YABANCI YAYINLARDAN ÖZETLER



Benzer belgeler
Enzimlerinin Saptanmasında

Makrolid dirençli Staphylococcus aureus ile kolonize kistik fibrozis hastalarında MLS B direnç genlerinde yıllar içerisinde değişim var mı?

Emrah Salman, Zeynep Ceren Karahan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi. Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Komplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni çoklu dirençli patojenlerin bakteriyofaj duyarlılıklarının araştırılması

Çocuk ve Yetişkin Üriner Escherichia coli İzolatlarında Plazmidik Kinolon Direnç Genlerinin Araştırılması

Riskli Ünitelerde Yatan Hastalarda Karbapenemaz Üreten Enterobacteriaceae taranması

Enterobacteriaceae Ġzolatlarında Karbapenemazların Saptanmasında Modifiye Hodge Testi ve Carba NP Testlerinin Karşılaştırılması

Genişlemiş Spektrumlu Beta-Laktamaz Üreten Gram Negatif Kan İzolatları: Karbapenemlere Duyarlılık ve Fenotipik/Genotipik Direnç Mekanizmaları

Emine Zuhal Kalaycı Çekin 1, Gülşah Malkoçoğlu 3, Nicolas Fortineau 2, Banu Bayraktar 1, Thierry Naas 2, Elif Aktaş 1

HPV Moleküler Tanısında Güncel Durum. DNA bazlı Testler KORAY ERGÜNAY 1.ULUSAL KLİNİK MİKROBİYOLOJİ KONGRESİ

ETKEN BELİRLEMEDE KLASİK YÖNTEMLER, MOLEKÜLER YÖNTEMLER. Doç. Dr. Gönül ŞENGÖZ 9 Mayıs 2014

KOLONİZASYON. DR. EMİNE ALP Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.

Direnç hızla artıyor!!!!

Mikrobiyolojide Moleküler Tanı Yöntemleri. Dr.Tuncer ÖZEKİNCİ Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji A.D

TÜBERKÜLOZUN MOLEKÜLER TANISINDA GÜNCEL DURUM

Karbapenemlere dirençli Bacteroides fragilis grubu bakterilerin varlığını araştırmak için rektal sürüntü örnekleriyle tarama

TÜBERKÜLOZ DIŞI MİKOBAKTERİ ENFEKSİYONLARI. Tanı ve Sorunlar. Süheyla SÜRÜCÜOĞLU. Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Manisa

Kan Kültürlerini Nasıl Değerlendirelim? Rehber Eşliğinde. Dr. Banu Sancak

Gereç ve yöntem. Şişli Hamidiye Etfal EAH- 700-yataklı. Yenidoğan yoğun bakım ünitesi -29 yataklı Bir izolasyon odası Üç farklı bölüm

OXA-48 in Saptanmasına Yönelik İzotermal Rekombinaz Polimeraz Amplifikasyon Yöntemine Dayalı Bir Hızlı Moleküler Test Formatının Geliştirilmesi

Mycobacterium. Mycobacterium hücre duvarının lipid içeriği oldukça fazladır ve mikolik asit içerir

Enfeksiyon odaklarından izole edilen Gram negatif ve Gram pozitif bakterilerde antimikrobiyal duyarlılık sonuçları

TÜRKİYE DE SAĞLIK HİZMETİ İLİŞKİLİ ENFEKSİYONLAR SÜRVEYANS VERİLERİ 2016

MYCOBACTERIUM TUBERCULOSIS KOMPLEKS KLİNİK İZOLATLARINDA İZONİAZİD DİRENCİNE NEDEN OLAN DIŞA ATIM POMPALARININ SAPTANMASI

Dirençli Bakteri Yayılımının Önlenmesinde Laboratuvarın Rolü

GİRİŞ. Kan dolaşımı enfeksiyonları (KDE) önemli morbidite ve mortalite sebebi. ABD de yılda KDE, mortalite % 35-60


Işın Akyar 1,2, Meltem Kaya 2, Onur Karatuna 1,2, Yeşim Beşli 2. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji AD, İstanbul 2

Karbapeneme Dirençli Acinetobacter baumannii Suşlarının PFGE Yöntemiyle Genotiplendirilmesi

Karbapenem dirençli Klebsiella pneumoniae suşlarında OXA-48 direnç geninin araştırılması

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı

Olgularla Klinik Bakteriyoloji: Antibiyotik Duyarlılık Testleri Yorumları. Dilara Öğünç Gülçin Bayramoğlu Onur Karatuna

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

KISITLI ANTİBİYOTİK BİLDİRİMİ

OLGU 3 (39 yaşında erkek)

Çoklu İlaç Dirençli A. baumanni İzolatlarının OXA tipi Karbapenemaz Genlerinin Tespiti ve PFGE ile Moleküler Epidemiyolojik Analizi

Sorunlu Mikroorganizmalar, Sorunlu Antibiyotikler ve E Test. Prof.Dr.Güner Söyletir Marmara Üniversitesi, İstanbul

Nilgün Çerikçioğlu Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

KLİNİK ÖRNEKLERDE GERÇEK ZAMANLI MULTİPLEKS POLİMERAZ ZİNCİR REAKSİYONU YÖNTEMİYLE AKUT BAKTERİYEL MENENJİT TANISI

HEMATOLOJİK MALİGNİTELİ OLGUDA KLEBSİELLA PNEUMONİAE İLE GELİŞEN BAKTEREMİ OLGUSU VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Kan Dolaşım Enfeksiyonlarında Karar Verme Süreçleri. Prof. Dr. Aynur EREN TOPKAYA Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Dr.Müge Ayhan Doç.Dr.Osman Memikoğlu

Acinetobacter baumannii'de kolistin direncine yol açan klinik ve moleküler etkenler

Tüberkülozda Yeni Tanı Metodları (Quantiferon)

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ

Olgularla Antimikrobiyal Duyarlılık Testleri (Gram Negatif Bakteriler)

Doç. Dr. Bilgin ARDA Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Gelişen teknoloji Tanı ve tedavide kullanım Uygulanan teknikler çok gelişmiş bile olsalar kendine özgü komplikasyon riskleri taşımaktadırlar

Doğrudan klinik örnekte hızlı tanı. Prof. Dr. Cengiz ÇAVUŞOĞLU Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD, Bornova, İZMİR

HASTANE VE TOPLUM KAYNAKLI STAPHYLOCOCCUS AUREUS İZOLATLARINDA ÇEŞİTLİ VİRÜLANS FAKTÖRLERİNİN REAL-TİME PZR YÖNTEMİ İLE ARAŞTIRILMASI

İdrar Örneklerinden İzole Edilen Bakteriler ve Antibiyotiklere Duyarlılıkları

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

Dilara YILDIRAN. Candida İzolatlarının Tür Düzeyinde. ve MALDI-TOF MS Sistemlerinin Karşılaştırılması. Mikr. Uzm.

Klinik Örneklerden İzole Edilen E.coli Suşlarının Kümülatif Antibiyotik Duyarlılıklarının Belirlenmesi

Mikobakteriyolojide yeni nesil dizileme ile analiz

TÜBERKÜLOZ LABORATUVARI TEST REHBERİ

Antimikrobiyal Direnç Sorunu

Prof.Dr. Müzeyyen MAMAL TORUN. İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Yard.Doç.Dr. Dolunay Gülmez

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

Klinik Mikrobiyoloji Laboratuarında Validasyon ve Verifikasyon Kursu 12 Kasım 2011 Cumartesi Salon C (BUNIN SALONU) Kursun Amacı:

Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesinde Yıllarında İzole Edilen Mikroorganizmalar ve Antibiyotik Duyarlılıkları

Tarama Testleri: Gram Negatifler. Doç. Dr. Mesut YILMAZ Enfeksiyon Hastalıkları & Klinik Mikrobiyoloji AD İstanbul Medipol Üniversitesi

Ertuğrul GÜÇLÜ, Gülsüm Kaya, Aziz Öğütlü, Oğuz Karabay. Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER

Toplum başlangıçlı Escherichia coli

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi

ANTİBİYOTİK DUYARLILIK TEST SİSTEMLERİNİN VERİFİKASYONU

ANTİFUNGAL DİRENÇ MEKANİZMALARI ve DUYARLILIK TESTLERİ. Nilgün ÇERİKÇİOĞLU 2014 MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ AD

TÜBERKÜLOZ DIŞI MİKOBAKTERİLER (TDM)

Halis Akalın, Nesrin Kebabcı, Bekir Çelebi, Selçuk Kılıç, Mustafa Vural, Ülkü Tırpan, Sibel Yorulmaz Göktaş, Melda Sınırtaş, Güher Göral

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı?

KÜÇÜK KOLONİ VARYANTLARI, BİYOFİLM FORMLARI TOLERAN, PERSİSTAN BAKTERİLER VE L-FORMLARI

Yrd.Doç.Dr. Gülçin BAYRAMOĞLU KTÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD. TRABZON

İlaç direnci saptanmasında yeni yöntemler. Prof. Dr. Cengiz ÇAVUŞOĞLU Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD, Bornova, İZMİR

Minimum Bakterisidal. Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu Mart 2010, Aydın

TANIMLAR. Dr. Neriman AYDIN. Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Yılları Arasında Ülkemizde Kan Kültürü ve Antibiyotik Duyarlılık Sonuçlarının Değerlendirmesi

NEİSSERİA MENİNGİTİDİS SEROGRUP B AŞI ANTİJENLERİNİN GENETİK ANALİZİ: MENB AŞILARI TÜRKİYE İZOLATLARINI KAPSIYOR MU?

Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar

SERVİKAL ÖRNEKLERDE HPV DNA ve SİTOLOJİK İNCELEME SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI (UZMANLIK) EĞİTİMİ DERS MÜFREDATI

SALGIN ARAŞTIRMASINDA KULLANILAN TİPLENDİRME YÖNTEMLERİ

VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480)

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu

ACINETOBACTER BAUMANII VE PSEUDOMONAS AERUGINOSA İZOLATLARINDA METALLO-BETA-LAKTAMAZ ÜRETİMİNİN DÖRT FARKLI FENOTİPİK YÖNTEMLE ARAŞTIRILMASI

TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI (UZMANLIK) EĞİTİMİ DERS MÜFREDATI

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ

Ne değişti? Dr. Özlem Kurt-Azap

Olgularla Güncel Direnç Mekanizmaları;Saptama ve Raporlama. Dr Dilara Öğünç Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Non-Fermentatif Gram Negatif Basillerde Metallo-Βeta-Laktamaz Varlığının Araştırılması

Fungal Etkenler. Toplantı sunumları Dr.AyşeKalkancı. Santral Sinir Sistemi Enfeksiyonlarında Tanı. Ege Mikrobiyoloji Günleri-3

Human Papillomavirüs DNA Pozitif ve E6/E7 mrna Negatif, Anormal Sitolojili Servikal Örneklerin Genotiplendirilmesi

TROPENİK HASTALARA TANI VE TEDAVİ

IV. KLİMUD Kongresi, Kasım 2017, Antalya

AMAÇ. o Sefoperazon-sulbaktam (SCP), o Ampisilin-sulbaktam (SAM), o Polimiksin-B (PB) o Rifampin (RİF)

Biyofilmler; mikroorganizmaların, biyotik veya abiyotik yüzeylere adhezyonu sonrasında oluşturdukları glikokaliks olarak da adlandırılan

ÖZEL MİKROORGANİZMALARDA DUYARLILIK TESTLERİ VE TÜRKİYE VERİLERİ. Brusella

Transkript:

MİKROBİYOL MİKROBİYOLOJİ BÜLT 2007; 41: BÜLTENİ 341-346 341 YABANCI YAYINLARDAN ÖZETLER Klinik Laboratuvarda Karbapeneme Duyarlı Metallo-ß-laktamaz Üreten Gram Negatif Basillerin Fenotipik Olarak Saptanması. Franklin C, Liolios L, Peleg AY. Phenotypic detection of carbapenem-susceptible metallo-β-lactamase-producing gram-negative bacilli in the clinical laboratory. J Clin Microbiol 2006, 44: 3139-44. Karbapenemlerin klinik kullanımı, kazanılmış karbapenemazların özellikle de Ambler sınıf B metallo-ß-laktamazların (MBL ler) ortaya çıkışıyla tehdit altındadır. Bu enzimlerin varlığı aztreonam dışında tüm ß-laktamlara yüksek düzey dirençle ilişkilidir. Özellikle Pseudomonas spp, Acinetobacter spp ve Enterobacteriaceae ailesindeki bakterilerde IMP, VIM, SPM, GIM ve SIM olmak üzere 5 enzim tipi tanımlanmıştır. Kazanılmış MBL genlerinin plazmid veya transpozonlar gibi mobil genetik elemanlarda yerleşik integronlarda yer alması yaygınlaşmalarını kolaylaştırmaktadır. MBL üreten organizmaların erken saptanması organizmanın yayılımının önlenmesi için enfeksiyon kontrol önlemlerinin alınması açısından önem taşımaktadır. MBL üreten mikroorganizmalar genellikle karbapenem dirençli fenotip göstermezler. MBL lerin PCR ile saptanması güvenilir bir yöntem olmakla birlikte, rutin laboratuvarda kullanımı sınırlıdır. MBL lerin saptanmasında moleküler olmayan pek çok yöntem denenmiştir. Ancak, fenotipik testlerin karbapeneme duyarlı, MBL-taşıyan izolatlarda duyarlılığı düşüktür. Bugüne kadar, hem karbapeneme duyarlı hem de dirençli MBL-pozitif izolatlarda duyarlılığı ve özgüllüğü yüksek bir metod geliştirilememiştir. Bu çalışmada, tek bir agar plağında imipenem (10 µg) diski ile 292 µg EDTA içeren imipenem (10 µg) diskinin kullanıldığı kombine disk testi ve imipenem (10 µg) diski ile 292 µg EDTA diskinin kullanıldığı çift disk sinerji testinden oluşan bir fenotipik MBL saptama yöntemi tasarlanmıştır. Besiyeri olarak IsoSensitest agar tercih edilmiştir. Tüm izolatlara PCR uygulanarak MBL varlığı araştırılmıştır. PCR sonuçları altın standart olarak alındığında, klinik örneklerden izole edilen karbapeneme duyarlı ve dirençli, MBL-taşıyan farklı Gram negatif bakterilerde duyarlılığı %100, özgüllüğü %98 olan, basit ve ucuz bir fenotipik MBL saptama yöntemi ortaya konulmuştur. Şehnaz ÖZYAVUZ ALP Neisseria meningitidis in Penisilin G Duyarlılığının Saptanmasında PCRtabanlı Yöntemlerin Laboratuvarlar Arası Karşılaştırması. Taha MK, Zarantonelli ML, Neri A, Enriquez R, Vazquez JA, Stefanelli P. Interlaboratory comparison of PCR-based methods for detection of penicillin G susceptibility in Neisseria meningitidis. Antimicrob Agents Chemother 2006; 50: 887-92. Meningokokal enfeksiyonlarda, özellikle erken antibakteriyel tedavi sonrası kültür-negatif olgular sıktır. Kültür-negatif klinik örneklerde Neisseria meningitidis in saptanmasında ve tanımlanmasında kullanılabilen moleküler yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemler N.meningitidis in tanımlanmasına ve

342 YABANCI YAYINLARDAN ÖZETLER serogruplandırılmasına olanak sağlarken, meningokokların antibakteriyel duyarlılıklarına ilişkin bilgi verememektedir. İnvaziv meningokokal enfeksiyonlarda hastanın tedavisi ve hastayla teması olanların profilaksisinin bir an önce uygulanması için antibakteriyel duyarlılık konusunda erken bilgi edinilmesine gereksinim vardır. İnvaziv meningokokal enfeksiyonların tedavisinde ilk seçenek beta-laktam antibiyotiklerdir. Bununla birlikte, giderek artan sayıda meningokokal izolatlarda penisilin G ye azalmış duyarlılık saptanmaktadır. Penisilin G ye N.meningitidis in azalmış duyarlılığı penisilin bağlayan protein 2 (PBP2) deki değişiklikler nedeniyledir. Bu değişiklikler pena geninin dizi analizi ile ortaya konabilmektedir. Bu çalışmada, pena genindeki polimorfizmin saptanmasında üç hızlı yöntem kullanılmıştır. Birinci yöntem, pena geninin 511 bç lik parçasını amplifiye eder ve ardından RFLP analizi ile pena daki değişiklikleri ortaya koyarak penisilin G ye azalmış duyarlılığı belirler. İkinci yöntem, penisiline duyarlı ve penisiline azalmış duyarlılık gösteren izolatlar arasındaki farklı erime sıcaklıklarını pena daki değişikliklerin bir göstergesi olarak kullanarak pena genindeki değişikliği saptayan real-time PCR yöntemidir. Üçüncü yöntem, pena geninde değişiklik yoksa pozitif PCR sonucu vermek üzere tasarlanmış primerlerin kullanıldığı PCR yöntemidir ki, bu durumda izolat penisilin G ye duyarlı olarak yorumlanır. Çalışmada, 13 klinik örnek ve bu örneklerin kültürlerinde üretilmiş 13 N.meningitidis suşunun penisilin G ye duyarlılığının belirlenmesinde European Monitoring Group on Meningococci (EMGM) üyesi üç farklı laboratuvarda uygulanan moleküler yöntemlerin ve bakterilerin sekans analizi verilerinin karşılaştırılması yapılmıştır. Kültürde üretilen bakterilerde kullanılan PCR-tabanlı hızlı üç yöntemin birbirleriyle uyum içinde olduğu ve bakterilerin sekans verileriyle de tam bir uyum gösterdiği saptanmıştır. Aynı derecede uyum, klinik örneklerde pena geninin PCR tabanlı RFLP ve real-time PCR ile oligonükleotid termal analiz yöntemleriyle elde edilmiştir. Uygulanan moleküler yöntemlerin başarısına rağmen, meningokokal hastalık tanısında kültür dışı yöntemlerin konvansiyonel yöntemlerle birlikte kullanılmaları gerektiği belirtilmiştir. Kültürde üretilen bakteriler meningokokal enfeksiyonların patogenezi hakkında bilgi sahibi olunabilmesinde önemli bir kaynak olduğu için kültür dışı yöntemlerin bu açıdan kültürün yerini dolduramayacağı vurgulanmıştır. ŞEHNAZ ALP Staphylococcus aureus Boğaz Kolonizasyonu Burundaki Kolonizasyondan Daha Sık Görülmektedir. Nilsson P, Ripa T: Staphylococcus aureus throat colonization is more frequent than colonization in the anterior nares. J Clin Microbiol 2006; 44: 3334-9. Bu çalışmada, S.aureus burun taşıyıcılığı ile ilişkili olarak boğazdaki taşıyıcılığın sıklığını ve persistansını belirlemek amacıyla ortopedi bölümündeki 259 hastadan ve 87 personelden her iki bölgeden alınan sürüntü örnekleri çalışılmıştır. Zenginleştirilmiş besiyeri kullanılarak S.aureus için kültürleri yapılmış ve her iki grupta da taşıyıcılığın en sık boğazda olduğu saptanmıştır. Hastaların %40 ında ve personelin %54 ünde boğazda S.aureus pozitif olarak

MİKROBİYOLOJİ BÜLTENİ 343 saptanırken, burundaki oranlar sırasıyla %31 ve %36 olarak bulunmuştur. Boğaz taşıyıcılığı olanların yarısında, burundan alınan en az bir örnekte de kültür pozitifliği belirlenmiştir. Persistan taşıyıcılığı belirlemek amacıyla da, 67 kişiden 24 ay boyunca 5-10 kez (ortalama 7.8 kez) örnek alınmış ve her iki bölgedeki kültür sonuçları değerlendirildiğinde 39 (%58) kişide S.aureus un persistan taşıyıcılığı saptanmıştır. Bu 39 kişiden 15 inde sadece boğaz taşıyıcılığı varken, ikisinde (%5) sadece burun taşıyıcılığı olduğu görülmüştür. S.aureus izolatlarının Pulsed Field jel elektroforezi ile tiplendirmesi yapıldığında, bu kişilerde zaman içerisinde aynı suşun taşıyıcılığının devam ettiği izlenmiş ve boğazdaki persistansın en az burundaki taşıyıcılık kadar fazla olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlara göre, S.aureus taşıyıcılığını tanımlamada boğazın da incelenmesi uygun görünmektedir. Server YAĞCI Pankreas Kanseri Olan Hastaların Pankreas, Mide ve Duodenum Dokularında Helicobacter Türlerinin Ribosomal DNA sının Araştırılması. Nilsson HO, Stenram U, Ihse I, Wadström T. Helicobacter species ribosomal DNA in the pancreas, stomach and duodenum of pancreatic cancer patients. World J Gastoenterol 2006; 12: 3038-43. Günümüzde yirmi tane Helicobacter türü tanımlanmıştır. Bunlar içinde en sık H.pylori insanda gastrit, peptik ülser, gastrik adenokanser ve MALT lenfoma etkeni olarak bilinmektedir. Son yıllarda safraya dirençli bazı H.pylori suşlarının ve diğer enterohepatik bazı Helicobacter türlerinin karaciğer, safra yolları ve pankreas ile ilgili hastalıkların patogenezindeki rolleri araştırılmaktadır. Bu çalışmada da, gastrik ve enterohepatik Helicobacter türlerinin pankreas kanseri ile ilişkili olup olmadığını araştırılmıştır. Ekzokrin pankreas kanseri (40), nöroendokrin kanser (14), multiple endokrin neoplazi tip 1 (8) ve kronik pankreatit (5) hastaları çalışma grubuna dahil edilmiştir. Kontrol grubuna ise, benign pankreas hastalığı (10) ve başka bir nedenle ameliyat edilen hastaların normal pankreas dokusu (7) alınmıştır. Pankreas kanseri olan hastaların 41 inden normal pankreas dokusundan, 13 ünden atrofik pankreas dokusundan, 27 sinden mide/duodenum dokusundan, 18 inden safra kesesinden ve 8 inden safra kesesinden örnekler alınmıştır. Alınan biyopsi örnekleri patoloji laboratuvarında incelendikten sonra mikrobiyoloji laboratuvarında değerlendirilmiştir. Deparafinizasyon ve DNA ekstraksiyonu yapıldıktan sonra Helicobacter cinsine özgül PCR gerçekleştirilmiş, PCR ürünleri DGGE (Denaturating Gradient Gel Electrophoresis) ile tespit edilmiştir. Jelden saflaştırılan nükleik asitlere DNA sekans analizi uygulanmıştır. Ayrıca barsak dokusundan translokasyon olup olmadığını anlamak için Bacteroides e özgü PCR da yapılmıştır. Pankreasın normal ve/veya atrofik dokusu da dahil olmak üzere, ekzokrin pankreas kanserli hastaların %75 inde, nöroendokrin kanseri olanların %57 sinde, multiple endokrin neoplazi tip 1 li hastaların %38 inde ve kronik pankreatiti olan hastaların %60 ında Helicobacter PCR pozitifliği saptanmıştır. Mide/duodenumdan alınan örneklerin %33 ünde Helicobacter PCR ı pozitif bulunmuş; bu örneklerin

344 YABANCI YAYINLARDAN ÖZETLER %60 ında H.bilis tanımlanmıştır. Kontrol grubundan alınan örneklerin, safra kesesi ve koledok kanalından alınan örneklerin hepsinin Helicobacter cinse özgül PCR ı negatif olarak belirlenmiştir. Pankreas dokusunda bakılan Bacteroides e özgül PCR sonuçları da negatif bulunmuştur. Tür düzeyinde tanımlama yapıldığında 7 normal pankreas dokusunda, 6 atrofik pankreas dokusunda, 12 pankreas tümör dokusunda, 2 kronik pankreatit dokusunda, 2 mide/duodenum dokusunda H.pylori; 6 mide/duodenum dokusunda H.bilis; 2 kronik pankreatit dokusunda H.hepaticus; 7 pankreas tümör dokusunda H. sp. flexispira ve 2 pankreas tümör dokusunda H. cineadi tanımlanmıştır. Tümörlü hastaların mide/duodenum dokularında Helicobacter pozitifliğinin düşük olması, operasyon öncesi metronidazol kullanmalarına bağlanmıştır. Pankreas dokusunda PCR pozitif bulunan pek çok hastanın mide/duodenum dokusunda PCR negatif bulunmasının ya da her iki dokuda farklı Helicobacter türlerinin tanımlanmasının, mideden pankreasa migrasyon olmadığını gösterdiği ifade edilmektedir. Barsak florasının önemli bir elemanı olan Bacteroides için yapılan PCR da hiçbir örneğin pozitif bulunmaması ise, barsaktan pankreasa translokasyon olmadığını göstermektedir. Sonuç olarak Helicobacter cinse özgül PCR, kontrol grubunda negatif bulunurken pankreas kanseri olan hastalarda yüksek oranda pozitif bulunmuş ve bu bakterilerin etiyolojideki rollerini ortaya koymak için daha ileri çalışmaların gerektiği vurgulanmıştır. Olcay ÖZÇAKIR Kistik Fibrozis Hastalarında Staphylococcus aureus Küçük Koloni Varyantlarının Prevalansı ve Klinik Önemi. Besier S, Smaczny C, von Mallinckrodt C, et al. Prevalence and clinical significance of Staphylococcus aureus small-colony variants in cystic fibrosis lung disease. J Clin Microbiol 2007; 45: 168-72. Staphylococcus aureus, kistik fibrozisli hastaların kronik olarak enfekte olan solunum yollarından izole edilebilmektedir. Bu yavaş üreyen morfolojik varyantlar ile persistan ve antibiyotiğe dirençli enfeksiyonlar (osteomiyelit gibi) arasında ilişki kurulabilmektedir, ancak bu özel fenotipin kistik fibrozisdeki klinik önemi ile ilgili bir bilgi yoktur. Bu yüzden bu çalışmada, kistik fibrozis hastalarındaki küçük koloni varyantlarının prevalansı 12 aylık bir prospektif çalışmada araştırılmış ve mikrobiyolojik kültür sonuçları, hastaların klinik verileri ile karşılaştırılmıştır. S.aureus taşıyıcıları arasında prevalans %17 olarak bulunmuştur. Küçük koloni varyantı olan S.aureus izolatları, normal fenotipi olanlara göre önemli derecede daha yüksek antibiyotik direnci göstermişlerdir. Küçük koloni varyantı pozitif olan hastaların, normal fenotip S.aureus taşıyan hastalara göre önemli derecede daha yaşlı olduğu (p=0.0099), Pseudomonas aeruginosa ile daha sık kolonize oldukları (p=0.0454) ve hastalık semptomlarının daha ciddi olduğu (örn. 1 sn.deki zorlu ekspirasyon hacmi daha düşük) (p=0.0148) belirlenmiştir. Lojistik regresyon modeli ile yapılan değerlendirmede, düşük kilonun (p=0.016), ilerlemiş yaşın (p=0.000) ve trimetropim-sülfometoksazol profilaksisinin (p=0.002) S.aureus küçük koloni varyantı pozitifliğinde bağımsız

MİKROBİYOLOJİ BÜLTENİ 345 risk faktörleri olduğu saptanmıştır. Kistik fibrozis hastalarının klinik durumlarının birden çok parametre tarafından etkilendiği bilinmektedir. Bununla birlikte, burada gösterilen bağımsız risk faktörleri S.aureus küçük koloni varyantlarının ilerlemiş kistik fibrozis hastalığındaki kronik ve persistan enfeksiyonlara olan etkisine dikkat çekmektedir. Emrah RUH İdrar Örnekleri Dahil Olmak Üzere 9.558 Akciğer Dışı Örnekten Mikobakteri İzolasyonu İçin BACTEC Mikobakteri Üreme İndikatör Tüp 960 Otomatize Sisteminin Kullanımı. Hillemann D, Richter E, Rüsch-Gerdes S. Use of the BACTEC Mycobacteria Growth Indicator Tube 960 Automated System for recovery of Mycobacteria from 9.558 extrapulmonary specimens, including urine samples. J Clin Microbiol 2006; 44: 4014-7. Bu çalışmada, akciğer dışı örneklerden mikobakterilerin izole edilebilmesi için BACTEC Mikobakteri Üreme İndikatör Tüp 960 (MGIT 960) sistemi uygulanmış ve katı besiyerleri (Lowenstein-Jensen ve Stone-brink) ile karşılaştırılmıştır. Çalışmaya 3074 vücut sıvısı, 1878 doku ve 2069 idrar örneği de dahil olmak üzere, henüz MGIT 960 sisteminde çalışılmamış toplam 9.558 örnek alınmıştır. Bu yöntem ile 494 Mycobacterium tuberculosis kompleksinin 446 sı (%90.3) ve 259 atipik mikobakterinin 223 ü (%86) saptanabilmiştir. Buna karşılık katı besiyerlerinde, M.tuberculosis izolatlarının 358 i (%72.6) ve atipik mikobakteri izolatlarının 164 ü (%66.8) üretilebilmiştir. M.tuberculosis izolatlarından 136 sı (%27.6) ve atipik mikobakterilerin 95 i (%19.2) sadece MGIT 960 sisteminden izole edilebilirken, M.tuberculosis izolatlarının 48 i (%9.7) ve atipik mikobakterilerin 36 sı (%13.9) sadece katı besiyerlerinde üremiştir. Böylece, akciğer dışı örneklerden mikobakteri izolasyonunda MGIT 960 sistemi ve katı besiyerleri için duyarlılık oranları sırasıyla %88.8 ve %69.3 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak, MGIT 960 sisteminin etkinliğinin ancak ek olarak katı besiyerlerinde kültür yapılmasıyla artırılabileceği belirtilmektedir. Emrah RUH Pneumocystis carinii ye Karşı Konak Yanıtında Gerekli Olan Dectin-1, Candida albicans a Karşı Yanıtta Gerekli Değildir. Saijo S, Fujikado N, Furuta T, et al. Dectin-1 is required for host defense against Pneumocystis carinii but not against Candida albicans. Nat Immunol 2007; 8: 39-46. Dectin-1, maya ve küf mantarlarının hücre duvarında bulunan ve bağışıklık sistemi aktivasyonunu tetikleyebilen beta 1,3 ve beta 1,6 glukanlarını tanıyan bir C tipi lektindir. Bu makalede, Candida albicans ve Pneumocystis carinii nin konak tarafından tanınmasında ve gerekli bağışık yanıtın başlatılmasında önemli olduğu düşünülen dectin-1 molekülünün bu enfeksiyonlardaki rolleri araştırılmıştır. Bu amaçla, dectin-1 molekülünü kodlayan genleri silinmiş olan

346 YABANCI YAYINLARDAN ÖZETLER dectin-1 knock out fareler ve dectin-1 kodlayan gene sahip dectin-1 WT fareler kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, önemli bağışık yanıt modülatörü olan beta 1,3 ve 1,6 glukanların tek reseptörlerinin dectin-1 olduğu gösterilmiştir. Stimüle edilmiş makrofajlardan ve dendritik hücrelerden reaktif oksijen radikallerinin salgılanması ve kemik iliğinden dendritik hücre olgunlaşması açısından da dectin-1 in önem taşıdığı belirlenmiştir. Yapılan in vitro ve in vivo deneyler sonucunda, P.carinii ile enfeksiyon sonrasında doğal bağışıklığın tetiklenmesi açısından önem taşıdığı ispatlanan dectin-1 adaptör molekülünün, C.albicans ın tanınmasında ve takiben doğal bağışıklığın tetiklenmesinde aynı şekilde rol oynamadığı ortaya çıkarılmıştır. Araştırmacılar, P.carinii bağışıklığının baskılanmış olduğu durumlarda bile dectin-1 tarafından doğal bağışıklığın tetiklenebilmesinin önemli olduğunu vurgularken, C.albicans ın aynı yolu direk olarak kullanamıyor olmasını, duvar yapısındaki beta glukan yerleşimi ve bu yerleşim nedeniyle dectin-1 reseptörü ile kısıtlı bağlantı kuruyor olması ile ilişkilendirmişlerdir. Pınar YURDAKUL