TEK AKCİĞER VENTİLASYONUNDA ROKURONYUM VE VEKURONYUMUN AKCİĞER MEKANİĞİ VE HEMODİNAMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TEK AKCİĞER VENTİLASYONUNDA ROKURONYUM VE VEKURONYUMUN AKCİĞER MEKANİĞİ VE HEMODİNAMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI"

Transkript

1 T.C. Sağlık Bakanlığı Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Klinik Şefi: Prof. Dr. Zuhal AYKAÇ TEK AKCİĞER VENTİLASYONUNDA ROKURONYUM VE VEKURONYUMUN AKCİĞER MEKANİĞİ VE HEMODİNAMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI UZMANLIK TEZİ Dr. İlkgün Sibel BULUN İstanbul 2009

2 İÇİNDEKİLER GİRİŞ...9 GENEL BİLGİLER 1. Endotrakeal entübasyon Lateral Dekübit Pozisyonu Tek Akciğer Ventilasyonu Sinir-Kas Kavşak Monitörizasyonu Sinir-Kas Kavşağı Sinir -Kas İletimi Sinir-Kas Kavşağı blokaj tipleri Periferik Sinir Uyarma Teknikleri Kas Gevşeticiler Histamin Moleküer Yapısı Reseptörleri Etki Mekanizması GEREÇ VE YÖNTEM BULGULAR TARTIŞMA ÖZET SONUÇ..68 EKLER...69 KAYNAKLAR

3 KISALTMALAR Ach Ca +2 Na +1 Mg +2 camp EKG DAB SAB OAB OPAB KAH SDD LVSWI RVSWI LDP TAV PaO 2 FiO 2 ETCO 2 P(A-a)O2 PİP VT MV SS FRC :Asetil kolin :Kalsiyum :Sodyum :Magnezyum :Siklik adenozin monofosfat :Elektrokardiografi :Diyastolik arter basıncı :Sistolik arter basıncı :Ortalama arter basıncı :Ortalama pulmoner arter basıncı :Kalp atım hızı : Sistemik damar direnci :Sol ventrikül iş atım yükü indeksi :Sağ ventrikül iş atım yükü indeksi :Lateral dekübitus poziyonu :Tek akciğer ventilasyonu :Parsiyel arteriyel oksijen basıncı :İnspire edilen fraksiyone oksijen :Soluk sonu karbondioksit :Arteriyo-Alveolar oksijen basıncı farkı :Tepe inspiratuar basınç :Tidal volüm(soluk hacmi) :Dakika volüm :Solunum sayısı :Fonksiyonel rezidüel kapasite 3

4 HPV CPAP HFJV IPPV PEEP TOF: DBS PTC PTF Hz :Hipoksik pulmoner vazokonstriksiyon :Devamlı pozitif hava yolu basıncı :Yüksek frekanslı jet ventilasyon :Aralıklı pozitif basınçlı ventilasyon :Pozitif ekspiryum sonu basınç :Dörtlü uyarı ( train of four) :Çift patlamalı uyarı (double burst stimülasyon) : Tetani sonrası sayım (Post tetanik count stimülasyon) :Post tetanik fasilitasyon (tetani sonrası artış) :Hertz 4

5 ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil 1: Uyanık hastada lateral dekübit pozisyonu Şekil 2: Anestezi altında lateral dekübit pozisyonu Şekil 3: Basınç zaman eğrisi Sekil 4: Sinir kas kavşağı Sekil 5: Beş alt üniteden oluşan yapı nikotinik asetilkolin reseptörü Şekil 6. Nondepolarizan ve depolarizan kas gevşeticilerde TOF örneği (23) Sekil 7: Tekli seğirme Sekil 8: TOF uyarısı ve TOF uyarısına depolarizan ve non-depolarizan kas gevşeticiler verildikten sonra uyanık hastada alınan uyarılmış kas yanıtları Sekil 9: Tetanik uyarı örneği ve 50 Hz lik 5sn süreli tetanik sinir stimülasyonuna kas yanıtı ve post tetanik (1.0 Hz tetani sonrası) seğirme stimülasyonu Sekil 10: DBS kalıbı Sekil 11: Rokuronyum Bromür açık formülü Sekil 12: Vekuronyum Bromür açık formülü Sekil 13: Histamin in moleküler yapısı Şekil 14: Sistolik arter basıncı değişim grafiği Şekil 15: Diyastolik arter basıncı değişim grafiği Şekil 16: Ortalama arter basıncı değişim grafiği Şekil 17: Kalp atım hızı değişim grafiği Şekil 18: Gruplara göre Goldberg entübasyon skalası grafiği Şekil 19: Gruplara göre tepe inspiratuar basınç dağılım grafiği Şekil 20: Gruplara göre plato basınç dağılım grafiği Şekil 21: Gruplara göre ETCO 2 dağılım grafiği 5

6 Şekil 22: Gruplara göre PaO 2 dağılım grafiği Şekil 23: Gruplara göre PaCO 2 dağılım grafiği Şekil 24: Gruplara göre SaO 2 değişim grafiği Şekil 25: Gruplara göre entübasyon zamanı ve ek doz kas gevşetici zamanı dağılım grafiği Şekil 26: Grup I de T2 zamanında ETCO 2 ve PaCO 2 korelasyon grafiği Şekil 27: Grup II de T3 zamanında ETCO 2 ve PaCO 2 korelasyon grafiği 6

7 TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1: Gruplara göre demografik özelliklerin değerlendirilmesi Tablo 2: Gruplara göre sistolik arter basıncı değerlendirilmesi Tablo 3: Gruplara göre diyastolik arter basıncı değerlendirilmesi Tablo 4: Gruplara göre ortalama arter basıncı değerlendirilmesi Tablo 5: Gruplara göre kalp atım hızı değerlendirilmesi Tablo 6: Gruplara göre eritem değerlendirilmesi Tablo 7: Gruplara göre Goldberg skalası değerlendirilmesi Tablo 8: Gruplara göre tepe inspiratuar basınç, plato basınç ve ETCO 2 değerlendirilmesi Tablo 9: Gruplara göre PaO 2 değerlendirilmesi Tablo 10: Gruplara göre PaCO 2 değerlendirilmesi Tablo 11: Gruplara göre SaO 2 değerlendirilmesi Tablo 12: Gruplara göre entübasyon zamanı ve ek doz kas gevşetici zamanı değerlendirilmesi Tablo 13: Gruplarda T2 ve T3 zamanlarındaki ETCO 2 ve PaCO 2 değerlendirilmesi 7

8 ÖNSÖZ Hastane başhekimimiz Prof. Dr. İbrahim Yekeler e, Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde asistanlık eğitimim boyunca tüm bilgi ve birikimini, öngörülerini bize aktarıp, yetişmemizde büyük rol oynayan, çalışma disiplini ve bilimselliğini örnek aldığımız, uzmanlık eğitimini yanında yapmaktan onur duyduğum başta klinik şefim ve hocam Prof Dr. Zeynep Zuhal Aykaç olmak üzere ve klinik şefimiz Uzman Dr. Sevim Canik e, Asistanlık eğitim sürecim boyunca destek, ilgi ve yardımlarını eksik etmeyen deneyimlerini bizimle paylaşan klinik şef yardımcılarımız Uzm. Dr. Nihan Ünal Yapıcı ve Uzm. Dr. Türkan Kudsioğlu Çoruh a Tez danışmanım Uzm. Dr. Ayşın Aygün Altuğ a, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniğindeki tüm şef muavinleri, başasistanları ve uzmanlarına, yıllardır iyi ve kötü anları paylaştığım asistan arkadaşlarıma, anestezi teknisyenlerine, yoğun bakım hemşirelerine, perfüzyonistlere, kan gazı çalışanlarına ve tüm hastane personeline, İhtisasım süresince birlikte çalıştığım bilgi ve tecrübelerinden yararlandığım Kalp ve Damar Cerrahisi, Kardiyoloji klinik şef, şef muavinleri, uzman ve asistanlarına ve ayrıca tez vakalarımda görüş ve önerilerini aldığım, ameliyatlarına katıldığım Göğüs cerrahisi klinik şef, şef muavinleri, uzman ve asistanlarına, Her anımda yanımda olan, desteklerini benden esirgemeyen, varolmama sebep (annem, babam, ablam, yeğenim ve beni büyütüp yetiştiren anneanneme) sevgili aileme ve asistanlığım boyunca dostluğunu hissettiğim arkadaşım Dr.Sezer Gezgin Karabulut a, En içten teşekkür, saygı ve sevgilerimle Dr.İlkgün Sibel BULUN 8

9 GİRİŞ Endotrakeal entübasyonu ve cerrahiyi kolaylaştırması için klinik anestezi pratiğinde çeşitli kas gevşeticiler kullanılmaktadır. Cerrahi sonunda normal solunum ve sinir-kas kavşağı aktivitesinin mümkün olduğunca hızlı düzelmesi, pulmoner ve kardiyak komplikasyonlardan kaçınmak için kas gevşetici seçimi önemlidir. Genel anestezi uygulamaları sırasında nondepolarizan kas gevşeticilerin kullanılması histamin salınımına neden olur. Bu salınım sonucunda kalp atım hızında (KAH) artış, sistemik damar direncinin (SDD) düşmesi sonucu hipotansiyon, bronkospazm ve deri döküntülerinden oluşan bir klinik tablo görülür. Bu tablonun şiddeti hafif deri döküntüsünden bazı olgularda anaflaktik reaksiyona kadar varan değişkenlik gösterir. Ayrıca laringoskopi girişimi ve endotrakeal entübasyon sempatoadrenerjik aktivite artışıyla katekolamin salımına neden olur. Bunun sonucunda aritmi, kan basıncında ve KAH artış görülür. KAH artışı miyokardın oksijen tüketimini arttırır, diyastolik dolum zamanını azaltarak koroner kan akımını düşürür (1, 2, 3, 4, 5, 6). Laringoskopi girişimi ve entübasyona bağlı istenmeyen etkileri ortadan kaldırmak, entübasyon kalitesini arttırmak için daha kısa sürede etki eden ve daha az histamin salınımına neden olan kas gevşetici ilaçlar kullanılmaktadır. Orta etkili aminosteroid gurubu nondepolarizan kas gevşetici olan rokuronyumun histamin salınımına neden olmadığı ve etki başlama süresinin kısa olduğu bilinmektedir (7). Biz çalışmamızda göğüs cerrahisi operasyonu geçirecek hastalarda cerrahi görüş alanını rahatlaştırarak cerrahi girişimi kolaylaştırmak ve süreyi kısaltmak amacıyla hastalara TAV (tek akciğer ventilasyonu ) için çift lümenli tüp uyguladık. Kas gevşetici ilaç olarak anestezi indüksiyonunda aynı gruptan olan vekuronyum veya rokuronyum kullandık.iki ilacın hemodinamik parametrelere, akciğer mekaniği parametrelerine olan etkilerini ve kas gevşetici etkinliklerini TOF (TOF-Watch SX, Organon-Teknika) yardımıyla araştırdık ve karşılaştırdık.tav sırasında akciğerlerin ventilasyonu pulmoner vagal afferent sinirin deşarjına yol açmaktadır. Bunun sonucunda iskelet kas aktivitesi özellikle interkostal kaslarda ve diyafragmada artmaktadır. Çalışmamızda kas gevşetici ilaçların bu süreçteki etkilerini de değerlendirdik (8, 9, 10, 11). 9

10 GENEL BİLGİLER 1. ENDOTRAKEAL ENTÜBASYON Endotrakeal entübasyon solunum yolunu güvenlik altına almak veya solunumu kontrol etmek amacı ile trakea içine bir tüp yerleştirilmesidir (5). Entübasyon işlemi, havayolunun açık tutulması; havayolu ve solunumun kontrol edilmesi; solunum eforunun azalması; aspirasyonun önlenmesi; özellikle baş boyun operasyonlarında anestezistin ve diğer aygıtların sahadan uzaklaşması ile cerrahi rahatlık sağlaması; herhangi bir sorun olduğunda resüsitasyon kolaylığı ve ölü boşluk volümü azalması gibi faydalar sağlarken, işlemin zaman alması ve özellikle güçlük çıktığında özel beceri gerektirmesi, daha derin anestezi gerektirmesi ve bazı komplikasyonlara neden olabilmesi gibi sakıncalar taşır (9, 12, 13). Endotrakeal entübasyonda entübasyonun kalitesi kullanılan indüksiyon ajanlarına ve uygulanan dozlara bağlı olduğu kadar entübasyonun yapılacağı koşullara da bağlıdır. Bu nedenle hastanın iyi hazırlanması ve kullanılacak araç ve gereçlerin önceden kontrolü komplikasyonsuz bir entübasyon için önemlidir (9, 12, 13). Entübasyon öncesi ve entübasyon sırasında PaO 2 nin tehlikeli düzeye düşmemesi için oksijenizasyon uygulanır. Entübasyon öncesinde %100 O 2 ile 2 5 dakika arasında yapılan spontan solunum hastanın oksijen rezervini arttırmayı amaçlar. Bu sayede indüksiyondan sonra ventilasyonu zor olan hastalarda ve oksijen rezervi kısıtlı hastalarda bir emniyet marjı sağlanmış olur (12, 13). Entübasyon sırasında laringoskopi, vokal kord pozisyonu, ıkınma-öksürme, ekstremite hareketi, maske ile ventilasyon ve çene gevşemesi özelliklerine göre koşulları değerlendirme skalası oluşturulmuştur (Goldberg skalası ekler1). 10

11 2.LATERAL DEKÜBİTÜS POZİSYONU (LDP) Akciğer ameliyatları sıklıkla posterolateral torakotomiyle yapılmakta ve hastalara LDP verilmektedir. Pozisyon verildikten sonra göğüs duvarı, plevra açılmakta ve TAV uygulanmaktadır. TAV sırasında üstte kalan iyi ventile olan akciğer söndürülmekte ve cerrahi manüplasyona izin verilmektedir. Altta kalan, fonksiyonel rezidüel kapasitesi (FRC) ve kompliyansı düşük akciğer ise ventile olmaktadır. Bunun sonucunda ventilasyon/perfüzyon oranında dengesizlik ve hipoksemi gelişmektedir. LDP, TAV da şantın ve P(A-a)O2 farkının artmasına ve hipokseminin derinleşmesine neden olmaktadır. Uyanık ve spontan solunumdaki hastalarda LDP sırasında, yerçekiminin etkisiyle akciğer kan akımının büyük bir bölümü altta kalan akciğere yönlenir, alt akciğerin perfüzyonu üst akciğere göre daha iyi olur. Ventilasyon da alt akciğerde üst akciğere göre daha iyidir. Bu nedenle uyanık hastada LDP de ventilasyon/perfüzyon oranı etkilenmemektedir (10, 14). Genel anestezi altında ise LDP verildiğinde, kan akımı dağılımı uyanık hastada olduğu gibi alt akciğerde daha iyi, üstte kalan akciğerde daha kötü olmaktadır, ancak ventilasyon üstteki akciğerde daha iyidir. Genel anestezi indüksiyonuyla FRC azalır, her iki akciğerde hacim kaybı oluşur; ancak alttaki akciğerin mediasten, abdominal organlar ve suboptimal pozisyon nedeniyle sıkışması sonucu FRC sinin ve kompliyansının daha fazla azalmasıyla atelektaziler oluşur, ventilasyon bu nedenle alt akciğerde daha kötüdür. Üstteki akciğerin ise genel anestezi altında kompliyansı artmaktadır. Sonuç olarak; genel anestezi altında, LDP de üstteki akciğer iyi ventile olup kötü perfüze olmakta, alttaki akciğer ise iyi perfüze olup kötü ventile olmaktadır. Bunun sonucunda ventilasyon/perfüzyon oranı bozulmaktadır (10, 11, 14). Akciğer ameliyatlarında göğüs duvarı ve plevra açılmaktadır. Göğüs duvarı ve plevranın açılmasının akciğer kan akımı dağılımı üzerine etkisi olmamakta, bu nedenle LDP de kapalı toraksta olduğu gibi alttaki akciğer iyi, üstteki akciğer kötü perfüze olmaktadır. Ancak göğüs duvarı restriksiyonu üst akciğer için ortadan kalktığından kompliyansı daha da artmakta ve daha iyi ventile olmaktadır, alttaki akciğerin ventilasyonunda değişiklik olmamaktadır. Sonuç olarak genel anestezi altında, lateral dekübitüs pozisyonunda, göğüs duvarı ve plevra açıkken üstteki akciğer çok iyi ventile olup zayıf perfüze olurken, alttaki akciğer iyi perfüze olup ventilasyonu kötü olmaktadır. Bunun sonucunda ventilasyon/perfüzyon dengesizliği artmaktadır (10, 11, 14). 11

12 Şekil 1: Uyanık hastada lateral dekübit pozisyonu Şekil 2: Anestezi altında lateral dekübit pozisyonu 12

13 3.TEK AKCİĞER VENTİLASYONU (TAV) Akciğer ameliyatlarında cerrahi görüşü ve manüplasyonu kolaylaştırmak; kan sekresyon ve enfekte materyalin diğer akciğere geçişini önlemek amacıyla TAV uygulanmaktadır. TAV da ameliyat süresi kısalmakta ve tek akciğer söndürüldüğü için retraksiyona ve manüplasyona bağlı akciğer hasarı önlenmektedir. TAV ın kesin gerekli olduğu durumlar: Bir akciğerden diğerine yaygın bulaşı riski: Enfeksiyon, kanama Tek taraflı kritik akciğer hastalığı: Bronkoplevral fistül, dev bül, bronş yırtılması ve cerrahisi TAV ın göreceli gerekli olduğu durumlar: Torasik aorta anevrizması tamiri Torakoskopi Pnömonektomi Lobektomi Özofagus cerrahisi Torasik vertebra ve medulla spinalis cerrahisi Mitral kapak tamiri TAV üç yöntemle sağlanmaktadır: Çift lümenli endobronşiyal tüp, Bronş blokerleri, Tek lümenli endobronşiyal tüp. Günümüzde, toraks ameliyatlarında sıklıkla çift lümenli endobronşiyal tüpler kullanılmaktadır. Çift lümenli endobronşiyal tüplerin tercih edilmesinin nedeni; daha kullanışlı olmaları, birbirinden bağımsız olarak her iki akciğerin aspire edilmesine olanak sağlamaları, iki akciğer ventilasyonundan TAV a geçişin ve TAV dan iki akciğer ventilasyonuna geçişin daha kolay olması, her iki akciğere farklı ventilasyon modlarının (CPAP, HFJV vs.) uygulanmasına olanak sağlamalarıdır (15).Çift lümenli endobronşiyal tüpün yanlış pozisyonuna bağlı komplikasyonlar gelişebilmektedir. En sık görülen pozisyon hatası tüpün fazla ilerletilmesidir. Endobronşiyal tüp fazla ilerletildiğinde akciğerin sadece alt lobu ventile olur, sağ alt lob akciğerin %30-35 ini, sol alt lob akciğerin %20-25 ini oluşturmaktadır, bunun sonucunda kompliyansta azalma, tepe havayolu basıncında (PİP) artma ve oksijen satürasyonunda azalma meydana gelir. Tüpün bronşiyal ucu trakeada kalırsa 13

14 her iki akciğer ventile olur ama TAV uygulanamaz. Tüpün pozisyonuyla ilgili diğer sorunlar ise; yanlış bronşun entübe edilmesi, tüpün katlanması, uygun olmayan boyuttaki tüpün yerleştirilmesidir. Endobronşiyal tüpün yanlış yerleşmesinin önlenmesi için, tüp yerleştirildikten sonra yeri fiberoptik bronkoskopi ve iki taraflı oskültasyon ile doğrulanmalıdır. TAV sırasında sürekli end-tidal CO2 monitörizasyonu yapılmalıdır. Çift lümenli endobronşiyal tüp kullanılmasına bağlı diğer komplikasyonlar; trakea ve bronş travması, pnömotoraks, kalp durması ve torakal aort anevrizması rüptürüdür (14, 16). Resim 1: Robert Shaw endotrakeal tüp TAV FİZYOLOJİSİ Genel anestezi altında, kas gevşemesi sağlanmış LDP uygulanmış hastaların, iki akciğer ventilasyonu sırasında ventilasyon/perfüzyon oranları bozulmaktadır (10, 14). TAV sırasında ise, üstteki akciğerin ventile olmaması şant oluşmasına neden olur. Alttaki akciğerin iyi ventile olamaması nedeniyle zaten var olan şant oranı daha da artmış olur. Sonuç olarak; aynı FiO2, hemodinamik ve metabolik koşullar altında, iki akciğer ventilasyonuna göre TAV sırasında P(A-a)O2 farkı daha yüksek, PaO2 daha düşüktür (16). TAV da PaO2 de düşme olmasına karşın PaCO2 düzeyi sabit kalmaktadır. Bunun nedeni; difüzyon kapasitesi O2 e göre daha fazla olan CO2 in atılımının dakika ventilasyonu sabit kaldığı takdirde devam etmesi ve ventilasyonu iyi olan akciğer alanlarında CO2 atılımının artmasıdır. TAV sırasında ventile olan akciğer ventile olmayan akciğeri kompanse edecek kadar yeterli CO2 atılımını sağlayabilmektedir (14, 16). TAV sırasında gelişen patofizyolojik değişikliklere karşın, oluşan kompansasyon mekanizmalarından dolayı hastaların çoğunda hipoksemi gelişmeden güvenle uygulanabilmektedir. Bu kompansasyon mekanizmalarından en önemlisi hipoksik pulmoner vazokonstrüksiyon (HPV) dur. Akciğer kan akımının en önemli belirleyicisi HPV dir. 14

15 HPV, alveollerdeki hipoksiye karşı pulmoner damarlarda gelişen vazokonstrüksiyon yanıtıdır. Böylece kan akımı hipoksik alandan daha iyi ventile edilen akciğer alanlarına yönlenmiş olur. Hipoksik alanlar akciğerin %20-80 i kadarsa HPV mekanizması etkindir; TAV da bu oran %30-70 olup HPV yanıtı oluşmakta ve şant oranını %50 azaltmaktadır. Ancak HPV yanıtı; akciğer hastalıkları, cerrahi manüplasyon, solunumsal ve metabolik alkaloz, inhalasyon anestezikleri, vazodilatatör ilaçlar (nitrogliserin, nitroprussid, dobutamin, kalsiyum kanal blokerleri, β2 agonistler), nitrik oksid, yüksek havayolu basınçları, yüksek pulmoner arter basıncı, hipokapni, yüksek karışık venöz O2 ve düşük kalp debisi nedeniyle deprese olmaktadır ve bu nedenlerden herhangi biri ya da birkaçı nedeniyle TAV sırasında bu yanıt inhibe olabilmektedir (14, 16) Primer akciğer hastalığı olan hastaların akciğer kan akımı dağılımı bozulmuştur. Primer akciğer patolojisi dışı nedenlerle torakotomi geçiren hastalarla kıyaslandığında, ikinci gruptaki hastalarda TAV sırasında hipoksemi insidansının daha yüksek olduğu ve bu grupta hipoksemi sıklığını belirlemede ameliyat öncesi alınan kan gazları ve solunum fonksiyon testlerinin belirleyici olmadığı bildirilmiştir (11, 14, 16). T AV sırasında; şant nedeniyle hipoksemi geliştiğinde şantı azaltmak amacıyla çeşitli ventilasyon stratejileri uygulanmaktadır: Dakika ventilasyonunun artırılması Ventile edilmeyen akciğerin aralıklı olarak ventile edilmesi Apneik oksijenizasyon Ventile edilmeyen akciğere CPAP uygulanması Ventile edilmeyen akciğere HFJV uygulanması Ventile edilen akciğere PEEP uygulanması (15) Yüksek TV(Tidal volüm,soluk hacmi)uygulaması, kanın parsiyel O2 basıncını arttırmakta ve CO2 birikmesini önlemekte fakat volütravmaya bağlı akciğer hasarına neden olmaktadır(11,14,15,16). Ventile edilmeyen akciğere 5 cm H2O dan daha düşük basınçlarla CPAP uygulanmasının oksijenlenmeye etkisi olmamakta, 10 cm H2O dan daha yüksek basınçlar ise cerrahi manüplasyonu engellemektedir, bununla birlikte 5-10 cm H2O düzeyinde CPAP uygulanması ile TAV sırasında PaO2 nin arttığı gösterilmiştir (10, 14, 16). Ventile edilen akciğere PEEP uygulanması ile alveol içi küçük damarların sıkışması sonucu SDD (Sistemik damar direnci) artmakta, bunun sonucunda kan akımı ventile olmayan akciğere yönlenmekte ve şant oranı artarak PaO2 nin azalmasına neden olmaktadır (10, 11, 14, 16). TAV da hipoksemi geliştiğinde yüksek FiO2 ile ventilasyon uygulandığında 15

16 rezorpsiyon atelektazisi, uzun süreli uygulandığında oksijen toksisitesi riski bulunmaktadır (7). TAV esnasında bir akciğer ventile edilir ve diğeri söndürülür. Bir akciğerin ventilasyonunun durdurulması pulmoner vagal aferent sinirde deşarja yol açar (17,18) ve bu durum iskelet kaslarının aktivitesini arttırır (19, 20). Diğer taraftan TAV esnasında diğer akciğerin hiperventilasyonu ile de pulmoner vagal aferent sinirlerin uyarıldığı gösterilmiştir (19, 20, 21), ki bu durum da iskelet kaslarının aktivitelerindeki artışı başlatır (19, 20, 23, 24). Bundan dolayı, akciğerin hem ventilasyonunun hem de söndürülmesinin iskelet kasların, diyafragmanın kasılımını kuvvetlendirdiği düşünülmektedir. Aynı zamanda tek-lümen tüp ile kıyaslandığında çift-lümen tüp için hava akımı rezistansı daha yüksektir (25), ve oto-peep (oto pozitif ekspiryum sonu basınç) TAV esnasında iki akciğer ventilasyonu esnasındakine göre daha yüksektir (21, 22, 25, 26, 27). Bu tür ventilasyon tipleri pulmoner vagal afferent sinirlerde spontan aktiviteleri önemli derecede arttırmaktadır (27, 28). Bu bulgulara göre, TAV gerektiren akciğer ameliyatları esnasında kas gevşeticilerin klinik etki sürelerinin de değişebileceği sonucu ortaya çıkmaktadır.(9) BASINÇ VE HACİM MONİTORİZASYONU Anestezi makinlerinin çoğu solunum devre basıncını grafik olarak gösterir. PİP( Tepe inspiratuar basınç) bir inspirasyon döngüsü sırasında oluşturulan en yüksek devre basıncıdır ve dinamik komplians hakında yol gösterir. Plato basıncı, bir inspiratuar duraklama (gaz basıncının olmadığı zaman birimi) sırasında ölçülen basınçtır ve statik kompliansı yansıtır (11). Artmış PİP ve Plato basıncı -Artmış TV -Azalmış pulmoner komplians (pulmoner ödem, asit, trendelenburg, plevral efüzyon, peritoneal gaz insuflasyonu, tansiyon pnömotoraks, endobronşial entübasyon) Artmış PİP ve değişmeyen Plato basıncı -Artmış inspiratuar gaz akım hızı -Artmış hava yolu rezistansı (tüpün kıvrılması, bronkospazm, sekresyon, yabancı cisim aspirasyonu, hava yolu kompresyonu, kaf herniasyonu) 16

17 Şekil 3: Basınç zaman eğrisi 4. SİNİR-KAS KAVŞAĞI VE İLETİMİ İskelet Kasının Fizyolojik Anatomisi İskelet kasları kas liflerinden, bunlarda miyofibril, sarkoplazma ve sarkolemma denilen hücre zarından olusur. Miyofibril: Kasın kontraktil elemanını içerir. Kontraktil eleman da aktin ve miyozin adı verilen, büyük protein moleküllerinden ibaret olan filamentlerden oluşur. Elektron mikroskobunda açık renkte görülen bant (I bandı) aktin filamentlerinden, koyu renkte görülen bant (A bandı) ise miyozin filamentlerden olusur. I bandında ayrıca tropomiyozin ve troponin proteinleri vardır. İki aktin filamentin birleşme yerine Z hattı veya membranı denir. Peşpeşe gelen iki Z hattı arasında kalan A ve I bandı sarkomeri meydana getirir. Sarkoplazma: Miyofibrili çevreler ve içinde çekirdek, mitokondri, sarkoplazmik retikulum ve sıvı vardır. Sarkoplazmik retikülüm, birbiri ile bağlantılı uzunlamasına ve enlemesine (transvers, T) tübüllerden oluşan bir ağ sistemidir (1). Kas Kasılmasının Mekanizması Bir motor sinir lifinin uyardığı kas liflerinin oluşturduğu birime motor ünite adı verilir. Kas kasılmasında genel mekanizmalar şu şekilde sıralanır: A - Aksiyon potansiyelinin motor sinirden ilerleyerek kas lifinde sonlanması B - Sinir son ucundan Ach (asetilkolin) salınması C - Kas lifi membranında Ach kanallarının açılması D - Kas lifi içerisine Na +1 iyonlarının girmesi E - Aksiyon potansiyelinin oluşması ve kas lifi zarı boyunca yayılması 17

18 F Depolarizasyon oluşması ve sarkoplazmik retikülüm, sarkolemma ve mitokondriden Ca +2 iyonlarının serbestleşmesi G - Bu Ca +2 iyonlarının aktin ve miyozin filamentleri arasında çekici güç oluşturması ( kası gevşek halde tutmaya çalısan troponin ve tropomiyozin kompleksinin etkisini engellemesi) ve kayma mekanizmasının başlaması H - Ca +2 iyonlarının sarkoplazmik retikuluma geri pompalanması (29). SİNİR-KAS KAVŞAĞI Motor nöron, spinal kordun ön boynuzundan sinaptik aralığa büyük bir miyelinli akson olarak devam eder. Kasa ulaştığı zaman pek çok kas hücresiyle temas kurmak için dallara ayrılır. Çizgili kaslar hızlı iletimli alfa motor nöronlar ile uyarılmaktadırlar (30). İskelet kasları, omuriliğin ön boynuzundaki motor nöronlardan başlayan miyelinli sinir lifleri ile uyarılır (31). Miyelinli sinir lifi, kas liflerine yaklaşırken, çok sayıda miyelinsiz sinir liflere ayrılır (1, 30, 31, 32). İki uyarılabilen doku, yani iskelet kası ve sinirsel elemanın oluşturduğu, uyarıların iletilmesi ile ilgili bu bölgeye sinir-kas kavşağı (sinaps) denir (1, 30, 31) (Şekil 4). Sekil 4- Sinir kas kavşağı (33) Ach sinir lifi son ucunda sitozolde sentezlenir ve veziküller içinde proteine bağlı olarak depo edilir (1, 30, 32, 34). Sinirin aksiyon potansiyeli bu ucunda depolarize olunca, membrana penetre olarak burada bulunan voltaja bağımlı kalsiyum kanalları açılır, hücreye 18

19 giren Ca +2 iyonları depo veziküllerinin terminal membranla kaynaşarak içlerindeki Ach i serbest bırakmasını sağlar (1, 3, 30, 31, 34). Ach kas membranının bir özel bölümünü oluşturan myonöral plaktaki nikotinik kolinerjik reseptörlerle birleşir (3). Postsinaptik membrana "motor son plak" adı da verilir (30). Kavşak sonu membran (motor son plak) sarkolemmadan oluşur ve Ach için reseptör protein taşır. Bu protein fosfat içeren polipeptid yapısında olup kas hücresi tarafından sentezlenir ve ikisi alfa, bir tanesi de beta, delta ve epsilon tipinde olan beş protomerden oluşur (1,3,31) (Şekil 5). Kanal, iki alfa alt birim proteinine, iki Ach molekülü bağlanıncaya kadar kapalı kalır (35). Reseptör-Ach reaksiyonu sonucu diğer üç ünite dönerek, kanalların 1msn kadar bir süreyle açılmasına neden olur (1, 2, 3, 6). Sekil 5 -Beş alt üniteden oluşan yapı nikotinik asetilkolin reseptörü Asetilkolin motor sinir içinde iletken doku ve kavşaklarda yüksek yoğunlukta bulunan kolin-o-asetil transferaz ve asetil ko-enzim A aracılığı ile kolinin asetilasyonu sonucu sentezlenir. 19

20 Kolin + Asetil CoA Kolinasetilaz Asetilkolin Asetilkolinin % 80'i presinaptik membranın iç kısımlarında veziküller içinde proteine bağlı olarak depo edilir. Bu veziküllerin büyüklüğü A arasında değişir ve hepsi en az bin olmak üzere değişik sayıda asetilkolinkolin molekülü içerir. %20' si de aksoplazmada erimiş halde bulunur (1). Asetilkolin moleküleri reseptörlerle birleşip uyarı iletimini sağladıktan sonra, kavşakta bulunan asetilkolinesteraz enzimi tarafından hızla kolin ve asetik asite parçalanır (hidroliz). Asetilkolin Asetilkolinesteraz Kolin + Asetik asit Asetilkolin sinaptik aralıktaki asetilkolinesteraz tarafindan hızla metabolize edildiğinden asetilkolinin reseptördeki ömrü yalnızca 1 msn kadardır. Sinaptik aralıkta ortaya çıkan yıkılım ürünleri olan kolin ve asetatın bir bölümü sinir ucu tarafından geri alınır ve burada tekrar asetilkolin sentezinde kullanılır(3) Na +1 ve Ca +2 hücre içine girerken, K +1 hücre dışına çıkar (29, 34, 36). Sinir aksonu bir noktasından uyarıldığında, zar geçici olarak seçici geçirgenliğini kaybeder ve iyonlar zardan yoğunluk farklılıklarına göre serbestçe geçer (30). Büyük miktarda pozitif yüklü Na +1 iyonu akson içine sızar ve normalde -90mv luk polarize durum potansiyelinin hızla pozitif yönde yükselmesi ile kaybolur. Bu gerilimi oluşturan olayların tümüne depolarizasyon denir (30). Yeteri kadar Ach molekülleri reseptörü işgal edince zarda depolarizasyon oluşur (34). Kas zarının içindeki Na +1 kanalları voltaj farkı oluşunca açılır (34). Aksiyon potansiyeli kas hücresi boyunca Na kanallarını açar ve sarkoplazmik retikulumdaki Ca +2 serbestleşir (29, 30, 34). Bu Ca +2, kontraktil proteinlerin (aktin ve myozin) etkileşimini sağlar, kasılma oluşur (29, 30, 34, 37). SİNİR-KAS KAVŞAĞI BLOK TİPLERİ DEPOLARİZAN SİNİR-KAS KAVŞAĞI BLOĞU Bu tip blokta kullanılan kas gevşetici ilaçlar, asetilkolin gibi davranarak postsinaptik kolinoreseptöre bağlanır ve iyon kanalının açık kalmasını sağlayarak bir depolarizasyon sağlar. İyon kanalı sürekli açık kaldığı için bir sonraki sinirsel uyarıya yanıt verilemez ve blok oluşur. Bloktan önce depolarizasyonun neden olduğu fasikülasyonlar görülür.bu durum anti kolinesteraz ilaçlarla antagonize edilemez (1) 20

21 NON DEPOLARİZAN SİNİR-KAS KAVŞAĞI BLOĞU Non-depolarizan ilaçlar, Ach ile alfa alt birimine bağlanmak için yarışırlar ve asetilkolinin reseptör ile bağlanarak iyon kanalını açmasını ve depolarizasyonunu önlerler. Membran depolarize olamaz ve kas kasılamaz (30). Blokajın ortadan kalkması kavşaktaki bloker miktarının azalarak, Ach miktarının artışıyla mümkün olur. Bu nedenle bloğun ortadan kaldırılmasında asetilkolini hızla parçalayan asetilkolinesteraz enzimini inhibe eden ilaçlar kullanılır, böylelikle kavşaktaki asetilkolin konsantrasyonu artırılır (30). Volatil anestetikler, Mg +2, asidoz ve hipotermi (33 derecenin altında) etkisi ile non-depolarizan sinir-kas kavşağı bloğu süresi uzar (38, 39). Sinir kas iletimini etkileyen faktörler Yaş: Sinir-kas iletimi henüz gelişimini tamamlamadığından erişkinde çok geniş olan güvenlik sınırı özellikle yenidoğanda dardır. Kas gevşeticilere farklı yanıt alınabilir. Çesitli hastalıklar: Bazı sinir-kas hastalıkları ( Miyastenia gravisli hastalar depolarizanlara dirençli, non-depolarizanlara duyarlıdır). Karaciğer yetersizliğinde non-depolarizan gevşeticileri daha yüksek dozda kullanmak gerekebilir. Bu hastalar Sch'e de duyarlıdırlar. Tıkanma sarılığında ise nondepolarizan gereksinimi azalır. Böbrek yetmezliğinde bloğun döndürülmesinde güçlük çekilebilir. Hidrasyon, diürez veya gerekirse hemodiyaliz bu konuda yararlı olur. Kollajen doku hastalığı veya nörofibromatozisi olan hastalar non-depolarizanlara duyarlıdır. Elektrolit dengesizliği, hipokalemi ve hiponatremide non-depolarizan, hipokalsemi ve hipermagnezemide bütün kas gevşeticilere duyarlılık söz konusudur. Serum proteinleri ve kompozisyonunda değişiklik; tubokürarin gereksinimi plazma globülin, gallamin ve atrakuryum gereksinimi ise plazma albümin düzeyi artışı ile artar. İlaçlar: Antibiyotikler; erken postoperatif dönemde kullanılan aminoglikozid antibiyotikler bloğun derecesini artırarak solunum depresyonuna neden olabilirler. İnhalasyon anestetikleri kas gevşeticilerin etkisini de doza bağımlı olarak artırır. Lokal anestetikler ve antiaritmikler; Kinidin, prokainamid, lidokain ve B blokerler sinir-kas iletimini deprese eder ve nondepolarizan kas gevşetici etkisini artırırlar. Diazepam non-depolarizan blok süresini uzatır. Bir antikolinesteraz olan ekotiofat göz damlası kullananlarda Sch etkisi uzar. SİNİR-KAS KAVŞAĞI MONİTÖRİZASYONU Klinik anestezide tekrarlanan veya infüze edilen kas gevşetici dozlarının getirebileceği sorunlar, sinir kas iletimi monitorizasyonu ile önlenebilir. Sinir uyarısına kas yanıtının 21

22 bilinmesi cerrahi sırasında önemli bilgi sağlamaktadır. Entübasyon ve ekstübasyon için en uygun zamanın belirlenmesini, sinir-kas bloğu için gerekli ilacın tam dozunun bilinmesini ve bloğun antagonize edilmesinde en uygun zamanın saptanmasını sağlar. Postoperatif olarak da antagonizasyonun yeterli olup olmadığını değerlendirir. Sinir stimülatörlerinin, anestezistler tarafından rutin olarak kullanılmaya başlanması yenidir. İlk kez 1958 yılında Christie ve Churchill - Davidson kas gevşetici ilaçların klinik uygulama için önerilen dozlarına, hastaların bireysel farklılıklarla yanıt verdikleri ve bunun için anestezi uygulaması boyunca sinir-kas fonksiyonun objektif olarak değerlendirilmesinin önemini vurgulamışlar, bu amaçla periferik sinir stimülatörünün kullanılmasını önermişlerdir (8, 34, 40). PERİFERİK SİNİR UYARILMASININ PRENSİPLERİ Sinir-kas iletiminin değerlendirilmesinde, periferik motor sinire verilen uyarı, periferik sinir stimülatörü yardımıyla yapılmaktadır. Uyarı tek bir sinire iletilir ve sonuçta kas kasılması oluşur. Elektrik akımı yüzeyel bir sinir üzerine yerleştirilen iki elektrod aracılığıyla verilir. Küre, iğne ve jelli olmak üzere üç tip elektrod bulunmaktadır. Bunlardan jelli olanlar en çok kullanılanlardır. Uyarının negatif (aktif) çıkışı (çoğunlukla siyah işaretlidir) distal uyarı elektroduna; pozitif (inaktif) çıkış da (çoğunlukla kırmızı renkte işaretlidir) proksimal elektroda bağlanır. Negatif elektrod pozitif olandan daha etkilidir ve mümkün olabildiğince sinirin yüzeyelleştiği yerde sinire yakın yerleştirilmelidir. Elektrodları birbirine yakın ve sinir boyunca yerleştirmek, artefaktları azaltmakta ve uyarı etkinliğini artırmaktadır (31, 34). Sinir kas kavşağı fonksiyonları, bir periferik motor sinirin supramaksimal elektriksel uyarılara kas yanıtının değerlendirilmesi ile monitorize edilir. Bir elektriksel uyarıya tek bir kas lifi "hep ya da hiç" seklinde yanıt verir. Buna karşılık uyarılan bir kasın yanıtı, aktive edilen kas liflerinin sayısına bağlıdır. Eğer bir sinir yeterli yoğunlukta uyarılabilirse, bu sinirin uyardığı tüm kas lifleri reaksiyon gösterir ve maksimum yanıt tetiklenir. Bir kas gevşetici ilaç uygulandıktan sonra kasın uyarıya yanıtı, deprese olan kas lifi sayısı ile paralel olarak azalır. Sabit uyarı koşullarında yanıttaki azalma, sinir-kas blokajının derecesini gösterir. Değerlendirmenin doğru olması için uyarının supramaksimal olması gereklidir. Bu nedenle elektriksel uyarı, maksimal bir yanıt için gerekenin en azından % üzerinde olmalıdır. Bu yüzden bu tür bir uyarıya "supramaksimal uyarı" denilir. Elektriksel uyarının süresi ve dalga boyunun karakteri de önemlidir.uyarı; monofazik ve rektangüler (kare dalga) olmalıdır. Bifazik bir uyarı, sinirde aksiyon potansiyeli patlamasına neden olacağından uyarıya yanıtı arttıracaktır. Optimum uyarı süresi, 0,2 0,3 msn'dir. 0.5 msn'yi aşan bir uyarı, kası doğrudan uyarabilir veya yineleyen tetiklemeye neden olabilir (8). Sinir-kas kavşağı 22

23 monitörizasyon için yüzeyel yerleşimli herhangi bir periferik motor sinir uyarılabilirsede en sık tercih edilen sinirler ulnar, median, posterior tibial, peronealis komminis ve fasial sinirlerdir. Erişebilirlik ve basitlik gibi pratik nedenlerle, sinir-kas monitörizasyonda ulnar sinir - adduktor pollicis kombinasyonu sık olarak kullanılmaktadır. Ayrıca adduktor pollicis kasının sadece dolaylı yoldan uyarılabilmesi nedeniyle bu kas motor son plağın deprese edilmesinin ölçümünde iyi bir tercihtir. Ulnar sinir önkolun volar yüzünde elbileği ekleminin biraz proksimalinden uyarılır. Distal elektrod bileğin proksimal cilt kıvrımının fleksor karpi ulnaris tendonu ile kesiştiği noktanın 1cm proksimaline yerleştirilir. Proksimal elektrod ise sinir çizgisi üzerinde distal elektrodun 2 3 cm yakınına yerleştirilmelidir (Resim 2). Resim 2- TOF watch UYARILMIŞ YANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ 1- Vizüel (gözlemsel) yöntem: Verilen uyarılara sönme olup olmadığı, TOF a alınan yanıtların sayısı ve değerlendirilmesi gözlemsel olarak yapılır. Vizüel belirleyiciler için gözlemci başparmak hareket düzlemine göre 90 derecelik açıda yer almalıdır. 2- Taktil (dokunma) yöntemi: Taktil belirleyiciler için, başparmak tamamen abdüksiyonda tutulmalı ve gözlemcinin parmak uçları hareket yönünde distal falanks üzerine yerleştirilmelidir. Hastanın uyarılan kaslarına dokunarak sönme ve yanıt sayısı belirlenir. 3- Mekanomiyografi: Kasın kasılması transdüser aracılığıyla elektriksel enerjiye çevrilerek bir basınç monitöründe sayısal olarak gösterilir. 4- Elektromiyografi: Dolaylı uyarılan büyük kas lifi gruplarının mekanik kasılmalarına eşlik eden elektromiyografik akımların ölçülmesidir. 23

24 5- Akseleromiyografi: Bu yöntemde amaç, ulnar sinir tarafından uyarılan baş parmağın ivmesinin ölçülmesidir. Baş parmağın addüksiyonu esnasında baş parmak pulpasına bir transdüserin yerleştirilmesi kasılma kuvveti hakkında bilgi sağlar (1, 41, 42, 43, 44). Şekil 6. Nondepolarizan ve depolarizan kas gevşeticilerde TOF paterni (2) KLİNİK DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ Sinir-kas bütünlüğünün klinik testleri, bloğun derecesini ortaya koymakta yararlı olmakla birlikte, hastanın koopere olmasını gerektirdiğinden bilinci kapalı hastada uygulanamazlar. Operasyon sonrası sinir-kas iletisinin derlenmesini değerlendirmede birçok klinik test bulunmaktadır, bunların bazıları güvenilir, bazılarının ise güvenilir olmadığı bildirilmektedir (2,43,45). Güvenilir klinik testler: Baş kaldırma (yardımsız olarak 5 sn süreyle başını 180 kaldırabilmesi), ayak kaldırma (5 sn süreyle), kas gücü muayenesi (5 sn süreyle el sıkma), dil basacağı testi (kesici dişler arasına tahta dil basacağı yerleştirilerek, hastadan dil basacağını çıkarmamıza izin vermemesi istenir), maksimum TV >-50 cmh2o olması (2, 43, 45). Güvenilir olmayan klinik testler: Damak ve yutak kaslarında zayıflık, yüz kaslarında zayıflık (Gülmede zorluk, yüzde uyuşukluk), vizüel semtomlar (bulanık görme), göz açma, dil çıkarma, kolu karşı omuza kaldırma, normal veya normale yakın vital kapasite, maksimum TV <-25 cmh2o (2, 43, 45). Sinir-kas iletiminin değerlendirilmesi için geçmiş yıllarda, klinik olarak operasyon sonrası dönemde uyanık hastalarda uyarılara alınan çeşitli motor yanıtlarla (5 saniye süre ile başı kaldırabilme, el sıkma, operasyon masasında bacakları bükebilme vb) yapılmıştır. Ancak bu klinik testlerin hepsi sinir-kas bloğu dışında pek çok faktörden etkilenebilir (1,2, 3, 41, 42,45 ). 24

25 Kopman ve ark. (45) TOF oranını 0,5 kadar düşük olan hastaların başını 5 sn süreyle kaldırabildiğini ve el sıkma işlemini yapabildiğini göstermişlerdir. Bir başka çalışmada ise TOF 0.6 olduğunda hastalar 3 sn süre ile başlarını kaldırabilirler, gözlerini açabilirler, dillerini dışarı çıkarabilirler, fakat vital kapasite hala düşüktür (2). Solunum fonksiyonunun monitörizasyonu kas gücünün dönmesini göstermede güvenilir olmadığı bildirilmektedir. TV santral olarak yerleşimli solunum kaslarındaki derlenmeyi yansıtır ve sadece diyafragma hareketine bağlıdır. En az 5 ml /kg TV ile Ach reseptörlerinin % 80 i hala nondepolarizan kas gevşeticilerle bağlı olabilir. Hem inspiratuar hem de ekspiratuar akım oranları kontrol değerlerinin % 90 ı olduğu zaman bile baş kaldırma ve el sıkma sırasıyla kontrol değerlerinin % 38 ve % 48 i değerlerinde olabileceği rapor edilmektedir. Dil basacağı testi, hassasiyeti en yüksek olan testtir ve TOF % 85 olduğunda başarılabilir. İnspiratuar güç, -40 cmh2o olduğunda, baş ve ayak 5 saniye süre ile kaldırılabildiğinde Ach reseptörlerinin %50 si hala nondepolarizan kas gevşeticilerle bağlı olabilir (2). TOF oranı 0.4 ve daha düşük iken, hastalar genellikle kol ve bacaklarını kaldıramazlar, TV normal olabilir fakat vital kapasite ve inspiratuar güç azalmıştır. TOF oranı iken üst özefagus kas tonusunda ve yutma sırasında özafagus kasları arasındaki koordinasyonda yetersizlik vardır. TOF oranı 0,9 iken özafagus tonusu ve faringeal koordinasyon normal seviyelere döner TOF oranı iken 5 sn süre ile başını kaldırabilir fakat kas gücü hala kontrol değerin % 60 ı kadardır. TOF oranı 0,8 iken vital kapasite normaldir fakat hastada hala şaşılıkve yüz kaslarında güçsüzlük olabilir. TOF oranı 0,8 iken bile yapılan çalışmalarda klinik olarak önemli düzeyde kalıcı kas zayıflığı olduğu saptanmıştır (2). SİNİR UYARI KALIPLARI Sinir uyarılması amacıyla en sık kullanılan uyarı örnekleri ; tekli seyirme uyarısı, dörtlü uyarı kalıbı (TOF) ve tetanik uyarıdır. Bunların dışında iki yeni mod daha kullanılmaktadır: Tetani sonrası sayım( Post-tetanic count PTC) ve Çift patlamalı uyarı (double-burst stimulation DBS). TEKLİ SEĞİRME UYARISI Bu modda, periferik motor sinire, 1,0 Hz (saniyede bir) ile 0.1 Hz (10 saniyede bir) arasında değişken frekanslarda tek bir uyarı uygulanır. Bir kasın böyle tek bir uyarıya yanıtı, uyarının frekansı ile ilişkilidir. Frekans, 0.15 Hz'in üzerine çıktığında uyarılan yanıt giderek azalır ve daha alt düzeylerde görülmeye başlar. Bu nedenle genellikle 0,1 Hz'lik frekans kullanılır. 1 Hz'likuyarı, supramaksimal uyarı tayini için gereken süreyi kısalttığından anestezi 25

26 indüksiyonu sırasında tercih edilebilir. Bununla birlikte, sinir kas kavşağı blokajın başlangıcı ve süresi, uyarının çeşidine ve süresine de bağlıdır. Bu nedenle 1Hz'lik Tekli seğirme uyarısı ile elde edilen sonuçlar, 0.1 Hz'lik uyarıya alınan yanıtlar ile karşılaştırılmamalıdır (30, 39).Kas gevşeticilerle ilgili karşılaştırmalı çalışmalarda sıklıkla Hz'lik uyarı kalıpları kullanılmaktadır. Bu uyarının tipi, klinik uygulamada pek kıymetli değildir. Zira aynı yanıtların gözle ya da dokunarak da izlenebilmesi mümkündür. Monitorizasyonun avantajı kas bloğunun derecesini kesin bir şekilde değerlendirilmesi yönünde olacaktır. Sekil 7 - Tekli seğirme DÖRTLÜ UYARI KALIBI (TOF) TRAIN-OF-FOUR (TOF) uyarısı, 1970'lerin basında Ali ve arkadaşları tarafından tanımlanmıştır (39). Bu uyarı tipi, her 0,5 saniyede bir (2 Hz) 4 supramaksimal uyarı yapılmasından ibarettir. Sürekli uygulandığında her dört uyarıdan oluşan bir train, saniyede bir yinelenecek demektir. Her uyarının oluşturacağı kas kasılması ve bu yanıtlardaki sönme, değerlendirmenin temelini oluşturur. 4. yanıtın amplitüdünün 1. yanıta oranı, TOF oranı olarak adlandırılır. Kontrol ölçümlerinde (kas gevşetici uygulanmadan önce) dört yanıtın amplitüdü aynıdır, ya da ideal olarak aynı olmalıdır (TOF=1.0).Parsiyel depolarizan blok esnasında, TOF yanıtında sönme olmaz, ideal olarak TOF oranı 1.0 olarak kalır. Sch enjeksiyonundan sonra TOF oranının azalması, Faz II bloğunun geliştiği anlamına gelecektir. Nondepolarizan blok sırasında, bloğun derecesi preoperatif kontrol değerleri olmasa bile TOF yanıtından doğrudan okunabilir. TOF uyarısı, tetanik uyarıya göre daha az ağrılı oluşu ve sinir-kas blokajının derecesini değiştirmediği için de avantajlıdır. (33, 39, 46, 47). 26

27 Sekil 8 - TOF uyarısı ve TOF uyarısına depolarizan ve non-depolarizan kas gevşeticiler verildikten sonra uyanık hastada alınan uyarılmış kas yanıtları TETANİK UYARI Tetanik uyarı çok hızlı (örneğin; 30, 50 veya 100 Hz) elektriksel uyarılardan ibarettir. Klinikte en sık kullanılan, 5 sn süreyle 50 Hz'lik tetanik uyarı kalıplarıdır. Bazı çalışmacılar, 1 snlik 50, 100 ve hatta 200 Hz'lik tetanik uyarıları savunurlar. Nondepolarizan blok sırasında ve Sch'den sonra gelişen faz II blokta, tetanik uyarı ile sönme oluşacaktır. Tetanik uyarıya yanıttaki sönme, presinaptik bir olay olarak kabul edilir. Tetanik uyarının başlangıcında, sinir sonunda mevcut depolardan hızla, büyük miktarda Ach salınır. Bu depolar boşaldığında, Ach mobilizasyonu ve sentezi arasında denge oluşuncaya kadar Ach'in salınım hızı azalır. Bu eşitlenmeye rağmen, tetanik uyarıya kas yanıtı sürer, çünkü bu yanıtın uyarılması için gerekenden çok daha fazla Ach salınımı sürmektedir. Postsinaptik membrandaki güvenlik marjı (serbest kolinerjik reseptörlerin sayısı), nondepolarizan bir ilaç tarafından azaltıldığında tetanik uyarı sırasında Ach salınımındaki azalma, sönmeyi oluşturur. Postsinaptik reseptörlerin blokajına ilaveten, nondepolarizan kas gevşeticiler, aynı zamanda sinir sonundaki Ach mobilizasyonunu da bozabilir. Bu etki, TOF veya tetanik uyarıdaki sönmeye katkıda bulunmaktadır. Sönmenin derecesi, aynı zamanda uyarının frekansına (Hz), süresine (sn.) ve hangi sıklıkta tetanik uyarı uygulandığına bağlıdır. Bu değişkenler sabit olmadıkça tetanik uyarı kullanan farklı çalışmalar birbiriyle kıyaslanmamalıdır (33, 39, 47). Parsiyel nondepolarizan blokaj sırasında, tetanik sinir uyarısını tekli uyarı sonrasında tetani sonrası bir artış takip eder (örneğin, transmisyonun posttetanik fasilitasyonu = PTF). Bu olay, tetanik uyarının sonlandırılmasından sonra bir süre daha Ach sentez ve mobilizasyonundaki artışın sürmesine bağlıdır. PTF 'nin derecesi ve süresi, kas gevşetici bloğunun derecesine bağlıdır. PTF, tetanik uyarının 60. snsi içinde kaybolur. PTF, parsiyel nondepolarizan sinir kas blokajı sırasında elektromiyografik (EMG) ve mekanik kayıtlarda saptanabilir. Aksine, tetani sonrası potensiyalizasyonu, bazen herhangi bir kas gevşetici ilaç verilmeden de gözlenebilir. Tetanik uyarının bazı dezavantajları vardır. Öncelikle oldukça 27

28 ağrılıdır ve anestezi almamış olgulara uygulanması kabul edilmemektedir. Bunun ötesinde özellikle nöromusküler derlenmenin geç dönemlerinde tetanik uyarı, uyarılan kasta sinir kas kavşağı blokajının antagonizmasında uzamaya neden olabilir. Tetanik uyarı, kalıcı uzamış sinir kas kavşağı blokajın değerlendirilmesinde de kullanılmıştır. Ancak PTC ile birlikte kullanılmadığı sürece bu amaçla kullanımı sınırlıdır. Eğer sinir uyarılarına yanıtlar kaydediliyorsa gerekli bilgilerin tümü TOF sonuçlarından elde edilebilecektir (33, 39, 46, 47). Şekil 9- Tetanik uyarı örneği ve 50Hz lik 5sn süreli tetanik sinir uyarılarına kas yanıtı ve tetani sonrası (1.0Hz) seğirme uyarısı TETANİ SONRASI SAYIM(PTC) ( POSTTETANIC COUNT STİMÜLATİON PTC) Sakin bir endotrakeal entübasyon sağlayacak dozda nondepolarizan kas gevşetici ilaç verildiğinde periferik kaslarda yoğun bir sinir-kas blokajı sağlanır. Bu durumda tek uyarıya ve TOF'a yanıt alınamayacağından blokajın düzeyini saptamak amacıyla bu modlar kullanılamaz. Bununla birlikte bir tetanik uyarıdan (50 Hz, 5 sn.) 3 sn sonra uygulanan tek uyarıya (1 Hz) alınan yanıtın gözlenmesi ile sinir-kas blokajının derecesi değerlendirilebilir. Ancak çok yoğun bir blokajda ne tetanik ne de tetani sonrası uyarıya yanıt alınabilir. Böylesine yoğun bir blokaj geri dönerken TOF'a ilk yanıtın gözlenmesinden önce tetani sonrası tekli uyarıya yanıt alınması mümkün olur. Örneğin, trakeal entübasyon için 0.1 mg/kg pankuronyum enjeksiyonundan sonra, TOF'a ilk yanıtın görülmesi için yaklaşık 37 dk. geçer. Aynı rakam, atrakuryum (0.5 mg/kg) ve vekuronyum (0.1 mg/kg) için 7-8 dkdır. Yoğun bloğun derecesi azaldıkça, tetani sonrası uyarıya gitgide daha fazla yanıt alınmaya başlanır. Bu tetani sonrası uyarı yanıtların sayısı (PTC) ile TOF'a ilk yanıtın çıkması arasında geçen süre arasında bir ilişki vardır. PTC'nin başlıca kullanım amacı, büyük miktarda kas gevşetici 28

29 ilaç verildiğinde olduğu gibi, tek veya dörtlü uyarıya yanıt alınamadığı durumlarda sinir-kas blokajının değerlendirilmesidir (33, 39). Bununla birlikte PTC, ani kımıldanmaların (örneğin göz cerrahisi, beyin cerrahisi) engellenmesinin gerekli olduğu durumlarda kullanılabilir. Diyafram paralizisini sağlamak veya ıkınma ve öksürüğü engellemek için tetani sonrası tekli uyarıya hiç yanıt alınamayacak kadar (PTC=0) yoğun bir sinir-kas blokajı gereklidir. PTC'a yanıt, öncelikle sinir-kas blokajının derecesine bağlıdır. Ayrıca; tetanik uyarının frekansına, süresine, tetanik uyarının bitimi ile ilk tetani sonrası uyarı arasındaki süreye, tekli uyarının frekansına ve muhtemelen tetanik uyarıdan önce uygulanmış tekli uyarının süresine de bağlıdır. Bu nedenle, PTC kullanılırken bu değişkenlerin sabit tutulması önemlidir. Yine, eldeki sinir-kas blokajın olası antagonizmasından kaçınmak amacıyla tetanik uyarının minimum 6 dk aralıklarla uygulanmasına da dikkat edilmelidir. Eğer el kaslarında antagonizma sağlandığı halde vücudun geri kalan kısmında zayıflık hala sürüyorsa artık bu el monitorizasyon için kullanılmamalıdır (33, 39). ÇİFT PATLAMALI UYARI (DOUBLE BURST STiMÜLATİON DBS) Kalıcı sinir-kas blokajının taktil değerlendirilmesini sağlamak amacını taşıyan bir sinir uyarı modudur. Sinir kas kavşağı blokajın derlenmesi sırasında kalıcı bloğun derecesi, TOF yanıtlarının kaydedilmesi ile değerlendirilebilir. Ancak bir kayıt ekipmanı yoksa kalıcı blokajın süpheli olduğu durumlarda görsel veya taktil yöntemler yeterli bilgi vermeyebilir. Bu durumda DBS ile yanıttaki sönmeyi hissetmek daha kolay olacaktır. DBS, 50 Hz.'lik çok kısa süreli iki tetanik uyarı kümesinin 750 msn ara ile ardarda verilmesinden olusur. Her bir uyarının süresi 0.2 msn. ve dalga boyu kare şeklindedir. Kas gevşetici uygulanmamış normal kasta bu uyarı şekli eşit yükseklikte iki kontraksiyona neden olurken, nondepolarizan bir kas gevşetici ilaç verildiğinde kasda ikinci gruba alınan yanıtta depresyon sonucu sönme görülür. Sönmenin büyüklüğü TOF uyarısından sonra görülen sönme ile aynıdır. Ancak iki seğirme arasındaki oran, yanıt yüksekliği fazla olduğundan TOF a göre daha belirgin ve kesin bir şekilde izlenebilir. DBS de alınan yanıtta sönme olmazsa kas gevşetici etkisi büyük miktarda kalkmıştır. DBS her 20 sn de bir tekrarlanabilir (30, 33, 34, 39) 29

30 Sekil 10- DBS kalıbı 5.NONDEPOLARİZAN KAS GEVŞETİCİLER Etki sürelerine göre üç gruba ayrılırlar; 1- Kısa Etkili: Mivakuryum klorür 2- Orta Etkili: Vekuronyum bromür, atrakuryum besilat, rokuronyum bromür 3- Uzun Etkili: Pankuronyum bromür, alkuronyum bromür, metakurin, tubokürarin, gallamin, doksakuryum, piperkuronyum (3, 4). Rokuronyum Bromür (Org 9426, Esmeron ) Fiziksel özellikleri: Rokuronyum (Esmeron, Organon Teknika, Kloostersraat, Hollanda) orta etkili monokuaternal yapıda aminosteroidal nondepolarizan kas gevşetici ilaçtır. Etki gücü vekuronyum un 6 8 de biri kadardır. Rokuronyum vekuronyuma göre 4 farklı özelliğe sahiptir. Bunlar; rokuronyum bir tane 2 betamorfolino grubu, 3 alfa hidroksi grubu içermesi ve 16 pirrolidino fonksiyonunu 16 NAlil grubuna bağlı olarak göstermesidir. Rokuronyumun kimyasal formülü 1-(17 beta (asetiloxy) 3a-hidroksil 2 beta-(4-moronil)-5a andostan 16 beta-yl)-1-(2-propenyl) prolidinum bromid. Moleküler formülü C32H53BrN2O2 dir (2, 3, 4, 5, 6, 48, 49). Karanlıkta ve 2-8 derecede 3 yıl boyunca saklanır. Etki mekanizması:etkisi iskelet kasında nikotinik kolinerjik reseptörlerin kompetitif antagonizmasıyla oluşur. Sadece kavşak sonrası değil kavşak öncesi nikotinik reseptörleri de etkiler, etkisi antikolinesteraz ilaçlarla geri çevrilebilir (2, 5, 50, 51, 53, 54, 55). 30

31 Şekil 11. Rokuronyum Bromür ün moleküler yapısı (56) Dağılım: Plazma proteinlerine % 30 oranında bağlanır ve plazma düzeyleri üç kompartman modeline uyar. Hızlı dağılım zamanı 1-2 dkdır ve yavaş dağılım zamanı dakikadır (2, 5, 6, 58). Biyotransformasyon ve atılım: Rokuronyum karaciğerde metabolize olarak safra ile ayrıca % 10 kadarı değişmeden idrarla atılır. Eliminasyon klirensi, büyük oranda proteine bağlanmaya ve karaciğer enzim aktivitesine (intrensek klirens) dayanmaktadır. Karaciğer fonksiyon bozukluğu etki başlama süresini değiştirmemekte, ancak etki süresini uzatmaktadır. Böbrek atılımının 24 saatte % 30 olduğu saptanmıştır, etki süresi böbrek yetmezliğinde önemli derecede etkilenmez (60). Metabolizması sonucu ortaya çıkan metabolitleri 17- deasetil rokuronyum ve 16 N deasetil rokuronyum nadiren insanlarda plazmada tespit edilmiştir, ancak bunlar farmakolojik olarak aktif değillerdir (2, 5, 49, 53, 54, 58). Doz ve uygulama yolları: Stabil solusyon halinde 50 ve 100 mg lık ampüller içinde bulunur. ED 95 dozu mg / kg dır. Dozu arttırıldığında etki başlangıç süresi hızlanır, ancak etki süresi doza bağımlı olarak uzar. Çocuklarda 0.6 mg / kg dozda, erişkinlerde mg / kg dozda sn içinde klinik olarak kabul edilebilir entübasyon koşulları sağlar. Bu özelliği ile süksinilkoline bir alternatif olarak kullanılmaktadır. Tek bolus uygulama yanında infüzyon (5-12 mcg/ kg/ dk) şeklinde de uygulanabilen rokuronyum un birikici özelliği yoktur (3, 5, 53, 56, 58, 61). Yan etkileri: Klinik kullanım dozlarında kardiyovasküler yan etkileri belirgin değildir, 1.2 mg/kg dozlarda da kardiyovasküler yan etkiler gözlenmemekle birlikte hafif vagolitik etkisinden dolayı kalp atım hızında artışa neden olduğu bildirilmektedir. Histamin salınımına neden olan güvenlik marjı çok yüksektir, 1.2 mg / kg dozlarda bile belirgin bir histamin 31

S Bulun, T Kudsioğlu, N Yapıcı, A Aygün, Z Tuncel, I Doğusoy, T Okay, Z Aykaç

S Bulun, T Kudsioğlu, N Yapıcı, A Aygün, Z Tuncel, I Doğusoy, T Okay, Z Aykaç S Bulun, T Kudsioğlu, N Yapıcı, A Aygün, Z Tuncel, I Doğusoy, T Okay, Z Aykaç Dr.Siyami Ersek Göğüs ve Kalp Damar Cerahisi Eğitim Araştırma Hastanesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği TAV akciğer

Detaylı

KAS GEVŞETİCİ İLAÇLAR. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KAS GEVŞETİCİ İLAÇLAR. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN KAS GEVŞETİCİ İLAÇLAR Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Kas Gevşeticiler Myorelaksanlar Nöromuskuler Blokörler 2 Nöromuskuler Blokörler NÖROMÜSKULER KAVŞAK Nöromüsküler kavşak, yapısı ve fonksiyonları bakımından

Detaylı

TEK AKCİĞER VENTİLASYONUNDA İZOLASYON TEKNİKLERİ

TEK AKCİĞER VENTİLASYONUNDA İZOLASYON TEKNİKLERİ TEK AKCİĞER VENTİLASYONUNDA İZOLASYON TEKNİKLERİ DR.TÜRKAN KUDSİOĞLU SİYAMİ ERSEK GÖĞÜS KALP DAMAR CERRAHİSİ MERKEZİ EAH İSTANBUL TAV; Ventilasyonun yalnızca bir akciğere yönlendirilmesi Kesin Endikasyon;

Detaylı

MEKANİK VENTİLASYON - 2

MEKANİK VENTİLASYON - 2 MEKANİK VENTİLASYON - 2 DR. M. ŞÜKRÜ PAKSU ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ Endotrakeal entübasyon endikasyonları Tüp seçimi Başlangıç ayarları Mod seçimi Özele durumlarda mekanik

Detaylı

ROKURONYUMLA PRİMİNG UYGULAMASININ NÖROMUSKÜLER BLOK VE ENTÜBASYON KALİTESİNE ETKİSİ (UZMANLIK TEZİ) Dr. BETÜL ŞEN

ROKURONYUMLA PRİMİNG UYGULAMASININ NÖROMUSKÜLER BLOK VE ENTÜBASYON KALİTESİNE ETKİSİ (UZMANLIK TEZİ) Dr. BETÜL ŞEN T.C S.B. GÖZTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ANESTEZİ VE REANİMASYON KLİNİĞİ DOÇ. DR. MELEK ÇELİK ROKURONYUMLA PRİMİNG UYGULAMASININ NÖROMUSKÜLER BLOK VE ENTÜBASYON KALİTESİNE ETKİSİ (UZMANLIK TEZİ)

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN KAS FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Uyarılabilen dokular herhangi bir uyarıya karşı hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturup, iletebilme özelliği göstermektedir.

Detaylı

KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ

KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ KAS DOKUSU TİPLERİ İSKELET KASI İskelet Kasının Yapısı Kas Proteinleri Kas Kontraksiyonu KASILMA TİPLERİ KASIN ENERJİ METABOLİZMASI İskelet Kası Çizgili kastır. İstemli çalışır.

Detaylı

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Kas Fizyolojisi İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Vücudun yaklaşık,%40 ı çizgili kas, %10 u düz kas kastan oluşmaktadır. Kas hücreleri kasılma (kontraksiyon) yeteneğine

Detaylı

Kas Gevşeticiler ve Etki Mekanizmaları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

Kas Gevşeticiler ve Etki Mekanizmaları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Kas Gevşeticiler ve Etki Mekanizmaları Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Kas Gevşeticiler N ö r o m u s k u l e r b l o k e r l e r diye de isimlendirilirler. Analjezik, anestezik

Detaylı

DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Hücre içi kompartıman ve hücre dışı kompartımanın büyük bölümü elektriksel açıdan nötrdür. Hücre içinde

Detaylı

EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller. Uzm Dr Pınar Gelener

EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller. Uzm Dr Pınar Gelener EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller Uzm Dr Pınar Gelener Genel Bilgiler Sinir ve kas hücreleri elektrik üretebilen, dışarıdan elektrik ile uyarılabilen ve elektriği iletebilen dokulardır

Detaylı

Pediatrik Havayolu Yönetimi

Pediatrik Havayolu Yönetimi Plan Giriş Pediatrik Havayolu Yönetimi Anatomik farklılıklar Anormal pediatrik havayolu Pediatrik havayolunun değerlendirilmesi Havayolu ekipmanları Akdeniz Üni. Tıp Fak. Acil Tıp A.B.D. Dr. Murat BERBEROĞLU

Detaylı

skelet sistemi tek ba ına vücudu hareket ettiremez. Herhangi bir hareket için gerekli kuvvet kaslar tarafından sa lanır. Kas dokusu vücutta oldukça

skelet sistemi tek ba ına vücudu hareket ettiremez. Herhangi bir hareket için gerekli kuvvet kaslar tarafından sa lanır. Kas dokusu vücutta oldukça skelet sistemi tek ba ına vücudu hareket ettiremez. Herhangi bir hareket için gerekli kuvvet kaslar tarafından sa lanır. Kas dokusu vücutta oldukça fazla bulunur. Sadece iskelet kasları toplam a ırlı ın

Detaylı

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri KALP FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Seçgin SÖYÜNCÜ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD 2009 Kalp Fonksiyonları Kan damarları yoluyla oksijeni ve barsaklarda emilen besin maddelerini dokulara iletir

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

KAS FĐZYOLOJĐSĐ. Doç.Dr.Nesrin Zeynep Ertan

KAS FĐZYOLOJĐSĐ. Doç.Dr.Nesrin Zeynep Ertan KAS FĐZYOLOJĐSĐ Doç.Dr.Nesrin Zeynep Ertan < Temel özellikleri Đskelet kası: Đstemli kontrol edilir Çizgili görünümdedir. Çok çekirdekli hücrelerdir. Kalp kası: Đstemsiz kontrol edilir. Çizgili görünümdedir.

Detaylı

Mekanik Ventilasyon Takibi. Dr.Yücel Yavuz OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD./Samsun

Mekanik Ventilasyon Takibi. Dr.Yücel Yavuz OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD./Samsun Mekanik Ventilasyon Takibi Dr.Yücel Yavuz OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD./Samsun Amaç Bu sunumda; Mekanik ventilasyon (MV) uygulaması sırasında takip edilmesi gereken parametreleri ve ortaya çıkması muhtemel

Detaylı

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması Dr. Ahmet U. Demir Solunum fizyolojisi Bronş Ağacı Bronş sistemi İleti havayolları: trakea (1) bronşlar (2-7) non respiratuar bronşioller (8-19) Gaz değişimi: respiratuar

Detaylı

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK TORAKAL EPİDURAL ANESTEZİ VE FEMORAL BLOK YÖNTEMİ A.DOSTBİL*, H.BAŞEL**, Ö.TEKİN***, M.ÇELİK*, A.AHISKALIOĞLU*, AF.ERDEM* *ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Kan Gazı Nedir? Kanın a s i t ve b a z d u r u m u n u b e l i r l e m e a m a c ı y l a kan gazı değerlerinin belirlenmesi gerekir. Ortaya çıkan

Detaylı

Solunum Sistemi Fizyolojisi

Solunum Sistemi Fizyolojisi Solunum Sistemi Fizyolojisi 1 2 3 4 5 6 7 Solunum Sistemini Oluşturan Yapılar Solunum sistemi burun, agız, farinks (yutak), larinks (gırtlak), trakea (soluk borusu), bronslar, bronsioller, ve alveollerden

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca

Detaylı

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak Koroner Arter Bypass Greftleme Operasyonlarında Esmolol Hidroklörür ve Magnezyum Sülfatın Laringoskopi ve Trakeal Entubasyona Bağlı Hemodinamik Yanıta Etkileri Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel,

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 40 HUXLEY KAYAN İPLİKLER MODELİ KAS KASILMASI VE GEVŞEMESİ

11. SINIF KONU ANLATIMI 40 HUXLEY KAYAN İPLİKLER MODELİ KAS KASILMASI VE GEVŞEMESİ 11. SINIF KONU ANLATIMI 40 HUXLEY KAYAN İPLİKLER MODELİ KAS KASILMASI VE GEVŞEMESİ HUXLEY KAYAN İPLİKLER MODELİ Huxley in kayan iplikler modeline göre çizgili kasın kasılması Bu modele göre kasılma aktin

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Myastenia Gravis Olgularında Deksmedetomidin-Propofol ile Kas Gevşetici Kullanılmaksızın Anestezik Yaklaşım (Olgu Serisi)

Myastenia Gravis Olgularında Deksmedetomidin-Propofol ile Kas Gevşetici Kullanılmaksızın Anestezik Yaklaşım (Olgu Serisi) Myastenia Gravis Olgularında Deksmedetomidin-Propofol ile Kas Gevşetici Kullanılmaksızın Anestezik Yaklaşım (Olgu Serisi) Volkan Hancı*, Serhat Bilir**, Serhan Yurtlu**, Mertol Gökçe***, Özkan Saydam***,

Detaylı

Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul

Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Giriş ve Amaç

Detaylı

KAS SİNİR KAVŞAĞI. Oğuz Gözen

KAS SİNİR KAVŞAĞI. Oğuz Gözen KAS SİNİR KAVŞAĞI Oğuz Gözen Kas sinir kavşağı İskelet kası hücresinde aksiyon potansiyeli oluşumunun fizyolojik tek mekanizması, kası innerve eden sinir hücresinde aksiyon potansiyeli oluşmasıdır. İskelet

Detaylı

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ RESİRKÜLASYON NEDİR? Diyaliz esnasında, diyaliz olmuş kanın periferik kapiller dolaşıma ulaşmadan arter iğnesinden geçen

Detaylı

TEMEL MEKANİK VENTİLASYON SOLUNUM MEKANİKLERİ. Dr Müge AYDOĞDU Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ünitesi

TEMEL MEKANİK VENTİLASYON SOLUNUM MEKANİKLERİ. Dr Müge AYDOĞDU Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ünitesi TEMEL MEKANİK VENTİLASYON SOLUNUM MEKANİKLERİ Dr Müge AYDOĞDU Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ünitesi 03.11.2018 Solunum Mekanikleri Akciğer fonksiyonlarının basınç, akım

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

HASTA-VENTİLATÖR UYUMSUZLUĞU

HASTA-VENTİLATÖR UYUMSUZLUĞU HASTA-VENTİLATÖR UYUMSUZLUĞU Prof. Dr. Arzu Topeli İskit Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları YBÜ TTD Kongresi 2008 GÜNÜMÜZÜN MODERN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ Solunum terapisti ventilatöre, hemşire

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

SİNİR KAS İLETİSİ - ÇİZGİLİ KASDA KASILMA

SİNİR KAS İLETİSİ - ÇİZGİLİ KASDA KASILMA SİNİR KAS İLETİSİ - ÇİZGİLİ KASDA KASILMA Doç.Dr.Fadıl ÖZYENER Fizyoloji AD Tartışma konuları: Sinirden kasa iletide yer alan yapılar hangileridir? İletimin sinir ucunda neler gerçekleşir? Kas zarının

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

TİROİD CERRAHİSİNDE İNTRAOPERATİF SİNİR MONİTÖRİZASYONU PRENSİPLERİ

TİROİD CERRAHİSİNDE İNTRAOPERATİF SİNİR MONİTÖRİZASYONU PRENSİPLERİ TİROİD CERRAHİSİNDE İNTRAOPERATİF SİNİR MONİTÖRİZASYONU PRENSİPLERİ Dr. Mehmet Uludağ Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği Herhangi bir medikal veya ilaç firması ile

Detaylı

İskelet kası gevşeticileri

İskelet kası gevşeticileri İskelet kası gevşeticileri Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 21.10.2010 İskelet kası gevşeticileri Nöromusküler

Detaylı

Solunum: Solunum sistemi" Eritrositler" Dolaşım sistemi"

Solunum: Solunum sistemi Eritrositler Dolaşım sistemi Solunum Fizyolojisi Solunum: O 2 'nin taşınarak hücrelere ulaştırılması, üretilen CO 2 'in uzaklaştırılması." Bu işlevin gerçekleştirilebilmesi için üç sistem koordinasyon içinde çalışır:" " Solunum sistemi"

Detaylı

Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2 Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Kalbin Çalışması ve İşlevleri Kalbin Anatomisi Kalbin Anatomisi Kalp Kapakları (Sağ) (Sol) Kalbin

Detaylı

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ Nagihan KARAHAN*, Murat AKSUN*, Senem GİRGİN*, Tevfik GÜNEŞ**, Levent YILIK**, Ali GÜRBÜZ** * İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Anesteziyoloji

Detaylı

Uzm. Fzt. Kağan Yücel - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Gör. Egzersize Giriş ve Egzersiz Fizyolojisi

Uzm. Fzt. Kağan Yücel - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Gör. Egzersize Giriş ve Egzersiz Fizyolojisi Uzm. Fzt. Kağan Yücel - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Gör. Egzersize Giriş ve Egzersiz Fizyolojisi Hareket sisteminin temel yapı taşları iskelet ve kaslardır. Kaslar; çizgili kaslar ve düz kaslardan oluşur. Kalp

Detaylı

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) Otonom sinir sitemi iki alt kısma ayrılır: 1. Sempatik sinir sistemi 2. Parasempatik sinir sistemi Sempatik ve parasempatik sistemin terminal nöronları gangliyonlarda

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Sinapslar. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Sinapslar. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Sinapslar yrd.doç.dr. emin ulaş erdem TANIM Sinaps, nöronların (sinir hücrelerinin) diğer nöronlara ya da kas veya salgı bezleri gibi nöron olmayan hücrelere mesaj iletmesine

Detaylı

Türk Yoğun Bakım Derneği Mekanik Ventilasyon Kursu Şubat 2010, İstanbul.

Türk Yoğun Bakım Derneği Mekanik Ventilasyon Kursu Şubat 2010, İstanbul. Türk Yoğun Bakım Derneği Mekanik Ventilasyon Kursu 26-27 Şubat 2010, İstanbul Weaning MV desteğinin kademeli olarak azaltılıp, hastanın ventilasyonu üstlenmesi sürecidir. Weaning MV süresinin % 40 ı Nozokomiyal

Detaylı

Hipoksik Pulmoner Vazokonstriksiyon YOKTUR klinikte çok da önemi

Hipoksik Pulmoner Vazokonstriksiyon YOKTUR klinikte çok da önemi Hipoksik Pulmoner Vazokonstriksiyon YOKTUR klinikte çok da önemi Mert Şentürk İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çıkar ilişkim yoktur Plan Hipokseminin nedenleri (torasik anestezide / genelde)

Detaylı

KRANİYOTOMİLERDE YÜKSEK DOZ ROKURONYUM UYGULAMALARI

KRANİYOTOMİLERDE YÜKSEK DOZ ROKURONYUM UYGULAMALARI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI GÖZTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON KLİNİĞİ KRANİYOTOMİLERDE YÜKSEK DOZ ROKURONYUM UYGULAMALARI TIPTA UZMANLIK TEZİ Dr. CANAN ÖNER İSTANBUL-2009 T.C.

Detaylı

Lokal anestetik preparatları

Lokal anestetik preparatları Lokal anestetikler Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 21.10.2010 Lokal anestetik preparatları 2 2/30 1 3 3/30

Detaylı

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Vücudun İlaçlara Etkisi (Farmakokinetik Etkiler) Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler. İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

Prof. Dr. Taner Dağcı

Prof. Dr. Taner Dağcı Prof. Dr. Taner Dağcı Kas Tipleri Kalp kası Düz kas İskelet kası Kemiklere tutunurlar. İstemli hareketi sağlarlar. Vücuda destek sağlarlar. Zıt çalışan gruplar (antagonist). Birlikte çalışan gruplar (agonist).

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı

2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar)

2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar) Düz kaslar 2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar) UYARILMALARI: Düz kaslar tiplerine göre farklı uyarılır

Detaylı

Anestezi ve Termoregülasyon

Anestezi ve Termoregülasyon Anestezi ve Termoregülasyon Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Termoregülasyon Nedir? Isının düzenlenmesi, korunması, ideal aralığa getirilmesi amacıyla vücudun meydana getirdiği

Detaylı

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 PREOPERATİF BAKIM ve Hazırlık 2 Genel olarak, planlanmış ameliyat için hazırlık üç aşamada uygulanır: Hastanın

Detaylı

UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI

UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ UFUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU MESLEKİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU FOTOGRAF Öğrencinin Adı

Detaylı

VENTİLATÖR GRAFİKLERİ NASIL YORUMLANIR?

VENTİLATÖR GRAFİKLERİ NASIL YORUMLANIR? VENTİLATÖR GRAFİKLERİ NASIL YORUMLANIR? Doç. Dr. N. Defne Altıntaş Ankara Üniversitesi İç Hastalıkları AD, Yoğun Bakım BD Mart 2017 defne98hac@yahoo.com Ventilatör Grafikleri Dalga form grafikleri: Basınç

Detaylı

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Solunum sistemi kan ile atmosfer havası arasında gaz değişimini oluşturabilecek şekilde özelleşmiş bir sistemdir. Solunum sistemindeki

Detaylı

Oksijen tedavisi. Prof Dr Mert ŞENTÜRK. İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı

Oksijen tedavisi. Prof Dr Mert ŞENTÜRK. İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı Oksijen tedavisi Prof Dr Mert ŞENTÜRK İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı OKSİJEN TEDAVİSİ Kime uygulanmalı? Endikasyonlar? Kaç litre? Ne şekilde? Kime uygulanmalı? Gereksinimi

Detaylı

ORTA ETKİLİ KAS GEVŞETİCİLERDEKİ REZİDÜEL KÜRARİZASYON İNSİDANSI VE ETKİ EDEN FAKTÖRLER

ORTA ETKİLİ KAS GEVŞETİCİLERDEKİ REZİDÜEL KÜRARİZASYON İNSİDANSI VE ETKİ EDEN FAKTÖRLER T.C. T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON ANABİLİM DALI ORTA ETKİLİ KAS GEVŞETİCİLERDEKİ REZİDÜEL KÜRARİZASYON İNSİDANSI VE ETKİ EDEN FAKTÖRLER UZMANLIK TEZİ Dr.

Detaylı

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU KAS DOKUSU Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU 1 Kas dokusu, kimyasal enerjiyi mekanik enerjiye dönüştürerek hareketi sağlayan bir dokudur. Toplam vücut ağırlığının Yenidoğanda % 25 Genç erişkin dönemde % 40 ve yaşlılık

Detaylı

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ İçerik Dolaşım sisteminin kısa anatomi ve fizyolojisi Egzersizde periferal dolaşımın düzenlenmesi-etkili mekanizmalar Damar endotelinin ve Nitrik Oksitin (NO) periferal

Detaylı

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu Uzm. Dr. Haldun Akoğlu KPR esnasında oksijenizasyon Arrest olmuş dolaşım için hem ventilasyon hem de gaz değişimi gerekli olup bu sırada perfüzyon sağlayan bir ritim oluşturulmaya çalışılır Dolayısıyla

Detaylı

VENTİLASYON BİLGİLERİ

VENTİLASYON BİLGİLERİ VENTİLASYON BİLGİLERİ Ppeak: Hava yollarındaki basıncı gösterir. Ventilatörden alveollere kadar olan hava yollarındaki problemlerden etkilenir. İnspirasyonun yapılabilmesi için hava yollarının çapından

Detaylı

VENTİLATÖR KULLANIMI. Doç.Dr.Nurdan URAŞ. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği

VENTİLATÖR KULLANIMI. Doç.Dr.Nurdan URAŞ. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği VENTİLATÖR KULLANIMI Doç.Dr.Nurdan URAŞ Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği Mekanik Ventilasyonun Amaçları Yeterli gaz değişimini sağlamak Akciğer hasarı riskini

Detaylı

IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna Ameliyatın Riski Ameliyatın Riski Major akciğer ameliyatı yapılacak hastalarda risk birden fazla faktöre bağlıdır. Ameliyatın Riski

Detaylı

KAS FİZYOLOJİSİ ve EMG

KAS FİZYOLOJİSİ ve EMG KAS FİZYOLOJİSİ ve EMG 1 İskelet kası (%40) Kalp kası Düz kas (%10) Kalp kası Çizgili kaslar Düz kaslar: Damarların içinde, miyofilamentler düzenli değildir 2 1 İskelet Kasları Beyaz kaslar (rengi glikojenden)

Detaylı

İNHALASYON ANESTEZİKLERİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

İNHALASYON ANESTEZİKLERİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN İNHALASYON ANESTEZİKLERİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN ANESTEZİ DERİNLİĞİ VE MİNİMUM ALVEOLAR KONSANTRASYON Minimum alveoler konsantrasyon (MAC) : 1 atmosfer basınç altında ağrılı bir stimulusa karşı oluşan

Detaylı

DEĞİŞİK TAZE GAZ AKIM HIZLARININ PEROPERATİF KAS GEVŞETİCİ TÜKETİMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

DEĞİŞİK TAZE GAZ AKIM HIZLARININ PEROPERATİF KAS GEVŞETİCİ TÜKETİMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI DEĞİŞİK TAZE GAZ AKIM HIZLARININ PEROPERATİF KAS GEVŞETİCİ TÜKETİMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Berna UYAN, Hasan Ali KİRAZ, Dilek ÖMÜR *, Mesut ERBAŞ, Serpil EKİN, Hasan ŞAHİN, Hüseyin TOMAN,

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Murat Sarıtemur Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD 2014

Yrd. Doç. Dr. Murat Sarıtemur Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD 2014 Yrd. Doç. Dr. Murat Sarıtemur Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD 2014 Neden kan gazı analizi? Oksijenizasyon ve ventilasyonun değerlendirilmesi Asit-baz dengesini değerlendirmek ph / P a CO

Detaylı

MEMBRAN POTANSİYELLERİ HÜCRELERİN ELEKTRİKSEL AKTİVİTESİ

MEMBRAN POTANSİYELLERİ HÜCRELERİN ELEKTRİKSEL AKTİVİTESİ MEMBRAN POTANSİYELLERİ HÜCRELERİN ELEKTRİKSEL AKTİVİTESİ MEMBRAN POTANSİYELİ Vücuttaki tüm hücrelerin membranları, üzerlerinde elektrik yükü depolayacak özelliktedir Hücrelerin normal işlevlerini yerine

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

SEDASYON-ANALJEZİ KAS GEVŞETİCİLER

SEDASYON-ANALJEZİ KAS GEVŞETİCİLER SEDASYON-ANALJEZİ KAS GEVŞETİCİLER MİDAZOLAMIN ÖNERİLEN DOZLARI ORAL 0.5-0.7 mgr/kg Max dox 20 mgr REKTAL 1.0 mgr/kg Max doz 20 mgr NAZAL 0.2-0.4 mgr/kg Max doz 10 mgr SUBLİNGUAL 0.2 mgr/kg * Max doz 2

Detaylı

MEKANİK VENTİLATÖRLERDE BASINÇ-VOLUM EĞRİSİ

MEKANİK VENTİLATÖRLERDE BASINÇ-VOLUM EĞRİSİ MEKANİK VENTİLATÖRLERDE BASINÇ-VOLUM EĞRİSİ İnspiratuvar direnci arttıran durumlar: Entübasyon tüpünün bükülmesi Hastanın tüpü ısırması Ekspiratuvar direnci arttıran durumlar: Sekresyonlar Bronkospazm

Detaylı

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri Doç. Dr. Onur POLAT Toraks Travmalarında Temel kuralın tanı ve tedavinin aynı anda başlaması olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Havayolu erken entübasyon ile sağlanmalı, eğer entübasyonda zorluk

Detaylı

Nabızsız Arrest. TYD Algoritması: Yardım çağır KPR başla O2 ver Monitöre veya defibrilatöre bağla. Ritim kontrolü

Nabızsız Arrest. TYD Algoritması: Yardım çağır KPR başla O2 ver Monitöre veya defibrilatöre bağla. Ritim kontrolü İKYD Kardiyak Arrest Algoritmi Tüm nabızsız kardiyak arrest vakalarında ritim (Şoklanabilir ve Şoklanamaz): Ventriküler fibrilasyon/nabızsız Ventriküler Taşikardi (Şoklanabilir) Nabızsız Elektriksel Aktivite

Detaylı

RESUSİTASYON FARMAKOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

RESUSİTASYON FARMAKOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN RESUSİTASYON FARMAKOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Resusitasyon, solunumu veya kan dolaşımı durmuş bir kişiye dışarıdan yapılan destekleyici müdahalelerdir. Kardiyopulmoner Resusitasyon (CPR) KARDİYAK

Detaylı

CPR. Uzm.Songül DEMİROK Hemşire H.i.E. 2013

CPR. Uzm.Songül DEMİROK Hemşire H.i.E. 2013 CPR Uzm.Songül DEMİROK Hemşire H.i.E. 2013 Kardiyopulmoner Resusitasyon ve Tarihcesi İnsanlar tarih boyunca ölüme çare bulmaya çalışmışlardır. Modern tıbbın başlangıcına kadar ata binerek koşturma,ısıtma,rektum

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma 1. YIL ilk yarıyıl (güz dönemi) BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma 09.00-09.50 SHMY101 ANES-101 ANES-101

Detaylı

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM YOĞUN BAKIMA HASTANIN KABULÜ Açık kalp ameliyatı yapılan hastaların ameliyathaneden yoğun bakıma transferi entübe

Detaylı

ELEKTROMYOGRAFİ (EMG) ve SİNİR İLETİ HIZI

ELEKTROMYOGRAFİ (EMG) ve SİNİR İLETİ HIZI ELEKTROMYOGRAFİ (EMG) ve SİNİR İLETİ HIZI EMG Kayıt Elektrotları 1- İğne Elektrot 2- Yüzey Elektrot Kas ve sinirlerin testi EMG Sinir ileti hızı Özel testler(tekrarlayıcı sinir uyarısı ve tek sinir lifi

Detaylı

Kan Gazı. Dr.Kenan Ahmet TÜRKDOĞAN Isparta Devlet Hastanesi. II. Isparta Acil Günleri Solunum Acilleri, 19 Ocak 2013 Isparta

Kan Gazı. Dr.Kenan Ahmet TÜRKDOĞAN Isparta Devlet Hastanesi. II. Isparta Acil Günleri Solunum Acilleri, 19 Ocak 2013 Isparta Kan Gazı Dr.Kenan Ahmet TÜRKDOĞAN Isparta Devlet Hastanesi II. Isparta Acil Günleri Solunum Acilleri, 19 Ocak 2013 Isparta Normal Değerler ph 7.35-7.45 (ort. 7.40) ph 7.35 ise Asidoz 7.45 ise Alkaloz ph

Detaylı

Ağrı. Ağrı hissinin oluşması Ağrı hissinin iletilmesi Ağrı hissinin yorumlanması

Ağrı. Ağrı hissinin oluşması Ağrı hissinin iletilmesi Ağrı hissinin yorumlanması Ağrı Ağrı hissinin oluşması Ağrı hissinin iletilmesi Ağrı hissinin yorumlanması Periferik Sinirde İletim Nöron yapısı Sinir lifi tipleri Sinir membranı nın yapısı Sinirde elektriksel iletim Saltatorik

Detaylı

Solunum Mekaniklerinin Ölçülmesi

Solunum Mekaniklerinin Ölçülmesi Solunum Mekaniklerinin Ölçülmesi 23 Nisan 2008 TTD 11.Yıll llık k Kongresi, Antalya Dr. Zuhal Karakurt Süreyyapaşa Göğüs s Hastalıklar kları ve Göğüs s Cerrahisi Eğitim E -Araştırma rma Hastanesi, İstanbul

Detaylı

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK BMM307-H02 Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK ziynetpamuk@gmail.com 1 BİYOELEKTRİK NEDİR? Biyoelektrik, canlıların üretmiş olduğu elektriktir. Ancak bu derste anlatılacak olan insan vücudundan elektrotlar vasıtasıyla

Detaylı

CPAP ve BİPAP modları, cihaz özellikleri ve ekipmanları. Doç.Dr.Sedat Öktem Medipol Üniversite'si Tıp Fak. Çocuk Göğüs Hast. BD

CPAP ve BİPAP modları, cihaz özellikleri ve ekipmanları. Doç.Dr.Sedat Öktem Medipol Üniversite'si Tıp Fak. Çocuk Göğüs Hast. BD CPAP ve BİPAP modları, cihaz özellikleri ve ekipmanları Doç.Dr.Sedat Öktem Medipol Üniversite'si Tıp Fak. Çocuk Göğüs Hast. BD Ventilasyonun değisik modları Basıncın verilme yolu İnvaziv Noninvaziv Pozitif

Detaylı

ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ. Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016

ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ. Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016 ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016 Herhangi bir çözeltinin asitliği veya bazlığı içindeki hidrojen iyonunun (H + ) konsantrasyonuna bağlıdır. Beden sıvılarının asit-baz dengesi

Detaylı

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd. Doç.Dr. Aslı AYKAÇ YDU Tıp Fakültesi Biyofizik AD

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd. Doç.Dr. Aslı AYKAÇ YDU Tıp Fakültesi Biyofizik AD KAS FİZYOLOJİSİ Yrd. Doç.Dr. Aslı AYKAÇ YDU Tıp Fakültesi Biyofizik AD Kas Doku Vücut ağırlığının yarısı Üç tip kas vardır: Kalp kası İskelet kası Düz kas İskelet kası Kalp kası Düz kaslar İstemli kontrol

Detaylı

ECMO TAKİP. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Perfüzyonist Birol AK

ECMO TAKİP. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Perfüzyonist Birol AK ECMO TAKİP Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Perfüzyonist Birol AK ECMO NEDİR Kardiyak yetmezliği olan hastalarda gereken desteğin sağlanmasında konvansiyonel tedavi yöntemlerinin

Detaylı

Pediatrik Temel ve İleri Havayolu Uygulamaları

Pediatrik Temel ve İleri Havayolu Uygulamaları Pediatrik Temel ve İleri Havayolu Uygulamaları Prof. Dr. Murat Duman Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuk Acil Bilim Dalı Dr.E.Ulaş Saz Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Çalışmaya dahil edilme kriterleri

Çalışmaya dahil edilme kriterleri Dr.TUĞBA YİĞİT Amaç Bu çalışmada; koroner arter baypas cerrahisi geçirecek hastalarda genel anesteziyle kombine yüksek torakal epidural analjezinin, genel anesteziyle karşılaştırıldığında hemodinamik parametreler

Detaylı

Solunum Sistemi Ne İş Yapar?

Solunum Sistemi Ne İş Yapar? Solunum Sistemi Solunum Sistemi Ne İş Yapar? O 2 değişimi Havadan kana Kandan hücrelere CO 2 değişimi Hücrelerden kana Kandan havaya Kan ph sının düzenlenmesi Ses çıkartma Solunum Sistemi: Genel Bakış

Detaylı

YASAM DESTEĞİ ALAN HASTA BAKIM PROSEDÜRÜ REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

YASAM DESTEĞİ ALAN HASTA BAKIM PROSEDÜRÜ REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No 1/6 1. AMAÇ Bu prosedürün amacı; yaşam desteği alan hastaların bakımı için standart bir yöntem belirlemektir. 2. KAPSAM Bu prosedür, yaşam desteği alan

Detaylı

Normal EKG. Dr. Müge Devrim-Üçok

Normal EKG. Dr. Müge Devrim-Üçok Normal EKG Dr. Müge Devrim-Üçok Elektrokardiyogram Kalpte depolarizasyon dalgasının ilerlemesi ekstrasellüler sıvıda elektriksel akımlar oluşturur. Bu elektriksel potansiyel değişimlerinin vücut yüzeyine

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

SOLUNUM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN SOLUNUM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN 2 Solunumun amacı, dokulara oksijen sağlamak ve karbon dioksidi uzaklaştırmaktır. Bu amaç gerçekleştirilirken, solunum dört büyük fonksiyonel olaylar

Detaylı

Ventilasyonda Yenilikler. Yrd. Doç. Dr. Murat YÜCEL Sakarya Üniversitesi Acil Tıp ABD. Sakarya E.A.H. Acil Tıp Kliniği

Ventilasyonda Yenilikler. Yrd. Doç. Dr. Murat YÜCEL Sakarya Üniversitesi Acil Tıp ABD. Sakarya E.A.H. Acil Tıp Kliniği Ventilasyonda Yenilikler Yrd. Doç. Dr. Murat YÜCEL Sakarya Üniversitesi Acil Tıp ABD. Sakarya E.A.H. Acil Tıp Kliniği Sunum Planı Genel bilgiler Acil serviste mekanik ventilasyon Mekanik ventilasyon modları

Detaylı

Solunum Sistemi Fizyolojisi

Solunum Sistemi Fizyolojisi Solunum Sistemi Fizyolojisi Solunum Sistemi Ne İş Yapar? O 2 değişimi Havadan kana Kandan hücrelere CO 2 değişimi Hücrelerden kana Kandan havaya Kan ph sının düzenlenmesi Ses çıkartma Solunum Sistemi:

Detaylı