SPİNAL ANESTEZİ UYGULANAN HASTALARDA MEDİAN VE PARAMEDİAN UYGULAMANIN KARŞILAŞTIRILMASI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SPİNAL ANESTEZİ UYGULANAN HASTALARDA MEDİAN VE PARAMEDİAN UYGULAMANIN KARŞILAŞTIRILMASI"

Transkript

1 T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Prof. Dr. Işıl GÜNDAY SPİNAL ANESTEZİ UYGULANAN HASTALARDA MEDİAN VE PARAMEDİAN UYGULAMANIN KARŞILAŞTIRILMASI (Uzmanlık Tezi) Dr. Hatice ÇERÇİ EDİRNE 2010

2 TEŞEKKÜR Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı ndaki uzmanlık eğitimim süresince kazandığım meslek bilgisi ve ahlakımda büyük paya sahip olan Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Işıl GÜNDAY ve Öğretim Üyeleri, Prof.Dr. Beyhan KARAMANLIOĞLU, Prof.Dr. Dilek MEMİŞ, Doç.Dr. M. Cavidan ARAR, Yrd.Doç.Dr. Alkin ÇOLAK, Yrd.Doç.Dr. Sevtap HEKİMOĞLU ŞAHİN, Yrd.Doç.Dr. Mehmet İNAL ve çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim.

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ VE AMAÇ 1 GENEL BİLGİLER..3 REJYONEL ANESTEZİ..3 SPİNAL ANESTEZİ GEREÇ VE YÖNTEMLER BULGULAR TARTIŞMA..26 SONUÇLAR 30 ÖZET 32 SUMMARY..34 KAYNAKLAR.36 EKLER

4 SİMGE VE KISALTMALAR ASA BOS C EKG im iv KTA L NİKB S SpO 2 SSS T VKİ : American Society of Anesthesiologists : Beyin omurilik sıvısı : Cervical : Elektrokardiyografi : İntramuskuler : İntravenöz : Kalp tepe atımı : Lomber : Non-invaziv kan basıncı : Sakral : Periferik oksijen satürasyonu : Santral Sinir Sistemi : Torakal : Vücut kitle indeksi

5 GİRİŞ VE AMAÇ Günümüzde rejyonel anestezi peroperatif ve özellikle postoperatif dönemde analjezi sağlaması, peroperatif morbiditeyi ve postoperatif hastanede kalış süresini azaltması ve maliyeti düşürmesi nedeniyle uygun vakalarda genel anesteziye göre tercih edilen bir uygulama olarak kabul görmektedir (1). Rejyonel anestezi teknikleri uygun operasyonlar için giderek artan oranda tercih edilmektedir. Genel anestezinin hastada oluşturduğu tereddüt ve yaşamsal kaygılar, indüksiyon, idame ve uyanma aşamasında ortaya çıkabilecek yan etkiler ve ekonomik zorunluluklar bu tercihte önemli rol oynamaktadır (2,3). Kalça ve alt ekstremite cerrahisinde spinal, epidural, kombine spinal epidural ve sürekli spinal anestezi sık kullanılan yöntemlerdir. Spinal anestezi lokal anestezik ilaçların subaraknoid aralığa verilmesiyle spinal sinir köklerinde geçici blok oluşturan bölgesel anestezi yöntemidir ve cerrahi amaçlı kullanımda son yıllarda artan bir popülariteye sahip olmuştur. Pek çok operasyon ve hasta grubunda genel anesteziye göre üstünlükleri bulunmaktadır. Operasyon süresince spontan solunumun devam etmesi, hastanın uyanık kalması, öksürme gibi koruyucu reflekslerin korunmasının yanı sıra postoperatif dönemde erken mobilizasyon, minimal akciğer komplikasyonları, analjezinin devamı ve hastanede kalış süresinin kısalması gibi pek çok avantajları vardır (4,5). Etkisinin hızlı başlaması, kolay uygulanabilir olması pek çok girişimde spinal anesteziyi tercih edilebilir bir yöntem haline getirmiştir. Bu girişimlerden başlıcaları inguinal, ürogenital, rektal, alt abdominal ve ekstremite cerrahileridir (6). Kalça ve alt ekstremite 1

6 cerrahisi uygulanan hastaların büyük bir çoğunluğu ileri yaş grubundadır. Yaşlı hastalarda kardiyak, endokrin, renal, serebral ve respiratuvar hastalıkların varlığı, perioperatif ve postoperatif morbidite ve mortalite riskini artırmaktadır (7,8). Spinal anestezinin temel amacı, duyusal ve motor blok olmakla beraber; sempatik denervasyon genellikle sistemik değişikliklere neden olan bir yan etki olarak görülür. Spinal anestezinin avantajları yanında hipotansiyon, baş ağrısı, bel ağrısı, nörolojik sekeller, bulantı, kusma, menenjit, idrar retansiyonu gibi bir takım komplikasyonları mevcuttur (6). Spinal anestezi median ve paramedian yaklaşımla yapılabilir. Paramedian yaklaşım genellikle vertebral kolonda dejeneratif değişiklikler, supraspinöz ve interspinöz ligamentleri kalsifiye olmuş yaşlı hastalar ve obezlerde tercih edilir (7). Pozisyon verilmesi zor olan, ortopedik cerrahi hastalarında paramedian yaklaşımın median yaklaşıma oranla daha kolay uygulanabilir olduğu düşüncesinden yola çıkarak yaptığımız çalışmamızda, spinal anestezide median ve paramedian yaklaşımı başarı ve uygulama kolaylığı açısından karşılaştırdık. 2

7 GENEL BİLGİLER REJYONEL ANESTEZİ Rejyonel anestezi bilinç kaybına yol açmadan vücudun belirli bölgelerindeki sinir iletisinin ve ağrı duyusunun geçici olarak ortadan kaldırılmasıdır. Anesteziyoloji nin 150 yıllık gelişim süreci içerisinde genel anesteziye göre gelişimini çok daha önce tamamlamış, ancak İkinci Dünya Savaşı ndan sonra genel anesteziklerin gelişimi ile rejyonel anestezi yöntemleri geri planda kalmıştır. Sterilizasyon tekniklerinin yetersiz olması, lokal anesteziklerin yetersiz olması ve sterilize edilememeleri, genel anesteziye göre daha fazla zaman alması, teknik beceri gerektirmesi rejyonel anestezinin daha az tercih edilmesinin nedenleri olarak sıralanabilir (8). Rejyonel anestezinin birçok avantajı vardır. Dezavantajları ise daha az olup, titiz bir hazırlıkla, uygun teknik seçimi ve hastanın yakın takibi ile kolaylıkla ortadan kaldırılabilir. Rejyonel anestezinin avantajları; 1) Uygulama kolaylığı, 2) Anestezik gaz kirliliğinin olmaması, 3) Derin ven trombozu ve pulmoner emboli gibi komplikasyonların daha az görülmesi, 4) Tekrarlanan uygulamalarda karaciğer fonksiyonlarını bozmaması, 5) Hastanın bilincinin yerinde olması, 6) Hava yolunun açık olması, 3

8 7) Postoperatif arteriyel oksijenizasyonda, özellikle yaşlı hastalarda olumlu bazı etkilerinin olması, 8) Öksürük refleksi kaybolmadığı için mide içeriğinin aspirasyonu riskinin olmaması, 9) Cerrahi ve travmaya bağlı stress cevabın azalması, 10) Postoperatif analjezi sağlayabilmesi, 11) Hastanın daha kısa sürede mobilize olabilmesi, 12) Anestezi maliyetinin genel anesteziye göre çok daha düşük olmasıdır (8). Rejyonel anestezinin dezavantajları; 1) Uygulama için deneyim ve zaman gerektirmesi, 2) Uygulama hatalarına bağlı girişim sonrası nörolojik sekel riskinin olması, 3) Lokal anestezik toksisitesi, 4) Tekniklere ait komplikasyonların olması, 5) Hasta ve cerrahın rejyonel anestezi hakkında yeterli bilgi sahibi olmamasıdır (8). Rejyonel Anestezinin Tarihçesi Genel anestezi uygulaması, rejyonel anesteziden yaklaşık yarım yüzyıl önce başlamasına rağmen rejyonel anestezinin temel ilkeleri genel anesteziye göre daha kısa sürede belirlenmiştir. Beyin omurilik sıvısı (BOS) ilk kez 1764 yılında Cotugno tarafından bulunmuş, BOS dolaşımı ise 1825 yılında Magendi tarafından tanımlanmıştır (5). Lomber ponksiyonun klinik olarak standardizasyonu, 1891 de Alman Quincke ve İngiliz Wynter tarafından yapılmıştır (5). Heinrich Quincke Almanya da tanısal bir yöntem olarak spinal ponksiyondan bahsetmiş ve kendi adıyla hala kullanılan Quincke iğnesini geliştirmiştir (1). BOS içine lokal anestezik verilmesi, yani spinal anestezinin ilk uygulamaları 1899 yılında Bier ve Tuffier tarafından kokain kullanılarak yapılmıştır (6). Amerikan Rejyonel Anestezi Derneği 1923 yılında kurulmuş olmasına rağmen ilk uygulamalar; sterilizasyon yöntemlerinin yetersiz olması, eldeki lokal anesteziklerin yan etkilerinin fazla oluşu ve yetersizliği, genel anestezinin uygulanmasının daha kolay oluşu gibi 4

9 nedenlerle uzun bir süre duraklama devri geçirmiştir lı yıllardan sonra başlayan ilgi ve canlanma 1970 lerde rejyonel anestezinin anesteziyoloji içinde yeniden hak ettiği yere yerleşmesine yol açmıştır. Bugün başta obstetrik girişimler olmak üzere birçok ameliyat rejyonel anestezi altında gerçekleştirilmektedir (8). SPİNAL ANESTEZİ Spinal anestezi BOS içine enjekte edilen lokal anestezik solüsyon ile sinir iletiminin geçici olarak durdurulmasıdır. Günümüzde en sık kullanılan rejyonel anestezi tekniklerinden biridir (2). Anatomi Omurga esas olarak erişkinde 7 si servikal, 12 si torakal, 5 i lumbal, 5 i sakral ve 4 ü koksigeal olmak üzere 33 vertebradan oluşur (8). Vertebralar genel olarak 6 esas kısımdan meydana gelir (9). 1) Corpus vertebra (omur cismi) 2) Arcus vertebra (omur kavsi) 3) Processus spinosus (diken çıkıntı) 4) Processus transversus (enine çıkıntı) 5) Processus articularis (eklem çıkıntı) 6) Foramen vertebra (omur deliği) İskelette foramen vertebraların birleşmesiyle vertebral kanal meydana gelir. Spinal kord vertebral kanal içine yerleşmiş olup üst kısmı medulla oblangata ile devam ederken alt kısmı conus medullaris adı verilen koniye benzeyen bir uç ile sonlanır. Conus medullarisin ucundan başlayarak koksigeal kemik tabanına kadar devam eden ince uzantıya filum terminale denir. Vertebral kolonun bütünlüğünü sağlayan ve spinal kordun korunmasına yardımcı olan ligamentler aynı zamanda işlem sırasında iğnenin geçtiği katların bir kısmını oluşturur (6). Bu ligamentler arkadan öne doğru; 1- Anterior longitudinal ligament 5

10 2- Posterior longitudinal ligament 3- Ligamentum flavum: Vertebra arkuslarını birleştiren, sağlam, kalın, sarı, fibröz bantlardan oluşur. Lumbal bölgede en kalındır. Geçilmesiyle direnç kaybı hissedilir. 4- İnterspinoz ligament 5- Supraspinoz ligament: Servikal 7 (C 7 ) Sakral 5 (S 5 ) arasında spinöz çıkıntıların uçlarını birleştiren kuvvetli bir fibröz kordondur. Yaşlılarda kalsifiye olup orta hattan girişi zorlaştırabilir (6). Spinal Kordun Zarları Omurilik, beyni saran katların devamı olan üç zarla çevrilidir (6). Bunlar dıştan içe; 1- Spinal dura: Biri, vertebral kanalı döşeyen periostal tabaka, diğeri de spinal kordu koruyucu bir kılıf şeklinde saran iç tabaka olmak üzere iki katlıdır. Medulla spinalisi ve onun radikslerini sarar. Yukarıda foramen magnuma tutunur ve dura mater encephali ile devam eder. Aşağıda ise conus medullaristen başlayıp aşağıya doğru iner, filum terminaleyi sararak S 2 hizasında bir çıkmaz yaparak sonlanır. Böylelikle spinal ve epidural aralık da burada son bulmuş olur. 2- Araknoid: Duranın iç tabakasıyla sıkıca temasta olup onun gibi S 2 vertebra hizasında sonlanan ince ve damarsız bir membrandır. İkisinin arasında ince bir lenf tabakası içeren potansiyel bir subdural aralık mevcuttur. Pratikte spinal düzeyde subdural aralık ve subdural enjeksiyondan söz etmek zordur. Ancak bazen spinal veya epidural anestezi uygulamaları esnasında istenmeden bu aralığa girilebilir. Bu durumda tek taraflı, yamalı ya da yüksek düzeyde anestezi gelişebilir. 3- Pia mater: Beyin ve omuriliği saran ince vasküler bir membrandır. Spinal korda sıkıca yapışıktır. Araknoid ile piamater arasındaki aralık subaraknoid mesafe olup, içinde bu iki tabakayı birleştiren trabeküller, spinal sinirler ve BOS bulunur. S 2 vertebra hizasında sonlanır. 6

11 Spinal Kord Foramen magnum hizasında başlar, erkekte lomber 1 (L 1 ) vertebra alt kenarında, bayanda L 2 vertebra korpusu hizasında, yeni doğanda L 3 hizasında sonlanır. Sonlandığı bölgeye conus medullaris denir. Bu anatomik durum spinal anestezi sırasında iğne ile spinal kordun zedelenme ihtimalinden dolayı önemlidir (10). Conus medullaris sonrası vertebral kanalda cauda denilen sinir demeti bulunur. Conus medullaris S 2 seviyesine kadar filum terminale interna olarak devam eder. S 2 seviyesinde durayı delerek filum terminale eksterna adını alır ve koksikste sonlanır (6). Spinal kord bir anterior ve iki posterior arterden kanlanır, venler ise vertebral kanalın içinde ve dışında medulla spinalis boyunca uzanarak karmaşık pleksuslar oluşturur ve intervertebral venlere drene olurlar (6). Spinal Sinirler Medulla spinalisin ön ve arka kökleri intervertebral aralıkta birleşerek 31 çift spinal sinir oluşturur. Yukarıdan aşağıya doğru 8 çift servikal, 12 çift torakal, 5 çift lumbal, 5 çift sakral, 1 çift de koksigeal sinir adını alır. Ön kökler motor nörondan arka kökler ise duysal liflerden oluşur. Spinal anestezide blok yeri anatomik olarak bu spinal köklerdir. Spinal sinirler subaraknoid aralıkta pia mater ile örtülüdür. Spinal sinirler 3. fetal ayda vertebral kanalın sonuna kadar uzanırken, doğumda L 3 seviyesinde sonlanır (6). Sempatik sinir sistemi spinal anestezide önemlidir. Sempatik sinirler torakal 1 (T 1 ) - L 2 segmentler arasından çıkmakta olup pre ganglioner ve post ganglioner nöronlardan oluşmaktadır (6). Dermatomlar Vertebral kanalı terkeden sinirlerin derideki yayılım alanları dermatomları belirler (6). Dermatomlar anestezi düzeyinin ve komplikasyonların değerlendirilebilmesi açısından çok önemlidir. Dermatomlar sadece deri için geçerli olup dermatom haritaları ile gösterilir. Dermatom altında bulunan organ ve kaslar genellikle farklı spinal sinirlerce innerve edilir. Bazı dermatomlar şu şekilde belirtilir: C 8 dermatomu: Küçük parmak T 1-2 dermatomu: Kol ve önkolun iç yüzü T 4 dermatomu: Meme başı hizası 7

12 T 6-7 dermatomu: Ksifoid hizası T 10 dermatomu: Göbek hizası L 1 dermatomu: İnguinal bölge S 1-4 dermatomu: Perine Spinal anestezi subaraknoid aralığa lokal anestezik enjeksiyonu ile elde edilir. BOS içine enjekte edilen lokal anestezik ilaç sinir dokusuna alınarak ve damar içine absorbe olarak ortamdan uzaklaştırılır. BOS içine verilen ilacın bir kısmı ise yoğunluk farkı ile, duradan difüze olarak epidural aralığa geçer. Sinir dokusu tarafından ilacın alınması, ilacın BOS içindeki yoğunluğu, sinir dokusunun lokal anestezikle temas eden yüzeyinin genişliği, yağ içeriği ve kanlanması gibi etkenlere bağlıdır. Subaraknoid aralıktaki lokal anesteziğin asıl etkisi spinal kordu terk eden sinir kökleri ve dorsal kök ganglionları üzerinedir. Pre ganglionik sempatik liflerin sensoriyel ve motor liflerden daha az yoğunlukta ilaçtan etkilendikleri, bu nedenle oluşan sempatik bloğun sensoriyel bloktan 2 segment daha yüksekte olduğu; motor lifler anesteziklerden daha geç etkilendiği için sensoriyel bloktan 2 segment daha aşağıda olduğu kabul edilir. Ancak spinal kordun içinde de sempatik yolların varlığı ve preganglioner sempatik β-liflerin lokal anesteziklere dirençli olmaları nedeniyle, son yıllarda sempatik bloğun sensorial bloktan daha aşağıda olabileceği ve daha uzun sürebileceği düşünülmektedir (6). Spinal anestezinin temel amacı sensoriyel ve motor blok olup, sempatik denervasyon, genellikle sistemik değişikliklere neden olan bir yan etki olarak görülür (6). Motor bloğun derecesini belirlemede Bromage skalası kullanılır. Bu skalaya göre değerlendirme şu sırayladır: 0: Hiç paralizi yok, hasta ayağını ve dizini tam fleksiyona getirebilir, 1: Sadece dizini ve ayaklarını hareket ettirebilir, bacağını düz olarak kaldıramaz, 2: Dizini bükemez, sadece ayağını oynatabilir, 3: Ayak eklemi ve baş parmağını oynatamaz, tam paralizi vardır(6). Etki Hızı ve Süresi Kullanılan lokal anesteziğin özelliği de dikkate alınarak, etki 3-5 dk içinde başlar, tam blok dk içinde gerçekleşir. Etki süresi olarak analjezinin tamamen kalkmasına, en yüksek düzeyden iki segment aşağı inmesine veya belirli düzeyin (T 10 -T 12 ) altına inmesine 8

13 kadar geçen süre alınabilir. Ancak klinik olarak daha çok bloğun tam olarak kalkmasına kadar olan süre alınmaktadır (6). Spinal Anestezi Tipleri Saddle blok, aşağı spinal blok, yüksek spinal blok, tek taraflı spinal anestezi, total spinal blok olarak sayılabilir (6). Hasta Pozisyonu a) Lateral dekubitus (yan) pozisyon: En fazla tercih edilen pozisyondur, genellikle bir yardımcı gerektirmez, hasta rahattır ve çok az efor harcar. Bu pozisyonda hasta dizlerini karnına çekmiş, baş fleksiyona getirilmiş, üstteki kolu göğüs üzerinde alttaki kolu başının altında ya da elleri ile bacaklarını veya boynunu kavramış olarak sağ veya sol yanı üzerine yatırılır, başının altına bir yastık konur. Bu durumda kolumna vertebralis masa zeminine paraleldir. Bu, konum girişim sırasında iğnenin pozisyonunun saptanmasında önemlidir. Yan pozisyonda uygulanan spinal girişimde iğne, masa ve yere paralel olmalıdır. Kadın ve erkeklerde kalça yapısındaki farklılıklar nedeniyle kolumna vertebralisin pozisyonu değişebilir. Bu farklılık girişim sırasında iğnenin yönlendirilmesini ve blok düzeyini etkiler. Şişman hastalarda, enjeksiyon yeri olarak işaretlenen cilt noktası cilt altı yağ dokusunun ağırlığı ile orta hattın 2 4 cm altına çekilebilir. Spinal sıvı basıncı düşükse subaraknoid aralığın tanımlanması zor olabilir; sıvının gözlenmesi için aspirasyon gerekebilir. b) Oturur pozisyon: Hasta masanın kenarında bacakları aşağıya sarkık, ayaklarının altına bir tabure konmuş, çenesi sternuma değecek şekilde baş fleksiyona getirilmiş ve kollar karın üzerinde birbirine sarılmış olarak oturtulur. Bir yardımcı hastanın masadan düşmesini önlemek ve pozisyonunun korunmasını sağlamak üzere hastanın yanında durmalıdır. Oturur pozisyon; BOS basıncı düşük olan, Saddle blok yapılmak istenen ve şişman hastalarda tercih edilir. c) Yüzüstü (prone) pozisyon: Hasta iliak kemiklerin ortası masanın fleksiyon noktasının üstüne gelecek şekilde yüz üstü yatırılır. Masaya fleksiyon verilerek bacaklar ve baş düşürülür, böylece lomber vertebraların spinaları arasındaki mesafe açılır. Bu pozisyonda spinal sıvının saptanması için sıklıkla aspirasyon gerekir (6). 9

14 Spinal Anestezinin Seviyesini Etkileyen Faktörler 1- Lokal anesteziğin volümü ve dozu: Uygulanan volüm ve doz arttıkça analjezi seviyesi yükselir. 2- Solüsyonun yoğunluğu: Spinal sıvının özgül ağırlığı 1,003 1,009 arasındadır. Yoğunluk 1,003 ten daha az ise (hipobarik), spinal kanal içinde en yüksek noktaya doğru; yoğunluk 1,009 dan daha yüksek ise (hiperbarik), spinal kanal içinde en alttaki noktaya doğru yayılma eğilimi gösterir. Eğer solüsyonun yoğunluğu 1,003 1,009 arasında ise (izobarik) yayılımı önceden bilmek mümkün değildir (6). 3- Enjeksiyon: Hızlı enjeksiyon, seviyenin yükselmesine neden olur. Enjeksiyon 1 ml/sn olacak şekilde yapılmalıdır. Enjeksiyonda barbotaj yapılması (BOS ve lokal anesteziğin tekrar tekrar aspire edilerek enjeksiyonu) bloğun yükselmesini sağlar (6). 4- Lomber ponksiyonun yeri: Sırtüstü yatan bir hastada omurganın lomber kaviste en yüksek noktasını L 4 oluşturur. Bu nedenle eğer solüsyon hiperbarik ise dördüncü intervertebral aralıktan (L 4-5 aralığı) uygulanan solüsyon kaudale doğru yayılma eğilimi gösterirken, iki (L 2-3 ) veya üçüncü (L 3-4 ) aralıktan uygulanan solüsyon başa doğru yayılma eğilimi gösterir. Enjeksiyon noktası yükseldikçe anestezi seviyesi yükselir (6). 5- Hastaya ilişkin özellikler: Hastanın boyu ne kadar uzunsa, aynı volümle sağlanan blok o kadar düşüktür. Yaş, şişmanlık, karın içi basıncın artması, blok düzeyini yükseltebilir. Kifoz ve lordoz gibi anatomik deformiteler ilacın yayılımını etkileyebilir (6). 6- Hastanın pozisyonu: Pozisyonun etkili olabilmesi için hastanın enjeksiyondan sonra en az 5 dk aynı pozisyonda tutulması gerekir. Anestezik solüsyon, özgül ağırlığı ve hastaya verilen pozisyona göre yukarı veya aşağıya doğru yayılır. Tetrakain, bupivakain, ropivakain veya prokain kullanılan spinal anestezide, seviye dk dan sonra değişmez. Lidokain veya mepivakain kullanılan spinal blokta ise anestezi bu sürede fikse olmaz. Spinal blok etkisi altındaki bir hastada bir pozisyondan başka bir pozisyona dönüş son derece dikkatli, yavaş ve kademe kademe olmalıdır. Aksi halde kanın hızlı şantı tolere edilemez ve ölüme neden olunabilir (6). 10

15 Enjeksiyon Yerinin Lokalizasyonu ve Enjeksiyon Tekniği Spinal veya epidural anestezinin L 2 vertebra altından yapılması daha güvenilir ve kolaydır. İliak kristaları birleştiren çizgi L 4 spinoz çıkıntısı veya L 4 -L 5 aralığından geçer. Bu aralığın saptanmasından sonra yukarıya ve aşağıya doğru üçüncü (L 3 -L 4 ) ve beşinci (L 5 -S 1 ) intervertebral aralıklar kolaylıkla bulunur. Spinal blokta tercih edilmesi gereken girişim noktası en geniş aralık olan L 4 -L 5 aralığı olmalıdır. Hastaya, yapılacak işlem hakkında bilgi verilip kendisinden istenilenler anlatıldıktan sonra, kan basıncı ve nabız belirlenip, 15 ml/kg/saat iv. sıvı başlanır (6). Enjeksiyon yerinin arıtım ve örtümünden sonra cilt ve cilt altına ince bir iğne ile lokal anestezik infiltrasyonu yapıldıktan sonra G numaralı 8-10 cm boyunda iğnelerle lumbal ponksiyon yapılır. Spinal anestezi için yaklaşım teknikleri olarak; median yaklaşım, lumbosakral yaklaşım, paramedian yaklaşım ve kontinü kateter teknikleri bulunsa da en çok tercih edilen teknikler median ve paramedian yaklaşımlardır. Median yaklaşım: En sık kullanılan tekniktir. Enjeksiyon seviyesinin belirlenmesinin ardından orta hattan uygulamayı içeren yaklaşımdır. Lumbal aralıklarda spinöz çıkıntıların arasından ve bu çıkıntıların yönüne paralel şekilde hafif kraniyale doğru eğimli şekilde ilerlenir. Bu ilerleme sırasında geçilen tabakaların oluşturduğu direnç hissedilir ve bu direnç lig. flavumun geçilmesiyle kaybolur. Bundan sonra dura delinir ve iğnenin ucundan BOS gelmesiyle doğrulanır. Median yaklaşım sırasında geçilen tabakalar dıştan içe şu sırayladır: Cilt Cilt altı Ligamentum supraspinale Ligamentum interspinale Ligamentum flavum Duramater Araknoid mater (6) 11

16 Paramedian yaklaşım: Supraspinöz ve interspinöz ligamentlerden geçmeden subaraknoid aralığa giden yolda ligamentum flavum ana hedeftir. Enjeksiyon orta hattın bir parmak dışından ve intervertebral aralığın kaudal kenarından yapılır. İğneye hafifçe başa doğru (ciltle 80 o ) ve ucu 4 cm derinlikte orta hatta olacak şekilde eğim verilerek ilerlenir. Paramedian yaklaşım sırasında geçilen tabakalar dıştan içe doğru şu sırayladır: Cilt Cilt altı Paravertebral kaslar Ligamentum flavum Duramater Araknoid mater (6). Spinal sıvının serbestçe damladığının gözlenmesinden sonra lokal anestezik, saniyede 1 ml hızla enjekte edilir. Spinal sıvının kanlı gelmesi lokal anestezik enjeksiyonu için bir kontrendikasyondur. Sıklıkla ponksiyonu takiben ilk bir kaç damla kan içerebilir, beş altı damladan sonra spinal sıvı berraklaşır. Enjeksiyondan sonra hasta sırt üstü yatar duruma getirilir. Gerekirse masaya baş aşağı veya baş yukarı pozisyon verilebilir. Bundan sonra kan basıncı ve anestezi seviyesi hemen ve kısa aralıklarla kontrol edilmelidir. Kan basıncının, lokal anesteziğin yayılım yönü ve seviyesinin bir göstergesi olduğu unutulmamalıdır. Analjezi seviyesi hasta ile kooperasyon kurularak cildin bir klemple tutulması veya iğne testi ile kolaylıkla belirlenebilir. Subaraknoid aralığa verilen lokal anestezik ön ve arka kök liflerini bloke eder. İlk olarak duyu lifleri; sırası ile ağrı, ısı, propriyoseptif duyu, iskelet kas tonusu, en son olarak motor lifler bloke olur. En dirençli duyu pozisyon duyusudur. Düşük konsantrasyon ve dozda lokal anestezik ile motor blok oluşmaksızın yalnız duyu bloku elde edilebilir. Bu tip blokaja differansiyel veya selektif blok adı verilir ve özellikle kronik, tedaviye dirençli ağrıların tedavisinde uygulanır (6). Spinal Anestezi Endikasyonları 1-Cerrahi endikasyonlar: Alt ekstremite, gluteal bölge, perine bölge cerrahileri, alt abdomen, lomber vertebra, ürolojik endoskopik cerrahiler, rektal cerrahiler, obstetrik cerrahiler, vajinal doğum ve sezaryen, pediyatrik cerrahi. 12

17 2-Vazospastik hastalıkların organik kökenli hastalıklardan ayrımı 3-Terapötik endikasyonlar: Vazospastik patolojiler, akut pankreatit, mezenter arter trombozu, koroner ağrılar (4,8,11-13). Spinal Anestezi Kontrendikasyonları 1-Mutlak kontrendikasyonlar: Enjeksiyon bölgesinde enfeksiyon, septisemibakteriyemi, koagülopati, şok veya ciddi hipovolemi, artmış kafa içi basıncı, terapötik antikoagülasyon, hastanın işlemi reddetmesi. 2-Rölatif kontrendikasyonlar: Periferik nöropati, mini doz heparin uygulanması, psikoz veya demans, aspirin ve diğer antitrombositer ilaçlar, bazı kalp hastalıkları (aort stenozu), demiyelinizan santral sinir sistemi hastalıkları, koopere olmayan hastalar, süresi belli olmayan cerrahi, sırt ağrısı, geçirilmiş lomber cerrahi, cerrahın işlemi reddetmesi (4,8,12,13). Spinal Anestezinin Sistemlere Etkileri Kardiyovaskuler sisteme etkileri: Sempatik blokajın en önemli etkisi kardiyovasküler sistemde oluşan değişikliklerdir. Görülen en önemli komplikasyon hipotansiyondur. Sempatik denervasyon bölgesindeki arter ve arterioller dilate olmakta, total periferik direnç, dolayısıyla arteriyel basınç düşmektedir. Kan basıncındaki bu düşme, sempatik liflerin etkilenmediği alanlarda kompansatuar vazokonstrüksiyon gelişmesi nedeniyle, sempatik denervasyonun derecesi ile orantılı değildir. Total spinal blokta bile normal kişilerde arter ve arteriollerin otonom tonusu nedeniyle total periferik dirençteki azalma %12-14 oranında kalır. Hipotansiyon oluşumunda arteriyel dilatasyon yanında venöz dolaşımdaki değişiklikler de önemlidir. Ven ve venüllerde de arter ve arteriollerdeki kadar tonus kaybı söz konusudur. Ancak denerve olan venler tonuslarını koruyamadıklarından maksimum derecede dilate olurlar. Venöz kapasite artışı ve kanın buralarda sekestre olması sonucunda venöz dönüş azalır, kardiak output ve kan basıncı düşer. Pregangliyoner sempatik lifler T 1 -L 2 segmentlerinden kaynaklanırlar. Bu nedenle L 2 segmentinin altında kalan bloklarda kardiyovasküler etkiler minimal düzeyde oluşur. Bu segmentin üstüne çıkan bloklarda ise sempatik denervasyonun derecesi artar. T 1-3 e ulaşan blok tam sempatik denervasyon ile sonuçlanır. Pregangliyoner kardiyoakseleratör T 1-4 liflerinin blokajı ve venöz 13

18 dönüşteki azalma sonucu sağ kalp basıncı düşer, gerilme reseptörleri aracılığıyla bradikardi gelişir. Kan basıncı değerlerinin kontrol değerinin %25 i kadar düşmesi ile oluşan hipotansiyon tedavi edilmelidir. Spinal anestezi planlanan hastada volüm açığı varsa hipotansiyon daha belirgin şekilde ortaya çıkar. Bu nedenle hastalara işlem öncesinde intravenöz sıvı verilmesi önemlidir. Hipotansiyon gelişen hastada intravenöz sıvı verilmesi hızlandırılır, hastanın ayakları kaldırılır, oksijen verilir. Bradikardi gelişmiş ise atropin 0.5 mg iv uygulanır. Hipotansiyonun devam etmesi halinde α ve β mimetik etkili bir vazopressör olan efedrin 5-10 mg iv uygulanabilir (2,4,10,12-14). Solunum sistemine etkileri: Oda havasında spontan soluyan hastalarda spinal anestezi sırasında arteriyel kan gazları değişmez. İstirahat soluk hacmi, maksimum inspiratuar hacim ve maksimal inspiryumda oluşan negatif intraplevral basınç etkilenmeden kalır. Diafragma innervasyonunun C 4 segmentinden çıkan spinal sinirlerle sağlanması nedeniyle, bloğun yükselerek interkostal kasları etkilemesi solunum parametrelerinde önemli bir değişikliğe neden olmaz. Ancak yüksek seviyeli torakal spinal anestezide maksimum soluma kapasitesi, maksimum ekspiratuar hacim ve zorlu ekshalasyondaki maksimum intraplevral basınçlar anlamlı derecede azalır. Ekspiryum sırasındaki solunum mekaniğindeki bozukluk trakeal ve bronşiyal sekresyonların atılımını zorlaştırır (2,4,10,12). Solunum durması oldukça zor ve seyrektir. Bunun nedeni frenik sinirin tutulması değil, kan basıncı ve kardiak outputtaki düşüşe bağlı medullar solunum merkezlerinde gelişen iskemidir. Hipotansiyon ve kardiak outputun düzeltilmesiyle solunum kendiliğinden geri döner (4,12-14). Seviye yükseldikçe torakal dermatomlar etkilenerek interkostal paralizi gelişir. Diyafragma sağlıklı kişilerde interkostal paraliziyi kontrol eder. Ancak bu kompansasyon assiti olan, obez, gebe, akciğer problemi olan hastalarda mümkün değildir ( 4,6,13). Motor blok seviyesi sensöryal blok seviyesinden genelde daha aşağıda olduğundan orta seviyeli servikal sensöryal anestezide bile frenik sinir etkilenmez. Total spinal anestezi sonucu gelişen frenik sinir paralizisine bağlı solunum arresti oldukça nadirdir (2,4,13). Karaciğer üzerine etkileri: Spinal anestezide, arteriyel kan basıncındaki azalmaya paralel olarak hepatik kan akımı da azalır. Bu azalma sistemik arteriyel ve hepatik venöz oksijen içeriğindeki farkın artışına neden olur. Karaciğer fonksiyonları normal olan hastalar 14

19 ile önceden bilinen karaciğer hastalığı olanlar arasında, spinal veya genel anestezi uygulamaları sonrası hepatik disfonksiyon gelişme sıklığı aynıdır. Spinal anestezinin bu hastalarda avantaj ya da dezavantajları henüz kanıtlanamamıştır. Bununla beraber, preoperatif dönemde karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda, uygun vakalarda, genel anestezi yerine spinal anestezinin tercih edilmesi önerilir (4,6,12,13). Böbrekler üzerine etkileri: Spinal anestezi sırasında ortalama arter basıncı 50 mmhg nın altına düşene kadar renal kan akımı korunur. 50 mmhg nın altına düşmesi durumunda ise renal kan akımı ve idrar çıkışında geçici azalmalar olur. Ciddi ve uzun hipotansif periyodlar görülse bile, postoperatif dönemde kan basıncının normale dönmesi ile renal fonksiyonlar düzelir (4,6,12,13). Hormonal ve metabolik yanıt üzerine etkiler: Spinal anestezi sırasında genel anestezide gözlenmeyecek şekilde, operasyon sahasından çıkan nosiseptif uyarılara karşı oluşan hormonal ve metabolik yanıtlar bloke olur. Ancak bu etki geçicidir. Spinal anestezinin etkilerinin ortadan kalkmasından sonra aynı operasyonu genel veya spinal anestezi altında geçiren hastaların metabolik ve hormonal yanıtları birbirinden ayırt edilemez (4,10,12,13). Sindirim sistemine etkileri: T 5 -L 1 düzeyinde sempatik blokaj sonucu, parasempatik tonus hakimiyeti ön plana çıkar ve buna bağlı olarak ince barsaklarda kontraksiyon ve sfinkterlerde gevşeme olur. Bu etki, karın duvarının gevşemesi ile birlikte iyi cerrahi koşullar sağlar. Hastaların %20 sinde bulantı ve kusma; serebral hipoksi, hipotansiyon ve cerrahi işlem esnasında organların çekilmesine bağlı gelişir (4,10,12,13). Mesane fonksiyonlarına etkisi: Spinal anestezide S 2-4 dermatomlarının blokajı sonucu mesane tonusu kaybolur, işeme refleksi inhibe olur ve idrar retansiyonu meydana gelebilir. Bu nedenle bu hastaların iyi takip edilmesi ve idrar retansiyonu gelişirse kateterizasyon gereklidir (4,10,12,13). İşlem sırasında parestezi gelişirse iğne kauda ekina içindeki bir siniri delip geçmiş veya yanlış yönlendirme sonucu bir spinal köke değmiştir. Bu durumlarda iğne geri çekilip tekrar denenmelidir. Enjeksiyon sırasında ağrı veya parestezi geliştiğinde de aynı 15

20 şekilde davranılmalıdır. Lokal anestezik ilacın fiksasyonu dakikada gercekleşmektedir. Spinal Anestezinin Komplikasyonları Blok sırasında görülen komplikasyonlar: Yetersiz spinal anestezi, yüksek yada total spinal blok, kardiyak arrest, solunum arresti, sistemik toksik reaksiyon, hipotansiyon, bradikardi, bulantı-kusma (4,6). Blok sonrası görülen komplikasyonlar: 1- Baş ağrısı, spinal fonksiyon yerinde ağrı, menenjit veya menengismus, nörolojik sekeller, idrar retansiyonu, enfeksiyon (4,6). 2-Yetersiz spinal anestezi; spinal anestezinin cerrahiye yetecek analjezik etkisi olmaması ile karakterizedir (4,13). 3-Yüksek spinal anestezi; yüksek servikal veya torasik spinal anestezide, önemli derecede hipotansiyon, bradikardi ve solunum yetmezliği gelişebilir. Hipotansiyon devam ederse medüller solunum merkezlerinin hipoperfüzyonu nedeniyle apne izlenebilir. Tedavisinde solunum ve dolaşım desteği gerekebilir (4,13). 4-Kardiyak arrest; sempatik blokaj ve vagal aktivite sonucu oluşur. Kardiyopulmoner resusitasyon ile hastaya müdahale edilmesi gerekir (4,6,13). 5-Solunum arresti; yüksek spinal blok sonrası görülen hipotansiyona sekonder gelişen serebral hipoksi ve santral depresyon nedeniyle gelişir. Etyoloji santral depresyon değilse lokal anestezik etkisi geçene kadar yapay ventilasyon uygulanır. Etyoloji santral depresyon ise önce hipotansiyon tedavi edilmelidir (4,13). 6-Sistemik toksisite; yüksek dozda kullanılan lokal anestezikler Santral Sinir Sistemi (SSS) ni (nöbet ve bilinç kaybı) ve kardiyovasküler sistemi (hipotansiyon, aritmiler, kardiyovasküler kollaps) etkileyerek sistemik toksisiteye neden olabilirler. Etyoloji ve komplikasyonlara yönelik tedavi edilir. Alerjik reaksiyon gelişirse sistemik yanıt kontrol altına alınarak öncelikle antihistaminik, steroid, adrenalin kullanılır (4,13). 7-Hipotansiyon; total periferik rezistansda, preload ve kardiak out-puttaki düşme ile ortaya çıkar. Öncelikle maske ile %100 oksijen verilmelidir. Hastaya hızlı bir şekilde iv sıvı 16

21 infüzyonu ( ml) yapılmalı, düzelmezse vazokonstrüktör bir ilaç (efedrin, meteraminol) kullanılmalıdır (4,6). 8-Bulantı ve kusma; serebral hipoksi, hipotansiyon veya cerrahi işlem sırasında organ çekilmesine bağlı olarak gelişir. Hipotansiyona sekonder ise hipotansiyon tedavi edilmelidir. Visseral reflekslerde inhalasyon veya iv anestezi gerekebilir (4,13). 9-Baş ağrısı; hastaların çoğunda spinal anesteziyi izleyen 1-2 gün içinde ortaya çıkmaktadır. İğnenin durayı deldiği yerden BOS kaçağı olmakta ve bu miktar 20 ml yi geçtiğinde baş ağrısı gelişmektedir. BOS basıncının düşmesi sonucu, beynin sıvı yastığından yoksun kaldığı ve ağrıya duyarlı yapıların gerilerek baş ağrısına neden olduğu kabul edilmektedir. Baş ağrısının gelişmesinde iğnenin kalınlığı, hastanın cinsiyeti (kadın), yaşı (genç) ve erken mobilize edilmesi etkili faktörlerdir. Ağrı sıklıkla frontal bölgede, daha az olarak da oksipital bölgede görülür, nadiren yaygın olabilir, zonklayıcı karekterdedir, bulantı ve kusma eşlik edebilir (4,13). Proflakside girişim öncesi sıvı yüklenmesi, daha ince spinal iğne seçimi (22-26 numara), doğru teknik uygulanması (dura lifleri longutüdinal uzanır) ile önlenebilir (4,6). Tedavide; Yatak istirahati ve abdominal bandaj, Kodein (30 mg) ve aminosalisilik asit (600 mg), Oral su alınımı (4 gün süre ile en az 3 lt/gün), Oral alınamıyorsa iv %5 dekstroz solüsyonu, Nikotinamid (100 mg) 2 gün süre ile günde 3 kez im, Anti diüretik hormon 1/2000 den günde 3 kez 1 ml im, ml serum fizyolojik ile ya da hastanın kendi kanı ile lomber epidural blok veya kaudal enjeksiyon uygulanır (4,6,12-14). 10-Menenjit ve menengismus; etyolojide hatalı ve yetersiz antiseptik teknik, lokal anestezik ajanın irritasyonu, septisemi veya lokal enjeksiyon varlığında spinal fonksiyon ve steril eldiven pudrası ile kontaminasyon rol oynayabilir (6,4,13). Semptomlar hafif ise tedavi gerektirmez iken menenjit tablosu oturmuşsa uygun antibiyoterapi yapılır (4,6). 11-Nörolojik komplikasyonlar; ciddi ve kalıcı nörolojik hasar son derece nadir olup, iskemi, direkt travma veya kullanılan ilaçların kimyasal etkilerinden kaynaklanır. Steril koşullara özen gösterilmesi, nörolojik belirtileri olan sistemik hastalıklarda spinal anestezi 17

22 uygulanmaması, toksisitesi yüksek ilaç ve yoğunluklardan kaçınılması ile bu olasılık en aza indirilebilir. Spinal kordda iskeminin başlıca nedeni hipotansiyondur. Aorta kros klemp konması, vasküler cerrahi gibi işlemler iskemi olasılığını arttırır. Enjeksiyon sırasında bir sinir kökünün travmatize olması da nörolojik hasara neden olabilir. Nörolojik komplikasyonların en önemlisi kronik adeziv araknoidittir. Erken veya geç dönemde görülebilir. En sık medulla spinalisin lumbosakral bölgesi etkilenir; perianal duyuda azalma, alt ekstremite motor fonksiyonlarında bozukluk, barsak ve mesane fonksiyonlarında azalma ile ortaya çıkabilir. Bazı hastalarda geçici nörolojik semptomlara rastlanabilir. Duyusal ve motor kayıp olmaksızın bacaklara yayılan bel ağrısı ile karakterizedir. Bloğun çözülmesinden sonra görülür; genellikle birkaç gün içinde spontan olarak geçer. Etyolojisi tam olarak aydınlatılamamıştır (4,6,13). 12-Sırt ağrısı; enjeksiyon esnasında lokal doku irritasyonu, hiperemi ve kaslarda refleks spazm görülebilir. Sonuç olarak hastalarda gün sürebilen sırt ağrısı şikayeti olabilir (4,6,13). 13-Kauda ekina sendromu; mesane ve anal sfinkter kontrolünün kaybı, perianal duyu kaybı, alt ekstremitede duyu veya motor kayıp ile karakterize, uzamış veya kalıcı nörolojik defisit olarak tanımlanır (4,13). 14-Üriner retansiyon; S 2-4 dermatomlarının blokajı sonucu mesane tonusu kaybolur, işeme refleksi inhibe olur ve idrar retansiyonu meydana gelebilir (4,13). 15-Spinal hematom; 1/ oranında görülür. Koagülasyon bozukluğu olan hastalar risk grubundadır (7,9). 18

23 GEREÇ VE YÖNTEMLER Çalışmamız Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurulu onayı (Ek-1) ve olguların izinleri (Ek-2) alındıktan sonra Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı nda yapıldı. Ortopedik cerrahi (alt ekstremite operasyonu) planlanan, pozisyon verilmesi zor olan, American Society of Anesthesiologists (ASA) risk sınıflaması I-II-III grubunda olan, yaşları 55 ile 80 arasında değişen toplam 50 olgu çalışma kapsamına alındı. Girişimi kabul etmeyenler; gebeliği, periferik damar hastalığı, kontrol altına alınamayan hipertansiyonu, orak hücreli anemisi, kardiyovasküler hastalığı, nörolojik ve nöropsikiatrik sorunu, daha önce geçirilmiş tromboemboli hikayesi, kullanılacak ilaçlara karşı allerji öyküsü, spinal anestezi uygulanacak bölgede enfeksiyonu olan ve antikoagülan tedavi alan olgular çalışma dışı bırakıldı. Olguların cins, yaş, boy ve vücut ağırlıkları, ASA risk grupları ve eşlik eden diğer hastalıkları (tanı konmuş hipertansiyon, diabetes mellitus, kardiyak hastalık) sorgulanarak kaydedildi. Ayrıca spinal anestezi için girişimi zorlaştırması muhtemel hastalıklar (Ankilozan Spondilit, Romatoid Artrit, Kifoskolyoz, Osteoartrit ve benzeri) kaydedildi. Preoperatif her hastanın hemoglobin, hematokrit, lökosit, trombosit, açlık kan şekeri, üre, kreatinin, sodyum, potasyum, kalsiyum, Aspartat aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT), protrombin ve parsiyel tromboplastin zamanı değerleri kontrol edilerek gereğinde replasman desteği ile olguların operasyona alınması sağlandı. İşlem sırasında olgu ile iletişimin tam olabilmesi için preoperatif değerlendirme sırasında premedikasyon amaçlı herhangi bir ilaç verilmedi. Operasyon öncesi hazırlık odasına alınan tüm olgulara 20 G intraket ile sol el sırtından damar yolu açılarak 10 ml/kg/saat hızında %0.9 NaCl infüzyonu başlandı. Operasyon odasına alınan tüm olgular 3 yollu elektrokardiyografi (EKG), non-invaziv kan basıncı (NİKB) ve periferik oksijen satürasyonu (SpO 2 ) ile monitörize edildi. 19

24 Çalışmaya dahil edilen 50 olgu, spinal anestezi uygulama tekniğine göre median yaklaşım grubu (Grup A) ve paramedian yaklaşım grubu (Grup B) olmak üzere rastgele seçilen 25 er kişilik iki gruba ayrıldı. Oturur pozisyonda L 4 -L 5 aralığından 25 G Quincke iğne ile subaraknoid aralığa girildikten sonra 3 ml (15 mg) levobupivakain HCL (Chirocaine 5 mg/10ml Abbott) ile oturur pozisyonda standart spinal anestezi uygulandı. Spinal anestezi masada çalışan anestezist (asistan doktor) tarafından uygulandı. İlk uygulamanın başarısızlığı durumunda aynı teknikle tekrar deneme yapıldı. İkinci denemede de başarısızlık söz konusu olduğunda aynı uygulayıcı tarafından diğer teknikle standart spinal anestezi uygulamasına geçildi. Masa anestezistinin üç denemesinin de başarısız olduğu durumda kıdemli anestezist (kıdemli asistan doktor) tarafından önce ilk uygulanan teknik ile bu denemenin de başarısızlığı durumunda diğer teknik ile spinal anestezi uygulandı. Başarısızlığı durumunda genel anestezi uygulamasına geçildi. Denemeleri yapan uygulayıcıların kıdemi ay olarak kaydedildi. Yapılan deneme sayısı, hangi yöntemin başarıyla uygulandığı, başarılı uygulamayı kimin yaptığı (masa anestezisti ya da kıdemli anestezist) kaydedildi. Blok uygulamasını takiben her iki dakikada bir duyusal blok seviyesi pinprick testi ile, motor blok seviyesi ise Bromage Skalası ile değerlendirildi ve kaydedildi. Duyusal blok T 10 seviyesine ulaşan hastalarda operasyona başlandı. İstatistiksel Değerlendirme Çalışmamızdaki istatistiksel analizler Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığının Lisanslı programı olan, 31N6YUCV38 seri numaralı Statistica 7.0 istatistik programı kullanılarak yapıldı. Median ve paramedian yaklaşım uygulanan grupların değerlerinin karşılaştırmasında, normal dağılım gösteren değişkenler için bağımsız gruplarda t testi, normal dağılım göstermeyen değişkenler için Mann-Whitney U testi kullanıldı. Kategorik değişkenlerin gruplar arası farklılığını araştırma için ki-kare testi kullanıldı. p<0,05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. 20

25 BULGULAR Demografik ve Klinik Özellikler Çalışmamıza, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı nda yaşları 55 ile 80 arasında değişen ve ortopedik alt ekstremite cerrahisi uygulanan toplam 50 olgu dahil edildi. Tüm olgulara spinal anestezi uygulandı. Olgular rastgele 25 kişilik iki gruba ayrıldı. Grup A (n=25); median yaklaşım uygulanacak hastalar, Grup B (n=25); paramedian yaklaşım uygulanacak hastalar olarak sınıflandırıldı. Gruplar arasında yaş ortalamaları; Grup A da 66,28 ± 8,98 (yıl); Grup B de 64,20 ± 9,22 (yıl) olarak bulundu ve gruplar arasında istatistiksel fark saptanmadı (p>0,05) (Tablo 1). Her iki gruptaki tüm olgulara ait veriler Tablo 2 ve Tablo 3 de verilmiştir. Tablo 1. Olguların demografik ve klinik özellikleri Grup A (n=25) (Ort ± SD) Grup B (n=25) (Ort ± SD) YAŞ (yıl) 66,28 ± 8,98 64,20 ± 9,22 *0,423 KİLO (kg) 74,20 ± 16,49 77,00 ± 15,80 *0,543 BOY (cm) 162,88 ± 6,35 158,96 ± 8,16 *0,065 VKİ 27,93 ± 5,73 30,49 ± 6,15 *0,134 ASA 2,12 ± 0,78 1,92± 0,64 **0,316 ASA: American Society of Anesthesiologists; Ort±SD: Ortalama ± standart deviasyon; VKİ: Vücut kitle indeksi; *: Student t testi; **: Mann-Whitney U testi. p 21

26 Tablo 2. Grup A ya ait veriler Hasta no Yaş (yıl) Ağırlık (kg) Boy (cm) ASA UZH DS BY BYUK GAG BROMAGE DBMS A var 3 A k - 3 T 6 A yok 1 A m - 3 T 6 A var 3 A k - 3 T 6 A yok A yok 1 A m - 3 T 6 A yok 3 A k - 3 T 6 A yok 1 A m - 3 T 6 A yok 3 A k - 3 T 6 A var 4 B k - 2 T 6 A var 1 A m - 3 T 6 A var 4 B k - 3 T 6 A var 3 B m - 3 T 6 A yok 1 A m - 3 T 10 A yok 1 A m - 3 T 6 A yok 4 B k - 3 T 6 A yok 1 A m - 3 T 6 A yok 2 A m - 3 T 6 A var 1 A m - 3 T 6 A var 4 B k - 3 T 6 A yok 3 A k - 3 T 6 A yok 4 B k - 3 T 6 A var 1 A m - 3 T 6 A yok A yok A yok A:.Median yaklaşım; ASA: American Society of Anesthesiologists; B: Paramedian yaklaşım; BY: Başarılı yaklaşım; BYUK: Başarılı yaklaşımı uygulayan kişi; DBMS: Duyusal bloğun maksimum seviyesi; DS: Deneme sayısı; GAG: Genel anesteziye geçiş; k: Kıdemli anestezist; m: Masa anestezisti; T: Torakal; UZH: Uygulamayı zorlaştıran hastalık. 22

27 Tablo 3. Grup B ye ait veriler Hasta no Yaş (yıl) Ağırlık (kg) Boy (cm) ASA UZH DS BY BYUK GAG BROMAGE DBMS B yok B yok B yok 1 B m - 3 T 8 B var 2 B m - 3 T 6 B yok 2 A m - 3 T 8 B var 2 B m - 3 T 10 B var 2 A m - 3 T 6 B yok 1 B m - 3 T 6 B var 1 B m - 3 T 6 B yok 1 B m - 3 T 6 B yok 1 B m - 3 T 10 B yok 3 B k - 3 T 10 B yok 4 A k - 2 T 6 B yok 2 B m - 3 T 6 B yok 3 A m - 3 T 6 B yok 3 B k - 3 T 6 B yok 1 B m - 3 T 6 B yok 2 B m - 3 T 6 B var 2 B m - 3 T 6 B var 2 B m - 3 T 6 B var 1 B m - 3 T 6 B yok 4 A k - 3 T 6 B yok 3 B k - 3 T 6 B yok 1 B m - 3 T 6 B var 2 B m - 3 T 6 A:.Median yaklaşım; ASA: American Society of Anesthesiologists; B: Paramedian yaklaşım; BY: Başarılı yaklaşım; BYUK: Başarılı yaklaşımı uygulayan kişi; DBMS: Duyusal bloğun maksimum seviyesi; DS: Deneme sayısı; GAG: Genel anesteziye geçiş; k: Kıdemli anestezist; m: Masa anestezisti; T: Torakal; UZH: Uygulamayı zorlaştıran hastalık. 23

28 Olguların ağırlık ortalamaları (kg); Grup A da 74,20 ± 16,490; Grup B de 77 ± 15,80 olarak bulundu ve gruplar arasında istatistiksel fark saptanmadı (p>0,05) (Tablo 1). Olguların boy ortalamaları (cm); Grup A da 162,88 ± 6,35; Grup B de 158,96 ± 8,16 olarak bulundu ve gruplar arasında istatistiksel fark saptanmadı (p>0,05) (Tablo 1). Olguların VKİ leri; Grup A da 27,93 ± 5,73; Grup B de 30,49 ± 6,15 olarak bulundu ve gruplar arasında istatistiksel fark saptanmadı (p>0,05) (Tablo 1). Olguların ASA skorları Grup A da 2,12 ± 0,78; Grup B de 1,92± 0,64 olarak bulundu, gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0,05) (Tablo 1). Anestezi Seviyeleri Uygulanan spinal anestezi ile ulaşılan duyusal blok seviyeleri ve bu seviyeye ulaşan olgu sayıları Tablo 4 de gösterilmiş olup her bir seviyeye ulaşan olgu sayılarında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p>0,05). Motor blok düzeylerinde, Bromage skalasının 3 e ulaştığı olgu sayılarında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p>0,05) (Tablo 4). Tablo 4. Duyusal ve motor blok seviyeleri Grup A (n=25) Grup B (n=25) p T6 ya ulaşanlar Duyusal blok seviyesi T8 e ulaşanlar 0 2 T10 a ulaşanlar 1 3 *0,287 T10 a ulaşmayanlar (Genel anesteziye geçilen) 4 2 Motor blok seviyesi Bromage 3 e ulaşanlar 2,48 ± 1,12 (Ort ± SD) 2,72 ± 0,84 (Ort ± SD) **0,428 Ort±SD:.Ortalama ± standart deviasyon; T: Torakal; *:Ki kare testi; **: Mann-Whitney U testi. 24

29 Uygulama İle İlgili Bulgular Spinal anestezi deneme sayısı; Grup A da 3,04 ± 1,77, Grup B de 2,52 ± 1,48 olarak saptanmış olup gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0,05) (Tablo 5). Tablo 5. Uygulama ile ilgili veriler Uygulamayı zorlaştıran hastalık İlk yaklaşım yöntemi Başarılı yaklaşım yöntemi Başarılı uygulamayı yapan kişi Grup A Grup B (n=25) (n=25) yok 16 (%64) 17 (%68) var 9 (%36) 8 (%32) median 25 (%100) 0 paramedian 0 25 (%100) median 15 (%71) 5 (%22) paramedian 6 (%29) 18 (%78) asistan 11 (%52) 18 (%78) kıdemli asistan 10 (%48) 5 (%22) p *0,765 0 *1,000 *0,070 Deneme sayısı (Ort±SD) 3,04 ± 1,77 2,52 ± 1,48 **0,372 Genel anesteziye geçiş hayır 21 (%84) 23 (%92) evet 4 (%16) 2 (%8) *0,667 Ort±SD: Ortalama ± standart deviasyon; *:Ki kare testi; **:Mann-Whitney U testi. Grup A ve B de, uygulamayı zorlaştıran hastalıkların olduğu ve olmadığı olguların sayılarının gruplar arasında karşılaştırmasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0,05) (Tablo 5). Grup A ve B de, başarılı yaklaşım biçiminin median ve paramedian olduğu olguların sayılarında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0,05) (Tablo 5). Grup A ve B de, başarılı uygulamayı yapan kişinin kıdemli olduğu ve olmadığı olguların sayıları karşılaştırıldığında iki grup arasındaki fark istatiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0,05) (Tablo 5). Grup A ve B de, genel anesteziye geçilen ve geçilmeyen olguların sayılarının gruplar arasında karşılaştırmasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0,05) (Tablo 5). 25

30 TARTIŞMA Rejyonal anestezi, postoperatif komplikasyonlar açısından genel anesteziye göre daha güvenli olduğu ve etkin bir ağrı tedavisine olanak sağladığı için alt ekstremite operasyonlarında tercih edilen bir anestezi yöntemidir. Genel ve rejyonal anestezi uygulamaları karşılaştırıldığında, kalça kırığından sonra postoperatif erken dönemde derin ven trombozu ve mortalite riskinin, rejyonal anestezide daha az olduğu saptanmıştır (15). Hızlı başlangıcı ve tromboemboli riskinin az olması nedeniyle ortopedik girişimlerde yaygın olarak tercih edilen rejyonal anestezi yöntemi spinal anestezidir (16). Nöroaksiyal blok oluşturmak için uygulamada kullanılan median ve paramedian yaklaşımların içinde median yaklaşım daha çok tercih edilir (17,18). Median yaklaşımın sıklıkla tercih edilmesinin nedeni; üç boyutlu görüşe daha az gereksinim göstermesi, ligamentum flavumun en geniş parçasının median kısımda olması ve dolayısıyla hastaların çoğunda uygulama yerinin kolayca tanımlanabilmesidir (19). Bu bilgilerin ışığında uygulamada geleneksel yaklaşım ile klasik median yöntem ile orta hattan dura liflerine paralel girilip, mümkün olduğunca az lifi hasarlayarak dural ponksiyon yapılması ve böylece BOS kaçağının azaltılması amaçlanır (20,21). Ancak avantajlarına rağmen median yaklaşım uygulamada orta hattan yaklaşımı zorlaştıran problemler söz konusu olduğunda, özellikle geriatrik popülasyonda omurganın yapısal elemanlarında meydana gelen dejeneratif değişiklikler, dejeneratif vertebral hastalıklar, iletişim kurulamayan yaşlı olgular, alt ekstremite kırıkları, abdominal kitle ve ağrı vs gibi 26

31 nedenlerle uygun pozisyon verilemeyen durumlarda teknik olarak zor uygulanabilir ve alternatif olarak paramedian yaklaşım tercih edilebilir (22-24). Bazı durumlarda ise paramedian yaklaşım median yaklaşıma göre daha avantajlı olabilmektedir. Lomber aralığın darlığında, lomber omurgayla ilgili anatomik noktaların tanımlanmasında güçlük çekilen durumlarda paramedian yol, iğnenin orta çizgide ilerlemesini engelleyen kemikli yapıyı bypass ettiği için daha yüksek başarı sağlayan bir teknik olarak düşünülmektedir (19,25). Her iki yaklaşımın da biribirlerine göre üstünlükleri ve sakıncaları olması nedeniyle biz de çalışmamızda spinal anestezi uygulamasında pozisyon verilmesi güç olan ve alt ekstremite cerrahisi planlanan 50 ortopedik cerrahi olgusunda median ve paramedian yaklaşımı uygulama kolaylığı bakımından karşılaştırmayı amaçladık yaş aralığında ve ASA I-II-III grubundan seçilen olgularımız rastgele 25 er kişilik iki gruba ayrıldı. Spinal anestezi için deneme sayısı en az bir ve en çok beş olarak öngörüldü. Median yaklaşım grubunda 25 olgudan 15 ine median yaklaşımla spinal anestezi başarıyla uygulandı. Olguların 10 unda başarısız median yaklaşımı takiben paramedian yaklaşım denendi ve 6 olguda başarı ile spinal anestezi gerçekleştirildi. Diğer 4 olguya genel anestezi uygulandı. Paramedian yaklaşımla spinal anestezi uygulanan 25 olgudan 18 inde spinal anestezi başarı ile uygulandı; 7 olguya median yaklaşım denendi, 5 inde spinal anestezi başarı ile gerçekleştirildi ve 2 olguda da genel anesteziye geçildi. İki yaklaşım yöntemi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamış olmakla birlikte, klinik olarak paramedian yaklaşımla spinal anestezi uygulamasının daha başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü paramedian yaklaşımla yapılan uygulamalarda başarı oranı daha yüksekti (%78). Ayrıca başarılı uygulamayı yapan kişilerin %78 oranında asistan doktor olmasına rağmen deneme sayısının daha az olması paramedian yaklaşımın daha kolay uygulanabileceğini de düşündürdü. Araştırmanın daha fazla sayıda olguda yapıldığında belirlenen bu farkın istatistiksel olarak da anlam ifade edeceğini düşünmekteyiz. İki yaklaşımın sağladığı duysal ve motor blokaj düzeyleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmedi. Klinik olarak median yaklaşım grubunda duysal blok seviyesi daha yüksekti. Median ve paramedian yaklaşım spinal anestezi dışında epidural ve kombine spinal epidural anestezide de kullanılmaktadır. 27

Spinal, Epidural, Kombine, RİVA ve Komplikasyonları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI. Rejyonel Anestezi Nedir?

Spinal, Epidural, Kombine, RİVA ve Komplikasyonları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI. Rejyonel Anestezi Nedir? Ders 6 Spinal, Epidural, Kombine, RİVA ve Komplikasyonları Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI www.ahmetemreazakli.com Rejyonel Anestezi Nedir? Bilinç kaybı olmaksızın, operasyonun gerçekleşeceği bölgede ağrısızlık

Detaylı

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK TORAKAL EPİDURAL ANESTEZİ VE FEMORAL BLOK YÖNTEMİ A.DOSTBİL*, H.BAŞEL**, Ö.TEKİN***, M.ÇELİK*, A.AHISKALIOĞLU*, AF.ERDEM* *ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

/ Bölgesel Anestezi /

/ Bölgesel Anestezi / Anestezi Uygulama II 2018-2019 Bahar / Ders:1 / Bölgesel Anestezi / Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Neler Öğreneceğiz? Genel bir anatomi, fizyoloji ve farmakoloji bütünlüğü içerisinde; tüm patofizyolojik etkilenimlerle

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Lokal anestetik preparatları

Lokal anestetik preparatları Lokal anestetikler Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 21.10.2010 Lokal anestetik preparatları 2 2/30 1 3 3/30

Detaylı

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

Hazırlayan Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim Gelişim Hemşiresi 2014

Hazırlayan Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim Gelişim Hemşiresi 2014 Hazırlayan Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim Gelişim Hemşiresi 2014 Sedasyon Uygulamaları Günübirlik Anestezi Sonrası Derlenme Safhaları Modifiye Aldrete Skoru Nedir ve Nerede Kullanılır? Modifiye

Detaylı

IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ Nagihan KARAHAN*, Murat AKSUN*, Senem GİRGİN*, Tevfik GÜNEŞ**, Levent YILIK**, Ali GÜRBÜZ** * İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Anesteziyoloji

Detaylı

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde Sunum Planı İnvaziv Girişimler Santral Venöz Kateter Uygulamaları Kardiyak Pacemaker Arteriyel Kanülasyon SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar iv yol Uzun süreli iv yol ihtiyacı Hemodinamik monitorizasyon

Detaylı

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1 TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1 Vertebral Kolon 33 omur 23 intervertebral disk 31 çift periferik sinir VERTEBRA KIRIKLARI 3 OMURGANIN EĞRİLİKLERİ Servikal bölgede

Detaylı

PEDİYATRİK KALP CERRAHİSİNDE REKTAL YOLLA VERİLEN KETAMİN, MİDAZOLAM VE KLORALHİDRAT PREMEDİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

PEDİYATRİK KALP CERRAHİSİNDE REKTAL YOLLA VERİLEN KETAMİN, MİDAZOLAM VE KLORALHİDRAT PREMEDİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI PEDİYATRİK KALP CERRAHİSİNDE REKTAL YOLLA VERİLEN KETAMİN, MİDAZOLAM VE KLORALHİDRAT PREMEDİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI Dr. Mehmet ÇİMEN, Dr. Halide Oğuş,Dr Banu Şebnem Saraç, Dr. Füsun GÜZELMERİÇ,Dr.

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 COLUMNA VERTEBRALİS 2 COLUMNA VERTEBRALİS 1) Columna vertebralis pelvis üzerine merkezi olarak oturmuş bir sütuna benzer ve destek vazifesi görerek vücudun dik durmasını

Detaylı

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Süleyman Demirel Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji AD*, Biyokimya AD**, Kalp Damar Cerrahi

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Yetişkinde Gergin Omurilik Sendromu ve Eşlik Eden Toraks Deformitesi Gergin omurilik, klinik bir durumdur ve zemininde sebep olarak omuriliğin gerilmesi sonucu

Detaylı

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak Zeliha Korkmaz Dişli 1, Necla Tokgöz 2, Fatma Ceyda Akın Öçalan 3, Mehmet Fa>h Korkmaz 4, Ramazan Bıyıklıoğlu 2 1 Anesteziyoloji Bölümü, Malatya Devlet Hastanesi 2

Detaylı

Ağrısız Doğumda Sezaryen Endikasyonu Gelişirse! Tülay ÖZKAN SEYHAN

Ağrısız Doğumda Sezaryen Endikasyonu Gelişirse! Tülay ÖZKAN SEYHAN Ağrısız Doğumda Sezaryen Endikasyonu Gelişirse! Tülay ÖZKAN SEYHAN İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji A.D. Epidural doğum analjezisi epidural cerrahi anestezi İlk kez 1973 - Milne ve Lawson 112/120

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

Columna vertebralis (omurga); vücudun arka ve orta kısmında yer alır, kemikten ve kıkırdaktan oluşur ve içinde omuriliği barındırır.

Columna vertebralis (omurga); vücudun arka ve orta kısmında yer alır, kemikten ve kıkırdaktan oluşur ve içinde omuriliği barındırır. Columna vertebralis (omurga); vücudun arka ve orta kısmında yer alır, kemikten ve kıkırdaktan oluşur ve içinde omuriliği barındırır. İskeletin önemli bir bölümüdür ve temel eksenidir. Sırt boyunca uzanır

Detaylı

Rejyonel Anestezi. Fatiş Altındaş Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD

Rejyonel Anestezi. Fatiş Altındaş Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD Rejyonel Anestezi Fatiş Altındaş Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD Rejyonel anestezi-tanımı Vücudun belli bölgelerinde cerrahi uyarana ve/veya diğer girişimlere karşı duyarsızlık oluşturur. alt ekstremite,

Detaylı

KAUDAL ANESTEZĠ. Hazırlayan:Dr.Mert Akbaş, FIPP

KAUDAL ANESTEZĠ. Hazırlayan:Dr.Mert Akbaş, FIPP KAUDAL ANESTEZĠ Hazırlayan:Dr.Mert Akbaş, FIPP Kaudal anestezi epidural anestezinin sakral bölgeden uygulanmasıdır. ANATOMİ: Sakrum, beş sakral vertebranın birleşmesi ile oluşan büyük bir üçgen şeklindedir.

Detaylı

Tarih Konunun Adı Öğretim Üyesi

Tarih Konunun Adı Öğretim Üyesi 2014-2015 EĞİTİM YILI S.H.M.Y.O ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ BÖLÜMÜ 2. SINIF 1. DÖNEM ANESTEZİ CİHAZI VE EKİPMANLARI DERS PROGRAMI Tarih Konunun Adı Öğretim Üyesi 19/09/2014 Anestezi Cihazı ve Bölümleri 26/09/2014

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma 1. YIL ilk yarıyıl (güz dönemi) BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma 09.00-09.50 SHMY101 ANES-101 ANES-101

Detaylı

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ SUNU PLANI Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik bakım amacı Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Femoral Komplikasyonlar External kanama ve hematom (%2-15) Psödoanevrizma (%1-5) Retroperitoneal hematom (

Detaylı

GEBELERDE FARKLI VÜCUT KİTLE İNDEKSLERİNİN SPİNAL ANESTEZİ SEVİYESİ VE SÜRESİNE ETKİSİ

GEBELERDE FARKLI VÜCUT KİTLE İNDEKSLERİNİN SPİNAL ANESTEZİ SEVİYESİ VE SÜRESİNE ETKİSİ T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Doç. Dr. Cavidan ARAR GEBELERDE FARKLI VÜCUT KİTLE İNDEKSLERİNİN SPİNAL ANESTEZİ SEVİYESİ VE SÜRESİNE ETKİSİ

Detaylı

SPİNAL ANESTEZİDE KULLANILAN BUPİVAKAİN ve LEVOBUPİVAKAİNİN ETKİ BAŞLANGIÇ SÜRELERİNİN ve HEMODİNAMİK DEĞİŞİKLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

SPİNAL ANESTEZİDE KULLANILAN BUPİVAKAİN ve LEVOBUPİVAKAİNİN ETKİ BAŞLANGIÇ SÜRELERİNİN ve HEMODİNAMİK DEĞİŞİKLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI T.C Sağlık Bakanlığı Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi I. Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Şef Dr. Gülşen Bican SPİNAL ANESTEZİDE KULLANILAN BUPİVAKAİN ve LEVOBUPİVAKAİNİN ETKİ BAŞLANGIÇ SÜRELERİNİN

Detaylı

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI Endovenöz Radyofrekans Ablasyon Varis ve venöz yetersizlik toplumda en sık görülen belki de bu nedenle kanıksanabilen ciddi bir hastalıktır.venöz yetersizliğin ana nedeni

Detaylı

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 PREOPERATİF BAKIM ve Hazırlık 2 Genel olarak, planlanmış ameliyat için hazırlık üç aşamada uygulanır: Hastanın

Detaylı

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM YOĞUN BAKIMA HASTANIN KABULÜ Açık kalp ameliyatı yapılan hastaların ameliyathaneden yoğun bakıma transferi entübe

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

GEBELİK VE PULSATİL AKIM EŞLİĞİNDE KARDİYOPULMONER BAYPAS

GEBELİK VE PULSATİL AKIM EŞLİĞİNDE KARDİYOPULMONER BAYPAS GEBELİK VE PULSATİL AKIM EŞLİĞİNDE KARDİYOPULMONER BAYPAS Gamze SARKILAR, *Cüneyt NARİN, Elmas KARTAL, *Erdal EGE Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD *Selçuk Üniversitesi

Detaylı

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon Dr.Canan Aykut Bingöl Yeditepe Üniversite Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Kardiak Arrest 200 000-375 000 kardiak arrest/yıl (ABD) %20 spontan dolaşım sağlanıyor

Detaylı

Çalışmaya dahil edilme kriterleri

Çalışmaya dahil edilme kriterleri Dr.TUĞBA YİĞİT Amaç Bu çalışmada; koroner arter baypas cerrahisi geçirecek hastalarda genel anesteziyle kombine yüksek torakal epidural analjezinin, genel anesteziyle karşılaştırıldığında hemodinamik parametreler

Detaylı

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları Sunum planı Olgularla Kan Gazı Değerlendirilmesi Dr. Ayhan ÖZHASENEKLER Acil Tıp Uzmanı Diyarbakır Devlet Hastanesi Neden Arteryel Kan Gazı ( AKG)? Değerlendirilen Parametreler Neler? Asit-Baz Dengesi

Detaylı

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi Spontan Foot Drop (Düşük k Ayak) Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi Dr. Mustafa Akgün, Dr. Zehra Akgün, Dr. Christoph Garner Mentamove Merkezi Bursa Türkiye Keywords: Lumbar Disc Disease, Foot Drop,

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU ÖĞRENCİNİN ADI SOYADI : OKUL NUMARASI :. STAJ DÖNEMİ :. STAJ YAPTIĞI KURUM :. ÖĞRENCİNİN

Detaylı

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi Tarihçe Tarihsel olarak ilk extrakorporeal dolaşım ve kardiyopulmoner bypas(kbp)larda prime volumu

Detaylı

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) Otonom sinir sitemi iki alt kısma ayrılır: 1. Sempatik sinir sistemi 2. Parasempatik sinir sistemi Sempatik ve parasempatik sistemin terminal nöronları gangliyonlarda

Detaylı

Abdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

Abdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK Abdominal Aort Anevrizması Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Giriş ve tanım Epidemiyoloji Etyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı, ayırıcı tanı Tedavi Giriş ve Tanım Anevrizma,

Detaylı

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ Dr. Lale Sever Intradiyalitik Komplikasyonlar Sık Kalıcı morbidite Mortalite Hemodiyaliz Komplike bir işlem! Venöz basınç monitörü Hava detektörü

Detaylı

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ OSTEOARTRİT Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ Eklem kıkırdağından başlayıp, eklemlerde mekanik aşınmaya ve dejenerasyona yol açan kronik bir eklem hastalığıdır. LİTERATÜRDEKİ İSİMLERİ ARTROZ DEJENERATİF ARTRİT Yavaş

Detaylı

Anestezi ve Termoregülasyon

Anestezi ve Termoregülasyon Anestezi ve Termoregülasyon Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Termoregülasyon Nedir? Isının düzenlenmesi, korunması, ideal aralığa getirilmesi amacıyla vücudun meydana getirdiği

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 9 Serebrum Bazal Çekirdekler Orta Beyin (Mezensefalon) Beyin sapının üzerinde, beyincik ve ara beyin arasında kalan bölüm Farklı duyu bilgilerini alarak bütünleştirir ve kortekse

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

ÇOCUK YOĞUN BAKIMDA ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE SANTRAL KATETER UYGULAMALARI

ÇOCUK YOĞUN BAKIMDA ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE SANTRAL KATETER UYGULAMALARI ÇOCUK YOĞUN BAKIMDA ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE SANTRAL KATETER UYGULAMALARI Uzm. Dr. Orkun TOLUNAY Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ŞİŞLİ ETFAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 2. ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON KLİNİĞİ KLİNİK ŞEFİ: UZM. DR.

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ŞİŞLİ ETFAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 2. ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON KLİNİĞİ KLİNİK ŞEFİ: UZM. DR. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ŞİŞLİ ETFAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 2. ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON KLİNİĞİ KLİNİK ŞEFİ: UZM. DR. AYŞE HANCI TRANSÜRETRAL ENDOSKOPİK GİRİŞİMLERDE İNTRATEKAL VERİLEN LEVOBUPİVAKAİN,

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara Ayşegül Özgök, Ümit Karadeniz, Dilek Öztürk, Dilan Akyurt, Hija Yazıcıoğlu GİRİŞ Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen

Detaylı

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSSİ En ciddi nozokomiyal enfeksiyonlardan biri Morbidite ve mortalite yüksektir. Nozokomiyal SSSİ Tüm HE %0.4 ünden sorumlu. En sık görülen formları: Bakteriyel

Detaylı

DOĞUM EYLEMİNE İLİŞKİN GİRİŞİMLER

DOĞUM EYLEMİNE İLİŞKİN GİRİŞİMLER DOĞUM EYLEMİNE İLİŞKİN GİRİŞİMLER DOĞUM EYLEMİNE İLİŞKİN GİRİŞİMLER Eylemin Stimülasyonu Uterotonik ajanların uygulanması ve izlemi Amniyotomi Epizyotomi Forseps Vakum ekstraksiyon Sezaryen Doğum eyleminde

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. 2. MARCAİNE SPİNAL HEAVY yi kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler

KULLANMA TALİMATI. 2. MARCAİNE SPİNAL HEAVY yi kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler KULLANMA TALİMATI MARCAİNE SPİNAL HEAVY %0.5 enjeksiyonluk solüsyon içeren ampul Omurilik içine uygulanır. Etkin madde: Her bir ampul 1 ml solüsyonda etkin madde olarak 5 mg bupivakain hidroklorür içerir.

Detaylı

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Akut Mezenter İskemi Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Anatomi Etyoloji/Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Giriş Tüm akut mezenter iskemi

Detaylı

Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.*

Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.* GİRİŞ Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan 10-20 kat daha yüksektir.* Çok sayıda çalışmada hemodiyaliz dozu ile morbidite ve mortalite arasında anlamlı ilişki saptanmıştır.

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Medulla Spinalis. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Medulla Spinalis. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Medulla Spinalis yrd. doç. dr. emin ulaş erdem Medulla spinalis (omurilik) kabaca silindir şeklindedir. Yukaruda foramen magnum dan başlar ve medulla obolgata ile devam

Detaylı

GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER

GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER Bulantı-Kusma Gebe kadınların 1/2 sinde bulantı, 1/3 ünde kusma genelde ilk üç ay içinde görülür. Gebeliğin sonuna doğru, bebeğin mideyi yukarı

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Dokuların oksijen ve besin ihtiyacını karşılayan, kanın vücutta dolaşmasını temin eden, kalp ve kan damarlarının meydana getirdiği sisteme dolaşım

Detaylı

T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON ANABİLİM DALI. Dr. Bülent YILDIZ

T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON ANABİLİM DALI. Dr. Bülent YILDIZ T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Sevtap HEKİMOĞLU ŞAHİN YAŞLI HASTALARDA ÇİMENTOLU KALÇA PROTEZİ OPERASYONLARINDA SPİNAL VE

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. Ali EKŞİ Ege Üniversitesi

Yrd.Doç.Dr. Ali EKŞİ Ege Üniversitesi Yrd.Doç.Dr. Ali EKŞİ a_eksi@yahoo.com Ege Üniversitesi SPINAL KORD (1) Spinal kord 33 vertebradan oluşur ve piyamater ile çevrilidir. Vertebraların ortasındaki foramen magnumdan aşağıya doğru uzanır. Belirli

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALARINA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR? A) ANAMNEZ (ÖYKÜ,

Detaylı

HASTA DÜŞME RİSKİ VE BAKIM PLANI FORMU HEMŞİRELİK BAKIMLARI

HASTA DÜŞME RİSKİ VE BAKIM PLANI FORMU HEMŞİRELİK BAKIMLARI Sayfa No 1 / 5 ERİŞKİN PEDİATRİK TARİH: ADI SOYADI : HEMŞİRELİK BAKIMLARI El- yüz bakımı VARDİYA 08-16 16-24 24-08 Ağız bakımı Ο2 li SPO 2 / Ο2 siz SPO 2 Aile eğitimi Sıcak uygulama Dudak bakımı ( thiocilline

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

UZMANLIK TEZİ DR. ÖZGÜR ERMUMCU TEZ DANIŞMANI DOÇ. DR. R. HAKAN ERBAY

UZMANLIK TEZİ DR. ÖZGÜR ERMUMCU TEZ DANIŞMANI DOÇ. DR. R. HAKAN ERBAY T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON ANABİLİM DALI GÜNÜBİRLİK ARTROSKOPİK GİRİŞİMLERDE HİPERBARİK BUPİVAKAİN VE DÜŞÜK DOZ HİPERBARİK LEVOBUPİVAKAİN SOLÜSYONLARINA FENTANİL

Detaylı

Pediatrik Havayolu Yönetimi

Pediatrik Havayolu Yönetimi Plan Giriş Pediatrik Havayolu Yönetimi Anatomik farklılıklar Anormal pediatrik havayolu Pediatrik havayolunun değerlendirilmesi Havayolu ekipmanları Akdeniz Üni. Tıp Fak. Acil Tıp A.B.D. Dr. Murat BERBEROĞLU

Detaylı

Anestezi Esnasında ve Kritik Hastalıklarda Ortaya Çıkan Hipoksinin Tedavisinde Normobarik/Hiperbarik Ek Oksijen Tedavisinin Kullanımı FAYDALIDIR

Anestezi Esnasında ve Kritik Hastalıklarda Ortaya Çıkan Hipoksinin Tedavisinde Normobarik/Hiperbarik Ek Oksijen Tedavisinin Kullanımı FAYDALIDIR Anestezi Esnasında ve Kritik Hastalıklarda Ortaya Çıkan Hipoksinin Tedavisinde Normobarik/Hiperbarik Ek Oksijen Tedavisinin Kullanımı FAYDALIDIR Prof. Dr. A. Necati GÖKMEN DEÜ Tıp Fakültesi Anesteziyoloji

Detaylı

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ HAZIRLAYAN:FZT.MELTEM ERASLAN DANIŞMAN:PROF.DR.İSMET MELEK Obezite (şişmanlık),vücutta aşırı ölçüde

Detaylı

Çocuklarda Kardiyopulmoner Arrestin Engellenmesi

Çocuklarda Kardiyopulmoner Arrestin Engellenmesi Doç. Dr. Onur POLAT Bu Ünitede; Pediatrik İleri Yaşam Desteğine Giriş Çocuklarda Kardiyopulmoner Arrestin Engellenmesi; Damar Yolu Erişimi Sıvılar ve ilaçlar Defibrilatörler Öğrenim Hedefleri; Pediatrik

Detaylı

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Bir vertebra cisminin alttaki üzerinde öne doğru yer değiştirmesidir. Spondilolizis Pars interartikülaristeki lizise verilen isimdir. Spondilolistezis

Detaylı

DERS ADI STATÜ Teorik+Uygu lama. 1 FTR 518 Egzersiz fizyolojisi Z saat 2 FTR 501 Ortopedik saat 4 FTR 522 Nörolojik Reh.

DERS ADI STATÜ Teorik+Uygu lama. 1 FTR 518 Egzersiz fizyolojisi Z saat 2 FTR 501 Ortopedik saat 4 FTR 522 Nörolojik Reh. DERS PLANI 1. YARIYIL SIRA DERS KODU DERS ADI STATÜ Teorik+Uygu lama KREDİ AKTS 1 FTR 518 Egzersiz fizyolojisi Z 2+2 3 7.5 saat 2 FTR 501 Ortopedik S 2+2 3 7.5 rehabilitasyon 1 saat 3 FTR 520 Kardiyopulmoner

Detaylı

Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ

Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ 1. Semptom ve Bulguların toplanması, 2. Olası Tanının belirlenmesi, 3. Yardımcı tanı yöntemleri ile tanının doğrulanması, 4. Bilimsel olarak ispatlanmış

Detaylı

Kalp Kapak Hastalıkları

Kalp Kapak Hastalıkları BR.HLİ.085 içerisinde kanın bulunduğu dört odacık vardır. Bunlardan ikisi sağ, ikisi ise sol kalp yarımında bulunur. Kalbe gelen kan önce sağ atriuma gelir ve kalbin sağ kulakcığı ve sağ karıncığı arasında

Detaylı

Yerel Anestezikler. Prof. Dr. Ender YARSAN. A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Yerel Anestezikler. Prof. Dr. Ender YARSAN. A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yerel Anestezikler Prof. Dr. Ender YARSAN A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yerel olarak sinir dokusuyla temasta iletiyi dönüşümlü olarak engellerler İleti

Detaylı

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ RESİRKÜLASYON NEDİR? Diyaliz esnasında, diyaliz olmuş kanın periferik kapiller dolaşıma ulaşmadan arter iğnesinden geçen

Detaylı

Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar

Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar Uzm. Dr. Yusuf Ali Altuncı Ege Ünv. Acil Tıp Anabilim Dalı Olgu 1 25 yaşında inşaat işçisi Yüksekten düşme E2M3V2

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI

UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ UFUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU MESLEKİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU FOTOGRAF Öğrencinin Adı

Detaylı

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde

Detaylı

SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI

SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI 1. SINIF I. DÖNEM Matematik Z 2 0 2 2 Sayılar, cebir, denklemler, trigonometri ve logaritma Fizik Z 2 0 2 2 Maddenin mekanik özelliklerini, sıcaklık

Detaylı

Omurga Girişimleri. Nöroradyolojide Yeni Bir Ufuk. Dr. Osman KIZILKILIÇ İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji AD-Nöroradyoloji BD

Omurga Girişimleri. Nöroradyolojide Yeni Bir Ufuk. Dr. Osman KIZILKILIÇ İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji AD-Nöroradyoloji BD Omurga Girişimleri Nöroradyolojide Yeni Bir Ufuk Dr. Osman KIZILKILIÇ İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji AD-Nöroradyoloji BD ENDİKASYONLAR VERTEBRA DİSKOPATİ DEJENERATİF VERTEBROPLASTİ

Detaylı

M. Cavidan ARAR, Alkin ÇOLAK, Turan EGE*, Sevtap Hekimoğlu Şahin, Bülent Yıldız, İlker Yıldırım, Nesrin Turan** Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi

M. Cavidan ARAR, Alkin ÇOLAK, Turan EGE*, Sevtap Hekimoğlu Şahin, Bülent Yıldız, İlker Yıldırım, Nesrin Turan** Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi M. Cavidan ARAR, Alkin ÇOLAK, Turan EGE*, Sevtap Hekimoğlu Şahin, Bülent Yıldız, İlker Yıldırım, Nesrin Turan** Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı, Kalp Damar

Detaylı

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Skolyoz Prof. Dr. Önder Aydıngöz Skolyoz Tanım Omurganın lateral eğriliğine skolyoz adı verilir. Ayakta çekilen grafilerde bu eğriliğin 10 o nin üzerinde olması skolyoz olarak kabul edilir. Bu derecenin

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI. 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar)

VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI. 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar) VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar) 1)BAŞ a)yüz b)kranium (Kafatası) 2) GÖVDE a)toraks (Göğüs kafesi) b)karın 3) EKSTREMİTELER a)üst ekstremiteler b)alt ekstremiteler

Detaylı

KOMPARTMAN SENDROMU. Patofizyoloji. KS Nedenleri. Ödem

KOMPARTMAN SENDROMU. Patofizyoloji. KS Nedenleri. Ödem KOMPARTMAN SENDROMU 10.08.2010 Dr.Günay YILDIZ Kompartman Sendromu (KS),damar ve sinir içeren kapalı boşluklarda doku basıncının, perfüzyonu engelleyecek kadar artması sonucu ortaya çıkan hipoksiyle birlikte

Detaylı

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna Ameliyatın Riski Ameliyatın Riski Major akciğer ameliyatı yapılacak hastalarda risk birden fazla faktöre bağlıdır. Ameliyatın Riski

Detaylı

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma

Detaylı

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas MYOLOGIA CRUSH SENDROMU Dr. Nüket Göçmen Mas Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi AD Kas hücresi ve kas dokusu Kısalma özelliğini taşıyan hücreye kas hücresi denir. Bunların oluşturduğu dokuya

Detaylı

Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul

Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Giriş ve Amaç

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI Selim TURHANOĞLU Mustafa Kemal Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yanık tipleri Volüm Replasmanı Hesaplanması Uygulanması Takibi

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 03 Ekim 2017 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 03 Ekim 2017 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 03 Ekim 2017 Salı Uzm. Dr. M. Tuba Çöğürlü Prof. Dr. Metin Aydoğan Kocaeli Üniversitesi Tıp

Detaylı