AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

Transkript

1 AB Kulisi Temmuz 2007 Editör den Bu ayki AB Kulisi nde, yeni başlıkların müzakerelere açılması ile devam eden Türkiye nin AB ye katılım süreci ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy nin müzakere sürecini etkileyen girişimleri ve Fransa nın tutumunun gelecekteki yansımaları değerlendiriliyor... Gündem Bu ay AB gündeminde öne çıkan gelişmeler... Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları... 1

2 Editör den SARKOZY SORUN ÇIKARACAK MI? Fransa'daki seçim kampanyası sırasında Türkiye'nin Avrupa ülkesi olmadığını sürekli olarak tekrar eden Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye nin tam üyelik sürecine ilk küçük darbesini sonunda vurdu. Kendi kamuoyuna Türkiye'nin bir gün AB üyesi olabileceği izlenimini vermek istemeyen Sarkozy, Türkiye ile AB müktesebatının en önemli başlıklarından biri olan Avrupa Ekonomi ve Para Politikaları (EMU) faslında müzakerelerin başlatılmasını engelledi. AB, Fransa'nın engeli yüzünden geçtiğimiz ay Türkiye ile 3 yerine 2 fasılda müzakerelere başlayabildi. Fransa'nın Türkiye karşıtı tutumu, şimdilik AB cephesinde çok yankı bulmadı. Bunun en büyük nedeni ise, Brüksel'in şu sıralar bütün dikkatini, birliğin iç ve yapısal reformlarını gerçekleştirecek olan yeni AB Antlaşması hazırlıklarına yöneltmesinden kaynaklanıyor. Öte yandan Türkiye ile müzakerelerde ortaya çıkan siyasi pürüzlerden dolayı Avrupa Komisyonu oldukça rahatsız görünüyor. Sarkozy, meydanı boş görüp önümüzdeki dönemde Türkiye'nin üyelik sürecini tamamen engelleyebilecek mi? Yoksa tavır değiştirmesi muhtemel mi görünüyor? Bu konuda bir çok spekülasyon dolaşıyor. Ancak Brüksel'de bu sorunun yanıtını henüz kimse bilmiyor! Fransa Şimdilik Cesaret Kırmakla Yetiniyor Sarkozy, seçilir seçilmez Mayıs ayında Brüksel'e yaptığı ilk resmi ziyaretinde 'önceliğim Anayasa sorununu çözmek' diyerek Türkiye'nin üyelik sürecini engellemek için henüz zamanın gelmediğini söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı'nın bu açıklamayı yaptıktan birkaç hafta sonra Türkiye'nin önünü kesen bir tavır sergilemesi ise Brüksel'de, 'Türkiye'nin şimdilik cesaretini kırmakla yetineceği anlaşılıyor.' yorumuna neden oldu. Sarkozy'nin, AB'nin 1 Temmuz'da altı ay boyunca dönem başkanlığı koltuğuna oturan Portekiz döneminde de benzer bir tavır sergilemesi muhtemel gözüküyor. Pandoranın kutusunu ise Aralık ayında birliğin yeni antlaşması üzerinde uzlaşma sağlanır sağlanmaz açacak. Nitekim Fransızlar, yıl sonunda Avrupa'nın sınırları ve Türkiye'nin üyeliği konusunda birlik içinde bir tartışma başlatmak istediklerini bütün dünyaya ilan ettiler bile. Portekiz ise böyle bir tartışmaya olumlu bakmadığı, Türkiye'nin AB sürecini sona erdirmenin olumsuz sonuçlar getireceği konusunda uyarıyor. Ankara-Brüksel Krizi Olası mı? Fransa'nın bu ilk darbesini Sarkozy'nin seçimlerden hemen sonra Brüksel'de yaptığı gövde gösterisi olarak algılayan Ankara, Fransa'nın Türkiye karşıtı tutumundan vazgeçeceği umudunu taşıyor. Brüksel'de ise AB çevresi ikiye bölünmüş durumda. Bir bölümü iyimser bir tavır alarak, Sarkozy'nin gövde gösterisinin son bulacağını düşüne dursun, diğer bölümü şimdiden Fransa'nın önümüzdeki aylarda veto edeceği müzakere başlıklarını saymaya başladı bile. AB'nin lokomotif bir ülkesinin bir anda Türkiye konusunda rotasını değiştirmesi ise herkesi kaygılandırıyor. AB'nin küçük bir ülkesinin daimi temsilcisinin Sarkozy yorumu düşüncürücü. Daimi temsilci, 'Sarkozy o kadar enerji dolu ve o kadar farklı düşüncelerle geliyor ki masaya, insanı korkutuyor. Daha şimdiden AB'de her istediğini yaptıracağını ortaya koydu. Yeni AB Antlaşması tartışmaları da onun istediği yönde gelişiyor. Son AB Zirvesi nde sesimizi bile çıkaramadık. Türkiye karşıtı girişiminin ise nasıl bir sonuç vereceğini kestirmek zor!' şeklinde düşüncelerini belirtiyor. Sarkozy'nin şu ana kadar Türkiye konusundaki kararlılığından ödün vermemesi, Portekiz'e rağmen Aralık ayında Ankara-Brüksel arasında siyasi krizin tırmanabileceğinin işaretlerini veriyor. Tabii Türkiye'deki genel seçimlerden sonra iş başına geçecek yeni iktidarın AB üyeliği konusunda alacağı tavır da Ankara-Brüksel hattındaki ilişkileri derin bir şekilde etkileyecek. Duygu Leloğlu BRÜKSEL 2

3 Gündem AB Yeni Antlaşma Üzerinde Uzlaşı Sağladı Avrupa Birliği (AB) Devlet ve Hükümet Başkanlarını geçtiğimiz ay Brüksel'de bir araya getiren AB Zirvesi, 48 saat süren zorlu pazarlığın ardından, AB'de yapısal ve iç reformları getirecek yeni bir antlaşma üzerinde prensipte uzlaşabildi. Reform Antlaşması olarak adlandırılan bu metin son iki yıldır birlik ülkeleri arasında derin görüş ayrılığına yol açan taslak AB Anayasası nın yerini alacak. AB nin yeni Antlaşması, Anayasa ibaresi, bayrak ve marş gibi ulusal sembolleri içermeyecek. AB'nin uzlaşması, birlik içerisinde kendisine daha fazla siyasi güç verilmesi için direnen Polonya'nın ikna edilmesi sayesinde gerçekleşebildi. Uzlaşma birliğin daha fazla ülke sayısı ile daha etkili karar almasını sağlayacak yeni mekanizmalar getiriyor. Buna göre şu andaki karar mekanizması 2014 yılından itibaren değiştirilecek. AB'de bir kararın alınabilmesi için AB ülkelerinin % 55'inin oyu ve Avrupa halkının nüfusunun % 65'ini oluşturan ülkelerin onayı gerekecek. 'AB'nin başına bir Dışişleri Bakanı görevlendirelim' önerisi ise bazı değişikliklerle kabul edildi. Buna göre, bu göreve getirilecek kişiye 'Dışişleri Bakanı' yerine, 'AB Dışişleri ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi' denilmesi uygun görüldü. Bu göreve getirilecek kişi, AB'yi temsil etmekten başka, Komisyon'un da başkan yardımcılığını üstlenecek. Yeni reformlar uyarınca ayrıca Avrupa Konseyi ne daimi bir Başkan atanacak. Öte yandan Avrupa'nın 'ortak değerlerini' belirleyen, 'Temel Haklar Şartının' hukuku bağlayıcılığına karşı çıkan İngiltere de istediğini elde etti. Buna göre, bu şart sadece topluluğu ilgilendiren konularda bağlayıcı olacak. Böylece İngiltere, Avrupa Adalet Divanı'nın, iç işlerine karışmasını engellemiş oldu. AB'nin 27 ülkesi, adalet ve iç işleri politikasında da topluluğa geniş derecede yetki veren bu yeni antlaşmayı aralık ayına kadar müzakere ederek detayları üzerinde anlaşacaklar. AB'nin yeni dönem başkanı Portekiz, 23 Temmuz da başlaması öngörülen Hükümetlerarası Konferansın ekim ayı sonunda tamamlanmasını istiyor. Öte yandan AB nin taslak Anayasa metninin hazırlık çalışmalarına daha önce katılan Türkiye'nin de içinde bulunduğu aday ülkelerin, yeni antlaşmanın nihai hale getirilmesi çalışmalarına davet edilmemesine karar verildi. AB Türkiye ile İki, Hırvatistan ile Altı Fasılda Müzakerelere Başladı 26 Haziran tarihinde düzenlenen Hükümetlerarası Konferans ta, Fransa nın engellemeleri sonucunda Türkiye ve AB arasında öngörüldüğü gibi üç fasıl yerine iki fasılda fiili müzakerelerin başlatılması kararı alındı. Brüksel, aynı tarihte Hırvatistan ile altı fasılda müzakereleri başlattı. Türkiye ile 'İstatistik' ve 'Mali Kontrol' fasıllarında müzakereleri açan AB, hazırlıkları tamamlanmış ve AB müktesebatının en önemli fasıllarından biri olan 'Ekonomi ve Para Politikaları' faslını Fransa'nın engellemesi yüzünden beklemeye aldı. Brüksel'de yapılan toplantılara katılan Türkiye'nin AB Başmüzakerecisi ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, AB'nin bu fasıldaki müzakerelerinin 'teknik engeller' yüzünden başlatılamadığı şeklinde gösterdiği gerekçenin kendilerini tatmin etmediğini söyledi. Bu konunun ısrarlı takipçisi olacaklarını belirten Babacan, Türkiye'nin AB sürecinin rayında tutulmasının önemine işaret etti. Türkiye'nin üyelik sürecinin aksamasının veya sorgulanmasının AB'ye de zarar getireceği uyarısında bulundu. Bu sözlerini de, 'Türkiye'nin reform sürecinden etkilenen pek çok ülke var. Türkiye, nüfusunun çoğunluğu müslüman olan bir ülkenin, hem demokratik hem de laik olabileceğini ispat ediyor. Böylesine olumlu bir sürecin sorgulanmasının etkileri, sadece Türkiye ile sınırlı kalmaz' şeklinde açıkladı. Toplantılara başkanlık eden AB'nin o dönemki başkanı Almanya'nın Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ise, Fransa'nın tavrına üstü kapalı olarak tepki gösterdi. Alman Bakan, Türkiye'ye karşı adil olunmasını isteyerek, AB'nin verdiği bütün sözlere saygı göstermesi gerektiğinin altını çizdi. Öte yandan, Hükümetlerarası Konferans ta yaptığı konuşmada Teksas ın, ABD ye, kuruluşundan ancak 70 yıl sonra katıldığını anımsatan Genişlemeden sorumlu Komisyon Üyesi Olli Rehn in, Türkiye nin AB ye 2017 yılında girmesi halinde katılımın sadece 60 yıl sonra gerçekleşmiş olacağını dile getirmesi dikkatleri çekti. 3

4 Çin'e Karşı Tekstilde AB-Türkiye İşbirliği Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye tekstil sektöründe Çin'in işgaline karşı işbirliğini geliştirmenin yollarını arıyor. Avrupa Komisyonu'nun inisiyatifiyle İstanbul'da düzenlenen, 'Küreselleşme Sürecinde Tekstil ve Hazır Giyim Sektörü: Yapısal Değişim Yönetimi ve Sürdürülebilir Rekabet Avrupa-Akdeniz Konferansı' tekstilde Çin'e karşı mücadele yapmanın gerekliliğini ortaya koydu. İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, AB'nin Çin'e yönelik koyduğu kotaları 2007'de sona erdirmesinin telafisi mümkün olmayan olumsuz sonuçlar yaratacağını söyleyerek bu kotaları 2008'de de devam ettirmesi çağrısında bulundu. Avrupa Komisyonu'nun İşletmeler ve Sanayi Genel Müdürü Patrick Hennessy ise, Uzakdoğu ülkelerine karşı önlem alarak yeni fırsat yaratılması ve bu ülkelerin Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına uymalarının sağlanması gerektiğini ifade etti. AB-Türkiye Enerji İşbirliğini Arttırıyor Avrupa Birliği (AB), 5 Haziran da AB ve Türk yetkililerini bir araya getiren Enerji Konferansı vesilesiyle, Türkiye üzerinden geçerek Avrupa'ya doğalgaz taşıyacak Nabucco boru hattından geri dönüş olmadığı mesajını verdi. Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn, Enerjiden sorumlu Üye Andris Piebalgs, Başmüzakereci ve Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in katıldığı konferans tarafların Türkiye'yi enerji alanında kilit ülke haline getirebilecek doğalgaz boru hattı projesindeki kararlılığını göstermesi açısından önemliydi. Özellikle de Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenisten ile Mayıs ayında imzaladığı gaz anlaşmaları ile Nabucco'yu engellemeye ve aynı zamanda gaz iletiminde Türkiye'yi saf dışı bırakmaya çalışan Rusya'ya da, 'her şeye rağmen projenin gerçekleştirileceği' mesajı verilmiş oldu. Türkiye ve AB'nin enerji alanında yapacağı işbirliğinden kazançlı çıkacağına dikkat çeken Piebalgs, Türkiye'nin AB'nin enerji güvenliğini sağlamaya yardımcı olabileceğini vurguladı. Nabucco boru hattı yapımına 2008 yılı içerisinde başlanması ve 2011 yılında sistemin faaliyete geçmesi öngörülüyor. Boru hattını tam kapasite çalıştıracak gazı bulmak için çalışmalar devam ederken, boru hattının başta İran olmak üzere Mısır, Azerbaycan ve Irak gazını Avrupa'ya taşıması planlanıyor. Bu açıdan İstanbul daki buluşma, Rusya'ya olan bağımlılığından kurtulma çabasındaki AB'nin, Türkiye'ye verdiği önemi göstermesi açısından ehemmiyet kazanıyor. Rusya ise Nabucco boru hattını kendi çıkarları açısından zararlı görerek, Mavi Akım 2 isimli yeni bir projeyle Avrupa ya gazı kuzeyden iletmek istiyor. G8 Bir Araya Geldi Almanya'nın Heiligendamm beldesinde geçtiğimiz ay gerçekleştirilen dünyanın en gelişmiş sekiz ülkesinin liderlerinden oluşan G8 Zirvesi, küreselleşme sorunundan terörizm ve yolsuzlukla mücadeleye kadar birçok konuda karar aldı. Liderler uluslararası terörizme karşı mücadeleye devam etme taahhüdünde bulunurken, toplantının sonuç bildirgesinde de, terörizmin dünya barışı, uluslararası güvenlik ve insan haklarına karşı en büyük tehditlerden biri olduğu vurgulandı. Zirve de ayrıca gelişmekte olan ülkelerde sosyal ve çevre standartlarına uyumun geliştirilmesi gerektiği ve küresel ısınmayı göz önünde bulundurarak enerji kaynaklarının daha ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılması konusunda fikir birliğine varıldı. Zirve de yoksul ülkelere yapılan kalkınma yardımlarının 2010 yılına kadar 50 milyar dolar oranında yükseltilmesi kararı ise bir kez daha vurgulandı. Liderler, Zirvenin sonuç bildirgesinde yolsuzluk konusunda G8 ülkelerinin diğer ülkelere örnek olması gerektiğinin altını çizdiler. Zirve kararlarının bağlayıcılığının bulunmamasına rağmen Alman Başbakanı Angela Merkel, toplantıların sonucundan oldukça memnun kaldığını kaydetti. 4

5 AB'den Ukrayna ve Rusya'ya Vize Kolaylıkları AB ile Ukrayna arasında geçtiğimiz ay vize kolaylıklarına ilişkin imzalanan anlaşmayla ikili ilişkiler bir adım daha ileri taşındı. Anlaşma, AB'nin Ukrayna ile ilişkilerini yakınlaştırmak için 'Güçlendirilmiş İşbirliği Anlaşmasına' yönelik başlatılan müzakerelerin hemen ardından gerçekleştirildi. Bu anlaşmaya göre, Schengen bölgesine seyahat etmek isteyen Ukrayna vatandaşlarına uygulanan vize fiyatı 35 Euro olarak belirlendi. Yapılan anlaşma öğrenciler, kamyon sürücüleri, iş adamları, gazeteciler, emekliler, engelliler ve Avrupa ülkelerinde yakın akrabaları olan kişilere vize kolaylıkları sağlanmasını öngörüyor. Öte yandan AB benzer bir şekilde, Rusya vatandaşlarına yönelik vize uygulamalarına ilişkin kuralları da gevşetti. AB ve Rusya arasında imzalanan vize kolaylaştırma anlaşması 1 Haziran tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. NATO'dan Türkiye'yi de Kapsayan Füze Kalkanına Yeşil Işık NATO Savunma Bakanları, Rusya'nın itirazına rağmen, ABD'nin Orta Avrupa'ya yönelik füze kalkanı fikrine destek verdi. Türkiye'nin de içinde bulunduğu Güney Avrupa ülkelerini de kapsayan ek bir füze kalkanı için araştırma yapılmasına ise yeşil ışık yakıldı. Buna göre, Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Bulgaristan'da orta ve kısa menzilli füze savunma sistemi ile koruma konusunda etüt yapılacak. Savunma sistemlerinin 2010'e kadar konuşlandırılabileceği, 2015 yılına kadar ise tam olarak faaliyete geçirilebileceği belirtiliyor. Hissedar Hakları Yönergesi Kabul Edildi Avrupa Komisyonu nun Ocak 2006 tarihinde yayınladığı hissedar haklarına ilişkin önergesi, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu nun Şubat 2007 de, birinci okumada varmış olduğu mutabakat sonrasında geçtiğimiz ay resmen kabul edildi. Yeni yönerge AB de kayıtlı şirketlerin hissedarlarına şirket yönetiminde, özellikle genel kurula katılım ve oy hakkının tatbikinde daha geniş haklar getiriyor. Şirket genel kurul toplantılarının 21 gün önceden bildirilmesi, genel kurulun ve hissedarların kurulda sunmaları gerekli belgelerin 21 gün önceden internet ortamında duyurulması, genel kurulda elektronik oy kullanma hakkının kullanılması önündeki engellerin kaldırılması, bilgi edinme hakkının uygulanması, hissedarların vekil tayin etmesi önündeki engellerin kaldırılması ve oylama sonuçlarının internet ortamında yayınlanması yönergenin getirdiği yeni düzenlemeler arasında. Üye devletlerin yeni yönergeyi 2009 yılına kadar ulusal mevzuatlarına aktarmaları isteniyor. Türkiye Avrupa'nın İkinci Fakiri Avrupa Birliği'nin (AB) istatistik ofisi Eurostat tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, Türklerin, Makedonların ardından Avrupa'nın en fakiri olduğu ortaya çıktı rakamlarına göre, 33 Avrupa ülkesi arasında gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre, Türklerin gayrisafi milli hâsılaya göre kişi başına düşen geliri ortalama bir AB vatandaşının ancak %29'una, Makedonların geliri ise %27'sine eşit. Bulgarlar ve Romenlerin fakirlikte Türklerin hemen üstünde yer alması ise dikkat çekti. Buna göre, AB'ye bu yıl üye olan Bulgaristan'da kişi başına düşen gelir AB vatandaşları ortalamasının %37'sine, Romanya'da ise %38'ine eşit. Türkiye gibi AB ile şu anda tam üyelik müzakerelerini yürüten Hırvatistan'ın durumunun biraz daha iyi olduğu görülüyor. Ortalama bir Hırvat, ortalama bir AB vatandaşının yarısı kadar kazanıyor. Listede diğer Balkan ülkeleri ise yer almıyor. AB'de en yoksul ülkeler genel olarak Doğu Avrupa ülkeleri olarak göze çarparken, Kuzey Avrupa ülkeleri ise listenin başlarında yer alıyor. Öte yandan AB'nin en zengin üç ülkesi Lüksemburg, İrlanda ve Hollanda olarak sıralanıyor. Lüksemburg'da kişi başına düşen milli gelir AB ortalamasının %180 ine eşit. AB'nin bu en 5

6 küçük ülkesi ile AB'nin diğer ülkeleri arasındaki gelir farkının oldukça fazla olduğu dikkat çekiyor. Örneğin İrlanda'da bu oran AB ortalamasının %44, Hollanda'da ise %31 üzerinde. Bulgaristan ve Romanya'ya Yaptırımsız Uyarı Avrupa Komisyonu Ocak ayında birliğe üye olan Romanya ve Bulgaristan'a ilişkin geçtiğimiz ay açıkladığı raporunda her iki ülkede de yolsuzluk ve organize suçlarla mücadelede alınan önlemlerin sadece kâğıt üzerinde kaldığına ve uygulamaya geçirilemediğine dikkat çekti. Raporun AB'nin önem verdiği bu alanlarda somut bir gelişme kaydedemeyen yeni üyelere 'yaptırım' yerine sadece 'uyarı' ile yetinmesi ise, Avrupa Parlamentosu'nun bazı üyelerinin eleştirilerine neden oldu. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Adalet, Özgürlük ve Güvenlik konularından sorumlu Üyesi Franco Frattini gelen eleştirilere, yaptırımların olağanüstü durumlarda uygulanabileceği şu durumda ise Komisyon'un hiçbir üyesinin yaptırıma sıcak bakmadığı yanıtını verdi. AB bu iki ülkeyi, hassas konularda düzenli olarak denetlenmeleri koşulu ile birliğe üye olarak kabul etmişti. Romanya ve Bulgaristan'ın birliğe katılım anlaşmalarında ise, Sofya ve Bükreş'in ilerleme sağlayamaması durumunda yaptırımlara maruz kalacağı uyarısı getiriliyor. Avrupa Komisyonu Yılı Mali Yardımları Açıkladı Avrupa Komisyonu, Türkiye, Hırvatistan, Makedonya, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Karadağ, Sırbistan ve Kosova'nın ekonomik reformlarını gerçekleştirmelerine ve kalkınmalarına yardımcı olmak amacıyla, önümüzdeki iki yıl içinde geçerli olacak 3 milyar 961 milyon Euro tutarında mali yardım ayırdığını açıkladı. AB yardımları Türkiye'de, kurumların istikrarlı hale getirilmesi, idari reformlar, yargının bağımsızlığının arttırılması, demokrasinin geliştirilmesi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlık haklarına saygının sağlanması amacına yönelik olarak kullanılacak. Yardımların aynı zamanda AB'nin yapısal politikası ve kırsal alanlardaki kalkınma için kullanımı da öngörülüyor. AB'nin Bilim ve Teknoloji Raporu Açıklandı Gayri Safi Yurtiçi Hâsılanın %0,67'sini Araştırma ve Geliştirmeye (AR-GE) yatıran Türkiye; Yunanistan, Malta, Polonya'nın da içinde bulunduğu 8 Avrupa Birliği ülkesini bu alanda geride bıraktı. Avrupa Komisyonu'nun bilim, teknoloji ve yenilik yaratma alanında, 2005 yılı verilerinin değerlendirildiği raporunda, İsveç (%3.86), Finlandiya (%3,43) ve Almanya (%2,44), AB'de en fazla AR-GE yatırımı yapan ülkeler olarak gösterildi. Öte yandan ABD'deki yatırımların AB'ye oranla çok daha fazla olduğu dikkat çekiyor. ABD ve Kanada'da AR-GE araştırmalarına yatırım oranı %36,8 olurken, Asya'da bu oran %31,1 olarak belirtiliyor. Kara Para Aklamaya Karşı Yeni AB Kuralları AB, kara para aklamaya karşı mücadele etmek üzere AB gümrüklerinde uyulması gereken bir dizi kurallar getirdi. 15 Haziran tarihinden itibaren yürürlüğe konulan yeni düzenlemeye göre, AB sınırlarından giriş yapan kişilerin üzerlerinde 10 bin Euro değerinde para veya daha fazlasını taşımaları durumunda bunu gümrüğe bildirmeleri gerekiyor. AB, üye ülkelerden bu kurallara uymayan kişilere para cezası verilmesini talep etti. AB'de Sera Etkisi Yaratan Zararlı Gazların Oranında Düşüş Gözlendi AB'de sera etkisine neden olan zararlı gazların oranının 2005'de %0,7 oranında azaldığı açıklandı. Avrupa Komisyonu'nun Çevreden sorumlu Üyesi Stavros Dimas, Avrupa ekonomisinin giderek büyümesine rağmen gaz emisyonunun giderek düşürülmesinin cesaret 6

7 verici olduğunu açıkladı. Bununla birlikte AB'nin Kyoto hedeflerine ulaşabilmesi için birliğin birçok ülkesinin çabalarını arttırması çağrısında bulundu. Almanya, Finlandiya, Hollanda ve Romanya 2005 tarihinde zararlı gaz oranının en düşük olduğu ülkeler olarak tespit edildi. Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Lüksemburg, Fransa, Slovakya, İsveç ve İngiltere'de de zararlı gaz oranının düştüğü gözlendi. AB, arasında zararlı gazları %8 oranında düşürmeyi hedefliyor. 5 AB Ülkesinden oluşan Bölgesel Elektrik Pazarı Kuruldu Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasında, elektrik pazarlarında ortak bölgesel bir alan oluşturulması konusunda memorandum imzalandı. Lüksemburg'da Haziran ayı içerisinde imzalanan bu anlaşma, Avrupa'da en büyük bütünleşmiş bölgesel enerji pazarının oluşturulmasını sağlayacak. Avrupa Komisyonu'nun Enerjiden sorumlu Üyesi Andris Piebalgs, bölgesel pazarların oluşturulmasının Ortak Avrupa Enerji Pazarının kurulmasında oldukça önemli bir adım olduğunu söyledi. Ajanda 1 Temmuz - AB Dönem Başkanlığı Portekiz'e geçiyor. 2 Temmuz - CEPS tarafından düzenlenen 'Mali Politika ve Ekonomik Büyüme: Doğu Avrupa ve Orta Asya için Dersler' adlı seminer. - Portekiz hükümeti Avrupa Komisyonu ile bir araya geliyor. 3 Temmuz - EPC tarafından düzenlenen, Eski Yugoslavya için Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi nde sekiz yıl görev yapan Birleşmiş Milletler Savaş Suçları Başsavcısı Carla Del Ponte'nin katılacağı seminer. - Avrupa Parlamentosu siyasi grupları Brüksel'de toplanıyor. - AB Konseyi'nde Siyasi ve Güvenlik Komitesi toplantısı - Brüksel İngiliz Ticaret Odası tarafından düzenlenen Komisyon'un Ortak Araştırma Merkezi nin Genel Müdürü Roland Schenkel'in katıldığı kahvaltı toplantısı. 4 Temmuz - COREPER I toplantısı - AB/Brezilya Zirvesi Lizbon'da düzenleniyor. - Avrupa Komisyonu'nun haftalık toplantısı - 'The Centre' adlı düşünce kuruluşu tarafından düzenlenen 'Küreselleşme, AB ve Enerji konulu seminerde iç ve dış enerji güvenliği sorunları ile mücadele tartışılacak. 5 Temmuz - COREPER II bir araya geliyor. - Avrupa Merkez Bankası Yönetici Konseyi toplantısı. - 'Avrupa'nın Koruma Sorumluluğu: AB'ye Hangi Rol Düşüyor?' adlı EPC'nin düzenlediği seminer. - AB'nin gayri resmi İstihdam ve Sosyal İşler Bakanları toplantısı 6 Temmuz - COREPER I toplanıyor 7

8 9 Temmuz - AB'nin Euro bölgesi gayri resmi Ekonomi ve Maliye Bakanları toplantısı - Avrupa Parlamentosu Genel Kurul toplantıları. (9-12 Temmuz) 11 Temmuz - COREPER I-II - Avrupa Komisyonu'nun haftalık toplantısı - AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi - Tıbbi Cihaz Ajans Başkanlarının İlk Toplantısı Temmuz - AB Tarım ve Balıkçılık Bakanları Konseyi (16-17 Temmuz) - Avrupa Parlamentosu Komite toplantıları. (16-17 Temmuz) 17 Temmuz - AB Konseyi Siyasi ve Güvenlik Komitesi toplantısı 18 Temmuz - COREPER I - Avrupa Komisyonu haftalık toplantısı 19 Temmuz - COREPER II - Avrupa Merkez Bankası Yönetici Konseyi toplantısı 20 Temmuz - AB'nin Bilim ve KOBİ ve Sanayi Politikasına ilişkin Gayri Resmi Rekabet Konseyleri toplanıyor. - COREPER I 23 Temmuz - AB Genel İşler ve Dışişleri Konseyi. (23-24 Temmuz) 25 Temmuz - COREPER I - COREPER II CPS Advisory Group Brussels, Istanbul, Washington CPS AB Kulisi nde yer alan haberler, çeşitli AB haber kaynaklarından derlenmiştir. 8