17.YY. ŞAİRLERİNDEN HİKMETÎ ve DİVANI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "17.YY. ŞAİRLERİNDEN HİKMETÎ ve DİVANI"

Transkript

1 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI ESKİ TÜRK EDEBİYATI BİLİM DALI 17.YY. ŞAİRLERİNDEN HİKMETÎ ve DİVANI YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Aysel EĞRİ Tez Danışmanı Prof. Dr. Cemal KURNAZ Ankara 2006

2 TC GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ NE Aysel EĞRİ ye ait 17. yy. Şairlerinden Hikmetî ve Dîvānı adlı çalışma, jürimiz tarafından Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı/ Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. (İmza) Başkan. Akademik Unvanı, Adı Soyadı (İmza) Üye. Akademik Unvanı, Adı Soyadı (İmza) Üye. Akademik Unvanı, Adı Soyadı (İmza) Üye. Akademik Unvanı, Adı Soyadı (Danışman) (İmza) Üye. Akademik Unvanı, Adı Soyadı

3 ÖNSÖZ Bir toplumun yaşayışı, inanışları, kültürü, düşünce dünyası edebiyatına yansımaktadır. Bu nedenle edebiyatın; dolayısıyla da edebî eserlerin önemi büyüktür. Edebiyat tarihi, edebî eserlerin sistemli bir şekilde incelenmesi ile yazılır.sağlam, güvenilir bir edebiyat tarihinin yazılması için de sağlam metinlerin olması gerekir. Biz de çalışmamızda 17. yy da yaşamış olan Hikmetî Divânını sağlam bir metin halinde ortaya koymayı amaçladık. Hikmetî, edebiyatımızda pek bilinmeyen bir isimdir. Bu çalışmayla birlikte onun şahsiyeti ve edebî kişiliğini de ortaya koymayı planladık. Çalışmamıza Milli Kütüphane Yazmalar Kataloğunda bulunan dîvânın nüshasını tesbit ederek başladık.türkiye genelindeki kütüphane kataloglarını, yabancı katalogları incelememiz sonucunda dîvânın başka bir nüshasının bulunmadığını tesbit ettik. Başka bir nüshanın mevcut olmaması çalışmamızı zorlaştırdı. Dîvânın bazı bölümlerinde nem lekeleri bulunması dolayısıyla bazı kelimeler net olarak okunamadı.bunlar dipnotlarda yazılışları da gösterilerek belirtildi. Dîvân metni oluşturulurken dîvân tertibinde bir değişiklik yapılmadı. Çünkü tertip bakımından Hikmetî Dîvânı nın orijinal bir yönü mevcuttur. Şair, şiirleri kafiye harflerine göre sıralamıştır. Mesneviye kadar bu şekildeki sıralamayı sürdürürken, mesneviden sonraki şiirlerde şair, bu sistemi gözetmemiştir.

4 IV Şairin hayatı, edebi şahsiyeti ve eserleri hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlayamadığımızdan dolayı bunlara dair söyleyeceklerimizi şiirlerinden fişleyerek söylemeye çalıştık. Çalışmamız iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde şairin hayatı, şahsiyeti ve edebi şahsiyeti üzerinde durduk. Edebi şahsiyeti için ise şiir ve şair hakkındaki görüşleri, dil ve üslup, dîvândaki atasözleri ve deyimler, şairin etkilendiği şairler başlıkları altında incelemelerde bulunduk. İkinci bölümde dîvânın şekil ve muhteva özelliklerini incelemeye çalıştık. Şekil özelliklerini nazım şekilleri, vezin, kafiye ve redif başlıkları ile ele aldık.divanda toplum hayatına ilişkin özellikler dikkat çekici olduğu için muhteva özellikleri daha çok bu yönde inceledik.sonuç ve kaynakça da bu bölümdeki başlıklardır. Çalışmamızın son kısmında ise divan (metin) yer almaktadır. Divan metninin başında metnin teşkilinde takip edilen yol hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmalarımı baştan sona tek tek okuyan ve çalışmam sırasında büyük desteğini gördüğüm sayın hocam Prof. Dr. Cemal KURNAZ a, yardımlarını gördüğüm diğer hocalarıma teşekkürlerimi sunarım. Aysel EĞRİ 2007

5 V İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III KISALTMALAR...VII I. BÖLÜM: HİKMETÎ HAYATI, ŞAHSİYETİ VE ESERİ...1 A) Hikmetî nin Hayatı 1 B) Şahsiyeti Şahsiyeti Edebî Şahsiyeti...7 a) Şiir ve Şâir Hakkındaki Görüşleri..7 b) Hikmetî de Dil ve Üslûp.10 c) Dîvândaki Atasözleri ve Deyimler 15 c.a)atasözleri..15 c.b) Deyimler...19 d) Hikmetî nin Etkilendiği ve Etkilediği Şâirler..23 C) Dîvânı...24 II. BÖLÜM: HİKMETÎ DÎVÂNI NIN ŞEKİL VE MUHTEVÂ ÖZELLİKLERİ..26 A) Dîvân ın Şekil Özellikleri Nazım Şekilleri...26 a) Kasîde...26 b) Gazel.28 c) Mesnevî 29 d) Tercî-i Bend.29 e) Muhammes...30 f) Murabba...30 g) Rubâî...30 h) Kıt a Vezin Kâfiye ve Redif..35 B) Dîvân ın Muhtevâ Özellikleri Hikmetî Divanı nda Cemiyet. 43 I.Şahıslar...43 A. Tarihî Şahsiyetler..43 a) Hükümdarlar, Devlet Adamları..43 b) Şairler c) Sanatkârlar...44 B. Tarihî-Efsanevî Şahsiyetler...44 C. Masal Kahramanları. 47

6 II. Kavimler. 50 III. Ülkeler, Şehirler, Dağlar, Nehirler. 50 IV. İçtimâî Hayat...50 A) Giyim-Kuşam...51 B) Yiyecek-İçecek...51 C) Eşya...51 D) Tıp-Hastalık.55 E) Alış-Veriş...56 F) Mimari...57 G) Oyunlar...58 H) Yazı: I) Adet ve Gelenekler: HİKMETÎ DÎVÂNI Metnin Teşkilinde Takip Edilen Yol...62 Dîvân (Metin)...64 Dizin SONUÇ KAYNAKÇA ÖZET ABSTRACT VI

7 VII KISALTMALAR a.g.e. Adı geçen eser Ans. Ansiklopedi F. B. Fahri Bilge İst. İstanbul TDK Türk Dil Kurumu TDV Türk Diyanet Vakfı MEB Milli Eğitim Bakanlığı Bkz. Bakınız c. cilt s. sayfa Yay. Yayınları Yy Yüzyıl

8 I.BÖLÜM: HİKMETÎ NİN HAYATI, ŞAHSİYETİ VE ESERİ A) Hikmetî nin Hayatı: Kaynaklarda Hikmetî nin hayatı ile ilgili herhangi bir bilgiye rastlanamamıştır. Milli Kütüphane Yazmalar Kataloğu nun 141.sayfasında - 06Mil Yz FB 294/1- numarasıyla yer alan Hikmetî Dîvânı için verilen bilgilerde Hikmetî nin doğum tarihi boş bırakılıp, ölüm tarihi için H 1080-M 1669 yazılmıştır. Bu bilginin dîvânın son bölümünde yer alan tarihlerden yola çıkılarak verilmiş olduğunu tahmin etmekteyiz.doğum tarihini bilemediğimiz şâirin ölüm tarihini de kesin olarak bilemiyoruz. Dîvân nın sonunda bulunan manzumeler, Hikmetî nin yaşadığı dönem hakkında bize ip uçları vermektedir.(bkz no lu manzumeler) Bu manzumelerde Hikmetî, IV. Murad ın Bağdat seferinden söz etmektedir: Tûti l-mülke limen oldukda istisnâ-yı Hak Evliyâ burcın görüp Sultan Murad a müstahak (282-1) Geldi burc-ı evliyâya pâdişâh-ı dîn-penâh Virdi ol subh-ı saèâdet san kudûmından şafak (282-8) Târih-i Feth-i Girid Be-dest-i Sultan Mehemmed Han Gâzi başlıklı manzumede ise IV. Mehmed in Girid seferinden söz eder.

9 2 Zülfikâr-ı reh-i din müftehir-i sıdku yakîn Yed-i sıdkıla dutup bend-i girîbân-ı Girid (283-2) IV. Murad, yıllarında; IV. Mehmed ise tarihlerinde padişahlık yapmışlardır. Bu manzumelerde adı geçen diğer şahıslardan biri olan Kara Mustafa Paşa (Firârî) (?-1671) 17.yy da yaşamıştır. 1 Hikmetî, bazı manzumelerinde (bkz.284, 286, 287 no lu manzumeler) Mustafa Paşa ya medhiyelerde bulunmuştur. èazim-i Basra Mustafa Pâşâ Oldı tevfîkaña olup hem-râh Fâtih-i Basra Mustafa Pâşâ (284-5) Aña vâcib duèâ ola her gâh (284-26) Manzumelerde adı geçen diğer şahıslardan Murtaza Paşa 2 (bkz.138 no lu manzume) 17.yy da Bağdat vâlisidir 3 ; Yahya Ağa 4 (bkz. 285 no lu manzume) 1668 de isyan etmiş, 285 no lu manzumede bu konu işlenmiştir. Rikâb-ı hümâyûna ièlâm idüp Ki Yahyâ olup èâsi vü fitne-kâr (285-9) Bağdat valisi İbrahim Paşa ile Hüseyin Paşa arasındaki mücadele, Hüseyin Paşa nın yaptırdığı şatoya 6 ay kapanması 5 gibi olaylar 288 no lu manzumede işlenmiştir. 1 Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmânî, Tarih Vakfı Yurt Yay., İst. 1996, c.4, s Mehmet Süreyya, a.g.e., c.4, s İslâm Ans., Milli Eğitim Basımevi, İst. 1945, c.3, s.323

10 3 Altı ay èaskeriyle leyl ü nehâr Kurna içre kapandı oldı mukîm (288-5) Hikmetî nin yaşamış olduğu coğrafyayı tam olarak bilemiyoruz. Bazı şiirlerinde Bağdat ve bu civardaki yerleşim yerlerine ait yer isimleri geçmektedir: Bağdat (bkz. 284, 287, no lu manzumeler),kurna 6 (bkz. 284, 285, 288 no lu manzumeler), Zekiye (bkz. 284 no lu manzume), Basra (bkz. 284,288 no lu manzumeler), Düceyl 7 (bkz. 138 no lu manzume) gibi. Buradan yola çıkarak, onun bazı görevler dolayısıyla da olsa buralarda bulunmuş olabileceğini söyleyebiliriz. Bağdat bizim kültürümüzde evliyalar burcu diye anılmaktadır. Geldi burc-ı evliyâya pâdişâh-ı dîn-penâh Virdi ol subh-ı saèâdet san kudûmından şafak Bihamdillâh yine geldi yerine (282-8) Didüm târîhini Bagdâd-ı cânı (287-16) Sonuç olarak, Hikmetî nin dîvânının sonundaki manzumelerde vermiş olduğu tarihler, zikrettiği yerler ve olaylar dolayısıyla, genel olarak onun 17.yy da, Bağdat ve civarında yaşadığını ve 1669 dan sonra vefat ettiğini söyleyebiliriz. 4 İslâm Ans., Milli Eğitim Basımevi, İst. 1945, c.3, s İslâm Ans., Milli Eğitim Basımevi, İst. 1945, c.3, s.323, Kâmusu l-âlâm, c. 5, s Kâmusu l-âlâm, c.3, s. 2122

11 4 B) Şahsiyeti 1. Şahsiyeti: Kaynaklarda Hikmetî hakkında herhangi bir bilgi mevcut olmadığından şahsiyeti ile ilgili tesbit edilmiş herhangi bir bilgi sunamıyoruz. Şiirlerinden yola çıkarak Hikmetî nin şahsiyeti ile ilgili bir şeyler söylemek de pek mümkün olamamıştır.hikmetî şiirlerinde, bulunduğu asırdan yakınma, kıymetinin bilinmemesi, feleğin başkalarını mutlu ederken kendisine hep dertler vermesi gibi şâirlerin genel söyleyişlerini kullanmıştır. Tezkirelerde ve diğer kaynaklarda Hikmetî nin adının geçmemesi onun tanınmamış, şöhret bulamamış bir şâir olduğunu göstermektedir.yine Hikmetî şiirlerinde, devrinde doğru sözlü kimselerin bulunmadığını, gönül ve irfan sahibi kişilere değer verilmediğini, güzel söz sahiplerinin kıymetinin bilinmediğini söylese de 17.yy da Nef î, Nâbî, Nâilî gibi şâirlerin şöhret bulduğunu düşünürsek, Hikmetî nin bu söyleyişlerinin geçerliliğinin olmadığını görebiliriz.aşağıda bu söyleyişlerine örnekler verilmiştir: Şimdi bir èasrdayuz kim olamaz Hikmetiyâ Zümre-i ehl-i dil ü sâhib-i èirfâna revâc (31-21) Bu iki kimseye yokdevr-i felekde ne èaceb Bir hüner-perver (ü) bir merd-i sühan-dâna revâc (31-23) Yokimiş kadr ü şeref ehl-i dile Hikmetiyâ Olduñ eşèâr u kasâidde ne sevdâda ôahîr (94-5)

12 5 Sözde bir èâfiyet âsârı bulınmaz aslâ Şimdi bir èasrda kim bir sözi sag âdem yok (160-2) áam degül hâk-i vatanda Hikmeti nâ-kadr iseñ K anda laèlüñ kadri yokderyâda dürrüñ kıymeti (227-20) Hikmetî Dîvânı nda tasavvufî söyleyişleri de görmekteyiz. Bir şiirinde bende-i Mevlânâ yuz diyen şairin 146 no lu semā redifli şiiri de bize onun Mevlevî olduğunu düşündürtmekte ise de kesin bir yargıya varmak doğru değildir. Aşağıda bu tür söyleyişlere örnekler verilmiştir. Bugün ey Óikmetî biz ibn-i vaktüz Olan kimdür di gel ferdâya vâris (29-7) Biz o ser-mest-i mey-i mest-i elestüz ki müdâm Meh-i nev kâse-i meyhânemüzüñ pâresidür (89-3) Óikemî-nabø-ı vücûd-ı sühana Lokmân uz èaceb olmaz bize çün bende-i Mevlânâ yuz (97-7) Şol kadar mahøuø-ı fakruz virmezüz ey Óikmetî Atlas-ı gerdûn-ı dûna hırka-i peşmînemüz (98-6) Câm-ı èulûma irse elüm Óikmetî n ola

13 6 Pây-ı himemle meclis-i èirfâna mâilüz (99-7) Bugün ey Óikmetî biz ibn-i vaktüz Bize söyler gam-ı ferdâyı vâèiô (142-7) Hikmetî dünyada hiç mutlu olamadığını da ifade etmiştir. Feleğin kendisine azap ettiğini, başkalarına mutluluk verirken onun isteklerini vermediğini, ömründe dertlerden, kederlerden kurtulamadığını söylemiştir. Şol kadar derd ü gamum var ki gelemez kaleme Olamaz şerh-i gam ü derdüme defter kâgaz (51-26) Akrânum içre Hikmeti ancakbaña felek Cürmüm èaceb nedür ki hemîşe èazâb ider (55-7) Ey Hikmeti ancakolmadum ben Bu dehrde şâd-kâm-ı nev-rûz (95-28) Nedendür bilmezem èâlemde ben makhûr-ı gerdûnam Felek her kimseye kâmın virür ancakbaña virmez (109-2) Bir garîb-i mülk-i èaşkam bî-kes ü bî-hem-demem Eyle tevfîkuñ refîküm kıl bu dehşetden halâs

14 7 (131-3) İntihâ-yı èömre irdüm ibtidâ-i èömrde Bulmadum bu èömr-i fânîde küdûretden halâs (131-4) Kahr u lutfı èârife hergiz gerekmez Óikmetî Ger bugün güldürse lâ-büd agladur ferdâ felek (162-22) Bir yerde de Hikmetî zenginliğin, dünyanın ve dilberin bir hiç olduğunu; asıl zenginliğin bunlardan kurtulmak olduğunu söylüyor. Devlet ü dünyâ vü dilber hiç imiş ey Óikmetî Devlet oldur kim ola bir gün bu devletden halâs (131-14) 2. Edebî Şahsiyeti: a) Şiir ve Şair Hakkındaki Görüşleri Şâirlerin genellikle makta beyitlerindeki söyleyişlerinde şiirle ve kendi şiirleriyle ilgili görüşleri yer alır. Böylece biz şâirlerin şiirle ilgili tesbitlerini görürüz.aynı zamanda bu söyleyişler bize edebiyat eleştirisini de sunar. Hikmetî şiirlerinde çoğunlukla kendi şiirlerini övmüştür. Defter-i evsâfuñı eflâke eylerdi beyân Ger olaydı Óikmetî-tek bir sühan-ver âfitâb (14-31) Saña bu fahr yeter Hikmetiyâ şièrüñ o meh

15 8 İşidüp didi fedâ ola bu maømûna rakîb (18-7) Cesed-i tabèuma virmiş naôarı kuvvet-i rûh Sühan-ı rûh-fezâm olsa n ola cân-ı bahâr (54-33) Demidür Óikmetî kılsam seyâhat kişver-i naôma Semend-i tabè-ı pâküm gibi çâbük-râhumuz vardur (62-5) Lüélüé sühanüz Hikmetiyâ ehl-i dil içre áavvâs-ı dür-i bahr-i sühan-senc-i hayâlüz (96-7) O hurşîd-i cemâlüñ Óikmetî mièrâcı vasfında Meh-i nev husrev-i naômum semendine rikâb olmaz (110-7) Dem-i ilhâm ile cân-bahş olup dillerde eşèâruñ Meger kim tabèuña ey Óikmetî hâtif naôar kılmış (122-7) Magz-ı hikmetdür senüñ remz-i kelâmuñ Óikmetî Bü l-èaceb senden ki kılmakhikmeti Lokmân a èarø (135-16) Muèciz-nümâ-yı reh-i naôım içre Óikmetî Fenn-i sühanda yetmege Lokman a çalışur (57-1)

16 9 Hikmetî, eğer şiiri güzel, şirin bir eda ile söylemek istersen, fırsat buldukça sevgilinin şeker saçan dudaklarını öp, demektedir. Tûti-tek şîrîn-makâl olmakdilerseñ Óikmetî Fırsat el virdükçe yâruñ laèl-i şekker-bârın öp (19-5) Hikmetî nin şiir yazmadaki amacı sevgilinin dedikodusunu etmektir. Çünkü gönül ehli hep sevgilinin vasıflarında, nazından, kahır ve lütuflarından konuşmaktadır. Kavl-i nâz u lutf u kahruñ vasfın ehl-i dil k ider Nükte vü şièr [ü] gazelden güft u gûyuñdur garaø (136-4) Hikmetî, eğer o dudakları sarhoş eden sevgili beni sarhoş etmekle alıkoymasaydı, tüm kâinât benim şiirlerimle dolardı, demektedir. Kâéinâtı defter-i naômum dutardı Óikmetî Ol leb-i mey-gûn beni ser-mest ü hayrân itmeye (220-7) Hikmetî, ilim ve mânâ bilginlerinden, kendisine büyükleme yapılarak ve saygı duyularak, bu dîvâna bir şerh yapılmasını ümit etmekte olduğunu söylemiştir. Râsihân-ı èilm ü maènâ var ümîdüm Óikmetî İdeler taèôîm ü tekrîm ile bu dîvâna şerh

17 10 (38-5) Hikmeti ye göre dünya defterindeki en güzel eser şiirdir. O, şiir vezninin bahirlerini vezinsiz okuyanların mihnet denizinden kurtulamamasını dilemektedir. Bahr-i mihnetden kenâra çıkmasun ey Óikmetî Bahr-i vezn-i şièri ol kim mest ü nâ-mevzûn okur (85-7) Her şair gibi Hikmetî de şiirlerinde kendisini övmüş, değerinin bilinmediğinden yakınmıştır. Şiirlerinde, söylediklerini başarılı bir şekilde uygulayamayışı, sık sık vezin kusurlarına rastlanması, onun çok da başarılı bir şair olmadığını göstermektedir. b) Hikmetî de Dil ve Üslup Hikmetî nin yaşamış olduğu devir olan 17. asırda,...türk-osmanlı şâirleri artık İran edebiyatına eskisi kadar değer vermiyorlardı. Türk şiir sanatı, asırlardan beri bilhassa Türkçe söyleyiş bakımından hayli yerli ve milli bir istikâmet almış bulunuyordu. Kullanılan Türkçe kelimelerin, Türkçe deyimlerin ve halk söyleyişlerinin, bu arada Türk şiirine mahsus bir seslendirişin bu şiire verdiği çehre şüphesiz çok milli idi. Türk şiiri daha geçen asırlarda Ahmed Paşa, Necâtî ve Nevâî gibi; Fuzûlî ve Bâkî gibi, kendi klâsiklerini yetiştirmişti.17.asrın birçok sanatkârları artık İran şâirlerini değil, kendi klâsiklerini örnek edinmişlerdi. 8 Daha çok Nâilî de gördüğümüz Sebk-i Hindî söyleyişini Hikmetî de de görmekteyiz. Hikmetî şiirlerinde sık sık terkipli söyleyişleri kullanmıştır. Bu terkiplerin çok azı Türkçe kelime olup, 8 Nihad Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, Milli Eğitim Basımevi, İst. 1997, c.2, s. 651

18 11 çoğunluğunu Arapça ve Farsça kelimeler teşkil etmektedir.hikmetî nin şiirlerinde 4 lü, 5 li,6 lı terkipler kullandığını görmekteyiz. Afitâb-ı hasret-i vasl-ı ruhında dem-be-dem Sâye-bânum deşt-i gamlarda dü-râh olmış baña (2-5) Her dem ister ola yüz şevkile pervâne-i rûh Şûèle-i şemè-i reh-i èârıø-ı dil-dâra fedâ (10-2) Ahker-i âh-ı hayâl-i hâl-i èanber-bûyuña N ola ger taèôîm özinden olsa micmer âfitâb (14-26) Bir dem yine bu sencel-i dilden cüdâ degül Nakş-ı hayâl-i sûret-i behcet-fezâ-yı dost (20-6) Neşée-i muèciz-i cân-bahş-ı Mesîh-i laèlüñ Komadı rûh-fezâ-yı leb-i hûbâna revâc (31-6) Seyr-i pür-èişve-i reftâr-ı kad-i dil-cûyuñ Komadı serv-i sehî sahn-ı gülistâna revâc (31-16) áonceler açmış dehen gülşende k anuñ çün vire Istılâh-ı nükte-i laèl-i leb-i cânâna şerh (38-4)

19 12 Lüélüé sühanüz Hikmetiyâ ehl-i dil içre áavvâs-ı dür-i bahr-i sühan-senc-i hayâlüz (96-7) Şehîd-i teşne-i laèl-i revân-bahşuñ olan èâşık Yatursa hâk-i kûyuñ içre ger biñ yıl türâb olmaz (110-2) Kulle-i nâz-ı visâl-i yâra pervâz itmege Sîm ü zer gibi dilâ murg-ı dile olmaz kanat (139-11) Fedâ-yı cân-fezâ-yı laèl-i yâram çokdan ey dil men Òadeng-i gamze-i cellâd-ı yâra imtinânum yok (161-6) Sedd-i râh-ı kâm olup baht-ı siyâh-ı ehl-i dil Rûşen olmaz mı çerâg-ı kadr-i câh-ı ehl-i dil (179-1) Cürèa-keş-i sâki-i bezm-i ezel Kıldı beni mest-i mey-i lem-yezel (239-1) Bu eyyâm-ı hayât-efzâda ey dil her gül-i hamrâ Tesellî-bahş-ı hicrân-ı ruh-ı zibâ-yı cânândur (280-6)

20 13 Hikmetî, dîvânında bugün için yaygın olmayan bazı kelimeleri kullanmıştır: Belkim, bah, yah, yoh, bular, ahşam, yasdanup, karanku, sencileyin, ancılayın, yuvar, söyünmez, sagınma, kucmak, nite, bahış, birle, anca, menem, eyleyüben, saralmış, yılgar, kocaldın, öndin, yılgarda, altun, idiser, konşuluk, varayın, açılmadın, kaçan, yahşi, kimi, ötri, algıl, yogulmak,yohlar, olmayısar,sayru, korkarın, baglıyayın, ımışak, yilter... gibi. Kılca kalmaz tende cânum şâne alsa destine Şâneden belkim çeker ol zülf-i èanber-bâr güç (35-2) Kucmakdilâ miyânını ol şemè-i pertevüñ Müşkil sagınma rişte-i âsâna bagludur (93-6) Terk eyleyüben èaklı dilâ deşt-i cünûnı Demdür dutalum irs ile Mecnûn kıbelinden (194-3) Yasdanur her kim der-i devlet-meâbın sıdkıla Pâye-i èulyâya ikdâm eyleyiser bî-gümân (286-17) Divanda özgün söyleyişler bulunmaktadır. Ay tutulmasını, feleğin ayrılık ateşinden dolayı göğsüne dağ üstüne dağ vurması şeklinde söylemiştir. Sürh-rû mâhı görüp sanma dutulmış ki felek áam-ı hicrüñde urup gögsine dâg üstüne dâg (151-3)

21 14 Sevgilinin ay yüzü ortalığı kapladığından, güneş batmaktadır diyerek hüsni talil yapılmıştır. Ayagı varmazdı garba âfitâbuñ varmaga Ger meh-i ruhsârın ol gül-çehre pinhân itmeye (220-5) Gül güzel kokusunu, sabah rüzgarının sevgilinin anber kokulu zülfünü kımıldatması sonucu almıştır. Gül bu hoş bûyı şehâ kandan bulurdı her seher Ger sabâ depretmeseydi zülf-i èanber-bâruñı (233-2) Sevgilinin saçları, gül ağacında rakseden yılana benzetilmiştir. Serv-kaddüñ üzre gîsû-yı hırâmânuñ gören äan nihâl-i verde çıkmışdur kılur şeh-mâr raks (134-4) Aşık sevgilinin yoluna tüm varlığını koymuştur. Geriye bir canı kalmıştır, o da feda olsun demektedir. Koydum yolında sîm ü zer ü cümle varumı Bir cân ki kalmış ol dahı olsun fedâ-yı dost (20-13) Hikmetî, alışılmışın dışında söyleyişler de kullanmıştır. Aşığın, sevgilisine giriftar olması karşısında hayfler etmesi gerçek hayata yakın, daha realist bir yaklaşımdır. Klasik şiirde böyle bir anlayış yoktur. Ben olam ey gonce-i dil bülbül-i zâruñ senüñ Dil çeke her dem cefâ-yı mihnet-i hâruñ senüñ

22 15 èákıbet agyâr-ı bed-girdâr ola yâruñ senüñ Gelmeye agyâr ile yâr olmadan èâruñ senüñ Óayflar olsun baña k oldum giriftâruñ senüñ (243-1) c) Dîvândaki Atasözleri ve Deyimler 17.yy daki halk söyleyişlerine yönelme sonucunda şiirlerde atasözü ve deyimlerin kullanımı da artmıştır. Hikmetî de de bu kullanımları görebilmekteyiz. c.a) Atasözleri: Hikmetî atasözlerini daha çok rubâîlerinde kullanmıştır. Gözden ırak olan gönülden de ırak olur: Hikmetî bu atasözünü kendi anlamında değil de, bu sözü doğrulamayan bir anlamda kullanmıştır. Sevgilinin gözden uzak olması gönülden de uzak olması demek değildir. Çünkü gönül gözden önce sever diyerek atasözünü farklı bir şekilde kullanmıştır. Gözden ırag olursa göñülden degül ırak Kim dîdeden dil evvel olur âşinâ-yı dost (20-16) Gönülden gönüle yol vardır: Gönülden gönüle yol vardır derler; fakat ayıplama taşı o yolu kapatmıştır. Göñülden göñüle yol var imiş dirler(di) ammâ kim Arada seng-i taèn ile o yol çokdan kapanmışdur (72-3) Resm-i vefâya virmek içün Óikmetî nesin

23 16 Dilden dile muhabbet anuñ çün güzâr ider (82-8) Yer pek girilmez, gök yüksek çıkılmaz: Ahım göklere çıktı, göz yaşlarım yere indi; fakat ben isteklerime ulaşamadım. Çünkü yer katı, gök ise uzaktır. Çıkdı âhum göklere geçdi sirişküm yerlere İrmedüm maksûda âhir yer katıdur gök ırag (152-3) Söz gümüş ise sükut altındır: Sühanuñ nukre ise lîk sükûtuñ zerdür Eyle hatm-i sühan ey tabè-ı güher-kân-ı sühan (192-22) Sırrını düşman bilmesin dersen dostuna açma: Şiirde tam olarak bu atasözü kastedilmese de benzer bir söyleyiş olarak kabul edebileceğimizden buraya aldık. Bir nasîhat ki ilde cârî ola Gerek ol pendüñ iètibârı ola Sırruñı yâra söyleme zîrâ Belki yâruñ bir özge yârı ola (255) İyileşecek hastanın hekimi ayağına gelirmiş: Men-i dil-hasteye seni görmek èaceb olmaz bugün ki oldı nasîb

24 17 Òaste çün sıhhate ümîd eyler Gelür ol derd-mende karşu tabîb (262) Gün doğmadan neler doğar: èayş u nûşı saña dimem itme *Lîk olma zamâneden gâfil Feshe yetmez mi leyletü l-hublâ Togmadın gün neler togar ey dil (271) Geçen ömür geri gelmez: Dutalum kim hümâ-yı devlet uçup Her kimüñ başına varup konmaz Òoş geçür èömrüñi kadrini bil Ki geçen gün dahı girü gelmez (272 ) Zaman sana uymazsa sen zamana uy: Sâz-ı çarhuñ terânesi çokolur Dime dutmam kulakterâneye ben Saña uymaz ise zamâne eger Uyasun sen gerek zamâneye sen (273 ) Eski düşman dost olmaz, domuz derisinden post olmaz: Togru dirler eski düşmen degmede olmaz mı dost

25 18 Dost olınca bir tarafdan gösterür lâ-büd rehak (282-15) Kişi kendine ettiğini âlem bir yere gelse edemez: Kişinüñ yine kendüye itdügin İdemez yogulsa bu èâlem ki var (285-15) Dîvânda bunlardan başka atasözü olup olmadığından emin olmadığımız, vecizli bir söyleyişi içeren kullanımları da görmekteyiz: Yegdür ey Hikmeti her bahse sükût olsa cevâb Mûr eger kılmış ola n ola Süleymân ile bahs (27-20) Togru olmazsun neden èuşşâkla ey serv-kadd Servde olmaz bilürsün çünki bir âsâr kec (34-3) Her işi kecdür èadûnuñ keclüginden Óikmetîâ Toâru olmaz gölgesi ger olsa bir dîvâr kec (34-5) El-kıssa nevdür âmede sanup èacebleme Òûblar vefâsuz olmada resm-i kadîmdür (69-6) Óarîm-i kûy-ı dilberde rakîb-i bî-edeb n eyler Edebsüz âdeme ey Óikmetî taèzîr lâzımdur

26 19 (84-5) Nedendür merdüm-i çeşmi bırakmış fitneler dehre áalatmış Óikmetî dirlerdi merdümden hatâ çıkmaz (102-7) Ezelden tarh olup èâşıkların gûyâ rıøâsıyla Cefâ bünyâdınuñ andanmış aslı kim harâb olmaz (110-4) èaşkbir sırdur dil-i èuşşâkile hem-râz olur İtmek olmaz sırr-ı èaşkı degme bir nâdâna èarø (135-5) Bu mukarrerdür ki nutkolmaz kesilmiş başda Lîk olmaz kesmeyince başını gûyâ kalem (180-25) c.b. Deyimler: Hikmeti nin divanında deyimleri sıkça kullandığını görmekteyiz. En sık kullanılan deyimlerden birisi aklını almak deyimidir. Aşığın aklını sevgili almıştır. Yitürmiş Hikmetî èaklın buña mümkin mi inkâruñ Sen almışsun anuñ èaklın saña èâlem gümân eyler (73-7) Diğer bir deyim de can vermek tir. Aşık sevgili ile bazar etmiş; valsına karşılık canını vermiştir. Metâè-ı vasla virdi Óikmetî cân

27 20 Anuñ yâr ile bâzârındadur haôô (144-5) dil uzatmak deyiminin tevriyeli olarak kullnıldığını görmekteyiz. Katè iderler dem-be-dem şemèüñ dilin mikrâø ile Dil uzadur gördiler sen-tek meh-i tâbâna şemè (145-15) Divanda yer alan başlıca deyimler şunlardır: acı söz :155/6, 192/4 ağzına çal :232/3 aklı başında :277 aklı başından git- :166/2 aklı elden gider- :26/4 aklını al- :73/7, 88/2, 161/3,162/7, 166/2,190/6 aklını baştan al- :100/6, 203/2, 230/2 aklını ver- :119/4, 277 aklını yanından ayırma- :211/4 aklını yitir- :73/7 âlemi kapla- :17/3 aman verme- :6/3 âşinâ eyle- :3/7 ayağına yüz sür- :156/18, 200/25, 278 ayağını kes- :122/6 bağrı delin- :77/3 bağrı yanık :145/9

28 21 bağrına bas- :174/7, 216/2 baş eğ- :195/3 baş eğme- : 95/10 başa çıkılma- :128/1 başına çal- :120/3 başına dolan- :217/5 başına toprak savur- :15/2, 121/16 başını duvara vur :125/4 başlar üzre tut- :31/2 bir içim su :59/2 can fedâ et- :83/5, 86/7 can fedâ ol- :20/13, 145/9 can sakın- :18/6 can ver- :2/3, 22/1, 27/16, 44/3, 45/11, 94/3, 108/3, 144/5, 173/1, 182/4, 200/27 cana gel- :114/5, 150/4 cana getir- :184/4 canını kurtar- :10/3 çâre bul- :89/5 dil uzat- :132/4, 145/15 dilden geç- :6/6 dili varma- :88/5 dünyayı başına dar eyle- :200/10 el ver- :184/6 emana getir- :23/1 eşiği toprağına yüz sür- :19/4 fedâ ol- :18/7

29 22 fırsat el ver- :19/5 gâfil ol- :3/7 göğsüne ur- :26/3 gökte araken yerde bul- :268 gönlü alçak :200/13 gönlü düş- :95/29 gönlünü al- :161/2, 191/1 gönlünü eğle- :231/1 gönül bağla-(dil) :85/3 gönül ver- :26/5, 35/5, 45/1, 58/2, 97/2,114/3, 117/2,135/12, 211/4, 212/4, 218/4, 226/1 gözü ağar- :18/4 gözü gönlü açıl- :131/6 gözü kesme- :189/1 harâb ol- :110/1,4 hasret çek- :50/8 hasret ile öl- :9/7 hatıra aldırma- :20/19 hatırı değ- :20/19 hükmünü yürüt- :23/3 kadrini bil- :25/5,159/8 kan ağla- :16/1, 35/6,40/5,111/5,135/2, 175/4,176/3, 239/29 kan ağlat- :286/12 kan dök- :6/3,75/5, 125/7, 191/4, 214/3 kan iç- :214/3 kan yaş dök- :150/7 kanını dök- :191/4

30 23 kanlı yaş ak- :41/5, 101/6 kapısını bekle- :6/5 kaşlarını çat- :87/1 kıyamet kop- :21/1 kök bağla- :221/3 kurban ol- :31/15 mecnuna dön- :18/1 minnet bil- :7/1 minnet çek- :229/6 odlara yan- :26/1 pâyına düş- :19/3 reh bulma- :14/9 sözünü tut- :182/4 toprağına yüz sür- :170/2 ümit kes- :120/1, 241/9 yâdına gel- :45/20 yaş akıt- :51/25 yolunda baş koy- :159/1 yolunda can ver- :113/5 yüz çevir- :280/9 yüz sür- :17/5, 80/2, 149/10 d) Hikmetî nin Etkilendiği ve Etkilediği Şairler: Kaynaklarda Hikmetî ile ilgili bir bilgi bulunmamasından dolayı, onun hangi şâirlerden etkilenip, hangi şâirleri etkilediği konusunda bir bilgimiz

31 24 yoktur. Hikmetî nin Bağdat valilerinden bahsetmesi, Bağdat seferine katılmış gibi ifadeler kullanması (bkz.284, 285, 287, 289 no lu manzumeler), burc-ı evliyadan bahsetmesi, Âzerî Türkçe sini hatırlatan sözcükler kullanması onun Fuzûlî den etkilenmiş olabileceğini bize düşündürtmektedir. Dîvândaki bir manzumenin (bkz.141 no lu manzume) makta beytinde Fuzûlî nin adı geçmektedir. Hikmetî burada, Fuzûlî nin bir gazelindeki söyleyişini almıştır. Ger çok istersen Fuzûlî az et sözü Kim çok olmaktan kılıptır çok azîzî hâr söz 9 Fuzûlî Kim bu mısraèı ne hoş dimiş Fuøûlî Óikmetî Kim çokolmakdan kılupdur çokèazîzi hâr lafô Hikmetî Hikmetî, gördüğümüz kadarıyla, dikkat çeken bir yönü bulunmayan vasat bir şairdir. Dolayısıyla net bir şey söyleyemesek de başka şairleri etkilemiş olabileceğini pek de düşünemiyoruz. C) Dîvânı Milli Kütüphane Yazmalar Kataloğu nda 06.Mil.Yz. F.B. 294/1 numarası ile yer alan dîvân hakkında şu bilgiler yer almaktadır: Hikmetî öl.1080/ Prof. Kenan Akyüz ve diğerleri, Fuzûlî Dîvânı, Akçağ Yay., Ankara 200, s.188

32 25 Talik hatla 210x x85 mm ölçüsünde, 17 satırlı, 1a-81a yapraklarında 10, rutubet lekeli harf filigranlı kağıda yazılmıştır. Sözbaşları kırmızı mürekkeplidir.kahverengi meşin cilt içerisindedir. _Ζς6 _Ω,! ϖς2ω8_< _ΖΒ9! φ5ξ<ζ, 6ψ< Ζ9ζ ζσο7η beyti ile başlamaktadır. ε< # ξ ϖ[6ζ!ξ; ζκ[2 ζ8 %ψθς5 χ<! ψ8! ζ# [% ης<! < beytiyle sona ermektedir. 10 Dîvân numaralandırılırken dikkatsizlik sonucu olsa gerek 58 numarası iki defa verilmiştir. Bu durumda dîvân 81a değil 82a da sona ermektedir.

33 II.BÖLÜM: HİKMETÎ DÎVANININ ŞEKİL VE MUHTEVA ÖZELLİKLERİ A) Dîvânın Şekil Özellikleri 1. Nazım Şekilleri Kaside Gazel Mesnevi Terci-i Muhammes Murabba Rubâî Kıt a bent olmak üzere dîvânda toplam 289 manzume bulunmaktadır. KASİDE: Dîvânda 36 tane kaside nazım şekli ile yazılmış manzume mevcuttur (bkz. 14, 20, 27, 31, 36, 40, 45, 51, 54, 95, 117, 121, 131, 135, 139, 141, 145, 149, 153, 156, 162, 174, 180, 192, 200, 205, 226, 227, 280, 281, 282, 283, 284, 285, 286, 287 no lu manzumeler).kasidelerin belirlenmesinde yazma divandaki başlıklara uyulmuştur.milli Kütüphane deki yazmalar kataloğunda, dîvânın sonunda yer alan tarihler herhangi bir nazım şekli içinde değerlendirilmediğinden, kaside sayısı 28 olarak belirtilmiştir.kasidelere genel olarak baktığımızda klasik kaside yapılanmasını görememekteyiz. Kasidelerin çok azında medhiye, fahriye bölümleri mevcuttur. Diğer bölümler de hepsinde yoktur. Bir kaside (bkz. 283 no lu manzume) yaprak kopmasından dolayı yarım kalmıştır. Devamında yer alan kasidenin de (bkz. 284 no lu manzume) aynı sebepten dolayı baş kısmı eksiktir.

34 27 Hikmetî, kasidelerinde en çok remel bahirlerini kullanmıştır.kasidelerde kullanılan vezinler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Bahirler Kalıplar Kaside Remel Fâèilâtün Fâèilâtün Fâèilâtün Fâèilün 16 Remel Feèilâtün Feèilâtün Feèilâtün Feèilün 9 Hezec Mefâèilün Mefâèilün Mefâèilün 2 Mefâèilün Muzâriè Mefèûlü Fâèilâtü Mefâèîlü Fâèilün 3 Remel Fâèilâtün Fâèilâtün Fâèilün 1 Hezec Mefèûlü Mefâèilün Feèûlün 2 Hezec Mefâèîlün Mefâèîlün Feèûlün 1 Cedîd Feèilâtün Mefâèilün Feèilün 1 Mütekârib Faèûlün Faèûlün Faèûlün Faèûl 1 Bir kasidenin (bkz.283 no lu manzume) yaprak kopmasından dolayı 5 beyit olduğunu düşünmekteyiz. Bunun dışında Hikmetî kasidelerini en az 12, en fazla 33 beyit ile yazmıştır. Beyit sayılarına göre kasideler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Beyit Sayısı Kaside

35 Toplam 36 GAZEL: Dîvânda 210 tane gazel nazım şekli ile yazılmış manzume mevcuttur. Bu gazellerden 3 tanesi (bkz. 12,148 ve 237 no lu manzumeler) mülemmâ gazeldir. Birinci beyitler Türkçe, ikinci beyitler ise Arapça yazılmıştır. İki gazelde (bkz. 2 ve 33 no lu manzumeler) mahlas kullanılmamıştır. Bir gazelin (4 no lu manzume) makta beytinin 2. mısrası yazılmamıştır. Bir gazelin ise (bkz. 57 no lu manzume) sadece makta beyti (yaprak kopmasından dolayı olabilir) vardır. Hikmetî, gazellerinde daha çok remel bahirlerini kullanmıştır. Aşağıdaki tabloda gazellerde kullanılan vezinleri görebiliriz. Bahirler Kalıplar Gazel Remel Fâèilâtün Fâèilâtün Fâèilâtün Fâèilün 60 Remel Feèilâtün Feèilâtün Feèilâtün Feèilün 46 Hezec Mefâèilün Mefâèilün Mefâèilün 34 Mefâèilün Muzâriè Mefèûlü Fâèilâtü Mefâèîlü Fâèilün 16 Hezec Mefèûlü Mefâèîlü Mefâèîlü Feèûlün 27 Remel Fâèilâtün Fâèilâtün Fâèilün 7 Hezec Mefèûlü Mefâèilün Feèûlün 6

36 29 Hezec Mefâèîlün Mefâèîlün Feèûlün 6 Cedîd Feèilâtün Mefâèilün Feèilün 4 Recez Müfteèilün Mefâèilün Müfteèilün 3 Mefâèilün Müctes Mefâèilün Feèilâtün Mefâèilün Feèilün 1 Hikmetî, gazellerinde daha çok, dîvân şâirlerinin genelinde olduğu gibi, 5 ve 7 beyitli gazeller yazmıştır. 1 beyitli olan gazelin (bkz. 57 no lu manzume) yaprak kopmasından dolayı eksik kaldığını düşünmekteyiz. 11 Beyit Sayısı Gazel Toplam 210 MESNEVÎ: Dîvânda sadece bir tane mesnevi mevcuttur (bkz.239 no lu manzume). 53 beyitlik bu mesnevide sâkinâme başlığı bulunmaktadır.müfte ilün müfte ilün fâ ilün kalıbı ile yazılmıştır. TERCİ-İ BENT: Dîvânda 2 tane terci-i bent vardır (bkz 240 ve 241 no lu manzumeler). Bu iki terci-i bent de vasıta beyitleri ile birlikte 3 er beyitten oluşmuştur. Birinci terci-i bent 8, ikinci terci-i bent 9 bentten oluşmaktadır.ikisi de mefâèîlün mefâèîlün feèûlün kalıbı ile yazılmıştır. 11 Divanda şiirler, alfabe sırasına göre tertiplenmiştir. Önce sıradaki harf ile bir kaside yazılmış, ardından gazeller yer almıştır. Buna dayanarak bu tek beyitli manzumenin gazel oduğunu söyleyebilmekteyiz.

37 30 Kafiye, her iki terci-i bentte de aa aa VV bb bb VV... biçimindedir. MUHAMMES:Dîvânda 4 tane muhammes nazım şekli ile yazılmış manzume mevcuttur (bkz. 242, 243, 244 ve 245 no lu manzumeler). 242, 243, 244 no lu muhammesler 7 şer bent; 245 no lu muhammes ise 5 bentten oluşmaktadır. 242, 243, 244 no lu muhammesler fâèilâtün fâèilâtün fâèilâtün fâèilün kalıbı ile; 245 no lu muhammes ise Feèilâtün Feèilâtün Feèilâtün Feèilün kalıbı ile yazılmıştır. Muhammeslerde kafiye aaaaa bbbba cccca... (muhammes-i müzdevic) şeklindedir. MURABBA: Dîvânda 2 tane murabba nazım şekli ile yazılmış manzume mevcuttur (bkz. 246 ve 247 no lu manzumeler). İkisi de yedişer bentten oluşmuştur. İki murabba da fâèilâtün fâèilâtün fâèilâtün fâèilün kalıbı ile yazılmıştır. Murabbalarda kafiye aaaa bbba ccca... (murabba-ı mütekerrir) şeklindedir. RUBAİ: Dîvânda 32 tane rubâî nazım şekli ile yazılmış manzume mevcuttur (bkz no lu manzumeler) Rubâî kalıplarında ilginç bir durum karşımıza çıkmaktadır. Şöyle ki; Haluk İPEKTEN, Türk şiirinde rubâînin daha çok Ahreb kalıpları... kullanılmıştır. Ahrem kalıplarında kısa heceler çok az olduğundan ve Türkçe nin bünyesine uymadığından çok az görülen birinci mef ûlün fâ ilün mefâ îlün fa ve ikinci mef ûlün fâ ilün mefâ îlü

38 fe ûl kalıpları dışında ahrem kalıpları Türk şiirinde hiç kullanılmamıştır. 12 demiştir;fakat Hikmetî Dîvânı nda görülen tablo şudur: Ahrem kalıplarından olan Mef ûlün fâ ilün mefâ îlün fâ : 39 defa Mef ûlün mef ûlün mef ûlün fâ: 82 defa Mef ûlün mef ûlün mef ûlü fâ il : 1 defa kullanılmış olup Ahreb kalıplarından olan Mef ûlü mefâ ilün mefâ îlün fâ kalıbı yalnızca bir defa kullanılmıştır. Haluk İPEKTEN in tesbitlerinden tamamen farklı bir kullanımla karşılaşmaktayız. Bunun yanında 5 yerde vezin tesbiti yapılamamıştır. 32 rubâîden 11 tanesi aaxa, 21 tanesi xaxa şeklinde kafiyelenmiştir. 31 KIT A: Dîvânda 2 tane kıt a nazım şekli ile yazılmış manzume mevcuttur (bkz.138 ve 289 no lu manzumeler) Dîvânın kafiye harflerine tertip edilmesinden dolayı kıt alar farklı yerlerde yer almıştır. 138 no lu kıt a bir tarihtir. 2 beyitten oluşup aruzun Mefâ îlün mefâ îlün mefâîlün mefâ îlün kalıbı ile yazılmıştır. Dîvânın son manzumesi olan 289 no lu kıt a ise 4 beyitten oluşup Mefâ îlün mefâ îlün mefâîlün mefâ îlün kalıbı ile yazılmıştır. Hikmetî Dîvânı nda beyit sayılarına göre nazım şekilleri şu şekildedir (Bentlerle kurulan nazım şekilleri dahil edilmemiştir.): Beyit Sayısı Kaside Gazel Mesnevi Kıta Toplam İPEKTEN, Haluk, Eski Türk Edebiyatı/ Nazım Şekilleri ve Aruz, Dergâh Yay., İst. 2001, sayfa 201

39 Toplam Görüldüğü gibi şairin en çok kullanmış olduğu beyit sayısı 5 ve 7 dir. 2.Vezin: bahirleridir. Hikmetî dîvânında 13 kalıp kullanmış olup bunların çoğunluğu remel

40 33 Bahirler Kalıplar Kaside Gazel Mesnevi Terci-i Bend Muhammes Murabba Kıt a Toplam Remel Fâèilâtün Fâèilâtün Fâèilâtün Fâèilün Remel Feèilâtün Feèilâtün Feèilâtün Feèilün Hezec Mefâèilün Mefâèilün Mefâèilün Mefâèilün Muzâriè Mefèûlü Fâèilâtü Mefâèîlü Fâèilün Hezec Mefèûlü Mefâèîlü Mefâèîlü Feèûlün Remel Fâèilâtün Fâèilâtün Fâèilün Hezec Mefèûlü Mefâèilün Feèûlün Hezec Mefâèîlün Mefâèîlün Feèûlün Cedîd Feèilâtün Mefâèilün Feèilün Recez Müfteèilün Mefâèilün Müfteèilün 3 3 Mefâèilün Müctes Mefâèilün Feèilâtün Mefâèilün Feèilün 1 1 Mütekârib Faèûlün Faèûlün Faèûlün Faèûl 1 1 Serîè Müfteèilün Müfteèilün Fâèilün 1 1 Hikmetî Dîvân ında sık sık vezin kusurlarına rastlanılmaktadır. Yaklaşık 50 ye yakın bir sayıda vezin kusuru tesbit edilmiştir. Vezin kusurlarının sebepleri çoğunlukla hece fazlalığı, hece eksikliği, kelime fazlalığı veya kelime eksikliğidir. Bunun dışında kısa okunması gerekirken uzun okunan heceler olmasından dolayı da vezin kusurları oluşmuştur. Bazı yerlerde ise vezin kusurunu engellemek için müdahalelerde bulunmak zorunda kalınmıştır. Dîvânda görülen bir başka özellik de vezin için Türkçe kelimelerde med yapılmasıdır. Şuralarda med yapılmıştır: baş (31-2a, a,195-3b), var (9-2b,35-1b, a, 119-2b,140-1b,141-2b,174-30b,200-1b,200-4b,232-

41 34 2b,239-10b), vaz (129-4a), dag (185-1b,200-6b), tag (200-21b), ay (139-3b), dar (200-10b), yılgar (214-4b) Başlar üzre dutarlar anı hürmetle müdâm Ruh-ı âlüñ vireli şol gül-i handâna revâc (31-2) (Fe èi lâ tün/ Fe èi lâ tün/ Fe èi lâ tün/ Fe èi lün) Ümîdüm var Óak dan nâr-ı hicre yanduguñ besdür Seni yandurmaya ey Óikmetî yevmü l-hesâb âteş (121-25) (Me fâ èî lün /Me fâ èî lün /Me fâ èî lün /Me fâ èî lün) Yâra îzâ kılmadan besdür dimişler vaz gel hâtırum bir dem hoş olmaz kılmasam anda dimiş (129-4) (Fâ èi lâ tün/ Fâ èi lâ tün/ Fâ èi lâ tün/ Fâ èi lün) äuya salur sanma èaksin gâhi mihr ü gâh meh èaşkelinden daglar her gün çeker tekrâr su (200-6) (Fâ èi lâ tün/ Fâ èi lâ tün/ Fâ èi lâ tün/ Fâ èi lün) Ger dem-i tugyânda tûfâna kılsa bir kıyâm Nevè-i èasruñ başına eylerdi dehri dar su (200-10) (Fâ èi lâ tün/ Fâ èi lâ tün/ Fâ èi lâ tün/ Fâ èi lün) Maşrıku magrib dimez hayrânuñ olmış ben gibi

42 35 Gice meh gündüz güneş kûyuñ diyü yılgarda (214-4) (Fâ èi lâ tün/ Fâ èi lâ tün/ Fâ èi lâ tün/ Fâ èi lün) 2. Kafiye ve Redif: şu şekildedir: Dîvânda kullanılan kafiye ve redif harflerine göre manzumelerin sayısı Harfler Kaside Gazel Kıta Rubai Toplam Elif Be Te Se Cim Çim Ha Hı Dal Zel Re Ze Sin Şın Sad Dad Tı Zı Ayın Gayın Fe Kaf Kef

43 36 Lam Mim Nun Vav He Ye Toplam Hikmetî Dîvânı nın kafiye ve rediflerine baktığımızda daha çok redifli kullanımın tercih edildiğini görmekteyiz. Değerlendirmeye aldığımız 279 manzumenin 255 inde redif kullanıldığını görmekteyiz. Terci-i bentler, muhammesler, murabbalar, mesnevi ve tek beyitlik bir gazel kafiyesini tesbit etmek mümkün olmadığından değerlendirmede ele alınmamıştır. Buna göre Hikmetî Dîvânı nın kafiye ve redif tablosu şu şekilde karşımıza çıkmaktadır: 1. Yalnızca kafiye : Kafiye + ek redif : Kafiye + kelime redif : Kafiye + ek redif + kelime redif : Kafiye + kelime grubu redif : Kafiye + ek redif + kelime grubu redif: 3 Buna göre redif kullanılan toplam manzume sayısı 226 dır. 120 manzumede ek redif, 164 manzumede kelime redif ve 20 manzumede kelime grubu redif kullanılmıştır. 164 manzumede kullanılan kelime rediflerden 89 u Türkçe, 49 u Arapça, 26 sı ise Farsça kelimelerden oluşmaktadır. Şâir, rediflerde daha çok Türkçe kelimeleri tercih etmiştir.

44 37 Kelime grubu redifler Türkçe + Türkçe (11 tane), Türkçe + Arapça (4 tane), Farsça + Türkçe (1 tane), Arapça + Arapça (1 tane), Arapça + Türkçe (1 tane) ve Arapça + Farsça (1 tane) şeklinde kullanılmıştır. Kafiyelere baktığımızda 289 manzumedeki kafiyelerden 211 tanesi tam kafiye, 44 tanesi yarım kafiye, 24 tanesi ise zengin kafiye ile yazılmıştır. En çok kullanılan sesler ise âr, ân, â, âb sesleridir. Bir manzumede (bkz.115 no lu manzume) cümle başı redif 13 diyebileceğimiz bir kullanım dikkati çekmektedir. Sen-tek baña bir dilber-i mümtâz ele girmez Ben-tek saña bir rind ü naôar-bâz ele girmez Sen-tek baña bir yâr-ı dil-ârâm bulınmaz Ben-tek saña bir hem-dem ü hem-râz ele girmez Sen gibi baña olmaya bir âyine-i dil Ben-tek saña bir tûti-i dem-sâz ele girmez Sen-tek baña bir mest-i mey-i nâz bulınmaz Ben-tek saña bir èâşık-ı ser-bâz ele girmez Bir sencileyin Hikmeti ye nâz ider olmaz Bir ancılayın saña cefâ-sâz ele girmez

45 38 Bir manzumenin (bkz.79 no lu manzume) mükerrer cinaslı kafiyeler ile yazılmış olduğunu görmekteyiz. Baña yetmez mi bu derdüm kim ola agyâr yâr Başuma dehri kıla agyâr-ı bed-girdâr dâr Yasdanup agyâr kûyın giryem andandur benüm Eylemiş ben èandelîbin gayret-i gülzâr zâr Vâède-i vasluñda îbâdur beni agladan Bagruma kılmış sanasun hançer-i inkâr kâr Nâle-i èuşşâkdan maèşûkegerçi èâr ider èáşık-ı şûrîde kılmaz nâleden işèâr èâr Burc-ı hüsn-i âsumân-ı èaşkiçinde Óikmetî äanma dil-dâruñ gibi bir mâh-ı zü l-envâr var Dîvânda sayıları az olmakla birlikte cinaslı kafiyelerin de kullanılmış olduğunu görmekteyiz. Derdümi nâmeyle kılsam ol meh-i tâbâna èarø Korkarın kim nâr-ı âhumla dutuşup yana èarø (135-1) 13 Dç. Dr. Yaşar Aydemir, Dr. Halil Çeltik, Gazelde Cinaslı Çift Redif Kullanımı, İlmi Araştırmalar Dil ve Edebiyat İncelemeleri, Güz 2003,sayı 16, s.7-17

46 39 Bu bag-ı dehrde sanmañ safâ var Ki her bir gülde bir bûy-ı fenâ var Bilürsün bundan özge bir bekâ var Saña âhir vatan oldur aña var Gel ey dil hubb-ı dünyâdan ne hâsıl Ki bu bî-hûde sevdâdan ne hâsıl (241-4) Cân-ı fersudum gam-ı cananı her dem çeker Kalıb-ı bi-ruha ruh-efza gamından dem çeker (61-1) Bazı manzumelerde kafiye problemleri mevcuttur. 21 no lu manzumede kafiye 6. beyitte değişmiştir. Kaddüñ ki ola fitnede hem-pây-ı kıyâmet äalınsa kopar dehrde gavgâ-yı kıyâmet Bir cilve-i reftâruñı gûyâ gören eyler èişret-geh-i dünyâda temâşâ-yı kıyâmet... Bir nahl-i bilâ-ser ü kadüñ kâmetidür ol Her kime ki sordum didi muètâdı kıyâmet 48 no lu manzumenin 4. beytinde kafiye değişmiştir.

47 40 Òaddüñ üzre èanberîn-hâlüñ senüñ ey serv-kad Nokta-i haé-i had-i âlüñ durur ey lâle-had... Cehd ile bir çâre yokvasla ne hicre bir èilâc Ehl-i èaşkiçre hemân bir èâdet olmış cidd ü cehd Eski alfabemizdeki imlâya göre bir kusur gibi görülmeyen, kafiyedeki a-e değişimi az da olsa karşımıza çıkmaktadır. 145 no lu manzumede olduğu gibi: Her şeb eyler cân fedâ-yı makdem-i pervâne şemè İstemez pervâne-i dil-sûzı gûyâ yana şemè Kılmayup tâb ittisâl-i vaslına pervânenüñ Bu eserdendür ki her sâèat düşer noksâna şemè Bir külâh-ı âteşîne varını eyler nisâr Terk-i dehr itmek tarîkın bildürür insâna şemè 153 ve 158 no lu manzumelerin 1. beytinde kafiye problemlidir. Ben eger Mecnûn ile hem-èasr olaydum der-selef Ebced-i èaşkı aña taèlîm iderdüm harf harf (153-1) Meskenet virmese ger sûz-ı dile hâtif-i èaşk Şerer-i âh ile gerdûnı yakardı tef-i èaşk (158-1)

48 no lu manzumede de kafiye problemi tesbit edilmiştir. Gelür gerçi mezâk-ı ehl-i tabèa dil-fezâ-yı mey Velî bi t-tabè içilmez sâkiyâ bî-mutrib ü ney mey Gül-i sürh u sefîd açılmadın gülşende ey gül-rû Ruhuñ sürh u sefîdin göster iç bir dem-i pây-ı mey Kelâm-ı inneme l-hamra şu deñlü iètikâdum var áamuñdan cân viren vaktda içüm ger eyleye Óay mey Lebinden bir cevâb el varduguñ dem dest-i dil-dâra áam-ı laèliyle bagrum kana dönmiş sen gibi ey mey Dime mümsik görüp mestâne yârı iste kâm andan Neden kim Óikmetî mümsikler itmiş Óâtem-i Tayy mey Dîvândaki birçok manzumede kafiye tekrarlarına rastlanması da şâirin kafiye bulurken zorlandığını göstermektedir. Pîç-i zülfüñden eger virmese sermâye sabâ Bu kadar olmaz idi bûy-ı gülistâna revâc (31-10) Gül-ruhuñ serv-kadüñ gonce-lebüñ emsâli

49 42 Anda olmakla olup seyr-i gülistâna revâc (31-13) Seyr-i pür-èişve-i reftâr-ı kad-i dil-cûyuñ Komadı serv-i sehî sahn-ı gülistâna revâc (31-16) Nice vasluñ güni ben yakmayayın sîneme dâg Gerek ey nûr-ı dü çeşm(üm) şeb-i hicrâna çerâg (151-1) Sürh-rû mâhı görüp sanma dutulmış ki felek áam-ı hicrüñde urup gögsine dâg üstüne dâg (151-3) Şemè pervâneye kıymaz yaka pervâne velî Perin âteşler urup her şeb iki yanına dâg (151-5) Şol kemân-ebrû hadengin urdı sînem dâgına Bir nihâl-i serv dikdi sanasun cân bâgına (210-1) äubh-dem hurşîde karşu mâh-tâbı dir gören Fi l-hakîka sanki gerdûn penbe koymış dâgına (210-2) Meh çıkar her şeb semâya hasret-i gülzâr ile Seyr ider kevkebleri beñzer diyü gül bâgına (210-3)

50 43 Òûblarda iki zülfi birbirine baglamak Bir kadîmî nüshadur èâşıklaruñ dil bâgına (210-5) B) DİVAN IN MUHTEVA ÖZELLİKLERİ: HİKMETÎ DİVANI NDA CEMİYET: I.ŞAHISLAR A. Tarihî Şahsiyetler a) Hükümdarlar, Devlet Adamları: Divanda Bağdat fethi dolayısıyla IV. Murat ve Girit fethi dolayısıyla da IV. Mehmet zikredilmektedir. Tûti l-mülke limen oldukda istisnâ-yı Óak Evliyâ burcın görüp Sultan Murad a müstahak (282-1) Geldi burc-ı evliyâya pâdişâh-ı dîn-penâh Virdi ol subh-ı saèâdet san kudûmından şafak (282-8) Târih-i Feth-i Girid Be-dest-i Sultan Mehemmed Óan áâzi başlıklı 283 no lu şiir muhtemelen yaprak kopması nedeniyle eksiktir. Devlet adamlarından ismi en çok zikredilen Kara Mustafa Paşa dır. Mustafa Paşa Basra fethi dolayısıyla şiirlerde yer almıştır. èázim-i Basra Mustafa Pâşâ Oldı tevfîkaña olup hem-râh

51 44 (284-5) Murtaza Paşa 14, bir şiirde Düceyl i ihya kılmıştır denilerek zikredilir. Hüseyin Paşa, Bağdat ta yaptırmış olduğu hamam dolayısıyla anılmaktadır. b) Şairler: Divan da bahsi geçen tek şair Fuzuli dir. Kim bu mısraèı ne hoş dimiş Fuøûlî Óikmetî Kim çokolmakdan kılupdur çokèazîzi hâr lafô (141-20) c) Sanatkārlar: Çinli bir ressam olan Māni, eseri Erjeng ile birlikte zikredilir. Bir yerde de nakş kelimesi ile birlikte anılır. Sevgilinin zülfü o kadar güzeldir ki, bu eserde bile benzeri bulunamaz. Arasa nüsha-i Erjeng i eger Mâni-i èasr Hîç zülfüñ gibi bir bulmaya tûmâr-ı latîf (155-3) B. Tarihî-Efsanevî Şahsiyetler: Divan da Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. İbrahim, Hz. Süleyman, Hz. Nuh, Hz. Yakup, Hz. Yusuf peygamberlerin adı geçmektedir. Hz. Musa, ejdeha, yed-i beyza, kelim gibi mucizeleri ve Tur dağı ile birlikte anılır. Yed-i beyøâ gibi hikmet-nümâdur lemèa-i naômum Feøâ-yı feyø-i Tûr-ı maèniye Mûsâ-yı èimrânem 14 Mehmet Süreyya, a.g.e. c.4, s. 1118: Salih Paşa nın kardeşidir. Kardeşinin sadaretinde büyük mirahur olup 1057(1647) de vezirlikle Budin ve sonra Bağdad valisi oldu. Sene sonunda Bağdad da idam edilmiştir.

52 45 (181-5) Sücûdum dergeh-i Óakkâ cemâl-i yârdur kıblem Kelîm-i Tûr-ı èaşkam rüéyet-i dîdârdur fikrüm (187-4) Hz. İsa, Mesih sıfatı ile anılır. Ölüleri diriltme mucizesi ile sevgilinin dudağının benzetilenidir. Cân virür mürde-i hicrâna Mesîhâ-yı lebüñ Bir temâşâ-ger olup halka temâşâ-yı lebüñ (173-1) Mesîhâ-demdür ol gül-çehre güftârındadur hikmet Virür cân mürdeye şol laèl-i dür-bârındadur hikmet (22-1) Hz. İbrahim, Halil, Halillullah sıfatları ile zikredilir. Hz. İbrahim in ateşe atılması kıssasına telmih yapılmıştır. Olup ya nâr vechinde sezâ-vâr-ı hitâb âteş Óalîlu l-lâha tâ gülşen olup bî-ıøtırâb âteş (121-1) Hz. Süleyman, mûr, hatem, mühr ile birlikte anılır. Sevgilinin dudağı Hz. Süleyman ın mührüne benzetilir. Deheni fikri ile keşf olur esrâr-ı nihân Budur ey Hikmeti ol mühr-i Süleymân eseri (232-5)

53 46 Hz. Nuh, tufan dolayısıyla zikredilir. Hikmetî, gözyaşını tufana benzeterek, aşığın gözyaşının o denli çok olduğunu söylüyor. Hz. Nuh bin yılda bir tufan kılmışken, āşık gözyaşlarıyla her gün bir tufana sebep olur. Günde bir tûfân olur seyl-i sirişkümden benüm Biñ yıl içre Nûh ger bir kerre tûfân eylemiş (126-2) Hz. Yakup, āmā oluşu nedeniyle bir yerde zikredilir. Hz. Yusuf, güzelliği, köle olması dolayısıyla zikredilir. Aşık Yusuf a, sevgili ise Züleyha ya benzetilir. Tut kim seni ol Yûsuf-ı hüsn eylemiş âzâd Eyler yine lutf ile gulâm ikide birde (219-4) Hızır, zulmat ve çeşme-i hayvan ile birlikte anılır. Divanda dört halifenin de adı geçmektedir. Hz. Ebu Bekir, hayası, Peygamberimize mağara arkadaşı olması dolayısıyla; Hz. Ömer, küfrü viran kılması, adaleti ile; Hz. Osman, Zinnureyn olması, Kuran ı yazdırması ile; Hz. Ali ise velayet sırrının kāşifi olması dolayısıyla ve Düldül ile birlikte zikredilmektedir. Divanda adı geçen diğer bir şahıs ise Hz. Mevlana dır.hikmeti bende-i Mevlanayuz ibaresini kullanmıştır. Bir yerde de Şems ile birlikte Molla-yı Rum ifadesi kullanılmıştır. Cem (Cemşid), Rüstem, İskender, Nûşirevan, Hātem, Eflatun gibi isimler Mustafa Paşa yı övmek için kullanılmıştır. Mustafa Paşa vaktin İskender idir; adaleti ile Nuşirevan ı unutturur; himmet ve sehada Hatem ve Rüstem den üstündür. Mustafa Paşa nın askerlerinin her biri bir Kahraman dır denilmiştir.

54 47 Cem, ayrıca bezm, cam kelimeleri ile birlikte kullanılır.iskender, su-yı zulmet, ayine ve mir at-ı İskender ibareleriyle de zikredilmiştir. Eflatun, akl-ı Eflatun, tıbb-ı Eflatun ibareleri ile kullanılmıştır. Sevgilinin dudağı hastalara şifa vermek için tıbb-ı Eflatun okumaktadır. Aklın Eflatun u aşk derdine çare bulamadığından kan ağlamaktadır. èaşkelinden n ola kan aglarsa Eflâtûn-ı èakl Bir oñulmaz derde zîrâ eylemek tîmâr güç (35-6) Lokman, hikmet-i Lokman, Lokman-ı sühan gibi ibarelerle kullanılmıştır. Şair kendisini Lokman a benzeterek övmüştür. Óusûl-ı fenn ü èilm ü dânişe sermâyedür nâmum Anuñ çün Óikmetî dirler baña ismiyle Lokmân em (181-7) Hülagu, sevgilinin bakışı için kullanılır. Sevgilinin bir bakışı yüz bin Hülagu yu helak eder. Numan, bir yerde lale-i Numan şeklinde anılır. Bir yerde de Dārā zikredilmektedir. C. Masal Kahramanları: Leyla, Mecnun (Kays): Mecnun, yabana kaçması, vahşiler ve tayr ile arkadaş olması, sahraya düşmesi, neng ü nāmı terk etmesi, divane olması gibi hususiyetlerle konu olmuştur. Mecnun kelimesi tevriyeli olarak da kullanılmıştır. Hikmeti, Leyli-veşlerin aşkına düşeli Mecnun gibi çöllerde gezdiğini söyler. Mecnun un nöbeti geçti şimdi rüsva benim demektedir. Mecnun eğer Kuy-ı Leyli den gelen kokuyu alsaydı, boşuna çölde ömrünü geçirmezdi.

55 48 Kûy-ı Leylî den [gelen] eger bûy alsa idi Kays Vahşilerle èömrini sahrâda kılmazdı telef (153-2) Bazı şiirlerinde de Hikmeti kendisini Mecnun dan üstün tutar.ondan daha çok derd çektiğini, sevgilinin divaneleri içinde en uslusunun Mecnun olduğunu söyler.kays ve Ferhad ın kendisine şakird olamayacağını söyler. Artık Mecnun un değil, kendisinin efsanesi okunmaktadır. Şâkird olamaz Hikmeti ye Kays ne Ferhâd Olmış sebak-ı èaşkile melâ-yı muhabbet (26-8) İl menüm efsâne[me] meyl itmiş ey Leylâ-yı dil äanma sen şimden gerü kim kıssa-i Mecnûn okur (85-2) Reh-i èaşkiçre olan Hikmeti efsâne-i Kays Olamaz hâşiyesi kıssa-i efsânemüzüñ (170-5) Leyla, Leyli-veş, kuy-ı Leyli, Leyla-yı kadeh ibareleri ile yer alırken sevgili için kıullanılmıştır. Felek ben dururken, Kays ı mecnun etmiş, bunda bir yanlışlık var. Derken mecnun tevriyeli kullanılmıştır. Ben tururken çarh-ı nâ-bînâyı gör kim Leyli ye Kays ı mecnûn itdüginden bunda kılmışdur galat (139-12)

56 49 Şirin, Ferhad (Kuh-ken) : Şirin, şirin-dehen, leb-i şirirn ibareleriyle sevgilinin dudağı için kullanılmıştır. Ferhad ise dağa düşmesi, ırgad olması gibi ibarelerle kullanılmıştır. Şiirlerde Ferhad ve Mecnun birlikte zikredilir. Hikmeti, benim halimim gören Ferhad ve Kays ı dilinden bıraktı demektedir. Eğer onlar aşk dilinden anlasalardı dağa ve deşte düşmezlerdi.ferhad yerde nam salmış ben ise gökte demektedir. Kûh-ken koymış nişânın yerde ammâ gökde ben Tîr-ı âhumdan nişânum meh yüzinde var bes (119-2) Ferhad ın Bi-sütun dağını delerek su çıkarmasını ise, Bi-sütun dağının Ferhad ın talihine ağlaması şeklinde dile getirmiştir. Çeşmelerdür câri olmış sanma ey şîrin-dehen Bî-sütûn aglar hemîşe tâliè-i Ferhâd içün (199-5) Şair, Ferhad ve Mecnun gibi nam sahibi olak ister. Ferhâd olıcakkûh-ken ü Kays ise Mecnûn Olmaz mı biz anlar gibi bir nâm idebilsek (169-4) Vamık: Vamık, Kays ve Ferhad la birlikte zikredilir. Kanlı yaş dökmeleri, aşklarının artık eskimesi hususiyetleriyle anılır. Benim halimi görenler onların hikayesini unutmuştur. Añmaz oldı görenler ahvâlüm Kays ile Vâmık uñ hikâyetini (235-4)

Get to know Hodja Dehhânî Through Other Poet s Poems:

Get to know Hodja Dehhânî Through Other Poet s Poems: Hoca Dehhânî yi iyle : 1 ÖZET Mücahit KAÇAR 2, kaside Dehhân neredeyse bütün antoloji ve edebiyat tarihi söz konusu görülmektedir. Oysaki hem atfedilen gazellerine yeniden Anahtar Kelimeler: Dehhânî, Kemâl

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR...11 GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi...13 BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...27 5 İKİNCİ BÖLÜM Husrev ü Şirin Mesnevisinin İncelenmesi...57

Detaylı

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR) DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR) BENTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ A. BENT SAYISI TEK OLANLAR (TEK DÖRTLÜKTEN OLUŞANLAR) RUBAİ Edebiyatımıza İran edebiyatından gelmiştir. Dört

Detaylı

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu Arap ve Türk Edebiyatında Dinî Edebiyatın Müşterekleri Prof. Dr. Mehmet Akkuş 1 Hiç şüphe yok ki İslâm, Türk milletinin hayatında büyük ve köklü değişiklikler meydana getirmiştir.

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

249- Yiğitler Unutulmuş

249- Yiğitler Unutulmuş 249- Yiğitler Unutulmuş Kalmış ser-i meydân- ı muhabbet tek ü tenhâ Zen-tab'lar almış yeri merdân unudulmuş. G. 345/4. 249- Yiğitler Unutulmuş Muhabbet meydanının baş köşesi boş ve ıssız kalmış; kadın

Detaylı

Müşterek Şiirler Divanı

Müşterek Şiirler Divanı Müşterek Şiirler Divanı Yazar İ. Hakkı Aksoyak ISBN: 978-605-9247-54-2 1. Baskı Nisan, 2017 / Ankara 1000 Adet Yayınları Yayın No: 228 Web: grafikeryayin.com Kapak ve Sayfa Tasarımı Baskı ve Cilt Grafik-Ofset

Detaylı

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar la da gi di le mez. Çün kü uçak lar çok ya kın dan geçi

Detaylı

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır. 10. SINIF TÜRK EDEBİYATI ÇALIŞMA SORULARI 1. Gazelin özelliklerinden beşi tanesini yazınız. 2. Aşağıda verilen kavramları tanımlayınız. Matla: Taç beyit: Tegazzül: Fahriye: Methiye: 3. Verilen dörtlüğün

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (9) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme Bürosu

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ a. 14.Yüzyıl Orta Asya Sahası Türk Edebiyatı ( Harezm Sahası ve Kıpçak Sahası ) b. 14.Yüzyılda Doğu Türkçesi ile Yazılmış Yazarı Bilinmeyen Eserler c.

Detaylı

HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER

HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER İnsana eliyle kazandığından başkası yoktur. Simyacılık gafil işidir HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER BU BÖLÜMDE: Kim vardı diyâr-ı kîmyâya (Ayrıca bakınız: Gaflet içinde yaşamak) Allah bes, baki

Detaylı

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ 2 Meserret DĐRĐÖZ PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ ÖZGEÇMĐŞĐ: Enis Alapaytaç ve Hafize Hanım ın kızları olarak 1923 te Tarsus ta doğdu. Đlkokul ve ortaokulu Tarsus ta, liseyi de Đstanbul da Kandilli Kız Lisesi

Detaylı

Nedim. - şiirler - Yayın Tarihi: 9.4.2004. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Nedim. - şiirler - Yayın Tarihi: 9.4.2004. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 9.4.2004 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yasal Uyarı: Bu ekitap, bilgisayarınıza indirip kayıt etmeniz ve ticari olmayan kişisel kullanımınız için yayınlanmaktadır. Şiirlerin

Detaylı

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi al mak için ka fası nı sok tu. Ama içer de ki za rif

Detaylı

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015 ADI : SOYADI:. SINIF : NU.:.. TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015 KAHTA FEN LİSESİ 2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM I. YAZILI. 1. SORU 2. SORU 3. SORU 4. SORU 5. SORU 6. SORU 7. SORU 8. SORU

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR)

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR) DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR) DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ A. BEYİTLERLE KURULANLAR Genellikle aşk, şarap, sevgilinin güzelliği, baharın neşesi, talihin cilvesi gibi lirik

Detaylı

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di -gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di ne: Sen gü neş li so kak lar da do laşı yor sun, is

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî/ Eserleri Mesnevi Dîvân-ı Kebir

Detaylı

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 İBRAHİM ŞİNASİ İstanbul da doğdu. Arapça, Fransızca, Farsça dersleri

Detaylı

Çileler sıkıntı yoldaşın oldu Ömrüne her zaman kahırlar doldu Henüz açan gülün çok çabuk soldu Dört mevsim bitmeyen kış mıydın anne

Çileler sıkıntı yoldaşın oldu Ömrüne her zaman kahırlar doldu Henüz açan gülün çok çabuk soldu Dört mevsim bitmeyen kış mıydın anne AYŞE BENEK KAYA Doğan kaya nın eşidir. 1956 da Sivas ta doğmuştur Tevfik ve Türkân Benek in kızıdır. Sivas ta Dört Eylül İlkokulu ve Selçuk Ortaokulunu bitirdikten sonra Sivas Merkez İlköğretmen Okuluna

Detaylı

ARUZ VEZNİ(ÖLÇÜSÜ) Hecelerin uzunluk (kapalılık) ve kısalıklarına (açıklıklarına) bağlı olan şiir ölçüsüdür. Bu veznin kullanılmasının sebeplerinden biri kutsal sayılmasıdır. Çünkü Kur an daki bazı ayetler

Detaylı

ÖZ GEÇMİŞ. Çalıştığı Kurum : Giresun Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğrenim Durumu : Doktora

ÖZ GEÇMİŞ. Çalıştığı Kurum : Giresun Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğrenim Durumu : Doktora ÖZ GEÇMİŞ A. KİŞİSEL BİLGİLER: Adı Soyadı : Hamza KOÇ Doğum Tarihi : 19.09.1983 Doğum Yeri : Akçaabat-TRABZON Çalıştığı Kurum : Giresun Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Detaylı

TENKİTLİ BİR DİVANA DİPNOTLARINDAN BAKMAK HAYRETÎ DİVANI ÖRNEĞİ

TENKİTLİ BİR DİVANA DİPNOTLARINDAN BAKMAK HAYRETÎ DİVANI ÖRNEĞİ TENKİTLİ BİR DİVANA DİPNOTLARINDAN BAKMAK HAYRETÎ DİVANI ÖRNEĞİ Prof. Dr. Ali YILDIRIM 1 Neşir, tenkit ve edisyon kritik adıyla bilinen çalışmalar bir yönüyle Klasik edebiyatın en problemli konularından

Detaylı

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY Divan yazma Anadolu da 13. ve 19. yüzyıllar arasında görülen şairlerin değişik nazım türlerinde kaleme alınmış şiirlerini bir araya topladıkları

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ 10. IIF KOU ALATIMLI 2. ÜİTE: ELEKTRİK VE MAYETİZMA 4. Konu MAYETİZMA ETKİLİK ve TET ÇÖZÜMLERİ 2 Ünite 2 Elektrik ve Manyetizma 2. Ünite 4. Konu (Manyetizma) A nın Çözümleri 3. 1. Man ye tik kuv vet ler,

Detaylı

Türkçe Dil Bilgisi B R N C BÖ LÜM SES B L G S. a b c ç d e f g h i j k l m n o ö p r s t u ü v y z TÖMER. Gazi Üniversitesi 17

Türkçe Dil Bilgisi B R N C BÖ LÜM SES B L G S. a b c ç d e f g h i j k l m n o ö p r s t u ü v y z TÖMER. Gazi Üniversitesi 17 B R N C BÖ LÜM SES B L G S a b c ç d e f g h i j k l m n o ö p r s t u ü v y z TÖMER Gazi Üniversitesi 17 1-ALFABE Tür ki ye Türk çe sinin alfabesinde 29 harf var d r. A a (a) ayakkab B b (be) bebek C

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9 İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9 I. BÖLÜM EDEBİYAT NEDİR? 1.1. Edeb den Edebiyata...11 1.2. Edebî Eser...13 1.3. Edebî Metin...14 1.4. Edebiyat Bilimi...33 1.5. Edebiyat Sosyolojisi...33 1.6. Edebiyat Tarihi...35

Detaylı

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER) İnci GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER) Hoca ESERLERİN ORTAK ÖZELİKLERİ Hem İslâmiyet öncesi kültürü hem de İslâmî kültür iç içedir. Aruzla hece, beyitler dörtlük birlikte kullanılmıştır. Eserler

Detaylı

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 03.09.2018 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan.

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan. TANITIM: 1912 den sonra şiir ve dil üzerinde yoğunlaşan Yahya Kemal, tarih, dünya görüşü ve aşk konuları çerçevesinde eserini oluşturdu. Mükemmel ve öz şiir anlayışını benimseyen şairin şiirlerinin sayısı

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

EDEBİYAT BİLGİ VE TEORİLERİ 2

EDEBİYAT BİLGİ VE TEORİLERİ 2 EDEBİYAT BİLGİ VE TEORİLERİ 2 VEZİN(Ölçü) Manzum metinlerde vezin,kelime savurganlığını önleyerek dilin musikisini öne çıkarmaya yarayan bir unsurdur.türk şiirinde başlangıçta parmak hesabı denilen hece

Detaylı

Insanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri

Insanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri 1950 Sivas Gürün'de doğdu. 10 yaşlarında saz çalıp, türkü-deyişler okudu. 15 yaşında kendi yapıtı ilk plağıyla büyük üne kavuştu. Konser turneleri, kasetler, plaklar, uzunçalar, long playler ve günümüz

Detaylı

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN 1) XI. Yüzyıl dil ürünlerinden olan bu eserin değeri, yalnızca Türk dilinin sözcüklerini toplamak, kurallarını ve

Detaylı

X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi

X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi T.C. ESKiŞEHiR V A L i L i G i i X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi BİLGİ ŞÖLENi BiLDİRİLERi (06-08 MAYIS ) Hazırlayan Prof. Dr. Erdoğan BOZ ESKİŞEHİR, 2011 X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi BİLGİ ŞÖLENi

Detaylı

03-05 Ekim / October Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI

03-05 Ekim / October Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI 03-05 Ekim / October 2013 Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI 2014 77 Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz Gözüyle gizli yok ya sen ne dersin Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz Alevilik nedir? sorusuna verilen cevaplar.

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11 I. KAYNAKLAR Osman Horata A. Edebî Eserler...25 1. Divanlar...25 2. Mesneviler...28 3. Şiir Mecmuaları...29 4. Mensur Eserler...29 B. Edebiyat Bilgi ve Teorisiyle

Detaylı

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr. ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr. arzuuatik@gmail.com EĞİTİM Doktora 2003-2009: Marmara Üniversitesi, Eski Türk Edebiyatı Anabilim Dalı, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Tez konusu:

Detaylı

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006. KİTABİYAT Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006. Yayınlanalı yedi yıl olmuş. İlk yayınlandığını bir gazetede mütercim ile yapılmış

Detaylı

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006. Faz lur Rah man: 21 Ey lül 1919 da Pa kis tan n Ha za ra şeh rin de doğ du. İlk öğ re ni mi ni Pa kis tan da Ders-i Niza mî ola rak bi li nen ge le nek sel med re se eği ti mi şek lin de biz zat ken di

Detaylı

Âmil Çelebioğlu nun Ölümü İçin Yazılanlardan

Âmil Çelebioğlu nun Ölümü İçin Yazılanlardan Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 10, İstanbul 2013, 57-61. Âmil Çelebioğlu nun Ölümü İçin Yazılanlardan Derleyen: NİHAT ÖZTOPRAK * 1. Prof. Dr. Âmil Çelebioğlu nun Hakk a vâsıl olduğuna tarihdir.

Detaylı

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Yazar Mustafa Erdoğan ISBN: 978-605-9247-81-8 1. Baskı Kasım, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları

Detaylı

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...9 ÖNSÖZ...11 GİRİŞ...13 BİRİNCİ BÖLÜM BANDIRMALIZÂDE HÂŞİM BABA HAYATI VE ESERLERİ 1. HAYATI...15 2. ESERLERİ...17 2.1. Divan...17 2.2. Vâridât...17 2.3. Ankâ-yı Meşrık...17 2.4.

Detaylı

ABSTRACT: In this article we examined müselles (triplet) that is used so rare in Divân poetry. Moreover, two müselles of Kâzım Paşa are given.

ABSTRACT: In this article we examined müselles (triplet) that is used so rare in Divân poetry. Moreover, two müselles of Kâzım Paşa are given. MÜSELLES VE MÛSÂ KÂZIM PAŞA NIN İKİ MÜSELLESİ Dr. Muvaffak EFLATUN* ÖZET Bu çalışmada Divan şiirinde çok az kullanılan nazım şekillerinden biri olan müselles hakkında bilgi verilmiş ve XIX. yüzyıl şairlerinden

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ KISALTMALAR

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ KISALTMALAR İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9 KISALTMALAR...13 Türk Edebiyatı Tarihi Muhtırası na Dair...15 Türk Edebiyatı Tarihi Muhtırası...20 Türk Dili...20 Türk Yazıları...20 Eski Türk Şairlerinin Vazifeleri...21 Elde Bulunan

Detaylı

Betül Erdoğan.

Betül Erdoğan. Betül Erdoğan www.gencgelisim.com Anne babaların en çok istedikleri, çocuklarını mutlu ve başarılı bireyler olarak yetiştirmektir. Bu hedef noktasında sosyal faaliyetler, kurslar, kitaplar gibi birtakım

Detaylı

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER YEDİ MEŞALECİLER Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan ilk edebi topluluktur. 1928 de Yedi Meşale adıyla ortaklaşa bir kitap çıkarıp bu kitabın ön sözünde şiirle ilgili görüşlerini açıklamışlardır. Beş Hececiler

Detaylı

24- Övgü. Bir gelmişüz hünerkede-i dehre Nâbîyâ Âyînede görür gören ancak nazîrimüz. Yusuf NÂBİ , Urfa G. 255/7.

24- Övgü. Bir gelmişüz hünerkede-i dehre Nâbîyâ Âyînede görür gören ancak nazîrimüz. Yusuf NÂBİ , Urfa G. 255/7. 24- Övgü Bir gelmişüz hünerkede-i dehre Nâbîyâ Âyînede görür gören ancak nazîrimüz. G. 255/7. 24- Övgü Ey Nâbî, dünya hüner meydanına biz tek gelmişiz. Bir benzerimizi gören, ancak aynadaki aksimizi görür.

Detaylı

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME T.C. FATİH SULTAN MEHMET VAKIF ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME Khalid Khater Mohemed Ali 130101036 TEZ DANIŞMANI Prof.

Detaylı

mef ûlü / mefâ îlü / mefâ îlü / fa ûlün

mef ûlü / mefâ îlü / mefâ îlü / fa ûlün TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ ESKİ TÜRK EDEBİYATI - IV DERS NOTLARI 3. Sınıf - 2. Dönem İsa SARI www.isa-sari.com BÂKÎ Üç padişah dönemini görmüştür. Babası, Kargazâde lakaplı müezzindir. Ömrü boyunca

Detaylı

MUHİBBÎ (KÂNÛNÎ SULTAN SÜLEYMAN) DİVANI NIN İKİ YENİ YAYINI TWO NEW PUBLICATIONS OF MUHIBBÎ S (SULEIMAN THE MAGNIFICENT) DIVAN

MUHİBBÎ (KÂNÛNÎ SULTAN SÜLEYMAN) DİVANI NIN İKİ YENİ YAYINI TWO NEW PUBLICATIONS OF MUHIBBÎ S (SULEIMAN THE MAGNIFICENT) DIVAN SÜTAD, Güz 2015; ( 38): 353-359 ISSN: 1300-5766 MUHİBBÎ (KÂNÛNÎ SULTAN SÜLEYMAN) DİVANI NIN İKİ YENİ YAYINI TWO NEW PUBLICATIONS OF MUHIBBÎ S (SULEIMAN THE MAGNIFICENT) DIVAN Yıldıray ÇAVDAR * Saltanat

Detaylı

49- Huzur. Dü kevnde garaz âsâyiş ise ey Nâbî Bed-âzmâ vü bed-âmûz u bed-ma âş olma. Yusuf NÂBİ , Urfa G. 796/7.

49- Huzur. Dü kevnde garaz âsâyiş ise ey Nâbî Bed-âzmâ vü bed-âmûz u bed-ma âş olma. Yusuf NÂBİ , Urfa G. 796/7. 49- Huzur Dü kevnde garaz âsâyiş ise ey Nâbî Bed-âzmâ vü bed-âmûz u bed-ma âş olma. G. 796/7. 49- Huzur Ey Nâbî, dünya ve ahrette asıl gaye huzur ise de kötü tecrübe, kötü öğretmen ve kötü rızık sahibi

Detaylı

FUZÛLÎ'NİN İKİ MESNEVÎSİNDE NİZAMÎ ETKİSİ

FUZÛLÎ'NİN İKİ MESNEVÎSİNDE NİZAMÎ ETKİSİ FUZÛLÎ'NİN İKÎ MESNEVÎSJNDE NİZAMÎ ETKİSİ Prof. Dr. İsmail ÜNVER XVI. Yüzyılın, hatta bütün Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biri olan Fuzûlî, kaside ve gazel türündeki şiirleriyle olduğu kadar

Detaylı

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar Eda Yeşilpınar Hemen her bölümün kuşkusuz zorlayıcı bir dersi vardır. Öğrencilerin genellikle bu derse karşı tepkileri olumlu olmaz. Bu olumsuz tepkilerin nedeni;

Detaylı

BİR ŞİİR MECMUASI HAKKINDA

BİR ŞİİR MECMUASI HAKKINDA BİR ŞİİR MECMUASI HAKKINDA MINE MENGI On beşinci ve on altıncı yüzyıllar, Divan şiirinin ünlü sanatçılarının yetiştiği ve başarılı eserlerin verildiği devirdir. Bu devri temsil eden şairlerin divanlarının

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi EROĞLU NÛRİ (d.?-ö.1012/1603) tekke şairi Açıklama [eç1]: Madde başlarında şairlerin mahlaslarının olmasına özen gösterilmeli. Ancak şairin tanıtıcı özellikleri virgülden sonra yazılmalı. Açıklama [eç2]:

Detaylı

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ Dersi Veren: Osman SEZGİN Telefon: (216) 521 97 97 E-posta:

Detaylı

ARUZ ÖĞRETİMİ. Prof. Dr. Hal t DURSUNOĞLU

ARUZ ÖĞRETİMİ. Prof. Dr. Hal t DURSUNOĞLU ARUZ ÖĞRETİMİ Prof. Dr. Hal t DURSUNOĞLU ARUZ ÖĞRETİMIİ Prof. Dr. Halit DURSUNOĞLU ISBN 978-605-318-552-9 DOİ: DOİ 10.14527/9786053185529 Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir. 2016, Pegem

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL VE TÜR BİLGİSİ ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL BİLGİSİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL VE TÜR BİLGİSİ ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL BİLGİSİ ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL VE TÜR BİLGİSİ ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL BİLGİSİ Nazım biçimi, bir manzumenin dış yapı özelliklerinin bütünüdür. Nazım biçimini belirleyen faktörler şunlardır: Nazım Birimi

Detaylı

* Yard. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi, Necatibey Eğitim Fakültesi. DiVAN ŞAiRLERİNİN GAZELLERiNDE HARF. MehmetAKKAYA *

* Yard. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi, Necatibey Eğitim Fakültesi. DiVAN ŞAiRLERİNİN GAZELLERiNDE HARF. MehmetAKKAYA * İlmi Araştırmalar 3, İstanbul 1996 DiVAN ŞAiRLERİNİN GAZELLERiNDE HARF TERCiHLERİ VE REDİF HUSUSU MehmetAKKAYA * Şairlerin kullandıklan kelimeler, bilhassa redifler, bize halet-i ruhiyeleri hakkında ışık

Detaylı

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP Türk halk şiirinde kullanılan dilin, yalın veya sadece olduğu yönünde yaygın bir kanaat vardır. Divan Şiiri'nde kaleme alınmış şiirler göz önüne alındığında bu

Detaylı

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ... 15 MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 SAFAHAT TA DEĞERLERİMİZ... 41 Adâlet... 43 Adamlık... 47 Ahlâk... 50 Azim... 42 Birleştiricilik...

Detaylı

KLÂSĐK TÜRK ŞĐĐRĐNDE BEDENĐN HARFLERE YANSIMASI

KLÂSĐK TÜRK ŞĐĐRĐNDE BEDENĐN HARFLERE YANSIMASI KLÂSĐK TÜRK ŞĐĐRĐNDE BEDENĐN HARFLERE YANSIMASI Ömer SAVRAN ÖZET Divan ve Halk şairlerimiz bedenin çeşitli uzuvlarını vasfetmek için eski alfabemizdeki bir bakıma mazmun haline gelmiş olan çeşitli harflerden

Detaylı

(d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık

(d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık NÂZÎ, Yozgatlı (d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık Asıl adı Mustafa dır. Yozgat ın Yukarı Nohutlu Mahallesinde 1869 yılında, dünyaya geldi (Işıtman 1969: 5401). Babası, Yozgat ın Çekerek ilçesinin Beyyurdu

Detaylı

Mevlânâ dan Bilgelik Katreleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Mevlânâ dan Bilgelik Katreleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Üzerindeki bilgelik hırkasından, madde ve mânâ dünyasındaki mutluluğun şifrelerini verir bize Mevlânâ. Onun ilmini ve söylemlerini kâğıtlara, kitaplara, ansiklopedilere sığdıramamakla birlikte, deryada

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI 4.ÜNİTE

ESKİ TÜRK EDEBİYATI 4.ÜNİTE ESKİ TÜRK EDEBİYATI 4.ÜNİTE *ARAP ŞİİRİNDE ARUZ VEZNİNİ BİR ESASA BAĞLAYAN KİŞİ EL-HALİL B.AHMET EL-FERAHİDİ *AÇIK HECE KISA HECE DE DENİR. SONU KISA ÜNLÜ İLE BİTEN HECELER ARUZA GÖRE AÇIK YA DA KISA HECEDİR.

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI 4.ÜNİTE

ESKİ TÜRK EDEBİYATI 4.ÜNİTE ESKİ TÜRK EDEBİYATI 4.ÜNİTE *ARAP ŞİİRİNDE ARUZ VEZNİNİ BİR ESASA BAĞLAYAN KİŞİ EL-HALİL B.AHMET EL-FERAHİDİ *AÇIK HECE KISA HECE DE DENİR. SONU KISA ÜNLÜ İLE BİTEN HECELER ARUZA GÖRE AÇIK YA DA KISA HECEDİR.

Detaylı

SES (HARF) BİLGİSİ. Türkçe alfabemizde (abecemizde) 29 harf vardır. Alfabetik sırası şöyledir.

SES (HARF) BİLGİSİ. Türkçe alfabemizde (abecemizde) 29 harf vardır. Alfabetik sırası şöyledir. İSMET ÖZCAN SES (HARF) BİLGİSİ Dili oluşturan sesleri göstermeye yarayan işaretlere (sembollere) harf denir. Türkçe alfabemizde (abecemizde) 29 harf vardır. Alfabetik sırası şöyledir. a, b, c, ç, d, e,

Detaylı

199- Güzellik. Bî-bedel gerçi ki yok hüsn ile senden gayrı Var mıdur hüsnüne de âyîne benden gayrı. Yusuf NÂBİ , Urfa G. 847/1.

199- Güzellik. Bî-bedel gerçi ki yok hüsn ile senden gayrı Var mıdur hüsnüne de âyîne benden gayrı. Yusuf NÂBİ , Urfa G. 847/1. 199- Güzellik Bî-bedel gerçi ki yok hüsn ile senden gayrı Var mıdur hüsnüne de âyîne benden gayrı. G. 847/1. 199- Güzellik Gerçi güzellikte senden başka eşsiz kimse yoktur; (acaba) güzelliğine de benden

Detaylı

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

Gü ven ce He sa b Mü dü rü Güvence Hesabı nın dünü, bugünü, yarını A. Ka di r KÜ ÇÜK Gü ven ce He sa b Mü dü rü on za man lar da bi lin me ye, ta nın ma ya S baş la yan Gü ven ce He sa bı as lın da ye - ni bir ku ru luş de ğil.

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖĞRENİM DURUMU Lisans: 1976-1980 Doç. Dr. Rıza BAĞCI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ/TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ Yüksek Lisans: 1984-1987 EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL

Detaylı

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günü parlatan gözler. Havayı yumuşatan nefes. Yüzlere gülücük dağıtan dudaklar. Konuşmadan anlatan kaşlar. Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günaydın...

Detaylı

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır. BEŞ HECECİLER Milli edebiyattan etkilenen Beş Hececiler, milli kaynaklara dönmeyi ilke edinmişlerdir. Şiire I. Dünya Savaşı Milli Mücadele yıllarında başlayıp Mütareke yıllarında şöhret kazanan edebi topluluktur.

Detaylı

Researcher: Social Science Studies

Researcher: Social Science Studies Researcher: Social Science Studies (2018) Cilt 6 / Sayı 2, s. 313-317 (Kitap Tanıtım ve Değerlendirme) Lâdikli Mûsâ Medhî ve Dîvânı Semih YEŞİLBAĞ 1 Şu kim dil bağladı bâğ-ı cihâna Hazer kıl gaflet-i cehlinden

Detaylı

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir? 1) İnsanlar, dağlar gibi yerlerinden kımıldamayan cansızlar değildir. Arkadaşlar, tanışlar birbirlerinden ne kadar uzakta olursa olsun ve buluşmaları ne kadar güç olursa olsun, günün birinde bir araya

Detaylı

NOT:Yukarıdaki hece ve sözcükleri öğrencimize bol bol okutunuz.15 tanesini yazımına bakmadan deftere yazdırınız.

NOT:Yukarıdaki hece ve sözcükleri öğrencimize bol bol okutunuz.15 tanesini yazımına bakmadan deftere yazdırınız. eş aş iş oş uş ış öş üş şe şa koş şi şo şu şı şö şü ez az iz oz uz ız öz üz ze za zi zu zı zö zü eşi aşı kuş kış düş işe aşar eşik şık kuşu kaz tiz boz yaş buz tuz muz kız köz yüz meze zaza izi mış dış

Detaylı

Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmış sana Mey süzülmüş şîşeden ruhsâr-ı âl olmuş sana

Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmış sana Mey süzülmüş şîşeden ruhsâr-ı âl olmuş sana NEDÎM Gazel fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmış sana Mey süzülmüş şîşeden ruhsâr-ı âl olmuş sana yâl ü bâl: Boy pos ; ruhsâr : yanak Nezaket haddeden (imbikten) geçmiş

Detaylı

(Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ

(Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ (Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ Hazırlayan Adı Soyadı Danışman Unvan Adı Soyadı Niğde Ay, Yıl

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKYESİ 8 Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (10) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme

Detaylı

I. Musammat Kaside. 1. Esdi nesîm-i nevbahâr açıldı güller subh-dem. Açsın bizim de gönlümüz sâkî meded sun câm-ı Cem

I. Musammat Kaside. 1. Esdi nesîm-i nevbahâr açıldı güller subh-dem. Açsın bizim de gönlümüz sâkî meded sun câm-ı Cem I. Musammat Kaside 1. Esdi nesîm-i nevbahâr açıldı güller subh-dem Açsın bizim de gönlümüz sâkî meded sun câm-ı Cem 2. Erdi yine ürd-i behişt oldı hevâ anber-sirişt Alem behişt-ender-behişt her gûşe bir

Detaylı

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Sözlü Dönem Yazılı Dönem İslamî Dönem Türk Edebiyatı Geçiş Dönemi Divan Edebiyatı Halk Edebiyatı Batı etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Tanzimat

Detaylı

III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE SERGİSİ. 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ.

III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE SERGİSİ. 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ. III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE V A K IF M Ü H Ü R L E R İ SERGİSİ 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ H azırlayanlar : Dr. GÜNAY KUT NİM ET BAYRAKTAR Süleyman şâh

Detaylı

Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I

Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I Yazar Feyza Tokat ISBN: Takım Numarası: 978-605-9247-50-4 (Tk) Cilt I: 978-605-9247-51-1 (1.c) 1. Baskı Nisan, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları Yayın No:

Detaylı

Elektrik-Elektronik ve Bilgisayar Mühendisliği - YL HAK***** YIL***** Elektrik-Elektronik ve Bilgisayar Mühendisliği - YL MEH***** AKI*****

Elektrik-Elektronik ve Bilgisayar Mühendisliği - YL HAK***** YIL***** Elektrik-Elektronik ve Bilgisayar Mühendisliği - YL MEH***** AKI***** 20 Nisan 2016 tarih ve 29690 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yükseköğretim Kurulu Lisansüstü Eğitim- Öğretim Yönetmeliğinin Madde 7-2 ve Düzce Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim Yönetmeliğinin Madde

Detaylı

ULUSAL SEMPOZYUM TARİHİ SÜREÇTE MEVLÂNA VE ESERLERİ

ULUSAL SEMPOZYUM TARİHİ SÜREÇTE MEVLÂNA VE ESERLERİ ULUSAL SEMPOZYUM TARİHİ SÜREÇTE MEVLÂNA VE ESERLERİ 08-10 ARALIK 2011 SELÇUK ÜNİVERSİTESİ ALAEDDİN KEYKUBAT YERLEŞKESİ S. DEMİREL KÜLTÜR MERKEZİ KONYA Sempozyum Onursal Başkanı Prof. Dr. Süleyman OKUDAN

Detaylı

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı Eposta: hakpinar@harran.edu.tr ; akpinar64@hotmail.com Telefon: 0414 318 (1003), (1707); 552 216 36 12 ÖĞRENİM

Detaylı

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ Her yönüyle edip (edebiyatçý) ve öðretmen Ýbrahim Zeki Burdurlu nun ölümsüz bir yapýtý elinizi öpüyor. Burdurlu bu çalýþmasýnda, cennet Anadolu nun deðiþik yörelerinden

Detaylı

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 EDEBİYAT TARİHİ / TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERE AYRILMASINDAKİ ÖLÇÜTLER 1.Edebiyat tarihinin uygarlık tarihi içindeki yerini.edebiyat tarihinin

Detaylı

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص Ünlü İslam bilgini Taberi, tefsirinde, mukattaa harfleri ile ilgili, Abdullah b. Abbas, Said b. Cübeyr ve Abdullah b. Mesud dan şu görüşü nakletmiştir: Her bir

Detaylı

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan Pir Sultan ABDAL Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan Yaşadığımız çağda da maalesef geçen on dört asırda olduğu gibi oklar, mızraklar yeniden

Detaylı

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1 by Mehmet- omeruslu06 1 3. Bayrağımızdaki hangi renk daha fazladır? 1. Sınıfımızdaki arkadaşlarımızın her siyah A. B. kırmızı birinin farklı güçlü yanları var. Mesela, Elif. Çizdiği resimleri Ahmet beyaz

Detaylı

NECÂTÎ BEY İN NİDÂ GAZELLERİ THE EXCLAMATION GHAZALS OF NECATI BEY S DIVAN. Şerife YALÇINKAYA

NECÂTÎ BEY İN NİDÂ GAZELLERİ THE EXCLAMATION GHAZALS OF NECATI BEY S DIVAN. Şerife YALÇINKAYA NECÂTÎ BEY İN NİDÂ GAZELLERİ THE EXCLAMATION GHAZALS OF NECATI BEY S DIVAN Şerife YALÇINKAYA ÖZET: Bu makalede Necâti Bey Divanı ndaki nida gazelleri incelenecektir. Nida, Türk gazelinin vazgeçilmez bir

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ÖNSÖZ DİL NEDİR? / İsmet EMRE 1.Dil Nedir?... 1 2.Dilin Özellikleri.... 4 3.Günlük Dil ile Edebî Dil Arasındaki Benzerlik ve Farklılıklar... 5 3.1. Benzerlikler... 5 3.2. Farklılıklar...

Detaylı

Prof. Dr. İ. Hakkı Aksoyak 1967 yılında Almanya da doğdu. İlkokulu Yozgat ta, ortaokulu Ankara da tamamladı yılında Dil ve Tarih Coğrafya

Prof. Dr. İ. Hakkı Aksoyak 1967 yılında Almanya da doğdu. İlkokulu Yozgat ta, ortaokulu Ankara da tamamladı yılında Dil ve Tarih Coğrafya Prof. Dr. İ. Hakkı Aksoyak 1967 yılında Almanya da doğdu. İlkokulu Yozgat ta, ortaokulu Ankara da tamamladı. 1990 yılında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesini bitirdi. 1995 yılında yüksek lisansını, 1999

Detaylı

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 22 STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 406 A GRUBU STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 22 A GRU BU STAJ ARA DÖ NEM DE ER LEN D R ME S AY RIN TI LI SI NAV KO NU LA

Detaylı