~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,.."

Transkript

1 j ~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..!r islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI THE CONFERENCE ON THE PRESERVATı"ON OF AACHITECTURAL HEAITAGE OF ISLAMIC CITIES 22-26/4/1985 ISTANBUL ~"":"'.;.-;.:. -~-..:._. AAAS l::ictlfl< Sı;;veı ISI.ı.~ ELI~ i:!jyck StNI~ EEtECIYESı.liU3 I!J/i>jS Ql\C.I.'ıi[ATIQ'f G~!,t.Tiil ISU.It5Ut UUICOPJ.tıit.; /,.._...'.I.IU.6lfiiiSfl Gfli5Ut t'c5tıtu5u.ı.aa3urej.hqf;tlcpuiict u-ıshtute ~ ~.. ~;j::.:..~:": TC UARI.I.I.AAVE sc:ta!u.fj EHE!HTEW<lll~l~ UNıQNOfLlUICOi'.lllfltSOf ~ıau.aaı<.:gd'i

2 Yapı m tıd: ılolt'ra Araştırma, Basın, Yayın, Organizasyon Dizgi, Film: Damla Dlzgl, Baskı: Seçll Ofset, Cilt: Numune Basım ve CIItevi Istanbul, Şubat 1987

3 OSMANLIİMPARATORLUGUNDA VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NDE KENT PLANLAMA PRATİGİNİN GELİŞİMİ VE KÜLTÜREL MiRASIN KORUNMASINDAKi ETKİLERİ İlhan TEKELi 1. Giriş Türkiye'de modern kent planlamasının kurumsallaşması 1930'1u yıllarda gerçekleşmiştir. Ama bu demek değildir ki daha önceki dönemlerde kentsel yapılanma kendiliğinden gelişmiştir. Bu dönemlerde de kentsel yapılanma değişik yollarla da olsa denetim altında tutulmuştur. Adına ister planlama diyelim ister başka adlar verelim kentsel yapılanmanın denetim altında tutulmuş olması mutlaka kültürel mirasın korunmasını sağlayıcı bir sonuç doğurmaz. Bu uygulanan denetim, yönetim'in kültürel mirasa ve geleceğe yönelimine ilişkin ideolojisine bağlı olarak koruyucu ya da tahrip edici bir nitelik kazanabilir. Yönetimin bu konudaki ideolojik yönelimini bilmek bile korumanın gerçekleşip gerçekleşmediğini göstermekte yetersiz olabilir. Çok iyi biliyoruz ki planlar tam olarak uygulanmaz, denetimler tam olarak etkin değildir. Yönetim koruyucu bir plan yapsayada denetimler uygulansa bile toplumdaki süreçler kültürel mirası tahrip edici etkiler doğurabilir. Bunun tamamen tersine, kültürel mirası tahrip edici planlar, bunları uygulayıcı 111ekanizmalar yoksa, kültürel mirasın gelecek kuşaklara geçişini engelleyemez

4 160 islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI Bu nedenle, bu yazıda, bir dönemdeki yapılanmanın denetimi ve koruma açısından sonuçları üzerinde dururken dört aşamalı bir yaklaşım izlenecektir. Birinci o~arak ele alınan dönemde kent formundaki değişmenin niteliği üzerinde durulacaktır. Ikinci olarak yapıtaşmayı belirleyen temel süreçler ve bu.. süreçlerin kültürel mirasın korunması konusundaki sonuçları araştırılacaktır. Uçüncü olarak dönemin koruma konusundaki ideolojik yönelimi verilmeye çalışılacaktır. Dördüncü olarak da bu üç konudaki tartışmanın ortaya çıkardığı koruma sonuçları üzerinde durulacaktır. Böyle kısa bir bildiri içinde Osmanlı imparatorluğu'nun klasik döneminden günümüze kadar olan gelişmeleri tüm ayrıntılarıyla incelemek olanağı yoktur. Bu nedenle niteliği birbirinden önemli ölçüde farklılık gösteren üç dönem üzerinde durulacaktır. Birinci dönem olarak Osmanlı imparatorluğu'nun 16'ıncı yüzyıldaki klasik yapısı ele alınacaktır. ikinci dönem olarak Osmanlı imparatorluğu'nun 19'unçu yüzyıldaki Batı ya da kapitalizme açılmasıyla ortaya çıkan dönüşüm ele alınac lktır. Uçüncü olarak da Cumhuriyet dönemindeki gelişmeler üzerinde durulacaktır. Uçüncü dönemi. de çok kaba hatlarıyla iki alt döneme bölmede yarar görülebilir. Birinci alt dönem Ikinci Dünya Savaşı sonuna kadar olan, kentteşmanin yavaş olduğu, tek parti yönetimi altındaki dönemdir. ikinci alt dönem ise ikinci Dünya Savaşı sonrasında hızlı kentteşmanin doğurduğu sorunlar karşısında çok partili siyasal rejim içinde uygulanan planlamanın ortaya çıkardığı koruma,sonuçlarının incelendiği dönem olacaktır Yüzyıldaki Klasik Osmanlı Dönemi Osmanlı imparatorluğu'nun olgunluk dönemi olarak bilinen ve klasik dönem olarak adlandırılan b.u dönemde yerleşme yapısı bir doygunluğa, kararlılığa ulaşmış değildir. Tersine hem Imparatorluktaki yerleşme sisteminde hem de kentsel yapıda önemli dönüşümler olmuştur. 16. yüzyılda yılları arasında hem kırsal alanda hemde kentlerde nüfus % 40-% 50 oranında artmıştır. 16'ıncı yüzyıl başındaki Osmanlı Anadolusu'nun bir özelliği az sayıda kentin varlığıydı:16'ıncı yüzyıl içinde kentsel yerleşmeterin sayısı arttı. Bu kentsel yerleşme yoğunlaşması genellikle 16. yüzyıl başındaki kentsel yoğunlaşmanın bulunduğu alanlarda olurken, 16. yüzyılda bunlara Burdur-Eğridir yöresindeki kentsel yoğuntaşma eklendi. 16'ıncı yüzyıl Anadolusu'nda kentsel yığılma yörelerinin en önemli özelliği liman kentleri çevresinde toplanmış olmayıp, Anadolu'nun iç bölgelerine yönelmiş olmasıydı. Egemen kentlilik derecelerinin göstergesi olarak en. büyük kent nüfusu ile ikinci büyük kent nüfusu arasındaki oranı ele alırsak, qu oran Istanbul ile Bursa arasındaki 1520'de 7 iken, 1580'lerde 10'a yükselmişti. Istanbul'un tek egemen kent olma özelliği artmıştı. Tüm bu dönemde kentli nüfus oranı yüzde 8-9 düzeyinde kalmıştır. 16'ıncı yüzyılda Osmanlı imparatorluğu'nda kentsel dağılımda bir değişme yaşanırken, kent formunda da önemli bir değişme oluyordu. 16'ıncı yüzyıl öncesinde Osmanlı kent formu çok uzun sürelerden beri Orta Doğu kentlerinde görülegelmekte olan kent formunun bir benzeridir. Kentin biçimi kabaca kalenin içi ve dışı diye ayrılarak iki bölümde incelenebilir. Kalenin içinde asıt kent bulunmaktadır ve ikiye ayrılmıştir. Kalenin içinde yöneticilerin oturduğu yönetim işlevlerinin yer aldığı bir içkale vardır. Kalenin içkale dışındaki kesiminde zenaat faaliyetleri yer almakta ve kentin ileri gelenleri oturmaktadır. Kalenin dışında "kale altt" denilen kısımda ise daha çok pazarlar vb. yerleşik olmayan ticari faaliyetler bulunuyordu. Kent dışındaki bu kesimde yolcuların konaklaması için kervansaraylar ve!<entten kopuk olan ve tarımla uğraşanların yaşadığı yerler ile bazı tekke ve zaviyeler yer alıyordu.

5 islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI 'ıncı yüzyılda bir yandan Osmanlı kentlerindeki nüfus artışı, öte yandan dünya ticaretinde gezgincr tüccar'ın önemini kaybedip yerleşik tüccarın ortaya çıkışı kentin yapısında bir dönüşüm meydana getirdi. 16'ıncı yüzyılda "kale altt" denilen yerdeki yerleşik olmayan ticaret faaliyetleri yerine yerleşik ticaretin "bedestenler" içinde geliştiğini görüyoruz. Bedesten, '16'ıncı yüzyıl kentinin adağını oluşturan içkalenin karşısına, kent yaşantısının yeni odağı olan bir antitez olarak ortaya çıktı. Kentlerde bu yeni merkezin oluşumu yavaş yavaş bir yapılaşma yoluyla değil, bir vakfın yarattığı imaret ya da külliye halil"!de bütüncül bir uygulamayla gerçekleştirilmiştir. Camisi, hamamları, hanları, bedesteni ve benzeri ögeleriyle özellikle büyük kent bedestenleri, taş kubbeleri, demirkapılarıyla yalnız ticari malları korumuyor, aynı zamanda kent zenginlerinin servetlerini sakladıkları yer oluyordu. Bedestenin iç kalenin karşıtı olan yeni bir prestij alanı olarak ortaya çıkışı kent biçimlerinin yeni duruma uyum yapması gereğini doğurdu. Bedestenlerin çevresinde belirli. üretim dallarında ve ticaret ile hizmet faaliyetlerinde uzmanlaşan sokaklar oluştu. Bu gelişmeler çerçevesinde yeni konut mahallerinin oluşumu için başlangıçlar yarattı. Bu mahalleler sınıfsal olarak değil toplumdaki dini ve etnik gruplara göre farklılaşma göstermekteydi. Mahallelerin ken~ içindeki topografik konumlarında da bir saygınlık sıralaması kendini göstermekteydi. lçkale çevresinde daha çok müslüman mahalleleri yer almaktaydı. Mahallelerin içinde sınıfsal farklılaşma görülmüyordu. Değişik sınıflardan aileler farklı büyüklükteki konutlarda yanyana yaşıyordu. Görülüyor ki 16'ıncı yüzyılda Osmanlı kentlerinde önemli ölçüde yapılaşma olmuştur. Bu yapılaşma süreçleri üzerinde bir miktar duralım. Bu yapılaşmanın üç farklı süreç içinde olduğu görülmektedir. Bu süreçler yapının mülkiyet dur~muna göre farklılaşmaktadır. Bunlardan birincisi devlete ilişkin yapılardır. lçkale ve içinde askeri sınıf üyelerinin, muhafıziarın oturduğu yapılar, dışkale bu tür yapılardandır. Bu yapılar Yeniçeri ocağının bir parçası olan Hassa Mimarltğt Ocağt'nca yaptırıldı. Hassa Mimarları ocağının başı olan Mimarbaşı yapının önemine göre bu ocaktan bir mimarı görevlendirir ya da kendisi ilgilenirdi. Mimar bu yapının tasarımını ve keşfini yapardı. Bu keşfe göre hazineden yapı için kaynak ayrılır, bu yapı için gerekli usta ve hünerli emeğin 11ereden sağlanacağı kararlaştırılırdı. Yapının yapımı sırasındaki mali işler ve denetim Istanbul'da Şehremini, diğer yerlerde ise bu iş için özel olarak atanan bina eminlerince yürütülürdü. Yapı sırasında teknik denetim bu işten sorumlu mimarca yapılır; bina bitince mimarca hazırlanan son bir keşif defterdara sunulurdu. Bina emininin sarf defteri ile bu keşif kararlaştırılarak hesap kapatılırdı. Böyle bir yapım sürecinin kentlerin gelişimini denetlernek ve korunma açısından sonuçları nelerdir? Böyle bir. süreç içinde kuşkusuz kentlerin planlanmış olmasından söz edilemez. Ama kentlerin gelişmesi de başıboş değildir. Devletin yapılarına tüm imparatorluk içinde Hassa Mimarları Ocağı'nda ulaşılan bir yapı anlayışıyla yaklaşılmaktadır. Bu ise imparatorluk içinde yapılaşma anlayışını homojenleştirmektedir. Bu anlamda bir denetim vardır. Bu yapı süreci özellikle vurgulanabilecek bir koruyuculuk ve yıkıcılık taşımamaktadır. Bir yapı işlevini kaybetmediyse aynı süreç içinde tamir edilmektedir. Ama işlevini yitirirse zamanın tahribine bırakılmaktadır. Burada üzerinde durulabilecek bir özellik, bir yerde devlet yapılarının yapılmasının oradaki işlevini yitirmiş yapıların tahrip olma sürecini hızlandırmasıdır. Bina_yapımında keşif yaptırarak, binanın maliyetini inşaat öncesinde denetlerneye önem vereri Osmanlılar, bu maliyeti düşürebilmek için işlevini yitirmiş bi kalenin taşlarından bir Yunan mabedinin kolonlarından kendi yapılarında yararlanabilmektedirler. Bu dönemin ikinci önemli yapı süreci, Vakıf eliyle yaptırılan yapılardır. Vakıf Osmanlı kentlerinde kentsel hizmetlerin görülmesini, kentsel altyapının yapılmasını ve halkın r \

6 162 islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI kullanımına açık dinsel ve hizmet amaçlı yapıların inşasını sağlayan temel kurum olmuştur. Vakıflar genellikle askeri sınıf üyelerince kurulmuştur. Kentlere su sağlanmasından, belli yolların temizlenmesine, kütüphaneden medreseye, imaretiere kadar uzanan geniş bir hizmet alanı bu yolla gerçekleştiriliyordu. 16'ıncı yüzyılda Osmanlı kentinde gördüğümüz kale altı denilen kesimde Bedestenin kurulmasıyla yeni bir kent merkezi oluşturulması ve kentin kale dışına yayılmasında, Vakıflar önemli rol oynamıştır. Bu gelişmeyi başlatan ve şekillendirenler Vakıflar eliyle yapılan imaretlerdir. Vakıf eliyle yaptırılan imaret vb. önemli yapılarda bu vakıfları kuranlar askeri sınıf üyesi olduğu için devlet yapıları gibi hassa mimarlarınca tasarlanmış ve keşifleri yapılmıştır. Bu bakımdan devlet yapılarına benzer bir niteliği vardır. Ama koruma yönünden onlardan onlardan ayrılan önemli bir özelliği daha bulunmaktadır. Bu yapıların işletilmesi ve sürekli olarak onarım ve bakımlarının sağlanması için bir gelir tahsisi yapıldığından, korunmaları olasılığı yüksektir. Üçüncü tür yapım süreci kent halkının yaptırdığı özel mülkiyete konu olan yapılardır. Bunlar kentin konut dokusunu oluşturmaktadır. Bu yapıların yapılması da denetimsiz değildir. Kentin bu yapıları inşaat esnafı tarafından gerçekleştirildiği için öncelikle bir lonca içi denetim sözkonusudur. Bunların üstünde kent içinde iki başka denetim mekanizması vardır. Bunlardan biri "kad1" diğeri ise "kent miman"dır. Kadı sadece şer'i hukuku uygulayan bir yargıç değildi. Mali, mülki ve beledi pek çok işlevi farklılaşmamış şekilde görüyordu. Zenaatkar ve esnafın denetlenmesi, kentin beslenmesine ilişkin önlemlerin alınması, narhın saptanması, kentin imar nizarnının korunması, vakıfların yönetiminin denetlenmesi, kentsel altyapının bakımının ve kent asayişinin sağlanması kadının görevler bütününü oluştyruyordu. Kentteki imar faaliyetlerinin denetlenmesinde kadının baş yardımcısı Istanbul'da mimar başıdır. Mimar başı emrindeki çavuşları ile kenti atla teftiş ederdi. Konutların "şahnişinlerinin", "ç1kmalannm" geniş olmamasını yapılan binaların sokakları daraltmamasını, sur diplerine bina yapılmaması, debbağların ve yangın tehlikesi y_aratan çömlekçilerin konut bölgesinin dışarısına çıkarılmasını sağlamaya çalışırdı. Istanbul'da Mimarbaşının görevlerini kentlerde ona vekil olarak atanan "kent mimar/an" görürdü. Kent mimarından izin almadan hiçbir yapıya başlanamazdı. Halkın konut yapılarının da 16'ıncı yüzyıl Osmanlı düzeninde denetim altında olduğu anlaşılmaktadır. Bu denetim kentin büyümesini bir plana göre düzenlemekten çok tek tek yapıların belli kurallara uymasını sağlamaya dönük bir denetirndir. Halkın konut yapma sürecinde özellikle geçmişi koruyucu ya da tahrip edici bir eğilim yoktur. Yalnız 16'ıncr yüzyıl Osmanlı kentinde ahşap yapıların çok önemli yer tuttuğu ve yüksek yoğunluklu dokusu nedeniyle yangın tehlikesine çok açık olduğu bilinmektedir. Kentler sık sık kentlerin büyük bölümünü yakan yangınlar ve önemli depremler kent dokularının oldukça sık olarak yenilenmesine neden olmaktadır. Bu durumda doğrudan bir korumadan söz edilemez. Ama varolan lonca içinde örgütlenmiş zenaatkarlar eliyle ve kent mimarlarının denetiminde süren yapılanma sürecinin büyük ölçüde eski kent dokusuna benzer bir kent dokusunun üretilmesini sağladığı, bu yolla bir kültürel sürekliliğin gerçekleştirildiği söylenebilir. 16'ıncı yüzyılda yapılanmaya ilişkin süreçleri gördükten sonra Osmanlıların geçmişteki kültürleri koruma konusunda ya da ortadan kaldırma konusunda ideolojik bir yönelimleri olup olmadığı üzerinde duralım. Osmanlıların geçmiş toplulukların ve müslüman olmayan milletierin yapılanma ve kültürel simgelerini özellikle tahrip edici bir yaklaşım içinde olmadıkları görülmekterdir. Bu tutumun en b~lirgin örnekleri yeni işgal edilen kentlerin Osmanlılaştırılmasında ortaya çıkmaktadır. Işgal edilen kentlerde Osmanlılar yeni müslüman nüfus yerleştirerek, müslüman olmayan milletiere

7 islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI 163 "devşirme" ve "sürgün" kurumunu uygulayarak nüfus dengesini önemli ölçüde değiştirrneğe çalışırken, yapı stokunu tahrip etmeyip bu stoku kullanmışlardır. Bu dönüşüm sırasında kentin en büyük kiliseleri minare eklenerek bazı hallerde içteki resimli mozaikleri de badana yapılarak cami olarak kullanılmışlardır. Bu dönüşüm de tüm kiliselerde değil, sadece bir kesiminde olmuştur. Çünkü imparatorluk "çok millet/i" yada çok dinli bir yapıdadır. Diğer dinlerden cemaatlerin varlığı kabul edilince, bunların ayrı "milletler" halinde kendi kiliselerinin önderliğinde örgütlenmelerini ve yeni işga_l edilen alanlarda da bu örgütlenmenin sürmesini kabul etmek gerekmektedir. Böylece Imparatorluğun çok dinli yapısı koruyucu bir etki yaratmış olmaktadır. Değişik ~ültürlerin bir arada varlığını korumasına olanak veren bu yönetim anlayışı Imparatorluğun Hassa Mimarları ocağında gelişen mimarlık anlayışına da sentezci bir nitelik kazandıracaktır. 16'ıncı yüzyılda varlığını incelediğimiz bu süreçlerin koruma bakımından olan sonuçlarını özetlemek gerekirse, bu dönemde Osmanlıların geçmişteki kültürel mirasları tahrip edici bir ideolojileri olmadığı söylenebilir. Toplumda işlerfiği olan süreçlerin ise hem koruyucu, hem tahrip edici ögeler taşıdığı görülmektedir. Tahrip doğrudan yıkımdan çok işlevini yitiren bir binanın veya yerleşmenin terkedilmesinden doğmaktadır. Toplumda işlerfiği olan süreçlerin işlevini yitirmeyen yerleşmelerde genellikle koruyucu bir etki yarattığı söylenebilir 'uncu Yüzyıl, Osmanlı imparatorluğu'nun Batı'ya ya da Kapitalizm'e Açılma Dönemi 19'uncu yüzyılda bir yandan Avrupa kapitalizminin gelişerek sanayi devrimini gerçekleştirmiş olması ve bu g,elişim sonucunda aşama aşama kurulan emperyalist denetim, öte yandan Osmanlı lmaratorluğu'nun yeni koşullara uyum için reform çabaları birleşerek imparatorluğun yapısında önemli değişmelere yol açmıştır. 19'uncu yüzyıl imparatorlukta hem nüfusun hem de şehirleşme oranının arttığı bir dönem olmuştur. 19'uncu yüzyılda nüfus artışınır iki kaynağı vardır. Bunlardan birincisi küçük de olsa nüfus artış hızındaki çoğalmadır. Ikincisi ise Imparatorluğun sürekli toprak kaybederek küçülmesidir. Kaybettiği topraklardan sürekli olarak büyük sayılarda göç almasıdır. Hem kaybedilen toprakların müslüman olmayan nüf!js oranının yüksek olduğu yöreler olması, hem gelen göçmenlerin müslüman olması, Imparatorluğun nüfus kompozisyonu içinde müslüman nüfus payının sürekli olarak artmasına neden olmuştur. 19'uncu yüzyılda A.ı;ıadolu'nun sadece nüfusu artmamış, aynı zamanda kentleşme oranı da artmıştır. Ulkenin dış pazarlara açılması ulaşım teknolojisindeki gelişmeler daha yüksek oranda kentleşmeye olanak sağlamıştır. Anadolu kentli nüfusu 16'ıncı yüzyılın yüzde 8-9 düzeyinden yüzde 25 düzeyine kadar artmıştır. Kentlerin genel olarak büyümesi yanısıra mekansal dağılımı da değişme göstermiştir. 16'ıncı yüzyılın. Anadolu'nun içine dönük kentsel dağılımı Anadolu'nun dışa açık ticaret biçimi nedeniyle dışa dönük hale gelmiştir. Eski liman kentleri hızla büyümüş yeni liman kentleri doğmuştur. Anadolu'nun kıyı kesimlerinde nüfus hareketleri yoğunluk kazanmıştır. Bu değişme kentlerin sıra-büyüklük dağılımını da etkilemişti~. Bu dönemde Anadolu'nun ikinci büyük kenti olma özelliğini Bursa'yı geride bırakarak ızmir kazanmıştır. Birinci kent ile ikinci kentin nüfusu arasındaki oran 16'ıncı yüzyıldaki 10 değerinden uzaklaşarak 5'e düşmqştür. istanbul'un tek egemen kentlik özelliğinden bir ölçüde de olsa uzaklaşmış olması Imparatorluk içinde artı ürünün denetleme biçiminin değişmiş olması yüzündendir.

8 164 islam MiMARi 'MiRASlNI KORUMA KONFERANSI 19'uncu yüzyılda yerleşmeler sisteminde meydana gelen dönüşüm yanısıra kentin formunda da bir dönüşüm meydana geldi. 19'uncu yüzyılda içine girilen yeni kapitalist iş ilişkilerini 16'ncı yüzyılda oluştuğunu gördüğümüz bedesten içinde gerçekleştirmek olanağı yoktu. Yeni iş ilişkilerinin gerektirdiği merkez, eski merkezinin dışında oluştu ve Osmanlı kentinin merkezi iki odaklı bir karakter kazandı. Kentin merkezinde yaşanan bu köklü değişme çok farklı nedenlerin üstüste gelmesinden doğuyordu. Bu nedenler; kentin çevresiyle olan ilişki biçimi haberleşme kanallarındaki değişme; dış ticaretin niteliğinde ve finansman biçimindeki değişme; Tanzimatın getirdiği yeni bürokratik yapıda ilk kez konuttan farklılaşmış devlet dairesinin ortaya çıkışı Batı kültürüne yönelmenin getirdiği yeni tüketim kalıpları olarak sıralanabilir. 19. yüzyılda kent merkezinde görülen dönüşüm kendisini konut alanlarında da gösterdi. 19. yüzyıl konut alanlarındaki farklılaşma 16. yüzyıl kentinde olduğu gibi sadece "milletlerarasj" farklılaşmaya göre kavranamaz. Aynı zamanda sınıfsal farklılaşmayı da hesaba katmak gerekir. Konut alanlarında yine milletlerarası farklılaşma vardır, ama her milletin tüm sınıfları aynı mahallede oturmamaktadır. Zenginleri kent dışına çıkmakta, ulaştırma olanaklarına paralel olarak banliyöler oluşmaktadır. Bu banliyöler arasında da milletlerarası bir farklılaşma vardır ama bu ayırım kent içindeki kadar katı değildir. Açıkça kent içi ile banliyöler arasında bir farklılaşma doğmuştur. Yüksek geliriiierin konutlarına ilişkin terimierde de konutun yerine göre farklılaşma olmuştur: konak, köşk, yalı gibi. Müslüman kesimde "konak" hala eski mahalle içinde olan ama yalnız kışın oturulan konutu belirlemektedir. Yazın varlıklılar bahçe içindeki köşkte, ya da deniz kıyısındaki yalıda oturacaktır. Sultan da içkaleyi en son terkeden bir askeri sınıf üyesi olarak sarayını Topkapı'dan Boğaz'a taşıyacaktır. Kentlerin yalnız formunda değil, iç dokusunda da önemli değişmeler olmaktadır. Kent!çi ulaşım. artık 16'ıncı yüzyıldaki gibi yaya ya da kayığa dayanan bir ulaşım değildir. Istanbul, ızmir, Selanik gibi vb. büyük kentlerde yabancı şirketler eliyl,e tramvay, vapur işletilmeye başlanmıştır. Bu dönemde kentlerin dokusuna etkisi bakımından belki de daha önemlisi atlı arabanın girmesi olmuştur. Sultan Cuma namazın~ artık at üstünde değil, araba ile gitmektedir. Devlet ricalinin ve zenginlerinin atlı arabaları vardır. Bütün bu gelişmeler kent içinde sokağın geometrik standartlarının yeniden belirlenmesi demektir. 19'uncu yüzyıl kentinde olan değişmeleri bu yazının çerçevesi içinde ayrıntılandırmaya gerek yok. Kısaca özetlemek gerekirse 19'uncu yüzyıl Osmanlı kenti 16'ıncı yüzyılda olduğundan çok daha önemli bir dönüşüm geçirmektedir. Bu kentsel dönüşümün ne tür yapılaşma süreçleriyle gerçekleştirildiğini görmek için 16'ıncı yüzyı.l.da varlığını incelediğimiz üç sürecin 19'uncu yüzyılda nasıl değiştiğini araştıralım. Once devlet yapıları üzerinde duralım. 19'uncu yüzyılda devlet yapılarının sayı ve çeşidi artmıştır. Artık içkale, dışkale, içkale içindeki yapılar ve saray olmanın ötesine geçmiştir. 19'uncu yüzyılın sivil ve askeri bürokraside ve eğitim sisteminde ve sağlık konusunda getirdiği reformlar bera.berinde yeni devlet yapıları ortaya çıkarmıştır. Devlet daireleri, kışlalar, okullar, hastahaneler yapılmaktadır. Bu yapıların yapılma ve denetleme süreçleri de değişmektedir. Artık bu yapılar "Hassa Mimarlan Ocağ1"ndan yetişen mimarlarca tasarlanıp denetlenmektedir. ll. Mahmut Yeniçeri Ocağı'nı ortadan kaldırınca bu kurumun dayanağı kalmamıştır. Şehremini ile mimarbaşılığın işlevleri birleştirilerek 1831 yılında "Ebniye-yi Hassa" Müdürlüğü kurulmuştur. Bu müdürlük Nafıa Nezareti altında 1864 l

9 islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI 165 yılına kadar çalışmış, 1864 yılında "Mühendishane" adıyla Şehremanetine geçmiştir. Hassa Mimarları Ocağı'ndan "Ebniye-i Hassa" müdlirlüğüne geçiş salt bir örgüt adı değişmesi değil, çok daha önemli değişmeterin başlangıcıdır. Artık "mimar" hassa ocağı içinde belli ber geleneğe göre yetişmeyecektir. Mimarlar, Avrupa'da okumuş müslüman olmayan Osmanlılar, ya da ülkesini terketmek zorunda kalan Polonyalılar, ya da doğrudan yabancılar ve 19'uncu yüzyılın sonuna doğru da istanbul'daki okullarda yetişenler olacaktır. Bu ise Osmanlı yapılarında Batı'da gelişen mimarlık akımlarının yansıma:sını kolaylaştıracaktır. Değişikliği yalnız tasarım düzeyinde görmemek gerekir. Inşaat süreci de zaman içinde değişecektir. Bina emini yoluyla emaneten yaptırıtmanın yerini, belki önce taşaronluk düzeyinden başlayarak zamanla daha kapitalistleşmiş bir sürece, ihale yoluna bırakacaktır. 16'ncı yüzyılda kentlerin yapıtaşmasında ve kentsel hizmetlerin sağlanmasında önemli rol oynamış olan Vakıf yolu 19'uncu yüzyılda etkinliğini kaybedecek, önemli bir nitelik değişikliği gösterecektir. Netayic-ül Vukuat yazarına göre 19'uncu yüzyıl başında istanbul kenti toprağı hemen hemen vakıf arazisi haline gelmişti. Bu vakıflara ait tasarruf haklarının kullanılmasında "enva-i fesad ve tezvir vaki oluyordu". Bunun üzerine 1826 yılında Evkaf-ı Hümayun Nezareti kuruldu. Yıllar içinde Evkaf nezaretine bağlı vakıfların sayısı artmış, vakıflar giderek "ferdiyetlerini" kaybederek Nezaretin tüzel kişiliği içinde erimiştir. Evkaf gelirlerinin bir kesimi 19. yüzyıl içinde Maliye'ye geçmiştir. Bakımsız kalan vakıf mallarının satılması yolları açılmıştır. Yine Netayic-ül Vukuat yazarının sözleriyle "Nezaret" vakıfların hamisi olacak iken "muhribi" olacaktır. Böylece 19. yüzyılda kentin dokusunun sürekliliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynayan vakıf müessesesi bu özelliğini önemli ölçüde kaybedecektir ve 19'uncu yüzyıl kentinin geçirdiği yapısal dönüşümlere bir engel oluşturmayacak hale gelecektir. Üçüncü süreç olan özel mülkiyet sahiplerinin yaptırdıkları yapıların 19'uncu yüzyıldaki önemi artmıştır. Toprak mülkiyetinin tanınması yabancılara toprak sahibi olma yolunun açılması, kent toprağının spekülasyon konusu olmaya başlaması ile bu yapım kanalının niteliği çok değişmiştir. Artık kentte yalnız konut alanları değil, yeni oluşan modern merkez, banliyöler hep özel mülk sahiplerince yapılacaktır. Arsa değerindeki artışlar yüksek yoğunluklu çok katlı yapılanınayı kışkırtacaktır. 19'uncu yüzyıl kentinde de, 16'ncı yüzyıl kentinde olduğu gibi yangın ve deprem gibi felaketler kentlerin büyük kesimlerinin yok olup yeniden yapılmasına neden olmaktadır. Ama artık yeniden yapılaşma süreci büyük ölçüde 16'ncı yüzyılın gele.neksel kent dokusunu yeniden üretme özelliğini kaybetmiştir. Bu, değişik nedenlerin bir araya gelmesinin doğurduğu bir sonuçtur. Birinci olarak, kentte daha önceki dönemde sözkonusu olmayan yapı türleri ortaya çıkmaktadır. Bankalardan tiyatrolara, oteliere kadar uzanan bir çeşitlenme vardır. Ikinci olarak, bu binaların hepsi olmasa da, en azından önemlileri bir ocaktan, bir loncadan gelen gelenekleri yeni,pen üretecek kişiler tarafından değil, değişik kökenli mimarlarca üretilmektedir. Uçüncü olarak, kentte arsa değer artışları her yeni yapılaşmanın daha yüksek yoğunluklu olmasına neden olmaktadır. Son olarak da, kentsel ulaşım sistemindeki köklü değişimler, özellikle yol sisteminin yeniden şekillenmesini gerektirmektedir. Değişik koşullar biraraya gelerek 19'uncu yüzyılda, geçmişteki dokular yerine, yeni koşulların gerektirdiği yeni dokuların üretilmesini sağlamıştır. 19. yüzyıldaki bu yeniden yapıtaşmayı 16'ncı yüzyılın ocak ve lonca geleneklerinin kurallarıyla yönlendirme olanağı kalmamıştı. Bir yandan zaman içinde bu gelenekler etkinliklerini kaybediyordu, öte yandan bu gelenekler içinde 19'uncu yüzyıl kentinin gerektirdiği yeni kent dokusu yaratılamıyordu. Bunun için yeni bir kent yönetim ve yeni bir imar denetimi ya da planlama anlayışı gerekiyordu. Bi.J da 19'uncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren aşama aşama kurumsallaştı.

10 166 islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI Bir yandan Vakıf kurumunun kentsel altyapı hizmetlerinin karşıtanmasını yerine getirememesi, öte yandan Kadı'nın bir kent yöneticisi olarak batı kapitalizmi ile eklemleşen kentlerin gereksinm~sini karşılamakta yetersiz kalışı, yeni kentsel yönetim biçimleri arayışınc!- neden oldu. lhtisap Nazırlığı, Şehremanetinin işlevlerinin genişleti.lmesi ve lntizam-ı Şehir Komisyonu aşamalarından geçilerek Belediye'ye gelindi. lik Belediye de 1857 yılınqa Galata ve Pera' da kurulan "Aitmct Daire-i Belediye" oldu. Belediye kurumu Imparatorluğun ve başkentin Batıyla en çok bütünleşmiş kesiminden idi. Altıncı Daire-i Belediye, daha sonra diğer belediyeler için örnek olacak uygulamalara girer. Bu bölgenin kadastrosu yapılır. Bu yolla Osmanlı ticaret burjuvazisi kendi yörelerindeki mülkiyet haklarına belirlilik kazandırır. Yollar mümkün olduğu kadar genişletilmiş, taş kaplanmış, kaldırım yapılmıştır. Mezarlıklar Şişli'ye taşınarak bunların yerine Taksim ve Tep~başı parkları mezbaha yaptırılmıştır. kurulmuştur. Hastahane vb. sağlık tesisleri açılmış, Altıncı Daire-i Belediye ile kurulmaya başlayan Belediyeler, önce gelişmiş liman kentlerine 1877'de de birinci Meşrutiyet Meclisi'nden çıkarılan bir yasayla da tüm imparatorluğa yaygınlaştırılmıştır. Ortaya çıkan Belediye oldukça güçsüzdür. Gelir kaynakları sınırlıdır. Belki de esas kuruluş nedeni olan kentsel altyapıları gerçekleştirmekte yetersizdir. Kentsel altyapılar genellikle imtiyazlı yabancı şirketler eliyle yapılacaktır. Kentlerin rıhtımları, tramvayları, havagazı, elektriği, suyu, hatta yeni açılan ana yolları yabancı şirketler eliyle sağlanacaktır. Kentsel altyapının yapımı ve işletilmesi yabancı sermayenin en karlı yatırım alanlarından biri haline gelecektir. Avrupa'da da kentsel planlama pratiği Osmanlılarda olduğu gibi 19'uncu yüzyılın ikinci yarısında gelişmiştir. Avrupa'da gelişen kent planlamasının temel sorunu sanayi kentinin sağlık sorunlarına, kentsel ayaklanmaianna çare bulmak olmuştur. Oysa Osmanlı kent planlama pratiğinin yöneldiği sorunlar çok farklıdır. Bunlar, kentte büyük tahribat yapan yangınların önlenmesi, yeni kent içi ulaşım araçlarının gereksinmelerini karşılayacak şekilde yolların geliştirilmesi, kentin artan nüfusuna ve göçmenlere yeni mahalleler kurulmasıdır. Kuşkusuz 19. yüzyıl Osmanlı kent planlama pratiği Avrupa deneyinden etkilanmiştir ama Osmanlı kentinin sorunlarının farklılığı nedeniyle, kendine özgü özelliklere de sahip olmuştur. Bu gelişimi kısaca göfelim. istanbul'da _ilk imar planlama çalışmalarının yıllarında başladığı görülmektedir. Bu yıllarda Istanbul'un planı daha sonra çok ün kazanacak olan Moltke tarafından yapılmıştır. Bu pl~ndaki kararlar 1839 yılında bir ilmuhaber haline gelmiştir. Bu ilmuhabere göre Istanbul'da yapılacak yeni binalar kargir olacaktır, bina yaptıracak olanlara geniş ve geometrik kurallara göre geçirilecek sokaklarda yer gösterilecektir. Yeni yapılacak mahallelerde geometrik kurallara önem verilmesi, bu yeni mahallelerde ahşap ev yapmak isteyen fakir fukaraya hiç bir şekilde göz yumutmaması Ebniye-i Hassa müdürüne bir görev olarak veriliyordu. Yapılacak yollar 20, 15, 12, 10 "zira" genişlikte dört kaderneye ayrılmıştır. Hiçbir çıkmaz yol yaptırılmayacaktır. Olanaklı yerlerde meydan- bırakılacaktır ;=- Bu ilmuhaberi 1848 yılında Ebniye nizanmnamesi izleyecektir. Bu nizamnamede; kamulaştırma, bi nalara ruhsat verilmesi yolları, inşaatların denetimi, yol ve sokakların genişliklerine göre iki kenarına yapılacak binaların yükseklikleri üzerine kurallar getirilmiştir. Gerek 1839 ilmuhaberi, gerek 1848 Ebniye nizamnamesinin temel kaygısının kentin fiziki biçiminde çok önemli değişiklikler getirmekten çok, yangın sorununa bir çözüm bulmak ve yolların arabaların geçişine olanak verecek şekilde genişletilmesine

11 islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI 167 çalışmak olduğu söylenebilir. Getirilen kuralların teknik yönü budur. Ama bu kuralların bir de toplumsal sonucu vardır. Artık kentte yapılacak binaların yüksekliğini sahibiniri mensub olduğu "millet" değil, binanın bulunduğu yolun genişliği belirleyecektir. Tanzimatın milletlerarası eşitlik sağlama ilkesi bu düzenlemelerde de etkisini göstermiştir. istanbul'da belediye kurulması yolunda ilk adımlar atılırken, büyük yangınlardan sonra yapılacak imarı düzen altına almak için mevzii planlar yaptınlmaya başlanmıştır yılında 740 evlik Aksaray yangın yerinin planı Luici Storari'ye yaptırılmıştır. Daha sonraki yıllarda yangın yeri haritalarını Türk haritacılar yapmaya başlayacaktır yılında 291 O binayı yakan Hoca Paşa yangınından sonra, daha kararlı imar arayışlarına girilmiştir. Bir çeşit imar komisyonu niteliğini taşıyan bir "ls/ahat-j Turuk Komisyonu" kurulmuştur. Yörenin ~aritası alınmış, yeni bir imar nizamnamesi çıkarılmış, komisyon emrine verilen bir fonla bu alanın yeniden parsellenmesi, alt yapıların yapılması gerçekleştirilmiştir. Komisyon bu harcamalarının bir kesimini imara açtığı yeni arsaları satarak karşılamıştır. Zaman içinde istanbul'da olan bu tür planlama faaliyetleri ülkenin diğer önemli liman kentlerine de y~yılmıştır yılında çıkarılan Osmanlıların ilk imar kanunu olan Ebniye Kanunuyla, Belediyelerin yapacakları imar işlerinin hazırlanacak haritalara dayandınlması öngörülüyordu. Ebniye Kanunu, 1864 tarihli Ebniye ve Turuk Nizamnamesini yürürlükten kaldırıyor ve bu Nizamnameye göre yeni hükümler getiriyordu. Bu kanuna göre belediyelerin açacakları sokakların yolların çevrelerinin haritalarını yaptırması ve halka ilanı gerekiyordu. Belediyeler yangın yerlerinin haritalarının yaptırılması görevi ile yükümlendiriliyordu. Yolların genişletilmesinde belediyelerin ve bina sahiplerinin karşılıklı görev ve hakları ayrıntılı olarak düzenleniyordu. Ebniye kanununda, çıkmaz sokakların yapılmaması, yol genişliklerinin beş sınıfa ayrılması, yapıların yüksekliği, binalarda yapılabilecek çıkmaların nitelikleri, yangına karşı alınacak önlemler hakkında hükümler vardır. Yol sınıf ve genişliklerinin kararlaştırılması belediye meclislerine bırakılmıştır. Ebniye kanununun maddeleri arasında ham arazi ya da bostan gibi yerleri imara açmak isteyenlerin bu arazide bir okul, bir karakol yerini bedelsiz olarak belediyeye vermesi zorunluluğu getiriliyor, bu yerlerin imara açılması Sultan'ın iznine bağlanıyordu. Böyle alanları imara açanların lağım yapması ve açılacak yolların kaldırım masrafiarına l'atılması öngörülüyordu. Ebniye kanununun bu maddeleri Osmanlı kentleri çevresinde spekülatif hareketlerin başladığını ve bunun devlete getirdiği yükün anlaşıldığını göstermesi bakımından ilginçtir. Nitekim kentlerde toprakta pekişen özel mülkiyet kurumunun, imar faaliyetleri jçin engel oluşturduğunun anlaşılmasının bir başka kanıtı 1873 yılında çıkarılan lstimlak Kanunudur tarihli Ebniye Kanununun uygulanmasını bu yasayla birlikte düşünmek gerekir. 19 uncu yüzyıl sonunda kentlerde kurulan grid görüntülü yol ağına sahip göçmen mahallelerinin kurulmasını, yeni yolların çevresindeki yapılaşmaları, yangın yerlerinin düzenlenmesini bu kanunun biçimlendirdiği söylenebilir. Eğer Osmanlı imparatorluğünun bu dönemdeki kent planlaması ve imar hareketlerini kısaca değerlendirmek gerekirse; yapılan planlama çalışmalarının bazı büyük kentlerle sınırlı kaldığı, genellikle yabancı planeriara yaptırılan bu yüzeysel çalışmaların uygulamaya kavuşmadığını, buna karşılık geliştirilen imar nizarnname ve yasalarının, mevzii imar planlarıyla birlikte uygulamaları önemli ölçüde yönlendirici olduğunu kabul etmek gerekir.

12 168 islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI 19 uncu yüzyılda, değişen kent formunun, yeni yapılaşma süreçlerinin ve hatta benimsenen planlama yaklaşımlarını, büyük ölçüde kentsel yapıyı dönüştürücü ve kültürel sürekliliği önemli ölçüde tahrip edici sonuç doğurduğu ortaya çıkmaktadır. 19 uncu yüzyıldaki süreçlerin, koruma açısından 16 ıncı yüzyıldan farklı olarak tahrip edici sonuçlar doğurması, çok elitist düzeyde de olsa, batı kökenli de olsa bir korumacılık düşüncesinin ilk tohumlarının atılmasını sağlamıştır tarihli Ceza Kanununda, ilk kez kutsal ve anıtsal yapıları tahrip edenlere para cezası getirilmiştir tarihinde çıkarılan birinci Asar-ı Atika Nizamnamesi sadece arkeolajik kazılar yoluyla elde edilen eserler üzerinde denetim getirmiş iken, 1874 de çıkarılan ikinci Asar-ı Atika Nizamnamesi geçmiş devirlerden kalan her insan eserini ~ski eser kapsamı içine alarak etki alanını genişletmiştir yılında çıkarılan Uçüncü Asar-ı Atika Nizamnamesi eski eser tanımını tüm yapıları kapsayacak şekilde geliştirmiş, arazi sahiplerinin arazjleri üzerindeki eski eserler konusundaki yetkilerini sınırlamış ve cezalar getirmiştir tarihli Dördüncü Asar-ı Atika Nizamnamesi ise tarihsel özellik gösteren her emareyi bu koruma hukukunun kapsamına almıştır. Bu ilk dört Nizarnname koruma hukukunun denetim alanını sürekli olarak genişletmiştir. ll. ci Meşrutiyet döneminde çıkan mevzuat ise eski eserlerin yıkılmasına ilişkin koşulları düzenlemiştir denilebilir tarihinde çıkarılan Muhafaza-i Abidat Nizamnamesi kaleler, burçlar ve surlar gibi kullanılmayan yapıları, işleme, kitabe gibi kısımlarını belqelemek kdşuluyla Belediyelere yıkma hakkı vermiştir yılında eklenen maddelerle yıkımı kararlaştırılan anıtların arsaları belediyelere bırakılmıştır yılında Muhafaza-i Asar-ı Atika dairesi kurulmuş ve yıkılan yapıların belgelenmesine başlanmıştır. Kısaca özetlemek gerekirse, 19 uncu yüzyılda ortaya çıkan bu koruma ideolojisi, hakim olan ideolojiye göre ikincil düzeydedir. Hakim eğilimi tersine çevirecek güçte olmamıştır denilebilir. 19 uncu yüzyıl üzerindeki tartışmayı sonuçlandırmadan önce bir konu üzerinde daha durmakta yarar var. 16 ıncı yüzyılda Osmanlı imparatorluğu'nun çok dinli yapısının bir koruyucu etki yarattığını görmüştük. 19 uncu yüzyıl içinde bir yandan imparatorluk içinde müslüman nüfus oranı artmış, öte yandan özellikle ll nci Meşrutiyet sonrasında Ulusçuluk ideolojisi etkinlik kazanmıştır. Kuşkusuz bu gelişmeler kültürel mirasın korunmasına yeni ideolojik boyutlar getirecek niteliktedir. Ulusçuluk, özellikle ilk dönemlerinde, korumadaki çoğulculuğun yerine tek boyutlu bir koruma anlayışı getirmeye çalışacaktır. Bu dönemde gelişen 1 nci Ulusal Mimarlık akımında da geçmiş kültürün ögelerini, bu tür tek boyutlu bir yeniden üretme çabası egemen olmuştur. 4. Cumhuriyet Dönemi Kurtuluş Savaşı sonrasında Cumhuriyet kurulurken, imparatorluğun nüfus kompozisyonunda önemli değişiklikler oluyordu. Çok büyük ölçülerde yapılan nüfus değişimiyle etnik ve dini kompozisyon büyük ölçüde homojenleşiyordu. Savaş sonrasında, 19 uncu yüzyıldaki yerleşme yapısının dışa bağımlılığına tepkiden kaynaklanan ulusalcı bir yerleşme politikası uygulanıyordu. ll inci Dünya Savaşına ~adar ana çizgileri değişmeden uygulanan bu politika sonucunda bir liman kenti olan Istanbul terk edilerek Başkent ülkenin ortfisına Ankara'ya taşındı. Ağaç dalları biçimindeki, hizmet ettiği bölgeyi ülkenin iç pazarından çok dışa bağlayan demiryolu hatları değiştirilerek, ülke iç pazarını bütünleştiren "ağ" biçimindeki demiryolu şemasına geçildi. Devlet eliyle girişilen sanayileşmede sanayi kuruluşları yeni demiryolları üstündeki Küçük Anadolu kentlerine yayıldı. Ulusal burjuvazinin yeni kentsel kültürünün yaşam normlarını yaymak için "ha/kevleri" kurularak ülkenin hemen her noktasında yeni bir kültürün yayılma odakları oluşturuldu. Daha sağlıklı ve

13 islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI 169 ulusal burjuvazinin kültürel normlarına uygun kenti yar~tmak için 1930 lu yıllarda yeni belediye ve yapı vf! yollar kanunu çıkarılarak kentlerde yaygın şekilde imar planı yapılmasına girişilecektir. Bu çabalar sonucu ülke içinde kentsel dağılım daha dengeli hale gelecektir. Tek egemen kentin bulunduğu bir dağılımdan, sıra-büyüklük kuralının geçerli olduğu bir dağılıma geçilecektir. Kentsel dağılımda bir dönüşüm görülmekle birlikte, kent formunda 19 uncu yüzyılda gerçekleşen değişim büyük ölçüde varlığını koruyacaktır. Sadece müslüman olmayan milletterin kentleri boşaltmasından doğan bazı değişmeler görülecektir. Kentteşma oranı önemli bir değişme göstermeyecektir. Kentsel yapıda bu tür gelişmeler başlıca iki yapılışma süreci ile yönlendiriliyordu: Birincisi devlet yapılarıydı. Devletin işlevlerinin çeşitlendiği "devletçilik" politikasıyla devletin sanayi alanına da girmiş 9lduğu bu dönemde, devlet yapılarının göreli önemi 19 yüzyıla göre daha ~oğalmıştı. Ozellikle yeni Başkentin rejimin özlemlerine göre yönlendirilmesinde bu yapılar temel yükü taşıyorlardı. Devlet yapıları yeni rejim bakımından çok değişik işlevleri yükleniyordu. Bir yandan rejimin mimarlık akımla~! konusundaki seçmelerini yansıtıyor ve yeni yapılanmaların mimarisini etkiliyordu. Ote yandan ise, ulusal girişimci ve müteahhit için bir birikim kanalı oluşturuyordu. Devlet yapılarının tasarımında, 1930 lu yıllarda Osmanlı dini mimarisinin simgelerini yeniden üreten ı inci Ulusal Mimari terkedilerek, Batının çağdaş kübik mimari stili benimseniyordu. Bu yapılar önce çoğunlukla yabancı mimarlar eliyle, daha sonra Türk mimarlar eliyle tasarlanacaktır. Bu dönemin ikinci önemli yapılaşma kanalı özel mülk sahiplerinin yaptırdığı yapılardır. Kentlerde, özellikle de yeni kurulan Ankara'da kentsel toprak değerlerindeki artışın, ya da spekülatif faaliyetlerin baskısı sezilmektedir. Bu dönemde spekülatif faaliyetlerin hızlı olduğu yerlerde, yapı yapma olanağını kaybeden orta sınıflar kooperatif eliyle konut yaptırma biçiminde yeni bir yapılaşma yolu açacaklardır. Bu yolla planlanan alanlar dışına çıkarak, Batıda yaygın olan "Bahçeli ev/er" türü düşük yoğunluklu bireysel konut alanları gelişmeleri başlayacaktır. Özel mülk sahiplerinin yaptırdıkları konutların tasarımında da geleneksel konutların yeniden üretiminden çok Türkiye'nin benimsediği Batılı aile ve onun yaşantı kalıpları yeniden üretilmeye çalışılmaktadır. Bu dönemin yapılanması, geçmişin kültürel mirasını yeniden üretmekten çok çağdaşı Batılı kentsel yaşantıyı üretmeye çalışıyordu. Bunun paralelinde 1930 lu yıllarda kent yönetimi ve imar planlama yaklaşımları yeniden düzenlendi yılında çıkarılan 1580 sayılı Belediyeler Kanunu ve 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha kanunuyla kentlere plan yaptırma zorunluluğu getirildi yılında 2290 sayılı Yapı ve Yollar kanunu çıkartıldı. Bu yasa belediyeleri beş yıl içinde plan yaptırmaya mecbur ediyordu lu yılların koşulları içinde belediyelerin bu planları hazırlatması olanağı yoktu~ Bu gerçeğin ortaya çıkması üzerine 1935 yılında 2763 sayılı yasa çıkarıldı. Bu yasayla Içişleri Bakanlığı den fazla nüfuslu yerlerin imar planları, içme suları, spor alanları ve Jağım işlerini 2490 sayılı kan~n çerçevesinde yaptırmaya mezun kılınıyordu. Bu işleri yaptırmak için de "Belediye/er Imar Heyeti" kuruluyordu. Böylece, Türkiye'de imar planlarının yaptırılmasının günümüze kadar devam ettiği söylenebilecek geleneği kuruluyordu. Merkezi yönetim ce, belediyesinden oldukça yabanetiaşmış bir biçimde, ihale ile yapılan, elitist özellikleri ağır basan bir planlama yaklaşımı benimseniyordu. Bu dönemde çı~artılan yapı ve yollar kanunu incelendiğinde bu kanunda yeralan maddelerin bir Imar Kanununda yer alacak maddeler olmaktan çok, imar talimatnamesinde yeralacak ayrıntıda maddeler olduğu görülür. Bu tutum Cumhuriyet yöneticilerinin özledikleri kent biçimini ayrıntılı bir biçimde belirterek, yasaya ideolojik r \

14 170 islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI bir eğitim işlevi de yüklemelerinden kaynaklanmaktadır. Kuşkusuz Yapı ve Yollar Kanunu, Ebniye Kanununun doğrudan bir uzar,ıtısı değildir. Bu yasaya imar kanunu olma niteliğini kazandıracak özellikleri vardır. Orneğin kentin planlanmasında kentin elli yıl sonraki nüfusunun esas alınması gereğine, bu nüfusa göre konut, sanayi, ticaret vb. kullanışiarın belirli katsayılarıyla çarpılarak nasıl hesaplanacağına ve bu kullanışiarın kent planında birbirinden ayrı mıntıkalar halinde gösterilmesine, yapılacak planların ölçeklerine ilişkin hükümler de yer almaktadır. Bu dönemde kurulan imar planı yaklaşımı ve yasal çerçevesi ikinci Dünya Savaşı sonuna kadar varlığını sürdürmüştür. Dönemin başlangıcında daha çok yabancı mimarlara, plancılara yapılan _imar planları dönem içinde sayıları artan Türk plancılarınca devralınacaktır. Ikinci Dünya Savaşı sonlarına ulaşıldığında artık Türkiye'de imar planı yapılması hemen hemen tamamen Türk plancılarının denetimine geçmiştir denilebilir. Bu gelişmede imar planı pratiğinin ısrarla sürdürülmeye çalışılmasının payı olduğu kadar, bu dönemde Türk üniversitelerinin geçirdiği reformun payı da yüksektir üniversite reformu sonrasında, Hitler rejiminden kaçan Bonatz, Reuter, Wagner, Oelsner, Egli vb. lerinin Türkiye'de kent planlaması ve Belediyecilik konularında uzmanların yetişmesinde önemli katkiları olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki yapılaşma süreçlerinin geçmiş kültürel mirasla süreklilik sağlayıcı değil, ondan ayıncı niteliklerini gördük. Bu tür süreçlerin işlerlik kazandığı dönemlerde güçsüz de olsa bir koruma karşı akımının doğması beklenir. Bu dönemde koruma mevzuatı olarak, 1931 yılında bir bakanlar kurulu kararıyla eski yapıların korunması komisyonunun kurulması dışında bir değişiklik olmamış, 19 uncu yüzyılda imparatorluk döneminde gelişen yasal çerçeve uygulanmaya devam etmiştir. Kuşkusuz böyle bir b~timleme, dönemin koruma anlayışını özetiernekte çok yetersiz kalır. Bu dönem bir Imparatorluğun yerini bir Cumhuriyetin aldığı yeni bir uluslaşma bilincinin yaratılmaya çalışıldığı bir dönemdir. Böyle dönemlerde yaratılmaya çalışılan uluslaşma bilincine bağlı olarak, geçmiş dönemin kültürel ögelerine seçmeci bir tutumla yaklaşılır. Böyle bir seçmeciliği Cumhuriyet'in koruma çabalarında da görüyoruz. Bu dönemin seçmeciliği iki yönlüdür. Birincisi, Osmanlı imajına karşıdır.cumhuriyet kendisini bu imajdan kurtarmaya çalışmaktadır. Ayrıca bu imajın dinsel öge.jerle iç içe oluşu ve Cumhuriyetin laiklik anlayışı bu 4zaklaşmayı pekiştirmektedir. Ikincisi ise Anadolu toprağı üzerinde hak iddia eden Ikinci Dünya Savaşı içinde ve Kurtuluş Savaşı sonrasında büyük ölçekli nüfus hareketleriyle Anadolu'yu terkeden müslüman olmayan grupların kültürel mirasına dönüktür. Siyasal nedenlerle yakın tarihsel geçmişe sahip çıkılmak istenilmezken, yine aynı nedenlerle daha gerideki tarihsel geçmişe sahip çıkılmıştır. 1930'1arda Mustafa Kemal Atatürk Tarih ve Dil tezleriyle ulusçuluğuna, Batılaşmaçağdaşlaşma programına haklılık kazandıracak bir kültürel temel kazandırmak istemiş ve Türk kültürü ile Batı kültürünün kaynaktaki özdeşliğini kurmaya çalışmıştır. Böyle bir özdeşlik sağlanınca, yakın geçmişin dışındaki tüm evrensel kültürel değerlere sahip çıkılmıştır. Böyle bir seçmeci politikanın bulunuşunun pratiğe yansıması oldukça sınırlıdır. Çünkü devletin bu konulara ayırabildiği kaynakları çok sınırlıdır. Yapılaşma süreçleri ve zamanın tahribi esas belirleyici olmaktadır. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde kentleşme hızının göreli olarak yavaşlığı, yapılaşma süreçlerinin barındırdığı tahripkarlığı önemli ölçüde azaltmıştır denilebilir. ll. ci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye'de yeni bir dönem başlıyordu. Bir yandan çok partili bir siyas~l rejime geçiliyor, rejim elitist niteliğini, populist eğilimler yönünden kaybediyordu. Ote yandan, hem nüfus artışı yüzde 3 ler düzeyine çıkıyor, hem de tüm ülkede yüzde 5-6 düzeyinde hızlı bir kentleşme yaşanıyordu.

15 islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI 171 Ülkenin kapital birikim süreçleri, hem bu hızlı kentteşrilenin gerektirdiği fiziksel yatırımları, hem de bu kitlelere iş olanakları açacak üretici yatırımları gerçekleştirebilecek düzeyde bir birikimi sağlayamıyordu. Bu durumda, hızlı kentleşmenin bu kapital birikimi sınırları içinde gerçekleşmek durumunda kalması yeni yapılaşma süreçleri ortaya çıkardı. Devlet yapılar.ı konusunda daha önceki döneme göre önemli bir değişme olmadığı söylenebilir. Ozel mülkiyet alanındaki yapılaşmalar ise farklılaştı ve çeşitlendi. Hızlı kentleşme ve arsa değer artışlarındaki hızlı artışlar orta sınıfların tek parsel üstünde tek yapı yapması olanağını kaldırınca, kat mülkiyetine olanak tanıyan yasal değişiklikler yapıldı. Bunun sonucunda yap-satçılık denilen küçük üreticiliğe dayanan bir yapı süreci gelişti. Bu süreç Türk kentlerinin çok yüksek yoğunluklu apartmanlaşmasını zorladı. Böyle bir yapılaşma, tp m Türkiye' de yeknesak bir görünümde, sağlıksız, pahalı ve kültürel mirasın tahribini hızlandıran bir kentleşme biçimi ortaya çıkardı. Bu sürecin zaman içinde konut sorununda çözümsüzlüğe doğru ulaşması kooperatifler, kooperatifler birliği ve büyük sermaye aracılığıyla toplu-konut yapımı gibi yeni çeşitlenmaleri doğuracaktır. Kentlerin genellikle planlı büyük kuşaklar oluşturan kesiminde bu tür gelişmeler olurken, kentlerin çevresinde bir gecekondulaşma süreci ortaya çıktı. Bu yapı süreçleri içinde kentlerin formunda önemli değişiklikler oldu. Kentler ikili bir yapı kazandı. Bir yandan yüksek yoğunluklu alt yapıları yetersiz sağlıksız imarlı mahalleler oluşurken, kentin çevresinde sağlıksız gecekondu kuşakları doğdu. Savaş sonrasının ilk on yılı içinde Türkiye bu sorunları yılları arasında gelişen planlama alışkanlıkları ve kadroları içinde çözmeye çalıştı. Bu dönemdeki yeniden kurumsallaşma çabaları orta sınıfların konut yapma olanaklarını biraz artırmak ve gecekondu olgusuna yasallık kazandırmanın ötesine geçemedi. Bu dönemde ızmir ve Ankara kenti için iki uluslararası yarışma açıldı. Bu yarışmaları Türk plancılar kazandılar. Böylece Türkiye plancıları ilginç bir çelişkiyi yaşıyorlardı. Bir yandan arasında gelişen kent planlaması paradigması içinde uluslararası düzeyde başarılar elde ederken, öte yandan pratikte hızlı kentleşme olgusu karşısında aciz kalıyorlardı. ikinci Dünya Savaşı sonrasındaki hızlı kentleşme olgusunun sonuçlarının kent planlamasının kurumsallaşmasına yansıması için on yılın geçmesi gerekmiştir. Bir yandan biriken kentleşme sorunları, öte yandan, ekonomik ve. siyasal bunalımla karşılaşan Menderes yönetiminin, bu sorunları ertelernek için Istanbul'da giriştiği imar operasyonu, döneminin birbiri arkasından çıkartılan y~salarla yeniden kurumsallaşma dönemi olmasını sağlamıştır yılında 6785 sayılı Imar Kanunu kabul edilmiştir. Aydın Germen'in "tatbikatt, şehireilik mesleğini mühendisliğe, meşgalesini ise mevzuat ve hukuka yöneltmiştir" diye eleştirdiği Yapı ve Yollar Kanunu, yerini ayrıntılı düzenlemelerden kaçınan daha esnek bir imar yasa,sına bırakmıştır. Aynı yıl imar uygulamalarını kolaylaştırmak için 6Ş30 sayıl.ı lstimlak Kanunu çıkarılıyordu. Bu gelişmeleri 1958 yılında 7116 sayılı yasayla Imar ve lskan Bakanlığı'nın kurulması izledi. Bu bakanlık ayrıldığı Bayındırlık Bakanlığı'ndan iki bakımdan farklılaşıyordi.ı. Bir yandan kentleşme ve imar konularında uzmanlaşan bir bakanlık olacaktı, öte yandan uygulayıcı pir bakaplik olmaktan çok araştırma ve planlama faaliyetlerinde yoğunlaşacaktı. Imar ve lskan Bakanlığı'nın kuruluşuyla kent üstü mekanların planlaması da, başka bir deyişle Bölge Planlama da gündeme.. geliyordu sonrasında Devlet Planlama Teşkilatı'nın kuruluşu, 1961 yılında ODTU de Kent Planlama Yüksek Lisans eğitiminin başlaması, kent ve bölge planlama konusundaki yeni ele alışların Türkiye'ye girişini kolaylaştırdı. r \

16 172 İSLAM MiMARİ MiRASINI KORUMA KONFERANSI Bu gelişmeler özellikle 1960 lı yıllarda kent planlamasında önemli bir niteliksel atılım yarattı. Artık kent planlaması salt bir fiziki plan olarak görülmüyor, toplumsal içeriği ile algılanıyor, çağdaş araştırma ve planlama yöntemleri uygulamaya çalışılıyordu. Kent planlaması mimarlıktan farklılaşmış yeni bir uzmantaşma alanı olarak benimseniyor. Kent plancılarının sayısı birden artıyordu. Tüm bu olumlu gelişmelere karşın yine de kent planlamasının yaşanan kentteşma olgusunu yönlendirmekte yetersiz kaldığı görülüyordu. Bu yetersizlikte, bir yandan arsa sorunlarının etkisi varken, öte yandan 1930 lu yıllarda oluşan Belediyelere yabancılaşmış, elitist ve ihale ile merkezden yöntendirilen kent planı yaptırma alışkanlığının kırılmamış olmasının önemli etkisi. olmuştur. Kent planlama hünerlerindeki gelişmelere karşın, planlamanın uygulamada etkinlik kazanamaması, Türkiye'de imar planlama anlayışının toplumsal sınırlarının kavranmasına olanak sağlamıştır. Böyle sınırların kavranmasının uygulamadaki yansıması sürekli olar~k yapılan imar afları olmuş~ur. Bu dönemin imar planlaması tarihi, gerçekte "imar af/an" tarihidir denilebilir. Uzarinde düşünülmesi gereken ilginç bir husus, her biri başarısızlık belgesi niteliğinde olan imar aflarının hükümetleri yeniplanlama yaklaşımları aramaya itmemiş olmasıdır. Eğer bu dönemin yapılaşma süreçlerinin ve planlama uygulamalarının koruma açısından özet bir değerlendirmesi yapılırsa, daha önceki dönemlere göre tahripkar özelliklerinin arttığını söyleyebiliriz. Tahripkar etki arttıkça korumacılığın kurumsallaşması yolunda daha güçlü nedenler ortaya çıkar yılında "Gayri Menkul Eski Eserler ve Amtlar Yüksek Kurulu" kurulur, 1952 yılında bu kurulun talimatnamesi çıkarılır yılında Aslında Vakıf Olan Tarihsel ve Mimari Kıymeti Haiz Eserlerin Vakıflar Umum Müdürlüğüne devrini sağlayan yasa kabul edilir. Bu yolla korunmalarına çalışılır yılında özel kişilere ait eski eserlerin ve tarihi abidelerin istimlaki hakkında yasa çıkarılır yılında 1710 sayılı eski eserler yasası kabul edilir. Bu yasayla tek eser korumadan bir kültürel değer alanının tüm olarak korunmasına geçilir. Bu yasaları 12 Eylül 19ŞO sonrasında çıkartılan 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve 2960 sayılı Istanbul Boğaziçi Yasaları izler. Bu döne!)lde yalnız yasal yetkiler genişlemez, aynı zamanda da uzman kadrolar oluşur. ODTU den başlayarak çeşitli üniversitelerde restorasyon bölümleri kurulur. Koruma konusunda bilginin artışı ve yetkiterin genişlemesi gerçekleşir ama tüm bu gelişmeler korumanın, kentleşme süreci, arsa değer artışları ve toplumda egemen olan kolay çıkarcı değer yargılarıyla çelişkilerini çözümlemekte yetersiz kalır. Her koruma kararı siyasal gerilmeler yaratır. Siyasal gerilmeler birikir, kurullar değişir. Yeni kurullar kurulur, siyasal gerilmeler yeniden birikıneye başlar. Süreç kendini yenileyerek sürer gider. Son Söz Yerine Türkiye deney,ine pöyle uzun bir tarihsel perspektif içinde baktığımızda ne öğreniyoruz? Ister planlama, ister koruma konusunda sonucu belirleyenin yönetimsel kararlar, ya da meslek çevrelerinin istekleri değil, toplumun yaşadığı temel dönüşümler ve bunların süreçleri olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye gibi ülkelerin yaşadığı kapitalistleşme süreci içinde ister tarihi değerlerin korunması olsun, ister imar planlaması olsun, ister çevre konuları olsun, benzer bir kaderi paylaşıyorlar: Toplumda hakim ideolojiye göre ikincil bir akım olmanın kaderini. Bunların hiçbirine toplumda kimse açıktan karşı çıkmıyor. Bu akımları benimser görünüyor. Ama uygulamada etkin olamıyorlar. Bu ilginç karşıtlık, toplumda bu akımların kendilerine bir haklılık temeli oluşturduğunu gösteriyor. Hakim ideoloji bu haklılık temelini yadsımaya cesaret edemiyor. Doğrudan karşı çıkamıyor. Yaptığı, dotaylı yollardan engellemeye çalışmak, uygulamasını geciktirmek, yozlaştırmak vb.

~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..

~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,.. j ~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..!r islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI THE CONFERENCE ON THE PRESERVATı"ON OF AACHITECTURAL HEAITAGE OF ISLAMIC CITIES 22-26/4/1985 ISTANBUL ~"":"'.;.-;.:.

Detaylı

SANAYİ KENTİNİN SORUNLARINA ÇÖZÜM ARAYIŞLARI:

SANAYİ KENTİNİN SORUNLARINA ÇÖZÜM ARAYIŞLARI: SANAYİ KENTİNİN SORUNLARINA ÇÖZÜM ARAYIŞLARI: Pragmatik Yaklaşımlar - Altyapı Planlaması Doç. Dr. Zeynep Enlil Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Pragmatik Yaklaşımlar

Detaylı

TÜRKİYE DE KORUMA VE YENİLEME UYGULAMALARI

TÜRKİYE DE KORUMA VE YENİLEME UYGULAMALARI TÜRKİYE DE KORUMA VE YENİLEME UYGULAMALARI YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA BÖLÜMÜ ŞEHİR YENİLEME KORUMA DERSİ Doç. Dr. İclal Dinçer TARİHİ KENT DOKUSUNUN DÖNÜŞÜM BASKISI

Detaylı

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur. Türkiye de Nüfusun Tarihsel Gelişimi Türkiye de Nüfus Sayımları Dünya nüfusu gibi Türkiye nüfusu da sürekli bir değişim içindedir. Nüfustaki değişim belirli aralıklarla yapılan genel nüfus sayımlarıyla

Detaylı

TURKIYE DE YEREL YONETIMLER: Doç.Dr. Ahmet MUTLU

TURKIYE DE YEREL YONETIMLER: Doç.Dr. Ahmet MUTLU TURKIYE DE YEREL YONETIMLER: Doç.Dr. Ahmet MUTLU YEREL YONETIMLERIN TARIHCESI Turkıyede yerel yonetımler 1839 Tanzımat Fermanı nı ızleyen donemde ve 1854 Kırım Savası sonrasında kurulmustur. Bu zamana

Detaylı

~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..

~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,.. j ~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..!r islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI THE CONFERENCE ON THE PRESERVATı"ON OF AACHITECTURAL HEAITAGE OF ISLAMIC CITIES 22-26/4/1985 ISTANBUL ~"":"'.;.-;.:.

Detaylı

Planlama Kademelenmesi II

Planlama Kademelenmesi II Planlama Kademelenmesi II İMAR PLANLAMA SÜRECİ İmar Planı Elde Etme Yolları İmar planları İmar Planlarının Yapımını Yüklenecek Müellif ve Müellif Kuruluşlarının Yeterlilik Yönetmeliği nde tanımlanan niteliklere

Detaylı

Yerleşik Alanlar, Yapılı Kentsel Çevre Çevre Düzeni Planları Nazım İmar Planları 3- Planlama Aşaması Gelişmeye Açılacak Alanlar

Yerleşik Alanlar, Yapılı Kentsel Çevre Çevre Düzeni Planları Nazım İmar Planları 3- Planlama Aşaması Gelişmeye Açılacak Alanlar 3- Planlama Aşaması Gelişmeye Açılacak Alanlar Gelişme alanlarında yapılacak planlarda jeolojikjeoteknik veriler, alanın yerleşime açılma önceliği, açılacak ise hangi kullanım türü için uygun olduğu, yerleşme

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Bilgi toplumunda aktif nüfus içinde tarım ve sanayinin payı azalmakta, hizmetler sektörünün payı artmakta ve bilgili, nitelikli insana gereksinim duyulmaktadır. 16.12.2015

Detaylı

ISPARTA MİMARLAR ODASI

ISPARTA MİMARLAR ODASI Ulaşılabilirlik Mevzuatında adı geçen Türk Standardları Enstitüsü standartlarının, özürlülerin ulaşabilirliği ile doğrudan ilgili olan üç tanesi; TS 9111: Özürlüler ve Hareket Kısıtlılığı Bulunan Kişiler

Detaylı

KENTSEL DÖNÜŞÜM ARAÇLARINDAN BİRİ OLARAK HUKUK. Prof. Dr. Gürsel Öngören www.ongoren.av.tr

KENTSEL DÖNÜŞÜM ARAÇLARINDAN BİRİ OLARAK HUKUK. Prof. Dr. Gürsel Öngören www.ongoren.av.tr KENTSEL DÖNÜŞÜM ARAÇLARINDAN BİRİ OLARAK HUKUK Prof. Dr. Gürsel Öngören www.ongoren.av.tr TARİHSEL SÜREÇ İÇİNDE KENTSEL DÖNÜŞÜM 1950 li yıllarda Sanayileşme ve kentlere GÖÇ Tepki: 1) 1966 yılında «Gecekondu

Detaylı

30 yıllık 2 / B sorunu bitecek. Herkes. rahat bir nefes alacak.

30 yıllık 2 / B sorunu bitecek. Herkes. rahat bir nefes alacak. 30 yıllık 2 / B sorunu bitecek. Herkes rahat bir nefes alacak. 2/B Nedir? Anayasa nın 169 uncu maddesine göre 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğini kaybeden, 6831 sayılı Orman Kanunu nun 2/B maddesi

Detaylı

Nazım imar planı nedir?

Nazım imar planı nedir? INSAAT-IMAR-RUHSAT İmar planı nedir? Nüfusu 10.000 i aşan belediyeler ile nüfusu daha az olduğu halde il merkezi olan veya gelecekte imar işleri bakımından plana gereksinimi bulunduğu Bayındırlık ve İskan

Detaylı

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel:0312 4102355 KAPSAM

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel:0312 4102355 KAPSAM BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MİMARLAR ODASI İZMİR ŞUBESİ PLANLAMA VE YAPILAŞMAYA İLİŞKİN MEVZUAT VE UYGULAMA Sevilay ARMAĞAN Mimar Şb. Md. Tel:0312 4102355

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

TÜRKİYE DE KORUMA VE KENT PLANLAMA TARİHİ 1850-1950

TÜRKİYE DE KORUMA VE KENT PLANLAMA TARİHİ 1850-1950 TÜRKİYE DE KORUMA VE KENT PLANLAMA TARİHİ 1850-1950 YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA BÖLÜMÜ ŞEHİR YENİLEME KORUMA DERSİ Doç. Dr. İclal Dinçer TÜRKİYE DE KORUMA VE KENT

Detaylı

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ Ünite 11 KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ Prof. Dr. Sebahattin BEKTAŞ Kentlerimizde ilk dönüşüm dalgası Tazminat dönemi ile başlamaktadır. 1838 Osmanlı-İngiliz Ticaret Anlaşmasının özellikle liman

Detaylı

T.C. BALÇOVA BELEDİYESİ MECLİS KARARI

T.C. BALÇOVA BELEDİYESİ MECLİS KARARI T.C. BALÇOVA BELEDİYESİ MECLİS KARARI TARİH : 08/09/2017 BİRLEŞİM NO : 1 OTURUM NO : 1 KARAR NO : 55 Belediye Meclisi, Eylül ayı toplantısının 1 inci birleşim ve 1 inci oturumunda görüşülmesine geçilen

Detaylı

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25). Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25). Tarihsel süreç içinde aile kavramının tanımı, yapısı, türleri

Detaylı

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur. Fabrika Sistemi Üretimde işbölümünün ortaya çıkması sonucunda, üretim parçalara ayrılmış, üretim sürecinin farklı aşamalarında farklı zanaatkarların (işçilerin) yer almaları, üretimde aletlerin yerine

Detaylı

Ülkemizde imara aykırı yapılardan kaynaklanan sorunlar uzun yıllardır Türkiye nin gündemini işgal eden en önemli konuların başında geliyordu.

Ülkemizde imara aykırı yapılardan kaynaklanan sorunlar uzun yıllardır Türkiye nin gündemini işgal eden en önemli konuların başında geliyordu. 1 Ülkemizde imara aykırı yapılardan kaynaklanan sorunlar uzun yıllardır Türkiye nin gündemini işgal eden en önemli konuların başında geliyordu. Yıllardır kangren olmuş bu konuya cesaretle el atmak bizim

Detaylı

Ne kadar 2/B arazisi var?

Ne kadar 2/B arazisi var? 2/B BARIŞ PROJESİ 2 2/B NEDİR? Anayasa nın 169 uncu maddesine göre 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğini kaybetmiş olması nedeniyle 6831 sayılı Orman Kanunu nun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları

Detaylı

ANTALYA İLİ, AKSU İLÇESİ, ATATÜRK MAHALLESİ, ADA 2 PARSELİN BİR KISMINI KAPSAYAN ALANDA HAZIRLANAN 1/1.000 ÖLÇEKLİ İLAVE UYGULAMA İMAR PLANI

ANTALYA İLİ, AKSU İLÇESİ, ATATÜRK MAHALLESİ, ADA 2 PARSELİN BİR KISMINI KAPSAYAN ALANDA HAZIRLANAN 1/1.000 ÖLÇEKLİ İLAVE UYGULAMA İMAR PLANI ANTALYA İLİ, AKSU İLÇESİ, ATATÜRK MAHALLESİ, 13322 ADA 2 PARSELİN BİR KISMINI KAPSAYAN ALANDA HAZIRLANAN 1/1.000 ÖLÇEKLİ İLAVE UYGULAMA İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU EKİM.2016 1 İçindekiler 1 PLANLAMA ALANININ

Detaylı

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI İZMİR ŞUBESİ KÜLTÜRPARK İMAR PLANLARINA İLİŞKİN EK RAPOR TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu tarafından oluşturulan Kültürpark Projesi Değerlendirme Raporu nda belirtilen görüşlerimizin

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi Belediyelerin Engelliler Hakkındaki Yükümlülükleri Tarih : 07.09.2011 Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme Sözleşme nin 1 inci maddesinde amaç özürlülerin

Detaylı

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ Kentsel planlama toplum yararını esas alan güvenli ve sürdürülebilir yaşam çevresi oluşturmaya yönelik bir kamu hizmetidir. Kent planlama, mekan oluşumunun nedenlerini,

Detaylı

ANTALYA İLİ, AKSU İLÇESİ, ATATÜRK MAHALLESİ, ADA 2 PARSELİN BİR KISMINI KAPSAYAN ALANDA HAZIRLANAN 1/5.000 ÖLÇEKLİ İLAVE NAZIM İMAR PLANI

ANTALYA İLİ, AKSU İLÇESİ, ATATÜRK MAHALLESİ, ADA 2 PARSELİN BİR KISMINI KAPSAYAN ALANDA HAZIRLANAN 1/5.000 ÖLÇEKLİ İLAVE NAZIM İMAR PLANI ANTALYA İLİ, AKSU İLÇESİ, ATATÜRK MAHALLESİ, 13322 ADA 2 PARSELİN BİR KISMINI KAPSAYAN ALANDA HAZIRLANAN 1/5.000 ÖLÇEKLİ İLAVE NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU EKİM.2016 1 İçindekiler 1 PLANLAMA ALANININ

Detaylı

ŞEHİRSEL TEKNİK ALTYAPI ( ) Prof. Dr. Hülya DEMİR

ŞEHİRSEL TEKNİK ALTYAPI ( ) Prof. Dr. Hülya DEMİR ŞEHİRSEL TEKNİK ALTYAPI (2017-2018) Prof. Dr. Hülya DEMİR Mekânsal kullanım tanımları ve esasları (madde 5) i) Sosyal altyapı alanları (kentsel sosyal altyapı alanları) Birey ve toplumun kültürel, sosyal

Detaylı

Konu: Askıdaki Plana İtiraz Tarih:

Konu: Askıdaki Plana İtiraz Tarih: Konu: Askıdaki Plana İtiraz Tarih: 11.01.2016 Sayı: 16.16.0011 YILDIRIM BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ NE BURSA Yıldırım İlçesi, Mevlana ve Ulus Mahalleleri sınırlarındaki yaklaşık 14 ha lık Riskli

Detaylı

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017 İktisat Tarihi I 18 Ekim 2017 Kuruluş döneminin muhafazakar-milliyetçi bir yorumuna göre, İslam ı yaymak Osmanlı toplumunun en önemli esin kaynağını oluşturuyordu. Anadolu'ya göçler İran daki Büyük Selçuklu

Detaylı

Doğal Afetler ve Kent Planlama

Doğal Afetler ve Kent Planlama Doğal Afetler ve Kent Planlama Yer Bilimleri ilişkisi TMMOB Şehir Plancıları Odası GİRİŞ Tsunami Türkiye tektonik oluşumu, jeolojik yapısı, topografyası, meteorolojik özellikleri nedeniyle afet tehlike

Detaylı

TEKİRDAĞ- MALKARA. G-17-b-13-b PAFTA. Kültür Merkezi Alanı Oluşturulması ve Yeşil Alan Yer Değişikliği NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU

TEKİRDAĞ- MALKARA. G-17-b-13-b PAFTA. Kültür Merkezi Alanı Oluşturulması ve Yeşil Alan Yer Değişikliği NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU TEKİRDAĞ- MALKARA G-17-b-13-b PAFTA Kültür Merkezi Alanı Oluşturulması ve Yeşil Alan Yer Değişikliği NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU 1. PLANLAMA ALANININ GENEL TANIMI İlçemiz Yenimahalle,

Detaylı

T.C. KONYA MERAM BELEDİYE BAŞKANLIĞI PLAN VE PROJE MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

T.C. KONYA MERAM BELEDİYE BAŞKANLIĞI PLAN VE PROJE MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK T.C. KONYA MERAM BELEDİYE BAŞKANLIĞI PLAN VE PROJE MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1: Bu Yönetmeliğin

Detaylı

İktisat Tarihi I. 5/6 Ocak 2017

İktisat Tarihi I. 5/6 Ocak 2017 İktisat Tarihi I 5/6 Ocak 2017 I. Dünya Savaşı öncesinde merkezi devletin yıllık vergi gelirleri, imparatorluk ölçeğindeki toplam üretim ve gelirin % 11 ini aşıyordu İlk dış borçlar 1840 lı yıllarda Galata

Detaylı

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254 1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ VE İL ÖZEL İDARELERİ TARAFINDAN AFET VE ACİL DURUMLAR İLE SİVİL SAVUNMAYA İLİŞKİN YATIRIMLARA AYRILAN BÜTÇEDEN YAPILACAK HARCAMALARA

Detaylı

H+Bredgatan H+ BREDGATAN KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ. Erik Giudice Architects sunar. Helsingborg, İsveç

H+Bredgatan H+ BREDGATAN KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ. Erik Giudice Architects sunar. Helsingborg, İsveç Görseller: EGA H+ BREDGATAN KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ Helsingborg, İsveç İsveç in en iddialı planlama ve kentsel dönüşüm projelerinden biri olan H+ projesi, Helsingborg kentinin güney kısımlarının mavi-yeşil

Detaylı

ESTETİK VE SANAT KURULU YÖNETMELİĞİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

ESTETİK VE SANAT KURULU YÖNETMELİĞİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR ESTETİK VE BELEDİYESİ SANAT KURULU YÖNETMELİĞİ 2011 SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ESTETİK VE

Detaylı

Savaş DİLEK Jeoloji Yük.Müh

Savaş DİLEK Jeoloji Yük.Müh * Ziya Buyuk "Geride Kalanlar II" Savaş DİLEK Jeoloji Yük.Müh *1998/1-2 sayılı Jeoloji Mühendisleri Odası Haber Bülteninden alınmıştır. yıkmış, tarım ile tarım dışı faaliyetlerin birlikteliğini

Detaylı

~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..

~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,.. j ~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..!r islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI THE CONFERENCE ON THE PRESERVATı"ON OF AACHITECTURAL HEAITAGE OF ISLAMIC CITIES 22-26/4/1985 ISTANBUL ~"":"'.;.-;.:.

Detaylı

BİR SOSYAL OLGU OLARAK TÜRKİYE'DE KENTLERDE KONUT SORUNU

BİR SOSYAL OLGU OLARAK TÜRKİYE'DE KENTLERDE KONUT SORUNU BİR SOSYAL OLGU OLARAK TÜRKİYE'DE KENTLERDE KONUT SORUNU Prof. Dr. Oğuz ARI Boğaziçi Üniversitesi Köylerden kentlere göçler, özellikle büyük kentlerde, aşırı kentleşme, sanayileşme ile desteklenmeyen kentleşme,

Detaylı

içindekiler Bölüm I Planlama Sürecine İlişkin Öneriler... 15

içindekiler Bölüm I Planlama Sürecine İlişkin Öneriler... 15 içindekiler GEÇMİŞİMİZ İÇİN BİR GELECEK...VII GİRİŞ...IX Bölüm I KÜLTÜREL MİRAS KAVRAMI VE TARİHSEL ÇEVRE KORUMASININ ÖNEMİ Kültürel Miras Kavram ve Tanımları...4 Kültürel Mirasın Korunmasının Önemi...5

Detaylı

9.2.12. Beşiktaş Residence Tower 11.11.2008 / 28.10.14185. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

9.2.12. Beşiktaş Residence Tower 11.11.2008 / 28.10.14185. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 9.2.12. Beşiktaş Residence Tower 11.11.2008 / 28.10.14185 Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Mesleki Denetimde Çevresel Etki Değerlendirmesi Çekince Raporu Projenin adı: Residence Tower Müellifi:

Detaylı

Çalışma alanları. 19 kasım 2012

Çalışma alanları. 19 kasım 2012 Çalışma alanları 19 kasım 2012 Çalışma alanları Hizmet alanları Sanayi alanları Tarım tarımsal üretim tarım+ticaret kenti Sanayi imalat sanayi atölyeden hafif sanayi fabrikaya ağır sanayi seri üretim (fordizm)

Detaylı

ŞAHİNBEY İLÇESİ BEYDİLLİ VE NURİ PAZARBAŞI MAHALLELERİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE HİZMET ALANI

ŞAHİNBEY İLÇESİ BEYDİLLİ VE NURİ PAZARBAŞI MAHALLELERİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE HİZMET ALANI ŞAHİNBEY İLÇESİ BEYDİLLİ VE NURİ PAZARBAŞI MAHALLELERİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE HİZMET ALANI 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU İÇİNDEKİLER KONUM Gaziantep ili, Şahinbey İlçesi,

Detaylı

İSG NİN TÜRKİYE DEKİ TARİHSEL GELİŞİMİ

İSG NİN TÜRKİYE DEKİ TARİHSEL GELİŞİMİ Dünyada olduğu gibi ülkemizde de iş sağlığı ve güvenliğinin tarihsel gelişimi çalışma yaşamındaki gelişmelere bağlı olarak benzer aşamalardan geçmiştir. Meslek hastalıklarının ve iş kazalarının önemli

Detaylı

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI PLANLAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI PLANLAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI PLANLAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ŞEHZADELER İLÇESİ, YUKARIÇOBANİSAMAHALLESİ, 3582 ADA, 3 PARSELE İLİŞKİN 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI VE 1/1000 ÖLÇEKLİ UYGULAMA İMAR PLANI

Detaylı

KENTSEL POLİTİKALAR II. Bölüm

KENTSEL POLİTİKALAR II. Bölüm MSGSÜ ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA BÖLÜMÜ PLN 703 KENTSEL POLİTİKALAR II. Bölüm 2014-2015 GÜZ YARIYILI Prof.Dr. Fatma ÜNSAL unsal.fatma@gmail.com TÜRKİYE NİN KENTLEŞME DİNAMİKLERİ Cumhuriyet öncesi Cumhuriyet

Detaylı

~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..

~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,.. j ~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..!r islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI THE CONFERENCE ON THE PRESERVATı"ON OF AACHITECTURAL HEAITAGE OF ISLAMIC CITIES 22-26/4/1985 ISTANBUL ~"":"'.;.-;.:.

Detaylı

ANKARA NIN KENTSEL GELİŞİMİNE ETKİ YAPAN MEVZUAT (1924-1985) Doç.Dr. Bülent Batuman (Proje Araştırmacısı)

ANKARA NIN KENTSEL GELİŞİMİNE ETKİ YAPAN MEVZUAT (1924-1985) Doç.Dr. Bülent Batuman (Proje Araştırmacısı) ANKARA NIN KENTSEL GELİŞİMİNE ETKİ YAPAN MEVZUAT (1924-1985) Hazırlayanlar: Doç.Dr. Nuray Bayraktar (Proje Yürütücüsü) Doç.Dr. Bülent Batuman (Proje Araştırmacısı) 1924 417 Sayılı Kanun: Ankara Şehremaneti

Detaylı

Tarımın Anayasası Çıktı

Tarımın Anayasası Çıktı Tarımın Anayasası Çıktı Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ Tarım sektörünün anayasası olan 5488 sayılı Tarım Kanunu iki yıllık yoğun bir çalışmanın ardından 18.04.2006 tarihinde kabul edildi. Resmi Gazete de 25.04.2006

Detaylı

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRE BAŞKANLIĞI ŞEHİR PLANLAMA MÜDÜRLÜĞÜ NE

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRE BAŞKANLIĞI ŞEHİR PLANLAMA MÜDÜRLÜĞÜ NE Tarih: 24.02.2011 Sayı: 2011/0244 İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRE BAŞKANLIĞI ŞEHİR PLANLAMA MÜDÜRLÜĞÜ NE Konu: 24.01.2011 tarihinde askıya çıkarılan EYÜP İlçesi, Rekreasyon Alanı

Detaylı

MESKEN VE GECEKONDU MÜDÜRLÜĞÜ. MÜDÜRLÜK FAALİYETLERİ Görevler: İnsan Kaynakları

MESKEN VE GECEKONDU MÜDÜRLÜĞÜ. MÜDÜRLÜK FAALİYETLERİ Görevler: İnsan Kaynakları MESKEN VE GECEKONDU MÜDÜRLÜĞÜ MÜDÜRLÜK FAALİYETLERİ Görevler: 1- Mevcut gecekonduların ıslahı, tasfiyesi, yeni gecekondu yapımının önlenmesi ve bu amaçlarla gerekli tedbirlerin alınarak uygulanması 2-Önleme

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ekonomik düzen nedir? Ekonomik düzen, toplumların çeşitli gereksinimlerini karşılamak üzere yaptıkları

Detaylı

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK TEPEBAŞI BELEDİYE MECLİSİNİN 08.10.2014 TARİH VE 159 SAYILI MECLİS KARARI İLE KABUL EDİLMİŞTİR. T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

Detaylı

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm Oğuz Gündoğdu ACİL DURUMLAR PANELİ KalDer Bursa Şubesi Çevre ve İş Güvenliği Kalite Uzmanlık Grubu 27 Mayıs 2015 Ülkemizde çağdaş anlamda Afet Yönetimi

Detaylı

TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN

TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN Halkla İlişkiler Başkanlığı TA K D İ M Değerli; Ana Kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları MKYK üyemiz, Bakan Yardımcımız, Milletvekilimiz,

Detaylı

BOMONTİ TURİZM MERKEZİ

BOMONTİ TURİZM MERKEZİ BOMONTİ TURİZM MERKEZİ K - 32 - BOMONTİ TURİZM MERKEZİ - 33 - BOMONTİ TURİZM MERKEZİ - 34 - BOMONTİ TURİZM MERKEZİ - 35 - BOMONTİ TURİZM MERKEZİ - 36 - BİLGİ FÖYÜ: BULUNDUĞU YER BOMONTİ TURİZM MERKEZİ

Detaylı

~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..

~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,.. j ~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..!r islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI THE CONFERENCE ON THE PRESERVATı"ON OF AACHITECTURAL HEAITAGE OF ISLAMIC CITIES 22-26/4/1985 ISTANBUL ~"":"'.;.-;.:.

Detaylı

Yazarlar Prof. Dr. Süleyman PAMPAL Bülent ÖZMEN

Yazarlar Prof. Dr. Süleyman PAMPAL Bülent ÖZMEN Bu çalışmanın bütün hakları saklıdır. Bu kitap, yazarların izni olmaksızın; elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemiyle çoğaltılamaz, basılamaz ve yayınlanamaz. Ancak kitaptan kaynak

Detaylı

TEKİRDAĞ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KIYI ve DOLGU SAHASI, YOL, MEYDAN ve PARK ALANLARI YETKİ, GÖREV VE UYGULAMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

TEKİRDAĞ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KIYI ve DOLGU SAHASI, YOL, MEYDAN ve PARK ALANLARI YETKİ, GÖREV VE UYGULAMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM TEKİRDAĞ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KIYI ve DOLGU SAHASI, YOL, MEYDAN ve PARK ALANLARI YETKİ, GÖREV VE UYGULAMA YÖNETMELİĞİ Amaç ve kapsam BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar MADDE 1 - (1) Bu Yönetmeliğin

Detaylı

Doğu ve Batı Mekânsal Tasarım Sürecinin Aktif Yaşlanma Açısından Ele Alınışı

Doğu ve Batı Mekânsal Tasarım Sürecinin Aktif Yaşlanma Açısından Ele Alınışı Doğu ve Batı Mekânsal Tasarım Sürecinin Aktif Yaşlanma Açısından Ele Alınışı Yazar Dr. Nihal Arda Akyıldız ISBN: 978-605-2233-25-2 1. Baskı Aralık, 2018 / Ankara 100 Adet Yayınları Yayın No: 291 Web: grafikeryayin.com

Detaylı

Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Ait Katkı Payına Dair Yönetmelik

Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Ait Katkı Payına Dair Yönetmelik Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Ait Katkı Payına Dair Yönetmelik 13 Nisan 2005 Tarihli Resmî Gazete Sayı: 25785 Birinci Bölüm Amaç, Kapsam ve Tanımlar Amaç Madde 1 Bu Yönetmeliğin amacı, belediyelerin

Detaylı

AK Parti Hükümetlerinin Yoksullukla Mücadele Performansı ve Sosyal Devlet

AK Parti Hükümetlerinin Yoksullukla Mücadele Performansı ve Sosyal Devlet AK Parti Hükümetlerinin Yoksullukla Mücadele Performansı ve Sosyal Devlet Türkiye yarım yüzyılı aşkın bir süredir Avrupa Birliği üyeliğine aday bir ülke. Ne var ki, son on yılda kat edilen büyük gelişmelere

Detaylı

9.2.2. Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Konut Projesi (Ataşehir)

9.2.2. Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Konut Projesi (Ataşehir) 9.2.2. Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Konut Projesi (Ataşehir) 14.02.2008 / 28.10.11210 Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Mesleki Denetimde Çevresel Etki Değerlendirmesi Çekince Raporu Projenin

Detaylı

TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE ve RESTORASYON DERSİ. Restitüsyon Rölöve Restorasyon Rehabilitasyon Renovasyon

TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE ve RESTORASYON DERSİ. Restitüsyon Rölöve Restorasyon Rehabilitasyon Renovasyon TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE ve RESTORASYON DERSİ Restitüsyon Rölöve Restorasyon Rehabilitasyon Renovasyon RESTİTÜSYON Tanımı ve örnekleri RESTİTÜSYON Sonradan değişikliğe uğramış, kısmen yıkılmış ya da yok

Detaylı

PARK-BAHÇE VE PEYZAJ MİMARİSİ

PARK-BAHÇE VE PEYZAJ MİMARİSİ PARK-BAHÇE VE PEYZAJ MİMARİSİ Yrd.Doç.Dr. Simay KIRCA 2017-2018 Güz Yarıyılı DERS 5 KÜLTÜREL PEYZAJLAR Kültür; toplumların yaşam biçimleri, gelenek ve göreneklerinin, üretim olanaklarının bileşkesi olarak

Detaylı

T.C. TEPEBAŞI BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, YASAL DAYANAK, TANIMLAR

T.C. TEPEBAŞI BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, YASAL DAYANAK, TANIMLAR T.C. TEPEBAŞI BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, YASAL DAYANAK, TANIMLAR Amaç MADDE 1-(1) Bu yönetmeliğin amacı; Tepebaşı Belediyesi

Detaylı

İmar Barışı (İmar Affı)

İmar Barışı (İmar Affı) www.mevzuattakip.com.tr İmar Barışı (İmar Affı) 18 Mayıs 2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7143 sayılı Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik

Detaylı

İktisat Tarihi I

İktisat Tarihi I İktisat Tarihi I 25.10.2017 Toplum, Ekonomi ve Maliye Klasik Dönem olarak da adlandırılan 16. yy Osm. Devleti nin en parlak dönemidir. TOPLUMSAL YAPI: Artığı yaratanlarla artığa el koyanları birbirlerinden

Detaylı

T.C. ÇANAKKALE BELEDİYESİ FEN İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE

T.C. ÇANAKKALE BELEDİYESİ FEN İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE T.C. ÇANAKKALE BELEDİYESİ FEN İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç: MADDE 1 (1) Bu yönergenin amacı; Çanakkale Belediyesi Fen

Detaylı

3.3 TEMEL KISITLAYICILAR

3.3 TEMEL KISITLAYICILAR 3.3 KISITLAYICILAR 43 3.3 TEMEL KISITLAYICILAR Başkent Lefkoşa nın şimdiye kadar ki büyüme dinamiklerini belirleyen, kentin fırsatları kullanabilmesinin önünde önemli engeller olarak durmakta olan olumsuz

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

GEBZE BELEDİYESİ KENTSEL TASARIM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

GEBZE BELEDİYESİ KENTSEL TASARIM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar GEBZE BELEDİYESİ KENTSEL TASARIM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç: Madde 1 Bu yönetmeliğin amacı, Kentsel Tasarım Müdürlüğünün görev, yetki ve

Detaylı

1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı. Tarih:10.03.2008 Yer:PLN 302 Şehir Planlama Stüdyosu Saat: 13.15

1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı. Tarih:10.03.2008 Yer:PLN 302 Şehir Planlama Stüdyosu Saat: 13.15 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Tarih:10.03.2008 Yer:PLN 302 Şehir Planlama Stüdyosu Saat: 13.15 Tanım Onaylı halihazır haritalar üzerine Kadastral durumu işlenmiş olan Nazım İmar Planına uygun olarak

Detaylı

inşaat SEKTÖRÜ 2015 YILI ÖNGÖRÜLERİ

inşaat SEKTÖRÜ 2015 YILI ÖNGÖRÜLERİ 2014 EKİM SEKTÖREL inşaat SEKTÖRÜ 2015 YILI ÖNGÖRÜLERİ Nurel KILIÇ OECD verilerine göre, 2017 yılında Türkiye, Çin ve Hindistan dan sonra en yüksek büyüme oranına sahip üçüncü ülke olacaktır. Sabit fiyatlarla

Detaylı

T.C. FATİH BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV ve ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİYÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak

T.C. FATİH BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV ve ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİYÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak T.C. FATİH BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV ve ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİYÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak Amaç MADDE 1: (1) Bu yönetmeliğin amacı Fatih Belediyesi, Emlak

Detaylı

GEBZE BELEDİYESİ GECEKONDU VE SOSYAL KONUTLAR MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

GEBZE BELEDİYESİ GECEKONDU VE SOSYAL KONUTLAR MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ GEBZE BELEDİYESİ GECEKONDU VE SOSYAL KONUTLAR MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanaklar ve Tanımlar Amaç: Madde 1 Bu yönetmeliğin amacı, Gebze Belediyesi sınırları içerisindeki

Detaylı

T.C. Belediye Meclisini Teşkil Eden Zevat Karar Tarihi 07/11/2014 Cem KARA ( ) Karar No 59

T.C. Belediye Meclisini Teşkil Eden Zevat Karar Tarihi 07/11/2014 Cem KARA ( ) Karar No 59 GÜNDEM -4: 1/1000 Ölçekli Nakkaş Mahallesi Komisyon raporunun görüşülmesi. İMAR KOMİSYON RAPORU Plan ve Proje Müdürlüğü'nün 23.09.2014 tarih 1015-6848 sayılı yazısında; İLGİ:a) 08.11.2012 tarih ve 154

Detaylı

İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün Görevleri. MADDE 12.6. İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün görevleri, aşağıda sıralandığı gibidir.

İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün Görevleri. MADDE 12.6. İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün görevleri, aşağıda sıralandığı gibidir. İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün Görevleri MADDE 12.6. İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün görevleri, aşağıda sıralandığı gibidir. 12.6.1. 5393 Sayılı Belediye Kanunu, 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu,

Detaylı

Bütçeye ayrıntılı harcama programları ile finansman programları eklenir.

Bütçeye ayrıntılı harcama programları ile finansman programları eklenir. Belediye bütçesi 5393 sayılı belediye kanunu; MADDE 61.- Belediyenin stratejik plânına ve performans programına uygun olarak hazırlanan bütçe, belediyenin malî yıl ve izleyen iki yıl içindeki gelir ve

Detaylı

CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 3. HAFTA

CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 3. HAFTA 3. HAFTA 1 İMAR KANUNU (1)(2) Kanun Numarası : 3194 Kabul Tarihi : 3/5/1985 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 9/5/1985 Sayı : 18749 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 24 Sayfa : 378 (1) Bu Kanunda,

Detaylı

ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE BAYINDIRLIK KOMİSYONU RAPORU

ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE BAYINDIRLIK KOMİSYONU RAPORU ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE BAYINDIRLIK KOMİSYONU RAPORU BİRİM İMAR V E ŞE H İR C İLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI Tarih: 03.10.2016 TALEP SAHİBİ MECLİS TOPLANTISININ TARİHİ VE GÜNDEM MADDESİ TALEP KONUSU

Detaylı

Üst Ölçekli Planlar Mekansal Strateji Planı

Üst Ölçekli Planlar Mekansal Strateji Planı Üst Ölçekli Planlar Mekansal Strateji Planı Mevcut yasal düzenlemelere göre mekânsal planlama kademelenmesinin en üst düzeyinde yeni bir plan türü olarak mekânsal strateji planı yer almaktadır. Mekânsal

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (Deprem

Detaylı

İL: Mersin İLÇE: Tarsus KÖY/MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar

İL: Mersin İLÇE: Tarsus KÖY/MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar K - 60 - İL: Mersin İLÇE: Tarsus KÖY/MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar - 61 - K BİLGİ FÖYÜ: BULUNDUĞU YER İL İLÇE MAHALLE SOKAK MÜLKİYET : Mersin : Tarsus : Sofular : 37 ve 42. Sokaklar : Hazine

Detaylı

T.C. KÖRFEZ BELEDİYE BAŞKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ İKİNCİ BÖLÜM

T.C. KÖRFEZ BELEDİYE BAŞKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ İKİNCİ BÖLÜM DOKÜMAN NO:SGM.ÇY.01 TARİH: 04.05.2011 SAYFA NO: 1 REVİZYON NO: 00 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- Bu yönetmeliğin amacı, Strateji Geliştirme Müdürlüğünün kuruluş, görev,

Detaylı

Trakya Kalkınma Ajansı. Tarihi Kentler Birliği Bilgi Notu

Trakya Kalkınma Ajansı.  Tarihi Kentler Birliği Bilgi Notu Trakya Kalkınma Ajansı www.trakyaka.org.tr Tarihi Kentler Birliği Bilgi Notu EDİRNE YATIRIM DESTEK OFİSİ TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ Hazırlayan Işık OCAKLI İçindekiler Trakya Kalkınma Ajansı Tarihi Kentler

Detaylı

KENTSEL DÖNÜŞÜM VE TARİH

KENTSEL DÖNÜŞÜM VE TARİH KENTSEL DÖNÜŞÜM VE TARİH Kentsel dönüşüm tașınmazın yeniden üretimi anlamına gelmektedir ve sabit sermayenin yeniden üretimi söz konusudur. Bu yeniden üretim, kendiliğinden ve bilinçli șekilde olabilir.

Detaylı

Eskişehir 2015 Vizyonu Kentin Sosyo-Ekonomik Geleceği. Gürcan Banger

Eskişehir 2015 Vizyonu Kentin Sosyo-Ekonomik Geleceği. Gürcan Banger Gürcan Banger http://www.gurcanbanger.com Kentsel Vizyon nedir? Kentsel vizyon, bir kentin kendine ve kendi geleceğine nasıl baktığıdır. Kentsel vizyon, kentin gelecekte ne olmak istediğidir. Kentsel vizyon,

Detaylı

SULAMA BİRLİKLERİ VE YASASI DÜZENLENMEDEN TÜRKİYE'DE SU YÖNETİMİ DÜZELMEZ

SULAMA BİRLİKLERİ VE YASASI DÜZENLENMEDEN TÜRKİYE'DE SU YÖNETİMİ DÜZELMEZ SULAMA BİRLİKLERİ VE YASASI DÜZENLENMEDEN TÜRKİYE'DE SU YÖNETİMİ DÜZELMEZ 1 Ekim 2013 topraksuenerji- DSİ, 1.8 milyon hektar tarım alanındaki sulama sistemlerini büyük bir oranda sulama birliklerine devretti.

Detaylı

ŞEHİTKAMİL İLÇESİ 15 TEMMUZ MAHALLESİ 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU

ŞEHİTKAMİL İLÇESİ 15 TEMMUZ MAHALLESİ 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRE BAŞKANLIĞI KENT PLANLAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ŞEHİTKAMİL İLÇESİ 15 TEMMUZ MAHALLESİ 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU MAYIS

Detaylı

T.C. EFELER BELEDİYESİ Kültürve Sosyalİşler Müdürlüğü GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ KAPSAM VE DAYANAK ve TANIMLAR

T.C. EFELER BELEDİYESİ Kültürve Sosyalİşler Müdürlüğü GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ KAPSAM VE DAYANAK ve TANIMLAR T.C. EFELER BELEDİYESİ Kültürve Sosyalİşler Müdürlüğü GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ KAPSAM VE DAYANAK ve TANIMLAR AMAÇ; MADDE 1- Bu Yönetmeliğin amacı, Efeler Belediyesi

Detaylı

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Detaylı

İL ÖZEL İDARELERİ PAYININ DAĞITIM VE KULLANIM ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

İL ÖZEL İDARELERİ PAYININ DAĞITIM VE KULLANIM ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK İL ÖZEL İDARELERİ PAYININ DAĞITIM VE KULLANIM ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 10/06/1997 Yayımlandığı Resmi Gazete No: 23015 BİRİNCİ KISIM : Amaç, Kapsam, Dayanak Amaç Madde

Detaylı

17 Nisan 2013 ÇARŞAMBA. Resmî Gazete. Sayı : YÖNETMELİK. İstanbul Ticaret Üniversitesinden:

17 Nisan 2013 ÇARŞAMBA. Resmî Gazete. Sayı : YÖNETMELİK. İstanbul Ticaret Üniversitesinden: 17 Nisan 2013 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 28621 YÖNETMELİK İstanbul Ticaret Üniversitesinden: İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ ÇEVRE VE DOĞA BİLİMLERİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

Detaylı

EYÜPSULTAN MEVCUT DURUM TESPİTLERİ

EYÜPSULTAN MEVCUT DURUM TESPİTLERİ SUNUŞ EYÜPSULTAN MEVCUT DURUM TESPİTLERİ İslam aleminin en önemli ziyaret merkezlerinden olan Eyüp Sultan, İstanbul daki ilk Osmanlı yerleşkesidir. Osmanlı İmparatorluğu döneminden günümüze kadar kentsel

Detaylı

BURSA İLİ, İNEGÖL İLÇESİ, YENİCEKÖY MAHALLESİ 4290 NUMARALI PARSEL VE 546 ADA 5,6,7 VE 8

BURSA İLİ, İNEGÖL İLÇESİ, YENİCEKÖY MAHALLESİ 4290 NUMARALI PARSEL VE 546 ADA 5,6,7 VE 8 BURSA İLİ, İNEGÖL İLÇESİ, YENİCEKÖY MAHALLESİ 4290 NUMARALI PARSEL VE 546 ADA 5,6,7 VE 8 PARSELLERE AİT 1/1000 ÖLÇEKLİ UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU 1.PLANLAMA ALANININ TANIMI Planlama

Detaylı

6.15 TURİZM. 6.15.1 Ana Konular

6.15 TURİZM. 6.15.1 Ana Konular 6.15 TURİZM 6.15 TURİZM 334 6.15 TURİZM Başkent Lefkoşa çeşitli dönemlere ait tarihi, mimari, ve kültürel değerler açısından oldukça zengindir. Ayrıca Başkent olması nedeniyle ülkenin yönetsel, iş ve alışveriş

Detaylı

SERBEST BÖLGELER KANUNU İLE GÜMRÜK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI (TASLAĞI)

SERBEST BÖLGELER KANUNU İLE GÜMRÜK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI (TASLAĞI) SERBEST BÖLGELER KANUNU İLE GÜMRÜK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI (TASLAĞI) MADDE 1-6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun; 1) 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde

Detaylı