ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI NDAN HABERLER Türkiye nin En Büyük Tatlı Su Gölü Beyşehir Beklenen Eski Günlerine Kavuştu

Transkript

1 Türkiye nin En Büyük Tatlı Su Gölü Beyşehir Beklenen Eski Günlerine Kavuştu sağlandığı gözlendi. Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından alınan tedbirler neticesinde ülkemizin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü nde su seviyesi tatmin edici noktaya ulaşarak beklenen eski günlerine ulaştı. Su seviyesini korumaya ve su çekimlerini azaltmaya yönelik çalışmaların sürdüğü gölde Suğla Depolama sisteminin devreye alınmasıyla çekilen su miktarlarında önemli ölçüde azalmalar Su Takviyesi İle Beyşehir Gölü Eski İhtişamına Kavuştu Orman ve Su İşleri Bakanlığınca etkin ve fedakar bir şekilde sürdürülen çalışmalar neticesinde birçok sulak alanda olduğu gibi Beyşehir Gölü nde de önemli bir başarı yakalandığını ifade eden Prof. Dr. Veysel Eroğlu ise şöyle devam etti: Gembos Derivasyonu ile Gembos Havzasından Akdeniz'e boşalan sular Derebucak Prof. Dr. Yılmaz Muslu Barajında toplanarak buradan 3,5 km si tünel olan 15,8 km uzunluğundaki derivasyon kanalı vasıtasıyla Beyşehir Gölü'ne ulaştırıldı. Bu derivasyon kanalıyla Beyşehir Gölüne yılda ortalama 130 milyon m3 su aktarılması planlandı yılında hedefler aşılarak 160 milyon m 3, 2010 yılında 160 milyon m 3, 2011 yılında 175 milyon m3 ve 2012 yılında 194 milyon m 3 su aktarımı gerçekleştirildi. Bu çalışmalarla Beyşehir Gölü eski ihtişamına kavuştu Kıyı Tahkimatı ile Beyşehir Gölü Cazibe Mekanı Haline Getiriliyor Beyşehir Gölü nü kıyı tahkimatı ile bir cazibe mekanı ve vatandaşların tabiatla iç içe hoşça vakit geçirebilecekleri bir ortam haline getirmek için çalışmalar da yaptıklarını vurgulayan Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu Sağ sahilde bisiklet yolu ve yanında kauçuk yürüyüş yolu, sol sahilde ise kauçuk yürüyüş yolu yapılacak. Proje tamamlandığında Beyşehir Gölü etrafında sağlı sollu toplam yaklaşık 8 km lik güzergah, gölün dalga etkilerinden korunmuş olacak. Ayrıca yaklaşık 3.5 km lik yürüyüş yolu Beyşehir ilçemize kazandırılacak diye konuştu. Nesli Tükenmekte Olan Balıklar Beyşehir Gölüne Kazandırılıyor Ayrıca, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar 8. Bölge Müdürlüğü ile İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekanlığı arasında yapılan hizmet alımı protokolü çerçevesinde yürütülen "Beyşehir Gölü Sulak Alanı Ekosistem Rehabilitasyon Projesi II: Beyşehir Gölü Balıklarının Kültüre Alınması" projesi de başarıyla ilerliyor. Bu kapsamda göldeki endemik balık türü kababurun (kızılkanat) anaçları yakalanıp, İKÇÜ Su Ürünleri Eğitim, Araştırma ve Uygulama Birimi nde üretiliyor. Kuluçkalanması başarıyla neticelenen yavrular Ağustos ayında göle salınacak. Böylece yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan bu tür zenginleştirilmiş olacak ve gölün eski haline dönmesine katkı sağlanacak. Bu projenin devamında, nesli tükenmekte olan siraz balığı, yağ balığı, akbalık gibi anaçların da aynı şekilde Beyşehir Gölü ne kazandırılması hedefleniyor. Beyşehir Gölü Havza Koruma Planı ve Özel Hüküm Belirleme Projesi İle Korunacak Beyşehir Gölü Havzası ndaki her türlü kirlenme ve bozulmaların önlenmesi, su kalitesinin korunarak iyileştirilmesi ve en iyi şekilde kullanımın sağlanması maksadıyla Beyşehir Gölü Havza Koruma Planı ve Özel Hüküm Belirleme Projesi 2011 yılında başlatılmış olup 2014 yılında tamamlanması planlanıyor. Havzadaki mevcut su kalitesini korumak ve iyileştirmek maksadıyla yapılması gereken arazi kullanım şekli ve çevre koruma tedbirlerini ihtiva eden Havza Koruma Planı hazırlanması çalışmaları devam ediyor. Proje neticesinde, havza koruma planı ile birlikte havzanın özelliklerine uygun Özel Hükümler belirlenecek.

2 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı TBMM Çevre Komisyonu nda Görüşülerek Kabul Edildi TBMM Çevre Komisyonu, Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nı değişikliklerle kabul etti. TBMM Çevre Komisyonunda kabul edilen 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Değişikliği Taslak Metninde şu değişiklikler yapıldı: Hayvan refahı tanımı eklendi, İl ve ilçe merkezlerinde ev hayvanı satan ve sahiplenen kişilerin yerel yönetimler tarafından düzenlenen eğitim programlarına katılarak sertifika alma zorunluluğu getirileceği, Kas ve çene yapısı güçlü hayvanlar hariç olmak üzere, bakımevlerinde rehabilite edilen hayvanlardan sahiplendirilemeyenler, okul, hastane, ibadethane, çocuk oyun alanları gibi toplumun yoğun olarak kullandığı yerler hariç, alındıkları ortama bırakılacağı, Ticari amaç güdülmeden bilhassa ev ve bahçesi içerisinde bakılan ev hayvanları sahiplerinin borçlarından dolayı haczedilemeyeceği, Belediyeler ve diğer kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan kısırlaştırma hizmetleri, Bakanlığın koordinasyon ve denetiminde yürütüleceği ve bu konu ile ilgili yönetmelik çıkarılacağı, Hayvan bakımevi izinlerinin Mahalli İdareler tarafından verileceği, Hayvanlar üzerinde yapılacak deneysel çalışmalar, Avrupa Birliği direktif ve prensiplerine uygun olarak etik kurullarınca düzenlenen eğitim programlarına katılarak deney hayvanı kullanım sertifikası alan araştırmacılar tarafından yapılabileceği, Ev hayvanı satış yerlerinde ev hayvanı bulundurulamayacağı, ancak hayvan üretim çiftlikleri ve bakımevlerindeki hayvanların satışının yapılabileceği, Akvaryum balıkları ve kuş türlerinin bu yasağın dışında tutulduğu, üretim çiftliklerinin ruhsatlandırılması ve denetiminin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yerine getirileceği, ya kadar da geçiş süresi tanındığı (Uymayanlara hayvan başına Bin Beş Yüz Türk Lirası), Ev hayvanlarının üretimini yapanlar, annenin ve yavrularının sağlığını tehlikeye atmamak için gerekli anatomik, fizyolojik ve davranış karakteristikleri ile ilgili önlemleri almakla yükümlüdür. (Uymayanlara hayvan başına İki Yüz Türk Lirası), Hayvanların ticarî amaçla film çekimi ve reklam için kullanılması ile ilgili hususlar izne tâbidir. Bu izne ait usul ve esaslar ilgili kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir (Uymayanlara hayvan başına İki Bin Türk Lirası) Hayvanlar, doğal kapasitesini veya gücünü aşacak şekilde veya yaralanmasına, gereksiz acı çekmesine, kötü alışkanlara özendirilmesine neden olacak yöntemlerle eğitilemez. (Uymayanlara Bin Beş Yüz Türk Lirası), Hayvanlarla ilgili yasaklar ve cezaları; a) Kesim hayvanları ve 4915 sayılı Kanun çerçevesinde avlanmasına ve özel üretim çiftliklerinde kesim hayvanı olarak üretimine izin verilen av hayvanları ile ticarete konu yabani hayvanlar dışındaki hayvanları kasten öldürmek (4 aydan 3 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası, fiilin işkence suretiyle işlenmesi halinde ceza yarı oranda arttırılır) b) Ölmüş ya da (a) bendi kapsamında öldürülmüş hayvanları et ihtiyacı amacıyla piyasaya sürmek (4 aydan 4 yıla kadar hapis cezası ve kesilmiş hayvanlara el konulur), c) Hayvanlara işkence yapmak (3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası), d) Hayvanlarla cinsel ilişkide bulunmak (3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası), e) Kasıtlı olarak kötü davranmak, psikolojik acı çektirmek, aç ve susuz bırakmak, sokağa terk etmek, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak (Üç bin Türk lirası), f) Hayvanları, gücünü aştığı açıkça görülen fiillere zorlamak (Bin Türk lirası), g) Hayvan bakımı eğitimi almamış kişilerce ev hayvanı satmak (Bin Türk lirası),

3 h) Ev hayvanlarını on altı yaşından küçüklere satmak (Bin Türk lirası), ı) Hayvanların kesin olarak öldüğü anlaşılmadan, vücutlarına müdahalelerde bulunmak (Bin Türk lirası), j) Kesim için yetiştirilmiş hayvanlar dışındaki hayvanları ödül, ikramiye ya da prim olarak dağıtmak (Bin Türk lirası), k) Tıbbî gerekçeler hariç hayvanlara ya da onların ana karnındaki yavrularına veya havyar üretimi hariç yumurtalarına zarar verebilecek sunî müdahaleler yapmak, yabancı maddeler vermek (Bin Türk lirası), l) Hayvanları hasta, gebelik süresinin 2/3 ünü tamamlamış gebe ve yeni ana iken çalıştırmak, uygun olmayan koşullarda barındırmak(bin Türk lirası), m) Hayvanı; acı, ıstırap ya da zarar görecek şekilde film çekimi, reklam ve benzeri işlerde kullanmak (İki bin Türk lirası), n) Sağlık nedenleri ile gerekli olmadıkça bir hayvana zor kullanarak yem yedirmek, acı, ıstırap ya da zarar veren yiyecekler ile alkollü içki, sigara, uyuşturucu ve bunun gibi bağımlılık yapan yiyecek veya içecekler vermek (İki bin Türk lirası), o) Sahipli hayvanları kasten başıboş bırakmak (Bin Türk lirası), p) Kas ve çene yapısı güçlü, tehlike arz edebilecek hayvanları ağızlıksız ve tasmasız dolaştırmak (4 aydan 2 yıla kadar hapis cezası), r) Sokaklarda ve barınaklardaki sahipsiz kedi ve köpekler üzerinde deney yapılmaması. Hayvanların sahiplenilmesi ve bakımı ile ilgili yasaklara ve yükümlülüklere uymayan ve alınması gereken önlemleri almayanlara (hayvan başına ikiyüz Türk Lirası) Ev hayvanı ve kontrollü hayvanları bulundurma, bakma, sahiplendirme ve satışı konularındaki eğitim ile bu hayvanların çevreye verebilecekleri zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirlere ilişkin usul ve esaslar, ilgili kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir (Uymayanlara Beşyüz Türk Lirası) İl Hayvanları Koruma Kurulu üyelerine İl barosunun hayvan hakları kurulunda görevli bir avukat, kurulun bulunmaması halinde baronun görevlendireceği bir avukat üye eklenmesi, Bir hayvana çarpan ve ona zarar veren sürücü, onu en yakın veteriner hekim ya da tedavi ünitesine götürmek veya götürülmesini sağlamak zorundadır (Buna aykırı hareket edenlere hayvan başına Bin Türk Lirası para cezası) Hayvanları başka bir canlı hayvanla dövüştürmek yasaktır. Folklorik amaca yönelik, şiddet içermeyen geleneksel gösteriler, Bakanlığın uygun görüşü alınarak il hayvanları koruma kurullarında izin alınmak suretiyle düzenlenebilir.(uymayanlara 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası) Sahipsiz hayvanlar ile ev hayvanlarının korunması amacıyla hayvan bakımevleri ve hastanelerin kurulması; buralarda bakım, rehabilitasyon, aşılama ve kısırlaştırma gibi faaliyetlerin yürütülmesi, büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri, illerde il özel idareleri ve il belediyeleri ile nüfusu 100 binin üzerinde olan ilçelerde belediyeler tarafından gerçekleştirebileceği, hayvan bakımevi ve hastanesi kurmak, işletmek veya işlettirmekle sorumlu mahalli idareler diğer mahalli idareler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği protokolleri yapabileceği, Büyükşehir belediyeleri dışındaki mahalli idarelerden Bakanlık tarafından uygun görülenlere mali destek sağlanacağı, Kanunun yayımı tarihinden itibaren hayvanların kullanıldığı kara ve su sirkleri ile yunus parklarının kurulması, işletilmesi yasaktır. Mevcut işletmeler, hayvan sayısını artırma, yeni şube açma gibi yollarla kapasite artırımına gidemez, üretim yapamaz, Bakanlığın izni olmadan işletme hakkını devredemez. Bu işletmelerin hayvan refahına uygun olarak faaliyet göstermesini sağlayacak kriterler bu Kanunun yayımlanma tarihinden itibaren 6 ay içinde ilgili kuruluşların görüşü alınarak Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği (uymayanlara işletme ruhsatları iptal edilir ve hayvan başına Yirmi Beş Bin Türk Lirası idari para cezası)

4 Ergene ye İleri Teknolojilerle Sürekli Takip Orman ve Su İşleri Bakanlığı Ergene Nehri nin su kalitesini ileri teknolojiyle sürekli takip altına aldı. Geliştirilen sistem ile nehirde yaşanacak ani kirlenmeler hemen tespit edilerek gereken yapılacak. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen Otomatik Sürekli Ölçüm İstasyonlarının Kurulması Projesi kapsamında, Ergene-Meriç havzasına beş adet gerçek zamanlı (online) ölçüm istasyonu kurularak havzada 24 saat boyunca su kalitesi ölçümleri gerçekleştiriliyor. 30 Dakikada Bir Ölçüm Yapılıyor Ölçüm istasyonlarıyla Ergene Nehri nin su kalitesini anlık olarak belirleneceğini belirten Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu ise, bu sistemle bilgisayar ortamında dünyanın her tarafından 30 dakikada bir ölçüm neticelerini görmenin, hem de ani deşarjları anında tespit etmenin mümkün olacağını vurguladı. İstasyonlar Kurulurken Sanayi Tesislerinin Konumu Göz Önüne Alındı Ölçüm istasyonları kurulurken sanayi tesislerin konumunun da göz önüne alındığını belirten Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Ergene Nehri üzerindeki 5 istasyonun Evrensekiz, Yulaflı, İnanlı-1, İnanlı-2 ve Yenice-Görece olduğunu söyledi. İzleme noktalarından gelen verilerin Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü nde oluşturulan merkeze anlık olarak geldiğinin altını çizen Prof. Dr. Eroğlu İzleme noktalarında sıcaklık, ph, çözünmüş oksijen, elektriksel iletkenlik, toplam organik karbon oranlarını izliyoruz. Ayrıca Evrensekiz ve Yenice-Görece istasyonlarında bu parametrelere ilaveten renk parametresi de izleniyor. Ölçülen parametrelerin doğruluğunu ve cihazların kontrolünü ise laboratuvarda gerçekleştirilen karşılaştırma testleri ile kontrol ediyoruz dedi. Olumsuz Değişime Sebep Olanlara Gereken Hemen Yapılacak Ölçümü gerçekleştirilen parametrelerin değerlendirilmesinin Yüzeysel Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliği çerçevesinde yapıldığını söyleyen Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu Anlık olarak veri alınan bu istasyonlar sayesinde nehir suyunda ani deşarjdan kaynaklanan olumsuz bir değişim olduğu anında tespit edilecek ve bunun sorumlularına hemen gereken yapılacak diye konuştu Su Kalitesindeki İyileşme Önemli Seviyeye Ulaştı Trakya için hayati öneme sahip Ergene Nehri nin yanlış şehirleşme ve sanayileşmenin kurbanı olduğunu nehrin kurtarılması için 2011 yılında Şafak Eylem Planı nı başlattıklarını da ifade eden Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Plan ile Ergene ye her alanda tam koruma sağlandığını, nehrin su kalitesindeki iyileşmenin önemli seviyeye ulaştığını vurguladı. Atıksu İleri Arıtma Tesislerini DSİ Yapıyor Ergene Havzası Eylem Planı kapsamında belediyelerin yapması gereken atıksu arıtma tesislerinin DSİ tarafından yapıldığını belirten Prof. Dr. Veysel Eroğlu şu ana kadar; Kırklareli ili Merkez Evsel Atıksu Arıtma Tesisi, Kırklareli Vize Evsel Atıksu Arıtma Tesisi,

5 Edirne-Uzunköprü Evsel Atıksu Arıtma Tesisi Edirne Uzunköprü Kollektör Hattını tamamladık. Hayrabolu, Malkara, Saray, Babaeski, Pınarhisar ve Keşan atıksu arıtma tesislerinin ise inşaatları devam ediyor. En kısa zamanda bunları da tamamlayarak hizmete alacağız. Ergene yi temizlemeye kararlıyız diye konuştu. Sanayi Atıksuları İçin Müşterek Arıtma Tesisleri Kuruluyor Ergene Havzası ndaki dağınık halde bulunan sanayi tesislerinin 8 adet Organize Sanayi Bölgesi (OSB) altında toplandığını da ifade eden Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu şöyle devam etti: Buralardan kaynaklanacak atıksuların arıtılması maksadıyla 5 adet atıksu arıtma tesisi kurmayı planladık. İnşaatları devam eden bu arıtma tesislerinde günlük yaklaşık 400 bin m3 atıksu ileri derecede arıtılacaktır Trakya ya 10 Milyarlık Yatırım Şafak Eylem Planı ile Ergene hayata dönüyor diye konuşan Prof. Dr. Veysel Eroğlu Ayrıca Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve Çanakkale nin Trakya da kalan kısımlarını kapsayan Trakya Gelişim Projesi ni (TRAGEP) hayata geçirdik. TRAGEP ile Trakya da atıksu arıtımından ağaçlandırmaya, sulamadan içmesuyu teminine, dere ıslahından taşkın erken uyarı sistemine kadar pek çok alanda çalışma yapacağız ve proje kapsamında Trakya ya 10 milyar TL yatırım yapılıyor dedi. Şafak Eylem Planı ile Ergene ye Tam Koruma Bilindiği üzere Ergene Havzası Koruma Eylem Planı 15 maddeden müteşekkildir. Eylem 1: Dere yataklarının temizlenmesi ve ıslah edilmesi Eylem 2: Atıksu arıtma tesislerinin inşa edilmesi Eylem 3: Islah Organize Sanayi Bölgeleri kurulması Eylem 4: Sanayi için müşterek ileri atıksu arıtma tesisleri kurulması Eylem 5: Çevre dostu üretime geçilmesi Eylem 6: Havzada ağaçlandırma ve erozyonla mücadele çalışmaları Eylem 7: Çevre düzeni planlarının uygulanması Eylem 8: Katı atık işleme geri kazanım ve bertaraf tesislerinin kurulması Eylem 9: Zirai kaynaklı kirliliğin kontrolü Eylem 10: Ergene Nehri nin gerçek zamanlı sürekli izlenmesi Eylem 11: Denetimlerin sıkılaştırılması Eylem 12: Deşarj standartlarının yeniden düzenlenmesi ve renk standardı getirilmesi Eylem 13: Taşkın erken uyarı sisteminin kurulması Eylem 14: Yeraltı suyu kullanımının kontrol altına alınması Eylem 15: Baraj, gölet, sulama tesislerinin inşa edilmesi Bu eylemlerin tamamlanması ile Ergene Havzası nda kirlilik yükleri ortadan kaldırılarak, temiz bir çevre ve tabii hayatın devamlılığının sağlanması hedefleniyor.

6 Prof. Dr. Veysel Eroğlu Çölleşmeyle Mücadele, Dünyanın En Önemli Meselelerinden Birisi Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, 17 Haziran Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, çölleşme ile mücadelenin, dünyanın en önemli meselelerinden biri olduğunu vurguladı. Çölleşmenin, dünyayı tehdit ettiğini ifade eden Prof. Dr. Veysel Eroğlu, yakın bir gelecekte dünya nüfusunun çok daha artacağını ve en önemli sektörlerden birinin su ve gıda güvenliği konusu olacağını belirtti. Dünyanın Yaklaşık Yüzde 41'i Neredeyse Çöl Haline Geldi Dünyanın yaklaşık yüzde 41'inin neredeyse çöl haline geldiğini kaydeden Prof. Dr. Eroğlu, Kuzey Afrika'dan Orta Asya'ya kadar çöllerin yüzölçümü giderek genişliyor ve bu önemli bir tehdit oluşturuyor. Dolayısıyla bütün dünya ölçeğinde bu mevzuda çok ciddi mücadele etmek ve akıllıca yönetmek gerekir diye düşünüyorum" diye konuştu. "Türkiye'de de meraların, zirai alanların ve ormanların neredeyse yarısı çölleşme ve erozyon açısından son derece hassas alanlar. Dolayısıyla erozyon ve çölleşme ile mücadelenin Türkiye'de daha etkili bir şekilde yürümesi gerektiği kanaatindeyiz" ifadesini kullanan Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bu yüzden 2011 yılında yeni bir planlama yapıldığını, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü nün kurulduğunu söyledi. Kurulan bu yeni genel müdürlüğün çölleşme ve erozyonla mücadele kapsamında planlamaları yaptığının altını çizen Prof. Dr. Eroğlu, arazide yapılacak uygulamaların ise Orman Genel Müdürlüğü ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü vasıtasıyla yapıldığını söyledi yıllarını kapsayan Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği kapsamında 2 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını vurgulayan Prof. Dr. Veysel Eroğlu, yılları içinde uygulanacak olan Baraj Havzaları Yeşil Kuşak Ağaçlandırma Eylem Planı, Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planı ile Erozyonla Mücadele Eylem Planı ile çölleşme ve erozyon mücadelesinde önemli çalışmaların gerçekleştirileceğini kaydetti de 470 Milyon Fidan Üreterek Rekor Kırdık Yol kenarlarından okul bahçelerine, cami avlularından mezarlıklara ağaçlandırılabilecek her yeri ağaçlandırdıklarını söyleyen Prof. Dr. Veysel Eroğlu Daha önceden böyle bir durum yoktu. Ülkemizi daha yeşil bir hale getirmek için çalışıyoruz ten önce yılda milyon civarı fidan üretiliyordu. Biz 2012 de 470 milyon fidan üreterek rekor kırdık. Ayrıca projesini getiren belediye ve kurumlara ücretsiz fidan veriyoruz diye konuştu Günde 1000 Gölet Projesi'nin Hayata Geçirdik Türkiye'nin su fakiri veya zengini olmadığını ancak bunun çok iyi kullanılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Veysel Eroğlu, suyun tasarruflu kullanılması maksadıyla kapsamlı bir eylem planı hazırladıklarını, bu kapsamda DSİ Genel Müdürlüğü tarafından 1000 Günde 1000 Gölet Projesi'nin hayata geçirildiğini, 650 sinin bittiğini ve yılsonuna kadar 1001 göleti tamamlayacaklarını belirtti. Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Alanında Uluslararası Çalışmalara da İmza Atıyoruz Türkiye'nin, çölleşme ve erozyonla mücadele alanında uluslararası çalışmalara da imza atarak bölge ülkelerine yardımda bulunduğunu ve yabancı uzmanları eğittiklerini dile getiren Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Afrika'dan Orta Asya'ya kadar rüzgar erozyonuna maruz kalan ülkeler ile çalışma grubu kurduklarını, bu kapsamda kurak bölgelerde fidan üretimi konusunda da faaliyet yürütüldüğünü söyledi. Çölleşme ve erozyonla mücadeleyi sadece Orman ve Su İşleri Bakanlığına bırakılmaması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Eroğlu, ilgili bütün kurumlar ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütlerinin ve basın kuruluşlarının da bu alanda etkin bir çalışma gerçekleştirmesi gerektiğini ifade etti.

7 Orman Genel Müdürlüğü'nün 175. Kuruluş Yıldönümü Kutlandı... Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Orman Genel Müdürlüğü'nün 175. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törende, orman teşkilatının mensuplarına konuştu. Orman Genel Müdürlüğü nün 175. Kuruluş yıldönümünü gönülden kutladığını belirten Prof. Dr. Eroğlu, orman teşkilatının Türkiye nin her noktasına hizmet götüren en eski ve en büyük teşkilatlardan biri olduğunu söyledi. "Su varsa hayat var" şeklinde sloganları bulunduğunu belirten Prof. Dr. Eroğlu, "Ormanlar olmasa Türkiye çöl olur, orman demek su demek. Orman teşkilatında çalışmak da bir ayrıcalıktır, bir fidanı dikip de onun meyvesinden, yaprağından insanlar, bütün canlılar faydalandığı müddetçe sizler, dinimizde bunun yerini amel defteri kapanmaz diye ifade ederler, sizler ayrıcalıklısınız" diye konuştu. 10 Yılda 3 Milyar Fidan Toprakla Buluştu Her işlemi bir eylem planı içinde gerçekleştirdiklerini ifade eden Prof. Dr. Veysel Eroğlu, şöyle devam etti: "Ormanlarımızı gerçekten korumamız gerekiyor, büyütmemiz gerekiyor, orman teşkilatımız Türkiye'de orman varlığını hem alan olarak hem de her türlü bakımdan artırıyor. Özellikle son 10 yılda 9 bin hektarlık bir artış oldu, bunda tabii herkesin emeği var. Teşkilatımız gerçekten büyük bir gayret gösterdi, daha da çalışmamız gerekir. Özellikle ağaçlandırma rehabilitasyon seferberliğinde teşkilatımız büyük bir başarıya imza attı. 10 yılda yaklaşık 3 milyar fidan toprakla buluşarak çok önemli bir seferberlik tamamlandı. Biz her işlemi mutlaka bir eylem planı içinde gerçekleştiriyoruz, yukarı havza taşkınla mücadele eylem planı ki, taşkınları korumak için bir eylem planı, bizim Türkiye'nin coğrafi arazisi son derece engebeli, yağan yağmur aşağı doğru akıyor, bunu yukarı havzalarda tutmak için seferberlik başlatıldı. Özellikle yeşil kuşak ağaçlandırma seferberliği başlattık, bu seferberlikle Türkiye deki 1000 tane gölet, etrafı ağaçlandırılmış olacak. Türkiye maalesef erozyona maruz bir ülke erozyonla mücadele eylem planı başlattık onu da tamamlayacağız." "Orman Teşkilatı, Her Alana Hizmet Ediyor" Bütün kurumların birbiriyle yarıştığını anlatan Prof. Dr. Eroğlu, "Artık orman teşkilatı Türikye nin her alanına hizmet edebilir hale geldi, yol kenarlarından tutunuz da hastaneler, yol kenarları, mezarlıklar, nerede ağaçlandırılacak unsurlar varsa her alanda orman teşkilatının hizmetini görüyorsunuz" diye konuştu. Orman Köylümüz Hasmımız Değil Hısmımız Vatandaşlarla barışık, onların isteği yönünde hizmet yürüttüklerini ifade eden Prof. Dr. Eroğlu, şöyle devam etti: "Artık orman köylümüz bizim hasmımız değil, hısmımız onlara artık gelir artırıcı ne gerekiyorsa onu yapıyoruz. Bozuk ormanları onlara parselleyip, ceviz, badem, ne varsa dikiyoruz, 3 yıl bakımı bize ait, sonra o köylü vatandaşlarımıza veriyoruz. Onlara sertifika da veriyoruz. Bu gerçekten kırsal kalkınmada başlattığımız çok önemli bir adım. Bal ormanları kuruyoruz, arıcılara özel alanlar ayırıyoruz, istediği fidanları hangi türde istediyse dikiyoruz, 175'ten fazla şu anda bal ormanları kuruldu, böylece arıcılar çok memnun. Bal üretiminde de dünyada ikinci sıraya yükseldik. Orman teşkilatımız kırsal kalkınmada çok önemli adımlar atıyor. Orman köylülerine kredi desteği de veriyoruz, teşkilatımız çalışıyor. Hele orman yangınlarında gösterdiği mücadele her türlü takdirin üzerindedir. Akdeniz ülkelerinde orman yangınlarıyla en başarılı ülke Türkiye'dir. En iyi teknolojiyle müdahale ediyoruz. Orman teşkilatımız dünyada ilk 7'ye girmek üzere, orman teşkilatımız kabuğunu kırdı, artık bütün dünyaya açıldı, şu anda, Türkmenistan, Nijerya'da, Cibuti'de faaliyetleri var. Kurak iklimlerde fidan üretimine başladık, bu konuda 14 tane ülkede münasebetlerimiz var onlara fidan desteği veriyoruz, Orta Asya'dan Balkanlara kadar onlara da destek vermeye devam edeceğiz. Ormancılık zirvesi ve forumu New York dışında ilk defa Türkiye'de yapıldı. Orman teşkilatı kabuğunu kırarak bütün dünyaya açıldı." Prof. Dr. Eroğlu, orman hizmetlerinde emeği geçen herkese teşekkür ettiğini, teşkilatın daha nice 175 yılları kutlamasını ve dünyada sayılı teşkilatlar arasına girmesini dilediğini belirtti. Orman Genel Müdürü İsmail Üzmez de geçmişte vatandaşların bünyesine uymayan mevzuatlar nedeniyle bazen halka hasım gösterildiklerini belirterek, ''Artık bizler, aman ormancı canım ormancı' türkülerini unutup halkımızla vatandaşımızla hısım olmaya çalışıyoruz" dedi. Mesai mefhumu iş yükü demeden fedakar hane çalışmaya devam edeceklerini belirten Üzmez, "Gelecek nesillere yeşil bir Türkiye bırakmak için ormanlarımızı sevelim, fırsat bulduğumuz her alanda dinimizin gereği olduğu gibi fidanlarımızı dikelim" diye konuştu. Konuşmaların ardından Bakan Prof. Dr. Veysel Eroğlu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile diğer katılımcılar, "Ruhun Dansı" adlı sema ve tasavvuf musikisi gösterisini izledi.

8 Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Orman Fakültesi Dekanlarıyla Bir Araya Geldi Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Orman Fakültesi II. İstişare Toplantısı kapsamında fakülte dekanlarıyla Ankara da bir araya geldi. Prof. Dr. Veysel Eroğlu istişare toplantısında yaptığı konuşmada kendisinin de eski bir üniversite hocası olduğunu ifade ederek, üniversitelerin fikirlerinin alınmasını önemsediğini vurguladı. Bakanlığına bağlı orman teşkilatıyla gurur duyduğunu belirten Prof. Dr. Eroğlu Orman teşkilatımız 21,7 milyon hektar alandan 78 milyon hektara hizmet eder hale geldi. Yol kenarlarından okul bahçelerine, cami avlularından mezarlıklara ağaçlandırılabilecek her yeri ağaçlandırıyoruz. Daha önceden böyle bir durum yoktu. Orman teşkilatımızı daha da geliştirmek için uğraşıyoruz dedi. İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın Orman köylülerine yönelik gelir getirici çalışmalara ağırlık verdiklerini söyleyen Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla çalışıyoruz. Özel ağaçlandırmalar kapsamında orman köylülerimize yönelik gelir getirici türlerde 3 yıl bakımı dikimi her şeyi bize ait alanlar oluşturuyoruz. Buraları sertifikalandırıp köylümüze kurayla veriyoruz. Geliri ise köylümüzün oluyor. Kırsal kalkınmada öncü olmak için çaba harcıyoruz diye konuştu. Rotası Olmayan Geminin Ulaşacağı Liman Yoktur Ormancılıkta planlı çalıştıklarının altını çizen Prof. Dr. Veysel Eroğlu Kendimize hedefler koyuyoruz. Rotası olmayan geminin ulaşacağı liman yoktur. Misalen yıllarını kapsayan Ağaçlandırma Seferberliği kapsamında kendimize bir hedef koyduk. 5 yıl için koyduğumuz 2,3 milyon hektarlık alandaki çalışma hedefini aşarak 2,419 milyon hektar alanda çalışma yaptık ve hedefleri aştık. Bu yüzden büyük düşünüp büyük hedefler koymak gerekiyor dedi. Hayata geçirdikleri eylem planlarıyla planlı çalışma dönemini başlattıklarını belirten Prof. Dr. Eroğlu Cevizin yüzde 65 ini bademin yüzde 40 ını ithal ediyoruz. Böyle bir şeyi ben kabul edemiyorum. Bu yüzden ceviz, badem, kestane, trüf mantarı, sakız gibi eylem planlarını yaparak uygulamaya koyduk diye konuştu. Balda Marka Değeri Oluşturmamız Lazım Bal üretiminde de iyi bir ivme yakaladıklarını vurgulayan Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu Önceden arıcılar ormanlara sokulmuyordu. Arıcılar ormancılardan kaçacak delik arıyordu. Biz sizler ormanların sahibisiniz dedik ve bir genelge yayınladık ve bal ormanlarının kurulmasını sağladık. Şu an 205 bal ormanı sayısını yakaladık. Bu çalışmalarla Türkiye dünyada bal üretiminde 2. sıraya yükseldi. Ancak bal üretiminde sertifikasyon şart. Marka değeri oluşturmamız lazım. dedi. Hocalarımızın Desteğini Bekliyoruz Prof. Dr. Veysel Eroğlu Bazı ülkeleri zengin ettik. Bazı belediyeler ise hala dışarıdan ithal ediyor. Bu durum benim canımı yakıyor. Sakarya da Fidan Borsa sı kurduk. Peyzaja yönelik bitkileri de üretmeliyiz. Değerli hocalarımızdan bu konuda desteklerini bekliyoruz. Biz her belediyeye projesini ortaya koyduğu zaman ücretsiz fidan veriyoruz. Fidan üretiminde rekorlar kırdı. Peyzaja yönelik çalışmalarımızla da Türkiye yi ithal değil ihraç eden ülke konumuna getirmeliyiz diye konuştu. Tıbbi ve Itri Bitkilerde Dünyada 100 Milyar Dolarlık Pasta Var Afyonkarahisar da Tıbbi ve Itri Bitkiler Merkezi ni de kurduklarını ve bu konuda da üniversite hocalarından destek beklediklerini ifade eden Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu Alternatif ya da tamamlayıcı tıp denen bir şey var ve bu alanda dünyada 100 milyar dolarlık bir pasta var. Bu pastadan en büyük payı Çin alıyor. Türkiye Dünyada ki en zengin ülkelerden birisi. Bu alana elimizi atmalıyız ve ülke olarak gereken payı almalıyız dedi. Üniversite hocalarının yeni fikir ve eylem planlarını seve seve uygulayacaklarının altını çizen Prof. Dr. Veysel Eroğlu orman teşkilatının 175. Yılını da kutlayarak sözlerini tamamladı.

9 Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Trabzon da Başbakan Sayın Erdoğan, Trabzon'da yapımı tamamlanan eserlerin resmi açılışı dolayısıyla düzenlenen törende halka hitap etti. Sayın Erdoğan, Meydan Park'taki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, 2011'in Mayıs ayında bir söz verdiklerini, 2012'nin Kasım ayında verdikleri sözü tuttuklarını ve Trabzon'u büyükşehir statüsüne kavuşturduklarını söyledi. 30 Mart seçimlerinde Trabzon'un büyükşehir belediye başkanını seçtiğini belirten Sayın Erdoğan, hayırlı olsun temennisinde bulundu. Trabzon'da, 30 Mart'ta büyükşehir belediyesinde ve 18 ilçenin 16'sında AK Parti'nin tercih edildiğini hatırlatan Sayın Erdoğan, "Görevi, yetkiyi bizlere tevdi ettiniz. Bütün Trabzon'a ahde vefasından dolayı teşekkür ediyorum. Bugün 30 projeyi hayata geçireceğiz ama bunun yanında sizlere şükran borcunu da ifade etmek istiyorum. Bu kardeşinize, partimize, adaylarımıza sahip çıktığınız için, bağrınıza bastığınız için her birinize tek tek teşekkür ediyorum" diye konuştu. 30 Mart'ta 81 il arasında en yüksek oy oranına Rize'de ulaştıklarını ifade eden Sayın Erdoğan, Trabzon'un da geri kalmadığını, bütün ilçeler arasında yüzde 83 oy oranıyla Hayrat ilçesinin birinci olduğunu belirtti. "İnşallah hem büyükşehirde hem ilçelerde sizlere mahcup olmayacağız, daha çok çalışacağız, üreteceğiz" diyen Sayın Erdoğan, yenilerini ekleyerek Trabzon'u büyütmeye, geliştirmeye devam edeceklerini bildirdi. Yine Trabzon a Çok Sayıda Eser Kazandırıyoruz Kente kazandırdıkları eserleri bugün resmen açacaklarını bildiren Sayın Erdoğan, yatırımlar hakkında şu bilgileri verdi: "23 ve 24 Kasım 2013'te Trabzon'a gelmiş, burada toplu açılışlar yapmıştık. Trabzon merkezde 537 trilyon (milyon) liralık 10 ayrı eser ve hizmetin açılışını yaptık. Yaklaşık 7 ay sonra yine bir toplu açılış töreninde Trabzon'dayız, yine çok sayıda eseri Trabzon'a kazandırıyoruz. Trabzon'da yapımını tamamladığımız, bugün de açılışını yaptığımız bu 21 tesisisin toplam yatırım tutarı 104 trilyon (milyon) lirayı aşıyor. Bu tesislerin 6'sı Milli Eğitim Bakanlığımıza ait. Toplam 12 trilyon 800 milyar (12 milyon 800 bin) liralık bu eğitim yatırımlarının içinde çeşitli ilçelere yayılmış olarak 1 ilköğretim okulu, 3 ana okulu, 2 imam hatip okulu lisesi yer alıyor. Yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza ait yaklaşık 12,5 trilyon (milyon) lira tutarında 5 adet hizmeti de bu tören vesilesiyle bugün hizmete alıyoruz. Bu hizmetler içinde Çaykara ilçe Emniyet Amirliği Lojman Hizmetleri Binası, Şalpazarı ikinci kısım içme suyu projesi, Uğurlu Oğuz kanalizasyon projesi, Arsin deniz deşarjı ve Yomra içme suyu kanalizasyon deniz deşarjı projeleri yer alıyor. Başbakanlık Toplu Konut İdaremiz TOKİ eliyle Araklı'da başlattığımız toplam 13 trilyon 120 milyar (13 milyon 120 bin) liralık 192 adet konutu da bu tören vesilesiyle resmen hak sahiplerine teslim ediyoruz. Bu konutların da hak sahiplerine hayırlı olmasını özellikle temenni ediyorum."

10 Trabzon a 4 Proje Daha Kazandırdık Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından Ortahisar ve Of'ta yapılan iki futbol stadıyla gençleri, çocukları sevindirdiklerini ifade eden Sayın Erdoğan, Orman ve Su İşleri Bakanlığına ait toplam 38,5 trilyon (milyon) liralık 4 projeyi de Trabzon'a kazandırdıklarını kaydetti. Vakıflar Genel Müdürlüğü eliyle restorasyonu tamamlanan Hacı Kasım Cami'sinin, Saraç Ali Zade Mescidi'nin, Akçaabat Dürbinar Cami'sinin ve Trabzon Bedesten Çarşısı'nın, Trabzon'un kültür ve turizmine önemli katkılar sağlayacağına inandığını belirten Sayın Erdoğan, Trabzon Büyükşehir Belediyesine ait çeşitli mahallelerdeki 10 parkın yapımını, Arsin Belediyesine ait sahil parkı çevre düzenlemesini de hizmete açacaklarını bildirdi. Tüm hizmetlerin Trabzon'a hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, hizmetlerin yapımında emeği geçenlere ve belediyelere teşekkür etti. "Muhteşem Bir Proje" 24 Mart'ta bazı müjdeler açıkladığını hatırlatan Sayın Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Karadeniz'i Doğu Anadolu'ya bağlayan tarihi İpekyolu güzergahında bulunan Zigana Dağı'na, Doğu Karadeniz'in Anadolu'ya açılan kapısına 12 kilometre uzunluğunda bir tünel yapacağımızı ifade etmiştim. Çift tüpten oluşan bu tünelle ilgili çalışmalarımıza başladık, projeler hazır. İnşallah önümüzdeki aylarda ihalesine gerçekleştiriyoruz. Trabzon Limanı'nın Türkiye'nin önemli limanlardan biri haline gelmesini sağlayacak olan bu tünel Karadeniz'in ve Doğu Akdeniz'in Doğu Anadolu'yla özellikle buluşmasın yönelik bölgemizin ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sağlayacak. Trabzon'a tarihi boyunca kazandırdığımız en büyük ulaştırma projelerimizden biri olan Kanuni Bulvarı. Yapımı devam eden bulvar tam 600 trilyon (milyon) liralık bir yatırım. Muhteşem bir proje. Bu Trabzon Akyazı Stadı'ndan başlayıp, Maçka yolunun 9. kilometresinde son bulan 24 kilometrelik çok önemli bir yol. Bulvarı inşallah önümüzdeki yılın sonunda bitiriyoruz. Bir diğer projemiz daha var: 175 yat kapasiteli yat limanı. Kamu, özel ortaklığıyla hayata geçireceğimiz Trabzon Yat Limanı şu an ihale aşamasında. İhalesini tamamlayıp inşallah en kısa sürede yapımına başlıyoruz. 20 trilyon (milyon) liralık bir yatırım olan Arsin Balıkçı Barınağı'nın yapımı da süratle devam ediyor. İnşallah 2 yıl içinde onu da tamamlıyoruz. 12 yılda Trabzon'a ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz: 12 katrilyon (milyar)." Trabzon'a, ulaştırma ve haberleşmede 3 milyar 119 milyon, eğitimde, üniversite dahil 730 milyon, gençlik sporda 923 milyon, tarım ve hayvancılıkta 934 milyon, orman ve su işlerinde 656 milyon, enerjide 609 milyon, sağlıkta 402 milyon liralık yatırım yaptıklarını ifade eden Sayın Erdoğan, hizmete devam edeceklerini söyledi.

11 Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu Artvin de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın programı kapsamında kente gelen Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Vali Kemal Cirit'i ziyaret etti. Prof. Dr. Eroğlu, burada yaptığı konuşmada, bakanlığının kentteki yatırımlarına değinerek, "Sayın Başbakanımız da bugün ifade etti. Daha önce Çoruh'ta hiç baraj yoktu. Biz Gürcistan'a sınır olan Muratlı'da bir baraj ve hidroelektrik santralini tamamladık. Daha sonra Borçka Barajı'nı bitirdik. En büyük barajlardan biri Deriner'i tamamladık" ifadesini kullandı. İspir ile Yusufeli arasındaki Artun Barajı'nın açılışının Başbakan Erdoğan'ın katıldığı toplu açılış töreniyle yapıldığını anımsatan Prof. Dr. Veysel Eroğlu, şöyle devam etti: "Bu baraj çok muhteşem oldu. Artun Barajı, 140 metre yüksekliğinde, yaklaşık 280 milyon metreküp suyu biriktirecek hacmi var. Erzurum'un bütün köyleriyle tamamının, merkez, sanayi ve her şeyi ile tek baraj, bütün enerji ihtiyacını karşılıyor. Bunun ne kadar büyük enerji üretimi olduğunu siz tasavvur edin. Türkiye, enerji ihtiyacının büyük kısmını doğalgaz, petrol veya kömür olarak ithal ediyor. Dolayısıyla bunlar, Türkiye'nin çevreci öz kaynağı, istihdam sağlıyor. Ekonomik kalkınma için bu hidroelektrik santrallerinin çok büyük önemi var. Erozyon kontrolü, balıkçılık, su sporları, turizm açından önemi var." Tesisin Maliyeti 1 Milyar Tesisin maliyetinin 1 milyar lira olduğunu aktaran Prof. Dr. Eroğlu, özel sektör tarafından yapıldığını dile getirdi. "Bunlarla ilgili en fazla 49 yıla kadar yapsın, işletsin, enerjisini serbest piyasaya satsın, sonra da hükümete devretsin şeklinde yönetmenlik yapmıştık" diyen Prof. Dr. Veysel Eroğlu, şunları kaydetti: "Çok fazla firma müracaat ettiği zaman kilovat saat başına devlete en fazla katkıyı kim verecekse ihaleyi ona veriyoruz. Burada da kilovat saat başına devlete 3,09 kuruş para veriyor. Tamamen kemiksiz destek. Bu barajdan dolayı yılda 42 milyon lira para alacağız devlete. Hem bedava yaptırıyoruz hem de üstüne para alıyoruz. Bu HES'ler olmasaydı dışarıdan 15 milyar dolarlık doğalgaz alacaktık. Bu 15 milyar dolar, ülkenin cebinde kaldığı için bu tüneller, yollar, havaalanları, okullar yapılıyor, üniversiteler kuruluyor. Bu parayı burada harcıyoruz." Orman Köylüsüne Destek Prof. Dr. Eroğlu, orman teşkilatına talimat verdiklerini ifade ederek, yeniden yerleşime tabi tutulan alanlardaki vatandaşları için ormanlık alanlardan gelir getirici birtakım türler dikeceklerini belirtti. Prof. Dr. Veysel Eroğlu, 3 yıllık bakımı ve bütün masrafların bakanlığa ait olacağını vurgulayarak, "Geliri 49 yıl, hatta daha da uzatırız, vatandaşa ait olacak. Bu şekilde bir program hazırladık. Çalışmalar başladı. Ormanlık

12 alandaki vatandaşlara Orköy desteklerimiz var. Biz burayı özellikle bütün dünyaya organik bal ihraç eden merkez haline getirmek istiyoruz" diye konuştu. Ziyarette, Prof. Dr. Eroğlu, Cirit'e kendisinin kaleme aldığı "Çoruh'un Mavi Gerdanlıkları" kitabını hediye etti. Prof. Dr. Veysel Eroğlu, daha sonra Belediye Başkan Mehmet Kocatepe'yi ziyaret etti. Kocatepe'nin gerçekten çalışkan ve başarılı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Eroğlu, "Bakanlık olarak kendisine her türlü desteği vermeye hazırız. Artvin'de içme suyu sorunu gerçekten had safhada. Bununla ilgili çalışmalara hemen başladık. Sayın başkanımız bizlerden su meselesinin çözümü noktasında yardım istedi. Kısa sürede içme suyu arıtma tesisi inşa edeceğiz. Artvinliler artık memba suyu gibi su içebilecek" değerlendirmesinde bulundu. Çoruh Parkı'nın Altyapı Çalışmaları Bitti Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Artvin'deki bütün dere ıslah çalışmalarını tamamlayacaklarını kaydederek, "Bu konudaki ödenekleri arttıracağız. Başkanımızın bizden talebi Çoruh Parkı'nın altyapı çalışmaları bitti. Üstyapısının bir an önce yapılması için asma tahta köprüler inşa edeceğiz. Çoruh Parkı'nı tamamladığımızda burayı belediyeye devredeceğiz" görüşünü paylaştı. Artvin'de atık su arıtma tesisi bulunmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Eroğlu, "Bu iş bizlerin vazifesi değil ama Artvin'e en azından modern arıtma tesisi yapacağız. Proje ile kentin atık suları da arıtılmış olacak. Artvin'in merkez nüfusu yaklaşık 26 bin. İleride nüfus artar, planlamamızı buna göre yapıyoruz" dedi. Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, daha sonra Artvin'de toplu açılış törenine hizmete açılan Arkun Barajı ve Hidroelektrik Santrali'ni gezerek, yetkililerden bilgi aldı. Ayrıca Artvin programı kapsamında Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Yusufeli ilçesinde yapımı süren Yusufeli Barajı'nda incelemelerde bulunarak yetkililerden bilgi aldı. Bakan Prof. Dr. Eroğlu, baraj nedeniyle yeni yerleşim yerine taşınacak Yusufeli ilçesine ilişkin, "Vatandaşlar merak etmesin, biz baraj inşaatından önce bu şehri kurar, vatandaşımızı yerleştiririz" dedi.

13 Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Artvin de Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Artvin'de düzenlenen toplu açılış törenine katılarak vatandaşlara hitap etti. Sayın Erdoğan, Artvin Valiliği önünde düzenlenen toplu açılış töreninde, eğitimden sağlığa, spordan altyapıya kadar pek çok alanda Artvin'e kazandırılan 159 milyon liralık 33 eser ve yatırımın açılışını gerçekleştirdiklerini söyledi. Ayrıca şu anda devam eden veya başlayacak hidroelektrik santrallerin tutarının 60 milyar dolar olduğunu da belirtti. Bir başka ifadeyle, devletin kasasından çıkacak 60 milyar doları özel sektöre yönlendirerek bu parayla diğer alanlardaki hizmetleri gerçekleştirme imkanı elde ettiklerini belirten Sayın Erdoğan, "Bundan daha güzel ne olabilir? Bu milli bütçeden çıkacaktı, bunu özel sektör diyor ki 'Ben yaparım.' Bu yatırımlar için devletin parasından 5 kuruş çıkmadığı gibi katkı payı olarak, vergi olarak ciddi bir meblağı da ilaveten devlete kazandırıyoruz. Arkun Barajı'nda olduğu gibi. Oradan bize yılda 40 trilyon bir giriş olacak" bilgisini verdi. Bugün açılışını yaptıkları Arkun Barajı ve hidroelektrik santralinin, yılda 842 milyon kilovatsaat enerji üreteceğini bildiren Sayın Erdoğan, barajın devlete yılda ödeyeceği katkı payı 42 milyon, yani eski rakamla 42 trilyon" diye konuştu. Sayın Erdoğan, bu barajın ülkeye kazandırılmasında, inşasında emeği geçen herkesi, her kurumu kutladığını belirtti. Artvin e 11 Katrilyon Artvin'e yaptıkları hizmetlerin sadece bunlardan ibaret olmadığına işaret eden Sayın Erdoğan, "Geçtiğimiz 12 yılda Artvin'e ne kadar hizmet yaptık biliyor musunuz? Ne kadar? 11 katrilyon" dedi. Artvin'de inşası devam eden çok büyük yatırımları, çok büyük projeleri bulunduğunu dile getiren Erdoğan, Hopa ile Borçka arasında inşa ettikleri Cankurtaran Tüneli'ni gelecek yıl açacaklarını ifade etti. Tünelin, bağlantı yollarıyla birlikte uzunluğunun 7 bin 288 metre olduğunu anlatan Erdoğan, bu tünel projesinin Karadeniz'i Erzurum üzerinden İran'a bağladığını, böylece Artvin'in ülkenin en önemli ticaret güzergahlarından biri haline geleceğini bildirdi. Bu bölgede yapacakları, Rize'nin, Artvin'in, hatta Batum'un yararlanacağı havalimanıyla ilgili altyapı çalışmalarının da devam ettiğini anlatan Sayın Erdoğan, Artvin-Rize havalimanının da proje çalışmalarının devam ettiğini, kısa zamanda inşaatını, ihalesini yaparak başlatacaklarını söyledi. Artvin'in iki havalimanından istifade edeceğini dile getiren Sayın Erdoğan, "Hem Batum hem de kendi havalimanı. Yani artık buradan Trabzon'a gitmeyecek. Rize hem Trabzon'dan istifade edecek hem de bu havalimanından. Yani alternatifleri çoğaltıyoruz. " diye konuştu. Sıkıntıları Çözmek İçin Bir Bir Adımlar Atıyoruz Bugün Yusufeli Barajı'nın bağlantı yollarının açılışı yaptıklarını belirten Sayın Erdoğan, şöyle devam etti:

14 "İnşaat hızlandı. Deriner, Muratlı ve Borçka barajları sadece Artvinimizin değil ülkemizin gurur kaynağı dev eserler. Bu barajlardan dolayı ulaşımda yaşanan sıkıntıları çözmek için bir çok adımlar atıyoruz. Asma köprülerin projeleri yapılıyor, inşallah en kısa zamanda tamamlanıp onlar da hizmete alınacak yılında kurduğumuz Artvin Çoruh Üniversitesi her geçen yıl daha da büyüyor daha da gelişiyor. Bugün açılışını yaptığımız tesislerle üniversitemizin önemli eksikliklerini gidermiş olduk. Amacımız Çoruh Üniversitesinin bölgesinin ve ülkemizin seçkin yüksek öğretim kurumları arasında üst sıralarda yerini almasıdır." Sadece ülkenin değil dünyanın en muhteşem tabiat güzelliklerine sahip Artvin'i turizm alanında da hak ettiği seviyeye taşımak için var güçleriyle çalıştıklarını vurgulayan Sayın Erdoğan, Atabarı turizm bölgesinde yaptıkları yatırımlarla, şehir genelinde inşa ettikleri spor tesisleriyle bu konuda önemli mesafe aldıklarına inandığını kaydetti. Erdoğan, "İnşallah bu alanda yapacağımız yatırımlarla Artvin'i ülkemizin en önemli turizm markalarından biri haline getireceğiz" ifadesini kullandı. Sayın Erdoğan'ın konuşmasının ardından toplu açılış törenine geçildi. Yapımı tamamlanan Arkun Barajı ve Hidroelektirik Santrali'nin açılışının yapılacağı alana canlı bağlantı kurulan törende, Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, yanında bulunduğu baraj ve santral hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Eroğlu, "Bu baraj çok muhteşem oldu. Artun Barajı, 140 metre yüksekliğinde, yaklaşık 280 milyon metreküp suyu biriktirecek hacmi var. Erzurum'un bütün köyleriyle tamamının, merkez, sanayi ve her şeyi ile tek baraj, bütün enerji ihtiyacını karşılıyor. Bunun ne kadar büyük enerji üretimi olduğunu siz tasavvur edin. Türkiye, enerji ihtiyacının büyük kısmını doğalgaz, petrol veya kömür olarak ithal ediyor. Dolayısıyla bunlar, Türkiye'nin çevreci öz kaynağı, istihdam sağlıyor. Ekonomik kalkınma için bu hidroelektrik santrallerinin çok büyük önemi var. Erozyon kontrolü, balıkçılık, su sporları, turizm açından önemi var."dedi. Açılışı gerçekleştirilen santral ve barajın 1 milyar liraya mal olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, yatırımları sebebiyle Sabancı Grubu'na teşekkür etti. Barajın hem Artvin'i hem Erzurum'u kucakladığına işaret eden Erdoğan, "İşte birliğimizin nişanesi bu, kardeşliğimizin nişanesi bu" dedi.

15 Orman Ve Su İşleri Bakanlığı Biyokaçakçılıkla Mücadelede Kararlılığını Sürdürüyor Hayata Geçirilen Biyokaçakçılıkla Mücadele Projesi İlk Etapta 41 Pilot İlde Uygulanacak Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü, biyokaçakçılıkla mücadelede kararlılığını sürdürüyor. DKMP Genel Müdürlüğü nün 2013 yılında başlattığı Biyokaçakçılıkla Mücadele Projesi ilk etapta 2014 için 41 pilot ilde uygulanmasının ardından 2015 te 81 ilde uygulanacak. DKMP Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Biyokaçakçılıkla Mücadele Projesi nin maksadını, biyoçeşitliliğimizin biyokaçakçılık yoluyla istismar edilmesini önlemek ve ülkemize ait genetik kaynaklardan elde edilebilecek faydaların ülkemiz menfaatine kullanılmasını sağlamak oluşturuyor. Proje 2013 Yılında Başladı 2013 yılında başlatılan Biyokaçakçılıkla Mücadele Proje sinin 2014 te 41 ilde pilot uygulamasının ardından, 2015 yılı içinde 81 ilde de uygulamaya konulması planlanıyor. Toplam bütçesi 1.5 milyon TL olan projenin uygulama süresi ise 3 yıl olarak öngörülüyor. Biyokaçakçılıkla Mücadelede Halkın Desteği Sağlanacak Ülke çapında uygulanacak proje kapsamında ilgili kurumlarla işbirliği ve eşgüdüm sağlanarak biyokaçakçılığın önlenmesine yönelik yasal, kurumsal ve idari tedbirler belirlenecek ve hayata geçirilecek. Proje süresince basılı ve görsel materyaller kullanılarak biyokaçakçılık konusunda halkın farkındalığı artırılacak ve biyokaçakçılığın önlenmesinde halkın desteğinin alınması sağlanacak. Ayrıca, biyokaçakçılığa karşı uygulanan idari ve cezai yaptırımların güçlendirilmesi maksadıyla mevzuat çalışmalarına da hız verilecek. Türkiye nin Sahip Olduğu Bitki Türlerinin Yüzde 34 ü Endemik Türkiye nin, çok değerli genetik kaynaklar sunan özgün bir biyolojik çeşitliliğe sahip olduğunu ifade eden Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu ise Türkiye, gıda ve tarım için önemli pek çok bitkinin anavatanını ve genetik çeşitlilik merkezini oluşturuyor. Türkiye nin sahip olduğu bitki türlerinin yüzde 34 ü endemik, yani ülkemize özgü türler. Bitki örtüsünün zengin olması ve dolayısı ile besin ihtiyacı olan birçok hayvan türünün kendisine uygun yaşam alanı bulabilmesi ülkemizi hayvan türleri açısından da zengin kılıyor. Pek çok hayvanın anavatanı olan Anadolu da, hala çeşitli çiftlik hayvanlarının genetik çeşitliliği yüksek yerel ırkları mevcut. Henüz sayıları tam olarak belirlenememiş ve keşfedilmemiş binlerce omurgasız hayvan türü de ülkemizde yaşıyor diye konuştu. Türkiye Genetik Kaynaklar Açısından Bir Cazibe Merkezi Endemizm oranının ve genetik çeşitliliğin bu derece yüksek olmasının Türkiye yi genetik kaynaklar açısından bir cazibe merkezi haline getirdiğini belirten Prof. Dr. Veysel Eroğlu Ülkemiz gibi biyolojik çeşitliliği yüksek ülkeler özellikle genetik kaynaklar açısından biyokaçakçılığa maruz kalıyor. Sahip olduğumuz bu zenginliği korumak ve yabancılar tarafından izinsiz olarak tabiattan toplanmasını engellemek hepimizin görevi dedi. Biyokaçakçılık Ekonomik Kayıplara da Sebep Oluyor Biyokaçakçılığın ekonomik kayıplara da sebep olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Eroğlu Ayrıca, biyokaçakçılık birey sayısında azalma, popülasyon kaybı, tür kaybı, ekosistem dengesinin bozulması ve ekosistem tahribatına sebep oluyor. Çeşitli soğanlı bitki türleri, yılan türleri, kelebek ve diğer böcek türleri biyokaçakçılığa daha sık maruz kalıyor. Vatandaşlarımız 156 Jandarma İmdat Hattı na İhbarda Bulunmalı Biyokaçakçılıkla mücadelenin çok önemli olduğunu ve vatandaşlardan kendilerine yardımcı olmalarını isteyen Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu Arazide yabancıların tabiattan canlı örnekler topladıklarını gören vatandaşlarımız hiç vakit kaybetmeden 156 Jandarma İmdat hattına ihbarda bulunmalı diye konuştu.