ÜNİTE DAVRANIŞ BİLİMLERİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Doç.Dr.Hasan TUTAR GÜDÜLENME VE GÜDÜLENME KURAMLARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÜNİTE DAVRANIŞ BİLİMLERİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Doç.Dr.Hasan TUTAR GÜDÜLENME VE GÜDÜLENME KURAMLARI"

Transkript

1 HEDEFLER İÇİNDEKİLER GÜDÜLENME VE GÜDÜLENME KURAMLARI İhtiyaçlar ve Güdüler Güdülerin Sınıflandırılması Güdülenme ve Güdülenme Teorileri DAVRANIŞ BİLİMLERİ Doç.Dr.Hasan TUTAR Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Öğrenme kavramını tanımlayabilecek, Öğrenme kuramlarını bilecek, Öğrenmenin insan yaşamındaki önemini kavrayabilecek, Öğrenme ilkelerini anlayabilecek, Örgütsel öğrenme kavramını öğrenebileceksiniz. ÜNİTE 2

2 GİRİŞ Güdü (motiv) eylemine, güdüleme (motivasyon) denir ve organizmayı harekete geçiren güç anlamına gelmektedir. Güdüleme, organizmanın ihtiyaçlarını karşılaması için onu harekete geçiren, hareketin yönünü belirleyen ve onu kontrol eden güç olarak ifade edilebilir. Örgütsel açıdan çalışanların örgütsel amaçlar doğrultusunda harekete geçirilmesi, yönlendirilmesi ve kontrol edilmesiyle ilgilidir. Özellikle bireysel ve örgütsel performans bakımından büyük önem taşır. Örgütsel motivasyon veya güdüleme işgörenleri çalışmaya isteklendirme, onlarda yüksek iş tatmini hissi oluşturma ve örgütte verimli çalıştıkları takdirde kişisel tatmin bulacakları konusunda inandırma sürecidir. Tanım ve açıklamalardan, güdülemenin kısaca, insanı belirli bir amaç doğrultusunda harekete geçiren güç demek olduğu anlaşılmaktadır. Güdülenme bir süreçtir ve süreç tatmin edilmemiş birtakım ihtiyaçların dürtüsü ile başlar. Bu ihtiyaçlar uyarılıncaya kadar, başka bir ifadeyle güdüye dönüşünceye kadar kişiyi motive etmez. İhtiyaçların uyardığı dürtüler harekete geçirilmiş ise buna psikolojide güdü veya motiv denir. Buna göre güdüler, kişilerin davranışlarının arkasındaki neden (saik)lerdir. İhtiyaçlardan kaynaklanan güdüler kişiyi bir davranışta bulunmaya iter. Kişi söz konusu itilim sonucunda ihtiyacını karşılayabilir ise yaşamdan haz duyar tatmin olur; aksi halde elem duygusu duyar ve rahatsız olur. İHTİYAÇLAR VE GÜDÜLER İhtiyaçları fizyolojik ve psikolojik olarak sınıflandırmak mümkündür. İhtiyaç, insanda eksiklik veya yoksunluk hissi uyandıran, içsel ve dışsal, psikolojik veya fizyolojik her tür faktördür. İhtiyaçlar kişinin fizyolojik ve psikolojik denge durumunu (homeostazi) bozan, karşılanmasıyla (tatmin) birlikte tekrar eski denge durumuna dönülmesini sağlayan psikolojik ve fizyolojik özellikleri olan durumlardır. Kişi yaşamını sürdürmek için ihtiyaçlarını tatmin etme gereği duyar. İsteklerin karşılanması kişinin yaşam konforunu artırırken, ihtiyaçlar kişinin yaşamı için zorunlu unsurlardır. İstekler sonradan öğrenilmiş olmasına rağmen ihtiyaçlar öğrenilmiş değillerdir ve doğuştan getirilir. İsteklerin her zaman karşılanmasına gerek yoktur; ancak yaşamın sürmesi için ihtiyaçların karşılanması gerekir. İhtiyaçların daha kolay anlaşılması için bilim adamları onları iki genel kategoride incelemektedirler. Buna göre ihtiyaçlar birinci derece temel ihtiyaçlar ve ikinci derece tamamlayıcı ihtiyaçlar olarak iki grupta incelenebilir. Başka bir sınıflandırmaya göre ise ihtiyaçlar; fizyolojik (yeme, içme vb.), güvenlik (sağlık sigortası, iş garantisi, soğuktan korunma), sosyal, (arkadaşlık, grubun üyesi olma vb.,) ve psikolojik (başarı, statü, sosyal kabul görme, kendini gerçekleştirme) tir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

3 İhtiyaç Kavramı İnsan, yaşamına ihtiyaçlarının anlaşılması ile başlar. Doğumdan itibaren en erken öğrenilen şey ihtiyaçların tatmin edildiğinde haz ve doyum, tatmin edilmediği zaman acı ve üzüntü kaynağı olduğudur. Giderilmediği zaman yokluk veya eksiklik duygusu oluşturan her şey ihtiyaçtır. İnsanların tutum ve davranışlarının arkasında çeşitli ihtiyaçlarının tatminine yönelme vardır. İnsanlar yaşamlarını sürdürebilmek ve mutlu bir yaşam sürebilmek için ihtiyaçlarını karşılamak durumundadırlar. İhtiyaçlar şiddetlerine göre, zorunlu (temel) ihtiyaçlar ve zorunlu olmayan (ikincil) ihtiyaçlar olarak iki gruba ayrılır. İhtiyaçları; yaşamı sürdürmek için zorunlu olan ihtiyaçlar, yaşamı kolaylaştıran ihtiyaçlar ve yaşamı güzelleştiren ihtiyaçlar şeklinde de sınıflandırabiliriz. İhtiyaç; fizyolojik veya psikolojik nitelikte olan bir nesnenin yoksunluğundan veya yetmezliğinden duyulan içsel gerilimdir. Günlük anlatımda ihtiyaç, güdü ve dürtü terimine göre daha çok kullanılır. Dürtü, güdü ya da ihtiyacın, insanın bir davranışı yapmaya itecek güçte olması gerekir. İhtiyaç, genellikle güdü ile eş anlamlıdır. İhtiyacın güdüden ayrılan özelliği, amaçlılığı ve kapsamıdır. Güdü, genellikle içten gelen bir iticiliği, ihtiyaç ise hedeften gelen bir çekiciliği anlatır. İhtiyaçlar şiddetlerine göre, zorunlu (temel) ihtiyaçlar ve zorunlu olmayan (ikincil) ihtiyaçlar olarak iki gruba ayrılır. Zorunlu ihtiyaçlar, insanın yaşamını devam ettirebilmesi için mutlaka gerekli olan hava, gıda ve su gibi fizyolojik ihtiyaçlardır. Diğer taraftan karşılanmaları yaşamsal olmayan, ancak tatmin edildikçe insanlara haz veren, onların yaşam konforunu artıran eğlenme, seyahat ve müzik dinleme gibi ikincil ihtiyaçlar vardır. Daha özlü bir şekilde ifade etmek gerekirse zorunlu ihtiyaçlar insanların yaşamı için mutlaka gerekli olan ve karşılanması gereken içsel durumlardır. İnsanların tatmin etmek istedikleri çok sayıda ihtiyaçları vardır. Ayrıca, bu ihtiyaçların bir bölümü tekrarlanan nitelikte yani periyodiktir. İhtiyaçların diğer bir özelliği tatmin edildikçe şiddetinin azalmasıdır. İhtiyaçların tatminine devam edildikçe, belirli bir aşamadan sonra bu ihtiyacı gideren şeylerin tüketimi insana haz vermek yerine ıstırap vermeye başlar. Yeme, içme gibi biyolojik ihtiyaçlar karşılanmadığı zaman acı verme özelliği ikincil nitelikteki ihtiyaçlardan daha fazla olduğu gibi karşılandıktan sonra ihtiyaçtan daha fazlasının tüketilmesinin verdiği acı da daha fazladır. Temel bir ayrımla ihtiyaçlar psikolojik veya fizyolojik kökenli olabilir. Psikolojik ve fizyolojik ihtiyaçlar karşılandığı zaman insanda bir haz duygusu oluşturur. Ancak bu haz alma durumu süreklilik göstermez. Tıpkı azalan verim yasasında olduğu gibi haz alma durumu bir noktaya kadar devam eder; hatta belli bir noktadan (haz plâtosu) sonra haz duygusu ortadan kalkmaya başlar, yavaş yavaş elem ve acı duygusu devreye girer. Burada söylenenler özellikle fizyolojik ihtiyaçlar içindir. Bu kısa girişten sonra ihtiyaçları genel olarak aşağıdaki gibi iki kategoride ele almak mümkündür: Birincil İhtiyaçlar Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

4 İkincil İhtiyaçlar Birincil ihtiyaçlar. Bu tür ihtiyaçlar insanın yaşaması için temel olan ihtiyaçlardır. Karşılanmadığı zaman çeşitli rahatsızlıklar, hatta ölüme kadar varan sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu tür ihtiyaçlar; yeme, içme, barınma, cinsellik gibi insanın fizyolojik yapısının gerektirdiği ihtiyaçlardır. İkincil ihtiyaçlar. İnsanların toplumsal ilişkilerinin, sosyal statülerinin, sorumluluk, görev ve rollerinin gereği olan ihtiyaçlardır. Bu yönüyle bunları sosyal ihtiyaçlar olarak nitelendirmek mümkündür. İkincil ihtiyaçlara; sevmek, sevilmek, ait olma hissi, beğenilme ve rekabet duygusunu örnek olarak verebiliriz. İhtiyaçları; yaşamı sürdürmek için zorunlu olan ihtiyaçlar, yaşamı kolaylaştıran ihtiyaçlar ve yaşamı güzelleştiren ihtiyaçlar şeklinde de sınıflandırabiliriz. Burada yeme içme gibi insanın fizyolojik ihtiyaçları, onun yaşamı için zorunlu ihtiyaçları iken; âlet kullanma, dinlenme, çeşitli teknolojilerden yararlanma insan yaşamını kolaylaştıran ihtiyaçlardır. Resim, sanat, müzik gibi yaşamdan estetik hazlar alınmasını sağlayan ihtiyaçlar ise hayatı güzelleştiren ihtiyaçlardır. İhtiyaçlar sürekli ihtiyaçlar ve geçici ihtiyaçlar olarak ikiye ayrılır. İhtiyaçların özellikleri şunlardır: İhtiyaçlar çok sayıdadır. İnsanın evreni algıladığı, olguları tanıdığı ölçüde ihtiyaçları farklılaşır. Gözlemleri arttıkça, tecrübe ettikçe her geçen gün ihtiyaçlara yenileri eklenir. Tatil yapma alışkanlığı olmayan birinin tatil yapması böyle bir ihtiyaçtır. Tatmin edildikçe şiddetleri azalır. Özellikle fizyolojik ihtiyaçlar böyledir; ancak aynı şeyi psikolojik ihtiyaçlar için söylemek doğru değildir. Örneğin, susuz birinin su içtikten sonra, aç bir insanın doyduktan sonra ihtiyacı ortadan kalkar. Ancak sevgi gören bir çocuğun sevgi ihtiyacının azalması veya ortadan kalkması söz konusu değildir. İhtiyaçların temel özelliği fayda sağlamalarıdır. Fayda, mal ve hizmetlerin ihtiyaçları karşılama (tatmin etme) özelliğidir. İkame özellikleri vardır. İhtiyaçları karşılarken, ikame özelliği olan çeşitli nesnelerle bunları ikame etmek mümkün olabilir. Su yerine maden suyu, ayran veya meyve suyu içmek, yemek yerine meyve yemek fizyolojik ihtiyaçları ikame edebilir. Burada psikolojik ihtiyaçları başka bir şeyle ikame etmenin kolay olmadığını belirtmek gerekir. İhtiyaçların şiddeti farklıdır. Yukarıda da açıklandığı gibi hayat için zorunlu olan, hayatı kolaylaştıran ve hayatı güzelleştiren ihtiyaçlar vardır ve bunların şiddeti birbirinden farklıdır. Hayat için zorunlu olan ihtiyaçların şiddeti doğaldır ki hayatı güzelleştiren ihtiyaçlardan daha fazladır. İhtiyaçların temel özelliği fayda sağlamalarıdır. Fayda, mal ve hizmetlerin ihtiyaçları karşılama (tatmin etme) özelliğidir. İnsanlar ihtiyaçlarını belirlerken daha faydalı olana öncelik verirler. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

5 Güdü Kavramı Güdü kavramı, organizmayı bir amaç için hareket ettiren saiklerdir. Organizmayı belli bir amaca yönelik davranışa iten iç güce güdü adı verilir. Burada yeri gelmişken belirtelim ki organizma, her türlü canlı varlıktır. Bu anlamda insanlar, hayvanlar hatta bitkiler birer organizmadır. Bu biyoloji bilimi için böyledir. Psikolojide ise organizma denildiğinde, insan ve hayvan organizması akla gelir. Psikolojiye göre insan ya da hayvan organizması, onu meydana getiren ve çeşitli işlevleri bulunan organların oluşturduğu uyumlu bütünlüktür. Organizmanın bir amaca yönelebilmesi için, öncelikle o amacın organizmanın dengesini değiştirmesi (homestasisin bozulması) ve hoşnutsuzluk yaratan bir gerginlik halinin ortaya çıkması gerekir. Daha sonra organizma bozulan bu dengeyi yerine getirmek ve düzenlemek için ihtiyaç güdüsüyle uyarılır. Organizmayı belli bir amaca yönelten neden, ihtiyacı karşılamaya yarayan araçlar değil, bizzat bu bozulan dengenin yerine getirilmesi ihtiyacıdır. Yeme davranışı, özel bir tür besin alma gerekliliği değil, açlıkla bozulan dengenin yerine getirilmesi ihtiyacından kaynaklanır. Güdü kavramı, organizmayı bir amaç için hareket ettiren saiklerdir. Bunlar organizmanın dengesini koruyucu içsel faktörlerdir ve muhtemelen organizmanın içinde maddî ve potansiyel olarak bulunurlar. Şunu belirtmek gerekir ki güdü, psikolojinin temel kavramlarından biri olmasına rağmen, bu kavram evrimci biyolojinin psikoloji üzerindeki etkisinden doğmuştur. Kavramın kullanışında henüz tam bir fikir birliği sağlanabilmiş değildir. Çoğu kez dürtü (drive) ve içgüdü (in-stinct) kavramları ile aynı anlamda kullanılmaktadır. Kaldı ki içgüdünün ne olduğu veya böyle bir olgunun olup olmadığı konusunda da çeşitli tartışmalar bulunmaktadır. Ancak bütün bu tartışmalara rağmen, insanın içsel dengesini bozan durumlar vardır ve bunlara ihtiyaç diyoruz. İhtiyaçların karşılanması için itici içsel güçlere ihtiyaç vardır ki bunlara da güdü diyoruz. İhtiyaç, organizmanın bir eksikliği hissetmesi durumudur. Organizmada eksiklik giderilinceye kadar ihtiyaç hali devam eder. Acıkan insanın bedeninde azalan besin ihtiyacı yerine getirildiği zaman yiyecek ihtiyacı ortadan kalkar. İhtiyaçların giderilmesi, insanın, gelişimi ve çevresi ile sağlıklı etkileşim içinde olabilmesi bakımından önemlidir. İnsan biyolojik, psikolojik ve sosyal bir organizmadır. İhtiyaçları ve güdüleri diğer organizmalar bağlamında değil de insan bağlamında incelediğimiz zaman, insanın biyolojik, psikolojik ve sosyal bir organizma olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönüyle diğer organizmalardan daha gelişmiş ve daha karmaşık bir varlıktır. İnsanı oluşturan biyolojik, psikolojik ve sosyal sistemler, insanda birbirlerini etkileyen dinamik bir süreci meydana getirir. Yemek ve içmek insanda sadece fizyolojik veya biyolojik bir sonuç doğurmaz, bunların karşılanması, psikolojik sonuçlar da doğurur. Kaldı ki yeme, içme ve cinsellik gibi ihtiyaçların karşılanması insanlarla hayvanlar bakımından farklılık gösterir. Bu durum insanların ihtiyaçlarını karşılarken sosyal süreçleri dikkate aldığını gösterir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

6 Güdü ve Dürtü İlişkisi Fizyolojik kökenli güdülere dürtü denmektedir. Dürtü; açlık, susuzluk, cinsellik, acı veren durumlardan kaçma biyolojik veya fizyolojik kökenli saiklerdir. İnsanı, yemek, içmek gibi yaşaması için gereken davranışlara yönelten ve doğuştan getirilen itici iç güce dürtü denir. Güdü, insanı yaşaması ve gelişmesi için bilinçli, belli ve düzenli olarak, bir ihtiyacını doyurmaya yönelten iç güçtür. Güdüler, öğrenilmemiş ya da öğrenilmiş olabilirler. Güdü, dürtüyü ve ihtiyacı kapsayan bir kavramdır. Güdünün gözlenebilen ya da gözlenemeyen birçok yönü vardır. Psikologlar güdüleri tek tek saymaktan çok, bunları kümelendirerek adlandırırlar. Güdülenme, insanın dürtü ve güdülerinin doyurulmak üzere harekete geçmesiyle ortaya çıkar. Güdülenmenin oluşabilmesi için dürtü ve güdülerin insanı harekete geçirebilecek güce ulaşması gerekir. Genellikle insanın acıkma, susama gibi biyolojik ihtiyaçları dürtü terimiyle; toplumsal ilişki, sevilmek, kendini geliştirmek gibi toplumsal ve psikolojik ihtiyaçları ise güdü terimiyle anlatılır. Kısa tanımıyla fizyolojik kökenli güdülere dürtü denmektedir. Dürtü; açlık, susuzluk, cinsellik, acı veren durumlardan kaçma gibi biyolojik veya fizyolojik kökenli saiklerdir. Güdü ise daha geniş bir anlam içeriğine sahiptir. Güdü, dürtünün kapsamının yanında güven, başarı ve bağlanma gibi psikolojik saikleri de kapsar. Biyolojik kökenli davranışa iten güce birincil (primer) güdü; psikolojik ve sosyal amaçlı davranışa iten güce ise ikincil (sekonder) güdü adı verilmektedir. Buna göre dürtüler sadece biyolojik kökenli olan birincil güdülerden ibarettir. İçgüdü kavramı ise çoğunlukla bir türe özgü ve belli bir türün tüm üyelerinde görülen ortak davranışlardır. Bu ortak davranışlar göçmen kuşların belli mevsimlerde göç etmesinde, bir organizmanın beslenme veya avlanma biçiminde kendini gösterir. İçgüdüler kalıplaşmış, kendilerine özgü (filogenetik) davranışlarıdır. Güdü, organizmanın ihtiyacını gidermek için belli bir yöne yönelme eğilimidir. Organizmanın davranışını şekillendiren ve yönlendiren güdülerdir. Örneğin, her acıkan insanın açlık dürtüsü ortaya çıkar; ancak her dürtü davranışa dönüşmez. Rejim yapan birinin canının bir şey çekmesine (dürtülenmesine) rağmen onu yemememsi, her dürtünün davranışa dönüşmediğini gösterir. Buna göre dürtü organizmanın ihtiyacını fark etmesidir. Güdü ise organizmanın ihtiyacını giderme konusunda kişinin isteklendirilmesi ve itilimi (motive edilmesi)dir. Organizmanın yaşamını sürdürebilmesi için yeme içme gibi maddî ya da uyku gibi maddî olmayan fizyolojik ihtiyaçlarını karşılaması gerekir. Organizmanın yaşamını sürdürmesinde kişide eksiklik hissi uyandıran her tür içsel durum onun açısından bir ihtiyaçtır. İhtiyaç organizmayı gergin bir duruma sokar ve söz konusu gerginlik kurtulmak için onu harekete hazırlar. Organizmayı harekete hazırlayan bu fizyolojik kökenli faktörlere dürtü denir. Dürtü kişiyi belli bir hedefe yönlendirir ve bu hedefe ulaşmak için onda bir irade durumu ortaya çıkarır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

7 GÜDÜLERİN SINIFLANDIRILMASI İnsanı, yemek, içmek gibi yaşaması için gereken davranışlara yönelten ve doğuştan getirilen itici iç güce dürtü denir. İnsan, yaşamını ve soyunu sürdürme arzusundadır. Bunun yolu, güdülerini doyurmaktır. İnsanın cinsellik, güvenlik, merak gibi güdüleri doğuştan gelir. Bunlara birincil veya öğrenilmemiş güdü denir. Bu tür güdülerin insanı davranışa itme gücü yüksektir. İnsanın bazı güdüleri ise çevrenin kültürel ve toplumsal etkisi ile oluşur. Bunlar, öğrenilmiş ikinci türden güdülerdir. Çevre etkenleriyle edinilenler, bir topluma ilişkin olma, toplumun onayını kazanma, başkasının gözüne girme, sorumluluk alma, başarılı olma, toplumda bir konum edinme gibi ikincil güdülerdir. İnsanın, kalıtsal ve öğrenilmiş güdülerinin üzerinde pek çok araştırma yapılmış ve çok sayıda güdü, dürtü ve ihtiyaç belirlenmiştir. Bunlar aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır: * Dengelenim güdüleri (Açlık, susuzluk, solunum gibi), * Cinsel güdüler (Evlenme, aile kurma, çocuk büyütme gibi), * Duygusal güdüler (Korku, kızgınlık, öfke, nefret, dehşet, kaygı, sevgi, aşk gibi), * Kendiliğinden doğan güdüler (Merak, bilişsel yönlenme gibi), * Toplumsal güdüler (Başarı, bağlanma, dayanma, birlikte yaşama gibi). Güdüler temelde öğrenilmiş ve öğrenilmemiş güdüler olmak üzere iki kategoride ele alınabilir. Öğrenilmiş güdüler öğrenme yoluyla kazanılır ve davranışlarımızın önemli bir kısmının arkasında bu öğrenilmiş güdüler vardır. Öğrenmeyle kazanılan bu tür güdülere sosyal güdüler denir ve ikincil türden güdülerdir. Öğrenilmemiş güdüler ise birincil güdülerdir ve bunlar doğuştan getirilirler. Birincil güdüleri üç grupta ele alabiliriz. Bunlardan ilki açlık, susuzluk gibi fizyolojik kökenli birincil güdülerdir. İkincisi cinsellik ve analık güdüleri gibi fizyolojik kökeni olan, ancak bu kökenden bağımsız olarak da sürebilen güdülerdir. Üçüncü grupta ise başarma, bağlanma, araştırma gibi fizyolojik kökeni olmayan güdüler vardır. Güdüleri şekil 2.1. deki gibi gösterebiliriz. Şekil 1. Güdülerin Sınıflandırılması Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

8 Öğrenilmiş Güdüler Öğrenilmiş veya diğer adıyla sosyal güdüler, öğrenme yoluyla sonradan kazanılmış güdülerdir. Sonradan kazanıldığı için öğrenme yoluyla sonradan değişebilirler. Sosyal güdüler aşağıda kısaca açıklanmıştır. Birlikte olma güdüsü, çocukluğun erken evrelerinde gelişen bir güdüdür. Başarı güdüsü de sosyal güdülerden biridir ve öğrenilmiş bir güdüdür. Birlikte olma güdüsü. Birlikte olma güdüsü, çocukluğun erken evrelerinde gelişen bir güdüdür. Çocuk yürümeye başladığı andan itibaren öncelikle annesiyle daha sonra kardeşleri sonra yakın ve uzak çevresiyle birlikte olmayı arzu eder. Sosyalleşme ihtiyacı, çocuk büyüdükçe artarak devam eder. Birlikte olma güdüsünü merak, araştırma ve kurcalama güdüsü destekler. Birlikte olma güdüsünü pekiştiren diğer bir güdü ise korkudur. Kişi ancak başkalarıyla birlikte olarak bu duyguyu yeneceğini düşünür. Birlikte olma ihtiyacında olan bireyler başkalarıyla olan ilişkilerinde duygusal eğilimler gösterirler. Bu duygusal eğilimlerden biri de onlarla rekabet ve yarışma duygusudur. Bu duygu bireyin güçlü olma güdüsünden kaynaklanır. Güçlü olma güdüsü. Güçlü olma, başkalarıyla rekabet etme, yarışma ve onların davranışlarını denetleme, etkileme, yönlendirme ve kendi iradesini onlara kabul ettirme isteğinden kaynaklanmaktadır. Güçlü olma isteği, kimilerine göre bireyin temel güdüsüdür. Güçlü olma ihtiyacını fazla duyan bireyler genellikle statü, mevki, makam ve hiyerarşinin üst noktalarında bulunma arzusunu fazla duyan insanlardır. Bunlar göreli olarak baskın (dominant) kişiliğe sahip insanlardır. Yapılan araştırmalar güçlü olma isteğinin erkek ve kadınlarda farklı olduğunu göstermiştir. Örneğin, Winter'in yaptığı araştırmaya göre, güçlü olma ihtiyacı yüksek olan erkeklerde, saldırganlık, rekabet duygusu, aşırıya kaçan davranış örneklerine daha sık rastlanmaktadır. Başarma güdüsü. Başarı güdüsü de sosyal güdülerden biridir ve öğrenilmiş bir güdüdür. Başta anne ve baba olmak üzere yakın ve uzak çevrede diğer insanlarla olan etkileşim sonucunda öğrenilir. Başarılı olma isteği bazen mükemmellik düzeyine ulaşınca kişide çeşitli davranış bozukluklarına neden olabilir. Şu veya bu yoğunlukta herkeste başarılı olma isteği vardır. Başarma ihtiyacını fazla duyan insanların az zamana çok iş sığdırma, kendilerine birçok amaç belirleme, yeni hedefler koyup onlara ulaşma, başkalarıyla yarışma ve rekabet etme gibi güdüleri güçlüdür. Başarma ihtiyacını fazla duyan insanlar, kendilerini göstermek için ortam ararlar. Başarma ihtiyacı zayıf olan insanlar, kolay kolay amaç belirlemezler. Başarısızlık korkusunu daha fazla duyarlar. Sosyal kabul görme güdüsü. İnsanların beğenilme ihtiyaçları vardır. Beğenilme ihtiyacının en somut olarak ortaya çıktığı alanlar kişinin yaptığı işlerin ve ortaya koyduğu davranışların başkaları tarafından beğenilmesi yani sosyal kabul görmesidir. İnsan kendini ancak sosyal bir ortamda var edebilir. İnsan biyolojik bir varlık olmaktan insan olmaya, ancak sosyal süreçleri kullanması sayesinde ulaşabilir. Bu durum insanın sosyal bir varlık olmasıyla ve sosyal kabul görmesiyle de doğrudan ilgilidir. Başkaları tarafından Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

9 kabul görme ve onlar tarafından beğenilme insanda bir haz duygusu oluşturur. Kişi bu haz duygusunu yaşamak için sosyal kabul görme ihtiyacı duyar. Ayrıca başkaları tarafından sevilmek, beğenilmek ve onaylanmak insanın sosyal gelişiminin bir sonucudur. Kendilik değeri güdüsü. Kişinin kendi hakkında olumlu düşünme, kendisine karşı pozitif olma güdüsüdür. Kendilik değeri, farklı biçimlerde doyurulabilen bir güdüdür. Bu yollar; sosyal kabul görme, kendilik veya benlik algısını yükseltme, saygınlık ya da güç kazanma, rekabet duygusu taşıma, kendinden memnun olma veya kendini sevme, kendilik değeri güdüsünün gereğidir. Kendilik değeri kişinin kendisini görmek istediği yerde görmesiyle doyurulabilir. Kişi olması gerektiğini düşündüğü yere ulaşma konusunda gösterdiği performansı ölçüsünde kendisini başarılı ve tatmin olmuş hisseder. Öğrenilmemiş Güdüler (Birincil Güdüler) Kişinin sonradan sosyal öğrenme yoluyla elde etmediği aksine doğuştan getirdiği birincil nitelikteki güdüleri öğrenilmemiş güdülerdir. Annelik de öğrenilmemiş güdülerden biridir. Annelik güdüsü; çocuğa sevgi, şefkat, acıma ve özen gösterme şeklinde kendini somutlaştırır. Kişinin sonradan sosyal öğrenme yoluyla elde etmediği, aksine doğuştan getirdiği birincil nitelikteki güdüleri öğrenilmemiş güdülerdir. Bunlar; açlık, susuzluk, cinsellik, analık, araştırma ve kurcalama güdüleri gibi birincil güdülerdir. Birincil güdülerden açlık, susuzluk gibi güdüler vücutta bazı fizyolojik değişikliklerden kaynaklanır ve bunlar genellikle fizyolojik dürtüler olarak adlandırılırlar. Açlık ve susuzluk güdüleri. Kişi dış uyaranlar yoluyla açlık hissini algılar. Bunun sonucunda yeme davranışı ile bu ihtiyaç tatmin edilirse, kişi haz duyar, bu ihtiyacı tatmin edilmezse kişi elem duymaya başlar. Güzel bir yemekten sonra kişide artık yemek yeme ihtiyacı kalmaz. Dolayısıyla fizyolojik güdüler psikolojik güdülerden farklı olarak karşılandığı zaman ortadan kalkar. Kişinin acıktığını bir başkasından öğrenmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Açlık ve susuzluk güdüleri (fizyolojik kökenli olduğu için dürtüleri de diyebiliriz) birbiriyle yakından ilişkilidir. Su, vücudun biyokimyasal fonksiyonunu görmesi için gereklidir. Vücutta su miktarı azalınca, hücreleri saran sıvının içindeki sodyum miktarı artar ve hücre dışına, daha yoğun ortama sızma yoluyla geçer. Böylece hücrenin içinde su miktarı azalınca, susuzluk güdüsü ortaya çıkar. Susuzluk nedeniyle kan hacmi azalır ve bu durum böbrek üstü bezlerinin belirli hormonları salgılamasına neden olur. Bu hormonlar beynin hipotalamus bölgesinde susuzluk duygusu ortaya çıkarır. Cinsellik ve analık güdüsü. Cinsel davranış, iç ve dış etkenlerin birleşmesiyle ortaya çıkar. İç etkenler hipofiz bezinin kontrol ettiği hormonlardır. Ergenlik döneminde bu hormonlarda görülen artış, cinsiyet güdüsünü yükseltir. Cinsellik ve analık güdüleri, insanların ve hayvanların yaşamlarını sürdürmeleri için önemli bir işlev görür. Erkek ve dişiden her biri diğerine cazip görünür. Bu cazip görünmeyi cinsellik güdüsü sağlar. Bu sayede neslin devamını sağlamak mümkün olur. Bu güdü öğrenilmiş bir güdü değildir; her insan doğuştan bu güdüye sahip olarak doğar. Kuşaklar birbirini izleyerek neslin korunması sağlanır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

10 Tartışma Güdülenme ve Güdülenme Kuramları Annelik de öğrenilmemiş güdülerden biridir. Annelik güdüsü; çocuğa sevgi, şefkat, acıma ve özen gösterme şeklinde kendini somutlaştırır. Annelik güdüsünün açlık, susuzluk ve cinsellik güdülerinden daha güçlü bir güdü olduğu kabul edilmektedir. Araştırma, faaliyet ve kurcalama güdüsü. Bedensel faaliyetlerin bazıları araştırma ve merak duygusundan kaynaklanır. Merak öğrenilmemiş bir güdüdür. Kişi merak güdüsünü araştırma yaparak, sorarak ya da bir şeyleri kurcalayarak, karıştırarak yenebilir. Bazı insanlarda özellikle bilim adamlarında merak duygusu fizyolojik kökenli güdülerden bile daha fazla uyarabilir. Güdüler insanın motivasyonunda önemlidir. insanı motive eden içsel ve dışsal olmak üzere farklı motivasyon faktörlerinin neler olabileceğini forumda tartışabilirsiniz. Düşüncelerinizi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan tartışma forumu bölümünde paylaşabilirsiniz. GÜDÜLEME TEORİLERİ Güdülenme, isteme, gerekseme, arzu etme, dürtü gibi sözcüklerle anlatılan; insanın bir çaba içinde bulunmasına ilişkin genel bir kavramdır. Güdülenme, insanın ihtiyaçlarını doyurmak, amaçlarını gerçekleştirmek için davranışta bulunmaya itilmesini anlatır. Bu zorlanma bir şeyi istemek, arzu etmek, dilemek, sevmek gibi sözlerle anlatılır. İnsan, güdülenmeden belli bir davranışta bulunamaz. Güdülenmeye neden olan zorlanma, içsel ve dışsal olabilir. İnsanın davranışa geçmesi, içinden gelen zorlanmayla olduğunda buna içsel güdülenme, dıştan gelen zorlamayla olduğunda buna dışsal güdülenme denir. İçsel güdülenme, insanın iç çevresinin uyarıcılarına dayandığı için yaşamsal önemdedir. Birey yaşayabilmek için bedensel ihtiyaçlarını, amaçlarına ulaşmak için de psikolojik ve toplumsal ihtiyaçlarını doyurmak zorundadır. Bu nedenle, içsel zorlanmayla oluşan güdülenmenin gücü, dışsal zorlanmayla oluşan güdülenmenin gücünden çoğu kez daha üstündür. Organizmanın, ihtiyaçlarını karşılamak için harekete geçip ihtiyacını gidermesi sürecine güdülenme denir. Örneğin, su organizma için fizyolojik bir dürtü veya ihtiyaçtır. Susayan insan su bulmak için dürtü yoluyla uyarılır. Sonra dürtü, güdü aracılığıyla davranışa dönüşür. Suya ulaşan organizma suya kanar ise güdülenme yoluyla ortaya çıkan ihtiyaç ortadan kalkar. İhtiyaç giderildiği zaman kişi haz duygusu duyar ve rahatlar. Örnekte olduğu gibi organizmanın su ihtiyacı (dürtü) ile başlayıp rahatlaması ile son bulan bu sürece güdülenme denir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

11 Şekil 2. Güdüleme Güdülenme, organizmaya istek, arzu, umut ve enerji verir. Güdülenmiş biri daha geç yorulur, amaca ulaşmak için daha istekli ve arzulu olur. Güdülenme, etkinliğe yönelttiği için kişiyi enerjik kılar. Güdülenme, davranışa yön verir. Ancak güdülenme nasıl bir şeydir. Güdülenme nasıl açıklanabilir ve bunun için ne tür teoriler geliştirilmiştir. Bilim adamları güdülenme teorilerini iki genel kategoride değerlendirmektedir. Bunlar; kapsam teorileri ve süreç teorileridir. Burada insan ihtiyaçlarını ve onları motive eden (güdüleyen) faktörleri açıklayan teoriler kısaca ele alınacaktır. GÜDÜLEME TEORİLERİ KAPSAM TEORİLERİ - İhtiyaçlar hiyerarşisi - Başarı Güdüsü - Çift Faktör Kuramı - ERG Kuramı SÜREÇ TEORİLERİ - Bekleyiş Kuramı - Geliştirilmiş Bekleyiş Kuramı - Davranışsal Şartlandırma Kuramı - Eşitlik Kuramı Şekil 3. Güdüleme Kuramları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

12 Kapsam Teorileri Motivasyon veya güdüleme, Lâtince movera hareket ettirme fiilinden gelmektedir. Motivasyon veya güdüleme, Lâtince movera hareket ettirme fiilinden gelmektedir. İnsanı harekete geçiren ve hareketinin yönünü belirleyen, onun düşüncesini yönlendiren içsel itilimleridir. Kişinin davranışını teşvik eden, onu yönlendiren veya davranışlarını kontrol etme gereği doğuran içsel motivlere güdü denir. Güdüler içsel faktörlerden kaynaklanır ve güdüler, güdüleme süreciyle fonksiyonel hale gelir. Güdülenme teorilerini iki ana grupta toplamak mümkündür. Birinci grup Kapsam (Content) Teorileridir. Kapsam teorileri içsel faktörlere ağırlık veren teorilerdir. İkinci grupta ise Süreç (Process) Teorileri vardır ve bunlar dışsal faktörlere ağırlık veren teorilerdir. Kapsam teorileri, kişinin içinde bulunduğu ve onu belirli yönde davranışta bulunmaya yönelten faktörlerdir. Kapsam teorileri; Abraham Maslow un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Yaklaşımı, Frederick Herzberg in Çift Faktör Teorisi, David Mc. Clelland ın Başarma İhtiyacı Teorisi ve Clayton Alderfer in ERG kuramından oluşur. Süreç teorileri, kapsam teorilerindeki içsel faktörlere ek olarak, bireyin davranışı üzerinde önemli etkide bulunan çevre faktörleri üzerinde durur. Baslıca süreç teorileri şunlardır: Victor H. Vroom Bekleyiş Teorisi, Lawler-Porter Bekleyiş-Değer Teorisi, B.F. Skinner Davranış Şartlandırma Teorisi, Adams ın Eşitlik Teorisi ve Cranny-Smith in Basitleştirilmiş Süreç Modelidir. Kapsam ve süreç teorileri burada kısaca açıklanacaktır. İhtiyaçlar hiyerarşisi teorisi İhtiyaçlar, kişinin id, ego ve süper egosundan kaynaklanan güdülenmenin nasıl olduğunu açıklamaktadır. Bu teori aslında insanın; id (altben), ego (ben) ve süper ego (üstben)sundan kaynaklanan ihtiyaçlarının neler olduğunu ve insanın güdülenmesinin arkasındaki temel nedenleri açıklar. Buna göre ihtiyaçlar, kişinin id, ego ve süper egosundan kaynaklanan güdülenmenin nasıl olduğunu açıklamaktadır. Burada id kişinin fizyolojik ihtiyaçlarıyla ilgili güdülerinin kaynağıdır. Bu güdüler sık aralıklarla tekrarlanır ve doyumu o ölçüde kolaydır. Psikolojik ihtiyaçlar gibi süreklilik göstermez. İd, kişinin fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için onun ego sunu uyarır. Ego, kişinin çevresi ile ilişki/iletişim kurma, sosyal süreçlere girme gibi ihtiyaçlarını karşılamak için onu güdüler. İd den gelen istekler egonun olumlu tepki vermesiyle doyurulmaya çalışılır. Buna göre id, kişinin fizyolojik ihtiyaçları ile ilgili iken ego, onun sosyal ihtiyaçlarını karşılayan bir özellik gösterir. Süper ego ise id ve egodan gelen ihtiyaçların hangilerinin kabul edilebilir olduğu, hangisine olumlu tepki verilebileceği konusunda kişiyi denetler. Süper ego aynı zamanda id ve egodan gelen isteklerin hangilerinin görünür kılınacağına, hangilerinin bilinçaltına atılacağına karar verir. Abraham Maslow, insan güdülerinin evrensel bir hiyerarşisi olduğunu ileri sürer. Bu hiyerarşinin herhangi bir basamağında bulunan güdülerin, davranışları yönlendirmede, kendilerinin üzerinde bulunan güdülere göre öncelik taşıdıklarını Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

13 İhtiyaçlar hiyerarşisi teorisine göre, insanın her davranışının arkasında ihtiyaçları vardır. savunur. Hiyerarşinin en alt basamağında fizyolojik ihtiyaçları uyaran güdüler yer alır. İkinci basamakta, güvenlik ihtiyacı, tehlike ve tehditlere karşı organizmayı uyarır. Üçüncü basamakta ise bağlanma, sevme, sevilme ihtiyaçlarıyla ilgili güdüler vardır. Dördüncü basamakta başarı, itibar, statü ve kendine güven ihtiyaçlarıyla ilgili güdüler vardır. En üst basamakta ise kendini gerçekleştirme olarak adlandırılan bireyin mevcut potansiyelini en üst düzeyde kullanabilme ihtiyacının yarattığı güdüler bulunur. İhtiyaçlar hiyerarşisi teorisine göre, insanın her davranışının arkasında ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar arasında aynı zamanda hiyerarşik bir örüntü bulunur ve dolayısıyla bunlardan alt düzeyde olanlar karşılanmadığı zaman, daha üst düzeyde olanlar ortaya çıkmaz. Teori sırasıyla insanın ihtiyaçlarını; fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik ihtiyaçları, ait olma ihtiyacı, sevgi ve takdir ihtiyacı ve kendini gerçekleştirme ihtiyacı şeklinde hiyerarşik bir şekilde inceler. İhtiyaçlar hiyerarşisi teorisi, insan ihtiyaçlarını aşağıdaki gibi ele alır: - Fizyolojik ihtiyaçlar: Yeme, içme, uyuma. (Örgütlerde; ücret ve uygun çalışma ortamı) - Güvenlik ihtiyacı: Can ve mal güvenliği. (Örgütlerde; iş güvenliği, örgütsel adalet, emeklilik, sosyal güvenlik...) - Ait olma ihtiyacı (sosyal ihtiyaçlar): Arkadaşlık, iletişim, etkileşim (Örgütlerde; grup üyeliği, sendika üyeliği, yönetici ilgisi...) - Sevgi ve takdir (öz saygı) ihtiyacı: Tanınma, imaj, itibar, prestij (Örgütlerde; takdir edilme, üst görevlere terfi, ödüllendirilme...) - Kendini gerçekleştirme (tamamlama) ihtiyacı: Yetenek geliştirme, yaratıcılığını kullanma vb., (Örgütlerde, iş tatmini...) Maslow a göre kişi yukarıda hiyerarşik bir düzen (örüntü) şeklinde var olan ihtiyaçlarını yine bir sıra düzeni şeklinde tatmin etmeye çalışır. Yani fizyolojik ihtiyaçlarının baskısı altında olan bir insan, başkasıyla etkileşim halinde olma ihtiyacı (sosyal ihtiyaç) duymaz. İhtiyaçlar hiyerarşisi teorisinin diğer bir yönü de, karşılanan ihtiyaçların motive edici olma (uyaran) özelliklerinin ortadan kalkacağı varsayımıdır. Bu varsayımın fizyolojik ihtiyaçlar için doğru olduğunu söylemek gerekir. Aksi halde psikolojik ihtiyaçların tatmini kolay olmadığı gibi onların tatminle ortadan kalkması da kolay değildir. Örneğin, yardımsever bir kişinin yardım etme eyleminden duyacağı tatminin doyurulması kolay değildir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

14 Herzberg in çift faktör kuramı Şekil 4.Maslow un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kişinin yaratıcılığını gösterme, yeteneğini ortaya koyma gibi ihtiyaçları ilk grup ihtiyacıdır ve dolayısıyla bunlar ilk basmak motive edici faktörlerdir. Çift faktör kuramı aslında Herzberg in İşinizde kendinizi ne zaman en iyi ve ne zaman en kötü hissedersiniz? yani İhtiyaçlarınız en fazla hangi durumda karşılanmış olur? sorusunu cevaplandırmak için geliştirilmiştir. Araştırma verilerine göre, kişinin iş ile doğrudan ilgili olan, yaratıcılık yeteneklerini ortaya çıkaran, başarı güdüsünü olumlu etkileyen faktörleri algıladığı zaman iş yerinde kendini iyi hissedeceği varsayılır. İş yerinde başarma ihtiyacı, yaratıcılık ve sorumluluk gibi daha üst kaygıları değil, ücret ve çalışma koşulları gibi ekonomik yarar sağlama endişesini öne çıkaranların kendilerini iş yerinde kötü hissettikleri sonucuna varılmıştır. Kişinin yaratıcılığını gösterme, yeteneğini ortaya koyma gibi ihtiyaçları ilk grup ihtiyacıdır ve dolayısıyla bunlar ilk basamak motive edici faktörlerdir. Kişi işini; itibar, sorumluluk, statü, terfi gibi psikolojik ihtiyaçları bakımından değerlendirecek ve ona göre ihtiyaçlarının karşılandığını düşünecektir. Bunların olmaması veya eksik olması, kişinin işine karşı soğumasına, bağlılık duymamasına neden olacaktır. Çift faktör teorisinin ikinci grubunu ise hijyen faktörleri oluşturur. Bunlar; ücret, çalışma koşulları, örgüt iklimi, iş güvenliği, iş sağlığı, örgütsel adalet unsurları, iletişim ve etkileşim koşulları, örgüt politikaları gibi faktörlerdir. Bunlar kişiyi doğrudan motive etmez veya kişinin bunlara doğrudan ihtiyacı yoktur. Ancak birinci grup ihtiyaçların karşılanması için bunların bulunması, destekleyici bir işlev görür. Bir yerleşim yerinin altyapı ve kanalizasyon yapısı kişinin sağlığını geliştirmez ancak bunların olmaması kişinin sağlığını tehdit eder. Hijyen yani destekleyici faktörlerin bulunmaması durumunda kişinin birincil grup ihtiyaçları yeterince karşılanmamış olur. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

15 Örnek Güdülenme ve Güdülenme Kuramları Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşlarındayken çok zor bir kararı vermek zorundadır. Kartalın yaşı 40 a dayandığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz hale gelir. Gagası uzunlaşır ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartalın burada zor bir seçim yapması gerekir. Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir. Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürer. Kartal bu yönde karar verirse bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya kovuğunda kalır. Burada kartal uzun süre gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan yeniden doğuşunu gerçekleştirmiştir. Kendi yaşamımızda sık sık bir yeniden doğuş süreci yaşamak zorunda kalırız. Zafer uçuşu için bize acı veren eski alışkanlıklarımızdan kurtulmak zorundayız. Ancak geçmişin prangalarından kurtulduğumuzda yeniden doğuşumuzu gerçekleştirebiliriz. Şimdi geride kalanları unutmak ve önünüzde sizi bekleyenlere ulaşmak için hedefinize doğru kararlı bir şekilde ilerleyin. Mc Clelland ın başarı ihtiyacı teorisi McClelland, ihtiyaçların öğrenmeyle, sonradan kazanılan bir özelliğinin olduğunu ileri sürmektedir. Başarma ihtiyacı teorisine göre insan, üç tür ihtiyacın etkisi altında davranır. Bu ihtiyaçların hem birey hem de toplum yaşamında önemli yeri vardır. Başarma ihtiyacı teorisi, ihtiyacı şu şekilde tespit etmektedir: İlişki kurma (bağlılık) ihtiyacı, Güç kazanma ihtiyacı, Başarma ihtiyacı. İlişki kurma ihtiyacına göre insan sosyal bir varlıktır ve kendini ancak bir sosyal yapı veya grup içinde ifade edebilir. Bu nedenle, insanlar özel yaşamlarında çeşitli arkadaşlık grupları ve örgütsel yaşamlarında ise informel gruplar oluştururlar. İlişki kurma ihtiyacı fazla olan insanların sorumluluk alma, hedef belirleme, amaca yönelme, zor işlerle başa çıkma azmi ve kararlılıkları daha yüksektir. Başarma ihtiyacı güdüsünü yüksek düzeyde duyan insanlar güç kazanma, çevrelerini etkileme ve rekabet ihtiyacını Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

16 da göreli olarak daha fazla duyarlar. McClelland a göre insanı en fazla etkileyen ihtiyaç, başarı ihtiyacıdır. Başarma ihtiyacını fazla hisseden insanların özellikleri şunlardır: Bireyi yönlendiren husus maddî çıkarlar (ödüller) değil, başarılı olmanın verdiği kişisel tatmindir. Başarılı olmak isteyen insanların sorumluluk alma ihtiyaçları yüksektir. Başarılı olmak isteyen insanlar, kendilerini sürekli gerçekçi hedeflere yöneltirler. Bu insanlar, başarılarını takdir edecek ödüllere ihtiyaç duyarlar. Başarma ihtiyacı teorisine göre kişileri iş yerinde başarılı kılmak için onları başarısız kılabilecek aşırıya kaçan amaçların, belirsiz görev tanımlarının bulunmaması gerekir. Başarma ihtiyacının önemi, insanı örgütsel amaçlar doğrultusunda harekete geçmekten alıkoyan korkuların ortadan kaldırılması ve kendine güven duygusunun verilmesinin önemini vurgulamasıdır. Alderfer in ERG teorisi Alderfer insan ihtiyaçlarını; var olma (existance), ait olma (relatedness) ve gelişme (growth) olmak üzere üç grupta incelemektedir. Sayılan ihtiyaçların İngilizce karşılıklarının baş harfleri ERG olduğu için teoriye ERG teorisi denmiştir. Alderfer e göre var olma ihtiyacı, yaşamak için gerekli olan zorunlu (temel) ihtiyaçları kapsar. Bunların Maslow un ihtiyaçlar hiyerarşisinde karşılığı fizyolojik ihtiyaçlar ile güvenlik ihtiyaçlarıdır. Bu ihtiyaçların iş ortamında karşılığı ise kişinin çalışmasının temel nedeni olan; ücret, ödül, terfi, ikramiye ve sosyal güvenlik gibi çalışma koşullarıdır. Alderfer insan ihtiyaçlarını; Var olma (Existance), Ait olma (Relatedness) ve Gelişme (Growth) olmak üzere üç grupta incelemektedir. Alderfer in belirlediği ikinci ihtiyaç türü ise ait olma ihtiyacıdır. Bunlar insanın başkaları ile birlikte olma, sosyal ilişki kurma, gruba mensup olma gibi sosyal ihtiyaçlarını kapsar. Bunların ihtiyaçlar hiyerarşisindeki karşılığı ait olma, sosyal ve saygınlık ihtiyaçlarıdır. Kişi bu ihtiyaçlarını iş yerinde informel grup ilişkileri kurarak karşılamaya çalışır. Teorinin üçüncü ihtiyacı olan gelişme ihtiyacı ise kişinin üstün ve değerli bir insan olarak kendisini görmesini sağlayan ihtiyaçlardır. Açıklamalardan da anlaşılacağı gibi Alderfer in ERG teorisindeki ihtiyaç kategorileri arasında herhangi bir sıralama ve kesin sınırlar yoktur. İhtiyaçların altta olanları karşılanmadan üste olanlar ortaya çıkmaz şeklinde bir ayrım yapılmamıştır. Alderfer e göre insan belli bir ihtiyacını karşılayamadığı zaman onun altındaki ihtiyacına döner. Maslow un doyumdan sonra bir üst basamağa geçilir şeklindeki doyum-ilerleme varsayımına rağmen, Alderfer doyumsuzluk sonucu ortaya çıkan hüsran-gerileme kavramını ortaya atmıştır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

17 Süreç Teorileri Süreç teorileri; Wroom un Bekleyiş Teorisi, Lawler ve Porter ın Geliştirilmiş Bekleyiş Teorisi, Skinner ın Davranış Şartlandırma Teorisi ve Adams ın Eşitlik Teorisidir. Bunlar burada insan ihtiyaçları bağlamında ele alınacaktır. Wroom a göre motivasyonun temelinde iki neden vardır. Bunlar; valens ve beklentidir. Wroom un bekleyiş teorisi Wroom a göre motivasyonun temelinde iki neden vardır. Bunlar; valens ve beklentidir. Valens, insanın belli bir hedefe ulaşmada duyduğu arzunun şiddetidir. Buna göre kişinin belli bir sonucu tercih etme derecesi, yani elde edilecek sonucun çabaya değip değmeyeceği noktasındaki tercihi, onun valensini gösterir. Buna göre kişinin elde edeceği sonuca atfettiği anlam onun o sonucu elde etme konusunda göstereceği valens ile ilgilidir. Bekleyiş Teorisi bakımından önemli olan sonuçların gerçek değeri değil, kişinin ona atfettiği değer (valens) dir. Buna göre Valens (kavramsal değer), kişinin elde etmeyi umduğu sonuçtan beklediği tatmin seviyesidir. Bekleyiş teorisinde birincil sonuçlar, insan için arzulanan bir şey olmamasına rağmen, birincil sonuçların ikincil sonuçlara ulaşmasının aracı olduğu algısı, kişinin birincil sonuçlara karşı pozitif ilgi duymasını sağlayacaktır. Ders çalışmak istemeyen bir öğrencinin başarılı olma arzusu onu istemeyerek de olsa ders çalışmaya yönlendiriyorsa, burada başarma arzusunun bir araçsallık özelliğinden bahsedilebilir. Teorideki bekleyiş kavramı kişinin davranışlarının sonucunda algıladığı olasılığı ifade eder. Bu olasılık, belirli bir çabanın belirli bir ödülle karşılık bulacağıyla ilgilidir. Bu teoride başarı, ödüllendirilmiş davranışın fonksiyonudur. Şekil 5. Bekleyiş Modeli ve Araçları Teori matematiksel olarak ifade edilirse, Valens 1 ile +1 arasında değerler alır. Kişinin herhangi bir ödüle verdiği değer, ödülün ihtiyaçları tatmin etme derecesini gösterir. Kişinin valensi ile gayreti arasında pozitif ve negatif yönde doğru bir orantı vardır. Bekleyiş 0 ile +1 arasında değer alır. Kişi çabası ile elde ettiği sonuç (ödül) Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

18 Bireysel Etkinlik Güdülenme ve Güdülenme Kuramları arasında ilişki görmezse bekleyişi 0 olur. İnsanın hem bekleyişi hem de o sonuca verdiği değer (valens) yüksek olursa, bu onun motive olmasını, dolayısıyla ihtiyacın tatminini artırır. Bunu matematiksel olarak şöyle ifade edebiliriz. Motivasyon = Valens x Bekleyiş. Lawler ve Porter ın geliştirilmiş bekleyiş teorisi Bu teori aslında Wroom un modelinden farklı bir model önermez; sadece aynı modele bazı eklemeler yapar. İki modelin ortak noktası, insanın motivasyonu ile valens ve bekleyişi arasında ilişkinin olduğudur. Lawler ve Porter a göre yüksek çaba her zaman yüksek başarıya ulaştırmaz; çabanın istenen sonuca ulaştırabilmesi için kişinin aynı zamanda yeterli bilgi ve beceriye sahip olması da gerekir. Örneğin, muhasebe bilgisine sahip olmayan birinin gayreti onun doğru bir bilânço çıkarmasına yetmeyecektir. Bu teorinin Wroom un teorisinden diğer bir farkı, kişinin işinde kendisi için algıladığı roldür. Woom dan farklı olarak Lawler ve Porter motivasyon için kişilerin aldığı ödüllerin başkalarının ödülleriyle eşit olduğunu algılamaları gerektiğine inanır. Zira iş görenler kendi performansları ile başkalarının performanslarını karşılaştırırlar ve performansları karşılığında almaları gereken ödül konusunda bir kanıya varırlar. Bu karşılaştırmada eşitsizlik gördüklerinde, tatmin dereceleri olumsuz etkilenecek dolayısıyla valens ve bekleyiş de değişecektir. Sizin için çok önemli olan üç hedef belirleyin, bunları sıraya koyun, bu hedeflerinize ulaşmak için davranışlarınızı değiştirmeye başlayın. İlk iş olarak galiba zamanınızı daha iyi yönetmek durumunda kalırdınız. Ne düşünüyorsunuz? Skinner ın davranış şartlandırma teorisi Pavlov un edimsel koşullanma konusunda yaptığı deneylerden etkilenen Skinner Davranış Şartlandırma olarak bilinen kuramını geliştirmiştir. Pavlov un edimsel koşullanma konusunda yaptığı deneylerden etkilenen Skinner Davranış Şartlandırma olarak bilinen kuramını geliştirmiştir. Kurama göre davranışlar, karşılaştıkları sonuçlar tarafından şartlandırılır. İnsan herhangi bir nedenden, amaçtan veya ihtiyaçtan dolayı davranış gösterir; ancak burada önemli olan davranışın karşılaşacağı sonuçtur. İnsan elde ettiği sonuca göre güdülenerek davranışını tekrarlayacak ya da sonuç onun içindeki tekrarlama güdüsünü yavaş yavaş söndürerek kişi davranışta bulunmayacaktır. İnsanın karşılaştığı sonuçları yorumlayarak, davranışlarına yön vermesi, Thorndike ın Etki Kanunu ile açıklanmıştır. Bu kanuna göre, kişi kendini mutlu eden Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

19 veya ihtiyaçlarını karşılayan davranışları tekrarlar, acı veren davranışlardan ise kaçınır. Bu durumda karşımıza, davranışların sürdürülmesi veya davranışlardan kaçınılması şeklinde iki zıt durum çıkar. Buna göre, olumlu davranışları göstermek ve sonra da onları alışkanlık haline getirmek için yönetim psikolojisinde dört yöntem kullanılır. Bunlar; olumlu pekiştirme, olumsuz pekiştirme, ortadan kaldırma ve cezalandırmadır. Olumlu pekiştirme. İnsanın belli bir davranışta bulunması ve onu sürdürmesi için teşvik edilmesidir. Olumlu pekiştirme aracı olarak genellikle ödüller kullanılır. Bu ödüller fiziksel veya psikolojik, içsel veya dışsal olabilir. İçsel ödüller eser yaratma, itibar kazanma vb.; dışsal ödüller ise ücret artışı, prim veya terfi şeklinde olabilir. Olumsuz pekiştirme: İnsanın belli bir davranışta bulunmaması konusunda pekiştirilmesidir. Kişinin istenmeyen bir davranışı yapmamasını sağlamak için başvurulan bir pekiştirme aracıdır. Burada kişiye, davranışının benimsenmediği hissettirilir. Cezalandırma olmasa da olumsuz tepki verme örneğin, yapılan hatanın teşhir edilmesi olumsuz bir pekiştirme örneğidir. Son verme. Bir davranışı ya ortadan kaldırma veya ortaya çıkışını tümüyle önleme amaçlı tedbirlerdir. Böylece istenmeyen davranış tekrarlanmayacaktır. Burada da ceza söz konusu değildir. Söz konusu olan, kişinin davranışının örgütteki geleceğine zarar vereceğinin hissettirilmesidir. Cezalandırma. Ceza, şiddeti oranında sonuç almaya yarayabilir. Ceza, istenmeyen davranışı ortadan kaldırabilir; fakat istenen davranışı yaptırma gücü zayıftır. Kişinin olumsuz davranışına ceza yoluyla son verilebilir; ancak olumlu davranışta bulunması ceza yoluyla sağlanamaz. Adams ın eşitlik teorisi Adams a göre kişinin ihtiyacı çalıştığı ortamla ilgili olarak algıladığı eşitlik ya da eşitsizliğe göre farklılaşacaktır. İnsanların, özellikle yönetilen konumunda olanların, örgütlerinden beklentilerinin başında adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir yönetim gelir. Burada Adams ın belirttiği eşitlik kavramını, adalet ve hakkaniyet anlamında kullandığını belirtmek gerekir. Aksine söz konusu olan bir matematiksel eşitlik değildir. Adams a göre iş görenler iş ilişkilerinde eşit (âdil) muamele görme isterler ve bu isteğin kişiyi motive edici ve ihtiyaçlarını giderici bir yönü vardır. Adams ın geliştirdiği eşitlik teorisi dört temel kavrama dayanır: - Birey. Eşitliği ya da eşitsizliği algılayan kişi. - Karşılaştırma. Kendi yaptığı iş ile başkasının yaptığı iş ve elde edilen ödüllerin karşılaştırıldığı diğer kişiler. - Girdiler. Kişinin işine kattığı beceri, bilgi, yetenek gibi her şey. - Çıktılar. Kişinin işten elde ettiği; ücret, itibar, statü, sorumluluk gibi ödüller. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

20 Adams a göre kişinin ihtiyacı, çalıştığı ortamla ilgili olarak algıladığı eşitlik ya da eşitsizliğe göre farklılaşacak; kişi olumlu bir eşitlik algılarsa bu onu işinde motive edecek, aksi halde kişinin işinde motivasyonu düşecektir. Burada kişi kendi çabası ile başkalarının çabasını ve elde edilen sonuçları karşılaştırarak bir kanaate ulaşacaktır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20

21 Özet Güdülenme ve Güdülenme Kuramları İnsanlar daima bir şeyler ister, bir amaç edinir, bir hedefin peşinden koşar. Bütün bunların arkasında bir neden veya itici güç vardır; buna güdü diyoruz. Güdüler insanın canlılık özelliği gösterdiği anda başlar ve ölünceye kadar onu etkilemeye devam eder. Bu yönüyle güdüler insanın nefesi, soluk alıp vermesi gibidir. Canlılığın en açık göstergesi, güdü ve soluk almaktır. Arkasında güdülerin olmadığı hiçbir davranış yoktur. Hiçbir şey yapmamak da bir güdülenmedir. İnsanı bir şey yapmamaya iten bir nedenin olması gerekir. İşte bu da güdüdür. Güdüler insanın ihtiyaçlarıyla sürekli boğuşan biri olmasının doğal bir sonucudur. Her insanın şu veya bu şekilde, az veya çok, sürekli veya arasıra tatmin edilmesi gereken ihtiyaçları vardır. İnsana bu ihtiyaçlarının karşılaması gerektiğini söyleyen, bir telkinde bulunan nedenin olması gerekir. Bu güdüden başka bir şey değildir. İnsanın iki tür ihtiyacından bahsetmek gerekir. Bunlardan biri, sevgi, şefkat, arzu, güven, sadakat, istek, özlem gibi psikolojik ihtiyaçlar; diğeri ise onun yeme, içme, uyuma, cinsellik gibi biyolojik veya fizyolojik yanlarına hitap eden fiziksel ihtiyaçlardır. İnsan bir taraftan fiziksel ihtiyaçlarının, diğer taraftan da psikolojik ihtiyaçlarının veya güdülerinin etkisi altındadır. İnsan, fizyolojik ihtiyaçlarını karşıladıkça tatmin duygusu, psikolojik ihtiyaçlarını karşıladığı ölçüde de mutluluk duygusu elde etmektedir. Bunları karşılayamadığı ölçüde de acı ve elem duygusunun etkisi altına girer. İnsan bazen ihtiyacı olmasına rağmen, ihtiyacı peşinden koşmaz veya ihtiyacını erteler. Bazı durumlarda ise ihtiyacını karşılamak onun değerlerine ve inançlarına uygun düşmeyebilir. Aç olan ve parası olmayan biri birinin ihtiyacını karşılamak için en yakın lokantaya gitmesini veya bir arkadaşından para istemesini engelleyen bir neden vardır. Bunu sağlayan şey onun değerleridir. Böylece insan inançları, değerleri ve ihtiyaçları etkisinde yaşayan bir varlık olarak gündelik yaşamını sürdürür. Buna göre ihtiyaçlar, organizmayı harekete geçirirken, inançlar ve değerler hareketi durdurucu bir etki gösterebilir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21

22 DEĞERLENDİRME SORULARI Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan bölüm sonu testi bölümünde etkileşimli olarak cevaplayabilirsiniz. 1. Aşağıdakilerden hangisi, insanın, kalıtsal ve öğrenilmiş güdülerinden biri değildir? a) Dengelenim güdüleri b) Cinsel güdüler c) Kendiliğinden doğan güdüler d) Toplumsal güdüler e) Bireysel güdüler 2. Aşağıdakilerden hangisi, Thorndike ın Etki Kanunu na göre insanın olumlu davranışlarını alışkanlık haline getirmenin araçlarından biri değildir? a) Olumlu pekiştirme b) Olumsuz pekiştirme c) Güdüleme d) Cezalandırma e) Son verme 3. Aşağıdakilerden hangisi ihtiyaçların özelliklerinden biri değildir? a) İhtiyaçlar çok sayıdadır. b) Tatmin edildikçe şiddetleri azalır. c) İhtiyaçlar doyumsuzdur. d) İkame özellikleri vardır. e) İhtiyaçların şiddeti farklıdır. 4. Aşağıdakilerden hangisi olumlu davranışları göstermek ve sonra da onları alışkanlık haline getirmek için yönetim psikolojisinin kullandığı yöntemlerden biri değildir? a) Olumlu pekiştirme b) Olumsuz pekiştirme c) Sürdürme d) Son verme e) Cezalandırma 5. Aşağıdakilerden hangisi A. Maslow a göre ihtiyaçlar hiyerarşisi kategorisinde yer almaz? a) Fizyolojik ihtiyaçlar b) Güvenlik ihtiyacı c) Ait olma ihtiyacı d) Sevgi ve takdir ihtiyacı e) Kendini tatmin ihtiyacı Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22

Davranışı başlatma Davranışların şiddet ve enerji düzeyini saptama Davranışlara yön verme Devamlılık sağlama

Davranışı başlatma Davranışların şiddet ve enerji düzeyini saptama Davranışlara yön verme Devamlılık sağlama 1 İnsan organizması güdüler ile harekete geçer İnsan davranışlarını yönlendiren dürtü ya da itici güç Davranış çeşitli gereksinimler sonucu oluşabilir Güdülerin işlevleri: Davranışı başlatma Davranışların

Detaylı

9. HAFTA PFS102 SINIF YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ. cagataykilinc@karabuk.edu.tr

9. HAFTA PFS102 SINIF YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ. cagataykilinc@karabuk.edu.tr 9. HAFTA PFS102 Yrd. Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ cagataykilinc@karabuk.edu.tr Karabük Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi 2 İÇİNDEKİLER MOTİVASYON Motivasyon Teorileri Kapsam Teorileri

Detaylı

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I GÜDÜLENME Dersin konuları Güdülenme ile ilişkili kavramlar Güdülenme kuramları Biyolojik kuramlar İçgüdü Dürtü-azaltma Uyarılma Psikososyal Kuramlar Özendirici Bilişsel Biyopsikososyal kuram Maslow un

Detaylı

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. Motivasyon Motivasyon Teorileri - 3 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. Motivasyon Motivasyon Teorileri - 3 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ Motivasyon Motivasyon Teorileri - 3 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Motivasyon Kuramları Alfender in ERG Teorisi Clayton Alfender e göre, Maslow un kuramı gerçek hayata uygun değildir. Ona göre,

Detaylı

BÖLÜM 2 1.5. Organizma ve Çevre İlişkileri 1.5.1. Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler. 1.5.2. Çevre. 1.5.3. Fizik Çevrenin Organizmayı Etkilemesi

BÖLÜM 2 1.5. Organizma ve Çevre İlişkileri 1.5.1. Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler. 1.5.2. Çevre. 1.5.3. Fizik Çevrenin Organizmayı Etkilemesi BÖLÜM 2 1.5. Organizma ve Çevre İlişkileri 1.5.1. Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler İnsan davranışının temelini oluşturan zihinsel süreçleri açıklamadan önce davranış terimini iyi anlamamız gerekir.

Detaylı

Türkiye de obezite. (Kaynak: TÜİK)

Türkiye de obezite. (Kaynak: TÜİK) Türkiye de obezite WHO Yetişkinlerde obezite oranları E %21.7 K %34.0 Toplam %27.8 (2008 rakamları) 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun %16,9 u obez ve %33 ü fazla kiloludur. (2009 2010 arasındaki dönemde

Detaylı

Davranış bilimleri şu sorulardan hareketle insan davranışlarını inceler: ranıyor? davranış ilişkisi nedir?

Davranış bilimleri şu sorulardan hareketle insan davranışlarını inceler: ranıyor? davranış ilişkisi nedir? DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜNİTE 1 DAVRANIŞ BİLİMLERİ VE DİĞER SOSYAL BİLİMLERLE İLİŞKİSİ Davranış bilimlerini oluşturan diğer temel bir disiplin sosyolojidir. Sosyoloji, grupların veya toplumların oluşması, toplumsal

Detaylı

16.05.2014. Motivasyon/Güdüleme. Motivasyonun Göstergeleri. Eski Motivasyon Kuramları. Motivasyon = harekete geçirme

16.05.2014. Motivasyon/Güdüleme. Motivasyonun Göstergeleri. Eski Motivasyon Kuramları. Motivasyon = harekete geçirme Motivasyon/Güdüleme Motivasyon = harekete geçirme SINITA ÖĞRENCİLERİN MOTİVASYONU Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.tr Motivasyonu tanımlamada üç ortak payda: Davranışa enerji sağlayan organizmadaki

Detaylı

Güdüleme (Özendirme, motivasyon)

Güdüleme (Özendirme, motivasyon) Güdüleme (Özendirme, motivasyon) Çalışanların örgütsel amaçların gerçekleşmesi için yürütülecek etkinliklerde iç güdüsel anlamda çaba göstermelerini sağlayacak, işine ve iş ortamına karşı olumlu tavırlar

Detaylı

Birey ve Çevre (1-Genel)

Birey ve Çevre (1-Genel) Birey ve Çevre (1-Genel) Prof. Dr. Turgut Göksu PA GBF Öğretim Üyesi tgoksu@hotmail.com Turgut Göksu 1 DAVRANIŞ NEDİR? İnsanların (ve hayvanların) gözlenebilen veya herhangi bir yolla ölçülebilen hareketlerine

Detaylı

İŞ TATMİNİ VE MOTİVASYON MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ

İŞ TATMİNİ VE MOTİVASYON MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ İŞ TATMİNİ VE MOTİVASYON Elif SANDAL ÖNAL Şirin Müge KAVUNCU MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ İŞ TATMİNİ (İş Doyumu) Elif SANDAL ÖNAL Sosyal Psikolog Milli Prodüktivite Merkezi Araştırma Bölüm Başkanlığı Uzmanı

Detaylı

GÜDÜLER VE GÜDÜLENME GÜDÜ KAVRAMI

GÜDÜLER VE GÜDÜLENME GÜDÜ KAVRAMI GÜDÜLER VE GÜDÜLENME GÜDÜ KAVRAMI Psikolojide en önemli amaçlardan biri insan ve hayvan davranışlarının sebeplerini ortaya koymaktır. Davranışların ortaya çıkmasında ve bireyden bireye farklılaşmasında

Detaylı

ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON ELİF SANDAL ÖNAL

ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON ELİF SANDAL ÖNAL ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON ELİF SANDAL ÖNAL ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON Bireylerin günlük hayatlarının yaklaşık üçte birini geçirdikleri işyerleri, kişi için önemli bir ortamdır. İşyerlerinde

Detaylı

1..., insanların fiziksel ve fizyolojik arzu ve istekleri olarak ifade edilmektedir. 2..., tatmin edilmediği zaman ızdırap, elem, tatmin edildiği

1..., insanların fiziksel ve fizyolojik arzu ve istekleri olarak ifade edilmektedir. 2..., tatmin edilmediği zaman ızdırap, elem, tatmin edildiği 1...., insanların fiziksel ve fizyolojik arzu ve istekleri olarak ifade edilmektedir. 2...., tatmin edilmediği zaman ızdırap, elem, tatmin edildiği takdirde de haz veren bir duygudur. 3. Talep, insanların

Detaylı

Liderlik ve Motivasyon. Barış BARAZ Anadolu Üniversitesi

Liderlik ve Motivasyon. Barış BARAZ Anadolu Üniversitesi Liderlik ve Motivasyon Barış BARAZ Anadolu Üniversitesi Plan 1) Liderlik 2) Motivasyon Doç. Dr. Barış Baraz apple Anadolu Üniversitesi Liderlik Süreci Lider başkalarını, izleyicilerini belirli amaçlar

Detaylı

MOTİVASYON. Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Bayraktar

MOTİVASYON. Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Bayraktar MOTİVASYON Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Bayraktar Güdü: Bilişsel, duyuşsal ve davranışsal değişkenleri organize ederek davranışın yönünü belirlemektedir. Motivasyon(güdülenme):Okuldaki öğrenci davranışlarının

Detaylı

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli Bölüm 6 Pazarları ve Satın alma Davranışı Bölüm Amaçları davranış modelinin unsurlarını öğrenmek davranışını etkileyen başlıca özellikleri belirtmek Alıcı karar sürecini açıklamak Satın Alma Davranışı

Detaylı

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Canlılar hayatta kalmak için güdülenmişlerdir İnsan hayatta kalabilmek

Detaylı

ÜNİTE 1: Pazarlamanın Konusu, Kapsamı, Gelişimi ve. Değer Kavramı. ÜNİTE 2: Pazarlama Çevresi ve Bilgi Sistem ÜNİTE 3: Pazarlar ve Davranışlar

ÜNİTE 1: Pazarlamanın Konusu, Kapsamı, Gelişimi ve. Değer Kavramı. ÜNİTE 2: Pazarlama Çevresi ve Bilgi Sistem ÜNİTE 3: Pazarlar ve Davranışlar ÜNİTE 1: Pazarlamanın Konusu, Kapsamı, Gelişimi ve Değer Kavramı ÜNİTE 2: Pazarlama Çevresi ve Bilgi Sistem ÜNİTE 3: Pazarlar ve Davranışlar ÜNİTE 4: Pazarlama Yönetimi ÜNİTE 5: 1 Ürün Yönetimi ÜNİTE 6:

Detaylı

İŞLETME YÖNETİMİ. Yönetim İşlevleri. Yürütme Süreci. Yürütme Süreci. Yönetim İşlevleri. Yürütme. Yöneticilerin Yürütme Süreci ile İlgili Sahaları

İŞLETME YÖNETİMİ. Yönetim İşlevleri. Yürütme Süreci. Yürütme Süreci. Yönetim İşlevleri. Yürütme. Yöneticilerin Yürütme Süreci ile İlgili Sahaları İşlevleri İŞLETME ÖNETİMİ İşlevleri ürütme Girdiler Kontrol Planlama Organize etme ürütme Çıktılar Prof.r.Hayri ÜLGEN ürütme Süreci Çalışanları etkileyerek harekete geçirerek işletme amaçlarını sağlamaya

Detaylı

On ikinci Ders: Personelin Değerlendirilmesi ve Motivasyonu. Dersin Amacı. Dersin İçeriği MOTİVASYON NEDİR?

On ikinci Ders: Personelin Değerlendirilmesi ve Motivasyonu. Dersin Amacı. Dersin İçeriği MOTİVASYON NEDİR? On ikinci Ders: Personelin Değerlendirilmesi ve Motivasyonu Dersin Amacı Bu dersin amacı, motivasyon teorileri, memurları motive eden faktörler ile kamu yönetimi mevzuatında yer alan motivasyona ilişkin

Detaylı

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya MOTİVASYON Nilüfer ALÇALAR 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya Motivayon nedir? Motivasyon kaynaklarımız Motivasyon engelleri İşimizde motivasyon

Detaylı

MOTİVASYON ve BAŞARI

MOTİVASYON ve BAŞARI MOTİVASYON ve BAŞARI KARTALIN YENİDEN DOĞUŞU Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşlarındayken çok ciddi ve zor bir kararı

Detaylı

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme: Kişide istediği sonuca ulaşmak amacıyla hareket etmesini engelleyecek çeşitli eksiklikleri tamamlamasını sağlayacak bir süreç Hayatın her sürecinde öğrenme İşyerinde

Detaylı

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ Edimsel Koşullama Davranış ile sonuç arasında bağlantı kurmayı öğrenmedir. Pekiştirilen (memnun edici sonuçlara yol açan) davranışlar güçlenir, cezalandırılan

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Giriş... 1. Birinci Bölüm ÖRGÜTSEL PSİKOLOJİYE GİRİŞ

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Giriş... 1. Birinci Bölüm ÖRGÜTSEL PSİKOLOJİYE GİRİŞ İÇİNDEKİLER Önsöz... iii Giriş... 1 Birinci Bölüm ÖRGÜTSEL PSİKOLOJİYE GİRİŞ A-ÖRGÜTSEL YAPI VE PSİKOLOJİK TASARIMI... 9 1. İş ve Çalışmanın Psikolojisi... 10 2. Çalışmanın Doğası... 13 3. Çalışma Koşulları

Detaylı

MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ

MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ Tutum Tutum bir kişinin diğer bir kişi, bir olay veya çevresi ile ilgili olarak negatif veya pozitif tavırdır. Tutum Tutumlar değerler gibi sosyal ve duygusal inşalardır

Detaylı

Maslow a Göre İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Maslow a Göre İhtiyaçlar Hiyerarşisi SOSYAL GELİŞİM-2 Maslow a Göre İhtiyaçlar Hiyerarşisi Maslow, sağlıklı kişiliğin nasıl oluştuğuyla ilgili derin araştırmalar yapmış ve sağlıklı bir kişiliğin gelişebilmesi için gerekli olan gereksinmelerden

Detaylı

NEOKLASİK YÖNETİM KURAMLARI III (Takas ve Uyum Kuramlarının Eğitim Yönetimine Yansımaları)

NEOKLASİK YÖNETİM KURAMLARI III (Takas ve Uyum Kuramlarının Eğitim Yönetimine Yansımaları) Ünite 6 NEOKLASİK YÖNETİM KURAMLARI III (Takas ve Uyum Kuramlarının Eğitim Yönetimine Yansımaları) Doç. Dr. Cevat ELMA Bu ünitede gücün (erkin) yöneticiler tarafından bir etkileme aracı olarak nasıl kullanıldığına

Detaylı

MOTİVASYON(GÜDÜLEME) VE KURAMLARI

MOTİVASYON(GÜDÜLEME) VE KURAMLARI MOTİVASYON(GÜDÜLEME) VE KURAMLARI Motive; Harekete geçirici Hareketi devam ettirici Olumlu yöne yöneltici Güdüleme Bir veya birden çok insanı, belirli bir yöne(amaca)doğru devamlı şekilde harekete geçirmek

Detaylı

1 YÖNETİM VE ORGANİZASYONLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 YÖNETİM VE ORGANİZASYONLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER III Bölüm 1 YÖNETİM VE ORGANİZASYONLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 11 1.1.Yönetim Kavramı 12 1.1.1Yönetim Kavramının Kapsam ve Önemi 13 1.1.2. Yönetimin Tanımı 15 1.1.3. Yönetim Faaliyetinin

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 Bilimin Anlamı ve Özellikleri...17 Psikoloji...18 Gelişim Psikolojisi...25 Öğrenme Psikolojisi...26 Psikolojide Araştırma Yöntemleri...26

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI 1 DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI Örgütte faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi her zaman üzerinde durulan bir konu olmuştur. Davranış bilimlerinin

Detaylı

MOTİVASYON Motivasyon, Davranışı başlatan, yön veren, devam ettiren veya belli bir davranışın tercih edilmesini sağlayan güç.

MOTİVASYON Motivasyon, Davranışı başlatan, yön veren, devam ettiren veya belli bir davranışın tercih edilmesini sağlayan güç. MOTİVASYON Hareketlerimizin kaynağı Güdü (Motivasyon) Motivasyon, Davranışı başlatan, yön veren, devam ettiren veya belli bir davranışın tercih edilmesini sağlayan güç Bireyin harekete geçmesi için etkilenmesi

Detaylı

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. İş ve Yaşam Tatmini - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. İş ve Yaşam Tatmini - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ İş ve Yaşam Tatmini - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ İnsan işinden doyum elde ettiği ölçüde mutlu, edemediği ölçüde mutsuz olur. Kişinin işindeki mutluluğuna iş tatmini, mutsuzluğuna iş tatminsizliği

Detaylı

İNSANLARI BİR EYLEM YAPMA KONUSUNDA HAREKETE GEÇİREN GÜÇTÜR.

İNSANLARI BİR EYLEM YAPMA KONUSUNDA HAREKETE GEÇİREN GÜÇTÜR. Motivasyon, İş Doyumu,Örgüte Bağlılık, İşten ayrılmalar, Bu dersin sonunda HEDEFLENEN: Öğrencilerin, Motivasyonu tanımlayabilecek, İçsel ve dışsal motivasyonu karşılaştırabilecek, İş doyumunu tanımlayabilecek

Detaylı

Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - - Kotler, Philip & Armstrong, Gary (2014), Principles of Marketing,

Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - - Kotler, Philip & Armstrong, Gary (2014), Principles of Marketing, Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - - Kotler, Philip & Armstrong, Gary (2014), Principles of Marketing, Prentice Hall, Inc., New Jersey, 15 th Edition Tüketici

Detaylı

Medeniyet Okulları REHBERLİK SERVİSİ SUNAR..

Medeniyet Okulları REHBERLİK SERVİSİ SUNAR.. Medeniyet Okulları REHBERLİK SERVİSİ SUNAR.. ÖĞRENCİLERDE PERFORMANS, MOTİVASYON VE BAŞARI GELİŞTİRME TEKNİKLERİ Skeçler, Testler, Video çekimleri Başarıya Ulaşmak İçin HEDEF BELİRLEMEK PLAN OLUŞTURMAK

Detaylı

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii BÖLÜM I GELİŞİM 1. ÜNİTE GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR, GELİŞİMİN TEMEL İLKELERİ VE GELİŞİMİ ETKİLEYEN ETMENLER... 1 GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR...

Detaylı

Maslow (İhtiyaçlar Hiyerarşisi)

Maslow (İhtiyaçlar Hiyerarşisi) Kariyer q Kişinin yaşamı boyunca edindiği ilgili deneyimleridir. q Bir kişinin bütün yaşamı boyunca üstlendiği işlerin tümüdür. q Kişinin yaşamı boyunca sahip olduğu bir dizi iş ve bu işlere katılımı konusundaki

Detaylı

Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen değişmeye denir.

Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen değişmeye denir. Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma sürecidir. Formal eğitim: Eğitimin kasıtlı olarak okullarda yapılanına denir. İnformal eğitim: Gelişi güzel bir biçimde bireyin içinde yaşadığı çevre

Detaylı

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Duygu ile ilgili alanyazında araştırmacıların, biyolojik temelli olan, diğer hayvanlarla paylaşılan, tüm kültürlerde görülen ve evrensel

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not III Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Kişilik Gelişimi Kişilik Nedir? *Kişilik, bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici,

Detaylı

TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI SORU VE CEVAPLARI

TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI SORU VE CEVAPLARI TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI SORU VE CEVAPLARI 2014-2015 1 ) Güdülenme süreci aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak sıralanmıştır? İhtiyaç - Dürtü - Davranış - Güdü Güdü - Dürtü - İhtiyaç - Davranış Davranış

Detaylı

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER EDİMSEL KOŞULLANMA Doç. Dr. Tülin ŞENER Skinner (1904-1990) Programlı öğretimin kurucusu olarak bilinir. Skinner in görüşlerine dayalı olarak geliştirilen davranışı biçimlendirme yaklaşımı otistik ve zihinsel

Detaylı

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar Doç. Dr. Ersin KAVİ Davranış Nedir? İnsan hem içten,hem dıştan gelen uyarıcıların karmaşık etkisi (güdü) ile faaliyete geçer ve birtakım hareketlerde (tepki) bulunur.

Detaylı

Cinsiyet ve Toplumsal cinsiyet

Cinsiyet ve Toplumsal cinsiyet Toplumsal Cinsiyet Cinsiyet ve Toplumsal cinsiyet Cinsiyet (sex): kadın ya da erkek olmanın biyolojik yönünü ifade eder ve biyolojik bir yapıya karşılık gelir. Cinsiyet demografik bir kategoridir. Cins?

Detaylı

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ Öğr. Gör. Gülbin KIYICI Arş.Gör.Dr. Nurcan KAHRAMAN Prof.

Detaylı

İşletme - Ders 1. Temel Ekonomik Kavramlar

İşletme - Ders 1. Temel Ekonomik Kavramlar İşletme - Ders 1 Temel Ekonomik Kavramlar 1.1. İhtiyaç İhtiyaç, herhangi bir şeye duyulan istektir. İhtiyaç hissi tatmin edildiği zaman haz, aksi durumda ise elem duyarız. İhtiyaçlarımız zaman boyunca

Detaylı

Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler

Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler 1 1. Gelişim ve Değişim Gelişim, organizmanın doğum öncesi dönemden başlayarak (döllenme) bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal yönden

Detaylı

KRİMİNOLOJİ Mayıs 2015 Gelişimsel Teoriler. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

KRİMİNOLOJİ Mayıs 2015 Gelişimsel Teoriler. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ KRİMİNOLOJİ -2- Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU tuba.topcuoglu@gmail.com 21 Mayıs 2015 Gelişimsel Teoriler İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ GELİŞİMSEL YAŞAM BOYU TEORİLERİ Geleneksel olarak kriminolojideki

Detaylı

10/14/14. Tüketici Davranışı Modeli Tüketici davranışını etkileyen faktörler Tüketici satınalma karar süreci

10/14/14. Tüketici Davranışı Modeli Tüketici davranışını etkileyen faktörler Tüketici satınalma karar süreci Tüketici Davranışı Modeli Tüketici davranışını etkileyen faktörler Tüketici satınalma karar süreci Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - Kotler, Philip & Armstrong,

Detaylı

TOPLUMSALLIK. Başkalarıyla Birlikte Olma Eğilimi

TOPLUMSALLIK. Başkalarıyla Birlikte Olma Eğilimi TOPLUMSALLIK Başkalarıyla Birlikte Olma Eğilimi Toplumsallık Toplumsallık, başkalarıyla birlikte olmayı yalnız olmaya tercih etme eğilimini ifade eder. İnsanlar grup içinde birlikte yaşarlar. Bunu iyi,

Detaylı

PDR de Üç Gelişim Alanı (Mesleki gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI

PDR de Üç Gelişim Alanı (Mesleki gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI PDR de Üç Gelişim Alanı (Mesleki gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI Mesleki Rehberlik & Kariyer Gelişimi Meslek seçiminden Kariyer Gelişimi 1909 Parsons ın tanımı: Gençlerin çeşitli meslekleri tanımaları ve

Detaylı

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU Yaş Dönem Özellikleri BÜYÜME VE GELİŞME Gelişme kavramı düzenli, sürekli ve uyumlu bir ilerlemeyi dile

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2 ADIM ADIM YGS LYS 187. Adım DAVRANIŞ 2 SONRADAN KAZANILMIŞ DAVRANIŞLAR (ÖĞRENİLMİŞ DAVRANIŞLAR) Deneyim sonucu kazanılan davranışlardır. Bu davranışlar aynı türün farklı bireylerinde farklı sonuçlar doğurabilir.

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not I Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Psikoloji *Psikoloji, pscyhe (ruh) ve logy (bilim) kelimelerinin birleşiminden meydana gelmektedir. *Psikoloji, hayvan

Detaylı

TEOG VE TERCİH DANIŞMANLIĞI

TEOG VE TERCİH DANIŞMANLIĞI TEOG VE TERCİH DANIŞMANLIĞI MESLEK; Bir kimsenin hayatını kazanmak için yaptığı, Diğer insanlara yararlı bir hizmet ya da ürün sağlamaya yönelik olan, Kuralları toplumca belirlenmiş, Belli eğitimle kazanılan

Detaylı

REHBERLİK NEDİR? Bahsedilen rehberlik tanımlarının ortak yönleri ise:

REHBERLİK NEDİR? Bahsedilen rehberlik tanımlarının ortak yönleri ise: REHBERLİK SÜREÇLERİ REHBERLİK NEDİR? Bireye kendini anlaması, çevredeki olanakları tanıması ve doğru kararlar vererek özünü gerçekleştirebilmesi için yapılan sistematik ve profesyonel yardım sürecidir

Detaylı

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ Marmara Evleri Anaokulunda Rehberlik Hizmetleri (3 6 yaş) Okulumuzdaki tüm öğrencilerin her yönüyle sağlıklı gelişmeleri, okul ortamına uyum sağlamaları ve kapasitelerini

Detaylı

İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır.

İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır. DR.HASAN ERİŞ İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle yönetimin temel görevlerinden birisi, örgütü oluşturan

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Kısım YÖNETİM KAVRAMI VE GELİŞİMİ. 1. Bölüm YÖNETİME GİRİŞ

İÇİNDEKİLER. Birinci Kısım YÖNETİM KAVRAMI VE GELİŞİMİ. 1. Bölüm YÖNETİME GİRİŞ İÇİNDEKİLER Birinci Kısım YÖNETİM KAVRAMI VE GELİŞİMİ 1. Bölüm YÖNETİME GİRİŞ 1.1. Yönetimin Kavramsal İçeriği... 3 1.2. Yönetim İşlevleri... 4 1.3. Yönetim Kademeleri ve Özellikleri... 7 1.4. Yönetsel

Detaylı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı YÖNETİM Sistem Yaklaşımı Prof.Dr.A.Barış BARAZ 1 Modern Yönetim Yaklaşımı Yönetim biliminin geçirdiği aşamalar: v İlk dönem (bilimsel yönetim öncesi dönem). v Klasik Yönetim dönemi (bilimsel yönetim, yönetim

Detaylı

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÇIKMIŞ SORULAR

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÇIKMIŞ SORULAR ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÇIKMIŞ SORULAR Ders Adı : Davranış Bilimleri Sınav Türü : Bütünleme WWW.NETSORULAR.COM Sınavlarınızda Başarılar Dileriz... A Davranış Bilimleri DİKKAT! Bu testte

Detaylı

Güdülenme. Öğr.Gör. Dr. Şirin KARADENİZ

Güdülenme. Öğr.Gör. Dr. Şirin KARADENİZ Güdülenme Öğr.Gör. Dr. Şirin KARADENİZ Maslow un Gereksinimler Hiyerarşisi Güdülenme Nedir? Güdülenme kişinin davranışlarının ve beklentilerinin bütünüdür. Güdülenmişlik, isteklerin sonucunda oluşan davranışları

Detaylı

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Bağımlılık-Bağımsızlık Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Yemedim yedirdim, içmedim içirdim, saçımı süpürge ettim Peki iyi mi ettim? Bağımlılık Bağımsızlık Bağlılık Bağımsızlık Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Test 11 (Bitişiklik Kuramı)...94. Test 12 (Bilişsel - Davranışçı Kuramlar)...97. Test 13 (Bilişsel - Davranışçı Kuramlar)...

İÇİNDEKİLER. Test 11 (Bitişiklik Kuramı)...94. Test 12 (Bilişsel - Davranışçı Kuramlar)...97. Test 13 (Bilişsel - Davranışçı Kuramlar)... III İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Test 1 (Psikolojiye Giriş)... 1 Test 2 (Gelişim Psikolojisine Giriş)... 3 Test 3 (Gelişim Psikolojisine Giriş)... 7 Test 4 (Bilişsel Gelişim)...11 Test 5 (Bilişsel Gelişim)...15

Detaylı

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.tr Sınıf Nedir? Ders yapılır Yaşanır Zaman geçirilir Oyun oynanır Sınıf, bireysel ya da grupla öğrenme yaşantılarının gerçekleştiği

Detaylı

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız Disiplinlerüstü Temalar Kim Olduğumuz Bulunduğumuz mekan ve zaman Kendimizi ifade etme Kendimizi Gezegeni paylaşmak Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel,

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 07 Ekim :27 - Son Güncelleme Çarşamba, 07 Ekim :31

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 07 Ekim :27 - Son Güncelleme Çarşamba, 07 Ekim :31 Çocukların Arkadaş Edinmelerine Nasıl Yardımcı Olunmalı? Bu soruya cevap vermek için öncelikle bazı çocukların neden arkadaş edinemedikleri üzerinde durmamız gerekmektedir. Çocuklar çok çeşitli nedenlerden

Detaylı

Motivasyon süreci ve yönetim

Motivasyon süreci ve yönetim Motivasyon süreci ve yönetim Bu dersin sonunda HEDEFLENEN: Motivasyonu tanımlayabilecek, İçsel ve dışsal motivasyonu karşılaştırabilecek, İş doyumu, örgüte bağlılık ve işten ayrılmalar arasındaki ilişkiyi

Detaylı

Bireysel Farklılıklar, Kişilik, Tutum, Duygu ve Değerler

Bireysel Farklılıklar, Kişilik, Tutum, Duygu ve Değerler Bireysel Farklılıklar, Kişilik, Tutum, Duygu ve Değerler 1 KİŞİLİK Tutarlı davranışlar ortaya çıkmasına neden olan özellikler Doğuştan mı, sonradan mı? Çevresel etmenler.. (aile, okul, arkadaş, sosyal

Detaylı

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme BİREY GELİŞİMİ O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme kaydeden değişimidir. O Gelişim; organizmanın

Detaylı

İhtiyaçlar hiyerarşisi teorisi nedir?

İhtiyaçlar hiyerarşisi teorisi nedir? On5yirmi5.com İhtiyaçlar hiyerarşisi teorisi nedir? Maslow teorisi veya ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisi, ABD'li psikolog Abraham Maslow tarafından 1943 yılında yayınlanmış bir çalışmada ortaya atılmış ve

Detaylı

Editörler Prof. Dr.Mustafa Çelikten & Doç. Dr. Mehmet Özbaş EĞİTİM YÖNETİMİ

Editörler Prof. Dr.Mustafa Çelikten & Doç. Dr. Mehmet Özbaş EĞİTİM YÖNETİMİ Editörler Prof. Dr.Mustafa Çelikten & Doç. Dr. Mehmet Özbaş EĞİTİM YÖNETİMİ Yazarlar Doç.Dr. Emel Gönenç Güler Doç.Dr. Ercan Yılmaz Doç.Dr. Hatice Özutku Doç.Dr. İbrahim Halil Çankaya Doç.Dr. İlhan Günbayı

Detaylı

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ DOÇ.DR. ZEHRA ALTINAY SINIF YONETIMI Bu derste, Sınıf ortamı ve grup etkileşimi Grup türleri Grup ve lider Liderlik türleri Grup içi etkileşimin hedefleri

Detaylı

VERİMLİ ÇALIŞMA VE MOTİVASYON

VERİMLİ ÇALIŞMA VE MOTİVASYON VERİMLİ ÇALIŞMA VE MOTİVASYON Verimli çalışan? Verimli çalışan bireyin, motivasyonu yüksektir. Motivasyonun Kelime Anlamı Bu kavram İngilizce ve Fransızca motive kelimesinden türetilmiştir. Temelde kişinin

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III Ünite:I Eğitim Psikolojisinde Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri 13 Psikoloji ve Eğitim Psikolojisi 15 Eğitim Psikolojisi ve Bilim 17 Eğitim Psikolojisi ve Bilimsel Araştırma

Detaylı

ÖRGÜT SAĞLIĞI OKULDA SAĞLIK, İKLİM VE. Sağlıklı örgüt için gerekenler: Yrd. Doç. Dr. Çetin Erdoğan. Örgüt Sağlığı. Örgüt Sağlığı.

ÖRGÜT SAĞLIĞI OKULDA SAĞLIK, İKLİM VE. Sağlıklı örgüt için gerekenler: Yrd. Doç. Dr. Çetin Erdoğan. Örgüt Sağlığı. Örgüt Sağlığı. ÖRGÜT SAĞLIĞI OKULDA SAĞLIK, İKLİM VE KÜLTÜR Yrd. Doç. Dr. Çetin Erdoğan Örgütün amaçlarına uygun olarak görevlerini yerine getirebilmesi, yaşamını sürdürmesi, karşılaştığı sorunları çözmesi ve gelişimini

Detaylı

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram ÖĞRENME KURAMLARI Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram DAVRANIġÇI KURAMLAR Davranışçı kuramlar, öğrenmenin uyarıcı ile davranış arasında bir bağ kurularak geliştiğini ve pekiştirme yoluyla davranış

Detaylı

Örgütsel Açıdan MOTİVASYON. Doç. Dr. Ersin KAVİ

Örgütsel Açıdan MOTİVASYON. Doç. Dr. Ersin KAVİ Örgütsel Açıdan MOTİVASYON Doç. Dr. Ersin KAVİ Genel Olarak Güdü ve Motivasyon Motivasyon, latince Movere kelimesinden türemiştir. Bu kelime, kısaca, Harekete geçiren anlamındadır. Güdüler, davranışların

Detaylı

HEDEF KİTLE DAVRANIŞINI ETKİLEYEN PSİKOLOJİK FAKTÖRLER

HEDEF KİTLE DAVRANIŞINI ETKİLEYEN PSİKOLOJİK FAKTÖRLER Ünite 5 HEDEF KİTLE DAVRANIŞINI ETKİLEYEN PSİKOLOJİK FAKTÖRLER Öğr. Gör. Şadiye Nur GÜLEÇ Bu ünitede, reklamın önemi ve reklamın hedef kitlesi konusu işlenecektir. Hedef kitle davranışını etkileyen psikolojik

Detaylı

Psikanaliz Sigmund Freud

Psikanaliz Sigmund Freud Psikanaliz Sigmund Freud Sigmund Freud (1856 1939) 6 Mayıs 1856, Moravya (Çek Cumhuriyeti) 1881, Viyana Tıp Fakültesi mezunu Maartha Bernays ile evlilik, üç çocuk sahibi bir baba Ernst Brücke ile fizyoloji

Detaylı

PAZARLAMA YÖNETİMİ KISA ÖZET KOLAYAOF

PAZARLAMA YÖNETİMİ KISA ÖZET KOLAYAOF PAZARLAMA YÖNETİMİ KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- Pazarlamanın

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak OYUN VE ÇOCUK Oyun oynamak çocukluk çağına özgü psikolojik, fizyolojik ve sosyal içerikli bir olgudur. Oyun hem zihinsel gelişimin aynası olan hem sosyal becerilerin öğrenildiği hem de duygusal boşalımın

Detaylı

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ ÇOCUK PSİKOLOJİSİNDE GELİŞİM MODELLERİ... 3 ÖĞRENME TEORİSİ MODELİ... 4 BİLİŞSEL GELİŞİM MODELİ... 5 İNSAN GELİŞİMİNİ VE PSİKOLOJİSİNİ AÇIKLAYAN TEMEL KURAMLAR...

Detaylı

Liderlik Yaklaşımları ve Spor Yönetimi İlişkisi. Spor Bilimleri Anabilim Dalı

Liderlik Yaklaşımları ve Spor Yönetimi İlişkisi. Spor Bilimleri Anabilim Dalı Liderlik Yaklaşımları ve Spor Yönetimi İlişkisi Spor Bilimleri Anabilim Dalı Liderlik ve Spor Yönetimi Spor Yönetim Prensipleri Tarafsızlık Yeterlik (Bireylerin neyi en iyi yapabileceklerini bilmek ve

Detaylı

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitim sürecinin daima iki boyutu olmuştur. Bunlardan birincisi yukarıda değindiğimiz toplumsal ya da sosyal boyut, diğeri ise bireysel boyuttur. Eğitim ne kadar sosyal amaçlarla

Detaylı

ARCS Motivasyon Modeli

ARCS Motivasyon Modeli ARCS Motivasyon Modeli Hülya KUTU & Mustafa SÖZBİLİR Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fak. Kimya Eğitimi Anabilim Dalı Motivasyon Motivasyon kelimesi köken olarak Latince movere kelimesinden

Detaylı

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, hareket halindeki enerjidir. Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, insanın yaşam kalitesini belirleyen en önemli kaynaktır.

Detaylı

Yönetim ve Yöneticilik

Yönetim ve Yöneticilik Yönetim ve Yöneticilik Dersin Amaçları Öğrencinin Yönetim kavramını ve sürecini kavramasını Yönetim biliminin özelliklerini anlamasını Yöneticiliğin fonksiyonlarını ve gereklerini anlayıp gerekli bilgi

Detaylı

Hastane Yönetimi- Ders 5 Liderlik-Motivasyon

Hastane Yönetimi- Ders 5 Liderlik-Motivasyon Hastane Yönetimi- Ders 5 Liderlik-Motivasyon Öğr. Gör. Hüseyin ARI 1 Liderlik ve Motivasyon Liderlik ve motivasyon kavramları bir yöneticinin altında çalışan personelini kurumsal amaçlara yönlendirmede

Detaylı

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar).

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar). Hedef Davranışlar Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar). Bu nitelikler bilişsel, duyuşsal ve psikomotordur. 2 aşamada ele alınmaktadır.

Detaylı

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI OCAK ARALIK KASIM EKİM EYLÜL AY HAFTA DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI ETKİNLİKLER YETERLİK ALANLARI KAZANIM NUMARASI VE KAZANIMLAR UYGULAMA Öğrencilerle tanışılması, okulun tanıtılması,

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

28.04.2014 SİSTEM. Sosyal Sistem Olarak Sınıf. Okulun Sosyal Sistem Özellikleri. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.

28.04.2014 SİSTEM. Sosyal Sistem Olarak Sınıf. Okulun Sosyal Sistem Özellikleri. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu. SİSTEM SOSYAL BİR SİSTEM OLARAK SINIF Sınıfta Kültür ve İklim Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.tr Sistem: Aralarında anlamlı ilişkiler bulunan, bir amaç doğrultusunda bir araya getirilen

Detaylı

MODERN LİDERLİK YAKLAŞIMLARI VE BÜRO ÇALIŞANLARININ MOTİVASYONLARI ÜZERİNE ETKİSİNİ ARAŞTIRMAYA YÖNELİK BİR UYGULAMA: ÇORUM İLİ ÖRNEĞİ

MODERN LİDERLİK YAKLAŞIMLARI VE BÜRO ÇALIŞANLARININ MOTİVASYONLARI ÜZERİNE ETKİSİNİ ARAŞTIRMAYA YÖNELİK BİR UYGULAMA: ÇORUM İLİ ÖRNEĞİ MODERN LİDERLİK YAKLAŞIMLARI VE BÜRO ÇALIŞANLARININ MOTİVASYONLARI ÜZERİNE ETKİSİNİ ARAŞTIRMAYA YÖNELİK BİR UYGULAMA: ÇORUM İLİ ÖRNEĞİ ÖZET Havva TARAKCI 1 Zeynep İLLEEZ 2 İnsanlığın var olması ve toplum

Detaylı

ÖĞRENME. Temel Kavramlar

ÖĞRENME. Temel Kavramlar ÖĞRENME Temel Kavramlar Öğrenme nedir? Davranışlarda göreli olarak kalıcı değişimlere yolaçan deneyimlerdir. Olgunlaşma sonucu davranışların değişmesi öğrenme sayılmaz. Davranışta kısa süreli ufak değişiklikler

Detaylı