Behçet Hastalığı. I. Epidemiyoloji. II. Patogenez ve Patoloji. Nurşen DÜZGÜN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Behçet Hastalığı. I. Epidemiyoloji. II. Patogenez ve Patoloji. Nurşen DÜZGÜN"

Transkript

1 378 Behçet Hastalığı Nurşen DÜZGÜN Behçet hastalığı (BH) ilk olarak 1937 yılında, Türk dermatoloğu Prof. Dr. Hulusi Behçet tarafından tekrarlayan oral ve genital aftöz ülserler ve hipopiyonlu üveit ile üçlü semptom gösteren bir hastalık olarak tarif edilmiştir. Behçet hastalığında cilt, eklem, akciğer, damarlar, merkezi sinir sistemi ve gastrointestinal sistem gibi çok sayıda organ ve sistem tutulabilir ve çeşitli klinik bulgular ortaya çıkabilir. Behçet hastalığı alevlenmeler ve remisyon ile seyreder ve aktivitesi zaman içinde azalır. Prognozu yaşa ve cinse göre değişir. Bu nedenle her hasta ayrı ayrı değerlendirilmelidir. I. Epidemiyoloji Hastalığın dünyada coğrafi dağılımı belirgin farklılıklar gösterir. Prevalansı Amerika da ve Avrupa ülkelerinde oldukça düşük değerlerde iken Akdeniz ve Doğu Asya arasında tarihi ipek yolu (Silk Road ) boyunca yer alan ülkelerde daha sıktır. Türkiye de görülme sıklığı ise yapılan iki ayrı alan taramasında Silivri/Fenerköy de ve Fatsa /Çamaş da sırasıyla 8/ ve 37/ olarak bulunmuştur. Hastalığın bazı semptomlarında coğrafi değişkenlikler gözlenmiştir. Örneğin inflamatuar ülseratif barsak hastalığı Japon hastalarda sık iken, ülkemizde %1 den az görülür. Derinin spesifik olmayan hiperreaktivite cevabını yansıtan paterji reaksiyonunun pozitifliği Türkiye de, Akdeniz bölge ülkelerinde yaklaşık %60 iken, Batı Avrupa ülkelerinde az sıklıkta saptanmıştır. Diğer bir bulgu da hastalık ile HLA-B51 antijen ilişkisi, Orta ve Uzak Doğudaki hastalarda anlamlı iken Batı Avrupa da zayıf ilişki gözlenmiştir. Hastalığın ortalama başlangıç yaşı 20 li ve 30 lu yaşlardır, ileri yaşlarda başlaması nadirdir. Hastalığın erkeklerde daha sık olduğu bilgileri yanında, her iki cinsiyette benzer sıklıkta olduğu bildirilmektedir, ancak genç erkeklerde hastalık daha şiddetli seyretmektedir. Puberte öncesi ve 40 yaş sonrası başlangıç seyrektir. II. Patogenez ve Patoloji Behçet hastalığı etyolojisinde birçok enfeksiyon ajanı (Herpes simpleks virüs, Parvovirus B19, Streptokok Sanguis, Stafilokokus aureus, mikobakteriler gibi) araştırılmıştır, ancak günümüzde viral veya bakteriyel bir ajanın doğrudan BH a neden olduğu kanıtlanmamıştır. Genetik yatkınlığı olan bireylerde infeksiyöz ajanların tetiği çeken faktörler olduğu düşünülmektedir. Mikrobiyal antijenler ile insan ısı şok proteini (HSP, Heat shock proteins) arasında ortak epitopların bulunması, çapraz reaksiyona yol açarak inflamasyonda rol oynadığı öne sürülmüştür. Bu konuda yapılan çalışmalarda; mikobakteriyel HSP 65 kda ile insanda mitokondrial HSP 60 kda arasında benzerlik, HSP60 ın eritema nodozum ve aktif mukokütanöz lezyonların epidermal bölgesinde ekspresyonu, mikobakteriyel HSP 65 in hastaların γδ T hücreleri tarafından tanındığı ve bu hücrelerin prolifere olduğu gösterilmiştir. Bu tip Th1 immün yanıtta IL-1,TNF,IL-2, IFNγ, IL-8, IL-10, IL-17, IL-18 gibi sitokinlerin etkileşimi ile inflamasyon devam eder. Vasküler yataktaki inflamasyon endotel fonksiyon bozukluğuna yol açarak tromboz oluşumlarını kolaylaştırabilir. Behçet hastalığı olgularının birinci derece akrabalarında birden fazla BH olgusunun saptanması genetik faktörlerin etkisine işaret etmektedir, ancak Mendel kurallarına bağlı genetik bir geçiş söz konusu değildir. MHC (Major Histocompatibilite Complex) gen bölgesinde bulunan HLA-B5 doku uygunluğu antijeninin bir spliti olan HLA-B51 ile BH ilişkisi iyi bilinmektedir. Etnik gruplar arasında farklılık olmakla birlikte sağlıklı bireylerde yaklaşık %20 olan HLA-B51, BH da % arasında bildirilmiştir. B5101 allelinin özellikle erkek hastalarda üveit gelişimi gibi ciddi klinik bulgularla ilişkisi gösterilmiştir. Ayrıca B5101 allelinin BH ında nötrofil hiperaktivitesinden sorumlu olduğu ve dolayısıyla immün cevabın şiddetine önemli katkısı olduğu öne sürülmüştür. Çeşitli araştırmalar MHC klas I zinciri ile ilişkili gen (MIC), Faktör V, sitokin (TNF, IL-1 gibi) ve adezyon molekül (ICAM) genlerinin de BH patogenezinde rolü olabileceğini düşündürmüştür. Ülkemizde BH lı hastalarda Faktör V mutasyonunun yüksek sıklıkta olduğu ve çoğu çalışmada hiperhomosisteinemi ile tromboz ilişkisi bildirilmiştir. Genetik yatkınlığın ve enfeksiyöz ajanların rolü yanında, doğal ve kazanılmış immün sistemde ve immün regülasyonda bozukluklar saptanmıştır. T hücrelerinin çeşitli antijenlere karşı aşırı duyarlılığı patogenezde önemli rol oynamaktadır.

2 379 Antijen sunan hücrelerden ve T hücrelerinden salgılanan bazı sitokinler (IFN-gamma, TNF-alfa, IL-8 gibi) nötrofil hiperaktivasyonuna neden olmaktadır. Nötrofil orjinli sitokinlerin de T hücrelerini aktive etmesi immün yanıtın anormalliğine yol açmaktadır. Endotel kaynaklı bazı moleküllerin (von WilleBrand, trombomodulin gibi) serum düzeylerinin yüksekliği, endotel hücrelerin aktivasyonuna işaret etmektedir. BH da endotel fonksiyon bozukluğunun immün yanıta bağlı inflamasyon sonucu geliştiği ve tromboza yatkınlık yarattığı kabul edilmektedir. III. Klinik Bulgular Behçet Hastalığının klinik bulguları hastadan hastaya büyük farklılıklar göstermektedir. Ayrıca coğrafik bölgelere göre hastalığın organ tutulumu ve klinik seyrinde de değişiklikler bulunmaktadır. Hastalık alevlenme ve iyileşme dönemleri ile seyreder. Yaş ilerledikçe klinik belirtiler gerileme eğilimi gösterir. Deri ve Mukoza Belirtileri Oral Ülserler: Tekrarlayan oral ülserler BH nın en sık görülen, olmazsa olmaz bir bulgusudur (%95-100). Çoğu hastada hastalığın ilk semptomudur, diğer semptomlardan yıllarca önce görülebilir. Oral ülser olmadan hastalığın diğer belirtilerine seyrek olarak rastlanabilir. Ülserler başlangıçta yüzeyden hafif kabarık eritemli lezyonlar şeklindedir, 48 saat sonra oval veya yuvarlak ülserlere dönüşürler. Sıklıkla dil, dudak, gingiva ve yanak mukozasında, seyrek olarak da tonsil ve farinksde yerleşir. Morfolojik olarak majör, minör ve herpetiform ülserler olmak üzere üç şekilde görülürler (Resim 1). En sık (%85) minör aftöz ülserler (<10mm) görülür ve skarsız iyileşirler. Majör aftöz ülserler (1-3 cm) %10 sıklıkta görülür ve beslenmeyi zorlaştırabilirler. Farenkste yerleşen majör ülserlerin skarlaşarak iyileşmeleri sonucunda striktür gelişebilir. Herpetiform tip ülserler daha az sıklıktadır. Resim 1. Behçet hastalığı oral ülser (Ankara Üniversitesi Tıp Fak. Romatoloji Bilim Dalı arşivinden) Genital Ülserler: Tekrarlayan genital ülserler yaklaşık %85 sıklığında görülür. Oral ülserlere göre daha az sıklıkta tekrar ederler. Genellikle ağrılı olan bu ülserler erkeklerde sıklıkla skrotumun alt ve yan yüzlerinde (Resim 2) daha az sıklıkta glans penisdedir. Genital ülserler oral olanlara göre daha derinde olduğundan ülser iyileştiğinde yerinde iz (skar) bırakır. Fizik muayenede aktif bir ülser olmasa da eski ülser izi önemli bir bulgudur. Resim 2. Behçet hastalığı genital ülseri (Ankara Üniversitesi Tıp Fak. Romatoloji Bilim Dalı arşivinden)

3 380 Kadınlarda genital ülserler en sık vulvada, majör ve minör labiumda yerleşir,oldukça ağrılıdır. Bölgenin özelliği nedeniyle enfekte olabilir. Vajinal ve servikal mukoza yerleşimli lezyonlar seyrektir ve genellikle ağrısızdır bu nedenle gözden kaçabilir. Ülserler ekseri 2-4 haftada iyileşir. Büyük ülserler yerinde iz (skar) bırakırken, küçük olanlar iz bırakmadan iyileşirler. Tanı zamanında aktif ülser görülmese bile skar varlığı önemli bir bulgudur. Genital bölge dışında nadiren inguinal sulkusta, perianal ve perineal bölgelerde de ülserler görülebilir. Oral ve genital ülserlerin histopatolojisinde yoğun lenfosit infiltrasyonu görülür. Deri Bulguları Hastaların yaklaşık %85 inde deri bulgularına rastlanır. Bunlar eritema nodozum benzeri lezyonlar, süperfisiyal tromboflebit, papülopüstüler lezyonlar ve diğer lezyonlardır. Eritema nodozum benzeri cilt lezyonu hastaların yaklaşık yarısında görülür,genellikle alt ekstremitelerde diz altında, seyrek olarak diğer bölgelerde ağrılı, eritemli (Resim 3), klasik eritema nodozumun aksine, bazen birbirleri ile birleşip geniş plaklar oluşturan lezyonlardır. Bir-iki hafta içinde kaybolabilir, iyileşirken yerinde pigmentasyon bırakabilir. Eritemli ve nodüler olan bu lezyonlar yüzeyel tromboflebit ile karıştırılabilir. Resim 3. Behçet hastalığında eritema nodozum benzeri lezyonlar (Ankara Üniversitesi Tıp Fak. Romatoloji Bilim Dalı arşivinden) Yüzeyel tromboflebit ekstremitelerin yüzeyindeki venüllerin obliteratif tromboflebitidir. Eritemli, hassas, lineer yerleşimli sübkütan nodüller şeklinde görülür. Bazen yer değiştirir, enjeksiyon bölgelerinde veya kendiliğinden ortaya çıkabilir. Tromboze olan ven zaman içinde skleroze olma eğilimindedir. Papülopüstüler lezyonlar ve akneifom lezyonlar papül şeklinde başlar saat sonra püstüle dönüşür. Bunlar steril püstüllerdir. Genellikle aknenin yerleştiği bölgelerde; yüz, boyun, göğüs üst bölgesi ve sırtta görüldüğü gibi, kol ve bacaklar gibi beklenmeyen bölgelerde de olabilir (Resim 4). Ergenlik aknesi ile morfolojik ve patolojik olarak benzerdir. Seyrek görülen deri ülserleri sınırları net, zımba ile delinmiş gibi çevresi eritemli ve ödemli ülserler şeklinde olup skatris bırakırlar ve BH ının en spesifik bulgularından olduğu kabul edilmektedir. Resim 4. Behçet hastalığında papülopüstüler lezyonlar (Ankara Üniversitesi Tıp Fak. Romatoloji Bilim Dalı arşivinden)

4 381 Paterji Reaksiyonu Derinin aşırı duyarlılığını yansıtan bir reaksiyondur. Deriye iğne ucunun batması gibi minör travmaya karşı gelişir ve BH tanısı için önemli bir bulgudur. Ön kolda iki ayrı noktada, cilt içine 20 gauge steril bir iğnenin 45 derecelik bir açı ile 5 mm derinlikte batırılmasından (pikür) saat sonra pikür bölgesinde papül veya püstül gelişmesi reaksiyonun pozitifliğini gösterir. Türk ve Japon hastaların yaklaşık % inde pozitifken İngiltere ve Kuzey Amerika da pozitiflik oranı çok düşüktür. Bu reaksiyonun mekanizması tam bilinmemekle birlikte, histopatolojik olarak önce nötrofillerin daha sonra mononükleer hücrelerin (CD4+T lenfositler) hakim olduğu bir inflamasyondur. Arteriyel girişim sonrası anevrizma gelişmesi, göz cerrahisi sonrası üveit atağı başlaması ve artrosentezden sonra sinovit gelişmesi de aşırı duyarlılığın işaretleridir. Göz Tutulumu İnflamatuar göz hastalığı en ciddi bulgu olup hastaların yarısında görülür ve genellikle iki taraf da etkilenir. Sıklıkla hastalığın başlamasından sonraki ilk 2 yıl içinde ortaya çıkar. Hastalığın geç dönemde başlaması nadirdir. Genç erkek hastalarda genellikle daha sık ve daha ciddi seyreder. Göz bulguları sıklıkla tekrarlayıcı ön ve arka üveiti ve retinal vasküliti içerir. Ön kamarada inflamatuar hücre toplanması ile seyreden hipopiyonlu üveit görülür. Tekrarlayan alevlenmelerle göz inflamasyonunun sürmesi, körlüğe neden olan kalıcı retinal hasara, vitreusta opasitelere, arka yapışıklıklara ve sekonder katarakta yol açar. Vasküler Tutulum Behçet hastalığı, her büyüklükte ve her tip damarın (ven ve arter) etkilendiği sistemik bir vaskülittir. Hastalıkta görülen tüm patolojilerde vaskülit sorumlu tutulmaktadır. Damar tutulum sıklığı çalışmanın yöntemine veya toplumsal özelliklere göre değişmekle birlikte hastaların yaklaşık üçte birinde görülür. Damar tutulumunun genç ve erkek hastalarda daha sık olduğu ve kadınlara göre daha ciddi seyir gösterdiği çok sayıda çalışmanın ortak bulgusudur. Ven Tutulumu Behçet hastalığında, tromboza eğilim özelliği ile diğer vaskülitlerden farklılık gösterir ve ven tutulumu arter tutulumundan daha sıktır. Her büyüklükte ven tutulabilir. Hastaların %14-30 unda yüzeyel tromboflebit ve/veya derin ven trombozu şeklinde ven tıkanması görülür. Yüzeyel venlerde tromboflebitler tekrarlayıcı özellik gösterir, genellikle alt ekstremitelerde yerleşir, üst ekstremitelerde nadirdir. Tıkanan yüzeyel venler deri altında nodüller veya kordon şeklinde palpe edilebilir. Nodüler özelliği ve eritemli görünümü, eritema nodozumdan ayırt edilmesini güçleştirir. Yüzeyel tromboflebit bulunan hastalarda büyük venlerde de tıkanma daha sık saptanmaktadır. Akut dönemde etkilenen ven boyunca ağrı, şişme hassasiyet ve kızarıklık gibi lokal belirtilere ateş, halsizlik gibi sistemik semptomlar da eşlik edebilir. Trombozlar sıklıkla fibrozis ile iyileşmekte ve etkilenen damar bölümünün darlığı yada tıkanıklığı sonucu yıllar içinde kronik venöz yetmezlik gelişmekte (staz dermatitleri ve ülserler) ve hastalar için önemli bir sorun oluşturmaktadır (Resim 5). Resim 5. Behçet hastalığı venöz tıkanma komplikasyonu kronik ülserler (Ankara Üniversitesi Tıp Fak. Romatoloji Bilim Dalı arşivinden)

5 382 Alt ekstremitelerde en sık femoral ve popliteal venler tutulur. Karın ve göğüs boşluğunda en büyük ven olan vena cava inferior ve superior tutulumu, ciddi obstrüktif bulgular ve kolleteral oluşumu ile seyreden vena cava superior veya inferior sendromuna neden olur (Resim 6). Hepatik ven trombozu tek başına veya vena cava inferior sendromu ile birlikte Budd-Chiari sendromu ve karaciğer yetmezliğine yol açabilir. Aksiller, brakial ve portal venlerde, dural sinusta ve kalp boşluklarında trombüsler seyrek olarak gelişebilir. Resim 6. Behçet hastalığı: vena cava trombozu sonucu göğüs önduvarında ve abdomende kolleteral venler (Ankara Üniversitesi Tıp Fak. Romatoloji Bilim Dalı arşivinden) Behçet hastalığında venöz trombotik bulguların sıklığına rağmen, trombüs inflamasyonlu venöz damara sıkıca yapışmış olduğundan tromboembolizm riski çok nadirdir. Başta genç erkek hastalar olmak üzere tromboflebit ve derin ven trombozlu hastalarda Behçet hastalığı değerlendirilmelidir. Serebral ven trombozları hastalığın başlangıç semptomu olarak ortaya çıkabilir ve baş ağrısı, görme bozukluğu, papilla ödemi başta olmak üzere çeşitli nörolojik bozukluklara yol açar. Serebral ven trombozları sıklıkla diğer bölgelerde damar tutulumu ile birlikte bulunabilir. Arteriyel Tutulum Behçet hastalığında arteriyel sistem tutulum sıklığı yaklaşık % 5 olup, ciddi mortalite ve morbidite nedenidir. Arteriyel tutulum anevrizma veya daha az sıklıkta obstrüksiyon şeklindedir. Aortada, pulmoner arterde, periferik arterlerde (femoral, popliteal, karotis) anevrizma görülebilir. Semptomlar tutulan arterin lokalizasyonuna bağlıdır. Örneğin abdominal aorta anevrizmaları bel ve sırt ağrısı semptomu gösterebilir. Fizik muayenede anevrizmalı arterin seyrettiği bölgelerde pulzasyon gösteren kitle veya üfürümler bulunabilir. Travma sonrası anevrizma oluşumu nadir değildir. Özellikle artere yapılan girişim sonrası anevrizma gelişebileceği bilinmeli. Arter tutulumunda cerrahi uygulanan olgularda anostomoz yerinde anevrizma gelişimi veya greft tıkanması sık görülmektedir. Pulmoner Arter Tutulumu Behçet hastalığı, pulmoner anevrizmanın bulunduğu tek vaskülittir. Pulmoner anevrizma yüksek mortalite riski nedeni ile ciddi bir durumdur. Ankara Tıp Fakültesi nden yapılan çalışmalarda pulmoner arter anevrizması %1,1 bulunmuştur. Diğer çalışmalarda bu oran %1,1-4,5 dir. Pulmoner anevrizmalı hastalarda sıklıkla ateş, terleme gibi genel belirtiler ön plandadır ve beraberinde nefes darlığı, hemoptizi, öksürük, göğüs ağrısı gibi pulmoner sistem semptomları bulunur. Hemoptizi ilk ve tanıya götüren başlıca semptomdur. Hemoptizisi olan BH olgularında pulmoner anevrizma öncelikle düşünülmeli ve görüntüleme yöntemleri ile araştırılmalıdır. Pulmoner arter anevrizmaları sıklıkla bilateral ve çok sayıda olabilir. Pulmoner arter anevrizmaları sıklıkla tromboflebit ile birlikte bulunur ve bu gibi hastalardaki hemoptizi, pulmoner emboli ile karıştırılabilir ve antikoagülan tedavisi verildiğinde kanama komplikasyonu gelişebilir. BH da alt ekstremite venlerinde trombüsün yapışık olması nedeniyle genellikle emboli yapmadığı mutlaka bilinmeli. Diğer vaskülitlerde olduğu gibi kortikosteroid ve immünsüpresif tedavi verilmelidir.

6 383 Kardiyak bulgular nadirdir; valvül lezyonları, miyokardit, perikardit, endomyokardiyal fibrozis, perikardit, intrakardiyak tromboz,koroner vaskülit rapor edilmiştir. Eklem Tutulumu Behçet hastalığında olguların yaklaşık yarısında periferik artrit veya artralji bulguları vardır. Hastalığın alevlenme dönemlerinde en çok tek eklem (mono artrit) tutulumu görülür,daha az oligo veya poliartrit ortaya çıkabilir. Sıklıkla asimetrik yerleşim olmakla birlikte, simetrik de olabilir. Diz en sık tutulan eklemdir, sıklık sırasıyla diğerleri ayak bileği, dirsek, el bileği, el ve ayakta küçük eklemlerdir. Kalça ve omuz eklemlerinin tutulumu nadirdir. Her atakta aynı veya farklı eklemler etkilenir. Tekrarlayan artrit atakları genellikle 2-4 hafta içinde eklemde hasar bırakmadan iyileşir. Kronik artrit şeklinde seyir az sıklıkta olup, oligo, poli ve daha az monoartrit şeklindedir. Behçet hastalığının seyrinde nadiren deformite veya radyolojik erozyonlar görülebilir. Artrit atakları sırasında lökositoz, CRP ve eritrosit sedimentasyon hızı gibi inflamatuar belirteçler yükselmiştir. Otoantikorlar negatiftir. Tutulan şiş eklemin sinovyal sıvı incelemesi inflamatuar karakter gösterir. Sinovyal biyopside non-spesifik sinovit bulguları bulunur. Bel ağrısı nadirdir. Sakroilyak eklem tutulumunun arttığını gösteren kontrollü bir çalışma mevcut değildir. Seyrek olarak da omurga eklemlerinin hastalığa katıldığı bildirilmiştir. Nörolojik Tutulum Behçet hastalığında sinir sistemi tutulumu hemen daima santral sinir sistemini içerir (%5-10) ve hastalığın en ciddi klinik bulgularını oluşturur. Periferik sinirler ve kaslar çok ender olarak etkilenir. Santral sinir sisteminin tutulumu başlıca parankimal (~%80) ve parankim dışı (~%20) olarak iki şekilde olmaktadır. Serebral parankimin fokal veya multifokal tutulumu Nöro-Behçet Sendromu olarak ifade edilmektedir. Sıklıkla beyin sapı, bazal ganglionlar,hemisferler ve spinal kord etkilenir ve piramidal sistem bulguları görülür. Serebellar, meningeal ve ekstrapiramidal bulgular da bulunabilir. Bu tip olgularda klinik seyir bazen tek atak ile sekel ile veya sekelsiz olarak sınırlı kalabilir veya relapslarla seyredebilir. Beyin omurilik sıvısında artmış protein ve/veya pleositoz bulunur. Parankimal lezyonlar MRI ile görüntülenebilir. Hemisferik beyaz cevher de demiyelinizasyona bağlı plak görünümleri MS plaklarında ayrılamaz. Diğer tutulum şekli, non-parankimal olup venöz sistemin (dural sinuslar) etkilenmesi ile dural sinus trombozu görülür intrakraniyal basınç artışı, baş ağrısı ve papil stazı ile karakaterizedir. Bu iki tip tutulumun (parankim ve damar) prognozları farklıdır. Serebral parankim tutulumu kötü prognoz işaretidir,sessiz olsa bile progresyon gösterir. Dural sinus trombozu kısmen daha iyi seyir gösterir. Sınırlı olarak tek bir atak görülür, relaps nadirdir. MRI ve MR -venografi tanıda faydalı yöntemlerdir. Bu tip hastalarda mortalite ve morbidite düşüktür. Dural sinus trombozu ile derin ven trombozu arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır.bu iki patoloji birlikte ise yaşamı negatif etkileyebilir. Gastrointestinal tutulum sık olmamakla birlikte tanı ve tedavide önemli bir yer tutar. Hastalık oral bölgeden anusa kadar gastrointestinal sistemi etkileyebilir. Gastrointestinal sistemde en sık tutulan bölge terminal ileum, çekum ve kolondur. Türkiye de semptomlu inflamatuar barsak hastalığı olan BH olgusu sık değildir (% 0-5). Ayırıcı tanı Crohn hastalığı ve kolitis ülseroza ile yapılmalıdır. Histopatolojik olarak kronik nonspesifik bulgular vardır, nadiren granülomatöz inflamasyon görülebilir. BH da oral ülserlere bağlı odinofaji veya farinks obstrüksiyonu, özafagusda ülserler veya striktürlere bağlı disfaji gelişir. Mide, dudenum, ileum ve jejunumda ülserasyon olabilir ve klinikte gastrit, peptik ulkus, inflamatuar barsak hastalığı veya apandisiti taklit eder. Ülser kanamaları, perforasyon gelişebilir. Çekum, çıkan kolon, inen kolon, sigmoid ve rektumda hemorajik olan veya olmayan ülserler olabilir. Perforasyon riski vardır. Birden fazla bölge aynı hastada tutulabilir.

7 384 Böbrek Bulguları Böbrek tutulumu seyrektir. Renal arter tıkanması, stenozu, anevrizması, renal ven trombozu, glomerülonefrit veya amiloidoz görülebilir. Uzun hastalık süresi olan veya jüvenil başlangıçlı hastalarda nefrotik sendrom kliniği veya nefrotik düzeyde proteinüri böbrek amiloidozunu hatırlatmalıdır. Amiloidoz kronik inflamatuar hastalıkların bir komplikasyonu olup,en sık böbrekte olmakla birlikte dalakta, barsakta, kalp, tiroid, sürrenal ve damar duvarında da saptanabilir. Genitoüriner sistem tutulumunda başlıca epididimit, orşit görülebilir. Epididimit ağrılı veya ağrısız şişlik ile ortaya çıkar, 1-2 haftada geçer, orşit ağrılıdır. Her iki testisi de tutabilir ve çoğunlukla ateş ile birliktedir. Mesanede ülserler hematüri ve idrar retansiyonuna yol açar. IV. Laboratuvar Bulguları Behçet hastalığı tanısı klinik bulgular esas alınarak yapılır, hastalığa ait spesifik laboratuvar bulguları bulunmamaktadır. Eritrosit sedimentasyon hızı ve C-reaktif protein çoğunlukla orta derecede artmıştır, ancak hastalık aktivitesi ile doğrudan korelasyon göstermez. Başlıca rutin laboratuvar testleri, organ fonksiyonları hakkında bilgi verir ve ayırıcı tanıda yardımcı olur. Karaciğer enzimlerinde ilaçların toksik etkisine bağlı yükseklik olabileceği hatırlanmalıdır. Ayrıca Budd-Chiari sendromu gibi hepatik ven trombozlarında benzer bozukluklar görülebilir. Böbrek fonksiyon testleri genellikle normaldir. Nadiren renal amilodoz, glomerülonefrit, interstisiyel nefrit, renal ven trombozu geliştiğinde proteinüri, hematüri, piyüri, böbrek yetmezliği laboratuvar bulguları saptanabilir. Siklosporin tedavi takibinde; kreatinin, ürik asit ve potasyum yükselmesi ve hafif düzeyde proteinüri beklenebilir.serum immünglobulin ve kompleman düzeyleri bazen yüksek olabilir. Behçet hastalığına özgü bir otoantikor (romatoid faktör, antinükleer antikor, antikardiyolipin ve antinötrofil sitoplazmik antikor) mevcut değildir. Behçet hastalığında anti-endotel antikorları ve oral mukozaya karşı antikorlar bulunabilir. HLA-B51 tanı kriterleri arasında bulunmamakta, bazen ayırıcı tanıda zorluk olan olgularda test edilebilmektedir. Damar tutulumu olan hastalarda ultrasonografi renkli doppler, kontrastlı bilgisayarlı tomografi manyetik rezonans anjiyografi yapılmalıdır. V. Tanı BH tanısı bir grup klinik bulgulara göre yapılır. Hastalık için spesifik belirti veya bulgu yoktur. Uluslararası Çalışma Grubu (International Study Group) tarafından 1990 yılında BH diyagnostik kriterleri yaygın olarak kullanılmaktadır (Tablo 1) (Sensitivite %91, Spesifite %96). Bu kriterler sadece diğer klinik tablolar dışlandıktan sonra uygulanabilir. Klinik bulguları tam olan hastanın tanısı zor değildir. İnkomplet olgularda nadir olarak yanlış tanı veya özellikle hastalığın az sıklıkta görüldüğü coğrafik bölgelerde tanı problemi olabilir. Tablo1: Uluslar arası Çalışma Grubu Behçet Hastalığı diyagnostik kriterleri (International Study Group Diagnostic Criteria for Behçet s disease) 1. Reküren oral ülserler Minör aft, majör aft veya herpetiform ülserler, hekim veya hasta tarafından gözlenmiş, bir yılda en az 3 kez Aşağıdakilerden en az iki kriter: 2. Reküren genital ülserler Aftöz ülser veya skar, hekim veya hasta tarafından gözlenmiş. 3. Göz lezyonları Anterior veya posterior uveit, slit lamba ile muayenede vitreusta hücreler veya oftalmolog tarafından gözlenmiş retinal vaskülit. 4. Cilt lezyonları: Hekim veya hasta tarfından gözlenmiş eritema nodozum, psödofollikülit, papülo-püstüler lezyonlar veya post-adolesan olmayan veya kortikosteroid kullanmayan hastalarda hekim tarafından gözlenmiş akneiform nodüller. 5. Paterji testi: saatte değerlendirme.

8 385 Ayırıcı Tanı Oral ve genital ülserlerin ayırıcı tanısında viral infeksiyonlar, venereal hastalıklar (sifiliz, gonore), ilaç erüpsiyonu, eritema multiforme dışlanmalıdır Venereal hastalıklar glans penis lezyonları ve spesifik serolojik testlerle ayrılabilir. Reiter sendromunda oral ülserler ağrısızdır. Kadın hastalarda genital ülserler, ağrılı olan herpetik lezyonlardan (herpes simpleks) kolay ayrılamaz, buna karşın sifilitik şankır ağrısızdır. Reiter sendromunda genital ülserler glans peniste, üretral meatusta lezyon bulunur ve diğer bulguları olan üretrit, konjunktivit, keratoderma blenerjika, sosis parmak, tendinit, kalkeneusda endezopati ve sakroiliit göz önünde tutulmalıdır. Stevens-Johnson sendromunda mukokutanöz lezyonlar bulunur, ancak tekrarlayıcı üveit yoktur ve göz bulguları kornealdir. İnflamatuar artropatilerden, romatoid faktör negatifliği, HLA özelliği ve eklem erozyonunun bulunmaması ile ayrılmalıdır. Seronegatif artropatilerden psöriazis benzeri cilt lezyonları, aortik yetmezlik, aksiyal tutulum ve periferik endezopati ve HLA-B27 antijen pozitifliği ile ayırt edilebilir. İnflamatuar barsak hastalıklarında üveit ve cilt bulguları olduğunda BH ından ayırt etmek zor olabilir.inflamatuar barsak hastalığında rektal ve perianal hastalık varlığı ayırıcı tanıda önemlidir. Eritema nodozum, üveit ve artriti olan sarkoidli hastalar akciğer radyografisinde bilateral hiler adenopati ve parankimal pulmoner hastalık varlığı ile ayırt edilebilir. Behçet hastalığında diğer sistemik vaskülitlerde görülen mononöritis multipleks ve antinötrofil sitoplazmik antikorlar bulunmaz. Alt ekstremitelerde derin ven trombozunda sıklıkla emboli riski olmaması, abdominal aortada anevrizma, rüptür ve cerrahi sonrası nüks riskinin yüksekliği gibi özellikleri ile diğer vaskülitlerden ayrılabilir. PAN da görülen anevrizmaların BH da nadir olduğu akılda tutulmalıdır. Pulmoner emboli ve hemoptizi yapan nedenlerle ayırıcı tanıya gidilmelidir. BH ında pulmoner arter anevrizması ve tıkanmasında mortalite yüksek, plevra tutulumu ve interstisiyel tutulum nadirdir. Santral sinir sistemi parankimal tutulum ve izole serebellar tutulum tipik değildir. Multiple sklerozdan ayrılmasında MR incelemesi ve HLA-B51 varlığı yardımcı olabilir. VI. Tedavi Tedavi semptomların tipine, şiddetine, hastanın cinsiyetine ve yaşına göre düzenlenir. Genç ve erkek hastalarda daha ileri yaşta olanlara ve kadın hastalara göre göz, damar ve nörolojik tutulum artmış sıklıkta bulunduğundan hastalığın erken döneminde agresif tedavi gerekli olabilir. Behçet hastalığında kullanılan ilaçlar: Topikal kortikosteroid uygulama: Oral ve genital ülserler için ilk basamak tedavi olmalıdır. Bazen antibiyotiklerden de faydalanılır. 250 mg tetrasiklin suda solüsyon haline getirilip oral ülserlere topikal olarak uygulanabilir. Hafif derecede üveiti olan (retinal vasküliti olmayan) olgularda kortikosteroidli göz damlaları topikal uygulanır. Bazı olgularda göze kortikostroid enjeksiyonu gerekebilir. Kolşisin: Hemen her semptom için yaygın olarak kullanılan bir ilaçtır. Yapılan kontrollü çalışmalarda sadece eritema nodozum ve artralji için yararlı olduğu saptanmışsa da sonraki plasebo kontrollü 2 yıllık bir çalışmada günde 1-2 mg kolşisin tedavisinin kadınlarda genital ülser, eritema nodozum ve artrit için iyi sonuç verdiği saptanmıştır. Erkeklerde ise artrit sıklığında azalma gösterilmiştir. Talidomid: Oral yoldan mg/gün; oral ve genital ülserlerin ve papülopüstüler lezyonların sayısının azalmasında etkilidir. İlaç kesildiğinde rekürens sıktır. Polinöropati ve teratojenik yan etkileri kullanımını kısıtlamaktadır.

9 386 Nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ): Tekrarlayan akut artrit atakları NSAİİ kullanımı yatak istirahati ve soğuk uygulama ile genellikle kısa sürede geçer. NSAİİ lar eritemo-nodozum benzeri lezyonların gerilemesine ya da kaybolmasına katkı sağlar. Kortikosteroid: Yüksek doz sistemik kortikosteroid; aktif damar tutulumunda (anevrizma, tromboz), aktif santral sinir sistemi tutulumunda ve aktif intestinal ülserlerde kullanılır. Pulmoner arter anevrizmalarında yüksek doz kortikosteroid (1g, 3 gün arka arkaya intravenöz) ve siklofosfamid, daha sonra 1mg/kg/gün kortikosteroid ile devam edilir ve semptomlara göre doz azaltılması yapılarak kesilmeye çalışılır. Periferik anevrizmalarda da yüksek doz kortikosteroid ile birlikte siklofosfamid kullanılır. Genel olarak venöz tutulum için kortikosteroid, azathioprin, siklofosfamid, siklosporin önerilir. Göz tutulumunda yüksek doz kortikosteroid kullanımı tartışmalıdır. Uzun süre kullanım görme keskinliğini azaltabileceğinden, ancak ciddi göz tutulumunda (akut optik nörit, maküler ödem ve retinal vaskülit ataklarında) kısa süreli sistemik kortikosteroid kullanımı düşünülebilir. Santral sinir sistemi tutulumu için kortikosteroid,interferon-alfa, azathioprin, siklofosfamid, metotreksat ve TNF antagonistleri parankimal tutulumda kullanılabilir. Dural sinus trombozu için kortikosteroidler önerilir. Akut ataklar sırasında yüksek doz kortikosteroidler kullanılmaktadır. Tekrarlayıcı ve ilerleyici nörolojik bulgular için etkin tedavi seçenekleri sınırlıdır. İnatçı ve şiddetli artritlerde ve eritema nodozumda sistemik kortikosteroid (10-20 mg/gün) önerilir. Tedaviye dirençli monoartrit için intra artiküler uzun etkili kortikosteroid injeksiyonu yapılabilir. Salazoprin: Dirençli artritlerde, intestinal tutulum varlığında verilir (1-3 gr/gün). Antikoagülan Tedavi Venöz trombozda antikoagülan tedavi tartışmalı bir konudur. Tek başına immün süpresif verilmesi ile immünsüpresif+antikoagülan verilmesi arasında istatiksel bir fark saptanmamıştır. Pulmoner arter anevrizması olan hastaların çoğunda tromboflebit bulunmaktadır. Pulmoner anevrizmanın bronşa açılması ile gelişen hemoptizi, pulmoner emboli sanılarak antikoagülan tedavi başlanırsa kanama riskinin artacağı hatırlanmalıdır. Derin ven trombozunda antikoagülan, antiagregan veya antifibrinolitik ajanlarla tedavi hakkında kontrollü çalışma bulunmamaktadır. İmmünsüpresif ilaçlar: Azathioprin (AZA) 2.5 mg/kg/gün ile hipopiyonlu üveit atakları azalır, görme keskinliği muhafaza edilir ve yeni göz problemi gelişmesi azalır. Tedavinin etkin olması için yapısal değişiklikler gelişmeden önce başlanması gereklidir. Hastayı remisyonda kabul edebilmek için en az 2 yıl geçmesi gerektiği bildirilmektedir. AZA alan hastalarda yeni oral ve genital ülser, tromboflebit ve artrit gelişmesinin azaldığı bildirilmiştir. Mukokutanöz semptomlar için AZA kullanımı yan etkileri nedeniyle sadece ağır olgularda kullanılabilir. GIS tutulumunda faydalı etkisi kontrolsüz çalışmalarda gösterilmiştir. AZA ile erken dönemde tedavi, uzun süreli prognozu iyileştirir. Şiddetli ve inatçı artrit varlığında da azathioprin verilebilir. Siklofosfamid: Başlıca oral (2mg/kg/gün) veya intravenöz bolus tarzında aylık ( mg) verilir. Hemorajik sistit riskini azaltmak için tedavinin verildiği gün bol sıvı alınması ve Mesna verilmesi önerilir. Siklofosfamid dozu ve süresi ve tedavi aralıkları, idame tedaviye geçişte bir diğer immünsüpresif seçimi hastalığın ve hastanın değerlendirilmesi ile planlanır. Siklosporin: Ekseri hayatı tehdit eden ilerleyici üveit, özellikle retinal vaskülit olgularında hızlı ve önemli düzelme sağlar. Siklosporinin etkisi azathioprinden daha erken başlar. Siklosporinin nefrotoksisite etkisi unutulmamalıdır. Siklosporin sadece intraoküler inflamasyon tedavisi için verilmektedir. Nörolojik semptomları alevlendirdiği görüşü nedeniyle SSS tutulumlu hastalarda kontrol altında kullanılabilir.

10 387 Sitokin Tedavileri IFN-alfa Oral ülser ağrısını ve süresini azaltır, genital ülser ağrısını ve süresini ve papülopüstüler lezyon sıklığını etkiler. (6 milyon ünite, 3 kez/hafta, subkütan). Göz ve göz dışı bulgular için etkili olduğu kabul edilir.yan etkileri grip benzeri semptomlar, ateş, artralji, enjeksiyon bölgesinde reaksiyon lökopeni, alopesi ve depresyondur. Bacak ülserlerinin farklı nedenleri olabilir. Bu ülserler için interferon-alfa ve TNF antagonistleri dirençli olgularda düşünülebilir. TNF-alfa Antagonistleri İmmünsüpresif tedaviye dirençli veya intoleran olan seçilmiş ağır hastalarda biyolojik ajanlar kullanılabilir. İnfliximab, Etanercept ve Adalimumab kullanılan posterior üveitli, nörolojik tutulumlu olgu bildirileri ve küçük sayıda hasta gruplarının sonuçları farklı düzeylerde etki olduğunu göstermiştir. Etanercept ile mukokütanöz tutulumlu 40 erkek hastada 4 haftalık plasebo kontrollü çalışma ile oral ülser papülopüstüler lezyon sıklığının azaldığı gösterilmiştir ve genital ülser ve nodüler lezyonlara etkisinin küçük boyutta olduğu bildirilmiştir. Stardart immünsüpresif tedaviye dirençli olan veya tolere edemeyen; oküler, gastrointestinal ve santral sinir sistemi tutulumu olan hastalarda anti-tnf ajanlarla tedavi düşünülebilir. Cerrahi Tedavi Periferik arter anevrizmalarında genellikle cerrahi tedavi gerekir. Anastomoz yerinde yeni anevrizma gelişimi olabilir. Tedaviye dirençli, hayatı tehdit eden hemoptizisi olan pulmoner anevrizmalı olgularda endovasküler embolizasyonun yararlı olabileceği olgu sunumlarında bildirilmiştir. VII. Prognoz Behçet hastalığı remisyon ve alevlenmelerle kronik seyirli bir hastalıktır. Ciddi organ tutulumları prognozu ağırlaştırır. Pulmoner arter anevrizması, santral sinir sistem tutulumu, büyük damar tutulumu, amiloidoz, kardiyak ve intestinal tutulum mortalite nedenleridir. Göz tutulumu genç erkek hastalarda görme kaybına yol açabilir. Kaynaklar 1. Behçet H. Uber rezideiverende,aphthöse,durch ein virus verursachte Geschwüre am mund,am Auge und an den Genitalien. Dermatol Wochenschr 1937; 46: Demirhindi O, Yazıcı H, Binyıldız, P ve ark. Silivri Fener köyü ve yöresinde Behçet Hastalığı sıklığı ve bu hastalığın toplum içinde taranmasında kullanılabilecek bir yöntem Cerrahpaşa Tıp Fak Derg 1981;12: Yurdakul S, Günaydın İ, Tüzün Y, Tankurt N, Pazarlı H, Özyazgan Y et al. The prevelance of Behçet s syndrome in a rural area in Northern Turkey. J Rheumatol 1988; 15: Yazıcı H, Akokan G, Yalçın B, Müftüoğlu A. The high prevalance of HLA-B5 in Behçet s disease. Clin Exp Immunol 1977; 30: Ateş A, Düzgün N, Ulu A, Aydıntuğ O, Akar N. Factor V gene (1691A and 4070G) and protrombin gene A mutations in patients with Behçet s disease. Pathophysiol Haemast Thromb 33(3):157-63, Ateş A, Aydıntuğ O, Ölmez Ü, Düzgün N, Duman M. Serum homocysteine level is higher in Behçet s disease with vascular involvement. Rheumatol Int 25:1;42-44, Özoran K, Aydıntuğ AO,Tokgöz G, Düzgün N, Tutkak H. Serum levels intreleukin-8 of in patients with Behçet s Disease. Ann Rheum Dis 54(7),610, Aydıntuğ AO, Tokgöz G, Özoran K, Düzgün N, Gürler A, Tutkak H. Elevated levels of soluble intercellular adhesion molecule-1 correlate with disease activity in Behçet s Disease Rheumatol Int 15:75-78, Özoran K, Düzgün N, Gürler A,Tokgöz G, Tutkak H. Plasma von Willebrand factor,tissue plasminogen activator, plasminogen activator inhibitor and antitrombin III levels in Behçet s Disease. Scand J Rheumatol 24: , Mat C, Göksugur N, Engin B et al. The frequency of scarring after genital ulcers in Behçet s syndrome: a prospective study Int J Dermatol 2006:45: Koç Y, Güllü I, Akpek G et al. Vascular involvement in Behçet s diseases.j Rheumatol 1992; 19:

11 Düzgün N, Ateş A, aydıntuğ,to, Demir Ö, Ölmez Ü. Characteristics of vascular ınvolvement in Behçet s disease Scand J Rheumatol 35(1):65-68, Hamuryudan V, Yurdakul S, Moral F et al. Pulmonary arterial aneuriysms in Behçet s syndrome. A report of 24 cases. Br J Rheumatol 1994; 33: Akpolat T, Akkoyunlu M, Akpolat İ, Dilek M, Odabaşı A,Özen S. Renal Behçet s disease: A cumulative analysis Semin in Arthritis Rheumatism 31(5) 2002: Yurdakul S, Tüzüner N,Yurdakul İ, Hamuryudan V, Yazıcı H. Gastrointestinal involvement in Behçet s syndrome: a controlled study. Ann Rheum Dis 1996;55: Düzgün N, Ayaşlıoğlu E, Tutkak H, Şahin M, Aydıntuğ O, Ölmez Ü.Plasma thrombomodulin levels in patients with Behçet s disease. Rheumatol Int 23 (3): , Düzgün N, Şahin M, Ayaşlıoğlu E. ANCA in Behçet s Disease IJBS 2006;2: Akman-Demir G, Serdaroğlu P, Taşçı B and the Neuro-Behçet Study Group. Clinical patterns of neurological involvement in Behçet s disease : evaluation of 200 patients. Brain 1999; 122: Erten Ş, Perçinel S, Ölmez U, Ensari A, Düzgün N. Behcet s disease associated with diarrhea and secondary amyloidosis Turk Gastroenterol 2011;22(1): International Study Group for Behçet s disease. Criteria for diagnosis of Behçet s disease. Lancet 1990; 335; Yazıcı Y, Yurdakul S, Yazıcı H. Behçet s syndrome: An Update Int J Adv Rheumatol 2009;7(1): Yurdakul S, Mat,C, Tüzün Y et al. A double -blind study of colchicine in Behçet s syndrome. Arthritis Rheum 2001;44: Atzeni F, Lecesse P, D Ancelo,Sarzı-Puttini P Sucesssful treatment of leg ulcers in Behçet s disease using adalimumab plus methotrexate after the failure of infliximab. Clin Exp Rheumatol 2010 (Supp 60); 28(4) S Tugal-Tutkun I, Mudun A, Urgancıoğlu M, et al. Efficacy of infliximab in the treatment of uveitis that is resisitant to tretment with the combination of azathioprine,cyclosporine and corticosteroids in Behcet s disease: an open-label trial. Arthritis Rheum 2005;52: Ahn JK,Lee YS, Jeon CH, Koh EM,Cha HS. Treatment of venous thrombosis associated with Behcet s disease: immunosuppressive therapy alone versus immunosuppressive therapy plus anticoagulation. Clin Rheumatol 2008; 27: Melikoğlu M, Fresko I, MAt C et al. Short term trial of etanercept in Behçet s disease: a double blind, placebo controlled study J Rheumatol 2005; 32: Curigliano V, Gıovinale M, Fonnesu C, Cergua glia C, Verrecchia E, et al. Efficacy of etanercept in the treatment of a patient with Behcet's disease. Clin Rheumatol 2008; 27 (7): Borhani Haghıghi A, Safari A, Nazarinia MA, et al. Infliximab for patients with neuro-behçet's disease: case series and literature review. Clin Rheumatol 2011 Mar Arida-A, Fragiadaki K, Giavri E, Sfikokıs PP Anti-TNF agents for Behçet's Disease: Analysis of published data on 369 patients. Semin Arthrıtis Rheum 2010 Dec 16.

Behçet Hastalığı Son II Yıl Damar Tutulumu ve Tedavisi

Behçet Hastalığı Son II Yıl Damar Tutulumu ve Tedavisi Behçet Hastalığı Son II Yıl Damar Tutulumu ve Tedavisi Dr. Kenan Aksu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çıkar Çatışması Çıkar Çatışması Yoktur. Vasküler tutuluş (% 25-62) Venöz lezyonlar arteriyel lezyonlardan

Detaylı

BEHÇET HASTALIĞI. Dr. Melike Ersoy. MAA Acıbadem Üniversitesi, Romatoloji BD

BEHÇET HASTALIĞI. Dr. Melike Ersoy. MAA Acıbadem Üniversitesi, Romatoloji BD BEHÇET HASTALIĞI Dr. Melike Ersoy MAA Acıbadem Üniversitesi, Romatoloji BD Konuşma Planı: Behçet Hastalığı kliniği Tanıda güçlükler Tedavi yaklaşımları Behçet Hastalığı (BH) tekrarlayan oral aftöz ülserler,

Detaylı

FULYA DÖKMECİ. Ankara Üniversitesi Tıp Faültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A. D.

FULYA DÖKMECİ. Ankara Üniversitesi Tıp Faültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A. D. FULYA DÖKMECİ Ankara Üniversitesi Tıp Faültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A. D. AÜTF BEHÇET GÜNLERİ Hasan Ali Yücel Konferans Salonu 19.03.2013 Türk dermatolog Hulusi Behçet Tanımı* AĞIZDA ÜLSERLER GENİTAL

Detaylı

ÇOCUKLARDA BEHÇET HASTALIĞI. Özgür KASAPÇOPUR Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Romatoloji Bilim Dalı

ÇOCUKLARDA BEHÇET HASTALIĞI. Özgür KASAPÇOPUR Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Romatoloji Bilim Dalı ÇOCUKLARDA BEHÇET HASTALIĞI Özgür KASAPÇOPUR Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Romatoloji Bilim Dalı Özcan, 12 yaşında erkek çocuğu Başvuru yakınması : Baş Ağrısı

Detaylı

Behçet Hastalığı. Neden benim çocuğumda bu rahatsızlık var? Olması engellenebilir miydir? Hastalığın nedeni belli değildir. BH önlenemez.

Behçet Hastalığı. Neden benim çocuğumda bu rahatsızlık var? Olması engellenebilir miydir? Hastalığın nedeni belli değildir. BH önlenemez. Pædiatric Rheumatology InterNational Trials Organisation Behçet Hastalığı Behçet hastalığı nedir? Behçet sendromu veya Behçet hastalığı(bh), nedeni bilinmeyen sistemik bir vaskülittir (yani kan damarlarının

Detaylı

NÖROBEHÇET TEDAVİ ALGORİTMASI. Prof. Dr. SABAHATTİN SAİP İ.Ü.CERRAHPAŞA T.F. NÖROLOJİ AD TND NÖROBEHÇET ÇALIŞMA GRUBU

NÖROBEHÇET TEDAVİ ALGORİTMASI. Prof. Dr. SABAHATTİN SAİP İ.Ü.CERRAHPAŞA T.F. NÖROLOJİ AD TND NÖROBEHÇET ÇALIŞMA GRUBU NÖROBEHÇET TEDAVİ ALGORİTMASI Prof. Dr. SABAHATTİN SAİP İ.Ü.CERRAHPAŞA T.F. NÖROLOJİ AD TND NÖROBEHÇET ÇALIŞMA GRUBU BenediktosAdamantiades (1875 1962) BEHÇET HASTALIĞI TANI KRİTERLERİ A.Tekrarlayıcı

Detaylı

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA)

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA) www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA) 2016 un türevi 1. JUVENİL SPONDİLOARTRİT/ ENTEZİT İLE İLİŞKİLİ ARTRİT (SPA- EİA) NEDİR? 1.1 Nedir?

Detaylı

Genel bilgiler. Behçet Hastalığı & Vasküler bulgular vasculo-behçet Disease. Dr.Mustafa SAÇAR. v 1937 Hulusi Behçet Oral aftöz ülserler Üveit

Genel bilgiler. Behçet Hastalığı & Vasküler bulgular vasculo-behçet Disease. Dr.Mustafa SAÇAR. v 1937 Hulusi Behçet Oral aftöz ülserler Üveit Behçet Hastalığı & Vasküler bulgular vasculo-behçet Disease Dr.Mustafa SAÇAR Genel bilgiler v 1937 Hulusi Behçet Oral aftöz ülserler Üveit Otoimmün hastalık Vasküler patolojiler (%2-46) Arteryel (%85?)

Detaylı

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek

Detaylı

www.pediatric-rheumathology.printo.it BEHÇET HASTALIĞI

www.pediatric-rheumathology.printo.it BEHÇET HASTALIĞI www.pediatric-rheumathology.printo.it BEHÇET HASTALIĞI Nedir? Behçet sendromu ya da Behçet hastalığı (BS), tekrarlayan oral (ağız) ve genital (cinsel organlar) ülserlerle, göz, deri, eklem, damar ve sinir

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile

Detaylı

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065 Gençlerde Bel Ağrısına Dikkat! Bel ağrısı tüm dünyada oldukça yaygın bir problem olup zaman içinde daha sık görülmektedir. Erişkin toplumun en az %10'unda çeşitli nedenlerle gelişen kronik bel ağrıları

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Behçet Hastaliği 2016 un türevi 2. TEŞHİS VE TEDAVİ 2.1 Nasıl teşhis edilir? Tanı çoğunlukla klinik olarak konulur. Bir çocuğun Behçet hastalığı için tanımlanmış

Detaylı

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi Uzm. Dr. Sinem AKKAYA IŞIK Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi AIDS CMV; nadir ölümcül İlk vaka 1983 Etkili ART sıklık azalmakta, tedavi şansı

Detaylı

BEHÇET SENDROMU NDA GÖZ TUTULUMU VE TEDAVİSİ

BEHÇET SENDROMU NDA GÖZ TUTULUMU VE TEDAVİSİ BEHÇET SENDROMU NDA GÖZ TUTULUMU VE TEDAVİSİ Y. Doç. Dr. Şengül Özdek GÜTF Göz Hastalıkları Anabilim Dalı BEHÇET SENDROMU Tıkayıcı tipte vaskülit Hulusi Behçet, 1937 Üveit, retinal vaskülit, Oral ve genital

Detaylı

Behçet Hastalığı ve Gastrointestinal Tutulum

Behçet Hastalığı ve Gastrointestinal Tutulum Behçet Hastalığı ve Gastrointestinal Tutulum (Son II Yıl) Prof. Dr. Mehmet Sayarlıoğlu İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı-Romatoloji Bilim Dalı, İstanbul/Samsun Behçet hastalığı

Detaylı

BEHÇET. Behçet Hastalığı; Behçet Sendromu; Behçet hastalığının sebebi nedir? Behçet hastalığı kimlerde görülür:

BEHÇET. Behçet Hastalığı; Behçet Sendromu; Behçet hastalığının sebebi nedir? Behçet hastalığı kimlerde görülür: BEHÇET Behçet Hastalığı; Behçet Sendromu; Behçet hastalığı ilerleyici kronik damar iltihabıdır. Behçet hastalığı; ağız ve genital bölgede tekrarlayan ülserler ile birlikte göz iltihapları ile karakterize

Detaylı

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AMAÇ Radyolojik olarak algoritm Tanı ve bulgular Tedavi sonrası takip İnvazif Asperjilloz Akciğer

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI Üveit nedir? Üveit atağı nedir? Gözün iris (gözün renkli kısmı), siliyer

Detaylı

TANIM. Ankilozan Spondilit (spondilartrit) Spondilit = vertebraların (omurların) inflamasyonu

TANIM. Ankilozan Spondilit (spondilartrit) Spondilit = vertebraların (omurların) inflamasyonu ANKİLOZAN SPONDİLİT TANIM Ankilozan Spondilit (spondilartrit) Spondilit = vertebraların (omurların) inflamasyonu Nedeni belli olmayan, kronik gidişli, ilerleyici karakterde inflamatuvar bir hastalıktır.

Detaylı

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Akut Mezenter İskemi Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Anatomi Etyoloji/Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Giriş Tüm akut mezenter iskemi

Detaylı

İlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir.

İlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir. PTU sonrası vaskülit İlaç ve Vaskülit Propiltiourasil birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir. Propiltiourasil Daha çok P-ANCA pozitifliği PTU ile tedavi

Detaylı

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Öğrenim hedefleri Mezenterik vasküler olay şüphesi ile gelen hastayı değerlendirmede kullanılan

Detaylı

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı %20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı kaşıntılar (kc, bb, troid) Pemfigoid gestasyones Gebeliğin

Detaylı

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3 24 P. I. AĞRAS ve Ark. GİRİŞ Ürtikeryal vaskülit histolojik olarak vaskülit bulgularını gösteren, klinikte persistan ürtikeryal döküntülerle karakterize olan bir klinikopatolojik durumdur (1). Klinikte

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

JÜVENİL SPONDİLOARTROPATİLER. Özgür KASAPÇOPUR İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı

JÜVENİL SPONDİLOARTROPATİLER. Özgür KASAPÇOPUR İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı JÜVENİL SPONDİLOARTROPATİLER Özgür KASAPÇOPUR İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Jüvenil spondiloartropatiler 16 yaş altındaki çocuklarda, özellikle

Detaylı

Henoch-Schöenlein Purpurası

Henoch-Schöenlein Purpurası www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Henoch-Schöenlein Purpurası 2016 un türevi 1. HENOCH-SCHÖENLEİN PURPURASI NEDİR? 1.1 Nedir? Henoch-Shöenlein purpurası (HSP), küçük kan damarlarının (kapilerlerin)

Detaylı

ENDOJEN POSTERİOR ÜVEİTLERDE MEDİKAL TEDAVİ YÖNTEMLERİ DR ŞENGÜL ÖZDEK

ENDOJEN POSTERİOR ÜVEİTLERDE MEDİKAL TEDAVİ YÖNTEMLERİ DR ŞENGÜL ÖZDEK ENDOJEN POSTERİOR ÜVEİTLERDE MEDİKAL TEDAVİ YÖNTEMLERİ DR ŞENGÜL ÖZDEK Uveitler - Prognoz %22 sinde en az bir gözde kanuni körlükle sonuçlanmakta Morbidite İMMÜN MEKANİZMA Ön Üveit: MHC class I/CD8+ sitotoksik

Detaylı

Romatizma BR.HLİ.066

Romatizma BR.HLİ.066 Nedir? başta eklemler olmak üzere, birçok organ ve dokunun doğrudan ya da dolaylı olarak zarar görmesine yol açabilen hastalıklar grubudur. Kanda iltihap düzeyinde yükselmeye neden olup olmamasına göre

Detaylı

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Tedavi. Tedavi hedefleri; Doç. Dr. Onur POLAT Tedavi DVT tanısı konduktan sonra doğal gidişine bırakılırsa, ölümcül komplikasyonu olan PE ve uzun dönemde sakatlık oranı son derece yüksek olan posttromboflebitik sendrom ve Pulmoner

Detaylı

28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon

28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon Granülom / Granülomatoz reaksiyon Non-enfektif granülomatozlar: Sinir sistemi tutulumu ve görüntüleme Küçük nodül Bağışıklık sisteminin, elimine edemediği yabancı patojenlere karşı geliştirdiği ve izole

Detaylı

NADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi HAZİRAN 2010

NADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi HAZİRAN 2010 NADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi 11-12 HAZİRAN 2010 1.Olgu 55 yaşında erkek hasta Akut inferior miyokard infarktüsü nedeniyle

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Romatolojik Aciller. Sistemik Lupus Eritemtozus. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Dr. M. Murat Özgenç

Romatolojik Aciller. Sistemik Lupus Eritemtozus. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Dr. M. Murat Özgenç Romatolojik Aciller Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Dr. M. Murat Özgenç Sistemik lupus eritematozus (SLE) vücut boşluklarında poliserozite yol açan deri, renal, hematolojik, nörolojik bulgularla

Detaylı

www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Behçet Hastaliği 2016 un türevi 1. BEHÇET HASTALIĞI NEDİR 1.1 Nedir? Behçet sendromu ya da Behçet hastalığı, sebebi bilinmeyen bir sistemik vaskülittir (vücuttaki

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

Aksiyal SpA da Güncellenmiş ASAS anti-tnf Tedavi Önerileri ve Hedefe Yönelik Tedavi Stratejileri

Aksiyal SpA da Güncellenmiş ASAS anti-tnf Tedavi Önerileri ve Hedefe Yönelik Tedavi Stratejileri Aksiyal SpA da Güncellenmiş ASAS anti-tnf Tedavi Önerileri ve Hedefe Yönelik Tedavi Stratejileri Prof.Dr. M.Pamir ATAGÜNDÜZ Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı 11 Nisan 2014 Ana Başlıklar

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

KAWASAKİ HASTALIĞI Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu;

KAWASAKİ HASTALIĞI Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu; KAWASAKİ HASTALIĞI Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu; Kawasaki hastalığı sebebi bilinmeyen ateşli çocukluk çağı hastalığıdır. Nadiren ölümcül olur. Hastalık yüksek ateş, boğazda ve dudaklarda

Detaylı

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Fzt. Damla DUMAN MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir. 1822 de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Kuvvetsizlik, spastisite, duyusal problemler, ataksi

Detaylı

KAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ

KAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ KAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ Canan Hasbal Akkuş, Tolga Erkum, Mehmet Bedir Akyol, Zilha Şentürk, Burcu Bursal, Zeynep Kıhtır, Sami Hatipoğlu Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma

Detaylı

Ses Kısıklığı Nedenleri:

Ses Kısıklığı Nedenleri: Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi jeneratör sistemdir. Jeneratör sistem basınçlı hava çıkışını sağlayan akciğerler tarafından oluşturulur. İkincisi vibratuar

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

ÇOCUKLARDA HAREKET SİSTEMİ MUAYENESİ (ROMATOLOJİK MUAYENE) Özgür KASAPÇOPUR

ÇOCUKLARDA HAREKET SİSTEMİ MUAYENESİ (ROMATOLOJİK MUAYENE) Özgür KASAPÇOPUR ÇOCUKLARDA HAREKET SİSTEMİ MUAYENESİ (ROMATOLOJİK MUAYENE) Özgür KASAPÇOPUR HAREKET SİSTEMİ Üç ana yapı taşı Kemikler Kaslar Eklemler Oynamaz eklemler (Kafa tası) Yarı oynar eklemler (Omurga) Oynar eklemler

Detaylı

AİLESEL AKDENİZ ATEŞİ. İnt.Dr Elif Nur ÖZBAY

AİLESEL AKDENİZ ATEŞİ. İnt.Dr Elif Nur ÖZBAY AİLESEL AKDENİZ ATEŞİ İnt.Dr Elif Nur ÖZBAY KAYNAKLAR Clinical manifestations and diagnosis of familial Mediterranean fever Cecil romatoloji textbook Managament of FMF FMF tekrarlayan ateş atakları ve

Detaylı

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Kronik enflamatuar hastalıklar, konak doku ve immun hücreleri arasındaki karmaşık etkileşimlerinden

Detaylı

AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR

AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR Pulmoner Vasküler Hastalıklar AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AKCİĞER HASTALIKLARI VE YOĞUN BAKIM GÜNLERİ TANI VE TEDAVİDE

Detaylı

BRUSELLA ENFEKSİYONU. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

BRUSELLA ENFEKSİYONU. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği BRUSELLA ENFEKSİYONU Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Mikrobiyoloji Epidemiyoloji Patogenez Klinik bulgular Tanı- Ayırıcı Tanı Tedavi GİRİŞ Brusellozis bir zoonitik

Detaylı

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS)

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS) www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS) 2016 un türevi 1. CAPS NEDİR 1.1 Nedir? Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendromlar (CAPS), nadir görülen otoenflamatuar

Detaylı

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Beyin-Omurilik Arteriovenöz Malformasyonları ve Merkezi Sinir Sisteminin Diğer Damarsal Bozuklukları Hasta Bilgilendirme Formu 5 AVM ler Ne Tip Sağlık Sorunlarına

Detaylı

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Femoral Komplikasyonlar External kanama ve hematom (%2-15) Psödoanevrizma (%1-5) Retroperitoneal hematom (

Detaylı

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MS Hasta Okulu 28.05.2013 Multipl skleroz (MS) hastalığını basitçe, merkezi sinir sistemine

Detaylı

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI Akut tonsillofarenjit veya çocukluk çağında daha sık karşılaşılan klinik tablosu ile tonsillit, farinks ve tonsil dokusunun inflamasyonudur ve doktora başvuruların

Detaylı

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM NEDİR? Nefrotik sendrom ; proteinüri (günde 3.5gr/gün/1.73 m2), hipoalbüminemi (

Detaylı

Blau Hastalığı/ Jüvenil Sarkoidoz Nedir

Blau Hastalığı/ Jüvenil Sarkoidoz Nedir www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Blau Hastalığı/ Jüvenil Sarkoidoz Nedir 2016 un türevi 1. BLAU HASTALIĞI/ JÜVENİL SARKOİDOZ NEDİR 1.1 Nedir? Blau sendromu genetik bir hastalıktır. Hastaların

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ BEHÇET HASTALIĞI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ. Hazırlayan Eda BOZKURT. Danışman Doç. Dr.

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ BEHÇET HASTALIĞI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ. Hazırlayan Eda BOZKURT. Danışman Doç. Dr. i T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ BEHÇET HASTALIĞI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ Hazırlayan Eda BOZKURT Danışman Doç. Dr. Nalan İMAMOĞLU Eczacılık Temel Bilimleri Anabilim Dalı Bitirme Ödevi Mayıs

Detaylı

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; KRİYOGLOBÜLİN Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; Kriyoglobülin kanda bulunan anormal proteinlerdir ve 37 derecede kristalleşirler. Birçok hastalık sırasında ortaya çıkabilirler ancak vakaların %90ı Hepatit

Detaylı

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Mine SERİN 1, Ali CANSU 1, Serpil ÇELEBİ 2, Nezir ÖZGÜN 1, Sibel KUL 3, F.Müjgan SÖNMEZ 1, Ayşe AKSOY 4, Ayşegül

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

ARTRİT Akut Romatizmal Ateş. Dr. Gülendam Koçak Maltepe Üniversitesi

ARTRİT Akut Romatizmal Ateş. Dr. Gülendam Koçak Maltepe Üniversitesi ARTRİT Akut Romatizmal Ateş Dr. Gülendam Koçak Maltepe Üniversitesi Sunum Planı Akut Romatizmal Ateş Romatizmal Poliartrit Olgu sunumları ile ayırıcı tanı ARA ARA-Yaş ARA GAS Tonsillofarenjiti Yetersiz

Detaylı

Asendan AORT ANEVRİZMASI

Asendan AORT ANEVRİZMASI Asendan AORT ANEVRİZMASI Aort anevrizması, aortanın normal çapından geniş bir çapa ulaşarak genişlemesidir. Aorta nın bütün bölümlerinde anevrizma gelişebilir. Genişlemiş olan bölümün patlayarak hayatı

Detaylı

SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ

SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ Ankara Çocuk Sağlığı Hastalıkları Hemotoloji Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi 2 Amaç Klinik bulguların özellikleri Kalıtsal

Detaylı

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU... EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz...iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xv Şekiller

Detaylı

BEHÇET HASTALIĞINDA KLİNİK VE DEMOGRAFİK BULGULAR

BEHÇET HASTALIĞINDA KLİNİK VE DEMOGRAFİK BULGULAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DERİ VE ZÜHREVİ HASTALIKLARI KLİNİĞİ BEHÇET HASTALIĞINDA KLİNİK VE DEMOGRAFİK BULGULAR Dr. Yalçın BAŞ UZMANLIK TEZİ Tez Danışmanı Doç. Dr. Emine

Detaylı

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Göğüs Cerrahisi Metastatik Akciğer Tümörleri Giriş İzole akciğer metastazlarına tedavi edilemez gözüyle bakılmamalıdır Tümör tipine

Detaylı

Hepatik Arter Anevrizması Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

Hepatik Arter Anevrizması Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu Tarih :././20 Hastanın adı ve soyadı: Protokol numarası: Hepatik Arter Anevrizması Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu Bana yapılan muayene ve tetkikler sonucunda doktorlarım tarafından, karaciğer ana

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

Romatoid Artrit (RA)ve Ankilozan Spondilit (AS) Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Araştırması FTR

Romatoid Artrit (RA)ve Ankilozan Spondilit (AS) Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Araştırması FTR Romatoid Artrit (RA)ve Ankilozan Spondilit (AS) Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Araştırması RA AS FTR Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Saha Araştırması Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon saha araştırması n=250

Detaylı

Akut Koroner Sendromlar

Akut Koroner Sendromlar Akut Koroner Sendromlar Tanısal Yaklaşım Dr. Cihan Örem Kardiyoloji Anabilim Dalı 27. 4. 2018 Koroner Arter Hastalığı 1. Kronik koroner arter hastalığı (KAH) 2. Akut koroner sendromlar 1 KRONİK KAH 2 Epidemiyoloji

Detaylı

6 Mart 1993 tarihinde, ani başlayan akut deri. Bu yakınması bir hafta önce sol kolun üst tarafında. Lezyon, kısa süre içinde büyümüş, kontakt dermatit

6 Mart 1993 tarihinde, ani başlayan akut deri. Bu yakınması bir hafta önce sol kolun üst tarafında. Lezyon, kısa süre içinde büyümüş, kontakt dermatit Lyme Olguları 1. Olgu 30 yaşında erkek hasta Buharla dezenfeksiyon yapan bir firmada işçi 6 Mart 1993 tarihinde, ani başlayan akut deri rahatsızlığı Bu yakınması bir hafta önce sol kolun üst tarafında

Detaylı

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS)

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS) www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS) 2016 un türevi 1. CAPS NEDİR 1.1 Nedir? Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendromlar (CAPS), nadir görülen otoenflamatuar

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

KAWASAKİ HASTALIĞI. Özgür KASAPÇOPUR Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Romatoloji Bilim Dalı

KAWASAKİ HASTALIĞI. Özgür KASAPÇOPUR Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Romatoloji Bilim Dalı KAWASAKİ HASTALIĞI Özgür KASAPÇOPUR Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Romatoloji Bilim Dalı Kadir, 18 aylık erkek çocuğu Hastaneye başvurusunun dört gün öncesine

Detaylı

BEHÇET HASTALIĞINDA İNFLAMATUAR BİR MARKER OLARAK ORTALAMA TROMBOSİT HACMİNİN (MPV) ROLÜ. UZMANLIK TEZİ Dr. Müge ÜZERK

BEHÇET HASTALIĞINDA İNFLAMATUAR BİR MARKER OLARAK ORTALAMA TROMBOSİT HACMİNİN (MPV) ROLÜ. UZMANLIK TEZİ Dr. Müge ÜZERK T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI BEHÇET HASTALIĞINDA İNFLAMATUAR BİR MARKER OLARAK ORTALAMA TROMBOSİT HACMİNİN (MPV) ROLÜ UZMANLIK TEZİ Dr. Müge ÜZERK TEZ DANIŞMANI

Detaylı

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Dr. Ayşegül Örs Zümrütdal Başkent Üniversitesi-Nefroloji Bilim Dalı 20/05/2011-ANTALYA Böbrek kistleri Genetik ya da genetik olmayan nedenlere bağlı olarak, Değişik

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı Tiroidit terimi tiroidde inflamasyon ile karakterize olan farklı hastalıkları kapsamaktadır

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI Prof. Dr. Aydan Kansu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı 7 y, ~ 1 yıldır karın ağrısı Göbek çevresinde Haftada

Detaylı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 Ameliyat Yapılmadan İlgilendiği Konular: Sıvı ve Elektrolit tedavisi Şok Yanık tedavisi 2 Travma Hastaları Kesici karın travmaları: Karın bölgesini içine alan kurşunlanma,

Detaylı

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi...

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi... HEMOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi... xiii I. BÖLÜM HEMOFİLİ TANI

Detaylı

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi 1 Öğrenme hedefleri Metastazların genel özellikleri Görüntüleme Teknikleri Tedavi sonrası metastaz takibi Ayırıcı tanı 2 Metastatik Hastalık Total

Detaylı

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ NECLA TÜLEK, METİN ÖZSOY, SAMİ KıNıKLı Ankara Eğitim Ve Araştırma HASTANESİ İnfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji GİRİŞ Mevsimsel influenza

Detaylı

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar Dr. Dilek Çolak 10 y, erkek hasta Olgu 1 Sistinozis Böbrek transplantasyonu Canlı akraba verici HLA 2 antijen uyumsuz 2 Olgu 1 Transplantasyon öncesi viral

Detaylı

VI. Ulusal Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Kongresi

VI. Ulusal Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Kongresi VI. Ulusal Yoğun Bakım Kongresi PFAPA (Marshall) Sendromu Klinik belirtiler ortaya çıktığında tek doz prednizolon/prednizon (1-2mg/kg) veya tercihen betametazon (0,3 mg/kg) verilmesi Ateşin 2-4 saat içinde

Detaylı

Vaskülit nedir? Dr Figen Yargucu Zihni Ege Üniversitesi İç Hastalıkları-Romatoloji 07.03.2015

Vaskülit nedir? Dr Figen Yargucu Zihni Ege Üniversitesi İç Hastalıkları-Romatoloji 07.03.2015 Vaskülit nedir? Dr Figen Yargucu Zihni Ege Üniversitesi İç Hastalıkları-Romatoloji 07.03.2015 Sunum akışı Tanım Sınıflama Klinik bulgular Tedavi Vaskülit Kan damarlarının nekroz ve inflamasyonu ile seyreden

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi

Detaylı

İDİOPATİK İNTERSTİSYEL PNÖMONİLER (IIP) DE RADYOLOJİK BULGULAR. Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD İzmir

İDİOPATİK İNTERSTİSYEL PNÖMONİLER (IIP) DE RADYOLOJİK BULGULAR. Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD İzmir İDİOPATİK İNTERSTİSYEL PNÖMONİLER (IIP) DE RADYOLOJİK BULGULAR Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD İzmir IIP (İdiopatik İnterstisyel Pnömoniler) 2002 yılında ATS-ERS bir sınıflama

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

NEFRİTİK SENDROMLAR. Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013

NEFRİTİK SENDROMLAR. Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013 NEFRİTİK SENDROMLAR Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013 NEFRİTİK SENDROM NEDİR? Akut böbrek yetmezliği bulguları ile gelen bir hastada gross hematüri, varsa tanı nefritik sendromdur. Proteinürü

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

ORAL ÜLSERLER Oral ülser nedenleri;

ORAL ÜLSERLER Oral ülser nedenleri; ORAL ÜLSERLER En sık ağız mukozasının herhangi bir yerinde lokalize, GİS ve ürogenital bölgede de görülebilen, değişik çap ve görünümde olabilen mukoza epitelinin bazen alt dokulara uzanan kaybı ile karakterize

Detaylı

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. Aslı KANTAR Akut rejeksiyon (AR), greft disfonksiyonu gelişmesinde major

Detaylı