pecya İlk Atak Şizofreni: Tekrarlayan Yat ışlarda Servis, Tanı ve Tedavi De ğişiklikleri

Benzer belgeler
Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Ahmet TÜRKCAN *, Duran ÇAKMAK ** ÖZET. pecya

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

ACİL OLARAK PSİKİYATRİ KLİNİĞİNE YATIRILAN HASTALARDA MADDE KULLANIMI TARAMASI

Kadın ve Erkek Psikiyatri Kapalı Servislerinde Fiziksel Tespit Uygulamasının Klinik Özelliklerle İlişkisi

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Türkiye'de Madde Kullananlar ın Profili: Hastane verilerinin incelenmesi. Ahmet TÜRKCAN ÖZET. pecya SUMMARY

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

pecya Başak ÖZÇEL İK *, Oğuz KARAMUSTAFALİOĞLU *, Neşe ÜSTÜN *, Tamer AKER *, Serhat ÇITAK *

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Bir Akut Psikoz Kliniğinde Yatan Erkek Hastalarda Psikoaktif Madde Kullanımı ve Klinik Değişkenler Üzerine Etkisi

pecya Kronik Depresyonda Sosyodemografik ve Klinik Özellikler: iyile şen Majör Depresyon Olgular ı ile Karşılaştırma

GİRİŞ İki uçlu bozukluk: Manik episod Depresif episod Ötimi (iyilik hali) Kronik gidişli Kesin ilaç tedavisi gerektirir (akut episod ve koruyucu

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

GÖÇMEN/MÜLTECİLERLE ÇALIŞMAK

ÖZET. GiR İŞ lann diğer hastalara göre şiddet ögesi yoğun olan violent

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ İLE KLİNİK DURUM ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI*

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

UMU ETKİLEYEN ETKİLEYEN ETMENLER ETMENL

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

A.Evren Tufan, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

S. TÜRKCAN *, C. INCESU *, Ö. CANBEK *, Y. CAN *, M. SERCAN *, N. UYGUR * ÖZET. pecya SUMMARY

ALİ BÜLBÜL, DERYA GİRGİN, SİNAN USLU, SELDA ARSLAN, EVRİM KIRAY BAŞ, ASİYE NUHOGLU

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

Doğum Ardı Psikoz Tanısı Konulan Hastaların Uzun Süreli İzlemi

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

İLKER KÜÇÜKPARLAK EĞİTİM & ÇALIŞMA. LİSANS İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Adana RSHH'de zorunlu tedavi ve sorunları DR. GÖZDE CİĞERLİ

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

HOŞGELDİNİZ. Diaverum

KANSER İSTATİSTİKLERİ

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

RATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ. Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

Samsun da altı yıllık bir psikiyatri muayenehane çalışmasının değerlendirilmesi. Evaluation of psychiatric office studies for six years in Samsun

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip. Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu. *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi

Kronik Hepatit B'li Genç Hastalara Karaciğer Biyopsisi Hemen Yapılmalı mı?

HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ

Şizofrenide Depresyon ve İntihar

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA TEDAVİYE BAŞVURU SÜRECİNDE ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ VE KLİNİK ÖZELLİKLER ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI

ÖZGEÇMİŞ. Araştırma Hastanesi

Dr. Fatih Volkan Yüksel. Kurucu. Psikiyatrist. 1 / 47

pecya Şizofrenlerde Suç İşlemeyi Etkilemesi Olas ı Faktörler* Niyazi Uygur**, Mehmet I şıkh**, Kültekin Ögel**, Ali R ıza Çeliker**.

Suç işlemiş Şizofrenlerin Demografik Özellikleri ve Suç Profili * ÖZET SUMMARY. pecya

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Katılımcının Yaşı n % TOPLAM

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD

pecya Şizofrenide Sosyodemografik ve Klinik Özellikler Açıs ından Cinsiyet Farkl ılıklar ı

Depresyon 1. Depresyon nedir? 2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar sık mı? 3. Depresif belirtiler ile depresyon farklı mıdır?

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir.

Remisyon Dönemindeki Mani Hastalar ında Yetiyitimi Düzeyi ÖZET. pecya SUMMARY

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

TRSM de Rehabilitasyonun

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ Bipolar II Bozukluk

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

pecya Çocuk Psikiyatrisi Polikliniğine Başvuran Çocuklar ın Demografik Özellikleri İle ilgili Bir Çal ışma

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

pecya Alkol Bağıml ılığı ve Depresyon Zehra ARIKAN *, Asl ı ÇEKI( KURUOĞLU **, Hülya ELTUTAN ***, Erdal I ŞIK * GIRIŞ

pecya Erzurum Yetiştirme Yurdunda Kalan Gençlerde Ruhsal Belirtiler Da ğıl ımı * İsmet KARAPINAR ** SUMMARY ÖZET

Ayşe Devrim Başterzi. Son iki senedir ilaç endüstrisi ve STO ile araştırmacı, danışman ya da konuşmacı olarak herhangi bir çıkar çatışmam yoktur.

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

YAYIN ATIF/ATIFLAR YAZAR/YAZARLAR. Sayf alar (1) 12(2 ) (2) (3)

Toplum Psikiyatrisi ÖZET

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

pecya Parkinson Hastal ığında Psikoz

Bir Üniversite Hastanesi Psikiyatri Polikliniğine Başvuran Hastaların Sosyodemografik Özellikleri ile Tanı Grupları Arasındaki İlişki

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

KLİNİĞİMİZDE YATARAK TEDAVİ GÖREN YURTDIŞINDA YAŞAYAN TÜRKLERDE MADDE KULLANIM PROBLEMLERİ VE KÜLTÜREL ÖZELLİKLERLE İLİŞKİSİNİN SAPTANMASI

Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması

Transkript:

İlk Atak Şizofreni: Tekrarlayan Yat ışlarda Servis, Tanı ve Tedavi De ğişiklikleri Seher AYAN *, Aytül GÜRSU HAR İRİ **, Gülcan UZUNER ÖZER ***, Osman ÖNAL **, M. Emin CEYLAN ****, Nihal CEYLAN ** ÖZET Bu çalışma, Bak ırköy Ruh ve Sinir Hastal ıkları Hastanesi'ne ilk başvurularında "İlk Atak Şizofreni" tan ısı alıp, süreç içinde tekrarlayan yatışları da olan ve rasgele örneklem yöntemi ile seçilmi ş 175 olguyu kapsamaktad ır. Çalışman ın amac ı, tekrarlayan yatışlardaki tanı değişikliklerini, bu değişikliklerin nedenlerini ve şizofreni tan ısının süreklilik gösterip göstermedi ğini incelemektir. Bu amaçla 175 olguya ait yatış dosyalarındaki bilgilerin geriye dönük olarak değerlendirilmesi yap ıldı. Tekrarlayan yatışlardaki tanı değişikliklerinin nedenleri aç ısından özellikle, hastanın her defasında yatarak tedavi gördüğü psikiyatri birimi değişiklikleri, bu farkl ı birimlerdeki ekibin tedavi yakla şımlarındaki değişiklikleri ve hastalığa ikincil olarak başlam ış bir psikoaktif madde kötüye kullan ım ı ya da bağıml ılığı olup olmadığı araştırıldı. Sonuçlar, SPSS (Statistical Package for Social Sciences) program ı içinde Mentel-Haenszel, Ki kare ve Fisher's Exact (one-tail) test'leri kullanılarak değerlendirildi. Sonuç olarak, tekrarlayan yatışa sahip 89 olguda birim değişikliğinin, tan ı değişikliğine istatistiksel aç ıdan anlaml ı derecede etki ettiği; oysa, tedavi yakla şım ındaki değişiklik ya da ikincil psikoaktif madde kullan ım ının etkisinin bulunmad ığı belirlendi. En dikkat çekici bulgumuz ise, tekrarlayan yat ışlarda farklı tanılar ile taburcu edilen tüm hastaların son yatış tanıların ın yeniden " Şizofrenik Bozukluk" olmas ı idi. Sonuçlar, konu ile ilgili literatür bilgileri temel alınarak tartışıldı. Anahtar kelimeler: Şizofreni, ilk atak, prernorbid, prognoz, tan ı, tedavi, süreç Düşünen Adam; 2000, 13(3): 155-160 SUMMARY This work covers 175 randomly selected cases taken under observation in "Bak ırköy State Hospital of Psychiatric and Neurological Disorders" with the diagnosis of first episode schizophrenia on different dates. The aim of the study is to investigate the diagnostic differences between the repeated hospitalisations, the causes of these differences (clinic changes, treatment differences, secondary psycho-active matter using) and whether the schizophrenia diagnosis shows a continuity or not. For the statistical analyses have been used Mantel-Haenszel, Chi square and Fisher's Exact (one-tail) testings. Finally in 89 cases hawing repeated hospitalisations whilst the clinic change has a meaningfull efect on the diagnostic differences statistically, a treatment difference or secondary psycho-active matter using has not been encountered. It is noteworthy to mention that different diagnosis in our study and the last hospitalisation diagnosis of all patient, discharged from the hospital, is schizophrenia. Key words: Schizophrenia, first episode, premorbidity, prognosis, diagnosis, therapy, course * Aile Hekimliği Uzmanı, ** Ruh Sağlığı ve Hastal ıklar ı Uzmanı (BRSHH 4. Psikiyatri Birimi), *** Ruh Sağlığı ve Hastal ıklar ı Uzmanı (Kocaeli eniv. Medikososyal Birimi), **** Doç. Dr. (BRSHH 4. Psikiyatri Birim Şefi) 155

Ilk Atak Şizofreni: Tekrarlayan Yat ışlarda Servis, Tanı ve Tedavi «Değişiklikleri Ayan, Gürsu Hariri, Uzuner Özer, Önal, Ceylan, Ceylan GIRIŞ ve AMAÇ Şizofeni, MÖ 1400 y ılından bu yana bilinmesine karşın gizemini hala koruyan, hastalar ın semptomoloji aç ıs ından çe şitlilik göstermeleri nedeniyle, standart biçimde tan ımlanmas ı ve s ınıflandırılmas ı konusunda güçlükler ya şanan, üstelik her toplumda ve her sosyoekonomik düzeyde görülebilen bir hastal ıktır. Yap ılan çe şitli çal ışmalarda (1 '2'3), şizofreninin y ıll ık insidans ı % 0.1, yaşam boyu prevalans ı % 1-1.4, nokta prevalans ı ise % 0.09-1.1 olarak bulunmu ş olup, bugün için şizofreninin nokta prevalans ı % 0.6-% 7.1 aras ında kabul edilmektedir. Bir yıllık prevalans ı ise % 2.7-7 aras ındadır. Şizofrenin ba şlang ıç yaşının 15-45 ya şları aras ında olduğu kabul edilmektedir. Ancak baz ı yeni veriler, 45 yaşından sonra da hastal ığın başlayabilece ğine i şaret etmektedir (geç ba şlangıçl ı şizofreni). Kad ınlarda ortalama 28-29, erkeklerde ortalama 18-19 ya şlannda ba şlar. Şizofreni insidans ı şehirlerde ve endüstriyel bölgelerde, köylere göre daha yüksektir (4). Psikozlann tan ı ölçütleri, hastal ığın başlang ıç zaman ının belirlenmesini gerektirir. Şimdiye kadar yap ılan çe şitli çalışmalarda (5-7), hastalığın başlangı - c ıyla ilgili olarak farkl ı tan ımlamalar yap ılm ış ve belirgin hastal ık belirtilerinin ba şlamas ından önce bir öncül dönemin varl ığından bahsedilmiştir. Vaillant (8), hastal ığın başlang ıc ının öncül belirtiler ile pozitif psikotik belirtilerin olu şumu aras ındaki süre olduğunu bildirmi ştir. Diğer baz ı araştırmac ılar (9,10) ise, ığın başlang ıc ını "psikotik belirtilerin olu şumu hastal ile tedavi ba şlangıc ı aras ındaki zamand ır" şeklinde tan ımlamışlardır. Görüldü ğü gibi, şizofrenin ilk atağında başlangıc ı belirlemek konusunda tam bir görüş birliğine varılamam ıştır. Şizofrenin öncül dönemi, birkaç günden birkaç y ıla kadar değişkenlik gösterebilir. Yakla şık olarak alt ı ay içinde hastalar ın % 25'inin başlangıç tan ıs ın ın deği şmekte oldu ğu, baz ı hastaların ise alt ı ay sonra bile tanılarının hala netlik kazanmad ığı bildirilmi ştir ( ı ). Şizofreninin tipik bir ba şlangıç biçimi yoktur ve Minik tablo, en az hastal ığın etyolojisi ile ilgili kuramlar, tan ı ve s ınıfland ırmas ı ile ilgili sistemler ve gittikçe artan tedavi seçenekleri kadar zengindir (12). Her iki cins için tüm ya şlarda, şizofreninin başlangı- c ında öncelikli olarak negatif belirtiler ve onu takiben pozitif belirtiler ortaya ç ıkar. Negatif belirtilerin pozitif belirtilere göre hastal ık süreci ve prognozu ile daha yak ından ilgili olduğu düşünülmektedir (13). Negatif belirtileri saptanan hastada, prognozun daha kötü ve hastal ık öncesi i şlevselliğinin daha bozuk olduğunu bildiren ara ştırmalar vard ır (14). İlk atak şizofreninin prognozu konusunda yap ılmış çal ışmalarda, bir iki sene içinde ata ğı tekrarlayan hastalar ın ileride tedaviye dirençli vakalar grubuna girdikleri görülmü ştür (15 ' 16). İlk atak şizofreni tan ısı koyduktan sonra tedaviye geç ba şlanan olgularda, relaps oran ının arttığı ve hastal ığın seyrinin kötü etkilendiği gösterilmi ştir (18,19) Tedavideki diğer bir a şama da, hastan ın hastalığına uyum sağlanmasıdır (20). Şizofreni tedavisinde aile ile işbirliği içinde olmanın bir gereklilik olduğu kabul edilmektedir. Yüksek duygu d ışa vurumu olan aileye sahip ilk atak şizofreni hastalar ının, kronik hastalardakine benzer şekilde kötü seyir gösterdikleri saptanm ıştır (21). " İlk Atak Şizofreni ve Tekrarlayan Yat ışlarda Servis, Tan ı ve Tedavi De ğişiklikleri" başlığı alt ında yapılan bu geriye dönük çal ışman ın amac ı, "ilk atak şizofreni" tan ısıyla klinik gözlem altına al ınan hastaların hem taburculuk tan ıs ındaki deği şikliklerini hem de tekrarlayan yat ışlanndaki farkl ı psikiyatri biriminin, dolay ısıyla da farkl ı tedavi yaklaşımlarının tanı ve tedavi üzerine etkilerini ara ştırmaktır. GEREÇ ve YÖNTEM " İlk Atak Şizofreni ve Tekrarlayan Yat ışlarda Tanı Deği şiklikleri" başlığı altında yap ılan bu çal ışma, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastal ıkları Hastanesi'nde farkl ı tarihlerde "ilk atak şizofreni" tan ıs ıyla klinik gözlem altına al ınan ve rasgele örneklem yöntemiyle seçilmiş 175 olguyu kapsamaktad ır. Hastalar, ilk ba şvurularında poliklinik ve acil ayaktan tedavi ünitesinde ICD-10 ve DSM-IV tan ı ölçütlerine göre de ğerlendirilmi ş ve ilk atak şizofreni tan ısı ile yatarak tedavi görmeleri uygun bulunmu ştur. 175 olgunun bir k ısmının (n: 89), zaman içinde tekrarlayan yat ışlara sahip hastalardan olu ş- tuğu görülmü ştür. 156

Tablo 1. Sosyodemografik özellikler. <15 15-19 20-29 30-39 40-49 50-59 >60 Ba şlang ıç yaşı 1 % 0.5 17 74 48 26 8 % ıo % 42 % 28 % 15 % 4 % 0.5 Cinsiyet Medeni durum - Evli - Dul - Bekar K:0 E:1 K: 2 E: 15 0 K: 17 K: 14 K: 10 K: 5 K:0 E: 57 E: 34 E: 16 E: 3 E: 1 0 8 13 15 2 0 0 4 7 5 5 0 17 62 28 6 1 Eğitimsiz ilkokul Ortaokul Lise Üniversite Eğitim durumu 18 84 27 36 10 Meslek Var 30 (% 17) Yok 145 (% 83) Yerle şim yeri Kent 148 (% 85) Çalışma, geriye dönük olarak yat ış dosyalar ın ın taranmas ı ve elde edilen bilgilerin de ğerlendirilmesi yöntemine dayanmaktad ır. Çal ışmaya dahil edilen olgularda, yaş ve cinsiyet s ın ırı aranmam ıştır. istatistiksel analizleri SPSS (Statistical Package for Social Sciences) program ı ile yap ılmış, anlaml ılık sının 0.05 olarak alınmıştır. Mantel-Haenszel testi, Ki kare testi ve Fisher's Exact testi (one-tail) kullan ılmıştır. Çalışmanın amac ı tekrarlayan yat ışlarda tan ı deği şikliklerini, bu değişikliklerin nedenlerini ara ş- tırmak ve bu de ğişkenlerin etkisi ile ilk ba şvuruda konmuş olan şizofreni ön tan ısının sonraki kontrol ve yatışlarda süreklilik gösterip göstermedi ğini incelemek oldu ğundan, incelenen her yat ış dosyas ında hastan ın sosyodemografik verilen, tekrarlayan yatışlarda hangi psikiyatrik birimde tedavi gördü ğü, farkl ı tedavi yaklaşımlan, süreç içinde -tan ı, tedavi şekli ve prognozu etkileyebilece ği dü şüncesinden yola ç ıkarak- ikincil bir psikoaktif madde kullan ımı olup olmadığı ve son yatış tan ısının ilk başvurudaki tanı ile benzerliği ayr ıntılı olarak araştınlmıştır. BULGULAR Sosyodemografik veriler: Olgulanmada " İlk atak şizofreni" tan ısı konduğu zamanki hasta ya şı, şi- Köy 27 (% 15) zofreni ba şlama ya şı olarak kabul edildi. Buna göre, en s ık görülen ya ş grubu 20-29 aras ıdır (% 42). En az 15 yaş altı (1 olgu, % 0.5) ve 60 ya ş üstüdür (1 olgu, % 0.5). Olgular ın 38'i evliyken (% 22), 137'si (% 78) evli de ğildi (Tablo 1). Tüm olgular cinsiyet, medeni durum ve ilk atak şizofreni ba şlangıç yaşına göre değerlendirildiğinde, her iki cinste de en s ık görülme yaşı 20-29 yaş grubundaydı (erkek 57 olgu: % 32, kad ın 17 olgu: % 9). Yine ayn ı yaş grubunda en fazla bekar oran ı mevcuttu (62 olgu: % 35). Evli oran ının en yüksek olduğu yaş grubu 40-49'du (15 olgu: % 8). İlk yatış tanısı şizofren olan erkek hastalar ın % 58'i bekarken, kadınlarda bu oran % 42 olarak belirlendi (Tablo 1). Çal ışma kapsam ına dahil edileh olguların öğretim düzeyine bak ıldığında en fazla ilkokul mezunu olduğu görüldü (Tablo 1). Hastalar çok çe şitli meslek gruplar ında dağılım gösterirken toplam ın % 83'ü herhangi bir mesle ğe sahip değildi. Aile ve ekonomik desteğe sahip olan hastaların sayısı (% 92) ise fazla bulundu (Tablo 1). Tüm olgular yerle şim yeri aç ısından değerlendirildiğinde: Kentli % 85, köylü % 15 olarak saptand ı (Tablo 1). 157

Tablo 2. İlk yatış y ı l ı ve tan ı değişikliği. Tan ı değişikliği 1995 öncesi 1995 sonras ı Toplam Var 16 (% 66.7) 8 (% 33.3) 24 (% 27) Yok 38 (% 58.5) 27 (% 41.5) 65 (% 73) Toplam 54 (% 60.7) 35 (% 39.3) 89 (% 100) Tablo 4. İlk tan ı, taburculuk tan ıs ı ve tan ı değişikliği. İlk tan ı ve taburculuk tan ısı Tan ı değişikliği Ayn ı Farkl ı Var 9 (% 37.5) 15 (% 62.5) Yok 54(% 83.1) Tablo 3. Farkl ı çık ış tan ıları ve say ısı. Atipik psikoz 21-3- BTA psikoz 10 Atipik mizaç bozuklu ğu 6 ->- K ısa psikotik bozukluk Paranoid bozukluk 4-3- İki uçlu mizaç bozulduğu 6 - Atipik depresyon 2 ->- Madde ve alkol kullan ım ına bağl ı psikoz 3 ->- Atipik anksiyete bozuklu ğu Genel tıbbi duruma bağlı psikotik bozukluk Yatt şa ait veriler: İlk başvuru sonras ı klinik gözlem altına al ınan hastaların hastanede kal ış süreleri incelendiğinde, 122 olgunun (% 70) 20 günün üzerinde yattığı görüldü. Tan ı değişikliği olan 11 olgunun 20 gün ve alt ı; 13'ünün de 20 günün üzerinde yatt ığı görüldü. Bu karşılaştırma istatistiksel olarak de ğerlendirildiğinde elde edilen sonuç anlaml ı bulunmadı (p=0.53). Sonuç olarak hastanede kal ış süresinin tan ı üzerinde belirgin bir etkisi olmad ığı belirlendi. " İlk atak şizofreni" tan ısıyla yatınlan hastaların taburculuk tan ıları ile yatış tanısı karşılaştırıldığında, 55 olguda (% 30) farkl ı ç ıkış tanıs ı saptand ı (Tablo 2 ve 3). 1981-1998 y ılları aras ında hastaneye ba şvuran olguların incelenmesinde, ilk taburculuk sonras ında tekrarlayan yat ışa sahip 89 (% 51) olgu belirlendi. Tekrarlayan yat ışlı tüm olguların, hastanede yat ış sayısın ın ortalamas ı 2.82 olup, bunların hepsinde 1 yıl içinde en az 1 kez hastaneye yat ışı bulunduğu saptandı. Çoklu yat ışla içinde en fazla tekrarlayan yatışa bakıldığı zaman, 1 olgunun 21 kez yatt ığı görüldü. Çoklu yatışlarda 70 olguda (% 79) psikiyatri birimi ve 19 olguda (% 21) tan ı değişikliği tespit edildi. Mükerrer yatışlı olgularda tan ı değişiklikleri incelendiği zaman, 24 olgudan 22'sinde psikiyatri birim de ğişikliği de vard ı (p=0.002). Servis ve tan ı değişiklikle- rine bağlı beklenen tedavi de ği şikliği, sadece 4 olguda (% 4.5) mevcuttu. Tekrarlayan yat ışlar içinde (n: 89) tan ı değişikliği olan 24 olguda, ilk tam ile taburculuk tan ısı aras ındaki benzerlik/farkl ılık yönünden karşılaştırma yapıldığı zaman, tan ı değişikliği olan 9 olguda ilk tan ı ile taburculuk tanısı aynı iken, 15'inde farkl ı bulundu. Yine aynı şekilde mükerrer yat ışlarda tan ı değişikliği olmayan 65 olgunun 54'ünde, ilk tan ı ile taburculuk tan ısı aynı, 1 l'inde farkl ıydı (p=0.00003) (Tablo 4). Ailesinde yüksek duygu dışa vurutnu olan 30 olgu için, aile beklentisinin tekrarlayan yat ış üzerine etkisi incelendi ğinde, aile beklentisi olan 22 olguda (% 24.7) tekrarlayan yat ış varken, 8'inde yoktu (% 93, p=0.004). Tanı ve tedavi üzerinde önemli etkisi olduğu düşünülen psikoaktif madde ve alkol kullan ımı, ancak 7 olguda tespit edildi. Bu 7 olgunun 5'inde (% 5.6) tanı değişikliği mevcuttu (p=0.11). İlk hospitalizasyon sonras ı farkl ı ç ıkış tanısına sahip olguların dökümü Tablo 3'de gösterilmi ştir. TARTIŞMA Toplumsal ve tıbbi anlamda insan yaşam ında büyük değişikliğe neden olan şizofreni konusunda çok çeşitli araştırmalar yap ılmaktadır. Literatürgözden geçirildiğinde, birbirini destekleyen ara ştırmaların yanısıra çeli şkili sonuçlar da görmek olas ıdır. Bu çal ışmam ızda, olgularda ilk atak ba şlang ıç yaşı 20-39 yaş grubunda en fazlad ır. Bu sonuç, literatür ile uyumludur (4). Ancak çal ışmamızda her ya ş grubunda da hastal ık görülmüştür. Buradan ç ıkanmla şizofreninin her ya şa ait bir hastal ık olduğu söy- 158

lenebilir. Zaten geç ba şlangıçl ı şizofreni kavram ı da artık geni ş bir kesimde kabul görmekte olup, yeni s ı- nıflandırma sistemlerinde hastal ığın başlang ıç yaşı ile ilgili kriter kald ınlmıştır (4 '21). Çalışrnam ızda, evli hastalardaki oranlar daha düşüktür. Ayr ıca bekar şizofreni oran ı erkek lehine bulunmuştur. Buna göre, " şizofreni, daha çok genç ve bekar erkeklerde görülmekte; evlilik ise, hastal ık için koruyucu bir yol oynamaktad ır" denilebilir. Hem kadınlarda hem de erkeklerde bekarlar ın daha fazla yatarak tedavi görmeleri, evlili ğin hastal ığa karşı koruyucu ve destekleyici bir kurum olmas ından kaynaklanabilir. Fakat bunun yan ısıra, şizofren bir ki şinin evlenemeyip, bekar bir hayat sürdürmeye mahkum olması da olas ıdır. Bu nedenle şizofreni, bekarlar aras ında daha yaygın görülmekte olabilir (4). Kadınlarda başlama yaşının erkeklere göre daha ileri yaşlarda olması, toplumun beklenti düzeyi ve sorumluluklann erkekler lehine daha fazla olmas ı ile açıklanabilir. Nitekim bizim toplumumuzda kad ınlar daha genç yaşlarda evlendirilmektedir ve e ğer evlilik kurumu şizofreni için iyi bir prognoz kriteri olmaktaysa, bu durum da neden kad ınlarda şizofreninin erkeklere nispeten daha az görüldü ğünü ve neden daha geç ya şlarda başladığını bir ölçüde aç ıklayabilir. Bulunan sonuçlarda hastalann % 85'i kentlidir. Bu sonuç, literatürle uyumludur (4). Şizofreni insidans ı, şehirlerde ve endüstriyel bölgelerde daha yüksektir. Çünkü, gelişmiş bölgelerde ki şilerden iş ve güç beklentisi de yüksektir. Yeterli performans göstermesini engelleyen bir rahats ızlığı olduğu için, şizofren hastanın stresör yüklenmesi daha fazla olacak ve gittikçe daha dü şük seviyede bulunan bölgelerde yaşamaya mahkum olacakt ır (kayma fenomeni). Bunun nedeninin, şehirlerdeki sosyal yap ının hızlı değişimi ve düzensizliği yanıs ıra, köylerdeki yap ının daha durağan olmas ı, insanlar aras ı iletişimin desteği de beraberinde getirmesi olabilece ği gibi, stresör faktörlerin azl ığı ve doktor ba şvurusunun daha az olmas ı da olabilir. Yani, köylerdeki destek ve koruyuculuğa bağlı olarak, "hastalar ın kendi içlerinde saklı tutulmas ı ve idare edilmesi" gerekti ği dü şüncesiyle - çok mecbur kalmad ıkça- doktora götürülmedikleri ve bu nedenle köylerde şizofreni oran ının rölatif olarak daha dü şük olduğu düşünülebilir. Olgulanm ız ın % 48'i ilkokul mezunu ve ancak % 17'si meslek sahibidir. Eğitim ve meslek alanındaki bu dağılım, ülke sonuçlar ı ile uyumludur (DİE, 1998). Ancak, özellikle erken ba şlangıç yaşına sahip şizofrenlerde meslek sahibi olmama oran ının yükseldiği, hastalığın oluşturduğu yeti yitimi ile ilişkili olarak değerlendirilebilir. Hastalann % 92'si aile deste ğine sahiptir. Bu durum, Türkiye'de toplumsal ya şam için aile kavram ın ın ön planda olmas ı, aynca "iyi ve kötünün mutlaka aile içinde sakl ı kalmas ı" yaklaşımı ile bağlantılıdır. Korunan aile yap ısı yanında, taburculuk sonras ı ülkemizde sosyal hizmet ve bak ım yap ılanmas ının bulunmamas ı da hem hastaya hem de aileye, hastaya sahip ç ıkmaktan ba şka bir seçenek b ırakmamaktad ır. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastal ıklar Hastanesi'nde 1995 yılından beri DSM-IV kullan ılmaktad ır. Çalışmamızda, 1995 y ılı öncesi ve sonras ı tan ı değişiklikleri aç ısından istatistiksel anlaml ı bir farkl ılık bulunmam ıştır (p=0.48). Bunun nedeni daha önce kullanılan s ınıfland ırma sistemi olan ICD-10'un da kesin kriterler içermesidir. " İlk atak şizofreni" tan ısı verildikten sonra, yatarak klinik gözlem alt ına al ınan hastalann, hastanede kalış süreleri tan ı farkl ılıkları aç ısından karşılaştırıldığında, istatistiksel anlaml ı bir sonuç bulunmam ıştır (p=0.53). Buna bakarak, hastanede yat ış süresinin tan ı üzerinde etkili olmad ığı söylenebilir. İlk yatarak tedavi süresince, ilk yat ış tanısı ve taburculuk tan ısı aras ındaki uyum/uyumsuzluk, daha sonraki tekrarlayan yat ışlardaki tan ı değişikliği aç ı- s ından incelendiğinde, elde edilen sonuç istatistiksel olarak anlaml ıdır (p=0.00003). Bunun nedeni, hastalann her yat ışta farkl ı klinik tablolar sergilemeleri olabilir. Çünkü şizofreni kliniği oldukça farkl ılıklar gösterebilirmekte olup, şizofreni bir semptomlar topluluğu, yani bir sendrom ya da durum şeklinde de kabul edilebilmektedir. Ayr ıca çal ışmam ızda, ç ıkış tan ı farklılığı olan tüm olgulardaki son yat ış ta' nıs ının tekrar şizofreni yönünde olduğu gözlenmiştir (% 100). Bakırköy Ruh ve Sinir Hastal ıkları Hastanesi'nde hastalar tekrarlayan yat ışlan süresince farkl ı servislerde takip edilmektedirler. Çal ışmam ızdaki olgu- 159

lar bu aç ıdan incelenerek, ayn ı hasta için her bir yatışındaki servis (psikiyatri birimi) de ğişikliğine bağlı tanı farkl ılıkları karşılaştırıldığında, oldukça anlaml ı istatistiksel bir sonuç elde edilmi ştir (p=-0.002). Her ne kadar global olarak hastanemizde DSM-IV tan ı kriterleri kullan ılmaktaysa da, klinik görü ş, gözlem ve tedavi yakla şımları aras ında farkl ılıklar olabilmektedir. Fakat yine de, son yat ış tan ıs ının ilk tan ı ile ayn ı olmas ı gözönüne al ındığında, farkl ı psikiyatri birimlerinde de ği şik tan ılara gidilmi ş olma sebebinin daha çok şizofrenik bozukluğun semptomatoloji zenginliğine bağlı olduğu sonucuna var ılmıştır. Çalışmam ızda, 7 olguda alkol ve psikoaktif madde (PAM) kullanım ı saptanm ıştır. Bu 7 olgunun 5 tanesi, 89 tekrarlayan yat ışa sahip olgular aras ında bulunmaktaydı. Fakat, sekonder PAM kullan ım ına bağlı tan ı değişikliğine bakıldığında, anlaml ı bir farklılık saptanmad ı (p: 0.11). Asl ında, sekonder PAM kullan ımının tan ı koymada güçlükler yaratt ığı, semptomatolojiyi kar ıştırdığı bilinmektedir. Bizde anlaml ı bir istatistiksel de ğer bulunmamas ın ın nedeni, genel olgu say ıs ına (n: 175) göre, PAM kullananların say ısın ın (n: 7) azl ığı olabilir. Fakat, bu sonuç ayn ı zamanda, sekonder PAM kullan ımının -diğer rahats ızl ıklarda olduğu gibi- şizofrenik bozuklukta da tabloyu olumsuz etkileyerek, tekrarlayan yat ışlara sebep olabileceğini göstermektedir. SONUÇ Şizofreni, psikiyatri bilim dal ında ve günlük yaşam pratiğinde ayrıcal ıkl ı bir önem ve ilgiye sahiptir. Yap ılan araştırmalar sonucunda s ın ıflandırma, tan ı ve tedavi alan ında elde edilen sonuçlar hastal ığa daha standart bir yakla şım getirmiştir. Yeni s ınıflandırma sistemleri daha kesin kriterler içermektedir. Fakat bunun yan ısıra, bu kadar zengin ve farkl ıl ıklar içeren bir semptomlar kompleksi olan şizofreni hastalığı, belirli kriterlere hapsoldu ğunda, zaman zaman görülen klinik farkl ılıklar, tan ı değişikliğine gidi şi de kaç ınılmaz b ırakmaktad ır. Ancak sosyal yeti yetimi gelişen vakalarda bu derece farkl ı kliniğe rağmen, kesin ve esas tan ı konulabilmektedir. Şizofreni ve diğer ruhsal bozukluklar, topluma, kültüre, dine, göreneklere ve di ğer çe şitli faktörlere göre çok farkl ılıklar gösterebilmektedir. Standardizasyon ise bu farkl ılıkları gözard ı etmektedir. İlk atak şizofreni tan ısı ve tekrarlayan yat ışlarda tan ı değişiklikleri incelendiği zaman, bu değişikliklerin servis değişikliğine bağlı olması yan ında, hastal ığın zengin klinik tablosu ile de ilgili olduğu da söylenebilir. Hastane sonras ı hastal ık ile uyum sürecinde aile desteği önemli yer tutar. Bu nedenle ailenin de içine dahil edildiği bir sosyal hizmet a ğının yap ılandınlmas ı, ailenin hastaya ve hastal ığa yaklaşımı, tutum ve davran ışı, hastal ığı kabulleni şi yönünde bilgilendirilmesi, ayrıca beklenti düzeyini ve yüksek duygu dışa vurumunu azaltmas ı aç ısından eğitilmesi oldukça önemlidir. KAYNAKLAR 1.Jablensky A, Sartoryus N, Ernberg G, et al: Schizophrenia: Manifestations, incidence and course in different cultures. A World Health Organization: Ten country study. Psycol Med Monogr Suppl 20:1-97, 1992. 2. Karno M, Norquist GS: Schizophrenia: Epidemiology in Comprehensive Textbook of Psychiatry, Ed by HI Kaplan, BJ Sadock, Sixth Edition. Williams and Wilkings Baltimore 902, 909, 1995. 3. Karno M, Norquist GS: Schizophrenia: Epidemiology in Comprehensive Textbook of Psychiatry, Ed by HI Kaplan, BJ Sadock. Williams and Wilkings Baltimore 1985. 4. Ceylan ME: Araştırma ve Klinik Uygulamada Biyolojik Psikiyatri 1. Bask ı, İstanbul 1993. 5. Bleuler M: The Schizophrenic Disorders: Long-term Patient and Family Studies. New Haven, Yale University Press, 1978. 6. Wing J: Comments on the Tong term outcome of schizophrenia. Schizophrenia Bull 14:669-673. 7. Dawson D, Monroe-Blum H, Bartolucci G: Schizophrenia in focus. New York, Human Sciences Press, 1983. 8. Vaillant GE: Prospective prediction of schizophrenic remission. Arch Gen Psychiatry 11:509-518, 1964. 9.Johnstone EC, Cmwe TJ, Jonson AL, et al: The Nortwork Park study of first episodes of schizohrenia. Br J Psychiatry 148:115-120, 1986. 10.Gift TE, Strauss JS, Harder DW, et al: Established chronicity of psychotic symptoms in first admission schizophrenic patients. Am J Psychiatry 138:779-784, 1981. 11. Beiser M, Erickson D, et al: Establishing the onset of psychotic illnes. Am J Psychiatry 150:1349-1354, 1993. 12.Kaplan H, Sadock B: Comprehensive Textbook of Psychiatry. Sixt edition, Williams and Wilkings baltimore 1:889-910, 1995. 13.Hafner H: The influence of age and sex on the onset and early. J Pract Psychiatry Behav Health 2:10-15, 1996. 14.Mayerhoff DI, Loebel AD, Alvir Mil, et al: The deficit state in first episode schizophrenia. Am J Psychiatry 151:1417-1422, 1994. 15.The Scottish Schizophrenia Research Group. The scottish first episode schizophrenia study VIII. Five-year follow-up: linical and Psychosocial findings. Br J Psychiatry 161:496-500, 1992. 16.Spitzer R, Endicott J: Research Diagnostic criteria instrument. No. 50, New York: New York State Psychiatric Institute 1978. 17.Remington G: Topical issues on the diagnostic and drug treatment of first episode schizophrenia. J Pract Psychiatry Behav Health 2:2-9, 1996. 18.Loebel A, Lieberman J: Duration of psychosis and outcome in first episode schizophrenia. Am J Psychiatry Behav Health 149:1183-1118, 1992. 19. Birchwood M, Macmillan F: Early intervention in schizophrenia. Australian and New Zealand Journal of Psychiatry 27:374-378, 1993. 20.McGorry P, Chanen A: Post traumatic stress disorder following recent onset psychosis. J Nerv Ment Dis 179:353-358, 1992. 21. Hafner H, Maurer K, Loffler W, et al: The Epidemiology of early schizophrenia influence of age and gender on onset and early course. Br J Psychiatry 29-38, 1994. 160