmaktadır. Araştırmada 14 yaş ve üzerinde bulunan 1029 kişi tesadüfi olarak seçilerek yüz yüze görüşülmüştür. denmektedir (s.7). İlk cümlede tanımlanan evren değil, bölge radyosunun yayın alanıdır. 1029 kişi ise örneklemdir. Tüm TRT araştırmaları aynı hatayı yapmaktadır. Daha kötüsü, bunu dedikten sonra, bazıları sistematik veya kota örneklemine benzer bir açıklama getirmektedirler. Kısaca, bu araştırmalarda doğru nüfus ve örneklem çerçevesi tanımlanmadan örneklem seçimine gidilmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi, örneklemin

80 Ampirik araştırmalarda sorunlar seçilmesi için, önce araştırma nüfusu saptanır; bu nüfustan örneklem çerçevesi belirlenir ve örneklem belirlenen bu çerçeveden çıkartılır. Örneklem çerçevesi çıkartılmadan örneklem sayısı belirlenemez ve örneklem sayısını bulmak için formül uygulanamaz. TRT araştırmalarında, bırakın bunların yapılmasını, nüfus ve örneklem çerçevesi kavramları bile kullanılmamaktadır. Örneklemin nasıl alındığını anlatan cümlelerde örneklem almanın bilinmediği görülmektedir. Temsili örneklem almak için temsili örneklem alma süreçleri açıklanır ve uygulanır. Bunlar yapıldıktan sonra, örneklemin temsili olduğunu açıklamaya veya meşrulaştırmaya gerek kalmaz. TRT araştırmalarında temsili örneklem alma süreçleri yok; onun yerine, hepsinde geçersiz meşrulaştırma çabaları var: Örneğin, örneklem ve bireylerle ilgili değerlendirme alt-başlığı altında (TRT, 2002:5) ilk cümleden sonraki yapılan tüm açıklamalar örneklemin temsili olduğunu kanıtlamaya çalışmadır ki, örneklemin temsili olduğu asla bu şekilde kanıtlanmaz. Ayrıca, kanıtlama sırasında, Türkiye de 14 yaş ve üzerindeki insanların % 75 inin kentte yaşadığı, aynı yaş ve üzerindeki nüfusun % 83 ünün lise mezunu ve daha alt düzeyde olduklarını doğrulayan bir istatistiksel kaynak sunulmamış. Hangi yıl? Kimin araştırması? TRT nin araştırmalarının hepsinde örneklem alınırken 14 yaş ve üstündeki kişilerin örnekleme alındığı belirtilmiş. 14 yaş altı, izleyici değil mi? Onlar önemsiz mi? Neden? TRT nin çocuk bölümü ve çocuklara yapılan onca yayınların izleyicileri 14 yaş ve üzeri mi? Bu sınır neden konmuş? TRT programcıları çocuklara yönelik programlarda bilinen her şeyi biliyor ve

Yöntem: süreçler ve sunumu 81 bilinmesi gereken bir şey kalmadığı için mi araştırmacılar böyle bir karar almışlar? Bu tasarımı yaparken araştırmacılar hiç TRT programcılarına danışmış mı? Neden danışmamışlar? Bu gibi sorulara araştırmayı yapanlar cevap aramışlar mı? Bu keyfilik neden? Kısaca, araştırma nüfusunun 14 ve üzeri olarak belirlenmesi için geçerli bir gerekçe olması gerekir ki böyle bir gerekçe sunulmamış. Aynı sorun RTÜK ün televizyon izleme eğilimleri araştırmasında da tekrarlanmaktadır: tek fark, yaş sınırı olarak 14 yaş değil de, 15 yaş ve üzeri alınmış. Metodolojik bilgi sadece yöntem denilen bölümde verilmez; metodoloji inşa edilen tasarımın tümünü içerir. Giriş ve sonuç metodolojinin bütünleşik bir parçasıdır. Türkiye yi temsil edebilecek 15 il ve bu illere bağlı ilce ve köylerinde yaşayan 14 ve daha yukarı yaştaki 2121 kişi tesadüfi yöntemle örneklem olarak seçilmiştir diye başlayan örneklem seçimi bölümü (TRT 2002:1) ve aynı cümleyi sadece il sayısını ve örneklem sayısını değiştirerek kullanan diğer TRT araştırmaları daha başlarken ciddi hatalar yapmaktadır. Tesadüfi örneklem seçilmiştir demek örneklemi olasılıklı örneklem yapmaz. Olasılıklı örneklem süreçlerinin nasıl yapıldığının adım adım açıklanması gerekir. Örneklem seçimi süreci nüfusun belirlenmesiyle başlar ve örneklem seçme süreçlerinin açıklanması ile biter. TRT araştırmalarının hiç birinde buna rastlanmadı. Türkiye yi temsil edebilecek 15, 21 veya 30 ilin nasıl belirlendiği belli değil. Kimin nasıl 15, 21 veya 30 ilin temsili olduğunu saptadığı bilinmiyor. Bu illerde, ilçelerde ve köylerde örneklemin neye göre ve nasıl alındığı belli değil. Neden 14 yaş ve üstü nüfus alındığı belli değil.

82 Ampirik araştırmalarda sorunlar Neden 2121 veya 3603 kişi seçildiği belli değil. Blok adresler alındığı ve örneklem büyüklüğü kadar adres seçildiği belirtilmektedir. Ardından da çalışmayı kolaylaştırabilmek amacıyla seçilen adreslere ek olarak ikame adresler konmuştur demektedir. Buna neden gereksinim duyulduğu bu adreslerin nasıl belirlendiği belli değil. TRT araştırmalarının her bölümünde olduğu gibi yöntem bölümünde de anlamsız ve yanlış anlatılar bulunmaktadır. Örneğin 2005 Türkiye geneli kamuoyu araştırmasında izleme ile ilgili araştırmalarda değişkenlik (varyans) çok büyük olmaktadır. Yapılan önceki çalışmalardan da yararlanılarak örneklem büyüklüğü hesaplanmıştır denmektedir (TRT 2005a, 2). Bu iki cümle arasında hiçbir anlamlı veya metodolojik bağ yoktur. Birinci cümlenin yöntembilimsel bağlamda örneklem almada anlamı olabilir; fakat bu açıklanmamış veya nasıl kullanıldığı ve anlamlandırıldığı hakkında bir bilgi sunulmamış. Yapılan önceki çalışmaların örneklem büyüklüğünün bu çalışmada aynen alınması veya onlardan faydalanılması için en azından bu çalışmanın nüfusu ile o çalışmaların nüfusunun (ve konusunun ve amacının) aynı olması gerekir. Ayrıca, örneklemin büyüklüğüne bu şekilde karar verilmez. TRT araştırmalarında 12 satırda veya kısa bir paragrafta anlatılan örneklem seçme anlatılarının hepsi geçersizdir. RTÜK araştırmalarında örneklemle ilgili açıklamalar örneklem alma sürecini adım adım açıklamadığı için yetersizdir ve doğru olup olmadığı hakkında karar verecek enformasyona sahip değildir. Televizyon izleme eğilim araştırmasında

Yöntem: süreçler ve sunumu 83 örneklem alma hakkında hiçe yakın bilgi verilmiş; neden 14 il ve 15 yaş üzerindekilerin örnekleme alındığı açıklanmamış. Çocuklarla ilgili araştırmada örneklemle ilgili biraz daha ayrıntı verilmiş, fakat, diğeri gibi, gerekli açıklamaları yapmamış. İşlevsel tanımlama ve ölçme Bir araştırma tasarımında ne yapılacağı belirlendikten ve buna bağlı olarak araştırma soruları veya hipotezler çıkartıldıktan sonra, değişkenlerin, işlevsel tanımlanmasının yapılması gerekir ki böylece doğru ölçekler hazırlanıp doğru ölçmeler yapılabilsin. Varsa, birim terimler, karakter terimler, ilişkisel terimler ve yapılar işlevsel olarak tanımlanmalı ki uygun ölçmeler yapılabilsin. Bir değişken belirlendiğinde, değişkenin öğeleri o değişkenin karakterleridir. Bir faktör belirlendiğinde, onun altına düşen değişkenler, yükleri en yüksek olanlardır. TRT ve RTÜK araştırmalarının hiç birinde bu tanımlamalar ve açıklamalar yapılmamış; böylece, pozitivistampirik yöntemin en temel kurallarından biri çiğnenmiş. Bu nedenle ki, TRT araştırmalarındaki anket sorularının önemli bir kısmı hatalı olarak biçimlendirilmiş. Bu hatalı biçimlendirme dolayısıyla ölçme de hatalı olmaktadır. Hatalı ölçme demek araştırmanın geçersiz olduğu demektir. Örneğin, TRT araştırmalarında, televizyon izleme durumu, çalışmayan ferdin meşguliyeti, dinleme/izleme alışkanlıkları ve eğilimleri, teknik kamuoyu gibi hiçbir kavrama herhangi bir kuramsal ve işlevsel tanımlama getirilmemiş. Bu nedenle, değişkenlerin göstergeleri yanlış belirlenmiş, dolayısıyla ölçmelerin hemen hepsi geçersizdir. Bir kavramın tanımlanması

84 Ampirik araştırmalarda sorunlar onun belirleyici karakterinin uygun bir şekilde belirtilmesini gerektirir. Kavramlar iki soyutlama seviyesinde tanımlanır: Kuramsal ve gözlemsel. Kuramsal seviyedeki tanımlamalar kavramsal tanımlamalar (conceptual definitions) olarak nitelenir ve bir kavramı diğer soyut kavramlardan geçerek tanımlar. 5 Gözlem seviyesindeki tanımlamalar işlevsel tanımlamalar (operational definitions) 6 olarak nitelenir ve bu tanımlamayla kuramsal kavram gözlenebilir (ölçülebilir) yapılır. Aksi taktirde gözlem (ölçme) yapılamaz; yapılırsa uyduruk ve geçersiz olur. Örneğin 2002 araştırmasında, deneğin ne ile meşgul olduğu sorusunda, araştırmayı komediye dönüştüren seçenekler var: iş buldu-işini kurdu, başlamak için bekliyor ; özürlü; emekli; yaşlı; ailevi ve kişisel nedenler. Bu seçenekler araştırmada birden fazla tanımlama kriterinin kullanıldığını, karşılıklı olarak birbirini dışarıda bırakma (mutually exclusiveness) ve tüm olasılıkları tüketme (exhaustiveness) 7 kurallarının çiğnediğini göstermektedir. Dolayısıyla bu ölçmeler geçersizdir. Bir değişkenin bir ölçme için tek bir işlevsel tanımlaması yapılır; değişken birden fazla tanımlamaya dayandırılamaz. Bu seçenekler şu soruları akla getirmektedir: Araştırmacılar test inşasında seçenek belirleme, karşılıklı dışarıda bırakma ve olasılıkları tüketme gibi kurallar hakkında bilgiye sahip değil mi? Sahipseler, neden yapılmaması gereken hataları yapmışlar? 5 Pozitivist metodolojide kavramsal çerçeve diye bir şey olmaz; kuramsal çerçeve olur. 6 Operational definition işlemsel tanımlama değildir; çünkü tanımlamayı işlem yapmak için yapmıyoruz; gözlem yapmak /ölçmek için yapıyoruz. Operasyon işlem değildir. Somut olarak belirlenmiş süreçlere, planlara, uygulamalara göre bir amaç gerçekleştirmedir. 7 Bu kavramların açıklanması için bkz Erdoğan, 2003/2007

Yöntem: süreçler ve sunumu 85 Bulgular ve değerlendirme sunumunda, ancak, kent-kır tanımı, şehir-köy tanımından farklıdır. Bu farklılığın da göz önünde bulundurulması gerekmektedir gibi bir ifade (TRT 2005b:65), anlamlı hiç bir şey söylememektir. Bu açıklama, araştırmacıların işlevsel tanımlama kavramından ve sürecinden habersiz olduklarını göstermektedir. Bu açıklamanın anlamlı olabilmesi için, gerekçeli olarak kent-kır ve şehir-köy tanımlarının yapılması gerekir. Bu yapılmamış. Ölçme: Anket sorularının hazırlanması Birikmiş bilgi ve deneyimden faydalanma yerine, çoğunlukla kopyalama yoluyla işin kolayına kaçan ve yapılan yanlışları çoğu kez yeniden üreten tüm TRT araştırmalarında, Soru formunun hazırlanması alt-başlığı altında, soruların nasıl hazırlandığıyla ilgili gerekli bilgi verme yerine, soruların hazırlanmasına katılanların isimleri ve kurumları yazılmış. Soru formunun belli bir kurulda tartışılarak son şekli verildiği belirtilmiştir. Yani, o isimlerin, kurulların ve kurumların olması soruların doğru hazırlandığının garantisi mi? Asla, çünkü soruların doğruluğu (ölçmek istediklerini ölçüp ölçmediği) bu tür göz boyama ile kanıtlanmaz. Tasarımın birkaç yerinde kullanılan bu yolla, TRT araştırmacıları kasıtlı veya bilmeden yapılan mantıksal hatalardan (veya propagandada inanırlılığı sağlama yollarından) biri olan otoriteye başvurma konusuna oldukça yaratıcı bir ekleme yapmaktadır. Bu tür kullanımın en az iki anlamı vardır: Bilmemek veya önemli kişi ve kurumların adını sıralayarak göz boyamak. Soru formuna gelmeden önce, nelerin nasıl ölçüleceğinin belirtilmesi, ölçeklerin saptanması

86 Ampirik araştırmalarda sorunlar gerekir. Sonra, soru formuyla ilgili açıklamada, standart bir test kullanıp kullanılmadığı, kullanıldıysa, bu kullanılan test açıklanır; kullanılmadıysa, neyi ve neden ölçmek için ne tür bir ölçmenin yapıldığı açıklanır; ardından, bu ölçme aygıtının geçerlilik ve güvenirlik sorununun çözümü üzerinde durulur. TRT araştırmalarında bunların hiçbiri yapılmamış. TRT araştırmalarının en ayrıntılı bilgi vereninde, soru formunun TRT kurumu içindeki bürokratik birimlerin görüşleri alınarak soruların hazırlandığı, sonra birkaç üniversitenin öğretim elemanlarından oluşan bir geçici danışma kurulunun görüşlerinin alındığı, tek cümleyle bir pilot inceleme yapıldığı belirtildikten sonra, geçici danışma kurulunun isimleri, unvanları ve çalıştıkları kurum adı verilmiş ve böylece soru formunun hazırlanması bölümü bitirilmiş. Bazıları da kaç soru sorulduğunu yazmışlar. Örneğin, TRT 2002 araştırmasında, diğer araştırmalarda olduğu gibi, bir buçuk sayfalık soru formunun hazırlanması başlığı altında sunulanların sadece iki cümleden ötesi (pilot inceleme yapıldığı ve 30 soru olduğu dışında) sunulanların hepsi anlamsız, gereksiz, yanlış ve olmaması gereken şişirmedir. Bu şişirmede soru formlarının neye göre ve nasıl hazırlandığının açıklanması yerine, yayın planlama daire başkanlığınca taslak soru formu hazırlandığı, bunun TRT nin diğer daire başkanlıklarına gönderilerek onların görüşlerinin alındığı, sonra ODTÜ, Başkent Üniversitesi, DİE başkanlığı temsilcilerinden oluşan Geçici Danışma Kuruluna sunulduğu, bu kurulun görüşleri doğrultusunda hazırlanan soru formunun pilot çalışmada uygulandığı bir sayfanın üçte birinde belirtilmekte ve geri kalan sayfada ise profesörler, doçentler ve uzmanlardan oluşan Geçici Danışma Kurulu temsilcilerinin

Yöntem: süreçler ve sunumu 87 isimleri verilmektedir. Nasıl tasarım yapılacağını bilmemeyle gelen göz boyama işi denebilir buna. Çünkü isimlerle dolu sayfalar, soru hazırlamayla ilgili metodolojik inşanın nasıl yapıldığını anlatmayan anlamsız açıklamalardır. Yani, soru hazırlama süreçleri anlatılmalı ve pilot incelemenin ayrıntıları sunulmalı ve yapılan değişiklikler açıklanmalıydı. Dikkat edilirse, bu bölümde sunulanların hemen hemen hiçbirinin orada olmaması gerekir. Tüm bu gereksiz şeyler yerine, soru formunun içerdiğinin nasıl hazırlandığı, geçerlilik ve güvenirlilik sorunlarının nasıl giderildiği açıklanmalıydı. Bu araştırmaları çok derinlemesine bir inceleme, kesinlikle çok daha ciddi hataların olduğunu ortaya çıkartacaktır. Örneğin, TRT 2006 Marmara Bölgesi Araştırmasında soru formu hazırlanması alt başlığı altında, anket sorularının Ankara nın Kızılcahamam ilçesinde pilot çalışmayla test edildiğini yazmaktadır. Marmara da uygulanacak bir araştırmanın pilot incelemesi Kızılcahamam da yapılmaz. Ancak Kızılcahamam ilçesi ve köylerindeki araştırma nüfusu Marmara daki nüfusla aynı karakterleri taşıyorsa (nüfusun parametreleri aynıysa) ve çok özel bir neden varsa bu yapılabilir. Ben özel bir neden düşünemiyorum. RTÜK araştırmalarında soruların neyi öğrenmek için nasıl hazırlandığı açıklanarak doğru bir yol izlenmiş. Fakat yapılan diğer hatalar, özellikle ölçülmek istenenlerin anlamı, ölçme sorunları ve sonuç ve öneri konusuyla ilgili sorunlar, araştırmanın geçerliliğini ve faydasını büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır.

88 Ampirik araştırmalarda sorunlar Ölçme: Ölçekler Pozitivist ampirik yöntembilimin kurallarına uygun bir şekilde hazırlanan bir tasarımda asla keyfi ölçmeler yapılmaz, keyfi olarak ölçekler inşa edilmez, keyfi olarak nicel bir ölçek gruplandırılmaz, nicel ölçmenin olası olduğu yerde keyfi olarak Likert türü ölçme yapılmaz. Tasarımda geleneksel sosyodemografik değişkenlerin dışında yapılacak her ölçme istendiği veya akla uygun geldiği veya birileri öyle yaptığı için yapılmaz: Her ölçmenin gerisinde gerekçeli olarak sunulan bir araştırma sorusunun veya hipotezin olması gerekir. TRT araştırmalarında, ölçme aşamasında da yapılmaması gereken her şey yapılmış; dolayısıyla, yapılması gereken ya yapılmamış ya da yanlış yapılmış. TRT araştırmalarında yöntemle ilgili diğer ciddi bir ölçme sorunu da ölçmek isteneni geçerli bir biçimde ölçmeyen sorular ve geçersiz ölçeklerin kullanılmasıdır. Örneğin, TRT 2002 araştırmasında tv izleme ile ilgili soruda ölçekler sıkça, ara sıra izliyorum ve izlemiyorum diye üç seçenekle belirlenmiş ve izleme böyle ölçülmüş. Bir kişinin izleme seviyesini diğer kişiden geçerli ve güvenilir bir şekilde bu ölçmeyle ayırt edebilir miyiz? Edemeyiz. Ölçeriz, fakat bu geçerli ve nesnel bir ölçme olamaz. Dolayısıyla, TRT araştırmalarının üç seçenekli olarak sunduğu izlemeyle ilgili ölçmeler, özneldir; ölçmek istediğini nesnel olarak ölçme özelliğine sahip değildir. Bu tür değişkende en doğru ölçme dakika veya saat birimiyle tanımlanarak inşa edilen soruyla ve ölçekle yapılır. RTÜK araştırmaları bu bağlamda soruları doğru sormuştur: Hafta içi (ve hafta sonu), günde ortalama kaç saat televizyon

Yöntem: süreçler ve sunumu 89 izliyorsunuz? (RTÜK, 2006a:3). Diğer RTÜK araştırmasında ise hafta içi ve hafta sonu hangi saatlerde ve kaç saat televizyon izledikleri sorulmuştur (s. ii). RTÜK araştırması bu sorulara verilen seçeneklerde, oranlı bir ölçeği kademeli bir ölçeğe çevirerek hata yapmışlardır. Seçenek vermeme yerine, şu seçenekleri vermişlerdir (ki yanlış): bir saatten az, 1 saat, 2 saat, 3 saat, 4 saat, 5 ve üstü. RTÜK İzleyici Yönelim araştırmasında görüşülen kişilere Hafta içi, genel olarak, günün hangi saatlerinde televizyon izliyorsunuz? ve Hafta sonu, genel olarak, günün hangi saatlerinde televizyon izliyorsunuz? şeklinde sorulan sorular da doğru hazırlanmış. Fakat yanıtlar şu seçenekler içine yerleştirilmiştir: a. 06-09 arası b. 09-12 arası c. 12-15 arası, d. 15-18 arası e. 18-21 arası f. 21-24 arası g. 24-03 arası h. 03-06 arası Bir kişi birden fazla zaman dilimi içinde televizyon seyrettiği için, bu bize hem değerli hem de sadece verilen çoklu yanıtlar toplamı üzerinden dağılım vereceği için sorunlu olarak düşünülebilecek enformasyon verecektir. TRT araştırmalarında, ölçme kuralları çiğnenmektedir. Kademeli ölçek nasıl kurulur bilinmemektedir. Bazen birinci kademe (yokluk kademesi) ve bazen ikinci kademe atlanmaktadır. Bazen son kademe konmamakta veya yanlış

90 Ampirik araştırmalarda sorunlar konmaktadır. Bazen iki yönlü ölçekte orta değer yanlış yere konmaktadır. Fark etmez seçeneği konacak ise, bu orta değerdir. Orta değeri olan bir ölçme bazen dört kademeli yapılmaktadır; bu yanlıştır. Ayrıca, hangi saatlerde televizyon seyrettikleri sorulabilir, fakat bunu da gruplandırmak için geçerli bir gerekçe olmalıdır. TRT araştırmalarında yayınlar ve programlar hakkında izleyicilerin görüşlerinin ne olduğu sorusuna yanıt olarak sunulan seçenekler ya yanlış ya da yönlendirilmiş karaktere sahip. Görüşler çok iyi ve yeterli, iyi ve yeterli, orta, diğer seçenekleri verilerek alınmaz. Bu yanlı ve yanlış bir ölçme ve ölçek biçimlendirmedir. TRT araştırmalarının hepsinde çift ve bazen de, dünya rekoru kırarak, çok namlulu sorular sorulmaktadır: Örneğin TRT 1999 araştırmasındaki 19, 20 ve 21 numaralı sorular böyledir. Kapalı uçlu bu sorularda, soru şöyle başlamaktadır: TRT radyo ve televizyon... Buna çifte namlulu soru denir ve ampirik ölçmenin en temel kurallarından birini çiğnemektedir. RTÜK araştırmasında da aynı hata yapılmaktadır: Televizyon yayınları hakkında RTÜK den beklenti ve önerileriniz nelerdir? Beklenti ve öneriler tanımlanması yapılıp işlevsel hale getirilmesi gereken iki ayrı birimdir. Bu tür sorularla iki ayrı değişken/gösterge/faktör tek soruyla ölçülmeye çalışılmaktadır. Bu ciddi bir ölçme sorunudur.

Yöntem: süreçler ve sunumu 91 Sorularda bilimsel ayrıştırmayla veya gruplandırmayla ilgili ciddi hatalar da yapılmaktadır: En çok dinlediğiniz üç radyo istasyonu veya beş televizyon kanalı nedir gibi bir soru (örneğin, TRT 1999: 143; TRT 201:154; TRT 2002:161, TRT 2004:146) bize hangisinin en çok izlendiği hakkında bilgi vermez. Sadece en çok izlenen üç veya beş hakkında bilgi verir ki, bu da çok kaba ve sınırlı reklam ve reyting bilgisi ötesinde bir anlama sahip değildir. Bu bilgiden hareket ederek en çok izlenenleri sıralayamayız; anlamlı ve ayrıntılı gruplandırma yapamayız. Bir ölçmede sıklık/yoğunluk ölçülecek ise, sıklık/yoğunluk değişkenin karakterinden çıkartılır. Bu çıkarma da değişkenin karakterine bağlı olarak yapılan işlevsel tanımlamaya bağlı olarak yapılır. Bir yayının veya programın izlenme sıklığı dediğimizde, tasarımımızın doğasına ve araştırma yaptığımız toplumsal yapının özelliklerine göre, saniye, dakika, saat, birimlerinden birini seçeriz ve tasarımımızın doğasına ve araştırma yaptığımız toplumsal yapının özelliklerine göre saat, gün veya hafta birimlerinden biri bağlamında ele alarak ölçme yaparız. Bu şekilde yaparsak TRT araştırmalarının düştüğü ciddi hatalara düşmeyiz. Örneğin, TRT 2000 araştırması, TRT- GAP tv izlenme sıklığı için iki seçenek vermiş: Devamlı izliyorum (% 20.24) Ara sıra izliyorum (% 79.76). Tüm diğer TRT araştırmaları dinlemiyorum seçeneğini ekleyerek bu soruya verilen seçenekleri üç kademeye çıkartmış. Fakat bu bile yeterli ve doğru ölçme için yeterli değildir.

92 Ampirik araştırmalarda sorunlar Bu tür seçenek vermedeki diğer hatalar: (1) İnsanların günde genellikle kaç saat izlediklerini bilmek bize geçerli bir ölçme verir. Bir saat izliyorum bize herkes için aynı ölçmeyi verir; ama ara sıra izliyorum herkes için aynı olmadığı için, bize geçerli bir ölçme sunmaz. (2) Sıklığı eğer likert tipi ölçekle ölçeceksek veya tek yönlü bir ölçekle ölçeceksek, o zaman, devamlı izliyorum ve ara sıra izliyorum diye ikiye ayırmak yanlıştır; ölçme tekniğini bilen hiç kimse bu hatayı yapmaz. Bu soruda, eğer bu tür kademeli ölçek kullanılmak istenirse (ki bence saate göre yapılmalı), o zaman hiç izlememeden başlayarak devamlı izlemeye kadar gelen beş kademe oluşturulmalıdır. Araştırmalarda yapılan ciddi hatalardan biri de, insanların bir şey hakkında düşüncelerinin ne olduğu öğrenilmek istendiğinde, yine gereksiz, yönlendirilmiş ve/veya yanlış seçeneklerin verilmesidir. Örneğin, TRT 2005 Türkiye Geneli araştırmasında izleyicilerin TRT televizyon kanallarındaki değişikliğe yönelik düşünceleri öğrenilmek istenmiş. Seçenek olarak da şunlar verilmiş (s.60): Evet, değişiklik oldu (% 69.35) Hayır değişiklik olmadı (% 14.33) Fikrim yok (% 16.32)

Yöntem: süreçler ve sunumu 93 TRT 2004 Antalya araştırmasında da dinleyici düşünceleri sorulmuş ve benzer seçenekler verilmiş. Örneğin yarışma programları hakkındaki düşünceleriniz nedir? sorusuna aşağıdaki seçenekler sunulmuş ve bu seçeneklerde bir ölçek hazırlamada olabilecek kurallar çiğnenmiş (s. 144): 1. Yeterli 2. Artırılmalı 3. Azaltılmalı 4. Fark etmez Düşünceyle ilgili ölçme böyle ilkelce yapılmaz. Yarışma programlarıyla ilgili olarak düşünceler yukarıdaki gibi ciddi sorunlu bir ölçek olmayan ölçekle ölçülürse, sonuç geçersizdir. Bu 4 seçenek kademeli bir ölçek mi? yanıt evet ise, kademeler yanlış. Nesi yeterli? Nesi artırılmalı: Sayısı mı süresi mi? Dördüncü seçenek (fark etmez) kademede veya ölçmede nereye düşüyor? Bu tür ciddi hatalar, işlevsel tanımlama yapılmadığı için ve keyfi olarak seçenekler oluşturulduğu için ortaya çıkmaktadır. Eğer insanların düşüncesi öğrenilecekse, ne düşündükleri sorulur ve kaydedilir. Bunu yapma yerine, TRT 2005 Türkiye geneli araştırmasında verilen seçenekler ölçmek isteneni, yani değişikliğe yönelik düşünceyi ölçmez. Sunulan seçeneklere göre kabaca olup olmadığı hakkında izleyicilerin görüşünü ölçer. Daha kötüsü, izleyicilerin değişiklik oldu veya olmadı demesi asla değişiklik olup olmadığını belirlemez. İzleyicilerin değişiklik oldu veya olmadı demesi, değişiklik olup olmadığının ölçüsü veya kanıtı olamaz. Sadece reklam ve pazarlamada imaj ve bilinç yönetimi için faydalı yönelim bilgisi verir ki TRT nin amacı bu olamaz. Bu ilkel ölçme yerine,

94 Ampirik araştırmalarda sorunlar insanların değişikliğe yönelik düşünceleri, bir veya birkaç değişikliğe yönelik düşünceyi oluşturan göstergeye/değişkene göre belirlenip ölçülebilir. Örneğin, gösterge/değişken olarak yeterlilik alınabilir ve yeterlilik beş kademede ölçülebilir. Buna ek olarak, kalite, tasvip, beğeni gibi göstergeler/değişkenler de ele alınıp ölçülebilir. Aynı 2005 araştırmasında, son bir yıl içinde değişim olduğunu belirten bireylerin değişime yönelik düşünceleri üç geçersiz kategori içinde sunulmuş: 1. Olumlu bir gelişme var; iyiye gidiyor (% 89.87) 2. Olumlu bir değişim söz konusu değil; daha kötüye gidiyor (% 8.71) 3. Fikrim yok (% 1.42) Bu gruplandırmada da birkaç ciddi hata yapılmış: (a) İnsanların değişime yönelik düşünceleri iki kategoriye indirgenmez; indirgenecekse, doğru bir şekilde indirgenmesi gerekir; indirgeme sonucu, değerli bilgi kaybı olur ve gerçekler sadece iki zıtlık içine sokulur. Bu indirgeme, çok zorunlu olmadıkça veya tasarım bunu gerektirmedikçe, asla yapılmamalıdır. (b) Olumlu bir gelişme var; daha iyiye gidiyor diye iki şeyi birlikte sunmak yanlış; çünkü eğer olumlu gelişme daha iyine gitme olarak niteleniyorsa, o zaman ikisinden biri kullanılır, ikisi kullanılmaz.

Yöntem: süreçler ve sunumu 95 (c) Ayrıca, bu seçenek, daha önce kötü olduğunu ve şimdi olumlu bir gelişme olduğunu belirtiyor. İzleyiciler önce kötüydü mü diyor? Yoksa, bu araştırmayı yapıp bu seçeneği verenlerin iyi/kötü anlayışında bir çarpıklık mı var? (ç) Olumlu bir değişim söz konusu değil; daha kötüye gidiyor seçeneği de yukarıdaki aynı sorunlara sahip. Ayrıca, değişim söz konusu değil değişim olmadığını anlatır; daha kötüye gidiyor ise olumsuz değişim olduğunu anlatır. Dolayısıyla, bu iki yan yana konup, tek bir seçenek yapılamaz. Bu nedenle, bu soruyla ilgili olarak yapılan ölçme de yanlış. Fikrim yok seçeneği bazı araştırmalarda, sanki orta nokta gibi kullanılmaktadır. Fikrim yok ve bilmiyorum gibi seçenekler orta nokta olamaz. Fikrim yok seçeneği, ölçmenin fikrin varlığı ve yokluğu üzerine inşa edilmesinde kullanılsa bile, orta nokta olamaz. Bilmiyorum seçeneği, ölçek bilme üzerine kurulsa bile, orta nokta olamaz. Orta nokta ne o, ne öteki seçeneğini, tarafsızlığı, yansızlığı, ortada olmayı anlatır. Bu nedenle, fikrim yok gibi seçeneklerin doğru kullanılması gerekir. Ölçmede TRT araştırmalarında (ve diğer araştırmalarda) sık görülen ciddi hatalardan biri de dikkatsizce hazırlanan sorularla dikkatsizce kaynak belirleyip geçersiz yanıtlar elde etmektir. Örneğin TRT 2005 Türkiye geneli kamuoyu araştırmasında, tablo 18 de verilenler bu karakteri taşımaktadır (Tablo 5).

96 Ampirik araştırmalarda sorunlar Tablo 5. TRT Televizyon Kanallarını İzleyen Bireylerin TRT nin Son Dönemlerde Protokol haberciliği Yapmasına Yönelik Düşüncelerinin dağılımı Düşünceler N % Geçerli % Evet, yapıyor 943 30,59 30,70 Hayır yapmıyor 1113 36,10 36,23 Fikrim yok 1016 32,95 33,07 Toplam 3072 99,64 100,00 Kayıp gözlem Toplam 11 3083 0,36 100,00 Kaç insan protokol haberciliğini bilir? Çok az insan. Dolayısıyla, verilen yanıtlar daha ilk baştan geçersiz olma olasılığına sahiptir. Protokol haberciliği yapmaya yönelik izleyici düşüncesi denildiğinde, bununla ilgili olarak izleyicilerin ne düşündüğünü bulmak demektir. Evet yapıyor, Hayır yapmıyor, Fikrim yok seçenekleri bu soruya anlamlı yanıt sunmaz. Daha kötüsü, TRT nin protokol haberciliği yapıp yapmadığını belirleyen faktör/etken, izleyicilerin ne düşündüğü değildir; haberin içeriğinin doğasıdır. İzleyicilerin hepsinin TRT protokol haberciliği yapıyor demesi, TRT nin protokol

Yöntem: süreçler ve sunumu 97 haberciliği yaptığının göstergesi asla olamaz. TRT nin protokol haberciliği yapıp yapmadığını bulmak için, önce protokol haberciliğinin göstergeleri belirlenir; sonra da bu göstergelerin TRT haberciliğindeki varlığı ve varlığının doğası araştırılır. Bu da TRT nin haberlerinin içeriğinin bu göstergeler bağlamında incelenmesini gerektirir. TRT protokol haberciliği yapıyor mu? diye bir soru insanlara sorularak, gerçek bulunmaz. Bu bir araştırma sorusudur, anket sorusu olamaz ve yanıt yukarıda anlatılan biçimde aranır. TRT ye benzer şekilde, RTÜK 2006 yılında şu soruyu soruyor: Aşağıdaki iletişim aracına güveniyor musunuz? Seçenekler: Güveniyorum, Güvenmiyorum, Fikrim yok. Bu sorular anket sorusu olamaz ve bu seçeneklerle de iletişim araçlarına güven düzeyi asla ölçülemez. Güven düzeyi ancak önce güven düzeyinin göstergelerinin belirlenmesi ve bu göstergelerin teker teker ölçülmesiyle yapılabilir. Her gösterge için düzey belirlenmesi ya nicel olarak ölçme ya da kademeli olarak yapılan ölçme geliştirme ve kullanmayla yapılabilir. Düzey seviyelendirme, kademeleştirme, hiçten çoğa doğru sıralamayı içerir. Güveniyorum ve güvenmiyorum diye sorulan iki kutuplu soruyla asla düzey belirlenemez, sadece iki kutuplu frekans dağılımı belirlenir. Bu kaba ve düzeysiz bir ölçmedir. Bu çok kaba, düzeysiz ve güvenilir olmayan ölçmeyi TRT ve RTÜK araştırmalarındaki program izleme düzeyi olarak izlerim, bazen izlerin, hiç izlemem seçenekleri verildiğinde de görürüz. Düzeyin işlevsel tanımlanması yapılmadan yapılan ölçme kaçınılmaz olarak ya geçersiz ya da kaba olacaktır.

98 Ampirik araştırmalarda sorunlar RTÜK araştırmasında anket sorusu olarak sorulan sorular ve benzer sorular başlı başına derin araştırma gerektiren araştırma sorularıdır. Bu soruları anket sorusu gibi sormak ve evet, kısmen, hayır, fikrim yok seçenekleriyle gerçeği bulmaya çalışmak, daha baştan yanlış yapmaya başlamaktır. Bu tür anket sorularına izleyicilerin yanıtı bulunmak isteniyorsa, o zaman, önce milli değerlerin, manevi değerlerin, anayasa ilkelerinin, demokratik kuralların, kişi haklarının ve güven kavramlarının ayrı ayrı kuramsal tanımlamaları yapılır; sonra bu tanımlamalardan işlevsel tanımlamalar üretilir, bu işlevsel tanımlamalara uygun anket soruları ve ölçekler geliştirilir. Ayrıca, milli değerler, manevi değerler, anayasa ilkeleri, demokratik kurallar, kişi hakları ile ilgili olarak medyanın içeriğinin doğasıyla ilgili gerçeği bulmak için doğru ve geçerli kaynak izleyiciler değildir. Birimler, değişkenler ve göstergeler arasındaki bağı bilmeden üretilen anket soruları ve seçeneklerin ölçmek istediklerini ölçmeleri beklenemez. Bir soruya yanıt almak, ölçülmek istenenin ölçüldüğü anlamına değildir. Bu durumu RTÜK araştırmasında sunulan (2006: 90) aşağıdaki soruda ve ve yanıt için verilen seçeneklerde açıkça görürüz: Aşağıdaki iletişim araçlarına güveniyor musunuz? 1. Güveniyorum 2. Güvenmiyorum 3. Fikrim yok Yukarıdaki soruyla ve verilen seçeneklerle doğru ve geçerli ölçme yapılamaz. Güven böyle ölçülmez.

Yöntem: süreçler ve sunumu 99 İletişim araçlarına güvenmek ne demek? Bu denli kaba ve anlam sorunlarıyla dolu bir soru olamaz. Ben, bir nedenle bir aracı kullanır ve ona güvenirken, bir başka nedenle o aracı kullanmam ve ona güvenmem. Güveni ölçmek için güven biriminin tanımlanması ve güvenin göstergeleri belirlenip ölçeklerin ona göre hazırlanması gerekirdi. Benzer hata izleyicilerin TRT nin bir haber kanalı olmasına yönelik düşünceleri ile ilgili veri toplama ve yüzdeleri bir tabloda vermede de yapılmıştır (2005a:59). Her sorunun araştırma tasarımının bir amacıyla, bu amacın, örneğin TRT veya RTÜK politikalarıyla veya uygulamalarıyla ve karar vermeyle ilişkili olması gerekir. İzleyicilere yöneltilen bu tür sorular hem bu araştırmada hem de diğer araştırmalarda görülmektedir. Her soruda olduğu gibi bu tür sorularda da herhangi bir gerekçe hazırlanmamış; akla geldiği ve sorulmak istendiği için sorulmuş. Böyle bilimsel veya yönetimsel araştırma tasarımı yapılmaz. Düşünceleri öğrenmek politika amaçlıdır ve soruların bu amaca göre biçimlendirilmesi gerekir. TRT nin haber kanalı olmasına yönelik izleyicilerin düşüncesini öğrenmenin, bir şeyleri meşrulaştırma veya gayrimeşrulaştırma ötesinde ne anlamı olabilir ki? İzleyicilerin evet haber kanalı olmalı veya hayır olmamalı demeleri veya yurt içi haberlere ağırlık verilmeli veya verilmemeli demeleri, TRT yayın politikalarını değiştirir mi? Hayır değiştirmez. O zaman, bu tür sorulara geçerli gerekçe getirilmesi gerekir. Türkiye nin hepsi biz TRT sadece haber versin istiyoruz dese, TRT haber kanalı mı olur?

100 Ampirik araştırmalarda sorunlar RTÜK araştırmalarında sorulan RTÜK den beklenti ve önerileriniz nedir? sorusuna verilecek yanıtların iletişim politikalarını düzenleme bağlamında önemli ve etkili ne anlamı olabilir ki? Olamaz. Neden? Çünkü TRT ve RTÜK gibi kurumların politikaları kamunun veya izleyicilerin tercih ve isteklerine göre düzenlenmez; topumda egemenlik sürdüren güçlerin belirlediği politikalara göre düzenlenir. Kopyalamanın, aynı şeyi tekrarlamanın, bilmemenin veya tembelliğin veya önem vermemenin göstergelerinden biri de açık uçlu olması gereken soruları uyduruk ve yönlendirilmiş bazı seçenekler sunarak kapalı uçlu yapmadır. TRT araştırmalarının hepsinde bu yapılmıştır. Bir ölçmeyi kapalı uçlu ölçme yapan temel koşul o ölçmeyle ilgili seçeneklerin başka olasılık olmayacak biçimde kesin olarak bilinmesidir. Eğer bir soruya verilecek cevapların ne olabileceği kesin olarak bilinmiyorsa, yani olası başka yanıtlar varsa, yani belirsizlik varsa, o zaman o soru, çok özel nedenler yoksa, asla kapalı uçluya dönüştürülmez. Soru açık uçlu yapılır ve insanların kendi yanıtları toplanır. TRT araştırmalarında mesafeli (interval) ve oranlı (ratio) ölçmelerde kategoriler kullanılmaktadır. (a) Bu tür gruplandırma, nicel ölçmeye dayanan istatistik kullanmayı ve dolayısıyla ayrıntılı yorum yapmayı engeller. Bu nedenle, hipotezle gelen zorunluluk olmadıkça asla gruplandırma yapılmaz. Ki-kare testi yapmak için de gruplandırma yapılmaz. Eğer ölçme mesafeli/oranlı ise, o zaman, örneğin merkezi yönelime dayalı testler yapılabilir.

Yöntem: süreçler ve sunumu 101 (b) Ayrıca, bu tür ölçekleri gruplandırmada nesnel ve geçerli kıstas/ölçüt sunma sorunu vardır. Örneğin TRT araştırmalarında yaşla ilgili olarak 14-24, 25-30, 31-40 diye giden 6 kademeli bir gruplandırma yapılmış. RTÜK araştırmaları çocukları 7-10 ve 11-14 ve erginleri de 15-20, 21-25, 26-30, 31-35, 36-40, 41-50, 51-60, 61 ve üstü olarak gruplandırmış. Bu tür gruplandırma faydasız ve anlamlı yorumlamaya izin vermeyen anlamsız bir gruplandırmadır. Bu gruplandırmaların anlamlılığı, ancak geçerli ve ikna edici kuramsal gerekçeyle kurulabilir ki bu da çok zordur. Çünkü neden beş grup değil de altı grup veya 24 yaş ile 25 yaş arasındaki niteliksel fark ne ki biri birinci gruba girerken diğeri ikinci gruba konmuş? Neden gruplandırmada aralıklar eşit değil (aralık beş yaş iken birden 10 yaş oluyor) gibi sorulara geçerli gerekçe sunmak çok zordur. Bir istatistikçi için kategori oluşturma belli kurallara uygun bir şekilde yapılabilir, ama bir sosyal bilimci için, gruplandırmanın bir sosyal, ekonomik, siyasal veya kültürel anlamlılığı ve bağlamı olması gerekir. Bağlamdan ve sosyal anlamdan yoksun gruplandırma faydasız bir gruplandırmadır. TRT ve RTÜK araştırmalarında olduğu gibi keyfi gruplandırmalar anlamlı sonuçlar çıkarmaya izin vermezler. Bu nedenle, zorunlu olmadıkça veya bir hipotez veya araştırma sorusuna dayanan bir değişken olmadıkça gruplandırma kullanılmamalıdır.

102 Ampirik araştırmalarda sorunlar Saha uygulaması (verilerin nasıl toplandığı) TRT araştırmalarında yapılan benzer ve farklı hatalar saha uygulaması alt-başlığı altında da görülmektedir: Sahadaki anket uygulamasının ne zaman yapıldığı belirtilmiş ve ardından yapanların isimleri ve unvanları verilmiş. Bazı araştırmalarda, örneğin TRT 2004 Erzurum araştırmasında, tarih bile verilmemiş; sadece kimin başkanlığında kimlerin yaptığı veya bir ekibin yaptığı belirtilmiş. Bir araştırma tasarımında, ölçme aygıtları ve saha uygulamaları gibi alt başlık kullanılacaksa, bu başlık altında bu süreçlerin nasıl gerçekleştirildiği açıklanır, o işi yapan kişilerin isimleri yazılmaz. TRT 2004 Erzurum araştırmasında yapıldığı gibi, ilgili bilim alanlarında görev yapan 9 profesör, 19 doçent ve doçent yardımcıları, 6 öğretim görevlisi, 9 uzman ve 141 öğrenci tarafından saha uygulaması gerçekleştirildiğini belirtmek, bize saha uygulamasının nasıl yapıldığını anlatmaz. Dolayısıyla, bu tür sunumlar gereksiz ve geçersizdir. Tasarım yapma hakkında yeterli ve doğru bilgi olmadığı için, şişirme ve göz boyama gibi nedenler ötesinde, saha uygulamasını kimin yaptığının yöntembilimsel hiç bir anlamı yoktur; önemli olan saha uygulamasının nasıl yapıldığının açıklanmasıdır. TRT araştırmalarının hiçbirinde bu yok. RTÜK araştırmaları bu bağlamda en temel bilgileri vermişler. TRT araştırmalarında bu alt bölümde tek doğru olan bilgi, sadece araştırmanın hangi tarihte uygulandığıdır. Onun dışında isimler, unvanlar ve kurumlar yazılmış ki bunlar bize saha uygulaması hakkında bilgi vermez; gereksizdir; fazlalıktır.

Yöntem: süreçler ve sunumu 103 Değerlendirmenin nasıl yapıldığı TRT araştırmalarında değerlendirme alt-başlığı altında şunlar yapılmış: Araştırmaların Hepsi de değerlendirmeyi yapanın veya yapanların isimlerini ve unvanlarını vermiş. Bazı araştırmalar bunu bu alt-bölümün basında yapmış (örneğin TRT 1999, 2000, 2001, 2005a), diğerleri sonunda yapmış. Hepsi de araştırmanın değerlendirmesi başkanlığındaki bir ekip tarafından yapılmıştır diye belirten bir cümle kullanmışlar. Ardından, hepsi de aynı veya benzer cümlelerle bu safhada, sahada doldurularak getirilen soru formları denetlenmiş (edit edilmiş); verilen hazırlanan veri kodlama yönergesine göre bilgisayar ortamına aktarılmış ve SPSS istatistik paket programı ile analiz edilmiştir diye, nasıl yapıldığı hakkında hiç bir bilgi vermeyen genel cümleyle değerlendirme açıklaması yapmışlar. Ardından çoğu yanlış ve gereksiz olan yüzde dağılımları verdiklerini, ki-kare testi yaptıklarını ve tabloları nasıl hazırladıklarını anlatmışlar. TRT araştırmalarında, bu alt-başlık altında bir sayfa kadar yapılan sunumların üçte birini değerlendirmeyi yapanların isimleri doldurmaktadır. Değerlendirmeyi kimin yaptığı bizi ilgilendirmez: nasıl yapıldığı anlatılmalıdır. Sonraki sayfalar ya bağlamdan kopuk, ya gereksiz ya da yanlış açıklamalarla dolu. Değerlendirme adı altında, birilerinin verileri SPSS e girdiği ve SPSS ile analiz edildiği söylenmektedir. Burada iki ciddi hata yapılmaktadır: SPSS e girme ve SPSS ile veri analiz etme, değerlendirme değildir. Değerlendirme istatistiksel analiz değildir, bulguların yorumlanmasıdır. Önemli olan SPSS e geçme değil, istatistik analizin nasıl yapıldığının açıklamadır.