T.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ ARKEOLOJ BÖLÜMÜ KLAS K ARKEOLOJ ANAB L M DALI



Benzer belgeler
1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

MAĞARA RESİMLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNDEN BİZE ULAŞTI

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KLASİK ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI

Danışma Kurulu Tüzüğü

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

/ info@boren.com.tr

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Balkanlar da Refah: Kısa Rapor

PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI. GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A..

J. MELLAART ÇATALHÖYÜK Ü BULUNCA, TARİH DEĞİŞTİ

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

Araştırma Notu 15/177

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

Doğanın Gizemi. Küçük Bir Damlada Büyük Bir HazineEsans

Almanya dan Bir Örnek WESER-EMS UNION

AB Mevzuatının Uygulanmasına Yönelik Teknik Desteğin Müzakere Edilmesi

Biberiye Eter Yağı. Biberiye Eter Yağı

Bitkilerde Çiçeğin Yapısı, Tozlaşma, Döllenme, Tohum ve Meyve Oluşumu

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

KİM OLDUĞUMUZ. Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sağlık, aileleri,

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

TÜRKİYE DE HASTANEDE YATAN HASTALARIN AKILCI İLAÇ KULLANIMINA YÖNELİK BİLGİ VE DAVRANIŞLARINI DEĞERLENDİRME ÇALIŞMASI

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler:

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

ARAŞTIRMA RAPORU. Rapor No: XX.XX.XX. : Prof. Dr. Rıza Gürbüz Tel: e-posta: gurbuz@metu.edu.tr

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

DENEY 2: PROTOBOARD TANITIMI VE DEVRE KURMA

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı Toplantısı

Analiz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır.

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

Nüfus Planlaması Hizmetlerini Yürütecek Personelin Eğitimi. Görev, Yetki ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı Giriş Yöntem Sonuçlar ve Tartışma Kaynakça... 7

Olasılık ve İstatistik Dersinin Öğretiminde Deney ve Simülasyon

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

PROJE. Proje faaliyetlerinin teknik olarak uygulanması, Sanayi Genel Müdürlüğü Sanayi Politikaları Daire Başkanlığınca yürütülmüştür.

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ

1. Konu. 2. Basitle tirilmi Tedbirler Basitle tirilmi Tedbirlerin Mahiyeti ve S n rlar

Ara Dönem Faaliyet Raporu MART 2014

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

Oksijen, flor ve neon elementlerinin kullanıldığı alanları araştırınız.

AMERĐKA DA YAŞAM BOYU. Prof. Dr. Erdal ZORBA

BİT ini Kullanarak Bilgiye Ulaşma ve Biçimlendirme (web tarayıcıları, eklentiler, arama motorları, ansiklopediler, çevrimiçi kütüphaneler ve sanal

DENETİM VE SİVİL TOPLUM: KORE DENEYİMİ

Brexit ten Kim Korkar?

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Muhasebat Genel Müdürlüğü. Sayı : /11/2014 Konu : Taşınmazlara İlişkin İşlemler.

SANAL DĠLĠN DĠLĠMĠZDE YOL AÇTIĞI YOZLAġMA HAZIRLAYAN: CoĢkun ZIRAPLI Ġsmail ÇEVĠK. DANIġMAN: Faik GÖKALP

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi,

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

Prof. Dr. Bilal Sambur ile Medya ve Dindarlık Üzerine 08/04/2015

Transkript:

T.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ ARKEOLOJ BÖLÜMÜ KLAS K ARKEOLOJ ANAB L M DALI ANT K DÖNEMDE TIP VE B TK SEL TEDAV Yüksek Lisans Tezi Seda Karaöz Ar han Ankara 2003

T.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ ARKEOLOJ BÖLÜMÜ KLAS K ARKEOLOJ ANAB L M DALI ANT K DÖNEMDE TIP VE B TK SEL TEDAV Yüksek Lisans Tezi Seda Karaöz Ar han Tez Dan man Prof. Dr. Co kun Özgünel Ankara 2003

T.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ ARKEOLOJ BÖLÜMÜ KLAS K ARKEOLOJ ANAB L M DALI ANT K DÖNEMDE TIP VE B TK SEL TEDAV Yüksek Lisans Tezi Tez Dan man : Prof. Dr. Ço kun Özgünel Tez Jüri Üyeleri Ad ve Soyad....... mzas.... Ankara 2003

Hayat k sa; sanat uzun; olay ani; tedavi riskli; kay p a rd r. Bir hekim için önemli olan yaln zca tedaviyi uygulamak de il, hastan n kendisi, yak nlar ve çevresi dü ünülerek de tedaviyi gerçekle tirmektir. Hipokkrates

ÖNSÖZ Arkeoloji bilimi sayesinde geçmi te ya ayan insanlar n ya amlar hakk nda bilgi sahibi olabiliyoruz. Her biri birer ip ucu niteli inde olan buluntular bizi geçmi in karanl ndan biraz olsun ç karmakta. Ben de tez bu tez çal mas yla Antik dönemin t bb n antik kaynaklar, arkeolojik buluntular ve mitolojik özelliklerle destekleyerek anlatmaya çal t m. Tez çal mam boyunca yard m n ve deste ini benden esirgemeyen Say n Hocam Prof. Dr. Co kun ÖZGÜNEL e te ekkür ederim. Tüm çal malar m, arazi gezileri ve sayamayaca m pek çok yard m n benden esirgemeyen E im Okan ARIHAN a, Tez çal mam s ras nda bana verdikleri destek için Ara. Gör. Ayça ÖZCAN a, Deniz KARAGÖZ e e Arkeolog Zeynep SARAY a ve kaynaklara ula mamda yard mlar n esirgemeyen Dr. Ay e Mine ÖZKAN a, Tüm hayat m boyunca bana destek olan aileme, geni kütüphanesinden yararlanmam sa layan Gazeteci yazar Özgen ACAR a Te ekkür etmeyi bir borç bilirim. En son olarak da eserleriyle ve hayatlar yla insanl n tarihinde onlara sa l k için hizmet eden, bu u urda mücadele vermi ve bugünkü t p seviyemize ula mam zda katk da bulunmu olan say s z insana te ekkür etmeyi bir borç bilirim Sayg lar mla Ankara 2003

Ç NDEK LER ÖNSÖZ..I Ç NDEK LER II G R... IV TAR H ÖNCES ÇA LARDA TIP.1 ESK MEZOPOTAMYA DA TIP ve TEDAV 7 - Mezopotamya T bbi Kaynaklar : Çivi Yaz l Tabletler.. 8 - Mezopotamyal T p Uygulay c lar...12 - Mezopotamya da Kullan lan Bitkisel laçlar 18 - Mezopotamyal larda Hastal k ve Tedavi Kavramlar...19 ESK MISIR DA TIP VE TEDAV...24 - Eski M s r n T p Metinleri Papirüsler...25 - Eski M s r n Bitkisel laçlar..28 - Doktorlar, Hastal klar ve mhotep... 30 - Di ve Göz Tedavisi 33 - Mumyalama lemi ve Anatomiye Katk lar... 33 ESK H T T UYGARLI INDA TIP..37 YUNAN VE ROMA M TOLOJ S NDE ASKLEP OS VE A LES 44 ASKLEP E ONLAR..52 - Kos.. 59 - Knidos. 60 - Epidauros 61 - Atina.. 66 - Korinth 67 - Pergamon 68 ANT K YUNAN VE ROMA DA ÖNEML TIP ADAMLARI 84 - Hipokrates. 84 - Herophilos 105 - Erasistratos 111 - Theoprastos.. 115 - Galenos 120 - Celcus & Plinius 137 - Soranus 145

- Dioscorides.155 ANT K YUNAN DÖNEM NDE TIP. 166 - Antik Yunanda Bitkisel laçlarla Tedavi..186 - Yunan Herbalistleri...199 - Antik Yunan da Hastal klar...202 - Antik T pta Rüyalar..204 ANT K ROMA DA TIP..210 - Antik Roma da T p..210 - Bitkisel ve Di er laçlarla Tedavi...226 SONUÇ. ÖZET. SUMMARY. B BL OGRAFYA.

G R T p, tarih öncesinde de insanl kla birlikte varl n sürdürmü ve insan ya am n n vazgeçilmez bir unsuru olmu tur. Sa l k ve hastal k üzerine gerçek ve bilimsel bir bilgiye sahip olamayan antik dönem insanlar ellerindeki imkanlar ve üretebildikleri teoriler ile bu sorunlara çözümler bulmaya çal m lard r. Bu çal madaki amaç Antik Dönemde Yunan ve Roma uygarl klar nda uygulanm olan t p ve özellikle de bitkilerle tedavi yöntemlerinin arkeolojik bulgular ve antik literatürler nda incelenmesidir. Bu uygarl klar n uygulamalar n etkilemi olan Mezopotamya ve M s r medeniyetlerinin bitkilerle tedavi konular na da k saca yer verilmi tir. Antik dönemde t p modern dünyada oldu u gibi kesin ve kat s n rlar olmayan bir meslekti. E itimli ve entelektüel antik kalemlerin aktard hekim tipleri muhtemelen vaktiyle uygulanm olan tedavi yöntemlerinin az bir k sm n ifade etmektedir. Antik t ptaki ço ulculuk dikkat çekicidir. Artan miktarda arkeolojik bulgu gün na ç kmaktad r. Özellikle Roma dönemine ait t bbi araçlar, tap naklardaki adak materyalleri, ilaç tarifleri, duvar resimleri ve di erleri bu dönemin t bb na ait daha belirgin bir resim ortaya ç karmaktad r. Ancak yine de antik t p literatürü yazarlar ile arkeoloji aras ndaki mesafe zor kapanmaktad r. Bitkiler insanlar n hayat için vazgeçilmez canl lard r. Besin, yakacak ve giyecek elde etmede insanlar bitkilerden büyük ölçüde yararlanm lard r. Bitkilerin, hastal klar n tedavisi amac yla kullan mlar n n nas l ba lad tam olarak bilinmese

de binlerce y l boyunca biriken deneyimlerin giderek bir halk t bb na dönü mü oldu u kesindir. Do an n her zaman kendi dili vard r ve insanlarla bu dil arac l ile konu ur. Mevsimler, gece gündüz, gelgit olaylar bu dilin sadece birkaç hecesidir. nsan bunu okumaya ne zaman ba lad bilinmez ama do a hep insana f s ldamaya devam etti. nsan n ilk yard ma ihtiyac oldu unda yard ma ko an do a olmu tur. Do a insana sundu u bin bir eyle ifa olmu, insan n ac lar n dindirmeye çal m t r. Ancak insan, bu dili sezgisi ve zekas yla çözebildi i ölçüde do adan ifa bulacakt r Pek çok de i ik boyutu bulunan t p gibi bir konuyu tek bir çal mada incelemek mümkün olmad ndan bu çal mada Antik Dönemde Yunan ve Roma t bb özellikle bitkilerin kullan m konusuna yo unla arak verilmeye çal lacakt r. Günümüz eczac l n n temelleri bu eski uygarl klar n deneyimlerinden köken alm, geçen ça lar boyu olgunla m ve modern bilim ve teknolojinin geli tirilmesi ile günümüzdeki eklini alm t r. Ancak geçmi te oldu u gibi bugün de bu tür do al kaynaklar n kullan m na devam edilmektedir. Do an n sundu u bu ifa kaynaklar, insano lu onlar yok etmedi i sürece hizmet etmeye devam edecektir.

TAR HÖNCES ÇA LARDA TIP T bb n hastal klar n tedavisi için geli tirilmi bilinçli bir çaba oldu unu dü ünürsek ortaya bu bilim dal n n insan bilinci kadar eski oldu u sonucu ç kar, ancak elimizde belgelere dayal kan t bulunmad için, t bb n ilk dönemlerinde nas l oldu u konusunda sadece tahmin yürütebiliriz. Bununla birlikte 19. ve 20. yüzy llardaki ara t rmalar n yan s ra, paleontoloji ve antropolojinin sundu u kan tlar nda inceleme yap ld nda, t bb n kökenlerinin büyüye ve dini pratiklere uzand ortaya ç kmaktad r. 1 19.yy da Sir Marc Armand Ruffer Paleopatoloji terimini yayg nla t rm t r. Bu bilim dal antik ve daha eski dönemlerden kalm insan ve hayvan kemiklerindeki hastal klar inceler. Kalsiyum yetmezli i, a r büyüme, kal nla ma kolayl kla saptanabilen hastal klard r. Fosil di lerde a nma, apse görülmektedir. Di lerde çürüme nedeniyle olu an oyuklar (cavite) oldukça yayg nd. Prehistorik dönemdeki insanlar n ya ortalamas, kemik verilerine dayanarak 30-40 ya aras ndayd. Tüm çal malarda gösterildi ine göre erkekler kad nlara göre daha uzun süre ya yorlard. Bunun nedeni kad nlara hamilelik ve do um olaylar n n getirdi i yüktür. Bunun yan s ra erkek çocuklar büyüyünce avc olacaklar ndan k z çocuklar na göre daha iyi besleniyorlard. Peki insanlar hastal klar n ne zaman tedavi etmeye ba lad lar? Asl nda hayvanlar da yaralanm olan yerlerini yalayarak bir tür tedavi i leminden geçirirler. Buna ek olarak kusturucu otlar yemeleri çok ilginç bir örnektir. Plinus un dedi ine göre baz hasta hipopotamlar bilinçli olarak s k sazl k alanlara girerlerdi. Sert 1 Lewis 1998, 8

kam lar ayaklar nda çizikler açar ve böylece bir cins kanatma i lemi meydana gelirdi (daha sonraki dönemlerde s kça uygulanacak olan bir tedavi yöntemi olan, kan alma yönteminin bir gözlem sonucunda ortaya ç km oldu unu dü ünebiliriz). 2 Belki de tarih öncesi insanlar, aç klanabilir olan ve olmayan aras nda bir ayr m yaparak i e ba lam lard. Bir yanda di er insanlarla ve hayvanlarla yap lan sava lar sonucunda meydana gelen yaralar n verdi i zararlar vard ki bunlar n nedenleri belli oldu u için tedavileri göreceli olarak kolayd. Ama di er yanda, görünürde anla l r hiçbir nedeni olmayan ve birden bire ortaya ç k p insan sa l n ve ya am n tehdit eden hastal klar vard r. (Günümüzde bulunan fosil kal nt lar üzerinde yap lan incelemeler sonucunda, artrit, tüberküloz gibi hastal klara ait izlere rastlan lm t r.) Dolay s yla hastal klardan ve ölümden korkan insan, ya am n do as n incelemeye ba lad. 3 Prehistorik zamanda bir sa alt m 4 kültü geli mi miydi? Fransa da Trois teki Freres ma aras nda ayakta duran ve dans eden bir maskeli adam acaba iyile tirici ilk amanlardan birisi olabilir mi? Di er bir Paleolitik parçada bir ren geyi i hamile bir kad na do ru ad m atmaktad r. Bu bir cins t bbi ili ki midir? Tüm bu sorular n net yan t n belki bulamay z. Ancak bugünün benzer primitif toplumlar ile k yaslayacak olursak baz benzerlikler kurmam z mümkün olacakt r. Çevresindeki insanlar n bilinmeyen birtak m güçlerin etkisi alt na girdi ini gören tarih öncesi insan, hastal k ve ölüm gibi ac ya yol açan bilinmezliklerin kötü ruhlar n i i oldu una inanmaya ba lar. Di er yandan, ya amdaki güzellikleri yapan iyi ruhlar n oldu unu da dü ünür. Ac n n ve ölümün yan s ra; f rt na, karanl k, ays z geceler gibi kendisini korkutan, aç klayamad olaylar n nedenini, ölülerin ya da 2 Lyons & Petrucelli 1987, 19 3 Lewis 1998, 8 4 Sa alt m : iyile tirme

avda öldürülen hayvanlar n k zg n ruhlar na ba lar ve onlar da kötü ruhlarla ili kilendirir. Kendisi için do aüstü olan bu olaylar, tap nma ve adak yoluyla yat t rmaya çal r. Zamanla ortaya, y ld zlar ve kötü ruhlar yat t rman n yollar n bildi ini, zehirleri ve ifal otlar tan d iddia eden büyücüler ç kar. Böylece, bu içgüdüsel ve deneysel uygulamalardan bir magic medicine büyü t p alan do ar. Öyle görünüyor ki, t pk bugünün ilkel topluluklar nda oldu u gibi, o dönemlerde de doktor ve din adam n n i levi ayn idi. Fransa da, Les Trois Freres ad verilen bir ma arada bulunan, yakla k 17000 20000 y l öncesine ait bir kaya kabartmas, kafas na korkunç bir geyik maskesi takm bir doktoru göstermektedir. Bu doktor herhangi bir ça daki ilkel bir toplulu un büyücü modelini temsil etmektedir. O dönemlerde, hastal a yol açan ruhu korkutmak için hayvan maskeleri tak l rd. Ayn zamanda bu ekilde hastan n, ilaçlar ve birtak m teatral ayinler yoluyla büyülere inanmas amaçlan rd. Fransa da Lascaux ma aras ndaki (yakla k M.Ö.15000 10000). bir duvar resmi üzerinde yaral bizonun ba rsaklar d ar ç km t r. nsan figürü ise onun önünde ölü olarak gösterilmi tir ve muhtemelen sadece bir av sahnesinden ba ka do a üstü bir olay da burada aktar lmaya çal lmaktad r. Neolitik ça a ait Çatalhöyük ana tanr ça heykelci i (yakla k M.Ö. 6500-5700). T p tarihi aç s ndan do um olay n gösteren en erken örneklerdendir. 5 yaparken gösterilmi (Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi) Resim 1 Neolitik ça a ait Çatalhöyük anatanr ça do um 5 Lyons & Petrucelli 1987, 22

Neolitik ça da (yakla k M.Ö. 10000-7000) insanlar besin toplay c l ndan tar ma geçtiler. Acaba t bbi olan bitkileri de yeti tirmi ler miydi? Bu tam bilinmemektedir. Ancak neolitik insan n basit cerrahi i lemler için aletler üretti i bilinmektedir. Kafatas nda aç lan delikler büyülü-t bbi bir amaç, kötü ruhlar kafatas ndan artmak gibi bir amaç ta m olabilir. 6 Büyücüler insanlar hasta edecek ya da iyile tirecek büyüler yaparlar, kötü talihi ve hastal uzakta tutacak t ls mlar geli tirirlerdi. Bu tür ya amsal s rlar n koruyucular olarak büyücüler zamanla ayr bir s n f olu turmaya ba lad lar. 7 Bugün oldu u Prehistorik dönemde de insanlar baz içgüdüsel davran lara sahiptiler. Ac m olan yerin üzerine elimizi koymak veya sürterek ortaya ç kan s ile ac s n almak, ya da çok s nm olan bir dokumuzu so uk suya sokmak, böcek s r veya bir ey batan yerimizi emmek tedavi yöntemlerinin tümüyle içgüdüsel kökenleridir. Ancak yine de tarih öncesi zamanlarda insanlar n kendilerini bilinçli olarak tedavi etmi olduklar na dair herhangi bir kay t yoktur. K r k kemikler, aç k yaralar kendi haline b rak ld klar zamanlarda dahi kendili inden iyile ebilmektedir. spanya daki kayaya kaz nm olan bir resimde karn nda bir fetüs ta yan bir hamile kad n göstermektedir. Bu durum prehistorik insanlar n çok basitte olsa anatomik baz bilgilerinin oldu unu göstermektedir. 8 Bugün yapt klar ayinler bize arlatanl k gibi görünebilir ama sahip olduklar bilgi, do an n, özellikle de bitki ve hayvan zehirlerinin incelenmesine dayand için, yapt klar i ler modern t p ad na bir anlam ta maktad r. Örne in, uyku ilac olarak skopolamin içeren adamotu ve y lan sokmas na kar panzehir kullan m çok belirsiz 6 Lyons & Petrucelli 1987, 19 7 Lewis 1998, 8 8 Lyons & Petrucelli 1987, 19

ve uzak bir geçmi e kadar gider. Bu da bize t p bilimindeki iki önemli geli meyi haber verir: yat t r c lar ve a. Prehistorik Dönemde tedavi Resim 2 Robert Thom a göre Canl lar n kafatas n ilk defa cerrahi aletleriyle delenler büyücüler olmu tur. Dünyan n çe itli yerlerinde bulunmu pek çok kafatas üzerinde yap lan incelemeler sonucunda, delinen yerin çevresinin keskinli ini kaybetti ini, kemik dokular nda zamanla iyile meler oldu u hastalar n bu ameliyatlardan sa ç kt klar anla l yor. Delme noktalar ndan anla ld na göre bu i lem, ba a r s ya da sara hastal n hafifletmek gibi belirli amaçlar için uygulan yordu. Belki de onlar n dü ünü lerine göre, ki iye ac çektiren kötü bir ruhtu. Buna kar l k, muhtemelen ameliyat hem bir ayinin parças hem de bir tedavi yöntemiydi. Ku kusuz, tarih öncesi cerrahlar n baz lar büyük teknik yetilere sahiptiler. Kulland klar aletler, ta lar n keskinle tirilmi kenarlar ve çakmakta lar yd. Bu aletler iltihap temizleme, kan ak tma ve delme i lemlerinde kullan l yorlard. 9 9 Lewis 1998, 8

T p ve din tarihi, ki inin kötü güçlere kar savunulmas n amaçlad klar için her zaman ba lant l olmu lard r. Din, ilk uygarl klarda daha net biçim almaya ba lay nca t p da yava yava tap naklarda geli mi tir. 10 10 Lewis 1998, 8

ESK MEZOPOTAMYA DA TIP VE TEDAV Mezopotamya uygarl n n kökeni Güney Mezopotamya da ya ayan ve Sümerliler olarak adland r lan toplulu a kadar uzan r. M.Ö. 3500lerde Sümerliler daha sonraki y llarda ortaya ç kacak medeniyetlerde gözlenebilecek pek çok özelli i ilk olarak geli tirmi lerdi. Kasabalar ehirlere büyümü, resimsel yaz n n erken formlar kullan lm, metal i çili i ortaya ç kar lm ve tap naklar an tsal büyüklükte yap lmaya ba lanm t. Ancak uygarl n tam olarak ba lamas çivi yaz s n n ba lad tarih olan M. Ö. 3100 olarak kabul edilir. Çivi yaz s Sümerliler taraf ndan geli tirilmi ve nemli kil tabletlere kama biçimli ekiller yap lmas n içeriyordu. Resim 3 Bilinen en eski t p elkitab. M.Ö 2200 y l na ait. ( Philadelphia University Museum ) Bu tabletler kurutulduktan sonra ta nabiliyor ve depolanabiliyordu. Çivi yaz s geli tirildi i günden sonra 2000 y l boyunca bask n olan yaz biçimi olmu tur. Sümer ce konu ulan bir dil olarak kaybolmas ndan sonra dahi bölgede bulunan uygarl klar taraf ndan çivi yaz s kullan lmaya devam etmi tir. Bu tabletler tarihçilere

antik Mezopotamya uygarl klar n incelemelerine ve anlamalar na olanak tan m t r. 11 MEZOPOTAMYA TIBB KAYNAKLARI: Ç V YAZILI TABLETLER Modern ara t r c lar n en büyük kaynaklar kil tabletlerdir. Antik Mezopotamya sanat nda resimsel gösterim pek mevcut de ildir ve incelemek için belirgin miktarda iskelet te yoktur. Eski Mezopotamya dan günümüze ula an pek çok tabletin ne yaz k ki çok az miktarda olan t bbi konularla ilgilidir.mezopotamya n n büyük uygarl Sümer in t bb ile ilgili yak n bir zamana kadar hemen hemen hiç bir metin ele geçmemi ti. Mezopotamya t bb na ili kin bilgiler, Sümer t p bilgilerini kullanan Akkad metinlerinden elde edilmi tir. Bugün Sümer t bb na ili kin sadece iki adet metin ele geçmi tir. Bunlardan biri tek bir ilaç tarifini içermektedir. Di eri ise on be ilaç tarifini içerir. M.Ö 3. bin y l n son çeyre ine tarihlenen bu tablet 60-70 y l önce ç kar lm olsa da akademik düzeyde 1940 y l na kadar anla lamam t r. Pek çok çeviri aras nda en güveniliri Pensilvanya Üniversitesinden Miguel Civil taraf ndan haz rlanm t r. Bu Belgede 145 s ra yaz vard r. lk 21 sat r y prand için ne yazd anla lamam t r. Çivi yaz l bu metinde bir adam u hastal ktan dolay s k nt çekiyorsa gibi anlat mlar bulunmamaktad r. Ancak metinden geriye kalanlar...kökü,...ba, yün, tuz gibi parçalard r. laçlar 15 tanedir. laçlar uygulan biçimlerine göre üç gruba ayr labilir. lk grupta 8 ilaç tarifini kapsayan lapalar bulunmaktad r. Genel olarak listedeki maddeler toz hale getirilir. Sonra bir s v ile lapa yap l r ve yara olan yer ya ile s vand ktan sonra lapa ile sar l r. Metinde geçen bu örneklerden baz lar u ekilde s ralanabilir; 11 www.indiana.edu/ancmed/meso.html

Anadishsha bitkisi, dikenli bitkilerin dallar (muhtemelen Prosopis stephaniana), duashbur tohumlar (muhtemelen Atriplex halimus) ve..., suylaseyreltilmi bira onun üzerine dökülür; hasta yer bitkisel ya la ovulur ve lapa onun üzerine uygulan r. Nehir çamuru toz edilir, suyla slat l r, ya ile kar t r l p lapa yap l r. Kurutulmu arap, çam a ac, erik a ac üzerine bira dökülür, ya la yara s van r ve sonra lapa uygulan r.... a ac n n kökleri toz edilir ve kurutulmu ziftle kar t r l r, üstüne bira dökülür, ya ile s van r ve lapa yap l r. kinci grup tarifler, dahilen kullan lacak ilaçlar içermektedir. Bu tür tariflerden üç tanesi bulunmaktad r. Bunlardan ilki biraz karma k bir tariftir. Sert biray... bitkisinin reçinesi üzerine dök, ate in üzerinde s t; bu s v y ziftin içine koy ve hasta adam n içmesini sa la. Armutlar toz et, manna (kudret helvas ) bitkisinin köklerini biran n içine koy ve hasta ki iye içir. Nignagar sebzesinin ve mirra n n tohumlar ve kekik toz edilir, biran n içerisine konur ve hasta adama içirilir. Üçüncü grup tariflerin anla lmas daha zordur. Metnin hem bir k sm kopuktur hem de tarif edilen uygulamalar n ne oldu u belirsizdir. Kaplumba a kabu u k r l r... hasta organ ya ile s van r daha sonra toz edilmi kabuk s van r. Daha sonra saf bira ile ovulur. Sonra su ile y kan r ve hasta

nokta ezilmi göknar a ac ile kapat l r. Bu uygulama tun ve nu hastal durumunda yap l r. Tun ve nu muhtemelen cinsel organlara ait iki parçay ifade etmekte olup bir çe it zührevi hastal k konu edilmi tir. 12 Antik dokümanlar n gösterdi i üzere Sümerli t pç lar, bugünkü meslekta lar gibi bitkisel, hayvansal ve mineral kaynaklar kendi ecza dolaplar için ham madde olarak kullanmaktayd lar. En bilinen mineraller sofra tuzu (sodyum klorür), güherçile (potasyum nitrat), nehir zifti ve ham petroldü. Hayvani ürünlerden ise yün, süt, kaplumba a kabu u ve su y lan kullan lm t r. Ancak ilaç ürünlerinin büyük ço unlu u bitkisel ürünlerden gelmekteydi. Kekik, hardal, erik, armut, incir, sö üt, unluca bitkisi, L., Prosopis stephaniana, manna bitkisi, hurma, mersin a ac, köknar, nane, incir ve çam, ve bira, arap ve bitkisel ya gibi i lenmi ürünler kullan ld anla lmaktad r. 13 Eldeki antik dokümanlar büyü ve di er metafizik yollardan uzak, eytan ve Tanr lar içermeyen ve gözlemsel-ak lc tarifler de içermektedir. Her ne kadar bu tariflerin tedavi edici özellikleri deneylerle s nayarak yaz lmam sa da modern t bbin ara t rmalar na konu olan baz bitkileri de içermektedirler. T bbi uygulamalarla ilgili bilgi veren tabletlerin pek ço u Asur un en son büyük kral olan Asshurbanipal n kütüphanesinden elde edilmi tir. Kral n Nineveh teki saray nda yer alan Asshurbanipal n kütüphanesinde bulunan 20000 kil tablet, saray istilac lar taraf ndan yak ld nda ortaya ç kan büyük ate taraf ndan bir kez daha pi irilmi (ve bu sayede korunmu tur). 1920 lerin ba lar nda 12 www.indiana.edu/ancmed/meso.html 13 Kramer 1990, s. 51

Asshurbanipal n kütüphanesinde bulunan 600 t p tableti Campbell Thompson taraf ndan yay nlanm t r. Di er t p metinleri daha yak n tarihlerde yay nlanm t r. Örnek olarak Franz Kocher, Die Babylonishch-Assyrische Medizin ad yla bir seri yay nlam t r. Bu eserlerin dördünde Assurbanipal n kütüphanesinden ba ka yerlerde bulunmu olan 420 tablet anlat lmaktad r. Bunlar n aras nda Yeni Asur döneminden, asipu olarak adland r lan bir t p uygulay c s n n kütüphanesi de mevcuttur. Bunun yan s ra Orta Asur ve Orta Babil metinleri de mevcuttur. Kocher in çal mas n n kalan iki cildi Campbell Thomson un çal mas n destekler materyaller içermektedir (k r k tabletlere yeni ekler bulunmas ve British Museum da yer almayan materyallerin sa lanmas gibi). Nineveh tabletlerinin en az ndan bir cildi daha eklenmektedir. Bunlara ek olarak Spaet Babylonische Texte aus Uruk, Kocher in çal mas na dahil olmam olan 30 t p tabletini içermektedir. Bu tabletlerin büyük ço unlu u bitki kar m tarifleridir. Baz lar ayn hastal kla ilgili tedavileri içeren kitapç klar gibidir. Antik Mezopotamya ya ait elde edilmi olan en büyük t bbi tedavi eseri T bbi Te his ve Tedavi olarak bilinir. Eser 40 tabletten olu maktad r ve Frans z ara t rmac R. Labat taraf ndan çal lm t r. Her ne kadar bu tedavi eserlerinin en eski kopyas M.Ö. 1600 lere uzansa da metindeki bilgiler yüzlerce y ll k Mezopotamya t p bilgisinin bir harmanlamas d r. Te hise dayal tedavi ba tan aya a tüm hastal klar için organize olmu ve bölümler halindedir; sindirimle ilgili problemler, jinekoloji ve çocuk hastal klar gibi. Ne yaz k ki eski Mezopotamya t p metinleri, konunun uzman olmayan ki iye sanki büyücünün el kitab ndan ç km bölümler gibi görünmektedir. Asl nda güncel ara t rmalar n gösterdi i üzere hastal klar n tan mlanmas ile te his ve tedavi konusunda Antik Mezopotamyal lar n

oldukça iyi birer gözlemci ve uygulay c lard. Göründü ü kadar yla beklenilebilecek tüm hastal klar için tedavileri mevcuttu, nöroloji, ate, kurtlar ve di er parazitler, zührevi hastal klar ve deri lezyonlar gibi. T bbi metinleri ise oldukça ak lc yd. Örnek olarak a r kan kayb ile ilgili olarak belirttikleri uygulamalar, ayn ko ullar alt nda bugünkü modern müdahalelerin ayn s yd. 14 MEZOPOTAMYALI TIP UYGULAYICILARI Rahats zl tedavi etmek veya hastal iyile tirmek için bilimsel yöntemler yan nda büyü de kullan lmaktayd : Hekim bir taraftan t bbi ilaçlar uygularken di er taraftan da elde edece i muhtemel ba ar y, önceden görmek için kehanete ba vurmaktayd. Bu yüzden Mezopotamya t bb, büyü ve kehaneti de içine almaktad r. 15 Tabletlerden ö renildi i kadar yla antik Mezopotamya da iki tip profesyonel t p uygulay c s mevcuttu. lk tip ashipu olarak adland r lmaktayd. Mezopotamya t bb n n daha eski kay tlar nda bunlara s kl kla büyücü ad verilirdi. Bunlar n en büyük i levi hastal te his etmekti. ç hastal klar söz konusu oldu unda ashipu hangi tanr veya iblisin bu hastal a sebep oldu unu belirlemekteydi. Ashipu ayn zamanda hastal n, hastan n i lemi oldu u bir günah veya hatadan dolay m oldu unu da belirleyecekti. Ashipu bu te hisi yapt ktan sonra hastal a sebep olan bu kötü ruhu kovabilmek için gereken kutsal sözleri de söyleyecekti. Ashipu hastas n Asu ad verilen farkl bir tür ifac ya gönderebilirdi. Bu ki i bitkisel ilaçlar konusunda bir uzmand. Bunlar o zaman n bir anlamda doktoru da say labilmekteydi. Örnek olarak bir yaray tedavi ederken Asu, üç temel uygulamaya güvenmekteydi; 14 www.indiana.edu/ancmed/meso.html 15 Ronan 2003, s. 36

y kama, bandajlama ve yaray kapama. Her üç teknik de dünyan n bilinen en eski t bbi yöntemleridir (yakla k M.Ö. 2100). Mezopotamya da hastal klar genellikle varolan bir ruhla ili kilendirilir: Tanr lar, hayaletler, vs. Ancak her bir ruh, bedenin bir k sm nda hastal k yapar. Böylece midedeki bir hastal ktan tanr X sorumludur. Hastal klar, örnek olarak bennu gibi isimlerle isimlendiriliyordu. Ayn zamanda baz organlar n i levlerini yapmamalar da hastal k nedeni say l yordu. Tanr lar da baz ad konmu hastal klara neden olabiliyorlard. Yani X hastal n n sebebi bu sefer Y hastal ndan köken almaktayd. Tedavide kullan lan bitkiler hastal n tedavisine yönelikti. Bu nedenle hastal a sebep olmu olabilecek ruhla herhangi bir ili kisi yoktu. Muhtemelen bir hastal n herhangi bir ruhla ili kisi oldu u dü ünüldü ünde adaklar ve di er eyler de yap lmaktayd ancak t bbi metinlerde bu konu ile ilgili herhangi bir ey belirtilmemi tir. Asu nun bandaj haz rlama konusundaki bilgisi dikkat çekicidir. çerisinde tedavi edici özellik ta yan bu antik bandajlar büyük bir ihtimalle yararl sonuçlar do urmaktayd. Baz bandajlar bitkisel reçineyi veya hayvan ya n alkaliyle s tmak gibi baz kar k uygulamalar içermekteydi. Bu kar m s t ld nda bakteriyel enfeksiyonun ortadan kald r lmas nda yard mc olmu olabilecek sabun elde edilmekteydi. Her ne kadar Ashipu ile Asu aras ndaki ili ki kesin de ilse de hastan n ifa bulabilmesi için birlikte çal m olmalar ihtimali oldukça yüksektir. Zengin hastalar muhtemelen her ikisinden de tedavi görebilmi lerdir Hastalar payla man n ötesinde bu iki tip ifac lar n çal ma alanlar aras nda baz kesi meler de ya anm t r. Bir Asu bazen dua okurken bir Ashipu da bitkisel ilaç kullanm t r. Bu

ortak çal malara ait baz kan tlar eczac l k reçeteleri içeren Ashipu kütüphanesinde bulunmu tur. 16 T bb konu alan metinlerin ve kitaplar n varl na ra men, hekimlik daha çok hekimin deneyimine dayanm gibi görünmektedir. M s r ile kar la t r ld nda, Mezopotamya da yaln zca küçük veya orta cerrahi operasyonlar n uygulanm oldu u görülür. Uzman cerrah say s n n az oldu u anla lmaktad r. Hekime verilen mevkii de ilgi çekicidir. Hekim, kahinler, hanc lar ve f r nc lar ile ayn s n fa al nm t r. Ancak bu s n fland rma göründü ü kadar garip de ildir ve hekimin, yaln zca sarayda çal an bir devlet memuru olmad n, saray d nda verdi i hekimlik hizmetinden elde etti i gelirle ya ayan bir ki i oldu unu gösterir. Tabletlerde cerrahinin uyguland durumlara ait prosedürler belirtilmektedir. 3 adet tablette bir Asu nun hastan n gö sündeki enfeksiyonu d ar ç kartmak için uygulanmas gereken metotlar yaz lm t r. Di er ikisinde kafadaki hastal klarda uygulanacak metotlar anlat lm t r. Tabletlerin bir tanesinde kafatas n n nas l kaz naca di erinde ise, muhtemelen anti-bakteriyel etki yapm olan susam ya n n nas l uyguland yaz lm t r. Antik t p doktoru bu tabletleri okuyup yazabilen kültürlü ve e itimli bir insand. Bunu sa layabilmek için gençli inin önemli bir k sm n edubba ad ndaki Sümer okulunda geçirmi ti. Bu e itimi veren profesörler ummia lar ö rencilere o günün mevcut akademik bilgilerini eksiksiz anlatmaktayd lar. Sümer de t p doktorlar A-zu olarak bilinir. Kelime anlam olarak çevirisi yap ld nda su-bilicisi anlam na gelmektedir. Tabletlerde bilinen ilk doktor Lulu ad nda bir ki idir. Doktor Lulu Ur kentinde yap lan kaz larda ortaya ç kar lan bir 16 www.indiana.edu/ancmed/meso.html

tablette yer almaktad r ve yakla k M.Ö. 2700 e denk gelmektedir. Doktorlar n önemli bir sosyal yere sahip olduklar fikri Urlugaledinna ad nda Lagash l bir doktorun silindirik mühründe Gudea n n o lu Ningirsu nun alt nda önemli bir yerde durmas yla da desteklenmektedir. Bunun yan s ra veterinerler, öküz doktoru, e ek doktoru olarak da bilinmekteydiler. 17 Veteriner cerrahl k da Mezopotamya t bb n n bir di er yönüydü. ster insanlar, ister hayvanlar tedavi etsin, hekimlere tedavilerinde yard mc olmak için büyülü sözler ve beddualar kullan lmaktayd : çünkü di er her ey gibi, hastal nda tanr lar taraf ndan yarat ld na inan l rd. laçlar n etkisi geçiciydi. Hekim, hastal n merkezine ancak hastal a sebep olan tanr y sakinle tirerek ula acakt.. lkel dönemlerde oldu u gibi pratisyen hekim bir cins din adam yd. 18 Babil Zaman nda Doktorlar Sümer uygarl M.Ö. 2000 y llar na gelindi inde eski gücünü yitirmi, Mezopotamya y fetheden Asurlar ve Babilliler in hakimiyeti alt na girmi ti. Mezopotamya, tanr larla insanlar aras nda arac olduklar n iddia eden krallar n hükmetti i bir politik sistemle, eski dünya uygarl n n merkezi haline gelmi ti. Astronomi ve astroloji, kral n tanr lar n isteklerini yerine getirmesini sa lad ndan daha da önemli hale geldi. Bu dönemde çe itli hummalar n, inme ve veba gibi bir çok hastal n te hisinin konuldu u biliniyor. Ayr ca bulunan baz kil tabletlerde, göz, kulak, cilt ve kalp hastal klar, romatizma ve çe itli zührevi hastal klar n tan mlar n n da yer ald görülüyor. O dönemlerde di a r s na, di leri kemiren kurtlar n neden oldu u 17 www.indiana.edu/ancmed/meso.html 18 Ronan 2003, s. 37

dü ünülüyordu. Bu dü ünce 18. yüzy la kadar Avrupa da geçerlili ini korudu. Dü üncelerine göre, kötü ruhlar, bir insan n yada ulusun günahlar na kar l k, tanr lar taraf ndan yarat l rd. Böyle bir durumda, doktor rahip soruna müdahale eder, te hisi koyar, daha sonra da uygun eytan ç karma ve kefaret ayinlerini yerine getirirdi. Asurlular ve Babilliler de t p, tanr lara kar sorumlu olan rahiplerin himayesindeydi. Ancak cerrahlar rahip olmad klar için hastalara uygulad klar tedaviden devlete kar sorumluydular. Büyük Kral Hammurabi (M.Ö. 1948 1905 ) tarihte, bir mesle in sivil ve suçla ilgili yükümlülükleri kavram n tan mlayan ilk devlet adam d r. Kanunun bir kopyas u anda Paris Louvre müzesinde bulunmaktad r. Haz rlanan kanunlar n baz lar nda, ehliyetsizlik ya da ihmalden kaynaklanan ücretlerin ve cezalar n miktar belirtilmi tir. Hammurabi zaman nda ba ar s z hekimlere verilen cezalar n tarifesi oldu u gibi, hekim ücretlerinin de tarifesi vard. Örne in 215. madde, doktorun büyük bir operasyon gerçekle tirmesi ya da bir göz hastal n iyile tirmesi halinde, on gümü sikkeyle ödüllendirece ini belirtiyordu. Hasta, özgür biriyse be sikke, köleyse, efendisi onun ad na iki sikke öderdi. 19 Hammurabi Kanunlar na göre, bir hekim soylu bir ki inin k r k kemi ini tedavi etmi se, kendisine 5 ekel gümü ödenecek, fakat e er hasta soylu ki i de ilse ücret 3 ekel olacakt r. E er bu ki i soylu ki inin esiri ise, hekime 2 ekel verilecektir. Cerrahi operasyonlar için ödenecek ücretler daha yüksektir. Onlarda da, ba ar s zl k söz konusu oldu unda verilen cezalar tarifeye ba l d r; e er bir esirin tedavisi ölümle sonuçlan rsa yerine ba ka bir esir 19 Lewis 1998 s. 10

verilecek, soylu ki i öldü ü takdirde, tedaviyi yapan hekimin bir eli kesilecektir. Cerrahi tedavi, hasta için her zaman çok tehlikeli olmu ise de, Babil ülkesinde cerrahlar n da dikkatli davranmalar için en az ndan hastalar soylu oldu unda iyi sebepleri bulunmaktayd. 20 Asurlu ve Babilli doktorlar n teorilerinin büyücülük sembolizmine dayanmas na kar n, ayn zamanda do ay dikkatle izlemeleri deneysel t bb n ilerlemesine yard mc olmu tur. Örne in büyücü doktorlar n göz bozukluklar n n tedavisinde kulland klar so an dilimi, oldukça etkili bir tedavi yöntemi oldu u için günümüze kadar geçerlili ini koruyabilmi tir. Gözya salg lanmas na neden olan ve lizozim ad verilen bakteriyel bir madde içeren so an n göz hastal klar n n tedavisinde kullan lmas n n ard ndan göze zeytinya ile masaj yap l rd. Tedavini son a amas nda kötü ruhlarla ba edebilmek amac yla ayinsel bir tören yap l rd. Doktorlar n, farkl ikayetler için birbirinden de i ik reçeteler kulland klar biliniyor. Örne in zeytin, defne, çiri otu, nilüfer ve mersin gibi bitkilerin meyveleri, çiçekleri, yapraklar, kökleri; evcil ve vah i hayvanlar n çe itli organlar, demir, bak r, alüminyum, ap, ö ütülmü ta lar ve tuz gibi pek çok mineral bu reçetelerde yer al rd. Hayvan d k s ndan da çokça faydalan l rd. lkel toplumlar taraf ndan, büyük ihtimalle hastay rahats z eden kötü ruhlar tiksindirip kaç rmak için uygulanan bu yöntem, iki yüzy l öncesine kadar Avrupa t bb nda da uygulanmaktayd. Asurlu doktorlar hastalar na hap, pudra, lavman gibi ilaçlar verirlerdi. Ayr ca tedavide pesar ve fitil de kullan rlard. Hekimler yanlar nda, içinde ilaç, bandaj ve 20 Ronan 2003, s. 35

çe itli aletler bulunan bir çanta ta r ve konsültasyon sonras nda bulgular kil tabletlere kaydederlerdi. Konsültasyon sonras nda düzenlenmi kil tabletlerdeki semptomlar n tarifi oldukça ilginçtir. Örne in tabletlerden birinde öyle yaz lm t r. Pulmoner tüberküloz (akci er tüberkülozu) : hasta çok öksürür, tükürü ü bazen kanl d r, soluk al p vermesi flüt sesi gibidir. Derisi so uk, ayaklar s cakt r. Çok terler ve kalp at lar çok h zl d r. 21 Hidrofiziyi 22, hummay, f t, uyuzu, cüzam ve baz deri hastal klar n tan d klar gibi, saçlar, bo az, akci erleri ve mideyi etkileyen hastal klar da bilmekteydiler. 23 Babil de yap lan kaz larda, büyük bir ihtimalle kanalizasyon sisteminin parças olan büyük ta kanallar bulunmu tur. Bu ve di er eski Akdeniz uygarl klar nda bulunan kal nt larda ta tuvaletlere rastlan lm t r. Bu primitif ölçütler, devletin, vatanda n sa l ndan sorumlu olmas bilincinin gittikçe artt n n bir göstergesidir. 24 MEZOPOTAMYADA KULLANILAN B TK SEL LAÇLAR Antik Mezopotamya ilaçlar n n önemli bir k sm bitkisel ilaçlara ayr lm t r. Ne yaz k ki bu bitkilerin ne olduklar n kesin olarak belirlemek çok zordur. Tan mlanabilen ilaçlar n büyük ço unlu u bitkisel ekstreler, reçineler veya baharatlard r. Asu t bbi repertuvar içerisindeki ilaçlar n pek ço u, antibiyotik ve antiseptik özelliklere sahipti. Ancak tüm bu uygulamalarda güçlü bir plasebo etkinin oldu u unutulmamal d r. Hastalar doktora kendilerini iyile tirme gücüne sahip 21 Lewis 1998 s.11 22 Hidrofizi : vücutta su toplamas anlam na gelmektedir. 23 Ronan 2003 s. 35 24 Lewis 1998 s.11

olduklar na üphe etmeden inanm lard. Bu nedenle doktora gitmek en az ndan hastalarda psikolojik olarak ifa bulmak ve iyile mek anlam na gelmekteydi. Kil tabletlerden elde edilen bilgilere göre Mezopotamyal lar hastal klar n n tedavisinde; tah l, sebze, a aç k s mlar, baharatlar, çe itli yabani otlar, örne in; Çin tarç n (Cinnamomun cassia), mersin a ac (Myrstus communis), eytanotu (Ferula asa-foetida), kekik (Thymus sp.), sö üt (Salix sp), armut (Pyrus communis), köknar (Abies), incir (Ficus carica), hurma (Phoenix dactylifera), ha ha (Papaver somniferum), banotu (Hyoscyamus), me e maz s (Gallae Quercinae), nane (Mentha), Rezene (Foeniculum vulgare), Safran (Crocus), Adamotu (Mandragora), hardal (Sinapis) gibi bitkisel kaynaklardan yararlanmaktayd lar. Kullan lan bu bitkilerin tohumlar, kökleri, kabuklar, dallar ya bütün halinde yada toz edilerek saklan yordu. Akadlar ve Sümerlerde bira ve sütün, ilaçlar n eritilme ve kar t r lma ortam olarak kullan ld görülmektedir. 25 MEZOPOTAMYALILARIN HASTALIK VE TEDAV KAVRAMLARI Hastal klara tanr lar n sebep oldu u dü üncesi, tanr lar ile insanlar ars nda bir haberle me ekli olan kehanetin hekim için çok önemli oldu unu göstermektedir. Kehanet sayesinde, hekim tanr lar n isteklerini ke federek, hastal n ç k sebepleri hakk nda faydal bilgiler elde edebilecek, ayn zamanda gelece i ki tanr lar taraf ndan bilinmekteydi- okuyarak tedavilerin etkisini ö renebilecekti. De i ik kehanet ekilleri kullan lmaktayd : ku lar n uçu u, hilkat garibelerinin veya acayip hayvanlar n do umu, y ld zlar n do u u, bunlar n hepsi incelenmekteydi. Rüyalar n da kehanette özel yeri vard. Rüyalar; sahip olduklar canl l k, gerçek izlenimi 25 www.indiana.edu/ancmed/meso.html

vermeleri ve ayn zamanda tutars z olmalar ndan dolay, tanr lardan gelen mesajlar olarak kabul edilmekteydi. Bu sebeple, bunlar n dilini anlamak için çok kere rahibin veya hekimin yorumuna ihtiyaç vard. ncil de yer alan firavunun gördü ü yedi i man ve yedi zay f inek rüyas n anlatan hikaye ve bu rüyan n Hz. Yusuf taraf ndan yorumu buna tipik bir örnektir. Bu konuda branilerin ve M s rl lar n inançlar ile Babilliler ile kom ular aras ndaki fark, kehanette hepatoskopi tekni ini benimsemi olmalar d r. 26 Resim 4 Babil de bulunmu olan M.Ö 19-18. yy!a ait kilden yap lm karaci er modeli. Hastal klar n te hisi,adak ve sunu amac yla incelenmi tir. ( British Museum ) Aç klay c bilgiler ta yan ve kehanette kullan lan karaci erlerin kilden yap lm modellerinden ve çok say da metinden anlad m za göre, kahinler karaci eri meydana getiren be yuvarlakça parçay incelemekte ve kehanetlerini bu parçalar n durumuna bakarak yapmaktayd lar. Bu kil modeller yaln zca Babil ülkesinde bulunmamaktad r. Üzerinde de i ik dillerde yaz lar bulunan modellere Babil ülkesinden çok uzakta rastlanmas, bu modellerin kehanet tekni iyle ilgili bilgileri aktarmada vas ta olduklar n aç kça ortaya koyar. Di er taraftan modeller, 26 Hepatoskopi: kuzu veya keçi karaci erinin incelenmesine dayanan kehanet yöntemi

fikirlerin bir kültür merkezinden di erine nas l ta nd n gösteren ilgi çekici delilleridir. 27 Kan n, tüm ya amsal fonksiyonlar n kayna : karaci erin, kan n topland merkez ve dolay s yla da ya am n merkezi oldu una inanm lard r. Bu nedenle eski ifac lar, hayvanlar n karaci er loblar ndan görülen kehanetlerle büyük i lerle giri iyorlard. Karaci erin, kan n topland merkez olarak dü ünülmesi; beslenerek yenilenen kan n, ya am n devam n sa lad dü üncesinin do mas na neden olmu tur. 28 Hayvanlar n karaci erini kullanma fikri, Babillilerin hayvan ve insan vücudunun i leyi i konusunda sahip olduklar bilgilere k tutmaktad r. Kan n önemini fark etmi olduklar aç kt r: kan, hayat demektir. Bir insan kan kaybetti inde güçsüzle mekte, çok kan kaybetti inde ise ölmektedir. Karaci ere çok önem verilmesinin nedeni, bütün organlar içinde en çok kan ta yan organ olmas ndand r. Zamanla, karaci erin hayat n merkezi oldu u gibi, duyular nda merkezi oldu u sonucuna var lm t r. Kalbi, akl n merkezi olarak kabul etmi ler ve bu görü branilere de yans m t r. Elimizdeki deliler yeteri kadar ikna edici olmasa da Babiller, hastal klar n bir insandan di erine bula abilece inin fark na varm gibi görünmektedir. u halde, ncil de yer alan ve bula c hastal klara yakalanm ki ilerin ve e yalar n n, di er ki ilerden ayr tutulmas gerekti i eklindeki emrin Babil den kaynaklanm olmas mümkündür. 29 Ashipu ve Asu nun rolünün ötesinde Antik Mezopotamya da di er iyile me metotlar da mevcuttu. Bu alternatif kaynaklardan birisi Gula Tap na d r. Köpek biçiminde tasavvur edilen Gula en belirgin ifa Tanr lar ndan birisiydi. Bu 27 Ronan, 2003 s. 35-36 28 Lewis 1998 s. 10 29 Ronan 2003 s. 37

tap naklarda hastalar n Yunanistan daki Asklepion tap na nda oldu u gibi kalabilecekleri yerler yoktu. Gula daha çok hastal klar n te his edildikleri bir merkez gibi görünmekteydi. Antik Yak n Do uda Hastal klar ve T bbi Bak m adl kitab nda Hector Avalos, Gula n n bir te his merkezi oldu unu (herhangi bir hastal kla ili kili tanr n n hangisi oldu una dair fikir dan lan) ve ayn zamanda pek çok yararl t bbi metni içeren kütüphaneler oldu unu söylemektedir. Resim 5 RobertThom a göre Babil de tedavi T bbi bak m n yap ld yer ço unlukla hastan n eviydi. Bak m yapan ki iler ise aile bireyleriydi. Buna ek olarak bazen hastalara nehrin k y s nda küçük bir bar nak yap lmaktayd. Mezopotamyal lar nehirlerin hastal a neden olabilecek kötü güçleri kovabilecek güçleri oldu una inan rlard. 30 Bat Avrupa da, Orta ça ve daha sonra ki dönem t bb nda oldu u gibi, tedavide sihirli say lar n etkisine inan lmaktayd. Bu say lar aras nda 3, 7 ve katlar en çok tercih edilenlerdi. laçlar, örne in 3, 7 veya 21 tane susam tohumu, veya 30 www.indiana.edu/ancmed/meso.html

uygun görülen ba ka bile imler eklinde haz rlanmaktayd. Sihirli olmayan miktarlardan sak n lmaktayd. Benzer ekilde, bir doz miktar 7 kere verilebilmekte, da lama 3 kere yap labilmekteydi. Say lar, ilac n daha tesirli olmas n sa layacak gizli kuvvetlere sahip olduklar için kullan lmaktayd. Ayr ca birçok eski medeniyette oldu u gibi, bitkisel droglar n u urlu zamanlarda örne in dolunayda veya bundan 7 gün sonra toplanm malzemeden yap lm olmas gerekti ine inan l rd. Ayn dü ünceler, ilaç terkiplerinde kullan lmak üzere hayvanlar n baz k s mlar n n al nmas s ras nda özel bir ki inin varl na da bazen ihtiyaç duyulurdu. Bu ki i genellikle bir çocuk yada bir bakire olurdu. Zira bunlar n safl n n ve temizli inin, ilaç bile imine giren madde kar m n etkiledi ine inan l rd. 31 Sonuç olarak eski Mezopotamya t bb, di er uygarl klar etkileyen bir efsanedir. T bb n bandajlama gibi ba ar ya ula m temel baz uygulamalar ve t bbi metinlerin yer ald kütüphaneler kurulmas ilk olarak Mezopotamya da ba lam t r. Büyü ve kehanet uygulamalar n n yan s ra daha bilimsel say labilecek çe itli yöntemlere de ba vurmu lar ve kendilerinden sonra gelen bir çok uygarl etkilemi lerdir. 31 Ronan 2003, s 36

ESK MISIR DA TIP VE TEDAV Nil vadisinde t p, daha çok hastalar kötü ruhlardan kurtarmak amac yla uygulan rd ve bütün tedavi yöntemleri tanr lar taraf ndan vahiy yoluyla bildirilirdi. Bu yöntemler Yunanlar taraf ndan Hermes Trismegitus olarak bilinen Thoth taraf ndan bildirilirdi. Heliopolis deki Sais tap naklar na ait t p okullar nda gizli kitaplarda kanunla t r l rd. Bu kitaplar, adetleri bilen ki iler yani rahipler için haz rlan yordu. nan a göre Thoth bilim ve sanat icat etmi ti bununla birlikte tanr lar n s n rlar n ve hastal klara nelerin sebep oldu unu, nas l tedavi edildi ini bilirdi. Bunlardan ba ka zihinsel büyü yoluyla lanetlemeyi de icat etti i söylenir. 32 M s rl lara göre ölüm do al bir olay olmay p insan etkileyen ve ço unlukla do aüstü olan bir etkiyle olu maktayd. Bir ruh, Tanr veya ölmü bir ki inin ruhu ya ayan bir ki inin hastal na sebep olabilirdi. M s rl aman-doktorlar n iki önemli fonksiyonu vard. lk olarak ki iye zarar veren bu etkinin do as n ke fetmek ve daha sonra da onu kovalamak veya yok etmek. Bu baz ritüeller, dualar, yakar lar da içine alan büyülerdi. Baz bitkiler de büyü devam ederken a r y azaltmak için kullan l rd. Kehanet sanat n n ilk olarak Mezopotamya da, ki inin iyili i ve gelece i ile ilgili astrolojik durumu belirlemekle birlikte ortaya ç kt bilinmektedir. M s r t bb, her ne kadar pratik kürler, ot kar mlar, mineraller ve çe itli hayvan parçalar n kullan yor olsa da oldukça büyü-dinsel içerikliydi. 32 Lewis, 1998: 12

M s rl lar t p alan nda uygulad klar tedavi yöntemleri unlard : ruhsal iyile me, renkle terapi, masaj ve cerrahi ve bunlar n yan s ra tedavi edici otlar ve besinler ile tedavi say labilir. 33 ESK MISIR IN TIP MET NLER : PAP RÜSLER Eski Mezopotamya halk kil tabletlere t bbi metinlerini yazm ken, Eski M s r da ise papirüslere yaz lm t bbi konular içeren metinler bulunmu tur. Eski M s r t bb hakk ndaki bilgilerimiz uzun zaman yaln z antik Yunan yazarlar n n verdi i bilgilere dayal kalm t r. Örne in 34 Tarih adl eserinde Heredot, Nil vadisinde ya ayan insanlar n t p bilgisinden söz eder. Tüm organlar n tedavisiyle ilgilenen doktor ayr d r. Kimisi göz hastal klar na, kimisi ba rsaklara ve iç hastal klara bakar. Böylece t p sanat, her doktorun yaln zca bir tip hastal kla ilgilenmesiyle bran lara ayr lm olur. Di er bir Yunan tarihçi Diodorus Sicilus modern uygarl klardaki sistemleri ça r t ran bir uygulamadan söz eder. Bu dönemde, sava zamanlar nda ve M s r topraklar içindeki seyahatlerde hastalara ücretsiz tedavi yap lmaktad r. Çünkü doktorlar devletten para al rlar. Geçmi teki büyük doktorlar n yazm oldu u reçetelere tam tam na uymakla yükümlüdürler. M s r t bb hakk ndaki bilgileri, içeri i tamamen t pla ilgili olan papirüslerden ö reniyoruz. Bu papirüslerden Georg Ebers ve Edwin Smith taraf ndan bulunanlar en önemli olanlar d r. 1873 te Kahire de ortaya ç kart lan M.Ö.1553-1550 tarihlerine ait oldu u dü ünülen Ebers in papirüsleri muhtemelen eski imparatorlukta (M.Ö. 3200-2360) Keops, Kefren ve Mikerinos piramitlerini in a etmi olan ilk sekiz hükümdarl zaman nda olu turulmu bir metin toplulu udur. 35 33 www.planetherbs.com/articles/herbhist.html 34 Turhan 1999, s. 14 35 Lewis,1998, s.12

Bu de erli tarihsel eserde geni say da (877) tarif ve ilaç haz rlan mevcuttur. Burada eski bitkiciler taraf ndan ne kadar çok say da ot kullan lm oldu unu görürüz, ha ha, keten, myrrh, Hint ya, kimyon, sinameki, kekik, k na, ard ç, keten tohumu ve aloe gibi. Tutankhamun un tap na da dahil olmak üzere M s r mezarlar nda sar msak demetleri bulunmu tur. 36 Smith taraf ndan bulunan daha eski papirüste yaran n, k r k ve ç k klar n tedavisi için çe itli reçeteler yer al yordu. M s rl lar k r klar için bandaja sar l hu a ac tahtalar n kullan rlard. Ayr ca ç k k bir çene için kullan lan tedavi yöntemleri de bugünkünden pek farkl de ildi. Ba n sa ya da sol taraf ndaki lezyonlar n vücudun aksi yönlerindeki felçle ilgili oldu u da anla lm t. Bulunan papirüslerde sonucu önceden kestiren ifadeler de yer al r. Hastal n sonucunun iyi olaca dü ünüldü ünde genellikle Bu hastal tedavi edece im hastan n durumu üpheliyse Bu durum için kimse bir ey yapamaz ya da durum umutsuzsa Hasta ölecek ifadeleri kaydedilirdi. Ebers in buldu u papirüslerin birinde, bir hastal n tedavisi öyle anlat l r: Dokundu umda ta gibi sert, nas r eklinde bir damar tümörünün cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilecek türden oldu unu dü ünüyorum. Operasyondan sonra yaray, çok fazla kanamamas için yak n. Eski M s r da doktorlar viziteye ç kt klar nda hastan n nabz na bakarlar, muayene ederler, hastan n kürek kemi i ve gö üs kemi ine kulak dayayarak dinlerlerdi. 37 Ebers Papirüslerinin ilginç bir bölümü ifa verici dualar ve sözlerdir. Bitkisel bir kar m içmeden önce ki i öyle demelidir Gel tedavim. Karn ma ve eklemlerime giren bu eytan içimden ç kart. Aç k olarak görülmektedir ki 36 www.planetherbs.com/articles/herbhist.html 37 Lewis, 1998: 14

M s rl lar iyile menin psikolojik boyutlar n mümkün olan her f rsatta kullan yorlard. 38 Yine ayn papirüste kalbin çal mas yla ilgili bilgiler verilirken bir doktorun elini hastan n kafas nda, boynunda, ellerinde, kollar nda, ayaklar nda ve vücudunun her neresine koyarsa koysun hissedebilece ini ve bunu da kalbin vücudun her yerine uzanan damarlar n n bir kan t oldu unu söyler. Devam nda kan n damarlardan sonra gözya, idrar, sperm ve d k olarak vücuttaki rotas n çizer. Metinlerde bahsedilen tedavilerde pek çok metot anlat lm t r: haplar, lapalar, masajlar, göz damlalar, gargaralar, buhar teneffüsleri gibi. Tedavi edici özelli i oldu u belli olan bitkilerin yan s ra M s rl lar farmakopelerine (ilaç listeleri) hayvansal, mineral ve di er ba ka eyleri eklemekten çekinmemi lerdir. yi bir ilaç, et, ya, kan, süt, hayvan d k s, çamur ve bitkilerin toz edilmi yaprak ve kökleri gibi maddeleri içerebilirdi. 39 M s r n en eski t p papirüslerinden biri olan Ramasseum papirüsü ise iki bölüm halinde bulunmu tur. 12 13. sülaleler zaman nda (M.Ö. 1991-1640) yaz lm t r. Papirüsün birinci bölümü lo usalar ve yeni do mu çocuklarla ilgili iken ikinci bölümü ise romatizma ve mafsal hastal klar ile ilgilidir. Bu papirüste bilimsel t p ile sihir tedavisi kar m durumdad r. Ebers Papirüsü ile ortak bölümler içeren Hearst papirüsü k r k ve ç k klar n sar lmas ile ilgilidir. M s rl l lar k r k ve ç k klar n sar lmas nda, un, bal ve 38 www.planetherbs.com/articles/herbhist.html 39 Andreu G, 1997,s. 56

kaymak kar m ndan olu an bir madde kullanm lard r. Kar m yava yava kuruyarak k r lan yeri hareketsiz hale getirmekteydi. Sihir yoluyla sara tedavisinin yap ld Chester Beatty papirüsü, kad n hastal klar ile ilgili Berlin papirüsü, sihir yoluyla yap lan tedavilerin anlat ld Londra papirüsü, göz hastal klar ile ilglili Karlsberg papirüsleri Eski M s r t bb hakk nda bizlere bilgi aktaran belgelerdir. Bu papürüsler farkl zamanlarda yaz lmas na ra men Ebers ve Smith papirüsleri ile ortak bölümler içermektedir. Bu da bize M s r da t bbi görü lerin daha sonraki dönemlerde de devam etti ini göstermektedir. 40 ESK MISIR DA B TK SEL LAÇLAR Herodot yaz lar nda piramitlerin yap m nda çal an ki ilerin büyük miktarda so an ve sar msak yediklerinden bahseder. Sar msak bugün de oldu u gibi Antik M s rl lar için önemli bir ifa kayna yd. Daha geç zamanlarda Romal Plinus sar msa n kullan m na oldukça büyük bir yer ay r r. Çi sar msak ast ml lara ve di er bron iyel - ci er problemi ya ayan ki ilere çok s kça verilirdi. Taze sar msak e it miktarda sirke ve su içinde iyice ezilirdi. Bu kar m gargara yapmak, a z çalkalamak veya baz yaralar ve di a r s n geçirmek için içilirdi. Sar msa n kullan m ve tüketiminde lezzetli bir yol da zeytinya nda b rakmakt. Sar msak iç ve d a r lar giderici, sa l k verici, sindirimi destekleyici, cinsel arzuyu uyar c, uykusuzlu u giderici ve parazitlerden kurtar c olmu tur. Sar msak neden oldu u kötü koku d nda hiçbir yan etkisi olmayan ve her türlü hastal a kar etkili oldu u söylenen bir bitkidir. 40 K z ltan, 2002, s. 47

M s rl lar taraf ndan kullan lan di er bitkiler aras nda: Kimyon tohumlar (Cunimun cyminum): M s ra özgü, maydanozgillerden (umbelliferae) bir bitkidir. Tohumlar stimulan (uyar c ) ve karminatiftir (ba rsak gazlar n giderici). Ki ni ile birlikte koku ve tat vermek için s kl kla kullan l r. Lezzetinin yan s ra pek çok t bbi kullan m da vard r. Kimyon tozu az miktarda bu day (tutucu olarak) ve suyla kar t r l p a r yan eklemlerin ac s n gidermek için kullan l rd. Toz edilmi kimyon iç ya veya domuz ya ile kar t r l p anüsten fitil biçiminde ka nt gidermek için kullan l rd. Bir çay ka toz edilmi kimyon az miktarda balla ve l k sütle kar t r l p öksürü ü kesmek için kullan l rd. Ki ni (Coriandrum sativum): Eski ve Modern M s rl lar taraf ndan yayg n olarak kullan lm t r. Ferahlat c, uyar c, midevi, gaz giderici ve haz m faaliyetlerini destekleyici etkisi vard r. Hem meyve hem de bitki baharat olarak ve çay olarak ta mide ve sistit dahil olmak üzere üriner hastal klarda kullan lm t r. Ki ni krallar taraf ndan tap naklara sunulan bitkilerden biriydi ve tohumlar Tutankhamun ve di er mezar alanlar nda bulunmu tur. 41 Bunlar d nda özellikle Ebers Papirüsünde ad geçen di er t bbi bitkiler unlard r: Ac marul, adaso an, ard ç meyvesi, banotu, çi dem, hardal, Hintya, ncir, centiyane, keten tohumlar, mürver, nar kabu u, pelinotu, safran, sak z, sar sab r, so an, tarç n, terementi, üzüm gibi bitkiler ilaç yap m nda kullan lm t r. 110 sayfa ve 2289 sat rdan olu an Ebers papirüsü, toplam 77 kadar bitkisel, hayvansal ve madensel drog ve 800 den fazla reçete içermesiyle Eski M s r t bb hakk nda bize çok de erli bilgiler vermektedir. 42 41 www.planetherbs.com/articles/herbhist.html 42 Turhan, 1999, s. 14

ESK MISIR DA DOKTORLAR, HASTALIKLAR VE MHOTEP Resim 6 mhotep Heykeli M.Ö 2600 (The Louvre Museum) T p uygulamas n n en elit tabakas n yüksek e itimli rahipler olu turmaktayd. En erken zamanlara ait Eski Krall kta dahi doktorlar çe itli uzmanl lara ayr lm bir zümre olarak duvarlara i lenmi ti, genel pratisyenler, oftalmologlar (göz), di hekimleri ve cerrahlar gibi. Uzmanl klar da kendi içinde pratisyenlikten, ef-doktorlu a kadar çe itlilik gösteriyordu. En yüksek derecesi ise sarayda kral n doktoru olabilmekti. Doktorlar hem halk hem de mahkemeler taraf ndan sayg görüyorlard. Ancak k rsal kesimde ya ayan halk yine de büyü ve benzeri ifa teknikleriyle u ra an köy doktoruna gitmeyi tercih ediyordu. 43 43 Andreu, 1997: 56