Orman Genel Müdürlüğü. Sürdürülebilir Orman Yönetimi Kriter ve Göstergeler 2006 Yılı Raporu



Benzer belgeler
TRAKYA ORMAN ALANLARİ İLE ORMANLARIN AĞAÇ SERVETİ DEĞİŞİMİ ÜZERİNE BİR İNCELENME

FERDA NUR ŞENER YÜKSEK LİSANS TEZİ. DANIŞMANLAR: Prof. Dr. Özden GÖRÜCÜ Doç. Dr. Ahmet TOLUNAY. ISPARTA Haziran 2010

ŞUBE MÜDÜRÜ (TEKNİK) TERCİH EDİLEBİLECEK BİRİMLER 3 ADANA ORMAN VE KÖY İLİŞKİLERİ ŞUBE MÜDÜRÜ 7 AMASYA İŞLETME VE PAZARLAMA ŞUBE MÜDÜRÜ

Normal (%) Bozuk (%) Toplam (Ha) Normal (%)

OGM Sürdürülebilir Orman Yönetimi Kriter ve Göstergeleri 2008 Yılı Raporu

BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Orman İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanlığı TÜRKİYE ORMAN VARLIĞI

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ORMAN VARLIĞI

DİKKAT: ORMANCILIK HUKUKU sayılı Orman Kanununa göre ormanın hukuki tanımı hangisidir?

ORMAN AMENAJMANI Uluslararası Ormancılık 2. Hafta

TÜRKİYE ORMANLARI VE ORMANCILIĞI

TÜRKİYEDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ORMAN YÖNETİMİ: MEVCUT DURUM VE GELECEK ULUSAL ÇALIŞTAYI ISPARTA HAZİRAN

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞ NÜN

Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ORMAN VARLIĞI 2012

Ağaçlandırma Tekniği (2+1) Bahar yarıyılı Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI



Sürdürülebilir Orman Yönetimi(SOY); ürünün sürdürülebilir olduğu ormancılık faaliyetleridir 3

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Ağaçlandırma Tekniği. Prof. Dr. İbrahim TURNA

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

ORMANLARIMIZ ve ORMANCILIĞIMIZ OLASI İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİNE KARŞI DİRENEBİLİR Mİ?

SİLVİKÜLTÜRÜN TEMEL İLKELERİ. Doç. Dr. Zafer YÜCESAN

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-1. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

Günümüzde orman yangınları, küreselleşen dünyada etkileri ve sonuçları yönünden bütün ülkeleri ilgilendiren doğal afetlerin en önemlilerinden

KÖPRÜLÜ KANYON MİLLİ PARKI BALLIBUCAK SERİSİ NİN KONUMSAL ve ZAMANSAL DEĞİŞİMİNİN COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ İLE İNCELENMESİ

BELEDİYELERCE BİLGİ SAĞLANACAK İDEP EYLEMLERİ

İklim Değişikliğine Bağlı Olarak Ormancılıkta Kullanılabilecek Sürdürülebilir Orman İşletmeciliği Ölçüt ve Göstergeleri

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı Burdur

ORMANCILIK UYGULAMALARI I Dersi Orman Amenajmanı Uzungöl Uygulaması (2016-Güz) ( )

ORMANCILIK UYGULAMALARI I Dersi Orman Amenajmanı Uzungöl Uygulaması (2016-Güz)

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

ORMAN KORUMA ORMAN KORUMA YA GİRİŞ

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KIRIKKALE ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ. Ramazan ÖZTÜRK

ORMAN ENDÜSTRİ POLİTİKASI DERS 3 DÜNYA VE AVRUPA ORMANLARI

Rio Zirvesi. Bölgesel Süreçler

MESLEKİ DENEYİM KAZANMA ÇALIŞMASI YAPACAK OLAN ORMAN MÜHENDİSLERİ İÇİN UYGULAMA TEZ KONULARI

YÖNETMELİK. ç) Araştırma ormanı mühendisliği: Araştırma ormanı ile ilgili faaliyetleri yürütmekle görevli mühendisliği,

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

Faydalanmanın düzenlenmesi

ORMANCILIK POLİTİKASI AMAÇ VE ARAÇLARI

ORMAN MÜHENDİSLİĞİ, ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ VE AĞAÇ İŞLERİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BİLİRKİŞİLİK ALT UZMANLIK ALANLARI DÜZENLENMESİ USUL VE ESASLARI

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254

YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak. (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) I. Bölüm

(1) SAYILI CETVEL ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MERKEZ TEŞKİLATI. 4) Orman İdaresi ve Planlama Dairesi

KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ ORMAN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ DERS PROGRAMI 1. SINIF GÜZ YARIYILI DERS LİSTESİ. Saat (D+U)

645 Sayılı ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI NIN Kuruluş ve Görevleri Hakkında KHK ve İkincil Mevzuat

Yeni Büyükşehir Yasası ve Arazi Yönetimi


ÇÖLLEŞME/ARAZİ BOZULUMU İLE MÜCADELE RAPORU

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( )

AVRUPA DA ORMANLARIN KORUNMASI BAKANLAR KONFERANSI (MCPFE)

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

Tarımın Anayasası Çıktı

TÜRKİYE ORMAN KOOPERATİFLERİ MERKEZ BİRLİĞİ

Sürdürülebilir ormancılık uygulamalarında sertifikasyon ve akreditasyon: Andırın ve Göksun Devlet Orman İşletme Müdürlükleri örneği

"Ağaç"tan "Orman"a Salih Usta

SİLVİKÜLTÜRÜN TEMEL ESASLARI, METOTLARI, TEDBİRLERİ, SİLVİKÜLTÜR PLANLARININ YAPIMI VE SİLVİKÜLTÜR TEKNİKLERİNİN UYGULANMASI

GRAFİK 1 : ÜRETİM ENDEKSİNDEKİ GELİŞMELER (Yıllık Ortalama) (1997=100) Endeks 160,0 140,0 120,0 100,0 80,0 60,0 40,0 20,0. İmalat Sanayii

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-4. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

Dr. İdris DURUSOY DÜZCE ÜNİVERSİTESİ

Grafik 16 - Yıllara Göre Çevre ve Çevresel Harcamaların GSYH deki Payları (%)

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU



Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

KIRGIZİSTAN CUMHURİYETİ ORMANCILIK COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ TEKNOLOJİSİ

AMENAJMAN PLANLARI DEĞERLENDİRME TOPLANTISI

SEÇ 422 KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

142

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİNE

ORMAN VE SU ĠġLERĠ BAKANLIĞI

2. Karışımın Ağaç Türleri Meşcere karışımında çok değişik ağaç türleri bulunur. Önemli olan, ağaçların o yetişme ortamı özelliklerine uyum gösterip

Havza Rehabilitasyon Projeleri Planlaması, Uygulaması ve Çıkarımlar. Halil AGAH Kırsal Kalkınma Uzmanı Şanlıurfa, 2013

TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

2014 YILI FAALİYET RAPORU T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

SU ŞEBEKE VE ARITMA TESİSLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV YETKİ VE SORUMLULUK YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Teşkilat

AMENAJMAN YÖNTEMLERİ

Ormancılıkta Planlama kavramı, Planlama sistemleri ve Yaklaşımları

HAVZA KORUMA EYLEM PLANLARI EYLEMLERİ

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2013 YILI FAALİYET RAPORU T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

BALIKESİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BALIKESİR ÇANAKKALE TR - 22 PLANLAMA BÖLGESİ 1/ ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI PAFTA H19 DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ

MALİ YILI BÜTÇESİ GELİR-GİDER TAHMİNLERİ. MALİ HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI Bütçe ve Denetim Müdürlüğü

Resmî Gazete Sayı : 29361

TÜBİTAK 107 G Proje Sonuçları

6- ORMAN KADASTRO VE MÜLKİYETİ İLE İZİNLER

YAYLALARDAKİ ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİMİNİN CBS İLE İZLENMESİ: TRABZON ÖRNEĞİ. Yrd. Doç. Dr. Mustafa ATASOY

1. KURUMSAL DEĞERLENDİRME

ORMAN KAYNAKLARININ TURİZM AMAÇLI TAHSİSİNE İLİŞKİN SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ ODC: 906

İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü İstanbul İli

SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİ YÖNETİMİ İŞ FORUMU. Ankara Deklarasyonu

Transkript:

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Sürdürülebilir Orman Yönetimi Kriter ve Göstergeler 2006 Yılı Raporu K1 K2 K3 K4 K5 K6 STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRESİ BAŞKANLIĞI

ÖNSÖZ Ormanlar bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar, toprak ve suyun bir etkileşim ve denge içinde oluşturduğu çok boyutlu ve geniş ekolojik süreçleri barındıran, küresel yaşam için en gerekli kaynaklar arasındadır; Bu açıdan bakıldığında ormanlar yenilenebilen doğal kaynaklar değildir. Çünkü usulsüz müdahaleler, tekniğe uygun olmayan faaliyetler veya ormanların sosyal ve ekolojik işlevlerini göz önüne alınmadan yapılan faydalanmalar sonucu cereyan eden ormansızlaşma, yeni ağaçlandırmalar ile geri getirilemeyecek, çok sayıda ekolojik, sosyal ve hatta ekonomik değerlerin kaybına neden olmaktadır. Son çeyrek yüzyıldır yeryüzünde baş gösteren ve insan yaşamını ciddi ölçüde etkileyebilecek bir tehdit haline gelen çevre problemlerinde, hızla devam etmekte olan ormansızlaşmanın önemli bir rolü bulunmaktadır. Bu nedenle ormanlar 1992 yılında Rio da yapılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansının en ağırlıklı konusunu teşkil etmiş, bu zirvede uluslararası ormancılık prensipleri üye ülkelerin mutabakatı ile ilan edilmiş, miktarı, şekli ve özelliği ne olursa olsun bütün ormanlarda sürdürülebilir orman yönetiminin sağlanabilmesi için, Birleşmiş Milletler gözetiminde yoğun bir uluslararası müzakere süreci başlatılmıştır. Süreçte su ana kadar 16 temel başlık altında 270 karar alınmış olup, bu başlıklardan birini Sürdürülebilir Orman Yönetimi Kriter ve Göstergelerinin Belirlenmesi, İzlenmesi, Değerlendirilmesi ve Raporlanması oluşturmaktadır. Ekolojik, ekonomik ve sosyal işlevleri ile çok değerli kaynaklarımız arasında olan ormanlarımızda yaşayan 7 milyon insan geçimlerini tamamen veya büyük ölçüde ormandan elde edilen gelir ve mallara bağlı olarak sağlamaktadır. Ormanlarımız değişik sektörlerde kullanılmak üzere yakacak ve endüstriyel odun hammaddesi arz etmektedir. Böylece acil durumlarda bazı kırsal kesimlerde yaşayan insanların daha derin bir yokluğa düşmesini engelleyen hayati bir güvenlik ağı teşkil ederler. Aynı zamanda ormanlar devamlı ve güvenli istihdam yaratabilmesi ve kırsal kesimlerde küçük ölçekli orman sanayinin geliştirilmesi açısından bu kesimlerde fakirliği önleyici potansiyele sahiptir. Ormanlarımız ülkemizde de çevre sağlığının sürdürülmesi açısından kritik bir role sahiptir. Bu bağlamda ; iklim değişikliğini azaltmakta, biyolojik çeşitliliği muhafaza etmekte, güvenilir ve temiz su kaynaklarını korumakta, erozyonu önlemekte, tarım yapılabilen toprakları korumakta, arazi verimliliğini iyileştirmekte, ucuz ve yenilenebilen enerji sunmakta ve kent alanlarının iyileştirilmesi ve güzelleştirilmesini sağlamaktadır. Genel Müdürlüğümüz kendi görev ve yetki alanıyla sınırlı olmak üzere, Sürdürülebilir Orman Yönetimi Kriter ve Göstergeleri çalışmasını 1999 yılında başlatmıştır. Söz konusu çalışma 2006 yılında önemli bir aşamaya geçmiş olup, il düzeyinde tertiplenen çalıştaylarda katılımcı yöntemlerle değerlendirmelere geçilmiştir. Bu rapor Sürdürülebilir Orman Yönetimi Değerlendirme Çalıştaylarından elde edilen çıktılara göre hazırlanmıştır. Genel olarak rapor, ülkemizde teknik anlamda bir ormansızlaşmanın söz konusu olmadığını, Ülkemizde ilk düzenli orman envanterinin tamamlandığı 1972 yılına göre ormanlık alanda yaklaşık 1 milyon hektar yani % 4.9 artış kaydedildiğini ve ormanların ülke alanımızın yaklaşık % 27 sine tekabül eden 21 milyon hektara ulaştığını göstermektedir. Ancak 1972 yılından itibaren ormanlardaki % 4.5 artışa karşılık, nüfusun 37 milyondan 71 milyona ulaşarak % 92 civarında artmış olması ve bu dönem içerisinde ülkemizin sanayileşmede almış olduğu mesafe, ormanlardan sunulan ürün ve hizmetlere olan talebin ne derece artmış olduğu konusunda açık bir fikir vermektedir. Üstelik önümüzdeki 20-25 yıllık dönemde, ormanlık alanda artışın fiziki şartlarla sınırlı olduğu göz önüne alındığında, mevcut nüfus artış hızıyla bu tablo çok daha ciddi boyutlara ulaşabilecektir. Ormanlardan sağlanan ürün ve hizmetlere olan talebin her geçen gün çeşitlenerek artmakta olması, ülkemizde ormanların korunması, geliştirilmesi ve topluma çok yönlü ve sürdürülebilir faydalar sunması konusunu çok önemli bir hale getirmektedir. 2

İÇİNDEKİLER TANITIM... 4 GİRİŞ... 6 1 KRİTER 1 : ORMAN KAYNAKLARI... 8 1.1 ORMAN ALANI... 9 1.2 ODUN SERVETİ VE KARBON MİKTARI... 12 1.3 YILLIK ARTIM... 13 1.4 AMENAJMAN PLANLARI... 14 1.5 KADASTRO DURUMU... 15 1.6 1 NOLU KRİTERİN DEĞERLENDİRİLMESİ... 17 2 KRİTER 2 : BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK... 18 2.1 ORMANLARIN DAĞINIKLIK DURUMU... 19 2.2 SİLVİKÜLTÜREL BAKIMLAR... 20 2.3 GENÇLEŞTİRME GÜVENİLİRLİĞİ... 20 2.4 TOHUM KAYNAKLARI... 21 2.5 2 NOLU KRİTERİN DEĞERLENDİRİLMESİ... 21 3 KRİTER 3 : ORMANLARIN SAĞLIĞI, CANLILIĞI VE BÜTÜNLÜĞÜ... 22 3.1 DOĞAL FAKTÖRLERDEN ETKİLENEN ALANLAR... 22 3.2 BAŞARILI TABİİ GENÇLEŞTİRME ALANI... 23 3.3 AÇMA YERLEŞME... 24 3.4 YAKACAK ODUN TÜKETİMİ... 25 3.5 ORMAN YANGINLARI... 25 3.6 OTLATMA ZARARI... 27 3.7 İZİN VE İRTİFAKLAR... 28 3.8 3 NOLU KRİTERİN DEĞERLENDİRİLMESİ... 29 4 KRİTER 4 : ORMANLARIN ÜRETİM KAPASİTESİ VE FONKSİYONLARI... 29 4.1 ENTEGRE AMENAJMAN PLANLARI İLE YÖNETİLEN ALANLAR... 30 4.2 ODUN ÜRETİMİ... 30 4.3 ARTIM VE ÜRETİM DENGESİ... 31 4.4 ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ... 32 4.5 4 NOLU KRİTERİN DEĞERLENDİRİLMESİ... 33 5 KRİTER 5 : KORUYUCU VE ÇEVRESEL FONKSİYONLAR... 33 5.1 KORUYUCU ÖZELLİĞİ NEDENİYLE KORUNAN ORMANLAR... 34 5.2 SU HAVZALARINI KORUMA ALANLARI... 34 5.3 TOPRAK MUHAFAZA ALANLARI... 34 5.4 5 NOLU KRİTERİN DEĞERLENDİRİLMESİ... 34 6 KRİTER 6 : SOSYO-EKONOMİK FONKSİYONLAR... 35 6.1 ÜRETİLEN ODUN ÜRÜNÜN DEĞERİ... 35 6.2 ÜRETİLEN ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİNİN DEĞERİ... 36 6.3 YARATILAN İSTİHDAM... 37 6.4 ORMAN KÖYLERİ VE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ... 38 6.5 İŞLENEN ORMAN SUÇLARI... 38 6.6 6 NOLU KRİTERİN DEĞERLENDİRİLMESİ... 38 7 EKLER... 40 7.1 SOY İL ÇALIŞTAYLARI PROGRAMI... 40 7.2 KARBON MİKTARININ HESAPLANMASINDA KULLANILAN KATSAYILAR... 41 7.3 OGM SOY KG 2006 ÇALIŞTAYLARINA KATILANLAR... 42 3

TANITIM 1839 yılına uzanan geçmişi ile ülkemizin en köklü kuruluşlarından biridir. Aradan geçen 168 yıllık süreç içerisinde değişik bakanlıkların bağlı kuruluşu olarak, ülkemiz ormanlarının korunması, geliştirilmesi ve topluma çok yönlü ve sürdürülebilir faydalar sunacak şekilde işletilmesi görevini başarıyla ifa etmiştir. Bilindiği gibi Anayasa nın 169.maddesi özetle; Devletin ormanların korunması ve genişletilmesi için gerekli kanunları koyacağını ve tedbirleri alacağını, bütün ormanların gözetiminin devlete ait olduğunu, ormanların mülkiyetinin devir edilemeyeceğini, Devletçe yönetilip, işletileceğini hüküm altına almıştır. esas itibariyle bu hükümleri uygulamak üzere ve yerinden yönetim esasına göre kurulmuş bir kamu tüzel kişiliği olup Devlet Tüzel Kişiliğinden ayrı bir iradeye, malvarlığına ve bütçeye sahiptir. En son şeklini 1985 yılında çıkarılan Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun ile alan, Çevre ve Orman Bakanlığına Bağlı Kuruluşu olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. nün görevleri üç ana başlık altında özetlenebilir : Ormanların korunması Ormanların zararlı böcek ve hastalıklara karşı korunması Orman yangınlarına karşı korunması Yasa dışı müdahalelere karşı korunması Ormanların geliştirilmesi Ormanların her türlü bakımının yapılması Ormanların gençleştirilmesi Ormanların rehabilite edilmesi Ormanlardan topluma çok yönlü sürdürülebilir faydalar sunulması Endüstriyel ve yakacak odun üretilmesi Odun dışı orman ürünlerinin üretilmesi Ormanlardan kamu yararına tahsis yapılması Halkın sosyal, sportif ve rekreatif ihtiyaçlarının karşılanması bu görevlerini merkezde Teftiş Kurulu Başkanlığı, Hukuk Müşavirliği, 10 Daire Başkanlığı ve 46 Şube Müdürlüğü, Taşra da ise yaygın bir şekilde örgütlenmiş 27 orman bölge müdürlüğü, 217 orman işletme müdürlüğü, 1308 orman işletme şefliği ve diğer şeflikler ile yürütmektedir. Bütün ormancılık faaliyetleri esas olarak orman işletme müdürlükleri ve bu müdürlüklere bağlı şefliklerce uygulanmaktadır. Taşra birimlerimiz çok etkili ve yaygın bir haberleşme ağına sahiptir. faaliyetlerini Özel Bütçenin yanı sıra, gelirlerini ağırlıklı olarak orman ürünü satışlarının oluşturduğu Döner Sermaye Bütçesi ile yürütmektedir. 2007 yılında ormancılık faaliyetleri için Özel Bütçeden 544.600.000 YTL, Döner Sermaye Bütçesinde ise 1.130.000.000 YTL olmak üzere toplam 1.674.600.000 YTL harcama öngörülmüştür. 2007 yılı Mart ayı sonu itibariyle Genel Müdürlükte çalışan kadrolu memur sayısı 15.021 dir. Ayrıca 135 adet sözleşmeli personel istihdam edilmekte olup, kadrolu işçi sayısı 2.072, geçici işçi sayısı ise 15.697 dir. Geçici işçilere verilen toplam adam/ay 119.703 tür. 4

nün örgüt yapısı aşağıdaki şemada gösterilmektedir. ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GENEL MÜDÜR GENEL MÜDÜR YARDIMCISI GENEL MÜDÜR YARDIMCISI GENEL MÜDÜR YARDIMCISI GENEL MÜDÜR YARDIMCISI GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ANA HİZMET BİRİMLERİ DANIŞMA VE DENETİM BİRİMLERİ YARDIMCI HİZMET BİRİMLERİ Orman Koruma ve Yangınla Mücadele Daire Başkanlığı Kadastro ve Mülkiyet Daire Başkanlığı Orman İdaresi ve Planlama Daire Başkanlığı İşletme ve Pazarlama Daire Başkanlığı Silvikültür Daire Başkanlığı İnşaat ve İkmal Daire Başkanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı Hukuk Müşavirliği İç Denetim Birimi TAŞRA Personel Daire Başkanlığı İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı Eğitim Daire Başkanlığı Savunma Uzmanlığı Harita ve Fotogrametri Müdürlüğü Orman Bölge Müdürlükleri (27) Orman İşletme Müdürlükleri (217) Başmühendislikler (150) Orman İşletme Şeflikleri (1308) D. Şeflikler (98) 5

GİRİŞ Bu raporun amacı Türkiye de ormanların durumunu 6 kriter üzerinden değerlendirmek, her bir kriteri oluşturan göstergeleri trendleri ile beraber şeffaf bir şekilde kamuoyuna duyurmak, böylece ormanlar ve ormancılığımız konusunda toplumun her kesimini bilgilendirerek daha sağlıklı bir tartışma ortamı yaratmak; ve karar verici mekanizmaların katılımcılığın yaratacağı sinerjiyi de kullanarak Sürdürülebilir Orman Yönetimi amacı doğrultusunda gerekli adımları atmasını sağlamaktır. Ülkemiz ormancılığı Sürdürülebilir Orman Yönetimi ve bununla ilgili uluslararası kararların uygulanmasında Avrupa Ormanlarının Korunması Bakanlar Konferansının oluşturduğu standartlara uymaktadır. Buna göre Sürdürülebilir Orman Yönetiminin tanımı aşağıdaki gibidir: Ormanların ve orman alanlarının yerel, ulusal ve küresel düzeylerde, biyolojik çeşitliliğini, verimliliğini, kendini yenileme kabiliyetini ve yaşama enerjisini, ekolojik, ekonomik ve sosyal fonksiyonlarını yerine getirebilme potansiyelini şimdi ve gelecekte koruyacak ve diğer ekosistemlere zarar vermeyecek bir şekilde düzenleme ve yararlanma biçimi Sürdürülebilir Orman Yönetiminin 6 kriteri ise aşağıdaki şekilde belirlenmiştir: 1. Orman kaynakları 2. Biyolojik çeşitlilik 3. Ormanların sağlığı ve canlılığı 4. Ormanların üretim işlevi 5. Ormanların koruma işlevi 6. Ormanların sosyo-ekonomik işlevi Kriterler sürdürülebilir orman yönetiminin temel elementlerini oluşturmaktadır ve kriter bazında ölçümleme ve değerlendirme yapabilmek için her bir kriteri oluşturan ölçülebilen göstergelerin belirlenmesi gerekmektedir. Göstergeler ise bölgeden bölgeye, ülkeden ülkeye, uygulama alanından bir diğerine değişiklikler gösterebilir. Burada altı çizilmesi gereken en önemli husus, göstergelerin uygulama düzeyinde belirlenmesi, ölçümlenmesi ve değerlendirilmesi hususudur. Sürdürülebilir orman yönetiminin en önemli noktasını bu teşkil eder. Avrupa Ormanlarının Korunması Bakanlar Konferansında Avrupa için belirlenen gösterge seti ile yine ülkemizin üye olduğu FAO-UNEP Yakın Doğu Sürecinde belirlenen gösterge setini harmanlamış ve bu setten kendi görev ve yetki alanına giren göstergeleri seçerek ulusal düzeyde uygulanabilecek bir set hazırlamıştır. Söz konusu set ilgili tarafların görüşü alınarak revize edilmiş ve Bursa Çalıştayında son şeklini almıştır. Daha sonra kriter ve göstergelerin uygulanması için Fethiye de bir eğitim programı düzenlenmiş olup, 2005 yılında test mahiyetinde bölgesel düzeyde uygulamaya geçilmiştir. Uygulama 2006 yılında il düzeyine yaygınlaştırılarak yapılmıştır. İlk defa il düzeyinde tertiplenmiş olmasına rağmen 2006 yılı çalıştaylarına gösterilen ilgi beklentinin üzerinde olmuştur. Toplam katılım 1214 ü kurum dışından olmak üzere 1761 i bulmuştur. Bursa Orman Bölge Müdürlüğü iş yoğunluğu ve sürenin azlığı nedeniyle, ve Muğla Orman Bölge Müdürlüğü ise yeterli katılımı sağlayamadığı için kendi bölge sınırları içerisindeki illerde çalıştay düzenleyememişler ve önemli orman kaynağı olmayan bazı illerin çalıştayları ilgili bölge müdürlüğünün uygun gördüğü bir il çalıştayı ile birlikte yapılmıştır. Kurum dışından katılımın yüksek olması oldukça sevindirici bir gelişmedir. Kurum dışı katılımın ilk sırasında 389 kişi ile köy muhtarları yer almıştır, aralarında üst düzey yöneticilerin de bulunduğu valilik, il özel idaresi ve belediyelerden katılım ise 104 kişi olmuştur. Üniversiteler ve diğer eğitim kuruluşlarından katılım ise 38 i orman fakültelerinden olmak üzere 86 ya ulaşmıştır. Araştırma kuruluşlarından da 32 katılım olmuştur. Ormancılığımızda önemli bir role sahip kooperatiflerden 77 temsilci ve diğer kooperatiflerden 20 temsilci çalıştaylarda görüş ve beklentilerini belirtmiştir. Sivil toplum örgüt katılımı ise 94 ü bulmuştur, bunların arasında sadece TEMA 22 temsilci ile çalıştaylarda yer almıştır, diğer çevreci dernek ve kuruluşlardan ise 26 katılım olmuştur. Bu çalıştayların amacına 6

ulaşmasında kritik bir role sahip olan diğer kamu kuruluşlarının katılımı ise 94 ü Çevre ve Orman Bakanlığından olmak üzere toplam 209 olmuştur. Bir diğer önemli paydaş olan özel sektörün katılımı da 51 temsilci ile sağlanmıştır. Askeri mercilerden 7, din görevlilerinden 2 kişinin katılımı çalıştaya renk katmış, basın 34 kişi ile temsil edilmiş, işçi sendikaları 18 katılım sağlamış ve nihayet 27 si öğrenci, 43 ü değişik mesleklerden ve 21 de belirlenemeyen olmak üzere toplam 91 bireysel katılım olmuştur. 2006 SOY Çalıştayları Kurum Dışı Katılım Diğer Kamu 17% Bireysel 7% Diğer 2% Köy Muhtarları 32% Mahalli İdareler 9% Basın ve Yayın 3% Özel Sektör 4% Akademisyenler 10% STÖ 8% Kooperatifler 8% 7

1 KRİTER 1 : Orman Kaynakları Ülkemizdeki orman kaynaklarının durumu hakkında değerlendirme yapmadan evvel orman tanımının yapılması faydalı olacaktır. Yasal olarak ağaç toplulukları toprakları ile birlikte orman kabul edilmektedir, ancak buna bazı istisnalar getirilmiştir; bataklıklar, çalılıklar, step vejetasyonu, mezarlıklar, şehir parkları, çevresinde doğal olarak yetişmeyen ağaçlarla kaplı ve ormana bitişik olmayan 3 hektarın altındaki özel mülkiyete ait alanlar bu istisnalar arasındadır. Hatırlanması gereken diğer önemli bir husus ise bir yerin orman olup olmadığına karar verecek tek yetkili mercinin orman kadastro komisyonları olmasıdır. Bir yerin kadastro komisyonları tarafından orman olarak ilan edilmesi ve bu ilan süresince herhangi bir itirazın olmaması durumunda o yer orman olarak tescil edilir ve Anayasa ya göre bazı istisnalar dışında buranın orman statüsü değişemez. Bu istisnalar söz konusu yerin bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmemesi ve aksine tarım alanı olarak değerlendirilmesinin mutlak fayda bulunması ile bu yerin 1981 yılından evvel orman özelliklerini kaybetmiş olmasıdır. Bunun dışında ormanlarda herhangi bir daraltma yapılamaz. Ülkemizde orman envanterleri amenajman planlarının yapımı sırasında gerçekleşmektedir. Orman amenajman planları ise düzenli olarak 1963 yılında yapılmaya başlanmış ve 1972 yılında tamamlanmıştır. İlk amenajman planlarının sonuçlarına göre ülkemizde toplam 20.199.296 hektar orman olduğu tespit edilmiştir. İlk plan döneminin tamamlanmasından sonra her yıl ormanlarımızın yaklaşık onda birinde plan yenileme çalışmaları başlatılmış olup bu çalışmalar kesintisiz olarak devam ettirilmektedir. Dolayısıyla her yıl orman alanına ilişkin rakamların ortalama onda biri güncelleşebilmektedir. Ayrıca bu çalışmalar planlandığı gibi gerçekleşmeyebilmekte, örneğin bazı yerlerde planlar 3 hatta 4 kez yenilenmekte iken, Elazığ Bölge Müdürlüğü başta olmak üzere bazı yerlerde ise henüz yenileme çalışması yapılmamış olabilmektedir. Yeni işletme kuruluşları, kapanışları, sınır değişiklikleri de orman alanlarına ilişkin rakamların hassas bir şekilde değişimini ortaya koyma konusunda önemli engeller teşkil etmektedir. Bu nedenlerle 1997 yılına kadar plan yenilemeleri sonucunda ortaya çıkan orman alanına ilişkin rakamlar hesaplanmamış, bu dönem zarfında 1972 envanteri rakamları kullanılmıştır. Ancak Rio sonrası orman kaynaklarına ilişkin trendlerin tespit edilmesi konusu önem kazanınca, 1996 yılında ilk olarak Orman Bakanlığı İstatistik Şubesinin, Orman Amenajman Dairesi Başkanlığı ile başlatmış olduğu bir çalışma sonucu orman kaynaklarına ilişkin yeni rakamları belirlemiş ve 1997 yılında ilan etmiştir. Söz konusu çalışma 1998 ve 1999 yıllarında da devam ettirilmiştir. 2000 ve 2001 yıllarında verilen aradan sonra bu çalışmayı Orman Amenajman Dairesi Başkanlığının yürütmesine karar verilmiş ve 2002, 2003, 2004 ve 2005 yıllarına ilişkin rakamlar ilan edilmiştir. Orman kaynaklarına ilişkin veriler her yıl düzenli olarak yenilenmeye devam edecektir. Ancak her yıl ormanların yaklaşık onda birinde envanter yapıldığı ve bu süre zarfında birleşmeler, bölünmeler veya sınır değişikliklerinin devam ettiği göz önüne alınırsa ilan edilen rakamların mevcut durumu %100 sağlıklı olarak yansıttığı söylenemez. Buna karşılık yılda 2 milyon hektara yakın alanda yapılan güncelleştirmelerin ortaya koyduğu sonuç, orman kaynaklarının trendi hakkında yeterli fikri verecektir. Orman kaynaklarının çok sağlıklı olarak takip edilebilmesi için coğrafi bilgi sistemine geçiş zorunludur. Bu konudaki çalışmalarda oldukça mesafe kat edilmiş olup önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bütün orman alanlarının aktüel durumunu ortaya koyan sayısal haritalar bitirilmiş olacaktır. Bir diğer altı çizilmesi gereken husus ise konunun hukuki boyutudur. Çünkü orman amenajman heyetleri plan yapımı sırasında arazide gördükleri fiili yapıyı haritalarına yansıtmakta ve bu haritalar üzerinde yapılan ölçümler sonucu ortaya çıkan orman kaynaklarına ilişkin rakamlar hukuken kesin olmayabilmektedir. Hatırlanacağı gibi bir yerin orman olup olmadığı ancak kadastro komisyonlarının yapacağı çalışmalar sonucu ve hukuki sürece uygun olarak bu sonuçların kesinleşmesi ile yasallık 8

kazanmaktadır. Ülkemizdeki ormanlık alanların bazı kısımlarında ise henüz kadastro çalışmaları tamamlanmamıştır. Şu ana kadar elde edilen deneyimler bir yerin kadastrosu yapılmadan ölçülen orman alanının, kadastro yapıldıktan sonra ortaya çıkan orman alanından daha az olduğunu ortaya koymaktadır. Çünkü amenajman heyetleri orman içi açıklıkları veya üzerinde çok az sayıda ağaç bulunan alanları orman toprağı olarak tefrik etmekte ve bu alanları orman alanına dahil etmemektedir. Ancak bunun orman kaynaklarının trendinin takip etme açısından çok önemli bir fark oluşturmayacağı kabul edilmektedir. Son olarak ülkemizdeki orman envanterinin kapsamında şehir, kasaba, köy gibi yerleşim yerleri ve tarım alanlarındaki ağaçlık alanların bulunmadığı hususudur. Bu alanlardaki ağaçlık alanların haritalanması ve ülkemizdeki bütün ağaçlık alanların tuttuğu karbon miktarının tespiti için diğer kamu kuruluşlarının da dahil olduğu çok daha kapsamlı bir çalışma yapılması gereği vardır. Bu rapor sadece nün sorumlu olduğu alanları konu almaktadır. 1.1 Orman Alanı Ormanlar değişik kriterlere göre sınıflandırılmaktadır. Bu kriterlerden en başlıcaları 1- Kuruluş yapısı 2- İdare şekli 3- Karışım 4- Orijinleri ve 5- Mülkiyet yapılarıdır. Ancak özellikle 1963-1972 yılları arası dönemi kapsayan ilk envanteri döneminde bütün bu kriterleri karşılayacak sınıflandırmalar yapılmamış olduğundan, tam bir karşılaştırma yapmak mümkün olmamaktadır. Ayrıca yakın zamana kadar bir ormanın doğal, yarı-doğal veya plantasyon mu olduğu konusunda bir inceleme yapılmamış ve buna ilişkin kayıt tutulmamıştır. Bu nedenle ormanların orijinlerine ilişkin değerlendirmenin yapılması görevi uygulama birimlerine verilmiş ve her bölgenin kendi sınırları içerisindeki doğal, yarıdoğal ve plantasyon ormanlarını belirlemesi ve değerlendirmesi istenmiştir. Mevcut verilere göre orman alanlarına ilişkin değerlendirme yapıldığında, göze ilk çarpan husus genel olarak orman alanlarında bir artış olduğudur. İlk envanter sonuçları son envanter sonuçları ile karşılaştırıldığında, son 33 yılda ortalama 1.049.199 hektarlık bir orman artışının olduğu görülmektedir. Bu da yılda ortalama 31.794 hektarlık bir artışa tekabül eder. Son dört yılda yıllık ortalama artış miktarı 50.000 ha aşmaktadır. Nitekim orman envanterlerinin yıllık olarak güncelleştirilmeye başlandığı 1997 yılından itibaren yıllık orman alanı artışları sırasıyla 20.976 ha, 29.476 ha, sonraki dört yıllık dönemde ise yıllık ortalama 97.731 hektar, 68.609 ha, 63.694 ha ve 59.748 olarak kaydedilmiştir. Bu veriler ülkemizde bir ormansızlaşmanın söz konusu olmadığı, bunun tersine istikrarlı bir artış olduğuna işaret etmektedir. Bu artışın en önemli sebebi her yıl yapılmakta olan ağaçlandırma çalışmalarıdır. Esasen yapılan ağaçlandırmaların miktarına bakacak olursak 1973 ile 1997 yılları arasında 1.253.715 hektar orman içi, 156.175 hektar orman dışı olmak üzere toplam 1.409.890 hektar ağaçlandırma çalışması yapılmış olduğu görülmektedir. Bu rakama suni tensil, erozyon kontrol ve benzeri ağaçlandırmalar dahil değildir. Kaba bir değerlendirme ile bütün ağaçlandırma çalışmalarının başarılı olduğunu varsayarsak ki bu mümkün değildir, o zaman da 420.434 hektar da orman kaybı olduğu söylenebilir. Ancak ağaçlandırma çalışmalarının % 70-75 gibi bir oranda başarılı olabildiğini düşünecek olursak yaklaşık orman artışına yakın bir değeri buluruz. Hiç şüphesiz orman artışında rol oynayan diğer faktörler, kırsaldan şehre olan göç sonucu ormandan açılmış olan tarım arazilerinin terk edilmiş olması ve bu alanların tekrar doğal yollarla veya orman içi ağaçlandırmalarla ormana dönüşmüş olmasıdır. Ayrıca tarımsal girdi maliyetlerinin de son yıllarda oldukça yükselmiş olması orman açmalarını yavaşlatmıştır. 9

1963-72 1997 1998 1999 2002 2003 2004 2005 TOPLAM ORMAN 20199296 20712896 20733772 20763248 21056443 21125052 21188747 21248495 KORU 10934607 14283312 14347964 14418340 15175389 15337562 15439595 15548459 BALTALIK 9264689 6429584 6385808 6344908 5881054 5787490 5749152 5700036 VERİMİNE GÖRE 1963-72 1997 1998 1999 2002 2003 2004 2005 1 Verimli orm. 8856457 9963864 9985357 10027569 10492182 10591512 10621221 10661996 1.1 Koru 6176899 8161181 8191894 8237753 8732761 8836346 8940214 8979339 1.2 Baltalık 2679558 1792683 1793463 1789816 1759421 1755166 1681006 1682657 2 Verimsiz or. 11342839 10759032 10748415 10735679 10564261 10533540 10567526 10586499 2.1 Koru 4757708 6122131 6156070 6180587 6442628 6501216 6499380 6569119 2.2 Baltalık 6585131 4636901 4592345 4555092 4121633 4032324 4068146 4073380 İDARE ŞEKLİ GÖ. 1963-72 1997 1998 1999 2002 2003 2004 2005 1 Yaş sınıfı 12670339 12628476 12576562 11194249 11411684 11517292 11621502 2 Seçme 291484 290222 292546 550486 549078 572045 576436 3 Baltalık 4168976 4163833 4161518 5385790 5302236 5272461 5231514 4 Muhafaza 3582097 3651241 3732622 3899533 3861724 3826949 3819043 4.1 Muhafaza Or. 203856 209969 210192 4.2 Milli Park 298469 298923 298923 4.3 Tabiatı korum. 22454 22497 22497 4.4 Tabiat parkı 14929 15272 15326 4.5 Diğer Muhaf. 3042389 3104580 3185684 KARIŞIMA GÖRE 1963-72 1997 1998 1999 2002 2003 2004 2005 İbreli Saf 8616172 9410842 7454616 7504528 7461335 7422948 İbreli Karışık 3803394 3864632 3942456 4005640 Yapraklı Saf 10769210 9006532 3975115 3985655 3964320 4056270 Yapraklı Karışık 3656955 3593085 3616369 3544060 İbreli Yapraklı Kr. 914914 2345873 2166363 2177153 2204267 2219577 MÜLKİYETE GÖRE 1963-72 1997 1998 1999 2002 2003 2004 2005 1 Devlet 20694789 20715290 20744766 2 Özel 18107 18482 18482 Koru ve baltalık ormanları açısından ise alan artışının öncelikle koru ormanlarında cereyan ettiğini, baltalık ormanlarının ise stabil bir oranda her yıl düştüğünü görmekteyiz. Özellikle 1972 yılındaki baltalıkların 1997 yılına geldiğinde % 30 oranında azaldığını ve koru ormanlarının daha yüksek bir oranda arttığını görmekteyiz. Ancak bu denli farkın sebebi sadece baltalıkların koruya tahvil edilmesi çalışmaları değildir. Muhtemelen 70 li yıllarda geçerli olan ve bugün değişen sınıflandırma bu konuda rol oynamaktadır. Bu nedenle bir değerlendirme yapmak için 1997 yılının baz kabul edilmesi ve müteakip yıllardaki trendin ele alınması daha mantıklı olacaktır. Bu durumda bile 1997 ile 2005 yılları arasında 1.265.147 hektar koru artışı ve 729.548 hektar baltalık azalışı görülmektedir. Sonuç olarak bu dönemde koru ormancılığını destekleyen ormancılık politikası rakamlara da yansımış bulunmaktadır. Üstelik özellikle 2004 yılından sonra koruya tahvil çalışmaları hızlandırılmış ve 2006 yılında da yapılan düzenlemelerle orman köylüsünün koruya tahvilden kaynaklanan kayıpları telafi edilmiştir. Yani baltalık ormanlarının koruya tahvili önümüzdeki yıllarda çok daha fazla hız kazanacaktır. Bir diğer husus ise verimli orman alanında görülen artıştır. İlk envanter dönemi sonu olan 1972 yılında ormanların % 43.8 verimli iken bu rakam 2004 yılında % 50.1 olmuştur. Yani bu süreçte ormanlar % 4.9 oranında artar iken verimli ormanlar yaklaşık % 6.3 oranında artmıştır. Bu da kabul edilebilir bir tablo ortaya koymaktadır, aradaki % 1.4 lük fark verimsiz ormanların rehabilite edilerek verimli hale dönüştürülmüş olduğu sonucunu ortaya çıkarmaktadır. 10

İdare şeklinde ise 1997 yılından itibaren önemli bir değişikliğin olmadığı görülmektedir. Ancak 2005 yılından itibaren önem verilen koruya tahvil çalışmalarının sonucunda, baltalık işletme sınıfı ile idare edilen orman alanlarının azalacağını buna karşılık yaş sınıfları ve seçme işletme şekilleri ile idare edilen ormanlık alanların ise artacağı kesindir. Muhafaza açısından ele alındığında da korunan orman alanlarının az da olsa 1997 yılından itibaren bir artış eğilimi içinde olduğu, toplam 3.819.843 hektar alanın değişik statülerde korunduğu ve bu alanın en büyük dilimini ise muhafaza karakterli işletme sınıfı ile idare edilen ormanlar olduğunu söylemek gerekir. Önemli bir müdahaleye konu olmayan ormanların genel ormanlık alanı oranı % 18 civarındadır. Korunan orman alanları ile birlikte Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün yetki alanına girmektedir. Söz konusu Genel Müdürlük korunan alanlarda IUCN sınıflandırmasını kullanmaktadır ve bu sınıflandırmaya giren orman alanları toplamı yaklaşık 600 bin hektardır. Ancak Avrupa Ormanlarının Korunması Viyana Orman Bakanları Konferansında Avrupa ormanları için yeni bir korunan alan sınıflandırması kabul edilmiştir. Korunan orman alanları hakkında tam bir değerlendirme yapabilmek için öncelikle bu sınıflandırmanın uygulanması ve orman alanlarının bu sınıflandırmaya göre yeniden tefrik edilmesi gerekmektedir. Karışıma göre orman alanlarındaki trendin az da olsa olumsuz bir tablo ortaya koyduğunu söylemek gerekir. Gerçi ibreli, yapraklı ve karışık orman sınıflandırmasında ilk envanter dönemi kullanılan metotlarla bugün kullanılan metot farklıdır ama genel olarak ibreli orman alanın da artış olduğu buna karşılık yapraklı ve karışık orman alanlarında ise azalma olduğu söylenebilir. Bu eğilim uzun yıllar ormancılığımızda daha ekonomik olduğu gerekçesi ile ibreli ağaç türleri ile ağaçlandırma yapılmış olması, orman kuruluşlarında mono kültüre ağırlık verilmesi ile izah edilebilir. Orman Genel Müdürlüğü 2000 li yıllardan itibaren Doğaya yakın ormancılık anlayışını hakim kılmaya çalışmakta ve doğal veya yarı doğal ormanlarımızda meşçerelerin doğal yapılarını dikkate alarak bu kuruluşları bozulmamaya çalışılmaktadır. Ayrıca 2004 yılında meşe ağaçlandırması kampanyası ile önemli ağaçlandırma ve rehabilitasyon çalışmaları yapılmaya başlamıştır, bu kampanyayı, keçi boynuzu eylem planı takip etmektedir. Önümüzdeki yıllarda yapraklı veya karışık ağaç türlerinden oluşan meşçerelerin alanlarında bir azalma beklenmemekte bunun tersine artış umulmaktadır. Son olarak mülkiyet itibariyle orman alanları ele alındığında zaten çok cüzi miktarda olan özel orman alanlarında bir değişikliğin olmadığını görmekteyiz. Bakanlık özel ormancılığı teşvik etmek için çaba göstermiş olmasına karşılık, belki de yatırım süresinin çok uzun olması nedeniyle özel ormancılık bir türlü istenilen noktaya gelmemiştir. En fazla orman artışı % 19 a tekabül eden toplam 103 bin ha ile Ankara Bölge Müdürlüğü sınırları içerisindeki illerde gerçekleşmiştir. Bu artışın arkasındaki nedenler; köyden kente göç ve dolayısıyla hayvancılığın gerilemesi ile otlatma baskısının azalması ve bozuk meşe alanlarının kendiliğinden toparlanmasıdır. Değişik amaçlarla yapılan ağaçlandırma çalışmaları da önemli bir etkendir. Yapraklı orman alanlarındaki azalış ibrelilerle yapılmış olan plantasyonların bir kısmının bozuk yapraklılarda yapılmış olduğunu göstermektedir. Teknolojik imkanların artması ile eski planlarda plan dışı kalmış alanlar da tespit edilmiş ve planlara eklenmiştir. İkinci sırada ise %12 lik oranla Erzurum Bölge Müdürlüğü illeri gelmektedir. Ancak bu artışın büyük bir kısmı daha önceki plan döneminde tespit edilememiş orman alanlarının son planlara dahil edilmesidir. Bir diğer önemli orman artışına sahip olan bölge ise % 8.5 ile Denizli dir. Adana, Muğla, K.Maraş % 6 civarında, Kastamonu, Mersin, Zonguldak ve Bolu % 4 ün üzerindeki artışlarla dikkati çekmektedir. Buna karşılık Giresun, Adapazarı ve Antalya bölge müdürlükleri ortalama % 1.5 oranında orman kaybına sahne olmuşlardır. Antalya daki düşüş büyük ölçüde sınır değişiklikleri ile mücavir bölge müdürlüklerine geçen orman alanlarından kaynaklanmaktadır. Bunun yanı sıra 2-B uygulamaları da orman alanındaki azalışın diğer sebebidir. Giresun da orman alanlarına ilişkin rakamlar ise en son 1986 yılında yapılmış olan planlara dayalıdır. Bu nedenle şimdiki orman trendi hakkında sağlıklı bir sonuca varmak için yeni planları beklemek gerekir. 11

1.2 Odun Serveti ve Karbon Miktarı Ormanlardaki odun serveti ve artımı trendinin takip edilmesinde de orman alanlarının envanteri bahsinde sözü edilen mülahazalar geçerlidir. Servet ve artım tespitleri orman amenajman planlarının yapımı sırasında gerçekleştirilen envanterler sonucu ortaya konmaktadır. Genel tabloya bakıldığında, orman alanlarındaki artışa paralel olarak odun servetinde de ciddi bir artış gözlenmektedir. İlk envanter dönemi olan 1972 yılından 2005 yılı sonuna kadar orman ağaç servetinde 362 milyon m³ ün üzerinde artış olmuştur. Bu da yılda ortalama 11 milyon m³ net artış demektir. 1997-1999 ve 2002-2004 yıllarında yapılan yıllık güncelleştirmeler bu ortalamayı teyit eder mahiyettedir. Bu yıllarda sırasıyla yıllık orman ağaç serveti artışları : 4, 11, 22, 10, 11,10 milyon m³ tür. Orman ağacı servet artışındaki en önemli etken, ağaçlandırmalarla kazanılan yeni orman alanları, terk edilen ve kendiliğinden ormanlaşan orman içi açıklıklardaki odun artışı ve bu zaman süreci içerisinde muhafaza sınıflarına ayrılan orman miktarındaki artış ve son olarak daha önceki yıllarda amenajman planları ile her türlü olumsuz müdahale ihtimalinin de göz önünde bulundurularak verilmiş olan etaların altında üretim yapılmış olmasıdır. Nitekim üretim rakamları bunu teyit etmektedir. 1963-1972 yılları arasında ormanlardan yapılan faydalanma koru ormanlarında 16.819.878 m³ (DKGH - Dikili Kabuklu Gövde Hacmi) ve baltalıklarda 5.960.057 m³ (7.946.743 ster) iken 1973 yılından sonra yılda ortalama koru ormanlarında 11.282.421 m³ ve baltalıklarda 5.017.247 m³ (6.689.663 ster) üretim yapılmıştır. Sadece üretim ile ormandan çıkarılan odun hacmi yılda ortalama 6.5 milyon m³ civarında azalmıştır. Aşağıdaki tablo orman odun servetinin yıllar itibariyle koru ve baltalık olarak trendini göstermektedir. Baltalık ormanlarında hacim ölçüm birimi Ster olup koru baltalık toplamlarında Ster değerleri 0.75 katsayısı ile çarpılarak m³ e çevrilmiştir. Bu miktarlar ormanlık alanlar dışındaki ağaçları kapsamadığı gibi orman içerisinde yer alan ve çapı 8 cm den düşük olan ağaçların ve ağaççık, çalı ve odunsu bitkilerin barındırdığı odun servetini kapsamaz ODUN SERVETİ (1000 M³/Ster) 63-72 1997 1998 1999 2002 2003 2004 2005 TOPLAM ORMAN 935512 1185378 1189775 1200566 1267356 1277470 1288124 1298424 KORU 813082 1081084 1085268 1096105 1168027 1180441 1194007 1203047 BALTALIK (St) 163240 139060 139342 139282 132438 129371 125490 127170 VERİMİNE GÖRE 1 Verimli orm. 847033 1086450 1090288 1101453 1178871 1188886 1199033 1208588 1.1 Koru 758732 1017738 1021518 1032720 1103081 1114926 1128570 1137221 1.2 Baltalık (St) 117735 91617 91693 91644 101053 98613 93951 95157 2 Verimsiz or. 88479 98928 99487 99113 88485 88584 89091 89826 2.1 Koru 54350 63346 63750 63385 64946 65515 65436 65825 2.2 Baltalık (St) 45505 47443 47649 47638 31385 30758 31538 32013 Ormanlarımızda tutulan karbon miktarının hesaplanmasında ise Prof.Dr.Ünal ASAN ın 1995 yılında ortaya koyduğu yöntemler kullanılmıştır. İbreli ve yapraklı ağaç türleri için ayrı ayrı hesaplanmış olan katsayılar Ek-2 de verilmiştir. 12

TÜRKİYE ORMANLARINDA KARBON MİKTARI (1000 TON) 1963-72 2002 2003 2004 2005 S1 Servet DGH -1000 m³ (S11+S12) 935512 1267356 1277470 1288124 1298425 S11 Yapraklı servet -1000 m³ 342405 407717 411600 418503 420460 S12 İbreli servet -1000 m³ 593107 859639 865870 869621 877965 S2 Toprak üstü biyokütle (S21+S22) 608436 811010 817631 828400 831540 S21 Yapraklı (S11xAxC) 273924 326174 329280 334803 336368 S22 İbreli (S12xBxD) 334512 484836 488351 493597 495172 S3 Toprak altı biyokütle (S31+S32) 107989 145893 147062 148940 149490 S31 Yapraklı (S21xE) 41087 48926 49392 50220 50455 S32 İbreli (S22xF) 66902 96967 97670 98720 99034 S4 Toprak üstü diri ve ölü örtü (S41+S42) 286570 382761 385877 390936 392412 S41 Yapraklı (S21+S31)x(G) 126004 150040 151469 154009 154729 S42 İbreli (S22+S32)x(G) 160566 232721 234408 236927 237683 S5 TOPLAM BİYOKÜTLE (S2+S3+S4) 1002995 1339664 1350570 1368275 1373442 S51 Yapraklı biyokütle (S21+S31+S41) 441015 525140 530141 539032 541552 S52 İbreli biyokütle (S22+S32+S42) 561980 814524 820429 829243 831889 S6 Biyokütledeki karbon (S61+S62) 451348 602849 607756 615724 618049 S61 Yapraklıda karbon (S51xH) 198457 236313 238563 242564 243699 S62 İbrelide karbon (S52xH) 252891 366536 369193 373160 374350 S7 Orman toprağında karbon (S71+S72) 261782 349653 352499 357120 358468 S71 Yapraklı toprakta karbon (S61xJ) 115105 137062 138367 140687 141345 S72 İbreli toprakta karbon (S62xJ) 146677 212591 214132 216433 217123 S8 TOPLAM KARBON (S81+S82) 713130 952502 960255 972844 976517 S81 Yapraklı toplam karbon (S61+S71) 313562 373375 376930 383252 385044 S81 İbreli toplam karbon (S62+S72) 394568 579127 583325 589592 591473 Tablodan da anlaşıldığı gibi 2005 yılı sonu itibariyle ormanlarımız yaklaşık 977 milyon ton karbon depolamış olup, ilk envanter döneminden bu yana ormanlarda 263 milyon ton daha fazla karbon birikmiştir. Bu 33 yıllık dönem içerisinde yıllık ortalama karbon birikimi 8 milyon tondur. Ancak daha önceki bahislerde de ifade edildiği gibi bu süreçte ibreli türlere daha çok ağırlık verilmiş olması, servet ve alanda olduğu gibi karbon miktarında da artış daha çok ibreli tür ormanlarda olmuştur. İlk envanter döneminde depolanmış karbonun % 44 ü yapraklı türlerde iken bu oran 2005yılında % 39 a düşmüştür. 1.3 Yıllık Artım Ormanlarımızdaki yıllık toplam artım, servet artışına paralel olarak artmaktadır. Son envanter sonuçlarına göre ormanlarımızda yılda ortalama 36.5 milyon m³ artım olmaktadır. İlk envanter dönemine kıyasla ormanlarımız yılda 8 milyon m³ daha fazla artım yapmaktadır. Son yıllardaki artım rakamları yıllık artışın 250-400 bin m³ aralığında gerçekleşmektedir. Ancak baltalıklardaki artım bu trendin tersine bir düşüş içindedir. İlk envanter dönemine kıyasla 1 milyon m³ ün üzerinde bir düşüş kayıt edilmiştir. Baltalıkların koruya tahvil edilmesi çalışmalarının devam ettiği dikkate alındığında önümüzdeki yıllarda da bu düşüşün devam edeceği söylenebilir. 13

ARTIM (1000 M³/Ster) 63-72 1997 1998 1999 2002 2003 2004 2005 TOPLAM ORMAN 28063 33381 32995 33260 35434 35911 36281 36538 KORU 22136 28185 27764 28025 30407 30886 31426 31679 BALTALIK (St) 7903 6927 6975 6980 6703 6699 6474 6479 VERİMİNE GÖRE 1 Verimli orm. 25605 30598 30184 30451 33050 33510 33834 33157 1.1 Koru 20792 26765 26347 26616 28922 29371 29908 30143 1.2 Baltalık (St) 6417 5110 5116 5114 5504 5518 5234 5236 2 Verimsiz or. 2458 2783 2811 2809 2384 2401 2447 2468 2.1 Koru 1344 1420 1417 1409 1485 1515 1518 1536 2.2 Baltalık (St) 1486 1817 1859 1866 1199 1181 1239 1243 1.4 Amenajman Planları Amenajman ormancılığımızın en önemli disiplinini teşkil eder. Anayasanın ormanlarla ilgili açık hükümleri ve Orman Kanununun amenajman planlarını zaruri kılması bu disiplini oluşturan kuvvetli bir yasal dayanaktır. Ülkemiz ormanlarının korunmasında ve faydalanmanın devamlılık prensibine göre düzenlenmesinde amenajman planlarının çok önemli bir rolü olmuştur. Amenajman planı yapım çalışmaları 1857 yılında İstanbul da Orman Fakültesi kuruluşunu yapan Fransız ormancılık uzmanları Luis Tassy ve M.Stheme in girişimleri ile Belgrat Ormanlarında gerçekleştirilmiştir. Pilot mahiyetindeki bu çalışmalardan sonra 1870 yılında 52 maddelik bir orman nizamnamesi çıkarılmış ve ilk olarak 1917 yılında Ormanların Usulü İdari Fenniyeleri hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunun öngördüğü Orman Amenajman Yönetmeliği Tasarısı Avusturya ormancılığının etkisi altında danışman Hermann Veith tarafından hazırlanmıştır. Bu yönetmelik gereğince 1917 yılında 5 Avusturyalı ve 5 Türk ormancıdan oluşan ilk amenajman heyeti kurulmuş ve ilk amenajman planı da bu heyet tarafından Hendek in Set köyü cıvarında 7147 hektar büyüklüğündeki Mustafa Şeref Ormanı için 1918 yılında yapılmıştır. Amenajman planlama sisteminin kurumsallaşması müteakip yıllarda da sürmüştür ama bugünkü anlamıyla ilk düzenli amenajman planları ülkemizin planlı döneme girdiği 60 lı yıllarda yapılmaya başlanmıştır. Bütün ormanların planı 1963-1972 yılları arasındaki 10 yıllık periyotta tamamlanmıştır. Böylece ülkemizde amenajman planı olmayan orman kalmamıştır. Ancak takip eden dönem içerisinde amenajman planlarının yenilenmesi çalışmaları zaman zaman aksamıştır. Bugün bazı amenajman planları 3-4 kez yenilenmiş olmasına karşılık bazı planlar ise henüz ilk yapıldığı şekliyle uygulanmaktadır. Ülke ormanlarının % 0.1 inin amenajman planı yenilenmemiştir. Bu aksamaların değişik nedenleri vardır ama zaman içerisinde amenajmanda çalışma koşullarının ağırlaşması ve buna bağlı olarak bu birimde eleman tutmanın zorlaşması en önemli nedeni teşkil eder. Gerçekten de amenajmanda çalışmanın ilk dönemlerde her orman mühendisi için çok cazip olmasına karşılık, özellikle 1980 li yıllarda şartlar oldukça olumsuzlaşmıştır. Oldukça uzun süren bu dönemin ardından son 10 yıl içerisinde amenajmanda çalışanlara sağlanan bazı avantajlar, amenajman planlarının taahhüt sistemi ile özel sektöre yaptırılmaya başlanması, dış kaynaklı projelerde amenajman iştigal alanlarının tercih edilmesi ve 2004 yılından itibaren amenajmanda yapısal reformun başlatılarak merkezde konuşlanmış heyetlerin bölge müdürlükleri emrine verilmesi, olumlu gelişmelere neden olmuştur. Bu süreç içerisinde amenajman planlama sistemi ve yöntemleri de gelişmiş, önceleri pilot mahiyetinde bazı yerlerde yapılan çalışmalardan sonra, 2006 yılında tamamen fonksiyonel planlamaya geçilmiştir. Halen devam etmekte olan 2 dış kaynaklı projede amenajman planlama modelleri daha da geliştirilmekte olup, yakın zamanda bütün ormanlarımızın sayısal meşçere ve fonksiyonel haritalarının bitirilmesi planlanmaktadır. 14

Balıkesir, Bursa, K.Maraş, Kütahya Orman Bölge Müdürlüklerinin amenajman planı açısından sıkıntısı bulunmamaktadır, buna karşılık Başta Kastamonu olmak üzere bazı bölgelerde revize planların çokluğu problem oluşturmaktadır. Revize planlarda yeni envanter çalışması yapılmadığından ormanlık alanların trendleri hakkında güncel bilgiler elde edilememektedir. Ayrıca özellikle Elazığ bölgesinde amenajman planları büyük ölçüde yenilenmemiştir. Elazığ Bölge Müdürlüğü hariç süresi dolmuş amenajman planları ile yönetilen ormanların alanı 4 milyon hektarı aşmaktadır. Bu alanların büyük bir kısmı İzmir, Antalya, Çanakkale, Ankara bölge müdürlükleri içerisindedir. 1.5 Kadastro Durumu Kadastro konusu ormancılığımızın en önemli sorunlarından biri olmaya devam etmektedir. İlk olarak 1937 yılında yürürlüğe giren 3116 Sayılı Orman Kanununu ile başlatılan kadastro çalışmaları 1956 yılında yürürlüğe 6831 Sayılı Orman Kanunu çıkıncaya kadar yürütülmüştür. Bu dönem içerisinde önce yürürlükteki 1924 Anayasasının ormanların devletleştirilmesi ile ilgili 74.maddesine 1945 yılında daha açık ve net hükümler eklenerek etkinlik kazandırılmış, aynı yıl özel mülkiyetteki tüm ormanları devletleştiren 4785 Sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Kanunun 1.maddesi özel mülkiyetteki tüm ormanların hiçbir bildirime gerek olmaksızın devlete geçtiğini hüküm altına almaktadır. Bu madde halen geçerli olup bugün bile 1945 yılından evvelki tapular geçersizdir. Daha sonra 1950 yılında çıkarılan 5658 Sayılı Kanunla, bazı şartlara bağlı olarak devletleştirilen özel ormanların iadesi mümkün kılınmıştır. Orman kadastro faaliyetleri 1956 yılından günümüze kadar 6831 Sayılı Orman Kanununa göre yapılmaya devam etmektedir. Bu süre içerisinde 1961 Anayasası yürürlüğe girmiş ve bu Anayasa nın 131.Maddesi de bütün ormanların gözetiminin devlete ait olduğu, ormanların devletçe yönetilip işletilebileceği, devlet ormanlarının mülkiyet, yönetim ve işletiminin özel kişilere devir edilemeyeceği, zaman aşımı ile mülk edinilemeyeceğini, kamu yararı dışında irtifaka konu olamayacağı, ormanlara zarar verecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemeyeceği gibi hususlar hüküm altına alınmıştır. Ancak bu Anayasa maddesi 1970 yılında çıkartılan 1255 sayılı kanunla değiştirilerek bazı şartlarda orman rejimi dışına çıkartılma mümkün kılınmıştır. Buna göre Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar bulunan topraklarla şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler orman rejimi dışına çıkartılabilecektir. Böylece kadastro çalışmaları bu değişiklik ile yeni bir boyut daha kazanmış ve 1974 yılından itibaren de ormandan çıkartma işlemleri başlamıştır. Bu sefer 1982 Anayasası ile orman kadastrosunu ilgilendiren değişiklikler yapılmış ve ormandan çıkarma kapsamı genişletilmiştir. Bir evvelki düzenleme ile 1961 yılından evvel orman özelliğini kaybeden yerlerin orman dışına çıkartılması mümkün kılınmış iken 1982 Anayasasında bu süre 20 yıl daha genişletilerek 1981 yılından evvel orman özelliğini kaybetmiş yerleri kapsama dahil etmiş ve ayrıca orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen aksine tarım alanına dönüştürülmesinde kesin yarar görülen yerler de süreye bakılmaksızın orman dışına çıkartılması mümkün kılınmıştır. Bu değişiklik sonucu zaruri olarak 6831 Sayılı Orman Kanununun 2. maddesi değiştirilmiştir. Zaten başlı başına karmaşık bir süreç olan kadastro çalışmaları, yukarıda çok özet bir şekilde belirtilen tablo içerisinde yapılmaya çalışılmaktadır. Her bir Anayasa değişikliği beraberinde kanun değişikliklerini getirmiş, kadastro komisyonların her seferinde farklı bir hukuki çerçeve içerisinde çalışmalarını sürdürmüşler; doğal olarak daha önce bitirilmiş sahalara yeniden gidilmek zorunda kalınmış, sayısız itiraz ve ihtilaflar bugüne kadar hep süregelmiştir. Bu derece sık yasal değişikliğin gerçekleşmiş olması bazı yasal açıklıkları, muğlak durumları veya çıkmazları da beraberinde getirmiştir. Kadastro komisyonları bir yerin orman olup olmadığını belirlemek, sınırlamak belli bir hukuki süreçten sonra o yerin tescilini yaparak kadastrosunu kesinleştirmek; aynı zamanda kadastrosu yapılmış yerlerde kısaca 2-B denilen ormandan çıkarma işlerinin yanı sıra bu gibi yasal açıklıkları, muğlaklıklar ve çıkmazları çözüme kavuşturmaya çalışmaktadır. 15

Bu şartlar altında ülkemizdeki ormanların kadastrosu bitirilememiş, yakın zamana kadar bazı istisna yıllar dışında, yılda ortalama 250-300 bin hektar orman alanının kadastrosu yapılabilmiştir. Üstelik kadastrosu yapılan alanların çok büyük bir kısmının tescili tamamlanmamıştır. 2005 YILINA KADAR KESİNLEŞMİŞ KADASTRO ÇALIŞMALARI (HA) Tahdit Aplikasyon Tescil 2 ve 2-B 1937-1956 (3116 SK) 3.792.546 2.677.190 1956-1973 (6831 SK) 2.565.919 703.386 1974-1983 (1744 SK) 1.626.122 1.665.540 312.770 98.942 1984-1985 (2896 SK) 228.383 778.488 52.004 15.677 1986-2005 (3302 SK) 2.735.334 2.930.532 860.634 212.668 1987-2005 (3402 SK) 2.647.991 452.887 38.302 TOPLAM 13.596.295 5.827.447 4.605.984 365.589 Yukarıdaki tabloda 1937 yılından itibaren değişik dönemlerde değişik kanunlara göre yapılmış olan kadastro çalışmaları görülmektedir. Buna göre 2005 yılına kadar tahdit ve kadastrosu yapılan orman toplamı 13.6 milyon hektar olup fiilen yapılan uygulama 18.1 milyon hektardır, eski tahditlerin aplikasyonu ise 5.8 milyon hektar olup fiili uygulama 7.5 milyon hektardır, tescil ise 4.6 milyon hektarı bulabilmiş ve 366 bin hektar saha da orman alanı dışına çıkarılmıştır. 2004 yılından itibaren en kısa süre içerisinde kadastro çalışmalarını bitirmeyi hedeflemiş ve bütün yurtta kadastro çalışmalarının hızlandırılması için gerekli hazırlıkları yapmıştır. Bunun sonucunda 2004 yılında 948 bin hektar, 2005 yılında 1.4 milyon ha kadastro çalışması yapılmış olup, 2006 yılı kesin olmayan sonuçlara göre 1.73 milyon hektar kadastro yapılmıştır. Tescili yapılan orman alanı ise 5.7 milyon hektara çıkmıştır. Son Yıllarda Yapılan Kadastro Çalışmaları (Hektar) 1.800.000 1.600.000 1.400.000 1.200.000 1.000.000 800.000 600.000 400.000 200.000 0 300.000 305.000 1998-2002 Ort. 948000 1.400.000 2003 2004 2005 2006 1.730.000 Ayrıca 2005 yılından itibaren Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünce müşterek çalışmalara başlanmış olup, yapılan yasal değişiklikler ile hiç kadastrosu yapılmamış yerlerde orman kadastrosunu yapma işi Tapu Kadastro Komisyonlarına verilmiştir. Bu görevin yapılabilmesi amacıyla kurulan komisyonlara Genel Müdürlüğümüzden en az 1 orman mühendisi görevlendirilmesi şartı getirilmiştir. Böylece kadastrosu yapılan yerlerde tescil işlemleri de daha çabuk sonuçlandırılmış olacaktır. 16

Eskişehir ve Afyon illerinde orman kadastrosu büyük ölçüde tamamlanmış olup sadece 28 bin ha alan kalmıştır. Ayrıca kadastrosu yapılan bütün yerlerin tescili tamamlanmıştır. Kahramanmaraş ta da ormanlık alanın %82 sinin kadastrosu tamamlanmıştır. Kütahya da bu oran %62 olup bunun da üçte biri tescil edilebilmiştir. Buna karşılık Karadeniz bölgesindeki iller başta olmak üzere pek çok ilde kadastro çalışmaları büyük ölçüde tamamlanmamıştır. Bu illerdeki kadastro çalışmalarına 2007 yılında hız verilecektir. 1.6 1 Nolu Kriterin Değerlendirilmesi Sürdürülebilir Orman Yönetiminin ilk kriteri olan orman kaynaklarının muhafazası geliştirilmesi ve küresel karbon döngüsüne katkısı ülkemizde üç önemli gösterge grubundan oluşmuştur. İlk üç gösterge ormanların alanı, serveti ve karbon miktarı ile artımını ortaya koymaktadır. Bu göstergeleri ormanların amenajman planları ile yönetilme durumu ve bu alanların hukuken orman olarak tescilini konu alan göstergeler tamamlamaktadır. Ulusal düzeyde yapılan değerlendirme sonucunda ülkemizde ormansızlaşmanın söz konusu olmadığı açık bir şekilde görülmektedir. Orman alanlarında stabil bir artış olmakta, her yıl ortalama 30.000 hektarlık net bir artış kayıt edilmektedir ki bu miktar son yıllarda 60.000 hektara çıkmıştır. Buna yılda ortalama 11-15 milyon m³ lük net bir servet artışı eşlik etmektedir. Yıllık cari artımda aynı oranda bir artış trendindedir. Böylece ormanlarımızın depolamış olduğu karbon miktarı da her yıl artan bir eğilimdedir, Prof.Dr.Ü.ASAN ın ortaya koyduğu yöntemlere göre yapılan hesaplara göre yıllık karbon birikimi 8-9 milyon ton civarındadır. Ayrıca verimli ormanların toplam orman alanı içerisindeki oranı da yükselmektedir. İlk kez 2003 yılında verimli orman alanı verimsiz orman alanını geçmiştir. Buna karşılık baltalık ormanlar alan, servet ve dolayısıyla artım açısından bir düşüş içerisindedir, bu düşüş koru ormanlarına tahvil çalışmalarından kaynaklanmaktadır. Ülkemizdeki amenajman planlama sistemi oldukça eski tarihlere dayanır ve bu süreç içerisinde tamamen kurumsallaşmıştır. Bütün ormanların amenajman planları vardır ama bu planların bir kısmı süresi dolmuş olmasına rağmen yenilenememiştir. Buna rağmen hiçbir ormanda amenajman planının cevaz vermediği işlemler yapılmamaktadır. Amenajman planları orman alanlarımızın sürdürülebilir yönetimini güvence altına almaktadır.son yıllarda amenajman sisteminde önemli reformlar gerçekleştirilmiş, amenajman yerelleştirilerek merkez sadece gözetim ve denetim işlerine 17

yoğunlaşmıştır. Amenajman planları her geçen gün daha çok yüksek teknoloji imkanları kullanılarak yapılmaktadır ve kısa bir süre sonra bütün ormanların sayısal meşçere ve fonksiyonel haritaları tamamlanmış olacaktır. Ormanlarımızın hukuken de güvence altına alınabilmesi için kadastrolarının tamamlanmış olması ve tescil edilmiş olması şarttır. Kadastro konusu ormancılığımızın en sorunlu alanını teşkil etmektedir. Geçmiş yıllarda yasalarda yapılmış olan sık değişikliklerden dolayı kadastro çalışmaları istenilen hızda gerçekleştirilememiş ve yılda ortalama 250-300 bin hektar kadastro yapılabilmiştir. Ancak özellikle son üç yılda yıllık kadastro çalışması oldukça artmış ve 2006 yılında 2 milyon hektarı bulmuştur. Böylece toplam kadastrosu yapılan alan 18 milyon hektarı geçmiştir, bu alanın sadece 5.7 milyon hektarı tescil edilebilmiştir. Kadastro çalışmalarının aksamasına neden olan bazı yasal engellerin ortadan kaldırılmış olması, kadastro komisyonlarının takviye edilerek güçlendirilmesi, Tapu Kadastro ile müşterek çalışmaya başlanmış olması ve Maliye Bakanlığının kadastro çalışmalarının hızlandırılması için gerekli ödenek artışlarını karşılamakta olması nedenleri ile önümüzdeki yıllarda kadastro çalışmaların çok daha olumlu bir tablo arz edecektir. 2 KRİTER 2 : Biyolojik Çeşitlilik İklim, jeoloji ve toprak yapısındaki çeşitlilik, ülkemizi gen kaynakları ve biyolojik çeşitlilik bakımından oldukça zengin yapmaktadır. Ülkemizde bulunan 9000 ı aşkın bitki türünün 3000 civarında ki bir kısmı endemiktir. Bu türlerin 1700 den fazla bir kısmı nadir görülmekte, 200 civarındaki bir kısmı ise yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Yine ülkemizde 120 bin omurgasız, 426 kuş, 8 kaplumbağa, 49 kertenkele, 36 yılan, yaklaşık 20 kurbağa ve 120 memeli türü bulunmaktadır. Memeli türlerden 4, kuş türlerinden 13 ünün neslinin yok olma tehlikesi altında olduğu belirlenmiştir. Biyolojik çeşitlilik Genel Müdürlüğümüz açısından ele alındığında, ağaç türleri ve meşçere karışım yapısı ön plana çıkmaktadır. Ormanlarımızda meşçere oluşturacak ölçüde 27 ağaç türü vardır. En geniş yayılıma sahip ibreli ağaç türleri sırasıyla Kızılçam, Karaçam, Sarıçam ve Göknar dır. Yapraklı türler arasında ise Meşe ve Kayın başta gelmektedir. AĞAÇ TÜRLERİ YAYILIŞ ALANLARI 2004 (Hektar) KORU BALTALIK TOPLAM Kızılçam 5.420.525 0 5.420.525 Karaçam 4.202.298 0 4.202.298 Sarıçam 1.239.578 0 1.239.578 Göknar 626.647 0 626.647 Ladin 297.397 0 297.397 Sedir 417.189 0 417.189 Ardıç 447.493 0 447.493 Fıstıkçamı 42.618 0 42.618 Servi 1.248 0 1.248 Halepçamı 715 0 715 P.Maritima 77.092 0 77.092 P.Radyata 47 0 47 Diğer ibreli 20 0 20 Kayın 1.751.484 102.614 1.854.098 Meşe 691.878 5.593.493 6.285.371 Gürgen 10.036 2.960 12.996 Kızılağaç 95.022 4.808 99.830 Kavak 7.963 16 7.979 Kestane 79.899 34.187 114.086 Dışbudak 14.110 3.299 17.409 Ihlamur 4.582 554 5.136 Çınar 652 0 652 Okaliptus 798 1.621 2.419 Sığla 503 0 503 Huş 161 0 161 Diğer yapraklı 9.551 5.601 15.151 TOPLAM 15.439.502 5.749.152 21.188.654 18

Ormanların karışım şekli de biyolojik çeşitlilik açısından önemlidir. Aşağıda son üç yıl ormanların meşçere karışımına göre dağılımı tablosundan da görüleceği gibi, ormanlarımızın 8.3 milyon hektarı ibreli, yaklaşık 4 milyon hektarı da yapraklı olmak üzere 12.3 milyon hektarlık kısmı saf meşçerelerden, 9 milyon hektara yakın kısmıda karışık ormanlardan oluşmaktadır. KARIŞIMA GÖRE 2002 2003 2004 İbreli Saf 8412643 8413705 8361412 İbreli Karışık 4319266 4369793 4514282 Yapraklı Saf 3975115 3985654 3964320 Yapraklı Karışık 1779374 1780844 1746119 İbreli Yapraklı Kr. 2570045 2575056 2602613 TOPLAM 21056443 21125052 21188747 Son üç yıl rakamlarına bakıldığında karışım miktarında bir stabilite gözlenmekle birlikte, karışık ormanların lehine bir gelişmeden söz edilebilir. Bunun nedeni son yıllarda doğaya yakın ormancılık anlayışı ile meşçerelerin doğal yapıları korunması ve mümkün olduğunca karışık meşçere tipleri oluşturulmaya çalışılmasıdır. Ağaç türleri ve meşçerelerin karışım şekli ile ilgili veriler 1 nolu kriter altında takip edilmekte olup, biyolojik çeşitlilik kriteri için 4 göstergeyi takip etmektedir. Bunlar ormanların dağınıklık durumu, silvikültürel bakımlar, gençleştirme güvenilirliği ve tohum kaynaklarıdır. 2.1 Ormanların Dağınıklık Durumu Ormanların dağınıklık veya parçalılık durumu biyolojik çeşitlilik hakkında makro düzeyde önemli bir müşirdir. Bu sayede orman içinde yaşayan biyolojik varlıkların yaşam ortamları hakkında fikir sahibi olunabilir. Özellikle faunal açıdan orman blokları arasındaki mesafenin önemi büyüktür. Aşırı derecede yol, dikenli tel ve benzeri engeller ile kesintiye uğrayan ekolojik koridorlar orman içinde yaşayan hayvanların yaşam ortamını daraltmaktadır. Ancak bu gösterge önemli olduğu kadar ölçümü ve izlenmesi de zor bir göstergedir. Bu göstergenin tam anlamıyla ölçümlenebilmesi ve izlenmesi için uydu teknolojisi ile destekli coğrafi bilgi sisteminin kurulmuş olması gerekmektedir. Genel Müdürlüğümüz bu sistem kuruluncaya kadar söz konusu göstergeyi askıya almayarak ölçümlerin en son haritalar üzerinden yapılmasına karar vermiştir. Böylece en azından ormanların parçalılık durumu ile faunal yaşam arasındaki ilişki hakkında bilinç düzeyinin arttırılması sağlanmış olmaktadır. Sürdürülebilir Orman Yönetimi Kriter ve Göstergeleri Kılavuzunda orman parçaları büyüklük olarak üç sınıfa ayrılmış olup bloklar arası mesafe 100 hektardan büyük bloklar göz önüne alınarak tahmini olarak ölçülmektedir. Bu ölçümler çok sağlıklı olmamakla birlikte ormanlarımızın dağınıklığı konusunda bir fikir vermektedir. Aşağıdaki tabloya Elazığ bölge müdürlüğü sınırları içerisinde yer alan illerdeki ormanlık alanlar dahil değildir. Önceki envanter yılı Son envanter yılı Değişim(%) Orman parçalarının sayısı 73164 86105 17.69 10 ha küçük parçaların sayısı 38470 49973 29.90 10-99 ha parçaların sayısı 26598 29265 10.03 100 ha büyük parça sayısı 8166 8948 9.58 Parçalar arası ortalama mesafe 40159.9 40447.7 0.72 Tablodan anlaşıldığı gibi ormanlarımızda parçalılık ve dağınıklık oldukça yüksek düzeydedir. Bu parçalılık son envanter dönemine göre yaklaşık %17 artmıştır. Özellikle 10 ha altındaki orman parçalarının sayısı dikkat çekecek düzeyde yüksektir ve artış oranı da % 30 u bulmaktadır. Amasya 19

Bölge Müdürlüğü parçalılık sayısında ilk sırada yer almaktadır. Bu parçalılığın en önemli nedeni bölgenin Karadeniz ikliminden Karasal iklim zonuna geçişte yer alması olarak gösterilebilir. Artvin ve Eskişehir ise en az parçalı ormanlara sahip bölgelerimizdir. Parçalılık artış oranında ise İzmir ve Antalya başı çekmektedirler. Buna karşılık Artvin, Bursa, Erzurum, İstanbul, Konya ve Kütahya da parçalılıkta azalma kayıt edilmiştir. Yapılan tespitlerde ormanlarımızda başta yerleşim yerlerine yakın yerlerde, turizm alanlarında, sahil kesimlerinde ve orman köylerinin çok olduğu mıntıkalarda parçalılığın yüksek ve artmakta olduğunu göstermektedir. Açmacılığın ve yol başta olmak üzere orman içinde yapılan alt yapı tesislerinin etken olduğu düşünülmektedir. 2.2 Silvikültürel Bakımlar Ülkemiz 10.000 yıl boyunca değişik uygarlıklara ev sahipliği yapmış, bu nedenle ormanlarımız devamlı insan müdahalesine maruz kalmıştır. Ülkemizde tamamen doğal sayılabilecek orman yok denecek kadar az olup ormanların büyük kısmı yarı doğaldır. Önceleri tamamen üretim amaçlı yapılan silvikültürel müdahaleler, artık orman ekosistemini de göz önüne alarak yapılmakta ve bakım çalışmalarında yer yer dikili kurular ormana terk edilerek biyolojik yaşam ortamına destek sağlanmaktadır. Silvikültürel müdahalelerde de eski yıllara oranla büyük bir değişiklik yoktur, yıllık ortalama bakım miktarı 400.000 hektarı aşmaktadır. SİLVİKÜLTÜREL BAKIMLAR 10 YIL.ORT. 2003 2004 2005 2006 GENÇLİK BAKIMI 86.648 80.712 78.489 78.232 75.000 SIKLIK BAKIMI 57.524 66.392 81.402 116.280 121.660 İLK ARALAMA BAKIMI 20.648 11.144 10.593 13.826 12.920 DİĞER BAKIMLAR 238.734 168.048 178.915 213.373 234.480 TOPLAM BAKIMLAR 403.554 326.296 349.399 421.711 444.060 Bölgesel düzeyde incelendiğinde silvikültürel bakımlarda bir evvelki envanter dönemine göre oransal olarak Sinop, Kütahya, Amasya ve İstanbul bölgelerinin artışta ilk sıralarda yer aldığı görülmektedir. Miktar olarak ise 16 bin hektarlık artışla Muğla en önde yer almaktadır. Trabzon, Giresun ve Artvin de ise silvikültürel bakımlar düşmüştür. Bunun nedenleri olarak topoğrafik yapıdan kaynaklanan zorluklar, altyapı eksiklikleri ve sosyal ihtilaflar gösterilmektedir. 2.3 Gençleştirme Güvenilirliği Ormanlarımızın gençleştirilmesinde tabii gençleştirme esas alınmaktadır. Suni gençleştirme tabii gençleştirmenin başarılı olmadığı sahalarda gündeme gelmektedir. Gençleştirmeler küçük bloklarda yapılmakta, her türlü riskten kaçınmaktadır. Silvikültürcülerimiz bilgi birikimi ve deneyim bakımından uluslararası bir saygınlığa sahiptir. Amenajman planlarında önerilmiş olsa dahi arazide yapılan incelemeler sırasında gençleştirilmesi riskli bulunan yerler silvikültür uygulama planlarına dahil edilmemekte ve bu sahalarda gençleştirme çalışması yapılmamaktadır. GENÇLEŞTİRME ÇALIŞMALARI 10 YIL.ORT. 2003 2004 2005 2006 SUNİ GENÇLEŞTİRME 18.371 10.531 15.737 9.980 13.283 TABİİ GENÇLEŞTİRME 16.429 14.559 11.964 12.104 13.441 TOPLAM GENÇLEŞTİRME 34.800 25.090 27.701 22.084 26.724 Tablodan da görüldüğü gibi uzun 2003 yılından evvelki ortalama 35 bin hektar civarında iken son dört yıllık toplam gençleştirme miktarı yılda ortalama 10 bin hektar azalmıştır. Yapılan gençleştirmelerde başarı oranı %90 ın üzerindedir. Ayrıca genç ormanların korunmasında bekçilik sisteminden Köy Tüzel Kişiliği korumalarına geçilmiş ve bu uygulama çok başarı 20