AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA

AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA Haber Özetleri 25 Aralık 2009-01 Ocak 2010 (YIL: 2, SAYI: 1) ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU (USAK) AB ARAŞTIRMALARI MERKEZİ 04.01.2010 Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Mebusevleri Mahallesi, Ayten Sokak, No:21, 06570, Tandoğan, ANKARA Tel: 0090 312 212 28 86 87, Faks: 0090 312 212 25 84 www.usak.org.tr www.usakgundem.com www.turkishweekly.net 0

İspanya AB Dönem Başkanlığını 1 Ocak 2010 İtibariyle Devraldı 1986 yılında gerçekleşen AB üyeliğinden bu yana üç kez AB Dönem Başkanlığını yürüten İspanya, 1 Ocak 2010 tarihinde bu görevi İsveç ten devraldı. Dönem başkanlığını uzlaşı ve AB düzeyindeki farklı çıkarlar arası denge arayışları anahtar kelimeleri üzerine inşa eden İsveç, geçtiğimiz Ekim ayında gerçekleştirilen İrlanda referandumu, Lizbon Antlaşması nın onaylanması önündeki çetin engellerden biri olan Çek Cumhuriyeti ile uzlaşı ve Birlik tarihinin ilk Başkanlık ve Yüksek Temsilcilik mevkilerine ilişkin seçimlerde oynadığı kilit rol ile geçtiğimiz altı aya damgasını vurmuştu. Geçtiğimiz haftalarda, İspanya nın AB İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Diego López Garrido, İspanya nın dönem başkanlığı süresince önem atfedeceği önceliklere ilişkin açıklamalarda bulundu. Aynı zamanda AB Anayasası hazırlama komisyonu içerisinde İspanya yı temsilen yer alan bir bürokrat olan Garrido, ülkesinin dönem başkanlığını çok özel ve anlamlı olarak tanımladı ve temel önceliklerini 4 ana başlıkta değerlendirdi. Ekonomik Kalkınma ve İstihdam Artırımı 1929 Ekonomik Buhranı ndan bu yana yaşanan en derin finansal kriz olarak tarihe geçen 2008 krizinden ülkesel olarak da ağır yara alan İspanya, beklendiği üzere altı aylık görev süresince önceliği ekonomik kalkınmaya vermeyi planlıyor. Finansal sektörün denetiminde yapısal değişikliklere gidilmesi ve istihdam alanlarının artırılması olarak iki alt başlığa ayrılan bu strateji, ekonomik krize karşı AB deki ekonomik koordinasyonun sağlanmasına yönelik olarak 2020 ye kadar desteklenebilir büyüme planının kabul edilmesini öngörüyor. Üye devletler arasında iş birliği yapılması halinde ekonominin küresel boyutları ile mücadelede başarılı olunabileceğinin altını çizen İspanyol bakan, buna bağlı olarak ortak bir ekonomi yönetimini savunduklarını ifade etti. Bunun yanı sıra, son dönemde Yunanistan da yaşanan gelişmelere bağlı olarak AB gündemine oturan kamu bütçe açıklarının azaltılmasına ilişkin yeniden yapılanma planının da bu dönemde kabul edilmesi bekleniyor. Sayfa 1

Lizbon Antlaşması nın Uygulanması Uzun ve sancılı bir onay sürecinin ardından 1 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe giren Lizbon Antlaşması nın uygulanması, İspanya Dönem Başkanlığının ikinci önceliğini oluşturuyor. AB kurumsal yapısında getirdiği önemli değişikliklerin tatbik alanı bulacağı yeni dönemde, bilhassa AB Konseyi Başkanı ve Ortak Dış ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisinin yetki ve görev dağılımlarının bu önemli mevkilerin geleceğine ışık tutması bekleniyor. Üçlü bir yönetim anlayışı çerçevesinde işletilmesi planlanan kurumsal mekanizma, tarafların sıkı iş birliği ve koordinasyonu esasına dayanıyor. Lizbon Antlaşması tarafından öngörülen araçlar ve muğlâk uygulama metotları arasındaki ikileme vurgu yapan Garrido, buna örnek olarak, ilk defa Lizbon Antlaşması ile getirilen Vatandaşlar Girişimi ni gösterdi. Söz konusu yeni düzenleme uyarınca, AB vatandaşlarının 1 milyon imza toplamaları halinde yasa tekliflerini Avrupa Parlamentosu nun gündemine taşıyabilmeleri mümkün olabilecek. Ancak bu imzaların hangi usul ve esaslar izlenerek toplanacağı hususunda Antlaşma nın sessiz kalması uygulamayı oldukça önemli kılıyor. İspanyol Bakan, kendilerinin işte tam bu noktada bir içtihat oluşturucu rol oynayacaklarını ifade ediyor. AB Vatandaşlığı ve Avrupa Sosyal Gündemi Siyasi bir birlik olma yolunda ilerleyen Avrupa Birliği nin önündeki en önemli engellerden biri olan demokrasi açığı ve özelinde AB vatandaşları ile Birlik organları arasındaki kapatılamayan mesafe sorunsalı, İspanya Dönem Başkanlığının diğer önemli gündem konusunu teşkil ediyor. Avrupa Birliği nin ekonomik bir bütünleşme olmasının çok ötesinde siyasi ve sosyal bir nitelik taşıdığını ifade eden Garrido, Birliğin, temel hakların etkin bir şekilde korunması bakımından daha etkili politikalar izlemesi gerektiğini belirtti. İspanya özelinde bahsedilmesi gereken bir diğer memnuniyet verici husus da ülkenin Avrupa projesinin üzerine inşa edildiği temel ilkeler açısından benimsediği kapsayıcı ve evrensel değerler. Buna göre, Avrupa Birliği, barış, demokrasi, özgürlük, çoğulculuk, diyalog, tolerans, saydamlık, dayanışma ve eşitlik gibi evrensel değerler üzerine kurulu bir bütünleşme sürecini ifade ediyor. Sayfa 2

İspanya nın önümüzdeki altı aylık görev süresince benimseyeceği sosyal gündemin temel sütunlarından bir tanesini kadın-erkek arasındaki eşitliğin teşvik edilmesi yönünde stratejilerin geliştirilmesi oluşturuyor. Sosyalist bir hükümetin görev başında olduğu İspanya, bu açıdan kadın-erkek arasındaki ayrımcılığın en aza indirilmesi amacıyla AB düzeyinde yasa teklifleri sunmaya hazırlanıyor. Bu çerçevede, kadın-erkek fırsat eşitliği kapsamında 2011-2015 yıllarını kapsayan bir iş birliği programının kabul edilmesi bekleniyor. Bunun yanı sıra, kadına yönelik şiddet ile mücadelede bir Avrupa gözlem kurulunun oluşturulması ve şiddeti uygulayan erkeğin tüm AB ülkelerinde yasal takibini sağlayacak mekanizmanın oluşturulmasına ilişkin çalışmaların ele alınacağı bildirildi. Yasadışı göç konusunda hem AB hem de ulusal düzeyde ciddi sorunlar ile karşı karşıya olduğu bilinen İspanya nın yeni dönemde göç politikasına özel bir önem atfetmesi bekleniyor. Dönem Başkanlığı, göç sorunsalına iki farklı ancak birbirini tamamlayan bakış açısından yaklaşacağını açıkladı. Buna göre, bir yandan insan haklarına saygı temelinde ulusal düzlemde entegrasyon politikalarının iyileştirilmesi hedeflenirken, diğer yandan yasadışı göç ile mücadelede- bilhassa göçmenlerin içinde bulundukları çaresiz durumdan faydalanmak isteyen insan/göçmen kaçakçıları ile mücadelede- etkin yaptırım mekanizmalarının oluşturulması amaçlanıyor. Avrupa Birliği nin Küresel Bir Aktöre Dönüştürülmesi İspanya Dönem Başkanlığı nın öncelikli gündem konularından diğerini Birliğin küresel bir aktör olması yönündeki girişimlerin artırılması oluşturuyor. Oluşturulan yeni AB mevkilerinin Birliğin tek ses olarak uluslararası platformda yer alması bakımından oldukça önemli olduğunun altını çizen Garrido, Birliğin dış politika sahnesindeki görünürlüğünü daha fazla artırmak için çaba sarf edeceklerini açıkladı. Bu bağlamda, uluslararası iş birliğinin teşvik edilmesi açısından yeni dönemde AB-Latin Amerika ülkeleri, AB-ABD, AB-Kanada, AB-Akdeniz ülkeleri ve hatta AB-Fas zirvelerinin yapılması planlanıyor. Yeni dönemde, İspanya nın bilhassa Orta Doğu ve Akdeniz havzasına özel bir önem atfetmesi bekleniyor. Aynı zamanda, Akdeniz İçin Birliğin merkezlerine ev sahipliği yapan İspanya, söz konusu projenin derinleştirilmesi yönünde girişimlerde bulunmaya hazırlanıyor. Akdeniz Sayfa 3

İçin Birliğin bölgedeki siyasi diyalog bakımından oldukça faydalı olacağına inanan İspanyol yetkililer, Avrupa Birliği nin somut destek sağlaması gerektiğini ifade ediyorlar. Son olarak, yapmış olduğu basın açıklamasında İsrail-Filistin sorununa ve bu bağlamda benimseyecekleri tutuma değinen Garrido, dönem başkanlıklarının barış sürecinin yeniden başlatılmasını destekleyeceğini belirtti. İspanyol Bakan, Filistin in uluslararası hukuk normlarına uygun olarak bağımsız bir devlet olarak tanınmasının barış sürecinin temel esaslarından birisi olması gerektiğini, böylelikle, AB nin güvenirliğini ve objektifliğini kanıtlama şansına sahip olacağını ifade etti. İspanya Dönem Başkanlığında Türkiye-AB İlişkileri Avrupa Birliği ülkeleri arasında genişleme politikasına verdiği destek ile bilinen İspanya, yeni dönemde komşu ülkeleri ile ilişkilerin ilerletilmesine ve mevcut müzakere süreçlerini desteklemeye destek vereceğini açıkladı. Türkiye nin Birliğe olası katılımı ile ilgili görüşü sorulan Garrido, umarım dönem başkanlığımız sürecinde bizlere düşen sorumluluklarımızı yerine getirebilir ve daha çok müzakere başlığını açma fırsatına sahip olabiliriz şeklinde konuştu. Ancak, bu yeni dönem ile birlikte Türkiye-AB ilişkilerinin dramatik bir şekilde olumlu yönde evrileceği yorumunda bulunmak gereğinden fazla iyimserlik olarak algılanabilir. Zira Brüksel de düzenlenen bir basın toplantısında söz alan İspanya nın Dış İşleri Bakanı Miguel Angel Moratinos, İspanya nın yeni AB Konseyi Başkanı Van Rompuy ve Yüksek Temsilci Ashton a destek vererek daha arka planda yer almayı tercih edeceğini açıkladı. Bir diğer deyişle, İspanya, bu üçlü yönetim mekanizması arasında yakın bir iş birliği ilişkisi geliştirerek Birliğin asli görünürlüğünü sağlayan söz konusu mevkilere platformu bırakacağı yönünde sinyal verdi. Bu bağlamda, İspanya nın genişlemeye yönelik görece yapıcı yaklaşımı bir kenara bırakılacak olursa, Birliğin çekirdek ülkelerinin iradesi neticesinde söz konusu mevkilere seçilen kimselerin Türkiye-AB müzakerelerinin geleceği konusunda daha aktif bir rol oynayacaklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Sayfa 4

AB Dönem Başkanlığını Devralan İspanya da Terör Alarmı Seviyesi Yükseltildi İspanya İçişleri Bakanlığı, 1 Ocak ta AB Dönem Başkanlığını İsveç ten devralan İspanya nın ETA nın terör eylemlerine maruz kalabileceği uyarısında bulundu. Ayrılıkçı Bask terör örgütünün, engellemelere rağmen hala güçlü olduğunu gösterme amacıyla AB dönem başkanlığı sırasında büyük bir saldırı ya da üst-düzey bir yetkiliyi kaçırma eylemlerinde bulunabileceği uyarısının ardından İspanya da terör alarm seviyesi yükseltildi. İçişleri Bakanlığı nın uyarısının ardından artırılan önlemlerle beraber, İspanya da dört kademeden oluşan terör alarm düzeyi, 1 den olası bir terör saldırısını işaret eden 2 ye yükseltilmiş oldu. Terör alarm düzeyinin yükseltilmesinde İspanya nın AB dönem başkanlığını devralmasının yanında, ABD de Noel günü bir yolcu uçağına gerçekleştirilen başarısız terör saldırısının da etkili olduğu konuşuluyor. ETA, hem AB hem de ABD tarafından, Fransa nın güneybatısı ile İspanya nın kuzeyinde bulunan Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele eden bir terör örgütü olarak tanınıyor. Türkiye Ziyaretinde Belçika Başbakanı Türkiye nin AB Üyeliğine Tam Destek Verdi Türkiye nin AB üyeliği konusunda Fransa ve Almanya dan sonra imtiyazlı ortaklık vurgusu yapan Belçika Başbakanı Yves Leterme, başbakan olarak ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye ye gerçekleştirdi. 30 Aralık tarihinde gerçekleştirilen ziyaret sırasında Belçika Başbakanı Leterme, imtiyazlı ortaklık ifadesi yerine tam üyelik vurgusu yaptı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen Belçika Başbakanı, Türkiye nin üyelik sürecine verdiği desteği belirterek Müzakere sürecine şans vermek gerekir. Bu ucu açık bir süreçtir, süreci kolaylaştırmak ve müzakereleri cesaretlendirmek gerekir şeklinde açıklamada bulundu. 2010 yılının ikinci yarısında AB dönem başkanlığını devralacak olan Belçika nın müzakerelerin iyi bir şekilde sonuçlandırılması adına bu konuya yoğunlaşacaklarını Sayfa 5

ifade eden Belçika Başbakanı, ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye ye yapmış olmasının da bir anlam ifade ettiğinin altını çizdi. Görüşme ardından gerçekleştirilen ortak bir basın toplantısı sırasında Başbakan Erdoğan ise Belçika nın dönem başkanlığı sırasında AB müzakereleri çerçevesinde ahde vefa ve hakkaniyet ilkelerine sadık kalarak yapıcı çalışmalarda bulunması konusundaki inancını dile getirdi. Başbakan Erdoğan, ayrıca Türkiye nin AB üyeliğinin Avrupa nın barış, istikrar ve refah projesine güçlü bir şekilde katkıda bulunacağı vurgusunu yenilerken Belçika Başbakanı Leterme de Türkiye nin bölgesel olarak önemli rol oynayacağına inanıyoruz dedi. Bu çerçevedeki görüşmelerin çok faydalı olduğuna vurgu yapan Leterme, iki ülkenin ortak çalışmasına ilişkin Afganistan ı örnek verdi. Belçika Başbakanı ayrıca Ermenistan ile diplomatik ilişkilerin yeniden başlamasını önemsediklerini belirtti. Hırvatistan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Birinci Turundan AB Destekçisi İvo Josipoviç Çıktı İlk tur seçimlerinin 27 Aralık Pazar günü yapıldığı Hırvatistan da, Cumhurbaşkanlığı için yarışan 12 aday arasında en fazla oyu %32,44 lük bir oranla muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti (SDP) üyesi Ivo Josipoviç aldı. Ancak yeterli salt çoğunluk elde edilemediği için 10 Ocak ta ikinci tur oylama yapılacak. Güçlü bir AB destekçisi olarak bilinen Josipoviç in seçim kampanyasındaki en önemli sloganı adalet oldu. Ülkenin yolsuzlukla mücadelede halen yol kat etmesi gerektiği vurgusundan yola çıkan Josipoviç, AB üyeliğine daha sağlıklı hazırlanmanın gereği etkin politikalar üretebilmek ve siyasi kararlılık gösterebilmektir diyor. 2010 da katılım müzakerelerini kapatıp, 2012 de AB ye tam üye olmayı hedefleyen Hırvatistan, böylelikle Slovenya dan sonra Birlik e üye olan ikinci Yugoslav Cumhuriyeti olacak. Sayfa 6

Avrupa için Ekonomik Krizde En Kötüsü Henüz Görülmedi 2009 un bitmesi ve küresel krizin üzerinden 2 yıllık bir sürenin geçmesine rağmen Avrupa da halen daha en kötünün görülmediği yönünde tahminler yapılmaya devam ediliyor. The New York Times gazetesinin haberine göre AB nin içine düştüğü yapısal bunalımdan dolayı birçok AB üyesi ülke borcunu ödeyememe riski ile karşı karşıya iken, makroekonomik durumu göreli olarak iyi sayılabilecek kimi ülkeler de Birlik içindeki zayıf halkaların yaratacağı bulaşma etkisinden tedirginlik duyuyorlar. Son verilere göre 16 Euro bölgesi üyesinin yaklaşık yarısında kamu finansmanının sürdürülememesi riski mevcut. Son dönemlerin en riskli ülkesi olarak dikkatleri üzerine çeken Yunanistan a ilaveten İspanya, Portekiz ve İrlanda gibi ülkelerin de zor durumda olduğu biliniyor. Referans gazetesinin derlediği son veriler dikkate alındığında belli başlı AB üyesi ülkelerinde kamu borçları ve bütçe açıklarının şu şekilde olması bekleniyor. Belçika da 2010 da bütçe açığının GSYH'ye oranını yüzde 5,4 e çekilmesi hesaplanıyor. Kamu borçlarının GSYH ye oranının ise yüzde 100 ü aşacağı tahmin ediliyor. Fransa da hükümetin teşvik paketleri neticesinde bütçe açığının GSYH ye oranının 2010 da yüzde 8,5 e çıkması bekleniyor. Kamu harcamalarının GSYH ye oranının yüzde 52 seviyesinde olacağı tahmin ediliyor. Almanya da 2010 da bütçe açığının GSYH nin yüzde 5,2 sine ulaşacağı tahmin ediliyor. Alman ekonomisinin bu yıl yüzde 5 küçüldükten sonra gelecek yıl yüzde 1,2 büyüyeceği tahmin ediliyor. Sayfa 7

Oldukça büyük bir mali krizle karşı karşıya olan Yunanistan da bütçe açığının GSYH ye oranının 2009 da yüzde 12,7 ye yükselmesi bekleniyor. Kredi notu düşürülen Yunanistan ın gereken tedbirleri almaması ya da alınan tedbirlerin işe yaramaması durumunda daha zor durumda kalacağı uyarısı yapılıyor. Euro Bölgesi nde resesyona giren ilk ülke olan İrlanda krizden en ağır etkilenen ülke grupları arasında yer alıyor. Bütçe açığının GSYH ye oranının 2009 sonunda yüzde 11,7, 2010 sonunda ise yüzde 11,6 olacağı tahmin ediliyor. AB nin en büyük ekonomilerinden bir diğeri olan İtalya da yapısal sorunlarının kurbanı olan AB ülkelerinden. Kamu borçlarının GSYH ye oranı yüzde 105 olan İtalya, bu oranda önemli risk taşıyan ülkeler arasında yer alıyor. Portekiz de 2008 de yüzde 66 olan kamu borçlarının GSYH ye oranının 2011 de yüzde 91 e çıkabileceği tahmin ediliyor. Portekiz in kredi notunun önümüzdeki günlerde düşürülebileceği yönündeki tartışmalar yatırımcıların ülke ekonomisine olan güvenlerinin daha da azalmasına sebep oluyor. 1 Ocak 2010 itibariyle AB dönem başkanlığını devralan ve temel önceliğinin ekonomik krizle mücadele olacağını açıklayan İspanya son 50 yılın en kötü ekonomik krizini yaşıyor. 2009 da bütçe açığının GSYH ye oranının yüzde 10 u bulması tahmin ediliyor. Ayrıca yüksek işsizlik oranları en önemli ekonomik sorunların başında geliyor. Sayfa 8

İspanya da Gençler Arasında Artan İşsizlik Oranları Korkutuyor Yüzde 19,3 işsizlik oranı ile AB ortalamasının (yüzde 9,8) iki katı işsizlik oranına sahip olan İspanya, bilhassa genç nüfusunun iş bulamaması nedeniyle karamsar bir tablo çiziyor. 16-24 yaş arası nüfusta işsizlik oranının yüzde 42,9 olduğu İspanya, The New York Times gazetesinin haberine göre Avrupa içerisinde bu alanda diğer benzerlerinden açık ara önde bulunuyor. Örneğin Yunanistan da bu oran yüzde 25, İrlanda da yüzde 28,4 ve İtalya da yüzde 26,9 düzeyinde. İspanya ayrıca geçlerin eğitimlerini yarıda bırakıp çalışma hayatına atıldıkları ülkeler arasında da en kötü istatistiklere sahip AB üyesi ülke konumunda. Ekonominin iyi seyrettiği ve inşaat sektöründe büyük iş alanlarının açıldığı son birkaç yılda İspanyol gençlerin eğitimlerini devam ettirmek yerine iş hayatına atılmayı tercih etmeleri, bugünkü tablonun ortaya çıkmasına sebep olmuş durumda. Zira gençler geçici sözleşmelerle çalışan ve sosyal güvenceleri en az olan kesimi oluşturdukları için krize giren İspanyol şirketleri tarafından en kolay işten çıkartılan çalışan grupları arasında yer alıyorlar. İspanyol hükümetinin büyük bütçe açıkları ile mücadele etmek durumunda olması da işsizlik konusunda çözüm geliştirmesini ciddi anlamda zorlaştırıyor. Sayfa 9

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu yayınıdır. Tüm hakları saklıdır. Önceden yazılı izin alınmaksızın hiçbir iletişim, kopyalama sistemi kullanılarak yeniden basılamaz. Akademik ve haber amaçlı kısa alıntılar bu kuralın dışındadır. Bu konudaki taleplerinizi aşağıda belirtilen iletişim adresine iletebilirsiniz: Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Yayınlar Departmanı Mebusevleri Mahallesi, Ayten Sokak, No: 21 06570, Tandoğan, Ankara Tel: 0090 312 212 2886 Fax: 0090 312 212 2584 www.usak.org.tr USAK HAKKINDA USAK, ulusal ve uluslararası siyaset, ekonomi, hukuk, toplumsal bilimler ve güvenlik alanlarında faaliyet gösteren bağımsız bir düşünce kuruluşudur (think-tank). Öncelikli olarak kamuoyunun tarafsız, doğru ve yeterli bilgi ihtiyacını karşılamayı amaçlar. Bu amaç çerçevesinde özel ve kamu kuruluşlarının, firmaların ve medya kuruluşlarının taleplerinin yanı sıra, bireysel talepleri de karşılamaya çalışır. USAK'ın yerine getirmeye çalıştığı önemli amaçlarından biri Türkiye'nin ve dünyanın ihtiyaç duyduğu bilgileri toplamak ve bilgi yığınları içinden gerekli seçkiyi yapmaktır. İhtiyaç sahibine, ihtiyaç duyduğu anda istediği nitelik ve nicelikte bilgiyi sunmaya çalışır. Aynı çerçevede bilgilerin değerlendirilmesi ve analiz edilmesi de USAK'ın amaç ve görevleri arasındadır. Gerekli nitelikli personelin yetiştirilmesi ve eğitim hizmetlerinin verilmesi, uzmanlar ve uygulayıcılar arasındaki iletişim eksikliğinin giderilmesi USAK ın amaçları arasındadır. Alan çalışmalarına ek olarak USAK kuramsal ve kavramsal alanda da kendisine görevler düştüğünün bilincindedir. Günümüzde anlaşmazlıkların önemli bir kısmının kavram karmaşasından doğduğunu düşünen USAK, kavramların doğru tanımlanmasına büyük önem verir. Özellikle Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı sorunlarda kavram karmaşasının rolü büyüktür. USAK Türkiye için dünyalı, dünya için Türkiyeli kavramları sunmaktadır. 2004 yılında kurulan USAK merkez binası Ankara Mebusevleri'ndedir. Merkez'de 34 tam zamanlı akademisyen, uzman ve araştırmacı ile 7 teknik personeli bulunan USAK ayrıca Türkiye ve dünya çapında 100 ün üzerinde akademisyen, alanında uzman, araştırmacı ve yazar ile çalışmaklarını zenginleştirmektedir. Bunlara ek olarak anlaşmalı, yarı-zamanlı ve gönüllü çalışanlar da zaman zaman USAK çalışmalarına katkıda bulunmaktadır. Staj ve eğitim programları çerçevesinde her dönemde eğitim vermektedir. Katılımcılar sadece Türkiye'den değil, dünyanın diğer ülkelerinden de gelmektedirler. USAK bir tür 'şemsiye örgüt' yapılanması modelini izlemektedir. Kendisine bağlı 7 araştırma merkezi aracılığıyla çalışmalarını yürütür. USAK doğru bilginin, daha iyi bir eğitimin ve daha iyi bir iletişimin Türkiye ve insanlığın daha mutlu ve refah içinde yaşamasına katkıda bulunacağına inanır. USAK'ın en temel ilkesi şudur: bilgi doğru kullanıldığı sürece güçtür. Sayfa 10

USAK AB ARAŞTIRMALARI MERKEZİ (ABAM) USAK-ABAM, USAK çatısı altında yer alan en önemli merkezlerden biridir. Merkezin idari ofisi, USAK Ankara Merkez Binası nda olmakla birlikte çok sayıda uzman farklı şehir ve ülkelerden ABAM ın çalışmalarına katılmaktadır. Avrupa Birliği'nin (AB) gelişimi, kurumları, hukuki statüsü, AB üyelerinde siyaset, AB dış ve güvenlik politikaları, Güney Avrupa ve Balkanlar, Avrupa nın politik ekonomisi ve küreselleşme merkezin temel ilgi alanlarıdır. Ayrıca Türkiye-AB ilişkileri ve Türkiye'nin AB'ye katılım süreci de merkezin en çok önem verdiği konular arasındadır. Tüm bunlara ek olarak merkez AB'den yola çıkarak bölgesel entegrasyon hareketlerini kuramsal ve uygulamalı olarak incelemektedir. Merkez'in USAK Evi içinde bir de Avrupa Birliği Kitaplığı bulunmaktadır. ABAM uzmanları çalışmalarını siyasi olmaktan çok, bilimsel alanda gerçekleştirirler. Konulara siyah-beyaz taraf olmak yerine, evresel bilimin ilkeleri doğrultusunda bakarlar. Genel USAK ilkeleri, diğer USAK merkezlerinde olduğu gibi USAK-ABAM da da geçerlidir. Hangi görüşte olursa olsun, hangi farklı açılardan bakarsa baksın USAK-ABAM uzmanları evrensel bilimsel kriterleri izlemek zorundadırlar. ABAM çatısı altında birbirinden çok farklı görüşleri savunmak mümkündür. Ancak ABAM ülkemizde AB hakkında, AB ülkelerinde ise Türkiye hakkında ciddi önyargıların bulunduğunu, bu önyargıların ise uzun çalışmalar sonucunda bir ölçüde azaltılabileceğini düşünmektedir. Bu çerçevede ABAM ın en önemli misyonlarından bir tanesi AB ye Türkiye yi, Türkiye ye de AB yi doğru tanıtmaktır. ABAM uzmanları Türkiye nin Avrupa nın doğal bir parçası olduğunu varsaymakta ve Türkiye AB ye tam üyesi olsun ya da olmasın, Türkiye-AB ilişkilerinin hayati olmaya devam edeceğini düşünmektedirler. İlgi ve Uzmanlık Alanları Türkiye-AB İlişkileri Avrupa nın Politik ve Ekonomik Yapısı AT Hukuku, Türkiye-AT Ortaklık Hukuku Güney Avrupa, Doğu Akdeniz Havzası ve Kıbrıs Sorunu Avrupa nın Politik Ekonomisi Göç Problemi Türkiye nin Politik Ekonomisi AB ve Küreselleşme Türkiye-AB Ekonomi İlişkileri ve Gümrük Birliği AB'de Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı Yunanistan ın Politik Ekonomisi ve Balkanlar Avrupa Entegrasyon Teorileri Avrupa Genişlemesi Sayfa 11

DOÇ. DR. MEHMET ÖZCAN (BAŞKAN) USAK AB ARAŞTIRMALARI MERKEZİ USAK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Özcan, aynı zamanda USAK Avrupa Birliği Araştırmaları Merkezi nin başkanıdır. Temel çalışma alanları Türkiye-AB ilişkileri ve AB Hukuku dur. Yüksek lisansını 1999 yılında İngiltere-Galler Aberysthwyth Hukuk Fakültesinde tamamlayan Özcan, doktora çalışmasını ise Avrupa Birliğinde Fikri Hakların Düzenlenmesi ve Malların Serbest Dolaşımına Etkisi üzerine yapmıştır. Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi öğretim üyeliğinin yanı sıra Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü nde AB de İnsan Haklarının Gelişimi konularında ders vermektedir. Özcan ın alanında yayınlanmış çok sayıda makale ve kitabı bulunmaktadır. FATMAYILMAZ ELMAS Fatma Yılmaz Elmas, AB de ırkçılık ve yabancı düşmanlığı, Türkiye-AB ilişkileri çerçevesinde Kıbrıs sorunu, Türkiye-AB ilişkileri konularına odaklanmaktadır. Elmas ın AB de ırkçılığı ele alan kitabının yanısıra alanında yayınlanmış birçok makale ve bildirisi bulunmaktadır. MUSTAFA KUTLAY Mustafa Kutlay, küresel politik ekonomi, Avrupa nın politik ekonomisi, Türkiye de devlet-piyasa etkileşimi, Türk ekonomisinin dönüşümü, Türkiye-AB ilişkileri ve Avrupa entegrasyon teorileri alanlarında çalışmalarını yürütmektedir. CEREN MUTUŞ Ceren Mutuş, AB Hukuku ve Türkiye-AT Ortaklık Hukuku üzerine çalışmalarını yürütmektedir. Başlıca ilgi alanları AB Hukuku, Uluslararası Ceza Hukuku ve İnsan Hakları Hukuku dur. MUZAFFER VATANSEVER Muzaffer Vatansever, Balkanlar üzerine çalışmalarını sürdürmektedir. Odaklandığı temel konular Balkanlar ın Avrupalılaşma süreci, Türkiye-Balkan ülkeleri ilişkileri ve Yunanistan'ın ekonomi-politiğidir. Sayfa 12