Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,yıldızı, birer mutluluk parıltısısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,yıldızı, birer mutluluk parıltısısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz."

Transkript

1 1

2 Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,yıldızı, birer mutluluk parıltısısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunu düģünerek,ona göre çalıģınız. Sizlerden çok Ģey bekliyoruz. 2

3 "Sevginizi Ertelemeyin" 1.ULUSAL KORUYUCU AĠLE ÇALIġTAYI Çocukluk sürecinde,sevgiden uzak düģenlere armağan edilmiģtir. Ġçindeki çocuğu yitirmeden,bizimle birlikte olan tüm çocuk dostlarına, katılımcılarımıza ve destekçilerimize yürekten teģekkürler... Mayıs-2011-Denizli 3

4 Yayına Hazırlayan : Denizli Koruyucu Aile Derneği Kapak Tasarımı : Leyla ÜSTÜN Sayfa Tasarımı : Hüseyin Avni DÜLGEROĞLU Baskı : Bilal OFSET Denizli Koruyucu Aile Derneği: GSM Altıntop Mahallesi, Delikliçınar Meydanı Köseer 2 Apt. No: 187 Kat:1 denizli@koruyucuaile.org.tr 4

5 ONLAR Kız ve erkektiler, Küçücük, mahsun ve ürkek Mavi, yeģil, kara gözlerinde, Ġncecik boyunlarına ve bedenlerine yakıģmayan Bir yalnızlık yüklüydüler. KarĢılaĢtık bir sabah ya da bir öğle vakti, Merhaba dedik onlara Merhaba! Biz bir oda verdik, Onlar birer dünya sundu. Biz bir tabak yemek koyduk, Onlar, toprağın bereketini taģıdı sofralarımıza Biz bir kere kokladık, Onlar baharın tüm kokularını saçtı evimize. Biz ellerini tuttuk, Onlar, yaģamı armağan etti bizlere Kimimizin göz pınarında bir damla yaģ, Kimimizin yüreğinde kıpırdayan bir sızı Uzattığımız eli tutan her çocuk, Avuçlarımıza güneģin sıcaklığını bıraktı. Artık öylesine sıcak ki avuçlarımız, BaĢka ellere ulaģmak gerek Yakmadan ısıtan bu sevgiden Ġnsan olan herkese bir tutam sunmak gerek. Denizli Koruyucu Aile Derneği üyesi (Koruyucu anne, ġefika Yıldız ) 5

6 1.ULUSAL KORUYUCU AĠLE ÇALIġTAYI DÜZENLEME KURULU Ayfer DOĞAN - Denizli Koruyucu Aile Derneği BaĢkanı Bilgin VURAL- PAÜ. Öğr. Gör. Dr. Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Betül ASAN - PAÜ Üniversite Sanayii ĠĢbirliği Koordinatörü Gülbanu ZENCĠR - PAÜ Öğr. Gör. Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Hatice BÖBECĠ - Koruyucu Aile Derneği BaĢkan Yardımcısı Özlem KÖRÜKÇÜ- PAÜ Öğr. Gör. Dr. Sağlık Hizm.M.Y.O. ġefika YILDIZ - Denizli Koruyucu Aile Derneği üyesi Leyla ÜSTÜN - Grafik- Tasarım-(Joker DanıĢmanlık) 6

7 ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ 8-10 Ayfer DOĞAN (Denizli Koruyucu Aile Derneği BaĢkanı) Murat ALTUĞGĠL (Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel BaĢkanı) KONFERANS SUNUMLARI Krista TELEMANS (Pleegzorg Vlaanderen Koordinatör) (Avrupa da Koruyucu Aile Hizmet Modelinin ĠĢleyiĢi) Haluk KAYA ( Sosyal Pedagog-Frankfurt/ Almanya) (Almanya da Uygulanan Koruyucu Aile ve Çocuk Koruma Hizmetleri) Cansu VAROL (Ank. Ünv. Sağlık Bilimleri Fak. Sos.Hizm.Böl.) (Bireyler Arası ĠliĢkilerde Kabul ve Red) PANEL SUNUMLARI Murat ALTUĞGĠL (Sosyal Hizmet Uzm.Derneği Genel BaĢk.) (Türk Toplumunun BakıĢ Açısı, Hizmetin YaygınlaĢtırılması,Öneriler) Av. Türkay ASMA(Çocuk Ġstismarınıve Ġhmalini ÖnlemeDer.BĢk.) (Koruyucu Aile Hizmet Modelinin Hukuk Sistemimizdeki Yeri) Prof. Dr. NeĢe EROL (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi) (Koruyucu Aile ve Çocuk ĠletiĢimi, Sorunlar ve Çözüm Önerileri) Ceyda DEDEOĞLU (Unicef Çocuk Koruma Program Sorumlusu) (Unicef Çocuk Koruma Programı Ġçerisinde K.ile Hizmet Modeli) DEMOSTRATĠF GRUP ÇALIġMASI SUNUMU Nevzat GÜRSOY(Sosyal Hizmet Uzmanı Sanat Terapisti) (Koruyucu Aile Türkiye Modeli ArayıĢ ÇalıĢması) ÇALIġTAY SONUÇ BĠLDĠRGESĠ ÇOCUKLARIMIZIN SESĠ Hatice BÖBECĠ( Denizli Koruyucu Aile Derneği BaĢk.Yard.) SONSÖZ YERĠNE

8 Merhaba.. Merhaba diyerek baģlamak istiyorum sesleniģime. Kaldığımız yerden devam edercesine Aceleciyiz demiģtim ÇalıĢtay açılıģında Aceleciyiz çünkü çocuklarımız hızla büyüyor. ÇalıĢtayın yapıldığı gün doğan bir çocuk, sizler bu sunumu okurken en az bir kaç aylık olacak. Yani anne sütüne, anne kucağına, baba omzuna ihtiyaç duyduğu tam sevilme çağlarında. ÇalıĢtay ın en temel gerekçelerinden biriydi bizim için hak temelli, aile içinde büyüme hakkı. ÇalıĢtay süreci içindeki pek çok sunu BM. Çocuk Haklarında vurgulanan aile içinde büyüme hakkının Korunmaya Muhtaç Çocuklar için de öncelikli olarak kullanımının sağlanmasının devletin sorumlulukları arasında olduğunu vurguluyor. Bu sorumluluğun Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Genel Müdürlüğü aracılığıyla yerine getirilmeye çalıģıldığını biliyoruz. SHÇEK in hizmet modellerinden biri olan Koruyucu Aile Hizmet modelinin ne yazık ki ülkemizde istenilen düzeye gelememiģ olması aceleciliğimizin bir baģka nedeni. Çocukluk bir süreçtir. YaĢamın en özel süreçlerinden biridir üstelik. Bu sürecin nitelikli, sağlıklı ailelerce desteklenmesi durumunda çocuklar, sorgulayan, kendi yaģamının öznesi olan, sorumluluk alabilen bireyler olarak topluma katılma Ģansını elde ederler. Çocuklar geleceğimizdir. Gibi çok bilinen bir sözü yaģamın gerçekliğine indirmek istiyorsak; onların hakkı olan aile içinde büyüme hakkının sağlanabilmesi için Koruyucu Aile Hizmet modelini bir an önce geliģtirmeli, toplumsal farkındalığı arttırmalı, aceleci, ancak dikkatli davranarak, çocuk öncelikli bir yaģamın oluģmasını sağlamalıyız. Çocuk öncelikli bir yaģamın ilk adımlarını atan biz Koruyucu Aileler adına, tüm okurların yaģamlarının çocuk gülüģü güzelliğinde geçmesini dilerim. Bir sonraki çalıģtayda bir basamak daha ilerlemiģ olabilmek dileklerimle Ayfer DOĞAN Denizli Koruyucu Aile Derneği BaĢk. 8

9 Çocukların en sağlıklı büyüyebilecekleri ortam aile ortamıdır. Hızla değiģen toplumsal yapıda, değiģimden olumsuz yönde etkilenebilen ve bununla baģ edemeyen aileler vardır. Bu bağlamda, psiko sosyal ve ekonomik nedenlerle çocuklarının sağlıklı biçimde yetiģtirilmelerini olumsuz yönde etkileyebilecek birçok sorunla karģılaģan ailelerin güçlendirilmesi ve aile ortamının çocuk açısından sağlıklı bir ortam haline gelebilmesi için profesyonel müdahalelere gerek vardır. Bu profesyonel müdahaleler genellikle, aile içi ve dıģı iliģkilerin düzenlenmesi, aile içi çatıģmaların ve sorunların çözülmesi, ekonomik yönden ailenin desteklenmesi ve çocuğun yetiģtirilmesi için aile ortamının sağlıklı hale getirilmesi gibi amaçlara sahiptir. Fakat anne baba kaybı, ev ortamının çocuk açısından ciddi riskler taģıması, ihmal, istismar, yoksulluk, terk edilme gibi öyle durumlar vardır ki çocuğun koruma altına alınması gerekir. Bu durumda da koruma altına alınan çocuğun özel durumuna uygun bakım modelinin nasıl olması gerektiği önem kazanır. Korunmaya muhtaç çocuklara yönelik sosyal hizmetler ve çeģitli bakım modelleri uzun yıllardır tartıģılmaktadır. Korunmaya muhtaç çocuklar için uygun ve sağlıklı olabilecek farklı bakım modelleri dünyanın her yerinde denenmektedir. Ülkemizde de bu hizmetler Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) tarafından yürütülmektedir Mayıs 2011 tarihleri arasında Denizli Koruyucu Aile Derneği ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Merkezi nin ortak çalıģması ile 1. Ulusal Koruyucu Aile ÇalıĢtayı gerçekleģtirilmiģtir. ÇalıĢtay da çalıģma grupları nın yanı sıra Koruyucu Aile Hizmet Modeli nin tartıģıldığı bir panel yapılmıģtır. ÇalıĢtay da çalıģma grupları ve panelistlerin konu ile ilgili bilgi paylaģımı heyecanları unutulmazdı. Denizli de bulunan koruyucu aileler, alanın profesyonelleri ile biraraya büyük bir heyecan ile geldiler. ÇalıĢtay boyunca oldukça emek harcadılar. Pamukkale Üniversitesinde okuyan gençlerin yardım ve desteği de bir baģka güzellik idi. Koruyucu aileler ile alanın profesyonellerinden olan 9

10 sosyal hizmet uzmanlarının heyecanı, çalıģma azmi ve gayreti çalıģtay sonunda anlamlı sonuçlara ulaģılmasına neden oldu. Bilime inanan, bilimsel bilgiden yararlanan, insana, insanla, insanca hizmet eden Türkiye nin sosyal hizmet uzmanları tüm yüreklerini bu çalıģmada ortaya koyan Denizli Koruyucu Aile Derneği çok değerli baģkanı Sayın Ayfer Doğan ve ekibine, Pamukkale Üniversitesi ne, Pamukkale Üniversitesi sevgili öğrencilerine ve Denizli Valiliği ne teģekkür eder. Bunun yanında çok sevgili hocam Sayın Prof. Dr. Beril TUFAN, Sayın Av. Türkay ASMA ya, Sayın Prof.Dr. NeĢe EROL a, Sayın Unicef temsilcisi Ceyda DEDEOĞLU na ve çalıģtaya ülkenin dört bir yanından yıllık izinlerini alarak katılan sevgili sosyal hizmet uzmanlarına meslek örgütümüz adına teģekkür ederim. Murat ALTUĞGĠL Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel BaĢkanı *** Eğer yüreğinizde sevgi varsa paylaģabileceğiniz, Emek vermeyi de göze alabiliyorsanız, Sevginizi ertelemeyin Diğer elini siz tutun O nun koruyucu ailesi olun. 10

11 Krista TELEMANS Flanders Koruyucu Ailelik Koordinatörü Koruyucu aile çalıģtayı düzenlediğiniz ve beni bu çalıģtaya davet ettiğiniz için teģekkür ederim. Çocukların kendilerini evde, güvende, seviliyor olduklarını hissedebilmeleri için bir aileye ihtiyacı olduklarını bilen kiģilerle tanıģmaktan hep mutluluk duymuģumdur. Çocukların yaģamı, çevresini ve dünyayı seven bir yetiģkin olmaları için içerisinde oyun oynayıp öğrenebilecekleri bir eve ihtiyaçları vardır. Bu sayede, iyi bir arkadaģ, iyi bir eģ ve yetiģtirecekleri çocuklara iyi bir ebeveyn olabilirler. Size Flanders taki koruyucu ailelikten bahsedeceğim. Adım Krista Telemans. Flanders Koruyucu Ailelik in, bizim deyiģimizle Pleegzorg Vlaanderen ın, koordinatörüyüm. Flanders Koruyucu Ailelik çatı bir kuruluģ. Üyeleri, Flanders ta koruyucu ailelik hizmeti veren yapılar. Koruyucu ailelik ile ilgili çalıģan 25 dernek/stk var. Bunların hepsi özel kuruluģlar ve hepsi de Flaman hükümeti tarafından sübvanse ediliyor. 11

12 Flanders Koruyucu Ailelik çatı bir kuruluģ, STK lar ve hükümet arasında aracı olarak hizmet veriyoruz. Belçika da nüfuslu bir ülke, Flanders ta dan fazla insan yaģıyor. Yanılmıyorsam, Türkiye nin nüfusu Bu yüzden verdiğim tüm rakamlarda ülkenizdeki ve Flanders taki üzerinden düģünmeniz gerekecek. Koruyucu aileliği ilgilendiren dört alan var: 1. Bugünlerde daha çok insan özel bakıma ihtiyaç duymaya baģladı. 10 yılda yardım talebi % 65 arttı. Bu yüksek bir oran da 18 (bazen de 20) yaģ altında çocuğun profesyonel yardıma ihtiyacı vardı. Bu çocukların büyük bir kısmı, %85 i, problemli bir eğitim hayatı olduğu için; diğerleri, %15 i ise bir suç iģledikleri için profesyonel yardıma ihtiyaç duydu. Suç iģleyen çocuklar koruyucu aile hizmeti alamıyor fakat bazı istisnai durumlar da var. Bu çocukların tümü bizim Özel Gençlik Refahı dediğimiz kuruluģtan profesyonel rehberlik hizmeti alıyor. Profesyonel yardım yatılı yurtları, Tüm bunlar STK lar tarafından sağlanıyor. Flanders ta çocuk koruyucu aile yanında yaģıyor. 2. Ġkinci alan engelli kiģilerle ilgili da çocuk ve yetiģkin engelleri nedeniyle profesyonel yardım alıyordu çocuk ve yetiģkin yatılı yurtlarda yaģıyor. Bu yurtlarda kalan çocuklar genellikle hafta sonları ailelerinin yanına gidiyor. YetiĢkinler ise bu yurtlarda daimi olarak kalıyor. Engelli olan diğer kimseler ise evde yardım alıyorlar. Profesyonel rehberlik sayesinde aileleriyle birlikte veya tek baģlarına yaģıyorlar. 300 çocuk ve 700 yetiģkin engelli, bir koruyucu aile ile yaģıyor. Bu Türkiye de var mı bilemiyorum ama Flanders ta engelli yetiģkinler koruyucu aile ile yaģayabiliyor. Avrupa da yetiģkinlerin koruyucu aile yanında yaģayabildiği sadece birkaç ülke var. Ġngiltere, Ġsveç, Finlandiya yı bu ülkeler arasında saymak mümkün. 3. Üçüncü alan. Flanders ta psikiyatrik yardıma ihtiyacınız olduğunda da koruyucu aile ile yaģayabiliyorsunuz. Psikiyatrik hastalığı olan 400 kiģi koruyucu aile ile yaģıyor, bunların tümü de yetiģkin. ġu anda psikiyatrik hastalığı olan çocukların koruyucu 12

13 aile yanında yaģaması için yürütülen bir proje var ama sadece 5 çocuk bu projeye dâhil. 4. Dördüncü alan önlenebilecek durumları kapsıyor. 0 ile 12 yaģ arası çocuklar birkaç günlüğüne veya birkaç aylığına koruyucu aile yanında kalabiliyor. Bu dönemde ebeveynlerine profesyonel yardım veriliyor ki çocuk en kısa zamanda evine geri dönsün, aile de sorunlarını halledebilir hale gelsin. Buna da Aile Destek Koruyucu Hizmeti diyoruz. Burada da yılda neredeyse 400 çocukla karģılaģıyoruz. Tüm bu rakamlara bakarsak, çocuk ve yetiģkinin koruyucu aileyle yaģadığını görürüz. Uzun bir bekleyenler listemiz de var. Koruyucu aile yetersizliğinden ötürü ihtiyacı olan her üç çocuktan ikisi koruyucu aile yanında yaģayamıyor. Bu çalıģtay koruyucu aileyle yaģayan çocuklar hakkında. Bu yüzden bundan sonra koruyucu aile ile yaģayan çocuklar hakkında konuģacağım ve sormazsanız koruyucu aile yanındaki yetiģkinlerden bahsetmeyeceğim. Organizatörlere ne hakkında konuģmamı istediklerini sordum bana altı madde önerdiler. Daha detaylı bilgi almak isterseniz lütfen soru sormaktan çekinmeyin. * Kurum bakımı altındaki çocuklara bakım yöntemleri: Çocukların ailelerine ait olduklarına inanıyoruz. Bir sorun varsa önce evde bakımdan faydalanarak sorunları çözmeye çalıģıyoruz. Evde bakımın da pek çok dereceleri var. Evde bakım iģe yaramazsa, çocuklar gereken bakımı alamadıkları için tehlikedeyse, ailelerle çocukların ailelerinden alınmasına dair konuģmak gerekir. KonuĢmak iģe yaramazsa, çocukları ailelerinden alırız. Bu bir ceza değil, çocuk için en iyi olan Ģey olduğu için böyle yapılır. Vakaların yarısında ebeveynler çocuğun evden ayrılmasını onaylar. Sorunu çözemediklerini fark ederler. Diğer durumlarda ebeveynler fikir birliğine varamaz. O zaman konu çocuk mahkemesine taģınır. Çocuğun daha fazla zarar görmesini engellemek için ne yapılması gerektiğine mahkeme karar verir. Çocuk aileden alınınca ya koruyucu aile yanına gider ya da yatılı bir yurda yerleģtirilir. 13

14 Farklı yurt türleri var. Tüm çocuklar 6-10 kiģilik küçük gruplar halinde yaģarlar. Bazen yaģları neredeyse aynıdır, bazen de farklı. Kızlarla erkekler karma olarak yaģarlar. Bu gruplarda aile yaģamı taklit edilir, çocuklar civardaki okullara giderler. Flanders Koruyucu Ailelik 1998 de koruyucu ailelikle ilgili kayıt tutmaya baģladı de çocuk (20 yaģa kadar) koruyucu aile yaģıyordu, 2010 da bu sayı e çıktı. Neden 20 yaģ deyip duruyorum? Genç bakımı 18 e kadar sürer. Belçika da 18 yaģında yetiģkin olursunuz fakat pek çok genç 18 yaģından sonra okula devam etmektedir, pek çoğu da tek baģlarına yaģayamayacak kadar küçüktür. Böyle durumlarda bu gençler hükümetten 20 yaģına kadar koruyucu aile yanında kalmak için izin isteyebilirler. Böylece 20 yaģına dek koruyucu ailesiyle kalabilir, kendisine ayrılan ödeneği alabilir, rehberlik hizmetinden de faydalanabilir. Koruyucu ailelik daima geçici bir süreye dayanır. Birkaç gün de olabilir, 20 yıl da. Koruyucu ailelikte genelde uzun dönem görülmektedir. Bazen sorunun çözümünün uzun zaman alıp almayacağını veya kısa bir ara vermenin ebeveynleri rahatlatacağını biliriz. Fakat her zaman böyle olmaz. Bazen koruyucu ailelik birkaç aylık olarak düģünülür ama farklı nedenlerden ötürü çocuk koruyucu aile yanında yıllarca kalabilir. Her yıl bir değerlendirme yapılır. Bu belirsiz dönem ebeveyn için de koruyucu aile için de zor olabilir. Fakat biz bu durumda çocuk için endiģeleniriz. Gelecek ay, gelecek yıl nerede yaģayacağını bilmezse çocuk nasıl kendisini evde ve güvende hissedebilir ki? Bu yüzden, bu mesele hakkında bir tartıģma baģlatılması gerekir. Çocuğun menfaati açısından, koruyucu aile yanında kalıp kalmayacağını belirlemek çok önemlidir. Böylelikle her altı ayda bir, Eve mi dönecek yoksa genç bakımında mı kalacak? diye sorulmaz. Çocuğun menfaati açısından en iyisi bir karar verilmesidir. Bu durum ebeveynlerle sorun yaratabilir çünkü çocuk koruyucu aile yanında kalacak dediğinizde bu ebeveynlere çocuğunuza bakamıyorsunuz demiģ oluyoruz. * Avrupa da koruyucu aile metodu nasıl iģliyor ve STK ların bu süreçte rolü: 14

15 Her koruyucu ailenin bireysel bir danıģmanı var. Bu danıģman, koruyucu aile ile görüģme yapmak için randevu alır. Gereken durumlarda her ay ya da daha sık görüģür aileyle. Her Ģey yolundaysa koruyucu aileyi yılda birkaç kere ziyaret eder. GörüĢmelerin çoğu koruyucu ailenin evinde olur. GörüĢmelerin bazıları sadece yetiģkinlerle, bazıları sadece çocukla olur. Ailedeki diğer çocukların da farkında olmak gerekir çünkü baģka bir çocuk bu aileyle birlikte yaģamaya baģladığında o çocukların da hayatı değiģir. Bu yüzden çocukların da sürece dâhil edilmesi çok önemlidir. Bir çocuk koruyucu aile yanına verildiğinde, o ilk soğukluğu kıran genelde o ailenin çocukları olur. Koruyucu aile yanına verilen çocukla iletiģime ilk geçen de genellikle çocuklar olur. Onların da yeni bir denge bulması, kafalarındaki Masada nerede oturacağım? En sevdiğim TV programını hâlâ seyredebilir miyim? Oyuncaklarımı paylaģmak zorunda mıyım? Annem beni seviyor mu? Annem beni de bir gün gönderir mi? gibi soruları yanıtlamaları gerekir. DanıĢmanın görevi koruyucu aileliğin baģarıya ulaģmasını sağlamaktır. Dolayısıyla durumu önceden tahmin edebilmeli, desteklemeli ve takdir edebilmelidir. Gerekirse diğer sosyal hizmetleri de dahil etmelidir. Çocuğun okuluna gidip oradakilerle veya koruyucu aileyle kalan çocuğun yakınındaki önemli kiģilerle de görüģebilir. DanıĢman, ebeveynlerle de çalıģır. Bazı STK ların ebeveynler için özel eğitim programları vardır. Ebeveyn çocuğuna bakamasa da o çocuğun ebeveynidir, bu yüzden onunla çocuk hakkında konuģmak önemlidir. Çocuğun ebeveynini tanımaya ve onlarla görüģmeye hakkı vardır. Bu durum sorunlara yol açabilir de açmayabilir de. Bazen ebeveynlerle buluģmak sorunlara neden olabilir çünkü çocukların kafası karıģır. Çocukla ebeveyninin görü- Ģüp görüģmeyeceğine ve bunun süresine ne koruyucu aile kuruluģları, ne ebeveyn, ne koruyucu aile, ne de çocuk karar verir. Çocuklar çocuk mahkemesince yerleģtirilmiģlerse kararı yargıç verir. Çocuklar Özel Gençlik Refahı komitesince yerleģtirilmiģse kararı bu komite verir. 15

16 * Avrupa daki koruyucu ailelerin özellikleri, koruyucu aile seçilme kriterleri: Belçika da koruyucu aile baba, anne, çocuklardan (çocuk olmayabilir de) oluģan klasik bir aile olabilir. Fakat tek bir ebeveyn, boģanmıģ veya dul bir ebeveyn de koruyucu aile olabilir. Kendi çocuğu olmayan bir kiģi de koruyucu aile olabilir. Aynı cinsiyetten iki kiģiden meydana gelen çiftler de koruyucu aile olabilirler. Belçika da koruyucu ailelik yapan gey veya lezbiyen çiftler var. KiĢi koruyucu aile olmak istediğinde koruyucu aile örgütlerinden biriyle iletiģime geçmelidir. Bu örgüt bu kiģiyi koruyucu aile adayları için özel olarak düzenlenen bir geceye davet eder. Böylelikle adaylar koruyucu ailelikle ilk tanıģmaları için bir araya getirilmiģ olur. Bu gecede bir uzman konu hakkında bilgi verir, bunun yanı sıra deneyimli bir koruyucu aile de kendi koruyucu ailelik yaģamından bahseder. Bu gece herkese açık bir organizasyondur. Herkes istediği kadar soru sorabilir. Gecenin sonunda uzman kimlerin hâlâ koruyucu aile olmak istediğini sorar. Gönüllülere evde doldurmak üzere bir anket verilir. Hâlâ korucu aile olmak istiyorlarsa anketi doldurup geri göndermeleri gerekir. Bundan sonraki adımda adaylar bir seçim kursuna davet edilirler. Bu kurs yedi toplantıdan oluģur. Bazı toplantılar grup hâlinde, bazıları ise özel olarak yapılır. Grup içi yapılan toplantıların, ebeveyn-koruyucu aile iliģkisi veya çocukların koruyucu aile yanında yaģayabilecekleri sorunlar gibi özel temaları vardır. Özel görüģmeler ise ailenizin birlikteliği ne durumda, eğitim becerileriniz nelerdir, cinsel yaģamınız ne durumda, herhangi bir Ģekilde yargıç karģısına çıktınız mı veya hapse girdiniz mi, kendi çocukluk sorunlarınızı kabullendiniz mi, sosyal ağlarınız ne durumda, ailenizdeki herkes koruyucu aile olmak konusunda hemfikir mi gibi son derece kiģisel meselelere odaklanır. Bir süre sonra vazgeçen adaylar olur çünkü sorumluluğun ne kadar ağır olduğunun farkına varırlar. Bu yedi oturumdan sonra bir değerlendirme oturumu gerçekleģir. STK ailenin olumlu ve olumsuz özelliklerini, nasıl bir çocuğa bakabileceklerini, daha küçük yaģta mı yoksa daha büyük bir çocuk mu olacağını, kız mı erkek mi olacağını vs. gösteren bir Ģema hazırlar. Uzman bu Ģema hakkında aday ile 16

17 görüģür. Sonuç olumlu olursa aday çocuk almayı bekleyen koruyucu aileler listesine kayıt olur.size yedi toplantıdan bahsettim. Bu toplantılar bir aileye ihtiyaç duyan herhangi bir çocuğa koruyucu aile olmak isteyen adaylar için geçerlidir. Fakat baģka durumlar da var. Bir ailede yanlıģ giden bir Ģeyler varsa genellikle bir anneanne/babaanne, dede, hala/teyze veyahut da öğretmen çocuğu evine alır. Bu hemen her gün karģılaģtığımız bir durum, buna enformel bakım diyoruz. Fakat sorun birden fazlaysa ya da çözülmesi zaman alacaksa profesyonel bakımın baģlaması gereklidir. Dolayısıyla, böyle bir sorunu çözmemiz için yerel bir otoriteden yardım çağrısı alırız. Bu noktada koruyucu aile örgütünün uzmanı destek sağlamaya baģlar. Sık sık buluģup sorunu çözmeye çalıģırlar. Altı ay sonra bir değerlendirme yapılır. Burası çocuğun kalması için en uygun yer midir? Yanıt evet ise koruyucu ailelik devam eder. Fakat burası çocuğun kalması için en uygun yer değilse baģka bir çözüm aramaya baģlanır. Belki çocuğa bakabilecek baģka bir akrabası vardır ya da belki de çocuğun eve dönmesi çocuk için daha iyidir. Belki seçilmiģ bir koruyucu aile aramamız gereklidir, belki de çocuğun yatılı bir yurtta kalması daha iyidir. Ne yazık ki bazı durumlarda çocuk o kadar zarar görmüģ ve istismar edilmiģ oluyor ki hiçbir aileye güvenemiyor ve böyle durumlarda yatılı bir yurtta kalması daha iyi oluyor. Çocuğun bakımını bir akrabası üstlenirse buna akraba koruyucu aile diyoruz. Size seçilmiģ koruyucu ailelikten ve akraba koruyucu ailelikten bahsettim. Koruyucu ailelerin üçüncü bir kategorisi daha var. Yerel bir otorite bir çocuk için yardım çağrısında bulununca biz her zaman çocuğun kendi çevresini araģtırırız çünkü bir çocuğun kalacağı en iyi yerin o çocuğun bildiği çevre olduğuna inanıyoruz. Böylelikle çocuk kendi kültürü içinde yaģayabilir, kendi dilini konuģabilir, kendi okuluna gidebilir, kendi arkadaģlarıyla ve onların aileleriyle görüģebilir. Bu nedenle bir yardım çağrısı aldığımızda çocuğun akrabalarıyla ve okuluyla iletiģime geçeriz. Böyle durumlarda çocuğu evine almak isteyen biri çıkabilir. Bu kiģi çocuğun okul arkadaģının ebeveyni, çocuğun öğretmeni, yetiģkin ablası veya ağabeyi, anneannesi/babaannesi, dedesi veya 17

18 çocuğun daha önce tanıdığı herhangi biri olabilir. Çocuğun tanıdıkları arasından çocuğa bakmak isteyen birini bulabilirsek seçilmiģ koruyucu ailelerde olduğu gibi bir seçim prosedürü baģlatırız. Nihayetinde, bu çocuğun daha önceden tanıdığı bu kiģiye koruyucu aile olarak verilip verilmeyeceğine dair karar vermek için bir değerlendirme toplantısı yapılır. Bu da aslında bir tür akraba koruyucu ailelik, sadece baģlama Ģekli farklı. Flanders ta koruyucu aileleri iki grupta toplarız: SeçilmiĢ koruyucu aileler ve akraba koruyucu aileler. Akraba koruyucu aileler grubunun iki alt grubu vardır: Aileden olanlar ve sosyal ağ içerisinden olanlar. Flanders ta akraba koruyucu ailelik, seçilmiģ koruyucu ailelikten daha fazla. Ġhtiyacı olan çocuklara koruyucu ailelik yapan kiģi sayısı Bunların %39 u aileden olan koruyucu aileler, %15 i sosyal ağ içerisinden olan koruyucu aileler, %46 sı ise seçilmiģ koruyucu aileler. Koruyucu aileler yanlarına verilen çocuğun günlük eğitiminden sorumludur fakat bu çocuklar üzerinde ebeveyn olmak gibi bir otoriteleri yoktur. Bununla ne demek istiyorum? Koruyucu aile günlük hayatta gerekli olan her Ģeye dair karar verme hakkına sahiptir fakat pek çok Ģey için de izin almak durumundadır. Birkaç örnek verecek olursak: - Çocuğun hangi okula gideceği, ne tür bir eğitim alacağı - Çocuğun dini - Koruyucu aile çocuğu tatile götürmek istiyorsa - Çocuğun saçı uzun mu kısa mı olacak, piercing (süs amaçlı delerek vücuda takılan metaller) veya dövme yaptırıp yaptırmayacağı - Çocuğun ameliyata alınması durumu. Çocuğun hayatı söz konusuysa ve acilse cerrahi müdahale gerçekleģir. Buna doktor karar verir. Fakat cerrahi müdahale acil değilse buna yargıç veya çocuğun ebeveyni karar verir. *Avrupa da koruyucu aile yöntemine yardımcı olan destekleyici hizmetler nelerdir? (Psikolojik ve toplumsal destek mekanizmaları) 18

19 STK lar koruyucu aileyi destekler. Aile ve ailenin her üyesi bir denge sağlayabilmiģler midir, özel ihtiyaçlar söz konusu mudur? STK lar koruyucu aileyi takdir eder. Sosyal ağa dair tetiktedirler. Yasal ve idari uygulamalarla ilgilenirler. Bazen de çocuğun okulu veya varsa çocuğun terapisti ile iletiģim içindedirler. Koruyucu aile uzmanı pratik yardımda bulunmaz. Tam zamanlı çalıģan bir uzman rehber koruyucu aile yanında yaģayan 35 çocukla ilgilenir. Koruyucu aileler yaptıkları harcamalar için bir ödeme alırlar. Bu ödeme çocuğun durumuna göre değiģkendir. Çocuk küçükse daha az, çocuk büyükse daha fazla ödeme yapılır. Koruyucu aile yanında yaģayan çocuk engelli ise bu ödeme biraz daha artar. Bu ödemenin yanı sıra koruyucu aileler Belçika daki her ebeveynin aldığı çocuk ödeneğini alırlar. Bu çocuk ödeneği de çocuğun yaģı, engelli olup olmaması gibi etkenlere göre değiģkendir. Bazı durumlarda çocuğun çok para eden özel bir ihtiyacı olabilir. Böyle durumlar için ayrılmıģ özel bir fon vardır. Koruyucu aileler çocuğun ihtiyacı doğrultusunda, örneğin cerrahi bir müdahale, ortodontist veya terapiste gitmek vs., bu fondan yaralanmak için STK ya baģvurabilir. * Koruyucu aile yönteminde çocuk istismarı düzeyi: Bu sıralarda Belçika geçmiģte olan cinsel istismarlardan ötürü çalkalanıyor. Bu vakaların hiçbirisine koruyucu ailelik adı bir kere bile geçmedi. GeçmiĢte cinsel istismar vakalarının olduğunu biliyoruz. Fakat son on sene içinde ne bize ne de hükümete bu konuda bir Ģikâyette bulunuldu. Çocukların çalıģtırıldığına veya çocuklara iģkence edildiğine dair de herhangi bir Ģikâyet almadık. Titiz seçim yöntemimizin ve denetimimizin çocukları koruduğunu umuyorum. Bazen de koruyucu aile, yanına verilen çocuğa zihinsel baskı uygulayabiliyor. Uzman çocuğu bu durumdan koruyamazsa çocuk daha fazla zarar görmeden çocuğu koruyucu aile yanından alır. * Koruyucu aile yönteminin toplumsal algı boyutu: Hükümet de toplum da bir çocuk kendi evinde yaģayamadığında onun için en iyi seçeneğin koruyucu aile olduğuna inanır. En önemlisi de 0-6 yaģ arası çocuklar için bu durumun geçerli olma- 19

20 sıdır. Bu yaģ grubu çocuğun kiģiliğinin oluģtuğu, kendisini bir yere bağlı hissedeceği veya bağlanma bozukluğu geliģtireceği bir dönemdir. Bu dönem insan yaģamında çok önemlidir. Toplumun geneline sorarsanız herkes size koruyucu ailelerin yaptıklarına hayran olduğunu söyleyecektir. Koruyucu aileler genelde olumlu tepkiler alır. Fakat dürüst olmak gerekirse koruyucu aile yanına verilen çocuk çok sorun çıkardığında koruyucu aileler Neden bu çocuğu aldın? Sorun yaratmaktan baģka bir Ģey yapmıyor. Kendin çöz madem, Ģeklinde olumsuz tepkilerle kar- ĢılaĢabiliyorlar. Bunları iģitmek tabii ki çok ağır. Hükümet koruyucu aileliği bir üst seviyeye taģımak ve desteklemek istiyor. Bu sebeple 3 sene önce koruyucu aileliğe dair farkındalığı arttırmak ve toplumu koruyucu aileliğe duyulan ihtiyaç konusunda ikna etmek için bir proje gerçekleģtirdik. Geçen sene de hükümet düzenlediğimiz uluslararası koruyucu aile konferansına mali destek sağladı. Son zamanlarda koruyucu aileliği iyileģtirmek için bir kanun üzerinde çalıģıyoruz. Size koruyucu ailelik ile ilgili olarak çalıģan 25 STK mız olduğunu söylemiģtim, bu sayı Flanders gibi küçük bir topluluk için çok fazla. Bu yüzden son dönemde bu örgütleri yeniden yapılandırıp her biri bir bölgeyi kapsayacak Ģekilde 5 büyük örgüt haline getirmek için görüģmeler yapılıyor. ġu anda bu iģin bir kısmı gerçekleģmiģ durumda. Her bölgedeki tüm örgütler yeni koruyucu aile adayları bulmak, seçmek, hazırlamak ve ihtiyacı olan çocukla eģleģtirmek için birlikte çalıģıyor. * Flanders Koruyucu Ailelik bu alanda bir STK olarak ne yapıyor? Flanders Koruyucu Ailelik pek çok görevi olan çatı bir kuruluģ. Koruyucu ailelik ile ilgili olarak çalıģan STK lar arasında iletiģimi sağlamak. Pek çok düzeyde koruyucu ailelik hakkında konuģmak üzere toplantılar ve çalıģma grupları düzenliyoruz. Bu çalıģmalarda esas iģler olduğu kadar tüzüklerden de bahsetmek mümkün. Gerekli olduğu durumlarda son kararı veren, demokratik yöntemlerle seçilmiģ bir yönetim kurulumuz da var. 20

21 1. Hükümetle konuģabilecek bir pozisyonumuz var. Güvenilir bir iletiģimimiz var. 2. Koruyucu ailelik konusundaki uzmanlar için eğitim programları düzenliyoruz. 3. Pek çok bilimsel çalıģmanın ortağıyız. 4. Flanders Koruyucu Ailelik, koruyucu aileler, ebeveynler, koruyucu aile yanında yaģayan çocuklar ve koruyucu ailelik hizmetleri arasında toplantılar düzenler. Yılda pek çok kez bir araya gelip bazı konuları ve yasaların nasıl daha iyileģtirilebileceğini tartıģırız. Koruyucu ailelikte yer alan tüm taraflar arasındaki iyi iliģki son derece önemlidir. 5. Koruyucu aileliği tanıtmak ve teģvik etmek için çalıģıyoruz. Her sene koruyucu ailelik hakkında 700 civarında soru ile karģılaģıyoruz. Bu soruların bazıları Nasıl koruyucu aile olabilirim? gibi son derece basit sorular oluyor. Bazen de yönetmelikler hakkında son derece karmaģık sorularla karģılaģıyoruz. Ġnsanlar Ģikâyetleri için de bize baģvuruyor ve 2010 da koruyucu aileliği teģvik etmek için pek çok Ģey yaptık. Buraya getirdiğim materyaller gerçekleģtirdiğimiz etkinlikler için hazırlanmıģtı. ġimdi bundan bahsetmeye vaktim yok. Sözlerime son verirken iki Ģey söylemek istiyorum. Daha çok koruyucu aile bulmak istiyorsanız en iģe yarayan yöntem insanlarla konuģmak. Koruyucu aileler koruyucu aileliğin en iyi elçileridir. Ġkinci olarak, basında çıkacak olumlu yazılar da koruyucu ailelik için iyi bir reklam yöntemidir. Beni dinlediğiniz için teģekkür ederim. Sizlere, korucuyu aile ihtiyacı duyan çocuklar açısında olumlu sonuçlara neden olacak baģarılı bir çalıģtay diliyorum. Flanders taki koruyucu ailelik veya koruyucu aileler hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz lütfen soru sormaktan çekinmeyin. 21

22 Haluk KAYA Uzman Pedagog-Sosyal Hizmet Uzmanı Aile DanıĢmanıALMANYA "Almanya'da Uygulanan Koruyucu Aile ve Çocuk Koruma Hizmetleri" GiriĢ Almanya da çocuk ve gençleri koruma görevi, devlet birimleri ve sivil toplum kuruluģları (dernek birlikleri) tarafından yerine getirilmektedir. Alman Sosyal Yasasında Gençlerin Korunması (Çocuk ve Gençlik Yardım Hukuku) Ana metni ile Sosyal Yasa nın (SGB / Sozialgesetzbuch) sekizinci kitabına (SGB VIII) da eklenmiģ bulunan Çocuk ve Gençlik Yardım Yasası (KJHG olarak da bilinir/ Kinder- und Jugendhilfegfesetz), gençlere eğitici ve kollayıcı bir koruma sağlayan çok sayıda düzenleme içermektedir. SGB VIII Madde 1 fıkra 3, bend 3 uyarınca gençlik yardımının amacı, kendi iyilikleri için çocukları ve gençleri korumaktır. Bu düzenleme gençle- 22

23 rin korunmasını gençlik yardımının mutat bir prensibi haline getirirken, SGB VIII Madde 14 uyarınca gençlik yardımının somut görev alanı gençlerin eğitici bir Ģekilde korunmasına iliģkindir. Bu görev alanının hedef kitlesi bir yandan kendilerini zararlı etkilerden koruyabilecek yetkinliğe kavuģmaları sağlanacak olan ve eleģtirel düģünebilen, karar alabilen ve kendi sorumluluğunu üstlenebilen kiģiler haline getirilecek olan genç insanlar (Madde 14, fıkra 2, bend 1) iken diğer yandan da çocuk ve gençleri zararlı etkilerden daha iyi koruyabilecek duruma getirilmeleri gereken velilerdir (Madde 14 Fıkra 2 Bent 2). Çocuk ve gençlerin eğitici bir Ģekilde korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına iliģkin yaklaģım, genç insanlarla hayat ve hayatı sürdürmeye dair bakıģ açılarının ele alınması ve aileler, öğretmenler ve eğitimcilerle baģarılı bir yetiģtirmenin koģul ve kurallarını ilgilendiren sorunların görüģülmesi ile ilgili bilgilendirici, açıklayıcı ve tartıģmaya yönelik olanaklarda karģılığını bulmaktadır. Neden Koruyucu Aile? Koruyucu ailelikte amaç, çocuğun kurum bakımı yerine daha sağlıklı olduğu düģünülen aile ortamında yaģamını devam ettirmesidir. Bu süre içinde çocuğun öz ailesi ile de iletiģiminin devam etmesi, korunma altına alınma nedenleri ortadan kalkması halinde öncelikle öz aileye geri döndürülmesi hedeflenir. Çocukların sağlıklı geliģebilmeleri için kendilerini koruyacak, sevecek, destekleyecek, güven sağlayacak, sosyal ve maddi gereksinimlerini karıģlayabilecek sıcak bir aile ortamına ihtiyaçları vardır. KuĢkusuz anne-babalar da çocuklarını en iyi Ģekilde yetiģtirmek için çaba harcarlar. Ancak yaģam her zaman düģünülenler gibi olmayabilir. Bazı aileler zihinsel, bedensel ya da psikolojik sorunları veya ekonomik yetersizlikleri, boģanma, ölüm, hükümlülük gibi sosyal sorunları nedeniyle bütünlüklerini devam ettiremez ve çocuklarının gereksinimlerini karģılayamaz hale gelmektedirler. Koruyucu aile bakımının, çocuğa sağladığı aile ortamı çocuğun psiko-sosyal geliģiminin sağlıklı bir Ģekilde gerçekleģtirilmesi açısından önem taģımaktadır. Koruyucu aile hizmetinde amaç, 23

24 çocuk için karmaģık ve sorunlu olan bir dönemde özenli davranılarak çocuğun bu dönemi örselenmeden geçirmesini ve normal hayatını devam ettirmesini sağlamaktır.koruyucu aile çocuklara, öz ailesi, okulu ve çevresiyle iliģkilerini devam ettirmelerini sağlayarak yardımcı olur. Böylece koruyucu aileler sadece çocuğa yardım etmekle kalmayıp, desteğe gereksinimi olan güç durumdaki aileye de yardım etmiģ olmaktadırlar.hastalık, ayrılık veya ekonomik kriz yaģayan, çok küçük bir evde oturan veya ailesinden destek alamayan kiģiler, çocukları ile birlikte yasarken müģkül durumda kalabilirler. Bu nedenler yüzünden, yaģanan krizlere çözüm bulmak için çoğunlukla dıģarıdan yardım alınır. Çocuk, gençlik ve aile bölümü, gezici hizmetlerle ailelere destek ve yardım sağlamaktadır. Gençlik Dairesi çocuk ve ailenin birlikte yaģamlarını kolaylaģtırabilmek amacıyla aileye danıģma ve bilgilendirme hizmeti verir. Ancak bu hizmet çocukların sağlıklı bir ortamda yetiģme ve geliģmeleri için yeterli gelmezse, ve bu durum çocuklar açısından tehlike teģkil ediyorsa, çocuk aileden alınır. Böylesi durumlarda Aile Mahkemesine baģvurulur. Çocuk baskı, ihmal, ilgisizlik, eğitimine özen gösterilmemesi gibi durumları yaģamıģ ve yaģıyor olabilir. Çocuk yaģına ve kiģisel ihtiyaçlarına göre, koruyucu bir ailenin ya da koruyucu kiģinin bakımı altına alınır. Kendisine sağlıklı bir ortamda, olumlu kazanımlar elde etmesi sağlanır. Koruyucu Aile ġekilleri Nelerdir? Süresiz koruyucu bakım Ģekli Burada çocuğa yeni bir yaģam ortamı ve kendisini rahat hissedeceği bir ev ortamı sunulur. Çocuk sizin yardımınızla zorlukları çözmeye ve olumlu kazanımlar elde etmeye baģlar. Duruma göre çocuk tekrar ailesinin yanına dönebilir. Ya da sürekli sizin yanınızda kalabilir. Süreli koruyucu bakım Ģekli Çocuk ailesine, tüm sorunlara rağmen düģkündür ancak ailede çözülmesi gereken sorunlar vardır. Bu süreç içinde çocuğun kiģiliği, eğitimi ve sağlığı için sizin sunacağınız sağlıklı, uyumlu ortama ihtiyacı vardır. Çocuğun yararı için ailesi ile iliģki kurabilmelisiniz. 24

25 Kısa süreli bakım Ģekli Aile, anne veya baba belirli bir süre çocuğa bakacak durumda değillerse, örneğin hastanede tedavi altında iseler, bu süre için siz çocuğun bakımını üstlenip, ailesi ve varsa kardeģleri ile aralarındaki iletiģimi sağlamalısınız. Uzman koruyucu aile Bu alana, çocukları ile kriz yasayan fakat çözemeyen ailelerin çocukları girer. Aile için, ya da sadece anne veya baba için geleceğe dair yeni bir bakıģ açısı ile planlama yapılmalıdır. Bu konuda sizin de katkıda bulunmanız gerekir. Çoğunlukla mahkeme, bilirkiģi ve tanı koyma yetkisi olan birimler gibi dıģ kurumlara baģvurulur. Bu bakım çeģidinin zamanı sınırlıdır. Böyle bir bakımı üstlenen kiģi, uzman kiģi olup mesleki bilgi ve tecrübeye sahip olmalıdır. Nasıl Koruyucu Aile Olunur? Koruyucu Aile olmak için baģvurular Genclik Dairesine yapılmaktadır. Koruyucu Aile olmak için baģvuruda bulunan kiģilerin belirli Ģartları yerine getirmesi gerekmektedir. BaĢvuru sürecinde sağlık dairesi tarafından bir hekim muayenesi ve bir mülakat yapılır. Savcılıktan alınması gereken belgede siciliniz temiz olmalıdır. Geliriniz geçiminizi karģılamalıdır. Gençlik dairesinin çocuk, gençlik ve aile bölümü ile birlikte çalıģmak istiyor ve farklı kiģilerle rahatlıkla iletiģim kurabiliyor olması gerekiyor. Kendi durumunuzun bilincinde olup, değerlendirmesini yapıp sınırlarınızı belirlemelisiniz, aynı zamanda baģkalarının da sınırlarını kabullenebilmelisiniz. Ayrıca diğer aile bireylerinin de, baģka bir çocuğun bakımını üstlenme durumunu, olumlu görmeleri gerekmektedir. Çocuğun koruma, bakım ve eğitimini üstlenen esas kiģi Almanca konuģmalıdır. Bakımın çeģidine göre çocuğun sağlıklı geliģmesi ve kuvvetlenmesi için bir bağ kurulması veya acil bir durumdan dolayı krize girilmiģ bir ortamda çocuğa yardımcı olup onu yalnız bırakmamak, bu süreçten geçerken onun yanında olmak gerekir. Ayrıca evde huzurlu bir aile ortamının bulunması ve evin fiziki koģullarının yeterli olması gerekmektedir. Bu Ģartları karģılayan koruyucu aile adayları Gençlik Dairesi 25

26 tarafından düzenlenen, çocuk eğitimi uzmanlarının (Psikolog, Pedagog, Sosyal Hizmet Uzmani) verdiği eğitim programlarını tamamlayarak alacakları egitim ile koruyucu aile olabilmektedir. Yanlarına çocuk verilen koruyucu ailelerin önemli bir sorumluluğu da çocuk ile gerçek anne ve babasının düzenli aralıklarla görüģmesini sağlamaktır. Bu görüģmeler bazı durumlarda uzman pedagogların katılımıyla gerçekleģtirilmektedir. Genel olarak evli, evli olmayan çiftler ve yalnız yaģayan kiģiler koruyucu aile olabilirler. Koruyucu aile olmak isteyenle kiģilerin kendi çocuklarının olup olmaması önemli değildir. Evli çiftlerden birinin anne veya baba rolünü üstelenmesi koruyucu aile olma koģullarını kolaylaģtırmaktadır. Anne ve babadan birinin sürekli olarak çocuğun eğitimi, geliģmesi ve diğer gereksinimlerini yerine getirmesi gerekiyor. Koruyucu aile olmak isteyen kiģilerin çocuklarla beraber yasamayı bir zevk olarak algılaması ve kabul etmesi ve severek yapması gerekmektedir. Gençlik Dairesi (Jugendamt) koruyucu aile olmak isteyen kiģilerin, verecekleri bilgileri, bilgi koruma kanununa göre değerlendiriler ve üçüncü kiģilere verme yetkisi yoktur. Koruyucu Ailelelere Sağlanan Olanaklar - Ön hazırlık için bilgilendirme, baģvuru süreci ve seminerler, - Çocukla yaģanacak bu süreç içinde danıģma hizmeti, seminerler ve çalıģma grupları ile aileye refakat, - Gerek duyulduğunda yardım planlaması ve süpervizyon, - Çocuğun geçiminin garanti altına alınması için bakım parası, - Koruyucu aileye hizmetinizin takdiri olan bir meblağ, - Asıl bakıcı için kaza sigortası, - YaĢlılık sigortası için parasal katılım, - Koruma altına alınan çocuk, koruyucu ailenin sağlık sigortasından yararlanır. Koruyucu aileye ödenen aylık bakım ücretleri Almanya da koruyucu ailelere baktıkları her çocuk için yeterli bakım ücreti ödenir. 26

27 Çocuğun YaĢı Çocuk için ödenen aylık ücret 0 ile 6 YaĢ Arası Çocuklar Ġçin 630 Euro 7 ile 13 YaĢ Arası Çocuklar Ġçin 693 Euro 14 ile 17 YaĢ Arası Çocuklar Ġçin 799 Euro 18 YaĢindan Yukari Çocuklar Ġçin 799 Euro Her çocuk için öngürülen bakım ücreti gençlik dairesi tarafından doğrudan koruyucu aileye ödenir. KORUYUCU AĠLE BAKIMININ SONA ERDĠRĠLME NEDENLERĠ Koruyucu ailenin yükümlülüklerini yerine getirmemesi, çocukla koruyucu aile arasındaki uyumsuzluğun yapılan çalıģmalara rağmen giderilememesi, koruyucu ailenin çocuğa istenilen Ģekilde bakmadığının belirlenmesi ve koruyucu aileye yerleģtirilme nedeninin ortadan kalkması, koruyucu ailenin herhangi bir nedenle koruyucu aile olmaktan vazgeçmesi durumlarında görevli sosyal pedagogların hazırlayacağı sosyal inceleme raporu ile ailenin koruyucu aile sözleģmesi iptal edilerek çocuk aileden geri alınmaktadır. Sonuç Almanya da koruyucu aile sistemi çok geliģmiģtir. Devlet koruyucu aile sistemin sivil toplum kuruluģları ile ortak çalıģarak geliģtirmiģtir ve bu Ģekilde devam ettirmektedir. 27

28 Cansu Varol Ankara Ünv. Sağlık Bilimleri Fak. Sosyal Hizmet Böl. Koruyucu Ailede YetiĢkinliğe GeçiĢ: Bir TartıĢma GiriĢ Çocukluk ve ergenlik dönemleri aile, sevgi, bakım, yakınlık, güven ve bunlarla iliģkili diğer faktörlerin tüm yaģamı etkileyecek derecede büyük rol oynadığı süreçlerdir. Ġdeal olarak özellikle bu süreçlerde çocukların kendi aileleriyle birlikte olmaları gerekmekte, bu BirleĢmiĢ Milletler çocuk hakları sözleģmesinde bir hak olarak ifade edilmektedir (UNICEF, 2004). Ancak, çocukların kendi ileleri içerisinde yeterli bakımı alamadıkları ya da istismara uğradıkları durumlarda, devletin koruyucu rolü ön plana çıkar ve farklı bakım seçenekleri gündeme gelir (UNICEF, 2004). 28

29 Bunlar arasında temel olarak kurum bakımı, koruyucu aile bakımı ve evlat edinme sayılabilir. Koruyucu aile bakımı, kurum bakımı ve evlat edinme arasında bir ara bakım modeli gibidir. Resmi olarak Türkiye de koruyucu aile olmak süreç ve gereklilikler açısından bir çocuğu evlat edinmekten çok daha kolaydır. Bunun yanında, koruyucu ailelere devlet tarafından çocuğun ihtiyaçlarını karģılamak üzere maddi bir yardım sağlanır. Ayrıca koruyucu aile bakımındaki çocuklar halen devletin sorumluluğundadır ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu vasıtasıyla sosyal sigorta, eğitim ve iģ bulma desteklerinden faydalanırlar. Koruyucu ailelikte çocuklar koruyucu aileleriyle birlikte yaģarlar ancak yasal olarak bu ailenin bir üyesi olmadan aile korumasından faydalanır, aile ortamında yaģama imkânı bulurlar. Koruyucu ailelik sisteminin, nasıl uygulanması gerektiği, bunun profesyonel bir hizmet olup olmaması konusunda pek çok tartıģma vardır. Ancak bu çalıģma bu tartıģmalara girmekten ziyade, koruyucu ailede yetiģmenin, bu ailelerle yaģayan çocukların hayatında ne gibi değiģimler yarattığını/yaratabildiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu çalıģmanın amacı, korucuyu ailede yetiģmiģ gençlerin, koruyucu ailelikle ilgili algılarını ve deneyimlerini ortaya koymaktır. Bu konudaki bir çok çalıģma, farklı bakım ortamlarının yarattığı sonuçları ortaya koymakta ve karģılaģtırmaktadır. Koruyucu ailede yetiģmiģ bireyleri etkileyen hissedilen güven ve istikrar/tutarlılık gibi faktörleri analiz eden pek çok çalıģma da vardır. KiĢilerarası Kabul red bir kiģinin hayatında önemli faktörler olsa da, koruyucu ailede yetiģmiģ gençlerin deneyimlerini kiģilerarası Kabul red çerçevesinden inceleyen bir çalıģmaya rastlanmamıģtır. Ancak PARTeorisi, kiģilerin kouyucu ailelik deneyimlerini, ve bu deneyimin yarattığı sonuçları anlamamıza ve açıklamamaza yarayacak temel bir çerçeve sunabilir. Bu makalede, hem var olan literatürden hem de PARTeorisinden faydalanarak koruyucu ailede yetiģmiģ gençlerin deneyimlerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Ġkinci bölümde, Türkiye deki çocuk koruma politikası hakkında kabaca bilgi verilecek, bu konuyla ilgili bazı rakamlar 29

30 sunulacaktır. Üçüncü bölümde çalıģmanın metodundan, örnekleminden ve yetersizliklerinden bahsedilecektir. Üç alt bölümden oluģan üçünkü bölümde ise araģtırmaya odaklanılacak ve görüģmecilerin anlatıları üzerinden literature ıģığında bir tartıģma yapılacaktır. 1. AraĢtırma Yöntemi ve Örneklem Bu çalıģma koruyucu ailede yetiģmiģ gençlerin deneyimlerine dair çok genel bir resim çizmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla uzun süredir koruyu aile bakımında yaģayan 8 genç ile açık uçlu derinlemesine görüģmeler yaptık. Türkiye de bu gençlerin ileti- Ģim bilgilerine SHÇEK yoluyla eriģmek bürokratik süreçleri gerektirdiği için ve zaman kısıtlamamıģ dolayısıyla bu gençlere sivil ağlar üzerinden ulaģmayı denedik, ve Denizli Koruyucu Aile Derneği ile iletiģime geçtik. Yaptığımız internet taramasında bu örgüt Türkiye de bu alanda aktif olarak çalıģan ve internet üzerinden etkinliklerine dair bilgilere eriģilebilen tek örgüt olarak karģımıza çıktı ve ilk aģamada gençlerle iletiģim kurmamızda aracı rolünü üstlendi. Telefonla yapılan öngörüģmelerde görüģmecilere çalıģmanın konusu ve amacı hakkında bilgi verilip katılmak isteyip istemeyecekleri soruldu ve öngörüģme yaptığımız tüm gençler görüģme yapmayı kabul ettiler. GörüĢmeler en az 20, en çok 65 dakika sürdü. GörüĢmecilerden ikisi erkek, altısı kadındı. Ġkisi lise, dördü üniversite öğrencisi, diğer iki görüģmeci ise çalıģıyordu. Koruyucu ailelerinin bulunduğu Ģehirden farklı bir Ģehirde üniversitede okuyan üç görüģmeci dıģında diğer görüģmeciler halen koruyucu aileleriyle yaģıyorlardı. Farklı Ģehirlerde yaģayan üniversite öğrencileri de yaz tatillerinde koruyucu aileleriyle birlikte yaģamaya devam ediyorlardı. Doğal olarak bu çalıģmanın da pek çok eksik yanları var. Örneklemimiz temsili olamayacak kadar küçük ve görüģmecilerin coğrafi dağılımı da fazla çeģitlilik göstermiyor. Diğer yandan görüģmecilerin yaģları 25 altıydı dolayısıyla ileri yetiģkinlik dönemlerine dair veri içermiyor. Ayrıca görüģmeciler koruyucu aileye 30

31 verildiklerinde yaģ olarak oldukça küçük oldukları için kurum bakımına dair deneyimleri ve hatıraları da oldukça kısıtlıydı ve bazı durumlarda iki bakım türü arasında yapılan karģılaģtırmalar ilerleyen yaģlarda kuruma yaptıkları ziyaretler sonucu edindikleri izlenimlerle Ģekillendi. Bu sıkıntıyı aģmak için koruyucu ailede yetiģmiģ bireylerin yanı sıra korumda yetiģmiģ bireylerde de görüģmeler yaparak karģılaģtırmalı bir analiz ortaya koymak resmi daha net görmemizi sağlayacaktır. Buy eksikliklere rağmen yapılan görüģmeler koruyucu ailede yetiģmiģ bireylerin deneyimlerine dair bir fikir vermekte ve bazı ortak temalar ortaya çıkmaktadır. 2. Kurum Bakımı & Koruyucu Aile Bakımı: Bulgular ve TartıĢma Bu bölümde literatürle iliģkili olarak koruyucu ailede yetiģmiģ bireylerin yaģamlarındaki temel süreçler tartıģılacaktır. Ġlk olarak bireylerin biyolojik ailelerine ve redde iliģkin deneyimlerine odaklanılacaktır. Ġkinci bölümde, görüģmecilerin deneyimlerinden yola çıkarak kurum bakımı ortaya konmaya ve kurum bakımı gerçekten etkili bir bakım alternatifi olabilir mi sorusu cevaplanmaya çalıģılacaktır. Üçüncü bölümde görüģmecilerin koruyucu aile bakımına iliģkin deneyimlerine odaklanılacak ve yalnızca koruyucu ailede yetiģmenin getirdiği sonuçlar değil bu sonuçları doğuran etmenlere de değinilmeye çalıģılacaktır. 4.1 Biyolojik Aileye ĠliĢkin Deneyimler ve Red Ebeveyn Kabul Red kuramına gore kabul ve red bir süreç gibi kabul edilir. Diğer bir değiģle kabul ve red bir tür sıcaklık boyutu/düzlemi üzerinde düģünülebilir ve ebeveynlerin kendi duygularını ifade etmek için kullandıkları fiziksel, sözel ve sembolik davranıģlar ile belirlenir (Rohner, et al, 2009, 5). Ebeveyn Kabulü, çocukların deneyimledikleri sıcaklık, duygusal yakınlık, bakım, rahatlık, ilgi, destek ve sevgiye göre belirlenirken, red bu duygu ve davranıģların yokluğu ya da geri çekilmesi, ve fiziksel ve psikolojik olarak zarar verici davranıģların ve duygulanımların varlığı ile tanımlanır (Rohner, et al, 2009, 5). Kabul ile iliģkilendirilen davranıģlar, öpücük, kucaklama, sarılma, övgü, kompli- 31

32 man, ve kiģiye ya da kiģi ile ilgili güzel sözler söylemektir. Ancak ebeveynler kayıtsızlık/soğukluk, düģmanlık ve ilgisizlik duyguları içerisindeler ise, çok büyük ihtimalle duygusal yakınlık/sevgi den yoksun (dolayısıyla duygusal yakınlıkla iliģkili öpücük, kucaklama, övgü, iyi sözler söyleme gibi davranıģların yokluğu), agresif (vurma, çimdikleme, sövme, alaycılık, ve kiģiye düģüncesiz ve acımasız sözler söyleme), ya da ihmalkar (ebeveynin fiziksel ya da psikolojik olarak eriģilebilir olmaması, çocuğun ihtiyaçlarına dikkat sarfetmeme) olacaklardır. Bu duygular ve davranıģlar ebeveyn reddine iģaret etmektedir (Rohner, et al, 2009). Ebeveyn Kabul-Red kuramının önemli yanlarından biri, bize kabul ve reddi kiģinin algıları, algıladığı deneyimler üzerinden çalıģma imkanı vermesidir. Böylece tarafsız gözlemci rolünün getirdiği bazı kısıtlamalardan azade olmamızı ve kabul ile reddin her bireyin kendi algılarına göre tanımlanabilmesi imkanını yaratarak kültürel farklılıkları da dikkate almamızı sağlamaktadır. (Rohner, et al, 2009). Ancak koruyucu aile bakımı literatüründe kabul ve red kiģilerin deneyimlerini Ģekillendiren kendine has faktörler olarak ele alınmamıģ, bunun yerine kabul ve reddin bazı öğeleri/bileģenleri farklı analizlerde yer almıģtır. Ancak bir bütün olarak bu kuram, koruyucu ailede yetiģen bireylerin deneyimlerini anlamada çok kullanıģlı bir çerçeve sunmaktadır. Yaptığımız görüģmelerde görüģmeciler biyolojik ailelerini ve hatta diğer akrabalarını hem fiziksel hem de psikolojik olarak eriģilemez olduklarını, diğer bir deyiģle ihmalkâr olduklarını dile getirmiģlerdir. Çoğu görüģmeci kurum bakımına ya da koruyucu aileye verildiklerinde çok küçük olduklarını ve kurumda kalma sürelerinin çok kısa olduğunu dile getirdi. GörüĢmecilerden üçü koruyucu aileye verildiklerinde 8-9 yaģlarında olduklarını söyledi. Bu kiģilerden yalnızca biri kurumda 3 sene kalmıģtı. Biri hiç kurumda kalmadan doğrudan aileye verilmiģ, bir diğeri ise yalnızca 1 ay kurumda kalmıģ. Diğer üç görüģmeci kuruma verildiklerinde 4-5 yaģlarında olduklarını ve yaklaģık 1 yıl kadar kurumda kaldıklarını dile getirdiler. Diğer iki görüģmeci kuruma

33 yaģlarında veriģmiģ ve oldukça kısa süre kurumda kalmıģlardı. Özetle, örneklemimiz içerisinde koruyucu aileye verilmede en büyük yaģ 8-9 yaģtı ve kurumda kalma süresinin ise kurumda 18 yaģına kadar kalan kiģiler düģünüldüğünde görece düģük olduğu söylenebilir. Bazı görüģmeciler ailelerin genellikle küçük çocukları ya da bebekleri almayı tercih ettiklerini çünkü ailelerin kurumda uzun süre kalmıģ bir çocuğu alma durumunda davranıģlar ve alıģkanlıklar değiģmeye baģladığından sorun yaģayacaklarını düģündüklerini dile getirdiler. Tüm görüģmecilerin ya anneleri ya da babaları ile bir bağlantıları vardı, ve biyolojik ailelerine yönelik tutumları çeģitlilik gösterse de çoğunluğu biyolojik ailelerine yakın değildi. Sadece bir görüģmeci konuģmak konusunda biraz tereddüt etti ve ailesi ile kendi yaģamından fazla bahsetmedi. Sadece bu görüģmeci babasının ailesini sıklıkla gördüğünü dile getirdi. Diğer görüģmeciler, özellikle 5 görüģmeci görüģmeler sırasında neredeyse hiç tereddüt yaģamadılar. GörüĢmecilerden üçü halen biyolojik anneleriyle görüģtüklerini ancak babalarıyla hiçbir bağlarının olmadığını dile gitirdiler. Ġki görüģmecinin babaları vefat etmiģti ve anneleriyle de çok nadiren görüģüyorlardı. Diğer bir görüģmeci babasıyla hiçbir bağının olmadığını, arada sırada annesi ile görüģtüğünü dile getirdi. Özetle görüģmecilerin ya anne ya da babalarıyla bir bağlantıları vardı. GörüĢme sırasında biyolojik ailesiyle yaģamamaktan ötürü üzgün olduğunu belirten tek bir görüģmeci oldu. Diğer görüģmecilerin durumlarıyla ilgili herhangi bir üzüntüleri yoktu. Kurum bakımına bırakılmalarında bir gerekçe olup olmamasının görüģmeciler açısından bir önemi yoktu. Her ne kadar ilerleyen zamanlarda biyolojik ailelerinin kendilerine bakacak imkânlardan yoksun olduklarına dair anlatılar dinlemiģ/duymuģ olsalar da, görüģmeciler bu durumun kendileri açısından bir fark yaratmadığını ve red yaģantılarını değiģtirmediğini, hangi sebeple olursa olsun reddedildiklerini hissettiklerini dile getirdiler. GörüĢmeciler biyolojik ailelerine karģı çok olumlu duygular beslemiyorlardı ve hatta bazı durumlarda karģı-red vardı (Rohner et. al, 2009). Örnek olarak bir görüģmeci durumu Ģöyle değerlendirdi: 33

34 my mother should not have done this, in the end only a child, how can one leave her daughter. Bir diğer görüģmeci: Affedemem (baba tarafından akrabalarını kastederek) hani çünkü durumları vardı, bizi yetiştirebilecek maddi manevi güçleri vardı. Ama cahilliğin de verdiği baz şeyler var tabi onlarda. Gerçi cahillikle hiç alakası yok, sonuçta akraba, insan kendi çocuğu gibi yetiştirebilirdi. Ortada bırakmayabilirdi, ama şu an yapılabilecek bir şey yok. Görüşmek istemiyorum kesinlikle onlarla. Annesini hiç görmemiģ diğer bir görüģmeci: Ben mesela şimdi babama gideceğim buradan sonra. Ama pek sevmiyorum çünkü o içimdeki nefreti atamadım. Hala suçluyorum onları. Hala suçluyorum. Bir türlü affedemedim. Babam bir derece, babamı bir derece affettim ama anneyi ı-ıh, hiçbir zaman da affetmeyeceğim... Aslında baba da terk eden, hani onun bir süre bakması, sonra mecburiyetten bırakması bana hiç mantıklı gelmiyor. Çünkü aile çok kalabalık.. birileri sahip çıkabilirdi Kurumda üç yıl kalmıģ ve 8-9 yaģlarında koruyucu aileye verilmiģ diğer bir görüģmeci annesini yalnızca bir yabancı olarak gördüğünü dile getirdi: Annem var, babam hayatta değil, ona karşı da pek bir şey hissetmiyorum. Anne bile diyesim gelmiyor ama mecburiyetten artık çıkan bir laf o da. Hani bilmiyorum içimde ona karşı bir his yok, ne nefret ne sevgi, hiçbirşey yok. Yani herhangi bir insan. Öyle fazla samimi olmadığım, tanımadığım bir insan. Diğer iki görüģmeci kuruma verildiklerinde çok küçük olduklarını ve o zamanki hislerini hatırlamadıklarını söylediler. Bu 34

35 görüģmecilerden birisi annesini ya da babasını suçlamadığını çünkü bunun sadece herkesi sinir stress sahibi yaptığını ve durumun buna değmeyeceğini dile getirdi. Aynı görüģmeci babasını hiç görmediğini annesini ise durumuyla ilgili suçlamadığını çünkü annesinin gerçekten gerekli imkanlardan yoksun olduğunu ancak büyük anne-babasını görmediğini ve görmek istemediğini çünkü onların kendisiyle gerçekten ilgilenmediklerini söyledi. Alıntılarda görüldüğü gibi, her görüģmecinin ebeveynleri ya da akrabaları tarafından reddedilme hikayesi vardı ve bu kiģiler öncelikle fiziksel olarak ulaģılabilir değillerdi. Dolayısıyla bu kiģilerden ilgi/ģevkat görme imkanları zaten yoktu. Dolayısıyla doğal olarak biyolojik aileleri tarafından yetiģtirilmeyi bekledikleri ve bunun gerçekleģmemesinin hem aileleriyle hem de diğer akrabalarıyla olan iliģkilerini etkilediği görülmektedir. Ebeveyn kabul red kuramının kiģilik alt-kuramına göre yetiģkinliklerin duygusal güvenlik ve iyilik hisleri yetiģkin bağlanma figürleriyle olan iliģkinin algılanan niteliğine bağlı olma eğilimindedir (Rohner et. al, 2009: 8). Bununla iliģkili olarak, kiģilerin kendileri için önemli olan diğer kiģilere iliģkin kabul ya da red yaģantıları ileriki yetiģkinlik dönemlerinde kiģiliği ve psikolojik uyumu etkileyen faktörlerdir (Rohner et. al, 2009). Türkiye de yetiģkinlerle yapılan çalıģmalarda, çocuklukta algılanan ebeveyn kabul/reddinin, yetiģkinlikte eģler arası kabul ile iliģkili olduğu bulunmuģtur (Varan, 2005; Varan et. al 2008). Ayrıca ebeveyn kabul-reddi yetiģkinlerin psikolojik uyumlarıyla da iliģkilidir (Varan et. al, 2008). Aynı çalıģmaya göre erkeklerin psikolojik uyumundaki varyansın yaklaģık olarak %22 si, kadınlar için ise yaklaģık %18 i, algılanan ebeveyn kabulü, hatırlanan anne kabulü, ve hatırlanan baba kabulü bileģimiyle açıklanabilmektedir (Varan et. al 2008: 54). Dolayısıyla ebeveyn kabul ve reddi hem eģ kabul/reddi hem de psikolojik uyum açısından önemlidir. Ebeveyn Kabul Red kuramına göre reddedilmiģ bireyler büyük oranda endiģeli, güvensiz, saldırgan, agresif, öz-saygıları zedelenmiģ, kendilerini değersiz gören, günlük iģleri yapabilecek ve 35

36 ihtiyaçlarını karģılayabilecek yetkinlikten yoksun olduklarını düģünen, olumsuz dünya görüģüne sahip, dünyayı güvenilmez, düģmanca, tehdit edici ve tehlikeli gören kiģilerdir (Rohner et. al, 2009). Ek olarak pek çok reddedilmiģ kiģi, kendilerini daha fazla reddin getireceği zarardan koruma çabasıyla duygusal olarak içlerine kapanırlar (Rohner et. al, 2009: 10). GörüĢmecilerin anlatılarında, kurum bakımına dair yaģantılarını hatırlamaya çalıģtıklarında reddin beklenen sonuçlarının iģaretleri görülmektedir. Kurum bakımına dair yaģantılarla ilgili olarak insanlara güven duymama genel bir eğilim olarak ortaya çıktı ve görüģmeciler aileyi güven ile iliģkilendirdi. Ebeveyn kabul red kuramının baģa çıkma alt kuramı çocukların ebeveyn reddi ile baģa çıkma yetkinliklerinin, çocuğun bakımı üstlenen ve çocuğa sıcaklık ve ilgi ile yaklaģan alternartif bir kiģinin varlığı ile geliģtiği hipotezini dile getirmektedir. Bundan sonraki bölüm görüģmecilerin kurum bakımıyla ilgili yaģantı ve görüģlerine odaklanmaktadır. 4.2 Kurum Bakımı: Kabul yaģantısı veren bir bakım modeli olabilir mi? Kurum bakımının çocuklar için uygun bakım modeli olup olmadığı, ya da nasıl Ģekillendirilebileceği konusunda tartıģmalar vardır. GeliĢmiĢ ülkelerde pek çok alternatif bakım modelleri geliģtirilmiģ ve kurum bakımının belli bazı dezavantajları olduğu dile getirilmeye baģlanmıģtır. Gökçearslan-Çiftçi (2009) yakın zamanda yazdığı makalede Türkiye de temel bakım modelinin halen kurum bakımı olduğunu ifade etmektedir. Kurum bakımının çocuklar için uygun olmadığı çünkü Türkiye deki kurumlarda, bakım hizmeti veren personelin yeterli olmaması ve bundan ötürü çocukların aidiyet ve bağlanma duygularının yeterince geliģememesi sebebiyle kurum bakımının uygun bir model olmadığı söylenmektedir (Gökçearslan-Çiftçi, 2009). Cashmore and Paxman (2006) istikrarın, güvende hissetmenin ve sosyal destek seviyesinin diğer sonuçları öngörmede önemli olduğunu söylemektedir. Hissedilen güvenin olumlu sonuçlara yol açan en önemli faktörlerden olduğu dile getirilmektedir. Ġstikrar çocukların kök sal- 36

37 masını sağlarken, gençler için en önemli faktörler, çocuklukta deneyimlenen istikrar, hissedilen güven ve anlamlı ve güven verici iliģkilerin geliģmesidir (Cashmore & Paxman, 2006: 238). Bu çalıģmaya göre en önemli noktalardan biri istikrarı hissedilen güvene dönüģtürebilmektir. Bu da iliģkilerin devamlılığı, kabul ve bu gençlerin günlük yaģamlarının normal seyri ile baģarılabilir (Cashmore & Paxman, 2006: 239). Bunların kurum bakımında baģarılıp baģarılamayacağı sorusu, ideal bakım modelinin, herhangi bir ihmal ve istismar olmadığı sürece aile bakımı olduğu, ve aile bakımının devletler tarafından da desteklenmesi gerektiği argümanları ile cevaplanmaktadır (Gökçearslan-Çiftçi, 2009; UNICEF, 2004). Kendi aileleri dıģındaki bakım ortamlarında yetiģmenin bazı olumsuz taraflarını ortaya koyan çalıģmalar vardır. Reilly (2003) nin iz aile bakımı dıģında yetiģmiģ yetiģkinlerle ABD de yaptığı çalıģma bu yetiģkinlerin, ekonomik sıkıntılar yaģadığını ve yaģam düzenlerinin değiģken olduğunu ortaya koymakta, %55 inin sağlık hizmetlerine eriģimi olmadığını, %45 inin ise yasalarla muhalefete düģtüğünü göstermektedir. Aynı yazar bakım sürecinde değiģiklikler olmasının da bazı istenmeyen sonuçlar doğurduğunu söylemektedir. Kanada da yapılan diğer bir çalıģma bakım altındaki çocukların, kendi aileleriyle olan çocuklara kıyasla ciddi dezavantalar yaģadıklarını söylemektedir. Buna ek olarak bakım altındaki çocuklarda dikkatsizlik, duygusal bozukluklar, anksiyete ve malvarlığa karģı suçlar gibi olumsuz davranıģların anlamlı olarak daha sık görülmektedir (Flynn & Biro, 1998). Boylamasına yöntemle yapılan geniģ kapsamlı bir çalıģma olan Midwest çalıģmasına dayanan bir diğer çalıģma da benzer sonuçlar vermektedir (Courtney and Dworsky, 2006). Bakım altında yetiģen çocukların ciddi eğitim sıkıntıları yaģadıkları ve onlara güvenlik sağlamayan iģlerde çalıģtıkları dile getirilmektedir. Bu örneklemin üçte biri psikolojik sorunlar ve bağımlılık sorunları (alkol ve madde kullanımı) yaģamakta; 18 yaģından sonra da bakım altında kalmanın bu gençlerin ekonomik sıkıntı yaģama ve kanunla muhalefete düģme riskini azaltarak görece avantajlar sağladığı dile getirilmektedir (Courtney and Dworsky, 2006). Bu çalıģmalarla ilgili 37

38 sorun bakım altında olmak kavramının hem, kurum bakımını, hem grup evlerini, hem koruyucu aileliği hem de evlat edinmeyi içermesidir. Bu bahsedilen çalıģmalar farklı bakım türlerini ayırd etmeden genel sonuçlar vermektedir. Ancak Türkiye de kurum bakımı ve koruyucu aile bakımı oldukça farklı bakım sistemleri anlamına gelmektedir. GörüĢmecilerin kurum bakımıyla ilgili yaģantıları, deneyimleri ve gözlemleri kurum bakımında yaģamanın getirdiği sonuçlar ile ilgili olmasa da kurum bu sonuçlara sebep olacak faktörler açısından literatürle bazı paralellikler çizmemize olanak tanımaktadır. Genel olarak görüģmecilerin kurum bakımıyla ilgili olarak hoģ olmayan anıları vardır. Kurumda az da olsa kalmıģ ve kurumdaki yaģantılarını hatırlayan görüģmecilerden hiçbiri kurum bakımına dair olumlu ifadelerde bulunmamıģtır. Kurumdaki yaģantılarını hatırlayanlar sıklıkla kurum içerisinde bir tür Ģiddete ve kötülemeye maruz kalduklarını dile getirdiler. Her ne kadar kurumda herkese dair olumsuz görüģ belirtmenin mümkün olmadığı dile getirilse de, genel görüģlerinin olumsuz olduğunu söylemek mümkün. Bir hiyerarşik düzen var, büyük küçüğü eziyor, öyle bir şey var. Oğlan kardeşim, yani şu an hala psikolojik sorunları devam ediyor orada yaşadıklarından kaynaklanan kardeşim çok dayak yediğini söyledi, çok hakaret işittiğini söyledi. her şey böyle kuralla, en ufak bir kurala uymadığın zaman cezalandırma sistemi. Biz uyumuyoruz diye hani böyle şiddet görüyorduk tokat, sarsma en büyük sorun uyumamamızdı, ve bir de şey, yıkama faslı çok kötüydü.. bizi yıkamaları sinir çıkartması 1-2 yaģlarında kurumda çok kısa süre kalmıģ görüģmeci Ģunları dile getirdi: Ben 1 ay orada kalmışım, ama o 1 ay içinde... ben yara bere içinde olmuşum, işte bitlenmişim, yaralar çıkmış Bakımsızlıktan Sonuçta çok çocuk olduğundan dolayı ilgilenemiyorlar. Zaten yanılmıyorsam bir odada nerden baksan bir 15-38

39 20 tane bebek kalıyor. E bir bebekte bir sorun varsa, dışarıdan geliyorsa, ya da onda bir hastalık varsa muhakkak o yirmi tane bebeğe de bulaşıyor. O bakımsızlıktan... Kurumda olumsuz bazı tavırlara maruz kalmak kurumla ilgili anlatılan tek problem değildi. Bakımdan ayrılan genç yetiģkinlerin dezavantajlı konumda olduklarını dile getiren literatürle (Courtney and Dworsky, 2006; Flynn & Biro, 1998; Reilly, 2003) paralel olarak bizim örneklemimizde de görüģmecilerden ikisi doğrudan kurumda kalmıģ olsalardı asla eğitimlerine devam etmeyeceklerini dile getirdiler. Ve hemen her görüģmeci koruyucu ailede yetiģmiģ olmanın eğitimlerine devan etmelerindeki rolüne açıkça değindiler. Ben ailede olmasaydım, kesinlikle ve kesinlikle okumazdım. Kesinlikle ve kesinlikle. Bu kadar üstüne basa basa söylüyorum, asla ve asla okumazdım. Yurttaki o rahatlığa, o umursamazlığa alışsaydım, kimsenin benimle ilgilenmediği durumlara alışsaydım hiçbir şekilde okumazdım. Ama ailede öyle bir şeyin olmayacağını annem gösterdi ĠĢe girme konusunda, SHÇEK bakımı altında yetiģmiģ çocuklara devlet kurumlarında kadrolar açıldığı bilinmektedir. GörüĢme yaptığımız kiģilerden çalıģan ikisi bu Ģekilde iģe yerleģtirildiklerini dile getirdiler. Hiçbir görüģmeci kurum olarak SHÇEK bünyesinde olmaktan Ģikatyetçi değildi, ve sağlık, iģ bulma ve/veya nakdi yardım konusunda kurumdan destek almaktaydılar. Ancak bakım ortamı ve bazı çalıģanlara yönelik eģeģtiriler vardı. Kurum bakımı bu kiģilere, önemsendiklerini ve değerli olduklarını hissettiren bir ortam sağlayamıyor. GörüĢmecilerden birisi kurumdaki çalıģanların çok sık değiģtiğini ve yeni gelen çalıģanların çocuklar hakkında fazla bilgi sahibi olmadıklarından yanlıģ kararlar verebildiklerini dile getirdi. Kurumda çok fazla sayıda çocuk ve çocukların anne baba dediği az sayıda çalıģan olduğu için (KarataĢ, Gökçearslan-Çiftçi, 2009) çocukların aldığı sevgi, yakınlık ve bakım düģük seviyede kalmakta, çocuklar kendileriy- 39

40 le ilgilenildiğini ve güvende olduklarını gerçekten hissedememektedir. GörüĢmecilerden birisi koruyucu aileye geldiğinde (4-5 yaģlarında) hala renklerin isimlerini bilmediğini ve bunları ailesiyle birlikte öğrendiğini dile getirdi. O zaman küçük olduğum için bana bir şey öğretilmemiş galiba renkleri falan hiçbir şekilde bilmiyordum. Böyle ayıcıklarla etraftaki sevimli figürlerle öğrettiler bana renkleri. Beyaza mavi dediğim oluyordu kırmızıya siyah dediğim oluyordu böyle. Zamanla onları öğrendim ben. Daha sonra sayıları öğrendim bir sürü şey öğrendim Diğer bir görüģmeci okulda 2. Sınıfı bitirmesine rağmen hala okumayı sökemediğini ve ancak koruyucu ailesine geldikten sonra ebeveynlerinin büyük çabalarıyla okumayı söktüğünden bahsetti. Okula başlamıştım yeni okula, bende bir de çekingenlik var, hani ilk yeni okuluma gittim, hiç konuşamadım. Düşün 3. Sınıftayım okuma yazmayı bilmiyorum. Yani geldiğim günden beri sürekli üstüme düştüler,bir dediğimi iki yapmadılar. Ben onlarla okumayı öğrendim Artık her akşam böyle bir annemle çalışırdık, artık heceleye heceleye, kitaptan okumaya başlardık bütün şeyleri, annem yorulduğunda babam geçerdi devreye, babamla başlardık bu sefer okumaya, öyle öyle Diğer bir görüģmeci kurum bakımının olumsuz taraflarını Ģöyle özetledi: Bir kere hani yetiştirme yurdundan çıksaydım eğer orda yaşamıma devam etseydim kesinlikle kendime güvensiz bir çocuk olarak çıkardım ordan, hani saldırgan, işte her şeyin şiddetle çözülebileceğini düşünen, kendine güveni olmayan. Kurum yetiģmenin aynı zamanda bir tür damgalanma getirdiği de belirtildi. Saçlarının çok kısa kesilmesi, benzer giysiler giymek, 40

41 okula tek bir servisle bırakılıp aynı servisle alınmak kurumda yetiģen çocukların çok küçük yaģlarda damganma ile karģı karģıya kalmalarına sebep olmaktadır. Nerede olursak olalım, hangi okulda okursak olalım, aa bunlar yuva çocukları, her şekilde bizi şey yapıyorlar, etiketliyorlar. Saçlarımızı mesela 3e vuruyorlardı, kıyafetlerimiz aynı yerden çıkmış gibi hepimizin aynı. Bir şekilde bunlar yuva çocukları diye göze çarpıyorduk. Dışlanmışlık vardı mesela, diğer çocuklarla yuva çocukları ayrımı vardı Özetle görüģmeciler kurumda yetiģmenin yetiģkinlikte ne gibi sonuçlar doğurduğuna dair veri sunmasalar da, kurum bakımı deneyimlerinin pek olumluy olmadığı ve yetiģkinlikte bazı olumsuz sonuçları tetikleyeceği söylenebilir. Biyolojik aileleri tarafından reddedilme deneyimiyle kurum bakımı altında baģa çıkmak pek mümkün görünmemektedir çünkü bu ortamda görüģmecilerin alıntılarında bahsettiği gibi çocuklar sevgi, yakınlık, bağlanma gibi ihtiyaçlarını tam olarak karģılayamamaktadır. Kurumdaki yaģantıģarını hatırlayan görüģmeciler kuruma yönelik bir aidiyet hissetmediklerini belirttiler. ÇalıĢanların yetersiz sayıda olması, sıklıkla değiģebilmesi ve bazı olumsuz davranıģlarda bulunmaları sebebiyle kurumda kabul deneyimini yaģamak, destek ve ilgi görmek oldukça zor görünmektedir. Bu noktada, görüģmeciler koruyucu aileye gidiģlerini bir tür kırılma noktası olarak ifade ettiler. Önceden de belitildiği gibi örnkelemimiz oldukça küçük ve temsili değil ancal yine de bu süreçleri yaģamıģ kiģilerin yaģantılarıyla ilgili fikir vermektedir. Elbette bu anlatılarda yoğunlukla koruyucu ailenin olumlanması, ya da koruyucu ailelere dair birinci elden ihmal ve istismardan bahsedilmemesi koruyucu ailenin kendiliğinden çocukların geliģimini olumlu etkileyeceği anlamına gelmeyecektir. Ġkinci ağızdan anlatılan bazı olumsuz örnekler de olmuģtur. Dolayısıyla konuyla ilgili çok daha kapsamlı bir çalıģma yapılması yerinde olacaktır. Ancak bu noktada görüģmecilerin anlatıları üzerinden koruyucu ailelerin belki her örnekte değil ama, potansiyel olarak çocukların hayatında yaratabilecekleri olumlu kırılmaya odaklanmak yerinde olacaktır. 41

42 4.3 Koruyucu Aile Bakımı ve Kabul Bazı çalıģmalar diğer bakım alternatiflerine kıyasla koruyucu ailede yetiģmenin olumlu taraflarını göstermektedir. Koruyucu aileyle, kurumda ya da kendi aileleriyle yaģayan çocukların davranıģsal ve duygusal problemlerini karģılaģtıran Türkiye de yapılmıģ bir çalıģmada, kurumda yaģayan çocukların problem puanları hem koruyucu aileyle hem de kendi aileleriyle yaģayan çocuklarınkine kıyasla anlamlı olarak yüksek bulunmuģtur (Üstüner et. al, 2005). Her ne kadar koruyucu aileyle yaģayan çocukların problem puanları kendi aileleriyle yaģayanlara kıyasla daha yüksek olsa da iki grup arasında anlamlı bir farklılık yoktur. Problemli davranıģ (anksiyete/depresyon, sosyal içedönüklük, somatik Ģikayetler, sosyal problemler, dikkat problemleri agresif davranıģlar vb.) gösterme sıklıklarına bakıldığında da kurumda yaģayan çoçukların bu davranıģları diğer iki gruba kıyasla daha sık gösterdikleri bulunmuģtur. Bu çalıģma koruyucu aileyle birlikte yaģayan çocukların tamamen problem davranıģlarından azade olmamakla birlikte, kurumdaki çocuklarla kıyaslandığında bu davranıģların kurumda yaģayan çocuklarda anlamlı olarak daha sık görüldüğünü ortaya koymaktadır. Riggs et. al (2009) da koruyucu aile bakımının önemini vurgulamaktadır. Çocukların aidiyet ve bağlanma deneyimlerine bakıldığında, koruyucu ailedeki çocuklarla kurumda yaģayan çocuklar arasında anlamlı farklar ortaya çıkmaktadır. Koruyucu aile bakımı aile birliği, aile ritüelleri, aile kimliği, aile iliģkileri ve aile kültürü yoluyla bir aidiyet duygusu yaratabilmekte ve bu Ģekilde çocukların önceki istismar deneyimlerinden kurtulmalarına yardımcı olabilmektedir (Riggs et. al, 2009). Geenen and Powers (2007) tarafından yapılan bir diğer çalıģmada da katılımcılar uzun süreli ve Ģefkatli iliģkilerin geçiģ dönemlerinde onlar için çok önemli olduğunu dile getirmiģlerdir. ÇalıĢmaya katılan aileler ve uzmanlar da bu iliģkilerin genç yetiģkinlerin öz değerlerine katkı sağladığını dile getirmektedir. Özetle bu çalıģmalar ailenin ve uzun süreli iliģkilerin önemini göstermektedir. Aynı zamanda koruyucu aileyle uzun süreli yaģamanın çocukların okul 42

43 uyumuna ve biliģsel geliģimine olumlu katkı sağladığı dile getirilmektedir (Dumaret et. al, 1997). Bizim örneklemimizde de koruyucu ailelerle yaģamanın getirdiği kabul deneyimi gençlerin önceki red deneyimleriyle baģa çıkmalarında önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Literatürde de örneklendiği gibi koruyucu aile bakımında gençler/çocuklar kendi aileleriyle yaģayan çocuklar düzeyinde olumlu davranıģlar ve hayat deneyimine eriģemeseler dahi, koruyucu ailenin yarattığı olumlu etki dikkate değerdir. Öncelikli olarak bizim örneklemimizde gençler için aile ve aidiyet kavramları büyük önem taģıyordu. Gençler koruyucu ailelerine yönelik aidiyet hissettiklerini ve kendilerini bu ailenin gerçek bir parçası olarak gördüklerini dile getirdiler. Aileye gerçekten değer veriyorlardı vew tüm görüģmeciler biyolojik ailelerini değil koruyucu ailelerini kendi aileleri olarak gördüklerini dile getirdiler. Koruyucu ailem benim gerçek ailem annem, anne yani, tamamen, özden öz hani ailem, hiçbir zaman da düşünmedim, koruyucu annem şöyle böyle, öz annem benim başkası, hiç böyle aklıma getirmedim Çoğu görüģmeci kendi günlük yaģamlarında biyolojik ailekoruyucu aile ayrımını düģünmediklerini, böyle bir ayrımın akıllarına gelmediğini dile getirdiler. Tüm görüģmeciler koruyucu ailelerinin kendilerine biyolojik çocuklarıymıģ gibi davrandıklarını ve hiçbir konuda ayrımcılığa maruz kalmadıklarını söylediler. Ailenin kattıklarını sayarsak bitmez Benim öz annem öz babam aklımdan çıktı, bugüne kadar hala şu konu konuşulmasa benim aklıma öz babam gelmez. Bu olaylar gelmez aklıma. Hayatta bana daha üvey olduğumu hissettirmediler. Ben daha üvey çocuğum demedim. 43

44 Biyolojik ailelerine geri dönmek isteyip istemedikleri sorulduğunda ise tüm görüģmeciler geri dönmeyeceklerini dile getirdiler, ve özellikle iki sebeple koruyucu ailelerini bırakamayacaklarını söyledirler. Bunlarda ilki duygusal sebeplerdi: Ailelerini çok sevdiklerini ve bundan ötürü ayrılamayacaklarını ifade ettiler. Öne çıkan diğer sebep ise ailelerin kendileri için verdikleri emeğe ve fedakarlıklara karģı duydukları vicdani sorumluluktu. Örnek olarak bir görüģmeci durumunu Ģöyle ifade etti: Bu 12 yıl süreçte bana aşıladıkları, bana gösterdikleri sevgi, hani bana gösterdikleri emek çaba, bunlar bir kere insanı vicdanen bağlıyor önce. Sana bakmış, büyütmüş, senle ağlamış senle gülmüş senle sevinmiş bu insanlar, onu bırakamıyorsun. O duygunun verdiği bir şey. Ailem artık onu öz ailemden daha çok benimsiyorum, öz ailem olmadı hiçbir zaman, onu öz ailen gibi benimsiyorsun. O yüzden hani kopamazsın. Diğer bir görüģmeci kendisine biyolojik ailesine dönmeyi aklından geçirip geçirmediği sorulduğunda Ģöyle sevap verdi: Böyle bir fikir tabii ki de aklımdan geçmedi çünkü yani annem o kadar emek vermiş bakmış bana, şu anda yani bizim ailemizin içinde olsanız zaten bizim ayrılamayacağımızı anlarsınız. Yani nasıl anlatayım, annem bana çok yakındır, öyle böyle değil, bir kardeş gibi davranır. Ne bileyim bir anne gibi. Her şeyimdir o benim yani. Anneden daha fazla. Onun verdiği bu kadar emeğe karşı da ben annemi bırakmam yani. Annemle yaşamaya devam ederim. Diğer bir görüģmeci: Ailemle sık sık telefonlaşıyorum ama bu ailemin yanındayım, bu benim tercih etme şansım var artık. İstesem ailemin yanından gidip kendi hayatımı kurabilirim, reşitim ama bu 44

45 içten bağlılık yani artık kendi ailem olarak benimsediğim için yapamam yani onlarsız. Şu an düşünemiyorum yani başka bir hayat düşünemiyorum. Ben hayatımın yarısından fazlasını bu aile ile geçirmişim ve aile kavramını bu ailede öğrenmişim. Kopamazsın. Kopamazsın onlara içten bağlandığın için hiçbir şekilde hiçbir kuvvet şey yapamaz, ayıramaz artık Dolayısıyla her ne kadar duygusal bağlılık ve vicdani sorumluluğa iliģkin sebepler birlikte ortaya çıksa da, burada vicdani sorumluluk onları kalmaya zorlayan bir faktör olarak ortaya çıkmıyor. Bu daha görüģmecilerin farkında oldukları ve değer verdikleri gönüllü bir sorumluluk olarak ifade ediliyor. Koruyucu aileyle yaģamanın olumlu ve olumsuz tarafları, ya da genel olarak aileye iliģkin görüģleri sorulduğunda koruyucu ailelerine atfettikleri değer ve önem ortaya çıkmaktadır. Aile deyince hani, bir bütünlük bir paylaşım mesela en ufak bir şeyinde en azından anne benim şu sıkıntım var diyebileceğin bir durum var. Baba benim şuna ihtiyacım var diyebileceğin abi ya da ben böyle bir problem yaşıyorum diyebileceğin insanlar var arkanda. Ne olursa olsun ben hata yapsam da yapmasam da sırtımı dayayabileceğim insanlar var çevremde. Kendimi güvende hissediyorum bu insana huzur veriyor. Aile bilinci, insanın ailesi olması çok farklı bir şey ya. Ha ben üniversiteyi bitireceğim seneye, üniversiteden sonra şunu yapıcam, ondan sonra bunu yapıcam, artık ilerisi için hedefler yapmaya başladım geriyi düşünmek ya da yarın için değil artık çok daha ilersi için hedeflerim var kendim için, planlarım var. Arkam sağlam diye düşünüyorum. Arkamda bir ailem var ve önüm açık gidebildiğim yere kadar gideceğim bundan sonra. Öyle bir güven var hani onların sağladığı. Kendini sahiplenen seni sahiplenen her zaman yanında olabilecek kişilerin olduğunu bilmek, insana her zaman güven veriyor. 45

46 Bu görüģmecinin anlatısı pek çok açıdan oldukça fikir veriyor. Aile her an güvenilebilecek bir destek noktası olarak ortaya çıkıyor. Aile güven sağlamanın yanında rahatlık da sağlıyor. Gençlerin ileriye dönük planlar yapmalarına, önlerine hedefler koymalarına ve bu hedeflere ulaģmak için çalıģmalarına yönelik bir zemin oluģturuyor. Ve bu hedeflere ulaģulabileceğine dair inancı da geliģtiriyor. Diğer bir görüģmeci de benzer Ģekilde fikirlerini Ģöyle dile getirdi: Yani, arkamda birileri var, yalnız değilsin. Ailen olmasa daha kolay seni böyle harcayabilirler çoğunlukla hani. Daha kolay küçümsenebilirsin falan hani. Ne de olsa bunun destekleyici birisi yok, yalnız başına falan. Hani o hisse kapılmıyorum her zaman arkamda yanımda olan insanlar var. En önemlisi üzgün olduğumda ya da herkes bana yüzünü döndüğünde gidebileceğim bir yer var yani. Bunu biliyorum evim var... Aileyle ve bu betimlenen ortamlarda yaģamanın bu gençler için yarattığı olumlu çıktıların baģında eğitim dile getiriliyor. Eğitime devam etmek koruyucu aileyle yaģamanın en doğrudan sonucu olarak ortaya çıktı. Sıklıkla kurumda yaģayan gençlerin okulu bıraktıkları ya da liseden sonra eğitimlerine devam etmedikleri dile getirildi. Ancak koruyucu aile bu açıdan da gençlere imkan sağlıyor. Onu mutlu edicek tek şey benim üniversiteyi kazanıp artık gerçekten kendimi kurtarabileceğim bir yolda ilerlememi görmekti. Bunu ona gösterdiğim için ben bir kere çok mutluyum. Üniversiteyi kazanmak bana çok da şey ifade etmiyordu ama öyle bir aşıladı ki annem, sen bunu kazanırsan böyle olacak, bana örnekler veriyordu işte, o yüzden üniversiteyi kazanman gerekiyor. Hep bu şekilde o yön verdi bana yine. 46

47 Cidden ben bu zamana kadar okuduysam, üniversiteye gittiysem, ben bugün takdir teşekkür onur belgesi aldıysam annemin sayesinde. benim şu gün eğitim noktasında buraya gelmemin tek nedeni annemdir Her ne kadar tüm görüģmecilerin koruyucu aileleriyle ilgili son derece olumlu görüģleri olsa da, bu görüģlerin koruyucu ailelik sistemini tamamen kapsadığını söylemek güç. Her ne kadar görüģmeciler kendileri birebir deneyimlememiģ olsalar da koruyucu aile uygulamasındaki olumsuz örnekler de zaman zaman dile getirildi. Örnek olarak, bazı ailelerin sağlanan maddi yardımdan yararlanmak için ya da yaģlandıklarında kendilerine bakacak birisinin olması için koruyucu aile olmak istedikleri dile getirildi. Bu durum koruyucu ailelik uygulamasının yarattığı olumlu sonuçları görmezden gelme gerekçesi yapılamaz ancak çocukların ailelere verilmeden önce ciddi bir araģtırma yapılması gerektiğini ortaya koyuyor. Buna ek olarak koruyucu ailelik uygulamasının tamamen profesyonel bir gözle ele alınması gerektiği/gerekmediği konusundaki tartıģmalarda da kiģilerin deneyimlerini dikkate alma gerekliliğinin önemi ortaya çıkıyor. 3. Sonuç Bu çalıģmada koruyucu aile uygulamasına ve bu deneyimi yaģayan gençler gözünden kabul-red teorisi çerçevesinde bakmaya çalıģtık. Literatürde koruyucu ailelik sıklıkla çalıģılan bir konu da olsa gençlerin kabul ve red deneyimleri onların ileriki yaģamlarını etkileyen faktörler olarak ele alınmamıģtır. Bakımdaki gençler: Bakıma verilen gençler biyolojik ailelerinden ayrılma gerekçeleri ne olursa olsun red deneyimi yaģamaktadırlar. Kurum bakımı bu açıdan uygun bir bakım modeli değildir çünkü mevcut koģullarda çocuklara red deneyimiyle baģa çıkmalarında yardımcı olacak 47

48 ortamı sağlayamamaktadır. Bu açıdan koruyucu aile bakımının çocukların yararı gözetildiğinde geliģimlerini olumlu etkileyen daha uygun bir bakım modeli olduğu sonucuna varılabilir ve ciddi olarak denetlendiği takdirde çocuklar için büyük avantajlar yaratabilir. Her ne kadar gençlerle aileler arasındaki bağı oluģturan temel etken ailelerin emekleri ve sağladıkları destek olarak ortaya çıksa da, ailenin bir üyesi olarak kabul görmek, desteklenmek, Ģevkat görmek gibi faktörler gençlerde olumlu deneyim yaratan ve aileyle iliģkilendirilen faktörler olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla bu çalıģma koruyucu aile ortamının gençlerin kabul deneyimi yaģayabildikleri, sevildiklerini ve güvende olduklarını hissedebildikleri bir ortam sağlamada etkin olduğunu ortaya koymaktadır. KAYNAKÇA Cashmore, J. & Paxman, M. (2006). Predicting after-care outcomes: the importance of felt security. Child and Family Social Work, 11, Courtney, M. E. & Dworsky, A. (2006). Early outcomes for young adults transitioning from out-of-home care in the USA. Child and Family Social Work, 11, Dumaret, A-C., Coppel-Batsch, M. & Couraud, S. (1997). Adult outcome of children reared for long-term periods in foster families. Child Abuse & Neglect, 21 (10), Erkan, S. & Toran, M. (2004). Alt sosyo-ekonomik düzey annelerin çocuklarını Kabul ve reddetme davranıģlarının incelenmesi (Diyarbakır ili örneği). Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 27, Flynn, R. J. & Biro, c. (1998). Comparing developmental outcomes for children in care with those for other children in Canada. Children & Society, 12, Gardner, H. (1996). The concept of family: Perceptions of children in family foster care. Child Welfare, 75 (2), Geenen, S. & powers, L. E. (2007). Tomarrow is another problem The experiences of youth in foster care during their transition into adulthood. Children and Youth Services Review, 29, Gökçearslan-Çiftçi, E. (2009). Türkiye de ve dünyada korunmaya ihtiyacı olan çocuklara yönelik hizmetlerin tarihsel geliģimi. Aile ve Toplum, 4,

49 Hughes, M. M., Blom, M., Rohner, R. P. & Brıtner, P. A. (2005). Bridging parental acceptance-rejection theory and attachment theory in the preschool strange situation. Ethos, 33 (3), Iglehart, A. P. & Becerra, R. M. (2002). Hispanic and African American youth: Life after foster care emancipation. Journal of Ethnic & Cultural Diversity in Social Work, 11(1/2), KarataĢ, K. (2007). Türkiye de çocuk koruma sistemi ve koruyucu aile uygulamaları üzerine bir değerlendirme. Toplum ve Sosyal Hizmet, 18 (2), Özbesler, C. (2009). Koruyucu aile hizmetlerinde değerlendirme süreci. Aile ve Toplum, 1, Reilly, T. (2003). Transition from care: Status and outcomes of youth who age out of foster care. Child Welfare, 82 (6), Riggs, D. W., Augoustinos, M. & Delfabbro, P. H. (2009). Role of foster family belonging in recovery from child maltreatment. Australian Psychologist, 44 (3), Rohner, R. P., Khaleque, A. & Cournoyer, D. E. (2009, April 10). Introduction to parental acceptance-rejection theory, methods, evidence, and implications. TAL%20ACCEPTANCE_09.pdf UNICEF (2004). Çocuk haklarına dair sözleģme. Üstüner, S., Erol, N. & ġimģek, Z. (2005). Koruyucu aile bakımı altındaki çocukların davranıģ ve duygusal sorunları. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi, 12 (3), Varan, A. (2005). Relation between perceived parental acceptance and intimate partner acceptance in Turkey: Does history repeat itself? Ethos, 33 (3), Varan, A., Rohner, R. P. & Eryüksel, G. (2008). Intimate partner acceptance, parental acceptance in childhood and psychological adjustment among Turkish adults in ongoing attachment relationships. Cross- Cultural Rsearch, 42 (1), Yolcuoğlu, Ġ. G. (2009). Türkiye de çocuk koruma sisteminin genel olarak değerlendirilmesi. Aile ve Toplum, 3,

50 Murat ALTUĞGĠL Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel BaĢk. *açlık, *yolsuzluk, *iģsizlik, *yoksulluk, *yoksunluk, *çocuk yoksulluğu. 50

51 Türk Toplumunun BakıĢ Açısı, Hizmetin YaygınlaĢtırılması ve Öneriler Aile içinde sağlıklı bir ortamda çocuğun yetiģtirilmesi gerekmektedir. Ancak ekonomik, sosyal ya da psikolojik yönden yardım ve desteğe gereksinimi olan ailelerin güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda profesyonel müdahalelere gerek vardır. Profesyonel müdahaleler; Aile içi ve dıģı iliģkilerin düzenlenmesi, aile içi çatıģmaların ve sorunların çözülmesi için psiko-sosyal müdahaleler, ekonomik yönden ailenin desteklenmesi ve çocuğun yetiģtirilmesi için aile ortamının sağlıklı hale getirilmesi gibi amaçlara sahiptir. Anne baba kaybı, ev ortamının çocuk açısından ciddi riskler taģıması, ihmal, istismar, yoksulluk, yoksunluk, terk edilme gibi psiko-sosyal ve ekonomik riskler çocuğun koruma altına alınmasını gerektirir. Bu durumda da koruma altına alınan çocuğun özel durumuna uygun bakım modelinin nasıl olması gerektiği önem kazanır. Ülkemizde korunmaya muhtaç çocuklara yönelik olarak yürütülen sosyal hizmetlerden Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Genel Müdürlüğü görevli, yetkili ve sorumludur. SHÇEK Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen bu hizmetlere bakıldığında, çocuk yuvaları, yetiģtirme yurtları gibi kurumlarda bakımın yanı sıra, 8 10 ya da daha az sayıda çocuğun bir arada olduğu (bir aile ortamının yapılandırılmaya çalıģıldığı) sevgi evleri ve çocuk evleri gibi uygulamalarla çocuklara bakım hizmeti verildiği görülmektedir. Bu hizmetlere paralel diğer uygulamalar ise çocuğun, uygun görüldüğü takdirde ayni ve nakdi yardımlarla desteklenerek öz ailesinin yanında bakımının sağlanması, bir koruyucu aile yanına yerleģtirilmesi veya evlat edindirilmesine iliģkin uygulamalardır yıllarında Ankara Özel Ġdaresi ne ait lojmanlarda grup evleri kurularak Profesyonel Koruyucu Ailelik adı ile bir uygulama yapılmıģtır. Bu grup evlerinde görev alan anne babalar Hollanda da eğitim almıģ kiģiler tarafından eğitilmiģlerdir. Bu uygulamalarda beklenilen baģarı sağlanamayınca baģka uygula- 51

52 malar denenmiģ ancak yetersiz kalmıģtır yılında kabul edilen 6972 Sayılı Korunmaya Muhtaç Çocuklar Yasası nın 2. ve 21. maddelerinde de korunmaya muhtaç çocukların korunmak ve yetiģtirilmek üzere bu konuda ehliyetli aileler yanına geçici ya da sürekli olarak verilir hükmü yer almıģtır. (4). Ankara da 1961 yılında pilot proje olarak baģlatılan koruyucu aile uygulaması, uzun yıllar evlat edinmedeki kırk yaģ sınırlaması nedeniyle resmi evlat edinme öncesi bir basamak olarak kullanılmıģtır (5). Bu pilot uygulamada öz ailesi olmayan veya herhangi bir nedenle onlardan kopmuģ bulunan çocuklar koruyucu aileye yerleģtirilmiģlerdir (6.7.8). Projede koruyucu aile yanında bakım hizmetlerini yürütecek personeli yetiģtirme amacıyla 4 aylık bir Koruyucu Aile Semineri hazırlanmıģtır. Seminere, üniversite, lise ve kız enstitüsü mezunları katılmıģlardır. Teorik ve pratik eğitim alan bu elemanlar Sosyal Yardımcı unvanı ile çalıģmıģlardır. Koruyucu aile hizmetinin uygulaması, 1975 yılında çocuk bakım yurtlarına verilmiģtir. Böylece bu hizmet çocuk bakım yurtlarında çalıģan sosyal hizmet uzmanı, psikolog ve çocuk geliģimi uzmanı gibi profesyoneller tarafından yürütülmüģtür (4). Türkiye deki Sosyal Hizmet politikaları açısından konuya bakıldığında, beģinci beģ yıllık kalkınma planına kadar koruyucu aile modelinden söz edilmemiģtir. BeĢinci BeĢ Yıllık Kalkınma Planı nda ( ), bakıma muhtaç çocuklar için koruyucu aile programı ve evlat edinmenin koģulları konusunda gerekli çalıģmalar yapılacağı belirtilmiģtir (9). Altıncı ( ) ve Sekizinci ( ) BeĢ Yıllık Kalkınma Planları nda ise sadece korunmaya muhtaç çocuklara yönelik hizmetlerde, kurum bakımı uygulamasından aile içi bakıma geçiģin söz konusu olacağı belirtilmiģtir. (10,11). Koruyucu aile hizmetinin geliģtirilmesi çalıģmaları 1992 yılında bir proje hazırlığı ile yeniden baģlamıģ ve 1993 yılı mayıs ayında belirlenen pilot illerde görev yapan sosyal hizmet uzmanları hizmet içi eğitime alınmıģlardır (3) yılına kadar toplam 2771 çocuk koruyucu aile hizmetinden yararlandırılmıģtır yılından itibaren de bu sayı 3987 çocuğa ulaģmıģtır (12). 52

53 Ülkemizde koruyucu aile hizmetine iliģkin uygulamaların yasal dayanağı, tarihli SHÇEK Kanunu nun 22. ve 23. maddeleri ile tarihinde sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Koruyucu Aile Yönetmeliği dir. Bugün SHÇEK tarafından yürütülen koruyucu aile hizmetine iliģkin uygulamalar, yeniden yapılandırılmaya ve güçlendirilmeye gereksinim duymaktadır. Halen Türkiye de toplam 1240 çocuk koruyucu aile hizmetinden yararlanmaktadır. Koruyucu aile hizmeti, kurum bakımı, ev tipi bakım gibi bakım modellerine göre oldukça farklı bir uygulamadır. KoĢar (7) koruyucu aileyi, kurum bakımı ve evlat edinme hizmetlerinde olduğu gibi, çocuğun ailesinin yerine geçerek ebeveynlik rolünün hemen hemen bütün yönleriyle üstlenilmesini içeren bir hizmet türüdür biçiminde tanımlamaktadır. Koruyucu aile uygulamalarında, birbirinden farklı özellikleri, bilgi ve becerileri bulunan aileler, farklı sorunları, yaģam öyküleri ve bireysel özellikleri olan korunmaya muhtaç çocuklara çeģitli amaçlarla bu hizmeti sağlamaktadırlar (13,14). Koruyucu aile hizmetinin esas odağı, çocuğun refahıdır. Koruyucu aile hizmetinde amaç, çocuğun gereksinimlerine, yaģına, cinsiyetine ve psiko sosyal durumuna uygun biçimde ele alınabildiği, geliģiminin uygun biçimde desteklendiği ve bu konuda profesyonel eğitim ve rehberlik ile desteklenen ve denetlenen bir aile ortamında bakılmasını sağlamaktır. Koruyucu aile bakımının kurum bakımından en önemli farkı, topluca bir bakım tarzı olmaması ve seçilmiģ bir ailenin, çocuğun bakımını üstlenmesidir (7). Koruyucu ailenin seçimi ve çocuğa uygunluğu çok önemli bir konudur. Çocuğun ve ailenin her yönüyle incelenip değerlendirilmesi ve uygunluğun saptanması gerekir (5,16). Seçilen ailenin çocuğun yaģına, cinsiyetine ve varsa farklı geliģimsel özelliklerine uygun biçimde ve nitelikli bakım verebilecek özelliklere sahip olması önemli bir boyuttur. Nitelikli bakım verme, çocuğa karģı duyarlılığı, çocuğun geliģiminin desteklenmesini, çocuğa olumlu bir gözle bakılmasını, ona bağlanmayı içerir.koruyucu aile yanına yerleģtirilen çocuklar, yerleģtirmeyi izleyen dönemlerde çeģitli 53

54 uyum sorunları yaģayabilmektedirler. Bu uyum sorunları, çocuğun, içinde bulunduğu yaģ dönemi, bir süre kurumda bakılmıģ olma, öz ailesi ile iliģkileri, yerleģtirildiği ailenin çocuğu ele alma yaklaģımı ve yerleģtirilme öncesinde uygun bir hazırlık döneminin yapılandırılmasında eksiklikler gibi durumlarla yakından iliģkilidir. Koruyucu aile yanına yerleģtirilen çocukların yaģadıkları en önemli sorun alanlarından birisi, bağlanma sorunudur. Kurumlarda bir süre yaģadıktan sonra koruyucu aile yanına yerleģtirilen ya da evlat edinilen çocuklarda dezorganize ve atipik bağlanma örüntüleri yüksek orandadır (15,19). Bir süre kurumda bakılmıģ olma, terk edilme, sık sık reddedilme, önemli kayıplar yaģama gibi durumlar, çocukların bu sorunu yaģamalarına neden olan önemli faktörlerdir (20,13,15,19). Bir diğer sorun alanı, onlarla bir arada yaģayanlar açısından oldukça zor olan ve onlara bakım veren ailelerin de sıklıkla belirttikleri gibi davranıģ sorunlarıdır. Koruyucu aile yanına yerleģtirilen çocukların benlik saygılarının düģük olması da diğer bir sorun alanı olarak ifade edilmektedir (13,21). Çünkü bu çocukların daha önce yaģadıkları ortamlarda değerli olma duygularından yoksun kalmaları, ihmal edilmeleri ve hatta fiziksel, duygusal, cinsel açılardan kötüye kullanılmaları benlik saygılarını olumsuz yönde etkilemektedir. Çocuğun benlik saygısının düģük olması, koruyucu aile yanına yerleģtirildikten sonra aileye ve içine girdiği sosyal ortama uyumunu da olumsuz yönde etkileyebilecektir (13,20). Bu çocuklar için koruyucu ailede yaģama oldukça zordur. YerleĢtirildikleri aileye güvenmeleri zaman alır. Bu nedenle anne babalar ne yaparlarsa yapsınlar çocuklar onları reddederler, kaygılı ve çekingen olabilirler. Sevgisini ve duygularını ifade etmede ve ebeveynden bu duyguları almada sorunu olan çocuklar, ebeveynlerin koyduğu kurallara ve otoriteye karģı gelme, hatta aile üyelerine fiziksel zararlar verme gibi davranıģlar sergileyebilirler (22). 54

55 O HALDE NE YAPMALI? *Hükümetler Uluslar arası Çocuk Hakları SözleĢmesine uygun davranmayı bir yaģam felsefesi haline getirmelidir. *Ülkemizdeki tüm çocukları kapsayan ve bütüncül bir yaklaģımla ele alınan ÜLKE ÇOCUK POLĠTĠKASI oluģturulmalıdır. * Çocuk ile ilgili her konuda onun fikirleri alınmalı ve yüksek yararı gözetilerek uygulamalar gerçekleģtirilmelidir. *Çocuk ile çalıģan tüm profesyoneller hizmet-içi eğitim programlarından sıkça yararlandırılmalı ve eğitim alan profesyonellerin alanda takibi yapılmalıdır. *Koruyucu aile sayısının arttırılmasına yönelik bugüne kadar yapılan tüm tanıtım etkinliklerine devam edilmelidir. *Koruyucu Ailelere verilen parasal destekler arttırılmalıdır. Kaynaklar 1. Resmi Gazete, Türk Kanunu Medenisi, Kanun no: 743. Kabul Tarihi , Sayı 339. Tertip :3 Cilt : 7 Sayfa cellenme Tarihi: Ocak Tülay, M. ġ., Türk Aile Sistemi Ġçinde Koruyucu Ailenin Yeri ve Önemi, Sosyal Hizmet Dergisi, 8 (5) Dördüncü Ulusal Sosyal Hizmetler Konferansı li Yıllara Doğru Sosyal Devletin Gerçekleştirilmesinde Sosyal Hizmetlerin Yeri ve Önemi. Sosyal Hizmet Uzmanları Genel Merkezi Yayını, Ankara, KoĢar, N. Korunmaya Muhtaç Çocuklar H. Ü. Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Dergisi, 5 (1) 69 74, Gökçe, B., Memleketimizde Cumhuriyet Devrinde Kimsesiz Çocuklar Sorunu ile İlgili Tutumun Sosyolojik Mukayeseli Tahlil ve İzahı. T.C.Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü Yayınları, Yayın No: 55, Arnaz, Z. Koruyucu Aile Bakımındaki Çocuğun GeliĢim Özellikleri H. Ü. Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Dergisi,1 (2-3) Mayıs Eylül , KoĢar, N. Sosyal Hizmetlerde Aile ve Çocuk Refahı Alanı, Gözden geçirilmiģ 2. Baskı, Kasım BeĢinci BeĢ Yıllık Kalkınma Planı T.C. BaĢbakanlık Planlama TeĢkilatı MüsteĢarlığı, Yayın No: DPY 1974, Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı , T.C. BaĢbakanlık Devlet Planlama TeĢkilatı MüsteĢarlığı, Yayın No, DPY 2174, Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı , Ankara,

56 Av. Türkay ASMA Çocuk Ġstismarını ve Ġhmalini Önleme Derneği BaĢk. KORUYUCU AĠLE KURUMUNUN HUKUKĠ YAPISI Koruyucu ailelik nedir? Nasıl baģlamıģtır? Bu gün ki durumu nedir? Bu soruların yanıtını sizlere vermeye çalıģacağım. Koruyucu aileliğin uluslararası hukuktaki konumu? Ailesiz çocukların, Ailesi olan, ancak korunma gereksinimi olan çocukların kurum dıģında bir aile ortamında bakımını sağlayan bir hizmet türüdür. Hizmetin amacı; Çocuğu bir aile ortamında büyütmek, Aileli çocuğa ailesine döndürmenin koģullarını bu hizmet sağlamaktır. 56

57 Türkiye de ilk kez 1961 yılında Sağlık Bakanlığı UNICEF arasında imzalanan bir protokol ile Ankara da uygulamaya sokulmuģtur tarihli 2828 sayılı SHÇEK Kanunun ardından bu hizmet bu kurumca yürütülmeye baģlanmıģtır. Uygulama tarihi oldukça eski olmasına rağmen uygulamanın Türkiye de baģarı ile yürütüldüğünü söylememiz mümkün değildir. Bugün için çocukların koruyucu aile yanına yerleģtirme oranı Türkiye genelinde %15 olup Dünya da bu oran %77 dir. Bunun nedenlerini; Koruyucu aile hizmetlerinin yasal bir dayanağının bulunmaması, Topluma bu hizmetin yeterince tanıtılmamıģ oluģu, Bu hizmeti yürüten kuruma hizmetin gereklerini yerine getirecek ve denetleyecek nitelikte eleman yetiģtirmemiģ oluģu, Bu nedenleri birer birer incelemeye alırsak karģımıza aģağıdaki tablo çıkar. Türkiye de koruyucu aile hizmeti kurumun tek yönlü düzenlediği tarih sayılı koruyucu aile yönetmeliğiyle yürütülmektedir. Bu yönetmelik her ne kadar tarihinde yeniden gözden geçirilerek bazı maddeler değiģtirilmiģ ise de bu değiģikliğin bile çocuğun korunmasına yönelik ülkenin o tarihte kabul etmiģ olduğu, uluslararası ve ulusal düzenlemelere hiç yer verilmediğini gözlemlemekteyiz. ġöyle ki, korunma gereksinimi olan binlerce çocuğa hizmet sunmak için düzenlenmiģ bu yönetmelikte çocukların Anayasası olarak nitelendirdiğinin ve bu kurumun koordinatörlüğünde uygulaması sağlanan çocuk hakları sözleģmesinin temel hak ve hükümlerinden hiç söz edilmediğini görüyoruz. Bu haklardan söz edilmemesinin yanı sıra sözleģmesinin kabulüne iliģkin doğru düzgün bir bilginin yönetmelikte yer almadığını üzülerek gözlemliyoruz. Yönetmelik tarihinde TBMM de onaylanan tarihinde Resmi Gazetede yürürlüğe giren Anayasanın 90.maddesi uyarınca artık Anayasa ve yasa üstü bir iç hukuk normu olan bu sözleģme tarihli olduğuna metninde yer vermiģtir. 57

58 Bu sözleģmenin çocuklarımıza tanıdığı hakları ve bu hakların kullanımını ulusal yasamıza dönüģtüren 2005 yılında yürürlüğe giren ÇKK nunda yönetmelikte hiç söz edilmemektedir. Bu durum yönetmeliğin Türkiye de çocuklara tanınan yasal düzenlemeleri ciddi bir biçimde incelemeden araģtırmadan düzenlediğini görmekteyiz. Yönetmelik incelendiğinde kendi içinde uyumsuz ve birbiri ile çeliģen hükümler içerdiğini görmekteyiz. ġöyle ki, Yönetmelik koruyucu aile hizmetini çeģitli nedenlerle öz ailesi aynında bakılamayan çocuklara kısa veya uzun süreli bakımlarını üstlenen aile ya da kiģilerin yanında Devlet denetiminde yetiģtirilmeleridir, denilerek koruyucu ailenin görevinin sadece çocuğa bakmak olduğunu biyolojik ailesine geri verme koģulunun yer almadığını görmekteyiz. Ancak yönetmeliğin niçin koruyucu aile diye baģlayan bölümünde, Koruyucu aile çocuklara öz ailesi, okulu ve çevresiyle iliģkilerinin devam ettirmelerini sağlayarak yardımcı olur, cümlesini görmekteyiz. Yönetmeliğin, koruyucu ailede hangi çocuklar bakılır, baģlığı altındaki bölümde ise koruyucu aile yanına yerleģtirilen çocuklar; Öz ailesi bulunan, Öz ailesince bir süre için bakılamayan, ÇeĢitli nedenlerle evlat edindirme Ģansını yitirmiģ kız ya da erkek sağlıklı ya da özürlü çocuklar diye ana tanımın dıģında karmaģık yeni bir tanım getirilmiģtir. Yönetmelikte koruyucu aile yanına yerleģtirilecek çocuk sayısına yer verilmiģtir. Ancak çocuklarına nitelikleri ve uyumu konusunda bir ilkeyi yer verilmemiģtir. Yine koruyucu ailenin özellikleri; yaģ, Ġlkokul mezunu, T.C VatandaĢı olup, Türkiye de sürekli ikamet etme olarak yer almıģtır. 58

59 Neden yaģ, neden baģka bir özellik aramıyoruz. Bunlar yönetmelikte yer almamıģtır. Öz anne - baba vasi dıģında herkesin koruyucu aile olabileceğine ver vermiģtir. VASĠNĠN neden koruyucu aile olamayacağı ise yine anlaģılamamaktadır. Bekâr kiģinin koruyucu aile olmasını akraba iliģkilerine sahip olması koģulunun güvenirliğinin tartıģılmadığını gözlemliyoruz. Yönetmeliğe göre kiģinin baģvurusu bu baģvuruya sosyal çalıģmacının çocuk ve kurum hakkında bilgi vermesi ve bu bilgi verilmesi üzerine de bu kez koruyucu aile adayının aile çevresinde sosyal inceme yapılacağı, bu raporun olumlu olması halinde bir sözleģme imzalanarak aile koruyucu aile olarak çocuğu teslim almaktadır. Yönetmelikle koruyucu ailenin yükümlülükleri; Çocuğun sağlıklı yetiģmesini sağlayacak koģulları sağlamak, Çocuğun öz ailesi ve akrabaları ile uygun görülen Ģeklide ve zamanda görüģmesini sağlamak, Sosyal çalıģmanın gerekli koģulları hazırlamak, Adres ve iģ yeri değiģikliklerini bildirmek, Görev ve tatil nedeniyle yurt dıģına gidilmesi çocuğun veli ve vasisini izni gerektiğin yasal iģlemlerin tamamlanmasına yetecek süreyi göz önüne alarak Ġl Müdürlüğüne durumu bildirmek, Yönetmelikte bu yükümlülükler ailenin haklarında ne olduğu yönünde en küçük bir bilgiye rastlamıyoruz. Sadece eğer koruyucu aile maddi destek istiyorsa bu desteğin miktarı ve veriliģ tarzı yönetmelikte yer almıģtır. Yönetmelik Devletin bakım ve yetiģtirme görevini üstlendiği çocuğa sana destek olmak istiyorum, bu çocuğa birlikte bakalım senin yükünü hafifleteyim bu çocuğa sağlıklı bir biçimde topluma kazandıralım diyen bu bakıģ açısını göremiyoruz. Aileye sadece PATRONLUK taslayan, onun haklarının ne olduğunu bu hakların ihlali halinde ailenin kimden ve nasıl destek alacağı ilkesine yer vermiyor. Adeta al çocuğu iyi bak ha yoksa seni döverim anlayıģı içinde hazırlanmıģ bir yönetmelikle karģı karģıyayız. 59

60 Yönetmelik ailenin korunmaya muhtaç, çocuğun bakımını üstlenirken ona ne gibi haklar verdiğini, ona nasıl destek olacağını çocukların sorunlarını birlikte nasıl çözeceklerine yer vermediği gibi sonunda koruyucu aileyle sonlandırılması nedenlerini sıralıyor. Bunlar; Koruyucu ailenin yükümlülüklerinin yerine getirmemesi, Çocukla koruyucu aile arasındaki uyumsuzluğun yapılan mesleki çalıģmalara rağmen giderilememesi, Koruyucu ailenin istenilen Ģekilde çocuğa bakmadığının belirlenmesi, Koruyucu aileye yerleģtirilmeme nedeninin ortadan kalkması, Koruyucu ailenin vazgeçmesi, Bu koģullarında son derece geliģi güzel çocuğun ve ailenin hakları gözetilmeden düzenlendiğini ve adeta ben istersem çocuğu hemen geri alırım mesajını verdiğini görüyoruz. ġöyle ki, koruyucu ailenin yükümlülüklerini yerine getirmemesi ilkesi yönetmeliğin diğer sona erdiren maddelerine de içermektedir. Yönetmelikte yer alan çocukla koruyucu aile arasındaki uyumsuzluğun yapılan mesleki çalıģmalara rağmen giderilmeme koģulunda, bu uyumsuzluğun neler olabileceği mesleki çalıģmama nitelik ve niceliği hangi aģamalarda ne Ģekilde yapılacağı, ailenin bu çalıģmalardaki yeri ve konumu çocuğun katılım hakkı gibi yasal ve çocuğun korunmasına yönelik hiçbir belirleyici unsurun yer almadığını görmekteyiz. Yönetmelikte koruyucu aileden geri alınarak çocuğun durumu hakkında ne yapılacağına iliģkin bir bilgiye rastlayamıyoruz. Sadece çocuğu evlat edinemeyeceğini, koruyucu aileliğin çocuğun öz ailesinin yanına dönmesine olanak sağlayan bir hizmet olduğunu, bu nedenle koruyucu aileliği evlat edinmeye basamak yapılmaması gereği üzerinde durmuģtur. SHÇEK gerçekten koruyucu aile hizmetini çocuğun biyolojik ailesine dönmek üzere yürütülen bir hizmet modeli olduğuna yönelik bir düzenleme ve çalıģma içinde midir? Bu sürecin yanıtını da birlikte inceleyelim. 60

61 SHÇEK koruyucu aile uygulamasında koruyucu aileye yerleģtirilen çocuklar 2 aile arasında bir uyum sorunu çıkmaz ise koruyucu aile bakımının süresini, çocuğun reģit olduğu tarihe kadar sürdürmektedir. Oysa geliģmiģ ülkelerde %83 ü aģan oranlarda koruyucu aile bakım süresi ortalama 5 yılın altındadır. Koruyucu aile hizmeti koruma ana hizmet modellerinden biridir. KuruluĢ bakımı, evlat edinme gibi diğer ana hizmet modelleri ile etkileģim içindedir. Koruyucu aile hizmetleri yukarıda ana fikrini özetlediğimiz yönetmelik esasları çerçevesinde yürütüldüğünde çocukların biyolojik ailelerine döndürülmelerine yönelik hiçbir çalıģma yapılmamaktadır. Bu nedenle çocukla koruyucu aile arasında bir sorun yaģandığında çocuk tekrar kurum bakımına dönmektedir. Oysa amacın biyolojik aile ile koruyucu aile arasında bir etkileģim sağlamak biyolojik aileyi çocuğunu geri almaya, kurumun ailenin de çocuğu biyolojik ailesine teslime hazırlaması gerekmektedir. Oysa kurum koruyucu ailelerin yaģ ve cinsiyete göre tercihlerini esas alarak çocuğu teslim ettiğinden süreç evlat edinmenin bir alt modeli olarak iģlemektedir. Ancak burada da anne babalar çocuğunun baģkası tarafından bakılıp büyütülmesini daha sonrada 3413 sayılı yasadan yararlanması için hem kendileri almamakta hem de evlat edinmelerine izin verilmemektedir. Bu süreçte kurum çocuğun öncelikli yararını gözetecek yerde ailelerin bu istemine uymakta koruyucu ailenin çocuğun evlat edinmesine izin vermemekte direnen ailenin istekleri doğrultusunda hareket etmektedir. Bu durumda koruyucu aile çocuğun elinden alınacağı korkusunu, çocukta bağlanacağı ve güveneceği bir aile bulamama korkusunu yaģamakta, koruyucu ailesiyle biyolojik ailesi arasında kalmakta, her iki aileye karģı suçluluk duygusu yaģamasına neden olunmaktadır. 61

62 Oysa amacımız çocuğu sağlıklı yetiģtirmek olmalı, ona bakan yetiģtiren aileye çocuğuna karģı görevlerini yapmayıp ona tanınan haklardan yararlanmayı düģünen aileye bu olanağı vermemeliyiz. Bu durum aynı zamanda kurumun tüm ana hizmet modellerine ve amaçlarında belirlenen hedeflerine ulaģmasını da engellemektedir. Bu nedenle koruyucu aile hizmetlerinde iyileģtirme diğer ana hizmet modelleri olan evlat edinme kurum bakımı gibi diğer hizmet modellerinde de iyileģtirme sağlayacaktır. Bu nedenle öncelikle bir koruyucu aile yasası çıkarılması için çalıģmalara yapılmalıdır. Bu çalıģmalar sürerken de koruyucu aile yönetmeliğinde uluslararası uygulamalar paralelinde değiģiklikler yapılarak profesyonel koruyucu aile uygulamasına geçiģin dayanağı oluģturulmalıdır. Bu çalıģmada uluslararası düzenlemeler yol gösterici olarak kullanılıp, kendi insanımızın çocuğa bakıģ alıģkanlığı yok sayılmamalıdır. Evlat edinme aracılık faaliyetleri tüzüğünün 7.maddesini yerleģtirilen çocukla koruyucu aile arasında anne baba kardeģ çocuk iliģkisi gibi evlat edinmesine olanak ve kolaylık sağlayan hükümler yer almalıdır. Unutulmamalıdır ki, çocuk duyguları olan bağlanma gereksinimi olan canlı bir bireydir. Bir eģya değildir. Sana ihtiyacın olduğunda bakmayan, ancak Ģimdi isteyen ailene veriyorum Ģu ana kadar sana bakan ailenin benim için bir kıymeti yok, ben sadece soy bağına değer veririm diyemeyiz. Eğer aile gerçekten yoksul ve yoksun olduğu için çocuğuna bakamamıģ ise kuruma bıraktığı andaki koģulları kendisinin elinden olmayan nedenlerle olumsuz ise ve bu durumu düzeltip çocuğunu almak için bir çaba sarf etmiģ ise bu çocuğu koruyucu aileye belirli bir süre ve sınırlı olarak vermeliyiz. Koruyucu aileyi de çocuğu da biyolojik aileyi de bu dönem çocuğun yararına bir geçiģ dönemi olduğunu anlatarak bilgilendirerek, her üç öğeyi de destekleyerek gerçekleģtirmeliyiz. Bunun dıģında sen koruyucu ailesinin benim her istediğimde, çocuğu bana iade edeceksin bakıģ açısıyla koruyucu ailelik 62

63 sistemini çoğaltmalıyız. Sorunsuz yürütemeyiz. Çocuğun yararına bir uygulama modeline dönüģtüremeyiz. AraĢtırmaların toplumun %83 nün koruyucu aile hakkında bilgisi olmadığını göstermektedir. Doğal olarak bu tanıtımı yapacağız. Ancak her isteyenin istediği çocuğu seçip alıp, ben koruyucu aileyim demesinin de önüne geçeceğiz. Öncelikle koruyucu aile olmak isteyen aileleri ciddi bir eğitimden geçirmeliyiz. Bu aileler koruma kararı nedir? Nasıl alınır? Koruma kararı alınan çocuğun yaģadığı sarsıntı ve bunun sonuçları ile baģa çıkma becerileri konusunda bilgilendirilip eğitileceklerdir. Bu aileler çocuğun öncelikli yararı; Ayrım yapmama ilkesi, gibi temel ilkelerin yanı sıra ihmal istismar kavramlarını duygusal fiziksel cinsel ekonomik istismarın çocuğa vereceği zararları, bunlardan çocuğun korunmasına iliģkin bilgilerini edinmiģ olmalarıdır. Yine bu aileler çocuğun yaģam geliģim koruma ve katılım haklarının bir bütün olduğunu, bunları çocuklara kullandırma zorunlulukları bulunduğu bilgisine ulaģmalıdırlar. Bu Ģekilde ki bir eğitimden geçen aileler profesyonel koruyucu aile sertifikası alarak kuruma isimlerini bildirebilmelidirler. Kurumda özürlü ve suça itilmiģ çocuk alacak ailelere ise genel çocuk hakları eğitiminin yanı sıra bu çocukların özellikleri ve hakları hakkında da ayrıntılı eğitim verilmelidir. Bu tür ayrıcalıklı çocukları alacak koruyucu aileye verilecek ücret diğerlerinkinden daha fazla olmalıdır. Kurumda merkezi bir otomasyon sistemi ile bu aile nitelikleri belirlenmelidir. Kurum merkezi sistemle baģvuruları verilen çocukları ve konumlarını izleyebilmelidir. Bu sistemli çocuğun eğitim durumu ailesiyle iletiģim durumu, sağlık durumu gibi kiģisel verileri yer almalıdır. Yasa gereği üç ayda bir denetimi yapılan çocuğun raporu bu tabloda görülmelidir. Oysa bugünkü sistemde çocuğun denetini en erken 1 yılda yapılmakta 4-5 yılda denetim yapılmayan 63

64 çocuklara rastlanmaktadır. Bu süre çok uzun bir süredir. Sistemin ana yapısına aykırıdır. Yine bu sistemde ne koruyucu aileye nede biyolojik aileye bir eğitim verilmediği gibi koruyucu aileden alınıp biyolojik ailesine ya da kurum bakımına döndürülen çocuğunda bu duruma hazırlatılmadığı gözlemlenmektedir. Koruyucu aileye teslim edilen çocuğun temsil hakkı tümden göz ardı edilmektedir. ġöyle ki, TMK nun velayet vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına yönelik tüzüğünün 13.maddesi, koruma altındaki çocuklara vasi atanmasını düzenlemiģtir. Buna göre koruma kararı ile birlikte kurum müdürünün ya da onun görevlendirdiği kiģinin çocuğu vasi olarak atanmasının istenebileceğini, bu çocukların koruyucu aile yanına yerleģtirilmeleri halinde bu kiģileri vasi olarak atayabilip, eski vasinin görevine son verileceğine amirdir. Uygulamada vesayet sistemini kurum iģletmemektedir. Dolayısıyla koruyucu aile çocuğu temsil hakkını yasalara uygun bir biçimde kullanamamaktadır. Bu nedenle koruyucu aileliğin istisnalar dıģında süreli ve belirli bir takvime bağlı hizmet olarak belirlenmesi; Bu süreçte koruyucu ailenin biyolojik ailenin ve çocuğun biyolojik aileye dönüģünün kurum tarafından uzmanlarca hazırlatılması, Çocuklarla bu süreçte biyolojik aileleri ile hangi koģullarda görüģecekleri, Yine koruyucu ailenin biyolojik aile ile uyumlu bir iletiģimin koģullarının yaratılması ve her iki aileye birlikte mutlu ve sağlıklı bir çocuk büyütmenin amacı olduğu bilgisi verilmelidir. Biyolojik ailenin koruyucu aileyi koruyucu ailenin biyolojik aileyi elinden alan kiģiler ve kurumlar gibi görmesinin önüne geçmelidir. Koruyucu aile seçimi için oluģturulan, kurulda SHÇEK yetkilisinin ve sosyal çalıģmacının yanı sıra bir tarafsız koruyucu aile temsilcisi ve bu konuda çalıģmaları olan STK temsilcisi yer 64

65 almalıdır. Koyucu aile isteminin reddi halinde bunun gerekçeleri ve nedenleri aileye bildirilmelidir. Ailenin bir üst kurulda ya da yargıda karara itiraz hakkı bulunmalıdır. Ret koģullarını ortadan kaldıran aile tekrar koruyucu aile olabilmelidir. Yönetmelikte yer alan yaģ sınırının nedeni anlaģılamamıģtır. Evlat edinmedeki 30 yaģ ve 18 yaģ fark koģulu koruyucu aileye taģınabilir. Tüm bu eksiklikler giderilmeden ben yaptım olduğu mantığıyla ne koruyucu aile sayısını artırabiliriz nede çocuklarımızı koruyabiliriz. Çocuklarımızın haklarını korumak ve sağlıklı nesiller yetiģtirmek istiyorsak koruma modellerimizin temeli olan koruyucu aileliği uluslararası standartlara yükseltmeliyiz. Profesyonel koruyucu aile modeli standart eğitimlerle ülkemize getirmeliyiz. Güzel ve çocuklarımızın yararına koruma modellerini üretmek umudu ve dileğiyle saygılarımı sunuyorum. *** Yüreğinizde biriktirdiğiniz onca sevgi Özleminin duyulduğu o küçük yüreklere aksa... Daha çok yakıģmaz mıyız? Bu çağdaģ dünyaya. 65

66 Prof. Dr. Neşe EROL (Klinik Psikolog) Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk/Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Öğretim Üyesi, Koruyucu Aile, Evlat Edinme Derneği Kurucu Başkanı KORUYUCU AĠLE SĠSTEMĠ ve RUH SAĞLIĞI (Koruyucu Aile ve Çocuk ĠletiĢimi, Sorunlar ve Çözüm Önerileri) Çocukların fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan sağlıklı olarak geliģmeleri için, anne-baba ya da çocuğa bakan kiģi ile çocuk arasındaki karģılıklı sevgi bağının kurulmasının önemi yüzyıllardan beri bilinmektedir. Ancak yoksulluk, aile içi sorunlar, anne babada bedensel, ruhsal ya da zihinsel yetersizlikler, annenin ya da babanın ölümü, ihmal ya da istismar, ergen evlilikleri ya da evlilik dıģı doğumlar sonucu terkler gibi pek çok nedenle ebeveynlerin anne-babalık görevleri yetersiz kalabilmekte ve çocuk korunmasız hale gelebilmektedir. Bu durumda çocuklar devlet tarafından koruma altına alınarak farklı bakım modellerinde bü- 66

67 yütülmektedir. Günümüzde, koruma altına alınan çocuklara yönelik geliģtirilen bakım modelleri ülkelerin geliģmiģlik düzeyine göre farklılıklar göstermektedir. GeliĢmiĢ ülkelerde, akraba koruması ya da kısa vadede bakımın geçici olarak bir baģka aileye verilmesi bu sorunun üstesinden gelmek için yaygın kullanılan bir yöntemdir. Avrupa, Avustralya ve Kuzey Amerika da genel yaklaģımın kurum bakımı dıģındaki modeller olduğu bilinmektedir (Yörükoğlu 2003, ġimģek 2004, AktaĢ 2004, ÇavuĢoğlu 2004, EkĢi 2004, Erol 2004, ġimģek 2008). Ülkemizde, BaĢbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından halen çocuğun koruma altında olduğu bildirilmektedir yılı Mayıs ayı istatistiklerine göre Çocuk Evi, Sevgi Evleri, Çocuk Yuvası, Kız ve Erkek YetiĢtirme Yurdunda kalan 0-18 yaģ grubu toplam çocuk sayısı dür. Koruyucu Aile Sayısı 1.178, Koruyucu Aile Yanında Bakılan Çocuk Sayısı ise dur. Evlat Edindirilen Çocuk Sayısı , aile yanına döndürülen çocuk sayısı ise dir. Koruyucu aile sayısının yuva, yurt ve çocuk evleri sayısının çok altında olduğu görülmektedir. Yuva ve yurtlarda yaģayan çocuk sayısında geçmiģ yıllara oranla azalma olmakla birlikte halen bu sayının yüksek olduğu dikkati çekmektedir. Aile yanında bakım yerine çocuk evlerinin ve sevgi evlerinin yaygın olarak kullanılan bir yöntem olduğu izlenmektedir. Koruyucu Aile Sistemi Neden Gereklidir? Koruyucu aile sisteminde çocuğa bakım veren kiģi genelde değiģmez ve uzun sürelidir. Bu durum çocuk ile bakım veren arasında sağlıklı ve güvene dayalı bir iliģki oluģmasını sağlamakta ve çocuğun ruh sağlığını ve geliģimini olumlu yönde etkilemektedir. Ülkemizde, Arnaz tarafından 1972 yılında yapılan Koruyucu Aile Bakımındaki Çocuğun GeliĢim Özellikleri isimli araģtırmada, anne yoksunluğunun çocuğun geliģimine etkileri, koruyucu aile bakımı ve kurum bakımı açısından karģılaģtırılmıģ, koruyucu aile bakımındaki çocukların geliģim özelliklerinin kurum bakımındaki çocuklara göre daha ileri olduğu, ancak biyolojik ailesi yanındaki çocuklara göre geliģim aģamalarını daha geç 67

68 tamamladıkları belirlenmiģtir. Yine yuvada bulunan çocuklarda görülen geliģim gerilikleri ve sorunlu davranıģların bir kısmının koruyucu aile yanında kalan çocuklarda da sürdüğü saptanmıģtır. Koruyucu aile bakımı ile yuva bakımının karģılaģtırılmasına iliģkin Elhüseyni ve arkadaģları tarafından (1979) yapılan araģtırmada ise, yuva çocuklarına göre koruyucu aile yanında kalan çocukların motor, duygusal, fiziksel ve sosyal geliģimlerinin daha iyi durumda olduğu ortaya konmuģtur. Koruyucu aile sisteminde çocuk, bakım veren kiģiye kolaylıkla ulaģabilirken, kurum bakımında bu durum oldukça zordur. Koruyucu aile hizmetinde çocuğun bakım vereni ebeveyni gibi görmesi için bakım verenle çocuk arasındaki yaģ farkının az olmamasının çocuğun olumlu duygusal ve cinsel geliģimi açısından önemli olduğu belirtilmiģtir (Triseliotis, 2000). Colton (1988), 12 koruyucu aile ve 12 kurum bakımı veren kiģi ile yaptığı küçük çaplı araģtırmadan elde ettiği verileri karģılaģtırmıģ, koruyucu aile bakımında çocuk odaklı yapının daha fazla olduğunu, çocukların daha duygusal ve sosyal açıdan daha sağlıklı olduklarını gözlemiģtir. Yine koruyucu ailelerin kurum bakımı verenlere göre çocukla iliģkilerinde daha esnek, daha demokratik, ılımlı ve ödüllendirici olduklarını saptamıģtır. Çocukların koruyucu ailede birebir gözetim altında olduğu, daha sıcak ve samimi bir atmosfer içinde oldukları gözlenmiģtir. Bununla birlikte Sinclair ve Gibbs (1998) bazı çocukların koruyucu aile bakımından zarar gördüklerini ve bazen koruyucu aile sisteminde çözülmelerin söz konusu olabildiğini belirtmiģtir. Koruyucu ailenin yanlıģ seçimi, çocuk ile bakım veren arasındaki uyuģmazlık ve bunun sonucunda birlikte yaģayamamanın, koruyucu aile bakımı hizmetinin en birinci risklerinden olduğu üzerinde durulmuģtur. Uzun süreli koruyucu aile bakımı planlandığı halde iģlemeyen bu sürecin % 35 inde, kısa süreli planlanan birlikteliğin ise % 10 unda kopma olduğu bildirilmiģtir. Kurum bakımından ayrılan gençlerin, koruyucu aile bakımından ayrılanlara göre bağımsız yaģama geçmekte ve kendi kendilerine yeterli olma konusunda daha sorun yaģadıkları saptanmıģtır. Sürekli ve tutarlı birebir bakım alma, bakım verene 68

69 bağlanma, değerli olduğunu ve birisinin onu düģündüğünü hissetmenin olmadığı durumlarda gençler güven duygusu oluģturmakta sıkıntı yaģamaktadırlar. Kendilerine destek vermek isteyen insanlara da güvenmekte zorlanmaktadırlar (Jackson ve Martin 1998). Risk ve koruyucu etmenlerle ilgili yapılan araģtırmalarda da, uzun dönemli koruyucu aile bakımında olan çocukların toplumsal iliģkilerinde daha baģarılı oldukları görülmüģtür. Bu noktada uzun dönemli ve istikrarlı bakım, sürekli ve değiģmez bir iliģki, iyi standartta hizmet vermenin önemi ortaya konmuģtur (Minty, 1999). Herhangi bir nedenle korunma ihtiyacında olan kardeģler için de en iyi çözümün koruyucu aile bakımı olduğu vurgulanmaktadır. Ailelerinden ayrılmak zorunda kalmıģ çocuklar için kardeģler arasındaki bağlılık çok önemlidir. Böyle bir durumda kardeģlerin ayrılması ikinci bir parçalanma duygusu yaratır. Ancak kardeģler için koruyucu aile bulmak her zaman kolay değildir. Yine de çocukların yararı gözetilerek, gerekmedikçe kardeģler ayrılmamalı ve kurum bakımı yerine koruyucu aile bakımı tercih edilmelidir. Özel özen gösterilmesi gereken engelli çocuklar özellikleri nedeniyle korunma ihtiyacında olan çocuklar arasında bir kat daha çaresizdir. Bugün birçok kurumda engelli çocukların çok kötü koģullarda yaģamını sürdürdüğü bilinen bir gerçektir. Bu nedenle geliģmiģ ülkelerde bu çocukların daha uygun koģullarda yaģayabilmesi için istekli ve uygun aileler bulunması amacıyla özel teģvik edici programlar düzenlenmekte ve bu aileler için yardımcı hizmetler geliģtirilmektedir. Korunma gereksinmesi olan ve hasta çocuklar için de koruyucu aile bakımı uygun seçeneklerden biridir. ABD de ilk olarak 1985 yılında baģlatılan bir program bu açıdan çok çarpıcıdır. Newyork ta çok uzun bir geçmiģe sahip çocuk koruma örgütü AIDS li çocukları koruyucu aile yanına yerleģtirmeye baģlamıģtır. 69

70 Kurum Bakımı ve Koruyucu Aile Bakım Sistemlerinde DavranıĢ ve Duygusal ĠĢlevlere Yönelik AraĢtırmalar YaĢ Bebekler ve Küçük Çocuklara Yönelik ÇalıĢmalar: Anne babalarından ayrı çocuk yuvalarında yaģamak durumunda olan bebek ve küçük çocuklar geliģimsel gecikme, fiziksel gecikme, bağlılık geliģimi ve nöral atrofi açısından büyük risk altındadırlar (Bowbly 1951, Ainsworth 1979). AraĢtırmacılar, çocuklarda psikiyatrik semptomların görülme sıklığının yüksek olduğunu ve ciddi olarak uyaran yoksunluğu çeken bu yaģ grubu çocuklarda otizm benzeri davranıģların da görüldüğünü vurgulamıģlardır (Ellis ve ark., 2004, Rutter ve ark., 1999). Anne baba yerine geçebilecek süreklilik gösteren ve birebir iliģkinin olmadığı ortamlarda bebeklerin ve küçük çocukların yaģadıkları ihmalin Ģiddet ile eģdeğer olduğu da çalıģmalarla ortaya konmuģtur (Balbernie, 2001, Browne, 2002). Bilindiği gibi, bebekler ve küçük çocuklar, onları koru-yan kollayan, öpüp koklayan, kendisiyle konuģan, sinyallerine, mesajlarına uygun yanıtlar veren, duygusal olarak ulaģılabilen, duyarlı ve onlar için özel olan bir kiģiye gereksinim duyarlar. Bu kiģinin yanında rahatlayacak, kendini güvende hissedecek, çevresini keģfedecek ve güvenli bağlılıklar geliģtireceklerdir. Duyarlı bir bakım veren ve güvenli bağlılıkların beyin geliģimini desteklediği çalıģmalarla ortaya konulmuģtur. AraĢtırmalar, beyin geliģiminin en hızlı ve duyarlı döneminin 0-3 yaģlar arasında olduğunu vurgulamaktadır (Zeanah CH 2000, Zeanah P 2004). Öte yandan çalıģmalar, bebeğin sinyallerine anne tarafından verilen uygun tepkiler ve duyarlılık sayesinde bebeğin kendi duygularını düzenlemeyi öğreneceğini ve anlamaya baģlayacağını da belirtmektedir. Ancak bebeğin sinyallerine, mesajlarına verilen tepkiler düzensiz ise, duyarlılıktan yoksun ise ve süreklilik gösteren bire bir bakım veren kiģi yok ise bebek güvensiz bağlılıklar geliģtirecektir. 70

71 Kurumlarda yaģayan ya da kurum deneyiminden sonra aile yanına alınan çocuklarda bağlanma bozukluğuna iliģkin bulgular sıktır. Genel olarak karmaģık olan aile içi iliģkiler, kurum ya da koruyucu aile bakımındaki çocuklar için daha farklı bir iliģki ağı oluģturmaktadır. Koruyucu aile bakımındaki çocuklar, onlara bakan kiģilere, onların biyolojik çocuklarına, koruyucu aile bakımındaki ya da kuruluģlardaki kendi kardeģlerine ve kendi ailelerine bağlanabilirler. Kurum bakımındaki çocuklar kurumdaki çalıģanlarla, kendi aileleriyle ve kurumdaki diğer çocuklarla da bu bağı oluģturabilirler. Bu durum, birden fazla bağlanma örüntülerinin olduğunu ve ikincil bağlanma nesnelerinin de önemini ortaya koymuģtur. Kurumlardan evlat edinilen çocuklarda dezorganize ve diğer atipik bağlanma örüntüleri yüksek orandadır. BükreĢ Erken GiriĢim Projesi nde kurumlarda yaģayan çocukların bağlanma tipleri, genel örneklemle karģılaģtırılmıģtır. KarĢılaĢtırma sonucunda toplum örneklemindeki çocuklar %70 in üzerinde güvenli bağlanma gösterirken, kurum çocuklarında güvenli bağlanma oranı %20 olarak saptanmıģtır (Zeanah, 2004). Güvenli olmayan bağlanmanın ilerideki psikososyal iģlevler açısından risk faktörü olduğu bilinmektedir. Güvenli bir iliģkinin geliģmesi için çocukla koruyucu aile arasında kan bağının önemli mi? Güvenli bir iliģkinin geliģmesi için çocukla koruyucu aile arasında kan bağının önemli olup olmadığı sorusu her zaman merak edilmiģtir. Bu alandaki veriler çoğunlukla evlat edinme ile ilgili çalıģmalarda ortaya konmuģtur. Evlat edinen anne ve evlat edinilen bebek çiftinin iliģki tarzı ile kontrol grubunun iliģki tarzı birbiri ile benzerlik göstermektedir. Evlat edinilen bebeklerin orta çocukluk dönemlerinde uyum sağlamasıyla biyolojik çocukların uyum sağlaması arasında hiçbir fark bulunmamıģtır. Bu sonuçlar kan bağının güvenli iliģkinin oluģmasında gerekli olmadığını göstermiģtir. Avrupa Birliği nin, Dünya Sağlık Örgütü ve Birmingham Üniversitesi ile 2002/2003 yılları arasında iģbirliği içinde yürüttüğü ve Türkiye nin de içinde bulunduğu 33 Avrupa ülkesini kapsayan Daphne Programında yaklaģık yaģ ve altı 71

72 çocuğa yuvalarda bakım verildiği saptanmıģtır. Bu çalıģma sonunda 3 yaģ ve altında olan HĠÇBĠR çocuğun ona bire bir bakım veren bir kiģi olmadan yuvada kalmaması gereği vurgulanmıģtır. Acil durumlarda 3 aydan fazla olmamak koģulu ile yüksek-nitelikli yuvaların kullanılabileceği vurgulanmıģtır (Browne ve ark., 2005). ÇalıĢma sonuçları, mümkün olan en erken dönemden baģlayarak anne-baba-bebek iliģkisine ve bağlanma niteliğine önem verilmesinin, ailelerin duyarlı ve yanıtlayıcı olmaları açısından desteklenmesinin ve gerektiğinde müdahale edilmesinin ruhsal sorunlara karģı potansiyel bir koruyucu yaklaģım olduğunu ortaya koymaktadır. Anne babalarla bebekleri ve çocukları ile ilgili tasarımlarına iliģkin görüģmeler yapılması ve onlara da kendileri ile ilgili gerektiğinde psikolojik destek sağlanmasının önemi göz önünde tutulmalıdır. 2. Okul Öncesi ve Okul Çocuklarının Aileler ya da Bakım Verenler Tarafından Değerlendirilmeleri Ġngiltere de Rutter A ölçeği kullanılarak 5-15 yaģ grubu koruyucu aile yanında yaģayan çocuklarla yapılan bir araģtırmada, çocukların % 29 unda sorun davranıģ saptanmıģtır. Yine Ġngiltere de yapılan bir çalıģmada çocukların % 39 unda sorun davranıģ saptanmıģtır. Irak ta yapılan bir çalıģmada kuruluģta yaģayan 24 çocuk, koruyucu aile yanında yaģayan 30 çocukla karģılaģtırılmıģ ve bakım verenlere CBCL ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu ölçekleri uygulanmıģtır. ÇalıĢma sonucunda sorun davranıģlar kuruluģta yaģayan çocuklarda koruyucu aile yanında yaģayan çocuklardan daha yüksek bulunmuģtur. Ayrıca travma sonrası stres bozukluğu da yuva çocuklarında daha sık görülmüģtür. ÇalıĢma sonucunda koruyucu ailenin tedavi edici etkisinin olduğu vurgulanmıģtır (Rushton ve ark 2000, Rushton, Minnis 2002). Üstüner, Erol ve ġimģek (2005) tarafından 6-17 yaģları arasındaki çocuk ve ergenlerle yapılan bir çalıģmada, anne babalardan/çocuğa bakım verenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda bakım modellerine göre sorun davranıģların görülme sıklığı belirlenmiģtir. AraĢtırmada, biyolojik ailesi yanında yaģayan çocuklarda sorun davranıģların görülme sıklığı % 9.7, koruyucu aile yanında yaģayanlarda % 12.9, kurumda 72

73 yaģayan çocuklarda ise % 43.5 olarak saptanmıģtır. Koruyucu aile ve biyolojik ailesi yanında yaģayan çocukların sorun davranıģlarının görülme sıklığı arasında anlamlı bir farklılık bulunmazken (p>0.05), yuva ve yurtta yaģayan çocukların sorun davranıģ sıklığının anlamlı olarak yüksek olduğu saptanmıģtır (p<0.05). Ayrıca çalıģmada, koruyucu aile yanında yaģayan çocuklarda Dikkat Sorunları ve DüĢünce Sorunları diğer iki gruba göre anlamlı olarak yüksek bulunmuģtur. Sosyal Sorunlar alt testi ise hem koruyucu aile, hem de kurumda yaģayan çocuklarda, aile yanında yaģayanlardan anlamlı olarak yüksek bulunmuģtur. Kurallara KarĢı Gelme alt testi kuruluģta yaģayan çocuklarda diğer iki gruptan anlamlı olarak yüksek bulunmuģtur. KıĢla tipi kuruluģlarda yaģama ve yetiģme, çocuğun en temel gereksinmesi olan ilgi, sevgi, sıcaklık, Ģefkat ve disiplin gibi niteliklerden uzak kalmasına neden olmaktadır. Çocuğun yaģamında gereksinmesi olan süreklilik ve tutarlılık buralarda yoktur. DeğiĢen personel ve politikalarla birlikte kurallar da değiģmektedir. Bu nedenle Kurallara KarĢı Gelme alt testinin yüksek çıkması anlamlıdır. 3. Okul Çocuklarının Öğretmenler Tarafından Değerlendirilmeleri ġimģek ve Erol tarafından 2004 yılında yürütülen bir çalıģmada, 7-12 yaģları arasında yuvada büyüyen çocukların sorun davranıģları, ailesinin yanındaki çocukların sorun davranıģlarıyla karģılaģtırılmıģtır. Bu çalıģmada her iki grup için de bilgi öğretmenden elde edilmiģtir. ÇalıĢmada, yuvada büyüyen çocukların kendi ailesi ya da akrabalarıyla düzenli görüģmesi, çocuğun telefonla aranması ya da ziyaret edilmesi ve çocuğun kurumda kalıģ süresinin kısalığı ruh sağlığını koruyan faktörler olarak saptanmıģtır. Berument tarafından (2004) yapılan çalıģmada da, çocukların gönüllü ailelerinin olmasının ve bu ailelerle düzenli aralıklarla görüģmesinin çocuğun dayanıklılığını artıran en önemli faktör olduğu saptanmıģtır. Heath ve arkadaģları (1994) koruyucu aile yanında kalan çocukların da ciddi sorunları olduğunu, diğer öğrencilerle karģılaģtırıldıkları zaman akademik baģarılarının daha düģük 73

74 olduğunu, okulla ilgili uygunsuz davranıģların daha sık görüldüğünü, okula daha az devam ettiklerini ortaya koymuģtur. Üstüner, Erol ve ġimģek (2005) öğretmenlerle yaptıkları araģtırmada kuruluģta yaģayan çocukların, koruyucu aile ile ve biyolojik aile ile yaģayan çocuklardan daha fazla sorun davranıģ ortaya koyduklarını saptamıģtır. Öğretmenler de anneler/bakıcı anneler gibi kuruluģta yaģayan çocuklarda diğer iki gruba göre daha fazla sorun bildirmiģlerdir. Sorunların türüne bakıldığında ise öğretmenler DıĢa Yönelim Sorunlarını, koruyucu aile yanında yaģayan çocuklarda daha az olmakla birlikte, koruyucu aile ve kuruluģta yaģayan çocuklarda aile yanında yaģayanlardan daha yüksek olarak bildirmiģtir. Saldırgan DavranıĢlar alt testinden de hem koruyucu aile hem de kuruluģta yaģayan çocuklar yüksek puan alırken, Kurallara KarĢı Gelme alt testinden kuruluģta yaģayan çocuklar yüksek puan almıģtır. Sosyal Ġçe Dönüklük ve Somatik Yakınmalar alt testlerinden kuruluģta yaģayan çocuklar daha yüksek puan almıģtır. Çocukların okullarda daha pasif oldukları ve içlerine kapandıkları, kendilerini somatik sorunlarla ifade ettikleri saptanmıģtır. Öğretmenler, hem koruyucu aile hem de kuruluģta yaģayan çocuklarda Dikkat Sorunları belirtmiģlerdir. Yunanistan da 9-11 yaģ grubu kuruluģta yaģayan ve ailesiyle yaģayan çocukların öğretmen değerlendirmesine göre yapılan karģılaģtırmalı çalıģmada, öğretmenler kuruluģta yaģayan çocuklarda daha fazla ruhsal sorun bildirmiģlerdir. Dikkat eksikliği, hiperaktivite, sınıf aktivitelerine daha az katılım ve davranım bozukluğunun sıklıkla görüldüğünü saptamıģlardır (Vorria ve ark. 1998). Eğitimin, yüksek risk grubu çocukların ruh sağlığını koruduğu bilinmektedir. Kurum bakımı ve koruyucu aile çocuklarında eğitim beklentisinin ve akademik baģarı düzeyinin oldukça düģük olduğu belirtilmektedir (Rushton ve Minnis 2002). KuruluĢ çocuklarında okula devamsızlık ve okul sorunları sık görülmektedir. Oysa, eğitim baģarısı ruh sağlığı ve yaģam doyumu ile iliģkili bulunurken, eğitimsizlik, iģsizlik, evsizlik ve tek ebeveynlik ile iliģkili bulunmuģtur. Bakım altındaki çocukların eğitimlerindeki 74

75 baģarılarıyla iliģkili olan faktörler arasında, çocuğun bakım için en azından bir yerde sabit yaģaması, eğitime değer veren bir bakım verenin ya da ailesinin olması, dıģarıda da arkadaģlarının ve ilgi alanlarının olması, okumayı erken öğrenmesi ve okula düzenli gitmesi yer almaktadır. Çocuklara okuyan, onları kitapların ve kütüphanelerin kullanımına özendiren bakım verenler çocukların psikososyal geliģimi için çok önemli koruyucu faktörler sağlamaktadırlar. Tüm çocukları özellikle de risk altında olan kuruluģ çocuklarını ve koruyucu aile çocuklarını okullarda tutmaya özen göstermeli ve bu konularda öğretmenlere destek verilmelidir (ġimģek, Erol, Öztop,Münir 2007). 4. Ergenlere Yönelik AraĢtırmalar Ergenlere yönelik olarak yapılan araģtırmalar incelendiğinde; Ġngiltere de McCann ve arkadaģları tarafından (1996) koruyucu aile bakımında olan yaģları arasındaki 88 ergenle yürütülen çalıģmada, gençlerin % 67 sinin psikiyatrik bir bozukluğu olduğu ve özellikle davranım bozuklukları gösterdikleri ortaya konmuģtur. Garland ve arkadaģları (2001) ise bakım veren aile ve gençlerden elde edilen bilgilere dayanarak çocukların % 42 sinde psikiyatrik sorun saptamıģlardır. Dikkat Eksikliği/ Hiperaktivite en sık görülen bozukluk olarak bulunmuģtur. Altshuler ve Poertner in (2002) bir çalıģmasında kurumlarda yaģayan ergenlerin daha fazla risk aldıkları, kendilerini baģarısız kılacak yaģantılara ittikleri ve olumsuz arkadaģ etkilerine açık oldukları belirlenmiģtir. Buna karģılık, davranım bozukluğu belirtilerinin ve suç davranıģlarının yüksek oranda olduğu kurumlardan eğitimli koruyucu aile yanına verilen ergenlerin, psikiyatrik tedaviye daha olumlu yanıt verdikleri belirlenmiģtir. Auslander ve arkadaģları (2002) CBCL kullanarak yaptıkları çalıģmada koruyucu aile yanında kalan gençlerin % 25 ile % 31 inin Ġçe yönelim ve DıĢa Yönelim sorunlarında klinik düzeyde puan aldıklarını ortaya koymuģtur. McMillen ve arkadaģları (2005) tarafından 317 koruyucu aile yanında yaģayan 17 yaģ ergenlerle yapılan çalıģmada, gençlerin % 61 inde yaģam boyu psikiyatrik sorun saptanmıģtır. Bu gençlerin % 62 si sorunlarının koruyucu aile sistemine girme- 75

76 den önce baģladığını belirtmiģlerdir. Bunun yanı sıra % 37 si geçmiģte psikiyatrik bir tanı aldıklarını vurgulamıģlardır. Sorunların baģlangıç zamanı ele alındığında Ġçe Yönelim sorunlarının koruyucu aile sistemine girdikten sonra baģladığı, DıĢa Yönelim sorunlarının ise sisteme girmeden önce baģladığı saptanmıģtır. ġimģek ve Erol tarafından 2004 yılında yapılan bir araģtırmada, yetiģtirme yurdunda büyüyen yaģları arasındaki kız çocukları, ailesi yanında büyüyen kız çocukları ile annelerden/bakım verenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda karģılaģtırılmıģ ve sorun davranıģların yetiģtirme yurdu gençlerinde 5.3 kat daha fazla olduğu saptanmıģtır. YetiĢtirme yurdunda büyüyen gençler içe yönelim ve dıģa yönelim sorunları yaģadıklarını belirtirlerken, bu sıklıklar ailelerinin yanında büyüyen gençler tarafından daha düģük olarak bildirilmiģtir. Toplam Problemin görülme sıklığı ise yetiģtirme yurdunda büyüyen genç kızlarda % 35.7 iken, aile yanında büyüyenlerde % 8.7 olarak saptanmıģtır. Üstüner, Erol ve ġimģek (2005) tarafından YSR kullanılarak gençlerin kendilerinden elde edilen bilgilerin çocuk bakım sistemlerine göre puan ortalamaları karģılaģtırıldığında; Toplam Problem puan ortalamasının çocuk yuvası/yetiģtirme yurdunda büyüyen çocuklarda, koruyucu aile ve de kendi ailesi yanında büyüyen çocuklara göre anlamlı olarak yüksek olduğu saptanmıģtır (p 0.05). Ayrıca Ġçe Yönelim, DıĢa Yönelim sorunları ile tüm alt test puan ortalamasının kurumda yaģayan çocuklarda koruyucu aile ve kendi ailesi yanında büyüyen çocuklara göre anlamlı olarak yüksek olduğu saptanmıģtır (p<0.05). ÇalıĢmada gençler, annelerden/bakım verenlerden ve öğretmenlerden daha fazla sorun bildirmiģtir. Bu sonuç, ülkemizde yapılan diğer çalıģmalarla da desteklendiği gibi (Erol ve ġimģek 1998, 2000, Erol, ġimģek, Münir 2010), yabancı yayınlarda da benzer sonuçlar saptanmıģtır (Verhulst, 1995). AraĢtırma sonuçları; ailelerin, kurumların ve okulların çocuk ve ergenlerin ruh sağlığına duyarlı olmaları, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Anabilim Dalları ile iliģki içinde olmaları ve destek almaları, bekle-gör politikasını kesinlikle izlememeleri gereğini ortaya koymaktadır. Öte yandan sorunlarla bağlanma örüntüleri arasındaki iliģkilerin göz ardı edilmemesi ve çocukluk dönemindeki 76

77 duygusal deneyimlerin, kendi annelik babalıklarını etkilediği unutulmamalıdır. Yine, bağlanma örüntülerinin zaman içinde değiģebileceği de dikkate alınmalıdır. Çocuk ve Ergenlerin Beden Sağlığı Bakım Sistemlerinden Ne ġekilde Etkilenmektedir? Kurum bakımında yaģayan çocuklarda, baģta beslenme bozuklukları (yetersiz beslenme ya da aģırı beslenme/obezite) olmak üzere (% 44-59), bağırsak parazitleri (% 31), hepatit-b (% 28), anemi (% 15), dermatolojik sorunlar gibi sağlık sorunlarının sıklığının % arasında olduğu belirtilmektedir (MacLean, 2003). Amerika da akraba koruması altındaki çocuklarla yapılan çalıģmanın sonuçları, çocukların yarısının bağıģıklıklarını tam olarak kazanamadıklarını göstermiģtir ve fark edilmemiģ sağlık problemlerinin nedeninin temel bakımlarının yetersiz olmasından kaynaklandığı ileri sürülmüģtür. Ġngiltere de her çocuğun rutin bir sağlık kontrolünden geçtiği, ancak kurum bakımında, çocukların bedensel ve ruhsal sağlığının değerlendirilmesi ve tedavi edilmesinde sistemin baģarısız olduğu belirlenmiģtir (Rushton ve Minnis, 2002). Koruyucu ailelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, kurum bakımından aile ortamına geçiģ süreci yaģayan çocukların % 90 ında bedensel ve ruhsal düzeninin bozulduğu görülmüģtür. Aynı durum Ġspanya da Çocuk ve Ergen Sağlığı Enstitüsü nde Olivan Gonzalvo (2002) tarafından yapılan araģtırmaya da konu olmuģ, koruyucu aile hizmetinden yararlanan çocukların her geçen yıl sağlık problemlerinin arttığı, karmaģık ve ciddi fiziksel, zihinsel, geliģim sorunlarının yüksek oranda görüldüğü belirlenmiģtir. Yapılan bazı çalıģmalarda da korunma altına alınmadan önce de bu çocuklarda sağlık sorunlarının diğerlerine göre daha fazla olduğu saptanmıģtır. ABD kurum bakımı araģtırma ekibi (2005) tarafından Rusya da yapılan bir çalıģmada, koruma altına alınan çocukların Rusya ve ABD normlarına göre fiziksel büyüme geriliği sıklığının daha yüksek olduğu saptanmıģtır. Bu çocukların Rusya standartlarına göre % ünde, ABD standartlarına göre % inde boy ve kilo ölçümlerinin 10. persentilin 77

78 altında olduğu belirlenmiģtir. Ayrıca koruma altına alınan çocukların ailesiyle yaģamını sürdüren çocuklara göre daha fazla oranda düģük doğum ağırlıklı oldukları bulunmuģtur (The St. Petersburg-USA Orphanage Research Team, 2005). Bu nedenle çocuklara ruh sağlığı açısından olduğu kadar, dermotolojik, fizyolojik, diģ sağlığı, beslenme, bağıģıklama gibi sağlık hizmetlerinin verilmesi, yaģlarına uygun Ģekilde sağlık kontrollerinin yapılması ve çocukların bir bütün olarak sağlıklarının izlenmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Çocuk, Biyolojik Aile ve Koruyucu Aile Arasındaki EtkileĢim Koruyucu ailede esas olan çocuğun yararının gözetilmesidir. Bu nedenle koruyucu aile bakımının baģlangıcından herhangi bir nedenle sonlanmasına kadar bu bakım içerisinde yer alan kiģilerin uyumlu bir etkileģimde bulunmaları hizmetin baģarıya ulaģması için gereklidir. Bu etkileģimin sağlanması söz konusu üçlünün koruyucu aile bakımı için hazırlanmasına ve bakım iliģkisi sürecinde ortaya çıkan sorunlarda profesyonel yardım almalarına bağlıdır. Sosyal hizmet uzmanı ve ruh sağlığı profesyonelleri gerek yerleģtirme öncesinde, gerekse yerleģtirme sürecinde çocuk, biyolojik aile ve koruyucu aile ile kiģisel ya da grup çalıģmaları yaparak onları bu zor sürece hazırlamakla görevlidir. Çocuk biyolojik ailesinden ayrıldığı ve yabancı aile ile birlikte yaģayacağı için sarsıcı bir dönem geçirmektedir. Çocuk, kendi biyolojik ailesini kaybetme korkusuyla umutsuzluk yaģar, kendisini suçlar. Ancak eğer çocuk biyolojik ailesinde istismara uğramıģsa, bu duyguların yanında güvenli bir yere yerleģtirilmiģ olmanın rahatlığını yaģasa da, yine de çocuk kendisine baktığı için koruyucu aileye minnettar kalmayabilir. Çünkü biyolojik ailesinden ayrılma nedeni olarak koruyucu aileyi görüp suçlayabilir. Koruyucu aile bu durumu normal karģılayabildiğinde, çocuğun davranıģlarının nedenini anlayarak yaklaģtığında ve biyolojik ailesiyle iliģkilerini sürdürmesine yardımcı olduğunda çocuğun geliģimine de olumlu yönde katkı sağlamıģ olur. Koruyucu aileye yerleģtirilecek çocuğun bunun nedenini bilmesi biyolojik ailesi ile iliģkilerini sürdürmesi açısından önemlidir. Çoğunlukla çocuk 78

79 biyolojik ailesine geri döneceğinden, içinde bulunduğu durumu bilmelidir. Çocuk koruyucu aile ile ne kadar süre birlikte olacağını bilirse, gelecek için de gerçek umutlara sahip olur. Koruyucu aile her zaman çocuğun ailesi ile arasındaki sevgi bağını koruyabilmesi ve kuvvetlendirebilmesi için anne babanın çocuklarıyla birlikte olma isteklerine saygı göstermeli ve desteklemelidir. Koruyucu aile ile biyolojik aile arasında olumlu bir iliģki kurulması için destek programlarının uygulanması gerekmektedir. Koruyucu aileye yerleģtirme süreci boyunca çocuk mutlu görünebilir. Hatta biyolojik ailesinden ayrılmaya oldukça istekli görünebilir. Bunun nedeni çocukların arkadaģlarından ya da oyuncaklardan etkilenmesi, güvenli bir yere gereksinim duymasındandır. Ancak çocuk koruyucu aile yanına yerleģtirildikten bir ay sonra, biyolojik ailesinin yanından ayrıldığının bilincine vardığında geçmiģinin yok olduğu hissine kapılır. Diğer bir değiģle, biyolojik ailesiyle huzursuzluk yaģamıģ olsa bile, anne ve babasından uzaklaģtığı için çocuk umutsuzluk ve üzüntü hisseder. GeçmiĢte kendisini etkileyen tüm olumsuz olaylar için kendini suçlama ve düzeltemediğinden dolayı da çaresizlik hislerini yaģayan bu çocuklar, tepkilerini çeģitli Ģekillerde belirtirler. Çocuk biyolojik anne babasını bir daha ne zaman göreceği konusunda açıkça bilgilendirilip, görüģme gerçekleģtirildiği takdirde, bu yoğun tedirginlik biraz hafifleyecektir. Ona söz verilen gün ve saatte görüģmenin gerçekleģtirilmesi son derece önemlidir (Erol, ġimģek 2008). Ayrıca biyolojik ailenin çocuğuyla ilgili konularda sosyal hizmet uzmanı ile görüģmesi önem taģımaktadır. Sosyal hizmet uzmanının düzenli aralıklarla çocuğun, koruyucu ailenin ve biyolojik ailenin durumunu değerlendirerek plan hazırlaması gerekir (SHÇEK Genel Müdürlüğü, Koruyucu Aile Merkez Bürosu, 1993). Ankara da biyolojik aile ile görüģme durumunun sorun davranıģlara etkisinin incelendiği bir çalıģmada, çocukların % 82.4 ünün biyolojik ailesinin hayatta olduğu saptanmıģtır. Ailesi ile görüģmeyen çocuklarda CBCL den elde edilen Toplam Prob- 79

80 lem ve DıĢa Yönelim ile Saldırgan DavranıĢlar ve Dikkat Sorunları alt testlerinden alınan puan ortalamalarının anlamlı olarak yüksek olduğu saptanmıģtır. TRF ve YSR ölçekleri incelendiğinde ise; Toplam Problem Puanı, DıĢa Yönelim, Saldırgan DavranıĢlar, Dikkat Sorunları, Anksiyete/Depresyon ve Kurallara KarĢı Gelme (YSR) puan ortalamaları, ailesi ile görüģmeyen çocuklarda anlamlı olarak daha yüksek bulunmuģtur. Özetle her üç ölçekte de biyolojik aile ile görüģmeme durumunda Toplam Problem, DıĢa Yönelim, Saldırgan DavranıĢlar ve Dikkat Sorunları anlamlı olarak yüksek bulunmuģtur. AraĢtırmada aileleriyle görüģen çocukların daha az davranıģ ve duygusal sorunlar gösterdiği saptanmıģtır (Üstüner, Erol ve ġimģek, 2005, Üstüner 2005). ÇalıĢmada cinsel taciz, Ģiddet gibi durumlar söz konusu olduğunda kurumun etkin olması ve biyolojik aile-çocuk koruyucu aile arasında dengeyi sağlaması ve psiko-sosyal danıģmanlık hizmeti sağlamanın gerekli olduğu belirtilmiģtir. Çocuk-Koruyucu Aile ĠliĢkisi ve Koruyucu Aile ile ÇalıĢma Koruyucu aile olmak zor bir görevdir. Koruyucu ana baba ile biyolojik ana baba arasındaki rol farkı, koruyucu aile için bazı çeliģkiler doğurur. Koruyucu aile günlük yaģamda çocuğun ana babası rolünü üstlenir ve kurum adına onun bakımından sorumlu olur. Ancak biyolojik ailenin hak ve sorumluluklarına sahip değildir ve onun yerine geçemez. Onu ana babasıymıģ gibi sevecek, ancak biyolojik ana babasıyla duygusal rekabete girmeyecek kadar uzak duracaktır. Koruyucu ailenin çocuk ile iliģkisinde rolünü nasıl algıladığı çok önemlidir. Kendini bir iģ gören gibi görüyorsa bu iliģki bir iģ iliģkisine dönüģebilecektir. Bunun aksine biyolojik ailenin yerini tuttuğunu düģünüyorsa çocuğun kendi ailesi ile iliģkilerinde engelleyici bir tutum alabilecektir. Koruyucu aile kuruma karģı çocuğa hizmet götüren bir ekibin önemli bir üyesi rolündedir. Çocukla iliģkilerinde de belirlenen plana uygun olarak davranıģlarını sürdürecek ve çocuğu ailenin bir üyesi olarak yaģamına katacaktır. Koruyucu ailenin çocukla uyumlu bir iliģki yürütmesi zaman almaktadır. Sosyal hizmet uzmanının yerleģtirmedeki iģlevi de bu 80

81 uyumu oluģturmaya çalıģmaktır. Koruyucu aileler olabildiğince yerleģtirme planına baģtan dahil edilmelidir. Bu görüģmelerde çocuğun ailesiyle iliģkileri, ailenin hakları, aile ziyaretinin önemi, çocuğun ve ailenin özgeçmiģleri, özellikleri, koruyucu aile bakımının ön görülme nedenleri, dolayısıyla kurumun kendilerinden beklentileri, çocuğun beğenileri, kaygıları, düģünce ve duyguları öğrenilmelidir. Koruyucu ailelerin çocukla iliģkilerinde duygularıyla baģa çıkmaları her zaman kolay değildir. Bıkkınlığa düģmeleri, piģman olmaları olasıdır. Böyle bir durumda çocuğun tekrar örselenmesi olasılığını bertaraf etmek için koruyucu aileye duygularını ifade edebilme olanağı sağlanmalı ve destek olunmalıdır. Akraba Koruması Olarak Koruyucu Aile Bakımı Akraba koruması, çocukların kurum bakımından resmi olarak onaylanmıģ, geniģ aile üyeleri yanına yerleģtirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Resmi onaylanma Ģekli geleneksel koruyucu ailenin onaylanma biçimiyle benzerlik göstermektedir. Akraba korumasının amacı, çocukların alıģılmıģ yaģam biçimlerinde tedirgin edici değiģiklikleri azaltmak, çocukları, onlara daha yakın olan aileleri içinde tutmak, böylece onların kültürel ve etnik kimliklerini korumalarını sağlamaktır. Bu uygulamanın gerçekten çocuklara yararı olup olmayacağı ile ilgili çok fazla soru sorulmaktadır. Bu yüzden, konuyla ilgili yapılan araģtırmaların sonuçlarına odaklanılmıģtır. AraĢtırma raporları gözden geçirildiğinde ve sonuçlar karģılaģtırıldığında, akraba korumasının halen baģlangıç aģamasında olduğu, araģtırmaların sadece sorunlu örneklemleri içerdiği ve küçük çapta yapıldığı, kontrol gruplarının uygun olmadığı ve farklı sonuçları ölçtükleri saptanmıģtır. Berrick ve Barth (1994) ve Iglehart (1994) akraba bakımındaki çocukların, koruyucu aile bakımındaki çocuklardan daha az geliģimsel ve davranıģ problemleri gösterdiklerini, ancak ihmal ya da istismar edilen çocukların akrabalarından alınabileceğini vurgulamıģlardır. Çocuklara çoğunlukla anneannelerin baktığı ve koruyucu ailelere göre ge- 81

82 nelde akrabaların yaģlı, daha az eğitimli, daha dar gelirli ve sağlıklarının daha sorunlu olduğu üzerinde durulmuģtur (Dubowitz ve ark., 1994). KuĢaklararası bağlanma örüntülerinin geçiģi ile ilgili yapılan araģtırmada (Fonagy ve ark., 1991) ise, çocukların büyükanne ve büyükbabalarıyla yaģamaları konusunda uyarıda bulunulmuģtur. Çocuklarını yetiģtirmede yetersiz kalan ailelerin, kendilerine uygun bakımı sağlamayan ailelerden geldiklerinin göz ardı edilmemesi gereği üzerinde durulmuģtur. Kurum ve Koruyucu Aile Bakımının Uzun Dönemdeki Sonuçları Nelerdir? Kurum ve koruyucu aile bakımının uzun dönemdeki sonuçları incelendiğinde, genel olarak koruyucu aile bakımından yararlanan bireylerle ilgili olumlu bir tablo çizilirken, kurumda yetiģmiģ bireylerle ilgili bu olumlu tablo görülememektedir. Uzun süre koruyucu aile bakımında kalan bireylerin okulda baģarılı oldukları, baģarılı olamayanların ise bakıma girmeden önce öğrenme güçlükleri yaģadıkları saptanmıģtır. EriĢkinliklerinde yakın, sevecen, tutarlı bağlanma iliģkileri kurabildikleri gösterilmiģtir. EriĢkinlik döneminin olumsuzlukları incelendiğinde ise bu bireylerin biyolojik ailelerinde psikiyatrik bozukluklar olduğu ve bakımdan önce istismara maruz kaldıkları ortaya koyulmuģtur (Dumaret ve ark., 1997). Amerika da uzun dönem koruyucu aile bakımında kalmıģ eriģkinlerle yapılan bir baģka çalıģmada ise, bu eriģkinlerin liseyi bitirme yüzdesinin düģük olduğu, iģsizlik ve evsizlik, uyuģturucu kullanımı, tutuklanma, eģe Ģiddet uygulama ya da eģler tarafından Ģiddete maruz kalma gibi özellikler gösterdikleri saptanmıģtır (Benedict ve ark., 1996). Sonuçlardaki bu farklılıkların nedenleri bilinmemekle birlikte, bakım gören çocukların karģılaģtıkları güçlüklerin, değiģik bakım çevreleri ya da yaģanan çeģitli psikososyal sorunlara bağlı olabileceği belirtilmektedir. Çocukların kısa dönemde koruyucu aile bakımı altında olmasının sonuçları henüz pek bilinmemektedir. GeniĢ aile ya da kardeģlerle iliģki içerisinde olmak, olumlu ve destekleyici iliģkiler hem kurum bakımı hem de koruyucu aileler ile yaģayan çocuklar için koruyucu etmenlerdir. 82

83 Bakımdan ayrılan bireyin gireceği ortam onun daha sonraki iģlevlerine ne derece etki edebilir? EriĢkinin uyum sağlamasında bakımdan ayrıldıktan hemen sonraki yıllar çok önemlidir. Kurum bakımından ayrılan gençlerin, koruyucu aile bakımından ayrılanlara göre daha güç durumda oldukları belirtilmektedir. Bunun nedenleri arasında, biyolojik ailelerdeki sorunların fazla olma olasılığı gösterilmektedir. ÇalıĢmalar kurum bakımından ayrılanların koruyucu aile bakımından ayrılanlara göre yeniden bir aile bağı kurabilme yeteneklerinin daha zayıf olduğunu göstermektedir. Koruyucu aile ile kurulan iliģkiye göre kurum bakımında dönüģümlü çalıģan kiģilerle kurulan bağlanma iliģkisini sürdürebilmek kuģkusuz daha zordur. Bu gençler güvenebilecekleri ve onlara destek vermeyi öneren bir kiģi bile olmadan bakımdan ayrılıyor olabilirler. Bu korunmasız gruplar üzerinde acil olarak daha çok çalıģmaya ve onlara destek vermeye ihtiyaç vardır. Devlet desteği bu dönemde de çok önemlidir. Risk ve koruyucu etmenler üzerinde yapılan çalıģmalar, bazı çocukların daha iyi durumda olmalarının nedenini açıklamaya yardımcı olmuģtur. Uzun dönem koruyucu aile bakımında kalmak ve koruyucu aile sistemine erken girmek ve bakımdan geç ayrılmak, davranıģ sorunlarının görülme sıklığını azaltmaktadır. Genel nüfus içinde yapılan çalıģmalarda da, uzun dönemdeki olumlu sonuçları için en önemli öncüllerin çocuğun ailesiyle ya da baģkalarıyla iyi bir iliģki kurma yeteneği olduğu gösterilmiģtir. Bakım altındaki karmaģık yaģam içerisinde çocuğa iyi bir iliģki kurması ve iliģkiyi sürdürebilmesi için yardımcı olmak, amaçlanan en önemli altın standarttır. Türk Toplumu Koruyucu Aile Uygulamasından Ne Kadar Haberdar? BaĢbakanlık Aile ve Sosyal AraĢtırmalar Genel Müdürlüğü tarafından 2006 yılında yapılan bir çalıģmada koruyucu aile sistemi uygulamaları hakkında ailelerin %82,8 nin bilgisinin olmadığı ortaya konmuģtur (Gürcan 2008). Bu durumda; 83

84 Koruyucu Aile Sistemi Nasıl Güçlendirilebilir? Öncelikle toplumun bilgilendirilmesi ve farkındalığın arttırılmasına ihtiyaç vardır. Bu süreçte aģağıdaki konulara duyarlı olmak önem kazanmaktadır: Damgalama (Stigma): Gizlenebilirlik: KuruluĢlarda büyümek, koruyucu aile olmak ya da koruyucu aile yanında yaģayan çocuk olmak, evlat edinmiģ ya da evlat edinilmiģ olmak, çocuklar ve aileler tarafından gizlenmektedir. Gizlilik ve saklama çocukların ve ailelerin en belirgin baģ etme mekanizması olmuģtur. Damgalanma korkusundan dolayı aileler gereksinim duydukları sosyal desteği ve tedaviyi alamamaktadır. Gizlilik ise doğal olarak belirgin bir kaygıya yol açmaktadır. Örneğin: Yuvada büyüdüğümü anladılar mı? Durumumu açıklarsam benimle arkadaģ olurlar mı? Acaba koruyucu aile olduğumu söylesem nasıl karģılarlar? Gibi. Eğer sessizlik bir cevap olursa, çocuklar ebeveynlerinin utancını içselleģtirmekte ve bu durum yardım arayıģlarını engellemektedir. 1. Kronik durumlar: Ruhsal hastalıklar, özellikle kronik olanlar daha fazla damgalanma eğilimi taģır. Ruhsal sorunların, özellikle çocuklarda değiģebilirliği ve tedavi edilebilirliğinin bilinmesi önemlidir. Hem çocukları hem de anne babaları/ bakım verenleri ve toplumu genetik duyarlılığın değiģmezlik anlamına gelmediği konusunda bilgilendirmeli ve eğitimleri sağlanmalıdır. 3. Tehlike ve tehdit: Medya tarafından korunma gereksinimi olan çocukları tehlikeli olarak gösterme ve tehlike ile eģdeğer görme eğiliminden kaçınılmalıdır. Eğer kaçınılmazsa bu durumun damgalanmayı artırmada anahtar rol oynayacağı unutulmamalıdır. Olumsuzlukların yerine güçlülük, esneklik, cesaret ve ailelerin sebat etmesinin önemi gibi konulara ağırlık verilmelidir. 4. Kontrol edilebilirlik: KiĢisel kontrole atfedilen durumlar utanç ve öfkeye yol açmaktadır. Ruhsal sorunların belirtileri istemli ve kontrol edilebilir olarak gösterilmektedir. Bu durum damgalanmayı ve utancı artırmaktadır. Bu durumu azaltmak için 84

85 ruhsal sorunları gen defekti ve biyokimya nın ürünü olarak gösterme çabasına yönelinmiģtir (Erol, ġimģek 2008). Ülkemizde, koruma altında yaģayan çocuklarımız toplumsal yargılamalarla karģı karģıya kalmaktadır. Bireyselliklerin yok edilmesi, çocukların güçlü yanlarına odaklanmak yerine yuvalı olmasının ön plana çıkartılması ve soruna odaklanılması onları örselemektedir. Çocuklar hem toplumsal değer yargılarıyla tek baģlarına baģ etmek durumunda kalmakta, hem de bireysel güçlüklerini yaģamaktadırlar. Toplumu yuva/yurt personelini, okulları, öğrencileri, anne babaları ve tüm kesimi- bu gibi konularda duyarlı hale getirebilmek kaçınılmazdır. Ayrımcılık politikalarının damgalanmaya ev sahipliği yapmasına izin verilmemelidir. Toplumların geleceğinin çocukların kendi potansiyellerine ulaģmasına yardımcı olmaya dayandığı unutulmamalıdır. Özetle, * Koruyucu aile sisteminin toplumumuzda yaygınlaģması için toplumun bilinçlenmesini sağlayıcı nitelikte, kültürümüze özgü bilgilendirici ve eğitici programlarının geliģtirilmesine ihtiyaç vardır. * Koruyucu aile sisteminin sürekliliğinin sağlanması, sorunların erken dönemde saptanması ve çözüm üretilebilmesi için kanıta dayalı bilgilere gereksinim vardır. Koruyucu aile alanında veriler düzenli olarak toplanmalı, analiz edilmeli, öneriler geliģtirilip uygulamaya konulabilecek bir sistem kurulmalıdır. * Koruyucu aile adaylarının öncelikle yapılandırılmıģ ve standart bir eğitim almaları, eğitim sonrasında da koruyucu aile olmaya istekli olup olmadıkları belirlenmeli ve hazır olanlar sisteme dâhil edilmelidir. * Koruyucu aileye alınmadan önce çocukların bedensel, biliģsel, sosyal ve ruhsal açıdan değerlendirmeleri yapılmalı ve belirli aralıklarla bu değerlendirmeler yinelenmelidir. * Koruyucu ailelerin, çocuk ve ailesi hakkında yeterli ve tam bilgiye sahip olmaları ve çocukla birlikte yaģamaya baģlamadan önce birbirlerini tanıyacak Ģekilde bir araya gelmeleri sağlanmalıdır. 85

86 * Koruyucu aile bakımı, biyolojik ailenin yerine geçen bir hizmet türü değildir. Kimsesiz çocukların yanı sıra, ailesi olan ve çeşitli nedenlerle bir arada yaşayamayan çocukların geçici olarak bakıldığı bir hizmet modelidir. Biyolojik ailenin sorunlarını giderici yönde çalışmalar yapılmalı ve amaç çocuğun biyolojik ailesine geri dönüşü olmalıdır. Çocuk, koruyucu ailenin yanında iken biyolojik ailesiyle görüşmeli ve duygusal bağını devam ettirmelidir. Ancak bu birlikteliğin sancılı olmaması açısından çocuğun ve ailelerin desteğe ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır (Erol, Üstüner, Şimşek 2005). Çalışmalar göstermektedir ki, çocuk ve gençlerin aile ve yakınlarıyla iletişimlerinin artırılmasına yönelik çalışmaların yapılması, çocuklara problem çözme becerilerinin kazandırılması ve toplumsal kaynaklardan en üst düzeyde yararlanmalarının sağlanmasıyla sorun davranışlar azalmaktadır (Şimşek 2004, Şimsek ve Erol 2004,). Tüm bu yaklaşımlar disiplinler arası ve sektörler arası işbirliğini gerektirmektedir. Bu konularda hizmet içi eğitim verilmeli, sosyal hizmetler, üniversite ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışılmasına özen gösterilmelidir. SONUÇ Koruyucu aile sisteminin güçlü bir veri tabanının olması sağlanmalı, ailelere sürekli destek verilmeli ve eğitim olanaklarından yararlandırılmalıdır. Ruhsal sorunların erken dönemde belirlenmesi ve uygun merkezlere yönlendirilmesi için sistemin güçlendirilmesi ayrı bir öneme sahiptir. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hizmetleri nin yaygınlaģtırılması, sağlıklı, güçlü ve nitelikli baģlangıçlar için baģvuru kanallarının geliģtirilmesi ve çocukların problemlerini çözmek, ailelere ve bakım verenlere destek vermek için yeni modellerin aranmasında yarar vardır. Bebek, çocuk ve ergene sağlanan güvenli üs sayesinde yeni iletiģim kurma yolları, kendini ifade edebilme gücü ve yeni bağlanma modellerinin geliģtirilmesine olanak sağlanmalıdır. 86

87 Koruyucu ailelere ödenmesi gereken ücret ve aile eğitimlerinin düzenli ve sürekli olması hedeflenmelidir. Amaç çocuğa geli- Ģimini sağlayabileceği ve tedavisinin yapılabileceği, güvenilir bir ortam sağlanmasıdır. Sosyal hizmetler, eğitim ve sağlık sistemleri arasındaki iģbirliği çocukların ve toplumun kazanımı olacaktır. Politika belirleme açısından her ülke potansiyel bakım verenleri dikkatli bir Ģekilde seçmek, standartları belirlemek, çocukların haklarını güçlendirmek, çocukları dinlemek ve onların savunuculuğunu yapmak zorundadır. Sonuç olarak korunma gereksinimi olan çocuklar sorununa kanıta dayalı ve geliģimsel özelliklere duyarlı bulgular ıģığında, disiplinler arası yaklaģımla çözüm aranması, aile temelli modellerin geliģtirilmesi çocuklarımızın haklarının korunması açısından önem taģımaktadır. KAYNAKLAR Ainsworth MD (1979) Infant-mother attachment. American Psychologist, 34: AktaĢ AM (2004) Türkiye de Korunmaya Muhtaç Çocuklar ve Çalışan Personel. Koruma Altındaki Çocuklar Prof.Dr. Mualla Öztürk Anısına XVII. Sempozyum Sunuları ġubat 2004 (Yayına hazırlayan Runa Uslu). Ankara Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yayınları. Yayın no: IX. Ankara Üniversitesi Basımevi, Altshuler S, Poertner J (2002) The child health and illness profileadolescent edition: Assessing well-being in group homes and institutions. Child Welfare, 81,3; Arnaz Z (1972) Koruyucu Aile Bakımındaki Çocuğun Gelişim Özellikleri, Ana Yoksunluğunun Çocuk Gelişimine Etkileri Açısından Koruyucu Aile Bakımının, Kurum Bakımı İle Karşılaştırılmalı İncelenmesi. Öğretim Üyeliği Tezi H.Ü.Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu. BaĢbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, Ulusal Eylem Planı. (shcek@gov.tr). EriĢim Tarihi: Balbernie R (2001) Circuits and circumstances: The neurobiological consequences of early relationship experiences and how they shape later behavior. Journal of Child Psychotherapy, 27:

88 Benedict MI, Zuravin S, & Stallings RY (1996) Adult functioning of children who lived in kin versus non-relative family foster homes. Child Welfare, 75, Berument SK (2004) Yuva Çocuklarında Dayanıklılığı ve Davranış Sorunlarını Yordayan Etmenler. Koruma Altındaki Çocuklar; Prof. Dr. Mualla Öztürk Anısına XVII. Sempozyum Sunuları ġubat 2004 (Yayına hazırlayan Runa Uslu). Ankara Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yayınları. Yayın no: IX. Ankara Üniversitesi Basımevi, Berrick JD, Barth RP (1994) Research on kinship foster care: What do we know? Where do we go from here? Children and Youth Services Review, 16: 1-5. Bowlby J (1951) Maternal care and mental health. Geneva: World Health Organization. Brown SL, Wright J (2001) Attachment theory in adolescents and its relevance to developmental psychopatology. J Child Psychol Psychotherapy, 8: Browne KD (2002) Child Protection. In: Rutter M, Taylor E (Eds.). Child and Adolescent Psychiatry, 4th Edition. Blackwell Science, Browne KD, Giachtitsis CH, Johnson R ve ark. (2005) European Commission Daphne Programme in collaboration with the World Health Organization Regional Office for Europe & The University of Birmingham, UK. Mapping the number and characteristics of children under three in institutions across Europe at risk of harm. Birmingham, UK. Chamberlain P, Weinrott M (1990) Specialized foster care: treating seriously emotionally disturbed children. Children Today, 19: Colton M (1988) Dimensions of Substitute Child Care, 1st edition Avebury, Aldershot. ÇavuĢoğlu T (2004) Kazım Karabekir ve Savaş Çocukları. Sosyal Hizmet Sempozyumu 2004: Türkiye de Sosyal Hizmet Uygulamaları Ġhtiyaç ve Sorunlar. 4-6 Kasım 2004, Alanya. BaĢkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü, Bildiri Özetleri,

89 Dubowitz H, Feigelman S, Harrington D ve ark. (1994) Children in kinship care: how do they fare? Children and Youth Services Review, 16: Ellis HD, Fisher PA, Zaharie S (2004) Predictors of disruptive behavior, developmental delays, anxiety, and affective symptomatology among institutionally reared Romanian children. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 43: EkĢi A (2004) Koruma altında çocuklar; Dünyada beģ kıtanın çeģitli ülkelerinden örnekler- Koruma Altındaki Çocuklar- ġubat 2004 (Yayına hazırlayan Runa Uslu). Ankara Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yayınları. Yayın no: IX. Ankara Üniversitesi Basımevi, Elhüseyni R, TaĢ S, Demir KC ve ark. (1979) Koruyucu Aile Bakımının Kurum Bakımı İle Karşılaştırılmasına Dair Bir Araştırma. YayımlanmamıĢ Lisans Tezi. H.Ü.Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu. Erol N, SimĢek Z (1998) Türkiye Ruh Sağlığı Profili: Çocuk ve Gençlerde Ruh Sağlığı: Yeterlik alanları, davranıģ ve duygusal sorunların dağılımı. N. Erol, C. Kılıç, M Ulusoy, M Keçeçi, Z ġimsek (Eds.). Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu. T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Eksen Tanıtım Ltd.ġti. Ankara, Erol N, ġimsek Z (2000) Mental Health of Turkish Children: Behavioral and Emotional Problems Reported by Parents, Teachers and Adolescents. In: Singh N, Leung JP, Singh AN (Eds.). International Perspectives on Child and Adolescent Mental Health. Elsevier Science Lt, Erol N (2004) Yuva, Yetiştirme Yurtları Sorunun mu Yoksa Çözümün mü Parçası? Koruma Altındaki Çocuklar; Prof. Dr. Mualla Öztürk Anısına XVII. Sempozyum Sunuları ġubat 2004 (Yayına hazırlayan Runa Uslu). Ankara Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yayınları. Yayın no: IX. Ankara Üniversitesi Basımevi, Erol N, ġimģek Z, Üstüner S (2005) Çiçekli Dünyamda Elimi Yalnız Bırakma; Dünyada ve Türkiye de Çocuk Koruma Sistemleri; Kurum Bakımı, Koruyucu Aile ve Evlat Edinme. Ümit Matbaacılık. Ankara. Erol, ġimģek (2008). Korunma gereksinmesi olan çocuklar: Kurum bakımı ve koruyucu aile sistemi. N. Erol (Ed). Koruyucu Aile, Ev- 89

90 lat Edinme Hizmetleri ve Ruh Sağlığı. Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, Erol N, ġimģek Z, Münir K. Mental health of adolescents reared in institutional care in Turkey: Challenges and hope in the twenty-first century. European Child and Adolescent Psychiatry Feb;19(2): Fonagy P, Steel H, Steele M (1991) Maternal representations of attachment during pregnancy predict the organization of infantmother attachment at one year of age. Child Dev, 62: Garland AF, Hough RL, McCabe KM ve ark. (2001) Prevalence of psychiatric disorders in youths across five sectors of care. J Am Acad Child Adolesc Pychiatry, 40: Gürcan A. (2008) Türk toplumunda koruyucu aile ve evlat edinme hizmetlerine iliģkin bakıģ açısı ve yaklaģımı. N. Erol (Ed). Koruyucu Aile, Evlat Edinme Hizmetleri ve Ruh Sağlığı. Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, Heath AF, Colton M, Aldgate J (1994) Failure to Escape: A Longitudinal Study of Foster Children s Educational Attainment. British Journals of Social Work, 24: Iglehart AP (1994) Kinship foster care: Placement, service and outcome issues. Children and Youth Services Review, 16: Jackson S, Martin PY (1998) Surviving the care system: education and resilience. Journal of Adolescence, 21: Koruyucu Aile Yönetmeliği ( ), Resmi gazete: MacLean K (2003) The impact of institutionalization on child development. Development and Psychopathology, 5: McCann JB, James A, Wilson S, Dunn G (1996) Prevalence of psychiatric disorders in young people in the care system. British Medical Journal, 313: McMillen JC, Zima BT, Scott DL ve ark. (2005) Prevalence of Psychiatric Disorders Among Older Youths in The Foster Care System J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 44: 1, Minty B (1999) Outcomes for long-term foster family care. J Child Psychol Psychiatry, 40:

91 Olivan Gonzalvo G (2002) (DROLIVAN@santandersupernet.com). Professional health care for foster care EriĢim Tarihi: Rushton A, Dance C, Quinton D (2000) Findings from a UK based study into late permanent placements. Adoption Quaterly, 2: Rushton A, Minnis H (2002) Residential and foster family care In: Rutter M., Taylor E (Eds.). Child and Adolescent Pschiatry, Fourth Edition, Rutter M, Anderson-Wood L, Beckett C ve ark. (1999) Quasi-autistic patterns following severe early global privation. J Child Psychol Psychiatry, 40: Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı-Sağlık Hizmetlerinde 50 Yıl. Ankara, 1973, Seltzer MM, Blocksberg LM (1987) Permanency planning and its effects on foster children: a review of the literature. Social Work, 32: Sinclair I, Gibbs I (1998) Children s Homes: a Study in Diversity. Wiley, Chichester. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü (SHÇEK Genel Müdürlüğü) (2004). ġimģek Z, Erol N (2004) Kurum bakımının ergen ruh sağlığına etkisi. Sosyal Hizmet Sempozyumu 2004: Türkiye de Sosyal Hizmet Uygulamaları Ġhtiyaç ve Sorunlar. 4-6 Kasım 2004, Alanya. BaĢkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü, Bildiri Özetleri, 75. ġimģek Z (2004) Kurum bakımı ve çocuk ruh sağlığı; kurum bakımı altındaki çocukların sorun davranıģlarını yordayan faktörler. Sosyal Hizmet Sempozyumu 2004: Türkiye de Sosyal Hizmet Uygulamaları Ġhtiyaç ve Sorunlar. 4-6 Kasım 2004, Alanya. BaĢkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü, Bildiri Özetleri, 49. ġimģek, Z (2004) Massachusetts koruyucu aile sistemi deneyimleri, Sosyal Hizmet Sempozyumu Türkiye de Sosyal Hizmet Uygulamaları Ġhtiyaç ve Sorunlar. 4-6 Kasım 2004, Alanya. BaĢkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü, Bildiri Özetleri,

92 ġimsek Z, Erol N, Öztop D, Münir, K (2007) Prevalence and predictors of emotional and behavioral problems reported by teachers among institutionally reared children and adolescents in Turkish orphanages compared with community controls; Children and Youth Services Review, 29: Triseliotis J (2000) Delivering Foster Care. British Agencies for Adoption and Fostering, London. The St. Petersburg-USA Orphanage Research Team (2005) Characteristics of children, caregivers, and orphanages for young children in St. Petersburg, Russian Federation. Applied Developmental Psychology, 26: Üstüner S (2005) Koruyucu Aile Bakımı Altındaki Çocukların Ruh Sağlığı. YayımlanmamıĢ Disiplinler Arası Sosyal Psikiyatri Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Üstüner S, Erol N, ġimģek Z (2005) Koruyucu aile bakımı altındaki çocukların davranıģ ve duygusal sorunları. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi, 12: Verhulst FC (1995) A review of community studies In: Verhulst FC, Koot HM (Eds.). The Epidemiology of Child and Adolescent Psychopathology. Oxford Medical Publications, Vorria P, Rutter M, Pickles A ve ark. (1998) A comparative study of Greek children in long term group care and in two-parent families: I. Social, Emotional, and Behavioral differences. J Child Psychol Psychiatry, 36: Wolkind S, Rutter M (1973) Children who have been "in care"- an epidemiological study. J Child Psychol Psychiatry, 14: Yörükoğlu A (2003) Koruma altındaki çocuklar ve hakları. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi,10: Zeanah CH (2000) Disturbances of attachment in young children adopted from institutions. Journal of Developmental & Behavioral Pediatrics, 15: Zeanah CH (2004) Bağlanma süreci ve kurumlarda yaşayan çocuklarda bağlanma bozuklukları. Prof. Dr. Mualla Öztürk Anısına XVII. Sempozyum Sunuları ġubat 2004 (Yayına hazırlayan 92

93 Runa Uslu). Ankara Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yayınları. Yayın no: IX. Ankara Üniversitesi Basımevi, Zeanah P (2004) Bebeklerin psikososyal gelişiminin desteklenmesi ve aile bütünlüğünün korunması. Prof. Dr. Mualla Öztürk Anısına XVII. Sempozyum Sunuları ġubat 2004 (Yayına hazırlayan Runa Uslu). Ankara Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yayınları. Yayın no: IX. Ankara Üniversitesi Basımevi, *** Gözler ne kadar zamanda alıģır karanlığa, Ya! Minicik yürekler sevgisizliğine soğuğun, Her gün karakıģ mı olmalı anayı babayı yitirenlere, Haydi bir nisan sabahı tut elinden Bak nasıl da gülücükler açtı yüzünde 93

94 Ceyda DEDEOĞLU Unicef Çocuk Koruma Program Sorumlusu UNĠCEF ÇOCUK KORUMA PROGRAMINDA KORUYUCU AĠLE Bugün *Unicef çocuk koruma bakıģ açısı *Aile Tipi Bakım/Koruma sistemleri ve uluslar arası ilkeler *Türkiye 94

95 Çocuk korumayı bir örümcek ağına benzetmek biraz abartı gibi görünebilir; ancak, ağı sistem tasarımı ve mühendislik açısından düģündüğünüzde bu tür bir karģılaģtırmanın geçerli olduğu konusunda fikrime katılabilirsiniz. Bir örümcek, bir ağaçtaki yada çalılıktaki sabit noktalara çok sayıda ip tutturarak ağını örer. Daha sonra örümcek, bu benzer ağ modeline yüzlerce ip eklemeye devam eder. Tüm bu ipler sistemi birbiriyle bağlantılıdır, böylece, bir sinek ağa yakalandığında, sineğin varlığı karģısında tüm yapı hareket eder. Bu hareket, sineğin ağın neresinde yakalandığından bağımsız olarak gerçekle- Ģir, tüm yapı güzelce tasarlanmıģ bir sistem olarak hareket eder. Tek tek iplerden oluģan ve bu iplerin birbirinden bağımsız hareket ettiği bir sinek yakalama sistemi bu kadar güçlü ve etkili olamaz. Örümcek aç kalır! 95

96 Korunma Ġçin Koruyucu Ortam Çocukların istismar ve sömürüden korunmasını garanti etmek adına çocuklardan, sağlık çalıģanlarına; hükümetlerden, özel sektör çalıģanlarına kadar herkesin üstüne düģen sorumlulukları yerine getirdiği ortamdır. Korunma haklarının yerine getirilmesinde hükümetlerin taahhüdü: sosyal yardım politikaları, yeterli bütçeler ve uluslararası belgelerin kamu tarafından kabul edilip onanmasını içerir. Yasama ve yürütme: yeterli bir yasama çerçevesi, bu çerçevenin tutarlı bir Ģekilde uygulanması, hesap verebilirlik ve ceza muafiyeti olmamasını içerir. Tutumlar, gelenekler, görenekler, davranış ve uygulamalar: zarar verici uygulamaları kınayan ve koruyucu uygulamaları destekleyen sosyal norm ve gelenekleri içerir. Medya ve sivil toplumun katılımını içeren açık tartışma: sessiz kalmayı hükümetlerin taahhütlerini güvence altına almanın önün- 96

97 deki baģlıca engellerden biri olarak kabul eder; olumlu uygulamaların desteklenmesini ve çocukların ve ailelerin katılımının sağlanmasını içerir. Çocukların yaşam becerileri, bilgi ve katılımı: hem kız hem de erkek çocukların, kendi korunma haklarıyla ilgili bilgilerini ve risklerden kaçınma ve risklere müdahale etme yollarını kullanarak kendi korunmalarında birer aktör olmalarını içerir. Çocukla tema içinde olanların kapasitesi: çocukları korumak için ailelerin ve toplum üyelerinin, öğretmenlerin, sağlık ve sosyal hizmet çalıģanlarının ve polisin ihtiyaç duyduğu bilgi, motivasyon ve desteği içerir. Temel ve Hedeflenmiş Hizmetler: Çocukların hiçbir ayrımcılık gözetmeksizin hakları olan temel sosyal hizmetler, sağlık ve eğitimi ve ayrıca Ģiddet ve sömürünün önlenmesine yardımcı olan ve Ģiddet, istismar veya aileden ayrılma durumlarında bakım, destek ve yeniden topluma kazandırma yardımı sağlayan özel hizmetleri içerir. İzleme ve gözetim: veri toplama gibi etkili izleme sistemlerini ve trend ve yanıtların gözetimini içerir. Alternatif Bakım ve Çocuk Hakları Her çocuğun ailesi ya da bir aile tarafından bakılmaya hakkı vardır. Çocuğun artık bir ailesi yoksa, ailesinden ayrılmıģsa ya da ailesi ile birlikte olması çocuğun geliģimi ve sağlığı için tehlike oluģturuyorsa alternatif bakım hakkı vardır. ÇHS nin 20. maddesi koruyucu aile, Ġslam Hukuku nda kefalet, evlat edindirme ve diğer seçenekler uygun olmuyorsa bakım kuruluģuna yerleģtirmeyi tanımlar. UNICEF, tüm dünyada çocuk bakım sistemlerinin iyileģtirilmesine yönelik yaptığı çalıģmalar kapsamında kurum bakımının son çare olarak düģünülmesi; var olan kurumlardaki 97

98 çocuk sayısının alternatif yöntemlerin geliģtirilmesi ile azaltılması için çalıģmaktadır. Bu grafik bize birkaç iyi haber de veriyor. Bu grafiğe göre, yeni aile tabanlı hizmetlere yerleģtirilen çocuklar arasında formel bakım hizmetlerine ihtiyacı olanların sayısında bir artıģ var. Demek ki reform bazı yeni hizmetlerin, özellikle kurumsal bakıma alternatif olabilecek hizmetlerin geliģimini desteklemiģtir. Aynı zamanda yatılı bakım hizmetinden yararlanan çocukların sayısı oldukça sabittir. Bununla birlikte ilerlemedeki eksiklik formel bakım alan çocukların bununla hem kurumsal bakım hem de aile tabanlı bakımı kastediyorum- genel oranında yatmaktadır. Bu oran bize ailelerinden ayrılan çocukların eğilimlerini gösterir ki bu da çocukların aileden zarar görebilirliklerinin göstergesidir. Aslında, formel bakıma yerleģtirilip ailelerinden ayrılan çocuk sayısı dönüģümün baģındakinden daha fazladır. Açıkça görülüyor ki aileden ayrılmayı önleyecek aile ve çocuk destek hizmetleri ve sosyal koruma politikaları geliģtirme çabaları yeterli olmamıģtır. Bu aynı zamanda yeni hizmetlerin geliģtirilmesi, varolan hizmetlerden faydalanan çocukları özel 98

99 olarak hedeflememiģ hizmetlerin geliģtirilmesi, anlamına da gelebilir. Bu verileri daha detaylı incelersek, yatılı bakım hizmeti alan çocukların üçte birinden fazlasının engelli olarak sınıflandırıldığını görürüz. Bu oran geçtiğimiz 15 sene içerisinde dikkat çekecek derecede sabit kalmıģtır. Bu da, bu çocuklar için yatılı olmayan alternatifler açısından çok az Ģey yapıldığını ve bu çocukların ihtiyaçlarının sürmekte olan yeniliklerde büyük ölçüde görmezden gelindiğini gösterir. Üç yaģın altındaki çocuklar bakım konusunda önemli bir grubu oluģtururlar. Bu gruba sürmekte olan yeniliklerde gereken öncelik verilmemiģtir. Bu çocuklar genellikle doğrudan yenidoğan servisinden gelen çocuklardır ve hemen evlat edinilmezlerse (çoğu da gerçekten evlat edinilebilir değildir), bakım hizmetlerinde, tüm hayatları boyunca değilse de, uzun süre kalmak durumundadırlar. Böylelikle, üç yaģın altındaki çocuklar için yatılı bakım çok zararlıdır ; formel bakım sisteminde çocuk oranını (gelen çocuk sayısını) ciddi biçimde azaltmak istiyorsak, üç yaģın altındaki çocukların kurumsallaģtırılmasını ve bu çocukların ailelerinden ayrılmalarını engellemek stratejik tercihimiz olmalıdır. Aile temelli bakım X Kurum bakımı Neden hala kurum bakımı? Romanya, Ukrayna, Moldova ve Rusya (2005): Kurum bakımı çocuğun aile yanında desteklenmesinden 6 kat, profesyonel koruyucu aile sisteminden 3 kat pahalı bir yöntem. Kapsamlı çalıģma gerekiyor. Aile temelli koruyucu alternatifler kapsamlı sistemlerin kurulmasını gerektirir: - SeçilmiĢ ve eğitilmiģ aileler - Çocuğun hangi tip hizmetten faydalanacağının değerlendirilmesi ve bakım veren ile devletin sorumluluklarının netleģtirilmesi için gerekli yasal, politik ve sürece yönelik çerçevelerin belirlenmiģ olması 99

100 - Minimum standartların ve bakım/koruma planlarının oluģturulması, izleme ve teftiģ servislerinin olması - Bakım veren/koruyucu ailenin ekonomik kaynakları olduğunu garantileyecek destekleyecek sosyal koruma mekanizmalarının olması - Çocuğun iyi bakıldığı ve korunduğunu garantileyecek teknik ve sosyal desteği sağlanması - Çocuğu, alternatif bakımı sağlayan ailesini ve biyolojik ailesini desteklemeye yeterli sayıda sosyal hizmet uzmanının olması - Toplumun her seviyesinde aile-temelli bakımın desteklenmesi için bilinç arttırıcı kampanyaların olması 100

101 Çocuklar için Alternatif Bakım KoĢulları Konusunda Kılavuz Ġlkeler (2009) Çocuklar için Alternatif Bakım KoĢulları Konusunda Kılavuz Ġlkeler (2009) Ulusal ve yerel bazda çocuk koruma sistemlerinin tasarımı ve uygulamaları ailelerin kendi çocuklarına bakabilmesini ve gerekli olduğu durumlarda çocukların olumlu bakım alternatiflerine ulaģabiliyor olmasını garantileyebilecek bir sisteme dönüģtürülmelidir: Kaynak aktarımı Ulusal stratejiler Yasal düzenlemeler Standartlar 101

102 Türkiye? UNICEF Türkiye Koruyucu ailelere yönelik eğitim programı / SHÇEK *Ebeveyn Bakımından Yoksun Çocuklara Yönelik Minimum Standartların Ġzlenmesi / SHÇEK * Çocuk Koruma Stratejisi / Adalet Bakanlığı * Erken Uyarı ve Yönlendirme Sisteminin GeliĢtirilmesi / MEB * ġiddetin Önlenmesi Eylem Planı / SHÇEK Koruyucu Aile Eğitim Modülleri Temel eğitim programlarına ekler 102

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale Prof. Dr. Serap NAZLI Okul psikolojik danışmanları okullarda hangi PDR etkinliklerini uygular? PDR etkinliklerinin genel amacı nedir? Doğrudan-Dolaylı Müdahaleler

Detaylı

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: YAŞAM ÖYKÜSÜ ADI: TARĠH: Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: Mesleği: Sağlığı: Eğer vefat etmiģse ölüm yaģı: O zaman siz kaç yaģındaydınız: Ölüm Nedeni: Anne: Adı: YaĢı: Mesleği:

Detaylı

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ 18 Temmuz 2018 Harran Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu Osmanbey YerleĢkesi, ġanlıurfa Harran Üniversitesi Kalite Koordinatörlüğü

Detaylı

ĠSHAKOL. Ġġ BAġVURU FORMU. Boya Sanayi A.ġ. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız. No:.. ÖNEMLĠ NOTLAR

ĠSHAKOL. Ġġ BAġVURU FORMU. Boya Sanayi A.ġ. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız. No:.. ÖNEMLĠ NOTLAR Ġġ BAġVURU FORMU ĠSHAKOL Boya Sanayi A.ġ. No:.. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız ÖNEMLĠ NOTLAR 1. BaĢvuru formunu kendi el yazınızla ve bütün soruları dikkatli ve eksiksiz olarak doldurup, imzalayınız. ĠĢ

Detaylı

S. NO İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KİŞİ VE KURULUŞLAR

S. NO İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KİŞİ VE KURULUŞLAR 1 2 DR.FEVZİ-MÜRÜVET UĞUROĞLU ORTAOKULU 2016-2017 / 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILLARI EĞİTİM ORTAMLARINDA UYUŞTURUCU KULLANIMI VE BAĞIMLILIK İLE MÜCADELE EYLEM PLANI Eğitim ortamında ortamlarında uyuģturucu

Detaylı

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) Düzenleme Tarihi: Bingöl Üniversitesi(BÜ) Ġç Kontrol Sistemi Kurulması çalıģmaları kapsamında, Ġç Kontrol Sistemi Proje Ekibimiz

Detaylı

www.binnuryesilyaprak.com

www.binnuryesilyaprak.com ÇOCUKLA VE ERGENLE ĠLETĠġĠM (Anababa eğitim semineri) Prof. Dr. Binnur YEġĠLYAPRAK Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Onursal Başkanı

Detaylı

OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi

OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3 Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi KGRP de 5 Ana Müdahale Doğrudan müdahaleler: 1. Psikolojik danıģma 2. Sınıf rehberliği Dolaylı müdahaleler: 3. Konsültasyon

Detaylı

TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL

TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL 21 MART 2011 HOġ GELDĠNĠZ IFAC in Sayın Başkanı, Kurul Üyeleri, Dünyanın dört bir yanından gelmiş

Detaylı

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ FELSEFESİ,TEMEL İLKELERİ,VİZYONU MEHMET NURİ KAYNAR TÜRKIYE NIN GELECEK VIZYONU TÜRKĠYE NĠN GELECEK VĠZYONU GELECEĞIN MIMARLARı ÖĞRETMENLER Öğretmen, bugünle gelecek arasında

Detaylı

EV EKSENLĠ ÇALIġMA; Kadınlar Neden Ev Eksenli ÇalıĢıyor?

EV EKSENLĠ ÇALIġMA; Kadınlar Neden Ev Eksenli ÇalıĢıyor? EV EKSENLĠ ÇALIġMA; Kadınlar Neden Ev Eksenli ÇalıĢıyor? Ev Eksenli ÇalıĢmanın Sorunları ve Olası Çözüm Yolları Gül ERDOST-Ev Eksenli ÇalıĢan Kadınlar ÇalıĢma Grubu BĠZ KĠMĠZ? Ev-eksenli çalıģanlardan

Detaylı

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ EYLEM PLANI (2012-2014) İSTİHDAM-SOSYAL KORUMA İLİŞKİSİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ EYLEM PLANI (2012-2014) İSTİHDAM-SOSYAL KORUMA İLİŞKİSİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ 1. Sosyal yardımlar hak temelli ve önceden belirlenen objektif kriterlere dayalı olarak sunulacaktır. 1.1 Sosyal Yardımların hak temelli yapılmasına yönelik, Avrupa Birliği ve geliģmiģ OECD ülkelerindeki

Detaylı

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Ceza Ġnfaz Kurumlarında Madde Bağımlılığı Tedavi Hizmetleri Serap GÖRÜCÜ Psikolog YetiĢkin ĠyileĢtirme Bürosu Madde bağımlılığını kontrol altında

Detaylı

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Pediatri Bölümü nde Tedavi Gören Çocuklarla HAYAT BĠR ARMAĞANDIR PROJESĠ

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Pediatri Bölümü nde Tedavi Gören Çocuklarla HAYAT BĠR ARMAĞANDIR PROJESĠ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Pediatri Bölümü nde Tedavi Gören Çocuklarla HAYAT BĠR ARMAĞANDIR PROJESĠ Amaç ve Ġçerik Projenin temel amacı hastanede tedavi gören çocuklar ve bu dersi seçen öğrenciler

Detaylı

Aile büyüklerinizi beş yıldızlı yaşam evimizde ağırlıyoruz. www.viphuzurevi.com

Aile büyüklerinizi beş yıldızlı yaşam evimizde ağırlıyoruz. www.viphuzurevi.com Aile büyüklerinizi beş yıldızlı yaşam evimizde ağırlıyoruz www.viphuzurevi.com Davetler, toplantılar Aile büyüklerinin özel ihtimam ve ilgiye ihtiyacı var. Ancak yaģadığımız yoğun iģ ve seyahat temposunda

Detaylı

G Ü Ç L E N İ N! Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education

G Ü Ç L E N İ N! Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak finanse edilmektedir. Spor Eğitimi Yoluyla Sosyal Katılımın

Detaylı

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Amaç ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Madde 1- Ankara Çocuk Dostu ġehir Projesinin amacı Ankara yı; Çocuk Hakları SözleĢmesini

Detaylı

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR İlknur M. Gönenç Erkek diģi sorulmaz, muhabbetin dilinde, Hak kın yarattığı her Ģey yerli yerinde. Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok, Noksanlıkla eksiklik, senin

Detaylı

AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ. 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ

AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ. 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ 2009 1 Ocak-30 Haziran BAġVURU Başvuru Psikolog 1060 Hukuk 234 Eğitim 433 Psikiyatri 129 Toplam (BaĢvuru formu dolduran ) 1329

Detaylı

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi ÇOCUK ÇEVRE ĠLIġKISI Ġnsanı saran her Ģey olarak tanımlanan çevre insanı etkilerken, insanda çevreyi etkilemektedir.

Detaylı

ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK YURTİÇİ KARGO

ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK YURTİÇİ KARGO ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK YURTİÇİ KARGO ALĠ ARIMAN:2008463007 OSMAN KARAKILIÇ:2008463066 MELĠK CANER SEVAL: 2008463092 MEHMET TEVFĠK TUNCER:2008463098 ŞİRKET TANITIMI 1982 yılında Türkiye'nin ilk

Detaylı

Öğretim araç ve gereçlerinin reformu

Öğretim araç ve gereçlerinin reformu Öğretim araç ve gereçlerinin reformu Hamburglu öğrenciler için daha çok yeni kitap Önemli sorulara yanıtlar burada! Freie und Hansestadt Hamburg Behörde für Bildung und Sport Hamburg Senatosu kararlaştırdı:

Detaylı

MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Mustafa Kemal Üniversitesi

Detaylı

GÖNÜL ELÇİLERİ İÇİN KORUYUCU AİLE

GÖNÜL ELÇİLERİ İÇİN KORUYUCU AİLE GÖNÜL ELÇİLERİ İÇİN KORUYUCU AİLE GÖNÜL ELÇİLERİ İÇİN KORUYUCU AİLE Bu kitap, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Aile Yanında Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından kurulan Kitap Hazırlama Komisyonunca

Detaylı

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Ulusal ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin kuruluģ amacını,

Detaylı

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ BAġARILI YÖNETĠMDE ĠLETĠġĠM Hastane İletişim Platformu Hastane ĠletiĢim Platformu Nedir? Bu

Detaylı

Çocuk bakım kanunu nun değişmesi ile engelli çocukların teşvikini genişletmek ve düzeltmek mümkünleşmiştir.

Çocuk bakım kanunu nun değişmesi ile engelli çocukların teşvikini genişletmek ve düzeltmek mümkünleşmiştir. Çocuk bakım kanunu nun değişmesi ile engelli çocukların teşvikini genişletmek ve düzeltmek mümkünleşmiştir. Broşürümüz yüksek teşvik ihtiyacı bulunan çocukların değişik bakım imkanları hakkında bir genel

Detaylı

SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD)

SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD) SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD) Erken Dönem Beyin GeliĢimi ile ĠliĢkili Ġleri YaĢlardaki Ruhsal Sorunlar YaĢamın

Detaylı

FIRAT ÜNİVERSİTESİ DENEYSEL ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KURULUŞ VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ DENEYSEL ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KURULUŞ VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ FIRAT ÜNİVERSİTESİ DENEYSEL ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KURULUŞ VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ 1. BÖLÜM: Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar AMAÇ Madde 1. Bu Yönergenin amacı, Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığının 16 Mayıs 2004

Detaylı

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU GOÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Tokat Halk Sağlığı Müdürlüğü BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU Yalçın Önder¹, Rıza Çıtıl¹, Mücahit Eğri¹,

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Ahmet ÖZKAN tarafından hazırlanan Ġlkokul ve Ortaokul Yöneticilerinin

Detaylı

Amaç MADDE 1 Kapsam MADDE 2

Amaç MADDE 1 Kapsam MADDE 2 Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı, korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocuklar hakkında verilen danışmanlık tedbirlerinin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir. Kapsam MADDE 2 (1)

Detaylı

AİLE OKUL ÇOCUK İLİŞKİSİ AİLE-OKUL ÖĞRENCİ İLİŞKİSİ

AİLE OKUL ÇOCUK İLİŞKİSİ AİLE-OKUL ÖĞRENCİ İLİŞKİSİ AİLE-OKUL ÖĞRENCİ İLİŞKİSİ AİLE OKUL ÇOCUK İLİŞKİSİ Çocuğun gelişimde en önemli kaynak ailedir.çocuğun kalıtımla getirdiği özelliklerin ne kadar gelişeceği,nasıl biçimleneceği ve daha sonraki yılları nasıl

Detaylı

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008 DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008 25 Ekim 2008 CUMARTESÝ Resmî Gazete Sayý : 27035 TEBLÝÐ Taþpýnar Muhasebe Devlet Bakanlýðý, Milli Eðitim

Detaylı

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi Çocuğunuzun Nasıl Birey Olmasını İstersiniz? ANNE-BABA-ÇOCUK İLİŞKİSİ Anne-baba-çocuk iliģkisi, temelde anne ve babanın tutumlarına bağlıdır.

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve III TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Canan ULUDAĞ tarafından hazırlanan Bağımsız Anaokullarında

Detaylı

V. DÖNEM AĠLE DANIġMANLIĞI SERTĠFĠKA EĞĠTĠMĠ DERS ROGRAMI

V. DÖNEM AĠLE DANIġMANLIĞI SERTĠFĠKA EĞĠTĠMĠ DERS ROGRAMI V. DÖNEM AĠLE DANIġMANLIĞI SERTĠFĠKA EĞĠTĠMĠ DERS ROGRAMI ------------------------------------------------------------TEORĠK DERSLER------------------------------------------------------------ 18 Ekim,

Detaylı

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. / /20 YAZI ARKASINDA SİZİN FOTOĞRAFINIZ KULLANILMAKTADIR En Kıymetlim, Sonsuz AĢkım Gözlerinde sevdayı bulduğum, ellerinde

Detaylı

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ 3 Temmuz 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28342 YÖNETMELİK Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç,

Detaylı

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu Türkisch Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu Veliler için Bilgiler Januar 2008 / Türkisch 2 / 6 Zürih Kantonu İlköğretim Okulu Hedefler ve Hedefe Yönelik Görüşler Zürih kantonunda devlet ilköğretim okulu

Detaylı

ÖĞRENCİ TANIMA FORMU KİMLİK BİLGİLERİ I. ÇOCUĞUN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : CĠNSĠYETĠ : UYRUĞU : KAÇINCI ÇOCUK OLDUĞU : KAN GRUBU :

ÖĞRENCİ TANIMA FORMU KİMLİK BİLGİLERİ I. ÇOCUĞUN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : CĠNSĠYETĠ : UYRUĞU : KAÇINCI ÇOCUK OLDUĞU : KAN GRUBU : ÖĞRENCİ TANIMA FORMU KİMLİK BİLGİLERİ I. ÇOCUĞUN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : CĠNSĠYETĠ : UYRUĞU : KAÇINCI ÇOCUK OLDUĞU : KAN GRUBU : II. ANNENİN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : UYRUĞU : MEDENĠ

Detaylı

RÜġTÜ AKIN VAKFI BAġKANLIĞI NA ;

RÜġTÜ AKIN VAKFI BAġKANLIĞI NA ; RÜġTÜ AKIN VAKFI BAġKANLIĞI NA ; RÜġTÜ AKIN VAKFI tarafından, maddi desteğe muhtaç, baģarılı Türk gençlerine eğitimde fırsat ve imkan eģitliği vermek ve onların kabiliyetleri ölçüsünde en üst düzeyde yetiģmelerine

Detaylı

MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalıģanlara verilecek iģ sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemektir.

MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalıģanlara verilecek iģ sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemektir. ÇALIġANLARIN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ EĞĠTĠMLERĠNĠN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELĠK BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalıģanlara verilecek iģ

Detaylı

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları 2013 / 2014 SAYI: 17 Haftanın Bazı Başlıkları Çocukla İyi Zaman Geçirmenin 10 Yolu VI. Geleneksel Piyano Resitali Miniklere Anlamlı Hediye Okul Küçük Erkek Basketbol Takımı mızdan Başarı Çocukla İyi Zaman

Detaylı

Av. Füsun GÖKÇEN. TÜRK ÇĠMENTO SEKTÖRÜNÜN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONUSUNDA AB KATILIM MÜZAKERELERĠNDEKĠ KONUMU

Av. Füsun GÖKÇEN. TÜRK ÇĠMENTO SEKTÖRÜNÜN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONUSUNDA AB KATILIM MÜZAKERELERĠNDEKĠ KONUMU TÜRK ÇĠMENTO SEKTÖRÜNÜN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONUSUNDA AB KATILIM MÜZAKERELERĠNDEKĠ KONUMU Av. Füsun GÖKÇEN Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası 4857 sayılı ĠĢ Kanunu MADDE 77 ĠġVERENLERĠN VE ĠġÇĠLERĠN

Detaylı

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY GİRİŞ ÇalıĢmak yaģamın bir parçasıdır. YaĢamak nasıl bir insan hakkı

Detaylı

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ Sağlıkta yapılan dönüģümü değerlendirirken sadece sağlık alanının kendi dinamikleriyle değil aynı zamanda toplumsal süreçler, ideolojik konumlandırılmalar, sınıflararası

Detaylı

AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV)

AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV) AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV) Eylül, 2009 Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Kongresi, Ankara Uzm. Seda YILMAZ İNAL AÇEV Ankara Temsilcisi Ailenin Önemi Anne-babalar, ilk eğiticiler olarak çocukların

Detaylı

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU 2012 ĠÇĠNDEKĠLER ÜST YÖNETĠCĠ SUNUġU I- GENEL BĠLGĠLER A- Misyon ve Vizyon.. B- Yetki, Görev ve Sorumluluklar... C- Ġdareye

Detaylı

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale Doğrudan-Dolaylı Müdahaleler Doğrudan müdahaleler: 1. Psikolojik danıģma 2. Sınıf rehberliği Dolaylı müdahaleler: 3. Konsültasyon (müģavirlik) 4. Koordinasyon 5. Akran

Detaylı

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE Başkan, Nebojša Vučinić, Yargıçlar, Paul Lemmens, Egidijus Kūris, ve Bölüm Yazı

Detaylı

ÖZ DEĞERLENDİRME EYLEM PLANI ŞABLONU- KURUM DÜZEYİNDE Öz Değerlendirme Eylem Planı

ÖZ DEĞERLENDİRME EYLEM PLANI ŞABLONU- KURUM DÜZEYİNDE Öz Değerlendirme Eylem Planı ÖZ DEĞERLENDİRME EYLEM PLANI ŞABLONU- KURUM DÜZEYİNDE Öz Değerlendirme Eylem Planı Okul: VAN TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ Eylem Planının Süresi: 6 ay Geliştirilecek Alanlar (ÖD Raporundan Aktarılacak)

Detaylı

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN 6.Spor ġenlikleri kapsamında gerçekleģtirilen Futbol Turnuvası Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulunun zaferi ile sona erdi. Yapılan maçlar sonucunda Ünye ĠĠBF

Detaylı

AKDEM 2008. YAġAM BOYU EĞĠTĠM. PSĠKOLOJĠK DANIġMANLIK. HUKUKĠ DANIġMANLIK EVDE BAKIM SOSYAL FAALĠYETLER

AKDEM 2008. YAġAM BOYU EĞĠTĠM. PSĠKOLOJĠK DANIġMANLIK. HUKUKĠ DANIġMANLIK EVDE BAKIM SOSYAL FAALĠYETLER AKDEM 2008 YAġAM BOYU EĞĠTĠM PSĠKOLOJĠK DANIġMANLIK HUKUKĠ DANIġMANLIK EVDE BAKIM SOSYAL FAALĠYETLER AKDEM 2008 BAġVURULARI Başvuru Psikolog 505 Hukuk 112 Evde Bakım 91 Toplam 591 Not:1) Erkek baģvuru

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Feyzi ÖZMEN tarafından hazırlanan Aday Öğretmenlerin Öz Yeterlilikleri

Detaylı

ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİ ÖĞRETMENİ

ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİ ÖĞRETMENİ TANIM ÇalıĢtığı eğitim kurumunda; öğrencilere eğitim ve öğretim teknikleri ile ilgili eğitim veren kiģidir. A- GÖREVLER Öğretmenlik meslek bilgisi dersleri ile ilgili hangi bilgi, beceri, tutum ve davranıģların,

Detaylı

2010 2012 ETKİNLİK RAPORU. 29.1.2010 tarihli olağan Genel Kurulda bizlere bu derneği adımıza yaraşır bir biçimde yönetmek üzere görevlendirdiniz.

2010 2012 ETKİNLİK RAPORU. 29.1.2010 tarihli olağan Genel Kurulda bizlere bu derneği adımıza yaraşır bir biçimde yönetmek üzere görevlendirdiniz. ÇOCUK İSTİSMARINI VE İHMALİNİ ÖNLEME DERNEĞİ 2010 2012 ETKİNLİK RAPORU 29.1.2010 tarihli olağan Genel Kurulda bizlere bu derneği adımıza yaraşır bir biçimde yönetmek üzere görevlendirdiniz. Bu nedenle

Detaylı

H A Y A T S E N D E D E R N E Ğ İ. Temelli Hizmetler. Gönüllü Aile Koruyucu Aile Evlat Edinme

H A Y A T S E N D E D E R N E Ğ İ. Temelli Hizmetler. Gönüllü Aile Koruyucu Aile Evlat Edinme H A Y A T S E N D E D E R N E Ğ İ Aile Temelli Hizmetler Gönüllü Aile Koruyucu Aile Evlat Edinme Gönüllü Aile Korunma ve bakım altında bulunan çocuklara kuruluş tarafından uygun bulunan dönemlerde, kendi

Detaylı

2 Aile yapısı ve yaşam şekli, yaşam evresi merasimleri ve dini bayramlar. 5 Çocuk hakları ve aile rolü. 8 Demokrasi ve değerler

2 Aile yapısı ve yaşam şekli, yaşam evresi merasimleri ve dini bayramlar. 5 Çocuk hakları ve aile rolü. 8 Demokrasi ve değerler 1 Güncel konular ve sosyal ilişkiler 2 Aile yapısı ve yaşam şekli, yaşam evresi merasimleri ve dini bayramlar 3 Eşitlik ve ayrımcılığa karşı mücadele 4 Sağlık, ve özellikle cinsel sağlık ve uyuşturucuyu

Detaylı

TOKİ İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

TOKİ İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI 2014/2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TOKİ İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI 2014/2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TOKİ İLKOKULU-ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ OKUL KOMİSYONUDUR ADI SOYADI Hüseyin ÖZCAN

Detaylı

Evlilik ve Aile Okulu Projesi AMAÇLARIMIZ :

Evlilik ve Aile Okulu Projesi AMAÇLARIMIZ : AMAÇLARIMIZ : Aile kurumunu korumak, güçlendirmek ve mutlu ve bilinçli nesiller yetiştirmek. Güçlü birey, güçlü aile, güçlü devlet ilkesiyle model aileler oluşturmak. Evlilik kurumunun güçlü şekilde oluşmasını

Detaylı

AİLE EĞİTİMİ KURS PROGRAMI (0-18 YAŞ) UYGULAMALARI İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI

AİLE EĞİTİMİ KURS PROGRAMI (0-18 YAŞ) UYGULAMALARI İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI AİLE EĞİTİMİ KURS PROGRAMI (0-18 YAŞ) UYGULAMALARI İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI 1.Neden aile eğitimi Cevap: Ailelerin bilgi beceri yoksunluğunun, çocukların gelişmelerinin önünde büyük

Detaylı

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ Türk Akreditasyon Kurumu Personel Akreditasyon Başkanlığı Akreditasyon Uzmanı 1 Ülkemizde ve dünyada tüm bireylerin iģgücüne katılması ve iģgücü piyasalarında istihdam edilebilmeleri için; bilgiye dayalı

Detaylı

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ İDARİ PERSONEL HAKKINDA NAKLEN TAYİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ İDARİ PERSONEL HAKKINDA NAKLEN TAYİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR KARABÜK ÜNİVERSİTESİ İDARİ PERSONEL HAKKINDA NAKLEN TAYİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR Amaç Madde 1- (1) Karabük Üniversitesi nde görev yapan idari personelin naklen tayin taleplerinin değerlendirmesinde uygulanacak

Detaylı

T.C. B A ġ B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/14200 3 ARALIK 2009 GENELGE 2009/18

T.C. B A ġ B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/14200 3 ARALIK 2009 GENELGE 2009/18 I. GİRİŞ GENELGE 2009/18 2007-2013 döneminde Avrupa Birliğinden Ülkemize sağlanacak hibe niteliğindeki fonlar Avrupa Konseyinin 1085/2006 sayılı Katılım Öncesi Yardım Aracı Tüzüğü ve söz konusu Tüzüğün

Detaylı

T.C. ELAZIĞ VALĠLĠĞĠ ĠL MĠLLĠ EĞĠTĠM MÜDÜRLÜĞÜ. Sıra No Yapılacak Faaliyet Faaliyet Tarihi

T.C. ELAZIĞ VALĠLĠĞĠ ĠL MĠLLĠ EĞĠTĠM MÜDÜRLÜĞÜ. Sıra No Yapılacak Faaliyet Faaliyet Tarihi T.C. ELAZIĞ VALĠLĠĞĠ ĠL MĠLLĠ EĞĠTĠM MÜDÜRLÜĞÜ 2015-2016 EĞĠTĠM - ÖĞRETĠM YILI ÖRGÜN VE YAYGIN EĞĠTĠM KURUMLARI ÇALIġMA TAKVĠMĠ Güncelleme Tarihi: 26/08/2015 Sıra 1. Eğitim Bölgesi DanıĢma Kurulu Toplantısı

Detaylı

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL KARARIN ÖZÜ : Sivil Savunma Uzmanlığı nın Görev ve ÇalıĢma Yönetmeliği. TEKLİF : Sivil Savunma Uzmanlığı nın 31.03.2010 tarih, 2010/1043 sayılı teklifi. BAġKANLIK MAKAMI NA; Ġlgi: 18.03.2010 tarih ve 129

Detaylı

BİLGİ EVLERİNDE UYGULANAN ÖĞRENCİ KOÇLUĞU ÇALIŞMALARI

BİLGİ EVLERİNDE UYGULANAN ÖĞRENCİ KOÇLUĞU ÇALIŞMALARI BİLGİ EVLERİNDE UYGULANAN ÖĞRENCİ KOÇLUĞU ÇALIŞMALARI BİLGİ EVLERİ ÖĞRENCİ KOÇLUĞU AMAÇ: Öğrencilerin kendilerini tanımalarını, güçlü yanlarını ve yeteneklerini keģfedebilmelerini, hedef koyabilmelerini

Detaylı

YÖNETMELİK. Siirt Üniversitesinden: SĠĠRT ÜNĠVERSĠTESĠ YABAN HAYVANLARI KORUMA, REHABĠLĠTASYON UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM

YÖNETMELİK. Siirt Üniversitesinden: SĠĠRT ÜNĠVERSĠTESĠ YABAN HAYVANLARI KORUMA, REHABĠLĠTASYON UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM 2 Şubat 2015 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 29255 Siirt Üniversitesinden: YÖNETMELİK SĠĠRT ÜNĠVERSĠTESĠ YABAN HAYVANLARI KORUMA, REHABĠLĠTASYON UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç,

Detaylı

Sayı: / Aralık 2014 Konu: Aile Hekimliği Nöbet ŞUBE / TEMSİLCİLİKLERE

Sayı: / Aralık 2014 Konu: Aile Hekimliği Nöbet ŞUBE / TEMSİLCİLİKLERE Sayı: 300-2014/1847 29 Aralık 2014 Konu: Aile Hekimliği Nöbet ŞUBE / TEMSİLCİLİKLERE İlgi: a- 300-2014/862 sayı ve 14.05.2014 tarihli yazımız. b- 300-2014/930 sayı ve 02.06.2014 tarihli yazımız. Ġlgi yazılarımızda

Detaylı

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru n o 46766/13 Yılser GÜNGÖR ve diğerleri / Türkiye

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru n o 46766/13 Yılser GÜNGÖR ve diğerleri / Türkiye ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR BaĢvuru n o 46766/13 Yılser GÜNGÖR ve diğerleri / Türkiye T.C. Adalet Bakanlığı, 2013. Bu gayri resmi çeviri, Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve DıĢ

Detaylı

YÖNETMELİK. e) Katılımcı: Yeterlilik kazanmak üzere sertifikalı eğitim programına katılan kiģiyi,

YÖNETMELİK. e) Katılımcı: Yeterlilik kazanmak üzere sertifikalı eğitim programına katılan kiģiyi, 4 Şubat 2014 SALI Resmî Gazete Sayı : 28903 Sağlık Bakanlığından: YÖNETMELİK SAĞLIK BAKANLIĞI SERTĠFĠKALI EĞĠTĠM YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

İLEDAK İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları

İLEDAK İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları İLEDAK İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları Lisans düzeyindeki bir iletiģim programının değerlendirilmesi için baģvuruda bulunan yükseköğretim kurumu, söz konusu programının bu belgede yer alan

Detaylı

TÜRKĠYE FUBOL FEDERASYONU GENEL KURUL ĠÇ TÜZÜĞÜ

TÜRKĠYE FUBOL FEDERASYONU GENEL KURUL ĠÇ TÜZÜĞÜ TÜRKĠYE FUBOL FEDERASYONU GENEL KURUL ĠÇ TÜZÜĞÜ I-BAġLANGIÇ HÜKÜMLERĠ MADDE 1 Amaç ĠĢbu iç tüzüğün amacı, Türkiye Futbol Federasyonu ( TFF ) genel kurul toplantılarında izlenecek tüm usul ve esasları belirlemektir.

Detaylı

ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ. Simge SavaĢan & Baran Güntan

ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ. Simge SavaĢan & Baran Güntan ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ Simge SavaĢan & Baran Güntan AJANDA Kent Konseyi Nedir? Gençlik Meclisi Nedir? Ġzmir Gençlik Meclisi BiliĢim ÇalıĢma Grubu

Detaylı

ÖZEL EĞĠTĠM HĠZMETLERĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ KISIM Genel Hükümler

ÖZEL EĞĠTĠM HĠZMETLERĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ KISIM Genel Hükümler YÖNETMELĠK Devlet Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığından: 31.05.2006 tarih ve 26184 sayılı Resmî Gazete (DeğiĢiklik: 14.3.2009 / R.G. : 27169) (DeğiĢiklik: 31.7.2009 / R.G. : 27305) (DeğiĢiklik: 22.6.2010

Detaylı

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN ,. Hazırlayan : ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN Dünyada ergen olmaktan daha zor bir şey varsa o da ergenlik çağındaki bir gencin anne - babası olmaktır. ERGENLİK NEDİR? Ergenlik dönemi, biyolojik, psikolojik,

Detaylı

EĞĠTĠM VE BĠLĠM. Ġġ GÖRENLERĠ SENDĠKASI

EĞĠTĠM VE BĠLĠM. Ġġ GÖRENLERĠ SENDĠKASI EĞĠTĠM VE BĠLĠM Ġġ GÖRENLERĠ SENDĠKASI ÖĞRETMENLERĠN EKONOMĠK DURUMLARINA ĠLĠġKĠN ÖĞRETMEN GÖRÜġLERĠ ARAġTIRMASI Kasım, 2015 EĞĠTĠM Ġġ (Eğitim ve Bilim ĠĢgörenleri Sendikası) ÖĞRETMENLERĠN EKONOMĠK DURUMLARINA

Detaylı

Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri

Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri Prof. Dr. Cemal YÜKSELEN Ġstanbul Arel Üniversitesi 4. Pazarlama AraĢtırmaları Eğitim Semineri 26-29 Ekim 2010 Örnekleme Süreci Anakütleyi Tanımlamak Örnek Çerçevesini

Detaylı

1. Bu Tüzük, Koruyucu Aile Tüzüğü diye adlandırılır. Birinci Kısım Genel Kurallar

1. Bu Tüzük, Koruyucu Aile Tüzüğü diye adlandırılır. Birinci Kısım Genel Kurallar ÇOCUKLAR YASASI (Fasıl 352, 22/1959, 4/2005 ve 65/2006 sayılı Yasalar ) K.K.T.C Bakanlar Kurulu Fasıl 352-larYasası nın 14. maddesinin verdiği yetkiye istinaden aşağıdaki Tüzüğü yapar. Kısa İsim 1. Bu

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

REHBERLİK BİRİMİNİN İDARECİLER-ÖĞRETMEN- ÖĞRENCİ İLE OLAN İLİŞKİLERİ SEMİNERİNE HOŞ GELDİNİZ

REHBERLİK BİRİMİNİN İDARECİLER-ÖĞRETMEN- ÖĞRENCİ İLE OLAN İLİŞKİLERİ SEMİNERİNE HOŞ GELDİNİZ REHBERLİK BİRİMİNİN İDARECİLER-ÖĞRETMEN- ÖĞRENCİ İLE OLAN İLİŞKİLERİ SEMİNERİNE HOŞ GELDİNİZ Özel Gençliğin Rehberlik Modeli Gelişimsel Rehberliktir. Gelişimsel Rehberlik, sadece Okul Rehber Öğretmeninin

Detaylı

SOSYAL DUVARLARI YIKALIM DOĞRU SÖZLÜK. #dogrusozluk

SOSYAL DUVARLARI YIKALIM DOĞRU SÖZLÜK. #dogrusozluk SOSYAL DUVARLARI YIKALIM DOĞRU SÖZLÜK Merhaba, Neredeyse her gün gazete ve TV lerde karşılaştığımız manşetler, haberler, diziler ve sinema filmleri bizi bu kitapçığı hazırlamaya yönlendirdi. Türkiye de

Detaylı

5 YAġ ARILAR SINIFI OCAK AYI BÜLTEN

5 YAġ ARILAR SINIFI OCAK AYI BÜLTEN 5 YAġ ARILAR SINIFI OCAK AYI BÜLTEN ġġġrler: KIġ BABA, YAĞMUR,MEVSĠMLER,MASAL KAHRAMANLARI, ELEKTRĠK BĠLMECELER GAZETE, DERGĠ,KĠTAP,KAPI,KULAK,BURUN,YÜZ,DĠL,KAR ġarkilar AAA KIġ BABA,SAYILAR, ENERJĠ TASARRUFU,UZAYLILAR

Detaylı

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor:

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor: Uzm. Psikolog Nuray ÖZBEN AVŞAR Anne - baba - çocuk ilişkisinin son yıllarda hızlı bir değişim içerisine girmiş olduğu gözleniyor. Hızla gelişen dünya ile hayata bakış açıları her geçen gün gelişiyor ve

Detaylı

MEDYATĠK OLAYLARIN ACĠL SERVĠSLERDE BIRAKTIĞI ĠZLER. Dr. Onur Ġncealtın Göztepe Eğitim AraĢtırma Hastanesi Acil Tıp Klinik Ġdari Sorumlusu

MEDYATĠK OLAYLARIN ACĠL SERVĠSLERDE BIRAKTIĞI ĠZLER. Dr. Onur Ġncealtın Göztepe Eğitim AraĢtırma Hastanesi Acil Tıp Klinik Ġdari Sorumlusu MEDYATĠK OLAYLARIN ACĠL SERVĠSLERDE BIRAKTIĞI ĠZLER Dr. Onur Ġncealtın Göztepe Eğitim AraĢtırma Hastanesi Acil Tıp Klinik Ġdari Sorumlusu Acil Servis Basın ĠliĢkisi Ülkemizdeki yaklaģık her 6 hastadan

Detaylı

DÜNYA ASTIM GÜNÜ ETKĠNLĠKLERĠ - MANĠSA

DÜNYA ASTIM GÜNÜ ETKĠNLĠKLERĠ - MANĠSA DÜNYA ASTIM GÜNÜ ETKĠNLĠKLERĠ - MANĠSA Astım tekrarlayan nefes darlığı, hırıltı, göğüste baskı hissi ve öksürük yakınmaları ile kendini gösteren kronik bir solunum yolu hastalığıdır. Astım belirtilerinin

Detaylı

Yaşam Boyu Öğrenim de MTÖ Öğretmen Sendikalarının Rolü. ETUI-ETUCE Semineri Vilnius Litvanya Mart 2011

Yaşam Boyu Öğrenim de MTÖ Öğretmen Sendikalarının Rolü. ETUI-ETUCE Semineri Vilnius Litvanya Mart 2011 Yaşam Boyu Öğrenim de MTÖ Öğretmen Sendikalarının Rolü ETUI-ETUCE Semineri Vilnius Litvanya 29-31 Mart 2011 Sendikamızı temsilen yönetim kurulu üyelerimiz Fikret Civisilli ve Deniz Özalp ETUCE konferansına

Detaylı

qwertyuiopasdfghjklzxcvbnmq wertyuiopasdfghjklzxcvbnmqw ertyuiopasdfghjklzxcvbnmqwer tyuiopasdfghjklzxcvbnmqwerty

qwertyuiopasdfghjklzxcvbnmq wertyuiopasdfghjklzxcvbnmqw ertyuiopasdfghjklzxcvbnmqwer tyuiopasdfghjklzxcvbnmqwerty qwertyuiopasdfghjklzxcvbnmq wertyuiopasdfghjklzxcvbnmqw ertyuiopasdfghjklzxcvbnmqwer tyuiopasdfghjklzxcvbnmqwerty Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü uiopasdfghjklzxcvbnmqwertyui Eylem Planı opasdfghjklzxcvbnmqwertyuiop

Detaylı

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir.

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir. Durumsallık YaklaĢımı (KoĢulbağımlılık Kuramı) Durumsallık (KoĢulbağımlılık) Kuramının DoğuĢu KoĢul bağımlılık bir Ģeyin diğerine bağımlı olmasıdır. Eğer örgütün etkili olması isteniyorsa, örgütün yapısı

Detaylı

ERKEN ÇOCUK GELĠġĠMĠ KONFERANSI

ERKEN ÇOCUK GELĠġĠMĠ KONFERANSI M.E.B. Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü ERKEN ÇOCUK GELĠġĠMĠ KONFERANSI (ERKEN ÇOCUK GELĠġĠMĠNDE ETKĠLĠ ANNE-BABALIK EĞĠTĠMLERĠ) AĠLE EĞĠTĠMĠ ġubesġ AİLE EĞİTİMİ T.C. Hükümeti-UNICEF 2006 2010

Detaylı

KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014

KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014 KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014 2014 yılında Kadın Dayanışma Vakfı Danışma Merkezi ne 354 kadın başvurdu. 101 kadın yüz yüze başvuru yaparken,

Detaylı

tarihinden itibaren geçerli olacak çocuk yuvasında bakım parasının tespiti için bilgilendirme

tarihinden itibaren geçerli olacak çocuk yuvasında bakım parasının tespiti için bilgilendirme Hannover Eyalet Başkenti Ocak 2017 Belediye Başkanı - Gençlik ve Aile Bölümü - 01.08.2017 tarihinden itibaren geçerli olacak çocuk yuvasında bakım parasının tespiti için bilgilendirme Hanımefendiler ve

Detaylı

Yapılan çalışmalar Eylül Haziran Yapılan çalışmalar Eylül Ekim Yapılan çalışmalar. Öncelik haritası. Yapılan Çalışmalar

Yapılan çalışmalar Eylül Haziran Yapılan çalışmalar Eylül Ekim Yapılan çalışmalar. Öncelik haritası. Yapılan Çalışmalar KUMLUCA CUMHURİYET ORTAOKULU EĞİTİM ORTAMLARINDA ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE AZALTILMASI STRATEJİ VE EYLEM PLANI ÇALIŞMA TAKVİMİ ( - 2014 EĞİTİM -ÖĞRETİM YILI) S.N FAALİYETLER EĞİTİM ORTAMI VE ÇEVRESİ GÖSTERGELER

Detaylı

AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/12/2012-31/12/2012)

AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/12/2012-31/12/2012) T.C. ADALET BAKANLIĞI KANUNLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 01/01/2013 AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/12/2012-31/12/2012) ĠÇĠNDEKĠLER 1- TOPLANTILAR... 3 1.1- TÜRKĠYE BÜYÜK MĠLLET MECLĠSĠNDE YAPILAN TOPLANTILAR... 3 1.2-

Detaylı

M-CARE. Anket Sonuçları Raporu - Yönetici Özeti

M-CARE. Anket Sonuçları Raporu - Yönetici Özeti M-CARE Engelli ve Yaşlı Bireylere Evde Bakım ve Sağlık Hizmeti Sağlayıcılarının Mobil Eğitimi Anket Sonuçları Raporu - Yönetici Özeti İş Paketi No: İş Paketi Adı: İP2 Durum Taslak 1 Araştırma ve Analiz

Detaylı

T.C. GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SPOR FAALİYETLERİNİN DÜZENLENMESİ VE YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar

T.C. GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SPOR FAALİYETLERİNİN DÜZENLENMESİ VE YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar T.C. GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SPOR FAALİYETLERİNİN DÜZENLENMESİ VE YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönergenin amacı, Giresun Üniversitesi öğrencilerinin

Detaylı

TÜRKĠYE TEKNOLOJĠ GELĠġTĠRME VAKFI (TTGV) DESTEKLERĠ

TÜRKĠYE TEKNOLOJĠ GELĠġTĠRME VAKFI (TTGV) DESTEKLERĠ TÜRKĠYE TEKNOLOJĠ GELĠġTĠRME VAKFI (TTGV) DESTEKLERĠ 3 TEMEL DESTEĞĠ MEVCUTTUR 1- Ar-Ge Proje Destekleri 2- Çevre Projeleri Destekleri 3- Teknolojik Girişimcilik Destekleri Ar-Ge Proje Destekleri a) Teknoloji

Detaylı