METAL İŞÇİSİNİN GERÇEĞİ DAHA UCUZ DAHA UZUN DAHA GÜVENCESİZ ÇALIŞMA



Benzer belgeler
SANAYİDE GELİŞMELER VE İSTİHDAM EĞİLİMLERİ. Esra DOĞAN, Misafir Araştırmacı. Damla OR, Yardımcı Araştırmacı. Yönetici Özeti

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ TEMMUZ 2018

TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

572

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

KRİZ İŞSİZ BIRAKIYOR

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

ARALIK 2018-BÜLTEN 11 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ MAYIS 2018

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

Konuşmama ekonomik değerlendirmelerimle devam edeceğim.

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Ana Metal. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Mart

RAKAMLARLA DENİZLİ Haziran 2013

Sendikalaşma ve Toplu İş Sözleşmesi Raporu Ağustos 2016

MOTORLU KARA TAŞITI, RÖMORK VE YARI-RÖMORK İMALATI Hazırlayan Orkun Levent BOYA Kıdemli Uzman

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

RAKAMLARLA DENİZLİ Eylül 2012

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Tabloda görüldüğü gibi, 2002 yılında, sektörlerin istihdam içerisindeki payları azalmıştır.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU EYLÜL 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- EYLÜL 2018 İŞSİZLİK TIRMANIYOR. Gerçek İşsiz Sayısı 6 Milyon. İşsiz Sayısı Bir Yılda 192 Bin Arttı

Son Çeyrekte Büyüme Hız Kazandı

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

142

RAKAMLARLA DENİZLİ Nisan 2013

İNŞAAT MALZEMELERİ SANAYİ ENDEKSLERİ SAYI-36 KASIM 2017

Ekonomik Rapor Kaynak: TÜİK. Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

GRAFİK 1 : ÜRETİM ENDEKSİNDEKİ GELİŞMELER (Yıllık Ortalama) (1997=100) Endeks 160,0 140,0 120,0 100,0 80,0 60,0 40,0 20,0. İmalat Sanayii

Enflasyon çift haneye yaklaştı, cari açık daralıyor

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

İMALAT SANAYİİNDE KAPASİTE KULLANIM DURUM RAPORU 2018/I

EKONOMİK GÖSTERGELER

KAHRAMANMARAŞ TİCARET VE SANAYİ ODASI EKİM 2015

KAHRAMANMARAŞ TİCARET VE SANAYİ ODASI TEMMUZ 2015

KAHRAMANMARAŞ TİCARET VE SANAYİ ODASI HAZİRAN 2015

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

ŞUBAT 2019-BÜLTEN 13 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

AYDIN TİCARET BORSASI

RAKAMLARLA DENİZLİ Temmuz 2013

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Mart 2013

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

Türkiye Ekonomisindeki Son Gelişmeler

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

2006 YILI EGE BÖLGESİ NİN 100 BÜYÜK FİRMASI

Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Ağustos 2015)

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

RAKAMLARLA DENİZLİ Ocak 2013

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2019 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU MART 2019 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

BASIN DUYURUSU ŞUBAT AYI ENFLASYONU, İLERİYE YÖNELİK BEKLEYİŞLER VE FAİZ ORANLARI

TEKSTİL VE HAZIR GİYİM ÜRÜNLERİ İTHALATINA UYGULANAN KORUNMA ÖNLEMLERİ 2 YILLIK DEĞERLENDİRME

174

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- AĞUSTOS 2018 MEVSİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞSİZLİK ARTTI, İSTİHDAM DÜŞTÜ

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

RAKAMLARLA DENİZLİ Mart 2013


TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Temmuz 2015)


1. VATANDAŞLARIMIZI İLGİLENDİREN GELİŞMELER

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

Ekonomi Bülteni. 06 Temmuz 2015, Sayı: 18. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

SANAYİDE GELİŞMELER VE İSTİHDAM EĞİLİMLERİ. Esra DOĞAN, Misafir Araştırmacı. Melike Berna AKÇA, Yardımcı Araştırmacı.

TÜRKİYE NİN 500 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

100 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU ÖZET DEĞERLENDİRME

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

2017 OCAK-MAYIS AYLARI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mayıs 2012, No: 33

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Araştırma Notu 13/156

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2014

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

AYDIN TİCARET BORSASI

Tüketici güveni yılın en düşük seviyesinde

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Transkript:

METAL İŞÇİSİNİN GERÇEĞİ 2004 DAHA UCUZ DAHA UZUN DAHA GÜVENCESİZ ÇALIŞMA 2

BİRLEŞİK METAL-İŞ YAYINLARI Adres:Tünel Yolu Cad. No:2 34744 Bostancı-İSTANBUL Tel: (0 216) 380 85 90 Faks: (0 216) 373 65 02 Teknik Hazırlık: Birleşik Metal-İş Baskı: Özyılmaz Matbaacılık - (0212) 565 56 82 3

SUNUŞ İşçilerin çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirme talepleri, sermaye ile mücadelesinin de gündemini belirlemektedir. Bu mücadele bazen sendikal örgütlenme sırasında, bazen toplu iş sözleşme görüşmelerinin seyrinde, ama her koşulda işçilerin örgütlü çıkışlarında yoğunlaşmaktadır. Ülkemizde, yüz binlerce işçinin ve milyonlarca yurttaşımızın iş ve yaşam koşullarını belirleyecek olan 2004-2006 dönemi toplu iş sözleşmesi süreci devam ediyor. Başta metal işkolu olmak üzere, tekstil, genel hizmetler, büro, petro-kimya ve diğer işkollarındaki toplu iş sözleşme görüşmeleri yakın aralıklarla birbirini izlemekte ve birbirinden etkilenmektedir. İşçiler, gelecek 2 yıllık döneme ilişkin haklı bir beklenti içindedirler. Çünkü, ekonominin büyümesinin ardında işçilerin aşırı sömürüsü yatmaktadır. Ülkemizde verimlilik artmıştır. Verimlilik artışı teknolojik yenilenme ya da istihdam artışı ile sağlanmamıştır. Tam tersine işsizlik artmıştır, teknolojik yatırımlar yok denecek kadar azdır. Reel ücretlerde gerileme söz konusudur. Bu verilerin anlamı, daha az sayıda işçi daha uzun sürelerde çalışmış, daha az kazanmıştır. Toplu iş sözleşmesi süreçleri, işçilerin ve ailelerinin 2 yıllık bir dönem için çalışma ve yaşam koşullarının belirlenmesinde önemli bir aşamadır. Birleşik Metal-İş Sendikası MESS grup toplu iş sözleşme sürecini gerek toplu iş sözleşme teklifinin hazırlığı aşamasında gerek görüşme süreçlerinde ülkemizdeki metal işçileri adına yürütme sorumluluğu ile hareket etmektedir. Birleşik Metal-İş Sendikası elinizdeki raporla metal işçilerinin çalışma ve yaşam koşullarına ışık tutmayı amaçlamaktadır. Metal işçilerinin katkı ve katılımı ile hazırlanmış olan teklifimizin 2004-2006 Toplu iş Sözleşmesi metni olabilmesi, metal işçilerinin sahiplenmesi ile gerçekleşecektir. Sözleşme teklifimiz, metal işçilerinin ve ülkenin gerçeklerini tahlil ederek ve metal işçilerinin çıkarlarını koruma ve geliştirme perspektifiyle hazırlanmıştır. Sendikal mücadele açısından toplu iş sözleşmesi, işçi sınıfının sömürüye karşı verdiği mücadelenin önemli aşamalarından biridir. İşçiler, kendi hak ve çıkarlarını bu süreç içerisinde korur ve geliştirirler. Mücadelede başarının ön koşulu olan ilkeler gerçekçilik, üyelerin söz ve karar sahibi olması ve birliktir. Unutulmaması gereken ise üzerinde konuşulan insan, ailesi ve onların geleceğidir. Gelecek ise kendi ellerimizdedir. Üretirken yaşamını yitiren emekçilerin anısına... 4

5

GÜNCEL EKONOMİK DURUM Türkiye de üretimin artması, son yıllarda yaşanan bir teknolojik değişim nedeniyle mi olmuştur, yeni yatırımlar mı yapılmıştır yoksa konjonktürün ortaya çıkardığı kimi gelişmeler mi büyümeyi tetiklemiştir? Ekonominin büyüdüğü dönemler, ithalatın arttığı dönemlerdir. Ekonomi neden büyüyor? Ekonomi ile ilgili rakamlar parlak gözüküyor. Milli gelir artışı 2002 yılında yüzde 7.9, 2003 te 5.9 ve 2004 ün ilk çeyreğinde yüzde 12.4 olarak gerçekleşti. Sadece ekonomideki büyüme değil, enflasyon ve faiz oranlarının düşmesi, ihracat, üretim ve verimlilik artışları da, olumlu havayı besliyor. Ancak ekonomi ile ilgili rakamları birbirlerinden kopuk olarak değerlendirmek, ekonominin farklı alanlarındaki istatistikleri ve verileri birbiriyle ilişkilendirmeden ele almak yanıltıcı oluyor. Ekonominin bütününü görmek ve farklı alanları birbirleriyle neden sonuç ilişkisi içinde ele almak, içinde yaşadığımız dönemi ve önümüzdeki süreci doğru değerlendirmek açısından önem taşıyor. İçinde yaşadığımız dönemde gerçekleşen büyümeyi açıklayabilmek için önce birkaç noktanın altını çizmek gerekiyor. Yıllık büyüme oranlarını karşılaştırdığımızda rakamlar cidden yüksek, ancak daha uzun dönemli bir karşılaştırma yaptığımız zaman örneğin 1998 yılıyla karşılaştırdığımızda, ekonomideki büyümenin sabit fiyatlarla binde 6.4 olduğu gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Türkiye de üretimin artması, son yıllarda yaşanan bir teknolojik değişim nedeniyle mi olmuştur, yeni yatırımlar mı yapılmıştır yoksa konjonktürün ortaya çıkardığı kimi gelişmeler mi büyümeyi tetiklemiştir? Türkiye ekonomisinin en temel özelliklerinden bir tanesi ara malı, hammadde ve yatırım mallarında dışarıya bağımlı olmasıdır. Dolayısıyla, üretimin gerçekleşmesinde gerekli olan temel unsurlar, esas olarak ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Bu nedenle ekonominin büyüdüğü dönemler, ithalatın arttığı dönemlerdir. İçinde bulunduğumuz dönemde de ithalat verilerine baktığımızda bunu görebilmekteyiz. 80.000 60.000 40.000 20.000 0 Kaynak: DİE, 2004 1995-2004 Döneminde Türkiye'nin İthalatı (Milyon A.B.D. Doları) 35.709 43.627 48.559 45.921 40.671 54.503 41.339 51.554 69.340 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 6

İthalatın yüzde 68 i ara mallarında, yüzde 18 i ise sermaye mallarından oluşmaktadır. Bu nedenle, ithalatın ucuzlamasının büyümenin ardında yatan nedenlerden bir tanesi olduğunu söylemek mümkündür. ABD dolarının tüm dünya piyasalarında değerinin düşük olması, Türk Lirasının değerini yükseltmiş ve bu da daha ucuz ithalat yapılmasına ve dolayısıyla üretim maliyetlerinin düşmesine olanak tanımıştır. İthalat kalemleri içinde ara mallarının taşıdığı ağırlık, üretim artışlarının bir diğer nedenini ortaya koymaktadır. Üretim artışları ağırlıklı olarak varolan kapasitenin artırılmasından ya da bir başka deyişle kapasite kullanım oranlarındaki yükselmeden kaynaklanmış, yeni teknoloji kullanımının bu artıştaki payı düşük olmuştur. 2003-2004 Yıllarında İmalat Sanayiinde Kapasite Kullanım Oranları (%) 88 86 84 82 80 78 76 74 72 70 84,5 85,7 86,4 83,1 80,1 76,7 Toplam Devlet Özel 2003 2004 Kaynak: DİE, 2004 Üretim artışları ağırlıklı olarak varolan kapasitenin artırılmasından ya da bir başka deyişle kapasite kullanım oranlarındaki yükselmeden kaynaklanmış, yeni teknoloji kullanımının bu artıştaki payı düşük olmuştur. Diğer taraftan Türk parasının değerli olmasının ihracatı sınırlaması beklenirken, bu gerçekleşmemiştir. İhracat da ithalat gibi artmış ancak, ihracattaki artış oranı ithalatın gerisinde kalmış ve bu, ödemeler dengesinde ciddi bozulmalara yol açmıştır. Küresel rekabet ortamında, döviz kurunun düşük olduğu bir dönemde ihracatın artması üretim maliyetlerinde ciddi bir düşüş olmaksızın mümkün değildir. Türk parasının değerli olması nedeniyle, ucuzlayan ithalatın, üretim maliyetlerini aşağıya doğru çektiği ortadadır ancak tek başına bunun ihracat artışlarını açıklaması mümkün değildir. 50.000 40.000 30.000 20.000 10.000 0 21.637 1995-2003 Döneminde Türkiye'nin İhracatı (Milyon A.B.D. Doları) 23.224 26.261 26.974 26.587 27.775 31.334 36.059 47.253 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 İhracat Kaynak: DİE, 2004 7

İhracat artışlarını, bir taraftan üretim maliyetlerinin ithalatın ucuzlaması nedeniyle aşağıya doğru çekilmesi, diğer taraftan da temel üretim unsuru olan işgücünün maliyetlerinin ucuzlaması beslemektedir. İhracat artışlarını, bir taraftan üretim maliyetlerinin ithalatın ucuzlaması nedeniyle aşağıya doğru çekilmesi, diğer taraftan da temel üretim unsuru olan işgücünün maliyetlerinin ucuzlaması beslemektedir. Devlet Planlama Teşkilatı verilerine göre dolar bazında 1988 de 100 olan birim ücretler, 2003 yılında 92.6 ya gerilemiştir. 2001 krizi öncesi endeksin 132 olduğu gerçeği dikkate alındığında, gerek büyümenin gerekse ihracat artışlarının ardında yatan nedenlerden bir diğerinin birim ücret maliyetlerinin aşağı çekilmesi olduğu ortaya çıkar. Sadece dolar bazında birim ücret maliyetleri değil, reel ücretlerdeki düşüş de, ihracat artışının, dolayısıyla büyümenin temel desteklerinden bir tanesidir. Özel İmalat Sanayi Birim Ücret Maliyeti ve Reel Ücret Endeksi (1988=100) 250,0 200,0 150,0 100,0 50,0 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Reel ücret 100,0 125,1 141,1 201,6 188,3 216,1 200,3 152,3 149,7 163,4 156,6 179,7 171,1 158,9 139,3 138,7 Birim Ücret maliyeti $ 100,0 114,9 150,8 250,0 178,3 199,5 161,1 115,0 126,7 127,8 120,6 155,2 131,6 120,3 92,1 92,6 Kaynak: DPT Temel Ekonomik Göstergeler Reel ücretlerdeki düşüşle birlikte, üretkenlikte yaşanan artış büyümenin ardındaki temel dinamiklerden bir tanesini daha anlamamıza yardımcı olmaktadır. Yine DPT verilerine göre 1988 yılı 100 kabul edildiğinde üretkenlik, 2003 te 246 olarak gerçekleşmiş ve üretkenlikte yüzde 146 lık bir artış yaşanmıştır. Bunun anlamı açıktır: İşçiler daha çok, ama daha ucuza üretmektedirler. 8

Özel İmalat Sanayi Üretim ve Üretkenlik Endeksleri (1988=100) 250,0 200,0 150,0 100,0 50,0 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Üretim 100,0 94,1 111,1 104,7 120,7 122,5 129,5 131,9 146,9 166,9 185,7 162,4 175,2 171,3 176,9 198,7 Üretkenlik 100,0 101,1 116,2 122,5 162,6 165,6 169,3 172,9 176,4 183,6 194,8 186,0 212,6 210,8 232,6 246,1 Kaynak: DPT Temel Ekonomik Göstergeler Üretkenlik artmakta ancak istihdam azalmaktadır. Bu, işçilerin çalışma yoğunluklarının artması ve çalışma sürelerinin uzaması anlamına gelmektedir. Reel ücretlerdeki düşüşle birlikte değerlendirildiğinde işçiler üretim artışlarından pay alamamaktadırlar. İstihdam 120 100 80 60 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 İstihdam 100 93,1 95,6 85,4 74,3 74,0 76,5 76,3 83,3 90,9 95,3 87,3 82,4 81,3 76,1 80,7 Kaynak: DPT Temel Ekonomik Göstergeler 9

Mal piyasalarında daha fazla mal, işgücü piyasalarında daha fazla işsiz. Daha fazla mal satmak ama daha ucuza üretmek isteyen kapitalist sistem tıkanma noktasına doğru hızla yol almaktadır. Ve bu, geniş kitlelerin iktisadi ve sosyal konumlarının her geçen gün kötüleşmesine neden olmaktadır. 2002-2004 Döneminde İşgücünün Durumu Yıllar İşgücü (bin kişi) İşsizlik (%) Eksik İstihdam (%) İşgücüne Katılım Oranı (%) 2002 23.818 10,3 5,4 49,3 2003 23.640 10,5 4,8 49,3 2004 22.732 12,4 5,2 45,9 Kaynak: DİE, 2004 Tablo ve grafikten de rahatlıkla görülebileceği gibi işgücüne katılım azalırken, işsizlik büyümektedir. Dolayısıyla, daha az sayıda işçi daha ucuza ve daha fazla çalışmaktadır. Büyüme, kapitalist ekonominin doğası gereği işgücünün daha fazla ve yoğun sömürüsüne dayanmakta, ama aynı zamanda kimilerinin sandığı gibi istihdamı artırarak değil işsizliği artırarak gerçekleşmektedir. Mal piyasalarında daha fazla mal, işgücü piyasalarında daha fazla işsiz. Daha fazla mal satmak ama daha ucuza üretmek isteyen kapitalist sistem tıkanma noktasına doğru hızla yol almaktadır. Ve bu, geniş kitlelerin iktisadi ve sosyal konumlarının her geçen gün kötüleşmesine neden olmaktadır. İŞ-KUR un İstihdam Durum Raporu na (www.iskur.gov.tr) göre çalışma süreleri gerek erkekler gerekse kadınlar için uzamıştır. Genel olarak bakıldığında haftalık çalışma süresi 1988 yılında 48.8 saatken, 2001 yılında 52.1 saate çıkmıştır. Araştırmada haftada 40 saatten fazla çalışanların çalışma sürelerinin daha da uzama eğiliminde olduğu görülmektedir. İmalat sanayiinde haftalık çalışma süresi 1988 den 2001 yılına kadar erkekler için 5, kadınlar içinse 6 saatten fazla artış göstermiştir. Bu durum üretim artışının istihdam yaratmadığı, sömürü oranlarının artırıldığını göstermektedir. Ekonomik büyüme işçilerin daha ucuz, daha yoğun ve daha güvencesiz çalıştırılmasına dayanıyor. Türkiye ekonomisi büyüyor ama işçiler bu büyümeden yararlanamıyor. Ekonomi, hem işsizliğin artışı hem de işçilerin daha düşük ücretlerle, daha uzun sürelerle ve daha yoğun çalışmaları nedeniyle büyüyor. Başka bir deyişle ekonomi, işçilerin sırtında büyüyor. Ekonomideki büyümenin ardında yatan iki temel neden söz konusu. Birincisi, dönemsel olarak Türk parasının değerli olması nedeniyle üretim maliyetlerinin düşmesi. İkincisi ve daha temel olanı ise, işçilerin aşırı sömürüsüdür. 10

Özel İstihdam Sanayi İstihdam, Üretkenlik, Reel Ücret Endeksleri (1988=100) 250 200 150 100 50 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 İstihdam 100 93,1 95,6 85,4 74,3 74,0 76,5 76,3 83,3 90,9 95,3 87,3 82,4 81,3 76,1 80,7 Üretkenlik 100,0 101,1 116,2 122,5 162,6 165,6 169,3 172,9 176,4 183,6 194,8 186,0 212,6 210,8 232,6 246,1 Reel ücret 100,0 125,1 141,1 201,6 188,3 216,1 200,3 152,3 149,7 163,4 156,6 179,7 171,1 158,9 139,3 138,7 Kaynak: DPT Temel Ekonomik Göstergeler Bu temeldeki büyüme, toplumsal eşitsizliği artırmaktadır. Grafik. İşgücü ve Sermayenin Milli Gelirden Aldığı Pay (%) 60 50 40 49,4 50 50 30 Büyüme, işsiz sayısının artması, işçilerin aşırı sömürüsü ve yoksullaşması, borçların artması temelinde gerçekleştiği için büyümeden az sayıda sermayedar (ithalatçı, sanayici, bankacı vb) dışında faydalanan toplum kesimi yoktur. 20 10 0 Kaynak: DİE 28,3 26,3 26,1 2001 2002 2003 işgücü sermaye Büyüme, işsiz sayısının artması, işçilerin aşırı sömürüsü ve yoksullaşması, borçların artması temelinde gerçekleştiği için büyümeden az sayıda sermayedar (ithalatçı, sanayici, bankacı vb) dışında faydalanan toplum kesimi yoktur. 11

Ekonomi Büyürken İşçiler Neden Kaybediyor? Nüfusun büyük çoğunluğunun yaşamak için işgücünü satarak çalışmak zorunda olduğu ve ancak kendilerini çalıştıranlara bir fazla üretmeleri koşuluyla çalışmalarına izin verildiği bir ekonomide, büyümenin nüfusun önemli bir bölümünün çalışma ve yaşam koşullarının kötüleşmesi temelinde gerçekleşmesi kaçınılmazdır. Bu durum ancak çalışanların, kendi çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için birlikte mücadele etmeleri ve örgütlü olmaları yoluyla engellenebilir. Türkiye de işçilerin örgütlülüğü, olabilecek en düşük sınıra kadar gerilemiştir. Bu gerilemenin temel nedenlerinden biri de, toplu sözleşme ve grev mevzuatının anti-demokratik yapısıdır. Türkiye de toplu sözleşme ve grev verilerine baktığınızda toplumsal barışın hakim olduğu yanılgısına kapılabilirsiniz. Özellikle grev verileri, işçilerle işverenler arasında toplu sözleşmelerin uyuşmazlığa gitmeden sonuçlandığı fikrini verir. Oysa grev sayılarının azlığı, toplumsal barıştan değil, grev özgürlüğünün olmamasından kaynaklanmaktadır. Çalışma ve yaşam koşulları günden güne kötüleşen işçilerin, bu durumu düzeltmek için başvuracakları en temel araç olan grev hakkının kötürüm yapısı, işçilerin koşulları kabul etmek zorunda kalmalarına ve yaşama koşullarını iyileştirebilmek için, fazla mesai, borçlanma, ikinci işte çalışma gibi yollara başvurarak, daha da yoksullaşmasına neden olmaktadır. Tablo. 1984-1997 döneminde grev uygulamaları Grev hakkının kötürüm yapısı, işçilerin koşulları kabul etmek zorunda kalmalarına ve yaşama koşullarını iyileştirebilmek için, fazla mesai, borçlanma, ikinci işte çalışma gibi yollara başvurarak, daha da yoksullaşmasına neden olmaktadır. Anlaşma Yapılmamasına Yıllar Grev Uygulanan Rağmen Uygulanmayan Kararı Grev Sayısı Grev Sayısı 1984 62 4 1 1985 282 21 106 1986 473 21 213 1988 426 156 85 1989 894 171 18 1990 1.013 485 303 1991 1.077 398 28 1992 702 98 149 1993 565 49 9 1994 429 36 64 1995 506 120 7 1996 293 38 15 1997 229 37 0 Toplam 6.951 1.634 998 Kaynak: ÇSGB, Çalışma Hayatı İstatistikleri nden aktaran Akkaya Y. Toplum ve Bilim; sayı 86, sf.225 Aynı şekilde toplu sözleşme düzeninin anti-demokratik karakteri, işçilerin en temel haklarını bile koruyup geliştirme mücadelesine büyük sekte vurmaktadır. Toplu sözleşme kapsamındaki işçi sayısı her geçen gün azalmakta, toplu iş sözleşmeleri ile elde edilen hakların korunması ve geliştirilmesi daha da güç hale gelmektedir. Dolayısıyla, eğer ekonomi işçilerin sırtında büyüyorsa, bunun nedeni sermayenin egemenliği ve bu egemenliği koruyan yasal düzenlemelerdir. 12

1990-2002 döneminde çift yıllarda; TİS kapsamındaki işyeri sayısı yüzde 34,6 azaldı, 3.946 işyeri sendikasızlaştı, TİS kapsamındaki işçi sayısı yüzde 47,2 azaldı. 1991-2003 döneminde tek yıllarda TİS sayısında yüzde 68 oranında bir azalma yaşanmıştır. Bu azalma kamuda yüzde 8,8 oranında, özel sektörde ise yüzde 80,8 oranında gerçekleşmiştir. Bu düşüş TİS kapsamındaki işyeri ve işçi sayısına da olumsuz yönde yansımıştır. Aynı dönemde TİS kapsamındaki işyeri sayısı toplamda yüzde 40,7 oranında azalmıştır. Bu azalma kamuda yüzde 22,5 ve özel sektörde yüzde 64,7 oranında gerçekleşmiştir. Başka bir deyişle; sadece tek yıllara baktığımızda 1991-2003 döneminde toplam 5.363 işyeri sendikasızlaşmıştır. Sendikasızlaşan işyerlerinin 1.685 i kamuya, 3.678 i ise özel sektöre aittir. Görüldüğü gibi gerek toplu sözleşme düzeni gerek grev mevzuatı işçilerin iktisadi ve sosyal kazanımlar elde etmelerini zorlaştırıcı özellik taşımaktadır. Bu düzenlemelerin işçilerin çalışma ve yaşam koşullarını ağırlaştırıcı etkide bulunduğu, içinde bulunduğumuz dönemde bir kez daha tüm açıklığı ile ortaya çıkmıştır. Gerek toplu sözleşme düzeninin gerek grev mevzuatının, işçilerin çalışma ve yaşam koşullarını ağırlaştırıcı etkide bulunduğu, içinde bulunduğumuz dönemde bir kez daha tüm açıklığı ile ortaya çıkmıştır. 13

METAL İŞKOLUNDA DURUM Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşanan büyümede payı olan sektörlerin başında metal işkolu gelmektedir. Metal işkolunda gerçekleşen büyüme, ülke ekonomisinin büyümesiyle benzer özellikleri taşımaktadır. Daha az sayıda işçiyle ve daha düşük ücretlerle daha çok üretim, ithalat ile ihracat arasında giderek açılan makas. Metal işkolunda yaşanan büyüme, metal işçilerinin daha yoğun ve daha uzun çalışmasından kaynaklanıyor. Bunun sonucunda metal işçileri çok ciddi sağlık ve güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kalıyorlar. Metal eşya imalatı en tehlikeli sektör 2003 yılında ise meydana gelen iş kazası sayısı toplam 76.668 dir. Metal sektöründe yaşanan iş kazalarının sayısı ise 25.184 dür. Metal sektöründeki iş kazalarının toplama oranı ise % 33 tür. Bu oran, 2000 yılında % 31.8, 2001 yılında % 31, 2002 yılında da % 30.7 idi. Metal işçileri meslek hastalıkları bakımından ilk sıralarda 2003 yılında toplam 440 meslek hastalığı yaşanmış olmakla birlikte bunun 101 tanesi metal işkolunda çalışan işçilerde meydana gelmiştir. Metal işkolunda yaşanan meslek hastalıklarının toplama oranı ise % 23 tür. Bu oran, 2000 yılında % 35.9, 2001 yılında % 34.4, 2002 yılında da % 37.4 idi. Metal işçileri meslek hastalığı bakımından ikinci risk grubundadırlar. Özellikle de taşıt araçları imalatında çalışan işçiler risk altındadırlar. Metal işkolunda yaşanan büyüme, metal işçilerinin daha yoğun ve daha uzun çalışmasından kaynaklanıyor. Bunun sonucunda metal işçileri çok ciddi sağlık ve güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kalıyorlar. Sürekli iş görmezlikle sonuçlanan iş kazalarında metal eşya imalatı üçüncü sırada 2003 yılında ise 1.596 sürekli iş göremezlik vakası yaşanmıştır ve bunun 297 si metal işkolunda meydana gelmiştir. 2003 yılı içerisinde yaşanan sürekli iş göremezliğin % 18.6 sı metal işkoluna aittir. Bu oran, 2000 yılında % 16.4, 2001 yılında % 17.5, 2002 yılında da % 20.5 olarak gerçekleşmişti. Metal işkolunda ölümle sonuçlanan iş kazalarının sayısı artıyor 2003 yılında 811 işçi yaşamını kaybetmiştir. Metal işkolundaki sayı ise 69 dur. 2003 yılında yaşanan ölüm vakalarının % 8.5 i metal işkoluna aittir. Bu oran, 2000 yılında % 7, 2001 yılında % 8.3, 2002 yılında da % 5.6 idi. Geçici iş göremezlikle sonuçlanan iş kazalarında ilk üç sırada yer alıyor 2003 yılında ise toplam geçici iş göremezlik gün sayısı 2.111.432 dir ve bunun 557.877 günü metal işkoluna aittir. Metal işkolundaki geçici iş göremezlik gün sayısının oranı % 26.4 tür. Bu oran, 2000 yılında % 26.6, 2001 yılında % 26.3, 2002 yılında da % 24.7 idi. 14

Hastanede geçen gün sayıları artıyor: Ana metal sanayii birinci, taşıt araçları imalatı ikinci sırada 2003 yılında ise 110.335 gün hastanede geçirilmiş ve bunun 56.400 günü metal işkoluna aittir. Metal işkolunun toplam içindeki oranı % 51 dir. Bu oran, 2000 yılında % 13.8, 2001 yılında % 21.5, 2002 yılında da % 24.2 idi. Metal işkolunda hastanede geçirilen gün sayısının toplama oranı her yıl artmıştır. Sağlık ve güvenlik sorunları artıyor çünkü fiili çalışma süreleri uzadı Birleşik Metal-İş in örgütlü olduğu MESS e üye kimi işyerlerinde fiili çalışma süreleri, yani normal haftalık çalışma süresi ve fazla mesailer toplamı son altı ay içinde yüzde 11 oranında arttı. MESS e bağlı işyerlerinde haftalık fiili çalışma süresi 50 saate yükselmiş durumda. MESS e bağlı işyerlerinde haftalık fiili çalışma süresi 50 saate yükselmiş durumda. Haftalık Fiili Çalışma İşçi Sayısı Ortalama Çalışma Süresi BEKSA 13,995 251 53 REMAS 3,414 71 48 ANADOLU ISUZU 37,573 718 52 AKSAN 7,830 169 46 ABB ELEKTRİK 35,343 759 47 ÇEMAŞ 6,150 135 46 SARKUYSAN 27,965 577 48 ASKAM 20,607 451 46 YÜCEL BORU 15,545 311 50 AKKARDAN 15,262 304 50 KROMAN 28,806 575 50 MAKİNE TAKIM 12,224 253 48 AREVA 53,168 1011 53 ENTİL 13,322 250 49 TÜRK PİRELLİ 15,814 301 53 DEMİSAŞ 23,330 474 49 Toplam 329,648 6610 50 Not: Hesaplama işyerlerindeki toplam fazla mesai sürelerinin işyerlerindeki toplam çalışan sayısına bölünmesi yoluyla yapılmıştır. Son altı aylık fazla mesailerin normal çalışma süreleri ile karşılaştırılması sonucunda ortaya çıkan tablo ise şöyledir. 6 aylık normal çalışma süreleri (1) Fazla mesai (2) 2/1 (%) REMAS 76,680 3275 4,3 ANADOLU ISUZU 754,440 135,580 17,5 ABB ELEKTRİK (5 ay) 497,100 12,305 6,2 ÇEMAŞ 144,720 2,876 2 SARKUYSAN 623,160 48,000 7,7 AKKARDAN 383,320 25,390 6,6 KROMAN 621,000 58,680 9,4 AREVA 909,900 154,086 16,9 ENTİL 270,000 29178,5 10,8 TÜRK PİRELLİ (7 ay) 378,000 29,640 7,8 DEMİSAŞ 588,600 50,885 8,6 Toplam 4,946,920 549,896 11 15

Ücretler ve istihdam düşerken verimlilik artıyor. Metal işkolu alt sektörleri itibariyle, reel ücretler, verimlilik ve istihdam verileri bazında değerlendirildiğinde, 1997-2004 arasında reel ücretlerin gerilediği, verimliliğin arttığı, istihdamın ise daraldığı görülmektedir. Metal Eşya Sanayi 100 60 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Reel ücret endeksi 101,2 98,3 104,5 101,4 89,5 87,7 85,4 Verimlilik endeksi 100 94 111,1 112,2 111,8 113,3 109,8 İstihdam endeksi 100 96 80,3 77,7 69,5 66,8 70,3 Reel ücret endeksi Verimlilik endeksi İstihdam endeksi Metal eşya sanayinde, reel ücretlerdeki erimenin yüksek olduğu, istihdamdaki azalmanın ise oldukça fazla olduğu görülmektedir. Verimlilik ise henüz 2001 krizi öncesindeki düzeyine erişememiş ancak 1998 yılını aşmıştır. Bu veriler, dikkatle incelendiğinde görülmektedir ki, ülke ekonomisindeki toplam büyüme rakamı, sektörlerdeki sorunların da üzerini örten bir özellik taşımaktadır. Ana metal sanayi 140 100 60 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Reel ücret endeksi 100 98 110,1 113,3 99,1 92,1 90,5 Verimlilik endeksi 100 97,2 101,3 106,6 120 143,2 148,4 İstihdam endeksi 100 104,8 101,5 97,2 87,3 83,2 88,1 Reel ücret endeksi Verimlilik endeksi İstihdam endeksi 16

Ana metal sanayinde istihdam ve reel ücret düzenli bir biçimde düşerken, verimlilik artışları oldukça yüksek bir oranda gerçekleşmiştir. Daha az sayıda işçi daha az ve oldukça yüksek verimlilik oranlarıyla çalışmaktadırlar. Makine ve Teçhizat 130 100 70 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Reel ücret endeksi 100,2 102,2 107,2 112,4 99 97,9 97,3 Verimlilik endeksi 100,1 95,4 92,2 98,1 91,4 112 122 İstihdam endeksi 100 104,1 93,5 94,7 84,5 83,1 94,7 Reel ücret endeksi Verimlilik endeksi İstihdam endeksi Makine ve teçhizat sektöründe kısmen düzenli bir dağılım olmakla birlikte, istihdam azalması ve reel ücret erimesi yaşanmaktadır. Elektrikli Makine ve Cihazları İmalatı 130 100 70 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Reel ücret endeksi 100,4 97,4 101,7 108,1 93,6 105 100 Verimlilik endeksi 100 87,3 91,2 106,7 96,9 117,6 121,1 İstihdam endeksi 100 107 98,1 85,4 81,9 74,9 75,7 Reel ücret endeksi Verimlilik endeksi İstihdam endeksi 17

MESS İŞYERLERİNDE REEL ÜCRETLER Reel ücretlerde yaşanan gerileme, MESS e üye işyerlerinin ortalama ücret verileri değerlendirildiğinde daha açık bir biçimde görülmektedir. 1994 te 100 olan ücretler, 2004 e gelindiğinde 88 e gerilemiştir. MESS grup toplu iş sözleşmesinde ücret zamları genel olarak enflasyona endekslenmiş olmasına rağmen böylesi bir gerilemenin yaşanması, yoğun işçi sirkülasyonlarıdır. İşe giriş ücretleri düşük olduğundan, işyeri ortalama ücretleri işçi giriş çıkışlarına bağlı olarak düşmektedir. MESS Reel Ücret Endeksi Yıllar Enflasyon Endeksi Ücret TL/Saat 1 Gerçek Ücret Reel Ücret Endeksi 1994 Eylül 100 59.045 59,045 100 1996 Eylül 334 176.750 52,919 89 1998 Eylül 1139 630.058 55,316 94 2000 Eylül 2886 1.591.833 55,157 93 2002 Eylül 6381 3.317.707 51,993 88 2004 Mayıs 8550 4.303.712 51,993 88 Farklı gruplarda çalışan işçilerin reel ücret erimesinin birbirine yakın oranlarda gerçekleşmiş olması, işyerindeki ücret eşitsizliklerinin sürmekte olduğunun bir göstergesidir. Reel ücretlerdeki erimenin daha çarpıcı bir örneği, 2002-2004 dönemi toplu sözleşmesi döneminde yaşanandır. 31 Ağustos 2002 tarihinde 8. grupta bulunan bir işçinin 100 olan ücreti, 31.8.2004 e gelindiğinde 137 olmuştur. Aynı dönemde enflasyon ise 145 olarak gerçekleşmiştir. Bu yaklaşık yüzde 7 lik bir erime anlamına gelmektedir. 6. ve 7. grupta çalışan işçiler açısından da durum farklı değildir. Farklı gruplarda çalışan işçilerin reel ücret erimesinin birbirine yakın oranlarda gerçekleşmiş olması, işyerindeki ücret eşitsizliklerinin sürmekte olduğunun bir göstergesidir. 6. Grupta çalışan bir işçinin reel ücreti (2002-2004) Dönem Ücret Enflasyon Reel Ücret Endeksi 1.3.2002-31.8.2002 100,00 100,00 100,00 1.9.2002-28.2.2003 107,35 108,3 99,12 1.3.2003-31.8.2003 119,21 127 93,87 1.9.2003-28.2.2004 126,96 135,30 93,84 1.3.2004-31.8.2004 136,23 145,18 93,83 1 Ücretler, toplu sözleşme kapsamında olan MESS e üye işlerlerinde çalışan tüm işçilerin ortalama saat ücretidir. 18

7. Grupta çalışan bir işçinin reel ücreti (2002-2004) Dönem Ücret Enflasyon Reel Ücret Endeksi 1.3.2002-31.8.2002 100,00 100 100.0 1.9.2002-28.2.2003 107,25 108,30 99,03 1.3.2003-31.8.2003 118,96 127 93,67 1.9.2003-28.2.2004 126,69 135,30 93,64 1.3.2004-31.8.2004 135,94 145,18 93,63 8. Grupta çalışan bir işçinin reel ücreti (2002-2004) Dönem Ücret Enflasyon Reel Ücret Endeksi 1.3.2002-31.8.2002 100,0 100 100.0 1.9.2002-28.2.2003 106,96 108,30 98,76 1.3.2003-31.8.2003 118,19 127 93,10 1.9.2003-28.2.2004 125,54 135,30 92,79 1.3.2004-31.8.2004 135,10 145,18 93,1 Metal işçilerinin alım gücü geriliyor Seçilmiş harcama kalemlerindeki 1990-2004 döneminde fiyat artış katsayısı Harcama Kalemleri 1990 2004 Mayıs Ekmek 1 1.004,9 Süt 1 570,5 Koyun Eti 1 840,6 Çay 1 761,0 Toz Şeker 1 1.052,0 Tüpgaz 1 1.378,6 Takım Elbise 1 1.293,0 Belediye Otobüs Bileti 1 1.098,5 Sinema Bileti 1 1.316,0 Ev Kirası 1 966,9 Ücretler 1 507,0 19

1990 yılında ortalama 1.293 TL olan 1 kg ekmek, Mayıs 2004 te 1 milyon 299 bin 285 TL olmuştur. MESS e bağlı işyerlerinden birinde çalışan bir metal işçisi, 1990 yılında aylık brüt çıplak ücretiyle 1.969,4 kg. ekmek satın alabilirken, 2004 Mayıs ayındaki ücretiyle 745,3 kg ekmek satın alabilmektedir. 1990 yılında 2 bin 627 TL olan bir litre süt, 2004 Mayıs ayında 1 milyon 498 bin 752 TL olmuştur. MESS e bağlı işyerlerinden birinde çalışan bir metal işçisi, 1990 yılında, brüt çıplak ücretiyle 969 lt süt satın alabilirken, 2004 Mayıs ayındaki ücretiyle 646 lt süt satın alabilmektedir. 1990 da 13 bin 837 TL olan bir kg koyun eti, 2004 Mayıs ayında 11 milyon 631 bin 712 TL olmuştur. MESS e bağlı işyerlerinden birinde çalışan bir metal işçisi, 1990 yılında, brüt çıplak ücretiyle 184 kg koyun eti satın alabilirken, 2004 Mayıs ayındaki ücretiyle 83 kg koyun eti satın alabilmektedir. 1990 yılında 9 bin 300 TL olan bir kg çay, 2004 Mayıs ayında 7 milyon 77 bin 267 TL olmuştur. MESS e bağlı işyerlerinden birinde çalışan bir metal işçisi, 1990 yılında, brüt çıplak ücretiyle 273,8 kg çay satın alabilirken, 2004 Mayıs ayındaki ücretiyle 136,8 kg çay satın alabilmektedir. 1990 yılında 1855.- TL olan bir kg şeker, 2004 Mayıs ayında 1 milyon 952 bin 815 TL olmuştur. MESS e bağlı işyerlerinden birinde çalışan bir metal işçisi, 1990 yılında, brüt çıplak ücretiyle 1.372,7 kg toz şeker satın alabilirken, 2004 Mayıs ayındaki ücretiyle 4.95,9 kg toz şeker satın alabilmektedir. 1990 yılında 14 bin 181 TL olan bir tüpgaz, 2004 Mayıs ayında 19 milyon 549 bin 924 TL olmuştur. MESS e bağlı işyerlerinden birinde çalışan bir metal işçisi, 1990 yılında, brüt çıplak ücretiyle 179,6 adet tüp gaz alabilirken, 2004 Mayıs ayındaki ücretiyle 49,5 adet tüpgaz alabilmektedir. 1990 yılında 198 bin 597 TL olan bir adet takım elbise, 2004 Mayıs ayında 256 milyon 754 bin 16 TL olmuştur. MESS e bağlı işyerlerinden birinde çalışan bir metal işçisi, 1990 yılında, brüt çıplak ücretiyle 12,8 adet takım elbise satın alabilirken, 2004 Mayıs ayındaki ücretiyle 3,8 adet takım elbise satın alabilmektedir. 1990 yılında Belediye otobüsü fiyatları 732 TL iken, 2004 yılı Mayıs ayında 8 yüz 24 bin TL olmuştur. MESS e bağlı işyerlerinden birinde çalışan bir metal işçisi, 1990 yılında, brüt çıplak ücretiyle 3.478,7 adet otobüs bileti alabilirken, 2004 Mayıs ayındaki ücretiyle 1.204,3 adet otobüs bileti alabilmektedir. 20

1990 yılında 5 bin 583 TL olan sinema bileti, 2004 yılı Mayıs ayında 7 milyon 347 bin 110 TL olmuştur. MESS e bağlı işyerlerinden birinde çalışan bir metal işçisi, 1990 yılında, brüt çıplak ücretiyle 456,1 adet sinema bileti alabilirken, 2004 Mayıs ayındaki ücretiyle 131,8 adet sinema bileti alabilmektedir. 1990 yılında 217 bin 810 TL olan bir aylık ev kirası, 2004 Mayıs ayında 210 milyon 595 bin 228 e yükselmiştir. MESS e bağlı işyerlerinden birinde çalışan bir metal işçisi, 1990 yılında, brüt ücretiyle 11,7 tane ev kiralayabilirken, 2004 Mayıs ayındaki ücretiyle 4,6 tane ev kiralayabilmektedir. Aynı işi yapanlar farklı ücret alıyor. MESS üyesi işyerlerinde ücretlerle ilgili bir diğer sorun işyerlerindeki ücret eşitsizliğidir. Aynı grupta çalışan işçiler arasında ciddi ücret farklılığı oluşmuş durumdadır. 5. grupta çalışan işçilerin ücretleri arasındaki fark REMAS ta 1.96 ANADOLU ISUZU da 3 AKSAN METAL de 1.4 SARKUYSAN da 1.7 AKKARDAN da 2.7 ÇAYIROVA da 1.5 KROMAN ÇELİK te 2.9 MAKİNE TAKIM da 2.5 AREVA da 2.9 mislidir. Aynı grupta çalışan işçiler arasında ciddi ücret farklılığı oluşmuş durumdadır. 21

İşyerlerinde en düşük ve en yüksek ücretler arasında büyük fark var. En düşük saat ücreti En yüksek saat ücreti Kaç kat fark var BEKSA 3,029,000 8,302,622 2,74 AKSAN METAL 2,186,136 7,383,353 3,38 AREVA T&D 2,195,519 7,447,879 3,39 SARKUYSAN 2,142,896 4,866,485 2,27 MAKİNE TAKIM 2,046,15 6,668,055 3,27 ABB (Kartal) 2,946,444 7,425,209 2,52 ABB (Dudullu) 2,467,900 7,379,585 2,99 ISUZU 2,161,661 7,083,637 3,28 ŞAHİN MOTOR 2,245,839 6,694,768 2,98 ÇEMAŞ 2,030,000 4,097,728 2,02 REMAS 2,038,700 5,120,000 2,51 GİMSAN 1,880,000 5,980,000 3,18 ÇİMTAŞ 2,121,448 6,740,680 3,18 ÇİMSATAŞ 2,048,896 7,056,295 3,44 ÇAYIROVA 2,054,257 6,229,881 3,03 ŞENKAYA 1,880,000 2,586,667 1,38 AKKARDAN 2,142,896 7,303,637 3,41 ASKAM 2,017,240 7,305,456 3,62 YÜCEL BORU 2,017,240 5,850,746 2,90 ANADOLU MOTOR 2,604,262 7,004,971 2,69 PAKSAN 2,017,240 3,989,600 1,98 DEMİSAŞ 2,186,136 5,480,045 2,51 KROMAN ÇELİK 2,186,136 7,082,935 3,24 BEŞER BALATA 2,030,000 2,758,143 1,36 POLY METAL 2,822,448 6,100,401 2,16 TT ÇELİK YAY 2,609,276 5,135,098 1,97 TÜRK PİRELLİ 2,204,901 8,132,792 3,69 22

SONUÇ VE TALEPLERİMİZ Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşanan büyüme Türk lirasının değerli olması nedeniyle ithalatın ucuzlaması ve dolayısıyla üretim maliyetlerinin düşmesi gibi dönemsel ve geçici bir unsura dayanmaktadır. Diğer yandan büyüme, işçilerin sömürüsünü artırma onları daha yoğun ve daha uzun ve daha ucuza çalıştırma sonucu ortaya çıkmaktadır. Sermaye, bu dönemde eline geçen fırsatı değerlendirmek için toplu sözleşmeleri mümkün olduğu kadar hızlı ve sorunsuz bitirmek niyetindedir. Oysa, bir dizi araştırmada da görülmektedir ki, işçilerin giderek ağırlaşan sorunlarının çözümü geçiştirilemeyecek düzeye ulaşmıştır. İşçiler, daha fazla çalışmanın daha fazla gelir değil, daha fazla sömürü olduğunu, daha fazla çalışmanın işsizliği azaltmayıp artırdığını, daha önceki deneyimlerinden de çok iyi biliyorlar. Ama bu gidişi durdurmak mümkün! Bunun önemli adımlarından bir tanesi MESS sözleşmeleri. Elbette ki sözleşmeler, işçilerin bütün sorunlarını çözmeyecek. Ama süreci etkilemenin ilk adımı, sözleşme mücadelesinden geçiyor. Taleplerimiz, tüm metal işçilerinin ortak talepleridir Birleşik Metal-İş Sendikası sözleşme teklifini, işyerlerinde düşük ücretle çalışan işçilerin haklarını geliştirecek biçimde hazırladı. Bu nedenle 2.800.000 TL/saat taban ücreti istedi. İşyerlerinde 2.800.000 TL. nin altında kalan tüm ücretler bu düzeye yükseltildikten sonra zam alacak. Ücret zamlarını, işyerlerinde oluşan ücret eşitsizliğinin azaltılması için yüzdeli olarak değil, seyyanen istiyoruz. Bu işyerlerinde hem iş güvencesinin temelini oluşturacak, hem de işçiler arasındaki dayanışmanın sağlanmasına yol açacak. İşyeri ücret ortalamalarının aşağıya çekilmesinin temel nedeni olan işe giriş ücretinin 3 milyon liraya yükseltilmesini ve bu sayede ucuz işçiliğin önüne geçmeyi talep ediyoruz. Son dönem toplu iş sözleşmeleriyle ücretlerde yaşadığımız erimeyi karşılamak ve gerçekleştirdiğimiz büyümeden pay almak istiyoruz. Fiili çalışma sürelerinin uzamasının işçiler üzerinde yarattığı her türlü olumsuz etkiyi ortadan kaldırmak için, fazla mesailerin haftalık olarak sınırlanmasını talep ediyoruz. İşçilerin, sağlık ve güvenlik koşullarının bozulmasına yönelik olarak bizzat kendi aralarından seçecekleri Sağlık ve Güvenlik İşçi Temsilciliği kurumu öneriyoruz. Bu sayede her birimdeki işçi sağlık ve güvenlikle ilgili sorunlarını diğer birimdekilerle paylaşabilecek ve bunların çözümü için ortak kararlar alabilecek. 23

Anayasanın tüm çalışanlara tanıdığı sendikalaşma ve toplu sözleşme hakkının kapsam dışı diye adlandırılanlar da dahil metal işkolunun tüm çalışanlarına yaygınlaştırılması için kapsam maddesini genişletiyor ve kapsam dışı kalanların sayısını en aza indiriyoruz. Mühendisler, büro personeli, teknik elemanların mesleki sorunlarını da kapsayacak biçimde toplu sözleşme teklifimizi genişletiyoruz. İşçilerin, işverenin kendi yaşamlarını doğrudan etkileyecek kararlarını önceden öğrenmelerini ve bu kararların geçerliliğini inceleyebilmeleri için gerekli belge ve bilgilerin işçilere verilmesini talep ediyoruz. Sözleşme teklifimiz, metal işçilerinin ve ülkenin gerçeklerini tahlil ederek ve metal işçilerinin çıkarlarını koruma ve geliştirme perspektifiyle hazırlandı. Teklifimizi MESS ile müzakere ediyoruz. Ama müzakere masası, sadece bir masa. Bu masada, çıkarları farklı sınıfların temsilcilerinin birbirlerini sözle ikna edebilmeleri mümkün değil. Metal işçileri, müzakere masasına müdahale etmek zorundalar. Bunun çok sayıda yolu var ve bu yollar metal işçisinin daha iyi bir sözleşmeye kavuşması için kaçınılmaz. Metal işçisini sözleşmesine sahip çıkmaya ve müzakere masasına müdahale etmeye çağırıyoruz. Yaşasın işçilerin birliği! 24

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...4 GÜNCEL EKONOMİK DURUM...6 Ekonomi neden büyüyor?...6 Ekonomik büyüme işçilerin daha ucuz, daha yoğun ve daha güvencesiz çalıştırılmasına dayanıyor...10 Ekonomi Büyürken İşçiler Neden Kaybediyor?...12 METAL İŞKOLUNDA DURUM...14 Metal eşya imalatı en tehlikeli sektör...14 Metal işçileri meslek hastalıkları bakımından ilk sıralarda...14 Sürekli iş görmezlikle sonuçlanan iş kazalarında metal eşya imalatı üçüncü sırada...14 Metal işkolunda ölümle sonuçlanan iş kazalarının sayısı artıyor...14 Geçici iş göremezlikle sonuçlanan iş kazalarında ilk üç sırada yer alıyor...14 Hastanede geçen gün sayıları artıyor: Ana metal sanayii birinci, taşıt araçları imalatı ikinci sırada...15 Sağlık ve güvenlik sorunları artıyor çünkü fiili çalışma süreleri uzadı...15 Ücretler ve istihdam düşerken verimlilik artıyor...16 MESS İŞYERLERİNDE REEL ÜCRETLER...18 Metal işçilerinin alım gücü geriliyor...19 Aynı işi yapanlar farklı ücret alıyor...21 İşyerlerinde en düşük ve en yüksek ücretler arasında büyük fark var...22 SONUÇ VE TALEPLERİMİZ...23 25

26