Moral Reason, Moral Sentiments and the Realization of Altruism: A Comparative Study of Nagel, ZHANG Zai and WANG FUZHI Prof. Dr.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Moral Reason, Moral Sentiments and the Realization of Altruism: A Comparative Study of Nagel, ZHANG Zai and WANG FUZHI Prof. Dr."

Transkript

1 ISSN: Yıl: 2, Sayı: 3, Mart 2016, s Moral Reason, Moral Sentiments and the Realization of Altruism: A Comparative Study of Nagel, ZHANG Zai and WANG FUZHI Prof. Dr. JeeLoo Liu AHLAKİ AKIL, AHLAKİ DUYGULAR VE ÖZGECİLİĞİN GERÇEKLETİRİLMESİ: NAGEL, ZHANG ZAİ VE WANG FUZHİ ARASINDA KARŞILAŞTIRILMALI ÇALIŞMA Dr. Recep Batu GÜNOR Gazi Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü, recepbatu@hotmail.com Bu çalışma, Thomas Nagel in "The Possibility of Altruism (Özgeciliğin İmkanı)" 1 adlı çalışmasının incelenmesi ile başlayacaktır. Nagel in deyimiyle özgecilik, sadece açığa vurulmamış güdülere ihtiyaç duyulmaksızın, diğer insanların ilgilerini düşünerek içinden gelerek eylemde bulunmadır (Nagel: 79). Nagel in araştırdığı temel soru özgeciliğin nasıl mümkün olduğu sorusudur. Özgeciliğin mümkünlüğünü araştırmanın nedeni tam olarak özgeci bir eylemin kolaylıkla tecrübe edilememesidir; bunun için eyleyenin kısmi bir çabasına ihtiyaç vardır. Nagel, iradenin zayıflığı, cesaretsizlik, tembellik, panik vb. gibi güdüsel müdahale nin çeşitli durumlarını tartışmıştır (Nagel: 66). Ek olarak biz bu tutumları erteleme, ilgisizlik, tutarsızlık ve özgeci güdünün nedensel faydasına engel çıkaracak bütün gelecek beninin düşüncelerini gibi hayal edebiliriz. Ayrıca, özgeciliğin başarılı bir güdüsel teorisi, bütün bu güdüsel müdahalelerin altında özgeciliğin nasıl mümkün olduğunu açıklamak zorundadır. Yine de ben bu çalışmada şu soruyu sormak istiyorum: bizim şuan ki toplumumuzda özgecilik nasıl mümkün olabilir? Kişinin kendi arzularının memnuniyeti amacı genel olarak doğrudan nedensel faydaya sahip olduğunda, kişi diğerlerine düşünmeye nasıl güdülenebilir ve diğerlerin iyiliğine doğru nasıl eylemde bulunabilir? Bu çalışma Nagel in amacı ile ilgili bir giriş ile 1 Nagel, Thomas The Possibility of Altruism. Princeton, NJ: Princeton University Press

2 başlar ve bu konu ile ilgili olarak nelerin yetersiz olduğuna değinir. Daha sonra geleneksel Çin filozofları ZHANG Zai ve WANG Fuzhi nin görüşlerin tanıtacağım, ve hangisinin özgeciliğin imkanı problemine karşı daha iyi bir çözüm önereceğini göreceğiz. Zhang Zai nin yaklaşımı Nagel in rasyonalist yaklaşımına yakındır: özgeci eylem için birincil gerekçeli güdü akıldır. Diğer yandan Wang Fuzhi, güdüsel gücü duygulara ve hislere devreden duygucu yaklaşıma yakın görülür. Bütün bu üç ahlaki teori Michael Slote un etmen-temelli olarak adlandırdığı gibi kategorize edilebilir: erdem etiğine etmen-temelli yaklaşım tamamen, bireylerin, güdülerin tamamen bağımsız ve temel aretaic 2 etik şeklinde nitelenmesinden türemiştir (Slote: 5). Başka bir ifadeyle, etmen-merkezli ahlaki teori için ahlaki gerekçelendirme, bazı etik kurallara uygunlukta değil, etmenin karakterinde ve onun eylem için güdüsünde yatar. Bu çalışma, bu üç teorinin özgecilik için etik olarak gerekçelendirmede neyi ele aldığına odaklanacaktır. Ben bunu özgecilik için herhangi bir güdüsel teorinin şu sorulara başarılı bir şekilde cevap vermesi gerektiği şeklinde ele alıyorum: 1- Gerekçelendirme Sorusu: Kişi ahlaki eylemlere başlamaya farklı yollarla güdülenebilir, fakat bütün güdüler etik olarak gerekçelendirilmemiştir. Özgecilik için hangi türdeki eylemler etik olarak gerekçelendirilmiştir? 2- Nedensel Fayda Sorusu: Güdü nasıl derin ve diğer güdüsel müdahalelerin üstesinden gelmesi ve özgeci eylemlere yol göstermesi gibi etkili olabilir? Nedensel Kalıcılık Sorusu: Güdü nasıl istikrarlı ve uzun süreli olabilir? 4- Erişilebilirlik Sorusu: Güdü nasıl çok rastlanan ve halihazırda herkes için ulaşılabilir olur? Bu üç teori ile ilgili olarak benim yorumlarımda, her üçünün bu sorulara nasıl yanıtlar verdiğini açıklamaya çalışacağım. Sonuçta, Wang Fuzhi nin diğer iki teorisi hakkındaki desteklerimi sunacağım. Benim ana argümanım, diğer iki teorinin nedensel fayda, nedensel kalıcılık ve kısmen de ulaşılabilirlik konusunda başarısız olacağıdır. Owen Flanagan ve Amelie Rorty nin de değindikleri gibi, geleneksel ahlak teorileri hali hazırda savunulmaz biçimde ütopist olma ve psikolojilerimiz üzerinde mümkün olmayan bir inşayı emrettiği için eleştirilmiştir (Flanagan & Rorty: 2). Ben, Wang Fuzhi nin teorisinin böylesi bir ütopist yapısı olmadığını ve insan psikolojisinin mantıksal yorumlanması tarafından desteklendiğini iddia ediyorum. I. Nagel in Rasyonel Özgeciliği Nagel, özgeciliği insan rasyonelliğinin temel gereksinimi olarak ele alır, ve o insan ırkı için genel bir etkilenim ile karıştırılmamalıdır. O, bir his değildir (Nagel:3). Nagel şöyle der; özgecilik ile ilgili olarak savunulan genel tez şudur ki; kişi diğerlerinin ilgilerini desteklemek için doğrudan nedene sahiptir bu neden ki kişinin kendi ilgileri veya kişinin sempati ve fedakarlı- 2 Slote, "aretaic" teriminin erdem veya mükemmellik kavramlarını karşılamak için EskiYunanca'dan türetildiğini söyler. Onun aretaic etik terimine örnek olarak ileri sürdüğü ifadeler "arzu edilir", "erdemli", "ahlaki iyi" vb. kelimelerdir. (Slote: 4)

3 ğın öncül duygulanımları gibi aracı faktörlere dayanmaz" (Nagel: 15-6). Onun pozisyonu bu içselciliktir, ahlaki olarak eylemde bulunma güdüsünün varlığı görüşü etik önermelerin kendilerinin doğruluğu tarafından garanti edilmiştir (Nagel: 7). Bu görüşe göre ahlaki gerekçelendirme, veya sadece inanılmış ahlaki gerekçelendirme, etik eylem için güdüyü sağlar: Akıl güdüler. Nagel, etiğin temelinin akılda aranılması gerektiğini iddia eder, özellikle de bizim pratik aklımızda. Pratik akıl bir şeyi yapan ya da isteyen akıldır, tıpkı teorik aklın bir şeye inanan veya sonuçlandıran akıl olmasının zıttı gibi (Nagel: 64). Nagel, diğerlerinin ilgilerinin tüm ahlaki failler üzerinde rasyonel gerekliliğe sahip olduğu bir pratik rasyonellik sistemi oluşturmuştur. Nagel in rasyonalist yorumlamasına göre, özgeciliğin imkanını açıklamak için sempati ve fedakarlık gibi bizim ahlaki duygularımıza başvurmak yetersiz olur. Kişinin diğerlerine karşı sempatisi, belli durumlarda kişinin özgeci olarak davranmasını sağlayabilir, fakat bu kişisel ilgi üzerine kurulan güdüye karşı olmada çok zayıftır. Daha da ötesi, böyle bir başvuru gereksizdir. Nagel, böylesi bir saf özgeciliğin olduğuna inanmaktadır: bu, bir kişinin ilgisinin diğerinin eylemleri üzerindeki doğrudan etkisidir, sırf bu nedenle ilkinin ilgisinin kendisi eylem için neden ile birlikte sonrakini oluşturur (Nagel: 80). Nagel e göre, fail gerekçelendirmek için bir eylemi yargılarsa veya eylem için bir gerekçelendirmeyi kabul ederse, onun halihazırda onu yapmak için bir nedene sahiptir. Gerekçelendirmenin kendisi, eylem için güdüsel içeriği sağlar (Nagel: 65). 198 Nesnellik Engeli Nagel in rasyonel özgeciliği sadece akla vurgu yapmaz, aynı zamanda gerekçeli nedenler üzerine bazı kısıtlamalar getirir. Etik olarak gerekçeli olmak için, güdüleyici nedenlerin nesnelik engeli ile karşılaşmış olmaları gereklidir: (Nesnellik Engeli) özgecilik için kabul edilebilir tek nedenler nesnel olanlardır (Nagel: 96). Özgeci nedenler ile Nagel şunu kasteder; nedenler mutlaka davranışın herhangi bir amacından ziyade, bu davranışın mutlak türüne değer atfetmelidir. Böylesi nedenler, ister kişinin kendisinde veya diğerlerinde olsun, davranışın kendisine ve onu destekleyecek olan şeyin ikisine de uygulanır (Nagel: 92). Bu, güdünün hedef-ilişkili olmadığı garantiye almanın bir yoludur: bu onun gücünü değiştirmez, bu nedenle insan birini veya bir yabancıyı sevmeye muhtaçtır. Nagel, öznel ilkenin sadece kişinin ilgisi, kişinin ailesinin veya ülkesinin ilgisi vb. gibi kişinin kendisiyle mutlak bir ilişkiye dayanan şeyler için bir arzu ile gerekçelendirilebileceğini (Nagel: 117) iddia eder. Öznel ilke pratik solipsizm tehlikesine yol açar ki bu problem gayrişahsi görülen durumlar hakkında tam olarak gelişmiş pratik sonuçlar çizme hususunda yeteneksizlik (Nagel: 114) problemidir. Nagel, öznel ilkenin özgecilik için bir engel teşkil ettiğini düşünür çünkü o kişisel bakış açısı ile gayri şahsi bakış açısı arasında bir çözülme ye neden olur, ve böylesi bir çözülme saf özgeci eylemi etkisin bırakır. Nagel, onun yerine nesnel ilkeleri tercih eder: akıl, gayrişahsi olarak tasarlanmış bir amaca uygulanır göründüğü zaman, sadece nesnel ilkeler bu amacı desteklemeye niyeti veya bu amaç için bir arzuyu garanti eder (Nagel:

4 119). Başka bir deyişle, kişi sadece tamamen kapsayıcı nesnel ilke ile Nagel in diğerlerinin ilgileri için etik olarak gerekçelendirilmiş ilişkiyi kabul ettiği şeye ulaşabilir. Tarafsızlık engeli Nagel e göre, rasyonel özgecilik diğer insanların gerçekliğini onaylamaya ve kişinin kendisine diğer birçokları arasında sadece bir birey gibi gözetmesinin eşdeğer kapasitesine dayanır (Nagel: 3). Ben buna Nagel in tarafsızlık engeli diyorum. Tarafsızlık engeli: kişinin özgeci eylemler için güdüsünde, kişi kendini mutlaka diğer birçokları arasında sadece bir birey olarak gözetmelidir. Bu gerekliliğin iki elementi vardır, birincisi kişinin değerler skalası içinde diğerlerinin varlığının durumunu geliştirmek, ikincisi ise kişinin kendisi ve diğerlerini tarafsızca gözeterek kişinin şahsi önemini düşürmektir. Nagel e göre, kişi bu gereklilik ile karşılaştığında kişi diğer iki psikolojik özelliği geliştirme ihtiyacı hisseder. (1) Empatik hayalgücü Nagel, bize şu soruyu sorarak başlar: eğer birisi size önceden bir şey yapmış olsaydı, siz onu yapmayı nasıl bulursunuz? Eğer bizim tepkimiz onu sadece beğenmemekle kalmaz ayrıca gücenirim şeklinde olursa, başka birisi bizi bu yolla korkuttuğu zaman, o zaman doğal olarak (bizim üzerimizdeki rasyonel gereklilik tarafından) bizim nasıl eylememiz gerektiğinden türeyen yargı açıktır: kişinin diğerlerine yaptığını yapmaktan kaçınmak. Bu hayal gücü bizi diğerlerinin yerine koyar ve kendimizi diğerlerinin eylemlerinin olası alıcıları olarak düşünmemizi sağlar. Rol yapmacı hayal gücü bizden ne beklendiğini anlamımıza olanak yaratır. (2) Gayrişahsi bakış açısı 199 Nagel şunu iddia eder ki; kişi kendisini diğerleri arasında sadece bir insan olarak onaylamasını başarabilmek için, kişi kendisini her durumda gayrişahsi olarak gözetebilmelidir (Nagel: 102). Gayrişahsi bakış açısı kişiye onun içinde bir yer vermeksizin bir dünya görüşü sağlar (Nagel: 101). Fakat bu, kişinin kendi durumu hakkında bir bilgisi olmaksızın, herkesin bilgisizliğin arkasına saklandığı anlamına gelmez. Nagel e göre, dünyanın gayrişahsi tarifi şahsi bakışaçısı içinde ben olan kişinin tarifini içerecektir, ve birinci şahıs içinde bu birey hakkında söylenebilecek her şeyi gayrişahsi terimler içinde değiştirecektir (Nagel: 101). Örneğin, biz kendi durumumuzu, evimizin ateş dolayısıyla mahvolduğu ve zararımızı karşılayacak sigortamızın bulunmadığı şeklinde görürüz. Biz şimdi durumu, herhangi birinin evinin yandığı ve sigortası olmadığı şeklinde görürüz. Bu bakış açısı değişikliği ile birlikte, biz nesnel olarak kişinin diğerlerine yardımının gerekip gerekmediğini değerlendirebiliriz. Zıt şekilde, şahsi bakış açısı dünya görüşünü içindeki avantajlı noktadan alır ve özne bu avantajlı noktanın konumudur (Nagel: 101). Kişi ne zaman kişinin avantajlı noktasını üstlenir, o zaman kişinin ilgileri ve kişinin ihtiyaçları, kişinin dikkati üzerine en acil ihtiyacı oluşturur. Böylesi bir değerlendirme bizi kendi şahsi ilgilerimizden ayıramaz.

5 Özetle, Nagel failin empatik hayal gücü için uygun desteğin failin ihtiyaçlarının gayri şahsi değerlendirmesi olduğunu söyler onun değil başka birisinin ihtiyaçları gibi olan. Diğerleri ona, onun ihtiyacı olduğu için değil fakat herhangi birisinin ihtiyacı olduğu için yardım ederler. Eylem için nedeni bu yolla düşünmeye devam ederek, kişi, eğer diğerleri herhangi birinin ihtiyacı olduğu için yardım ediyorsa, o zaman kişinin de herhangi birisinin ihtiyacı olduğu için eylemde bulunması gerektiğini anlayacaktır. Benim kendi nedenim yoluyla diğerleri için neyin gerekli olduğu, aynı zamanda benim yapmam için de gereklidir. Fail, böylelikle özgeci davranmak için rasyonel olarak güdülenmiş olur. Nagelci akıl yürütme Biz, rasyonel Nagelci ahlaki failin şu nedenlere sahip olduğunu öne sürebiliriz. a- Hayalgücü: Eğer benim ihtiyacım varken diğerleri bir şey yapmıyorlarsa, ben onu sadece sevmemekle kalmayıp aynı zamanda alınıyorum. b- Şahsi düşünce: Ben diğer birçokları arasında sadece bir bireyim, ve diğer insanların gerçekliği benim gerçekliğim kadar canlıdır. c- Gayrişahsi bakış açısı: Herhangi biri yardıma ihtiyacı olduğu için diğerlerinin eylemde bulunmasını istiyorum. d- Rasyonellik: Eşitlik ilkesi yoluyla, başka birisinin ihtiyacı olduğu için kendimin eylemde bulunmamı istiyorum. 200 T.N. adlı bir bireyin mantıksal zeka ve canlı empatik hayal gücü ile birlikte, tarafsızlık ve nesnellik ilkelerini benimseyen, böylesi bir rasyonel fail olduğunu hayal edelim. O, diğer birçokları arasında kendisini sadece birisi olarak gören, şahsi düşünüşten bağımsız herhangi biri olabilir. Eğer kişinin başkası yardıma muhtaçken yardım edeceği fikri ile kişinin diğerlerinden yardımcı eylemde bulunmalarını bekleyeceği akıl yürütmesi ile, kişi diğerlerine ihtiyaçları olmaları durumunda yardım etmesi gerektiği sonucuna ulaşır. Yine de, gerçek bir surumda böylesi rasyonel bir faili eyleme güdüleyen şey nedir? Eğer akıl güdüleyebiliyorsa, Nagel in iddia ettiği gibi, o zaman aklın güdüsel içeriği şu iki yoldan biriyle açıklanabilir: i- benim pratik akıl yürütmemin rasyonel sonucu ne ise onu yapmalıyım ii- doğru etik önerme gibi benim rasyonel yargım neye karar veriyorsa onu gerçekleştirmeliyim. Nagel, alışılagelmiş birinci şahıs pratik yargıların, halihazırda güdüsel içeriğe sahip olduklarını (Nagel: 110) düşünür; ek olarak şu türetilir iii- ben, yapılması doğru olacak şekilde gerekçelendirdiğim şeyi yapacağım. Hem (i) hem de (ii) ahlaki kesintilerin bütün pratik problemlerini reddeder görünür; iradenin zayıflığı, tembellik, korkaklık vb. İnsanlar, rasyonel olarak tasarladığı eylemlerin gerçekleştirmek için kendi en iyi ilgileri olsa bile, her zaman pratik akıllarının yapılması doğru olarak yargıladığı şeyleri yapmazlar. Bu, irrasyonelliğin en bilinen paradoksudur. Akıl, güdüsel içerik sağlasa bile, kendisinde yeteri kadar güdüsel gücün bulunduğu gözükmemektedir. Akıl, hepsi de eylemsizliğe yol açan erteleme, eylemsizlik, duyumsamazlık vb. gibi ahlaki başarısızlıkların üstünden gelemez. Aklın nedensel etkisi tıpkı güdü gibi oldukça kuşkuludur.

6 Daha da ötesi, biz Nagel ile T.N. nin rasyonelliğinin, insan rasyonelliğinin temel şartı olduğu konusunda hemfikir olsak bile, Nagel in rasyonel özgeciliği, özgeci eylemin ele alınmasının ve böyle devam etmesinin tek başına failin aklı tarafından güdülendiği temeline oturur. Böylesi bir Nagelci fail, diğerlerinin canlı hayal gücünden ve benden bağımsız bir duyuya sahip olan, hiçbir ahlaki irade zayıflığı olamayan, düşünme ve eylem arasında hiçbir zamansal sapması olmayan bir kişi olmalıdır. Böylesi bir insan az görülür olmalıdır. Nagel, kişinin nedeni kabul etmesiyle onun eylemi ele alması hatta eylemi ele almayı istemesi arasında zorunlu bir bağ olmadığını kabul eder. O, şöyle der; bütün anlatmak istediğim şey, böylesi bir kabulün kendisinin uygun yön içerisinde güdüyü sağlamaya yeterli olduğudur (Nagel: 111). Onun teorisinin çok kısıtlı bir amacı olduğu görülmektedir: fail A nın özgeci davrandığını farz edersek, A tamamen kendi aklının kabulü tarafından güdülenmiş olabilir, ve onun eylemi tamamen kendi aklının kendi gerekçelendirmesi tarafından açıklanabilir. Yine de böylesi bir teorinin failin davranışı için gerekçelendirilebilir güdünün tanımı için, özgeci failin davranışını geçmişe dönük olarak güdüye doğru takip ettiği görülür. Eğer biz başarılı bir güdüsel teoriye sahip olmak istiyorsak, onun hangi zihinsel durumda olduğunu, inanç, arzu veya duygulanım mı olarak güdülediğini bilmemiz gerekir. Başka bir ifadeyle, özgeciliği neyin mümkün yapacağını bilmek isteriz. 201 Nagel in teorisi ile ilgili başka bir problem Brian Powell tarafından dile getirilmiştir. Powell, Nagel in argümanının kişinin özgeciliğin gerekliği için kişinin kendisini adaması gerektiğini (Powell: 257) göstermede başarısız olduğunu iddia eder. Powell, devamlı egoizmin mümkünlüğünü belirtir: bir egoist, Nagel in diğerlerinin gerçekliğini onaylama arzusunu, şu iddiayı yapmaya bağlanmışlık olmaksızın kabul edebilir: Benim ihtiyaçlarım ve ilgilerim nedenler ile beraber diğerlerini, sadece başka birinin ilgileri veya ihtiyaçları olmalarından dolayı destekler (Powell: 259). Böylesi bir egoist, herkesin kendi başına yeterli olduğunu ve bundan dolayı kendi kişisel ilgilerinin ve ihtiyaçlarının başkalarının ilgisi dahilinde olmaması gerektiğini veya kendisinin özel olduğunu ve bundan dolayı da sadece kendi ihtiyaçları ve ilgilerinin başkalarına eylemde bulunduran nedenleri sağladığını düşünebilir. Kanaatimce Powell ın egoisti, Nagelci failin akıl yürütmesinin birinci basamağını: eğer benim ihtiyacım varken diğerleri bir şey yapmıyorlarsa ben sadece bundan hoşlanmakla kalmam aynı zamanda alınırım da, veya akıl yürütmenin son basamağını reddedecektir: eşitlik ilkesi. Sadece birinci senaryo rasyonel failin sahip olacağı devamlılığı koruyacaktır. Bu senaryo altında, bir rasyonel egoist herkesin sadece kendini önemsediğine, kendi kişisel ilgisi için eylemde bulunduğuna inanır; daha da ötesi hiç kimse destek için diğerlerine dayanmaz. Bu kendi kendine yeten egoizm türü ile birlikte, diğerleri için yardım sadece gereksiz değil aynı zamanda ahlak dışıdır. Eğer Nagelci rasyonel fail bu görüşü benimserse, o zaman kişi hala diğerleri arasında kendi yerini korur ve özgecilikten vazgeçmiştir. Akıl, tek başına özgeciliği mecbur bırakmaz, her şey düşünülmüştür.

7 Sonuç olarak, Nagelci rasyonel özgeciliğe göre özgecilik için etik olarak gerekçelendirilmiş tek güdü akıldır. Fakat bu güdüsel içerik boştur ve kişinin kendi arzularından ve duygulanımlarından bağımsızdır. Nagel, özgecilik için etik olarak gerekçelendirilmiş güdünün sadece akıl olduğunu düşünmesine rağmen, onun güdüsel teorisi nedensel etkilılık ve yaygınlık testinde başarısız olur. Bu, ütopyacı etik teori formu olarak görülebilir. II. ZHANG ZAİ NİN AHLAKİ GÜDÜ TEORİSİ 11. Yüzyıl Yeni-Konfüçyüsçu düşünür Zhang Zai, ahlaki güdü teorisini kendi ahlak metafiziği temeli üzerine kurar. O, insan varoluşunda evrensel bir ahlaki öz olduğunu iddia eder fakat ayrıca da çeşitli biyolojik ihtiyaçları ve bireylerin yaratılıştan gelen farklılıklarını kabul eder. Zhang Zai ye göre ahlaklılık, kişinin biyolojik varoluşunu ahlaki varoluşa dönüştürmeye ve kişinin fiziksel arzularını özgeci arzu forumu içinde değerlendirmeye dayanır. Böylesi bir çabanın anahtarı ise akıldır- kişi, bir kişinin duyguları ve arzularına rehber olarak aklı kullanmalıdır. Zhang Zai, insan hislerinin ve duygulanımlarının mutlaka ölçülü halde olması gerektiğini, ve kötülüğün ölçülü duygulanımların eksikliğine dayandığını (Zhang 2006: 323) düşünür. O, aynı zamanda insan arzularının ahlaki desteğine düşük bir değer biçer. O, Herkes kişinin ahlaki gelişimine karşı çalışan kişisel ilgili arzulara sahiptir. Bundan dolayı, bilginler arzuları düşürmeyi öğrenmelidirler (Zhang 2006: 281) der. Yine de, onun arzuları düşürmeyi savunması, arzuların ahlaki güdüye katkısını önemsemediği anlamına gelmez. Zhang Zai, istenilen arzular ile istenmeyen arzuları ayırarak ilkini iyi olarak adlandırır. Ona göre, istenilen şey ne ise o iyidir" 3. (Yine de) sıradan insanların istenilir olarak ele aldıkları tam olarak istenilir değildir. Sadece bilge kişilerin arzuları istenilir iyidir (Zhang 2006: 324). Sıradan insanlar çok sayıda maddi arzulara veya diğer kişisel ilgili arzulara sahiptirler; yüksek erdemli kişi ise ilave olarak özgeci arzulara sahiptir. Zhang Zai nin bilgeleri yorumlamasına göre, bu arzunun içeriği dünya barışına ulaşma, evrensel insancıl ferahı verme, diğerlerinin refahını düşünme vb. gibi amaçlara ulaşma olabilir. Kişisel ilgili ve özgeci arzuların her ikisinin de güdüleyici gücü vardır, ve onlar kişisel ilgili veya özgeci eylemi güdülerler. Yine de, özgeci arzu doğal olarak gelmez, onun işlenmesi gereklidir. 202 Özgeci arzuyu işlemek Harry Frankfurt un birisi bir şeyi yapmak veya yapmamak istediği zaman birinci derecede bir arzuya sahiptir ile o kişinin birincil derecedeki mutlak arzuya sahip olmayı (veya sahip olmamayı) istediği zaman ikincil dereceden bir arzuya sahiptir (Frankfurt: 7) arasında klasikleşmiş bir ayrımı vardır. Birincil dereceden arzu, eylem üzerinde doğrudan nedensel etkiye sahiptir. Zhang Zai bilgelerin arzusu olarak adlandırdığı ikincil dereceden arzuların işlenmesini kendi ahlaki sisteminde savunurken, kişisel ilgili arzu ve özgeci arzu birincil dereceden arzulardır. Zhang Zai ye göre ahlaki fail, bilge kişinin başkalarının acılarını azaltma arzusuna sahip olmayı istemelidir, veya o kendi isteklerinin esiri olma (ki buna Zhang Zai bencil arzu der) arzusuna sahip olmamayı istemelidir. Eğer ikincil dereceden arzu bir iradeye dönüşürse, o 3 Bu söz Mencius'tan gelmektedir.

8 zaman ona birincil dereceden arzudan nedensel etki miras kalır. Frankfurt, geliştirilmiş ikincil dereceden arzuları ikincil dereceden istemler (Frankfurt: 10) olarak adlandırır. İkincil dereceden arzu, nedensel etkiye sahip olmak için istem ile birleşmeye ihtiyaç duyar. Zhang Zai nin Ahlaki güdü teorisinde, arzu, bilgeliğin ideal kişiliğini benimsemek için ikincil dereceden arzu eşliğinde özgeci arzunun bir formu olduğu zaman hakiki olarak ahlaki davranışı güdüleyebilir. Entelektüel dönüşüm ve asimilasyon ile birlikte kişi eninde sonunda bu istemi geliştirebilir. Zhang Zai nin ahlaki olarak gerekçelendirilmiş özgeci arzuya bilgeliğin arzusu dediğinden beri, onun ahlaki eğitimin amacının kişiyi bilge kişiye dönüştürmek olduğunu düşündüğü açıktır. Diğerleri için arzunun işlenmeye ihtiyacı olduğu yerde, kişinin sevdiğinin refahı arzusu gibi kişinin kendi refahı arzusu doğal olarak gelir. Zhang Zai nin amaçladığı şey hayali bir empatidir. Zhang Zai, Bilge kişi erdemlidir ve onun bilgeliği inanılmazdır. Onlar kendilerini şöyle düşünürler: ben dünyadaki sıkışmış, fakir, çocuksuz veya dul herkesi benim evlatlarım olarak görüyorum. Ben onları zamanında koruyacağım ve bakacağım (Zhang 2006: 62) der. Biz Zhang Zai nin bilgelik yolu (sagehood) ahlaki öğretisini tıpkı kişinin kendisinin ideal metafiziksel kavramı olarak yorumlayabiliriz. Bu türdeki ahlak teorileri ideal kişiliğin, kişinin hayatı boyunca ulaşmaya çalıştığı amacın, üzerinde durur. Flanagan&Rorty nin ideal kişilik açıklamasına göre, Bu idealler bir yaşam planı veya projesi tarafından, yaşamın boyutunu değiştirebilecek gelişme sırasına dizilmiş projeler tarafından, kişisel adanmışlığın sınırı tarafından karakterize edilebilirler (Flanagan & Rorty: 4). Zhang Zai ye göre ideal kişilik bilge olmaktır ve kişinin çabalaması gereken ahlaki amacı bir bilgenin yapacağı gibi düşünmek, arzulamak ve eylemektir. 203 Bu metot (Nagel in terminolojisine göre) kişiyi diğerlerinin gerçekliğini onaylamada, diğerlerini kişinin sevdiklerinin hayali alanına yerleştirme yoluyla yardımcı olur. Bu bağlamdaki arzu anlamının, ben doğal olarak neyi arzularım ın betimsel anlamı olmadığını, fakat arzu edilmiş olmanın değeri nedir in değerlendirici anlamı ve neyin arzu edilmesi gerektiği nin kural koyucu anlamı olduğunu söyleyebiliriz. Ahlaki faillere Zhang Zai nin sorduğu şey, kendilerinin refahı için olan birincil dereceden arzuları dönüştürmektir ki bu da şu inancı benimseme yoluyla olur: bütün insanlar bana tıpkı aile bireylerim gibi bağlantılıdır. Diğer bir deyişle, özgeci arzuyu geliştirmek için kişi uygun inanca sahip olmak zorundadır: evrensel hısımlık içindeki inanç Evrensel hısımlık içindeki inanç İkincil dereceden özgeci arzuyu işlemek için, kişi yabancıların aile üyelerine yakın olduğu inancının formuna ihtiyaç duyar. Böylesi bir inanç öğrenilmiş veya işlenilmiş olmalıdır, ve bu, bu türde bir inancı işlemek için ahlaki aklın işlevidir. Bu inanç evrensel hısımlığı anlama temeline dayanır: dünyadaki herkes birbirine aynı atadan gelenler gibi bağlıdır- ve Zhang Zai nin ahlaki metafiziğinde böylesi atalar mecazi olarak cennet ve dünya olarak ele alınmıştır. Zhang Zai bununla ilgili olarak "biz evreni bizim babamız veya annemiz olarak anlamalıyız; bundan dolayı bütün insan varlıkları basitçe benim evlatlarımdır ve her şeyleri benim ilgim altındadır (Zhang 2006, 62) der.

9 Zhang Zai, ahlaki failin kendi özgeci arzusu tarafından güdülenmesinin yolunun, bilgeler tarafından yazılan kitapların okunması, bilgelerin hissettikleri gibi hissetme ve onlar gibi düşünme olduğunu belirtir. Ona göre kişi kendi mizacının ve alışkanlıklarının üstesinden gelebilmek için çok çalışmalıdır (Zhang 2006: 274). Herkes doğuştan ahlaki bir öze sahip olduğu için, herkesin bilge olma potansiyeli vardır. Ahlaki dönüşüme yol açan şeyler, kişinin Tao'ya ulaşma amacına zarar veren kendi arzularının esiri olmaya devam ettiren kişinin birikmiş alışkanlıklarıdır. O şöyle der; Tao düşüncesine kendini adamış ve birdenbire diğer düşünceler tarafından şaşkınlığa uğratılmış kişiler vardır, bunların hepsi eski alışkanlıkların etkisinden dolayıdır. Kişi ne zaman eski alışkanlıklarına bağlanır ve onlardan kurtulamazsa, burada hiçbir gelişme kat edilemez, fakat eski alışkanlıklardan keyif alınır ( Zhang 2006: 377). Kişinin, kendi ahlaki özünü ele alması için ahlaki akla, günlük okuma pratiklerine ve zorunlu geri düşünmeye ihtiyacı vardır. Zhang Zai, bilginin önemi üzerinde durur. O, bilginin iki türünü ayırır bir tanesi duyusal algıya dayanır ve bizim dış dünya bilgimizin temelidir; diğeri ise ahlaki duyu (veya ahlaki algı) üzerine kurulur ve bizim ahlaki bilgimizin temelidir. Zhang Zai, ilk bilgiye algıdan türeyen bilgi diğerine ise ahlaki öz üzerine kurulan bilgi der. Ona göre birinci türdeki bilgi, kişinin algısıyla sınırlıyken, ikinci türden bilgi kişinin ahlaki gelişimine bağlıdır. Ahlaki bilgiye ulaşmak için kişi, özgülüğü gözlemlemelidir ki bu çeşitli dışsal durumlarda davranışın akla uygun olması demektir Özgülük kişinin farklı zamanlardaki tutumunun uygunluğunun altında yatar (Zhang 2006: 264). Zhang Zai, özgülüğün köklerinin halihazırda insan zihninde olduğu şeklindeki Mencius un görüşlerini benimser. Biz doğuştan gelen ahlaki özümüzü geri aldığımız zaman, biz bütün zamanlardaki tutumumuzun uygunluğunu elde etmiş oluruz. Bundan dolayı özgüllük sadece bizim içsel ahlaki özümün akla uygun ifadesidir. 204 İnsanlığın ortak noktası üzerindeki ahlaki yeniden düşünmede, kişi bütün insan varlıklarının Cennet ve Dünyanın evlatları olduğunu ve insan varlıkları arasında evrensel bir hısımlık bağının olduğunu hayal eder. Kişi bu anlayışı bir kez elde ettiğinde, sadece kişisel ilgili arzularının esiri olmayacak, bütün duygusal varlıklar için geliştirilmiş bir ilgi geliştirecektir. İşte bu, Zhang Zai nin ahlak teorisindeki özgeciliği mümkün kılan şeydir. Zhang Zai nin ahlaki akıl yürütmesinde, ahlaki failin izleyeceği adımları şu şekilde formüle edebiliriz: 1) Birincil Dereceden Arzu: Ben, ailem ve kendim için acıları azaltma isteğini doğal olarak arzu ederim. 2) Evrensel Hısımlıktaki İnanç: Ben, dünyadaki herkesin aynı atanın evlatları gibi birbirleri ile bağlantılı olduğuna inanıyorum 3) Akıl: Eğer dünyadaki herkes aynı atanın evlatları gibi birbirleri ile bağlantılı ise, o zaman dünyadaki herkes bana tıpkı benim ailem, evlatlarım gibi bağlıdır.

10 4) Akıl: Eğer ben, ailemin acı çekmesini engellemek gibi bir refahı arzuluyorsam, ben aynı zamanda dünyadaki herkesin acı çekmesini engellemeyi arzulamalıyım. 5) İkincil Derecedeki Arzu: Ben, dünyadaki herkesin acı çekmesini azaltmak gibi bir refah arzusuna sahip olmayı rasyonel olarak arzuluyorum. Özet olarak Zhang Zai nin düşüncesine göre akıl, ahlaki güdü içerisinde nedensel etkiyi, yabancıların refahını düşünme şeklinde olan ikincil derecedeki arzuyu kazanır. Akıl tek başına motive edemez; o arzunun güdüleyici gücü üzerinde şartlı etkiye sahiptir. Aynı zamanda, Zhang Zai nin ahlaki teorisi aile sevgi içerisindeki insani duyarlılığı çökertmeye, ve özgeci arzuyu, aile üyelerinin refahı için kişinin doğal arzusu temelinde yaratmaya çalışır. Bilgelik arzusuna sahip olma şeklindeki ikincil dereceden arzular, herkesin birbirleri ile sanki aile bireyleri gibi bağlantılı olması ve bütün dünyanın Cennetin altında geniş bir aile olduğu inancını kabul etme yoluyla geliştirilebilir. Zhang Zai, bu gelişmenin sadece eğitim yoluyla tamamlanabileceğine inanır; özellikle de bilgenin yazdıklarını ve öğrendiklerini çalışma yoluyla. Ahlaki eğitim yardımı ile kişi eninde sonunda kendi kişisel eğilimleri dönüştürür ve tıpkı bilge gibi tamamen erdemli ahlaki fail haline gelir. Kişi bu seviyeye ulaştığı zaman, kişinin durumu tamamen akla uygun ve uygun olur; mesela özgülüğe uygun olur. Yine de, böylesi bir tamamen özgeci ahlaki fail, nadir bulunmak zorundadır. Eğer özgecilik, kişinin aile üyelerinin ve kendinin refahı için olan güçlü güdüler üstünde asalak olmak zorundaysa, o zaman özgeciliğin bu formu yeterli güdüsel güce sahip olamaz. Hayali empati, yabancıların ve aile üyelerinin her ikisinin de kişinin ilgi nesnesi olduğu inancını benimsemeyi gerektirir. Ahlaki çelişkiler durumunda kişinin aile üyelerinin ve kendisinin refahı entelektüel olarak aile üyeleri tarafından kişinin en yüksek dikkati uğruna benimsendiğinde, Zhang Zai nin teorisi, özgeci duyguların, kişinin en yakın aile üyelerini düşünme şeklindeki doğal eğiliminin nasıl önüne geçeceğini açıklamakta başarısız olur. Böylesi bir tercihli davranışın gayri ahlaki olmadığı açıktır, ve belki de bütün olarak ahlaklılığa uygundur, fakat böylesi bir tercihli davranış, Zai nin evrensel empati gerekliliğini bozar. Onun teorisi, tamamen özgeci ahlaki faillerin ahlaki güdüsünü açıklamaya imkan verir, ve henüz insan toplumlarında özgeciliği gerçekleştirmenin pratik stratejisini sağlamada başarısızdır. Biz, Nagel in özgeciliğin diğeri merkezli güdüsel arzu teorisi eleştirisini Zai ye de yöneltebiliriz: eğer kişi kendi evrensel uygulamasını garantilemek istiyorsa, bütün insanlarda var olan arzuya dayanan özgeci davranış için nedenlerin varlığını oluşturmalıdır (Nagel: 28). Bütün sıradan insanların kendileri hakkında ideal metafiziksel bir kavrama sahip olduklarına ve hepsinin bilge olma arzularını geliştirmeyi istediklerine inanmak zordur. En azından şu söylenebilir ki, Zhang Zai nin teorisi erişilebilirlik sorusuna cevap verme konusunda başarısız olacaktır. 205 III. Wang Fuzhi nin Ahlaki Duygular ve Ahlaki Güdü Teorisi Nagel ve Zhang Zai nin her ikisine de zıt olarak, Wang Fuzhi nin ahlak teorisi duygusallığın bir formudur. O, ahlaklılığı ahlaki duygular temelinde el alır ki bunları bizim doğal hislerimizden ayırır; daha da ötesi o, ahlaki duyguların, tıpkı hislerin bir yöneticisi gibi hizmet ettiğini düşünür. Ahlaki duyguların ve doğal hislerin birleşimi, daha öte bir gereklilik olan refleksiyonla birlikte bu teoriye göre özgeciliği mümkün kılan şeydir.

11 Dört Ahlaki Duygu Wang Fuzhi, insanların doğuştan 4 ahlaki duygu ve ahlaki algıya sahip olduklarına uygun olarak, Mencius un ahlaki öz teorisini kabul eder. Mencius, herkesin 4 ahlaki duyguya sahip olduğunu ve bunların insan ahlaklılığı için birer filiz olduklarını iddia eder: sempati (veya acıma) duygusu, utanma ve iğrenme duygusu, hürmet ve saygı duygusu ve doğru ve yanlış algısı. Wang Fuzhi, birinci duygunun sevgi hissinden farklı olduğu ve daha kısıtlı bir kapsamı olduğu üzerinde durur. Bu, tıpkı kendine yakın olan kişiler kadar yabancıların ıstırapları için acıma duygusudur. Utanma ve iğrenme duygusu hem kişinin kendi yanlışlarından utanmasını veya kişinin doğru şeyi yapmadaki başarısızlığını hem de diğerlerinin yanlış yaptıklarından iğrenme algısını barındırır. utanmanın daha ılımlı ama birleşik duygusu, Bernard William ın failin pişmanlığı olarak adlandırdığına benzer. Bu, kişinin bir iddia ile karşılaşmasında başarısızlığa uğramayabileceği, yine de sorumluluğun bazı derecelerini üstlenebileceğini içerir (Sherman:151). İğrenmenin daha ılımlı ama birleşik duygusu, başkalarının yanlışını görmeyi onaylamama olarak düşünülebilir. Hürmet ve saygı duygusu, kişinin kendisini bulduğu sosyal bağlam için, tıpkı kişinin diğerlerine olan tutumundaki saygı ve itibar gibi, hürmet ve saygı algısını barındırır. Bu, insanların sosyal işbirliği ve sivil uyumunun psikolojik temelleri olarak görülebilir. Son oalrak doğru ve yanlış duygusu ise, kişinin doğruyu yanlıştan ayırt etme kabiliyetidir; günümüz terminolojisinde bu ahlaki duygu, ahlaki bilinç veya ahlaki biliş olarak şeklinde yorumlanabilir. Mencius tıpkı Wang Fuzhi gibi, bizim doğal olarak ahlaki doğru ve yanlış algısına sahip olduğumuzu düşünür ki bu da bizim ahlaki duygusallığımızın bir kısmını oluşturur. Bu ahlaki duygu şarta bağlı değildir doğuştan getirilen özel bir yetenektir. 206 Wang Fuzhi, bu ahlaki duyguları diğer hislerden ayırır ki bu hisler Çin kültüründe yedi farklı tür olarak ele alınır: keyif, sinir, üzüntü, onur, sevgi, kin ve tutku. 4 O, öncekine ahlaki öz, sonrakine ise his der. Wang Fuzhi ye göre, bu duyguların kendileri ne ahlaki ne de gayri ahlakidir: onlar basitçe insan kalbinin doğal olarak insanlara ve şeylere karşı nasıl tepki verdiğidir. Örneğin bir annenin çocuğuna karşı sevgisi, ahlaki bir duygu değil bir histir. Hisler biyolojik temellidir ve genellikle insanlarda ve hayvanlarda ortak görülürler. Fakat Wang Fuzhi bu hislerin ahlaklılığın güdüsel temeline hizmet edebileceğini çünkü onların insan yapısı için güçlü bir güdüsel güce sahip olduklarını söyler. Örneğin biz açlıkla mücadele eden bir insan gördüğümüzde, kendiliğinden bir şekilde onun için acı duyarız. Bu bizim doğuştan gelen ahlaki duygularımızdan bir tanesidir. Ve çoğu insan, yardım etmek için bir eylemde bulunmadan acıma hisseder. Diğer yandan eğer bu açlık çeken kişi aile bireyi ise o zaman birçok insan derhal bu açlığı gidermeye çalışır. Bu eylem bizim doğuştan olan sevgi hissi yüzündendir. Özgeci eylem için gereken şey, yabancılara karşı ahlaki duyguların artması için kişilere olan doğal hislerin genişlemesidir. Diğer bir örnek kin hissi ile utanma ve iğrenme ahlaki duygusu arasındaki ilişkidir. Eğer biz kin hissi ile iğrenme ve utanma ahlaki duygusunu birleştirirsek o zaman biz daha çok utanma ve iğrenme duygusunu azaltacak şekilde eylemlerimizi düzenleriz. Doğal 4 Buradaki duygu sınıflandırılması, Çin halk psikolojisinde ortak bir kavramdır. Bu, tabii ki bütün insan duygularını ortadan kaldırmaz ve ayrıca bilimsel temelli bir sınıflandırma da değildir.

12 hislerin güdüsel güdü ile ahlaki duyguların güdüsel gücü arasında ahlaki bir ayrım vardır. sadece ahlaki duygular tarafından güdülenmiş davranışlar etik olarak gerekçelendirilmiş kabul edilebilir. Bireysel ilgi ve diğerlerine olan ilgi Wang Fuzhi, Zhang Zai nin saf özgeci ahlaki faili (bilge) oluşturan insanlar arası hayali evrensel hısımlık temeline yerleşen evrensel empati türünü savunmaz. Onun ahlaki güdü teorisi, Michael Slote un kişisel ilgi dediği şey ile başlar. kişinin kendi refahı hakkında ilgi (Slote: 77). Ahlaklılık, kişinin doğal arzularının diğerlerinin arzularını kabul etmesinin kabul edilmesi ile başlar. Wang Fuzhi, arzuyu zihnin arzu edilebilir olan şey ile etkileşimi olarak tanımlar: sesler ve renkler, iyilik ve refah, güç ve otorite, başarı ve elde etme gibi şeyler, benim arzu etmeyi istediğim şeylerdir ve arzu olarak adlandırılırlar (Wang 1974, 6: 369). Biz hayatta olduğumuz müddetçe nesnelerle etkileşime geçmekten kaçınamayız; bir kere nesnelerle etkileşime geçtiğimiz zaman, arzularımızın oluşumunu engelleyemeyiz. Yani, bir kimseden insani arzularından tamamen kurtulmasını istemek imkansız bir istektir (Wang 1974a, 6: 371) Wang Fuzhi nin insan varoluşu için neyin öz olduğuna dair temel bir doğrulaması vardır: hayatta kalma ihtiyacı. Hayatta kalmak için kişi fiziksel ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Ahlaki fail ilk olarak ve öncelikle biyolojik bir varlıktır: bundan dolayı kişinin fiziksel ihtiyaçlarını ve maddi arzularını karşılamayı istemek utanılacak veya gayri ahlaki bir şey değildir. İnsani arzuları reddetmek insanları doğal dünyadan soyutlamak ve onların biyolojik doğalarını kesmek anlamına gelir. Kişisel ilgi ve kişinin kendi arzularının tatmini en fazla anlık güdüsel güce sahiptir. Yine de, güdüden ahlaki güdüye geçişte gerekli olan aşama, diğerlerinin kendi arzularını tatmin etme iddialarını eşit ölçüde onaylamaktır. Eğer kişinin kendi arzularını tatmini, diğerlerinin kendi arzularını tatminini engel oluyorsa veya başarısızlığa uğratıyorsa, o zaman böylesi bir kişisel ilgi amacı ahlaki olarak hoş görülebilir olmayacaktır. Eğer kişi kendi arzularını ahlaki olarak hoş görülebilir yol ile tatmin edemiyorsa, o zaman kişinin kendi arzularını tatmin etmesi artık iyi olmayacaktır. Bu bağlamda, Wang Fuzhi için doğal arzunun şarta bağlı iyi 5 olduğunu söyleyebiliriz. 207 Refleksiyonun rolü ve Adaletlilik kavramı Wang Fuzhi, adaletlilik herkesin kendi payını almasının altında yatar (Wang 1967, 141) der. Başka bir deyişle, ahlaki öğreti, her bir bireyin mutlak özgeciliği amaçlama şeklindeki kişisel arzularına değer kaybettirmez. Kişi, basitçe kendi mutluluk amacını kontrol etme ihtiyacı duyar ki bu da diğerlerinin mutluluk amacına engel olmaz. Kişi ayrıca kendi kişisel ilgisi ile diğerlerinin ilgileri arasında bir denge kurmaya ihtiyaç duyar. Bu kendini incelemeye Wang Fuzhi refleksiyon adını verir. Refleksiyon aklın bir fonksiyonudur fakat ayrıca refleksiyon dört doğuştan duygu ile de yakından ilişkilidir. 5 Bu terim, Kantçı "kategorik iyi" kavramından türetilmiştir: bir şey eğer herhangi ve her şart altında iyi ise ve eğer hangi bağlamda olduğu önemli olmadan iyi ise kategorik olarak iyidir. Kategorik olarak iyi olabilmek için bir şeyin kendi değerini açık bir şekilde kendisinin taşıması - kendi iyiliğinin kendi içinde olması- gereklidir. (Korsgaard 1996, 257)

13 Wang Fuzhi nin ahlak teorisi altında, bu kişisel kontrol ve kişisel denge; (1) kişinin diğerlerinin ihtiyacı için sempati duygusundan, (2) kişinin diğerlerinin acılarını rahatlatmak için olan özgeci eylemlerin eksikliğindeki utanma duygusundan, (3) kişinin diğerlerine saygı ve diğerlerinin eylemlerine hürmet duygusundan ve (4) kişinin doğru şeyi yapmayı isteme duygusundan ve kişinin doğru hakkındaki ahlaki algısından kaynaklanır. Bu dört ahlaki duygu kompleks olarak düşünülmelidir onlar ortaklaşa biçimde kişinin ahlaki davranışının temelini oluştururlar. Sempati tek başına özgecilik için yeterli değildir çünkü bazen ağırdan alma, eylemsizlik, tembellik vb. gibi diğer ahlaki zaaflar tarafından saf dışı bırakılabilir. Keza utanma ve iğrenme de, başkalarının acılarına bütüncül bir kayıtsızlık ile birleştiğinden beri, özgecilik için tek başına yeterli değildir. Her ikisi de, diğerlerinin acılarını savsaklayan kişisel ilginin yanlış olduğu şeklindeki ahlaki algı ile desteklenmeye ihtiyaç duyarlar. Sonuç olarak, özgeci eylemlerin, üyeleri için bir norm olduğu sosyal çevre içinde her bir birey, aynı davranışı benimsemek için saygı ve hürmet duygusu ile sarılmış olabilir. Bu ahlaki duygular bir birleşimdir ve daha sonra da, Wang Fuzhi nin ahlaki semasında özgeciliği mümkün kılan adaletlilik kavramı ve refleksiyon fonksiyonu tarafından geliştirilmiştir. Eğer ahlaki fail kişisel arzulara sahip değilse, o zaman diğerleri ile bağlantı kuramaz ve diğerlerinin ihtiyaçları için empati hissedemez. Özgeciliğin temeli, kişinin biyolojik ve sosyal bir varlık olmasının ve tıpkı başkaları gibi bazı temel fiziksel ihtiyaçları ve maddi arzuları olduğunu idrak etmenin altında yatar. Bu yüzdendir ki Wang, Bilgelerin de arzuları vardır; onların arzuları cennetin prensibidir (Wang 1974a: 4:248) demiştir. O, bu görüşünü Mencius tan almıştır, ki Mencius, Kral a eğer maddi şehvetlere ve cinsel tatmine bağlanırsa, bu arzularını sadece halkla paylaşmasını tavsiye etmiştir (Mencius, 1B: 5). Wang'a göre, seslerde, görülerde, tatlarda kişi herkesin paylaşılmış arzularını görür ve bu da tam olarak her şeyin ortak prensibidir"(wang 1974a: 8:520). Bilgelerin elde ettiği şey, akılla arzuların mükemmel uyumudur, böylelikle onlar kalplerini izleyebilirler ve doğru yoldan şaşmazlar. Geri kalan insanlar ahlaki gelişim yolunda, bencilliği saf dışı bırakmak ve kişinin şahsi arzularının tatminini diğerlerinin arzularının tatmini olarak genişletmenin akılsal rehberliğine ihtiyaç duyarlar. Wang tarafından açıklandığı gibi, kişi ahlaki ilkenin gerçekliğine tam olarak vardıktan sonra, kişi insani arzular ile uyum içindedir, kişi şahsi arzuları bir kere genişletebildiği zaman, kişi cennetin ilkesi ile uyum içindedir. Bu arzuların genişletilmesi, kişinin doğal arzularının, kişinin ahlaki duygularını gerçekleştirmeye dönüştürmenin anahtarıdır. 208 Bu çalışmanın son bölümünde, Wang Fuzhi nin teorisinin, neden özgeciliği gerçekleştirmenin en etkili planı olması gibi, özgeciliğin imkanının en iyi analizini sağladığını açıklamaya çalışacağım. Bunu daha da ileri götürerek, çağdaş insan toplumlarında özgeciliğin nasıl mümkün kılınacağı konusundaki kendi fikirlerimi geliştireceğim.

14 IV. Özgeciliğin İmkanından Özgeciliğin Gerçekleştirilmesine Şu genel olarak kabul edilmiştir ki özgecilik için en büyük engel, egoizm ve kişisel ilgililiktir. Biz, ilkel olarak kişisel ilgili hayvanlarız; bu yüzden, bireysel ilgilerimizi bir tarafa bırakarak, ilkel olarak diğerlerinin ilgileri için eylemde bulunmak zordur. Yine de Gilles Deleuze e göre egoizmin kendisi bir problem değildir. Özgeciliğe engel olan ana zihinsel engel şudur ki, biz toplumu sadece kendi ilgilerini en üste maksimize etmek için yarışan kişisel ilgili bireylerin bir toplamı olarak düşünürüz, ve bu kamusal iyilik, her zaman özel iyilik ile çatışma halindedir. Bu zihinsel engeli ortadan kaldırmak için, toplumun bu tanımından vazgeçmeli ve onun yerine toplumu olumlu olarak entegre olmuş bütünlük olarak düşünmeliyiz. Deleuze şöyle der: Hume un sözleşmeci teorileri eleştirdiği şey tam olarak onların bize toplumun yanlış bir imajını ve bir özetini vermeleridir, ki onlar toplumu olumsuz bir yoldan tanımlarlar; onlar toplumu icat edilmiş çabaların pozitif sistemi olarak anlamak yerine onu egoizmin sınırlarının bir bütünü olarak görmüşlerdir (Deleuze 2001: 39). Başka bir deyişle Deleuze, egoizmin özgecilik için bir engel olarak gerekli olmadığını; daha ziyade, kişinin diğerinin kişisel ilgi amacı için negatif sınırlamaların birleşimi gibi toplumun yanlış anlamının, saf özgeciliğin neden zor olduğunu açıkladığını düşünür. Nagel in toplum anlayışı, birbirine eşit ahlaki değerlerle bağlı soyutlanmış rasyonel bireylerden oluşurken; Zhang Zai nin (ideal) toplum anlayışı, birbirlerine aile üyeleri gibi bağlı bireylerden oluşur. Deleuze muhtemelen iki anlayışı da reddedecektir. O, istisnalar hariç olarak bizim doğada bulduğumuz şey ailelerdir; doğanın ifadesi her zaman halihazırda doğanın basit bir ifadesinden daha fazladır. Aile, bütün sınırlamalardan bağımsız olarak, cinsel dürtü ve sempati tarafından açıklanır aileler arası sempati, ve ailelerin evlatları için olan sempati (Deleuze 2001: 39). Eğer doğanın ifadesi aile yapısı ise, o zaman bireyin kendi ailesinin bir üyesi gibi onun bakış açısından değerlendirmesi doğal insan karakteridir. Eğer Nagel in ahlaki projesi, ahlaki faillere birinci şahıs bakış açısını saf dışı bırakmayı sorarsa, o zaman bu doğal olmayan bir proje olur ve biz onun meşruluğunu tıpkı onun erişilebilirliğini sorgulayabiliriz. Diğer yandan Zhang Zai nin ahlaki projesi tıpkı geniş insan ailesi gibi insan ilişkilerinin idealist ve pratik olmayan algısına dayanır. Deleuze un değindiği gibi, Tabiî ki aileler sosyal birliklerdir; fakat bu birliklerin karakteristiği şudur ki biri bir diğerine eklenmez. Daha ziyade, biri diğerini dahil etmez Bir ailenin ebeveynleri daima diğer aileler için yabancıdırlar (Deleuze 2001: 39). Zhang Zai ye göre ahlaki gelişim için elde edilecek en yüksek şey bilgelerin arzularına sahip olmak- birincil ve en fazla kişinin kendi ailesine hizmet etme şeklindeki insanın doğal eğiliminin bir baskısını engeller. Wang Fuzhi nin teorisi, aile üyelerine sevgi ve ilgi ile beraber, kişinin kendi ailesinin üyeleri gibi birey algısından türemeyen bir şey olarak görülür. Fakat kişi bu doğal sevgi hissinden, insancıllığın ahlaki duygusuna nasıl ulaşır? Buradaki önemli aşama diğerlerinin ilgisini geliştirmektir. 209 Bütün bu üç teori de diğerlerinin gerçekliğini onaylamanın önemi üzerinde durur, fakat hayal etmenin farklı modlarına sahiptirler: Nagel, ahlaki faile kendisini sadece herhangi biri olarak hayal etmesini sorar; bu, ahlaki faile birinci şahıs bakış açısını değiştirmeyi cesaretlendiren tarafsız fail yaklaşımıdır. Zhang Zai, ahlaki faile diğerlerini ortak kaynağın - Cennet ve

15 dünya evlatları gibi başkalarını hayal etmeyi sorar. Bu, kişinin aile üyelerine olan sevgisini bütün insan varlıklarına insancıl bir ilgiye doğru genişletmesini amaçlayan fail merkezli yaklaşımdır. Wang Fuzhi, ahlaki failden diğerlerini, kişinin kendi ihtiyaçları ve arzularına sahip olarak, kendisine benzeyen varlıklar olarak hayal etmesini sorar. Bu yine fail merkezli yaklaşımdır ki ahlaki failden kendi kişisel ilgisini diğerleri için adil düşünmeyi kabul etmeye genişletmesini ister. Biz, özgeciliğin imkanının, diğerlerinin gerçekliğini onaylamanın altında yattığını söyleyebiliriz. Nagel in teorisi akla egemen rolü oynamaya imkan verir ve akla nedensel etkiyi atfeder. Onun teorisi, eylemler için nedenlerin, gayri şahsi olarak anlam verilen, kendi değerinin fonksiyonuna göre (Flanagan & Rorty: 11) değer teorisinin tarafsız fail kategorisinde yer alır. Zhang Zai ve Wang Fuzhi nin her ikisi de inanç/akıl ve arzu/hissi bir güdü gibi birleştirir. Zai nin teorisi hissin ve arzunun güdüsel gücünü kabul eder, fakat akla hissin ve arzunun yol gösterici ilkesi gibi görev verir. Bu, bilgeliği ideal kişilik olarak dizayn eden ideal bireylik teorisinin bir versiyonudur. Wang Fuzhi nin teorisi arzuyu eylem için birincil güdü olarak görür, ve kişinin şahsi ilgisi ve kişinin adalete ulaşmak için diğer merkezli ilgisini dengelemesini savunur. Adalet duyusu aklın refleksiyon fonksiyonun içinde temellenir. Bundan dolayı onun ahlaki güdü teorisi, eylem için nihai gösterici gibi aklın hizmeti ile duygucu teorinin bir formudur. Biz bu iki ahlaki güdü teorileri arasındaki farkı akıl-merkezli arzular (Zhang Zai) ve Arzu-merkezli akıl (Wang Fuzhi) olarak açıklayabiliriz. 210 Akıl-merkezli özgecilik basitçe, ölçülü egoizmin bir diğer formu olarak görülebilir ve bence Nagel in teorisi bir istisna değildir. Pratik akıl arzu edilen amaç için araçları hesaplar, ve şu bazen ileri sürülmüştür ki, özgeciliğin temeli basitçe hesaplanmış kişisel ilgililiktir, veya özgecilik nihai olarak egoistik, kişisel hizmet için güdülere göre açıklanabilir (Hoffman: 125). Nagel in özgecilik için akıl yürütmesinin birinci basamağı ahlaki failin şunu hayal etmesini gerektirir: eğer benim ihtiyacım varken diğerleri bir şey yapmıyorlarsa, ben bundan hoşlanmamakla kalmam aynı zamanda kırılırım da. Böylesi bir hayal, kişinin bireysel ilgisi ve arzularının hesaplanması ile başlar. Böylesi bir hayal genelleştirilmede basitçe başarısızlığa uğrar. Örneğin, yüksek ekonomik sıralamalarda, onlara yardım vermeden önce, benzer bir duruma kendilerinin düşeceğini düşünmelerine bakılmaz, veya bu onlardan gelen yardıma ihtiyaç duymanın bir gün geri verme potansiyeli olduğu düşünülmez. Daha da ötesi, eğer kişi sadece uzun süreli hesaplanmış kişisel ilgi için özgeci davranıyorsa, o zaman kişinin kendi ilgilerine daha az sarılmış ilgileri olan uzak ülkelerdekine vermeye daha az istekli olacaktır. Pratik akıl kişiye bazı durumlarda özgeci davranmak için neden verebilir, fakat o, kişinin hayali ihtiyaçta olduğu zamana genişlemediği durumlarda özgeci olarak davranmak için güdü sağlamaya yeterli olmayabilir. Hakiki özgeci davranış genellikle, diğerlerinin mevcut acılarına veya olması yakın acılarına karşı spontane olarak gelişen bir tepkidir. Psikolog Martin Hoffman a göre, özgeci davranış kişinin kendi kişisel ilgisinin bilinçli bir göz önüne alınımı olmaksızın diğerlerinin refahını sağlayan bir davranıştır (Hoffman: 124). Bu içinden gelme, sempati veya empati gibi duyguların bir dışa vurumudur. Hoffman, çalışmalardan elde ettiği ampirik verilerden, insanların

16 diğerlerini sıkıntı altında gözlemlemeleri ile doğal empatik uyarılmalarını kanıtladığını ileri sürer. O, şu sonuca ulaşır: (Hoffman: 131) Bu çalışmalardaki bulgular bir bütün olarak ele alındığında, şunlar ileri sürülebilir ki (a) empatik uyarılma yardımdan önce gelir, (b) gözlemcinin empatik uyarılmasının daha yoğunu daha yoğun acı kurbandan örnek alır, ve (c) empatik uyarılmanın yoğunluğu sistematik olarak müteakip davranış ile ilişkilidir. Böylesi bir ampirik veri, sağduyusal kişisel ilgi veya egoist akıl yürütmenin, özgeciliği temellendirmek için gerekli olmadığını gösterir. Hep olmasa da çoğu zaman özgeci eylemler, özgeci duygular tarafından desteklenirler. Mencius un ahlaki duygular teorisinde temellendiği gibi, Wang Fuzhi özgeciliğin imkanı için psikolojik bir şema düzenler. Wang Fuzhi, ahlaki faile onun kendi birinci şahıs bakış açısından kurtulmasını sormaz; o, ahlaki failden kendisini bütün duygusal varlıklar için evrensel ilgi tarafından güdülenmiş bilgelik statüsüne yükseltmesini dilemez. Wang ın ahlaki güdü teorisi (1) temel ihtiyaçları ve hakları ağır şekilde mahrum bırakılmış kişiler için sempati duygusu, (2) kişi duygularının istediği biçimde davranışta bulunmadığı zaman hissedilen utanma duygusu, (3) belirli bir durumda diğerlerinin neyin yapılmasının uygun olduğunu düşündüklerinin uygunluk duygusu, ve (4) bu bağlamda özgeci eylemin doğru (ahlaki iyi) olduğu algısı tarafından desteklenen, kişinin kendisini ve kendi arzularını onaylaması ile başlar. Bu dört duygu birbirlerinden bağımsız değildirler, onlar beraberce ahlaki olarak gerekçelendirilebilir güdüsel gücü biçimlendirirler. Bu dört duygunun zihinsel bağlamı kişinin şahsi ilgisini iyiliksever ilgiye genişletir. Bu dört duygu sadece kişinin kendi sempati duygusunu ve kişinin kendi ahlaki iyi algısını barındırmakla kalmaz, aynı zamanda kişinin toplumdaki kişiler arası pratiklerinde, kişinin saygı duymak ve uymak için arzularını, ve kişinin sosyal olarak kendisinden istenileni yapmada başarısızlık halindeki utanç duygusunu da barındırır. Wang Fuzhi nin ahlaki duygular teorisinin, sadece bireyin öznel duygusuna odaklanan hissin atomcu teorisi olmaması nedeniyle ben bunun etiğin öznel teorisine yol açmayacağını ileri sürüyorum. 211 Sonuç olarak şunu belirtmek önemlidir ki, özgeciliğin bu duygucu teorisi sadece sempati duygusu üzerinde temellenmez. Deleuze a göre, ahlaklılığın bütün elementleri doğal olarak verilmiştir, fakat onlar tek başlarına ahlaki bir dünya kurmada eksiklerdir (Deleuze 2001: 40). Ben, sempati duygusunun tek başına ahlaki olarak eksik olduğu hususunda, atalet, ağırdan alma, irade zayıflığı, uyumsuzluk vb. gibi ortak ahlaki zayıflıkları yok etmede başarısız olduğundan beri, Deleuze a katılıyorum. Sempati, spontane özgecilik durumu için gerekli olabilir, fakat yeterli değildir. Bana göre daha sonra gerekli olan şey sosyal bağlamdır (ki Deleuze ona ahlaki dünya der) ki özgecilik istisnadan (exception) ziyade kuraldır (norm). Ne zamanki diğer (benim toplumumda veya uzak toplumda) kişiler acı çekiyorlarsa, ben onların acılarını azaltma arzusu için sempati duygusuyla hareket edebilirim, fakat böylesi bir duygu geçici, unutulabilir ve bu yüzden de nedensel olarak eksiktir. Yine de, eğer ben herkesin yabancıların acılarını azaltmak için eylemde bulunduğu bir toplumda konumlandıysam, o zaman ben eylemde bulunmak için; utanç duygumdan, doğru şeyi yapma arzumdan, ve benim sosyal bağlamım içinde neyin uygun olarak düşünüldüğüne saygı duymamdan hareket ederim. Bu utanma,

Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s

Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 318-326 Recep Batu GÜNÖR 1 THOMAS NAGEL'İN AHLAK FELSEFESİ Özet 20.yüzyılın önemli filozoflarından birisi de Thomas Nagel'dir. Nagel'in özellikle ahlak felsefesi ile ilgili

Detaylı

ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT

ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT 18. yüzyıl Aydınlanma Dönemi Alman filozofu ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT Yrd. Doç. Dr. Serap TORUN Ona göre, insan sadece çevresinde bulunanları kavrayıp onlar hakkında teoriler kuran teorik bir akla sahip

Detaylı

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Canlılar hayatta kalmak için güdülenmişlerdir İnsan hayatta kalabilmek

Detaylı

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik 1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik ilkeleridir. Hakkaniyet, bütün kararların tutarlı, tarafsız ve

Detaylı

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü İyi ve kötü, yanlış ve doğru kavramlarını tanımlar, Etik bilincini geliştirmeye ve insanları aydınlatmaya

Detaylı

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar Ahlâk Kavramı Yrd. Doç. Dr. Rıza DEMİR İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İnsan Yönetimine Etik Yaklaşım Dersi Etik Türleri Mesleki Etik Türleri 2017 Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan

Detaylı

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI Ahlak ve Etik Ahlak bir toplumda kendisine uyulmaya zorlayan kurallar bütünü Etik var olan bu kuralları sorgulama, ahlak üzerine felsefi düşünme etkinliği. AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI İYİ: Ahlakça

Detaylı

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya MOTİVASYON Nilüfer ALÇALAR 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya Motivayon nedir? Motivasyon kaynaklarımız Motivasyon engelleri İşimizde motivasyon

Detaylı

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi GERÇEĞİ TÜMÜYLE ELE ALIP İNCELEYEN VE BUNUN SONUCUNDA ULAŞILAN BİLGİLERİ YORUMLAYAN VE SİSTEMLEŞTİREN

Detaylı

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ Öğr. Gör. Gülbin KIYICI Arş.Gör.Dr. Nurcan KAHRAMAN Prof.

Detaylı

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ 1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK Geleneksel eğitim anlayışı bireyi tüm yönleri ile gelişimini sağlama konusunda sorunlar yaşanmasına neden olmuştur. Tüm bu anlayış ve

Detaylı

Temel Kavramlar Bilgi :

Temel Kavramlar Bilgi : Temel Kavramlar Bilim, bilgi, bilmek, öğrenmek sadece insana özgü kavramlardır. Bilgi : 1- Bilgi, bilim sürecinin sonunda elde edilen bir üründür. Kişilerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba

Detaylı

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015 Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015 Ön yargı Farklılık Tutumlar Korkular Kaygılar Tabular Hoşgörü Tahammül Farklılıklar Hepimiz birbirimizden farklıyız. Aşağıdakileri kabul ettiğimizde

Detaylı

Milli Eğitim Bakanlığı Bünyesindeki Okullarda Yöneticilerin Yeterlilik Alanları -1 İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Ardahan Üniversitesi Siirt Üniversitesi

Milli Eğitim Bakanlığı Bünyesindeki Okullarda Yöneticilerin Yeterlilik Alanları -1 İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Ardahan Üniversitesi Siirt Üniversitesi OKULLARDA YÖNETİCİLERİN YETERLİLİK ALANLARI - 1 İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ YÖNETİCİ Yönetici, bir örgütün amaçlarını

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.

Detaylı

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri BILGI FELSEFESI Bilginin Doğruluk Ölçütleri Bilimsel bilgi Olgusal evreni, toplum ve insanı araştırma konusu yapar. Bilimler; Formel bilimler Doğa bilimleri Sosyal bilimler olmak üzere üç grupta incelenir.

Detaylı

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 1 Sorumluluk-Ahlak-Etik-Etik Teorileri

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 1 Sorumluluk-Ahlak-Etik-Etik Teorileri Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 1 Sorumluluk-Ahlak-Etik-Etik Teorileri Öğr. Gör. Hüseyin ARI 1 Sorumluluk Sorumluluk; kişinin kendi davranışlarının veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

ÜNİTE 1: Pazarlamanın Konusu, Kapsamı, Gelişimi ve. Değer Kavramı. ÜNİTE 2: Pazarlama Çevresi ve Bilgi Sistem ÜNİTE 3: Pazarlar ve Davranışlar

ÜNİTE 1: Pazarlamanın Konusu, Kapsamı, Gelişimi ve. Değer Kavramı. ÜNİTE 2: Pazarlama Çevresi ve Bilgi Sistem ÜNİTE 3: Pazarlar ve Davranışlar ÜNİTE 1: Pazarlamanın Konusu, Kapsamı, Gelişimi ve Değer Kavramı ÜNİTE 2: Pazarlama Çevresi ve Bilgi Sistem ÜNİTE 3: Pazarlar ve Davranışlar ÜNİTE 4: Pazarlama Yönetimi ÜNİTE 5: 1 Ürün Yönetimi ÜNİTE 6:

Detaylı

Günün sorusu: Kişisel gelişim nedir?

Günün sorusu: Kişisel gelişim nedir? Günün sorusu: Kişisel gelişim nedir? İnsanlar potansiyel ile doğar. Ancak dünyada bir iyiler ve bir de, daha da iyiler vardır. Yani insan fiziksel olduğu kadar nitelik olarakta gelişebilir. Kişinin herhangi

Detaylı

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli Bölüm 6 Pazarları ve Satın alma Davranışı Bölüm Amaçları davranış modelinin unsurlarını öğrenmek davranışını etkileyen başlıca özellikleri belirtmek Alıcı karar sürecini açıklamak Satın Alma Davranışı

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI FELSEFE

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI FELSEFE YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI FELSEFE CEVAP 1: (TOPLAM 7 PUAN) Galileo Galilei Dünya yuvarlaktır dediğinde, hiç kimse ona inanmamıştır. Bir dönem maddenin en küçük parçası molekül zannediliyordu. Eylemsizlik

Detaylı

Duygusal Zekaya Önem Verin!

Duygusal Zekaya Önem Verin! Duygusal Zekaya Önem Verin! Çocuğunuz öfkeli, hırçın ve kavgacıysa, duygusal zekâsının düşük olabileceği hiç aklınıza geldi mi? Peki, neden yüksek IQ'lu çocuklar ortalama IQ'ya sahip arkadaşlarına göre

Detaylı

Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular

Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular 24.00/24.02 Güz Dönemi, 2005 Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular Bir Ödevi yazmaya başlamadan önce, hazırladığınız taslağınızı, bir de şu soruları aklınızda tutarak gözden

Detaylı

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler 1 Örgüt Kültürü Örgüt Kültürü kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler bütünüdür. 2 Örgüt kültürü, temel grupsal

Detaylı

Güncel Liderlik Yaklaşımları: Hizmetkar ve Vizyoner Liderlik. Spor Bilimleri Anabilim Dalı

Güncel Liderlik Yaklaşımları: Hizmetkar ve Vizyoner Liderlik. Spor Bilimleri Anabilim Dalı Güncel Liderlik Yaklaşımları: Hizmetkar ve Vizyoner Liderlik Spor Bilimleri Anabilim Dalı Hizmetkar Liderlik Hizmetkâr liderlik, ekip üyelerine hizmet etmeyi, ihtiyaçlarını karşılamayı, gelişmelerini ve

Detaylı

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFENİN BÖLÜMLERİ A-BİLGİ FELSEFESİ (EPİSTEMOLOJİ ) İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliğini ele alır. Bilgi felsefesi; bilginin imkanı, doğruluğu, kaynağı, sınırları

Detaylı

Pazarlamada Kullanılan Farklı Yaklaşımlar, Teoriler ve Analiz Teknikleri

Pazarlamada Kullanılan Farklı Yaklaşımlar, Teoriler ve Analiz Teknikleri Pazarlamada Kullanılan Farklı Yaklaşımlar, Teoriler ve Analiz Teknikleri Umut Al umutal@hacettepe.edu.tr - 1 Pazarlama Teorileri - 2 Rasyonel Seçim Teorisi Fayda fonksiyonu Fayda maksimizasyonu Faydanın

Detaylı

TTI TriMetrix. Kişisel Yetenekler Versiyonu 1..2011

TTI TriMetrix. Kişisel Yetenekler Versiyonu 1..2011 TTI TriMetrix Kişisel Yetenekler Versiyonu D 1..2011 Türkiye Ana Distribütörü Barbaros Bulvari, Ertugrul Sitesi, No 133, Kat 5, Daire 11, 34349 BESİKTAS - ISTANBUL - TURKIYE +90 (212) 258 7625 / +90 (212)

Detaylı

İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ

İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ Hayatın asıl etik anlamı, bizim iyi ve kötü sözcükleriyle tanımlayarak yol almaya çalıştığımız soyutluklardadır. Bu derece soyut ve kökenleri sıra dışı olan kavramlarla uğraşmak

Detaylı

Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK

Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK Evlilikte uyum ve Dayanışma Evilik, iki kişinin farklı değerler, farklı kültürlerle ve iki ayrı aile öyküsüyle bir araya geldikleri ve kendilerini

Detaylı

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) 12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri

Detaylı

ONKOLOJİ HEMŞİRELİĞİ VE ETİK. Prof. Dr. Nermin Ersoy Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı

ONKOLOJİ HEMŞİRELİĞİ VE ETİK. Prof. Dr. Nermin Ersoy Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı ONKOLOJİ HEMŞİRELİĞİ VE ETİK Prof. Dr. Nermin Ersoy Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Etik Nedir? Felsefenin insanlar arası ilişkilerini ve sorunlarını konu edinen dalı;

Detaylı

Liderlik Yaklaşımları ve Spor Yönetimi İlişkisi. Spor Bilimleri Anabilim Dalı

Liderlik Yaklaşımları ve Spor Yönetimi İlişkisi. Spor Bilimleri Anabilim Dalı Liderlik Yaklaşımları ve Spor Yönetimi İlişkisi Spor Bilimleri Anabilim Dalı Liderlik ve Spor Yönetimi Spor Yönetim Prensipleri Tarafsızlık Yeterlik (Bireylerin neyi en iyi yapabileceklerini bilmek ve

Detaylı

PROBLEM ÇÖZMEDE ZİHİNSEL SÜREÇLER

PROBLEM ÇÖZMEDE ZİHİNSEL SÜREÇLER PROBLEM ÇÖZMEDE ZİHİNSEL SÜREÇLER Problem, bir bulmacadan, uygun bir faaliyet kararını gerektiren bir soruna kadar çok geniş bir spektruma sahip olan kavramdır. En geniş anlamıyla hali hazırda var olan

Detaylı

Çocuk Politikası FERAY SALMAN İNSAN HAKLARI ORTAK PLATFORMU

Çocuk Politikası FERAY SALMAN İNSAN HAKLARI ORTAK PLATFORMU Hak Temelli Yaklaşım ve Ülke Çocuk Politikası y FERAY SALMAN İNSAN HAKLARI ORTAK PLATFORMU HAK TEMELLI YAKLAŞIM HAKLAR, DEVLETLERİN VE TOPLUMLARIN YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ BELİRLER HAK TEMELLİ YAKLAŞIMLARIN ORTAYA

Detaylı

Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetlerinin Amacı Nedir?

Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetlerinin Amacı Nedir? Rehberlik Nedir? Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri; bireyin kendini tanıması, anlaması, sahip olduğu gizil güçleri keşfetmesi, geliştirmesi ve bulunduğu topluma aktif uyum sağlayarak kendini gerçekleştirmesi

Detaylı

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre değişimlerdir. Öğrenmede değişen ne???? İnsan ve hayvan arasında

Detaylı

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar).

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar). Hedef Davranışlar Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar). Bu nitelikler bilişsel, duyuşsal ve psikomotordur. 2 aşamada ele alınmaktadır.

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine asif philosopy/mış gibi felsefe deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar varmış gibi hareket edeceksin. Diğer yazımızda belirttiğimiz gibi İmmaunel Kant ahlak delili ile Allah'a ulaşmak değil bilakis O'ndan uzaklaşmak istiyor. Ne yazık ki birçok felsefeci ve hatta ilahiyatçı Allah'ın varlığının delilleri

Detaylı

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U) KISA ÖZET

Detaylı

DOÇ. DR. DOĞAN GÖÇMEN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ

DOÇ. DR. DOĞAN GÖÇMEN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ DOÇ. DR. DOĞAN GÖÇMEN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ Felsefe neyi öğretir? Düşünme söz konusu olduğunda felsefe ne düşünmemiz gerektiğini değil, nasıl düşünmemiz gerektiğini öğretir. Mutluluk

Detaylı

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER Fowler ın kuramını oluşturma sürecinde, 300 kişinin yaşam hikayelerini dinlerken iki şey dikkatini çekmiştir: 1. İlk çocukluğun gücü. 2. İman ile kişisel

Detaylı

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) Estetik sözcüğü yunanca aisthesis kelimesinden gelir ve duyum, duyularla algılanabilen, duyu bilimi gibi anlamlar içerir. Duyguya indirgenebilen bağımsız bilgi dalına estetik

Detaylı

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar Doç. Dr. Ersin KAVİ Davranış Nedir? İnsan hem içten,hem dıştan gelen uyarıcıların karmaşık etkisi (güdü) ile faaliyete geçer ve birtakım hareketlerde (tepki) bulunur.

Detaylı

Kohlberg e Göre Ahlak Gelişimi Kohlberg ahlak gelişiminin gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası olmak üzere üç düzey içinde gerçekleştiğini

Kohlberg e Göre Ahlak Gelişimi Kohlberg ahlak gelişiminin gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası olmak üzere üç düzey içinde gerçekleştiğini Kohlberg e Göre Ahlak Gelişimi Kohlberg ahlak gelişiminin gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası olmak üzere üç düzey içinde gerçekleştiğini öne sürmektedir. Her düzey kendi içinde iki ayrı aşamada

Detaylı

Güdülenme. Öğr.Gör. Dr. Şirin KARADENİZ

Güdülenme. Öğr.Gör. Dr. Şirin KARADENİZ Güdülenme Öğr.Gör. Dr. Şirin KARADENİZ Maslow un Gereksinimler Hiyerarşisi Güdülenme Nedir? Güdülenme kişinin davranışlarının ve beklentilerinin bütünüdür. Güdülenmişlik, isteklerin sonucunda oluşan davranışları

Detaylı

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi FELSEFE NEDİR? philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir KANT Felsefe, insanın kendisi, yaşamı, içinde

Detaylı

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I GÜDÜLENME Dersin konuları Güdülenme ile ilişkili kavramlar Güdülenme kuramları Biyolojik kuramlar İçgüdü Dürtü-azaltma Uyarılma Psikososyal Kuramlar Özendirici Bilişsel Biyopsikososyal kuram Maslow un

Detaylı

Not. Aşağıdaki Kant la ilgili notlar Taylan Altuğ un Kant Estetiği (Payel Yayınları, 1989) başlıklı çalışması kullanılarak oluşturulmuştur.

Not. Aşağıdaki Kant la ilgili notlar Taylan Altuğ un Kant Estetiği (Payel Yayınları, 1989) başlıklı çalışması kullanılarak oluşturulmuştur. Bu derste Immanuel Kant ın estetik felsefesi genel hatlarıyla açıklanmaya çalışılacaktır. Alman felsefesinin kurucu isimlerinden biri olan Kant, kendi felsefe sistemini üç önemli çalışmasında toplamıştır.

Detaylı

1. LİDER 2. LİDERLİK 3. YÖNETİCİ LİDER FARKI

1. LİDER 2. LİDERLİK 3. YÖNETİCİ LİDER FARKI YÖNETİCİ-LİDER FARKI VE LİDERLİĞİN YÖNETİMDEKİ ÖNEMİ Ahmet VERAL (Rapor) Eskişehir, 2011 1. LİDER Genel bir kavram olarak ele alındığında lider, bir grubun hedef oluşturma ve bu hedeflere ulaşma ve ilerleme

Detaylı

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir? Özgüven Nedir? Özgüven; kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında pozitif ve gerçekçi bir anlayışa sahip olduğumuz anlamına gelmektedir. Diğer taraftan, özgüven eksikliği ise; kendinden şüphe duymak, pasiflik,

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak OYUN VE ÇOCUK Oyun oynamak çocukluk çağına özgü psikolojik, fizyolojik ve sosyal içerikli bir olgudur. Oyun hem zihinsel gelişimin aynası olan hem sosyal becerilerin öğrenildiği hem de duygusal boşalımın

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28 İÇİNDEKİLER Önsöz/ Ahmet Yıldız 5 Giriş 11 Psikoloji kökenli modeller 15 Davranışçılık 15 Bilişselcilik 17 Bilişsel Yapılandırmacılık 20 Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık

Detaylı

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU A R A Ş. G Ö R. Z E Y N E P K I R I K K A L E L İ Gebelik dönemi fizyolojik olduğu kadar kalıcı psikolojik değişikliklere de neden olmaktadır. Anne karnında gelişen

Detaylı

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) 10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) Estetik, "güzel in ne olduğunu soran, sorguluyan felsefe dalıdır. Sanatta ve doğa varolan tüm güzellikleri konu edinir. Hem doğa hem de sanatta. Sanat, sanatçının

Detaylı

Okul fobisi nasıl gelişir?

Okul fobisi nasıl gelişir? Eğer bir kelimenin sonuna "fobi" eklenmişse, hemen bir şeylerden korkulduğunu düşünürüz. Ancak okul fobisi gelişen çocukların okula gitmek istememelerinin tek nedeni okuldan korkmaları değil. Çocuğa bu

Detaylı

İÇİNDEKİLER TOPLANTIYA BAŞLARKEN.2 DEĞERLENDİRME HAKKINDA BİLGİLENDİRME..3 DEĞERLENDİRME SÜRECİNİN ADIMLARI..5 ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER 6

İÇİNDEKİLER TOPLANTIYA BAŞLARKEN.2 DEĞERLENDİRME HAKKINDA BİLGİLENDİRME..3 DEĞERLENDİRME SÜRECİNİN ADIMLARI..5 ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER 6 İÇİNDEKİLER TOPLANTIYA BAŞLARKEN.2 DEĞERLENDİRME HAKKINDA BİLGİLENDİRME..3 DEĞERLENDİRME SÜRECİNİN ADIMLARI..5 ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER 6 İLK ADIM(TARAMA) 7 BEP OLUŞTURULMASI 7 FORMAL DEĞERLENDİRME-İNFORMAL

Detaylı

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar Sosyoloji Konular ve Sorunlar Ontoloji (Varlık) Felsefe Aksiyoloji (Değer) Epistemoloji (Bilgi) 2 Felsefe Aksiyoloji (Değer) Etik Estetik Hukuk Felsefesi 3 Bilim (Olgular) Deney Gözlem Felsefe Düşünme

Detaylı

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ 7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ Estetik ve Sanat Felsefesi Estetiğin Temel Soruları Felsefe Açısından Sanat Sanat Eseri Estetiğin Temel Kavramları Estetiğin Temel Sorunlarına Yaklaşımlar Ortak Estetik

Detaylı

Performans ve Kariyer Yönetimi

Performans ve Kariyer Yönetimi Performans ve Kariyer Yönetimi Doç.Dr. İbrahim Sani MERT (13üncü Hafta) (Kariyer Planlama) KARİYER PLANLAMA Kariyer planlama, bir kişinin bireysel yetenekleri ilgileri, bilgisi ve motivasyon ve diğer özelliklerinin

Detaylı

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5 ÜNİTE:1 Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2 Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3 Sosyal Biliş ÜNİTE:4 Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5 1 Tutum ve Tutum Değişimi ÜNİTE:6 Kişilerarası Çekicilik ve Yakın İlişkiler

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT Davranış Bilimleri I. Fizyobiyolojik Sistem A Biyolojik Yaklaşım II. Psikolojik Sistem B. Davranışçı Yaklaşım C. Gestalt

Detaylı

ÜNİTE:1 Sorumluluk Kavramları ve İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları. ÜNİTE:2 İş Ahlakı ve Önemi. ÜNİTE:3 İş Ahlakı ve Etik Yaklaşımlar

ÜNİTE:1 Sorumluluk Kavramları ve İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları. ÜNİTE:2 İş Ahlakı ve Önemi. ÜNİTE:3 İş Ahlakı ve Etik Yaklaşımlar ÜNİTE:1 Sorumluluk Kavramları ve İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları ÜNİTE:2 İş Ahlakı ve Önemi ÜNİTE:3 İş Ahlakı ve Etik Yaklaşımlar ÜNİTE:4 İşletmelerde Ahlaki Karar Alma ve Etik Liderlik ÜNİTE:5 Örgütlerde

Detaylı

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI VE HUKUK. Dr.Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI VE HUKUK. Dr.Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi TOPLUMSAL DAVRANIŞ VE HUKUK Dr.Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi İNSAN VE TOPLUM İLİŞKİSİ İnsan, küçük veya büyük olsun, kaçınılmaz olarak bir toplum içerisinde yaşamaktadır. İnsan

Detaylı

İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal

İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal Test 5 1. İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan araştıran felsefi disipline ne denir?

Detaylı

Doç. Dr. Tülin ŞENER

Doç. Dr. Tülin ŞENER Doç. Dr. Tülin ŞENER AHLAK GELİŞİMİ Bireyde var olan değerler sistemi, gelişimsel bir süreç içinde ortaya çıkmaktadır. Bu sürece AHLAK GELİŞİMİ denir. Toplumun kendinden beklenen fonksiyonları yerine getirebilmesi

Detaylı

DOĞRU DİYE BİLDİKLERİMİZİ SORGULADIK MI?

DOĞRU DİYE BİLDİKLERİMİZİ SORGULADIK MI? DOĞRU DİYE BİLDİKLERİMİZİ SORGULADIK MI? Bireyin iç ve dış dünyasını algılayıp, yorumlamasında etkili olan tüm faktörlere paradigma yani algı düzeneği denilmektedir. Bizim iç ve dış dünyamızı algılamamız,

Detaylı

Etik Bencillik. Etik Egoizm, bir insanın uzun vadede en yararına olan şey ne ise onu yapmasıdır (ve mutlaka ve mutlaka, sadece yapmasıdır.

Etik Bencillik. Etik Egoizm, bir insanın uzun vadede en yararına olan şey ne ise onu yapmasıdır (ve mutlaka ve mutlaka, sadece yapmasıdır. 21. Ders Moralite ve Doğru Davranış 24.00: Felsefenin Problemleri Prof. Sally Haslanger Kasım 21, 2005 Etik Bencillik 1. Ahlaksal Objektivizm Ahlaksal Objektivizm hakkında filozofların ileri sürdükleri

Detaylı

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 5 Çalışma ve Meslek Ahlakı

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 5 Çalışma ve Meslek Ahlakı Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 5 Çalışma ve Meslek Ahlakı Öğr. Gör. Hüseyin ARI 1 İş Ahlakı Çalışma Ahlakı Meslek Ahlakı 2 Çalışma Ahlakı Çalışma ahlakı, bir toplumda işe ve çalışma karşı geliştirilen

Detaylı

9. HAFTA PFS102 SINIF YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ. cagataykilinc@karabuk.edu.tr

9. HAFTA PFS102 SINIF YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ. cagataykilinc@karabuk.edu.tr 9. HAFTA PFS102 Yrd. Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ cagataykilinc@karabuk.edu.tr Karabük Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi 2 İÇİNDEKİLER MOTİVASYON Motivasyon Teorileri Kapsam Teorileri

Detaylı

ETİK VE MÜHENDİSLİK ETİĞİ

ETİK VE MÜHENDİSLİK ETİĞİ ETİK VE MÜHENDİSLİK ETİĞİ Etik Kavramı Etik kelimesi köken olarak eski Yunan a kadar gider. Anlamı ahlak, ahlakla ilgili demektir. Etik, felsefenin bir konusu olup insanların ne şekilde davranmaları gerektiğiyle

Detaylı

SULTANGAZİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ

SULTANGAZİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ SULTANGAZİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ A. AMACIMIZ Öğrencilerimizin gelişim süreci içinde karşılaştıkları güçlükleri problem haline dönüşmeden çözmelerine yardımcı

Detaylı

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, hareket halindeki enerjidir. Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, insanın yaşam kalitesini belirleyen en önemli kaynaktır.

Detaylı

MOTİVASYON. Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Bayraktar

MOTİVASYON. Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Bayraktar MOTİVASYON Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Bayraktar Güdü: Bilişsel, duyuşsal ve davranışsal değişkenleri organize ederek davranışın yönünü belirlemektedir. Motivasyon(güdülenme):Okuldaki öğrenci davranışlarının

Detaylı

SOSYAL ÖĞRENME KURAMI

SOSYAL ÖĞRENME KURAMI SOSYAL ÖĞRENME KURAMI Gözlem Yolu ile Öğrenme (Bandura) Dikkat etme Hatırda tutma:sembolleştirme-kodlama-saklama Uygulama: Kişisel yeterlilik algısı Pekiştirme Öğrenmeyi sağlayan dolaylı yaşantılar Dolaylı

Detaylı

Kelimenin en dar anlamıyla,neyin doğru veya yanlış sayıldığı (sayılması gerektiği) ile ilgilenir.

Kelimenin en dar anlamıyla,neyin doğru veya yanlış sayıldığı (sayılması gerektiği) ile ilgilenir. Çağrı ÖZGAN Kelimenin en dar anlamıyla,neyin doğru veya yanlış sayıldığı (sayılması gerektiği) ile ilgilenir. Terim genellikle kültürel, dinî,seküler ve felsefi topluluklar tarafından, insanların çeşitli

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM. ÖN SÖZ... xiii ÖZET... xvi TEŞEKKÜR... xvi İÇİNDEKİLER... xix GİRİŞ xix

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM. ÖN SÖZ... xiii ÖZET... xvi TEŞEKKÜR... xvi İÇİNDEKİLER... xix GİRİŞ xix İÇİNDEKİLER Editörün Sunuşu... viii Teşekkür... ix Türkçe Basıma Ön Söz... x 3. Türkçe Basıma Ön Söz... xi ÖN SÖZ... xiii ÖZET... xvi TEŞEKKÜR... xvi İÇİNDEKİLER... xix BİRİNCİ KISIM DUYGUSAL OKURYAZARLIK...

Detaylı

ÜNİTE:1. Kurallar, Devlet ve Hukuk ÜNİTE:2. Hukukun Uygulanması ÜNİTE:3. Hukuk Sistemleri ve Türk Hukuk Tarihi ÜNİTE:4. Yargı Örgütü ÜNİTE:5

ÜNİTE:1. Kurallar, Devlet ve Hukuk ÜNİTE:2. Hukukun Uygulanması ÜNİTE:3. Hukuk Sistemleri ve Türk Hukuk Tarihi ÜNİTE:4. Yargı Örgütü ÜNİTE:5 ÜNİTE:1 Kurallar, Devlet ve Hukuk ÜNİTE:2 Hukukun Uygulanması ÜNİTE:3 Hukuk Sistemleri ve Türk Hukuk Tarihi ÜNİTE:4 Yargı Örgütü ÜNİTE:5 1 Hukuki İlişkiler ve Haklar ÜNİTE:6 Hakkın Kazanılması, Kaybedilmesi,

Detaylı

Birey ve Çevre (1-Genel)

Birey ve Çevre (1-Genel) Birey ve Çevre (1-Genel) Prof. Dr. Turgut Göksu PA GBF Öğretim Üyesi tgoksu@hotmail.com Turgut Göksu 1 DAVRANIŞ NEDİR? İnsanların (ve hayvanların) gözlenebilen veya herhangi bir yolla ölçülebilen hareketlerine

Detaylı

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI ve HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI ve HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi TOPLUMSAL DAVRANIŞ ve HUKUK Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi İNSAN VE TOPLUM İLİŞKİSİ İnsanın toplumsallığı: İnsan, küçük veya büyük olsun, zorunlu olarak bir toplum içerisinde yaşamaktadır.

Detaylı

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

AŞKIN BULMACA BAROK KENT AŞKIN BULMACA 18.yy'da Aydınlanma filozoflarıyla tariflenen modernlik, nesnel bilimi, evrensel ahlak ve yasayı, oluşturduğu strüktür çerçevesinde geliştirme sürecinden oluşur. Bu adım aynı zamanda, tüm

Detaylı

Bizi Zorlayan Çocuklarımızla İletişim. Prof. Dr. Ayşegül Ataman Lefke Avrupa Üni. TÜZYEKSAV Mütevelli Heyet İkinci Başkanı

Bizi Zorlayan Çocuklarımızla İletişim. Prof. Dr. Ayşegül Ataman Lefke Avrupa Üni. TÜZYEKSAV Mütevelli Heyet İkinci Başkanı Bizi Zorlayan Çocuklarımızla İletişim Prof. Dr. Ayşegül Ataman Lefke Avrupa Üni. TÜZYEKSAV Mütevelli Heyet İkinci Başkanı Ana babaları zorlayan özellikler Soruları ile sizi çıldırtıyor mu? Sizin unutmak

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-4

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-4 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-4 Öğretmenlik Meslek Etiği İlkeleri-1 Öğretmenlik mesleğinin ulusal ve uluslararası alanda belirlenmiş etik ilkeleri şu başlıklar altında toplanılabilir (Aydın; 2003, 60)

Detaylı

SCA Davranış Kuralları

SCA Davranış Kuralları SCA Davranış Kuralları SCA Davranış Kuralları SCA paydaşları ile değer yaratmaya, çalışanları, müşterileri, tüketicileri, hissedarları ve diğer iş ortaklarıyla saygı, sorumluluk ve mükemmelliğe dayanan

Detaylı

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR.

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR. GELİŞİM İLKELERİ GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR. Kalıtım bireyin anne babasından getirdiği gizil güçleri anlatır. Bu gizil güçlerin üst düzeyi kalıtsal olarak belirlenir. Bu düzeye ulaşma

Detaylı

TOPLUMSAL CİNSİYET - 2 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

TOPLUMSAL CİNSİYET - 2 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM TOPLUMSAL CİNSİYET - 2 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Tarihsel Süreç Kadınlar ve kadın deneyimleri toplumun yarısını oluşturmasına rağmen, tarih yazılırken bunlar dışarıda tutulmuş,

Detaylı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı YÖNETİM Sistem Yaklaşımı Prof.Dr.A.Barış BARAZ 1 Modern Yönetim Yaklaşımı Yönetim biliminin geçirdiği aşamalar: v İlk dönem (bilimsel yönetim öncesi dönem). v Klasik Yönetim dönemi (bilimsel yönetim, yönetim

Detaylı

BİLİŞSEL PSİKOLOJİ VE BİLGİ İŞLEME MODELİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

BİLİŞSEL PSİKOLOJİ VE BİLGİ İŞLEME MODELİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI BİLİŞSEL PSİKOLOJİ VE BİLGİ İŞLEME MODELİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI BİLİŞSEL PSİKOLOJİ Neisser (1967) yılında bilişsel psikolojiyi; «Biliş terimi, duyusal girdilerin dönüştürüldüğü, azaltıldığı,

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı 1.ÜNİTE - FELSEFEYLE TANIŞMA A-Felsefe Nedir? Felsefenin

Detaylı

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Yaşam Boyu Sosyalleşme Yaşam Boyu Sosyalleşme Lütfi Sunar Sosyolojiye Giriş / 5. Ders Kültür, Toplum ve Çocuk Sosyalleşmesi Sosyalleşme Nedir? Çocuklar başkalarıyla temasla giderek kendilerinin farkına varırlar ve insanlar hakkında

Detaylı

Türkiye de Hukuk Zihniyeti anketinin sonuçlarının tamamı ve geniş yorumu için bakınız:

Türkiye de Hukuk Zihniyeti anketinin sonuçlarının tamamı ve geniş yorumu için bakınız: Türkiye de Hukuk Zihniyeti anketinin sonuçlarının tamamı ve geniş yorumu için bakınız: Emir KAYA. Hukuk Zihniyeti. Ankara: Adalet Yayınevi, 2016. http://adaletyayinevi.com/yynadlt/ktpdty.asp?kid=8081 https://www.academia.edu/29437017/hukuk_zihniyeti

Detaylı

Kavram ortak özelliklere sahip birbirine benzeyen nesneleri ya da olayları bir araya getirerek bir ad altına toplamaktır.kavram;

Kavram ortak özelliklere sahip birbirine benzeyen nesneleri ya da olayları bir araya getirerek bir ad altına toplamaktır.kavram; KAVRAM OLUŞTURMA: Kavram ortak özelliklere sahip birbirine benzeyen nesneleri ya da olayları bir araya getirerek bir ad altına toplamaktır.kavram; ağaç,kedi,güzellik,gibi bir nesne ya da bir sembol olabilir.

Detaylı

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir? Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri BİLİM TARİHİ Yrd. Doç. Dr. Suat ÇELİK Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir? Bilim tarihi hangi bileşenlerden oluşmaktadır. Ders nasıl işlenecek? Günümüzde

Detaylı

MBA 507 (7) ALGILAMA VE KARAR ALMA

MBA 507 (7) ALGILAMA VE KARAR ALMA MBA 507 (7) ALGILAMA VE KARAR ALMA Algı Bireylerin çevrelerini anlamlandırabilmek adına duyumsal izlenimlerini düzenleme ve yorumlama sürecine verilen isimdir. davranışlarımız algıladığımız dünyaya göre

Detaylı

Duygu Düzenleme sorununun bir çok psikolojik belirtinin arka planında yer aldığı tespit edilmiştir.

Duygu Düzenleme sorununun bir çok psikolojik belirtinin arka planında yer aldığı tespit edilmiştir. Duygu Düzenleme sorununun bir çok psikolojik belirtinin arka planında yer aldığı tespit edilmiştir. Duygu düzenleme, başlangıçta duygulanımın düzenlenmesi YA DA kendiliğin düzenlenmesine bağlı olarak gelişen

Detaylı