Sh:»4081 SÂD. SûresiMekkidir,birismi de sûrei Davuddur (Besair). Âyetleri - Kûfîde seksen, Hicazî, Bısrî, +amîde seksen altıdır.

Benzer belgeler
da rivayet etmi)lerdir. Kur'anda Secde sûresi namiyle ikisûrevardır.birisibu,di'eri de «

c) Dinde ihtiyaç bulunan şeyleri anlatmak mânâsına; yani şanlı, öğütlü, din öğreten, ibret dersi veren Kur'ân'a yemin olsun ki...

Asr-ı Saadette İçtihat

Mekkîdir. Hebe hicretinden evvel Mekkede nâzil olmutur. Ancak secde âyetinin sonradan Medinede

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

İbadetin Manası ve Çeşitleri

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

í gibi sabikundandır.

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

Dua ve Sûre Kitapçığı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

Sistem-atik Membran Kapak Sipariş Takip ve Üretim Takip Sistemi;

sh:»3339 ENBYA Mekkîdir. Âyetleri yüz on ikidir. harfleridir. Fasılası : - ágggggggggggg 2


Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

ÒŠ Ë bè Ó ìï å ß ÒŠ Ë» âyetinden dolayı da Guref denilmi%tir.

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

á y» dedir. Sh:»4333 AHKÂF Buna «Ahkâf» sûresi denir. Mekkîdir. Bir iki âyetinin Medenî oldu"una dâir de bir rivayet vardır ki «

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır.

Ashab'ul Uhdud kıssası - Sihirbaz, Rahip Ve Oğlan Çocuğu

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص

Sh:»3937 SEBE' Sebe' Sûresi mekkîdir. Yalnız bni atıyye « » âyetinin. medenî oldu$u hakkında bir kavil de nakl etmi&tir.

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s)

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

bu «Câsiye» sûresi Mekkîdir. Buna «"eriat» sûresi ve «Dehir» sûresi dehi denilir.

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Fussilet sûresi Sûrei secde, Sûrei hâmimissecde, Sûrei mesabîh, ve sûrei Akvat dahi denilen bu Sûre de

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

PEYGAMBERLERE ÎMÂNIN HAKİKATİ. Hâfız el-hakemî

Sh:»3715 KASAS. Kasas Sûresi, hepsi mekkîdir. Ancak bir rivayette « » hicret esnasında Cuhfede nâzil olmu(tur. Âyetleri - Bil'ittifak seksen sekizdir.

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. lk Kilisenin Do u u. 60. Hikayenin 55.si.

Muhammed Salih el-muneccid

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

TEVRAT VE İNCİL DE İSLÂM A UYGUN ABDEST, NAMAZ, ORUÇ, HAC, ZEKAT, KURBAN İBÂDETİ VE ÎMAN ESASLARI

Eyyüb peygamberimi imtiyazlı kılan ve O nun Sabır kahramanı-olarak tavsif edilmesine sebeb olan olay hastalıklardır.

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir.

dört âyette Âhiri 5sraîl.

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

Sûrei «Fetih» Medenîdir. Fakat Medînenin içinde nâzil olmu! ma'nâsına de%il, hicretten sonra nâzil

Bu Nahil sûresinin medenî olduuna dair dahi bir kavil nakledilmi ise de dorusu Mekkîdir. Hasen, Ata,

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. 60. Hikayenin 22.si.

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

el-mu'cem el-mufehres li Elfaz el-kur'an el-ker m

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Her tür meyvelerden yemelerini fakat bir ağaca dokunmama-larını söyledi ve onları İblis in fitnesinden sakındırdı.

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Ye aya Gelece i Görüyor

Sunabihi (Rah Aly.) anlatıyor: Ölüm döşeğinde yatmakta olan Ubade b. Samit'i (R.A.) ziyarete gittim. Onu gürünce ağladım. Ubade, "Dur biraz!

ALLAH IN EVLERİNDE MİSAFİRLİK: İTİKAF MESCİDLER ALLAH A YAKLAŞMA YERLERİDİR

Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri

Adeta Rabbimiz Efendimizi taltif ve teskin etmek,şevk ve gayretini arttırmak amacıyla huzuruna almıştır.

Petrus ve Duanın Gücü

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Ö Sûresimekkîdir.Buna «pbô b2

Sh:»5686 BÜRÛC. Buruc Sûresi bilâ hilâf Mekkîdir. Âyetleri-Yirmiikidir. Kelimeleri - Yüz dokuzdur. Harfleri - Dört yüz elli sekizdir.

Topluluk Zorlukla Kar ıla ıyor

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir?

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

6» dadır. ágggggggggggg 2. Sh:»4218 URÂ. » dahi denilir. urâ Sûresi mekkîdir « » yâhud yalnız «Õ Ç

En güçlü silah: Zikir! Perşembe, 26 Haziran :40

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Sh:»4263 ZUHRUF. Zuhruf sûresi Mekkiyyedir. Âyetleri - Seksen dokuz. Kelimeleri - Sekiz yüz otuz üç. Harfleri - Üç bin dört yüzdür. harfleridir.

1 Mahçupyan, Etyen. 1996: Türkiye nin siyaset yelpazesi: Sağ ve sol, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi. Vol. 15. İstanbul: İletişim

Altın takmanın erkeklere haram kılınmasındaki hikmet nedir?

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu Seyyid Nakib Şeyh Ferid Buhari'ye yazmıştır.

PEYGAMBERLER TARİHİ SORULARI

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

Transkript:

Sh:»4081 SÂD ñ ì SX SûresiMekkidir,birismi de sûrei Davuddur (Besair). Âyetleri - Kûfîde seksen, Hicazî, Bısrî, +amîde seksen altıdır. Kelimeleri - Yedi yüz otuz ikidir. Harfleri - Üç bin altmı1 dokuzdur. Fasılası - wû åß lšàó harfleridir. Evvelki Sûrenin âhirine do5ru «åî Ü à Ûa é ÜÛa bj Ç b ä ØÛ P = åî Û ë üa å ß a Š bã ä Ç æa ìû

» hikâye buyuruldu5u için bu Sûre de «6 ô» ile ba1lıyor. Š ˆÛa æ a Š Ô Ûaë ággggggggggggî y ŠÛa å à y ŠÛa é ÜÛa ágggggggggggg 2 ñ Œ Ç ó Ï aë Š1 åí ˆ Ûa 32 R 6 Š ˆÛa ô æ a Š Ô Ûaë Q püë a ë bäï æ ŠÓ å ß á è Ü jó å ß bä ØÜ ça á S ÖbÔ ë 4bÓë 9 á è ä ß ˆ ä ß á çõ bu æa a ì j vçë T bäß åî y a 7 yaë b è Û a òè Û üa 3Èua U 7 la ˆ Š yb aˆ ç æë Š ÏbØ Ûa aì ßa æa á è ä ß 5à Ûa ÕÜÀ ãaë V lbv Ç õ ó Û aˆ ç æ a 7 aš í õ ó Û aˆ ç æ a 7 á Ø nè Û a ó ÜÇ aë Š j aë Sh:»4082 7 Ö5 n a ü a aˆ ç æ a 7 ñš üa ò Ü à Ûa ó Ï aˆ è 2 bä È à bß W 7 ô Š å ß Ù ó Ï á ç 32 b 6 ä ä î2 å ß Š ˆÛa é îüç 4 Œ ã aõ X Ù 2 òà y å ö aœ á ç ä Ç âa Y 6 laˆç aì Óë ˆí b àû 32 bßë üaë paì à Ûa Ù Ü ß á èû âa QP 7 lb çì Ûa Œí ŒÈ Ûa

âë Œ èß Ù Ûbä ç bß ä u QQ lbj üa ó Ï aì Ôm Šî ÜÏ b à èä î2 ë æ ìçš Ïë bçë ì ã â ìó á èü jó o2 ˆ QR laœ y üa å ß Ù Û ë a 6 òø îd Û lbz aë Âì Û â ìóë ì àqë QS = bm ë üa ; lbô Ç ÕzÏ 3 ŠÛa l ˆ ü a 3 æ a QT laœ y üa Meali +erifi bu zikrile me1hun Kur'ana bak 1 Fakat o küfredenler bir onur, bir 1ikak içindeler 2 Kendilerinden evvel nicelerini helâk ettik! Çı5ırı1tılar: De5ildi fakat vaktı halâs 3 ;çlerinden kendilerine uyandırıcı bir Peygamber geldi5ine 1a1tılar da dediler ki kâfirler: bu, bir sihirbaz, bir kezzâb 4 ;lâhları hep bir ilâh mı kılmı1? Bu cidden 1a1ılacak bir 1ey: çok tuhaf 5 ;çlerinden o hey'et de fırladı 1öyle: ilâhlarınız üzerinde sabr-u sebat edin, bu cidden arzu olunur bir 1ey, bir murad 6 Biz bunu di5er millette i1itmedik, bu bir uydurmadır mutlak 7 O zikr aramızdan ona mı indirilmi1? do5rusu onlar benim zikrimden bir ku1kulu 1ekk içindeler, do5rusu henüz azâbımı Sh:»4083

tatmadılar 8 Yoksa sana onu veren azîz vehhab rabbının rahmeti hazîneleri onların yanında mı? 9 Yoksa onların mı bütün o Göklerin, Yerin ve aralarındakilerin mülkü? Öyle ise haydi esbab içinde üstüne çıksınlar 10 Onlar burada Ahzab döküntüsünden (muhtelif partilerden) bozuk bir ordu 11 Onlardan evvel tekzib etmi1ti Nuh kavmi ve Âd ve o kazıkların sahibi Fir'avn 12 Ve Semûd ve kavmi Lût ve eykeliler, bunlar i1teo ahzab 13 Ba1kade5il, hepsi gönderilen elçileri (Resulleri) tekzib etti de öyle hak oldu azâbım 14 Rivayet olunur ki Ebû Talib hastalandı5ı zaman Kurey1ten bir hey'et geldi, içlerinde Ebû Cehil de vardı, yanına girdiler: biraderinin o5lu bizim ilâhlarımıza 1etmediyor, 1öyle yapıyor, 1öyle 1öyle diyor, ona haber göndersen de nehyeylesen dediler, haber gönderdi, nebiyyi ekrem sallâllahü aleyhivesellem geldi odaya girdi, Ebû Talibin yanında bir ki1ilik yer vardı, oraya oturmasın diye Ebû Cehil sıçradı oraya oturdu, Resulullah amcasının yakınında oturacak yer bulamayınca kapının yanında oturdu, Ebû Talib, ey biraderzadem! Kavmin yine senden 1ikayet ediyorlar, ilâhlarına 1etmediyorsun, 1öyle 1öyle diyorsun zu'munda bulunuyorlar dedi, onlar da bir çok söylendiler, Resulullah söz aldı: ya ammi! ben onları bir kelime üzere istiyorum, bir kelime ki onunla Arab onlara inkıyad edecek, Acem onlara cizye verecek dedi, bunun üzerine ferahlandılar, babanın a1kına ondan fazlasını veririz, ne o kelime dediler? bir tek kelime,

dedi, ne o dediler: «é ÜÛa ü a é Û a ü» dedi, derdemez telâ1 ile kalktılar ve elbiselerini çırparak «lbv Ç õ ó Û aˆ ç æ a a 7 yaë b è Û a òè Û üa 3Èua» dediler, i1te «7 Ö5 n a ü a aˆ ç æ appp 6 Š ˆÛa ô æ a Š Ô Ûaë» a kadar bunun üzerine nâzil oldu. 1., bunu âyet sayan rivayet yoktur. Yazılısı ı'tibariyle bir harf okunu1u ı'tibariyle bir isim veya Sh:»4084 «î» dan fıli mâzıy veya «a» dan emri hâzır olabilir. Harf oldu5una göre di5er mukattaatta geçti5i üzere tehaddi ve ı'caz yoliyle serdedilmi1tir. Ekserin kavlince bu Sûrenin ismidir. Mücerred bir remz olması da mel'huzdur. Fatihada bu harf ile alâkadar sıratkelimesivardır.sıdk maddesi de bu remzin ilk ıhtar edece5i kelimelerdendir. «é ÜÛa Ö» sadıksın ya Muhammed, ya sadık gibi. Hasenden rivayet olundu5una göre «sada» nın müfaalesi o an müsadattan emirdir. Sadâ kar1ılık vermektir. Onun için sesin aksetti5i yerden verilen kar1ılı5a sadâ denir. Binaenaleyh «dal» ın kesrile sadi: sadâla sen, Kur'an

sesine ma'kes ol, sadâ gibi kar1ılık ver, ya'ni mazmuniyle âmil ol, icra et demek olur. ;bni Abbastan bir rivayetegöre gece ve gündüz yokken Ar1ı rahmanın üzerinde bulundu5u deryanın ismidir. «õ bà Ûa óüç é ŠÇ æb ë» bak. Saîd ibni Cübeyrden; Allah tealânın iki nefha arasında mevtayı ıhya buyurdu5u deryanın ismidir. Bu iki rivayet garîb olmakla beraber lâtîftir. Bunlarda kasem ma'nâsını da tazammun edebilir. Ve o surette æ a Š Ô Ûaë atfoluyor. 6 Š ˆÛa ô sahib zikir, zikirli, zikir dolu - burada zikir 1u üç ma'nâdan her biriyle tefsir olunabilir. 7 Z;K;R, namı anılmak: 1eref-ü 1an ma'nâsına gibi. Anmak Ù ß ìô Ûë ÙÛ Š ˆÛ é ã aë tezkir:va'zveıhtar ma'nâsına, 1eriat ve ahkâm, va'd-ü vaîd, geçmi1 ümmetlerin vekayinden medarı ıbret olan kısas ve ahbar gibi. Dinde ihtiyaç bulunan 1eyleri anlatmak ma'nâsına, ya'ni 1anlı, nasıyhatlı din ö5reten ıbret dersi veren Kur'ana kasem olsun ki... Bu kasemin cevabı mahzuftur. «32» o mahzufa ma'tuftur. Ya'ni sen risaletinde sadıksın, sana söylenen haktır o va'd-ü vaîd muhakkak yerini bulacaktır. Fakat kâfirler 2. bir ızzetile 1ıkak içinde - kendilerini bir onur: ki bir, 1ıkak ÖbÔ ë ñ Œ Ç ó Ï sarmı1, kibirlerinden hakkı kabul etmiyorlar,

Sh:»4085 muhtelif garazlarla türlü ma'budlar pe1inde bo5u1uyorlar. 3. a ë bäï çı5ırı1tılar - ya'ni helâki gördükleri vakıt tevbe edip aman yarabbi diye ba5ırı1tılar, feryad ettiler, bäß åî y püë fakat o vakıt yâhud o çı5ırı1ma kurtulacak zaman de5ildi, kaçamak ıhtimali kalmamı1tı - lât, lâ demektir.5. ilâhları hep bir a 7 yaë b è Û a òè Û üa 3Èua ilâhmı kıldı - ya'ni «é ÜÛa ü a é Û a ü» diye hepsinden üluhiyyeti nefyetti de yalnız birine mi kasr etti lbv Ç õ ó Û aˆ ç æ a bu cidden pek acaib bir 1ey - atalarından beri 1irke alı1mı1 olan cahiliyye kafası bu kadar muhtelif insanların muhtelif âmal ve hıssiyyatını yalnız bir ma'budun nasıl tatmin edebilece5ini dü1ünemiyor, onun «õ ó 3 pì ØÜß ê î 2» oldu5unu bilmiyor da tevhide teaccüb ediyor. 7. 7 ñš üa ò Ü à Ûa ó Ï aˆ è 2 bä È à bß biz bunu milleti âhıredei1itmedik - milleti âhıre, di5er millet yâhud sonra ki millet demektir. Bu surette nasrâniyyete i1aret olur. Çünkü islâm gelmeden evvel o zaman için en son millet nasrâniyyet idi, o da teslisi kabul ediyordu 8. o zikir, ya'ni Allahın zikr-ü b 6 ä ä î2 å ß Š ˆÛa é îüç 4 Œ ã aõ ıhtarını havi olan Kur'an aramızdan ona mı indirilmi1? 7ô Š zikrim, ya'ni Kur'an 6 laˆç azâbî demektir, kesre ile yâdan iktifa olunmu1tur.ikabı, da böyledir. 11. laœ y üa å ß âë Œ èß Ù Ûbä ç bß ä u onlar burada Ahzabdan kalma

bozuk bir ordu döküntüsü - ya'ni eskiden Peygamberlere kar1ıtoplanmı1, mahvolmu1 muhtelif hiziblerden bakıyye, onlar gibi hezîmete mahkûm, bozuk, vahdeti ruhiyyesi yok, ma'neviyyatı peri1an, derme çatma bir kaç asker, ordu, askerler böyle askerler. Bu âyet çok Sh:»4086 câlibi dikkattir. Burada Kurey1in «Bedr» den ba1lıyan hezimetine i1aret olundu5u gibi muvaffak olacak muntazam bir ordunun muntazam bir milletten çıkabilece5ini anlatıyor. ÖaìÏ å ß bèûbß ñ yaë òz î ü a õ ü ªì ç Š Ä äí bßë QU QW lb z Ûa â ìí 3 jó bä À Ó bäû 3 vç bä 2 aì ÛbÓë QV la ëa é ã a 7 í üa a @ ëa bã jç Š aë æì Ûì Ôí bß ó ÜÇ Š j a = ÖaŠ üaë ó È Ûb 2 å z j í éèß 4bj v Ûa bã Š b ã a QX éø Ü ß bã ë RP la ëa éû 3 6 ñ ì zß Š î ÀÛaë QY a ª ìjã Ùî ma 3çë RQ lbà Ûa 3 Ïë òà Ø z Ûa êbä îm aë @ëa ó ÜÇ aì Ü a RR =laš z à Ûa aë ì m a < á Ûa

œ È2 ó ÜÇ bä š È2 ó Ì2 æbà 7 Ñ mü aì ÛbÓ á è ä ß Ê Œ1Ï ÂaŠ Ûa õ aì ó Û a bã çaë Á À m üë Õz Ûb 2 bää î2 á Ø ybï ñ yaë òv Èã ó Ûë òv Èã æì È më É m éû ó a aˆ ç æ a RS ÙàÜà ÔÛ 4bÓ RT lbà Ûa ó Ï ó ã ŒÇë bèî ä Ü 1 a 4bÔÏ ó Ì jîû õ bàü Ûa å ß a Šî r æ aë 6 é ubè ã ó Û a Ù nv Èã 4a ªì 2 3î ÜÓë pbz Ûb Ûa aì Ü àçë aì äß a åí ˆ Ûa ü a œ È2 ó ÜÇ á è š È2 b È a Š ë é 2 Š1 Ìn bï êb änï bà ãa @ ëa åãë 6 á çbß % lbãaë Sh:»4087 l bß å yë ó 1 Û ŒÛ bã ä Ç éû æ aë 6Ù Û éû bã Š1ÌÏ RU å î2 á Ø ybï üa ó Ï ò1î Ü Úbä ÜÈu b ã a @ ëa bí RV æ a 6 é ÜÛa 3î j åç Ù Ü š îï ô ìè Ûa É j nm üë Õz Ûb 2 b äûa â ìí aì ã bà 2 í laˆç á èû é ÜÛa 3î j åç æì Ü ší åí ˆ Ûa ; lb z Ûa

Meali +erifi Onlar da ba1ka de5il, bir tek sayhaya bakıyorlar öyle ki ona hık yok 15 Bir de ya rabbenâ bizim pusulamızı hisab gününden evvel acele verdediler 16 +imdi sen onların dediklerine sabret de kuvvetli kulumuz Davudu an, çünkü o çok tecri' yapar (evvab) idi 17 Çünkü biz onun maıyyetinde da5ları müsahhar kılmı1tık: tesbih ederlerdi ak1amleyin ve i1rak vaktı 18 Ku1ları da toplu olarak, hepsi onun içinterci' yapar (evvab) idi 19 Hem mülkünü kuvvetlendirmi1tik, hem de kendisine hıkmetvefaslı hıtab vermi1tik 20 Bir de hasım kıssası geldi mi sana? Hani surdan mihraba a1tıkları vakıt 21 O vakıt Davudun üzerine giriverdiler de onlardan telâ1a dü1tü, korkma dediler: ikihasmız,ba'zımız ba'zımıza tecavüz etti, 1imdi sen aramızda hakk ile hukmet ve a1ırı gitme de bizi do5ru yolun ortasına çıkar 22 +u benim biraderim onun doksan dokuz di1i koyunu var, benim isebirtek di1i koyunum var, böyle iken "bırak onu bana" dedi ve beni söyle1mede yendi 23 Dedi ki: do5rusu senin bir Sh:»4088

koyununu kendi koyunlarına istemesiyle sana zulmetmi1 ve hakıkaten karı1ıkların ço5u birbirlerine tecavüz ediyorlar, ancak iyman edib de salâh istiyenler ba1ka, onlar da pek az, ve sanmı1tı ki Davud kendisine sırf bir fitne yaptık, hemen rabbına isti5far etti ve rükû' ederek yere kapanıb tevbe ile rücu' etti 24 Biz de onu kendisine ma5rifet buyurduk ve hakıkat ona ındimizde kat'î bir yakınlık ve bir akıbet güzelli5i vardır 25 Ya Davud! muhakkak ki biz seni Arzda bir halîfe kıldık,imdi nâs arasında hakk ile hukmet de (keyfe) hevaya tabi' olma ki seni Allah yolundan sapıtmasın, çünkü Allah yolundan sapanlar hisab gününü unuttukları cihetle kendilerine pek 1iddetli bir azâb vardır 26 16. bä À Ó bäû 3 vç bä 2 aì ÛbÓë - KITT, esasen pusla, atıyyepuslası demektir. Burada hıssa ma'nâsınadır. Hisab gününe, Kıyamete kadar beklemeye lüzum yok, o ıkabdan bizim hıssamızı 1imdiden pe1înverdiyeistihzaetmekistiyorlar. 17. 7 í üa a Sahibte'yid, kuvvetli - rivayet olunur ki mü1arun'ileyh bir gün oruç tutar, bir gün iftar ederdi ve gece yarısı namaza kalkardı, bu suretle kuvvetinin esası din kuvveti oldu5u anlatılmak üzere 1öyle ta'lîl olunuyor: la ëa é ã a Çünkü o bir evvabdır - EVVAB,tevvab vezninde evbden mubale5alı ismi faıldir. Evb, Ragıbın beyanına göre rücuun bir nev'i,

iradi olan kısmıdır. Dönülmesi lâzım gelen yere dönmek demektir. Bu ma'nâdan evvab, tevvab gibi Allaha çok rücu' eden demek olur. Onun için burada «é ÜÛa ñb Šß ó Û a Êb u» tefsiretmi1lerdir. Ancak recca', hem rücu'dan, hem de müteaddisi olan racı'den olabilir. Recı' ise irca'veterci' ma'nâlarına geldi5ine ve seste terci', na5me ve ahenk yapmak veya sada vermek demek oldu5una göre recca', iyiterci' yapan mürecci' ma'nâsını dahi ifâde etmi1 olur. Sh:»4089 Netekim «ó 2 ëa 4bj u bí» de bu ma'nâ açıktır. Bu münasebetle evvab, Mücahidden rivayet olundu5u üzere bir de müsebbih, çok tesbih eden ma'nâsına tefsir edilmi1tir ki Ebüssuud bunun vechinde 1öyle diyor: ikinci evvab, müsebbih mevzuna konmu1tur,çünkütesbihi terci' yapıyordu, mürecci' de recca'dır. Çünkü ard ardına fıline rücu' eder durur, Evvab, Allah tealâya çok rücu' eden tevvab demek oldu5una göre de çok tevbekâr olanın âdeti çok zikr-ü tesbih ve takdis etmektir. Kamusta evb, kasd ve istikamet ma'nâlarına dahi geldi5inden evvab, çok do5ru ve azimkâr demek de olabilir. +u halde evvab bir çok ma'nâlara muhtemil bir kelime oldu5undan hepsini aynî bir kelime ile terceme kabil olmıyacaktır. Evvelâ, Allaha rücu' Sufiyyenin mevti iradî ta'bir ettikleri fenâfillah makamıdır ki tevbe ve inâbe bunun

ba1ıdır. Bu makamda sâdir olan her kuvvet ilâhîdir. Onun için te'yid ve kuvvetinin ılletinde öyle buyuruluyor. Çünkü o bir evvab idi 18. éèß 4bj v Ûa bã Š b ã a hakıkaten biz da5ları onun maıyyetinde müsahhar kılmı1tık: öyle ki da5lar = ÖaŠ üaë ó È Ûb 2 å z j í ak1am ve i1rakvakıtları tesbih ederlerdi - bunun zâhiri onunla beraber sesle tesbih etmeleri, onun tesbihine te'vib ve terci' tarikıyle cevab vermeleridir. Resulullahın avucunda ta1ların tesbihi kabîlinden oldu5u da söylenmi1tir. I+RAKVAKTI,Güne1 do5up ufkı 1arkîde biraz yükselerek zıyasının safiyyetle parlama5a ba1ladı5ı vakıttı ki ilk ku1luk (dahvei sugra) dır. Bayram namazlarını kıldı5ımız vakıttır.i1rak namazı da sünnettir. Sonra kaba ku1luk, dahvei kübrâ olur. 19. Š î ÀÛaë Ku1ları da - müsahhar kıldık. 6 ñ ì zß Ha1ir halinde - toplamı1 olarak 3 hepsi - da5lar da ku1lar da hep éû onun için - ya'ni Sh:»4090 Davud için la ëa evvab idi - hep ona terci', yaparak ahenk ile tesbih ediyorlardı. Ne ho1turki

burada evvab fasılasının terci'iyle ma'nâsındaki rücu' ve tercia bir misal de verilmi1tir. Meselâ Davud evvab deyince onlarda evvab diyorlar. Maamafih sâde bir tekrardan ibaret de5il, ma'nâları farklıdır.demin ıhtar olundu5u üzere evvelki, rücu'dan çok rücu'kâr ma'nâsına, ikincisi de terci' ma'nâsına reci'den terci'kâr ma'nâsına olmu1 oluyor. Davud Allaha rücu' ediyor, onlar davuda terci' yapıyorlar, bununla beraber 1u ma'nâ da verilmi1tir: kül, ya'ni Davud da, da5lar da, ku1lar da, hep «é Û» Allah içinterci' ile tesbih yapıyorlardı, dîni, ıbadeti böyle kuvvetli oldu5u gibi 20. éø Ü ß bã ë hem mülkünü kuvvetlendirmi1tik òà Ø z Ûa êbä îm aë hem de kendisine hikmet, nübüvvet, ılm-ü amelde mukemlik yâhud Zebur ve ılmi te1ri' lbà Ûa 3 Ïë ve faslı hıtab:sözkesimivermi1tikya'ni hakkı bâtıldan ayıraraknizaı ayırd edip kesmek hassası vermi1tik. Kesip atan ayırdıcı söz ve sözde iki kıssa arasını ayıran «È2 bßa» gibi fâsıl söze dahi faslı hıtab denilir. ;1te böyle müeyyed, kuvvetli bir tevbekâr idi. Bununla beraber 21. Ùî ma 3çë bir de geldi mi sana? - Bu suretle istifham kıssasının ehemmiyyetine nazarı dikkati celb içindir. < á Ûa a ª ìjã hasım kıssası - hasım esasen masdar olup muhasım ma'nâsına dahi kullanılır. Müfrede cem'a, müzekker ve müennese ıtlak olunur. Netekim burada 1öyle cemi zamiri gönderiyor. = laš z à Ûa aë ì m a mıhrabın sûrunu a1tıkları vakıt -

SÛR,yüksekdıvar, MIHRAB da kö1k, 1ehni1în Sh:»4091 22. @ëa ó ÜÇ aì Ü Davudun üzerine girdikleri vakıt á è ä ß Ê Œ1Ï ki birdenbire onlardan telâ1 etti - çünkü bunca muhafızlara ra5men sûr a1ılmı1i çerigirilmi1ti,fakat girdiler de ne yaptılar aì ÛbÓ dediler: 7 Ñ mü korkma æbà iki hasım - yani biz biribiriyle da'valı iki alay muhasımız œ È2 ó ÜÇ bä š È2 ó Ì2 ba'zımız ba'zımıza tecavüz etti Õz Ûb 2 bää î2 á Ø ybï onun için sen aramızdahakkile hukmet Á À m üë ve a1ırı gitme - haktan uzakla1ıp cevr etme ÂaŠ Ûa õ aì ó Û a bã çaë de bizi düz yolun ortasına çıkar - adâlet yap. Görülüyor ki da'vaya iyhamlıdır.helei1bu «Á À m üë» hıtabında ta'rızdan daha ileri giden bir ıhtar vardır. Bunlar alel'âde da'vacılara benzemiyorlar o halde da'vâ nedir? Denirse 23. aˆ ç æ a i1te 1u - hazırbilmeclis olan zat ó a benim karde1im - Melâike olduklarına göre din karde1i veya arkada1ı diye tefsir edilmi1tir. Fakat zarurî de5ildir. òv Èã æì È më É m éû onun doksan dokuz na'cesi -

NA'CE, di1i koyunavedi1i sülüne denildi5i gibi kadına da istiâre edilir. ñ yaë òv Èã ó Ûë benim isebirtek na'cem var. bèî ä Ü 1 a 4bÔÏ böyle iken onu benim nasıbime bırakdedi ó Ï ó ã ŒÇë ve hatıbda bana a5ır bastı - lbà Ûa söyle1mede: yâhud namzedle1mede hatırlı geldi, galebe etti 24. «SECDE AYET;D;R» 4bÓ dedi ki Davud 6 é ubè ã ó Û a Ù nv Èã 4a ªì 2 ÙàÜà ÔÛ senin bir Sh:»4092 koyununu koyunlarına istemekle sana zulmetmi1 vallahi õ bàü Ûa å ß a Šî r æ aë ve hakıkaten halîtlardan bir ço5u - burada huletayı yalnız 1ürekâ diye tefsir etmek bize kasır geliyor. «a» ta'birinden de anla1ıldı5ına göre ıhtilât halinde bulunan, ya'ni bir cem'ıyyetteya1ayan insanlar, ıhvan, rüfeka, arkada1lar yolda1lardan bir ço5u œ È2 ó ÜÇ á è š È2 ó Ì jîû mutlak biribirlerine tecavüz ediyorlar. pbz Ûb Ûa aì Ü àçë aì äß a åí ˆ Ûa ü a ancak iyman edip salih ameller i1liyenler ba1ka 6 á çbß 3î ÜÓë onlar da pek az @ ëa åãë ve Davud zannetmi1ti - girdikleri zaman veya bu ba5iy sözünü söylerken sanmı1tı

kendine be5y ile bir baskın yaptılar zannetti, yâhud sezmi1ti ki kendisine mücerred bir imtihan yaptık é 2 Š1 Ìn bï derhal rabbına isti5faretti-ma5rifetini niyaz eyledi b È a Š ë ve rükû' ederek secdeye kapandı % lbãaë vetevbe ile Allaha sı5ında 25. 6Ù Û éû bã Š1ÌÏ biz de onun için kendisine onu: o zannını veya zannetti5ini ma5rifet buyurduk - demek mülkünün 1iddet ve kuvveti sûrdan a1ılıp mihraba girilivermesine mani' olmadı5ı gibi öyle bir fitne manzarası görününce de evvab olan Davud derhal tevbe ve isti5farile Allaha rücu'da gecikmemi1 ve hemen ma5rifetiilâhiyyeye irmi1tir.zannetti5i fitne vaki' olmamı1, mücerred bir dersi ıbret olarak kapanmı1tır.bukıssa münasebetiyle bir çok lâflar edilmi1, masallar söylenmi1tir.onuniçin Hazreti Alinin: her kim Davud hadîsini kassasların rivayeti vechile tahdis ederse ona yüz altmı1 Sh:»4093 deynek vururum dedi5i nakl ediliyor. Bahusus Cenab hak buyuruyor ki ó 1 Û ŒÛ bã ä Ç éû æ aë ve 1übhesiz ki ona huzurı ızzetimizde muhakkak bir yakınlık l bß å yë ve bir meab güzelli5i, akıbet varaca5ı güzel bir merci' Cennete güzel bir

makam vardır. Onun için kendisine 1öyle hıtab edildi: 26. üa ó Ï ò1î Ü Úbä ÜÈu b ã a @ ëa bí ya Davud muhakkak ki biz seni Arzda bir halîfe kıldık - ya'ni kendi keyfine göre esaletle hükûmet etmek üzere de5il Allah tealânın namına izafetle onun ahkâmını icraya me'mur ki Âdemin hilkatinin hikmeti de bu idi Õz Ûb 2 b äûa å î2 á Ø ybï imdi insanlar arasında hakkıle hukmet - zira hılâfetin ma'nâsı budur. ô ìè Ûa É j nm üë Ve hevaya tâbi' olma - nefsin arzusu arkasından gitme, keyfe göre hukmetme - 6 é ÜÛa 3î j åç Ù Ü š îï ki seni Allahın yolundan 1a1ırmasın é ÜÛa 3î j åç æì Ü ší åí ˆ Ûa æ a çünkü Allah yolundan sapanlar - Fir'avnler gibi huküm kendilerinin zannederek Allahın ahkâmından ba1kasını tatbika çalı1anlar ; lb z Ûa â ìí aì ã bà 2 í laˆç á èû hisab gününü unuttukları için kendilerine çok 1iddetli bir azâb vardır. Bunun üzerine 1u üç âyet ikikıssa arasında fasıla âyetler, ya'ni bir faslı hitabdır. Bunlar da Davuda hitab olmak muhtemil ise de «Š aë Š j aë» gibi hitabatı Muhammediyyeden olması daha do5rudur.

6 Ù Û 5 Ÿb2 bà èä î2 bßë üaë õ bà Ûa bä ÔÜ bßë RW 6 b äûa å ß aë Š1 åí ˆ Ü Û 3 íìï 7aë Š1 åí ˆ Ûa åã Sh:»4094 pbz Ûb Ûa aì Ü àçë aì äß a åí ˆ Ûa 3È vã âa RX RY b v 1 Ûb åî Ô n à Ûa 3È vã âa 9 üa ó Ï åí 1 à Ûb aì Û ë a Š ˆnî Ûë é mbí a a ë Š 2 î Û Ú bj ß Ù îû a êbä ÛŒ ãa lbn lbj Û üa Meali +erifi Hem o Gö5ü ve Yeri aralarındakileri biz bo1una yaratmadık o, o küfredenlerin zannı, onun için küfredenlere ate1ten bir veyl var 27 Yoksa iyman edib de salih salih i1ler yapanlar biz o Yerdeki müfsidler gibi yapar mıyız? 28 Yoksa o korunan müttekıleriarsız çapkınlar gibi yapar mıyız?29birkitabkiindirdik,

çok mübarek, âyetlerini dü1ünsünler ve ıbret alsın temiz özlüler 30 27. üaë õ bà Ûa bä ÔÜ bßë - «Ali Imran» ın âhirinde «üaë paì à Ûa Õ Ü ó Ï æ a» âyetine bak 29. lbn Kur'an, yâhud bu Sûre ƒûa a ëš 2 î Û tedebbür, aklî, tezekkür naklî cihetlerde olmak gerektir. a SQ 6 la ëa é ã a 6 jè Ûa á È ã 6å à îü @ ëa Û bä jçëë SP = bî v Ûa pbä Ïb Ûa ó È Ûb 2 é îüç Š Ç Sh:»4095 ó ny 7ó 2 Š åç Š î Ûa k y o jj ya ó ã a 4bÔÏ SR Öì Ûb 2 b z ß Õ 1ÀÏ 6 óüç bçë SS lbv z Ûb 2 p aìm é î, Š ó ÜÇ bä îô Ûaë å à îü b änï ÔÛë ST Öbä Ç üaë b Ø Ü ß ó Û kçë ó Û Š 1 Ëa l 4bÓ SU lbãa á q a u

bã Š Ï SV lb çì Ûa o ãa Ù ã a 7ô È2 å ß y ü ó Ìj äíü åî Ÿbî, Ûaë SW =lb a s îy õ b ê Š ßb 2 ô Š vm í ŠÛa éû SY b1 üa ó Ï åî ã ŠÔ ß åí Š aë SX = a ìëë õ b ä2 3 éû æ aë TP lb y Š îì 2 Ù ßa ëa å ä ßbÏ bã ª ë bàç aˆ ç ; l bß å yë ó 1 Û ŒÛ bã ä Ç Meali +erifi Bir de Davuda Süleymanı bah1ettik, ne güzel kul, o cidden bir evvab 31 Arzolundukda kendisine ak1am üstü sâfinat halinde halıs atlar 32 Ben dedi, o hayır sevgisini rabbımın zikrinden sevdim, nihayet hıcaba gizlendi 33 Geri getirin onları bana, tuttu bacaklarını, boyunlarını silme5e ba1ladı 34 Celâlim hakkı için Süleymana bir fitne de verdik ve tahtının üstüne bir cesed bıraktık sonra tevbe ile rücu' etti 35 Ya rab! bana ma5rifet buyur ve bana öyle bir mülk ba5ı1la ki ardımdankimseyeyara1masın, 1übhesiz sensin bütün dilekleri veren vehhab sen, dedi 36 Bunun üzerine ona rüzgârı müsahhar Sh:»4096

ettik, emriyle istedi5i yere yumu1acık cereyan ederdi 37 +eytanları da: bütün benna' ve gavvas 38 Ve daha di5erlerini bendlerde çatılı çatılı 39 Bu i1te, dedik: bizim atâmız artık diler kerem et, diler imsâkhisabı yok 40 Ve 1übhesiz ki ona huzurı ızzetimizde bir yakınlık ve bir akıbet güzelli5i var41 31. Š Ç a - A+;YYö5leden sonra ak1ama kadar. ó È Ûb 2 é îüç pbä Ïb Ûa - Atın üç aya5ını basıp birinin tırna5ını dikerek duru1una sufun denilir ki en güzel bir duru1tur. Ekseriyya halıs Arabatlarında olurmu1. Öyle duran ata safin, cem'inde safinat denilir. = bî v Ûa Cevadın veya cevdin cem'idir. Ko1uda seri' olan ö5dül at. Demek ki safinat duru1taki güzelli5i, ciyad da gidi1teki güzelli5i ifâde ediyor. +u halde arzda hem duru1 gösterilmi1 hem ko1u1 32. 4bÔÏ Onun üzerine dedi ki 7ó 2 Š åç Š î Ûa k y o jj ya ó ã a müfessirînin ço5u buna 1u ma'nâyı vermi1lerdir: ben hayr ya'ni mal ve at sevmek içinrabbımın zikrinden kaldım lbv z Ûb 2 p aìm ó ny nihayet Güne1 hicaba gizlendi - ya'ni gurub etti, ikindi namazı geçti diye bu suretle teessüf etti ve bundan dolayı getirin onları bana deyip hepsini Allah için kurban etti diyorlar. Bu surette «p aìm ó ny» mekuli kavilde dahil olarak lbv z Ûb 2

zamir, +emse gönderilmi1 oluyor. Lâkin di5er bir takım müfessirîn ile beraber biz bunu 1öyle anlıyoruz: ben o hayır sevmeyi, at sevmeyi rabbımın zikrinden dolayı sevdim dedi, ya'ni namazını veya virdini geçirmedi, bil'akis böyle diyerek atları bırakıp zikriniedayagitti, «p aìm ó ny» takio lbv z Ûb 2 atlar hicaba gizlendi - ahırlara çekildi, yâhud ko1uda gözden nihan oldu, o vakıt namazını bitirdi 33. 6 óüç bçë geri getirin onları bana, dedi Öbä Ç üaë Öì Ûb 2 b z ß Õ 1ÀÏ artık bacaklarını, Sh:»4097 boyunlarını silme5e ba1ladı - oh1adı, timarlarına ı'tina etti, evvelkiler buna kılıç ile silmek ma'nâsı vermi1ler ve namazı geçirtme5e sebeb oldular diye Allah yolunda kurban edildiklerini söylemi1lerdir ki ikiside Süleymanın evvab oldu5unu anlatan birer misaldirler. E5er bu kurban edi1 harbe sevk edilerek öldürülmü1 olmaları ise güzel bir ma'nâdır. 34. a u ó ÜÇ bä îô Ûaë å à îü b änï ÔÛë Celâlim hakkı é î, Š için Süleymanı bir de fitneye dü1ürdük ve tahtının üzerine bir cesed bıraktık - bu fitne hakkında da bir takım

garibeler söylenmi1tir. Sûrei «Bakare» de i1aret olundu5u üzere anla1ılıyor ki Süleyman aleyhisselâm beytül'makdisi yaptırdı5ıs ırada celbetti5i san'atkârlar içindehıyeli sanayia vakıf bir takım +eytanların kurdukları bir ihtilâl yüzünden bir müddet nüfuzunu zayi' etmi1 yâhud tahtından cüdâ olmu1, bu suretle tahtında ya kendisi kuvvetsiz bir cesed halinde hukümsüz kalmı1, yâhud tahtı da i1gal olunup ona kırkgün kadar heykel gibi birisi oturtulmu1 idi. Mason tarihlerinde mason cem'ıyyetlerinin Süleyman aleyhisselâm aleyhine olan bu ıhtilâl hareketlerini esas ittihaz ettikleri ve reisinin hatırasına hurmet eyledikleri söylenir. Bufitne oldu lbãa á q sonra Süleyman, rücu' etti - tevbe ile Allaha sı5ınıp tekrartahtına döndü: 1öyle ki 35. l 4bÓ ya rab! dedi ó Û Š 1 Ëa bana ma5rifet buyur - her ne kusur, hata sâdır oldu ise afv-ü kereminle ört b Ø Ü ß ó Û kçë ve bana öyle bir mülk ba5ı1la ki 7ô È2 å ß y ü ó Ìj äíü benden ba1ka kimseye gerekmesin - ya'ni benim halime münasib, münasib bana mahsus bir mu'cize olsun, yâhud bu kerre oldu5u gibi kimse onu benden selb-ü nezı edemesin. Sh:»4098

Yukarılarda da geçti5i üzere Razî tefsîrinin bir yerinde buna 1öyle de ma'nâ vermi1tir: Ya'ni bana öyle 1anlı bir mülk ver ki ben ona nâil olup öldükten sonra Dünya mülkünün vefası olsa idi Süleymana olurdu denilsin de kimsenin Dünya mülküne hırs-ura5beti yara1ık almasın. g ça. Bu da güzel bir mazmundur. Fakat biz öyle anlıyoruz ki Süleyman aleyhisselâmın asıl maksadı fâni olan Dünya mülkü de5il Âhıret mülkünü istemektir. Zira «í Š í æb åßë 7 é q Šy ó Ï éû Œã ñš üa t Šy í Š í æb åß kî ã å ß ñš üa ó Ï éûbßë bè ä ß é m ªì ã bî ã Ûa t Šy» dir. Ve ondan dolayıdır ki kendisine ziyadesi verilmi1tir.netekim1öyle buyuruluyor: 36. í ŠÛa éû bã Š Ï biz de onun üzerine kendisine rüzgârı müsahhar kıldık - bunda Dünya mülkünün bir rüzgâr gibi gelip geçici oldu5una da bir telmih vardır. O rüzgâr ona öyle müsahhar, öyle munkad oldu ki bir me'mur gibi =lb a s îy õ b ê Š ßb 2 ô Š vm onun emriyle serfüru ederek istedi5i yere akardı. 37. åî Ÿbî, Ûaë +eytanları da - fitnenin men'1ei olan +eytanları da müsahhar kıldık. Burada bu +eytanların hem bir takım san'at dehâlarına dahi 1ümulünü ve hem üç mertebe üzere te1ekküllerini anlatan 1öyle bir bedel ile iyzah edilmesi ne kadar 1ayanı dikkattir: õ b ä2 3 her bir benna, - her türlü yapıcı, bina yapmak, san'ati onların her türlüsü, her türlü

bina yapanlar ve yapıcıların her türlüsü: mı'marı, ustası, kalfası; Corci Zeydan «ašyüa åíõbäjûaë âbèûa òîãì bàûa ƒí bm» namındaki masonluk tarihi umumîsinde benna, kelimesini mason (Fran mason), kelimesini de bennai hurr diye terceme etmi1tir. = a ìëë vegavvas-dalgıc, denizlerin diplerine dalmakta mâhir olanları 38. åí Š aë ve daha di5erlerini - ki mertebei hafade bulunan bunlar di5er san'atkârlara Sh:»4099 1âmil olmakla beraber ;ns +eytanlarından cin +eytanlarına kadar varmaktadır. Onun için bunlar 1u kayd ile kayidlenmi1lerdir. b1 üa ó Ï åî ã ŠÔ ß buka5ılarda, zincirlerde çatılı olarak teshır edilmi1lerdir. ASFAD, safedin cem'idir ki buka5ı, bend demektir. Bir de bah1ı1 ma'nâsına gelir. Çünkü bah1ı1 dahi alanı verene ba5lıyan bir bendir. Lâkin burada «b1 ü b 2» de5il «b1 üa ó Ï» ya'ni asfad ile çatılmı1 de5il, asfadda biribirlerine çatılmı1 denilmekle buka5ı ma'nâsına oldu5u anla1ılmaktadır.

Demek ki 1err-üfesadlarına meydan verilmiyecek bir surette sıkı bir kaydi inzibat altına alınmı1lardır. 39. aˆ ç Bu-ya'niteshır ettik de dedik ki sana verilen bu saltanat, bu teshır bã ª ë bàç atamız - bah1ımız, vergimizdir. bizim å ä ßbÏ Artık diler mennet -diledi5ine kerem et, in'âm, ıhsan eyle Ù ßa ëa diler tut - diledi5inden de meni' et ya Süleyman lb y Š îì 2 hisab yok - zira tesarruf sana müfevvaz, yâhud hisabsız çok bir ata, Dünyada böyle olmakla beraber 40. ; l bß å yë ó 1 Û ŒÛ bã ä Ç éû æ aë 1u da muhakkak ki ona huzurı ızzetimizde 1übhesiz bir yakınlık ve bir husnî meab: Cennette güzel bir merci' ve makam vardır. Bir de: ó ä ß ó ãa é 2 ô bã a <lì ía bã jç Š aë TQ 6 laˆçë k ä 2 æbà î, Ûa Sh:»4100

TS laš ë b2 3 n Ì ß aˆ ç 7Ù Ü u Š 2 œ a TR ó Û ë ü ô Š ë b ä ß òà y á èèß á èü r ßë éü ça éû bä jçëë b ã a 6 sä zm üë é 2 l Š bï b r Ì Ú î 2 ˆ ë TT lbj Û üa la ëa é ã a 6 jè Ûa á È ã a 6 Š 2b êbã uë Meali +erifi Kulumuz Eyyubu da an, o vakıt ki rabbına 1öyle nidâ etmi1ti: bak bana: me1akkat ve elem ile bana +eytan dokundu. Depren aya5ınla, i1te serin bir yıkanacakveiçecek 42 Dedik ve ona bütün ehlini ve beraberlerinde daha bir mislini bah1ettiktarafımızdan bir rahmet olarak hem de bir dersi ıbret temiz akıllar için 43 Bir de al bir demet elinle de vur onunla hânis olma, hakıkat biz onu sabırlı bulduk, ne güzel kul, hakıkaten o bir evvabdır 44 41. <lì ía Eyyub - Aleyhisselâm ;bni Iys ;bni ;shak aleyhisselâm é 2 ô bã a hani rabbına nidâ etti5i,yarabdiyeça5ırdı5ı vaktı an: 1öyle ki ó ãa ben halim 1u 6 laˆçë æbà î, Ûa ó ä ß zahmet ve acı ile +eytan bana k ä 2

dokunda - vesveseye yol buldu. NUSB,me1akkat, bedende zahmet, azâbda elem, mal ve evlâd acısıyle tefsir edilmi1tir. 42. 7Ù Ü u Š 2 œ a depren aya5ınla - Sh:»4101 œ REKZ, üzengi tepmek, kanad çırpmak kabîlinden olan harekettir. Ne kadar dikkate 1ayan bir noktadır kicenabı rabbil'âlemîn, Eyyubun duasına cevab olan halâs mu'cizesini verirken bile evvelâ ona böyle bir hareket emretmi1tir ki bu emir, tıbkı Meryem kıssasındaki «ô Œç» emrine benzer ve «6 é ÈÏ Ší Ûb Ûa 3àÈ Ûaë k î ÀÛa á ÜØ Ûa È í é îû a» mazmununuda ıhtar eder. Burada bu emir Hazreti Eyyube söylendi5i gibi hikâye olunarak «b äüó» hazf edilmi1tir.bu suretle âyet, arada Resuli ekreme hitab eden bir cümlei mu'teriza imi1 gibi bir telmih de yapılmı1tır.ayak vurmak, ayakla deprenmek, özengilemek, oldu5u yerde tepinme5e, çabalama5a veya sefer veya hicret veya gaza eyleme5e, ya'ni mücahedenin mümkin olabilen her kısmına sadık olabilece5ine göre bu telmih, kıssasının hıssanoktalarından birini te1kil eder. «Ú ˆ ë» de böyledir. ;bni Cerîri taberî î 2

tefsirinde Hazreti Eyubun deprendi5i buarzın Cabiye oldu5u nakl ediliyor. aˆ ç ;1te-ya'ni deprenince bir kaynak zuhur etti, i1te dedik sana 3 n Ì ß bir yıkanacak b2 sep serin laš ë ve içecek - yıkanveiç, için dı1ın iyile1sin, yorgunlu5un dinlensin, yüre5in so5usun. Ba'zılarına göre barid mu5teselin sıfatı de5il, ikincibirhabermevkıinde ve 1arabı barid ma'nâsındadır. Bunlar biri sıcak, biri so5uk iki menba' zuhur etmi1, sıca5ıyle yıkanmı1, so5u5unu içmi1 oldu5unu söylemi1lerdir. Fakat âyetinin zâhiri evvelkidir. 44. b r Ì Ú î 2 ˆ ë Ve elinle bir demet tut é 2 l Š bï 6 sä zm üë ve hânis olma, yemîninde durmamazlık etme - da vur onunla DIGS, demet, deste, deniliyor ki bir hâdise dolayısiyle zevcesine yüz deynek vurma5a yemin etmi1 idi. Bu Sh:»4102 suretle bir demet yaparak vurmakla yemînin yerine gelece5i kendisine ruhsat olarak gösterilmi1 ve hudud

ve Eymanda bu, Eyyub ruhsatı namiyle bâkı kalmı1tır. Âyette ne demeti oldu5u tasrih edilmedi5i için daha geni1 vücuhe muhtemildir. Bizim kanaatimizce bu emir, yalnız o ruhsatı göstermekle kalmıyor, eli altında bir cemaat te1kililüzumunu da nâtık bulunuyor. Netekim 1u tezkirde o cihet daha sarihtir. ô í üa ó Û ë a lì Ô Èíë Õ z aë áî ç Š 2 a bã bj Ç Š aë TU TW 7 a Ûa ôš ò Ûb 2 á çbä Ü a b ã a TV b 2 üaë 3î È à a Š aë TX bî üa å î1à à Ûa å àû bã ä Ç á è ã aë 6 bî üa å ß 3 ë 6 3 1 Ø Ûa a ë É î Ûaë Meali +erifi Kullarımız ;brahimi, ;shakı, Ya'kubu da an, eller ve gözler sahibleri idiler 45 Çünkü biz onları temiz bir hassa, halîs yurd dü1üncesiyle halîslerimizden kılmı1ızdır 46 Ve çünkü onlar muhakkak nezdimizde seçilmi1 ahyardan 47 ;smaili de, Elyeser de, Zül'kifli de an, hepsi de o ahyardan 48 45. üaë ô í üa ó Û ë a - Amelde ve ılimde kuvvetleri: icraveistihbar b 2

aletleri vardı. 46. á çbä Ü a b ã a Çünkü biz onları halîslerimizden, ıhlâsa irdirilmi1 havassımızdan kılmı1tık. ò Ûb 2 Bir halîsa ile - ya'ni halîs bir hassa, lekesiz bir Sh:»4103 haslet ile ki 1udur: 7 a Ûa ôš yurd dü1üncesi - 1übhe yok ki dü1ünmek akıbeti dü1ünmektir. 47. å î1à à Ûa - Aslı «å î î1à à Ûa» dir. Ya'ni mustafalardan, güzîdelerden: süzülüp seçilmi1lerden. bî üa Ahyar, en hayırlılar - ömürlerini zevk-u safa ile geçirmi1ler de5il, Allah ındinde en hayırlı olarak seçilmi1lerden «b äûa É1 äí åß b äûa Š î» müeddasınca insanların en hayırlısı insanlara menfeati olanlardır. ;nsanların hakıkî menfeati de sonunda 1err olmıyan uhrevî menfeatlerdir. 48. 6 3 1 Ø Ûa a ë É î Ûaë 3î È à a Š aë ;smaili, Elyese'ı ve Zülkifli de an - ;smaili, babası ;brahim ile biraderi ;shaktan ayrı olarak zikir, 1anına bilhassa i'tinaiçindir. Elyesa' ibni Uhtub ibni Acuz aleyhisselâm ;lyas aleyhisselâmın Beni ;sraîl üzerine halîfesi olup sonra nübüvvet verilmi1,

Zülkifl, Eyyub aleyhisselâmın o5lu +eref olup +amda tevhide da'vet eyledi5i zikr olunuyor. 6 bî üa å ß 3 ë Hep bunlar da ahyardan - Allah içinhayr-üfazılet ne1redenlerden. pb äu UP = l bß å zû åî Ô n à Ü Û æ aë 6 Š aˆ ç TY bèî Ï æì Ç í bèî Ï åî,d Ø n ß UQ 7 laì 2 üa á èû òz n1 ß æ Ç Ò Š ÀÛa paš bó á ç ä Çë UR laš ë ñšî r òè b1 2 aˆ ç æ a UT lb z Ûa â ìî Û æë Çì m bß aˆ ç US laš ma 7 b1ã å ß éûbß bä Ó ŠÛ Sh:»4104 Meali +erifi ;1te bu bir zikirdir, ve 1übhesiz korunan müttekîler için her halde güzel bir istikbal (bir husni meâb) var 49 Adin Cennetleri: açılarak kendilerine bütün kapılar 50 ;çlerinde kurularak orada bir çok yemi1le bamba1ka

bir içki isteyecekler 51 Yanlarında da gamzeleri kasan hep bir ya1ıd dilberler 52 ;1te bu, o hisab günü için size va'dolunan 53 ;1te ki bu bizim rızkımız,muhakkakkionahiçtükenmek yok 54 49. aˆ ç bu - geçen âyetlerle anılan mehasin 6 Š bir zikirdir.- «Š 6 ˆÛa ô æ a Š Ô Ûaë» buyuruldu5u üzerekur'anın havî oldu5u zikirlerden bir zikir, daima hatırdatutulup ıbret alınacak bir hatırai 1eref «åî Û = ë üa å ß a Š bã ä Ç æa ìû» diyenlerin istedikleri «zikrün minelevvelîn» dir. b 7 èã ìü í 7á äèu UV = l bß Š Û åî Ëb ÀÜ Û æ aë a 6ˆ ç UU UX = Öb Ëë áî ày êì Óë ˆî ÜÏ a =ˆ ç UW bè à Ûa jï 7 á ØÈß á zn Ô ß x ìï aˆ ç UY 6 xaë a é Ü Ø å ß Š aë á n ãa 32 aì ÛbÓ VP b äûa aì Ûb á è ã a 6 á è 2 b jy Šßü aì ÛbÓ VQ ašô Ûa jï b 7 äû êì à n ß Ó á n ãa 6 á Ø 2 b jy Šßü VR b äûa ó Ï b 1 È b 2aˆÇ ê ŒÏ aˆ ç bäû â Ó åß bä 2 6 aš üa å ß á ç Èã b ä übu ô Šã ü bäû bß aì ÛbÓë

Sh:»4105 æ a VT b 2 üa á è äç oëa âa b í Š á çbã ˆ ma VS ; b äûa 3 ça á b m ÕzÛ Ù Û Meali +erifi Bu böyle, 1übhesiz azgınlar için de fena bir istikbal (1er bir meâb) var 55 Cehennem, ona yaslanacaklar, fakat o ne çirkin dö1ek 56 ;1te,artık tatsınlar onu bir hamîm ve bir 5assâk 57 Ve o 1ekilden bir di5eri: çifte çifte58 +u: bir alay: maıyyetinizde gö5üs germi1; onlara merhaba yok, onu bize siz takdim ettiniz, bakın ne fena yatak 60 Ya rabbenâ derler: bize bunu takdim edene ate1de azâbı hemen kat kat artır 61 Bir de derler ki: neye görmüyoruz biz o e1rardansaydı5ımız bir takım adamları 62 Onları e5lence yerine tuttuktu ha! yoksa onlardan kaydı mı bu gözler? +übhesiz ki bu haktır muhakkak olacaktır ehli nârın birbirine husûmeti 63 57. = Öb Ëë 5assak - yaradan akan sarı su,irin, cerahat akıntısı, yahud 1arap gibi kaynar

olan hamîmin zıddı olmak üzere içilmez derecede gayet so5uk ve çok çirkin kokulu içki ki hamîm sıcaklı5ile yakar, gassak da so5uklu5ile 58. é Ü Ø å ß Š aë ve onun 1eklinden, ya'ni o tadılan azâb veya içki kabîlinden daha di5eri de var. 7 á ØÈß 6 xaë a çifte çifte, türlü türlü acılar, zehir zakkım içkiler. 59. á zn Ô ß x ìï aˆ ç 1u sizinle beraber ıktiham eden bir alay. - Maıyetlerindeki tâbi'lerile beraber Cehenneme girdikleri sıradaotâ5ıylerin rücesasına hikâye buyuruluyor. IKT;HAM, 1iddete gö5üs gerip saldırmaktır. 6 á è 2 b jy Šßü onlara merhaba yok, yâhud merhaba olmasın - bu da Sh:»4106 reislerin onlara sözlerini hikâye. Merhaba demek «b jy Šß o j y» takdirinde bir duâ ile müsafire bir iltifattır ki geni1 olasın; geni1lik içinde güle güle oturasın demektir. 62. 6 aš üa å ß á ç Èã b ä übu ô Šã ü bäû bß aì ÛbÓë - mü'minlerin fukarasını kasd ediyorlar.

yaì Ûa é ÜÛa ü a é Û a å ß bßë > ˆ ä ß b ãa bà ã a 3 Ó VU Œí ŒÈ Ûa bà èä î2 bßë üaë paì à Ûa l VV 7 b èô Ûa æì Š È ß é äç á n ãa VX = áî ÄÇ a ª ìjã ì ç 3 Ó VW b 1Ì Ûa æì à n í a ó Ü Ç üa õ5 à Ûb 2 á Ü Ç å ß ó Û æb bß VY a WQ åî j ß Ší ˆã bãa bà ãa ü a óû a ó yì í æ a WP a bï WR åî Ÿ å ß a Š 2 Õ Ûb ó ã a òø Üà Ü Û Ù 2 4bÓ v Ï WS åí ub éû aì ÈÔÏ ó yë å ß éî Ï o 1ãë é n í ì å ß æb ë Šj Øn a 6 î Ü 2 a ü a WT =æì Èà ua á è Ü òø Üà Ûa bà Û v m æa ÙÈäß bß î Ü 2 a bí 4bÓ WU åí Š ÏbØ Ûa bãa 4bÓ WV åî ÛbÈ Ûa å ß o ä âa p Šj Øn a 6 ô î 2 o ÔÜ x Š bï 4bÓ WW åî Ÿ å ß én ÔÜ ë bã å ß ó än ÔÜ 6 é ä ß Š î â ìí ó Û a ó nä ÈÛ Ù îüç æ aë WX 7 áî u Ù ã bï bè ä ß åí Ûa Sh:»4107

Ù ã bï 4bÓ XP æì rè j í â ìí ó Û a ó ã Š Ä ãbï l 4bÓ WY 4bÓ XR âì Ü Èà Ûa o Óì Ûa â ìí ó Û a XQ =åí ŠÄ ä à Ûa å ß åî Ü à Ûa á è ä ß Ú bj Ç ü a XS =åî Èà ua á è äí ì Ë ü Ù m Œ È jï Ù ä ß á äèu ådü ßü XU 7 4ì Óa Õz Ûaë 9 Õz ÛbÏ 4bÓ XT Š ua å ß é îüç á Ø Üd a bß 3 Ó XV åî Èà ua á è ä ß ÙÈ jm å à ßë åî àûbè Ü Û Š ü a ì ç æ a XW åî 1 ÜØn à Ûa å ß bãa bßë åî y È2 êbjã å àü ÈnÛë XX Meali +erifi De ki ben ancak korkuyu haber veren bir Peygamberim, ba1ka bir tanrı da yok ancak Allah: o vahidi kahhar 64 O Göklerin, Yerin ve aralarındakilerin rabbı azîz, gaffar var 65 De ki bu bir azîm haberdir 66 Siz ondan yüz çeviriyorsunuz 67 Benim melei a'lâya ne ılmim olurdu onlar münaka1a ederlerken? 68 Fakat ben açık inzar edecek bir Peygamber oldu5um içindirkioılmin bana vahy olunuyor 69 Rabbın Melâikeye dedi5i vakıt: haberiniz olsun ben bir çamurdan bir be1er yaratmaktayım 70 Onu tesviye ettim de ruhumdan

ona nefheyledimmi derhal ona secdeye kapanın 71 Onun üzerine Melâikenin hepsi toptan secde ettiler 72 Yalnız ;blîs kibirlenmek istedi ve kâfirlerden oldu 73 Ey ;blîs! buyurdu: o benim iki elimle yarattı5ımasecde etmene ne mani' oldu sana? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa âlîlerden mi bulunuyorsun? 74 Dedi ki ben ondan hayırlıyım beni bir ate1tenyarattın, onu ise bir çamurdan Sh:»4108 yarattın 75 Buyurdu ki: hemen çık oradan çünkü artık sen matrud (racîm) sin 76 Ve her halde üzerindedir lâ'netim ceza gününe kadar 77 Dedi: ya rab! o halde ba'solunacakları güne kadar beni geri bırak 78 Haydi buyurdu: geri bırakılanlardansın 79 Malûm vakıt gününe kadar 80 Öyle ise dedi: ızzetine kasem ederim ki ben onların hepsini mutlak i5va eder sapıtırım 81 Ancak içlerinden ıhlâs ile seçilmi1 has kulların müstesnâ 82 Buyurdu ki o do5ru ve ben hep do5ruyu söylerim 83 Celâlim hakkı için Cehennemi mutlak dolduraca5ım senden ve onların sana tabi' olanlarından topunuzdan tıka basa 84 De ki: bir ecir istemiyorum sizden ona kar1ı ve ben o tekellüfcilerden de5ilim 85 O sırf bir zikir, bir ö5üttür bütün âlemîn için 86 Ve her halde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz 87

= áî ÄÇ 67. a ª ìjã ì ç 3 Ó deki o bir azîm haberdir - ya'ni benim size verdi5im bu haber, benim böyle inzara me'mur Peygamberli5imle Allahın 1erikten münezzeh olarak vahdaniyyeti haberi, çok ehemmiyyetli, azametli büyük bir haberdir. Bir ucunda o vahidin hiç bir tarafından müdafası kabil olmıyan ebedî kahrı, bir taraftan da onun ızzet ve ma5rifeti var. 69. ó Ü Ç üa õ5 à Ûb 2 á Ü Ç å ß ó Û æb bß benim o melei a'lâya hiç bir ılmim yoktu - MELE; A'LÂ, en yüksek hey'et, Melâike âlemi æì à n í a onlar münaka1a ederlerken. 70. åî j ß Ší ˆã bãa bà ãa ü a óû a ó yì í æ a ancak ben mahza bir nezîri mübîn, açıktanaçı5a inzara me'mur bir Peygamber oldu5um içinoılim bana vahy olunuyor - da biliyorum. +öyle ki 71. Ù 2 4bÓ a ya'ni rabbın 1öyle dedi5i vakıt ettikleri münaka1a: - ki Sh:»4109 sûrei «Bakare» de tafsıl olundu5u üzere «7» demi1lerdi. Ma'ruf bir hadîsi õ bß Ûa Ù 1 íë bèî Ï 1 í åß bèî Ï 3È vma

1erifte melei a'lânın ıhtısâmı keffarat ve derecat hakkındadır diye iyzah edilmesi de bu ma'nânın tafsilâtındandır. +übhe yok ki en yüksek münaka1anın sirrinezdiilâhîde ma5rifet ve derecata mazheriyyet 6 mes'elesidir. Melâikenin diyerek hılâfete ÙÛ Ô ãë Ú àz 2 j ã å zãë ra5bet ızhar etmeleri de bundan olmu1tur. åî Ÿ å ß a Š 2 Õ Ûb ó ã a Benbir çamurdan bir be1er halk etmekteyim - be1eresinin, ya'ni derisinin açık olması hasebiyle insana be1er Binaenaleyh onu tesviye etti5im «ô ì Ï ÕÜ denilmi1tir.72. é n í ì a bï =» kavlinden de anla1ıldı5ı üzere tesviye halktan sonra olur. Demek ki insan maddesi çamurdan yaradıldıktan sonra bir de insan suretini almak, insanlık seviyyesine gelmek için bir müddet de tesviye olunmu1, bedeninin cezası kıvamına getirilmek için düzeltilmi1tir. Bu sebebledir ki muhtelif âyetlerde muhtelif meratibi halkına i1aret olunmu1tur. Netekim «æ Š à Ç a» da türabdan, burada tınden, «Ü Ïa Ó» da «åî Ÿ 7 å ß òû5» den, «Š v y» de «4b Ü 4» den «æì ä ß 7 ª b ày» dan «Enbiya» da acelden halk edildi5i söylenmi1tir. ó yë å ß éî Ï o 1ãë Veiçine ruhumdan nefheyledi5im vakıt - «ruhî» izafeti cüz'iyyet için de5il, 1eref içindir. Çünkü ruh, Allahın emrindendir. Nefıh ta'biri de maddeye bilfiıl hayat mebdeinin ifazasını temsil eder. Hattâ «õ bà üa â a á ÜÇë» den anla1ıldı5ına göre yalnız hayatı cismaniyye de5il, hayatı zihniyye ve ılmiyye mebdei olan 1uur ruhunun nefsi natıkanın teallûkunu

ifâde eder. Yoksa nefhı ruh, hayat alâiminden olan teneffüs ile de te'vil olunabilirdi. éû aì ÈÔÏ - «õ bï» cezaiyye, «a ìèó» vuku'dan «Ó dü1ün åí ub sacidîn olarak, her biriniz secde É» emri hazırının cem'idir. Ya'ni ruh nefh olununca onun için Sh:»4110 ederek - tehıyyevetekrim secdesi, yâhud Allahın emrine kıble secdesi 73. =æì Èà ua á è Ü òø Üà Ûa v Ï onun üzerine Melâikenin hepsi toptan secde ettiler. - Ve o secdenin netîcesidir ki Peygamber olanlara vahiy getirirler. 75. 6 ô î 2 o ÔÜ bà Û ;ki yedimle halk etti5ime - Kur'anda Allah tealâya ba'zan «yedullah» gibi müfred olarak ba'zan da «bäí ía oü àç ß» gibi cemi' olarak, ba'zan da böyle «ô î2» gibi tesniye olarak yed nisbet olunmu1tur.birhadîste «åî àí é í í bn Ü b à» buyuruldu5undan her birinde 1anı ilâhîye lâyık bir ma'nâ murad oldu5undan 1üpheyoktur. (SûreiMaideye é ÜÛa «í ì èî Ûa ë» bak.) Bir çokları burada ikiyedinayrıca birer ma'nâsı maksud oûbó olmayıp i'tinai mahsus ile yaratmak ma'nâsından kinaye oldu5una kail olmu1lardır. Zira Âdem bütün esbabı adiyyenin fevkınde olarak en yüksek bir ıstıfaile yaradılmı1tır.ba'zıları da kudret ma'nâsile te'vil eylemi1ler

ve tesniye mücerred te'kid için oldu5unu, çünkü Âdemin hılkatinde kudreti ilâhiyyenin tecelliyatı müekked ve muzaaf bulundu5unu söylenmi1lerdir. ;bni Ömer Hazretlerinden rivayet olunur ki: Allah tealâ dört 1ey'i yedile halk buyurmu1tur:ar1, Cenneti adin, Kalem, Âdem, sonra her 1ey'e «ol!» demi1 olmu1tur. Burada zahir ki yed, hiç bir sebeb araya girmeksizin do5rudan do5rukudretiilâhiyye ile demektir. Âdemde ise bu ma'nâ muzaaftır. Bizce burada en yakın vecih biri tesviyeye, biri de nefhı ruha i1aret olmasıdır.kibe1erin hılkatinde cisim âlemi ile ruh âleminin içtimaını ve binaenaleyh insanın nüshai camia oldu5unu anlatmı1 olur. åî ÛbÈ Ûa å ß o ä âa p Šj Øn a kibirlenmek mi istedin yoksa âlîlerden mi bulunuyorsun - ya'ni hiç istihkakın olmıyarak mücerred bir kibirmi tasladın yoksa zu'munca bihakkın yüksek, mâfevk mi bulunuyorsun? Netekim ;blis cevabında bu ikinci 1ıkka Sh:»4111 tutunarak 76. ƒûa 6 é ä ß Š î bãa 4bÓ - Sûrei «Araf»abak.Buiyzaha göre burada «î ÛbÈ Ûa ß å å» ta'biri «åî Ô Ûb Ûa å ya =» deki halikîn gibi farzı vetakdirîdir. Lâkin Muhyiddini Arabî bunu tahkıka hamlederek buradan bil'istidlâl 1una kail olmu1tur ki Âdeme secde ile memur olmıyan Melâike de vardır. Bunlar alîndir. Müheyyemun denilen bir kısım Melâike vardır ki Allah

tealânın cemal ve celâlini mülâhazaya müsta5raktırlar. Hiç biri Allah tealânın ondan gayrısını yaratmı1 oldu5unu bilmez, bunlar Âdeme secde ile emr olunmamı1lardır. El'alîn bunlar yahud Semâ Melâikelerinin hepsidir. Onlarda Âdeme secde ile emrolunmamı1lardır. Âdeme secde ile emrolunan Melâike hep Arz Melâikesidir g ça. Ancak 1eyhın bu fikri insanın nüshai camia olması hakkındaki mezhebine muvafık dü1memi1tir. 84. 9 Õz ÛbÏ 4bÓ Allah tealâ buyurdu ki o, hak - ya'ni ıhlâslı kullarımı i5vâ edemiyece5in sözü do5rudur. «æbà Ü á è îüç ÙÛ îû ô bj Ç a» yahud o æ halde hakkı ya'ni i5vâ etti5in surette hakkı, hak cezası nedir bilir misin? 7 4ì Óa Õz Ûaë o hakkı da ben söyliyeyim - yahud ben hep hak söylerim: 85. PPPƒÛa ÙÈ jm å à ßë Ù ä ß á äèu ådü ßü 86. å ß á Ø Üd a bß 3 Ó deki ona kar1ı: ya'ni Kur'andan, o azîm Š ua é îüç haberden dolayı sizden bir ecir istemiyorum åî 1 ÜØn à Ûa å ß bãa bßë ben o tekellüfcülerden de de5ilim - kendinde olmıyanbir1ey'e özenerek tekellüf ve tesannu' ile satma5a çalı1an müddeîlerden de5ilim. Ya'ni böyle ciddiyyetim samimiyyetim ma'lûmunuzdur. Yok yere nübüvvet iddia etmiyece5imi, Kur'anı uydurma5a kalkı1mıyaca5ımı teslim etmeniz lâzım gelir.

;bni adiyy Ebi Berzeden 1öyle tahric eder: demi1 ki: Sh:»4112 Resulullah size ehli Cenneti haber vereyim mi? buyurdu, bela, ya Resulullah dedik, buyurdu = «á èä î2» onlar aralarında merhametli olanlarıdır. Size ehli narı haber vereyim mi? õbày ŠÛa á ç bela, ya Resulullah dedik, buyurdu ki «æì 1 ÜØn à Ûa æì 2a ˆØ Ûa æì À ãbô Ûa æì í ü a á ç» onlar ye'se dü1enler, ümidi kesenler, yalancılar, tekellüfcü olanlardır.» Mütekellifin alâmeti de Beyhekînin +üabülîmanda ;bni Münzirden tahricine göre üçtür: kendisinin fevkında olan kimse ile yarı1mak ve yeti1emeyece5i 1ey'e el sunmak ve bilmedi5i 1ey'i söylemek. Sahihaynde vârid oldu5u üzere ;bni mes'ud radıyallahü anh demi1tir ki «ey insanlar içinizden her kim ılim bilirse söylesin, bilmiyen de Allahü a'lem desin. Allah tealâ Resulüne 1öyle buyurdu «åî 1 ÜØn à Ûa å ß bãa bßë Š ua å ß é îüç á Ø Üd a bß 3 Ó» 87. ì ç æ a o Kur'an ba1kade5il åî àûbè Ü Û Š ü a bütün âlemîn için bir

zikirdir. - Bütün zevil'ukul âlemleri içinilâhî bir ıhtar, bir ö5üttür. 88. åî y È2 êbjã å àü ÈnÛë ve kasem ederim ki onun haberini, dünyevî ve uhrevî haber verdi5i va'd-ü vaîd sâireyi bir zaman sonra muhakkak bileceksiniz - kimi Dünyada kimi Âhırette.