ÜRĠNER ĠNKONTĠNANSIN RÖPRODÜKTĠF VE POSTMENOPOZAL DÖNEMDE KADIN CĠNSEL FONKSĠYON BOZUKLUKLARI ÜZERĠNE ETKĠSĠ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÜRĠNER ĠNKONTĠNANSIN RÖPRODÜKTĠF VE POSTMENOPOZAL DÖNEMDE KADIN CĠNSEL FONKSĠYON BOZUKLUKLARI ÜZERĠNE ETKĠSĠ"

Transkript

1 T.C ĠSTANBUL ÜNĠVERSĠTESĠ ĠSTANBUL TIP FAKÜLTESĠ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABĠLĠM DALI ÜRĠNER ĠNKONTĠNANSIN RÖPRODÜKTĠF VE POSTMENOPOZAL DÖNEMDE KADIN CĠNSEL FONKSĠYON BOZUKLUKLARI ÜZERĠNE ETKĠSĠ (UZMANLIK TEZİ) Dr. Azize TURHAN (TÜRKANIK) TEZ DANIġMANI: Prof. Dr. Süleyman Engin AKHAN İSTANBUL-2010

2 I TEŞEKKÜR Asistanlığım süresince en iyi şekilde yetişmemiz için hiçbir çabadan kaçınmayan, bilgi ve deneyimlerini sevgiyle aktaran, ilgi ve sabrına hayran olduğum, daima saygıyla anacağım değerli hocam Prof. Dr. S. Berkman a ve üzerimde emeği olan tüm hocalarıma şükranlarımı sunarım. İhtisas süresi boyunca mesleki ve kişisel anlamda dostane desteğini hep hissettiğim, kadın hastayla çalışmanın inceliklerini öğrenmemi sağlayan ve tez danışmanım olma zahmetine katlanmanın ötesinde tezimin istatistiklerini de yapan sevgili hocam Prof. Dr. Süleyman Engin Akhan a; Tez çalışmam süresince ürojinekoloji polikliniğinin kapılarını bize açan, sistemli ve düzenli çalışmasını hep örnek alacağım sevgili hocam Prof. Dr. Ö. Yalçın a; Farklılıkları sıradanlaştırmak yerine, onları zenginlik kabul edip öne çıkaran tavrını, edebiyat sevgisini ve birlikte çalışmanın keyfini hiç unutmayacağım Doç. Dr. Samet Topuz a; Üzerimizdeki beyaz üniformanın bizi insandan üstün değil, ancak eşit kıldığını, tababetin sadece muhabbet ve nezaketle icra edilebileceğini öğreten Op. Dr. C. İyibozkurt a; Hekimlerin biricik ortak paydasının insana onurlu bir şekilde hizmet olduğuna inanan ve meslek-i icrasıyla bizlere eşsiz bir örnek olan, tez çalışmamın veritabanı oluşturulması sürecinde özveri, sabır ve anlayışla emeğini benden esirgemeyen Op. Dr. İ. Kalelioğlu na; Hedeflere ulaşmaktaki kararlığını, bilgisini ve deneyimini karşılık beklemeden paylaştığı ve arkadaşça tavrı için Op. Dr. Funda Güngör e; Kendisini ilk gördüğüm anda usta-çırak ilişkisini dostluk çizgisinde yaşayacağımızı anladığım, aynı zamanda evliliğimin de mimarı olan kıdemlim Op. Dr. Mehmet Serdar Kütük e; Klinikte çalıştığım süre boyunca yalnızca iş yükümü değil, problemlerimi de paylaşan Dr. Belgin Esen e; Aile kavramının güzelliğini ve gerekliliğini yaşayarak öğreten anne ve babama, bana benden çok inandıkları, emekleri, sevgi ve varlıkları için; bu dünyanın dışından bir adam olan kardeşim Alphan a, okyanus ötesi desteği için; Hayatımın son 3 yılını karnavala çeviren adam, yarenim, içimin gülen yüzü eşim Op. Dr. Ömer Talip Turhan a; aşkı, fedakârlığı, desteği ve keskin köşelerimin kaybolduğu iki kişilik dünyamız için; Sonsuz teşekkür ederim Nisan 2010, Dr. Azize Turhan ( Türkanık)

3 II ĠÇĠNDEKĠLER ġekġl LĠSTESĠ.....IV TABLO LĠSTESĠ V KISALTMALAR... VI BÖLÜM I: ÖZET...VII SUMMARY.....VIII BÖLÜM II: GĠRĠġ VE AMAÇ...1 BÖLÜM III: GENEL BĠLGĠLER...3 I.KADIN PELVĠS ANATOMĠSĠ VE FĠZYOLOJĠSĠ A.PELVĠK TABAN Pasif Destek Yapılar Aktif Destek Yapılar B.MESANE C.TRĠGON...8 D.ÜRETRA...9 E.ALT ÜRĠNER SĠSTEM NÖROFĠZYOLOJĠSĠ Merkezi Sinir Sistemi Periferik Sinir sistemi F.KONTĠNANS MEKANĠZMASI Depolama Fazı Boşaltım (İşeme) Fazı...14 II. PELVĠK TABAN BOZUKLUKLARI A.ÜRĠNER ĠNKONTĠNANS Epidemiyoloji Üriner İnkontinans Sınıflaması Üriner İnkontinansın Değerlendirilmesi... 22

4 III 4.Üriner İnkontinans Ve Yaşam Kalitesi Üriner İnkontinans Tedavisi.. 28 B.PELVĠK ORGAN PROLAPSUSU Epidemiyoloji Pelvik Organ Proplasusu Sınıflaması Pelvik Organ Prolapsusu Değerlendirmesi Prolapsus Cerrahisi C.KADIN CĠNSEL FONKSĠYON BOZUKLUKLARI Epidemiyoloji Kadın Cinsel Yanıt Döngüsü Kadın Cinsel Fonksiyon Bozuklukları Sınıflaması Kadın Cinsel Fonksiyon Bozukluklarında Tanı D.PELVĠK TABANI VE KADIN CĠNSEL FONKSĠYONU ĠLĠġKĠSĠ..40 BÖLÜM IV: MATERYAL VE METOT...44 BÖLÜM V: BULGULAR...47 BÖLÜM VI: TARTIġMA...85 SONUÇLAR...93 BÖLÜM VII: KAYNAKLAR...94 EKLER ÖZGEÇMĠġ..116

5 IV ġekġl LĠSTESĠ ġekil 1: Pelvik taban yapıları...6 ġekil 2: Pelvik kaslar...7 ġekil 3: Sempatik sinir sistem fonksiyonu...11 ġekil 4: Parasempatik sinir sistem fonksiyonu...12 ġekil 5: Kontinans mekanizması...14 ġekil-6: Gruplara göre yaş dağılımı..49 ġekil-7: Gruplara göre parite sayısı dağılımı...50 ġekil-8: Gruplara göre eğitim süresi dağılımı...51 ġekil-9: Gruplara göre ilk cinsel ilişki yaşı dağılımı...52 ġekil-10: Gruplara göre bir hafta içerisindeki cinsel ilişki sayısı..53 ġekil-11: Gruplara göre eşle tanışma şekli dağılımı.54 ġekil-12: Gruplara göre eş ile cinsel konularda konuşma dağılımı...55 ġekil-13: Gruplara göre eşte cinsel sorun varlığı dağılımı...55 ġekil-14: Gruplara göre FSFI skorları dağılımı...57 ġekil-15: Gruplara göre toplam FSFI skoru dağılımı 58 ġekil-16: Gruplara göre King Sağlık Anketi skorlarının dağılımı...62 ġekil-17: Gruplara göre Beck Depresyon Ölçeği skorları dağılımı...72 ġekil-18: Gruplara göre cinsel fonksiyon bozukluğu görülme oranları dağılımı..74 ġekil-19: Gruplara göre depresyon görülme oranları dağılımı.75

6 V TABLO LĠSTESĠ Tablo 1: Demografik bilgilerin dağılımı.47 Tablo 2: Demografik bilgilere göre grupların değerlendirilmesi 49 Tablo 3: Demografik bilgilere göre grupların değerlendirilmesi 54 Tablo 4: Gruplara göre FSFI sonuçlarının değerlendirilmesi.56 Tablo-5: Röproduktif dönem FSFI skorları karşılaştırılması...59 Tablo-6: Postmenopozal dönem FSFI skorları karşılaştırılması.59 Tablo-7: Reprodüktif ve postmenopozal dönemdeki kadınların FSFI skorlarının değerlendirilmesi..60 Tablo 8: King Sağlık Anketi sonuçlarının değerlendirilmesi..61 Tablo 9: B Grubunda FSFI ve KING puanlarının korelasyonu..63 Tablo 10: D Grubunda FSFI ve KING puanlarının korelasyonu Tablo-11: İnkontinansa göre FSFI skorlarının karşılaştırılması...71 Tablo 12: Gruplara göre Beck Depresyon Ölçeği sonuçlarının değerlendirilmesi.71 Tablo 13: Cinsel fonksiyon bozukluğu ve depresyon görülme oranlarının dağılımı..73 Tablo 14: Cinsel fonksiyon bozukluğu ve depresyon görülme oranlarına göre grupların değerlendirilmesi.73 Tablo-15: İnkontinansa göre Beck Depresyon Ölçeği skorlarının karşılaştırılması...75 Tablo 16: Yaş ile FSFI korelasyonu 76 Tablo 17: Parite sayısı ile FSFI korelasyonu...77 Tablo 18: Eğitim yılı ile FSFI korelasyonu.78 Tablo 19: Eşle cinsel konularda konuşulabilmesine göre FSFI değerlendirilmesi.79 Tablo 20: Evlilik şekline göre FSFI değerlendirilmesi...80 Tablo-21: İnkontinans tiplerinin gruplara göre dağılımı.81 Tablo-22: Üriner inkontinans tiplerine göre FSFI skorlarının karşılaştırılması..82 Tablo-23: Üriner inkontinans tiplerine göre King skorlarının karşılaştırılması.. 83 Tablo-24: Üriner inkontinans tiplerine göre BDÖ skorlarının karşılaştırılması.84

7 VI KISALTMALAR AFUD: American Foundation of Urologic Disease. ATLA: Arkus Tendineus Levatoris Ani. ATFP: Arkus Tendineus Faysa Pelvis. BDÖ: Beck Depresyon Ölçeği. DSM: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders EMG: Elektromyografi. FSFI: Kadın Seksüel Fonksiyon İndeksi. ICD: International Classification of Diseases. ICS: Uluslararası Kontinans Derneği. IS: Spina İskiadika. KCFB: Kadın Cinsel Fonksiyon Bozukluğu. MĠB: Mesane İç Basınç. MRI: Magnetic resonans imaging. NCSS: Number Cruncher Statistical System. PET: Positron Emission Tomography. PCM: Pubokoksigeal Kas. POP: Pelvik Organ Prolapsusu. POP-Q: Pelvik Organ Prolapse Quantification. PRM: Puborektal Kas. PTB: Pelvik Taban Bozuklukları. PTK: Pelvik Taban Kasları. PUL: Puboüretral Ligaman. SEP: Somatosensory evoked potentials. SPSS: Statistical Package for Social Sciences TOT: Transobturator Teyp TVT: Tension free Vajinal Teyp. UPP: Üretral Basınç Profili. USL: Uterosakral Ligaman. ÜĠ: Üriner inkontinans ÜĠB: Üretra iç Basınç. ÜKB: Üretral Kapanma Basıncı. WHO: World Health Organization.

8 VII BÖLÜM I ÖZET ÜRĠNER ĠNKONTĠNANSIN RÖPRODÜKTĠF VE POSTMENOPOZAL DÖNEMDE KADIN CĠNSEL FONKSĠYON BOZUKLUKLARI ÜZERĠNE ETKĠSĠ Amaç: Homojen biçimde oluşturulan hasta gruplarında; geçerlilik ve güvenilirliği oluşturulmuş testler ile Kadın Cinsel Fonksiyon Bozukluğu (KCFB) ve Üriner İnkontinans (Üİ) arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçladık. Materyal ve Metot: Çalışmaya Ocak 2010-Mart 2010 tarihleri arasında, İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı polikliniklerine başvuran 400 kadın olgu dâhil edildi. Hastalar röproduktif ve postmenopozal dönemde olmak üzere 200 er kişilik iki temel gruba ayrıldı. Her grup içinde de 100 er kişilik üriner inkontinansı olan çalışma ve üriner inkontinansı olmayan kontrol grupları oluşturuldu. Demografik özellikler için Reprodüktif ve Postmenopozal Dönemdeki Kadınlarda Cinsel Fonksiyon ve Seksüel Aktivite Değerlendirme Anket Formu, KCFB ölçmek için FSFI testi kullanıldı, Üİ ile KCFB ve yaşam kalitesi ilişkisini incelemek amacıyla King Sağlık Anketi, yaşam kalitesini değerlendirmek amacıyla Beck Depresyon Ölçeği kullanıldı. Sonuçlar %95 güvenlik aralığında, anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirildi. Bulgular: KCFB prevalansı tüm olgularda %48,25 (n=193), röproduktif dönem üriner inkontinans grubunda %54 (n=54), postmenopozal üriner inkontinans grubunda %80 (n=80), röproduktif dönem kontrol grubunda %14 (n=14) ve postmenopozal kontrol grubunda %45 (n=45) olarak saptanmıştır. FSFI skorları; üriner inkontinans gruplarında kontrol gruplarına göre ve postmenopozal olgularda röproduktif dönemdeki olgulara göre düşüktür (p<0.05). Postmenopozal üriner inkontinans grubunun King Sağlık Anketi puanları tüm kategorilerde daha yüksek saptanmıştır. Beck skorları, postmenopozal gruplarda ve inkontinans gruplarında daha yüksektir (p<0.05). İleri yaş, menopoz durumu, düşük eğitim düzeyi, görücü usulüyle evlenme, eşle cinsel konularda konuşamama ve artan parite sayısı ile düşük FSFI skorları arasında anlamlı ilişki vardır (p<0.05). Sonuç: Üriner inkontinans varlığı, kadın cinsel fonksiyonlarını ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu etki postmenopozal dönemde daha fazladır. Yaş, menopoz, düşük eğitim düzeyi; KCFB için risk oluşturmaktadır. Görücü usulüyle evlenme, eşle cinsel konularda konuşamama ve artan parite sayısı kadın cinsel fonksiyonlarını olumsuz yönde etkilemektedir.

9 VIII SUMMARY THE EFFECT OF URINARY INCONTINENCE ON FEMALE SEXUAL DYSFUNCTION IN REPRODUCTIVE AND POSTMENOPAUSAL AGE Purpose: The aim of this study, with using objective tests, is to evaluate the relationship between Female Sexual Dysfunction (FSD) and Urinary Incontinence (UI) in homogenously made groups. Material and Methods: We included 400 women who participated Istanbul Medicine Faculty Outpatient Clinics of Gynecology between January March Patients were divided two main groups of 200, as women in reproductive age and women in postmenopausal age. Each group was divided two groups of 100, the one of study group in which women has urinary incontinence, and the one of control group in which women was continent. We used Assessment Questionnaire for Sexual Function and Activity in Reproductive or Postmenopausal Women for demographic analysis, validated Female Sexual Function Index (FSFI) for FSD, King s Health Questionnaire for assessing the relationship between quality of life and UI with FSD, and Beck Depression Inventory for assessing quality of life. Results were evaluated in %95 confidence interval, p value less than 0.05 was considered statistically significant. Results: Prevalence of FSD was found %48, 25 (n=193) in all patients, %54 (n=54) in study group of reproductive age, %80 (n=80) in study group of postmenopausal age, %14 (n=14) in control group of reproductive age, %45 (n=45) in control group of post-menopausal age. FSFI s scores were lower in two study group when compared with control groups and also in post-menopause group when compared with reproductive group (p<0.05). King s Health Questionnaire score were higher in control group of postmenopausal age when compared with all other groups. Beck score s were higher in postmenopausal group and two of study groups (p<0.05). There was a statistically significant correlation between lower FSFI scores with advanced age, menopause, increased parity, lower educational level, arranged marriage and not able to talk abot sexual issues with her husband (p<0.05). Conclusion: UI damages female sexual function and worsens quality of life. These effects tend to be increased in postmenopausal age. Age, menopause, lower educational level, are risk factors for FSD and lower quality of life. Arranged marriage, not able to talk abot sexual issues with her husband and increased parity; badly affects female sexual dysfunctions and quality of life.

10 BÖLÜM II GĠRĠġ VE AMAÇ Dünya Sağlık Örgütü, sağlığı bir bütün olarak fiziksel, zihinsel ve sosyal refah hali biçiminde tanımlamıştır. Yaşam kalitesinin en önemli parametrelerinden biri de sağlıklı cinsel yaşamdır. Kuşkusuz; kaliteli bir cinsel yaşam lüks değil, haktır. Son iki dekaddır yapılan çalışmalar; cinsel fonksiyon bozuklukları ile pelvik taban bozuklukları (PTB) arasında kuvvetli bir ilişki olduğunu göstermektedir. Pelvik taban bozukluklarının cinsel fonksiyon bozukluklarına neden olduğu görüşünü destekleyen hatırı sayılır sayıda çalışma mevcuttur (1). Pelvik Taban Bozuklukları; kadınlarda ilerleyen yaşla beraber sık görülen, Pelvik organ prolapsusu (POP) ve üriner inkontinans (Üİ) olmak üzere iki ana başlık altında sınıflanan patolojilerdir. Hem genital organ prolapsusu, hem de üriner inkontinansa bağlı mortalite olasılığı son derece düşüktür; ancak her iki patolojinin ciddi morbiditeye neden olduğu bilinmektedir. En önemli olumsuz etkileri ise yaşam kalitesi üzerinedir. Üriner inkontinans hayatı tehdit eden bir problem olmasa da, herhangi bir yaştaki kadını etkileyen, sosyal yönü olan, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen multidisipliner bir olgudur. Yaşanan ıslaklığa bağlı olarak kadınlar çeşitli ruhsal sorunlar yaşayabilmekte ve bu rahatsızlıktan dolayı kendine olan güvenleri azalmakta, günlük ev ve iş aktiviteleri, cinsel yaşamları olumsuz etkilenmekte ve sosyal ilişkileri kısıtlanmaktadır (4-11). Üriner inkontinans kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla görülmektedir (12-14). Sıklığı yasla birlikte artmakla beraber, genç ve orta yaşlı popülâsyonda da görülebilmektedir. Yapılan çalışmalarda üriner inkontinans prevalansı yaş arasında %39,6, yaş arasında %58,4 ve 65 yaş üstünde %30-60 arasında olarak bulunmuştur. Genel olarak prevalansın tüm kadınlar için %25 olduğu bildirilmektedir (15-22). Stres tip idrar kaçırma sıklığı %22,9, sıkışma tip idrar kaçırma sıklığı %2,8 ve karışık tip idrar kaçırma sıklığı %12,4 olarak saptanmıştır (23). Üriner inkontinansın epidemiyolojik özellikleri tam olarak anlaşılamamakla beraber başlıca risk faktörleri; yaş, ırk, doğum yapmış olma, menopoz durumu, geçirilmiş cerrahi operasyon, artmış vücut kitle indeksi, sigara, kahve, alkol tüketimi ve idrar yolu enfeksiyonudur (20). Bazı çalışmalar obstetrik travmaların idrar kaçırmada rol oynadığını göstermektedir (15,24-26). Skoner ve arkadaşları idrar kaçıran kadınlarda kürtaj olma durumunu yüksek olarak saptamışlardır (27). Çayan ve arkadaşlarının stres üriner inkontinansı olan kadınlarda yaptığı bir çalışmada kadınların %46,9 unda cinsel fonksiyon bozukluğu tespit etmiştir (28). Yapılan çalışmalarda

11 2 idrar ile ilgili şikâyetler nedeniyle cinsel fonksiyon bozukluğu görülebilmektedir. Hatta her dört kadından birinde ilişki sırasında idrar kaçırma yaşanabilmektedir. İdrar kaçırma nedeniyle kadında özgüven kaybı, libido kaybı, anksiyete ve cinsel istekte azalma olabilir(29-31). Üriner inkontinans tedavisi ve kadın cinsel fonksiyon bozuklukları (KCFB) arasındaki ilişki uzun zamandır incelenmesine rağmen konu ile ilgili bazı noktalar hala netlik kazanmamıştır. Üriner inkontinansın KCFB na sebep olduğu ve üriner inkontinansı olan kadın grubunda seksüel disfonksiyon sıklığının %26 ile %43 arasında değiştiği bildirilmektedir(32). Üİ ile KCFB arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırma sayısı fazladır; ama akademik açıdan sağlam, kanıta dayalı tıp yönünden değerli çalışma sayısı kısıtlıdır. Bu durum iki temel nedenden kaynaklanmaktadır: İlk olarak birbiri ile ilişkisi araştırılan konuların doğasıdır. Gerek cinsel işlevler, gerek pelvik taban patolojileri fizyolojik, psikolojik ve sosyal boyutları olan bozukluklardır. Araştırmaların tüm bu boyutları yansıtması güç görünmektedir. Örneğin yaş ve menopozal durum hem PTB, hem de kadın cinsel fonksiyon bozuklukları açısından bağımsız risk faktörleridir; kadının yaşı ilerleyip menopoza girmesi ile hem PTB görülme riski artmakta, hem de KCFB ları ortaya çıkmaktadır. İkinci neden ise PTB nun cinsel fonksiyon gibi ölçülmesi zor bir kavram üzerine etkisini değerlendirmek için kullanılan testlerin oluşturulmasındaki güçlüktür. Bu testlerin ilgili konuya özgün biçimde tasarlanmaları, geçerlilik güvenilirliklerinin yapılmış olması şarttır. Buradan hareketle araştırmada kullanılan test son derece önemlidir. Orijinal dil dışında bir dil kullanıldıysa araştırmanın içinde testin bu dil ile yapılmış geçerlilik güvenilirlik değerlendirmesinin mutlaka olması gerekir. Bu araştırmanın amacı; İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniklerine farklı nedenlerle başvuran kadınlar arasında olabildiğince homojen bir biçimde oluşturulan hasta gruplarında; geçerlilik ve güvenilirliği oluşturulmuş testler ile Kadın Cinsel Fonksiyon Bozukluğu ve Üriner İnkontinans arasındaki ilişkiyi incelemektir.

12 3 BÖLÜM III GENEL BĠLGĠLER Bu bölümde pelvik taban anatomisi ve fizyolojisi, pelvik taban bozuklukları (Üİ ve POP), kadın cinsel fonksiyon bozuklukları ve pelvik taban bozukluklarıyla kadın cinsel fonksiyon bozuklukları arasındaki ilişkiye dair temel bilgiler vereceğiz. I. KADIN PELVĠS ANATOMĠSĠ VE FĠZYOLOJĠSĠ Alt üriner ve alt genital sistemler embriyolojik ve anatomik olarak birbirlerine paralel bir gelişime sahiptirler. Her ikisi de aynı embriyolojik yapıdan: primitif ürogenital sinüs den köken alırlar. Mesane ve üretra ise vajina ön duvarı ile anüs ve rektum ise arka duvarı ile sıkı komşuluk içindedir. Pelvik organlara destek sağlayan bu anatomide; kemik pelvis, arkustendinöz, endopelvikfasyayı oluşturan ligamanlar, pelvik diyaframı oluşturan kas grupları ve diğer fasyal yapılar vardır (33). A. PELVĠK TABAN Pelvik tabana karşıdan bakıldığında önde simfizis pubis, arkada sakrum ve yanlarda iskiadik spinaların sınırladığı eşkenar dörtgen şeklindedir. Bu eşkenar dörtgenin ortasından geçen bir çizgi pelvik tabanı ön ve arka segmentlere ayırmaktadır (34). Pelvik taban anatomisi pasif ve aktif destek sağlayan yapılar olarak incelenebilir (Şekil- 1). Pasif Destek Yapılar: a) Kemik Pelvis. Sakrum. Koksiks. İskium b) Bağ Dokusu. Parietal fasya. Levator ani kasının tendinöz arkusu (ATLA= Arcus Tendineus Levatoris Ani). Pelvik fasyanın tendinöz arkusu (ATFP= Arcus Tendineus Fasciae Pelvis). Visseral faysa

13 4 Aktif Destek Yapılar: a) Kaslar. Levator ani. Musculus iliococcygeus. Musculus Pubococcygeus (M. Puborektalis ve M. Puboviseralis) b) Sinirler. Pudendal sinir (S2-4). Sakral plexus, Levator ani innervasyonu (S3, 4) 1. Pasif Destek Yapılar Pelvik taban anatomisinde pasif desteği bağ dokusu ve kemik pelvis sağlar. a) Kemik Pelvis Tüm pelvik yapılara destek sağlar. Pubis, ilium, ischium ile sakrum ve koksiksten oluşan pelvisin çeşitli tipleri mevcut olup, kadınlarda en sık görülen jinekoid tip pelvistir. Jinekoid pelvis; ovoid olup, anterior-posterior çapı transvers çapından hafifçe kısadır. Pelvis yapısı gebelikte çok önemli olup, fetal baş angajmanına olanak sağlarken, kadınlarda da stres tip idrar kaçırma eğilimi oluşturabilmektedir. İç veya gerçek pelvis, iliumun kanatları altındadır, pelvik çıkıma doğru bir huni seklini almaktadır (33). b) Bağ Dokusu Primer olarak elastin ve kollajen liflerinden oluşan polisakkarit bir yapıdır. Konnektif doku organlarda yapısal bütünlüğü sağlar, kasları çevreleyen fasyayı ve bağlanmasını sağlayan tendonları oluşturur (34). Değişen miktarlarda elastin, kollajen, fibroblastlar, düz kas hücreleri, nörovasküler ve fibrovaskuler elemanlardan oluşarak endopelvik fasya adını alan bu yapı, adventisyal tabakaları bir bütün olarak ifade etmektedir. Mesane, üretra ve vajinaya destek bu faysa tarafından sağlanır (35,36). Stres tip idrar kaçırması olan kadınların fasyasında kollajen içeriğinin ve kuvvetinin daha az olduğu gösterilmiştir (37). Arkus Tendinöz: Pelvik yan duvarlarda pelvik taban kaslarının uzantıları obturator internus kasına tutunmaktadır. Bu kas pelvik kemiğe pelvik diaframın tutunmasında çatı görevi yapar ve pelvisin yan duvarını sararak küçük iskiyatik foramenden femurun büyük trokanterine girer. Obturator internus kasının fasyası arkus tendinöz olarak adlandırılır. Fibröz bant yapısındaki arkus tendinöz, yanlarda proksimal üretra boyunca iskiyal çıkıntılara dek uzanır. Üstten bakıldığında pelvisin her iki yanında beyaz bir bant şeklinde görülen arkus tendinöz, yanlarda pelvik taban kas ve ligamanlarına tutunmayı sağlar (33).

14 5 Pelvik Ligamentler: Üretropelvik Ligamentler: Yoğunlaşan levator fasyasıyla iki tabakadan oluşmaktadır. Birinci tabakayı periüretral fasya, ikinci tabakayı ise üretranın abdominal kısmını kaplayan levator fasyası oluşturur. Periüretral ve levator fasyasının yanlara doğru olan bu bağlantısı mesane boynu ve proksimal üretraya kritik bir muskulofasiyel destek görevi görür. Bu nedenle bu yapılar intraabdominal basınç artısında pasif kontinansın sağlanmasında önemlidir (38). Uterosakral Ligament: Endopelvik fasyanın medial taraftaki segmenti olup, serviks ve anterior vajina hizasındadır. Sakruma doğru arkadan pelvik organları destekleyen bu ligamentler, uterus ile anterior vajinanın dışa ve aşağıya hareketini kısıtlamaya yardımcı olurlar (33). Puboservikal Fasya: Anterior vajinal duvarın derin kısmında mesane tabanında puboservikal fasya uzanmaktadır. Vajina ön duvarı ile mesane tabanı fasyalarının bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Pelvik duvara bağlanan puboservikal fasyanın bu bölgede mesaneye olan desteğinin zayıflaması lateral sistosel defektine neden olur. Kardinal uterosakral bağ kompleksi ön tarafta puboservikal fasyanın orta kısmı ile birleşir. Bu orta hatta oluşabilecek bir defektten mesanenin fıtıklaşması santral sistosele neden olur (38). Kardinal Sakrouterin Bağ Yapısı: Uterusun her iki yanında bilateral, isthmus ve serviks hizasından başlayarak pelvis lateral duvarlarına uzanan pelvik fasyanın kalınlaşması şeklinde oluşan bir bağdır. Anterior vajina ile uterusu besleyen hipogastrik damarlar ve bunların anterior dalları ile uzanan fasyal lifleri içerirler. Uterosakral ligamentler ile birlikte, serviks ve anterior vajinanın elevasyon ve arkaya fîksasyonundan sorumlu olup östrojen etkisindedirler (33). Uterus ve vajina apeksine en önemli destek görevi gören bağdır (38). Rektovajinal Septum: Rektum ile vajina anterior yüzleri arasında bulunan Douglas boşluğu aşağıya doğru rektovajinal septum olarak devam eden fasyal bir uzantı şeklindedir. Kardinal sakrouterin bağ oluşumuyla, proksimalde birleşerek posterior vajina apeksine destek oluştururlar (38). 2. Aktif Destek Yapılar a) Kaslar Levator ani kas grubu pelvik taban desteğin sağlanmasında en önemli etken olup, aktif destek oluşturmaktadır. Pelvisin gerçek musküler yapısı olan bu kas; iliokoksigeus, pubokoksigeus ve puborektalis kaslarının bir araya gelmesiyle oluşmaktadır (39). İliokoksigeus kası anteriorda pubik kemiğe, laterallerde ATLA ya, posteriorda levator

15 6 fasyaya ve koksikse bağlanır. Pubokoksigeus ise lateralde pubik ramusa tutunur; mesane, üretra, vajina ve rektumu sarar. Puborektalis iskiyal çıkıntının her iki yanından ve arkus tendinözün posterior kısmından kaynaklanıp, rektumun arkasında orta hatta iliokoksigeus ile birleşerek koksikse yapışır (Şekil-2). Puborektalis kası rektuma direkt mesane, üretra ve vajene indirekt destek sağlar (40). Pubokoksigeus kasından gelen bazı lifler, üretra çevresinde eksternal sfinktere katılıp sonrasında rektumun laterali ve önünde birleşerek perineal yapıya katkıda bulunurlar. Stres halinde, rektus abdominus ve pubokoksigeus kaslarının eş zamanlı kasılmalarıyla artan basınç, abdominal boşluktan proksimal üretraya iletilerek kontinans sağlanır (33,41). Puborektalis kasının tonik kontraksiyonu ürogenital hiatusu kapatır böylece vajen posterior bir eğim kazanır, daha dar bir anorektal açı oluşur ve de horizontal bir levator tabaka oluşur(42). Puborektal kasın kontraksiyonu anorektal açıyı oluşturur (ortalama 80 derece; normal aralığı derece) ve pelvik çıkımdaki basıncı azaltır. Puborektal kas tonusunu

16 7 kaybederse ürogenital hiatus açılır, anorektal açı genişler ve levator tabakası sarkar. Pelvik organ prolapsusu olan hastalarda bu durum fizik muayene ile saptanabilir. ġekil-2. Pelvik kaslar İki çeşit kas lifi çizgili kaslarda bulunur; tip 1 (yavaş atımlı) ve tip 2 (hızlı atımlı). Levator ani kas grubu liflerinin çoğunluğu tip 1 olarak tonusun devamlılığını sağlar. Perianal ve periüretral kısımlarda ise tip 2 lifler mevcuttur. Tip 1 lifler sürekli tonusu oluştururlar. Ayakta durma aktiviteleri sırasında ürogenital hiatusun kapanmasını ve pelvik yapıların pasif bağ dokusu desteği üzerindeki yükünün azaltılmasını sağlar. Tip 2 lifler ise hapşırma veya öksürme gibi stres oluşturan durumlarda karın içindeki ani basınç değişimlerine hızlı yanıt veren liflerdir (43).

17 8 b) Sinirler Pelvik taban kasların innervasyonu sakral 2-4 ventral köklerden sağlanan pudental sinir yolu ile olmaktadır. Sakral 3-4 motor sinir köklerinden levator ani kasının kraniyal yüzünün direkt olarak innerve olduğu da tanımlanmıştır. Alt üriner sistem lokal innervasyonu temel olarak parasempatik ve sempatik otonom sinir sistemi ile periferik somatik motor ve duyu sistemleri ile olmaktadır (44). B. MESANE Normal erişkin kadında kapasitesi ml, kontrakte olabilen ve endopelvik faysa tarafından örtülü ekstraperitoneal bir organdır. Üst yüzü ve arka yüzeyinin üst 1-2cm lik kısmı peritonla örtülüdür. Pubik kemik ile sıkı komşuluk gösterir. Pubik kemik ile mesane duvarı arasında adipoz doku, pubovezikal ligament, pubovezikal kas ve venöz pleksus yer alır. Mesanenin alt kısmı, alt uterin segment ve anterior vajinaya sıkıca bağlıdır (45-48). Mesane duvarı içten dışa doğru mukoza, submukoza, musküler tabaka ve seröz tabakadan oluşur. İç yüzü epitel doku ile kaplıdır. Mesanenin idrarla dolumu esnasında epitelyum kıvrımlar açılarak tek sıralı düz bir epitele dönüşür. Epitel dokunun altında ise trigonum bölgesinde sabitlenmiş elastik lifler bulunmaktadır (45-49). Musküler tabaka detrusor, trigon ve sfinkter kaslarından meydana gelir. Detrusor kas, birbirini örgü seklinde çaprazlayan liflerden meydana gelmiştir. Bu lifler iç ve dışta longitudinal, ortada sirküler olmak üzere belirgin üç tabaka oluşturmaktadır. Lifler birbirine parmaksı çıkıntılarla bağlıdır. Bu durum düzenli ve ilerleyici kasılmaların oluşmasında önemlidir. Mesane boynu doku tonusunu artırarak mesaneden idrar kaçışını önler. Detrusor kas kontrakte olduğu zaman mesane boynu gevşeyip açılır. C. TRĠGON Mesane tabanında üçgen şekline benzer bir bölgedir. Üst arka köşelerinde üreterlerin açıldığı kısım, ön alt köşesinde üretranın açıldığı ostium üretra internum yer alır. Trigonumun düz kasları üreter düz kaslarının uzantısıdır. Önde üretranın düz kaslarıyla devam etmektedir. Yapı ve fonksiyon olarak mesaneyi oluşturan detrusor kasından farklılık göstermektedir (45,50,51). Trigonun başlıca fonksiyonları: 1. İdrar depolama fazında idrar çıkışını engellemek, 2. İşeme esnasında huni şeklini alarak mesanenin boşaltımını kolaylaştırmak, 3. İşeme esnasında vezikoüreteral reflüye engel olmaktır.

18 9 D. ÜRETRA Kadın üretrası ortalama 4 cm uzunluğunda ve 6 mm çapındadır (50,51). Üretranın 2/3 lük proksimal kısmı mesane epiteli, 1/3 lük distal kısmı ise yassı epitel ile örtülüdür. Yassı epitel ile örtülü olan kısmı östrojenin etkisi altındadır (45). Üretral mukoza altında zengin ven ağları ve elastik lifler bulunmaktadır. Üretra istemsiz olarak çalışan düz kas liflerinden oluşmuş içte longitudinal ve dışta sirküler seyir gösteren iki kas tabakasından oluşmuştur (52). Üretranın mesane ile birleşim yerinde fizyolojik iç sfinkter olarak da adlandırılan internal üretral sfinkter yer alır. Bu kısımdaki kas liflerinin detrusor liflerinin devamını oluşturduğu kabul edilmektedir. İnternal üretral sfinkter, pasif üriner kontinansta önemli rol oynar. Mesane dolumu sırasında internal üretral sfinkter tonusu giderek artar. Böylece üretral basıncın, intravezikal basınçtan daha büyük olması sağlanır, idrar kontinansı elde edilir (47,49). Bu bölgedeki fonksiyon bozukluğu kadınlarda mesane boynunun açılmasına sebep olur. Bunun tam olarak önemi bilinememekle birlikte stres tip idrar kaçırması olan kadınlarda bu problemle sık karşılaşılmaktadır (53). Üretranın 1/3 orta bölümünde istemli olarak çalışan, çizgili kas yapısında olan, kontinansı sağlamada ve istemli işemede önemli olan eksternal sfinkter yer alır. Eksternal üretral sfinkter, proksimalde sirküler bant yapısındaki kas, orta kısımda kasın vajinal duvara bağlandığı üretrovajinal sfinkter ve en distal kısımda da perineal membrana bağlanan kompressor üretra olmak üzere üç farklı yapı içerir. Üretranın proksimal ve orta kısmında bulunan sfinkter üretra kasları pelvik sinirle uyarılır. Bu kaslar tip 1 liflerden oluşmuştur ve istirahat sırasında üretra tonusundan sorumludur. Kompressor üretra ve üretrovajinal sfinkter kasları pudental sinirle uyarılır. Bu kaslar tip 2 liflerden oluşmuştur. Bu kaslar abdominal basınç artışı esnasında kontrakte olarak üretral basınç artışını güçlendirir. Kadın üretrasında kontinansı sağlayan kas mekanizmalarına ek olarak üretrovezikal açının da önemi vardır. Üretranın, mesane posterioruyla oluşturduğu açıya üretrovezikal açı denir. Normalde derecedir. Bu açının azalması veya tersine dönmesi ile stres tip idrar kaçırma gelişebilmektedir (53). Puboüretral ligament, kollajen bağ dokusu ve düz kas liflerinden oluşmuştur. Os pubisin alt kenarlarından kalkan ve üretranın ortasına kadar uzanan kısmı önem taşımaktadır. Bu kısım üretranın normal pozisyonunu korumasını sağlamaktadır (54,55).

19 10 E. ALT ÜRĠNER SĠSTEM NÖROFĠZYOLOJĠSĠ İnsanlar, idrar kontrolü olmadan doğar ve idrar kontrolü zamanla kazanılır (56). Alt üriner sistem nörolojik kontrolü periferik, somatik ve otonom sinir sistemini de içine alan lokal innervasyon ile olmaktadır. Bu sistem, otonom sinir sistemi tarafından innerve edilmesine karşın beyin sapı, serebral korteks ve serebellumda yerleşik, merkezi sinir siteminin kontrolü altında çalışan nadir organlardan oluşmuştur (57). 1. Merkezi Sinir Sistemi Beyin ve medulla spinalis fonksiyonlarını kapsar. Serebral Korteks: Süperior frontal lob ve parasentral lobül mesane fonksiyonlarında görev alır. Bu bölgeler detrusor kas üzerinde inhibitör etki gösterir. Serebellum: Merkezi sinir sisteminin diğer bölgelerinden gelen uyarılara modülatör etki yapar. Mesane ve pelvik tabandan gelen uyarıları alır. Buradan çıkan efferent impulslar pelvik taban tonusunun sürdürülmesinde, detrusor ve ürogenital sfinkterin koordinasyonunda önemlidir (54,57,58). Pons (Beyin Sapı): Ön bölgesinde pontin işeme merkezi olarak adlandırılan bölge mesaneye giden impulsların çıkış bölgesidir. Pons işemeyi uyarıcı etkiye sahiptir. Zarar görmesi kalıcı idrar zorluklarına neden olur (54,57,58). Medulla Spinalis: Spinal kord, normal mesane fonksiyonlarında temel oluşturur. Mesane ile beyin arasında iletişimi sağlar. Spinal sinirler, periferik sinir sistemindeki afferent ve efferent liflerle temas eden parçalara sahiptir. Spinal işeme merkezi, S2-4 segmentinde bulunur. Mesanenin motor innervasyonu bu bölgeden yapılır. Pelvis, periüretral ve anal sfinkter çizgili kasların motor innervasyonu da bu bölgeden olmaktadır (57,59). 2. Periferik sinir sistemi Bu sistem alt üriner sistem açısından değerlendirildiğinde; otonom sinir sistemi ve somatik refleks yoldan oluşur. a) Otonom Sinir Sistemi Birbirine karşıt fonksiyon gösteren sempatik ve parasempatik bölümlerden oluşur (57). 1. Sempatik Sinir Sistemi: Sempatik sinir lifleri T10-L2 segmentlerindeki gri cevherin intermediolateral kolonundaki hücrelerinden orijin alır. Spinal korda yakın olarak yerleşmiş lomber paravertebral sempatik ganglionda sinaps yaptıktan sonra hipogastrik sinir yoluyla mesane ve üretradaki reseptörlerle sinaps yapar. Sempatik sinir sisteme ait nörotransmitter (noradrenalin), alfa ve beta olmak üzere iki tip reseptör üzerine etki eder. Alfa adrenarjik

20 11 reseptörleri, üretra ve mesane tabanı düz kaslarında kontraksiyon yapar. Mesanenin dolumu sağlanır. Beta adrenarjik reseptörler ise mesanenin dolumu sırasında detrusor kasında relaksasyona neden olur (Şekil-3). Mesane beta adrenarjik, üretra ise alfa adrenarjik organdır (57,60). ġekil-3. Sempatik sinir sistem fonksiyonu 2. Parasempatik Sinir Sistemi: Mesaneye gelen parasempatik sinir lifleri S2-4 segmentlerindeki kolumna intermediomedialisten çıkar ve pelvik sinir ile mesaneye gelir, mesane duvarında sinaps yapar. Buradan çıkan postganglionik lifler detrusor kasına ulaşır. Parasempatik sistem mesanenin motor kontrolünü (kontraksiyon ve boşalma) sağlar. Parasempatik sinirlerin stimülasyonu ile sinir uçlarından asetil kolin salgılanır ve mesanedeki kolinerjik reseptörler uyarılır. Bu uyarılma ile detrusor kas kasılır, internal sfinkter gevşer ve mesanenin boşaltım fonksiyonu gerçekleşir (Şekil-4). İnternal sfinkterin gevşemesi parasempatik stimülasyonun norepinefrin salınımını inhibe etmesiyle oluşur (57,59,60).

21 12 ġekil-4. Parasempatik sinir sistem fonksiyonu b) Somatik Sinir Sistemi Eksternal sfinkter ve pelvik taban kaslarının bir kısmı sakral spinal segmentlerden çoğu nervus pudentalis yoluyla gelen somatik sinir lifleriyle innerve olur. Somatik uyarı, üretra çevresindeki çizgili kaslar dâhil pelvik taban kaslarında tonusu korumaya çalışır. Sinir Tipi-Fonksiyon: 1. Parasempatik Mesane kontraksiyonu Sfinkter gevşemesi 2. Sempatik Mesane relaksasyonu (β adrenerjik) Mesane relaksasyonu (parasempatik tonusun inhibisyonu) Mesane boynu ve üretral kontraksiyon (α adrenerjik) 3. Somatik (Pudental) Pelvik taban kas kontraksiyonu F. KONTĠNANS MEKANĠZMASI Alt üriner sistemin fonksiyonu primer olarak refleks aktivite ile belirlenir. Çocuklarda doğumla birlikte idrar kaçırma görülür. Zamanla santral sinir sistemi ve tuvalet eğitimi ile refleks aktiviteler gelişir, istemli olarak aktive ya da inhibe etme yeteneği kazanılır (61). Normal üriner kontinans mekanizmasında, santral ve periferik sinir sistemin normal fonksiyonu, pelvis destek anatomisi, intrinsik üretral mekanizma ve hormonal değişikliklerin

22 13 normal olması gereklidir. Bunların herhangi birindeki disfonksiyon idrar depolanması ve toplanan idrarın üretra yolu ile uygun zamanda boşaltılması aşamalarında aksamaya neden olur. Buradan da anlaşıldığı gibi kontinans mekanizması depolama ve boşaltım olmak üzere iki aşamada gerçekleşir. 1. Depolama Fazı Dolum fazında üriner kontinansın sağlanması için üretra içi basıncın (ÜİB) her zaman mesane içi basınçtan (MİB) yüksek olması gerekir. Böylece MİB nin ÜİB den çıkarılması ile hesaplanan üretral kapanma basıncı (ÜKB) pozitif değerde tutulur. İstirahat sırasında ÜİB nin oluşumunda primer olarak internal ve eksternal sfinkter yapılar ile üretral duvar elastikiyeti ve vaskülaritesinin önemi vardır. İstirahat anında mesane içi volümdeki büyük artışlara rağmen MİB de minimal değişiklikler oluşur. Mesane akomodasyonu olarak bilinen bu durum, mesane duvarının pasif viskoelastik özelliği ve istemli kontrol ile detrusor kasının relaksasyonu sonucu gelişir. Pelvik taban anatomisi ve idrar kaçırma konusunda yapılan çalışmalar, karın içi basıncın artmasına neden olan stres durumlarında üriner kontinansın devamı için mesane boynu ve proksimal üretranın retropubik pozisyonda olması gerektiğini belirtir. Bunun için ürogenital diaframın anatomik sağlamlığının yanında stres anında kasılıp bu diyaframı gererek mesane boynu ile proksimal üretrayı eleve eden levator ani kasının da fonksiyonel olması gerekir. Üriner kontinansın sağlanmasında üretra ve periüretral dokuların innervasyonu da önemlidir. Mesanenin dolması ile mesane boynu ve üretradaki düz kas tabakasında bulunan β adrenerjik reseptörlerin uyarısı ile periferik akış rezistansı artar. Aynı zamanda efferent pudental sinirin aktivasyonu ile pelvik diyafram ve ürogenital sfinkterin, istemli ve refleks stimülasyonla kontrakte olması sağlanır. Mesanede idrar dolmaya başladığında mesane gerginliği artar. Detrusor ve trigon kas gerilmesiyle pelvik taban ve perineden kaynaklanan uyarılar sakral işeme merkezine ulaşır. Mesanede idrar 200 ml ye ulaşınca ilk idrar hissi ortaya çıkar. Bu sırada üretra içi basınç mesane içi basınçtan yüksektir. İdrar miktarı ml ye gelince mesane maksimal kapasiteye ulaşır. Ancak mesane içi basınç üretra içi basınçtan düşüktür. İdrar hissi artmıştır. Uygun zaman ve yer bulana kadar idrar tutulmaya çalışılır (56,57). Kontinansı sağlamak için stres anında üretra içi basıncın mesane içi basınçtan yüksek olması gerekmektedir. Üretra içi basınçta rol oynayan faktörler; üretra düz kasları, üretra

23 14 duvarının elastikiyeti, vaskülaritesi ve periüretral çizgili kaslardır. Üretra içi basınçta etkili bu komponentler; yaş, gebelik, doğum, menopoz, gibi çeşitli faktörlerle fonksiyon kaybına uğrayabilirler (58). Birçok nöral refleksin etkileşmesine bağlı kompleks süreçte bu yapıların herhangi birindeki disfonksiyon, alt üriner sistem fonksiyonları olan depolama ve boşaltım aşamasında aksamalara neden olur (49). İntraabdominal basınç artışı karşısında aktif üretral kapanma, pasif üretral kapanma, fonksiyonu normal olan musküler doku ile birlikte mesane ve üretranın fasyal dokularla desteklenmesiyle oluşan karşı mekanizma, kontinansın devamlılığını sağlamaktadır. Aktif üretral kapanma, intraabdominal basıncın ani artışı karşısında refleks olarak pelvik tabanın kontraksiyonu ile oluşmaktadır. Böylece üretral kompresyon gerçekleşmekte ve indirekt olarak mesane boynunda direnç etkisi gelişerek mesane boynunun uygun pozisyonda kalması sağlanabilmektedir (41). ġekil-5. Kontinans mekanizması 2. BoĢaltım (ĠĢeme) Fazı Mesane içinde ml idrar biriktiğinde intravezikal basınç artmıştır. Bu durum idrar yapma hissini uyarır ve işeme başlatılır. Öncelikle pelvik taban ve üretra çizgili kaslar gevşer, üretral basınç azaltılır. Sonra detrusor kas kontrakte olur ve mesane içi basınç artar.

24 15 Detrusor ile birlikte üretral düz kaslar da kontrakte olur ve üretranın genişlemesi sağlanır. Mesane boynu ve proksimal üretra huni şeklini alarak aşağı iner ve idrar akışı kolaylaşır. Mesane üretra aksına doğru eğilir, üretrovezikal açı düzleşir ve idrar akışı başlar. İşeme fazı sonlandığında pelvik taban ve üretral çizgili kaslar kontrakte olur. Mesane boynu simfisiz pubise doğru yükselir. Üretral basınç artar. Refleks olarak β adrenerjik sempatik reseptörler detrusor kasını gevşetir. Siklus yeniden başa döner. Spinal işeme merkezinin istemsiz inhibisyonu ile depolama fazı yeniden başlar (54-57). II. PELVĠK TABAN BOZUKLUKLARI Pelvik taban bozuklukları; üriner inkontinans (Üİ) ve pelvik organ prolapsusu (POP) olmak üzere iki ana başlık altında sınıflanır. A. ÜRĠNER ĠNKONTĠNANS 1. Epidemiyoloji Prevalans: Toplum içerisinde idrar kaçırma prevalansına yönelik yapılacak epidemiyolojik çalışmalar, gereksinim duyulacak tedavi ve bakım hizmetlerin sunulabilmesi, tıbbi ve mali önlemlerin belirlenebilmesi açısından önemlidir. Günümüze kadar yapılan prevalans çalışmalarından elde edilen sonuçlar, idrar kaçırmanın tanımlanmasındaki güçlükler nedeni ile birbirinden farklılık göstermektedir. Bu duruma ek olarak toplumun özellikleri, çalışma şekli, klinik özellikler ve kullanılan metotlar da prevalans oranlarını etkilemektedir. Üriner inkontinans prevalansı konusunda verilen rakamlar çok farklıdır ve %2-57 oranında değişmektedir (62). İdrar kaçırma kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülmektedir; 60 yaş altında 4 kat, 60 yaş ve üzerinde 2 kat daha fazla olduğu belirtilmektedir (12,63). ICS (Uluslararası İnkontinans Derneği) tarifine uyan üriner inkontinans oranı ise %23,5 olarak verilmektedir. En sık görülen inkontinans tipi olan stres üriner inkontinans %15-52 oranında görülmektedir (64). Gebelikte görülen inkontinans ise %30-60 civarındadır (65). Üriner inkontinans tipi ile yaşın ilgisi araştırılmış, stres inkontinansın yaşları arasında %78, yaşları arasında %57 oranında görüldüğü saptanmıştır. Urge inkontinans yaşlı popülasyonda %67, 50 yaş altında ise %56 oranında izlenir (66). İnkontinans semptomları %70-80 oranında en az 1 yıl süre ile %25 oranında ise 4 yıl süre ile devam eder. Gebelikte ortalama %26 oranında saptanan stres üriner inkontinans prevalansı, postpartum 6.haftada %16 ya, 6.ayda ise %15 e kadar düşmektedir (67).

25 16 Risk faktörleri: 1.Yaş ve cinsiyet: İdrar kaçırma kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla görülmektedir (12-14). Prevalans yaşla birlikte artar. Bu nedenle birçok kadın idrar kaçırma bir hastalık olarak değil, yaşlılığın doğal bir parçası olarak kabul eder. Yaslanmayla birlikte mesane kapasitesinde, idrar akım hızında ve idrar yapmayı erteleme yeteneğinde azalma olur. Nörolojik, ürolojik, renal problemler, azalmış hareketlilik, ilaç kullanımı, östrojen eksikliği, diyabet ve idrar yolu enfeksiyonu gibi durumlar da idrar kaçırma gelişimine zemin hazırlar (16,50,68,69). Milson 17 adet epidemiyolojik çalışmayı incelemiş ve prevalansın yaşla birlikte doğru orantılı olarak arttığını bildirmiştir (70). Malon yaşlı kadınlarda işeme sonrası rezidü idrar miktarında artış, idrar akım oranında ve mesane kapasitesinde azalma olduğunu saptamıştır (71). Pek çok çalışmada urge inkontinansın yaş ile beraber arttığı, fakat stres üriner inkontinansın yaş ilerledikçe azaldığı gösterilmiştir (72). 2. Irk: İdrar kaçırma prevalansı genetik yapı ile ilişkilidir. Epidemiyolojik çalışmalar ırkın idrar kaçırma gelişiminde rol oynadığını, Çinli, Zenci ve Eskimolu kadınlarda prevalansın daha düşük olduğunu göstermiştir (16,50,68,69). 3. Menopoz: Üretra epiteli, vajen epiteli ile ortak embriyolojik orijine sahip olduğu için seks steroidlerinden benzer şekilde etkilenir. Gebelik ve menopozal dönemde genital sistemde gelişen anatomik ve fonksiyonel değişiklikler alt üriner sistem fonksiyonunu da etkilemektedir. Alt üriner sistemin kas dokuları (pelvik taban kas) ve vasküler (vajina-üretramesane) yapılarında östrojen reseptörleri yer alır. Pubococcygeus kası, üretra ve mesane trigonunda östrojen reseptörlerinin çok yoğun olduğu görülmüştür. Menopozla birlikte maksimal üretral basınç ve üretral uzunlukta düşme görülür. Üretral vaskülaritede azalma, istirahat halinde intraüretral basınçta düşme ve strese cevapta yetersizlik görülür, dizüri, nokturi, sıkışma ve idrar kaçırma gibi üriner semptomların görülme sıklığı artar (55). Oral östrojen tedavisi kısa süreli bir klinik yarar sağlarken, uzun dönemde 60 yaş ve üstünde inkontinans riskini değiştirememektedir (72). Gebelik döneminde progesteronun etkisiyle mesane kapasitesi, kompliyansı ve damarlanması artar. Üretranın ve mesanenin kas tonusu azalmaktadır. Bu değişiklikler menstrual siklusun luteal fazında gözlenmiştir. Gebeliğin ilerleyen haftalarında uterus mesaneye baskı yapar. Bunun sonucunda sık idrara gitme ve stres tip idrar kaçırma görülebilir (73,74). 4. Sigara: Sigara içmenin üriner inkontinansın bütün şekillerinin ortaya çıkmasında önemli bir rolü olduğu bildirilmektedir (63). Sigara içenlerde, içmeyenlere göre üriner inkontinans 2-3 katı daha fazla görülmektedir. Sigara kullanımına bağlı olarak mesane içi

26 17 basıncı artar, kollajen sentezi azalır, östrojen seviyesi olumsuz yönde etkilenir. Sigara kullanımı ile birlikte şiddetli öksürmenin de etkisiyle sfinkterin anatomik ve nörolojik olarak fonksiyonu bozulur. 5. Geçirilmiş pelvik cerrahi: Üriner inkontinans ameliyatları periüretral dokularda, fibrozise neden olabilen kompresyon ve açı bozukluğu oluşturabilir. Pek çok çalışmada mesane boynu ameliyatları sonrası görülen işeme bozuklukları oranının %1,9-24 arasında değiştiği gösterilmiştir (75). Histerektomi sırasında oluşan kas ve fasya hasarları, pelvik sinir ve pelvik destek yapısı yaralanmaları, vajinanın kısaltılması, trigonal yerleşimli mesane destek yapılarının çıkarılması ve cerrahi menopoz ya da östrojen eksikliği sonucu idrar kaçırma gelişebilmektedir (76,77). Özellikle radikal histerektomide mesane ve üretranın denervasyonuna bağlı işeme bozuklukları görülebilir. Histerektomiyi izleyen ilk yıllarda inkontinans gelişiminin artmamasına karşın ileri yıllarda inkontinans oluşumu için risk faktörü oluşturduğu bildirilmiştir (76). 6. Obezite ve kronik konstipasyon: İntraabdominal basıncın kronik olarak artışına neden olan her durum idrar kaçırma gelişimi veya artısı için risk faktörü oluşturmaktadır. Artan ağırlık pelvik kaslarda ve sinirlerde kronik ıkınma, gerilme ve zayıflamaya yol açar. Vücut kitle indeksinin, stres üriner inkontinansta anlamlı derecede yüksek değerler gösterdiği ortaya konulmuştur. (5,69,78). 7. Gebelik: Gebelikte progesteronun etkisiyle mesane kapasitesi, kompliyansı ve damarlanması artarken üretranın ve mesanenin kas tonusu azalır. Pek çok kadın için gebelikte inkontinans kendini sınırlayan bir olaydır. Yapılan bir çalışmada, stres üriner inkontinans, %4 gebelikten önce, %32 gebelik sırasında, % 7 doğum sonrasında izlenmiş olup, büyük bir kısmı doğum sonrası giderek düzelmiştir (79). Gebelik sırasında inkontinansı gelişen kadınların, yaşlandıkça inkontinans riskleri artmaktadır. 8. Doğum: İdrar kaçırma gelişiminde gebelik, doğum, parite, doğum şekli, çoğul gebelik ve iri bebek doğumu gibi çok sayıda obstetrik risk faktörü vardır. Bu faktörlerin idrar kaçırma sıklığını artırdığına dair araştırma sonuçları çelişkilidir. Bazı çalışmalarda, vajinal doğumu takiben sinir hasarı ve pelvik taban kaslarda güç kaybı-zedelenme geliştiği, postpartum dönemde kas fibrillerinde değişiklik olduğu saptanmıştır (15,24,80,81). Sinir hasarının forseps kullanımı, vakumla çekme veya fazla doğum ağırlığı nedeniyle pudental sinir hasarına neden olduğu bulunmuştur (24,25,82). Yapılan çalışmalarda sezaryen ile doğum yapan kadınlarda benzer hasarların görülmediği ve normal doğum yapanlara göre daha güçlü pelvik taban kaslarına sahip

27 18 oldukları belirlenmiş, idrar kaçırma insidansının daha düşük olduğu saptanmıştır (24,55,69). Victurp ve arkadaşları yapmış oldukları çalışmada vajinal doğum esnasında açılan epizyotomi ile erken dönemde gelişen stres tip idrar kaçırma arasında önemli ilişki olduğunu belirlemişlerdir (79). Bir çalışmada idrar kaçırma sıklığı ile parite arasında doğrudan ilişkinin olduğunu ve doğum sayısı arttıkça idrar kaçırma görülme sıklığının da doğrusal olarak arttığı bulunmuştur. Aynı çalışmada vajinal yolla doğum yapanlarda idrar kaçırma görülme oranı %29, sezaryen ile doğum yapanlarda idrar kaçırma görülme oranı %14,5 olarak tespit edilmiştir. Vajinal doğum sonrası üretral basınç profili incelemelerinde (UPP) maksimal üretral kapanma basıncı ve maksimal üretral basınç düşük, fonksiyonel üretra uzunluğu kısa bulunmuştur. Sezaryen ile doğum yapanlarda bu değişikliklere rastlanmamıştır (69). Literatürdeki bazı çalışmalarda ise paritenin kaçırmayı etkilemediği tespit edilmiştir. Folspang ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada idrar kaçırma prevalansı nulliparlarda, multiparlara göre düşük bulunmuş ancak 1, 2 veya 3 vajinal doğum yapan kadınlarda idrar kaçırma prevalansında farklılık tespit edilmemiştir (81). Skanner ve arkadaşlarının bir çalışmasında parite ile kaçırma arasında ilişki bulunmamıştır (27). 9. Bağ dokusu: Pelvik taban çeşitli tipteki kollajenden oluşmaktadır. Tip 1 kollajen kalın ve sert fibrillerden oluşmuştur. Tip 3 kollajen ince, zayıf ve izole fibrillerden meydana gelmiştir. Keane ve arkadaşları ürodinamik incelemeyle stres tip idrar kaçırma varlığı saptanmış ve hiç doğum yapmamış 30 kadın hastaya periüretral biyopsi yaparak tip 1 ve tip 3 kollajen miktarlarını incelemiştir. Sonuçta tip 1 ve tip 3 kollajen miktarlarını karşılaştırdıklarında tip 1 kollajen miktarını düşük olarak bulmuşlardır. Aynı zamanda kaçırması olan kontrol grubuna göre gerçek stres tip idrar kaçırması olan grupta total kollajen miktarını daha düşük bulmuşlardır (83). Yapılan çalışmalarda pelvik taban yetmezliği ve stres tip idrar kaçırma olan kadınlarda, olmayanlara göre bağ dokusundaki kollajen oranlarında düşme olduğu ve bu düşmenin kaçırma üzerinde etkili olduğu gösterilmiştir (69,84). 10. Abdominal Tümör: Abdominal tümörler intravezikal basıncı direk olarak arttırır. İntravezikal basıncın göreceli olarak artması üretral sfinkter kontrolünü göreceli olarak yetersiz hale getirir (59). 11. Radyoterapi: İnvaziv mesane kanseri için uygulanan radyoterapi sonrası fibrotik mesane hasarı ve kısmen denervasyonunun aşırı duyarlı hale dönüşmesi ile hastaların yaklaşık olarak %50 sinde sık idrara gitme ve sıkışma semptomları gelişmektedir (85).

28 Spinal Kord Yaralanmaları: Spinal kord yaralanmaları, multipl skleroz ve diyabetik nöropati gibi hastalıklar sinir sistemi hasarı yaptığı için pelvik bölgedeki sinir fonksiyonlarını bozabilmektedir (70,73,74). Spinal kord yaralanmalarında en sık detrusor instabilite görülmektedir. 13. İdrar Yolu Enfeksiyonu: Mesane enfeksiyonları kadınlarda genellikle sık görülen problemlerdendir. Üriner sistem yapı ve fonksiyon bozukluğu, diyabet gibi çeşitli hastalıklar, uzun süreli veya geçici kateterizasyon, menopoz (östrojen eksikliği sonucu ürogenital flora değişir ve vajinal ph artar ), az sıvı alımı ve kontraseptif amaçlı kullanılan diyaframlar ağır ve tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarına yol açmaktadır (59,69,74). Enfeksiyon mukozal inflamasyon oluşturmakta ve bu durumda istemsiz detrusor kontraksiyonlarına yol açmaktadır. Yine enfeksiyon ajanlarının salgıladıkları endotoksinlerin alfa adrenerjik etkisi ile üretral sfinkterde yetmezlik geliştirebilmektedir. 14. İlaçlar: Üretra içindeki basınç daha çok üretra duvarında bulunan düz kasların tonusuna bağlıdır. Tonus aktivitesi alfa adrenerjik ajanlarla arttırılırken, beta adrenerjiklerle azaltılmaktadır. Hipertansiyon tedavisinde kullanılan ilaçlar alfa adrenerjik reseptörleri bloke ederek proksimal üretrayı gevşetmekte, üretra sfinkter yetmezliğine yol açmaktadır (46). 2. Üriner Ġnkontinans Sınıflaması ICS inkontinans tiplerini şöyle sınıflamıştır. Gerçek stres üriner inkontinans a. Anatomik stres inkontinans 1. Anatomik destek yetersizliği 2. İntrinsik sfinkter yetmezliği b. İstemsiz üretral sfinkter relaksasyonu (üretral instabilite) Urge (sıkışma) inkontinans a. Detrusor instabilitesi b. Detrusor hiperrefleksisi Mikst inkontinans Taşma inkontinansı (overflow inkontinans) Bypass inkontinans ( üretra dışındaki yollardan gelişen inkontinans) - Konjenital anomaliler (epispadias, ektopik üreter, mesane ekstrofisi) - Üretral, vezikal veya üreteral fistüller Fonksiyonel inkontinans

DR. AYŞEGÜL KORUR UZMANLIK TEZİ

DR. AYŞEGÜL KORUR UZMANLIK TEZİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI GÖZTEPE EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE HEKİMLİĞİ Aile Hekimliği Koordinatörü: Prof. Dr. Aytekin Oğuz KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA ŞİKAYETİNİN GENEL SAĞLIK, PSİKOSOSYAL VE SEKSÜEL

Detaylı

ALT ÜRİNER SİSTEM VE PELVİK TABAN FONKSİYONEL ANATOMİSİ

ALT ÜRİNER SİSTEM VE PELVİK TABAN FONKSİYONEL ANATOMİSİ ALT ÜRİNER SİSTEM VE PELVİK TABAN FONKSİYONEL ANATOMİSİ Prof.Dr.Niyazi Aşkar Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Ürojinekoloji Ünitesi Kontinansın devamlılığının sağlanması

Detaylı

İŞEME FİZYOLOJİSİ. Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

İŞEME FİZYOLOJİSİ. Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı İŞEME FİZYOLOJİSİ Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Türk Üroloji Yeterlilik Kurulu, Sertifikasyon Sınavlarına Hazırlık Kursu 15-17 Kasım 2016, Kızılcahamam

Detaylı

ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE PELVİK TABAN EGZERSİZLERİ NÖROMODÜLASYON-BİOFEEDBACK İÇİN EVDE EGZERSİZ EĞİTİM UYGULAMASI KISA DÖNEM SONUÇLARI

ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE PELVİK TABAN EGZERSİZLERİ NÖROMODÜLASYON-BİOFEEDBACK İÇİN EVDE EGZERSİZ EĞİTİM UYGULAMASI KISA DÖNEM SONUÇLARI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ I. KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ Klinik Şefi Doç.Dr. AHMET BİRTAN BORAN ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE PELVİK TABAN EGZERSİZLERİ NÖROMODÜLASYON-BİOFEEDBACK

Detaylı

DOĞURGAN ÇAĞDA KADINLARDA GÖRÜLEN ÜRİNER İNKONTİNANSIN SAĞLIK, SOSYAL, SEKSÜEL VE YAŞAM KALİTESİ ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ

DOĞURGAN ÇAĞDA KADINLARDA GÖRÜLEN ÜRİNER İNKONTİNANSIN SAĞLIK, SOSYAL, SEKSÜEL VE YAŞAM KALİTESİ ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİMDALI DOĞURGAN ÇAĞDA KADINLARDA GÖRÜLEN ÜRİNER İNKONTİNANSIN SAĞLIK, SOSYAL, SEKSÜEL VE YAŞAM KALİTESİ ÜZERİNE

Detaylı

Alt Üriner Sistem Anatomi ve Fizyolojisi SİNHARİB ÇİTGEZ

Alt Üriner Sistem Anatomi ve Fizyolojisi SİNHARİB ÇİTGEZ Alt Üriner Sistem Anatomi ve Fizyolojisi SİNHARİB ÇİTGEZ Alt üriner sistem anatomisi Mesane Mesane boynu Üretra Eksternal üretral sfinkter Pelvik taban kasları ve destek dokuları 22.06.16 İÜ Cerrahpaşa

Detaylı

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? Tuvalet eğitimi döneminde, nörolojik olarak normal bazı çocuklarda yanlış edinilmiş işeme alışkanlıkları neticesinde ortaya çıkan işeme fazındaki

Detaylı

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Pelvis, lokomotor sistemin en fazla yük taşıyan bölümüdür. İçindeki majör damar, sinir ve organ yapıları nedeniyle pelvis travmaları kalıcı sakatlık

Detaylı

Alt Üriner Sistem Anatomi ve Fizyolojisi SİNHARİB ÇİTGEZ

Alt Üriner Sistem Anatomi ve Fizyolojisi SİNHARİB ÇİTGEZ Alt Üriner Sistem Anatomi ve Fizyolojisi SİNHARİB ÇİTGEZ Alt üriner sistem anatomisi Mesane Mesane boynu Üretra Eksternal üretral sfinkter Pelvik taban kasları ve destek dokuları 9.12.15 İÜ Cerrahpaşa

Detaylı

STRES ÜRİNER İNKONTİNAS TEDAVİSİNDE TRASOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONUNUN ETKİNLİĞİNİN ÜRODİNAMİ VE ANKET FORMLARIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ

STRES ÜRİNER İNKONTİNAS TEDAVİSİNDE TRASOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONUNUN ETKİNLİĞİNİN ÜRODİNAMİ VE ANKET FORMLARIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ I.KADIN DOĞUM KLİNİĞİ KLİNİK ŞEFİ: Doç. Dr. A. Birtan BORAN STRES ÜRİNER İNKONTİNAS TEDAVİSİNDE TRASOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONUNUN ETKİNLİĞİNİN

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır?

KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır? KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır? İdrar kaçırma her türlü istem dışı idrarın tutulamaması yani kaçırma halidir. Bu durum,

Detaylı

(Uzmanlık Tezi) Dr. Mevlüt Akın Azman

(Uzmanlık Tezi) Dr. Mevlüt Akın Azman T.C. Sağlık Bakanlığı Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Klinik Şefi Op. Dr. Gültekin Köse TENSION FREE VAGİNAL TAPE(TVT) OPERASYONUNUN UYGULANMASI ve KISA

Detaylı

İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel. idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali

İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel. idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali Görülme Sıklığı kadında % 4.5-53 erkekde %1.6-24 Üroloji ve Jinekoloji Polikliniklerine İdrar Kaçırma Yakınması Dışında

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

ÜRİNER İNKONTİNANS. Doç Dr Haluk EMİR. Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı

ÜRİNER İNKONTİNANS. Doç Dr Haluk EMİR. Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı ÜRİNER İNKONTİNANS Doç Dr Haluk EMİR Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Alt Üriner Sistem Mesane ve mesane boynu (İnternal sfinkter) Üretra Peri üretral çizgile adele (Eksternal sfinkter)

Detaylı

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ Kadın İdrar İnkontinansı Dr. M.NURİ BODAKÇİ Genel populasyonun çoğunda özellikle kadınlarda ve yaşlılarda mesane disfonksiyonu vardır. ICS üriner inkontinansı; objektif olarak gösterilebilen ve sosyal

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca

Detaylı

ÇOCUK NEFROLOJİ BİLİM DALI

ÇOCUK NEFROLOJİ BİLİM DALI ÇOCUK NEFROLOJİ BİLİM DALI ÇOCUKLARDA MESANE DİSFONKSİYONUNA TANISAL YAKLAŞIM-TEDAVİ KURSU 22.12.2017 OLGU SUNUMU OLGU 16yaşında, kız Fasiyal dismorfizm Mandibular prognatizm OLGU Tekrarlayan idrar yolu

Detaylı

Prof. Dr. M. İhsan Karaman. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Üroloji Kliniği

Prof. Dr. M. İhsan Karaman. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Üroloji Kliniği Prof. Dr. M. İhsan Karaman Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Üroloji Kliniği İşeme Bozukluğu-Tanım Sağlıklı çocuklarda yanlış tuvalet eğitimi yada psikolojik yada ailesel nedenlerle gelişen

Detaylı

STRES ÜRİNER İNKONTİNANS HASTALARINDA TRANSOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONU BAŞARISININ KİNG s SAĞLIK ANKETİ VE PERİNEAL ULTRASONOGRAFİ İLE

STRES ÜRİNER İNKONTİNANS HASTALARINDA TRANSOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONU BAŞARISININ KİNG s SAĞLIK ANKETİ VE PERİNEAL ULTRASONOGRAFİ İLE T.C. Sağlık Bakanlığı Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Şef: Doç. Dr. Orhan ÜNAL Tez Danışmanı: Dr. Bülent KARS STRES ÜRİNER İNKONTİNANS HASTALARINDA

Detaylı

İdrar veya Gaita İnkontinansına Neden Olan Primer Tanı Listesi Sıra No ICD-10 Kodu Tanı 1 C72 Spinal Kord Tümörleri 2 E80 Porfiria (Diğer,) 3 F01

İdrar veya Gaita İnkontinansına Neden Olan Primer Tanı Listesi Sıra No ICD-10 Kodu Tanı 1 C72 Spinal Kord Tümörleri 2 E80 Porfiria (Diğer,) 3 F01 İdrar veya Gaita İnkontinansına Neden Olan Primer Tanı Listesi Sıra No ICD-10 Kodu Tanı 1 C72 Spinal Kord Tümörleri 2 E80 Porfiria (Diğer,) 3 F01 Vasküler bunama 4 F01.3 Karma kortikal ve subkortikal vasküler

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ( YÜKSEK LİSANS TEZİ )

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ( YÜKSEK LİSANS TEZİ ) i T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ( YÜKSEK LİSANS TEZİ ) ÜRİNER İNKONTİNANSLI HASTALARIN RUHSAL DURUMLARININ VE CİNSEL FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ NERİMAN GÜDÜCÜ DANIŞMAN DOÇ.DR.NESLİHAN

Detaylı

ÜRODĠNAMĠK DEĞERLENDĠRME

ÜRODĠNAMĠK DEĞERLENDĠRME ÜRODĠNAMĠK DEĞERLENDĠRME Prof. Dr. Niyazi Aşkar EÜTF Kadın Hast. ve Doğum Anabilim Dalı Ürodinamik inceleme Amaç: Alt üriner sistem dolum ve boşaltım fonksiyon bozukluklarını saptamaktır Ürodinamik tetkiklerin

Detaylı

Vajinal Gençleştirne Vajinal Daraltma Stres Üriner İnkontinans Tedavisi İdrar Kaçırma Tedavisi Vajinal Kuruluk Menopoz Sonrası Rehabilitasyon Tekrarlayan Enfeksiyonlar Doğum Sonrası Rehabilitasyonu Labia

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) Otonom sinir sitemi iki alt kısma ayrılır: 1. Sempatik sinir sistemi 2. Parasempatik sinir sistemi Sempatik ve parasempatik sistemin terminal nöronları gangliyonlarda

Detaylı

Derin İnfiltratif Endometriozis. Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Derin İnfiltratif Endometriozis. Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Derin İnfiltratif Endometriozis Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endometriozis Peritoneal Ovarian Derin infiltratif Anterior Mesane Posterior P1-Uterosakral ligament P2-Vajinal

Detaylı

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun

Detaylı

KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kasların regenerasyon yeteneği yok denecek kadar azdır. Hasar gören kas dokusunun yerini bağ dokusu doldurur.

KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kasların regenerasyon yeteneği yok denecek kadar azdır. Hasar gören kas dokusunun yerini bağ dokusu doldurur. KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER Canlılığın belirtisi olarak kabul edilen hareket canlıların sabit yer veya cisimlere göre yer ve durumunu değiştirmesidir. İnsanlarda hareket bir sistemin işlevidir. Bu işlevi

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 9 Serebrum Bazal Çekirdekler Orta Beyin (Mezensefalon) Beyin sapının üzerinde, beyincik ve ara beyin arasında kalan bölüm Farklı duyu bilgilerini alarak bütünleştirir ve kortekse

Detaylı

TÜRKĐYE CUMHURĐYETĐ ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ TIP FAKÜLTESĐ

TÜRKĐYE CUMHURĐYETĐ ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ TIP FAKÜLTESĐ TÜRKĐYE CUMHURĐYETĐ ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ TIP FAKÜLTESĐ GEBELIKTE ÖNERĐLEN KEGEL EGZERSĐZLERĐNĐN PELVĐK TABAN KASLARINA, ALT ÜRĐNER SĐSTEM SEMPTOMLARINA VE YAŞAM KALĐTESĐ ÜZERĐNE OLAN ETKĐLERĐNĐN ARAŞTIRILMASI

Detaylı

ROBOT YARDIMI İLE PROSTAT KANSERİ AMELİYATINDA HASTA EĞİTİMİ

ROBOT YARDIMI İLE PROSTAT KANSERİ AMELİYATINDA HASTA EĞİTİMİ ROBOT YARDIMI İLE PROSTAT KANSERİ AMELİYATINDA HASTA EĞİTİMİ Prostat kanserinin tedavisinde sık olarak uygulanan robotik radikal prostatektomi ameliyatında, cerrah tarafından yönetilen bir robot aracılığıyla

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI TOTAL PROLAPSUS NEDENİYLE LEFORT OPERASYONU YAPILAN HASTALARIN PREOPERATİF VE POSTOPERATİF LABORATUAR VE GÖRÜNTÜLEME

Detaylı

DİRENÇLİ AAM TEDAVİSİNDE BOTULİNUM TOKSİNİ. Dr. Abdullah Demirtaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Kayseri

DİRENÇLİ AAM TEDAVİSİNDE BOTULİNUM TOKSİNİ. Dr. Abdullah Demirtaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Kayseri DİRENÇLİ AAM TEDAVİSİNDE BOTULİNUM TOKSİNİ Dr. Abdullah Demirtaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Kayseri Aşırı Aktif Mesane Tanım: idrar yolu enfeksiyonu veya başka herhangi bir

Detaylı

TENSİON-FREE VAGİNAL TAPE OPERASYONUNUN POSTMİKSİONEL REZİDÜEL İDRAR VOLUMU ÜZERİNE ETKİSİ

TENSİON-FREE VAGİNAL TAPE OPERASYONUNUN POSTMİKSİONEL REZİDÜEL İDRAR VOLUMU ÜZERİNE ETKİSİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY DOĞUMEVİ KADIN VE ÇOCUK HASTALIKLARI EĞİTİM HASTANESİ TEZ DANIŞMANI Klinik şefi Op. Dr. Hasan Cemal Ark TENSİON-FREE VAGİNAL TAPE OPERASYONUNUN POSTMİKSİONEL REZİDÜEL İDRAR

Detaylı

DR. NUMAN BAYDİLLİ. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı

DR. NUMAN BAYDİLLİ. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı DR. NUMAN BAYDİLLİ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı 1 Aşırı aktif mesane (AAM) Altta yatan bir enfeksiyon veya patoloji olmaksızın Sık idrara çıkma (frequency) Ani sıkışma hissi

Detaylı

İyi Ürodinami Pratiği

İyi Ürodinami Pratiği İyi Ürodinami Pratiği Prof. Dr. Tufan Tarcan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Misafir Öğretim Üyesi İstanbul Alt üriner sistem Mesane Üretral sfinkterler

Detaylı

7/3/2018. Çişini yapmayı öğrenmek. ne zaman hazır? Tuvalet egitimi. Bir çocugun yasamındaki en önemli USTALIK Gelisim sürecinin önemli kilometre tası

7/3/2018. Çişini yapmayı öğrenmek. ne zaman hazır? Tuvalet egitimi. Bir çocugun yasamındaki en önemli USTALIK Gelisim sürecinin önemli kilometre tası Çişini yapmayı öğrenmek C OCUKLARDA NORMAL BARSAK VE MESANE FONKSİYONU, GELİŞİM BASAMAKLARI Prof Dr Ilmay Bilge Her canlıda dogal gelisim sürecinin bir parcasıdır Tuvalet egitimi Bir çocugun yasamındaki

Detaylı

PELVİK ORGAN PROLAPSUSU OLAN KADINLARDA VAJİNAL EPİTELİN İNNERVASYON DERECESİ VE SUBEPİTELYAL KONNEKTİF DOKUNUN İMMÜNOHİSTOKİMYASAL ANALİZİ

PELVİK ORGAN PROLAPSUSU OLAN KADINLARDA VAJİNAL EPİTELİN İNNERVASYON DERECESİ VE SUBEPİTELYAL KONNEKTİF DOKUNUN İMMÜNOHİSTOKİMYASAL ANALİZİ T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Doç. Dr. Petek BALKANLI KAPLAN PELVİK ORGAN PROLAPSUSU OLAN KADINLARDA VAJİNAL EPİTELİN İNNERVASYON DERECESİ

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 COLUMNA VERTEBRALİS 2 COLUMNA VERTEBRALİS 1) Columna vertebralis pelvis üzerine merkezi olarak oturmuş bir sütuna benzer ve destek vazifesi görerek vücudun dik durmasını

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Selda Çelik Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi

Yrd. Doç. Dr. Selda Çelik Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Selda Çelik Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Cinsellik yaşamın doğal, sağlıklı ve ayrılmaz bir parçasıdır. Dünya Sağlık Örgütü cinsel sağlığı; cinsellikle ilişkili olarak

Detaylı

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi Özgün Araştırma / Original Investigation Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi Effect of Body Mass Index on the Determination of Bone Mineral Density in Postmenopausal

Detaylı

STRES ÜRİNER İNKONTİNANSLI OLGULARDA ENDOVAJİNAL VE DİNAMİK PELVİK MR GÖRÜNTÜLEME

STRES ÜRİNER İNKONTİNANSLI OLGULARDA ENDOVAJİNAL VE DİNAMİK PELVİK MR GÖRÜNTÜLEME T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Kliniği Şef: Dr. Bülent Saydam STRES ÜRİNER İNKONTİNANSLI OLGULARDA ENDOVAJİNAL VE DİNAMİK PELVİK MR GÖRÜNTÜLEME ( Uzmanlık

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ FĠZĠKSEL TIP VE REHABĠLĠTASYON ANABĠLĠM DALI

T.C. PAMUKKALE ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ FĠZĠKSEL TIP VE REHABĠLĠTASYON ANABĠLĠM DALI T.C. PAMUKKALE ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ FĠZĠKSEL TIP VE REHABĠLĠTASYON ANABĠLĠM DALI STRES ÜRĠNER ĠNKONTĠNANSLI HASTALARDA PERĠANAL VE ĠNTRAVAJĠNAL BĠOFEEDBACK YARDIMLI PELVĠK TABAN KAS EGZERSĠZLERĠNĠN

Detaylı

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir Aynı zamanda sağlıksız yaşam stilinin birikmiş etkilerinin

Detaylı

ÇOCUKLARDA MESANE BARSAK DİSFONKSİYONU ÇOCUK ÜROLOJİSİ BAKIŞI. Dr. Selami Sözübir Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul

ÇOCUKLARDA MESANE BARSAK DİSFONKSİYONU ÇOCUK ÜROLOJİSİ BAKIŞI. Dr. Selami Sözübir Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul ÇOCUKLARDA MESANE BARSAK DİSFONKSİYONU ÇOCUK ÜROLOJİSİ BAKIŞI Dr. Selami Sözübir Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul MBD Herhangi bir alt üriner sistem semptomu ile birlikte barsak ile ilgili

Detaylı

PELVİK TRAVMA Öğrenim Hedefleri ANATOMİ VE BİYOMEKANİK

PELVİK TRAVMA Öğrenim Hedefleri ANATOMİ VE BİYOMEKANİK PELVİK TRAVMA Doç Dr Seçgin SÖYÜNCÜ AÜTF ACİL TIP AD Öğrenim Hedefleri Pelvik travma neden önemlidir? Pelvik kırık tipleri nelerdir? Pelvik kırıkların komplikasyonları nelerdir? Pelvik kırıklı hastaların

Detaylı

Yazar Ad 41 Prof. Dr. Haluk ÖZEN Cinsel hayat çocuk yaştan itibaren hayatımızın önemli bir kesimini oluşturur. Yaşlılık döneminde cinsellik ayrı bir özellik taşır. Yaşlı erkek kimdir, hangi yaş yaşlanma

Detaylı

T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK PROGRAMI ÜROGENİTAL PROLAPSUS TANISI ALMIŞ KADINLARDA YAŞAM KALİTESİNİN BELİRLENMESİ

T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK PROGRAMI ÜROGENİTAL PROLAPSUS TANISI ALMIŞ KADINLARDA YAŞAM KALİTESİNİN BELİRLENMESİ T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK PROGRAMI ÜROGENİTAL PROLAPSUS TANISI ALMIŞ KADINLARDA YAŞAM KALİTESİNİN BELİRLENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Eda ŞAHİN Tez Danışmanı Prof. Dr. Gülşen

Detaylı

Pelvik taban kaslarının 4 önemli görevi vardır:

Pelvik taban kaslarının 4 önemli görevi vardır: PELVİK TABAN REHABİLİTASYONU İnsan vücudunun gövde kısmı ; Göğüs (Toraks),Karın (Abdomen) ve Leğen (Pelvis) olmak üzere 3ana bölümden oluşur.karnın alt kısmında kasıklar olarak da bilinen pelvis; leğen

Detaylı

Cerrahi ne zaman gerekli. Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar. Mini-slingler. Mid-slingler. MiniArc MUS yerleştirme. MiniArc MUS yerleştirme

Cerrahi ne zaman gerekli. Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar. Mini-slingler. Mid-slingler. MiniArc MUS yerleştirme. MiniArc MUS yerleştirme Cerrahi ne zaman gerekli Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar Dr Tevfik Yoldemir Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. Konservatif veya medikal tedavi faydalı olmazsa Urodinamik

Detaylı

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER. Dr. Sinan CANAN

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER. Dr. Sinan CANAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER Dr. Sinan CANAN scanan@baskent.edu.tr Bu Bölümde: Sinirsel refleksler: Tipleri ve yolları Otonom refleks yolları ve işlevleri İskelet

Detaylı

MENOPOZ. Menopoz nedir?

MENOPOZ. Menopoz nedir? MENOPOZ Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon, sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi, hipertansiyona

Detaylı

PROF. DR. FULYA DÖKMECİ

PROF. DR. FULYA DÖKMECİ PROF. DR. FULYA DÖKMECİ Doğum eylemi ve doğumdan bahsedilirken üç kritik öğeden bahsedilir: YOL: kemik ve yumuşak doku GÜÇ: uterin kontraksiyon kuvveti YOLCU: fetus YOL KEMİK PELVİS Vajinal doğumun gerçekleşmesi

Detaylı

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle Doç. Dr. Onur POLAT Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle gelişirken, spor yaralanmalarında hem dış

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Otonom Sinir Sistemi emin ulaş erdem Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi -Beyin -Omurilik Periferik Sinir Sistemi Somatik somatik duyu, özel duyular iskelet kaslarının istemli

Detaylı

GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER

GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER Bulantı-Kusma Gebe kadınların 1/2 sinde bulantı, 1/3 ünde kusma genelde ilk üç ay içinde görülür. Gebeliğin sonuna doğru, bebeğin mideyi yukarı

Detaylı

SAKRAL NÖROMODÜLASYON

SAKRAL NÖROMODÜLASYON SAKRAL NÖROMODÜLASYON Dr. Ali Ergen Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Refrakter Aşırı Aktif Mesane Alternatif tedavilerin uygun zamanda kullanılması için RAAM nin daha spesifik

Detaylı

VEZİKOÜRETERAL REFLÜ KİME ÜRODİNAMİ YAPIYORUM? Dr.A.Rüknettin ASLAN Haydarpaşa Numune EAH 1.Üroloji Kliniği

VEZİKOÜRETERAL REFLÜ KİME ÜRODİNAMİ YAPIYORUM? Dr.A.Rüknettin ASLAN Haydarpaşa Numune EAH 1.Üroloji Kliniği VEZİKOÜRETERAL REFLÜ KİME ÜRODİNAMİ YAPIYORUM? Dr.A.Rüknettin ASLAN Haydarpaşa Numune EAH 1.Üroloji Kliniği Nereden geliyoruz? Biz kimiz? Nereye gidiyoruz? Reflü kronolojisi Üreterovezikal bileşke/tünel

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUKLARI. Prof. Dr. Şaban SARIKAYA

ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUKLARI. Prof. Dr. Şaban SARIKAYA ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUKLARI Prof. Dr. Şaban SARIKAYA Sunum planı: İdrar kontrolünün gelişimi Çocuklarda işeme bozukluğu tanımı Terminoloji ve standardizasyon çalışmaları Tanı ve tedavi algoritmaları

Detaylı

Üriner inkontinans terimleri sözlüğü

Üriner inkontinans terimleri sözlüğü Hasta Bilgilendirme Formu Türkçe Üriner inkontinans terimleri sözlüğü Açık cerrahi Organlara doğrudan ulaşabilmek için cerrahın cildi ve dokuları kestiği bir cerrahi işlemdir. Anestezi (genel, spinal veya

Detaylı

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Kas Fizyolojisi İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Vücudun yaklaşık,%40 ı çizgili kas, %10 u düz kas kastan oluşmaktadır. Kas hücreleri kasılma (kontraksiyon) yeteneğine

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. REKTOVAGİNAL FİSTÜL Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. KLİNİK-TANI: Vagenden gaz ve gaita gelmesi en

Detaylı

ÜRİNER İNKONTİNANS SEMPTOMU OLAN KADINLARDA MESANE EĞİTİMİ İLE BİRLİKTE PELVİK TABAN KAS EĞİTİMİNİN ETKİNLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI

ÜRİNER İNKONTİNANS SEMPTOMU OLAN KADINLARDA MESANE EĞİTİMİ İLE BİRLİKTE PELVİK TABAN KAS EĞİTİMİNİN ETKİNLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÜRİNER İNKONTİNANS SEMPTOMU OLAN KADINLARDA MESANE EĞİTİMİ İLE BİRLİKTE PELVİK TABAN KAS EĞİTİMİNİN ETKİNLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI Dr. Fzt. Serap KAYA

Detaylı

Üriner İnkontinansın Kadın Cinselliği Üzerine Olan Etkisi. Prof Dr Ercan Aygen Erciyes Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Üriner İnkontinansın Kadın Cinselliği Üzerine Olan Etkisi. Prof Dr Ercan Aygen Erciyes Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Üriner İnkontinansın Kadın Cinselliği Üzerine Olan Etkisi Prof Dr Ercan Aygen Erciyes Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Dünya Sağlık Örgütü, cinsel sağlığı insanların cinsellikle ilişkili olarak

Detaylı

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri 1 Öğrenim Hedefleri Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının, yaşam dönemlerine göre kadın sağlığına olan etkilerini açıklar, Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ile kadına

Detaylı

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÜRİNER İNKONTİNANSI OLAN ROMATOİD ARTRİTLİ KADINLARDA EĞİTİMİN ETKİNLİĞİNİN İNCELENMESİ.

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÜRİNER İNKONTİNANSI OLAN ROMATOİD ARTRİTLİ KADINLARDA EĞİTİMİN ETKİNLİĞİNİN İNCELENMESİ. T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÜRİNER İNKONTİNANSI OLAN ROMATOİD ARTRİTLİ KADINLARDA EĞİTİMİN ETKİNLİĞİNİN İNCELENMESİ Doktora Tezi Hale UYAR HAZAR DANIŞMAN Prof. Dr. Ahsen ŞİRİN İZMİR

Detaylı

KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN

KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN KAS (MUSCLE) Hareket sisteminin aktif elemanları kaslardır. Kasın Latincesi, küçük fare anlamına gelen Musculus sözcüğüdür.

Detaylı

PELVİK ORGAN PROLAPSUSUNA EŞLİK EDEN GİZLİ STRES İNKONTİNANS OLGULARINDA PROFİLAKTİK ANTİİNKONTİNANS CERRAHİSİNİN ETKİNLİĞİ

PELVİK ORGAN PROLAPSUSUNA EŞLİK EDEN GİZLİ STRES İNKONTİNANS OLGULARINDA PROFİLAKTİK ANTİİNKONTİNANS CERRAHİSİNİN ETKİNLİĞİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL BAKIRKÖY DOĞUMEVİ KADIN VE ÇOCUK HASTALIKLARI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ Klinik Şefi: Op.Dr.H.Cemal Ark PELVİK ORGAN PROLAPSUSUNA EŞLİK EDEN GİZLİ STRES İNKONTİNANS OLGULARINDA

Detaylı

Artefaktların Yorumlanması Ürodinami Esnasındaki Problemler ve Sorunların Giderilmesi. Dr.Ömer Gülpınar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.

Artefaktların Yorumlanması Ürodinami Esnasındaki Problemler ve Sorunların Giderilmesi. Dr.Ömer Gülpınar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A. Artefaktların Yorumlanması Ürodinami Esnasındaki Problemler ve Sorunların Giderilmesi Dr.Ömer Gülpınar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.D Ürodinamide Artefaktlar Artefakt Fiziksel veya kimyasal

Detaylı

Çocuklarda kontinans cerrahisi. Dr.Orhan Ziylan İTF Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı

Çocuklarda kontinans cerrahisi. Dr.Orhan Ziylan İTF Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Çocuklarda kontinans cerrahisi Dr.Orhan Ziylan İTF Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Çocuklarda inkontinans Mesane ve üreter Üretra Travma İatrojenik Nörojenik Ekstrofi vezikaepispadias

Detaylı

İdrar Kaçırma Epidemiyolojisi & Risk Faktörleri

İdrar Kaçırma Epidemiyolojisi & Risk Faktörleri İdrar Kaçırma Epidemiyolojisi & Risk Faktörleri Dr. Turgay Akgül SB Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Üroloji Kliniği 18 Nisan 2009-Ankara İdrar Kaçırma İdrarın herhangi bir şekilde istemsiz olarak

Detaylı

T.C AFYON KOCATEPE ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

T.C AFYON KOCATEPE ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ T.C AFYON KOCATEPE ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ NORMAL VAJĠNAL DOĞUM YAPMIġ GENÇ KADINLARDA OBESĠTE VE DOĞUM SAYISI ĠLE ÜRĠNER ĠNKONTĠNANS ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠNĠN KARġILAġTIRILMASI MERYEM KARASAÇ

Detaylı

STRES ĠNKONTĠNANSLI OLGULARDA PELVĠK TABAN EGZERSĠZLERĠNE EK OLARAK UYGULANAN VAJĠNAL KON UN ETKĠNLĠĞĠ

STRES ĠNKONTĠNANSLI OLGULARDA PELVĠK TABAN EGZERSĠZLERĠNE EK OLARAK UYGULANAN VAJĠNAL KON UN ETKĠNLĠĞĠ T.C. TRAKYA ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ FĠZĠK TEDAVĠ VE REHABĠLĠTASYON ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LĠSANS PROGRAMI Tez Yöneticisi Prof. Dr. Hakan TUNA STRES ĠNKONTĠNANSLI OLGULARDA PELVĠK TABAN EGZERSĠZLERĠNE

Detaylı

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102 BR.HLİ.102 Serebral Felç (İnme) ve Spastisitede Botoks Spastisite Nedir? Spastisite belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıyla ortaya çıkan

Detaylı

40 YAŞ ÜSTÜ KADINLARDA PELVİK ORGAN PROLAPSUSU SIKLIĞI VE HAYAT KALİTESİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN İNCELENMESİ

40 YAŞ ÜSTÜ KADINLARDA PELVİK ORGAN PROLAPSUSU SIKLIĞI VE HAYAT KALİTESİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN İNCELENMESİ T.C TRAKYA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Tez Yöneticisi Doç. Dr. Petek BALKANLI KAPLAN 40 YAŞ ÜSTÜ KADINLARDA PELVİK ORGAN PROLAPSUSU SIKLIĞI VE

Detaylı

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI Alzheimer hastalığı (AH) ilk kez, yaklaşık 100 yıl önce tanımlanmıştır. İlerleyici zihinsel işlev bozukluğu ve davranış değişikliği yakınmaları ile hastaneye yatırılıp beş yıl

Detaylı

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi Dr. Öztuğ Adsan Radikal Sistektomi Radikal sistektomi pelvik lenfadenektomi ile birlikte kasa invaze ve

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

İŞEME DİSFONKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ

İŞEME DİSFONKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ 4. İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Kongresi Ürodinami Kursu İŞEME DİSFONKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ Doç. Dr. Ali Ersin Zümrütbaş Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı 23.10.2015

Detaylı

2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar)

2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar) Düz kaslar 2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar) UYARILMALARI: Düz kaslar tiplerine göre farklı uyarılır

Detaylı

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi Y R D. D O Ç. D R. M İ N E İ S L İ M Y E TA Ş K I N B A L I K E S İ R Ü N İ V E R S İ T E S I TIP FA K Ü LT E S İ K A D I N H A S TA L I K L A R I V E D

Detaylı

ÜRİNER SİSTEMİ. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN

ÜRİNER SİSTEMİ. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN ÜRİNER SİSTEMİ Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN ÜRİNER SİSTEM Vücutta, hücresel düzeyde gerçekleşen kimyasal olaylar sonucunda ortaya çıkan başta üre olmak üzere diğer atık maddeler

Detaylı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3)

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) 4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) Amaç: Kadın yaşamının evreleri ve bu evrelerde karşılaşılabilecek sağlık sorunları hakkında öğrenciyi bilgilendirmek, bu sorunlara pratisyen

Detaylı

Fonksiyonel İnkontinans

Fonksiyonel İnkontinans Fonksiyonel İnkontinans Anatomik, nörolojik sorunu olmayan çocuklarda görülen anormal idrar tutma ya da idrar kaçırma gibi işeme bozukluğu durumlarıdır 7 yaş Kız çocuklar %6 Erkek çocuklar %3.8 GÜNDÜZ

Detaylı

Solunum: Solunum sistemi" Eritrositler" Dolaşım sistemi"

Solunum: Solunum sistemi Eritrositler Dolaşım sistemi Solunum Fizyolojisi Solunum: O 2 'nin taşınarak hücrelere ulaştırılması, üretilen CO 2 'in uzaklaştırılması." Bu işlevin gerçekleştirilebilmesi için üç sistem koordinasyon içinde çalışır:" " Solunum sistemi"

Detaylı

ANATOMİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI İLE

ANATOMİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI İLE ANATOMİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI İLE İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ VE FIRAT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ANATOMİ ANABİLİM DALI ORTAK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Program Yürütücüsü : Prof. Dr. Davut

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma İnt. Dr. Muhammed Türk Olgu 4 yaş, 10 aylık kız hasta Yaklaşık bir yıldır

Detaylı

ÜRİNER İNKONTİNANSLI KADINLARIN TEDAVİSİNDE TOLTERODİNE VE TROSPİUM CHLORİDE TEDAVİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI. (Uzmanlık Tezi) DR.

ÜRİNER İNKONTİNANSLI KADINLARIN TEDAVİSİNDE TOLTERODİNE VE TROSPİUM CHLORİDE TEDAVİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI. (Uzmanlık Tezi) DR. T.C. Sağlık Bakanlığı Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Klinik Şefi: Doç.Dr. M. Cem Turan ÜRİNER İNKONTİNANSLI KADINLARIN TEDAVİSİNDE TOLTERODİNE

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

BEYİN HASARLI HASTALARA VERİLEN MESANE EĞİTİMİNİN ETKİNLİĞİ. Serap ERGUN YÜKSEK LİSANS TEZİ HEMŞİRELİK PROGRAMI

BEYİN HASARLI HASTALARA VERİLEN MESANE EĞİTİMİNİN ETKİNLİĞİ. Serap ERGUN YÜKSEK LİSANS TEZİ HEMŞİRELİK PROGRAMI BEYİN HASARLI HASTALARA VERİLEN MESANE EĞİTİMİNİN ETKİNLİĞİ Serap ERGUN YÜKSEK LİSANS TEZİ HEMŞİRELİK PROGRAMI GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HAZİRAN 2014 iv BEYİN HASARLI HASTALARA VERİLEN

Detaylı

OBSTRÜKTİF ÜROPATİ. Prof. Dr. Selçuk Yücel. Üroloji ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı

OBSTRÜKTİF ÜROPATİ. Prof. Dr. Selçuk Yücel. Üroloji ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı OBSTRÜKTİF ÜROPATİ Prof. Dr. Selçuk Yücel Üroloji ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı AMAÇLAR Tanım Fizyoloji Patofizyoloji Nedenler Renal Kolik Tanı ve Tedavi Tanım Obstrüktif Üropati Üriner sistemde idrar akımının

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

Aktif Yaşamınızın Kontrolünü Yeniden Kazanın İnkontinans ve Pelvik Organ Sarkmasında Tedavi Seçenekleri

Aktif Yaşamınızın Kontrolünü Yeniden Kazanın İnkontinans ve Pelvik Organ Sarkmasında Tedavi Seçenekleri Aktif Yaşamınızın Kontrolünü Yeniden Kazanın İnkontinans ve Pelvik Organ Sarkmasında Tedavi Seçenekleri ABD deki kadınların yaklaşık üçte birinde üriner veya dışkıyı tutamama gibi bir pelvik taban bozukluğu

Detaylı

Üriner İnkontinans. Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu

Üriner İnkontinans. Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu Üriner İnkontinans Dile Getirilmeyen... Sorgulanması Gereken Bir Problem......Üriner İnkontinans Aşırı Aktif Mesane ve Üriner İnkontinans

Detaylı