EMBEDDED-İLİŞTİRİLMİŞ GAZETECİLİĞİN ETİK ÇERÇEVEDE DEĞERLENDİRİLMESİ



Benzer belgeler
ALGILARIN YÖNETİLMESİ BAĞLAMINDA İLİŞTİRİLMİŞ GAZETECİLİĞE GENEL BİR BAKIŞ. Dr. Fikret BİLA Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi

Sinema ve Televizyon da Etik. Meslek Etiği, İletişim (Medya) Etiği

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

Cumhuriyet Halk Partisi

İnternetin Gerçekleştirdiği Dönüşümün Sonucunda Şeffaflık ve Bilgi Kirliliği Arasında: Yurttaş Gazeteciliği

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

Yaz l Bas n n Gelece i

Bilmek Bizler uzmanız. Müşterilerimizi, şirketlerini, adaylarımızı ve işimizi biliriz. Bizim işimizde detaylar çoğu zaman çok önemlidir.

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

Haziran 25. Medya ve Güven. Gündem. Tüm hakları gizlidir.

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

10 Ağustos. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Yazılı Medya Araştırması. 18 Ağustos Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi Yazılı Medya Araştırması

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK İLKOKULU ETİK KOMİSYONU FAALİYET PROGRAMI

Kelimenin en dar anlamıyla,neyin doğru veya yanlış sayıldığı (sayılması gerektiği) ile ilgilenir.

SPOR HUKUKU 1.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

ÇEVİRİ İŞLETMELERİ DERNEĞİ. Ahmet ÇALLI. ES Dil Hizmetleri ve Danışmanlık A.Ş.

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

MÜDEK. Etik Kurallar

FOTO MUHABİRİ PROGRAMINA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR MESLEK SEVİYESİ : 4. SEVİYE

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

SCA Davranış Kuralları

Halkla İlişkilere Yakın Kavramlar Barış Baraz Hakan Yılmaz

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Odabaş

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

Canım Annem Ayşe Uzun'a

2008 yılında gönüllü çabalarla kurulan Uluslararası Şeffaflık Derneği ülkenin demokratik, sosyal ve ekonomik yönden gelişimi için toplumun tüm

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

İşyeri Temsilcileri Rehberi

Bu çalışma insan kaynakları dersinde yapılan kariyer yönetimi konulu sunumun metin halidir.

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ ŞEYMA GÜLDOĞAN

DİASPORA - 13 Mayıs

İ Ç İ N D E K İ L E R

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

Bir süre önce Büyük günlük gazetelerimizden birinin Genel Yayın Müdürü medya dünyasına yeni bir konu atarak bir tartışma başlattı.

Türkiye de Yolsuzlukla Mücadelenin Kurumsal Altyapısı. Dr. Genç Osman YARAŞLI Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanı

İnsan. kaynakları. istihdam

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

ETKİN YÖNETİM BECERİLERİ - FERDİN HOYİ 10 MART ÇARŞAMBA İNSAN ODAKLI YÖNETİM - FERDİN HOYİ 24 MART ÇARŞAMBA

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

IT-515 E-Devlet ve e-dönüşüm Türk Hava Kurumu Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Yüksek Lisans Programı 2014

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

ÇOCUKLARDA BENLİK SAYGISI GELİŞİMİ

KONAKLAMA IŞLETMELERİNDE STRATEJİK YÖNETİM. Pazarlama Yönetmeni ve Eğitmen

Etik, Mühendislik etiği

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

ŞEFFAFLIK VE ETİK KÜLTÜRÜN GELİŞTİRİLMESİ

MerSis. Bilgi Teknolojileri Yönetimi Danışmanlık Hizmetleri

Önceden belirlenmiş sonuçlara ulaşabilmek için organize edilmiş faaliyetler zinciridir.

KALİTE EL KİTABI. Laboratuvar faaliyetlerinde yenilikleri takip etmeyi, bilgileri güncellemeyi, kontrol yöntemlerini işletmeyi,

Her türlü alıkonulma yerinin düzenli ziyaretler yolu ile denetlenerek kişilerin işkence ve kötü muameleye karşı etkin biçimde korunması amacını

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ GAZETECİLİK BÖLÜMÜ AJANS HABERCİLİĞİ HÜRRİYET GAZETESİ İÇERİK ANALİZİ ÖDEVİ

Fon Bülteni Ocak Önce Sen

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ

Ombudsman (Kamu Denetçisi) ve Türkiye deki Tartışmalar

T.C. YÜKSEK SEÇİM KURULU Karar No: 1123

12/24/2013. Sağlık Ekibi Üyeleri

GİRİŞİMCİNİN GÜNDEMİ

Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı Adalet Meslek Etiği Dersleri

UE.18 Rev.Tar/No: /03 SAYFA 1 / 5

Eğitim Yöneticileri ve Etik

TCMB NİN ENERJİ İTHALATÇISI KİT LERE SAĞLADIĞI DÖVİZ İMKANINA İLİŞKİN SPEKÜLATİF HABERLER

ÖĞRENCİNİN HAK VE SORUMLULUKLARI

KAMUYU AYDINLATMA PROSEDÜRÜ

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

Salvador, Guatemala, Kamboçya ve Namibya gibi yerlerde 1990 ların barış anlaşmaları ile ortaya çıkan fırsatları en iyi şekilde kullanabilmek için

Panelden amaç bir konuda karara varmaktan ziyade sorunu çeşitli yönleriyle aydınlatmak, farklı görüşleri, farklı anlayışları ortaya koymaktır.

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ULUSLARARASI POLİTİK İKTİSAT ECON

Devrim Öncesinde Yemen

Ülkelerin Siber Savaş Kabiliyetleri. SG 507 Siber Savaşlar Güz 2014 Yrd. Doç. Dr. Ferhat Dikbıyık

1.Medya Hukukunun Kavram ve Kaynakları. 2.Basın ve Yayın Faaliyetleri ve Yasal Düzenlemeler. 3.Radyo ve Televizyon Yayıncılığı

İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

Şiddete Karşı Kadın Buluşması 2

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Bu resmi ne yönden yada nasıl gördüğünüz,nasıl yorumladığınız çok önemli! Çünkü medya artık hayatımızın her alanında ve her an yanı başımızda!

TURCAS PETROL A.Ş. DENETİM KOMİTESİ GÖREV ALANLARI VE ÇALIŞMA ESASLARI

4.Sınıf. Dersin amacı öğrencilerin Türkiye deki idari ve yasal düzenlemeler hakkında bilgi sahibi

Öğr.Gör. Yusuf Ziya AY

YÖNETİM VE YÖNETİCİ GELİŞTİRME SEMİNERLERİ ŞİRKET İÇİ TAKIM TUHU VE ETKİLİ TAKIM ÇALIŞMASININ İLKELERİ

Doğal Afetler ve Kent Planlama

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ NE HOŞGELDİNİZ

Kurumlar, Kurullar. Haldun DARICI *

Transkript:

EMBEDDED-İLİŞTİRİLMİŞ GAZETECİLİĞİN ETİK ÇERÇEVEDE DEĞERLENDİRİLMESİ ALİ MURAT VURAL, Ph.D. muratvural@anadolu.edu.tr Anadolu University (Turkey) Abstract Özet 2003 yılı Mart ayında başlayan Irak Savaşı, savaşta kullanılan üstün teknolojinin yanı sıra, yeni bir gazeteci ve gazetecilik türü ile de tanışmamıza neden oldu: Embedded İliştirilmiş Gazetecilik. Embedded gazetecilik, bugüne kadar alışılagelen, akredite olmuş gazeteci ve gazetecilikten çok daha farklı bir tür nitelemesi taşıyor. Muhabir ile haber kaynağı arasında akredite gazetecilikde olduğu gibi belirli bir mesafe ve sınırlar bulunmuyor bu yeni türde. Embedded gazeteci, haber kaynağı ile birlikte yaşıyor, aynı ortamı paylaşıyor, onlardan biri gibi hareket ediyor, haber unsurlarına, iliştirildiği bakış açısının gözü ile bakıyor. Bir diğer deyişle bir kurum ya da kuruluş tarafından akredite edilerek, haber kaynağı olan kurum düze-yinde resmi bir tanınmışlıktan ve işinin kolaylaştırılması anlamında yakaya takılan bir kart olmaktan çok daha ötede bir nitelik taşıyor Embedded Gazetecilik. Bir anlamda, bir organizasyon, bir kurum, kuruluş ya da güç odağı adına hareket eden gazeteci niteliği taşıyorlar. Ne var ki bu nitelikleriyle gazetecilik meslek etiği boyutlarında ciddi biçimde tartışılmayı da gerektiriyorlar. Zira, gazetecilik mesleğinin bilinen en temel ilkeleri arasında, gazetecinin ancak kendi gözüyle gördüğüne inanması, her yeni duruma kuşkuyla ve eleştiriyle yaklaşmasını bilmesi, üzerinde çalıştığı konuyu elden geldiğince birçok yönden aydınlatması, savaş ve insanlığı tehdit eden öteki kötülüklerin ortadan kaldırılması için mücadele etmesi, şiddetin her şeklini haklı görmekten kaçınması beklenir. Oysa bir organizasyonel, otoriter ya da kurumsal bünyeye angaje olmuş bir Embedded Gazetecinin, bu en temel ilkeleri bile hayata geçirmesi olanaksız görünmektedir. Unutulmamalıdır ki, medyanın özgürlüğü, ona yön veren medya profesyonelinin, öz gerçekliği saptırarak kurgusal bir gerçeklik yaratma, haberleri manipule etme, yalan yayınlama özgürlüğü değildir. Sınırsız özgürlük yoktur ve özgürlüklerin kendi sınırlarını aşması kendini yok etmesi anlamına gelmektedir. Elbette bu, herkesin kendi istediği gibi davranacağı kuralsız bir keyfilik anlamında özgürlük anlamına da gelmemektedir. We met with new concept of a journalist and journalism except the new war technology while the war that started at the beginning of March 2003: Embedded journalism has been integrated in the terminology of Journalism. Embedded journalism is being discussed with a different definition and shape then the structure that the classical journalism accepted and accredited till today. In that new model, there is no specific distance and line between the reporter and his/her news source s. The embedded journalist shares the same environment with and lives in, behaves and acts as a person of belonging to the environment, judges and evaluates the elements according to the imposed point of view. Otherwise, this fact represents a different character more then an identification card simply carried just by the journalist, which is accredited and officially recognized by the institution or committee taking place in the main subject of the news. In the other sense, the embedded journalism carries out a character representing or acting in the name of an organization, an institution, a committee or a force center. Because, according to the professional ethic of journalism, it is expected that the journalist must believe wh at he / she sees personally, must know how to approach as the new situation occurs, and tries to elaborate the subject on which he /she works by debating to remove all bad things that threat the peace and humanity, and is able to abstain from clearing all kind of violence. In reality, is it possible for a journalist to be

36 engaged to an authority or institution structures? For an embedded journalist, even it is very impossible to put into practice the basic principles of journalistic ethics. It should not be forgotten that the freedom of media and the professionalism that direct it, it is not the freedom of deviating the reality, manipulating the news, and publishing the false news. There is no unlimited freedom, and if the freedom passed over its limits, it would mean its self-destruction. Certainly, the freedom must not be interpreted that everybody could behave in discretion according to one s personal desires.

EMBEDDED-İLİŞTİRİLMİŞ GAZETECİLİĞİN ETİK ÇERÇEVEDE DEĞERLENDİRİLMESİ Introduction Başdöndürücü bir hızla gelişen teknoloji, her yönüyle küreselleşen dünya, bilginin çok hızlı ve sınırlar ötesi dolaşımı, uluslararası sermayenin girdiği her ülkenin neredeyse ekonomik yapısını bile tehdit edecek büyüklüklere ulaşması ve elbette bunlara bağlı olarak endüstrileşen medya, gazetecilik anlayış ve yöntemlerini de hızla değiştirmektedir. Bu değişim 1991 Sonbaharı ndaki Müttefik Ülkelerle Irak arasında yaşanan savaşta ve sonrasındaki yıllarda kendini iyice belli etmeye başlamıştır. 2003 Baharında bir kez daha tekrarlanan ve bu kez çok daha kısa sürede ve askeri anlamda başarı ile tamamlanan savaş, aslında, bir anlamda sıcak savaştan daha kötü koşullar ile bugün halen devam etmektedir. Bu anlamda kazandırdıkları ve kaybettirdikleri ile ayrıca tartışılmayı gerektirmektedir. Ancak 2003 Baharında yaşanan Irak Savaşı birçok gazetecinin görev başında yaşamlarını yitirmelerine neden olurken, en azından gazetecilik mesleğine yepyeni bir kavramı, daha doğrusu bir gazetecilik tipini kazandırmayı da başarmıştır: Embedded Gazeteci. Gerek meslekteki hızlı değişimin ve gerekse teknolojinin tüm olanaklarını siyasal propaganda amacına yönelik kullananan siyasi iradenin bir ürünü olan bu yeni gazeteci tipini geniş bir çerçevede değerlendirmeye geçmeden önce, mesleğin değişen yapısına kısa bir göz atmakta yarar bulunmaktadır. 1. Değişen Gazetecilik Mesleği Gazetecilik mesleği temelde bilginin elde edilmesi, doğru biçimde işlenmesi ve kitlelere gönderilmesi uğraşısıdır. Bu uğraş bilginin nesnel bir biçimde aktarılmasının yanısıra, konunun uzmanı gazeteciler tarafından yorumlanarak aktarılmasını da gerektirir. Gazeteci, olmayan bilgiyi, olayı, gelişmeyi kendince üretemez, yalnızca varolan bilgiyi kullanıp yayına hazır hale getirir ve yayınlar. Ancak, elbette gelişmelerin yönüne, gelecekteki olası gelişmelere ya da sonuçlara ilişkin verilen haberden bağımsız olarak bir takım yorumsal çıkarımlarda bulunabilir. Haberi yorumlayabilir. Haberin yanısıra yorumu da kitlelere sunabilir. Hohenberg, gazetecilikte temel işlevin gerçekleri bulup, bozmadan, abartmadan kamuoyuna yansıtmak olduğunu, gazeteciliğin temel ilkelerinden birinin de haber ile haber ile yorum arasındaki belirgin ayrımı ortaya çıkararak bunların birbirleriyle karıştırılmasını engellemek olduğunu belirtmekte ve haberi gerçeklere ve verilere dayalı bilgilenme olarak nitelemektedir. Hohenberg e göre, yorum ise yazarın, yayımlayanın veya yayın şirketinin düşüncelerini, inançlarını, kişisel yargılarını içerir. Gazeteci insanoğlu adına konuşan, onun adına araştıran, vurgulayan, çözümleyen, çalışan kurumsal kişidir (Hobenberg, 1963:24). Düşünsel ve mesleki etik anlamında ciddi sorumluluklara sahip gazetecilik mesleği, bu mesleği icra edenler için aynı zamanda belirli donanımlara sahip olmayı da gerektirmektedir. Gazeteci mesleği gereği siyasal ve ekonomik güç odaklarıyla hem içiçe hem de karşı karşıya olabilir. Bu güç merkezleri gazeteciyi denetim altında tutmak 37

isteyebilir. Gazeteci hem özgür, hem tarafsız, hem gerçeğin peşinde ve hem de mesleğin tüm aşamalarında etik ilke ve değerler içinde kalmak zorundadırlar. Bu amaçla gazetecileri ve mesleği korumak için gazetecilik mesleğinin uluslararası ahlak ilkeleri gibi bir dizi ilkesel kararlar alınmış, bu konudaki çalışmalar hergeçen gün daha da yoğunlaşarak sürdürülmüştür. Öte yandan gazeteciler değişen koşullara ve toplumsal yapıya karşı da duyarlı olmak, gelişmeleri yakından takip etmek, mesleğin değişen teknolojik özelliklerine hızla uyum sağlamak zorundadırlar. Gerçekten de bugünün koşullarında yapılan gazetecilik ile yaklaşık onbeş yıl ve öncesinin koşullarında yapılan gazetecilik arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Geleneksel gazetecilik yerini teknoloji ve uzmanlık ağırlıklı, ayrıca sınırlar ötesi bir gazeteciliğe bırakmıştır. Meslekte görülen bu değişikliği Tokgöz şu saptamalarla özetlemektedir: Gazetecilikteki değişikliğin nedenini toplumbilimlerdeki değişmelere bağlamak işin en kestirme yanı oluyor. Aslında gazetecilikte görülen değişiklikleri dört ana başlık altında toplamak gerekiyor: 1. Haber kaynakları bakımından değişiklikler görülüyor. Eskiden tek kaynak kullanılarak haber yazılabilirdi, bugün çok haber kaynağı kullanmak hemen hemen zorunlu ama sonunda ancak bir haber ortaya çıkabiliyor. 2. Eskiden habere konu olan düşünce genelde tek bir devlet dairesinden kaynaklanabilirdi, yani tek bir haber kaynağı vardı. Günümüzde ise haber kaynağı, çoğu kez bilgisayarda açılmış bir dosya olabiliyor. 3. Eskiden muhabirin uzmanlarla konuşabilecek kadar bilgili olması haber yapması için yeterliydi. Artık muhabirin kendisinin haber yapmak için uzman olması gerekiyor. 4. Eskiden gazetecilik, herşeyden az çok malumat sahibi olunan bir meslek olarak kabul edilirdi. Şimdi ise pek çok diğer meslekle uzmanlık yönünden aşık atıyor. Çoğulcu toplumun istekleri ve kullanılan yeni teknolojiler, geleneksel gazeteciliğin değer yargılarını sarsmaya yöneldiği gibi, yeni tür uzmanlaşma bakımından piyasa da oluşturuyor. İşte burada önemli bir dönemeçte olduğumuz görülebiliyor. Geleneksel gazetecilik ve geleneksel gazetecilik eğitimi görmüş olmak, piyasanın isteklerini karşılamakta yetersiz kalıyor. Yeni teknolojilerin kullanımı, enformasyon bolluğunu beraberinde getirmekle kalmıyor, aynı zamanda çok hızlı bir şekilde akışım da sağlıyor (Tokgöz, 2003: 54) Tokgöz ün de belirttiği gibi, gazetecilikteki bu köklü ve hızlı değişim, mesleğin hemen her alanında uzmanlaşmayı getirdiği gibi, değişen teknoloji, değişen iletişim ortam ve araçları ile toplumsal hayatın doğrudan kendisi, yeni gazetecilik alanlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Embedded-iliştirilmiş gazetecilik de işte bu değişim sürecinde ortaya çıkmış bir gazeteci türüdür. 38

Embedded-İliştirilmiş gazeteci tipinin; medya teknolojisindeki gelişmeler, küreselleşmenin hız kazanması, uluslararası sermayenin en küçük riski dahi kabul edemez yapısı, uluslararası terörizmin ülke yönetimlerini ve toplumsal hayatı ciddi anlamda tehditi, siyasal erkin varlığını ve kontrolü elde tutma adına medyayı propaganda aracı olarak kullanma çabalarının kesiştiği yerde ortaya çıktığı görülmektedir. 2. Yeni Bir Gazeteci Türü Olarak Embedded-İliştirilmiş Gazeteci Embedded gazetecilik, bugüne kadar alışılagelen, akredite olmuş gazeteci ve gazetecilikten çok daha farklı bir tür nitelemesi taşımaktadır. İlerleyen bölümlerde ayrıntılı olarak ele alınacak olmakla birlikte yine de burada kısaca özetlemek gerekirse; muhabir ile haber kaynağı arasında akredite gazetecilikde olduğu gibi mesafe ve sınırlar bulunmamakta, embedded gazeteci, haber kaynağı ile birlikte yaşamakta, aynı ortamı paylaşmakta, onlardan biri gibi hareket etmekte, haber unsurlarına, iliştirildiği bakış açısının gözü ile bakmaktadır. Bir diğer deyişle bir kurum ya da kuruluş tarafından akredite edilerek, haber kaynağı olan kurum düzeyinde resmi bir tanınmışlıktan ve işinin kolaylaştırılması anlamında yakaya takılan bir kart olmaktan çok daha ötede bir niteliğe, bir anlamda, bir organizasyon, bir kurum, kuruluş ya da güç odağı adına hareket eden gazeteci nitelemesine sahip bulunmaktadır. Örneğin, 2003 Mart ındaki ikinci körfez savaşında ABD, gelişmiş iletişim teknolojisini de arkasına alarak, birliklerinde bu tür gazetecilere yer vermiş, gazeteciler bu birliklerle birlikte ilerleyen, hareket eden, tehlike yaşayan, sevinen, üzülen birer gazeteci olarak, kendilerine izin verilen zaman ve ortamlardan, elde ettikleri bilgi ve görüntüleri dünyaya yaymaya çalışmışlardır. İngilizce olarak, Oxford sözlüğü nde, fix firmly in surrounding mass, Türkçe açıklaması ile, çevredeki kütleye sağlam bir şekilde sabit edilmiş ya da iliştirilmiştir anlamına gelen Embedded gazeteciliğin ortaya çıkışına ilişkin olarak Duran, şu saptama ve yorumlarda bulunmaktadır: Amerikan medya mekanizması (Bu deyimle sadece, merkezi ABDʹde bulunan ve İngilizce yayın yapan medya kuruluşları kastedilmemektedir. Haber yerine propaganda yapan, kamu çıkarı yerine özel çıkarı savunan ve bu uğurda dezenformasyon, mizenformasyon ve manipülasyon yapan global, ulusal, yerel yayın organlarının kullandığı sistemleri kastedilmektedir) Birinci Körfez saldırısı olsun, Afganistanʹa yönelik saldırıda olsun, gerek çatışma alanlarında gerekse medya merkezlerinde aldığı tüm sansürcü tedbirlere rağmen, kitleye ulaşmasını istediği medyatik gerçeği tam olarak aktaramamıştır. Örneğin 1. Körfez saldırısında petrole bulanmış Karabatak görüntüsünün aslında yıllar önce Fransız sahillerinde çekilmiş olduğu anlaşılmış ve tüm dünya tarafından sonradan ibretle öğrenilmiştir. Afganistan saldırı-sında ise CNN Amerikan savaş uçaklarındaki kameralardan gelen görüntülerle bombardımanı TVʹlere yansıttı ama yerde yani bombaların düştüğü köy ve kasabalarda çekim yapan El Cezire, Amerikalıların sadece ve esas olarak Taliban ve El Kaideʹye değil sivil halka da büyük zarar verdiğini kanıtlamıştır. ABD ve müttefik güçlerin Bosna, Kosova ve Sırbistanʹa yönelik hava saldırılarında da, Amerikan medya 39

mekanizmasının büyük bir başarı kazanamadığı ortaya çıkmaktadır. Vietnam yenilgisinden bu yana medya aracılığıyla sürdürdüğü psikolojik savaş yöntemlerinden ders çıkarmaya çalışan Amerikalı uzmanlar, medyatik gerçeğin hakiki gerçeği tamamen silmesi ve herkesi ilelebet ikna etmeye ve rıza göstermeye çalışmaktadır. 2. Irak saldırısının ilk günlerinde görüldüğü üzere, Irak devleti de bu medyatik savaşın kimi inceliklerini daha iyi anlamış ve daha iyi uygulamaya başlamıştır. İşte ʹembeddedʹ muhabirlik bu koşullar altında devreye girmektedi. Embedded muhabirler savaş için özel eğitim de aldılar. ABD, Kasım-Aralık ayından itibaren 2. Irak harekatını izlemek isteyen embedded adaylarını Amerika içindeki askeri kamplara çağırdı ve bu muhabirler en az 2 en çok 3 ay eğitim gördü. Muhabirler 24 saatlerini Amerikan askeri kamplarında geçirdi, burada silah teknolojisinin yanı sıra medyatik konularda da eğitim gördü. Yani embedded muhabirliğe siyasi, ideolojik ve mesleki olarak hazırlıklarını tamamlamıştır. Akreditasyon muhabirlik yönteminde, muhabir ile haber kaynağı arasında belki sadece gizli, yazılı olmayan bir centilmenlik anlaşması bulunmaktadır. Embedded muhabirlikte haber kaynağı, yani Amerikan ordusu 20 sayfalık ayrıntılı bir sözleşme hazırlamıştır ve ancak bu koşulları kabul edenleri eğitim kamplarına almıştır sonra da savaş alanına götürmüştür. (Duran, 11 Nisan 2003) Duran ın da belirttiği gibi, 2. Körfez savaşı nın hazırlık aşamasında ABD Savunma Bakanlığı, Irak a gidecek askerlere eşlik etmek ve buradan haber metin, ses ve görüntülerini kitlelere aktarabilmek için yaklaşık 500 gazeteciye izin verileceğini açıklamıştır. Askerlerle birlikte hareket edecek ve savaş bölgesinden haber geçecek muhabirlere ise embeddediliştirilmiş muhabir adı verilmiştir. Savaş başlamadan aylar önce, seçilen gazeteciler, ABD Savunma Bakanlığına bağlı özel askeri birlikler tarafından cepheden ne tür bilgilerin yayımlanabileceği konusunda ve askeri anlamda bir eğitime tabi tutulmuşlardır. Aslında, Embedded gazeteci tipinin ortaya çıkmasının çok daha geçmişten gelen nedenleri bulunmaktadır. 1991 Körfez Savaşı ndan sonra Amerikan Hükümeti, savaş sırasında gazetecilerin ayrıntılı bilgi toplamalarını engelledikleri için, medyada sadece bombalama görüntüleri ve haberleri yer almış, hükümet hem bu durumdan hem de kazanılan başarıların düzgün yayınlanmamasından rahatsız olmuştur. Bunun üzerine 11 Mart 1992 de her iki tarafı da memnun etmek için bir anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre gazetecilere çok özel koşular dışında bir engelleme yapılmadan bağımsız yayın özgürlüğü verilmiştir. Güvenilirlik kriterleri ve ordu kuralları belirlenmiş haliyle bu antlaşmayı iki taraf da kabul etmiştir. (Radio-Television News Directors Assocition & Foundation, 24 Eylül 2001) ABD nin 2001 sonunda Afganistan a düzenlediği askeri operasyon sırasında, bu anlaşma gözardı edilmiş ve gazeteciler savaş bölgesine hiçbir biçimde sokulmamışlardır. 1991 yılındaki ilk Körfez Savaşında ortaya çıkan medyanın dışlanması ve yetersiz bilgi ve görüntülerle habercilik yapması sorunu medyayı bu kez yine rahatsız edince, ABD Savunma Bakanlığı embedded programını kullanmak durumunda kalmıştır. Bu program her ne kadar ABD Hükümetinin kendi propagandasının sağlıklı yapılmasına yönelik gizli bir amaç taşıyorsa da öz de medyanın talep ettiği savaş haberlerine ulaşma biçiminin ABD Savunma Bakanlığı nca medyaya sağlanması niteliğini taşıdığını da kabul etmek gerekmektedir. 40

2003 Mart ındaki İkinci Körfez Savaşı sırasında, tam olarak hayata geçirilmiş Embedded gazeteciliğe yönelik programda, medya ve Savunma Bakanlığı arasında yapılan anlaşmaya göre, embedded gazetecilerin taşınma, yeme, içme, sağlık gibi tüm ihtiyaçları ordu tarafından sağlanmıştır. Bunun dışında biyolojik saldırılara karşı savunmaları için de ulaşım aracı dahil bütün ekipmanlar ordu tarafından tahsis edilmiştir. Gazeteciler ise, haberlerini toplamak ve merkeze iletmek için sahip olmaları gereken ekipmanları karşılamışlardır. Ayrıca, iliştirilmiş gazetecilerin ulaşımlarının da sadece bulundukları birim tarafından yapılması planlanmış, gazeteci kendi isteği doğrultusunda hareket edememiştir. Kaldı ki gazetecinin istediği zaman bağlı olduğu askeri birimden ayrılması anlaşmasına uyulmamış, ayrılmasına izin verilmemiştir. Amerikan Hükümeti bu kuralları bir sansür mekanizması olarak kabul etmemiştir. Kurallara uyulduğu takdirde bulunduğu askeri birimin tüm olanaklarından gazetecinin yararlanması sağlanmıştır. Bu arada gazetecilik mesleğinin kendi doğasında var olan habercilik duyarlılıkları ve heyecanı kimi zaman askerlerle gazetecilerin ters düşmesine de neden olmuştur. Örneğin, CNN International de çalışan Geraldo Riviera, Irak tan yaptığı bir canlı yayın sırasında askeri planların detaylarını haber olarak aktarınca, gazetecilik ile askerliğin ve savaşın kurallarının keskin sınırları ile karşılaşmıştır. Askeri anlamda bu bilgilerin verilmesi askerlerin ve planın geleceğini tehlikeye atmış ama habercilik anlamında da izleyici daha fazla detaylı bilgiye sahip olmuştur. Riviera nın yayını Amerikan askerlerini ciddi bir riskin içine sokmuş, bu durumdan sonra Amerikan askeri birlikleri, terminolojiye yeni bir kavram da sokmuştur: İşlevsel Güvenlik. Tutulan kritik bilgileri düşmandan gizlemeyi amaçlayan işlevsel güvenlik, Riviera tarafından ihlal edilmiş anlamına gelmiştir. (Embedded Journalism and the Rules of War, Eylül 2003) Tüm önlemlere rağmen yine de ortaya çıkan bu tür yaşamsal aksaklıkların önüne daha en başta geçmeyi planlayan ABD Savunma Bakanlığı, işte bu çerçevede, embedded olmayı kabul eden muhabirleri, askerlerle birlikte yaşarken, gelişmeleri haberleştirirken üzerinde anlaşmaya varılan kuralları izlemeye mecbur bırakmışdır. Medya yöneticileri ile Amerikan Savunma Bakanlığı arasında haber düzenleme kuralları belirlenmiştir. Buradaki amaç mümkün olan en az tehlike ile gazetecilerin savaş üzerine haber yapmalarına sağlamaktır. Elbedded gazeteciler, Duran ın da belirttiği gibi, işe başlamadan önce neyi haber yapıp neyi haber yapmayacaklarını belirten bir anlaşma imzalamışlardır. Eş deyişle, Irak ta savaşı Amerikan ordusunun yanında izlemek isteyen iliştirilmiş gazeteciler, belli kurallar çerçevesinde hareket edeceklerini önceden garanti etmişlerdir. Ordu faaliyetlerinin detaylarının sadece genel olarak anlatılabileceği ve gelecekteki olası tüm görevler ya da silah çeşitleri hakkında bilgi yazılması yasaklanmıştır. Embedded muhabire sahip olmak diğer medya ile iletişim kurmaya engel değildir ama embedded medya farklı bir seviyede erişime sahip olabilir anlayışı hakim olan anlayış olmuştur. Embedded gazetecilerle ve medya merkezleri ile yapılan anlaşmalardaki kuralları da şöyle özetlemek mümkündür: 41

Yayımlanabilir Bilgiler 1- Mevcut güçlere dostça yaklaşmak 2- Şanssız durumlara dostça yaklaşmak 3- Esir alınan ve tutuklanan sayısının onaylanmış şekli 4- Genel biçimiyle, saldırılardan sonar ordu hedeflerinin bilgileri ve yeri 5- Yerin cinse ait tanımlanması 6- Onaydan sonar kuvvetlerin ve operasyonların tipi 7- Operasyonların kod adı 8- Amerikan ordu birimlerinin ve servis elemanlarının isimleri Yayımlanamayan Bilgiler 1- Özellikler, birimlerin sayısı, uçakların, gemilerin, tankların coğrafi yeri 2- Gelecekte yapılacak operasyonların bilgileri 3- Haber alma yöntemleri hakkında bilgi 4- Özel operasyon birimleri hakkında bilgi 5- Düşmanın etkinliği hakkında bilgi 6- Ertelenen veya iptal edilen operasyonlar hakkında bilgi 7- Arama ve kurtarma çalışmaları devam ediyorken, düşen veya kaybolan araçlar hakkında bilgi vermek 8- Güvenlik seviyesini gösteren fotoğrag çekmek, görüntü almak 9- Gözaltı operasyonlarının benzetmeleri 10- Yaralanan, sakatlanan veya hastalanan personel ile özel bakım hakkında bilgi vermek, görüntü yayınlamak. (USA Department of Defense, Şubat 2003) ABD Savunma Bakanlığı tüm bu kurallar ve sınırlamalarla, operasyonlarını başarılı göstermek ve halkın düşünceleri üzerinde olumlu etkiler yaratmayı planlamıştır, embedded gazeteciler sayesinde Iraklılar tarafından yapılan propagandanın etkisini de azaltmayı hedeflemiştir. ABD Savunma Bakanlığı, medya mensuplarına deniz, hava ve kara kuvvetleri tarafından verilen bir medya eğitim kursu hazırlamıştır. Bu kurs sadece nelerin yayınlanıp nelerin yayınlanmayacağını gösteren veya öğreten bir kurs olmamıştır. Bunun yanında Pentagon a hangi organizasyonların embedded muhabir yapma isteğine sahip olduğunu göstermiştir. Böylece hangi haber organizasyonlarının hangi pozisyonlara yerleştirileceğinin seçiminde de yardımcı olunmuştur. Bu kapsamda Embedded pozisyonlarının yüzde 20 si Almanya ve Fransa gibi diğer ülkelerin medyasına verilmiştir. Bu ülkeler arasında Arap medyasının kanalları da bulunmaktadır. (USA Department of Defense, News Transcript 14 Haziran 2003) 3. Tartışılan Avantaj ve Dezavantajları İle Embedded Gazetecilik Embedded gazeteciliğin en önemli avantajlarından biri, katılımcı gazetecilere verilen erişimin seviyesidir. Bir gazetecinin dediği gibi, Belli bir erişim hiç olmamasından iyidir. Kontrol veya sansür altındaki erişim hiç olmamasından daha iyidir. (Alex Strachan, The Vancauven Sun, 15 Mart 2003) 42

Amerika, daha önce yaşadığı yoğun kamuoyu tartışmaları ve sert muhalefet nedeniyle Vietnam dan itibaren gazetecilerin savaş bölgesine girişini sınırlamıştır. Embedded muhabirlik programı ile çok önceleri alınan bu karardan bir anlamda vazgeçilmiştir. Bu bir anlamda gazetecilerin tekrar sıcak savaş bölgelerine dönmeleri, olayları daha yakından görmeleri ve kamuoyunu savaşın acımasız gerçeği ile yüzleştirmeleri açısından bir başarı olarak kabul edilebilir. Bushell ve Cunningham, embedded gazeteciliğin bir diğer avantajını ise şöyle değerlendirmektedir: Programa katılan gazetecilerin ordunun nasıl işlediği ve ordu üyelerinin kişisel tarafları, olaylara tepkileri hakkında büyük bilgi sahibi olmalarıdır. Cephedeki askerin neler hissettiğini birebir yaşamışlardır. Asker de aynı şekilde gazetecileri yakından tanımışlar ve habercilik hakkında daha fazla bilgi sahibi olmuşlardır. Onlarla birlikte yaşayınca gazetecilerin amaçlarını ve işlevlerini yakından tanıma imkanı bulmuşlardır. Embedded muhabirlerin ordu üzerinde nasıl gerekli bir kontrol sağlandığına bakmak gerekmektedir. Askerler yanlarında sarsürlenmeyecek habercilerin olduğunu bildikleri zaman daha az saldırganlık göstermektediler. Hatta bir kontrol mekanizması gibi düşünüp insan haklarına daha saygılı davranmak durumunda kalmışlardır. (Bushell ve Cunningham, Colombia Journalism Review, 2003) Öte yandan, gazeteciler ve ordu arasındaki dostluk, bu tür bir ilişki biçiminde son derece büyük şüphelerin doğmasına da neden olmuştur. Ordu ile embedded gazeteciler arasındaki ilişki bir habercilik tehlikesini de gündeme getirmiş, gazetecilerin yaptıkları haberlerde, sunumlarda ya da görüntülerde belli noktaları görmezlikten geldikleri ya da olayı detaya inmeden basitçe aktardıkları gibi bir sonucun doğmasına neden olmuştur. Zira, embededlerin kendi araçları ile dolaşmaları yapılan anlaşmaya göre söz konusu değildir ki bu durum haberi sınırlandırıcı bir faktör olarak görünmektedir. Embedded olarak bu tür olaylara tanık olan Rockford Star Online den Chris Hedges açıklamalarında bu durumu şöyle açıklamaktadır: Bir birliğe bağlı embedded muhabiriyseniz bağlı olduğunuz birliğin araçlarıyla hareket edebilirsiniz. Nereye gideceğiniz, neyi göreceğiniz ve neyi haber yapacağınız yanlız birlik tarafından belirlenir (Bedway, 2003). Buna göre, embedded gazetecilerin bulundukları konumu, savaşı savaş alanında izleme avantajını kaybetmeme adına bu kurallara sıkı sıkıya uyduğunu, bu anlamda resmi ve askeri görüşü yansıtma eğilimi taşıdıklarını söylemek de mümkündür. Amerikan Hükümeti nin de bu anlamda amacına ulaşmış olduğunu söylemek gerekmektedir. 2003 deki Irak Savaşı nda Fox ve MSNBC gibi bazı haber ağlarının Irak taki özgürlük operasyonu gibi askeri ifadeleri kullanmayı benimsediklerini, hatta Irak askerlerinin düşman olarak adlandırılırken, kimi embedded gazetecilerin bağlı bulundukları birliklerde gerçekleşen olayları anlatırken biz kelimesini kullandıkları, yine bir ordu görevlisi gibi açıklama yaparcasına, bir embedded gazetecinin 23 Mart tarihinde Basra nın alınacağını duyurduğu, ancak 2 hafta sonra Basra nın alınabildiği gibi ibret verici olaylara rastlanmıştır. (Mitchell, Ağustos 2003). Mitchell, konuya ilişkin eleştirilerine şöyle devam etmektedir: Embedded muhabirler tarafından yapılan hatalardan birini Geoffrey York, habercilerin yanlış haberler elde edebileceğini çünkü doğruluğunu kontrol etmediklerini gösteren bir örnekle açıklamaktadır. Embedded muhabirlerin- 43

44 den gelen kapsamlı haberleri yayınlamaya başladılar. Bilgiler arttıkça Irak ta nelerin yaşandığı daha net olarak ortaya çıkmaya başlamıştır. Çünkü ön cepheye ulaşmak çok zordu ve orada sistemli olarak yerleştirilen muhabirler kısmen de olsa yaşananları aktarabiliyorlardı. Ancak bu durum Bağdat ın düşmesine kadar sürdü. Amerikan askerlerinin Irak ta ilerlemeye başladığı günlerde çok bilgi akmıyordu, bu bir sorundu. İlerleyen dönemlerde bilgi akmaya başladı. Tam düzeliyor derken bu sefer de Bağdat düştü. Bağdat ın düşmesiyle birlikte en büyük problem yaşandı. Çünkü sanki embeddedler hipnoz olmuş gibi hareket ettiler, bulundukları koşulların boşluğuna düştüler (Mitchell, Ağustos 2003). Öte yandan, savaş durumunun teknik detayları üzerinde ağır bir odaklanmanın yaşandığı da görülmüştür. Embedded gazetecilerin, sadece askeri görüşün açıklanmasına odaklanmaları nedeniyle, bir çok embedded gazetecinin bulundukları ortam nedeniyle haber yerine rapor sundukları görülmüş, Iraklı larla bağımsız olarak bölgeye giden haberciler görüşebilmiştir. Dolayısıyla savaşın durumuna ilişkin görüşler tek taraflı olmaktan öteye geçememiştir. Amerikan Hükümeti bağımsız gazetecileri hayati tehlike konusunda sürekli bir biçimde uyarmış, ancak söz konusu hayati tehlike embedded gazeteciler için söz konusu olmamıştır. Amerikan Ordusu ndan General Vincent Brokks, Irak ta bulunan gazetecilerin yerlerini bilmediklerini, sadece kendileriyle birlikte olanların yani embededlerin yerlerini bildiklerini açıklamıştır. (Massing, Columbia Journalism Review, 2003) Savunma Sekreteri Asistanı Victoria Clarke, medyanın mesajının nasıl kontrol edildiğine dair şu ipucu verici cümleyi kullanmıştır: Ordu görevlilerinin savaş çabaları gibi biz de bunun için aynı planlamayı ve hazırlığı yaptık (Massing, Columbia Journalism Review, 2003). Embeded muhabirlik programı ile ordunun muhabirleri kontrol edebildiği bu açıklamadan da ortaya çıkmaktadır. Şaşırtıcı fotoğraflar ve görüntüler üzerine odaklanan herkes, muhtemelen önemli olan diğer hikayeleri önemsememişlerdir. (Kurtz, The Washington Post, 2003) Aslında bir bütün olarak embedded gazeteci uygulamasının tam olarak bir sansür uygulaması olduğunu söylemek güçtür. Zira, daha savaş bölgesine gitmeden çok önce kurallar ortaya konulmuş ve bir kabul belgesi niteliğindeki anlaşma imzalanmıştır. Bu anlamda, embeded muhabirlik yanlızca savaşın tarihsel olarak rapor edildiği bir tür olmaktan öteye geçememiştir. Askeri anlamdaki kurallara uyma zorunluluğu, asker ile birlikte ilerlemenin psikolojik baskısı gibi faktörler ile embedded gazetecilerin başta ABD olmak üzere savaşta taraf olan ülkelerden gelmesi bir anlamda gazetecinin ve haberin objektif olması gerektiği yönündeki ilkeyi yok etmiştir. Elbette, savaş ortamının olağandışı olması nedeniyle askerler ile gazeteciler arasında işbirliği de olmak durumundadır. Zira gazetecinin can güvenliği savaş ortamlarında ciddi bir tehdit altındadır. Ancak embedded gazeteciler bilgiyi tamamen tek yanlı almışlar, askeri sözcülerin verdiği bilgilerle yetinmek zorunda kalmışlardır. Berlin Institut Für Zeitbasierte Medien den Prof. Dr. Thompson, Bir takımın parçasıysanız onlar sizin tanıdıklarınız, dostlarınızdır. O grubun parçası olduğunuzu hissederseniz, ama bir gazeteci böyle hissetmek istemez diyerek gazetecinin tarafsızlığının bozulduğunu işaret

etmektedir. Poynter Institute den Steele de aynı yöndeki eleştirisi ile gazetecilere objektif olmaları ve biz veya bizim değil, onlar hakkında yazmaları konusunda ikazda bulunmaktadır. (Kurtz, The Washington Post, 2003) Penny Jamieson, www.dunedinmethodist.org.nz adresinde yazdığı makalesinde embedded muhabirlik hakkında şu yorumlarda bulunmaktadır: Bu savaşta, embedded gazeteciler Amerika, İngiltere ve Avustralya nın silahlı kuvvetleriyle birliktedirler. Anladığım kadarıyla, amaç çölde bize nasıl dışarıda kaldıklarını anlatmalarıdır. Savaşın gerçeği bu mudur veya televizyonların kısa bir eğlencesi midir? Bu sonsuz bir basmakalıptır ve ayrıca önemsizdir. Embedded gazeteciler özel coğrafi bilgiler, bölüğün hareket bilgileri, taktikleri gibi birçok konu hakkında bilgi veremeyebilirler. Orada embedded gazetecilerden birçoğu huzursuz oldu ve belki daha iyi haber yakalayabileceklerini düşünerek başka bir birime geçip geçemeyeceklerini sordular. Ama hiçbir geçişe izin vermediler. Farklı bir açıdan savaşı göremeyen gazeteciler, olayın nasıl gittiği hakkında yararlı analitik bir yorum yapamadılar. Belki de embedded gazetecilerin yetiştirilme amacı Irak tan medya çıkış verilerini denetlemekti ama plan başarısız oldu. Gerçekte önemli bir sonuç ise bazı profesyonel habercilerin bu sınırlamalara karşı mücadele vermeleri ve mesleki bağımsızlıklarını talep etmeleridir (Jamieson, http://www.dunedinmethodist.org.nz/just/jamsn1.html). University of Hawaii öğretim üyesi Dr. Neghin Modavi ise embedded gazeteciliğin olumlu ve olumsuz yönlerine ilişkin şunları belirtmektedir: Olumsuz yönü olarak, muhabirlerin konu üzerindeki objektifliklerinin azalması ve kendi sansürlerini uygulamalarıdır. Ayrıca büyük bir enformasyon ortaya çıkarken, bu olaya ayrılan yer veya zamanın kısaltılmasıdır. Olumlu yön olarak da sadece değerlendirebileceğimiz bir nokta ortaya çıkmaktadır. Bunu dö şöyle açıklayabiliriz: Canlı yayınlar sayesinde izleyiciler büyük resimi ufak görüntülerle anlayabilirdi. İnsan hikayelerinden ya da sadece bir insanın yüzündeki ifadeden yola çıkarak hisleri algılayabildi (Munden, http://kapio.kcc.hawaii.edu/archive/v36/36_24/embedded_journasilm.html). Öte yandan Duran, yine konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede şöyle devam etmektedir: Amerikalı bir gazeteci (kendilerine imzalatılan) 20 sayfalık şartnameyi şöyle açıklamaktadır; ʹAmerikan birlikleri hakkında öğrendiklerimiz bazı bilgiler, düşman açısından değerli olduğu için yazılamıyor. Ama biz hangi bilginin düşman açısından önemli ve değerli olduğunu bilmediğimiz için, genel olarak başımızdaki askeri yetkiliye soruyoruz. Askerlerin en çok önem verdikleri konu zaman ve mekan. Ne zaman nereye gittik, bunların yazılmasını istemiyorlar. Eğitimde bize genel, askeri ve siyasi konularda haber yazmamız yerine, askerlerimizin moral durumunu aktaran haberler yazmamızı, human interest-human touch (İnsani yanları önplana çıkaran magazin) haber ve featureʹlar (Haber-yorum, izlenim, not) yazmamızı salık verdilerʹ. Bu noktada şöyle bir sorular akla gelmektedir, Embedded muhabir ile Amerikan ordusu halkla ilişkiler bölümü mensubu arasında ne fark kalmıştır? Bu bağlamda basında tarafsızlık ilkesi nerede kalmıştır? Uluslararası anlamda basın ahlak ilkeleri gözardı mı edilmiştir? Çünkü ortada yazılı bir sözleşme bulunmaktadır ve bu anlamda askeri gizlilik haber alma hakkının önüne geçmektedir (Duran, 2003). 45

Kabul edilebilecek bir gerçektir ki, hükümetler ve medya arasında savaş zamanlarında, birinin güvenlik diğerinin ise haber bakış açısını öne almaları nedeniyle doğal bir gerilim bulunmaktadır. Hükümetler askeri birimlerin güvenliği, operasyonun başarısı gibi konularla ilgilenirken, medya hükümet tarafından savaş alanında gerçekleştiği söylenen olayları objektif olarak yayımlamak çabasındadır. Her ikisinin görevi de kamoyunu korumak, doğru şekilde bilgilenmelerini sağlamaktır. Son 20 yıllık süreç içerisinde, hükümet ve medya arasındaki ilişki zorlaşarak günümüze kadar gelmiştir ve teknolojinin gelişmesiyle bu ilişki daha da zorlaşmaktadır. Bu noktada gazetecilerin en önemli avantajı basın özgürlüğü kavramı olmuştur. Bu kavramın gelişmesiyle medya bir adım daha öne geçmiştir. Pentagon un son Irak Savaşı sırasında uyguladığı embedded gazeteci programı, savaş haberciliği ile ilgili medyanın da hükümetin de ortak bir yolda buluşmasını sağlamaya yönelik bir girişimdir. Bu program gazetecilerin savaşın ön hatlarında bulunmalarına, güvenliklerinin ve ulaşımlarının sağlanmasına, yeme, içme, yatma gibi özel ihtiyaçlarının sağlanmasına olanak tanımıştır. Ancak gazeteci, çok iyi bilinmektedir ki hükümetlerin, kişilerin, silahlı kuvvetler gibi kurumların değil, bir bütün olarak sözü edilenlerin görüşlerinin de yer aldığı kamuoyunun sözcüsü olmalıdır. Üniformalı, gaz maskeli, kasklı hatta silahlı gazeteciler, medyanın, savaşın politik bir parçası olduğunu gösteren birer unsurlar olmuştur. Bu noktada iliştirilmiş-embedded gazetecilik, mesleki etik ilke ve değerler açısından da değerlendirilmeyi gerekli kılmaktadır. 4. Etik İlke ve Değerler Açısından Embedded-İliştirilmiş Gazetecilik Gazetecilik mesleği açısından etik ilke ve değerlerin nasıl ve neden ortaya çıktığını, bunlara neden ihtiyaç duyulduğunu, Alemdar ın şu saptamalarıyla özetlemek mümkündür. Gazetecilik mesleğinin ortaya çıkması, önem kazanması ve gelişmesiyle birlikte, başta kurumsallaşma olmak üzere, tekelleşme, medya sahiplerinin medya dışı işlere girmesi, ekonomik ve siyasî çıkar alanlarına yönelmesi gibi genel ve yalan haber, manipülasyon (yönlendirme) amaçlı haber, özel hayatların gizliliğinin ihlâli, kişisel çıkarlar, kamu yararının gözardı edilmesi gibi bir dizi mesleğe özel sorunlar başgöstermiş; bunların çözümü için öncelikle hukukî düzenlemeler akla gelmiş, yapılmış; bu düzenlemelerin yetersizliği, sakıncaları ve özellikle de basın özgürlüğü kavramı etrafında etik kodlar geliştirilmesi gereği ortaya çıkmıştır. Medya kuruluşlarının kendileri veya üst meslek kuruluşlarının okurun güvenini kazanmak ve korumak amacıyla ortaya koyduğu ʹetik kodlarʹ, temelde gazetecilik mesleğinin korunması çabalarından doğmuştur (Alemdar, 1999: 253) Anlamı, toplumlara hatta kişilere göre değişmekle birlikte etik, birey davranışlarıyla ilgili kullanılan ahlâk terimlerini, ahlâkî yargıları incelemekte, bireylerin ahlâkî tutumlarının ardında yatan yargıları ele almaktadır. (Nuttal, 1997: 15) Lâtince ʺethicusʺdan gelen sözcüğün, dilimizdeki karşılığı ise ʺtörebilimʺ olarak ortaya konmuştur, buna göre, ʺTörebilim, iyi-kötü, yararlı-yararsız, sorunları inceleyen, töresel bir davranış yasası geliştiren inceleme dalıdır (Demiray, 1994:16). Ancak, özgül etik kuralları, dâima bir kültürün dinî inançlarına, sosyal normlarına, tarihî şartlarına ve ekonomi felsefelerine bağımlıdır. Bu sebepledir ki, etik ilkelerine gönderme yapılırken standardın uygulandığı sistemi gözönünde bulundurmak büyük önem taşımaktadır. (Matelski, 2000:11) 46

Etik ilkeler bir anlamda bilimsel kuramlara benzemektedir, belli bir otorite eliyle belirlenmez. Bilim ve etik alanındaki ilkeler, bir yandan çok önemli sonuçlar elde edilirken bir yandan da bu çalışmaların hem bir yanılma payının olduğu hem de sonsuzluğunun kabul edildiği bir süreçte, insan aklının ve insan deneyimlerinin birbirlerini etkileme becerileri yoluyla keşfedilmelidir. (Belsey ve Chadwich, 1998: 25) Etik, hukuktan ayrılan yönü ile, kişiyi özgür bırakır. Kişi bir değerler ve birikimler bütünü ve kendisine eylemlerinde referans noktası olan ve kendisini insanlık serüveninde üst düzeylere taşıyacak etik ilkelere uyup uymamakta serbesttir. Hukuk net ve çok daha tanımlanmış kurallar ve cezai yaptırımlar ile çerçevelenirken, etik, kişiyi alacağı kararlarda özgür iradesi ile kendisini doğru, iyi ve değerli hissedip hissetmeyeceği tercihler bütünü ile başbaşa bırakır. Medya etiği veya özdenetim konularına yaklaşımlarda, böyle bir sınırlamanın ʹbasın özgürlüğüʹ çerçevesinde ne anlama geleceği; basın özgürlüğünün geleneksel sınırlama çabalarının bir yenisi olup olmadığı tartışılmıştır. Ancak, Alemdarʹın yaklaşımıyla; ʺEtik, görece özgür biçimde çalışan gazetecilerin artan çeşitli baskılara karşı kendilerini ve mesleklerini korumak, okurun güvenini kazanmak amacıyla uymaya söz verdiği kurallar olarak ortaya çıkmıştır. Başka bir deyişle, kitle iletişimi alanındaki etik anlayışı, basın özgürlüğünü geleneksel olarak sınırlama eğilimi içerisindeki devlete karşı mücadeleden değil, sermayenin artan egemenliğinin yarattığı sorunlara karşı gazetecilik mesleğinin korunması çabalarından doğmuştur (Alemdar, 1999: 253). 1947 yılında Amerika Birleşik Devletleriʹnde kurulan Hutchins Komisyonu Raporunda basının sosyal sorumluluk anlayışının ana esasları çizilmeye çalışılmış, basın özgürlüğü belli bir temele oturtulmaya çalışılmıştır. Raporda konuya şöyle yer verilmektedir: ʺGeleneksel basın özgürlüğü düşüncesi ile onun gerekli kıldığı ayrılmaz parçası olan sorumluluk arasında bir çelişki vardır. Sorumluluk, yasalara saygı gibi, kendi başına özgürlükler önünde bir engel değildir. Tam tersine pozitif bir özgürlüğün gerçek bir ifadesi olabilir. Ancak bu sorumluluk, kayıtsız kalma özgürlüğüne ters düşer. (...) Sözde basın özgürlüğünün bu tür toplumsal sorumsuzluk örneği oluşturduğuna bugünlerde çok sık tanık olunmaktadır. Basın, yanlışlıklarının ve tutkularının özel alan dışına taşıp, kamusal tehlike haline geldiğini bilmelidir. Basın yanlış yaparsa, aldattığı kamuoyudur. Kişilere tanıdığı gibi, basına da hata yapma hakkının tanınması bundan böyle mümkün değildir (Daimond ve Platter 1995: 66). Görüldüğü gibi, çerçevesi net bir biçimde çizilen sosyal sorumluluk yaklaşımı ile medyanın, basın özgürlüğü ile topluma karşı ödevleri bağdaştırılmaya çalışılmaktadır. Buna göre medya sahipleri ve çalışanları, toplumun beklentilerini yerine getirmeyi bir yükümlülük olarak kabullenmelidirler. Serbest piyasa ve rekabet şartlarında meydana gelebilecek aksaklıklar, kamusal ihtiyaçları karşılayacak mekanizmalarla düzeltilmelidir. Medyayı toplumsal amaçlardan uzaklaştıran baskıları ortadan kaldırabilmek için devletin sektöre malî ve ekonomik yardımlar vermesi, çoğulculuğun sağlanmasına hizmet eden özel hizmet ve 47

48 kolaylıkların temini, medya organlarına yönelik özel tarifeler, öncelikler ve ayrıcalıklar getirilmesi; ayrıca, medyanın ve çalışanlarının hak ve özgürlüklerini koruyan özel kanunlar ve anti tekel kanunları çıkarılması, basın konseylerinin oluşturulması, özel komisyonların ve parlamento komisyonlarının düzenlenmesi gibi birçok tedbir sistemin esasını oluşturmaktadır. Yine aynı şekilde, iletişim kuruluşlarında çalışanların meslekî standartlarının özdenetim esasları dahilinde ortaya konması da bunun bir parçasıdır. ( Oktay, 1990: 42) Amerikan Gazete Editörleri Cemiyetiʹnin 1923 yılında kabul ettiği Gazetecilik Kuralları nda; ʺOkuyucuya güven telkin etmek, tüm nitelikli gazetecilik biçimlerinin temelini teşkil eder. İyiniyet kuralının gereği, gazete dürüst olmaya mecburdur. Bir gazetenin dikkat ve titizlik göstermedeki veya bu temel niteliklere olan hakimiyetindeki başarısızlığı asla affedilemez.ʺ (Oktay, 1990: 42) denmektedir. Yine, Amerikan Profesyonel Gazeteciler Cemiyeti Sigma Delta Chiʹnin ortaya koyduğu ilkeler de bu yönüyle kaydadeğer öneme sahiptir. ʺKesinlik ve nesnellikʺ başlığı altında ʺTopluma karşı iyiniyet ve inanç gazeteciliğin temelidirʺ diye başlayan bu ilkeler şu şekildedir: 1. Gerçek en önemli amaçtır. 2. Haber vermede nesnellik başka bir amaçtır. Bu ulaşmaya çabaladığımız bir standarttır. Başaranlara saygı duyarız. 3. Hata ve yanlışlık özür kabul etmez. 4. Gazete yöneticileri yayınladıkları haberin içeriğinden tamamen haberdar olmalıdır. Fotoğraf ve görüntüler olayı tam olarak yansıtmalı, konuyla ilgisiz ayrıntıyı öne çıkarmamalıdır. 5. Haber ile görüşlerin açıklanması birbirinden ayrılmalıdır. Haber tüm öznel görüşlerden ayrılmış olmalı ve olayın her yönünü sergilemelidir. 6. Gerçeğin bilinçli olarak çarpıtıldığı partizan yayıncılık Amerikan gazetecilik ruhuna aykırıdır. 7. Gazeteciler toplumsal olaylar ve konular üzerinde çözümleme, yorum ve yayın yapma sorumluluklarını kabul ederler. Yine bu konularda söz sahibi olduğunu bildikleri kişilerin görüşlerini aktarmayı kabul ederler. 8. Savunma ya da yazarın kendi yorumlarına ayrılan yazılarda bu durum belirtilmelidir.ʺ (Alemdar, 1999: 125) Görüldüğü gibi yine, medyanın, nedeni ne olursa olsun, yalan, yanlış ve yönlendirme amaçlı haber, görüntü, vb. yayınlarında bütün hatalarını, yanlışlarını kabul ederek düzeltmeye gitmesi ve ayrıca sorumlular hakkında gereğini yapması yine bu bağlamda ortak bir ilke olarak ortaya çıkmaktadır. Basın tarihinin en eski mitlerinden biri olarak belirttiği objektiflik konusunda Talu, görme biçiminin söz konusu olduğu her durumda ʹgörünenden fazlasıʹ veya ʹgörünenden başkasıʹ ya da ʹgörünenin ötesiʹ vardır diyerek şöyle devam etmektedir: ʺGörme biçiminin kardeşi gösterme biçimidir. Öyleyse, ʹgösterilenden fazlası, gösterilenden başkası, gösterilenin ötesiʹ olmalıdır. Objektiflik, kökenindeki yansızlık, tarafsızlık, maddîlik, nesnel varlık, şeyleri olduğu gibi görmek gibi manaları açısından bir medya palavrasından başka bir şey değildir. Bir görme biçimi olarak ise doğru. Medya, her bir yayın organı, her gazeteci o manada objektiftir (Talu, 2000: 51).

Gazetecinin görmek, çalıştığı aracın göstermek tercihinde bulunduğu haberin tarafsızlığı, gerçek anlamda tam karşılığını, medyanın bağımsızlaşması ile bulacağı açıktır. Ancak medyanın bağımsızlaşması da kimi zaman kendi başına yeterli olamamaktadır. Gerek ulusal ve gerekse uluslararası ortamlarda, medyada tekelleşmenin ve haber dolaşımı dengesizliğinin de gazetecilik mesleğinin etik anlamda mevzii kaybetmesine neden olduğu açıktır. Tekelleşme ve haber dolaşımındaki dengesizliğin geçerli olduğu ortamlada doğal olarak her türlü manipülâsyon, yönlendirme, yanlış ve çarpıtıcı bilgi aktarımı mümkün olmaktadır. Nitekim, son yılların medya etiği alanında en önemli tartışma ayaklarından birisini de ulusal ölçekte medyadaki tekelleşme ve haberlerin dengesiz dolaşımı oluşturmaktadır. Uluslararası haber akışındaki açık taraflılığa dikkat çeken Zeytinli, şu saptamaları yapmaktadır: Yanlı habercilik, genellikle dış haberlerde ve siyasî haberlerde gündeme gelmektedir. Dış politikalara uyumlu olarak hazırlanan haberlerin temelinde, ekonomik, ideolojik ve siyasî çıkarlar söz konusudur. Uluslararası haber dağılımının dengesizliği açısından olaya bakıldığı zaman, gelişmiş ülkelerden (aynı zamanda haber ve haberleşme tekelini elinde tutan) bağımlı ülkelere yönelik bir yönlendirici ve yanlış bilgi (disinformation) ve çarpıtma (distortion) görülmektedir. Bunlar daha çok savaş, terörizm, salgın hastalık, doğal afet haberlerinde yaşanmaktadır (Zeytinli, 1997: 38). Dengesiz, taraflı ve zaman zaman manipulasyona yönelik haber akışı ile karşılaşan ve bir anlamda mağdur da olan medya kuruluşlarının bu durumun önüne geçme çabası bir yana, doğrudan kendilerinin ortaya koyduğu etik kuralları dahi hayata geçirme konusunda çok heyecanlı ya da istekli olmadıkları görülmektedir. 5. Sonuç Olarak... Kuralsızlaşma ve küreselleşme eğilimindeki yeni liberal ekonomik anlayışın tüm sektörlerde olduğu gibi medya sektöründe de kamu yararı ve sosyal sorumluluk gibi en temel unsurlarını bir kenera bırakarak karlılık ve verimlilik anlayışına yönelmeleri, medya sahipliğinin ve hatta yöneticiliğinin basın dışı sektörlerden gelenlerce ele geçirilmesi, gazetecileri ve mesleği de temel ilke ve etik değerlerin uzağına düşürmüştür. Buna bir de gazetecilerin siyasi ve ticari güç odakları ile angajmana girmesinin eklenmesi, önlenemez çöküşün ve herşeyi meşru görme anlayışının yaygınlaşmaya başlamasına neden olmuştur. Bu noktada yalnızca, bir bütün olarak mesleğin içinin, sosyal sorumluluk, kamu yararı, sağlıklı haberleşme, bilinçli kitlelerin oluşumuna katkı gibi temel ilkeler açısından boşaldığı görülmektedir. Medya bir bütün olarak bu yapıya gelmişken, embedded-iliştirilmiş gazeteciliğin de bu yapıdan uzak düşünülmesi anlamsızdır. Embedded anlayışı da kayıtsız şartsız manipulasyon, propaganda, kontrolu elde tutma, siyaset sermaye ikilisinin ortak hareketi sonucu, bir anlamda yeni bir ortam için yeniden üretilmiş bir gazeteci tipini oluşturmuştur. Geçmişte yaşanan savaşlar sırasında savaş muhabirleri halkın gözü, kulağı olmuştur. Tüm dünya, herhangi bir bölgedeki gelişen olayları bu gazetecilerin gözünden izlemiştir. 49

Gazetecinin haberleri aktarma biçmi o dönemlerde de büyük önem taşımış, haber o zamanlarda da manüpulasyona açık olmuş, kimi zaman ise her gazeteci farklı haberleriyle sansüre uğramış, demokratik haklarını kullanamaz hale gelmiştir. Ancak yine de gazeteciler sırtlarında taşıdıkları sosyal sorumluluk gereği temel ilkelere bağlı kalmış, objektif olmaya çalışmışlardır. Oysa artık bugün herşey izlenme oranları ya da satış rakamları ile değerlendirilmektedir. İşte bu noktada da zaten temel işleyiş ve ilkelerin gözardı edilerek, yerine, duygusal sömürüler, sansasyonel yaklaşımlar, heyecan verici propagandalar girmekte, gerçeklik yerini kurgusal gerçekliğe bırakmaktadır. Gazetecinin, kendi içsel etik değerlerindeki çöküntü ya da ilgisizliğin yanısıra, çalıştığı iletişim aracının genel olarak etik değerlere, tarafsızlık, doğruluk gibi gazeteciliğin en temel mesleki ilkelerine karşı takındığı tavır da mesleğin sağlıklı işleyişini belirleyen birer faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Temelde mesleğin sağlıklı ve etik değerler içinde işleyişinin bir tercih sorunu olduğu artık her zamankinden çok daha belirgin olarak anlaşılmaktadır. Habere bakışta, onu elde etmede, yayınlamada ve haber kaynakları ile ilişkilerde geçerli olan bu tercih sorunu, mesleğin etik değerlerle işlemesi ve böylelikle sağlıklı bir bilgilendirme sürecinin ya da tamemen tersi bir durumun oluşmasına neden olmaktadır. Embedded gazeteci, gazetecilik gibi, sosyal sorumluluğu ve dolayısıyla etik değerleri en yüksek meslek alanının, en uzak köşesine düşmektedir. Savaş bölgesinde yaşanan sorunları, acıları, yanlışları ya da doğruları, savaşın etkilerini, tüm olup bitenleri tarafsız bir biçimde uluslararası kamuoyuna ve diğer devletlere aktarmak, onları doğru bir biçimde bilgilendirmek yerine, ABD ve İngiltere Hükümetlerinin resmi propagandasını dünya kamuoyuna pompalamak ile görevlendirilmiş gazeteci olmak, embedded gazeteci için, aslında mesleğin dışına düşmek anlamı taşımaktadır. Embedded gazeteciyi herşeye rağmen tarafsız kalmayı başarmış gazeteci kabul etmenin olanağı yoktur. Askeri bir aracın içinde, hatta onun namlusundan olayları izleyen, savaşı asker ünüforması giyerek takip eden, uçaktan askerlerle birlikte paraşütle atlayarak savaş yerine inen ve buradan görüntü alan ya da haber bilgisi toplayan, ABD nin kendisini uluslararası kamuoyuna ifade etme aracı olarak kullandığı gazetecinin tarafsızlığından söz etmenin olanağı bulunmamaktadır. Gazetecilerin kendilerini açıkca gazeteci olarak niteleyen ve üzerinde Press / Basın yazan kıyafetten farklı olarak asker kıyafetleri giyerek savaş izleyen gazeteciyi, asker olarak düşünmekten başka çare kalmamaktadır. Embedded gazetecilerin savaş bölgesine geldiklerinde neleri haber yapabilecekleri neleri yapamayacakları açık bir biçimde belli iken, bu gazetecilerin uzunca bir süre aynı birliğin içindeki gazetecilerle yaşayarak onlarla dostluk temasları kurmuşken, bu gazetecilerin tam tarafsızlık ve duygusallıktan uzak, oto sansüre kalkışmadıkları haberler yapmalarını beklemek, nafile bir çabadır. Aksine, bulunan bir kaç eski gaz maskesini kimyasal saldırının hazırlığı olarak değerlendirmek tam bir propaganda aracı olarak kullanılmaktan öteye geçememektir. Embedded gazeteciler, kendilerini embedded yapanlara karşı sorumludur ve onların istediği haberleri kamuoyuna ulaştırmakla yükümlüdür. ABD ve müttefiklerinin hiçbir yanlışı gösterilmezken, Iraklı güçlere ilişkin sürekli bir biçimde olumsuz haber üretilmiş olması, embeddedlerin psikolojik savaşın bir unsuru olarak kullanıldıklarını göstermektedir. 50

Askerlerle aynı dili konuşan, bu dile uygun biz gibi haber kalıpları üreten gazetecilerin de bir tür emir komuta zincirine girmiş olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Yazılı ya da görüntülü medyaların hiçbirisinde koskoca bir savaşın hiçbir kanlı görüntüsüne yer verilememiş olması, seyreltilmiş uranyumlu mermiler kullanıldığına ilişkin hiçbir iddianın üzerine gidilememiş olması ciddi şüpheleri de beraberinde getirmektedir. Ayrıca, Amerika ya da İngiltere de savaşı destekleyenlerin zaferlerini ilan etmelerini embedded muhabirlerin geçtikleri haberler kuvvetlendirmiş, Er Jesica nın kaçırılma ve ardından kurtarılma hikayesi gibi duygusal senaryolar üretilmiştir. İşin en çarpıcı yanı ise, Irak ta savaşan Amerikan askerlerinin annelerinin kurduğu bir internet sitesi nde savaşı izleyen tüm embedded muhabirlerin isimleri, hangi kanalda çalıştıkları ve hangi birlikle birlikte hareket ettiklerinin yer almasıdır. Bu da ailelerin izleyecekleri kanalların adreslerini göstermekten dolayısıyla izlenme ve satış oranlarını yükseltmeye çalışmaktan ve dolayısıyla da reklam gelirlerinin yükselmesinden başka bir anlama gelmemektedir. Mesleki ilke ve etik değerler konusunda medyanın araç olarak tercihi kadar gazetecinin tercihi de belirleyici ve önemlidir. Çözülmenin başladığı yer de zaten tercihlerden başlamaktadır. Kaynakça Kitaplar: Alemdar, Korkmaz. Medya Gücü ve Demokratik Kurumlar, Afa Yayınları, İstanbul, 1999. Belsey A. ve Ruth Chadwich, Medya ve Gazetecilikte Etik Sorunlar, Çev: Nurçay Türkoğlu, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 1998. Daimond, Larry., Marc F. Platter Çev: Türk Demokrasi Vakfı, Demokrasinin Küresel Yükselişi, Ankara, Yetkin Yayınları, 1995. Demiray, Kemal. Temel Türkçe Sözlük, İnkılap Yayınları, İstanbul, 1994. Hohenberg, John. Gazetecilik Mesleği, Çev: Filiz Ofluoğlu, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 1963. Marlyn J. Matelski, Tv Haberciliğinde Etik, Çev: Bahar Öcalan Düzgören, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1996. Nuttal, Jon. Ahlak Üzerine Tartışmalar, Çev: Abdullah Yılmaz, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 1997. Oktay, Mahmut. Kitle İletişim Araçlarının Uluslararası Sorumluluğu ve İletişim Ahlak Kuralları, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, 1990. Talu, Umur. Dipsiz Kuyu, Milliyet Gazetesi, İstanbul, 12 Mart 2000. Tokgöz, Oya. Temel Gazetecilik (5. Baskı), İmge Yayınevi, Ankara, 2003. Zeytinli, Murat. Uluslararası Haber Dengesizliği, Yeni Türkiye Araştırma ve Yayın Merkezi Yayınları, İstanbul, 1997. Elektronik Kaynaklar: http://www.digital journal.com/news/?articleid=3586 Embedded Journalism and the Rules of War Alındığı tarih: 15 Eylül 2003. 51

Radio-Television News Directors Assocition & Foundation, RTNDA Ask Rumsfeld tu Give the Media Access to News About Military Actions, News Release, 24 Eylül 2001 http://www.rtnda.org/news/2001/rumsfeld.shtml Alındığı tarih: 15 Mart 2003. USA Department of Defense, Public Affairs Guidance (PAG) on Embedding Media During Possible Future Operations, http://www.defenselik.mil/news/feb2003/d20030228pag.pdf Alındığı Tarih: 29 Mart 2003. USA Department of Defense, ASD PA Clarke Meeting with Bureau Chiefs, News Transcript 14 Haziran 2003 http://www.dod.mil/news/jan2003/t01152003_t0114bc.html Alındığı Tarih: 5 Temmuz 2003. Andrew Bushell ve Brent Cunningham, Being There: Suddenly the Pentagon Grants Acces to Actions, Colombia Journalism Review, Haziran 2003, http://www.ejr.org/year/03/3embed.asp Alındığı Tarih: 15 Temmuz 2003. Barbara Bedway, Getkting Out of Embed: Advice for War Correspondents on How to Effectively Cover the Possible War on Iraq, Editor and Publisher 24 Şubat 2003, Expanded Academic Search Premier, Alındığı Tarih: 14 Haziran 2003 Michael Massing, The High Price Of and Unfergivining War, Columbia Journalism Review, Haziran 2003 http://www.cjr.org/year/03/3/massingasp Alındığı Tarih: 15 Temmuz 2003. Howard Kurtz, For Media After Iraq, A Case of Shell Shock, The Washington Post, www.mashingtonpost. com 28 Nisan 2003 Penny Jamieson, http://www.dunedinmethodist.org.nz/just/jamsn1.html Alındığı tarih: 15 Eylül 2003. Frank Munden, http://kapio.kcc.hawaii.edu/archive/v36/36_24/embedded_journasilm.html Alındığı Tarih: 15 Eylül 2003. 52