SOSYAL (KAMUSAL) MALLARlN YENİDEN TANIMLANMASI GEREGİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SOSYAL (KAMUSAL) MALLARlN YENİDEN TANIMLANMASI GEREGİ"

Transkript

1 Ekonomik Yaklaşım, Cift : 17, Sayı: 59, ss SOSYAL (KAMUSAL) MALLARlN YENİDEN TANIMLANMASI GEREGİ Mustafa DURMUŞ* Abstract Tlıe concept of public goods has evolved from its original national govenunent {eve{ supply formulation in 1950s to loca{ governnıellt level in 1960s and to global fevel in 1990s. In its original 1 static definition, a pure social good nıust have two distinctive properties at the same time : Non - rival consumption and non-excludability. These properties cause a market failure. Later on, Musgrave, Buclıanan, Tiebout, Sandler and Tsclıirlıart formulared the optimal sııpply co ndition for social goods at the loca{ governm.ent level. Finally, Kau!, Mendoza, Sandmo and a tlıers have drawn attention to the need for redefirring social goods by includir ıg the concepts of de facto publicrıess in the rfıeory and g/oba/ization of social goods as the benefits and costs have extended to all coı ıntries, peopfe and generations. In this study, so-calfed evalutian of the social goods' tlıeory is discussed. JEL Class : H 41, H 87 I. GİRİŞ: Sosyal mal olgusu son dönemlere kadar kamu ekonomisi literatüründe bir piyasa başarı s ı z lığı olarak ele alınmıştır ( Akalın, 2000 : 51 ). Yani, sosyal mallardış s allıklarıyla da birlikte - piyasalar tarafından optimal düzeyde üretilemezler. Eksik ya da fazla üretim biçiminde bir piyasa başarı s ı z lığı ortaya çıkar (Stiglitz, 2000: 129). Doç. Dr.. Gazi Üni versitesi iibf Maliye Bölümü Öğretim Üyes i.

2 66 Mustafa DURMUŞ Sokak aydınlatma lambası almak için markete gitmeyiz. Zira, sokakların aydınlatılması hizmetlerinin kamu tarafından yapılınası gerektiğine inanırız. Uygulamada kamunun milli savunmadan eğitime, emniyet ve asayiş hizmetlerinden itfaiye hizmetlerine kadar çok sayıda hizmet ürettiğini biliyoruz. O halde bir ınal ya da hizmeti sosyal ya da kamusal yapan özellikler nelerdir? (Örneğin milli savunma hizmetini otomobil ya da tekstil üretiminden ayıran nedir1) Bu tür mal veya hizmetlerin finansınanı nasıl sağlanır? Bu malların özel piyasalarda yeterince ve etkin bir şekilde üretilmesini engelleyen faktörler nelerdir? Sosyal malların optimal üretim düzeyi nasıl belirlenir? Bu sorular en az elli yıldır kamu ekonomistlerinin yanıtlamaya çalıştığı sorulardır. Hemen vurgulanmal ı dır ki, kamu sektörünün tüm üretimini sosyal mal ya da hizmet olarak nitelendirmek doğru değildir (Steiner, 1974: 248). Yani bir mal ya da hizmetin bedelinin kamunun cebinden ödenmesi onun sosyal mal olmasına yetmez. Böyle bir yanılgının temel nedeni sosyal malın, fiziki mallardan ziyade hizmetlerle ilişkilendirilmesidir. Sosyal mal tanımı/kavramı ile ilgili diğer bir sorun bu kavramın normatif açıklamalann dışında olmasıdır. Yani kavram malın ilişkilendirildiği hizmetin arzu edilebilirliği ya da edilemezliği konusunda her zaman açıklayıcı değildir. Örneğin nükleer savunma hizmeti geleneksel tanıma uygun bir sosyal bir malın tüm teknik/iktisadi özelliklerini taşır. Ancak, nükleer silahların arzu edilebilirliği, etkinliği ya da ahlaki/etik boyutları oldukça tartışmalıdır. Bu nedenle, geleneksel olarak sosyal mallar, yönetsel, fiziksel, normatif ya da finansal özelliklerinden ziyade teknikiiktisadi karakterleriyle tanımlanırlar. Sosyal malları tanımiayabilmek için onları özel mallarla kıyaslamak gerekir. Ekonomi kitapları özel malları tüketirnde rakip ve faydası ya da maliyetinden mahrum bırakılabilir /dışlanabilir, böylece de kişilere özel hale getirilebilir mallar olarak tanımlarlar. Üzerine mülkiyet ve özel mülkiyetten doğan haklar tesis edilebileceğinden, bu malların nasıl, ne kadar tüketilebileceği, nasıl kullanılacağı, alınıp satılabilmesi ya da değişime konu edilmesi sahiplerinin iradesine kalmıştır. Fiyatlandırılabildikleri için de piyasa mekanizmasınca alınıp, satılıp, kiralanabilirler (ekmek, ayakkabı, otomobil vs.). Diğer taraftan sosyal mallar/kamusal hizmetler, kamusal alanda üretilip arz edilirler, herkesin tüketimine açıktırlar, potansiyel olarak herkesi etkilerler. Yani sosyal mallar, tüketimlerinde birbirine rakip olmayan, faydaları ise tek tek kullanıcılarıyla sınırlı olmayan yani faydaları özelleştirilmeyen böylece de tüketim ve faydasından diğer bireylerin mahrum bırakılamadıkları; böylece de fiyatl anma sı mümkün olmayan, doğallık l a da piyasa başarısızlığı olarak karşımıza çıkarak piyasalarca tam ve etkin bir biçimde üretilemeyen ve sunulamayan mallardır

3 Sosyal (Kamusal) Mal/aru1 Yenide11 Ta llllllian masi Gereği 67 (Musgrave & Musgrave, 1980: 56-57). Bu yüzden de bu tür mal ve hizmetlerin sunumu ve bedellerinin ödenebilmesi için kamu harcamalan ve vergileri içeren piyasa dışı bir rnekanizmaya ihtiyaç vardır. Literatürde Samuelson'a atfen yapılan bir sosyal mal tanımı (Samuelson, 1954, 1955) -ki buna geleneksel ya da dar anlamda sosyal mal adını veriyoruziçinde bazı önemli ipuçları barındırır. Sosyal mallara sosyal 'o!m~ özelliklerini veren şey onların doğalarından kaynaklanan özelliklerdir. Bunlar, rakip olmama ve faydasından mahrum edilememe gibi teknik özelliklerdir. Bu tanım 1980'li yıllardan itibaren geliştirilmiş ve bu özelliklerinin yanı sıra toplumun o mal ve hizmetleri ele alış şekli ( ya da sosyal yapılanma-insan iradesi ) ve tesadüfierin etkileri de tanıma dahil edilmiştir (Kaul ve Mendoza, 2003: 80-81). Geleneksel tanımda sosyal mallar devlet tarafından üretilir döneminde devletin ekonomi içindeki belirleyici rolü, Keynesyen makro iktisadı düşüncenin egemenliği, merkezi planlama ile kaynak tahsisi, sosyal devlet anlayışı gibi faktörler sosyal malların devletçe üretilip sunulması ve vergilerle finanse edilmesi gerektiği fikrini egemen kılmıştır. Ancak yeni akımlar kamusal alanı yeniden ve daha geniş anlamda tanımiayarak devletin yanı sıra diğer aktörlerin ve piyasaların da bu sunumu yapabileceğini ; finansman biçiminiuse sadece vergileme olmaması gerektiğini savunmaktadırlar. Geleneksel sosyal mal teorisi, merkezi olarak daha ziyade ulusal çaptaki sosyal malları ele alırken ( Samuelson 1954, 1955) samasında sırasıyla (Buchanan, 1965 ), (Tiebout, 1990 ), (Sandler ve Tschirhart, 1980) gibi yazarlar "yerel sosyal mallar teorisini", ( Kaul ve Mendoza, 2003 ), ( Sandmo 2003 ) gibi yazarlar ise globalleşme sürecinde global sosyal mallar teorisini geliştirmişlerdir (Bu yazarların çalışmalarına ileriki bölümlerde değinilecektir). Yani yeni sosyal mal tanımlarına göre, sosyal malların bu iki orijinal özelliği zamana bağlı olarak değişebilir ve örneğin kamu bilinçli olarak, politik tercihlerle malların özel ya da kamusal alanda yer almalarını sağlayabilir. Böylece teknik özelliklerinin yanı sıra fiili olarak (de facto) tüketim ve faydalarından mahrum edilemeyen sosyal mallarla karşı karşıyayız (Kaul ve Mendoza,2003: 80-81). Ayrıca genişletilmiş yeni sosyal mal tanımı pek çok ulusal sosyal malın, küreselleşme nedeniyle fayda ya da zararlarının ülke sınırlarını aştığı, zengin, yoksul tüm gruplara ulaştığı hatta gelecek kuşaklan bile etkilediği gerçeğinden yola çıkarak "global sosyal mal" kavramını gündeme getirmiştir. Böylece üretim biçimleri, üretim yerleri, üretimine ve sunumuna karar verecek karar organları ve finansman biçimleri değişmekte ; ulusal, yerel ya da küresel bazda yeni modeller karşımıza çıkmaktadır (Sandmo, 2003:112).

4 68 Must(l{a DURMUŞ Il. SOSYAL MALLARlN TARİHSEL GELİŞİMİ Sosyal malların hikayesi devletlerin ekonomiye müdahaleleriyle özdeşleşmiştir. Özellikle de bu teorinin analitik alt yapısının oluşturulduğu Samuelson döneminde (l950'1er)- bu dönem devlet müdahalelerinin en yoğun olduğu dönem olduğundan - sosya! mal teorisi devletçi bir bakış açısına sahip olmuştur. Oysa bugün devletçi sunumdan, özel ve gönüllü sunuma ve çok aktörlü yetki kullanımına doğru bir gidiş söz konusudur. Desai gibi yazariara göre bu gidişat yeni ortaçağa ait özellikler göstermektedir (Desai, 2003: 63). Sosyal mal üretimi konusu bazı yazariara göre ortaçağa kadar uzansa da ekonomi literatüründe ilk kez 18.yy'da David Hume (Treatise of Human Nature, 1739 ) ve bundan otuz yıl sonra A. Smith tarafından ele alınmış, ancak teorik temel Samuelson'ca atılmıştır (1954, 1955)ı. Tarihe baktığımızda, bugün sosyalliği herkesçe kabul edilen ve kamuca sunulan mallar 13.yy-17.yy döneminde ya hiç sunulmuyorlardı ya da gönüllü ve özel faaliyetlerce sunuluyorlardı. Örneğin 13.yy-14.yy'da sağlık hizmetleri 1 hastane hizmetleri kilise ve vakıflarca sunuluyorlardı. Bu, genel olarak enfeksiyondan korunmak için de yapılıyordu. Nitekim ilk kamusal sanitasyon, karantina ve sağlık sertifikası gibi uygulamalara 1348'de Avrupa'da yayılan Kara Veba'nın önlenmesi için başlanılmıştır (Desai, 2003: 66). Anadolu'da benzer gelişıneler olmuştur. Selçuklular ve Osmanlıların ilk dönemlerinde sağlık hizmeti ' şifaiye, bimarhane, darüşşifa, maristan 'gibi adlarla vakıflarca desteklenen hastaneler tarafından verilirdi. Bu hastanelerde hastalar ücretsiz olarak bakım ve tedavi görurlerdi (Tekin, 1987 : 265 ). 18. ve 19. yy'da gerçekleşen Fransız, Amerikan siyasal devrimleri ve İngiliz sanayi devrimi sonrasında kitle halinde üretimin mümkün hale gelmesi Avrupa'nın nüfusunun üç kat artmasına yol açtı. Kalabalık yığınların neden olduğu olumsuz dışsallıklarla mücadelede artık bireysel kapitalistlerin ya da zengin grupların yetersizliği ortaya çıktı. Bu maliyetierin küçük, gönüllü gruplarca karşılanması mümkün değildi. Açlık nedeniyle ortaya çıkan ayaklanmalar sonucunda İngiltere'de 'Yoksullar Yasası' çıkarıldı. Ancak bu tür bir sosyal mal sununıu kendiliğinden olmadı ve 1848 Fransız devri ml eri ve proletarya hareketleri Bismark'çı sosyal refah devleti uygulamalarının ilk örneklerinin oluşmasını sağladı. "Bırakınız 1 Samuelson'un sosyal mal lara ilişkin kav r aınsallaştırınasınııı a rdından Musgrave (1959 ve 1969), Buchanan (1965), Tiebouı (1990), Sandler ve Tschirlıaı1 (1980). Sandıno (2003). Kaul ve Meııdoza (2003) gibi kamu iktisatçılarının tarafından bu alanda önemli katkıları bu l unmaktadır. Diğer yandan, sosyal mal üretim mekanizması açısından Wicksell, Liııdalıl. Arrow, 13uclıanan, Downs gibi yazarların 'sosyal seçim teorisi'' çerçevesinde kalkılarını da yadsımamak gerekir. Anılan yazarların sosyal mal teorisi ile ilgili kalkılarına yazın ı n izleyen bölümlerinde ayrınl!lı bi yimde yer verilecektir.

5 ı Sosval (Kamusal) Mallarlll Yenide1 1. Twum/awna.\ 1. G ere~i 69 Yap s ınlar" fel sefesinin yaygın olduğu dönemde A vrupalı devletler bu tür sosyal mal üretiminden vazgeçme riskini göze alamadılar (Desai, 2003: 67-68). 20.yy'da sanayileşmenin gerçekleşmesiyle birlikte kamusal mal sunumunda da ciddi bir patlama oldu. 1870'1erde devletin GSYİH içindeki o/o lo 'u geçmeyen payı bu dönemde %30-50"1ere kadar çıktı. Kamu sektörü büyümesi Keynesyen altın çağ olan döneminde doruğa çıktı. Halkın devletten beklentileri arttı. Alt yapı ve eğitim gibi halihazırda sunulan sosyal mallar daha yaygın ve daha cömertçe sunuldu. Hem bunlara sağlık, konut, yüksek öğretim gibi yenileri eklendi hem de emeklilik, sosyal güvenlik, yoksulluk yardımları gibi sosyal refah ödemeleri gündeme geldi. Sosyal mallar teorisi bu dönemde olgunluk kazanmıştır. Ancak, 1960'1ann başından itibaren artan enflasyon ve 1973 petrol krizi ekonomide ve kamu bütçesinde ciddi kriziere neden olmuştur. Endekslemenin yokluğunda ortaya çıkan mali sürüklenme gelir vergisi mükelleflerini yoksullaştırmış ve vergiye tepkiler artmıştır. Kamu bütçesi açık vermeye başladığında önce sosyal transfer harcamaları tırpanlanmış, sonra sosyal mallar sorgulanmaya başlamıştır. Yani sosyal mallar için işler tersine dönmüştür. Özelleştirme uygulamaları kamusal alanda sunulan mal ve hizmetlerin alanını çok daraltmıştır. Bu malların finansmanı konusunda cimri davranılmış, hizmet kalitesi düşürülmüştür. Politik cephede de giderek sosyal mal sunumunun azaltılmasını savunan görüşler seçimleri kazanmış ya da iktidarda kalmayı sürdürmüşlerdir. Yani 1980'li yıllardan itibaren sosyal mal teorisi hem teorik hem de pratikte zor günler yaşamaya başlamıştır. III. DAR ANLAMDA 1 GELENEKSEL SOSYAL MAL YAKLAŞlMI: DEVLETÇi Y AKLAŞIM Sosyal mal kavramını ilk ortaya atanlar sırasıyla Samuelson (1954, 1955) ve Musgrave ( 1959, 1969) olmuştur. A. Tam Sosyal Mallar (Pure Social Goods ) Samuelson ( 1954 ), piya s aların sosyal mal üretememesinin nedenlerini bu malların aşağıdaki iki temel özelliğine bağlamaktadır: -Tüketimde birbirine rakip olmama (non-riva! consumption)/ Bölünemezlik Özelliği : Sosyal bir malın bir kişi ya da kişiler tarafından tüketilmesi, diğer kişi ya da kişilerce tüketilmesine engel değildir. Sosyal malların bölünemezliği olarak da adlandırılan bu durum teknik olarak hizmetin bölünmesinin mümkün olmamasından ka y naklanır (örneğin, her eve ayrı bir milli savunma hizmeti ya da diplomasi hizmeti sunulam az).

6 70 Musrafa DURMUŞ Bu özelliğin iktisadi anlamdaki ifadesi, kısa dönemde sosyal malın marjinal maliyetinin sıfır olmasıdır (örneğin yeni doğmuş bir bebek için ilave bir milli savunma hizmeti maliyetinin dağmaması : Stiglitz, 2000: 129). Uzun dönemde ise ilave kapasite ve böylece de yeni yatırım ihtiyacı doğar. - Tüketimden mahrum edilememe (non-excludibility)/ Bedavacılık Özelliği: Bu, sosyal malın 1 hizmetin finansınanına katılmayanların ya da katılmak istemeyenierin bu hizmetten faydalanmalarının önlenemeyeceği ya da bunu önlemenin çok maliyetli olduğunu anlatır. Ortaya bir bedavacılık (free-riding) problemi çıkmaktadır. Bunun nedeni sosyal malların %100 pozitif/olumlu dışsallığa sahip bulunmaları ve böylece ortaya bir sosyal faydanın çıkmasıdır. Başka bir anlatımla bu mallardan sağlanacak fayda özelleştirilemeyeceğinden fayda ile ödeme arasında bir ilişki kurulamayacaktır. Malın kullanımından mahrum edilemeyeceğini anlayanlar için ödeme yapma konusunda bir teşvik söz konusu olmayacak ve bireyler "bedavacı" kalmayı tercih edeceklerdir (Stiglitz, 2000: 131). Yani özel mallarda fayda tüketiciye özel hale getirilebildiğinden, fiyatlandırılabilir ve piyasada üretilebilirken, sosyal mallarda fayda özelleştirilemeyeceği için bu mallar fiyatlandırılamayacak, bunlarla ilgili bir talep açıklaması olmayacak ve tüketiciler "bedavacı" olacaklardır (örnek: Ulusal aşı programları ve itfaiye hizmetlerinde bedavacılık). Bedavacılık olgusuyla bu tercihler ortaya çıkmayacağı ya da eksik çıkacağı için sosyal mal üretimi ve finansmanı özel piyasalarda yapılamayacak, bunun için de fiyat ve piyasa mekanizması dışında bir mekanizma (siyasal karar alma mekanizması) ve vergileme ile gerekecektir. Kamusal malların etkin 1 optimal arzını engelleyen ve böylece bir piyasa başarısızlığı olarak kendini gösteren bu sorunlar literatürde "bedavacılık"( freeriding) ve "mahkum ikilemi "(The prisoner's dilemma) adı altında incelenmiştir (Brown ve Jackson, 1998: 6-8). Literatürde zaman zaman sosyal malların üçüncü bir özelliğine dikkat çeken yazarlar da olmuştur. Bu reddedilemezlik (non-rejectable) özelliğidir. Örneğin, nükleer caydırıcılığın, nükleer silahsızlanma taraftarlarınca dahi inkar/red edilemediği ileri sürülür. Diğer taraftan sosyal bir mal olarak kabul edilen bilgi kabul edilemez ya da geçersiz olduğu savıyla reddedilebilmektedir(bailey, 2002: 31). Bunların dışında Head (1972) iki ayrı özellikten daha bahseder: Sosyal mallar dışsallıklaı a sahiptir ve ortak üretim 1 joint supply özelliği taşırlar (yani üretilen

7 Sosyal (Kamma/) Ma/lan11 Ye11ide11 Ta!lllnlallması Gereği 71 herhangi bir sosyal mal istisnasız herkes için üretilir) Ancak, bu iki ek özellik gerçekte Samuelsoncu ve geleneksel sosyal mal tanımı içinde yer alır. Böylece orijinal tanıma sadık kalarak dar anlamda sosyal malların iki temel özelliğe sahip bulunduğunu (bölünmezlik ve bedavacılık) kabul edebiliriz( bu özellikler piyasada üretilen özel mallara uygun değildir. Çünkü özel malların hem tüketirnde rakip olma hem de tüketiminden mahrum etme durumu söz konusudur). Sosyal mallara verilebilecek örnekler arasında, milli savunma, adalet ve sokak aydınlatması hizmetleri, bilgi sunumu gibi hizmetler sayılabilir. Tüm bu örneklerde bu hizmetlerden ayııı anda yararlanabilecek sınırsız sayıda potansiyel kullanıcı vardır ve bazı insanlan bu hizmetlerden mahrum etmek mümkün değildir. Sosyal malların, özel sektöre ya da piyasa mekanizmasına bırakılması halinde piyasa başarısızlığı nasıl oluşur? Buradaki başarısızlıktan kastımız eksik üretim ve eksik tüketim şeklinde bir başarısızlıktır. Bunu şöyle bir örnekle açıklayabiliriz: Televizyon yayınları açısından tüketirnde rakip olmama durumu geçerlidir. Ancak, gerektiğinde tüketimden mahrum etmek mümkündür. Yani ulusal çapta yayın yapan ve alt yapısı halihazırda kurulu bir yayın şebekesinden yapılacak yayını yeni/ilave bir kişinin izlemesinin marjinal maliyeti sıfırdır. Diğer taraftan Cine-5, Digitürk örneklerinde olduğu gibi "ödemeli kanal 1 pay tv" uygulamasıyla abone ücretini ödemeyenierin izlemeleri mümkün değildir. Böylece, ekonomik etkinlik açısından marjinal maliyeti sıfır olan bir malın tüketiminden, marjinal faydası sıfırdan büyük olmasına karşın, birilerini mahrum bırakmak refah kaybına (eksik tüketim) yol açacaktır. Diğer taraftan böyle bir fiyatlama yapılmazsa özel sektörün bu malı üretmesi için herhangi bir neden yoktur. Bu durum ise eksik üretim şeklinde bir piyasa başarısızlığına neden olmaktadır. Tam sosyal mallarda (her iki özelliği bir arada taşıyan sosyal mallarda) piyasa başansızlığı hemen hemen kesindir. Ancak, bu tür tam sosyal malların sayısı son derece azdır. Örneğin, teknik olarak eğitim ve sağlık hizmetlerinden hem bazı grupları (örneğin yabancılan) mahrum etmek mümkündür, hem de bu tür hizmetlerde tüketirnde birbirine rakip olma durumu söz konusudur. Bu nedenle tüm sosyal malların bütünüyle ücretsiz olarak sunulmalan iktisadi açıdan anlamlı değildir. Çünkü bu malların tümü tam sosyal mal özelliği taşımazlar. Tam sosyal malların finansmanı vergileme ile gerçekleştirilir. Tam olmayan sosyal malların finansmanının nasıl yapılacağı (harçlar 1 user-fee vb.) ise kamu ekonomisinin diğer bir önemli konusudur. Böylece geleneksel 1 Samuelson'cu anlamda tam sosyal mallara ait kısa bir özet yapacak olursak, bu mallar hiçbir biçimde tüketimde birbirine rakip olmayan ve

8 72 Muswfiı DU RM US tüketimden mahrum edilemeyen mallardır. Yani bu tür hizmetleri ilave bir kişiye sunmanın maıjinal maliyeti sıfırdır ve bedavacılık özellikleri nedeniyle bireylerin ücretlendirme yoluyla bu majların faydalarından yoksun kalmaları sosyal olarak arzu edilmez. Bu majların özel piyasalarda üretilmesi halinde ise eksik tüketim ve eksik üretim gibi piyasa başarısızlıkları ortaya çıkacağından kamuca arz edilirler ve finansmanları vergi ile sağlanır. B. Tam Olmayan (Yarı) Sosyal Mallar (lmpure Social Goods) Çok sayıda sosyal mal /kamusal hizmet tam sosyal malların bu iki temel özelliğine birden sahip değildir. Yani aynı anda bir yandan tüketimden mahrum edilebijirken diğer taraftan tüketirnde birbirine rakip olmayabilirler. Bu tür sosyal mallara literatürde tam olmayan sosyal ınallar adı verilir (Stiglitz, 2000,134). Örneğin, ilave bir kişinin sakin bir otobam kullanmasının marjinal maliyeti çok düşüktür ama geçiş ücreti uygulamasıyla tüketimden mahrum etmek mümkündür. C.Oiumlu Dışsallıklara Sahip Karma Mallar 1 Erdemli Mallar (Mixed Goods/Medt Goods) Sosyal mallar içinde çoğunluğa sahip olanlar bu kategoride yer alan karma mallardır (mixed goods). Bu mallarla ilgili olarak tüketirnde rakip olmama ve mahrum edilememe durumları kategorik bir farklılıktan ziyade bir derecelendirme sorunudur. Tablo 1' de geniş bir spektrum altında sosyal-özel-karma mal sınıflandırılması (taxonomy) yapılmıştır. Ancak karma mallar konusunun daha iyi anlaşılabilmesi için erdemli malların ve dışsallıkların başlı başına incelenmesi yerinde olacaktır. Pareto optimalitesi çerçevesinde bireyler kendi refahlarını en iyi kendileri kollarlar. Ancak, bir mal ya da hizmetten sağladıkları bireysel-özel faydaya gereğinin altında bir değer biçmeleri durumunda kaynak tahsisinde etkinsizlik ortaya çıkmaktadır. Bir başka anlatımla, toplumda öyle mal ya da hizmetler vardır ki, çeşitli nedenlerden dolayı bireyler bunların gerçek erdemlerini yeterince anlayamazlar. Örneğin insanlar "benim başıma asla gelmez "ihmali altında sağlık ve kaza konularında özel sigorta yaptırmaktan ya da teminatlarını gerekli düzeyde satın almaktan kaçınabilmektedirler. Ya da insanlar "yaşlılığın kendileri içın çok uzak olduğunu "düşünüp, özel emeklilik sigortası yaptırmayabilirler. Böylece de şahsi risklerini ve geleceklerini hafife alırlar ve bu riskleri azaltmak için hizmetlerin erdemlerini görmeyebilirler. Sahip olduğu olumlu dışsallıklara rağmen erdemlerinin yeterince doğru algılanmaması nedeniyle piyasaya bırakıldığında eksik üretilip tüketilen bu tür mal ve hizmetlere "erdemli mallar 1 merit goods" adı verilir. Bu tür mallarla ilgili en

9 Sosyal (Kamusal) MaLiann Yeniden Tonunlanmast Gereği 73 belirgin sorun, eksik üretim (dolayısıyla olmayan kaynak tahsisidir. da tüketim) biçimindeki bir etkin TABLO 1 : SOSYALMALLARINT AXONOMİSİ Hizmetin türü Tam sosyal Dışsallıklara Erdemli mal Tam özel mal sahip karma mal mal Kim faydalanır? Tüm toplum Tüketiciler ve Tek tek bireyler Tek tek toplum (tüketici ler) tüketiciler Tüketimden Teorik olarak imkansız veya Yapılabilir Yapılabilir mahrum imkansız zor bırakma Fiyatlama Yapılamaz Yapılabilir Yapılabilir Yapılabilir yapılabilir mi? Tüketici Mevcut değil Kısmen mevcut Tamamen mevcut Tamamen tercihi/seçimi mevcut Arz üzerindeki Mevcut değil Arzı azaltır Arzı azaltır Arzı azaltır ' etkisi... Etkinlik Sadece vergi Tüketici Tüketici, Tüketici tam bağlamında kim mükellefleri düzenlenmiş mükelleflerce maliyeti finanse ediyor? fiyat öder subvansiye öder edilmiş fiyat öder Ödeme ve Mevcut değil Olabilir Olabilir Tam olarak yararlanma mevcut ilişkisi Üretimine kim Sadece Düzenlenmiş Düzenlenmiş Sadece karar verir? hükümet piyasalar piyasalar normal piyasalar (Kaynak: Bailey, 2002: 30) Böyle etkinsizlikleri gidermenin yolları mevcuttur: Öncelikle, insanlar karşılaşabilecekleri bireysel riskler konusunda eğitilebilirler. İkinci olarak, zorunlu tüketim (compulsion) yoluyla insanlar hastalık, kaza ve yaşlılığa karşı yasalarla yeterli düzeyde sigorta ettirilebilirler. Son olarak, sübvansiyonlar aracılığıyla daha fazla üretim ve tüketim yapılmas ı Tabloya bakıldığında sağlanabilir. erdemli mal ya da hizmetlerin özellikleri şöyle sıralanabilir: Bu mallardan tek tek bireyler faydalanır (ancak sosyal faydası vardır) ; bu malların tüketiminden iktisadi olarak mahrum bırakmak mümkündür, ancak sosyal olarak mahrum bırakılmamalıdır ; fiyatlanabilir ; tüketici tercihlerine tamamen uygundur ; arzı azaltıcı etkisi vardır ; etkinlik bağlamında, tüketici

10 74 Mustafa DU/IMUŞ subvanse edilmiş fiyat öder; ödeme ve yararlanma ilişkisi mevcuttur ; üretimine genelde düzenlenmiş piyasalar karar verir. D. Yerel 1 Bölgesel Sosyal Mallar. Sosyal malların, merkezi devletin sunumunca ele alındığı 1950'\i yıllardan bu yana geçen elli yıllık sürede en azından bazı sosyal malların yerel olarak sunulabileceği ve bu sunumda kamu idarelerinin yanı sıra neo-liberal bir yaklaşımla genişletilmiş bir kamusal alan tanımı içerisinde piyasa aktörlerinin de rol alabileceği görüşleri geliştirilmiştir. Maliye literatüründe Oates Teoremi ( Wallace E. Oates ), Katlı Kek Modeli (Layer-Cake Model - Tiebout 1 Musgrave), Klüp Mallar Teorisi (Buchanan - Tschirhart) olarak da farklı modeller biçiminde ele alınan konu özünde desantralizasyon ve mali federalizm konusudur. Bu konu son dönemlerde "subsidiarite ilkesi " adı altında Dünya Bankası gibi kuruluşların ısrarla üzerinde durduğu bir konu olsa da, tarihte yerel yönetimlerce sunumun kökleri ilk olarak bağımsız girişimcilerin ortaya çıktığı şehirlerin kuruluş dönemi olan üst orta çağ ( ) döneminde gündeme gelmiştir (Biankart, Borck, 2004: 441). Bu bağlamda mali desantralizasyon, harcamalar 1 hizmetler ve bunların finansmanı olan vergi dahil gelir kaynaklannın merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki paylaşımı (yetki dahil) ve yerel yönetimlerin bu bağlamdaki sorumluluk 1 yetki ve hakların belirlenmesidir (OECD, 2004: 123). Subsidiarite, yetki paylaşımı,hizmette yerellik, hizmette halka yakınlık anlamında kullanılmaktadır (Çınar ve Güler, 2004: 8). Böylece harcama yapma yetkisi ve mali sorumluluk, ülkelerin üniter ya da federatif bir biçimde örgütlenmesine göre değişik otonomi ve esnekliğe sahip olmak açılarından savunurlar. biçimler alsa da yerel yönetimler bu uygulamayı Mali desantralizasyon politik rasyonalitesi yanında ekonomik gerekçelerle de savunulmuştur. Bunların başında; yerel yönetimlerce sunulan mal ve hizmetlerin fayda ve maliyetlerinin söz konusu bölge ile sınırlı olması ; yerel yönetimlerin tüketici tercihlerini daha kolay toplayarak, tercih açıklama problemini aşabilmesi ve bu tercihlere uygun mal ve hizmet sunabilmesi (toplulaştırma); merkezi karar alma ve sunumun daha zaman alıcı ve maliyetli olması ; yerel yönetimlerin daha kolay hesap verebilir niteliğe sahip bulunmaları gibi nedenler gelmektedir. Bu açıdan kıt kaynakların yerel sunum halinde daha etkin tahsis edilmesinin ve daha verimli bir biçimde kullanılabilmesinin mümkün olduğu ileri sürülür (Cullis ve Jones, 1998: ). Diğer taraftan yerel sunumun ölçek ekonomileri gibi maliyet düşürücü olgulardan yararlanamayacağı; o lumlu ve olumsuz dışsallıkların varlığı ve bu

11 Sosyal (Kamusal) Maliann Yeniden Tanımlanma s ı Gereği 75 yönetimlerin ekonomik istikrarın sağlanması ve/veya bölgesel kalkınma farklılıklarının giderilmesi ve bir bütün olarak kalkınma ve büyümenin organizasyonunu gerçekleştiremeyeceği açıktır. Zira hiçbir yerel yönetim para politikası, döviz kuru politikası gibi araçlara sahip değildir. Bu model, yerel nitelikte (fayda ve maliyeti bölge,ile sınırlı) bir hizmetin yerel yönetimlerce sunumunun merkezi devletin sunumuna göre her zaman daha etkin (ya da en az onun kadar etkin) ve Pareta optimal olduğunu ileri sürer. Nüfus iki gruba ayrılsın. Kamu malı için birinci gruptakilerin talebi Dı, ikinci gruptakilerinki ise D 2 ile gösterilsin. Yine varsayım olarak kamu hizmetinin marjinal maliyetinin sabit 1 herkes için aynı olduğunu varsayalım. Böylece birinci gruptakiler için denge üretim düzeyi Qı(A), ikinci gruptakiler içinse Q 3 (D)'dir. Oysa merkezi yönetimin bu hizmeti her iki grup için de sunmak istemesi halinde denge noktası Q 2 (C)'dir. Merkezi yönetimin böyle bir kamu hizmetini sunması halinde görüleceği gibi birinci grup tüketici fazla üretimitüketim nedeniyle ABC üçgeni kadar ; ikinci grup tüketici ise eksik üretim/tüketim nedeniyle ECD üçgeni kadar bir refah kaybına 1 dolayısıyla da etkinlik kaybına uğrayacaktır (toplam kayıp = ABC +ECD). P,C Şekil: Oates 1 Desantralizasyon: Yerelleşme Modeli p AC=MC Ql Q2 Q3 Q (Bailey, 1999: 20)

12 76 Muslajii DURMUŞ Böylece her bölgede yaşayan bireylerin arzu ettikleri kadar sosyal mal üretilip tüketilebilseydi bu ek kayıplar oluşmayacaktı. Teorem desantralizasyonla tercihlere uygun miktarda üretim yapılabildiğinden refah ve etkinlik kaybı olmayacağ ı nı ileri sürer. Desantralizasyon son on yıldır BM, DB, OECD ve IMF gibi uluslar arası örgütler tarafından desteklenen bir yaklaşımdır. Bu kuruluşlar desantralizasyonu bir yandan daha geniş katılımcılık sağlayacağı, diğer yandan kaynakların daha rekabetçi bir ortamda daha verimli kullanılacağı ve uygulamanın daha şet1'af ve hesap verilebilir nitelikte olacağı gerekçeleriyle savunmaktadırlar. Kamuyu federatif bir devlet örgütlenmesi altında ele alan Tiebout Musgrave ise bunu " Katlı Kek Modeli" altında ineelemişlerdir (Brown ve Jackson, 1990: 256). Bu modelde devletin üçlü fonksiyonlarından birisi olan etkin kaynak tahsisi yukarıda anlatılan model doğrultusunda yerel yönetimlerin işidir. Zira yerel yönetimler halkın tercihlerini daha kolay ve doğru toplayabilirler, böylece bu tercihlere dönük hizmetlerin üretimi için daha doğru kaynak tahsisi yapabilirler. Ancak kamunun diğer fonksiyonları olan ekonomik istikrarın sağlanması 1 korunması ve gelirin yeniden bölüşümü yerel yönetimlere bırakılamaz. Tiebout Tezi ya da "Voting by feet layakla oylama" adı verilen tez (Tiebout, 1956) her bireyin vergi ve harcamalada ilgili kendi tercihlerine en uygun yerel yönetim bölgesine yerleşeceğini ve yerel yönetimlerin sınırlarının ve faaliyetlerinin böyle bir mobilite ile sağlanacağını ileri sürer. Bu aslında piyasa benzeri ya da sanal piyasa sunumudur. Yani Katlı istikrar ve gelirin yeniden bölüşümü Kek Model'ine göre, merkezi yönetim ekonomik görevlerini yerine getirmeli, buna karşılık yerel yönetimler kaynakların tahsisiyle sınırlı kalmalıdır. Çünkü yerel yönetimler bireylerin tercihlerini ortaya çıkarmada ve buna uygun hizmet seti sunmada daha etkilidir. Buna karşılık istikrar sağlama rolü açısından yerel yönetimler aynı işlevselliğe sahip değildir. Örneğin, talep genişletici bir maliye politikası uygulamak isteyen bir yerel yönetim, kamu harcamalarını artırıp vergileri azaltacaktır. Bunu yapması halinde ise finanse edilmesi güç bir bütçe açığıyla karşı karşıya kalabilecektir. Yerel yönetimlerin bu açığı kapatabilecek imkanlar yaratması (yeni vergi gelirleri vs.) konusunda ise herhangi bir kesinlik yoktur. Keza yerel yönetimlerce uygulanabilecek bir maliye politikasının yol açab i leceği ithalat artışı o denli yüksek olabilir ki, maliye politikası çarpanı sıfıra yakın bir seviyeye di.işebilir. Ayrıca diğer yönetimlerin de benzer politikalar izlemeleri halinde yerel yönetimler birbirine rakip olurlar. Yerel yönetimler, para arzını, faiz ya da döviz kurunu kullanma yetki sine sahip değildir. Böylece makro ekonomik istikrar fonksiyonu açı s ından merkezi

13 Sosyal ( Kmnusa/) Mallan ll Ye~~ iden Talllmiall/ltasJ Gere,~ i 77 yi)neti nı ler daha etkindir (Cu!! is ve Jones, 1998: 294 ). Buna karşılık yerel yönetimler mikro düzeyde teşvik ve vergi politikaları uygulayabilir. Bu ise, yerel yönetimler arasında daha fazla teşvik verebilenler lehine yeni yatırımlar açısından haksız bir rekabete yol açabileceği gibi, bölgesel kalkınma farklılıklarının artmasına ve beraberinde sosyal ve siyasal problemierin dağınasına neden olabilir. Gelirin yeniden bölüşümü açısından ise, öncelikle yoksul bölgelerdeki mal ve hizmetlerin kesintisiz sürdürülebilmesi için ya o bölgedeki halk göreli olarak daha ağır bir vergi yüküyle karşı karşıya bırakılacak ya da merkezi hükümet bütçesinden buralara transferler yapılacaktır. Bu işievin yerel yönetimlere bırakılması halinde bu tür transferler söz konusu olamayacağı için yoksul bölgelerdeki mükelleflerin vergi yükü ağırlaşacaktır. Bu adaletsiz bir durum olduğu gibi, düşük vergili bölgelere doğru bir göç ve nüfus birikmesi gibi sorunları da beraberinde getirecektir (Cullis ve Jones, 1998: 294). 1. Tiebout Modeli: Tiebout modeli, yerel sosyal mal sunumundaki mali değişkenleri inceler. Yani model insanların neden tercihlerine uygun hizmet ve fayda sunan yerlerde yaşamayı tercih ettiklerini açıklar. Tiebout (1956)'daki çalışmasında, "voting by feet" (ayakla oylamal görünmez ayak) kavramını ortaya atmıştır. Bu kavram sosyal mallar konusunda tercih açıklamama şeklindeki soruna bir çözüm yolu olarak önerilmiştir. Bu teze göre, eğer her bölgesel topluluğa kamusal hizmetlerin maliyetlerini kendilerinin karşılaması şart koşulursa topluluk üyesi bireyler kendi tercihlerine en uygun toplulukları seçerek kendi menfaatlerini en iyi şekilde gözeteceklerdir. Yani insanlar isteelikleri kadar harcamanın yapıldığı ve istedikleri kadar vergi verdikleri bir paket program sunan bölgelere yerleşeceklerdir. Böylece örneğin sporseverler, sportif aktivite alanlarının yapımının finansınanına aktif biçimde katılmak isteyen diğer sporseverlerle; müzikseverler konser salonunun vb. finansınanına katılmak isteyen diğer müzikseverlerle birlikte aynı bölgede yaşamak isteyeceklerdir. Her topluluk kendi arzusunu yerine getireceği için herkes mutlu olacaktır (Musgrave ve Musgrave, 1980: 520). Böylece model çeşitliliği vurgulamaktaclır. Yani bazı insanlar yüksek harcama, kaliteli kamu hizmeti ve yüksek yerel vergileri tercih ederken, eliğerleri nispeten yetersiz kamu hizmeti ancak düşük yerel vergileri tercih edebilirler.

14 78 Musta('a DURMUŞ Tiebout Modeli oldukça tartışmalı bazı varsayımiara dayanır. Bunlar; akışkan bir nüfus ya da topluluğun varlığı (yani topluluk üyeleri tercihlerini tatmin eden bölgelere ve yerel hükümetlere doğru yönlenirler. Yerel hüküınetlerse bu tercihleri tatmin edecek mal ve hizmetleri minimum ortalama maliyetle sunarlar); tüketicderin gelir ve harcamalar korı.usunda tam bilgiye sahip oldukları; çok sayıda topluluk ve yerel örgütlenmelerin varlığı; bu topluluklar arasında olumlu ya da olumsuz dışsal ekonomderin olmadığı; optimum bir topluluk ölçeğinin varlığı (optimum nüfus altındaki topluluklar ortalama maliyetleri düşürebilmek için bölgeye yeni üyeler çekmeye çalışırlar; diğerleri tersini yaparlar); sosyal malların götürü bir vergileme ile finanse edilmesi (Rubinfeld, 1987: 575) gibi varsayımlardır. Görüldüğü gibi modele göre topluluk üyelerinin yerleşim yeri seçimlerinde etkili olan şey, ev ya da iş bulabilme kaygısı ya da güdüsü değil, mali konulardır. Bu aslında 'ayakla oylama tezi'nin zayıf yönüdür. Çünkü insanları bölge tercihine iten şeylerin başında iş ve ev bulabilme imkanlan gelmektedir. Bu bağlamda veri iş imkanlarında, model farklı bölgelerdeki yerleşim yeri farklılıklarını açıklayabilir. Modele ilişkin diğer eleştiriler şöyle sıralanabilir: Mobilite 1 topluluk üyelerinin akışkanlığı ve homojen bir işgücünün varlığı varsayımları gerçekçi değildir ; yerel hükümetlerin gelirleri merkezi hükümetten sağlanıyorsa, harcama ve vergi düzeyleri ile topluluk üyelerinin tercihleri arasındaki bağlantı kopar ; ekonomik etkinlik sağlansa dahi bu durum eşitsizliğ\neden olabilir (zira zenginler özel bölgelerde bir arada otururlar. Yoksulların bu bölgelere yaklaşınaları zorlaşır. Zenginler tamamıyla özel bir klüp oluşturarak ödedikleri vergilerin yoksullar için kullanılmasını önleyebilirler. Yoksullar ise ihtiyaçların en fazla, buna karşılık vergi gelirlerinin en düşük olduğu bölgelere (varoş) sıkışır kalırlar ; model dışsal ekonomilerio olmadığını varsayar. Bu gerçekçi değildir açık varlıklı (örneğin yönetim, bölgede yaşayan bireylerce finanse edilmiş bir halka ve ücretsiz spor tesisi sunarsa böyle bir hizmetten çevrede yaşayan daha topluluk üyelerinin yararlanması önlenemez. Ya da yoksul gruplar hafta sonlarında, zengin toplulukların finanse ettikleri kırsal kesimdeki imkanlardan yararlanıp piknik yapabilirler. Her iki durumda da bir bölgede sunulan kamusal hizmet komşu alanlarda olumlu dışsallığa sahiptir) (Howard, 2001: 17-18). Tüm bu zayıf yönlerine rağmen Tiebout Modeli bazı insanların bütünüyle turistik bölgelerde ya da düşük vergili bölgelerde neden konuşlandığını ve buna yanıt olarak hükümetlerin benzer taleplere sahip bulunan topluluk üyelerine böyle bölgelerde neden yerel sosyal mal sunumunda bulunduklarını açıklamaya yardımcı olabilir.

15 Sosral (Ka/1/usal) Maliann Yeniden Taulllılanlllası Gereği Klüp Mallar (Ciub Goods) Desantralizasyon ya da yerel olarak sunulan sosyal mallar konusu ile ilgili olarak literatürde yer alan bir diğer teori Klüp Mallar Teorisi'dir. Bu mallar yarısosyal ınal olarak da anılır ve daha ziyade tüketimde birbirine rakip (belirli bir kapasiteden sonra) ancak tüketim ve faydalarından ücret/fiyatiandırma yoluyla mahrum edilebilir nitelikte mallardır. Tenis kartları, yüzme havu z ları ve golfalanları gibi tipik örnekleri olan bu ınallar hem özel hem de kamu sektörünce günümüzde özellikle de gelişmiş ülkelerde yaygın biçimde sunu lm akta dır. Bilinen en eski Klüp Mallar Teorisi Buchanan'a aittir (Buchanan,l965). Bu malların optimum üretim düzeyi ile (ne kadar miktarda üretilecek?) yoğunluk/sıkışıklık maliyetleri (ne kadarlık bir nüfus olmalı?) arasındaki ilişki üzerine kurulu Klüp Mal Teorisi'nde Buchanan homojen nitelikli klüp üyelerinin yine homojen nitelikli mal ya da hizmetin maliyet ve faydalarını nasıl paylaştığını ve bu paylaşımın ölçeğinin nasıl belirleneceğini (nüfus) ortaya koymaya çalışmıştır. Daha sonra Sandler ve Tschirhart (1980) klüp mallar teorisini özel ayrıcalıklı bölgelerin kurulması, otobüsle ulaşımda etkinlik, topluluk ve kentlerin optimal ölçülerinin belirlenmesinde kullanmışlardır. Sonrasında yapılan çalışmalar ise, heterojen üyeler, işlem maliyetleri ve karma klüp etkinliği gibi yeni unsurları modele dahil etmişlerdir. Klüp Mallar Teorisi'ne yapılan bazı temel eleştiriler şöyle sıralanabilir :Ölçek ekonomileri dikkate alınmamıştır (oysa ölçek ekonomileri varsa marjinal maliyetler artmayabilir (Musgrave&Musgrave); dışsallıklar dikkate alınmamıştır; homojen bireyler varsayımı gerçekçi değildir. Farklı tercihler durumunda tercihleri gruplamak mümkünse de bu durumda maliyet bölüşümünün bazı avantajları ortadan kalkmaktadır (Cullis ve Jones, 1998: 296). D. SOSYAL MAL TANIMININ YENİDEN YAPILMASI GEREGİ Toplum, geleneksel anlamdaki sosyal mal tanımına ve bu tanımın içerdiği sosyal mal olma özelliklerine müdahale edilebilir ve bir mal tüm bu teknik özelliklerin dışında, politik tercihler sonucunda kamusal ya da özel yapılabilir. Bu yaklaşımla genişletilmiş bir sosyal mal tanımı şöyle yapılabilir: Sosyal mallar özelleştirilemeyen (non-exclusi ve), bir başka deyimle tüketimleri fiilen (de facto) sosyal olan mallardır (Kaul ve Mendoza, 2003: 80-81). Geleneksel sosyal mal tanırnma uygun olarak hazırlanan 2 nolu tabioyu (Kaul ve Mendoza, 2003: 82) ele alalım. Süt ö rne ğinde olduğu gibi, hem

16 so Musraf'a DURMUŞ tüketimde rakiplik hem de süt tüketiminin faydasından mahrum etme mümkündür. Benzer şekilde toprak da aynı (l) nolu alanda yer alır, zira mülkiyet haklarıyla iki ölçüt de gerçekleştirilir. Buna rağmen toprakların bir kısım doğal kaynaklar, ormaıılar, sular, bitkiler ve hayvanlar olarak muhafaza edilirler. Yani tüketimlerinden mahrum edilebilme imkanına rağmen, bu alanda yer alan mallar mutlaka kişiye özel yapılmak zorunda değildirler. Bu bir insani müdahale/ politik tercih sorunudur. TABLO 2 : MAL VE HiZMETLERiN TEMEL ÖZELLİKLERİ: SOSYAL MALLARA GELENEKSEL YAKLAŞlM (Samuelson Yaklaşımı) MAHRUM EDiLEBİLİR (Excludable) TÜKETiMDE TÜKETiMDERAKiP DEGİL (Non RAKiP (Rival) Rival) la Örnek: Süt Toprak Eğitim Örnek: Araştırma -Geliştirme Ticari Olmayan Bilgi(Pisagor Teoremi) Normlar ve Standartlar Mülkiyet Hakları Rejimi 2 İnsan Haklarına Saygı Televizyon Yayınları MAHRUM EDiLEMEZ (Non-Excludable) 4 Örnek: Atmosfer Vahşi Yaşam Örnek: Ayışığı Barış ve Güvenlik Kamu Düzeni Finansal İstikrar Ekonomik İstikrar 3b Salgın Hastalıkların Kontrolü (Kaul ve Mendoza, 2003 : 82 ) Not: Bu özellikler kamu politikalarıyla ya da diğer beşeri eylemlerle değiştirilemez nitelikteki temel özelliklerdir. a: Bu gruptaki mallar tam özel mallar olarak adlandırılır(tüketimde rakiptirler ve mahrum edilebilirler). b: Bu gruptaki mallar tanı sosyal mallar olarak adlandırılır(tüketimde rakip değil ve tüketimden mahrum edilemezler).

17 Sosyal ( Ka/1/usa/) Mul!am1 Yeniden l!uınn/an/1/a.\'1 Gereği 81 Tablo 3 ise statüleri toplumsal olarak "sosyal mal" şeklinde belirlenmiş sosyal mallara göre hazırlanımştır(genişletilmiş tanım). Örneğin atmosfer, Tablo 2'de kısım 4'te yer alırken (rakip ancak mahrum edilemez), tablo 3' de, tam olarak 4B olarak adlandırılan alanda yer almaktadır. Bu alan özelleştirilmemiş bir kamusal alan olarak (rakip olmasına rağmen) tutulmuştur. Diğer yandan havayı kirletme izinleri gibi izinlerle atmosfer rakip, fakat kısmen özelleştirilebilir bir mal haline getirilmiştir. Böyle izinler atmosferi özel mal yapmaz ancak bazı aktörlerin onu belli bir yönde kullanmasını düzenler 1 kısıtlar. Kyoto Protokolünün hayata geçmesiyle atmosferi kullanım özel ya da ulusal bir hakka dönüşecektir. Böylece atmosfer sanki belli zehirli gazların boşaltıldığı bir kirlilik lavabosuna dönüşebilecektil Bu haliyle atmosfer 4. Kısımda iki kez yer alacaktır (sırasıyla izinlerle (4A) ve mevcut doğal rezerv haliyle kamuya açık (4B). Balıkçılık, avcılık kotaları gibi örneklerden de görüleceği gibi diğer bazı doğal rezervterin de ikili statüleri mevcuttur. Benzer bir durum zehirli atıkların kamusal sulara boşaltılmasını sınırlayan ya da yasaklayan normlar ve standartlar için de söz konusudur.

18 82 Mustafa DURMUŞ TABLO 3 : STATÜLERİ SOSYAL OLARAK BELiRLENMİŞ MALLAR: GENİŞ ANLAMDA SOSYAL MAL TÜKETİMDE RAKiP Özel Mallar Süt Toprak Eğitim ı TÜKETİMDE RAKiP DEGİL 2 2A: Özelleştirilmiş Rakip Olmayan Mallar Patentli Bilgi Kablo/ Uydu TV 4 4A: Kısmen Özelleştirilmiş Rakip Mallar Atmosfer: Havayı Kirletme İzinleri Balıkçılık Kotaları Ücretli Otoban Atmosfer Vahşi Yaşam(Balık Stokları) Kamusal Parklar ve Doğal Rezervler Herkes İçin Temel Sağlık ve Büyüme ve Kalkınma Potansiyeli Etkin Piyasalar/ Piyasa Salgın Hııştalıl<:lar A: B: Kamusal alan (Kaul ve Mendoza, 2003: 83)

19 Sosval (Kamusal) Malların Ye11iden Taıu/1/lannıası Gereği 83 Benzer kaydırmalar ya da çift yer almalar rakip olmayan mallar için de söz konusudur. Nitekim Stiglitz (2000), Nicholson (1998) ve Rosen (1999) gibi bazı iktisatçılar rakip olmayan mallara ilişkin bakışı genişletmişler ve bunlara maıjinal maliyeti minimal ya da sıfır ilave kullanımları da eklemişlerdir (örneğin, yeni bir kimyasal fo rmül akademik camiada tek bir ya da devlete ait TV kanalları aracılığ ı y l a maliyetsiz payiaşılabilir (tablo 3: 2B). Buna karşılık bilgi (knowledge) özel mülkiyet hakları (patent, lisans, özel kullanım yetki belgeleri gibi) aracılığıyla kişiye özel hale getirilebilmektedir. Yani doğal haliyle rakip olmayan ve mahrum edilemeyen bazı mallar yasal düzenlemelerle özelleştirilebilmekte ve kullanım bedelini ödeyenlerle (fiyat) s ınırl andırılabilmektedir ( Bunun tipik örneği tablo 3 : 2A'da yer alan ti cari/patentli bilgi ve kablo TV uygul amalarıdır). Görüldüğü gibi geleneksel 1 Samuelson'cu sosyal mal tanımının öngördüğü nitelikler politik tercihlerle yani toplumsal müdahalelerle değişikliğe uğrayabilmektedir. Böylece Tablo 3'deki 2B alt alanında yer alan; mülkiyet haklarına saygı, insan haklarına saygı, kadın erkek eşitliğine saygı, akademik bilgi bilinçli bir şekilde tasarianarak mahrum edilemez yapılmakta, hatta böyle malların tüketimi pek çok toplumda zorunlu hale getirilebilmektedir. Benzer tasarımlar rakip malların bazılarının özelleştirilmemiş olarak korunmalarıyla da geniş kitlelerin ortak tüketimine sunularak da yapılabilmektedir. Kamusal parklar, göller gibi doğal rezervler buna örnektir. Ayrıca eğitim ve sağlık hizmetlerinde olduğu gibi bu mallar öyle çok miktarda üretilip sunulabilirler ki bunlarla ilgili bir rekabet durumu kalmaz. Bu iki mala ilişkin böyle bir yaygın ve ortak tüketim yoluyla sosyalleştirmenin ardında iki temel neden vardır. İlk olarak eğitim ve sağlık doğal bir insan hakkı olarak görülür. Tobin'in vurguladığı gibi (Tobin, 1970) sosyal adalet, eğitimin herkese verilmesini gerekli kılar. İkinci olarak her ikisi de yalnız özel fayda değil aynı zamanda sosyal bir fayda yaratır. Eğitimli, sa-ğlıklı insanlar daha verimlidir, büyüme ve kalkınmaya katkıları daha fazladır. Bu nedenle de pek çok ülkede eğitim sadece bedava değil aynı zamanda zorunludur (ilk öğretim). Böylece eğitim sadece teknik özelliklerine göre tanımlanırsa 1. Nolu alana; de facto bir sosyal ınal tanımlamasına göre ise sırasıyla 1. Nolu alanda eğitim li insanlar için özel mal, 4B 'de üniversal ve dışlanamaz/mahrum edilemez bir yan-sosyal mal ve 3 nolu alanda ise ekonomik kalkınma ve büyümeye katkıda bulunan bir yarı sosyal mal olarak üç kez yer a l acaktır. Bunlardan ikisi (4B ve 3) kamusal alan, biri özel alandı r. Böylece sosyal kurumlar evrimleştikçe birçok mal özel/karma mal haline dönüşür ve kişiye özel /ya da özel olmayan özellikler sergileyebilir. Tablo 2 ve 3'deki 3 nolu alandaki mallar tam sosyal mallara verilebilecek en iyi örneklerdir. Bunların teknik olarak mahrum edilebilmeleri mümkün değildir ve

20 84 Mu.rrq(a D UNMUS fiilen de özelleştirilmemiş durumda muhafaza edilirler (örnek : ay ışığı. barış, kamu düzeni, finansal istikrar, ulusal savunma. Bunlardan ay ışığı. teknoloji ile özelleştirilemez. Böylece de beşeri müdahalelerle sosyal olmayan, doğalarında geleneksel iki özelliği taşıyan nadir mallardan biri haline gelir. Ancak TV yayınlarında olduğu gibi teknoloj ik gelişmeler tüketimden mahrum bırakınayı mümkün kılabilir ve kablo TV ortaya çıkar. Böylece TV kısmen özel alanda (2A) ve kısmen de kamusal alanda (2B) kalır. 3 nolu alandaki temel mallar ya politika sonuçlarıdır ya da barış, düzen ve intizamın temini, finansal istikrarın temini, bulaşıcı hastalıklardan korunma gibi hallerdir. Bunlar tüm insanlığın tüketimine açıktır, faydaları bölünemez, herkes için aynı nitelikte ve aynı miktardadırlar. Bu mallar eksik sunulduğunda bunların önemi daha da ortaya çıkar (barış/çatışma, salgın hastalıklar). Tablo 3, daha ziyade kamusallık ve özelliğin sosyal yapılarca belidendiği görüşünden hareketle düzenlenmiştir. Neyin kamusal neyin özel olduğu konusundaki toplumsal tavırları ve normları belirleyen şey ise genelde insanların yaşamlarının özel alanlarını nasıl belirledikleri, onların sosyal gelişme düzeyleri gibi etmenlerdir (evde şiddet uygulaması özel bir durum mudur? Karı-koca arasına girilemez mi? Kadın sığınma evlerine neden ihtiyaç var?) (Kaul ve Mendoza, 2003: 86). Görü l düğü gibi geleneksel sosyal mal tanımı literatürde "bedavacılık" ve "mahkum ikilemi" gibi sosyal mal arzı ile ilgili bazı konuları irdelese de statiktir, politika tercihlerini dikkate almamaktadır ve sosyal malları pasif bir analize tabi tutmaktadır. Şu ana kadar ki anlatılanlardan ve Tablo 3'den çıkan sonuca göre sosyal malları üç ana gruba ayırmak mümkündür. Teknik o larak mahrum bırakılamayanlar; politik tasarımlada kamusal yapılanlar ve tesadlifen kamusal olanlar. İlk grup geleneksel tanırula izah edilir. İkinci grupta ise tüm toplum için faydalı olan kamusal iyiler (bulaşıcı hastalıklarla mücadele gibi) ve kamusal kötüler (hava kirliliği, şiddet, anarşi gibi) yer alır. Ozon tabakasının delinmesi ise tesadüfen, öngörülmeyen bir şekilde ortaya çıkan bir sosyal kötüdür. Böylece geleneksel tanım genişletilerek iki genişletilmiş tanıma ulaşılabilir (Kaul ve Mendoza, 2003: 87-88): Tanım 1: Mahrum bıraktiamayan faydaları veya rakip olmayan tüketimleri ya da her ikisine birden sahip olan mallar, sosyalleşnıe hususunda öncelikli bir potansiyele sahiptir. Fiili duruma atıfta bulunarak tamamlayıcı bir tanım ~öyle yapılabilir :

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Mali Hukuk Bilgisi Dersleri ÜNİTE I KAMU EKONOMİSİ, KAMU MALİYESİ, MALİ HUKUK İhtiyaç-Gereksinim Kavramı-1 İhtiyaç: İnsana, tatmin edildiğinde

Detaylı

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER 4.bölüm EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI 1.Kaynak Dağılımında Etkinlik:

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış,

İÇİNDEKİLER. 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış, İÇİNDEKİLER Önsöz v Giriş 1 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış, 1.1. Kamu Ekonomisi Analizinin Ardında Yatan Doktriner Görüşler: 5 1.1.1. Sosyal Sözleşmeci

Detaylı

Yerelleşme, en genel anlamda, kamu hizmetleri sorumluluk ve yetkilerinin merkezi hükümetten yarı-bağımsız hükümet veya organizasyonlara veya özel

Yerelleşme, en genel anlamda, kamu hizmetleri sorumluluk ve yetkilerinin merkezi hükümetten yarı-bağımsız hükümet veya organizasyonlara veya özel YERELLEŞME NEDİR? Yerelleşme, en genel anlamda, kamu hizmetleri sorumluluk ve yetkilerinin merkezi hükümetten yarı-bağımsız hükümet veya organizasyonlara veya özel sektöre ya da alt yönetsel birimlere

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

1 MALİYE BİLİMİNİN ESASLARI VE DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ

1 MALİYE BİLİMİNİN ESASLARI VE DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 MALİYE BİLİMİNİN ESASLARI VE DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ 11 1.1. Kamu Sektörü Ekonomisi 12 1.1.1. Kamu Maliyesinin Tanımı 13 1.1.2. Kapsam ve Konusu 14 1.1.3. Kamu Maliyesinin

Detaylı

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI NIN GELİR DAĞILIMINDA ADALETSİZLİK VE YOKSULLUK SORUNUNA YAKLAŞIMI (SEKİZİNCİ

Detaylı

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b. Aşağıdakilerden hangisi kamu harcamalarının gerçek artış nedenlerinden biri değildir? a. Nüfus artışı b. Teknik ilerlemeler c. Bütçede safi hasılat yönteminden gayrisafi hasılat yöntemine geçilmesi d.

Detaylı

1: YÖNETİM-YERİNDEN YÖNETİME İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE...1

1: YÖNETİM-YERİNDEN YÖNETİME İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE...1 bölüm 1: YÖNETİM-YERİNDEN YÖNETİME İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE...1 1. Kavramsal Çerçeve: Yönetim-Yerinden Yönetim...2 1.1. Yönetim Kavramı...2 1.2. Yerinden Yönetim...4 2. Yerel Yönetimlerin Önemi ve Varlık

Detaylı

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015 28.Eylül.2015 1 Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi 2 nın Yürütülmesi Tanımlar Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi İktisat kıt kaynakların etkin dağılımı üzerine çalışır.

Detaylı

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ 1. YIL GÜZ DÖNEMİ İleri Makroiktisat I IKT801 1 3 + 0 6 Makro iktisadın mikro temelleri, emek, mal ve sermaye piyasaları, modern AS-AD eğrileri. İleri

Detaylı

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta İktisada Giriş I 17 Ekim 2016 II. Hafta Ekonomilerdeki Temel Sorunlar İktisat Biliminin ortaya çıkış nedeni kıtlıkla savaştır. Tam kullanım sorunu: Tam istihdam Eksik İstihdam Etkin kullanım sorunu: Hangi

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR SORULAR 1- Genişletici maliye politikası uygulanması sonucunda faiz oranının yükselmesine bağlı olarak özel yatırım harcamalarının azalması durumuna ne ad verilir? A) Dışlama etkisi B) Para yanılsaması

Detaylı

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 13 1.1.İktisadın Konusu ve Kapsamı 14 1.2. İktisadın Bölümleri 15 1.2.1.Mikro ve Makro İktisat 15 1.2.2. Pozitif İktisat ve Normatif İktisat

Detaylı

Ünite 3. Ana Ekonomik Sorunlar Ve Ekonomik Düzen. Büro Yönetimleri Ve Yönetim Asistanlığı Önlisans Programaı EKONOMİ. Ögr. Öğr.

Ünite 3. Ana Ekonomik Sorunlar Ve Ekonomik Düzen. Büro Yönetimleri Ve Yönetim Asistanlığı Önlisans Programaı EKONOMİ. Ögr. Öğr. Ana Ekonomik Sorunlar Ve Ekonomik Düzen Ünite 3 Büro Yönetimleri Ve Yönetim Asistanlığı Önlisans Programaı EKONOMİ Ögr. Öğr. Sinan EMİRZEOĞLU 1 Ünite 3 EKONOMI Ögr. Öğr. Sinan EMİRZEOĞLU İçindekiler 3.1.

Detaylı

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER Önsöz BİRİNCİ BÖLÜM İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR 1.1.İktisat Bilimi 1.2.İktisadi Kavramlar 1.2.1.İhtiyaçlar 1.2.2.Mal ve Hizmetler 1.2.3.Üretim 1.2.4.Fayda, Değer ve Fiyat

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Medya Ekonomisi Kavram ve Gelişimi Ünite 1 Medya ve İletişim Önlisans Programı MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU 1 Ünite 1 MEDYA EKONOMİSİ KAVRAM VE GELİŞİMİ Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

Komisyon MALİYE ÇEK KOPAR YAPRAK TESTİ ISBN Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

Komisyon MALİYE ÇEK KOPAR YAPRAK TESTİ ISBN Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir. Komisyon MALİYE ÇEK KOPAR YAPRAK TESTİ ISBN 978-605-364-578-8 Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir. 2014 Pegem Akademi Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Pegem Akademi Yay.

Detaylı

BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI

BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI İzak Atiyas Sabancı Üniversitesi ve Rekabet Forumu Ozan Bakış Rekabet Forumu 29 Kasım 2011 Büyüme performansı 2000 li yıllar,

Detaylı

Ekonomi Dersi (BSU 105) Doç. Dr. Türkmen Göksel e-posta: Ankara Üniversitesi / Siyasal Bilgiler Fakültesi / İktisat Bölümü

Ekonomi Dersi (BSU 105) Doç. Dr. Türkmen Göksel e-posta: Ankara Üniversitesi / Siyasal Bilgiler Fakültesi / İktisat Bölümü 1 Ekonomi Dersi (BSU 105) Doç. Dr. Türkmen Göksel e-posta: tgoksel@ankara.edu.tr Ankara Üniversitesi / Siyasal Bilgiler Fakültesi / İktisat Bölümü Ekonomi dersi 2 kısımdan oluşacak: Mikroiktisat Makroiktisat

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... 1 1.1. EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER... 3 1.1.1. Romalıların Ekonomik Düşünceleri... 3 1.1.2. Orta Çağ da Ekonomik Düşünceler...

Detaylı

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ Ricardo, bir ülkenin hiçbir malda mutlak üstünlüğe sahip olmadığı durumlarda da dış ticaret yapmasının, fayda sağlayabileceğini açıklamıştır. Eğer bir ülke her malda mutlak

Detaylı

İKTİSAT ECONOMICUS TAMAMI ÇÖZÜMLÜ SORU BANKASI DİLEK ERDOĞAN KURUMLU TEK KİTAP. Mikro İktisat Makro İktisat Para-Banka-Kredi Uluslararası İktisat

İKTİSAT ECONOMICUS TAMAMI ÇÖZÜMLÜ SORU BANKASI DİLEK ERDOĞAN KURUMLU TEK KİTAP. Mikro İktisat Makro İktisat Para-Banka-Kredi Uluslararası İktisat ECONOMICUS İKTİSAT TAMAMI ÇÖZÜMLÜ SORU BANKASI Mikro İktisat Makro İktisat Para-Banka-Kredi Uluslararası İktisat Büyüme ve Kalkınma Türkiye Ekonomisi İktisadi Doktrinler Tarihi KPSS ve kurum sınavları

Detaylı

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI Prof. Dr. Emine Olhan A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü olhan@agri.ankara.edu.tr TARIMA MÜDAHALE ŞEKİLLERİ 1.Doğrudan Gelire Yönelik Müdahaleler a. Fark ödeme sistemi

Detaylı

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. Ortak yönetim- birlikte yönetmek anlamına gelir ve içinde yönetimden

Detaylı

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU Dış ticaretin amacı piyasadaki ihtiyacın karşılanmasıdır. Temel neden uluslararası mal hareketliliği değil, ülkenin denge arayışıdır. Ülkedeki ürün yetersizliği

Detaylı

İKTİSADA GİRİŞ - 1. Ünite 4: Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri.

İKTİSADA GİRİŞ - 1. Ünite 4: Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri. Giriş Temel ekonomik birimler olan tüketici ve üretici için benzer kavram ve kurallar kullanılır. Tüketici için fayda ve fiyat kavramları önemli iken üretici için hasıla kâr ve maliyet kavramları önemlidir.

Detaylı

SAĞLIK ALANINDA DEVLETİN DEĞİŞEN ROLÜ TÜRKİYE DE SAĞLIK BAKANLIĞI NIN ROLÜNÜN VE FONKSİYONLARININ YENİDEN TANIMLANMASI

SAĞLIK ALANINDA DEVLETİN DEĞİŞEN ROLÜ TÜRKİYE DE SAĞLIK BAKANLIĞI NIN ROLÜNÜN VE FONKSİYONLARININ YENİDEN TANIMLANMASI SAĞLIK ALANINDA DEVLETİN DEĞİŞEN ROLÜ TÜRKİYE DE SAĞLIK BAKANLIĞI NIN ROLÜNÜN VE FONKSİYONLARININ YENİDEN TANIMLANMASI Hazırlayan: Prof. Dr. Coşkun Can Aktan SAĞLIK ALANINDA DEVLETİN DEĞİŞEN ROLÜ Hazırlayan:

Detaylı

Bölüm 6. Kamusal Mallar ve Dışsallıklar

Bölüm 6. Kamusal Mallar ve Dışsallıklar Bölüm 6 Kamusal Mallar ve Dışsallıklar Neler Öğreneceğiz? Kamusal Mallar ve Dışsallıklar Tüketimde Rakip Olmama Faydadan Mahrum Bırakmama Bedavacılık Kamusal Mallarda Etkin Çıktı Düzeyi Dışsallıklar Dışsallıkların

Detaylı

Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır)

Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır) Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır) Bir Bilim Dalı Olarak Uluslararası İktisadın Konusu ve Kapsamı Uluslararası

Detaylı

IMF, Birleşmiş Milletlerin uzmanlaşmış kurumlarından biri olsa da, kendi tüzüğü, yönetim yapısı ve mali kaynağı vardır.

IMF, Birleşmiş Milletlerin uzmanlaşmış kurumlarından biri olsa da, kendi tüzüğü, yönetim yapısı ve mali kaynağı vardır. IMF ye Genel Bakış Biz kimiz? Uluslararası Para Fonu (IMF) parasal konularda küresel işbirliğini arttırmak, mali istikrarı sağlamak, uluslararası ticareti kolaylaştırmak, yüksek istihdamı ve sürdürülebilir

Detaylı

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu DÜNYA EKONOMİSİ Teknoloji, nüfus ve fikir hareketlerini içeren itici güce birinci derecede itici güç denir. Global işbirliği ağıgünümüzde küreselleşmişyeni ekonomik yapının belirleyicisidir. ASEAN ekonomik

Detaylı

Kamu Maliyesi (ECON 304) Ders Detayları

Kamu Maliyesi (ECON 304) Ders Detayları Kamu Maliyesi (ECON 304) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Kamu Maliyesi ECON 304 Bahar 3 0 0 3 6 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili Dersin Türü

Detaylı

DR. Caner Ekizceleroğlu

DR. Caner Ekizceleroğlu DR. Caner Ekizceleroğlu Ticaret Üretilen mal ve hizmetlerin belirli bir ücret karşılığı son kullanıcılara ulaştırılmasını sağlayan alım satım faaliyetlerinin tümü olarak tanımlayabiliriz. Dış Ticaret BİR

Detaylı

KAMU MALİ YESİ Liberalizmin öncüleri Fizyokratlardı Transfer harcamaları n unsurları : Faiz ödemeleri, Fon ödemeleri, Kamulaş

KAMU MALİ YESİ Liberalizmin öncüleri Fizyokratlardı Transfer harcamaları n unsurları : Faiz ödemeleri, Fon ödemeleri, Kamulaş KAMU MALİYESİ Liberalizmin öncüleri Fizyokratlardır. Transfer harcamalarının unsurları: Faiz ödemeleri, Fon ödemeleri, Kamulaştırma, Borç ödemeleri Belediye sınırlarıdışına taşan hizmetlerin yerine getirilmesi

Detaylı

İktisat Nedir? En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir.

İktisat Nedir? En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir. Giriş ve Kavramlar İktisat Nedir? İktisat insan davranışlarının iktisadi yönünü inceler En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir. İktisat esas olarak insanın mal ve hizmetlerin üretim, değişim

Detaylı

Bu bağlamda, hekim ile hasta arasındaki ilişki, asimetrik enformasyonun önemli bir formu olarak değerlendirilebilir.

Bu bağlamda, hekim ile hasta arasındaki ilişki, asimetrik enformasyonun önemli bir formu olarak değerlendirilebilir. ASAFNAME MALİYE TEORİSİ Sağlık bilgisi çok karmaşık olduğundan dolayı, doktorların tedavinin ihtimalleri ve sonuçlarına ilişkin sahip oldukları bilgi, hastadan çok daha fazladır veya en azından her iki

Detaylı

içindekiler Kısım 1 Piyasalar 2 Piyasalar ve Piyasanın İşleyişi 28 Ekonomi ve Çevrenizdeki Dünya 4 Grafiklerle Çalışmak 23 Bölüm 2 Bölüm 1 Bölüm 1 Ek

içindekiler Kısım 1 Piyasalar 2 Piyasalar ve Piyasanın İşleyişi 28 Ekonomi ve Çevrenizdeki Dünya 4 Grafiklerle Çalışmak 23 Bölüm 2 Bölüm 1 Bölüm 1 Ek TETRA IMAGES/CORBIS içindekiler Ön Söz xv Kısım 1 Piyasalar 2 Bölüm 1 Ekonomi ve Çevrenizdeki Dünya 4 1. Mülkiyet 5 2. Ekonomik Özgürlük 10 2.a. Ekonomik Özgürlük ve Yaşam Standartları 11 2.b. Ekonomik

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

TARIM POLİTİKASI. Prof. Dr. Emine Olhan. A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TARIM POLİTİKASI. Prof. Dr. Emine Olhan. A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TARIM POLİTİKASI Prof. Dr. Emine Olhan A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü olhan@agri.ankara.edu.tr Tarım Politikasının Hedef Kitlesi Üretici: Gelir ve refahın artmasını ister Tüketici:Gıda güvencesini

Detaylı

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU ve TEMEL KAVRAMLAR 11 1.1.Makro Ekonominin Doğuşu 12 1.1.1.Makro Ekonominin Doğuş Süreci 12 1.1.2.Mikro ve Makro Ekonomi Ayrımı 15 1.1.3.Makro Analiz

Detaylı

Talep ve arz kavramları ve bu kavramları etkileyen öğeler spor endüstrisine konu olan bir mal ya da hizmetin üretilmesi ve tüketilmesi açısından

Talep ve arz kavramları ve bu kavramları etkileyen öğeler spor endüstrisine konu olan bir mal ya da hizmetin üretilmesi ve tüketilmesi açısından 3.Ders Talep ve arz kavramları ve bu kavramları etkileyen öğeler spor endüstrisine konu olan bir mal ya da hizmetin üretilmesi ve tüketilmesi açısından önemli unsurlardır. Spor endüstrisi içerisinde yer

Detaylı

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Finansal Piyasa Dinamikleri Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Neleri İşleyeceğiz? Finansal Sistemin Resmi Makro Göstergeler ve Yorumlanması Para ve Maliye Politikaları Merkez Bankası ve Piyasalar Finansal Piyasalardaki

Detaylı

Dış Ticaret Politikası-Giriş Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman

Dış Ticaret Politikası-Giriş Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman Dış Ticaret Politikası-Giriş Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman 2 Đçerik 1.Dış Ticaret Politikası-Giriş: Tanım, Genel Ekonomi Politikası içindeki Yeri, Teori-Politika Farkı, Devlet Müdahalesinin Gerekliliği;

Detaylı

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Makro İktisat II Örnek Sorular 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Tüketim harcamaları = 85 İhracat = 6 İthalat = 4 Hükümet harcamaları = 14 Dolaylı vergiler = 12

Detaylı

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır. 97 BÖLÜM 6. KAMU BÜTÇESİ ve MALİYE POLİTİKASI (KEYNESYEN MODEL DEVAMI) Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

Detaylı

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL Ekonomi II 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 13.1.Makroekonomi Nedir?

Detaylı

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği Dış Ticaret Politikası Temel İki Politika Korumacılık / İthal İkameciliği Genel olarak yurt dışından ithal edilen nihai tüketim mallarının yurt içinde üretilmesini; böylece dışa bağımlılığın azaltılmasını

Detaylı

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması BOCUTOĞLU 109 yemek pişirirken yağı, salçayı, soğanı, eti, sebzeyi, suyu aynı anda tencereye doldurmaz; birinci adımda yağı ve salçayı hafifçe kızartır, ikinci adımda soğanı ve eti ilave ederek pişirmeye

Detaylı

ÜNİTE:1. İktisadın Temel Kavramlarına Giriş ÜNİTE:2. Arz, Talep ve Piyasa Dengesi ÜNİTE:3. Talep ve Arz Esneklikleri ve Uygulamaları ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. İktisadın Temel Kavramlarına Giriş ÜNİTE:2. Arz, Talep ve Piyasa Dengesi ÜNİTE:3. Talep ve Arz Esneklikleri ve Uygulamaları ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 İktisadın Temel Kavramlarına Giriş ÜNİTE:2 Arz, Talep ve Piyasa Dengesi ÜNİTE:3 Talep ve Arz Esneklikleri ve Uygulamaları ÜNİTE:4 Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri ÜNİTE:5 Üretim ve Maliyet

Detaylı

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI 1 DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI Durgunluk Tanımı Toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlik talep eksikliği şeklinde ortaya çıkmakta, toplam talebin uyardığı üretim düzeyinin o ekonominin üretim

Detaylı

«KUŞAK VE YOL» VİZYONU

«KUŞAK VE YOL» VİZYONU «KUŞAK VE YOL» VİZYONU MİLLİDEN KÜRESELE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA Yüksel Görmez Kıdemli Ekonomist: 2013-2014 Pekin Ekonomi Müşaviri TEPAV Çin Büyükelçiliği Kuşak ve Yol Perspektifinde Türkiye- Çin Ekonomik

Detaylı

EK : DIŞSAL TASARRUFLAR ( EKONOMİLER )

EK : DIŞSAL TASARRUFLAR ( EKONOMİLER ) EK : DIŞSAL TASARRUFLAR ( EKONOMİLER ) Genel denge teorisinin sonuçlarının yatırım kararlarında uygulanamamasının iki temel nedeni şunlardır: 1) Genel denge teorisinin tam bölünebilirlik varsayımı her

Detaylı

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi. Sağlık Nedir?

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi. Sağlık Nedir? Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi Sağlık Nedir? Dünya Sağlık Örgütü sağlığı şöyle tanımlanmıştır: Mehmet ATASEVER Kamu İhale Kurumu Kurul Üyesi Sağlık insanın;

Detaylı

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi Mehmet ATASEVER Kamu İhale Kurumu Kurul Üyesi Ankara, 29.11.2018 Sağlık Nedir? Dünya Sağlık Örgütü sağlığı şöyle tanımlanmıştır:

Detaylı

F. Gülçin Özkan York Üniversitesi

F. Gülçin Özkan York Üniversitesi Finansal Đstikrar ve Makroekonomik Etkileşim F. Gülçin Özkan York Üniversitesi 1 Finansal kriz tanımı üzerinde hemfikir olunan bir tanım bulunmamakla birlikte, reel sektör etkisinin derecesi önemli bir

Detaylı

Kamu Ekonomisi-I. Karma Malların Kamuca ve Piyasa Tarafından Sağlanmasının Doğurduğu Etkinsizlikler

Kamu Ekonomisi-I. Karma Malların Kamuca ve Piyasa Tarafından Sağlanmasının Doğurduğu Etkinsizlikler Kamu Ekonomisi-I Güneri kalın Bölüm 3 Kısım II.B, Sayfa 74-77 Karma Malların Kamuca ve iyasa Tarafından Sağlanmasının Doğurduğu Etkinsizlikler 1 3.II.B-i) Karma Malda Dışlamanın Doğurduğu Etkinsizlik Eğer

Detaylı

MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER

MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER Bu ünite tamamlandığında; o Ekonomik karar birimlerini ve faaliyetlerini ortaya koyabileceğiz o Ekonomik faaliyetlerin bileşenlerini sıralayabileceğiz

Detaylı

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? Dr. Fatih Macit, Süleyman Şah Üniversitesi Öğretim Üyesi, HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Üyesi Giriş Türk Konseyi nin temelleri 3 Ekim 2009 da imzalanan Nahçivan

Detaylı

2012 yılı merkezi yönetim bütçesine bakış

2012 yılı merkezi yönetim bütçesine bakış Değişmeyen yapısal sorunlar ışığında 2012 yılı merkezi yönetim bütçesine bakış GİRİŞ Bütçe, öncelikle yürütme organının kamunun ihtiyaçlarını belirlemesi ve bunların karşılanması için halktan toplanacak

Detaylı

Fırsat Maliyeti. Ayşe Güler Şubat 2007

Fırsat Maliyeti. Ayşe Güler Şubat 2007 Fırsat Maliyeti Ayşe Güler Şubat 2007 Ekonomi İnsanların ve toplumların para kullanarak ya da kullanmadan, zaman içinde çeşitli mallar üretmek ve bunları bugün ve gelecekte tüketmek üzere, toplumdaki bireyler

Detaylı

Eğitimin Ekonomik Temelleri

Eğitimin Ekonomik Temelleri Eğitimin Ekonomik Temelleri Ekonomi, doğadaki kıt kaynakların en verimli biçimde kullanılması artırılması inceleyen bir bilim dalıdır. İnsanlar var oluşlarının itibaren doğadaki kaynakları kullanarak yaşamlarını

Detaylı

GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla) GSYH (Gayri Safi Yutiçi Hasıla) GSMH = GSYH ± NDAFG

GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla) GSYH (Gayri Safi Yutiçi Hasıla) GSMH = GSYH ± NDAFG GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla) GSYH (Gayri Safi Yutiçi Hasıla) GSMH = GSYH ± NDAFG 2 = Çifte hesaplama sorunu NİHAÎ mal ve hizmetlerin fiyatlarının toplamı. Hammadde, ara ve yatırım mallarının fiyatları

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu 2009 BS 3204-1. şağıdakilerden hangisi dayanıksız mal veya hizmet grubu içerisinde ~ almaz? iktiso GiRiş 5. Gelirdeki bir artış karşısında talebi azalan mallara ne ad verili r? ) Benzin B) Mum C) Ekmek

Detaylı

PAZARLAMA İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

PAZARLAMA İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Ünite 1 Yrd. Doç. Dr. Polat TUNCER Pazarlama: Müşteri talep, istek ve ihtiyaçlarını tatmin etmek için değişim yönetimini kolaylaştırmaya yönelik birtakım insan aktiviteleridir. Pazarlama: Tüketicileri

Detaylı

KÜRESELLEŞME Hafta 1 Öğr. Gör. Şükrü KAYA Elektronik ve Haberleşme Mühendisi

KÜRESELLEŞME Hafta 1 Öğr. Gör. Şükrü KAYA Elektronik ve Haberleşme Mühendisi KÜRESELLEŞME Hafta 1 Öğr. Gör. Şükrü KAYA Elektronik ve Haberleşme Mühendisi Kendi içine dönük, karşılıklı ticarete ve yatırıma konan engellerle birbirinden izole edilmiş; mesafe, zaman ve dil engellerinin

Detaylı

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI 3. BÖLÜM Öğr. Gör. Hakan ERYÜZLÜ Kıtlık, Tercih ve Fırsat Maliyeti Fırsat maliyeti, bir tercihi uygularken vazgeçilen başka bir tercihtir. Örneğin, bir lokantada mevcut iki menüden

Detaylı

Bölüm 1 Ekonominin İlkeleri ve Uygulama Alanı Pearson Education, Inc.

Bölüm 1 Ekonominin İlkeleri ve Uygulama Alanı Pearson Education, Inc. Bölüm 1 Ekonominin İlkeleri ve Uygulama Alanı 1 Ekonominin İlkeleri ve Uygulama Alanı Bölümün Ana Hatları 1.1 Ekonominin Kapsamı 1.2 Ekonominin Üç İlkesi 1.3 Ekonominin Birinci İlkesi : Eniyileme 1.4 Ekonominin

Detaylı

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Dünya Bankası Grubu Hakkında Dünya Bankası nedir? 1944 te kurulan Banka, kalkınma desteği konusunda dünyanın en büyük kaynağıdır 184 üye ülke sahibidir

Detaylı

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece SİLİVRİ 2014 DÜNYA VE AVRUPA KENTİ Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte rekabetçi bir sanayi ekonomisi haline gelmiştir. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

Nüfus ve Kalkınma İlişkisi: Türkiye (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında)

Nüfus ve Kalkınma İlişkisi: Türkiye (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında) (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında) ESAGEV - Ekonomik ve Sosyal Düşünce Araştırma Geliştirme Vakfı www.esagev.org iletisim@esagev.org +90 (312) 750 00 00 Oğuzlar Mh. 1397. Sokak No: 11/1 Balgat,

Detaylı

Sağlık Hizmetleri Yönetimi

Sağlık Hizmetleri Yönetimi Sağlık Hizmetleri Yönetimi Ders 4 Sağlık Hizmetlerinde Finansman Meslek Yüksekokulu 1 Finansman Genel anlamda finansman para bulma çabası olarak ifade edilmektedir. Bir girişime, bir işletmeye, işleyebilmesi,

Detaylı

1. Temel Kavramlar ve Tüketici Davranışı. 2. Arz,Talep ve Esneklik. 3. Üretim,Maliyetler ve Firma Davranışı. 4. Mal ve Faktör Piyasaları

1. Temel Kavramlar ve Tüketici Davranışı. 2. Arz,Talep ve Esneklik. 3. Üretim,Maliyetler ve Firma Davranışı. 4. Mal ve Faktör Piyasaları 1. Temel Kavramlar ve Tüketici Davranışı 2. Arz,Talep ve Esneklik 3. Üretim,Maliyetler ve Firma Davranışı 4. Mal ve Faktör Piyasaları 5. Makroekonominin Kapsamı ve Temel Makroekonomik Değişkenler 1 6.

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK...

BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK... 1 Kalkınma Ekonomisine Olan Güncel İlgi... 1 Kalkınma Kavramı ve Terminolojisi... 1 Büyüme ve Kalkınma... 1 Kalkınma Terminolojisi... 2 Dünyada Gelir

Detaylı

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE 21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE ÜLKELERİN MAKRO DENGELERİNDE İSTİKRARSIZLIK VE ÇÖZÜMSÜZLÜK (BÜTÇE VE CARİ İŞLEMLER AÇIĞI) İSTİKRARSIZ BÜYÜME VE DALGALANMA

Detaylı

ÜNİTE:1. Devlet Bütçesi Özellikleri ve İşlevleri ÜNİTE:2. Devlet Bütçe İlkeleri ÜNİTE:3. Devlet Bütçeleme Teknikleri ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Devlet Bütçesi Özellikleri ve İşlevleri ÜNİTE:2. Devlet Bütçe İlkeleri ÜNİTE:3. Devlet Bütçeleme Teknikleri ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Devlet Bütçesi Özellikleri ve İşlevleri ÜNİTE:2 Devlet Bütçe İlkeleri ÜNİTE:3 Devlet Bütçeleme Teknikleri ÜNİTE:4 Harcama-Gelir Tahminleri, Politika ve Program Analizleri ÜNİTE:5 1 Türk Kamu Maliyesinde

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK

Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK Prof. Dr. Serdar ÖZKAN İzmir Ekonomi Üniversitesi İzmir Ticaret Odası Meclis

Detaylı

Bölüm 10 Pazarlama Fonksiyonu. I) Pazarlama Stratejilerine Giriş

Bölüm 10 Pazarlama Fonksiyonu. I) Pazarlama Stratejilerine Giriş Bölüm 10 Pazarlama Fonksiyonu I) Pazarlama Stratejilerine Giriş Pazarlama Nedir? Pazarlama: Müşteriler için değer yaratmayı, bunu tanıtma ve sunmayı; örgütün ve paydaşlarının yararına olacak şekilde müşteri

Detaylı

ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA PERSPEKTİFİNDEN DOĞALGAZ PİYASASINDA REKABET

ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA PERSPEKTİFİNDEN DOĞALGAZ PİYASASINDA REKABET ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA PERSPEKTİFİNDEN DOĞALGAZ PİYASASINDA REKABET Av. Mert Karamustafaoğlu (LL.M.) FU Berlin Erdem&Erdem Ortak Avukatlık Bürosu Rekabet ve Uyum Uzmanı Date: 2/11/2017 ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASASI

Detaylı

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU Dış ticaretin amacı piyasadaki ihtiyacın karşılanmasıdır. Temel neden uluslararası mal hareketliliği değil, ülkenin denge arayışıdır. Ülkedeki ürün yetersizliği

Detaylı

KONUT SEKTÖRÜNÜN VERGİ YÜKÜ VE ÖNERİLER 07.05.2013

KONUT SEKTÖRÜNÜN VERGİ YÜKÜ VE ÖNERİLER 07.05.2013 KONUT SEKTÖRÜNÜN VERGİ YÜKÜ VE ÖNERİLER 07.05.2013 A) ÖRNEK BİR KONUT PROJESİ BAZINDA VERGİ YÜKÜ Aşağıdaki çalışmada, örnek olarak 100 konutluk bir gayrimenkul projesi belirli varsayımlarla ele alınarak,

Detaylı

TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI

TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI BÖLÜM 10 TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI IS-LM Modelinin Oluşturulması Klasik teori 1929 ekonomik krizine çare üretemedi Teoriye göre çıktı, faktör arzına ve teknolojiye bağlıydı Bunlar ise

Detaylı

Bankacılık sektörü. 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Bankacılık sektörü. 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri Bankacılık sektörü 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri Şubat 2012 İçerik Bankacılık sektörünü etkileyen gelişmeler ve yansımalar 2012 yılına ilişkin beklentiler Gündemdeki başlıca konular 2

Detaylı

Bilgi Toplumu Stratejisi ve Kamu Bilgisinin Paylaşımı

Bilgi Toplumu Stratejisi ve Kamu Bilgisinin Paylaşımı Bilgi Toplumu Stratejisi ve Kamu Bilgisinin Paylaşımı Emin Sadık AYDIN Kalkınma Bakanlığı Bilgi Toplumu Dairesi Başkanı 20 Mart 2013 Kamu Yönetiminde Gelişen Trendler: Açık Devlet ve Açık Veri Paneli -

Detaylı

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi 2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR -- YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ Prof. Dr. Zafer DEMİR -- zaferdemir@anadolu.edu.tr Konu Başlıkları 2 Yenilenebilir Enerji Türkiye de Politikası Türkiye de Yenilenebilir Enerji Teşvikleri

Detaylı

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 PLANLAMAYI GEREKTİREN UNSURLAR Sosyalist model-kurumsal tercihler Piyasa başarısızlığı Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sorunları 2

Detaylı

Banka Bilançosunun Özellikleri Pazar, 26 Aralık 2010 18:24

Banka Bilançosunun Özellikleri Pazar, 26 Aralık 2010 18:24 Ticari bir işletme olarak bankaların belirli bir dönem içerisinde nasıl çalıştıklarını ve amaçlarına dönük olarak nasıl bir performans sergilediklerini değerlendirebilmenin yolu bankalara ait finansal

Detaylı

2 İŞLETMENİN ÇEVRESİ VE İŞLETME TÜRLERİ

2 İŞLETMENİN ÇEVRESİ VE İŞLETME TÜRLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 İŞLETMECİLİK 13 1.1. İnsan İhtiyaçları 14 1.1.1. Ekonomik Mal ve Hizmetler 16 1.1.2. Talep ve Arz 17 1.1.3. Tüketim ve Tüketici 18 1.1.4. Üretim ve Üretim Faktörleri 18 1.2.

Detaylı

BÖLÜM III İŞLETMENİN KURULUŞU 10/7/13 İŞLETMENİN KURULUŞ NEDENLERİ İŞLETMENİN KURULUŞ AŞAMALARI

BÖLÜM III İŞLETMENİN KURULUŞU 10/7/13 İŞLETMENİN KURULUŞ NEDENLERİ İŞLETMENİN KURULUŞ AŞAMALARI BÖLÜM III İŞLETMENİN KURULUŞU İŞLETMENİN KURULUŞ NEDENLERİ Miras Bağımsız iş yapma isteği Kazanç sağlama isteği Toplumsal itibar sağlamak Başka fırsatların yokluğu Bir düşünce veya bir misyonu gerçekleştirme

Detaylı