Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ RĠSKLERĠNĠN COĞRAFĠ BĠLGĠ SĠSTEMLERĠ ĠLE MODELLENMESĠ DOĞRUSAL PROJELER ĠÇĠN KARAR DESTEK SĠSTEMĠ TASARIMI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ RĠSKLERĠNĠN COĞRAFĠ BĠLGĠ SĠSTEMLERĠ ĠLE MODELLENMESĠ DOĞRUSAL PROJELER ĠÇĠN KARAR DESTEK SĠSTEMĠ TASARIMI"

Transkript

1 ĠSTANBUL TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ RĠSKLERĠNĠN COĞRAFĠ BĠLGĠ SĠSTEMLERĠ ĠLE MODELLENMESĠ DOĞRUSAL PROJELER ĠÇĠN KARAR DESTEK SĠSTEMĠ TASARIMI DOKTORA TEZĠ Hasan ATAY Anabilim Dalı : Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Programı : Geomatik Mühendisliği MART 2011

2

3 ĠSTANBUL TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ RĠSKLERĠNĠN COĞRAFĠ BĠLGĠ SĠSTEMLERĠ ĠLE MODELLENMESĠ DOĞRUSAL PROJELER ĠÇĠN KARAR DESTEK SĠSTEMĠ TASARIMI DOKTORA TEZĠ Hasan ATAY ( ) Tezin Enstitüye Verildiği Tarih : 13 Eylül 2010 Tezin Savunulduğu Tarih : 17 Mart 2011 Tez DanıĢmanı : Prof. Dr. F. Gönül TOZ (ĠTÜ) Diğer Jüri Üyeleri : Prof. Dr. Sıtkı KÜLÜR (ĠTÜ) Prof. Dr. Ferruh YILDIZ (SÜ) Doç. Dr. Murat ENGĠN (GÜ) Yrd. Doç. Dr. Esin PEHLEVAN (ĠTÜ) MART 2011

4

5 Boru hattı yapımında yaşamını yitiren meslektaşım Gülseren YURTTAŞ ın anısına; iii

6 iv

7 ÖNSÖZ Durgun bir su yüzeyinde kendi yansımasını gören insan, bu saydam ortam aracılığıyla kendi gerçek varlığıyla karģılaģır. Bu an aslında kiģinin, kendi kendisiyle tanıģması, diğer bir deyiģle insanın kendisiyle yüzleģmesi anıdır ve belki de var oluģun en heyecan verici anlarından birisini oluģturmaktadır. Bu andan itibaren bütün düģünce tarihini varlığıyla sarmalayan ünlü Ben kimim? sorusu artık sorulmak durumunda kalır. Soruyu soran akıldır. Yanıtı veren de akıl olacaktır. Göreli olarak ilkel insanın oluģturduğu bu monologun deyim yerindeyse insanın var oluģu kadar eski olduğunu ve ilkel çağlardan modern dünyaya insanın düģ ve düģünce gücünün tarih içinde süregelen eģsiz serüvenini oluģturduğunu söylemek yanlıģ olmaz. Bu sorunun eģliğinde insan kendinden baģlayarak doğayı ve evreni kavrama yolunda varoluģun derinliklerine doğru bilmek ve anlamak üzerine bir yolculuk yapmaktadır. Elinizde tuttuğunuz bu çalıģma tüm bu genellemelerin ıģığında böylesi bir yolculuğa çıkmıģ olan Hasan ATAY ın yaģamının en önemli evrelerinden birisini oluģturan olgunlaģma döneminin ürünüdür. Bilginin, bilmenin ve öğrenmenin yaģama karģı bir duruģ ve özgürlük kapısını açan anahtarlar olduğuna olan inanç ile hazırlanmıģtır. ĠniĢleri ve çıkıģları, açmazları ve olurları ile yaģanan bu zorlu yolculukta bana eģlik eden ve desteklerini esirgemeyerek beni ve yaģamımı varlıkları ile anlamlı kılan herkese teģekkür ediyorum. Özellikle bu çalıģmanın ortaya çıkmasında emeği geçenlere en baģta yıllardır sabırla bana katlanan, değerli danıģmanım Prof. Dr. Gönül TOZ a; görece tanıģıklığımız daha yeni olan, duruģu düģünceleri ve karakteri ile beni derinden etkileyen Doç. Dr. Murat ENGĠN e, yol göstericiliği için Yrd. Doç. Dr. Esin ERGEN PEHLEVAN a ayrıca Ģükranlarımı sunuyorum. Dengeleme Hesabı ilk dersinde Prof. Dr. Tevfik AYAN ın tahtaya yazdığı o meģhur Latince deyiģ hep aklımda Errare Humanum Est Perseverare Diabolicum.... Mart 2011 Hasan ATAY v

8 vi

9 ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ... v ĠÇĠNDEKĠLER... vii KISALTMALAR... ix ÇĠZELGE LĠSTESĠ... xi ġekġl LĠSTESĠ... xiii ÖZET... xv SUMMARY... xvii 1. GĠRĠġ Problem ve Motivasyon Amaç ve Kapsam Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kavramı ĠSG Kavramının Tarihsel GeliĢimi Dünya da ĠSG kavramının tarihsel geliģimi Türkiye de ĠSG kavramının tarihsel geliģimi ĠSG Temel Kavramlar Kaza Tehlike Risk ve Risk Yönetimi ĠSG Risk Yönetimi Risk analizi Risk değerlendirme karar matrisi yöntemi Yapı ĠĢlerinde ĠSG ve Güncel GeliĢmeler DOĞRUSAL PROJELER Proje ve Proje Yönetimi Proje kavramı Proje yönetimi Doğrusal Projeler ve Petrol Boru Hattı Projeleri Petrol Boru Hattı Projeleri Petrol boru hattı proje aģamaları Petrol boru hattı yapımı ve aģamaları COĞRAFĠ BĠLGĠ SĠSTEMLERĠ CBS Kavramı CBS nin BileĢenleri CBS nin Görevleri Petrol Boru Hattı Projelerinde CBS Uygulamaları Ön tasarım ve tasarım aģamalarında CBS kullanımı Yapım aģamasında CBS kullanımı Yapım sonrası aģamada CBS kullanımı UYGULAMA Sayfa vii

10 5.1 Uygulamada Kullanılan Teknolojiler ArcGIS Ms SQL Server NET Framework ve Visual Studio.NET Uygulamada Kullanılan Veriler ĠSG verileri Mekansal veriler Geometrik veriler Öznitelik verileri Uygulama adımları Kavramsal tasarım Mekana dayalı ĠSG modeli Karar destek sistemi kavramsal modeli Sistem tasarımı ve çözüm mimarisi Verilerin düzenlenmesi Veri tabanı tasarımı ve gerçekleģtirilmesi ĠSG veri tabanı Mekansal veri tabanı Harita servisinin oluģturulması Web uygulamasının oluģturulması Web Tabanlı CBS ne dayalı ĠSG KDS Sisteme giriģ ĠSG uzmanı arayüzü Harita analizi iģlevi Risk değerleme iģlevi Raporlama iģlevi Yeni kayıt ekleme iģlevi Genel kullanıcı arayüzü SONUÇLAR VE ÖNERĠLER Yaratılan Fayda ve Katkılar ĠSG planlaması ve riskleri ile mekân iliģkisi ĠSG VT tasarımı ve birlikte çalıģabilirlik Mekansal analiz, proje yönetimi ve ĠSG planlaması PYS ile bütünleģik KDS modeli KarĢılaĢılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Gelecek ÇalıĢmalar KAYNAKLAR EKLER viii

11 KISALTMALAR AB : Avrupa Birliği ABD : Amerika BirleĢik Devletleri ADF : Application Developer Framework AJAX : Asynchronus Javascript and XML ANSI : American National Standarts Institute API : Application Programming Interface AS/NSZ : Australian Standards/New Zealand Standards BLS : Bureau of Labor Statistics CBS : Coğrafi Bilgi Sistemi ÇED : Çevresel Etki Değerlendirme CHSW : Construction Health, Safety And Welfare Regulations CLR : Common Language Runtime CPM : Critical Path Method DSÖ : Dünya Sağlık Örgütü ED50 : European Datum 1950 ETA : Event Tree Analysis FCL : Framework Class Library FMEA : Failure Mode and Effects Analysis FMECA : Failure Mode and Critically Effects Analysis FTA : Fault Tree Analysis GDB : Geodatabase GPS : Global Positioning System HASAW : Health and Safety At Work Act HAZOP : Hazard and Operability Studies HSE : Health and Safety Executive HTTP : Hyper Text Transfer Protocol ILO :International Labor Organisation ISA : Industry Standard Architecture ĠSG : ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği ISO : International Organization for Standardization JSA : Job Safety Analysis KDS : Karar Destek Sistemi LNG : Liquid Natural Gas LOLER : Safe Use Of Lifting Equipment MHSW : Management Of Health & Safety At Work Regulations MÖ : Milattan Önce OHSAS : Occupational Health and Safety Assessment Series OSHA : Occupational Safety & Health Administration PHA : Preliminary Hazard Analysis PMBOK : Project Management Book of Knowledge PRA : Preliminary Risk Analysis PtD : Prevention through Design PYS : Proje Yönetim Sistemi SQL : Structured Querry Language ix

12 SSK TCP/IP TIN TS UÇÖ UML URL UTM VT VTYS WHO XML : Sosyal Sigortalar Kurumu : Transmission Control Protocol/Internet Protocol : Triangulated Irregular Network : Türk Standartları : Uluslararası ÇalıĢma Örgütü : Unified Modelling Language : Uniform Resource Locator : Universal Transverse Mercator : Veri Tabanı : Veri Tabanı Yönetim Sistemi : World Health Organisation : Extensible Markup Language x

13 ÇĠZELGE LĠSTESĠ Çizelge 2.1 : Olasılık çizelgesi Çizelge 2.2 : ġiddet çizelgesi Çizelge 2.3 : Kaza oluģ nedenleri ve gerçekleģme olasılıkları (OSHA, 1990) Çizelge 2.4 : Kaza OluĢ Nedeni Sınıflaması (OSHA, 1990) Çizelge 2.5 : Hinze nin Kaza OluĢ Nedeni Sınıflandırması (Hinze ve diğ. 1998) Çizelge 5.1 : Olasılık çizelgesi Çizelge 5.2 : Sonuç değerlendirme çizelgesi Çizelge 5.3 : Risk skoru eylem tablosu Çizelge 5.4 : Kanal açma risk değerlendirme çizelge örneği Çizelge 5.5 : Geri dolgu risk değerlendirme çizelge örneği Çizelge 5.6 : Kaza oluģ nedeni mekan iliģkisi Çizelge 5.7 : Mekânsal nesne tehlike iliģkisi Sayfa xi

14 xii

15 ġekġl LĠSTESĠ ġekil 2.1 : ĠSG Risk Değerlendirme Süreci (Özkılıç, 2005) ġekil 2.2 : Risk matrisi ġekil 2.3 : Risklerin derecelendirilmesi ġekil 3.1 : Boru hattı proje aģamaları ġekil 3.2 : Boru hattı projesi yapım süreci ġekil 4.1 : CBS bileģenleri (Doğru, 2009) ġekil 4.2 : Veri modelleri (Doğru, 2009) ġekil 5.1 : ArcGIS teknolojisi bileģenleri (ESRI, 1990) ġekil 5.2 : Risk değerlendirme matrisi ġekil 5.3 : 1/5000 ölçekli halihazır harita ġekil 5.4 : 1/5000 ölçekli yapım projesi ġekil 5.5 : Öznitelik veri tablosu ġekil 5.6 : Kaza oluģ nedeni mekân sınıflandırması (Atay ve diğ., 2010) ġekil 5.7 : Mekana dayalı ĠSG KDS kavramsal modeli (Atay ve diğ., 2010) ġekil 5.8 : Sistem mimarisi (Atay ve diğ., 2010) ġekil 5.9 : Çözüm mimarisi (Atay ve diğ., 2010) ġekil 5.10 : ĠSG veri tabanı sınıf diyagramları ġekil 5.11 : ĠSG veri tabanı UML diyagramı ġekil 5.12 : Mekânsal veri tabanı-vektör veriler ġekil 5.13 : ÜretilmiĢ geometrik veriler ġekil 5.14 : Mekânsal veri tabanı - raster veriler ġekil 5.15 : Vektör veriler-akarsu ġekil 5.16 : Raster veriler-eğim ġekil 5.17 : ArcMap ortamında CBS Projesinin oluģturulması ġekil 5.18 : ArcCatalog yardımı ile harita servisinin yayınlanması ġekil 5.19 :.NET üzerinde web uygulama ara yüzünün kodlanması ġekil 5.20 : Kullanıcı giriģ ara yüzü ekran görüntüsü ġekil 5.21 : ĠSG uzmanı ara yüzü genel ekran görüntüsü ġekil 5.22 : ĠSG uzmanı harita analiz fonksiyonu ekran görüntüsü ġekil 5.23 : ĠSG uzmanı risk değerleme ara yüzü ekran görüntüsü ġekil 5.24 : ĠSG uzmanı risk değerleme iģlevleri ekran görüntüsü ġekil 5.25 : Risk değerleme sonuç ekran görüntüsü ġekil 5.26 : ĠSG uzmanı raporlama iģlevi ekran görüntüsü ġekil 5.27 : ĠSG uzmanı örnek rapor ekran görüntüsü ġekil 5.28 : ĠSG uzmanı yeni kayıt giriģ ara yüzü ġekil 5.29 : Genel kullanıcı veri giriģ ara yüzü ekran görüntüsü ġekil 5.30 : Genel kullanıcı sonuç görüntüleme ekran görüntüsü Sayfa xiii

16 xiv

17 Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ RĠSKLERĠNĠN COĞRAFĠ BĠLGĠ SĠSTEMLERĠ ĠLE MODELLENMESĠ DOĞRUSAL PROJELER ĠÇĠN KARAR DESTEK SĠSTEMĠ TASARIMI ÖZET ĠSG açısından, inģaat sektörü, pek çok ülkede, istatistiksel olarak en tehlikeli endüstri dallarından biri olarak değerlendirilmektedir ĠnĢaat sektöründe gerçekleģen iģ kazaları can kaybına neden olmasının yanı sıra inģaat maliyetlerini arttırmakta, iģ programında gecikmelere ve yüklenici Ģirketler için saygınlık kaybına neden olmaktadır Mekânsal olarak dağınık yapıda olan boru hattı ve otoyol gibi doğrusal projeler için, ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği (ĠSG) konusunda, kazalardan korunmak amacı ile gerekli önlemlerin alınması; son derece önemlidir. Doğrusal projelerde Ģantiyelerin yerlerinin sabit olmamasından ötürü çok sayıda alt yüklenici ve ekip; uzunluğu yüzlerce kilometreyi bulan güzergâh boyunca dağınık yerlerde çalıģmak zorundadır. Bu nedenle sahada görevli mühendis ve teknik elemanlar için üretimin izlenmesi ve ĠSG risklerinin belirlenmesi oldukça güç bir hal almaktadır. Gerek bu zorluğun ortadan kaldırılması gerekse proaktif ve katılımcı bir ĠSG yönetiminin sağlanması için ĠSG risklerinin sahada otomatik olarak belirlenmesi ihtiyacı bulunmaktadır. Günümüzde yürütülmekte olan projelerde kaynak kısıtlılığı, yetiģmiģ eleman azlığı ve reaktif ĠSG kültürü gibi nedenlerle üretimden sorumlu mühendis ve teknik elemanlar yaptıkları iģin yanı sıra ĠSG uzmanı gibi görev görmektedirler. Hâlihazırda gerçekleģtirilen uygulamalarda iģin baģlangıcında her bir inģaat aktivitesi için risk değerlendirmeleri yapılmakta ve bunlar iģ yapım yöntemlerinin bir eki olarak ekip sorumlusu ve mühendislere dağıtılmaktadır. Ancak bu dokümanlar iģin baģlangıcında bir kere okunmakta ve sonrasında kullanılmamaktadır. Bunun yanı sıra bu bilgiler günlük iģ planlarının bir parçası olamamakta ve sadece bir doküman eki olarak ofiste kalmaktadır. Bu nedenle mühendis ve çalıģanlar arasında ĠSG farkındalığı azalmakta bu da tehlikeli durumlara ve iģ kazalarına neden olmaktadır. Son yapılan araģtırmalar Coğrafi Bilgi Sistemleri nin (CBS) doğrusal projelerde tasarım aģamasında güzergâh seçiminde, yapılabilirlik çalıģmalarında; yapım aģamasında proje yönetim aracı olarak, gerçekleģtirilen üretimin izlenmesinde; iģletme aģamasında varlık yönetiminde, bakım çalıģmalarının yönetiminde kullanıldığını göstermektedir. Bunun yanı sıra CBS; yangın, deprem, kasırga gibi doğal afetler ile petrol yayılması gibi çevresel felaketlerde risk haritalarının oluģturulması için yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak doğrusal inģaat projelerinde günlük iģ planlarının yapılması sırasında ĠSG risk değerlendirmesinde kullanılacak CBS ne dayalı bir sistem geliģtirilmemiģtir. xv

18 CBS teknolojisi, farklı veri grupları ile mekânsal özellik ve nesneleri iliģkilendirme yeteneğine sahip olduğu için doğrusal inģaat projelerinde, mekânla iliģkili ĠSG tehlike ve risklerini belirleme ve vurgulama potansiyeline sahiptir. CBS yardımı ile harita ve listelerden çalıģma bölgesin topoğrafik yapısı, jeolojik özellikleri gibi farklı veri kümeleri ve bilgi üretilip analiz edilerek ĠSG riskleri belirlenebilir. Bu sayede sahada çalıģan iģgörenler için ĠSG risklerini gösteren haritalar hızlı bir Ģekilde üretilebilir. Bu araģtırma çalıģmasında; ĠSG risk değerlemeleri ile mekân iliģkisini araģtırılarak modellenmiģ ve doğrusal inģaat projeleri genelinde petrol boru hattı projeleri özelinde proaktif bir ĠSG yönetiminin sağlanması için bir karar destek sistemi tasarlanarak, gerçekleģtirilmiģtir. Bu çalıģmanın amacı; mekânla iliģkili ĠSG risklerinin, CBS ne dayalı bir yaklaģımla, otomatik olarak belirlenmesi ve bu risklerin gerçekleģmesini önlemek veya etkisini azaltmak için azaltıcı önlemler önerilmesini sağlayarak boru hattı projelerinde sahada görev yapan mühendis ve teknik elemanlara yardımcı olacak bir yaklaģım geliģtirmektir. Risk değerleme ĠSG yönetim sistemlerinin planlama evresinin temel bölümlerinden birini oluģturmaktadır. Bu çalıģmada uygulamada yaygın olarak kullanılan L tipi matris risk değerleme yöntemi kullanılmıģtır. Bu yöntemde riskler gerçekleģme olasılığı ile olası etkilerinin sayısal değerlerinin çarpımı sonucunda belirlenmektedir. GeliĢtirilen sistem, mekânsal veriler ile ĠSG verilerinin web tabanlı bir ortamda bütünleģtirilmesini sağlamaktadır. Mekânsal veriler topoğrafik haritalar ile boru hattı yapım projelerinden türetilmiģ ve coğrafi veri tabanına aktarılmıģtır. Mekânla iliģkili tehlike risk ve azaltıcı önlemler Ġngiliz; Management Of Health & Safety At Work Regulations 1999 (MHSW, 1999), Health And Safety At Work Act 1974 (HASAW, 1974), Safe Use Of Lifting Equipment (Loler, 1998), Construction (Health, Safety And Welfare) Regulations 1996 (CHSW, 1996) ile Amerikan Yapı ĠĢlerinde ĠSG Uygulama Yönetmeliği 29CFR1926 düzenlemeleri temel alınarak aktivite bazlı olarak hazırlanan risk değerlemelerinden seçilmiģtir. ĠSG tehlikeleri, mekâna özgü ve kiģi ekipmana özgü olmak üzere iki ana grupta değerlendirilmiģ ve ayrı bir ĠSG veri tabanına aktarılmıģlardır. Bu ikili veritabanı yapısı; uygulamanın baģka yönetim biliģim sistemleri ile bütünleģtirilmesini sağlamak amacı ile kullanılmıģtır. GeliĢtirilen sistemde, ĠSG açısından riskli yerler otomatik olarak belirlenmekte ve harita üzerinde risk skorlarına göre grafikleģtirilmektedir. Bunun yanı sıra bu tehlikeli alanlarda iģ kazası gerçekleģmesini önlemek için alınması gereken tedbirler sistem tarafından kullanıcıya sunulmaktadır. GeliĢtirilen CBS tabanlı karar destek sistemi prototipi ile mekansal veriler ve ĠSG verilerinin birlikte çalıģması sağlanmıģtır. CBS teknolojisinin mekânla iliģkili ĠSG risklerinin otomatik olarak belirlenmesinde kullanılabilecek uygun bir yöntem olduğu sonucuna ulaģılmıģtır. Sistem web tabanlı yapısı ile uzaktan eriģim ve kontrolü sağlamakta bu sayede dağınık coğrafyalarda gerçekleģtirilen doğrusal projelerde yüksek düzeyde kullanıcıya ulaģmayı olanaklı kılmaktadır. Kullanıcı sayısının artması ve ortamdan bağımsız eriģim sayesinde ĠSG farkındalığının arttırılmasına katkı yapılarak proaktif ve katılımcı bir ĠSG anlayıģının oluģturulması sağlanmaktadır. xvi

19 THE OCCUPATIONAL HEALTH AND SAFETY RISK MODELING WITH GEOGRAPHICAL INFORMATION SYSTEMS - DECISION SUPPORT SYSTEM DESIGN FOR LINEAR PROJECTS SUMMARY The construction industry is one of the most hazardous industries in many countries. The construction accidents not only cause fatalities but also increase costs, cause delays and damage the reputation of the contractors. Taking health and safety (H&S) measures to prevent accidents is especially important for linear projects (e.g., pipeline or highway projects) due spatially dispersed nature of horizontally linear projects. In linear projects, the project site is not at a fixed location and multiple crews and sub-contractors perform jobs at various scattered points along a route which might be hundreds kilometres. Thus, it is a challenging task for site engineers and superintendents to closely follow up production and to identify H&S risks. There is a need for identifying H&S risks automatically at the job sites of such projects for proactive H&S management. Nowadays, workers in construction projects such as enginners and superintendents are in charge of H&S tasks in additon to their own duties due to the fact that lack of financial resources, experts and reactive H&S culture. Currently, the H&S personnel performs risk assessment for each construction method and keeps this information attached to the method of statement that is submitted to the owner at the beginning of the project. However, usually site workers and superintendents do not use this risk assessment information at site since it is recorded on based documents, which are kept in the office. Also this information is only associated with method of statement, not related with daily individual activities. This results in low awareness in H&S among workers and engineers and leads to hazards and fatalities at construction sites. Recent research studies demonstrate that Geographic Information System (GIS) can be used for route selection, feasibility studies, progress monitoring, asset management, and operation and maintenance management for linear projects. Furthermore, hazard map preparation is a very common use of GIS in risk assessment in natural catastrophes such as earthquake risk assessment, hurricane impact risk assessment and environmental risk assessments such as oil spilling at the sea. However, a GIS based system was not developed for use in health and safety risk assessment as a part of daily working plans in linear construction projects. GIS technology holds a potential for identifying and highlighting geography-related H&S risks at linear construction projects. GIS is capable of linking and integrating different data sets with geographic data. Different data sets from maps or lists can be extracted and analyzed to identify H&S risks by reasoning about geographic information such as topographic landforms and regional geology. These advantages provide great flexibility for rapidly creating maps with necessary H&S risk information for superintendents and workers at site. xvii

20 This research study aims to modelling H&S risk assessments and spatial relations and develop a decision support system for proactive H&S management in linear projects with a specific focus on oil pipeline construction projects. The objective of this study is to develop an approach to assist construction engineers and superintendents in (1) automatically identifying geography-related H&S risks at pipeline projects by using a GIS based approach and (2) providing necessary mitigation measures for identified risks. Risk assessment is an essential part of the planning stage of any H&S management system. In this research study, qualitative method was selected since it is a commonly used for risk assessment in pipeline projects. To perform a qualitative risk analysis, L type risk matrix method was used. In risk matrix, risks are rated according to the probability of their occurrence and their possible consequences. The proposed system provides integration of spatial and H&S information in a single web-based environment. In the study, spatial data was retrieved from construction layout plans and topographic maps of the project. Geography-related hazardous work activities, risks, risk scores and mitigation measures were extracted from British Management Of Health & Safety At Work Regulations 1999, British Health And Safety At Work Act 1974, British Safe Use Of Lifting Equipment Regulations, British Construction Health, Safety And Welfare Regulations 1996, US Federal Regulations 29CFR1926 and formalized data was entered to H&S database. Two types of hazards were evaluated:(1) spatial hazards, which can occur if some spatial characteristics exist, (2) non-spatial hazards, which are independent of spatial characteristics. In this system two separate databases was used in order to integrate other management information systems. In the developed system, the GIS database was queried for potential hazards at specific locations and the work areas that had hazard potential and safety risks were automatically identified and highlighted on the map. Moreover information about mitigation measures was retrieved to take neccessary actions for preventing construction accidents. The prototype system that was developed is currently in the testing stage. The results so far showed that GIS based decision support system integrated spatial and H&S data and GIS technology is a feasible option for identification of geography-related H&S risks automatically. It is anticipated that the system can facilitate an effective H&S management with high-level participation of employees. Since it is a webbased system, it enables remote access and control, which is important for linear projects that have a scattered nature. xviii

21 1. GĠRĠġ Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası ÇalıĢma Örgütü tarafından; tüm mesleklerde iģçilerin bedensel, ruhsal, sosyal iyilik durumlarını en üst düzeye ulaģtırmak, bu düzeyde sürdürmek, iģçilerin çalıģma koģulları yüzünden sağlıklarının bozulmasını önlemek, iģçileri çalıģtırılmaları sırasında sağlığa aykırı etmenlerden oluģan tehlikelerden korumak, iģçileri fizyolojik ve psikolojik durumlarına en uygun mesleksel ortamlara yerleģtirmek ve bu durumlarını sürdürmek Ģeklinde tanımlanan ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği (ĠSG) çalıģmalarının amacı; iģ kazaları ve meslek hastalıklarından çalıģanları korumak, daha sağlıklı bir ortamda çalıģmalarını sağlamaktır. Buna ek olarak, günümüzde, üretim güvenliğini sağlayarak verimi arttırma ile iģletme güvenliğini sağlama iģlevleri de bu kapsamda değerlendirilmektedir. ĠSG açısından, inģaat sektörü, pek çok ülkede, istatistiksel olarak en tehlikeli endüstri dallarından biri olarak değerlendirilmektedir (Salminen, 1995; BLS, 2009). Sosyal Güvenlik Kurumu nun 2007 Ġstatistik Yıllığı sonuçlarına göre ülkemizde, kayıtlı sigortalı çalıģan üzerinden yapılan araģtırmada toplam iģ kazası gerçekleģmiģ, tanesi sürekli iģ göremezlikle, tanesi ise ölümle sonuçlanmıģtır (SGK, 2007). ĠnĢaat sektöründe gerçekleģen iģ kazaları can kaybına neden olmasının yanı sıra inģaat maliyetlerini arttırmakta, iģ programında gecikmelere ve Ģirketler için prestij kaybına neden olmaktadır (Everett ve Frank, 1996). Ġngiliz ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kurumu (HSE) tarafından yapılan çalıģmalarda inģaat sektörü için söz konusu kaza maliyetlerinin proje bedelinin %3-6 sı düzeyinde gerçekleģtiği belirtilmektedir (HSE, 2009). Gerek insan yaģamı gerekse maliyet ve saygınlık kaybı gibi nedenlerle inģaat sektörü için ön plana çıkan ĠSG konusunda geliģtirilen çağdaģ yaklaģımlar iģ kazalarını gerçekleģmeden önlemeyi ve kayıpları en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Bu yaklaģımlar, sertifikasyon ve uzman desteği kullanımını öngören, geniģ çaplı çalıģan katılımını sağlayan, sürekli eğitimi zorunlu kılan, önleme ve korumaya dayalı, risk değerlendirmesi temelli, proaktif anlayıģın benimsenmesini öngörmektedir. Bu 1

22 anlayıģ gereği ĠSG kavramı tehlikelerin önlenmesinin yanında risklerin öngörülmesi, değerlendirilmesi ve bu riskleri tamamen ortadan kaldırabilmek ya da zararlarını en aza indirebilmek için yapılacak çalıģmaları da içermektedir. Bu çalıģmalar çağdaģ ĠSG yaklaģımlarının temel konusunu oluģturmakta ve ĠSG risk değerlendirmesi baģlığı altında ele alınmaktadır. ĠSG risk değerlendirme çalıģmaları; henüz bir tehlike gerçekleģmeden önce oluģabilecek tehlikelerin ve risklerin öngörülerek bunların kabul edilebilir olup olmadığına iliģkin karar verme çalıģmalarını içermektedir (Özdemir, 2009; Kesim, 2009). ĠSG nin yanı sıra pek çok alanda risk değerlendirme çalıģmaları, yönetim süreçlerinde kullanılmaktadır. Her türlü coğrafi referanslı verinin etkin olarak elde edilmesi, depolanması, güncellenmesi, kullanılması, analizi ve görüntülenmesi için bilgisayar donanımı, yazılımı, veri ve personelin organize olarak toplanmasından oluģan Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS); deprem, sel, orman yangını gibi doğal afetler için yapılan risk değerlendirmesi çalıģmalarında verimli bir araç olarak kullanılmaktadır (Sala ve Vighi, 2008; Zhang ve diğ. 2009, Chuvieco ve diğ., 2010, Kincal ve diğ., 2010, Tingsanchali ve Karim, 2010). Bu araģtırmalar sonucunda tehlike ve mekanın birbirine bağlı olduğu sonucuna ulaģılmaktadır. Örneğin fay zonu üzerinde olan bir yerde deprem riski fayın bulunmadığı yerlere göre daha fazladır. Riskin derecesi fay zonunun ve yeraldığı bölgenin özelliklerine bağlı olarak değiģiklik gösterebilir. Dolayısı ile deprem riskleri CBS leri yardımı ile mekana bağlı olarak modellenebilmektedir. Günümüzde proje yönetimi, son derece kendine özgü nitelikler taģıyan bir iģ yönetimi konusu haline gelmiģtir. Bu konunun daha iyi anlaģılması ve karģılaģılan sorunların daha etkin çözümlere kavuģturulması amacı ile yapılan bilimsel çalıģmalar son yıllarda giderek yoğunlaģmaktadır. Proje ölçeklerinin ve buna bağlı olarak kullanılan kaynakların büyümesi, bu alanda etkinliğin sağlanması konusuna duyulan ilginin giderek artmasına yol açmaktadır. Organizasyonların baģarıları değiģik seviyelerde karar alma mekanizmalarının sağlıklı bir Ģekilde çalıģması ile yakından ilgilidir. Diğer bir anlamda varılmak istenen hedeflere ulaģılması doğru kararların uygun zamanda optimum kaynak kullanımı ile alınmalarına bağlıdır. Bu anlamda bilgi olmazsa olmaz kaynak olarak karģımıza çıkmaktadır. Bilgi; temel üretim süreçlerinde, emek, sermaye, makine ve donanım gibi temel üretim faktörlerine eklenen en önemli girdi olarak ele alınabilir. Bilgisayar tabanlı sistemlere dayalı 2

23 olarak gerçekleģen teknolojik geliģmeler, bilginin üretilmesi, saklanması, iģlenmesi, paylaģılması ve amaca uygun kullanımını sağlayan sistemlerin geliģtirilmesini de olanaklı hale getirmiģtir. Bu geliģmeler bilgi sistemlerinin modern dünya da iģ yapma süreçlerinin ayrılmaz bir parçası haline dönüģmesine neden olmuģtur(gökçen, 2007; Barutçugil, 2008). Bilgi sistemlerinin mekân ve özellikleri ile iliģiklendirilmesinden doğan CBS leri proje yönetimi alanında da kullanılmaktadır (Obermeyer ve Pinto, 2008) Bu noktadan hareket ile bu çalıģmada; ĠSG planlaması ve risk değerlendirme çalıģmaları ile mekan iliģkisi ele alınmakta, ĠSG veritabanları ile CBS proje yönetim sistemleri kapsamında birlikte çalıģma olanaklarını değerlendirilmekte, CBS sunduğu mekansal analiz iģlevlerinin proje yönetiminde ve ĠSG planlamasında kullanım olanakları araģtırılmakta, CBS ne dayalı proje yönetim sistemlerinin bir parçası olarak ĠSG planlaması için karar destek modeli önerilmektedir. 1.1 Problem ve Motivasyon Doğrusal inģaat projeleri olarak anılmakta olan her türlü boru hatları, otoyollar, demiryolları gibi uzun mesafelerde devamlılık sergileyen yapıların yapım süreçleri; doğaları gereği oldukça karmaģık sistemlerdir. Bu tür projeler uzun mesafelere ve geniģ coğrafyalara yayılı olarak gerçekleģtirilmekte, zaman zaman uzunlukları binlerce kilometreyi bulmaktadır. GerçekleĢtirilen üretimlerin aynı anda farklı yerlerde tekrar eder nitelikte olması, pek çok yüklenici ve alt yüklenicinin birlikte çalıģmasını gerekli kılması ve üretim yerlerinin sabit olmaması bu tür projelerin yönetim ve denetimini zorlaģtırmaktadır. Bu yapı, inģaat proje yönetim sistemlerine iliģkin çözümlerin kullanılmasını gerekli kılmaktadır. CBS leri, sunduğu teknolojik olanaklar ile bu tür doğrusal inģaat projelerinin yönetiminde; tasarım, yapım ve iģletilmesi evrelerinde; karar verme süreçlerinde yönetim ve denetim amacıyla kullanılabilen etkin bir yöntem olarak kabul görmekte ve bu konuda araģtırmalar yürütülmektedir. CBS leri mekânsal veriler ile 3

24 özniteliklerinin görselleģtirilmelerinden öte analiz edilebildiği araçlar sunmakta ve bunların karar süreçlerinde kullanılması ile proje yönetiminde etkinlik ve verimliliği arttırmak olanaklı olmaktadır. Bu anlamda farklı birimlerin üretime dair farklı veri ve bilgi ihtiyaçları CBS tabanlı bütünleģik proje yönetim sistemleri yardımı ile çözülmektedir (Bansal ve Pal, 2008; Bansal ve Pal, 2009). CBS leri doğrusal inģaat projeleri genelinde, petrol boru hatları projeleri özelinde de inģaat yönetim sistemleri için bir çözüm olarak kullanılmaktadır. Malzeme temin ve takibinden yapım iģlerinin yönetilmesine, web tabanlı uygulamalarla tüm proje paydaģları için proje ilerleyiģine dair günlük bazda gerçek zamanlıya yakın ve güvenli veri iletiģiminden tüm proje veri ve dokümantasyonunun mekan bazlı elde edilerek, iģletme aģamasına kolaylıkla aktarılmasına değin birçok alanda etkin ve verimli bir araç olarak kullanılmaktadır (Xiaoge ve Wentong 2005; Bansal ve Pal, 2006; Cobbs, 2006, Bansal ve Pal, 2007; Chand ve Gloven, 2009). Ancak doğrusal projeler kapsamında değerlendirilen boru hattı inģaat projelerinin yapım aģaması özelinde gerçekleģtirilen uygulama ve araģtırmalar; CBS ne dayalı sistemlerin yalnızca üretime dayalı verilerin görselleģtirilmesi ve paylaģılmasında kullanıldığını göstermektedir. Dolayısı ile bu sistemlerin kullanımı sadece üretim birimleri ve bunların yöneticileri ile sınırlı kalmakta; ĠSG, çevre, kalite kontrol ve güvence gibi diğer birimlere ve onların gereksinimlerine cevap verememektedir. Bu sistemler sadece üst yönetime bilgi sunmak amacı ile tasarlanmakta; mühendis ve süpervizör gibi sahada çalıģanlardan oluģan taktik ve operasyonel yönetim düzeyinde, yalnızca bilgi ihtiyacını karģılamaya yönelik oldukları için verimli kullanımları söz konusu olamamaktadır. Bu anlamda bu sistemler karar destek süreçlerinde efektif kullanım anlamında yetersiz kalmaktadırlar (Sönmez, 2009). Bu tür uygulamalarda CBS lerinin yalnızca görselleģtirme iģlevi kullanılmaktadır. Oysaki CBS leri proje yönetimine katkı sağlayabilecek nitelikte zengin mekânsal analiz araçları sunmaktadır. Uygulamada inģaat sektöründe ĠSG planlaması ve risk değerlemesi çalıģmaları iģ planlarından ayrı gerçekleģtirilmektedir. Ancak, gerek ĠSG uzmanlarının gerekse mühendislerin iģ planlamaları ile eģ güdümlü olarak ĠSG önlemlerinin nerelerde alınması gerektiğini belirlemesi gerekmektedir. Diğer bir deyiģ ile etkin ve verimli bir ĠSG yönetimi için bu planlama çalıģmalarının bağlantılı yapılması gerekmektedir (Chantawit ve diğ., 2005). Bu anlamda bilgisayar temelli inģaat proje yönetim 4

25 sistemleri ile ĠSG çalıģmalarının bütünleģtirilmesini sağlayacak modellerin ve buna dayalı araçların geliģtirilmesi önem kazanmaktadır. ĠSG planlaması yapan çalıģanların, tüm potansiyel tehlikeleri ve bunlara yönelik önlemleri iki boyutlu planlar veya haritalar üzerinden belirleyebilecek bilgi ve deneyime sahip olmaları gerekmektedir. Buradan kaynaklanacak yanlıģ planlamanın önüne geçebilmek amacı ile; sanal gerçeklik ve 3 boyutlu görselleģtirme alanlarında çalıģmalar yapılmaktadır (Chantawit ve diğ., 2005; Hadikusuma ve Rowlinson 2002, 2003) Bu anlamda CBS leri sunduğu üçüncü boyuta iliģkin gerek görselleģtirme gerekse mekansal analiz olanakları ile etkin bir araç olarak kullanılabilir (IĢıkdağ ve diğ. 2008). Bu noktada diğer bir konu; planlama aģamasında uzmanlara destek amacı ile geliģtirilen ĠSG veritabanlarının kullanımıdır. Bu veri tabanlarının temel iģlevleri tehlikeleri belirlemede ve kazalardan korunma amacı ile alınması gereken önlemleri belirlemede kullanıcılara yardımcı olmaktır (Lingard ve Rowlinson, 2005). Yapılan araģtırmalarda; CBS ile ĠSG veri tabanlarının birlikte çalıģması ve bütünleģik geliģtirilen uygulamalarda kullanımı ile ĠSG yönetimine katkı yapılacağı vurgulanmaktadır (Hadikusuma ve Rowlinson 2003). 1.2 Amaç ve Kapsam Bu çalıģmada CBS lerinin; ĠSG planlamasında ve risk değerlendirmelerinde, mekanla iliģkili tehlike ve risklerin belirlenmesinde kullanım olanaklarının araģtırılması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda, CBS leri yardımı ile ĠSG veri tabanlarının etkin ve verimli bir Ģekilde kullanımı, çağdaģ ĠSG uygulamalarının hedefi olan riskleri minimize etme, katılımcı ve proaktif ĠSG yönetiminin sağlanması amacı ile birlikte çalıģma olanakları araģtırılmaktadır. Bunun yanı sıra CBS nin inģaat projelerdeki bütünleģik yönetim sistemlerinin bir parçası olarak doğrusal projelerde ĠSG uygulamaları için de bir araç olarak kullanılabileceği düģüncesinden hareket ile ĠSG planlaması ve risk değerlendirmesinde kullanılması amaçlanmaktadır. Doğrusal projelerde pek çok inģaat Ģirketinde, iģgören sayısının en az düzeyde tutulması, sınırlı bütçeler ile maliyetlerin en az düzeyde tutulmak istenmesi ve yetersiz ĠSG kültürü gibi nedenlerden ötürü reaktif bir ĠSG yönetimi bulunmaktadır (Mohamad, 2003). Kaynak yetersizliği ve katılım eksikliğinden dolayı uzmanlar ĠSG açısından tehlikeli durumlar oluģmadan önce önlem alamamakta dolayısı ile reaktif 5

26 bir yönetim ortaya çıkmaktadır. Tasarlanan model ve geliģtirilen sistem yardımı ile boru hattı yapımı sırasında yürütülen iģlere iliģkin risk değerlemesi çalıģmalarının mekâna dayalı olarak CBS yardımı ile yapılabileceği ve ĠSG iģlevlerinin proje yönetim sistemlerinin bir parçası olarak tasarlanması ile her kademede çalıģan iģgörenlerin ĠSG sürecine dahil edilip proaktif bir yaklaģıma katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Doğrusal projeler kapsamında değerlendirilen boru hattı projeleri tasarım, yapım ve iģletme olmak üzere üç evrede gerçekleģtirilmektedir. Yapım iģlerinde organizasyonel yapı; doğrudan üretime dönük bölümler ile bunlara destek veren tamamlayıcı birimlerden oluģmaktadır. Bu anlamda değerlendirildiğinde; inģaat, mekanik ve elektrik bölümleri; üretim yapan temel birimler olarak gruplandırılırken mühendislik veya diğer adı ile etüt ve proje, kalite, ĠSG, halkla iliģkiler birimleri tamamlayıcı ve destekleyici bölümleri oluģturmaktadır. Bu çalıģma kapsamında; yapımı karada gerçekleģtirilen petrol boru hattı projelerinin yapım evresinde gerçekleģtirilen temel aktiviteler olan güzergâh açma, kanal açma, indirme, geri dolgu ve restorasyon olarakta adlandırılan eski haline getirme iģlerini kapsayacak Ģekilde tasarlanmıģtır. Bundan dolayı geliģtirilen sistem ön ürünü, güzergâh açma, kanal açma, indirme, geri dolgu ve eski haline getirme iģleri için düzenlenmiģ risk değerlendirmelerini kapsayacak Ģekilde tasarlanarak gerçekleģtirilmiģtir. Özetle bu çalıģmanın temel amacı; ĠSG tehlike ve riskleri ile mekân arasındaki iliģkilerin araģtırılarak modellenmesi, bu model temelinde proje yönetim sistemlerine bütünleģik web tabanlı mekâna dayalı ĠSG karar destek sistemi (KDS) tasarlanması ve gerçekleģtirilmesidir. Bu noktadan hareketle; doğrusal inģaat projeleri genelinde petrol boru hattı projeleri özelinde yürütülen aktivitelere iliģkin ĠSG tehlikeleri bunlara dayalı risklerin mekâna dayalı analiz edilebilirliği araģtırılarak; aktiviteye bağlı tehlikeleri bunların risklerini ve öngörülen azaltıcı önlemleri sunan web tabanlı bir karar destek sistemi tasarlanarak gerçekleģtirilmiģtir. ĠSG ile mekânsal iliģkilerin ele alınarak modellendiği ve bu model çerçevesinde doğrusal inģaat projeleri kapsamında petrol boru hattı projeleri özelinde tasarlanarak gerçekleģtirilen Web tabanlı CBS ne dayalı karar destek sisteminin ele alındığı bu tez çalıģmasının giriģ bölümünde yapılan çalıģmanın önemi ve gerekliliği değerlendirilmektedir. Bunun yanı sıra bu bölümde ĠSG kavramı, önemi ve güncel yaklaģımlar ele alınarak proje yönetimi kavramı kapsamında doğrusal projeler, CBS 6

27 ve ĠSG kavramlarının ara kesiti değerlendirilmektedir. Bu konuda yapılan araģtırmalar ve gereksinimler vurgulanarak problem tanımlanmaktadır. Amaç ve kapsam kısmında çalıģmanın amacı irdelenerek kapsamı açıklanmaktadır. Ġkinci bölümde ĠSG nin kavramsal boyutu ele alınmıģ, bu kapsamda ülkemizde ve dünya daki tarihsel geliģim, temel kavramlar, risk yönetimi, yapı iģlerinde ĠSG uygulamaları ve bunlara iliģkin araģtırmalar ele alınarak irdelenmektedir. Üçüncü bölümde doğrusal projeler kapsamında değerlendirilen petrol boru hattı projelerinin aģamaları ele alınarak yapım süreci ve bu süreçte gerçekleģtirilen aktivitelere iliģkin bilgi verilmektedir. CBS lerinin ele alındığı dördüncü bölümde; CBS lerinin bileģenleri, görevleri açıklanarak petrol boru hattı projelerinde kullanım alanları ve bunlara iliģkin yürütülen araģtırmalar irdelenmektedir. Tez kapsamında gerçekleģtirilen uygulama çalıģmasının değerlendirildiği beģinci bölümde; uygulama geliģtirme kapsamında kullanılan teknolojiler, veriler ve uygulama adımları açıklanmaktadır. Uygulama adımları kapsamında; ĠSG tehlikeleri ve kaza oluģ nedenleri ile mekân iliģkisinin değerlendirilerek geliģtirilen mekâna dayalı ĠSG modeli ile petrol boru hattı yapım projeleri aktiviteleri için tasarlanarak gerçekleģtirilen KDS nin kavramsal modeli açıklanmıģtır. Bir sonraki aģamada bu kavramsal model ıģığında geliģtirilecek sistemin özelliklerinin belirtildiği sistem mimarisi ve buna iliģkin geliģtirilen çözüm mimarisi açıklanmaktadır. Çözüm mimarisi temelinde gerçekleģtirilecek sistemin veri tabanlarının tasarımı ve gerçekleģtirilmeleri ve KDS nin üzerinde çalıģacağı harita servisinin oluģturulması aģamaları da bu bölümde ele alınmaktadır. Bu bölümde son olarak; web tabanlı CBS ne dayalı geliģtirilen KDS ele alınmıģ ve kullanıcı profilleri ve program ara yüzleri ve iģlevleri detayları ile açıklanmaktadır. Altıncı ve son bölüm olan sonuç ve değerlendirmeler kısmında; yapılan çalıģma sonucunda elde edilen bulgular değerlendirilerek, sağlanan katkılar ele alınmakta, karģılaģılan sorunlar ve geliģtirilen çözümler açıklanarak bu çalıģma ıģığında gelecekte yapılması planlanan çalıģmalara vurgu yapılmaktadır. 7

28 8

29 2. Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ 2.1 ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kavramı YaĢama hakkı, diğer bütün hakların da kullanılmasına imkân veren en temel hak olup insanın beden ve ruh bütünlüğünün korunması ve bunlarda bir zarara meydan vermeyecek bir garantinin sağlanması anlamındadır. Herkesin yaģama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliģtirme hakkı ile sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaģama hakkına sahip bulunduğu, devletin herkesin yaģamını beden ve ruh sağlığı içerisinde sürdürebilmesini sağlamak zorunda olduğu anayasa ve yasalarla güvence altına alınmıģtır (Demirbilek, 2005; Demir, 2005; Süzek, 2008; Özdemir, 2008). ĠSG nin kavramsal boyutunu ele alınabilmesi için öncelikle sağlık ve güvenlik kavramlarının açıklanması gerekmektedir. Sağlık, her Ģeyden önce bireylerin ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve siyasi nitelikli temel haklarının baģında gelen temel bir insan hakkıdır. Buna dayanarak bireyler, toplumdan ve devletten sağlıklarının korunmasını ve ihtiyaç durumunda tedavi edilmelerini talep edebilmektedirler. Sağlık, bireyin sahip olduğu bir değeri yansıtması nedeniyle, gerek toplumun ve gerekse bireyin sosyo-ekonomik düzeyine bağlı olan bir gösterge olarak fizyo-psikolojik durumu göstermektedir (Yeğinboy, 1993; Demirbilek, 2005; Sabuncu, 2005). Günümüzde; bireylerin sağlık ve güvenliğinin sağlanması ve korunması toplumun bütünü açısından önem taģımaktadır. Bu noktadan hareketle daha özel kapsamda ele alınan çalıģanların sağlık ve güvenliği devletlerin sosyal politikalarının temel konularından biri haline gelmiģtir. Kavramsal boyutu ile ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği nin (ĠSG) ele alınabilmesi için öncelikle en temel hak olan yaģama hakkının ve yaģamı sağlıklı sürdürme hakkının ele alınması kaçınılmazdır (Süzek, 2008). Sağlık; bireyin fiziksel, duygusal, zihinsel ve toplumsal açıdan, baģka bir anlatımla, çevresi ile uyum içinde iģlev görebilme yeteneği biçiminde tanımlanmaktadır. Bu anlatım biçimi ile sağlık; toplumun bir parçası olan bireyin yalnızca kendisini değil, içinde bulunduğu toplumsal çevreyi de dikkate almaktadır. Dolayısı ile yaģanan 9

30 çevreye organizmanın uyumunu ifade etmekte ve sadece hastalık ve sakatlıkların yokluğu değil, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik durumunu anlatmaktadır (Yeğinboy ve diğ., 1993). Bu kavramsal yaklaģım Dünya Sağlık Örgütünün Anayasası nda yer almakta ve bireyin bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik durumuna ulaģması hedefini ifade etmektedir. Bu noktadan hareketle bedensel ve ruhsal faaliyetlerini engelleyecek organik ya da fonksiyonel bozukluklardan uzak olan birey sağlıklı olarak nitelenmektedir. Bireye iliģkin bu hedefe ulaģılmasında, kiģinin yaģadığı ve özellikle çalıģtığı ortam büyük önem taģımaktadır (Demircioğlu, 1997; Demirbilek, 2005). ĠĢçilerin sağlığının korunması ve geliģtirilmesi, toplumun sağlığına yönelik çalıģmalar içinde önemli ve vazgeçilmez bir yer tutmaktadır. Sosyal iliģkiler, kültürel öğeler ve yaģam koģulları göz önüne alınmadan sağlıktan söz edilmesi mümkün olmamaktadır (Gökpınar, 2004). Ülkelerin sanayileģmesine paralel bir biçimde, iģçilerin sağlık ve güvenlik içinde çalıģmalarının sağlanması, çözümü gereken en önemli sorunlardan biri olarak ortaya çıkmıģtır. Toplumun tüm bireylerinin yararlandığı sanayileģmenin ve teknolojik geliģmelerin bedelini çalıģanlara ödetmeme kaygısı çağdaģ toplumların baģlıca amaçlarından biri olmuģtur (Süzek, 2008). Günümüzde yaģanan teknolojik geliģmeler, bir yandan toplumların refah düzeyini arttırırken diğer yandan insan hayatı ve çevre için birçok tehlikeyi de beraberinde getirmektedir. Üretimde yaģanan büyüme ve artıģ ve buna paralel artan makineleģme diğer bir ifade ile sanayileģme süreci içerisinde, çalıģanların sağlığına ve güvenliğinine iliģkin yeni tehtidlerin ortaya çıkmasına neden olmuģtur. Üretimde insan öğesinin önemi, verimliliğin yanı sıra, doğrudan doğruya çalıģanın sağlığıyla ve üretim sürecinde her türlü kazaya karģı güvence altına alınmasıyla iliģkilidir (Kuru, 2000; TekinĢen, 1989). Sağlıklı çalıģma ortamı ve çevresi; iģ barıģı ile hızlı ve sağlıklı kalkınmanın da ön koģuludur. ĠĢ kazaları ve meslek hastalıkları, sonuçları itibariyle insan hayatını ve sağlığını tehdit etmesinin yanında, iģletmeler için önemli bir maliyet unsuru olarak iģyerinde verimliliği ve karlılığı da doğrudan etkileyen bir etmen olarak karģımıza çıkmaktadır (Mert, 2002). 10

31 Güvenlik kavramı algılanıģı ve doğası gereği bir tehlike karģısında korunmayı, tehlikenin gerçekleģmesi durumunda ise bundan kurtulmayı anlamlandırdığından tehlike kavramı ile etkileģim içerisinde ele alınmaktadır. Dolayısı ile iģ güvenliği kavramı tehlike ve risk kavramlarıyla iliģkili olarak tanımlanmaktadır. ĠĢ güvenliğinin uluslararası anlamda üzerinde anlaģmaya varılmıģ genel geçer bir tanımı bulunmamaktadır (Powell, 2009).Literatürde yer alan tanımlarda: A.Manuele, güvenlik kavramını, risklerin kabul edilebilir düzeyde olduğu her durum olarak nitelendirmekte; Raouf ve Dhillon (1994) ise güvenliği, insanca yaģamı ve etkinliğini koruma ve örgütün her bir misyonu bakımından doğabilecek zararların önlenmesi olarak tanımlamaktadırlar. Strasser ve diğ. (1973) daha ayrıntılı bir yaklaģım ve anlatım ile güvenlik kavramını, insanca davranışının değişiminden ve/veya tehlikelerin olasılığını azaltmak için fiziki çevrenin dizayn edilmesinden ortaya çıkan bir koşul ya da durumdur, bu sayede kazalar azalır, biçiminde açıklamıģlardır. Bir diğer anlatımla güvenlik, iģ kazasına bağlı yaralanma ve ölüme, meslek hastalığına, donanım, mal, mülk kaybına ya da zararına neden olabilen koģullardan uzak olma biçiminde tanımlanabilir. Bu bağlamda güvenlik, iyi teknik tasarım, nitelikli üretim ve organizasyon bileģiminin bir sonucu olarak tanımlanmaktadır (Demirbilek, 2005). Bunların dıģında literatürde yer alan tanımlardan bazıları Ģu Ģekilde özetlenebilir; Rowe (1977), bir olayın istenmeyen sonuçlarının gerçekleģme potansiyeli, Hammer (1981), tehlikelere maruz kalma durumundan görece korunma veya tehlike halinin karģıt anlamlısı; Confer ve diğ., (1994), maddelerin doğru kullanımı veya iģ veya görevlerin zarar ziyana neden olma kapasitelerinin azaltılarak yürütülmesi, Ringhdal, (1993) ile Kumamoto ve diğ., (1996), riskin karģıtı, son olarakta Van Steen (1996); Stanks (2002), sonuçları zarar ve ziyana neden olabilecek tehlikelerin yokluğu durumu olarak tanımlamıģlardır. Yukarıda ele alınan anlatımlarda yer alan güvenlik kavramına iliģkin tanımların içerik ve yaklaģımlarının birbirinden farklı olmalarına karģın, tümünün ortak noktası güvenliğin kazaları önleme ve azaltma düģüncesine dayanmasıdır. Bu çerçevede iģ yerinde iģin yürütülmesi sırasında çeģitli nedenlerden kaynaklanan sağlığa zarar verebilecek koģullardan korunmak amacıyla yapılan sistemli ve bilimsel çalıģmalar iģ güvenliği olarak adlandırılmaktadır. ĠĢ güvenliğinin özünde çalıģanların iģten, iģ 11

32 ortamından ve çalıģma dolayısıyla karģı karģıya kalabilecekleri tehlikelere karģı korunmaları amacı yer almaktadır (Özdemir, 2009; Kesim, 2009). Dünya da ve ülkemizde sanayileģme ve teknolojik geliģmelere paralel olarak özellikle iģyerlerinde üretken faktör olan çalıģan kiģilerin sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir takım sorunlar ortaya çıkmıģtır. BaĢlangıçta fazla önemsenmeyen bu sorunlar iģ verimini ve iģletmeyi tehlikeye sokmasıyla önem kazanmıģ ve üzerinde düģünülmesi gerekliliği doğmuģtur. Bu aģamada yapılan çalıģmalar sonucunda iģyerlerinde çalıģma düzenini ve koģullarını kapsayan birtakım kurallar ve kanunlar yürürlüğe konmuģtur. Ancak geçen zaman içinde bu düzenlemelerin yetersiz olduğu görülmüģ ve soruna daha değiģik açılardan yaklaģılması gerekliliği baģ göstermiģtir. Bunun üzerine yapılan çalıģmalar ve araģtırmalar sonucunda ĠSG kavramı doğmuģ, konuya bilimsel olarak yaklaģılmaya baģlanmıģtır (Akyüz, 1980). Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ-WHO) ile Uluslararası ÇalıĢma Örgütü (UÇÖ-ILO) ĠĢ Sağlığı ve Güvenliğini, Tüm mesleklerde iģçilerin bedensel, ruhsal, sosyal iyilik durumlarını en üst düzeye ulaģtırmak, bu düzeyde sürdürmek, iģçilerin çalıģma koģulları yüzünden sağlıklarının bozulmasını önlemek, iģçileri çalıģtırılmaları sırasında sağlığa aykırı etmenlerden oluģan tehlikelerden korumak, iģçileri fizyolojik ve psikolojik durumlarına en uygun mesleksel ortamlara yerleģtirmek ve bu durumları sürdürmek, özet olarak iģin insana ve her insanın kendi iģine uyumunu sağlamak olarak tanımlamaktadır. Bu tanımlardan ve çağdaģ geliģmelerden yola çıkarak, FiĢek (2002) ve Gökpınar (2004) ĠSG nin boyutlarını ortaya koyan aģağıdaki temel ilkeleri vurgulamıģlardır. Temel görev, koruyucu hizmetlerdir, ĠĢ ile onun sağlık yönü birbirinden ayrılamaz, Öncelikle üzerinde durulması gereken insandır. Üretim ikinci plandadır, ĠSG, her iģte çalıģanların sağlığı ile ilgilidir, ĠSG, yalnızca iģ kazalarıyla meslek hastalıklarından oluģmamaktadır, ĠĢ kazalarıyla meslek hastalıkları önlenebilir nitelikte olgulardır. Dolayısıyla varlıkları, gerekli önlemlerin alınmadığının göstergesidir, 12

33 ĠSG yalnızca iģçinin sağlığının korunması değil, geliģtirilmesini de amaçlamaktadır, YaĢama ve çalıģma koģulları birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak ele alınmalıdır, ÇalıĢılan ve çalıģılmayan (iģsizlik, izin, grev v.b.) dönemler, ĠSG kavramı açısından, birbirinden ayrı düģünülemez, ĠĢçi ve ailesinin sağlığı arasında doğrudan bağlantı vardır, ĠSG, çok bilimli bir konu olup tıp bilimleri, mühendislik bilimleri, sosyal bilimler ile ilgilidir, ĠSG bir ekip hizmetidir. Bu çok-bilimli karakterinin bir uzantısı olarak, eģgüdüm halinde ve çok sayıda uzmandan oluģan bir hizmetin sunulması zorunluluk olmaktadır, ĠSG hizmetlerinde kurumlar arası iģbirliği zorunludur, Konunun ekonomik boyutu, hizmet planlayıcılarından sunucularına kadar herkesi ilgilendirmektedir, Bilim ve teknoloji alanındaki hızlı geliģmeler, ĠSG alanındaki bilgilerin de sürekli olarak yenilenmesini gerektirmekte, dolayısıyla sürekli eğitimi zorunlu kılmaktadır, ĠĢçilerin sağlığını korumak ve geliģtirmek, temelde bir iģveren yükümlülüğüdür. 2.2 ĠSG Kavramının Tarihsel GeliĢimi ÇalıĢma eylemi; insanoğlunun var olabilmek ve varlığını koruyup sürdürebilmek amacını taģıyan doğa ile olan savaģımı ile baģlamıģ ve insanlığın tarihsel geliģiminde büyük rol oynamıģtır. Ġnsanoğlu tarih boyunca temel gereksinimlerini karģılamak ve varlığını sürdürmek amacı ile çalıģmıģtır. Ġlk insanla baģlayan üretim süreci boyunca üretim teknik ve biçimleri değiģmiģtir. TaĢın ve toprağın iģlenmesi, madencilik tekniklerinin geliģtirilmesi, ateģin bulunması, giderek buhar gücünden yararlanma olanakları, iģ aletlerinin ve üretim araçlarının geliģiminde önemli etkiler yaratmıģtır. ÇalıĢma yaģamındaki geliģmelerin yarattığı sorunların çözümü için yapılan 13

34 çalıģmalar ĠSG kavramının geliģiminde de temel öğeler olmuģtur. Bu nedenle yapılan iģ ile sağlık arasında iliģki kurmanın tarihçesi oldukça eski çağlara dayandırılmaktadır. Bu yaklaģım ıģığında ĠSG kavramının dünya da ve ülkemizde tarihsel geliģimi ayrı incelenecektir Dünya da ĠSG kavramının tarihsel geliģimi Günümüzden yaklaģık bir milyon yıl önce Afrika kıtasında taģtan yapılma ilk el aletlerinin kullanılması ile uygarlık tarihinde önemli bir aģama gerçekleģmiģtir. El aletlerinin çalıģma yaģamında kullanılması ile doğada bulunan nesnelerin insanoğlunun ihtiyaç duyduğu maddi varlıklara dönüģtürülmesi olanaklı hale gelmiģ ve bu sayede doğayı denetim altına alma ve onu dönüģtürme yetkinliğine eriģilmiģtir (Diamond, 2002; Leakey, 1981). Temel gereksinimleri karģılamak amacı ile alet kullanma ile baģlayan bu dönüģüm yaklaģık yıl önce ilk tarım faaliyetlerinin gerçekleģmesi ile devam etmiģtir. Antropolojik ve arkeolojik bulgular; ilk madencilik faaliyetlerinin günümüzden yaklaģık yıl önce bakır kullanımı ile baģladığını; yıl önce ise taģtan yapılan el aletlerinin yerini bakırdan yapılma aletlerinin aldığını göstermektedir. Tarımsal üretim, madencilik ve buna dayalı zanaatların oluģturduğu ekonomik faaliyetlerle Ģekillenen çalıģma yaģamı; insanoğlunu avcılık ve toplayıcılık döneminde karģı karģıya kaldığı tehlikelerden daha fazlası ile yüzleģmesine neden olmuģtur. Madenlerde çalıģan insanların solunum problemleri yaģadıkları, o dönemde boyama amacı ile kullanılan civa ve arseniğin toksik etkilerine maruz kaldıkları düģünülmektedir (Hunter, 1974; Ramazzinni, 1940). Ġlerleyen çağlarda Mısır piramitelerinin yapımı gibi büyük ölçekli inģaat projelerinde; çalıģanların iskelet sistemi ile ilgili ortopedik rahatsızlıklar ve çeģitli zehirlenmeler yaģadıkları bu rahatsızlıkların tedavisi için o dönemde çeģitli medikal operasyonların yapıldığı bulunan papirüslerden anlaģılmaktadır (Feldman, 1999; Gallo, 2001). Antik Yunan dönemine gelindiğinde; bugünkü anlamda ĠSG uygulaması olarak tanımlanabilecek çalıģmalara rastlanmaktadır. Bu dönemde birçok bilim insanı bugün dahi geçerli sayılabilecek çalıģanların sağlık ve güvenliğine yönelik öneri ve savlar ileri sürmüģlerdir. Bunlardan ünlü tarihçi Heredot ilk kez çalıģanların verimli olabilmesi için yüksek enerjili besinlerle beslenmeleri gerektiğine değinmiģtir. 14

35 Hipokrates ilk kez kurģunun zararlı etkilerinden söz etmiģ, kurģun koliğini tanımlamıģ, halsizlik, kabızlık, felçler ve görme bozuklukları gibi belirtileri saptamıģ ve bulguların kurģun ile iliģkisini açık bir biçimde ortaya koymuģtur (Adams, 2009). M.Ö. 200 yıllarında yaģayan Nicander, Hipokrates'in kurģun ile ilgili çalıģmalarını geliģtirerek kurģun koliği ve kurģun anemisini üzerine çalıģmıģ ve bu hastalıkların özelliklerinin tanımlamıģtır. Bu dönemde yapılan çalıģmalar sağlık ve güvenlik sorunlarının belirlenmesi ve tanımlanması ile sınırlı kalmadığı, bunlardan korunma yöntemlerinin de geliģtirildiği görülmektedir. M.S. 23 ile 79 yılları arasında yaģamıģ olan Plini, çalıģma ortamındaki tehlikeli tozlara karģı çalıģanların korunması amacıyla maske yerine geçmek üzere baģlarına torba geçirmelerini önermiģtir. Juvenal ise, özellikle demircilerde görülen göz yakınmaları ve göz hastalıklarının yapılan iģten kaynaklandığını, sürekli olarak ayakta çalıģanlarda varislerin oluģabileceğini yine bu dönemde ortaya koymuģtur. Bu tarihten 15 yy. kadar olan dönemde çalıģanların sağlık ve güvenliklerinin korunması yönünde ne tür çalıģmalar yapıldığı konusunda elde yeterince bilgi bulunmamaktadır (Teleky, 1948) yılları arasında Almanya da yaģayan Urlich Ellenbrong altın ve metal iģlemeciliği ile uğraģanların karģı karģıya kaldıkları mesleki tehlikeleri incelemiģtir. Agricola olarak bilinen Georgius Bauer ilk mineraloji bilgini olarak kabul görmektedir yılında yazmıģ olduğu Zamanın jeoloji, madencilik, metalürji bilgilerini de kapsayan önemli bir yapıt olan De Re Mettalica adlı eserinde tozu önlemek için maden ocaklarının havalandırılması gerektiğini belirtmiģ, iģ kazaları ve iģ güvenlik yöntemleri konusunda maden iģçileri için kiģisel koruyucu ekipmanlar kullanması gibi önerilerde bulunmuģtur. Bu eser iģ ile sağlık arasındaki iliģkiyi açık olarak belirtmesi, sorunların saptanması ile sınırlı kalmayarak, korunma yöntemlerini de önermesinden dolayı ĠSG konusunda önemli bir tarihsel kaynaktır. Agricola nın çağdaģı olan ve Paracelsus olarak tanınan Alman düģünür ve hekim Theophrastus Bombastus von Hoehenheim dünya da ilk iģ hekimliği kitabı olan De Morbis Metallicis i yazmıģtır. Tirol maden iģletmelerinde çalıģırken yazdığı kitapta iģletmenin çeģitli bölümlerindeki çalıģanlarda görülen belirtileri büyük bir dikkatle tanımlamıģtır. Bu tanımların bir bölümü bu günkü pnömokonyoz tanısında da kullanılmaktadır. Ayrıca zehirlerin kimyasal yapıları ile doz ve organizma arasındaki iliģkiyi saptayabilme gibi çok önemli araģtırmalar yapmıģ olan Paracelsus modern 15

36 toksikolojinin baģlangıcı sayılmaktadır (Carter, 2004; Goldwater, 1984; Stillman, 1924; Rosen, 1943) ile 1714 yılları arasında yaģayan ĠSG konusunda önemli çalıģmalar yapan Ġtalyan Berdardino Ramazzini felsefe ve tıp okuyarak yetiģmiģ ve Ġtalya da Padova Üniversitesi nde öğretim üyeliği yapmıģtır. ÇalıĢan hastalıkları anlamına gelen De Morbis Artificum Diatriba isimli kitabında özellikle iģ kazalarını önlemek için, iģ yerlerinde koruyucu güvenlik önlemlerini ele almıģtır. Asıl uzmanlığı epidemiyoloji olduğu halde meslek hastalıkları konusunda üne kavuģmuģ ve ĠSG konusunun bilimsel anlamda kurucusu sayılmaktadır. Ramazzini ĠSG ile ilgili sayısız çalıģmalar yapmıģ, çok önemli bilimsel görüģ ve öneriler getirmiģtir. Hipokrates çağından bu yana hastalara sorulan gelenekselleģmiģ sorulara ĠSG ilkesini eklemiģtir. Bu ilke, kiģinin karģılaģtığı etkenlerin bilinmesi ile sonuca kolayca ulaģılmasını sağlamıģtır. KurĢun ve cıva zehirlenmelerini incelemiģ ve belirtilerini saptamıģtır. ĠSG ile ilgili korunma yöntemleri üzerinde durmuģ, iģyerlerinin sıcaklık derecesinden, iģyeri havasında bulunabilecek zararlı etkenlerden ve bunların giderilmesi için alınması gerekli önlemlerden ve havalandırma yöntemlerinden söz etmiģtir. ĠĢyerlerindeki çalıģma ortamından kaynaklanan olumsuz koģulların düzeltilmesi ile iģ veriminin artacağını ileri sürmüģtür. ĠĢyerlerinde iģçinin çalıģma Ģeklinin, iģ ve iģçi uyumunun sağlık ve iģ verimi üzerinde etkili olduğu düģüncesini ortaya koyarak ergonomi ilkelerini daha on yedinci yüzyılda açıklamıģtır (Hunter,1974; Ramazzinni, 1940; Felton, 1997; Pope, 2004). Ġnsanın doğa ile savaģımı ile baģlayan, daha sonra tarım devrimi ile Ģekil değiģtiren çalıģma yaģamı, en köklü ve büyük değiģimi sanayi devrimi ile yaģamıģtır. Bu dönem on yedinci yüzyılın ikinci yarısında Ġngiltere de doğal kaynakların insan ve hayvan gücü ile kullanımının yerini buhar gücü ile çalıģan makinelerin alması ile baģlamıģtır. Üretimde artan makineleģme çalıģma ortam ve koģullarında büyük değiģikliklere neden olmuģtur. SanayileĢmenin hız ve yoğunluğu ile orantılı olarak çalıģma süreleri uzamıģ, artan iģ gücü ihtiyacını karģılamak için kadın ve çocuklar ağır iģlerde sağlıksız ve güvensiz ortamlarda çalıģmak durumunda kalmıģlardır. Ekonomik alanda yaģanan bu geliģmeler toplumsal yaģamı derinden etkilemiģ ve yeniden biçimlenmesine neden olmuģtur (Talas, 1992). Üretimde makileģme ile baģlayan ve toplumsal yaģamın yeniden Ģekillenmesine neden olan bu süreç birtakım toplumsal huzursuzlukları da beraberinde getirmiģtir. 16

37 DüĢük ücretler, sağlıksız ve güvensiz çalıģma koģulları, artan yoksulluk ve sefalet, iģçilerin tepkisine neden olmuģ, iģ bırakma, toplu gösteri gibi etkinlikler yaygınlaģmıģtır. MakineleĢme; önceleri yaģanan bu olumsuzlukların tek nedeni olarak görülmüģ ancak daha sonraları sorunların makinelerden değil, gerekli sağlık ve güvenlik önlemlerinin alınmamasından kaynaklandığı anlaģılmıģtır. Bu dönemde egemen olan olumsuz çalıģma ve yaģam koģullarını iyileģtirmek, çalıģanların sağlığını korumak ve iģ güvenliğini sağlamak amacıyla çok sayıda yasal, düzenleme ile birlikte tıbbi ve teknik çalıģma yapılmıģtır. ĠSG nin bir bilim olarak geliģmesi sanayi devrimi sırasında yaģanan bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması çabasının doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmıģtır. On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllara gelindiğinde çalıģma yaģamının insan sağlığı üzerinde yarattığı etkiler konusunda bir bilinç oluģmaya baģlamıģ ve bu alandaki çalıģmalar yoğunlaģmıģtır ile 1832 yılları arasında yaģayan Ġngiliz hekim Charles Turner Thackrah meslek hastalıkları ile ilgili bir kitap yayınlayarak, bu konuda öncülük yapmıģtır yılında Ġngiltere de Fabrikalar Yasası adı altında yapılan yasal düzenleme ile çalıģma yaģamına iliģkin koģullar ve kısıtlar oluģturulmuģtur yılında yapılan baģka bir yasal düzenleme ile de kadınların ve on yaģından küçük çocukların maden ocaklarında çalıģtırılmaları yasaklanmıģtır yılında iģ yerlerindeki hekimlerin sorumlulukları geniģletilerek sağlık açısından tehlikeli yerlerde çalıģanların sağlık kontrolları da bu hekimlerin görevleri arasına alınmıģtır yılında ise bazı tehlikeli meslek hastalıklarının bildirimi zorunlu hale getirilmiģtir. Bu geliģmeler sonucunda ünlü Ġngiliz iģ hekimi Thomas Morison Legge ilk hekim iģ güvenliği müfettiģi olarak atanmıģtır. Ġngiltere de yaģanan bu öncü geliģmelerin benzerleri diğer Avrupa ülkelerini de etkileyerek çeģitli düzenleme ve çalıģmaların yapılmasına neden olmuģtur. Aynı dönemde A.B.D nde de ĠSG ile ilgili çalıģmalar, yetkilendirilmiģ eyalet hükümetleri tarafından yürütülmüģtür. A.B.D deki iģçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili geliģmelere 1869 ile 1970 yılları arasında yaģayan Alice Hamilton un çalıģmaları büyük katkı sağlamıģtır. Alice Hamilton kurģun sanayinde görülen zehirlenmeler ile ilgili çalıģmalar yapmıģ bu alanda faaliyet gösteren iģverenlerin tepkilerine rağmen çalıģmalarını sürdürmüģ ve çalıģma koģullarının düzeltilmesi için uygulanacak 17

38 kontrol yöntemlerinin geliģtirilmesini sağlamıģtır. Hamilton ĠSG konusunda Ramazzini den sonra en önemli kiģi olarak kabul görmektedir. UÇÖ, 1919 yılında Birinci Dünya SavaĢı sonrasında dünya barıģını tehdit eden en önemli öğelerden birinin yoksulluk olduğu düģüncesinden yola çıkılarak Versailles BarıĢ AntlaĢması ile Milletler Cemiyetine bağlı olarak kurulmuģtur. Bu geliģme ile birlikte dünya da meslek hastalıkları ve iģ kazalarının önlenmesine yönelik çalıģmalar açısından yeni bir dönem baģlamıģtır (Süzek, 2008). UÇÖ ile DSÖ ve bu kuruluģlarla iģbirliği yapan birçok kuruluģ, ĠSG yönünden önemli çalıģmalar gerçekleģtirmiģlerdir (Url-2) Türkiye de ĠSG kavramının tarihsel geliģimi ĠSG kavramının ülkemizdeki tarihsel geliģimi, çalıģma yaģamındaki geliģmelere paralel olarak, dünya daki tarihsel geliģim süreci ile benzer evrelerden geçerek gerçekleģmiģtir. Dünya da olduğu gibi ülkemizde de meslek hastalıklarının ve iģ kazalarının önemli bir sorun olarak gündeme gelmesi sanayileģmenin geliģimi ile olmuģtur. Bu sorunların yoğunluğuna ve toplumsal tepkilere bağlı olarak da çözüm önerileri üretilmesi ve yaģama geçirilmesine yönelik çalıģmalar ĠSG konusundaki etkinliklere ivme kazandırmıģtır. Osmanlı Ġmparatorluğu nda küçük zanaat ve atölye üretimine dayanan iģyerleri sanayi devrimi öncesi oldukça yaygındır. Bu iģyerlerinde usta, kalfa ve çırak olarak ücretle çalıģanlarla iģverenler arasındaki iliģkileri ve çalıģma koģullarını loncaların kuralları ve gelenekler belirlemiģtir. Bunun dıģında ülkede iģ yaģamı yılları arasında hazırlanan Osmanlı Ġmparatorluğunun medeni kanunu niteliğinde olan Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye, ya da kısa adı ile Mecelle, tarafından düzenlenmektedir. Dinsel bir yasa olan Mecelle de iģçi iģveren iliģkilerini kapsayan hükümler bulunmadığından, çalıģma yaģamındaki bu boģluğu doldurmak ve iģçi iģveren iliģkilerini yeni geliģmelere uygun olarak düzenlemek amacıyla değiģik tarihlerde çeģitli yasal düzenlemeler yapılmıģtır (Makal, 2002). Osmanlı Ġmparatorluğu nda Tanzimat sonrası dönemde çalıģma yaģamını Ģekillendiren düzenlemelerin ilk örneği 1865 yılında Maden-i Hümayun Nazırı Dilaver PaĢa tarafından hazırlanan ve Dilaver PaĢa Nizamnamesi olarak anılan tüzüktür. Bu nizamname ile sanayi bölgelerindeki çalısma koģullarının düzenlenmesine gidilmesi, yöresel hizmet verecek doktorların istihdam edilmeye 18

39 çalıģılması ve iģçilerin tedavi ve istirahatlarının sağlanması üzerinde durulmuģtur. Yüz maddeden oluģan Dilaver PaĢa Nizamnamesi, daha çok üretimin artırılmasına yönelik konular içermesine karģın ĠSG ile ilgili ilk yasal belge olması açısından önem taģımaktadır (Talas, 1992) yılında Dilaver PaĢa Nizamnamesi nde mevcut olmayan bazı yeni önlemlerle, madencilik kesimindeki koruyuculuk düzeyini yükseltmeyi amaçlayan Maadin Nizamnamesi adı ile yeni bir düzenleme yapılmıģtır. Bu düzenlemede; Dilaver PaĢa Nizamnamesi nde yokluğu gözlenen ĠSG ile ilgili önlemler de getirilmektedir. Bunlar arasında, özellikle, iģ kazalarının önlenmesi ve iģ kazası durumunda bunun tazminine iliģkin hükümler yer almaktadır. Bunun yanı sıra; ilgili düzenleme ile iģverenlerce iģ kazalarına karsı önleyici ve koruyucu tedbirlerin alınmasını, madenlerde doktor ve gerekli ilaçların bulundurularak, iģ sırasında kazaya uğrayan iģçilere ya da bunların ölümleri halinde ailelerine, tutarı yargı tarafından tespit edilecek bir ödentinin yapılması öngörülmüģtür (Makal, 2002). Birinci Dünya SavaĢı ile kesintiye uğrayan ülkemizdeki çalıģma yaģamına dair düzenlemeler KurtuluĢ SavaĢı yıllarında T.B.M.M hükümetleri döneminde tekrar canlanmıģtır. KurtuluĢ SavaĢı devam ederken, Meclis tarafından çıkarılan yasalarla iģçiler yararına düzenlemeler yapılmıģtır. Bunlar tarih ve 114 sayılı Zonguldak ve Ereğli Havza-i Fahmiyesinde Mevcut Kömür Tozlarının Amele Menafi-i Umumiyesine Olarak Fürühtuna Dair Kanun ve 10 Eylül 1921 tarihli ve 151 sayılı Ereğli Havza-i Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanundur. 114 sayılı Zonguldak ve Ereğli Havza-i Fahmiyesinde Mevcut Kömür Tozlarının Amele Menafi-i Umumiyesine Olarak Fürühtuna dair Kanun ile kömürden arta kalan kömür tozlarının satılması ile elde edilecek gelirin iģçilerin gereksinimleri için ayrılmasının sağlanması amaçlanmaktadır. Ereğli Havza-i Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik 10 Eylül 1921 tarih ve 151 sayılı yasa ile kömür iģçilerinin çalıģma koģullarının düzeltilmesine yönelik hükümler getirilmesinin yanı sıra, Ġhtiyat ve Teavün Sandığı adıyla yardımlaģma sandıkları kurulması sağlanmıģtır. Yine bu yasa ile hastalık ve iģ kazaları durumlarında gerekli yardımların yapılması sağlanmıģtır. 151 sayılı yasa ile sigortalılığın iki ana ilkesi kabul edilmiģ, sermayesi iģveren ve iģçiden alınan aylık paralar ile yardım sandığı oluģturulmuģtur. Bu 19

40 hükümler yıllarca sonra çıkarılan 506 sayılı SSK yasası içinde varlığını sürdürmüģtür (Talas, 1992; Makal, 2002). 151 sayılı yasa ile ĠSG yönünden getirilen yeni düzenlemeler Ģöyle özetlenebilir. ĠĢveren, havzada çalıģan iģçinin yatıp kalkması, yiyip içmesi ve temizliğini yapabileceği biçimde konut sağlayacaktır. ĠĢveren, çalıģtırdığı iģçi sayısını ve ödediği ücreti gösteren defter tutacaktır. ĠĢveren, iģçilerin kurduğu yardım sandığına iģçinin ücretinin %1'inden az olmamak kaydıyla yardımda bulunacaktır. ĠĢveren, hastalanan ve yaralanan iģçileri tedavi ettirecektir. Bu amaçla iģyerinde hekim çalıģtıracak, hastane ve eczane açacaktır. Kazada yaralanan ile ölenlerin yetimlerine mahkeme kararı ile tazminat ödenecektir. Eğer kaza iģverenin yönetim veya denetim hatası ile oluģmuģ ise ayrıca TL fazla tazminat ödenecektir. ÇalıĢma süresi günde sekiz saattir. Fazla çalıģma iki tarafın oluruna bağlı olup, iki kat ücret ödenecektir. ĠĢveren yeni iģçilerin eğitiminden sorumlu olacaktır. Amele Birliği, Ġhtiyat ve Teavün Sandıkları bu yasa gereğince kurulacaktır (Talas, 1992; Makal, 2002). Cumhuriyetin ilk yıllarından baģlayarak kamu yatırımları ile geliģen sanayileģme sürecine giren ülkemizde sanayileģme kaynaklı sorunların giderilmesi amacıyla ĠSG ile ilgili pek çok yasa, tüzük, yönetmelik çıkarılmıģtır. Ġlk olarak, 1924 Anayasası ile baģlayan bu düzenlemeler; 2 Ocak 1924 tarih ve 394 sayılı Hafta Tatili Yasası ile devam etmiģtir. Bu yasa Cumhuriyet döneminde ĠSG konusundaki ilk olumlu düzenlemelerden birisi olmuģtur yılında yürürlüğe giren Borçlar Yasası'nın 332.nci maddesi iģverenin iģ kazaları ve meslek hastalıklarından doğan hukuki sorumluluğunu getirmiģtir (Ceran, 1997). Yasal düzenlemeler 1930 yılında Belediyeler Kanunu ve Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile devam etmiģtir sayılı Umumi Hıfzıssıhha Yasası'nın 7.nci maddesi ĠSG yönünden bugün bile çok önemini koruyan hükümler getirmiģtir. ĠĢyerlerine sağlık hizmetinin götürülmesi bu yasa ile baģlamıģtır sayılı Belediyeler Yasası'na 20

41 göre iģyerlerinin ĠSG yönünden bazı açılardan denetlenmesi görevi belediyelere verilmiģtir (Makal, 2002). Ardından 1936 yılında yürürlüğe giren ve çalıģma yaģamının birçok sorunlarını kapsayan 3008 sayılı ĠĢ Yasası ile ülkemizde ilk kez ĠSG konusunda ayrıntılı ve sistemli bir düzenlemeye gidilmiģtir sayılı ĠĢ Yasası 8 Haziran 1936 tarihinde kabul edilmiģ, 16 Haziran 1937 tarihinde yürürlüğe girmiģ ve 1967 yılına kadar uygulamada kalmıģtır (Makal, 2002) Anayasa sının sosyal haklar ve ödevler bölümünde ve özellikle de 43. md de, iģgücünün çalıģma Ģartları bakımından korunması amacıyla hükümler yer almıģtır. Bunun ardından ise, 1971 de ikinci ĠĢ Kanunumuz olan 1475 Sayılı ĠĢ Kanunu yürürlüğe girmiģtir. Bu kanunun 5. bölümünde, maddeleri arasında ĠSG konusuna yer verilmiģtir sayılı ĠĢ Yasasının ĠSG yönünden çağdaģ yaklaģım getiren 73. maddesi ile iģveren, iģçinin sağlık ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki Ģartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü kılınmıģtır. ĠĢçilerin de bu yoldaki usullere ve Ģartlara uymak zorunda oldukları belirtilmiģtir (Kutal, 1996) sayılı ĠĢ Yasasının 74.ncu maddesi sağlık ve güvenlik ile ilgili tüzüklerin hazırlanmasını öngörmüģtür. Yasanın bu maddesine göre çıkarılan tüzüklerin baģlıcalar Ģunlardır: ĠĢçi Sağlığı ve ĠĢ Güvenliği Tüzüğü, Parlayıcı, Patlayıcı, Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle ÇalıĢılan ĠĢlerde ve ĠĢyerlerinde Alınacak Güvenlik Tedbirleri Hakkında Tüzük, Yapı ĠĢlerinde Alınacak ĠĢçi Sağlığı ve ĠĢ Güvenliği Tedbirleri Tüzüğü, Maden ve TaĢ Ocakları ĠĢletmelerinde ve Tünel Yapımında Alınacak ĠĢçi Sağlığı ve ĠĢ Güvenliği Önlemlerine ĠliĢkin Tüzüktür Anayasası nda ise ĠSG konusuna, doğrudan olmasa da dolaylı olarak yer verilmiģtir. ġöyle ki, anayasanın 2. bölümünde yer alan kiģinin hakları ve ödevleri ile 3. bölümdeki sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler baslığı altındaki maddelerde dolaylı olarak, ĠSG konusuyla ilgili hükümler yer almaktadır. Benzer Ģekilde anayasanın 17. maddesinde herkesin yaģama, maddi ve manevi varlığını 21

42 koruma ve geliģtirme hakkı güvence altına alınmıģtır. Anayasanın 50. maddesinde kimsenin yaģına, cinsiyetine ve gücüne uymayan iģlerde çalıģtırılamayacağı, küçüklerin, kadınların ve bedeni ve ruhi yetersizlikleri olanların çalıģma koģulları bakımından özel olarak korunacağı belirtilmektedir. Öte yandan anayasanın 60. maddesinde herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip bulunduğu öngörülmüģtür (Süzek, 2008). 2.3 ĠSG Temel Kavramlar Kaza Kaza nedir ve neden olmaktadır sorusu uzunca zamandan beri güvenlik araģtırmalarının en baģlıca sorunudur. Bu sorunun olası yanıtları kazaları önlemek amacı ile yürütülen tüm çalıģmaların temelini oluģturmaktadır (Lingard ve Rowlinson, 2004; Dizdar, 2000). En genel ifadesi ile can veya mal kaybına yol açan kötü olay olarak nitelendirilen kaza kavramının farklı tanımları bulunmaktadır. ĠSG konusunda araģtırmalar yapan Harms-Ringdahl (2001) kaza kavramını, yaralanma veya zarara neden olma potansiyeline sahip, aniden oluģan, arzu edilmeyen ve planlanmamıģ olay olarak tanımlamaktadır. Hukuki açıdan kaza kavramını ele almak gerekirse geniģ ve dar anlamda iki tanım yapmak olanaklıdır. GeniĢ anlamı ile kaza, ani bir Ģekilde ve istenmeyerek bir zararın ortaya çıkmasına etken olan nedenlerin bütünüdür. Bu anlamdaki kaza kavramına, beden bütünlüğünün ihlali ve ölümün yanı sıra eģyaya iliģkin zararlar da dahildir. Buna karģın dar anlamda kaza, insan bedeninin zarar görmesi bir diğer anlatımla beden bütünlüğünün ihlali ya da ölüm durumudur (Güzel ve Okur, 2003). Ġstenmeyen, planlanmamıģ, genellikle ölüm yaralanma veya maddi hasarla sonuçlanan olaylar olarak tanımlanan kazaların oluģumları ele alındığında; insana bağlı bir hatanın var olduğu görülmektedir. Bu hata sadece kazayı yapan kiģi ile sınırlı olmayıp kazanın gerçekleģtiği ortamı yaratanlardan, o ortamın paylaģanlara ve yöneticilerine kadar geniģ bir çerçevede ele alınmaktadır. Bu bağlamda değerlendirildiğinde tüm kazaların temel nedeni insandır denmektedir (Petersen, 1984; Sanders ve diğ. 1993). 22

43 ĠĢ kazaları bir kaza türü olarak ele alındığında; günümüzde giderek hızlanan teknolojik geliģmelerin bu durumların yaģanmasında temel neden olduğu görülmektedir. Teknolojik geliģmelerin paralelinde ortaya çıkan bu tablonun kaynağında, gerekli önlemlerin alınmayıģının ve de alınmıģ önlemlere uyulmayıģının yattığı görülmektedir (Demircioğlu ve Centel, 2000). DSÖ iģ kazasını; önceden planlanmamıģ, çoğu zaman yaralanmalara, makine ve donanımın zarara uğramasına veya üretimin bir süre durmasına yol açan olay Ģeklinde tanımlarken; UÇÖ belirli bir zarar veya yaralanmaya yol açan önceden planlanmamıģ, beklenmedik bir olay Ģeklinde tanımlamaktadır (ILO, 1983). Ülkemizde ise iģ kazası 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu na göre tanımı Ģöyledir; iģ kazası, aģağıdaki hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhen arızaya uğratan olaydır: Sigortalının iģyerinde bulunduğu sırada, ĠĢveren tarafından yürütülmekte olan iģ dolayısı ile Sigortalının, iģveren tarafından görev ile baģka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl iģini yapmaksızın geçen zamanlarda, Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, Sigortalıların, iģverence sağlanan bir taģıtla iģin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13. maddesinde iģ kazası aģağıdaki Ģekilde tanımlanmaktadır. Sigortalının iģyerinde bulunduğu sırada, ĠĢveren tarafından yürütülmekte olan iģ nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalıģıyorsa yürütmekte olduğu iģ nedeniyle, Bir iģverene bağlı olarak çalıģan sigortalının, görevli olarak iģyeri dıģında baģka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl iģini yapmaksızın geçen zamanlarda, Emziren kadın sigortalının, iģ mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, 23

44 Sigortalıların, iģverence sağlanan bir taģıtla iģin yapıldığı yere gidiģ geliģi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olaydır. ĠĢ kazalarının nedeni yalnız kazaya neden olan ya da kazanın sonucundan zarar gören insan değildir. Birçok faktör kazaların oluģumunda rol oynar. Bu noktadan hareketle son yıllarda birçok araģtırmacı kazaları, emniyetsiz durumlar ve emniyetsiz hareketlerin oluģturduğu bir bütün olarak ele almaktadırlar. Bu alanda yapılan araģtırmalar kazaların güvensiz eylem ve güvensiz Ģartlarla bağlantılı olduğu ortaya koymaktadır (ILO, 1983; Sanders v.diğ., 1993; Dizdar, 2000). Emniyetsiz durumlar diğer bir deyiģ ile güvensiz koģullar, çalıģma yerlerinde iģ güvenliğini bozan ve iģ ortamında tehlike arz eden durumları ifade etmektedir. Genel olarak çevre, makine ve malzemeden kaynaklanan güvensiz koģullar, koruyucusuz veya koruyucusu yeterli olmayan makineler veya bunlardaki montaj ve tasarım hataları, kusurlu ve/veya eksiltili donanım, kullanılan madde yapılarına uygun üretim sisteminin seçilmemiģ olması, iģe uygun makine kullanılmaması, iģyerinin düzensizliği, yetersiz aydınlatma, gürültü, sıcaklık, sağlık koģulları gibi çalıģma ortamındaki eksikliklerden kaynaklanan durumlar olarak nitelendirilmektedir. Emniyetsiz hareketler diğer bir deyiģ ile tehlikeli hareketler iģ görenin iģ güvenliğini tehlikeye atan hatalı hal ve davranıģları ifade etmektedir. ĠĢçilerin özellikle eğitim düzeyleri, deneyim düzeyleri ve psikolojik durumları emniyetsiz hareketlerin yapılmasında önemli bir rol oynamaktadır. ĠĢçinin eğitim düzeyine, fiziksel ve ruhsal kapasitesine uygun olmayan iģ yükü ve fazla mesai, iģ güvenliği önlemlerinin bilinmemesi veya önemsenmemesi, var olan koruyucu güvenlik önlemlerinin kullanılmaması, emniyetsiz malzeme kullanımı, çalıģan makine ve donanım üzerinde bakım ve onarım yapma; gereksiz ĢakalaĢmalar, dikkat dağıtma gibi davranıģlar emniyetsiz hareketler olarak tanımlanmaktadır. Kazaların oluģ nedenlerini açıklayabilmek amacı ile bazı teoriler geliģtirilmiģtir. Bu teoriler; Tek Faktör Kuramı, Enerji Kuramı, Ġnsan Faktörleri Kuramı, Kaza/Olay Kuramı, Sistem Kuramı, Kombinasyon Kuramı, Epidemiyoloji Kuramı, Çok Etken Kuramı, Domino Etkisi Kuramlarıdır (Sanders, 1993; Lingard ve Rowlinson, 2005; Özkılıç, 2005). 24

45 2.3.2 Tehlike Tehlike, kazalara yol açması, sağlığı ve güvenliği olumsuz yönde etkilemesi bakımından üzerinde durulması gereken diğer bir kavramdır. Tehlike kavramı bir kazanın potansiyel kaynağını ya da nedenini belirtmek için kullanılmaktadır. (Harms-Ringhdall, 2005). Bunun yanı sıra, tehlike insanın yaralanma ya da ölümüne veya mal ya da eģyanın zarar görmesine veya kaybına kasıtsız olarak neden olabilen bir potansiyel durumu ifade etmektedir (Raouf ve Dhillon, 1994; Stranks, 2002). Mal, can ve çevre için potansiyel bir tehlike oluģturan malzeme, durum veya aktivitenin karakteristiği olarak nitelendirilen tehlike kavramının daha geniģ tanımı literatürde; insanların yaralanması, hastalanması, malın veya malzemenin zarar görmesi, iģyeri ortamının zarar görmesi veya bunların birlikte gerçekleģmesine sebep olabilecek potansiyel kaynak veya durum Ģeklinde ifade edilmektedir (ILO, 1993). ĠĢ kazalarına sebep olan tehlikeler için çeģitli sıfırlandırmalar yapmak mümkündür. AĢağıda iģ yerini maddi ve manevi olarak kayba uğratan iģ kazası ve meslek hastalıklarının meydana getiren tehlikelere dair bir sınıflandırma örneklenecek olursa tehlikeler; fiziksel tehlikeler, kimyasal tehlikeler, elektrikle çalıģma ile meydana gelen tehlikeler, mekanik tehlikeler, tehlikeli yöntem ve iģlemler, iģyeri ortamından kaynaklanan tehlikeler Ģeklinde sınıflandırılabilir. Bu sınıflandırma daha geniģ olarak ele alınarak açıklanacak olursa fiziksel tehlikeler; titreģim, gürültü, yetersiz havalandırma, aģırı ısı, nem ve hava hareketleri, yetersiz veya aģırı aydınlatma kaynaklı tehlikeler olarak sınıflandırılmaktadır. Kimyasal tehlikeler: toksik gazlar, organik sıvıların buharları, ergimiģ haldeki metal gazlarından kaynaklanan tehlikeler; radyasyona maruz kalma (X ıģınları, doğal ve yapay radyoaktif maddeler, kızılötesi ve mor ötesi ıģınlar); asit ve bazlar nedeniyle yanma; inert tozlar, fibrojenik tozlar, toksik tozlar, kansorejonik tozlar, alerjik tozlar den kaynaklanan tehlikeler olarak gruplandırılmaktadır(özkılıç, 2005). Elektrikle çalıģma ile meydana gelen tehlikeler; topraklaması yapılmamıģ tezgâhlar veya el aletleri, topraklamanın belli periyotlarla kontrolünün yapılmaması, elektrik ve aydınlatma tesisatının periyodik kontrolünün yaptırılmaması, yıpranmıģ ve hatalı onarılmıģ el aletleri, yetkisiz kiģilerin müdahale etmek istemesi, kırık ve yıpranmıģ el aletleri, koruyucu baret, eldiven, çizme, isteka veya tabure gibi kiģisel koruyucuların 25

46 bulunmaması, zeminin yalıtılmaması, yüksek gerilim ile çalıģmada gerekli kurallara uyulmaması Ģeklinde sınıflandırılmaktadır (Özkılıç, 2005). Mekanik tehlikeler; makine ve tezgâhın ezen, delen, kesen, dönen operasyon koruyucusunun bulunmaması, preslerde çift el kumanda kullanılmaması, preslerde ayak pedalı koruyucusu olmaması, transmisyon kayıģlarının koruyucusunun takılmamıģ olması, makine ve tezgahı tehlike anında durduracak stop butonun bulunmaması, yetersiz ve uygun olmayan makine ve koruyucu donanım, yetersiz uyarı sistemleri, düzensiz ve dağınık iģyeri ortamı, makinelerin, kaldırma aletlerinin, kazanların, kompresörlerin v.b. gerekli bakım ve periyodik kontrollerinin yapılmaması Ģeklinde sınıflandırılmaktadır (Özkılıç, 2005). Tehlikeli yöntem ve iģlemler: makine veya tezgâhlarda çalıģırken koruyucu donanımın devre dıģı bırakılması; baret, gözlük, siper, maske v.b. gibi kiģisel koruyucuların kullanılmaması; aģırı yük kaldırma; üç metreden yüksek malzeme istifleme, etiketlenmemiģ veya yetersiz etiketlenmiģ malzeme, gereken uyarı, ikaz iģaret ve yazılarının konmamıģ olması, güvenlik kartı olmayan kimyasalla çalıģma, iģe yeni baģlayan iģçiye çalıģtığı iģle ve ĠSG konularında eğitim vermeden çalıģtırma, belli aralıklarla iģçilere ĠSG konularında eğitim verilmemesi, yeterli uyarı yapılmadan araçların çalıģtırılması veya durdurulması, elektrik kesilmeden teçhizat üzerinde onarım, onarım sırasında Ģalter vaya beklenmedik bir harekete karģı güç düğmesinin emniyete alınmamıģ olması, çalıģır haldeki ekipmanın yağlanması, temizlenmesi, ayarlanması, depo ve konteynerlerin tam olarak boģaltılıp temizlenmeden üzerinde onarım ve kaynak yapılması, yüksekten atlama, parlama, patlama ve yangın ihtimali olan yerlerde elektrik tesisatının tutuģmaz özellikte olmaması, parlama, patlama tehlikesi olan yerlerde sigara içilmesi, yükleme ve boģaltma iģlemlerinin uygun yöntemle yapılmaması, malzemelerin, makinelerin ve ekipmanın uygun yerleģtirilmemesi, Ģeklinde gruplandırılmaktadır (Özkılıç, 2005). ĠĢyeri ortamından kaynaklanan tehlikeler ise iģyeri zemini, yetersiz geçitler, yetersiz çıkıģ yerleri, yetersiz iģ alanı, düzensiz iģyeri, merdivenlerde korkuluk olmaması, duģların ve tuvaletlerin çalıģır durumda veya temiz olmaması durumları Ģeklinde ele alınmaktadır (Özkılıç, 2005). 26

47 2.3.3 Risk ve Risk Yönetimi Literatürde; birçok kavramda olduğu gibi risk kavramının tanımlanması sırasında da pek çok farklı anlatıma rastlamak olasıdır. Molak (1997), riski, endüstriyel bir süreç içinde meydana gelen olumsuz etkilerin ortaya çıkma olasılığı olarak ifade ederken Modarres (1993); risk kavramını bir tehlike sonucunda ortaya çıkan ölüm ve yaralanmaların olasılığı olarak tanımlamıģ ve bir tehlike durumu varsa ve bu tehlike durumlarına karģı güvenlik önlemleri alınmamıģ ise ölüm ya da yaralanma olaylarının görülme olasılığının devam edeceğini; bunun da risk olarak tanımlanacağını belirtmiģtir. Blanchard (1998) ise, riski, bir ya da birden fazla olaya bağlı olarak iģlerin ters gitme olasılığı olarak tanımlamıģlardır. Kaplan ve Garrick (1981), riski bünyesinde belirsizlik içeren, kayıp ve zarar oluģturan bir kavram olarak tanımlamıģtır. Bu nedenle, risk, olumsuz sonuçların elde edilme sıklığı ya da olasılığı ve de bu sonuçların toplam süreç içerisindeki etkisi olarak da ifade edilebilir. Sage ve White (1980), riski, birim zamanda meydana gelen maliyet artıģı olarak tanımlamıģ ve bunun bir takım hatalı olaylardan etkilenen bağımsız olayların istatistiki olarak ortaya çıkma olasılığı olarak değerlendirmiģtir. Risk kavramı konusunda bir diğer önemli nokta, yukarıda ifade edilen ve literatürde yer alan tanımlamalardan ortaya çıkan; sistem ya da süreç ne kadar karmaģık yapıda ise, risklerin meydana gelme olasılığı da o kadar fazla olması konusudur. Bu anlayıģ nedeni ile son yıllarda risk mühendisliği kavramı ortaya çıkmıģ ve teknik risklerden dolayı ortaya çıkan olumsuzlukların tanımlanması, kontrol edilmesi, değerlendirilmesi ve yönetilmesi önem kazanmaya baģlamıģtır (Acar, 2007). ĠSG alanında risk kavramının ele alınması durumunda Avrupa Birliği (AB), UÇÖ gibi konuya taraf olan kurumların yapmıģ oldukları tanımlamaları ele almak gerekmektedir. Risk kavramı, AB tarafından zarar potansiyelinin kullanım ve/veya maruz kalma Ģartlarında ortaya çıkması olasılığı ve zararın olası boyutları olarak nitelendirilmektedir. OHSAS ĠĢ Sağlığı Ve Güvenliği Yönetim Sisteminde tehlike, insanların yaralanması veya sağlığının bozulması veya bunların birlikte gerçekleģmesine sebep olabilecek kaynak durum veya iģlem olarak; risk ise tehlikeli bir olayın veya maruz kalma durumunun meydana gelme olasılığı ile olay veya maruz kalma durumunun 27

48 yol açabileceği yaralanma veya sağlık bozulmasının ciddiyet derecesinin birleģimi olarak ifade edilmektedir. ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ĠĢ Sağlığı Ve Güvenliği Genel Müdürlüğü nce yayımlanmıģ olan risk değerlendirmesi rehberinde; tehlike kavramı bir zarar veya hasar oluģturabilme potansiyeli olarak ifade edilirken risk belirli bir tehlikeli olayın meydana gelme olasılığı ile bu olayın sonuçlarının ortaya çıkardığı zarar, hasar veya yaralanmanın Ģiddetinin bileģimi olarak tanımlanmaktadır. Risk yönetimi konusunda ilk yazılı anlatımlar bilimsel yönetim düģüncesinin öncüsü Henry Fayol a kadar dayandırılmaktadır. Fayol un 1916 yılında yayınladığı yönetimin altı temel fonksiyonunu açıkladığı makalesinde ele aldığı güvenlik konusunun bugünkü anlamda risk yönetimi disiplininin temelini oluģturduğu düģünülmektedir. Risk yönetimi kavramını tanıyarak, uygulayan ilk büyük uluslararası Ģirket 1966 yılında gerçekleģtirdiği uygulamalar ile Massey Ferguson olmuģtur (Snider, 1991). Risk yönetimi; risklerin sistematik tanımlanması, yaratacağı zararların analizi ve olası etkileri en aza indirgemek için geliģtirilecek yöntemlerin araģtırılması ile ilgili alınan yönetim karar ve stratejilerinden oluģmaktadır. Bu anlamda günümüzde risk yönetimi; organizasyonları risklerin gerçekleģme sıklıklarını azaltma ve olumsuz sonuçlarına karģın korumada yardımcı bir yönetim fonksiyonu haline dönüģmüģtür (Rowe 1982; Rejda, 1992; Valsamakis ve diğ. 1992; Englehart 1994). Risk yönetimi ve değerlendirmesi, diğer yönetim sistemlerinde olduğu gibi ĠSG yönetim sisteminin planlama aģamasının en temel bölümüdür. ĠSG yönetimi eylem planlarının geliģtirilmesi yolu ile risklerin tanımlandığı, ölçüldüğü, yanıtlandığı bir bilgi alanıdır. Risk yönetim süreci genel olarak proje risk yönetimi iģlemleri ile aynı yol izlenerek oluģturulmaktadır. Genel olarak risk yönetimi, risklerin değerlendirilmesi ile ilgili bir süreci ve ardından da bu değerlendirmelere bağlı olarak, belirlenen ve/veya tanımlanan risklerin ortadan kaldırılması ya da azaltılması amacı ile geliģtirilen stratejileri kapsamaktadır. Risk değerlendirmeleri aģamasında, riskler, gerek nicel olarak meydana gelme sıklıkları ve oranlarının belirtildiği Ģekli ile gerekse nitel olarak olası etkilerinin, önem derecelerinin ve sonuçlarının yorumlandığı Ģekliyle değerlendirilmektedir. 28

49 2.4 ĠSG Risk Yönetimi ĠSG nin iģletmelerde sağlanabilmesi için yapılması gerekenlerin sistematik Ģekilde ele alınması gerekliliği ĠSG yönetim sistemlerine iliģkin standartlar geliģtirilmesini gerekli kılmıģtır. Bu anlamda; çalıģma yaģamını, üretkenliği ve bunlara bağlı olarak iģletmelerin karlılıklarını etkileyen ĠSG den kaynaklı olumsuzlukların önlenmesi için, öncelikle mevcut durumun analizinin yapılarak risklerin belirlendiği, bu riskleri ortadan kaldırmak için yasal yönetmelik, mevzuat ve kanunlara bütünleģik programların oluģturulduğu ve uygulandığı, bütün çalıģmaların belli bir sistematik içerisinde kayıt altına alındığı ve ilgilileri ile paylaģıldığı, yürütülmekte olan çalıģmaların izlenip denetlendiği sistemlere ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri denmektedir. BS 8800 (Guide To Occupational Health and Safety Management Systems), UÇÖ ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Rehberi:2001, ISA 2000, NPR 5001, OSHA AS/NSZ 4360, OSHA AS/NSZ 4804, OHSAS (Occupational Health and Safety Assessment Series) 18001, OHSAS Uygulama Rehberi ĠSG yönetim sistemleri için geliģtirilen standartlar arasında baģlıcaları olarak gösterilmektedir (Özkılıç, 2005; Kesim, 2009). ĠSG ile ilgili ilk standart, Ġngiliz Standart Kurumu (BSI) tarafından BS 8800 olarak 1996 yılında yayınlanmıģtır. BS 8800 standardının yayınlanmasından sonra ĠSG Yönetim Sistemi konusunda uluslararası bir standart yayınlanması için çalıģmalar hızlanmıģ ve 15 Nisan 1999 tarihinde Ġrlanda Ulusal Standartları Kurumu, Ġngiliz Standartlar Kurumu v.b. birçok kuruluģun katılımı ile OHSAS standardı yayınlanmıģtır. BS 8800 veya ISA 2000 nin aksine OHSAS 18001, bir ĠSG yönetim sisteminin içerisinde bulunması gereken kritik yönetim elemanlarını tanımlamaktadır. OHSAS 18001, organizasyonların kalite, çevre ĠSG sistemlerini birbirlerine bütünleģmiģ etmelerini kolaylaģtırmak için, ISO 9001 (1994) Kalite ve ISO Çevre yönetim Sistemi Standartları ile uyumlu olarak geliģtirilmiģtir. OHSAS standardı Türk Standartlar Enstitüsü Genel Sekreterliği ne bağlı Akreditasyon ve Belgelendirme Özel Daimi Komitesi nce hazırlanmıģ ve TSE Tetkik Kurulu nun 9 Nisan 2001 tarihli toplantısında Türk Standardı olarak kabul edilerek TS 18001/Nisan 2001 ĠĢ Sağılığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri - ġartlar olarak yayınlanmıģtır (Özkılıç, 2005). 29

50 ĠSG yönetim sistemlerinin en temel bileģeni ĠSG risk yönetimidir. ĠSG risk yönetiminin amacı; iģ kazaları ve meslek hastalıklarını oluģturan nedenler ve bunları etkileyen faktörler ile ilgili mümkün olan en geçerli ve doğru bilgiyi toplayarak görünmeyen tehlikelerin ortaya çıkmasını engellemek için etkili bir sistem kurmaktır. Ġyi bir risk analizi, doğabilecek kazalardan korunma açısından büyük değer taģır ve görünmeyen tehlikelerin ortaya çıkarılmasını, etkili güvenlik önlemlerinin alınmasını sağlar. UÇÖ ĠSG risk yönetimini; Bir organizasyon içerisinde iş güvenliği önlemlerini iyileştirme ve sürdürmeyi başaracak tüm girişimler olarak tanımlanmaktadır. OHSAS de ise risk değerlendirmesi, riskin büyüklüğünü hesaplama ve riskin katlanılabilir olup olmadığına karar verme iģlemi olarak tanımlamaktadır. Ġngiliz Standardı olan BS:8800 e göre risk değerlendirmesi, riskin büyüklüğünün tahmin edilmesini ve riskin kabul edilebilir olup olmadığının tanımlanmasını kapsayan süreç olarak ifade edilmektedir. Avustralya ĠSG Yönetim standardı olan AS/NZS 4360 ta ĠSG Risk Yönetim yöntemi; risk tanımlaması, analizi, değerlendirmesi, izlenmesi ve iletiģimi çerçevesinin tesisi görevlerine yönetim politikalarının, prosedürlerinin ve tatbikatlarının uygulanmasıdır. ĠSG Yönetim sistemlerinin en temel bileģenini oluģturan risk değerlendirmesi; iģletmelerdeki çalıģma koģullarından kaynaklanan her türlü tehlike ve sağlık riskini azaltarak, insan sağlığını etkilemeyen düzeye düģürme amacı ile yapılan tüm çalıģmalar olarak özetlenebilir (Huges ve Ferrett, 2007; Lingard ve Rowlinson, 2005; Tan, 2007). Tan (2007), yapmıģ olduğu çalıģmada risk değerlendirmesinin genel olarak üç aģamada yapılacağını belirtirken bunları; tehlikenin tanımlanması, her tehlike için meydana gelecek zararın Ģiddeti (büyüklüğü) ve olası zararın sıklık derecesinin belirlenmesi, riskin elemine edilmesi için önleyici iģlemler için yapılacak çalıģmalara karar verilmesi Ģeklinde açıklamaktadır. ÇalıĢma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yayınlamıģ olduğu 5 adımda Risk değerlendirmesi adlı kılavuzunda; Avrupa ĠSG Ajansının da öngördüğü (OSHA, 2007), tehlikelerin belirlenmesi, tehlikelerin değerlendirilmesi, risklerin derecelendirilmesi (risk analizi), kontrol önlemlerinin uygulanması, denetim izleme 30

51 ve gözden geçirme evrelerinden oluģan beģ sınıflı bir değerlendirme sistemini önermektedir. Huges ve Ferret (2007), Ġngiliz ĠSG kurumunun (HSE) yapmıģ olduğu beģli sınıflandırmayı tartıģtığı araģtırmasında ise risk değerlendirme sürecini; tehlikelerin tanımlanması, risk taģıyan iģgörenlerin belirlenmesi, risk düzeyinin değerlendirilmesi (risk analizi), risk kontrollerinin belirlenmesi, risk değerlendirme bulgularının kaydı, izleme ve gözden geçirme olarak belirtmektedir. ġekil 2.1 : ĠSG Risk Değerlendirme Süreci (Özkılıç, 2005). Tehlikelerin belirlenmesi risk yönetiminin en önemli adımıdır. Sistem veya organizasyon içerisindeki potansiyel zarar veya hasar yaratabilecek etkenlerin nesnel olarak analiz edilmesi iģlemidir. ĠSG ne iliģkin hukuki ve diğer Ģartlar, iģletmenin ĠSG politikası, kaza ve olay kayıtları, en iyi uygulamalar hakkında bilgiler, kuruluģa özgü tehlike riskleri, benzer kuruluģlarda olmuģ olan kaza ve olaylar, kuruluģun tesisleri, yöntem ve faaliyetleri hakkında bilgiler, süreç akıģ Ģemaları, makine, donanım v.b. bilgiler, yöntemler, görevler, saha planları gibi belge ve bilgiler tehlike belirleme sürecinin ana girdileri arasında sayılmaktadır (Lingard ve Rowlinson, 2005; Özkılıç, 2005; Huges ve Ferret, 2007). Risklerin değerlendirilmesi evresinde; riskler değerlendirilir, derecelendirilir ve gerekli kontrol ölçümlerinin yapılması için yöntemler oluģturulur, risk seviyelerinin kabul edilebilirliğinin önceden hazırlanmıģ ölçütler ile karģılaģtırması yapılır. Kalan riskin katlanılabilirliğinin değerlendirmesi, ihtiyaç duyulan her ek risk kontrol önleminin belirlenmesi, risk kontrol önlemlerinin riski katlanılabilir bir seviyeye 31

52 indirmeye yetip yetmeyeceğinin değerlendirilmesi yapılır. Risk değerlendirmesi aģamasında, riskin kabul edilebirliğine karar vermek için, riskin önemi üzerinde kapsamlı olarak karar verilir. Riski tahmin etmenin temelinde, risk değerlendirmesi, riskin kabul edilebilir düzeyde olup olmadığını belirleme ya da ilave risk ölçümleri ile riski kabul edilebilir düzeye indirgemek maksadıyla uygulanır. Risk değerlendirmesi, çok fazla nesnel yargılara dayanır. Risk değerlendirmesi aģamasında, olayların ortaya çıkma olasılığı ve ortaya çıktığında maruz kalınabilecek sonuçlar belirlenir (Özkılıç, 2005). Kontrol önlemlerinin belirlenmesi adımında değerlendirilen risklerle ilgili alınacak önlemler tartıģılmakta riskin ortaya çıkma ihtimalinin önlenmesi, azaltılması veya hasarın potansiyel Ģiddet derecesinin azaltılması ya da tehlikenin transfer edilmesinin maliyet analizi yapılmaktadır. Riskler, normal koģullarda bir ya da birkaç güvenlik ölçümü ile azaltılabilirler. Risklerdeki azalma, ya sonucu üzerinde, ya da gerçekleģme olasılığı üzerinde olmaktadır. Kontrol ölçümleri, mühendislik kontrolü veya yönetimle ilgili kontroller aracılığı ile yapılabilir. Mühendislik kontrolleri; korunma yolları, bariyerler ve diğer tesisatlar gibi donanımlara baģvururken yönetimle ilgili kontroller ise güvenli çalıģma yöntemleri, güvenlik sistemleri gibi yazıların yayımlanması yoluna baģvurmaktadır (Özkılıç, 2005). Belirlenen kontrol önlemleri uygulamaya konur, ancak tanımlanan her gerekli risk azaltma ve kontrol önlemleri ile ilgili değiģiklikler uygulamaya konulmadan önce denenmelidir. Kontrol önlemleri; öncelikle tehlikelerin bertaraf edilmesi ve riskin ortadan kaldırılması ilkesini yansıtmalıdır, risk ortadan kaldırılamıyorsa azaltılma yoluna gidilir, riskin azaltılması için personel koruyucu donanımın kullanılması ise son çare olarak düģünülmelidir. Bazı tehlikelerin gözden kaçırılması veya yeniden tanımlanmasına ihtiyaç duyulması, zaman içinde yeni tehlikelerin ortaya çıkması tüm iģlemlerin tekrarlanmasını gerekli kılabilmektedir. Ġzleme ve gözden geçirme evresinde bu iģlemler gerçekleģtirilmektedir. Uygun kontrol ölçümleri uygulandıktan sonra, daha önceden belirlenmiģ tehlikelerin artan risk değerlerinin kabul edilebilirliklerini değerlendirmek için yeniden değer biçmeye ihtiyaç duyulabilir. Riskin belirlenmesi, risk değerlendirme ve kontrol önlemlerinin ardından; riski ortadan kaldırmaya/azaltmaya yönelik gerekli faaliyetin zamanında tanımlanmasının izlenmesi ve gözden geçirilmesinin de mutlaka yapılması gerekmektedir. Alınan 32

53 önlemler sonucunda risk kontrol süreçlerinde de değiģiklikler olabileceğinden geriye kalan risklerin yeni durumlarını belirlemek amacıyla risk değerlendirmesinin yapılması gerekebilir, bu nedenle de tutulan tüm kayıtların analizlerinin yapılması gerekliliği bulunmaktadır Risk analizi Risk analizi yöntemleri niteliksel (kantitatif) ve niceliksel (kalitatif) olmak üzere iki ana grupta ele alınmaktadır. Niceliksel risk analizinde, riski hesaplama sayısal yöntemlere göre yapılırken niteliksel risk analizinde tehdidin olma ihtimali, tehdidin etkisi gibi değiģkenlere sözel değerler atanarak bu değerlerin mantıksal yöntemler ile iģlenmesi sonucunda risk değeri bulunmaktadır. Niteliksel risk analizi riski hesaplarken ve ifade ederken rakamsal değerler yerine yüksek, çok yüksek gibi tanımlayıcı değerler kullanılmaktadır. Niceliksel risk analizi yöntemleri çok sayıda olup iģin görüldüğü sektörün yapısına, iģin gerekliliklerine göre farklı değerlendirme yöntemleri kullanılmaktadır. BaĢlıca risk analizi yöntemleri; Eğer olursa ne olur (What if? ), BaĢlangıç Tehlike Analizi - (Preliminary Hazard Analysis PHA), ĠĢ Güvenlik Analizi (Job Safety Analysis - JSA), Kontrol Listeleri (Check Lists), Birincil Risk Analizi (Preliminary Risk Analysis - PRA), Tehlike ve ĠĢletilebilme ÇalıĢması Yöntemi (Hazard and Operability Studies - HAZOP), Olası Hata Türleri ve Etki Analizi Yöntemi(Failure Mode and Effects Analysis- Failure Mode and Critically Effects Analysis- FMEA/FMECA) Hata Ağacı Analizi Yöntemi (Fault Tree Analysis-FTA), Olay Ağacı Analizi (Event Tree Analysis - ETA), Risk Değerlendirme Karar Matris Yöntemi (Risk Assessment Decision Matrix) Neden-Sonuç Analizi (Cause-Consequence Analysis), 33

54 Tehlike Derecelendirme Ġndeksi (DOW index, MOND index, NFPA index), Hızlı Derecelendirme Yöntemi (Rapid Ranking, Material Factor), Güvenlik Denetimi (Safety Audit). Kontrol Listesi yöntemi; bir veya daha fazla kontrol listesinde önceden saptanmıģ ölçütlere dayalı sistematik bir değerlendirme yöntemi olup sistemin, atölyenin veya bir istasyonun tehlike potansiyellerini ve bunların her biri için gerçekleģme olasılıklarını belirlemeyi temel almaktadır. Hata Ağacı Analizi yöntemi; bir olayın gerçekleģmesi veya gerçekleģmemesi için alınması gereken önlemler ve buna neden olabilecek faktörlerin aralarındaki bağlantıların belirlenmesi temelinde geliģtirilmiģ bir yöntemdir. Olay Ağacı Analizi Yöntemi ise mantığı Hata Ağacı Analizi nde kullanılanın tam tersi olarak tümevarım mantığı kullanılarak tehlikeli bir olayın yaratabileceği çeģitli senaryoları tanımlamaya çalıģmaktadır. Tehlike ve ĠĢletilebilme ÇalıĢması Yöntemi; kimya endüstrisi tarafından, bu sanayinin tehlike potansiyelleri dikkate alınarak geliģtirilmiģtir. Neden Sonuç Analizi; tehlikeleri sonuçları ile iliģki halinde belirleyen bir yöntem olup bir durumun gerçekleģmesi ile ortaya çıkabilecek tehlikelerin ve sonuçlarının değerlendirilerek uygulanması metodudur. Olası Hata Türleri ve Etkileri Analizi Yöntemi ise gerçekleģen her hatanın ve olası her hatanın nedenlerini ve etkenlerini belirlemeyi esas almaktadır. Eğer Olursa Analizi, kapsamlı, gevģek yapılandırılmıģ sorgulama kullanan bir beyin fırtınası yaklaģımıdır. Sorgulama, sistem performans sorunları veya kazalarla sonuçlanabilecek potansiyel bozuklukları varsaymakta ve bu sorunlara karģı uygun önlemler sunmaktadır (Lingard ve Rowlinson, 2005; Özkılıç 2005) Risk değerlendirme karar matrisi yöntemi Risk matrisi ile risk analizi kolay uygulanabilirliği ve anlaģılırlığı yönünden pek çok endüstri kolunda yaygın olarak kullanılmakta ve kullanılması salık verilmektedir. Örneğin Ġngiliz ĠSG Kurumu HSE HSG(65) numaralı düzenlemesinde 3x3 lük bir risk matrisi kullanılarak risk analizi yapılmasını önermektedir (HSE, 2008). 34

55 En sık kullanılan risk değerlendirme yaklaģımlarından biri olan karar matrisi yöntemi, basit ve kolay uygulanır olması nedeniyle tek baģına risk analizi yapmak zorunda olan analistler için idealdir ancak değiģik prosesler içeren veya birbirinden çok farklı akıģ Ģemasına sahip iģlerin hepsi için tek baģına yeterli olmamakta ve analistin birikimine göre yöntemin baģarı oranı değiģmektedir (Lingard ve Rowlinson, 2005; Özkılıç 2005). Risk değerlendirme karar matrisi ABD Askeri Standardı ML-STD-882-D nin sistem güvenlik programı gereksinimini karģılamak için geliģtirilmiģ bir değerlendirme aracı olup matematiksel olarak tehdidin olma olasılığı ile tehdidin etkisinin çarpımını temel almaktadır(2.1) Bu yöntem bir olayın gerçekleģme olasılığı ile gerçekleģmesi halinde ortaya çıkacak durumun derecelendirilerek değerlendirilmesini temel alır. Risk = Tehdidin Olma Olasılığı x Tehdidin Etkisi (2.1) Bu standart, literatürde L tipi olarakta anılan 5x5 lik bir karar matrisi uygulanmasını önermektedir. L tipi matris değerlendirme yönteminde olayın ortaya çıkma olasılığı için Çizelge 2.1 de gösterilen beģ basamaklı bir derecelendirme kullanılır Çizelge 2.1 : Olasılık çizelgesi. Olasılık Çok Küçük Küçük Orta Yüksek Çok Yüksek Derecelendirme Hemen Hemen Hiç Çok Az (Anormal haller) Az (Yılda Birkaç Kez) Sıklıkla (Ayda bir) Çok Sıklıkla (Haftada bir, hergün) Olasılık çizelgesinde olduğu gibi olayın gerçekleģmesi durumunda ortaya çıkacak durumun Ģiddetine iliģkin de Çizelge 2.2 de gösterildiği gibi beģ basamaklı bir derecelendirme kullanılmaktadır. Çizelge 2.2 : ġiddet çizelgesi. ġiddet Çok Hafif Hafif Orta Ciddi Çok Ciddi Derecelendirme ĠĢ saati kaybı yok, ilk yardım gerekebilir ĠĢ günü kaybı yok, ilk yardım gerektirir, Hafif yaralanma, yatarak tedavi gerekir, Ciddi yaralanma, uzun süreli tedavi, meslek hastalığı Ölüm, sürekli iģgörememezlik. 35

56 Olasılık çizelgesi ve Ģiddet çizelgesinden elde edilen değerler sayısal olarak ifadeleri ile birlikte ġekil 2.2 de gösterildiği üzere bir matris haline dönüģtürülmektedir Her bir satır ve sütunda yer alan değerlerin çarpımından elde edilen değerler matrisin elemanlarını oluģturmaktadır. Riskler ġekil 2.3 te gösterildiği üzere bu değerlere göre derecelendirilmektedir. SONUÇ ZARARIN AĞIRLIĞI OLASILIK ÇOK Çok CİDDİ Hafif CİDDİ Orta ORTA OLASILIK Hafif (2) (3) (1) Çok ÇOK Anlamsız Düşük Düşük Küçük YÜKSEK YÜKSEK YÜKSEK YÜKSEK (1) Küçük YÜKSEK (2) 4 Orta ORTA (3) 3 Yüksek KÜÇÜK (4) 2 Çok ÇOK Yüksek KÜÇÜK (5) 1 Düşük Düşük Düşük YÜKSEK 2 YÜKSEK 4 ORTA 6 Düşük ORTA 3 Ciddi HAFİF (4) Düşük ORTA 4 Orta ORTA 8 ÇOK Çok Ciddi HAFİF (5) Düşük DÜŞÜK 5 Orta DÜŞÜK 10 Düşük Orta Orta Orta ORTA ORTA DÜŞÜK DÜŞÜK Düşük Orta Orta Yüksek Yüksek ORTA 4 8 ORTA DÜŞÜK 12 DÜŞÜK 16 DÜŞÜK 20 Düşük DÜŞÜK Orta DÜŞÜK 10 Orta DÜŞÜK Yüksek DÜŞÜK 20 5 Tolore Edilemez DÜŞÜK ġekil 2.2 : Risk matrisi. KABUL EDĠLEMEZ RĠSK DĠKKATE DEĞER RĠSK 4 3 KABUL EDĠLEBĠLĠR RĠSK 2 1 ġekil 2.3 : Risklerin derecelendirilmesi. 2.5 Yapı ĠĢlerinde ĠSG ve Güncel GeliĢmeler Günümüzde; modern toplumlarda inģaat sektörü, ĠSG açısından istatistiksel olarak en tehlikeli endüstri dallarından biridir (Jaselskis and Suazo, 1994; Salminen, 1995; Tam and Fung, 1998; Liao ve Perng, 2008; Niza ve diğ. 2008; Gürcanli ve Müngen, 2009). Gerek yapılan iģlerin yüksek risk içermesi gerekse iģgörenlerin eğitim seviyesinin düģük olması inģaat sektörünün yüksek riskli bir çalıģma alanı olmasının temel nedenleri arasında gösterilmektedir (Ivan ve diğ., 2010). 36

57 2008 yılında A.B.D nde inģaat sektörü 5214 ölümle sonuçlanan iģ kazası içerisinde 814 kaza ile tüm sektörlerdeki iģ kazalarının %16 sının gerçekleģtiği bir iģ kolu olmuģtur (BLS, 2009). Benzer Ģekilde 2006 yılında Türkiye de inģaat sektöründeki ölümlü iģ kazası gerçekleģme yüzdesi tüm sektörler içerisinde %20 olmuģtur (SGK,2007). Mc Williams ve diğ. (2001) 1989 ile 1992 yılları arasında Avustralya inģaat sektöründe gerçekleģen iģ kazalarını inceledikleri çalıģmalarında ölüm oranın yüz binde 10.4 olarak gerçekleģtiğini, bu rakamın da yaklaģık olarak trafik kazalarında gerçekleģen kayıpların oranıyla aynı olduğunu belirtmiģlerdir. Aynı çalıģmada inģaat sektöründe iģ kazaları sonucu ortaya çıkan yaralanmaların oranının da kiģide 44.7 olarak gerçekleģtiğini, bu oranın da tüm diğer sektörlerde ortaya çıkan oranın yaklaģık iki katına eģit olduğunu belirtmiģlerdir. ĠnĢaat sektöründe gerçekleģen iģ kazaları can kaybı ve yaģama hakkının yitirilmesi sonucunun yanı sıra proje ilerlemelerinde gecikme, üretim kaybı, maliyet artıģı ve yüklenicilerin ticari itibar kayıplarına neden olması açısından da önem taģımaktadır. Everett ve Frank. (1996) inģaat sektöründe gerçekleģen kaza ve yaralanmaların inģaat maliyetleri üzerine etkileri ile ilgili yapmıģ oldukları araģtırmada; 1982 yılında kaza ve yaralanma maliyetlerinin tüm inģaat maliyetlerine oranının %6.5 olduğunu, 1982 ile 1995 yılları arasında ortalama %7.9 olarak gerçekleģtiğini, 1995 yılında ise bu oranın %15 e yükseldiğini belirtmiģlerdir. Bunun yanı sıra Ġngiliz ĠSG Kurumu (HSE) 2007/08 sayılı raporunda iģ yerinde gerçekleģen kaza yaralanma ve hastalıklardan kaynaklanan iģ günü kaybının 2.8 milyon iģ gününe eģit olduğunu bu rakamın da iģçi baģına ortalama 1.2 gün olarak gerçekleģtiğini belirtmektedir. Aynı kurum bir baģka çalıģmasında inģaat sektöründe gerçekleģen iģ kazalarının maliyetinin toplam proje maliyetlerinin %3-6 sı oranında gerçekleģtiğini belirtmektedir (HSE, 2009). ĠnĢaat sektöründe ĠSG ile ilgili yapılan araģtırmalar yedi ayrı grupta ele alınmaktadır (Wang ve diğ., 2006). Bunlar; Kazaların oluģ nedenlerinin belirlenmesine yönelik araģtırmalar, ĠSG performansına etki eden strateji ve faktörlerin belirlenmesine yönelik araģtırmalar, ĠSG performansının ölçülme yöntemleri ve ölçütleri ile ilgili araģtırmalar, 37

58 ĠSG performansının geliģtirilmesi için tasarım stratejilerinin belirlenmesine yönelik araģtırmalar, Kaza ve yaralanmaların maliyet tahminleri ile ilgili araģtırmalar, ĠnĢaat sektöründe çalıģan güvenliğinin tasarım ölçütü olarak ele alınmasına yönelik araģtırmalar, ĠSG uygulamalarının diğer yönetim planlarıyla bütünleģtirilmesine yönelik araģtırmalar. Kazaların oluģ nedenlerinin belirlenmesine yönelik araģtırmalar: Amerikan ĠSG Ġdaresi tarafından; 1985 ile 1989 yılları arasında inģaat sektöründe gerçekleģen ölümle sonuçlanan iģ kazalarının istatistiksel olarak değerlendirilmesine iliģkin yapılan araģtırmalar sonucunda kazaların; düģme, çarpma, arada kalma, elektrik çarpması, zehirli gaz soluma, boğulma, yangın gibi diğer nedenlerden ötürü gerçekleģtiği görülmüģtür. Bu araģtırma sonucunda elde edilen bulgular Çizelge 2.3 te verilmektedir. Çizelge 2.3 : Kaza oluģ nedenleri ve gerçekleģme olasılıkları (OSHA, 1990). Kaza OluĢ Nedeni GerçekleĢme Olasılığı DüĢme %33 Çarpma %22 Arada Kalma %18 Elektrik Çarpması %17 Diğer Nedenler %10 Bu araģtırma sonucunda kazaların oluģ nedenleri ile ilgili Çizelge 2.4 te gösterilen beģ gruplu sınıflama kabul edilmiģtir (OSHA, 1990). Çizelge 2.4 : Kaza OluĢ Nedeni Sınıflaması (OSHA, 1990). No Kaza OluĢ Nedeni 1 DüĢme 2 Çarpma 3 Arada Kalma 4 Elektrik Çarpması 5 Diğer Nedenler Yapılan araģtırmalar sonucunda bu beģ gruplu sınıflandırmanın kazaların nedenlerine iliģkin tanımlayıcı ve açıklayıcılığının yetersiz kaldığı görülmüģtür. Bunun üzerine çalıģmalar yoğunlaģtırılmıģ ve Hinze ve diğ. (1998) tarafından 1994 ve 1995 yılları 38

59 arasında yapılan araģtırmalar sonucunda Çizelge 2.5 te gösterilen yirmi gruplu yeni bir sınıflandırma geliģtirilmiģtir. Çizelge 2.5 : Hinze nin Kaza OluĢ Nedeni Sınıflandırması (Hinze ve diğ. 1998). No Kaza OluĢ Nedeni 1 Yüksekten düģme 2 Yer seviyesinde düģme 3 Elektrik çarpması (Bina elektriği kaynaklı) 4 Elektrik çarpması (Ġletim hatları kaynaklı) 5 Elektrik çarpması (Kablolama kaynaklı) 6 Elektrik çarpması (El aletleri kaynaklı) 7 Elektrik çarpması (Diğer) 8 Ekipman vurması (çarpması) 9 Malzeme vurması (çarpması) 10 DüĢen malzemenin vurması (çarpması) 11 Malzeme arasında kalma 12 Ekipman arasında kalma 13 Yıkıntı altında kalma 14 Patlama 15 Yangın 16 Patlama ve yangın 17 Asfeksi (Solunum yollarının tıkanması sonucu boğulma 18 Suda boğulma 19 Doğal nedenler 20 Diğer nedenler ĠSG performansına etki eden faktör ve stratejilerin belirlenmesine yönelik araģtırmalar: Sawacha ve diğ. (1999) da inģaat sahalarında ĠSG performansına etki eden faktörlerin belirlenmesine yönelik yapmıģ oldukları çalıģmada ĠSG performansına etki eden faktörleri tarihsel, ekonomik, psikolojik, teknik, yordamsal, organizasyonel ve çevresel faktörler olarak sınıflandırarak performans arttırıcı beģ önemli etken üzerinde durmuģlardır. Bunlar yönetim düzeyinde ĠSG üzerine düzenli olarak konuģma ve toplantılar düzenlenmesi, ĠSG kitapçık ve bilgi broģürlerinin sağlanması, kiģisel koruyucu malzemeler gibi ĠSG ekipmanlarının sağlanması, güvenli bir çalıģma ortamının sağlanması, sahada eğitimli ĠSG uzmanlarının bulundurulmasıdır. Fung ve diğ. (2009) ĠSG yönetim sistemi ile ĠSG performansına etki eden faktörler arasındaki korelâsyonu analiz eden bir çalıģma yürütmüģlerdir. ĠSG performansına etki eden strateji ve faktörlerin belirlenmesine yönelik araģtırmalar: ĠSG performansına etki eden strateji ve faktörlerin belirlenmesine yönelik araģtırmalar yapan Laufer ve Ledbetter (1986) yaptıkları çalıģmalarda çeģitli 39

60 ölçme ve değerlendirme yöntemleri üzerinde çalıģmıģlar ve en etkili değerlendirme yöntemi olarak iģ günü kaybı vakalarının, kaza maliyeti vakalarının ve doktor vakalarının sayısını ölçüt olduğunu belirtmiģlerdir. Hinze ve diğ. (1995) ile De La Garza ve diğ. (1998) EMR (Experience Modification Rating) adı verilen daha geniģ kullanım alanına sahip bir yöntem üzerinde çalıģmıģlardır. Bu yöntem iģgörenlerin iģten dolayı yaģadıkları kaza yaralanma ve benzeri durumlarda sigortadan aldıkları tazminat bedellerini ĠSG performansını belirleyen ölçüt olarak almaktadır. ĠSG performansının geliģtirilmesi için yeni stratejilerin tasarlanmasına yönelik araģtırmalar: bu konuda yapılan çalıģmalar ĠSG bilincinin oluģturulması ve geliģtirilmesi konusunda yeni yöntemler tasarlanmasını ele almaktadır. ġantiye güvenliğinin sağlanması için davranıģsal temelli yönetim yaklaģımlarının geliģtirilmesi ve bunların sonuçlarının ölçülebilirliği ele alınan konuların baģında gelmektedir (Duff ve diğ. 1994, Cameron ve Duff,2004). Bu alanda araģtırmalar yapan Jaselskis ve diğ. (1996) Ģirket ve proje tüm düzeylerinde gerçekleģen ĠSG performansının ölçümlerinin kombinasyonunu içeren anketlerin hazırlanıp uygulanmasının yönetim geliģtirmede önemli bir rol oynadığını belirtmiģlerdir. Kaza ve yaralanmaların maliyet tahminleri ile ilgili araģtırmalar: Kaza ve maliyet tahminleri ile ilgili yapılan araģtırmalar sonucunda kaza maliyetleri görünür ve görünmez maliyetler olarak iki sınıfta ele alınmaktadır. ĠĢ kazası sonucu gerçekleģen ilk müdahale, ambulans ve tedavi masrafları, geçici veya sürekli iģ görmemezlik ve ölüm ödemeleri, iģçiye veya yakınlarına ödenen maddi ve manevi tazminatlar, sigortaya ödenen tazminatlar, görünür maliyetler olarak ifade edilmektedir. ĠĢletmenin, makinelerin, prosesin ya da fabrikanın bir bölümünün ya da tamamını kaybedilmesi, iģe yeni bir iģçinin alınması gerekiyorsa veriminin düģük olmasının getirdiği maliyet, çalıģanların moral bozukluğu nedeniyle dolaylı ya da dolaysız iģ yavaģlatmalarından kaynaklanan maliyetler, iģçinin üretimde çalıģmaması nedeniyle iģ gücü ve maliyet kaybı, bürokratik iģlemlerle ilgili harcanan zaman ve maddi kayıplar görünmez maliyetler olarak ele alınmaktadır. Yapılan araģtırmalar inģaat sektöründe gerçekleģen kazalarda görünmez maliyetlerin görünür maliyetlerin üzerinde gerçekleģtiği belirtilmektedir (Hinze ve Appelgate, 1991; Everett ve Frank, 1996). 40

61 ĠnĢaat sektöründe çalıģan güvenliğinin tasarım ölçütü olarak ele alınmasına yönelik araģtırmalar: Bu alanda yapılan araģtırmaları ĠSG konusunun inģaat projelerinin tasarım ve projelendirme evresinde ele alınması gereken bir ölçüt olduğu konusuna yoğunlaģmaktadır. Proje tasarlayıcılarının uygulama konusundaki bilgi ve deneyim eksikliklerinden kaynaklı durumların ortadan kaldırılması için yöntemler geliģtirilmesini konu almaktadır. Gambatese ve Hinze (1999) yapmıģ oldukları araģtırmada inģaat kazalarını azaltmak ve projeye özgü ĠSG tehlikelerinin belirlenmesi için daha önce gerçekleģtirilmiģ uygulamalarından oluģan tasarım önerilerinin önemli bir kaynak ve araç oluģturduğunu belirtmektedirler. Behm (2008) hazırlamıģ olduğu raporda, tasarımdan korunmaya adı ile anılan PtD sistemleri ile inģaat sektöründe çalıģan iģgörenlerin karģı karģıya oldukları riskleri azaltmak için uygun ve uluslararası kabul gören bir yaklaģım olduğunu vurgulamaktadır. ĠSG uygulamalarının diğer yönetim planlarıyla bütünleģtirilmesine yönelik araģtırmalar: Saurin ve diğ. inģaat güvenliği konularının üretim planlamasının kısa vadeli, orta vadeli ve uzun vadeli diye adlandırılan üç hiyerarģik düzeyi ile bütünleģtirilmesine yönelik bir model geliģtirmiģlerdir. Öngörülen modelde; uzun vadeli ĠSG planlaması, inģaat üretim süreçlerinin öncül tehlike analizi ile baģlayarak orta vade olarak adlandırılan üç haftalık ve kısa vade olarak adlandırılan günlük ve haftalık periyotlarda güncellenip detaylandırılmaktadır (Saurin ve diğ., 2004). Bu alanda yapılan bir diğer çalıģmada Kartam; bilgisayara dayalı, mevcut kritik yol metoduna (CPM) planlama yazılımı ile entegre edilmiģ bilgisayar tabanlı bir ĠSG sistemi ve yaklaģımı geliģtirmiģtir. Bu yaklaģıma göre; yasal düzenleme ve uzman görüģlerinden derlenen ĠSG bilgileri kodlanarak, CPM proje dosyaları ile bağlantılı olan bir veri tabanı içersinde saklanmaktadır (Kartam, 1997). 41

62 42

63 3. DOĞRUSAL PROJELER Bu bölümde genel olarak; proje ve proje yönetimi konuları açıklanmıģ ve proje yönetimi anlayıģı çerçevesinde doğrusal projelere değinilmiģ ve petrol boru hattı projeleri detayları ile ele alınmıģtır. 3.1 Proje ve Proje Yönetimi Proje kavramı Proje; tasarım ve mühendislik uygulamaları gerektiren, belirli bir müģteri ihtiyacını ya da kullanıcı talebini karģılamak amacıyla üstlenilen ve bir ürün ya da hizmetin ortaya konulmasını konu alan sözleģme veya iģ programıdır. BaĢka bir açıdan; emek, sermaye, zaman ve bilgi gibi, görünen ya da görünmeyen kaynakların kullanılmasıyla yaratılan ve müģteri ihtiyaçlarını karģılayan ürün veya hizmet olarak tanımlanabilir. Buradan çıkarılacak ortak sonuç, bir projenin bir sorunun çözümüne veya bir ihtiyaca cevap vermek için, bir amaca yönelik olarak, yalnızca bir kereye özgü yapıldığı, baģlama ve bitiģ tarihlerinin belli olduğu, belirli bir organizasyon yapısı içinde belirli kaynakları kullanarak gerçekleģtiğidir (Cleland, 1999; Stevenson, 1993; Lientz ve Rea, 2001; PMISC-PMBOK, 2004; Barutçugil, 2008). Proje kavramının çok değiģik Ģekillerde tanımını yapmak mümkündür. En genel ifadesi ile proje, ortak bir amaca ulaģmak için gösterilen geçici bir çabadır (PMBOK, 2004). Proje, belirli kaynaklarla belirli bir zaman içerisinde tamamlanması gereken ve tekrarlanmayan özel etkinlikler topluluğudur (Barutçugil, 2008). Bir baģka tanıma göre; probleme özel, bir kereye özgü oluģturulan, belirli bir zaman içerisinde bir grup amacı baģarmayı hedefleyen iģlemlerdir (Stevenson, 1993). Projeye iliģkin bir diğer tanım ise bazı ihtiyaçların ve arzuların karģılanması gibi amaçlarda kullanılacak belli değerler taģıyan ve hedefleri olan, baģlangıcı ve sonu olan iģlerdir (Cleland, 1999). Proje, arzu edilen amaç grubunu kapsayan detaylı tanımlanmıģ bir eylemler bütünüdür. Bir projeye baģlamaktaki ana neden bu amaçlara ulaģmaktır. Bu faaliyet fikrin doğması ile baģlar ve amaçlara ulaģmak için gerekli adımların tamamlanması 43

64 ile sonlanır. Proje sonuçları ve çıktıları net olarak belirlenmiģ, tek seferlik etkinlik olarak da tanımlanır. Daha açık bir tanımlama ile proje; tasarım ve mühendislik uygulamaları gerektiren, belirli bir müģteri ihtiyacını ya da kullanıcı talebini karģılamak amacıyla üstlenilen ve bir ürün ya da hizmetin ortaya konulmasını konu alan sözleģme veya iģ programıdır. Proje bir baģka açıdan; emek, sermaye, zaman ve bilgi gibi, görünen ya da görünmeyen kaynakların kullanılmasıyla yaratılan ve müģteri ihtiyaçlarını karģılayan ürün veya hizmet olarak tanımlanabilir. Bu tanımlardan ilki projeyi bir süreç olarak ele alırken ikincisi bir sonuç olarak değerlendirmektedir (Barutçugil, 2008). Bütün bu tanımlardan çıkarılacak ortak sonuç, bir projenin bir sorunun çözümüne veya bir ihtiyaca cevap vermek için, bir amaca yönelik olarak, yalnızca bir tek kerelik yapıldığı, baģlama ve bitiģ tarihlerinin belli olduğu, belirli bir organizasyon yapısı içinde belirli kaynakları kullanarak gerçekleģtiğidir. Proje tahsis edilen kaynakların; belirli amaç ve hedeflere ulaģmak için, planlama ve organize etme yaklaģımı ile yönetilmesi anlamına gelmektedir. Günümüzde hemen hemen tüm Ģirketler temel etkinliklerini proje olarak yürütmektedir. Projeler; kendi sosyal, kültürel, zaman ve teknolojik çevreleri içerisinde ele alınıp değerlendirilirler. ĠĢletme ve kurumsal organizasyonlar aynı anda birçok projeyi yürütebilirler. Bu noktada kritik konu; kaynakların nasıl yönetildiği, bütçe ve performansının nasıl sağlandığı, sonuç ürün kalitesinin nasıl garantilendiği ve zaman yönetiminin nasıl gerçekleģtirildiğidir (Lientz ve Rea, 2001). Kendine has özellikleri olan iģler grubu olarak tanımlanabilen projeleri belirli bir iģ grubundan farklı kılan birtakım özellikleri vardır. Bir iģ grubunu proje haline hetiren temel özellikler aģağıdaki Ģekilde sıralanabilir (Wysocki, 2003; Koçel, 2001). ĠĢ grubu içinde yer alan etkinliklerin belirli baģlangıç ve bitiģ noktaları vardır, ĠĢ grubu ve kapsamındaki etkinliklerin tamamlanması için belirli bir bütçe sözkonusudur, ĠĢ grubu ve içindeki etkinlikler çoğu kez bir defaya mahsus olarak yapılan geçici etkinliklerdir, ĠĢ grubu ve kapsamındaki etkinlikler, teknik gereklilikler dolayısı ile belirli bir sıra ihtiva ederler, 44

65 ĠĢ grubu ve kapsamındaki etkinlikler belirli bir amaaca hizmet eden özgün bir yapıdadırlar, ĠĢ grubu içerisinde yeralan her etkinlikliğin bitiģ zamanı, maliyeti ve kalitesi açısından belirli standartları vardır, ĠĢ grubu ve kapsamındaki etkinlikler, tüm yönleri ile her zaman tam olarak bilinememelerinden kaynaklanan, riskler içeririler, ĠĢ grubu ve kapsamındaki etkinlikler karmaģık bir yapı sergilerler ve aralarında mantıksal ve teknik iliģkiler bulunur, ĠĢ grubu ve kapsamındaki etkinlikler birçok bakımdan kendine özgü olup tek ve benzersizdir. ĠĢ grubu ve kapsamındaki etkinliklerin gerçekleģtirilmesi sırasında ilgili standartlarda sürekli değiģiklikler olmaktadır. Projeler farklı farklı çevrelerde farklı farklı gerekliliklerden kaynaklanıyor ve doğaları gereği özgün etkinlikler olarak nitelendirilseler dahi tüm projeler için çeģitli kısıtlar söz konusudur. Genel olarak bu kısıtlar; kapsam, maliyet ve zaman olmak üzere üç grupta ele alınır. Kapsam; projenin ulaģmak istediği hedefin ifadesi olup proje paydaģlarının ve müģterilerinin proje sonucunda hangi ürün ve/veya hizmeti elde etmek istediklerini belirtmektedir. Maliyet; projeyi tamamlamak için gerekli olan mali kaynakları ifade etmekte olup doğrudan projenin yürütülmesi için gerekli olan tüm harcamaları kapsamaktadır. Son olarak zaman ise projeyi tamamlamak için gerekli olan süreyi ifade etmekte olup ürün ve/veya hizmetin gerçekleģtiriliģ takvimini içermektedir Proje yönetimi Yukarıda ana hatları ile ifade edilen proje kavramından hareketle proje yönetimi; proje gereklilikleri ile proje aktivitelerine yönelik bilgi, yetenek, yöntem, araç ve gerecin bir araya getirilmesidir. Bir projenin yürütülmesi sırasında ortaya çıkabilecek tüm sorunlara ve risklere karģın sonuçtaki amaçların gerçekleģmesini sağlamaya yönelik çabaların tümü proje yönetiminin kapsamı içerisinde ele alınmaktadır. Burada baģarı, projeyi oluģturan faaliyetleri uygun bir sıra ve düzen içinde ele almaya ve kaynakları en uygun Ģekilde kullanmaya bağlı bulunmaktadır. Diğer bir deyiģ ile; zaman, malzeme, insan, para, bilgi ve benzeri kaynakların etkin 45

66 yönetilmesi ve yönlendirilmesi; maliyet süre ve teknik baģarı ölçütleri ile belirlenen proje amaçlarının gerçekleģtirilebilmesi için bir ön koģul olmaktadır. Tüm bu etkenler proje yönetimi kavramı içerisinde değerlendirilmektedir (PMISC-PMBOK, 2004; Barutçugil, 2008). Proje yönetimi, son derece kendine özgü nitelikler taģıyan bir iģ yönetimi konusudur. Bu konunun daha iyi anlaģılması ve karģılaģılan sorunların daha etkin çözümlere kavuģturulması amacı ile yapılan bilimsel çalıģmalar son yıllarda giderek yoğunlaģmaktadır. Proje ölçeklerinin ve buna bağlı olarak kullanılan kaynakların büyümesi, bu alanda etkinliğin sağlanması konusuna duyulan ilginin giderek artmasına yol açmaktadır. Bu ilgi ve bunun sonucu olarak yapılan kuramsal ve uygulamalı çalıģmalar, proje yöneticilerinin izleyebilecekleri güvenilir ilkeler, yöntemler ve benimseyebilecekleri etkin yönetim sistemleri ortaya koyarak baģarı Ģanslarını arttıracaktır (Barutçugil, 2008). Proje yönetimi; proje gereklilikleri ile proje aktivitelerine yönelik bilgi, yetenek, yöntem, araç ve gerecin bir araya getirilmesidir (PMBOK, 2004). Bir projenin yürütülmesi sırasında ortaya çıkabilecek tüm sorunlara ve risklere karģın sonuçtaki amaçların gerçekleģmesini sağlamaya yönelik çabaların tümü proje yönetiminin kapsamı içindedir. Burada baģarı, projeyi oluģturan etkinlikleri uygun bir sıra ve düzen içinde ele almaya ve kaynakları en uygun Ģekilde kullanmaya bağlı bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle; zaman, malzeme, insan, para, bilgi ve benzeri kaynakların etkin yönetilmesi ve yönlendirilmesi; maliyet süre ve teknik baģarı kriterleri ile belirlenen proje amaçlarının gerçekleģtirilebilmesi için bir ön koģul olmaktadır (Barutçugil, 2008). Proje yönetimi modern anlamda iģ idaresinin karmaģık etkinliklerini planlı düzenli ve kontrollü olarak gerçekleģtirmek ve genel anlamda proje organizasyonlarında etkinliği sağlamak üzere yönetim biliminin bir uzmanlık alanı olarak ortaya çıkmıģ ve geliģmiģtir. Bu geliģme; proje ölçeklerinin büyümesi, teknolojinin ilerlemesi ve talebin çeģitlenmesi sonucu hızlanmıģ, özellikle de büyük sistemlerin kurulmasında etkinlik sorununun önem kazanmasıyla giderek artan bir ilgi uyandırmıģtır. Genel yönetim prensiplerini içermesine rağmen proje yönetimi bundan farklı olarak özel organizasyon biçimlerini ve farklı planlama ve kontrol yöntemlerinin kullanımını 46

67 gerekli kılmaktadır. Dolayısı ile günümüzde bu alan ayrı ve özel önemi olan karmaģık ve farklı bir yönetim alanı olarak geliģmektedir (Barutçugil, 2008). Proje yönetiminin temel ilkeleri aģağıdaki Ģekilde ele alınmaktadır (Barutçugil, 2008). Projelerin yönetimi, belirlenmiģ bir sonuca götüren araçtır. Kendisi bir sonuç ya da amaç değildir. Belirli bir amacı elde etmek için iletiģim, çalıģmaya özendirme, koordinasyon, organizasyon ve görevlerin yerine getirilme biçimidir. Proje yönetimi, giriģimcinin, danıģmanların, mühendislerin, tasarımcıların, yapımcıların üstlenicilerin, sigortacıların ve diğerlerinin amaçlarını birleģtiren bir süreci ifade eder. Bunların tümünün ortak amacı, projenin baģarıyla tamamlanmasıdır. Proje yönetimi elde bulunan ekonomik kaynakların ve sahip olunan bilgi ve becerilerin en iyi biçimde kullanılmasını gerektiren bir çabadır. Sonuçta sağlanan kar, çalıģmayı özendirici bir güdü ve çalıģma baģarısının bir ölçüsü ve ödülüdür. Proje yönetimi, ne yeni riskler yaratan ne de mevcut riskleri üstlenen bir süreçtir. Proje yönetimi; yetki ve sorumlulukların belirlenmesi, iģin planlanması, iģ hacminin tanımlanması ve iģ hacminde meydana gelebilecek değiģikliklerin yönetimi anlamına gelen kapsam yönetimi; zaman yönetimi; projenin zamanında gerçekleģtirilmesini sağlamak için gerekli iģlemlerin yapılması anlamını taģıyan zaman yönetimi; maliyet yönetimi; öngörülen bütçe içerisinde projenin tamamlanmasını sağlamak için gerekli iģlemlerin yapılmasını kapsayan maliyet yönetimi; projenin ihtiyaç duyduğu asgari kalite Ģartlarının sağlanması için yapılan iģlemlerin tamamını içeren kalite yönetimi; iletiģim yönetimi; proje bilgilerinin düzenli bir Ģekilde dağıtılması ve toplanması için yapılması gereken iģlemleri içeren iletiģim yönetimi; projenin tamamlanması için gerekli insan gücünü en etkin Ģekilde kullanmak üzere gerekli, iģlemlerin yapılmasını konu alan insan kaynakları yönetimi; satın alma yönetimi; projenin tamamlanması için dıģarıdan sağlanması gereken her türlü hizmet ve malzemeyi elde etmek için gerekli olan iģlemleri kapsayan satın alma yönetimi; proje risklerini tanımlamak analiz etmek ve onlara çözüm geliģtirmek için yapılan iģlemlerden oluģan Risk 47

68 yönetimi adı altında ele alınan sekiz ayrı yönetim öğesinin bir araya getirilmesi ile oluģturulabilmektedir (Kocakulak,1997). ĠnĢaat projeleri söz konusu olduğunda, çağdaģ proje yönetim düģüncesinin tüm bu süreçleri tümleģik öğeler olarak geçerliliğini korurken; uyum ve tutarlılık açısından her kategori ön tasarım, tasarım, ihale ve satın alma, yapım, yapım sonrası (iģletme ve bakım) aģamalarına ayrılmıģtır (Sorguç ve Kuruoğlu, 2002). 3.2 Doğrusal Projeler ve Petrol Boru Hattı Projeleri ÖzdeĢ veya benzer üretim birimlerini içeren yapım projeleri genellikle tekrarlayan veya doğrusal projeler olarak adlandırılmaktadır. Doğrusallık, proje boyunca bir grup etkinliğin özdeģ Ģekilde tekrarı veya projenin fiziksel yerleģimi anlamında kullanılmaktadır. Bu tanımdan hareketle tekrarlayan özdeģ etkinlikler içermesinden dolayı yüksek katlı bina yapım projeleri ile fiziksel yerleģimi doğrusal olan karayolu, boru hattı projeleri bu tür projeler arasında anılmaktadır (Arditi ve Albulak, 1986; Reda, 1990). Literatürde yer alan genel ifadesi ile; otoyol yapımı, raylı toplu taģıma sistemleri, demiryolu, havaalanı pistleri, köprüler, kanalizasyon sistemleri, su sistemleri, yüksek katlı binalar ve altyapı rehabilitasyon projeleri gibi tekrarlı iģler içeren ve inģaat ekiplerinin bir yer veya üniteden yatay veya düģeyde doğrusal sıralı olacak Ģekilde üretim gerçekleģtirdikleri projelerdir (Vanhoucke 2006, Hyari ve El-Rayes 2006, Hegazy et al., 2004, El-Rayes 2001, El-Rayes ve Moselhi 1998). Bu projeler genellikle büyük ölçekte gerçekleģtirilen bu tür projelerde proje paydaģları; yüklenici, proje tasarımcısı ve yatırımcı gruplar olmaktadır. Bu tür projelerin gerçekleģtirilmesi sırasında yüksek miktarlarda veri üretilmektedir. Bu verilerin yönetimi; gerek projenin fiziksel yerleģiminden gerekse karmaģık yapısından dolayı proje yönetim iģleri açısından sıkıntı yaratmaktadır. Bu bağlamda proje paydaģların karģılaģtıkları baģlıca sorunlar; Çok büyük hacimde sıklıkla heterojen, kötü yapılandırılmıģ ve tamamlanmamıģ verilerden oluģan veri kümelerinin yönetim ve denetim güçlüğü, Neden ve sonuç bağlamında değerlenderilen Birbiriyle iliģkili çok miktarda verinin olması ve bunların bütünleģtirilmesi güçlüğü, 48

69 Proje boyutları ve iģleyiģi hakkında çıkarım yapma güçlüğü, Proje tasarımının yanısıra hava durumu, ulaģım, zemin Ģartları da dahil olmak üzere saha koģullarının değiģkenliği ve dinamik inģaat ortamından dolayı etkin ve verimli karar verme zorluğu Ģeklinde sıralanabilir (Nielsen ve Erdogan 2007). Yukarıda konu edildiği üzere literatürde boru hattı yapım projeleri doğrusal projeler olarak değerlendirilmektedir. 3.3 Petrol Boru Hattı Projeleri Dünya da enerjinin kullanımı arz ve talep merkezlerinin çeģitli taģıma türleri ile birbirine bağlanmalarını zorunlu kılmaktadır. Kara ve denizyolu taģımacılıklarına kıyasla yatırım maliyeti daha yüksek olan boru hattı taģımacılığının; diğer taģıma türlerinden hızlı, güvenli, çevreci olması ve atmosfer koģullarından etkilenmemesi yanında yatırımı daha kısa sürede geri ödemesi gibi üstünlükleri vardır. Bu nedenle petrol ve doğal gaz, üretim merkezlerinden tüketim bölgelerine en ekonomik Ģekilde boru hatları ile taģınması ön plana çıkmaktadır. Boru hatları, sıvı ve gaz gibi akıģkan hale getirilebilecek maddeleri uzak mesafelere iletme amacı ile yapımı gerçekleģtirilen, pompalama donanımı, vanaları ve diğer ekipmanları ile birlikte büyük çaplı boru ağlarından oluģan tesislerdir. Petrol ve doğalgaz hatları, sıvılaģtırılmıģ doğalgaz hatları (LNG pipelines), sıvılaģtırılmıģ maden cevheri taģıma amaçlı çamur hatları (slurry lines), karbondioksit hatları boru hatlarına örnek olarak gösterilebilir (McAllister, 2002; Antaki, 2003; Liu, 2003). En yaygın olarak yapımı gerçekleģtirilen boru hatları doğalgaz ve petrol hatlarıdır yılı rakamları ile dünyanın çeģitli yerlerinde; planlama, tasarım ve yapım aģamalarında olan km. yeni boru hattı bulunmaktadır. Bu hatların yaklaģık yıllık yatırım maliyeti 30 milyar Amerikan Doları düzeyindedir (Tubb, 2009). Yüksek maliyetli bir yatırım olan ve yaygın olarak yapımı gerçekleģtirilen petrol ve doğalgaz boru hatları ana hat (trunk), iletim (transmission), dağıtım (distribution) hatları olmak üzere üç ana grupta ele alınmaktadır. Bunların dıģında, akıģ hatları (flowlines) olarak adlandırılan petrol veya gaz üretim alanı içinde yer alan daha düģük çapta boru hatları da bulunmaktadır. 49

70 Ham petrol ana hatları; ana depolama yerlerinden rafinerilere veya baģka bir yerdeki depolama terminaline petrol taģımak için yapılan büyük çaplı ve uzun hatlardır. Bu hatlarla petrolün taģınabilmesi için hattın baģında ve belli yerlerine sürtünme, seviye değiģimi ve diğer kayıpları yenmek için pompa istasyonları kurulması gerekmektedir. Bu hatlarda kullanılan boruların çapları metreye kadar çıkabilmekte ve uzunlukları binlerce kilometreyi bulabilmektedir. Dolayısı ile ülkeler aģan bu hatlar farklı topografyaları kat etmekte, kimi zaman deniz seviyesinden baģlayarak, m. yükseklikteki coğrafyaları geçerek tekrar deniz seviyesine inmektedirler. Akmazlığı (viskozitesi) yüksek olan petrolün, hattın içerisinde değiģen yüksekliklerde binlerce kilometreyi geçebilmesi için yüksek miktarda enerji ve güç harcanması gerekmektedir. Bu yüzden yükseklik değiģimlerini ve sürtünmeyi yenebilmesi için, petrol boru hatlarının çok yüksek basınçlarda iģletilmesi gerekmektedir. Bu basınç değeri bar seviyelerini bulmaktadır (Deniz, 2006; Sönmez, 2009). Boru hattı projeleri, diğer tüm inģaat projelerinde olduğu gibi, yukarıda açıklanan inģaat proje yönetimi kavramı içinde ele alınmaktadır. Bu bağlamda petrol boru hattı projelerinin inģaat projeleri ön tasarım, tasarım, ihale ve satın alma, yapım, yapım sonrası (iģletme ve bakım) olmak üzere beģ evrede değerlendirilmektedir. Bu çalıģmada, petrol boru hatları için inģaat proje yönetiminin ön tasarım, tasarım, yapım ve yapım sonrası aģamaları ele alınarak bu evrelerde CBS lerinin kullanımı ve bu alanda yapılan araģtırmalar incelenecektir Petrol boru hattı proje aģamaları Bu bölümde CBS lerinin kullanım alanlarını inceleyebilmek için öncelikle ön tasarım, tasarım, yapım ve yapım sonrası aģamalarında yapılan iģler irdelenerek, tezin konusu ile örtüģür biçimde yapım evresi detayları ile ele alınacaktır. Yapım evresi; bir sonraki bölümde etraflıca değinileceği için bu bölümde ele alınmamıģtır. Uygulamada temel mühendislik Ģeklinde ifade edilen ön tasarım evresinde teknik olarak; güzergâh belirleme çalıģmaları, jeolojik, jeoteknik, jeomorfolojik çalıģmalar, çevresel hâlihazır durum belirleme çalıģmaları, genel risk değerlendirmesi, özel geçiģ temel tasarımları, ön ÇED çalıģmaları, gerçekleģtirilmektedir. Benzer Ģekilde, detay mühendislik çalıģmaları olarak da anılan tasarım evresinde; özel geçiģ noktalarının detay tasarımlarının yapılması, geçiģ prosedür ve projelerinin hazırlanması, harita 50

71 üretim çalıģmaları, kamulaģtırma dosyalarının hazırlanması, ihale dokümanlarının hazırlanması, teknik Ģartname ve prosedürlerin hazırlanması, ÇED raporunun hazırlanması, izin ve ruhsat alma çalıģmalarının gerçekleģtirilmesi, genel risk değerlendirmesi çalıģmaları yapılmaktadır (Sönmez, 2009). ĠĢletme evresi olarakta adlandırılan yapım sonrası aģamada, hatların güvenli bir Ģekilde iģletilmesi için gerekli bakım ve kontrol iģlemleri gerçekleģtirilmektedir. Bir boru hattı projesinin gerçekleģtirilmesini ifade eden proje aģamaları ve bu aģamalarda gerçekleģtirilen iģler özetle ġekil 3.1 de gösterilmiģtir. ġekil 3.1 : Boru hattı proje aģamaları. Gerek ön tasarım gerekse tasarım evrelerinde CBS uygulamalarına iliģkin çalıģmalar yapılmaktadır. Yapılan bu çalıģmalar ve buna iliģkin bilimsel araģtırmalar, yukarıda açıklanan proje evrelerine göre, boru hattı projelerinde CBS uygulamaları bölümünde ele alınacaktır Petrol boru hattı yapımı ve aģamaları Boru hatlarının yapımında kullanılan yöntemler; hattın geçeceği güzergahın coğrafi durumu, arazinin topoğrafik yapısı, çevre koģulları, boru hattının tipi gibi teknik konuların yanısıra yasal kısıtlamalar ve ulusal ve uluslararası standartlar göz önüne alınarak belirlenmektedir. Diğer bir deyiģ ile hattın geçeceği güzergâhın coğrafi 51

72 durumu, arazinin yapısı, arazi kullanımı, doğal çevre, bitki örtüsü, hayvanlar (flora, fauna), hattın arkeolojik alanlardan geçip geçmediği gibi etkenler dikkate alınmaktadır. Bunlara ek olarak, boru hatların geçtiği ülkelerdeki yasal kısıtlamalar, uluslararası standartlar ele alınan diğer etkenlerdir (Deniz, 2006; Sönmez, 2009). Genel olarak boru hattı inģaatında kullanılan yöntemler, kara (land), açık deniz (offshore), soğuk bölge (arctic) inģaatları olmak üzere sınıflandırılabilir (Deniz, 2006; Sönmez, 2009). Bu bölümde karada yapımı gerçekleģtirilen boru hatlarının yapım yöntemi ele alınıp irdelenecektir. Karada yapılan boru hatı yapımında gerçekleģtirilen iģler ile ilgili organizasyonel yapı incelendiğinde temelde dörtlü bir ayrım ile karģılaģılır. Bunlar inģaat iģleri, mekanik iģler, elektrik ve enstrümantasyon iģleri ile mühendislik iģleridir. Günümüz projelerinde bu ayrım daha da geniģletilerek bu bölümlere çevre, halkla iliģkiler, kalite kontrol ve güvence ile ĠSG eklenmiģtir. Bu çalıģmada temel üretim birimleri olan inģaat, mekanik iģlerden ana kalemler seçilerek uygulama geliģtirilmesi kapsamında kullanılmıģtır. ġekil 3.2 de de gösterilen bu iģler; güzergah açma veya diğer adı ile sıyırma tesviye, kanal açma, dizgi, eğme, kaynak, kaplama, yataklama örtü ve indirme, geri dolgu, test, eski haline getirme iģleridir. ġekil 3.2 : Boru hattı projesi yapım süreci. 52

73 Boru hatları tasarlanırken hattın her ne kadar düz arazilerden geçmesi istenirse de topoğrafik Ģartlar her zaman buna izin vermeyebilir. Bundan ötürü boru hattının geçeceği kanalın yer aldığı ve her türlü yapım faaliyetinin üzerinde gerçekleģtiği arazi parçasının, çalıģmaya elveriģli hale getirilmesi gerekmektedir. Pist olarak adlandırılan bu arazi parçası, projeye özgü olmakla birlikte, m. arasında değiģen geniģlikte olmaktadır. Sıyırma tesviye iģlemi boru hattı güzergâhında yer alan, bitkisel toprak tabakası olarak da adlandırılan, üst toprağın sıyrılması ve eski haline getirme çalıģmalarında kullanılmak üzere pistin bir tarafına depo edilmesi iģlemidir. Bu evrede yüksek eğimli alanlarda yapılan kazı ve dolgu çalıģmaları ile pistin makine, ekipman ve personelin hareketleri için uygun hale getirilmesi için tesviye iģlemi de yapılmaktadır. Bunlara ek olarak güzergâha denk gelen ağaçların kaldırılması, çit ve duvarların kaldırılması, su kanalları veya nehir geçiģlerinde geçici köprülerin yerleģtirilmesi, havai elektrik hatlarının korumaya alınması iģleri bu aģamada gerçekleģtirilmektedir. Boruların inģaat bölgesine taģınarak pistte uygun yere dizilmesi iģlemi dizgi olarak adlandırılmaktadır. Dizilen borular korozif etkiden korunması amacı ile ağaç takoz veya kum torbaları üzerine yerleģtirilmektedir. Yol ve nehir geçiģi gibi özel geçiģ noktalarında çalıģma bölgesi yakınına geçiģ ya da akıģı engellemeyecek Ģekilde yerleģtirilmektedir. Kazı ve dolgu miktarını en az düzeyde tutarak boru hattı profilinin araziye uyumunu sağlamak amacı ile topografyanın değiģtiği, arazinin karakteristik noktalarına uygun olarak boruların eğilmesi iģlemi eğme olarak adlandırılmaktadır. Eğme iģlemi; sıcak büküm ve soğuk eğme olarak iki Ģekilde gerçekleģtirilmektedir. Sıcak büküm, yüksek derecedeki eğim değiģikliği olan vadi ve zirve gibi alanlarda kullanılmak üzere fabrikada eğimli olarak üretilen boruların gördüğü iģleme verilen addır. Soğuk eğme ise belirli bir dereceye kadar arazide mekanik olarak gerçekleģtirilen bir iģlemdir. Kaynak; boru hattı boru hattının iģletme dönemindeki kalite güvenlik ve ekonomik ömrünü belirlemesi açısından yapım iģlerinde gerçekleģtirilen en önemli operasyondur. En genel ifadesi ile bu iģlem, fabrikada belirli boylarda üretilerek sahaya gönderilen boruların birleģtirilmesi iģlemidir. 53

74 Toprağa gömülecek olan boruların, fabrikada üretim aģamasında, korozyondan etkilenmemesi için dıģ yüzeyi özel bir madde ile kaplanmıģtır. Ancak kaynak iģlemi ile birleģtirilen boruların birleģim yerlerinde kaplama olmadığı için metal her türlü dıģ etkene maruz kalma durumundadır. Bunu engellemek amacı ile kaynak dikiģlerinin olduğu yerler polietilen bazlı bir malzeme ile kaplanmaktadır. Uygulamada bu iģlem kaplama ya da sargı olarak anılmaktadır. Kanal açma iģlemi boru hattı boyunca boruların yerleģtirilmesi için açılacak kanal ve bunun korunması ile ilgili iģlemleri içermektedir. Kanal kazısı zeminin topografyasına uygun, derinliğin hat boyunca standart olacak Ģekilde gerçekleģtirilir. Topografyanın engebeli ve kıvrımlı olması durumunda, boru üzerinde oluģacak gerilimi azaltmak ve soğuk büküm iģlerini azaltmak amacı ile fazladan kazı yapılabilmektedir. Bu iģlem sırasında kanalın dibi, boru ve boru kaplamasına gelebilecek hasara karģın köklerden, organik atıklardan, taģlardan, çamurdan ve diğer yabancı maddelerden arındırılmaktadır. Kanalın çökme tehlikesine karģı güvenliğini sağlamak amacı ile kanal duvarları eğimli olarak açılmaktadır. Kanal kazısından çıkan toprak gerekli nitelikleri taģıyor ise kapatma iģleminde kullanılmak üzere pistin kenarında depolanmaktadır. Bu depolama iģleminde yol gibi geçiģ noktalarının açık kalmasına dikkat etmek gerekmektedir. Yataklama, boruların yerleģtirilmesi için açılan kanalın dibinin boruların indirilmesinden önce düzgün bir yüzey sağlayacak Ģekilde hazırlanması iģlemidir. Boruya zarar vermemesi ve koruması için yataklama malzemesinin tane büyüklüğünün belli bir değeri geçmemesi gerekmektedir. Dolayısı ile yataklama iģleminde kullanılan malzeme elek makinelerinden geçirilerek hazırlanmıģ kazı malzemesinden veya ocaklardan sağlanmaktadır. Ġndirme iģlemi boruların kaynakla birleģtirilip ek yerlerinin kaplanmasından sonra gömülmek üzere açılan kanala bölümler halinde boylu boyunca yerleģtirilmesi iģlemidir. Bu iģlem sırasında borunun kanalın merkezine yerleģtirilmesine ve her iki yanında kanal duvarı ile arasında yeteri kadar mesafe olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Geri dolgu kanala indirilen boruların üzerinin uygun malzeme ile kapatılarak kanalın doldurulması iģlemidir. Geri dolgu için kullanılacak malzemenin tesviye edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, ilerleyen zamanla çökme olmasını ve borulara zarar 54

75 gelmesini engellemek için bitki kalıntıları, metal nesneler, büyük kaya ve taģ parçaları ve diğer yabancı cisimlerden arındırılması gerekmektedir. Geri dolgu çalıģmaları boruyu tamamen destekleyecek Ģekilde tabaka tabaka gerçekleģtirilmekte her dolgu tabakası uygun yöntemlerle sıkıģtırılmaktadır. Hidrostatik test boru hattının kaçak ve sızdırmazlığının belirlenmesi için yapılan bir çalıģma olup yapım iģlerinin en zor olanlarından biridir. Test sırasında hattın belirli bir bölümü su ile doldurularak belirli bir basınç değerine ulaģtırılır ve bu basınçta belirli bir süre tutulur. Bu süre içerisinde basınç değeri takip edilerek hatta herhangi bir sızdırma ve kaçak olup olmadığı belirlenir. Test edilecek bölümlerin uzunluğu ve sayısı; toplam hattın uzunluğuna, yükseklik değiģimine vana istasyonlarının yerlerine ve doldurma noktalarının konumlarına göre belirlenmektedir. Gerekli basıncın elde edilmesi bakımından test bölümlerinin kısa tutulması tercih edilmektedir. Eski haline getirme çalıģmaları boru hattı yapımının en son aģamasını oluģturmaktadır. Bu aģamada boru hattı güzergâhı önceden depolanan üst toprağın serilmesi, yarmaların doldurulması, dere ve yol geçiģlerindeki geçici tesislerin sökülmesi ile yapım öncesi ilk doğal görünümüne getirilir. 55

76 56

77 4. COĞRAFĠ BĠLGĠ SĠSTEMLERĠ Coğrafi Bilgi Sistemlerini (CBS) anlayabilmek ve tanımlayabilmek için bazı temel kavramlara değinmek ve açıklamak gerekmektedir. Bu anlamda bir tür bilgi sistemi olarak değerlendirilen CBS leri tanımlanmadan önce bilgi ve bilgi sistemi kavramlarına açıklık getirilmiģtir. Bilgi, insan aklının eriģebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin tümü olarak da ifade edilmektedir. Bilgi kavramı, bilgi teorisi çerçevesinde objektif gerçeğin belli bir kısmına iliģkin ifadeler Ģeklinde de tanımlanabilmektedir. Örneğin objektif gerçek eğer bir köprü ise, bu gerçeğin belli bir kısmına iliģkin ifadeler, köprü yüksekliğinin on metre olduğu ifadesi bilgi olarak nitelendirilmektedir (Altan, ve diğ. 1996). Bilgi; idari, hukuki, sosyal, bilimsel, teknik, ekonomik, endüstriyel, ticari, dini ve benzeri diğer konularda araģtırma yapmak, politika üretmek ve günlük olaylara yön vermek için üretilmesi gereken bir ihtiyaç olup, öğrenme, araģtırma ve gözlem sonucu ortaya çıkmaktadır (Ağar, 1974, Gökçen, 2007). Bilgi kavramı yanı sıra veri kavramı da oldukça sık kullanılmaktadır. Veri, bilginin hammaddesi olup, bilginin temsil biçimidir. Örneğin 1000 rakamı, bir binanın alanı hakkındaki bilgiyi temsil eden veridir; bir tel çitin arazideki konum bilgisini, harita üzerindeki bir çizgi verisi temsil edebilir. Bilgi, basit anlamda düģünüldüğünde sadece verilerin toplamından oluģan bir küme değildir. Çünkü bilgi, veriye göre daha fazla Ģeyler sunar; etkileģimde bulunarak insanları değiģik konularda bilgilendirip yönlendirebilir. Buna karģın veriler, gerçek dünya da yer alan nesnelere iliģkin sembolik gösterimler olarak göze çarpar. Bu açıdan bakıldığında bilgi, kullanıcı tarafından anlaģılabilir formlara dönüģtürülmüģ verilerden oluģan bir grup olarak da tanımlanabilir(altan, ve diğ. 1996). Bilgi kendiliğinden oluģamaz. Dolayısıyla bilginin elde edilmesi için izlenmesi gereken bir yol, yani bir sistemin var olması gerekir ki bu sayede toplanacak veri bilgiye dönüģtürülebilsin. Bilginin toplanıp iģlenmesi ve kullanılır hale dönüģtürülmesi belli bir sistemin var olmasını gerektirmektedir. Bu amaçla kurulan 57

78 sistemler genelde bilgi sistemleri olarak adlandırılmakla birlikte, bilgi sistemi; organizasyonların yönetimsel fonksiyonlarını desteklemek amacı ile bilgiyi toplayan, depolayan, üreten ve dağıtan bir mekanizma olarak tanımlanır. Bundan dolayı; bilgi sistemi, bilgiye kolayca eriģip, bilgiyi daha verimli kullanabilmek için oluģturulan bir sistem olarak algılanabilir (Star ve Estes, 1990). Bir bilgi sistemi gözlem aģamasından veri toplama, analiz ve sunulmasına kadar uzanan bir dizi iģlem akıģından oluģmaktadır. Böyle bir sistem ile amaçlanan, planlama, araģtırma ve yönetim iģlevlerinde kullanıcının karar-verme yeteneğini artırarak, neden ve niçinler ile en doğru kararı vermesine yardımcı olmaktır. Bu nedenle, bilgi sistemlerinin temel fonksiyonu doğru karar verebilme kapasitesini arttırmaktır (Kroenke, 1992, Laudon, 2002, Gökçen, 2007). CBS de temelde bir bilgi sistemidir. Bilgi sistemleri bilgi elde etmek için, verileri önceden belirlenmemiģ biçimlerde anlık yöntemlerle kullanılmak üzere saklayan bir sistemler biçiminde tanımlanmaktadır. Bilgi sistemi terimi geniģ anlamda veri/bilginin depolandığı ve kullanıldığı herģeyi kapsamaktadır. 4.1 CBS Kavramı Literatürde yer alan tanımlara bakıldığında, CBS ile ilgili ne kadar farklı disiplin var ise en az o kadar farklı sayıda tanımın var olduğu görülmektedir. Bu CBS nin bütünleģik bir bilim ve teknoloji olmasının doğal bir sonucudur (Batuk ve diğ., 1996, Clarke, 2002). Bu bağlamda CBS ile ilgili pek çok tanım vermek mümkün olmaktadır. CBS nin bir araç olma özelliğinin esas alındığı tanımlardan bazıları Ģunlardır. Burrough ya göre, (1986) CBS; gerçek dünyaya ait mekânsal verilerin ve özniteliklerin özel amaçlar için yeniden kullanmak amacı ile saklandığı, iģlenerek görüntülendiği güçlü bir mekânsal analiz aracıdır Aynı çerçevede Clarke, (1995) CBS ni; konumsal bilgilerin saklandığı analiz edilerek görüntülendiği otomatik sistemler olarak tanımlamaktadır. Bir diğer tanımlama Ģeklinde ise CBS nin bilgi sistemi olma özelliği ön plana çıkmaktadır. Bu kapsamda Duecker (1979) CBS ni; olaylar ve özellikler üzerinde tanımlanmıģ; noktalar, doğrultular veya alanlar esas alınarak oluģturulmuģ ve bunlarla ilgili sorgulama ve analizlere olanak tanıyan özel bilgi sistemleri olarak tanımlamaktadır. Batuk ve diğ., (1996) göre CBS; mesafe ve koordinatlar esas 58

79 alınarak düzenlenen, özel nitelikli operasyonel dataların kullanıldığı bilgi sistemleridir. Bir diğer yaklaģımda ise CBS nin bilimsel anlamda bir yaklaģım olduğu ileri sürülmektedir. Bu anlamda CBS; coğrafi referanslı grafik veriyi ve grafik olmayan veriyi konumsal analizler yapmak üzere kullanan iģlemler içeren bir sistem, sorgulama ve istatistiksel analiz gibi klasik veri tabanı iģlemlerini görselleģtirme ve haritalar tarafından sağlanan mekânsal analizlerle birleģtiren bir yöntem, haritalama ve yeryüzünde var olan nesneler ve geliģen olayların analizi için kullanılan bilgisayar tabanlı bir araçtır. Tüm bu yaklaģımlar ıģığında bir tanımlama yapmak gerekirse CBS, araģtırma, planlama ve yönetimdeki karar verme yeteneklerini arttırmak ve ayrıca zaman, para ve personel tasarrufu sağlamak amacıyla coğrafi varlıklara iliģkin grafik ve grafik olmayan verilerin çeģitli kaynaklardan toplanması, bilgisayar ortamına aktarılıp depolanması, iģlenmesi, analizi ve sunulması fonksiyonlarını bütünleģik olarak yerine getiren donanım, yazılım, coğrafi veri ve personelden oluģan bir bütündür (Burrough, 1986; Göpfert 1987; Bartelme, 1989; Altan ve diğ., 1991, TaĢtan, 1991). 4.2 CBS nin BileĢenleri CBS nin bileģenlerini, genel olarak, beģ ana baģlık altında toplamak mümkündür. ġekil 4.1 de gösterilen bu bileģenler yazılım, donanım, veri, personel, yöntemdir (Yomralıoğlu, 2000, Harmon ve Anderson, 2003). ġekil 4.1 : CBS bileģenleri (Doğru, 2009). 59

80 Yazılım; CBS ne veri girmek, veri ve/veya bilgiyi depolamak, analiz etmek, görüntülemek gibi ihtiyaç ve fonksiyonları kullanıcıya sağlamak üzere, yüksek düzeyli programlama dilleri ile gerçekleģtirilen algoritmalardır. Yazılımların pek çoğu ticari amaçlı olarak firmalarca geliģtirilip üretilmekte bunun yanı sıra üniversite ve benzer kurumlar tarafından eğitim ve araģtırmaya yönelik olarak ta geliģtirilebilmektedirler. Dünya daki CBS pazarının önemli bir kısmı yazılım geliģtiren firmaların elindedir. Bu bakımdan CBS günümüzde ilgili firmaların ürettikleri yazılımlarla özdeģleģmiģ durumdadır. ArcInfo, ArcView, Intergraph, Idrisi, Atlas GIS, MapInfo, Genesis, Grass, SmallWorld, Microstation v.b en yaygın olarak kullanılan CBS yazılımlarına örnek olarak gösterilebilir (Yomralıoğlu, 2000). Mekânsal verinin giriģi ve iģlenmesi için araçlar, veri tabanı yönetim sistemleri, mekânsal sorgulama, analiz ve görüntülemeyi destekleyen araçlar ve bu araçlara kolay ulaģım için grafik kullanıcı arabirimleri CBS yazılımlarının ana bileģenlerini oluģturmaktadır. Donanım, CBS nin iģlemesini mümkün kılan bilgisayar ve buna bağlı araçların tümü olarak adlandırılmaktadır. Bütün sistem içerisinde en önemli araç olarak gözüken bilgisayarın yanı sıra yazıcı, çizici, tarayıcı, sayısallaģtırıcı, veri kayıt birimleri gibi araçlarda CBS için önemli sayılabilecek araçlardır. Tüm bunlara ek olarak, günümüzde CBS lerinin, merkezi bilgisayar servis sağlayıcılarından (server) kiģisel bilgisayarlara kadar çok farklı bilgisayar konfigürasyonu üzerinde iģlem yapabilecek Ģekilde tasarlanıyor olmalarını da vurgulamak gerekmektedir. Veri, CBS bileģenlerinin en önemlisidir. Diğer bilgi sistemlerinden farklı olarak CBS; coğrafi nesnelere ait coğrafi verilerin toplanması, doğrulanması, depolanması, bu verilerin veri tabanı iģlemleri, sorgulamalar, dönüģümler ve coğrafik analizler ile coğrafi bilgiye dönüģtürülmesi ve coğrafi veri bilgilerinin gösterimi için kullanılan geliģmiģ sistemlerdir. Bu tanımda sözü edilen coğrafi nesne, belli bir konumu ve biçimi olan somut veya soyut herhangi bir varlık olabilir. Köprüler, yollar, ormanlık alanlar iletiģim kuleleri somut (mekansal) coğrafi nesnelere birer örnektir. Öte yandan bölgesel sınırlar, sorumluluk alanları, denizlerdeki kirlilik alanları ise soyut (mekansal olmayan) tipte birer coğrafi nesne olarak değerlendirilmektedir (Batuk ve diğ., 1996). 60

81 CBS coğrafi nesnelerin birbirleri arasındaki metrik, topolojik ve düzen iliģkilerine ait bilgiler de içermelidir. Hatta coğrafi nesneler ile coğrafi olmayan nesneler arasındaki iliģkilere de, örneğin parsel ile kiģi arasındaki parselde hisse sahiplerine gereksinim duyulduğundan, CBS çoğu kez coğrafi olmayan kiģi, tapu belgesi gibi nesnelere ait bilgileri de içerirler (Batuk ve diğ., 1996). Bu aģamada vurgulanması gereken bir diğer nokta, veri ile bilgi ayrımıdır. Kavramsal olarak bilgiye verilerin iģlenmesi yolu ile ulaģılır. CBS, bize coğrafi tabanlı bilgiyi, eldeki verilerden sağlayabilmelidir ve bunu yaparken de mevcut sistemlerin büyük çoğunluğu veri iģlemeyi veri tabanı yönetim sistemleri (VTYS) ile yapmaktadır. Temelde bir elektronik dosyalama sistemi olan VTYS ile CBS arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Bir VTYS geniģ hacimli verilerin yönetimi için geliģtirilmiģ genel amaçlı bir bilgisayar yazılım sistemi olup ticari uygulamalar için tasarlanmaktadır. CBS ise, geniģ hacimli mekansal verilerin yönetimi ve analizi için gereklidir. CBS, bir alt birim olarak veri tabanı yönetim sistemini içermektedir. Mekânsal veri ve buna iliģkin tablo Ģeklindeki veriler toplanabilir veya ticari veri sağlayıcılardan elde edilebilir. Bir CBS, mekansal veriyi diğer veri kaynakları ile birleģtirebilecek ve birçok kuruluģ tarafından verilerini organize ve idare etmek için kullanılan veri tabanı yönetim sistemini (VTYS) kullanabilecek Ģekilde tasarlanmaktadır. Mekansal veriler üç öğeden oluģmaktadır. Bunlar; varlık, öznitelik ve iliģki Ģeklindedir. Varlık; ilgi odağı oluģturacak herhangi bir nesne olup coğrafi konumlara sahiptirler. Öznitelik varlığı tanımlayan karakterlerdir. Bunlar mekansal veya mekansal olmayan Ģeklinde ayırt edilebilirler. Örneğin, evin konumu veya büyüklüğü mekansal, ev sahibinin ismi ise mekansal olmayan bir özniteliktir. ĠliĢki ise farklı varlıklar arasındaki ortak yönlerdir. ĠliĢkilerde mekansal ve mekansal olmayan iliģkiler olarak ikiye ayrılır. Mekansal iliģkiler ise, varlık koordinatlarından bağımsız olan topolojik iliģkiler (..bitiģik,...içinde gibi) olarak veya varlık koordinatlarına bağımlı metrik iliģkiler (10 km ötede gibi) olarak kendi içerisinde ikiye ayrılır. Mekansal olmayan iliģkiler ise (...nın sahibi,) Ģeklindedir (Sönmez ve Sarı, 2004). 61

82 CBS de kullanılan mekânsal veriler; varolan haritaların sayısallaģtırılması, arazi ölçmeleri, GPS ölçmeleri, Fotogrametri, Uzaktan Algılama gibi yöntemler ile elde edilebilirler. Mekânsal verilerin bilgisayara aktarılması, bilgisayarda iģlenmesi ve görüntülenmesi için öncelikle söz konusu ham verilerin bilgisayarca anlaģılır hale dönüģtürülmesi gerekmektedir. Bu dönüģüm verilerin sayısal diğer bir deyiģ ile dijital hale getirilmesi ile mümkündür. Bu aģamada vektör ve raster yapılar kullanılmaktadır. Diğer bir deyiģ ile CBS nde konumsal veri modelleri; veri ve raster veri modeli olmak üzere iki Ģekilde ele alınmaktadır. Bu veri modelleri, aģağıda ġekil 4.2 de gösterilmiģtir. ġekil 4.2 : Veri modelleri (Doğru, 2009). Mekânsal veriler, vektör veri modelinde tıpkı bir harita görünümüne sahiptir. Bu görünümde, noktalar, sabit alanların çok küçük boyutlu Ģekillerini, çizgiler; süreklilik ve alan özelliği gösteren yine çok küçük boyutlu mekânsal nesneleri; poligonlar ise; homojen yapıya sahip bütünlük gösteren mekânsal nesneleri temsil ederler. Poligon, çok-kenar anlamına gelip bazen alan olarak da adlandırılmakta ve birden çok 62

83 çizginin birleģmesinden oluģmaktadır. Dolayısıyla noktalar serisinden çizgiler, çizgiler serisinden de poligonlar meydana gelmektedir. Bunun tam tersi olarak da, poligonlardan çizgiler, çizgilerden de noktalar türetilebilmektedir. Mekânsal nesnenin gerçek modeldeki konumu, herhangi bir koordinat sisteminde (x,y) koordinat değeriyle gösterilir. Vektör veri modelinde de, mekânsal varlıklara ait her konum yine bir (x,y) koordinatına sahiptir. Noktalar tek bir koordinat ile temsil edilirken, çizgiler ve poligonlar sıralı koordinat serileriyle temsil edilir. Ancak poligonları temsil eden koordinat serisinde baģlangıç ve bitiģ noktasının koordinatı aynı olup, bu özelliğiyle çizgilerden ayrılmaktadırlar. Raster veri modeli; mekânsal özelliklerin gösterimleri için kullanılan bir diğer veri modelidir. Vektör gösterim daha çok harita üzerindeki özelliklerin çizgisel gösterimi Ģeklinde olurken, raster gösterim, aynı mekânsal özelliklerin çekilmiģ bir fotoğrafı gibidir. Böyle bir fotoğrafın büyüteç altında incelenmesiyle görülecektir ki çok küçük boyutta, farklı renklere sahip kare biçimindeki kutucukların bir araya gelmesiyle bütün bir görüntü oluģmaktadır. Fotoğraf özelliğine sahip bir gösterim Ģekli olan raster veri modelinde, herhangi bir görüntü bütünü piksellerden oluģmaktadır. Raster gösterimde, farklı özellik gösteren mekânsal nesneler arasında, vektörel gösterimdeki gibi bir sınır olmayıp, sürekli bir gösterim söz konusudur. Farklı özelliklerin ayırımı, komģu piksellerin farklı renk değerleri veya tonlamasıyla olur. Dolayısıyla, her piksel taģıdığı özelliği yansıtmak ve diğer özelliklerden ayırt edilmek üzere farklı bir renk koduna sahiptir. Varlıklar, yansıttıkları renk değerlerine veya bilgi tiplerine göre; renk skalasındaki değerlere atanırlar. Bu renk skalasına renk veya görüntü derinliği denmektedir. Örneğin, bir haritanın raster gösteriminde yollar açık gri tonda, binalar daha koyu gri tonda ve park alanları daha çok daha açık bir gri tonda gösterilebilir. Bu gösterimler istenen hassasiyete bağlı olarak görüntü kalitesini etkileyecek nitelikte olurlar. Haritada gösterilen mekânsal nesnelerin gerçeği yansıtma gücü, diğer bir deyiģle hassasiyeti, harita ölçeğine ya da görüntünün elde edilme kalitesine bağlıdır. Raster gösterimde, bu hassasiyet piksel boyutuna göre değiģen ayırma veya çözünürlük gücü ile ölçülmektedir. CBS teknolojisi, sistemi yöneten ve CBS ni gerçek dünya problemlerinin çözümü için planlar geliģtiren personel olmaksızın sınırlı olarak kullanılabilir. CBS 63

84 kullanıcıları, sistemi tasarlayan ve idare edenlerden, onu günlük hayatlarında yardım amaçlı kullananlara kadar geniģ bir yelpazeyi kapsamaktadır. BaĢarılı bir CBS, çok iyi tasarlanmıģ plan ve iģ kurallarına göre iģler. Bu tür iģlevler her kuruma özgü model ve uygulamalar Ģeklinde gerçekleģtirilerek yöntem baģlığı altında ele alınmaktadır. 4.3 CBS nin Görevleri CBS leri kullanım amacına göre farklı görevler üstlenecek Ģekilde tasarlanabilmelerine rağmen görevleri genel olarak beģ ana baģlık altında incelenmektedir. Bunlar; veri giriģi, iģletim, yönetim, sorgulama ve analizler, görselleģtirmedir (ESRI, 1990; Symyrnew, 1990; Fisher ve Nijkamp, 1992). Veri giriģi, genel anlamı ile, verilerin CBS yazılımına aktarılması iģlemini içermektedir. Verilerin CBS de kullanılmadan önce uygun sayısal formata dönüģtürülmesi gerekir. Bunlar.dwg,.dgn,.shp uzantılı dosyalarda tutulan vektör veriler ile benzer Ģekilde GEOTIFF, JPEG, IMG, MRSID, PNG ve ECW gibi raster veri formatlarıdır. Günümüzde pek çok coğrafi veri CBS ne uyumlu formatlarda hazır bulunmaktadır. Bu veriler, istendiği takdirde doğrudan bir CBS içerisine yüklenerek kullanılabilmektedir. ĠĢletim görevi; belirli bir CBS projesi için, istenilen veri türlerinin kullanılacak olan sistem ile uyumlu hale getirilmesi iģlemidir. Bunun için veriler bir Ģekilde dönüģtürülmeli ya da manipüle edilmelidir. Örneğin, coğrafi veri farklı ölçeklerde kullanılabilir. Bu veriler entegre edilmeden önce aynı ölçeğe dönüģtürülmelidir. CBS teknolojisi mekansal verinin manipüle edilmesi ve gereksiz verinin çıkarılması için bir takım yöntemler sunmaktadır. Bazı durumlarda özel CBS projeleri için veri çeģitlerinin birbirine dönüģümü veya irdelenmesi istenebilir. Verilerin sisteme uyumlu olması bunu gerektirebilir. Örneğin, konumsal bilgiler farklı ölçeklerde mevcut olabilir (yol verileri 1/ , nüfus dağılım verileri 1/10.000, bina verileri 1/1.000 gibi). Tüm bu bilgiler birleģtirilmeden önce aynı ölçeğe dönüģtürülmelidir. Bu dönüģüm görüntü amacıyla geçici olabileceği gibi bir analiz iģlemi için sürekli ve kalıcı da olabilir. CBS, gerek bilgisayar ortamında obje üzerine imlecin (mouse) tıklanması ile basit sorgulama kapasitesine, gerekse çok yönlü konumsal analiz araçlarıyla (tools) yönetici ve araģtırıcılara istenen süreçte bilgi sunar. 64

85 CBS Yönetim görevi veri yönetimi üzerine odaklanmaktadır. Küçük bir CBS projesi için coğrafi bilginin basit dosyalar halinde saklanması yeterli olmakta ancak veri hacminin büyümesi ve veri kullanıcı sayısının artması halinde kayıt, organizasyon ve veri iģletimi için veri tabanı yönetim sistemi (VTYS) kullanılması kaçınılmaz hale gelmektedir. Birçok veri tabanı iģletim sistemi yapısı bulunmaktadır, ancak CBS de iliģkisel yapı en kullanıģlı olanıdır. ĠliĢkisel yapıda veriler tablolar halinde kayıt edilmekte ve farklı tablolardaki ortak alanlar, iliģki kurmak için kullanılmaktadır. CBS bir karar verme aracı olarak, çeģitli disiplinler tarafından tercih edilmesinin en önemli nedenlerinden biri de, geometrik ve geometrik olmayan verilerin bir bütün halinde çok yönlü olarak sorgulanmasına ve analiz edilebilmesine olanak tanımasıdır. CBS leri mekânsal sorgulamalar yolu ile coğrafi nesneler ile onların özniteliklerine iliģkin sorgulama yapmaya olanak tanımaktadır. Bunun yanı sıra mekansal analizler ile sistemde depolanan verilerden yeni bilgi kümeleri oluģturulabilmektedir. Yaygın olarak kullanılan CBS yazılımları; tampon analizi, bindirme analizi, yakınlık analizleri, yoğunluk analizleri, dinamik bölümleme, doğrusal referanslama ve yüzey analizleri yapma araçları sunmaktadır (Fisher ve Nijkamp, 1992; TaĢtan ve Bank, 1994). GörselleĢtirme görevi mekânsal sorgulama ve analiz sonuçlarının görüntülenmesini içermektedir. Elde edilen sonuçlar; görsel bir harita ya da grafik olabilmekte bunun yanı sıra harita görüntüleri, raporlar, üç boyutlu görüntüler, fotoğrafik görüntüler ve multimedya gibi diğer farklı ürünler CBS ile bütünleģtirilmektedir Petrol Boru Hattı Projelerinde CBS Uygulamaları Uzun mesafelerde dağınık olarak gerçekleģtirilen ve tekrarlanan iģlemleri içeren petrol ve gaz boru hattı yapım projeleri; coğrafi lokasyon, çevresel, jeolojik Ģartlarla ve bunun gibi devamlılık arz eden pek çok karakterlerle iliģkili olduğu için oldukça karmaģık sistemlerdir. Bu tür projelerde farklılık içeren pek çok veri, diyagram, Ģekil, dosya ve farklı bilgilerin tasarım, planlama, yapım ve yapım sonrası aģamalarda manuel yöntemlerle etkin ve verimli bir Ģekilde yönetilmesi; kullanımı, güncellemesi ve bir araya getirilmesi oldukça güçtür (Montemurro ve diğ., 1998; Delevar ve Naghibi, 2003; Sönmez, 2009). 65

86 Bilgisayar ve bilgi teknolojilerine dayalı ileri bir teknolojiyi ifade eden CBS leri; coğrafi bilginin görüntülenebildiği, saklanabildiği manipüle edilebildiği bilgisayar sistemleri olması ve bunun yanı sıra konum verileri ve bunlarla iliģkili bilgilerin yönetilmesini sağlayan sistem olması yönü ile bu alanda kullanıģlı bir yöntem olarak kabul görmektedir. CBS nin boru hatlarında kullanımı ve bu alandaki araģtırmalar her geçen gün tüm dünya da yaygınlaģmaktadır. Örneğin; Kanada da Empress Emerson gaz boru hattında planlama amacıyla; ABD nde tehlikeli ve toksik sıvı ve gaz iletimi hatlarında veri tabanı olarak, Tayvan ve Çin de petrol boru hattı iģletme ve bakımında, Çin de içme suyu sağlayan boru hatlarında, veri tabanı olarak kullanılmaktadır (Xiaoge ve Wentong, 2005). Bu bölümde CBS lerinin petrol boru hatları projelerinde kullanımı; proje yönetim anlayıģı çerçevesinde, ön tasarım ve tasarım, yapım ve yapım sonrası aģamaları kapsamında ele alınacaktır Ön tasarım ve tasarım aģamalarında CBS kullanımı Ön tasarım ve tasarım aģamalarında CBS kullanımına dair araģtırmalar en uygun güzergâh seçimi konusunda yoğunlaģmaktadır. Güzergâh seçimi, projenin baģarı ve baģarısızlığına etki etmesi, sosyal ve ekonomik etkileri olması ve yapım iģlerini doğrudan etkilemesinden dolayı boru hattı projelerinin stratejik öneme sahip bileģenidir. Sosyal riskler, çevresel etkiler, yapım aģamasında mühendislik uygulamalarına ve iģletme aģamasında verimliliği etkilemektedir. Geleneksel yöntemlerle güzergah belirleme çalıģmaları baģlangıç ve bitiģ noktasının düz bir çizgi ile birleģtirilmesi daha sonra da bu çizgi projenin fiziksel, ekonomik ve çevresel amaçlarına uygun Ģekilde değiģtirilmesi ile yapılmaktadır. Genellikle bu yöntemde tek kiģi veya küçük bir grubun çalıģması sonucu güzergâh belirlenmektedir. Dolayısı ile bu iģlem kiģisel önyargı ve birikimlere bağlı kalarak proje amaçları ile tutarsızlıklar içerebilmektedir. Bunun yanı sıra sınırlı sayıda etkenin değerlendirilmesinden ötürü sonraki aģamalarda verimlilik açısından yetersiz kalmaktadır. Çok disiplinli ve katılımlı CBS tabanlı uygulamalarda ise gerek niceliğe bağlı gerekse niteliğe bağlı çok yönlü değerlendirmeler kolaylıkla yapılabilmektedir 66

87 (Montemurro ve diğ., 1998; Luettingear ve Clark, 2005; Yildirim ve Yomralioglu, 2007; Ebrahimipoor ve diğ., 2009). CBS ne dayalı güzergah Ģeçimi çalıģmalarında iģlem sırası Ģu Ģekilde gerçekleģmektedir. Öncelikle sosyal, toplumsal, güvenlik ve maliyet konularında proje amaç ve hedefleri belirlenmekte ardından CBS için veritabanları oluģturulmaktadır. Diğer adımda proje kısıtları, istisnalar ve olanaklar seçim ölçütleri olarak belirlenerek modelleme iģlemi için uygun bir algoritma geliģtirilmektedir. Bu algoritma ile çeģitli alternatif güzergâhlar üretilmekte ve bunlar harita ve planlar halinde görselleģtirilmektedir. Üretilen alternatif güzergâhların niceliksel karģılaģtırılması yapılmakta en uygun iki ya da üç seçenek belirlenmektedir. En son aģamada belirlenen güzergâhlar sahada gezilerek incelenmekte ve karar verilmektedir (Dey ve Gupta, 1999). CBS yardımı ile toprak yapısı, yerleģim yoğunluğu, arazi kullanımı, engel yoğunluğu gibi pek çok ölçüte bağlı sorgulamalar yapılmaktadır. Bu sayede alternatifler çok kısa süre içerisinde çok düģük maliyetler ile üretilebilmekte ve niceliksel olarak karģılaģtırılabilmektedir. Örneğin; çevresel risklerin, sosyal etkilerin, yapım maliyet ve zorluklarının en az düzeyde olduğu seçenekler oluģturulabilmekte bunlar birbirleri ile karģılaģtırılarak optimum çözüm oluģturulmaktadır (Montemurro ve diğ., 1998). En uygun güzergah seçiminde raster veriler üzerinden yapılan en az maliyetli yol analizi yaygın olarak kullanılmaktadır (Stefanakis ve Kavouras, 1995; DeMers, 2002; Delevar ve Naghibi, 2003). Bunun yanı sıra son yıllarda en uygun güzergah seçiminde bulanık mantık yöntemleri, istatistiksel modeller ile genetik algoritmaların kullanımı üzerinde araģtırmalar yapılmaktadır (Ebrahimipoor ve diğ., 2009; Moghaddam ve Delevar, 2007; Furuholmen ve diğ., 2010) Yapım aģamasında CBS kullanımı Günümüzün karmaģık organizasyonlarında çok fazla bilginin üretilmesi ve bunun yapılabilmesi için verilerin derlenmesi gerekliliği bilgisayara dayalı bütünleģik proje yönetim sistemlerinin kullanılmasını kaçınılmaz hale getirmiģtir (Gökçen, 2007). Boru hattı yapım projeleri; dağınık yapısı, tekrar eden iģlemleri barındırması, yüksek maliyetli ve sınırlı zamanlı olması yönü ile yüksek standartlı proje yönetimini zorunlu kılmaktadır. Yapımı uzun mesafelerde gerçekleģtirilen boru hatları genellikle birkaç bölüme ayrılarak inģaa edilmekte dolayısı ile farklı yerlerde farklı aktiviteler, 67

88 dağınık coğrafyalarda, eģ zamanlı olarak yürütülmektedir. Bu yönü ile mekânsal çözümler içeren CBS tabanlı bir proje yönetim sisteminin inģaat yönetiminde kullanımı yüksek teknolojili bir yöntem olarak kabul görmektedir (Xiaoge ve Wentong 2005; Bansal ve Pal, 2006; Cobbs, 2006, Bansal ve Pal, 2007; Chand ve Gloven, 2009). Yapım aģamasında CBS tabanlı inģaat yönetim sistemlerinin kullanılması ile farklı kaynaklardan elde edilen farklı bilgiler kullanılabilir, analiz edilebilir, görselleģtirilebilir, sorgulanabilir ve kolaylıkla güncellenebilir. CBS lerinin veri bütünleģtirme teknolojisi; inģaat iģlemlerine dair her türlü verinin iliģkilendirilmesi bütünleģtirilmesi, bir araya getirilmesini sağlayarak; birlikte kullanımı güç olan çizim ve yapım yöntemi ve prosedür gibi diğer bilgilerin kolaylıkla bir arada kullanılmasını ve karmaģık sorgulamalar yapılmasını sağlar. CBS leri ile görüntü veri tabanları, grafik veri tabanları ve veri tabanı yönetim sistemleri ile haritalar, detay projeler, grafikler, kolaylıkla güncellenebilir, değiģtirilebilir. Bu sayede planlama faaliyetleri kolaylıkla ve verimli bir Ģekilde gerçekleģtirilebilir (Chand ve Glowen, 2009). Üretim verilerinin günlük bazda elde edilmesini ve gerçek zamanlıya yakın bir düzeyde izlenmesini olanaklı kılmakta, Web tabanlı uygulamalar ile veri ve bilgilerin güvenli bir ortamda saklanmasını, uzaktan eriģimi ve yönetilmesi olanağını sağlamaktadır (Xiaoge ve Wentong 2005; Leung ve diğ. 2008). Malzeme sağlanması ve izlenmesinde kolaylık sağlamasının yanı sıra prosedür ve doğru yerde doğru malzeme kullanımında kolaylık sağladığı için hata oranını azaltmaktadır. Bunlara ek olarak; standartlara kolay eriģim sağlaması açısından kalite güvencesi anlamında da etkinliği arttırmaktadır. Olası yanlıģ iģlem ve tesislerde zaman kaybı olmadan müdahale olanağı verdiği için maliyet ve zaman kayıplarını azaltmaktadır (Chand ve Glowen, 2009). Simülasyonlarla dizayn kontrolü sağlanabilmekte ve olası revizyonların gerçekleģtirilmesinde ve ilgililerine ulaģtırılmasında kolaylık sağlamaktadır. Bu anlamda kapsam ve proje değiģikliklerinin karar verme süresini azaltarak maliyet artıģı ve kayıpların önüne geçilmesine yardımcı olmaktadır (Chand ve Glowen, 2009). 68

89 Projenin farklı ekiplerinde elde edilen veriye bilgi ve dokümanlar homojen ve belirli bir formata getirilerek iģ teslimi ve kabulü aģamaları için kolaylık sağlamaktadır (Cobbs, 2006). Özetle CBS ne dayalı inģaat yönetim sistemleri ile; inģaat verimliliğini arttırır, kritik noktalarda karar vericilere kolaylık sağlar, yapım iģlerinin tasarım projelere uygun ve güvenli sürdürülmesini sağlar, zamanında ve bütçesi dahilinde tamamlanmasını sağlamaktadır. Sonuç olarak boru hattı yapımı ile ilgili tüm veriler ve olaylar konuma bağlı olarak analiz edilebilmekte ve buradan elde edilen bilgiler karar destek süreçlerinde yöneticilere kolaylık sağlamaktadır Yapım sonrası aģamada CBS kullanımı CBS ile yapım sonrası aģama olarak adlandırılan iģletme ve bakım evresindeki tüm iģlemler kolaylıkla gerçekleģtirilmektedir. Basınç, sıcaklık, akıģ miktarı gibi veriler gerçek zamanlı ve mekânla iliģkili olarak kolaylıkla izlenebilmekte, boru hattının iģletme durumu, araç ve donanımın dağılımı ile son kullanıcıların dağılımı görülebilir. Güvenli iģletme, yönetim ve pazarlama anlamında CBS önemli bir rol oynamaktadır (Xiaoge ve Wentong 2005). Alt yapı incelemeleri ile bütünleģtirilen mekânsal verilerin, en uygun koruyucu bakım programlarının yaratılmasında ve bakım maliyetinin azaltılmasında yararlı olacağı düģünülmektedir (Palmer, 2004). DeğiĢikliklerin izlenmesinde titiz ve yüksek doğruluklu bir yaklaģım sağlamaktadır. Örneğin; anomalilerin iyileģtirilmesi (McMullin ve diğ. 2009), kaplama ve katotik sistemdeki sorunların giderilmesinde (Chang ve diğ., 2009) ve en önemlisi mükerrer iģ yapmanın önüne geçilmesi anlamında yarar sağlamaktadır. Bunlara ek olarak; kaçak denetimi ve rutin bakımlarda kullanılmakta bu aģamada doğru konum verisi ve boru bilgisi müdahale zamanını kısaltmaktadır (Cobbs, 2006). 69

90 70

91 5. UYGULAMA Petrol boru hattı uygulama projesi ve çalıģma bölgesinin topografik haritaları; CBS oluģturulması için çalıģmada kullanılan temel geometrik veri kaynaklarıdır. Boru hattı güzergâhında yer alan üçüncü taraflara ait geçiģ noktalarının listesi öznitelik verilerini oluģturmaktadır. Bunun yanı sıra tasarlanan CBS ile birlikte çalıģacak ĠSG veri tabanı için boru hattı inģaatında gerçekleģtirilen aktivitelerden en temel yapım iģleri seçilmiģ ve bu aktivitelere iliģkin uzmanlar tarafından hazırlanan ĠSG risk değerlemeleri kullanılmıģtır. Uygulama; yapım evresinde gerçekleģtirilen temel aktiviteler olan güzergâh açma, kanal açma, indirme, geri dolgu ve restorasyon olarak da adlandırılan eski haline getirme iģlerini kapsayacak Ģekilde tasarlanmıģtır. Bundan dolayı geliģtirilen sistem prototipi güzergâh açma, kanal açma, indirme, geri dolgu ve eski haline getirme iģleri için düzenlenmiģ risk değerlendirmelerini esas alacak Ģekilde gerçekleģtirilmiģtir. 5.1 Uygulamada Kullanılan Teknolojiler Uygulama yazılımının geliģtirilmesi ileri düzeyde CBS uygulamalarının bütünü olan ArcGIS Desktop teknolojisi ile yapılmıģtır. Buna dayalı olarak web üzerinden yazılım geliģtirme ve yayımlama özelliğini sağlayan ArcGIS Server platformu ve bu platformun yazılımın geliģtirme araçlarını sunan ArcGIS Web ADF uygulama geliģtirme çatısı kullanılmıģtır. ĠSG veri tabanının oluģturulması, yönetilmesi ve web üzerinden çalıģtırılmasını sağlamak için MS SQL Server veri tabanı yönetim sistemi kullanılmıģtır. Yazılım geliģtirme sürecinde tüm bu teknolojiler;.net platformu üzerinde, MS Visual Studio teknolojileri ile C# programlama dili ile birlikte kullanılmıģtır. 71

92 5.1.1 ArcGIS ArcGIS Desktop, (ArcInfo, ArcView ve ArcEditor) içerisinde bütünleģik olarak gelen ArcMap, ArcCatalog, ArcToolbox, ArcGlobe ve Model Builder arayüzleri ile, haritalama, mekansal analizler, veri iģleme, veri yönetimi ve görüntüleme iģlemlerini gerçekleģtiren bütünleģik bir CBS yazılımıdır. ArGIS CBS yazılımının bileģenleri ġekil 5.1 de gösterilmektedir. ġekil 5.1 : ArcGIS teknolojisi bileģenleri (ESRI, 1990). Bütün ArcGIS yazılım bileģenleri ArcObjects üzerine kurulmuģ ve geliģtirilmiģtir. ArcObjects tarafsız bir iģletim platformu olup.net, Java, COM, ve C++ gibi birçok programlama ara yüzü tarafından kullanılabilir. ArcGIS Server, merkezi olarak yönetilen, ileri düzeyde CBS iģlevleri sağlayan, çok kullanıcılı ortamları destekleyen bütün CBS uygulamalarını ve hizmetlerini kuran bir platformdur. Bu platform yardımı ile kullanıcılar CBS Web uygulamalarını kullanabilmekte ve yapılandırabilmektedirler. ArcGIS server, CBS sunucusu ve ADF (Application Developer Framework) olmak üzere iki ana bileģenden oluģmaktadır. ArcGIS Server iliģkisel veritabanları, web sunucuları ve uygulama sunucuları gibi bilgi teknolojileri sistemlerinin bütünleģtirilmesine olanak tanır. 72

93 Bu sistem, organizasyonlara uygulama sunucuları üzerinde CBS yazılımını merkezileģtirebilmeyi ve CBS yeteneklerini ağ üzerinden geniģ kullanıcı kitlesine ulaģtırabilmeyi sağlamaktadır. KuruluĢ içi CBS kullanıcıları, geleneksel masaüstü sistemlerini, aynı web tarayıcılarını kullandıkları gibi kullanarak ve hareketli hesaplama araçlarını kullanarak merkezi CBS sunucusuna bağlanabilmektedirler. Kullanıcılar ArcGIS Server ile herhangi bir yerden CBS sistemine tek paylaģımlı sistem üzerinden eriģebilirler. Bu merkezcil yaklaģımla mekânsal veri yönetimine, haritalandırmaya ve mekansal analizlere, CBS servisi kullanıcıları ve uygulamalar kendi iģ akıģı mantığıyla sunucu tabanlı iģleri adapte edebilir ve her yerden kullanılmasını sağlayabilirler. ArcGIS Server platformunu, kullanıcılara isteğe bağlı yazılım geliģtirme olanağı sağlamaktadır. Özel uygulama yaratma yeteneği.net veya JAVA servisi kullanımları ile olmaktadır..net için web uygulama geliģtirme çatısı olan Web ADF ve hareketli ADF; JAVA için Web ADF ve mekansal kurulum için Java Beans yaratma iģlevleri kullanılmaktadır. ArcGIS Server.NET ve JAVA ile birlikte kullanılabilmesinin yanısıra AJAX uyumlu web kontrollerini de içermektedir. Bu uygulama çalıģmasında ArcGIS Server.NET servisi için geliģtirilen Web ADF uygulama geliģtirme çatısı ve AJAX uyumlu web kontrolleri kullanılmıģtır Ms SQL Server Ms SQL Server teknolojisini açıklamadan önce veri tabanı ve veri tabanı yönetim sistemlerinin tanımlanmasında yarar bulunmaktadır. Veri tabanı en genel tanımıyla, kullanım amacına uygun olarak düzenlenmiģ veriler topluluğudur. Birbirleriyle iliģkileri olan verilerin tutulduğu, mantıksal ve fiziksel olarak tanımlarının olduğu bilgi depolarıdır. Veritabanları gerçekte var olan ve birbirleriyle iliģkisi olan nesneleri ve iliģkileri modellemektedir. Bir veri tabanından beklenen temel özellikler, verileri koruması, onlara eriģilmesini sağlaması ve baģka verilerle iliģkilendirilmesi gibi iģlemleri yapabilmesidir (Yalçın, 2009). VTYS, yeni bir veri tabanı oluģturmak, veri tabanını düzenlemek, geliģtirmek ve bakımını yapmak gibi çeģitli karmaģık iģlemlerin gerçekleģtirildiği birden fazla programdan oluģmuģ bir yazılım sistemidir. Veri tabanı yönetim sistemi, kullanıcı ile veri tabanı arasında bir arabirim oluģturmakta ve veri tabanına her türlü eriģimi sağlamaktadır. Diğer bir deyiģ ile veri tabanlarını kurmayı, yaratmayı, tanımlamayı, 73

94 iģletmeyi ve kullanmayı sağlayan programlar topluluğuna VTYS denir (Yalçın, 2009; Köseoğlu, 2009). Ms Access, Ms SQL Server, Oracle, Sysbase, DB2 ve Informix yaygın olarak kullanılan veri tabanı yönetim sistemleridir. Bu çalıģmada ĠSG verilerinin saklanması ve yönetilmesi amacı ile Ms SQL Server istemci/sunucu temelli, iliģkisel veri tabanı yönetim sistemi kullanılmıģtır. Ürünün uygulama kolaylığı, kurumsal yaygın kullanımı, birçok veri tabanına kolaylıkla bağlanabilmesi, esnek, hızlı ve güvenilir çözümler sunması ve en önemlisi uygulama geliģtirme çatısına sahip olması tez kapsamında tercih edilmesini sağlamıģtır (Uğurkaya, 2008) NET Framework ve Visual Studio.NET Microsoft firması tarafından, ortam bağımsız yazılım geliģtirme zemini olan Visual Studio.NET ile Windows uygulamaları, web ortamında çalıģan uygulamalar ve taģınabilir cihazlar için yazılımlar üretilebilmektedir..net çatısı (.NET Framework) adı verilen zemin, yazılım geliģtiriciler için zengin sınıf kütüphaneleri sunmaktadır. Ġlk sürümü 2002 yılında çıkmıģ olan VS.NET, 2005, 2008 ve 2010 yılında yeni sürümlerine kavuģmuģ ve yazılım geliģtirme adına birçok yenilik sunmuģtur (Url-3)..NET Framework, standart ağ protokol ve Ģartnamelerini, farklı programlama dillerini ve farklı dillerde geliģtirilen kütüphane programlarını destekleyerek Windows tabanlı uygulamalarda gerekli olan alt yapıyı sağlamaktadır..net Framework, Common Language Runtime (CLR) ve Framework Class Library (FCL) olmak üzere iki ana parçadan meydana gelmektedir. Framework Class Library (FCL) temel sınıf kütüphanelerinden sorumludur. Nesneye dayalı iģlevsel kütüphane fonksiyon paketlerini içermektedir. GiriĢ/çıkıĢ, döngü (string) iģlemleri, güvenlik yönetimi, ağ iletiģimi, thread yönetimi, metin iģleme ve kullanıcı arayüz tasarımı gibi standart fonksiyonları kapsamaktadır. Sınıf kitaplıklarında ASP.NET, ADO.NET, Windows Formları ve Enterprise Services teknolojileri yer almaktadır. ĠliĢkisel veri tabanı yönetim sistemlerinde yer alan verilere eriģmek için kullanılan ADO.NET sınıfları; OLE DB, ODBC, Oracle ve SQL Server arayüzleri üzerinden veriye eriģimi sağlamaktadır. XML sınıfları ise XML manipülasyonu, XML veri içerisinde arama yapabilme ve dönüģüm fonksiyonları gibi temel fonksiyonlara sahiptir. ASP.NET sınıfları Web tabanlı 74

95 uygulamalar ve Web servisleri geliģtirebilmek için destek sağlamaktadır. Windows Forms sınıfları ise masaüstü uygulamaları geliģtirebilmeyi sağlamaktadır. Common Language Runtime (CLR), çalıģma zamanı servislerinden sorumludur..net uygulamalarının değiģik sistemler üzerinde çalıģmasını sağlayan çalıģma zamanı kütüphanelerini sağlamaktadır. Uygulamaları yönetmeye yardımcı olacak servisleri sağlayan tarafsız geliģtirme ve uygulama ortamlarını içerir. Programlama dillerinin entegrasyonu (language integration), güvenlik (security), bellek (memory), süreç (process) ve iģ parçacığı (thread) yönetimi çalıģma zamanı servislerindendir. Visual Studio.NET Microsoft yazılım Ģirketi tarafından; Visual Basic, Visual C#, C++ gibi programlama dillerinin destekleyen, Windows ve web uygulamalarını geliģtirmeye olanak tanıyan bir tümleģik geliģtirme ortamıdır. Burada yer alan tümleģik geliģtirme ortamından kasıt bilgisayar programcılarının hızlı ve rahat bir Ģekilde yazılım geliģtirebilmesini amaçlayan, geliģtirme sürecini organize edebilen birçok araç ile birlikte geliģtirme sürecinin verimli kullanılmasına katkıda bulunan araçların tamamını içerisinde barındıran bir yazılım türü olmasıdır. TümleĢik geliģtirme ortamlarının ortak özellikleri; programlama diline göre sözdizimi renklendirmesi yapabilen kod yazım editörü, kod dosyalarının hiyerarģik olarak görülebilmesi amacıyla hazırlanmıģ gerçek zamanlı bir dizelge, tümleģik bir derleyici, yorumlayıcı ve hata ayıklayıcı ve yazılımın derlenmesi, bağlanması, çalıģmaya tümüyle hazır hale gelmesi ve daha birçok ek iģi otomatik olarak yapma amacıyla küçük inģa araçları sunmalarıdır. 5.2 Uygulamada Kullanılan Veriler ĠSG verileri Risk değerlendirme çalıģmaları; tehlikelerin belirlenmesi, risklerin analizi ve değerlendirilmesi, kontrol önlemlerinin belirlenmesi adımlarından oluģmaktadır. Risk değerlemede kullanılan tehlike kaynakları Avrupa Birliği nin ĠSG ile ilgili direktifleri ile uyumlu Ġngiliz; Management Of Health & Safety At Work Regulations 1999 (MHSW, 1999), Health And Safety At Work Act 1974 (HASAW, 1974), Safe Use Of Lifting Equipment (Loler, 1998), Construction (Health, Safety And Welfare) Regulations 1996 (CHSW, 1996) ile Amerikan Yapı ĠĢlerinde ĠSG Uygulama Yönetmeliği 29CFR1926 düzenlemeleri temel alınarak aktivite bazlı 75

96 olarak hazırlanmıģtır. Bu çalıģma örnek bir petrol boru hattı yapım projesinde gerçekleģtirilen aktiviteler esas alınarak gerçekleģtirilmiģtir. Risk analizi ve değerlendirmesi; Ġngiliz Standarları Enstitüsü BSI, ĠSG kuruluģu HSE ile Amerikan ĠSG kurumu OSHA tarafından kullanılması önerilen risk değerlendirme karar matris yöntemine ve üç değiģkenli matris esasına göre düzenlenmiģtir. Bu yönteme göre risk, tehdidin olma olasılığı ile tehdidin etkisinin nicel değerlerinin çarpımına eģittir. Bir olayın gerçekleģme olasılığını göstermek için aģağıda Çizelge 5.1 de verilen olasılık çizelgesi kullanılmıģtır. Çizelge 5.1 : Olasılık çizelgesi. Olasılığın Nicel Değeri Olasılığın Nitel Değeri Ortaya Çıkma Sıklığı 1 DüĢük Yılda bir 2 Orta Ayda bir 3 Yüksek Hergün Olası bir olay sonrası beklenen zarar veya hasarın dercelendirilmesi için aģağıda Çizelge 5.1 de gösterilen sonuç değerlendirme çizelgesi kullanılmıģtır. Çizelge 5.2 : Sonuç değerlendirme çizelgesi. Sonuç\Etki Nicel Değeri Sonuç\Etki Nitel Değeri Sonuç\Etki Derecesi 1 Hafif ĠĢ günü kaybı < 3 gün ilk yardım gerekir 2 Ciddi ĠĢ günü kaybı > 3 gün Hafif yaralanma tedavi gerekir 3 Çok Ciddi Ölüm, Ciddi yaralanma, Meslek hastalığı Olasılık çizelgesi ve sonuç değerlendirme çizelgesinde yer alan değerlerden ġekil 5.3'te gösterilen risk matrisi elde edilmiģtir. Sonuç Olasılık ġekil 5.2 : Risk değerlendirme matrisi. 76

97 Risk değerlendirme matrisinin her bir elemanının çarpımından elde edilen değer risk skoru olarak adlandırılmakta ve skora göre yapılacak eyleme karar verilmektedir. Risk skorlarına göre yapılacak eylemler aģağıda yer alan Çizelge 5.3 te verilmiģtir. Çizelge 5.3 : Risk skoru eylem tablosu. Risk Skoru Yapılacak Eylem 1 Eylem gerektirmez 2 DüĢük öncelikli eylem 3-4 Orta öncelikli eylem 6 Yüksek öncelikli eylem 9 Acil eylem Yukarıda genel çerçevesi açıklanan risk değerlemesi verileri Ġngiliz; Health And Safety At Work Act 1974 (HASAW, 1974), Safe Use Of Lifting Equipment (Loler, 1998), Construction (Health, Safety And Welfare) Regulations 1996 (CHSW, 1996) ile Amerikan Yapı ĠĢlerinde ĠSG Uygulama Yönetmeliği 29CFR1926 yer alan esaslar çerçevesinde, petrol boru hattı yapım projesinde gerçekleģtirilen aktivitelere göre hazırlanmıģtır. Bu aktiviteler Bölüm 4.2 de ele alındığı üzere; temel üretim birimleri olan inģaat, mekanik ve elektrik ve enstrümantasyon iģlerinden seçilen sıyırma tesviye, dizgi, eğme, kaynak, kaplama, kanal açma, yataklama örtü, indirme, geri dolgu, test, eski haline getirme iģleridir. Örnek olarak, aģağıda, Çizelge 5.4 ile 5.5 te petrol boru hattı inģaatında gerçekleģtirilen iki aktiviteye iliģkin risk değerleme çizelge örneği verilmiģtir. Bu çizelgelerde risk değerlendirmesi yapılan her bir aktivite için; tehlike, risk ve değerlemeden elde edilen risk skoru ile riskin ortadan kaldırılması veya gerçekleģmesi durumunda etkisinin en az düzeyde tutulması için alınması gereken kontrol önlemleri yer almaktadır. 77

98 Çizelge 5.4 : Kanal açma risk değerlendirme çizelge örneği. No Tehlike Risk Kanal Açma Yeraltı tesislerine temas Kazı alanına güvensiz eriģim ve düģme Kazı çökmesi Arazide mevcut yapıların yakınında ve/veya altında kazı yapılması Ekipmanın elektrik direğine çarpması Havai elektrik hattı kablosu ile temas Hareket eden makine ve ekipmanın çalıģanı ezmesi, sıkıģtırması Hidrolik ekskavatör kullanımı Yaralanma, elektrik Ģoku, yanma Yaralanma Yaralanma Risk Skoru Yaralanma, yapının zarar görmesi, zayıflaması veya yıkılması. 4 Yaralanma Yaralanma, ekipmanın zarar görmesi Yaralanma YanlıĢ kullanım Ġnstabilite Ekskavatör dönüģ alanına girme ve temas Kontrol Önlemi ÇalıĢma alanının çizimlerinin kontrolü ÇalıĢma öncesi yer altı tesislerinin yerlerinin arazide iģaretlenmesi Güvenli çalıģma sınırlarını (klerans) gösterir en kesitlerin hazırlanması Kazı derinliğinin en az 1m. üzerine çıkacak Ģekilde yeterli sayıda merdiven yerleģtirilmesi Kazı alanının 4m. dıģına tel çit veya uyarıcı bariyer tesis edilmesi Makine ve ekipmanın kazı duvarlarından uzak tutulması Kazı alanı çevresine geçici koruma alanı oluģturulması Kazı derinliğinin en az 1m. üzerine çıkacak Ģekilde en az iki adet merdiven konması Zemin durumunun kazı süresinnce sürekli izlenmesi Gerekli olması halinde kazı duvarlarına destek payanda tesisi Kazı öncesi geçici çalıģma tasarımı yapılmalı, yapının durumuna iliģkin risk değerlemesi yapılması Zemin bilgilerinin toplanması buna uygun kazı yöntemi seçimi Yetkisiz iģgörenlerin çalıģan makine ve ekipmandan uzak tutulması ÇalıĢma öncesi sahada bilgilendirme konuģması yapılması Havai elektrik hattının her iki yanına kale direği tesis edilmesi Uyarı iģaret ve iģaretçisi tesisi Sertifikalı ve deneyimli operatör seçimi KiĢisel koruyucu ekipman kullanımı ÇalıĢma öncesi sahada bilgilendirme konuģması yapılması Sertifikalı ve deneyimli operatör seçimi Ekipmanın operatör tarafından her çalıģma öncesi kontrolü, ĠĢlem sırasında makinenin sağlam zeminde olduğuna dikkat edilmesi ĠĢgörenlerin çalıģma sırasında ekskavatör dönüģ alanının dıģında tutulması DönüĢ alanı içerisinde çalıģma yapma zorunlu ise operatörle sürekli koordinasyon ve iletiģim halinde olmak 78

99 Çizelge 5.5 : Geri dolgu risk değerlendirme çizelge örneği. No Tehlike Risk Geri dolgu Yeraltı tesislerine temas Kazı alanına güvensiz eriģim ve düģme Kazı çökmesi Sahadaki geçici tesislerin kaldırılması Makine çarpması Havai elektrik hattı kablosu ile temas Hareket eden makine ve ekipmanın çalıģanı ezmesi, sıkıģtırması Hidrolik ekskavatör, geri dolgu ve kırma makinesi kullanımı Yaralanma, elektrik Ģoku, yanma Yaralanma Yaralanma Yaralanma, yapının zarar görmesi, zayıflaması veya yıkılması.. Yaralanma Yaralanma, ekipmanın zarar görmesi Yaralanma YanlıĢ kullanım Ġnstabilite Ekskavatör dönüģ alanına girme ve temas Risk Skoru Kontrol Önlemi ÇalıĢma alanının çizimlerinin kontrolü ÇalıĢma öncesi yer altı tesislerinin yerlerinin arazide iģaretlenmesi Güvenli çalıģma sınırlarını (klerans) gösterir en kesitlerin hazırlanması Kazı derinliğinin en az 1m. üzerine çıkacak Ģekilde yeterli sayıda merdiven yerleģtirilmesi Kazı alanının 4m. dıģına tel çit veya uyarıcı bariyer tesis edilmesi Makine ve ekipmanın kazı duvarlarından uzak tutulması Kazı alanı çevresine geçici koruma alanı oluģturulması Kazı derinliğinin en az 1m. üzerine çıkacak Ģekilde en az iki adet merdiven konması Zemin durumunun kazı süresinnce sürekli izlenmesi Gerekli olması halinde kazı duvarlarına destek payanda tesisi Kazı öncesi geçici çalıģma tasarımı yapılmalı, yapının durumuna iliģkin risk değerlemesi yapılması Zemin bilgilerinin toplanması buna uygun eski haline getirme yöntemi seçimi Yetkisiz personelin çalıģan makinelerden uzak tutulması ÇalıĢma öncesi sahada bilgilendirme konuģması yapılması Havai elektrik hattının her iki yanına kale direği tesis edilmesi Uyarı iģaret ve iģaretçisi tesisi Sertifikalı ve deneyimli operatör seçimi KiĢisel koruyucu ekipman kullanımı ÇalıĢma öncesi sahada bilgilendirme konuģması yapılması Sertifikalı ve deneyimli operatör seçimi Ekipmanın operatör tarafından her çalıģma öncesi kontrolü, ĠĢlem sırasında makinenin sağlam zeminde olduğuna dikkat edilmesi ĠĢgörenlerin çalıģma sırasında ekskavatör dönüģ alanının dıģında tutulması DönüĢ alanı içerisinde çalıģma yapma zorunlu ise operatörle sürekli koordinasyon ve iletiģim halinde olmak 79

100 5.2.2 Mekansal veriler Geometrik veriler Uygulama kapsamında 1.00 metre çapında çelik borulardan oluģan metre uzunluğunda petrol boru hattına iliģkin veriler kullanılmıģtır. Geometrik veri kaynağı olarak; petrol boru hattı güzergahının 1:5000 ölçekli sayısal halihazır haritaları ve 1:5000 ölçekli yapım projeleri kullanılmıģtır. ÇalıĢma kapsamında kullanılan sayısal halihazır haritalar; hava fotoğraflarından sayısallaģtırma yoluyla elde edilen 1:5000 ölçekli, 3 derece dilim geniģlikli Gauss- Kruger (Transversal Mercator) Projeksiyon sisteminde, ED50 Datumu nda (Avrupa Datumu European Datum 1950) tanımlanmıģtır. 1:5000 ölçekli sayısal halihazır haritalar, metre uzunluğunda ve yer yer değiģmekle beraber yaklaģık metre geniģliğinde hazırlanmıģ ġekil 5.3 de bir bölümü gösterilen Ģeritvari halihazır haritalardır. ġekil 5.3 : 1/5000 ölçekli halihazır harita. ġekil 5.4 te örneği gösterilen yapım projeleri yapım iģlemlerinin gerçekleģtirileceği alanı gösteren geçici kamulaģtırma sınırları, boruların gömüleceği alanı gösteren kalıcı kamulaģtırma sınırları, boru hattı ekseni, eksen geometrisinin değiģtiği some noktaları ve kilometre değiģim noktalarına iliģkin veriler içermektedir. Geometrik veriler, mekânsal veri tabanı bölümünde detayları ile ele alınacaktır. 80

101 ġekil 5.4 : 1/5000 ölçekli yapım projesi Öznitelik verileri ÇalıĢmada boru hattı güzergâhı ile kesiģen yollar, nehirler, enerji nakil hatları, sulama kanalları, yeraltı boru hatlarının öznitelik verileri kullanılmıģtır. Öznitelik verileri; tesis sahibi, malzeme verisi, tipi, eğer boru hattı ise çap verisi, enerji iletim hatları için güvenli çalıģma aralığını gösterir klerans bilgisi ile gerilim miktarı, ilgili geçiģe ait detay çizim numaralarını içermektedir. Örnek öznitelik veri tablosu ġekil 5.4 te verilmiģtir. ġekil 5.5 : Öznitelik veri tablosu. 81

102 5.3 Uygulama adımları Uygulama adımları bölümünde; kavramsal tasarım baģlığı altında ĠSG mekan iliģkilerinin değerlendirildiği mekana dayalı ĠSG modeli, KDS kavramsal modeli, sistem tasarımı ve çözüm mimarisi, veritabanlarının tasarımı ve fiziksel gerçekleģtirilmeleri, harita servisinin oluģturulması ve web uygulamasının oluģturulması konuları incelenmektedir Kavramsal tasarım Kavramsal tasarım evresinde, ilk olarak ĠSG kaza oluģ nedenleri ve mekansal iliģkiler araģtırılmıģ ve bu konuda bir model geliģtirilerek önerilmiģtir. Daha sonraki aģamada bu model temelinde karar destek sistemi tasarlanmıģtır Mekana dayalı ĠSG modeli CBS ne dayalı bir karar destek sistemi tasarlayabilmek için öncelikle ĠSG tehlikelerinin mekânla olan iliģkisini belirleyebilmek ve buna iliģkin bir sınıflandırma yapmak gerekliliği ortaya çıkmıģtır. Mekâna dayalı bir ĠSG modeli geliģtirme sürecinde kazaların oluģ nedenlerine yönelik Hinze ve diğ. (1998) tarafından 1994 ve 1995 yılları arasında yapılan araģtırmalar sonucunda geliģtirilen ve daha sonra Amerikan ĠSG standartlarına yansıtılan yirmili gruplandırma temel alınmıģtır. Bu sınıflandırmaya göre kazaların oluģ nedenleri; yüksekten düģme, yer seviyesinde düģme, bina elektriği kaynaklı elektrik çarpması, iletim hatları kaynaklı elektrik çarpması, kablolama kaynaklı elektrik çarpması, el aletleri kaynaklı elektrik çarpması, diğer elektrik çarpmaları, ekipman vurması (çarpması), malzeme vurması (çarpması), düģen malzemenin vurması (çarpması), malzeme arasında kalma, ekipman arasında kalma, yıkıntı altında kalma, patlama, yangın, patlama ve yangın, asfeksi (solunum yollarının herhangi bir nedenle tıkanması sonucu boğulma), suda boğulma, doğal nedenler ve diğer nedenler olarak sınıflandırılmaktadır. Hinze ve diğerlerinin geliģtirdiği sistematiğe dayalı olarak kazaların oluģ nedenlerinin mekânla iliģkilendirilmesi için bir sınıflandırma geliģtirilmiģtir. Buna göre; kaza nedenlerinden; yüksekten düģme, elektrik çarpması, bina elektriği kaynaklı elektrik çarpması, iletim hatları kaynaklı elektrik çarpması, patlama, yangın, 82

103 patlama ve yangın, suda boğulma ile diğer nedenler arasında değerlendirilebilecek trafik kazaları, yüksek rakıma seyahat, yüksek rakımda çalıģma gibi nedenler mekânla doğrudan iliģkilendirilmektedir. Bu iliģki temelinde gerçekleģtirilen kaza oluģ nedenlerinin mekana bağlılığı Çizelge 5.7 de gösterildiği Ģekilde ele alınmıģtır. Çizelge 5.6 : Kaza oluģ nedeni mekan iliģkisi. Kaza OluĢ Nedeni Mekana Özel KiĢi/Ekipman Özel Yüksekten düģme Yer seviyesinde düģme Elektrik çarpması (Bina elektriği) Elektrik çarpması (Ġletim hatları) Elektrik çarpması (Kablolama) Elektrik çarpması (El aletleri) Elektrik çarpması (Diğer) Ekipman vurması&çarpması Malzeme vurması&çarpması DüĢen malzeme vurması&çarpması Malzeme arasında kalma Ekipman arasında kalma Yıkıntı altında kalma Patlama Yangın Patlama ve yangın Asfeksi Suda boğulma Doğal nedenler Diğer nedenler Bu sınıflandırmadan hareketle mekana özel kaza oluģ nedenlerini CBS leri ile modelleyebilmek için Bölüm 4.2 de açıklanan CBS veri modelleri ve bunlara iliģkin mekansal analiz yöntemleri ile arasındaki bağlantılar araģtırılmıģtır. Bunun sonucunda iletim hatları ile ilgili elektrik çarpması, suda boğulma, patlama, yangın, patlama ve yangın nedeni ile oluģan kazalar ve bunlara iliģkin tehlike ve riskler; nokta, çizgi ve alan olarak sınıflandırılan vektör veriler ile doğrudan iliģkilendirilirken yüksekten düģme kaza oluģ nedeni de üçüncü boyut bilgisini taģıyan raster veriler ile iliģkilendirilmiģtir. Kaza oluģ nedenlerinin mekana dayalı sınıflandırılmasını oluģturan bu ayrım özetle ġekil 5.6 da gösterilmektedir. 83

104 ġekil 5.6 : Kaza oluģ nedeni mekân sınıflandırması (Atay ve diğ., 2010) Karar destek sistemi kavramsal modeli Kavramsal modelin araģtırılması; problemin tanımından hareket ile ihtiyacın ne olduğu, bu ihtiyacı karģılayacak sistemin önerilen iģleri nasıl yapacağı ve sistemin nasıl tasarlanması gerektiği sorularına yanıt arandığı aģama olmuģtur. Mekana Dayalı ĠSG Karar Destek Sistemi tasarımında bir yazılım mimari ve tasarım modeli olarak kabul gören ve katmanlı mimari özelliklerini taģıyan üç katmanlı model kullanılmıģtır. Katmanlı mimarinin en temel özelliği her bir katmanın farklı bir yapısal iģi farklı makinelerde gerçekleģtirebilir olmasıdır. Üç katmalı yapı; istemci olan kullanıcı arabiriminin bulunduğu sunum katmanı, fonksiyonel süreç mantığı diğer bir deyiģ ile iģ kurallarının bulunduğu iģlem katmanı ve veri depolama ve eriģiminin sağlandığı veri katmanından oluģmaktadır. Her bir katman kendi iģ süreçlerini bağımsız bir yapıda gerçekleģtirirken uygulamanın sunduğu çözüm uyarınca birbirleri ile iletiģim halinde bulunmaktadırlar. Kullanıcı arabiriminin bulunduğu katman en üstte yer almakta ve uygulama ile kullanıcının doğrudan etkileģime girdiği bu katman sunum katmanını oluģturmaktadır. Uygulamanın çözümü olan, ayrıntılı iģlemlerin gerçekleģtirildiği ve iģlevselliğin sağlandığı katman; ĠĢ Mantığı/Orta Katmanı oluģturur. Bu katman uygulamanın ilgili probleme sunduğu çözümün gerçekleģtirildiği katmandır. En alt katman olarakta veri tabanı sunucularının bulunduğu, verilerin depolanma, iģlenme 84

105 ve eriģiminin sağlandığı veri katmanı yer almaktadır. Bu katman, uygulama sunucuları ve iģ katmanından bağımsız olup kendi baģına ölçeklenebilir ve performans değerlendirmelerine uygulanabilir özelliktedir. Her bir katmanın, uygulamanın genelini etkilemeden güncellenebilir, bağımsız bir bütün olarak değiģtirilebilir olması özelliği ile sürdürülebilir olması, mimarinin katmanlardan oluģması yönü ile ölçeklenebilirliği arttırması, her katman bağımsız olarak yönetilebilmesi özelliği ile esnek bir yapı sunması katmanlı mimari yapının sağladığı temel avantajlar olarak öne çıkmaktadır. Uygulamadaki ihtiyaçlar göz önüne alınarak model üç katmanlı mimari özellikte ġekil:5.5 de gösterildiği Ģekilde modellenmiģtir. ġekil 5.7 : Mekana dayalı ĠSG KDS kavramsal modeli (Atay ve diğ., 2010). Veri katmanı, mekânsal veri tabanı ve ĠSG veritabanlarından oluģmaktadır. Bu yapıya göre ĠSG veri tabanı ile mekânsal veri tabanı diğer yönetim sistemleri ile birlikte çalıģabilmesi ve farklı uygulamalar tarafından da kullanılabilmesi amacı ile ayrı ayrı modellenmiģtir. ĠSG yönetim sistemlerinin diğer yönetim sistemleri ile bütünleģtirilmesi problemine katkı yapacak bir model tasarlanmıģtır. Bu modelin detayları veri tabanı tasarımı baģlığı altında alınacaktır. Ġkinci bölümde aktarıldığı 85

106 üzere ĠSG uygulamalarının diğer yönetim planlarıyla bütünleģtirilmesine yönelik araģtırmalar yapı iģlerinde ĠSG güncel araģtırma konularından biridir. ĠĢlem katmanında; birden çok kullanıcıya yönelik olarak kullanıcı yetkilendirme, veri ve bilgi, giriģi güncellenmesi gerektiğinde silinmesini olanaklı kılacak iģlemler, harita yükleme, sorgulama ve analizleri yapmaya imkân sağlayacak iģlemler, sonuçların görüntüleneceği harita görüntüleme iģlemleri, raporlama, veri eriģim iģlemleri ve sistem bakım iģlemleri gerçekleģtirilmesi tasarlanmıģtır. Sunum katmanında ise tüm bu iģlemlerin gerçekleģtirilmesini sağlayacak formlar yer almaktadır Sistem tasarımı ve çözüm mimarisi CBS ne dayalı ĠSG karar destek sistemi için, boru hattı yapım projelerinde yürütülen aktivitelerin aynı anda farklı farklı yerlerde farklı ekipler tarafından gerçekleģtiriliyor olmasından dolayı, sistem kavramsal modelde ele alınan iģlevleri yerine getirmek üzere internet üzerinde çalıģacak Ģekilde tasarlanmıģ ve bundan hareketle çözüm mimarisi bu yaklaģıma göre geliģtirilmiģtir. Web tabanlı CBS uygulamaları gerek kullanıcılar gerekse sistem geliģtirenlere sağladığı avantajlar nedeni ile yaygın olarak kullanılmakta ve geliģtirilmesi için araģtırmalar yapılmaktadır (Green ve Bossomaier, 2002). Kullanıcı ve/veya kullanıcı grupları, internet teknolojisi sayesinde, web tarayıcıları ile dünyanın herhangi bir yerinden yayınlanan harita servisine eriģebilmekte bu sayede farklı harita ve bunlarla iliģkili veri setlerini eģ zamanlı olarak kullanabilmektedirler. Kullanıcılar bu servis ve veri setlerine dayalı geliģtirilen sistemlere, bulundukları yerden bağımsız olarak, etkin Ģekilde ulaģabilmektedirler. Bunun yanı sıra internet CBS kullanıcısı, ek yazılım veya donanım gereksinimi olmaksızın, düģük maliyette, dilediği zamanda dilediği yerden güncel veriye ulaģabilmektedir. Merkezi veya dağıtık yapıda tasarlanarak geliģtirilen veritabanları sürekli olarak güncellenebilmekte istemci/sunucu mimarisi sayesinde geliģmiģ performans, kolay kullanım, veri yönetimi ve ölçeklenebilirlik sağlanmaktadır (Rinner, 1998; Kraak ve Brown, 2001; Green ve Bossomaier, 2002). 86

107 Yukarıda ele alınan eriģim kolaylığı, standart arayüz kullanımı gibi üstünlüklerin yanı sıra web tabanlı sistemler hızlı ve daha ekonomik bakım yönü ile de ön plana çıkmaktadırlar. Kullanıcılar bilgiye kaynağından ulaģabilmektedir. Sunucu üzerinde herhangi bir problemle karģılaģıldığı zaman, sadece sunucu bilgisayarına bakım yapılması gerekmektedir. Bütün kullanıcıların bakım yapmasına gerek kalmamaktadır. Ayrıca bütün sistemin güncellenmesi de sadece sunucu bilgisayarındaki sistemin güncellenmesi ile sağlanabilmektedir. Bakım ve güncelleme iģlemlerinin hepsi sadece bir bilgisayarda yapıldığı için ekonomik bir yöntemdir (ErbaĢ ve AlkıĢ, 2005). Yukarıda ele alınan nedenlerden ötürü sistemin internet tabanlı olması öngörülmüģ ve çözüm bu kapsamda ele alınarak gerçekleģtirilmiģtir. Ġnternet üzerinden çalıģan bir CBS nin iģleyiģini anlamak için genel çalıģma ilkelerinin bilinmesi gereklidir. Ġstemci/sunucu mimarisinde, istemci ve sunucu arasındaki iletiģim, TCP/IP (Transmission Control Protocol/Internet Protocol) tabanlı ağlarda, internet veya intranet üzerinden, HTTP protokolünü kullanarak gerçekleģtirilmektedir. Ġstemci diğer bir deyiģ ile CBS kullanıcısı bir web tarayıcı program kullanarak sunucuya komut göndermektedir. Sunucu tarafında ise gelen komuta iliģkin cevap, bir takım iģlevler yürütülerek üretilmekte ve istemciye URL (Uniform Resource Locator) adreslemesi aracılığıyla geri gönderilmektedir (Green ve Bossomaier, 2002; Zhong Ren ve Ming Hsiang, 2003) Gönderilen komuta iliģkin cevabın verilmesi ile ilgili gerçekleģtirilen iģlevlerin gerçekleģtirildikleri yere dair iki farklı yöntem bulunmaktadır. Sunucu taraflı ilk yöntemde; istemci sunucuya komutu gönderir, sunucu komutu iģler ve uzaktaki istemciye cevabı harita veya veri olarak gönderir. Ġstemci taraflı yöntemde ise kullanıcının bazı veri iģleme ve analiz iģlevlerini lokal olarak istemcinin kendi makinesinde yürütmesine izin verilmektedir. Bu iki yöntemin dıģında her iki yöntemin de kullanıldığı hibrit yöntemler de bulunmaktadır (Foote ve Kirvan, 1998). Bu uygulama sunucu taraflı yöntem benimsenerek kavramsal tasarım bölümünde ele alındığı üzere üç katmanlı mimari yapı üzerinde gerçekleģtirilmiģtir. ġekil 5.8 de gösterildiği üzere; birbirinden ayrık olarak tasarlanan mekansal ve ĠSG veritabanları veri katmanını oluģturmaktadır. Benzer Ģekilde; kullanıcı taleplerinin iģlenerek 87

108 gerçekleģtirilmesi için iģlem katmanında, mekânsal verilerin kullanımı, sorgulama ve analizler için mekânsal uygulama geliģtirme platformu, ĠSG verilerinin iģlenmesi ve buna iliģkin sorgulama ve analizlerin yapılabilmesi için ayrı bir uygulama geliģtirme platformunun kullanılması tasarlanmıģtır. Sunum katmanında; kullanıcının ihtiyaçları doğrultusunda web sayfası üzerinden sisteme komut gönderebilmesini sağlayan kontrollerin yer aldığı bir ara yüz olması tasarlanmıģtır. ġekil 5.8 : Sistem mimarisi (Atay ve diğ., 2010). Yukarıda ele alınan sistem mimarisi üzerinden gerçekleģtirilen çözüm için ġekil 5.9 da gösterilen çözüm mimarisi kullanılmıģtır. Bu yapıya göre mekansal veri tabanında bulunan veriler ArcGIS server üzerinden, ĠSG veri tabanında yeralan veriler Ms SQL server üzerinden servis edilmektedir. Mekansal uygulama geliģtirme platformu olarak mekansal sorgulama ve analizler için ArcGIS teknolojilerinin.net tabanlı uygulama geliģtirme çatısı altında yer alan mevcut fonksiyonları oluģturan API ler kullanılmaktadır. 88

109 ġekil 5.9 : Çözüm mimarisi (Atay ve diğ., 2010) Verilerin düzenlenmesi Sayısal hâlihazır haritalar boru hattı güzergahını içeren metre uzunluğunda ve ortalama 1500 metre geniģliğinde bir alanı kaplayacak Ģekilde üretilmiģ Ģeritvari haritalardır. Bu haritalarda ormanlık bölgeler, yerleģim yerleri sistemde kullanılmak üzere alan olarak düzenlenmiģtir. Sayısal yükseklik verilerinin bulunduğu eģyükseklik eğrileri katmanında baģka çizgi ile kesiģen, kendini kesen çizgi ve çakıģma hatasına rastlanmıģ ve bunlar düzeltilmiģtir Veri tabanı tasarımı ve gerçekleģtirilmesi Uygulama çalıģması kapsamında birincisi ĠSG verilerini saklamak için MS SQL Server da diğeri de mekânsal verileri ve özniteliklerini saklamak üzere ArcGIS coğrafi veri tabanında olmak üzere iki adet veri tabanı tasarlanmıģ ve gerçekleģtirilmiģtir. Veri tabanı tasarımında uygulamaların ortak gereksinimleri doğrultusunda hangi varlıkların kullanılacağı diğer bir deyiģ ile hakkında veri tutulacak nesnelere, o 89

110 varlıkların özelliklerinin ne olduğuna ve bu varlıklar arasındaki iliģkilerin nasıl olduğuna karar verilmektedir. ĠliĢkisel veri modelinin; veri bütünlüğünün sağlanması, veri tekrarının önlenmesi, verilerin doğru ve etkin biçimde kullanımını kolaylıkla sağlaması ve Ģu anda kullanılan veri tabanlarının büyük çoğunluğunun iliģkisel veri modeline daha çok destek vermesinden dolayı veriler iliģkisel veri yapısında modellenmiģlerdir. Bu modelde ilgili veriler tablolar içinde saklanır. Ayrıca tablolar arasında değiģik türde iliģki kurulur. ĠliĢkiler kurulurken birincil anahtar (Primary key) ve yabancı anahtarlar (Foreign Key) kullanılır. Anahtar alanlar sayesinde indeksleme yapma olanağı sunan iliģkisel veri tabanlarında eriģim ve iģlemler daha hızlı yapılmaktadır ĠSG veri tabanı ĠSG veri tabanı tasarlanırken; yapım projesinde gerçekleģtirilen iģ kalemlerini ifade eden aktiviteler, bu aktivitelerin gerçekleģtirilmesinde ortaya çıkması olası tehlikeler, tehlikelere iliģkin riskler, her bir riskin skoru ve gerçekleģmesini önlemek için alınması gereken tedbirleri içeren azaltıcı önlemler birer nesne olarak tanımlanmıģtır. Bu nesnelere iliģkin sınıf diyagramları ġekil 5.10 da gösterilmiģtir. Risk değerlemesinde yer alan her bir nesne için bir tablo tanımlanmıģ ve veriler bu tablolarda saklanmıģtır. Verilere hızlı eriģimin sağlanması ve veri tabanı optimizasyonu için her bir veri ait olduğu nesnenin sınıfına iliģkin bilgi taģıyan tekil bir kod numarası ile veri tabanına kaydedilmiģtir. ġöyle ki; her bir aktivite 8, tehlike 1, risk 2, azaltıcı önlem 3 sayısı ile baģlayan birer kod ile tanımlanmıģtır. Bu sayede veri tabanına yeni veri girilmesinde yaģanabilecek olası problemlerin tasarım evresinde önüne geçilmesi sağlanmıģtır. Bunun yanı sıra kodlama yöntemi kullanılarak diğer yapım yönetim sistemleri ile bütünleģtirme olanağı yaratılmıģtır. ġekil 5.10 : ĠSG veri tabanı sınıf diyagramları. 90

111 Uygulamada kullanılacak verilerin birden fazla tabloda tutulması tablolar arası anlamlı bağlantıların kurulmasını zorunlu kılmıģtır. Her bir tehlikenin, birden çok aktivite ile aynı Ģekilde bir aktivitenin birden çok tehlike ile iliģkili olması aynı durumun risk, ve azaltıcı önlem tabloları için de geçerli olmasından ötürü tablolar arası bağlantılar birçoğa-birçok (n-n) iliģki türünde tasarlanmıģtır. Birçoğa-birçok iliģki türünde gerçekleģtirilen bağlantılar veri tabanının gerçekleģtirilmesi ve sorguların denenmesi aģamasında sıkıntılar yaratmıģ bu nedenle tabloları birbirine bağlamak amacı ile iliģkileri temsil eden ayırt edici özellik taģıyan bağlantı tabloları oluģturulmuģtur. Bu sayede tablolar arası iliģkiler birçoğa-birçoktan bire-çok (1-n) iliģki modeline dönüģtürülmüģtür. ġekil 5.10 da yer alan ĠSG veri tabanı UML diyagramında gösterildiği üzere; aktivite tablosunda; aktivite ID ve aktivite adı; tehlike tablosunda tehlike ID ve tehlike adı, risk tablosunda; risk ID ve risk adı, azaltıcı önlem tablosunda azaltıcı önlem ID ve azaltıcı önlem adı sütunları yer almaktadır. Bu tabloları birbirine bağlamak ve birçoğa-birçok iliģkiyi modellemek için oluģturulan aktivite-tehlike, tehlike-azaltıcı önlem ve tehlike-risk bağlantı tablolarında iliģki kurdukları tabloların ID leri yer almaktadır. ġekil 5.11 : ĠSG veri tabanı UML diyagramı. 91

112 Mekansal veri tabanı Mekansal veri tabanı tasarımında Bölüm de açıklandığı üzere geometrik veri kaynağı olarak 1:5000 ölçekli halihazır haritalar ile uygulama projeleri kullanılmıģtır. Coğrafi veriler bölüm de irdelenen kazaların oluģ nedenleri ve mekânsal iliģkilerin irdelendiği model ve sınıflandırma kapsamında ele alınmıģtır. Bu model çerçevesinde kazaların oluģ nedenleri ve bunlara bağlı tehlikeler iliģkili oldukları mekânsal nesne ve özelliklere göre ele alınmıģtır. ġöyle ki; iletim hatları kaynaklı elektrik çarpması enerji nakil hattının varlığı ile doğrudan iliģkilidir, benzer Ģekilde patlama, yangın suda boğulma gibi nedenler tehlikeyi yaratan mekânsal nesnelerle doğrudan iliģkilidir. Buna ek olarak yüksekten düģme, malzeme vurması ve çarpması, ekipman vurması ve çarpması, düģen malzeme vurması çarpması gibi kaza oluģ nedenleri de eğim, yükseklik gibi mekânsal özelliklerle doğrudan iliģkilidir. Mekânsal veri tabanı modellenirken bu esaslar çerçevesinde tehlikelere yol açacak mekânsal nesneleri kapsayacak Ģekilde tasarlanmıģtır. Bunun örnek bir çalıģma olması nedeni ile veri tabanı yalnızca test verisinin içeriği göz önünde bulundurularak oluģturulmuģtur. Mekânsal veri tabanı test verisinin içerdiği yol, nehir, yerleģim, orman, enerji nakil hatları, eģyükseklik eğrileri, uygulama projesi ve güzergâh verilerinden oluģturulmuģtur. Bu verilerden ġekil 5.12 de gösterilen yol, nehir, yerleģim, orman, enerji nakil hatları, uygulama projesi ve güzergâh verileri vektör verilerdir. ġekil 5.12 : Mekânsal veri tabanı-vektör veriler. 92

113 Üçüncü boyuta iliģkin mekânsal analizlerinin yapılabilmesi için eģ yükseklik eğrilerinden üretilen eğim ve yükseklik verileri ise veri tabanında raster formatta tutulmaktadırlar. Bu üretilmiģ raster veriler ġekil 5.13 de Veri tabanında yer alan raster veriler aģağıda ġekil 5.14 de gösterilmiģtir. ġekil 5.13 : ÜretilmiĢ geometrik veriler. ġekil 5.14 : Mekânsal veri tabanı - raster veriler. 93

114 Test verisi içerisinde yer alan akarsu verileri ile üretilmiģ raster verilerden eğim rasterı örnek olarak ġekil.5.15 ile 5.16 da gösterilmiģtir. ġekil 5.15 : Vektör veriler-akarsu. 94

115 ġekil 5.16 : Raster veriler-eğim Harita servisinin oluģturulması Harita Servisi, en genel anlamıyla web sunucusundan yayınlanan bir web servisidir. Diğer web servislerinden temel farkı ise, özelleģmiģ altyapısı ile internet üzerinde mekânsal nesnelere iliģkin geometrik veriler ile özniteliklerine iliģkin sözel veriler 95

116 barındıran harita görüntüleri yayınlaması ve bu görüntülere dinamik bir Ģekilde eriģim sağlayarak sorgulama ve analizlerin yapılmasını olanaklı kılmasıdır. Harita servisi; istemci uygulamalar tarafından kullanılabilecek Ģekilde bir sunucu üzerinde konumlanmıģ, harita ve/veya bir coğrafi veri tabanı gibi bir kaynağı ifade etmektedir. Servisler, kaynakların istemciler tarafından kullanımının paylaģtırılmasını kolaylaģtırmaktadır. Sunucu kaynakları saklayarak, servislere ev sahipliği yapar, istenen iģlerini gerçekleģtirir ve sonuçları istemcilere görüntü ve/veya metin gibi ortak bir formatta sunmaktadır. Bu uygulama kapsamında mekânsal veri tabanı ArcGIS Desktop uygulamalarından ArcCatalog yardımı ile oluģturulmuģtur. Bu verilere iliģkin CBS uygulaması ArcMap üzerinden proje oluģturularak gerçekleģtirilmiģtir. GerçekleĢtirilen proje ġekil5.17 de gösterilmiģtir. ġekil 5.17 : ArcMap ortamında CBS Projesinin oluģturulması. OluĢturulan bu kaynaklar, ġekil 5.18 de gösterildiği gibi, ArcCatalog içerisinde yer alan ArcGIS Server üzerinden bir harita servisi olarak yayınlanmıģtır. Ayrıca bu iģlemin ArcGIS server manager kullanılarak da yapılması olanaklıdır. 96

117 ġekil 5.18 : ArcCatalog yardımı ile harita servisinin yayınlanması. Harita servisinin oluģturulmasında dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta; servisi oluģturan katmanların nasıl görüneceği sorunudur. Web tabanlı uygulamalarda grafik tasarım olanakları desktop uygulamalara göre daha kısıtlı olmaktadır. Bundan dolayı objelerin farklı ölçeklerde birbirinin üstüne binmesinden ve yoğunluğundan dolayı anlaģılmaz bir görüntü ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle Proje ArcGIS Desktop uygulamasında tasarlanırken bir takım görsel ayarların yapılması gerekmektedir Web uygulamasının oluģturulması Web üzerinden yayınlanan harita servislerinin kullanılabilmesi için amaca uygun web ara yüzlerinin oluģturulması gerekmektedir. Ancak bu arayüzler oluģturulduktan sonra internet tarayıcı programlar yardımı ile sistemi kullanmak olanaklı hale gelmektedir. Bu uygulama çalıģmasının web ara yüzlerinin oluģturulmasında ArcGIS server yazılımının uygulama geliģtirme aracı olarak kullanılmasına olanak tanıdığı Microsoft.Net uygulama geliģtirme çatısı kullanılmıģtır. Bu çatı üzerinden C#.Net ve ASP.Net yazılım geliģtirme dilleri kullanılarak web uygulaması yazılmıģtır. Web uygulamasının.net uygulama geliģtirme çatısı altında kodlanması aģağıda ġekil 5.19 daki görselde sunulmuģtur. 97

RİSK ANALİZİ TEHLİKE VE RİSK

RİSK ANALİZİ TEHLİKE VE RİSK İHTİMAL RİSK ANALİZİ TEHLİKE VE RİSK RİSK MATRİSİ Sık sık Muhtemel Muhtemel olmayan Çok az Küçük Anlamlı Büyük Felaket CİDDİYET Bölge 1 Bölge 2 Bölge 3 Düşük Risk Bir eylem gerekli değil Eylem gerekebilir,

Detaylı

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY GİRİŞ ÇalıĢmak yaģamın bir parçasıdır. YaĢamak nasıl bir insan hakkı

Detaylı

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU Adı Soyadı : Doç. Dr. Mustafa GÜLER, Dilem KOÇAK DURAK, Fatih ÇATAL, Zeynep GÜRLER YILDIZLI, Özgür Özden YALÇIN ÇalıĢtığı Birim :

Detaylı

ÖĞR.GÖR.DR. FATĠH YILMAZ YILDIZ TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ MESLEK YÜKSEKOKULU Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ PROGRAMI

ÖĞR.GÖR.DR. FATĠH YILMAZ YILDIZ TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ MESLEK YÜKSEKOKULU Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ PROGRAMI ÖĞR.GÖR.DR. FATĠH YILMAZ YILDIZ TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ MESLEK YÜKSEKOKULU Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ PROGRAMI Dünya da her yıl 2 milyon kiģi iģle ilgili kaza ve hastalıklar sonucu ölmektedir. ĠĢle ilgili kaza

Detaylı

Av. Füsun GÖKÇEN. TÜRK ÇĠMENTO SEKTÖRÜNÜN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONUSUNDA AB KATILIM MÜZAKERELERĠNDEKĠ KONUMU

Av. Füsun GÖKÇEN. TÜRK ÇĠMENTO SEKTÖRÜNÜN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONUSUNDA AB KATILIM MÜZAKERELERĠNDEKĠ KONUMU TÜRK ÇĠMENTO SEKTÖRÜNÜN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONUSUNDA AB KATILIM MÜZAKERELERĠNDEKĠ KONUMU Av. Füsun GÖKÇEN Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası 4857 sayılı ĠĢ Kanunu MADDE 77 ĠġVERENLERĠN VE ĠġÇĠLERĠN

Detaylı

ĠġYERĠ HEKĠMLERĠ ĠÇĠN YENĠ Ġġ SAĞLIĞI VE Ġġ GÜVENLĠĞĠ KANUNU EĞĠTĠM SEMĠNERLERĠ SEMĠNER 3

ĠġYERĠ HEKĠMLERĠ ĠÇĠN YENĠ Ġġ SAĞLIĞI VE Ġġ GÜVENLĠĞĠ KANUNU EĞĠTĠM SEMĠNERLERĠ SEMĠNER 3 ĠġYERĠ HEKĠMLERĠ ĠÇĠN YENĠ Ġġ SAĞLIĞI VE Ġġ GÜVENLĠĞĠ KANUNU EĞĠTĠM SEMĠNERLERĠ SEMĠNER 3 6331 SAYILI Ġġ SAĞLIĞI VE Ġġ GÜVENLĠĞĠ KANUNU NA GÖRE RĠSK ANALĠZĠ- Ġġ SAĞLIĞI MÜFETTĠġ DENETĠMLERĠ VE ĠġYERĠ HEKĠMLĠĞĠ

Detaylı

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU 2012 ĠÇĠNDEKĠLER ÜST YÖNETĠCĠ SUNUġU I- GENEL BĠLGĠLER A- Misyon ve Vizyon.. B- Yetki, Görev ve Sorumluluklar... C- Ġdareye

Detaylı

DOĞU KARADENĠZDE HEYELAN SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE ĠLĠġKĠN DÜġÜNCELER

DOĞU KARADENĠZDE HEYELAN SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE ĠLĠġKĠN DÜġÜNCELER DOĞU KARADENĠZDE HEYELAN SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE ĠLĠġKĠN DÜġÜNCELER Kayıtlara göre, Doğu Kara Denizde heyelan sorunun varlığı 1929 dan beri bilinmektedir. Bu coğrafyada, özellikle can kaybına neden olan heyelanlardan

Detaylı

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş İstanbul Teknik Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölümü CBS & UA ile Afet Yönetimi Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş Amaçlar (1) Kriz yönetimi kavramının tartışılması Tehlike, acil durum ve

Detaylı

ÇED ve Planlama Genel Müdürlüğü Veri Tabanı (ÇED Veri Tabanı)

ÇED ve Planlama Genel Müdürlüğü Veri Tabanı (ÇED Veri Tabanı) ÇED ve Planlama Genel Müdürlüğü Veri Tabanı (ÇED Veri Tabanı) 1 GÜNDEM 1. Amacı 2. Veri Tabanı Kapsamı 3. Özellikleri 4. Uygulama 2 1-Amacı Mekansal (haritalanabilir) Bilgilerin Yönetimi Sağlamak (CBS)

Detaylı

DSİ kapsamında oluşturulan dağınık durumdaki verilerinin düzenlenmesi, yeniden tasarlanarak tek bir coğrafi veri tabanı ortamında toplanması,

DSİ kapsamında oluşturulan dağınık durumdaki verilerinin düzenlenmesi, yeniden tasarlanarak tek bir coğrafi veri tabanı ortamında toplanması, Projenin Amacı DSİ Genel Müdürlüğünde, Bölge Vaziyet Planı çalışmaları kapsamında üretilen ve mevcut DSİ faaliyetlerini içeren CBS veri setleri ile CBS Veritabanının incelenerek yine mevcut CBS donanım,

Detaylı

ÖN SÖZ. Bilmek değil, uygulamak gerekli, İstemek değil, yapmak gerekli. GOETHE

ÖN SÖZ. Bilmek değil, uygulamak gerekli, İstemek değil, yapmak gerekli. GOETHE Bilmek değil, uygulamak gerekli, İstemek değil, yapmak gerekli. GOETHE ÖN SÖZ Bu kitap konu ile ilgili değiģik kitapların fikirlerinden yararlanılarak, i Ģ- letme ve endüstri mühendisliği lisans ve lisansüstü

Detaylı

Jeoloji Mühendisleri için ArcGIS Eğitimi

Jeoloji Mühendisleri için ArcGIS Eğitimi Jeoloji Mühendisleri için ArcGIS Eğitimi http://facebook.com/esriturkey https://twiter.com/esriturkiye egitim@esriturkey.com.tr Kursun Süresi: 4 Gün 24 Saat Jeoloji Mühendisleri için ArcGIS Eğitimi Genel

Detaylı

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Muhammed Furkan KAHRAMAN, İSG Uzmanı

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Muhammed Furkan KAHRAMAN, İSG Uzmanı T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Muhammed Furkan KAHRAMAN, İSG Uzmanı Kasım, 2016 EMNİYET KEMERİ SUSTURUCU Maslow`un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kendini Gerçekleşt.

Detaylı

2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU

2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU 2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU Kamuda stratejik yönetim anlayıģının temelini oluģturan kaynakların etkili ve verimli bir Ģekilde kullanılması ilkesi çerçevesinde,

Detaylı

ÖNSÖZ ŞEKİL LİSTESİ TABLO LİSTESİ

ÖNSÖZ ŞEKİL LİSTESİ TABLO LİSTESİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ii ŞEKİL LİSTESİ v TABLO LİSTESİ vii ÖZET viii SUMMARY ix BÖLÜM 1. GİRİŞ 1 1.1. YÜKLENİCİ FİRMALARDA İNŞAAT EKİPMANI YÖNETİMİ PROBLEMİNİN ÖNEMİ 1 1.2. PROBLEMİN TANIMLANMASI 3 1.3. YÜKLENİCİ

Detaylı

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN Sağlık Kavramı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ne göre sağlık; Sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil, bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam bir iyilik halidir.

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Ahmet ÖZKAN tarafından hazırlanan Ġlkokul ve Ortaokul Yöneticilerinin

Detaylı

IV.ULUSLARARASI POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU SERGİ VE PROJE PAZARI SONUÇ BİLDİRGESİ 7-9 MAYIS 2015

IV.ULUSLARARASI POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU SERGİ VE PROJE PAZARI SONUÇ BİLDİRGESİ 7-9 MAYIS 2015 IV.ULUSLARARASI POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU SERGİ VE PROJE PAZARI SONUÇ BİLDİRGESİ 7-9 MAYIS 2015 TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge ġubesi Koordinatörlüğünde IV. Uluslararası PolimerikKompozitler

Detaylı

Ġlk Müdahale Ekiplerinin Lokasyonlarının CBS Ortamında Değerlendirilmesi

Ġlk Müdahale Ekiplerinin Lokasyonlarının CBS Ortamında Değerlendirilmesi Ġlk Müdahale Ekiplerinin Lokasyonlarının CBS Ortamında Değerlendirilmesi Abdullah E. AKAY 1, Hakan OĞUZ 2, Osman KÖSE 1 1 KSÜ, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, 46100 KahramanmaraĢ, E-mail: akay@ksu.edu.tr,

Detaylı

Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ RĠSK DEĞERLENDĠRMESĠ YÖNETMELĠĞĠ

Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ RĠSK DEĞERLENDĠRMESĠ YÖNETMELĠĞĠ Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ RĠSK DEĞERLENDĠRMESĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, iģyerlerinde iģ sağlığı ve güvenliği yönünden yapılacak

Detaylı

MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Mustafa Kemal Üniversitesi

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Feyzi ÖZMEN tarafından hazırlanan Aday Öğretmenlerin Öz Yeterlilikleri

Detaylı

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU Adı Soyadı : Emre ARSLANBAY Unvanı : Uzman Konu : Hollanda ÇalıĢma Ziyareti Görev Yeri : HOLLANDA Görev Tarihi : 05-10.03.2017 RAPOR

Detaylı

T. C. ORTA ANADOLU KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ İÇ KONTROL (İNTERNAL CONTROL) TANITIM SUNUMU

T. C. ORTA ANADOLU KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ İÇ KONTROL (İNTERNAL CONTROL) TANITIM SUNUMU T. C. ORTA ANADOLU KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ İÇ KONTROL (İNTERNAL CONTROL) TANITIM SUNUMU HAZIRLAYAN: MUSTAFA KARAKAYA İÇ DENETÇİ Eylül 2011 SUNUM PLANI GiriĢ 25 adet sunu bulunmaktadır. Kısaca

Detaylı

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Eğitim Programı için gerekli ek rapor

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Eğitim Programı için gerekli ek rapor 1/9 Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Eğitim Programı için gerekli ek rapor İçindekiler C2. ULUSAL TIP EĞĠTĠMĠ STANDARTLARINA ĠLĠġKĠN AÇIKLAMALAR... 2 1. AMAÇ VE HEDEFLER... 2 1.3. Eğitim programı amaç

Detaylı

Madde 1 - Bu Yönetmelik, iģyerlerinde sağlık ve güvenlik Ģartlarının iyileģtirilmesi için alınacak önlemleri belirler.

Madde 1 - Bu Yönetmelik, iģyerlerinde sağlık ve güvenlik Ģartlarının iyileģtirilmesi için alınacak önlemleri belirler. Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ YÖNETMELĠĞĠ Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ YÖNETMELĠĞĠ Resmi Gazete Tarihi: 09/12/2003 Resmi Gazete Sayısı: 25311 ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

ISGIP 3T RISK ASSESSMENT

ISGIP 3T RISK ASSESSMENT Türkiye de İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Koşullarının İyileştirilmesi Projesi (www.isgip.org) This project is co-financed by the European Union and the Republic of Turkey Improvement of Occupational

Detaylı

KARAYOLU TASARIMI RAPORU. Ek 1. Kavşak Tipi Seçimi ile ilgili olarak Önerilen Esaslar

KARAYOLU TASARIMI RAPORU. Ek 1. Kavşak Tipi Seçimi ile ilgili olarak Önerilen Esaslar KARAYOLU TASARIMI RAPORU Kavşak Tipi Seçimi ile ilgili olarak Önerilen Esaslar Haziran 2000 İçindekiler Sayfa 1 Giriş 2 1.1 Amaç 2 1.2 Hemzemin kavģakların sınıflandırılması 2 1.3 Ġçerik 2 2 Önerilen seçim

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN SU KAYNAKLARINA ETKİSİ PROJESİ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN SU KAYNAKLARINA ETKİSİ PROJESİ T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞKIN VE KURAKLIK YÖNETİMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN SU KAYNAKLARINA ETKİSİ PROJESİ Yrd. Doç. Dr. Caner GÜNEY 18 MART 2014 ANKARA

Detaylı

TOBB VE MESLEKĠ EĞĠTĠM

TOBB VE MESLEKĠ EĞĠTĠM TOBB VE MESLEKĠ EĞĠTĠM Esin ÖZDEMİR Avrupa Birliği Daire Başkanlığı Uzman 15 Ocak 2010, Ankara 1 ĠÇERĠK Türk Eğitim Sisteminin Genel Yapısı Sorunlar Türkiye de Sanayi/Okul ĠĢbirliği TOBB ve Eğitim Oda

Detaylı

ESRI Türkiye Konferansı BULUT BİLİŞİM İLE TURİZM HARİTALARININ YAYIMLANMASI: TRABZON İLİ ÖRNEĞİ

ESRI Türkiye Konferansı BULUT BİLİŞİM İLE TURİZM HARİTALARININ YAYIMLANMASI: TRABZON İLİ ÖRNEĞİ ESRI Türkiye Konferansı BULUT BİLİŞİM İLE TURİZM HARİTALARININ YAYIMLANMASI: TRABZON İLİ ÖRNEĞİ Doç. Dr. Volkan YILDIRIM Arş. Gör. Şevket BEDİROĞLU Bulut Bilişim Nedir? Bulut Bilişim; donanım, yazılım,

Detaylı

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ EYLEM PLANI (2012-2014) İSTİHDAM-SOSYAL KORUMA İLİŞKİSİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ EYLEM PLANI (2012-2014) İSTİHDAM-SOSYAL KORUMA İLİŞKİSİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ 1. Sosyal yardımlar hak temelli ve önceden belirlenen objektif kriterlere dayalı olarak sunulacaktır. 1.1 Sosyal Yardımların hak temelli yapılmasına yönelik, Avrupa Birliği ve geliģmiģ OECD ülkelerindeki

Detaylı

İÇ DENETİM BİRİMİ BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ KONTROL VE RİSK YÖNETİMİ ÇALIŞTAY RAPORU

İÇ DENETİM BİRİMİ BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ KONTROL VE RİSK YÖNETİMİ ÇALIŞTAY RAPORU İÇ DENETİM BİRİMİ BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ KONTROL VE RİSK YÖNETİMİ ÇALIŞTAY RAPORU DENETİM GÖZETİM SORUMLUSU Ġdris YEKELER (1078) İÇ DENETÇİLER YaĢar ÖKTEM (1056) Sedat ERGENÇ (1028)

Detaylı

TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL

TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL 21 MART 2011 HOġ GELDĠNĠZ IFAC in Sayın Başkanı, Kurul Üyeleri, Dünyanın dört bir yanından gelmiş

Detaylı

Ülkemizde ÇED Uygulamaları, Sorunları, Çözüm Önerileri. Nihat Ataman

Ülkemizde ÇED Uygulamaları, Sorunları, Çözüm Önerileri. Nihat Ataman Ülkemizde ÇED Uygulamaları, Sorunları, Çözüm Önerileri Nihat Ataman 1 2 ĠÇERĠK 1. GĠRĠġ 2. ÇEVRESEL ETKĠ DEĞERLENDĠRMESĠ 3. ÇED YÖNETMELĠĞĠ 4. HALKIN KATILIMI TOPLANTISI 5. ÇED RAPORU 6. ĠNCELEME DEĞERLENDĠRME

Detaylı

Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi Altyapısı Kurulumu FĠZĠBĠLĠTE ETÜDÜ ÇALIġTAYI

Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi Altyapısı Kurulumu FĠZĠBĠLĠTE ETÜDÜ ÇALIġTAYI Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi Altyapısı Kurulumu FĠZĠBĠLĠTE ETÜDÜ ÇALIġTAYI Projenin GELĠġĠMĠ: KDEP-EYLEM 47 (Kısa Dönem Eylem Planı ) 4 Aralık 2003 tarihli BaĢbakanlık Genelgesi yle e-dönüģüm Türkiye

Detaylı

2013 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU

2013 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU 2013 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU Kamuda stratejik yönetim anlayıģının temelini oluģturan kaynakların etkili ve verimli bir Ģekilde kullanılması ilkesi çerçevesinde,

Detaylı

ÇALIġANLARIN PATLAYICI ORTAMLARIN TEHLĠKELERĠNDEN KORUNMASI HAKKINDA YÖNETMELĠK. Resmi Gazete Tarihi: Sayısı: 28633

ÇALIġANLARIN PATLAYICI ORTAMLARIN TEHLĠKELERĠNDEN KORUNMASI HAKKINDA YÖNETMELĠK. Resmi Gazete Tarihi: Sayısı: 28633 ÇALIġANLARIN PATLAYICI ORTAMLARIN TEHLĠKELERĠNDEN KORUNMASI HAKKINDA YÖNETMELĠK Resmi Gazete Tarihi: 30.04.2013 Sayısı: 28633 BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin

Detaylı

ÇALIġANLARIN PATLAYICI ORTAMLARIN TEHLĠKELERĠNDEN KORUNMASI HAKKINDA YÖNETMELĠK

ÇALIġANLARIN PATLAYICI ORTAMLARIN TEHLĠKELERĠNDEN KORUNMASI HAKKINDA YÖNETMELĠK ÇALIġANLARIN PATLAYICI ORTAMLARIN TEHLĠKELERĠNDEN KORUNMASI HAKKINDA YÖNETMELĠK BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, çalıģanları sağlık ve güvenlik yönünden

Detaylı

E-DEVLET ÇALIġMALARI VE TÜRKSAT TA Ġġ SÜREKLĠLĠĞĠ ÇALIġMALARI MUSTAFA CANLI

E-DEVLET ÇALIġMALARI VE TÜRKSAT TA Ġġ SÜREKLĠLĠĞĠ ÇALIġMALARI MUSTAFA CANLI E-DEVLET ÇALIġMALARI VE TÜRKSAT TA Ġġ SÜREKLĠLĠĞĠ ÇALIġMALARI MUSTAFA CANLI GĠRĠġ 1. Özet 2. E-Devlet Nedir? 3. ĠĢ Sürekliliği Ve FKM ÇalıĢmalarının E-Devlet Projelerindeki Önemi 4. ĠĢ Sürekliliği Planlaması

Detaylı

Deprem Tehlike Yönetimi ( )

Deprem Tehlike Yönetimi ( ) Deprem Tehlike Yönetimi ( ) Prof. Dr. Murat UTKUCU Sakarya Üniversitesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü 3.4.2016 Murat UTKUCU 1 (Adjustment to Hazard) A. Kayıpların kabulü ve paylaģılması 1. Kayıpların kabulü:

Detaylı

KENTGES ODAKLI CBS PROJESİ KAHRAMANMARAŞ AFET BİLGİ SİSTEMİ (KABIS)

KENTGES ODAKLI CBS PROJESİ KAHRAMANMARAŞ AFET BİLGİ SİSTEMİ (KABIS) KENTGES ODAKLI CBS PROJESİ KAHRAMANMARAŞ AFET BİLGİ SİSTEMİ (KABIS) PLANLAMA VE ZARAR AZALTMA ĠÇERĠK İlimizin afetselliği Projenin Tanımı Projenin Yasal Dayanakları KENTGES Strateji Belgesi Kapsamı Proje

Detaylı

SAĞLIK NEDİR? Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ);

SAĞLIK NEDİR? Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ); SAĞLIK KAVRAMI SAĞLIK NEDİR? Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ); Yalnızca hastalık veya sakatlığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik halidir. şeklinde tanımlamıştır. SAĞLIK KAVRAMI

Detaylı

2010 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ

2010 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ MADEN TETKĠK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Sondaj Dairesi Başkanlığı 21 Yılı Ocak-Haziran Dönemi Faaliyet Raporu 21 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ 1 ÜST YÖNETĠM SUNUMU SONDAJ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI 21 YILI 1. 6 AYLIK

Detaylı

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) Düzenleme Tarihi: Bingöl Üniversitesi(BÜ) Ġç Kontrol Sistemi Kurulması çalıģmaları kapsamında, Ġç Kontrol Sistemi Proje Ekibimiz

Detaylı

ĠġÇĠ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ DERSĠ

ĠġÇĠ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ DERSĠ 15.11.2013 ĠġÇĠ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ DERSĠ Egemen Avcu Dr. Makine Mühendisi Ford Otosan İhsaniye Otomotiv Meslek Yüksek Okulu Makine Resim ve Konstrüksiyon Programı Ders içeriği GiriĢ ĠĢ Kazaları ĠĢ yerinde

Detaylı

ArcGIS ile Su Yönetimi Eğitimi

ArcGIS ile Su Yönetimi Eğitimi ArcGIS ile Su Yönetimi Eğitimi http://facebook.com/esriturkey https://twitter.com/esriturkiye egitim@esriturkey.com.tr Kursun Süresi: 5 Gün 30 Saat ArcGIS ile Su Yönetimi Genel Bir platform olarak ArcGIS,

Detaylı

BĠLGĠ ĠġLEM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI COĞRAFĠ BĠLGĠ SĠSTEMLERĠ ġube MÜDÜRLÜĞÜ TEġKĠLAT YAPISI VE ÇALIġMA ESASLARINA DAĠR YÖNERGE

BĠLGĠ ĠġLEM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI COĞRAFĠ BĠLGĠ SĠSTEMLERĠ ġube MÜDÜRLÜĞÜ TEġKĠLAT YAPISI VE ÇALIġMA ESASLARINA DAĠR YÖNERGE BĠLGĠ ĠġLEM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI COĞRAFĠ BĠLGĠ SĠSTEMLERĠ ġube MÜDÜRLÜĞÜ TEġKĠLAT YAPISI VE ÇALIġMA ESASLARINA DAĠR YÖNERGE BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, HUKUKĠ DAYANAK, ĠLKELER ve TANIMLAR Amaç Madde 1- Bu

Detaylı

T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ. SSP900 Sosyal Sorumluluk Projesi Genel Sınav Raporu

T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ. SSP900 Sosyal Sorumluluk Projesi Genel Sınav Raporu T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ SSP900 Sosyal Sorumluluk Projesi Genel Sınav Raporu ZONGULDAK 2015 ÖNCE EMNİYET SSP900 SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ GENEL SINAV RAPORU Yöneten: Yrd. Doç.

Detaylı

4. HAFTA İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSLİĞİ (Risk)

4. HAFTA İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSLİĞİ (Risk) 4. HAFTA İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSLİĞİ (Risk) 2.1 Risk Nedir Risk: Bir tehlikenin ortaya çıkma olasılığı, ortaya çıkma periyodu ve bu tehlikenin ortaya çıktığı anda sebep olacağı etkinin ciddiyeti arasındaki

Detaylı

ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK YURTİÇİ KARGO

ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK YURTİÇİ KARGO ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK YURTİÇİ KARGO ALĠ ARIMAN:2008463007 OSMAN KARAKILIÇ:2008463066 MELĠK CANER SEVAL: 2008463092 MEHMET TEVFĠK TUNCER:2008463098 ŞİRKET TANITIMI 1982 yılında Türkiye'nin ilk

Detaylı

Kadınların Eğitim Düzeyi Arttıkça, İşgücüne Katılım İmkanları da Artmaktadır

Kadınların Eğitim Düzeyi Arttıkça, İşgücüne Katılım İmkanları da Artmaktadır Kadınların Eğitim Düzeyi Arttıkça, İşgücüne Katılım İmkanları da Artmaktadır Nimet ÇUBUKÇU Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Toprak İşveren: Ülkemizde, kadının çalıģma yaģamındaki sorununu değerlendirir

Detaylı

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANA BİLİM DALI İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER BİR ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ: SHERATON ANKARA HOTEL & TOWERS

Detaylı

TÜRKĠYE TEKNOLOJĠ GELĠġTĠRME VAKFI (TTGV) DESTEKLERĠ

TÜRKĠYE TEKNOLOJĠ GELĠġTĠRME VAKFI (TTGV) DESTEKLERĠ TÜRKĠYE TEKNOLOJĠ GELĠġTĠRME VAKFI (TTGV) DESTEKLERĠ 3 TEMEL DESTEĞĠ MEVCUTTUR 1- Ar-Ge Proje Destekleri 2- Çevre Projeleri Destekleri 3- Teknolojik Girişimcilik Destekleri Ar-Ge Proje Destekleri a) Teknoloji

Detaylı

T.C. ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ KADRO GÖREV TANIMLARI

T.C. ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ KADRO GÖREV TANIMLARI KADRO UNVANI : Büro Destek Personeli BAĞLI OLDUĞU UNVAN : ġef Uludağ Üniversitesi üst yönetimi tarafından belirlenen amaç ve ilkelere uygun olarak; Enstitüler, Fakülteler, Yüksekokullar, Meslek Yüksekokulları

Detaylı

Prof.Dr. Tolga Elbir

Prof.Dr. Tolga Elbir Prof.Dr. Tolga Elbir Coğrafya + Bilgi Sistemi + Coğrafya, yeryüzünü beşeri (insanoğlu ile ilgili) ve fiziki açılardan araştıran bilim dalıdır. Coğrafya, kartografi, yani harita biliminden daha geniş bir

Detaylı

Kitap Tanıtımı: İlköğretimde Kaynaştırma

Kitap Tanıtımı: İlköğretimde Kaynaştırma Ankara SOSYAL Üniversitesi GEÇERLĠK Eğitim Bilimleri KAVRAMI Fakültesi VE TÜRKĠYE DE ÖZEL EĞĠTĠM ALANINDA YÜRÜTÜLEN Özel Eğitim Dergisi LĠSANSÜSTÜ TEZLERDE SOSYAL GEÇERLĠĞĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ 2010, 11(2)

Detaylı

BĠR DEVLET HASTANESĠNDE ÇALIġANLARIN HASTA VE ÇALIġAN GÜVENLĠĞĠ ALGILARININ ĠNCELENMESĠ. Dilek OLUT

BĠR DEVLET HASTANESĠNDE ÇALIġANLARIN HASTA VE ÇALIġAN GÜVENLĠĞĠ ALGILARININ ĠNCELENMESĠ. Dilek OLUT BĠR DEVLET HASTANESĠNDE ÇALIġANLARIN HASTA VE ÇALIġAN GÜVENLĠĞĠ ALGILARININ ĠNCELENMESĠ Dilek OLUT Tıp biliminin ilk ve temel prensiplerinden biri Önce Zarar Verme ilkesidir. Bu doğrultuda kurgulanan sağlık

Detaylı

CBS Arc/Info Kavramları

CBS Arc/Info Kavramları Arc/Info Kavramları Prof.Dr. Emin Zeki BAŞKENT Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi (ESRI) Environmental Systems Research Institute Dünyadaki 50 büyük yazılım şirketinden birisidir Pazarın 1/3

Detaylı

İGABİS. İGDAŞ Altyapı Bilgi Sistemi

İGABİS. İGDAŞ Altyapı Bilgi Sistemi İGABİS İGDAŞ Altyapı Bilgi Sistemi İGDAŞ * 12 milyonluk bir Mega Kent te * 1,7 milyonu bulan abonesiyle * İstanbul un %55 ine ulaşan * Hızla büyüyen ve gelişen bir DOĞALGAZ DAĞITIM kuruluşudur. İGDAŞ IN

Detaylı

MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalıģanlara verilecek iģ sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemektir.

MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalıģanlara verilecek iģ sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemektir. ÇALIġANLARIN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ EĞĠTĠMLERĠNĠN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELĠK BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalıģanlara verilecek iģ

Detaylı

Harita Mühendisleri için ArcGIS Eğitimi

Harita Mühendisleri için ArcGIS Eğitimi Harita Mühendisleri için ArcGIS Eğitimi http://facebook.com/esriturkey https://twiter.com/esriturkiye egitim@esriturkey.com.tr Kursun Süresi: 4 Gün 24 Saat Harita Mühendisleri için ArcGIS Eğitimi Kursu

Detaylı

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİNİN İNŞAAT ALANINDAKİ UYGULAMALARI

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİNİN İNŞAAT ALANINDAKİ UYGULAMALARI COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİNİN İNŞAAT ALANINDAKİ UYGULAMALARI Ali Baran AKGÜN Egemen ÇAKIR Melike ERSOY Özlem PALABIYIK Danışman: Y. Doç. Dr. Esin ERGEN 1 İçerik CBS nedir? CBS nin inşaatta kullanım alanları

Detaylı

UYGULAMALI BĠLĠMLER YÜKSEKOKULU

UYGULAMALI BĠLĠMLER YÜKSEKOKULU UYGULAMALI BĠLĠMLER YÜKSEKOKULU MĠSYON Kuruluş Yılı : 2016 MĠSYON Nahcivan, Ġran ve Ermenistan a komģu, geliģime müsait bir yerleģim yeri olan Iğdır, Uygulamalı bilimler Yüksekokulu nun beklentilerine

Detaylı

II. Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik 18 Ağustos 2010 tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

II. Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik 18 Ağustos 2010 tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik 18 Ağustos 2010 tarih ve 27676 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin; I. 7 nci maddesinin birinci, ikinci, üçüncü

Detaylı

İTÜ de CBS Eğitimi. Prof. Dr. Dursun Zafer ŞEKER. Mayıs Tarihsel gelişim tarihinde alınan karar doğrultusunda;

İTÜ de CBS Eğitimi. Prof. Dr. Dursun Zafer ŞEKER. Mayıs Tarihsel gelişim tarihinde alınan karar doğrultusunda; İTÜ de CBS Eğitimi Prof. Dr. Dursun Zafer ŞEKER Mayıs 2007 Tarihsel gelişim 12.2.1997 tarihinde alınan karar doğrultusunda; -derslerin %30 unun İngilizce dilinde verilmesi, -lisans öğretiminde kredili

Detaylı

RİSK YÖNETİMİ ve DEĞERLENDİRMESİ

RİSK YÖNETİMİ ve DEĞERLENDİRMESİ 0 YÖNETİM SİSTEMLERİ I İLGİLİ MEVZUAT II RİSKİN MANTIĞI III TEHLİKELER VE TESPİTİ IV TEHLİKE ANALİZ METODOLOJİLERİ V RİSK ANALİZ YÖNTEMLERİ VI RİSK HESAPLAMA ÖRNEKLERİ 30 39 78 113 80 39 60 ÖN BİLGİLENDİRME

Detaylı

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi ÇOCUK ÇEVRE ĠLIġKISI Ġnsanı saran her Ģey olarak tanımlanan çevre insanı etkilerken, insanda çevreyi etkilemektedir.

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ TEHLİKELİ ATIK YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

EGE ÜNİVERSİTESİ TEHLİKELİ ATIK YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç EGE ÜNİVERSİTESİ TEHLİKELİ ATIK YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Madde 1- Bu Yönergenin amacı, Ege Üniversitesi Rektörlüğü sorumluluk alanı içinde bulunan eğitim, öğretim,

Detaylı

BĠLGĠ ĠġLEM DAĠRE BAġKANLIĞI FAALĠYET RAPORU

BĠLGĠ ĠġLEM DAĠRE BAġKANLIĞI FAALĠYET RAPORU BĠLGĠ ĠġLEM DAĠRE BAġKANLIĞI FAALĠYET RAPORU 2011 BİRİM YÖNETİCİSİNİN SUNUŞU 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun yayınlanmasıyla beraber veri ve bilgiye dayalı bir yönetimin gerekliliği,

Detaylı

ArcGIS ile Elektrik Dağıtımı Uygulamaları Eğitimi

ArcGIS ile Elektrik Dağıtımı Uygulamaları Eğitimi ArcGIS ile Elektrik Dağıtımı Uygulamaları Eğitimi http://facebook.com/esriturkey https://twitter.com/esriturkiye egitim@esriturkey.com.tr Kursun Süresi: 5 Gün 30 Saat ArcGIS ile Elektrik Dağıtımı Uygulamaları

Detaylı

ESRI Türkiye Konferansı

ESRI Türkiye Konferansı ESRI Türkiye Konferansı BULUT BİLİŞİM İLE TURİZM HARİTALARININ YAYIMLANMASI: TRABZON İLİ ÖRNEĞİ Arş. Gör. Şevket BEDİROĞLU Bulut Bilişim Nedir? Bulut Bilişim; donanım, yazılım, veri ve işletim sistemi

Detaylı

NAZİLLİ DEVLET HASTANESİ RİSK ANALİZİ PROSEDÜRÜ

NAZİLLİ DEVLET HASTANESİ RİSK ANALİZİ PROSEDÜRÜ Sayfa 1 / 6 1. AMAÇ 2. KAPSAM Nazilli Devlet Hastanesinde bölüm bazında risk değerlendirmeleri yaparak çalışanların çalıştıkları alanlardan kaynaklı risklerini belirlemek ve gerekli önlemlerin alınmasını

Detaylı

Kullanıcı Hesabı ve Şifre Yönetimi

Kullanıcı Hesabı ve Şifre Yönetimi 1. Amaç Bu prosedürün amacı BĠLGĠ bünyesinde veya yan kuruluģlarda çalıģan ve BILGINETWORKS alanına dahil olan kullanıcıların Ģifrelerinin azami ölçüde güvenlikli ve sağlam bir yapıda oluģturulmasını,

Detaylı

Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) Tabanlı Bir Yapı Yönetimi Önerisi

Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) Tabanlı Bir Yapı Yönetimi Önerisi 25 Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) Tabanlı Bir Yapı Yönetimi Önerisi Emre Cengiz 1, Yücel Güney 2 Özet ĠnĢaat mühendisliğinin anabilim dallarından biri olan yapı yönetimi; Ģantiyede eģzamanlı ve ardıģık

Detaylı

II. Bilgi Teknolojileri YönetiĢim ve Denetim Konferansı

II. Bilgi Teknolojileri YönetiĢim ve Denetim Konferansı II. Bilgi Teknolojileri YönetiĢim ve Denetim Konferansı BTYD 2011 ANKARA COSO YAKLAġIMI ÇERÇEVESĠNDE ĠÇ KONTROL FAALĠYETLERĠNĠN ANALĠZĠ Haziran 2011 BTYD 2011 BTYD 2011 Gündem Gündem 1. Ġç Kontrol Modelleri

Detaylı

HASTANE KALĠTE YÖNETĠM SĠSTEMLERĠNDE ISO 9001:2000 JCI AKREDĠTASYONU KARġILAġTIRMASI. Dr. Aylin Yaman Ankara Güven Hastanesi Kalite Yönetim Bölümü

HASTANE KALĠTE YÖNETĠM SĠSTEMLERĠNDE ISO 9001:2000 JCI AKREDĠTASYONU KARġILAġTIRMASI. Dr. Aylin Yaman Ankara Güven Hastanesi Kalite Yönetim Bölümü HASTANE KALĠTE YÖNETĠM SĠSTEMLERĠNDE ISO 9001:2000 JCI AKREDĠTASYONU KARġILAġTIRMASI Dr. Aylin Yaman Ankara Güven Hastanesi Kalite Yönetim Bölümü KALĠTE YÖNETĠM SĠSTEMĠ Bir kuruluģu kalite bakımından idare

Detaylı

Türkiye deki İş Kazalarının Box-Jenkins Tekniği ile İncelenmesi. Doç. Dr. Arzu ALTIN YAVUZ Ar. Gör. Barış ERGÜL Ar. Gör. Ebru GÜNDOĞAN AŞIK

Türkiye deki İş Kazalarının Box-Jenkins Tekniği ile İncelenmesi. Doç. Dr. Arzu ALTIN YAVUZ Ar. Gör. Barış ERGÜL Ar. Gör. Ebru GÜNDOĞAN AŞIK Türkiye deki İş Kazalarının Box-Jenkins Tekniği ile İncelenmesi Doç. Dr. Arzu ALTIN YAVUZ Ar. Gör. Barış ERGÜL Ar. Gör. Ebru GÜNDOĞAN AŞIK Sunu Planı Giriş Bu bölümde İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili

Detaylı

INS4801 Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) (3 + 0)

INS4801 Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) (3 + 0) Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü INS4801 Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) (3 + 0) Prof.Dr.YALÇIN ARISOY yalcin.arisoy@deu.edu.tr DERSİN KAPSAMI: Coğrafi Bilgi Sistemlerine

Detaylı

2010 I. DÖNEM GEBZE EĞİTİM PROGRAMLARI

2010 I. DÖNEM GEBZE EĞİTİM PROGRAMLARI 2010 I. DÖNEM GEBZE EĞİTİM KuruluĢumuz ilgili Devlet KuruluĢları tarafından devlet destekleri kapsamındaki eğitim ve danıģmanlık faaliyetlerinde yetkilendirilmiģ bulunmaktadır. 1 STRATEJĠK PLANLAMA EĞĠTĠM

Detaylı

HARİTA GENEL KOMUTANLIĞI

HARİTA GENEL KOMUTANLIĞI HARİTA GENEL KOMUTANLIĞI TOPOĞRAFİK VERİLERİN HAZIRLANMASI VE SUNUMU Mühendis Yüzbaşı Mustafa CANIBERK 08 Ekim 2013 TAKDİM PLANI TOPO25 Veritabanı Tanıtımı Topoğrafik Verilerin Hazırlanması Topoğrafik

Detaylı

İş Sağlığı ve Güvenliğinde Risk Yönetimi

İş Sağlığı ve Güvenliğinde Risk Yönetimi İş Sağlığı ve Güvenliğinde Risk Yönetimi Doç. Dr. Mehmet Yazıcı 1. Baskı İstanbul-2016 Yayın No : 3405 İşletme-Ekonomi Dizisi : 812 1. Baskı Ekim 2016 İSTANBUL ISBN 978-605 - 333-725 - 6 Copyright Bu kitabın

Detaylı

SEVESO III DIREKTIFI 4 NCÜ MADDE RISK DEĞERLENDIRMESI İÇIN ÇERÇEVE İHTİYACI HÜSEYİN BARAN AKINBİNGÖL MAYIS 2018

SEVESO III DIREKTIFI 4 NCÜ MADDE RISK DEĞERLENDIRMESI İÇIN ÇERÇEVE İHTİYACI HÜSEYİN BARAN AKINBİNGÖL MAYIS 2018 SEVESO III DIREKTIFI 4 NCÜ MADDE RISK DEĞERLENDIRMESI İÇIN ÇERÇEVE İHTİYACI HÜSEYİN BARAN AKINBİNGÖL 14-15 MAYIS 2018 Hüseyin Baran AKINBİNGÖL 1981 yılında Ankara da doğdu. Lisans eğitimlerini, Gazi Üniversitesi

Detaylı

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Pediatri Bölümü nde Tedavi Gören Çocuklarla HAYAT BĠR ARMAĞANDIR PROJESĠ

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Pediatri Bölümü nde Tedavi Gören Çocuklarla HAYAT BĠR ARMAĞANDIR PROJESĠ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Pediatri Bölümü nde Tedavi Gören Çocuklarla HAYAT BĠR ARMAĞANDIR PROJESĠ Amaç ve Ġçerik Projenin temel amacı hastanede tedavi gören çocuklar ve bu dersi seçen öğrenciler

Detaylı

YAġAMSAL GEREKSĠNĠMLERĠMĠZ

YAġAMSAL GEREKSĠNĠMLERĠMĠZ YAġAMSAL GEREKSĠNĠMLERĠMĠZ YAġAMIMIZI DEVAM ETTĠREBĠLMEMĠZ ĠÇĠN OLMAZSA OLMAZ ĠHTĠYAÇLARIMIZ NELERDĠR? HAVA SU UYKU BESĠN Neden Olmazsa Olmaz? Bunlar Olmadan ne kadar yaģayabiliriz? HAVA SU UYKU BESĠN

Detaylı

Doç. Dr. Mustafa ÖZDEN Arş. Gör. Gülden AKDAĞ Arş. Gör. Esra AÇIKGÜL

Doç. Dr. Mustafa ÖZDEN Arş. Gör. Gülden AKDAĞ Arş. Gör. Esra AÇIKGÜL Doç. Dr. Mustafa ÖZDEN Arş. Gör. Gülden AKDAĞ Arş. Gör. Esra AÇIKGÜL 11.07.2011 Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi Öğretmenliği A.B.D GĠRĠġ Fen bilimleri derslerinde anlamlı

Detaylı

BÖLÜM 5 Emniyet Riskleri

BÖLÜM 5 Emniyet Riskleri BÖLÜM 5 Emniyet Riskleri Prof.Dr. Erhan BUTUN EMNİYET RİSKİ Temel Kavramlar Emniyet riski, öngörülebilir en kötü durumu referans alarak, bir tehlikenin sonuclarının tahmin edilen olasılık ve ciddiyeti

Detaylı

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Ceza Ġnfaz Kurumlarında Madde Bağımlılığı Tedavi Hizmetleri Serap GÖRÜCÜ Psikolog YetiĢkin ĠyileĢtirme Bürosu Madde bağımlılığını kontrol altında

Detaylı

OHSAS 18001 İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetim Sistemi (Occupational Health and Safety Management System)

OHSAS 18001 İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetim Sistemi (Occupational Health and Safety Management System) OHSAS 18001 İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetim Sistemi (Occupational Health and Safety Management System) Kuruluşlarda karşılaşılan en önemli sorunlardan biri, çalışanların emniyetli ve sağlıklı bir çalışma

Detaylı

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ ArcGIS SERVER A GİRİŞ EĞİTİMİ

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ ArcGIS SERVER A GİRİŞ EĞİTİMİ COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ ArcGIS SERVER A GİRİŞ EĞİTİMİ http://facebook.com/esriturkey https://twitter.com/esriturkiye egitim@esriturkey.com.tr Kursun Süresi: 4 Gün 24 Saat COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ ArcGIS

Detaylı

Risk Değerlendirmesi ve Yönetimi

Risk Değerlendirmesi ve Yönetimi Risk Değerlendirmesi ve Yönetimi 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür. 6331 sayılı İş Sağlığı ve

Detaylı

ECZ 965 Farmasötik Ürünler İçin İyi İmalat Uygulamaları 14. HAFTA. Doç.Dr. Müge Kılıçarslan

ECZ 965 Farmasötik Ürünler İçin İyi İmalat Uygulamaları 14. HAFTA. Doç.Dr. Müge Kılıçarslan ECZ 965 Farmasötik Ürünler İçin İyi İmalat Uygulamaları 1 14. HAFTA Doç.Dr. Müge Kılıçarslan KAVRAM OLARAK RİSK NEDİR? ICH Q9 da risk; zararın oluşma olasılığı ve zararın ciddiyetinin bir kombinasyonu

Detaylı

Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi ALIŞTIRMALAR

Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi ALIŞTIRMALAR Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi ALIŞTIRMALAR Aşağıdakilerden hangisi iş sağlığı ve güvenliği açısından en uygun tehlike tanımıdır? a) Büyük zarara yol açabilecek durum b) Malın, malzemenin ya da işyeri

Detaylı

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ İLERİ SEVİYE EĞİTİMLERİ BUILDING GEODATABASE EĞİTİMİ

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ İLERİ SEVİYE EĞİTİMLERİ BUILDING GEODATABASE EĞİTİMİ COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ İLERİ SEVİYE EĞİTİMLERİ BUILDING GEODATABASE EĞİTİMİ http://facebook.com/esriturkey https://twitter.com/esriturkiye egitim@esriturkey.com.tr Kursun Süresi: 3 Gün 18 Saat COĞRAFİ

Detaylı

10 dan Az ÇalıĢanı Olan ĠĢyerleri 10-49 ÇalıĢanı Olan ĠĢyerleri. AZ TEHLĠKELĠ (Aynı miktarda) ÇOK TEHLĠKELĠ (%50 artırılarak)

10 dan Az ÇalıĢanı Olan ĠĢyerleri 10-49 ÇalıĢanı Olan ĠĢyerleri. AZ TEHLĠKELĠ (Aynı miktarda) ÇOK TEHLĠKELĠ (%50 artırılarak) 6645 SAYILI Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KANUNU ĠLE BI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASI HAKKINDA KANUN ĠLE 6331 SAYILI ĠSG KANUNUNDAKĠ ĠDARĠ PARA CEZALARININ TEHLĠKE SINIFI VE ÇALIġAN

Detaylı

SPOR ÖRGÜTLERĠNDE TOPLAM KALĠTE YÖNETĠMĠ

SPOR ÖRGÜTLERĠNDE TOPLAM KALĠTE YÖNETĠMĠ SPOR ÖRGÜTLERĠNDE TOPLAM KALĠTE YÖNETĠMĠ Doç. Dr. Hakan Sunay KarĢılaĢtığımız önemli sorunlar, onları yarattığımız düģünce düzeyi ile çözülemez (Albert Einstein) (i). GĠRĠġ 2000 li yıllara girerken organizasyonlarda

Detaylı

Özgörkey Otomotiv Yetkili Satıcı ve Yetkili Servisi

Özgörkey Otomotiv Yetkili Satıcı ve Yetkili Servisi Özgörkey Otomotiv Yetkili Satıcı ve Yetkili Servisi Grup ÇekoL : Ebru Tokgöz Gizem Şimşek Özge Bozdemir Emel Sema Tarihçe Temelleri 1951 yılında, Gruba ismini veren Erdoğan Özgörkey tarafından atılan

Detaylı

RİSK DEĞERLENDİRMESİ PROCEDÜRÜ. İçindekiler. Sayfa. Doküman NO Yayın Tarihi Revizyon No Revizyon Tarihi KRY

RİSK DEĞERLENDİRMESİ PROCEDÜRÜ. İçindekiler. Sayfa. Doküman NO Yayın Tarihi Revizyon No Revizyon Tarihi KRY İçindekiler 1. GİRİŞ... 2 2. AMAÇ... 2 3. METOT... 2 4. TANIMLAR... 2 5. RİSK ANALİZİNİN YAPILMASI... 4 5.1. Bilgilendirme... 5.2. Tehlike Kaynaklarının Belirlenmesi... 4 5.2.1. İşin Düzenlenmesi ve Organizasyona

Detaylı

Namık Kemal Üniversitesi SÜREKLĠ EĞĠTĠM MERKEZĠ

Namık Kemal Üniversitesi SÜREKLĠ EĞĠTĠM MERKEZĠ Namık Kemal Üniversitesi SÜREKLĠ EĞĠTĠM MERKEZĠ 2009 Yılı Kurumsal Değerlendirme Raporu Sürüm no. 2.0 Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Tekirdağ, Ocak 2010 1. SunuĢ Bu

Detaylı