MORTGAGE KRĠZĠNĠN TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDEKĠ ETKĠLERĠNĠN ORAN ANALĠZ YÖNTEMĠYLE ÖLÇÜLMESĠ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "MORTGAGE KRĠZĠNĠN TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDEKĠ ETKĠLERĠNĠN ORAN ANALĠZ YÖNTEMĠYLE ÖLÇÜLMESĠ"

Transkript

1 T.C. TRAKYA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ĠġLETME ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LĠSANS PROJESĠ MORTGAGE KRĠZĠNĠN TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDEKĠ ETKĠLERĠNĠN ORAN ANALĠZ YÖNTEMĠYLE ÖLÇÜLMESĠ DĠDEM BUDAYAN YILDIRIMLI DANIġMAN YRD. DOÇ. DR. BATUHAN GÜVEMLĠ EDĠRNE 2012

2

3 i Proje Adı: Mortgage Krizinin Türk Bankacılık Sektöründeki Etkilerinin Oran Analiz Yöntemiyle Ölçülmesi Hazırlayan: Didem BUDAYAN YILDIRIMLI ÖZET Bu projede, 2007 ABD de baģlayan mortgage krizinin Türk bankacılık sektörüne etkileri rasyo analizi yöntemiyle araģtırılmıģtır. Bu araģtırmaya baģlamadan önce mortgage terimi tanımlanmıģ, mortgage sistemi ve mortgage sisteminde yer alan araçlar ve kurumlar incelenmiģtir. Mortgage krizi bölümünde, mortgage krizinin ortaya çıkıģı nedenleriyle birlikte ele alınmıģ ve mortgage sistemleri tek tek ele alınan ülkelerin mortgage krizinden nasıl etkilendiğine yer verilmiģtir. AraĢtırma bölümünde Türk bankacılık sektöründen üç banka ele alınarak rasyo analizleri yılları baz alınarak ölçülmüģ ve değerlendirilmiģtir. Türk bankacılık sektöründeki üç bankanın mortgage krizinden nasıl etkilendiği ortaya konulmuģtur. rasyo analizi. Anahtar kelimeler: Mortgage, mortgage krizi, Türk bankacılık sektörü,

4 ii Name of Project: The Measurement With Ratio Analysis of The Effects of Mortgage Crisis on Turkish Banking Sector" Prepared by: Didem BUDAYAN YILDIRIMLI ABSTRACT In this project, the effects of 2007 USA Mortgage Crisis over the Turkish banking sector are examined with the help of ratio analysis. Firstly, mortgage system is defined with its mediums and its institutions. Mortgage practices in the USA, England, Denmark, Turkey and Brazil are examined by considering the 2007 Mortgage Crisis. In the section of the Mortgage Crisis, the reasons of the Crisis and its effects over the countries which used the system are revealed. In the analysis section; three leading banks are selected from the Turkish Banking sector and the ratio analyses are conducted according to their budgets. Finally; the 2007 Mortgage Crisis effects over the three selected banks of the Turkish Banking sector are revealed in terms of efficiency and profitability. Analysis. Key words: Mortgage, Mortgage Crisis, Turkish Banking Sector, Ratio

5 iii ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET... i ABSTRACT... ii ĠÇĠNDEKĠLER... iii KISALTMALAR... vi TABLOLAR LĠSTESĠ... vii GRAFĠK LĠSTESĠ... viii GĠRĠġ... 1 BÖLÜM I 1. MORTGAGE SĠSTEMĠ Mortgage Sisteminin Ġçindeki Kurumlar Yatırım Bankaları Ticari Bankalar Katılım Bankaları Sigorta ġirketleri Derecelendirme Kurumları Menkul Kıymet Satın Alan Yatırım KuruluĢları Sigorta fonları, yatırım fon, emek fon, hedge fon, Yatırımcılar Düzenleyici ve Denetleyici KuruluĢlar Mortgage Sigortaları Mortgage Hayat Sigortaları Mortgage Koruma Sigortası Yapı Sigortası Ev Sahibinin Sigortası Tapu Sicili Sigortası Doğal Afet Riskleri Teminatı Mortgage Sisteminin ĠĢleyiĢ ve Zayıflıkları BÖLÜM II 2. MORTGAGE KRĠZĠ Mortgage Krizi Nedenleri... 12

6 iv Likitide Bolluğu ve Özensiz Krediler Menkul KıymetleĢtirme Saydamlık Eksikliği Derecelendirme KuruluĢları Düzenleyici Denetleyici KuruluĢlar Uluslararası Mortgage Krizi Amerika da Mortgage Krizi Ġngiltere de Mortgage Krizi Danimarka da Mortgage Krizi Türkiye de Mortgage Krizi Brezilya da Mortgage Krizi BÖLÜM III 3.VERĠLER VE ANALĠZ YÖNTEMLERĠ Üç Bankanın Bilançoları Rasyo Analizleri Likidite Oranları Mevduatın Kredilere BağlanmıĢ Kısmı Mevduatın Ve Borçların Likit Aktiflere Ödenebilecek Kısmı Likit Aktiflerin Toplam Aktifler Ġçindeki Payı Aktif Kalite Rasyoları Kredilerin Toplam Aktif Ġçindeki Payı Takipteki Kredi Toplamının Kredilerin Ġçindeki Payı Takipteki Kredilere KarĢılık Ayırma Oranı Kârlılık Rasyoları Aktif Verimliliği Özkaynak Verimliliği Faiz Giderlerinin Faiz Gelirlerine Oranı Özkaynak Rasyoları Finansal Kaldıraç Özkaynakların Toplam Risklere Oranı Net ÇalıĢma Sermayesinin Aktiflere Oranı Bilanço DıĢı Riskler... 45

7 v Nakdi-Gayri Nakdi Kredi Oranı Gayri Nakdi Kredilerin Toplam Aktif Oranı BÖLÜM IV 4. ÜÇ TÜRK BANKASININ RASYO ANALĠZLERĠNĠN VERĠMLĠLĠK KÂRLILIK AÇISINDAN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ Yılı Likidite Rasyoları Analizi Aktif Kalitesi Rasyoları Analizi Kârlılık Rasyoları Analizi Özkaynak Rasyoları Analizi Bilanço DıĢı Risk Rasyoları Analizi Yılı Likidite Rasyoları Analizi Aktif Kalitesi Rasyoları Analizi Kârlılık Rasyoları Analizi Özkaynak Rasyoları Analizi Bilanço DıĢı Risk Rasyoları Analizi Yılı Likidite Rasyoları Analizi Aktif Kalitesi Rasyoları Analizi Kârlılık Rasyoları Analizi Özkaynak Rasyoları Analizi Bilanço DıĢı Risk Rasyoları Analizi Yılları Arasında Türk Bankacılık Sektöründe Konut Kredileri Analizi SONUÇ KAYNAKÇA EKLER... 72

8 vi KISALTMALAR ABD AB AIG BDDK BNH CDO CEF DASK EURO FED FHA FHFA FHLB FHLMC FNMA FICO GNMA GSMH GSYĠH GYO HBOS IMF ING IFS SMLs SPK TOKĠ KOBĠ LTCM MBS TL Amerika BirleĢik Devletleri Avrupa Birliği American International Group Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Milli Konut Bankası Commercial Debt Obligations/Teminatlı Borç Yükümlülükleri Caixa Economica Federal Doğal Afet Sigortaları Kurumu Avrupa Para Birimi ABD Merkez Bankası Federal Housing Administration Federal Housing Finance Agency Federal Home Loan Banks Federal Home Loan Mortgage Corporation-Feddie Mac Federal National Mortgage Association Fair Isaac Corporation Government National Mortgage Association Gayri Safi Milli Hasılat Gayri Safi Yurt Ġçi Hasıla Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim ġirketi BirleĢik Krallıkta bir Banka ve sigorta Ģirketi, Lloyds Banking Group iģtiraki International Monetary Fund Uluslar arası Para Fonu Bir Hollanda Bankası Institute For Fiscal Studies Mali ÇalıĢmalar Enstitüsü Specialist Mortgage Lenders Sermaye Piyasası Kurulu Toplu Konut idaresi Küçük Orta Bütçeli ĠĢletmeler Long-Term Capital Management - Uzun Dönem Yatırım Yönetimi hedge fon yönetim Ģirketi Ġpoteğe Dayalı Menkul Kıymet Türk Lirası

9 vii TABLOLAR LĠSTESĠ Tablo 1: Mortgage Sistemin ĠĢleyiĢi... 5 Tablo 2: Üç Bankanın Toplam Krediler/Toplam Mevduat Rasyoları (Yıllara Göre) Tablo 3: Likit Aktiflerin Mevduat ve Borçlara Oranı Tablo 4: Likit Aktiflerin Toplam Aktifler Ġçindeki Payı Tablo 5: Kredilerin Toplam Aktif Ġçindeki Payı Tablo 6: Takipteki Kredilerin Toplam Krediler Ġçindeki Payı Tablo 7: Takipteki Krediler KarĢılık Ayırma Oranı Tablo 8: Aktif Verimliliği Tablo 9: Özkaynak Verimliliği Tablo 10: Faiz Giderlerinin Faiz Gelirlerine Oranı Tablo 11: Finansal Kaldıraç Tablo 12: Özkaynakların Toplam Risklere Oranı Tablo 13: Net ÇalıĢma Sermayesinin Aktiflere Oranı Tablo 14: Nakdi Gayri Nakdi Kredi Oranı Tablo 15: Gayri Nakdi Toplam Aktif Oranı Tablo 16: Konut Kredi Bakiyeleri (Milyon TL)... 62

10 viii GRAFĠK LĠSTESĠ Grafik 1: Yıllara Göre 3 Bankanın Toplam Krediler / Toplam Mevduat Rasyolarının Radar Yöntemiyle Gösterilmesi Grafik 2: Yıllara Göre 3 Bankanın Likit Aktifler / Mevduat ve Mevduat DıĢı Kaynaklar Grafik 3: Yıllara Göre 3 Bankanın Likit Aktifler / Toplam Aktifler Grafik 4: Yıllara Göre 3 BankanınKredilerinin Toplam Aktif Ġçindeki Payı Grafik 5: Yıllara Göre 3 Bankanın Takipteki Kredilerin Toplam Krediler Ġçindeki Payı Grafik 6: Yıllara Göre 3 Bankanın Takipteki Krediler Ġçin KarĢılık Ayırma Oranı Grafik 7: Yıllara Göre 3 Bankanın Aktif Verimliliği Grafik 8: Yıllara Göre 3 Bankanın Özkaynak Verimliliği Grafik 9: Yıllara Göre 3 Bankanın Faiz Giderlerinin Faiz Gelirlerine Oranı Grafik 10: Yıllara Göre 3 Bankanın Finansal Kaldıraç Oranları Grafik 11: Yıllara Göre 3 Bankanın Özkaynak / Top. Risk Rasyoları Grafik 12: Yıllara Göre 3 Bankanın Net ÇalıĢma Sermayesinin Aktiflere Oranı Grafik 13: Yıllara Göre 3 Bankanın Nakdi Kredi Gayri Nakdi Kredi Oranları Grafik 14: Yıllara Göre 3 Bankanın Gayri Nakdi Kredi Top. Aktif Oranları Grafik 15: Yılları Arasında T.ĠĢ Bankası, T. Garanti Bankası ve Asya Katılam Bankasının Toplam Sektöründeki Konut Kredileri Analizi... 64

11 1 GĠRĠġ GeliĢmiĢ finansal piyasalarında sermaye piyasalarının derinliğinin artmasına yol açan, bireylerin emlak sahibi olmalarını kolaylaģtırarak emlak piyasasını canlandıran ipoteğe dayalı konut kredileri (mortgage) dünyada yaklaģık 900 yıldır kullanılan bir finansal araçtır. Dünyadaki ilk ipoteğe dayalı konut kredileri (mortgage) uygulaması 1190 yılının baģlarında Ġngiltere de ve ileriki aģamalarda Avrupa da görülmüģtür (Oksay, 2007: 10). Konut finansman sistemleri içerisinde en geliģmiģ olanı uzun vadeli ipoteğe dayalı konut kredisi (mortgage) yöntemidir. Bu yöntem genellikle satın alma gücü sınırlı olan orta sınıfa yönelik bir konut edindirme sistemidir. Mortgage kelime anlamı olarak sadece ipotek veya taģınmaz rehini demek olduğu halde bir terim olarak, doğrudan satın alma, peģin ödeme yolu ile konut edinme gücü olmayan kiģilere, ipoteğe dayalı uzun vadeli kredi sağlamak ve kira düzeyinde taksitlerle konut bedelini ödemek suretiyle konut edindirme amaçlı bir sistem i ifade etmektedir. En genel tanımıyla da ipoteğe dayalı gayrimenkul kredisi dir (Ünal, 2009: 12). ABD de 2007 yılında yaģanan finansal dalgalanma büyük ve geliģmiģ bir ekonominin bankacılık sistemini geçmiģte emsali olmayan bir Ģekilde sıkıntıya sürüklemiģ, baģta düzenleyici ve denetleyici kurumlar olmak üzere herkesi nerede hata yapıldığı konusunda düģünmeye sevk etmiģtir. Subprime mortgage, kredisindeki geri ödemelerde yaģanan sorunlarla ortaya çıkan finansal dalgalanma, çok hassas dengeler üzerine kurulu ve menkul kıymetlerle kredi türev ürünlerinin risklerinin yanlıģ ölçülmesi, kimi zaman da finansal mühendislik kullanarak ölçülemez hale getirilmesi ve akabinde denetçi yapısının eksikliği finansal kurumları etkilemiģ ve mortgage krizi olarak adlandırılan durum küresel bir likitide krizine dönüģmüģtür (BDDK, 2008: 55).

12 2 Mortgage kelimesi; Almanca`da verilen bir sözün karģılığında bırakılan depozit anlamına gelen Gage kelimesi ile Fransızca`da taģınmaz (Ölü) anlamına gelen Mort kelimesinin birleģmesinden meydana gelen birleģik bir sözcüktür. Bu iki kelimenin birleģmesinden sonra ortaya çıkan Mortgage ise bir taģınmazın, alınan bir kredi karģılığında rehin olarak verilmesine denir (Aydemir, 2010: 5). Türk kamuoyunda mortgage, AB ülkelerinde ve özellikle Amerika da uygulanan uzun vadeli konut edindirme ve finansman sistemidir. Türk Dil Kurumu, bu sistem icin Tutsat terimini tavsiye etmiģ ise de 5582 sayılı Yasada bu tutsat veya mortgage terimi değil de nispeten daha uzun bir terim olan, içinde kredi ve finans boyutunu da içeren konut finansman sistemi terimi tercih edilmiģtir. Sistemin asıl tanımı ise kredi, finansal kiralama ve benzeri finansal iģlemler yoluyla konut alımı, konutların yenilenmesi ve güçlendirilmesi için ipotek teminatlı kaynak kullandırılması Ģeklinde yapılabilir. Sistemde bir taģınmazın alınan borç karģılığı rehin (ipotek) verilmesi esastır (Apak ve Demirel, 2009: 107). Temel olarak, gayrimenkullerin menkul kıymetleģtirerek sermaye piyasalarında el değiģtirmesine dayalı bir çeģit gayrimenkul finansmanı sistemi olarak da düģünülebilir. Tek baģına kullanıldığında ise mortgage, bir kredi çeģidini değil hukuki bir belgeyi tanımlamaktadır. Bu belge ipotekli konut kredisi senedi olarak da adlandırılabilir. Mortgage sistemi, gerek kiģilerin konut sahibi olmalarını kolaylaģtırması, gerekse finansal derinleģmeye sağlayacağı olumlu katkılar nedeniyle son derece önemli bir finansman yöntemidir. Bu sistem birincil piyasa ve ikincil piyasa olarak iki tür piyasadan oluģur. Birincil piyasa, finans kuruluģlarının kiģilere verdiği kredilerden oluģur. Burada teminat olarak tüketicinin ödeme gücü ve almak istediği konut dikkate alınmaktadır. Ġkincil piyasalarda ise; finans kuruluģları veya kurumlar bu kredileri satın alıp ikincil yatırımcılara satarlar. Bu ikincil piyasalar, finans kuruluģlarının likitide sorunu yaģamasını önleyen hayati derecede önemli piyasalardır ve çok büyük krizlere yol açabilir.

13 3 Mortgage sisteminin özelliği banka ile tüketici arasındaki birincil piyasalardaki iģlemlerden değil, banka ile yatırımcı ya da aracı kurum arasındaki iliģkilerin geçtiği ikincil piyasa iģlemlerinden oluģan bir finansal sistem olmasıdır. Ġpotekli kredi bankaları sisteminde ise birincil ipotek piyasası içinde arz edilen ipotekli konut kredilerini tekrar likidite etmeye yönelik olarak, ipoteğe dayalı menkul kıymet ihracıyla, verilen fonların geri alınmasına çalıģılır. ABD de faizlerin 2004 yılı ortalarından itibaren yükselmeye baģlaması, değiģken faizli eģik altı kredi müģterilerinin ödemeleri gereken taksit tutarlarının artmasına yol açmıģtır. Aynı dönemde, konut fiyatlarındaki yükselme eğiliminin tersine dönmesi de müģterilerin konutlarını satarak kredi borçlarını kapatma Ģanslarını sınırlandırmıģtır. Bu geliģmeler, eģik altı ipotek piyasasında, 2006 yılı ikinci yarısından itibaren borcunu ödeyemeyen müģterilerin sayısında hızlı bir artıģ yaģanmasına neden olmuģtur. Bu nedenle kredi derecelendirme kuruluģları, eģik altı ipotek kredilerine dayalı olarak çıkartılmıģ çok sayıda menkul kıymetin kredi derecesini 2007 yılı Haziran ayından itibaren düģürmeye baģlamıģlardır (TCMB, 2007: 2). Yatırımcılar, duydukları güven kaybı nedeniyle baģta eģik altı ipotek kredilerine dayalı menkul kıymetler olmak üzere, genel olarak varlığa dayalı menkul kıymetlere ve ticari kâğıtlara olan taleplerini azaltmıģlar ve daha az riskli olan hazine kağıtlarına yönelmiģlerdir. Talep kaybı, bu piyasalarda likidite sorunları yaģanmasına neden olmuģtur. Bu çalıģmanın birinci bölümünde mortgage sisteminin iģleyiģi, kurumları, sigorta çeģitleri; ikinci bölümünde mortgage krizi ve krizin uluslararası etkileri; üçüncü bölümünde metod ve kullanılacak rasyo analizleri anlatılmıģ ve dördüncü bölümünde ise Türkiye deki üç bankanın kriz dönemindeki bilanço ve gelir tablolarının rasyo analiz yöntemiyle verimlilik ve kârlılık çerçevesinde değerlendirilmesi yapılacaktır.

14 4 BÖLÜM I MORTGAGE SĠSTEMĠ Gayrimenkul finansmanın en önemli unsuru olan mortgage kredileri, gerek iģlem tarafları ve gerekse potansiyel hacmi itibariyle finansal piyasalara derinlik katan son derece önemli bir finansman aracıdır. Mortgage kredilerinin temel fon kaynakları mevduatlar, sigorta primleri ve emeklilik fonlarıdır. Bu fonlar kredi veren finansal aracılar tarafından konut alımı amacıyla kredi talep edenlere konut ipoteği karģılığında kullandırılmaktadır. Bu Ģekilde oluģan ipotekli kredi portföyü, ilgili (kamu ya da özel) aracı kuruluģtan güvence alınmasının ardından menkul kıymetleģtirilmekte ve yatırım bankalarına satılmaktadır. Yatırım bankaları da bu finansal araçlara dayalı olarak tahvil ihraç etmekte ve piyasayı daha da derinleģtirmektedir. Ġpotekli konut kredisi piyasasının hacmi, ikincil piyasanın derinliğiyle doğru orantılıdır (Ayan, 2011: 141). Birincil ve ikincil piyasalar birbirini beslemektedir ve büyüme dinamiğini oluģturarak uzun vadeli ve düģük maliyetli konut kredisi talebinin karģılanabilmesinin temelini oluģturmaktadır. Mortgage sistemi, bir tarafında fon fazlası olan ve kredi kullandırmak isteyenlerin, diğer tarafındaysa ev satın almak için yeterince birikimi olmayan ve kredi kullanmak isteyen tüketicilerin karģılaģmasıyla baģlar. Kredi kullanmak isteyen tüketici belgeleriyle birlikte baģvuruda bulunur, %25 oranında bir kısmını nakit olarak bulundurması gerekmektedir. Geri kalan kısmı için kredi talebinde bulunur. Bu noktadan sonra tüketicinin kredibilitesi incelenip ikinci aģamaya geçilir.

15 5 Tablo 1: Mortgage Sistemin ĠĢleyiĢi KONUT -BitmiĢ Proje -Konut Teminatı -Yeniden Finansman -Eski Kredi K O N U T A L I C I S I KONUT FĠNANSMANI KURULUġU -Banka -Katılım Bankaları -Tüketici Finansman ġirketleri -Finansal Kiralama ġirketleri KAYNAK AKTARIMI KREDĠ SATIġI MENKUL KIYMET ĠHRACI ĠPOTEK FĠNANSMANI KURULUġU Menkul Kıymetler Ġpotek Teminatlı Menkul Kıymetler Varlık Teminatlı Menkul Kıymetler KURUMSAL VE BĠREYSEL YATIRIMCILAR Menkul KıymetleĢtirme Klasik Fon kaynakları Yeni Fon Kaynakları Konut Finansmanı Fonu 1 Ġpoteğe Dayalı Menkul Kıymetler -Mevduat -Krediler -Sermaye -Kredi SatıĢı -Menkul Kıymet SatıĢı Varlık Finansmanı Fonu 2 Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler Kaynak: APAK;Sudi ve DEMĠREL; Engin. Finansal Yönetim Cilt 1 Sermaye Piyasaları, Papatya Yayıncılık Eğitim, Yıl 2009, Syf 109

16 6 Ġkinci aģamada evin gerçek değerinin belirlenmesi için kredi veren kurum tarafından ekspertiz tayin edilir. Bu ekspertiz değeri üzerinden kredi kullandırılmasına karar verilmektedir. Bir sonraki aģamada konut önce kredi talep eden tarafa asıl mal sahibi tarafından satılmakta, ardından da banka el değiģtirmiģ ve tüketicinin mülkiyetinde olan bu konutu ipotek altına almaktadır. Tapu dairesinde gerçekleģtirilen bu iģlemden sonra banka krediyi serbest bırakmaktadır (Gündoğdu, 2007: 11). Bu noktadan sonra mortgage sisteminde önemli bir aģama olan menkul kıymetleģtirme aģaması gelmektedir. Menkul kıymetleģtirmeyle birlikte bankalar, likit olmayan varlıklardan (alınan ipotekler) gelecekte elde edecekleri ekonomik faydalar karģılığında yatırımcılardan doğrudan ve düģük maliyetle fon temin edebilme imkanına kavuģmaktadırlar (Hepsen, 2005: 4) Mortgage Sisteminin Ġçindeki Kurumlar Mortgage sisteminin içinde birincil ve ikincil piyasalar yer aldığı için iģleyiģinde çeģitli kurumlar yer almaktadır Yatırım Bankaları Mortgage sisteminde yatırım bankaları ikincil piyasalarda büyük bir yer almıģtır. Yatırım bankacılığı, mevcut servetlerin transferi, hisse senedi ve tahvillerin tedavülünü, menkul kıymetlerin yönetimi dahil sermaye oluģumunun gerçekleģtiği tüm iģlemleri ve kuruluģları içerir. Mortgage sisteminde yatırım bankalarının üstlendiği rol tasarrufların yatırımlara yönelmesini sağlamak, sermaye piyasasının geliģmesine katkıda bulunmak, yeni ihraç edilecek menkul değerlerin geniģ halk kitlelerine dağılımın sağlamak, fon arz ve talep sahiplerine danıģmanlık hizmeti yapmak, menkul değerlere yatırım yapan tasarruf sahiplerinin çıkarlarını korumaktır.

17 Ticari Bankalar Katılım Bankaları Ticari bankalar topladıkları mevduatlardan çeģitli krediler verir para ve sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunurlar. Finansal danıģmanlık servet yönetimi, dıģ ticaret iģlemlerini aracılık ve benzeri hizmetleri yerine getirirler. Ancak ticari bankacılık faaliyetlerinin en eski ve asli unsuru topladığı mevduatlarla kredi vermektir. Bu nedenle bankaların toplandıkları fonların çok büyük bir bölümünün çeģitli kredilelere plase edildiği (yatırıldığı) belirtilmelidir. Katılım Bankaları ise, sermayesine ilaveten yurt dıģından ve yurt içinden özel cari hesaplar ve kâr ve zarara katılma hakkı veren hesaplar yoluyla fon toplayıp ekonomiye fon tahsis etmek amacıyla faaliyet gösteren ve toplanan fonları mevzuatında belirtilen usullerle, her türlü zirai, ticari faaliyetlerin ve hizmetlerin finansmanında, ortak yatırımlarda, yurt dıģı teminat mektubu verilmesinde, ihracat ve ithalatın finansmanında, yatırımlara iliģkin ekipmanların temin edilip, firmalara taksitle satılması veya kiraya verilmesi gibi hususlarda görev alan mali kuruluģlardır Sigorta ġirketleri Sigorta Ģirketlerinin görevleri ipotekli konut kredisinin ödenmesi için tasarruf yapılmasını sağlamak, bireyleri, sistemi ve ülke ekonomisini ortaya çıkabilecek riskler nedeniyle oluģabilecek ekonomik kayıplara karģı korumak, ikincil piyasalardaki ipotekli konut kredisi menkul değerlerini satın alarak yatırım yapmak olarak sıralanmaktadır Derecelendirme Kurumları Derecelendirme, spesifik bir borçlunun kredibilitesinin ve geri ödeme kabiliyetinin değerlendirilmesidir (European Commission, 2005: 12). Derecelendirme kuruluģları kredi piyasalarından menkul kıymet piyasalarına kadar fiyatlama konusunun temelinde bu kuruluģların verdiği kredi notları yer almaktadır.

18 Menkul Kıymet Satın Alan Yatırım KuruluĢları Finans kuruluģlarının likidite sorunu yaģamasını engelleyen ve verdiği kredilerin teminatını hızlı bir Ģekilde geri almasında yardımcı olan kuruluģlardır. Kredi veren kuruluģların, ipotekli krediler karģılığında çıkaracakları menkul değerleri, talep eden yerli ve yabancı yatırımcılara satmak için iki kurumun arasında aracılık görevi üstlenirler Sigorta Fonları, Yatırım fon, Emek Fon, Hedge Fon, Yatırımcılar Sigorta fonları; yatırım fon, emeklilik fon, hedge fon, yatırımcılar; özel kuruluģ kapsamında olan profesyonel yatırım uzmanlarınca yönetilen ve kamuya tam olarak açılmayan yatırım araçları havuzudur Düzenleyici ve Denetleyici KuruluĢlar; Yatırımcıların bilinçli seçim yapmalarına yardımcı olmak amacıyla düzenleyiciler, finans piyasası içinde yer alan düzenleme fazlalılığının etkin bir Ģekilde uygulanıp uygulanmadığını da analiz etmektedir MORTGAGE SĠGORTALARI Mortgage sisteminde kullanılan sigorta ürünleri; hem tüketiciyi hem de kredi kuruluģunu korumaktadır. Mortgage sigortası taraflara, ileride karģılaģabilecekleri risklere karģı koruma sağlamak suretiyle kısmen güvenli bir ortam oluģturmaktadır (KabataĢ, 2007: 193). Mortgage sisteminde birinci ve ikincil piyasaların daha sağlam bir yapıda ve hızlı bir Ģekilde geliģmesini sağlamak için bir güvence sağlamaktadır.

19 Mortgage Hayat Sigortaları; Ölüm durumunda mortgage kredisini ödeyen bir sigorta ürünüdür. Bu sigorta yaptırılmadığı takdirde, ölüm halinde ev satılarak kalan borç tahsil edilir Mortgage Koruma Sigortası; ĠĢsiz kalınması, hastalık veya kaza gibi nedenlerle gelirde bir azalma olması riskini kapsamına alan bir sigorta tipidir Yapı Sigortası Mortgage Uygulaması; ĠnĢaat sektöründe nitelik yükselmesini de doğurmuģtur. Üretilen yapıların tasarım kalitesi, bu yapılarda kullanılan malzemelerin ve ürünlerin değerlendirilmesi, artık birçok kritere uymak zorundakalacaktır (KabataĢ, 2007: 195). Sistem, yapı üretiminde denetim faktörünün daha nitelikli biçimde yürütmek zorunda kalmıģtır Ev Sahibinin Sigortası; Konut sahiplerinin sigortası ya da diğer bir açıklama ile konut sigortası itibariyle yangın, tüp patlaması, yıkılma gibi risklere karģı sigortalanmaktadır. Bunun yanında ev sahibinin sigortasının içinde yukarda sayılan risklerin dıģında hırsızlık, evde bulunanların yaralanması, evcil hayvanların verdiği zararlar gibi riskler de teminat kapsamına alınmıģ sigortaları kapsamaktadır Tapu Sicili Sigortası; Kredi verilerek ipotek altına alınan gayrimenkulün tapu sicil kayıtlarının temiz olduğunu ve ipoteğin nakde çevrilmek istendiğinde bir sorun çıkmayacağını garanti eden ve aksi durumlardaki zararı kapsama alan bir sigorta ürünüdür. Bu sigorta tipinde primin peģin olarak tahsil edilmesi esastır.

20 Doğal Afet Riskleri Teminatı; Doğal afetler sonucu yapının değerinde oluģabilecek düģüģler, yapının değersiz kalması gibi durumlarda teminatlı kredinin açık krediye dönüģmesini engellemek için yapılan sigorta türüdür. Türkiye de zorunlu olarak yaptırılan DASK örnek verilebilir MORTGAGE SĠSTEMĠNĠN ĠġLEYĠġ VE ZAYIFLIKLARI Mortgage sistemi küresel bir sistem olarak tüm dünya ülkelerinde kullanılmaktadır. Mortgage sistemiyle krediler çok daha uzun vadelere (20 ile 30 yıllık vadeler) yayılabilmektedir. DüĢük faiz oranı ve uzun vade sayesinde aylık ödemeler kira seviyelerine kadar düģmektedir. Birikimi olmayan özellikle genç hane halklarının ve orta gelirlilerin konut sahibi olmasını sağlamıģtır. Konut alım gücünü ve dolayısıyla talebini artırıcı bir etki yapan bu krediler, konut sektörünün de büyümesine yol açarak, ekonomik büyümeyi arttırmıģtır. Mortgage sistemindeki konutlar, belirli bir yapı güvenliği, imarlı yapı gibi koģullar içerdiği için sağlıksız konutlar yerine sağlıklı ve yaģanabilir konutlara oluģumunu sağlamıģtır. Mortgage sistemi ile kredilerin hacmi arttırılmıģtır ve ikincil piyasalarda yeni araçlar alınıp satılmasını sağlayarak finansal piyasaları derinleģtirmiģtir. Ülkelerin geliģme ve büyümelerini gerçekleģtirebilmeleri için geliģmiģ ve derinleģmelerini tamamlamıģ finansal piyasalara büyük ihtiyaç duyulmaktadır. Mortgage sistemi, konut sektörüne gerekse ekonomiye yaptığı büyütücü etkiler, üretimin, ticaretin ve istihdamın artmasına yol açmıģ ve ikincil piyasaların geliģmesiyle, ülkeye giren yabancı sermayeyi arttırılmıģ olmuģtur. Mortgage sistemi ekonomide yeni istihdam imkânları ortaya çıkarmıģtır.

21 11 Ülkedeki konut sahipliği oranını artıran mortgage sistemi sayesinde, hükümetlerin vereceği konut sübvansiyonları da azalacak, dolayısıyla devlet bütçesi üzerindeki baskılar hafifleyecektir. Bununla birlikte, artan konut sahipliği sayısı nedeniyle artan emlak vergisi gelirleri, devletin vergi gelirlerini de artıracaktır. Ayrıca, sermaye piyasalarındaki çeģitlilik ve büyüme de vergi gelirlerini artırıcı unsurlar oluģturmuģtur (Oksay, 2006: 16). Mortgage sisteminin avantajları yanında dezavantajları da bulunmaktadır. Taksitlerin iki defa üst üste ödenmemesi durumunda, yaptırımları uygulamaya koyan finans firması, ödediğiniz peģinatı ve taksitlerin tutarını geri iade ederek evinizi derhal satıģa çıkarmaktadır. Rahat bir Ģekilde verilen mortgage kredilerin geri dönmelerinde sorunlar yaģanmıģ, insanlar ödeme güçlerini sorgulanmadan borç yüküne girmiģlerdir. Bankalar yüksek kâr elde etmek için, kredi kullananların ödeme güçlerinin ölçmede gerekli özeni göstermemiģ. Denetleyiciler bu durumları göz önünde tutmayarak yeterli önlem almamıģtır. Konut sektöründe hızlı büyüme sonucu bir ĢiĢkinlik oluģmuģtur. Gerekli denetim kuruluģlarının kurulması beklenmeden yeni finansal ürünler piyasaya sunulmuģtur.

22 12 BÖLÜM II MORTGAGE KRĠZĠ 2008 krizi, küresel krizinden bu yana görülmüģ en derin krizdir. BaĢlangıç noktasını, ABD de aģırı ĢiĢmiĢ olan konut fiyatları balonun patlaması oluģturmaktadır (Akın ve KamıĢlı, 2009: 129) küresel krizinin Kapitalizmin merkezi ABD inde ortaya çıkan ve sadece üç hafta içinde bütün Avrupa olmak üzere tüm dünyaya yayılmıģtır. Küresel kriz, finansal sektörü bütünüyle çökertmiģ, dünya bankacılık sistemini felç etmiģ ve daha önce görülmemiģ boyutta bir kredi kuruması yaģanmasına neden olmuģtur (DurmuĢ, 2010: 11). Mortgage krizi bazı açılardan eskilerine benzemekte bazı açılardan ise yenilikler taģımaktadır. Örneğin, krize müdahale biçimi yeni değildir Buhranı sonrası uygulanan Keynesyen politikalardan olduğu gibi 1998 deki hedge fon kurtarma operasyonlarına kadar devletin ekonomideki gölgesi her zaman hissedilmiģtir. Örneğin, Eylül 1998'de New York FED (ABD Merkez Bankası New York Birimi) ülkenin en büyük hedge fonlarından olan LTCM yi kurtarmak için on dört büyük ticari banka ve menkul kıymet Ģirketinin katıldığı bir giriģim baģlatılmıģtır. Bunlar toplam 3.6 milyar Dolar sermaye sağlayarak LTCM'nin yüzde 90'ına sahip olmuģlardır. Ancak son yaģanan mortgage krizi sonucunda ABD hükümetinin seri faiz indirimleri, banka birleģtirme operasyonları ve en son mortgage kurumlarına el konulması müdahaleci bir piyasa nın neredeyse normal haline geldiğini göstermektedir. Bu geliģmeler ABD ve diğer geliģmiģ ekonomilerin mali sistemini yeniden yapılandırılmasına, geliģmekte olan dünyanın sermaye hareketleri ile ilgili politikalarını yeniden gözden geçirmelerine ve dünya finans sisteminin baģka bir mantalite ve baģka gerçeklerle yeniden dizayn edilmesine yol açacaktır (Alantar, 2009: 1).

23 13 ABD deki bankalar, ekonomiyi inģaat sektörü aracılığı ile canlandırmak için, ödeme gücü ve kredibilitesi düģük riskli kiģi ve kurumlara, subprime mortgage kredileri vererek, yüksek riskli kredilerin boyutunu 1.5 trilyon dolara yükseltmiģlerdir. Bankalar daha sonra daha fazla kredi verebilmek için, bu riskli gruba verilen kredilerden doğan alacaklarını teminat göstererek, emlak tahvilleri çıkarıp bunları piyasadaki benzerlerine göre daha yüksek faizle (riski büyük olduğu için), ağırlıklı olarak riskli yatırımlardan yüksek kârlar elde etmeyi hedefleyen hedge fonları satmıģlardır (Susam ve Bakkal, 2008: 73) MORTGAGE KRĠZĠ NEDENLERĠ Kriz bağlamında ortaya atılan görüģler beģ ana baģlık altında toplanabilir LĠKĠDĠTE BOLLUĞU VE ÖZENSĠZ KREDĠLER Faizlerin düģük olduğu dönemlerde artan risk iģtahıyla kiģilerin kredi geçmiģlerine bakılmadan verilen subprime mortgage kredilerinde, faizlerin yükselmesiyle birlikte temerrütler ve icra yoluyla satıģlar artmaya baģlamıģ ve bu durum karmaģık türev araçlarla finansal sisteme yayılarak dalgalanmaya neden olmuģtur yılının ikinci çeyreğinden sonra krize dönüģen bu süreçte mortgage kredilerinin geri ödemelerinde yaģanan aksaklıklar sistemin tamamını olumsuz etkilemiģtir (BDDK, 2008: 45) yılından 2006 yılının sonlarına kadar finansal piyasadaki likidite sürekli yükselmiģtir. Kriz öncesindeki bollaģan bu likiditenin kârlı operasyonlara dönüģtürülmesi banka sisteminin karģılaģtığı en önemli sorunlardan birisi olmuģtur. Bu operasyonların baģında konut kredileri gelmektedir. Bankalar herhangi bir iģi geliri veya varlığı olmayan kiģilere bile kredi vermeye baģlamıģlardır. Kamuoyunda subprime mortgage kredileri olarak bilinen bu uygulamalar varlık fiyatlarının özellikle de konut fiyatlarının çok hızlı bir Ģekilde

24 14 artmasına yol açmıģtır. Subprime mortgage kredileri nedeniyle konut kredisinde baģlayan geri ödeme problemleri banka portföylerindeki hacizli konut sayısının artmasına neden olmuģtur. Bankaların bu konutları piyasaya arz etmesi konut fiyatlarında düģüģe yol açmıģtır. YaĢanan geri ödenememezlik kredisini ödemekte olan bazı konut kredisi kullanıcılarının ellerindeki evlerin değeri kalan kredi ödemelerinin net bugünkü değerinin altında kalmıģtır. Burada dramatik olan Ģey kredi geri ödemelerinin bankalar tarafından diğer mali kuruluģlara satılması ve bu evleri teminat olarak alan sermaye piyasası araçlarının yaygınlığıdır. Bu nedenle zararlar domino taģları gibi bir mali kuruluģtan diğerine sirayet ederek büyümüģ ve mali sistemin temel taģları niteliğindeki kuruluģların iflasına yol açmıģtır (Alantar, 2009: 2). Mortgage krizinin en büyük etkilerinin hissedildiği sektör bankacılık sektörü idi. IMF nin hazırlamıģ olduğu Nisan 2009 raporuna göre; Krizin baģlangıcından itibaren etkisi Bankacılık sektöründe derin ve etkili olmuģtur. Global banka varlıkları 3,6 trilyon dolar gibi bir rakamdan 1,6 trilyon dolara doğru keskin bir düģüģ yaģamıģtır (Zeb, 2009: 4) Çoğu kaynakta yatırım bankacılığının çöküģü anlatılmaya baģlandı. 185 yıllık Lehman Brothers ve 84 yaģındaki Merrill Lynch 2008 yılında Bank Of America tarafından satın alınmak zorunda kalındığında Wall Street piyasasında değerleri ve güvenilirlikleri sıfıra kadar inmiģti (Global Economic Crisis Resource Center; 27) MENKUL KIYMETLEġTĠRME Menkul kıymetleģtirmeyi kısaca nakit akıģlarının bir havuzda toplanması ve yatırımcılara satılmak üzere mali bir varlık olarak menkul kıymetler üretilmesi olarak tanımlanmaktadır. ABD de likiditenin bol olduğu dönemde menkul kıymetleģtirme sayesinde bireyler normalden fazla kredi kullanmıģlardır. Risk paylaģımı, yüksek getiri iģtahı, bankaların yasal sermaye yükümlülüklerini yerine getirmelerinde kolaylık sağlaması, risk taģımadan ya da daha fazla mevduata ihtiyaç duymadan bankaların yeni kredileri finanse etmelerinin sağlanması menkul kıymetleģtirmeyi

25 15 özendiren hususlardır (Alantar, 2009: 3). Mortgage kredilerine dayalı olarak ihraç edilen menkul kıymet piyasasının temel fon kaynağı olan mortgage kredileri geri ödemelerinin yapılamaması nedeniyle ikincil piyasanın fonlanmasında sıkıntılar yaģanmaya baģlamıģtır. Özellikle subprime mortgage kredilerinin menkul kıymetleģtirilmesi, sermaye piyasalarını derinleģtirmekten ziyade mevcut iģleyiģin temelden bozulmasına neden olmuģtur (BDDK, 2009: 53). Menkul kıymetleģtirmenin krizin sebeplerinden birisi olarak değerlendirilmesinin ana sebebi bu sayede riskin bir kurumdan diğerine aktarılmasının kolaylaģmasıdır. Örneğin mortgage kredisi veren bir banka kredilerin geri ödemelerini menkul kıymetleģtirerek kısmen veya tamamen bir yatırım bankasına veya bir mortgage kuruluģuna satmaktadır. Bu mekanizma kriz durumunda mali sistemi kırılgan bir hale getirmektedir. ġöyle ki banka tarafından yapılan menkul kıymetleģtirme sayesinde kredi ödemelerindeki aksama hem krediyi veren banka hem de menkul kıymeti satın alan diğer finansal kuruluģlar için zarar anlamına gelmektedir. Nitekim FED Eski BaĢkanı Greenspan krizin sadece kredilerden kaynaklanmadığını asıl nedenin bu kredilerin paketlenerek tekrar satıģı olduğunu ifade etmiģtir (Alantar, 2009: 3). Menkul kıymetleģtirme piyasasının çöküģü subprime mortgage kredilerindeki artıģ ile tetiklendi ve kredi geri dönüģlerindeki sorunlar yatırımcılara kayıplar yaģattı, piyasanın artık mortgage yatırımlarından çekilmesi de baģlamıģ oldu. Bu da yeni mortgage kredilerinin daha pahalı ve daha katı kurallarla verilmesine neden oldu (Hu, 2011: 32). Bireysel mortgage kredilerine dayalı menkul kıymetler piyasasında ABD nin lider olması, 2007 yılı itibari ile konuta dayalı menkul kıymetlerin yüzde 89.2 sinin bu ülkeden ihraç edilmesi ve bu sistem içinde yer alan yeni finansal kurumların (monoline ve hedge fonlar gibi) karmaģık kredi türev ürünlerini kullanmaları, bu ülkede baģlayan finansal bir sorunun global finansal piyasalar üzerinde domino etkisi yapmasına neden olmuģtur (Susam ve Bakkal, 2008: 74).

26 SAYDAMLIK EKSĠKLĠĞĠ GeliĢmiĢ ülkelerde birbirinden ayrı her fonksiyon için, ayrı bir finansal kurum ve finansal araç oluģturulmuģtur. Bu kurum ve araçlar birbiri ile bağlantılı ve karıģık birçok iliģkiye sahiptir. Finansal piyasalardaki bu araç ve kurumsal yapının anlaģılmasında önemli zorluklar bulunmaktadır. Çünkü sıradan yatırımcılar için her gün değiģen yenileģen ve farklılaģan finansal araç ve kurumları izlemek zordur. Dolayısıyla finansal piyasalarda ciddi bir saydamlık sorunu ortaya çıkmaktadır (AfĢar, 2011: 143). Bu durumda ortaya çıkan diğer konu ise asimetrik bilgi diye adlandırılan olgudur. Asimetrik bilgi yatırımcılara, firmalara ve diğer aktörlere farklı hızlar ve biçimlerde ulaģtırılan bilgilerden kaynaklanmaktadır. Ampirik araģtırmalar finansal krizle saydamlık eksikliği arasında ters yönlü bir iliģki olduğunu göstermektedir. Saydamlık arttıkça daha az finansal kriz oluģmaktadır DERECENLENDĠRME KURULUġLARI Mortgage piyasalarında ürünlerin fiyatlaması konusunda en büyük sorumluluk kredi derecelendirme kuruluģlarına aittir. Kredi piyasalarından menkul kıymet piyasalarına kadar fiyatlama konusunun temelinde bu kuruluģların verdikleri kredi notları yer almaktadır. Kredi notları, risk-getiri düzeyinin belirlenmesinde tüm finansal aktörler için referans noktasıdır. ABD de derecelendirme kuruluģlarının ürün yerine kurumsal bazda derecelendirme yaptıkları görülmektedir. Menkul kıymetleģtirme havuzunu oluģturan ürünler yerine bu ürünleri ihraç eden kurumların derecelendirilmesi risklerin saklı kalmasına, ihraç edilen menkul kıymetin gerçek risklilik düzeyinin ortaya konulamamasına neden olmuģtur. Derecelendirme kuruluģları ile ilgili en önemli problem çıkar çatıģmasıdır (conflict of interests). Bankalarla ve diğer mali kuruluģlarla ilgili notlar veren rating

27 17 kuruluģları bu firmalar tarafından finanse edilmektedir. Hal böyle olunca derecelendirme kuruluģlarının objektif değerlendirme yapma kabiliyetleri azalmaktadır (Alantar, 2008: 4). Ġkincil piyasada riskli subprime kredilerle bağlantılı menkul kıymetlere talep arttığından dolayı, ipotekli konut kredisi veren kuruluģlar kredi baģvurusunda bulunanların kredi geçmiģlerine çok fazla dikkat etmemeye baģlamıģlar ve piyasada zayıf kredi geçmiģine sahip borçluların sayısı her geçen gün artmıģtır. Bu paralelde, 2001 yılında zayıf belgelendirmeyle verilen subprime konut kredisi sayısının toplam subprime konut kredisi sayısına oranı %28,5 iken, bu oran 2006 da %50,8 e yükselmiģtir. Kredi baģvurusunda bulunanların kredi değerlilikleri ağırlıklı olarak FICO (Fair Isaac Corporation) skorları kullanılarak belirlenmiģ ve bu skorlara göre kredi verilmiģtir. Kredi değerliliğini belirlerken geçmiģ verileri %50 oranında dikkate alan bu sistem, yeterli geçmiģ veri barındırmayan subprime kredi sektöründe skorların yanlıģ verilmesine neden olmuģ ve risk yönetiminin etkinliğini düģürmüģtür. Derecelendirme Ģirketleri de riskli subprime ipotekli konut kredilerine dayanan menkul kıymetlere yüksek dereceler vermiģtir (Kutlu ve Demirci, 2011: 127). Son finansal kriz öncesinde de derecelendirme kuruluģları çok etkin çalıģamamıģtır. Ancak finansal kriz baģladıktan sonra kredi notları düģürülmüģtür nin üçüncü çeyreğinden 2008 in ikinci çeyreğine kadar geçen bir yıllık dönemde iki büyük derecelendirme kuruluģu tarafından 1,9 trilyon Dolarlık mortgage destekli menkul kıymetin notu düģürülmüģtür (Alantar, 2008: 4) DÜZENLEYĠCĠ DENETLEYĠCĠ KURULUġLAR Düzenleyici denetleyici kuruluģların özellikle de FED in değiģen risk ortamına karģı önlem almakta geciktiği söylenebilir. FED baģkanı Mayıs 2007 de yaptığı bir açıklamada konut piyasasındaki sıkıntıların ekonominin geri kalanına ve finansal sisteme yayılacağını beklemediklerini dile getirmiģtir. 2,5 yıl içinde konut piyasasında baģlayan sorunlar tüm finansal sistemi ve reel ekonomiyi etkisi altına

28 18 almıģtır. ABD de birçok eyalet aģırı riskli mortgage borçlarının menkul kıymetleģtirilerek satıģını önlemeye çalıģmıģ ancak ABD Hazinesi bazı büyük bankaların istekleri doğrultusunda federal yasalar çiğnendiği gerekçesiyle buna karģı çıkmıģtır (Alantar, 2008: 5). Denetimsiz yapı, kredilerin ipotek gösterilip türev piyasalarda birçok kez paketlenerek el değiģtirmesi aģamasında da devam etmiģtir. Türev piyasaların kontrolsüz büyümesi fakat yeterince düzenleme yapılamaması sonucunda konut fiyatlarında reel olmayan spekülatif artıģlar yasanmıģ ve fiyat balonları (köpükleri) oluģmuģtur. Bu aģamada iktisadın temel ilkesi iģlemiģ ve ödenemeyen krediler sonucu saadet zinciri kopmuģ ve ABD den baģlayıp basta Avrupa ülkeleri olmak üzere ülkemiz dâhil birçok ülkeyi farklı Ģiddetlerde etkilemiģ ve halen de etkilemekte olan kriz ortamına girilmiģtir (IĢık ve Tünen, 2010: 837). Subprime mortgage kredi ihraç standartlarının düģmesi, kredi borçlularının temerrüde düģme olasılığının artısının nedenleri arasında yer almaktadır. Temerrüt miktarının artıģı subprime mortgage kredilerinin bulunduğu portföylerin değerini düģürmüģtür. ABD finans piyasalarında otorite yapısının dağınık olması, her düzenleyici ve denetleyici otoritenin kendine has düzenleme ve uygulama yöntemi geliģtirmesi hukuki yapının karmaģıklaģmasına neden olmuģtur. Ayrıca, uygulamada olan düzenlemelerin yerel ve merkezi düzenleme olarak ayrılması hukuki yapıyı daha da karmaģık bir hale getirmiģtir. Örneğin New Jersey, Utah, Colorado ve Oklahoma eyaletlerinde mortgage dolandırıcılığına iliģkin farklı kanunların uygulandığı görülmektedir (BDKK, 2008: 30) ULUSLARARASI MORTGAGE KRĠZĠ Ġlk baģta Amerika da baģlayan mortgage krizi zaman geçtikçe tüm dünyaya yayılarak küresel bir krize dönüģmüģtür. Dünya piyasalarındaki teknolojik ilerlemeye bağlı olarak gerçekleģtirilen iģlem hızındaki artıģ, aynı hızla dünyanın her yerine krizi de yaymıģtır. KüreselleĢen ve sınır tanımayan dünya ekonomisi, bu düzenin

29 19 içinde yer alan kurumlar, finansal spekülasyona dayandırılan büyüme süreci, reel ekonominin iģleyiģini yok etmiģ ve sanayileģme hedefleri artık geri planda kalmıģtır AMERĠKA DA MORTGAGE KRĠZĠ Amerika bankalarının portföyünde önemli bir yer tutan ipotekli konut kredileri kriz zincirinin baģlangıç halkasını oluģturmaktadır. Amerika mortgage piyasasında ortaya çıkan kredi krizi, önce finans piyasalarını sonra da mali piyasaları etkisi altına alarak, küresel ekonominin tamamına yayılmıģtır. Amerika mortgage kriziyle birlikte bankaların batmasına, bazı bankacılık modellerinin yok olmasına, hatta bazı ülkelerin iflas kararı vermesine neden olmuģtur. Amerika daki krizin, küresel krize dönüģmesi ile sıcak para ve sermaye Newyork ve Londra gibi büyük merkezlere dönmekte, ulusal ekonomilerden sermaye çıkıģları baģlamakta ve borsa endeksleri düģmektedir yılında Amerika da finans, sigorta, gayrimenkul, inģaat ve madencilik sektörü baģta olmak üzere reel sektörde görülen büyüme hızının yavaģlaması, ekonomik büyümenin de yavaģlamasına neden olmuģtur. Amerika Merkez Bankası nın faiz oranlarını artırması kredi piyasasında daraltıcı etki yapmıģ, 2006 yılında Amerika kredi piyasası %13,2 oranında artarken, bu oran 2007 yılında %4,8 e gerilemiģ, 2008 yılında da kredi piyasası gerilemeye devam etmiģtir. Reinhart ve Rogoff un da belirttiği gibi BirleĢik Devletler subprime mortgage krizinin kökenleri düģen konut fiyatları ve daha düģük kredibilitesi olanlara verilen kredilerde aranmalıdır. Bunun birinci nedeni de her zaman esnek davranmayı gerektiren risk iģtahıdır (Reinhart ve Rogoff, 2009: 3) sonlarıyla birlikte alınan kredilerin yapısı sabitten değiģkene dönünce ve kiģilerin gelirleri de aynı dönem içerisinde artmayınca, kredi geri ödemelerinde zorluklar çıkmaya baģlamıģtır. Tüm bunlara ilave olarak, yılları arasındaki dönemde faizlerin düģmesi nedeniyle konuta yönelik talep artmıģ, konut fiyatları da değer kazanmıģtır. Kredilerin geri ödemelerinde sorun çıkınca ve konut fiyatlarında ani düģüģler baģlayınca, bu tür kredileri teminat (colleteral) göstererek yeni kredilere para bulmak

30 20 için menkul kıymet ihraç eden kurumlar da zora girdi ve zincirin son halkası olan, bu tür menkul kıymetleri satın alan hedge fonlar da finansal sıkıntıyla karģılaģmıģlardır. Ayrıca bazı yatırım bankalarının da mortgage kredilerini teminat göstererek CDO (Commercial Debt Obligations/Teminatlı Borç Yükümlülükleri) ihraç ettikleri ve kredi geri ödemelerinde yaģanan düzensizlikler sonucunda CDO ların da ödemelerinin aksadığını söylemek mümkündür. Ġlk batıģ haberi, haziran 2007'de ABD nin beģinci büyük aracı kurumu, dünyanın en büyük hedge fon yöneticisi ve ABD nin ikinci büyük mortgage tahvilleri ihracatçısı konumunda olan uluslararası yatırım bankası Bear Stearns den gelmiģtir. Bear Sterns, mortgage kredileri yatırımı yapan 2.6 milyar dolarlık 2 fonunu kapatmıģtır. Bu durum tüm dünya borsalarında satıģ dalgası yaratmıģtır. FannieMae ve FreddieMac in yönetimini Federal Emlak Finansmanı Otoritesi (Federal Housing Finance Agency-FHFA) nin devralmasıyla finansal kriz yeni bir boyuta ulaģmıģtır. ABD de yalnızca özel mortgage Ģirketleri değil, devlet garantisine sahip mortgage kuruluģları olan Freddie Mac ve Fannie Mae i de krizde sarsılmıģtır. 15 Eylül 2008 tarihinde finansal kuruluģlardan Lehman Brothers Ģirketi iflasını açıklamıģ, 16 Eylül 2008 tarihinde American International Group (AIG) adlı dünyanın en büyük sigorta Ģirketinin hisse senetleri yüzde 60 değer kaybetmiģ ve ABD Merkez Bankası (FED) tarafından yüksek miktarda mali destek sağlanmıģtır. Bu geliģmelerin yanı sıra, FED tarafından mevduat kuruluģlarına sağlanmakta olan kısa dönemli likidite imkanlarından, diğer büyük yatırım Ģirketlerinin de yararlanma istekleri risk algılamasını artırmıģ ve dünya genelinde bankalar arası para piyasaları kilitlenerek fonlama maliyetleri yükselmiģtir. Sonuç olarak, bu geliģmelerin etkilerinin ABD ekonomisiyle sınırlı kalmaması, finansal krizin küresel ölçekte bir krize dönüģebileceğini göstermiģtir (Susam ve Bakkal, 2008: 74). Reinhart ve Rogoff un da belirttiği gibi BirleĢik Devletler subprime mortgage krizinin kökenleri düģen konut fiyatları ve daha düģük kredibilitesi olanlara verilen kredilerde aranmalıdır. Bunun birinci nedeni de her

31 21 zaman esnek davranmayı gerektiren risk iģtahıdır (Reinhart ve Rogoff, 2009; 3). Daha sonra ABD'de Sowood Capital 3 milyar dolarlık fonunun, Bear Stearns de bu kez 850 milyon dolarlık fonlarının çöktüğünü açıklanmıģtır. ABD nin önde gelen mortgage Ģirketlerinden American Home Mortgage Investment Corp, ABD'nin en büyük mortgage kredisi veren kuruluģu Countrywide Financial, dünyanın önde gelen bankaları ve çok sayıda Ģirket bu krizden yara aldıklarını açıkladılar ĠNGĠLTERE DE MORTGAGE KRĠZĠ Kriz Ġngiltere yi de kötü Ģekilde etkilenmiģ ve bunun sonucu kredi ödemelerinde sorunlar yaģanmaya baģlanmıģtır. Krizin artık kısa vadede sona ereceği beklentisi kalkmıģ krizin 2010 yılına kadar süreceği beklentisi ekonomistler tarafından ileri sürülmüģtür. Ġngiltere de mortgage piyasasında aktif, orta ölçekli Northern Rock Ġngiliz hükümetini ĢaĢırtarak battırmıģtır. Devlet bankaya el koydu. Ġngiltere de, Blair sonrası yaģanan olumsuzluklarla koltuğu sallanan ve basın tarafından pasiflikle suçlanan BaĢbakan Gordon Brown tarihi bir çıkıģ yaptı ve Ġngiliz hükümetinin toxic assetleri satın almak yerine, batma tehlikesi geçiren dev Ġngiliz bankalarına sermaye koyarak satın alacağını açıkladı. Ġngiltere nin en büyük bankalarından Royal Bank of Scotland, Lyods TSB ve mortgage devi HBOS devlet yönetimine geçmiģtir. Bu yöntem, model olarak Amerikan sisteminden farklıydı ve daha yararlı görünüyordu. Çünkü toxic assetlerin satın alınması, Amerika da halkın parasıyla Wall Street borsacılarının kurtarılması suçlamasının ötesinde nasıl yapılacağı belirsiz, karmaģık, yavaģ ve sonuç alınması zor bir modeldir. Avrupa liderleri Fransa cumhurbaģkanı Sarkozy önderliğinde toplanarak siyasal birlik sağladılar ve Brown modeli ile devletlerin bankalarına sahip çıkmasına, böylece sistemik riskin azaltılmasına karar vermiģlerdir. Fortis, Dexia, ING devletleģtirildi ve kurtarılmıģ olmuģtur. Ülkenin en büyük mortgage sağlayıcısı durumunda bulunan Halifax ın uzmanlarına göre, Ġngiltere de ev fiyatlarının, 1930 lu yılların baģında yaģanan

32 22 büyük ekonomik krizden bu yana en büyük yıllık düģüģü kaydettiği ve geçen ağustos ayından bu yana, yüzde 12,7 oranında değer kaybettiği açıklanmıģtır. Aynı uzmanlar, ülkedeki ortalama ev fiyatlarının 200 binlerden, sterline gerilediğini bildirmiģlerdir. Bunun Halifax ın aylık verileri arģivlemeye baģladığı 1983 yılından bu yana kaydedilen en büyük düģüģ olduğuna iģaret eden uzmanlar, ortalama bir evin 12 aylık değer kaybının 25 bin sterlin civarında olduğunu belirtmiģlerdir. Böylece ev fiyatlarının 2006 yılı Mart ayındaki seviyesine gerilediğini de ifade eden uzmanlar, ev fiyatlarında bundan önce yüzde 10 un üzerindeki bir gerilemenin, sadece 1931 yılında, Wall Street krizi ve sterlinin büyük değer kaybı sırasında görüldüğünü hatırlatılmıģtır. Ulusal Ġstatistik Bürosu (ONS) 8 Ekim de yayınladığı raporda, Ġngiltere ekonomisinin üçte birini oluģturan üretim sektöründe ardarda altı aydır küçülme yaģandığını kaybedilmiģtir. ONS, toplam üretimin Temmuz Ağustos ayları arasında yüzde 0.6 ve geçen yıla göre ise 1.9 küçüldüğünü belirtilmiģtir. Son on yıldır Ġngiltere imalat sanayisinde yaģanan durgunluk bir milyondan fazla iģçinin iģini kaybetmesine yol açmıģtır. Üretimin birçok alanında durgunluk ve daralma yaģanmaya devam etmiģtir. Temmuz - Ağustos ayları arasında, Ġngiltere de bulunan toplam 13 imalat sektörünün 10 unda gerileme yaģanırken sadece 3 ü kısmi ilerleme kaydetti. En çok etkilenenler arasındaki otomobil ve gemi sektörleri yüzde 2.3 geriledi. Madencilikteki gerileme ise yüzde 0.6 olmuģtur. Petrol ve doğalgaz üretimi yüzde 1.2 düģtü. Elektrik endüstrisi yüzde 2.1 düģüģ yaģanmıģtır. Toplam üretimde yılın son üç çeyreğinde yüzde 1.1 lik düģüģ yaģanmıģtır. JP Morgan firmasının 1 Ekim tarihinde yayımladığı rakamlara göre, Ġngiltere deki üretim oranı 2008 yılında son 17 yılın en düģük oranını oluģturmaktadır DANĠMARKA DA MORTGAGE KRĠZĠ Ev fiyatları, krizin baģlaması ile Danimarka da düģüģe geçmiģtir. Danimarka parlamentosu tarafından bankalardaki mevduatlara limitsiz garanti veren kriz planı oluģturulmuģtur.

33 23 Danimarka'nın Spar Nord Bank ile Arbejdernes Landsbank'ın, mali sıkıntıdaki Danimarka bankası Roskilde Bank'ın 21 Ģubesini 108 milyon dolara, mevduat hesabıyla, bankanın kredi hesabını da 3 milyar dolara satın alacakları duyurulmuģtur. Danimarka Merkez Bankası para birimi kronu desteklemek için faiz oranını yüzde 0,4 artırarak yüzde 5'e çıkardı. Danimarka'da parlamentosu, mevduata tam garanti getiren yasa teklifini onaylamıģtır. Yasa kapsamında tüm yerli-yabancı Danimarka bankalarındaki mevduatlar 5 Ekim tarihinden 30 Eylül 2010 tarihine kadar garanti altına alınmıģtır. Avrupa Merkez Bankası, euro bölgesi üyesi olmayan Danimarka'ya 12 milyar euro vereceğini duyurmuģtur. Sonuç olarak, üretim %8 den fazla azalmıģ ve günümüzde de etkilerini sürdürmektedir. Danimarka ekonomisinin 2010 da canlanması özellikle mali teģvik önlemleri, ihracat artıģı ve stok birikimi ile sağlamıģtır. Mali destek mekanizmalarının sona ermesi ile birlikte, GSYĠH büyümesinin, her ne kadar emlak piyasası ve artan borçlanma maliyetleri yüzünden risk içerse de, özel sektöre dayalı olması beklenmektedir. Ekonomik büyümenin 2011 ve 2012 yıllarında ılımlı bir seyir izleyerek sırasıyla %1,7 ve %1,5 olması beklenmektedir TÜRKĠYE DE MORTGAGE KRĠZĠ Türkiye deki bankacılık sisteminin mevcut yapısal özelliği ve piyasadaki aktörlerin kriz sırasındaki davranıģ biçimleri Türkiye nin bu krizi göreli az hasarla atlatmasına neden olmuģtur. Reel sektörde mortgage krizi ile sorunlar yaģanmıģtır, 20 Ekim de Ford otomotiv, Kocaeli ve Ġnönü fabrikalarındaki üretimini geçici süre ile durdurma kararı almıģtır. Türkiye nin en önemli otomotiv üreticilerinden biri olan Ford otomotivdeki bu üretimi durdurma kararı, küresel krizin etkilerinin Türkiye nin lokomotif sektörü olan otomotiv sektörü tarafından çok ciddi bir Ģekilde hissedilmeye baģladığının açık bir göstergesidir. Mortgage kriziyle Türkiye de bankaların dıģarıdan temin edeceği fonlardaki azalmaların önüne geçilememiģ, sendikasyon kredilerinde ve döviz cinsinden

34 24 borçlanmada zorluklar yaģanmıģtır. Kredi hacminin daralması ile Ģirketler ve bankaların bilânçoları küçültmüģtür. Büyük Ģirketlerin aldıkları kredilerin azalması ise bu Ģirketlerin tedarik zincirlerini etkilemiģ ve tedarik zincirlerindeki KOBĠ ler üzerinde büyük etkiler yaratmıģtır. Ticari kredilerdeki daralma, KOBĠ ler, esnaf ve çalıģanlar tarafından ağır Ģekilde hissedilmiģtir. Böyle bir ortamda, Ģirketlerin zor duruma düģmesi, banka bilânçolarında yapısal bir hasarla karģı karģıya kalması durumu ortaya çıkmıģtır. Ayrıca düģük kur (değerli TL) ithal malları için yerli üretime göre avantaj sağlamıģ ve bu nedenle üretimde kullanılan aramalı ve hammadde oranının yüzde 70 e çıkmıģtır. Bu durum ara mal üreten KOBĠ leri, hammadde üreten tarım kesimini olumsuz etkilemiģ ve bu durum iģsizliği arttırmıģtır. Hedge fonları ve özel yatırım fonları (private equity) Türkiye ye finansman akımında önem taģımaktadır. Küresel likiditenin geniģlediği bu dönemde, her iki kanalın da yüksek kredi miktarlarından sağlanan kaldıraç etkisiyle iģlediklerine dikkat edilmelidir. Aktarılacak fonların azalacak olması Türkiye ye döviz arzını önemli ölçüde azaltacak, döviz likiditesi açısından sorunlara yol açacak ve Türk lirasının değer kaybı sürecini hızlanmıģtır. Sıcak para ve düģük kur politikası ithalatın daha ucuz olmasına, ihracatın daha pahalı olmasına neden olmuģtur. Bu da Türkiye nin rekabet gücünü olumsuz etkileyerek cari açıkları arttırmıģtır. Mali piyasalardaki krizin reel sektöre de yansıması sonucu, tüm dünyada büyüme hızı öngörüleri aģağı doğru güncellenmiģtir. Özellikle geliģmiģ ekonomilerin önemli bir kısmının resesyona gireceği neredeyse kesinleģmiģtir. Artan risk algılamasının ve azalan güvenin tüketici ve yatırımcı davranıģlarını olumsuz etkilemiģ. Bu belirsizlik ortamından en hızlı olumsuz etkilenecek kalem özel yatırım harcamalarıdır. Aynı ortamın hane halkı psikolojisinde ve dolayısıyla bekleyiģlerinde neden olacağı bozulma ile özellikle dayanıklı tüketimin hızla daralması kaçınılmaz olmuģtur. Önlem adı altında olmasa da kısa vadede planlanan uygulamalar faydasız demek mümkün değildir.

35 BREZĠLYA DA MORTGAGE KRĠZĠ Brezilya, Amerika kıtasının en büyük ikinci ülkesidir ve soya ile demir cevheri ihracatçısıdır. IMF nin Dünya Ekonomik Görünümü Ekim 2008 raporuna göre Brezilya nın Gayri Safi Yurtiçi Hâsılası dünyada % 2,8 lik, nüfusu ise % 2,92 luk bir paya sahiptir. Brezilya 1999 yılında yaģadığı döviz krizinden sonra ekonomisini toparlama evresine girmiģtir. Ekonomisi günden güne daha sağlam bir yapıya gelmektedir. Cari iģlemler ve finansal iģlemler hesabı iyi durumda bulunmaktadır. GSMH hacmi ise istikrarlı bir Ģekilde büyümektedir. Brezilya toplam rezervlerini de güçlendirmektedir. Makro ekonomik göstergeleri iyiye dönen Brezilya yabancı sermayenin ilgisini çekmiģtir yılında 121,948 milyon $ dolar doğrudan yabancı yatırım, 2007 yılında 328,455 milyon dolara çıkmıģtır. Portföy yatırımları ise 2001 yılında 151,741 milyon dolar iken 2007 yılında 509,648 milyon dolara çıkmıģtır. Krizden sonraki dönemde ise yatırımcıların piyasaya olan güvenlerinin azalması likidite sorununu ortaya çıkarmaktadır. Bu likidite sorununu, Brezilya ekonomisinde krizden sonraki dönemde hissedilmeye baģlanmaktadır. Ülkeye gelen doğrudan yabancı sermayede ve portföy yatırımlarında bir azalma görülmektedir. Bu sermaye çıkıģlarının da Brezilya nın ekonomik dengeleri üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Özellikle sıcak para diye adlandırılan portföy yatırımlarının azalması kur üzerinde baskı yaratmaktadır, bu da rezerv miktarının azalmasına yol açtığı görülmektedir. Kriz dönemine kadar yoğun sermaye giriģi yaģayan Brezilya nın para birimi olan real değer kazanmıģ, fakat kriz sonrası sermaye çıkıģları sonrası real dolar karģısında değer kaybetmeye baģlamıģtır. Brezilya hükümeti Real in dolar karģısındaki değer kaybını engellemek amacıyla yabancı yatırımcılar için uygulanan finansal iģlemler vergisini kaldırma kararı almıģtır. Bu politikaların temel amacı ülkeden sıcak paranın kaçmasını engellemektir. Brezilya hükümeti 2009 da vadesi gelen dıģ borçların ödenebilmesi için döviz rezervlerini kullanacağını söylemektedir. Bu rakam ilk baģta 10 milyar dolar ifade edilmektedir ama bu rakamın 40 milyar dolara kadar çıkabileceği söylenmektedir.

36 26 Böyle bir durumda Brezilya nın rezervleri üzerindeki baskı artmaya baģlayacaktır. Bunun sonucu olarak Brezilya nın parasının değer kaybedeceği ve dıģ piyasadan yapılacak olan borçlanmanın maliyetinin artacağı söylenmektedir. Brezilya reali krizden sonraki dönemde değer kaybı yaģamıģtır. Fakat Ģubat ayından sonra Brezilya reali toparlanma sürecine girmiģ bulunmaktadır. Bununla birlikte Brezilya nın altın harici döviz rezervleri de krizden sonraki dönemde azalan bir seyir izlemiģtir, ancak Ģubat ayından sonra Brezilya tekrar döviz rezervlerini arttırmaya baģlamıģtır. Ekonomideki iyi gidiģatın bir nedeni olarak Brezilya nın IMF nin mali katkıda bulunma taleplerini kabul ederek IMF ye 4.8 milyar dolar kredi vereceklerini açıklamalarıdır. IMF ye kredi veren bir ülke konumuna gelen Brezilya nın dıģ piyasalarda kredibilitesini arttırarak, yatırım çekerek ülkeye döviz giriģi sağlayabilecektir. Bunu gerçekleģtirebildiği takdirde, 2009 yılında olan dıģ ödemelerin rezervler ve kur üzerinde yapacağı baskı sınırlı kalacaktır. Finansal kesimde çıkan krizden etkilenmemek için finans kesiminin yapısının güçlü olması gerekmektedir. Bankacılık kesiminin kredi kanalını iyi iģletebilmesi için rezerv miktarını kriz döneminde fazla tutması ve sermaye miktarını da geri dönmeme riski olan kredilerin artması ihtimalinden dolayı arttırmalıdır. Brezilya bankacılık kesimi krizin ortaya çıkmasından sonra rezerv miktarını biraz kaybetse de koruyabilmiģtir. Bununla birlikte sermaye miktarını ise krizden sonraki aylarda arttırmayı baģarmıģtır. Finansal sistemde kriz dönemlerinde en büyük sorunlardan biri de döviz pozisyon açığıdır. Kriz dönemlerinde ulusal paranın dolar karģısında değer kaybetmesi döviz açığı olan firmaları, bankaları zor durumda bırakabilmektedir. Bilançolarında toplam döviz varlıklarından daha fazla döviz yükümlülüğü bulunduran bankalar üzerinde kur riski artmaktadır. Günümüz finansal krizinde de aynı durum geçerli olmaktadır. Brezilya da krizden sonra ulusal rezervlerin aģağı yönde eğilim göstermesi, bunun üzerine ulusal paranın dolar karģısında değer kaybetmesi ve Brezilya bankalarının krizden sonra

37 27 döviz pozisyon açıklarının giderek artması Brezilya bankalarını ileriki dönemlerde sıkıntıya sokabilecektir. Brezilya imalat sanayinde Latin Amerika ülkeleri içerisinde büyüklük ve çeģitlilik olarak en önemli ülke konumundadır. Makine, otomotiv gibi sektörlerin yanı sıra havacılık ve telekomünikasyon alanında da oldukça önemli bir yol almıģtır. Brezilya sanayi sektöründe kriz dönemine kadar gayet baģarılı ivme yakalamıģtır. Özellikle sermaye malları üretimindeki artıģ 1992 yılı baz alındığında gözle görülür bir büyüklüktedir. Ancak küresel finansal krizin etkisi Brezilya yı da etkisi altına almıģtır.

38 28 BÖLÜM III VERĠ VE ANALĠZ YÖNTEMLERĠ Mortgage kelimesinin tanımı ve mortgage sisteminin tanımı çeģitli tez ve internet kaynakları tarafından açıklanmıģtır. Papatya Yayıncılık Eğitim yayınlarının birinci yayını olan Prof. Dr. Sudi Apak ve Dr. Engin Demirel in hazırladığı Finansal Yönetim kitabının 107. sayfasında anlatılan mortgage bölümü incelenerek kaynak olarak kullanılmıģtır. ÇalıĢtığım kurumun T.C Ziraat Bankası A.ġ yayınlarından, eğitim notlarından yararlanılmıģtır. ÇeĢitli para banka kitapları, finansal tablolar ve mali analiz teknikleri kitaplarından yararlanılmıģtır. ÇeĢitli üniversite dergileri, çeģitli finansal dergilerde yayınlanan makalelerden yararlanılmıģtır. Yüksek öğrenim kurumunun yayınladığı yüksek lisans tezleri ve doktora tezleri kaynak olarak kullanılmıģtır. Mortgage krizinin incelenmesi için bu çalıģma kapsamında kaynak taramaları yapılmıģtır. Bu amaçla çeģitli gazetelerin arģivlerinde gerekli tarama yapılarak ülke ülke mortgage krizinin yarattığı etkiler bulunmuģtur. BDDK nın ve TCMB mortgage kredisine yönelik yayınladığı çeģitli kaynaklar incelenmiģtir. Türkiye de mortgage krizine karģılık çıkarılan 5582 kanundan yararlanılmıģtır. Analiz için kullanılan Türkiye ĠĢ Bankası, Türkiye Garanti Bankası ve Asya Katılım Bankasının yıllarına ait temel tabloları incelenerek, rasyo analiz oranları hesaplanarak 2007 Mortgage Krizinin Türk Bankacılık sektörüne etkileri incelenmiģ. Bu üç bankanın yıllarına ait faaliyet raporları incelenmiģtir. Bankaların internet sayfalarından yararlanılmıģtır. Projenin bu kısmında Türkiye nin önde gelen üç bankasının yıllarına ait bilançoları üzerinde yapılacak rasyo analiz yöntemi ile Türk Bankacılık sektöründeki mortgage krizi öncesi ve sonrası verimlilik ve kârlılık analizleri ortaya konulacaktır. Rasyo analizine yönteminin en büyük özelliği; incelemek istenen tek bir konuda bile uygulanabilir olmasıdır. Bu sebeple bankanın finansal durumunu

39 29 kendi içinde ve aynı gruptaki rakip bankalarla karģılaģtırmak mümkün olmaktadır (Gökmen, 2007: 451). Böylece geçmiģe yönelik değerlendirme yapılabilmesine olanak vermektedir. Bu rasyo analiz yöntemi için Türkiye ĠĢ Bankası, Garanti Bankası ile Bank Asya nın bilançoları kullanılacaktır. Ġlgili bankalardan biri vakıf bankası olması ötesinde kamu bankası niteliklerini taģıyan bir banka ve kuruluģundan itibaren halka açık bir Ģirket olan Türkiye ĠĢ Bankası dır. ĠĢ Bankası'nın piyasa değeri, 2011 Eylül ayı sonu itibarıyla toplam 360 Ģirketin iģlem gördüğü ve bin TL piyasa değerine sahip ĠMKB'nin % 5,03'ünü oluģturmaktadır Bir diğer analiz için seçilen bankamız ise; 1946 yılında kurularak Türk bankacılık sektöründe birçok alanda öncülük etmiģ, özel bankacılığı gerçek anlamda Türkiye ye getiren, bir çok alanda Türk bankacılık sektörünün teknolojik altyapısını kuran Türkiye Garanti Bankası nın halka açıklık oranı ise % 48 seviyesindedir. Son olarak ise tüketici kredilerinin bakiyesinin çoğunluğunu konut kredilerinden oluģan ve artık Türk bankacılık sektörü için önemli bir paya sahip olmaya baģlayan katılım bankalarından Asya Katılım Bankası seçilmiģtir. Asya Katılım Bankası; ayrıca tabana yayılmıģ yerli sermayeye dayanan çok ortaklı (249) yapısı ile de farklı bir banka izlenimi yaratmaktadır. Yönetici ortak konumunda % 4,40 ile Ortadoğu Tekstil Tic. San. A.ġ. bulunmakta olup halka açıklık oranı % 52,87 dir. Ġlgili Banka bilançoları için yapılacak analizler, oran yöntemi ile analiz tekniği kullanılarak, 5 ana gruba ayrılarak yapılmaktadır. Ġlk baģta banka likit kalitesinin gösteren likitide rasyoları ve aktif kalitesini gösteren aktif kalitesi rasyoları uygulanacaktır. Bir sonraki aģamada banka kârlılık ve verimliliğini gösteren özkaynak rasyoları ile kârlılık rasyoları incelenecek olup bilanço dıģı riskler rasyoları ile bölüm bitirilecektir ÜÇ BANKANIN BĠLANÇOLARI RASYO ANALĠZLERĠ Ülkemizin önde gelen kendi dallarının tipik özelliklerini yansıtan Türkiye Garanti bankası, Türkiye ĠĢ bankası, Bank Asya katılım bankalarının 2006, 2007,

40 bilanço ve gelir tabloları üzerinde rasyo analiz yöntemi uygulanarak mortgage krizinin bilanço ve gelir tabloları üzerindeki etkileri araģtırılmıģtır LĠKĠDĠTE RASYOLARI ĠĢletmelerin cari durumunun belirlenmesinde dönen varlıkların ne derece güvence teģkil ettiğinin, varlıkların kalitesi ve likiditesi açısından incelenmesi gerekir. Likidite oranları iģletmenin parasal durumunu göstererek vadesi gelen borçların ödenme olanaklarını saptamaya yardım eder. Bankalar açısından bakıldığı zaman ise likidite oranları hayati öneme sahiptir. Bir bankanın herhangi bir nakit sıkıntısı durumunda, herhangi bir nakit ödemesini geciktirdiğinde iflas riski ile karģı karģıya olduğu düģünülürse bankanın güvenilirliğini ve dengeli yapısını direkt olarak yansıtan oranlar likidite rasyoları olarak gözükmektedir Mevduatın Kredilere BağlanmıĢ Kısmı: Mevduat ile krediler arasındaki iliģkiyi gösteren bir orandır. Toplam kredilerin toplam mevduata bölünmesi ile bulunur. Bankanın genel likidite durumunu yansıtır. Buradaki en önemli nokta bankanın topladığı mevduatları krediye dönüģtürürken sağladığı baģarıdır. Tablo 2: Üç Bankanın Toplam Krediler/Toplam Mevduat Rasyoları (Yıllara Göre) Toplam Krediler / Toplam Mevduat T. Ġġ BANKASI % 64,3 % 70,0 % 74.9 T. GARANTĠ BANKASI % 90,7 % 95,2 % 94,7 ASYA KATILIM BANKASI % 95,6 % 98,1 % 109,2

41 31 Toplam mevduat, müģteri mevduatı, merkez bankası mevduatı, banka ve diğer kredi kurum mevduatı ve diğer mevduatları içerir. Ġlgili yıllarda genel Türk Bankacılık sektöründeki toplam krediler/toplam mevduat oranları 2006 yılı için 69,7, 2007 yılı için 78,6, 2008 yılı için 80,9 dur. T. İŞ BANKASI ASYA KATILIM BANKASI T. GARANTİ BANKASI Grafik 1: Yıllara Göre 3 Bankanın Toplam Krediler / Toplam Mevduat Rasyolarının Radar Yöntemiyle Gösterilmesi Mevduatın ve Borçların Likit Aktifle Ödenebilecek Kısmı: Likidite durumunun ölçülmesinde kullanılan oranlarından bir diğeri de likit aktiflerin mevduat ve borçlara bölünmesiyle bulunan rasyodur. ġirketlerdeki asit test oranı gibi, Bankanın her bir TL için süratle paraya çevrilebilen nakit varlığı vardır, onu gösteren rasyodur. Türk Bankacılık sektöründe mevduat vadelerinin genellikle aylık olması nedeniyle kredi ile vade uyumsuzluğu ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan bakıldığında likit aktiflerin mevduata oranı kritik bir rasyodur. Bu oranın yüksek olması bankanın yükümlülüklerini yerine getirme gücünün yüksek olduğunu gösterir. Ani bir konjonktür hareketinde banka likit aktiflerini paraya çevirerek kendini koruyabilir. Ancak oranın yüksek olması kaynakları verimli kullanılmadığını gösterebilir (Öçal, 1997: 237).

42 32 Tablo 3: Likit Aktiflerin Mevduat ve Borçlara Oranı Likit Aktifler / Mevduat+Mev. DıĢı Kay T. Ġġ BANKASI % 67,5 % 57,3 % 49,4 T. GARANTĠ BANKASI % 41,9 % 42,3 %38,2 ASYA KATILIM BANKASI % 28,2 % 27,5 % 19,8 Likit aktiflerin mevduat ve borçlara oranının piyasa ortalamaları yıllara göre 2006 yılı için 51,3, 2007 yılı için 46,4 ve 2008 yılı için 32,5 olarak hesaplanmıģtır. ASYA KATILIM BANKASI T. İŞ BANKASI T. GARANTİ BANKASI Grafik 2: Yıllara Göre 3 Bankanın Likit Aktifler/Mevduat ve Mevduat DıĢı Kaynaklar Likit Aktiflerin Toplam Aktifler Ġçindeki Payı: Bankaların hem aktif kalitesi hem de likiditesi ile ilgili bir oran olduğu için önemlidir. Çok düģük olması gibi çok yüksek olması da iyi değildir. Çok yüksek olması kredi verilmediğinden, plasman yapılmadığından kârlılığın olumsuz etkilenmesi demektir. Bankalar örneğin, mevduat çekiliģlerini karģılayabilmek için likit değer bulmak zorundadır.

43 33 Tablo 4: Likit Aktiflerin Toplam Aktifler Ġçindeki Payı Likit Aktifler / Toplam Aktifler T. Ġġ BANKASI % 23,4 % 21,6 % 18,5 T. GARANTĠ BANKASI % 15,2 % 20,5 % 21,9 ASYA KATILIM BANKASI % 22,5 % 22,1 % 15,4 Likit aktiflerin toplam aktifler içindeki payının piyasa ortalamaları; 2006 yılı için 21,3, 2007 yılı için 23,1 ve 2008 yılı için 15,1 olarak tespit edilmiģtir. T. İŞ BANKASI ASYA KATILIM BANKASI T. GARANTİ BANKASI Grafik 3: Yıllara Göre 3 Bankanın Likit Aktifler/Toplam Aktifler AKTĠF KALĠTESĠ RASYOLARI Bankalar özkaynakları ile yabancı kaynaklarını çeģitli aktiflere bağlarlar. Banka aktiflerinin çeģidi, banka açısından gelir getiren aktif olup olmadığı, gelir getiriyorsa gelir getirme gücü, gelir getirme gücünün devamlılığı gibi konular aktif kalitesinin değerlendirilmesi açısından önem arz eder. Bankanın aktifleri içindeki kredilerin ağırlığını ölçen kriterler aslında kredi kalitesini ölçmeye yöneliktir.

44 34 Aktif kalitesi; Muhtemel mevduat çekilmelerinin, Bankanın mevcut fonksiyonlarının sürdürülmesinde gerekli fonların, Piyasanın kredi talebinin karģılanabilmesi için yeterli bir likidite gücünü ifade etmektedir (Keskin, 1986: 4). Aktif kalitesi iyi olan bir bankada kaynak maliyetinin yükseldiği dönemlerde yapılması gereken en önemli iģlem mukayeseli olarak maliyetleri yüksek kaynaklardan çıkıģ yaparak aktif kalitesinin yükseltilmesidir Kredilerin Toplam Aktif Ġçindeki Payı: Bankanın toplam kredilerinin aktif içindeki oranını gösterir. Bu oran bankanın likit değerleri ile ters orantılı olup oranın büyük olması bankanın asli görevini yaptığını gösterir. Banka özellikle bu oranı yükseltirken kredi riski konusunda çok dikkatli olmalıdır (Parasız, 1991: 173). Tablo 5: Kredilerin Toplam Aktif Ġçindeki Payı Krediler/ Toplam Aktif T. Ġġ BANKASI %42,4 % 48,8 % 42,7 T. GARANTĠ BANKASI % 54,4 % 55,1 % 56,1 ASYA KATILIM BANKASI % 73,2 % 74,9 % 78,7 Banka elinde likit değerler bulundurmak ve aynı zamanda da bankacılık faaliyetlerine devam etmek zorunda olduğundan bu oran likit aktiflerin toplam aktiflere oranı ile uyumlu olmalıdır Kredilerin toplam aktif içindeki payı 2006 yılı için 45, 2007 yılı için 50 ve 2008 yılı için 52 ortalamaları ile piyasada belirlenmiģtir.

45 35 T. İŞ BANKASI ASYA KATILIM BANKASI T. GARANTİ BANKASI Grafik 4: Yıllara Göre 3 Bankanın Kredilerinin Toplam Aktif Ġçindeki Payı Takipteki Kredilerin Toplam Krediler Ġçindeki Payı: Bankanın tasfiye olacak alacaklarının izlendiği kredilerin bankanın genel kredileri içindeki payı düģük tutulması gereken önemli bir rasyodur. Türkiye de firmaların özellikle 1980 yılından sonra iģletme sermayesi gereksinimlerinin yükselmesi, kaynak maliyetlerinin artması, mali yapıları zaten bozuk olan çok sayıda firmayı, aldıkları kredileri geri ödeyemez duruma düģürmüģ; bunun sonucu banka kredilerinin önemli bir bölümü donuk kredi halini almıģ, banka kaynaklarının azımsanamayacak bir bölümü likiditesini kaybetmiģtir. Tablo 6:Takipteki Kredilerin Toplam Krediler Ġçindeki Payı Krediler/ Toplam Aktif T. Ġġ BANKASI % 3,9 % 4.4 % 4.6 T. GARANTĠ BANKASI % 2,3 % 2,3 % 2,5 ASYA KATILIM BANKASI %4,6 % 5,4 % 5,2 Takipteki kredilerin toplam kredilerin içindeki payının piyasa ortalamaları; 2006 yılı için 3,8, 2007 yılı için 3,5, 2008 yılı için 3,6 olarak hesaplanmıģtır.

46 36 T. İŞ BANKASI ASYA KATILIM BANKASI T. GARANTİ BANKASI Grafik 5: Yıllara Göre 3 Bankanın Takipteki Kredilerin Toplam Krediler Ġçindeki Payı Takipteki Krediler KarĢılık Ayırma Oranı: Bankalar takipteki alacaklarını karģılayabilmek için gerektiği kadar karģılık ayırmak durumundadırlar. Ancak yapılan araģtırmalar Türk bankacılık sektöründe takipteki kredilerini gerçek oranda yansıtmaktadırlar, bu nedenle takipteki alacak karģılığının takipteki alacaklara oranı rasyosu düģük çıkmaktadır. Bankalar kârlarını yüksek göstermek için takipteki kredilerine karģılık ayırmamakta, döviz varlık ve yükümlülüklerini değerlendirirken yıl sonu kendi alıģ kurlarını baz almaktadır. Burada belirleyici olanın borsa rayici olması gerekmektedir. Kârları yüksek göstermede Bankalar gelir reeskontlarını yüksek gider reeskontlarını düģük gösterebilmektedirler. 1. Grup teminat karģılığı verilmiģ krediler için % 1 i kadar karģılık ayrılmaktadır. Tablo 7:Takipteki Krediler KarĢılık Ayırma Oranı Özel KarĢılıklar / Takipteki Krediler T. Ġġ BANKASI % 100 % 100 % 100 T. GARANTĠ BANKASI % 70,9 % 63,7 % 63,7 ASYA KATILIM BANKASI % 70,0 % 61,4 % 60,5

47 37 Takipteki kredilere karģılık ayırma piyasa ortalamaları; 2006 yılı için 90,8, 2007 yılı için 88,4, 2008 yılı için 81,4 olarak hesaplanmıģtır. T. İŞ BANKASI ASYA KATILIM BANKASI T. GARANTİ BANKASI Grafik 6: Yıllara Göre 3 Bankanın Takipteki Krediler Ġçin KarĢılık Ayırma Oranı KÂRLILIK RASYOLARI Kâr, bir iģletmenin faaliyetine devam etmesi için zorunlu bir unsurdur. Bankaların da bu konuda iģletmelerden bir farkı bulunmamakta, kâr özkaynaklara ilave edilerek mali durumu güçlendiren bir araça haline gelmektedir. Kâr ayrıca, mevduat sahiplerinin güvencesidir. Kârlılık, verimlilik anlamına gelmektedir. Belli bir dönemde elde edilen kârın, o kârı elde etmek için kullanılan sermaye oranı olarak tanımlanabilecek rantabilite oransal bir kavram olmasına karģılık; kâr mutlak bir kavramdır (ġenver, 1998: 24). Sermaye yeterliliği ile banka kâr yeterliliği yakından iliģkilidir. Sermaye yeterliliğinin korunması açısından sürdürülebilir bir kâr zorunludur. Daha yüksek seviyede kârlar, daha güçlü bir mali yapının kaynağıdır (Durer, 1988: 106). Kârlılık rasyolarının yorumlanmasında bankanın kâr etme gücünde meydana gelen olumlu-olumsuz değiģmelerin süreklilik arz edip etmediği, kârın sürdürülebilir olup olmadığı araģtırılarak sonuca ulaģılabilir. Bir diğer nokta da, kârın bankanın esas faaliyetlerinden mi yoksa bankacılık dıģı faaliyetlerinden mi sağladıkları analizidir. Eğer kârın menkul değerler kaleminden geldiği görülürse, bankanın mali durumu hakkında olumlu görüģ belirtmek zor bir hale gelmektedir.

48 38 Bankaların genel kârlılığını ölçen rantabilite oranları, toplam kârın toplama sermayeye oranlanmasıyla elde edilir. Kâr ve sermayenin türlerine göre, bankalarda iktisadi rantabilite, iģletme rantabilitesi, uzun vadeli kaynaklara rantabilitesi ve mali rantabilite olmak üzere dört tür rantabilite oranı hesaplamak mümkündür Aktif Verimliliği: Aktif kârlılığı net dönem kârının ortalama varlık toplamına oranlanmasıyla hesaplanır. Türk bankacılık sektöründe çok düģük çıkan bu oran, bankanın mevcut aktiflerini ne ölçüde değerlendirdiğinin bir göstergesidir. Amaç bu rasyoyu maksimuma çıkarmaktır. Tablo 8:Aktif Verimliliği Net Kâr / Top. Ort. Aktifler T. Ġġ BANKASI % 1,5 % 2,1 % 1,5 T. GARANTĠ BANKASI % 2,1 % 3,4 % 2,0 ASYA KATILIM BANKASI % 4,0 % 4,2 % 3,4 Aktif kârlılığında piyasa ortalamaları ise; 2006 yılı için 2,3, 2007 yılı için 2,6 ve 2008 yılı için 1,8 olarak gerçekleģmiģtir. T. İŞ BANKASI ASYA KATILIM BANKASI T. GARANTİ BANKASI Grafik 7: Yıllara Göre 3 Bankanın Aktif Verimliliği

49 Özkaynak Verimliliği: Özkaynak kârlılığı net dönem kârının ortalama özkaynaklara oranlanmasıyla elde edilir. Banka kaynaklarının ne kadar verimli kullanıldığını gösteren oranlardan biridir. Türk bankacılık sektöründe bu oranın görece yüksek çıkmasının nedeni banka özsermayelerinin düģük olmasıdır (Öçal, 1997: 240). Bu oranın arttırılması net kâr marjının, varlık devir hızının ve özkaynak çarpanının arttırılması gerekmektedir. Tablo 9:Özkaynak Verimliliği Net Kâr / Ort. Özkaynaklar T. Ġġ BANKASI % 11,8 % 16,0 % 16,0 T. GARANTĠ BANKASI % 22,8 % 33,6 % 18,5 ASYA KATILIM BANKASI % 32,0 % 30,0 % 22,0 Piyasanın 2007 Mortgage Kriziyle sarsılmasına rağmen özkaynak verimliliği ilgili yıllarda çok büyük düģüģ göstermeyerek; 2006 yılı için 18,9, 2007 yılı için 19,5, 2008 yılı için 15,4 olarak gerçekleģmiģtir. T. İŞ BANKASI ASYA KATILIM BANKASI T. GARANTİ BANKASI Grafik 8: Yıllara Göre 3 Bankanın Özkaynak Verimliliği Faiz Giderlerinin Faiz Gelirlerine Oranı: Bir banka, aynı bir iģletme gibi herhangi bir malın alım-satımı sonucu elde edilen marj kadar kâr elde etmektedir. Burada alım satımı yapılan malın para olduğu düģünülürse, bankalar

50 40 kaynaklarını elde ederken (mevduat ve mevduat dıģı kaynaklara) bir faiz ödemekte, daha sonra bu kaynaklarını krediye dönüģtürürken bir faiz uygulamaktadırlar. Bu iki faiz arasındaki marj bankanın asıl faaliyetlerinden doğan kârını gösteren en önemli rasyodur. Bu rasyo faiz giderlerinin faiz gelirlerine bölünmesiyle bulunur. Tablo 10: Faiz Giderlerinin Faiz Gelirlerine Oranı Faiz Giderleri / Faiz Gelirleri T. Ġġ BANKASI % 149,9 % 147,9 % 151,9 T. GARANTĠ BANKASI % 160,2 % 163,5 % 151,3 ASYA KATILIM BANKASI % 227,9 % 207,5 % 188,4 Piyasa ortalamaları ise; 2006 yılı için 160,9, 2007 yılı için 159,2 ve 2008 yılı için 157,9 olarak gerçekleģmiģtir. T. İŞ BANKASI ASYA KATILIM BANKASI T. GARANTİ BANKASI Grafik 9: Yıllara Göre 3 Bankanın Faiz Giderlerinin Faiz Gelirlerine Oranı ÖZKAYNAK RASYOLARI Bir bankanın mali yapısının güçlü olması yeterli bir sermayeye sahip olmasıyla ölçülebilir. BASEL 2 ye göre sermaye yeterlilik rasyosunun asgari yüzde 8 olması gerekirken Türkiye de BDDK tarafında yüzde 12 olarak uygulanmaktadır.

51 41 Özkaynak rasyoları Bankanın kaynak yapısının ve uzun vadeli yükümlülüklerini yerine getirmesi için kullanılan oranlardır. Bankanın sağlamlık derecesi hakkında tam bir yargıya ulaģmak için kaynak yapısının ve sermaye yeterliliğinin analizi gerekli olmaktadır. Bu rasyolar, özkaynaklar ile yabancı kaynaklar arasında bir denge var mı, finansman kaynaklarının toplam kaynaklar içindeki oranları neler, finansman kaldıracının etkisi bankanın kârlılığını nasıl etkiledi gibi sorulara yanıt aramaktadır Finansal Kaldıraç: Özkaynakların aktif toplamına bölünmesiyle elde edilen bu oran, varlıkların yüzde kaçının bankanın özkaynakları ile finanse edildiğini ortaya koyar. Oran, uzun vadeli yükümlülüklerini yerine getirme gücünü ortaya koyar. Oranın yüksek olması uzun vadeli yükümlülüklerin ve faizlerinin ödenmesinde herhangi bir güçlük ile karģılaģmayacağını gösterir. Bu oranın istikrarlı bir Ģekilde artması yönetimin baģarısı olarak yorumlanır. Tablo 11: Finansal Kaldıraç Özkaynaklar / Top. Aktifler T. Ġġ BANKASI % 12,5 % 13,2 % 9,7 T. GARANTĠ BANKASI % 9,3 % 10,2 % 10,6 ASYA KATILIM BANKASI % 15,1 % 13,6 % 17,3 Piyasa ortalamaları ise finansal kaldıraç rasyoları için; 2006 yılında 12.0, 2007 yılında 13.1, 2008 yılında 11.7 olarak gerçekleģmiģtir.

52 42 T. İŞ BANKASI ASYA KATILIM BANKASI T. GARANTİ BANKASI Grafik 10: Yıllara Göre 3 Bankanın Finansal Kaldıraç Oranları Özkaynakların Toplam Risklere Oranı: Genel olarak banka bilançolarına bakıldığında özkaynakların yabancı kaynaklara kıyasla oldukça düģük bir paya sahip olduğu görülür. Ancak özkaynaklar bankaların faaliyetlerini sağlıklı biçimde sürdürebilmelerinin, olası zararları göğüsleyebilmelerinin bir güvencesi ve ölçüsü olarak son derece önemlidir. Ayrıca müģterileri koruma ve onlara güven verme açısından da önem taģır. Bankalarda varlık yönetimi sadece kredi riskiyle sınırlı kalmamaktadır. Bankacılık sektöründe risk unsurları baģlıca üç baģlık altında toplanabilir: Kredi riski Piyasa riski Operasyonel risk Kredi riski, bankanın en görünen riskidir ve verilen kredilerin geri dönmeme olasılığını içerir. Piyasa riski, bilanço içi ve dıģı hesaplarda bankalarca tutulan pozisyonlarda, finansal piyasalardaki dalgalanmalardan kaynaklanan faiz, kur ve hisse senedi değiģmelerine bağlı olarak ortaya çıkan faiz oranı riski, hisse senedi pozisyon riski ve kur riski gibi riskler nedeniyle zarar etme ihtimaline piyasa riski

53 43 denmektedir (BDDK, 2001: 15). Operasyonel risk ise; insan hatasından, sistemin çökmesinden ve Ģirket skandallarından kaynaklanan kayıp ve zararlardır. Bu üç riski de içermesi açısından, özkaynakların toplam risklere oranı Türk bankacılık sektörünün kırılganlığını gösteren önemli bir rasyo niteliği taģımaktadır. Tablo 12: Özkaynakların Toplam Risklere Oranı Özkaynaklar / (Kredi+Piyasa+Operasyonel Risk) T. Ġġ BANKASI % 23,9 % 20,5 % 15,2 T. GARANTĠ BANKASI % 14,1 % 15,4 % 16,1 ASYA KATILIM BANKASI % 18,0 % 14,9 % 13,4 Türk bankacılık sektöründe özkaynakların toplam risklere oranı 2006 yılı için 22.0, 2007 yılı için 19,1 ve 2008 yılı için 18,1 olarak gerçekleģmiģtir. T. İŞ BANKASI ASYA KATILIM BANKASI T. GARANTİ BANKASI Grafik 11: Yıllara Göre 3 Bankanın Özkaynak / Top. Risk Rasyoları Net ÇalıĢma Sermayesinin Aktiflere Oranı: Net iģletme sermayesi, bir iģletmenin cari mevcutları ile kısa vadeli borçları arasındaki fark olarak hesaplanmaktadır. ġirketlerin faaliyetlerine devam edebilmesi için gerekli olan brüt iģletme sermayesinin kısa vadeli borçları aģan kısmıdır. Bu oranın büyüklüğü,

54 44 Ģirketlerin faaliyetleri süresince tam kapasitede kârlı ve verimli Ģekilde devam ettirebilmesi, iģ hacmini arttırabilmesi, yükümlülüklerini karģılayamama riskinin azalması açısından önem taģır. Bankalar için ise, net çalıģma sermayesi, özkaynaklardan, iģtirakler, sabit kıymetler ve duran varlıkların çıkarılması ile bulunur. Miktarın toplam aktifler içindeki payı bankanın sağlıklı bir mali yapıya sahip olup olmadığını gösterir. Bu oranın düģük çıkması bankanın kısa vadede karģılaģacağı risklerde elindeki özkaynakların yeterli olamayacağını göstererek, tehlike unsuru olarak algılanır, tersi durum ise bankanın güçlü bir sermaye yapısına sahip olduğunun iģaretidir. Tablo 13: Net ÇalıĢma Sermayesinin Aktiflere Oranı Özkaynaklar -( ĠĢtirakler+Sab. Kıy.+ Dur. Var.) / Toplam Aktifler T. Ġġ BANKASI % 3,9 % 4,8 % 4,5 T. GARANTĠ BANKASI % 5,6 % 7,2 % 7,9 ASYA KATILIM BANKASI % 11,4 % 10,1 % 11,3 Ġlgili yıllarda Türk bankacılık sektör ortalamaları ise sırasıyla; 7.8, 9.0 ve 8,3 olarak gerçekleģmiģtir. T. İŞ BANKASI ASYA KATILIM BANKASI T. GARANTİ BANKASI Grafik 12: Yıllara Göre 3 Bankanın Net ÇalıĢma Sermayesinin Aktiflere Oranı

55 BĠLANÇO DIġI RĠSKLER Uluslar arası piyasalardaki krizlerden ve sonuçlarından alınan ortak ders, uluslar arası düzeyde risk yönetiminin çok daha önemli olarak ele alınması gerektiğidir. Dünyada esnek kur sistemine geçiģle birlikte 1970 li yıllarda yükselen enflasyon oranları döviz ve para piyasalarındaki dalgalanmaları arttırmıģ bunu sonucunda da finansal kurumlar, türev iģlemlere baģlamıģtır. YaklaĢık son 25 yıldır önemli derecede artan türev ürünleri ve bunların dahil olduğu bilanço dıģı iģlemler ayrıca izlenmeye alınmak zorunda kalmıģlardır. Bilanço dıģı iģlemler iki ana baģlıkta toplanır: Borç araçları; taahhütler ve teminat mektuplarını içerirken; türev ürünler forward, swap ve opsiyonlar olarak ayrılmaktadırlar. Türk bankacılık sektöründe ise, dünyadaki geliģmelere paralel olarak bilanço dıģı iģlemlerin payı giderek artmaktadır. Bankacılık mevzuatındaki düzenlemeler ile bilanço iģlemlerini de kapsamak üzere yabancı para iģlemlerine ve sermaye yeterliliğine iliģkin olmak üzere iki grupta incelenmektedir Nakdi Gayri Nakdi Kredi Oranı: Türk bankacılık sektörünün bilanço dıģı iģlemlerde dünyadaki trendi ne kadar izlediğini gösteren bir rasyodur. Bankanın bilançosu ile taģıdığı risklerin bilanço dıģı iģlemelerden kaynaklanan riske oranını gösterir. Toplam gayri nakdi kredilerin, nakdi kredilere bölünmesiyle bulunan oran bankanın derin bir iģlem hacmine sahip olup olmadığını da göstermesi ve riskin dağıtılıp dağıtılmadığı hakkında bilgi vermesi açısından önemli bir orandır. Tablo 14: Nakdi Gayri Nakdi Kredi Oranı Gayri Nakdi Krediler / Nakdi Krediler T. Ġġ BANKASI % 24,4 % 23,6 % 25,9 T. GARANTĠ BANKASI % 34,8 % 63,5 % 58,7 ASYA KATILIM BANKASI % 204,5 % 161,6 % 160

56 46 Bank Asya bir katılım bankası olarak nakdi kredilerden daha çok gayri nakdi kredilerde uzmanlaģan bir banka olduğu için, oranları diğer bankalara göre yüksek çıkmaktadır. T. İŞ BANKASI ASYA KATILIM BANKASI T. GARANTİ BANKASI Grafik 13: Yıllara Göre 3 Bankanın Nakdi Kredi Gayri Nakdi Kredi Oranları Gayri Nakdi Kredilerin Toplam Aktiflere Oranı: Bilanço dıģı risklerin izlenmesinde önemli bir kalem de, bankanın bilançonun aktifine oranla ne kadar bilanço dıģı riske girdiğini gösteren gayri nakdi kredi-toplam aktif oranıdır. Türev piyasaların ve ikincil piyasaların geliģmesi ile ülkemizde de aktiflerin büyük bir kısmına denk gelen gayri nakdi kredi rakamları oluģması beklenmektedir. Tablo 15: Gayri Nakdi Toplam Aktif Oranı Gayri Nakdi Krediler / Toplam Aktifler T. Ġġ BANKASI % 13,5 % 9,9 % 12,6 T. GARANTĠ BANKASI % 18,9 % 38,1 % 32,4 ASYA KATILIM BANKASI % 149,8 % 119 % 125,9

57 47 T. İŞ BANKASI ASYA KATILIM BANKASI T. GARANTİ BANKASI Grafik 14: Yıllara Göre 3 Bankanın Gayri Nakdi Kredi Top. Aktif Oranları

58 48 BÖLÜM IV ÜÇ TÜRK BANKASININ RASYO ANALĠZLERĠNĠN VERĠMLĠLĠK KÂRLILIK AÇISINDAN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ Türk bankacılık sektöründeki 3 bankanın (Türkiye ĠĢ Bankası, Türkiye Garanti Bankası, Asya Katılım Bankası) 2006, 2007 ve 2008 yılları bilançoları üzerinde yapılan rasyo analizlerin yardımı ile ilgili yıllarda banka bilançolarının değiģimleri, piyasaya ile gösterdikleri uyum ve mortgage krizine verdikleri tepkiler, mortgage krizinin bilançolar üzerindeki etkileri; likidite rasyoları, kârlılık rasyoları, özkaynak rasyoları, aktif kalitesi ve bilanço dıģı riskler baģlıkları altında incelenecektir YILI 2002 yılından beri dünyada devam eden küresel büyüme 2006 yılı ile beraber artık zirve noktasına gelmiģ, 2001 kriziyle birlikte sarsılan Türk bankacılık sektörü de artık yapılanmasını tamamlamıģ ve sağlıklı bir mali yapıya kavuģmuģtur yılında bankaların kredi hacmi artmakla birlikte, artıģ hızı yavaģlamaktadır. YavaĢlamanın nedeni olarak faiz oranlarındaki yükselmeler gösterilmektedir. Yılın ikinci yarısında ABD de konut kredileri kaynaklı bir yavaģlama yaģansa da, büyümenin getirdiği aģırı ısınma ile bir fiyat baskısı oluģsa da dünyada büyüme bir önceki yılı geçerek %3,9 olarak gerçekleģtirilmiģtir. Türkiye de ise yüzde 7,4 olarak gerçekleģmiģtir yılı için Türk finansal sektörüne genel olarak bakıldığında ise yaģanan dalgalanmanın olumsuz yansımalarına rağmen büyüme eğilimi sürmüģtür. Aktif büyüklüğü bir önceki döneme göre % 20,2 oranında artarak 564,7 milyar TL seviyesine ulaģmıģtır.

59 LĠKĠDĠTE RASYOLARI ANALĠZĠ Finans sektöründeki büyümeye paralel olarak 2006 yılında da kredilerdeki büyüme devam etmiģ olup likidite rasyolarında bunun etkileri gözle görülür hale gelmiģtir yılında mevduatın kredilere dönüģüm oranı 69,7 gibi yüksek bir rakam çıkmıģ, bir önceki yıla göre %10 luk bir verimlilik artıģı olmuģtur. Bankalarımıza baktığımızda ise bilançosu ile bir kamu bankası özelliği gösteren Türkiye ĠĢ Bankası 64,3 oranı ile piyasanın altında bir verimliliğe sahipken bir özel banka olan Türkiye Garanti Bankası nın 90,7 ile verimlilik düzeyi yüksek çıkmıģtır. Katılım bankası Asya Katılım Bankası ise topladığı fonların ötesinde aldığı kredilerle ve öz sermayesini kredi vermede kullanması ile 95,6 gibi yüksek bir verimlilik oranına ulaģmıģtır. Bankacılık sektöründe kredilerin uzun vadeli olarak verilmesi ama bankaların yabancı kaynaklarını oluģturan mevduatın kısa vadeli olarak toplanmasından dolayı mevduat-krediler arasında bir vade uyumsuzluğu oluģmaktadır. Türk bankacılık sektörünün taģıdığı likitide riskini gösteren likit aktiflerin yabancı kaynaklara oranı 2006 yılında 51,3 olarak gerçekleģerek sektörün bu sorunu göstermektedir. Özellikle Asya Katılım Bankası 28,2 ile en kırılgan banka olarak gözükürken Türkiye ĠĢ Bankası 67,5 ile likit değerleri en güçlü banka olarak gözükmektedir. Likit aktiflerin toplam aktifler içindeki payı ise 21,3 olarak düģük bir oran çıkmıģtır. Türkiye ĠĢ Bankası ile Asya Katılım Bankası piyasa oranına yakın bir performans sergilerken Türkiye Garanti Bankası likidite sorunu yaģamıģtır AKTĠF KALĠTESĠ RASYOLARI ANALĠZĠ Aktif kalitesi, bankanın verimliliğini ölçeceği gibi, likidite krizine karģı sağlamlığını da gösterir yılında; aktifler içindeki kredilerin oranı 2001 yılından itibaren gösterdiği yükseliģe aynen devam etmiģ ve yüzde 45 olarak gerçekleģmiģtir. Bu oranın hala yüzde 50 nin altında olması Türk bankacılık sektöründeki bankaların asli görevini yerine getiremediğini göstermektedir. Bilançosunda büyük bir devlet iç borçlanma senedi barındıran Türkiye ĠĢ Bankası, aktifinin sadece 42,4 ünü kredi

60 50 olarak verebiliyorken diğer iki bankamız ise piyasanın üstünde bir kredi/aktif oranı göstererek asli görevlerine daha fazla yer vermiģlerdir. Ġlgili yılda takipteki kredilerin düģüģ trendi devam etmiģ, 2006 yılı için 3,8 olarak gerçekleģmiģtir. Türkiye Garanti Bankası yüzde 2,3 olarak piyasanın altında gerçekleģmiģtir. Katılım bankası Asya Katılım ise 4,6 oranı ile piyasanın üstünde bir baģarısızlık göstermiģtir. KarĢılık ayırma oranlarında ise Türkiye ĠĢ Bankası takipteki kredilerine yüzde 100 karģılık ayırırken, diğer iki banka yüzde 70 oranında karģılık ayırmıģtır KÂRLILIK RASYOLARI ANALĠZĠ Türk bankacılık sektörünün en önemli kârlılık yıllarını yaģadığı dönemde; 2006 yılında aktif kârlılığı 2,3, özkaynak kârlılığı ise 18,9 olarak gerçekleģmiģtir. Aktif kârlılığı; Türkiye ĠĢ Bankası ve T. Garanti Bankası için piyasaya paralel olarak gerçekleģmiģ olup Asya Katılımda piyasanın neredeyse iki katı çıkmıģtır. Özkaynak kârlılığında ise; piyasanın altında oran gerçekleģtiren Türkiye ĠĢ Bankası haricinde iki banka da iyi performans göstermiģtir. Faiz giderlerinin faiz gelirlerine oranına baktığımızda ise; 160,9 piyasa oranı olarak gerçekleģmiģ olup Türkiye Garanti Bankası piyasa ile aynı oranı göstermiģ Türkiye ĠĢ Bankası ise yakın bir performans sergilemiģtir ÖZKAYNAK RASYOLARI ANALĠZĠ Bankaların 2001 krizi sonrası toparlanmaları ile birlikte BDDK nın kârın belli bir kısmını sermayeye ekleme baskıları sonuç vermiģ, Türk bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranları Avrupa bankalarının üstüne çıkmıģtır yılında finansal kaldıraç oranı piyasa değeri 12,0 olarak gerçekleģmiģtir. Mevduatın krediye dönüģme oranının yüksek olduğu Türkiye Garanti Bankası sadece piyasa ortalamasının altında kalmıģ olup diğer iki bankamız daha iyi bir performans

61 51 sergilemiģtir. Bunun en büyük nedeni de Türkiye Garanti Bankasının nispeten zayıf sermaye yapısına sahip olmasıdır. Bir bankanın sermaye yapısının sağlamlığının zayıflığını ortaya koyan en büyük gösterge özkaynakların toplam risklere oranı olarak da bilinen sermaye yeterlilik oranıdır. Basel II kriterlerine göre 8,0 olarak belirlenen BDDK nın ise 12,0 olarak belirlediği bu oran, Türkiye deki bankaların sermayesinin piyasa risklerine ve olası krizlere karģı sağlam olması için daha yüksek tutulmuģtur. Ama Türk bankacılık sektörü 2006 yılında çok daha iyi bir performans sergileyerek ortalama olarak 22,0 sermaye yeterlilik oranını tutturmuģtur. Sermaye anlamında yine de güçlü bir yapısı olan Türkiye ĠĢ Bankası piyasanın 2 puan üzerine çıkarken Türkiye Garanti Bankası piyasanın yaklaģık 8 puan altında kalmıģtır. Bir diğer oran ise net çalıģma sermayesinin aktiflere oranını gösteren rasyoya göre net çalıģma sermayesi en güçlü banka Asya Katılım Bankası çıkarken, sabit kıymetleri ve duran varlıkları yüksek olan Türkiye ĠĢ Bankası 3,9 oranı ile piyasa oranı olan 7,8 in neredeyse yarısında kalmıģtır. Özkaynak sorunu yaģayan Türkiye Garanti Bankası ise 5,6 ile kötü bir performans sergilemiģtir BĠLANÇO DIġI RĠSK RASYOLARI ANALĠZĠ Bilanço dıģı riskler Avrupa da banka bilançolarında çok büyük yer tutarken Türkiye de en baģtan geliģmeye baģlayan bir alandır yılında gayri nakdi kredilerin toplam aktife oranı Türkiye ĠĢ Bankası nda 13,5 Türkiye Garanti Bankasında 18,9 olarak gerçekleģirken teminat mektupları konusunda uzmanlaģan katılım bankası Asya Katılım Bankasında nakdi kredilerin 2 katı gayri nakdi kredi kullandırımı yapmıģtır YILI 2007 yılında ABD konut piyasalarındaki sıkıntılar baģta olmak üzere tüm finansal piyasalarda yaģanan olumsuz geliģmeler dünyada büyümeyi görece olarak kısıtlamıģtır. ABD ekonomisi 2007 yılı sonunda 0,6 düzeyinde büyümesi ve diğer

62 52 ekonomik verilerinin olumsuz bir görüntü arz etmesi Büyük Buhran dan sonra yaģanan en derin finansal kriz olarak nitelendirilen mortgage krizinin baģlangıcına ve resesyona iģaret etmektedir. Türkiye ekonomisi açısından daha fazla önem arz eden EURO bölgesindeki ekonomik aktivitedeki yavaģlama hala keskin gözükmemektedir. GeliĢmekte olan ülkelerde ise yaģanan sup-prime mortgage krizinden etkilenme oranları daha düģük kalmıģtır. Küresel finansal piyasalar 2007 nin ilk yarısında sakin bir dönem geçirirken yılın ikinci yarısında büyük bir dalgalanma dönemine girmiģtir. Küresel geliģmelerden farklı olarak 2007 yılında Türkiye ekonomisindeki büyüme trendi önceki yıllara göre yavaģlasa da sürmüģ ve sanayi üretimindeki yüksek seyir ile yüksek kapasite kullanımı devam etmiģtir LĠKĠTĠDE RASYOLARI ANALĠZĠ Genel olarak bankacılık sektöründe tüm risklerin yönetilebilir olduğu bir dönem olan 2007 yılında küresel finansal piyasalardaki ortaya çıkan güçlükler, 2001 krizi sonrası kurulan kurumsal yönetim ve iç sistemlerin sayesinde Türk Bankacılık sektörünü belirli bir seviyede etkilemiģtir. Aktif büyüklüğü bankacılık sektörünün bir önceki yıla göre %16,4 oranında artarak 581 milyar TL olarak gerçekleģmiģtir. Toplam kredilerin bilanço içindeki payı ise %49,1 e yükselmiģtir. ABD kaynaklı konut krizinin etkileri hissedilmeye baģlansa da, Türk bankacılık sektöründe mevduatın kredilere dönüģüm oranı artmaya devam etmiģtir. Bir önceki yıla göre ilgili oranda piyasa ortalamasının 9 puan arttığı görülmekte ve bu oranın aģağı yukarı üç bankamızın rakamlarına da aynen yansıması hissedilmektedir. Bankaların asit test oranı analizi olan likit aktiflerin mevduat ve borçlara oranına baktığımızda ise artık önünü göremeyen bir piyasanın emarelerine ve konut krizinin ilk adımlarına rastlayabiliriz. Likidite oranının piyasa ortalaması 46,4 olarak gerçekleģmiģ, Türkiye ĠĢ Bankası dıģında diğer iki bankamız da piyasanın altında olumsuz bir performans sergilemiģtir. Türkiye Garanti Bankası hem kredilerini hem de mevduatındaki artıģın sayesinde 42,3 gibi piyasa ortalamasına

63 53 yakın bir performans sergilese de Asya Katılım Bankası bir önceki seneye göre 1 puanlık düģüģle 27 seviyelerinde bir oran yakalayabilmiģtir. Yüksek oranlı ve vadesi uzun kredilere rağmen fon toplamadaki sorun likit oranının kötü çıkmasını sağlamıģtır. Türkiye ĠĢ Bankası ise elindeki mevduat artıģı ve nakde çevrilebilir devlet iç borçlanma senetleri sayesinde 57,3 gibi piyasanın 10 puan üstünde likit kalarak zor geçeceği düģünülen 2008 yılına iyi bir hazırlık yapmıģtır. Diğer yandan likit aktiflerin toplam aktife oranına bakarak bu olumsuz performansların hala piyasa için kırılganlık yaratmadığı sonucuna ulaģılabilir. Aktiflerin büyüdüğü bir yılda likit aktiflerin toplam aktife oranı piyasa ortalaması için 2 puan artıģ göstererek buna delil olmuģtur. Türkiye ĠĢ Bankası aktifleri yüzde 6 büyürken kredilerinin yüzde 14 büyümesi likit/toplama aktif oranının 2 puan düģüģü ile sonuçlanmıģtır. Diğer iki bankamız ise piyasa ile aynı yönde bir seyir izlemiģlerdir AKTĠF KALĠTESĠ RASYOLARI ANALĠZĠ Aktifler, bankaya gelir getirip getirmediğine bağlı olarak, bankanın asli görevini yapıp yapmadığını ortaya çıkarırlar. Bankanın likit olup olmadığını tespiti açısında aktif dağılımına bakmak gerekir yılında Türk bankacılık sektörü aktif büyüklüğü bir önceki yıla göre % 16 artarak 285,6 milyar TL seviyesine ulaģmıģtır yılında kredilerin aktif içindeki payı 45 den 50 ye çıkmıģ ama hala bankaların asli görevini yerine getirdiğini gösteren güçlü bir kanıt olamamıģtır. Ġlgili yılda Türkiye Garanti Bankası ve Asya Katılım Bankası nın bir önceki yıla paralel (55,1 ve 74,9) oranlar yakalamaları aslında kapıdaki krize önlem amaçlı çok büyük riskler altına girmemiģler ve daha temkinli davranmıģlardır. Türkiye ĠĢ Bankası ise elindeki menkul kıymetleri azaltması ve kredilerindeki yüzde 14 lük artıģ ile 6 puanlık bir olumlu performans sergilemesine rağmen piyasanın yine de altında kalmıģtır. Takipteki kredilerin toplam krediler içindeki payının düģtüğü yılda (3,8 den 3,5 e) bankalarımız piyasa ile ters bir seyir izlemiģlerdir. Türkiye Garanti Bankası aynı rakamı koruyarak (2,3) piyasanın altında kalsa de Asya Katılım Bankası zaten piyasanın üstünde olan rakamını 5,4 e kadar yükseltmiģtir. Aynı Ģekilde Türkiye ĠĢ Bankası da 0,5 lik bir takip oranında artıģı engelleyememiģtir.

64 54 Ama takipteki kredilere tam karģılık ayırma geleneği bu sene de sürmüģ ve 100 lük bir karģılık ayrılmıģtır. Türkiye Garanti Bankası nın ayırdığı yüzde 63,7 geçen senenin 7 puan altında kalmıģ ama Bankanın takipteki krediler oranı düģük olduğu için herhangi tehdit teģkil etmemektedir. Diğer yandan Asya Katılım Bankası bir önceki sene yüzde 70 olan karģılık oranını 61 indirmiģ, takibinin de artması ile tehlike sinyalleri vermeye baģlamıģtır. Burada görülen özel bankaların kârı arttırmak için karģılık ayırmada cimri davranırken kamu niteliği taģıyan Türkiye ĠĢ Bankası kârdan çok güvenliği tercih etmiģtir KÂRLILIK RASYOLARI ANALĠZĠ Kâr, her iģletmenin temel amacı olduğu gibi bankacılık sektörünün de temel amacıdır yılında da Türk Bankacılık sektörünün kârındaki artıģ devam etmiģtir. Dönem net kârı, yüzde 30,7 artarak toplamda 14,8 milyar TL ye ulaģmıģtır. Bu artıģın en önemli nedenleri, büyük ölçüde kredilerden alınan faizlerin ve menkul değerler portföyünden elde edilen faiz gelirlerindeki bir önceki döneme göre hızlı artıģından kaynaklanmaktadır. Kârlılığı gösteren en önemli göstergelerden olan, net kârın toplam aktifler içindeki payı artmıģ ve 2,6 ya ulaģmıģtır. Konut krizinin etkisinin daha bilançoları vurmadığı ilgili yılda, bankalarımızdan Türkiye Garanti Bankası aktifteki verimliliğini en fazla arttıran banka olmuģtur ( 2,1 den 3,4 e). Bunun en büyük nedeni diğer iki bankamıza göre bankacılık asli görevinin daha fazla bilançosunda yer alması dolayısıyla faiz artıģlarında anında gelir elde edebilmesi yatmaktadır. Diğer iki bankamız ise artık piyasanın genel oranıyla bir kâr artıģı yakalasalar da çok önemli bir atılım gerçekleģtirememiģlerdir. Yine Asya Katılım Bankasının iyi olan rakamlarını koruyacak kadar kredi verdiği ortadadır. Özkaynak verimliliğine baktığımızda ise, Türkiye ĠĢ Bankası özkaynaklarını yüzde 13 gibi yüksek bir yüksek rakamla arttırmasına rağmen kârındaki yüzde 50 lik artıģ ile özkaynak verimliliğinde 16 oranını yakalamıģ ama 19,5 olan piyasa ortalamasının altında kalmıģtır. Özkaynakları sınırlı olan Asya Katılım Bankası ise kârının büyüklüğü ile yüzde 30 sınırına yaklaģmıģtır. Türkiye Garanti Bankası ise kârını tam iki katına çıkardığı, tam

65 55 karģılıklarını ayırmadığı, sermayesini yeterli ölçüde arttırmadığı bu dönemde suni olarak özkaynak verimliliğinde bir önceki yıla göre 10 puanlık bir artıģ göstermiģtir. Faiz giderlerinin, faiz gelirlerine baktığımızda ise mevduat bankacılığında 1,5 olan oranın aynen devam ettiğini, katılım bankacılığında ise 2,25 olan oranın 2 ye kadar indiği görülmektedir ÖZKAYNAK RASYOLARI ANALĠZĠ Eğer herhangi bir ülkedeki bankacılık sektörünün sağlamlık analizi yapılacaksa ilk bakılacak oranlar olan özkaynak rasyoları, tam olarak bankacılık sektörünün mali yapısını önümüze sunmaktadırlar. Bankacılık sektörünün ilgili yılda özkaynakları toplamda 5,1 milyar TL artarak 77,4 milyar TL ye ulaģmıģtır. Özkaynakların bilanço içindeki ağırlığını gösteren, finansal kaldıraç oranı bir önceki yıla göre 1 puan artıģ göstererek 13,1 seviyesine ulaģmıģtır. Türkiye ĠĢ Bankası ile Asya Katılım Bankası piyasa ile aynı oranı verirken, özkaynak artırımı konusunda sıkıntıları olan Türkiye Garanti Bankası 10,2 gibi bir finansal kaldıraç oranına sahip olmuģtur. Dünyadaki ve Avrupa daki bankacılık sektörünün en önemli göstergesi olan sermaye rasyosu BASEL II ye göre asgari 8 iken, BDDK nın 12 ısrarı bu sene de devam etmiģtir. Buna rağmen özkaynaklardaki genel artıģ, kârın hepsinin dağıtılmaması gerektiğine dair BDDK tenkitleri sayesinde; Türk Bankacılık sektöründe sermaye rasyosu 19,1 olarak gerçekleģtir. Yine de bu rakam bir önceki seneye göre 3 puanlık düģüģe karģılık geldiği için ABD kaynaklı mortgage kriz ibaresi olarak yorumlanabilir. Genel değerlendirmeye uygun bir oran sergileyen T. ĠĢ Bankası nın yanında Türkiye Garanti Bankası ve Asya Katılım Bankası piyasanın 5 puan altında bir olumsuz performans sergileyerek özkaynak yetersizliklerini ortaya tekrar koymuģlardır. Bankaların likit kalma isteği ve uzun vadeli borçlanmaya önem vermeleri sayesinde net çalıģma sermayesinin aktiflere oranı yine yükselmiģ ve yüzde 9 olarak gerçekleģmiģtir. Asya Katılım Bankası nın yüksek olan rakamının düzeltmesi hariç bankalarımız da piyasa ile aynı oranları vererek 2-3 puanlık net

66 56 iģletme sermayesi artıģları ile kısa vadede güçlü olduklarının sinyallerini vermiģlerdir BĠLANÇO DIġI RĠSK RASYOLARI ANALĠZĠ 2001 yılından beri sistematik olarak artıģına devam eden bilanço dıģı riskler 2007 yılı itibariyle 404,9 milyar TL olarak gerçekleģmiģ, bilançoya oranları ise yüzde seviyelerine gelmiģtir. Bankalarımızı incelersek; 2007 yılında Türkiye ĠĢ Bankası nakdi/gayri nakdi kredi oranını aynı seviyede korumuģ (23,6), bilançosundaki gayri nakdi kredilerin oranı ise yüzde 10 un altında kalmıģtır; Asya Katılım Bankası asli faaliyeti olan gayri nakdi krediler de Pazar kaybına uğrayarak nakdi kredilerinin 1,6 katı kadar gayrinakdi kredi verebilmiģtir; Türkiye Garanti Bankası ise piyasada daha önemli bir konuma gelmiģtir. Nakdi/Gayri nakdi krediler oranı 63,5 olarak gerçekleģirken, bilançodaki gayri nakdi kredi oranı 18 den 38 e çıkarak iki katı gibi bir performans göstermiģtir YILI Artık 2008 yılı dünyada küresel ekonominin daralmaya baģladığı bir yıl olarak görülebilir yılının ikinci yarısından itibaren, baģta geliģmiģ ülke piyasaları olmak üzere etkisini arttıran finansal kriz, yarattığı yoğun belirsizlik ve hane halkı, Ģirketler ve finansal aracı kurum bilançolarındaki bozulma yaygın bir ekonomik krize dönüģmüģtür. Bu durum küresel ölçekte büyüme, ticaret hacmi ve sermaye hareketleri üzerinde daraltıcı bir sonuç doğurmaktadır. Dünya hasılası 3,4 oranında artmıģ bile olsa 2009 yılında büyüme tahminleri 0,5 düzeyindedir. Kredi sıkıģıklığı yaģayan ülkeler geniģlemeci maliye politikalarına baģvursalar da baģarılı olamamıģlardır. Uluslar arası çevrelerde; firmaların yaģatılması ve istihdamın korunması amaçlarıyla korumacılık eğilimlerini arttığı görülebilir.

67 57 Bu uluslar arası konjontürün etkisi ile Türkiye nin büyümesinde yavaģlama gözükmeye baģlamaktadır. Türk finans sektörü yine de büyümesine devam etmiģ aktifleri 177,7 milyar TL artarak 947,8 milyar TL ye ulaģmıģtır LĠKĠDĠTE RASYOLARI ANALĠZĠ ABD mortgage krizinin etkilerinin Avrupa yı sarsamaya baģladığı 2008 yılında Türk bankacılık sektörünün mevduat bağımlı yapısı devam etmektedir yılsonu itibariyle toplam kaynakların hala yüzde 62 sini mevduatlar oluģturmaktadır. Küresel krizin etkisi ile DTH bir önceki döneme göre %56,3 artmıģ, azalan uluslar arası likidite ve borçlanma maliyetlerinin artması, dıģ piyasalardan sağlanan kaynaklar zorlu hale gelmiģ, dıģ piyasalardan sağlanan kaynaklar da bir önceki yıla göre % 11 düzeyinde azalmıģtır. Yine de bütün bu olumsuzluklara rağmen mevduatın krediye dönme oranındaki artıģ devam etmiģ ve 80 e kadar çıkmıģtır. Türkiye ĠĢ Bankası 75 i bulurken, dıģ kaynaklı finansman ile kredi veren Asya Katılım Bankası 109 oranını yakalamıģtır. Türkiye Garanti Bankası ise 2007 yılında bir önceki yıldaki oranını değiģtirmeden tutarak krize hazırlıksız yakalanmama amacındadır. Aynı dönemde bankalarımızın likit aktifleri konusunda ise baģarısızlıkları göze çarpmaktadır. Bir önceki yıla göre likit aktiflerin/mevduat ve borçlara oranı 14 puan birden düģerek 32,5 e kadar inmiģtir. Üç bankamızın da kötü performans sergilediği yılda, özellikle Asya Katılım Bankasındaki 8 puanlık düģüģ göze çarpmaktadır. Bu likit değerlerdeki bozulmaların ana nedenleri; dıģarıdan borç bulmada yaģanan zorluklar ve ileriyi göremeyen yatırımcının kısa vadede kalması sonucu mevduat-kredi vade uyumsuzluğunun bankaları fazlaca zorlaması. Likit değerlerin düģüģünü gösteren bir diğer rasyo da likit aktiflerin toplam aktife oranı idi. Bu oran da 2008 de bir önceki yılın 8 puan altında 15,1 olarak hesaplanmıģtır. Asya Katılım Bankası nın likit aktifler oranı 15 iken; Türkiye ĠĢ Bankası nın 18,5 olarak gerçekleģmiģtir. Diğer bankaya görece olarak dıģarıdan borçlanma konusunda daha

68 58 güçlü olan Türkiye Garanti Bankası ise likit aktiflerini 1,5 puan arttırarak 21,9 a çıkarmıģtır AKTĠF KALĠTESĠ RASYOLARI ANALĠZĠ Küresel krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerinin belirginleģmesi paralelinde 2008 yılının son çeyreğinde bankacılık sektörü kredi riskinde bir artıģ meydana gelmiģtir. Yılın son çeyreğinde, toplam kredilerin vade yapısı uzamıģ, bu çerçevede uzun vadeli kredilerin toplam krediler içindeki payı yükselmiģtir. Bankacılık sektörünün toplam aktifleri ise; % 26 oranında büyüyerek 733 milyar TL gibi bir rakama eriģmiģtir. Toplam aktiflerdeki artıģa sebep olan büyük kalem yine yüzde 26 lık artıģ ile krediler kalemi olmuģtur. Bankaların asli görevini ne kadar yaptığını gösteren krediler/aktif oranı 2008 yılında bir önceki yıla göre 2 puanlık artıģ göstererek 52 seviyesine çıkmıģtır. Bankaların kriz ortamında dahi asli görevlerinin terk etmediklerini göstermesi açısında Türk Bankacılık sektörü için olumlu bu sinyal bankalarımızdan üçü için de geçerli olmuģtur. Özellikle yüzde 40 gibi yüksek oranlı kredi artıģı yaģayan Türkiye ĠĢ Bankası asli bankacılık iģlerine dönmüģtür. Krizin ilk etkileri 2008 yılı içinde tam olarak görülmediği için, takip oranı artmasına rağmen özkaynakların da daha yüksek oranda artması toplam krediler içindeki takipteki krediler oranının aynı seviyede kalmasını sağlamıģtır. 3,5 olan oran 2008 yılında 3,6 olarak gerçekleģmiģ, üç bankamız da aynı seviyede bir seyir izlemiģlerdir bir önceki yıllara göre. KarĢılık ayırma da ise yine Türkiye ĠĢ Bankası yüzde yüz karģılık ayırırken iki özel banka kriz ortamında kârların önemli olması, hissedarlara güven vermek açısından yüzde 60 seviyelerinde karģılık ayırmayı tercih etmiģlerdir.

69 KÂRLILIK RASYOLARI ANALĠZĠ 2008 yılı ile birlikte sürekli olarak artan Türk bankacılık sektörü kârları düģmeye baģlamıģtır yılı sonu itibariyle bir önceki yıla göre dönem net kârları %10,5 oranında azalmıģtır. Söz konusu dönemde faiz giderlerinin faiz gelirlerine göre; faiz dıģı giderlerin ise faiz dıģı gelirlere göre daha yüksek oranda artması, sektörün kârlılığını olumsuz etkilemiģtir. Gelir kalemlerinin; toplam gelirler içindeki dağılımı; sektörde müģteri odaklı kârlılık eğiliminin devam ettiğinin göstermektedir. Kredilerden alınan faizler, ücret ve komisyonlar ile bankacılık hizmet gelirleri toplamı, sektörün gelirlerinin %64,6 sını oluģturmaktadır. Mevduata verilen faizler, toplam giderlerin hala %54 ünü oluģturmaktadır. Türk bankacılık sektöründe; 2008 yılında aktif kârlılığı artık 1,8 seviyelerine kadar düģmüģtür. Üç seçilmiģ bankamızın da aktif kârlılığı aynı oranlarda azalmaya devam etmiģtir. Özellikle Türkiye Garanti Bankası faiz giderlerinin fazla arttığı bu dönemde olağan bankacılık gelirlerine yönelmiģ ve bu kalemde gelirlerini %22 arttırmıģtır. Ama aktifi de büyüdüğü için aktif kârlılığının küçülmesini önleyememiģtir. Özkaynak verimliliğine baktığımızda ise; Türk bankacılık sektörü genelinde küçük bir düģüģ yaģanmıģtır (19,5 den 15,4 e). Türkiye ĠĢ Bankası, %10 oranında özkaynak kaybına uğradığı 2008 yılında aynı Ģekilde kârı da azaldığı için bir önceki seneye göre aynı oranı gösterse de aslında bu oran bankanın kriz karģısında kendini küçülterek koruma altına aldığı anlamına gelmektedir. Kriz, döneminde kendine göre bir baģka önlemi ise sermayesini TL den TL ye çıkararak Asya Katılım Bankası almıģtır. Bu yüzden özkaynak verimliliğinde bir önceki yıla göre görülen 8 puanlık düģüģ Bankanın aslında aldığı bir önlem olarak okunmalıdır. T. Garanti Bankası nın özkaynak verimliliğindeki dramatik düģüģte aynen özkaynaklardaki artıģtan kaynaklanmaktadır. Bu artıģa rağmen kâr neredeyse aynı düzeyde kaldığı için Banka özkaynak verimliliği açısından olumsuz bir performans göstermiģ gibi durmaktadır. Faiz giderlerinin faiz gelirlerine göre arttığı bir dönemde ilgili rasyo piyasa için 157,9 olarak gerçekleģmiģ ve bir önceki yıla göre 2 puan da

70 60 düģmüģtür. Bu kriz döneminde bankaların faiz gider-gelir dengesini iyi bir Ģekilde yönettiklerini göstermektedir. Üç bankamız da piyasa ile aynı rakamları vermiģ hatta Asya Katılım Bankası çok yüksek olan faiz giderlerini 20 puanlık bir düģüģ ile 188,4 e kadar çekebilmiģtir ÖZKAYNAK RASYOLARI ANALĠZĠ Türk bankacılık sektöründe Eylül 2008 itibarıyla %17,5 olan sermaye yeterlilik oranı, Aralık 2008 de %18 olarak gerçekleģmiģtir. Dördüncü çeyrekte görülen 0,5 puanlık artıģ, sektörün özkaynaklarının risk ağırlıklı varlıklarına göre daha yüksek bir oranda artıģ göstermesinden kaynaklanmaktadır. Nitekim söz konusu dönemde özkaynaklarda meydana gelen %4,7 lik değiģim karģısında sektörün risk ağırlıklı varlıklarının %2,9 oranında arttığı görülmektedir. Sektörün olası bozulmalara karģı güçlü sermaye yapısını muhafaza eden ihtiyatlı bir yaklaģım içinde olduğu gözlenmektedir. Finansal kaldıraç oranı piyasa ortalaması; 11,7 olarak gerçekleģmiģ ve bir önceki döneme göre 1,5 puanlık bir düģüģ yaģamıģtır. Küçülme eğiliminde olan Türkiye ĠĢ Bankası neredeyse 4 puanlık bir düģüģ ile 9,7 rasyosuna ulaģırken, özkaynaklarını yeterli oranda arttıran Türkiye Garanti Bankası bir önceki senenin rasyosunu koruyabilmiģtir. Özkaynaklarını 3 katına çıkaran Asya Katılım ise 4 puanlık yükseliģ ile kriz yılından güçlü bir Ģekilde çıkabilmiģtir. Sermaye yeterlilik rasyosu hala BDDK tarafında %12 olarak belirlendiği 2008 yılında, 1 puan düģüģle %18,1 olarak gerçekleģmiģtir. Bu da Türk bankacılığının mali yapısının uluslar arası krize rağmen güçlü olmayı sürdürdüğünü göstermektedir. Bankalarımıza baktığımızda ise, özkaynak artıģının yeterli olduğu Türkiye Garanti Bankası sermaye yeterlilik rasyosunu 16,1 seviyesine yükseltmiģ, tam tersi bir durumla karģı karģıya olan Türkiye ĠĢ Bankası için ise rasyo %20 den %15 e düģmüģtür. Asya Katılım Bankası ise özkaynak artıģına girmesine rağmen operasyonel ve kredi riskindeki yüksek artıģlar yüzünden sermaye yeterlilik rasyosunu arttıramamıģ hatta ilgili rasyo 14,9 dan 13,4 e düģmüģtür. Bankaların net çalıģma sermayesinde yine büyük değiģimler yaģanmamıģ bir önceki sene ile rakamlar paralellik göstermiģtir. Piyasa

71 61 değeri 8,3 olan rasyo, Asya Katılım Bankası için 11,3, Türkiye ĠĢ Bankası için 4,5 ve Türkiye Garanti Bankası için de 7,9 olarak gerçekleģmiģtir BĠLANÇO DIġI RĠSK RASYOLARI ANALĠZĠ Kriz ortamında nakdi krediler yerine gayrinakdi krediler Bankaların likit kalmasını sağlayabilecek ve faiz giderlerinin yüksek artıģlar gösterdiği bu ortamda komisyon geliri olarak bankalar için önemli bir kâr kaynağı olabileceklerdir yılında toplam bilanço dıģı iģlemler yılsonu itibarıyla bir önceki yılsonuna göre %23,3 artarak 476 milyar TL olmuģtur. Bilanço dıģı iģlemlerin yaklaģık %41 ini oluģturan türev iģlemlerdeki artıģ oranı ise %22,4 olarak gerçekleģmiģtir. Bu artıģta swap kalemi etkili olup diğer iģlemler geçen yıl sonuna göre genelde azalıģ göstermiģtir. Nakdi kredilerin gayri nakdi kredilere oranı üç bankamız için de neredeyse 2007 yılı ile aynı oranda çıkmıģtır. Bir önceki dönemde bu rasyoda %100 büyüme gerçekleģtiren Türkiye Garanti Bankası nın gayrinakdi kredilerinin nakdi kredilerine oranı 5 puanlık düģüģ yaģarken Türkiye ĠĢ Bankası ve Asya Katılım Bankası ise 25,9 ve 160 rasyoları ile herhangi bir değiģiklik göstermemiģlerdir. Aktifler içindeki gayri nakdi kredilerin oranı ise yine fazla yükselmemekle birlikte Asya Katılım Bankası nda %125, Türkiye ĠĢ Bankası nda 12,6 ve Türkiye Garanti Bankası nda ise 32,4 olarak gerçekleģmiģtir.

72 YILLARI ARASINDA TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE KONUT KREDĠLERĠ ANALĠZĠ 2001 krizi sonrası yeniden bir yapılanmaya giren Türk bankacılık sektörü için konut kredileri güvenilir bir alan olmaya baģlamıģtır. Özellikle mortgage uygulamasının Türkiye de baģlaması konut ihtiyacının yüksek olduğu ülkemizde bankalar için bir geniģleme alanı olarak büyük fırsatlar barındırmıģtır. Özellikle konut kredilerinin; teminatı olarak alınan gayrimenkulün bulunması, Türkiye de gayrimenkul fiyatlarının istikrarlı olarak artmasının da etkisiyle, kredinin güvenle verilmesini sağlamıģtır. Konut kredilerinin; miktarının diğer tüketici kredilerine göre oldukça yüksek olması ve vadesinin uzun olması; bankalar için kredi bakiyelerini arttırma ve uzun dönemde de aktif büyüklüğünü korumaları açısından daha da fazla önem verdikleri krediler halini almıģtır yılında toplam tüketici kredileri; 12,731 milyon TL iken, konut kredilerinin payı 2,631 milyon TL ile sadece yüzde yirmi gibi pay alabilmekte idi. Bu dönemdeki konut kredilerinin üstüne düģen bankaların sayesinde, küresel piyasaların istikrarlı ortamı ve Türk gayrimenkul sektörünün de hızla büyümesinin desteği ile bu rakam 2008 yılı sonunda 38,278 milyon TL ye çıkmıģ ve toplam tüketici kredilerinin yüzde 45 ini oluģturmaya baģlamıģtır. Tablo 16: Konut Kredi Bakiyeleri (Milyon TL) Konut Kredi Bakiyeleri T. Ġġ BANKASI GARANTĠ BANKASI ASYA KATILIM BANKASI TÜRK BANKACILIK SEK Grafikten de görüleceği gibi 2006 yılında 2007 yılına yaklaģık 10 milyon artan konut kredisi bakiyesi 2008 yılında sadece toplamda 3 milyonluk artıģ göstermiģtir. ABD merkezli subprime mortgage kredilerinin takibe düģmesi, satılığa

73 63 çıkarılan ipoteklerin de etkisi ile patlayan gayrimenkul balonu ve fiyatlarının tepetaklak olmasının etkisi ile Türk bankalarının da kendilerini konut kredilerinde geri çekmeye baģladıkları görülebilir yılında Türk bankalarının kendi içlerinde yaģadıkları likit aktif sorunları ve sermaye yeterlilik oranlarında bir önceki seneye göre gösterilen kötü performanslar da konut kredilerinin yavaģlamasına neden olmuģtur. Daha sonraki yıllarda konut krizinin bitmemesi konut bakiyelerinin aynı seviyelerde seyretmesine neden olacaktır. Bankalarımızın performanslarına baktığımızda ise Türkiye Garanti Bankası, özel olarak kendisini mortgage uzmanı olarak nitelemesi, Garanti Konut Finansmanı adı altında konut kredilerine spesifik olarak bakan bir bölüm kurmuģ ve 2006 yılından 2007 yılına neredeyse konut kredi bakiyesini 2 katına çıkararak girmiģtir yılında genel olarak yavaģlamaya rağmen Türkiye Garanti bankası özellikle yurtdıģından aldığı krediler ve özkaynaklarını arttırmasını etkisi ile konut kredileri konusunda geri adım atmamıģ ve sektör liderliğini sürdürmüģtür. Tek baģına toplam konut kredi bakiyesinin yüzde 15 ini karģılayan Türkiye Garanti Bankası 2008 yılındaki 3 milyonluk bakiye artıģının da 1 milyonunu gerçekleģtirerek konut kredisi alanında itici banka özelliğini devam ettirmiģtir. Türkiye ĠĢ Bankası ise piyasada önemli bir yere 2007 yılında 3,7 milyon bakiye ile gelmesine rağmen 2008 yılındaki genel olarak küçülmesine uygun bir Ģekilde konut kredi bakiyesi de 400 milyon düģüģ yaģamıģtır. Zaten ABD mortgage krizini etkisinde korunma amaçlı yüzde 10 luk bir küçülmeye giden Bankanın konut kredileri konusunda da temkinli davranması anlaģılabilir bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. Katılım bankası olarak, tüketici kredi bakiyesi konut kredilerinden oluģan Asya Katılım Bankası, konut kredisinde aldığı küçük riskin devam ettirilebilir olduğuna inancından ve 2008 yılındaki güçlü sermaye artırımının verdiği güven ile konut kredilerindeki yükseliģ trendini aynen devam ettirmiģtir yılında 200 milyon TL üzerindeki bakiyesini yüzde 50 arttırırken, 2008 yılında da 50 milyon TL gibi kendi bilançosu için önemli bir artıģ ile toplam konut bakiyesini 350 milyon TL ye çıkarmıģtır.

74 T. İş Bankası T. Garanti Bankası Asya katılım B. Top. Sektör Bakiyesi Grafik 15: Yılları Arasında T.ĠĢ Bankası, T. Garanti Bankası ve Asya Katılam Bankasının Toplam Sektöründeki Konut Kredileri Analizi Bu arada 2007 yılında tüketici kredileri içindeki konut kredisi oranı yüzde 80 iken, 2008 yılında yüzde 85 e çıkmıģ ve Asya Katılım Bankası için konut kredilerinin taģıdığı toplam risk neredeyse toplam tüketici kredisi riski ile aynı duruma gelmiģtir. Bu da gelecekteki ABD kaynaklı mortgage krizinden etkilenme olasılığını arttırmaktadır.

11.04.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ

11.04.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ 11.04.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ ġubat ayı cari iģlemler açığı piyasa beklentisi olan -3,1 Milyar doların hafif üzerinde ve beklentilere yakın -3,19 milyar dolar olarak geldi. Ocak-ġubat cari iģlemler

Detaylı

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ Erdem ALPTEKĠN Türk finans sistemi incelendiğinde en büyük payı bankaların, daha sonra ise sırasıyla menkul kıymet yatırım fonları, sigorta

Detaylı

MENKUL KIYMETLEŞTİRME

MENKUL KIYMETLEŞTİRME MENKUL KIYMETLEŞTİRME Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi DÜNYADA KONUT FİNANSMANI DÜNYADA KONUT FİNANSMANI

Detaylı

KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ K. ÖNDER ERGÜN MALİYE UZMANI

KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ K. ÖNDER ERGÜN MALİYE UZMANI KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ K. ÖNDER ERGÜN MALİYE UZMANI SUNUM PLANI 1 KÜRESEL KRİZİN GELİŞİMİ 2 KÜRESEL KRİZİN TÜRKİYE YE ETKİLERİ 3 4 TÜRKİYE NİN KONUMU KRİZDE SON DURUM KÜRESEL KRİZ 1929 DÜNYA

Detaylı

2015 MAYIS KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ

2015 MAYIS KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ 1990-Q1 1990-Q4 1991-Q3 1992-Q2 1993-Q1 1993-Q4 1994-Q3 1995-Q2 1996-Q1 1996-Q4 1997-Q3 1998-Q2 1999-Q1 1999-Q4 2000-Q3 2001-Q2 2002-Q1 2002-Q4 2003-Q3 2004-Q2 2005-Q1 2005-Q4 2006-Q3 2007-Q2 2008-Q1 2008-Q4

Detaylı

http://acikogretimx.com

http://acikogretimx.com 2009 S 4421- SERMYE PiYSSı VE FiNNSL KURUMLR 1. Birikim açığı olan ekonomik birimlerle birikim fazlalığı olan ekonomik birimlerin karşılaştığı ve finansal varlıkların alınıp satıldığı piyasalara ne ad

Detaylı

2015 EKİM KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ

2015 EKİM KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ 1990-Q1 1990-Q3 1991-Q1 1991-Q3 1992-Q1 1992-Q3 1993-Q1 1993-Q3 1994-Q1 1994-Q3 1995-Q1 1995-Q3 1996-Q1 1996-Q3 1997-Q1 1997-Q3 1998-Q1 1998-Q3 1999-Q1 1999-Q3 2000-Q1 2000-Q3 2001-Q1 2001-Q3 2002-Q1 2002-Q3

Detaylı

1 OCAK- 30 HAZĠRAN 2009 DÖNEMĠNE AĠT KONSOLĠDE OLMAYAN FAALĠYET RAPORU

1 OCAK- 30 HAZĠRAN 2009 DÖNEMĠNE AĠT KONSOLĠDE OLMAYAN FAALĠYET RAPORU TURKISH BANK A.ġ. 1 OCAK- 30 HAZĠRAN 2009 DÖNEMĠNE AĠT KONSOLĠDE OLMAYAN FAALĠYET RAPORU A-BANKAMIZDAKĠ GELĠġMELER 1-ÖZET FĠNANSAL BĠLGĠLER Bankamızın 2008 yıl sonunda 823.201 bin TL. olan aktif büyüklüğü

Detaylı

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTIN EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2013 YILI 6 AYLIK FAALİYET RAPORU 1-Ekonominin Genel durumu Dünya ekonomisi 2013 ü genel olarak bir toparlanma dönemi olarak geride bıraktı.

Detaylı

FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR. N. CEREN TÜRKMEN

FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR. N. CEREN TÜRKMEN FİNANSAL PİYASALAR VE FİNANSAL KURUMLAR N. CEREN TÜRKMEN cturkmen@sakarya.edu.tr 1 FİNANSAL SİSTEM Bir ekonomide fonları talep edenler, fonları arz edenler bunlar arasındaki fon akımlarını düzenleyen kurumlar

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 24 Şubat 2016 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi

Detaylı

https://www.garantiemeklilik.com.tr/fon-ile-ilgili-duyurular.aspx internet adreslerinden

https://www.garantiemeklilik.com.tr/fon-ile-ilgili-duyurular.aspx internet adreslerinden GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTERNATİF STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2013 YILI 6 AYLIK FAALİYET RAPORU 1- Ekonominin Genel durumu Dünya ekonomisi 2013 ü genel olarak bir toparlanma dönemi olarak

Detaylı

Finansal Piyasalar ve Bankalar

Finansal Piyasalar ve Bankalar Finansal Piyasalar ve Bankalar Genel Olarak Finansal Piyasalar Piyasa neresidir? Finansal Piyasaların Ekonomi İçindeki Yeri Finansal Sistemi Oluşturan Piyasalar Finansal Piyasalar Para Piyasaları Sermaye

Detaylı

ABD Eşik Altı (Subprime) Finans Krizi. Yrd. Doç. Dr. Cem Demiroğlu Koç Üniversitesi

ABD Eşik Altı (Subprime) Finans Krizi. Yrd. Doç. Dr. Cem Demiroğlu Koç Üniversitesi ABD Eşik Altı (Subprime) Finans Krizi Yrd. Doç. Dr. Cem Demiroğlu Koç Üniversitesi Kriz nasıl oluştu? Emlak balonu + Aşırı kaldıraç kullanımı ABD konut fiyatı endeksi Kaynak: S&P/Case-Shiller Home Price

Detaylı

Bankacılık sektörü. 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Bankacılık sektörü. 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri Bankacılık sektörü 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri Şubat 2012 İçerik Bankacılık sektörünü etkileyen gelişmeler ve yansımalar 2012 yılına ilişkin beklentiler Gündemdeki başlıca konular 2

Detaylı

2001 2013 Döneminde Türk Bankacılık Sektörü

2001 2013 Döneminde Türk Bankacılık Sektörü 2001 2013 Döneminde Türk Bankacılık Sektörü Prof. Dr. Sudi Apak Beykent Üniversitesi İçerik 2 Slayt 1 - Türk Bankalarında kurum riski bulunmaktadır. 140,00% Türk Bankacılık Sektörünün Aktif Büyüklüğü /

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI TABLO LİSTESİ

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI TABLO LİSTESİ TABLO LİSTESİ Tablo I.1. Ödemeler Dengesi (Milyar ABD doları) 6 Tablo I.2. Cari İşlemler Açığını Finanse Eden Taraflar (Milyar ABD doları) 7 Tablo I.3. Seçilmiş Ekonomilerde Cari İşlemler Dengesinin GSYİH

Detaylı

2015 TEMMUZ KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ

2015 TEMMUZ KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ 1990-Q1 1990-Q3 1991-Q1 1991-Q3 1992-Q1 1992-Q3 1993-Q1 1993-Q3 1994-Q1 1994-Q3 1995-Q1 1995-Q3 1996-Q1 1996-Q3 1997-Q1 1997-Q3 1998-Q1 1998-Q3 1999-Q1 1999-Q3 2000-Q1 2000-Q3 2001-Q1 2001-Q3 2002-Q1 2002-Q3

Detaylı

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013 Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program 22 Kasım 201 Büyüme Tahminleri (%) 4, 4,1 Küresel Büyüme Tahminleri (%) 4,1,2,0 ABD Büyüme Tahminleri (%) 2,,,,,,1,6,6 2,8 2,6 2,4 2,2

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 23 Aralık 2015 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle yıllık kredi büyüme

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI GRAFİK LİSTESİ

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI GRAFİK LİSTESİ GRAFİK LİSTESİ Grafik I.1. VIX Endeksi 1 Grafik I.2. itraxx Europe Crossover Endeksi 1 Grafik I.3. Gelişmiş Ülke Döviz Kurları 2 Grafik I.4. ABD 10 Yıllık Devlet Tahvili Getirisi 2 Grafik I.5. Gelişmiş

Detaylı

NDEK LER I. Finansal stikrarın Makroekonomik Unsurları II. Bankacılık Sektörü ve Di er Finansal Kurulu lar

NDEK LER I. Finansal stikrarın Makroekonomik Unsurları II. Bankacılık Sektörü ve Di er Finansal Kurulu lar İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... i İÇİNDEKİLER... iii TABLO LİSTESİ... v GRAFİK LİSTESİ... vii KUTU LİSTESİ... xiv KISALTMA LİSTESİ.... xvi GENEL DEĞERLENDİRME... xvii I. Finansal İstikrarın Makroekonomik Unsurları...

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU SPK 7. ARAMA KONFERANSI NDA YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 ARALIK

Detaylı

NIN BANKA BONOSU VE/VEYA ISKONTOLU TAHVĠLLERĠ VE/VEYA TAHVĠLLERĠNĠN HALKA ARZINA

NIN BANKA BONOSU VE/VEYA ISKONTOLU TAHVĠLLERĠ VE/VEYA TAHVĠLLERĠNĠN HALKA ARZINA TÜRKĠYE Ġġ BANKASI A.ġ. NIN BANKA BONOSU VE/VEYA ISKONTOLU TAHVĠLLERĠ VE/VEYA TAHVĠLLERĠNĠN HALKA ARZINA ĠLĠġKĠN SERMAYE PIYASASI KURULU TARAFINDAN 20.01.2011 TARIHINDE ONAYLANAN 26.01.2011 TARĠHĠNDE TESCĠL

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

MENKUL KIYMETLEŞTİRME

MENKUL KIYMETLEŞTİRME MENKUL KIYMETLEŞTİRME Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi İPOTEK ve İPOTEK TÜRLERİ HUKUKİ ÇERÇEVEDE İPOTEK

Detaylı

Ulusal Finans Sempozyumu Dr. İbrahim M. Turhan Başkan Yardımcısı

Ulusal Finans Sempozyumu Dr. İbrahim M. Turhan Başkan Yardımcısı Ulusal Finans Sempozyumu Dr. İbrahim M. Turhan Başkan Yardımcısı 13 Ekim 2011 Malatya KÜRESEL KRİZ ORTAMINA NASIL GELİNDİ? Net Bugünkü Değer Yöntemi Varlık fiyatlarının indirgenmiş nakit akımları (Net

Detaylı

Banka Bilançosunun Özellikleri Pazar, 26 Aralık 2010 18:24

Banka Bilançosunun Özellikleri Pazar, 26 Aralık 2010 18:24 Ticari bir işletme olarak bankaların belirli bir dönem içerisinde nasıl çalıştıklarını ve amaçlarına dönük olarak nasıl bir performans sergilediklerini değerlendirebilmenin yolu bankalara ait finansal

Detaylı

TAŞINMAZ YATIRIMLARININ FİNANSMANI

TAŞINMAZ YATIRIMLARININ FİNANSMANI Taşınmaz Yatırımlarının Finansmanı Taşınmaz Değerleme ve Geliştirme Tezsiz Yüksek Lisans Programı TAŞINMAZ YATIRIMLARININ FİNANSMANI 1 Taşınmaz Yatırımlarının Finansmanı İçindekiler 1.1. DERSİN AMACI...

Detaylı

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

CARİ AÇIK NEREYE KADAR? CARİ AÇIK NEREYE KADAR? Prof. Dr. Doğan CANSIZLAR ANKARA - 14 Aralık 2011 1 Türkiye Ekonomisindeki Bazı Eşitlikler -Ekonomik Büyüme = Artan Dış Açık -Artan Dış Açık = Artan Dış Borçlanma -Artan Dış Borçlanma

Detaylı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5.50 Altın (USD) 1,225 Ekim 18 EUR/TRY 6.24 Petrol (Brent) 76.2 BİST - 100 90,201 Gösterge Faiz 24.4 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 5.21% -11.0% 25.2% 10.8%

Detaylı

ÜNİTE:6 Teknik Analiz ÜNİTE:7 Yatırım Politikaları ÜNİTE:8 Yatırım Şirketleri

ÜNİTE:6 Teknik Analiz ÜNİTE:7 Yatırım Politikaları ÜNİTE:8 Yatırım Şirketleri ÜNİTE:1 Finansal Piyasaların Organizasyonu/Yapısı ÜNİTE:2 Menkul Kıymetlerin Fiyatlanması ÜNİTE:3 Menkul Kıymet Yatırımları ÜNİTE:4 Yatırım İçin Bilgi Kaynakları ÜNİTE:5 Temel Analiz 1 ÜNİTE:6 Teknik Analiz

Detaylı

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş. 2013 YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş. 2013 YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş. 2013 YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU DÖNEM İÇERİSİNDE BANKANIN YÖNETİM KURULU ÜYELERİNE İLİŞKİN DEĞİŞİKLİKLER Dönem içerisinde Bankamız ortaklık yapısında değişiklik

Detaylı

Küresel Kriz ve. Bekir Sıtkı ŞAFAK Sermaye Piyasası Kurulu

Küresel Kriz ve. Bekir Sıtkı ŞAFAK Sermaye Piyasası Kurulu Küresel Kriz ve Sermaye Piyasaları Bekir Sıtkı ŞAFAK Sermaye Piyasası Kurulu Sunum Akışı Küresel Krizin Oluşumu Kriz Neden Önlenemedi? Krize Karşı Tepkiler Düzenleyiciler Açısından Yapılması Gerekenler

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Para Piyasası Likit Emeklilik Yatırım Fonu(KAMU) Emeklilik Yatırım Fonu nun

Detaylı

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Finansal Piyasa Dinamikleri Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Neleri İşleyeceğiz? Finansal Sistemin Resmi Makro Göstergeler ve Yorumlanması Para ve Maliye Politikaları Merkez Bankası ve Piyasalar Finansal Piyasalardaki

Detaylı

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar 1. Belli miktarda bir mal veya kıymetin ve bunların karşılığı olan paranın işlemin ardından el değiştirmesini sağlayan piyasalara ne ad verilir? A) Swap B) Talep piyasası C) Spot piyasa D) Vadeli piyasa

Detaylı

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar Yatırım (Sermaye Bütçelemesi) ve Finanslama Kararları Şirket Nedir? Finansal Yönetici Kimdir? Şirketin Amaçları Finansal piyasalar ve kurumların

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ ÜNİTE EKONOMİK VE FİNANSAL SİSTEM İKİNCİ ÜNİTE PARANIN ZAMAN DEĞERİ

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ ÜNİTE EKONOMİK VE FİNANSAL SİSTEM İKİNCİ ÜNİTE PARANIN ZAMAN DEĞERİ İÇİNDEKİLER BİRİNCİ ÜNİTE EKONOMİK VE FİNANSAL SİSTEM 1 13 1. EKONOMİK SİSTEM 2 2. FİNANSAL SİSTEM 5 3. FİNANSAL SİSTEMİN UNSURLARI 8 4. FİNANSAL PİYASALARIN YAPISI 9 4.1. Borç ve Öz Sermaye Yapısı 9 4.2.

Detaylı

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18 ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 4,56 Altın (USD) 1.250 Haziran 18 EUR/TRY 5,31 Petrol (Brent) 79,4 BİST - 100 96.520 Gösterge Faiz 19,2 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 7,36% 5,1% 15,4% 10,1%

Detaylı

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU (ESKİ ADIYLA OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI DÖVİZ CİNSİNDEN YATIRIM ARAÇLARI

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU (ESKİ ADIYLA OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI DÖVİZ CİNSİNDEN YATIRIM ARAÇLARI GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU (ESKİ ADIYLA OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI DÖVİZ CİNSİNDEN YATIRIM ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU) 30 HAZİRAN 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR Oyak Emeklilik

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ NAZİLLİ İİBF İKTİSAT BÖLÜMÜ VE AVRUPA ARAŞTIRMALAR MERKEZİ TARAFINDAN DÜZENLENEN GÜNCEL EKONOMİK SORUNLAR KONGRESİ NDE YAPACAĞI Açılış Konuşmasının

Detaylı

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 EYLÜL 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 EYLÜL 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR 30 EYLÜL 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR Oyak Emeklilik A.ġ. Likit Emeklilik Yatırım Fonu Fon Kurulu na Giriş ARA DÖNEM FİNANSAL TABLOLARI HAKKINDA İNCELEME RAPORU Oyak Emeklilik A.ġ. Likit Emeklilik

Detaylı

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU (ESKİ ADIYLA OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI DÖVİZ CİNSİNDEN YATIRIM ARAÇLARI

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU (ESKİ ADIYLA OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI DÖVİZ CİNSİNDEN YATIRIM ARAÇLARI GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU (ESKİ ADIYLA OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI DÖVİZ CİNSİNDEN YATIRIM ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU) 30 EYLÜL 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR Oyak Emeklilik

Detaylı

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU 1.- Ekonominin Genel durumu ABD ekonomisindeki büyümenin ikinci çeyrekte %1.7 olarak

Detaylı

GRAFİK LİSTESİ. Grafik I.7.

GRAFİK LİSTESİ. Grafik I.7. GRAFİK LİSTESİ Grafik I.1. VIX Endeksi 1 Grafik I.2. itraxx Europe Crossover Endeksi 1 Grafik I.3. Gelişmiş Ülke Borsa Endeksleri 2 Grafik I.4. Seçilmiş Bazı Ülkelerde Büyüme Oranları 2 Grafik I.5. Seçilmiş

Detaylı

12.03.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ

12.03.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ 12.03.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ Ocak ayı cari işlemler açığı piyasa beklentisi olan -5,2 Milyar doların altında -4,88 milyar dolar olarak geldi. Ocak ayında dış ticaret açığı geçen yılın aynı ayına göre

Detaylı

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU Bu rapor Cigna Finans Emeklilik ve Hayat A.Ş. Para Piyasası Likit Kamu

Detaylı

FİNANSAL SİSTEM VE FİNANSAL PİYASALAR

FİNANSAL SİSTEM VE FİNANSAL PİYASALAR FİNANSAL SİSTEM VE FİNANSAL PİYASALAR FİNANSAL SİSTEM Fon talep edenler, fon arz edenler, fon akımını sağlayan araçlar, kuruluşlar ve piyasanın işleyişini düzenleyen hukuki ve idari kurallardan oluşan

Detaylı

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 HAZİRAN 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 HAZİRAN 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR 30 HAZİRAN 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR Oyak Emeklilik A.ġ. Likit Emeklilik Yatırım Fonu Fon Kurulu na Giriş ARA DÖNEM FİNANSAL TABLOLARI HAKKINDA İNCELEME RAPORU Oyak Emeklilik A.ġ. Likit Emeklilik

Detaylı

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU Hazırlayan: Sıla Özsümer Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı Türkiye Düzenli Ekonomi Notu ve Raporun İçeriği Hakkında

Detaylı

MENKUL KIYMETLEŞTİRME

MENKUL KIYMETLEŞTİRME MENKUL KIYMETLEŞTİRME Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi MENKUL KIYMETLEŞTİRME YÖNTEMLERİ 2 Menkul kıymetleştirme

Detaylı

Küresel Kriz Sonrası Dünya Ekonomisinin Geleceği

Küresel Kriz Sonrası Dünya Ekonomisinin Geleceği 2009 TEMMUZ - EKONOMĠ Dr. Orkun ÖZBEK Küresel Kriz Sonrası Dünya Ekonomisinin Geleceği ABD de konut kredisi piyasalarında baģlayan ve kısa sürede tüm dünyayı saran küresel krizin baģlamasından bu yana

Detaylı

MENKUL KIYMET YATIRIMLARI

MENKUL KIYMET YATIRIMLARI DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. MENKUL KIYMET YATIRIMLARI KISA ÖZET

Detaylı

ALKHAIR PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. YÖNETİM KURULU 2011 YILI FAALİYET RAPORU Sayfa No: 1

ALKHAIR PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. YÖNETİM KURULU 2011 YILI FAALİYET RAPORU Sayfa No: 1 Sayfa No: 1 1-Rapor Dönemi : 01.01.2011-31.12.2011 2-Şirketin Unvanı : Alkhair Portföy Yönetimi A.ġ. 3. Dönem içinde yönetim ve denetleme kurullarında görev alan Başkan ve üyelerin, murahhas üyelerin ad

Detaylı

Finansal Sistem ve Bankalar. 1. Bankacılık İşlemleri ve Banka Türleri. 2. Dünya da ve Türkiye de Bankacılığın Gelişimi

Finansal Sistem ve Bankalar. 1. Bankacılık İşlemleri ve Banka Türleri. 2. Dünya da ve Türkiye de Bankacılığın Gelişimi Finansal Sistem ve Bankalar 1. Bankacılık İşlemleri ve Banka Türleri 2. Dünya da ve Türkiye de Bankacılığın Gelişimi 3. Türk Finans Sektöründe Bankacılık Sistemi 4. Bankacılıkta ve Sigortacılıkta Risk

Detaylı

Kentsel Dönüşümde Finans Aktörleri ve Beklentileri Doç. Dr. Erk HACIHASANOĞLU Araştırma, İş ve Ürün Geliştirme Grup Md.

Kentsel Dönüşümde Finans Aktörleri ve Beklentileri Doç. Dr. Erk HACIHASANOĞLU Araştırma, İş ve Ürün Geliştirme Grup Md. Kentsel Dönüşümde Finans Aktörleri ve Beklentileri Doç. Dr. Erk HACIHASANOĞLU Araştırma, İş ve Ürün Geliştirme Grup Md. 8 Ekim 2013 Ajanda 1- Finansal Aktörler: Güncel Durum A- Güncel Durum: Birincil Konut

Detaylı

www.tunagokdemir.com

www.tunagokdemir.com www.tunagokdemir.com MEVZUATTA YAPILAN SON DEĞİŞİKLİKLER ÇERÇEVESİNDE TÜRK HUKUKUNDA SUKUK Klasik piyasalarda yatırımcıların, ihtiyaç sahiplerine fon aktarımı, genellikle bu aktarımdan bir maddi menfaat

Detaylı

Politika Notu Temmuz Küresel Kriz ve Türkiye Ekonomisinde Tarihi Daralma. Sumru Öz 1

Politika Notu Temmuz Küresel Kriz ve Türkiye Ekonomisinde Tarihi Daralma. Sumru Öz 1 Şekil 1. En Büyük 20 Ekonominin 2008 Yılı 4. Çeyrek Büyüme Oranı (2007 4. Çeyrek GSYH ye Kıyasla) Politika Notu 09-05 Temmuz 2009 Küresel Kriz ve Ekonomisinde Tarihi Daralma Sumru Öz 1 Küresel ekonomi,

Detaylı

Grafik I.1 Seçilmiş Ülkelerde Piyasa Güven Göstergeleri 1 Grafik I.2 Kredi İflas Takası Endeksleri 2 Grafik I.3 Gelişmiş Ülke Borsa Endeksleri 2

Grafik I.1 Seçilmiş Ülkelerde Piyasa Güven Göstergeleri 1 Grafik I.2 Kredi İflas Takası Endeksleri 2 Grafik I.3 Gelişmiş Ülke Borsa Endeksleri 2 GRAFİK LİSTESİ Grafik I.1 Seçilmiş Ülkelerde Piyasa Güven Göstergeleri 1 Grafik I.2 Kredi İflas Takası Endeksleri 2 Grafik I.3 Gelişmiş Ülke Borsa Endeksleri 2 Grafik I.4 Seçilmiş Gelişmekte Olan Ülkeler

Detaylı

Bölüm 1. Reel ve Finansal Varlıklar. Yatırımlar: Temel Kavramlar. Reel ve Finansal Varlıklar

Bölüm 1. Reel ve Finansal Varlıklar. Yatırımlar: Temel Kavramlar. Reel ve Finansal Varlıklar Bölüm 1 Yatırımlar: Temel Kavramlar Reel ve Finansal Varlıklar Reel ve Finansal Varlıklar Bir yatırımın temel özelliği: Şu andaki tüketimi gelecekte daha fazla tüketebilmek ümidiyle azaltmaktır. Reel Varlıklar

Detaylı

Grafik-4.1: Cari Açığın GSYH ye Oranı (%)

Grafik-4.1: Cari Açığın GSYH ye Oranı (%) 4. Cari Denge 211 yılında GSYH nin yüzde 9 una kadar ulaşan cari açık, devam eden dönemde uygulanan makroihtiyati tedbirler ve kredilerdeki yavaşlama neticesinde azalma eğilimine girmiştir (Grafik-4.1).

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı Nisan Ayı Ödemeler Dengesi Göstergeleri Merkez Bankası tarafından tarihinde yayımlanan 2011 yılı Nisan ayına ilişkin Ödemeler Dengesi bültenine göre; 2010 yılı

Detaylı

HSBC Portföy Yönetimi A.Ş. 2006 YILI FAALİYET RAPORU

HSBC Portföy Yönetimi A.Ş. 2006 YILI FAALİYET RAPORU HSBC Portföy Yönetimi A.Ş. 2006 YILI FAALİYET RAPORU 27/3/2007 İÇİNDEKİLER Sayfa No I. GİRİŞ ve İDARİ FAALİYETLER 3 KISACA HSBC PORTFÖY YÖNETĠMĠ A.ġ. 3 YÖNETĠM ve DENETLEME KURULLARI 4 ÜST YÖNETĠM 5 SERMAYE

Detaylı

GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ İÇİN YENİ NESİL FİNANS ARAÇLARI. 28 Mayıs 2013

GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ İÇİN YENİ NESİL FİNANS ARAÇLARI. 28 Mayıs 2013 GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ İÇİN YENİ NESİL FİNANS ARAÇLARI 28 Mayıs 2013 Bankaların Sermaye Yeterliliği ve Konut/İnşaat Kredilerinin Gelişimi Sermaye Yeterliliği Rasyosunun Gelişimi Bankaların sermaye yeterliliği

Detaylı

Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı

Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı Tarih: 16.01.2011 Sayı: 2011/01 Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı 2003-2010 yıllarını kapsayan 8 yılda, şirketlerin kâr aktarımı, faiz ödemeleri ve portföy yatırımları aracılığıyla,

Detaylı

Bölüm 1 (Devam) Finansal Piyasalar & Kurumlar

Bölüm 1 (Devam) Finansal Piyasalar & Kurumlar Bölüm 1 (Devam) Finansal Piyasalar & Kurumlar İşlenecek Konular Finansal piyasalar ve kurumların önemi Tasarrufların şirketlere akışı Finansal piyasaların ve aracıların fonksiyonları Değer maksimizasyonu

Detaylı

FİNANS VE MAKROEKONOMİ. Finansal Sistem ve Ekonomik Büyüme. Finansal Krizler ve Ekonomi

FİNANS VE MAKROEKONOMİ. Finansal Sistem ve Ekonomik Büyüme. Finansal Krizler ve Ekonomi FİNANS VE MAKROEKONOMİ Finansal Sistem ve Ekonomik Büyüme Finansal Krizler ve Ekonomi Finansal Sistem ve Ekonomik Büyüme Finansal Sistemin İşleyişi Doğrudan Finansman : Fon akışı finansal aracı kullanılmadan

Detaylı

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

AB Krizi ve TCMB Para Politikası AB Krizi ve TCMB Para Politikası Erdem Başçı Başkan 28 Haziran 2012 Stratejik Düşünce Enstitüsü, Ankara Sunum Planı I. Küresel Ekonomik Gelişmeler II. Yeni Politika Çerçevesi III. Dengelenme IV. Büyüme

Detaylı

BANKA KREDİLERİ EĞİLİM ANKETİ

BANKA KREDİLERİ EĞİLİM ANKETİ BANKA KREDİLERİ EĞİLİM ANKETİ OCAK - MART 216 8 NİSAN 216 İstatistik Genel Müdürlüğü Reel Sektör Verileri Müdürlüğü İÇİNDEKİLER Sayfa ANKET SONUÇLARININ GENEL DEĞERLENDİRMESİ i TABLOLAR Tablo 1 İşletmelere

Detaylı

Türkiye de Bankacılık Sektörü 1960-2013

Türkiye de Bankacılık Sektörü 1960-2013 Türkiye de Bankacılık Sektörü 196-213 Bu çalışma, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Türkiye İstatistik Kurumu, Sermaye Piyasası Kurumu, Bankalararası Kart Merkezi,

Detaylı

BÖLÜM BANKALARIN FAALİYET ALANLARININ GELİŞİMİ

BÖLÜM BANKALARIN FAALİYET ALANLARININ GELİŞİMİ İÇİNDEKİLER SUNUŞ...xiii ÖN SÖZ... xv TABLOLAR LİSTESİ... xvii ŞEKİLLER VE GRAFİKLER LİSTESİ... xix BİRİNCİ BÖLÜM BANKALARIN FAALİYET ALANLARININ GELİŞİMİ 1. Bankacılık Faaliyet Alanları... 1 1.1. Mevduat

Detaylı

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month,

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month, Makro Veri Ödemeler Dengesi: Cari açık yeni rekorda İbrahim Aksoy Ekonomist Tel: +90 212 334 91 04 E-mail: iaksoy@sekeryatirim.com.tr Cari denge Aralık ta 7,5 milyar $ rekor açık verirken, rakam, piyasa

Detaylı

ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. VE KONSOLİDASYONA TABİ BAĞLI ORTAKLIĞI 1 OCAK 30 HAZİRAN 2016 KONSOLİDE ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. VE KONSOLİDASYONA TABİ BAĞLI ORTAKLIĞI 1 OCAK 30 HAZİRAN 2016 KONSOLİDE ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. VE KONSOLİDASYONA TABİ BAĞLI ORTAKLIĞI 1 OCAK 30 HAZİRAN 2016 KONSOLİDE ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU Ana Ortaklık Banka nın: Ticaret Unvanı : Arap Türk Bankası Anonim Şirketi Genel

Detaylı

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ 31 Mart 2009 ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU Raporun Ait Olduğu Dönem : 01.01.2009 31.03.2009 Bankanın Ticaret Ünvanı : Bankpozitif Kredi ve Kalkınma

Detaylı

Bölüm 1. Para, Banka ve Finansal Piyasaları Neden Öğrenmeliyiz?

Bölüm 1. Para, Banka ve Finansal Piyasaları Neden Öğrenmeliyiz? Bölüm 1 Para, Banka ve Finansal Piyasaları Neden Öğrenmeliyiz? DR. HÜLYA ÜNLÜ 1-2 Sunumlar bilgi amaçlıdır. Tek başına yeterli değildir. Sunumlarda kullanılan Birincil Kaynak Mishkin in Kitabıdır. Finansal

Detaylı

GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIKLARI İÇİN ALTERNATİF FİNANSMAN YÖNTEMLERİ

GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIKLARI İÇİN ALTERNATİF FİNANSMAN YÖNTEMLERİ GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIKLARI İÇİN ALTERNATİF FİNANSMAN YÖNTEMLERİ 15/12/2011 İstanbul Burak PİRGAİP Uzman İDEAL BİR GAYRİMENKUL FİNANSMANI MODELİ BANKA A.Ş. Tüketici Bireysel TÜKETİCİ FİNANSMAN A.Ş.

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 25 Mayıs 2016 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi

Detaylı

KÜÇÜK İŞLETMELERDE FİNANSMAN İŞLEVİ VE YENİ FİNANSAMAN YÖNTEMLERİ. Öğr. Gör. Aynur Arslan BURŞUK

KÜÇÜK İŞLETMELERDE FİNANSMAN İŞLEVİ VE YENİ FİNANSAMAN YÖNTEMLERİ. Öğr. Gör. Aynur Arslan BURŞUK KÜÇÜK İŞLETMELERDE FİNANSMAN İŞLEVİ VE YENİ FİNANSAMAN YÖNTEMLERİ Öğr. Gör. Aynur Arslan BURŞUK KÜÇÜK İŞLETMELERDE FİNANSMAN İŞLEVİ Finansman, işletmelerin temel işlevlerini yerine getirirken yararlanacakları

Detaylı

ING EMEKLiLiK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLiLiK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU 31.12.2009

ING EMEKLiLiK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLiLiK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU 31.12.2009 ING EMEKLiLiK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLiLiK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU 31.12.2009 Kuruluş Tarihi 15 Ocak 2008 Risk Grubu Dengeli Agresif Tanım Emeklilik Yatırım Fonu, Emeklilik ġirketleri tarafından

Detaylı

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. FİNANSAL KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

PRİM ÜRETİMİ 1. TÜRKİYE DE SİGORTA SEKTÖRÜ Temel Göstergeler

PRİM ÜRETİMİ 1. TÜRKİYE DE SİGORTA SEKTÖRÜ Temel Göstergeler Kuzey YMM A.Ş. Büyükdere Cad. Beytem Plaza No:22 K:2-8, 34381 - Şişli İstanbul - Turkey Tel: +90 (212) 315 30 00 Fax: +90 (212) 234 10 67 www.ey.com 1. TÜRKİYE DE SİGORTA SEKTÖRÜ 1.1. Temel Göstergeler

Detaylı

tarihi itibarı ile ġirketin sermayesi TL. olup tamamı ödenmiģtir. ġirketin ortaklık yapısı aģağıda gösterildiği gibidir:

tarihi itibarı ile ġirketin sermayesi TL. olup tamamı ödenmiģtir. ġirketin ortaklık yapısı aģağıda gösterildiği gibidir: A- Şirket Hakkında Şirketin Kuruluşu ve Tarihsel Gelişimi Endüstriyel ve ticari Ģirketlere faktoring hizmeti sunmak amacıyla 2 Haziran 2000 tarihinde kurulan Ekspo Faktoring A.ġ. yurtiçinde ve yurtdıģında

Detaylı

BANK MELLAT Merkezi Tahran-İran Türkiye Şubeleri 1 OCAK 31 MART 2009 ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

BANK MELLAT Merkezi Tahran-İran Türkiye Şubeleri 1 OCAK 31 MART 2009 ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU BANK MELLAT Merkezi Tahran-İran Türkiye Şubeleri 1 OCAK 31 MART 2009 ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU 1 GENEL BİLGİLER Şubenin Gelişimi Hakkında Özet Bilgi Şube Tahran İran da kurulu Bank Mellat ın Türkiye de

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni 17 Ağustos 2015, Sayı: 23 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül

Detaylı

AKTİF YATIRIM BANKASI A.Ş. B TİPİ TAHVİL BONO FONU PERFORMANS SUNUM RAPORU

AKTİF YATIRIM BANKASI A.Ş. B TİPİ TAHVİL BONO FONU PERFORMANS SUNUM RAPORU AKTİF YATIRIM BANKASI A.Ş. B TİPİ TAHVİL BONO FONU PERFORMANS SUNUM RAPORU A. TANITICI BİLGİLER PORTFÖYE BAKIŞ YATIRIM VE YÖNETİME İLİŞKİN BİLGİLER Halka arz tarihi: 25 Şubat 2013 30 Haziran 2015 tarihi

Detaylı

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu) ZİRAAT BANKASI 2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI (40 Test Sorusu) 1 ) Aşağıdakilerden hangisi bir kredi derecelendirme kuruluşudur? A ) FED B ) IMF C ) World Bank D ) Moody's E ) Bank

Detaylı

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2007 YILI 12 AYLIK FAALİYET RAPORU

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2007 YILI 12 AYLIK FAALİYET RAPORU GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2007 YILI 12 AYLIK FAALİYET RAPORU 1.- Ekonominin Genel durumu ABD de başlayan ve ardından tüm gelişmiş ülke piyasalarına

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Dengeli Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2004-31.12.2004 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon

Detaylı

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici Ödemeler Dengesi Doç. Dr. Dilek Seymen Araş. Gör. Aslı Seda Bilman 1 Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom

Detaylı

Küresel Finans Krizi Yrd. Doç. Cem Demiroğlu Koç Üniversitesi İçerik Finansal krizin sebepleri Kredi arzını baskılayan faktörler Krizle mücadele yöntemleri 2 Krizin sebepleri 1. Likidite bolluğu sonucunda

Detaylı

ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY

ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY 3 EYLÜL 2013 DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Değerli konuklar, yurtdışından gelen değerli misafirlerimiz, finans sektörünün kıymetli

Detaylı

VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. 01/01/2010 31/03/2010 FAALİYET RAPORU

VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. 01/01/2010 31/03/2010 FAALİYET RAPORU VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. 01/01/2010 31/03/2010 FAALİYET RAPORU 1- Raporun dönemi, ortaklığın unvanı, dönem içinde yönetim ve denetleme kurullarında görev alan başkan ve üyelerin, murahhas üyelerin ad

Detaylı

BANKA DIŞI FİNANS KESİMİNİN GELİŞİMİ VE GELECEĞİ DR. GÜRMAN TEVFİK KURUMSAL YATIRIMCI YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ

BANKA DIŞI FİNANS KESİMİNİN GELİŞİMİ VE GELECEĞİ DR. GÜRMAN TEVFİK KURUMSAL YATIRIMCI YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ BANKA DIŞI FİNANS KESİMİNİN GELİŞİMİ VE GELECEĞİ DR. GÜRMAN TEVFİK KURUMSAL YATIRIMCI YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ SERMAYE PİYASASI KURUMU KONFERANSI 8 MAYIS 2003 1 FİNANSAL SİSTEMİN İŞLEVLERİ I Malların, hizmetlerin

Detaylı

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19 ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5.63 Altın (USD) 1,295 Mart 19 EUR/TRY 6.32 Petrol (Brent) 68.4 BİST - 100 93,784 Gösterge Faiz 22.8 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik -2.98% -7.3% 19.7% 13.5%

Detaylı

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 EYLÜL 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 EYLÜL 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 EYLÜL 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR ARA DÖNEM FİNANSAL TABLOLARI HAKKINDA İNCELEME RAPORU Oyak Emeklilik A.ġ. Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik

Detaylı

https://www.garantiemeklilik.com.tr/fon-ile-ilgili-duyurular.aspx internet adreslerinden

https://www.garantiemeklilik.com.tr/fon-ile-ilgili-duyurular.aspx internet adreslerinden GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2013 YILI 12 AYLIK FAALİYET RAPORU 1- Ekonominin Genel durumu Dünya ekonomisi 2013 ü genel olarak bir

Detaylı

ASHMORE PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. 01.01.2012-30.09.2012 DÖNEMİNE AİT FAALİYET RAPORU

ASHMORE PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. 01.01.2012-30.09.2012 DÖNEMİNE AİT FAALİYET RAPORU ASHMORE PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. 01.01.2012-30.09.2012 DÖNEMİNE AİT FAALİYET RAPORU A. GİRİŞ 1. Ashmore Portföy Yönetimi A.Ş. nin Organizasyonu ve Faaliyet Konusu Ashmore Portföy Yönetimi A.Ş. ( Şirket )

Detaylı

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 EYLÜL 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 EYLÜL 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 EYLÜL 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR ARA DÖNEM FİNANSAL TABLOLARI HAKKINDA İNCELEME RAPORU Oyak Emeklilik A.ġ. Büyüme Amaçlı Esnek Emeklilik Yatırım

Detaylı