İBRAHİM TIRSÎ VE DÎVÂN I



Benzer belgeler
İBRAHİM TIRSÎ VE DÎVÂN I

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA *

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

El göz koordinasyon çalışmaları yapıyoruz. Kurallı serbest oyunları oynuyoruz. Ze-kare ile eğleniyoruz.

ÖZEL EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUEN GRUBU EKİM AYI BÜLTENİ

Mutfak Etkinliği. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Şarkı. Büskivili pasta yapıyoruz.

PERSONEL GECE KAHVALTISI HASTA SABAH KAHVALTISI PERSONEL AKŞAM YEMEĞİ HASTA VE PERSONEL ÖĞLE YEMEĞİ HASTA DİYET ÖĞLE HASTA DİYET AKŞAM REJİM 2 EKİM

Sabah sporu. Hayvanlar Dostlarımız yapıyoruz. Parti Zamanı.

III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE SERGİSİ. 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ.

Koleksiyon Adı: İsmihan Sultan Koleksiyon Numarası: 327 Uygulamayı Yapan: M. AKPINAR

Boyama. Satranç taşlarını. Hayvanlar ve kitaplarımız ile. hayvanların boyama çalışması

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

Müşterek Şiirler Divanı

* ÇEVRE KORUMA HAFTASI * BABALAR GÜNÜ * RAMAZAN (ŞEKER) BAYRAMI * KULLANDIĞIMIZ ARAÇ VE GEREÇLER

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

Böbrek Hastalıklarında BESLENME. TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ Hayat sağlıkla güzeldir. BESLENME ve DİYET POLİKLİNİĞİ

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI:

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

Kıy. Fırın Karnıbahar* Zyty. Taze Fasulye* Anadolu Nohut* Et Döner** Patlıcan Musakka*

Doç. Dr. Mustafa Alkan

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

ÖZ GEÇMİŞ. Çalıştığı Kurum : Giresun Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğrenim Durumu : Doktora

MUHİBBÎ (KÂNÛNÎ SULTAN SÜLEYMAN) DİVANI NIN İKİ YENİ YAYINI TWO NEW PUBLICATIONS OF MUHIBBÎ S (SULEIMAN THE MAGNIFICENT) DIVAN

Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

Kış Davet Menüleri. asitanerestaurant asitaneistanbul. asitanerestaurant

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Hüsn-i Hat yazı çeşitleri - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

RAMAZAN BÜFESİ TL (%18 KDV eklenecektir)

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

(Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

Kahvaltı. Öğle Yemeği. Salata Bar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Keyifli Kahvaltılar. Omlet. Serpme Kahvaltı (En Az 2 Kişilik) 1 Kişi: 24,00. Hafif Kahvaltı Tek Kişilik: 18,00

X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi

MENÜ MODEL ÖRNEKLERİ VE MENÜ ÖRNEKLERİ

ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI DARICA AYŞE SEYMEN YERLEŞKESİ MART AYI YEMEK MENÜSÜ

AKADEMİK YILI EYLÜL AYI YEMEK MENÜSÜ

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

ÖZEL ASÇAY ANAOKULU PAMUK ŞEKERLER SINIFI HAFTALIK BÜLTENİ. Hazırlayan: MELTEM DÖKÜLMEZ

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

1. Yıldız, Musa ve diğ., Arapça Tekâmül Kursu Ders Kitabı, Kara Kuvvetleri Lisan Okulu, İstanbul 2000.

ılahiyat FAKÜLTESi .D RGİSİ. .ANKARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESi TARAFINDAN ÜÇ AYDA BİR ÇlKARILIR \ I: .,,,_ :;... >.

İFTAR MENÜ 1. Serpme İftarlıklar Gül reçeli, çam balı, tereyağı, ramazan pidesi

Tavuklu Sebze. Ezogelin Çorbası Kr. Şehriye Çorba Tarhana Çorbası

Ramazan ayının keyfini çıkartın... Enjoy Ramadan ( )

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

ili-?., r f ı Apa Ofset Basımevi, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu yayını

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

Yıl: 1, Sayı: 1, Aralık 2014, s NÂBÎ NİN SİYER-İ VEYSÎ YE YAZDIĞI İKİNCİ ZEYL

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

ARALIK 2018 YEMEK LİSTESİ

Kahvaltı 25, ,00

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

ÖZEL EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUEN GRUBU EKİM AYI BÜLTENİ

ARI GRUBU EKİM AYI BÜLTENİ

SIFATLAR. ÖN ADLAR (Sıfatlar)

ZAYIFLAMA DiYETi. TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ Hayat sağlıkla güzeldir. BESLENME ve DİYET POLİKLİNİĞİ

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

Nedim. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

A. BENZETİŞİM. Benzetişim, nesne ya da kavramlar arasındaki benzerliği veya zıtlığı görmek için yapılan zihinsel işlemdir. Örnek 3.

MALTA KÖŞKÜ RAMAZAN A LA CARTE İFTAR MENÜSÜ BAŞLANGIÇLAR

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri. Sohbetler

Selin A.: Yağmur yağdığında neden gökkuşağı çıkar? Gülsu Naz Ş.: Neden sonbaharda yapraklar çok dökülür? Emre T.: Yapraklar neden sararır?

çorbalar 10,00 TL 5,00 TL beyran mercimek ezogelin (haşlanmış kuzu incik, haşlanmış pirinç, sarımsak, pul biber, karabiber, et suyu sosu ile)

MÜZİK YAZISININ NESİLLER ARASI YOLCULUĞU: NAYÎ OSMAN DEDE VE ABDÜLBAKİ NASIR DEDE

3 YAŞ EKİM AYI TEMASI

Tezde yer alacak bölümlerin sunuş sırası aşağıdaki düzende olmalıdır;

HER TABAKTA LEZZET SANATI

Kuşların Gizemli Yolculuğu -Göç!

DiYABET VE BESLENME N M.-

AZİZZÂDE HÜSEYİN RÂMİZ EFENDİ NİN ZÜBDETÜ L-VÂKI ÂT ADLI ESERİ NİN TAHLİL ve TENKİTLİ METNİ

TARİH: SABAH KAHVALTISI: Kcal ÖĞLE YEMEĞİ: Kcal

Su Böreği (300), Menemen(90), Beyaz Peynir(70), Siyah Zeytin(14) Yeşil Zeytin (17), Kayısı Reçeli(63), Komposto(130), Maydanoz+Roka

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

KLASİK MENÜ. Karşılama Kokteyli

DÜĞÜN MENÜ 1. Ispanak ve Dağ Mantarlı Krep, Krem Sos ve Tatlı Mısır Taneleri ile. Bebek Roka Salatası, Parmesan Peyniri ve Balsamik Sos ile

YAYIM İLKELERİ VE MAKALE YAZIM KURALLARI. Yayım İlkeleri

2017 MAYIS / 1. HAFTA PAZARTESİ CUMA SABAH KAHVALTISI SABAH KAHVALTISI SABAH KAHVALTISI SABAH KAHVALTISI SABAH KAHVALTISI

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

MEHMET AKİF ERSOY UN EDEBÎ KİŞİLİĞİ 1

--- ZEKÂ SORULARI ---

Ulusal Kredi Osmanlı Türkçesi Grameri Ön Koşullar : Bu dersin ön koşulu ya da yan koşulu bulunmamaktadır.

02/01/17-Pazartesi 03/01/17-Salı 04/01/17-Çarşamba 05/01/17-Perşembe 06/01/17-Cuma

YEMEK LİSTESİ. 01 Ekim 2018 Pazartesi 02 Ekim 2018 Salı 03 Ekim 2018 Çarşamba 04 Ekim 2018 Perşembe 05 Ekim 2018 Cuma

Doğum Yeri 2,2 4,4 2,2 4,4 4,4 2,2 2,2 2,2 28,8 2,2 6,6 17,7 4,4 4,4 2,2

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

Riva s Club Anadolu dan malzemeler ile sizlere klasik Ramazan Sofralarını hatırlatan bir menü hazırladı.

Şimdi noktalama işaretlerinin neler olduğunu ayrıntılarıyla görelim. Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılır.

2017 MART / 1. HAFTA İNGİLİZCE EĞİTİMİ (TİJEN ÖĞRT.) SATRANÇ EĞİTİMİ (NİLAY ÖĞRT.)

Transkript:

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI ESKİ TÜRK EDEBİYATI BİLİM DALI İBRAHİM TIRSÎ VE DÎVÂN I İNCELEME-TENKİDLİ METİN-SÖZLÜK DANIŞMAN Doç. Dr. Sadık ERDEM HAZIRLAYAN Kadriye YILMAZ 9830205048 ISPARTA 2001

İÇİNDEKİLER sayfa ÖNSÖZ...III KISALTMALAR... IV KULLANILAN TRANSKRİSİYON SİSTEMİ...V İBRAHİM TIRSÎ NİN HAYATI VE EDEBÎ ŞAHSİYETİ... VI I. İBRAHİM TIRSÎ NİN HAYATI...VI II. İBRAHİM TIRSÎ NİN EDEBÎ ŞAHSİYETİ...XIV ELE ALDIĞI KONULAR...XIV 1. SOSYAL KONULAR...XVI a) Eğlenceler...XVI b) Musiki...XIX c) Meslekler ve Zanaatlar... XXI d)sebzelerve Yemekler...XXIV e) Hayvanlar...XXX f) Kılık-Kıyafet...XXXIV 2. YAŞADIĞI ÇEVREDEKİ AZINLIKLARIN MİLLÎ ÖZELLİKLERİ...XXXVII 3. HATTATLIĞI DOLAYISI İLE ELE ALDIĞI KONULAR...XL 4. MEVSİMLER...XLII III. ESERİ...XLV A. DİLİ...LII 5. ARUZ ÖLÇÜSÜ...LV B. EDEBÎ SANATLAR...LVIII SONUÇ...LX BİBLİYOGRAFYA...LXI DÎVÂN-I TIRSÎ...1 I. KASİDELER...2 II. GAZELLER...11 III. MÜSTEZADLAR...202 IV. TAHMİSLE...209 V. TARİHLER...215 SÖZLÜK...218

ÖNSÖZ XVIII. yüzyıl şairlerinden Tırsî İbrahim Efendi üzerine yapılan bu çalışma, Doç. Dr. Sadık Erdem in danışmanlığında yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır. Kataloglarda ve ansiklopedilerde dört nüsha olarak bildirilen Tırsî Dîvânı nın çalışmalarımız esnasında yedi nüsha olduğu tespit edildi. İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535 te bulunan nüsha, esas olarak alındı ve çalışmada A. harfi ile gösterildi. B. nüshası, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ndedir. Araştırmalarımız neticesinde İstanbul Arkeoloji Müzesi nde bir dîvâna daha rastlanıldı ve C. nüshası olarak değerlendirildi. Bunlardan başka, Süleymaniye Kütüphanesi nde, Tırsî ye ait olduğu tespit edilen üç dîvân nüshası, sırası ile D., E., F. olarak adlandırıldılar. G. harfi ile belirtilen son bir nüsha, Millet Kütüphanesi Ali Emiri Kitaplığı 257 numaradadır. Çalışmamız, İnceleme, Tenkidli Metin ve Sözlük bölümlerinden oluşturulmuştur. Birinci bölümde, temel kaynaklarda hakkında yeterli bilgi bulamadığımız Tırsî nin, eldeki metinden faydalanılarak hayatı ve edebî şahsiyeti üzerinde durulmuştur. Tenkidli metin bölümünde, karşılaştırılan yedi nüshadan faydalanılarak sağlam bir metin oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu bölümde okunamayan kelimeler, eski harfleriyle aynen yazılmıştır. Metinde geçen bazı müstehcen kelimelere ise baş harfleri verildikten sonra üç nokta konulmuş; varsa ekleri yazılmıştır. Sözlük bölümü, Arapça, Farsça ve bugün kullanılmayan Türkçe kelimelerden meydana getirilmiştir.

Çalışmada yol gösteren danışman hocam Doç. Dr. Sadık Erdem e teşekkür ederim. ISPARTA-2001 Arş. Gör. Kadriye YILMAZ KISALTMALAR (A.) : Arapça. A. : Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535. a.g.e. : Adı geçen eser. B. : Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi T.Y. Nu.: 2917. bkz. : Bakınız. C. : Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi Nu.: 1465. D. : Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, Süleymaniye Kütüphanesi İzmir Nu.: 548. E. : Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, Süleymaniye Kütüphanesi Hâlet Efendi Nu.: 668/1. (F.) : Farsça. (Fr.) : Fransızca. F. : Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, Süleymaniye Kütüphanesi Hafid Efendi Nu.: 352. G. : Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, Millet Kütüphanesi Ali Emiri Kitaplığı Nu.: 257. (İ.) : İtalyanca. Nu. : Numara. s. : Sayfa. sy. : Sayı. (T.) : Türkçe. T.Y. : Türkçe Yazma. (Y.) : Yunanca. yk. : Yaprak.

KULLANILAN TRANSKRİPSİYON SİSTEMİ 1. Metinde Arapça ve Farsça kelimelerdeki uzun vokaller a, Y, v sırasıyla À, ì, í, ÿ şeklinde gösterilmiştir. 2. Arap alfabesinde bulunup da yeni Türk alfabesinde bulunmayan harfler, Tenkidli Metin Bölümünde şu şekilde gösterilmiştir: hemze 1, Ð æ, å X Ó, ó ح Ò, ò خ Õ, õ w ä, ã \ Ż, ż; ë, ê ( Ù, ù Ô, ô } O á, à & Ú, ú é ñ ك 3. Düz yazının üstüne konulan v harfi ile Farsçadaki vàv-ı ma dûle ye işaret edilmiştir. Ò v ÀcegÀn, ò v Àr gibi. 4. Birleşik sıfatlar arasına bir (-) konulmuştur. Araú-çìn, Àteş-pÀre, bàde-ò v Àr, bààbàn, bed-àvàz, àam-nàk gibi. 5. Nüsha farkları gösterilirken birinci mısraı, (/) işareti ile ikinci mısraı, (//) işareti ile belirtilmiştir. Tahmislerdeki a, b, c, d, e sırasıyla birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci mısraıya delâlet eder. 6. Metinde eksik bırakılan bazı kelime ve heceler, köşeli parantez içine alınmıştır. 7. Atıf vavları u, ü; vu, vü ile yazılmıştır. 8. Farsça isim ve sıfat tamlamasında, izâfet veya sıfat kesresi, muzâf ve mevsûfa çizgi (-) ile bağlanmış ve -ı, -i şeklinde yazılmıştır. İBRAHİM TIRSÎ NİN HAYATI VE EDEBÎ ŞAHSİYETİ

I. İBRAHİM TIRSÎ NİN HAYATI İnceleme konusu olarak ele aldığımız XVIII. yüzyılın hattat ve şairlerinden olan İbrahim Tırsî nin hayatı hakkında bilgiler sınırlıdır. Bunlar da ancak birkaç şuarâ tezkiresinde görülmektedir. Hattatlığı münasebetiyle hat sanatı ile ilgili bazı kaynaklarda da ismi geçmektedir. Şuarâ tezkirelerinden Râmiz in Âdâb-ı Zurafâ sında 1, Fatîn in Hâtimetü l-eş âr ında 2 ve Nâil Tuman ın Tuhfe-i Nâilî sinde 3 Tırsî ye yer verilmiştir. Hattatlarla ilgili eserlerde de Tırsî den bahisler vardır. Bunlar arasında Müstakîm-zâde Süleymân Sadeddin Efendi nin Tuhfe-i Hattâtîn 4 adlı eseri gelir. Yine İranlı Habîb in, Hat ve Hattâtân ında 5 da ismi geçer. Yukarıda verilen eserlerin yanında Tırsî ismine, Müstakîm-zâde Süleymân Sadeddin e ait Arapça bir hâl tercümesi olan Mecelletü n-nisâb fi n-nisbi ve l-künâ ve l-elkâb 6 adlı eserde de rastlanılır. Anılması gereken bir eser daha vardır ki o da Josef von Hammer-Purgstall in Geschichte der osmanischen Dichtkunst bis auf unsere Zeit idir. Burada Tarsî maddesinde yer alan şair, Tırsî İbrahim Efendi den başkası değildir. Hammer in Tarsî den seçtiği şiirler de Tırsî ye aittir 7. Şairin 1 Sadık Erdem, RÀmiz ve ÁdÀb-ı ÔurafÀ sı İnceleme-Tenkidli Metin-İndeks-Sözlük, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara, 1994, s.196-197. 2 Faùìn, Teõkire-i ÓÀtimetü l-eş Àr, İstanbul Litografya Destgahları, 1271, s. 251-252. 3 Cemâl Kurnaz-Mustafa Tatçı, Mehmet Nâil Tuman-Tuhfe-i Nâilî, II, Ankara Bizim Büro Yayınları, 2001, s. 588. 4 Müstaúìm-zÀde SüleymÀn Sa de d-dìn, Ùuòfe-i ÒaùùÀùìn, İstanbul Devlet Maùbaası, 1928, s. 57-58. 5 Óabìb, Óaù ve ÓaùùÀùÀn, İstanbul Matbaa-i Ebuzziya, 1305, s. 91-92. 6 Müstaúìm-zÀde SüleymÀn Sa de d-dìn, Mecelletü n-nisàb fi nnisbi ve l-künà ve l-elúàb, Süleymaniye Kütüphanesi Hâlet Efendi Nu.: 628, yk.: 302 b. 7 Josef von Hammer-Purgstall, Geschichte der osmanischen Dichtkunst bis auf unsere Zeit, IV, Pesth, 1838, s. 199-204.

mahlâsı ile ilgili bir okuma hatası olduğunu zannediyoruz. Tars veya tarsî kelimelerine lügatlerde rastlanılamadı. Fakat tırs Sr kelimesinin âbadî ve âharlı yazı kâğıdı anlamına geldiği bilinmektedir 8. Tırsî nin şairliğinin yanında, hattat olması dolayısıyla böyle bir mahlâsı, kullanması makuldür. Asıl adı, İbrahim olan Tırsî nin kesin doğum tarihine kaynaklarda rastlanılamadı. Ailesi hakkında da bir bilgiye ulaşılamadı. Her ne kadar bir mısraında Mühtediyem oldı hidàyet baña Gazeller: IX, 7. beyit, ikinci mısraı diyorsa da soyu hakkında bilgi edinilemedi. Muhtemelen gayr-i müslim kökenli olmalıdır. Kaynaklardan Anadolu dan geldiğini öğrenebiliyoruz 9. Yine gazelleri arasında bir beyitte: Ùırsì aceb mi oynasa eùfàl ile hemìn Anaùolıda masúaù-ı re si Uşaúlıdur Gazeller: LXV, 9. beyit diyerek Uşak ta doğduğunu açıklar. Daha sonra İstanbul a yerleşmiştir. Bir gazelinde küçüklükten beri yaşadığı yerin İstanbul da Ayasofya civarı olduğu ve At Meydanı nda gezindiği ifade edilmektedir: Atum oynaàı At MeydÀnı oldı tà ezel Ùırsì Küçükden her ùaraflarda feres-ràn olduàum yerdür Gazeller: XLIX, 5. beyit 8 Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Kitabevi, Ankara, 1993. 9 Faùìn, Teõkire-i ÓÀtimetü l-eş Àr, İstanbul Litografya Destgahları, 1271, s. 251; Müstaúìm-zÀde SüleymÀn Sa de d-dìn, Ùuòfe-i ÒaùùÀùìn, İstanbul Devlet Maùbaası, 1928, s. 57; Óabìb, Óaù ve ÓaùùÀùÀn, İstanbul Matbaa-i Ebuzziya, 1305, s. 91; Meómed SüreyyÀ, Sicill-i OåmÀnì yàòud Teõkire-i MeşÀhìr-i OåmÀniyye, III, İstanbul Matbaa-i Âmire, 1311, s. 251; İstanbul Üniversitesi Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu, III, İstanbul Millî Eğitim Bakanlığı Basımevi, 1965, s. 650.

İstanbul da devrin hattatlarından Defterdarlık Mektubî Kalemi baş halifesi Sinek Ahmed Efendi den (ö. H. 1135/M. 1722) 10 Divân-ı Hümâyûn da ferman ve beratların yazımına mahsus girift ve güzel bir yazı çeşidi olan dîvânî ve diğer bazı yazı türlerini öğrenmiştir 11. Gazellerinde çok kitap karıştırdığından övgüyle bahseder 12. Bununla eğitimindeki kaliteye işaret etmek ister. Osman-zâde Tâib (ö. Kahire H. 1136/M. 1724), Tırsî hakkında bir hiciv kıtasında, onun övünen, derbeder, gururlu bir kişi olduğunu ve bu huyundan vazgeçmesi gerektiğini tavsiye eder 13 : Eyleyüp Àb-ı rÿyuñı rìzàn Der-beder gezme meşrebüñ úurısun Dün yazılduñ dilenci defterine Hele Ùırsì mürekkebüñ úurısun Tırsî, şiir yazmaya Dîvân-ı Hümâyûn kâtibi Hezârî mahlâslı Kebûterî Mehmed Efendi nin etkisi ile başladığını söyler 14. Geçimini temin için kâtiplik yapmıştır. Ancak nerelerde çalıştığı hakkında fazla bir bilgi yoktur. Kaynaklar, kâğıteminliği gibi birtakım vazifelerde bulunduğunda ve hâcegân (kâtipler topluluğu)a dâhil olduğunda birleşmektedir 15. 10 Müstaúìm-zÀde SüleymÀn Sa de d-dìn, Ùuòfe-i ÒaùùÀùìn, İstanbul Devlet Maùbaası, 1928, s. 100-101. 11 Müstaúìm-zÀde SüleymÀn Sa de d-dìn, Ùuòfe-i ÒaùùÀùìn, İstanbul Devlet Maùbaası, 1928, s. 57; Óabìb, Óaù ve ÓaùùÀùÀn, İstanbul Matbaa-i Ebuzziya, 1305, s. 91. 12 Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535, vr. 4 b. 13 Mustafa Yatman, Osman-zâde Tâib Divânı ndan Seçmeler, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1989, s.164. 14 Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535, vr. 4 b. 15 Sadık Erdem, RÀmiz ve ÁdÀb-ı ÔurafÀ sı İnceleme-Tenkidli Metin- İndeks-Sözlük, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara, 1994, s.197; Faùìn, Teõkire-i ÓÀtimetü l-eş Àr, İstanbul Litografya Destgahları, 1271, s.25; Müstaúìm-zÀde SüleymÀn Sa de d-dìn, Ùuòfe-i ÒaùùÀùìn, İstanbul Devlet Maùbaası, 1928, s.57; Meómed SüreyyÀ, Sicill-i OåmÀnì yàòud Teõkire-i MeşÀhìr-i OåmÀniyye, I, İstanbul Matbaa-i Âmire, 1311, s.123; Cemâl Kurnaz-Mustafa

Gazellerinden alınan aşağıdaki beyitler meslekî durumu ile ilgili olarak kâğıtemini olduğunu doğrular: İdindüm fıstıúì kààıd-emìni olduàum demler Biraz úırpındı bàúì úaldı anı bàda virdüm hep Gazeller: XVIII, 2. Beyit Azaú gibi yere ey Ùırsi olduñ şimdi defter-dàr Ezel kààıd-emìni muêóik-i Àlem gedà dirken Gazeller: CXLVII, 6. beyit Yine bir başka mısrada İstanbul da maliyede çalıştığını dile getirir. Ben ÀsitÀnede màliyyeye vekìl oldum Olınca pàre nanay àam ãafà yerin ùutmaz Gazeller: LXXXVIII, 3. beyit Kendisinin hâcegânda yaşamaktan pek memnun olmadığını gazellerinden anlıyoruz 16. Bir diğer beyitte de kaptanlığa kadar yükselmiş olduğu hâlde müselles ismi verilen şarap türünü içmekten sokağa atıldığı için şikâyet eder: Tersanede gelmişdi úapudanlıàa yolum İtdürdi beni göz göre ber-ràh müåelleå Gazeller: XXII, 2. beyit İçkiye olan düşkünlüğü sebebi ile yalnız işinden olmayıp hakarete uğradığını, müşkil durumlarda kaldığını da belirtir 17. Bir taraftan yalnızlığına ve yoksulluğuna işaret edip para kazanmak için maskaralık yaparak çalıştığını, diğer yandan da bezistanda Hint malları satan bir dükkânının Tatçı, Mehmet Nâil Tuman-Tuhfe-i Nâilî, II, Ankara Bizim Büro Yayınları, 2001, s. 588. 16 Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535, vr. 11 a. 17 Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535, vr. 7 a.

olduğunu söyler, bununla gönül zenginliğine işaret etmiş olmalıdır: Varup bizüm kibàra úaşmer olmaú kàr içün ise BezistÀnda bizüm bir Hind işi dükkànumuz vardur Gazeller: LIX, 4. beyit Bir beyitte ip canbazlığı yaptığından da bahseder, ki yukarıdaki beyitle birlikte ele alındığında eğlence yerlerinde canbaz ve hokkabaz olarak çalıştığı anlaşılmaktadır: Ezel ip càn-bàõı olduúlarum var idi ey Ùırsì Unudılmaàa bà iå şimdi uràansuzluàumdandur Gazeller: LXXVI, 6. beyit Bir şu bede-bàõum hele Ùırsì-i fehìmüm Düşdi deñize ùobra ile óoúúalarum yoú Gazeller: CIX, 7 Sefaletle geçen hayat sıkıntısını: Zÿr-ı kürekle geçdi bütün birden ÀşinÀ Bu rÿzgàrda olmadı hìç yelken ÀşinÀ Gazeller: XI, 1. beyit beytiyle ifade etmekte ve bunu bir kürek mahkûmunun rüzgâr ve yelkeni görmeden, güverte altında geçen hayatına benzetmektedir. Yine çok meslek değiştirdiğini ve işlerinde sebatsız olduğunu da ifade eder, ki hayatta başarısızlığının gerekçesi olarak görmüş olabilir: Manãıb olduúda beni zencìrler øabù eylemez ÙırsìyÀ bu bendeñüz dìvàne girmiş çıúmışuz Gazeller: LXXX, 7 Tırsî nin çevresi ve ahbapları hakkındaki bilgiler de yeterli değildir. Kaynaklardan yalnızca Kariye Mahallesi imamı, Şeyh Mustafa Şânî (ö. H. 1180/M. 1766) ile birlikte

gazeller söylediğini öğrenebiliyoruz 18. Yine Dîvân-ı Tırsî nin bizim esas aldığımız A. nüshası, Şânî tarafından istinsah edilmiştir. Bu da aralarında sıkı bir dostluk bağı olduğunu göstermektedir. Nitekim her ikisi de nazım türü olarak, hezel tarzını benimsemekle tanınırlar. Seyyid Hüseyin Vehbî, Vekâlet-nâme adlı eserinde Tırsî ve Şânî nin şairlik taslaması hakkında şu beyte yer verir: Velì küttàb-ı defter-òàne gibi sade maòlaãla TeşÀ ür itmesün kimse miåàl-i Ùırsi vü ŞÀnì 19 Tırsî nin sık sık andığı bir şair de, asıl adı Abdurrahman olan Hevâyî Kubûrî-zâde (ö. H. 1129/ M. 1710) dir 20. O da Tırsî ve Şânî gibi bir hezel türü şairidir 21. Aslen Edirneli bir aileden gelip Çorlulu Şehid Ali Paşa nın iltifatına mazhar olmuştur. Paşa sayesinde bazı ruznâmecilik (günlük gelir-gider ve vukuatın kaydına mahsus defterleri tutan memur, yevmiye veya muhasebe kâtibi) görevlerine kadar yükselmiştir. Tırsî bu şairi, kendisine peyrev ve üstat olarak kabul eder: HevÀyìdür bu vàdìde bizüm üstàdumuz Ùırsì Olur bu masòara ebyàtumuz yàràna eglence Gazeller: CLXXXII, 5 1710 dan sonra yazdığını tahmin ettiğimiz aşağıdaki beyitte ise Hevâyî nin öldüğünü, namının kaldığını söyler ve onun yerinin doldurulamayacağını ifade eder: 18 Müstaúìm-zÀde SüleymÀn Sa de d-dìn, Ùuòfe-i ÒaùùÀùìn, İstanbul Devlet Maùbaası, 1928, s. 57. Şânî ile ilgili beyitler için bkz. Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535, vr. 10 b, 13 a, 16 b, 31 a. 19 Müstaúìm-zÀde SüleymÀn Sa de d-dìn, Ùuòfe-i ÒaùùÀùìn, İstanbul Devlet Maùbaası, 1928, s. 58. 20 Hevâyî ile ilgili beyitler için bkz. Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535, vr. 8 a, 13 b, 14 a, 14 b, 15 b, 16 a, 21 a, 23 a, 30 a, 32 b. 21 Bkz. Zehra Vildan Öbek, Hevâyî (Abdurrahman Kubûrî-zâde) Dîvânı nın Tenkidli Metni ve İncelemesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi.

HevÀyì postı tehì úaldı nàmı dillerde Senüñde kimse daòi ÙırsiyÀ yerin ùutmaz Gazeller: LXXXVIII, 6 Tırsî, gazellerinde Tunca nehrinde yüzdüğünü anlatır. Aşağıdaki beyte dayanılarak şairin, Balkanlar ve Edirne mahalinde kalmış olduğu neticesine varılabilir: Ùunca ãuyın gördüm uzaúdan aúar ãandum ki şaù äoyınup atdum içine kendümi mànend-i baù Gazeller: CIII, 1. beyit Tırsî, bazı beyitleri ile dinî akidelere, biraz lâubalî bir tutum sergilemektedir 22. Şeyhler ve vaizler hakkında pek olumlu fikirler beslemez. Her ne kadar şeyh redifli bir gazel yazıp tasavvufla ilgili terimleri kullanmışsa da, buradaki beyitlerden şeyhler hakkında müspet düşünmediği anlaşılmaktadır 23. Tekkede oturanların burnundan gelecek kadar sıkıntıda olduğunu söyler 24. Kaynaklar, Tırsî nin vefat tarihini rıhlet-i beşer r$b TLqr terkibi 25 nin gösterdiği H. 1140/M. 1727-28 olarak verirler 26. Hammer in Geschichte der osmanischen Dichtkunst bis auf unsere Zeit isimli eserinde Tırsî nin ölümü için H. 1180/M. 1766 tarihi verilmektedir. Gerçi elimizdeki 22 Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535, vr. 3 b. 23 Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535, vr. 7 b. 24 Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535, vr. 9 b. 25 Müstaúìm-zÀde SüleymÀn Sa de d-dìn, Ùuòfe-i ÒaùùÀùìn, İstanbul Devlet Maùbaası, 1928, s. 57; İstanbul Üniversitesi Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu, III, İstanbul Millî Eğitim Bakanlığı Basımevi, 1965, s. 650. 26 Sadık Erdem, RÀmiz ve ÁdÀb-ı ÔurafÀ sı İnceleme-Tenkidli Metin- İndeks-Sözlük, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara, 1994, s.197; Faùìn, Teõkire-i ÓÀtimetü l-eş Àr, İstanbul Litografya Destgahları, 1271, s. 251; Müstaúìm-zÀde SüleymÀn Sa de d-dìn, Mecelletü n-nisàb fi n-nisbi ve l-künà ve l-elúàb, Süleymaniye Kütüphanesi Hâlet Efendi Nu.: 628, yk.: 302 b ; Müstaúìm-zÀde SüleymÀn Sa de d-dìn, Ùuòfe-i ÒaùùÀùìn, İstanbul Devlet Maùbaası, 1928, s. 57; Meómed SüreyyÀ, Sicill-i OåmÀnì yàòud Teõkire-i MeşÀhìr-i OåmÀniyye, III, İstanbul Matbaa-i Âmire, 1311, s. 251; Cemâl Kurnaz-Mustafa Tatçı, Mehmet Nâil Tuman- Tuhfe-i Nâilî, II, Ankara Bizim Büro Yayınları, 2001, s. 588.

kaynaklar, arkadaşı Şânî nin vefat tarihini de H. 1180 olarak göstermektedirler. Bu da kendisi ile arkadaşının ölüm tarihinin aynı olabileceği anlamına gelmektedir. Dîvân-ı Tırsî de, iki adet tarih mısraı bulunmaktadır. İlki, Dîvân ın tertibine söylenilmiştir. Ebcede göre hesabı, H. 1131 i verir: Buçaúçılıú idüp Ùırsì yarım mıãra da derc itdüm III. Didüm itmàmına tàrìò bu tertìb-i dìvànum Tarihler: II, 6. beyit İkinci tarih ise cevherî tarih olup noktalı harflerinin toplamı, H. 1154 ü verir: Óurÿf-ı cevherìsiyle didüm tàrìòini Ùırsì Cüyÿş-ı sebzevàta eyler idüm enginàrı baş Tarihler: I, 5. beyit Bu ikinci tarihe dayanarak, İbrahim Tırsî nin vefat tarihinin H.1140 dan sonra olduğu düşünülebilir. Fakat ölümü için kesin bir tarih verilemiyor. Prof. Dr. İsmail Yakıt ın da belirttiği gibi Dîvân daki enginar için düşürmüş olduğu 1154 Hicrî tarihi dikkate alınırsa vefat tarihinin, bu tarihten sonra olması daha doğrudur 27. Öyleyse kaynaklardan Hammer in verdiği vefat tarihi, daha isabetli görünmektedir. Son olarak kabrinin nerede olduğu meselesine gelince, kaynakların tamamı İstanbul Edirnekapı Mezarlığı hâricinde gömülü olduğunda birleşmektedirler 28. Ancak araştırmalarımızda yerini tespit edemedik. 27 İsmail Yakıt, Türk-İslâm Kültüründe Ebced Hesabı ve Tarih Düşürme, Ötüken Yayınları, İstanbul, 1992, s.109. 28 Sadık Erdem, RÀmiz ve ÁdÀb-ı ÔurafÀ sı İnceleme-Tenkidli Metin-İndeks-Sözlük, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara, 1994, s.197; Meómed SüreyyÀ, Sicill-i OåmÀnì yàòud Teõkire-i MeşÀhìr-i OåmÀniyye, I, İstanbul Matbaa-i Âmire, 1311, s.123; Cemâl Kurnaz-Mustafa Tatçı, Mehmet Nâil Tuman-Tuhfe-i Nâilî, II, Ankara Bizim Büro Yayınları, 2001, s. 588; İstanbul Üniversitesi Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu, III, İstanbul Millî Eğitim Bakanlığı Basımevi, 1965, s. 650.

II. İBRAHİM TIRSÎ NİN EDEBÎ ŞAHSİYETİ XVIII. yüzyıl hezel şairlerindendir. Tırsî, kendi gazellerinde de sık sık açıkladığı gibi, orijinalliği daha az olan, hatta argo ifadeler yüklü, XVIII. yüzyılın Hevâyî sidir. Hezel sahasında, Hevâyî yi takip eder. Tırsî ve aynı şekilde Hevâyî, Osmanlılarda komik şairler olarak geçer ve eserleri, Türk mizahının geniş anlam alanını bütün çıplaklığıyla gösterir. Tırsî, Hevâyî ile Sâbit in tarzı arasında özel bir bağ oluşturur 29. Fakat söz söylemek kudretini bütünüyle hezliyata sarf eder. Ciddî eserler meydana getirmek yerine, çoğu yâvelerden müteşekkil bir hezliyat dîvânı oluşturur. Agâh Sırrı Levend, Türk Edebiyatı Tarihi adlı eserinde gülmece ve yergi tarzını, iki sınıfta değerlendirdikten sonra; Tırsî nin hezliyatını incitmeden güldüren eserler arasında değil; kaba şaka, sataşma, taşlama, kınama, iğrenç yerme ve sövme olarak yazılan eserler listesinde verir. Bu listeye Tırsî nin yanında Gazâlî (ö. H. 942/M. 1535), Veysî (ö. H. 1037/M.1627), Ebubekir Kânî (ö. H. 1206/M. 1791), Sürûrî (ö. H. 1227/M. 1812) gibi tanınmış şairlerin eserlerini de dâhil eder 30. ELE ALDIĞI KONULAR Tırsî, kendi muhitinin ve devrinin günlük hayatıyla alâkalı bütün konularla ilgilenmiştir. Her türlü meseleye ironik yaklaşır. Mücerret mefhumlar yerine, müşahhas dünya ile ilgilenmeyi yeğler. Giyim kuşam, yiyecekler, müzik, zanaatlar gibi sosyal hayatın çeşitli alanlarına alaycı bakar. Bunda geçimini sağladığı eğlence hayatının da etkisi vardır. Hayatı anlamsız gördüğü gibi, şiiri ve şairliği de önemsiz görür. Osman-zâde Tâib, Tırsî nin uğraşısının eğlenmek olduğunu şu mısralar ile belirtir: 29 Müstaúìm-zÀde SüleymÀn Sa de d-dìn, Mecelletü n-nisàb fi nnisbi ve l-künà ve l-elúàb, Süleymaniye Kütüphanesi Hâlet Efendi Nu.: 628, yk.: 302 b. 30 Agâh Sırrı Levend, Türk Edebiyatı Tarihi, 3. Baskı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1998, s. 155.

İbn-i Gümrük ile bizim Tırsî Hayli eğlence idi yârâne Hazzı var idi ger olmasaydı Biri çengi birisi çingane 31 Tırsî nin şiirden ve şiirle meşgul oluştan beklediği, sadece eğlenmektir: ÙırsiyÀ gitdükçe úaşmer oldı eş Àruñ senüñ Masòara eglencedür bir àayrı dìvàn istemez Gazeller: LXXXII, 7. beyit beytiyle bu düşüncesini ifade etmektedir. Bizzat kendisi, gazellerini anlamsız ve maskara olarak şöyle nitelendirir: Böyle bì-ma nà àazel söylemede ey Ùırsì Hele inãàf idelüm sen gibi er mi bulınur Gazeller: LVII, 5. beyit Gürÿh-ı ò v ÀcegÀn içre úati úaşmersin ey Ùırsì Bu deñlü masòara şi ri idüp inşàd n eylersin Gazeller: CXLV, 7. beyit Şiirlerinde bir hezel şairi olması sebebiyle genelde müstehcen ve lâubalîdir. Argoya hatta küfre varan söyleyişlere ve sivri dilliliğe rastlamak mümkündür. Dîvân Edebiyatının en önemli özelliği olan mazmunlar konusunda, kendine has üstün sanat özelliklerini gösterememektedir. Diğer şairlerin şiirlerini alarak, onları aynı vezin ve kafiyede alaycı bir şekilde değiştirir. Meselâ Nâbî nin 31 Mustafa Yatman, Osman-zâde Tâib Divânı ndan Seçmeler, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1989, s.164.

görmişüz redifli gazeli 32 Tırsî nin dilinde farklı bir anlam kazanır 33. Dîvân şiirinin hatta bütünüyle şiirin en önde gelen konularından biri olan aşk teması, Tırsî de yok gibidir. Onun yerine yemeklere karşı duyulan sınırsız bir arzu ve diğer beşerî hazları dile getiren mısralar vardır. Ele aldığı konularda mizah hürriyetini, ahlâkî kaidelerin sınırlamasına izin vermez. Devrindeki muglim veya gulampare tabirlerini, açıkça ve defalarca söylemekten kaçınmaz 34. Nitekim döneminin diğer hezel şairlerinde de benzeri anlatımlara rastlanır. Kendisi, hâcegândan yetişmesine rağmen, daha çok yeniçeriler tarafından rağbet görmüştür 35. Tırsî nin işlediği belli başlı konular şunlardır: 1. SOSYAL KONULAR a) Eğlenceler: Daha evvel de belirtildiği gibi İbrahim Tırsî nin günlük hayatının büyük bir kısmı, eğlenme ve eğlendirmekle geçer. Manzumelerinde Göksu, Bebek, Kâgıthâne, Hisar, Boğaz, Kuruçeşme gibi devrinin gözde mekânlarından sık sık bahseder 36. Kış eğlencelerinin başında, helva sohbetleri gelir. XVIII. yüzyılda ve özellikle on üç yıl süren Lâle Devrinde, bu sohbetler kış gecelerinin vazgeçilmez şenliklerindendir. Tırsî, devrinin bu eğlence meclisleri hakkında şunları söylemiştir: Gir ki bir hey ete cümle yàràn 32 Ali Fuat Bilkan, NÀbì DìvÀnı, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1997, s. 696. 33 Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535, vr. 14 b. 34 Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535, vr. 5 b, 9 b, 12 b, 18 a, 26 b, 27 a, 28 a, 32 a. 35 Josef von Hammer-Purgstall, Geschichte der osmanischen Dichtkunst bis auf unsere Zeit, IV, Pesth, 1837, s. 199. 36 Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535, vr. 3 b, 10 b, 18 a, 24 a, 30 b.

Gülüşüp óaôô ide óalvàda saña Gazeller: X, 2. beyit Ùatlı ola ãoóbetlerümüz diyü miyàne Şekkerci külàhı ile óalvàde mi geldüñ Gazeller: CXVIII, 4. beyit Lâle Devrinin renkli safalarından biri de, çırağan denilen gece donanmalarıdır. Hatta III. Ahmed in meşhur sadr-ı a zamlarından Nevşehirli Damat İbrahim Paşa ve eşi Fatma Sultan için yapılan şenliklerde, bahçesinde lâle tarhları içinde türlü mum ve kandillerin yakıldığı yalı, Çırağan yalısı ismiyle adlandırılmıştır. Tırsî, bunu Açılup làle mevsimi geldi Zevúı vardur begüm ÇırÀàÀnuñ Gazeller: CXIV, 7. beyit şeklinde ifade etmiştir. Yine bir başka gazelinde mevsim-i lâle dediği bahar mevsiminde çiçekçiler ocağının durumunu şöyle tasvir eder: Çiçekçiler ocaàı mevsim-i làle irişdükde Yanup yaúılaraú anda çeràààn eylemez n eyler Benüm de làciverdì làlemi seyr eyleyen Ùırsì Görüp ùaúımlarum hep anda iskàn eylemez n eyler Gazeller: LX, 5., 6. beyit Tırsî, devrin toplantılarında oynanan kukla, yüzük ve koz gibi bazı oyunlara da değinir. Meded redifli gazelinde, yüzük oyununda sayı kazanan tarafın, yenilenin yüzünü karalama âdetini kara çalmak deyimini kullanarak şöyle ifade eder: Gice ãoóbetlere gitme uyup aàyàra meded Úorúum oldur düşürürler seni bir yàra meded

Yüzük oynı diyerek iş çıúarurlarsa eger Oyuna girme çalarlar saña bir úara meded Dizilüp de ãıraya gelme miyàna óaõer it Bal gibi ùatlı görin Àşıú-ı nà-çàre meded Gazeller: XXXVIII, 1., 2., 3. beyit Çocukların kendi aralarında oynadığı koz (ceviz) oyunu, şu şekilde anlatılmaktadır: Úoz oynar çuúurına úoymaca gàhìce bir ãıbyàn Üçüñ yeri düşerse ger olur mesrÿr gördüñ mi Kasideler: II, 2. beyit Yine bayramlarda çocukların oynadıkları oyunlar hakkında şöyle der: Ìd irdi ãalıncaú úurup ey Ùırsì-i nà-dàn äıbyànı gezindürmege yaldızlı eşek ùut Gazeller: XXV, 9. beyit Pek çalış kàr eyle bayramlarda çoçuúlar biner Ki çevir dollàbı Defter-dÀrda gehvàre ãal Gazeller: CXXVI, 3. beyit b) Musiki: Tırsî Dîvânı nda, müzik ile ilgili konular da geniş yer tutar. Rehâvî, sıfâhân, mâhûr, bûselik, şehnâz, dügâh, hüseynî, nevâ gibi bazı musiki makamlarına yer verilmiş, ayrıca revân, evc, selmek, curcuna, zencîr, düyek gibi müzik usullerinin adları da kullanılmıştır. Yine keman, tambur, şeştar, rebab, kanun, def, kudüm, zurna, ney, mızrap gibi müzik âletlerine yer verilir.

Musiki terimleri ile bazı tasavvufî terimler kullanılır 37. Bunların yanında musiki erbabı da şiirlerinde anılır. Devrinin güzide bir bestekârı ve hanendesi olan saray hanendeleri başı Burnaz Hasan Çelebiye 38 lâtife ile karışık göndermeler yapılır 39 : Gerekse sàze aàyàre ayaú-dàş Güzel sàzendedür Ùanbÿri Mÿsì Gazeller: CCIV, 2. beyit SÀz-gìrìde naôìrüm yoú diyü tel úırmadan İki telli neyle ùanbÿr ile itmez imtizàc Gazeller: XXXIII, 4. beyit Ney mey görelüm bÿselik it rÿy-i nevàdan Faãlı bir iken eyledi cànàne müåelleå Gazeller: XXX, 2. beyit Ò v Ànende gürÿhıyla hem-àvàz olamazsın Ney-zen dedelerle daòi dem-sàz olamazsın Gazeller: XCV, 1. beyit äaúın tel úırmadan pek iótiràz it tàr-ı ùanbÿruñ Bir ucı úuyrıàında bir ucı buràuya baàlanmış Gazeller: XCIII, 3. beyit Sen kemànı ãarı oàlı gibi ùut rÿy-i dügàh RÀst gelmezse eger bàrì nevà tàrına baã Gazeller: XCIX, 3. beyit 37 Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535, vr. 7 b. Bu beyitlerde pîş-rev, kanun, devran ve mızrap ile hakikatin gizli sırlarının ortaya konulması tasavvufî bir anlam ifade eder. 38 Reşad Ekrem Koçu, Tarihimizde Garip Vakalar, 3. Baskı, Varlık Yayınevi, İstanbul, 1971, s. 100. 39 Ùırsì İbrÀhìm, DìvÀn, İstanbul Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu.: 535, vr. 2 a, 8 b.

Def çalan yoúdur uãÿl ile bizüm dà irede Gizlice ãıtma gibi ben ùutarum çifte dü yek Gazeller: CXX, 4. beyit Úudÿmıdur getüren vecde dervişànı hep Olur mı úarabaş aúrànı nev-demì de leõìõ Gazeller: XLI, 6. beyit ErbÀb-ı mÿsiúìsi bu õimmì gürÿhınuñ Başlar rehàvi ile ãıfàhàne ibtidà Gazeller: I, 2. beyit Ben ki tekmìl-i maúàmàt u uãÿlàt itdüm NaàamÀtum tenedür nàten olursa ne aceb Gazeller: XX, 10. beyit Úati dìvànedür zencìr uãÿlinden hìç ayrılmaz Raúìb olursa beste baàlanur çenberde o ferde Gazeller: CLXVII, 3. beyit SÀzende vü def-zen saña yardah ki gerekdür Hep curcunaya làzım olan úaşmeri ùoldur Gazeller: XLVIII, 6. beyit Bir iki ÀàÀze itdüm evc uãÿlinde bu şeb Usta Corci gÿş idüp didi ãıfàhàn oldı hep Gazeller: XXIV, 4. Beyit SÀza girerüm diyü bize ùafra ãatarsın Hem tel úıraraú ùàlib-i şeh-nàz olamazsın Gazeller: XCV, 2. beyit

c) Meslekler ve Zanaatlar: Tırsî Dîvânı nda günlük hayatın bir parçası olan meslek ve zanaatlar, bir konu teşkil edecek kadar yer alır. Dîvân-ı Tırsî de bakkal, pazarcı, manav, girdeci, aşçı, kaşıkçı, hammal, çuhacı, iplikçi, kassar, neccar, mücellid, marangoz, mimar, dülger, karakullukçu, kürekçi, bevvâb, nalbur, berber, çiftçi, bahçıvan, hokkabaz, mahiyyeci gibi birçok meslek ve bu mesleklerin hususiyetleri de bir konu teşkil eder: AsÀkir ùop ùolı başda re ìsi Ne müşkildür úafà-dàr olmayaydı Kasideler: I, 32. beyit Oda erbàbı tetimmàt-ı bisàùı óıfô ider Biz úaraúullıúçıyuz úara úazanı beklerüz Gazeller: LXXXIX, 2. beyit Bir mıãır şayúasına bàrì kürekçi olsam Kenef-ÀsÀ kenàr-ı revzen olursa ne aceb Gazeller: XX, 7. beyit Götürmezdi yarıya ibrìşimi O óammàlum sebük-bàr olmayaydı Kasideler: I, 12. beyit Bilinmezdi çuúa envà ı aãlà Çuúacılarda miãùàr olmayaydı Kasideler: I, 13. beyit

CilÀ görmezdi bez envà ı aãlà O çàrşÿlarda úaããàr olmayaydı Kasideler: I, 11. beyit Ger pazarcı olmaú isterseñ úolayın söyleyem İskelede meyve ùartan kimsenüñ úanùàrın öp Gazeller: XXI, 7. beyit Eskilerden Yorgi baúúàl úaldı yüz yıllıú dükkàn Anda úurı elli yıllık úaşúaval eksük degül Gazeller: CXXVI, 3. beyit Bir manava ùabla-kàr olmaú muràdum ÙırsiyÀ Dil şikest mìzàn şikest hem ùabla-i döngel şikest Gazeller: XXVI, 5. beyit Eyü yimek pişirür aşçı baóåe girse eger Bizüm de aşçımuz ol meh-liúà gelür görinür Gazeller: LXI, 5. beyit Baòtı var ÓÀcı Receb girdecilik itse eger Úanúı çàrşÿya varursa aña dükkàn meftÿó Gazeller: XXXV, 3. beyit Úaşıúçılar úaşıàa zer nişàn içün Ùırsì Pirinç teller[i] alur da eger úırar geçürür Gazeller: XLV, 7. beyit Úoca-vÀrì başına bir yeşil úalpaú al da gey Nereye varsın elbette bizüm bevvàbdur dirler Gazeller: XLIII, 2. beyit

SükkÀn-ı sünbeki hele sünger alur ãatar Nalbur gürÿhı Àheni eñser alur ãatar Gazeller: LV, 1. beyit Bu úalyonlar yapılmazdı efendi Maranàozlarla mi màr olmayaydı Kasideler: I, 30. beyit Dülger olana buràu keser köştere làzım 6. Hem destere şàúÿl Áletlerüñ envà ı her üstàde gerekdür İşler sürerekden 7. Müstezadlar: II, 9. beyit Berberüñ rindidür ol üstine úıl úondurmaz Müşterìye bulur ol ãuçı tiràş olmayıcaú Gazeller: CXIII, 3. beyit LÀlecilik ideyüm dirseñ eyü làle idin Eyleme iki gözüm làle-i nu màna heves Gazeller: XC, 5. beyit Pazarda baàçe-vànlar óalúa reng itdüklerin gördüm Biraz na nà biraz salluta var şeb-bÿya baàlanmış Gazeller: XCIII, 5. beyit d) Sebzeler ve Yemekler: Tırsî nin manzumelerinde, sebzeler ve yemekler de geniş yer tutar. Havuçtan, şalgam, Lanka hıyarı, patlıcan, taze enginar, Gelibolu soğanı, bamyaya kadar birçok sebze ismine yer verilir.