BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM



Benzer belgeler
BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM

DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ

GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ VE BAĞLANMA KURAMI. Dr. Allan N. SCHORE

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

BİRLEŞTİRİLMİŞ PSİKOTERAPİ. Jeffrey J. MAGNAVITA, PhD, ABPP

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

Editörler Doç.Dr. Ahmet Akın & Yrd.Doç.Dr. Rukiye Şahin Psikolojik Danışma Kuramları ISBN:

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

Psikanaliz Sigmund Freud

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

KERNBERG GÜNLERİ II III

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 9. DÖNEM

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ. PSİ154-PSİ162 Psikolojiye Giriş II

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ. Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu

Asistanlıkta Psikoterapi Eğitimi Neden Önemlidir? Doğan Şahin İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Sosyal Psikiyatri Servisi

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 11. DÖNEM

Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi (TLDP) Eğitimi Modül-I Ağustos 2016 İbrahim Sarı MD, MSc

PSİKOLOJİ Konular. Psikolojinin doğası. Konular. Psikolojinin doğası. Psikoloji tarihi. Psikoloji Biliminin Doğası

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM

PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ LTD. ŞTİ BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ EĞİTİMİ GENEL BİLGİLENDİRME DOSYASI

Masterson Yaklaşımı Eğitimi Kişilik Bozukluklarının Psikanalitik Psikoterapisi

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

KRİMİNOLOJİ -I- Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU 6 Kasım 2014 Kriminolojide Pozitivist Okul İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür. 1 Giriş 1

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

K İ Ş İ L İ K. Kişilik kavramı Kişilik kuramları Kişiliğin ölçülmesi. Doç.Dr. Hacer HARLAK - PSİ154 - PSİ162

Rehabilitasyonda Sanatın Kullanımı. Doç.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

DÖNEM I MED 115: Temel Bilimler I Ders kurulu Hafta/ 73 saat

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

KERNBERG GÜNLERİ-II. Otto F. KERNBERG AKTARIM ODAKLI PSİKOTERAPİ. Atölye Çalışması Metinleri. Psikoterapi Enstitüsü

DÖNEM I MED 115: Temel Bilimler I Ders Kurulu Hafta/ 73 saat

Bloomberg Businessweek. BASINDA GeniuSpy. Zihni Birleştirir, Zekâyı Geliştirir 1/6

İÇİNDEKİLER BÖLÜM-I. Doç. Dr. Günseli GİRGİN

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

RORSCHACH TESTİ GENEL BİLGİ EĞİTİMİN AMACI EĞİTİMİN YARARLARI EĞİTİM PROGRAMI

Çetin Özbey


29-30 Eylül 1 Ekim 2017 SPONSORLUK DOSYASI

İÇİNDEKİLER 1 PSİKANALİTİK KURAMLAR...1

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

Eğitimin Psikolojik Temelleri

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

MASTERSON YAKLAŞIMINA GENEL BAKIŞ. Tahir ÖZAKKAŞ M.D., Ph.D.

Ders İzlencesi Eğitim Yılı ve Güz Dönemi Program adı: ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI

Kişilik Psikolojisi (PSY 401) Ders Detayları

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KARŞI AKTARIM VE PSİKOTERAPÖTİK TEKNİK

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM

KERNBERG GÜNLERİ-I. John F. CLARKIN. Borderline Kişilik Bozukluğunda Aktarım Odaklı Psikoterapi. Atölye Çalışması Metinleri. Psikoterapi Enstitüsü

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 11. DÖNEM

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

Konu: Davranışın Nörokimyası. Amaç: Bu dersin sonunda öğrenciler davranışın biyokimyasal mekanizmalarını öğreneceklerdir. Öğrenim hedefleri:

BİLİŞSEL NÖROBİLİM BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir?

GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

PSİKANALİZE GİRİŞ SEMİNERLERİ

araştırma alanı Öğrenme Bellek Algı Heyecanlar PSİKOLOJİNİN ALANLARI Doç.Dr. Halil EKŞİ

KPSS'de 4 soru hatalı iddiası

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Dinamik Formülasyon Üzerine Bir Olgu Sunumu. Dr. Abdullah AKGÜN Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN...

Klinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları. Psikolojiye Giriş. Günümüz Kriterleri. Anormallik nedir?

Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological Study of Religion, London and Toronto: Associated University Press, 1989.

BAĞLANMA ve TERAPİ DE BAĞLANMA YRD.DOÇ.DR.ESRA PORGALI ZAYMAN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ AD

Dersin Grubu. Dersin Kodu. Yarıyıl. Dersin Adı. Bölüm Zorunlu. 1 1 PSY101 Psikolojiye Giriş-I. Bölüm Zorunlu. 2 2 PSY102 Psikolojiye Giriş-II

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü MESLEKİ GELİŞİM EĞİTİM PROGRAMI

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 11. DÖNEM

ATBÖ Sürecinde Ölçme-Değerlendirmeye Hazırlık: ATBÖ Yaklaşımı Nasıl Bir Ölçme Değerlendirme Anlayışını Öngörüyor?

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

İçindekiler Ön Söz XİX Giriş 1 Kuram Psikoterapi ve Psikolojik Danışma Psikoterapi ve Psikolojik Danışma Kuramları 5 Konuların Düzenlenmesi

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

Çocuklar İçin Bilişsel Davranışçı Terapi ÇOCUK BDT EĞİTİMİ. Bilgilendirme Kataloğu

ÇOCUK ve ERGEN BDT EĞİTİMİ. 4 Modül - 64 Akademik Saat. Çocuk ve Ergen Odaklı. Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimi Bilgilendirme Klavuzu EĞİTİMCİ

Bebeklikten Ergenliğe Gelişimsel Psikopatoloji (PSY 319) Ders Detayları

Psikopatolojiye Giriş (PSY 301) Ders Detayları

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM

ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ İÇ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ YÜKSEK LİSANS DERS PROGRAMI

DÖNEM I Temel Bilimler I Ders Kurulu

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM

Transkript:

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM KASIM 2008 DERS NOTLARI Editör Dr. Tahir ÖZAKKAŞ

Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları 80 Bütüncül Psikoterapi Eğitimi 7. Dönem Kasım 2008 Ders Notları ISBN 978-605-5548-75-9 Copyright Psikoterapi Enstitüsü Tüm hakları saklıdır. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veya kısmen yayımlanamaz, kısmen de olsa çoğaltılamaz ve elektronik ortamlarda yayımlanamaz. Birinci baskı: Temmuz 2012 Editör: Tahir Özakkaş Yayıma hazırlayan: Sevgi Çorabatur Katkıda bulunanlar: Melike Yönten & Menekşe Arık Baskı: İklim Ofset Nişanca Mah. Arpacı Hayrettin Sok. No:21 Eyüp/İstanbul Tel: 0212 577 77 45 www.iklimmatbaa.com PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIK ORGANİZASYON VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ. Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Caddesi No285 Darıca-İZMİT Tel : 0262 653 6699 Fax : 0262 653 6698 Merkez: Bağdat Caddesi No: 540/8 Bostancı-İSTANBUL Tel : 0216 464 3119 Fax : 0216 464 3102 www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com ii

SUNUŞ İnsanlık tarihi boyunca, her toplumda psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmeye yönelik girişimler olmuştur. Bu alanda yapılan girişimler sonucu ortaya çıkan pek çok farklı ekolün savunucuları, kendi ekollerini yüceltme ve diğer ekolleri küçümseyerek ötekileştirme yoluna gitmiştir. Ancak buna rağmen farklı yaklaşımlardan bilgiler edinerek kuramını zenginleştirmeye ve bu alanda çalışmalar yapmaya başlayan öncü terapistler, psikoterapide bütünleşmeyi sağlayarak alandaki bölünmeleri büyük oranda azaltmıştır. Bütüncül psikoterapi, hastanın bilişlerinin, davranışlarının, kişiliğinin ve duygusal süreçlerinin yeniden düzenlemesine yardımcı olmak için pek çok farklı ekolden faydalanarak daha gerçekçi, uyumlu ve esnek bir çalışma alanı sunar. Eğitimini verdiğimiz bütüncül psikoterapi, zamanzaman eklektik ve asimilatif, genellikle de entegratif ve ortak faktörler üzerine kurulmuş bütüncül bir yaklaşımı içerir. Bireye, teori odaklı değil danışan odaklı bakmaya çalışan bütüncül psikoterapiler, farklı yaklaşımların bileşenlerini bir araya getirerek terapisti geniş bir vizyona ulaştırır. Bu amaçtan yola çıkarak, çeşitli bilimsel etkinlik, araştırma, eğitim ve yayın çalışmalarıyla, ülkemizde bütüncül psikoterapi uygulamalarının gelişimine öncülük etmekten gurur duyuyoruz. Elinizdeki bu ders notları, ruhsal bozuklukların tedavisinde tek bir psikoterapi yaklaşımına bağlı kalmaktansa elin- iii

deki veriyi kullanarak uygulanabilecek en iyi tekniği ve teoriyi arayan bütüncül yaklaşımlı terapistler yetiştirme adına verilen Bütüncül Psikoterapi Teorik Eğitimi 7. Grubunun kasım ayı deşifrelerini sunmaktadır. Bu ders notları, eğitim deşifresinin derlemesi olma özelliğiyle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir yayın niteliği de taşımaktadır. Bu ders notlarında, nesne ilişkileri kuramı, içe alınmış nesne ilişkileri kuramına göre çocuğun psikolojik gelişimi, insanın psikolojik evreleri (Mahler), bölme, idealizasyon, devalüasyon, ilkel inkar ve yadsıma mekanizmaları, nesne ilişkileri kuramın psikoterapötik strateji ve yöntemleri, Masterson kuramına giriş konuları ele alınmaktadır. Bütüncül psikoterapiler de insanın ruhsal yapısının gelişiminde olduğu gibi zamanla özerkleşecek, bireyselleşecek ve ayrışarak psikoterapi ruhunu ayakta tutacaktır. Psikoterapi uygulayıcıları için önemli olduğunu düşündüğümüz bu eğitim ders notlarını, sizlerin ilgisine sunmaktan kıvanç duymaktayız. Keyifli okumalar dileriz Tahir ÖZAKKAŞ Psikoterapi Enstitüsü Başkanı iv

İÇİNDEKİLER KASIM 2008 1. GÜN 1. BÖLÜM... 3 NESNE İLİŞKİLERİ KURAMI... 3 İNSANIN PSİKOLOJİK EVRELERİ (MAHLER)... 21 2. BÖLÜM... 37 İNSAN YAVRUSUNUN PSİKOLOJİK DOĞUMU ÜZERİNE... 37 İNSANIN PSİKOLOJİK EVRELERİ (MAHLER)... 55 1. ÖRNEK OLGU ANALİZİ... 57 3. BÖLÜM... 61 1-ÖRNEK OLGU ANALİZİ... 61 4. BÖLÜM... 81 BÖLME MEKANİZMASI... 81 İDEALİZASYON, DEVALÜASYON, İLKEL İNKAR VE YADSIMA MEKANİZMALARI... 98 5. BÖLÜM... 104 MASTERSON KURAMINA GİRİŞ... 104 KASIM 2008 2. GÜN 6. BÖLÜM... 139 2.ÖRNEK OLGU ANALİZİ... 139 7. BÖLÜM... 180 2.ÖRNEK OLGU ANALİZE DEVAM... 180 8. BÖLÜM... 213 3.ÖRNEK OLGU ANALİZİ... 213 KASIM 2008 3. GÜN 10. BÖLÜM... 225 İÇSELLEŞTİRME VE ÖZDEŞİM SÜREÇLERİ... 225 11. BÖLÜM... 258 BAĞLANTI NESNESİ... 258 KİMLİK BÜTÜNLEŞMESİ... 266 BİREYLEŞME & ÖZERKLEŞME... 275 12. BÖLÜM... 289 GEÇİŞ NESNESİ & GEÇİŞ FANTEZİSİ... 289 13. BÖLÜM... 302 İÇE ATILMIŞ TASARIMLAR... 302 14. BÖLÜM... 335 GENEL ÖZET... 335 v

Kasım 2008 1. GÜN

1. BÖLÜM NESNE İLİŞKİLERİ KURAMI Tahir Özakkaş: Evet arkadaşlar hoş geldiniz. Geçen ay ne konuştuğumuzu özetleyecek arkadaş var mı? H. bilgisayarımı getirir misin? Ne konuşmuştuk geçen hafta? Tahir Özakkaş: Bu hafta fallardan bahsedeceğiz. İlgi alanınızın ne olduğu anlaşılıyor. Rüyalardan başka neler öğrenmiştik? Cevap: Direnç. Cevap: Dürtü Çatışma. Tahir Özakkaş: Dürtü çatışmayı konuşmuştuk. Dürtü çatışmanın içerisinde rüyaların görünüşü manasında konuşmuştuk. Dürtü çatışmada neler öğrendik, kısaca özet yapacak arkadaş var mı? Kopya çekmek serbest. Tahir Özakkaş: Performans kaygısı mı bu sessizlik? Geçen hafta dürtü çatışmayı öğrenmediniz mi? Evet Kursiyer İ.

Geçen hafta dürtü çatışma kuramını, İd-Ego-Süperego arasındaki mücadeleyi ve onların arasındaki çatışmayı konuştuk. İd zaman ve mekan tanımadan ihtiyaçlarının karşılanmasını arzu ediyor, istiyor, dışa vuruyor. Süperego bunun ortama uygun yapılması için, yani içinde bulunduğu toplumun kurallarına göre baskılamayı yapıyor, kontrolü yapıyor. Ego da bu ikisi arasındaki dengeyi sağlamaya çalışıyor. İdin talepleri gerçekleşmediği zaman çatışma ortaya çıkıyor, sorun ortaya çıkıyor. Çünkü enerjinin bir şekilde dışarıya vurulması gerekiyor. Yani hedefe ulaşması gerekiyor. Bu arada çeşitli savunma mekanizmaları devreye giriyor. Savunma mekanizmaları Süper ego tarafından kullanılıyor. Buna bağlı olarak semptomlar ortaya çıkıyor. Yani idden kaynaklanan sıkıntının, idin talebinin gerçekleşmemesi nedeniyle ortaya çıkan anksiyetenin ortadan kaldırılması gerekiyor. Eğer ego bunu savunma mekanizmalarıyla dönüştürerek maskeleyebilirse sorun yaşanmıyor. Ama maskeleyemzse bu defa başka semptomlar, semptomlara bağlı olarak da anksiyete ortaya çıkıyor. Sonra bunun bir parçası olarak rüyaları gördük hocam. Rüyalarda da kişinin gerçek hayatta yaşayamadığı şeyleri bilinç dışında kendini ifade etme imkanı oluyor. Çok iyi sentezleyemedim ama. Tahir Özakkaş: Geçen ay anlattığımız kuram nedir? Kuramcı kimdir? Kişilik Örgütlenmesi nedir? Kuramın adı ne? Kursiyer İ: Dürtü Çatışma Kuramı. Cevap: Freud. Kursiyer E: Freud un daha çok ödipal dönemi incelediğini, psikanalitik ekole dahil yeni kuramcıların da preödipali incelediğini ve dolayısıyla bu dönemde ki daha çok kişilik bozuklukları tarzında çıkan patolojileri incelediklerini, preödipalde kimlik 4 7. BPT KASIM DERS NOTLARI

oluşumuyla ilgili disosiyasyonlardan bahsedilmişti. Organizmanın epigenetik açılıma uygun olarak belli dönemler yaşadığını ve bu dönemlerdeki çeşitli olumsuz faktörlerin o dönemlerde saplantılar ve belli karakter özellikleri oluşturduğunu anlatmıştınız. Preödipalde kişinin kişilik bozukluyla sonuçlanan birtakım saplantılar oluyordu. Anal karakter, oral karakter, ödipale bağlı nevrotik karakterden. Tahir Özakkaş: Dürtü Çatışma kuramı hangi karakter ve kişilik bozukluğuyla ilgileniyormuş? Kursiyer E: Masterson un dört tane kişilik bozukluğu vardı aklımda kalan. Narsisistik, borderline. Tahir Özakkaş: Masterson dan mı bahsetmiştik geçen ay? Kursiyer E: Yok, Masterson dan bahsetmemiştik hocam. Tahir Özakkaş: Dürtü Çatışma Kuramı hangi karakter ve kişilik bozukluğuyla ilgileniyor? Cevap: Oral dönem. Tahir Özakkaş: Oral dönemde ilgilenilen hiçbir vaka var mı? Kursiyer İ : Nevrotik kişilik bozukluğu. Tahir Özakkaş: Nevrotik Kişilik Bozukluğu. Nevrotik Kişilik Bozukluğu ne demek? DSM de böyle bir şey var mı? Cevap: Hocam obsesif? Tahir Özakkaş: Obsesif ne? Kursiyer E: O kişilik bozukluğu, preödipale geçmiş olmuyor mu? Tahir Özakkaş: Preödipale geçmiş olmuyor mu diyor? Nesne İlişkileri Kuramı 5

Kursiyer İ: Preödipalde borderline, narsisistik, şizoid, bir tane daha vardı; onlardan bahsetmiştik hocam. Ödipal dönemle ilgili olarak obsesif kompulsif kişilik bozuklukları görmüştük diye hatırlıyorum. Tahir Özakkaş: Söylediğiniz her şey doğru da, uçuşuyor şimdi. Peki, İ. cesaret gösterdi paylaştı bizimle, İ. ın söylediği cümlede hata bulan var mı? Kursiyer S: Savunma mekanizmalarını, süper ego... Tahir Özakkaş: Savunma mekanizmalarını süperego mu oluşturur? Cevap: Süperegoyla idin arasında gelişir. Tahir Özakkaş: Savunma mekanizmalarını süperego mu oluşturur? Kim oluşturur, nerde oluşturur? Kursiyer İ: Bence ego oluşturur. Tahir Özakkaş: Bizce de ego oluşturur. Demek ki biz ego oluşturur demek istiyoruz ama ağzımızdan süperego çıkıyor. S. ile ikimiz duyduğuna göre, diğerleri de zaten dinlemediğine göre. Kursiyer İ: Oradan egoya gelmişti hocam, orada bir düzeltme yapmıştı hocam. Tahir Özakkaş: Bu arkadaşını kurtarmaya çalışıyorsa nesnel ilişkileri açısında ne düşünürsünüz? Kursiyer İ: Sağolsun hocam, delikanlılık oluyor. Tahir Özakkaş: Tabi bu konuşacağımız şeylerle ilgili gelişimi ve bugünkü ruhsal yapıyla ilgili duruşu bileceğiz. 2008 yılında kişilik bozuklukları derken neyi kastediyoruz? Dürtü çatışma 6 7. BPT KASIM DERS NOTLARI

neyi kastetmiş, bununla ilgili spektrumu yakalarsak kafamızda her şey tak tak oturur. Freud ben üç tane kişilik bozukluğu bilirim diyor. Bunlara da karakter ismini veriyorum diyor. Bir anal karakter var diyor, bir oral arakter var diyor, bir de nevrotik karakter var diyor. Ben anal ve oral karakterle ilgili analitik bir süreç çalışamam; çünkü benim ilgilendiğim süreç ödipal dönem denilen, üçlü ilişkiyi ilişkilendiren, ödipali sağlıklı atlatamamış bireylerin nevrotik yapılarındaki, obsesif kompulsif görüntü, sosyal fobik görüntü, histerik görüntü, çekimser görüntü, bağımlı görüntü, cinsel işlev bozukluğu, anoreksiya, bulumiya gibi muhtelif görünümlerin ardında bir semptom niteliği taşıdığı, arka plandaki ödipal üçgendeki elektra ve ödipal çatışmanın görüntü şekilleri olduğunu söylüyor. Bunların analiz edilebilir olduğu çünkü üçlü ilişkiye geçtiğini; ama ikili ilişkide kalma dediğimiz, preödipalde kalma dediğimiz 0-3 yaş oral ve anal karaktere takılmış kalmış, fixe olmuş yapıların daha çok psikoza yakın yapılar olduğu için bunların analize elverişli yapılar olmadığını belirtiyor. Birtakım yapılar oral, anal, fallik döneme geçerken, fallik döneme ulaştığında insan zaman zaman oral dönem özelliklerini taşıyabilir, anal dönem özelliklerini de taşıyabilir, aynı zamanda fallik döneme de geçmiştir, bu çarpık bir geçiştir. O dönemde de bazı bireyler fallik ve ödipal dönemdeki çatışmaları çözümlemeye çalışırken, oral özelliklerini anal özelliklerini de görmek, durmak mümkündür diyor. Onun için bir kuram bir kuramcı bir kişilik bozukluğu derken geçen ay ne konuştuk bir kuram konuştuk, dürtü çatışma kuramı, bunun özgün ismi klasik psikanalitik kuram, bu kuramın kurucusu S. Freud u gördük, ardından da bu kuramın kişilik örgütlenme Nesne İlişkileri Kuramı 7

alanını inceledik, oral ve anal dönemi fazla incelemedik, nevrotik dönemi inceledik, bu kısmı basit. Ama bugün DSM dediğimiz önümüzde bir yapı var. DSM etyopatogeneze dayanmıyor, nedenselliğe dayanmıyor, klinik görünümlere göre, elmaları bir yere, armutları bir yere, incirleri bir yere alıyor dedik. Burada da sekiz, dokuz tane kişilik örgütlenmesi var ve bunlar da A, B, C kümelerine ayrılıyor dedik. A kümesinde paranoid, şizoid, şizotipal kişilik örgütlenmeleri; B kümesinde antisosyal, nassisistik, borderline, histrionik kişilik örgütlenmeleri, C kümesinde bağımlı, çekingen, obsesif kompulsif kişilik örgütlenmeleri, bu da mix yapı; DSM III'de ilaveten pasif agresif kişilik örgütlenmeleri vardı, DSM IV de kaldırıldı, muhtemelen şuanda DSM V yapılanıyor, 2010-2012 yıllarında yayınlanması bekleniyor. Kişilik örgütlenmelerinin etyopatogenezi içinde barındırmadığı ve klinik olarak tam kullanılabilir gelmediği görüldüğünden dolayı da kişilik örgütlenmeleri ve kişilik bozuklukları Eksen II dediğimiz yapının büyük bir değişime uğrayacağı, dereceli bir geçiş ve puanlama sistemiyle bu bahsettiğimiz klinink tabloların hepsini içine alacak bir yapılanmaya doğru geçeceği gibi bir iddia da var. Bu ne demektir? Etyopatogenezde biz ne diyoruz? Bireyleşme ayrışma var, oral dönem, anal dönem, ödipal dönem özellikleri var, borderline, narsisistik, şizoid yapılar var, bunlar etyopatogeneze baktığınız zaman, DSM de anlatılan birçok kişilik örgütlenmelerinin aynı insanda hepsinin de bulunabileceğini görmekteyiz, sadece şiddet dereceleri değişik. Sekiz maddenin dört vaya beş maddesi varsa kişilik örgütü, öbüründen bir madde alıyor, öbüründen bir madde alıyor, birer madde alınan yapılara baktığımızda onları bir kümülatif olarak değerlendirdiğimizde, 8 7. BPT KASIM DERS NOTLARI

etyolojiye, sebebe, kişilik gelişimine yönelik patolojiye bizi direkt götürüyor. Dolayısıyla biraz daha DSM yi etyolojiye, dinamik, gelişimsel psikolojiye yönelik olarak açıklayabilecek bir boyuta getirmeye çalışılıyor. Demek ki geçen ay dürtü çatışma kuramını gördük, dürtü çatışma kuramının ruhsal aygıtını gördük değil mi? Freud sanal bir ruhsal aygıt tanımlıyor. İd, ego, süperego var diyor, yapısal olarak bir anlam veriyor, Nerde? diyorsun Bilmiyorum, uydurdum. diyor, Bir tane id diye bir şey uydurdum, bir tane ego diye bir şey uydurdum, bir tane de süperego diye bir şey uydurdum, bunların yerlerini gösteremem size, beyinde şu nöronlarda, şu yerde şeklinde ifade etmem mümkün değildir. diyor. Topografik bir şekilde bilinçli alanımız, bilinç öncesi alanımız ve bilinç dışı alanımız dediği ikinci bir hayali bir şey kuruyor. Bu bilimin kabul etmediği bir şey, yani bilim elle tutulur, gözle görülür, laboratuarda incelenebilir, dünyanın muhtelif yerlerinde yapılacak çalışmalarda aynı sonuçları doğurabilecek bir nedenselliğe dayalı olan ve genellenebilen şeylere bilim der. Ama senin söylediğin şey hem subjektif, hem de bir tedavi yöntemi olarak baktığımızda iki kişi arasında olan çok öznel bir şeyden bahsediyorsun, öznellikle bilimin ilişkisi olamaz, bilim genele yayılandır, yerçekimi her yerde yerçekimidir, fizik her yerde fiziktir, kimya heryerde kimyadır, psikanalizde her yerde psikanaliz olsun demektedir ve burada bilimin ana yapısından ayrılmaktadır. Tabi burada bilim felsefesi gidiyor, bilim nedir, kişinin öznelliği ne demektir, öznellik tartılabilir mi ölçülebilir mi şeklindeki birtakım kıstaslara giriyor. Geçen ayki eğitimimizde Freud un geliştirmiş olduğu ruhsal aygıt dediği yapısal id-egosüperego ve topografik olarak bilinçli alan, bilinç öncesi alan Nesne İlişkileri Kuramı 9

ve bilinç dışı alanı izah ettik ve bunu bir kuramsal alan olarak kişilik gelişimini ve patolojilerin nedenselliğini izah edecek çok ince işlenmiş bir kurguya dönüştürdüğünü gördük. Bu kurguya dönüşmüş olan yapı kafamızda netleştikten sonra semptom ve şikayetlerle bize gelen hastalara nedenselliğini kurgulanmış olan bu ruhsal aygıt ve topografik yapıda izah edebileceğimizi, bunların nedenselliğini ortaya koyabileceğimizi ve bu nedensellikteki sapmaların yine aynı nedensellikleri düzeltme amacına yönelik yapılacak olan bir tedavi programında düzeltilebileceğini bu programın da psikanalitik terapi olduğunu ifade etmiştik. Psikanalitik tedavide de kullanılan metaforlar veya kullanılan aygıtlar, araçlar vardı. Bir divan olayı vardı, ne diyorduk divan olayına? Serbest çağrışım. Serbest çağrışımla hasta Tabula rasa dediğimiz boş bir ekranda duygularını ve çocukluk yaşantılarını bir duvara yazacaktı. Hayalinde bir terapist canlandıracaktı ve o terapiste ilk çocukluk ilişkileri olan anne ve babasıyla olan ilişkilerini nesne ilişkilerini kurgulayacaktı. Burada terapist serbest çağrışımla gelen bağlantılarla, linklerle yorum dediğimiz elimizdeki en önemli aygıtı, bunun nedenselliğini kişiye izah edecekti. Hem topografik kuram bağlamında, hem de yapısal kuram bağlamında, bu bağlantıları kişiye gösterdiğinde, kişinin değişeceğini ve yeni nesne ilişkileri kuracağını, yeni yapılanma içine gireceğini izah etmektedir. Yorumun yanında ikinci olarak dil sürçmeleri ve rüyalar da bilinç dışı çatışmaları terapiste bildiriyor ve bunlarla ilgili yapılacak yorumların da aslında iyileştirici etki yaratacağına dair açılımlar geliyordu. Bunun da olabilmesi için bir terapötik süreçte üç evrenin bulunduğunu, ilk olarak başlangıç evresi nin bulunduğunu, 10 7. BPT KASIM DERS NOTLARI

başlangıç evresinden sonra aktarım ve karşı aktarım süreçleri nin olduğu nevrotik düzlemdeki bir bireyin duygularını terapistine aktardığı, terapistin de bu duyguları işlemleyerek hastaya tekrar yorumlarla birlikte aktarımın çözümlendiği ikinci evreyi, üçüncü ve son olarak da bitme ve ayrılma dediğimiz sağlıklı bir yas reaksiyonuyla birlikte terapistinden ayrılarak ayrılma ve bireyselleşmeyi sağladığı bir yapıyı ifade ediyordu. Bunun adına dürtü çatışma kuramı ve psikanalitik terapi diyordu. Hem bir kuram ileri sürüyor hem de bu kurama bağlı olarak ortaya çıkmış olan rahatsızlıkların nedenselliğini bir terapi teknikleri mecmuasıyla bir terapi teknikleri silsilesiyle bize aktararak nasıl bir hastanın tedavi edileceğini izah ediyor ve bu bağlamda baktığımızda karşımıza gelen her türlü psişik manadaki klinik tabloları izah etme iddiasında bulunuyordu. Bugün dünyada bu manada bir ruhsal yapının tüm patolojilerini izah etmeye yönelik aslında dört tane ana temel kuram var. Bunların en iyi yapılanmış olanı da dinamik kuramdır. İkincisi biyolojik kuramdır, eğer kişi karşımıza psişik patolojilerin hangisiyle gelirse gelsin, biyolojideki birtakım bozukluklarla izah etmeye yönelik, nöron bağlantılarından, elektro kimyasal değişikliklerden yola çıkan, tıbbın, psikiyatrinin yüzde doksanının hakim olmuş olduğu bir problem varsa onun karşılığında bir biyolojik bozukluk vardır ve ona uygun birtakım tedaviler yapılabilir. Bunlar ilaç tedavilerdir, cerrahi tedavilerdir veya gen mühendisliğidir. Üçüncü olarak bütün psikolojik bozukluklar davranışsal bir modelleme ve öğrenmeye; sosyal öğrenme, bireysel modelleme veya taklide bağlıdır. Arkasında Pavlov, Watson, Thorndike ve diğerlerinin yattığı şartlanmalar, koşullu şartlanmalar, öğrenmeler, sosyal Nesne İlişkileri Kuramı 11

öğrenmeler vardır. Psikoloji fakültelerinde veya PDR fakültelerinde esas olarak öğretilmeye çalışılan Bandura ve diğerlerinin getirmiş olduğu davranış bilimleri dediğimiz davranışçı kuramdır. Yani psikoloji fakültelerinin veya PDR lerin özü aslında davranış bilimlerine dayanır. Çünkü davranış bilimleri laboratuara konabilen, incelenebilen, sınanabilen ve her yerde aynı sonuçlara ulaşılabilen bilimsel paradigmanın içerisinde olan bir kuram olduğu için, psikoloji fakültelerinin özü davranış bilimlerimleridir. Cevap: NLP de öyle mi hocam? Tahir Özakkaş: Hayır. Davranış bilimlerinin, insanı anlatmada yetersiz kaldığı görülünce daha soyut kavramlara yönelimi oldu. Bu yönelimle beraber nörosize veya bilgi işlemleme süreçlerinin, bilgi prosesleri; Bilgi nasıl alınır?, Nasıl algılanır?, Nasıl tutulur?, Nasıl değerlendirilir ve geri nasıl çıkarılır? gibi dışarıdan beş duyu ile alınan bilgilerin, içeride bir işleme tabi tutularak dışarıya yansıtılması süreçleri araştırıldı. Nesnel olarak davranış bilimleri gibi gözlemlenemeyeceğini, incelenemeyeceğini, değerlendirilemeyeceğini, çünkü orada öznel bir yapının olduğunu görüyoruz. Burada teknolojinin gelişmesi ile beyindeki birtakım yapıların incelebilir hale gelmiş olmasının sonucunda, bilişsel terapi dediğimiz, kognisyon veya kognitif yapıyı ve bilgi işleme sürecini inceleyen psikoloji gelişti. Dolayısıyla psikolojinin ana eksenine davranıştan ziyade son yirmi yılda belki de bilişsel yapı oturdu ve psikoloji fakülteleri bilgi işlemleme sürecini inceleyen fakülteler oldu. Bilgi nasıl alınır, nasıl öğrenilir, nasıl değerlendirilir, hafıza, bellek, algılama çarpıklığı, ifade, duygularla düşüncelerin bağlantıları gibi daha soyut daha sanal konular incelendi. Tabi bununla ilgili istatistiğin gelişmiş olması ve araştırma desenle12 7. BPT KASIM DERS NOTLARI

rinin hazırlanma şekilleri, bu tip sanal yapıların da izah edilebileceği bir çalışma ortamı ve laboratuarın gelişmesine olanak tanıdı. Özellikle beyin EEG lerinin, tomografilerin gelişmiş olması, insan düşünürken karar verirken beyinde ne olduğuna ait kan akımlarını ve oradaki fonksiyonelliği inceleyen teknolojilerin gelişmesiyle insan beyninin nasıl çalıştığı, açığa çıkarıldı. Rahatsızlıkların artık çözülebildiği iddiası ortaya çıktı. Rahatsızlıkların, insanın bilgi işleme prosesindeki birtakım hatalı öğrenmeler, hatalı ve çarpık yorumlamalarla olduğunu iddia eden bir psikoloji kuramı çıktı. Şimdi bu psikoloji kuramı daha çok bilgi işlemleme sürecini incelerken hemen yanı başında psikoloji bilimi değişmeye başladı. Çünkü dinamik kuramlardan temelini alan, insanın çocukluk dönemine önem atfeden gelişimsel psikoloji dediğimiz alan, -belki bugün bunu yoğunlukta inceleyeceğiz ve göreceğiz- insan tabiatını, insan kişilik yapısını, insanın gelişim sürecinde birtakım epigenetik açılımlardan geçtiğini, uygun çevre koşullarıyla bu açılımların örtüşmesi sonucunda sağlıklı insanların çıktığını söyler. Eğer örtüşmede eksiklikler ve kusurlar varsa birtakım patolojilerin ortaya çıktığını, buna da gelişimsel psikopatoloji dendiğini ifade ettiler. Bu sefer psikolojinin ağırlık merkezi gelişimsel psikolojide bulunan sapmaların ortaya çıkardığı patolojiler olarak karşımıza çıktı. Ne oldu? Davranışla başladık, bilgi işlemlemeyle devam ettik, gelişimsel psikoloji dediğimiz alanın, bebek gözlem raporlarının, bebeklerin doğumdan belirli bir yaş grubuna kadar nasıl bir anne çocuk ilişkisi içerisinde girdiğinin görülmesiyle gelişimsel psikoloji üzerinde odaklandık. Gelişimsel psikoloji ile dinamik yapı yavaş yavaş birbirine yakınlaşmaya başladı. Nesne İlişkileri Kuramı 13

Biz de ne dedik? İlk gün hatırlarsanız insanı dört halkadan görüyorduk; en üstte davranışsal öğrenme, insanın birçok davranışsal öğrenmeyle hayatını kolaylaştırıyoruz. Birtakım sıkıntı ve problemlerimizin arkasında hatalı davranışsal öğrenme olabilir başka hiçbir sebep aramaya gerek yok. Ayağınızı köpek ısırmışsa köpekten korkarsınız, bu gayet doğal. Anlatabildim mi? Dolayısıyla bir patoloji size geldiğinde derinliğinin ve boyutunun bir sosyal öğrenme, bir modelleme, başa gelen bir koşullu refleks veya edimsel şartlanma mı olduğunu algılarsanız tedavi boyutunu davranış bilimlerinin getirmiş olduğu davranışsal şartlanmayla yapabilirsiniz. Başka hiçbir şeye karışmayacaksınız. Bir alt katmanda ayağını köpek ısırmadığı halde evde dinlenen hikayelerle köpeklerin ısıracağı şeklindeki bir bilgi işlemede çarpık algılama varsa her köpeğin onu ısıracağı şeklindeki bir kaygıyı zihninde canlandırıyor ve her an köpek çıkacak gibi bir korkuyla bir fobi geliştirerek bir insan sokağa çıkamıyor, bahçeli bölgelerde dolanamıyor ise bu insanın kognisyonlarında hata vardır. Bunda ödipal çatışmayı aramak, Hans vakasını aramak, displacement (yer değiştirme) aramak doğru değildir. Bilgi işleme süreci nedir, hatalı çıkarımlar nelerdir, çarpıtmaların nasıl yapıldığı, algının nasıl değerlendirildiği, sosyal fobide sistemin nasıl oluştuğu ve yeme bozukluğu vb. rahatsızlıkların nasıl geliştiği hakkında, bilgi işleme sürecinin kendi içindeki yapısını anlattık. Eğer bu olay sadece bilgi işleme sistematiği ile ilgiliyse o boyutta kalıp tedavimizi bilişsel terapi teknikleriyle yapacağız. Bir alt katmana indiğimizde dinamik kuram karşımıza geliyor. Görünümde davranışsal bir bozukluk olabilir, fobi olabilir, bilgi işleme hatası gibi görünebilir, ama bunun dinamiği çocukluk döneminde anne-baba-çocuk üçgeninde olan ilişkiler14 7. BPT KASIM DERS NOTLARI

deki birtakım bozukluklara bağlı olabilir. O zaman sistem dinamik terapi kurallarıyla işletilmelidir dedik ve geçen haftada dinamik kuramı anlattık. Dinamik kuramı anlatırken ruhsal aygıtın arasındaki çatışmalardan bahsettik. Üç kelime kullandım hatırlıyorsanız. İntrapsişik, interpsişik, interpersonel dedim. Hayırlıyor musunuz? Kursiyer İ: Daha önce bahsetmiştiniz hocam. Tahir Özakkaş: Daha önce söylemiştik. İntrapsişik: id, ego ve süperegonun kendi içlerindeki kavgaları. İnterpsişik: id-egosüperego arasındaki kavgalar. İnter-personel: dış dünyayla olan, nesneyle olan kavgalar. Bugün bir bireyin nasıl geliştiğini anlamaya çalışalım. Davranışsal öğrenme, kognitif çarpıtma ve dinamik öğrenme sürecinde karşımızda sadece bir birey var değil mi? Bu arkadaşımızı aldık davranışsal öğrenmesi, bilişsel çarpıtması, dinamik yapısı şöyledir dedik, bu arkadaşımızın dinamik yapısını da aldık, id-ego-süperego dedik, savunma düzeneklerini izah ettik, sistemi bu boyutta algıladık. Freud da bu boyutta algılıyordu. Fakat dinamik yapının gelişmesiyle beraber, dediler ki şu birey olarak almış olduğunuz yapının yalnız başına hiçbir anlamı yok. Bir bebeği yalnız başına koy ortama ne idi olur, ne egosu olur, ne süper egosu olur. Bir bebek doğduğu andan itibaren bir ötekine muhtaçtır, bir nesneye muhtaçtır. Bebeği var eden, ruhsal yapısını var eden şey bir ötekinin varlığıdır. Yani bir insanın karşısında bir öteki olmak zorundadır. İşte sistem davranışsal kuramdan başladı, bilişsel kurama geldi, dinamik kurama geldi. Dinamik kuramda id-ego-süperego arasında interpsişik kavganın nasıl cereyan ettiği, savunma mekanizmalarının nasıl ortaya çıktığı anlatılırken bu hikayenin yalnız başına yetmedi- Nesne İlişkileri Kuramı 15

ği, aslında buradaki problemlerin, sıkıntıların veya güzelliklerin, aslında bir ötekine bağlı olduğunu fark edildi. Şimdi burada şu soru karşımıza çıkıyor; biz kendimizi geliştirmek ve varolmak için mi hayattayız? İdimiz, egomuz, süperegomuz ve dürtülerimizi bir nesneye yöneltip deşarj etmek için mi varız? Libidinal ve agresif dürtülerimizi boşaltmak için mi varız? Yoksa, bugün anlatacağımız nesne ilişkileri kuramının izah ettiği şekliyle, insanın doğası dürtülerini boşaltmak değil, ilişki aramaktır kabulü dorultusunda, insan, bir ötekinin varlığına duyduğu ihtiyaç için mi vardır? Bu sorunun cevabı aranıyor. Şimdi dürtü çatışma kuramı amaç dürtünün deşarjıdır diyor değil mi? Şöyle veya böyle deşarj edilmezse, patlak verir diyor veya sublime olur. Yapılan incelemelerde gelişimsel psikolojinin araştırma sonuçları göstermiştir ki, bebek dürtünün hedef nesneye geçip deşarjını amaçlamıyor, bebek bir ilişki kurmayı amaçlıyor. Bebeğin doyumu ilişkiden geçiyor. Kursiyer E: Maymunda ki hadise de bu mudur? Tel maymunla peluş maymun. Tahir Özakkaş: Maymunda ki hadise de budur yani ilişkidir. Çocuk ötekiyle ilişki içerisine girmeye çalışıyor. Bir örnek; aşağıda oturuyoruz, bir arkadaşımız geliyor, bu arkadaşımızın libidinal dürtüleri veya agresif dürtüleri mi bizimle ilişki kurduruyor, konuşturuyor? Yoksa o orada dışlanmışlık, değersizlik, yetersizlik hislerini telafi etmek amacıyla arkadaşlarımızın yanına gelerek, bir konuşma ihtiyacı, bir ilişki ihtiyacı duymasından mı kaynaklanıyor. Sabah geldiniz birbirinizle büyük bir heyecanla merhabalaştınız. Bu içinizdeki libidinal dürtülerin veya agresif dürtülerin deşarjı mıydı? Yoksa bir ilişki açlığı içinde olan bireyler, birbirlerini özleyen bireylerin ilişki kurma istekleri miydi? 16 7. BPT KASIM DERS NOTLARI

Kursiyer T: İlişki için dürtüler bir araç mıydı? Tahir Özakkaş: İlişki için dürtüler bir araçtır. Nesne ilişkileri temelde bunu iddia ediyor. Öncelikli olan ilişki arayışıdır, dürtü bunun motorudur. Kursiyer H: Burada sağlıksız bir nokta var mı? Tahir Özakkaş: Hayır. Bizim doğamızda gelişimimizde ötekiyle ilişkiyi ararız. Kursiyer H: Yani normal bir süreç? Tahir Özakkaş: Normal bir süreç. Onun için bugünkü kuramın adı nesne ilişkileri. Ne yaptık, şimdiye kadar anlattığımız kısımları özetledik. Kursiyer E : Gelişimsel psikolojinin alanı mı, daha doğrusu bölümü mü hocam nesne ilişkileri? Tahir Özakkaş: Nesne ilişkileri daha çok gelişimsel psikolojinin bölümüdür. Oradan çıkmıştır. Nesne ilişkileri gelişimsel psikolojiyi geliştirmiştir; gelişimsel psikoloji de nesne ilişkilerini geliştirmiştir. Gelişimsel psikolojinin saf hali, bu bebek ne oluyor da büyüyor? Nasıl gelişiyor? yani normal bir bebeğin incelemesini kendisine mihenk noktası alırken, nesne ilişkileri teorisi normal gelişen bebek hangi durumlarda sapmaya uğruyor da, daha sonra klinik tablolarla hasta olarak karşımıza geliyor konusunu inceliyor. Birisi normalliği inceliyor, birisi patolojiyi inceliyor. Patolojiyi inceleyen, hastalığı inceleyen kısım bizim çalışma alanımız, nesne ilişkileri. Kursiyer E: Hocam, aslında amaç dürtüyü boşaltmak değil ilişki kurmak dedik. Ama yine altında dürtüyü boşaltmış olmuyor mu? Nesne İlişkileri Kuramı 17