675 YERALTISUYU KAYNAKLARINI ETKİLEYEN RİSK ve TEHTİDLER: İZMİR ÖRNEĞİ Prof. Dr. Alper BABA Email: alperbaba@iyte.edu.tr ÖZET Yüzy llar boyunca medeniyetin beşiği olarak adland r lan bölgeler su havzalar n n yak n nda kurulmuş, suyun hayat verdiği topraklarda gelişmişlerdir. Tarihin başlang c ndan bugüne kadar birçok medeniyetin kurulma ve tarihten silinmesinde suya olan yak nl k ve bağ ml l ğ n büyük etkisi olmuştur. Ülkelerin doğal zenginliği olan suya ihtiyaç artt kça, gittikçe daha stratejik bir kaynak olmaya başlayan tatl su kaynaklar n n korunarak, verimli ve planl kullan m daha önemli bir hale gelmiştir. Tarih boyunca insanlar n uygarl k alan nda ilerlemelerinin ve her ülke için gelişiminde en önemli unsurlar n n baş nda gelen tatl sular n araşt r lmas, işletilmesi ve korunmas yaşamsal öneme sahiptir. Ülkemizde hem içme, hem kullanma suyu olarak yayg n bir şekilde yeralt sular ndan faydalan lmaktad r. Ancak kompleks bir hidrojeolojik yap ya sahip olan alanlardan gelen su kaynaklar m z hem antropojenik hem de doğal riskler alt ndad r. Bu çal şma kapsam nda, içmesuyunun yaklaş k %70 ni yeralt suyundan sağlayan İzmir kentinin, yeralt suyunu etkileyen risk ve tehtidler irdelenmiştir. Elde edilen verilere bak ld ğ nda; İzmir kentinin su kaynaklar n n hem doğal (arsenik, mangan kirliliği gibi) hem de antropojenik etkiler (tar m faaliyetleri ve at k gibi ) alt nda olduğu görülmüştür GİRİŞ Yeryüzündeki su kaynaklar n n yaklaş k %3 ü tatl sulard r. Dünyadaki su kaynaklar n n %97 sinden fazlas okyanus ve denizlerdedir ve üretim için çok tuzludur (Seckler ve diğ., 1998). Su kaynaklar n n ve nüfus yoğunluklar n n dünya genelinde dengeli olmayan bir biçimde dağ lmas nedeniyle yaklaş k 80 ülkede nüfusun %40 nda su talebi, arzdan daha fazla olup ihtiyac karş layabilmekten uzakt r (Bennett, 2000). Besin üretimi için kişi baş na y ll k ortalama minimum su gereksinimi 0.4 10 6 litre (Postel, 1996) olup Amerika da tüketilen miktardan (1.7 10 6 litre) yaklaş k dört kat daha azd r. 1960 1997 y llar aras nda dünya genelinde kişi baş na kullan labilir tatl su yaklaş k %60 azalm ş olmakla birlikte 2025 y l na kadar kişi baş na düşen su potansiyelinde %50 düşüş beklenmektedir (Hinrichsen, 1998). Tatl su rezervinin mevcut durumda %65-75 nin sulamada kullan lmas yla tar m, en fazla su kullan c sektör durumundad r (Bennett, 2000). Baz bölgelerde tar m sektörü toplam kullan lan suyun %90 n tüketebilmektedir (Allan, 1997). Ülkemizde ise 2003 tarihinde Devlet Su İsleri (DSİ) Genel Müdürlügünce yap lm ş olan hidrojeolojik etütler sonucunda, ekonomik olarak kullan labilir yeralt suyu potansiyeli 13.66 km 3 /y l olarak hesaplanm şt r. Bu potansiyelin 5.99 km 3 /y l yeralt suyu sulamalar na tahsis edilmiştir (Sayg n, 2010). İzmir kentinde (İzmir Büyükşehir s n rlar içinde) yer alan yerleşim birimlerinin su kaynaklar n n yaklaş k % 70 i yeralt sular ndan sağlamaktad r. Ancak, İzmir kent merkezinde sular n % 54 ü yeralt suyundan, % 46 s ise yüzeysel sulardan sağlanmaktad r (Şekil 1). İzmir kent merkezinin yeralt suyu Sar k z, Göksu, Menemen Çavuşköy, Halkap nar, P narbaş ve
676 TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 Buca kuyular ndan gelmektedir. Şekil 2 de İzmir kent merkezinde bulunan suyun y llara bağl tüketimi verilmiş olup, şekilden her geçen y l su tüketiminin artt ğ görülmektedir. Şekil 3 de ise, 2012 y l nda İzmir kent merkezinde tüketilen toplam 192 x 10 6 m 3 suyun hangi kaynaklardan sağland ğ n göstermektedir. Şekil 1: İzmir kentine su sağlayan kaynaklar ve sağlad ğ miktar Şekil 2: İzmir kentinde y llar baz nda su tüketimi
677 Şekil 3: 2012 y l ndan İzmir kentine su sağlayan kaynaklar ve miktarlar YERALTISUYUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLER Su kirliliği, su kaynağ n n kimyasal, fiziksel, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi şeklinde gözlenen ve doğrudan veya dolayl yoldan biyolojik kaynaklarda, insan sağl ğ nda, su ürünlerinde, su kalitesinde ve suyun diğer amaçlarla kullan lmas nda engelleyici bozulmalar yaratacak madde ve enerji at klar n n boşalt lmas n ifade eder. Günümüzde, endüstrileşmeyle birlikte insanoğlunun hayat standard da gün geçtikçe artmaktad r. Ancak endüstrileşme sonucunda ortaya ç kan tehlikelerin göz ard edilmesi nedeniyle oldukça büyük boyutlarda kirlilik problemleri meydana gelmiştir. Bu problemlerden biriside yeralt suyu kirliliğidir. Dünya da içme suyu kaynaklar n n büyük bir bölümünü yeralt suyu rezervleri oluşturmaktad r. Ancak bu rezervler kirlenmelere karş oldukça hassast r. Bir yeralt suyu akiferinin kirlenmesi durumunda, düşük ak m h zlar nedeniyle akiferin kendini yenilemesi oldukça zordur. Yeralt suyunun kirlenmesi ve derecesinin ülkeden ülkeye ve yerel olarak önemli değişiklikler gösterebilmesine karş l k, kirlenmenin temel nedenlerini farkl başl klar alt nda toplamak mümkündür. Aşağ da k saca yeralt suyunu etkileyen faktörler ve bu faktörlerin İzmir kentinin su kaynaklar na etkisine ilişkin örnekler verilmiştir. Deniz Suyu Girişimi Yeralt suyuna deniz suyu girişimi nedeniyle suyun içindeki tüm iyonlarda, özellikle deniz suyunda bol miktarda bulunan Na ve Cl gibi iyonlar nda önemli art şlar meydana gelir ve bu art şlar da yeralt suyunun içilebilirlik kalitesini olumsuz yönde etkiler. Ülkemiz de özellikle, son y llarda k y akiferlerinde ciddi anlamda deniz suyu girişimi olmuştur. İzmir Kenti s n rlar içinde özellikle Narl dere, Balçova, Karaburun ve Çeşme çevresinde aç lan yeralt suyu kuyularda aş r çekim yap lmas nedeni ile deniz suyu girişimi giderek artm ş ve sular içilemez hale gelmiştir (Baba ve diğ., 2001.). Örneğin Çeşme Yar madas nda deniz suyu girişimine bağl olarak Cl değerleri 4000mg/l ye ulaşm şt r (Gemici ve Filiz, 2001).
678 TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 Jeotermal Ak şkan n Etkisi Günümüzde jeotermal enerji, alternatifi olan kaynaklarla mukayese edildiğinde önemli çevresel etkileri bulunmayan, ucuz ve sürdürülebilir bir enerji kaynağ olarak görülmektedir. Buna karş n içerdiği yüksek s cakl k ve yüksek element derişimleri nedeniyle jeotermal sular n termal ve kimyasal kirletici özellikler gösterdiği de bilinen bir gerçektir. Bu nedenle jeotermal ak şkan n s s n n al nmas n takiben kontrolsüz olarak yüzeysel sulara deşarj edilmeleri, su kalitesi aç s ndan önemli bir sorun teşkil etmektedir. Jeotermal kaynaklar n su kalitesine ekisine yönelik benzer problemler İzmir İl s n rlar içinde de görülmektedir. İzmir kenti jeotermal kaynaklar (Balçova, Çeşme, Urla, Foça, Aliağa, Dikili, Bergama gibi) aç s ndan oldukça zengin dir. Jeotermal kaynaklar n en yoğun kullan ld ğ Balçova ve Dikili çevresindeki soğuk yeralt suyu kaynaklar nda hem ağ r metal art şlar hem de yeralt suyunun s s n n art ğ saptanm şt r (Baba ve Armannsson, 2006; Çak n ve diğ., 2012). Jeolojik Formasyonlardan Kaynaklanan Kirleticiler Dünyadaki jeolojik formasyonlar değişkenlik göstermekle birlikte söz konusu bu formasyonlar içerisinde hem metalik hem de endüstriyel cevherler bulunmaktad r. Ayr ca bu formasyonlar, tektonizma ve volkanizman n etkisiyle alterasyonlara uğram şt r. Altere olan baz formasyonlar içerisinde arsenik, c va ve uranyum gibi metaller zenginleşmiştir. Son y llarda doğal kirleticiler sonucu ülkemizde bir çok su kaynağ nda problemler gözlenmiştir (Baba ve Tayfur, 2011). Özellikle altere kayaçlardan gelen ve yüksek arsenik içerikli su kaynaklar na İzmir kentine su sağlayan kesimlerde rastlanm şt r. Yamanlar ve Çiğli çevresindeki yüksek topoğrafyaya sahip kesimlerde volkanik kayaçlar yüzlek vermektedir. Bu volkanik kayaçlarda cevher zonlar mevcut olup yağ şlarla bu zonlardaki ağ r metaller yeralt suyuna taş nmaktad r (Baba ve diğ., 2001). Tar msal İlaç ve Gübre Pestisitler, diğer bir ad yla biyositler, arzu edilmeyen organizmalar yok etmede kullan lan sentetik, organik bileşiklerdir. Pestisitler yeralt suyuna süzülme ve kazara dökülme sonucu bulaşmaktad r. Gerek yeralt suyu gerekse yüzey suyuna ulaşan pestisitlerin, pestisit çeşidi ve suda çözünürlük durumuna göre canl lar için s n r değerleri söz konusudur. Bu değerlerin üstündeki konsantrasyonlar, canl hayat n olumsuz yönde etkilemektedir. Tar m arazilerinde uygulanan gübrenin ancak belli bir k sm bitkiler taraf ndan kullan ld ğ ndan geriye kalan k sm akarsulara, içme sular na ve çevreye yay lmakta, insan, bitki ve hayvan sağl ğ n tehdit etmektedir. İzmir su kaynaklar n n %9 unun sağland ğ Menemen ovas nda yoğun tar m yap lmaktad r ve bu alandaki su kaynaklar n n pestisitlerden etkilenme potansiyeli yüksektir. Madencilik Asit Maden Drenaj (AMD) düşük ph n yan s ra, içerdiği yüksek sülfat ve ağ r metal konsantrasyonlar ndan dolay yeralt sular n olumsuz yönde etkilemektedir (Şanl yüksel ve Baba, 2013; Gunduz ve diğ., 2007). İzmir kentininde hem kuzey hem de güney akslar nda metalik madenlerce zengin yataklar (Yamanlar ve Efemçukuru alt n sahalar ) bulunmaktad r. Bu yataklar AMD oluşturma potansiyeli yüksektir. Ayr ca, kentin doğu aks nda içmesuyu kaynaklar n etkileyebilecek taş ocaklar da yer almaktad r.
679 Endüstriyel At klar Kentlerimizde patlay c, kendiliğinden yanmaya uygun, suyla temas halinde parlay c gazlar ç karan, oksitleyici, organik peroksit içerikli, zehirli, korozif, hava ve suyla temas nda toksik gaz ç karan, toksik ve eko toksik özellikler taş yan at klar bulunmaktad r. İzmir kenti içinde bir çok benzin istasyonu ve sanayi bölgeleri (Atatürk Organize Sanayi, Bornova Sanayi sitesi gibi) bulunmaktad r. Özellikle benzin istasyonlar n n bulunduğu kesimlerde aç lm ş bulunan derin kuyulardaki sularda yüksek konsantrasyonlara sahip Pb elementi ölçülmüştür. Kurşun değerinin yüksek olmas petrol ürünlerinden kaynaklanmaktad r (Baba ve diğ., 2001). Benzer şekilde kentin değişik kesimlerinde (Gaziemir gibi) depolanm ş bulunan toksik at klar n yeralt suyunu ciddi anlamda etkilediği saptanm şt r (Şekil 4). Şekil 4: İzmir Kent Merkezinde depolanm ş bulunan at klar ve bu at klardan s zan toksik metallerin su kaynaklar na etkisi Evsel At klar Konutlardan at lan, tehlikeli ve zararl at k kavram na girmeyen, bahçe, park ve piknik alanlar gibi yerlerden gelen kat at klar ifade eder. Evsel kat at klar toplam kat at k üretimi içerisinde oldukça yüksek bir düzeye sahip olup, insan sağl ğ aç s ndan da oldukça önemli bir yer tutmaktad r. Bu at klar n toplanmadan önce ve sonra depolanma yerlerinin hastal k taş y c organizmalar için uygun bir üreme ortam olmas, toplum sağl ğ aç s ndan büyük bir sorun yaratmaktad r. Özellikle, Bornova Ovas alüvyonlar kentsel yerleşim nedeniyle, evsel at klardan kaynaklanan kirleticilerin etkisi alt ndad r.
680 TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 SONUÇ VE ÖNERİLER Yeralt suyu kaynaklar n n korunmas ve kirlenmesinin minimize edilmesi İzmir Kenti için son derece önemlidir. 2012 y l nda kent merkezinin suyunun %56 s yeralt suyundan sağlanm şt r. Ancak, İzmir Büyükşehir s n rlar içinde yer alan bütün yerler gözönüne al nd ğ nda bu oran % 70 e ç kmaktad r. İzmir kentinin su kaynaklar n sağlayan kesimler (Menemen Ovas, Halkap nar kaynaklar gibi) ciddi anlamda risk alt ndad r. Aş r kentleşme, bilnçsiz tar m uygulamalar ve kentteki sanayi at klar su kalitesini gün geçtikte bozmaktad r. Bu nedenle; İzmir Büyükşehir s n rlar içinde yer alan su kaynaklar n n korunabilmesi ve sürdürülebilirliği için, Yasal olmayan yeralt suyu kullan m n n engellenmesi, Entegre su yönetim kavram n n geliştirilmesi ve yayg nlaşt r lmas Akifere beslenimi artt racak yöntemlerin geliştirilmesi Çekimlerin kontrol alt na al nmas Y ll k su kullan m raporlar n n haz rlanmas Kontrolsüz ve izinsiz aç lan kuyular n yeni yasal düzenlemeler ile önlenmesi Su tüketiminin azalt lmas Etkin sulama yönteminin geliştirilmesi Etkin gözlem ve veri toplama ağ n n oluşturulmas Halk n eğitilmesi ve karar mekanizmas na kat l mlar n n sağlanmas At k azalt m ve kontrolü Uygun ar tma teknolojilerinin seçimi ve işletilmesi Tar m ilaçlar n n kullan m konusunda halk n biliçlendirilmesi Yasa ve yönetmelik kargaşas n n azalt lmas Yetki kargaşas n n azalt lmas Kurumlar aras koordinasyon Ölçüm, izleme, denetlemenin yap lmas ve bu amaç için İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bir birimin (Yeralt suyu Daire Başkanl ğ gibi) oluşturulmas gereklidir. Sular n da bir gün çeşitli nedenler ile tükenebileceği gerçeğinden hareketle insanlarda su tasarrufu bilinci oluşturulmal d r. Bu kültürü oluşturma ve geliştirme ad na içme, kullanma, sulama, endüstri vb. her alanda, toplumsal eğitime önem verilmelidir. KAYNAKLAR Allan J.A., A long term solution for water short Middle Eastern economies? In: Proceedings of the Paper Presentation at the 1997 British Association Festival of Sciences, University of Leeds, Water and Development Session, 1997. Baba A., Ármannsson H., Environmental Impact of the utilization of a geothermal area in Turkey, Energy Source, volume 1, 2006, pp. 267-278. Baba A., Birsoy K.Y., Ensari E., Andiç T., Baykul A ve Lengeranl, Y., İzmir ili yeralt suyu kalitesi, Yeralt Sular ve Çevre Sempozyumu (ÇEVJEO 2001), İzmir, 2001, say. 149-158.
681 BABA, A., TAYFUR, G., Groundwater contamination and its effect on health in Turkey, Environmental Monitoring and Assessment, vol 183, number 1, 2011, pp. 77-94. Bennett, A.J., Environmental consequences of increasing production: some current perspectives, Agric. Ecosys. Environ. 82, 2000, pp. 89 95. Çakin A., Gokcen G., Eroğlu A. E, Baba A., Hydrogeochemistry and Environmental Properties of Geothermal Fields. Case Study: Balçova, Izmir-Turkey, Energy Sources, Part A: Recovery, Utilization, and Environmental Effects, 34:8, 2012, 732-745. Gunduz O., Okumusoglu D., Baba A., Acidic mining lakes and their influence on water quality: A case study from Can (Canakkale), Turkey, GQ07: Securing Groundwater Quality in Urban and Industrial Environments, 7th International Groundwater Quality Conference, Fremantle, Western Australia, 2 7 December 2007, 2007, pp.9-17. Gemici Ü., Filiz, Ş., Çeşme Yar madas (İzmir) k y akiferlerinde deniz suyu girişimi, Yeralt Sular ve Çevre Sempozyumu (ÇEVJEO 2001), İzmir.,2001, say. 195-203. Hinrichsen, D., Feeding a future world, People and the Planet 7, 1998, 6 9. Postel, S., Dividing the waters: food security, ecosystem health, and the new policies of scarcity, Worldwatch Paper 132. Worldwatch Institute, Washington, USA., 1996. Sarg n, H. A., Yeralt sular, DSİ Yay nlar, 2010, Ankara. Seckler D.W., Barker R., Amarasinghe U., Water scarcity in the twenty-first century, Int. J. Water Resour. Dev. 15, 1998. pp. 29 43. Şanl yüksel D., Baba A., Geochemical Characterization of Acid Mine Lakes in Northwest Turkey and Their Effect on the Environment, Archives of Environmental Contamination and Toxicology, 64:3, 2013, 357-376.