Gen tedavisi, genetik defektlerin düzeltilmesi amacıyla

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Gen tedavisi, genetik defektlerin düzeltilmesi amacıyla"

Transkript

1 XIII. TPOG Ulusal Pediatrik Kanser Kongresi, Non-Hodgkin Lenfoma Gen tedavisi Dr. Ayşe Kars Gen tedavisi, genetik defektlerin düzeltilmesi amacıyla somatik hücrelere nükleotid dizilerinin aktarımı olarak tanımlanmaktadır, etik açıdan germ hücrelerine genetik madde aktarılması halen tartışmalı bir konudur. Bu tanıma göre gen tedavisi eksik genlerin yerine konması, yanlış veya fazla çalışan genlerin susturulması ve bazı genlerin işlevlerinin değiştirilmesini kapsar. Aslında klinikte kullanılan ilaçların çoğu gen düzeyinde kontrol sağlamaktadır. Aspirin ve benzeri non steroidal antiinflammatuar ilaçlar Cox- 1 ve Cox-2 genlerini inhibe etmekte, ve Cox-2 inhibisyonu ile tümör proliferasyonu, anjiogenez baskılanmaktadır. Bu özelliği nedeniyle aspirin, kolon kanseri kemoprevansiyonunda kullanılmaktadır. Kolesterol sentezinde ve Ras onkogeni sinyal iletiminde rol oynayan farnezil transferaz enzimini inhibe eden ilaçlar lösemi ve akciğer kanserlerinin tedavisinde önem kazanmaktadır. Son 25 yılda özellikle moleküler biyolojide, rekombinan DNA tekniklerinde kaydedilen gelişmeler, gen tedavisini kuramsal bir kavram olmaktan çıkarıp, uygulanabilir bir yöntem haline getirmiştir. Gen tedavisi, kistik fibrozis, Fanconi anemisi gibi tek gen defektinin söz konusu olduğu kalıtsal hastalıklarda yoğun araştırma konusudur. İlk faz 1 gen tedavisi klinik deneyi 1990 da adenozin deaminaz (ADA) enzim eksikliği olan bir kız çocuğuna uygulanmıştır. Bu enzimin eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan ciddi kombine immün yetmezlik sendromu çok nadir görülen bir hastalık olmasına karşın, hastalığa neden olan ADA geninin klonlanmış olması; genin in vitro koşullarda kolayca aktarılabileceği hematopoietik hücrelerin kemik iliği, hatta çevre kandan kolayca elde edilebilir olmaları; genin aktarıldığı hedef hücre olan T lenfositlerde %10 düzeyinde ekspresyon sağlanması durumunda bile etkinlik olması ve bu hücrelerin bozuk T lenfositlere göre yaşama şanslarının daha fazla olması ve son olarak bu hastalığın çok kötü gidişli ve tedavisi olmayan bir hastalık olması gibi nedenlerle seçilmiştir. Kalıtsal genetik hastalıkların tedavisi amacıyla yılları arasında 100 gen tedavisi protokolu onay almıştır. Bunların hepsi faz 1 çalışma niteliğinde olup, terapötik etkinlikten çok, kullanılan yöntemlerin toksisitesini belirlemeye yöneliktir. Bu çalışmalarda tedavi edilen başlıca genetik hastalıklar; ADA eksikliği, kistik fibrozis, hemofili B, alfa-1 antitripsin eksikliği, Fanconi anemisi, Gaucher hastalığı, Hunter sendromu ve LDL-reseptör eksikliği olan ailesel hiperkolesterolemidir. Gen tedavisi, kalıtsal hastalıklar dışında kardiyomyopatiler, nörolojik hastalıklar, kanser ve AIDS de uygulanmaktadır, kanser tedavisine yönelik gen tedavi protokollerinin çoğunluğu oluşturması dikkat çekicidir. Çok aşamalı bir süreç sonunda çok sayıda gen değişikliğinin birikimiyle ortaya çıkan kanser, aslında gen tedavi yaklaşımı için uygun bir hedef gibi görünmemektedir. Kanserli hücrelerde mevcut genetik bozukluğu tümüyle düzeltmek veya organizmada bulunan tüm kanser hücrelerini hedeflemek var olan teknoloji ile şimdilik olanaksızdır. Bununla birlikte kanserde gen tedavi stratejileri halen uygulanmakta olan tedavi yöntemlerine destek olmak, etki ve seçiciliklerini arttırmak gibi hedefler taşımaktadır. Gen tedavisi geliştirme programlarında en çok vektör tasarımında, bunu izleyerek genin regülasyonu ve immün yanıtın engellenmesinde sorun yaşanmaktadır. Gen transfer modelleri Genetik madde hücreye fiziksel, kimyasal yöntemler ve viral vektörler kullanılarak gönderilebilir. Gen tedavi modellerinde en önemli sorun vektörlerin uygun hücreye yönlendirilebilmesidir. Yaygın olarak kullanılan gen transfer sistemlerinin özellikleri tablo 1 de özetlenmiştir. DNA ve oligonükleotidler memeli hücrelerine, ex vivo veya in vivo olarak değişik vektörler kullanılarak yerleştirilebilir. Retrovirüsler, adeno-assosiye virüs (AAV), adenovirüs, herpes simpleks virüs en sık kullanılan virüsler olup, lentivirüsler, insan sitomegalovirüs, alfa-virüs ve herpesvirüs saimiri geliştirilmekte olan diğer viral vektörlerdir. Non-viral yöntemler arasında katyonik lipozomlar ve reseptöre yönlendirilen polilizin DNA kompleksleri en çok kullanılan vektör sistemleridir. Vektör tasarımında emniyetli gen aktarımı, in vivo gen aktarımında etkinliğin sağlanması, transdüksiyondan sonra gen kontrolünün sağlanması gibi aşılması gereken sorunlar mevcuttur. Kalıtsal hastalıklarda ve kanserde vektör, hücrelere aktarım in vitro ortamda yapıldıktan sonra vücuda verilmektedir ancak kistik fibroziste inhalasyonla adenovirüslar, katyonik lipozomlar veya AAV gibi vektörler, in vivo olarak akciğere yönlendirilmektedir. In vivo aktarımda yeterli terapötik etki oluşturma konusunda kuşkular mevcuttur. In vivo gen aktarımında, adenovirüsler, AAV ve lentivirüsler bölünmeyen hücreleri infekte edebilmeleri nedeniyle retrovirüslerin seçiciliğinden yoksun olup kanserli hücrelerin yanısıra normal hücreleri de infekte etme tehlikesi taşırlar. Çeşitli yöntemlerle vektörlerin seçiciliğinin artırılması ile bu sorunun üstesinden gelinebilir. Adenovirüslerin konakçıda immün yanıt uyarması aktarılan genin kısa ömürlü olmasına yol açmaktadır. Lipozomal vektörlerin toksisitesi düşüktür ama DNA ya integre olmadıkları için uzun süreli ekspresyon sağlanamamaktadır ve in vivo uygulama güçlükleri vardır. 59

2 Gen tedavisi In vitro uygulamalar daha emniyetli olmakla birlikte in vivo yöntemlere göre dezavantajları vardır. Gen aktarımı yapılacak hücrelerin cerrahi yöntemle çıkarılması, in vitro olarak hücrenin transdüksiyonu ve daha sonra hastaya verilmesi hasta açısından rahatsızlık ve ekonomik sorun yaratmaktadır. Viral vektörler Retrovirüsler RNA genomlarının DNA kopyasını ters transkriptaz enzimleri ile sentezleyerek konakçı hücrenin DNA sına integre olan retrovirüsler, viral vektörlerin prototipleridir. Çoğalma yeteneklerinin ortadan kaldırılması için özel yöntemler uygulanmaktadır. Yapısal genler olan gag, pol, env iki ayrı plazmid üzerinde ve virüsün kendi RNA sını sentezledikten sonra viral zarfın içine konmasını (paketlenmesini) sağlayan Ψ sekansı olmaksızın yardımcı hücreye gönderilmektedir. Bu yolla virüsün bağımsız çoğalması engellenirken, yapısal elemanlarını sentezlemesi sağlanır. Transdüksiyonu amaçlanan gen, Ψ sekansı ile aynı plazmidde yardımcı hücreye gönderildiğinde bu plazmidin taşıdığı genin virüsun zarfı içine girmesi sağlanmaktadır (Şekil 1). Böylece virüsün gerçek bir retrovirüs olarak çoğalması engellenirken istenen geni sentezleyen bir üretici hücre oluşturulmaktadır. Üretici hücrede retrovirüs vektörler kullanılarak yüksek titrede vektör üretimi başlatılmaktadır. Şekil 1. ψ Sekansı eksikliğinde viral partiküller kapside giremez. ψ Sekansı ile aynı plazmid üzerinde bulunan gen viral kapside girebilir. Retrovirüsler DNA ya integre oldukları için kalıcı, uzun süreli infeksiyon sağlamaktadır. Deneysel modellerde retroviral vektör 10 8 hücrede transdüksiyon sağlayabilmektedir. Kuramsal olarak retrovirüsün DNA nın rastgele bir bölgesine integrasyonu mutajenik bir etkiye yol açabilir bu çok nadir görülen bir durumdur ama gen tedavisi konusunda ciddi engel yaratmıştır. Retrovirüsler konakçıda immün tepki oluşturmadıkları halde kompleman ile hızla yıkılabilirler ve bu özellikleri bir dezavantaj oluşturmaktadır. Küçük olmaları nedeniyle taşıyabilecekleri genetik madde 4-8 kb kadardır. Retrovirüsler nükleer membrandan geçemedikleri için sadece bölünen hücrelere integre olabilirler. Retrovirüslerin HIV dahil bir alt grubu olan lentivirüsler bölünmeyen hücrelere integre olabilmektedirler. Lentivirüslerin çoğalmalarını sağlayan ve konakçıya zararlı diğer genleri de çıkarıldıktan sonra retrovirüslerle kimerik vektör sistemleri geliştirilebilir. Lentivirüslerin güvenilir bir vektör sistemi haline gelmesi için daha çok çalışmaya gereksinim olduğu bilinmektedir. Adenoviral Vektörler Retrovirüslerle birlikte en gelişmiş gen aktarım sistemlerinden birini oluştururlar. Çift sarmal DNA virüsleri olup, genomları 36 kb dır ve 49 serotipi mevcuttur. Deneysel modellerde ciddi hastalık ve tümör yapmadıkları için vektör sistemlerinde en çok 2. ve 5. serotipler kullanılmaktadır. Adenoviral vektörler, 1990 da ilk gen transfer deneyleri ile birlikte kistik fibrozisin gen tedavisinde akciğer dokusuna afiniteleri nedeniyle kullanılmışlardır. Bölünmeyen hücrelere genetik materyali nakletme yetenekleri nedeniyle ailesel hiperkolesterolemide, nörolojik ve kardiyovasküler sistem hastalıklarında kullanılmaları amacıyla çalışmalar yapılmaktadır. İmmünojeniteleri nedeniyle konakçıda inflammasyon ve toksik tepkilere yol açabilmektedirler. Bu etkilerden sorumlu olan E2 geni çıkarılarak vektör üretme çalışmaları yapılmaktadır. Adenovirüslerle yüksek titrede vektör oluşturulabilmekte (10 12 pfn/ml) ve 7-8 kb genetik madde taşıyabilmektedirler. Adenovirüs genomundan daha fazla gen çıkarılarak kapasiteleri arttırılmaktadır. Adeno-retrovirüs vektör kimeraları oluşturularak her iki sistemin avantajları birleştirilmeye çalışılmaktadır. Adeno-assosiye Virüs Gen tedavisinde sık kullanılan en küçük virüstür. Küçük olduğu için normalde bile çoğalmak için yardımcı virüse gereksinim duyar ve taşıyabileceği genetik madde küçüktür (4kb). Bölünmeyen hücrelere genomunu integre edebilmektedir. Normal virüsün 19. kromozom q kolunda özgün integrasyon bölgesi olduğu halde vektör halindeyken bu özellik kaybolmaktadır. Bu bölgeye affinite virüsün kendi genleri olduğu sürece korunmaktadır. Hepatosit ve nöronlara integre olabilir. Herpes virüs ve Vaksiniya virüs Büyük genomik yapıları nedeniyle vektör hazırlanması zor ve sıkıntılı bir süreçtir. Herpes virüsün nörotrop olması bir seçicilik yaratır. Bu virüslerle gen tedavisi kısa süreli ama yüksek titrede sağlanabilmektedir. İmmünojeniteleri ve sitopatik özellikleri sınırlayıcı faktörlerdir. Katyonik lipozomlar ve diğer non viral vektör sistemleri DNA ya integre olmadıkları için kısa süreli tedaviler için uygun olan katyonik lipozomlar değişik işlemlerle sınırsız genetik madde taşıyabilmektedirler. Oligonükleotidlerin taşınmasında kullanılmaktadırlar. Katyonik lipozomlar kistik fibrozis faz 1 çalışmalarda kullanılmıştır. Diğer non-viral vektör sistemleri reseptör aracılığıyla hücreye girip DNA bağlayan elemanlar, reseptörleri hedefleyen molekülleri kapsar. İnfeksiyöz olmadıkları için toksisiteleri düşüktür. Düşük titrede ve geçici gen ekspresyonu yapmaları dezavantajlarıdır. Reseptör hedefleyen sistemlerin avantajı hedefe seçicilik sağlayabilmeleridir. Örnek olarak folat reseptörlerinin yoğun olarak bulunduğu over kanser hücrelerine yönelik hazırlanan folat kapsayan vektörler bu tür bir seçicilik örneği oluşturmaktadırlar. Asialoglikoprotein-polilizin molekülünde, polilizinin pozitif yükü nedeniyle plazmid DNA bağlama ve asialoglikoproteinin, sialik asidlerini kaybetmiş proteinler için reseptörleri olan karaciğer hücrelerince bağlanma özellikleri kullanılarak, nonviral bir vektör sistemi oluşturulmaktadır. Hücreye giren DNA nın kalı- 60 XIII. TPOG Ulusal Pediatrik Kanser Kongresi, Non-Hodgkin Lenfoma

3 A. Kars cılığının sağlanması hala çözümlenemeyen bir sorundur, bunda DNA nın büyük olasılıkla episomal bir yapı olarak taşınması rol oynamaktadır. Çıplak DNA ise çizgili kasa enjekte edildiğinde şaşırtıcı olarak 1 yıl süre ile eksprese edilmekte ve kas dokusu bir gen fabrikası gibi kullanılabilmektedir. Tablo 1. Başlıca vektör sistemlerinin özellikleri Vektörler Özellikler Dezavantajlar Retrovirüsler Adenovirüslar Adeno-assosiye virüsler Lentivirüsler Katyonik Lipozomlar Yüksek titre ( cfu/ml) Bölünen hücrelere gen transfer ve integrasyon oranı yüksek, stabil ekspresyon. Toksik etki yok. 4-8 kb transfer edilebilir. Çok yüksek titre (10 10 pfu/ml) Geçici olarak yüksek düzeyde gen ekspresyonu. Bölünmeyen hücreleri infekte edebilir. 7-8 kb transfer edilebilir. Rastlantısal insersiyona bağlı mutajenite olasılığı. Homolog rekombinasyon sonucu çoğalabilen virüs ortaya çıkabilir. Konakçıda immün yanıt uyardığı ve integrasyon olmadığı için uzun süreli ekspresyon olmaz. Genomu komplikedir. Bölünen ve bölünmeyen hücreleri Yüksek titrede hazırlamak infekte edebilir. zor; yardımcı virüse Latent infeksiyon insan 19. (adeno veya herpesvirüs) kromozunda, vektörde bu bölgeye gereksinim duyuyor. affinite kayboluyor. Patojen ve toksik Genomik madde taşıma değil. kapasitesi düşük (4kb). Genom 5kb çok küçük. Bölünmeyen hücreleri infekte Serum da HIV-1 e edebilirler. Virüse VSV veya retrovirüs dönüşebilir. İnsersiyonel zarfı takılabilir ve hücre tropizmi mutagenez olasılığı var. genişletilebilir. HIV-1 de olan tat, rev ve İntegrasyon nedeniyle stabil gen bazı yardımcı proteinlerin ekspresyonu (10 kb genomik transfer genleri var. mümkün İnfeksiyöz değil. Toksisitesi düşük. Aktarılacak DNA kapasitesi teorik olarak sınırsız. Kanserde gen tedavisi stratejileri Hedefe özgüllük yok. Transfeksiyon düşük ve geçici, in vivo uygulama zor. Kanserin çok aşamalı ve kümülatif özellik gösteren bir süreç sonunda ortaya çıkması ve çok sayıda genomik değişiklik içermesi gen tedavisi için uygun olmadığı izlenimi vermekle birlikte, halen gen tedavi protokollerinin büyük çoğunluğu kanser tedavisinde kullanılmaktadır. Kanser tedavisinde kullanılan başlıca stratejiler tablo 2 de özetlenmiştir. Tablo 2. Kanserde Gen Tedavisi Stratejileri 1. Gen işaretleme 2. İmmünmodülasyon-Kanser aşıları, polinükleotid immünizasyon 3. Biyoterapötik gen tedavisi 4. Normal doku toleransının artırılması 5. Seçici ilaç aktivasyonu- intihar genleri 6. Genetik defektin düzeltilmesi Onkogenler için antisens oligonükleotidler Tümör baskılayıcı genler için normal gen kopyaları Kanserli dokularda viral yöntemlerle transdüksiyon normal dokulara göre daha başarılı olmaktadır. Viral vektörler kanserli doku kültürlerinde her yönde kolayca yayılmakta ve infekte olmayan hücrelerde de bystander etki nedeniyle ölüm sağlanabilmektedir. Bunun yanısıra tek gen lezyonunun düzeltilmesi bile oldukça etkili yanıta yol açmakta ve tümörde gerileme sağlanabilmektedir. Gen İşaretleme Yöntemi İlk gen aktarımı deneylerinden olan gen işaretleme yöntemi, T lenfositlere neomisin direnç geninin aktarımını takiben işaretli hücrelerin izlenmesidir. Bu deney, gen aktarımının sürekliliğinin gösterilmesi açısından önem taşımaktadır ve kemik iliği aktarımı yapılan hastalarda, özellikle otolog nakillerde relaps durumunda hastalığın aktarılan hücrelerden kaynaklandığının gösterilmesi ve minimal rezidüel hastalığın izlenmesinde yararlı olmuştur. Genetik İmmünmodülasyon Tümör immünolojisi konusunda bilgilerin birikimi sonucu, immün sistemin tümör antijenlerini tanıyıp tümör hücrelerinin öldürülmesini amaçlayan gen tedavi stratejileri geliştirilmeye başlanmıştır. Bu başlık altında aktif ve pasif immünoterapi bulunmaktadır. Pasif immünoterapide, tümör hücrelerinin yüzeylerinde tip- I HLA molekülerince taşınan peptidler aracılığıyla T-hücre bağımlı hücresel bağışıklık uyarılması kullanılan bir yöntemdir. Bu küçük protein parçaları, peptid transkripsiyon birimlerinin vektörler aracılığıyla tümör hücrelerine transdüksiyonu ile sentezlenmektedir. Bu amaçla kanser hücreleri veya tümör infiltre eden lenfositler in vitro koşullarda hazırlandıktan sonra hastaya geri verilmektedir. Pasif immünoterapi çalışmaları, lenfositlere IL-2, IL-12, IFN-γ, TNF, GM-CSF gibi sitokin genlerinin aktarımı ile CD8+ tümör infiltre eden lenfositlerin, antikor/t hücre reseptör kimerik genleri ile transdüksiyonundan sonra tümörlere yönlendirilmeleri konularında yoğunlaşmıştır. Sitokinlerin sistemik kullanımında hipotansiyon vb. istenmeyen yan etkiler nedeniyle tümörlü bölgeye yönlendirilen sitokin salınımı hem yerel etki sağlamakta hem de antitümör etkiyi ve tümöre karşı immünlojik savunma sistemlerini güçlendirmektedir. Bu amaçla otolog tümör hücreleri, fibroblastlar, tümör infiltre eden lenfositler kullanılmaktadır. GM-CSF hematopoietik öncü hücreleri, antijen tanıtıcı hücre olan dendritik hücrelere dönüştürür ve immünojeniteyi arttırır. Lenfositlerin, tümör antijenlerini tanıması için antijen-majör doku uygunluk kompleksi (MHC) ile kostimülatör moleküller, örneğin B7-1 ve 2 etkileşimleri gereklidir. Tümör hücrelerinde bu moleküllerin olmayışı immün yanıtın oluşmasını engeller. Tümör hücrelerinin B7-1 ve 2 ile transfeksiyonu immünojenitelerini arttırmakta kullanılmaktadır. Tümör antijenlerinin ve onları kodlayan genlerin belirlenmesi ile tümör hücrelerine bu genlerin transfeksiyonu ve dolayısı ile daha immünojenik olmaları sağlanabilmektedir. Bu bir aktif immünizasyon yöntemidir. Malign melanomda, MART- 1 antijeni bu amaçla kullanılmaktadır. Sitokinler ve kostimülatör moleküllerde bu amaçla kullanılmakta olmalarına rağmen, tüm bu yöntemlerin ışınlanmış tümör hücrelerinin verilmesinden daha etkili olduklarına dair veri yoktur. Normal doku toleransının arttırılması İlaç direnci ve normal dokuların ilaçlara duyarlı oluşu kemoterapötiklerin başarısız olmalarında en önemli etkenlerdir Mayıs

4 Gen tedavisi Tümör hücrelerini daha yüksek doz ilaçla öldürmek mümkün olsa bile normal doku toleransının aşılması bu yöntemi geçersiz kılmaktadır. Çoklu ilaç direnç geni (MDRI) hematopoietik kök hücrelere transfekte edildiğinde kemik iliği kemoterapötiklere dirençli hale gelmekte ve yüksek doz ilaç kullanmak mümkün olmaktadır fakat bu kez ilik-dışı organ toksisitesi sınırlayıcı olabilmektedir. Seçici ilaç aktivasyonu Kanser hücrelerine yerleştirilen özel intihar genleri aracılığıyla sistemik olarak verilen ve organizmaya toksik olmayan ilacın, sadece bu geni taşıyan hücrelerde aktivasyonu ve seçici toksik etki sağlanması stratejisidir. Kemoterapötiklerin klasik uygulanması sırasında normal doku-kanser dokusu arasında seçiciliğin olmaması ve ortaya çıkan yan etkiler bu yöntemi çekici hale getirmektedir. En çok kullanılan model herpes simpleks virüs tip I timidin kinaz (HSV-tk) genidir. Çoğalan hücrelere affiniteleri nedeniyle tercihen retrovirüsler kullanılarak kanserli dokulara HSV-tk transfeksiyonu yapıldıktan sonra, memeli timidin kinaz enziminin iyi bir sübstratı olmadığı için normal dokuda toksik olmayan gansiklovir sistemik olarak verilir. Sistemik gansiklovir HSV-tk geni olan hücrelerde sitotoksik gansiklovir trifosfata metabolize olup hücreleri öldürmektedir. Genin bulunmadığı uzak ve yakın kanser hücrelerinin ölmesi, bystander etkiye bağlanmaktadır. Uzak hücreler için immünolojik mekanizmalar, örneğin apoptozise uğrayan kanser hücrelerinin kalıntılarının antijen-sunan hücreler tarafından immün sisteme tanıtıldığını düşündürmektedir. Bu yöntemin aynı zamanda immünmodülasyon yöntemi olarak çalıştığı öne sürülebilir. Ölen tümör hücrelerine komşu ve transdüksiyonun olmadığı diğer kanser hücrelerinde ise farklı bir bystander etki, toksik metabolitin hücreden hücreye kanallar aracılığı ile geçmesi ile ortaya çıkmaktadır. HSV-tk modeli ile gen tedavisi, beyin tümörleri, mezotelyoma, akciğer kanseri, kolon kanseri, lenfoma ve lösemilerde uygulanmaktadır. Sitozin deaminaz, bakteri ve mantarlarda bulunan fakat memelilerde bulunmayan bir enzimdir. 5-fluorositozinin amin grubunu alarak toksik 5-fluorourasil haline getirir. Bu gen de intihar geni olarak kullanılmaktadır ve tümör hücrelerine yerleştirildiğinde selektif toksisite sağlamaktadır. Bu toksisiteyi daha selektif hale getirmek için bazı yöntemler geliştirilmektedir. Kolon kanser hücrelerinde bulunan karsinoembryonik antijen (CEA) geninin transkripsiyon kontrol bölgesi ve sitozin deaminaz geni kullanılarak kimerik gen oluşturulup 5-fluorositozin sistemik olarak verilerek sadece CEA taşıyan kanser hücrelerinde aktive olması sağlanmaktadır. Bu stratejide kullanılan diğer ilaçlar ve enzimler tablo 3 te özetlenmiştir. Tablo 3. İntihar genleri Gen Toksik metabolit Bystander etki HSV-tk GCV GCV trifosfat + Sitozin deaminaz 5FC 5FU + GPT 6-thioguanin 6tg-trifosfat + VZV-tk Ara M Ara M-MP? B-laktamaz Vinka sefaloid vinka alkaloid? Genetik defektin düzeltilmesi stratejisi Tümör Baskılayıcı Genler Mutasyonlar veya kromozomal kopmalar, kayıplar sonucu bazı genlerin eksikliği tümör oluşması sürecinde etkili olabilir veya tümörün hızla büyümesine yol açabilir. Tümör baskılayıcı genler çekinik özellik gösterdiği için söz konusu genin her iki kopyasının da kaybı gereklidir. Bu durumda kuramsal olarak eksik genin yerine konması bu süreci durdurabilir veya yavaşlatabilir. Bir çok tümörde p53 geninin mutasyonu bilinmektedir, p53 geni 393 aa ten oluşan bir fosfoprotein kodlamaktadır ve bu protein büyük-t antijeni ve EIB gibi viral proteinlerle kompleks oluşturabilmektedir. Bu kompleksler p53 ün işlevsel olarak etkisiz hale gelmesine yol açabilmektedirler. Missens mutasyonlar veya p53 ün belli bölgelerinin çeşitli proteinlerle etkileşimi DNA ya özgül bir şekilde bağlanan oligomerlerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Bu mekanizmaların herhangi birisi p53 ün işlev kaybına ve dolayısıyla transformasyona veya tümörün hızlı büyümesine yol açabilir. Retroviral-p53 vektörleri kullanılarak akciğer tümör hücre dizilerinde büyümenin baskılandığı çalışmalar bildirilmiştir. Deneysel tümör modellerinde p53-adenoviral vektörler, Rb genleri veya p16 gibi tümör baskılayıcı genlerin ürünleri kullanılarak tümör büyümesinin baskılanabildiği bilinmektedir. Over ve meme kanserinde sıklıkla mutasyona uğrayan BRCA-1 geninin, normal kopyasının gen teknolojisi ile transferinin sağlandığı modellerde, tümör büyümesinin baskılandığı veya gerilediği de bildirilmektedir. Bu nedenle over ve meme kanserinde BRCA-1 ile yürütülen faz 1çalışmalar vardır. Aktif onkogenlerin baskılanması Kanserlerin çoğunda ras, myc, fos gibi dominant onkogenlerde mutasyon veya ekspresyon artışı olduğu bilinmektedir. Bu genlerin çalışmaları DNA düzeyinde oligonükleotidlerle üçlü sarmal oluşturularak engellenebilir. Bunun için hedeflenen genlerin regülatör bölgelerine yönelik oligonükletid şeriti çift sarmal DNA ile bu özgül bölgelerde birleşerek DNA yapısını bozar. Myc, H-ras ve epidermal büyüme faktörü reseptör geninin başlatıcı kontrol bölgelerine yönelik tripleks-oluşturan oligonükleotidler kullanılmaktadır. Gen ürünü olan proteinlerin sentezinin baskılanması ise yine antisens oligonükleotidlerle mrna düzeyinde sağlanmaktadır. Ribozimler mrna yı endoribozomal olarak parçalayan enzimlerdir. Çekiç başlı ribozimler kıvrılma özellikleri nedeniyle bu şekilde adlandırılırlar, ve hedef RNA yı GUA, GUC veya GUU kodonlarının bittiği yerden parçalarlar. Ribozimlerle hedeflenen dominant onkogenler H-ras ve bcr-abl füzyon geni mrna larıdır. Endoplazmik retiküluma yerleştirilen tek zincirli antikor molekülleri ile hedef proteinler tutulup, hücre yüzeyine erişmeleri engellenerek otokrin büyüme faktör döngüsü ve dolayısıyla tümör büyümesi engellenebilir. Çeşitli büyüme faktörlerinin hücre düzeyinde reseptörlerinin sentezini mutasyonlu gen kopyaları ile bozmak benzer bir yaklaşımdır. 62 XIII. TPOG Ulusal Pediatrik Kanser Kongresi, Non-Hodgkin Lenfoma

5 A. Kars Gen tedavisinde vektörün hedefe yönlendirilmesi ve seçicilik Mevcut vektörlerin gelişme aşamaları ve çeşitleri tedavide etkin bir şekilde kullanılmaları için yeterli değildir. Bunu sağlamak için, vektörün hedefe yönlendirilmesi, dokuya özgül promoterler kullanılması, vektörün verilme yolu, reseptörlerin modifikasyonu gibi aşamalarda yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Viral vektörlerin, doku tropizminden kaynaklanan seçiciliklerinden yararlanılmaktadır. Adenovirüsler akciğer epiteli ve karaciğer parankimine yönelik tropizm gösterirler. Retrovirüslerin doku tropizmi yoktur ama bölünen hücrelerin DNA sına integre olmaları nedeniyle seçicilik göstermektedirler. Herpes simpleks virüsü birçok hücreyi infekte eder ama nöronlardaki infeksiyonları uzun süreli olmaktadır. Retrovirüslerin zarflarında değişiklikler yapılarak hedef hücrelere affiniteleri arttırılabilir. Non-viral vektörlerin özgüllükleri moleküler konjugatlar ve protein/dna kompleksleri kullanılarak arttırılabilir. Folat reseptörünü eksprese eden over kanser hücrelerine yüzeyinde folat bulunan vektörler kullanılarak seçicilik arttırılabilir. Asialoglikoprotein-polilizin molekülünde, asialoglikoproteinin, sialik asidlerini kaybetmiş proteinler için reseptörleri olan karaciğer hücrelerince bağlanma özellikleri kullanılarak, nonviral seçici bir vektör sistemi oluşturulmuştur. EGF/DNA kompleksleri, yüzeylerinde epidermal büyüme faktörü reseptörü taşıyan akciğer kanseri hücreleri tarafından hızla tutulur, burada reseptör aracılığıyla olan endositoz söz konusudur. Dokuya özgül promoterler kullanılarak hedefe yönlendirme daha etkili hale getirilebilmektedir. Kanser hücrelerine özgül CEA, AFP ve benzeri tümör belirleyicilerin promoter bölgeleri, intihar genleri olan TK, CD ile kimerik gen oluşturularak hedefe gönderilir. Bu genler seçici olarak tümör belirleyicilerin promoter bölgelerini aktif hale getiren transkripsiyon faktörleri ve proteinleri sitoplazmalarında barındıran kanser hücrelerinde çalışır duruma geçebilirler. Vektörlerin veriliş yolu ile seçicilik sağlamanın örnekleri, beyin tümörlerinde intrakraniyal, akciğer kanseri ve mezotelyomada, intraplevral ve over kanserinde intraperitoneal yolun kullanılmasıdır. Gen tedavisi ve kanserin ilaçlarla tedavisinde, ilacın verilmesi, hedefe ulaşması, seçiciliği ve etkisi gibi bazı ortak sorunlar vardır. Bu sorunlar kanserin genetik kökenleri ve kanser hücresinin biyolojisinin anlaşılmasıyla daha kolay aşılabilecektir. Bu konuda çalışmaların vektör tasarımı teknolojisine yoğunlaşmış olması, vektörlerin transgenlerini daha çok tümör hücresine aktarmalarını sağlamak ve tümör hücrelerinde tedavinin seçiciliğini arttırmayı hedeflemektedir. Bununla birlikte vektörler, gen transferi ve ekspresyonu konusunda bilinmeyenler, bilinenlerden daha fazladır. Sonuç olarak gen tedavisinin genel kabul gören tıbbi tedavi konumuna gelmesi için: 1. Vektör raftan alınıp hastaya injekte edilebilmeli ve bu vektör metabolik bozukluğun bulunduğu dokuya hedeflenmiş olmalıdır. 2. Vektör hücreye ulaştığı zaman ya kromozomda emniyetli bir bölgeye yerleşmeli veya bozuk gen ile homolog rekombinasyon sonucu doğru yere oturmalıdır. 3. Aktarılan gen metabolik değişikliklere uygun yanıt verebilmelidir. Örnek olarak kan şekeri değişikliklerine uygun yanıt verecek insülin genleri gibi. Bu koşullar sağlandığı zaman gen tedavisi, ilaç tedavisinin yüksek teknolojik uygulaması haline gelecektir. Tüm güçlüklere ve bilinmeyenlere karşın önümüzdeki yüzyıl gen tedavisinin yaygın kullanılacağı bir dönem olmaya adaydır. Kaynaklar 1. Berns A. Good news for gene therapy N Engl J Med 350; , Kay MA, Glorioso JC, Naldini L. Viral vectors for gene therapy: the art of turning infectious agents into vehicles of therapeutics. Nature Med 7:33-40, Marchisone C, Pfeffer U, Del Grosso F ve ark. Progress towards gene therapy for cancer. J Exp Clin Cancer Res 19(3): , Rustgi AK. Cyclooxygenase-2: the future is now. Nature Med 4: , Brenner MK. Gene Transfer and the treatment of haematological malignancy. J Int Med 249: , Dilber MS & Gahrton G. Suicide gene therapy: possible applications in haematopoietic disorders. J Int Med 249: ,2001 Gen tedavisinin etik yönü ve geleceği Halen gen aktarımı germ hücrelerine değil, somatik hücrelere yöneliktir. Genel olarak in vitro koşullarda aktarılan geni taşıyan hücreler hastaya daha sonra verilmektedir. Tedavi olanağı kısıtlı veya olmayan ciddi hastalıkların gen tedavisi etik kurallara uymaktadır. Genetik hastalıkların tedavisinde germ hücrelerinin manipülasyonu durumunda kişinin genetik yapısının parçası olacak bu değişiklik çocuklarına da aktarılacaktır, bu sakıncalı olabilir. Genetik mühendislik yöntemleri ile somatik hücrelerde ve hatta germ hücrelerinde yapılabilecek değişikliklerle boy, göz rengi ve zeka gibi özelliklerle oynamak ilerde mümkün olabilir ama bu tür yaklaşımın yoğun tartışmalara yol açacağı kesindir. Gen tedavisinin somatik hücrelere yönelik ve ciddi hastalıklarla sınırlı kalması bugün için en uygun durumdur Mayıs

Gen Tedavisi ve İnsan Genom projesi DOÇ.DR.PINAR AKSOY SAĞIRLI

Gen Tedavisi ve İnsan Genom projesi DOÇ.DR.PINAR AKSOY SAĞIRLI Gen Tedavisi ve İnsan Genom projesi DOÇ.DR.PINAR AKSOY SAĞIRLI Gen Tedavisi AMAÇ: Mutant genotipi düzeltmek Tanımı Gen tedavisi, genel anlamda, bir hastalığı tedavi etmek ya da en azından bir hastanın

Detaylı

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi KANSER AŞILARI Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi Bir Halk Sağlığı Sorunu Şu an dünyada 24.600.000 kanserli vardır. Her yıl 10.9 milyon kişi kansere yakalanmaktadır. 2020 yılında bu rakam %50

Detaylı

Kök Hücre ve Gene-k Hastalıklar

Kök Hücre ve Gene-k Hastalıklar Kök Hücre ve Gene-k Hastalıklar Kök Hücre ve Gene-k Hastalıklar Genetik hastalıkların çoğusunda semptomlar ilerleyen karakterdedir ve şu anda genetik hastalıklar için etkili bir tedavi yöntemi mevcut değildir.

Detaylı

Kanser Tedavisi: Günümüz

Kanser Tedavisi: Günümüz KANSER TEDAVİSİNDE MOLEKÜLER HEDEFLER Doç. Dr. Işık G. YULUĞ Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü yulug@fen.bilkent.edu.tr Kanser Tedavisi: Günümüz Geleneksel sitotoksik ilaçlar ve

Detaylı

Hücre Transfeksiyonu

Hücre Transfeksiyonu 1 Hücre Transfeksiyonu Tanımlar Transformasyon: Bakteri ve bitkilere gene/k materyal aktarılması işlemidir. Transdüksiyon: Ökaryo/k hücrelere gene/k materyallerin viral yöntemlerle aktarılması işlemidir.

Detaylı

Bu gelişmelere dayanarak 1982 yılında, ilk insan gen tedavisi, talasemi hastalığı için, aynı kişi tarafından gerçekleştirilmiştir.

Bu gelişmelere dayanarak 1982 yılında, ilk insan gen tedavisi, talasemi hastalığı için, aynı kişi tarafından gerçekleştirilmiştir. GEN TEDAVİSİ GEN TEDAVİSİ NEDİR? Eksik ya da hatalı protein üretimine neden olan, bozuk gen taşıyan hücreye normal geni yerleştirme yöntemine gen tedavisi denir. Gen tedavisi, hastalıkları nükleotid düzeyinde

Detaylı

İmmun sistemi baskılanmış hastalarda lenfomagenezde rol alan faktörler ve etkileşimleri. Blood Reviews (2008) 22, 261

İmmun sistemi baskılanmış hastalarda lenfomagenezde rol alan faktörler ve etkileşimleri. Blood Reviews (2008) 22, 261 İmmun sistemi baskılanmış hastalarda lenfomagenezde rol alan faktörler ve etkileşimleri Blood Reviews (2008) 22, 261 Onkojenik viruslar Annu. Rev. Pathol. Mech. Dis. 2014.9:49 EBV Doğada çok yaygın İnsan

Detaylı

Transgenik Hayvan Üretimi. Hayvancılıkta biyoteknoloji dersi

Transgenik Hayvan Üretimi. Hayvancılıkta biyoteknoloji dersi Transgenik Hayvan Üretimi Hayvancılıkta biyoteknoloji dersi TRANSGENİK HAYVAN TEKNOLOJİSİ Transgenik hayvanlar gen transferi yoluyla hücrelerinde yabancı genleri taşıyan hayvanlardır. Çiftlik hayvanlarına

Detaylı

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? İMMUNİZASYON Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? Canlıya antijen verdikten belli bir süre sonra, o canlıda

Detaylı

GEN TEDAVİSİ VE SON GELİŞMELER

GEN TEDAVİSİ VE SON GELİŞMELER GEN TEDAVİSİ VE SON GELİŞMELER GEN NEDİR? GEN TEDAVİSİ NEDİR? Gen tedavisi, genetik hastalıkların iyileştirilmesi amacıyla hastaya DNA aktarımı yapılmasıdır. Peki bu eklenen yeni DNA nasıl bir etkiye sahip?

Detaylı

KANSER NEDİR? ONKOGEN VE KANSER. Hücre döngüsü. Siklin-Siklin Kinaz 1/30/2012 HÜCRE DÖNGÜSÜ. Siklin Kinaz inhibitörleri BÜYÜME FAKTÖRLERİ

KANSER NEDİR? ONKOGEN VE KANSER. Hücre döngüsü. Siklin-Siklin Kinaz 1/30/2012 HÜCRE DÖNGÜSÜ. Siklin Kinaz inhibitörleri BÜYÜME FAKTÖRLERİ KANSER NEDİR? ONKOGEN VE KANSER Prof.Dr.Dildar Konukoğlu Bir hücre veya hücre grubunun kontrol dışı büyümesi ve çoğalması ve Bu hücrelerin bulundukları yerden ayrılarak farklı lokalizasyonlarda bu faaliyetlerini

Detaylı

KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ VE KARSİNOGENEZ

KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ VE KARSİNOGENEZ KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ VE KARSİNOGENEZ Gökhan Erdem GATA Tıbbi Onkoloji BD 19 Mart 2014 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi, 19-23 Mart 2014, Antalya EPİDEMİYOLOJİ Epidemiyoloji, sağlık olaylarının görünme

Detaylı

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ Çok hücreli organizmaların kompleks omurgalılara evrimi, hücreler birbirleriyle iletişim kuramasalardı mümkün olmazdı. Hücre-hücre Hücre-matriks etkileşimini

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

KARSİNOGENEZ Prof.Dr.Şevket Ruacan

KARSİNOGENEZ Prof.Dr.Şevket Ruacan KARSİNOGENEZ 2007 Prof.Dr.Şevket Ruacan Kanser anormal bir doku kitlesidir. Büyümesi normal dokulardan daha hızlıdır ve onlarla uyumlu değildir. Bu bozukluk değişimi başlatan uyarı ortadan kalktıktan sonra

Detaylı

KARSİNOGENEZ. Prof.Dr.Şevket Ruacan

KARSİNOGENEZ. Prof.Dr.Şevket Ruacan KARSİNOGENEZ Prof.Dr.Şevket Ruacan Kanser anormal bir doku kitlesidir. Büyümesi normal dokulardan daha hızlıdır ve onlarla uyumlu değildir. Bu bozukluk değişimi başlatan uyarı ortadan kalktıktan sonra

Detaylı

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık Fagositik hücreler (makrofajlar, mast hücreleri) Kompleman sistemi(direkt bakteri hücre membranı parçalayarak diğer immün sistem hücrelerin bunlara atak yapmasına

Detaylı

Mustafa EMREM

Mustafa EMREM Mustafa EMREM 162161022 Bakterilerdeki transformasyonun ilk kanıtları İngiliz bilim adamı Frederick Griffith tarafından elde edilmiştir. Genetik materyal aktarımı Dikey Gen Transferi ebeveyn ile yavru

Detaylı

b. Amaç: Gen anatomisi ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

b. Amaç: Gen anatomisi ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır. TIBBİ GENETİK I-DERS TANIMLARI 1-Tanım: DNA ve RNA yapısının öğretilmesi. b. Amaç: DNA nın genetik materyal olmasında moleküler yapısının önemi ve RNA yapısının proteine geçiş ve gen ekspresyonu kontrolündeki

Detaylı

VİROLOJİ VİRUS GENETİĞİ

VİROLOJİ VİRUS GENETİĞİ VİROLOJİ VİRUS GENETİĞİ Giriş İnsan vüruslarının üretilmesi ve incelenmesi doğal konağında zor, hatta imkansızdır. Bu nedenle viruslerin daha ekonomik ve pratik olan laboratuvar hayvanlarında yada hücre

Detaylı

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD HÜCRE İÇİ MİKROBA YANIT Veziküle alınmış mikroplu fagosit Sitoplazmasında mikroplu hücre CD4 + efektör

Detaylı

Adaptif İmmünoterapi. Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya

Adaptif İmmünoterapi. Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya Adaptif İmmünoterapi Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya Adaptif immünoterapi İmmün Sistemin kanser oluşumunda koruyucu rolü daha iyi anlaşılmıştır. Monoklonal antikor teknolojisi, Tümör

Detaylı

BAKTERİLERDE EKSTRAKROMOZAL GENETİK ELEMENTLER

BAKTERİLERDE EKSTRAKROMOZAL GENETİK ELEMENTLER BAKTERİLERDE EKSTRAKROMOZAL GENETİK ELEMENTLER Plazmid ve Epizomlar Bakterilerin kendi kromozomlarının yanı sıra, kromozom dışı bazı genetik parçacıklar bulunmaktadır Bakteri kromozomundan daha küçük yapıda

Detaylı

Rekombinant DNA, Klonlama ve kullanımı

Rekombinant DNA, Klonlama ve kullanımı Rekombinant DNA, Klonlama ve kullanımı Betül ÖZTAŞ Gamze ÇALIŞKAN Betül ERÇELİK ÖZET GİRİŞ Günümüzde gen klonlaması çalışmaları; gen izolasyonu, gen bankalarının oluşturulması, genlerin güvenlik altına

Detaylı

TRANSLASYON ve PROTEİNLER

TRANSLASYON ve PROTEİNLER TRANSLASYON ve PROTEİNLER Prof. Dr. Sacide PEHLİVAN 13 Aralık 2016 mrna daki baz sırasının kullanılarak amino asitlerin doğru sıra ile proteini oluşturmasını kapsayan olayların tümüne Translasyon veya

Detaylı

9. Hafta. DNA Aşıları

9. Hafta. DNA Aşıları 9. Hafta DNA Aşıları DNA İmmunizasyonu Vücuda etkeni, etkene ait bir antijeni vermek yerine, antijeni kodlayan DNA sekansını (geni) içeren plasmidin kontrollü koşullar, uygun yol, metodlar kullanılarak

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER Virüsler Hücresel yapı da dahil olmak üzere canlıların ortak özelliklerini göstermeyen canlılardır. Prokaryotlardan daha küçüklerdir.

Detaylı

ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ

ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ Seçici gen ifadesi embriyonun gelişmesini sağlayan 4 temel işlevi denetler: 1. Hücre çoğalması 2. Hücre farklılaşması 3. Hücre etkileşimleri 4. Hücre hareketi HÜCRE

Detaylı

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU Doç.Dr. Engin DEVECİ İMMÜN SİSTEM TİPLERİ I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık Fagositik hücreler (makrofajlar, mast

Detaylı

8. KONU: VİRAL KOMPONENTLERİN BİYOLOJİK FONKSİYONU Kodlama: Her virüs kendine özgü proteini oluşturmakla birlikte, proteinde nükleik asidi için

8. KONU: VİRAL KOMPONENTLERİN BİYOLOJİK FONKSİYONU Kodlama: Her virüs kendine özgü proteini oluşturmakla birlikte, proteinde nükleik asidi için 8. KONU: VİRAL KOMPONENTLERİN BİYOLOJİK FONKSİYONU Kodlama: Her virüs kendine özgü proteini oluşturmakla birlikte, proteinde nükleik asidi için koruyucu kalkan görevi görmektedir. Protein kendi kendine

Detaylı

BAKTERİLERDE GENETİK MADDE AKTARILMASI

BAKTERİLERDE GENETİK MADDE AKTARILMASI BAKTERİLERDE GENETİK MADDE AKTARILMASI Bakterilerde genetik maddenin bir kısmı bakteriden bakteriye aktarılabilmekte ve bunun sonucunda önemli genetik değişmeler olmaktadır Verici hücre ile alıcı hücre

Detaylı

FEN ve TEKNOLOJİ / GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ. GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ

FEN ve TEKNOLOJİ / GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ. GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ 1 Genetik mühendisliği canlıların kalıtsal özelliklerinin değiştirilerek onlara yeni işlevler kazandırılmasına yönelik araştırmalar yapan bilim dalıdır. Genetik mühendisleri

Detaylı

VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480)

VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480) VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480) CMV PCR Tanı Kiti Cytomegalovirus un Konvensiyonel PCR yöntemiyle tanınması. HHV-5 olarak da bilinen Sitomegalovirüs, herpes virus ailesinin bir üyesidir. Oldukça sık görülen

Detaylı

HANDAN TUNCEL. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı

HANDAN TUNCEL. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı HÜCRENİN ÇOĞALMASI VE FARKLILAŞIMININ BİYOFİZİĞİ HANDAN TUNCEL İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı hntuncel@istanbul.edu.tr G1; presentetik, S; DNA sentez fazı G2;

Detaylı

Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon. Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ

Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon. Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ DNA replikasyonu DNA nın replikasyonu, DNA molekülünün, sakladığı genetik bilgilerin sonraki nesillere aktarılması için kendi kopyasını

Detaylı

RENAL HÜCRELİ KARSİNOM METASTATİK HASTALIKTA TEDAVİ. Üroonkoloji Derneği

RENAL HÜCRELİ KARSİNOM METASTATİK HASTALIKTA TEDAVİ. Üroonkoloji Derneği RENAL HÜCRELİ KARSİNOM METASTATİK HASTALIKTA TEDAVİ Prof. Dr. Levent Türkeri Üroloji Anabilim Dalı Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefrektominin Yeri Sistemik tedavi öncesi Nefrektomi Tümör hücrelerinin

Detaylı

En Etkili Kemoterapi İlacı Seçimine Yardımcı Olan Moleküler Genetik Test

En Etkili Kemoterapi İlacı Seçimine Yardımcı Olan Moleküler Genetik Test En Etkili Kemoterapi İlacı Seçimine Yardımcı Olan Moleküler Genetik Test Yeni Nesil DNA Dizileme (NGS), İmmünHistoKimya (IHC) ile Hastanızın Kanser Tipinin ve Kemoterapi İlacının Belirlenmesi Kanser Tanı

Detaylı

HUMORAL İMMUN YANIT 1

HUMORAL İMMUN YANIT 1 HUMORAL İMMUN YANIT 1 Antijen B lenfosit... HUMORAL İMMUN YANIT Antikor üretimi 2 Antijenini işlenmesi ve sunulması Yardımcı T-lenfosit aktivasyonu Yardımcı T hücre- B hücre ilişkisi B hücre aktivasyonu

Detaylı

ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI Tıp Fakülteleri Mezuniyet Öncesi İmmünoloji Eğitim Programı Önerisi in hücre ve dokuları ilgi hücrelerini isim ve işlevleri ile bilir. Kemik iliği, lenf nodu, ve dalağın anatomisi,

Detaylı

Hücre Proliferasyonu ve Testleri

Hücre Proliferasyonu ve Testleri 1 Hücre Proliferasyonu ve Testleri Normal Hücre Çoğalması Normal dokularda, hücre bölünmesi ve çoğalması organizmanın devamlılığı için bir gereklilik;r. Hücre çoğalmasının olması gerekenden farklı olması

Detaylı

Hafta VIII Rekombinant DNA Teknolojileri

Hafta VIII Rekombinant DNA Teknolojileri GENETĐK 111-503 Hafta VIII Rekombinant DNA Teknolojileri Doç.Dr. Hilâl Özdağ Rekombinant DNA Teknolojisi Amaç Spesifik DNA dizilerinin yerlerinin belirlenmesi. DNA nın belirli noktalardan kesilmesi Belirli

Detaylı

I. YARIYIL MOLEKÜLER HÜCRE BİYOLOJİSİ I (TBG 601, ZORUNLU, TEORİK 3, 3 KREDİ)

I. YARIYIL MOLEKÜLER HÜCRE BİYOLOJİSİ I (TBG 601, ZORUNLU, TEORİK 3, 3 KREDİ) T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIBBİ BİYOLOJİ VE GENETİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL MOLEKÜLER HÜCRE BİYOLOJİSİ

Detaylı

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kanser Çalışmaları. Dr Fikri İçli

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kanser Çalışmaları. Dr Fikri İçli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kanser Çalışmaları Dr Fikri İçli AÜTF Onkoloji Birimleri Tıbbi Onkoloji BD Cerrahi Onkoloji BD Radyasyon Onkolojisi AnaBD Pediatrik Onkoloji BD Onkoloji Uygulama ve Araştırma

Detaylı

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ 7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ Başlıklar 1. Prokaryotlar gen ifadesini çevre koşullarına göre düzenler 2. E. Coli de laktoz metabolizması 3. Lac operonu negatif kontrol 4. CAP pozitif kontrol

Detaylı

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ 7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ Başlıklar 1. Prokaryotlar gen ifadesini çevre koşullarına göre düzenler 2. E. Coli de laktoz metabolizması 3. Lac operonu negatif kontrol 4. CAP pozitif kontrol

Detaylı

Paleoantropoloji'ye Giriş Ders Yansıları

Paleoantropoloji'ye Giriş Ders Yansıları ANT139 PALEOANTROPOLOJİ YE GİRİŞ Genetiğin Basit Temelleri, Kavramlar, Mendel Genetiği, Gen Aktarımı 3. Ders Canlılığı anlayabilmek için moleküler seviyeye inmek gerekir! Hücre Yaşayan organizmaların temel

Detaylı

TIBBĠ BĠLĠMLERE GĠRĠġ DĠLĠMĠ MĠKROBĠYOLOJĠ ANABĠLĠM DALI

TIBBĠ BĠLĠMLERE GĠRĠġ DĠLĠMĠ MĠKROBĠYOLOJĠ ANABĠLĠM DALI TIBBĠ BĠLĠMLERE GĠRĠġ DĠLĠMĠ MĠKROBĠYOLOJĠ ANABĠLĠM DALI ÖĞRETĠM ÜYESĠ : Prof. Dr. O. ġadi Yenen Ders: VĠROLOJĠYE GĠRĠġ, TARĠHÇE ve EVRĠM 1. Virusların tanımlanması ve rolüne ilişkin önemli tarihsel gelişmelerin

Detaylı

HIV ENFEKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ VE DOĞAL SEYRİ

HIV ENFEKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ VE DOĞAL SEYRİ HIV ENFEKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ VE DOĞAL SEYRİ Dr. Hayat Kumbasar Karaosmanoğlu Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Sunum Planı HIV in morfolojik ve

Detaylı

Bakteriler Arası Genetik Madde Aktarımı

Bakteriler Arası Genetik Madde Aktarımı Bakteriler Arası Genetik Madde Aktarımı Transformasyon: Her hangi bir aracı bulunmaksızın, verici bakteri tarafından ortama bırakılmış olan DNA nın, alıcı bakteri tarafından alınması yoluyla oluşan rekombinasyon

Detaylı

Genetik Kavramlar Sekizinci baskıdan çeviri Klug, Cummings, Spencer

Genetik Kavramlar Sekizinci baskıdan çeviri Klug, Cummings, Spencer Genetik Kavramlar Sekizinci baskıdan çeviri Klug, Cummings, Spencer 1 Genetiğe Giriş Copyright 2006 Pearson Prentice Hall, Inc. 1-Genetiğe giriş 1.1 100 yıldan daha kısa zamanda Mendel den DNA ya 1.2 İkili

Detaylı

Doç. Dr. Z. Ceren KARAHAN

Doç. Dr. Z. Ceren KARAHAN Viral Salgınların Araştırılması Sekans Temelli Genotiplendirme Yöntemleri Doç. Dr. Z. Ceren KARAHAN Genotipleme Genomun genetik karakterizasyonu Bir bireyi/suşu, diğerlerinden ayıran mutasyonları (nt dizisi

Detaylı

Geleceğin Aşıları. Dr.Funda Timurkaynak Başkent Üniversitesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı İstanbul Hastanesi

Geleceğin Aşıları. Dr.Funda Timurkaynak Başkent Üniversitesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı İstanbul Hastanesi Geleceğin Aşıları Dr.Funda Timurkaynak Başkent Üniversitesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı İstanbul Hastanesi Yeni,daha stabil antijenler Yeni veriliş yolları Antijen

Detaylı

ANTİJENLER VE YAPILARI

ANTİJENLER VE YAPILARI ANTİJENLER VE YAPILARI IMMUNOJEN VE ANTIJEN nedir? Immun cevap oluşturan yabancı maddeler antijen veya immunojen olabilir. Immunojen; İmmun yanıt meydana getirme kabiliyetindeki herhangi bir madde Antijen

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

JAK STAT Sinyal Yolağı

JAK STAT Sinyal Yolağı The Janus kinase/signal transducers and ac4vators of transcrip4on (JAK/STAT) JAK/STAT sinyal yolu sitokinler tara>ndan ak4fleş4rilir. ü Hücre farklılaşması ü Hücre çoğalması ü Hücre göçü ü Apoptoz gibi

Detaylı

KANSEROLOJİDE FARMAKOGENOMİ

KANSEROLOJİDE FARMAKOGENOMİ KANSEROLOJİDE FARMAKOGENOMİ Prof.Dr. Işık TUĞLULAR Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma - Uygulama Merkezi ( ARGEFAR ) Müdürü Farmakogenomik Kursu 24 Mart 2010 ANTALYA İLAÇ Klinik

Detaylı

Biyoteknoloji ve Genetik I Hafta 13. Ökaryotlarda Gen İfadesinin Düzenlenmesi

Biyoteknoloji ve Genetik I Hafta 13. Ökaryotlarda Gen İfadesinin Düzenlenmesi Biyoteknoloji ve Genetik I Hafta 13 Ökaryotlarda Gen İfadesinin Düzenlenmesi Prof. Dr. Hilal Özdağ A.Ü Biyoteknoloji Enstitüsü Merkez Laboratuvarı Tel: 2225826/125 Eposta: hilalozdag@gmail.com Gen İfadesi

Detaylı

Agrobacterium rhizogenes aracılığı ile bitkilere gen aktarımı

Agrobacterium rhizogenes aracılığı ile bitkilere gen aktarımı Agrobacterium rhizogenes aracılığı ile bitkilere gen aktarımı ITIR ERKAN İstanbul Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Yüksek lisans öğrencisi Agrobacterium Toprakta yaşayan gram negatif bir

Detaylı

(ZORUNLU) MOLEKÜLER İMMÜNOLOJİ I (TBG 607 TEORİK 3, 3 KREDİ)

(ZORUNLU) MOLEKÜLER İMMÜNOLOJİ I (TBG 607 TEORİK 3, 3 KREDİ) T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIBBİ BİYOLOJİ VE GENETİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL (ZORUNLU) MOLEKÜLER

Detaylı

Bitki Türevli Aşılar. Cüneyt Uçarlı. Moleküler Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı Fen Bilimleri Enstitüsü İstanbul Üniversitesi 2010

Bitki Türevli Aşılar. Cüneyt Uçarlı. Moleküler Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı Fen Bilimleri Enstitüsü İstanbul Üniversitesi 2010 Bitki Türevli Aşılar Cüneyt Uçarlı Moleküler Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı Fen Bilimleri Enstitüsü İstanbul Üniversitesi 2010 Bitki Yapımı Aşılar Dünyada her yıl yaklaşık olarak 57 milyon kişi ölmekte

Detaylı

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE VİRAL HASTALIKLARDA İMMÜNİTE Virüsler konak hücreye girdikten sonra çoğalır ve viral çoğalma belirli bir düzeye ulaştığında hastalık semptomları

Detaylı

Genetik Yöntemlerle Bakterilere Gen Transferleri. (Cüneyt Akdeniz)

Genetik Yöntemlerle Bakterilere Gen Transferleri. (Cüneyt Akdeniz) Genetik Yöntemlerle Bakterilere Gen Transferleri (Cüneyt Akdeniz) Bakterilerde genetik maddenin bir kısmı bakteriden bakteriye aktarılabilmekte ve bunun sonucunda önemli genetik değişmeler olmaktadır.

Detaylı

Agrobacterium rhizogenes

Agrobacterium rhizogenes Agrobacterium rhizogenes Agrobacterium toprakta yaşayan gram negatif bir bakteri, Rhizobieceae fam., doğal genetik mühendisi, A. rhizogenes- saçak kök ( hairy root ) hastalığı A. tumefaciens- dikotillerde

Detaylı

Agrobacterium rhizogenes

Agrobacterium rhizogenes Agrobacterium rhizogenes Agrobacterium toprakta yaşayan gram negatif bir bakteri, Rhizobieceae fam., doğal genetik mühendisi, A. rhizogenes- saçak kök ( hairy root ) hastalığı A. tumefaciens- dikotillerde

Detaylı

RNA Yapısı ve Katlanması, Hücrede Bulunan RNA Çeşitleri

RNA Yapısı ve Katlanması, Hücrede Bulunan RNA Çeşitleri RNA Yapısı ve Katlanması, Hücrede Bulunan RNA Çeşitleri RNA (Ribonükleik Asit) Nükleik asitler, Friedrich Miescher tara2ndan 1869'da keşfedildi. İl=haplı bandajlardan izole edilen bu maddeye nüklein adını

Detaylı

Epigenetik ve Kanser. Tayfun ÖZÇELİK Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü

Epigenetik ve Kanser. Tayfun ÖZÇELİK Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Epigenetik ve Kanser Tayfun ÖZÇELİK Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü tozcelik@fen.bilkent.edu.tr Conrad Waddington (1905-1975) Edinburgh Üniversitesi Embriyoloji ve Genetik Profesörü

Detaylı

Rekombinant DNA Teknolojisi, Klonlama ve Kullanım Alanları

Rekombinant DNA Teknolojisi, Klonlama ve Kullanım Alanları Rekombinant DNA Teknolojisi, Klonlama ve Kullanım Alanları 2014201074 ÖZLEM YAVAŞ 2014201101 DUYGU ŞEN 2015201014 CANAN BAŞTÜRK 2015201094 MERVE ŞİMŞEK DNA taşıdığı REPLİKASYONU bilgi sayesinde hücrenin

Detaylı

BAKTERİLERİN GENETİK KARAKTERLERİ

BAKTERİLERİN GENETİK KARAKTERLERİ BAKTERİLERİN GENETİK KARAKTERLERİ GENETİK MATERYALLER VE YAPILARI HER HÜCREDE Genetik bilgilerin kodlandığı bir DNA genomu bulunur Bu genetik bilgiler mrna ve ribozomlar aracılığı ile proteinlere dönüştürülür

Detaylı

ÜNİTE 19 KANSER VE GENETİK

ÜNİTE 19 KANSER VE GENETİK ÜNİTE 19 KANSER VE GENETİK Prof. Dr. Gönül OĞUR 19.1. Normal Hücre-Kanser İlişkisi Vücut hücreleri, konsepsiyonu (spermin ovumu döllemesi) takiben oluşan zigotun ilk hücrelerinin defalarca tekrarlanan

Detaylı

Mutasyon: DNA dizisinde meydana gelen kalıcı değişiklik. Polimorfizm: iki veya daha fazla farklı fenotipin aynı tür popülasyonunda bulunmasıdır.

Mutasyon: DNA dizisinde meydana gelen kalıcı değişiklik. Polimorfizm: iki veya daha fazla farklı fenotipin aynı tür popülasyonunda bulunmasıdır. Allel: Bir genin seçenekli biçimi Wild Tip: Normal allel. Bireylerin çoğunda bulunan Mutasyon: DNA dizisinde meydana gelen kalıcı değişiklik Polimorfizm: iki veya daha fazla farklı fenotipin aynı tür popülasyonunda

Detaylı

VEKTÖRLER Halime Nebioğlu

VEKTÖRLER Halime Nebioğlu VEKTÖRLER Halime Nebioğlu İstanbul Üniversitesi Gen klonlamasında kullanılan aracı moleküllere vektör denir. Vektörler konakçı organizmada, konakçı organizmadan bağımsız olarak replikasyon (çoğalma) gösterirler.

Detaylı

Kaynak: Biotechnology (An Introduction) - Susan S. BARNUM. Prof. Dr. Bektaş TEPE. Giriş

Kaynak: Biotechnology (An Introduction) - Susan S. BARNUM. Prof. Dr. Bektaş TEPE. Giriş TIBBİ BİYOTEKNOLOJİ Giriş Genomik, proteomik, farmakogenomik, kök hücreler ve klonlama süreçleri hakkındaki bilgilerimizin artışına bağlı olarak terapötik (therapeutics) adlı yeni bir alanın doğmasına

Detaylı

Antiviral Ajanlar. Yrd.Doç.Dr. Banu KAŞKATEPE

Antiviral Ajanlar. Yrd.Doç.Dr. Banu KAŞKATEPE Antiviral Ajanlar Yrd.Doç.Dr. Banu KAŞKATEPE Antiviral ajan geliştirilmesinde zorluklar Viral replikasyon: -Konak hücre metabolik fonksiyonlarına bağlıdır. -Virüse spesifik bir basamağın inhibe edilmesi

Detaylı

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR? KEMOTERAPİ NEDİR? Kanser hücrelerini tahrip eden kanser ilaçları kullanılarak yapılan tedaviye kemoterapi denir. Bu tedavilerde kullanılan ilaçlara antikanser ilaçlar da denir. Kanserin türüne göre kemoterapinin

Detaylı

MOLEKÜLER BİYOLOJİ DOÇ. DR. MEHMET KARACA (5. BÖLÜM)

MOLEKÜLER BİYOLOJİ DOÇ. DR. MEHMET KARACA (5. BÖLÜM) MOLEKÜLER BİYOLOJİ DOÇ. DR. MEHMET KARACA (5. BÖLÜM) TRANSKRİPSİYONU (ÖKARYOTİK) STOPLAZMA DNA Transkripsiyon hnrna RNA nın işlenmesi mrna G AAA Eksport G AAA NÜKLEUS TRANSKRİPSİYONU (PROKARYOTİK) Stoplazma

Detaylı

I. YARIYIL MOLEKÜLER HÜCRE BİYOLOJİSİ I (TBG 601 TEORİK 3, 3 KREDİ)

I. YARIYIL MOLEKÜLER HÜCRE BİYOLOJİSİ I (TBG 601 TEORİK 3, 3 KREDİ) T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIBBİ BİYOLOJİ VE GENETİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL MOLEKÜLER HÜCRE BİYOLOJİSİ

Detaylı

BCC DE GÜNCEL Prof. Dr. Kamer GÜNDÜZ

BCC DE GÜNCEL Prof. Dr. Kamer GÜNDÜZ BCC DE GÜNCEL Prof. Dr. Kamer GÜNDÜZ Celal Bayar Üniversitesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı-MANİSA Bazal Hücreli Kanser (BCC) 1827 - Arthur Jacob En sık rastlanan deri kanseri (%70-80) Açık

Detaylı

Rastgele (Stokas7k) kanser modeli - Tümör içindeki her hücre yeni bir kanseri başla5r

Rastgele (Stokas7k) kanser modeli - Tümör içindeki her hücre yeni bir kanseri başla5r Kanser Kök Hücre Kanser Modelleri Rastgele (Stokas7k) kanser modeli - Tümör içindeki her hücre yeni bir kanseri başla5r Kök hücre (Hiyerarşi) modeli - Tümör içindeki bazı hücreler yeni bir kanseri başla5r

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. Yosun MATER

Yrd.Doç.Dr. Yosun MATER * Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER Yrd.Doç.Dr. Yosun MATER *Bitki nüklear, mitokondriyal ve kloroplast DNA'ları *Burada yer alan bugünkü bilgilerimizin çoğu, moleküler evrim mekanizması ve oranları kullanılarak

Detaylı

Virüslere Karşı İmmün Yanıt

Virüslere Karşı İmmün Yanıt Virüslere Karşı İmmün Yanıt Enfeksiyon İmmünolojisi Kursu Doç. Dr. Uluhan Sili Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hast. ve Klin. Mikro. AD 1.11.2017 Anlatım Planı Virüslere karşı oluşan immün

Detaylı

İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar

İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar Aysun Manisalıgil, Ayşegül Yurt Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Medikal Fizik Anabilim Dalı Hücre ve Moleküller

Detaylı

VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite

VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite Prof.Dr. Yılmaz Akça Prof.Dr. Feray Alkan Prof.Dr. Aykut Özkul Prof. Dr. Seval Bilge-Dağalp Prof.Dr. M. Taner Karaoğlu Prof.Dr. Tuba Çiğdem Oğuzoğlu DOĞAL SAVUNMA HATLARI-DOĞAL

Detaylı

Telomeraz enzim eksikliğinin tedavisinde yeni yaklaşımlar. Prof. Dr. Fatma İnanç Tolun 08.11.2013 / Kahramanmaraş

Telomeraz enzim eksikliğinin tedavisinde yeni yaklaşımlar. Prof. Dr. Fatma İnanç Tolun 08.11.2013 / Kahramanmaraş Telomeraz enzim eksikliğinin tedavisinde yeni yaklaşımlar Prof. Dr. Fatma İnanç Tolun 08.11.2013 / Kahramanmaraş Sunum Akışı DNA replikasyonu Telomer Telomeraz Telomeraz eksikliğinde görülen hastalıklar

Detaylı

1. Sınıf Güz Dönemi I. Hafta Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Ders Saati

1. Sınıf Güz Dönemi I. Hafta Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Ders Saati I. Hafta Ders Saati 15.09.2014 16.09.2014 17.09.2014 18.09.2014 19.09.2014 Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I: Makromoleküller (Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ataş) Türk Dili

Detaylı

Bakteriyofaj ve Mikro-RNA Kullanımı

Bakteriyofaj ve Mikro-RNA Kullanımı İnfeksiyonlara Antibiyotik Dıșı Tedavi Yaklașımları: Bakteriyofaj ve Mikro-RNA Kullanımı Doç. Dr. Kenan MİDİLLİ İ.Ü. Cerrahpașa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Faj Açmazlar Panresistan

Detaylı

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Mekanizması

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Mekanizması ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Mekanizması Absorbsiyon İlaç hedefleri Dağılım Hastalıkla ilgili Metabolizma yolaklar Atılım Farmakokinetik

Detaylı

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONLARI TİP I TİP II TİPII TİPIII TİPIV TİPIV TİPIV İmmün yanıt IgE IgG IgG IgG Th1 Th2 CTL Antijen Solübl antijen Hücre/

Detaylı

HÜCRE DÖNGÜSÜNÜN DÜZENLENMESİ VE KANSER

HÜCRE DÖNGÜSÜNÜN DÜZENLENMESİ VE KANSER HÜCRE DÖNGÜSÜNÜN DÜZENLENMESİ VE KANSER Başlıklar 1. Kanser somatik hücre seviyesinde genetik bir hastalıktır 2. Kanser hücrelerinde genom kararlılığı, DNA onarımı ve kromatin düzenleme mekanizmalarında

Detaylı

Yard. Doç. Dr. Ercan ARICAN. İ.Ü. FEN FAKÜLTESİ, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü

Yard. Doç. Dr. Ercan ARICAN. İ.Ü. FEN FAKÜLTESİ, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü KANSER OLUŞUMUNDA ROL OYNAYAN EPİGENETİK MEKANİZMALAR Yard. Doç. Dr. Ercan ARICAN İ.Ü. FEN FAKÜLTESİ, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Epigenetik Nedir? Gen ekspresyonuna dayanan kalıtsal bilgi epigenetik

Detaylı

SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON

SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON Ali ŞENGÜL MEDICALPARK ANTALYA HASTANE KOMPLEKSİ İMMÜNOLOJİ BÖLÜMÜ Organ nakli umudu Beklenen Başarılı Operasyonlar Hayaller ve Komplikasyonlar?

Detaylı

Onkolojide Sık Kullanılan Terimler. Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013

Onkolojide Sık Kullanılan Terimler. Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013 Onkolojide Sık Kullanılan Terimler Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013 Kanser Hücrelerin aşırı kontrolsüz üretiminin, bu üretime uygun hücre kaybıyla dengelenemediği, giderek artan hücre kütlelerinin birikimi..

Detaylı

Doç. Dr. Fatih ÇALIŞKAN Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fak. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği EABD

Doç. Dr. Fatih ÇALIŞKAN Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fak. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği EABD BİYOUYUMLULUK (BIO-COMPATIBILITY) 10993-1 Bir materyalin biyo-uyumluluğunun test edilmesi için gerekli testlerin tümünü içerir. (Toksisite, Hemoliz, sitotoksisite, sistemik toksisite,...vs.) Hammaddelerin

Detaylı

Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli

Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD Doğal bağışıklık Edinsel bağışıklık Hızlı yanıt (saatler) Sabit R yapıları Sınırlı çeşidi tanıma Yanıt sırasında değişmez Yavaş yanıt (Gün-hafta)

Detaylı

Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Boğaziçi Üniversitesi

Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Boğaziçi Üniversitesi BİYOLOJİDEKİ TEKNOLOJİK GELİŞMELER VE ÖNCELİKLERİMİZ Dr. Aslı Tolun Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Boğaziçi Üniversitesi KLONLAMA / KOPYALAMA Tanım Yöntem Amaç: Kopya birey yaratma Kök hücre oluşturma

Detaylı

Bir enzim olarak RNA ve Riboşalterler

Bir enzim olarak RNA ve Riboşalterler Bir enzim olarak RNA ve Riboşalterler RNA Doğada mevcut en az 8 çeşit RNA enzim vardır. Bu RNA enzimlerinin RNA Dünyasında var olan bir yaşam formunun kalınaları oldukları düşünülmektedir. RNA RNA nın

Detaylı

MOLEKÜLER BİYOLOJİ LABORATUVARI

MOLEKÜLER BİYOLOJİ LABORATUVARI MOLEKÜLER 2014-2015 BİYOLOJİ LABORATUVARI GÜZ DÖNEMİ MOLEKÜLER BİYOLOJİ LABORATUVARI 7.HAFTA DERS NOTLARI GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ BİYOLOJİ BÖLÜMÜ Sayfa 1 / 6 1. RFLP (RESTRİKSİYON PARÇA UZUNLUK

Detaylı

Ders 8 trna-rrna yapısı, İşlenmesi ve İşlevleri

Ders 8 trna-rrna yapısı, İşlenmesi ve İşlevleri Ders 8 trna-rrna yapısı, İşlenmesi ve İşlevleri mrna trna - rrna Taşıyıcı (transfer) RNA (trna) Nispeten küçük moleküllerdir. Bir öncu molekülün nükleusta işlenmesiyle oluşurlar. trna molekülleri, mrna

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

REKOMBİNANT DNA TEKNOLOJİSİ. Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL

REKOMBİNANT DNA TEKNOLOJİSİ. Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL 1960 lardan bu yana genetik ve moleküler biyolojideki kavrayışımızın hızla artması, biyoteknolojide heyecan verici buluşlar ve uygulamalara yol açtı. DNA yapısı ve fonksiyonlarının

Detaylı

BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER

BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER www.benimdershanem.esy.es Bilgi paylaştıkça çoğalır. BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER NÜKLEİK ASİTLER Nükleik asitler, bütün canlı hücrelerde ve virüslerde bulunan, nükleotid birimlerden

Detaylı