T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK PROGRAMI ÜROGENİTAL PROLAPSUS TANISI ALMIŞ KADINLARDA YAŞAM KALİTESİNİN BELİRLENMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK PROGRAMI ÜROGENİTAL PROLAPSUS TANISI ALMIŞ KADINLARDA YAŞAM KALİTESİNİN BELİRLENMESİ"

Transkript

1 T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK PROGRAMI ÜROGENİTAL PROLAPSUS TANISI ALMIŞ KADINLARDA YAŞAM KALİTESİNİN BELİRLENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Eda ŞAHİN Tez Danışmanı Prof. Dr. Gülşen VURAL ANKARA Haziran 2011

2 T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK PROGRAMI ÜROGENİTAL PROLAPSUS TANISI ALMIŞ KADINLARDA YAŞAM KALİTESİNİN BELİRLENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Eda ŞAHİN Tez Danışmanı Prof. Dr. Gülşen VURAL ANKARA Haziran 2011

3

4 İÇİNDEKİLER Kabul ve Onay... i İçindekiler... ii Tablolar... iv Kısaltmalar... v 1.GİRİŞ Problem Tanımı ve Önemi Araştırmanın amacı TEORİK BİLGİLER Pelvik Taban Anatomisi Ürogenital Prolapsus Epidemiyolojisi Ürogenital Prolapsus Etyolojisi Gebelik ve Doğum Yaş Vücut Kütle İndeksi Histerektomi Menopoz ve Hormon Replasman Tedavisi Pelvik Nöropatiler Konjenital Faktörler Diğer Faktörler Ürogenital Prolapsus Semptomlar ve Klinik Tanımlama Semptomlar Klinik Tanımlama Sistosel Rektosel Uterin ve Vajinal Kaf Prolapsusu Enterosel Ürogenital Prolapsus Değerlendirilmesi ve Sınıflaması Anamnez Sistematik Fizik Muayene ii

5 Jinekolojik Muayene Ürogenital Prolapsus Sınıflaması Ürogenital Prolapsus Tedavisi Konservatif tedavi seçenekleri Medikal tedavi Cerrahi Tedavi Ürogenital Prolapsus ve Yaşam Kalitesi Ürogenital Prolapsus ve Hemşirelik Yaklaşımları GEREÇ VE YÖNTEM Araştırmanın Şekli Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Özellikleri Araştırmanın Evreni ve Örneklemi Veri Toplama Araçları Veri Toplama Araçlarının Uygulanması Verilerin Değerlendirilmesi BULGULAR TARTIŞMA SONUÇ VE ÖNERİLER Sonuçlar Öneriler ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR EKLER EK 1 Gönüllüleri Bilgilendirme ve Onam Formu EK 2 Veri Toplama Formu EK 3 Prolapsus Yaşam Kalitesi(P-YK) Ölçeği EK 4 Etik Kurul Onayı EK 5 Araştırma İzin Yazısı ÖZGEÇMİŞ iii

6 TABLOLAR Tablo 4.1. Kadınların Sosyodemografik Özelliklerinin Dağılımı Tablo 4.2. Kadınların Obstetrik ve Jinekolojik Özelliklerinin Dağılımı Tablo 4.3. Kadınların Ürogenital Prolapsus Öykülerine Ait Bazı Özelliklerinin Dağılımı Tablo 4.4. Kadınların Ürogenital Prolapsusa İlişkin Özelliklerinin Dağılımı Tablo 4.5. Kadınların Ürogenital Prolapsusa İlişkin Yaşadıkları Üriner Semptomların Dağılımı Tablo 4.6. Kadınların Ürogenital Prolapsusa İlişkin Yaşadıkları Bağırsak Semptomlarının Dağılımı Tablo 4.7. Prolapsus Yaşam Kalitesi Alanı Skorları Tablo 4.8. Kadınların Sosyo Demografik Özellikleri ile Prolapsus Yaşam Kalitesi(P-YK) Ölçeği Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 4.9.Kadınların Prolapsus Dereceleri ile Prolapsus Yaşam Kalitesi(P-YK) Ölçeği Puanlarının Karşılaştırılması iv

7 KISALTMALAR ARK. ATFP ATLA BKI GATA GH HRT M NVD PB POP-Q P-YKÖ TVL : Arkadaşları : Arcus Tendineus Fasia Pelvis : Arcus Tendineus Musculi Levator Ani : Beden Kitle Indeksi : Gülhane Askeri Tıp Akademisi : Genital Hiatus : Hormon Replasman Tedavisi : Musculus : Normal Vajinal Doğum : Perineal Cisim : Pelvik Organ Prolapsus Quantitation : Prolapsus Yaşam Kalitesi Ölçeği : Total Vajinal Uzunluk v

8 1.GİRİŞ 1.1.Problemin Tanımı ve Önemi Ürogenital prolapsus; pelvik organların fizyolojik pozisyonunu koruyan ve pelvik organlara destek sağlayan, sinir, kas ve fasya kombinasyonun zayıflaması sonucu oluşan, anatomik olarak pelvik organların vajene doğru sarkması ya da vajenden dışarı çıkması seklinde tanımlanmaktadır. 1,2 Ürogenital prolapsus oldukça sık rastlanan bir kadın sağlığı sorunu olmasına rağmen gerçek insidansını saptamak güçtür. Bu durumun nedenleri arasında bizim gibi gelişmekte olan ve kadının statüsünün düşük olduğu ülkelerde bu durumun kadınlar tarafından yaşlanmanın doğal sonucu olarak görülmesi bulunmaktadır. 3,4 Ürogenital prolapsus insidansı ve prevelansı, tanımlama şekli ve taranan popülasyondaki farklılıklara bağlı olarak %2 ile %50 arasında değişkenlik göstermektedir. 5,6,7,8,9 İsveçte nüfusa dayalı olarak yapılan bir çalışmada kadınlarda ürogenital prolapsus prevelansı % 30 olarak bulunmuştur 7 Batı Afrika da Gambian kadınlarında ürogenital prolapsus insidansı % 46 olarak bulunmuştur. 8 Amerika da, yapılan bir çalışmada, kadınların yaklaşık yarısında(% 40) hafif ya da orta düzeyde prolapsus saptanmıştır. 9 Ürogenital prolapsusun etyolojisi tam olarak anlaşılmamakla birlikte genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı multifaktöryel bir problem olduğu bilinmektedir. Pelvik organların desteği; üretra, rektum ve vajinal duvarın konnektif dokuları ile pelvik tabanın levator ani kasının etkileşimleri ile sağlanmaktadır. Pelvik destek dokusunun; intrinsik yapısal defektler, levator ani kasının zayıflığı, doğum, kronik öksürük, obesite, 1

9 nörolojik hasar benzeri nedenlerle zayıflaması pelvik organ prolapsusuna yol açabilir. Ek olarak pelvik tabandaki nöropatiler ve fasyal yırtıklar da pelvik organ prolapsusu ile sonuçlanabilmektedir. 1,2,3,4,9,10 Özellikle gelişmiş ülkelerde yaşam beklentisindeki artış nedeniyle giderek daha çok kadında pelvik taban bozuklukları nedeniyle tedavi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Ürogenital prolapsusun tedavi seçeneklerinden birisi histerektomidir. Amerika da kanser dışı nedenlerle yapılan histerektomilerin önemli bir kısmı ürogenital prolapsus nedeni ile gerçekleştirilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri nde prolapsus için yılda yaklaşık den fazla operasyon uygulanmakta ve ürogenital prolapsusun tedavisi için harcanan para yıllık bir milyar doları bulmaktadır. 11 Amerika da bir sigorta şirketinin yaptırdığı retrospektif çalışmaya göre; 80 yaşına gelmiş kadınların prolapsus ya da üriner inkontinas için rekonstrüktif cerrahi geçirme riski %11 olarak saptanmıştır. Bu vakaların yaklaşık üçte birinde ikincil operasyona ihtiyaç duyulmaktadır. 12 Ayrıca genel nüfus artışı ve yaşlı nüfusun oranı göz önüne alındığında 30 yıl içinde pelvik taban hastalıkları nedeniyle doktora başvuran kadın sayısının 2 katına çıkacağı tahmin edilmektedir. 13 Ürogenital prolapsus kadınlarda mesane, barsak ve cinsel fonksiyonların bozulmasına neden olmaktadır. Özelikle idrar inkontinansı ve anal inkontinans kadınların yaşam kalitesinin bozulmasına, kişilerin sosyal hayattan izole olmalarına neden olmaktadır. Ürogenital prolapsus, kadınlarda ağrı, basınç hissi, üriner ve fekal inkontinans, konstipasyon, idrar yapmada ve /veya defekasyonda güçlük ve koitus sırasında zorlanma, sık vajinal enfeksiyon benzeri semptomlarla birlikte seyredebilmektedir. 1,4-6,10,12,13 Ayrıca serviksin mekanik irritasyona bağlı ülserasyonları ve buna bağlı kanama şikâyeti olabilir. 4 2

10 Genellikle prolabe olan kısım hiymen veya daha aşağıda olduğunda bu durum hastalar tarafından şikayet konusu olmaktadır. Prolapsusun ağırlaşması ile oluşan sarkma semptomları vajende yük ya da dolgunluk hissi, vajene bir şey düşme hissi, perineal ya da vajinal bölgede pelvik basınç ve ağırlık hissi olarak algılanmaktadır. Haftada en az bir defa prolabe olan kısmı introitus dışında hisseden hastaların % 80 i bu durumun yaşam kalitelerini kötü etkilediğini belirtmişlerdir. 14 Yaşam kalitesi kavramı, bireyin kendi yaşamını değerlendirilişine dayanan, özel algı, duygu ve biliş süreçlerinin bir bütünü olarak tanımlanırken, bireysel iyilik durumunun bir ifadesi ve yaşamın çeşitli yönlerine ilişkin öznel doyum ifadelerini kapsar. Yaşam kalitesi; genel anlamda bireysel iyilik durumunun bir anlatımı ve kişinin fiziksel, psikolojik ve sosyal halinden tatmin olmasıdır. Yaşam kalitesi, kişisel ve kültürel değerler, inançlar, benlik algısı, amaçlar, yaş ve hayattan beklentilerin bileşiminden etkilenen oldukça subjektif bir kavramdır. Bunun yanısıra bireyin günlük ihtiyaçlarını olumsuz etkilediği görülmektedir 14,15,16,17. Ürogenital prolapsus semptomları yaşamı tehdit etmemekle birlikte psikolojik, sosyal ve fiziksel iyilik durumunu etkileyerek, kadının iş, aile ve cinsel yaşamında sınırlıklara ve yaşam kalitesinin bozulmasına sebep olabilmektedir. 7 Bu yüzden birçok kadın, bu semptomları, haftada bir defadan daha fazla yaşamaya başladığında yaşam kalitesinin olumsuz etkilendiğini fark eder. Kadınlar ürogenital prolapsusu oturma, kalkma, yürüme ve bir şeyler kaldırmak gibi aktivitelerini ve iş yapabilme yeteneğini engelleyen büyük bir problem olarak tanımlarlar 78. 3

11 Ürogenital prolapsus kadınların; konforunu azaltan ve kişide rahatsızlık hissi yaratan, utanç duymalarına, kadınlık özelliklerini ve çekiciliklerini yitirdiklerini düşünmelerine, hayal kırıklığına, beden imajında bozulmaya, öz saygı ve öz güvenlerinin kaybına, tüm bunlara bağlı nedenlerden dolayı depresyonun artışına sebep olabilmektedir. Bunlara ek olarak cinsel istek üzerine olumsuz etki yaparak cinsel fonksiyonlarının bozulmasına neden olabilmektedir. Çünkü bu kadınlarda cinsel ilişki esnasında idrar kaçırma ve yol açtığı sorunlar, utanma, disparöni ve vajinal kuruluk nedeniyle cinsel doyumlarında azalma olmaktadır. Bütün bunların sonucunda sosyal ilişkilerinin kötüleşmesine, hatta bireyin kendini toplumdan izole ederek eve kapatmasına neden olabilmektedir. 63 Kadınların çoğunun yaşamlarında karşılaşabildiği ürogenital prolapsus ve bunlara bağlı yaşadıkları semptomlar, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen, tıbbi olduğu kadar sosyal bir problemdir. Yaşam kalitesi hemşirelik uygulamaları ile güçlü ilişki içindedir. Bu nedenle hemşirelik yaklaşımları yaşam kalitesini olumlu yönde etkileyecek davranışlar ve tepkiler üzerinde yoğunlaşmalıdır. 63 Hemşireler, kadının yaşadığı soruna, nedenlerine, prognozuna ve tedavisine vb. yönelik bilgi gereksiniminin karşılanması, semptomların azaltılması ve yönetimi konusunda bilgilendirilmesini sağlayabilirler. Ayrıca hemşireler, var olan semptomların kadının hijyen ve konforu üzerine etkisini belirleyerek bunun çözümünü sağlayıcı girişimlerde bulunmalıdırlar. Hemşireler prolapsus sorunu oluşmadan önce veya tedaviden sonra tekrar oluşmaması için önlenmesine yönelik yapılabilecekler konusunda kadını bilgilendirebilirler. Hemşireler, kadınlarda ürogenital prolapsus gelişmesine katkı sağlayan risk faktörlerini belirleyerek, önleme, belirti ve bulguları konusunda eğitme, erken tanı ve tedavi aşamasında gerekli eğitim ve danışmanlığın verilmesinde rol 4

12 almalıdırlar. Hemşireler ürogenital prolapsus yaşayan kadınların problemlerini tanımalarına yardım ederek, tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirerek ve tercih edilen tedavinin uygulanmasında aktif rol alarak, kadınların yaşam kalitelerini geliştirebilirler. Ürogenital prolapsusun yaşam kalitesine etkisi her toplum, her aile ve her birey için farklılık gösterebilmektedir. Bunun nedeni kadının yaşam kalitesini etkileyen politik, sosyokültürel, dinsel, ekonomik ve eğitim benzeri faktörler, kadının toplumdaki ve aile içindeki statüsünü ve rollerini de farklılaştırmaktadır. Bu farklılıklar nedeniyle, yaşam kalitesinde en fazla etkilenmenin, kadının ön planda olan rolüne bağlı olarak değişebileceği ve bu nedenle, yaşam kalitesi değerlendirmesinin bireye özgü olarak yapılması gerekmektedir. Bu şekilde bir değerlendirme ile sağlık personelinin verdiği bakımı bireye özel planlayabileceği ve öncelikle kadını olumsuz etkileyen alana yönelik olmak üzere, prolapsus sorunuyla uygun baş edebilmesi için gerekli danışmanlığı vermesi gerekmektedir Araştırmanın Amacı Çalışma; ürogenital prolapsus tanısı almış kadınlarda ürogenital prolapsusun yaşam kalitesine etkisini belirlemek amacıyla yapılmış tanımlayıcı bir çalışmadır. 5

13 2.GENEL BİLGİLER 2.1. Pelvik Taban Anatomisi Pelvik anatomi, normal pelvis taban fonksiyonuna katkıda bulunan kemikler, kaslar, ligamentler ve bağlar olarak tanımlanabilir. Pelvisin organları mesane, vajen ve rektumdur. Bu organlardan hiç birinin belirgin bir şekli ve gücü yoktur. Pelvik organların şekil, biçim ve güçleri; ligamentlerin, fasya ve kasların sinerjik etkisiyle organları germesiyle ortaya çıkar. Pelvis tabanı, pelvik organlara musküler kasılma ile aktif, fasya ve ligamentler ile pasif destek sağlar. 4 Ürogenital prolapsusun önlenmesi ve kontinansın sağlanması pelvik tabandaki destekleyici mekanizmalara bağlıdır. Bu destekleyici mekanizmalardan birisi de kemik pelvistir. Kemik pelvis arkada sakrum kemiği ve önde simfisis pubis ile birleşen kalça kemiklerinden oluşmaktadır. Yetişkinde her bir kalça kemiği ilium, ischium ve pubis kemiklerinin kaynaşmasıyla meydana gelmektedir. Pelvis iki kısma ayrılmaktadır. Bunlar; büyük ve küçük pelvisdir. Büyük pelvisi abdominal iç organlar doldurmakta, küçük pelvis ise büyük pelvisin aşağı doğru devam eden daha dar kısmını oluşturmaktadır. Pelvik çıkım pelvik tabanı oluşturan yapılar ile kapatılmıştır. Kadın pelvisi erkek pelvisine göre daha geniştir. Kadınlardaki bu durum pelvik taban zayıflıklarına olan yatkınlığı artırmaktadır. 18 Pelvik taban, abdominopelvik kaviteyle birlikte vajina, rektum ve üretranın dışa açıldığı noktaları destekleyen kas ve fasya tabakalarından oluşmaktadır. Pelvik taban pelvik organlara musküler kasılma ile aktif, fasya ve ligamentler ile pasif destek sağlamaktadır. Pelvik tabanın işlevleri arasında prolapsusu önlemek, kontinansı sağlamak, 6

14 miksiyon ve defekasyonu kolaylaştırmak, cinsel fonksiyonu sağlamak, doğum kanalının bir parçası olmak sayılabilmektedir. Direkt ve indirekt olarak pelvise tutunan pelvis tabanının yukarıdan aşağı doğru katları, endopelvik fasya, pelvik diyafram, ürogenital diyaframdır. 18 Pelvik tabanın kas desteği; minor pelvisin iç yüzeyine tutunan musculus(m.)levator ani ve m. coccygeus pelvik muskuler tabanı, karşı taraftaki aynı ismi alan kaslar ile birleşerek de pelvik diaframı oluşturmaktadır. M. levator ani lateralden mediale doğru m. iliococcygeus, m. puborektalis ve m. pubococcygeus isimli üç kastan oluşmaktadır 18. M. pubococygeus, levator ani kasının büyük medial kısmı olup yatay bir şekilde seyreder. Bu kas pubik kemikten başlayarak vajina ve rektumun yan duvarlarına bağlanır. Pelvik organlara destek yapının oluşmasında oldukça önemli bir role sahiptir. Bu kasın ortasındaki boşluğa ürogenital açıklık denir. Bu açıklıktan önde üretra, ortada vajina, arkada da anal kanal ile rektum dışa açılma imkânı bulur. 20 M. Pubococcygeusun medial parçasına m.puborektalis denmektedir. Anarektal birleşim bölgesinde puborektalis kasının U şeklinde liflerin oluşturduğu kuşak fekal kontinansın sağlanmasında son derece önemlidir. Puborektalis kasının tonüsü, burada lik bir açılanma meydana getirmektedir. Bu kas defekasyon esnasında gevşemekte ve fekal içeriğin dışarı atılmasını kolaylaştırmaktadır. Puborektalis kasının kontraksiyonu, m.pubococcygeusu çekerek rektum, vajina ve mesane boynunu yukarı kaldırır. 22 Ayrıca puborektalis kasının istemli kasılması tonusu artırıp karın içi basıncın dengelenmesine yardımcı olmaktadır. 21 M. iliococcygeus, arcus tendineus musculi levator ani (ATLA) nin arka yarısından ve spina ischiadica dan başlamakta, anococcygeus ligamenti ve coccyx te sonlanmaktadır. Levator ani nin kasları pleksus pudentalis ten gelen sakral spinal kord (S3-S4) tarafından inerve edilmektedir Levator ani kası, 7

15 coccygeus kasıyla birlikte coccyx in hafifçe fleksiyonunu, anüsün kalkmasını, rektum ve vajenin sıkıştırılmasını sağlamaktadır. Ayrıca levator ani kası, inspirasyon esnasında iç organlara torakoabdominal diyafragmanın aşağıya doğru yapmış olduğu basınca karşı koymasını sağlamaktadır. 21 Çizgili kas yapısı dikkate alındığında, levator ani kasının büyük bir kısmı sürekli tonus sağlayan yavaş atımlı liflerden, periüretral ve perineal alanlarda ise hızlı atımlı liflerden oluşmaktadır. Yavaş atımlı lifler tarafından sağlanan sürekli tonus, ayakta durma aktiviteleri sırasında ürogenital hiatusun kapanmasını ve pelvik visseral desteği üzerindeki yükün azaltılmasını sağlar. Bu da levator ani kasının pelvik diaframı daha çok ayakta iken desteklediğini göstermektedir. Hızlı atımlı lifler ise öksürme veya haşırma gibi stres durumlarında karın içindeki ani basınç değişikliklerine hızlı yanıt veren liflerdir. Bu bölgedeki kaslarda herhangi bir zayıflama ya da gevşeklik ürogenital hiatusun açılmasına ve pelvik organların prolapsusuna neden olabilmektedir. 18,20,21 Ürogenital diafram; pelvik diaframın altında anterior pelvik çıkımda bir başka musculofasyal yapı olan ürogenital diafram bulunmaktadır. Daha yüzeyde bulunan m. ischiocavernosus ve m. bulbospongiosus ile m. transversus perinei superficialis lifleri ürogenital diaframın oluşumuna katkı sağlamakta ve bu yapı inferior pubik ramuslar ile perineal cisim arasındaki boşluğu doldurmaktadır. Ürogenital diafram vajinayı ve perineal cisimciği kemik pelvise sabitleyerek sarkmaları önlemektedir. 18 Perineal cisim; anüs ile vestibulum vagina arasında, orta hatta bulunan piramidal fibromuskuler bir yapıdır. Bu yapının sefalik apeks kısmını rektovajinal septum oluşturmaktadır. Perineal cisme rektum, 8

16 pubokoksigeal ve iliokoksigeal kaslar, perineal kaslar ve anal sfinkter tutunmaktadır. Ayrıca perineal cisim yapısında düz kas, elastik lifler ve sinir uçları bulunmaktadır. Hemen üzerinde uterus ve vajenin yer alması nedeniyle bu yapı pelvik tabanın önemli bir kısmını oluşturup doğum esnasında gerilirken doğum sonrası eski halini almaktadır. Perineal cisim zayıflıklarında rektosel ve enterosel gibi vajen arka duvar prolapsusları oluşabilmektedir. 21,22 Endopelvik fasya; mesane, üretra, vagina ve uterus, pelvik duvara endopelvik fasya olarak adlandırılan bir bağ dokusu ile asılmaktadır 24. Kollajen ve düz kaslardan meydana gelen endopelvik fasia, vaginanın etrafını sarmakta ve lateral olarak arcus tendineus fasiaya tutunmaktadır. Endopelvik fasia, pelvik yan duvarına iç organları bağlar ve diğer pelvik taban destekleriyle birlikte buranın güçlenmesinden sorumludur. Pelvik tabanın ilk tabakası olarak ele alınmaktadır. Endopelvik fasianın alt liflerinin levator ani kası, coccygeus kası, piriformis kasının fasialarına yapışarak oluşturduğu kalınlaşmalara, arcus tendineus fasia pelvis (ATFP) denilmekte ve üretral destek sistemin önemli bir parçasını oluşturmaktadır Vagina duvarı aynı asma köprülerdeki çelik zincirler misali(bağ dokusu bantlar) ana halatlara (ATFP)tutunmuştur. Endopelvik fasia (bağ dokusu bantlar da dahil) ATFP den vajina ön ve yan duvarlarına doğru atlarken puboservikal fasia yı meydana getirmektedir. Bu yapı sayesinde ATFP intra-abdominal basınç artışları sırasında vajinanın yerinde durmasını sağlamakta ve sarkmasını önlemektedir. Vajinanın ön duvarına gömülü olarak bulunan üretranın kapanmasında da ATFP ve puboservikal fasianın önemi bulunmaktadır. 23,24 9

17 2.2. Ürogenital Prolapsus Epidemiyolojisi Ürogenital prolapsus pelvis taban yetmezliği sonucu gelişen klinik patolojiler grubudur. Pelvis taban yetmezliği, destek verdiği organların, önde alt üriner sistem üretra ve mesane, ortada genital organlar uterus ve vajina, arkada da rektumun bulundukları yerden daha aşağı bir seviyeye kaymasına neden olmaktadır. Bu organların fonksiyonlarında, yer değişikliği ile meydana gelen sarkmalar, çeşitli semptomlara yol açabilmektedir. Ürogenital prolapsusun hafif formları, özellikle başlangıç aşamasında semptom vermeyebilir. Bu nedenle ürogenital prolapsusun gerçek insidansı bilinmemektedir. 1,3,9 Ayrıca çoğu hasta grubu özellikle ülkemizde bu durumu kadın olmanın ve yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak görmekte ve bu yüzden doktora başvurmakta geç kalmaktadır. Ürogenital prolapsusun yaşlanma ile birlikte görülme sıklığının da arttığı bir gerçektir 4. Retrospektif epidemiyolojik bir çalışmaya göre 80 yaşına kadar yaşam boyu ürogenital prolapsus ve stres inkontinansı nedeniyle operasyon geçirme riski %11.1 olarak bulunmuştur. Cerrahi endikasyon insidansı yaşlarda en üst düzeye çıkmaktadır. Operasyon oranı daha önce prolapsus veya herhangi bir nedenle histerektomi olan kadınlarda daha yüksektir. 11, yaş grubu arasında yer alan genel popülasyonda ürogenital prolapsus prevalansını belirlemek için yapılan bir çalışmada, bu yaş grubundakilerin %30,8 inde herhangi bir derecede ürogenital prolapsus saptanmıştır. Ürogenital prolapsus görülme oranı yaş grubunda %6,6 iken, yaş grubunda %55,6 dir. 7 Ürogenital prolapsusun insidansı yaş ve parite ile artmakla birlikte hayat boyu görülme sıklığı %30 50 arasındadır. 7 Slieker-ten Hove ve ark.ları 10

18 yaptıkları çalışmada ürogenital prolapsusun yaş arası kadın populusyonda prevalansını %40 olarak saptamışlardır. 25 Ürogenital prolapsus sıklıkla fekal ve üriner inkontinansla birlikte seyreder. Fekal inkontinanslı hastaların %31 inde aynı zamanda üriner inkontinans ve %7 sinde ürogenital prolapsus tespit edilmiştir. Üriner inkontinans şikâyeti olan kadınların %38 inde bariz ürogenital prolapsus ve %19 unda fekal inkontinans saptanmıştır Ürogenital Prolapsus Etyolojisi Ürogenital prolapsusun etyolojisi multifaktöryel olup, gelişiminde birçok risk faktörü tanımlanmıştır. 3 Ürogenital prolapsus gelişmesinde rol oynayan durumlar; pelvis tabanına aşırı yük binmesi, pelvis tabanının yapısal yetersizliği ya da her ikisinin birlikte olduğu durumlardır. Doğum ve histerektomi gibi nedenlerle pelvik taban kaslarının nöromüsküler zarara uğraması, gebelik, obesite, kronik öksürük ve konstipasyon gibi intra-abdominal basıncı arttıran durumlar, östrojen seviyesinin azalması, menopoz, genetik yatkınlık, kollajen ve konnektif dokudaki değişikliklerin neden olduğu metabolik anormallikler ürogenital prolapsus için temel risk faktörleri arasında sayılabilir. 1-4,9,27, Gebelik ve Doğum Gebelik tüm organ sistemlerinde önemli derecede fizyolojik değişikliklere neden olur. Fakat gebelikte pelvik tabanda oluşan normal fizyolojik değişiklikler konusundaki bilgiler oldukça sınırlıdır. 29 Gebeliğin kendisinin mi, yoksa doğum olayının mı pelvik taban bozukluklarıyla daha çok ilişkili olduğu konusu da açık değildir. Ayrıca gebelerde pelvik organ desteği de tam olarak ortaya konmamıştır. Üriner inkontinans, fekal 11

19 inkontinans ve ürogenital prolapsus gibi sorunlar gebelik ve doğuma bağlanmış olmasına rağmen gebelik ve doğumun pelvik organ desteği üzerindeki etkileri objektif olarak tanımlanmamıştır. 30 Gebelik sırasında meydana gelen mekanik veya hormonal etkiler pelvik desteği olumsuz etkileyebilir. Gebelik süresince büyüyen uterusa bağlı olarak artan karın içi basıncın etkisiyle pelvik organlar aşağıya doğru itilmekte ve pelvik taban kasları sürekli olarak stres ve zorlanmaya maruz kalmaktadır. Bu durum da gebelik süresince pelvik desteği olumsuz etkileyen mekanik bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca gebe kadınlarda fasyaların gerilebilme gücünün gebe olmayanlarla karşılaştırıldığında daha az olduğu saptanmıştır. Yine gebeliğin erken dönemlerinde bile perineal ultrasonla saptanan bir bulgu olarak pelvik tabanda aşağı doğru yer değiştirme olduğu ve pelvik taban kaslarının kasılmalarının belirgin olarak azaldığı, mesane ve üretra mobilitesinin arttığı, geç gebelik döneminde bu mobilite artışının daha da belirgin olduğu gösterilmiştir. 31 Nullipar kadınların pelvik organ desteği açısından karşılaştırıldığı bir vaka-kontrol çalışmasında gebe olmayan grupta tüm hastaların ürogenital prolapsusun 0 veya 1.derece olduğu, gebelerde ise %47,6 oranında 2.derece pelvik organ prolapsusu olduğu görülmüştür. Buna göre nullipar kadınlar arasında gebelikte daha ileri derecede ürogenital prolapsus görülmektedir. 32 Yine ilk trimesterde ve 36. gebelik haftasında muayene edilen gebelerin %46 sında yeni ürogenital prolapsus gelişimi veya var olan ürogenital prolapsusun şiddetinde artma olduğunun saptanması gebeliğin kendisinin ürogenital prolapsus gelişiminde etken olduğunu göstermektedir. 33 Gebelik ilerledikçe ürogenital prolapsusun derecesinde ilerleyen bir artış olmaktadır. Bunlar muhtemelen hormonal 12

20 değişikliklerin kollajen üzerindeki etkilerinden kaynaklanmakta ve gebelikle ilişkili normal fizyolojik değişiklikleri temsil etmektedir 30. Yapılan bir vaka kontrol çalışmasında, yaş ve etnik köken açısından birbiri ile uyumlu olan iki grup arasında hamile olan kadınlarda olmayanlara göre prolapsusun ilerlediği gösterilmiştir. Çalışmada hiç doğum yapmamış gebe kadınlarda prolapsus ilk trimester esnasında Evre- 0 dan Evre-1 e, üçüncü trimester esnasında ise Evre-1 den Evre-2 ye ilerleyebildiği ve bu durumun doğum sonrası tekrar eski haline gelemediği belirtilmektedir. 30 Vajinal doğum en etkili faktördür, prolapsusu olan kadınların %90'ı doğum yapmış kadınlardır. Tek bir vajinal doğum dahi yumuşak dokuda hasara neden olabilmektedir. Vajen duvarlarına ve endopelvik fasyal desteğe olan direk hasar, pelvik taban kaslarına ve sinirlerine olan dolaylı hasar ile de ürogenital prolapsus oluşabilmektedir. Sinir hasarı fetal ve maternal yapıların direk baskısına ya da bu sinirlerdeki gerilmelere bağlı olabilmektedir. Pek çok kadında doğumdan hemen sonra pudental sinir hasarı gösterilmiş fakat bu durumun en geç iki ay sonunda iyileştiği görülmüştür. 33 Pudental ve pelvik sinirlerdeki hasar sonrasında pelvik taban kaslarında oluşan innervasyon kaybı aynı zamanda anorektal inkontinansa da neden olabilmektedir 30,31,33,34, Oxford Aile Planlaması çalışmasında; vajinal doğumun fazla sayıda yapılması, 60 yaş altındaki kadınlarda prolapsus gelişimi için en önemli risk faktörü olarak gösterilmiştir. Nullipar kadınlarla karşılaştırıldığında iki vajinal doğum yapan kadının prolapsus geliştirme açısından relatif riski % 8,4 iken, dört veya daha fazla doğum yapanlarda ise bu risk % 10,9 a çıkmaktadır. 14 Kadın Sağlığı Ensitütüsü tarafından tek bir doğum yapmanın yapmayanlara göre riski uterin prolapsusu için 2,1 13

21 kat, sistosel için 2,2 kat, rektosel için ise 1,9 kat artırdığı gösterilmiştir. İlk beş doğuma kadar her bir ek doğum prolapsus derecesinin % arasında artmasına neden olmaktadır. 35 Sezaryan ile doğum, ürogenital prolapsus oluşumuna karşı koruyucu iken, müdahaleli doğum bu oranı artırmaktadır. 36,37 Yapılan bir çalışmada 3050 kadında; bir ya da daha fazla vajinal doğum yapanlarda semptomatik ürogenital prolapsus gelişme riskinin, sezaryan ile doğum yapan kadınlara göre 3,21 kez daha yüksek olduğu bulunmuştur. 37 Prolapsus riskini artıran diğer obstetrik faktörler arasında iri ya da makrozomik bebek doğumu, doğumun ikinci evresinin uzaması ve ilk doğumun 25 yaş altında olması benzeri faktörler sayılabilmektedir Yaş Ürogenital prolapsus insidansı ve prevelansı yaşın ilerlemesi ile artmaktadır. 38 Yaşları arasında olan 1004 kadını içeren bir çalışmada, yıllık muayeneleri esnasında her 10 yılda bir ürogenital prolapsus prevelansı % 40 artmaktadır. 39 Yaş ilerledikçe normal doğum sonrasında olduğu gibi pelvik taban kaslarında innervasyon kaybı olduğu gösterilmiştir. 40 Kadın Sağlığı Enstitüsü nde yapılan bir çalışmada ise buna benzer şekilde yaş grubuna göre yaş grubunda 1,2 kat, yaş grubunda ise 1,4 kat fazla prolapsusun görüldüğü gösterilmiştir Beden Kitle İndeksi(BKI) Artan BKI, prolapsus gelişiminde önemli role sahiptir. Artan vücut ağırlığı abdominal basıncın ve intravezikal basıncın artmasına neden olmaktadır. Kilo verdikten sonra obez hastaların prolapsus ve inkontinans sikâyetlerinde azalma saptanmaktadır. Beden kitle indeksi 14

22 30kg/m 2 nin üzerinde veya bel çevresi 88 cm nin üstünde olan kadınlarda sistosel, rektosel ve uterin prolapsus daha yüksek oranlarda görülmektedir. 35 Ürogenital prolapsus gelişme riski, BKI arasında olan kadınlarda 2,51 kat, BKI 30 un üzerinde olan kadınlarda ise 2,56 kat daha yüksek bulunmuştur. 35 Benzer şekilde BKI 26 ve üzerinde olan kadınların BKI değeri 26 dan az olanlara göre prolapsus nedeniyle cerrahi geçirme riskleri de daha yüksek olarak bulunmuştur Histerektomi Uterusun alınması, eş zamanlı olarak prolapsus riskini artırmaktadır ancak semptomatik hale gelmesi uzun yıllar almaktadır. 14,36 Oxford Aile Planlaması çalışmasında daha önce uterusu alınan kadınlarda prolapsus nedeniyle cerrahi tedavi yapılma insidansı yılda % 2,9 olarak bulunmuştur. 14 Histerektomiden 3 yıl sonra prolapsus nedeni ile cerrahi riski % 1 artmaktayken, 15 yılın sonunda ise % 5 artmaktadır. 36 Bu riskin en yüksek olduğu grup daha önce prolapsus nedeniyle histerektomi geçirmiş olan hastalardır. Yirmi yaş ve üzerindeki kadını içeren retrospektif kohort çalışmasında, histerektomi nedeni ile ameliyat olan kadınların prolapsus nedeni ile 19,3 yıl sonra ikinci kez ameliyat oldukları gözlenmiştir Menopoz ve Hormon Replasman Tedavisi Menopoz, prolapsus gelişmesinde bir risk faktörü olarak gösterilmesine rağmen hormonal durum ve prolapsusun birbiri ile olan ilişkisini araştıran çalışmalarda östrojen seviyesi ile prolapsus arasında bir bağlantı kurulamamıştır. 9,42 Östrojen eksikliğine bağlı olarak kollajen miktar ve kalitesinde değişiklikler olduğu gösterilmiş, hormon replasman tedavisiyle(hrt) doku kollajen miktarının artmakta olduğu ve bu durumun 15

23 da üretral fonksiyonlar üzerine olumlu etki yaparak inkontinansın azalmasına katkıda bulunduğu söylenmektedir Pelvik Nöropatiler Prolapsus, üriner ve fekal inkontinans benzeri semptomlar sıklıkla nöropatilerle birlikte görülmektedir. Tekrarlayan ve uzun süren kabızlık, pudental sinirde kronik gerilmeler ile hasara yol açarak, pelvik taban kasları ve eksternal anal sfinkterin denervasyonu (sinirsel ileti kaybı) yoluyla pelvik taban relaksayonuna neden olabilmektedir. Kadınlarda, erkeklerle karşılaştırıldığında pudendal sinir denervasyonun benzer olduğu fakat puborektalis kasındaki denervasyonunun daha dikkat çekici olduğu görülmüştür. Bu duruma da vajinal doğumun neden olabileceği ileri sürülmüştür Konjenital Faktörler Kadınlarda prolapsus oluşumuna neden olarak görülen anomalilerin çoğunun sonradan edinilmiş olduğu bilinse de, bazı konjenital anomalilerin de bu duruma yol açtığı düşünülmektedir. Spinal kord ve pelvik sinir köklerini etkileyen durumlar (muskuler distrofi, travma, myelodisplazi, meningomyelosel) pelvik taban kaslarında flask paralizi oluşturarak pelvik taban relaksasyonuna neden olabilmektedirler Diğer Faktörler Yapılan bir çalışmada annesinde ya da kız kardeşinde prolapsus tespit edilen hastalarda riskin artmış olduğu saptanmıştır. 46 Amerika da yapılan bir çalışmada Asya kökenli kadınlarda prolapsus riski daha yüksek bulunmuşken, Afrika ya da Amerika kökenli kadınlarda beyaz 16

24 kadınlara göre daha düşük prolapsus gelişme riski saptanmıştır. 35 Kabızlığa bağlı tekrarlayan ıkınma, ağır yük kaldırma ve bununla ilgili işlerde çalışan kadınlarda prolapsus daha sık görülmektedir. İleri evre (Evre 2 ve üstü) prolapsusu olan kadınlarda hafif derece (Evre 0 ve Evre 1) prolapsus a göre konstipasyon şikâyetine daha sık rastlanmaktadır. 47 Ürogenital prolapsus evresi ile barsak fonksiyonları arasında herhangi bir ilişki kurulamayan çalışmalar da mevcuttur. 48,49 Ev kadını olan hastalarda yapılan fizik aktivite açısından diğer mesleklerdeki kadınlara göre prolapsus şikâyetine daha sık rastlanmaktadır 46. Benzer şekilde ağır yük kaldırmakla uğraşan kadınlarda prolapsus ve prolapsus nedeniyle cerrahi operasyon geçirme riski de daha yüksek saptanmıştır Ürogenital Prolapsusta Semptomlar ve Klinik Tanımlama Semptomlar Mekanik semptomlar; genellikle prolabe olan kısım hiymen veya daha aşağıda olduğunda bu durum hastalar tarafından şikayet konusu olmaktadır. Prolapsusun ağırlaşması ile oluşan sarkma semptomları vajende yük ya da dolgunluk hissi, vajene bir şey düşme hissi, perineal ya da vajinal bölgede pelvik basınç ve ağırlık hissi olarak algılanmaktadır. Haftada en az bir defa prolabe olan kısmı introitus dışında hisseden hastaların % 80 i bu durumun yaşam kalitelerini kötü etkilediğini belirtmişlerdir. 14 Alt üriner sistem semptomları; ürogenital prolapsusu olan kadınlarda işeme ile ilgili problemler de görülebilmektedir. Prolapsusu olan 17

25 kadın eğer işeme fonksiyonunu gerçekleştirebilmesi için prolabe olan kısmı düzeltme ihtiyacı gösteriyorsa bu prolapsusun ileri evrede olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte prolabe olan kısımla ilişkisiz olarak mesane boşaltımı ile ilgili problemler de gözlenebilmektedir. İşeme esnasında tereddüt hissetme, sık sık idrar yapma hissi, işemeyi başlatmak ya da tamamlamak için prolabe olan kısmın elle düzeltilmesi ve idrar retansiyonu daha sık görülmektedir Ürogenital prolapsus evresinin ilerlemesi ile birlikte üriner inkontinans bir miktar düzelirken işeme problemleri ise olumsuz yönde etkilenmektedir. 15,52-55 Gastrointestinal semptomlar; prolapsusu olan kadınlar barsak disfonksiyonu ile ilgili semptomlarla gelebilmektedir. Bu semptomlar yetersiz boşaltma hissi, ıkınma hissi, defekasyonu başlatmak ya da tamamlamak için vajene parmakla bası uygulama, acil tuvalete gitme isteği ve inkontinans olarak sayılabilmektedir. 54 Cinsel fonksiyonla ilgili semptomlar; bu semptomlarla ilgili yapılan çalışmaların çoğunluğu retrospektif olup, disparoni ve cinsel memnuniyet çerçevesinde değerlendirilmektedir. 56 Disparoni multifaktöriyel semptom olup vajinal kuruluk, atrofi, düşük östrojen seviyeleri nedeniyle ileri yaşlardaki kadınlarda görülmektedir. 57 Ürogenital prolapsusu olan kadınlarda cinsel ilişki esnasında oluşabilen idrar kaçırma, utanma duygusu, disparoni ve vajinal kuruluk cinsel memnuniyeti azaltmıştır Klinik Tanımlama Ürogenital prolapsusun klinik tanımlamaları veya tiplerinin sınıflandırılması, etkilenen bölgeye göre (ön, orta ve arka kompartman defektleri şeklinde) veya etkilenen organa göre (sistosel, rektosel, uterin 18

26 prolapsus ve vajen kaf prolapsusu gibi) yapılır. Bir hastada genellikle tek tip prolapsus bulunmaz, birden fazla tip birlikte bulunabilir Sistosel Ürogenital prolapsusun en sık görülen tiplerindendir, izole bir defekt şeklinde olabilmesine karşın, sıklıkla diğer prolapsus tipleriyle beraber görülmektedir. Sistosel vajen ön duvarı ve üzerindeki mesane tabanının sarkmasıdır ve santral, paravajinal olabilir. Santral sistosel vajen ön duvarında, endopelvik fasya tarafından oluşturulan ve hamak görevi gören yapının zayıflaması sonucu oluşur. Paravajinal sistoselde ise sebep arcus tendineus fasya pelvis (ATFP) e tutunan anterovajinal destek sisteminin ayrılması veya zayıflamasıdır. Sistoseli olan kadınlarda vajende dolgunluk ve basınç hissi, pelvik basınç ve ağrı, bel ağrısı, koitusta zorlanma, tekrarlayan üriner sistem enfeksiyonları ve dizüri benzeri semptomlar olabilir. Ayrıca sistosel varlığında mesane boynu hipermobilitesine bağlı genellikle stres inkontinans ve miksiyon bozuklukları eşlik eder. Mesane tabanı vesikoüretral açının altına kadar inerse idrar retansiyonu, pollaküri, kronik sistit bulguları ilave olabilir. 13,59, Rektosel Anterior rektal duvarın, posterior vajene fıtıklaşması olarak tanımlanabilir. Rektovajinal septumdaki yırtılma ve ayrılmalar rektosel oluşumunda birincil rol oynar. Rektosel küçük olduğunda asemptomatiktir, büyük olduğunda vajende dolgunluk hissi yapar ve en önemli sorun defekasyon sırasında yaşanır. Rektumun tam olarak boşaltılamamasına yol açar. Ayrıca konstipasyon, rektal ağrı, disparoni, rektal kanama benzeri semptomlara neden olabilir. 60,61 19

27 Uterin ve Vajinal Kaf Prolapsusu Uterosakral ve kardinal ligament kompleksindeki defektler sonucunda uterusun veya histerektomi olmuş hastalarda vajen kafının normal pozisyonlarından aşağıya sarkmasıdır. Uterin prolapsusda özellikle kardinal ligament zedelenmesi rol oynar. Prolapsusun şiddeti serviksin alt ucunun bulunduğu yere göre değerlendirilir. Sıklıkla tabloya serviksin uzamasıda (elongatio colli) eklenebilir. Uterin prolapsusta hastalarda bel ağrısı, batın alt kadranlarda künt ağrı, pelvik basınç, vajende dolgunluk veya dışardan görülen sarkma, disparoni, sık vajinal enfeksiyon benzeri semptomlar olabilir. Ayrıca serviksin mekanik irritasyona bağlı ülserasyonları ve buna bağlı kanama şikâyeti olabilir Enterosel Peritonla çevrili barsak segmenti ya da omentumun normalde bulunmadığı pelvik taban bölgelerine herniasyonu olarak tanımlanmaktadır. Enterosel varlığında, periton ve vajen arasında endopelvik fasya yer almamaktadır. Enterosel sıklıkla uterus prolapsusu ya da vajen kafı prolapsusu ile birlikte görülmektedir. Karın içi basıncın kronik olarak arttığı durumlar, yüksek parite, histerektomi ve üriner inkontinansa yönelik retropubik cerrahi enterosel olasılığını arttırabilen durumlardır. Genellikle enteroselle birlikte prolapsus bulguları da görülmektedir. Bunun yanı sıra vajende kitle, basınç hissi, disparoni gibi semptomlara neden olabilir

28 2.5. Ürogenital Prolapsusun Değerlendirilmesi ve Sınıflaması Anamnez Ürogenital prolapsusun değerlendirilmesine ayrıntılı anamnez ve arkasından amaca yönelik bir fizik muayene ile başlanmalıdır. Obstetrik öyküde yaş, doğum sayısı, vajinal doğum, uzamış travay (doğumun ikinci evresinin uzaması), forseps ve vakum kullanımı, iri bebek, epizyotomi ve laserasyon sorgulanmalıdır. Jinekolojik öyküde, geçirilmiş operasyonlardan özellikle prolapsus cerrahisi ve histerektomi, stres inkontinans cerrahisi, menapoza girmişse süresi, hormon replasman tedavisi, endometriozis, pelvik enfeksiyon sorgulanmalıdır. Ürolojik olarak özellikle inkontinans varlığı ve tipi, kronik üriner enfeksiyon, interstisyel sistit, üriner taş öyküsü, geçirilmiş başarısız inkontinans cerrahisi araştırılmalıdır. Ayrıca kronik intraabdominal basıncı arttıran obezite, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, asit, kronik öksürük, sigara kullanımı, kronik konstipasyon değerlendirilmelidir. Prolapsusun günlük aktiviteyi, cinsel fonksiyonu ve yaşam kalitesini bozma derecesi tedaviyi etkilediğinden, cinsel fonksiyonunun ve yaşam kalitesinin de değerlendirilmesi, bunlarla ilgili değerlendirme formlarının tüm vakalarda rutin kullanılması önemlidir. 4,63, Sistematik Fizik Muayene Hastanın genel sağlık durumu, hareketliliği, duruşu ve bilişsel durumu değerlendirilmelidir. Ayrıntılı olarak yapılan sistematik muayeneyle, hastada var olan ürogenital prolapsus etyolojisinde yer alabilecek endokrin hastalıkları, kronik obstruktif ve restriktif akciğer hastalıkları, nörolojik hastalıklar ile mesaneye bası yaparak inkontinansa neden olacak 21

29 intraabdominal kitleler saptanabilir. Diabet, stroke, hipertansiyon, parkinsonizm, artrit, işitme ve görme bozuklukları, kronik obstruktif akciğer hastalıkları gibi spesifik bazı hastalıklar tek başlarına üriner inkontinansa neden olabilmektedir. 4,63, Jinekolojik Muayene Vulvanın inspeksiyonu(gözlem) ile başlanmalıdır. Vulvanın uzun süredir idrar ile temasta olduğunu düşündüren vulvar deride ödem, eritem ve ekskoriasyon(deri ve mukozada yüzeysel lezyon) üriner inkontinansın bir bulgusu olarak kabul edilir. Muayeneye dolu mesane ile başlanmalıdır. Mutlaka litotomi pozisyonunda ve ayakta valsalva manevrası(ıkınma hareketi) ve öksürme ile idrar kaçırıp kaçırmadığı izlenmelidir. Dijital palpasyonla üretranın mobilitesi, değerlendirilmeli, üretraya bası yapan üretral divertiküller ve kitleler ekarte edilmelidir. Spekulum muayenesinde kompartıman defektlerinin değerlendirilmesinde Sim s spekulumu(tek uçlardan oluşan çift tutuculu vajinal spekulumdur) tercih edilmelidir. Muayene sırasında uterin desensus(uterus sarkması), vajen kubbe prolapsusları(vajinal kubbenin vajinaya doğru yer değiştirmesi), ön, orta, arka ve yan kompartman defektleri, mesane boynu mobilitesi değerlendirilir. Histerektomi öyküsü olan hastalarda fıstüllerin en fazla görüldüğü yer olan vajen kafı iyi gözlenmeli ıkınma sırasında bu bölgedeki idrar kaçağı aranmalıdır. Sistosel ve desensus derecelendirilir. Spekulum ön duvara kaydırılarak arka duvar incelenir. Uterus ve adneksler değerlendirilir. Rektal ve vajinal muayene birlikte yapılarak rektovajinal duvar ve rektosel enterosel varlığı araştırılır. Rektal sfinkter değerlendirilir. Son olarak hasta ayağa kaldırılarak pelvik taban desteği araştırılır. 4,18,63,64 22

30 Ürogenital Prolapsus Sınıflaması Bugüne kadar ürogenital prolapsusun değerlendirilmesinde, birçok subjektif yöntem kullanılmıştır. Ancak son yıllarda merkezler arası standardizasyonu sağlamak amacıyla Pelvic Organ Prolapsus Quantitation (POP-Q) sistemi kullanılmaktadır. Bu sistem 1996 yılında Bump ve arkadaşlarınca yayınlanmıştır. Böyle bir sınıflamaya gidilmesinde temel amaç, standardizasyondur. POP-Q sistemi bir dizi ölçüme dayanmakta ve eski sınıflamalara göre daha tanımlayıcı niteliktedir. Hastanın supin ve ayakta olması bu sınıflamaya göre pelvik organ prolapsusunun şiddetini değiştirmeyecektir. 65,66 Değerlendirme için gereken başlıca araçlar bir vajinal spekulum tercihan sims spekulumu, üzerinde ölçüm cetveli olan bir Winter forsepsi veya cetveldir. Değerlendirme sisteminin temel referans noktası vajinal introitus yerine hymendir. Prolabe olan organın hymene göre olan uzaklığı cm cinsinden ifade edilir. Prolabe olan organ hymenin gerisinde ise uzaklık önüne (-) işareti alırken, hymenin ilerisinde ise (+) işareti alır. Ancak standardizasyonun tam olarak sağlanabilmesi için alt genital traktusda bazı temel referans noktaları olmalıdır. Bu referans noktaları toplam 6 tanedir. Aa Noktası: Ön vajinal duvarda, orta hatta eksternal üretral orifisin 3 cm proksimalinde yer alan bu nokta üretrovezikal bileşkenin karşılığı olup hymene göre +3 veya -3 pozisyonunda olabilir. Ba Noktası: Ön vajinal duvarda Aa noktası ile ön vajinal forniks ya da vajen kubbesi arasındaki en uç noktayı simgelemektedir. Prolapsus yokluğunda bu nokta Aa noktasına göre -3 cm de olacaktır. C Noktası: Serviks veya vajen kubbesinin en distal noktasıdır. D Noktası: Serviksi olan kadınlarda posterior forniksin yerini temsil etmektedir. Sakrouterin ligamentin posterior proksimal servikse yapıştığı 23

31 nokta düzeyindedir. Sakrouterin-kardinal ligament kompleksinin relaksasyonu ile servikal elongasyon arasında ayrımı sağlamak amacıyla tanımlanmıştır. Ap Noktası: Posterior vajinal duvarda orta hatta hymenin 3 cm proksimalinde yer alır. Aa noktası gibi hymene göre -3 veya +3 pozisyonu arasında bulunabilir. Bp Noktası: Posterior vajinal forniks veya vajen kubbesi ile Ap noktası arasında bulunur. Prolapsus yokluğunda Ap noktasına -3 cm uzaklıktadır. Genital Hiatus (gh): Eksternal üretral orifis ile posterior hymen arasındaki uzunluktur. Perineal Cisim (pb): Genital hiatusun posterior kenarı ile midanal açıklık arasındaki uzunluktur. Total Vajinal Uzunluk (TVL): C veya D noktası normal pozisyonuna getirildiğinde ölçülen maksimum vajinal derinliktir. Evreleme; prolapsusun en distal kısmının alt ürogenital sistemin hangi parçası olduğuna göre sınıflandırma yapılmaktadır. Evreleme sistemi hasta tanımı ve takibi için POP-Q sistemi kadar duyarlı değildir. POP-Q sistemi daha kullanışlı ve küçük değişimlere karşı daha duyarlıdır Ürogenital Prolapsus Tedavisi Tedavi seçeneği hastanın isteğine, genel sağlığına ve cinsel hayat beklentisine göre değişir. Ürogenital prolapsusta tedavi, yaşam kalitesini arttırma üzerine odaklanmalıdır. Konservatif veya cerrahi tedavi seçenekleri mevcuttur. İdeal olanı her ikisinin kombinasyonudur. Tedavi ayrıca, semptomların ciddiyetine ve anestezinin uygunluğuna göre de değişir

32 Konservatif tedavi seçenekleri Konservatif tedavi seçeneği olarak pelvik taban kas egzersizleri(kegel egzersizleri), pesser uygulaması, fonksiyonel elektrik stimülasyonu, hormon replasman tedavisi kullanılabilir. Pelvik taban kas egzersizi; 1948 yılında Arnold Kegel tarafından tanımlanmıştır. Levator ani kaslarının(m. pubococcygeus, m. coccygeus, m.iliococcygeus) kontraksiyonuna dayanmaktadır. Bu egzersizde amaç, bu kasları sıkıştırmak, desteklemek ve güçlendirmektir. 63 Pelvik taban kas egzersizi ile pelvik taban kas gücü artar, bağırsak kontrolü sağlanır, pelvik organlarda prolapsus önlenir, cinsel problemler azalır, mesane boynu ve üretranın abdominal kavite içinde stabilizasyonunu sağlanır, idrar kaçırma önlenir ve pelvik taban hakkında kişinin bilinci artar. 68 Pelvik taban kas egzersizi eğitimine başlamadan önce mesane boşaltılmalı ve rahat bir giysi seçilmelidir. Dizler fleksiyonda, sırtüstü yatar pozisyonda baş hafifçe kaldırılmalıdır. Karın, kalça ve uyluk kasları gevşek olmalıdır. Sanki idrar ve gaz geçişi durduruluyormuş gibi pelvik taban kasları kasılır; bu pozisyonda 10 saniye kaslar kasılı tutulur ve saniye dinlendirilmelidir. Egzersiz sırasında, yalnızca pelvik taban kasları üzerine yoğunlaşılmalı, kalça uyluk kasları kasılmamalı, karın kasları mümkün olduğunca gevşek bırakılmalıdır. Uygulamada abdominal kasların kasılması idrar kaybını artırır, yorgunluğa yol açar. Egzersiz uygulaması, dışarıdan görülmediği için çeşitli pozisyonlarda, iş, okul, sosyal ve her ortamda günlük yaşam aktiviteleri ile birlikte rahatlıkla uygulanabilir

33 Pelvik taban kas egzersizi eğitim programının etkinliği egzersiz tipi, sıklığı, eğitim periyodunun süresi ve yoğunluğu olmak üzere dört faktöre bağlıdır. Çalışmalarda süre, sıklık, yoğunluk olarak farklı pelvik taban kas egzersizi eğitim programları bildirilmekte olup; günümüzde kullanılan eğitim programları hakkında görüş birliği yoktur. Eğitimde, periyodun altı hafta ile sekiz ay arasında olması, saatlik ya da bir günde üç kez tekrarlanan kontraksiyon setleri önerilmektedir. Kontraksiyon sayısı günlük , kasılı tutma süresi 3-40 saniye arasında değişmektedir. Egzersiz programında fizyolojik etkiler iki hafta sonra ortaya çıkmaya başlamakta, altı sekiz haftada yakınmalar azalmakta, altıncı ayda düzelme görülmektedir. Yapılan çalışmalarda egzersiz uygulama süresi altı hafta ile altı ay arasında değişmektedir. 68,69,70 Pesser; ürogenital prolapsusun en yaygın tipi olan anterior ve apikal segmentlerin prolapsusunda uterus ve vajinal duvarı desteklemek amaçlı kullanılır. Pesserler yaygın olarak yaşlı kadınlarda kullanılmaktadır. Bu hastalarda çoğunlukla başka ko-morbid faktörler de bulunmaktadır ve cerrahiye uygun değildirler. 71 Bunun yanında gebelikteki prolapsus vakalarında, kısa süreli bir pesser uygulaması genellikle yapılan çalışmalarda kabul görmüştür. 72 Ayrıca çeşitli nedenlerle cerrahinin bir süre ertelenmesi gereken hastalarda geçici bir tedavi olarak kullanılabilir. Silikon, plastik inert yapıda olan pesserler endikasyona ve hastaya göre seçilen değişik şekil ve boyutlara sahiptir. En sık kullanılan tip ring şeklinde ortası delik olan pesserlerdir. Hastaya rahatsızlık vermeyen en büyük boyuttaki pesser tercih edilmelidir. Pesserin takılıp çıkarılması hastaya öğretilmelidir. Uygulama öncesi vulvavajinal enfeksiyon ve atrofi tedavi edilmeli, özellikle uzun süreli kullanım için iyi östrojenize bir vajen sağlanmalıdır. Pesser kullanımının en yayagın komplikasyonları sıklıkla vajen mukozasının irritasyonu, kanama, enfeksiyon, nekroz ve buna bağlı 26

34 fistüller gelişebilir. Pesserin üç ya da altı ayda bir periyodik olarak çıkarılıp temizlenmesi ile olası birçok komplikasyon önlenebilir. 4,63 Fonksiyonel elektrik stimülasyonu;elektriksel stimülasyonda alçak frekanslı bir akım olan faradik akım veya orta frekanslı bir akım olan interferansiyel akım kullanılmaktadır. İnterferansiyel akım elektrod ya da vaginal prob yoluyla iletilmektedir. 73 Pelvik kas fonksiyonunun güçlendirilmesinde elektriksel stimulasyon, tek başına ya da pelvik taban kasegzersizleriyle birlikte kullanılabilmektedir. Elektriksel stimulasyonun doğrudan pelvik taban kasları çalıştırdığı ve dolayı olarak pudental sinirleri inerve ettiği düşünülmektedir Medikal tedavi Östrojen replasman tedavisi; muskulofasial destek dokuların tonüsünü, vaskülaritesini arttırmak ve desteklemek için peri ve post menopozal kadınlarda lokal olarak, bir ay süreyle kullanılır. Non-narkotik aneljezikler; rahatsızlıkların özellikle ağrıların azaltılmasında endikedir Cerrahi Tedavi Prolapsusun cerrahi tedavisinde amaç, spesifik defektleri düzelterek, normal anatominin restorasyonunu ve fonksiyonların muhafaza edilmesini sağlamaktır. 63 Ürogenital prolapsusu olan bir hastanın cerrahi tedavinin tekniğini belirlemede yaş, semptomlar, fizik muayene bulguları, çocuk isteği, cinsel fonksiyonların devamı, genel durumu, var olan medikal hastalıklar, pelvik organ prolapsusunun tipi ve derecesi, beraberinde stres inkontinans olup olmaması ve daha önceden geçirilmiş cerrahi öyküsü önemlidir. 4,63 27

35 Anterior vajinal prolapsusta(sistosel/üretrosel);en yaygın kullanılan cerrahi tipi anterior kolporafidir. Abdominal veya vajinal yolla puboservikal fasyanın plikasyonu söz konusudur. Sistoselde beraberinde üretrovezikal açıyı düzeltmek amacıyla Kelly plikasyonu da yapılır. Arka vajinal defektlerin (rektosel/enterosel) onarımında; endopelvik fasia ve perineal kasların orta hatta yakınlaştırılması sağlanan posterior kolporafi/kolpoperineografi ve rektofajinal fasya onarımı olarak iki ana cerrahi metod uygulanır. Enterosel onarımı, bağırsakların redüksiyonundan sonra uterosakral ligamentlerin ve levator ani kaslarının yakınlaştırılmasıdır. Enterosel tedavisinde vajinal uygulanan Mc Call culdoplasti de kullanılır. Apikal vajinal onarım, transabdominal veya transvajinal yapılabilir. Uterin prolapsus olgularında özellikle 40 yaş üzerinde ve doğurganlığını tamamlamışsa, çocuk isteği yoksa vajinal histeroktomi uygulanır ve hastaya uterusunun korunması için sakrohisteropeksi yapılır. Vajinal kubbe prolapsusu için abdominal veya vajinal sakrokolpopeksi vb.cerrahi yaklaşımlar mevcuttur Ürogenital Prolapsus ve Yaşam Kalitesi Yaşam kalitesi bireysel iyilik durumunun bir anlatımı olup yaşamın çeşitli yanlarına ilişkin öznel doyum ifadelerini kapsamaktadır. Bireyin sağlıklı olması fiziksel, psikolojik, ekonomik sorunlarının olmaması, ailesi ve çevresi ile iyi ilişkiler içinde olması özel ve iş yaşamından memnun olduğunu başka bir deyişle yaşam kalitesinin iyi olduğunu gösterir. 75,76 Sağlıkla ilgili yaşam kalitesi bütüncül olarak yaşam kalitesinin bir alt bileşenidir. Bu yüzden bu iki kavram birbirleriyle yakından ilişkili kavramlardır. Bir görüşe göre yaşam kalitesi ve sağlıkla ilgili yaşam kalitesi birbirinden ayrılarak incelenmelidir, diğer görüşe göre ise aslında yaşam 28

36 kalitesinin tüm boyutları sağlıkla ilgili yaşam kalitesini de belirler ve bunları birbirlerinden ayırmak olanaksızdır. Örneğin; gelir düzeyi, sosyal olanaklar, politik ortam, çevre koşulları ve kişisel inançlar genel yaşam kalitesinin içinde değerlendirilirken bunları sağlıkla ilgili yaşam kalitesinden ayrı düşünmek, bizi genellikle yanılgıya götürür; çünkü bunların çoğu sağlık sorunlarını belirleyen temel faktörlerdir. 77 Ürogenital prolapsus semptomları hayatı tehdit etmemekle birlikte psikolojik, sosyal ve fiziksel iyilik durumunu etkileyerek kadının iş, aile ve cinsel yaşamında sınırlılıklara neden olur. Bu yüzden birçok kadın, bu semptomları, haftada bir defadan daha fazla yaşamaya başladığında yaşam kalitesinin olumsuz etkilendiğini fark eder. Kadınlar ürogenital prolapsusu oturma, kalkma, yürüme ve bir şeyler kaldırmak gibi aktivitelerini ve iş yapabilme yeteneğini engelleyen büyük bir problem olarak tanımlarlar. 78 Ürogenital prolapsus semptomları evrenseldir. Fakat yaşam kalitesine etkisinin her toplum, her aile ve her birey için farklılık gösterebileceği düşünülmektedir. Çünkü toplumdaki politik, sosyo- kültürel, dinsel, ekonomik ve eğitim gibi hayatı düzenleyen farklılıklar, kadının toplumdaki ve aile içindeki statüsünü ve rollerini de farklılaştırmaktadır. Bu farklılıklar nedeniyle, yaşam kalitesindeki en fazla etkilenmenin, semptomları yaşayan kadının ön planda olan rolüne bağlı olarak değişebileceği ve bu nedenle, yaşam kalitesi değerlendirmesinin bireysel boyutta da yapılmasının gerekli olduğu düşünülmektedir Ürogenital Prolapsus ve Hemşirelik Yaklaşımları Günümüzde hemşirelikte bütüncül yaklaşım önem kazanmıştır. Hemşirelik, insan yaşamıyla, yaşamın kalitesiyle, bireylerin, 29

37 ailelerin, toplumların sağlığının kalitesiyle ilgilidir ve bireylerin en üst düzeyde sağlıklı olmalarına yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Yeni sağlık hizmetleri felsefesine göre; hemşireler holistik bir yaklaşım içinde hastaların yaşam kalitesini değerlendirmelidirler. Yaşam kalitesini değerlendirmede hemşireler anahtar rolü oynayan kişilerdir. Hemşireler, kadınlarda ürogenital prolapsus gelişmesine katkı sağlayan risk faktörlerini belirleyerek, önleme, kadınları ürogenital prolapsusun belirti ve bulguları konusunda eğiterek erken tanı ve tedavi aşamasında gerekli eğitim ve danışmanlığın verilmesinde etkin rol alırlar. Hemşireler, kadınlarda ürogenital prolapsus gelişmesine katkıda bulunan faktörleri belirleyerek, bireylerin bu faktörlere maruz kalmalarını önleyerek ve pelvik taban kas gücünü artıran egzersizleri öğreterek prolapsus oluşmasını önleyebilir ve böylece kadın sağlığını geliştirebilirler. Hemşirelerin yapabileceği uygulamalar şöyle sıralanabilir; kadınlara ağır cisimleri kaldırmamalarının ya da çekerek taşımalarının öğretilmesi, kadınların normal kiloda olmalarına yardımcı olma, kadınların sık konstipasyon yaşamalarının önlenmesi, kadınların alkol ve kafeinli içecekler benzeri diüretik etkili ya da mesaneyi uyarıcı maddeleri kullanımlarının azaltılması, gebelikten önce, gebelik süresince ve doğumdan sonra pelvik taban kas egzersizlereni öğreterek ve düzenli yapılmasını sağlayarak uzun vadede prolapsus gelişiminin önlenmesi, bebeğin doğumu esnasında perinede olabilecek travmaları önelemek için gebeliğin son aylarında perineye masaj uygulanması,perine tabanının travmatize olmasını önlemek için doğum eyleminin ikinci evresinin iyi yönetilmesi şeklinde sıralayabiliriz. 79 Hemşireler ürogenital prolapsus yaşayan kadınların problemlerini tanımalarına yardım ederek, onları tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirerek ve tercih edilen tedavinin uygulanmasında aktif rol 30

38 alarak, onların yaşam kalitelerini geliştirebilirler. Bu açıdan bakıldığında hemşireler, toplumun görüşlerini de değiştirebilen değişim ajanı rolünü üstlenmektedirler. Toplumun ürogenital prolapsusa bakışı, sorunlarla baş etme yöntemleri gibi bilinmeyen veya konuşulmayan konuların gündeme gelmesine katkıda bulunmak, tedavi yaklaşımları konusunda bilinçlendirmek hemşirenin önemli görevleri arasındadır. Ayrıca ürogenital prolapsus tedavisinde cerrahi, farmakolojik ve konservatif tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Konservatif tedavi yaklaşımlarında hemşireler aktif olarak bağımsız fonksiyonlarını yerine getirebilmektedirler. Bu konservatif tedaviler invaziv değildir ve yan etkileri yoktur. Birçok kadının semptomları bu yaklaşım ile uzun süre cerrahi tedavi gerekmeksizin, komplikasyon olmadan tedavi edilebilir ve geliştirilebilir Bu nedenle, ürogenital prolapsus semptomlarını yaşayan çok sayıda kadına uygun bir yöntem olarak önerilmektedir

39 3. GEREÇ VE YÖNTEM 3.1. Araştırmanın Şekli Araştırma ürogenital prolapsus tanısı almış kadınlarda yaşam kalitesinin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Özellikleri Araştırma, Sağlık Bakanlığı Ankara Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde uygulanmıştır. Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara da Kadın Hastalıkları ve Doğum alanında hizmet veren özel dal eğitim hastanesinden birisidir. Bu sebeple sadece Ankara ya değil, bir çok çevre ilden komplike vakaların sevk edilmesi sebebiyle aynı zamanda geniş bir coğrafyaya hizmet sunmaktadır. Sağlık Bakanlığı Ankara Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 429 yatak kapasitesine sahiptir. Hastanede, 118 uzman hekim ve 350 hemşire çalışmaktadır. Jinekoloji polikliniğinde toplam 12 oda bulunmaktadır. Jinekoloji polikliniğinde beş ayrı odada kadınların jinekolojik sorunlarına yönelik hizmet, bir şef, iki uzman hekim, iki asistan hekim, iki hemşire tarafından verilmektedir. Diğer odalarda kadınların menopoz, jinekoloji onkoloji, infertilite benzeri sorunlarına yönelik hizmet verilmektedir. Poliklinikte günde ortalama 1800 hastaya hizmet verilmektedir. 32

40 3.3. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi Araştırmanın evrenini, ürojinekoloji polikliniğine başvuran ve doktor muayenesinde ürogenital prolapsus tanısı almış fakat daha önce ürogenital prolapsus ile ilgili cerrahi operasyon geçirmemiş tüm kadınlar oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini Temmuz-Ekim 2010 tarihleri arasında ürojinekoloji polikliniğine başvuran ve doktor muayenesinde ürogenital prolapsus tanısı alan 179 kadın oluşturmuştur. Araştırmanın örneklem büyüklüğünün hesaplanmasında, polikliniğe gelen kadınlar arasında ürogenital prolapsus tanısı alan kadınların sayısı belli olmadığı için, daha önce ürogenital prolapsuslu kadınların yaşam kalitesini değerlendiren çalışmalarda yer alan alt ölçek puanları önbilgisi kullanılmıştır. Bu şekilde en heterojen dağılımın ölçeğin kişisel alan alt puanında olduğu, bu nedenle en yüksek örneklem büyüklüğünün bu değişkenin tahmini için gerektiği düşünülmüştür. Kişisel ilişkiler alt puanının puan olacağı öngörülüp bu puanın % 95 güven aralığı ve + 5 puan hata payı ile kestirimi için sayısı belli olmayan bir evrende 179 kişi ile yapılması gerektiği hesaplanmıştır Veri Toplama Araçları Verilerin toplanmasında, Anket Formu ve Prolapsus Yaşam Kalitesi(P-YK) Ölçeği kullanılmıştır. Anket Formu; Araştırmacı tarafından ilgili literatürden 1,3,5,6,9,10. yararlanılarak geliştirilen formda; hastaların yaş, eğitim, çalışma durumu benzeri demografik özellikleri ile obstetrik ve jinekolojik öykülerini içeren toplam 18 soru bulunmaktadır. 33

41 Prolapsus Yaşam Kalitesi (P-YK) Ölçeği; P-YK ölçeği uterovaginal prolapsuslu hastaların tedavi sonuçlarını, semptomların şiddetini ve yaşam kalitesine etkisini değerlendirmek amacıyla geliştirilen bir ölçektir. 78 Ürogenital prolapsusun kadınların yaşam kalitesine etkisini değerlendirmek amacıyla, Digesu ve arkadaşları tarafından 2003 yılında geliştirilen ölçeğin, geçerlilik ve güvenirlik çalışması 2004 yılında yine Digesu ve arkadaşları tarafından yapılmıştır. İngilizce versiyonunda ölçeğin tüm alanlarında Cronbach Alpha değeri 0.80 den yüksek bulunmuştur. Seven ve arkadaşları tarafından 2008 yılında ölçeğin Türkçe versiyonunun geçerlilik ve güvenirlik çalışması yapılmıştır. Türkçe versiyonunda ölçeğin Cronbach Alpha değeri, şiddet oranı alanında 0.64, diğer tüm alanlarda ise 0.75 ten yüksek bulunmuştur. 17 Bu çalışmada ise Cronbach Alpha değeri 0.89 olarak hesaplanmıştır. Toplam 20 sorudan ve 9 alandan oluşan ölçekte; yaşam kalitesi alanları ve ilgili sorular; genel sağlık algısı (1. soru), ürogenital prolpasusun yaşam kalitesine etkisi (2. soru), rol sınırlılıkları (3. ve 4.soru), fiziksel sınırlılıkları (5. ve 6. soru), sosyal sınırlılıkları (7. ve 8. soru), kişiler arası ilişkiler (9, 10 ve 11. soru), duygular (12, 13. ve 14. soru), uyku/enerji (15 ve 16. soru) ve şiddet oranı (16, 17,18, 19. ve 20. soru) şeklindedir. 78 Ölçekte tüm alanlar için kullanılan toplam bir puan yoktur. Alanların puanının hesaplanmasında; ürogenital prolapsus semptomlarının şiddetini değerlendirmede her bir soru için hiç etkilemiyor, hafif etkiliyor, orta derecede etkiliyor ve çok etkiliyor olmak üzere dörtlü puanlama sistemi kullanılmıştır. Toplam ölçek puanı, yanıta göre her bir soruya verilen 1-4 arasındaki puanların toplanması ile hesaplanır. Her bir alanın skorlaması farklı şekilde formülize edilmiş olup, alınabilecek puan 0 34

42 ve 100 arasında değişmektedir. Ölçekte; alınan puanın yüksek olması o alan için yaşam kalitesinin bozuk olduğunu, düşük olması ise yaşam kalitesinin iyi olduğunu belirtmektedir. 78 Beden kitle indeksi vücut ağırlığı(kilogram) nın boya(metre) bölünmesiyle elde edilir. Beden kitle ındeksi ,9= Normal, 25-29,9 =Hafif Şişman, 30 ve üzeri= Şişman olarak kabul edilmiştir Veri Toplama Araçlarının Uygulanması Hazırlanan anket formunun anlaşılırlığını değerlendirmek üzere, Sağlık Bakanlığı Ankara Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde ürojinekoloji polikliniğinde toplam 20 hasta ile formun ön uygulaması yapılmıştır. Uygulama sonucunda formda anlam bütünlüğü açısından bir sorun olmadığına karar verilmiş ve formda herhangi bir değişiklik yapılmadan araştırmaya başlanmıştır. Uygulamanın yapılabilmesi için Gazi Hastanesi Etik Kurulundan (Ek-4) gerekli izin alınarak uygulamaya başlanmıştır. Ayrıca araştırmaya dâhil edilen tüm kadınlara araştırmanın amacı ve yöntemi konusunda bilgi verildikten sonra yazılı onamları alınmıştır. Araştırmanın yapıldığı süre içerisinde ürojinekoloji polikliniğine başvuran ve doktor muayenesinden sonra ürogenital prolapsus tanısı alan tüm kadınlara Anket Formu ve Prolapsus Yaşam Kalitesi (P-YK) Ölçeği araştırmacı tarafından yüz yüze görüşme tekniğiyle doldurulmuştur. Veri toplama araçlarının uygulanmasınde her bir hasta ile görüşme yaklaşık dakika sürmüştür. 35

43 3.6. Verilerin Değerlendirilmesi Araştırmadan elde edilen verilerin değerlendirilmesinde SPSS 15,0 paket programı kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde sayı ve yüzdelikler Ki-kare testi, aritmetik ortalama, standart sapma ve Mann-Whitney U test kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi 0.05 olarakalınmıştır. 36

44 4. BULGULAR Bu bölümde, araştırma kapsamına alınan ürogenital prolapsus tanısı almış toplam 179 kadından elde edilen verilerin analizi sonucunda elde edilen bulgular sunulmuştur. 37

45 Tablo 4.1. Kadınların Sosyo Demografik Özelliklerinin Dağılımı n=179 Yaş n % ve üzeri 122 Yaş ortalaması Eğitim Durumu Okuma yazma bilmiyor 57 İlkokul 84 Ortaokul 14 Lise 24 Çalışma durumu Çalışıyor Çalışmıyor * BKI Normal Hafif Şişman Şişman *Yöntemde açıklanmıştır. Tablo 4.1 de kadınların bazı sosyo-demografik özellikleri gösterilmiştir. Kadınların %68,1 inin 52 yaş ve üzerinde, yaş ortalamasının ise olduğu belirlenmiştir. Kadınların %46,9 unun ilkokul mezunu, % 90,5 inin çalışmadığı ve % 46,4 ünün BKI nin (hafif şişman) olduğu saptanmıştır. 38

46 Tablo 4.2. Kadınların Bazı Obstetrik Özelliklerinin Dağılımı Gebelik sayısı n % ve üzeri Doğum sayısı n= ve üzeri Doğum şekli *NVD **NVD + sezaryen doğum Hiç doğum yapmamış Menapoz durumu Menapozda Menapozda değil Menapozal süreç 0-4 yıl 5-9 yıl 10 ve üzeri * Normal vajinal doğum (NVD) **Bu gruba ilk doğumunu NVD, ikinci doğumunu sezaryen ile gerçekleştirmiş kadınlar dâhil edilmiştir. ***49 kişi menopoza girmediği için çıkarılmıştır Tablo 4.2 de kadınların bazı obstetrik ve jinekolojik özellikleri gösterilmiştir. Kadınların % 55,3 ünün 5 ve üzeri gebelik geçirdiği, % 44,1 inin 3-4 canlı doğum ve % 97,8 inin NVD yaptığı belirlenmiştir. Ayrıca kadınların % 72,6 sının postmenopozal dönemde ve % 46.2 sinin ise 10 yıldan uzun süredir menopozda olduğu belirlenmiştir. 39

47 Tablo 4.3. Kadınların Ürogenital Prolapsusa İlişkin Bazı Özelliklerinin Dağılımı n=179 Ailede Ürogenital Prolapsus Öyküsü n % Var Yok Bilinmiyor Önceden Hastaneye Başvurma Durumu Evet Hayır Önceden Tedavi Alma Durumu n=40 *Evet Hayır Şu Anda Hastaneye Başvurma Sebebi İdrar tutamama Ele kitle gelmesi Prolapsus Kontrolü Makatta ağrı Akıntı *İlaç tedavisi Tablo 4.3 te kadınların ürogenital prolapsus öykülerine ait bazı özelliklerinin dağılımları yer almaktadır. Kadınların % 60,3 ünün ailelerinde ürogenital prolapsus öyküsü bulunmamaktadır. Ürogenital prolapsus ile ilgili şikâyeti olmasına rağmen kadınların %77,7 sinin önceden hastaneye başvurmadığı, % 80 inin ürogenital prolapsus ile ilgili ilaç tedavisi aldığı ve % 43,6 sının ise hastaneye idrar tutamama nedeni ile başvurdukları belirlenmiştir. 40

48 Tablo 4.4. Kadınların Ürogenital Prolapsusa İlişkin Özelliklerinin Dağılımı n=179 Ürogenital Prolapsus Türü n % Sistosel Sistosel + rektosel Sistosel + uterin prolapsus Rektosel + uterin prolapsus Ürogenital Prolapsus Derecesi 1.derece 2. derece 3. derece ve üzeri Tablo 4.4 te görüldüğü gibi kadınların % 52 sinin sistosel tanısı aldığı,% 48 inin de sistosel+rektosel, sistosel + uterin prolapsus, rektosel + uterin prolapsus tanısı adığı belirlenmiştir. Kadınların ürogenital prolapsus derecelerine bakıldığında ise, % 57 sinin 3.derece ve üzeri ürogenital prolapsusa sahip olduğu görülmektedir. Ayrıca araştırmaya dahil edilen kadınların yaşı ve çalışma durumuyla ürogenital prolapsus derecesi arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur(p<005). 41

49 Tablo 4.5. Ürogenital Prolapsusa İlişkin Semptomların Dağılımı n=179 Semptomlar n % Sık tuvalete çıkma Sıkışma hissi İdrar kaçırma Öksürme \ hapşırma sırasında idrar kaçırma Vajina içinde yumru \ çıkıntı hissi Vajina yada kasıklarda ağırlık \ çekilme hissi Vajinadan sarkan yumru / çıkıntı varlığı İdrar akışında yetersizlik İdrar yaparken zorlanma İdrar yaptıktan sonra idrarın damlamaya devam etmesi Tablo 4.5 te ürogenital prolapsusa ilişkin semptomların dağılımı yer almaktadır. Kadınların % 87.2 si idrar yapmak için çok sık tuvalete gitme ve % 85.5 i sıkıştığını ifade etmektedir. Kadınların % 74,9 unun sıkıştığında ve %78,8 inin öksürme/hapşırma ile ilişkili idrar kaçırma semptomu yaşadığı belirlenmiştir. Kadınların %86,6 sının vajina içinde ya da vajinadan dışarı sarkmış yumru/çıkıntı hissi,%83,8 i gün ilerledikçe vajina ya da kasıklarda ağırlık/çekilme hissi yaşadığını belirtmiştir. Kadınların % 84,4 ü idrar kesesini tam boşaltmayı engelleyen vajinadan sarkan yumru/çıkıntı olduğunu belirtmişlerdir. Kadınların %55,9 unun idrar akışında yetersizlik,%51.4 ü idrar yaparken zorlandığını ve % 55,3 ü idrarını yaptıktan sonra idrarın damlamaya devam ettiğini belirtmiştir. 42

50 Tablo 4.6.Ürogenital Prolapsusa İlişkin Boşaltım Sorunlarının Dağılımı n=179 Semptomlar n % Dışkılamadan sonra bağırsakların tam olarak boşaldığını hissetmeme Kabızlık Dışkılamada zorluk Sırtın alt bölgesinde ağrı Parmakla dışkılamaya yardım etme Tablo 4.6 da ürogenital prolapsusa ilişkin ybağırsak semptomlarının dağılımı yer almaktadır. Kadınların %60,9 u defakasyondan sonra bağırsakların tam olarak boşaldığını hissetmediğini belirtmiştir. Kadınların %64,2 si kabızlık ve %63,1 i defekasyon sırasında zorlanma/güç harcama ihtiyacı duyduklarını belirtmiştir. Kadınların % 79,9 unun sırtın alt bölgesinde ağrı yaşadıkları ve %26.3 ü parmakla dışkılamaya yardım ettiklerini ifade etmişlerdir. 43

51 Tablo 4.7. Prolapsus Yaşam Kalitesi Alanı Skorları Semptomatik n=179 Ort ± ss Genel Sağlık Algısı 47.7±2.29 Prolapsusun Etkisi 78.58±2.68 Rol Sınırlılıkları 52.79±36.14 Fiziksel Sınırlılıklar 57.82±33.62 Sosyal Sınırlılıklar 43.51±37.94 Kişisel ilişkiler 53.81±54.21 Duygular 67.84±3.14 Uyku / Enerji 40.96±26.15 Şiddet oranı 38.03±25.12 Tablo 4.7 de prolapsus yaşam kalitesi alanı skorları yer almaktadır. Kadınların prolapsusun genel sağlık algısına etkisinin ortalaması 47,7±2.29 ve yaşam kalitesine prolapsusun etkisinin ortalaması 78.58±2.68 ve olarak bulunmuştur. Ölçeğin alt boyutlarına bakıldığında kadınların rol sınırlılıkları alanının ortalaması 52.79±36.14, fiziksel sınırlılıklar alanının ortalaması 57.82±33.62, sosyal sınırlılıklar alanının ortalaması 43.51±37.94, kişisel ilişkiler alanının ortalaması 53.81±54.21 olarak bulunmuştur. Duygular alanının ortalaması 67.84±3.14, uyku / enerji alanının ortalaması 40.96±26.15 ve şiddet oranı alanının ortalaması 38.03±25.12 olarak bulunmuştur. 44

52 Tablo 4.8. Kadınların Bazı Özellikleri ile Prolapsus Yaşam Kalitesi(P-YK) Ölçeği Puanlarının Karşılaştırılması N=179 Genel Sağlık Algısı Prolapsusun Etkisi Rol Sınırlılıkları Fiziksel Sınırlılıklar Sosyal Sınırlılıklar Kişisel İlişkiler Duygular Uyku / Enerji Şiddet oranı X + ss X + ss X + ss X + ss X + ss X + ss X + ss X + ss X + ss Yaş ve üzeri z/p 2.021/ / / / / / / / /.229 Eğitim durumu Okuryazar değil İlköğretim Lise ve üzeri z/p 8.477/ / / / / / / / /.440 Çalışma durumu Çalışıyor Çalışmıyor z/p / / / / / / / / /.247 BKE ve üzeri z/p / / / / / / / / /

53 Tablo 4.8 de kadınların bazı özellikleri ile prolapsus Yaşam Kalitesi(P-YK) Ölçeği puanlarının karşılaştırılması yer almaktadır. Kadınların genel sağlık algısı puan ortalamaları 50 yaş ve üzerinde , okur-yazar olmayanlarda , çalışmayanlarda , BKI si olanlarda olarak bulunmuştur. Kadınların prolapsusun etkisi puan ortalamaları 50 yaş ve üzerinde , okur-yazar olmayanlarda , çalışmayanlarda , BKI si 30 ve üzerinde olanlarda olduğu belirlenmiştir. Kadınların rol sınırlılıklarında, etkilenme durumu 50 yaş ve üzerinde , okur-yazar olmayanlarda , çalışmayanlarda , BKI si 30 ve üzerinde olanlarda olduğu belirlenmiştir. Kadınların fiziksel sınırlılıklarında, etkilenme durumu 50 yaş ve üzerinde , okur-yazar olmayanlarda , çalışmayanlarda , BKI si 30 ve üzerinde olanlarda olduğu belirlenmiştir. Sosyal sınırlılıklar puan ortalamaları yaş grubunda , okur-yazar olmayanlarda , çalışmayanlarda , BKI si 30 ve üzerinde olanlarda olarak belirlenmiştir. Kişisel ilişkiler puan ortalamaları yaş grubunda ,ilköğretim mezunu olanlarda , çalışmayanlarda , BKI si 30 ve üzerinde olanlarda olarak belirlenmiştir. Duygular alanında puan ortalamalarına bakıldığında 50 yaş ve üzerinde ,okuryazar olmayanlarda , çalışmayanlarda , BKI si olanlarda ise olarak bulunmuştur. Kadınların uyku/enerji alanında puan ortalamaları 50 yaş ve üzerinde , okur-yazar olmayanlarda , çalışmayanlarda , BKI si 30 ve üzerinde olanlarda dir. Şiddet oranı alanında puan ortalamaları 50 yaş ve üzerinde , okur-yazar olmayanlarda , çalışmayanlarda , BKI si olanlarda ise dır. Yaş ile genel sağlık algısı ve kişisel ilişkiler alanı arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlıdır. Eğitim durumu ile 46

54 kadınların genel sağlık algısı, prolapsusun etkisi, rol sınırlılıkları, fiziksel sınırlılıklar ve sosyal sınırlılıklar arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlıdır. Çalışma durumu ile genel sağlık algısı, prolapsusun etkisi, fiziksel sınırlılıklar, sosyal sınırlılıklar ve duygular alanı arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlıdır. BKI ile genel sağlık algısı ve duygular alanı arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlıdır(p<0.05). 47

55 Tablo 4.9.Prolapsus Derecelerine Göre P-YK Ölçeği Puanlarının Dağılımı N=179 Genel Prolapsusun Rol Fiziksel Sosyal Kişisel Duygular Uyku / Şiddet Sağlık Etkisi Sınırlılıkları Sınırlılıklar Sınırlılıklar İlişkiler Enerji oranı Algısı X + ss X + ss X + ss X + ss X + ss X + ss X + ss X + ss X + ss Prolapsus Derece 1.derece 2.derece 3.derece ve üzeri z/p / / / / / / / / /

56 Tablo 4.9 da kadınların prolapsus derecelerine görep-yk Ölçeği puanlarının dağılımı yer almaktadır. Kadınların genel sağlık algısına bakıldığında puan ortalamasının 3.derece ve üzeri ürogenital prolapsusu olan kadınların olduğu bulunmuştur Prolapsusun etkisinde 3.derece ve üzeri ürogenital prolapsusu olan kadınların puan ortalamalarının olduğu belirlenmiştir. Yapılan istatistiksel analizde genel sağlık algısı ve prolapsusun etkisi bakımından gruplar arasında önemli fark olduğu, 3. derece ve üzeri ürogenital prolapsusu olan grupta yer alanlarda etkilenmenin diğerlerinden daha fazla olduğu saptanmıştır(p<.005). Ölçeğin alt boyutlarına bakıldığında, kadınların rol sınırlılıkları alanı puan ortalaması , fiziksel sınırlılıklar alanı puan ortalaması ve sosyal sınırlılıklar alanı puan ortalaması olarak en yüksek oranda 3.derece ve üzeri ürogenital prolapsusu olan kadınlarda belirlenmiştir. 3. derece ve üzeri ürogenital prolapsusa sahip olma ile rol sınırlılıkları ve fiziksel sınırlılıklar alanında etkilenme durumu arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı(p=0.000), sosyal sınırlılıklar arasındaki ilişki ise istatistiksel olarak anlamsız bulunmuştur(p=0.064). Kadınların kişisel ilişkiler alanı puan ortalaması, en yüksek oranda 2.derece ürogenital prolapsusu olan kadınlarda olarak hesaplanmıştır. Bu bulgunun istatistiksel olarak anlamsız olduğu değerlendirilmiştir(p=0.406). Kadınların duygular, uyku /enerji, şiddet oranı alanları puan ortalamalarına bakıldığında yine en yüksek etkilenmenin 3.derece ve üzeri ürogenital prolapsusu olan kadınlarda sırasıyla , , olarak belirlenmiştir. Duygular, uyku /enerji, şiddet oranı alanları ile prolapsus derecesi arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu değerlendirilmiştir(p<0.05). 49

57 5. TARTIŞMA Bu çalışmada ürogenital prolapsus tanısı alan kadınların yaşam kalitesi araştırılmıştır. Çalışma kapsamına alınan ürogenital prolapsus tanısı almış kadınların çoğunun 52 yaş ve üzerinde, ilkokul mezunu oldukları, çalışmadıkları ve BKI nin arasında olduğu bulunmuştur(tablo 4.1). Benzer şekilde ürogenital prolapsus tanısı almış kadınlar ile yapılan diğer çalışmalarda kadınların yaş ilerledikçe, eğitim seviyeleri düştükçe ve BKI arttıkça ürogenital prolapsus görülme sıklığının arttığı belirtilmektedir. 4,10,18,64,80,81,82,83 Towers ve ark.ları yaşamın her on yılında ürogenital prolapsus görülme riskinin iki kat arttığını belirtmiştir. 84 Çalışmamızda kadınların çoğunun 3 veya daha fazla gebelik geçirdiği belirlenmiştir(tablo 4.2). Pelvik organ desteği çalışmasında (POSST) artan doğum sayısının ürogenital prolapsusun gelişimine sebep olduğu belirtilmektedir. 9 Kadın Sağlığı Ensitütüsü tarafından yapılan bir çalışmada, tek bir doğum yapmanın bile hiç doğum yapmayan kadınlara göre, prolapsus riskini 2,1 kat artırabileceği gösterilmiştir. 35 Oxford aile planlaması çalışmasında ise iki ya da daha fazla doğum yapan kadınların ürogenital prolapsus nedeniyle ameliyat olma olasılığının doğum yapmayan kadınlara göre 8,4 kez fazla olduğu belirtilmektedir. 9 Sze ve arkadaşları yaptıkları çalışmada, nullipar kadınlarda 2.derece ürogenital prolapsus prevelansı % 25 ken, bu oranın multipar kadınlarda birinci doğumda % 50, ikinci doğumda %66 ve üçüncü doğumda %69 olduğu belirtilmektedir. 85 Benzer şekilde ürogenital prolapsus tanısı almış kadınlarda yapılan diğer çalışmalarda da kadınların ortalama doğum sayısının 2-5 arasında olduğu belirtilmektedir. 4,8,18,42,64,80,82,83,86,87 Doğum şekli prolapsus gelişme riskini artıran faktörler arasında yer almaktadır. Çalışmamızda kadınların hemen hemen 50

58 tamamı(%87.8) NVD yapmıştır(tablo 4.2). Pelvik organ desteği çalışmasında (POSST) her vajinal doğumda ürogenital prolapsus gelişme riskinin 1.2 kez arttığı belirtilmektedir 9. Swift ve ark. tarafından yapılan bir çalışmada, hiç doğum yapmamış kadınlar ile iki kez vajinal yolla doğum yapmış kadınlar karşılaştırılmış ve iki kez vajinal yolla doğum yapmanın ürogenital prolapsusun relatif riskini % 8,4 artırabileceği gösterilmiştir. 14 Lukacz ve ark. nın 3050 kadın üzerinde yaptıkları bir çalışmada, bir ya da daha fazla vajinal doğum yapan kadınlarda, ürogenital prolapsus gelişme riskinin sezaryan ile doğum yapan kadınlara göre 3,21 kat daha yüksek olduğu belirtilmiştir. 37 Sze çalışmasında ürogenital prolapsus gelişmesine katkı sağlayan risk faktörlerinin çoğunun tam olarak açıklanamadığını ancak vajinal doğumun, özellikle müdahaleli doğum ve doğumun ikinci evresinin uzamasının ürogenital prolapsus gelişmesine katkı sağladığını belirtmiştir. Ayrıca sezeryan doğum ve ürogenital prolapsus gelişmesi arasındaki ilişkinin tam olarak açıklanamadığını belirtmiştir. 85 Ürogenital prolapsus tanısı almış kadınların çoğu postmenopozal dönemdedir(tablo 4.2). Literatürde menopozun ürogenital prolapsus gelişimi riskini arttırdığı belirtilmekle birlikte 7,9,13,84,86,88 yapılan çalışmalarda elde edilen bulgular farklılık göstermektedir. Bizim bulgumuza benzer şekilde Rortveit ve ark.ları semptomatik ürogenital prolapsusu olan kadınların % 72 sinin postmenopozal dönemde olduğunu belirtmiştir. 88 İnal çalışmasında ürogenital prolapsus tanısı alan kadınların ortalama 4 yıldır postmenopozal dönemde olduğunu. 18 Sınha ve ark. ise ürogenital prolapsus tanısı alan kadınların % 56 sının postmenapozal dönemde olduğunu belirtmiştir. 87 Ancak bunların aksine Yaşa, çalışmasında ürogenital prolapsus tanısı alan kadınların sadece %24.4 ünün postmenopozal dönemde olduğunu belirtmiştir. 64 Çalışmamızda kadınların çoğunun postmenopozal dönemde olmasının, postmenopozal dönemde östrojen eksikliğine bağlı olarak kollajen miktar 51

59 ve kalitesindeki değişikliklerin kadınlarda ürogenital prolapsus gelişme riskini arttırmasından kaynaklanabileceği düşünülmektedir. Ürogenital prolapsus tanısı alan kadınların yaklaşık 1/3 inin ailesinde ürogenital prolapsus öyküsü olduğu belirlenmiştir(tablo 4.3). Bu bulguyu destekler şekilde Şahin çalışmasında ürogenital prolapsus tanısı alan kadınların % 22,5 nin birinci derece akrabalarında ürogenital prolapsus öyküsü olduğunu belirtmiştir. 4 Bazı çalışmalarda kız kardeşinde ürogenital prolapsus olan kadınların aile öyküsünde ürogenital prolapsus olmayan kadınlara göre daha fazla ürogenital prolapsus riski taşıdığı belirtilmiştir. 82,89 Bonetti çalışmasında ürogenital prolapsus tanısı alan kadınların %23.1 inin kız kardeşinde de ürogenital prolapsus olduğunu belirtmektedir. 90 Literatürde genetik faktörlerin etki ettiği belirtilmekte olup 46,82,89, bizim çalışmamızın sonuçları da bu bulguyu desteklemektedir. Çalışmamıza dahil edilen kadınların ürogenital prolapsus ile ilgili şikâyeti olmasına rağmen çoğunun önceden hastaneye başvurmadığı, ürogenital prolapsusla ilgili tedavi almadığı ve yaklaşık yarısının ise hastaneye idrar tutamama nedeni ile başvurdukları belirlenmiştir(tablo 4.3). Fritel ve ark. larının çalışmasında vajinal çıkıntı ve baskı hissi sebebiyle hastaneye başvuran ve ürogenital prolapsus tanısı alan kadınların yaklaşık bir yıldan daha uzun süredir ürogenital prolapsus ile ilişkili semptomları yaşadığı belirtilmiştir. 81 Literatürde jinekoloji polikliniğine başvuran kadınların yaklaşık % 50 si herhangi bir derecede ürogenital prolapsusa sahip olduğu ancak hastaneye başvurmadıkları belirtilmektedir. Bu durum kadınların önemli bir bölümü tarafından kadın olmanın, özellikle de yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak görülmekte ve bu nedenle de bir hekime başvurmamaktadırlar. Bazı kadınlar ise bu durumlarından utandıkları veya çekindikleri için hekime başvuramadıklarını ifade etmişlerdir. 7,35,91 52

60 Çalışmamızda, ürogenital prolapsus tanısı almış kadınların yarısından fazlasının sistosel tanısı aldığı, 3.derece ve üzeri ürogenital prolapsusa sahip olduğu belirlenmiştir (Tablo 4.4 ). Kadın Sağlık Enstitüsü tarafından yapılan çalışmada yaş ürogenital prolapsus tanısı almış kadınların % 34 ünde sistosel, % 19 ında rektosel, % 14 ünde uterin prolapsus belirlenmiştir. 35 Benzer şekilde Kudish ve ark. yaptıkları çalışmada kadınların % 34.8 inde sistosel, % 18.4 ünde rektosel, % 13.4 uterin prolapsus tanısı almıştır. 83 Scherf ve ark. yaptıkları çalışmada, kadınların % 57 sinde sistosel, % 20 sinde rektosel, % 16 sında uterin prolapsus görülmüştür. 8 Dietz in yaptığı çalışmada, ürogenital prolapsus tanısını almış kadınların %32 sinin sistosel,% 34 ünde rektosel, % 15 inde uterin prolapsus görülmüştür. 80 Bu çalışmalarda da bizim çalışma bulgumuzu destekler nitelikte en sık görülen proplapsus türü sistoseldir. Bizim çalışmamıza dahil edilen kadınların prolapsus dereceleri incelendiğinde en fazla 3. derece propalsus(% 57) görüldüğü belirlenmiştir(tablo 4.4). Benzer şekilde yapılan çalışmalarda kadınların en sık 3. derece ve üzerinde ürogenital prolapsusa sahip oldukları belirtilmektedir. 18,42,92 Ürogenital prolapsusun hafif dereceleri, yaygın ve genellikle semptomsuz olmakla birlikte, pelvik organ prolapsusu için vajinanın dışındaki yumru ya da çıkıntı varlığı spesifik bir bulgudur. 91,95 Bunun yanında üriner sisteme, barsaklara ve cinsel yaşama ilişkin semptomlar, evrensel prolapsus semptomları olarak tanımlanır. 14 Semptomlar tek başına görülebileceği gibi birçok semptom birlikte görülebilir. 95,96,97 Bu çalışmada kadınların çoğu sık tuvalete gitme ve sıkışma hissi yaşamaktadır. Kadınların çoğu sıkıştığında veya öksürme/hapşırma ile ilişkili idrar kaçırma şikâyeti yaşamaktadır(tablo 4.5). Benzer şekilde Ghetti ve ark.larının yaptıkları çalışmada, kadınların %86 sı sık idrara çıkma ve % 75 i aceleyle,%78 i aktiviteyle üriner sızıntı yaşadığı belirtilmiştir. 95 Literatürde yer alan birçok çalışmada kadınların en fazla 53

61 stres üriner inkontinansı ve sıkışma tipi inkontinans yaşadığı belirtilmektedir. 81,98,99 Ancak bu çalışmaların aksine Mouritsen ve ark.ları yaptıkları çalışmada bu oranın daha düşük olduğu, ürogenital prolapsuslu kadınların %27 sinin stres inkontinans, %21 inin karışık tip inkontinans ve % 36 sının boşaltım problemi yaşadığını belirtmektedir 27 Ellerkmann ve ark.larının yaptıkları çalışmada ise ürogenital prolapsuslu kadınların %13 ünün stres inkontinans yaşadığını belirtmektedir. 52 Ayrıca bu çalışmada kadınların %86,6 sı vajina içinde ya da vajinadan dışarı sarkmış yumru/çıkıntı hissi yaşamaktadır(tablo 4.7). Benzer şekilde yapılan çalışmalarda yumru hissi yaşama oranının %50 nin üzerinde olduğu belirtilmektedir. 81,95,96,97 Kadınların yarısından fazlası defakasyondan sonra bağırsakların tam olarak boşaltma hissi, kabızlık ve defekasyon sırasında zorlanma yaşadığı belirlenmiştir. Ayrıca kadınların çoğunun sırtın alt bölgesinde ağrı, yaklaşık 1/3 inde ise parmak ile dışkıya yardım etme davranışı görülmüştür(tablo 4.6). Benzer şekilde Fritel ve ark.larının çalışmasında, kadınların % 51 zor defekasyon, %68 haftada üçten daha az sayıda defekasyon yapma, % 60 abdominal ağrı yaşadığını belirtmiştir. 81 Ellerkmann ve ark.larının yaptıkları çalışmada oranları daha düşük olmakla birlikte ürogenital prolapsus tanısı alan kadınların %31 nin fekal inkontinans, %50 sinin boşaltım problemi, %67 sinin konstipasyon ve %24 ünün defekasyon ya da miksiyon sırasında elle müdahale etmek zorunda kaldıkları belirtilmiştir. 52 Ürogenital prolapsus semptomları yaşamı tehdit etmemekle birlikte psikolojik, sosyal ve fiziksel iyilik durumunu etkileyerek, kadının iş, aile ve cinsel yaşamında sınırlıklara sebep olur ve kadınların yaşam kalitesini olumsuz etkiler. 17 Çalışmamızda, ürogenital prolapsus tanısı almış kadınlarda genel sağlık algısına etki puan ortalaması 47,7±2.29 ve 54

62 yaşam kalitesine prolapsusun etkisinin puan ortalaması 78.58±2.68 olarak bulunmuştur(tablo 4.7). Digesu ve ark.larının İngiliz ve İtalyan kadınlarda yaptıkları çalışmada prolapsusun genel sağlık algısına etkisi ve prolapsus etkisi puan ortalamaları bizim çalışma sonuçlarımızdan yüksektir. 78,100 Bu bulgu, bizim çalışmamıza alınan kadınların genel sağlık algısının ve prolapsusun yaşam kalitesine olumsuz etkisinin daha az olduğunu göstermektedir. Bu bulgunun tersine Srikrishna ve ark.larının yaptıkları çalışmada prolapsusun genel sağlık algısına etkisi ve prolapsus etkisi bizim çalışmamızdan düşük bulunmuştur. 101 Çalışmamızda ölçeğin alt boyutlarına bakıldığında ise kadınların rol sınırlılıkları alanının ortalaması 52.79±36.14, fiziksel sınırlılıklar alanının ortalaması 57.82±33.62, sosyal sınırlılıklar alanının ortalaması 43.51±37.94, olarak bulunmuştur(tablo 4.7). Brocker ve ark. larının ürogenital prolapsuslu kadınlarda yaptıkları çalışmada kadınların rol, fiziksel ve sosyal sınırlılıkları alanlarının ortalamaları bizim çalışma sonuçlarımızdan yüksektir. 102 Bu bulgu, bizim çalışmamıza alınan kadınların rol, fiziksel ve sosyal sınırlılıkları alanlarının etkisinin daha az olumsuz olduğunu göstermektedir. Yaşam kalitesi, bireyin sağlığını kişisel olarak nasıl algıladığını ifade etmektedir. Sosyal, kültürel farklılıklar bireylerin sağlıklarını algılamalarını etkilemektedir. Bu bağlamda Türk toplumunda ürogenital prolapsus, özellikle yaşlanmanın veya çocuk doğurmuş olmanın bir sonucu olarak algılandığından, kadınların kendi sağlıklarını iyi olarak ifade etmelerine sebep olduğu düşünülebilir. Çalışmamızda kişisel ilişkiler alan puan ortalaması 53.81±54.21, duygular alanı puan ortalaması 67.84±3.14, uyku / enerji alanı puan ortalaması 40.96±26.15 ve şiddet oranı alanı puan ortalaması 38.03±25.12 olarak bulunmuştur(tablo 4.7). Seven ve ark.larının çalışmasında kadınların kişisel ilişkiler, duygular, uyku / enerji, şiddet 55

63 alanlarının ortalamaları bizim çalışma sonuçlarımızdan yüksektir. 17 Bu bulgu, bizim çalışmamıza alınan kadınların bu alanlarda daha az etkilendiğini göstermektedir. Araştırma kapsamına alınan 50 yaş ve üzeri kadınların genel sağlık algısı alanı puan ortalaması , prolapsusun etkisi alanı puan ortalaması , rol sınırlılıkları alanı puan ortalaması , fiziksel sınırlılıklar alanı puan ortalaması olarak bulunmuştur yaş kadınların sosyal sınırlılıklar alanı puan ortalaması , kişisel ilişkiler alanı puan ortalaması olarak bulunmuştur. 50 yaş ve üzeri kadınların duygular alanı puan ortalaması , uyku/enerji alanı puan ortalaması , şiddet oranı alanı puan ortalaması olarak bulunmuştur. Kadınların yaş ile genel sağlık algısı ve kişisel ilişkiler puan ortalaması arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir(p<0.005; Tablo 4.8). Tosunuğlu ürogenital prolapsuslu kadınlarda yaptığı çalışmada, yaş ile fiziksel ve kişisel ilişkiler puan ortalaması arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğunu belirtmiştir. 103 Bu bulgu, yaşlılığın kadınların sağlık algısını olumsuz etkilediğini göstermektedir. Çalışmada okur-yazar olmayan kadınların genel sağlık algısı alanı puan ortalaması , prolapsusun etkisi alanı puan ortalaması , rol sınırlılıkları alanı puan ortalaması , fiziksel sınırlılıklar alanı puan ortalaması , sosyal sınırlılıklar alanı puan ortalaması olarak bulunmuştur. İlköğretim mezunu olan kadınların kişisel ilişkiler alanı puan ortalaması olarak bulunmuştur. Okur-yazar olmayan kadınların kadınların duygular alanı puan ortalaması , uyku/enerji alanı puan ortalaması , şiddet oranı alanı puan ortalaması 56

64 olarak bulunmuştur. Kadınların eğitim durumu ile genel sağlık algısı, prolapsusun etkisi, rol sınırlılıkları, fiziksel sınırlılıklar, sosyal sınırlılıklar alanı puan ortalaması arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir(p<0.005; Tablo 4.8). Fritel ve arkadaşları ürogenital prolapsuslu kadınlarda yaptığı çalışmada, kadınların eğitim durumu ile yaşam kalitesi puanları arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamsız olduğunu belirtmiştir. 81 Çalışmayan kadınların genel sağlık algısı alanı puan ortalaması , prolapsusun etkisi alanı puan ortalaması , rol sınırlılıkları alanı puan ortalaması , fiziksel sınırlılıklar alanı puan ortalaması , sosyal sınırlılıklar alanı puan ortalaması , kişisel ilişkiler alanı puan ortalaması dir. Duygular alanı puan ortalaması , uyku/enerji alanı puan ortalaması , şiddet oranı alanı puan ortalaması olarak bulunmuştur. Kadınların çalışma durumu ile genel sağlık algısı, prolapsusun etkisi, fiziksel sınırlılıklar, sosyal sınırlılıklar ve duygular alanı puan ortalaması arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir(p<0.005; Tablo 4.8). Fritel ve arkadaşları ürogenital prolapsuslu kadınlarda yaptığı çalışmada, kadınların çalışma durumu ile yaşam kalitesi puanları arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğunu belirtmiştir. 81 Çalışmayan kadınların prolapsus yaşam kalitesinin tüm alanlarında puan ortalamaları, çalışan kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur. Çalışmayan kadınlar ürogenital prolapsustan daha fazla etkilenmişlerdir. Araştırma kapsamına alınan ürogenital prolapsusa sahip olan ve hafif şişman olan kadınların genel sağlık algısı alanı puan ortalaması olarak bulunmuştur. Şişman olan kadınların prolapsusun etkisi alanı puan ortalaması , rol sınırlılıkları alanı puan 57

65 ortalaması , fiziksel sınırlılıklar alanı puan ortalaması , sosyal sınırlılıklar alanı puan ortalaması , kişisel ilişkiler alanı puan ortalaması olarak bulunmuştur. Hafif şişman olan kadınların duygular alanı puan ortalaması olarak bulunmuştur. Şişman olan kadınların uyku/enerji alanı puan ortalaması olarak bulunmuştur. Hafif şişman olan kadınların şiddet oranı alanı puan ortalaması olarak bulunmuştur. Kadınların BKI ile genel sağlık algısı ve duygular alanı puan ortalaması arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir(p<0.005; Tablo 4.8). Benzer şekilde Tosunuğlu da ürogenital prolapsuslu kadınlarda yaptığı çalışmada, beden kitle indeksi ile genel sağlık algısı ve duygular alanı puan ortalaması arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğunu belirtmiştir. 103 Kadınların kilo artışıyla birlikte genel beden algısının olumsuz etkilendiği dolayısı ile sağlık algısının olumsuz etkilendiği düşünülmektedir. Araştırma kapsamına alınan 3. derece ve üzeri ürogenital prolapsusa sahip olan kadınların genel sağlık algısı alanı puan ortalaması , prolapsusun etkisi alanı puan ortalaması , rol sınırlılıkları alanı puan ortalaması , fiziksel sınırlılıklar alanı puan ortalaması , sosyal sınırlılıklar alanı puan ortalaması olarak bulunmuştur. 2. derece ve üzeri ürogenital prolapsusa sahip olan kadınların kişisel ilişkiler alanı puan ortalaması olarak bulunmuştur. 3. derece ve üzeri ürogenital prolapsusa sahip olan kadınların duygular alanı puan ortalaması , uyku/enerji alanı puan ortalaması , şiddet oranı alanı puan ortalaması olarak bulunmuştur. Kadınların genel sağlık algısı, prolapsusun etkisi, rol sınırlılıkları, fiziksel sınırlılıklar, duygular, uyku/enerji ve şiddet oranı alanı ile prolapsus derecesi arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir(p<0.005; Tablo 4.9). Bunun 58

66 aksine Frankman ve ark.larının yaptıkları çalışmada sosyal,duygusal fiziksel alt boyutlarından oluşan toplam ölçek puanı ve prolapsus derecesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığını belirlemişlerdir. 104 Kadınların prolapsus dereceleri arttığında, yaşadıkları semptomlarda artmakta ve bunun sonucu olarak yaşam kalitelerinin olumsuz etkilendiği belirlenmiştir. 59

67 6. SONUÇ Bu tez çalışmasının sonuçları şu şekilde özetlenebilir: Kadınların % 68,1 i 52 yaş ve üzerinde, % 46,9 u ilkokul mezunudur. Kadınların % 90,5 i çalışmamakta, % 46,4 ü hafif şişmandır(tablo 4.1). Kadınların %55.3 ü 5 ve üzeri gebelik geçirmiş,% 44,1 i 3-4 kez canlı doğum ve %97 si normal vajinal doğum yapmıştır. Kadınların %72,6 sı postmenapozal dönemde, %46.2 i 10 yıldan uzun süredir menopozdadır(tablo 4.2).Kadınların %29,1 inin ailesinde POP öyküsü bulunmaktadır. Ürogenital prolapsus ile ilgili şikâyeti olmasına rağmen kadınların %77,7 si önceden hastaneye başvurmamış, % 82,1 i ürogenital prolapsus ile ilgili tedavi almamış ve % 43,6 sı ise hastaneye idrar tutamama nedeni ile başvurmuştur(tablo 4.3).Kadınların % 52 si sistosel tanısı almıştır. Kadınların % 57 si 3. derece ve üzeri ürogenital prolapsus tanısı almıştır(tablo 4.4). Kadınların %80 den fazlası sık tuvalete çıkma, sıkışma, vajina içinde çıkıntı, kasıklarda ağırlık şikâyeti yaşamaktadır. Ayrıca kadınların %75 ten fazlası tuvalete sıkıştığında ya da öksürme hapşırma ile idrar kaçırmaktadır (Tablo 4.5). Kadınların %60 tan fazlası, defekasyondan sonra bağırsaklarının tam boşalmadığını hissetmekte, kabızlık ve sırtın alt bölgesinde ağrı şikayeti yaşamaktadır(tablo 4.6). Prolapsusun yaşam kalitesine etkisinin ortalaması 78.58±2.68 ve prolapsusun genel sağlık algısına etkisinin ortalaması 47,7±2.29 olarak bulunmuştur(tablo 4.7). Kadınların genel sağlık algısı ile yaş, eğitim durumu, çalışma durumu ve BKI arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir(p<0.05; Tablo 4.8). 50 yaş ve üzerinde, okur-yazar olmayanlarda, çalışmayanlarda ve hafif şişmanlarda genel sağlık algısı daha olumsuz etkilenmektedir. Kadınların prolapsusun 60

68 yaşam kalitesine etkisi ile eğitim durumu, çalışma durumu arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir. (p<0.05; Tablo 4.8). Okur-yazar olmayanlarda ve çalışmayanlarda prolapsusun yaşam kalitesine etkisi daha fazladır. Kadınların rol sınırlılıkları ile eğitim durumu arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir(p<0.05; Tablo 4.8). Okur-yazar olmayanlarda rol sınırlılıkları daha fazla etkilenmektedir. Kadınların fiziksel sınırlılıklar ile eğitim durumu, çalışma durumu arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir(p<0.05; Tablo 4.8). Araştırma kapsamına alınan ürogenital prolapsusa sahip kadınların sosyal sınırlılıları ile eğitim ve çalışma durumu arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir(p<0.05; Tablo 4.8). Okur-yazar olmayan kadınlarda ve çalışmayan kadınlara göre fiziksel ve sosyal sınırlılıklar daha olumsuz etkilenmektedir. Kadınların kişisel ilişkiler ile yaş arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir(p<0.05; Tablo 4.8) yaş kadınlarda kişisel ilişkiler daha olumsuz etkilenmektedir. Kadınların duygular alanında etkilenmesi ile çalışma durumu ve BKI arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir(p<0.05; Tablo 4.8). Çalışmayanlarda ve hafif şişmanlarda duygular alanında daha olumsuz etkilenmektedir. Araştırma kapsamına alınan ürogenital prolapsusa sahip kadınların prolapsus derecesi ile genel sağlık algısı, prolapsusun etkisi, rol sınırlılıkları, fiziksel sınırlılıklar, duygular, uyku ve şiddet alanı etkilenmesi arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir(p<0.05; Tablo 4.9). 3.derece ve üzeri prolapsusa sahip kadınların, bu alanlardaki 61

69 puan ortalamaları daha yüksek bulunmuştur. Dolayısıyla bu alanlarda daha olumsuz etkilenmişlerdir. Genel olarak ürogenital prolapsus kadınların genel sağlık algısını, günlük yaşamdaki fiziksel aktivitelerini, sosyal yaşantısını, kişisel ilişkilerini ve uyku kalitelerini etkilemektedir. Ancak bu olumsuz etkilenmenin özellikle okur-yazar olmayan, BKI yüksek (şişman), 5 ve üzerinde doğum yapan kadınlarda görüldüğü belirlenmiştir. 3.derece ve üzeri ürogenital prolapsusu olan kadınların genel sağlık algısının daha kötü ve prolapsusun yaşamlarını daha çok etkilediği belirlenmiştir. 62

70 7.ÖNERİLER 7.1. Çalışmamızda ürogenital prolapsusunun, kadınların yaşam kalitesini genel olarak kadınların genel sağlık algısını, günlük yaşamdaki fiziksel aktivitelerini, sosyal yaşantısını, kişisel ilişkilerini ve uyku kalitelerini etkilemektedir. Ayrıca kadınların ürogenital prolapsusa ilişkin bir çok semptom yaşadığı halde bir sağlık kuruluşuna başvurmakta geçiktiği belirlenmiştir. Bu nedenle, sağlık çalışanlarının konunun önemi hakkında daha duyarlı ve eğitilmiş olmaları ve tüm kadınlara erken teşhis ve tedavinin önemi konusunda gerekli eğitim ve danışmanlığı sağlamaları önerilmektedir Çalışmamızda POP tanısı almış kadınların % 72.6 sının postmenopozal dönemde olduğu bulunmuştur. Bu nedenle postmenopozal dönemdeki kadınların POP açısından değerlendirilmeleri önerilmektedir. 63

71 7. ÖZET Bu çalışma; ürogenital prolapsus tanısı almış kadınlarda semptomların şiddetini ve ürogenital prolapsusun yaşam kalitesine etkisini belirlemek amacıyla yapılmış tanımlayıcı bir çalışmadır. Araştırmanın örneklemini Temmuz-Ekim 2010 tarihleri arasında Sağlık Bakanlığı Ankara Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde ürojinekoloji polikliniğine başvuran ve ürogenital prolapsus tanısı alan 179 kadın oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında, Anket Formu ve Yaşam Kalitesi(P-YK) Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPPS 15 programında değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamına alınan ürogenital prolapsusa sahip kadınların % 68,1 i 52 yaş ve üzerinde, % 46,9 u ilkokul mezunudur. Kadınların % 44,1 i 3-4 kez doğum ve %97 si normal vajinal doğum yapmıştır. Kadınların %72,6 sı postmenapozal dönemde, %29,1 inin ailesinde POP öyküsü bulunmaktadır. Araştırma kapsamına alınan kadınların sadece %22,3 ü ürogenital prolapsus semptomları yaşamasına rağmen daha önceden hastaneye başvurmuş, %17,9 u daha önceden ürogenital prolapsusa ilişkin tedavi almıştır. Kadınların yaşam kalitesine prolapsusun etkisinin ortalaması 78.58±2.68 ve prolapsusun genel sağlık algısına etkisinin ortalaması 47,7±2.29 olarak bulunmuştur. Genel olarak ürogenital prolapsus kadınların genel sağlık algısını, günlük yaşamdaki fiziksel aktivitelerini sosyal yaşantısını, kişisel ilişkilerini ve uyku kalitelerini etkilemektedir. Özellikle bu olumsuz etkilenmenin okur-yazar olmayan, VKI yüksek (şişman), 5 ve üzerinde doğum yapan ve kadınlarda görüldüğü belirlenmiştir. 3.derece ve üzeri 64

72 ürogenital prolapsusu olan kadınların genel sağlık algısının daha kötü ve prolapsusun yaşamlarını daha çok etkilediği belirlenmiştir. Bu çalışma ürogenital prolapsusun sık yaşanan ve kadınların yaşam kalitesini etkileyen önemli bir sorun olduğunu göstermektedir. Bu nedenle kadınlara POP gelişmesini engelleme, erken tanı ve tedavi için gerekli eğitim ve danışmanlığın sağlanması gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Pelvik organ prolapsusu, kadın, yaşam kalitesi 65

73 8. SUMMARY The aim of this descriptive study is to assess the severity of symptoms and their impact on the quality of life in women with the diagnose of ürogenital prolapse. The study included a total number of 179 women with diagnose of ürogenital prolapse applied to the gynecology outpatient clinic of Etlik Zübeyde Hanim Womens Health Teaching and Research Hospital, Ankara, Turkey between July- October Descriptive Information Questionnaire developed by the authors and the adapted The Prolapsus- Related Quality of Life (P-QOL) Questionnaire were used to collect data. The SPSS 15.0 software package was used for statistical analysis. In this study, 68.1 % of women recruited from the gynecology outpatient clinic was 52 years old over and 46.9 % of them graduated from primary education. 44,1 % of parity was 3-4, 97 % of patients had the history of giving birth vaginally % of women was in the postmenopausal period and 29.1 % of them has history of urogenital prolapse in their family. Only 22.3 % of women who experienced symptoms related to ürogenital prolapse has previously applied to a hospital and 17.9 % of them has received a treatment related to ürogenital prolapse. Generally, ürogenital prolapse affect womens general health perceptions, physicial activations, social activities, personal relationships and the quality of sleep Especially ıt was also found that these negative effects were experienced by women who were illiterate, have higher BMI and higher parity. General health perception of women with third or higher 66

74 degree ürogenital prolapse, was worst and quality of life was more affected by ürogenital prolapse symptoms. The study shows that ürogenital prolapse is a common health problem that affects the quality of life of women negatively. Therefore, all women should be educated and consulted about ürogenital prolapse and to prevent to disease and for early diagnose and treatment. Key words: Urogenital prolapse, women, quality of life 67

75 9. KAYNAKLAR 1.Sasso KM. The Colpexin Sphere: A New Conservative Management Option for Pelvic Organ Prolapse. Urologic Nursing. 2006; 26(6): McCrink A. Evaluating the Female Pelvic. AWHONN. 2004; 7(6): Yalçın Ö. Pelvik Organ Prolapsusu Etiyoloji ve Fizyopatoloji. In: Güner H, Editör. Ürojinekoloji ve Pelvik Rekonstrüktif Cerrahi. Ankara: Güneş Tıp Kitapevi, 2008: Güner H., Yılmaz E., Pelvik Tabanın Fonksiyonel Anatomisi, Dahili Tıp Bilimleri Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Dergisi. 2005; 45(1). 5. Tegerstedt G. Clinical and Epidemiological Aspects of Pelvic Floor Dysfunction. PhD Thesis Sweden: Karolinska Institute, Stockholm; Fornell EU, Wingren G & Kjolhede P. Prevalence of Urinary and Fecal Incontinence and Symptoms of Genital Prolapse in Women. Acta Obstet Gynecol Scand. 2003; 82(3): Samuelsson EC, Victor FTA, Tibblin G, Svardsudd KF. Signs of Genital Prolapse in a Swedish Population of Women 20 to 59 Years of Age and Possible Related Factors. Am J Obstet Gynecol 1999; 180(2): Scherf C, Morison L, Fiander A, Ekpo G, Walraven G. Epidemiology of Pelvic Organ Prolapse in Rural Gambia, West Africa. An İnternational Journal of Obstetrics and Gynaecology.2002;109(4):

76 9.Schaffer J.I., Wai C.Y., Boreham M.K., Etiology of Pelvic Organ Prolapse. Clinical Obstetrics and Gynecology. 2005;48(3): Burrows L.J., Meyn L.A., Walters M.D., Weber A.M. Pelvic Symptoms in Women With Pelvic Organ Prolapse. The American College of Obstetricians and Gynecologists.2004; 104(5): L.L.Subak., Waetjen L.E., Van den Eeden S., Thom D.H., Vittinghoff E., Brown J.S. Cost of Pelvic Organ Prolapse Surgery in The United States.Obs.Gyne.2001;98(4): De Lancey JO. The Hidden Epidemic of Pelvic Floor Dysfunction: Achievable Goals for Improved Prevention and Treatment. American Journal of Obstetrics and Gynecology 2005;192(5): Weber A.M., Richter H.E., Pelvic Organ Prolapse. The American College of Obstetricians and Gynecologists.2005;106(3); Swift SE, Tate SB, Nicholas J. Correlation of Symptoms with Degree of Pelvic Organ Support in A General Population of Women: What Is Pelvic Organ Prolapse?. American Journal of Obstetrics and Gynecology. 2003; 189(2): Mouritsen L, Larsen JP. Symptoms, Bother and POPQ in Women Referred with Pelvic Organ Prolapse. International Urogynecology Journal.2003; 14(2): Llaneza P., Inarrea J., Gonzalez C., Alonso A., Arnott I., Ferrer- Barriendos J. Differences in Health Related Quality of Life in A Sample of Spanish Menopausal Women With and Without Obesity. Maturitas The European Menopause Journal.2007; 58:

77 17. Seven M., Akyüz A., Açıkel C.H., Ürogenital Prolapsus Yaşam Kalitesi Ölçeğinin Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması,TAF Preventive Medicine Bulletin.2008;7(4): Yeniel A., Ergenoğlu M., Yurttaş C. Kadınlarda Pelvik Taban Anatomisi. Jinekoloji Obstetrik Özel Dergisi.2009; 2(2). 19. Sender H. Female Pelvic Floor Anatomy: The Pelvic Floor, Supporting Structures, and Pelvic Organs. Rev Urol 2004; 6(5): 2-10). 20. Visco AG, Yuan L. Differential Gene Expression in Pubococcygeus Muscle From Patients with Pelvic Organ Prolapse. Am J Obstet Gynecol 2003; 189(1): Boreham MK, Miller RT, Schaffer JI, Word RA. Smooth Muscle Myosin Heavy Chain and Caldesmon Expression in the Anterior Vaginal Wall of Women With and Without Pelvic Organ Prolapse. Am J Obstet Gynecol 2001; 185(4): Norton PA: Pelvic Floor Disorders: Role of Fascia and Ligaments. Clin Obstet Gynecol 1993; 36(4): Ashton-Miller, J.A.,DeLancey, J.O.L. Functional Anatomy of the Female Pelvic Floor. Annals of The New York Academ of Sciences,2007;1101(1): Çiçek, N. ve Mungan, T. Klinikte Obstetrik ve Jinekoloji. Ankara, Güneş Tıp Kitabevleri;

78 25. Sliekerten Hove, H. Bloembergen, M.E. Vierhout, G. Schoenmaker. Distribution of Pelvic Organ Prolapse in The General Population. International Congress Series 2005; 1279: Wei TJ, DeLancey JO. Functional Anatomy of The Pelvic Floor and Lower Urinary Tract. Clinical Obstetrics and Gynecology. 2004; 47(1): Mouritsen L. Classification and Evaluation of Prolapse. Best practice & Research Clinical Obstetrics and Gynaecology. 2005; 19(6) : MacLennan A.H., Taylor W.A., Wilson D.H., The Prevalence of Pelvic Floor Disorders and Their Relationship to Gender, Age, Parity and Mode of Delivery. An International Journal of Obstetrics and Gynaecology 2000;107(12): O'Boyle AL, O'Boyle JD, Calhoun B, Davis GD. Pelvic Organ Support in Pregnancy and Postpartum. Int Urogynecol J Pelvic Floor Dysfunc 2005; 16(1): O'Boyle AL, O'Boyle JD, Ricks RE, Patience TH, Calhoun B, Davis G. The Natural History of Pelvic Organ Support in Pregnancy. Int Urogynecol J Pelvic Floor Dysfunct 2003; 14(1): Dietz HP, Eldridge A, Grace M, Clarke B. Does Pregnancy Affect Pelvic Organ Mobility? Aust N Z J Obstet Gynaecol 2004; 44: O'Boyle AL, Woodman PJ, O'Boyle JD, Davis GD, Swift SE. Pelvic Organ Support in Nulliparous Pregnant and Nonpregnant Women: A Case Control Study. Am J Obstet Gynecol 2002; 187(1):

79 33. Sze EH, Sherard GB., Dolezal JM. Pregnancy, Labor, Delivery, and Pelvic Organ Prolapse. Obstet Gynecol 2002; 100(5): Carley ME, Turner RJ, Scott DE, Alexander JM. Obstetric History in Women With Surgically Corrected Adult Urinary Incontinence or Pelvic Organ Prolapse. J Am Assoc Gynecol Laparasc 1999; 6: Hendrix SL, Clark A, Nygard I, Aragaki A, Barnabei V, McTiernan A. Pelvic Organ Prolapse in The Women s Health Initiative: Gravity and Gravidity. Am J Obstet Gynecol 2002; 186(6): Moalli PA, Jones Ivy S, Meyn LA, Zyczynski HM. Risk Factors Associated with Pelvic Floor Disorders in Women Undergoing Surgical Repair. Obstet Gynecol 2003; 101(5): Lukacz ES, Lawrence JM, Contreras R, Nager CW, Luber KM. Parity, Mode of Delivery and Pelvic Floor Disorders. Obstet Gynecol 2006; 107(6): Hunskaar S, Burgio K, Clark A. Epidemiology of Urinary and Fecal Incontinence and Pelvic Organ Prolapse. In: Abrams P, Cordozo L, Koury S, Wein A.(Eds). Third international consultation on incontinence, 1st ed. Paris: Health Publication, 2005: Swift S, Woodman P, O Boyle A, et al. Pelvic Organ Support Study (POSST): The Distribution, Clinical Definition and Epidemiologic Condition of Pelvic Organ Support Defects. Am J Obstet Gynecol 2005; 192(3):

80 40. Swift SE, Pound T, Dias JK. Case-control Study of Etiologic Factors in The Development of Severe Pelvic Organ Prolapse. Int Urogynecol J Pelvic Floor Dysfunct 2001; 12(3): Clark AL, Gregory T, Smith VJ, Edwards R. Epidemiologic Evaluation of Reoperation for Surgically Treated Pelvic Organ Prolapse and Urinary Incontinence. Am J Obstet Gynecol 2003; 189(5): Nygaard I, Bradley C, Brandt D. Pelvic Organ Prolapse in Older Women: Prevalence and Risk Factors. Obstetrics & Gynecology 2004;104(3): Gill EJ, Hurt WG. Pathophysiology of Pelvic Organ Prolapse. Obstet Gynecol Clin North Am 1998; 25(4): Zhu L, Lang J, Chen J. Study on Nerve Fiber Density in Anterior Vaginal Epithelium for Stress Urinary Incontinence. Int Urogynecol J 2004; 15(4): Fidas A, MacDonald HL, Elton RA, McInnes A, Wild SR, Chisholm GD. Prevalence of Spina Bifida Occulta in Patients with Functional Disorders of The Lower Urinary Tract and Its Relation to Urodynamic and Neurophysiological Measurements. BMJ 1989; 298(6670): Chiaffarino F, Chatenoud L, Dindelli M, Meschia M, Buonaguidi A, Amicarelli F, et al. Reproductive Factors, Family History, Occupation and Risk of Urogenital Prolapse. Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol 1999; 82(1):

81 47. Arya LA, Novi JM, Shaunik A, Morgan MA, Bradley CS. Pelvic Organ Prolapse, Constipation, and Dietary Fiber İntake in Women: A Case- Control Study. Am J Obstet Gynecol 2005; 192(5): Weber AM, Walters MD, Ballard LA, Booher DL, Piedmonte MR. Posterior Vaginal Prolapse and Bowel Function. Am J Obstet Gynecol 1998; 179(6): Jelovsek JE, Barber MD, Paraiso MF, Walters MD. Functional Bowel and Anorectal Disorders in Patients with Pelvic Organ Prolapse and Incontinence. Am J Obstet Gynecol 2005; 193(6): Jorgensen S, Hein HO, Gyntelberg F. Heavy Lifting at Work and Risk of Genital Prolapse and Herniated Lumbar Disc in Assistant Nurses. Occup Med (Lond) 1994; 44(1): Tegerstedt G, Miedel A, Maehle-Schmidt M, Nyren O, Hammarström M. A Short-Form Questionnaire Identified Genital Organ Prolapse. J Clin Epidemiol 2005; 58(1): Ellerkmann RM, Cundiff GW, Melick CF, Nihira MA, Leffler K, Bent AE. Correlation of Symptoms with Location and Severity of Pelvic Organ Prolapse. Am J Obstet Gynecol 2001; 185(6): Bai SW, Jeon MJ, Kim JY, Chung KA, Kim SK, Park KH. Relationship Between Stress Urinary Incontinence and Pelvic Organ Prolapse. Int Urogynecol J Pelvic Floor Dysfunct 2002;13(4): Barber M, Walters MB, Bump R. Association of The Magnitude of Pelvic Organ Prolapse and Presence and Severity of Symptoms. J Pelvic Med Surg 2003; 9:

82 55. Romanzi LJ. Management of The Urethral Outlet in Patients with Severe Prolapse. Curr Opin Urol 2002; 12(4): Tunuguntla HS, Gousse AE. Female sexual Dysfunction Following Vaginal Surgery: Myth or Reality? Curr Urol Rep 2004; 5(5): Weber AM, Walters MD, Piedmonte MR. Sexual Function and Vaginal Anatomy in Women Before and After Surgery for Pelvic Organ Prolapse and Urinary Incontinence. Am J Obstet Gynecol 2000;182(6): Rogers RG, Coates KW, Kammerer-Doak D, Khalsa S, Qualls C. A Short Form of The Pelvic Organ Prolapse/Urinary Incontinence Sexual Questionnaire (PISQ-12). Int Urogynecol J Pelvic Floor Dysfunct 2003;14(3): Ulmsten U. Connective Tissue Factors in The Aetiology of Female Pelvic Disorders. Ann Med 1990; 22(6): Altman D, Zetterstrom J, Schultz I, Nordenstam J, Hjern F, Lopez A, et all. Pelvic Organ Prolapse and Urinary Incontinence in Women With Surgically Managed Rectal Prolapse: A Population-Based Case-Control Study. The American Society of Colon and Rectal Surgeons 2005; 49: DeLancey JOK. Structural Anatomy of The Posterior Pelvic Compartment as It Relates to Rectocele. Am J Obstet Gynecol 1999;180(4): Nichols DH. Enterocele and Massive Eversion of The Vagina Te Linde s operative Gynecology. Thompson JD,Rock AR ed,1992,7.ed JB Lippincott Company,

83 63. Şirin A. Editör Kadın Sağlığı. Birinci Baskı. İstanbul. Bedray Basın Yayıncılık Ltd. Şti Yaşa O., Genel Popülasyonda Pelvik Organ Prolapsus Sıklığı ve Evrelerin Semptomlarla İlişkisi. Uzmanlık tezi. Mersin. Mersin Üniversitesi Swift SE, Herring M. Comparison of Pelvic Organ Prolapse in The Dorsal Lithotomy Compared with The Standing Position. Obstet Gynecol 1998; 91: Hall AF, Theofrastous JP, Cundiff GW, Harris RL, Hamilton LF, Swift SE, et all. Interobserver and Intraobserver Reliability of The Proposed International Continence Society, Society of Gynecologic Surgeons, and American Urogynecologic Society Pelvic Organ Prolapse Classification System. Am J Obstet Gynecol 1996;175(6): Visco AG, Wei JT, McClure LA, Handa VL, Nygaard IE; Pelvic Floor Disorders Network. Effects of Examination Technique Modifications on Pelvic Organ Prolapse Quantification (POP-Q) Results. Int Urogynecol J Pelvic Floor Dysfunct 2003;14(2): Eskiyurt N.,Pelvik Taban Kaslarının Egzersizi. Türkiye Klinikleri Dahili Tıp Bilimleri Fiziksel Tıp Rehabilitasyon.2005; 1(45): Wilson PD, Bo K, Hay-smith J, Nygaard I, Staskin D, Wyman J. Conservative Treatment in Women. In Incontinence. Eds: Abrams P, Khoury S, Wein A, 2nded, Health Publications Ltd, United Kingdom, 2002: , 76

84 70. Eskiyurt N, Karan A. Üriner İnkontinansta Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon. Eds: Güner H, Ürojinekoloji. 1. Baskı, Atlas Yayıncılık, Ankara, 2000: Zeitlin M, Lebherz T. Pessaries in The Geriatric Patient. J Am Geriatric Soc 1992; 40(6): Brown H. Cervical Prolapse Complicating Pregnancy. J Natl Med Assoc 1997; 89: Sjöberg, N.O., Holmdahl, T.H.,Crafoord, K.Female Urinary Incontinence.The Swedish Consensus of Obstetrics and Gynecology Series 2000:2 74. Borello-France,D.Burgio,K.L. Nonsurgical Treatment of Urinary Incontinence. Clinical Obstetrics and Gynecology,2004;47(1): Kızılkaya Beji N. Kadınlarda Üriner İnkontinans ve Hemşirelik Yaklaşımı. Üriner İnkontinansın Yaşam Kalitesi Üzerine Etkisi, İstanbul Üniversitesi Yayın No:4338, Emek Matbaacılık, İstanbul., 2002: Shumaker SA, Wyman JF, Uebersax JS, et al. Health-Related Quality of Life Measures for Women with Urinary Incontinence: The Incontinence Impact Questionnaire and the Urogenital Distress Inventory. Qual Life Res. 1994; 3(5): Güngör, N., Eser, E.: Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesinde Yatan Yetişkin Hastaların Sosyo-Demografik Özelliklerinin, Sağlık Hizmetlerinden Memnuniyetlerinin Ve Yaşam Kalitelerinin İncelenmesi, Modern Hastane Yönetimi Dergisi,2004; 8,(1) :

85 78. Digesu GA, Khullar V, Cardozo L, Robinson D, Salvatore S. P-YK: A Validated Questionnaire to Assess The Symptoms and Quality of Life of Women with Urogenital Prolapse. International Urogynecology Journal. 2005; 16(3): Bektaş H. A. Emek Sağlık Ocağı Bölgesi nde Yaşayan Kadınlarda Stres Üriner İnkontinans Yaygınlığı ile İlişkili Faktörlerin İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Sivas. Cumhuriyet Üniversitesi Dıetz H.P. Prolapse Worsens with Age, Doesn t It? Australian and New Zealand Journal of Obstetrics and Gynaecology 2008; 48(6): Fritel X., Varnoux N., Zins M., Breart G. and Ringa V. Symptomatic Pelvic Organ Prolapse at Midlife, Quality of Life and Risk Factors. The American College of Obstetricians and Gynecologists. 2009;113(3): Miedel A., Tegerstedt G., Mæhle-Schmidt M., Nyrén O. and Hammarström M., Nonobstetric Risk Factors for Symptomatic Pelvic Organ Prolapse. The American College of Obstetricians and Gynecologists.2009;113(5): Kudish B.I., Iglesia C.B, Sokol R.J.,Cochrane B., Richter H.E., Larson J., Hendrix S.L. and Howard B.V. Effect of Weight Change on Natural History of Pelvic Organ Prolapse. The American College of Obstetricians and Gynecologists. 2009; 113(1): Towers G.D., The Pathophysiology of Pelvic Organ Prolapse. Journal of Pelvic Medicine and Surgery 2004;10(3):

86 85. Sze E.H.M., Hobbs.G. Relation Between Vaginal Birth and Pelvic Organ Prolapse. Acta Obstetrics and Gynaecology. 2009; 88(2): Handa L.V., Garrett E., Hendrix S., Golg E., Robbins J.Progression and Remission of Pelvic Organ Prolapse: A Longitudinal Study of Menoposual Woman.American Journal of Obstetrics and Gynecology 2004:190(1): Sınha D., Arunkalaıvanan A.S. Prevalence of Occult Stress Incontinence in Continent Women with Severe Genital Prolapse. Journal of Obstetrics and Gynecology.2007;27(2): Rortveit G.,Brown J. S.,Thom, Thom D.H., MD, Van Den Eeden, S. K., Creasman J.,Subak L. L.Symptomatic Pelvic Organ Prolapse: Prevalence and Risk Factors in A Population-Based, Racially Diverse Cohort.The American College of Obstetricians and Gynecologists. 2007; 109(6): Buchsbaum G. M.,Duecy E.E., Kerr L. A.,Huang L.,Perevich M.,Guzick D. S., Pelvic Organ Prolapse in Nulliparous Women and Their Parous SistersThe American College of Obstetricians and Gynecologists. 2006;108(6): Bonetti T.R., Erpelding A., Pathak L.R,Listening to Felt Needs :Investigating Genital Prolapse in Western Nepal. Reproductive Health Matters 2004;12(23): Digesu G.A., Chaliha C., Salvatore S., Hutchings A., Khullar V., The Relationship of Vaginal Prolapse Severity to Symptoms and Quality of 79

87 Life. An International Journal of Obstetrics and Gynaecology.2005; 112(7): Dallenbach P.,Gambirasio I.K.,Dubuisson J.B.,Risk Factors for Pelvic Organ Prolapse Repair After Hysterectomy,The American College of Obstetricians and Gynecologists,2007;110(3): Boyles SH, Weber AM, Meyn L. Procedures for Pelvic Organ Prolapse in The United States, Am Journal Obstetrics and Gynaecology. 2003; 188(1): Mawajdeh S.M., Al-Qutob R.J., Farag A.M. Prevalence and Risk Factors of Genital Prolapse: A Multicenter Study. Saudi Med. J. 2003; 24 (2): Ghetti C, Gregory WT, Edwards SR, Otto LN, Clark AL. Pelvic Organ Descent and Symptoms of Pelvic Floor Disorders. American Journal of Obstetrics and Gynecology. 2005; 193(1): Barber MD. Symptom and Outcome Measures of Pelvic Organ Prolapse. Clinical Obstetrics and Gynecology. 2005; 48(3): Bradshaw H.D., Hiller L.,Farkas A.G.,Radley S., Radley S.C.Development and Psychometric Testing of A Symptom Index for Pelvic Organ Prolapse. Journal of Obstetrics and Gynaecology.2006;26(3): Blaın G.,Dıetz H.P.Symptoms of Female Pelvic Organ Prolapse: Correlation with Organ Descent in Women with Single Compartment Prolapse. Australian and New Zealand Journal of Obstetrics and Gynaecology.2008; 48(3):

88 99. Yalçın O.T., Yıldırım A.,Hassa H.,The Effect of Severe Cystocele on Urogynecologıc Symptoms and Findings. Acta Obstetricia et Gynecologica Scandinavica.2001; 80(5): Digesu G.A., Santamato S.,Khullar V.,Santillo V.,Digesu A.,Cormio G.,Loverro G.,Selvaggi L.Validation of An Italian Version of The Prolapse Quality of Life Questionnaire. Europen Journal of Obstetrics and Gynaecology and Reproductive Biology.2003; 106(2): S Srikrishna, D Robinson, L Cardozo, R Cartwright. Experiences and Expectations of Women with Urogenital Prolapse: a Quantitative and Qualitative Exploration. BJOG: An International Journal of Obstetrics and Gynaecology 2008; 115(11): Brocker K. A., Alt C. D., Corteville C., Hallscheidt P., Lenz F., Sohn C., Short-range Clinical, Dynamic Magnetic Resonance Imaging and P- QOL Questionnaire Results After Mesh Repair in Female Pelvic Organ Prolapse. European Journal of Obstetrics & Gynecology and Reproductive Biology Tosunoğlu D. 40 Yaş Üstü Kadınlarda Pelvik Organ Prolapsusu Sıklığı ve Hayat Kalitesi Üzerine Etkilerinin İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Edirne. Trakya Üniversitesi Frankman E.A., Lowder J.L., Ghetti C.,Burrows L.J., Krohn M.A. and Zyczynski H.M. Bowel symptoms and quality of life in women with pelvic organ prolapse. Journal of Pelvic Medicine and Surgery.2009;15(4):

89 10. EKLER Gönüllüleri Bilgilendirme ve Onam Formu EK 1 Sayın Katılımcı; Bu çalışma Yüksek lisans öğrencisi Hemşire Eda Şahin tarafından Ürogenital Prolapsus Tanısı Almış Kadınlarda Yaşam Kalitesinin Belirlenmesi amacıyla yapılmaktadır. Araştırmanın yapılması için Gazi Hastanesi Etik Kurulundan gerekli izin alınmıştır. Sizi de bu araştırmaya katılmaya davet ediyoruz. Bu araştırmaya katılıp katılmamakta serbestsiniz. Sizinle birlikte bu çalışmaya 179 kişinin katılımı planlanmaktadır. Kararınızdan önce araştırma hakkında sizi bilgilendirmek istiyoruz. Bu bilgileri okuyup anladıktan sonra araştırmaya katılmak isterseniz formu imzalayınız. Bu çalışmaya katılmanız için sizden herhangi bir ücret istenmeyecek, çalışmaya katıldığınız için size bir ödeme de yapılmayacaktır. Sizden doldurmanızı istediğimiz anket formu bireysel bazı özelliklerinizin yanı sıra yaşam kalitesi ile ilgili sorular içermektedir. Belirtilen anketi doldurmak yaklaşık yirmi dakikanızı alacaktır. Ankete ilişkin sorularınız olduğunda araştırmacı size yardımcı olacaktır. Sorulara verdiğiniz yanıtlar sonucu elde edilen veriler kadınların yaşadıkları ve yaşayabilecekleri sıkıntıların çözümü ve bu dönemde bozulan yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla sağlık çalışanları ve sağlık kuruluşlarına yön gösterici ve uygulamalara katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Araştırma kapsamında vereceğiniz cevaplar gizli tutulacak ve hiçbir şekilde isminiz belirtilerek açıklanmayacaktır. Katılımınız için teşekkür ederiz. 82

90 YUKARIDAKİ BİLGİLERİ OKUDUM. BU ARAŞTIRMA HAKKINDA BANA YAZILI VE SÖZLÜ AÇIKLAMA YAPILDI. BU KOŞULLARDA SÖZ KONUSU ARAŞTIRMAYA KENDİ RIZAMLA, HİÇBİR BASKI VE ZORLAMA OLMAKSIZIN KATILMAYI KABUL EDİYORUM. Hastanın Adı, imzası, adresi (varsa telefon no, faks no) Araştırmayı yapan araştırmacının Adı, İmzası Eda Şahin Yüksek Hemşire 83

91 EK 2 VERİ TOPLAMA FORMU KATILIMCININ: Ev telefonu: Cep telefonu: 1. Doğum tarihiniz 2. Eğitim durumunuz 3. Mesleğiniz 4. Çalışma durumunuz 5. Boyunuz 6. Kilonuz 7. Gebelik sayınız 8. Doğum sayınız 9. Doğum sekliniz Normal doğum Sezeryan ile doğum Doğum Ağırlığı 1. Çocuk: 2. Çocuk: 3. Çocuk: 4. Çocuk: 5.Çocuk: 84

92 10.Menapoza girdiniz mi? O Evet O Hayır 11.Cevabınız EVET ise en son adetinizi ne zaman gördünüz? yıl 12.Ailenizde prolapsus (rahim sarkması) problemi yasayan var mı? O Evet O Hayır 13.Daha önceden prolapsus(rahim sarkması)dan dolayı herhangi bir sağlık kurumuna başvurdunuz mu? O Evet O Hayır 14.Daha önceden prolapsus(rahim sarkması)dan dolayı tedavi aldınız mı? O Evet O Hayır 15.Şu an polikliniğe başvurma sebebiniz nedir? 16.Kaç yıldan beri bu şikâyetleriniz var? 17.Ürogenital prolapsus türü: UYGULAYICI TARAFINDAN DOLDURULACAK 18.Derecesi: UYGULAYICI TARAFINDAN DOLDURULACAK 85

93 EK 3 PROLAPSUS YAŞAM KALİTESİ ÖLÇEĞİ(P-YK) İsim: Yaş: Bugünün Tarihi: / / PROLAPSUS ( RAHİM SARKMASI) : RAHATSIZLIĞA NEDEN OLAN, VAJİNAYA İNEN BİR (YUMRU) ÇIKINTIDIR. PROLAPSUSUNUZ ( RAHİM SARKMASI) OLMADIĞINI HİSSETSENİZ BİLE BU ANKETİ DOLDURUN Şimdiki sağlığınızı nasıl tanımlarsınız? Lütfen bir cevap işaretleyin Çok iyi İyi Orta O Kötü Çok kötü Prolapsus ( Rahim Sarkması) probleminizin yaşamınızı ne kadar etkilediğini düşünüyorsunuz? Lütfen bir cevap işaretleyin Hiç etkilemiyor Biraz Orta derecede Çok 86

94 Aşağıdaki sorunlardan herhangi birine sahipseniz bunun sizi ne kadar etkilediğini işaretleyin. İdrar yapmak için çok sık tuvalete gitme Sıkışma: Güçlü bir idrar yapma isteği duyma Tuvalete sıkıştığınızda idrar kaçırma Öksürme \ hapşırma ile ilişkili idrar kaçırma Vajina içinde ya da vajinadan dışarı sarkmış yumru \ çıkıntı hissi Gün ilerledikce vajina yada kasıklarda ağırlık \ çekilme hissi İdrar kesenizi tam boşaltmanızı engelleyen vajinadan( hazneden ) sarkan yumru / çıkıntı varlığı Vajinada( haznede) ayağa kalktığınızda artan, yattığınızda ise hafifleyen ağrı / rahatsızlık hissi İdrar akışında yetersizlik İdrarınızı yaparken zorlanma / güç harcama ihtiyacı duyma İdrarnızı yaptıktan sonra idrarın damlamaya devam etmesi Böyle bir sorun yok Böyle bir sorun varsa sizi ne kadar etkiliyor? Hiç Biraz Orta derecede Çok 87

95 Aşağıdaki sorunlardan herhangi birine sahipseniz bunun sizi ne kadar etkilediğini işaretleyin. Böyle bir sorun Böyle bir sorun varsa sizi ne kadar etkiliyor? yok Hiç Biraz Orta derecede Çok Kakanızı yaptıktan sonra bağırsakların tam olarak boşaldığını hissetmeme Kabızlık: boşaltmada güçlük Büyük tuvaletinizi yaparken zorlanma / güç harcama ihtiyacı duyma Genital bölgenize vaginadan (hazneden) sarkan bir yumru Vajinal rahatsızlıkla kötüleşen alt sırt ağrısı Parmaklarınızı büyük tuvaletinizi yapmaya yardım etmek için kullanıyor musunuz? Günde Günde İki Üç Hafta da Büyük tuvaletinizi ne bir bir günde günde Ya da daha kadar sıklıkla kereden kere bir bir kere fazla sürede bir yapıyorsunuz? fazla kere kere 88

96 Aşağıda sizin prolapsus (rahim sarkması ) probleminizden etkilenebilen bazı günlük aktiviteler vardır. Prolapsus probleminiz sizi ne kadar etkilemektedir? Her soruya cevap vermenizi istiyoruz. ROL SINIRLILIKLARI Prolapsusunuz (rahim sarkmanız ) ev işlerini yapmanızı ne kadar etkiliyor? (temizlik, alışveriş gibi) Prolapsusunuz (rahim sarkmanız ) işinizi ya da ev dışında ki normal günlük aktivitelerinizi etkiliyor mu? FİZİKSEL/SOSYAL SINIRLILIKLAR Prolapsusunuz (rahim sarkmanız) fiziksel aktivitelerinizi etkiliyor mu? (yürüyüşe gitme, koşu,spor, jimnastik gibi) Prolapsusunuz (rahim sarkmanız ) seyahat etmenizi etkiliyor mu? Prolapsusunuz (rahim sarkmanız ) sosyal yaşamınızı kısıtlıyor mu? Prolapsusunuz arkadaşlarınızı görme/ziyaret etmenizi kısıtlıyor mu? KİŞİSEL İLİŞKİLER Prolapsusunuz eşinizle olan ilişkinizi etkiliyor mu? Prolapsusunuz cinsel yaşantınızı etkiliyor mu? Prolapsusunuz aile yaşantınızı etkiliyor mu? Böyle bir sorun yok Basitçe size uyan yuvarlağı işaretleyin Orta Hiç etkilemiyor Hafif etkiliyor derecede etkiliyor Hiç etkilemiyor Hafif etkiliyor Orta derecede etkiliyor Böyle bir sorun varsa sizi ne kadar etkiliyor Orta Hiç Hafifçe derecede etkilemiyor etkiliyor etkiliyor Çok Etkiliyor Çok Etkiliyor Çok Etkiliyor 89

97 DUYGULAR Prolapsusunuz sizi depresif (mutsuz) hissettiriyor mu? Prolapsusunuz sizi endişeli ya da sinirli hissettiriyor mu? Prolapsusunuz size kendinizi kötü hissettiriyor mu? Hiç etkilemiyor Hafifçe etkiliyor Orta derecede etkiliyor Çok etkiliyor UYKU/ENERJİ Prolapsusunuz (rahim sarkması) uykunuzu etkiliyor mu? Kendinizi yıpranmış / yorgun hissediyor musunuz? Asla Bazen Sık sık Her zaman Prolapsus (rahim sarkması) probleminize yardım etmek için aşağıdakilerden herhangi birini yapıyor musunuz? Prolapsus probleminiz olduğunu hissetmeseniz bile cevaplayın. Prolapsus (rahim sarkması) problemine yardım etmek için tampon/ ped / sıkı külot kullanır mısınız? Prolapsusu (sarkan yumruyu ) yukarı doğru iter misiniz? Asla Bazen Sık sık Her zaman Prolapsus (rahim sarkması) yüzünden ağrı yada rahatsızlık duyuyor musunuz? Prolapsus (rahim sarkması) ayakta durmanızı engelliyor mu? TEŞEKKÜRLER, Asla Bazen Sık sık ŞİMDİ CEVAPLADIĞINIZ TÜM SORULARI KONTROL EDİNİZ. Her zaman 90

98 EK 4 91

99 92

100 EK 5 93

ALT ÜRİNER SİSTEM VE PELVİK TABAN FONKSİYONEL ANATOMİSİ

ALT ÜRİNER SİSTEM VE PELVİK TABAN FONKSİYONEL ANATOMİSİ ALT ÜRİNER SİSTEM VE PELVİK TABAN FONKSİYONEL ANATOMİSİ Prof.Dr.Niyazi Aşkar Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Ürojinekoloji Ünitesi Kontinansın devamlılığının sağlanması

Detaylı

Derin İnfiltratif Endometriozis. Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Derin İnfiltratif Endometriozis. Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Derin İnfiltratif Endometriozis Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endometriozis Peritoneal Ovarian Derin infiltratif Anterior Mesane Posterior P1-Uterosakral ligament P2-Vajinal

Detaylı

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? Tuvalet eğitimi döneminde, nörolojik olarak normal bazı çocuklarda yanlış edinilmiş işeme alışkanlıkları neticesinde ortaya çıkan işeme fazındaki

Detaylı

PELVİK ORGAN PROLAPSUSU OLAN KADINLARDA VAJİNAL EPİTELİN İNNERVASYON DERECESİ VE SUBEPİTELYAL KONNEKTİF DOKUNUN İMMÜNOHİSTOKİMYASAL ANALİZİ

PELVİK ORGAN PROLAPSUSU OLAN KADINLARDA VAJİNAL EPİTELİN İNNERVASYON DERECESİ VE SUBEPİTELYAL KONNEKTİF DOKUNUN İMMÜNOHİSTOKİMYASAL ANALİZİ T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Doç. Dr. Petek BALKANLI KAPLAN PELVİK ORGAN PROLAPSUSU OLAN KADINLARDA VAJİNAL EPİTELİN İNNERVASYON DERECESİ

Detaylı

KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır?

KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır? KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır? İdrar kaçırma her türlü istem dışı idrarın tutulamaması yani kaçırma halidir. Bu durum,

Detaylı

40 YAŞ ÜSTÜ KADINLARDA PELVİK ORGAN PROLAPSUSU SIKLIĞI VE HAYAT KALİTESİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN İNCELENMESİ

40 YAŞ ÜSTÜ KADINLARDA PELVİK ORGAN PROLAPSUSU SIKLIĞI VE HAYAT KALİTESİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN İNCELENMESİ T.C TRAKYA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Tez Yöneticisi Doç. Dr. Petek BALKANLI KAPLAN 40 YAŞ ÜSTÜ KADINLARDA PELVİK ORGAN PROLAPSUSU SIKLIĞI VE

Detaylı

ROBOT YARDIMI İLE PROSTAT KANSERİ AMELİYATINDA HASTA EĞİTİMİ

ROBOT YARDIMI İLE PROSTAT KANSERİ AMELİYATINDA HASTA EĞİTİMİ ROBOT YARDIMI İLE PROSTAT KANSERİ AMELİYATINDA HASTA EĞİTİMİ Prostat kanserinin tedavisinde sık olarak uygulanan robotik radikal prostatektomi ameliyatında, cerrah tarafından yönetilen bir robot aracılığıyla

Detaylı

PELVİK ORGAN PROLAPSUSUNA EŞLİK EDEN GİZLİ STRES İNKONTİNANS OLGULARINDA PROFİLAKTİK ANTİİNKONTİNANS CERRAHİSİNİN ETKİNLİĞİ

PELVİK ORGAN PROLAPSUSUNA EŞLİK EDEN GİZLİ STRES İNKONTİNANS OLGULARINDA PROFİLAKTİK ANTİİNKONTİNANS CERRAHİSİNİN ETKİNLİĞİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL BAKIRKÖY DOĞUMEVİ KADIN VE ÇOCUK HASTALIKLARI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ Klinik Şefi: Op.Dr.H.Cemal Ark PELVİK ORGAN PROLAPSUSUNA EŞLİK EDEN GİZLİ STRES İNKONTİNANS OLGULARINDA

Detaylı

İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel. idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali

İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel. idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali Görülme Sıklığı kadında % 4.5-53 erkekde %1.6-24 Üroloji ve Jinekoloji Polikliniklerine İdrar Kaçırma Yakınması Dışında

Detaylı

GEBELİK VE POSTPARTUM DÖNEMLERİNDE CİNSELLİK

GEBELİK VE POSTPARTUM DÖNEMLERİNDE CİNSELLİK GEBELİK VE POSTPARTUM DÖNEMLERİNDE CİNSELLİK Doç.Dr. Nevin Hotun Şahin Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği AD Dalı Doç.Dr.Nevin Öğretim Üyesi ŞAHİN Cinsellik

Detaylı

Pelvik taban kaslarının 4 önemli görevi vardır:

Pelvik taban kaslarının 4 önemli görevi vardır: PELVİK TABAN REHABİLİTASYONU İnsan vücudunun gövde kısmı ; Göğüs (Toraks),Karın (Abdomen) ve Leğen (Pelvis) olmak üzere 3ana bölümden oluşur.karnın alt kısmında kasıklar olarak da bilinen pelvis; leğen

Detaylı

Sarkma daha da aşağıda olursa, aşağıda belirtilenlerin farkına varabilirsiniz:

Sarkma daha da aşağıda olursa, aşağıda belirtilenlerin farkına varabilirsiniz: VAJİNA (VEYA PELVİS ORGANI) SARKMASI NEDİR? Pelvis organlarınız idrar torbanızı, döl yatağınızı (rahim) ve rektumu (arka çıkış) içerir. Bu organlar bağdoku ve bağ denilen dokularla yerlerinde tutulur.

Detaylı

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ Kadın İdrar İnkontinansı Dr. M.NURİ BODAKÇİ Genel populasyonun çoğunda özellikle kadınlarda ve yaşlılarda mesane disfonksiyonu vardır. ICS üriner inkontinansı; objektif olarak gösterilebilen ve sosyal

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma İnt. Dr. Muhammed Türk Olgu 4 yaş, 10 aylık kız hasta Yaklaşık bir yıldır

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

30.12.2014. Kadın Hastalıklarında Uygulanan Muayene Metotları. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. 16.Hafta ( 29.12-02.

30.12.2014. Kadın Hastalıklarında Uygulanan Muayene Metotları. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. 16.Hafta ( 29.12-02. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 16.Hafta ( 29.12-02.01 / 01 / 2015) KADIN HASTALIKLARINDA UYGULANAN MUAYENE METOTLARI Slayt No: 25 JİNEKOLOJİK MUAYENE 1.) Anamnez 2.) Genel Fizik Muayene

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Pelvik Taban Kas Egzersizleri Bilgi Notu Pelvik taban kasları nelerdir?

Pelvik Taban Kas Egzersizleri Bilgi Notu Pelvik taban kasları nelerdir? Pelvik Taban Kas Egzersizleri Bilgi Notu Pelvik taban kasları nelerdir? Pelvis, erkek ve kadınlarda üreme ve üriner sistem (idrarın toplanması ve atılmasını sağlayan) organlarını barındıran vücut boşluğudur.

Detaylı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3)

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) 4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) Amaç: Kadın yaşamının evreleri ve bu evrelerde karşılaşılabilecek sağlık sorunları hakkında öğrenciyi bilgilendirmek, bu sorunlara pratisyen

Detaylı

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. REKTOVAGİNAL FİSTÜL Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. KLİNİK-TANI: Vagenden gaz ve gaita gelmesi en

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

PELVİK RELAKSASYON VE İNKONTİNANS DA HASTA DEĞERLENDİRMESİ. Prof. Dr. Haldun Güner

PELVİK RELAKSASYON VE İNKONTİNANS DA HASTA DEĞERLENDİRMESİ. Prof. Dr. Haldun Güner PELVİK RELAKSASYON VE İNKONTİNANS DA HASTA DEĞERLENDİRMESİ Prof. Dr. Haldun Güner Üriner inkontinans, birçok nedenle ortaya çıkabilen, kompleks-multifaktöriyel ve hijyenik ya da sosyal bir sorun haline

Detaylı

Üriner kontinans değerlendirme formu

Üriner kontinans değerlendirme formu Üriner kontinans değerlendirme formu Ad-Soyad: Doğum Tarihi: Adres: Ev telefonu: İş/Hobiler: Sevk: Problem: Devam süresi: Yaş: İş telefonu: G.P.: Başlangıç Boşaltım Başlangıç Boşaltım Semptomlar Şiddet

Detaylı

GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER

GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER Bulantı-Kusma Gebe kadınların 1/2 sinde bulantı, 1/3 ünde kusma genelde ilk üç ay içinde görülür. Gebeliğin sonuna doğru, bebeğin mideyi yukarı

Detaylı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI 4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI Amaç: Kadın yaşamının evreleri ve bu evrelerde karşılaşılabilecek sağlık sorunları hakkında öğrenciyi bilgilendirmek, bu sorunlara pratisyen hekim düzeyinde

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

DR. AYŞEGÜL KORUR UZMANLIK TEZİ

DR. AYŞEGÜL KORUR UZMANLIK TEZİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI GÖZTEPE EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE HEKİMLİĞİ Aile Hekimliği Koordinatörü: Prof. Dr. Aytekin Oğuz KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA ŞİKAYETİNİN GENEL SAĞLIK, PSİKOSOSYAL VE SEKSÜEL

Detaylı

Üriner İnkontinansın Kadın Cinselliği Üzerine Olan Etkisi. Prof Dr Ercan Aygen Erciyes Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Üriner İnkontinansın Kadın Cinselliği Üzerine Olan Etkisi. Prof Dr Ercan Aygen Erciyes Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Üriner İnkontinansın Kadın Cinselliği Üzerine Olan Etkisi Prof Dr Ercan Aygen Erciyes Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Dünya Sağlık Örgütü, cinsel sağlığı insanların cinsellikle ilişkili olarak

Detaylı

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği OP. DR. ÜNSAL ÖZKUVANCI Genel bilgiler Şeker hastalığı bir çok organı etkilediği gibi cinsel fonksiyonları da olumsuz

Detaylı

ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE PELVİK TABAN EGZERSİZLERİ NÖROMODÜLASYON-BİOFEEDBACK İÇİN EVDE EGZERSİZ EĞİTİM UYGULAMASI KISA DÖNEM SONUÇLARI

ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE PELVİK TABAN EGZERSİZLERİ NÖROMODÜLASYON-BİOFEEDBACK İÇİN EVDE EGZERSİZ EĞİTİM UYGULAMASI KISA DÖNEM SONUÇLARI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ I. KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ Klinik Şefi Doç.Dr. AHMET BİRTAN BORAN ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE PELVİK TABAN EGZERSİZLERİ NÖROMODÜLASYON-BİOFEEDBACK

Detaylı

Vajinal Gençleştirne Vajinal Daraltma Stres Üriner İnkontinans Tedavisi İdrar Kaçırma Tedavisi Vajinal Kuruluk Menopoz Sonrası Rehabilitasyon Tekrarlayan Enfeksiyonlar Doğum Sonrası Rehabilitasyonu Labia

Detaylı

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ HAZIRLAYAN:FZT.MELTEM ERASLAN DANIŞMAN:PROF.DR.İSMET MELEK Obezite (şişmanlık),vücutta aşırı ölçüde

Detaylı

STRES ÜRİNER İNKONTİNAS TEDAVİSİNDE TRASOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONUNUN ETKİNLİĞİNİN ÜRODİNAMİ VE ANKET FORMLARIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ

STRES ÜRİNER İNKONTİNAS TEDAVİSİNDE TRASOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONUNUN ETKİNLİĞİNİN ÜRODİNAMİ VE ANKET FORMLARIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ I.KADIN DOĞUM KLİNİĞİ KLİNİK ŞEFİ: Doç. Dr. A. Birtan BORAN STRES ÜRİNER İNKONTİNAS TEDAVİSİNDE TRASOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONUNUN ETKİNLİĞİNİN

Detaylı

JİNEKOLOJİK KANSERİ OLAN KADINLARIN BİLGİ GEREKSİNİMLERİ: LİTERATÜR İNCELEMESİ

JİNEKOLOJİK KANSERİ OLAN KADINLARIN BİLGİ GEREKSİNİMLERİ: LİTERATÜR İNCELEMESİ JİNEKOLOJİK KANSERİ OLAN KADINLARIN BİLGİ GEREKSİNİMLERİ: LİTERATÜR İNCELEMESİ Teskereci G*., Arslan İ*. & Akman G** *Akdeniz Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi, Antalya ** Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun

Detaylı

PELVİK TRAVMA Öğrenim Hedefleri ANATOMİ VE BİYOMEKANİK

PELVİK TRAVMA Öğrenim Hedefleri ANATOMİ VE BİYOMEKANİK PELVİK TRAVMA Doç Dr Seçgin SÖYÜNCÜ AÜTF ACİL TIP AD Öğrenim Hedefleri Pelvik travma neden önemlidir? Pelvik kırık tipleri nelerdir? Pelvik kırıkların komplikasyonları nelerdir? Pelvik kırıklı hastaların

Detaylı

MENOPOZ. Dr. Serdar Balcı, Dr. Eser Çolak. Başkent Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum

MENOPOZ. Dr. Serdar Balcı, Dr. Eser Çolak. Başkent Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum MENOPOZ Dr. Serdar Balcı, Dr. Eser Çolak Başkent Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum 1 MENOPOZ NEDİR?? Son adet(mesntruasyon) periyodudur Oniki aylık bir süre ile menstruasyonun durmasıdır Östrojenin

Detaylı

ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ

ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ Genital Organlar Dış Genital Organlar İç Genital Organlar Kemik Kısımları (Pelvis ) Siklus Oluşumu ve Hormonlar Oval ve Menstrual Siklus Halkası

Detaylı

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Ektopik Gebelik Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Tanım Fertilize ovumun endometriyal kavite dışında

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI TOTAL PROLAPSUS NEDENİYLE LEFORT OPERASYONU YAPILAN HASTALARIN PREOPERATİF VE POSTOPERATİF LABORATUAR VE GÖRÜNTÜLEME

Detaylı

30.12.2014. Özel Muayene ve Tanı Yöntemleri. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Özel Muayene ve Tanı Yöntemleri

30.12.2014. Özel Muayene ve Tanı Yöntemleri. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Özel Muayene ve Tanı Yöntemleri 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 16.Hafta ( 29.12-02.01 / 01 / 2015 ) ÖZEL MUAYENE VE TANI YÖNTEMLERİ Slayt No: 26 4 4.)) ÖZEL MUAYENE VE TANI YÖNTEMLERİ 1.) Smear alma 2.) Vajinal kültür

Detaylı

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri 1 Öğrenim Hedefleri Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının, yaşam dönemlerine göre kadın sağlığına olan etkilerini açıklar, Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ile kadına

Detaylı

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ HAYAT PROGRAMI (2014 2017) TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

16 KASIM 2015 ÇARŞAMBA

16 KASIM 2015 ÇARŞAMBA İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2016-2017 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJI C GRUBU TEORİK VE PRATİK DERS PROGRAMI (14.11.2016-23.12.2016) 14 KASIM 2016 PAZARTESİ 08.30-09.20

Detaylı

İdrar veya Gaita İnkontinansına Neden Olan Primer Tanı Listesi Sıra No ICD-10 Kodu Tanı 1 C72 Spinal Kord Tümörleri 2 E80 Porfiria (Diğer,) 3 F01

İdrar veya Gaita İnkontinansına Neden Olan Primer Tanı Listesi Sıra No ICD-10 Kodu Tanı 1 C72 Spinal Kord Tümörleri 2 E80 Porfiria (Diğer,) 3 F01 İdrar veya Gaita İnkontinansına Neden Olan Primer Tanı Listesi Sıra No ICD-10 Kodu Tanı 1 C72 Spinal Kord Tümörleri 2 E80 Porfiria (Diğer,) 3 F01 Vasküler bunama 4 F01.3 Karma kortikal ve subkortikal vasküler

Detaylı

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Pelvis, lokomotor sistemin en fazla yük taşıyan bölümüdür. İçindeki majör damar, sinir ve organ yapıları nedeniyle pelvis travmaları kalıcı sakatlık

Detaylı

Aktif Yaşamınızın Kontrolünü Yeniden Kazanın İnkontinans ve Pelvik Organ Sarkmasında Tedavi Seçenekleri

Aktif Yaşamınızın Kontrolünü Yeniden Kazanın İnkontinans ve Pelvik Organ Sarkmasında Tedavi Seçenekleri Aktif Yaşamınızın Kontrolünü Yeniden Kazanın İnkontinans ve Pelvik Organ Sarkmasında Tedavi Seçenekleri ABD deki kadınların yaklaşık üçte birinde üriner veya dışkıyı tutamama gibi bir pelvik taban bozukluğu

Detaylı

PROF. DR. FULYA DÖKMECİ

PROF. DR. FULYA DÖKMECİ PROF. DR. FULYA DÖKMECİ Doğum eylemi ve doğumdan bahsedilirken üç kritik öğeden bahsedilir: YOL: kemik ve yumuşak doku GÜÇ: uterin kontraksiyon kuvveti YOLCU: fetus YOL KEMİK PELVİS Vajinal doğumun gerçekleşmesi

Detaylı

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM Demografik anlamda yaşlılığın sınırı 65 yaş olarak benimsenmektedir. 65-74 arası erken yaşlılık, 75-84 yaş arası yaşlılık, 85 yaş ve üzerindekiler ileri yaşlılık dönemidir. Yaşlanma

Detaylı

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir? VÜCUT BAKIMI 1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir? A) Anatomi B) Fizyoloji C) Antropometri D) Antropoloji 2. Kemik, diş, kas, organlar, sıvılar ve adipoz dokunun

Detaylı

İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA. Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu.

İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA. Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu. İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu.tr 1 HEDEFLER.Sağlığı, koruma ve geliştirme kavramlarını bilme İşyerlerinde

Detaylı

(Uzmanlık Tezi) Dr. Mevlüt Akın Azman

(Uzmanlık Tezi) Dr. Mevlüt Akın Azman T.C. Sağlık Bakanlığı Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Klinik Şefi Op. Dr. Gültekin Köse TENSION FREE VAGİNAL TAPE(TVT) OPERASYONUNUN UYGULANMASI ve KISA

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Bir vertebra cisminin alttaki üzerinde öne doğru yer değiştirmesidir. Spondilolizis Pars interartikülaristeki lizise verilen isimdir. Spondilolistezis

Detaylı

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur.

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur. Polipler küçük ve çoğu zaman iyi huylu küçük tümoral oluşumlardır. Vücutta rahim ağzı, rahimin içi (endometrium), ses telleri ve barsaklar gibi pekçok değişik bölgede görülebilir. Endometrial polip rahimin

Detaylı

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji Kinesiyoloji insan hareketiyle ilgili mekanik ve anatomik ilkelerin incelenmesidir. Kinesiyoloji anatomi, fizyoloji ve biyomekanik

Detaylı

3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA

3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014-2015 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJI D GRUBU TEORİK VE PRATİK DERS PROGRAMI (01.09.2014 10.10.2014) 1 EYLÜL 2014 PAZARTESİ 09.30-10.20

Detaylı

ABDOMİNAL SAKROKOLPOPEKSİ VE SAKROSPİNÖZ FİKSASYON. PROF.DR.HALDUN GÜNER lx. Türk Alman Jinekoloji Kongresi Ürojinekoloji Kursu,2011

ABDOMİNAL SAKROKOLPOPEKSİ VE SAKROSPİNÖZ FİKSASYON. PROF.DR.HALDUN GÜNER lx. Türk Alman Jinekoloji Kongresi Ürojinekoloji Kursu,2011 ABDOMİNAL SAKROKOLPOPEKSİ VE SAKROSPİNÖZ FİKSASYON PROF.DR.HALDUN GÜNER lx. Türk Alman Jinekoloji Kongresi Ürojinekoloji Kursu,2011 SAKROSPİNÖZ FİKSASYON Richter, 1968 Randall ve Nichols dan sonra popülarite

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

İdrar kaçırma hastalığına boyun eğmeyin.

İdrar kaçırma hastalığına boyun eğmeyin. İdrar kaçırma hastalığına boyun eğmeyin. Hayatınızı kısıtlamayın! Bazı hastalıklar var ki günlük yaşantımızı büyük oranda etkileyip yaşam kalitemizi düşürüyor. Bu hastalıkların başında da enkotinans ya

Detaylı

Prof. Dr. M. İhsan Karaman. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Üroloji Kliniği

Prof. Dr. M. İhsan Karaman. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Üroloji Kliniği Prof. Dr. M. İhsan Karaman Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Üroloji Kliniği İşeme Bozukluğu-Tanım Sağlıklı çocuklarda yanlış tuvalet eğitimi yada psikolojik yada ailesel nedenlerle gelişen

Detaylı

2 EYLÜL 2015 ÇARŞAMBA

2 EYLÜL 2015 ÇARŞAMBA İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJI D GRUBU TEORİK VE PRATİK DERS PROGRAMI (31.08.2015 16.10.2015) 31 AĞUSTOS 2015 PAZARTESİ

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

Çocuklarda kontinans cerrahisi. Dr.Orhan Ziylan İTF Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı

Çocuklarda kontinans cerrahisi. Dr.Orhan Ziylan İTF Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Çocuklarda kontinans cerrahisi Dr.Orhan Ziylan İTF Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Çocuklarda inkontinans Mesane ve üreter Üretra Travma İatrojenik Nörojenik Ekstrofi vezikaepispadias

Detaylı

Doç.Dr.Murat Ekin. Sağlık Bilimleri Ünivesitesi Bakırköy Dr.Sadi Konuk Sağlık Uygulama Araştırma Merkezi

Doç.Dr.Murat Ekin. Sağlık Bilimleri Ünivesitesi Bakırköy Dr.Sadi Konuk Sağlık Uygulama Araştırma Merkezi Doç.Dr.Murat Ekin Sağlık Bilimleri Ünivesitesi Bakırköy Dr.Sadi Konuk Sağlık Uygulama Araştırma Merkezi TJOD İstanbul Anadolu Şubesi aylık bilimsel toplantısı 25.11.2018 Pelvik organların vajinal duvarlar

Detaylı

Apikal Prolapsusta Uterus Koruyucu Cerrahi

Apikal Prolapsusta Uterus Koruyucu Cerrahi Prof.Dr.Fuat Demirci Apikal Prolapsusta Uterus Koruyucu Cerrahi Prof. Dr. Fuat Demirci Kadıköyşifa Sağlık Grubu Uterus koruyucu yöntemler Vajinal yol Manchester Sakrospinöz histeropeksi Kolpokleizis Transvajinal

Detaylı

HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI NA GİRİŞ KOŞULLARI : Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sağlık veya Hemşirelik Yüksekokulları, Hemşirelik, Sağlık Memurluğu ve Ebelik Programları mezunu

Detaylı

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

BEL AĞRISI. Dahili Servisler BEL AĞRISI Dahili Servisler İnsan omurgası vücut ağırlığını taşımak, hareketine izin vermek ve spinal kolonu korumak için dizayn edilmiştir. Omurga kolonu, birbiri üzerine dizilmiş olan 24 ayrı omur adı

Detaylı

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2016-2017 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJI D GRUBU TEORİK VE PRATİK DERS PROGRAMI 29AĞUSTOS-14 EKİM 2016 29 AĞUSTOS 2016 PAZARTESİ

Detaylı

GERİATRİ DR. HÜSEYİN DORUK

GERİATRİ DR. HÜSEYİN DORUK GERİATRİ DR. HÜSEYİN DORUK Master Yoda: 900 yıl 546 yıl Jean Louise Calment 122 yaş Tanrılar yaşlandıkça hayatı daha mutsuz ve hoş olmayan bir hale getirerek ne kadar merhametli olduklarını gösteriyor.

Detaylı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik YB 205 Beslenme İkeleri Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr YAŞLANMA Amerika da yaşlı bireyler eskiye göre

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Selda Çelik Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi

Yrd. Doç. Dr. Selda Çelik Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Selda Çelik Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Cinsellik yaşamın doğal, sağlıklı ve ayrılmaz bir parçasıdır. Dünya Sağlık Örgütü cinsel sağlığı; cinsellikle ilişkili olarak

Detaylı

Cerrahi ne zaman gerekli. Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar. Mini-slingler. Mid-slingler. MiniArc MUS yerleştirme. MiniArc MUS yerleştirme

Cerrahi ne zaman gerekli. Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar. Mini-slingler. Mid-slingler. MiniArc MUS yerleştirme. MiniArc MUS yerleştirme Cerrahi ne zaman gerekli Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar Dr Tevfik Yoldemir Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. Konservatif veya medikal tedavi faydalı olmazsa Urodinamik

Detaylı

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ Doğuma Hazırlık Doğum Öncesi Eğitim Fetal Aktivitenin İzlenmesi Göğüs Bakımı Emzirmeye

Detaylı

YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU. Boy/kilo / BKİ):

YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU. Boy/kilo / BKİ): ÖYKÜ YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU Adı Soyadı: Doğum tarihi/yaş: Cinsiyeti: Eğitimi: Medeni durumu: Çocuk sayısı: İşi-mesleği: Gelir kaynakları: Boy/kilo / BKİ): Şu anki sağlık sorunları: Sosyal güvence: Emeklilik

Detaylı

ÜRODĠNAMĠK DEĞERLENDĠRME

ÜRODĠNAMĠK DEĞERLENDĠRME ÜRODĠNAMĠK DEĞERLENDĠRME Prof. Dr. Niyazi Aşkar EÜTF Kadın Hast. ve Doğum Anabilim Dalı Ürodinamik inceleme Amaç: Alt üriner sistem dolum ve boşaltım fonksiyon bozukluklarını saptamaktır Ürodinamik tetkiklerin

Detaylı

ÇOCUK NEFROLOJİ BİLİM DALI

ÇOCUK NEFROLOJİ BİLİM DALI ÇOCUK NEFROLOJİ BİLİM DALI ÇOCUKLARDA MESANE DİSFONKSİYONUNA TANISAL YAKLAŞIM-TEDAVİ KURSU 22.12.2017 OLGU SUNUMU OLGU 16yaşında, kız Fasiyal dismorfizm Mandibular prognatizm OLGU Tekrarlayan idrar yolu

Detaylı

Hiatal Herniler Tanım Hiatal herni, diyafragmanın özefageal hiatusunda herhangi bir organın anormal protrüzyonu olarak tanımlanmaktadır.

Hiatal Herniler Tanım Hiatal herni, diyafragmanın özefageal hiatusunda herhangi bir organın anormal protrüzyonu olarak tanımlanmaktadır. Hiatal Herniler Tanım Hiatal herni, diyafragmanın özefageal hiatusunda herhangi bir organın anormal protrüzyonu olarak tanımlanmaktadır. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Ersin

Detaylı

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102 BR.HLİ.102 Serebral Felç (İnme) ve Spastisitede Botoks Spastisite Nedir? Spastisite belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıyla ortaya çıkan

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA Vücut Kompozisyonu Çocukluk ve gençlik dönemi boyunca beden kompozisyonu sürekli değişkenlik göstermektedir. Bu değişimler; kemik

Detaylı

Doğumun 2. Evresi Ne Kadar Sürer ve Ne Zaman Sonlanır? İlerlemeyen Eylem Tanısı Nasıl Konulur? Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH

Doğumun 2. Evresi Ne Kadar Sürer ve Ne Zaman Sonlanır? İlerlemeyen Eylem Tanısı Nasıl Konulur? Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH Doğumun 2. Evresi Ne Kadar Sürer ve Ne Zaman Sonlanır? İlerlemeyen Eylem Tanısı Nasıl Konulur? Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH EVRE 2 (Atılma dönemi) Efasman ve dilatasyonun tamamlanması ile doğum

Detaylı

KADIN HASTALIKLARI ÜROJİNEKOLOJİK CERRAHİ GİRİŞİMLER HASTA ONAM FORMU

KADIN HASTALIKLARI ÜROJİNEKOLOJİK CERRAHİ GİRİŞİMLER HASTA ONAM FORMU SAYFA NO 1/5 Hasta olarak size uygulanacak olan işlem hakkında karar verebilmeniz için, işlem öncesinde, durumunuz ve önerilen cerrahi, tibbi ya da tanısal işlem ve diğer tedavi seçenekleri hakkında bilgi

Detaylı

Endometriozis. (Çikolata kisti)

Endometriozis. (Çikolata kisti) Endometriozis (Çikolata kisti) Bugün Neler Konuşacağız? Endometriozis Nedir? Belirtileri Nelerdir? Ne Sıklıkta Görülür? Hangi Sorunlara Neden Olur? Nasıl Tanı Konur? Nasıl Tedavi Edilir? Endometriozis

Detaylı

Hasta Adı Dosya No Tarih / Saat

Hasta Adı Dosya No Tarih / Saat SAYFA NO Sayfa 1 / 5 Hasta Adı Dosya No Tarih / Saat.. Hasta olarak size uygulanacak olan işlem hakkında karar verebilmeniz için, işlem öncesinde, durumunuz ve önerilen cerrahi, tibbi ya da tanısal işlem

Detaylı

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER PSH 501 - Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Temelleri

Detaylı

SAKRAL NÖROMODÜLASYON

SAKRAL NÖROMODÜLASYON SAKRAL NÖROMODÜLASYON Dr. Ali Ergen Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Refrakter Aşırı Aktif Mesane Alternatif tedavilerin uygun zamanda kullanılması için RAAM nin daha spesifik

Detaylı

Fizik Tedavide Antropometrik Ölçümler. Prof. Dr. Reyhan Çeliker

Fizik Tedavide Antropometrik Ölçümler. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Fizik Tedavide Antropometrik Ölçümler Prof. Dr. Reyhan Çeliker Antropoloji nedir? Antropoloji İnsanı, biyolojik yapısını, bedensel özelliklerini, kültürel yapısını, sosyal davranışlarını inceleyen bilim

Detaylı

KOMPLİKE VAKALARDA DOĞUM ÖNCESİ, DOĞUM VE DOĞUM SONRASI SÜREÇLERİN İZLEMİ PROSEDÜRÜ

KOMPLİKE VAKALARDA DOĞUM ÖNCESİ, DOĞUM VE DOĞUM SONRASI SÜREÇLERİN İZLEMİ PROSEDÜRÜ KODU: SDH.PR..73 YAYIN TA: 21.09.2017 REVİZYON TA:-- REVİZYON NO:00 Sayfa 1 / 6 1.AMAÇ: Obstetrik problemleri hızla değerlendirip ayırıcı tanıyı yaparak ekip anlayışı içinde anne ve bebeğin doğum öncesi,

Detaylı

ÜRĠNER ĠNKONTĠNANSIN RÖPRODÜKTĠF VE POSTMENOPOZAL DÖNEMDE KADIN CĠNSEL FONKSĠYON BOZUKLUKLARI ÜZERĠNE ETKĠSĠ

ÜRĠNER ĠNKONTĠNANSIN RÖPRODÜKTĠF VE POSTMENOPOZAL DÖNEMDE KADIN CĠNSEL FONKSĠYON BOZUKLUKLARI ÜZERĠNE ETKĠSĠ T.C ĠSTANBUL ÜNĠVERSĠTESĠ ĠSTANBUL TIP FAKÜLTESĠ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABĠLĠM DALI ÜRĠNER ĠNKONTĠNANSIN RÖPRODÜKTĠF VE POSTMENOPOZAL DÖNEMDE KADIN CĠNSEL FONKSĠYON BOZUKLUKLARI ÜZERĠNE ETKĠSĠ (UZMANLIK

Detaylı

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR? Yaşlılık YAŞ NEDİR? Yaş;Kronolojik ve Biyolojik yaş olarak iki biçimde açıklanmaktadır. İnsan yaşamının, doğumdan içinde bulunulan ana kadar olan bütün dönemlerini kapsayan süreci kronolojik yaş ; içinde

Detaylı

TavsiyeEdiyorum.com Makale Kütüphanesi

TavsiyeEdiyorum.com Makale Kütüphanesi Hasta 50 yaşında bayan hasta.sık tuvalete gitme (günde 8-10 kez defekasyon ve yaklaşık 20 kez miksiyon), büyük abdestini ve idrarını tam tutamama şikayeti mevcuttu.hastanın yapılan anamnez ve muayenesinde;

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÜRİNER İNKONTİNANSI OLAN ROMATOİD ARTRİTLİ KADINLARDA EĞİTİMİN ETKİNLİĞİNİN İNCELENMESİ.

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÜRİNER İNKONTİNANSI OLAN ROMATOİD ARTRİTLİ KADINLARDA EĞİTİMİN ETKİNLİĞİNİN İNCELENMESİ. T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÜRİNER İNKONTİNANSI OLAN ROMATOİD ARTRİTLİ KADINLARDA EĞİTİMİN ETKİNLİĞİNİN İNCELENMESİ Doktora Tezi Hale UYAR HAZAR DANIŞMAN Prof. Dr. Ahsen ŞİRİN İZMİR

Detaylı

İdrar Kaçırma Epidemiyolojisi & Risk Faktörleri

İdrar Kaçırma Epidemiyolojisi & Risk Faktörleri İdrar Kaçırma Epidemiyolojisi & Risk Faktörleri Dr. Turgay Akgül SB Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Üroloji Kliniği 18 Nisan 2009-Ankara İdrar Kaçırma İdrarın herhangi bir şekilde istemsiz olarak

Detaylı

FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI NA GİRİŞ KOŞULLARI : Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokullarının veya Yüksekokul ve Fakültelerin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Detaylı