Ciddi depresif bozukluklar, týp tarihinde en

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Ciddi depresif bozukluklar, týp tarihinde en"

Transkript

1 Depresyonun Klinik Alttipleri Doç. Dr. Rüstem AÞKIN* Ciddi depresif bozukluklar, týp tarihinde en erken tanýmlanan hastalýklardýr. Son zamanlarda depresyon kavramý hafif formlarý da içerecek biçimde geniþletilmiþtir. Depresyonun hafiften aðýra bir sürekliliði ifade edip etmediði, farklý fenomenoloji, patofizyoloji ve etiyolojili alttipleri içerip içermediði tartýþmalýdýr. Depresyonu, amin hipotezini takiben biyolojik alttiplere ayýrma çabalarý büyük heyecan uyandýrmýþ ancak bu çalýþmalar anlamlý ve tutarlý sonuçlar vermemiþtir. Bu çabalar halen bitmemiþse de günümüzde klinik alttipleme asýl olarak alýnmaktadýr. DSM-IV, depresyon durumu için temel olarak major depresyon ve kronik depresyonu belirler. Ek olarak baþka türlü adlandýrýlamayan, genel týbbi duruma baðlý ve madde kullanýmýna baðlý depresif durumlar da DSM-IV listesindedir. Yine DSM-IV, major depresif bozukluðu da kronik, katatonik özellikler gösteren, melankolik özellikler gösteren, mevsimsel yapý gösteren ve postpartum baþlangýçlý alttiplere ayýrýr. Premenstrüel disforik bozukluk, minör depresif bozukluk, tekrarlayýcý kýsa depresif bozukluk, postpsikotik depresif bozukluk gibi durumlar da DSM-IV'te baþka türlü adlandýrýlamayan depresif bozukluklar içinde sayýlmaktadýr. * Selçuk Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, KONYA Gerçekte depresyonun klinik görüntüleri kültürel farklýlýklar da gösterdiði için bu anlamda evrensel alttiplemeler genel bir çerçeve çizmekte; yerel ya da bölgesel alttiplere tam olarak ýþýk tutmamaktadýr. Bu anlamda Türkiye'de 1994 yýlýnda iki þehirde, üç ayrý klinikte gerçekleþtirdiðimiz araþtýrmamýzda major depresyon nöbetinin klinik yönden, baþlýca psikotik, retarde, ajite ve maskeli diye ayrýþmakta olduðunu bulduk (Aþkýn ve ark. 1995). Bu durum ülkemizde depresyon kliniðinin evrensel ölçütlerle deðerlendirilmesinin mümkün olduðunu düþündürmektedir. Son zamanlarda, ayný hastada zaman içinde farklý depresyon alttiplerinin görüldüðüne iliþkin bulgular, depresyon için alttiplerden ziyade tek bir hastalýk varsayýmýný desteklemektedir. Bu bölümde, bir kýsmý geleneksel de olan ve yaygýn kabul gören depresyon alttipleri kýsaca iþlenecektir. MELANKOLÝ DSM-III-R, melankoliye özgü olarak, hoþnutluk verici uyaranlara ve durumlara karþý tepkisizlik (geçici de olsa rahatlamama), sürekli sabah kötülüðü ve sabahlarý erken uyanma yanýsýra, ilk major depresyon nöbetinden önce harhangi bir kiþilik bozukluðunun olmamasýný ve nöbetten sonra da bedensel tedavi ile tam ya da tama yakýn düzelme þeklindeki ölçütleri öngörmektedir. DSM-IV ise melankoli tanýsý için, hemen tüm etkin- 53

2 AÞKIN R. liklere karþý zevk kaybý ve hoþnutluk verici uyaranlara karþý tepkisizlik etkenlerinden biri ile aþaðýdaki belirtilerden en az üçünü belirlemiþtir: 1. Farklý kalitede çökkün duygulaným; 2. Düzenli olarak sabahlarý kötüleþme; 3. Sabah erken uyanma; 4. Belirgin psikomotor retardasyon ya da ajitasyon; 5. Önemli iþtahsýzlýk veya kilo kaybý; 6. Yoðun ya da uygunsuz suçluluk hissetme. Göründüðü kadarýyla melankoli, depresyonun þiddetli bir formu (ya da prototipi) biçimindedir. RDC endojen depresyon ölçütleri, DSM-III'teki melankoli ölçütleri için model oluþturmuþtur (Davidson ve ark. 1984). Özellikle çökkün duygulanýmýn farklý kalitesi ve tepkisizlik, melankolinin önemli ayýrt ettirici özelliði olarak vurgulanmýþtýr (Kendler 1997). Yatýrýlan depresyonlu hastalarýn yaklaþýk üçte ikisi melankolik olarak düþünülmektedir (Zimmerman ve Spitzer 1989). Melankoli þiddetindeki depresyonlarýn acýmasýz ve aralýksýz seyretmeleri ve yoðun biyolojik tedavi gerektirmeleri, bu bozukluklarýn tanýnmasýnýn önemini arttýrmaktadýr. Zimmerman ve Spitzer (1989), melankolide baþlýca özelliklerin, daha az stres, daha büyük belirti þiddeti, intihar giriþimlerinin ciddiyeti, ailede antisosyal kiþilik ve madde kullanýmý öyküsü, hastalýk öncesi kiþilik bozukluðunun bulunmayýþý, yaþlýlýk ve hastalýðýndan dolayý baþkalarýný suçlama eðilimi olduðunu bildirmiþlerdir. Kendler (1997), melankolinin melankolik olmayan depresyonun nicelik olarak daha þiddetli bir türü olduðunu, ancak nedensel ve niteliksel yönden ayrý bir hastalýk olmadýðýný bildirmektedir. Ayný yazar, 1902 ikiz kadýn üzerindeki araþtýrmasý sonucunda melankolinin, özellikle ailesel oluþuna dikkat çekerek, aþaðýdaki özelliklerle iliþkili olduðunu bulmuþtur: 1. Anksiyete bozukluklarý ve nikotin baðýmlýlýðý ile artmýþ birliktelik; 2. Daha çok sayýda nöbet, daha fazla yetersizlik ve yardým arama; 3. Daha düþük nörotiklik düzeyi; 4. Özellikle tek yumurta ikizlerinde olmak üzere, diðer ikizde artmýþ major depresyon riski. Hastalýðýn baþlama yaþý ve nöbetin süresi açýsýndan melankolinin melankolik olmayan depresyondan farklýlýðý yoktur. Melankolik özelliklere her iki cinste benzer sýklýkta rastlanmaktadýr. ENDOJEN DEPRESYON Endojenomorfik, otonom gibi adlarla da anýlýr. Endojen-reaktif ayýrýmý, depresyon alttiplerinin belki en yaygýn kabul görmüþ olanýdýr. Terim olarak da hastalýðý baþlatan çevresel-dýþ etkenlerin (tetikleyici olaylarýn) bulunmayýþýný ve nörokimyasal deðiþikliklerle iliþkililiði ifade eder. Baþka bir deyiþle "biyolojik" bir depresyonu anlatýr. DSM-IV'te endojen, hostil-ajite, retarde türdeki depresyonlarýn major depresyon nöbeti olarak sýnýflandýrýlmasý öngörülmektedir. Nelson ve Charney (1981), bu depresyon türündeki en önemli özelliklerin nörofizyolojik deðiþiklikler ve retardasyon olduðunu bildirmektedirler. Young ve arkadaþlarý (1986) ise en önemli özellikleri, sýrayla sabah erken uyanma, kilo kaybý, tepkisizlik-anhedoni ve ilgi kaybý þeklinde belirtmiþlerdir. Yale Üniversitesi, ayrýca otonom depresyon adý ile depresif hezeyanlar ve kendini kötüleme durumunu öngörmektedir. Unipolar seyirli ve psikotik özellikleri olmayan çoðu olgularda endojen-psikojen ayýrýmý oldukça güçtür (Modestin ve ark. 1990). DST nonsupresyonu, endojen depresyon için en uyumlu biçimde ortaya konmuþ bulgudur (Zimmerman ve Spitzer 1989). RDC Endojen Depresyon Kriterleri Suçluluk / kendini kötüleme, Psikomotor retardasyon, Psikomotor ajitasyon, Tepkisizlik, Yaygýn ilgi kaybý (Not: yaygýn olmayan ilgi kaybý, düþük puan alýr), Gün içinde deðiþme (sabahlarý kötü hissetme), Sabah erkenden uyanma, Ýþtah azalmasý, Kilo kaybý, 54

3 DEPRESYONUN KLÝNÝK ALTTÝPLERÝ Farklý duygulaným kalitesi. Görüldüðü gibi DSM-IV, RDC endojen depresyon kriterlerini melankolik depresyon türü için tanýmlamýþtýr. AJÝTE DEPRESYON Ön plandaki belirti yoðun huzursuzluk, sýkýntý ve gezinme þeklinde kendini gösteren ajitasyondur. Anksiyete bozukluklarý ile depresyon arasýndaki çoðu belirtinin çakýþýyor olmasý zaman zaman ayýrýcý taný sorunu doðurabilirse de, ajite depresyonda tablonun dramatikliði, intihar düþüncelerinin, çoðu zaman da hezeyanlarýn yoðunluðu, sabaha karþý uyanma ve sabahlarý kendini kötü hissetme, ayýrýcý tanýda yardýmcý olacaktýr. Ajite depresyon, yaþlýlýk depresyonu için oldukça tipik olarak düþünülür; anksiyöz depresyon bunun daha hafif bir formu olarak deðerlendirilir (Georgotas ve McCue 1988). PSÝKOTÝK (HEZEYANLI) DEPRESYON Hastaneye yatýrýlmýþ, þiddetli depresyonlu hastalarýn %15-25'i psikotik depresyon kategorisinde olup, hezeyan, halüsinasyon, düþünce bozukluðu ve ciddi ölçüde uygunsuz davranýþlar göstermektedirler (Coryell ve Tsuang 1982). Sistemli çalýþmalar, psikotik depresyonun farklý bir depresyon alttipi olduðunu destekler yöndedir. Eski psikiyatri kitaplarý, psikotik depresyonlara ait fakirlik, suçluluk, beyninin, kalbinin, barsaklarýnýn olmadýðý, dünyanýn sonunun geldiði þeklindeki nihilistik hezeyanlarý uzun uzun belirtmektedir. Günümüzde tedavi imkanlarýnýn artmasý ve yaygýnlaþmasý sayesinde, hastalýðýn fazla þiddetlenmeden tedavi edilmesi nedeniyle bu tür olgulara oldukça seyrek rastlamaktayýz. Psikotik grubu nörotik gruptan en iyi ayýrt ettiren özellikler, depresif hezeyanlarla birlikte psikomotor ajitasyon ve retardasyon ile þiddetli uykusuzluk ve hastalýðýn þiddetliliðidir (Nelson ve Charney 1981). Gerçekte hezeyanlarýn bizzat kendisi bir þiddetlilik göstergesidir. Klinikte, depresyon tablosu ile birlikte nihilistik, suçluluk, paranoid veya bedensel hezeyan ve halüsinasyonlarla gelen hastada taný koymak zor olmaz. Ancak, psikotik depresyonlu hastalar, mani, þizofreni gibi psikozlarýn aksine bu tür normaldýþý duygu ve düþüncelerini kolaylýkla gizleyebilirler. Psikomotor retardasyon veya ajitasyon, hezeyanlý depresyonun önemli ayýrt ettiricileridir. Psikotik depresyonda hezeyan ve halüsinasyonlar, genelde duygulanýmla uyumlu ise de (ör. suçlulukgünahkarlýk hezeyanlarý, suçlayýcý, yargýlayýcý sesler gibi), depresyon nöbetinin ortalarýnda, duygudurumu ile uyumsuz hezeyanlarýn da meydana çýkmasý, þizoaffektif ya da þizofrenik bozukluklarla bir iliþkiyi düþündürmelidir (Roose ve Glassman 1988). Genç hastalardaki psikotik depresyonlarda þizofreniden ayýrdetme özellikle zor olabilir. Hezeyanlý depresyonlarda duygulaným bozukluðu aile öyküsünün yanýsýra, BOS HVA ve 5-HIAA düzeyinde artma, daha yüksek kortizol nonsupresyonu ve daha yüksek idrar serbest kortizol salýnmasý gibi sonuçlar bildirilmiþtir (Roose ve Glassman 1988). Unipolar hezeyanlý depresyonlarda, hezeyansýz olanlara kýyasla yine önemli ölçüde daha düþük serum dopamin β hidroksilaz aktivitesi ve BOS MHPG düzeyi, akrabalarda daha yüksek oranda bipolar bozukluk öyküsü ve aktif tedavi görmeden düzelmenin daha seyrek olduðu bildirilmiþtir (Kettering ve ark. 1987). Öte yandan, hezeyansýz depresyonlarda enerji kaybý ve anksiyete gibi belirtilerin daha yaygýn olduðu rapor edilmiþtir (Charney ve Nelson 1981). Hezeyanlar, depresyonda ayný zamanda güçlü intihar göstergesi olarak düþünülür. Bununla birlikte, hezeyanlarýn tedaviye cevap oranýný düþürmediði bilinmektedir (Moradi ve ark. 1979). Schatzberg ve Rothschild (1992), psikotik depresyonda suçluluk duygularý ve psikomotor bozukluðun daha fazla bulunduðunu, psikotik ve nonpsikotik hastalar arasýnda, glukokortikoid ve β hidroksilaz aktivitesinde, dopamin ve serotonin metabolitleri düzeylerinde, uyku ölçümleri ve ventrikül-beyin oranlarýnda farklýlýklar olduðunu ortaya koymuþlardýr. Psikotik depresyonlu bireylerde birinci derecede akrabalarda bipolar bozukluk oraný daha yüksek bulunduðu gibi, daha fazla rezidüel yetersizlik ve antidepresana daha zayýf cevap verme yaný sýra, psikotik depresyonlarýn diðerlerinden yalnýzca daha þiddetli deðil, ayný zamanda farklý bir bozukluk olabileceði ve daha fazla sosyal yetersizlikle sonuçlandýðý ortaya konmuþtur (Coryell ve Tsuang 1982). Kettering ve arkadaþlarý (1987) ise iþ per- 55

4 AÞKIN R. formansý ve sosyal uyum yönünden bu hastalarda daha olumsuz sonuç bulamamýþlardýr. Psikotik depresyondaki hezeyanlar, hipokondriyak ya da nihilistik, suçluluk, günahkarlýk, deðersizlik ile iliþkili abartýlý referans fikirler; halüsinasyonlarsa, adlarýnýn çaðýrýldýðýný, kendilerini çeþitli kötülüklerle suçlayan, ölüme mahkum eden sesler iþitme veya ölmüþ olan yakýnlarýnýn görüntülerini ve tabutlar görme biçiminde olabilir (Roose ve Glassman 1988). Hasta gözlendiðine, izlendiðine, kendisine eziyet edildiðine, varýný yoðunu kaybettiðine, bu yüzden yakýnlarýnýn açlýktan öleceðine, kanser, AIDS gibi tedavisi imkansýz ya da utanç verici hastalýklara yakalandýðýna, bu hastalýðýn baþkalarýna da bulaþacaðýna inanabilir (Akiskal 1982). Yaþlý bir erkek hastamýzýn, güneþli bir günde, "evin her tarafý karla kaplý, yollar da kapalý, evde yemek yok, ateþ yok, ne yiyeceðiz, neyle ýsýnacaðýz, telefon kapandý ben ne yapacaðým" þeklindeki hezeyanlarý tipik örnek olarak verilebilir. Hastalar, bazý sesler duyduklarýný ancak bunlarý ayýrt edemediklerini, sanki kayalar düþüyormuþ gibi, ezan sesi varmýþ gibi hissettiklerini; geceleri tuhaf yüzler, dehþet dolu sahneler gördüklerini, vücutlarýnýn kirli koku çýkardýðýný, zincir þakýrtýsý ve iþkence görenlerin baðrýþmalarýný iþittiklerini söyleyebilirler (Çifter 1986). Genç bir bayan hastamýz, "Günahým çok, Allah beni yakacak, yeðenimi ana-babamý kestiler, üzerlerine bir traktör dolusu taþ doldurdular" þeklindeki hezeyanlarla intihara kalkýþmýþtý. Hastalarýn geçmiþteki çok önemsiz bir olayý "hastalýklarýna sebep" olarak tanýmlamalarý da seyrek deðildir. Hezeyanlý depresyon, hastanede kalýþ süresini uzatýrken, antidepresan ilacýn tek baþýna kullanýmýna zayýf ya da çok az yanýt verir. Ancak hezeyanlarýn depresyonda kötü sonuç iþareti olduðu doðru deðildir (Moradi ve ark. 1979, Baldwin 1988). Duygu durumu ile uyumsuz hezeyanlar gösteren depresif bozukluk, 80 yýldýr tartýþýlmakta olup, bunun: a-duygulaným bozukluðunun tipik formlarýndan ayýrd edilemeyeceði; b-duygulaným bozukluðunun farklý bir alttipi olduðu; c- Þizoaffektif bozukluk olduðu; d-þizofreni formu olduðu ileri sürülmüþtür. Genel olarak sözkonusu bozukluðun sistemli aile öyküsü, demografik ve klinik özellikleri, DST, tedavi yanýtý ve sonuç çalýþmalarý ile, duygulaným bozukluðunun farklý bir alttipi olduðu düþünülmektedir (Kendler 1991). Psikotik depresyonlu hastalardaki intihar riski psikotik olmayanlara göre daha fazladýr. Psikotik düþünce biçimi, özellikle daha öldürücü metodlarýn kullanýmýna yol açar. Ancak, psikotik depresyonlu bireylerin iyi ancak daha yavaþ düzeldikleri bildirilmektedir (Rothschild ve Schatzberg 1994). Psikotik depresyonlu hastalarýn taný ve tedavisinde iki nokta özellikle önemlidir: Bu hastalarýn, þizofreni sanýlarak yalnýz antipsikotikle tedavi edilmeleri yetersiz düzelmeye yol açacaktýr. Yine bu hastalarýn, psikotik olmayan depresyon sanýlarak yalnýzca antidepresanla tedavileri de hastalýðýn seyrini olumsuz etkileyecektir. Bu hastalarda en doðru tedavi, antidepresan ilaçla birlikte antipsikotik uygulanmasý þeklindedir. BÝPOLAR DEPRESYON Bipolar (BP) hastalar, unipolar (UP) hastalara göre, daha düþük plazma NE, üriner MHPG ve platelet serotonin uptake i; daha yüksek beyaz küre / plazma lityum oranlarý gösterirler. Bipolar bozukluktaki genetik kusur, muhtemelen, sirkadyen pacemaker ý veya onu düzenleyen sistemleri tutmaktadýr. Iþýða artmýþ duyarlýlýklarý; bazen hastalýðýn mevsimsellik göstermesi; 5-HT ve DA iþlev bozukluðu ile sirkadiyen ritim bozukluklarýnýn ortaklýðý; bozulmuþ uyku ile duygulaným bozukluðu arasýndaki baðlantý bunu doðrular yöndedir. Son zamanlarda PET çalýþmalarýný, platelet α 2 adrenerjik reseptör iþlevini, plazma katekolamin düzeylerini ve biliþsel kusurlarý içeren çok sayýda bulgu, bipolar ve unipolar depresyonlar arasýnda önemli farklar olduðunu düþündürmektedir (Joyce ve Paykel 1989). Bipolar depresyonlarda özellikle trisiklik antidepresanlar maniye kaymaya yol açabildikleri gibi depresyon-mani hýzlý döngüsünü de tetikleyebilir. Depresyon ve mani arasýnda gidip gelen (hýzlý döngülü) ya da karýþýk duygulaným bozukluklu hastalarda tedavi þansý azalabilmektedir. Bipolar depresyonlar klinik açýdan atipik depresyon özellikleri taþýyabilir (hipersomnia, hiperfaji...). Bipolar olgularda, aile öyküsünde bipolar 56

5 DEPRESYONUN KLÝNÝK ALTTÝPLERÝ bozukluk bulunmasý, antidepresan ilaca ve lityuma yanýt, unipolar depresyonlara göre daha olumludur (Mendels ve ark. 1979). Hezeyanlý depresyonun bipolar bozuklukla iliþkili olabileceði yönünde aile çalýþmalarý verileri vardýr (Weissman ve ark. 1984). Bipolar depresyonda özellikle lityum ilk tercih tedavisi olmakla birlikte (Yatham ve ark. 1997) mani esnasýnda gözlenen depresif belirtilerin lityuma zayýf yanýtla iliþkili olduðu bildirilmektedir (Swann ve ark. 1997). NÖROTÝK - REAKTÝF DEPRESYON Uzun süredir endojen-psikojen depresyon ayýrýmý yapýlmaktadýr. Psikojenik depresyonun dýþ stres (reaktif) veya içsel çatýþma (nörotik) sonucu ortaya çýktýðý düþünülür (Modestin ve ark. 1990). Avrupa'lý psikiyatristler, uzun süreli nörotik ve uyumsuz hayat tarzý olan bireylerde oluþan "nörotik" depresyonla, reaktif depresyonu sýklýkla ayný anlamda kullanýrlar. Nörotik/reaktife karþýlýk endojen/vital depresyon kavramýna öncelikle Avrupa'da büyük ilgi vardýr. Bununla birlikte nörotik-reaktif depresyon terimi yalnýzca etiyolojiyi kasdetmez. Ayný hastalýk hakkýnda kronik karakterolojik depresyon, durumsal depresyon gibi isimler de kullanýlmýþtýr (Copeland 1983). Nörotik depresyon, DSM-II'de depresif nöroz olarak anýlýrken, DSM-III'de distimik bozukluk adýný almýþtýr. Matussek ve arkadaþlarý (1982), nörotik depresyonu "daha üst geliþim aþamalarýnda, farklý nöroz formlarýnýn savunma mekanizmalarý ve baþa çýkma biçimleri artýk yetersiz kaldýðý zaman devreye giren son ortak yol" biçiminde tarif etmektedirler. Çatýþmacý (conflictual) depresyon, genellikle ana-baba ve diðer insanlarla çatýþma içinde olan, kronik kiþilik problemlerine sahip, tekrarlayýcý kýsa depresyonlar olarak belirtilmiþtir (Winokur 1985). Bu bireyler, yakýn iliþkilerden huzursuzluk duyarlar. Copeland (1983), nörotik depresyonlu bireylerin akþamlarý daha kötü olduðunu, psikotik depresyonlu bireylere göre baþkalarýyla daha sýk dargýn olduklarýný ve hastalýðýn daha genç yaþta baþladýðýný bildirmektedir. Nörotik depresyonlular için, baþkalarýný suçlayýcýlýk ve yetersiz kiþilik özelliði de öne sürülmüþtür (Davidson ve ark. 1984). Bu hastalar, bozuk ve çarpýk bir muhakeme gösterebilirlerse de hezeyan ve halüsinasyonlar geliþtirmezler; anksiyete ve iliþkili belirtileri daha çok taþýrlar. Reaktif depresyonla DSM-III-R'deki depresif duygulanýmlý uyum bozukluðunu ayýrdetmek oldukça güçtür. Hirschfeld ve arkadaþlarý (1982), nörotik-reaktif depresyon kavramýnýn, doðru olmadýðýný ve ampirik çalýþmalarla desteklenmediðini belirterek, reaktif depresyon yerine durumsal major depresyon denmesini teklif etmiþlerdir. Bu çalýþmacýlar, sözkonusu tanýnýn belirtilere, kiþisel ya da psikiyatrik öyküye bakmaksýzýn, yalnýzca tetikleyici olayýn varlýðýna ya da yokluðuna dayandýrýlmasý gerektiðini belirtmiþlerdir. Kuþkusuz yeni bulgular, hayat stresinin depresyonla, diðer psikiyatrik ve týbbi hastalýklardan daha fazla iliþkili olduðunu güçlü biçimde desteklemektedir. Hayat olaylarý, depresyon yaygýnlýðýnda %1-9 arasý bir oynamayý izah etmektedir (Hirschfeld ve Cross 1982). Parker ve arkadaþlarý (1988), nörotik depresyonlu bireylerin klinik özelliklerinin dört belirti profilini ortaya koymuþlardýr: olumsuz zihniyetlilik (negatif biliþ), dürtü eksikliði, anksiyete ve uyarýlmýþlýk. Winokur (1985), nörotik-reaktif depresyon kriterlerini aþaðýdaki biçimde sýralamýþtýr. Nörotik - Reaktif Depresyon Kriterleri 1. Birincil unipolar depresyon kriterlerini karþýlar. 2. Fýrtýnalý hayat tarzý (aþaðýdakilerden en az ikisi): a) Boþanma ve/veya en az bir hafta süreli ayrýlma. b) Bir veya daha çok iþten atýlma. c) Daha iyisini bulmadan iþi terketme. d) Mesai arkadaþlarý, aile, arkadaþlarý veya kanun adamlarý ile çok sayýda çatýþma. e) Cinsel problemlerin bulunmasý. 3. Hasta, hastalýðýný bir hayat olayýna baðlar. 4. Aþaðýdaki belirtilerden en az üçü: a) Uykuya dalma problemi. b) Probleminin sebebi olarak baþkalarýný suçlama. c) Çeþitli bedensel yakýnmalar. d) Ýsteyici (talepkar) davranýþ. e) Düþmanca tutum. g) Koþullara tepki biçiminde depresyon. 57

6 AÞKIN R. 5. Kiþilik problemleri: Hasta veya ailesi, yakýn arkadaþý ya da tanýyanlar hasta hakkýnda, inanýrlar ki: a) Ömür boyu süren bir sinirlilik (irritabilite). b) Sorumluluk üstlenmemek (olgunlaþmamýþlýk). c) Baþkasýyla geçinme güçlüðü. d) Sürekli vücut fonksiyonlarýndan þikayetçilik. e) Kolayca darmadaðýn olmak (duygusal oynaklýk). f) Önemli kiþilik problemleri (yetersiz kiþilik). 6. Aþaðýdakilerden ikisi veya daha fazlasý: a) Ailede alkolizm hikayesi. b) Depresyon nedeniyle birden çok hastaneye yatmamýþ olma. c) 40 yaþýn altýnda baþlama. d) Tedavilere zayýf yanýt. e) Ýki veya daha çok ciddi olmayan intihar giriþimi. f) Yoðun (4'den fazla) endojen özellik yoktur (ilgisizlik, yavaþlýk, kendini ayýplama, hezeyan, halüsinasyon, günlük deðiþmeler, sabah erken kalkma, konsantrasyon bozukluðu gibi). MASKELÝ DEPRESYON - DEPRESYONSUZ DEPRES- YON Maskeli depresyon terimi, duygulaným gösterimleri pek açýk olmayan, bedensel ve biliþsel belirtilerin ön planda olduðu depresyonu tanýmlamak için kullanýlmaktadýr. Bazý yazarlara göre, maskeli depresyon açýk depresyon kadar sýktýr. Sýklýkla bu tablolar çok uzun süre tanýnmadan ve tedavi edilmeden kalýr. Maskeli depresyon tablolarý her yaþta bulunabilirse de, orta yaþ ve yaþlý nüfusta daha sýk gözlenmektedir (Alexopoulos 1990). Bu tür depresyonlarda, hastada depresyon bilinci sözkonusu deðildir; bunun yerine, bedensel þikayetlere sahiptirler ve hatta yüzlerine savunma amacýný güden bir gülümseme maskesi takabilirler (gülümseyen depresyon). Bazý hastalarsa çeþitli aðrý ve sýzýlardan, baþlarýna bir felaket gelebileceði, akýllarýný yitirecekleri gibi korkulardan yakýnýrlar. Kimileri ise, artýk aðlayamaz, alýþtýðý duygularý hissedemez ve dünyanýn renksiz, cansýz, ölü bir yer olduðu fikrine kapýlýr ki, bu tür hastalarda aðlama genellikle düzelme belirtisi olarak kabul edilir (Akiskal 1982). Hastalarýn önemli bir kýsmý, özellikle bedensel belirtiler üzerinde dururken, psikolojik sorunlarý hiç bildirmez ya da çok az bildirirler. Çoðu hasta, aðrý yanýnda iþtah kaybý, kilo verme, yorgunluk ve enerji kaybý sorunlarý ile gelir. Uygun ve kabullenici bir görüþme, bu hastalardaki depresif belirtileri açýða çýkarabilir. Öte yandan, birçok hasta da ruhsal sorunlarýný tamamen bilip kabullenmesine raðmen, özellikle cinsel güçsüzlük, uykusuzluk bazen de baþaðrýsý üzerinde odaklandýklarý ve ruhsal sorunlarýnýn nedeni olarak da bunlarý düþündükleri için yalnýzca bu tür bir yakýnma ile gelip, öncelikle onun tedavisini isteyebilmektedir. Maskeli depresyonu diðer depresyon biçimlerinden ayýran sýnýr çoðu kez belirlenemez. Aslýnda depresyon saf psiþik belirtilerle de gelmeyip, depresif sürecin vegetatif belirtilerle birlikte oluþtuðu ve depresyonun derinliði ile birlikte arttýðý görülmektedir. Depresyon derinleþtikçe, öncelikle kalp ve dolaþým sistemi yakýnmalarý daha sonra da baþaðrýlarý ve baþdönmeleri belirginleþebilir (Özuðurlu 1984). Aðrý baþta olmak üzere, bedensel belirtilerle, depresyon belirtilerinin hangisinin temel olduðunu belirlemek güç olabilir. Emosyonel belirti ve çatýþmalarý inkar eðilimi iyi bilinen kronik aðrýlý hastalarda, ölçülebilir depresyon oraný %10-87 arasýnda deðiþir (Silberman ve Sullivan 1984). Bunlarýn yanýsýra, baþta ilaç ve alkol kullanýmý, öncelikle antisosyal kiþilik bozukluðu olmak üzere, deðiþik psikiyatrik bozukluklar da depresyon tablosunu gölgeleyebilmektedir. Ayrýca hipertansiyon, kardiak aritmiler, amfizem, diyabet gibi durumlar ve kullanýlan ilaçlarýn yan etkileri de özellikle yaþlýlarda acil bir depresyonu kamufle edebilmektedirler. Maskeli depresyon tanýsý, ABD ve diðer ülkelerde de yaygýn olarak konulmakta ve muhtemelen bütün depresyon durumlarýnýn %10'unu oluþturmaktadýr. Ancak, depresyonun yaygýn biçimde moda þeklinde kullanýlýyor olmasý, birçok ruhsal ya da organik tablonun yersiz ve yanlýþ biçimde depresyon olarak damgalanmasýna yol açmaktadýr. ATÝPÝK DEPRESYON VE HÝSTEROÝD DÝSFORÝ Bu iki kavram, sýklýkla ayný anlamda kullanýlmakla birlikte Akiskal ve Weise (1992), histeroid disforinin bir karakter spektrum bozukluðu olarak kabul edilmesinden yanadýrlar. Muhtemelen, atipik 58

7 DEPRESYONUN KLÝNÝK ALTTÝPLERÝ depresyon, mevcut affektif bozukluklarýn "modifieri" ve daha hafif formu olarak düþünülebilir. Davidson ve arkadaþlarý (1982), atipik depresyonlarý ikiye ayýrmýþlardýr: A tipi, anksiyete ve gerginliðin ön planda olduðu, bedensel belirtiler, fobiler, panik ataklarýný içeren tip olup, genelde anksiyete bozukluklarýna benzer. V tipi, uyku, iþtah, kilo ve libido artýþý gibi zýt vegetatif belirtiler ve akþam kendini kötü hissetmeyle birlikte aðýr letarji ile karakterizedir. V tipi denilen depresyonlar, günümüzde yaygýn kullanýlan atipik tanýmýna daha çok uymaktadýr. Yeni bir araþtýrmada, 653 major depresyonlu hastanýn yalnýzca %11.3'ünde zýt belirtili nöbetler bulunurken, ayný hastalarýn %5.8'i dalgalý (oynak) olarak sýnýflandýrýlmýþtýr (Levitan ve ark. 1997). Klein (1974), reddedilmeye aþýrý duyarlý, MAOÝ'lere daha iyi cevap veren, aþýrý yeme ve uyuma gözlenen, histriyonik ve dikkat çekme eðilimli kiþilerde karakterolojik bir durum biçiminde özel bir atipik depresyon (histeroid disfori) tanýmlamýþtýr. Bu bireylerde, reddedilme duygularýna baðlý fýrtýnalý iliþkiler, bu anlamda reddedilme ve eleþtiriye karþý tepki olarak önemli sorumluluklarýn sýk sýk ihmal edilmesi ve reddolunacaðý korkusu ile romantik iliþkilerden kaçýnma sözkonusudur. Hafif depresyonlarda, antidepresandan çok psikoterapi önerilmekle birlikte, Stewart ve arkadaþlarý (1992), atipik depresyon ölçütlerini taþýyan, düþük skorlu hastalarda imipraminle önemli oranda olumlu sonuç bildirmiþlerdir. Atipik özellikler kadýnlarda 2-3 kat daha sýk bulunur. Atipik depresyonlarda fenelzinle üstün yanýt alýnmasýnýn, histeroid disfori ve diðer türlerden çok özellikle panik ataklarýnýn bulunmasýna özgü olduðu ve bu bozukluðun yalnýzca kadýnlar için geçerli olabileceði ileri sürülmektedir (Davidson ve Pelton 1986). Bununla birlikte, Stewart ve arkadaþlarý (1989), 194 nonmelankolik, atipik depresyonlu hastada, fenelzinle %71, imipraminle %48, plasebo ile de %26 olumlu yanýt almýþlar; fenelzin yanýtýnýn özgül belirleyicilerini bulamamýþlardýr. Bir çok klinisyen bu tablonun tedavisinde sertralin ve fluoksetinin de etkili olduðunu düþünmektedir. Stewart ve arkadaþlarý (1993), atipik depresyonun melankoli ve mevsimsel duygulaným bozukluðundan farklýlýklarýný, Tablo 1'deki gibi özetlemiþlerdir ve taný için aþaðýdaki belirtilerden en az ikisinin gerektiðini vurgulamýþlardýr. 1. Hipersomnia (aþýrý uyuma), 2. Külçeleþme hissi (ya da yoðun letarji), 3. Hiperfaji (aþýrý yeme), Tablo 1. Atipik depresyonla melankoli ve mevsimsel depresyonun karþýlaþtýrýlmasý Özellik Atipik depresyon Melankoli Mevsimsel duygulaným bozukluðu Baþlangýç yaþý 20 yaþýndan önce 30 ya da ileri yaþ arasý Seyir Kronik Nöbetler halinde Belirtiler Ýþtah/kilo Artar Azalýr Artar Uyku Artar Azalýr Artar Enerji Külçeleþme hissi Azalýr (þiddetli deðil) Azalýr (çok aðýr?) Reddedilme ve eleþtiriye tepki Yýkýlma ya da öfke Ýlgisizlik Normal tepki Tedavi yanýtý MAOI>TCA TCA=MAOI Parlak ýþýk (Antidepresan?) Fizyoloji Uyku Normal (?) Anormal Normal DST Normal Anormal Normal Tiramin Normal (?) Anormal? Stimülanlara duygulaným yanýtý Disforik Nötral/öforik? Serebral lateralite Normal Anormal? Aile öyküsü Depresyon Depresyon? Kronik? Kronik? 59

8 AÞKIN R. 4. Reddedilmeye karþý aþýrý duyarlýlýk. Atipik depresyonda, olumlu olay ve yaþantýlara olumlu tepki verme de önemli bir özelliktir. MEVSÝMSEL DEPRESYON Tekrarlayýcý biçimde kýþlarý ortaya çýkan depresyonlara ilgi son 15 yýlda artmýþ, bu taný kategorisi DSM-III-R ve DSM-IV'te yerini almýþtýr. Bu hastalýk günümüzde çok hýzlý geliþen bir biyolojik araþtýrma konusudur. Esasen hekimler, iki bin yýldan daha uzun süreden beri inanýrlar ki, mani sýcaða baðlýdýr ve çoðunlukla yazýn görülür, depresyonsa soðuktan dolayýdýr ve güzleri daha yaygýndýr. Mevsimsel deðiþmeler yalnýz insanlarda deðil, yoðun bir biçimde doða ve hayvanlarda da oluþmaktadýr. Muhtemelen halk arasýnda yer ve iklim deðiþtirmenin olumlu etkilerine olan inanç bu tür olgulardan kaynaklanmaktadýr. Mevsimsel depresyon yerine kýþ depresyonu terimi de kullanýlýr; hastada mevsimle doðrudan iliþkili bir psikososyal stres (mevsimsel iþsizlik gibi) varsa bu taný konmamalýdýr. Bu depresyon ekvatordan uzakta yaþayan nüfusun %6'dan fazlasýný etkiler. Mevsimlerle duygulaným bozukluklarý ve intihar arasýndaki iliþki sistematik biçimde Rosenthal ve arkadaþlarý tarafýndan incelenmiþtir (Jacobsen ve Rosenthal 1998, Rosenthal ve ark. 1984). Lewy ve arkadaþlarý (1982), doðal ýþýktaki yýllýk deðiþmelere baðladýklarý, tekrarlayýcý biçimde kýþlarý depresyona giren bir hastalýk tanýmlamýþlardýr. Washigton'da kýþ depresyonlarý genellikle Ekim- Kasým aylarýnda baþlayýp Þubat-Nisan aylarýnda bitmektedir (Wehr ve Rosenthal 1989). Ülkemizde de göründüðü kadarý ile ayný durum sözkonusudur. Bu bozukluk, yüksek alanlarda daha yaygýndýr ve hastalarýn %60-90'ý kadýndýr. Duygulaným bozukluðunun bazý türlerinin mevsimselliði ve çevresel etkenlere duyarlýlýðý, hastalýðýn doðasý hakkýnda bazý ipuçlarý verebilir. Bu bozukluk, organizmanýn fizik çevredeki deðiþmelere uyum saðlamasýna aracýlýk eden sistemlerin bozukluðu olabilir. Bununla birlikte mevsimsel duygulaným bozukluklarýnýn depresif ucu sýklýkla kýþ depresyonlarý biçiminde gözlenmiþse de, Wehr ve arkadaþlarý (1987), yazlarý da düzenli biçimde depresyona giren, yýlýn diðer zamanlarýnda ötimik, hipomanik ya da manik 12 hasta tanýmlamýþlar ve bunun bir ölçüde çevresel ýsýdaki deðiþikliklerle iliþkili olabileceðini ileri sürmüþlerdir. Yaz depresyonlu hastalar ayný zamanda tipik endojen depresyon belirtileri gösterirken, kýþ depresyonlu hastalar aþýrý yeme/kilo alma, aþýrý uyuma ve karbonhidrat açlýðý þeklinde atipik belirtiler göstermektedirler (Wehr ve Rosenthal 1989). Mevsimsel depresyondaki belirtiler, gýda tercihi, kilo alma ve bazal metabolizmadaki deðiþikliklerle (uykululuk-fazla uyuma) açýklanmýþtýr. Yeni çalýþmalarda mevsimsel depresyonlarda, kýþlarý T4, bazal kortizol ve bazal prolaktin düzeylerinin önemli ölçüde daha yüksek olduðu bulunmuþtur (Jacobsen ve Rosenthal 1998). Mevsimsel depresyonlu hastalarda, meta-klorofenilpiperazin ile "aktivasyon öforisi nde önemli artýþlar saðlanmýþ, nokturnal temel ýsýda depresyon puanlarýndaki azalmaya paralel azalma saptanmýþ; ayrýca bu hastalarda ortalama büyüme hormonu yoðunluðu da normal kontrollere göre önemli ölçüde daha düþük bulunmuþtur (Schwartz ve ark. 1997). Bu bulgulara göre; mevsimsel depresyon tek baþýna serotonin reseptör anormalliklerine dayalý bir durum olarak açýklanamaz; muhtemelen serotonin transmisyonunda merkezi sinir sisteminin birçok bölgeleri kusurludur. Bu bulgular, duygulaným bozukluklarýnýn diðer formlarýnda gözlenen hipotalamus-hipofiz-adrenal eksen iþlevindeki bozukluklarla uyumludur. Özellikle prolaktin, mevsimsel ritimlerde önemli rol oynayabilmektedir. Ancak biyolojik testlerin sonuçlarý bu bulgularla yeterince uyumlu deðildir (James ve ark. 1986). Mevsimsel depresyonda günlük istirahat aktivitesi ritimlerinde önemli faz gecikmesi bilinmektedir. Antidepresanlar, muhtemelen bozulmuþ günlük ritimleri düzelterek etki ederler. Farklý depresyon türlerinde ve farklý yaþ gruplarýndaki hastalarda farklý günlük aktivite bozukluðu tipleri olduðu öne sürülmektedir (Teicher ve ark. 1997). Melatonin ve prolaktin gibi hormonlarýn salgýlarýnda mevsimsel bir düzen bulunmuþtur (Illnerova ve ark. 1985). Endojen depresyonlu hastalarda gecelik melatonin salýnmasýnýn azaldýðý, manik fazda ise arttýðý, yüksek doz melatonin uygulanmasýnýn major depresyonlu hastalarda belirtileri alevlendirdiði; mevsimsel affektif bozukluktan 60

9 DEPRESYONUN KLÝNÝK ALTTÝPLERÝ Tablo 2. Mevsimsel (kýþ) depresyonda belirti sýklýðý BELÝRTÝLER % BELÝRTÝLER % Azalmýþ aktivite 96 Kiloda Huzursuzluk, hüzün 92 Artma 74 Ýþtah Azalma 12 Artma 70 Uyku artýþý 82 Azalma 22 Günboyu uykusuzluk 73 Karbonhidrat açlýðý 68 Libido azalmasý 53 Menstrüel güçlükler 56 Çalýþma güçlüðü 90 Kiþilerarasý güçlükler 98 melatonin salýnmasýndaki deðiþikliklerin sorumlu olabileceði bildirilmiþtir. Ancak, bir β-bloker olan atenolol ile geceki melatonin düzeyinin baskýlanmasý yeterli antidepresan etkiyi saðlamamýþ, farklý ýþýk uygulamasý ile melatonin salýnmasýnda gerçekleþtirilen önemli farklýlýklar mevsimsel depresyondaki klinik düzelmeyle orantýlý bulunamamýþtýr (Jacobsen ve Rosenthal 1998). Parlak ýþýðýn mevsimsel duygulaným bozukluðunda hýzlý ve etkili bir tedavi saðladýðý açýklýkla ortaya konulmuþ olup bu etki bazý varsayýmlarla açýklanmaya çalýþýlmýþtýr (Wehr ve Rosenthal 1989). a) Melatonin varsayýmý: Karanlýðýn bir sinyal biçiminde etki edip, gece melatonin salýnmasýnýn düzenini deðiþtirerek, kýþ depresyonunu tetiklediði düþünülür. Bu durumda, fototerapi ancak þafaktan önce veya akþam karanlýðýndan sonra uygulanýrsa; yani, uzun kýþ gecesini bölüp, aktif melatonin salým fazýný kýsaltýrsa etkili olur. Bu varsayým yeterli delillerden yoksundur. b) Sirkadiyen ritim fazý kaymasý varsayýmý: Buna göre kýþ depresyonu sirkadiyen ritim fazlarý (þafak geciktiði için) uykuya nisbetle anormal biçimde geciktiðinde oluþur. Buna göre sabah ýþýðý ritmi öne alarak kötüleþtirici olacaktýr. Bu varsayým önemli destekler almakla birlikte tamamen desteklenmemiþtir. Lewy ve arkadaþlarý (1998) da parlak ýþýðýn uyanýr uyanmaz uygulanmasýný önermektedirler. Genel olarak, fototerapiye uyandýktan hemen sonra iki saat süreli 2500 lux uygulamasý ile baþlanýr. Antidepresan yanýt, 3-4 gün içinde gözlenir ve 1-2 hafta içinde tam düzelme saðlanýr. Yeterli yanýta ulaþýldýktan sonra ýþýk tedavisi süresi 30 dk'ya kadar azaltýlýr ve kýþ boyunca, günaþýrý sürdürülür. c) Sirkadiyen ritim amplitüd varsayýmý: Kýþ depresyonu, sirkadiyen ritmin amplitüdündeki azalmaya baðlýdýr ve fototerapi bu ampitüdü arttýrarak düzeltici olur. Gün ortasýndaki ýþýk, düþmüþ amplitüdü normale getirerek etkili olurken, gece ortasýndaki ýþýk amplitüdü daha da azaltýr. Bu varsayým yeterince test edilmemiþse de bununla uyumlu önemli deliller vardýr. Yeni araþtýrmalar, mevsimsel depresyonda serotonin sistemi iþlevi bozukluðunun baþlýca pay sahibi olduðunu ve parlak ýþýðýn düzeltici etkisinin de beyin serotonin iþlevindeki deðiþikliklerle iliþkili olduðunu düþündürmektedir (Neumeister ve ark. 1997). Tekrarlayýcý depresyonlu hastalarýn %16-38'inin mevsimsel depresyonlu olduðu bildirilmektedir (Garvey ve ark. 1988). Mevsimsel duygulaným bozukluklu hastalar, ayný zamanda, kýþ ya da yazlarý hipomanik nöbetler yaþayabilirler. Bir araþtýrmada, bu hastalarýn %76'sýnýn bipolar II, %17'sinin bipolar I bozukluk ölçütlerini karþýladýklarý bulunmuþtur (Rosenthal ve ark. 1984). Sonuç olarak, mevsimsel duygulaným bozukluðunun varlýðýna dair deliller en az melankolininki kadar güçlüdür. Hastalýkta melatonin yanýsýra, noradrenalin ve serotoninle ilgili bozukluklar da söz konusu olabilir. Bu bozuklukta, antidepresanlardan baþka fototerapi (sabah ve/veya akþam en az 30 dakika) de etkin olmakla birlikte, etki mekanizmasý yeterince açýk deðildir (Blehar ve Rosenthal 1989), etkisinin baþlamasý ise en az üç hafta gerektirmektedir (Eastman ve ark. 1998). 61

10 AÞKIN R. Akiskal HS, Weise RE (1992) The clinical spectrum of socalled "minor" depressions. Am J Psychother, 116: Akiskal HS (1982) Affective disorders. The Merck Manual of Diagnosis and Therapy. 14. baský, R Berkow, NJ Rahway (Ed), Merck Co. Inc. Alexopoulos GS (1990) Clinical and biological findings in lateonset depression. Review of Psychiatry, 9. Cilt, AL Frances, Hales RE (Ed), Washington DC, American Psychiatric Association. Aþkýn R, Çayköylü A, Karaca S ve ark. (1995) Klinik depresyonu alttiplere ayýrma çalýþmasý. IV. Anadolu Psikiyatri Günleri, Bilimsel Çalýþmalar Kitabý, 1-3 Haziran, Konya, s Baldwin RC (1988) Delusional and non-delusional depression in late life. Evidence for distinct subtypes. Br J Psychiatry, 152: Blehar MC, Rosenthal NE (1989) Seasonal affective disorders and phototherapy. Arch Gen Psychiatry, 46: Charney DS, Nelson JC (1981) Delusional depression: A distinct clinical entity? Am J Psychiatry, 138: Copeland J (1983) Psychotic and neurotic depression: Discriminant function analysis and five-year outcome. Psychol Med, 13: Coryell W, Tsuang MT (1982) Primary unipolar depression and the prognostic importance of delusions. Arch Gen Psychiatry, 39: Çifter Ý (1986) Psikiyatri. Ankara, Þenal Matbaasý. Davidson J, Pelton S (1986) Forms of atypical depression and their response to antidepressant drugs. Psychiatry Res, 17: Davidson J, Turnbull C, Strickland R ve ark. (1984) Comparative diagnostic criteria for melancholia and endogenous depression. Arch Gen Psychiatry, 41: Davidson JRT, Killer RD, Turnbull CD ve ark. (1982) Atypical depression. Arch Gen Psychiatry, 39: Eastman CI, Young MA, Fogg LF ve ark. (1998) Bright light treatment of winter depression: a placebo- controlled trial. Arch Gen Psychiatry, 55: Garvey MJ, Wesner R, Godes M (1988) Comparison of seasonal and nonseasonal affective disorders. Am J Psychiatry, 145: Georgotas A, McCue RE (1988) Depressive and manic states of late life. Depression and Mania, A Georgotas, R Cancro (Ed), New York, Elsevier Publishers. Hirschfeld RMA, Cross CK (1982) Epidemiology of affective disorders: Psychosocial risk factors. Arch Gen Psychiatry, 39: Illnerova H, Zvolsky P, Vanecek J (1985) The circadian rhythm in plasma concentration of the urbanized men: The effect of summer and winter time. Brain Res, 328: Jacobsen FM, Rosenthal NE (1988) Seasonal affective disorder. Depression and Mania, A Georgotas, R Cancro (Ed), New York, Elsevier Publishers. KAYNAKLAR James SP, Wehr TA, Sack DA ve ark. (1986) The dexamethasone suppression test in seasonal affective disorder. Compr Psychiatry, 27: Joyce PR, Paykel ES (1989) Predictors of drug response in depression. Arch Gen Psychiatry, 46: Kendler KS (1991) Mood incongruent psychotic affective illness. Arch Gen Psychiatry, 48: Kendler KS (1997) The diagnostic validity of melancholic major depression in a population-based sample of female twins. Arch Gen Psychiatry, 54: Kettering RL, Harrow M, Grossman L ve ark. (1987) The prognostic relevance of delusions in depression: A follow-up study. Am J Psychiatry, 144: Klein DF (1974) Endogenomorphic depression. Arch Gen Psychiatry, 31: Levitan RD, Lesage A, Parikh SV ve ark. (1997) Reversed neurovegetative symptoms of depression: a community study of Ontario. Am J Psychiatry, 154: Lewy AJ, Kern HA, Rosenthal NE ve ark. (1982) Bright artificial light treatment of a manic-depressive patient with a seasonal mood cycle. Am J Psychiatry, 139: Lewy AJ, Bauer VK, Cutler NL ve ark. (1998) Morning vs evening light treatment of patients with winter depression. Arch Gen Psychiatry, 55: Matussek P, Soldner ML, Nagel D (1982) Neurotic depression: Results of cluster analyses. J Nerv Ment Dis, 170: Mendels J, Ramsey TA, Dyson WL ve ark. (1979) Lithium as an antidepressant. Arch Gen Psychiatry, 36: Modestin J, Gruden D, Spielman D (1990) Identification of endogenous depression: A comparison of three diagnostic approaches. J Clin Psychol, 46: Moradi SR, Muniz CE, Belar CD (1979) Male delusional depressed patients: Response to treatment. Br J Psychiatry, 135: Nelson JC, Charney DS (1981) The symptoms of major depressive illness. Am J Psychiatry, 138:1-13. Neumeister A, Praschak-Rieder N, Hebelman B ve ark. (1997) Effects of tryptophan depletion on drug-free patients with seasonal affective disorder during a stable response to bright light therapy. Arch Gen Psychiatry, 54: Özuðurlu K (1990) Maskeli depresyon. Depresif Hastalýklar. Düzenleyen E. Adam. Ýstanbul Týp Fak. Psikiyatri Anabilim Dalý Mezuniyet Sonrasý Eðitim Çalýþmalarý, Ýstanbul. Parker G, Blignault I, Manicavasagor V (1988) Neurotic depression: Delineation of symptom profiles and their relation to outcome. Br J Psychiatry, 152: Roose SP, Glassman AH (1988) Delusional depression. Depression and Mania, A Georgotas, R Cancro (Ed), New York, Elsevier Publishers. Rosenthal NE, Sack DA, Gillin C ve ark. (1984) Seasonal affective disorder: A description of the syndrome and preliminary findings with light therapy. Arch Gen Psychiatry, 41:

11 DEPRESYONUN KLÝNÝK ALTTÝPLERÝ Rothschild AJ, Schatzberg AF (1994) Diagnosis and treatment of psychotic (delusional) depression. Severe Depressive Disorders. L Grunhaus, JF Greden (Ed), Progress in Psychiatry, American Psychiatric Press, Washington DC, s Schatzberg AF, Rothschild AJ (1992) Psychotic (delusional) major depression. Should it be included as a distinct syndrome in DSM-IV? Am J Psychiatry, 149: Schwartz PJ, Murphy DL, Wehr TA ve ark. (1997) Effects of Meta-chlorophenylpiperazine infusions in patients with seasonal affective disorder and healthy control subjects. Arch Gen Psychiatry, 54: Silberman EK, Sullivan JL (1984) Atypical depression. Psychiatr Clin North Am, 7: Stewart JW, McGrafth PJ, Quitkin FM (1992) Can mildly depressed outpatients with atypical depression benefit from antidepressants? Am J Psychiatry, 149: Stewart JW, McGrafth PJ, Rabkin JG ve ark. (1993) Atypical depression. A valid clinical entity? Psychiatr Clin North Am, 16: Stewart JW, McGrath PJ, Quitkin FM ve ark. (1989) Relevance of DSM-III depressive subtype and chronicity of antidepressant efficacy in atypical depression. Arch Gen Psychiatry, 46: Swann AC, Bowden CL, Morris D ve ark. (1997) Depression during mania. Treatment response to lithium or divalproex. Arch Gen Psychiatry, 54: Teicher MH, Glod CA, Magnus E ve ark. (1997) Circadian restactivity disturbances in seasonal affective disorder. Arch Gen Psychiatry, 54: Wehr TA, Rosenthal NE (1989) Seasonality and affective illness. Am J Psychiatry, 146: Wehr TA, Sack DA, Rosenthal NE (1987) Seasonal affective disorder with summer depression and winter hypomania. Am J Psychiatry, 144: Weissman MM, Prusoff BA, Merikanges KR (1984) Is delusional depression related to bipolar disorder? Am J Psychiatry, 141: Winokur G (1985) The validity of neurotic-reactive depression. Arch Gen Psychiatry, 42: Yatham LN, Kusumakar V, Parikh SV ve ark. (1997) Bipolar depression: treatment options. Can J Psychiatry, 42 (Suppl 2): Young MA, Scheftner WA, Klerman GL ve ark. (1986) The endogenous sub-type of depression: A study of its internal construct validity. Br J Psychiatry, 148: Zimmerman M, Spitzer RL (1989) Melancholia: From DSM-III to DSM-III-R. Am J Psychiatry, 146:

Kronik depresyon (distimi) tanýmý güvenilir çalýþmalara

Kronik depresyon (distimi) tanýmý güvenilir çalýþmalara Kronik Depresyon (Distimi) Doç. Dr. Rüstem AÞKIN* Kronik depresyon (distimi) tanýmý güvenilir çalýþmalara imkan vermeyecek ölçüde farklý anlamlarda ve en çok nörotik depresyon için kullanýlýr (Invernizzi

Detaylı

Depresif semptomatoloji sadece psikiyatri

Depresif semptomatoloji sadece psikiyatri Depresyonun Klinik Belirtileri Prof. Dr. Ali Kemal GÖÐÜÞ* Depresif semptomatoloji sadece psikiyatri alanýnda deðil genel týpta da hekimlerin en sýk karþýlaþtýklarý belirtiler kümesidir. Bu belirtiler kümesi

Detaylı

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125:168 78. Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125:168 78. Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL. Dr Ali Bozkurt Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125:168 78. Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL. The bereavement of the widowed. Dis Nerv Syst 1971;32:597

Detaylı

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme Doç. Dr. Levent KÜEY* Özet Depresyon psikiyatrik bozukluklar arasýnda en sýk karþýlaþýlan hastalýklardan biridir. Depresif hastalarýn önemli bir

Detaylı

Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri

Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri Hakan Türkçapar Doç. Dr., SSK Ankara Eðitim Hastanesi Psikiyatri Kliniði, Ankara Anksiyete bozukluklarýyla depresyonun belirtileri arasýnda belirgin

Detaylı

Evrende ve onun parçasý olan dünyamýzda bir

Evrende ve onun parçasý olan dünyamýzda bir Duygudurum Bozukluklarý ve Biyolojik Ritm Yrd. Doç. Dr. Okan ÇALIYURT* Evrende ve onun parçasý olan dünyamýzda bir düzen ve ritmin, üzerinde yaþayan canlýlarda da biyolojik bir ritmin varlýðý söz konusudur.

Detaylı

Depresyon alt tiplemesinde en çok kabul edilen

Depresyon alt tiplemesinde en çok kabul edilen Melankolili Depresyon Doç. Dr. M. Hakan TÜRKÇAPAR* Depresyon alt tiplemesinde en çok kabul edilen ayrým depresyonun melankolik (endojen) ve melankolik olmayan olarak ikiye ayrýlmasýdýr (Zimmerman ve ark.

Detaylı

Psikiyatrik literatürde 1800'lerden beri görünmekte

Psikiyatrik literatürde 1800'lerden beri görünmekte Distimi Prof. Dr. Olcay YAZICI* 1. KAVRAMIN ORTAYA ÇIKIÞI VE TARÝHÇESÝ Psikiyatrik literatürde 1800'lerden beri görünmekte olan distimi sözcüðü, Yunanca'da 'kötü-mizaçlý' anlamýna gelmektedir. Mizaç (humour),

Detaylı

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Dr. Hasan KARADAĞ Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Gündüz aşırı uykululukta genel popülasyonun % 4-6

Detaylı

Depresif Bozukluklarda Risk Etkenleri

Depresif Bozukluklarda Risk Etkenleri Depresif Bozukluklarda Risk Etkenleri Süheyla ÜNAL*, Levent KÜEY**, Cengiz GÜLEÇ***, Mehmet BEKAROÐLU***, Yunus Emre EVLÝCE****, Selçuk KIRLI***** ÖZET * Prof. Dr., Ýnönü Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri

Detaylı

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A² EK 17-A RÝA ÝÇÝN DEÐERLENDÝRME KONTROL LÝSTESÝ ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ Hizmet verenin sorularý: Hizmet alana aþaðýdaki sorularý sorun: Hizmet veren için kurallar: Eðer yanýtlar evet sütununda ise aþaðýdaki

Detaylı

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindekipayı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 Akılcı İlaç Kullanımı;

Detaylı

( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz)

( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz) ÇOCUKLARDA BİPOLAR DUYGULANIM BOZUKLUĞ ( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz) Bipolar duygulanım bozukluğu ; iki uçlu duygulanım bozukluğu, manik depresif psikoz

Detaylı

Psikotik depresyon, DSM-IV'de Major Depresif

Psikotik depresyon, DSM-IV'de Major Depresif Psikotik Özellikli Depresyon Dr. Berna ÖZEN*, Doç. Dr. E. Timuçin ORAL* Psikotik depresyon, DSM-IV'de Major Depresif Bozukluk tanýsýnýn kesitsel gidiþ tanýmlayýcýlarý arasýnda þiddet göstergesi olan psikotik

Detaylı

Siklotimik bozukluk, hipomani ve hafif þiddette

Siklotimik bozukluk, hipomani ve hafif þiddette Siklotimik Bozukluk Yrd. Doç. Dr. Adnan CANSEVER*, Prof. Dr. Aytekin ÖZÞAHÝN* Siklotimik bozukluk, hipomani ve hafif þiddette depresyon dönemlerinin sýk aralýklarla yer deðiþtirdiði, kronik bir duygudurum

Detaylı

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller: Ayna-Gazetesi-renksiz-11-06.qxp 26.10.2006 23:39 Seite 2 Çocuklarda Ateþ Deðerli Ayna okuyucularý, bundan böyle bu sayfada sizleri saðlýk konusunda bilgilendireceðim. Atalarýmýz ne demiþti: olmaya devlet

Detaylı

Major depresif bozukluk tam olarak iyileþebildiði

Major depresif bozukluk tam olarak iyileþebildiði Depresyonun Seyri Uz. Dr. Figen Çulha ATEÞCÝ* Major depresif bozukluk tam olarak iyileþebildiði gibi, sýklýkla yineleme ve bazen de kronik gidiþ gösteren bir hastalýktýr. Baþlangýç yaþý genellikle 20'li

Detaylı

Bipolar Bozukluk Sınıflandırmasında Karma Dönem

Bipolar Bozukluk Sınıflandırmasında Karma Dönem Bipolar Bozukluk Sınıflandırmasında Karma Dönem Ömer Aydemir Celal Bayar Üni. Tıp Fak. Psikiyatri A.D. Kurum ve Kuruluşla İlişki Bildirimi Araştırmacı olarak: 2010:Astra-Zeneca 2011: 2012: Danışmanlık:

Detaylı

DEPRES DEPRE Y S O Y NDA ND PSİKOFARMAKOTERAPİ

DEPRES DEPRE Y S O Y NDA ND PSİKOFARMAKOTERAPİ DEPRESYONDA PSİKOFARMAKOTERAPİ DEPRESYON TANISI Depresif ruh hali İlgi ve isteklerde azalma Enerji azlığı Konsantrasyon bozukluğu ğ İştah bozukluğu Uk Uyku bozukluğu ğ Kendine güven kaybı, suçluluk ve

Detaylı

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindeki payı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 DSÖ tahminlerine

Detaylı

Klinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları. Psikolojiye Giriş. Günümüz Kriterleri. Anormallik nedir?

Klinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları. Psikolojiye Giriş. Günümüz Kriterleri. Anormallik nedir? Psikolojiye Giriş İşler Kötüye Gittiğinde Olanlar: Zihinsel Bozukluklar 1. Kısım Ders 18 Klinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları Susan Noeln-Hoeksema Psikoloj Profesörü Yale Üniversitesi 2 Anormallik

Detaylı

Depresyon; emosyonel alanda; disfori, anhedoni,

Depresyon; emosyonel alanda; disfori, anhedoni, Depresyonun Ayýrýcý Tanýsý Doç. Dr. A. Ertan TEZCAN* * Fýrat Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, ELAZIÐ Depresyon; emosyonel alanda; disfori, anhedoni, irritabilite, üzüntü, anksiyete,

Detaylı

Kadýnlarda yaþam boyu depresyon görülme sýklýðý

Kadýnlarda yaþam boyu depresyon görülme sýklýðý Kadýnlarda Üreme Olaylarý ile Depresyon Ýliþkisi Yrd. Doç. Dr. Fisun AKDENÝZ*, Uz. Dr. Ali Saffet GÖNÜL* Kadýnlarda yaþam boyu depresyon görülme sýklýðý erkeklerin yaklaþýk 1.7 ile 2.7 katýdýr (Kessler

Detaylı

Ýnsanlýk tarihi kadar eski olan depresif bozukluðun. Depresyon Etiyolojisi. Özet

Ýnsanlýk tarihi kadar eski olan depresif bozukluðun. Depresyon Etiyolojisi. Özet Depresyon Etiyolojisi Yard. Doç. Dr. Beyazýt YEMEZ*, Doç. Dr. Köksal ALPTEKÝN* Özet Toplumda en yaygýn rastlanan ruhsal bozukluklardan biri olan depresyonun önemli bir bölümünün pratisyen hekimlerce görülmesi

Detaylı

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Hangi Böbrek Hastalarına Ruhsal Destek Verilebilir? Çocukluktan yaşlılığa

Detaylı

Aile Hekimliðinde Genogram

Aile Hekimliðinde Genogram Aile Hekimliðinde Genogram Prof. Dr. Ýsmail Hamdi KARA, Düzce Üniversitesi Týp Fakültesi Aile Hekimliði AD, Düzce Aile Hekimliði Dersleri - 02.06.2010 15:30 1 I. Tanýmlar Hastalarý yalnýz bir birey olarak

Detaylı

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ http://www.bipolaryasam.org/ Bipolar II Bozukluk

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ http://www.bipolaryasam.org/ Bipolar II Bozukluk BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ http://www.bipolaryasam.org/ Bipolar II Bozukluk Doç. Dr. Sibel Çakır İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları Birimi Açıklama 2012-2013 Araştırmacı: ELAN Danışman:

Detaylı

Bipolar depresyonu ayırt etmek her zaman kolay mı?

Bipolar depresyonu ayırt etmek her zaman kolay mı? Bipolar depresyonu ayırt etmek her zaman kolay mı? Ömer AYDEMİR Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, Manisa Bipolar Depresyon Ayırt etmek çok kolay Mani/Hipomani Bipolar Depresyon

Detaylı

Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks

Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks Sosyal Anksiyete Bozukluðu: Taný, Epidemiyoloji, Etiyoloji, Klinik ve Ayýrýcý Taný Doç. Dr. Nesrin DÝLBAZ* Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks ve Gelder tarafýndan tanýmlanmasýna karþýn ayrý

Detaylı

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU Kurum ve kuruluşla ilişki bildirimi Bulunmamaktadır. Şiddet ve Suç Saldırganlık Şiddet Bireyin

Detaylı

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Lohusalık döneminde ruhsal hastalıklar: risk etkenleri ve klinik gidiş Doç.Dr. Leyla Gülseren 25 Eylül 2013 49. Ulusal

Detaylı

PSİKOFARMAKOLOJİ-5. ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

PSİKOFARMAKOLOJİ-5. ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar. PSİKOFARMAKOLOJİ-5 ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar www.gunescocuk.com DEPRESYONUN NÖROKİMYASI Dopamin Çok az olumlu afekt (mutluluk, neşe, ilgi, haz, uyanıklı,

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD Çalışmalarda birinci basamak sağlık kurumlarına başvuran hastalardaki psikiyatrik hastalık sıklığı, gerek değerlendirme ölçekleri kullanılarak

Detaylı

Depresyonun klinik görünümleri içinde ayaktan

Depresyonun klinik görünümleri içinde ayaktan Atipik Depresyon Doç. Dr. Ömer AYDEMÝR* Depresyonun klinik görünümleri içinde ayaktan baþvuran major depresif bozukluðu olan hastalarda atipik özellikler en yaygýn olanýdýr (Nierenberg ve ark. 1998) ve

Detaylı

Bipolar Bozukluk ve Hipotalamo pituiter pituiter adrenal sistem Doç. Dr. Vesile Şentürk Ankara Ü.T.F. Psikiyatri A.D Janssen Astra Zeneca Hipotalamo pituiter pituiter son organ Hipotalomo Hipotalomo pituiter

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

Sýnýrda Kiþilik Bozukluðu Aslýnda Bir Bipolar Spektrum Bozukluðu mudur?

Sýnýrda Kiþilik Bozukluðu Aslýnda Bir Bipolar Spektrum Bozukluðu mudur? DERLEME Sýnýrda Kiþilik Bozukluðu Aslýnda Bir Bipolar Spektrum Bozukluðu mudur? Manolya Çalýþýr 1 1 Psk., Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü, Ankara ÖZET Sýnýrda (borderline) kiþilik bozukluðunun

Detaylı

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ Dr.ERHAN AKINCI Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ Ekim 2010, İZMİR Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: yok Danışman: yok Konuşmacı: yok GREGOR MENDEL

Detaylı

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi, 5 Prof. Dr. Semih KESKÝL Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi, yaþlýlarýn acil hastalýklarý diye bir durum yoktur. Bizimde burada söz konusu edeceðimiz yaþlýlar arasýndaki acil týbbi durumlardýr.

Detaylı

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Lityum psikiyatri 1950 1980lerde lityum bazı antikonvülzanlara benzer etki Ayrı ayrı ve yineleyen nöbetler şeklinde ortaya çıkan manik depresyon ve epilepsi Böylece

Detaylı

Yineleyici ve Tek Dönem Major Depresif Bozukluðu Olan Hastalarýn Kiþilik ve Affektif Mizaç Özellikleri

Yineleyici ve Tek Dönem Major Depresif Bozukluðu Olan Hastalarýn Kiþilik ve Affektif Mizaç Özellikleri ARAÞTIRMA Yineleyici ve Tek Dönem Major Depresif Bozukluðu Olan Hastalarýn Kiþilik ve Affektif Mizaç Özellikleri Selçuk Aslan 1, Esra Yancar Demir 2 1 Doç.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri

Detaylı

Açıklama 2012-2013. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2012-2013. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 2012-2013 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK Duygudurum Bozukluklarında Gelecek Sınıflandırma ve Tedaviler Kürşat Altınbaş Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri

Detaylı

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya Þizofrenide Prodromal Belirtiler Prof. Dr. Ýsmet KIRPINAR* Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya da yazýlarýn çoðu; þizofreninin heterojen bir sendrom olduðunu, bu hastalýk için hiçbir patognomonik

Detaylı

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen

Detaylı

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ* İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri 25 TÜRKİYE DE SIK KARŞILAŞILAN PSİKİYATRİK HASTALIKLAR Sempozyum Dizisi No:62 Mart 2008 S:25-30 PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Detaylı

DSM-II'de kronik depresyonlar kiþilik bozukluklarý. Distimik Bozukluk. Özet

DSM-II'de kronik depresyonlar kiþilik bozukluklarý. Distimik Bozukluk. Özet Distimik Bozukluk Doç. Dr. K. Oðuz KARAMUSTAFALIOÐLU*, Uz. Dr. Nesrin KARAMUSTAFALIOÐLU* Özet Sinsi baþlangýçlý, eþik altý þiddet ve kronik seyir gösteren bir depresyon türü olan distimik bozukluk sýk

Detaylı

Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım. Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım. Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Ağrı Hoş olmayan bir uyaran Duygusal Algısal Bilişsel ve davranışsal Biyopsikososyal

Detaylı

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM DR FARUK UĞUZ KONYA N.E.Ü MERAM TIP FAKÜLTESI PSIKIYATRI A.D. ÖĞR. ÜYESI Açıklama Son iki yıl içinde ilaç endüstrisi vd sivil toplum kuruluşları ile

Detaylı

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M. DEPRESYON-ANKSİYETE BOZUKLUKLARI İLE ALKOL BAĞIMLILIĞI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ARAŞTIRILMASI Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M. ÖZET Alkol bağımlılığı ve diğer psikiyatrik

Detaylı

Açıklama 2008 2009. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2008 2009. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 2008 2009 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK SİLAHLI ÇATIŞMA İLE İLİŞKİLİ TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞUNDA DİĞER BİYOLOJİK TEDAVİ SEÇENEKLERİ Dr. Cemil ÇELİK Sunumun hedefleri Silahlı

Detaylı

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER Kistik Fibrozisli Çocuk ve Ergenlerde Psikopatoloji ve Tedavi Uyumu White T, Miller J, Smith GL ve ark. (2008) Adherence and psychopathology in children and adolescents with cystic

Detaylı

Bir Psikiyatri Kliniðinde Yatarak Tedavi Gören Geç Baþlangýçlý Þizofreni Hastalarýnýn Klinik ve Sosyodemografik Özellikleri

Bir Psikiyatri Kliniðinde Yatarak Tedavi Gören Geç Baþlangýçlý Þizofreni Hastalarýnýn Klinik ve Sosyodemografik Özellikleri ARAÞTIRMA Bir Psikiyatri Kliniðinde Yatarak Tedavi Gören Geç Baþlangýçlý Þizofreni Hastalarýnýn Klinik ve Sosyodemografik Özellikleri The Clinical and Sociodemographic Features of Late Onset Schizophrenia

Detaylı

Psikiyatrik Bozukluklarda Uyku Çalýþmalarý

Psikiyatrik Bozukluklarda Uyku Çalýþmalarý Psikiyatrik Bozukluklarda Uyku Çalýþmalarý Hamdullah AYDIN*, Fuat ÖZGEN** ÖZET Psikiyatrik bozukluklarda uyku çalýþmalarý, uykuda REM fenomenlerinin ve delta uykusunun deðiþtiðine iþaret etmektedir. REM

Detaylı

Depresyonda taný ve ayýrýcý taný sorununu ele. Depresyonda Taný ve Ayýrýcý Taný. Özet. Bunun yanýsýra aþaðýdaki belirtilerden en az 5 i bulunmalýdýr.

Depresyonda taný ve ayýrýcý taný sorununu ele. Depresyonda Taný ve Ayýrýcý Taný. Özet. Bunun yanýsýra aþaðýdaki belirtilerden en az 5 i bulunmalýdýr. Depresyonda Taný ve Ayýrýcý Taný Prof. Dr. Nevzat YÜKSEL* Özet Depresyonun ayýrýcý tanýsýnda iyi bir klinik öykü alýnmasý önemlidir. Bu öykünün týbbi ve psikiyatrik yönü üzerinde ayrý ayrý durulmalýdýr.

Detaylı

Bir týbbi durumun ayýrýcý tanýsýnýn iyi yapýlabilmesi,

Bir týbbi durumun ayýrýcý tanýsýnýn iyi yapýlabilmesi, Þizofrenide Ayýrýcý Taný Doç. Dr. Can CÝMÝLLÝ* Bir týbbi durumun ayýrýcý tanýsýnýn iyi yapýlabilmesi, taný ölçütlerinin iyi belirlenmiþ olmasýna baðlýdýr. Oysa bu yazýnýn konusu olan þizofreninin ne olduðuna

Detaylı

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen 9 Prof. Dr. Selçuk BÖLÜKBAÞI Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen deðiþiklikler gibi vücut duruþunda ve yürüyüþünde de deðiþiklikler meydana gelir. Kas-iskelet sistemi vücudun destek ve temelidir.

Detaylı

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu Neden Grip Aşısı Yaptırmalıyız? Grip her yýl görülür ve günlük yaþamý etkiler Her yýl trafik kazalarýndan daha fazla insan grip nedeniyle ölmektedir. Özellikle çocuklar,

Detaylı

Eþtaný (komorbidite), iki ya da daha fazla. Depresif Bozukluklarda Eþtaný (Komorbidite) Özet

Eþtaný (komorbidite), iki ya da daha fazla. Depresif Bozukluklarda Eþtaný (Komorbidite) Özet Depresif Bozukluklarda Eþtaný (Komorbidite) Prof. Dr. Olcay YAZICI* Özet Diðer psikiyatrik bozukluklarda olduðu gibi depresif bozukluklarda da sýklýkla tabloya baþka organik ya da psikiyatrik hastalýklarýn

Detaylı

1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ

1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ 1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ Burhanettin Kaya 1, Mine Kaya 2 1 Doç.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, 2 Uz.Dr., Ankara Halk Saðlýðý Müdürlüðü,

Detaylı

OBEZİTE VE DEPRESYON. Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD.

OBEZİTE VE DEPRESYON. Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD. OBEZİTE VE DEPRESYON Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD. Obezite nedir? Obezite BKİ>30 kg/m² Çoğul etyolojili Kronik Tekrarlayıcı Yaşam kalitesini bozan Çeşitli

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

Þizofreni: Klinik Özellikler, Taný, Ayýrýcý Taný

Þizofreni: Klinik Özellikler, Taný, Ayýrýcý Taný Þizofreni: Klinik Özellikler, Taný, Ayýrýcý Taný Uz. Dr. Mehmet V. ÞAHÝN* Özet Þizofreni, kiþinin düþünce, algýlama, duygulaným ve davranýþlarýný önemli derecede etkileyerek iþ, sosyal ve özel yaþamýnda

Detaylı

Bipolar Bozukluk Baþlangýç Yaþýnýn Klinik ve Gidiþ Özellikleriyle Ýliþkisi

Bipolar Bozukluk Baþlangýç Yaþýnýn Klinik ve Gidiþ Özellikleriyle Ýliþkisi ARAÞTIRMA Bipolar Bozukluk Baþlangýç Yaþýnýn Klinik ve Gidiþ Özellikleriyle Ýliþkisi Recep Tütüncü 1, Sibel Örsel 2, M.Haluk Özbay 2 1 Uz.Dr., 2 Doç.Dr., Dýþkapý Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Psikiyatri

Detaylı

Atipik Depresyon Atypical Depression

Atipik Depresyon Atypical Depression Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2013; 5(3):276-289 doi:10.5455/cap.20130518 Atipik Depresyon Atypical Depression Ahmet Koyuncu, Zerrin Binbay, Erhan Ertekin, Selim Sağır

Detaylı

Ýntiharýn Nörobiyolojisi #

Ýntiharýn Nörobiyolojisi # Ýntiharýn Nörobiyolojisi # Prof. Dr. Nevzat YÜKSEL* GÝRÝÞ Genel toplumda intihar sýklýðý yýllýk yüzbinde 10-20 kadardýr. Deðiþik ülkelerde bu oranlar yüzbinde 10 ile 40 arasýnda deðiþmektedir. Ýntihar

Detaylı

Doðum olayý önemli biyolojik, psikososyal ve

Doðum olayý önemli biyolojik, psikososyal ve Postpartum Hüzün ve Depresyonlar Uz. Dr. Nesrin KARAMUSTAFALIOÐLU*, Uz. Dr. Nesrin TOMRUK* Doðum olayý önemli biyolojik, psikososyal ve ekonomik deðiþimlerin görüldüðü bir dönemdir. Kendell ve arkadaþlarýnýn

Detaylı

Unipolar Mani. Fatih Volkan Yüksel 1, Aydýn Kurt 1, Verda Tüzer 2, Erol Göka 3 DERLEME SUMMARY ÖZET. Unipolar Mania

Unipolar Mani. Fatih Volkan Yüksel 1, Aydýn Kurt 1, Verda Tüzer 2, Erol Göka 3 DERLEME SUMMARY ÖZET. Unipolar Mania DERLEME Unipolar Mani Fatih Volkan Yüksel 1, Aydýn Kurt 1, Verda Tüzer 2, Erol Göka 3 1 Dr., 2 Uz. Dr., 3 Doç. Dr., Ankara Numune Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi 1. Psikiyatri Kliniði, Ankara ÖZET DSM-IV

Detaylı

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu (DEHB)

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu (DEHB) Bipolar Bozukluk ve Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu Arasýndaki Ýliþki Yrd. Doç. Dr. Cengiz TUÐLU* Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu (DEHB) ilk olarak çocukluk çaðýnda kendini gösteren ve

Detaylı

0.2-200m3/saat AISI 304-316

0.2-200m3/saat AISI 304-316 RD Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip hava kilidleri her türlü proseste çalýþacak rotor ve gövde seçeneklerine sahiptir.aisi304-aisi316baþtaolmaküzerekimya,maden,gýda...gibi

Detaylı

Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi

Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi Dr. Sema Ýlhan Akalýn* Dr. Can Cimili**, Dr. Esma Kuzhan*** Giriþ: Depresyon birinci basamakta en yaygýn görülen ruh saðlýðý sorunudur, çok azýnýn ikinci

Detaylı

Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý

Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý Hatice GÜZ*, Nesrin DÝLBAZ** ÖZET Bu çalýþmada sosyal kaygý ve panik bozukluðu olan

Detaylı

Affektif bozukluklarýn etiyoloji, taný ve tedavisi

Affektif bozukluklarýn etiyoloji, taný ve tedavisi Affektif Bozukluklar ve Kolesterol Yrd. Doç. Dr. Ali ÇAYKÖYLÜ* Affektif bozukluklarýn etiyoloji, taný ve tedavisi ile ilgili olarak son yýllarda önemli geliþmeler olmuþtur. Biyolojik göstergelerin gittikçe

Detaylı

Sosyal Fobi. Özet. Taný ve Sýnýflandýrma

Sosyal Fobi. Özet. Taný ve Sýnýflandýrma Sosyal Fobi Doç. Dr. Nesrin DÝLBAZ* Özet Sosyal fobi kiþinin baþkalarýnca deðerlendirilmesi mümkün olan birden çok ortamdan sürekli korkma ve bu ortamlarda olabildiðince kaçýnma davranýþlarý gösterme hali;

Detaylı

Yeme Bozukluðu ve Bipolar Bozukluk Birlikteliði

Yeme Bozukluðu ve Bipolar Bozukluk Birlikteliði DERLEME Yeme Bozukluðu ve Bipolar Bozukluk Birlikteliði Comorbidity of Eating Disorders and Bipolar Disorder Asena Akdemir 1, Bahar Sarý Narðis 2 1 Prof.Dr., Selçuk Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri

Detaylı

Klinik ve Subklinik Hipotiroidide Psikiyatrik Belirti Düzeyi ve Psikiyatrik Belirtilerin Tiroid Hormon Düzeyleri Ýle Ýliþkisi

Klinik ve Subklinik Hipotiroidide Psikiyatrik Belirti Düzeyi ve Psikiyatrik Belirtilerin Tiroid Hormon Düzeyleri Ýle Ýliþkisi ARAÞTIRMA Klinik ve Subklinik Hipotiroidide Psikiyatrik Belirti Düzeyi ve Psikiyatrik Belirtilerin Tiroid Hormon Düzeyleri Ýle Ýliþkisi Ýbrahim Eren 1, Erkan Cüre 2, Ýkbal Çivi Ýnanlý 3, Ali Kutlucan 2,

Detaylı

Depresif Duygudurumdan Major Depresyona Klinik Spektrum

Depresif Duygudurumdan Major Depresyona Klinik Spektrum DERLEME Depresif Duygudurumdan Major Depresyona Klinik Spektrum From Depressive Symptamotology to Major Depression: Clinical Spectrum Aslý Akýn Aslan 1, Burcu Akýn Sarý 2, Aslý Kuruoðlu 3 1 Uz.Dr., Batman

Detaylı

Çeþitli organ ve sistemleri tutan týbbi hastalýklarýn

Çeþitli organ ve sistemleri tutan týbbi hastalýklarýn Týbbi Durumlar ve Depresyon Doç. Dr. Nalan Kalkan OÐUZHANOÐLU* Çeþitli organ ve sistemleri tutan týbbi hastalýklarýn seyri sýrasýnda gerek belirti gerek sendrom düzeyinde görülen en yaygýn bozukluk depresyondur.

Detaylı

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir.

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir. Psikiyatrinin en önemli hastalıklarından biridir. Bu hastalıkta gerçeği değerlendirme yetisinde bozulma, acayip tuhaf davranışlar, hezeyanlar ( mantıksız, saçma, olması mümkün olmayan veya olması mümkün

Detaylı

Yazar Ad 41 Prof. Dr. Haluk ÖZEN Cinsel hayat çocuk yaştan itibaren hayatımızın önemli bir kesimini oluşturur. Yaşlılık döneminde cinsellik ayrı bir özellik taşır. Yaşlı erkek kimdir, hangi yaş yaşlanma

Detaylı

Bedensel hastalýðý olanlarda depresyon morbidite

Bedensel hastalýðý olanlarda depresyon morbidite Bedensel Hastalýklarda Depresyon Uz. Dr. Özen ÖNEN SERTÖZ*, Prof. Dr. Hayriye ELBÝ METE* Bedensel hastalýðý olanlarda depresyon morbidite ve mortaliteyi etkileyen önemli bir klinik sendromdur (Cassem 1991,

Detaylı

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD. Obezitede Anksiyete Bozuklukları ve Depresyon Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD. Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: Sanofi Danışman: Teva, BMS Konuşmacı: Lundbeck Obezite giderek artan bir toplum sağlığı

Detaylı

Az sayıda ilaç. Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması. Hastayı bilgilendirme İzleme

Az sayıda ilaç. Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması. Hastayı bilgilendirme İzleme Temel farmakoterapi ilkeleri Az sayıda ilaç Daha önce kullanılan veya ailede kullanılan ilaç Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması Psikolojik desteğin de sağlanması Hastayı

Detaylı

Özgül Serotonin Geri Alým Engelleyicilerine Baðlý Kesilme Sendromlarý

Özgül Serotonin Geri Alým Engelleyicilerine Baðlý Kesilme Sendromlarý Özgül Serotonin Geri Alým Engelleyicilerine Baðlý Kesilme Sendromlarý Lut TAMAM* ÖZET Selektif serotonin geri alým inhibitörleri (SSRI) depresyon baþta olmak üzere, anksiyete bozukluklarý, obsesif kompulsif

Detaylı

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER Major Depresyon, Davraným Bozukluðu ve Madde Kullaným Bozukluðu olan Ergenlerde Fluoksetin ve Biliþsel Davranýþcý Terapinin Karþýlaþtýrýldýðý Randomize Kontrollü Çalýþma Riggs

Detaylı

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse Perinatal Depresyon gebelik süresince veya gebeliği takip eden ilk 12 ay boyunca

Detaylı

Depresyon Belirtileri

Depresyon Belirtileri Depresyon, kişinin sosyal işlevlerini ve günlük yaşama dair etkinliklerini rahatsız edecek, bozacak dereceye ulaşmış üzüntü, melankoli veya keder durumudur. Depresyon toplumda çok sık görülmekle beraber,

Detaylı

Karmakarışık Gebelik ve Lohusalık. Doç Dr Esra Yazıcı Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Zirvesi

Karmakarışık Gebelik ve Lohusalık. Doç Dr Esra Yazıcı Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Zirvesi Karmakarışık Gebelik ve Lohusalık Doç Dr Esra Yazıcı Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi 2017- Psikiyatri Zirvesi 1 Karmakarışık olan Gebe - lohusa olmak mı? Kadın olmak mı? 2 Kadın olmak ve DDB Bipolar

Detaylı

Þizofreni özellikle düþünce, algý ve duygulaným

Þizofreni özellikle düþünce, algý ve duygulaným Çocukluk ve Ergenlik Döneminde Þizofreni: Klinik Özellikler Doç. Dr. Selahattin ÞENOL* Þizofreni özellikle düþünce, algý ve duygulaným alanlarýnda bozulmayla seyreden ciddi bir ruhsal hastalýktýr. Ýlk

Detaylı

Demans ve depresyon, klinik görünümlerinde

Demans ve depresyon, klinik görünümlerinde Depresyon - Demans Ayýrýcý Tanýsý Dr. E. Yusuf SÝVRÝOÐLU*, Prof. Dr. Selçuk KIRLI* Demans ve depresyon, klinik görünümlerinde biliþsel kaybýn ortak özellik olarak yer aldýðý iki klinik tablodur. Her iki

Detaylı

Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon

Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon ARAÞTIRMA Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon Gülten Karadeniz 1, Serdar Tarhan 2, Emre Yanýkkerem 3, Özden Dedeli 3, Erkan Kahraman 4 1 Yrd.Doç.Dr., 3

Detaylı

Araþtýrma Hazýrlayan: Ebru Kocamanlar Araþtýrma Uzman Yardýmcýsý Gýda Ürünlerinde Ambalajýn Satýn Alma Davranýþýna Etkisi Dünya Ambalaj Örgütü nün açýklamalarýna göre dünyada ambalaj kullanýmýnýn %30 unu

Detaylı

Dünyada ortalama yaþam süresinde beklenen

Dünyada ortalama yaþam süresinde beklenen Yaþlýlýk Çaðý Depresyonlarý Yrd. Doç. Dr. Kamil Nahit ÖZMENLER* Dünyada ortalama yaþam süresinde beklenen artýþ ile birlikte yaþlý nüfus sayýsýnda da artýþ olmuþ, 1950'lerde ortalama yaþam süresi 36 yýl

Detaylı

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme - 1 8 Konuþmayý Yazýya Dökme El yazýnýn yerini alacak bir aygýt düþü XIX. yüzyýlý boyunca çok kiþiyi meþgul etmiþtir. Deðiþik tasarým örnekleri görülmekle beraber, daktilo dediðimiz aygýtýn satýlabilir

Detaylı

Depresyon ve demans yaþlý populasyonda en

Depresyon ve demans yaþlý populasyonda en Depresyon ve Demans Uz. Dr. Mehmet V. ÞAHÝN* Depresyon ve demans yaþlý populasyonda en sýk karþýlaþýlan nöropsikiyatrik sendromlardandýr. Depresyon ve demansýn birlikteliði ve bu iki klinik durum arasýndaki

Detaylı

Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar. Doç Dr Selim Tümkaya

Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar. Doç Dr Selim Tümkaya Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar Doç Dr Selim Tümkaya ANKSİYETE BOZUKLUKLARI Anksiyete bozukluklarının yaşam boyu prevalansı yaklaşık %29 dur. Kessler ve ark 2005 Uzunlamasına çalışmalar

Detaylı

Duloksetin: Klinik Kullanýmý

Duloksetin: Klinik Kullanýmý Duloksetin: Klinik Kullanýmý Nevzat Yüksel 1 1 Prof.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara GÝRÝÞ Major depresyonun genel toplumdaki yaþam boyu prevalansý erkekler için %12,

Detaylı

Yaþlýda depresyonun prevalansý, psikopatolojisi, etiyolojisi

Yaþlýda depresyonun prevalansý, psikopatolojisi, etiyolojisi Yaþlýda Depresyon ve Tedavisi Prof. Dr. Engin EKER*, Dr. Ayþýn NOYAN** Yaþlýda depresyonun prevalansý, psikopatolojisi, etiyolojisi ve patogenezi konusunda son yýllarda yoðun çalýþmalar yapýlmýþtýr. Çalýþmalar

Detaylı

Anksiyetenin aþýrý ve kiþiyi felç eden formunun bir

Anksiyetenin aþýrý ve kiþiyi felç eden formunun bir Panik Bozukluðu Prof. Dr. Raþit TÜKEL* Anksiyetenin aþýrý ve kiþiyi felç eden formunun bir hastalýk olarak tanýnmasý, diðer birçok psikiyatrik bozukluða göre daha geç dönemlere rastlamaktadýr. Eski çaðlara

Detaylı

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Psikoloji Lisans www.gunescocuk.com Tanım Kişinin genel duygu durumundaki bir bozulma, dış şartlara ve durumlara göre uygunsuz bir

Detaylı

Paroksetinin Sosyal Anksiyete Bozukluðu Tedavisinde Kullanýmý

Paroksetinin Sosyal Anksiyete Bozukluðu Tedavisinde Kullanýmý Paroksetinin Sosyal Anksiyete Bozukluðu Tedavisinde Kullanýmý Aslýhan Sayýn 1 1 Uz.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara GÝRÝÞ Sosyal anksiyete bozukluðunun (SAB) tedavisi,

Detaylı