Bedensel hastalýðý olanlarda depresyon morbidite
|
|
- Özgür Özel
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 Bedensel Hastalýklarda Depresyon Uz. Dr. Özen ÖNEN SERTÖZ*, Prof. Dr. Hayriye ELBÝ METE* Bedensel hastalýðý olanlarda depresyon morbidite ve mortaliteyi etkileyen önemli bir klinik sendromdur (Cassem 1991, Sutor ve ark. 1998, Katon ve Ciechanowski 2002). Major depresif bozukluðun genel populasyondaki yaygýnlýðý %3.7 ile %6.7 arasýnda deðiþmektedir (Robins ve ark. 1984). Bedensel hastalýðý olan yatan hastalar arasýnda major depresyon yaygýnlýðý %5-10, ayaktan takip edilenlerde %9-16, kanserli hastalarda ise % dir (Katon 1987, Katon ve Schulberg 1992, McDaniel ve ark. 1995, Silverstone ve ark. 1996). Bedensel hastalýðý olanlarýn %41'inde olmayanlara göre ruhsal hastalýklardan herhangi birini geçirme riski vardýr. Bu grup hastada özellikle duygudurum bozukluklarý, anksiyete bozukluklarý ve madde kullaným bozukluklarý daha sýk gözlenmektedir. Çoðu kiþide yaþamý tehdit eden bir hastalýða yakalanmak depresyona neden olmaktadýr. Diabetes mellitus, kronik obstrüktif akciðer hastalýðý, kalp hastalýðý, kronik böbrek hastalýðý gibi toplumda daha yaygýn gözlenen bedensel hastalýklarda duygudurum bozukluklarý yaygýnlýðýnýn arttýðý gösterilmiþtir. 10 kontrollü çalýþmanýn gözden geçirildiði bir derlemede, 9 çalýþmada diyabetlilerde saðlýklý kontrollere göre depresif bozukluk ya da depresif semptomlarýn belirgin olarak daha sýk saptandýðý ve bu hasta grubunda major depresyonun %10-15 oranýnda gözlendiði belirtilmiþtir (Katon ve Ciechanowski 2002). * Ege Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, ÝZMÝR Kronik böbrek hastalýklarýnda major depresyon en sýk gözlenen ruhsal hastalýktýr ve morbidite ve mortaliteyi önemli ölçüde etkilemektedir. Yapýlan çalýþmalarda, bu hasta grubunda major depresyon yaygýnlýðý %6.5, minör depresyon yaygýnlýðý ise %17.7 bulunmuþtur (O'Donnell ve Chung 1997). Koroner arter hastalýðý olanlarda %19-23 oranýnda major depresyon gözlendiði belirtilmektedir. Bu hasta grubunda major depresyon için risk faktörleri, kadýn olma, enfarktýn büyük olmasý, fiziksel fonksiyonlarýn belirgin olarak bozulmasý, sosyal iliþkilerin zayýf olmasý ve geçirilmiþ depresyon öyküsü olarak tanýmlanmýþtýr (Rouchell ve ark. 2002). Depresyonun sýkça gözlendiði bedensel hastalýklardan bir diðeri ise kanserdir. Kanser tipi, hasta populasyonu ve taný kriterlerine baðlý olarak bu grup hastada depresyon sýklýðý farklýlýklar göstermektedir. Kanser kliniði ve kemoterapötik ajanlarýn yan etkileri depresif semptomlara benzer yakýnmalara neden olmaktadýr. Bu nedenle hastalýða ve tedavilere baðlý oluþan semptomlarý depresyondan ayýrmak gerekir. McDaniel ve arkadaþlarý (1995), depresyon yaygýnlýðýnýn pankreas kanserinde %50, orofarinks kanserinde %22-40, meme kanserinde %13-26 olduðunu belirtmiþlerdir. Kanserli hastalarda depresyon için risk faktörleri, geçmiþ depresyon öyküsü, alkolizm, ilerlemiþ kanser, yetersiz aðrý kontrolü, eþlik eden baþka bedensel hastalýklar ve depresyon yapýcý etkisi olan kemoterapötik ajanlarýn kullanýmýdýr. Bunlarýn yaný sýra, sosyal izolasyon, eski kayýplar, 63
2 SERTÖZ ÖÖ, METE HE. karamsarlýk, sosyoekonomik durum ve geçmiþ intihar giriþimi ek risk yaratmaktadýr (McDaniel ve ark. 1997). Kronik aðrýsý olan hastalarýn %43.2'sinde major depresyon öyküsü bulunmaktadýr ve bu hastalarýn %40.5'inde alkol kötüye kullanýmý geliþmektedir. Nörolojik hastalýklardan, inmelerden (strok) sonra da depresyon çok sýk gözlenmektedir. Bu hasta grubunda inme sonrasý depresyon yaygýnlýðýnýn %30-50 olduðu belirtilmektedir. Ýnme hastalarýnýn %26'sý hastaneye ilk baþvurduklarýnda major depresyon, %20'si ise minör depresyon tanýsý almaktadýr. Altý aylýk izlem sonunda hastalarýn %60'ý depresif bozukluk tanýsý almaktadýr. "Zaten yürüyemiyor ve konuþamýyor" mantýðý ile yola çýkan yaklaþýmlarda, bu hastalarda gözlenen depresif semptomlar hastalýða karþý doðal bir tepki olarak kabul edildiðinden depresyon tanýsý atlanmaktadýr. Oysa pek çok çalýþmada inme sonrasý geliþen depresyonun tedavi edilmesi ile morbidite ve mortalitenin oldukça azaldýðý belirtilmektedir (Rouchell ve ark. 2002). Bedensel hastalýðý olan bireylerde depresyon çok sýk gözlenmesine raðmen, taný ve tedavisi çoðu kez gözden kaçmaktadýr (Hirschfeld ve ark. 1997). Bunun en sýk nedeni bedensel hastalýða baðlý ortaya çýkan semptomlar ile depresif semptomlarýn birbiri üzerine örtüþmesidir. Özellikle somatik semptomlarýn, yakýnmalarýn büyük bir kýsmýný oluþturmasý alttaki depresyonun atlanmasýný kolaylaþtýrmaktadýr (Creed 1997). Bu hastalarda depresyonun atlanmasýna neden olabilecek faktörler aþaðýda belirtilmiþtir. 1. Birinci basamak saðlýk hizmetinin verildiði saðlýk ocaklarýna baþvuran hastalar genellikle ruhsal ve biliþsel semptomlarýný inkar ederek, sadece somatik yakýnmalarýný dile getirirler. Bazý hastalar da hafif ya da spesifik olmayan depresif yakýnmalarýnýn olduðunu bildirirler. 2. Birinci basamak saðlýk hizmetlerinde çalýþan hekimlerin bir kýsmý fiziksel bulgu ve semptomlara odaklanýp, hastalarýný stigmatize etmekten çekindikleri için mümkün olduðunca psikiyatrik taný koymaktan kaçýnýrlar (Docherty 1997). 3. Hekimler, depresyon tedavisinde kullanýlan ilaçlarýn, özellikle trisklik antidepresanlarýn yan etkilerinin fazla olmasýndan dolayý bu ilaçlarý bedensel hastalýðý olan hastalarda kullanmak istemedikleri için depresyon tanýsýný gözardý edebilmektedirler (Freedland ve ark. 1991). 4. Saðlýk çalýþanlarý tarafýndan bedensel hastalýðý olanlarda gözlenen depresyonun çevresel koþullara baðlý (hastalýk-iliþki sorunlarý gibi) oluþtuðu, bu nedenle çok anlaþýlabilir ve nedeni açýklanabilir bir durum olduðu düþünüldüðünden hastalýk olarak kabul edilmemekte ve tedaviye gerek duyulmamaktadýr. 5. Birinci basamak saðlýk hizmeti veren saðlýk ocaklarýnda hasta sayýsýnýn fazla olmasýndan kaynaklanan nedenlerden dolayý, doktorlar hastalarýna yeterli süre ayýramadýklarý için hastalardaki depresyonu atlayabilmektedirler. 6. Pratisyen hekimlerin major depresif bozukluk hakkýnda yetersiz eðitim almalarý depresyon tanýsýný atlamalarýna neden olabilmektedir. Depresyonun Mortalite ve Morbidite Üzerine Etkileri Bedensel hastalýðý olanlarda major ya da minör depresyonun morbidite ve mortalite üzerine belirgin etkileri olmaktadýr (Rouchell ve ark. 2002). Yapýlan bir çalýþmada koroner arter hastalýðý olanlarda major depresif bozukluðun, kardiyak kataterizasyondan sonraki 12 ay içerisinde, myokard enfarktüsü, anjiyoplasti ve ölüm riskinin en iyi göstergesi olduðu belirtilmiþtir (Carney ve ark. 1988). Ayrýca, depresyonu olan koroner arter hastalarýnda olmayanlara oranla 24 saatlik holter monitorizasyonunda 6 kat daha fazla ventriküler taþikardi epizodu gözlenmiþtir (Carney ve ark. 1993). Baþka çalýþmalarda da miyokard enfarktüsü ya da kalp krizi geçiren hastalarýn 6 ve 18 aylýk izlemlerinde major depresif bozukluðun mortalite açýsýndan baðýmsýz bir risk faktörü olduðu belirlenmiþtir (Frasure-Smith ve ark. 1993, 1995). Bu grup hastada artmýþ mortalite riskini açýklayacak patofizyolojik mekanizmalarýn trombosit aktivasyonunda artma ve kalp hýzý deðiþimlerinin olduðu belirtilmiþtir (Musselman ve ark. 1996, 1998, Nemeroff ve ark. 1998). Morris ve arkadaþlarý (1993a) inme sonrasý major ya da minör depresyonu olan hastalarýn, olmayanlara göre 10 yýllýk izlem döneminde 3.4 kat daha fazla ölüm riski taþýdýklarýný bildirmiþlerdir. Ýnme sonrasý depresyonu olan ve sosyal iliþkileri azalan hastalarýn %90'dan fazla ölüm riski taþýdýklarý belirtilmiþtir (Morris ve ark. 1993b). Silverstone (1990) akut olarak yaþamý tehdit eden bedensel hastalýðý olanlarda (miyokard enfarktüsü, subaraknoid kanama, pulmoner emboli, üst gastrointestinal sistem kanamasý gibi) depresif duyguduru- 64
3 BEDENSEL HASTALIKLARDA DEPRESYON mun mortalite ve morbiditeye etkilerini araþtýrdýðý çalýþmasýnda, depresif hastalarýn %47'sinde ölümcül komplikasyonlarýn ya da ölümlerin olmasýna raðmen, depresif olmayanlarda bu tür komplikasyon ya da ölümlerin %10 oranýnda gözlendiðini belirtmiþtir. Diyalize giren hastalarda da depresif duygudurum ölüm riskini arttýrmaktadýr. Bu hastalarda depresif duygudurumun yanýsýra, bedensel hastalýðýn semptomlarý ile daha fazla uðraþma, benlik saygýsýnda azalma, kötümserlik, umutsuzluk sýkça gözlenmektedir (Rouchell ve ark. 2002). Yüksek mortalite oranlarýnýn yaný sýra kanserli hastalarda depresyon, yaþam kalitesini azaltmakta, bu hastalarýn týbbi tedaviden daha az yakýnmalarýna neden olmakta ve hastanede yatýþ sürelerini uzatmaktadýr (Newport ve Nemeroff 1998). Bedensel hastalýðý olanlarda artmýþ mortalite ve morbidite oranlarý muhtemelen nöroendokrin ve immun sistemdeki deðiþimlere baðlýdýr. Depresyonda mitojen uyarýsýna azalmýþ lenfosit cevabý, öldürücü hücre (killer cell) aktivitesinde azalma ve nötrofil aktivitesinde bozukluk gözlenmiþtir. Ayrýca immunsupresyon depresyonun þiddeti ile yakýndan iliþkilidir. Biyolojik parametrelerin yaný sýra bedensel hastalýðý olan depresif hastalarda morbidite ve mortalitenin artmasýnda depresif hastanýn týbbi tedaviye motivasyon ve kompliyansýnýn azalmasý da katkýda bulunmaktadýr. Bedensel hastalýðý olanlarda depresyonun gözlenmesi ile baðlantýlý olarak ortaya çýkan tedaviye uyum zorluðu, yeni komplikasyonlarýn geliþmesi ve morbidite oranlarýnýn artmasý, tedavi maliyetlerinin artmasýna neden olmaktadýr (Rouchell ve ark. 2002). Bedensel Hastalýklarda Depresyonun Deðerlendirilmesi Bedensel hastalýklarda depresyon, üzüntü gibi semptomatik bir yakýnma ya da klinik bir sendrom olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Psikiyatristler birincil olarak bu klinik sendromu belirlemeye özen gösterirler. Kathol ve arkadaþlarý (1990a) psikiyatristlerin antidepresan tedaviden faydalanacak depresif hastalarý belirlemeleri gerektiðini önermiþlerdir. Bununla birlikte, major depresyon tanýsý koydurmaya yetmeyen depresif bulgularýn da bedensel hastalýðýn gidiþini etkilediði yönünde birtakým kanýtlar vardýr. Örneðin ilerlemiþ koroner arter hastalýðý ve depresif semptomlarýn birlikteliði, tek baþýna hastalýðýn neden olacaðý sosyal ve mesleki iþlevsellik kaybýnýn iki katýna neden olmaktadýr (Creed 1997). Depresyon varlýðýný deðerlendirmek amacýyla Genel Saðlýk Anketi-28, Hamilton Depresyon Ölçeði, Beck Depresyon Envanteri, Zung Depresyon Ölçeði, Geriyatrik Depresyon Ölçeði, Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeði ve DSM taný sistemlerinden yararlanýlmaktadýr. DSM-III-R taný kriterlerine göre major depresyon tanýsý koyarken bedensel hastalýða baðlý semptomlar dýþlanmaktadýr. DSM-IV taný kriterlerine göre major depresyon tanýsý koymak için, bedensel hastalýðýn ya da madde kullanýmýnýn direkt fizyolojik etkilerine baðlý oluþan semptomlar dýþlanmaktadýr. Bu nedenlerden dolayý DSM-IV'e göre depresyon tanýsý koyarken klinisyene iki nokta sýkýntý yaratabilmektedir. 1. Bedensel hastalýk ile depresyon arasýnda etiyolojik ya da neden-sonuç iliþkisinin var olup olmadýðýnýn tespiti, 2. Bedensel hastalýðý olanlarda depresyon tanýsý koyduran kriterlerin sýnýrlandýrýlmýþ olmasý. Bu nedenlerden dolayý sekonder depresyon terimi ortaya atýlmýþtýr. Sekonder depresyondan kastedilen, daha önce psikiyatrik hastalýk öyküsü olmayan bireyde bedensel hastalýklara ya da yaþam olaylarýna baðlý oluþan depresyondur. DSM-III-R'deki organik duygudurum bozukluklarý, DSM-IV'deki genel týbbi duruma baðlý duygudurum bozukluklarý ve madde kullanýmýna baðlý duygudurum bozukluklarý, tanýmlarý gereði sekonder depresyona uymaktadýrlar. Genel týbbi duruma ya da madde kullanýmýna baðlý duygudurum bozukluðu - depresif özellikler gösteren tanýsý koymak için, depresif duygudurum, ilgi istek kaybý ya da anhedoni gibi az sayýda depresyon kriteri yeterlidir. Taný koyma sistemlerinin yetersizliðine baðlý olarak konsültasyon liyezon psikiyatristleri bedensel hastalýðý olanlarda depresif sendromlarý kategorize etmek amacýyla alternatif klinik yaklaþýmlar geliþtirmiþlerdir. Bu amaçla Cohen-Cole ve Stoudemire (1987) 4 farklý yaklaþým tanýmlamýþlardýr. 1. Ýçleyici (inclusive) yaklaþým: Bu yaklaþýmda depresyona ait tüm semptomlar bedensel hastalýktan kaynaklanýp kaynaklanmadýðýna bakýlmaksýzýn deðerlendirmeye alýnmaktadýr. Örneðin; halsizlik, bitkinlik, iþtahsýzlýk, uyku bozukluðu gibi belirtilerin depresyondan mý yoksa bedensel hastalýktan mý kaynaklandýðý sorgulanmamaktadýr. Bu yaklaþým biçiminde "yanlýþ pozitif" sonuçlara varýlmasý olasýlýðý yüksektir. 2. Etiyolojik yaklaþým: DSM-III-R ve DSM-IV yak- 65
4 SERTÖZ ÖÖ, METE HE. laþýmý kullanýlarak depresyon tanýsý konmaktadýr. Bu yaklaþýma göre bedensel hastalýðýn etiyolojide rol oynadýðý depresyonlar dýþlanmaktadýr. Ancak semptomun bedensel hastalýða baðlý olmadýðý kesinlik kazanmýþsa ya da bedensel hastalýk için olmasý gerekenden fazla ise depresyon belirtisi olarak kabul edilmektedir. Burada "olmasý gerekenden" ya da "normalden fazla"nýn ifade ettiði anlam tartýþmalýdýr. Bir anlamda bedensel hastalýktan kaynaklanmayan semptomlar deðerlendirmeye alýnarak depresyon tanýsý konmaktadýr. Ayrýca bu yaklaþýmla depresyon tanýsý uzman kiþilerin yakalayabileceði ince noktalardan yola çýkarak konabilmektedir. Bu yaklaþýmýn da geçerliliði düþüktür (Rouchell ve ark. 2002). 3. Yedek koyma (substitutive) yaklaþýmý: Endicott (1984) bedensel hastalýðý olanlarda depresyon tanýsý koyabilmek amacýyla alternatif depresyon taný kriterleri olan Endicott Kriterleri'ni geliþtirmiþtir. Bu yaklaþýmda bedensel hastalýða baðlý olabileceði düþünülen yorgunluk, iþtahsýzlýk, uykusuzluk gibi somatik belirtilerin listeden çýkarýlýp yerlerine, kararsýzlýk, ümitsizlik, kendine acýma, karamsarlýk gibi depresyonun biliþsel yönüyle ilgili semptomlarýn konmasý önerilmektedir. 4. Dýþlayýcý (exclusive) yaklaþým: Bu yaklaþýmda bedensel hastalýða ait olabileceði düþünülen yorgunluk, iþtahsýzlýk, uykusuzluk gibi tüm belirtiler dýþlanarak geri kalan belirtilerle taný konmaktadýr. Bu yaklaþýmýn "yanlýþ negatif" sonuçlar verme olasýlýðý yüksektir. Kathol ve arkadaþlarý (1990b) kanser hastalarýnda içleyici yaklaþým ve yedek koyma yaklaþýmý ile benzer oranlarda depresyon yaygýnlýðýnýn bulunduðunu bildirmiþlerdir. Yapýlan çalýþmalarýn çoðunda bildirilen depresyon yaygýnlýklarýnýn farklý olmasýnýn metodolojik farklýlýklardan kaynaklandýðýný belirten Sharma ve arkadaþlarý (2002) yanlýþ pozitif sonuçlarý önlemek amacýyla bedensel hastalýklarda depresyon yaygýnlýðýný saptamak amacýyla iki aþamada depresyonu deðerlendirdikleri çalýþmalarýnda, ilk aþamada Beck Depresyon Envanteri nden 10'un üzerinde puan alan hasta (depresif hasta) oranlarýný %32 bulmuþken, ikinci aþamada hastalarý Nöropsikiyatride Klinik Deðerlendirme Çizelgesi (Schedule for Clinical Assessment in Neuropsychiatry) ile deðerlendirdiklerinde, depresyon oranlarýnýn %17' ye düþtüðünü bulmuþlardýr. Bedensel hastalýðý olanlarda depresyon yaygýnlýðýnýn farklý bulunmasýnýn nedenlerini kýsaca þu þekilde özetleyebiliriz: 1. Bedensel hastalýklarda depresyon tanýmýnýn net olmamasý, 2. Depresyon tanýsý için farklý eþik deðerlerinin kullanýlmasý (Major depresyon, distimi, minör depresyon, uyum bozukluðu gibi), 3. Bedensel hastalýklarda uygulanmak üzere depresyon için geçerliliði gösterilmiþ spesifik deðerlendirme ölçümlerinin bulunmamasý, 4. Tedavi merkezlerine göre deðiþen bedensel hastalýðý olan hasta popülasyonunun seçiminde hatalarýn (bias) olmasý, 5. Sosyodemografik deðiþkenlerin heterojen olmasý, 6. Uygun kontrol gruplarýnýn olmamasý. BEDENSEL HASTALIKLARDA DEPRESYONUN KLÝNÝK GÖRÜNÜMLERÝ Major Depresyon Bedensel hastalýklarda ortaya çýkan depresyonun primer major depresyondan farklýlýklarý vardýr. Bedensel hastalýðý olanlardaki depresyon geç yaþta ortaya çýkmakta, elektrokonvulziv terapiye daha iyi yanýt vermekte, taburculuðu takiben iyileþme daha hýzlý olmakta, mental durum bakýsýnda biliþsel semptomlar tabloya daha hakim olmakta, ailede daha az alkolizm ve depresyon öyküsü bulunmakta, intihar düþünceleri ve eylemi daha az gözlenmektedir (Rouchell ve ark. 2002). Bedensel hastalýðý olanlarda depresyon göstergelerinin genelde ölmüþ olmayý dileme ya da intihar düþünceleri, suçluluk duygularý, disfori, distraktibilite, ümitsizlik, içe kapanma olduðu belirtilmektedir (Hinrichsen ve ark. 1989). Ghatovi ve arkadaþlarý (2002) depresif hastalar, bedensel hastalýðý olanlar ve saðlýklý kontrollerde suçluluk duygularýnýn olup olmamasý ve suçluluk duygularýnýn doðasýný karþýlaþtýrdýklarý araþtýrmalarýnda, suçluluk duygularý, benlik saygýsýnda azalma ve utanç duygularýnýn, depresif kiþileri diðerlerinden ayýrt ettirdiðini bulmuþlardýr. Genel týbbi duruma ve madde kullanýmýna baðlý duygudurum bozukluðu-depresif duygudurumla giden ya da major depresif benzeri epizodla giden Bedensel hastalýðý olan hastalarda depresif yakýnmalarýn bedensel hastalýk ya da madde kullanýmýnýn doðrudan fizyolojik bir sonucu olduðuna iliþkin kanýt- 66
5 BEDENSEL HASTALIKLARDA DEPRESYON lar varsa bu taný konmaktadýr. Rundell ve Wise (1989) DSM-III-R taný kriterlerini kullanarak yaptýklarý çalýþmalarýnda, bedensel hastalýðý olan depresif hastalarýn üçte birinde organik duygudurum bozukluðu olduðunu bulmuþlardýr. Yates ve arkadaþlarý (1991) genel týbbi duruma baðlý duygudurum bozukluðu tanýsý alan hastalarýn %70'inde santral sinir sistemi lezyonu saptamýþlardýr. Genel týbbi duruma ya da madde kullanýmýna baðlý depresyon, standart tedavi rejimlerine cevap vermemesi, açýklanamayan kiþilik deðiþiminin ortaya çýkmasý, kognitif bozukluða iþaret eden bulgularýn tabloya eklenmesi gibi atipik klinik görünüm sergilemesiyle primer major depresyondan ayrýlmaktadýr. Depresif Duygudurumla Giden Uyum Bozukluðu Hastalýk, hastaneye yatma ve uygulanan tedavilerin her biri hasta için birer stres kaynaðýdýr. Bu gibi durumlarda bireyde çaresizlik, umutsuzluk ve kayýp duygularý uyanabilmektedir. Baþlangýçta hasta bu stresörlerle baþa çýkma becerileri geliþtirmeye gayret gösterir. Bu yeterli olmazsa ruhsal anlamda regresyon geliþir, olgunlaþmamýþ savunma mekanizmalarý devreye girer ve öfke, güvensizlik ve aþýrý baðýmlýlýk özellikleri belirginleþir. Bu þekilde hastalýða, hastaneye yatýþa tepki olarak ortaya çýkan depresif duygudurum uyum bozukluðu olarak adlandýrýlmaktadýr. Bu taný bedensel hastalýðý olan bireylere major depresif bozukluk tanýsý kadar sýk konmaktadýr. Özellikle bu bireylerin psikoterapiden oldukça faydalanacaklarý düþünülmektedir (Smith ve ark. 1998, Wise ve Rundell 1994). Bedensel hastalýðý olanlarda uyum bozukluðunu depresyondan ayýrt etmek oldukça güç olabilmektedir. Uyum bozukluðu tanýsý koymak için distresin beklenenden daha fazla olduðuna ikna olmak gerekmektedir. Emosyonel cevabýn beklenenden daha fazla olduðunu belirlemek ise oldukça güçtür. Bu nedenlerden dolayý depresif bozukluk ile uyum bozukluðu hastanýn ruhsal tablosunu tanýmlamada birbirlerinin yerine sýkça kullanýlmaktadýrlar. TANI KOYMA Öncelikle hastanýn týbbi hastalýk öyküsü alýnmalý ardýndan mevcut hastalýk öyküsü ayrýntýlý bir þekilde deðerlendirilmelidir. Kabaca yapýlan fizik muayene sonrasý ayrýntýlý bir psikiyatrik baký yapýlmalýdýr. Hastada depresyon tanýsý düþünülüyorsa, depresyonun diðer psikiyatrik bozukluklardan ayýrýcý tanýsýnýn yapýlmasý gerekmektedir. Depresyona neden olabilecek hipotroidi ve diðer endokrin sistem hastalýklarý, nörosifiliz, kardiyovasküler, karaciðer, böbrek ve sinir sistemi hastalýklarý gibi organik nedenler ve madde kullanýmý dýþlanmalýdýr. Antihipertansifler, antikonvülzanlar, betablokörler, steroidler, kanser kemoterapisi, levodopa, benzodiyazepinler depresyon yapabilmektedirler. Bu nedenle hastaya reçete edilen ya da edilmeyen tüm ilaçlarýn kaydedilmesi oldukça faydalý olacaktýr. Aðýr major depresyonda %15 oranýnda intihar ederek ölme riski olmasýndan dolayý, depresyon tanýsý koyduðumuz her hastada intihar riskinin olup olmadýðý hastaya açýk bir þekilde sorularak belirlenmelidir. Depresyon geliþiminde rol oynayabilecek psikososyal faktörlerin belirlenmesi hastayý daha ayrýntýlý bir þekilde deðerlendirmemiz ve tedavi planý oluþturmamýz için faydalý olacaktýr (Solnek ve Seiter 2002). Bedensel hastalýðý olanlarda depresyon tanýsýný netleþtirmeden önce hastalýklara baðlý oluþabilecek depresyonlarý dýþlamak amacýyla laboratuvar incelemesi istenmelidir. Bu amaçla faydalý olabilecek laboratuvar tetkikleri tam kan sayýmý, kan biyokimyasý, tiroid fonksiyon testleri, sedimentasyon ve toksikoloji tahlilleridir. TEDAVÝ YAKLAÞIMLARI 1. Psikofarmakolojik yaklaþýmlar a) Trisiklik antidepresanlar (TSA): Depresyon tedavisinde en etkin tedavi seçeneklerinden biri olmalarýna karþýn bu gruptaki ilaçlarýn aðýz kuruluðu, konstipasyon, idrar tutukluðu, görme bulanýklýðý, taþikardi, konsantrasyon güçlüðü gibi antikolinerjik etkilerinin olmasý, histamin reseptörlerinin blokajýna baðlý sedasyon yapýcý etkilerinin olmasý ve alfa-1 adrenerjik reseptör blokajýna baðlý ortostatik hipotansiyon yapýcý etkilerinin olmasý ve kinidin benzeri antiaritmik etkilerine baðlý QRS uzamasý, Q-T ve P-R intervallerini uzatýcý etkilerinin olmasýndan dolayý bedensel hastalýðý olan özellikle yaþlý hastalarda kullanýmý kýsýtlanmaktadýr. Kullanýldýklarý zaman düþük dozlarda ve yakýn monitorizasyonla kullanýlmalarýnda fayda vardýr. b) Seçici serotonin geri alým inhibitörleri (SSGÝ): SSGÝ'lerinin etki ve yan etki profilleri birbirlerinden çok az farklýlýk göstermektedir. Özellikle yarýlanma ömürleri ve aktif metabolitleri açýsýndan aralarýnda farklýlýk bulunmaktadýr. Kullanýmlarý ile en sýk gözlenen yan etkiler aðýz kuruluðu, diyare, bulantý, sinirlilik, cinsel iþlev bozukluklarý ve uykusuzluktur. Yan etkilerinin az olmasý ve kolay tolere edilmesi ve 67
6 SERTÖZ ÖÖ, METE HE. terapötik pencerelerinin geniþ olmasýndan dolayý bedensel hastalýðý olanlarda ilk tercih nedeni olacak ilaçlar olmuþlardýr. Bu ilaçlarla ilgili en büyük sorun sitokrom P450 sistemini, özellikle CYP2D6'yý inhibe etmeleridir. Fluoksetin, paroksetin, sertralin, sitalopram bu sistemi ayný derecede etkilerler. Bu nedenle bedensel hastalýðý olanlarda SSGÝ kullanýmý bu hastalarýn kullandýklarý ve sitokrom P450 ile metabolize olan ilaçlarýn kanda birikmelerine neden olabilmektedir. Klinisyenin bu açýdan dikkatli olmasý gerekmektedir. c) Diðer antidepresanlar: Bupropion: Özellikle psikomotor retardasyonu belirgin depresif hastalarda tercih edilebilir. Cinsel yan etki oluþturmaz ve uyku fizyolojisini bozmamaktadýr. Yüksek dozlarda epileptik nöbet oluþturabilmektedir. Bu nedenle bölünmüþ dozlarda verilmesi önerilmektedir. Venlafaksin: Yan etki profili SSGÝ'lerine benzemektedir. Özellikle aðrýnýn eþlik ettiði depresyonda kullanýmý yeðlenmektedir. Yüksek dozlarda ani tansiyon yükselmesine neden olabilmektedir. Mirtazapin: Uyku bozukluðu ve anksiyetenin ön planda olduðu depresyonlarda tercih edilebilir. Kilo alma, sedasyon ve agranülositoz en önemli yan etkileridir. Cinsel yan etki daha az oluþturduðu belirtilmektedir. Nefazodon: Kullanýmýnda cinsel yan etkinin az gözlendiði belirtilmektedir. Özellikle uykusuzluk ve anksiyete yakýnmasý ön planda olan depresif hastalarda tercih edilebilir. Monoamin oksidaz inhibitörleri: Fazla uyuma ve iþtah artýþýnýn eþlik ettiði atipik özellikler gösteren depresyonda tercih edilebilir. Yan etki profili dardýr. Gece alýndýðýnda uykusuzluk yapabileceðinden en geç akþamüzeri alýnmasý gerekmektedir. TSA, SSGÝ ve diðer antidepresanlarla birlikte alýndýðýnda serotonin sendromu açýsýndan dikkatli olmak gerekir. Sempatomimetiklerle birlikte alýndýðýnda hipertansif krize neden olabilmektedir. Psikostimülanlar: Hýzlý etki profillerinin olmasý, yan etkilerinin az ve hastalar tarafýndan iyi tolere edilmeleri yaný sýra, yaþlý ve bedensel hastalýðý olanlarda kullanýmlarýnýn güvenilir olmasýndan dolayý aðýr depresif hastalarda antidepresan etki baþlayana kadar tercih edilebilecek ilaçlardýr. Bu amaçla kullanýlan metilfenidat ve dekstroamfetamin arasýnda etki gücü açýsýndan fark yoktur. Ýlaç alýndýktan sonra 1-3 gün içinde antidepresan etkinin ortaya çýkmasý önemli avantajlarýndandýr. 2. Elektrokonvulzif terapi (EKT): Oldukça etkin bir tedavi seçeneði olan EKT ilaç tedavisine yanýtsýz hastalarda ikinci seçenek olarak yerini almýþtýr. Özellikle tedaviye dirençli olgularda denenmektedir. 3. Psikoterapiler: Bu amaçla kýsa, soruna odaklý psikoterapi, biliþsel davranýþçý terapiler ve grup terapileri uygulanmaktadýr. Psikoterapinin amaçlarý arasýnda hastanýn düþük benlik saygýsýný artýrmak, hastalýkla ilgili yanlýþ anlamalarý düzeltmek, hastalýðýn neden olduðu kýsýtlamalarý hastanýn kabul etmesine yardýmcý olmak, hastanýn izolasyonunu azaltmak, hastanýn kayýp ve hastalýklý olma duygularýyla baþ etmesinde onun yanýnda olmak, kaygý ve korkularýn hasta tarafýndan ifade edilmesini yüreklendirmek yer almaktadýr. Özellikle kanser hastalarýnda grup terapileri destek saðlama, kiþiler arasý iliþkileri geliþtirme, yanlýzlýk hissini azaltma ve hastada yaþamýn bir anlamý olduðu duygusunu yeniden geliþtirmesi açýsýndan faydalýdýr. Carney RM, Rich MW, Freedland KE ve ark. (1988) Major depressive disorder predicts cardiac events in patients with coronary artery disease. Psychosom Med, 50: Carney RM, Freedland KE, Rich MW ve ark. (1993) Ventriculer tachycardia and psychiatric depression in patients with coronary artery disease. Am J Med, 95: Cassem NH (1991) Depression, in Massachusetts General Hospital Handbook of General Hospital Psychiatry, 3. Baský, NH Cassem (Ed), St. Louis, MO, Mosby Year-Book, s Cohen-Cole SA, Stoudemire A (1987) Major depression and physical illness: special considerations in diagnosis and biologic treatment. Psychiatr Clin North Am, 10:1-17. KAYNAKLAR Creed F (1997) Assessing depression in the context of physical illness. Depression and Physical Illness, Perspectives in Psychiatry, 6. Cilt, MM Robertson, CLE Katona (Ed), West Sussex, John Wiley and Sons Ltd, s Docherty JP (1997) Barriers to the diagnosis of depression in primary care. J Clin Psychiatry, 58(Supll 1):5-10. Endicott J (1984) Measurement of depression in patients with cancer. Cancer, 53: Frasure-Smith N, Lesperance F, Talajic M (1993) Depression following myocardial infarction: impact on 6-month survival. JAMA, 270:
7 BEDENSEL HASTALIKLARDA DEPRESYON Frasure-Smith N, Lesperance F, Talajic M (1995) Depression and 18-month prognosis after myocardial infarction. Circulation, 91: Freeland KE, Lustman PJ, Carney RM ve ark. (1991) Underdiagnosis of depression in patients with coronary artery disease: the role of nonspecific symptoms. Int J Psychiatry Med, 22: Ghatavi K, Nicolson R, MacDonald C ve ark. (2002) Defining guilt in depression: a comparison of subjects with major depression, chronic medical illness and healthy controls. J Affect Disord, 68: Hinrichsen GA, Lieberman JA, Pollack S ve ark. (1989) Depression in hemodialysis patients. Psychosomatics, 30: Hirschfeld RM, Keller MB, Panico S ve ark. (1997) The national depressive and manic-depressive association consensus statement on the undertreatment of depression. JAMA 277: Kathol RG, Noyes R, Williams J ve ark. (1990a) Diagnosing depression in patients with medical illness. Psychosomatics, 31: Kathol RG, Mulgi A, Williams J ve ark. (1990b) Diagnosis of Major depression in cancer patients according to four sets of criteria. Am J Psychiatry, 147: Katon W (1987) The epidemiology of depression in medical care. Int J Psychiatry Med, 17: Katon W, Ciechanowski P (2002) Impact of major depression on chronic medical illness. J Psychosom Res, 53: Katon W, Schulberg H (1992) Epidemiology of depression in primary care. Gen Hosp Psychiatry, 14: McDaniel JS, Musselman DL, Porter MR ve ark. (1995) Depression in patients with cancer: diagnosis, biology, and treatment. Arch Gen Psychiatry, 52: McDaniel JS, Musselman DL, Nemeroff CB (1997) Cancer and depression: theory and treatment. Psychiatric Annals, 27: Morris PL, Robinson RG, Andrzejewski P ve ark. (1993a) Association of depression with 10 year post-stroke mortality. Am J Psychiatry, 150: Morris PL, Robinson RG, Samuels J (1993b) Depression, introversion, and mortality following stroke. Aust NZJ Psychiatry, 27: Musselman DL, Tomer A, Manatunga AK ve ark. (1996) Exaggerated platelet reactivity in major depression. Am J Psychiatry, 153: Musselman DL, Evans DL, Nemeroff CB (1998) The relationship of depression to cardiovascular disease: epidemiology, biology, and treatment. Arch Gen Psychiatry, 55: Nemeroff CB, Musselman DL, Evans DL (1998) Depression and cardiac disease. Depress Anxiety, 8(Suppl 1): Newport DJ, Nemeroff CB (1998) Assessment and treatment of depression in cancer patient. J Psychosom Res, 45: O'Donnell K, Chung JY (1997) The diagnosis of major depression in end-stage renal disease. Psychother Psychosom, 66: Robins LN, Helzer JE, Weissman MM ve ark. (1984) Lifetime prevalence of specific psychiatric disorders in three sites. Arch Gen Psychiatry, 41: Rouchell AM, Pounds R, Tierney JG (2002) Depression. Textbook of Consultation-Liaison Psychiatry, 2. Baský, 1. Cilt, MG Wise, JR Rundell (Ed), Washington DC American Psychiatric Publishing, Inc, s Rundell JR, Wise MG (1989) Causes of organic mood disorder. J Neuropsychiatry Clin Neurosci, 1: Sharma P, Avasthi A, Chakrabarti S ve ark. (2002) Depression among hospitalised medically ill patients: a two stage screening study. J Affect Disord, 70: Silverstone PH (1990) Depression increases mortality and morbidity in acute life threatening medical illness. J Psychosom Res, 34: Silverstone PH, Lemay T, Elliott J ve ark. (1996) The prevalence of major depressive disorder and low self-esteem in medical inpatients. Can J Psychiatry, 41: Smith GC, Clarke DM, Handrinos D ve ark. (1998) Consultation-liaison psychiatrists management of depression. Psychosomatics, 29: Solnek BL, Seiter T (2002) How to diagnose and treat depression. Nurse Pract, 27: Sutor B, Rummans TA, Jowsey SG ve ark. (1998) Major depression in medically ill patients. Mayo Clin Proc, 73: Wise MG, Rundell JR (1994) Concise Guide to Consultation and Psychiatry, 2. Baský, Washington DC, American Psychiatric Press, s.3. Yates WR, Wesner RB, Thompson R (1991) Organic mood disorders: a valid psychiatry consultation diagnosis? J Affect Disord, 22:
Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri
Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri Hakan Türkçapar Doç. Dr., SSK Ankara Eðitim Hastanesi Psikiyatri Kliniði, Ankara Anksiyete bozukluklarýyla depresyonun belirtileri arasýnda belirgin
DetaylıBedensel Hastalýðý Olan Kiþiler Arasýnda Psikiyatrik Yardýma Ýhtiyacý Olanlar Tanýnabiliyor mu?
Bedensel Hastalýðý Olan Kiþiler Arasýnda Psikiyatrik Yardýma Ýhtiyacý Olanlar Tanýnabiliyor mu? Kemal YAZICI*, Þenel TOT*, Aylin YAZICI*, Pervin ERDEM**, Visal BUTURAK**, Yavuz OKYAY**, Yýldýrým ÞÝMÞEK**
DetaylıLarson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,
5 Prof. Dr. Semih KESKÝL Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi, yaþlýlarýn acil hastalýklarý diye bir durum yoktur. Bizimde burada söz konusu edeceðimiz yaþlýlar arasýndaki acil týbbi durumlardýr.
Detaylı17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²
EK 17-A RÝA ÝÇÝN DEÐERLENDÝRME KONTROL LÝSTESÝ ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ Hizmet verenin sorularý: Hizmet alana aþaðýdaki sorularý sorun: Hizmet veren için kurallar: Eðer yanýtlar evet sütununda ise aþaðýdaki
DetaylıÇekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet
Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme Doç. Dr. Levent KÜEY* Özet Depresyon psikiyatrik bozukluklar arasýnda en sýk karþýlaþýlan hastalýklardan biridir. Depresif hastalarýn önemli bir
DetaylıT.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER
T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER PSH 501 - Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Temelleri
DetaylıGeriyatrik Depresyon. Doç.Dr.E. Yusuf Sivrioğlu Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
Geriyatrik Depresyon Doç.Dr.E. Yusuf Sivrioğlu Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yıllara Göre Yaşlı Nüfus % 10 9 8 7 Oranları %10,2 6 5 4 Kadın Erkek Toplam 3
DetaylıYaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi
Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi Dr. Berker Duman Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri AD, Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi BD Ankara Üniversitesi Beyin Araştırmaları
DetaylıSon yýllarda teknolojinin ve yaþam kalitesinin
Yaþlýlýk Çaðý Depresyonlarý Yrd. Doç. Dr. Lut TAMAM*, Dr. Seva ÖNER* Son yýllarda teknolojinin ve yaþam kalitesinin geliþimine koþut olarak ortalama insan ömrü uzamaktadýr. Bunun sonucunda yaþlý olarak
DetaylıDepresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi
Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi Dr. Sema Ýlhan Akalýn* Dr. Can Cimili**, Dr. Esma Kuzhan*** Giriþ: Depresyon birinci basamakta en yaygýn görülen ruh saðlýðý sorunudur, çok azýnýn ikinci
DetaylıPalyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları
Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Doç. Dr. Özen Önen Sertöz Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Ankara,
Detaylı0 KLÝNÝK ARAÞTIRMA Romatolojik Sorunu Olan Hastalarda Yaþam Kalitesi ve Bazý Semptomlarla Ýliþkisi Quality Of Life Patients With Rheumatologic Problems And Its Correlates With Some Symptoms Arþ.Gör. Seda
DetaylıAile Hekimliðinde Genogram
Aile Hekimliðinde Genogram Prof. Dr. Ýsmail Hamdi KARA, Düzce Üniversitesi Týp Fakültesi Aile Hekimliði AD, Düzce Aile Hekimliði Dersleri - 02.06.2010 15:30 1 I. Tanýmlar Hastalarý yalnýz bir birey olarak
DetaylıManyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon
ARAÞTIRMA Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon Gülten Karadeniz 1, Serdar Tarhan 2, Emre Yanýkkerem 3, Özden Dedeli 3, Erkan Kahraman 4 1 Yrd.Doç.Dr., 3
DetaylıYaþlý hastanýn deðerlendirilmesi aþamasýnda bazý
4 Prof. Dr. Yeþim GÖKÇE-KUTSAL Yýllar bizi bulduklarý gibi býrakmýyorlar Owen Meredith Yaþlý hastanýn deðerlendirilmesi aþamasýnda bazý temel özellikler klinisyen hekimlerce mutlaka önüne alýnmalýdýr.ýleri
DetaylıTÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu
TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu Neden Grip Aşısı Yaptırmalıyız? Grip her yýl görülür ve günlük yaþamý etkiler Her yýl trafik kazalarýndan daha fazla insan grip nedeniyle ölmektedir. Özellikle çocuklar,
DetaylıÇeþitli organ ve sistemleri tutan týbbi hastalýklarýn
Týbbi Durumlar ve Depresyon Doç. Dr. Nalan Kalkan OÐUZHANOÐLU* Çeþitli organ ve sistemleri tutan týbbi hastalýklarýn seyri sýrasýnda gerek belirti gerek sendrom düzeyinde görülen en yaygýn bozukluk depresyondur.
DetaylıBİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD
BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD Çalışmalarda birinci basamak sağlık kurumlarına başvuran hastalardaki psikiyatrik hastalık sıklığı, gerek değerlendirme ölçekleri kullanılarak
DetaylıAçıklama 2008 2009. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK
Açıklama 2008 2009 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK SİLAHLI ÇATIŞMA İLE İLİŞKİLİ TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞUNDA DİĞER BİYOLOJİK TEDAVİ SEÇENEKLERİ Dr. Cemil ÇELİK Sunumun hedefleri Silahlı
DetaylıNöroloji servisine yatan hastalarda yüksek oranda psikiyatrik hastalıklar görülür. Prevalans %39-64 arasındadır.
1 2 + Nöroloji servisine yatan hastalarda yüksek oranda psikiyatrik hastalıklar görülür. Prevalans %39-64 arasındadır. + + Üçüncü basamak nöroloji yataklı servisinde psikiyatrik görüşme ile tespit edilen
DetaylıHemodiyaliz ve Periton Diyalizi Uygulanan Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar, Algýlanan Sosyal Destek ve Yaþam Kalitesi Düzeylerinin Karþýlaþtýrýlmasý
ARAÞTIRMA Hemodiyaliz ve Periton Diyalizi Uygulanan Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar, Algýlanan Sosyal Destek ve Yaþam Kalitesi Düzeylerinin Karþýlaþtýrýlmasý The Comparison of Psychiatric Disorders,
Detaylı1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ
1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ Burhanettin Kaya 1, Mine Kaya 2 1 Doç.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, 2 Uz.Dr., Ankara Halk Saðlýðý Müdürlüðü,
DetaylıAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı nda 1970 yılından itibaren KLP alanında çalışmalar
DetaylıDünyada ortalama yaþam süresinde beklenen
Yaþlýlýk Çaðý Depresyonlarý Yrd. Doç. Dr. Kamil Nahit ÖZMENLER* Dünyada ortalama yaþam süresinde beklenen artýþ ile birlikte yaþlý nüfus sayýsýnda da artýþ olmuþ, 1950'lerde ortalama yaþam süresi 36 yýl
DetaylıDuloksetin: Klinik Kullanýmý
Duloksetin: Klinik Kullanýmý Nevzat Yüksel 1 1 Prof.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara GÝRÝÞ Major depresyonun genel toplumdaki yaþam boyu prevalansý erkekler için %12,
DetaylıACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse
ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse Perinatal Depresyon gebelik süresince veya gebeliği takip eden ilk 12 ay boyunca
DetaylıAnksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar. Doç Dr Selim Tümkaya
Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar Doç Dr Selim Tümkaya ANKSİYETE BOZUKLUKLARI Anksiyete bozukluklarının yaşam boyu prevalansı yaklaşık %29 dur. Kessler ve ark 2005 Uzunlamasına çalışmalar
DetaylıÝnme Sonrasý Depresyon
DERLEME Ýnme Sonrasý Depresyon Kürþat Altýnbaþ 1, E.Timuçin Oral 2, Aysun Soysal 3, Baki Arpacý 3 1 Dr., 2 Doç.Dr., Bakýrköy Prof.Dr.Mazhar Osman Ruh Saðlýðý ve Sinir Hastalýklarý Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi
Detaylıİntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN
İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler Araştırmacı: İpek SÖNMEZ Konuşmacı: İpek SÖNMEZ Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN Bu sunum için herhangi bir kurumdan destek alınmamıştır.
DetaylıŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Mehmet Emin Demirkol Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı AMAÇ Bu çalışmada
DetaylıEþtaný (komorbidite), iki ya da daha fazla. Depresif Bozukluklarda Eþtaný (Komorbidite) Özet
Depresif Bozukluklarda Eþtaný (Komorbidite) Prof. Dr. Olcay YAZICI* Özet Diðer psikiyatrik bozukluklarda olduðu gibi depresif bozukluklarda da sýklýkla tabloya baþka organik ya da psikiyatrik hastalýklarýn
DetaylıEŞIK-ALTI DEPRESYON VE DEPRESİF BOZUKLUK: GENEL MEDİKAL VE MENTAL SAĞLIĞA ÖZGÜ HASTALARIN KLİNİK ÖZELLİKLERİ*
Kriz Dergisi 2(2): 334-339 EŞIK-ALTI DEPRESYON VE DEPRESİF BOZUKLUK: GENEL MEDİKAL VE MENTAL SAĞLIĞA ÖZGÜ HASTALARIN KLİNİK ÖZELLİKLERİ* Kıs. Çev.: M. Emin TUNCA* Özet: Amaç: Yazarlar, ayaktan hasta örnekleminde,
DetaylıKanser tanýsýna normal yanýt, endiþe, gerginlik,
Kanserli Hastalarda Depresyon Prof. Dr. Hayriye Elbi METE*, Dr. Özen ÖNEN* Kanser tanýsýna normal yanýt, endiþe, gerginlik, kaybedilen saðlýk için keder ve üzüntüden hastalýðýn önemini yadsýma, bu süreci
DetaylıParoksetinin Sosyal Anksiyete Bozukluðu Tedavisinde Kullanýmý
Paroksetinin Sosyal Anksiyete Bozukluðu Tedavisinde Kullanýmý Aslýhan Sayýn 1 1 Uz.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara GÝRÝÞ Sosyal anksiyete bozukluðunun (SAB) tedavisi,
DetaylıDepresyonda biyolojik tedaviler, farmakoterapi, Depresyonun Biyolojik Tedavileri. Özet
Depresyonun Biyolojik Tedavileri Doç. Dr. M. Emin CEYLAN*, Dr. Beril YAZAN* Özet Depresyon oldukça yaygýn, bireyi günlük yaþamýndan koparan ve zaman zaman tekrarlayýcý bir gidiþ göstererek yaþam boyu devam
DetaylıYaþlýda depresyonun prevalansý, psikopatolojisi, etiyolojisi
Yaþlýda Depresyon ve Tedavisi Prof. Dr. Engin EKER*, Dr. Ayþýn NOYAN** Yaþlýda depresyonun prevalansý, psikopatolojisi, etiyolojisi ve patogenezi konusunda son yýllarda yoðun çalýþmalar yapýlmýþtýr. Çalýþmalar
DetaylıPelvik Ağrı Psikiyatr ne düşünür? Prof. Dr. Hayriye Elbi Ege Ü.T.F. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları
Pelvik Ağrı Psikiyatr ne düşünür? Prof. Dr. Hayriye Elbi Ege Ü.T.F. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kronik Pelvik Ağrı (KPA) Pelvik ağrı yaşam boyunca beş kadından birinde görülür. ama az konuşulur Bu grupta
DetaylıDiyabette Hasta Uyumu Nasıl Artırılabilir? Depresyonda Tedaviye Uyum
Diyabette Hasta Uyumu Nasıl Artırılabilir? Depresyonda Tedaviye Uyum Doç. Dr. Eylem Şahin Cankurtaran Dışkapı Y.B.Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Konu Akışı Depresyon-DM Birlikteliği Diabete
DetaylıSomatizasyon iyi tanýmlanmýþ bir taný sýnýfý ya da
Depresyon ve Somatizasyon Uz. Dr. Sermin KESEBÝR* SOMATÝZASYON Somatizasyon iyi tanýmlanmýþ bir taný sýnýfý ya da bozukluk deðil, geniþ kapsamlý bir klinik görüngüdür. Buna baðlý olarak somatizasyonu bulunan
DetaylıKadýnlarda yaþam boyu depresyon görülme sýklýðý
Kadýnlarda Üreme Olaylarý ile Depresyon Ýliþkisi Yrd. Doç. Dr. Fisun AKDENÝZ*, Uz. Dr. Ali Saffet GÖNÜL* Kadýnlarda yaþam boyu depresyon görülme sýklýðý erkeklerin yaklaþýk 1.7 ile 2.7 katýdýr (Kessler
DetaylıDepresif Duygudurumdan Major Depresyona Klinik Spektrum
DERLEME Depresif Duygudurumdan Major Depresyona Klinik Spektrum From Depressive Symptamotology to Major Depression: Clinical Spectrum Aslý Akýn Aslan 1, Burcu Akýn Sarý 2, Aslý Kuruoðlu 3 1 Uz.Dr., Batman
DetaylıKronik Hastalýk ve Depresyon
Kronik Hastalýk ve Depresyon Hayriye Elbi Mete 1 1 Prof.Dr., Ege Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ýzmir GÝRÝÞ Hastalýk kiþinin dengesini sarsar, yeni bir uyum gerektirir. Bu durum kiþinin
DetaylıBöbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi
Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Hangi Böbrek Hastalarına Ruhsal Destek Verilebilir? Çocukluktan yaşlılığa
DetaylıPsikiyatrik literatürde 1800'lerden beri görünmekte
Distimi Prof. Dr. Olcay YAZICI* 1. KAVRAMIN ORTAYA ÇIKIÞI VE TARÝHÇESÝ Psikiyatrik literatürde 1800'lerden beri görünmekte olan distimi sözcüðü, Yunanca'da 'kötü-mizaçlý' anlamýna gelmektedir. Mizaç (humour),
DetaylıHIV Enfeksiyonu ve AIDS'in Psikiyatrik Yönleri
HIV Enfeksiyonu ve AIDS'in Psikiyatrik Yönleri Can CÝMÝLLÝ*, Burak BAYKARA** ÖZET HIV enfeksiyonu ve AIDS'in psikiyatrik yönlerini konu edinen bu yazýda HIV bulaþma riskini arttýran psikiyatrik bozukluklar,
DetaylıYatan hastalarýn anksiyete ve depresyon düzeyleri ve iliþkili faktörlerin incelenmesi
ARAÞTIRMA 1 Yatan hastalarýn anksiyete ve depresyon düzeyleri ve iliþkili faktörlerin incelenmesi Fahriye Oflaz, Huriye Varol GATA Hemþirelik Yüksek Okulu 06010 Etlik-Ankara Özet Amaç: Bu çalýþmanýn amacý
DetaylıSosyal fobi, insanlarýn hem sosyal hem de iþ
Sosyal Anksiyete Bozukluðunun Farmakolojik Tedavisi Dr. Ali ÖZGEN*, Prof. Dr. Sunar BÝRSÖZ* Sosyal fobi, insanlarýn hem sosyal hem de iþ ortamýnda toplumla iliþkide bulunma yeteneklerini direkt etkileyen
DetaylıDepresif Bozukluklarda Risk Etkenleri
Depresif Bozukluklarda Risk Etkenleri Süheyla ÜNAL*, Levent KÜEY**, Cengiz GÜLEÇ***, Mehmet BEKAROÐLU***, Yunus Emre EVLÝCE****, Selçuk KIRLI***** ÖZET * Prof. Dr., Ýnönü Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri
DetaylıClayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125:168 78. Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.
Dr Ali Bozkurt Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125:168 78. Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL. The bereavement of the widowed. Dis Nerv Syst 1971;32:597
DetaylıMental sağlığın korunmasında etkili faktörler. Prof. Dr. Zeynep Oşar Siva İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Mental sağlığın korunmasında etkili faktörler Prof. Dr. Zeynep Oşar Siva İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Diyabetlilerin önemli bir kısmında bulunan psikolojik bozukluklar çoğu zaman gözardı edilmekte ve
DetaylıDepresyonda Tedavi: Genel Ýlkeler ve Kullanýlan Antidepresan Ýlaçlar
Depresyonda Tedavi: Genel Ýlkeler ve Kullanýlan Antidepresan Ýlaçlar Sibel Örsel Doç. Dr., SSK Ankara Eðitim Hastanesi Psikiyatri Kliniði, Ankara Depresyondaki patoloji bir duygulaným, yani mevcut duygusal
DetaylıSubklinik Hipotiroidili Hastalarda Tiroid Replasman Tedavisinin Anksiyete ve Depresyon Düzeylerine Etkisi
ARAÞTIRMA Subklinik Hipotiroidili Hastalarda Tiroid Replasman Tedavisinin Anksiyete ve Depresyon Düzeylerine Etkisi Yalçýn M. Yarpuz 1, Ümit Aydoðan 2, Oktay Sarý 1, Aydoðan Aydoðdu 3, Gökhan Üçkaya 4,
DetaylıKANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.
KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal
DetaylıPsikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar
Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindekipayı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 Akılcı İlaç Kullanımı;
DetaylıBir psikiyatri kliniði yataklý birimi hastalarýnda. birlikteliði: Retrospektif bir çalýþma
ARAÞTIRMA Bir psikiyatri kliniði yataklý birimi hastalarýnda psikotik bozukluk ve madde kullaným bozukluðu birlikteliði: Retrospektif bir çalýþma Comorbidity of psychotic disorder and substance use disorder
DetaylıAĞIR ŞİDDETTE DEPRESYON SAĞALTIMI
AĞIR ŞİDDETTE DEPRESYON SAĞALTIMI Yrd. Doç. Dr. Faruk KILIÇ Süleyman Demirel Üniversitesi Psikiyatri AD Sağaltımdaki Temel Hedefler Ağır seviye depresyon: Depresyon tanı ölçütlerinde belirtilen semptomlardan
DetaylıAğrı ve psikiyatrik yaklaşım. Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD
Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Ağrı Hoş olmayan bir uyaran Duygusal Algısal Bilişsel ve davranışsal Biyopsikososyal
DetaylıAðrý tanýsý klinik olarak, DITI ile konulabilir
Fibromiyalji hasta görüntüleri Aðrý tanýsý klinik olarak, DITI ile konulabilir Aðrýyý görüntüleme ve patolojisini tanýmlamada baþarýlý yöntemdir. Aðrý kaynaðýnýn vücudun neresinde olduðunu gösterebilir.
DetaylıOLGU SUNUMU CASE REPORT Koroner Arter Hastalýðý Olan Ýki Kardiyak Olguda Antidepresan Tedavinin Sonuçlarý Dr. Mutlu Vural 1, Mehmet Acer 2 1 Kýrþehir Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü / Kýrþehir 2 Kýrþehir
DetaylıSosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks
Sosyal Anksiyete Bozukluðu: Taný, Epidemiyoloji, Etiyoloji, Klinik ve Ayýrýcý Taný Doç. Dr. Nesrin DÝLBAZ* Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks ve Gelder tarafýndan tanýmlanmasýna karþýn ayrý
DetaylıKanser, iþaret ettiði anlamýn ötesinde etkilere. Kanser ve Depresyon. Özet
Kanser ve Depresyon Prof. Dr. Hayriye ELBÝ* Özet Bu yazýda, kanserli hastalarda depresyonun doðasý, özellikleri ve taný sorunlarý anlatýlmýþtýr. Ayrýca, aile ve ekip sorunlarý ile tedavide dikkat edilmesi
DetaylıMadde Kullanma Eðilimi Ölçeðinin Geçerlik ve Güvenilirliði
Madde Kullanma Eðilimi Ölçeðinin Geçerlik ve Güvenilirliði Birsen CEYHUN*, Ömer OÐUZTÜRK**, Ayþe Gülsen CEYHUN*** ÖZET Alkol ve diðer maddelerin kötü kullanýmý ülkemizde yaygýn bir sosyal sorun haline
DetaylıYAŞLIDA TIBBİ HASTALIKLARIN PSİKİYATRİK YÖNÜ. Doç.Dr.Turan Ertan İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Psikiyatri ABD Geropsikiyatri BD
YAŞLIDA TIBBİ HASTALIKLARIN PSİKİYATRİK YÖNÜ Doç.Dr.Turan Ertan İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Psikiyatri ABD Geropsikiyatri BD Dünya nüfusunda beklenen ömür ve 65 yaş üstü toplumun genel nüfus içindeki oranı
DetaylıKuadriplejili Bir Hastada Panik Bozukluðu ve Psikolojik Savunma Süreçleri
Kuadriplejili Bir Hastada Panik Bozukluðu ve Psikolojik Savunma Süreçleri Oya AYDINER*, Iþýn BARAL KULAKSIZOÐLU** ÖZET Medulla spinalis yaralanmalarý hastanýn yaþantýsýnda sosyal, psikolojik ve bedensel
DetaylıProf.Dr.Hüsnü ERKMEN Üsküdar Üniversitesi
Prof.Dr.Hüsnü ERKMEN Üsküdar Üniversitesi Depresyon toplumda çok yaygın bir hastalıktır. Toplumun % 10-20 si yaşam boyu en az bir depresif atak geçirebilir. Bu yaygınlık toplumda ve kişinin hayat kalitesinde
DetaylıBariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi
Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi Selçuk Özdin 1, Aytül Karabekiroğlu 2, Arzu Alptekin Aker 2, Recep Bolat 2, Servet
DetaylıPrediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi
Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun
DetaylıCinsel Ýþlev Bozukluklarýnda Ýlk Basamak Deðerlendirme ve Ayýrýcý Taný
Cinsel Ýþlev Bozukluklarýnda Ýlk Basamak Deðerlendirme ve Ayýrýcý Taný Uz. Dr. Cem ÝNCESU* Özet Sýk görülmelerine karþýn cinsel iþlev bozukluklarý hekimler tarafýndan çok az bilinen bir alaný oluþturmaktadýr.
DetaylıDepresyon; emosyonel alanda; disfori, anhedoni,
Depresyonun Ayýrýcý Tanýsý Doç. Dr. A. Ertan TEZCAN* * Fýrat Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, ELAZIÐ Depresyon; emosyonel alanda; disfori, anhedoni, irritabilite, üzüntü, anksiyete,
DetaylıBel ve Boyun Aðrýsý Hastalarýnda Anksiyete, Depresyon ve Yaþam Kalitesi #
Bel ve Boyun Aðrýsý Hastalarýnda Anksiyete, Depresyon ve Yaþam Kalitesi # Kemal YAZICI*, Þenel TOT*, Ali BÝÇER**, Aylin YAZICI*, Visal BUTURAK*** ÖZET Bu çalýþmada bel ve boyun aðrýsý olan hastalarda anksiyete
DetaylıProf. Dr. Ramazan Sarı Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı
DM TEDAVİSİNDE KOMPLİKASYONLAR DM TEDAVİSİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR Prof. Dr. Ramazan Sarı Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Slide 1 Sunum planı DM ve kardiyovasküler hastalık-riskleri
DetaylıSomatoform Bozukluklarýn Ýlaçla Tedavisi
Somatoform Bozukluklarýn Ýlaçla Tedavisi Hülya Eltutan ÖNCÜLOÐLU*, Nevzat YÜKSEL** ÖZET Bu çalýþmada somatoform bozukluklarýn tedavisi gözden geçirilmiþtir. Diðer tedavi yöntemlerinden kýsmen bahsedilse
DetaylıDepresyon ve Anksiyete Bozukluklarýnýn Birlikte Bulunmalarý ve Psikofarmakolojik Tedavi Yaklaþýmý
Depresyon ve Anksiyete Bozukluklarýnýn Birlikte Bulunmalarý ve Psikofarmakolojik Tedavi Yaklaþýmý Prof. Dr. Bilgen TANELÝ*, Uz. Dr. Yeþim TANELÝ*, Uz. Dr. Tolga TANELÝ** Özet Depresyon ve anksiyete bozukluklarý
DetaylıDEPRES DEPRE Y S O Y NDA ND PSİKOFARMAKOTERAPİ
DEPRESYONDA PSİKOFARMAKOTERAPİ DEPRESYON TANISI Depresif ruh hali İlgi ve isteklerde azalma Enerji azlığı Konsantrasyon bozukluğu ğ İştah bozukluğu Uk Uyku bozukluğu ğ Kendine güven kaybı, suçluluk ve
DetaylıKronik depresyon (distimi) tanýmý güvenilir çalýþmalara
Kronik Depresyon (Distimi) Doç. Dr. Rüstem AÞKIN* Kronik depresyon (distimi) tanýmý güvenilir çalýþmalara imkan vermeyecek ölçüde farklý anlamlarda ve en çok nörotik depresyon için kullanýlýr (Invernizzi
DetaylıSosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý
Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý Hatice GÜZ*, Nesrin DÝLBAZ** ÖZET Bu çalýþmada sosyal kaygý ve panik bozukluðu olan
DetaylıTürkiye: Gelecek Nesiller için Fýrsatlarýn Çoðaltýlmasý 11. Çocuk Geliþimi ve Çocuklarýn Karþýlaþtýðý Riskler Eþitsizliðin nesiller arasý geçiþinin bugün Türkiye nin en genç neslini ciddi ölçüde etkilediði
DetaylıÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum
ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar
DetaylıPSİKOFARMAKOLOJİ-5. ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.
PSİKOFARMAKOLOJİ-5 ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar www.gunescocuk.com DEPRESYONUN NÖROKİMYASI Dopamin Çok az olumlu afekt (mutluluk, neşe, ilgi, haz, uyanıklı,
DetaylıSaðlýklý Bir Diþeti Nasýl Olmalýdýr? Saðlýklý diþeti, çoðunlukla açýk pembe renkli, sert kývamlý, mat, yüzeyi portakal kabuðu görünümünde ve diþlerin
Saðlýklý Bir Diþeti Nasýl Olmalýdýr? Saðlýklý diþeti, çoðunlukla açýk pembe renkli, sert kývamlý, mat, yüzeyi portakal kabuðu görünümünde ve diþlerin arasý býçak sýrtý gibi sonlanan özelliklere sahiptir.
DetaylıPsikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar
Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindeki payı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 DSÖ tahminlerine
DetaylıMeme Kanserinin Ruhsal ve Sosyal Etkileri Üzerine Bir Çalýþma
Meme Kanserinin Ruhsal ve Sosyal Etkileri Üzerine Bir Çalýþma Þahnur ÞENER*, Nazan GÜNEL**, Zafer AKÇALI***, Selahattin ÞENOL* #, Aylin Ýlden KOÇKAR** # ÖZET Psikolojik, sosyal ve çevresel etkenlerin hastalýklarýn
DetaylıÖzgül Serotonin Geri Alým Engelleyicilerine Baðlý Kesilme Sendromlarý
Özgül Serotonin Geri Alým Engelleyicilerine Baðlý Kesilme Sendromlarý Lut TAMAM* ÖZET Selektif serotonin geri alým inhibitörleri (SSRI) depresyon baþta olmak üzere, anksiyete bozukluklarý, obsesif kompulsif
DetaylıKlinik ve Subklinik Hipotiroidide Psikiyatrik Belirti Düzeyi ve Psikiyatrik Belirtilerin Tiroid Hormon Düzeyleri Ýle Ýliþkisi
ARAÞTIRMA Klinik ve Subklinik Hipotiroidide Psikiyatrik Belirti Düzeyi ve Psikiyatrik Belirtilerin Tiroid Hormon Düzeyleri Ýle Ýliþkisi Ýbrahim Eren 1, Erkan Cüre 2, Ýkbal Çivi Ýnanlý 3, Ali Kutlucan 2,
DetaylıMotorlu Araç Kazasý Geçiren Kiþilerde Akut Stres Bozukluðu Semptomlarýnýn Deðerlendirilmesi #
Motorlu Araç Kazasý Geçiren Kiþilerde Akut Stres Bozukluðu Semptomlarýnýn Deðerlendirilmesi # M. Tayfun TURAN*, Ertuðrul EÞEL**, Salih KELEÞ*** ÖZET Motorlu araç kazalarý akut stres bozukluðunun ve travma
Detaylı29 Fizik Tedavi Alan Hastalarýn Yaþam Kalitesinin Deðerlendirilmesi Assessment For Quality Of Life Of Patients Receiving Physical Therapy 1 Yrd.Doç. Dr.Birsen ALTAY 2 Yrd.Doç. Dr. H.Demet GÖNENER 1 Hemþ.
DetaylıAz sayıda ilaç. Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması. Hastayı bilgilendirme İzleme
Temel farmakoterapi ilkeleri Az sayıda ilaç Daha önce kullanılan veya ailede kullanılan ilaç Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması Psikolojik desteğin de sağlanması Hastayı
DetaylıKalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.
DEPRESYON-ANKSİYETE BOZUKLUKLARI İLE ALKOL BAĞIMLILIĞI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ARAŞTIRILMASI Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M. ÖZET Alkol bağımlılığı ve diğer psikiyatrik
DetaylıBipolar Bozukluk Baþlangýç Yaþýnýn Klinik ve Gidiþ Özellikleriyle Ýliþkisi
ARAÞTIRMA Bipolar Bozukluk Baþlangýç Yaþýnýn Klinik ve Gidiþ Özellikleriyle Ýliþkisi Recep Tütüncü 1, Sibel Örsel 2, M.Haluk Özbay 2 1 Uz.Dr., 2 Doç.Dr., Dýþkapý Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Psikiyatri
DetaylıYineleyici ve Tek Dönem Major Depresif Bozukluðu Olan Hastalarýn Kiþilik ve Affektif Mizaç Özellikleri
ARAÞTIRMA Yineleyici ve Tek Dönem Major Depresif Bozukluðu Olan Hastalarýn Kiþilik ve Affektif Mizaç Özellikleri Selçuk Aslan 1, Esra Yancar Demir 2 1 Doç.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri
DetaylıMajor depresif bozukluk tam olarak iyileþebildiði
Depresyonun Seyri Uz. Dr. Figen Çulha ATEÞCÝ* Major depresif bozukluk tam olarak iyileþebildiði gibi, sýklýkla yineleme ve bazen de kronik gidiþ gösteren bir hastalýktýr. Baþlangýç yaþý genellikle 20'li
DetaylıDepresyonda taný ve ayýrýcý taný sorununu ele. Depresyonda Taný ve Ayýrýcý Taný. Özet. Bunun yanýsýra aþaðýdaki belirtilerden en az 5 i bulunmalýdýr.
Depresyonda Taný ve Ayýrýcý Taný Prof. Dr. Nevzat YÜKSEL* Özet Depresyonun ayýrýcý tanýsýnda iyi bir klinik öykü alýnmasý önemlidir. Bu öykünün týbbi ve psikiyatrik yönü üzerinde ayrý ayrý durulmalýdýr.
DetaylıCerrahide Anksiyete ÖZET SUMMARY. Can CÝMÝLLÝ* CERRAHÝDE ANKSÝYETENÝN ÖNEMÝ
Cerrahide Anksiyete Can CÝMÝLLÝ* ÖZET Genel hastane populasyonunda anksiyete belirtileri prevalansý %10-30 arasýndadýr. Bu yazýda cerrahi hastalarýnda anksiyetenin önemi ve psikolojik anlamý, cerrahide
DetaylıSosyal Fobi. Özet. Taný ve Sýnýflandýrma
Sosyal Fobi Doç. Dr. Nesrin DÝLBAZ* Özet Sosyal fobi kiþinin baþkalarýnca deðerlendirilmesi mümkün olan birden çok ortamdan sürekli korkma ve bu ortamlarda olabildiðince kaçýnma davranýþlarý gösterme hali;
DetaylıAurasýz migren ile epizodik gerilim tipi baþaðrýsý: Psikiyatrik morbidite ve ayýrt edici diðer özelliklerin araþtýrýlmasý
Týp Araþtýrmalarý Dergisi 2005: 3 (1): 22-26 ARAÞTIRMA Aurasýz migren ile epizodik gerilim tipi baþaðrýsý: Psikiyatrik morbidite ve ayýrt edici diðer özelliklerin araþtýrýlmasý Melek Zeynep Saygýn 1, Esat
DetaylıBir Anadolu Þehrinde Psikiyatri Kliniðine Baþvuran Hastalarýn Hastalýk Açýklama ve Çare Arama Davranýþlarý
ARAÞTIRMA Bir Anadolu Þehrinde Psikiyatri Kliniðine Baþvuran Hastalarýn Hastalýk Açýklama ve Çare Arama Davranýþlarý Patients' Who Admitted to Psychiatry Clinic in a Anatolian City Explanation Models for
Detaylıdüþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:
Ayna-Gazetesi-renksiz-11-06.qxp 26.10.2006 23:39 Seite 2 Çocuklarda Ateþ Deðerli Ayna okuyucularý, bundan böyle bu sayfada sizleri saðlýk konusunda bilgilendireceðim. Atalarýmýz ne demiþti: olmaya devlet
DetaylıBir Üniversite Hastanesinde Yatan Hastalardan Ýstenen Psikiyatrik Konsültasyonlarýn Deðerlendirilmesi
Bir Üniversite Hastanesinde Yatan Hastalardan Ýstenen Psikiyatrik Konsültasyonlarýn Deðerlendirilmesi ARAÞTIRMA Psychiatric Disorders in Medically ill Inpatients Referred for Consultation in a University
DetaylıDepresif semptomatoloji sadece psikiyatri
Depresyonun Klinik Belirtileri Prof. Dr. Ali Kemal GÖÐÜÞ* Depresif semptomatoloji sadece psikiyatri alanýnda deðil genel týpta da hekimlerin en sýk karþýlaþtýklarý belirtiler kümesidir. Bu belirtiler kümesi
DetaylıLaboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar
Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Týbbi Laboratuvar Akreditasyonu Akreditasyon, Akreditasyon; Laboratuvarların, Muayene, Belgelendirme kuruluşlarının ve Yeterlilik Deneyi Sağlayıcı
Detaylı