YENİ YAYINLARDAN ÖZETLER

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YENİ YAYINLARDAN ÖZETLER"

Transkript

1 YENİ YAYINLARDAN ÖZETLER İlgi Bazlı Öğrenmenin Otistik Çocukların Gelişimine Etkisi Dunst C, Trivette C, Masiello T (2011) Exploratory investigation of the effects of interest-based learning on the development of young children with autism. Autism 15(3): Çalışmanın amacı ilgi bazlı günlük öğrenme aktivitelerinin, otistik çocukların gelişimsel ilerlemelerine olası etkilerinin incelenmesidir. Daha fazla ilgi bazlı öğrenme fırsatı çocuklarda daha fazla gelişimsel ilerleme sağlamaktadır şeklinde bir hipotez kurulmuştur. Bu çalışmada çocuğun ilgi duyduğu aktiviteler motive edici bir faktör olarak kullanılmış; çocuğun sosyal davranış ve gelişimini ilgi duyduğu aktiviteleri genişletip onları yapılandırarak desteklenmesi sağlanmıştır. Çalışma 17 (13 erkek, 4 kız) okul öncesi otistik çocuk ve anneleri ile yapılmıştır. Çocuklar çalışma sırasında grup ya da aile bazlı terapi almamaktadır ve aldıkları terapi çocukların ilgilerine yönelik değildir. Çalışma başlangıcında çocukların gelişimsel yaşı ortalama 44 aylık, gelişimsel skoru 77 dir. Çocukların anneleri yaş arasındadır, ilk yıllık örgün eğitimlerini tamamlamışlardır, 8 tanesi herhangi bir işte çalışmamakta, diğerleri part-time ya da full-time çalışmaktadır. 15 anne evli 4 tanesi boşanmıştır. Ailelerin sosyoekonomik düzeyi düşükten yükseğe tüm spektrumu kapsamaktadır. Çalışmanın başlangıcında öncelikle anneler çocuklarının ilgi duydukları aktiviteleri belirlemişlerdir. Çocuğun gülümsemesini, gülmesini, heyecanlanmasını ve yapmaktan keyif alıp onların insanlarla ve objelerle olan iletişimlerinin uzamasına neden olan çeşitli kişilerin, oyuncakların ve olayların tanımlanması sağlanmıştır. Daha sonra annelere; çocuklarının ilgi bazlı öğrenmeye fırsat yaratacak günlük aile içi ve toplumdaki aktiviteleri sorulmuştur ve bunlardan bir hafta içerisinde çok defa gerçekleşebilecek olanlarından 8-10 tanesini seçmeleri istenmiştir. Araştırmacılar ve anneler çocukların ilgi bazlı aktivitelere katılmalarını sağlayacak fırsatların arttırılması için birlikte plan yapıp çalışmışlardır. Bu program her çocuk için hafta boyunca uygulanmıştır. Araştırma ekibi her hafta annelerle görüşüp uyumluluk ölçümlerini değerlendirmiştir. Çalışma uyumluluğu; çocukların hedef aktivitelere katıldığı gün sayısı ile belirlenmiştir. Uyumluluk için öncelik kriterleri oluşturulmuştur. Örneğin; her gün olabilecek aktiviteler için (yemek, giyinme gibi ) en az haftada 5 kez, evin içinde ve etrafında yapılabilecek ama her gün olamayacak aktiviteler (dışarıda oynamak..) için en az haftada 2 kez, haftada bir ya da iki kez yapılabilecek aktiviteler için (yiyecek alışverişi, arkadaş ziyareti gibi ) en az haftada bir kez yapılma zorunluluğu getirilmiştir. Çalışma boyunca planlanan aktivitelerin %84 ü çocuklar tarafından yapılmıştır, bu nedenle çalışmanın uyumluluk kriterlerinin karşılandığı düşünülmüştür. Çalışmanın bağımsız değişkeni ilgi bazlı aktivitelerin günlük yapılma yüzdesidir. Anneler ile her hafta görüşülerek bu aktivitelerin ne kadar yapıldığı kaydedilmiştir. Anneler hiçbir zaman dan her zaman a kadar uzanan 5 puanlık skala üzerinden çocuklarının ilgi duydukları her aktiviteye ne oranda katıldıklarını puanlamışlardır. Böylece her çocuğun ilgi bazlı aktivite yüzdesi hesaplanmıştır. Çalışmanın bağımlı değişkeni ise annelerin doldurduğu bir formla belirlenen çocukların gelişimsel skorudur. Çocukların dilsel, bilişsel, sosyal ve motor alanlardaki gelişimleri skorlanmıştır. Bu skorlama her çocuğa çalışma başlangıcında-ortasında ve sonunda olmak üzere toplam 3 kez uygulanmıştır. Çocuklar ilgi bazlı öğrenme yüzdelerinin medyan değerine göre yüksek ve düşük ilgi bazlı öğrenme grupları olmak üzere iki gruba ayrılmıştır ve bu iki grup arasında karşılaştırma yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda ilgi bazlı öğrenmenin motor alanda orta düzeyde, diğer tüm Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi : 18 (1) 2011 I

2 gelişimsel alanlarda ise yüksek düzeyde etkili olduğu gösterilmiştir. Ayrıca çocukların gelişimsel alanlardaki lineer artışları düşük ilgi bazlı öğrenme grubuna göre yüksek ilgi bazlı öğrenme grubunda daha fazla bulunmuştur. Çalışma başlangıcında her iki gruptaki çocuklar benzer gelişimsel bölüm skoruna sahipken haftalık müdahele sonrasında yüksek ilgi bazlı grup diğerine göre epeyce fazla ilerleme göstermiştir. Bu çalışmada kısa sayılabilecek bir zaman diliminde ilgi bazlı öğrenmenin otistik çocukların gelişimini olumlu etkilediği sonucuna varılmıştır. İlgi bazlı öğrenme hipotezinin oluşmasının ve yararlarının daha fazla araştırılması gerektiği gerçeğine rağmen; bu çalışmadaki ve eski çalışmalardaki sonuçlar klinikte yol gösterici olarak kullanılabilir. Sonuç olarak otistik çocukların ilgi duyduğu şeyler kullanılarak birçok davranışsal ve gelişimsel pozitif sonuçlar elde edilebilir. İnt. Dr. Seval Akdemir İnternetten Kumar Oynayan Ergenlerde Risk İlişkileri Potenza M, Wareham J, Steinberg M ve ark. (2011) Correlates of at-risk/problem internet gambling in adolescent. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 50(2): Gençlerde kumar, özellikle riskli kumar sorunu olanlarda, ergenlik boyunca zayıf sosyal işlevselliğe ve ruhsal kaygılara neden olmuştur. Bu daha sonraki hayatlarında da etkili olmaktadır. İçselleştirme patolojilerinin de (örneğin depresyon) kumarla ve özellikle gençlikteki kumar sorunlarıyla ilişkili olduğu düşünülmektedir. İnternet kumar siteleri, yeni ve büyüyen bir fenomeni temsil etmektedir yılında 160 kadar site varken 2002 yılında den fazla site mevcuttur. İnternet kumar sitelerinin yaygın durumu gençlere online kumar konusunda bir çok fırsat sunmaktadır. İnternet kumar sitelerinin sakıncalı özellikleri de risk almayı seven ergen için cazip gelmektedir. Ergenlerde de yetişkinlerde olduğu gibi sorunlu internet kullanımı ve depresyon arasında bağlantı bulunmaktadır. Yetişkinlerde de seyrek ya da haftalık online kumar sıklığı, kumar sorunları ve patolojik kumar oynama ile ilişkilidir. Bu çalışmada, lise öğrencilerinin internetteki riskli kumar sorunu bağıntıları incelenerek var olan bilgi boşluğu doldurulmaya çalışılmıştır. Çalışma Connecticut taki 10 okulda lise öğrencilerine 154 sorudan oluşan ve sosyodemografik, akademik, madde kullanımı, saldırganlık, kumar ve diğer alanlarda sorgulamaları içeren anket uygulanarak yapılmıştır. Ankette sosyodemografik özellikler (cinsiyet, yaş, ırk ve aile yapısı), ders dışı etkinliklere katılım (takım sporları, okul kulüpleri, kilise faaliyetleri), akademik başarı (lise sınıf ortalamaları ve sınıf düzeyi), madde kullanımı (sigara, esrar, alkol, kafein kullanımı), duygudurum (disfori/depresyon), saldırgan davranışlar (silah taşıma ve ciddi kavgalar) başlıkları yer almıştır. Kumar davranış ve özelliklerinin değerlendirilmesinde önceden kumar araştırmalarında kullanılan anketler uyarlanmıştır. Kumar türleri (örneğin, piyango/kazı kazan kartı, zar/ craps, makine kumarı, bir bahisçi ile bahis oynama) ve yerleri, kumar motivasyonları (kumarı heyecan/eğlence, para kazanmak, iyi/sakin hissetmek, sosyalleşmek için ve akran baskısı sonucunda oynayanlar) belirlenmiştir. İlk kumar oynama yaşı, kumar sıklığı ve ortalama kumar süresi de değerlendirilmiştir. İnternet üzerinden oynanan kumar ve kumarı kimlerle oynadıkları değerlendirilmiştir. Anket 4523 ergene yapılmıştır. DSM-IV ölçütlerini hedefleyen tüm sorulara 2006 öğrenci cevap vermiştir. DSM-IV kriterlerine göre öğrenciler düşük riskli kumarbazlar (DRK) ve riskli patolojik kumarbazlar (RPK) olarak ayrılmıştır. Tüm öğrenciler internetten kumar oynayanlar ve internetten kumar oynamayanlar olarak iki ana gruba ayrılmıştır. Çalışmada 2006 ergen kumarbazdan, 412 si (% 20.5) internette kumar oynadığını belirtmiştir. İnternetten oynayan kumarbazlar arasında, % 57.5 i RPK olarak, % 42.5 i DRK olarak sınıflandırılmıştır. İnternetten oynamayan kumarbazlar arasında, % 27.7 si RPK ve % 72.3 ü DRK olarak sınıflandırılmıştır. İnternet kumar grubundakiler ve internetten oynamayan kumar grubundaki- II

3 lerde D notu alanlar arasında fark bulunmaktadır. Bu farkı oluşturan da internetten oynayanlardaki RPK grubudur. İnternet grubundaki RPK grubunda düzenli tütün kullanımı, esrar, ağır alkol kullanımı ve diğer ilaçların kullanımı DRK grubuna göre ve internetten oynamayan kumarbazlar arasında RPK grubunda nadiren ve düzenli tütün kullanımı, esrar kullanımı ve diğer ilaç kullanımları DRK grubuna göre anlamlı fark göstermektedir. İnternet grubuyla internetten oynamayan grup arasında sadece ağır alkol kullanımı arasında fark bulunmaktadır. Bu fark da internet grubundaki RPK grubundan kaynaklanmaktadır. İnternetten oynamayan kumarbazlardan RPK ve DRK grubu arasında depresyon açısından, internetten kumar oynayan grupta ve internetten oynamayan grupta RPK ve DRK grupları arasında ciddi kavgalar ve silah taşıma açısından fark vardır. İnternet kumarbazları arasında RPK grubunda DRK grubuna göre makineden oynanan kumarda, internetten oynamayan kumarbazlar arasında RPK grubunda DRK grubuna göre makineden oynanan kumar, stratejik kumar oynama ve stratejik olmayan kumar oynama arasında fark bulunmaktadır. İnternetten kumar oynayanlarla oynamayanlar arasında makine kumarı oynamada fark vardır. İnternet kumarbazlarında RPK grubunda DRK grubuna göre kumarı finansal nedenlerle ve kaçış için oynamada, internetten kumar oynamayanlarda RPK grubunda DRK grubuna göre heyecan, finansal sebepler, kaçış ve sosyal nedenlerle kumar oynamada fark bulunmuştur. İnternetten oynayanlarda ve internetten oynamayan grupta RPK grubunda DRK grubuna göre kumara teşvik etmede anksiyete ve baskı hissetmekte fark vardır. İnternet kumarbazları arasında RPK grubunda DRK grubuna göre yalnız kumar oynama, yetişkinlerle kumar oynama, yabancılarla kumar oynamada, internetten kumar oynamayanlarda RPK grubunda DRK grubuna göre yalnız kumar oynama, yetişkinlerle, aileyle, arkadaşlarla beraber kumar oynamada fark bulunmuştur. İnternetten kumar oynayanlarla internetten kumar oynamayanlar arasında arkadaşlarıyla beraber kumar oynamada fark bulunmuştur. İnternetten kumar oynayanlarla internetten kumar oynamayanlarda RPK ve DRK arasında haftalık bir saatten fazla kumar oynamada ve internetten kumar oynayanlarda RPK da DRK ya göre kumara ilk kez yaş arasında başlayanlarda fark vardır. Bu çalışma ABD de ergenlerde internetten kumar oynayan ve oynamayanlar arasında büyük bir örneklemi ele alarak çok geniş bir yelpazede değerlendiren ilk çalışmadır. Çalışmadan çıkan ilk bulgu internetten kumar oynayanların büyük çoğunluğu RPK sorunu yaşamaktadır. İkinci bulgu ise internetten kumar oynayanlarla oynamayanlar arasındaki aşırı alkol kullanımı farkıdır. Üçüncü bulgu internetten oynamayanlar arkadaşlarıyla internetten oynayanlara göre daha çok oynamaktadır. Bu durumu önlemek için ergenlerin internet kumar sitelerine girmesi zorlaştırılabilir. Sitelere kredi kartı numarası isteme, gerçek kullanıcı bilgilerini doğrulama gibi önlemler eklenebilir. Ülkede uygulanan gençlik kumar risk önleme modeli yaygınlaştırılabilir. Kumar sorununa yönelik ergenlerin farkındalıkları artırılmaya çalışılabilir. İnt. Dr. Ramazan Kılıç Koruyucu Aile Bakımında Bağlanma: Annelik Duyarlılığının, Evlat Edinmenin ve Koruyucu Annelik Deneyiminin Rolü Ponciano L (2010) Attacment in foster care: The role of maternal sensitivity, adoption, foster mother experience. Child Adolesc Soc Work J 27: Zorlu yaşam olaylarına rağmen koruyucu ailedeki çocukların koruyucu annelerine güvenli bağlanabildikleri görülmektedir. Fakat bağlanmayı etkileyen çok değişken vardır ve koruyucu annelerin sahip oldukları özellikler de bağlanmayı etkilemektedir. Bazı yazarlar bakım verenin aldığı desteğin düzeyi, stresli yaşam olayları gibi çevresel faktörler üzerinde dururken bazı yazarlar bakım verenin motivasyonu ve kendi bağlanma öyküsü üzerinde durmaktadır. Bu çalışmada koruyucu annelerin özellikleri araştırılmış, koruyucu annenin koruyucu çocuk ile kur- III

4 duğu bağlanma ilişkisinin niteliğine bakılmıştır. Çalışmada araştırılan ilk değişken annelik duyarlılığı olarak tanımlanan annenin çocuktan gelen sinyalleri fark etmesi, annelik becerileridir. Diğer değişkenler koruyucu annelerin çocuğu evlat edinmek isteyip istemedikleri ve koruyucu ailelikteki deneyimleridir. Çalışmaya 9 ile 39 aylık arasında olan 76 çocuk ve onların koruyucu annesi olan 58 anne katılmıştır. Çocuklar ile koruyucu anne arasındaki etkileşimi araştırmak için ev ortamında ortalama 3 saat 20 dakika gözlem yapılmıştır. Çocukların gelişimleri ile ilgili bilgiler Developmental Profile II Lastly ve Child Characteristics Checklist kullanılarak koruyucu annelerden alınmıştır. Gözlemden sonra araştırmacı anne ile çocuk arasındaki bağlanma ilişkisini ölçmek için Attachment Q-Sort ve annelik duyarlılığını anlamak için Maternal Behavior Q-Sort ölçüm araçlarını doldurmuştur. Koruyucu annenin bu alandaki deneyimi, evlat edinme statüsüne geçilip geçilmediği gibi diğer değişkenler yüz yüze görüşme ile elde edilmiştir. Koruyucu anne ile çocuk arasındaki bağlanma ilişkisinin niteliğine bakıldığında %58 inin güvenli bağlandığı görülmüştür. Amerikan popülasyonu ile karşılaştırıldığında iki örneklem arasında güvenli ve güvensiz bağlanma arasında fark bulunmamıştır. Annelik duyarlılığı ve bağlanma arasında anlamlı ilişki bulunmuş, daha duyarlı koruyucu annelerin daha güvenli bağlanmış çocuklara sahip olabilecekleri söylenmiştir. Koruyucu annelerin yaklaşık yarısı çocuğu evlat edinmeye karar vermiştir ve evlat edinmeye karar verilen çocuklarda güvenli bağlanmanın daha yüksek olduğu görülmüştür. Koruyucu annelerin koruyucu annelikteki deneyimlerinin uzunluğu ile bağlanma skorları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Evde yaşayan çocuk sayısı azaldıkça, çocuğun yaşı küçüldükçe ve biyolojik ebeveyni ile daha az görüşüyorsa güvenli bağlanma oranının daha fazla olduğu görülmüştür. Önceki yaşamlarında olasılıkla güvensiz bağlanma ilişkisi kuran, olumsuz ayrılma deneyimi yaşamış ve biyolojik annesini kaybetmiş çocukların güvenli bağlanma olasılıklarının olduğu bu çalışmada anlaşılmaktadır. Koruyucu annelerin annelik duyarlılığı güvenli bağlanmayı belirleyen önemli bir faktördür ve bu nedenle annelik duyarlılığına katkı sağlayan etkenlerle daha çok çalışılmalıdır. Bu çalışmadaki şaşırtıcı sonuç daha az deneyimli koruyucu annelerin daha güvenli bağlanabildikleri olmuştur. Daha uzun süredir koruyucu aile olanlar yorucu bir süreçte yer almış ve yılgınlık yaşamış olabilirler. Deneyimli koruyucu aileler daha önceden baktıkları çocukların ayrılması ile üzüntü yaşamış ve daha az bağlanarak duygularını korumuş olabilirler. Bu araştırmadan elde edilen bilgiler koruyucu aile sistemini iyileştirmek, bağlanmayı güçlendirmek için kullanılabilir. SHU. Ferda Karadağ İngiltere de Çocuk ve Ergenlerde Saptanan Bipolar Bozukluk: Kliniğe Dayalı Çalışma Chan J, Stringaris A, Ford T (2011) Bipolar disorder in children and adolescents recognized in the UK: A clinical-based study. Child Adolesc Ment Health 16(2): ABD de yapılan çalışmalarda çocuklarda ve ergenlerde bipolar bozukluk (BPB) tanısı konulmasının son yıllarda arttığı saptanmıştır. Bu da BPB nin çocuklarda sıkça görülen DEHB gibi diğer psikiyatrik rahatsızlıklarla ilişkisinin araştırılmasına yol açmıştır. Çocukluk döneminde başlayan BPB nin düşük akademik ve sosyal başarı, psikososyal bozukluklar ve özkıyım eylemleri gibi ciddi komplikasyonları dikkat çekmektedir arasında İngiltere de çocuk ruh sağlığı merkezlerine başvuran 3586 çocuktan bipolar ve/ veya DEHB tanısı konulan çocuklar incelenmiştir. Bu tanılar düşünülen çocuklar multidisipliner uzman bir takım tarafından tekrar görülmüş ve 61 psikiyatrik belirti, demografik bilgiler, aile öyküsü, belirti süresi, 39 tane eşlik eden psikososyal durum değerlendirilmiştir. Ayrıca her çocuğa ICD-10 kriterlerine göre sosyal yeti yitimi açısından 0 dan 9 a kadar derecelendirme yapılmıştır. Merkezlere başvuran 3586 çocuktan 341 ine IV

5 (%10,8) DEHB, 35 ine (%1) BPB teşhisi konulmuştur. Demografik özellikler incelendiğinde DEHB tanısı alanların çoğunluğu (%84) erkektir ve ortalama tanı yaşı 8,7 dir. BPB saptanan çocuklarda cinsiyet dağılımı eşit olarak saptanmış olup ortalama tanı yaşı 14 tür (en küçüğü 7 yaş). DEHB tanısı alan çocuklarda özel eğitim ihtiyacı daha sık görülürken sosyal yeti yitimi bipolar tanısı alanlarda daha yüksek (9 üzerinden ortalama 4,8) saptanmıştır. BPB ve DEHB tanısı iki çocuğa konulmuş olup ABD çalışmalarıyla karşılaştırıldığında iki hastalığın birbirlerine eşlik etme yüzdeleri oldukça düşük bulunmuştur. Yüksek duygudurum bipolar tanısı alan çocuklarda en sık saptanan belirti olmuştur (%77) ve DEHB grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. İkinci belirti olarak uykuda azalma bulunmuştur. Seksüel davranım bozukluklarına rastlanılmamıştır. Bu da erişkin tip BPB den bir fark olarak değerlendirilmiştir. Aktivite artışı, konsantrasyon azalması, dürtüsellik, huzursuzluk her iki grupta da ortak saptanmıştır. Bipolar tanısı alan çocukların yaşları incelendiğinde yaş azaldıkça duygulanım problemi (depresyon) daha sık saptanmış ve bipolar tanılıların 1/4 ünün özkıyım eylemi düşüncesi/girişimi/ riski olduğu bulunmuştur. BPB saptanan çocuklarda riskli davranışlar, madde kullanımı, geç saatlere kadar dışarıda kalma daha sık görülürken, DEHB li çocuklarda karşı gelme ve agresif davranışlar daha sık bulunmuştur. Psikotik davranışlar BPB de sık bulunmuştur (%45,7). 35 bipolar tanısı alan çocuktan yalnız 9 tanesi 13 yaş altında bulunmuştur. Buna karşılık DEHB li çocukların %87 si 13 yaş altındadır. Yaşa göre değerlendirildiğinde BPB belirtileri çocuklar ve ergenlerde benzerdir. Günümüzdeki verilere göre BPB 8-19 yaş grubunda %0,04-%0,13 yaygınlığında izlenmektedir. DEHB ve BPB belirtilerinin bir kısmının benzerliği bu iki hastalığın ayrımını klinisyenler açısından güçleştirmektedir. Yapılan çalışmalarda BPB eşlik eden DEHB li çocukların çoğunda BPB nin ergen dönemden önce başladığı bulunmuştur. Duygudurum açısından her iki hastalığın farkına bakarsak DEHB de irritabilite ön plandayken BPB de öfori gözlenmektedir. BPB de klasik DEHB bulguları gözlense de yüksek duygudurum, azalmış uyku ihtiyacı ve psikotik belirtiler fark yaratan belirtilerdir. İnt. Dr. Mustafa Alican Dirican Tekrarlayan Kendine Zarar Verme Davranışları Olan Ergenlerde Grup Psikoterapisinin Etkinliğinin ve Maliyetinin Değerlendirilmesi Green JM, Wood AJ, Kerfoot MJ ve ark. (2011) Group therapy for adolescents with repeated self harm: randomised controlled trial with economic evaluation. BMJ; 342:d682. doi: /bmj.d682. Kendine zarar verme davranışı ergenlerde sık görülen, tekrarlama riski oldukça fazla olan bir sağlık sorunudur. Pek çok psikiyatrik hastalıkla birlikteliği yüksek oranlarda saptanmaktadır. Tüm bunlara rağmen psikoterapik yöntemlerin, bu psikopatoloji üzerine etkinliklerini sınayan araştırma sayısı yetersizdir. Özellikle ergenler üzerinde yapılmış çok az çalışma vardır. Bu çalışma, bu eksiği doldurmak üzere büyük önem taşımakla kalmayıp, şimdiye kadar bu konu üzerine yapılmış en geniş ölçekli çalışmalardan biri olmasıyla da dikkat çekmektedir. Çalışmada amaç, kendine zarar verme davranışı olan gençlerde grup psikoterapisinin etkinliğini ve kar-zarar ilişkisini değerlendirmektir. Çalışma çift kol, tek kör, randomize kontrollü bir yöntem izlenerek yürütülmüştür. Sadece rutin bakım alan hastalarla, rutin bakıma ek olarak grup psikoterapisi alan hastalar karşılaştırılmıştır. Gruplar kendine zarar verme davranışının sıklığına ve ağırlığına, davranış bozukluklarının ya da duygudurum bozukluklarının varlığına, içinde bulundukları psikososyal stresin şiddetine göre alt gruplar belirlenerek tanımlanmıştır. Herbir grupta 183 hasta olacak şekilde iki grup oluşturulmuştur. Örnekleme, son 12 ay içinde en az 2 kez kendine zarar verme davranışı olmuş olan, yaş arasındaki ergenler dahil edilmiştir. İngilizce konuşamama, anoreksiya nervoza ya da akut psikoz tanısı almış olma, özel V

6 eğitime ihtiyacı olacak boyutta öğrenme güçlüğüne sahip olma, özel bakım gereksinimi varlığı dışlama kriterlerini oluşturmaktadır. Çalışma kuzeybatı İngiltere de yer alan çocuk ve ergen mental sağlık servisi şeklinde adlandırılan 8 merkez tarafından yürütülmüştür. Pek çok psikiyatrik hastalığın tedavisinde kullanılan psikoterapötik yöntemlerin (bilişsel davranışçı terapi, dialektik davranışçı terapi vs.) bir sentezi olacak şekilde, kendine zarar verme davranışı olan ergenlere spesifik bir grup terapisi uygulaması yapılandırılmıştır. Süresi ihtiyaca göre değişkenlik gösteren (ortalama bir hafta) hazırlık fazını takiben 6 haftalık aralıklarla grup psikoterapisi uygulanmıştır. Hastalar bir yıl boyunca izlenmiştir. Sadece rutin bakım alan grupla, rutin bakıma ek olarak grup psikoterapisi alan grup karşılaştırılırken; birincil olarak izlem süreci içinde kendine zarar verme davranışı sıklıkları belirlenmeye çalışılmıştır. İkincil olarak ise; kendine zarar verme davranışı derecesi (şiddeti), duygudurum bozuklukları ve intihar düşüncesi gelişme sıklıkları, genel işlevsellik durumunun seyri gibi sonuçların karşılaştırılması hedeflenmiştir. Tüm çalışma genelinde izlem sırasındaki katılımcı kaybı %4 ün altında saptanmıştır. Birincil sonuçların; 3 aylık aralıklarla çalışmadan bağımsız araştırmacılarca yapılan yüz yüze görüşmelerden ve çalışmanın içinde yer alan araştırmacıların hasta yakınlarıyla yaptığı telefon görüşmelerinden elde edilen verilerin, yine çalışmadan bağımsız bir oturum başkanının yönettiği toplantılarla tartışılarak elde edildiği bildirilmiştir. İkincil sonuçlar ise standart ölçeklerden elde edilen veriler ışığında oluşturulmuştur. Bununla birlikte tüm sağlık giderleri, ailenin karşıladığı harcamalar kaydedilmiştir. Sonuç olarak iki grupta da birincil ve ikincil sonuçlarda iyi yönde değişim kaydedilmiştir. Mevcut psikopatolojilerdeki bu değişimler, grup psikoterapisi alan grupta daha fazla olmasına rağmen sadece rutin bakım alan grupta elde edilen sonuçlara istatistiksel olarak anlamlı bir üstünlük sağlayamamıştır. Harcamalar grup psikoterapisi alan grupta daha fazla kaydedilmesine rağmen, iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Yani, kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde grup psikoterapisinin rutin bakıma eklenmesinin bir yıllık izlem sonuçları üzerinde anlamlı etkinliğinin olmadığı ve kar-zarar ilişkisi açısından da geçerli bir avantaj sağlamadığı sonucu elde edilmiştir. Kendine zarar verme davranışına ilişkin yapılan önceki çalışmaların aksine bu çalışmada; çok büyük bir örneklemle çalışılmış, iki grup birbirinden çok titiz bir şekilde izole edilmiş, çalışma boyunca uygulanan tüm değerlendirme basamaklarında önyargıyı engelleyecek mekanizmalar geliştirilmiş (çalışmadan bağımsız araştırmacıların ve oturum başkanlarının katılımı vs.), veriler hastane kayıtlarından değil hastalarla yapılan birebir görüşmelerden elde edilmiştir. Bununla birlikte bu çalışma; Her iki gruptaki semptomatik iyileşme, bu hasta grubunun genel özelliği mi (yaşın ilerlemesiyle beraber spontan regresyon), yoksa tüm hastalara verilen rutin bakımın sonucunda mı elde edilmiştir? sorusuna net bir yanıt verememe şeklinde bir kısıtlılığa sahiptir. Arş. Gör. Dr. Cihan Aslan Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocuklarda Fenotipik Özellikler, Ebeveyn Psikopatolojisi, Aile İşlevselliği ve Çevresel Stres Etkenleri Metilfenidata Tedavi Yanıtında Rol Oynar mı? Chazan R, Borowski C, Pianca T ve ark. (2011) Do phenotypic characteristics, parental psychopathology, family functioning, and environmental stressors have a role in the response to methylphenidate in children with attention-deficit/hyperactivity disorder? A naturalistic study from a developing country. J Clin Psychopharmacol, 31(3): Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) çocukluk çağının en sık görülen davranış bozukluklarından biridir ve gelişim boyunca önemli işlevsel bozulma ve olumsuz sonuçlar ile ilişkilidir. Psikososyal ve farmakolojik müdahaleler de dahil olmak üzere bir dizi tedavi stratejileri uyum becerilerini arttırma ve belirtileri azaltmada etkilidir. Farmakolojik müdahaleler VI

7 kullanıldığı zaman stimulan tedavisi birinci basamak seçenektir ve uyarıcılar arasında metilfenidat yüksek etkinliği ve göreceli güvenliği nedeniyle en çok kullanılan ilaçlardan biridir. Ancak DEHB de tedaviyi belirleyiciler hakkında bilimsel bilgide önemli bir boşluk bulunmaktadır. Bu nedenle çalışmanın amacı DEHB olan çocukların ve gençlerin doğal örnekleminde metilfenidata yanıtta demografik, klinik, ailesel (ebeveyn psikopatolojisi ve aile işlevleri) ve sosyal faktörlerin etkisini değerlendirmektir. Bu çalışma herhangi bir kontrol grubu olmadan yapılan açık bir çalışmadır. Çalışmaya dahil edilme kriterleri 5-17 yaş arasında olma, DSM- IV DEHB kriterlerini karşılıyor olma, metilfenidat ile tedavi için primer endikasyon olmasıdır. Dışlama kriterleri metilfenidat kullanımını reddetme ya da kullanımı engelleyen kontraendikasyon olması ve zeka bölümünün 70 in altında olmasıdır. Tanı için klinik değerlendirme, yarı yapılandırılmış görüşme ve bir klinik komitede tanı tartışılmasından yararlanılmıştır. 3 aşamalı bu süreçte tanısal bir anlaşmazlık meydana gelirse, klinik görüşmelerinden elde edilen verilere öncelik verilmiştir. Metilfenidatın minimum öngörülen dozu 0.3 mg/kg/gün dür ve yan etkileri sınırlayıcı olana kadar ve daha fazla klinik düzelme tespit edilene kadar takip sırasında doz arttırılmıştır. Tedaviye yanıt anne baba raporlarına dayalı Swanson, Nolan ve Pelham (SNAP- IV) derecelendirme ölçeği ile DEHB belirtilerinin şiddeti değerlendirilerek belirlenmiştir. Literatüre dayanarak üç alanda tedaviye yanıt incelenmiştir. Bunlar demografik ve klinik özellikler, ailesel özellikler ve psikososyal zorluklardır. Toplam 189 hasta değerlendirilmiştir ve 59 hasta dahil edilme kriterlerine uygun bulunmamıştır. Sonuçta annenin gebeliği istememesi veya istenmeyen gebelik tedaviye kötü bir yanıtı öngörmüştür. DEHB nin bileşik alt tipi ve eşlik eden ODD, annede DEHB belirtilerinin olması ve gebelik sırasında annenin çocuğu reddi metilfenidat ile tedavi için daha kötü bir yanıtı öngörmüştür. Çalışmanın kısıtlılıkları; araştırmacıların hastalara kör olmaması, çalışmada herhangi bir kontrol ya da plasebo grubunun olmaması, tedaviye yanıtın sadece çevresel değil genetik etkenlerden de kaynaklanabileceği ama bu çalışmada bu durumun araştırılamamasıdır. Çalışmanın güçlü yanları; bu konuda Portekiz populasyonunda yapılan ilk çalışma ve ABD dışında yapılan ilk çalışmalardan olması, 6 aylık izlem içeren bir çalışma olması, çocuk ve anne babaların tanılarına yönelik olarak iyi değerlendirilmeleri, tedaviye yanıtta tedaviye uyum ve ilaç dozu değişkenlerinin de değerlendirilmesidir. Arş. Gör. Dr. Semih Erden VII

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta Giriş DEHB (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu), çocukluk çağının en sık görülen

Detaylı

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi Dr. Sinem Sevil DEĞİRMENCİ Prof.Dr.Gökay AKSARAY Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Giriş

Detaylı

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Lohusalık döneminde ruhsal hastalıklar: risk etkenleri ve klinik gidiş Doç.Dr. Leyla Gülseren 25 Eylül 2013 49. Ulusal

Detaylı

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ SUNUM PLANI: Hareketli çocuk kime denir? Klinik ilgi odağı olması gereken çocuklar hangileridir?

Detaylı

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU Dahili Servisler Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHP) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), her 10 çocuktan birinde görülmesi, ruhsal, sosyal

Detaylı

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI Bilgisayar ve internet kullanımı teknoloji çağı olarak adlandırabileceğimiz bu dönemde, artık hayatın önemli gereçleri haline gelmiştir. Bilgiye kolay, hızlı, ucuz ve güvenli

Detaylı

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Lityum psikiyatri 1950 1980lerde lityum bazı antikonvülzanlara benzer etki Ayrı ayrı ve yineleyen nöbetler şeklinde ortaya çıkan manik depresyon ve epilepsi Böylece

Detaylı

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şizofreniye bağlı davranım bozuklukları bireyi ve toplumları olumsuz etkilemekte Emosyonları Tanıma Zorluğu Artmış İrritabilite Bakımverenlerin

Detaylı

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI STAJIN TANITIMI EĞİTİM DÖNEMİ STAJ SÜRESİ YERLEŞKE EĞİTİM BİRİMLERİ DERSHANE : Dönem V : 5 iş günü : Cebeci Hastanesi : Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları

Detaylı

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM DR FARUK UĞUZ KONYA N.E.Ü MERAM TIP FAKÜLTESI PSIKIYATRI A.D. ÖĞR. ÜYESI Açıklama Son iki yıl içinde ilaç endüstrisi vd sivil toplum kuruluşları ile

Detaylı

Açıklama 2008 2010. Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

Açıklama 2008 2010. Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur. Açıklama 2008 2010 Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur. Gençlerde DEHB nin Öğrenim Hayatı Üzerine Etkileri Dr Aytül Karabekiroğlu Samsun Mehmet Aydın Eğitim ve Araştırma

Detaylı

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ A.D. Madde deyince ne anlıyoruz? Alkol Amfetamin gibi uyarıcılar Kafein Esrar ve sentetik kannabinoidler

Detaylı

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış Sedat Batmaz 1, Emrah Songur 1, Mesut Yıldız 2, Zekiye Çelikbaş 1, Nurgül Yeşilyaprak 1, Hanife

Detaylı

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI STAJIN TANITIMI EĞİTİM DÖNEMİ STAJ SÜRESİ YERLEŞKE EĞİTİM BİRİMLERİ DERSHANE : Dönem V : 5 iş günü : Cebeci Hastanesi : Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA GİRİŞ: Yaygın anksiyete bozukluğu, birtakım olay ya da etkinliklerle ilgili olarak, bireyin denetlemekte zorlandığı,

Detaylı

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzman Dr. M. Yelda TAN

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzman Dr. M. Yelda TAN DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzman Dr. M. Yelda TAN DEHB başlıca 3 alanda bozulmayı içerir: 1) Dikkat eksikliği 2) Hiperaktivite 3) Dürtüsellik Dikkat eksikliği

Detaylı

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji www.gunescocuk.com Çocuk ve ergen psikiyatrisinde

Detaylı

Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül

Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Hasan Kalyoncu Üniversitesi 2016 www.gunescocuk.com NÖROGELİŞİMSEL BOZUKLUKLAR

Detaylı

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü Dr. Fatma Fariha Cengiz, Dr. Gülhan Cengiz, Dr. Sermin Kesebir Erenköy RSHEAH, İstanbul 29 Mayıs Hastanesi,

Detaylı

TRSM de Rehabilitasyonun

TRSM de Rehabilitasyonun TRSM de Rehabilitasyonun Yeri Dr. Ayla Yazıcı BRSHH Gündüz Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezi Koordinatörü 7.10.2010 Şizofreni tedavisinde çok boyutlu yaklaşım Şizofreni tedavisinde çok boyutlu yaklaşım

Detaylı

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86 içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 Tarihsel Bakış Açısı 3 Erken Tarih 3 Yirminci ve Yirmi Birinci Yüzyıllar 3 Ergenliğe İlişkin Kalıpyargılar 6 Ergenliğe Pozitif Bir Bakış Açısı 7 Amerika Birleşik Devletleri

Detaylı

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ Yrd. Doç. Dr. Tahsin Gökhan TELATAR Sinop Üniversitesi SYO İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü 28.03.2017 Uluslararası

Detaylı

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU. Prof. Dr. Berna Özsungur Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU. Prof. Dr. Berna Özsungur Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU Prof. Dr. Berna Özsungur Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD 58. Türkiye Milli Pediatri Kongresi 25 Ekim 2014 TANIM Otizm Spektrum

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD Çalışmalarda birinci basamak sağlık kurumlarına başvuran hastalardaki psikiyatrik hastalık sıklığı, gerek değerlendirme ölçekleri kullanılarak

Detaylı

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Dr. Gülcan Güleç, DR. Hikmet Hassa, Dr. Elif Güneş Yalçın, Dr.Çınar Yenilmez, Dr. Didem

Detaylı

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi Dr. SiğnemÖZTEKİN, Psikolog Duygu KUZU, Dr. Güneş CAN, Prof. Dr. AyşenESEN DANACI Giriş: Ayrılma anksiyetesi bozukluğu,

Detaylı

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Doç. Dr. Özen Önen Sertöz Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Ankara,

Detaylı

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri Zeka Geriliği nedir? Zeka geriliğinin kişinin yaşına ve konumuna uygun işlevselliği gösterememesiyle belirlidir. Bunun yanı sıra motor gelişimi, dili kullanma yeteneği bozuk, anlama ve kavrama yaşıtlarından

Detaylı

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri Yrd. Doç. Dr. Esengül Kayan Beykent Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 04.10.2017 Çalışmanın Amacı 1.Üniversite öğrencilerinde

Detaylı

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Ebru Turgut 1, Yunus Emre Sönmez 2, Şeref Can Gürel 1, Sertaç Ak 1 1 Hacettepe

Detaylı

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUĞU ANLAMAK

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUĞU ANLAMAK DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUĞU ANLAMAK Prof. Dr. Sirel Karakaş Neurometrika Medikal Tıp Teknololojileri Ltd. Şti Nöropsikoloji ve Psikofizyoloji Derneği Başkanı Uslarası Kıbrıs Üniversitesi

Detaylı

DEHB Erişkinliğe Yansımalar ve Eş Tanı

DEHB Erişkinliğe Yansımalar ve Eş Tanı DEHB Erişkinliğe Yansımalar ve Eş Tanı Doç. Dr. Cengiz TUĞLU 46. Ulusal Psikiyatri Kongresi 08 Ekim 2010, İzmir Açıklama Konuşmacı Araştırma Danışma Kurulu Janssen Cilag X X Eli Lilly X X X BMS X AstraZeneca

Detaylı

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU Çocuğun Adı- Soyadı: Cinsiyeti: TC Kimlik No: Görüşmecinin Adı- Soyadı:

Detaylı

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Psikoloji Lisans www.gunescocuk.com Tanım Kişinin genel duygu durumundaki bir bozulma, dış şartlara ve durumlara göre uygunsuz bir

Detaylı

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Ezgi Özserezli O Evlilik ilişkisi, kişilerin psikolojik sağlığını temelden etkilemektedir.

Detaylı

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları) DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları) Şermin Yalın Sapmaz Manisa CBÜ Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh Sağlığı

Detaylı

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018 AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018 Lösemiye bağlı Psikososyal Geç Etkiler Fiziksel Görünüm (Saç

Detaylı

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi Uzm. Dr. Gökhan Öz Prof. Dr. Cengiz Kılıç Giriş Mizofoni: Çeşitli hafif seslerden belirgin

Detaylı

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ Egemen Ünal*, Reşat Aydın*, Gülnur Tekgöl Uzuner**, Oğuz Osman Erdinç**, Selma Metintaş* *Eskişehir Osmangazi Üniversitesi

Detaylı

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD 7 Ekim 2010 MADDE KULLANIM BOZUKLUKLARI DSM IV Madde bağımlılığı Madde

Detaylı

İSTANBUL DA GENÇLER ARASINDA CİNSELLİK ARAŞTIRMASI RAPORU

İSTANBUL DA GENÇLER ARASINDA CİNSELLİK ARAŞTIRMASI RAPORU İSTANBUL DA GENÇLER ARASINDA CİNSELLİK ARAŞTIRMASI RAPORU Kültegin Ögel Ceyda Y. Eke Nazlı Erdoğan Sevil Taner Bilge Erol İstanbul 2005 Kaynak gösterme Ögel K, Eke C, Erdoğan N, Taner S, Erol B. İstanbul

Detaylı

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin Psikopatolojisi Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin psikopatolojisi içerik: Sınıflandırma sistemleri Duygudurum bozuklukları Anksiyete bozuklukları

Detaylı

Hastalarla Ortaklık. Dikkat Eksikliği Sendromu. ESOGÜ Tıp Fak. Psikiyatri A.D. Dr.Ş.Soner ÖZDEMİR

Hastalarla Ortaklık. Dikkat Eksikliği Sendromu. ESOGÜ Tıp Fak. Psikiyatri A.D. Dr.Ş.Soner ÖZDEMİR Hastalarla Ortaklık Dikkat Eksikliği Sendromu ESOGÜ Tıp Fak. Psikiyatri A.D. Dr.Ş.Soner ÖZDEMİR Psikiyatrik sınıflandırma tanımlayıcıdır Yani hastalığın sebeplerine göre değil de görünümlerine, bulgularına

Detaylı

Risk Altındaki Çocuklara Yaklaşım

Risk Altındaki Çocuklara Yaklaşım Risk Altındaki Çocuklara Yaklaşım Prof. Dr. Betül Ulukol Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Sosyal Pediatri Bilim Dalı Risk Yüksek riskli gebeliklerin sonucu dünyaya gelenler Özel sağlık gereksinimi olan

Detaylı

Bebeklikten Ergenliğe Gelişimsel Psikopatoloji (PSY 319) Ders Detayları

Bebeklikten Ergenliğe Gelişimsel Psikopatoloji (PSY 319) Ders Detayları Bebeklikten Ergenliğe Gelişimsel Psikopatoloji (PSY 319) Ders Detayları Ders Adı Ders Dönemi Ders Uygulama Laboratuar Kredi AKTS Kodu Saati Saati Saati Bebeklikten Ergenliğe Gelişimsel Psikopatoloji PSY

Detaylı

Dr. Aytuğ Balcıoğlu Çankaya Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürü

Dr. Aytuğ Balcıoğlu Çankaya Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürü Kentsel Çevre ve Ruh Sağlığı İlişkisi: Ruh Sağlığını Koruma, Sosyal İyi Olma Hali ve Toplulukçu Yeterliliği Geliştirme Amaçlı bir Programın Oluşturulması Dr. Aytuğ Balcıoğlu Çankaya Belediyesi Sosyal Yardım

Detaylı

Ruh Sağlığı Gereksinimi Eylem Programı (rsep)

Ruh Sağlığı Gereksinimi Eylem Programı (rsep) Ruh Sağlığı Gereksinimi Eylem Programı (rsep) rsep nedir? rsep, zihinsel, nörolojik ve madde kullanım bozukluklarına yönelik hizmetlerin kapsamını genişleten DSÖ programıdır. rsep, DSÖ Genel Sekreteri

Detaylı

( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz)

( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz) ÇOCUKLARDA BİPOLAR DUYGULANIM BOZUKLUĞ ( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz) Bipolar duygulanım bozukluğu ; iki uçlu duygulanım bozukluğu, manik depresif psikoz

Detaylı

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME Psi. Özge Kutay Sos.Yelda ġimģir Ġzmir,2014 HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI

Detaylı

Doğum sonrası anksiyete bozukluğu için riskli dönem. Sıklığı?? Klinik seyir??

Doğum sonrası anksiyete bozukluğu için riskli dönem. Sıklığı?? Klinik seyir?? Doğum sonrası anksiyete bozukluğu için riskli dönem Sıklığı?? Klinik seyir?? Çocuğun ilk travmatik yaşam olayı emzirme bağlanma olumsuz sağlık koşulları yetersiz bakım Doğum Değişim İyi anne olabilecek

Detaylı

Yaşlılarda İntihar Davranışı ve Müdahele İlkeleri. Prof. Dr. Çınar Yenilmez Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

Yaşlılarda İntihar Davranışı ve Müdahele İlkeleri. Prof. Dr. Çınar Yenilmez Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Yaşlılarda İntihar Davranışı ve Müdahele İlkeleri Prof. Dr. Çınar Yenilmez Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD 1 AÇIKLAMA 2014-2017 Araştırmacı: ---- Konuşmacı: ----- Danışman:

Detaylı

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir Aynı zamanda sağlıksız yaşam stilinin birikmiş etkilerinin

Detaylı

İNTİHAR DAVRANIŞINDA TEDAVİ STRATEJİLERİ ve İNTİHARIN ÖNLENMESİ. Dr Çiğdem Aydemir

İNTİHAR DAVRANIŞINDA TEDAVİ STRATEJİLERİ ve İNTİHARIN ÖNLENMESİ. Dr Çiğdem Aydemir İNTİHAR DAVRANIŞINDA TEDAVİ STRATEJİLERİ ve İNTİHARIN ÖNLENMESİ Dr Çiğdem Aydemir AÇIKLAMA 2014-2017 Araştırmacı: ----------------- Konuşmacı: ----------------- Danışman: ----------------- OLGU D.F. 69

Detaylı

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ ------------------------------------------------------------------------------------------------- 1 KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ ------------------------------------------

Detaylı

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME

Detaylı

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç Aile Krizleri 1. Normal gelişimsel krizler (Yaşam döngüsü aşamaları) 2. Aileye özgü krizler (Ailede hastalıklar, ölümler, boşanmalar, göç,

Detaylı

GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI I. YARIYIL PSI 501 İleri İstatistik Zorunlu 3 0 3 8 Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 II. YARIYIL Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 III. YARIYIL

Detaylı

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ Ahmet Zihni SOYATA Selin AKIŞIK Damla İNHANLI Alp ÜÇOK İ.T.F. Psikiyatri

Detaylı

PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD

PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD AÇIKLAMA 2009-2012 Araştırmacı: - Konuşmacı: Lundbeck İlaçları AŞ (2009, 2010) Danışman: - Olgu 1 - Bize ayrımcılık yapılıyor

Detaylı

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD. Obezitede Anksiyete Bozuklukları ve Depresyon Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD. Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: Sanofi Danışman: Teva, BMS Konuşmacı: Lundbeck Obezite giderek artan bir toplum sağlığı

Detaylı

2014

2014 2014 DİKKAT EKSİKLİĞİ BOZUKLUĞU (DEB) ve MentalUP İçerik DEB e Klinik İlgi DEB Nedir? DEB in Belirtileri DEB in Zihinsel Sürece Etkileri DEB in Psikososyal Tedavisi MentalUP tan Faydalanma MentalUP İçeriği

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları Zihinsel Bozuklukları Kavrama Zihinsel bozukluklar hakkında daha fazla bilgi edinin Daha önce zihinsel gerilik olarak bilinen zihinsel bozukluk (ID), bireyin

Detaylı

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1 53. Ulusal Psikiyatri Kongresi, (TPD, 2017) 3-7 Ekim 2017 Bursa, Türkiye SS: 0167 5 Ekim, 2017 18.00 Özkıyım girişimi öyküsü olan ve olmayan bipolar bozukluk olgularının mizaç ve klinik özelliklerinin

Detaylı

OKUL ÖNCESİ ve İLKOKUL ÖĞRENCİ ADAYLARI TANIMA, DEĞERLENDİRME ve SEÇME ÇALIŞMASI HİZMET TEKLİFİ

OKUL ÖNCESİ ve İLKOKUL ÖĞRENCİ ADAYLARI TANIMA, DEĞERLENDİRME ve SEÇME ÇALIŞMASI HİZMET TEKLİFİ OKUL ÖNCESİ ve İLKOKUL ÖĞRENCİ ADAYLARI TANIMA, DEĞERLENDİRME ve SEÇME ÇALIŞMASI HİZMET TEKLİFİ ŞUBAT 2015 Bu teklif Özel Nun İlkokulu için 2015-2106 Eğitim- Öğretim Yılı nda okula başvuran okul öncesi

Detaylı

Özgün Problem Çözme Becerileri

Özgün Problem Çözme Becerileri Özgün Problem Çözme Becerileri Research Agenda for General Practice / Family Medicine and Primary Health Care in Europe; Specific Problem Solving Skills ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ

Detaylı

[BİROL BAYTAN] BEYANI

[BİROL BAYTAN] BEYANI Araştırma Destekleri/ Baş Araştırıcı 10. Ulusal Pediatrik Hematoloji Kongresi 3 6 Haziran 2015, Ankara [BİROL BAYTAN] BEYANI Sunumum ile ilgili çıkar çatışmam yoktur. Çalıştığı Firma (lar) Danışman Olduğu

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem V Psikiyatri Staj Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü: Dönem Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Yrd. Doç. Dr. Baran GENCER Yrd. Doç. Dr. Oğuz GÜÇLÜ Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

Açıklama 2008 2009. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2008 2009. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 2008 2009 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK SİLAHLI ÇATIŞMA İLE İLİŞKİLİ TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞUNDA DİĞER BİYOLOJİK TEDAVİ SEÇENEKLERİ Dr. Cemil ÇELİK Sunumun hedefleri Silahlı

Detaylı

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse Perinatal Depresyon gebelik süresince veya gebeliği takip eden ilk 12 ay boyunca

Detaylı

Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD

Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD 1 Psikiyatride İlaç Etkisinin Hastalık merkezli Modeli 2 Alternatif İlaç merkezli İlaç Modeli 3 Fiziksel Tedaviler Ve Hastalık merkezli Model 1 Psikiyatride

Detaylı

Dr. Oğuzhan Zahmacıoğlu Yeditepe Üni. Tıp Fak. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı

Dr. Oğuzhan Zahmacıoğlu Yeditepe Üni. Tıp Fak. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Dr. Oğuzhan Zahmacıoğlu Yeditepe Üni. Tıp Fak. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Gebe Ergenlerin Kendilik Algıları Gebe ergenlerin puan ortalaması, diğer ergenlere göre daha yüksek tespit edilmiş!

Detaylı

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ Doç. Dr. Okan Çalıyurt Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, Edirne Temel Kavramlar Madde kötüye kullanımı Madde bağımlılığı Yoksunluk Tolerans

Detaylı

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Information på turkiska DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite

Detaylı

Erişkinlerde DEHB. Prof. Dr. Cengiz TUĞLU. 17. Klinik Eğitim Sempozyumu Antalya, 10 Nisan 2013

Erişkinlerde DEHB. Prof. Dr. Cengiz TUĞLU. 17. Klinik Eğitim Sempozyumu Antalya, 10 Nisan 2013 Erişkinlerde DEHB Prof. Dr. Cengiz TUĞLU 17. Klinik Eğitim Sempozyumu Antalya, 10 Nisan 2013 Açıklama - 2012-2013 Konuşmacı Araştırma Danışma Kurulu Janssen-Cilag X X AstraZeneca X PPD X Kurs Öncesi Değerlendirme

Detaylı

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

(İnt. Dr. Doğukan Danışman) (İnt. Dr. Doğukan Danışman) *Amaç: Sigara ve pankreas kanseri arasında doz-yanıt ilişkisini değerlendirmek ve geçici değişkenlerin etkilerini incelemektir. *Yöntem: * 6507 pankreas olgusu ve 12 890 kontrol

Detaylı

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Mesut YILDIZ, Sait ALİM, Sedat BATMAZ, Selim DEMİR, Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı

Detaylı

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı BULGULAR Çalışma tarihleri arasında Hastanesi Kliniği nde toplam 512 olgu ile gerçekleştirilmiştir. Olguların yaşları 18 ile 28 arasında değişmekte olup ortalama 21,10±1,61 yıldır. Olguların %66,4 ü (n=340)

Detaylı

Cinsiyet Hormonları ve Nörogelişimsel Bozukluklar

Cinsiyet Hormonları ve Nörogelişimsel Bozukluklar Cinsiyet Hormonları ve Nörogelişimsel Bozukluklar Geç-dönem Bozukluklar Depresyon Kaygı Bozuklukları Yeme Bozuklukları Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nörogelişimsel Bozukluklar Otizm Dikkat Eksikliği Hiperaktivite

Detaylı

10 soruda makalelerde sık karşılaştığımız epidemiyolojik terimler Uzm. Dr. Tolga Binbay

10 soruda makalelerde sık karşılaştığımız epidemiyolojik terimler Uzm. Dr. Tolga Binbay 10 soruda makalelerde sık karşılaştığımız epidemiyolojik terimler Uzm. Dr. Tolga Binbay Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Açıklama (2009-2012) Danışman: (-)

Detaylı

İNTİHAR DAVRANIŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÖLÇME / DEĞERLENDİRME ÇG.

İNTİHAR DAVRANIŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÖLÇME / DEĞERLENDİRME ÇG. İNTİHAR DAVRANIŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÖLÇME / DEĞERLENDİRME ÇG. K.Nahit Özmenler Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Aytül Karabekiroğlu Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi 53 üncü Ulusal

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III Ünite:I Eğitim Psikolojisinde Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri 13 Psikoloji ve Eğitim Psikolojisi 15 Eğitim Psikolojisi ve Bilim 17 Eğitim Psikolojisi ve Bilimsel Araştırma

Detaylı

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kaliteli yaşam; kişinin temel ihtiyaçlarını karşıladığı,

Detaylı

Gelişimsel Endişeler ve Kaçırılmış Fırsatlar. Tuba Çelen Yoldaş, Elif Nursel Özmert, Yıldırım Beyazıt, Bilge Tanrıkulu, Hasan Yetim, Banu Çakır

Gelişimsel Endişeler ve Kaçırılmış Fırsatlar. Tuba Çelen Yoldaş, Elif Nursel Özmert, Yıldırım Beyazıt, Bilge Tanrıkulu, Hasan Yetim, Banu Çakır Gelişimsel Endişeler ve Kaçırılmış Fırsatlar Tuba Çelen Yoldaş, Elif Nursel Özmert, Yıldırım Beyazıt, Bilge Tanrıkulu, Hasan Yetim, Banu Çakır Giriş Gelişimsel sorunlar bütün uluslarda önemli bir çocukluk

Detaylı

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi *Kenar İ. Ayşe Nur, **Sezai Üstün Aydın, *Alper Zıblak *Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Çocukluk çağındaki fiziksel ve ruhsal gelişimin uygunluğunu bilecek, Doğru ebeveynlik becerilerinin aile içi ilişkilerde nasıl olması gerektiğini

Çocukluk çağındaki fiziksel ve ruhsal gelişimin uygunluğunu bilecek, Doğru ebeveynlik becerilerinin aile içi ilişkilerde nasıl olması gerektiğini Dönem 1 Dersleri: Konu: Çocuk, Anne ve Aile Amaç: Bu dersin sonunda Dönem I öğrencilerinin aile yapısı, çocukluk çağı psikolojik gelişim süreci ve anne-çocuk ilişkisinin çocuğun ruhsal gelişimi üzerindeki

Detaylı

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi Y R D. D O Ç. D R. M İ N E İ S L İ M Y E TA Ş K I N B A L I K E S İ R Ü N İ V E R S İ T E S I TIP FA K Ü LT E S İ K A D I N H A S TA L I K L A R I V E D

Detaylı

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun

Detaylı

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri Didem Yüzügüllü, Necdet Aytaç, Muhsin Akbaba Çukurova Üniversitesi Halk Sağlığı

Detaylı

İki Nörodejeneratif Hastalıkta Zihin Kuramı Becerileri ve İşlevsellik Düzeyinin karşılaştırılması: Alzheimer ve Parkinson Hastalığı

İki Nörodejeneratif Hastalıkta Zihin Kuramı Becerileri ve İşlevsellik Düzeyinin karşılaştırılması: Alzheimer ve Parkinson Hastalığı İki Nörodejeneratif Hastalıkta Zihin Kuramı Becerileri ve İşlevsellik Düzeyinin karşılaştırılması: Alzheimer ve Parkinson Hastalığı Evrim Göde Öğüten 1, Gizem Ünveren 2, Emine Soybay 2, Barış Topçular

Detaylı

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017 Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017 AÇIKLAMA 2012-2017 Araştırmacı: yok Danışman: yok Konuşmacı: yok Olgu 60 yaşında kadın, evli, 2 çocuğu var,

Detaylı

Sosyometri. Halk Sağlığı. Mart-2005

Sosyometri. Halk Sağlığı. Mart-2005 Sosyometri Halk Sağlığı Mart-2005 Jacob Levy Moreno (889-974) Mitterndorf Kampı, Viyana (92) Amerikan Hava Kuvvetleri (944) Hudson Islah Evi (963) Sosyometrinin amacı, bireylerin spontanlıklarını ve yaratıcılıklarını

Detaylı

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE Psikiyatrik hastalığı olan bireylerde MetabolikSendrom (MetS) sıklığı genel popülasyona

Detaylı

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ http://www.bipolaryasam.org/ Bipolar II Bozukluk

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ http://www.bipolaryasam.org/ Bipolar II Bozukluk BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ http://www.bipolaryasam.org/ Bipolar II Bozukluk Doç. Dr. Sibel Çakır İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları Birimi Açıklama 2012-2013 Araştırmacı: ELAN Danışman:

Detaylı

Karşı olma-karşıt gelme bozukluğu (KO-KGB) Otorite figürlerine karşı negatiflik, karşı gelme, itaatsizlik ve düşmanlık olarak tanımlanmaktadır.

Karşı olma-karşıt gelme bozukluğu (KO-KGB) Otorite figürlerine karşı negatiflik, karşı gelme, itaatsizlik ve düşmanlık olarak tanımlanmaktadır. Tanım Karşı olma-karşıt gelme bozukluğu (KO-KGB) En az 6 ay devam eden, Otorite figürlerine karşı negatiflik, karşı gelme, itaatsizlik ve düşmanlık olarak tanımlanmaktadır. KO-KGB fiziksel saldırganlık

Detaylı

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER Sağlık Dünya Sağlık Örgütü tanımlaması Biyolojik, ruhsal ve sosyal iyilik hali. Tıp Özgül bir kurama ve bu kuramdan biçimlenen yöntemle belirlenen uygulamalarla biyolojik,

Detaylı

DÖNEM I Temel Bilimler I Ders Kurulu

DÖNEM I Temel Bilimler I Ders Kurulu 2018-2019DÖNEM I Temel Bilimler I Ders Kurulu 17.09.2018 26.10.2018 5 Hafta/ 81 saat Dersler Teorik Pratik Toplam Davranış Bilimleri 22-22 Sağlıklı Yaşam ve Halk Sağlığı 13-13 Sosyal Bilimler ve Tıp 25

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem VI Ön Hekimlik Psikiyatri (Seçmeli) Uygulama Dilimi Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü: Dönem Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Doç.

Detaylı

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5. Obsesif Kompulsif Bozukluk Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5. Sınıf Dersi Sunum Akışı Tanım Epidemiyoloji Klinik özellikler Tanı ölçütleri Nörobiyoloji

Detaylı