T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE ANABİLİM DALI MALİYE BİLİM DALI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE ANABİLİM DALI MALİYE BİLİM DALI"

Transkript

1 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE ANABİLİM DALI MALİYE BİLİM DALI TÜRKİYE DE 2001 DEN GÜNÜMÜZE KAYIT DIŞI EKONOMİNİN SOSYAL GÜVENLİK KURUMU AÇIKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN İNCELENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Hüseyin YILDIRIM Tez Danışmanı Doç. Dr. Duran BÜLBÜL ANKARA 2012

2

3 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE ANABİLİM DALI MALİYE BİLİM DALI TÜRKİYE DE 2001 DEN GÜNÜMÜZE KAYIT DIŞI EKONOMİNİN SOSYAL GÜVENLİK KURUMU AÇIKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN İNCELENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Hüseyin YILDIRIM Tez Danışmanı Doç. Dr. Duran BÜLBÜL ANKARA 2012

4

5 ÖNSÖZ Tez çalışmamızda kayıt dışı ekonominin kavramsal analizi, tanımı, kapsamı ve genel özellikleri hakkında genel bilgiler verildikten sonra sosyal güvenliğin kavramsal analizi, tanımı, genel özellikleri ve finansmanı gibi sosyal güvenlik ile ilgili bilgiler sunulmuş ve Türkiye de sosyal güvenlik kurumunun 2001 ile 2010 yılları arasında verdiği açıklar, bu açıkların seyri ve nedenleri incelenmiştir. TÜİK in verilerine göre 2001 yılından 2010 yılına kadar kayıt dışı istihdam rakamları incelenmiş ve bu rakamlar üzerinden kayıt dışı olarak istihdam edilen kişiler asgari ücret düzeyinden sosyal sigortaya dahil edilerek sosyal güvenlik kurumunun açıkları tekrar değerlendirilmiştir. Amacımız kayıt dışı istihdamın sosyal güvenlik açıkları üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Tezimizin hazırlanması sırasında teşvik edici sözleri ile beni yüreklendiren, değerli görüşleri ile bana yol gösteren ve yardımlarını hiçbir zaman esirgemeyen tez danışmanım, hoşgörülü, anlayışlı Sayın Hocam Doç. Dr. Duran BÜLBÜL' e, Hayatımın her döneminde yanımda olan, eğitim hayatımda her şeyimi borçlu olduğum, üzerimdeki haklarını ödeyemeyeceğim, fedakârlık abideleri annem Emine YILDIRIM ve babam Hamit YILDIRIM' a, Kardeş olmakla gurur duyduğum, ihtiyacım olduğunda desteklerini esirgemeyen, yüksek lisansa başlamamdaki asli nedenlerden olan ikiz kardeşim Hasan YILDIRIM ve abim Mustafa YILDIRIM' a, Yakın ilgisi ve moral verici davranışlarıyla yüksek lisans aşamasında karşılaştığım sıkıntıları aşmamda yardımcı olan kıymetli dostum Murat ALTIN' a ve burada isimlerini tek tek sayamadığım tüm arkadaşlarıma ve sevdiklerime sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

6 ii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... i İÇİNDEKİLER... ii SİMGELER VE KISALTMALAR... vi TABLOLAR LİSTESİ... viii ŞEKİLLER VE GRAFİKLER LİSTESİ... x GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM KAYIT DIŞI EKONOMİ 1.1. KAYIT DIŞI EKONOMİ KAVRAMI KAYIT DIŞI EKONOMİ TANIMLARI KAYIT DIŞI EKONOMİNİN SINIFLANDIRILMASI Yeraltı Ekonomisi Yarı Kayıtlı Ekonomi Gelirlerini Yasal Yollarla Kayıt Dışında Tutanlar Gelirlerini Yasal Olmayan Yollarla Kayıt Dışına Çıkaranlar Hiç Kayıtlara Girmeyen Ekonomi KAYIT DIŞI EKONOMİNİN ÖZELLİKLERİ Kayıt Dışı Ekonominin Düzensiz ve Kuralsız Olması Kayıt Dışı Ekonominin Vergilendirilememesi Kayıt Dışı Ekonominin Ölçülememesi KAYIT DIŞI EKONOMİYİ TAHMİN YÖNTEMLERİ Doğrudan Tahmin Yöntemi Dolaylı Tahmin Yöntemleri GSMH Yöntemi Vergisel Yöntemler İşgücü Yöntemi Parasalcı Yöntem KAYIT DIŞI EKONOMİNİN NEDENLERİ Siyasi ve Sosyal Nedenler... 23

7 iii Ekonomik Nedenler Mali Nedenler KAYIT DIŞI EKONOMİNİN ETKİLERİ Kayıt Dışı Ekonominin Olumlu Etkileri Kayıt Dışı Ekonominin Olumsuz Etkileri DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE KAYIT DIŞI EKONOMİNİN BOYUTLARI KAYIT DIŞI İSTİHDAM Kayıt Dışı İstihdam Şekilleri Çalışmaları Hiç Bildirilmeyenler Çalışmaları Eksik Bildirilenler Yasaların Kayıt Dışında Bıraktığı Çalışmalar Kayıt Dışı İstihdamın Nedenleri İKİNCİ BÖLÜM SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİNİN İRDELENMESİ VE TÜRKİYE DE SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ 2.1.SOSYAL GÜVENLİK KAVRAMI SOSYAL GÜVENLİĞİN TANIMI SOSYAL GÜVENLİĞİN AMACI VE KONUSU SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİ TÜRK SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ VE KURUMSAL YAPISI Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Eski Kurumsal Yapısı Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Yeni Kurumsal Yapısı TÜRK SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN FİNANSMANI Finansman Kaynakları Finansman Yöntemleri Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Finansal Sorunlar SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARI SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARININ SEYRİ SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARININ NEDENLERİ Aktif/Pasif Oranının Düşüklüğü... 70

8 iv Kayıt Dışı İstihdam İş Gücüne Katılım Oranının Düşüklüğü Denetim Yetersizliği Diğer Nedenler SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARININ FİNANSMAN YÜKÜ TÜRKİYE DE SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARINI ÖNLEMEYE YÖNELİK TEDBİRLER ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ VE SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ 3.1. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN SOSYAL GÜVENLİK İLE İLİŞKİSİ YILLARI ARASINDA GERÇEKLEŞEN KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi... 98

9 v Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerinde Etkisi YILLARI KAYIT DIŞI İSTİHDAM VE SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARININ GENEL DEĞERLENDİRMESİ KAYIT DIŞI İSTİHDAM İLE MÜCADELEDE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER DEĞERLENDİRME VE SONUÇ KAYNAKÇA ÖZET ABSTRACT

10 vi SİMGELER VE KISALTMALAR a.g.e. : Adı Geçen Eser a.g.m. : Adı Geçen Makale a.g.r. : Adı Geçen Rapor a.g.t. : Adı Geçen Tez AB : Avrupa Birliği C : Cilt ÇSGB : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı DİE : Devlet İstatistik Enstitüsü DPT : Devlet Planlama Teşkilatı GSMH : Gayri Safi Milli Hâsıla GSYİH : Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla ILO : Uluslar Arası Çalışma Örgütü İİBF : İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İSMMMO : İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası İŞKUR : İş ve İşçi Bulma Kurumu İÜ : İstanbul Üniversitesi m. : Madde OECD : Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı ÖİK : Özel İhtisas Komisyonu s. : Sayfa S : Sayı SBE : Sosyal Bilimler Enstitüsü SBF : Siyasal Bilgiler Fakültesi SGK : Sosyal Güvenlik Kurumu SMMM : Serbest Muhasebeci Mali Müşavir SSK : Sosyal Sigortalar Kurumu T.C. : Türkiye Cumhuriyeti T.C.M.B. : Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası TİSK : Türk İşveren Sendikaları Konfederasyonu TÜHİS : Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası

11 vii TÜİK v.b. Y : Türkiye İstatistik Kurumu : Ve Benzeri : Yıl

12 viii TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1: Kayıt Dışı Ekonomiyi Oluşturan Unsurlar... 8 Tablo 2: Yıllık Olarak Nüfusun İstihdam Olduğu Alanlar (Bin Kişi, 15+Yaş) Tablo 3: Türkiye de Yılları Arası Kent ve Kır Nüfusu Tablo 4: Türkiye de Yılları Arasındaki Gelir Dağılımı Oranları Tablo 5: Yılları İtibariyle Net ve Brüt Ücretler İle İşverene Maliyetler (TL) Tablo 6: Yılları Aktif Sigortalı-Aylık Alanların Sayıları (Bin Kişi) Tablo 7: Sosyal Sigorta Programlarının Kapsadığı Nüfus Tablo 8: Sosyal Güvenlik Kurumu Açıkları (Bin TL) Tablo 9: Sosyal Güvenlik Kurumuna Yapılan Transferler Tablo 10: SGK ya Yönelik Karşılaştırmalı Büyüklükler Tablo 11: Aktif/Pasif (A/P) Oranları Tablo 12: SGK ya Yapılan Transferlerin Finansman Yükü Tablo 13: 2001 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) Tablo 14: 2001 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler Tablo 15: 2001 Yılı Yaş Gruplarına Göre Kişi Sayısı ve Eksik İstihdam Oranı (%) Tablo 16: 2001 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri Tablo 17: 2002 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) Tablo 18: 2002 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler Tablo 19: 2002 Yılında Kayıt Dışı Oranları Tablo 20: 2002 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri Tablo 21: 2003 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) Tablo 22: 2003 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler Tablo 23: 2003 Yılında Kayıt Dışı Oranları Tablo 24: 2003 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri Tablo 25:2004 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) Tablo 26: 2004 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler... 88

13 ix Tablo 27: 2004 Yılında Kayıt Dışı Oranları Tablo 28: 2004 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri Tablo 29: 2005 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) Tablo 30: 2005 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler Tablo 31: 2005 Yılında Kayıt Dışı Oranları Tablo 32: 2005 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri Tablo 33: 2006 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) Tablo 34: 2006 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler Tablo 35: 2006 Yılında Kayıt Dışı Oranları Tablo 36: 2006 Yılı Asgari Ücret Prim Kesintileri Tablo 37: 2007 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) Tablo 38: 2007 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler Tablo 39: 2007 Yılında Kayıt Dışı Oranları Tablo 40: 2007 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri Tablo 41: 2008 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) Tablo 42: 2008 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler Tablo 43: 2008 Yılında Kayıt Dışı Oranları Tablo 44: 2008 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri Tablo 45: 2009 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) Tablo 46: 2009 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler Tablo 47: 2009 Yılında Kayıt Dışı Oranları Tablo 48: 2009 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri Tablo 49: 2010 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) Tablo 50: 2010 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler Tablo 51: 2010 Yılında Kayıt Dışı Oranları Tablo 52: 2010 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri Tablo 53: Yılları Kayıt Dışı İstidamın Kayıt Altına Alınması Öncesi ve Sonrası Yaklaşık Olarak SGK Açıkları (Milyon TL) Tablo 54: OECD Ülkeleri ve Türkiye de Ücretlilerin Gelir Vergisi ve Sosyal Güvenlik Kesintilerinin Brüt Ücrete Oranı (2004) Tablo 55: OECD Ülkeleri ve Türkiye de Ücretlilerin Gelir Vergisi ve Sosyal Güvenlik Kesintilerinin İşgücü Maliyetine Oranı (2004)

14 x ŞEKİLLER VE GRAFİKLER LİSTESİ Şekil 1: Sosyal Güvenlik Kurumu Teşkilat Yapısı Grafik 1: Yılları Kayıt Dışı İstidamın Kayıt Altına Alınması Öncesi ve Sonrası SGK Açıkları

15 GİRİŞ Türkiye de kayıt dışı ekonomiye bağlı olarak gelişen kayıt dışı istihdam, vergi idaresinin ve sosyal güvenlik kurumlarının bilgisi ve denetimi dışında kalan ve bu nedenle vergi idaresinin ve sosyal güvenlik kurumunun kayıtlarında yer almayan istihdam şekli olup, günümüzde gelişmişlik düzeyine bakılmaksızın her ülkede farklı oranlarda karşılaşılan sorunlardan biridir. Türkiye de kayıt dışı istihdamın boyutlarının belirlenmesi amacı ile yapılmış birçok araştırma bulunmakla birlikte bu konuda bize en iyi sonucu TÜİK in Hane Halkı İşgücü Anketleri vermektedir. Çünkü kayıt dışı istihdam faaliyetleri gizlidir. Bu nedenle tespit edilmesi zordur. Kayıt dışı istihdam, daha fazla bireyin istihdam edilmesi, gelir etkisi, kaynakların daha etkin dağıtılması ve rekabeti teşvik etmesi gibi bazı olumlu etkiler meydana getirmesine karşın vergi gelirlerini azaltması, vergi adaletini bozması, haksız rekabeti desteklemesi, çalışma hayatındaki verimliliği düşürmesi, emeğin sömürülmesi ve sosyal güvenlik sistemi dengesini bozması gibi olumsuz etkilere de neden olmaktadır. Sosyal güvenlik sistemi ise bir mesleki, fizyolojik yada sosyo-ekonomik riskten dolayı geliri sürekli ya da geçici olarak kesilmiş kimselerin geçinme ve yaşama ihtiyaçlarını karşılayan bir sistemdir. Sosyal güvenlik bir toplumda ekonomik kalkınmaya paralel olarak sosyal refah düzeyinin korunması ve sürdürülmesi bakımından en temel ihtiyaçların başında gelmektedir. Bu bağlamda bu ihtiyaca nasıl bakıldığı önemlidir. Sağlık sistemine sosyal devlet anlayışı doğrultusunda bir hak olarak mı yoksa sosyal devlet anlayışının tasfiye sürecine uygun yükümlülük olarak mı bakılmaktadır. Sosyal devlet anlayışında sağlık bir kamusal hizmet iken diğerinde sağlık satın alınan bir piyasa malı olarak bir başka deyişle özel bir mal ve hizmet gibi görülmektedir. Bu iki temel görüş arasındaki fark, sosyal güvenlik açıklarının oluşmasında ya da oluşmamasında temel anlayış olarak karşımıza çıkmaktadır.

16 2 Sağlıklı bir sosyal güvenlik sisteminin kurulabilmesi ve kendinden beklenen hizmeti verebilmesi ancak sistemin sağlam bir finansmana sahip olmasıyla mümkündür. Diğer yandan sosyal güvenlik sisteminin toplumsal dayanışmayı güçlendirici ve sağladığı haklar bakımından adil, etkili ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Bu nedenle araştırmamızda kayıt dışı istihdamın SGK açıkları üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda çalışmamızın birinci bölümünde, kayıt dışı ekonomi kavramı, kayıt dışı ekonominin tanımı, nedenleri, etkileri ve boyutları ele alınmıştır. İkinci bölümde, sosyal güvenlik kavramı, sosyal güvenliğin tanımı, amacı, yapısı ve finansmanı ile sosyal güvenlik açıkları ve bu açıkların nedenleri tüm boyutları ile anlatılmıştır. Çalışmamızın üçüncü bölümünde ise, kayıt dışı istihdamın sosyal güvenlik ile ilişkisi dikkate alınarak SGK nın 2001 ile 2010 yılları arasındaki gelir gider dengesi açıkları incelendikten sonra bahsedilen yıllarda kayıt dışı istihdamın sosyal güvenlik açıkları üzerindeki etkileri ele alınmış ve kayıt dışı istihdam ile mücadelede alınması gereken önlemler ifade edilmiştir.

17 BİRİNCİ BÖLÜM KAYIT DIŞI EKONOMİ 1.1. KAYIT DIŞI EKONOMİ KAVRAMI Kayıt dışı ekonomi kavramı değişik alanlar üzerindeki etkisinden dolayı farklı alanlarda araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Bu nedenle kayıt dışı ekonomi ile sadece iktisatçılar ve maliyeciler değil, antropologlar, sosyologlar, siyasetçiler, hukukçular, istatistikçiler de ilgilenmişlerdir. Değişik alanlardaki araştırmacıların ilgilendikleri ve ön plana çıkarmak istedikleri konular da birbirinden farklı olmuştur. Araştırmacılar, kavrama kendi çalışma alanlarından baktıklarından dolayı ortaya farklı anlayışlar çıkmıştır. Ancak kayıt dışı ekonomi kavramının ortaya çıkışı, nedenleri, etkileri ve kapsamı temel olarak iktisat biliminin sınırları içerisinde yer almakla beraber diğer bilim dallarının da inceleme konusu olmuştur. 1 Kayıt dışı ekonomi kavramı ilk olarak 1940 ların başlarında kullanılmaya başlamış daha sonra 1970 lerin sonunda yayınlanan ve yayınlandığında önemli etkiler bırakan birkaç makale ile hızla gündeme oturmuştur. Esas bilimsel ilgiyi ise Gutmann ın 1977'de yayınlanan makalesi ile görmüştür lere kadar kayıt dışı ekonomi uluslararası bir olgu olarak kabul edilmemiş ancak bu tarihten sonra uluslararası alanda yerini almaya başlamıştır. Kayıt dışı ekonomiye ilişkin ilk uluslararası konferans 1983'te Almanya nın Bielefeld eyaletinde yapılmıştır. 2 Kayıt dışı ekonomi başta batılı gelişmiş ekonomiler olmak üzere tüm dünya ekonomilerinde değişik adlarla ve değişik yapılar içinde gündemde önemli bir yer tutmaktadır. Kayıt dışı ekonomi iç içe geçmiş bir yapı sergilediği için, bazen farklı yapılanmaları açıkça yansıtan, bazen de, anlam 1 Halil İbrahim SUGÖZÜ, Kayıt Dışı Ekonomiyi Önlemede Vergi Politikaları ( Türkiye Örneği), Selçuk Üniversitesi SBE, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Konya, 2008, s Abdullah SAVAŞ, Vergi Dışı Piyasa Ekonomisi: Kapsamı, Etkileri ve Öneriler, Sayıştay Dergisi, S: 72, Ocak-Mart 2009, s.51

18 4 olarak iç içe geçmiş çeşitli kavramlarla adlandırılır. 3 Bu nedenle kayıt dışı ekonomi kavramı yerine kullanılan çok sayıda terim bulunmaktadır. Bunlardan bazıları yeraltı ekonomisi, gizli ekonomi, kara ekonomi, gölge ekonomi, örtülü ekonomi ve ikinci ekonomi şeklinde sıralanabilir. 4 Kayıt dışı ekonomi kavramı yerine kullanılan en ilginç terim ise Rusya da kullanılan hatalı sollama terimidir. 5 Ekonomik faaliyetler içerisinde yasal ve yasal olmayan alanlar bulunmaktadır. Kayıt dışı ekonomi yasal faaliyetler içerisinde olabileceği gibi, yasal olmayan faaliyetlerde de kendisini gösterebilir. 6 Ekonomide kayıt dışılık ile sadece çalınmış mal, uyuşturucu ticareti, kumar, kara para, sahtecilik ya da vergi kaçırmak gibi muhasebe kayıtlarında yer almayan ve Gelir İdaresi nden gizlenen faaliyet ve işlemler değil, evlerde aile yakınlarınca gerçekleştirilen gelir getirici faaliyetler, ikinci iş yapma, mal ve hizmet takasları, çalışanlara yapılan ancak vergiye tabi tutulmayan ödemeler gibi yasal faaliyetler de anlaşılmalıdır. 7 Vergilendirme açısından ise kayıt dışılık, vergiden kaçınma ve vergi kaçırma şeklinde ortaya çıkmaktadır. 8 Kayıt dışı ekonomi kavramının kapsamının belirlenmesi kayıt dışına ait faaliyet gruplarının tespit edilerek açıklanması ile mümkündür. Kayıt dışı ekonomi her ne kadar içerik olarak geniş bir alanı kapsasa da resmi ekonomi dışındaki tüm faaliyetleri kayıt dışı ekonominin kapsamına almak doğru 3 İzzettin ÖNDER, Kayıt Dışı Ekonomi ve Vergileme, İÜ SBF Dergisi, C:II, S:23-24, Mart 2001, s Savaş, a.g.m., s.52 5 Osman ALTUĞ, Kayıt Dışı Ekonomi, Cem Ofset, İstanbul, 1994, s.14 6 Hakkı Mümin AY, Türkiye de Kayıt dışı Ekonomiyi Önlemede Bilgi Ekonomisinin Etkinliği ve Gelir İdaresinin Rolü, Selçuk Üniversitesi Karaman İİBF Dergisi, Y:9, S:11, Aralık 2006, s.58 7 Şükrü KIZILOT, Şafak Ertan ÇOMAKLI, Vergi Kayıp ve Kaçakları ve Kayıt Dışı Ekonomi İlişkisi ve Boyutlarının Mevzuat Açısından Değerlendirilmesi, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu, Türkiye de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, Uludağ Üniversitesi, Mayıs 2004 Antalya, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2004, s Hakkı Mümin AY, Türkiye de Kayıt Dışı Ekonomiyi Önlemede Bilgi Ekonomisinin Etkinliği ve Gelir İdaresinin Rolü, Selçuk Üniversitesi Karaman İİBF Dergisi, Y:9, S:11, Aralık 2006, s.58

19 5 olmayacaktır. Kayıt dışı ekonomideki geliri meydana getiren faaliyetleri aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz; 9 Yasadışı (suç) ekonomi, Beyan dışı ekonomi, Hiç kayda girmeyen ekonomi, Gayri resmi ekonomi Günümüz ekonomilerinin başlıca sorunlarından biri olan kayıt dışı ekonomi, nedenleri, sonuçları ve işleyişi bakımından karmaşık bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması hem gelişmekte olan ülkeler için hem de gelişmesini tamamlamış ülkeler için çözülmesi gereken önemli bir sorundur KAYIT DIŞI EKONOMİ TANIMLARI Kayıt dışı ekonomi ile ilgili birçok tanım yapılmıştır. 11 Bunların arasında genel kabul görmüş bir tanım ortaya koymak zordur. 12 Kayıt dışı ekonomiyi bilimsel olarak, resmi gayrisafi milli hâsılayı tahmin etmek için kullanılan, bilinen istatistiksel yöntemlerce ölçülemeyen ve bu sebeplerle resmi gayri safi milli hâsıla hesapları dışında kalan gelir yaratıcı ekonomik faaliyetlerin bütünü olarak tanımlayabiliriz. 13 Akalın a göre kayıt dışı ekonomi makroekonomik bir kavram olup; devletin piyasa ekonomisine aşırı müdahalesi ve özellikle kayıt dışı vergilere 9 Şafak Ertan ÇOMAKLI, AB İlerleme Raporları Çerçevesinde Türkiye deki Vergi Kayıp ve Kaçaklarının Önlenmesine Yönelik Uygulamalar, İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, C:XXII, S:1, Ocak 2008, s Güneri AKALIN, Kayıt Dışı Ekonomi ve Yasa Tasarısı (I), Vergi Dünyası Dergisi, S:178, Haziran 1996, s Friedrich SCHNEİDER, Size And Measurement Of The Informal Economy In 110 Countries Around The World, 2002, (Erişim) 15 Mart 2011, s.3 12 Suphi ASLANOĞLU, Seyfi YILDIZ, Türkiye de Kayıt Dışı Ekonomi Olgusu, Bu Olguyu Azaltmaya Yönelik Çözüm Arayışları ve Bir Öneri: Rasyo Analizi Yoluyla Etkin Bir İnceleme Sisteminin Oluşturulması, Sosyoekonomi, Temmuz-Aralık, 2007, s Gülay Akgül YILMAZ, Kayıt Dışı Ekonomi ve Çözüm Yolları, İSMMMO Yayınları, Yayın No:54, İstanbul, 2006, s.26

20 6 başvurması sonucunda ekonomide yaratılan reel milli gelirin, siyasal iktidarın da izniyle, milli gelir hesaplarında muhasebeleştirilemeyen yani görülemeyen kısmıdır. 14 Altuğ a göre kayıt dışı ekonomi; ekonomik olayın, belgeye bağlanmayarak ya da içeriği gerçekleri yansıtmayan belgelerle gerçekleştirilen ekonomik olayın, devletten ve işletme ile ilgili öteki kişilerden tamamen ya da kısmen gizlenerek, kayıtlı ekonominin dışına taşınmasıdır. 15 Şengül e göre ise kayıt dışı ekonomi, kara para ekonomisi ile vergi dışı bırakılmış ekonominin toplamından oluşmaktadır. Kara para ekonomisi, uyuşturucu ticareti, örgütlü suçlar ve terörizm vasıtası ile yapılan faaliyetler ve kazançlardır. Belirtilen bu faaliyetler yasa dışıdır. Vergi dışı bırakılmış ekonomi, yasal olan faaliyetlerden, vergi kanunları veya mükellef iradesi ile vergilenmemiş faaliyet ve kazançlardır. Kayıt dışı ekonomi, yasa dışı ve yasal, fakat vergilenmemiş iktisadi faaliyetlerin tümüne verilen adı ifade eder. 16 Kısaca kayıt dışı ekonomi, faaliyet olarak yasal ve yasal olmayan alanlarda gerçekleşen faaliyetlerdir. Bu faaliyetler ekonomide kaynakları arzulanmayan sektörlere yöneltmesi nedeni ile istenmeyen faaliyetlerdir. Bu faaliyetler ekonomik verimliliğin düşmesinin yanında vergilendirilmeyen bir alan oluşturarak devletin gelir elde etmesini engellemektedir. Ayrıca benzer mal ve hizmet üretiminde bulunan kuruluşlar arasında haksız rekabete yol açarak rekabetçi bir piyasa yapısının oluşmasını da engellemektedir. 17 Kayıt dışı ekonominin tanımlarında göze çarpan temel unsurları, yasalara aykırılık, ahlaki normlara aykırılık, istatistiksel olarak ölçülemezlik, gelir ya da fayda elde etme ve ekonomik sisteme uygunluk olarak sıralayabiliriz. Kayıt dışı ekonomi ile ilgili yapılan tanımlar incelendiğinde 14 Akalın, a.g.m., s Osman ALTUĞ, Kayıt Dışı Ekonominin Boyutları, Erciyes Üniversitesi İİBF Dergisi, S:15, 1997, s Selami ŞENGÜL, Bir Hurafe: Kayıt Dışı Ekonomi, Vergi Sistemi ve Vergi İdaresinin İç Yüzü, İmaj Yayınevi, Ankara, 1997, s Malik GÜNDAY, Vergi Kaynağı Olarak Kayıt Dışı Ekonomi, Vergi Sorunları Dergisi, S:195, Eylül 2002, s.63

21 7 hepsinin ortak özelliği; elde edilen gelirin tamamen veya kısmen kayda geçirilmemesi ve bunun sonucunca ödenmesi gereken verginin tamamen veya kısmen ödenmemesidir KAYIT DIŞI EKONOMİNİN SINIFLANDIRILMASI Kayıt dışı ekonomiyi meydana getiren unsurları sınıflandırmak oldukça güçtür. Ancak kayıt dışı ekonomi unsurlarının ortak özelliklerinden faydalanarak bir sınıflandırma yapılabilir. Bu ortak özellikleri beyan dışı ekonomik unsurlar, yasa dışı ekonomik unsurlar, enformel ekonomik unsurlar olarak sınıflandırabiliriz. 19 Başka bir sınıflandırmada ise kayıt dışı ekonomi unsurları üretim aşamaları açısından kayıt ve belge düzenine uymayan, hane halkı, düzenlemelere uymayan ve suç ekonomisi sektörleri olarak, hukuki açıdan yasal ve yasal olmayan sektörler olarak ve mali açıdan kayıt dışı sektörün vergi kapsamı dışında tutulan, vergiye tabi, vergilenebilir ve vergileme amacı olmayan sektörler olarak incelenmiştir. 20 Tezimizde bu sınıflandırmayı kayıt dışı ekonomi kapsamı içerisinde yer alan ve birbirinden farklılık gösteren unsurları gelir elde edenler açısından sınıflandırarak inceleyeceğiz. Bu sınıflandırma 21 ; Yeraltı ekonomisi Yarı kayıtlı ekonomi Hiç kayıtlara girmeyen ekonomi, şeklindedir. Bu sınıflandırmada en önemli özellik gelir elde edenlerin, elde ettikleri gerçek gelirlerinin bir kısmını veya tamamını kayda geçirmiyor ve bu gelirler üzerinden ödenmesi gerekenden daha az vergi ödüyor veya hiç ödemiyor olmalarıdır Aslanoğlu, Yıldız, a.g.m., s Yılmaz, a.g.e., s Sedat YETİM, Türkiye de Vergi Kaçakçılığı ve Kayıt Dışı Ekonomi, Türkiye Bankalar Birliği Yayın No:215, İstanbul. 1999, s Mustafa Ali SARILI, Türkiye de Kayıt Dışı Ekonominin Boyutları, Nedenleri, Etkileri ve Alınması Gereken Tedbirler, Bankacılar Dergisi, S:41, 2002, s Sarılı, a.g.m., s.33

22 8 Bu unsurlar incelendiğinde; yeraltı ekonomisi ile kayıt dışı ekonominin yeraltı ekonomisi dışında kalan diğer alt sektörleri farklılaşmakta ve dolayısıyla yürütülen mücadelenin amaçları değişmektedir. Kayıt dışı ekonominin yeraltı ekonomisi dışında kalan boyutu ile mücadelede amaç kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almak iken; yeraltı ekonomisi ile mücadelede amaç bu sektörü ve elde edilen geliri ortadan kaldırmaktır. Buradan hareketle kayıt dışı ekonomi ile mücadelenin iki temel amacı olduğu ifade edilebilir. Birincisi, devletin ekonomik faaliyetleri kayıt ve beyan altına alarak yasaların öngördüğü koşullarda vergi toplaması, bu ekonomik büyüklüğü vergi, istihdam ve milli gelir boyutlarıyla kavraması; ikincisi, suç kaynaklı ekonomik faaliyetleri denetim altında tutarak önlemesidir. 23 Kayıt dışı ekonomiyi meydana getiren unsurların ortak özellikleri aşağıdaki Tablo 1 de gösterilmiştir. Tablo 1: Kayıt Dışı Ekonomiyi Oluşturan Unsurlar Faaliyet Çeşidi Yasadışı Faaliyetler Yasal Faaliyetler Parasal İşlemler Çalıntı malların ticareti, uyuşturucu üretimi ve ticareti, fuhuş, kumar, kaçakçılık, dolandırıcılık Vergi Kaçağı Vergiden Serbest meslekten elde edilen kayıt altına alınmamış gelir, yasal hizmetler ve mallara ilişkin kayıt altına alınmamış işten elde edilen ücret, maaş, ve kazanç Kaçırma Çalışanlara yapılan vergiye tabi tutulmayan ödemeler ve işçi ödemeleri iskontoları Parasal Olmayan İşlemler Çalıntı mal, kaçak mal ve uyuşturucu değiş-tokuşu, kişisel kullanım için uyuşturucu üretimi ve yetiştirilmesi, kişisel kullanım için hırsızlık yapmak Vergi Kaçağı Vergiden Kaçırma Yasal hizmet ve malların değiş-tokuşu, Bütünüyle kendi işini yapmak ve komşu yardımı Kaynak: Friedrich SCHNEİDER, Size And Measurement Of The Informal Economy In 110 Countries Around The World, 2002, (Erişim) 15 Mart 2011, s.3 23 Gelir İdaresi Başkanlığı, Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı ( ), Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı, Yayın No: 87, Ankara, Nisan 2009, s.3

23 Yeraltı Ekonomisi Yeraltı ekonomisini meydan getiren unsurlar kayıt altına alınmamış yasa dışı ekonomik faaliyetlerdir. Bu unsurları yasaların yasaklamış olduğu vergilendirilebilir olmaktan uzak faaliyetleri barındıran unsurlar olarak tanımlamak mümkündür. 24 Burada önemli olan faaliyetin yasaların öngördüğü bir şekilde yapılmaması değil faaliyetin kendisinin yasaklanmış olmasıdır. Daha çok kamu düzenini ilgilendiren ve devletin güvenlik güçlerinin uğraşı alanı içinde olan bu faaliyetler; silah, uyuşturucu, kıymetli maden ve tarihi eser kaçakçılığı, kalpazanlık, sahte pasaport, vize ticareti, gayrı yasal iş takibi, çek senet tahsilâtı, tefecilik, rüşvet ve kadın ticareti gibi faaliyetler olarak sayılabilir. 25 Aynı zamanda yasalara aykırı olarak kamu otoriteleri tarafından verilen lisanslı zorunlu işlerin yapılması, patent yasasına uyulmaması, iş yaşamını düzenleyen mevzuata uyulmaması gibi konusu suç teşkil eden faaliyetler de yeraltı ekonomisi kapsamına girer. 26 Kısaca yeraltı ekonomi unsurları konusu suç ve yasak olan faaliyetlerdir. Bu faaliyetlerin dolaylı dolaysız birçok nedeni vardır. Bu nedenler incelendiğinde üç başlık ön plana çıkmaktadır. Bunlar; 27 Sosyo-politik nedenler, Ekonomik nedenler, Ve kamu otoritesinin yetersizliğidir. Kayıt dışı ekonominin önemli unsurlarından biri olan yeraltı ekonomisinde belirleyici unsur faaliyetin yasaların öngördüğü şekilde yapılmaması değil kendisinin yasaklanmış olmasıdır. Yeraltı ekonomisinde üretim tamamen yasalara aykırı olarak gerçekleşmektedir. Faaliyet yasadışı olduğundan, bu faaliyetin sonucunda elde edilen gelir, doğası gereği gizlenecektir. Diğer taraftan kayıtlı ekonomi içerisinde, konusu suç oluşturan 24 Sarılı, a.g.m., s Şinasi AYDEMİR, Türkiye de Kayıt Dışı Ekonomi, Maliye Hesap Uzmanları Derneği Yayınları, İstanbul,1995, s Veysel Karani PALAK, Halka Açık Olmayan İşletmelerde Kayıt Dışılık ve Denetim Zorlukları, 2009, (Erişim) 15 Mart 2011, s.4 27 Ahmet Fazıl ÖZSOYLU, Yeraltı Ekonomisi, Akçağ Yayınları, Ankara, 1999, s. 14

24 10 faaliyetler sonucunda elde edilen ekonomik değerler de kayıt dışı olarak değerlendirilecektir. Ancak, suç ekonomisinde nihai amaç yasalara aykırı faaliyetleri kayıt altına almak değil ortadan kaldırmak olduğundan, mücadeleye yönelik olarak alınan önlemler, kaçınılmaz olarak yasadışı faaliyetleri ortadan kaldırmayı da içermektedir. Bu kapsamda; suç sektörü ile kayıt dışı ekonominin suç sektörü dışında kalan diğer alt sektörleri farklılaşmakta ve dolayısıyla yürütülen mücadelenin amaçları değişmektedir. Kayıt dışı ekonominin suç ekonomisi dışında kalan boyutu ile mücadelede amaç kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almak iken; suç ekonomisi-kara para ile mücadelede amaç bu sektörü ve elde edilen geliri ortadan kaldırmaktır. 28 Yasa dışı faaliyetlerden elde edilen gelire kara para, bu paraya yasal bir kazanç görünümü kazandırılmasına kara paranın aklanması denir. Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye de de kara paranın aklanması yasaklanmıştır. 29 Kara paranın aklanmasını önlemek için büyük mali piyasalarda alınan önlemler, kara paranın yine bu piyasalara bağlı, ancak denetimi daha az olan küçük piyasalara yönelmesine neden olmuştur Yarı Kayıtlı Ekonomi Yarı kayıtlı ekonomi kapsamına, faaliyetleri yasal olup ancak bu faaliyetlerden elde edilen gelirlerin büyük bir kısmı veya tamamı kayıt dışında kalan kişilerin yaptığı ekonomik faaliyetler girer. Bu tür ekonomik faaliyetleri ikiye ayırmak mümkündür. Bunlar; 31 Gelirlerini yasal yollarla kayıt dışında tutanlar ile Gelirlerini yasal olmayan yollarla kayıt dışında tutanlardır. 28 Gelir İdaresi Başkanlığı, a.g.e., s.3 29 Vuslat US, Kayıt dışı Ekonomi Tahmini Yöntem Önerisi: Türkiye Örneği, Türkiye Ekonomi Kurumu, Türkiye Ekonomi Kurumu Tartışma Metni, 2004/17, 2004, (Erişim) 15 Mart 2011, s.4 30 Aydemir, a.g.e., s Aydemir, a.g.e., s.14

25 Gelirlerini Yasal Yollarla Kayıt Dışında Tutanlar Gelirlerini yasal yollarla kayıt dışında tutanların kapsamına yasal düzenlemelerle istisna tutulan, muafiyet tanınan ya da gerçek usul dışında vergilendirilen mükellefler girmektedir. Bu mükelleflerin büyük bir bölümü gerçekten de düşük gelirlidir. Kayıt dışı ekonominin ihmal edilemeyecek boyuttaki unsurlarını teşkil etmektedirler. Bu kişilerin elde ettikleri gelir kayıtlara girmediği için vergi kaybı yaşanmaktadır. Ayrıca ekonomik ilişki içinde bulundukları kayıtlı sektörlerden fatura benzeri belge almayarak, belge düzenine zarar vermekte ve dolaylı olarak iş ilişkisi içinde oldukları kesimi de kayıt dışına itmektedirler. 32 Burada öne çıkan konu gelir elde eden mükelleflerin elde ettikleri geliri doğru saptama zorunluluğunun bulunmamasıdır. Ödemeleri gereken vergi, daha önceden ve elde edilecek gelirden bağımsız olarak saptanmaktadır. Bu durum yasal yollarla bu mükelleflerin elde ettikleri geliri kayıt dışına çıkarmasına izin vermektedir Gelirlerini Yasal Olmayan Yollarla Kayıt Dışına Çıkaranlar Gelirlerin yasalara aykırı olarak kayıt dışına çıkarılmasının nedeni, mükelleflerin daha az vergi ödemek veya tamamen vergi dışında kalmak istemeleridir. 34 Bu tür mükellefler özellikle yapıları gereği tespiti ve denetlenmesi çok güç sektörlerde faaliyet gösterdikleri için kayıt dışılığı artırmaktadırlar. Bu sektörlerde vergisini tam olarak ödeyen mükelleflerin de olduğunu unutmamak gerekir. 35 Bu sektörler aşağıdaki gibidir; Şengül, a.g.e., s Burcu DİNÇER, Kayıt Dışı Ekonomi ve Rekabetçi Piyasalar Üzerine Etkisi, Marmara Üniversitesi SBE Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2007, s Hakan Naim ARDOR, Ekonomide Kayıt Dışılık, Türkiye Ekonomisi Yeni Yapı ( ), Editör: Dr. Nazende Özkaramete Coşkun, İmaj Yayınevi, Ankara, 2009, s Aydemir, a.g.e., s Sarılı, a.g.m., s.34-35

26 12 Gerçek gelirleri daha yüksek olmasına karşın, kendilerini hayat standardı üzerinden ödenen vergiye endekslemiş olan doktorlar, muhasebeciler ve avukatlar gibi serbest meslek erbabı, Kereste ve mobilya ticareti yapanlar, Oto galerileri, kum ocakları, emlak komisyoncuları, Kaçak olarak yurda giren demir ve akaryakıt ticareti ile uğraşanlar, Kuyumcular, döviz büroları, özel sektörde çalışan ve yüksek ücret alan ücretliler, özel inşaat yapan müteahhitler, Proje büroları, tekstil-iplik piyasasında çalışanlar, gayrimenkul kiraya verenler, Spot piyasasında dayanıklı tüketim malları ve elektronik cihaz ticareti yapanlar, Küçük sanayi bölgelerinde oto tamir bakımı yapanlar ve oto yedek parçası satanlar, Sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyenler, Tarımsal ürünleri alıp satanlar, Eğlence hizmeti veren yerler ve bu iş yerlerinde çalışanlar, Turizme yönelik hizmet işletmeleri ve hediyelik eşya satan iş yerleri. Buradaki kayıt dışılık, işveren statüsünde vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin, yasalarca yapılmasında sakınca bulunmayan faaliyetler sonucunda elde ettikleri gelirlerin bir kısmını veya tamamını ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına bildirmemesidir. Gerçek ve tüzel kişi mükelleflerin, daha az vergi vermek ya da hiç vergi vermemek amacıyla çalıştırdığı kişilerin çalışmalarını gün ve ücret olarak ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına eksik olarak bildirmesi de bu kapsama girmektedir Mehmet TUNÇ, Kayıt Dışı İstihdamla Mücadelede Geliştirilen Stratejiler Uygulanan Politikalar ve Gelişmiş Ülke Örnekleri, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Yayınlanmış Uzmanlık Tezi, Ankara, 2007, s.6

27 Hiç Kayıtlara Girmeyen Ekonomi Hiç kayıtlara girmeyen ekonomide kayıt dışılık, ekonomik faaliyetlerini kamu kurum ve kuruluşlarının bilgisi olmadan yürütmeye çalışanların yaptıkları marjinal işler oluşturmaktadır. 38 Başka bir ifade ile ekonomik hayatın içinde aktif olarak çalışanların olmasına rağmen, bu çalışanların hiçbir mükellefiyet kaydının olmaması ve vergi idaresinin bilgisi dışında çalışan kişilerin olmasıdır. 39 Bazı mükellefler ekonomik faaliyetlerini aktif olarak gerçekleştirmelerine rağmen vergi idaresinin bilgisi dışında faaliyet gösterirler. Özellikle büyük kentlerde daha çok görülen bu mükellefler; 40 İşportacılar, Hamallar, İş takipçileri, Boş buldukları yerleri otopark olarak işletenler, Belediye hallerine girmeyen sebze-meyve satıcıları, Şehir içi nakliyat yapan bir kısım kişiler, Belli bir işyeri olmaksızın küçük çapta imalat ve ticaret yapanlar, Canlı hayvan ticareti yapanlar, Küçük çaplı tamir bakım işleriyle uğraşanlar, İnşaat işçileri, Jeton ve bilet satanlardır. Buradaki faaliyetlerin çoğunluğu küçük çaplı ticaret ya da hizmete dayanmaktadır. Ekonomi içerisinde bir simitçinin kazancı önemli olamayabilir ancak sigortasız olarak kayda alınmadan inşaat sektörü, tarım sektörü gibi sektörlerde kayıtsız çalışan işçilerin ekonomi içerisindeki payı önemlidir. 38 Tunç, a.g.t., s.6 39 Dinçer, a.g.t., s Sarılı, a.g.m., s.35

28 14 Çünkü Türk ekonomisinde hizmetler sektöründe köyden kente doğru göçün önemi düşünülürse tarım ve hizmetler sektöründeki bu kayıtsızlığın önemi daha iyi anlaşılacaktır KAYIT DIŞI EKONOMİNİN ÖZELLİKLERİ Kayıt dışı ekonominin özellikleri hakkında araştırmacılar farklı sınıflandırmalar yapmışlardır. Bazı araştırmacılar bu özellikleri; yasalara aykırılık, ahlaki normlara aykırılık, istatistiksel olarak ölçülemezlik, gelir ya da fayda elde etme ve ekonomik sisteme uygunluk olarak sıralamıştır. Bunun yanında kayıt dışı ekonominin diğer bir özelliği haksız rekabet sağlamasıdır. Faaliyetlerin yasal olup olmadığı, ülkede yürürlükte olan düzenlemeye göre belirlenmektedir. Buna göre kayıtlı olmayan, hukuk nezdinde yasal olmayan her türlü faaliyet kayıt dışı ekonomi içerisinde yer almaktadır. Bazı ekonomik faaliyetler yasal olmalarına karşın ahlaki normlara uygun olmamaktadır. Bu faaliyetlerden bireyin kendini satması veya organlarının pazarlanması veya yalan beyanlarla satıcının müşteriyi kandırması, bu kritere göre kayıt dışı özelliği taşımaktadır. Gelir ya da fayda elde etme özelliğinde ise kayıt dışı ekonomik faaliyet karşılığında bir gelir ya da fayda elde edilmesi gerekmektedir. Oysa komşuya yardım, evde çocuk bakımı, temizlik ve bahçe işleri yapılması gibi faaliyetler karşılığında gelir elde edilmemekle beraber fayda sağlanmaktadır. 42 Kayıt dışı ekonominin yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi kayıtlı ekonomik işlemlerden farklı olduğu çeşitli konular bulunmaktadır. Tezimizde bu farklılıkları; kayıt dışı ekonominin düzensiz olması, kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin vergilendirilmemesi ve kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin ölçülmezliği olarak inceleyeceğiz Dinçer, a.g.t., s Dinçer, a.g.t., s Osman ALTUĞ, Kayıt dışı Ekonominin Kayıt Altına Alınması, Muhasebe-Finans Araştırma ve Uygulama Dergisi, S:15,Temmuz 1996, s.7-8

29 Kayıt Dışı Ekonominin Düzensiz ve Kuralsız Olması Kayıt dışı ekonominin düzensiz ve kuralsız oluşunun göstergesi faaliyetlerin devletten gizleniyor olmasıdır. Bu gizlemenin sebepleri arasında asgari ücret sınırları altında işçi çalıştırabilmek, iş güvenliği, işçi sağlığı, işçi çalıştırmada yaş sınırı, tüketici hakları ve standartlara uygun, kaliteli üretim gibi işverene mali anlamda ciddi yükler getiren işlemlerden kurtulma arzusu yatmaktadır. 44 Kayıt dışı çalışanların asgari ücret seviyesi, azami çalışma saati, ek bir işte çalışma yasağı, iş güvenliği, iş ve işçi sağlığı standartları gibi haklardan yararlanması söz konusu değildir. Ayrıca kayıt dışı çalışanlar kayıtlı çalışanlar gibi ücretli tatil izni, hastalık izni, sağlık sigortası, yaşlılık, malullük ve emeklilik gibi imkânlardan faydalanamaz. Kayıt dışı çalışan işverenler ise tüketiciyi koruma, çevreyi koruma ve ruhsat alma, marka, patent, telif hakları gibi kanunları isterlerse dikkate alırlar Kayıt Dışı Ekonominin Vergilendirilememesi Kayıt dışı ekonomik faaliyetler belgesiz gerçekleştiği için kamu idaresinin bilgisi dışındadır. Kayıt dışı çalışanlar için işveren, gelir vergisi stopajı yapma, sosyal sigorta primlerini yatırma, kıdem tazminatı karşılığı ayırma gibi yükümlülüklerden kurtularak kendine avantajlar elde etmek ister. Çünkü kayıt dışı çalışma işverenin cebinden çıkan para ile işçinin cebine giren para arasındaki farkı azaltarak istihdam maliyetini düşürür. 46 Kayıt dışı sektördeki faaliyetlerin vergilendirilmemiş olması kayıt dışı sektörle o kadar özdeşleşmiştir ki, kayıt dışı ekonomiyi tanımlarken, vergilendirilmemiş sektör olarak nitelendirmek bazı akademisyenler için yeterli olmuştur. 44 Dinçer, a.g.t., s Altuğ, Kayıt Dışı Ekonominin Kayıt Altına Alınması, a.g.m., s.7 46 Rüştü MEYDANAL, Kayıt Dışı İstihdam Nasıl Azaltılabilir?, Marmara Üniversitesi SBE Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2008, s.15

30 16 İşverenlerin vergi kaçırmak için başvurdukları yollar çeşitlidir. Bunlara iş adamlarının gelirlerini doğru kaydetmemeleri, evleri için yaptıkları özel harcamaları firma giderlerine yansıtmaları gibi kasıtlı davranışları da ekleyebiliriz. Bu gibi faaliyetlerin engellenebilmesinin yolu ise, firma içi denetimlerin düzenli bir şekilde uygulanmasını sağlamak ve belli ölçekteki büyüklüğe sahip firmalar için bağımsız dış denetimlerin yaptırılmasını sağlamak olabilir. Ancak bu önlemler, devletin vergi politikasındaki tutarlılığı, vergi denetimlerindeki ciddiyeti ve vergi cezalarının caydırıcılığı ile de yakından ilgilidir Kayıt Dışı Ekonominin Ölçülememesi Kayıt dışı ekonomik faaliyetler belgesiz ve kayıtsız gerçekleştikleri için ölçülemezler. Belgesiz, kayıtsız ve devletin bilgisi dışında gerçeklesen gelir yaratıcı bu ekonomik faaliyetler ölçülemediği için resmi GSMH hesapları dışında kalırlar. 48 Bu faaliyetler devlet tarafından bilinmediği veya devlete bildirilmediği için ekonomiyle ilgili resmi istatistiklere direkt olarak yansımazlar. Devlet üretim faaliyetlerinin hacmini doğru olarak hesaplamakta yetersiz kalır. Kayıt dışı ekonomiyi analiz edenlerin bir kısmı ekonomide görülen bunalımın aslında geniş oranda üretim ve istihdamın kayda geçmemesinden kaynaklanan bir istatistiksel yanılgı olduğunu iddia etmektedirler KAYIT DIŞI EKONOMİYİ TAHMİN YÖNTEMLERİ Kayıt dışı ekonominin büyüklüğünü tespit etmek amacıyla bazı yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemler bir ölçümden ziyade varsayıma dayalı tahmin çalışmalarıdır. Farklı yöntemlerle, hatta aynı yöntemle ölçüm yapılsa 47 Dinçer, a.g.t., s Meydanal, a.g.t., s Altuğ, Kayıt Dışı Ekonominin Kayıt Altına Alınması, a.g.m., s.8

31 17 bile farklı varsayımlarla farklı sonuçlara ulaşılabileceğini belirtmek gerekir. Bu açıdan, tahmin çalışmaları yapılırken, kapsamın iyi belirtilmesi, varsayımların mümkün olduğunca gerçekçi yapılması, ulaşılan sonuçların diğer bulgularla tutarlılığının sınanması ve muhtemel hataların belirtilmesi gerekir. Tahmin yöntemleriyle; kayıt dışı ekonominin mutlak ve nispi büyüklüğünün, zaman içinde büyüme hızının, yol açtığı vergi ve sosyal güvenlik prim kayıplarının ne kadar olduğu gibi sorulara cevap aranır. 50 Kayıt dışı ekonominin büyüklüğünü ölçmek veya tahmin etmek oldukça güçtür. Bunun temel nedeni, kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin gizli biçimde yürütülmesi ve bu faaliyetler saptandığında cezalandırma ihtimalinin olmasıdır. 51 Kayıt dışı ekonominin büyüklüğünü ölçmek için geliştirilen yöntemler; doğrudan ölçme ve dolaylı ölçme yöntemleri olmak üzere ikiye ayrılır Doğrudan Tahmin Yöntemi Kayıt dışı ekonomiyi tahmin etmenin en açık şekli bu tür hizmetleri sunan ve bu hizmetleri talep edenler arasında araştırma yapmaktır. Bu nedenle ekonominin büyüklüğünün hanehalkı, işyeri, vergi vb. anket uygulamalarıyla tahmin edilmesi en çok kullanılan yöntemlerdir. Bu yöntem ile kayıt dışı sektörün yapısı hakkında çok detaylı bilgiler toplanabilir. Ancak dezavantajı vardır. Araştırmanın güvenilirliği tamamen ankete katılanların vereceği cevaba ya da sorulara ne kadar dürüst cevap vereceklerine bağlıdır Yılmaz ILGIN, Kayıt dışı Ekonomiyi Tahmin Yöntemleri ve Türkiye de Durum, Planlama Dergisi (Özel Sayı-DPT nin Kuruluşunun 42. Yılı-2002), (Erişim) 15 Mart 2011, s Ardor, a.g.m., s Mustafa BESİM, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ndeki Kayıt Dışı Ekonominin Boyutları ve Yarattığı Sorunlar, Muhasebe-Finans Araştırma ve Uygulama Dergisi, Y:9, S:13, Ağustos 2000, s Bruno S. FREY, Friedrich SCHNEİDER, Informal And Underground Economy International Encyclopedia of Social and Behavioral Science, Bd 12 Economics, Elsevier Science Publishing CompanyFrey, Schneider, Amsterdam, 2000, s.3

32 18 Kayıt dışı ekonomiyi tahmin etmenin diğer bir yolu vergi gelirlerinin, vergi daireleri ve sosyal güvenlik kurumlarınca yapılan denetimlere dayandırılmasıdır. Vergi dairelerine beyan edilen gelir ile belirli denetimler sonucu ölçülen gelir karşılaştırılarak kayıt dışı ekonomi tahmin edilmeye çalışılır. Ancak vergi kaçağının tamamını belirlemek için yıllık olarak yapılan bu vergi denetimleri, hem yetersizdir hem de vergiye tabi vergilendirilebilir faaliyetler ile sınırlıdır. Her iki mikro metodun da en büyük dezavantajı kayıt dışı ekonominin büyüklüğüne ilişkin sınırlı tahminler sağlamasıdır. Hepsinden önemlisi bütün kayıt dışı faaliyetleri kapsaması mümkün değildir. Ayrıca, her iki yöntem de kayıt dışı ekonominin uzun dönemdeki gelişimi ve büyümesine ilişkin bir tahminde bulunamaz. Bununla birlikte bu yöntemin en büyük avantajı, yukarıda da ifade ettiğimiz üzere kayıt dışı ekonomide çalışanların durumu, yapısı ve kayıt dışı ekonomi hakkında detaylı bir bilgi sunmasıdır. 54 Doğrudan tahmin yöntemi, gönüllü cevaplar ve vergi denetimi bilgilerini derlemeye yönelik araştırmalara dayalı olduğundan mikro yaklaşım olarak da adlandırılmaktadır. Kayıt dışı faaliyetler kanun dışı olduklarından cevapların kayıt dışı ekonominin gerçek boyutlarını yansıtmaması olasılığı yüksektir. Bu nedenle yaklaşımın başarısı güvenilir cevaplar verilmesine bağlıdır Dolaylı Tahmin Yöntemleri Frey ve Schneider kayıt dışı ekonomiyi dolaylı tahmin etme yöntemi ile ilgili olarak piyasanın bu konuda çeşitli tutarsızlıklar göstereceğini, bunları izleyerek kayıt dışı ekonominin tahmin edilebileceğini belirtmişlerdir. Bu tutarsızlıklardan ilki kayıt dışı çalışan kişilerin kayıtlı gelirlerinden daha fazla harcama yapmalarıdır. İkisi arasındaki fark bireysel hane düzeyinin yanı sıra toplam ulusal gelirde de görülebilir. İkinci tutarsızlık işgücü piyasasında 54 Hakan ÇETİNTAŞ, Hasan VERGİL, Türkiye'de Kayıt Dışı Ekonominin Tahmini, Doğuş Üniversitesi Dergisi, C:IV, S:1, 2003, s Hakan ERKUŞ, Kadir KARAGÖZ, Türkiye de Kayıt Dışı Ekonomi ve Vergi Kaybının Tahmini, Maliye Dergisi, S:156, Ocak-Haziran 2009, s.130

33 19 gözlemlenebilir. İşgücü piyasasında kayıtlı katılım oranlarındaki düşüş, ya da diğer ülkelere göre düşük bir katılım oranı, gayri resmi çalışmanın bir göstergesi olabilir. Üçüncü tutarsızlık ise para piyasasında görülebilir. Buradaki yaklaşım kayıt dışı faaliyetler için yapılan ödemelerin nakit olarak ödenmiş olması varsayımına dayanır. Kayıt dışı ekonominin büyüklüğü kayıtlı faaliyetler için kullanılan nakit ödemelerinin miktarıdır. Bu yaklaşım ve para miktarı iyi belgelenmiş olduğundan kolaylıkla uygulanabilir. Son olarak, nakit dolaşım hızı kayıtlı ve kayıtsız sektör arasında değişebilir. 56 Kayıt dışı ekonomiyi tahmin etme yöntemi olarak genellikle dolaylı tahmin yöntemleri kullanılır. Bu yöntemde, kayıt dışı ekonominin büyüklüğünün ölçülmesinde çeşitli yaklaşımlar uygulanmaktadır. 57 Makro yöntem ya da gösterge yöntemi olarak ta tanımlanan dolaylı tahmin yöntemlerinde kayıt dışı ekonominin büyüklüğüne ilişkin bilgi vermesi muhtemel makroekonomik gösterge değerlerinin zaman içerisindeki değişimi incelenir. Bu yöntemleri GSMH Yöntemi, Vergisel Yöntemler, İşgücü Yöntemi ve Parasalcı Yöntem olarak sıralayabiliriz GSMH Yöntemi GSMH hesaplaması üretim, gelir ve harcama yöntemi olmak üzere üç farklı şekilde hesaplanabilir. Kayıt dışı ekonomik faaliyet olmayacağı varsayımı altında, her üç yöntemle hesaplanan GSMH değerlerinin aynı çıkması gerekir. Eğer kayıt dışı ekonomik faaliyetler gerçekleşiyorsa harcamalar yöntemi ile hesaplanan GSMH değerinin diğer yöntemlerle hesaplanan GSMH değerinden büyük olması gerekir. Bu nedenle farklı yöntemlerle hesaplanan GSMH değerleri arasında gerçekleşen farkların kayıt dışı ekonomi büyüklüğüne ilişkin veri teşkil ettiği düşünülmektedir. Ancak aradaki farklar istatistikçiler tarafından istatiksel hata olarak giderilmekte ve GSMH yaklaşımı ile kayıt dışı ekonominin büyüklüğüne ilişkin sağlıklı bir 56 Frey, Schneider, a.g.m., s.4 57 Erkuş, Karagöz, a.g.m., s Us, a.g.m., s.16-17

34 20 rakama ulaşılamamaktır. Artı tasarrufların döviz ve altına yöneldiği ülkelerde, GSMH yaklaşımının kayıt dışı ekonominin büyüklüğünü ölçmede güvenilir bir yol olmayacağı düşünülmektedir Vergisel Yöntemler Vergisel yöntemlerle, başka amaçlar için toplam vergi istatistiklerinin analiz edilmesi yoluyla, genellikle beyan dışı veya vergilendirilmesi gerektiği halde vergi dışı kalan gelirler tahmin edilmeye çalışılmaktadır. Beyan dışı vergi veya vergi dışı gelirler, başka kaynaklardan hesaplanıyorsa GSMH hesapları içinde yer almış olabilir. Bunların ayrıştırılması gerekir. Bu nedenle, mevcut GSMH büyüklükleri veri alınarak hesaplanan beyan dışı veya vergi dışı gelir anlamındaki kayıt dışı ekonomi ile GSMH tanımı içinde olmasına rağmen, mevcut GSMH büyüklükleri içinde kapsanmadığı düşünülen kayıt dışı ekonomiyi karıştırmamak gerekir. 60 Vergi incelemeleri yoluyla kayıt dışı ekonomiyi ölçme, vergi incelemeleri sırasında mükelleflerin beyan etmediği gelirlerin tespit edilmesi ile ortaya çıkan matrah farklılıklarının kayıt dışı ekonominin büyüklüğünü yansıttığı varsayımından yola çıkılarak oluşturulmuş bir yaklaşımdır İşgücü Yöntemi Dolaylı tahmin etme yöntemlerinden biri olan işgücü yöntemine göre, resmi işgücüne katılım oranı ile gerçek oran arasındaki fark kayıt dışı sektördeki işgücünün büyüklüğünü gösterecektir. Bu yöntem İtalyan ekonomistlerce çok kullanıldığı için İtalyan yaklaşımı olarak bilinmektedir. Bu yöntemde resmi işgücüne katılma oranı, benzer özellikleri taşıyan ekonomilerdeki katılım oranları ile veya aynı ülkede kayıt dışı faaliyetin hiç 59 Us, a.g.m., s Ilgın, a.g.m., s Us, a.g.m., s.17

35 21 olmadığı ya da düşük olduğu bir dönemdeki katılım oranları ile karşılaştırılmaktadır. 62 İşgücü yaklaşımı, toplam işgücüne katılımın sabit olduğu varsayımıyla, kayıtlı ekonomide işgücüne katılımdaki bir azalma, kayıt dışı ekonomik faaliyetlerde bir artışın işareti olduğunu öne sürmektedir. Kayıt dışı ekonomik faaliyetin olmadığı varsayımı altında, işgücü arzının toplam nüfusa oranı ve istihdamın toplam nüfusa oranının zaman içinde birlikte hareket etme eğiliminde olması beklenir. Kayıt dışı ekonominin mevcudiyeti halinde işgücünün nüfusa oranı belirli bir oranda kalırken istihdamın nüfusa oranı azalmaktadır. 63 Yöntemin iki zayıf yönü vardır.birincisi, yöntem işgücüne katılım oranındaki değişimleri kayıt dışı ekonomi dışında, ücretler, sosyal güvenlik, iş bulma umudu gibi etkileyebilecek unsurları dikkate almamaktadır. İkinci olarak, yöntem hesaplamanın yapıldığı dönemdeki sosyal gelişmeleri ve ek işte çalışanları dikkate almamaktadır. Halbuki sosyal gelişmelerden bir kısmı istihdamın toplam nüfusa oranını arttırırken bir kısmı da işgücünün toplam nüfusa oranını azaltabilir Parasalcı Yöntem Dolaylı tahmin etme yöntemlerinden bir diğeri de parasalcı yöntemlerdir ve özellikle gelişmiş ekonomilerde çok sık kullanılan bir yöntemdir. Kayıt dışı ekonominin büyüklüğünü tahmin etmeye çalışırken parasal istatistiklerden yararlanır. 65 Parasalcı yöntemde, parasal istatistikler kullanılarak kayıt dışı ekonominin boyutları belirlenmektedir. Bu boyutlar belirlenirken Sabit Oran Yöntemi, İşlem Hacmi Yöntemi ve Nakit Para Talebi Yöntemi (Ekonometrik Yöntem) olmak üzere üç değişik yöntem kullanılabilir Çetintaş, Vergil, a.g.m., s Erkuş, Karagöz, a.g.m., s Ardor, a.g.m., s Çetintaş, Vergil, a.g.m., s Ardor, a.g.m., s.271

36 22 Sabit oran yönteminde kayıt dışı ekonomik faaliyetlerde ödemelerin genellikle peşin para ile yapıldığı, çek ve senet gibi ödeme araçlarının kullanılmadığı düşünülür. 67 Ayrıca, ekonomide kayıt dışı ekonomi olmadığı dönemlerde sürüm hacminin mevduata oranının sabit kalacağı varsayılarak bu oranın zaman içinde artması paraya olan talebin arttığını ve dolayısıyla kayıt dışı ekonominin de arttığını göstermektedir. Bu yöntemin en önemli eksikliği, kayıt dışı ekonomik faaliyetlerde ödeme aracının peşin para olduğunu ve paranın dolaşım hızının kayıtlı ve kayıt dışı ekonomide aynı olduğunu kabul etmesidir. 68 İşlem hacmi yönteminde Fisher in miktar teorisi eşitliği kullanılarak işlem hacminin milli gelire oranındaki değişikliklerden kayıt dışı ekonominin büyüklüğü tahmin edilmeye çalışılmaktadır. Bu yöntemin sabit oran yöntemine göre avantajı, kayıt dışı ekonomide peşin para yanında çek ve senet ile ödeme araçlarını da dikkate almasıdır. Bu yöntemin eksikliği ise, paranın dolaşım hızının kayıtlı ve kayıt dışı ekonomide aynı olduğunu varsayması ve işlem hacmi miktarının hesaplanmasının güç olmasıdır. 69 Ekonometrik yöntemde, nakit para talebi ekonometrik bir denklem ile tahmin edilerek kayıt dışı ekonominin büyüklüğü tahmin edilmeye çalışılmaktadır. Bu yönteme göre, kayıt dışı ekonominin en önemli nedeni yüksek vergi oranlarıdır. Bu yöntemde kayıt dışı ekonomide ödeme aracının peşin para olduğu ve paranın dolaşım hızının kayıtlı ve kayıt dışı ekonomilerde aynı olduğu varsayılmaktadır. Ayrıca, nakit para talepleri, vergilerin uygulandığı ve uygulanmadığı durumlarda ayrı ayrı hesaplanmakta ve bu rakamlar arasındaki fark ile kayıt dışı ekonomi ile ilgili nakit para seviyesi tespit edilmektedir. Paranın dolaşım hızı da analize dahil edilerek kayıt dışı ekonominin büyüklüğü tahmin edilmektedir Erkuş, Karagöz, a.g.m., s Sarılı, a.g.m., s Sugözü, a.g.t., s Erkuş, Karagöz, a.g.m., s

37 KAYIT DIŞI EKONOMİNİN NEDENLERİ Ekonomik faaliyetlerin özellikleri ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Bu durum kayıt dışı ekonomiyi oluşturan nedenlerin de ülkelere göre farklılık göstermesine neden olur. Ülkelerin kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alabilmeleri için öncelikle kayıt dışılığa yol açan nedenleri çözmeleri gerekir. 71 Bu nedenle tezimizde kayıt dışı ekonomiyi oluşturan nedenleri siyasi ve sosyal nedenler, ekonomik nedenler ve mali nedenler olarak inceleyeceğiz Siyasi ve Sosyal Nedenler Gelişmiş ülkelerde vergi ödeyenler toplanan vergilerin nerelere ve nasıl harcandığı hakkında şeffaf bir denetleme hakkına ve yetkisine sahiptirler. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise kamu yönetiminin şeffaf olmaması nedeni ile kamu otoritesi tarafından yapılan harcamalar toplum tarafından şüpheyle karşılanır. 73 Türkiye de kayıt dışı ekonomiye ait sosyal bilincin doğru gelişememesinin en önemli nedenlerinden biri kamu yönetiminde şeffaflığın sağlanamamasıdır. Ayrıca kayıt dışı ekonomiye ait değer yargılarını ve dolayısıyla da kayıt dışı ekonominin büyüklüğüne olan etkisini gösterebilecek en iyi örnek Türkiye deki vergi kaçağı ve bu kaçağın nedenleridir. 74 Siyasi iktidarlar oy kaygısıyla vergi politikalarını belirli guruplar lehine veya aleyhine kullanabilmektedirler. Pek çok meslek sahibinin ve pek çok kurum yöneticileri ve üyelerinin mal beyanına tabi tutulduğu ülkemizde, vergi mükellefleri mal beyanı dışında tutulmaktadır. Sık aralıklarla çıkarılan vergi afları yönetilenleri af beklentisine sokmakta, vergisini zamanında ödeyenler ödemeyenler karşısında mağdur edilmektedir Gelir İdaresi Başkanlğı, a.g.e., s Palak, a.g.m., s.4 73 Palak, a.g.m., s.5 74 Gelir İdaresi Başkanlğı, a.g.e., s Palak, a.g.m., s.5

38 24 Vergi afları, ekonomik ve sosyal etkileri açısından, sisteme zaten düşük olan güveni zedeleyerek, vergi yükümlülüklerini zamanında yerine getiren mükellefler açısından haksızlıklara neden olurken bir yandan da bireyin adalet duygusunun zedelenmesine neden olacaktır. 76 Türkiye'deki ilk vergi affı tarihli olup, söz konusu tarihten bugüne otuz vergi affı daha çıkarılmıştır. En son vergi affı ise tarih ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile gerçekleştirilmiştir. Böylelikle Türkiye tarihinde çıkarılmış otuz bir vergi affı bulunmaktadır. 77 Sık sık çıkarılan vergi afları, her aftan sonra başka bir af beklentisi oluşturarak zamanında vergilendirilmesi gereken gelirlerin kayıt dışına çıkmasına yol açmakta ve vergi mevzuatına aykırı davranışları körükleyerek vergi kaçırmanın bir yaşam biçimi haline gelmesine neden olmaktadır Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı nda 2007 yılında Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen Vergi Uygulamaları Karşısında Mükellef Eğilimleri Araştırması ile mükelleflerin vergi affı ile ilgili görüşlerine yönelik elde edilen sonuçlar verilmiştir. Araştırmaya dahil olan mükelleflerin %68,5 i yakın zamanda vergi affı yapılacağını bilen mükelleflerin vergisel yükümlülüklerini daha az yerine getirdiğini düşünmektedir. 79 Söz konusu araştırma, sık sık çıkarılan vergi aflarının kayıt dışı ekonomiye yönelmeyi teşvik edici nitelikte olduğunu göstermektedir. 76 Duran BÜLBÜL, Vergi Aflarının Ekonomik ve Sosyal Etkileri-I, Yaklaşım, Y:11, S:131, Kasım 2003, s İsmail PAMUK, Vergi Afları ve Mükellef Davranışlarına Etkileri, (Erişim) Duran BÜLBÜL, Vergi Aflarının Ekonomik ve Sosyal Etkileri-II, Yaklaşım, Y:11, S:132, Aralık 2003, s Gelir İdaresi Başkanlğı, a.g.e., s.25

39 25 Türkiye de, vergi aflarının uygulanmasından sonraki yıllarda kayıt dışı ekonomide önemli artışlar olmuştur. Örneğin 2801 sayılı af kanununun yürürlüğe girdiği 1983 yılında, kayıt dışı kalan matrahın incelenen matraha oranı %49,2 iken bu oran 1984 yılında %128 e yükselmiştir yılında yürürlüğe giren 3787 sayılı kanundan sonra 1994 yılında söz konusu oran %130 a, 1996 ve 1998 yıllarında yürürlüğe giren 4213 ve 4369 sayılı kanunlardan sonra da sırasıyla % 27 den %39 a ve %39 dan %81 e yükselmiştir. Kayıt dışı matrahtaki bu artış diğer birçok faktöre bağlı olmakla birlikte vergi afları ile kayıt dışı ekonomi arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir. 80 Vergisel düzenlemelerin yapılmasından, uygulanmasına ve mükelleflerin denetlenmesine kadar kayıt dışı ekonominin doğumu ve gelişimi bakımından önemli olan tüm unsurlar siyasi karar alma mekanizması tarafından şekillenmektedir. Vergi afları, istisna ve muafiyetler gibi kayıt dışı ekonomiyi geliştirici tüm vergisel faktörler siyasi irade tarafından belirlenmektedir. 81 Sosyal dinamikler, işsizlik ve kayıt dışı istihdamın artması açısından önemli faktördür. Türkiye de nüfus artış hızının yüksek olması, özellikle yapıları nedeni ile hizmet ve tarım sektöründe denetim ve izleme zorluğu kayıt dışı ekonominin nedenlerini oluşturmaktadır. Bunun yanında hızlı nüfus artışı, kente göç ile meydana gelen işsizlik ve çarpık kentleşme, mevcut işgücü piyasalarında olumsuzluklara ve kayıt dışı istihdama neden olmaktadır. Kayıtlı ekonomilerden elde edilen gelirin düşük olması durumunda bireylerin ek gelir yaratmak amacıyla ek bir işte çalışması durumu da kayıt dışılığı artıran nedenlerdendir. 82 Nüfusun istihdam olduğu alanların niteliği ile toplumun eğitim seviyesi kayıt dışı ekonominin büyüklüğü açısından önem arz etmektedir. Kayıt dışılık 80 Duran BÜLBÜL, Hülya KARADENİZ, Vergi ve Sigorta Prim Aflarının Kayıt Dışı Ekonomi Üzerine Etkisi, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu, Türkiye de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, Uludağ Üniversitesi, Mayıs 2004 Antalya, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2004, s Yılmaz, a.g.e., s Gelir İdaresi Başkanlğı, a.g.e., s.29

40 26 ekonomideki sektörlerden, önemli ölçüde, tarım, hizmetler ve inşaat sektöründe ortaya çıkmaktadır. Toplumun eğitim seviyesi de mükelleflerin vergi bilincinin geliştirilmesi açısından kayıt dışı ekonomi ile bağlantılıdır. Eğitim seviyesinin yükselmesiyle vergi bilinci gelişir. 83 Aşağıdaki tabloda yılları arasında Türkiye de sektörler itibariyle nüfusun istihdamına ilişkin yıllık sayısal veriler gösterilmiştir. Tablo 2: Yıllık Olarak Nüfusun İstihdam Olduğu Alanlar (Bin Kişi, 15+Yaş) Yıllar Tarım İnşaat Hizmetler Sanayi Toplam Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri - Hanehalkı İşgücü Anketi Dönemsel Sonuçları (Türkiye, Kent, Kır) - İstihdam Edilenlerin Yıllar ve Cinsiyete Göre İktisadi Faaliyet Kolları, (Erişim) 16 Mart 2011 Tablo 2 de görüldüğü gibi Türkiye de nüfusun önemli ölçüde tarım, hizmetler ve inşaat sektöründe istihdam edilmesi, kayıt dışı ekonominin gelişimi açısından elverişli bir yapının bulunduğunu göstermektedir. Artan nüfus karşısında kırsal alanlardaki olanakların yetersiz kalması kırdan kente göç olgusuna neden olmaktadır. Kayıtlı sektördeki imkanların kente gelen bu göçü karşılayamaması ve insanların hayatlarını devam ettirme gerekliliği onları kayıt dışı faaliyetlerde bulunmaya zorlamaktadır Yılmaz, a.g.e., s Yılmaz ILGIN, Kayıt Dışı Ekonomi ve Türkiye deki Boyutları, DPT Uzmanlık Tezi, Yayın no: DPT:2492, İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü Proje Yatırımları Değerlendirme ve Analiz Dairesi, Ankara, 1999, s.32

41 27 Aşağıdaki tabloda Türkiye de yılları arasındaki kent ve kır nüfusu dağılımı gösterilmektedir. Tablo 3: Türkiye de Yılları Arası Kent ve Kır Nüfusu Yıllar Toplam Nüfus (Bin Kişi) Kent Nüfusu (Bin Kişi) Kent Nüfus Oranı (%) Kır Nüfusu (Bin Kişi) Kır Nüfus Oranı (%) , , , , , , , , , , , , , ,3 Kaynak: DPT, Gösterge ve İstatistikler - Ekonomik ve Sosyal Göstergeler ( ) - Sosyal Sektörlerdeki Gelişmeler - Kent ve Kır Nüfusu, (Erişim) 16 Mart 2011 Tabloda görüldüğü gibi 2000 yılında nüfusun %42,7 si kırsal alanda ve %57,3 ü kentsel alanda yaşarken, 2006 yılında %37,3 ü kırsal alanda %62,7 si kentsel alanda yaşar hale gelmiştir. Kent nüfusları artarken kırsal alanda yaşayan nüfus azalmıştır. Türkiye de kayıt dışı ekonominin büyüklüğü dikkate alınarak, kayıtlı ekonomideki imkanların söz konusu göçü karşılamayacağı düşünüldüğünde, kırdan kente göçün kayıt dışı faaliyetlere neden olabileceği görülmektedir Ekonomik Nedenler Ekonomik sistem ve buna bağlı yapısal özellikler kayıt dışı ekonomiyi ortaya çıkaran önemli nedenlerdendir. Türkiye de tüm sektörlerde küçük işletmelerin yaygın olması kayıt dışılığa ortam hazırlayan önemli faktörlerden biridir. Küçük işletmelerin yaygınlığı bir taraftan izleme ve denetlemeyi zorlaştırırken, diğer taraftan bu işletmelerin pek çok yasal düzenlemelerin

42 28 dışında kalmalarına yol açmakta vergi, iş, sosyal güvenlik, muhasebe gibi konularla ilgili yasalar genellikle bu tür küçük işletmeleri kapsamamaktadır. 85 Kayıt dışı faaliyet gösteren işletmeler vergi ve sigorta gibi yükümlülüklerini kayıtlı faaliyet gösteren işletmelere göre daha az ödeyerek rekabet güçlerini artırırlar. Bu durumda kayıtlı faaliyet gösteren işletmeler de ayakta kalabilmek veya rekabet edebilmek arzusu ile kayıt dışı faaliyet göstermek isterler. Aynı şekilde işletmelerin bazılarına tanınan istisna ve muafiyetler, bu istisna ve muafiyetlerden yararlanamayan işletmeler için bir kayıt dışılık nedeni oluşturabilmektedir. 86 Türkiye de yaşanan ekonomik krizler kayıt dışı faaliyetlerin artmasına zemin hazırlamıştır. Ekonomik kriz dönemlerinde, işsiz kitleler kayıtlı ekonomide bulamadıkları istihdam imkânlarını kayıt dışı faaliyetlerde aramaktadırlar. İşletmeler de krizin olumsuz etkilerini azaltmak için üretimlerini kayıt dışı faaliyetlere yönelterek istihdam ve üretim maliyetlerini düşürmeye çalışırlar. 87 Enflasyonun yüksek düzeylerde seyrettiği ülkelerde de kayıt dışılığın artması beklenir. Böyle durumlarda, sabit gelirli geniş kitleler enflasyon dolayısıyla aşınan gelirlerini telafi etmek, üreticiler de maliyetlerini azaltabilmek gayesiyle kayıt dışı ekonomiye yönelirler. 88 Enflasyon kayıt dışı ekonominin önemli nedenlerinden biridir. Enflasyonist ortamlarda yeniden değerleme, vergi istisna ve muafiyetlerinden yararlanamayan mükellefler, faaliyetlerini vergi idaresinin bilgi alanı dışında sürdürmek için kayıt dışı olmak isterler. 89 Gelir dağılımında var olan eşitsizlik, gelirden düşük pay alan grupların gelirlerini arttırmak amacıyla ek işlerde ve kayıtsız olarak çalışmalarına yol açmaktadır. Bu durum kayıt dışı ekonominin büyümesine neden olmaktadır Gelir İdaresi Başkanlğı, a.g.e., s Palak, a.g.m., s Sarılı, a.g.m., s Gelir İdaresi Başkanlğı, a.g.e., s Şengül, a.g.e., s Aydemir, a.g.e., s.41

43 29 Aşağıdaki tabloda Türkiye de 2002 ve 2009 yılları arasındaki gelir dağılımı oranları verilmiştir. Tablo 4: Türkiye de Yılları Arasındaki Gelir Dağılımı Oranları Yıllar İlk %20 5,3 6,0 6,0 6,1 5,8 6,4 6,4 6,2 İkinci %20 9,8 10,3 10,7 11,1 10,5 10,9 10,9 10,7 Üçüncü %20 14,0 14,5 15,2 15,8 15,2 15,4 15,4 15,3 Dördüncü %20 20,8 20,9 21,9 22,6 22,1 21,8 22,0 21,9 Beşinci %20 50,0 48,3 46,2 44,4 46,5 45,5 45,3 46,0 Kaynak: TÜİK, Gelire Göre Sıralı %20 lik Gelir Dağılımı - Hanehalkı Kullanılabilir Gelirine Göre Sıralı Yüzde 20 lik Gruplar İtibariyle Yıllık Gelirlerin Dağılımı, (Erişim) 16 Mart 2011 Türkiye de 2002 ve 2009 yılları arasında nüfusun beşinci %20 si gelirin ortalama %47 sini elde ederken, ilk %20 lik kısmı %6 sını elde etmiştir. Başka bir ifade ile beşinci %20 nin dışında kalan %80 lik nüfus, gelirin ortalama %53 lük kısmını paylaşmaktadır. Görüldüğü gibi Türkiye de gelir dağılımı oldukça adaletsizdir. Bu durum, gelirden düşük pay alan grupların ek işlerde ve kayıtsız olarak çalışmalarına yol açabilecektir Mali Nedenler Kayıt dışı ekonominin önemli nedenlerinden birisi de mali politikalardır. Vergi oranlarının yükseltilmesi veya yeni vergilerin konulması, emeğin maliyetini yükselten sosyal güvenlik yükümlülüklerinin artması, kayıt dışı eğilimini artırır. 91 İstihdam edilenlerin işverene maliyeti ile işçinin eline geçen net ücret arasındaki farkın vergi ve sosyal güvenlik katkı paylarından dolayı yüksek olması kayıt dışı istihdamı teşvik edecektir Palak, a.g.m., s.6 92 Mustafa DURMUŞ, Kayıt Dışı Ekonominin Bazı Mali Yönleri: Türkiye Örneği, TİSK Akademi, C:I, S:1, 2006, s.152

44 30 Aşağıda Türkiye de asgari ücret ile çalışan işçilerin son beş yıla ait net ve brüt ücretleri ile işverene maliyetleri gösterilmiştir. Kapıcılar için söz konusu tutarlar tabloda yer almamaktadır. Tablo 5: Yılları İtibariyle Net ve Brüt Ücretler İle İşverene Maliyetler (TL) Net Asgari Ücret 16 Yaşını Dolduranlar 16 Yaşını Doldurmayanlar Brüt Asgari Ücret İşverene Maliyet Net Asgari Ücret Brüt Asgari Ücret İşverene Maliyet , Kaynak: T.C. ÇSGB, İstatistikler - Yıllar İtibariyle Günlük ve Aylık Asgari Ücretler - Yıllar İtibariyle Net ve Brüt Asgari Ücret, (Erişim) 16 Mart 2011 Tabloda görüldüğü gibi asgari ücretin işverene maliyeti ile işçinin eline geçen net ücret arasında büyük farklar ortaya çıkmaktadır yılının ilk altı aylık döneminde 16 yaşını dolduran işçiler için brüt asgari ücret 796,50 TL

45 31 iken işverenin toplam prim yükü 171,25 TL olduğu için asgari ücretin işverene maliyeti 967,75 TL ye yükselmektedir. Çalışanın eline geçen net asgari ücret ise 629,96 TL olmaktadır. Yasal kesinti ve primlerin yüksek olması işverenlerin mali yükümlülüklerini artırarak kayıt dışı istihdama yönelmelerine neden olmaktadır. Mükellefler, yakalanma ihtimaline göre ödeyecekleri vergi cezası, tam beyan yapmaları halinde ödeyecekleri vergi miktarından daha düşükse, vergi kaçırma eğiliminde olacaklardır. Denetim geçirme ve ceza görme ihtimali yüksek ise vergi kaçakçılığı düzeyi düşecektir Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı nda 2007 yılında Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen Vergi Uygulamaları Karşısında Mükellef Eğilimleri Araştırması ile mükelleflerin vergi kaçıranlara uygulanan cezaların caydırıcı olup olmadığına ve yakalanma ve denetlenme olasılığı hakkındaki düşüncelerine yönelik ulaşılan sonuçlara yer verilmiştir. Araştırmaya dahil olan mükelleflerin %65,6 sı vergi kaçıranlara yönelik uygulanan cezaların caydırıcı olmadığını, %72,1 i de vergisini hiç ödememesine rağmen yakalanmayan insanlar olduğunu düşünmektedir. 94 Gerçekleştirilen denetimlerin ve uygulanan cezaların yetersizliğinin kayıt dışı faaliyette bulunmayı teşvik edici nitelikte olduğu görülmektedir. Türkiye de kayıt dışı ekonominin ortaya çıkış nedenlerine mali açıdan bakıldığında; Vergi mevzuatındaki karmaşıklığın, kanunların anlaşılabilirliğini ve uygulanabilirliğini zorlaştırması, Vergi oranlarının yüksekliği, vergi oranlarının sık sık değişmesi ve ek vergiler konulması, Türk Vergi Mevzuatında yer alan muafiyet ve istisnalar, Denetim sürecinin etkinliğini ve kalitesini önemli derecede etkileyen denetim ilke ve standartlarının geliştirilmesi gerekliliği, 93 Palak, a.g.m., s.6 94 Gelir İdaresi Başkanlğı, a.g.e., s.23-24

46 32 Denetimde koordinasyon eksikliği, Mevcut vergi ceza sisteminin caydırıcı olmaması, Vergi kanunlarını uygulamakta olan birimlerin bürokratik işlemlere boğulmuş olması, Ekonomik kriz dönemleri haricinde vergi afları, Bilgilendirici ve yönlendirici muhasebe ve mali müşavirlik hizmetlerinin yetersizliği, gibi nedenler mali açıdan kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin nedenleri olarak sıralanabilir. 95 Kayıt dışı ekonominin önemli nedenlerinden biri bazı sektörlerde belge düzeninin yeterince yerleşmemiş olmasıdır. Özellikle, kendine özgü niteliklerinden dolayı tarım ve hizmet sektörlerinde belge düzeni yeterince yerleşmemiştir. Türkiye de ekonominin büyük ölçüde tarım ve hizmet sektörüne dayalı olması ve bu sektörlerdeki işletmelerin büyük çoğunluğunun küçük ve orta büyüklükteki işletme niteliğinde olması bu sektörlerde kayıt dışı ekonominin boyutlarını arttırmıştır. 96 Kayıt dışı ekonomik faaliyetleri artıran nedenlerden biri de vergi ödemeye karşı oluşan dirençtir. Vergi, kamu gücü kullanılarak cebren alınır. Bu nedenle gerçek vergi ödeme gücünün dikkate alınmaması, yaşama hakkı ve geleceğe yönelik belirsizliklere karşı teminat olabilecek sosyal altyapının kurulamamış olması vergi kayıplarını artıracaktır. Yani yasal düzenlemeler nasıl olursa olsun vergi ödemeye karşı direnci artıracaktır. Yasal önlemler ve yaptırımlar sadece gerçek ödeme gücü olan kişilere uygulandığında caydırıcı nitelik kazanabilecektir. Buna göre sadece daha yüksek tüketim kalıplarına geçebilmek amacı ile yapılan yasa dışı faaliyetlerin engellenmesi halinde vergi gelirlerinde artış mümkün iken, diğer kıstaslar nedeni ile kayıt dışı 95 Gelir İdaresi Başkanlğı, a.g.e., s Sarılı, a.g.m., s.42

47 33 faaliyette bulunanlardan gerçek anlamda vergi geliri sağlamak imkânsız gibidir KAYIT DIŞI EKONOMİNİN ETKİLERİ Kayıt dışı ekonomik faaliyetler farklı boyutları ile genel olarak olumsuz değerlendirilmiştir. Ancak bazı araştırmacılar veya kuruluşlar tarafından yapılan çalışmalarda kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin olumlu sonuçları olduğu da belirtilmiştir. Bu nedenle kayıt dışı ekonominin öncelikle olumlu etkileri ele alınacak, daha sonra olumsuz etkileri incelenecektir Kayıt Dışı Ekonominin Olumlu Etkileri Yapılan araştırmalarda kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin olumlu etkileri olarak ekonomik hayata ve birey refahına yaptığı katkılar ileri sürülmüştür. 99 Kayıt dışı ekonomi aynı anda vergi dışı ekonomi olduğundan faaliyet gösterdiği sektörde fon birikimine ve bu fon birikimi de istihdama katkı sağlar. 100 Yani kayıtlı ekonomik faaliyetlerde vergi olarak devlete aktarılacak olan fonlar, kayıt dışılık durumunda işletmelerde yatırım olarak kullanılabilir. Bu durum işletmelerin öz sermayesine yansır. Öz sermayesi artan işletmeler faaliyet alanlarını ve istihdamlarını artırırlar. Böylelikle hem kendilerine hem de çevrelerine yarar sağlayarak ekonomiyi canlandırabilirler. 101 Frey ve Scheneider a göre kayıt dışı ekonomi, ekonomik çevrenin küçük ölçekli imalat ve kentsel hizmetlere yönelik talebini karşılaması durumunda faydalıdır. Kayıt dışı sektör yeni piyasaların yaratılmasına, finansal kaynakların ve girişimciliğin artmasına ve birikim için gerekli yasal 97 İsmail ÇİLOĞLU, Kayıt Dışı Ekonominin İşleyişi ve Kamu Bütçesine Etkisi, Hazine Dergisi, S:11, Temmuz 1998, s Sugözü, a.g.t., s Aydemir, a.g.e., s Altuğ, Kayıt Dışı Ekonomi, a.g.e., s Aydemir, a.g.e., s.95

48 34 ekonomik ve sosyal kurumların dönüşümüne katkı sağlayabilir. Kayıtlı ve kayıt dışı sektör arasındaki tercih, ekonomik büyüme için daha büyük bir potansiyel gelişme sağlayabilir. Adam ve Ginsburg, Belçika ekonomisi üzerine yapmış oldukları çalışmalarında, resmi bir ekonomi ile kayıt dışı ekonominin büyümesi arasında olumlu bir ilişki bulmuş ve belirli varsayımlar altında genişletici bir mali politikanın hem kayıtlı hem de kayıt dışı ekonominin her ikisinde de pozitif bir uyarıcılığa sahip olduğu sonucuna ulaşmışlardır. 102 Kayıt dışı ekonominin olmadığı gelişmekte olan ve geçiş ekonomilerinde üretim ve refah seviyesinin düşük olacağı öne sürülmektedir. Bu nedenle kayıt dışı ekonomik faaliyetlere yalnızca resmi ekonominin verimliliğinin, aşırı vergileme ve bürokrasi nedeniyle sınırlandığı ya da azaltıldığı durumlarda beklenebilir bir gelişme olarak bakılmaktadır. Bu sınırlar arasında kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin piyasa ekonomilerine geçişte yardımcı olacağı ve geçiş ekonomilerindeki girişimsel çabayı harekete geçireceği düşünülmektedir. 103 Bazı araştırmacılara göre gelişme sürecinde kayıt dışı ekonomi çok önemlidir. Almanya ve Avusturya'daki yapılan çalışmalara göre, kayıt dışı ekonomide elde edilen kazançların %66'sından daha fazlası doğrudan resmi sektörde harcanmakta ve kayıtlı ekonomide patlamaya yol açmaktadır. Bu harcamalar da ekonomik büyüme ve vergi gelirleri üzerinde olumlu etkiye sahiptir. İngiltere'deki kanıtlar da kayıt dışı ekonominin, tüketim harcamalarını önemli ölçüde teşvik eden bir faktör olduğunu göstermiştir. Peru'da yaratılan zenginliğin %36'sı kayıt dışı faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. 104 Kayıt dışı faaliyetlerin, toplam üretim, fiyatlar genel seviyesi ve işsizlik üzerinde olumlu etkileri vardır. Kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin engellenmesi halinde üretim düşerek fiyatları yükseltmektedir. Toplam üretimin düşmesi ise hem kapasite kullanım oranının düşmesi hem de işsizliğin artmasına sebep 102 Frey, Schneider, a.g.m., s Sugözü, a.g.t., s Çetintaş, Vergil, a.g.m., s.19

49 35 olmakta ve ülke kaynaklarının etkin kullanımını engellemektedir. 105 Kısaca kayıt dışı ekonominin olumlu etkileri aşağıdaki gibi sıralanabilir; 106 Kayıt dışı ekonomide vergi, sigorta primi gibi kamusal yükümlülüklerin olmaması, kayıt dışı üretim maliyetlerinin ve satış fiyatlarının göreli olarak düşük gerçekleşmesine yol açarak kayıt dışı ekonomiye yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda rekabet gücü kazandırmaktadır, Kayıtlı ekonominin yüksek maliyetler sonucu istihdam edemediği kişilere iş sağlar, Devletin bastığı para ve aldığı borçlar kayıtlı ekonomiden kayıt dışı ekonomiye transfer edildiğinde, çoğaltan etkisi yaratarak tasarrufların yatırıma dönüşme hızını, oranını ve büyüme hızını artırır, Kayıt dışı işlemler ekonomide yarattığı talep nedeniyle işsizliği ve yoksulluğu azaltıcı unsurlar taşıdığından, gelir dağılımına olumlu yönde katkı sağlayabilir, Kayıt dışı ekonomi, kayıtlı ekonominin müşterisidir. Kayıt dışı işlemler sonucu elde edilen fonlar, menkul kıymet borsaları ve bankacılık sistemi kanalıyla ekonomiye mali kaynak sağlar, Kayıt dışı ekonomide bürokratik işlemler ve gereksiz kaynaklar doğrudan mal ve hizmet üretimine kanalize olmakta, maliyetler düşmekte, işletme sermayesi gereksinimi azalmakta ve üretim artmaktadır Kayıt Dışı Ekonominin Olumsuz Etkileri Kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin olumsuz etkileri en çok ekonomi politikalarını etkiler. Kayıt dışı ekonominin büyüklüğü, işsizlik ve milli gelir gibi resmi makroekonomik değerleri çarpıtarak, bu verilerin güvenilirliğini azaltır. 105 Çiloğlu, a.g.m., s Yavuz, AKBULAK, A. Koray TAHTAKILIÇ, Kayıt Dışı Ekonomi Üzerine Düşünceler, Banka- Mali ve Ekonomik Yorumlar, Y:40, S:468, Mart 2003, s. 27

50 36 Bu verilerden yola çıkılarak oluşturulan ekonomik politikaların etkinliğini azaltır veya ortadan kaldırabilir. Aynı şekilde kayıt dışı ekonomi, sosyal güvenlik ve vergi tabanını aşındırarak vergi gelirlerinin azalmasına neden olur. 107 Kayıt dışı ekonominin büyümesi demek kayıtlı ekonominin küçülmesi demektir. Küçülen kayıtlı ekonomi ile vergi gelirleri azalan devletin iki seçeneği vardır; bunlardan birincisi borçlanmadır. Borçlanma sonucunda özel sektörün verimli yatırımlarını kendisine çeken devlet dışlama etkisiyle özel sektörün yatırımlarını azaltır. Ayrıca borçlanma sonucu tahvillerin değerinin artmasıyla piyasada faiz oranları artar. Artan faiz oranları enflasyonu tetikler ve ekonomik birçok sorun ortaya çıkar. İkinci seçenek ise para basma politikasıdır ki sonuç aynı olur. 108 Azalan vergi gelirlerinin bütçe dengeleri üzerinde yaratacağı olumsuz etki daha yüksek vergilerle dengelenmeye çalışılacaktır. Daha yüksek vergiler ise ekonomide kayıt dışı faaliyetlerin artmasına neden olur. Bu süreç, bütçe açıkları, artan vergiler ve artan kayıt dışı ekonomi şeklinde kısır bir sarmala neden olacaktır. 109 Konuya mikro açıdan yaklaşıldığında ise kayıt dışı ekonomi, piyasadaki serbest rekabetin haksız rekabete dönüşmesine neden olur. Kayıt dışı ekonomide işveren olarak faaliyet gösterenler istihdam ettikleri işgücü için vergi, sigorta primi, emeklilik vb. ödemeleri yapmadığından kayıtlı firmalardan daha ucuz üretim yapabileceklerdir. Bu durum rekabet şartlarını olumsuz etkiler ve kayıtlı olarak faaliyet gösterenler adeta cezalandırılmış olur. 110 Kayıt dışı ekonomi ayrıca, sosyal güvenlik kurumlarının finansal pozisyonunu da bozmaktadır. Kayıt dışı istidam nedeniyle gerekli sosyal güvenlik, vergi ve diğer fonlar eksik ödenmekte ya da hiç ödenmemektedir. Bu durumda çalışan nüfus sosyal güvenlik şemsiyesi altında 107 Çetintaş, Vergil, a.g.m., s Şengül, a.g.e., s Ardor, a.g.m., s Ahmet Fazıl, ÖZSOYLU, Türkiye de Kayıt Dışı Ekonomi, Bağlam Yayınları, İstanbul, 1996, s.117

51 37 kapsanamamakta, yeterli prim toplanamamakta ve sosyal güvenlik sistemi finansman zorluklarıyla karşılaşmaktadır. 111 Söz konusu nedenler devletin gelirlerini azaltarak, düşük gelirlilere yapılan sosyal transferlerin azalmasına ve toplumda sosyal gerginliklere neden olacaktır. 112 Kayıt dışı çalışma durumunda olanlar, sosyal güvenlik kapsamı dışında kalma ve çalıştıkları işyerinin ruhsatsız olması gibi nedenlerle sağlıksız ortamlarda, iş güvenliği olmadan, pazarlık gücünden yoksun ve korumasız bir şekilde, istismara açık ve sigortasız olarak çalışmak durumunda kalmaktadırlar. Böylece iş hayatında sağlıksız bir ortamın oluşması, çalışma ilişkilerinin ve işgücü piyasasının işleyişinin bozulması gibi olumsuzluklar gündeme gelmektedir. 113 Kısaca kayıt dışı ekonomi olumsuz etki olarak; Kayıt dışı işlemler nedeniyle ödenmeyen vergiler bütçe açığını artırır. Kayıt dışı üretilen mal ve hizmetler daha düşük fiyatla satıldığından kayıtlı işletmeler aleyhine haksız rekabete neden olur. Vergi yükünü kayıtlı mükellefler olan dürüst yükümlüler aleyhine çevirerek vergi adaletsizliği yaratır. Kayıt dışı ekonomi, devlete karşı bir başkaldırı yaratarak, ahlaki değerleri bozmakta ve sonuçta enflasyon ve işsizliği artırırken yatırımları ve üretimi azaltarak sosyal barışın bozulmasına, suç ve suçlu sayısının artmasına yol açar. Kayıt dışı ekonomi, kayıtlı ekonominin belirlediği ekonomik göstergelere karşı güvensizlik yaratmaktadır. Kayıt dışı ekonomide işletmeler küçülürken işçi sayısı azalmakta, sendikalaşma gereksinimi ortadan kalkmakta ve işçilerin daralan iş sahalarında iş bulma tesellisi, pazarlık güçlerini kırmaktadır Ilgın, a.g.t., s Ufuk, BAKKAL, Kayıt Dışı Ekonomi, Derin Yayınları, İstanbul,2007,s Gelir İdaresi Başkanlığı, a.g.e., s Akbulak, Tahtakılıç, a.g.m., s.27-28

52 38 Kayıt dışı ekonomi, devletin gelirlerinin azalmasına ve buna bağlı olarak devlet tarafından sunulan mal ve hizmetlerin miktar ve kalitesinde azalmaya neden olur DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE KAYIT DIŞI EKONOMİNİN BOYUTLARI Türkiye de ekonomik faaliyetlerin önemli bir kısmının kayıt dışı olarak gerçekleştirildiği kabul edilmektedir. Türkiye de kayıt dışı ekonominin boyutları konusunda ise kayıt dışılığın tanımı gereği üzerinde uzlaşılan ortak bir rakam bulunmamaktadır. Kayıt dışını ölçmeye yönelik çalışmalarda kayıtlı ve kayıt dışı ekonominin birbiriyle iç içe geçmesi nedeniyle kesin sonuçlar verecek yöntemler kullanılamamakta ve tahmin metotlarından faydalanılmaktadır. 116 Genel olarak kayıt dışı ekonominin, mal ve hizmet üretimine konu olmasına karşılık ekonominin geleneksel ölçüm yöntemleriyle bütünüyle tespit edilemeyen ve GSMH hesaplamalarına yansımayan alanları kapsadığı kabul edilmektedir. Ülkeler itibariyle kayıt dışı ekonominin büyüklüğüne bakmak, ulaşmak istediğimiz noktayı belirlemek için önemli olacaktır. Friedrich Schneider (2002), gelişmekte olan ekonomiler, geçiş ekonomileri ve OECD ülkelerinden oluşan 110 ülkede kayıt dışı ekonominin tahmini büyüklüğünü belirlemiştir yılındaki kayıtlı ekonominin ortalama büyüklüğünün yüzdesi olarak kayıt dışı ekonominin ortalama büyüklüğü, gelişmekte olan ülkelerde %41, geçiş ekonomilerinde %38 ve OECD ülkelerinde %18 olarak belirlenmiştir. Türkiye %32,1 ile OECD ortalamasının oldukça üzerindedir. Vergilendirme ve sosyal güvenlik katkıları kayıt dışı ekonominin büyüklüğünü belirleyen temel etmenler arasındadır. Hesap Uzmanları Kurulu tarafından yapılan ölçümlerde, Türkiye de yılları arasında kayıt dışı ekonominin GSMH ye oranının % Ardor, a.g.m., s Aslanoğlu, Yıldız, a.g.m., s.136

53 39 arasında değiştiği hesaplanmıştır yılı kayıt dışılık oranı %37 olarak en yüksek seviyede, 2000 yılında ise %26 olarak en düşük seviyede hesaplanmıştır. Hane halkı işgücü anketi sonuçlarına göre, 2007 Aralık itibariyle toplam istihdam , kayıt dışı istihdam ise dir Aralık itibariyle %47,1 olan kayıt dışı istihdam oranı 2007 yılı sonunda %43,4 e düşmüştür. Toplam istihdamın çok önemli bir bölümünü kayıt dışı istihdam oluşturmaktadır. Ekonomik faaliyetlerin sektörel dağılımına bakıldığında, 2007 yılında hizmet sektörünün %49,5 ile birinci sırada yer aldığı görülmektedir. Hizmet sektörünü sırasıyla tarım, sanayi ve inşaat sektörleri takip etmektedir KAYIT DIŞI İSTİHDAM Kayıt dışı istihdam, ilk olarak 1970 yılında ILO nun düzenlediği Dünya İstihdam Programı kapsamında Enformal Sektör olarak Kenya raporunda kullanılmıştır. Raporda bu sektör; Süreklilik unsuru taşımadan bir kişinin veya birkaç kişinin oluşturdukları, başlıca amaçları kişilere istihdam ve gelir sağlamak olan, mal ve hizmet üretiminde bulunan, örgütsel kimliği gelişmemiş küçük ölçekli birimler olarak tanımlamıştır. 118 Başka bir tanımda kayıt dışı istihdam; Çalışanlar için asgari yaş haddi, asgari ücret, fazla mesai ücreti ve işyeri çalışma standartları gibi konulardaki düzenlemelere uyulmadan, sosyal güvenlik, vergi ve diğer fonların eksik ödendiği ya da hiç ödenmediği istihdamdır. şeklinde tanımlanmıştır. 119 Güloğlu, kayıt dışı istihdamı; İstihdam faaliyetlerinin resmi belgelere dayandırılmaması ve böylece resmi kayıtlara girmemesi, bunun sonucunda vergisel ve zorunlu sosyal yükümlülükler de dahil olmak üzere tüm 117 Gelir İdaresi Başkanlığı, a.g.e., s Tunç, a.g.t., s Ilgın, a.g.t., s.39

54 40 yükümlülüklerin, mali ve sosyal güvenlik kurumlarının denetim alanı dışına çıkarılması olarak tanımlamıştır. Kayıt dışı istihdam ile kayıt dışı ekonomi arasında sıkı bir ilişki vardır. Kayıt dışı istihdam faaliyetleri, kayıt dışı ekonomi gibi kamu otoritesinin, özel olarak da vergi idaresinin ve sosyal güvenlik kurumlarının bilgisi ve denetimi dışında kalmakta ve bu süreç birtakım mali, ekonomik ve sosyal sorunlara sebep olmaktadır. 120 Kayıt dışı istihdam, vergi ve prim gelirlerinin toplanmasını engelleyerek, devleti gelir kaybına uğratmakta ve kamu maliyesinin dengelerini bozmaktadır. Ayrıca, çalışanları çağdaş çalışma koşullarının gerisinde çalışmaya zorlamakta, iş ve sosyal güvenlik hukuku alanında sağlanmış haklardan mahrum bırakarak sosyal politika açısından sorunlar oluşturmaktadır. Bunların sonucunda sosyal devlet anlayışı zarar görmektedir Kayıt Dışı İstihdam Şekilleri Türkiye de kayıt dışı istihdam şekillerini incelendiğimizde karşımıza üç tür istihdam şekli çıkar. Bunlar; çalışmaları hiç bildirilmeyenler, çalışmaları eksik bildirilenler ve son olarak yasalar tarafından kayıt dışı bırakılan çalışmalardan oluşmaktadır Çalışmaları Hiç Bildirilmeyenler Kayıt dışı istihdamın en yaygın şekli olan bu durumda çalışmalar kamu kurum ve kuruluşlarına hiç bildirilmez. Genellikle çalışmaları hiç bildirilmeyen çalışanlar şöyledir; Tuncay GÜLOĞLU, The Reality of Informal Employment in Turkey, International Programs Visiting Fellow Working Papers, Cornell University, 2005, s Altuğ, Kayıt Dışı Ekonomi, a.g.e., s Ahmet Burçin YERELİ, Oğuz KARADENİZ, Kayıt Dışı İstihdam, Odak Yayınevi Basım Dağıtım, Ankara, 2004, s Tunç, a.g.t., s.14

55 41 Yabancı kaçak işçiler, Çalışan çocuklar, Sosyal Güvenlik Kurumundan gelir ve aylık alanlar, Kayıt dışında çalışan erkek ve kadınlar, Kayıt dışında çalışan dul, yetim ve maluller Çalışmaları Eksik Bildirilenler Türkiye deki kayıt dışı istihdamın başka bir şekli olan bu durumda çalışmaların sonunda hak edilen ücret tutarlarının eksik bildirilmesi söz konusudur. İşverenler, istihdam ettikleri çalışanlarına daha yüksek miktarda ücret ödemelerine karşın vergi ve sosyal güvenlik primlerinden kaçınmak için ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına daha düşük ücret ödediklerini gösterir şekilde bildirimde bulunmaktadırlar. Çalışmaların eksik olarak bildirilmesi, elde edilen gelirler üzerinden hesaplanarak ödenen vergilerin, sosyal güvenlik kurum ve kuruluşlarına ödenmesi gereken primlerin ve sosyal kesintilerin eksik olarak toplanmasına yol açmaktadır Yasaların Kayıt Dışında Bıraktığı Çalışmalar Türkiye de görülen kayıt dışı istihdam şekillerinden biri de vergi ve sosyal güvenlik mevzuatının kısmen veya tamamen kapsam dışında bıraktığı çalışmalardır. Özellikle sosyal amaçlar gözetilerek kendilerine muafiyet tanınan kişilerin, sosyal sigorta mevzuatı açısından prim ödeme güçlerinin olmaması veya çalışmaların hizmet akdi çerçevesinde değerlendirilememesi gibi nedenlere dayanarak kapsam dışında kalması sağlanmaktadır. Bu 124 DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı: Kayıt dışı Ekonomi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, DPT: 2603, ÖİK : 614, Ankara, 2001, s.45

56 42 uygulamanın nedeni, kişilerden vergi veya prim toplamanın maliyet açısından yüksek olması ve bu kişilerin denetiminin zor olmasıdır Kayıt Dışı İstihdamın Nedenleri Kayıt dışı istihdam, özellikle, sosyal güvenlik sisteminin ekonomik ve sosyal yapı içerisinde yeterli olmadığı ülkelerde işsizlik sigortası gibi işlev görmekte ayrıca işsizlere, düşük ücretli kamu sektörü çalışanlarına ve yeterli maaş alamayan emeklilere, gelirlerini yükseltme konusunda bir kaynak oluşturmaktadır. Kayıt dışı istihdam incelendiğinde içerisinde sosyal, ekonomik ve yasal süreçlerin olduğu görülür. Sosyal Nedenler: Nüfus artışı, nüfus yapısı, iç ve dış göçler, gecekondulaşma, düzensiz kentleşme, işsizlik, aile yapısı ve eğitim olanakları kayıt dışı istihdamın sosyal yapıdan kaynaklanan faktörlerindendir. 126 Ekonomik Nedenler: Türkiye de kayıt dışı istihdamın genişlemesindeki en önemli nedenlerden birisi enflasyondur. Diğer ekonomik nedenler arasında işletme yapısı, rekabet gücü, emek piyasasındaki yapısal değişim ve standart dışı istihdam biçimleri gibi nedenler sayılabilir. Yasal Nedenler: Kayıt dışı istihdamın yasal nedenleri arasında mali, idari ve yasal sistem gösterilebilir. Vergi sistemi, ücretler üzerindeki yasal kesintilerin yüksek olması, çalışma yasalarından kaynaklanan yükümlülükler ve devlet yapısından kaynaklanan diğer nedenler kayıt dışı istihdamın yasal nedenleridir Yereli, Karadeniz, a.g.e., s Güloğlu, a.g.m., s Güloğlu, a.g.m., s.19-27

57 İKİNCİ BÖLÜM SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİNİN İRDELENMESİ VE TÜRKİYE DE SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ 2.1.SOSYAL GÜVENLİK KAVRAMI Sosyal güvenlik kavramı sosyal ve güvenlik kelimelerinden oluşmuştur. Sosyal kelimesi Türkçeye Batı dillerinden geçmiştir. Sosyal kelimesi, toplumu oluşturan bireyler ve sosyal gruplar arasında karşılıklı yardımlaşma, eşitlik ve sosyal adalet unsularını içeren bir anlama sahiptir. Ayrıca sosyal kelimesi, kavram olarak toplumdaki çeşitli sınıfların ve grupların birbirleriyle entegre olmasını da ifade etmektedir. Güvenlik kelimesi ise önce tehlikeyi hatırlatır, tehlikenin olması halinde güvenliğe ihtiyaç vardır. Tehlike ise insanların istekleri ve iradeleri dışında meydana gelen, insanın beden ve ruh bütünlüğüne, gelirine ve mal varlığına zarar vererek insan hayatının devamını tehdit eden hal ve durumlardır. Bu nedenle güvenlik kelimesi herhangi bir tehlikenin yokluğunu ifade etmek için kullanılır. 128 İnsanoğlu, geçmişten günümüze kadar güvence arayışında olmuş ve gelecekte de güvence arayışına devam edecektir. Her zaman kendini yoksulluğa iten, geleceğini tehdit eden olaylardan korunma duygu ve çabası içinde olmuştur. 129 İnsanoğlunun mutlaka başına gelecek olan hastalık, sakatlık ve yaşlılık gibi olaylar karşısında kendini koruyacak ve bu olaylardan koruyabilecek çözümler arayışı beraberinde sosyal güvenlik kavramını getirmiştir. Yani sosyal güvenlik kavramı insanoğlunun bu endişelerinden kaçınma ve onlardan korunma ihtiyacının bir sonucudur Hasan ŞENOCAK, Sosyal Güvenlik Sistemini Oluşturan Bileşenlerin Tarihi Süreç Işığında Değerlendirilmesi, Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, S:56, 2009, s Nüvit GEREK, Sosyal Güvenlik Hukuku, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayın No:1574, Eskişehir, 2004, s Ali GÜZEL, Ali Rıza OKUR, Sosyal Güvenlik Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul, 2003, s.2

58 44 Çalışma gücünü olumsuz yönde etkileyen hastalık, yaşlılık ve sakatlık gibi fizyolojik risklerle karşılaşan kişiler, geçici ya da sürekli olarak gelirden yoksun kalarak ekonomik güvensizlik ortamına itilmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik sistemlerinin temelini ekonomik, sosyal ve fizyolojik risklerin bireyler üzerindeki etkilerini giderme çabaları oluşturmaktadır. Evrensel bir ilkeye dönüşen ve çağdaş uygarlığın simgesi olan sosyal güvenlik kavramı, bireyin iradesi dışında karşılaşacağı ve yaşamı için tehlike oluşturan bazı olaylara karşı güvence arayışının ürünüdür. Sosyal güvenlik kavramı kişilerin günlük konuşma dilinde tehlike sözcüğü ile ifade ettiği olaylar karşısında kişilere asgari bir güvence sağlama amacı taşımaktadır. 131 Latince kökenli sosyal sözcüğü, toplum ve toplumla ilgili olmak anlamlarına gelir. Anılan sözcük, bir yandan, tehlikenin toplu niteliğini, öbür yandan, toplumun bu tehlike karşısındaki görev ve sorumluğunu yansıtır. Güvenlik sözcüğü ise, tehlikeden arınma, korkusuzca yaşama anlamına gelir. Kısaca sosyal güvenlik, toplumda yaşayan insanların karşılaşabileceği tehlikelere karşı korunmasını ifade eder ve devlet ön plandadır. 132 Sanayi Devriminde yaşanan olayların bir sonucu olarak gelişen sosyal politika anlayışı, ekonomik ve sosyal sistemin devamını sağlamaya yönelik önlemler olarak kendini göstererek sosyal devlet anlayışını ortaya çıkarmıştır yüzyılda gelişmeye başlayan sosyal devlet anlayışı ile birlikte ortaya çıkan sosyal adalet ve sosyal refah olguları sosyal güvenlik adı verilen sistemlerin gelişmesine neden olmuştur. 134 Sosyal güvenlik artık toplumlarda iktisadi kalkınmaya paralel olarak sosyal refah düzeyinin korunması ve sürdürülmesi bakımından temel ihtiyaçlardan biri olmuştur. Çünkü sosyal güvenlik, toplumun tüm kesimlerini 131 Cemal Hüseyin GÜVERCİN, Sosyal Güvenlik Kavramı ve Türkiye de Sosyal Güvenliğin Tarihçesi, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası, C:LVII, S:2, 2004,s Ali Güzel, Sosyal Güvenliğin Çağdaş Dinamikleri, Toprak İşveren Dergisi, S: 43, Eylül 1999, s Mehmet Merve ÖZAYDIN, Küresel Etkilerle Şekillenen Sosyal Politika Anlayışı Ekseninde Sosyal Politikaların Geleceğini Tartışmak, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C:X, S:1, 2008, s A. İlhan ORAL, Dünya da ve Türkiye de Sosyal Sigortalar Kapsamında Sağlık Sigortaları Uygulamaları, Anadolu Üniversitesi Yayınları No: 1331,Eskişehir, 2002, s.3

59 45 çeşitli risk ve tehlikelere karşı korumakla kalmayıp aynı zamanda geleceklerini güvence altına almaktadır SOSYAL GÜVENLİĞİN TANIMI Sosyal güvenlik sistemleri, bir dizi kamu önlemi ile hastalık, doğum, iş kazası, işsizlik, iş göremezlik, yaşlılık, ölüm gibi nedenlerle ortaya çıkabilecek ekonomik ve sosyal rahatsızlıklar sonucu kişilerin gelirinin azalmasının yanında giderlerinin artmasına neden olan sorunlar karşısında toplumun kendini korumasını sağlayan sistemlerdir. 136 Tanım olarak sosyal güvenlik; kişilerde bir güvence duygusu yaratarak kişilerin uğrayacakları tehlike ve zararlardan kurtarılma garantisidir. Ya da bir ülke halkının bugününü ve yarınını güven altına almayı amaçlayan ve birbiri arasında sıkı bir birlik ve uyum kurulmuş olan bir kurumlar bütünüdür. Ya da bir mesleki, fizyolojik veya sosyo ekonomik riskten ötürü geliri veya kazancı devamlı veya geçici olarak kesilmiş kimselerin geçinme ve yaşama ihtiyaçlarını karşılayan bir sistem olarak tanımlanabilir. Başka bir tanımlama ise her insana yaşamının türlü durumları karşısında, aşırı bir muhtaçlığa düşmeden ve özgürlüğünden fedakârlık ettirmeden insana yaraşır bir varlık düzeyi sağlamaya yönelik kamusal, sosyal düzenleme ve önlemler bütünüdür. Günün ve yarının güvence altına alınması gereksinimi, toplumsal barışın ve dengenin korunabilmesi için zorunlu olduğundan, konunun devlet tarafından düzenlenmesi kaçınılmaz olarak ortaya çıkmış, bireyler açısından da devlete yönelik bir istem belirmiştir. Bu aşamada sosyal güvenliğin bir insan hakkı olarak tanımlanma olanağı doğmuştur. Sosyal güvenlik hakkı, çağdaş devlet anlayışının bir sonucu olan sosyal hukuk devletinde geçerli 135 Haluk EGELİ, Ahmet ÖZEN, Türkiye de Sosyal Güvenlik Sisteminin Yeniden Yapılandırılmasına Yönelik Reform Sürecinin Değerlendirilmesi, Mevzuat Dergisi, Y:11, S:142, Ekim 2009, (Erişim) 15 Şubat Güvercin, a.g.m., s.89

60 46 sosyal güvenlik ve sosyal adalet ilkeleri gereğince toplumdaki insanlara, insan onuruna yaraşır asgari yaşam düzeyi sağlamak ve onları korumakla görevli devletten bu yönde gerekli tedbirleri almasını ve teşkilatları kurmasını talep hakkıdır. 137 Bir toplumda kişisel birikimler ile toplumsal katkılardan ya da sadece kamusal veya toplumsal fonlardan oluşturulan kaynaklardan yapılan sosyal içerikli, ayni ve nakdi her türlü ödeme ve yardımlar sosyal güvenlik olarak adlandırılır. Sosyal güvenlik, sosyal yardımlar, sosyal hizmetler ve sosyal sigortalar adı altındaki organizasyonlarla yürütülür ve toplumun belirli koşullardaki ve belirli niteliklerdeki kesimlerini kapsar. Sosyal güvenlik; mesleki, fizyolojik ve sosyo-ekonomik herhangi bir riske mazur kalması sonucu, çalışma ve gelir elde etme olanağından geçici veya sürekli olarak yoksun bulunan bireye, insan onuruna yakışır biçimde yaşamını devam ettirebilmesini sağlayan önlemlerin ve katkıların bütünü olarak da tanımlanabilir. 138 Uluslararası Çalışma Örgütü nün yaptığı tanımlamaya göre sosyal güvenlik, halkın hastalık, işsizlik, yaşlılık, ölüm sebebiyle geçici veya sürekli olarak kazançtan yoksun kalması durumunda düşeceği yoksulluğa karşı, çocuk sayısının artması ve analık halinde korunmasına ilişkin alınması gereken önlemler sistemidir. 139 Sosyal güvenlik, genellikle sosyal güvenlik politikaları ile sosyal güvenlik sistemlerini birlikte açıklar. Sosyal güvenlik politikaları, sosyal korumanın amaç ve hedefini; sistemler ise hem amaçları hem de bu amaçlara ulaşmak için oluşturulan özgün hukuksal teknikleri kapsar. Genel olarak sosyal güvenlik, belirli sosyal risklerin iktisadi sonuçlarına, yani yol açabilecekleri gelir kayıpları ve gider artışlarına karşı kişilerin güvenliklerinin 137 Ercan TURAN, Sosyal Güvenlik Hakkı, Kamu-İş: İş Hukuku ve İktisat Dergisi, C:VII, S:3, 2004, s T.C. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Genel Rapor 2000, Sosyal Güvenlik Kuruluşları, (Erişim) 15 Mart A.Can TUNCAY, Ömer EKMEKÇİ, Yeni Mevzuat Açısından Sosyal Güvenlik Hukukunun Esasları, Legal Yayıncılık, 2. Bası, İstanbul 2009, s.3

61 47 sağlanmasıdır. Başka bir ifade ile sosyal güvenlik, hastalık, kaza, analık, yaşlılık, sakatlık, işsizlik, ölüm ve çocuk yetiştirme gibi sosyal risklerin yol açabilecekleri gelir kayıpları ve gider artışlarına karşı kişilerin güvenliklerinin sağlanmasıdır SOSYAL GÜVENLİĞİN AMACI VE KONUSU Sosyal devlet anlayışı gereğince bir toplumda daha fazla eşitlik yaratmak ya da var olan eşitsizlikleri ortadan kaldırmak amacı ile sosyal ve piyasa aktörlerinin olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması gerekir. Bu nedenle devlet tarafından sosyal güvenlik ve yardım programları, işsizlik, sakatlık, emeklilik, hastalık, ölüm ya da aile reisinin olmadığı ya da yoksulluk durumlarında gelir güvencesi sağlamak amacı ile yürütülür. 141 Sosyal güvenliğin amacı kısaca, toplumda yaşayan her kesimi hiçbir ayrım gözetmeksizin hayatın çeşitli sosyal risklerine karşı, ekonomik güvence altına alarak yarının endişesinden kurtarmaya, toplumda yoksul ve muhtaç insanlara yardım ederek onlara insan onuruna yaraşır asgari bir yaşam düzeyi sağlamaya çalışmaktır. 142 Sosyal güvenlik olgusu, ekonomik yönden güçsüzleri, insanca yaşamak için yeterli geliri olmayanları korumayı amaçlamıştır. Bir toplum içinde yaşayan bu insanların ihtiyaçlarını kendilerinin sağlamasının olanaksız olduğu düşüncesinden hareketle ekonomik yönden güçlü olanların da bu sisteme katkıda bulunmalarını sağlamaktadır. Böylelikle toplumdaki ekonomik eşitsizliklerin bir ölçüde azaltılması ve sosyal adaletin sağlanmasına yardımcı olunmaktadır. Sosyal güvenliğin temel görevi, bireylere ve ailelerine iktisadi ve sosyal risklerden dolayı hayat seviyeleri 140 Özkan BİLGİLİ, Yeni Sosyal Güvenlik Uygulaması, Ankara SMMM Odası Yayın No: 60, Ankara, 2008, s Saniye DEDEOĞLU, Eşitlik mi Ayrımcılık mı? Türkiye de Sosyal Devlet, Cinsiyet Eşitliği Politikaları ve Kadın İstihdamı, Çalışma ve Toplum: Ekonomi ve Hukuk Dergisi, S:2, 2009, s Tuncay, Ekmekçi, a.g.e., s.3

62 48 veya hayat standartlarında belirli bir çizginin altına düşülmeyeceği garantisini vermektir SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİ İlk sosyal güvenlik sisteminin esasları Almanya da 1880 li yıllarda Bismarck tarafından ortaya konulmuştur. Sanayileşme sürecindeki Almanya da, kentlerde sefalet içinde yaşayan ve 1877 deki ağır ekonomik bunalım nedeniyle yaşam koşulları daha da ağırlaşan işçi sınıfına güvence sağlamak amacıyla ilk sosyal sigorta sistemini oluşturmuştur. 144 Sosyal güvenliğin tarihsel oluşum sürecinde ikinci önemli aşaması, A.B.D. de Başkan Roosevelt tarafından yürürlüğe konulan 1935 tarihli Sosyal Güvenlik Yasasıdır Dünya ekonomik bunalımının Amerikan ekonomisinde bıraktığı izler sonucu, işsizliğin ürkütücü boyutlar kazanması üzerine, devletin ekonomik ve sosyal alana müdahalesini engelleyen ve kutsal sayılan ekonomik liberalizm ilkesi terk edilerek, o güne kadar egemen olan Jandarma Devlet anlayışı yerine Refah Devleti anlayışı benimsenmiştir. Üçüncü aşamayı ise, sosyal güvenlik düşüncesinde çağdaş anlamda yenileşmenin öncüsü olarak kabul edilen Beveridge ve 1942 tarihli ünlü Raporu temsil etmektedir. Yoksulluğun çağdaş toplumun yüz karası olduğunu vurgulayarak, geniş kapsamlı bir sosyal güvenlik sisteminin toplumun yoksulluk sorununu çözümleyebileceğini ifade etmiş ve sistemin temel ilkelerini belirlemiştir. 145 Sosyal güvenlik sistemleri finansman ve idari düzenlemeler açısından ülkelere göre farklılıklar göstermektedir. Dünya genelinde temel olarak üç farklı soysal güvenlik modelinden söz edilebilir. İlk model, hem kuşaklar arasında hem de aynı kuşak içindeki farklı yaş grupları arasında reel gelirin 143 Oral, a.g.e., s Güzel, Okur, a.g.e., s Ali GÜZEL, Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Öngörülen Reform Mevcut Sorunlara Çözüm Mü?, Çalışma ve Toplum: Ekonomi ve Hukuk Dergisi, S:4, 2005, s.63

63 49 yeniden dağıtılması esasına göre işlediği için dağıtım sistemi olarak adlandırılır. Dağıtım sistemlerinde, genel olarak tanımlanmış fayda esasına göre hak sahiplerine ödeme yapılır. İkinci model ise sosyal yardım modelidir. Ağırlıklı olarak vergi gelirleri aracılığıyla finanse bu modelde, sosyal güvenlik harcamaları genel bütçenin bir parçası olarak değerlendirilebildiği gibi, alt düzeydeki bir kamu kuruluşuna yetki devredilerek sosyal güvenlik sisteminin finansmanı ve yönetimi sağlanabilir. Finansman açısından hem vergi hem prim gelirlerinin kullanıldığı karma dağıtım sistemleri de mevcuttur. Daha az yaygın olmakla birlikte, dağıtım sisteminin yanı sıra meslek grupları temelinde örgütlenmiş sosyal güvenlik sistemlerine de rastlıyoruz. Üçüncü model ise çalışanların yaşlılık dönemlerini finanse edebilmek için gençliklerinde tasarruf yapmalarını gerektirir bireysel tasarruf hesaplarına dayalı sigorta sistemleridir. Bu sistem, tanımlanmış katkı ve tam fonlama esasına göre işler TÜRK SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ VE KURUMSAL YAPISI Türkiye de Anayasa gereği devletin en önemli görevi sosyal devlet olmanın gereklerini yerine getirmektir. Bu çerçevede sosyal politikalar oluşturularak tüm toplumun ihtiyaçları karşılanmalı ve sosyal güvenlik sisteminin bu doğrultuda uygulanması gerekir. Toplumdaki her kesimin çeşitli risklere karşı güvence altına alınması, ancak bütünüyle etkin çalışan bir sosyal güvenlik sisteminin varlığına bağlıdır. Böyle bir oluşumu sağlamanın yolu kaynakları verimli ve etkin kullanmaktan geçer. 147 Türkiye de yukarıda sıraladığımız sosyal güvenlik ile ilgili yaşanan tarihsel sürecin etkisi ile ilk olarak 1936 tarihli İş Yasası yürürlüğe girerek 146 Ayşe PEKER, Sosyal Güvenlik Sisteminin Yeniden Yapılandırılması Tartışmaları ve Çözüm Önerileri, T.C.M.B. Çalışma Tebliğleri, 1997, (Erişim) 15 Mart 2011, s Egeli, Özen, a.g.m., s.2

64 50 sosyal sigortaların temel ilkelerini pozitif düzenlemeye kavuşturmuştur. 148 Ancak yasanın sosyal sigortalara ilişkin temel hükümlerinin uygulamaya konulması ve bu çerçevede bir sosyal güvenlik sisteminin oluşturulması 1945 yılında olmuştur yılına kadar 1926 tarihli Borçlar Yasası, 1930 tarihli Umumi Hıfzısıhha Yasası, 1945 tarihli 4772 sayılı İş Kazaları ile Meslek Hastalıkları ve Analık Sigortası Yasası, 1949 tarihli, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasası, 1950 tarihli 5502 sayılı Maluliyet, İhtiyarlık ve Ölüm Sigortaları Yasası gibi sosyal güvenlik açısından birçok yasal düzenleme içerisine yayılmış, dağınık biçimde sosyal güvenlik kurallarının yer aldığı yasalar çıkarılmıştır. Türkiye'de sosyal güvenlik hakkı, ilk kez 1961 Anayasası'nın 48. maddesinde yer alan Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Bu hakkı sağlamak için sosyal sigortalar ve sosyal yardım teşkilatı kurma ve kurdurmak devletin ödevlerindendir. İfadesi ile anayasal hak olarak düzenlenmiştir sonrası dönemlerde, işçilerin sosyal sigortalılıklarını düzenleyen dağınık ve dar kapsamlı yasal düzenlemeler bir araya getirilip Sosyal Sigortalar Kurumu oluşturulmuş, tarım kesimi işçileriyle serbest çalışanları sosyal güvenlik kapsamına alan yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmıştır. Aynı şekilde 1982 Anayasa'nın 60. maddesi de "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar." İfadesi ile sosyal güvenlik hakkını anayasal hak olarak korumuştur. 150 Türk sosyal güvenlik sistemi ilk başlarda iktisadi ve sosyal şartlar gereği kurumsal yapı ve sigorta mevzuatı açısından parçalı bir yapıda oluşmuştur. Bu nedenle 2003 yılında Türk sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapılandırılmasına yönelik yapılan çalışmalar sonucunda tarihinde TBMM'de kabul edilen 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile SSK, 148 Güzel, a.g.m., s Güzel, Okur, a.g.e., s Turan, a.g.m., s.7

65 51 Bağ-Kur ve Emekli Sandığının faaliyetleri sona erdirilerek yeni bir sosyal güvenlik kurumu yani Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) oluşturulmuştur. Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türk sosyal sigorta sisteminin idari yapılanması köklü şekilde değişmiş ve SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı ile Banka ve Sigorta Şirketlerinin Vakıf Statüsündeki Sandıklarından oluşan çoklu yapı yerine tek bir kurum oluşturulmuştur. Yeni yapısı ve görev alanları ile SGK, yalnızca çalışanların sosyal sigorta işlemlerini değil, bütün nüfusa yönelik genel sağlık sigortası ve düşük gelirli nüfus kesimlerine yönelik sosyal yardım ve hizmetler ile ilgili işlemleri de yürütmekle görevli temel sosyal güvenlik kurumu haline gelmiştir. SGK, Kurum Kanununun 43. maddesi ile yürürlük tarihinden itibaren, bugüne kadar Türk sosyal güvenlik sisteminin temel kurumlarını oluşturan aşağıdaki sosyal sigorta kurumlarının faaliyetlerine son verilmiştir. 151 SSK, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı, Bağ-Kur, Vakıf statüsündeki sandıklar Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Eski Kurumsal Yapısı Türk sosyal güvenlik sisteminin eski kurumsal yapısı genel olarak sosyal sigorta esasına göre faaliyet gösteren parçalı kurum ve kuruluşlara dayalı bir organizasyona sahiptir. Eski Türk sosyal güvenlik sisteminde kurumları dört ayrı grupta sınıflandırabiliriz. Bunlar; 152 Sosyal Sigortalar Kurumu Emekli Sandığı Bağ-Kur 151 Yusuf ALPER, Kurumsal Yapıda "Tek Çatı" Hayata Geçti, Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, C:II, S:53, 2007, s Hande ÇELİK, Türkiye de Sosyal Güvenlik Kurumlarında Yeniden Yapılandırma, Sakarya Üniversitesi SBE, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya, 2006, s.30

66 52 Banka ve Sigorta Şirketlerine ait Özel Sigorta Kurumlarıdır. Farklı finansman anlayışında, farklı kapsam ve düzeyde hizmet veren sosyal güvenlik kurumlarından SSK ve Bağ- Kur un finansmanı primli sistem yöntemine göre olurken, Emekli Sandığı finansmanı kesintiler, karşılıklar ve hazine yardımı ile olmaktadır. Yeşil kart ise primsiz sisteme örnektir. Bu sosyal güvenlik kuruluşlarımızın kapsadıkları nüfus kesimi de farklıdır. Buna göre; Bir hizmet akdine bağlı olarak çalışanlar ve bunların bağımlıları, SSK, Esnaf ve sanatkârlar ve diğer bağımsız çalışanlarla bunların bağımlıları, Bağ-Kur, 657 Sayılı Personel Kanunu na tabi devlet memurluğundan ve KİT lerden emekli, dul ve yetim maaşı alanlarla, bunların bağımlıları, Emekli Sandığı, Hiçbir sosyal güvenlik kurumunun güvencesi altında olmayan ve sağlık giderlerini karşılayamayacak durumda bulunanlar Yeşil Kart uygulamasından yararlanmaktadırlar Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Yeni Kurumsal Yapısı Yukarıda da kısaca bahsettiğimiz gibi 5502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi ile SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı Kurumlarının varlıkları sona ermiş, bu kurumların merkez ve taşra teşkilatında çalışan tüm personeli, her türlü taşınır ve taşınmazları, hizmet binaları, alacakları, hakları ve borçları hiçbir işleme gerek kalmaksızın SGK ye devredilmiştir. 154 Bu kapsamda sosyal sigorta sistemi iki temele oturtulmuştur. Bunlar Sosyal Güvenlik 153 Güvercin, a.g.m, s Bilgili, a.g.e., s.19

67 53 Kurumu ve Türkiye İş Kurumu dur. Bunların yanında yer alan Bireysel Emeklilik sistemi tamamlayıcı bir emeklilik sistemi olarak bulunmaktadır sayılı Kanunun 3. maddesinde, "Kurumun temel amacı, sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı, etkin, adil, kolay erişilebilir, aktüeryal ve mali açıdan sürdürülebilir, çağdaş standartlarda sosyal güvenlik sistemini yürütmektir şeklinde açıklanmıştır. Bu ifade kurumun faaliyetlerinde sosyal sigortacılık ilkelerine önem ve öncelik vereceği, sigorta sisteminin temelini oluşturan aktüeryal hesap dengesinin sağlanarak sürdürülebilir bir sistem olmasına özen gösterileceği ve nihayet sistemden faydalananlar bakımından ise hizmetlere kolay erişilebilir bir sistem oluşturulmasının amaçlandığı belirtilmektedir. SGK' nın görevlerinin belirtildiği 3. maddenin ikinci fıkrasında, kuruma SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı tarafından yürütülmekte olan sosyal sigortacılık hizmetlerini, diğer yandan da üst ve çatı kurum olması dolayısı ile sosyal güvenlik politikalarını belirlemeye ve yürütmeye yönelik görevler verildiği belirtmektedir. Bu görevler; Kalkınma planlarına uygun sosyal güvenlik politikaları geliştirmek ve uygulamak, Sosyal güvenliğe ilişkin konularda uluslararası gelişmeleri izlemek ve sosyal güvenlik sözleşmeleri ile ilgili çalışmaları yürütmek ve uluslararası antlaşmaları uygulamak, Sosyal güvenlikle ilgili ve görevli kamu idareleri arasında koordinasyon ve işbirliğini sağlamak, Hizmet sunulan gerçek ve tüzel kişileri hak ve yükümlülükleri konusunda bilgilendirmek, hakların kullanılmasını ve yükümlülüklerin yerine getirilmesini kolaylaştırmaktır Sosyal Güvenlik Kurumu Teşkilatı Kanunu, Kanun No: 4947, Kabul Tarihi: , Resmi Gazete, Tarih: , Sayı: 25178, Ankara, m Alper, a.g.m., s

68 54 Sosyal Güvenlik Kurumu merkez ve taşra teşkilatından oluşmaktadır. Kurum sağlık hizmetleri bakımından sadece satın alma esasına göre yapılandırılmıştır. Merkez Teşkilatı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Yönetim Kurulu, Genel Kurul ve Yüksek Danışma Kurulundan oluşmaktadır. Başkanlık ana hizmet birimleri olarak Sosyal Sigortalar, Genel Sağlık Sigortası, Primsiz Ödemeler ve Hizmet Sunumu adı altında dört Genel Müdürlük kurulmuştur. Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı nın yerini almaktadır. Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü ise, dağınık bir şekilde yürütülmekte olan sosyal yardım ve hizmet faaliyetlerini organize etmek için düşünülmüştür. Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü adı geçen kurumlarca yürütülmekte olan sağlık sigortası hizmetlerini ya da diğer bir ifade ile hizmet satın alma görevini üstlenmektedir. Her genel müdürlük kendi bünyesinde Yönetim Kurulu kararı ile en fazla 8 adet daire başkanlığı kurabilir. Buna istinaden daire başkanlıkları kurulmuştur. Bunlar; Sağlık Politikalarını Geliştirme ve Mevzuat Daire Başkanlığı, İlaç ve Tıbbi Malzeme Mevzuatı Daire Başkanlığı, Sağlık Hizmeti Sözleşme ve Ödemeleri Daire Başkanlığı, İlaç ve Tıbbi Malzeme Sözleşme ve Ödemeleri Daire Başkanlığı, İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanlığı, Proje Geliştirme Daire Başkanlığı, Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığıdır. SGK nın taşra teşkilatını her ilde sosyal güvenlik il müdürlükleri oluşturmaktadır. İl müdürlüklerine bağlı olarak sosyal güvenlik merkezleri de SGK nın taşra teşkilatıdır. Sosyal güvenlik merkezleri hem illerde, hem de ilçelerde faaliyette bulunurlar. Kurulmalarında ve kaldırılmalarında nüfus, sigortalı ve genel sağlık sigortalısı sayıları, işyeri sayısı, işlem yoğunluğu gibi ölçüler dikkate alınır. Aşağıda şekil 1 de Sosyal Güvenlik Kurumu teşkilat yapısı gösterilmiştir Ali Nazım SÖZER, Genel Sağlık Sigortasının Organizasyonu, (Erişim) 16 Mart 2011, s

69 55 Şekil 1: Sosyal Güvenlik Kurumu Teşkilat Yapısı Kaynak: SGK, Organizasyon Yapısı - Teşkilat Yapısı, (Erişim) 15 Mart 2011

70 TÜRK SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN FİNANSMANI Sosyal güvenlik kurumlarının amaçları doğrultusunda faaliyet gösterebilmeleri için mali kaynaklara sahip olmaları gerekir. Bu nedenle sosyal güvenlik kurumlarının finansmanı için izlenecek yöntem, ilke ve kaynakların belirlenmesi gerekir. Finansman geniş ve karmaşık bir süreçtir. Sosyal güvenlik kurumlarının finansal açıdan ihtiyaçlarının bir defaya mahsus olarak sağlanması yeterli olmayıp kaynakların istikrar ve sürekliliğinin korunması ve bu kaynakların verimli alanlarda kullanılması gerekir. Bunun için finansman politikasını ülkenin ekonomik ve sosyal koşullarına en uygun şekilde düzenlemek, gelir ve giderler arasında sağlam ve akılcı bir denge kurmak gerekir. Sosyal güvenlik sistemlerinin finansmanı ülkeden ülkeye farklılıklar gösterir. Maliyetin dağılımı aynı ülke içinde de programdan programa değişebilir. Sosyal sigorta güvencesine karşı prim ödeyenler ister devlet, ister işçi veya işveren olsun toplanan primlerin uygun bir finansman yöntemi ile değerlendirilmesi gerekir. 158 Bu konuya kısaca sosyal güvenlik sistemlerinin finansman kaynakları ve finansman yöntemlerinin neler olduğunu açıklayarak devam edeceğiz Finansman Kaynakları Sosyal güvenlik sistemlerinin en önemli gelir kaynağı primdir. Primlerin yanı sıra diğer kaynakların işletmesinden doğan faiz, rant ve kâr gibi gelir unsurları da bulunmaktadır. Primli rejimi uygulayan ülkelerin oldukça önemli bir bölümü, aralarında sigortalı, işveren ve devlet bulunan üçlü sosyal sigorta finansman sistemine sahiptir. Primlerin işçi ve işverenden ne oranda alınacağı karşılanan riskin özelliğine, ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasal şartlarına bağlıdır. İlk yıllarında sosyal sigortalarda işçi ve işverenden eşit 158 İsmail GÜNEŞ, Soner YAKAR, Sosyal Sigorta Finansman Yöntemleri ve Türkiye de Sosyal Sigorta Kurumlarının Finansman Yöntemlerinin Değerlendirilmesi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C:XIII, S:2, 2004, s.128

71 57 oranda prim alınmakta iken, zamanla işçilerin ödedikleri primin göreceli payı azalmıştır. Kayda değer bir başka belirleme ise, devlet payındaki artış eğilimidir. Özel sigortalardan farklı olarak, sosyal sigortalar prim miktarını kişisel riske göre belirlemezler. Bu durum ya her sigortalıdan eşit prim alınmasını, ya da emek geliri üzerinden belirli bir oran üzerinden prim alınmasını gerektirir. Ayrıca, sigorta kollarına göre ve birden fazla risk için tek prim alınmaktadır. Kısaca sosyal güvenlik sistemlerinin finansman kaynakları; 159 Sigortalıdan Alınan Primler, İşverenlerden Alınan Primler, Devlet Katkılarıdır Finansman Yöntemleri Bazı ülkelerde fon biriktirmeye dayalı sistemler olduğu gibi bazı ülkelerde gelirin yeniden dağıtılması esasına dayalı dağıtım sistemleri mevcuttur. Ayrıca bu sistemlere ilaveten her iki finansman yönteminin de uygulandığı ülkeler de bulunmaktadır. Temelde sosyal güvenliğin başlıca finansman yöntemleri fon sistemine dayalı kapitalizasyon, dağıtım ve karma yöntemden oluşmaktadır. 160 Dağıtım yöntemi belirli bir sigorta dönemindeki gelirler ile giderler arasında dengenin sağlanmasına dayanır. Fon sistemine dayalı kapitalizasyon yönteminde ise beklenen riskler ile ilgili olarak ileride yapılacak ödemeleri karşılamak amacıyla, bir fon oluşturulması amacı taşınır. Karma yöntem de ise yöntem olarak her iki yöntemin de bazı nitelikleri yer alır Muhammet Selim DEMİRAY, Sosyal Güvenlik Kurumlarının Türk Kamu Mali Yapısı İçindeki Yeri, Marmara Üniversitesi SBE, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2006, s İsmail KİTAPCI, Sosyal Devlet Işığında Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Sorunları ve Reform Arayışları, Süleyman Demirel Üniversitesi SBE, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Isparta, 2007, s Volkan YURDADOĞ, Sosyal Güvenliğin Finansman Yöntemleri, (Erişim) 15 Mart 2011, s.4-7

72 58 Uygulanan finansman yönteminin türünü belirleyen ayırt edici faktör ise ayrılan karşılıklardır. Bundan dolayı, elde edilen gelirlerden genel olarak hangi tür karşılıkların ayrıldığının ve bunların özelliklerinin ele alınması gerekir. Ayrılan karşılıklar genel matematik karşılık, ödenmiş primler karşılığı, diğer karşılıklar ve olağanüstü karşılıklar biçiminde sınıflandırılabilir. Matematik karşılık; Sigortalılar ve hak sahiplerine bağlanmış olan gelir ve aylıkların ödenmesini sağlamak amacıyla ayrılmakta olup, ödenmekte olan bu sosyal gelirlerin peşin değerlerine karşılık gelmektedir. Diğer karşılıklar, çeşitli küçük harcamalar için ayrılan birçok müteferrik hesabı içermekte olup, bir iç sigorta fonu biriktirmeyi de içeren amaçlarla ayrılmaktadır. Olağanüstü karşılıklar ise gelir ve harcamalar arasındaki beklenmeyen değişiklikleri karşılamak amacıyla, her hesap yılı sonunda o yılın gelirlerinin matematik ve ödenmiş primler karşılıkları, genel giderler ve ayrılan başka karşılıkları aşması durumunda ortaya çıkmaktadır. Olağanüstü karşılıkların amacı herhangi bir hesap yılına ilişkin gelirlerin, o yılın giderlerle ayrılacak karşılıklara yetmemesi halinde kullanılmasıdır. Ödenmiş primler karşılığı, ileride bağlanacak sosyal gelirlerin herhangi bir bilânço tarihindeki değeri ile ileride ödenecek primlerin bugünkü değerleri arasındaki farktır Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Finansal Sorunlar Gerçek anlamda ülkemiz sosyal güvenlik sisteminin başlangıcını 1945 olarak kabul edersek 65 yıllık genç ve yeni sayılan bir sistemin olduğunu söyleyebiliriz. Böyle genç bir sistemin sorunlarının da yüzeysel ve geçici, olması beklenirdi. Yani sağlıklı kurgulanan bir sistemin, en az üç kuşağa sorunsuz bir şekilde hizmet sunması beklenirken, Türkiye deki sistem henüz 50 yaşına varmadan ciddi ve esasa ilişkin yapısal sorunlar yaşamaya başlamıştır. 162 Demiray, a.g.t., s.30-31

73 59 Tablo 6 da yer alan bilgiler 1950 yılından 2005 yılına kadar olan dönemde her üç kurum bazında ve isteğe bağlı olan sigortalar hariç olmak üzere aylık alanlar ile prim ödeyenlerin sayısını göstermektedir yılında prim ödeyenler 200 bin kişi, emekli sayısı ise sadece 9 bin kişidir yılında toplam prim ödeyenler bin kişi olup aylık alanların sayısı 635 bin kişi olmuştur yılında ise prim ödeyenler bin ve aylık alanlar bin kişidir. Aylık alanların sayısındaki hızlı artış sonucu sistem 1990 lı yıllarda ciddi finansman açığı ile karşı karşıya kalmıştır. 163 Tablo 6: Yılları Aktif Sigortalı-Aylık Alanların Sayıları (Bin Kişi) Yıl Aktif Aylık Aktif Sigortalılar Aylık Alanlar Sigortalılar Alanlar SSK ES Bağ-Kur SSK ES Bağ-Kur Toplam Toplam Kaynak: Erdal GÜMÜŞ, Türkiye de Sosyal Güvenlik Sistemi: Mevcut Durum, Sorunlar ve Öneriler, Seta Analiz, S: 24, Ağustos 2010, s.7-8 Türkiye de TÜİK Hane Halkı İşgücü Anketlerine göre 2005 yılı sonu itibariyle istihdam edilen toplam nüfus olup bu nüfus içerisinde kişi herhangi bir sosyal sigorta kuruluşuna kayıtlı değildir. Bu rakamlara göre işgücünün yaklaşık yüzde 50,1 i kayıt dışı çalışmaktadır. 163 Erdal GÜMÜŞ, Türkiye de Sosyal Güvenlik Sistemi: Mevcut Durum, Sorunlar ve Öneriler, Seta Analiz, S: 24, Ağustos 2010, s.7-8

74 60 Türkiye de kayıt dışı faaliyet gösterenlerin görece fazla olması prim gelirlerini çok ciddi bir şekilde erozyona uğratmaktadır. 164 Kayıt dışı istihdam ve işsizlik, sigorta dengesini bozan önemli nedenler arasında yer almaktadır. Diğer yandan, Türkiye de uzun süre yaşlılık aylığına hak kazanmak için yaş koşulu aranmaksızın, belirli bir prim ödeme ve sigortalılık süresinin yeterli görülmesi dolayısıyla kadınların en erken 38, erkeklerin ise en erken 43 yaşında emekli olabilmesi de sistemi krize sürükleyen önemli nedenlerden biri olmuştur. 165 Türkiye de sosyal güvenlik sisteminde yaşanan sorunlar, sistemin sürdürülebilirliğini engellemekte ve makroekonomik dengeleri bozmaktadır. Sosyal güvenlik sisteminin etkin ve verimli çalışabilmesi mevcut sorunların asgariye indirilmesiyle mümkündür. 166 Türk sosyal güvenlik sisteminin sorunları, gelişmekte olan ülkelerde yaşanan temel sorunlarla benzerlik göstermektedir. Türkiye de genç nüfus yapısına rağmen sosyal güvenlik sisteminde önemli sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunların başında, sistemin finansmanını zorlaştıran aktif sigortalı sayısının pasif sigortalı sayısına oranının düşük olması gelir. Sosyal sigorta hizmetlerini yürüten üç sosyal sigorta kuruluşunun aktif sigortalı ve pasif sigortalı oranları, karşılaşılan sorunun boyutlarını net bir şekilde ortaya koymaktadır. 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu uyarınca Sosyal Sigortalar Kurumunun kapsamındaki kayıtlı toplam aktif sigortalı sayısı 2005 yılı sonu itibarıyla kişidir. Kurumdan aylık alan kişi sayısı da dır. Aktif sigortalıların pasif sigortalıları karşılama oranı 1,7 dir. Diğer yandan, sigortalı olduğu halde dönem içinde geçici işsizlik gibi nedenlerle prim ödemeyen sigortalıların da olduğu düşünülürse bu denge daha da bozulacaktır. 164 Gümüş, a.g.m., s DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı : Sosyal Güvenlik Özel İhtisas Komisyonu Raporu, DPT: 2729, ÖİK:681, Ankara, 2007,s Egeli, Özen, a.g.m., s.3

75 61 Aşağıda Tablo 7 de karşılama oranları gösterilmiştir. Tablo 7: Sosyal Sigorta Programlarının Kapsadığı Nüfus KURULUŞLAR I. EMEKLİ SANDIĞI TOPLAMI Aktif Sigortalılar Aylık Alanlar 1 (Pasif Sigortalılar) Bağımlılar Aktif Sig./Pasif Sig. (1)/(2) 1,64 1,57 1,51 5. Bağımlılık Oranı (3+2 )/(1) 2,84 2,86 2,86 II.SOSYAL SİGORTALAR KURUMU TOPLAMI Aktif Sigortalılar İsteğe Bağlı Aktif Sigortalılar³ Tarımdaki Aktif Sigortalılar Aylık Alanlar (Pasif Sigortalılar) Bağımlılar Aktif Sig./Pasif Sig. (1+2+3)/(4) 1,66 1,63 1,72 7. Bağımlılık Oranı (5+4 )/(3+2+1) 4,38 4,59 4,56 III. BAĞ-KUR TOPLAMI Aktif Sigortalılar İsteğe Bağlı Aktif Sigortalılar Tarımdaki Aktif Sigortalılar Aylık Alanlar (Pasif Sigortalılar) Bağımlılar Aktif Sig./Pasif Sig. (1+2+3)/(4) 2,34 2,27 2,10 7. Bağımlılık Oranı (5+4)/(3+2+1) 3,69 3,71 3,77 IV. ÖZEL SANDIKLAR TOPLAMI Aktif Sigortalılar Aylık Alanlar (Pasif Sigortalılar) Bağımlılar Aktif Sig./Pasif Sig. (1)/(2) 0,99 0,99 0,99 5. Bağımlılık Oranı (3+2)/(1) 3,17 3,11 3,05 V. GENEL TOPLAM Aktif Sigortalılar İsteğe Bağlı Aktif Sigortalılar Tarımdaki Aktif Sigortalılar Aylık Alanlar (Pasif Sigortalılar) Bağımlılar Aktif Sig./Pasif Sig. (1+2+3)/(4) 1,79 1,75 1,75 7. Bağımlılık Oranı (5+4)/(3+2+1) 3,88 4,01 4,04 VI. SAĞLIK HİZMETLERİ BAKIMINDAN SOSYAL SİGORTALAR KAPSAMI 3 VII. GENEL NÜFUS TOPLAMI VIII. SİGORTALI NÜFUS ORANI (Yüzde) 85,6 88,6 92,0 IX. SAĞLIK KAPSAMINDAKİ NÜFUS ORANI (Yüzde) 84,6 88,1 91,7 Kaynak: DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı : Sosyal Güvenlik Özel İhtisas Komisyonu Raporu, DPT: 2729, ÖİK:681, Ankara, 2007,s.9

76 62 Bağ-Kur un 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamındaki toplam aktif sigortalı sayısı kişidir. Kurumdan aylık alanlar ise kişidir. Aktif sigortalı sayısının pasif sigortalı sayısına oranı 2,1 dir. Kapsamındaki kişilerin tamamının iştirakçi olarak kaydedildiği, prim kaçağının olmadığı tek sosyal sigorta kuruluşu olan Emekli Sandığı kapsamındaki sigortalı sayısı, kişidir. Buna karşılık pasif sigortalı sayısı kişi olup; aktif sigortalıların pasif sigortalılara oranı 1,5 dir. Bu üç sosyal sigorta kuruluşunun yanı sıra 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. Maddesine dayanan ve bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret ve sanayi odaları veya bunların teşkil ettikleri birliklerin personelinin malullük, yaşlılık ve ölümlerinde yardım yapmak üzere kurulan özel sandıklar kapsamındaki aktif sigortalı sayısı , pasif sigortalı sayısı ise kişidir. Aktif sigortalıların pasif sigortalılara oranı da 0,99 dur. 167 Sosyal güvenlik kurumlarının mali dengelerinin bozulmasına yol açan en önemli faktörlerden biri, prim oranlarının yüksek olmasından dolayı prim tahsilatlarında etkinliğin sağlanamamasıdır. Kurumların prim alacaklarının büyük miktarlara ulaşması nedeniyle hükümet nezdinde bu soruna çözüm getirmek için gecikme zammı uygulaması gibi yasal düzenlemelere gidilmiştir. Ayrıca gecikme zammı ve faiz borcu bulunan kişi, kurum ve kuruluşların prim borçlarını ödemeleri halinde gecikme zammı ve faiz borçları affedilmiştir. Örneğin, SSK'nın toplam gelirlerinin yüzde 95'e yakın bir bölümünün primlerden oluştuğu dikkate alındığında, siyasi iktidarlar tarafından çıkarılan prim aflarının sosyal güvenlik sistemini ne boyutlarda bir finansman sorunuyla karşı karşıya bıraktığı daha iyi anlaşılabilir DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı , a.g.r., s Egeli, Özen, a.g.m., s.4

77 SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARI Sosyal güvenlik bir toplumda ekonomik kalkınmaya paralel olarak sosyal refah düzeyinin korunması ve sürdürülmesi bakımından en temel ihtiyaçların başında gelir. Bu bağlamda bu ihtiyaca nasıl bakıldığı önem arz etmektedir. Sağlık sistemine sosyal devlet anlayışı doğrultusunda bir hak olarak mı yoksa sosyal devlet anlayışının tasfiye sürecine uygun yükümlülük olarak mı bakılmaktadır. Sosyal devlet anlayışında sağlık bir kamusal hizmet iken diğerinde sağlık satın alınan bir piyasa malı olarak bir başka deyişle özel bir mal ve hizmet gibi görülmektedir. Bu iki temel görüş arasındaki fark sosyal güvenlik açıklarının oluşmasında ya da oluşmamasında temel anlayış olarak karşımıza çıkmaktadır. Anayasamızın 49. maddesinin birinci fıkrasına göre çalışma herkesin hakkı ve ödevidir. 56. maddede herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, 60. maddesinin birinci fıkrasında ise herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. hükmü yer almaktadır tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 22. maddesinde; Herkes toplumun bir ferdi olarak sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Sosyal güvenlik, bireyin onuru, kişiliğinin geliştirilmesi için kaçınılmaz ekonomik sosyal ve kültürel hakların tatmin edilmesine dayanır. hükmü yer almaktadır. 169 Anayasa nın sosyal devlet ilkesi doğrultusunda sosyal güvenlik hakkı ve sağlıklı yaşam hakkının, çağdaş dünyanın insan hak ve özgürlükleri alanında yaşanan ilerlemeler doğrultusunda geliştirilmesi ve tüm yurttaşların isteklerine ve mali güçlerine bakılmaksızın yararlanabilecekleri bir temel örgütlenmenin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Anayasa Mahkemesinin bir kararında 170 Hukuk devletinin amaçladığı kişinin korunması, toplumda sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir. hükmü 169 Duran BÜLBÜL, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, Sosyal Güvenlik Dünyası, Y:14, S:74, Temmuz-Ağustos 2011, s Anayasa Mahkemesi, Esas 1988/19,Karar: 1988/33, Karar Tarihi:

78 64 yer almaktadır. Anayasal bir bakış açısıyla sosyal güvenlik hizmeti kamusal bir mal ve hizmet olarak kabul edilmektedir. Sağlıklı bir sosyal güvenlik sisteminin kurulabilmesi ve kendinden beklenen hizmeti verebilmesi için sistemin sağlam bir finansmana sahip olması gerekmektedir. Sosyal güvenliğin finansmanı konusunda başlıca üç kaynaktan söz edilmektedir. Bunlar, primler, vergiler ve karma bir sistem olan prim ve vergilerdir. Vergilerle finansman, sosyal güvenliği bir toplum sorunu olarak gören ve kişinin sosyal güvenliğini sağlama sorumluluğunu devlete yükleyen düşünceden hareketle sosyal güvenliğin finansmanının bütçeden yapılacak katkılar ve vergiler yoluyla devlet tarafından karşılanması gerekliliğini esas alır. 171 Primlerle finansman ise; her şeyden önce kişiye ve kişisel sorumluluk bilincine dayanmakta ve dolayısıyla kişinin kendisi ve ailesinin güvenliğini devletten önce düşünmek zorunda olduğu, bu nedenle sosyal güvenliğin finansmanının işçi ve işverenden alınan primlerle karşılanması gerekliliğini öne sürmektedir. Bu durumda vergilerle finansmanın aksine gelirin yeniden dağılım fonksiyonu daha az işlerlik gösterecektir. 172 Karma finansman ise literatürde iki şekilde algılanır. Bunlardan ilki, primle finansman yöntemine devletin katkıda bulunması, diğeri ise esas itibariyle primlerle finansman yönteminin kabul edildiği sistemlerde prim gelirlerinin sosyal güvenlik giderlerini karşılayamaması durumunda devletin müdahalede bulunarak sosyal güvenlik sistemine transferde bulunması anlamına gelmektedir. 173 Vergiler, tarihsel gelişim içinde bazı ülkelerde sosyal güvenliğin finansman kaynağı olarak önemli bir paya sahip olmuştur. Örneğin, 171 Mehmet BULUT, Sosyal Parafiskal Yükümlülükler Yönüyle Sosyal Güvenlik Usul Hukuku, Bilge Yayınevi, Ankara, 2010, s Bulut, a.g.e., s Bulut, a.g.e., s.19

79 65 Danimarka da, ulusal bütçeden sosyal güvenliğin finansmanı ilkesine bağlı kalınmıştır. Hollanda da ise, meslek gelirleri üzerinden alınan dolaysız vergiler, sosyal güvenliğin finansman kaynağını oluşturmaktadır. Aynı şekilde Norveç ve İsveç te sosyal güvenliğin finansmanı açısından vergiler önemli bir paya sahiptir. Diğer Avrupa Birliği ülkelerinde ise, sosyal güvenliğin finansmanında vergilemeye istisnai olarak ve daha çok dolaylı vergiler çerçevesinde başvurulmaktadır. 174 Sosyal güvenliğin finansmanı yönünden uygulanacak verginin türü ayrı bir önem taşır. Tercih edilecek yöntem her ülkenin koşullarına göre farklı olabilmektedir. Gelir vergisinin düşük olduğu bazı ülkelerde, gelir vergisinin belirli bir oranı sosyal güvenliğin finansmanına ayrılabileceği gibi diğer bazı ülkelerde ise dolaylı vergiler aracılığıyla kısmen de olsa aynı sonuç elde edilebilmektedir. 175 Türkiye de sosyal güvenliğin finansmanı primli sisteme dayanmaktadır. Prim gelirleri sosyal güvenlik harcamalarını karşılayamadığı durumlarda, oluşan açık genel bütçeden yapılan transferle karşılanmaktadır. Bu sistem, genel sağlık sigortasına hak yerine yükümlülük temelinde özel sigortacılık mantığı ile bakmaktadır ve sağlığın kamu hizmeti niteliğini dikkate almamaktadır. Sosyal devlet anlayışında sosyal güvenlik harcamaları kamusal bir mal ve hizmet gibi düşünülerek doğrudan bordrolara sosyal güvenlik vergisi ya da bordro vergisi adı altında vergi konularak finanse edilebilir. Bu açıdan bakıldığında sosyal güvenlik harcamalarının finansmanı sorun olmayacağı gibi sosyal güvenlik açıklarından bahsedilmeyecektir SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARININ SEYRİ 1980 li yıllardan itibaren dünyada gelişen neoliberal dönüşüm, ulusal ve uluslararası kurumlar düzeyinde kabul görmeye ve dünya ölçeğinde etkinlik sağlamaya başladı. Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu gibi 174 Haluk EGELİ, Parafiskal ve Parafiskal Yükümlülükler, İlkem Ofset, İzmir, 2007, s Egeli, a.g.e., s.61

80 66 kurumlar neoliberal politikaları yapısal uyum programları çerçevesinde dünya genelinde uygulama imkânı buldu ve Türkiye de etkisini 24 Ocak 1980 İstikrar Kararlarıyla gösterdi. 176 Uluslararası finansal kurumlar öncülüğünde başlayan yapısal uyum politikalarının uygulama alanlarından biri de sosyal güvenlik sistemiydi. Yapısal uyum programlarına göre hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde ekonomik yavaşlamanın nedenlerinden biri refah devletiydi. Bir başka ifadeyle krizin nedeni olarak refah devletinin yaptığı üretken olmayan, sosyal harcamalar gösterilmekte ve ekonomik büyümenin sağlanabilmesi için devletin küçülmesinin yanı sıra sosyal güvenlik harcamalarının kesilmesi gerektiği savunulmaktaydı. 177 Uluslararası finansal kurumlar ifade edilen hedeflerini gerçekleştirmek için sosyal güvenlik reformu önermekte ve piyasacı bir yaklaşım ile sosyal güvenliğin özel sektöre bırakılması gerektiğini ifade etmekteydiler lara gelindiğinde uluslararası finansal kurumlar neoliberalizmin daha az devlet daha çok serbest piyasa anlayışından hareketle sosyal güvenliğin piyasalara bırakılması yönündeki reform önerilerini evrensel bir çözüm olarak sunmaya başlamışlardır. Emekli Sandığı nın giderlerini gelirlerin karşılama oranı 1960 yılından 1986 yılına kadar sorun olmadan devam etmiş ve sürekli gelir fazlası vermiştir yılından itibaren ise açık sürekli artarak günümüze kadar devam etmiştir. Aktif/pasif oranı ise 1958 yılında %7.7 iken düzenli bir şekilde azalarak 1986 yılında %2.8 e; 2000 yılında da %1.9 a düşmüş ve SSK aktif/pasif oranı 1960 yılında %24.30 iken düzenli bir şekilde azalarak 2000 yılında %1.9 a düşmüştür Bülbül, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, a.g.m., s Oğuz TOPRAK, Dünya Bankası ve Sosyal Güvenlik Sisteminde Yeni Hedefler, Sendikal Notlar, Ağustos, 2004, s Bülbül, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, a.g.m., s.23

81 67 Sosyal sigorta tekniğine göre aktif/pasif sigortalı oranı en az 4/1 olmalıdır. Bir başka deyişle en azından 4 çalışanın 1 emekliyi finanse etmesi gerekmektedir. Bu oran OECD ülkelerinde 6/1 dolayındadır. 179 Sosyal Güvenlik Kurumu açıkları yıllar itibariyle Tablo 8 de yer almaktadır: Tablo 8: Sosyal Güvenlik Kurumu Açıkları (Bin TL) Yıllar SGK Gelirleri SGK Giderleri SGK Açıkları GSYİH SGK Giderler i/gsyih SGK Açıkları/ GSYİH Kaynak: BÜLBÜL, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, a.g.m., s.23 Tablo 8 incelendiğinde 2000 yılında bin TL olan sosyal güvenlik açığı artan bir seyir izleyerek 2010 yılında bin TL ye yükselmiştir. Ayrıca sosyal güvenlik giderlerinin GSYİH ya oranı ve sosyal güvenlik açığının GSYİH ya oranı artarak devam etmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan transferler aşağıdaki tabloda incelenmiştir: 179 Çetin ALCEYLAN; Sosyal Güvenlik Açıkları ve Dünden Bugüne Sosyal Güvenlik Sistemimiz Bütçe Dünyası Dergisi, C:2, S:26, 2007, s. 77

82 68 Tablo 9: Sosyal Güvenlik Kurumuna Yapılan Transferler Yıllar SGK ya Yapılan Transferler (Milyon TL) SGK ya Bütçeden Yapılan Transferlerin Aldığı Paylar (%) SGK ya Yapılan Transferlerin GSYİH den Aldığı Paylar (%) Kaynak: BÜLBÜL, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, a.g.m., s.24 Tablo 9 incelendiğinde SGK ya 2000 yılında bütçeden milyon TL transfer yapıldığı ve bu transferlerin her yıl artarak 2009 yılında milyon TL ye ulaştığı görülmektedir. Sosyal güvenlik transferleri 2000 yılında GSYİH nın %2 si iken 2009 yılında %5.5 ine yükselmiştir 180. Ayrıca 2000 yılında SGK ya yapılan transferlerin bütçeden aldığı pay %6,5 iken 2010 yılında bu oranın %20,1 e ulaştığı görülmektedir. Aynı zamanda 2000 yılında SGK ya yapılan transferlerin GSYİH dan aldığı oran %1,9 iken 2010 yılında bu oranın %5,6 ya ulaştığı görülmektedir. Aşağıda verilen Tablo 10 incelendiğinde sosyal güvenlik harcamaları 2000 yılında GSYİH nin %6.6 sı iken 2009 yılında artarak GSYİH nin %11.2 sine ulaşmıştır Bülbül, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, a.g.m., s Bülbül, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, a.g.m., s.24

83 69 Tablo 10: SGK ya Yönelik Karşılaştırmalı Büyüklükler Yıllar GSYİH (Milyon TL) Bütçe Açığı (Milyon TL) SGK Transferi (Milyon TL) SGK ya Yapılan Bütçe Transferleri/GSYİH (%) SGK Giderleri/GSYİH (%) Kaynak: BÜLBÜL, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, a.g.m., s.24 Tablo 11 incelendiğinde Aktif /Pasif Dengesinin yıllar itibariyle istikrarlı bir biçimde bozularak düştüğü görülmektedir. 182 Tablo 11: Aktif/Pasif (A/P) Oranları Yıllar 4/A A/P Oranı 4/B A/P Oranı 4/C A/P Oranı A/P Oranı Aritmetik Ortalaması Kaynak: BÜLBÜL, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, a.g.m., s Bülbül, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, a.g.m., s.25

84 SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARININ NEDENLERİ Sosyal güvenlik açıklarının oluşumunda birçok neden sıralayabiliriz. Hak değil de yükümlülük esasına dayanan bir sosyal güvenlik sisteminin varlığının bir sonucu olarak bu açıklar kaçınılmazdır. Sosyal devlet olmanın gereği olarak sosyal güvenlik sistemi bir hak temelinde örgütlendiği takdirde sosyal güvenlik açıklarından bahsedilemez. Hak ve yükümlülük ayrımında temel nokta; sağlık hizmetine kamusal bir hizmet olarak bakmakla özel hizmet olarak bakmak arasındaki farktır ve bu aşamada primle finansman mı yoksa vergi ile finansman mı kavramı karşımıza çıkmaktadır. Bugünkü sisteme göre sosyal güvenlik açıklarının nedenleri olarak; aktif/pasif oranı düşüklüğü, kayıt dışı istihdam, işgücüne katılım oranının düşüklüğü, katılım gelirlerinin yetersizliği, siyasi müdahaleler, denetim yetersizliği, kurumsal yapılanma, prim tahsilatı oranlarının yetersiz olması, prim afları, sigortalının ilgili kuruma hiç bildirilmemesi, kaçak işçilik, çocuk işçiler, sigortalının çalışma süresinin eksik bildirilmesi gibi birbiriyle bağlı, bağımlı ve içselleşmiş durumlardan bahsedebiliriz Aktif/Pasif Oranının Düşüklüğü Etkin ve verimli bir sosyal güvenlik sisteminden bahsedebilmek için aktif/pasif oranının en az 4 olması gerekir. Sosyal güvenlik sistemimizin temel sorunlarından biri de aktif/pasif oranı düşüklüğüdür. Buna karşılık yapılan yasal düzenlemelerin hatta emeklilik yaşını yükseltmenin bu duruma hiç etkisinin olmadığı görülmektedir. Nitekim Emekli Sandığı aktif/pasif oranı 1958 yılında % 7.7, 1968 yılında %6.5, 1971 de %4.2, 1973 yılında %4.0 dır yılından sonra aktif/pasif dengesi bozulmuş 1980 yılında %3.3; 1983 ten sonra 3 ün altında 2000 den sonra %2 nin altında, bugün ise %1.6 civarındadır.

85 71 SSK nın aktif/pasif dengesi 1960 yılında %24 iken 1975 yılına kadar azalarak %6.29 a; 1980 yılında %3.47 ye 2000 yılında %1.97 ye; 2004 yılında % 1.69 a gerilemiştir. Bağ-Kur un aktif/pasif dengesi ise 2009 yılında %1.64 tür. Sosyal güvenlik sistemimizde uygulanan finansman yöntemi olan dağıtma yönteminde temel anlayış, pasif sigortalı konuma geçmiş katılımcıların sosyal güvenlik giderlerinin aktif sigortalılardan elde edilen prim ve katılım gelirleri tarafından finanse edilmesi şeklinde gerçekleşmektedir Kayıt Dışı İstihdam Yukarıda açıkladığımız gibi istihdam faaliyetlerinin (üretim ve hizmet) resmi belgelere dayandırılmaması ve böylece resmi kayıtlara girmemesi, bunun sonucunda vergisel ve zorunlu sosyal yükümlülükler de dahil olmak üzere tüm yükümlülüklerin mali ve sosyal güvenlik kurumlarının denetim alanı dışına çıkarılması olgusu kayıt dışı istihdam olarak tanımlanmaktadır. 184 Kayıt dışı istihdam bir yandan sosyal devlet anlayışına zarar verirken diğer yandan sosyal güvenlik açıklarının temel kaynağını oluşturmaktadır yılı kayıt dışı kalmış asgari ücretli bir işçinin yıllık prim kaybı 2.917,08 TL dir. Bu hesaplamanın 2009 yılı için toplam kayıt dışı nüfusa uygulanması durumunda rakamlar daha çarpıcı olmaktadır. TÜİK verilerine göre 2009 yılı için toplam kayıt dışı istihdamı asgari ücretli bir işçinin yıllık prim kaybı olan 2.917,08 TL ile çarparsak TL toplam yıllık prim kaybı ortaya çıkmaktadır. Bu rakam sosyal güvenlik açığı olan 28,5 milyar TL ye neredeyse eşit olmaktadır Bülbül, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, a.g.m., s Güloğlu, a.g.m., s Bülbül, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, a.g.m., s.26

86 İş Gücüne Katılım Oranının Düşüklüğü Nüfusun ne kadarının çalışarak ülke ekonomisine katkı sağladığı, ülkenin kalkınması ve sosyal güvenlik sistemi için çok önemlidir. TÜİK İstatistikleri 2010 Yıllığı na göre 2010 yılında işgücüne katılım oranı toplamda %47.9 iken erkek işgücüne katılım oranı %70.5, kadın işgücüne katılım oranı % 28.0 olarak gözükmektedir. Ancak bu veriler gerçekçi değildir. Atıl iş gücü olarak adlandırılan eksik istihdam ve işgücü dışında olduğu varsayılan mevsimlik çalışanlar ile iş aramayıp işbaşı yapmaya hazır olan atıl nüfusun da işsizlik tanımına dahil edilmesi durumunda, bulunacak işsizlik oranları var olanın iki katı üzerine çıkmaktadır. Dolayısıyla işgücüne katılım oranı çok daha azdır ve sosyal güvenlik sistemi bu nedenle daha da olumsuz şekilde etkilenmektedir Denetim Yetersizliği Denetim, iktisadi faaliyet ve olaylarla ilgili iddiaların önceden saptanmış ölçütlere göre uygunluk derecesini artırmak ve sonuçları ilgi duyanlara bildirmek amacıyla tarafsızca kanıt toplayan ve bu kanıtları değerleyen sistematik bir süreçtir. 187 Sosyal güvenlik sistemimizde denetim mekanizmasının etkin bir şekilde çalışmadığı kayıt dışı istihdam oranlarından da anlaşılmaktadır. Sigorta müfettişleri tarafından yapılan bir çalışmada kamu kurum ve kuruluşları arasında işbirliği olmaması nedeniyle kamunun uğradığı gelir kaybı hesap edilmeye çalışılmıştır yılında yapılan söz konusu çalışmada, sigorta primi ve vergi tahsilatının %75 nin yapıldığı 22 ilde Sosyal Sigortalar Kurumu na ve Maliye Bakanlığı na yapılan işçi bildirimlerine çapraz kontroller yapılmıştır. Elde edilen sonuçlarda SSK ya işçi 186 Ercan TÜRKAN, Türkiye de İşgücünün Yapı ve Nitelikleri: Gelişme ve Değerlendirmeler, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Yayını, Ankara, 2005, s Hesap Uzmanları Kurulu, Denetim, C: I, Maliye Hesap Uzmanları Derneği Yayını, Acar Matbaacılık, İstanbul,1996, s.7

87 73 bildirilmesine rağmen, Maliye Bakanlığı na bildirilen işçi sayısı ; vergiden muaf olanların sayısı , SSK ya bildirilip Maliye Bakanlığı na bildirilmeyen işçi sayısı dir. Bildirim farklılığından dolayı tahmini vergi kaybı; TL dir. 188 Ayrıca kayıt dışı istihdamın toplam istihdamın yarısı kadar olduğu tahmin edilmektedir. Bu durumda denetim mekanizmasının yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır Diğer Nedenler Sosyal güvenlik açıklarının nedenleri olarak yukarıda belirtilen ana nedenler dışında birçok neden sıralayabiliriz. Bunlardan bazıları; vergi ve prim aflarının sıklığı, borçlanma yasalarının çıkarılması, katılım gelirlerinin yetersizliği, kurumsal yapılanmanın hantallığı, prim tahsilat oranlarının düşüklüğü, yabancı kaçak işçilik, çocuk işçiler, sigortalının çalışma süresinin eksik bildirilmesi, çalışanların gerçek ücretlerinin kuruma daha düşük bildirilmesi vb. şeklinde sıralanabilir SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARININ FİNANSMAN YÜKÜ Sosyal güvenlik finansman açıkları hazineden karşılanmaktadır. Bütçeden yapılan transferler ile kapatılan bu açıklar vergiler ile değil, borçlanma ile finanse edilmektedir. Söz konusu borçlanmanın maliyeti Hazine tarafından ihraç edilen devlet tahvili faizi üzerinden hesaplanabilir. Aşağıdaki tabloda yılları arasında SGK ya yapılan transferler için Hazine nin devlet tahvili faiz oranları üzerinden katlanmak zorunda kaldığı faiz miktarı, yaklaşık olarak hesaplanmıştır. 188 Yereli, Karadeniz, a.g.e., s

88 74 Tablo 12: SGK ya Yapılan Transferlerin Finansman Yükü Yıllar SGK Açıkları (Milyon TL) SGK ya Yapılan Transferler (Milyon TL) (1) Nakit Borçlanma Kümülatif Maliyet (Yıllık Bileşik, %, Aralık) (2) Faiz (Milyon TL) (1x2) Faiz/ SGK Açıkları (%) , , , , , , , , , , , , , , , ,75 Toplam ( ) ,14 Kaynak: BÜLBÜL, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, a.g.m., s & Hazine Müsteşarlığı - İstatistikler - Kamu Finansmanı İstatistikleri - Merkezi Yönetim Borç İstatistikleri - Merkezi Yönetim İç Borç İstatistikleri - Borçlanma İstatistikleri - İç Borçlanmanın Ortalama Maliyeti, (Erişim), 27 Haziran 2012 Tabloda 12 de belirtildiği üzere yılları arasında SGK ya yapılan transferler milyon TL, transferler için ödenen faiz ise en az milyon TL dir. Faiz miktarı transferlerin en az %16,63 ü kadardır. Aynı yıllar arasında SGK açıkları milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Faiz miktarı SGK açıklarının % 24,14 ü kadardır. Görüldüğü gibi SGK açıklarını kapatabilmek için yapılan transferlerin maliyeti oldukça yüksektir. Açıkların bu şekilde finanse edilmesine devam edilmesi, mali disiplinin bozulmasına neden olabilecek ve devlet tahvili faizlerinin yüksek olması durumunda etkileri daha da kuvvetli olacaktır.

89 TÜRKİYE DE SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARINI ÖNLEMEYE YÖNELİK TEDBİRLER Yukarıda da değinildiği gibi sosyal güvenlik açıklarının aktif/pasif oranı düşüklüğü, kayıt dışı istihdam, işgücüne katılım oranının düşüklüğü, katılım gelirlerinin yetersizliği, siyasi müdahaleler, denetim yetersizliği, kurumsal yapılanma, prim tahsilatı oranlarının yetersiz olması, prim afları, sigortalının ilgili kuruma hiç bildirilmemesi, kaçak işçilik, çocuk işçiler, sigortalının çalışma süresinin eksik bildirilmesi gibi birbiriyle bağlı, bağımlı ve içselleşmiş bir çok nedeni vardır. 189 Sosyal Güvenlik Sisteminin mevcut haliyle devam ettirilmesinin mümkün olmadığı, 1990 lı yıllardan itibaren ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu nedenle 1999 yılında 4447 sayılı Kanun ile sistemi kısmen iyileştirmeye yönelik yasal düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Bununla; emekliliğe hak kazanma bakımından üç kurum arasındaki farklılık ortadan kaldırılarak emeklilik yaşı kadınlarda 58 e ve erkeklerde 60 a çıkarılmış; kazanılmış haklar gözetilerek prim ödeme ve sigortalılık sürelerine dayanan emeklilik uygulamasının kaldırılması için yıllara yayılan basamaklama getirilmiş ve erken emekliliğin önüne geçilmeye çalışılmıştır. Aynı yasada işsizlik sigortası kabul edilmiştir yılında bireysel emeklilik sistemi geliştirilmiş, 2005 yılında sistemdeki kurumlar tek çatı altında birleştirilmiştir. 190 Genel uygulamaların yanında Sosyal Güvenlik Kurumu kayıt dışı istihdamın önüne geçebilmek amacı ile prim tahsilatına yönelik asgari işçilik politikası uygulamaktadır. Asgari işçilik politikası ile, çalışanların kuruma hiç bildirilmemesi, çalışanların bildirilmesine rağmen ücretlerinin ve/veya çalışma gün sayılarının eksik bildirilmesinin, önüne geçilmeye çalışılmaktadır Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun unun 85. maddesine göre asgari işçilik; İşverenin, işin emsaline, niteliğine, 189 Bülbül, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, a.g.m., s DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı , a.g.r., s Ali KARAKAŞ, İsa KARAKAŞ, İnşaat ile İhaleli İşlerde Asgari İşçilik Uygulamaları ve Mevzuatı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2004, s.3-4

90 76 kapsam ve kapasitesine göre işin yürütümü açısından gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun tespiti halinde, işin yürütümü açısından gerekli olan asgarî işçilik tutarı; yapılan işin niteliği, kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan sigortalı sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurlar dikkate alınarak tespit edilir. Söz konusu tespitler, Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından yapılır. şeklinde açıklanmıştır. 192 Bütün çabalara ve denetim faaliyetlerine rağmen kayıt dışılığın önlenmesinde ve dolayısıyla sosyal güvenlik kurumu açıklarının azaltılması veya önlenmesinde istenen başarı sağlanamamıştır. 192 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Kanun No: 5510, Kabul Tarihi: , Resmi Gazete, Tarih: , Sayı: 26200, Ankara, m.85

91 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ VE SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ 3.1. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN SOSYAL GÜVENLİK İLE İLİŞKİSİ Ülkemiz bakımından kayıt dışı istihdamın en somut ve en olumsuz etkilerinin ortaya çıktığı sosyal politika alanı, sosyal güvenlik sistemine yöneliktir. T.C. Emekli Sandığı için herhangi bir kayıt dışılık söz konusu değilken, SSK ve Bağ-Kur için yaygın bir kayıt dışılık söz konusudur. Türk İş in yaptığı bir araştırmada kayıt dışılık şöyle belirlenmektedir: Üç ayrı ilde örnekleme yöntemi ile seçilen 400 işyerinin her iki yıla ait kayıtları karşılaştırıldığında, üretimlerinde hiçbir düşüş olmamasına karşın 1998 yılında Kuruma 9312 sigortalı bildirilmiş iken, 2000 yılında 7435 sigortalı bildirdikleri saptanmıştır. Ülke genelinde 1998 ve 2000 yıllarının ikinci dönemlerinde Kuruma beyan edilen sigortalı sayılarının karşılaştırılmasında da benzer sonuca ulaşılmaktadır yılında işgücün de daralma olmamasına karşın, kayıt dışı çalışanların sayısının asgari %3 artarak e ulaştığı tahmin edilmektedir yılında ise, çok sayıda işyerinin kapanmasına karşın, kayıt dışı ekonomi büyümüştür. Buna bağlı olarak, kayıt dışı istihdamın da artarak u aştığı hesaplanmaktadır YILLARI ARASINDA GERÇEKLEŞEN KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Yukarıda açıkladığımız gibi ülkemizin en önemli sorunlarından biri sosyal güvenlik kurumunun açıklarıdır. Bu açıklar her yıl hazine tarafından 193 Alceylan, a.g.m., s.78-79

92 78 yapılan transfer ödemeleri ile karşılanmaktadır. Bu açıkların en önemli nedenlerinden birisi kayıt dışı istihdamdır. Kayıt dışı istihdam dolayısıyla ödenmesi gereken sosyal güvenlik katkılarından sosyal güvenlik kurumu yoksun kalmaktadır. 194 Bu nedenle tezimizde Türkiye de 2001 ile 2010 yılları arasında gerçekleşen kayıt dışı istihdam rakamları ile SGK nın aynı yılda gerçekleşen açıklarını karşılaştırarak kayıt dışı istihdamın SGK açıkları üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi TÜİK in 2001 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği veriler Tablo 13 te verilmiştir. Bu verilere göre 2001 yılında kurumsal olmayan nüfus kişidir. 15 yaş üstü çalışabilecek işgücü ise kişidir. Tablo 13: 2001 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) KURUMSAL OLMAYAN NÜFUS 15 YAŞ ÜSTÜ NÜFÜS İŞGÜCÜ İSTİHDAM EDİLENLER EKSİK İSTİHDAM İŞSİZ I. ÇEYREK II. ÇEYREK III. ÇEYREK V. ÇEYREK YILLIK Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2001 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre, 15 yaş üstü işgücünün SGK ya kayıtlı olma durumu Tablo 14 te verilmiştir. Tablo 14 te Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlılığa göre istihdam edilenler incelendiğinde işgücüne dahil olan 15 yaş üstü kişiden kişi SGK ya kayıtlı iken kişinin kayıt dışı olarak 194 Çelik İş Sendikası, İstihdam, Çelik İş Sendikası Dergisi, S:24, (Erişim), 15 Nisan 2011, s.35

93 79 istihdam edildiği görülmektedir. Tablo 14 teki verilere göre 2001 yılında kayıt dışı istihdam oranının %53 olarak gerçekleştiği görülmektedir. 195 Tablo 14: 2001 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler SGK ya Kayıt Durumu (15 + Yaş) Kayıtlı Kayıtlı Değil TOPLAM Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2001 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre, 2001 yılında 15 yaş üstü işgücünün yaş aralıklarına göre işgücü dağılımı Tablo 15 te verilmiştir. Türkiye de 15 yaş üstü işgücü dağılımına göre ülkemiz genç kuşak işgücüne sahiptir. 15 yaş üstü işgücü yaş aralıklarına göre eksik istihdam oranları incelendiğinde eksik istihdamın yaş aralığında yani genç kuşak işgücünde daha fazla olduğu görülmektedir. 196 Tablo 15: 2001 Yılı Yaş Gruplarına Göre Kişi Sayısı ve Eksik İstihdam Oranı (%) Yaş Grupları Toplam Eksik İstihdam Oranı(%) Yaş Arası , Yaş Arası , Yaş Arası , Yaş Arası , Yaş Arası , Yaş Arası , Yaş Arası , Yaş Arası , Yaş Arası , Yaş Arası ,3 65 Yaş ve Üstü ,2 Toplam İşgücü(15+) Ortalama Eksik İstihdam %5 Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011

94 80 Aşağıda yer alan asgari ücret ve prim kesintileri tablosunda görüldüğü gibi 2001 yılının birinci altı aylık dönemi için brüt asgari ücret TL iken ikinci altı aylık dönem için brüt asgari ücret TL dir. Birinci altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin TL si SSK primi olarak, TL si işsizlik sigortası olarak yatırılırken ikinci altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin TL si SSK primi olarak, TL si işsizlik sigortası olarak ödenmiştir. 197 Tablo 16: 2001 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri 2001 YILI I. ALTI AY II. ALTI AY ASGARİ ÜCRET TL TL SSK PRİMİ (işçi+işveren) TL TL İŞSİZLİK SİGORTASI (işçi+işveren) TL TL Kaynak: T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), asgari_ucret, 01 Mayıs 2011 & Asgari Ücret Karşılaştırması (30 Haziran Temmuz 2001), (Erişim), 01 Mayıs 2011 Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2001 yılı birinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın primlerden birinci altı ay için elde edeceği gelir TL (Kayıt Dışı Kişi Sayısı X SSK Primi (İşçi+İşveren) X Ay) olacaktı yılı ikinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın primlerden ikinci altı ay için elde edeceği gelir TL olacaktı yılına ait SGK kayıt dışı istihdam nedeni ile yaklaşık olarak 6 Katrilyon 596 Trilyon TL prim kazancı elde edememiştir. Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2001 yılı birinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı işsizlik sigorta fonu birinci altı ay için TL (Kayıt Dışı Kişi Sayısı X İşsizlik Sigorta Fonu (İşçi+İşveren) X Ay), ikinci altı ay için TL gelir elde 197 Asgari Ücret Karşılaştırması (30 Haziran Temmuz 2001), (Erişim), 01 Mayıs 2011

95 81 etmiş olacaktı. İşsizlik sigorta fonu 2001 yılında yaklaşık olarak 985 Trilyon TL geliri kayıt dışı istihdam nedeni ile elde edememiştir. SGK nın 2001 yılında kayıt dışı istihdamdan kaybı yaklaşık olarak 7 Katrilyon 581 Trilyon TL dir. 198 SGK açığı yaklaşık olarak 4 Katrilyon 470 Trilyon TL olarak gerçekleşmiş ve SGK ya açıklarını kapatmak için bütçeden 5 Katrilyon 523 Trilyon TL transfer edilmiştir. Görüldüğü gibi 2001 yılında kayıt dışı olarak istihdam edilen kişi kayıt altına alınmış olsaydı SGK bütçesi yaklaşık olarak 3 Katrilyon 111 Trilyon TL fazla verecekti ve SGK ya bütçeden transfer gerekmeyecekti Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi TÜİK in 2002 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği veriler Tablo 17 de verilmiştir. Bu verilere göre 2002 yılında kurumsal olmayan nüfus kişidir. 15 yaş üstü çalışabilecek işgücü ise kişidir. Tablo 17: 2002 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) KURUMSAL 15 YAŞ İSTİHDAM EKSİK OLMAYAN ÜSTÜ NÜFUS NÜFÜS İŞGÜCÜ EDİLENLER İSTİHDAM İŞSİZ I. ÇEYREK II. ÇEYREK III. ÇEYREK V. ÇEYREK YILLIK Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2002 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre, 15 yaş üstü işgücünün SGK ya kayıtlı olma durumu Tablo TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 & Asgari Ücret Karşılaştırması (30 Haziran Temmuz 2001), (Erişim), 01 Mayıs 2011

96 82 de verilmiştir. Tablo 18 de Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlılığa göre istihdam edilenler incelendiğinde işgücüne dahil olan 15 yaş üstü kişiden kişi SGK ya kayıtlı iken kişinin kayıt dışı olarak istihdam edildiği görülmektedir. 199 Tablo 18: 2002 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler SGK ya Kayıt Durumu (15 + Yaş) Kayıtlı Kayıtlı Değil TOPLAM Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2002 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre 2002 yılında kayıt dışı istihdam oranları Tablo 19 da verilmiştir. Bu verilere göre 2002 yılında kayıt dışı istihdam I.Çeyrek dönemde %48,51, II.Çeyrek dönemde %53,51, III.Çeyrek dönemde %53,73, IV.Çeyrek dönemde %52,18 ve yıllık ortalama %52,18 olarak gerçekleşmiştir. 200 Tablo 19: 2002 Yılında Kayıt Dışı Oranları Kayıt Dışı Oranları (%) I.ÇEYREK 48,51 II.ÇEYREK 53,11 III.ÇEYREK 53,73 IV.ÇEYREK 53,38 YILLIK 52,18 Kaynak: SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), nlar, 01 Mayıs 2011 Tablo 20 de görüldüğü gibi 2002 yılının birinci altı aylık dönemi için brüt asgari ücret TL iken ikinci altı aylık dönem için TL dir. 201 Birinci altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin 199 TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), 01 Mayıs T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim),

97 TL si SSK primi olarak, TL si işsizlik sigortası olarak yatırılırken ikinci altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin TL si SSK primi olarak, TL si işsizlik sigortası olarak ödenmiştir. 202 Tablo 20: 2002 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri 2002 YILI I. ALTI AY II. ALTI AY ASGARİ ÜCRET TL TL SSK PRİMİ (işçi+işveren) TL TL İŞSİZLİK SİGORTASI (işçi+işveren) TL TL Kaynak: T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), asgari_ucret, 01 Mayıs 2011 & Asgari Ücret Karşılaştırması (Haziran Temmuz 2002), (Erişim), 01 Mayıs 2011 Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2002 yılı birinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK birinci altı ay için primlerden TL gelir elde etmiş olacaktı. Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2002 yılı ikinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK ikinci altı ayı için primlerden TL gelir elde etmiş olacaktı yılında SGK kayıt dışı istihdam nedeni ile yaklaşık olarak 10 Katrilyon 582 Trilyon TL prim kazancı elde edememiştir. Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2002 yılı birinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı işsizlik sigorta fonu birinci altı ay için TL gelir elde etmiş olacaktı. İkinci altı ay için TL gelir elde etmiş olacaktı. İşsizlik sigorta fonu ucret, 01 Mayıs Asgari Ücret Karşılaştırması (Haziran Temmuz 2002), (Erişim), 01 Mayıs 2011

98 84 yılında yaklaşık olarak 948 Trilyon TL geliri kayıt dışı istihdam nedeni ile elde edememiştir. 203 SGK nın 2002 yılında kayıt dışı istihdam nedeni ile kaybı yaklaşık olarak 11 Katrilyon 530 Trilyon TL dir. SGK açığı yaklaşık olarak 7 Katrilyon 964 Trilyon TL olarak gerçekleşmiş ve SGK ya açıklarını kapatmak için bütçeden 9 Katrilyon 684 Trilyon TL transfer edilmiştir. Görüldüğü gibi 2002 yılında kayıt dışı olarak istihdam edilenler kayıt altına alınmış olsaydı SGK bütçesi yaklaşık olarak 3 Katrilyon 566 Trilyon TL fazla verecekti ve SGK ya bütçeden transfer gerekmeyecekti Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi TÜİK in 2003 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği veriler Tablo 21 de verilmiştir. Bu verilere göre 2003 yılında kurumsal olmayan nüfus kişidir. 15 yaş üstü çalışabilecek işgücü ise kişidir. Tablo 21: 2003 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) KURUMSAL 15 YAŞ İSTİHDAM EKSİK OLMAYAN ÜSTÜ NÜFUS NÜFÜS İŞGÜCÜ EDİLENLER İSTİHDAM İŞSİZ I. ÇEYREK II. ÇEYREK III. ÇEYREK V. ÇEYREK YILLIK Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2003 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre, 15 yaş üstü işgücünün SGK ya kayıtlı olma durumu Tablo TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 & Asgari Ücret Karşılaştırması (Haziran Temmuz 2002), (Erişim), 01 Mayıs 2011

99 85 de gösterilmiştir. Tablo 22 de verilen Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlılığa göre istihdam edilenler incelendiğinde işgücüne dahil olan 15 yaş üstü kişiden kişi SGK ya kayıtlı iken kişinin kayıt dışı olarak istihdam edildiği görülmektedir. 204 Tablo 22: 2003 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler SGK ya Kayıt Durumu (15 + Yaş) Kayıtlı Kayıtlı Değil TOPLAM Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2003 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre 2003 yılında kayıt dışı istihdam oranları Tablo 23 te verilmiştir. Bu verilere göre 2003 yılında kayıt dışı istihdam I.Çeyrek dönemde %49,86, II.Çeyrek dönemde %52,57, III.Çeyrek dönemde %54,39, IV.Çeyrek dönemde %51,58 ve yıllık ortalama %52,10 olarak gerçekleşmiştir. 205 Tablo 23: 2003 Yılında Kayıt Dışı Oranları Kayıt Dışı Oranları (%) I.ÇEYREK 49,86 II.ÇEYREK 52,57 III.ÇEYREK 54,39 IV.ÇEYREK 51,58 YILLIK 52,10 Kaynak: SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), nlar, 01 Mayıs 2011 Tablo 24 te görüldüğü gibi 2003 yılının birinci ve ikinci altı aylık dönemleri için brüt asgari ücret TL dir. 206 Birinci ve ikinci altı 204 TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), 01 Mayıs T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim),

100 86 aylık dönem için SSK ya asgari ücretin TL si SSK primi olarak, TL si işsizlik sigortası olarak ödenmiştir. 207 Tablo 24: 2003 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri 2003 YILI I. ALTI AY II. ALTI AY ASGARİ ÜCRET TL TL SSK PRİMİ (işçi+işveren) TL TL İŞSİZLİK SİGORTASI (işçi+işveren) TL TL Kaynak: T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), asgari_ucret, 01 Mayıs 2011 & Tarihleri Arası İşçilik Maliyeti, (Erişim), 01 Mayıs 2011 Yukarıda Tablo 22 de verilen bilgiler doğrultusunda Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2003 yılı asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK 2003 yılı için primlerden TL gelir elde etmiş olacaktı yılında SGK kayıt dışı istihdam nedeni ile yaklaşık olarak 13 Katrilyon 461 Trilyon TL prim kazancı elde edememiştir. Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2003 yılı asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı işsizlik sigorta fonu TL gelir elde edecekti. İşsizlik sigorta fonu 2003 yılında kayıt dışı istihdam nedeni ile 1 Katrilyon 206 Trilyon TL gelir elde edememiştir. 208 SGK nın 2003 yılında kayıt dışı istihdam nedeni ile kaybı 14 Katrilyon 467 Trilyon TL dir. SGK açığı 13 Katrilyon 419 Trilyon TL olarak gerçekleşmiş ve SGK ya açıklarını kapatmak için bütçeden 15 Katrilyon 883 Trilyon TL transfer edilmiştir. Görüldüğü gibi 2003 yılında kayıt dışı olarak istihdam ucret, 01 Mayıs Tarihleri Arası İşçilik Maliyeti, (Erişim), 01 Mayıs TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 & Tarihleri Arası İşçilik Maliyeti, (Erişim), 01 Mayıs 2011

101 87 edilenler kayıt altına alınmış olsaydı SGK bütçesi yaklaşık olarak 1 Katrilyon 48 Trilyon TL fazla verecekti ve SGK ya bütçeden transfer gerekmeyecekti Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi TÜİK in 2004 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği veriler Tablo 25 te verilmiştir. Bu verilere göre 2004 yılında kurumsal olmayan nüfus kişidir. 15 yaş üstü çalışabilecek işgücü ise kişidir. Tablo 25:2004 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) KURUMSAL OLMAYAN NÜFUS 15 YAŞ ÜSTÜ NÜFÜS İŞGÜCÜ İSTİHDAM EDİLENLER EKSİK İSTİHDAM İŞSİZ I. ÇEYREK II. ÇEYREK III. ÇEYREK V. ÇEYREK YILLIK Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2004 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre, 15 yaş üstü işgücünün SGK ya kayıtlı olma durumu Tablo 26 da gösterilmiştir. Tablo 26 da Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlılığa göre istihdam edilenler incelendiğinde işgücüne dahil olan 15 yaş üstü kişiden kişi SGK ya kayıtlı iken kişi kayıt dışı olarak istihdam edilmiştir TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011

102 88 Tablo 26: 2004 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler SGK ya Kayıt Durumu (15 + Yaş) Kayıtlı Kayıtlı Değil TOPLAM Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2004 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre 2004 yılında kayıt dışı istihdam oranları Tablo 27 de verilmiştir. Bu verilere göre 2004 yılında kayıt dışı istihdam I.Çeyrek dönemde %50,56, II.Çeyrek dönemde %53,83, III.Çeyrek dönemde %55,42, IV.Çeyrek dönemde %52,29 ve yıllık ortalama %53,02 olarak gerçekleşmiştir. 210 Tablo 27: 2004 Yılında Kayıt Dışı Oranları Kayıt Dışı Oranları (%) I.ÇEYREK 50,56 II.ÇEYREK 53,83 III.ÇEYREK 55,42 IV.ÇEYREK 52,29 YILLIK 53,02 Kaynak: SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), nlar, 01 Mayıs 2011 Tablo 28 de görüldüğü gibi 2004 yılının birinci altı aylık dönemi için brüt asgari ücret TL iken ikinci altı aylık dönem için brüt asgari ücret TL dir. 211 Birinci altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin TL si SSK primi olarak, TL si işsizlik sigortası olarak yatırılırken ikinci altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin TL si SSK primi olarak, TL si işsizlik sigortası olarak ödenmiştir SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), 01 Mayıs T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), ucret, 01 Mayıs Asgari Ücret Karşılaştırması (Haziran Temmuz 2004), (Erişim), 01 Mayıs 2011

103 89 Tablo 28: 2004 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri 2004 YILI I. ALTI AY II. ALTI AY ASGARİ ÜCRET TL TL SSK PRİMİ (işçi+işveren) TL TL İŞSİZLİK SİGORTASI (işçi+işveren) TL TL Kaynak: T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), asgari_ucret, 01 Mayıs 2011 & Asgari Ücret Karşılaştırması (Haziran Temmuz 2004), (Erişim), 01 Mayıs 2011 Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2004 yılı birinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın birinci altı ay için primlerden elde edeceği gelir TL olacaktı. Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2004 yılı İkinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın ikinci altı ay için primlerden elde edeceği gelir TL olacaktı. SGK kayıt dışı istihdam nedeni ile 2004 yılında yaklaşık olarak 17 Katrilyon 157 Trilyon TL prim kazancı elde edememiştir. Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2004 yılı birinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı işsizlik sigorta fonu birinci altı ay için TL gelir elde etmiş olacaktı. İkinci altı ay için ise TL gelir elde etmiş olacaktı. İşsizlik sigorta fonu 2004 yılında kayıt dışı istihdam nedeni ile yaklaşık olarak 1 Katrilyon 535 Trilyon TL gelir elde edememiştir. 213 SGK nın 2004 yılında kayıt dışı istihdam nedeni ile kaybı yaklaşık olarak 18 Katrilyon 692 Trilyon TL dir. SGK açığı yaklaşık olarak15 Katrilyon 932 Trilyon TL olarak gerçekleşmiş ve SGK ya açıklarını kapatmak için bütçeden 19 Katrilyon 333 Trilyon TL transfer edilmiştir. Görüldüğü gibi 2004 yılında kayıt dışı olarak istihdam edilenler kayıt altına alınmış olsaydı SGK bütçesi yaklaşık olarak 2 Katrilyon 760 Trilyon TL fazla verecekti ve SGK ya bütçeden transfer gerekmeyecekti. 213 TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 & Asgari Ücret Karşılaştırması (Haziran Temmuz 2004), (Erişim), 01 Mayıs 2011

104 Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi TÜİK in 2005 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği veriler Tablo 29 da verilmiştir. Bu verilere göre 2005 yılında kurumsal olmayan nüfus kişidir. 15 yaş üstü çalışabilecek işgücü ise kişidir. Tablo 29: 2005 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) KURUMSAL OLMAYAN NÜFUS 15 YAŞ ÜSTÜ NÜFÜS İŞGÜCÜ İSTİHDAM EDİLENLER EKSİK İSTİHDAM İŞSİZ YILLIK Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2005 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre, 15 yaş üstü işgücünün SGK ya kayıtlı olma durumu Tablo 30 da verilmiştir. Tablo 30 da Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlılığa göre istihdam edilenler incelendiğinde işgücüne dahil olan 15 yaş üstü kişiden kişi SGK ya kayıtlı iken kişinin kayıt dışı olarak istihdam edildiği görülmektedir. 214 Tablo 30: 2005 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler SGK ya Kayıt Durumu (15 + Yaş) Kayıtlı Kayıtlı Değil TOPLAM Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2005 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre 2005 yılında kayıt dışı istihdam oranları Tablo 31 de verilmiştir. 214 TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011

105 91 Bu verilere göre 2005 yılında kayıt dışı istihdam I.Çeyrek dönemde %46,81, II.Çeyrek dönemde %49,23, III.Çeyrek dönemde %49,39, IV.Çeyrek dönemde %47,58 ve yıllık ortalama %48,25 olarak gerçekleşmiştir. 215 Tablo 31: 2005 Yılında Kayıt Dışı Oranları Kayıt Dışı Oranları (%) I.ÇEYREK 46,81 II.ÇEYREK 49,23 III.ÇEYREK 49,39 IV.ÇEYREK 47,58 YILLIK 48,25 Kaynak: SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), nlar, 01 Mayıs 2011 Tablo 32 de görüldüğü gibi 2005 yılının birinci altı aylık dönemi için brüt asgari ücret 488,70 YTL iken ikinci altı aylık dönem için de aynı olmuştur yılında SSK ya asgari ücretin 163,72 YTL si SSK primi olarak, 14,66 YTL si işsizlik sigortası olarak yatırılırken ikinci altı aylık dönem için aynı oranda prim ve işsizlik sigortası ödenmiştir. 217 Tablo 32: 2005 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri 2005 YILI I. ALTI AY II. ALTI AY ASGARİ ÜCRET 488,70 YTL 488,70 YTL SSK PRİMİ (işçi+işveren) 163,72 YTL 163,72 YTL İŞSİZLİK SİGORTASI (işçi+işveren) 14,66 YTL 14,66 YTL Kaynak: T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), asgari_ucret, 01 Mayıs 2011 & Tarihleri Arası İşçilik Maliyeti, (Erişim), 01 Mayıs 2011 Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2005 yılı asgari ücret düzeyi 215 SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), 01 Mayıs T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), r_asgari_ucret, 01 Mayıs Tarihleri Arası İşçilik Maliyeti, (Erişim), 01 Mayıs 2011

106 92 üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın 2005 yılı için primlerden elde edeceği geliri YTL olacaktı. SGK kayıt dışı istihdam nedeni ile 2005 yılında yaklaşık olarak 18 Milyar 990 Milyon YTL prim kazancı elde edememiştir. Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2005 yılı asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı işsizlik sigorta fonu YTL gelir elde etmiş olacaktı. İşsizlik sigorta fonu kayıt dışı istihdam nedeni ile 2005 yılında yaklaşık olarak 1 Milyar 700 Milyon YTL gelir elde edememiştir. 218 SGK nın 2005 yılında kayıt dışı istihdam nedeni ile kaybı yaklaşık olarak 20 Milyar 690 Milyon YTL dir. SGK açığı yaklaşık olarak 18 Milyar 691 Milyon TL olarak gerçekleşmiş ve SGK ya açıklarını kapatmak için bütçeden 23 Milyar 762 Milyon YTL transfer edilmiştir. Görüldüğü gibi 2005 yılında kayıt dışı olarak istihdam edilenler kayıt altına alınmış olsaydı SGK bütçesi yaklaşık olarak 1 Milyar 999 Milyon YTL fazla verecekti ve SGK ya bütçeden transfer gerekmeyecekti Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi TÜİK in 2006 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği veriler Tablo 33 te verilmiştir. Bu verilere göre 2006 yılında kurumsal olmayan nüfus kişidir. 15 yaş üstü çalışabilecek işgücü ise kişidir. 218 TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 & Tarihleri Arası İşçilik Maliyeti, (Erişim), 01 Mayıs 2011

107 93 Tablo 33: 2006 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) KURUMSAL OLMAYAN NÜFUS 15 YAŞ İSTİHDAM ÜSTÜ NÜFÜS İŞGÜCÜ EDİLENLER EKSİK İSTİHDAM İŞSİZ YILLIK Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2006 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre, 15 yaş üstü işgücünün SGK ya kayıtlı olma durumu Tablo 34 te verilmiştir. Tablo 34 te Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlılığa göre istihdam edilenler incelendiğinde işgücüne dahil olan 15 yaş üstü kişiden kişi SGK ya kayıtlı iken kişi kayıt dışı olarak istihdam edilmiştir. 219 Tablo 34: 2006 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler SGK ya Kayıt Durumu (15 + Yaş) Kayıtlı Kayıtlı Değil TOPLAM Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2006 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre 2006 yılında kayıt dışı istihdam oranları Tablo 35 te verilmiştir. Bu verilere göre 2006 yılında kayıt dışı istihdam I.Çeyrek dönemde %45,09, II.Çeyrek dönemde %47,54, III.Çeyrek dönemde %48,63, IV.Çeyrek dönemde %46,61 ve yıllık ortalama %46,96 olarak gerçekleşmiştir TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), 01 Mayıs 2011

108 94 Tablo 35: 2006 Yılında Kayıt Dışı Oranları Kayıt Dışı Oranları (%) I.ÇEYREK 45,09 II.ÇEYREK 47,54 III.ÇEYREK 48,63 IV.ÇEYREK 46,61 YILLIK 46,96 Kaynak: SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), nlar, 01 Mayıs 2011 Tablo 36 da görüldüğü gibi 2006 yılının birinci altı aylık dönemi için brüt asgari ücret 531,00 YTL iken ikinci altı aylık dönem brüt asgari ücret aynı olmuştur. 221 Birinci altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin 177,89 YTL si SSK primi olarak, 15,93 YTL si işsizlik sigortası olarak yatırılırken ikinci altı aylık dönem için oranlar aynı olmuştur. 222 Tablo 36: 2006 Yılı Asgari Ücret Prim Kesintileri 2006 YILI I. ALTI AY II. ALTI AY ASGARİ ÜCRET 531,00 YTL 531,00 YTL SSK PRİMİ (işçi+işveren) 177,89 YTL 177,89 YTL İŞSİZLİK SİGORTASI (işçi+işveren) 15,93 YTL 15,93 YTL Kaynak: T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), asgari_ucret, 01 Mayıs 2011 & Tarihleri Arası İşçilik Maliyeti, (Erişim), 01 Mayıs 2011 Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2006 yılı asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın primlerden elde edeceği gelir YTL olacaktı. Yani 2006 yılında SGK kayıt dışı istihdam nedeni ile yaklaşık olarak 20 Milyar 478 Milyon YTL prim kazancı elde edememiştir. 221 T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), r_asgari_ucret, 01 Mayıs Tarihleri Arası İşçilik Maliyeti, (Erişim), 01 Mayıs 2011

109 95 Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2006 yılı asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı işsizlik sigorta fonu YTL gelir elde etmiş olacaktı. İşsizlik sigorta fonu 2006 yılında yaklaşık olarak 1 Milyar 834 Milyon YTL gelir elde edememiştir. 223 SGK nın 2006 yılında kayıt dışı istihdam nedeni ile kaybı yaklaşık olarak 22 Milyar 312 Milyon YTL dir. SGK açığı yaklaşık olarak 18 Milyar 036 Milyon TL olarak gerçekleşmiş ve SGK ya açıklarını kapatmak için bütçeden 22 Milyar 518 Milyon YTL transfer edilmiştir. 224 Görüldüğü gibi 2006 yılında kayıt dışı olarak istihdam edilenler kayıt altına alınmış olsaydı SGK bütçesi yaklaşık olarak 4 Milyar 276 Milyon YTL fazla verecekti ve SGK ya bütçeden transfer gerekmeyecekti Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi TÜİK in 2007 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği veriler Tablo 37 de verilmiştir. Bu verilere göre 2007 yılında kurumsal olmayan nüfus kişidir. 15 yaş üstü çalışabilecek işgücü ise kişidir. Tablo 37: 2007 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) KURUMSAL OLMAYAN NÜFUS 15 YAŞ ÜSTÜ NÜFÜS İŞGÜCÜ İSTİHDAM EDİLENLER EKSİK İSTİHDAM İŞSİZ YILLIK Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 & Tarihleri Arası İşçilik Maliyeti, (Erişim), 01 Mayıs Bülbül, Türkiye de Sosyal Güvenlik Açıklarının Seyri ve Çözüm Önerileri, a.g.m., s.24

110 96 TÜİK in 2007 yılında Hane Halkı İşgücü anketleri sonucu elde ettiği verilere göre, 15 yaş üstü işgücünün SGK ya kayıtlı olma durumu Tablo 38 de verilmiştir. Tablo 38 de Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlılığa göre istihdam edilenler incelendiğinde işgücüne dahil olan 15 yaş üstü kişiden kişi SGK ya kayıtlı iken kişi kayıt dışı olarak istihdam edilmiştir. 225 Tablo 38: 2007 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler SGK ya Kayıt Durumu (15 + Yaş) Kayıtlı Kayıtlı Değil TOPLAM Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2007 yılında Hane Halkı İşgücü anketleri sonucu elde ettiği verilere göre 2007 yılında kayıt dışı istihdam oranları Tablo 39 da verilmiştir. Bu verilere göre 2007 yılında kayıt dışı istihdam I.Çeyrek dönemde %44,63, II.Çeyrek dönemde %46,20, III.Çeyrek dönemde %48,14, IV.Çeyrek dönemde %43,88 ve yıllık ortalama %45,71 olarak gerçekleşmiştir. 226 Tablo 39: 2007 Yılında Kayıt Dışı Oranları Kayıt Dışı Oranları (%) I.ÇEYREK 44,63 II.ÇEYREK 46,20 III.ÇEYREK 48,14 IV.ÇEYREK 43,88 YILLIK 45,71 Kaynak: SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), nlar, 01 Mayıs TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), 01 Mayıs 2011

111 97 Tablo 40 ta görüldüğü gibi 2007 yılının birinci altı aylık dönemi için asgari ücret 562,50 YTL iken ikinci altı aylık dönem için 585,00 YTL dir. 227 Birinci altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin 188,44 YTL si SSK primi olarak, 16,88 YTL si işsizlik sigortası olarak yatırılırken ikinci altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin 195,98 YTL si SSK primi olarak, 17,55 YTL si işsizlik sigortası olarak ödenmiştir. 228 Tablo 40: 2007 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri 2007 YILI I. ALTI AY II. ALTI AY ASGARİ ÜCRET 562,50 YTL 585,00 YTL SSK PRİMİ (işçi+işveren) 188,44 YTL 195,98 YTL İŞSİZLİK SİGORTASI (işçi+işveren) 16,88 YTL 17,55 YTL Kaynak: T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), asgari_ucret, 01 Mayıs 2011 & Tarihleri Arası İşçilik Maliyetleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2007 yılı birinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın birinci altı ay için primlerden elde edeceği gelir YTL olacaktı. İkinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın ikinci altı ay için primlerden elde edeceği gelir YTL olacaktı yılında SGK kayıt dışı istihdam nedeni ile yaklaşık olarak 21 Milyar 734 Milyon YTL prim kazancı elde edememiştir. Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2007 yılı birinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı işsizlik sigorta fonu birinci altı ay için YTL, ikinci 227 T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), ucret, 01 Mayıs Tarihleri Arası İşçilik Maliyetleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011

112 98 altı ay için YTL gelir elde edecekken işsizlik sigorta fonu 2007 yılında yaklaşık olarak 1 Milyar 946 Milyon YTL gelir elde edememiştir. 229 SGK nın 2007 yılında kayıt dışı istihdam nedeni ile kaybı yaklaşık olarak 23 Milyar 680 Milyon YTL dir. SGK açığı yaklaşık olarak 25 Milyar 40 Milyon TL olarak gerçekleşmiş ve SGK ya açıklarını kapatmak için bütçeden 33 Milyar 63 Milyon YTL transfer edilmiştir. Görüldüğü gibi 2007 yılında kayıt dışı olarak istihdam edilenler kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın açığı yaklaşık olarak 1 Milyar 360 Milyon YTL olacaktı ve bütçeden yapılacak transfer tutarı azalacaktı Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi TÜİK in 2008 yılında Hane Halkı İşgücü anketleri sonucu elde ettiği veriler Tablo 41 de verilmiştir. Bu verilere göre 2002 yılında kurumsal olmayan nüfus kişidir. 15 yaş üstü çalışabilecek işgücü ise kişidir. Tablo 41: 2008 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) KURUMSAL OLMAYAN NÜFUS 15 YAŞ ÜSTÜ NÜFÜS İŞGÜCÜ İSTİHDAM EDİLENLER EKSİK İSTİHDAM İŞSİZ YILLIK Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2008 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre, 15 yaş üstü işgücünün SGK ya kayıtlı olma durumu Tablo 42 de verilmiştir. Tablo 42 de Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlılığa göre istihdam edilenler incelendiğinde işgücüne dahil olan 15 yaş üstü TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 & Tarihleri Arası İşçilik Maliyetleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011

113 99 kişiden kişi SGK ya kayıtlı iken kişi kayıt dışı olarak istihdam edilmektedir. 230 Tablo 42: 2008 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler SGK ya Kayıt Durumu (15 + Yaş) Kayıtlı Kayıtlı Değil TOPLAM Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2008 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre 2008 yılında kayıt dışı istihdam oranları Tablo 43 te verilmiştir. Bu verilere göre 2008 yılında kayıt dışı istihdam I.Çeyrek dönemde %41,30, II.Çeyrek dönemde %44,11, III.Çeyrek dönemde %45,08, IV.Çeyrek dönemde %43,35 ve yıllık ortalama %43,46 olarak gerçekleşmiştir. 231 Tablo 43: 2008 Yılında Kayıt Dışı Oranları Kayıt Dışı Oranları (%) I.ÇEYREK 41,30 II.ÇEYREK 44,11 III.ÇEYREK 45,08 IV.ÇEYREK 43,35 YILLIK 43,46 Kaynak: SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), nlar, 01 Mayıs 2011 Tablo 44 te görüldüğü gibi 2008 yılının birinci altı aylık dönemi için brüt asgari ücret 608,40 YTL iken ikinci altı aylık dönem için brüt asgari ücret 230 TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), 01 Mayıs 2011

114 ,70 YTL dir. 232 Birinci altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin 203,82 YTL si SSK primi olarak, 18,25 YTL si işsizlik sigortası olarak yatırılırken ikinci altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin 213,97 YTL si SSK primi olarak, 19,16 YTL si işsizlik sigortası olarak ödenmiştir. 233 Tablo 44: 2008 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri 2008 YILI I. ALTI AY II. ALTI AY ASGARİ ÜCRET 608,40 YTL 638,70 YTL SSK PRİMİ (işçi+işveren) 203,82 YTL 213,97 YTL İŞSİZLİK SİGORTASI (işçi+işveren) 18,25 YTL 19,16 YTL Kaynak: T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), asgari_ucret, 01 Mayıs 2011 & Asgari Ücret Karşılaştırması (Haziran Temmuz 2008), (Erişim), 01 Mayıs 2011 Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2008 yılı birinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın birinci altı ay için primlerden elde edeceği gelir YTL olacaktı. İkinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın ikinci altı ay için primlerden elde edeceği gelir YTL olacaktı yılında SGK kayıt dışı istihdam nedeni ile yaklaşık olarak 23 Milyar 112 Milyon YTL prim kazancı elde edememiştir. Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2008 yılı birinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı işsizlik sigorta fonu birinci altı ay için YTL gelir elde etmiş olacaktı. İkinci altı ay için YTL gelir elde etmiş 232 T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), ucret, 01 Mayıs Asgari Ücret Karşılaştırması (Haziran Temmuz 2008), (Erişim), 01 Mayıs 2011

115 101 olacaktı. İşsizlik sigorta fonu 2008 yılında kayıt dışı istihdam nedeni ile yaklaşık olarak 2 Milyar 69 Milyon YTL gelir elde edememiştir. 234 SGK nın 2008 yılında kayıt dışı istihdam nedeni ile kaybı yaklaşık olarak 25 Milyar 180 Milyon YTL dir. SGK açığı yaklaşık olarak 25 Milyar 901 Milyon TL olarak gerçekleşmiş ve SGK ya açıklarını kapatmak için bütçeden 35 Milyar 133 Milyon YTL transfer edilmiştir. Görüldüğü gibi 2008 yılında kayıt dışı olarak istihdam edilenler kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın açığı yaklaşık olarak 721 Milyon YTL olacaktı ve bütçeden yapılacak transfer tutarı azalacaktı Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerindeki Etkisi TÜİK in 2009 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği veriler Tablo 45 te verilmiştir. Bu verilere göre 2009 yılında kurumsal olmayan nüfus kişidir. 15 yaş üstü çalışabilecek işgücü ise kişidir. Tablo 45: 2009 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) KURUMSAL OLMAYAN NÜFUS 15 YAŞ ÜSTÜ NÜFÜS İŞGÜCÜ İSTİHDAM EDİLENLER EKSİK İSTİHDAM İŞSİZ YILLIK Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2009 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre, 15 yaş üstü işgücünün SGK ya kayıtlı olma durumu Tablo 46 da verilmiştir. Tablo 46 da Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlılığa göre istihdam edilenler incelendiğinde işgücüne dahil olan 15 yaş üstü TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 & Asgari Ücret Karşılaştırması (Haziran Temmuz 2008), (Erişim), 01 Mayıs 2011

116 102 kişiden kişi SGK ya kayıtlı iken kişi kayıt dışı olarak istihdam edilmiştir. 235 Tablo 46: 2009 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler SGK ye Kayıt Durumu (15 + Yaş) Kayıtlı Kayıtlı Değil TOPLAM Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2009 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre 2009 yılında kayıt dışı istihdam oranları Tablo 47 de verilmiştir. Bu verilere göre 2009 yılında kayıt dışı istihdam I.Çeyrek dönemde %40,96, II.Çeyrek dönemde %44,32, III.Çeyrek dönemde %45,87, IV.Çeyrek dönemde %43,83 ve yıllık ortalama %43,74 olarak gerçekleşmiştir. 236 Tablo 47: 2009 Yılında Kayıt Dışı Oranları Kayıt Dışı Oranları (%) I.ÇEYREK 40,96 II.ÇEYREK 44,32 III.ÇEYREK 45,87 IV.ÇEYREK 43,83 YILLIK 43,74 Kaynak: SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), nlar, 01 Mayıs 2011 Tablo 48 de görüldüğü gibi 2009 yılının birinci altı aylık dönemi için brüt asgari ücret 666,00 TL iken ikinci altı aylık dönem için brüt asgari ücret 693,00 TL dir. 237 Birinci altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin 223,11 TL si SSK primi olarak, 19,98 TL si işsizlik sigortası olarak yatırılırken ikinci 235 TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), 01 Mayıs T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), ucret, 01 Mayıs 2011

117 103 altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin 232,16 TL si SSK primi olarak, 20,79 TL si işsizlik sigortası olarak ödenmiştir. 238 Tablo 48: 2009 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri 2009 YILI I. ALTI AY II. ALTI AY ASGARİ ÜCRET 666,00 TL 693,00 TL SSK PRİMİ (işçi+işveren) 223,11 TL 232,16 TL İŞSİZLİK SİGORTASI (işçi+işveren) 19,98 TL 20,79 TL Kaynak: T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), asgari_ucret, 01 Mayıs 2011 & Haziran Temmuz 2009 Karşılaştırmalı Asgari Ücret Üzerinden İşçilik Maliyetleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2009 yılı birinci altı ayında asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın birinci altı ay için primlerden elde edeceği gelir TL olacaktı. İkinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın ikinci altı ay için primlerden elde edeceği gelir TL olacaktı yılında SGK kayıt dışı istihdam nedeni ile yaklaşık olarak 25 Milyar 480 Milyon TL prim kazancı elde edememiştir. Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2009 yılı birinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı işsizlik sigorta fonu birinci altı ay için TL gelir elde etmiş olacaktı. İkinci altı ay için TL gelir elde etmiş olacaktı. İşsizlik sigorta fonu 2009 yılında kayıt dışı istihdam nedeni ile yaklaşık olarak 2 Milyar 281 Milyon YTL gelir elde edememiştir. 239 SGK nın 2009 yılında kayıt dışı istihdam nedeni ile kaybı yaklaşık olarak 27 Milyar 761 Milyon TL dir. SGK açığı yaklaşık olarak 28 Milyar 702 Milyon TL olarak gerçekleşmiş ve 2009 yılında SGK ya açıklarını kapatmak için bütçeden 52 Milyar 685 Milyon TL transfer edilmiştir. Görüldüğü gibi 2009 yılında kayıt dışı olarak istihdam edilenler kayıt altına alınmış olsaydı SGK 238 Haziran Temmuz 2009 Karşılaştırmalı Asgari Ücret Üzerinden İşçilik Maliyetleri, (Erişim), 01 Mayıs TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 & Haziran Temmuz 2009 Karşılaştırmalı Asgari Ücret Üzerinden İşçilik Maliyetleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011

118 104 nın açığı yaklaşık olarak 941 Milyon TL olacaktı ve bütçeden yapılacak transfer tutarı azalacaktı Yılında Gerçekleşen Kayıt Dışı İstihdamın Sosyal Güvenlik Açıkları Üzerinde Etkisi TÜİK in 2010 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği veriler Tablo 49 da verilmiştir. Bu verilere göre 2010 yılında kurumsal olmayan nüfus kişidir. 15 yaş üstü çalışabilecek işgücü ise kişidir. Tablo 49: 2010 Yılı İşgücü Durumu (Bin Kişi) KURUMSAL OLMAYAN NÜFUS 15 YAŞ ÜSTÜ NÜFÜS İŞGÜCÜ İSTİHDAM EDİLENLER EKSİK İSTİHDAM İŞSİZ YILLIK Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 TÜİK in 2010 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre, 15 yaş üstü işgücünün SGK ya kayıtlı olma durumu Tablo 50 de verilmiştir. Tablo 50 de Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlılığa göre istihdam edilenler incelendiğinde işgücüne dahil olan 15 yaş üstü kişiden kişi SGK ya kayıtlı iken kişi kayıt dışı olarak görülmektedir. 240 Tablo 50: 2010 Yılında SGK ya Kayıtlılığa Göre İstihdam Edilenler SGK ya Kayıt Durumu (15 + Yaş) Kayıtlı Kayıtlı Değil TOPLAM Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011

119 105 TÜİK in 2010 yılında Hane Halkı İşgücü Anketleri sonucu elde ettiği verilere göre 2010 yılında kayıt dışı istihdam oranları Tablo 51 de verilmiştir. Bu verilere göre 2010 yılında kayıt dışı istihdam I.Çeyrek dönemde %42,02, II.Çeyrek dönemde %43,90, III.Çeyrek dönemde %44,59, IV.Çeyrek dönemde %43,83 ve yıllık ortalama %43,58 olarak gerçekleşmiştir. 241 Tablo 51: 2010 Yılında Kayıt Dışı Oranları Kayıt Dışı Oranları (%) I.ÇEYREK 42,02 II.ÇEYREK 43,90 III.ÇEYREK 44,59 IV.ÇEYREK 43,83 YILLIK 43,58 Kaynak: SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), nlar, 01 Mayıs 2011 Tablo 52 de görüldüğü gibi 2010 yılının birinci altı aylık dönemi için brüt asgari ücret 729,00 TL iken ikinci altı aylık dönem için brüt asgari ücret 760,50 TL dir. 242 Birinci altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin 244,22 TL si SSK primi olarak, 21,87 TL si işsizlik sigortası olarak yatırılırken ikinci altı aylık dönem için SSK ya asgari ücretin 254,77 TL si SSK primi olarak, 22,82 TL si işsizlik sigortası olarak ödenmiştir SGK, Sosyal Sigortalar / Kayıt Dışı, (Erişim), 01 Mayıs T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), ucret, 01 Mayıs Haziran Temmuz 2010 Karşılaştırmalı Asgari Ücret Üzerinden İşçilik Maliyetleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011

120 106 Tablo 52: 2010 Yılı Asgari Ücret ve Prim Kesintileri I. ALTI AY II. ALTI AY ASGARİ ÜCRET 729,00 TL 760,50 TL SSK PRİMİ (işçi+işveren) 244,22 TL 254,77 TL İŞSİZLİK SİGORTASI (işçi+işveren) 21,87 TL 22,82 TL Kaynak: T.C. ÇSGB, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, (Erişim), asgari_ucret, 01 Mayıs 2011 & Haziran Temmuz 2010 Karşılaştırmalı Asgari Ücret Üzerinden İşçilik Maliyetleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2010 yılı birinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın birinci altı ay için primlerden elde edeceği gelir TL olacaktı. İkinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı SGK nın ikinci altı ay için primlerden elde edeceği gelir TL olacaktı yılında SGK kayıt dışı istihdam nedeni ile yaklaşık olarak 29 Milyar 257 Milyon TL prim kazancı elde edememiştir. Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmadan istihdam edilen kişi 2010 yılı birinci altı aylık asgari ücret düzeyi üzerinden kayıt altına alınmış olsaydı işsizlik sigorta fonu birinci altı ay için TL gelir elde etmiş olacaktı. İkinci altı ay için TL gelir elde etmiş olacaktı. İşsizlik sigorta fonu 2010 yılında kayıt dışı istihdam nedeni ile yaklaşık olarak 2 Milyar 620 Milyon TL gelir elde edememiştir. 244 SGK nın 2010 yılında kayıt dışı istihdam nedeni ile kaybı yaklaşık olarak 31 Milyar 877 Milyon TL dir. SGK açığı yaklaşık olarak 31 Milyar 776 Milyon TL olarak gerçekleşmiş ve SGK ya açıklarını kapatmak için bütçeden 55 Milyar 244 Milyon TL transfer edilmiştir yılında kayıt dışı olarak istihdam edilenler kayıt altına alınmış olsaydı SGK bütçesi yaklaşık olarak 101 Milyon TL fazla verecekti ve SGK ya bütçeden transfer gerekmeyecekti. 244 TÜİK, İşgücü İstatistikleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011 & Haziran Temmuz 2010 Karşılaştırmalı Asgari Ücret Üzerinden İşçilik Maliyetleri, (Erişim), 01 Mayıs 2011

121 YILLARI KAYIT DIŞI İSTİHDAM VE SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARININ GENEL DEĞERLENDİRMESİ Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda oluşturduğumuz Tablo 53 te görüldüğü gibi 2001 yılı ile 2010 yılları arasında kayıt dışı istihdam kayıt altına alınmış olsaydı; 2001 yılında SGK nın bütçe fazlası yaklaşık olarak 3 Katrilyon 111 Trilyon TL, 2002 yılında SGK nın bütçe fazlası yaklaşık olarak 3 Katrilyon 566 Trilyon TL, 2003 yılında SGK nın bütçe fazlası yaklaşık olarak 1 Katrilyon 48 Trilyon TL, 2004 yılında SGK nın bütçe fazlası yaklaşık olarak 2 Katrilyon 760 Trilyon TL, 2005 yılında SGK nın bütçe fazlası yaklaşık olarak 1 Milyar 999 Milyon YTL, 2006 yılında SGK nın bütçe fazlası yaklaşık olarak 4 Milyar 276 Milyon YTL, 2007 yılında SGK nın bütçe açığı yaklaşık olarak 1 Milyar 360 Milyon YTL, 2008 yılında SGK nın bütçe açığı yaklaşık olarak 721 Milyon YTL, 2009 yılında SGK nın bütçe açığı yaklaşık olarak 941 Milyon TL, 2010 yılında SGK nın bütçe fazlası yaklaşık olarak 101 Milyon TL, şeklinde olacaktı. Kısaca SGK nın açıkları büyük oranlarda azalacaktı. Bu durumu aşağıda verilen Grafik 1 de görebiliriz.

122 108 Tablo 53: Yılları Kayıt Dışı İstidamın Kayıt Altına Alınması Öncesi ve Sonrası Yaklaşık Olarak SGK Açıkları (Milyon TL) Yıllar SGK Açıkları Kayıt Dışı İstihdam Kayıt Altına Alınmış Olsaydı Elde Edilecek Gelir Yeni Açık/Fazla Esk Yen Grafik 1: Yılları Kayıt Dışı İstidamın Kayıt Altına Alınması Öncesi ve Sonrası SGK Açıkları

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ... 1 A. Kayıt Dışı Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 B. Kayıt Dışı Ekonominin Nedenleri... 4 C. Kayıt Dışı Ekonominin Büyüklüğü...

Detaylı

KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE

KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE Türkiye Đşçi Sendikaları Konfederasyonu KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE Ankara Amaç Türkiye de kayıt dışı istihdam önemli bir sorun olarak gündemdedir. Ülkede son verilere göre istihdam edilenlerin yüzde

Detaylı

TÜRK HUKUKUNDA BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ VE VERGİLENDİRİLMESİ

TÜRK HUKUKUNDA BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ VE VERGİLENDİRİLMESİ Dr. SERKAN ACUNER Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Ardeşen Meslek Yüksek Okulu Öğretim Elemanı TÜRK HUKUKUNDA BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ VE VERGİLENDİRİLMESİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX

Detaylı

KAYIT DIŞI EKONOMİ VE REKABETÇİ PİYASALAR ÜZERİNE ETKİSİ

KAYIT DIŞI EKONOMİ VE REKABETÇİ PİYASALAR ÜZERİNE ETKİSİ T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI İKTİSAT TEORİSİ BİLİM DALI KAYIT DIŞI EKONOMİ VE REKABETÇİ PİYASALAR ÜZERİNE ETKİSİ Yüksek Lisans Tezi BURCU DİNÇER İstanbul, 2007

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE ANA BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE ANA BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE ANA BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Mehmet Çağlar BÜYÜK Türk Vergi Sisteminde Kayıt Dışılık Vergi Denetimi ve Risk Analiz Uygulamaları 1 Öğretilmiş

Detaylı

2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU TARTIŞMA METNİ 2003/6 http://www.tek.org.tr 2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Zafer Yükseler Aralık, 2003

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $)

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $) 4.2. HİZMETLER 1. Hizmetler sektörünün ekonomideki ağırlığı bir refah kriteri olarak değerlendirilmektedir (1). (2) tarafından bildirildiği üzere, sanayileşmeyle birlikte, ulaştırma hizmetleri ve belirli

Detaylı

Asgari Ücret Artırımın Etkileri Nelerdir?

Asgari Ücret Artırımın Etkileri Nelerdir? Asgari Ücret Artırımın Etkileri Nelerdir? Erhan Tarhan, SMMM Deloitte Vergi Müdür Yardımcısı Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2016 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere Aralık ayında toplanacak.

Detaylı

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 13 1.1.İktisadın Konusu ve Kapsamı 14 1.2. İktisadın Bölümleri 15 1.2.1.Mikro ve Makro İktisat 15 1.2.2. Pozitif İktisat ve Normatif İktisat

Detaylı

Ders içeriği (11. Hafta)

Ders içeriği (11. Hafta) 11. Milli Gelir 11.1. Gayri Safi Milli Hasıla 11.2. Gayri safi Yurtiçi Hasıla 11.3. Safi Milli Hasıla 11.4. Milli Gelir 11.5. Nominal ve Reel Milli Gelir 11.6. Şahsi Gelir ve Kullanılabilir Gelir Ders

Detaylı

Sunu planı. Sunu Planı. Slayt No 3-6 Tekstil ve Hazır Giyim Sektörlerinin Brüt Katma Değeri. 7-8 Sektörlerin Büyüme Eğilimleri

Sunu planı. Sunu Planı. Slayt No 3-6 Tekstil ve Hazır Giyim Sektörlerinin Brüt Katma Değeri. 7-8 Sektörlerin Büyüme Eğilimleri YÖNETİCİ ÖZETİ Sunu planı Sunu Planı Slayt No 3-6 Tekstil ve Hazır Giyim Sektörlerinin Brüt Katma Değeri 7-8 Sektörlerin Büyüme Eğilimleri 9-11 Tekstil ve Hazır Giyim İstihdamı 12 İşyeri Sayısı 13 Sektörün

Detaylı

MALİYE TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

MALİYE TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI MALİYE TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Anabilim Dalı: Maliye PROGRAMIN TANIMI: Maliye Tezsiz Yüksek Lisansı programının amacı; kamu ve özel sektör sistemi içerisindeki problemleri ve ihtiyaçları analiz edebilecek,

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... 1 1.1. EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER... 3 1.1.1. Romalıların Ekonomik Düşünceleri... 3 1.1.2. Orta Çağ da Ekonomik Düşünceler...

Detaylı

TÜRK VERGİ SİSTEMİ DERS NOTU 3.DERS

TÜRK VERGİ SİSTEMİ DERS NOTU 3.DERS TÜRK VERGİ SİSTEMİ DERS NOTU 3.DERS III. ÜCRETLER Ücret, işverene tabi ve belli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen

Detaylı

FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR. N. CEREN TÜRKMEN

FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR. N. CEREN TÜRKMEN FİNANSAL PİYASALAR VE FİNANSAL KURUMLAR N. CEREN TÜRKMEN cturkmen@sakarya.edu.tr 1 FİNANSAL SİSTEM Bir ekonomide fonları talep edenler, fonları arz edenler bunlar arasındaki fon akımlarını düzenleyen kurumlar

Detaylı

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

SINAV KONU BAŞLIKLARI

SINAV KONU BAŞLIKLARI 1260 9. Takas, Operasyon, Saklama ve Kaydileştirme 1261 Takas, Operasyon, Saklama ve Kaydileştirme Düzenlemeleri 1/6 SINAV KONU BAŞLIKLARI SERMAYE PİYASASI FAALİYETLERİ TEMEL DÜZEY SINAVI 1100 1. Genel

Detaylı

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017) 2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ Zafer YÜKSELER (19 Haziran 2017) TÜİK, 2017 yılı ilk çeyreğine ilişkin GSYH büyüme hızını yüzde 5 olarak açıklamıştır. Büyüme hızı, piyasa beklentileri olan

Detaylı

Ekonomik Rapor Kaynak: TÜİK. Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

Ekonomik Rapor Kaynak: TÜİK. Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi Erkek nüfus için, doğuşta beklenen yaşam süreleri 2000-2009 yılları arasında incelendiğinde 2000 yılında 68,1 yıl olan beklenen yaşam süresi 2001-2007

Detaylı

SİRKÜLER RAPOR 5225 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ. ( Seri No : 1 )

SİRKÜLER RAPOR 5225 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ. ( Seri No : 1 ) SİRKÜLER RAPOR Sirküler Tarihi: 24.02.2009 Sirküler No: 2009/28 5225 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ ( Seri No : 1 ) 20.02.2009 tarih ve 27147 sayılı Resmi Gazete de Yayımlanan 5225 sayılı Kültür Yatırımları

Detaylı

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu 2009 BS 3204-1. şağıdakilerden hangisi dayanıksız mal veya hizmet grubu içerisinde ~ almaz? iktiso GiRiş 5. Gelirdeki bir artış karşısında talebi azalan mallara ne ad verili r? ) Benzin B) Mum C) Ekmek

Detaylı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AYLIK EKONOMİK GÖSTERGELER EKİM 2015 Hazine Müsteşarlığı Matbaası Ankara, 22 Ekim 2015 İÇİNDEKİLER TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER i I. ÜRETİM I.1.1.

Detaylı

SGK TEŞVİK İŞ-KUR İŞBAŞI EĞİTİM PROGRAMINI BİTİRENLERİN İSTİHDAMINA İLİŞKİN SİGORTA PRİM TEŞVİKİ

SGK TEŞVİK İŞ-KUR İŞBAŞI EĞİTİM PROGRAMINI BİTİRENLERİN İSTİHDAMINA İLİŞKİN SİGORTA PRİM TEŞVİKİ İŞ-KUR İŞBAŞI EĞİTİM PROGRAMINI BİTİRENLERİN İSTİHDAMINA İLİŞKİN SİGORTA PRİM TEŞVİKİ 6645 1 SİGORTALI YÖNÜNDEN ŞARTLAR 31.12.2017 Tarihine kadar İş-Kur İşbaşı Eğitim programını tamamlamış olması İşbaşı

Detaylı

2017 Yılında Uygulanacak İstihdam Teşviğine İlişkin Yayımlanan 297 Seri Numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği Hakkında

2017 Yılında Uygulanacak İstihdam Teşviğine İlişkin Yayımlanan 297 Seri Numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği Hakkında Sirküler 2017 / 026 Referansımız: 0259/ 2017/ YMM/ EK Telefon: +90 (212) 291 57 10 Fax: +90 (212) 241 46 04 E-Mail: info@kutlanpartners.com İstanbul, 16.03.2017 2017 Yılında Uygulanacak İstihdam Teşviğine

Detaylı

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b. Aşağıdakilerden hangisi kamu harcamalarının gerçek artış nedenlerinden biri değildir? a. Nüfus artışı b. Teknik ilerlemeler c. Bütçede safi hasılat yönteminden gayrisafi hasılat yöntemine geçilmesi d.

Detaylı

AÇIKLAYICI BİLGİ NOTU

AÇIKLAYICI BİLGİ NOTU AÇIKLAYICI BİLGİ NOTU TARİH SAYI RESMİ GAZETE NO MEVZUAT TÜRÜ YAYINLANMA TARİHİ GEÇERLİLİK TARİHİ AÇIKLAMA / /2017 297 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği Taslağı.. Tebliğ / /2017 4447 sayılı İşsizlik

Detaylı

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU ve TEMEL KAVRAMLAR 11 1.1.Makro Ekonominin Doğuşu 12 1.1.1.Makro Ekonominin Doğuş Süreci 12 1.1.2.Mikro ve Makro Ekonomi Ayrımı 15 1.1.3.Makro Analiz

Detaylı

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI NIN GELİR DAĞILIMINDA ADALETSİZLİK VE YOKSULLUK SORUNUNA YAKLAŞIMI (SEKİZİNCİ

Detaylı

GELİR VERGİSİ STOPAJI TEŞVİKİ HAKKINDA TEBLİĞ YAYIMLANDI.

GELİR VERGİSİ STOPAJI TEŞVİKİ HAKKINDA TEBLİĞ YAYIMLANDI. GELİR VERGİSİ STOPAJI TEŞVİKİ HAKKINDA TEBLİĞ YAYIMLANDI. 9/2/2017 tarihli ve 29974 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 687 sayılı KHK ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa Geçici

Detaylı

KATMA DEĞER VERGİSİNDE SORUMLULUK

KATMA DEĞER VERGİSİNDE SORUMLULUK Yrd. Doç. Dr. ERKAN AYDIN Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Mali Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi KATMA DEĞER VERGİSİNDE SORUMLULUK İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...ix

Detaylı

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2.

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. Ekonominin Tanımı... 3 1.3. Ekonomi Biliminde Yöntem... 4 1.4.

Detaylı

kurumsal olmayan sivil nüfus (KOSN)

kurumsal olmayan sivil nüfus (KOSN) Bir ülkede toplam nüfusun kışla, hapishane ve hastane gibi yerlerde ikamet edenler dışında kalan kısmının 15 yaş üzerindeki bölümüne kurumsal olmayan sivil nüfus (KOSN) denir. Kurumsal olmayan sivil nüfus:

Detaylı

6728 SAYILI KANUN İLE MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ UYGULAMAYA KONULMUŞTUR.

6728 SAYILI KANUN İLE MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ UYGULAMAYA KONULMUŞTUR. Sirküler Rapor Mevzuat 09.08.2016/96-1 6728 SAYILI KANUN İLE MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ UYGULAMAYA KONULMUŞTUR. 6728 sayılı Kanun ile Sosyal Güvenlik Kurumu na verilmesi gereken aylık prim ve

Detaylı

GÖTÜRÜ USULDE VERGİLENDİRME ESAS VE KISTASLARI TÜZÜĞÜ

GÖTÜRÜ USULDE VERGİLENDİRME ESAS VE KISTASLARI TÜZÜĞÜ GÖTÜRÜ USULDE VERGİLENDİRME ESAS VE KISTASLARI TÜZÜĞÜ [(25.2.1983 R.G. 14 EK III A.E. 87 Sayılı Tüzüğün), (29.4.1983 R.G. 29 EK III A.E. 173), ( 15.3.1985 R.G. 22 EK III A.E. 133), ( 7.4.1985 R.G. 30 EK

Detaylı

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş./74

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş./74 10.08.2016/Çarşamba ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş./74 Konu: 6728 SAYILI KANUN İLE MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ UYGULAMAYA KONULMUŞTUR. 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi

Detaylı

Sosyal Güvenlik (Emeklilik) Sistemine Bakış

Sosyal Güvenlik (Emeklilik) Sistemine Bakış 2050'ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Sosyal Güvenlik (Emeklilik) Sistemine Bakış Prof. Dr. Yusuf Alper (Uludağ Üniversitesi) Yard. Doç. Dr. Çağaçan Değer (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Serdar Sayan (TOBB

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ MART 2018 Hazırlayan: Yağmur Özcan Uluslararası

Detaylı

ö z d o ğ r u l a r serbest muhasebeci mali müşavirlik ltd.şti. Chartered Accountants & Auditors Ltd.

ö z d o ğ r u l a r serbest muhasebeci mali müşavirlik ltd.şti. Chartered Accountants & Auditors Ltd. 14. Pratik bilgiler 14.1 Gelir vergisi oranları 14.1.1 2009 yılı gelirlerine uygulanan tarife Gelir dilimi Vergi oranı 8.700 TL ye kadar 22.000 TL'nin 8.700 TL'si için 1.305 TL, fazlası % 20 50.000 TL'nin

Detaylı

Bireysel Emeklilik Sisteminin Geliştirilmesi: Sonuçlar, Fırsatlar ve Beklentiler

Bireysel Emeklilik Sisteminin Geliştirilmesi: Sonuçlar, Fırsatlar ve Beklentiler Bireysel Emeklilik Sisteminin Geliştirilmesi: Sonuçlar, Fırsatlar ve Beklentiler Ali Haydar ELVEREN Daire Başkanı Özel Emeklilik Dairesi Hazine Müsteşarlığı Bireysel Emeklilik Sisteminin Geliştirilmesi

Detaylı

İŞKUR VASITASIYLA İŞE İLAVE ALINANLAR İÇİN GETİRİLEN GELİR VERGİSİ STOPAJ DESTEĞİ HAKKINDA GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI:

İŞKUR VASITASIYLA İŞE İLAVE ALINANLAR İÇİN GETİRİLEN GELİR VERGİSİ STOPAJ DESTEĞİ HAKKINDA GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI: SİRKÜLER TARİHİ : 16 /03/2017 SİRKÜLER NO : 2017/46 İŞKUR VASITASIYLA İŞE İLAVE ALINANLAR İÇİN GETİRİLEN GELİR VERGİSİ STOPAJ DESTEĞİ HAKKINDA GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI: 9 Şubat 2017 tarihli Resmi Gazetede

Detaylı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AYLIK EKONOMİK GÖSTERGELER KASIM 2016 Hazine Müsteşarlığı Matbaası Ankara, 30 Kasım 2016 İÇİNDEKİLER TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER i I. ÜRETİM I.1.1.

Detaylı

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ KIBRIS RUM KESİMİ ÜLKE RAPORU Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ I.GENEL BİLGİLER Resmi Adı : Kıbrıs Cumhuriyeti Yönetim Şekli : Cumhuriyet Coğrafi Konumu : Akdeniz deki beş büyük adadan

Detaylı

MALÎ BÜLTEN-01 M A R M A R A Ü N İ V E R S İ T E S İ M A LÎ BÜLTENİ REEL RAKAMLAR

MALÎ BÜLTEN-01 M A R M A R A Ü N İ V E R S İ T E S İ M A LÎ BÜLTENİ REEL RAKAMLAR BÜTÇE DENGESİ M A R M A R A Ü N İ V E R S İ T E S İ İ K T İ S A T F A K Ü L T E S İ M A LÎ BÜLTENİ REEL RAKAMLAR VERGİ HUKUKU KİTAP TANITIMI Bütçe Dengesi Yılın ilk 2 aylık ( 2018) döneminde, Merkezi Yönetim

Detaylı

SİRKÜLER 2009 / 5. 03/02/2009 tarihli ve Sayılı Resmi Gazete de aşağıda yer alan vergi tevkif oranları yayımlanmıştır.

SİRKÜLER 2009 / 5. 03/02/2009 tarihli ve Sayılı Resmi Gazete de aşağıda yer alan vergi tevkif oranları yayımlanmıştır. SİRKÜLER 2009 / 5 Ankara, 04/ 02 / 2009 KONU: 193 SAYILI GELIR VERGISI -5520 SAYILI KURUMLAR VERGISI HAKKINDA KARAR MEVZUAT: 193 SAYILI GELIR VERGISI KANUNUNUN 94 ÜNCÜ MADDESINDE YER ALAN TEVKIFAT NISPETLERI

Detaylı

YURTDIŞINDA MUKİM KURUMLARIN TÜRKİYE DEKİ TAŞINMAZ SATIŞLARININ VERGİLENDİRİLMESİ

YURTDIŞINDA MUKİM KURUMLARIN TÜRKİYE DEKİ TAŞINMAZ SATIŞLARININ VERGİLENDİRİLMESİ YURTDIŞINDA MUKİM KURUMLARIN TÜRKİYE DEKİ TAŞINMAZ SATIŞLARININ VERGİLENDİRİLMESİ Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi Ağustos 2013 Sayısında Yayınlanmıştır 1. Giriş Yurtdışında mukim (kanuni ve iş merkezlerinden

Detaylı

MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER

MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER Bu ünite tamamlandığında; o Ekonomik karar birimlerini ve faaliyetlerini ortaya koyabileceğiz o Ekonomik faaliyetlerin bileşenlerini sıralayabileceğiz

Detaylı

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2017/48

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2017/48 TARİH : 16.03.2017 NUMARA : 2017/48 VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2017/48 Konu : 297 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği (4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa Eklenen Geçici 18 İnci Maddenin Uygulaması) 16/3/2017

Detaylı

DOÇ. DR. OĞUZ KARADENİZ

DOÇ. DR. OĞUZ KARADENİZ DOÇ. DR. OĞUZ KARADENİZ ADRES: PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ İİBF KINIKLI KAMPÜSÜ, 20020 DENİZLİ TELEFON: 0 258 296 2678 e-mail: oguzk@pau.edu.tr Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Maliye

Detaylı

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. 68 MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. Mikroiktisat küçük ekonomik birimler (hanehalkı, firmalar ve piyasalar) ile

Detaylı

Sirküler Rapor : 2013/

Sirküler Rapor : 2013/ Sirküler Rapor : 2013/002 12.01.2013 Bildiğiniz üzere, her sene asgari ücret komisyon tarafından belirlenir ve ilan edilir. Asgari ücretin anlamı; İşgörme edimini yerine getiren işçiye, yapmış olduğu çalışmalar

Detaylı

Büyümeyi Sürdürmek: Yurtiçi Tasarrufların Önemi

Büyümeyi Sürdürmek: Yurtiçi Tasarrufların Önemi Büyümeyi Sürdürmek: Yurtiçi Tasarrufların Önemi Eser Pirgan Matur Ekonomik Modeller ve Stratejik Araştırmalar Dairesi Kalkınma Bakanlığı 24 Ekim 2014 03.11.2014 1 Sunum Planı Yurtiçi Tasarrufların Kalkınma

Detaylı

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2017/9

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2017/9 Ö z e t B ü l t e n Tarih : 13.02.2017 Sayı : 2017/9 Değerli Müşterimiz, Son günlerde mevzuatımızda meydana gelen gelişmeleri özetle bilgilerinize sunuyoruz. 1- Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamında Yapılan

Detaylı

İŞGÜCÜ PİYASALARINDA MEVSİMLİK ETKİLER AZALIYOR

İŞGÜCÜ PİYASALARINDA MEVSİMLİK ETKİLER AZALIYOR ÖZET İŞGÜCÜ PİYASALARINDA MEVSİMLİK ETKİLER AZALIYOR 17.04.014 Ekim Kasım Aralık Ayları. HAZIRLAYAN Prof. Dr. Halis Yunus ERSÖZ İktisat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa DELİCAN İnsan Kaynakları Araştırma

Detaylı

IÇINDEKILER BIRINCI BOLUM. BIREYSEL EMEKLILIK SISTEMI VE ŞAHıS SIGORTA SISTEMI HAKKıNDA GENEL AÇıKLAMALAR

IÇINDEKILER BIRINCI BOLUM. BIREYSEL EMEKLILIK SISTEMI VE ŞAHıS SIGORTA SISTEMI HAKKıNDA GENEL AÇıKLAMALAR IÇINDEKILER ÖNSÖZ IH GİRİŞ 1 BIRINCI BOLUM BIREYSEL EMEKLILIK SISTEMI VE ŞAHıS SIGORTA SISTEMI HAKKıNDA GENEL AÇıKLAMALAR 1. Genel Açıklamalar 9 2. Şahıs Sigorta (Hayat Sigortalan) Sistemi Hakkında Genel

Detaylı

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2017/34

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2017/34 17.03.2017 ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2017/34 KONU: Gelir Vergisi Stopaj Desteği Uygulamasına İlişkin 297 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği Yayımlandı. 9 Şubat

Detaylı

No: Gelir Vergisi Kanunu 94. Madde ve Geçici 67. Madde Oranlar. Gelir vergisi kanunu 103 ve 104 madde. 1) Ücretlerden

No: Gelir Vergisi Kanunu 94. Madde ve Geçici 67. Madde Oranlar. Gelir vergisi kanunu 103 ve 104 madde. 1) Ücretlerden No: Gelir Vergisi Kanunu 94. Madde ve Geçici 67. Madde Oranlar 1) Ücretlerden Hizmet erbabına ödenen ücretlerden GVK 103. maddedeki dilimlere ve 104. maddedeki esaslara göre stopaj yapılacaktır. (Bkz.

Detaylı

SİRKÜLER KONU. KONU : 297 Seri No lu Gelir Vergisi Genel Tebliği

SİRKÜLER KONU. KONU : 297 Seri No lu Gelir Vergisi Genel Tebliği SİRKÜLER TARİH : 25.03 03.201.2017 SAYI : 2017-03 03-08 KONU KONU : 297 Seri No lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ÖZETİ : Tebliğde, özel sektör işverenlerinin 2016 yılı Aralık ayına ilişkin olarak verdikleri

Detaylı

MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ HAKKINDA:

MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ HAKKINDA: MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ HAKKINDA: GENEL BİLGİ : Vergiye uyum maliyetinin azaltılması, gönüllü uyumun teşvik edilmesi ve kayıt dışı ekonomi ile mücadelede etkinliğin artırılması amacıyla; vergi

Detaylı

İstihdam Seferberliği Ekrem GÜLCEMAL Sosyal Güvenlik İl Müdürü

İstihdam Seferberliği Ekrem GÜLCEMAL Sosyal Güvenlik İl Müdürü İstihdam Seferberliği Ekrem GÜLCEMAL Sosyal Güvenlik İl Müdürü Kanuni Teşviklerden Yararlanma Sayıları TEŞVİK AÇIKLAMA İŞYERİ SAYISI SİGORTALI SAYISI TEŞVİK TUTARI 5510 Malullük, Yaşlılık Ölüm Sigortası

Detaylı

TEBLİĞ İŞVEREN UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

TEBLİĞ İŞVEREN UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ 8 Kasım 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29526 Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: TEBLİĞ İŞVEREN UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ MADDE 1 1/9/2012 tarihli ve 28398 sayılı Resmî

Detaylı

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II ÇALIŞMA EKONOMİSİ II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ.

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE HAFTALIK GELİŞMELER ve GENEL GÖRÜNÜM

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE HAFTALIK GELİŞMELER ve GENEL GÖRÜNÜM T.C. Kalkınma Bakanlığı TÜRKİYE EKONOMİSİNDE HAFTALIK GELİŞMELER ve GENEL GÖRÜNÜM Yıllık Programlar ve Konjonktür Değerlendirme Genel Müdürlüğü 18 Kasım 2016 İÇİNDEKİLER Sayfa No BÖLÜM-1: TEMEL EKONOMİK

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE ŞUBAT 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ

ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ Mehmet Emre DİKEN * 1. Giriş Şehiriçi ticari taksi araçlarının sayıları yeni yerleşim bölgelerinin kurulması ve nüfusla paralel olarak artış göstermektedir.

Detaylı

TÜRKİYE DE VE DÜNYA DA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

TÜRKİYE DE VE DÜNYA DA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ TÜRKİYE DE VE DÜNYA DA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İş Sağlığı ve Güvenliği Kavramı Geleneksel anlamıyla iş sağlığı ve güvenliği; işyerlerini işin yürütümü nedeniyle oluşan tehlikelerden uzaklaştırmak ve sağlığa

Detaylı

Muhasebe, Personel Müdürlükleri ne

Muhasebe, Personel Müdürlükleri ne SİRKÜ : KAYSERİ Konu : 2009 Yılı Asgari Ücret Tutarları ile 14.01.2009 Bu Konuyla İlgili Diğer Değişiklikler Muhasebe, Personel Müdürlükleri ne Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Asgari Ücret Tespit

Detaylı

bc. TL MEVDUAT FAİZLERİ : (01/01/2013 Tarihinden itibaren)

bc. TL MEVDUAT FAİZLERİ : (01/01/2013 Tarihinden itibaren) GELİR VERGİSİ STOPAJ ORANLARI (GVK Md.94 ve GEÇİCİ Md. 67) MADDE GVK 94/.a..b. 3 4 5.a. 5.b. 5.c. 5.d. 6.a. 6.b. 7 AÇIKLAMA Yaptıkları serbest meslek isleri dolayısıyla bu isleri icra edenlere yapılan

Detaylı

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI (SERİ NO: 297) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Yasal Düzenleme

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI (SERİ NO: 297) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Yasal Düzenleme Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI (SERİ NO: 297) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Yasal Düzenleme Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Tebliğde, 9/2/2017 tarihli

Detaylı

EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ. 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ. 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ EĞİTİM VE EKONOMİ İNSAN SERMAYESİ KURAMI EĞİTİM VE EKONOMİK BÜYÜME EĞİTİM

Detaylı

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU TEMMUZ - 2018 SUNUŞ... 4 I-OCAK HAZİRAN 2018 DÖNEMİ BÜTÇE UYGULAMA SONUÇLARI... 5 A. Bütçe... 5 01. Personel... 7 02. Sosyal Güvenlik Kurumlarına Devlet Primi...

Detaylı

Dr. Selçuk Yakıştıran 2. Uluslararası Mesleksel ve Çevresel Hastalıkları Kongresi 04 Mart 08 Mart 2018 ANTALYA

Dr. Selçuk Yakıştıran 2. Uluslararası Mesleksel ve Çevresel Hastalıkları Kongresi 04 Mart 08 Mart 2018 ANTALYA İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamalarının İyileştirilmesinde Ulusal Politika Belgelerinin Kurum ve Kuruluşların Stratejik Planlarına Aktarılması ve Uygulamalarının Değerlendirilmesi Dr. Selçuk Yakıştıran

Detaylı

Öğr. Gör. Halil YAMAK

Öğr. Gör. Halil YAMAK Ondokuzmayıs Üniversitesi Havza Meslek Yüksekokulu İş Sağlığı ve Güvenliği Programı 2018 2019 Güz Yarıyılı Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Dersi 1. Hafta Öğr. Gör. Halil YAMAK Yapı Sektörünün Önemi,

Detaylı

İŞVEREN UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ YAYIMLANDI

İŞVEREN UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ YAYIMLANDI 09.11.2015/19-1 İŞVEREN UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ YAYIMLANDI ÖZET : Tebliğ ile İşveren Uygulama Tebliği nde yer alan e-sigorta uygulamasına başvuru, aylıksız izinli sayılan

Detaylı

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi 2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç

Detaylı

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler AB inin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Sayfa No Nüfus (Bin Kişi) 1 Nüfus Artış Hızı (%) 2 Cari Fiyatlarla GSYİH (Milyar $) 3 Kişi Başına GSYİH ($) 4 Satınalma Gücü Paritesine Göre Kişi Başına GSYİH

Detaylı

T.C. BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ 2017 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

T.C. BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ 2017 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU T.C. BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ 2017 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU BİNGÖL Temmuz 2017 11 SUNUŞ 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 30 uncu maddesinde, genel yönetim kapsamındaki

Detaylı

Kayıtdışı İstihdama Dair Yanıtlanmayı Bekleyen Bazı Sorular

Kayıtdışı İstihdama Dair Yanıtlanmayı Bekleyen Bazı Sorular PLATFORM NOTU'15 / P-3 Yayınlanma Tarihi: 05.02.2015 * Kayıtdışı İstihdama Dair Yanıtlanmayı Bekleyen Bazı Sorular Cem Başlevent 1 YÖNETİCİ ÖZETİ Son yıllarda yaşanan olumlu gelişmelere rağmen, kayıtdışı

Detaylı

Maliyet Muhasebesi GENEL BİLGİLER

Maliyet Muhasebesi GENEL BİLGİLER Maliyet Muhasebesi GENEL BİLGİLER Kürşat ÖZDEMİR Genel Bilgiler Temel Kavramlar İşletme Bilgi Sistemi Maliyet Muhasebesi - Tanımı - Amacı MALİYET NEDİR? Bir malı veya hizmeti yapmak ve satmak için, doğrudan

Detaylı

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur.

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur. 1-John Maynard Keynes in en önemli eseri ve bu eserin içeriği nedir? İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur. 2-Keynes in geliştirdiği görüş nedir? Toplam talebin istihdamı

Detaylı

Levent Cad. Tekirler Sok. No:4 1. LEVENT/İSTANBUL Tel:0 212 281 29 29 Fax: 0 212 280 01 80

Levent Cad. Tekirler Sok. No:4 1. LEVENT/İSTANBUL Tel:0 212 281 29 29 Fax: 0 212 280 01 80 SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 28 İST, 24.02.2009 ÖZET: 5225 Sayılı Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanunu Genel Tebliği yayımlandı 5225 SAYILI KÜLTÜR YATIRIMLARI VE GİRİŞİMLERİNİ TEŞVİK KANUNU GENEL

Detaylı

Kredisi AKTS Finansal Tablolar Analizi

Kredisi AKTS Finansal Tablolar Analizi Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Saat Kredisi AKTS Finansal Tablolar Analizi 3 + 0 3 4 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Türkçe Dersin Türü Zorunlu Dersin - Koordinatörü Dersi Verenler - Dersin - Yardımcıları

Detaylı

Dolaysız ölçme. Dolaylı ölçme. Toplam üretim yaklaşımı. Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı

Dolaysız ölçme. Dolaylı ölçme. Toplam üretim yaklaşımı. Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı Dolaysız ölçme Toplam üretim yaklaşımı Dolaylı ölçme Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı DOLAYSIZ ÖLÇME: Toplam Üretim Yaklaşımı Bir ülkenin sınırları içinde belirli bir yılda üretilen nihai

Detaylı

MAL VE HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENMESİ VE TEVSİKİ (BELGELENDİRİLMESİ)

MAL VE HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENMESİ VE TEVSİKİ (BELGELENDİRİLMESİ) MAL VE HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENMESİ VE TEVSİKİ (BELGELENDİRİLMESİ) GİRİŞ Rasim SEZER 1 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257. maddesi ile, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini

Detaylı

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2017/16

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2017/16 Değerli Müşterimiz, Ö z e t B ü l t e n Tarih : 17.03.2017 Sayı : 2017/16 2017 yılında uygulanacak olan istihdam teşvikine ilişkin 297 No lu Gelir Vergisi Genel Tebliği, 16.03.2017 tarih ve 30009 sayılı

Detaylı

Ekonomik Göstergeler Neyi Gösteriyor? 2013 e Bakış ve 2014 Beklentileri

Ekonomik Göstergeler Neyi Gösteriyor? 2013 e Bakış ve 2014 Beklentileri www.pwc.com.tr. 12. Çözüm Ortaklığı Platformu Ekonomik Göstergeler Neyi Gösteriyor? 2013 e Bakış ve 2014 Beklentileri İçerik 1. 2013 Nasıl Geçti? 2. 2014 e İlişkin Beklentiler 3. Makroekonomiyle Vergi

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015) TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015) Hane Halkı İşgücü İstatistikleri 2014 te Türkiye de toplam işsizlik %10,1, tarım dışı işsizlik ise %12 olarak gerçekleşti. Genç nüfusta ise işsizlik

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

I. STOPAJ YÖNTEMĠNE TABĠ MENKUL SERMAYE GELĠRLERĠ VE DEĞER ARTIġ KAZANÇLARI

I. STOPAJ YÖNTEMĠNE TABĠ MENKUL SERMAYE GELĠRLERĠ VE DEĞER ARTIġ KAZANÇLARI I. STOPAJ YÖNTEMĠNE TABĠ MENKUL SERMAYE GELĠRLERĠ VE DEĞER ARTIġ KAZANÇLARI Gelir Vergisi Kanununa eklenen Geçici 67. madde ile 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 31.12.2015 tarihine kadar;

Detaylı

1. SOSYAL SERMAYE 1. (1) (2) 2. (3). (4) 3. (5) (6) 4.

1. SOSYAL SERMAYE 1. (1) (2) 2. (3). (4) 3. (5) (6) 4. 1. SOSYAL SERMAYE 1. Sosyal sermaye OECD tarafından grup içerisinde ya da gruplar arasında işbirliğini kolaylaştıran anlayışlar, paylaşılan değerler, normlarla birlikte ağlar olarak tanımlanmaktadır (1).

Detaylı

MAHALLİ İDARE KONTROL RAPORU

MAHALLİ İDARE KONTROL RAPORU Hesap Kodu Ekod1 Ekod2 Ekod3 Ekod4 Hesap Adı Borç Alacak 102 0 0 0 0 BANKA HESABI 2.015.558,40 1.961.260,39 103 0 0 0 0 VERİLEN ÇEKLER VE GÖNDERME EMİRLERİ HESABI ( - ) 1.961.260,39 1.961.260,39 109 0

Detaylı

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. 2016/090 30.12.2016 Konu: 2017 Yılı İçin Asgari Ücret Belirlendi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararında, 2017 yılında uygulanacak asgari ücret brüt tutarı aylık 1.777,50 TL olarak belirlenmiştir. Buna

Detaylı

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU TEMMUZ - 2017 SUNUŞ... 4 I-OCAK HAZİRAN 2017 DÖNEMİ BÜTÇE UYGULAMA SONUÇLARI... 5 A. Bütçe... 5 01. Personel... 7 02. Sosyal Güvenlik Kurumlarına Devlet Primi...

Detaylı

TÜRKİYE İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU. ÇALIŞMA ve SOSYAL GÜVENLİK BİLGİLERİ (Ocak 2017)

TÜRKİYE İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU. ÇALIŞMA ve SOSYAL GÜVENLİK BİLGİLERİ (Ocak 2017) TÜRKİYE İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU ÇALIŞMA ve SOSYAL GÜVENLİK BİLGİLERİ (Ocak 2017) Tablo 1: 2017 Yılı Asgari Ücret Hesabı Asgari Ücret (Brüt) İşçiye Ait SGK Primi (%14) İşçiye Ait İşsizlik Sigortası

Detaylı

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ 1 Bu Ay 1. Büyümede Duraksama... 2 2. İthalat Düşüyor... 2 3. Sanayi Üretiminde Duraklama... 3 4. İşsizlik Artıyor... 4

Detaylı

YATIRIM ORTAMI DEĞERLENDİRME ANKETİ: VERGİ SONUÇLARI

YATIRIM ORTAMI DEĞERLENDİRME ANKETİ: VERGİ SONUÇLARI e c o n o m i c p o l i c y r e s e a r c h i n s t i t u t e e k o n o m i p o l i t i k a l a r ı a r a ş t ı r m a e n s t i t ü s ü YATIRIM ORTAMI DEĞERLENDİRME ANKETİ: VERGİ SONUÇLARI Sarp Kalkan

Detaylı

ERCİYES Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim A.Ş.

ERCİYES Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim A.Ş. SİRKÜ : 2017/02 KAYSERİ Konu : 2017 Yılı İçin Belirlenen Asgari Ücret Tutarı ile 10.01.2017 Bu Konuyla İlgili Diğer Değişiklikler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Asgari Ücret Tespit Komisyonunun 2017

Detaylı

Değerli Basın Mensupları, Değerli Basın Mensupları,

Değerli Basın Mensupları, Değerli Basın Mensupları, Değerli Basın Mensupları, Basın toplantımıza hoş geldiniz. Sizleri saygıyla selamlıyorum. Bu toplantıda sizleri ana hatları itibarıyla Yeni Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı hakkında bilgilendirmek istiyorum.

Detaylı

YENİ DÜZENLEME KAPSAMINDA TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE TEVSİK UYGULAMASININ ÖZELLİKLERİ VE UYGULANACAK CEZA

YENİ DÜZENLEME KAPSAMINDA TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE TEVSİK UYGULAMASININ ÖZELLİKLERİ VE UYGULANACAK CEZA YENİ DÜZENLEME KAPSAMINDA TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE TEVSİK UYGULAMASININ ÖZELLİKLERİ VE UYGULANACAK CEZA Rızkullah ÇETİN 38 * 1-GİRİŞ: Genel itibariyle vergi kaçakçılığı ya da vergiden kaçınma olaylarını

Detaylı