KISA BARSAK SENDROMU İLE İLGİLİ DENEYİMLERİMİZ*



Benzer belgeler
ÖZOFAGUS ATREZİLİ OLGULARLA İLGİLİ 22 YILLIK DENEYİM: ( ) *

BAĞIRSAK YETMEZLİĞİ BUKET DALGIÇ

Çocuk Cerrahisi Bakış Açısı

Kısa bağırsak sendromunda bağırsağın Bianchi yöntemiyle uzatılması: İki olgu sunumu ve Türkiye deki çocuk cerrahlarının yaklaşımları

Evde TPN uygulamasının önemi ve dünyadaki durum

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı

Gastrointestinal Cerrahi Sonrası Erken Enteral Nutrisyon ABARTILMAKTADIR. Prof Dr Hedef ÖZGÜN

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Neden MGB Tercih Ediyorum? DR. HALİL COŞKUN İSTANBUL

ÇOCUKLARDA BAĞIRSAK YETMEZLİĞİ: GASTROENTEROLOJİ BAKIŞ AÇISI

KISA BARSAK SENDROMU: ETYOLOJİ ve SEMPTOM- BULGULAR. Dr. Timuçin AYDOĞAN Harran Üniversitesi Gastroenteroloji

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

Enteral beta glukanın ratlarda oluşturulan deneysel kısa barsak modelinde intestinal adaptasyon üzerindeki etkisi

HASTANIN ÖNCELİKLİ OLARAK NUTRİSYON DURUMUNU BELİRLEMEK GEREKLİDİR:

Muazez Çevik,Aynur Açar,Mehmet Emin Boleken Harran Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı, Şanlıurfa ABSTRACT

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

DÖNEM 4 -GENEL CERRAHİ ( CTB 402) 1. HAFTA EYLÜL 2014 PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

DÖNEM-4 ÇOCUK CERRAHİSİ STAJI GENEL AMAÇ VE ÖĞRENİM HEDEFLERİ 1-Çocuk cerrahisine ait kavramları bilir (Bilişsel), 2-Çocuklarda sıvı-elektrolit

ÇOCUKLARDA İNFEKSİYONA SEKONDER PLEVRAL EFFÜZYONLARA YAKLAŞIM: 6 YILLIK DENEYİM*

POMPALARDA TAHRİK ÜNİTELERİ

Eser Elementler ve Vitaminler

USG Kongre 1-4 Kasım 2017

Konjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi?

*'" Atatürk Ünİ\'ersitesi Hemşirelik Yüksekokulu. (Arş. Gör.) PREMATÜRE BEBEKLERDEKİ MORTALİTE YE MORBİDİTE İNSİDANS I VE ÖNDE GELEN ÖLÜM NEDENLERİ

Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu

ÜLKEMİZDEKİ HUZUREVLERİNİN DAĞILIMI VE BU DAĞILIMIN

ANNE VE ÇOCUK SAĞLIĞININ ÖNEMİ. Sağlık; bireyin beden, ruh ve sosyal açıdan tam bir iyilik durumunda olmasıdır.

DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ

YILLIK EĞİTİM PLANI (2013)

2015 YILI BÖLÜM İÇİ EĞİTİM PLANI

Radyoterapi nükslerinde sistektomi: diversiyon tipi ve morbidite. Dr. Güven Aslan Dokuz Eylül Üniversitesi Üroloji AD

Radyasyon Koliti Oluşturulmuş Sıçanlarda Ghrelinin Barsak Anastomozu Üzerine Etkisi Dr. Ebubekir Gündeş

KISA BAĞIRSAK SENDROMU

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara

Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI intern semineri Ş. TEKİN intern semineri

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Akut Periton Diyalizi Yapılan Hastaların Değerlendirilmesi: 8 Yıllık Tek Merkez Deneyimi

CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI VE YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ'NDE MATERNAL MORTALİTE*

POMPALARDA ENERJİ TASARRUFU

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

İSTANBUL TİCARET ODASI NA KAYITLI FİRMA KURULUŞLARINDA YABANCI ORTAK ve SERMAYE DURUMU 2007 OCAK - HAZİRAN

FETAL HAYATTAN ÇOCUKLUĞA ĠLK 1000 GÜNDE BESLENME VE AĠLE HEKĠMLĠĞĠ SĠSTEMĠNDE HEMŞĠRENĠN ROLÜ

HASTANE ENFEKSİYONLARI RİSK ANALİZ PLANI

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI

Arteriyel Switch Ameliyatı Yapılan Yenidoğanlarda Serum C-Reaktif Proteinin cut-off Değerleri

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BASIN BÜROSU

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

TABURCULUK SONRASI REHOSPİTALİZASYON VE NEDENLERİ..Dr. Ömer ERDEVE

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi

GENEL CERRAHİ MORTALİTE-MORBİDİTE Ş. ÖZER (MODERATÖR) Şok A. TEKİN Şok A. TEKİN

ÖZET SÜLEYMANİYE KADIN HASTALIKLARI VE DOGUM HASTANESİNDE

KONJENİTAL DİYAFRAGMA HERNİSİ ( )*

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP A PEDİATRİ STAJ PROGRAMI GÖREVLİ ÖĞRETİM ÜYELERİ Prof. Dr.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP D PEDİATRİ STAJ PROGRAMI GÖREVLİ ÖĞRETİM ÜYELERİ Prof. Dr.

Bağırsak yetmezliği/kısa bağırsak sendromunda transplant dışı cerrahi yaklaşımlar

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

T.C. BÜLENT ECEVĠT ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ ÖĞRETĠM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHĠ STAJ PROGRAMI. Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

Üriner Diversiyonlar ve Seçim Kriterleri. Dr. Gökhan Toktaş İstanbul Eğt. ve Arş. Hastanesi Üroloji Kl.

ASFALT ÇİMENTOLARINDA BEKLEME SÜRESİ VE ORTAM SICAKLIĞININ DUKTULİTEYE ETKİSİ

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP B PEDİATRİ STAJ PROGRAMI GÖREVLİ ÖĞRETİM ÜYELERİ Prof. Dr.

Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI

MİKROBİYOTA-2018 Prof. Dr. Ener Çağrı DİNLEYİCİ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı

Nöroloji Yoğun Bakım Hastasında Nutrisyon Desteği. Doç.Dr.Ethem Murat Arsava Hacettepe Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Performance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor

Çok Düşük Doğum Ağırlıklı Preterm Bebeklerde Lactobacillus Reuteri'nin Fungal Profilakside Kullanımı: Randomize Kontrollü Bir Çalışma

Yenidoğan Sepsisi Tanı ve Tedavisinde Son Gelişmeler

PREMATÜRE BEBEKLERDE OKSİDATİF HASARI ÖNLEMEDE HANGİ LİPİD SOLÜSYONU DAHA ETKİLİ; SMOFLIPID Mİ, CLINOLEIC Mİ?

BVÜ Genel Cerrahi AD Dönemi Asistan Hekim Teorik Eğitim Programı

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür.

Kısa Barsak Sendromu ve Nutrisyon

PALYATİF BAKIMA KABUL VE TABURCU KRİTERLERİ GAMZE SEZER

DEN 318. Dalga Mekaniği. Ders Notlarõ. Dalga Mekaniğine Giriş. Gemi İnşaatõ ve Deniz Bilimleri Fakültesi. Hazõrlayan. Yrd. Doç. Dr.

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi

Kısa Barsak Sendromu nda Nutrisyon

İSTANBUL BOĞAZI NDAKİ KÖPRÜLERİN ETKİLERİ

Parenteral Nutrisyon Ne Zaman?

Saat 25 Eylül 2017 Pazartesi 26 Eylül 2017 Salı 27 Eylül 2017 Çarşamba 28 Eylül 2017 Perşembe 29 Eylül 2017 Cuma. Seminer

Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. porselenden Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. diğer.

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

5 MART 2002 TARİHİNDE ESKİŞEHİR DE KARAKOLLAR, HUZUREVİ VE YETİŞTİRME YURTLARINDA YAPILAN İNCELEMELER HAKKINDAKİ RAPOR

Gestasyonel Diyabet: Anne ve Fetusta Kısa ve Uzun Dönem Sonuçlar

ALFA FETOPROTEİN (TÜMÖR BELİRLEYİCİSİ)

Yenidoğanda respiratuvar distres R. ÖRS Yenidoğan muayenesi R. ÖRS Yenidoğan muayenesi R. ÖRS

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

T.C. BÜLENT ECEVİTÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI IV. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI. Grup D ( 8 Hafta)

BİRİNCİ BASAMAKTA DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONLARI EPİDEMİYOLOJİSİ VE ÖNEMİ. Doç. Dr. Serap Çifçili Marmara Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı

TÜP MİDE AMELİYATI ÜZERİNE 3. DURUM BİLDİRİM RAPORU (2011)

BULUNULAN YAŞA GÖRE HAYATTA KALMA İHTİMALLERİ

Hipertansif Hasta Gebe Kalınca Ne Yapalım?

Beslenme Bozuklukları II. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Beslenme ve Metabolizma BD Prof. Dr.

Transkript:

100 ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KISA BARSAK SENDROMU İLE İLGİLİ DENEYİMLERİMİZ* Sinan CELAYİR, Zekeriya İLÇE, Gonca Topuzlu TEKANT, Nüvit SARIMURAT, Ergun ERDOĞAN, Daver YEKER Background and Design.- Short bowel syndrome (SBS) is a disease of neonatal period which appears mostly after massive bowel resection or congenital short bowel. SBS is generally seen after massive bowel resection because of malrotation, volvulus, gastrochisis, intestinal atresia, and necrotising enterocolitis. The clinical outcome is affected by the remained bowel length, presence of ileocecal valve, motility of intestine, bowel adaptation and tolerance of nutrition. The nutrition regimen complicates as septicemia and liver failure. Results.- 20 patients were followed-up during the 20 year period in our institution. The mortality rate was 60%. In these patients the remained bowel length was under 30 cm and ileocecal valve was not present or removed during the surgery. Conclusion.- In the early years of pediatric surgery the most common reason of death was bacterial overgrowth and septicemia. In the last years TPN related septicemia and liver failure are the main problem. However the main reason of mortality is septicemia in our clinic. Celayir S, İlçe Z, Gonca Topuzlu Tekant G, Sarõmurat N, Erdoğan E, Yeker D. Experience with short bowel syndrome during childhood. Cerrahpaşa J Med 2001; 32: 100-104. * Anahtar Kelimeler: Çocukluk çağõ, masif barsak rezeksiyonu, kõsa barsak sendromu; Key Words: Childhood, massive bowel resection, short bowel syndrome; Alõndõğõ Tarih: 26 Ocak 2001; Doç. Dr. Sinan Celayir, Dr. Zekeriya İlçe, Uzm. Dr. Gonca Topuzlu Tekant, Doç. Dr. Nüvit Sarõmurat, Prof. Dr. Ergun Erdoğan, Prof. Dr. Daver Yeker: İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tõp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalõ; Yazõşma Adresi (Address): Dr. S. Celayir, Şakacõ Sokak Mehmet Sayman Apt. No: 77 D-8, 81090-Kazasker, Kadõköy, İstanbul. E-mail: scelayir@escortnet.com http://www.ctf.istanbul.edu.tr/dergi/online/2001v32/s2/012a6.htm T otal ince barsak uzunluğunun %70 inin kaybõ masif barsak rezeksiyonu olarak tanõmlanõr. Bağõrsağõn masif rezeksiyonu yada konjenital kõsalõğõ sonucu ortaya çõkan malabsorbsiyon durumu ise kõsa barsak sendromu (KBS) olarak tanõmlanõr. KBS özellikle yenidoğan döneminde en sõk malrotasyon-volvulus, gastroşizis, intestinal atrezi, nekrotizan enterekolit nedeni ile uygulanan masif barsak rezeksiyonlarõ sonrasõ ortaya çõkar. Literatürde KBS ile ilgili gerek klinik gerekse deneysel birçok çalõşma mevcuttur. 1 Son yirmi yõlda cerrahi tekniklerdeki gelişme, erken teşhis, yenidoğan yoğun bakõm ünitelerinin devreye girmesi, amaliyat öncesi ve sonrasõ bakõm olanaklarõndaki iyileşmeler, TPN kullanõmõnõn devreye girmesi, ve bu bebeklere bakõm konusunda yeterli bilgi ve tecrübe birikimne sahip doktor ve hemşirelerin bu konu ile ilgileniyor olmasõ mortaliteyi azaltmõştõr. Bu çalõşmanõn amacõ ünitemizde çeşitli endikasyonlara bağlõ olarak uygulanan masif barsak rezeksiyonu sonrasõ oluşan kõsa barsak sendromlu olgularõmõzõ geriye dönük olarak değerlendirmektir. GEREÇ VE YÖNTEMLER 20 senelik (1978-1999) süre içinde İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tõp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalõ kliniğinde masif barsak rezeksiyonu uygulanan 20 olgu geriye dönük irdelendi. Bu olgular başvuru yaşõ, cins, kilo, rezeksiyon sonrasõ kalan barsak uzunluğu, ileoçekal valvin mevcudiyeti, yatõş süresi ve mortalite açõsõndan değerlendirildi. Parametreler χ 2 ve t-testi kullanõlarak karşõlaştõrõldõ, p<0.05 anlamlõ olarak kabul edildi. BULGULAR Olgularõn 12 si (%60) erkek, 8 i (%40) kõz idi. Ortalama başvuru yaşõ ise 2 gün (5 saat-9,5 ay) idi. Serimizde masif barsak rezeksiyonu uygulanan olgularõn 8 i (%40) volvulus, 5 i (%25) intestinal atrezi, 4 ü (%20) gastroşizis, 2 si (%10) konjenital kõ-

Nisan-Haziran 2001 ÇOCUKLARDA KISA BARSAK SENDROMU; CELAYİR VE ARK. 101 Tablo I. Taburcu Edilen Olgular Olgu No. Yaş (gün) Cins Kilo (gr) Tanõ Uygulanan Cerrahi İşlem 1 9.5 E 3300 volvulus İleal rezeksiyon (invaginasyon) 2 2 K 2330 jejun atr Rezeksiyon 3 3 K 2450 volvulus Rezeksiyon 4 1 E 2600 volvulus İleal Rezeksiyon 5 1 E 2050 gastroşizis Rezeksiyon 6 3 E 3000 volvulus Rezeksiyon 7 4 E 2450 volvulus İleal Rezeksiyon 8 3 E 2750 İleal atrezi Rezeksiyon Kalan barsak uzunluğu (cm) İÇV Yatõş süresii (gün) 65 + 150 25 + 160 65 + 19 30 + 365 50-290 35 + 180 70-141 100-65 sa barsak, 1 i (%5) ise travmaya sekonder gelişmişti. Kliniğimizde masif barsak rezeksiyonu uygulanan olgularõn 12 si (%60) kaybedilmiş, 8 i (%40) ise taburcu edilmiştir. Taburcu edilen olgularõn 5 i (%63.3) volvulus, 1 i (%13.3) gastroşizis, 2 si (% 26.4) intestinal atrezi idi. Kaybedilen olgularõn ise 3 ü (%25) volvulus, 3 ü (%25) intestinal atrezi, 2 si (%16.6) konjenital kõsa barsak, 3 ü (%25) gastroşizis, 1 i (% 8.4) ise travmaya sekonder idi. Olgularõn ortalama ağõrlõğõ 2568 gr (1500 gr ± 300 gr) idi. Taburcu olan olgularda barsak u- zunluğu ortalama 55 cm (25-100 cm) iken kaybedilen olgularda bu uzunluk ortalama 27 cm (10-60 cm) idi. İleoçekal valv ta- Tablo II. Kaybedilen Olgular* Olgu Yaş (gün) Cins Kilo (gr) Tanõ Uygulanan cerrahi Kalan barsak uzunluğu İÇV Yatõş süresi Ölüm No. işlem (cm) (gün) nedeni 1 3 K 2500 Kolon Çekostomi + rezek. 40-2 Sepsis atrezisi 2 3 K 1970 Gastroşizi İleal rezeksiyon + 30 + 7 Sepsis 3 1.5 E 2500 İleal atrezi Multiple operasyon, 34 + 34 Sepsis rezek. + jejunostomi 4 1 E 2918 Volvulus Jej rezeksiyon + 60-12 Sepsis 5 2 K 3100 KKB Web eksizyonu 25-120 Sepsis 6 3 E 3000 Volvulus Duedenostomi+ 0-10 Sepsis kolostomi 7 1 K 1500 Gastroşizi + Primer 25-4 Pnomoni + jej atr Sepsis 8 1 E 2560 KKB + Primer tamir 30-30 Sepsis cloaca 9 1 E 2440 Gastroşizi Rezeksiyon tüp 15 + 14 Sepsis jejunostomi+ kolostomi 10 3 K 1800 Volvulus Multipl rezeksiyon 10-4 Sepsis 11 5,5 yõl E 20 kg Travmatik Rezeksiyon 30-4 TPN -sepsis KB 12 1 K 2400 Gastroşizi + Rezeksiyon 25-6 sepsis ileal atr * Atr: atrezi; KKB: konjenital kõsa barsak; rezek: rezeksiyon, KB: kõsa barsak

102 Tablo III. İstatistiksel Değerlendirme Yaş Cins Kilo Kalan barsak uzunluğu İÇV Yatõş süresi p NS NS NS < 0.05 < 0.05 < 0.05 burcu edilen olgularõn 7 sinde kaybedilen olgularõn 3 ünde korunurken, taburcu edilen olgularõn 1 inde kaybedilen olgularõn 9 unda korunamadõ. Taburcu edilen olgularda ortalama hastanede kalõş süresi ort: 5.7 ay (19 gün-12 ay) idi. Olgular Tablo I ve II de özetlenmiştir. Kliniğimizde yenidoğan yoğun bakõm ünitesi devreye girmeden önce ve TPN uygulamasõnõn yapõlmadõğõ dönemlerde olgular ameliyat sonrasõ erken dönemlerde kaybedilirken, daha sonraki dönemlerde olgular cerrahi yenidoğan yoğun bakõm üniteleri ve TPN uygulamasõnõn getirdiği başlõca komplikasyonlar olan sepsis ve karaciğer stazõna bağlõ kaybedilmiştir. TPN uygulanan iki olgumuzda uygulama sõrasõnda safra çamuru ve karaciğer fonksiyon testlerinde yükselmeye raslanmõştõr. Kliniğimizde olgulara barsak uzatõcõ ek cerrahi girişim yapõlmamõştõr. Mortalite ilişkisi açõsõndan incelenen parametrelerden mevcudiyeti ve yatõş süreleri farklõlõklarõ istatistiksel olarak anlamlõ bulunmuştur (Tablo III). TARTIŞMA Kõsa barsak sendromunda (KBS) problem barsak emici yüzey kaybõ, transit zamanõn kõsalmasõ, barsak dismotilitesi ve kalan barsağõn yeterli beslenememesidir. 2-5 30 yõl öncesinde bu olgularõn tamamõna yakõnõ kaybedilirdi. Günümüzde ise gelişmiş ülkelerde bu oran %20 lerin altõna inmiştir. 3 KBS da yaşam oranõnõn yüksekliği kalan barsağõn anatomik bölgesi, geriye korunmasõ, barsak motilitesi, bebeğin matürasyonu, kalõn barsağõn korunup korunmamasõ, enteral beslenmeye adaptasyon ile doğru orantõlõdõr. 3,6 Erişkinlerde barsak uzunluğunun ortalama 3.5-6.5 m arasõndadõr. Bu uzunluğun gebeliğin 35. haftasõnda 2-3 m olduğu, yine bu uzunluğun 19. haftadaki bebeğin barsak uzunluğundan yaklaşõk iki kat fazla olduğu dolayõsõ ile preterm bebeklerin daha şanslõ olduğu bildirilmiştir. 2 Barsak uzunluğunun artma şansõ term bebeklere göre daha fazla olmasõna karşõn, preterm bebekler ülkemizde yetersiz bakõm şartlarõ nedeniyle yaşam beklentisi olarak daha az şanslõdõr. Serimizde preterm, term bebekler, kilolarõ ve mortalite ilişkisi arasõnda istatistiksel bir fark belirlenememiştir. Cerrahi aşamada şayet mümkünse a- daptasyon özelliği açõsõndan ileum, sõvõ elektrolit kaybõnõ engellediği ve adaptasyonu kolaylaştõrdõğõ için kolon mümkün olduğu kadar korunmalõdõr. 2,4,7 Sonuca etki eden en önemli faktörlerden biride geride kalan ince barsak uzunluğudur. 3 Kalan barsak uzunluğunun 30 cm den daha fazla olmasõ gerektiği vurgulanmaktadõr. 2,3 Literatürde kaybedilen olgularõn hemen tamamõnda kalan barsak uzunluğunun 30 cm den kõsa olduğu ve ileoçekal valvin korunamadõğõ bildirilmektedir. 2,3,8 Olgularõmõzda kalan barsak uzunluğu ile mortalite arasõndaki ilişki istatistiksel o- larak da anlamlõ bulunmuştur. KBS lu olgularda yaşama oranõ sadece geriye kalan barsağõn uzunluğu ile değil ileoçekal valvin korunup korunamamasõ, muhafaza edilebilen kolon uzunluğu, barsağõn motilitesi, enteral beslenmeye adaptasyonu ve bebeğin matürasyonu gibi birçok faktör ile yakõndan ilgilidir. 3,9,10 İleoçekal valvin yaşam üzerinde etkisi olmadõğõnõ savunanlar olsada, klinik çalõşmalar, ileoçakal valvin korunduğu olgularda transit zamanõnõn 3 kat arttõğõ dolayõsõ ile gõdalarõn müköz membranla temas süresinin arttõğõ emilimin daha iyi olduğu, kolon içeriğinin proksimale reflü-

Nisan-Haziran 2001 ÇOCUKLARDA KISA BARSAK SENDROMU; CELAYİR VE ARK. 103 sünü dolayõsõ ile kolon florasõnõn proksimale reflüsünü engelleyerek bakteriyel overgrowth u ve sepsisi engellediği gösterilmiştir. 2,3,7,8,12 Olgularõmõzda kaybedilenlerin hemen tamamõnda ileoçekal valv korunamamõş, kalan barsak uzunluğu ise iki olgu dõşõnda 30 cm ve altõnda bulunmuştur. Bu farklõlõk istatistiksel olarak da anlamlõ bulunmuştur. Günümüzde yenidoğan yoğun bakõm ünitesindeki gelişmeler uzun süreli TPN konusundaki bilgi ve tecrübe birikimindeki ileri gelişmeler periferik ve santral damar yolu açõlmasõnda ve bakõmõ konusundaki bilgi, tecrübe birikimindeki gelişmeler bu hasta grubundaki yaşama oranõnõ gelişmiş ülkelerde % 80 civarõna çõkarmõştõr. 3 Olgularõmõzõn incelendiği dönem yaklaşõk 20 senelik bir süreyi kapsamaktadõr. Bu süre zarfõnda TPN yeni uygulamaya başlanmõşt, Son dönemde TPN konusunda tecrübe artmõştõr. Klinik gözlem TPN nin olgularda surveyi arttõrdõğõnõ düşündürür yönde de olsa, yõllar içindeki uygulama farklõlõklarõ nedeniyle gruplar bu açõdan karşõlaştõrõlmamõşlardõr. Sonuca etki eden önemli bir faktörde geriye kalan barsağõn adaptasyon kabiliyetidir. 3,6-8 Masif barsak rezeksiyonu yapõlan olgularda barsak rezeksiyonunu takip eden 24-48 saat içinde epitelial hiperplazi, villus boyunda uzama emilim yüzeyinde artõş başlayarak adaptasyon süreci başlamaktadõr. 7,13 Enteral beslenmeye başlanmadan bu süreçte başlamamaktadõr. 7,8 Direk gõdalarõn epitelle temasõ ile adaptasyon süreci başlar ve bilier, pankreatik, gastrik sekresyonlarõn salõnõmõnõ indükler. 7 İntestinal adaptasyonda; enteroglucagon, gastrin, epidermal growth faktör, insülin like growth faktör, growth hormon, prostoglandinler, polyaminler gibi bir çok humaral mediatörün rol aldõğõ klinik ve deneysel çalõşmalarla gösterilmiştir. 7,14,15 Kõsa barsak sendromunda temel esas parenteral beslenmeden biran önce enteral beslenmeye geçilerek bunun normal dieti idame ettirecek şekilde sürdürülmesidir. 7 Enteral beslenmeye ileus tablosu düzeldikten, sõvõ elektrolit dengesi sağlandõktan hemen sonra başlanmalõ, tedrici olarak eş kalorili olarak parenteral beslenmedeki düşüşe eş miktarda artõrõlmalõdõr. Enteral beslenme artõrõlõrken günlük dõşkõ miktarõ %50 den fazla artmamalõ, mevcut stomalardan kayõp 40-50 ml/kg/gün ü aşmamalõ, dõşkõda redüktan madde pozitif ve dõşkõ ph < 5,5 olmamalõdõr. 7 Enteral beslenme ile GI tolerans daha iyi olur ve parenteral beslenmenin getirdiği komplikasyonlarõnõ engeller. Enteral beslenmede uygulamasõnda gast-rik distansiyon ve kusma daha nadir olduğundan infüzyon şeklinde beslenme bolus beslenmeye tercih edilmelidir. 9,10 Bu nedenlerle olgularõmõzda yapõlan cerrahi işlem sonrasõ GI fonksiyonlarõn başlamasõndan sonra düşük volümde ve çocuğun yaşõ da gözönüne alõnarak mümkünse anne sütü ile infüzyon şeklinde beslenmeye başlanõlmõştõr. Anne sütünün bulunmadõğõ durumlarda elementar mamalar tercih edilmiştir. 1 Enteral beslenme çoğunlukla parenteral beslenme ile kombine edilmiştir. KBS lu olgular erken dönemde sõvõ e- lektrolit dengesizliği, bakteriyel overgrowth, TPN ve kateterin getirdiği komplikasyolar; sepsis, kateter tõkanmasõ, karaciğer disfonksiyonlarõ uzun dönemde gelişme geriliği, zihinsel gelişme bozukluklarõ ve emilim bozukluğuna bağlõ beslenme bozukluğu problemleri ile karşõ karşõyadõr. 5,9 İlk yõllarda olgularõmõz cerrahi komplikasyonlar veya sepsis nedeniyle kaybedilirken, bakõm olanaklarõnõn artmasõ, cerrahi komplikasyonlarõn azalmasõ ve bakõm olanaklarõnõn gelişmesine paralel olgularõn yaşamaya başlamasõ ile birlikte son yõllarda kolestaz, karaciğer yetmezliği, kateter sepsisi ön plana çõkmõştõr. Ayrõca TPN sonrasõ safra ve üriner sistem taşlarõ gibi problemler ortaya çõkabilir. 3,8,12,14,15 Bu nedenle bu olgularõmõza belli aralarla karaciğer fonksiyon testleri ve ultrasonografi yapõlmõştõr. Safra çamuru ve karaciğer fonksiyonlarõnda yüksel-

104 me tesbit edilen iki vakada TPN düzenlemesi kolestiramin medikasyonu ile düzelmişlerdir. Çocuk Cerrahisi klinikleri tüm ülkede aynõ standartlara sahip değildir. Bu nedenle ülke genelinde bir saptama yapmak çok güçtür. İzlenimimiz KBS lu olgularda yaşam şansõnõn olgulara ait özelliklerin yanõsõra; yenidoğan yoğun bakõm ünitelerindeki gelişme, uzun süre kullanõlabilen periferik ve santral damar yolu açõlmasõ, bunlarõn bakõmõ, parenteral ve enteral beslenme konusundaki bilgi ve tecrübe birikimi ve en önemlisi bu bebekler ile yakõndan ilgilenen özel hekim ve hemşirelerin varlõğõyla da paralel gittiğidir. ÖZET Masif barsak rezeksiyonu sonucu ya da konjenital barsak kõsalõğõna bağlõ malabsorbsiyon olarak tanõmlanan kõsa barsak sendromu (KBS) daha ziyade yenidoğanlarõn bir hastalõğõdõr. En sõk malrotasyon-volvulus, gastroşizis, intestinal atrezi, nekrotizan enterekolit nedeni ile uygulanan barsak rezeksiyonlarõ sonrasõ ortaya çõkar. Kõsa barsak sendromunda sonuç mevcudiyeti, barsak motilitesi, beslenmenin toleransõ ile paralellik göstermektedir. Ayrõca sonuç parenteral beslenmenin getirdiği başlõca komplikasyonlar olan sepsis ve karaciğer yetmezliği ile de doğrudan bağlantõlõdõr. Kliniğimizde 20 yõllõk period içinde 20 KBS lu olgu takip ve tedavi edilmiştir. Mortalite %60 olarak saptanmõştõr. Kaybedilen olgularda çoğunlukla kalan barsak uzunluğu 30 cm altõnda ve ileoçekal valvi olmayan veya korunamayan olgulardõr. Bu olgular Çocuk Cerrahisinin ilk yõllarõnda bakteriyel overgrowth ve sepsise sekonder kaybedilirken son yõllarda total parenteral beslenmeye bağlõ sepsis ve karaciğer yetmezliği bağlõ kayõplar ön plana çõkmõştõr. Halen kliniğimizde KBS lu olgularda primer hasta kayõp nedenimiz sepsistir. KAYNAKLAR 1. Celayir S, Sarõmurat N, Ilõkkan B, Eray N, Yeşildağ E, Yeker D. Bir kõsa barsak olgusu. İst Çocuk Klin Derg 1996; 31: 403-406. 2. Coran AG, Spivak D, Teitelbaum DH. An analysis of the morbidity and mortality of shortbowel syndrome in the paediatric age group. Eur J Pediatr Surg 1999; 9: 228-230. 3. Mayr JM, Schober PH, Weibensteiner U, et al. Morbidity and mortality of the short-bowel syndrome. Eur J Pediatr Surg 1999; 9: 231-235. 4. Robinson MK, Ziegler TR, Wilmore DW. Overview of intestinal adaptation and its stimulation. Eur J Pediatr Surg 1999; 9: 200-206. 5. Sarõmurat N, Celayir S, Eliçevik M, Dervişoğlu S, et al. Congenital short bowel syndrome associated with appendiceal agenesis and functional obstruction. J Pediatr Surg 1998; 33: 666-667. 6. Wasa M, Takagi Y, Sando K, et al. Intestinal adaptation in paediatric patients with shortbowel syndrome. Eur J Pediatr Surg 1999; 9: 207-209. 7. Vanderhoof JA, Sharon M. Enteral and parenteral nutrition in patients with shortbowel syndrome. Eur J Pediatr Surg 1999; 9: 214-219. 8. Vanderhoof JA, Langnas AN. Short-bowel syndrome in children and adults. Gastroenterology 1997; 113: 1767-1778. 9. Meehan JJ, Georgeson KE. Prevention of liver failure in parenteral nutrition-dependent children with short bowel syndrome. J Pediatr Surg 1997; 32: 473-475. 10. Hancock BJ, Wiseman NE. Lethal short-bowel syndrome. J Pediatr Surg 1990; 25: 1131-1134 11. Kurkchubasche AG, Rowe MI, Smith SD. Adaptation in short-bowel syndrome. Reassessing old limits. J Pediatr Surg 1993; 28: 1069-1071. 12. Shanbhogue LKR, Molenaar JC. Short bowel syndrome. Metabolic and surgical management. Br J Surg 1994; 81: 486-499. 13. Liefaard G, Heineman E, Molenaar JC, et al. Prospective evaluation of the absorptive capacity of the bovel after major and minor resections in the neonate. J Pediatr Surg 1995; 30: 388-391. 14. Agustin JC, Vazquez JJ, Arnao DR, et al. Severe short-bowel syndrome in children. Clinical experience. Eur J Pediatr Surg 1999; 9: 236-244. 15. Schimp G, Feierl G, Linni K, et al. Bacterial translocation in short-bowel syndrome in rats. Eur J Pediatr Surg 1999; 9: 224-227.