3 ARALIK BASIN AÇIKLAMASI



Benzer belgeler
mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum


Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK


ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.


.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

mmo bülteni mart 2005/sayý

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve


ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ


Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri



Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Tehlikeli Atýk Çözümünde EKOVAR...

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?


BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

ÖNSÖZ. Güzel bahar günlerini ve sýcacýk anlarý birlikte paylaþmak dileðiyle

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.


Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.

Platformdan Yeni ve Ýleri Bir Adým: Saðlýk ve Sosyal Güvence için Bir Bildirge

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

Simge Özer Pýnarbaþý

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Kanguru Matematik Türkiye 2015


SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

ASÜD 06 Mart 2009'da 13 süt ve süt ürünleri üreticisi tarafýndan kuruldu. 110'a ulaþan üye sayýsý ile süt sektörünün en büyük ve en yetkili kuruluþudu

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn


YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým


Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

ünite1 Sosyal Bilgiler

Cumhuriyet Halk Partisi

SIGARA VE SAÐLIK ULUSAL KONGRESÝ

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

01 Kasým 2018

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý


Gelir Vergisi Kesintisi

KASIM 2011 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili



Kanguru Matematik Türkiye 2015

PARK YAZ OKULUNDA YAÞATIN

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

..T.C. DANýÞTAY SEKiziNCi DAiRE Esas No : 2005/1614 Karar No : 2006/1140

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

7 Mart Çýkmýþ 62 Soru ve Cevabý Gönderen : total - 08/03/ :00

Kanguru Matematik Türkiye 2017

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI


Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

Transkript:

DÝSK, KESK, TMMOB ve TTB öncülüðünde bir araya gelen "Emek ve Demokrasi Güçleri" 3 Aralýk`ta tüm illerde alanlara çýkarak kitlesel basýn açýklamalarýyla yaþanan baský ve þiddet ortamýna karþý sözlerini söyledi. Özel Yetkili Mahkemeler kaldýrýlsýn, Terörle Mücadele Kanunu kaldýrýlsýn, gözaltý ve tutuklamalara son verilsin, tutuklananlar serbest býrakýlsýn talepleriyle birçok kentte toplanan binlerce kiþi AKP nin baskýcý politikalarýna dur dedi. Ankara da Kolej kavþaðýnda toplanan DÝSK, KESK, TMMOB ve TTB üyeleri buradan Sakarya Caddesi ne yürüdüler. TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Soðancý, burada yaptýðý konuþmada "Ya onlar bu ülkeyi cehenneme çevirecek ya biz bu ülkeye baharý getireceðiz" dedi. Daha sonra 4 örgüt adýna ortak açýklamayý DÝSK Genel Baþkan Vekili Tayfun Görgün okudu. 3 ARALIK BASIN AÇIKLAMASI Deðerli Basýn Emekçileri, AKP nin "ileri demokrasi" balonu ve yalaný orta yerde patladý. Býrakalým "ileri"sini, en geri demokrasilerde bile olmayan uygulamalar günlük yaþamýmýzýn bir parçasý haline geldi. AKP için demokrasinin kýstasý AKP li olmak, AKP politikalarýný kayýtsýz þartsýz desteklemektir. AKP ye göre en tehlikeli iþ ise AKP karþýtlýðýdýr. En tehlikeli düþünce AKP yi eleþtirmektir. 3 DE Kamu Emekçileri Sendikalarý Konfederasyonu (KESK) tarafýndan Ankara Mülkiyeliler Birliði'nde dün (4 Aralýk) düzenlenen basýn toplantýsýnda "karanlýðýn en uzun, aydýnlýðýn en az olduðu gün olan" 21 Aralýk'ta Türkiye çapýnda greve çýkýlacaðý açýklandý. Grevin gerekçeleri KESK Genel Baþkaný Lami Özgen ve KESK'e baðlý sendikalarýn baþkanlarýnýn da katýldýðý basýn toplantýsýnda konuþan Özgen, 21 Aralýk'ta greve çýkma gerekçelerini þöyle sýraladý: 7 DE Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý tarafýndan ülke genelinde 03 Ekim - 30 Kasým 2011 tarihleri arasýnda baþlatýlan Sonbahar Dönemi Þap Aþýlama Kampanyasý Ýlimizde büyük bir baþarý ile tamamlandý. Konuyla ilgili olarak açýklamalarda bulunan Nevþehir Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürü Ahmet ÞAHÝN þunlarý söyledi. Sonbahar Dönemi Þap Aþýlama Kampanyasýna ayný anda ülke genelinde 03 Ekim 2011- tarihinde baþlanýlmýþ ve 30 Kasým 2011 tarihine kadar devam etmiþtir. Bu kampanya kapsamýnda; Nevþehir Merkez, Acýgöl, Avanos, Derinkuyu, Hacýbektaþ, Gülþehir, Kozaklý ve Ürgüp Ýlçelerinde büyük baþ sýðýr cinsi hayvanlardan 49.005 adedi aþýlama programýna dâhil edilmiþtir. Sonbahar Dönemi Þap Aþýlama kampanyasý kapsamýnda Nevþehir Merkez Ýlçe ile birlikte 7 ilçenin tamamýnda aþýlama yapýlmýþtýr. Bu kampanya döneminde de Ýlimiz genelinde 49.005 hayvan aþýlama programýna alýnarak 60.535 adet büyük baþ sýðýr cinsi hayvan þap hastalýðýna... 3 DE 5 DE Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Orman ve Su Ýþleri Bakanlýðý Çölleþme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüðü tarafýndan düzenlenen 'Kurak ve Yarý Kurak Alan Yönetimi' konulu çalýþtay Nevþehir'de baþladý. Nevþehir'in Ürgüp ilçesinde bulunan Dinler Otel'de baþlayan ve 8 Aralýk 2011 tarihine kadar sürecek olan Çalýþtay'ýn açýlýþýna Nevþehir Valisi Abdurrahman Savaþ, Ürgüp Kaymakamý Tuðba Yýlmaz, Ürgüp Belediye Baþkaný Fahri Yýldýz, Orman ve Su Ýþleri Bakanlýðý Orman Genel Müdür Yardýmcýsý Yunus Þeker, Orman ve Su Ýþleri Bakanlýðý Çölleþme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Hanifi Avcý, Türkiye'nin çeþitli üniversitelerinden bilim adamlarý ve sivil toplum örgütü temsilcileri katýldý. Çalýþtayýn açýlýþýnda konuþan Orman ve Su Ýþleri Bakanlýðý Orman Genel Müdür Yardýmcýsý Yunus Þeker, Çalýþtay'a üniversitelerin orman ve ziraat fakültelerinden, araþtýrma müdürlüklerinden, kamu kurum ve kuruluþlardan ve sivil toplum örgütlerinden 70'e yakýn bilim adamý ve uzmanýn katýldýðýný söyledi. Devamý 3 DE

Karmaþýk gündemlerin, her gün, bazen günde birkaç kez deðiþtiði/ deðiþtirildiði bir süreci birlikte yaþýyoruz. Yakýn zamanýn en önemli gündemi hiç kuþkusuz devletin yeniden yapýlandýrýlmasýydý. Televizyon dizilerini andýran bir dizi Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çýkarýldý. KHK ile, bazý yeni bakanlýklar kuruldu, bazý bakanlýklarýn isimleri deðiþti, deðiþtirildi. Ýsmi yenilenen bakanlýklar ile yeni kurulan bakanlýklar elbetteki yeni ihtiyaçlar nedeniyle idi. Ancak bu ihtiyaçlar halkýn deðil, sermayenin yani büyük þirketlerin ihtiyaçlarýný karþýlama amaçlýydý. Söz konusu yeniden yapýlandýrma siz, yeni sömürü alanlarý için deðiþim diyebilirsinizsömürüye açýlacak yeni alanlarýnýn neler/nereler olacaðýna kýlavuzluk ediyor. Yoksa, býrakýn halký, seçilmiþlerin olduðu Meclis teki partileri bile devre dýþý býrakarak KHK çýkarýlmazdý, herhalde Bilindiði gibi þimdi de, Mevcut Anayasa nýn deðiþtirilmesi çabalarý yoðunluk kazanmýþ durumda. Yenilenecek Anayasa, çýkarýlan KHK lerin ekonomik ve politik ruhuna uygun, onun en üst zýrhý olma ihtimalini içinde barýndýrýyor denilebilir. YENÝ ANAYASA çalýþmalarý, Hükümet tarafýndan gündemden düþürülmüyor; her vesile ile hatýrlatýlýyor, gündeme taþýnýyor. Görünen o ki; öyle ya da böyle, bir anayasa çýkacak, çýkarýlacak. Macun tüpten çýktý bir kez Muhalefet partilerince Anayasa deðiþikliði konusunda belki de en fazla konuþulacak konu Mevcut Anayasa nýn 1. ve 2. maddeleri olacak. Bu güne kadar yürütülen politikalarla nasýl halka, cambaza bak denilerek toplumsal varlýklar ile doðal ve yaþamsal varlýklarýn birçoðu özelleþtirmeler adý altýnda sermayeye devredildiyse, sosyal haklar týrpanlandýysa ayný oyun yeni Anayasa çalýþmalarýnda sahnelenebilir. Yaþam savunucularý doðanýn yaþanabilirliðini garanti altýna alacak öneriler geliþtirip, kamuoyuyla paylaþmalý, oyunda yerlerini alabilir. Anayasa yaþam savunucularýna raðmen sermayenin çýkarlarý doðrultusunda çýkabilir, yaþam savunucularý göstereceði çabalarla en azýndan tarihe not düþme görevini yerine getirilmiþ olunur. Devletin þeklini ve Cumhuriyetin niteliklerini tanýmlayan Anayasa nýn I. Ve 2. maddelerinin deðiþtirilip deðiþtirilmeyeceði mecliste grubu olan partiler ile dýþarýda fikri katkýya soyunmalarý resmi devlet tarafýndan istenen kurumlar ve örgütler arasýnda kuþkusuz tartýþýlacaktýr. Anayasa nýn 1. ve 2. maddeleri deðiþsin mi, deðiþmesin mi tartýþmasýndan taraf olmak yaþam savunucularýnýn birincil görevi olmasa gerek. Önceliði doðaya verecek, her iki maddeyi zenginleþtirecek fikri katkýya soyunmalarýna gerek görülmeyenler tarafýndan gündeme taþýnabilir. Mevcut Anayasa da yer alan; Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, sosyal ve laik bir devlettir e ek olarak; ekolojivk bir hukuk devlettir, doðaya zarar verecek veya verme ihtimali olan kanun teklifi yapýlamaz talebini sunmak ve savunmak baþka bir zemin sunabilir. Bilindiði üzere ekonomik gereklilikler bahanesiyle doða tahribatý aldý baþýný gidiyor. Baþka bir deyiþle doðaya yönelik yatýrýmlar,ekonomik büyüme esaslý olduðu için ekolojik krizi büyütüyor. Uygulanan endüstriyel üretim modeliyle kimyasal ilaç ve gübrelerin atýklarý nedeniyle toprak ve suyun kirlendiði saklanýlamýyor, savunulamýyor ama üretim modelinden tarým, gýda ve ecza þirketleri gýdalandýðý için deðiþtiril(e)miyor da. Bu modelle elde edilen gýdalarýn saðlýklý olmadýðý herkes ve kesim tarafýndan bilindiði halde el deðmeden hijyenik ortamlarda paketlendiði için, saðlýklý gýda üretildiði, hazýrlanan gýda yönetmelikleri ve tüketimi körükleyici propaganda ve reklâmlarla yanýlsama yaratýlmaya devam ediliyor. Doðal varlýklarýmýz olan ve doðada yaþayan her þeyin yaþam iksiri olan akarsularýn sularý, HES adý altýnda su/enerji þirketlerine aktarýlýyor; sahip kýlýnýyor. Suyun %90 nýn enerji üretimi ve para ile satýlmasý için þirketlere devrini, geriye kalan %10 ile doðanýn yaþamýný devem etmesi isteniyor. Bu açgözlülükle (paragözlülükle) gezegenimiz tahrip edilirken çýkarýlacak Yeni Anayasa nýn doða karþýtý sermaye ve yanlýlarý için yasal güvence oluþturma, kýlýf dikme operasyonu olduðu yaygýn bir kaný. Farklý bir dönüþe öncülük yapmalarý doðadan kazanç elde etme arzusu ile yanýp tutuþanlardan ve ona destek olan siyasi partilerden elbette beklenemez. Doðayla uyum içinde yaþamanýn yolunu bütün dünya arýyor. Çünkü geri dönüþü olmayan bir noktaya gidiliyor. Geç de olsa doðanýn bütünlüklü bir sistem olduðu, insanýn da onun efendisi deðil, yalnýzca bir parçasý olduðu fark edilmeye baþlandý. Fark edenler, Yeni Anayasa da; Devlet, iþ imkaný yaratmak ve köylü halkýn refahýný güvence altýna almakla görevlidir. Bu amaçla üreticilerin, entegre -üretimden pazarlamaya- olacak, kýrsal yapýnýn oluþmasýný teþvik eder. Köylüyü kente deðil, kentin olanaklarýný kýra -köy kültürünü bozmadan- taþýmakla görevlidir. Beslenme saðlýðý, ve güvencesi içerde tarým üretiminin geliþmesi ve iyileþtirilmesi ile saðlanýr. Devlet, kýrsal entegre geliþiminin temeli olarak aile çiftçiliðini/tarýmýný teþvik eder. Böylelikle halkýn gýda güvencesini, memleket topraklarýnda saðlayarak, üretilen ürünlerin yeterliðini, devamlýlýðýný ve tüketiciye uygun alým olanaðýyla sunulmasýný güvence altýna alýr. Devlet, ekosisteme zarar verebilecek her türlü faaliyet öncesinde yaþamsal ve sosyokültürel etki çalýþmalarý yürütmekle yükümlüdür. Toksin atýk ve tehlikeli maddelerin ülkeye girmesinin yaný sýra, nükleer, kimyasal ve biyolojik silah kullanýmýný ve üretimini önler. Doðaya zarar verecek veya verme ihtimali olan kanun teklifi yapýlamaz; Görüþleri cesaretle savunulabilir, savunmalýyýz *Çiftçi-Sen Genel Baþkaný Katledilen Agos Gazetesi Genel Yayýn Yönetmeni Hrant Dink davasýnda, savcýnýn mütaalasýna iliþkin görüþlerini açýklayan avukatlar, "Mahkemeniz ya bebekten katil yaratan ve artýk aydýnlanmýþ bu tarihselliði görecek ya da bebekten katil yaratan bu karanlýðýn koyulaþmasýna neden olacak" dedi. Ýstanbul 14. Aðýr Ceza Mahkemesi'nde bu sabah baþlayan 22. duruþmanýn ikinci oturumunda söz alan Dink ailesinin avukatlarý, savcýnýn davayla ilgili hazýrladýðý esas hakkýndaki mütaalasýna iliþkin "Dink cinayetinin üç beþ gencin galeyana gelmesi ile deðil, köklerini yüz yýldan uzun bir zamandan beri beslenen, körüklenen sistematik bir düþmanlýktan alan bir cinayet " olduðuna iliþkin görüþlerini belirtti. Yaklaþýk 55 sayfa olan görüþlerin birinci bölümünde avukatlar, suikasta giden süreçte Türkiye'de nasýl bir siyasi atmosfer olduðunu, bu siyasi atmosferin tarihsel kökenlerini ve cinayete giden yolda medyadan yargýya, emniyetten jandarmaya kadar tüm devlet kurumlarýnýn hazýrladýðý zemini gözler önüne serdi. 'ÝTTÝHATÇI GELENEÐÝN UZANTISI' Hrant Dink'in hedef gösterildiði süreçte, darbe hazýrlýklarýnýn yapýldýðý, ülkenin önemli ve tanýnmýþ gazeteci, yazar ve aydýnlarýna suikast planlandýðý, aralarýnda Hrant Dink'in de bulunduðu bu kiþilere iliþkin ölüm listelerinin oluþturulduðu bugün ortaya çýkan bilgiler arasýnda olduðunu kaydeden avukatlar, ayný süreçte, devlet yapýlanmasýnda deðiþime ve kurumlar arasýnda farklýlaþmaya hatta çatýþmalarýn da yaþandýðýný ekledi. Birbirleriyle kavgalý devlet kurumlarýnýn Dink cinayetinin hazýrlýðýna katký, iþlenmesine kolaylýk ve katil zanlýsýna kahraman muamelesi konusundaki uyumunun devlet kadrolarýnda mevcut bir baþka güçlü zihniyetin ne kadar yaygýn ve içselleþtirilmiþ olduðunu süreç içerisinde görüldüðünü kaydeden avukatlar, sürece bir bütün olarak bakýldýðýnda ise, bu zihniyetin, cinayetleri içselleþtiren, olaðanlaþtýran, meþrulaþtýran farklýlýklara, özellikle Ermenilere düþman "ittihatçý geleneðin" uzantýsý olduðunu ortaya çýkarttýðýna vurgu yaptý. Ege Denizi nde Midilli Adasý nýn güneybatýsýnda saat 10.17 de 5.1 büyüklüðünde deprem meydana geldi. Deprem Ýzmir den Çanakkale ye kadar sahil kesiminde hissedildi. Herhangi bir hasara neden olmayan deprem, kýsa süreli heyecan yarattý. Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araþtýrma Enstitüsü, saat 10.17 deki depremin 6 kilometre derinlikte olduðunu belirtip, büyüklüðünü 5.1 olarak açýkladý. Yabancý deprem siteleri depremin koordinatlarýný, Ýzmir in kuzeybatýsýnda 84 kilometre uzaklýkta, Midilli Adasý nin 'DEVLET GELENEÐÝ' Dink cinayetinin iki "Devlet geleneði"nin kesiþme noktasýnda durmakta olduðunu kaydeden avukatlar, bu gelenekleri ise "siyasi cinayetler" ve "Ermeni düþmanlýðý" olarak nitelendirdi. Avukatlar, hakikati ortaya çýkaracak bir yargýlama yapýlmasý için gerekli olanýn ise, bu iki devlet geleneðiyle yüzleþmekten geçtiðini söyledi. Avukatlar, "Devletin siyasi cinayet geleneðiyle yüzleþmeden suç örgütü nün yöntemlerini ve eylemin örgütlenme biçimini anlamak mümkün olmayacaðý gibi; kadim Ermeni düþmanlýðýyla yüzleþmeden de suç örgütü nün bu eylemi gerçekleþtirmesinin, üstelik gözler önünde, göstere göstere gerçekleþtirebilmesinin en önemli nedeni de anlaþýlamayacaktýr" uyarýsýnda bulundu. 'MAHKEME BEBEKTEN KATÝL YARATAN TARÝHSELLÝÐÝ GÖRMELÝ' Dink cinayetinin, devletin bazý konularda çatýþmalý görünen kurumlarýnýn ortak bir uzlaþýsý sonunda, öncesi ve sonrasý ile planlanarak, kolaylaþtýrýldýðý, iþlendiði; ayný uzlaþý ile gerçek faillerinin gizlendiði, yargýlamanýn dýþýnda býrakýldýðý gerçeðini ortaya koyduðunu kaydeden avukatlar, görüþlerinin birinci bölümünün sonunda "Mahkemeniz ya bebekten katil yaratan ve artýk aydýnlanmýþ bu tarihselliði görecek ve yeni cinayetlerin, yeni katillerin, yeni maðdurlarýn ortaya çýkmasýný önlemek, toplumsal barýþý saðlamak, bugünlerde yerle bir olan adalet duygusunu onarmak, toplum nezdinde gittikçe itibar kaybeden hukuka ve yargýya olan güveni yeniden tesis etmek için bir adým atacaktýr ya da kendisine biçilen rol çerçevesinde, eksik, yanlýþ, maddi gerçekle örtüþmeyen ve hiç kimseyi tatmin etmeyen bir karar verecek ve bebekten katil yaratan bu karanlýðýn koyulaþmasýna neden olacaktýr" deðerlendirmesinde bulundu. Avukatlar, esas hakkýndaki görüþlerinin ardýndan görüþlerinin ikinci bölümünü sunmak ve TÝB'den gelen kayýtlarýn incelenmesini talep etmek amacýyla mahkemeden süre talep ederken, mahkeme heyeti müdahil avukatlarýn ve sanýk avukatlarýnýn esas hakkýndaki görüþlerini beyan etmeleri amacýyla duruþmayý 26 Aralýk tarihine erteledi. (Ýstanbul/DÝHA) güneybatýsýna 35 kilometre uzaklýkta olarak verdi. KARABURUN SAKÝN Türkiye de depremin merkez üssüne en yakýn yer Karaburun Yarýmadasý.Karaburun Kaymakamý Fatih Aksoy, depremi hissettiklerini ancak kimsenin paniðe kapýlmadýðýný söyledi. Aksoy, Ýlçe de herhangi bir hasar olmadýðýný belirtti. Çanakkale de ise depremin ardýndan kýsa süreli bir panik yaþandý. Özellikle yüksek binalarýn üst katlarýnda oturanlar, depremi daha çok hissetti. Depremle ilgili olarak þu ana kadar herhangi bir can ve mal kaybý bilgisi ulaþmadý. ARTÇI DA OLDU Bu arada, saat 10.30 da, yine Ege Denizi nde 5 kilometre derinlikte Richter ölçeðine göre 4.2, saat 10.42 de ise, 3.7 büyüklüðünde depremler kaydedildi. Saat 09.42 de ise, merkez üssü Dikili açýklarý olan ve 14,4 kilometre derinlikte meydana gelen 3 büyüklüðünde bir deprem olmuþtu. (ntvmsnbc) 05 Aralýk 2011

Sulucakarahöyük/ANKARA DÝSK, KESK, TMMOB ve TTB öncülüðünde bir araya gelen "Emek ve Demokrasi Güçleri" 3 Aralýk`ta tüm illerde alanlara çýkarak kitlesel basýn açýklamalarýyla yaþanan baský ve þiddet ortamýna karþý sözlerini söyledi. Özel Yetkili Mahkemeler kaldýrýlsýn, Terörle Mücadele Kanunu kaldýrýlsýn, gözaltý ve tutuklamalara son verilsin, tutuklananlar serbest býrakýlsýn talepleriyle birçok kentte toplanan binlerce kiþi AKP nin baskýcý politikalarýna dur dedi. Ankara da Kolej kavþaðýnda toplanan DÝSK, KESK, TMMOB ve TTB üyeleri buradan Sakarya Caddesi ne yürüdüler. TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Soðancý, burada yaptýðý konuþmada "Ya onlar bu ülkeyi cehenneme çevirecek ya biz bu ülkeye baharý getireceðiz" dedi. Daha sonra 4 örgüt adýna ortak açýklamayý DÝSK Genel Baþkan Vekili Tayfun Görgün okudu. 3 ARALIK BASIN AÇIKLAMASI Deðerli Basýn Emekçileri, AKP nin "ileri demokrasi" balonu ve yalaný orta yerde patladý. Býrakalým "ileri"sini, en geri demokrasilerde bile olmayan uygulamalar günlük yaþamýmýzýn bir parçasý haline geldi. AKP için demokrasinin kýstasý AKP li olmak, AKP politikalarýný kayýtsýz þartsýz desteklemektir. AKP ye göre en tehlikeli iþ ise AKP karþýtlýðýdýr. En tehlikeli düþünce AKP yi eleþtirmektir. Ve AKP için "bombadan bile tehlikeli" olan þey, politikalarýný eleþtiren yazýlar, kitaplardýr. Bu yüzden AKP, muhalif olan herkesi hedef alýyor, düþman görüyor. Türkiye bir açýk hava cezaevine dönüþüyor. Her yeni güne tutuklama haberleriyle baþlýyoruz. Ýnsanca yaþamak isteyen iþçiler, suyunu ve topraðýný korumak isteyen köylüler, parasýz eðitim isteyen öðrenciler, ülkemizde füze kalkaný istemeyenler, gerçeðin peþindeki gazeteciler, adalet arayan avukatlar yani haklarýný arayan herkes tutuklanýyor. Tutuklamalar, seçilmiþ milletvekillerine ve belediye baþkanlarýna kadar uzanýyor. AKP hükümetini eleþtiren, AKP politikalarýna karþý çýkan herkes tutuklanma endiþesi yaþýyor. Ýlk kez Hitler Almanya sýnda duyduðumuz "eþ zamanlý operasyonlar" büyük baþarý olarak sunuluyor. AKP yargýsý adalet daðýtmýyor, korku salýyor. Özel yetkili savcý ve yargýçlar "özel konumlar" elde etme adýna hukuk ilkelerini ayaklar altýna alýyor. "Sýra ne zaman bana gelecek" korkusuyla düþünemez, talep edemez, hareket edemez hale getirilmek isteniyoruz. Emperyalizmin jandarmalýðý karþýlýðýnda satýlan "Ýleri teknoloji" ile her yerde ve anda kontrol altýnda tutulmak isteniyoruz. Toplum "AKP karþýtý" ya da "yandaþ" olarak fiþleniyor. Deðerli Basýn Emekçileri, Yýllarca kadrolaþma politikalarý sonucu devlet AKP lileþti. AKP li olmayan demokratik kurum ve kuruluþlar, hatta kiþiler topyekûn bir saldýrý ve baský dalgasýyla karþý karþýyadýr. Yýllarca alanlarda "Susma, sustukça sýra sana gelecek" diye haykýrdýk! Maalesef öngörümüz gerçekleþti. Bu gidiþat durdurulmazsa sýra herkese gelecek! Çünkü faþist yönelim kurumsallaþýyor. Toplumsal muhalefet önce tehditle, soruþturmalarla, sürgünlerle, copla, biber gazýyla terbiye edilmeye çalýþýlýyor. Bu yetmeyince her an, herkesi içine alabilecek þekilde toplu gözaltý ve tutuklama ile bitirilmek isteniyor. Derelerine, çayýna sahip çýkan onurlu Hopa halký, parasýz eðitim isteyen, devrimci önderlerin anmasýna katýlan gençler bu saldýrýlardan nasibini aldý. Seçilmiþler, üniversite öðretim görevlileri, Nedim Þener ve Ahmet Þýk gibi muhalif gazeteciler, siyasi parti temsilcileri, demokratik kitle örgütü temsilcileri, gençler, AKP li olmayan belediyeler AKP nin hedef tahtasýnda. Tutukluluk cezaya dönüþtürülmüþ durumda. AKP, hem tutukluyor hem de savunma hakkýndan yoksun býrakýyor. Darbe dönemlerinde bile þahit olmadýðýmýz þekilde onlarca avukat ayný gün gözaltýna alýndý, 33 ü tutuklandý. KESK Genel Baþkaný, eski Genel Sekreteri, eski Kadýn Sekreteri, EÐÝTÝM SEN eski ve yeni Kadýn Sekreterleri, üç Genel Meclis üyesinin de aralarýnda bulunduðu 25 KESK li Sendikal faaliyetleri nedeniyle 6 þar yýl 3 er ay ceza ile cezalandýrýldýlar. Halen 33 KESK li çeþitli cezaevlerinde tutukludur. Ýnsan haklarýna aykýrý þekilde mahkum muayenesine karþý çýktýklarý için, çevre kirliliði konusunda halký bilgilendirdikleri için, Saðlýk Bakanlýðý politikalarýna karþý çýktýklarý için doktorlarýmýz cezalandýrýldý. Tutuklama furyasýnda bir adým da Ýzmir de atýldý. Sendikal faaliyet sürdüren ve taþeron uygulamasýna karþý güvenli iþ, güvenli gelecek mücadelesi veren DÝSK/Genel-Ýþ Sendikasý þube yöneticileri Cafer Konca, Memiþ Sarý, Yakup Yýldýrým, iþyeri temsilcileri Necip Binici, Cafer Alt ve Ýzmir Büyükþehir Belediyesi nin bazý çalýþanlarý ve yöneticileri tutuklandý. AKP nin operasyonlarýna meþruiyet kazandýrmak için ortaya çýkardýðý yeni "öcü" KCK oldu! Kürt sorununun demokratik ve barýþçýl çözümünü isteyen herkes "KCK lidir" iddiasýyla tutuklanma tehlikesiyle karþý karþýya. Bunun en son örneði Prof. Büþra Ersanlý, yazar Ragýp Zarakoðlu ve Deniz Zarakoðlu, KESK eski Genel Sekreteri Mustafa Avcý dýr. Deðerli Basýn Emekçileri, Askeri ve sýkýyönetim Mahkemelerinin yerine kurulan DGM ler eskilerini arattý. DGM lerin yerine kurulan Aðýr Ceza ve Özel Yetkili Mahkemeler ise DGM lere rahmet okutur durumda. Baþbakan ne zaman birilerini hedef yaparsa hemen ertesinde özel yetkili mahkemeler ve savcýlar harekete geçiyor. Daha operasyon yapýlmadan yalaka medyada operasyon bilgileri yer alýyor, kiþiler hedef gösteriliyor. Avukatlarýn bile görmediði, görmesi yasaklanan dosyalar yalaka medyada sayfa sayfa yayýnlanýyor. Hiçbir dönem olmadýðý kadar yargý siyasi iktidarýn yönlendirmesi ve etkisi altýnda. Hükümet aleyhine en ufak bir soruþturma açan savcý ya da hakimler ya görevden alýnýyor, ya da görev yerleri deðiþtiriliyor. Hükümetin politikalarýna uygun hareket edenler ise terfi ettirilerek ödüllendiriliyor. Tuzun koktuðu yer tam da yargýnýn þu an içinde bulunduðu durumdur. Cezaevleri týka basa doldu. Baþbakan yeni okullarýn, hastanelerin, yollarýn yapýlacaðý ya da insanca yaþayacak ücret müjdesi deðil yeni cezaevi yapma müjdesi veriyor! Artýk yeter diyoruz. Bu gidiþata son verilmelidir. Onlar son vermese bizler son vereceðiz. Ülkemizde devrimci bir dönüþüme ihtiyaç olduðu açýktýr. Bu dönüþümü emekten, demokrasiden, özgürlükten ve barýþtan yana olan güçler gerçekleþtirecektir. Bu dönüþümü emek ve demokrasi mücadelesinin zor olduðunu bilen bizler gerçekleþtireceðiz. Bu nedenle diyoruz ki; Özel Yetkili Mahkemeler ve Terörle Mücadele Yasasý kaldýrýlmalýdýr! Gözaltý operasyonlarý durdurulmalýdýr! Hukuka aykýrý tutuklananlar derhal serbest býrakýlmalýdýr! Taleplerimiz dikkate alýnmaz, gereði yapýlmazsa okulda, sýrada, içeride, dýþarýda, fabrikada, iþyerlerinde, her yerde direniþi yükselteceðiz. Ya onlar ülkeyi cehenneme çevirecek ya da bizler geleceðimize sahip çýkarak eþit, özgür, adil ve barýþ içinde bir ülkeyi kuracaðýz... KURTULUÞ YOK TEK BAÞINA, YA HEP BERABER YA HÝÇBÝRÝMÝZ! EMEK VE DEMOKRASÝ GÜÇLERÝ Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý tarafýndan ülke genelinde 03 Ekim - 30 Kasým 2011 tarihleri arasýnda baþlatýlan Sonbahar Dönemi Þap Aþýlama Kampanyasý Ýlimizde büyük bir baþarý ile tamamlandý. Konuyla ilgili olarak açýklamalarda bulunan Nevþehir Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürü Ahmet ÞAHÝN þunlarý söyledi. Sonbahar Dönemi Þap Aþýlama Kampanyasýna ayný anda ülke genelinde 03 Ekim 2011- tarihinde baþlanýlmýþ ve 30 Kasým 2011 tarihine kadar devam etmiþtir. Bu kampanya kapsamýnda; Nevþehir Merkez, Acýgöl, Avanos, Derinkuyu, Hacýbektaþ, Gülþehir, Kozaklý ve Ürgüp Ýlçelerinde büyük baþ sýðýr cinsi hayvanlardan 49.005 adedi aþýlama programýna dâhil edilmiþtir. Sonbahar Dönemi Þap Aþýlama kampanyasý kapsamýnda Nevþehir Merkez Ýlçe ile birlikte 7 ilçenin tamamýnda aþýlama yapýlmýþtýr. Bu kampanya döneminde de Ýlimiz genelinde 49.005 hayvan aþýlama programýna alýnarak 60.535 adet büyük baþ sýðýr cinsi hayvan þap hastalýðýna karþý aþýlanarak % 123 gibi büyük bir baþarý saðlanmýþtýr. Þap Aþýlamasý yýl içerisinde bir ilkbahar birde sonbahar döneminde olmak üzere senede 2 defa uygulanmaktadýr.2011 yýlý Ýlkbahar döneminde de 58.741 adet büyük baþ sýðýr cinsi hayvan þap hastalýðýna karþý aþýlanmýþ ve % 119,9 gibi büyük bir baþarý saðlanmýþtý. Þap Hastalýðý, halk arasýnda -tabakolarakta bilinen, bütün çift týrnaklý hayvanlarda rastlanan çok bulaþýcý viral bir hastalýktýr. Aðýzda, týrnakta ve memelerde yaralar oluþturan bu hastalýk; süt veriminde %15, et veriminde %10 verim kayýplarýna neden olur. Özellikle buzaðý ve kuzular hastalýða karþý son derece hassas olup % 80 lere varan oranlarda ölümlere yol açabilir. Hastalýktan korunmanýn en önemli yolu, hayvanlarýn altý ay aralýkla yýlda iki kez (ilkbahar, sonbahar) aþýlanmasýdýr. Hayvancýlýk iþletmelerinde, temizlik ve dezenfeksiyon gibi önlemler ile dýþarýdan yeni satýn alýnan hayvanlara þap aþýsý yapýlýp yapýlmadýðýna dikkat edilmelidir. Ayrýca, Ýl Müdürü ÞAHÝN; Aþýlama Kampanyasýnda büyük bir emek ve özveri ile çalýþan Ýl/Ýlçe Müdürlüðü Hayvan Saðlýðý Yetiþtiriciliði ve Su Ürünleri Þube Müdürlüðü personeline ve gösterdikleri yoðun ilgi nedeniyle hayvan yetiþtiricilerine teþekkür etti. Þeker, Kurak ve Yarý Kurak Alan Yönetimi Çalýþtayý'nýn iklim deðiþikline uyum ile olumsuz etkilerinin azaltýlmasý, kullanýlacak türler ve yeni teknikler, planlamada ekosistem yaklaþýmý, sosyal ekonomik hukuki ve mülkiyet problemleri, sulama, ilgili taraflarla iþbirliðinin saðlanmasý ve kamuoyunda farkýndalýk oluþturulmasý açýsýndan olumlu katký saðlanmasýnýn hedeflendiðini kaydetti. Orman ve Su Ýþleri Bakanlýðý Çölleþme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Hanifi Avcý ise, Türkiye'nin yüzde 65'inin kurak ve yarý kurak alanlardan oluþtuðunu ve son yýllardaki iklim deðiþikliklerinden en çok etkilenecek alanlarýnda buralar olduðunu vurguladý. Kurak ve yarý kurak alanlarýn kendine has özellikleri olduðunu ve iklim deðiþikliklerinden en çok etkilenen alanlar olduðunu söyleyen Avcý, söz konusu etkinin azaltýlmasýný saðlamak amacýyla bu çalýþtayý düzenlediklerini kaydetti. Nevþehir Valisi Abdurrahman Savaþ da, kamu yönetiminde algýlama ve anlayýþ açýsýndan son yýllarda ciddi geliþmeler kaydedildiðini ve bunun en güzel örneklerinden birinin de erozyonla mücadele konusunda yaþandýðýný söyledi. Bu konuda farklý birimlerin ortak çalýþmalar yaptýðýný ifade eden Savaþ, "Sorunlarýn ancak birlikte çalýþarak çözülebileceðini bizzat bu çalýþtay faaliyetinin kendisi gösteriyor.ortak çalýþma konusunda son yýllarda güzel çalýþmalar var ancak bunun biraz daha geliþtirilmesi lazým. Halen bizim kurumlarýmýzda, farklý kurumlarýn bir araya gelerek iþ birliði yaptýðý anlayýþý var.halbuki birlikte oluþan takým kendi hüviyetini kendisi ortaya koymasý lazým.bunun bir takým konu bazlý veya proje bazlý uygulamalarý var. Kurumu Orman ve Su Ýþleri Bakanlýðý olabilir, Çevre ve Þehircilik Bakanlýðý olabilir Gýda ve Hayvancýlýk Bakanlýðý olabilir. Fakat bunlar bir araya geldiðinde diðer kimliklerinden sýyrýlýp, proje takýmý olarak farklý bir kimliðe bürünüp bu þekilde çalýþmasý lazým. Bazý konularda çok uzun soluklu projeler için bu teþkilat vari bir konuma da dönüþebiliyor. Kurumsal kimliklerin ötesinde geldiðimden bu yana da ilimizde de arkadaþlarýmýzýn sen, ben, o tanýmlarý dýþýnda 'kamu hizmeti yürüten biz' kimliði ile hareket etmeleri konusunda sürekli olarak teþvik etmeye gayret ediyorum."dedi.

ENVER AYSEVER Ýnsan tuhaf bir beceriye sahip, rastlantý deyip geçiþtiremeyeceðimiz, garip bir yeti bu. Düþüncemizde beliren kimi olay, olgu ve kiþileri çaðýrýyoruz sanki, umulmadýk bir anda karþýmýza çýkýnca onlar, bu kez de þaþýrýyoruz. Oysa söz konusu olan bir davet Çaðrýya kulak verenlerin icabet etmesinden daha doðal ne olabilir! Bu çaðrýnýn mutlaka adý, yeri, yurdu belli bir kimseye yapýlmasý da þart deðil üstelik. Bir döneme, bir duygu ekseninde beliren kimi kiþilere yapýlabileceði gibi, ortadan bir çaðrý olup, kendini muhatap sayan kimselerin üzerine alýnýp, yanýt vermesi de söz konusu olabilir. Geçen on gün karþýma farklý dönemlerde yakýn dostluk ettiðim kimilerini çýkardý. Sahne alýþ sýrasýyla ve farklý gerekçelerle karþýlaþmak tuhaf bir irkilme yarattý ruhumda. Unutulmuþ ve öyle olduðu için de ölü olarak kabul ettiðimiz kiþilerin ete kemiðe bürünmüþ biçimde, üstelik ayný bedende ama neredeyse bambaþka kiþiliklerle önümde durmasý üstüne yeniden düþündüm. Henüz üniversite öðrencisi ve hayli yaþam acemisi bir genç kýz olarak býraktýðým birinin, evli, çocuklu ve uzun süre yurtdýþýnda yaþama deneyimi edindikten sonra karþýma çýkmasý hoþ bir sürprizdi ilk bakýþta, ama sonra tanýþma, dostluk ve yeniden tanýþma üzerine düþünme gereði doðurdu. Sürekli sevmek, sürekli ve güvence altýnda bir arada olmayý arzu etmek diye bir duygu/durum var mý? Ya da bir zaman fikirleriyle, varlýðýyla çekici olan bir kimsenin, geçen zaman ardýndan sizi kolayca aramasýyla kurulan yeni dilin, ne denli samimiyet içereceðini hesaplamak gerçekten kolay mý? Ergen yýllar, ilk gençlik ve hemen sonrasýna dair düþündüðüm günlerdeyken gelmesi bu kiþinin elbet doðal bir tesadüf deðil. Ben o günlere dair muhtemelen bir tanýk aradým ve aklýmdan geçenlerin gerçekliðini teyit etmek için bu daveti yaptým. Zihnin kendini iyi hissetmek, kasýtlý çarpýtmalarý önlemek, yerli yerinde ve içten bir röntgen çekmek adýna gösterdiði çabaya saygý duyuyorum. Gelin görün ki, yýllar sonra, size ve o günün deneyimlerine yönelik aradýðýnýz tanýk, bambaþka bir gündem ve ruh haliyle karþýnýzda belirince, hem onun belleðinden, hem de þimdiki bakýþýn etkisiyle yýpranmýþ hatýralardan pek de hoþlanmýyorsunuz. Bambaþka kiþilerden ve tarihten söz ediyor olmak tuhaf. YENÝDEN KARÞILAÞMAK Ayna karþýsýnda bir süre aksimize bakýnca gördüðümüz kiþiyle aramýzda garip bir mesafe oluþmaya baþlar. Ýç sesin bize tanýttýðý, bildiðimizi sandýðýmýz o kiþi, karþýmýzda duranla bir türlü eþleþmez. Çoðu zaman nasýl biri olduðumuzu anlamaya çabalarken, dýþarýdan nasýl göründüðümüzü hesaba katmayýz. Hatta biz de o görüntüyü bildiðimizi varsayarak davranýr ve sanki mutabakat varmýþ gibi yersiz bir benimseme üzerinden kurarýz tüm düþüncelerimizi. Gerçek bu deðildir. Yeni aldýðýmýz bir ceketin yakýþýp yakýþmadýðýný anlamak, saç kesimimiz biçimli mi deðil mi diye aynaya bakmakla, her gün karþýlaþtýðýmýz kiþiyi kavramak için derinlemesine kendimize bakmak/sorgulamak arasýnda fark var. Kuþkusuz ben diye söz açtýðým ve tanýdýðýmýzý düþündüðümüz, kendi aksimize yönelik tartýþmanýn ikircikli bir anlamý var. Ýnsan ruhsal bir varlýk. Kendi dýþýnda olanlarý görsel bir imge üzerinden kavrasa da, kendi ruhsal/düþünsel sürecine ayný pencereden bakmýyor. Nasýl göründüðü, algýlandýðý üstüne düþünse, hesaplar yapsa, hatta kuruntular edinse bile, yeterince kendiyle karþýlaþmýyor. Hal böyle olunca da, geçmiþ zamandan gelen kiþilerin/dostlarýn/sevilenlerin deðiþen görüntüsüne dair türlü akýl yürütme yaparken kendinin nasýl kaný oluþturduðunu düþünmüyor. Yeniden karþýlaþma çok boyutlu bir mesele Çaðrýma kulak verip, karþýma çýkanlar farklý gerekçelerle beni izlemiþlerdi. Televizyona çýkmak, kitap yazmak, gazetelere söyleþi vermek, siyasal alanda bir savý taþýmak görünmek demek ve dahasý gösteri çaðýnýn parçasý olmak anlamýna geliyor. Yaratýmla uðraþan, bunu paylaþmak için pazara çýkan/tartýþmaya açan kiþi için bunda yadýrganacak bir durum yok. Bir yanýyla böyle Öte taraftan, sizin sunduklarýnýz üzerinde doðan algý, geçmiþten gelen kiþiye, hakkýnýzda hüküm verme, hatta tanýþýklýðý/bilmeyi derinleþtirme olanaðý sunuyor. Bir kanaat ediniyor, bunu geçmiþle birleþtiriyor ve üzerinden dil kuruyor. Görünür olduðunuz için, bilinir kabul ediliyorsunuz. Esasen türlü araçlarla, herkes biraz çýplak ve herkes, hakkýnda hap bilgilerle hüküm verilmesine, bu saldýrýya açýk! Twitter, facebook, sanal alemde izinli/izinsiz yayýlan tüm görüntüler, bilgiler Doðruluðu, deðeri tartýþmasýz benimsenen kanýlar Bu yanýyla yeniden karþýlaþmanýn sürprizli tarafý tükeniyor, hazýrlýklý bir baþlangýçla çýkýlýyor yola. DEPOLAMA AYGITINA SIKIÞMIÞ ÝZLER! Daha az rastlantýnýn hüküm sürdüðü bir çaðdayýz. Geçmiþ kalabalýk biçimde ve çok yönlü kayýt altýnda. Elbette garip bir belgeleme, biriktirme biçimini de hesaba katmak gerek. Söz gelimi fotoðrafla kurulan iliþki Eskiden aile albümleri vardý. Birinin tüm yaþantýsý o albümlerde belgelenir, geliþimi adým adým izlenirdi. Doðum, çocukluk yýllarý, sünnet, niþan, düðün, mezuniyet, törenler, geziler bulunurdu orada. Bir dönemi o güne dair kiþilerden, giyimden, mekânlardan, kimi zaman kurulan sofradan, binilen araçtan, seçilen renklerden anlamak mümkündü. Bir yabancýya kendine anlatmak/tanýtmak için ortaya çýkabileceði gibi, ara sýra kiþi bir öykü okur, bir belgesel izler biçimde bakardý albüme. Nesne olarak ve ev içinde bir yeri ve anlamý vardý. Bazý deðerli fotoðraflar çerçevelenir, evin farklý bölümlerinde sergilenirdi üstelik. Büyükanne ve dede baþköþede gülümseyen bir ifadeyle otururdu. Ölmüþtür belki bu kiþiler. Býraktýklarý iz günlük yaþantýya katýlýr, bir yanýyla ölümsüzleþirlerdi. Kiþi kendine yönelik bu tür sergilemeler de yapýyor kuþkusuz. Mutlu bir tören, tüm gerçekliði/samimiliðiyle eve yayýlýrdý. Þimdi elektronik aygýtlarýn içine gizlenen/sýkýþtýrýlan sanal kimseleriz. Anýmsamak için zahmetli bir çaba gerek. Küçük bir depolama aygýtýna sýkýþmýþ milyonlarca görüntü/an! Art arda dizilmiþ, hiçbir seçki yapýlmamýþ türde duruyor. Yaþama dahil edilmesi olasý deðil. Anýmsamak, birlikte soluk alýnmak... Geçmiþ, o tarih, bir yanýyla yok sayýlmýþ/edilmiþ. Bir makine edinmek ve kolay biçimde fotoðraf karesine dönmek mümkün Eylemin çabasýz gerçekleþmesi, sýkça yapýlmasýný, yerli yersiz tekrarlanmasýna olanak veriyor. Tersine o sýkýþtýrýlmýþ depolama aygýtýndan sýyrýlýp, bakýlmak/anýmsanmak giderek güçleþiyor. Kaðýda basýlmayý baþarmak neredeyse imkânsýz. O kareye özgü bir çerçeve yapýlmasý, duvara asýlmak, ara sýra tozu alýnan bir fotoðraf olmak, özel bir deðer taþýmak olasý deðil. Giderek tükenen bir tarih söz konusu olan Baðlarýn koptuðu, bu hýz içinde belleðin sürekli bir yanýlsamaya itildiði veya iþlevine gereksinim duyulmadýðý bir süreç. Güvenilir olan(!) ve hayli zengin bir arþiv söz konusu bir yanýyla, ama ihtiyaç duyulmayan! Hiçbir ayýklama yapýlmayan ve bir türlü dönüp bakýlmayan Neyi ve niçin depoladýðýmýzý bilmiyoruz. Bilgisayar açýldýðýnda sýkýþtýrýlmýþ bir depo içinde can çekiþiyor görüntüler, birinin týklama isteðine/insafýna býrakýlmýþ kimseler Gerçek ölüler Ya da bir cep telefonunun özensiz albümünde yer alýyor suratlar, anlar, hiçbir ayrýntý önemli hale gelmiyor, derin bakýlmaksýzýn, öylece geçip gidiyor þekiller, imgeler, insan suretleri. ÝZ BIRAKMAK ÜSTÜNE Benzer zamanlarda, ayný çevrelerde olmak, kimi olaylara tanýklýk etmek, hele o kiþiler halen yaþamdaysa ve birlikte anýmsama olanaðý söz konusuysa yaþadýðýmýza dair bir delil halini alýyor. Belleðimizin bize oynadýðý kimi oyunlarla baþa çýkmak için iyi bir saðlama elbet. Kimi zaman derin bir düþ kýrýklýðý için uygun zemin Uzun yýllar ayný rüyayý görüyor olmamýn nedenini bir yanýyla biliyorum. Geçende Jung, Freud, psikanaliz üzerine bir film izlerken yine düþündüm. Rüyalar bize açýklanmaya muhtaç bir dolu veri sunuyor. Takýntýlarýmýzý, çaresizliklerimizi ortaya çýkarýyor; üzüntü, sevinç doðuran birçok görüntüyü, sýrasýz, yersiz ve hatta karmaþýk bir kurguyla önümüze seriyor. Ýrademiz dýþýnda bir seçki bu. Belki de derinlerde bir kurgu söz konusu. Jung milyonlarca insan var ve bir o kadar psikanaliz yöntemi diyor. Ekliyor, biz irademiz dýþýnda sunulan bir sürecin içinde deviniyor, tanýklýk ettiðimiz kadarýna müdahale etmeye, anlamaya çabalýyoruz Anlam olmaksýzýn varlýðýmýzýn bir deðeri olmayacaðýný, eðer bu inancý yitirirsek bunun bir hastalýða dönüþeceðini de ekliyor. Bu sürecin baþýmýza gelen bir olgu olduðunun ayýrdýnda olmanýn ve bu büyük belirsizlikle baþa çýkmanýn güçlüðünden söz ediyor. Bir analistin tüm çabasýnýn, kendine yönelik, hakkýyla bir tahlil yapmak olduðunu düþünüyorum. Önünde duran vaka, kendine dair bir kilit olduðu için onunla mücadele ediyor, tahminde bulunuyor, çözmeye, anlamaya gayret ediyor. Önerilen tüm yollarýn, garantiden uzak, çoðu zaman deneysel olmaktan öte geçmeyen, her ne kadar bir yöntemin izi sürülse bile, her seferinde bir merakýn doyurulmasý için konulduðundan neredeyse eminim. Týpký roman yazmak gibi! Ayný rüyayý görüyor olmamýn bir hesabý kesememekle ilgisi var kuþkusuz. Büyük bir çýðlýkla boðuþtuðum süreci yýrtýp, geçmek gerekiyor sanýrým. Dönemin insanlarýna gereksinim duyuyorum ve önüme buzdaðý çýkýyor. O kiþiler çoktan yitip, gitmiþler. Bugünkü varlýklarý, hem biçimsel, hem ruhsal olarak benim tartýþýp, dövüþüp, hesaplaþmayý tamamlayabileceðim noktada deðil. Felsefe meraklýsý, kavgacý üniversiteli arkadaþým, þimdi pop müzik eleþtirmeni olmuþ. Tipi pek deðiþmemiþ ama rastladýðým kimi mekânlarda adý dýþýnda dün sevdiðim adamdan hiçbir iz taþýmýyor. Kaygýlarýndan arýnmýþ(!) sanki Dahasý tüm çabama karþýn, aynada baktýðým kiþinin, o güne dair dipdiri bir belleði olmasý hesaplaþmayý/kapýþmayý yapacak kimse olmasýna yetmiyor. Sanki baþka biri lazým! Sýk yinelenen rüyayla yaþamak, o aðrýya sahip çýkmak gerek belki. Ýzler, imgeler, anýlar iç içe geçmiþ, yorumlanmaya muhtaç, muhakkak ki hangi zihinde biçimlendiklerine göre türlü kurmaca halinde yeniden dökülüp, saçýlýyorlar ortaya. Bir çaðrýyla karþýma çýkan geçmiþin tanýdýk yüzleri, yeni bir tanýþmayla baþka bir baþlangýcýn kahramaný olurlar umarým. Yoksa en yakýn olduðumuzu düþündüðümüz o an, tersine, kendi tarihimizle uzaklaþmanýza neden olabilir. Çehreleri benzer olan, ama artýk sesindeki týnýdan, kaygýlarýna, heyecanlarýna dek deðiþmiþ o kimseler bir düþ kýrýklýðýna döner kolayca. Yeni birilerini yaþama katmanýn ne güç, yorucu bir yük olduðunu biliyorum. Hýzla silinen izlerin peþine düþmenin beyhude bir çaba olduðu iddiasýysa doðru deðil. Kapalý gözlerle baþlayan ve uzun, soluklu süren paralel bir rüyalar dünyasý var. Kendini açýklama çabasýnýn anlam yaratmada, süresi belirsiz bir evrene katlanmak için ne demek olduðunu seziyorum. Ansýzýn karþýmýza çýkan veya bir davetle doðaüstü sanýlan bir denk düþmeyle görülen kiþiler, esasen iyi bir analiz olanaðý yaratýyor kendiliðinden. Baþkasýnýn yollarýndan kendine ulaþmaya çabalayan ruh çözümlemeciler, sýkça kendi sorularýný yöneltiyor muhataplarýna, sanki benimki daha tekinsiz, ama saðlam bir yol. Kimsenin bilgiçlik, öðretmenlik, hekimlik yapmasýna imkân vermeden yüzleþmek, hayatta olduðunu anýmsamak. Sýradan ve görkemli bir çaba Mutlaka delice! BirGün Pazar

Sevda Aydýn Þöyle paldýr küldür aranýza girsem... Hani þöyle aniden Canlarým... Dostlarým... Böyle sesleniyor Güler Zere dostlarýna yazdýðý mektuplarda. Üzülmeyin, aðlamayýn, aðladýðýnýzý bilmek beni çok üzüyor. Gözlerinizdeki yaþlardan öpüyorum sizi diyerek de devam ediyor pek çok mektubunda. Biz Güler Zere nin bu sözlerini, mektuplarýný, özlemlerini Avukatý Oya Aslan ýn Zere için hazýrladýðý Damýnda Þahan (Özgür Tutsak) belgeselinden satýr satýr izliyoruz. Güler Zere Kasým 2008 de damak kanseri hastalýðýna yakalanmýþtý. 1995 te yargýlandýðý davada müebbet cezasý almýþ 14 yýlýnýn ardýndan kanser olmuþtu. Avukatý Oya Aslan, Zere nin tedavilerinin dýþarýda yapýlabilmesi için onca çaba göstermiþ ama bürokratik iþlemler, yasal düzenlemelerle bunun mümkün olmadýðýný anlayýnca farklý yollar denemeye karar vermiþ. Zere nin arkadaþlarý baþta olmak üzere Türkiye nin pek çok yerinde duyarlý kesimleri kapsayan çalýþmalar yapýlmýþtý. Aydýnlar, gazeteciler, sanatçýlar, iþçiler, emekçiler Zere için bir araya gelmiþti. Ve tüm bu çabalar sonrasýnda Zere, Kasým 2009 da tahliye olmuþtu. Zere tahliyesinin üzerinden 6 ay geçtikten sonra hayatýný ailesi ve dostlarýnýn arasýnda kaybetmiþti. HANGÝ ÝNSAN HAKLARI! Av. Oya Aslan tüm bu süreci ayný zamanda elinde kamerasýyla kaydetmiþ. Zere nin tedavisinin dýþarýda sürebilmesi için verilen 121 günlük mücadeleyi Aslan Damýnda Þahan (Özgür Tutsak) adlý bir belgesele dönüþtürdü. Önceki akþam Beyoðlu Sinemasý nda gala gösterimi olan belgeselde Zere nin çocukluk yýllarýndan, hastanede geçirdiði günlerde çekilmiþ pek çok fotoðraf ve görüntüler yer alýyor. Damýnda Þahan (Özgür Tutsak) belgeseli Dokümentarist Film Festivalinde Hangi insan haklarý baþlýklý temayla 6-10 Aralýk tarihleri arasýnda gösterilecek olan filmler arasýnda yer alacak. Aslan hazýrladýðý belgeselin, Zere örneðinde de olduðu gibi hasta tutsaklarýn en baþta tedavi süreçlerinin daha iyi koþullarda yapýlabilmesi için önümüzdeki dönemde yürütecekleri hukuksal ve sosyal sürece katký sunacaðýný söylüyor. Belgeselin galasýna pek çok sanatçýnýn yaný sýra BDP Milletvekili ve Sinemacý Sýrrý Süreyya Önder, belgeselin müziklerini yapan Grup Yorum, Zere nin dostlarý ve yoldaþlarý da katýlmýþlardý. Damýnda Þahan (Özgür Tutsak) belgeselini hazýrlayan Av. Oya Aslan, Sýrrý Süreya Önder ve Grup Yorumun solisti Ali Aracý il belgeseli konuþtuk. HASTA TUTSAKLAR YÝNE UNUTULDU Güler Zere için yürütülen hukuk sürecinin bir parçasýsýnýz. Ve ayný süreçte yaþanýlanlarý belgesel olarak hazýrladýnýz. Bir hukukçu olarak belgesel hazýrlama fikri nasýl çýktý ortaya? Yönetmen Oya Aslan: Bizim ülkemizde çok basit bir þeyin kazanýmý dahi zorluklarla baþarýlabiliyor. Yasal bir þeyin gerçekleþmesi için, hem Türkiye nin deðiþik yerlerinde hem de dünyada kampanya gerçekleþti. Bu kampanya sonucunda da bir insaný kurtarma giriþiminde bulunduk. Güler Zere yi yaþatamadýk. Mücadelemizi çok önceden baþlatabilseydik onu yaþatabilirdik. Devlet yaþama ihtimalinin kalmadýðýný anladýðýnda serbest býraktý. Bugün hasta tutsaklarýn durumu ortada. Zere tahliye olduktan sonra bunun bir ön ayak olacaðýný ve hasta tutsaklarýn Adli Týp Kurumu tarafýndan hastalýklarýnýn kabul edilip, tedavilerinin tanýnacaðýný düþündük. Ama ne yazýk ki kampanyayý sonlandýrdýðýmýzda hasta tutsaklar bir nebze unutuldu. Nitekim bugün içerde hasta tutsaklar var, kaybettiklerimiz var. Güler Zere de yarattýðýmýz mücadele azmini tekrar büyütmeye ve bir araya geldiðimizde de bunun kazanýlacaðýna olan inancý yükseltmeye ihtiyacýmýz var. Belgesel buna hizmet etsin istedik. Zere yle yaþadýðýmýz sürecin de belgesele özünü vermeye çalýþtýk. Bir arþivleme gibi bunu insanlarýn bilincine ve yüreðine daha derin yerleþtirip harekete geçirmeyi diledik. Ýlk film deneyiminiz, mutlaka zorluklar yaþamýþsýnýzdýr Zor oldu, teknik açýdan muhteþem þeylere sahip deðildik tabii ki. Ya az yapacaktýk, eksik yapacaktýk ya da yapmayacaktýk. Elimizdeki kamerayla fýrsat buldukça çekimler yaptýk. Sonra da bunlarý kurguladýk. Ezilenlerin özgün hikayeleri var. Bu hikayeler gündemimizden çok uzaktalar. Biz kendi tarihimizi hem yazýnsal olarak hem de görsel olarak çok iyi anlatmak zorundayýz. Gerçi kalemimiz hiç durmuyor yazýyoruz ama sinemasal anlamda çok ürkek davranýyoruz. Güler Zere hasta tutsaklarýn dýþarýda tedavi edilebilmelerinin önünü açan bir öneme sahip. Zorlu geçen pek çok çalýþmanýn ardýndan açýlan bu yolla benzer kurtarma kampanyalarý yürütecek misiniz? Birkaç kampanya süreci yürüttük. Güler Zere, Ali Yýldýz bu kampanyalarýmýzdý. Bunu belgelemeye çalýþtýk. Bugün Ayhan Efeoðlu için tekrar cuma yürüyüþlerine baþladýk. Bunlarý da belgeleyeceðiz. Bir de 19 Aralýk cezaevleri katliamýný anlatan bir çalýþmamýz olacak. Bayrampaþa da yanan 6 kadýný anlatmayý düþünüyorum. (Ýstanbul/EVRENSEL) BELGESEL TUTSAKLARIN TEDAVÝLERÝ ÝÇÝN ÖNEMLÝ BÝR KATKI SUNACAK Grup yorum Damýnda Þahan belgeselinin müziklerini yaptý. Nasýl bir çalýþma sürdürdünüz belgeselin müziklerinde? Ali Aracý: Belgeselin yapým sürerken Yorum la da röportaj yapýldý. Av. Oya Haným bizden müzik istediðini o süreçte de söylemiþti. Hem var olanlar müziklerimizle hem de belgesel duygusunu verebileceðini düþündüðümüz yeni ezgilerimizi harmanladýk. Umarýz bizim de çorbada tuzumuz olmuþtur. EGEMENLER HAFIZA ÝMHASINI GÖZETÝR Siz hem sinemacý hem de bir siyasetçi olarak Güler Zere için hazýrlanan belgesel hakkýnda neler düþünüyorsunuz? Sýrrý Süreyya Önder: yoldaþýna, onun mücadelesine, kararlýlýðýna verilen sözün yerine getirilmesi bakýmýndan önemli bir gün. Belgeselin yapýlmasý da yine böyle bir yoldaþlýk dayanýþmasýyla ortaya çýktý. Bunu da Güler Zere nin tüm kiþiliði, siyasal düþüncesi, duruþu, mücadelesi ile yan yana deðerlendirdiðimizde bu anlamý çok kuvvetlendirici. Egemenlerin en gözettiði þey, hafýza imhasýdýr. Toplumsal mücadelede belleði topluma yitirtmek önemli bir merhale katetmelerini saðlýyor. Buna verilmiþ cevabýmýzdýr bizim. Bunu sanatla, kültürle, edebiyatla bu hafýzayý diri tutmak bir mücadele biçimidir.

Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Kazakistan Cumhuriyeti Parlamentosu Senato Baþkaný Kairat Mami, Nevþehir'e geldi. Kazakistan Cumhuriyeti'nin 20. baðýmsýzlýk yýlý nedeniyle Ankara'da düzenlenen kutlamalara katýlmak üzere Türkiye'ye gelen Kazakistan Cumhuriyeti Parlamentosu Senato Baþkaný Kairat Mami, sabah saatlerinde AK Parti Genel Sekreteri Haluk Ýpek, Kazakistan Ankara Büyükelçisi Prof.Dr. Canseyit Tüymebayev ve bazý parlamento üyeleri ile birlikte özel bir uçakla Ankara'dan Nevþehir'e geldi. Kapadokya Tuzköy Havalimaný'nda Nevþehir Valisi Abdurrahman Savaþ ve Belediye Baþkaný Hasan Ünver tarafýndan karþýlanan Kazakistan Cumhuriyeti Parlamentosu Senato Baþkaný Kairat Mami ve beraberindeki heyet, daha sonra Nevþehir Valiliðine geçti. Valilik giriþinde polis merasim takýmýný selamlayan konuk baþkan, Vali Abdurrahman Savaþ ile makamýnda bir süre Sulucakarahöyük/KAPADOKYA Hüseyin KAÝM Kültür ve Turizm Bakanlýðý'nýn 2006 yýlýnda baþlattýðý ''Çevreye Duyarlý Konaklama Tesisleri Projesi'' kapsamýnda Bakanlýk belgeli konaklama tesislerine, belirlenen kriterlere uymalarý koþuluyla verilen bir çevre etiketi uygulamasý olan Yeþil Yýldýz'ý kazanan DoubleTree by Hilton Avanos Kapadokya, bu alanda hem Türkiye'de sayýlý oteller arasýna girdi hem de Kapadokya bölgesinin ilk Yeþil Yýldýz kazanan oteli oldu. Konuyla ilgili açýklama yapan DoubleTree by Hilton Avanos Kapadokya'nýn Genel Müdürü Nedim Bahar, Kültür Bakanlýðý'nýn çevreye duyarlý otellere verdiði Yeþil Yýldýz'ý Kapadokya bölgesinde kazanan ilk otel olmanýn mutluluðunu yaþadýklarýný söyledi. Küresel ýsýnmanýn dünyayý ciddi anlamda tehdit etmesi ve sürdürülebilir turizm kavramýnýn gündeme gelmesi ile uluslararasý kabul gören kriterler ve diðer geliþmeler de dikkate alýnarak çevreye duyarlý konaklama iþletmeleri için mevcut olan sýnýflandýrma formu güncelleþtirilmesi ile 2006 yýlýnda Yeþil Yýldýz projesinin hayata geçirildiði belirten Bahar, Yeþil Yýldýz'ý alan Türkiye genelinde 24. otel olduklarýný bunun da bölge turizmi açýsýndan son derece önemli olduðunu kaydetti. Tüm atýklar dönüþüme görüþtü. Savaþ, burada yaptýðý açýklamada, Kazakistan Cumhuriyeti Parlamentosu Senato Baþkaný Kairat Mami ve beraberindeki parlamento heyetini Nevþehir'de aðýrlamaktan dolayý büyük mutluluk duyduðunu söyledi. Vali Savaþ, Kairat Mami'ye Kapadokya bölgesinin tarihi ve coðrafik özellikleri hakkýnda da bilgi verdi. Kazakistan Fahri Konsolosu Dr.Halil Uluer'in de hazýr bulunduðu ziyarette konuþan Kairat Mami ise, Vali Savaþ'a Nevþehir'de kendisine ve parlamento üyelerine gösterilen misafirperverlikten dolayý teþekkür etti. Türkiye ile Kazakistan arasýnda güçlü bir kardeþlik ve dostluk baðý bulunduðunu vurgulayan Mami, bu baðý ilerleyen dönemde daha da güçlendirerek sürdürmeyi hedeflediklerini kaydetti. Mami, "Türkiye ile Kazakistan arasýnda yýllardan beri gelen bir dostluk baðýnýn yanýnda stratejik bir ortaklýk var. Bunu daha da güçlendirerek parlamento seviyesinde ilerletmek istiyoruz" diye konuþtu. Daha sonra Vali Abdurrahman Savaþ tarafýndan ziyaretin ansýna Kairat Mami'ye Hitit amforasý hediye edildi. Kazakistan Cumhuriyeti Parlamentosu Senato Baþkaný Kairat Mami ve beraberindeki heyet, ziyaretin ardýndan Kapadokya bölgesinin tarihi ve turistik merkezlerini ziyaret etmek üzere Nevþehir Valiliðinden ayrýldý. Otel olarak bölge turizmine yeni dahil olamalarýna raðmen hem ulusal hem de uluslararasý alanda tanýnýr hale geldiklerini ifade eden Bahar, þöyle devam etti: ''Otelimizde kullanýlan elektrikli ürünler çevreye duyarlý sertifikaya sahiptir ve hepsi A plus enerji tüketirler. Ýþletmemizin tüm departmanlarýndan çýkan çöpler, konumlarýna göre ayýþtýrýlarak lisanslý geri dönüþüm firmasýna verilir. Mutfaktan çýkan atýk yaðlar, sertifikalý ve lisanslý atýk yað firmasýna verilmektedir. Odalardan çýkan kullanýlmýþ sabunlar toplanarak, Antalya'da bir fabrikaya yollanmaktadýr. Burada bu sabunlar tekrar kullanýlýr hale getirilip geliri de kimsesiz çocuklara gitmektedir. Ýþletmemiz ayný zamanda bölge Ýçanadolu bölgesinin tek çevre mühendisi bulunduran oteli konumunda. Çevreye duyarlýlýk konusunda her türlü dernek ve sosyal sorumluluk projelerini yerine getirmekteyiz. Tüm bu uygulamalarýmýz neticesinde Yeþil Yýldýz'lý oteller arasýna biz de dahil olduk.'' Bahar, Çevre Eylem Planlamasý ile mevcut enerji sarfiyatlarýný minimize edebildiðini, böylelikle enerji maliyetlerinde yüzde 20 ile 80 arasýnda düþüþ saðlayabildiðini, personel eðitim uygulamalarý ile çalýþanlarýn bilinçlenmelerini saðladýklarýný da vurgulayarak, otelin mutfak kýsmýnda da israfý önlemek için adet sunum uygulamalarý yaptýklarýný sözlerine ekledi. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Alevi Bektaþi Federasyonu (ABF) 17 Aralýk 2011 Cumartesi günü. Ankara Çaðdaþ Sanatlar Merkezi nde (Kennedy Caddesi No: 4 Kavaklýdere/Ankara) Demokratik Anayasa Kurultayý yapýyor. Kurultaya Alevi kurum temsilcilerinin yanýsýra siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum örgütleri ve ilgili çevrler de katýlacak Demokratik Anayasa Kurultayý programý þöyle: 1.OTURUM (09:30-11:30) Yönetici: Kemal BÜLBÜL ABF Genel Baþkaný Selahattin Özel in açýþ konuþmasý Konuþmacýlar : * Neden yeni bir Anayasa? Prof.Dr.Mithat SANCAR * Yeni Anayasa nasýl olmalý? Rýza TÜRMEN * Yeni Anayasa nasýl hazýrlanmalý? Kamil ATEÞOÐULLARI 2.OTURUM (11:30 13:00 ) Yönetici: Hüseyin YILDIRIM Konuþmacýlar: Ýnanç topluluklarýnýn Temsilcileri YEMEK ARASI 13.00-14.00 3.OTURUM (14.00-16.00 ) Yönetici: Necdet SARAÇ Konuþmacýlar: Siyasi Partiler, Demokratik Kitle Örgütleri, Sendikalar, Yerel Dernekler, Yazarlar 4.OTURUM (16.30 18.30 ) Yönetici: Mustafa ÖZARSLAN Konuþmacýlar : Alevi Kurum Temsilcileri SONUÇ BÝLDÝRGESÝ Geniþ bilgi için ABF: 0312-4801555 www.alevifederasyonu.org.tr

Bugün matem günü geldi Ah Hüseyin Þah Hüseyin Senin derdin baðrým deldi Ah Hüseyin Þah Hüseyin Kerbela nýn önü yazý Yüreðimden çýkmaz sýzý Yezitler mi kýrdý sizi Ah Hüseyin Þah Hüseyin Bizimle gelenler gelsin Serini meydana koysun Hüseyin le þehit olsun Ah Hüseyin Þah Hüseyin YEZÝTE LANET OLSUN Susuzluktan yanýyorum ( Bu sözleri dile getirirken hem kitabý okuyan canýn, hem dedenin hem de hepimizin gözleri doldu neydi böylesi hainlik, acýmasýzlýk neydi böylesi kin insanýn insana olan düþmanlýðý neydi.) Ateþ yakýyor, kavrulacaðým, duman boðuyor nefes alamýyorum, yanýyorum Her ikisi de yakýyor ve kavuruyor nasýl ayrýlabilinir bu bütünden. Aðustos ayýnda topraklarýmýzýn büyük bir bölümü oruç tutar. Davulla, ezanla, teravihle, iþyerlerinde erken iþten çýkarak zaman zaman oruçtan sinirliyim üstüme gelme diyerek her istediðini yaptýrarak tuttuklarý orucu bilmeyen kalmadan 1 ay boyunca sürdürdüler bu orucu. Ayrýcalýklarý var her dönemdekinden farklý olarak bu dönemlerde. Bu insanlariçin yazýmýn baþýnda dediðim gibi iþte çalýþma alanlarýnda saatler oluþur, çok önemli bir iþ için gelmiþ dahi olsan ertelenir veya dövercesine görevini yerine getirir bürokrasidekiler, trafikten, televizyon programlarýna, okullardan hastane vizitesine saatler hep deðiþir. Dünyanýn kullandýðý Richter ölçeðine göre ayarlanmýþ ve kabullenilmiþ saat yerine yaþam bu 1 ay için farklý bir zaman ölçeðine göre ayarlanmýþtýr. Bu topraklarda yaþýyorsan etkilenmemen mümkün deðildir çünkü bu zamaný tünelinde sende istesen de istemesen de nasibini alýrsýn. Ayrýca o kadar çok insan vardýr ki inanmasa da bu düzenlenen zaman ölçüsüne uyup o bir ayý geçiren. Adeta tiyatral bir gösteriye dönüþür o günler. Korkuyla, sýkýla sýkýla, ezile büzüle yemek yiyenleri hiç sormayýn. Adeta vücudu acýkmamaya, diðer zamana uydurmaya zorlar kendini beyin ve beden. Ne anlaþýlmaz bir zorlamadýr. Cumhuriyetin kurulduðu yýllarý betimlerken tek tip insan yaratma diyenler nedense bu ay boyu süren bu tek tiplikten hiç rahatsýzlýk duymazlar. Maðazalardan, lokantalara, müzikhollerden, cafelere kadar etkiler kentin havasýný bu düzen. Sosyal yaþam da bu akýþa göre þekillenir ne yazýk ki laik olduðu Anayasasýnda yazan topraklarýmýzda.þimdi bu günler de topraklarýmýz da yine böylesi özel bir tarih yaþanýyor. Aleviler için acýnýn doruða ulaþtýðý, Kerbela tarihin den Sivas a, Sivas tan Çorum a, Çorum dan Maraþ a yaþanan bu katliamlar zincirinin, bir yürek yangýnýnýn, derinliklerden dýþarýya vuran acýnýn isyanýdýr bu tarihler. Ýsyan derken yanlýþ algýlanmasýn; kendince yaþanan bir yürek sýzýsýdýr ve yüreðin sessizce aðlamasýdýr bu tarihler. Kimseyi dahil etmeden, kimseyi rahatsýz etmeden, boynu bükük susuzluktan ölüyorum diyenleri anlamanýn, yakan ateþi hissetmenin, bir kez daha yaþamanýn günleridir bu günler Aleviler için. Tutulan Yas-ý Matem orucudur; kimse bilmez bu orucun baþladýðý saati, bittiði saati yüksek seslerle,topla, tüfekle bildirilmez bu saatler inananlarýn hislerine býrakýlmýþtýr. Burada bir teslimiyet vardýr, teslim olduktan sonra beyin ve yürek hazýrlar bedeni bu günlerin saatlerinin kurgusuna. Bazen gözün önüne tulumun içinden ok darbesiyle delinip akan su bazen de suya sahip olmasýna raðmen seven canlarý susuz olduðu için su içmeyenler sýra sýra gelip geçer. Akla mazlumun susuzda kalsa temizliði, berraklýðý, sevgisi, zalimin acýmasýzlýðý, kirliliði, hainliði gelir her daim. Ýnleyen bacýlarýn isyaný gelir akla gözler yaþarýr. Susuzluk mu yakar insaný? ihanet mi yakar? Ýnsan olmakla, insanlýk düþmanlýðýdýr bu tablo. Yaþamý bir gün önce paylaþanlarýn, selam alýp verenlerin binlerce insanýn ayni Maraþ ta, Çorum da komþularýný kurþunladýðý gibi, gözünü oyduðu gibi, hamile kadýný öldürüp karnýndan bebesini çýkaranlarýn zalimliðinin bir baþlangýcýdýr Kerbela da yaþananlar. Kerbela tarihiyle baþlayan bu tarih bu günlerde yapýlan muhabbetlerde, toplantýlarda, gönülleribirleme de mutlaka bu günlere taþýnmalýdýr. Asla sadece o günlerde býrakýlmamalýdýr. Dinlemek, anlamak, kendini tanýmak için bir araya gelen bizler ve bizlerden büyük insanlar bu tarihi ayni ilk söylediðim biçimiyle anlatýp bu bilgiyi paylaþýrken mutlaka yeni yaþanmýþlýklara, her dönem yaþanan yeni Kerbela lara ve yaþama dair sözlerle hem gençlerin hem de bizleri bekleyen zor günlerin görüntüleri dile gelmelidir. Yýllarca yok sayýlan, geri kalmýþlýkla yargýlanan Dedelerimiz yolumuzu, edep- erkaný öðretmelidir, aydýnlatmalýdýr geçmiþten bu günlere gelen günleri ve yarýna uzayacak yolculuðu. Hiç kimse de içten gelen samimi duygu ve inanmýþlýkla paylaþýlan bu bilgileri gericilik olarak ifade etmemelidir. Onlar o ki Dedelerdir Aleviliði bütün baský, yok sayýlma, katledilmeye raðmen bu güne taþýyan. Ýnanýyorum ki bu Dedeler muhabbet sýrasýnda izleyenlerin sunduklarý bilgi katkýsýndan asla rahatsýz olmayacaklardýr. Köprünün temelini saðlam yaptýðýmýzda Dedelerle gençler buluþtuðunda anlaþýlacaktýr birlikteliðin nedenli önemli olduðu.ben katýldýðým böylesi bir muhabbette gördüklerimi sizlerle paylaþýp bugüne dair söyleyeceklerimi bitireceðim. Yas-ý Muharrem orucunun 6. gününde katýldým bu muhabbete Dede ve katýlanlarýn yüzünde acýnýn derinliði sergileniyordu. Bence bu yüzler tarihin bütün katliamlarýnýn sýzýsýyla sesleniyorlardý, duaz imamla, deyiþlerle. Dede Kerbela nýn hüznünü paylaþýrken sözler düðümleniyordu gözler doluyor ve hep bir aðýzdan Yezit e lanet diyorlardý. Evet Yezit e lanet etmek lazým Sivas ta oteli ateþe veren Yezit e, seyirci kalan Yezit e, komþularýnýn evlerini birer birer çarpý iþareti koyup ertesi gün ateþe veren Yezit e, yaþlý ninenin gözünü oyup tuvalete kafasýný sokanlara velhasýl her yerde insana katleden bütün yezit lere lanet olsun. Bunlarý da daha sonra ki muhabbetlerde dile getirmek lazým. Dedelerin unuttuklarý varsa eksiklikleri itiraz etmeden dinlediklerini gördüm, hani denir ya; piþmek piþmek bir ömür boyu süren bir yaþam biçimiydi bundan gocunmamak lazým. Hem biz orta yaþlýlar, hem de gençler çaba göstermeliyiz boþken dolmaya, çiðken piþmeye. Hepimizin birbirimizden öðrenecek o kadar çok þeyi var ki. Bunlarýn hepsi sevgi sözcüðü, sevgi týlsýmýyla çözülür onun yolunu açmak lazým. Ben yine bu muhabbette aldýðým nasihatlara ve böylesi bir muhabbete beni ortak ettiði için bu günü düzenleyenlere muhabbete Allah eyvallah diyorum. Muhabbeti derinleþtirmek için söyleyeceklerimi de baþka muhabbetlerde söyleme kararý aldým ve her sözü dinledim, yazdým beynime ve yüreðime. Tek þey çok üzdü beni bugüne deðin süregelen vakurluk ve insaný kamil olmanýn saðladýðý olgunlukla yürütülen muhabbetten aklýmda kalan bir sürü acýlarý dile getiren derinlerden esip gelen sýzlarýn ifadesinden baþka þu kaldý üst katta oturan komþunun tepemize güm, güm diyerek indirdiði uyarý sopasý. Ýþte bunun adý tek kelimeyle tahammülsüzlük. Topraklarda yaþayan herkesi farklýlýklarýyla kabul etmeye, hoþ görüye, sevgiye ve saygýya davet etmekte benim bu günlük görevim olsun. Hak için tutulan yas-ý matem orucumuz kabul ola, Aþk ile. Ankara - BÝA Haber Merkezi Kamu Emekçileri Sendikalarý Konfederasyonu (KESK) tarafýndan Ankara Mülkiyeliler Birliði'nde dün (4 Aralýk) düzenlenen basýn toplantýsýnda "karanlýðýn en uzun, aydýnlýðýn en az olduðu gün olan" 21 Aralýk'ta Türkiye çapýnda greve çýkýlacaðý açýklandý. Grevin gerekçeleri KESK Genel Baþkaný Lami Özgen ve KESK'e baðlý sendikalarýn baþkanlarýnýn da katýldýðý basýn toplantýsýnda konuþan Özgen, 21 Aralýk'ta greve çýkma gerekçelerini þöyle sýraladý: * Grev hakkýmýzýn yasal teminat altýna alýndýðý bir Toplu Sözleþme düzeni için, * Kamu hizmetlerinin ticarileþtirilmesine son verilmesi için, * Her türlü güvencesiz çalýþtýrmaya son verilerek tüm çalýþanlara kadrolu iþ güvencesi saðlanmasý için, * Tüm çalýþanlara insan onuruna yakýþýr bir ücret ve saðlýklý çalýþma koþullarýnýn saðlanmasý, çalýþma yaþamýnýn demokratikleþtirilmesi için, * Emekçilere dayatýlan angarya ve zorunlu fazla mesaiye son verilmesi için, * Temel ücretlerin artýrýlarak, eþit iþe eþit Matem günleri (3 Masum-u Paklar ve 12 Ýmamlar orucu) çerçevesinde Dedeler, Analar, Zakirler, Yazarlar ve Bütün Canlarýmýzýn Katýlýmýyla Kerbela-Ýmam ücretin gerçekten hayata geçirilmesi için, * Ek ödemelerin tüm emekçiler için eþitlenerek emekliliðe yansýtýlmasý için, * Net asgari ücretin açlýk sýnýrý olan 1000 liraya çýkarýlarak tüm ücret ve maaþlarda bu tutarýn vergi kesintisi dýþýnda býrakýlmasý için, * Hukuksuz, haksýz ve mesnetsiz biçimde yapýlan gözaltý ve tutuklamalara son verilmesi, tutuklularýn serbest býrakýlmasý için. Greve destek verecek örgütler: Saðlýk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasý (SES), Türk Medikal Radyoteknoloji Derneði (TMRT-DER), Devrimci Saðlýk Ýþ Sendikasý (DEV SAÐLIK ÝÞ), Saðlýk Hizmetleri Sýnýfý Çalýþanlarý Derneði, Sosyal Hizmet Uzmanlarý Derneði (SHUD), Týbbi Laboratuvar Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneði, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneði (TÜM RAD- DER), Türk Diþhekimleri Birliði (TDB), Türk Hemþireler Derneði (THD), Türk Tabipleri Birliði (TTB), Türkiye Diyetisyenler Derneði üyeleri de 21 Aralýk'ta hizmet üretmeyecektir. Hüseyin Anmasý Gerçekleþtirilecektir. PROGRAM Kerbela Olayý (Öncesi ve Sonrasý) Mersiye Þiir Duaz Ýmam Slayt Ýmam Hüseyin'le ayný tarihte (10 Muharrem) Þah Kalender, Þah Kulu (Baba Tekeli) ve Baba Ýlyas, Hakk'a yürümüþlerdir. Þah Kalender, Þah Kulu, Baba Ýlyas anmasý da yas programý dahilin de olacaktýr. Yer : Cangül Düðün Sarayý Hünkar Hacý Bektaþ Veli Köprüsü Yaný Dalgýç Caddesi 19 Mayýs Mahhalles No 36/B Tarih : 8 Aralýk 2011 Perþembe Saat : 18.30 Telefon: 0312 360 65 35 Katýlan Canlarýn Lokma Ýle Katýlmalarý Önemle Rica Olur. Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Keçiören Þubesi