İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Malatya, Turkey



Benzer belgeler
ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

EVLİ KADINLARDA CİNSEL FONKSİYONLARA ETKİN FAKTÖRLER FACTORS ASSOCIATED WITH SEXUAL FUNCTION IN MARRIED WOMEN

Investigation of Pelvic Floor Muscle Strength of the Women Admitted to the Gynecology Clinics and the Evaluation of Affecting Factors

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuç: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT The Evaluation of Mental Workload in Nurses Objective: Method: Findings: Conclusion:

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

İnfertil Kadınlarda Cinsel Fonksiyon Bozukluğu: Depresyon ve Demografik Faktörler ile İlişkisi

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Normal ve Sezaryen Doğum Yapan Kadınların Doğum Konfor Düzeyine Göre Karşılaştırılması

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİ NDE YAPTIRILAN DOĞUMLARIN İNCELENMESİ

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

TAF Preventive Medicine Bulletin, 2008: 7(3)

Ölçüm Aletleri Çalışması ş Sonuçları. Hastalıkları Derneği

TEŞEKKÜR. Araştırmacı bu çalışmanın gerçekleşmesinde katkılarından dolayı aşağıda adı geçen kişi ve kuruluşlara içtenlikle teşekkür eder.

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

15 49 Yaş Grubu Kadınlarda Sağlığı Geliştirme Davranışları ve Etkileyen Faktörler

ENGELLİ KADINLARIN DOĞURGANLIK ÖZELLİKLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Üriner İnkontinans. Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu

40 65 Yaş Grubu Kadınlarda Cinsel Fonksiyon Bozukluğu Prevalansı, Depresyon Ve Diğer İlişkili Faktörler

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

HASTANE ÇALIŞANI BAYANLARDA CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU SEXUAL DYSFUNCTION IN A FEMALE HOSPITAL STAFF

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Hipertansiyon ve Kronik Böbrek Hastalığı

T.C. İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

BİRİNCİ BASAMAKTA DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONLARI EPİDEMİYOLOJİSİ VE ÖNEMİ. Doç. Dr. Serap Çifçili Marmara Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

Birinci basamakta çalışan sağlık personelinin hasta hakları konusunda bilgi düzeylerinin belirlenmesi

KAMU PERSONELÝ SEÇME SINAVI PUANLARI ÝLE LÝSANS DÝPLOMA NOTU ARASINDAKÝ ÝLÝÞKÝLERÝN ÇEÞÝTLÝ DEÐÝÞKENLERE GÖRE ÝNCELENMESÝ *

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği En İyi Genç Araştırıcı Ödülü-2011

20-23 Mayıs 2009 da 45. Ulusal Diyabet Kongresi nde Poster olarak sunuldu.

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker****

ÖNSÖZ. beni motive eden tez danışmanım sayın Doç. Dr. Zehra Özçınar a sonsuz

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

KKTC YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi

Bir Üniversite Hastanesinde Çalışan Sekreterlerin Kas İskelet Sistemi Yakınmalarının İncelenmesi

Doğumun Aktif Fazında Uygulanan Hidroterapinin, Doğum Süreci, Anne Memnuniyeti ve Doğum Sonrası Ebeveynlik Davranışı Üzerine Etkisi

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

Okul Öncesi (5-6 Yaş) Cimnastik Çalışmasının Esneklik, Denge Ve Koordinasyon Üzerine Etkisi

TÜRKİYE DEKİ ÜÇ TIP FAKÜLTESİNİN SON ÜÇ YILDAKİ YAYIN ORANLARI THE THREE-YEAR PUBLICATION RATIO OF THREE MEDICAL FACULTIES IN TURKEY

Gebelikte beden kitle indeksi ve kilo değişimi ile albuminüri arasındaki ilişki

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

MANİSA KENT MERKEZİNDE YAŞAYAN YAŞ GRUBU KADINLAR VE EŞLERİ ARASINDA SİGARA İÇME BOYUTU VE BUNU ETKİLEYEN SOSYOEKONOMİK FAKTÖRLER

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan

Temel Hemşirelik Uygulamalarına İlişkin Hizmet İçi Eğitimin Değerlendirilmesi

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

SANAYİ İŞÇİLERİNİN DİNİ YÖNELİMLERİ VE ÇALIŞMA TUTUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ - ÇORUM ÖRNEĞİ

ÇALIŞMANIN AMACI: Türkiye de erişkinlerde ( 20 yaş) metabolik sendrom sıklığını tespit etmektir.

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

HOŞGELDİNİZ. Diaverum

HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Değişken Türleri, Tanımlayıcı İstatistikler ve Normal Dağılım. Dr. Deniz Özel Erkan

Hemşirelik Lisans Öğrencilerinin Eleştirel Düşünme ve Sağlıklı Yaşam Davranışları

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

14 Aralık 2012, Antalya

Determinants of Education-Job Mismatch among University Graduates

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ TAŞINMAZ DEĞERLEMEDE HEDONİK REGRESYON ÇÖZÜMLEMESİ. Duygu ÖZÇALIK

T.C. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİREYSEL DEĞERLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ İLİŞKİSİ: İSTANBUL İLİNDE BİR ARAŞTIRMA

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Anabilim Dalı

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET ABSTRACT

Dr. Nilgün Çöl Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD. Sosyal Pediatri BD.

The International New Issues In SOcial Sciences

BÖLÜM-1.BİLİM NEDİR? Tanımı...1 Bilimselliğin Ölçütleri...2 Bilimin İşlevleri...3

GEBELERİN BİTKİSEL ÜRÜN TÜKETİM VE SIKLIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Kadın ve Erkek Psikiyatri Kapalı Servislerinde Fiziksel Tespit Uygulamasının Klinik Özelliklerle İlişkisi

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE ÇALIŞAN SAĞLIK ÇALIŞANLARININ RUHSAL SAĞLIK DURUMUNUN BELİRLENMESI VE İŞ DOYUMU İLE İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir

SAĞLIK ÇALIŞANLARIN GÜVENLİĞİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER (TÜRKİYE NİN GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE BEŞ FARKLI HASTANE ÖRNEĞİ)

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

BİYOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN LABORATUVAR DERSİNE YÖNELİK TUTUMLARININ FARKLI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

14 YAŞ VE ÜZERİ BİREYLERİN ANKSİYETE VE GENEL SAĞLIK DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

Sık kullanılan istatistiksel yöntemler ve yorumlama. Doç. Dr. Seval KUL Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

Yrd.Doç.Dr. NURDAN GEZER

Statistical Package for the Social Sciences

Transkript:

between the Ages of 20-50 Living in Central Malatya [Malatya İl Merkezinde Yaşayan 20-50 Yaş Arasındaki Kadınların ] Filiz Çiledağ Özdemir 1, Erkan Pehlivan 2 1 İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, Malatya, Turkey 2 İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Malatya, Turkey Abstract The aim is to evaluate sexual function levels of the women living in Malatya province and determine the factors affecting them. This study was a cross-sectional study. Stratified cluster sampling method was used by the number of admission to the hospital. The study includes 430 women between 20-50 years of age. In the analysis; Chi-square and logistic regression were used. The average age of those entering the study is 38.5±0.5 years. Of the women entering the study, 10.5% are illiterate. Female Sexual Function Index average value of the individuals entering the study (Index of Female Sexual Function =IFSF) has been detected as 26.9±7.8. IFSF score of 69.1% of the patients is under 30, and that of 30% is 30.9. In our study, statistically significant differences (p<0.05) have been found between IFSF values of the subjects and their ages, education level, number of pregnancies, the type of delivery and body mass index. As a result of logistic regression analysis, it has been found out that being obese (OR=2.1), and being at the age 40 and over (OR=2.5) are primarily associated factors with sexual dysfunction (p<0.05). According to the survey results, IFSF values have been found to be very low. In the light of these results; it can be suggested that primary health care staff should give information to the individuals and education about sexual health to the students in schools. Also it can be advised to analyze the effects of the parameters examining through research conduction on a larger sample group. Keywords: Sexual dysfunction, risk factors, IFSF (Rec.Date: Mar 16, 2015 Accept Date: Apr 06, 2015) Corresponding Author: Filiz Çiledağ Özdemir, İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, Malatya, Turkey E-mail: fciledag@gmail.com Phone: +90 5054954763 www.medicinescience.org Med-Science 2751

between the Ages of 20-50 Living in Central Malatya [Malatya İl Merkezinde Yaşayan 20-50 Yaş Arasındaki Kadınların ] Filiz Çiledağ Özdemir 1, Erkan Pehlivan 2 1 İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, Malatya, Turkey 2 İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Malatya, Turkey Özet Bu çalışmanın amacı, Malatya il merkezinde yaşayan kadınların cinsel fonksiyon düzeylerinin değerlendirilmesi ve etkileyen faktörlerin incelenmesidir. Bu araştırma kesitsel tipte bir araştırmadır. Hastaneye başvuru sayısına göre tabakalı küme örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmaya 20-50 yaş arası 430 kadın dahil edilmiştir. Analizlerde; ki-kare, lojistik regresyon kullanılmıştır. Araştırma kapsamına giren bireylerin ortalama Kadın Cinsel Fonksiyon İndeks değeri (Index of Female Sexual Function =IFSF) ise 26.9±7.8 olarak saptandı. Olguların %69.1 inin IFSF skoru 30 un altında, %30.9 unun ise 30 ya da üzerindedir. Araştırmamızda olguların IFSF değerleri ile yaş, eğitim düzeyi, gebelik sayısı, doğum şekli ve vücut kitle indeksi arasında istatistiksel farklılık saptanmıştır (p<0.05). Lojistik regresyon analizi sonucunda şişman olmanın (OR=2.1), 40 ve üzeri yaşta olmanın (OR=2.5) cinsel fonksiyon bozukluğu ile ilgili primer ilişkili faktörler olduğu saptanmıştır (p<0.05). Araştırma sonuçlarına göre IFSF değerleri oldukça düşük bulunmuştur. Bu sonuçların ışığında; birinci basamak sağlık personeli tarafından bireylere cinsel sağlıkla ilgili eğitim verilmesi, okullarda öğrencilere yönelik cinsel sağlıkla ile ilgili bilgilendirme çalışmaları düzenlenmesi önerilebilir. Ayrıca daha geniş bir örneklem grubunda araştırmalar yapılarak incelenen parametrelerin etkilerinin analiz edilmesi önerilebilir. Anahtar kelimeler: Cinsel fonksiyon bozukluğu, risk faktörleri, IFSF (Rec.Date: Mar 16, 2015 Accept Date: Apr 06, 2015) Corresponding Author: Filiz Çiledağ Özdemir, İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, Malatya, Turkey E-mail: fciledag@gmail.com Phone: +90 5054954763 www.medicinescience.org Med-Science 2752

Giriş Cinsel sağlık, yaşam kalitesinin en önemli göstergelerinden biridir. Dünya Sağlık Örgütü, cinsel disfonksiyonu, farklı nedenlere bağlı olarak, kişinin istediği halde cinsel ilişkiye girememesi olarak tanımlamıştır. Günümüzde erektil disfonksiyon tedavisi alanında sağlanan gelişmelerle birlikte kadın cinsel fonksiyon bozukluğuna da ilgi giderek artmaktadır. Kadın cinsel disfonksiyonu, kadınların %38-63 ünü etkileyen yüksek prevalanslı bir problemdir [1,2]. Duygusal, fiziksel, biyolojik, psikolojik ve kişiler arası ilişkiler, kadın cinsel fonksiyonlarını bozabileceği için bu problem, çok yönlü araştırılmalıdır. İnsan cinselliği ile ilgili ilk kapsamalı araştırma Kinsey ve arkadaşları tarafından yayınlanmış ve bu araştırma bir dönüm noktası olmuştur. Daha ayrıntılı bilgiler ise ilk kez Master ve Johnson tarafından laboratuvar ortamında incelenmiştir [1,3]. Kadın cinsel fonksiyon bozukluğu prevalansı ile ilgili en geniş seriye sahip çalışmalardan biri de Laumann ve arkadaşlarının Amerika Ulusal Sağlık ve Sosyal Yaşam Araştırması verilerini çözümledikleri çalışmadır. Bu çalışma ile yaşları 18 ile 59 arasında değişen 1,749 kadın üzerinde elde edilen veriler derlenmiştir. Bu araştırmada erkeklerde seksüel sorun görülme oranı %31 iken kadınlarda bu oran %43 olarak saptanmıştır. Hawton da benzer şekilde kadınların erkeklere göre daha fazla cinsel sorunla karşılaştığını ve prevalansın %35-60 arasında olduğunu saptamıştır. Literatürde kadın cinsel fonksiyon bozukluğu insidans ve prevalansı ile ilgili veriler oldukça az olmakla birlikte % 76 gibi oldukça yüksek prevalans oranı bildiren çalışmalar da mevcuttur. Ülkemizde kadın cinsel fonksiyon bozukluğunun insidansı ve risk faktörleri konusunda henüz yeterli veri yoktur [4]. Erkek cinsel fonksiyon bozukluğu konusundaki ilerlemelere karşın, kadın cinsel fonksiyonu hakkında iyi bir tanısal sınıflama sisteminin oluşturulamaması ve bu konuda sınırlı sayıda araştırma yapılması sonucunda, kadın cinsel fonksiyon patofizyolojisi, psikolojisi ve tedavisi tam olarak aydınlatılamamıştır. Kadın cinselliği ile ilgili verilerin yetersiz olmasını etkileyen birçok etmen söz konusudur. Cinsellikle ilgili sorunların dile getirilmesinde toplumsal değerler ve normlar özellikle kadınların bu konuyla ilgili sıkıntılarını dile getirmelerinde önemli bir engeldir [5]. Bu çalışma; 20-50 yaş grubu kadınlarda cinsel fonksiyon düzeylerinin değerlendirilmesi ve etkileyen faktörlerin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. www.medicinescience.org Med-Science 2753

Gereç ve Yöntem Kesitsel tipteki bu araştırmanın evreni İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi, Malatya Devlet Hastanesi ve Malatya Özel Hastanelerin bünyesinde yer alan jinekoloji polikliniklerine başvuran 20-50 yaş arası kadınlardır. Örneklem büyüklüğü, evren ve prevalansın bilinmediği durumlar için önerilen formül ile [n=(t 1-α)2 (p.q)2 /S2 ], %95 güven aralığında en küçük örneklem birimi olarak en az 384 kişiye ulaşılması hesaplanmıştır. Başvuru sayısına göre ağırlıklandırılmış tabakalardan örnek şeçilerek 430 kadın bu araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Araştırma planlaması yapıldıktan sonra evren ve örneklemin saptanması ve uygulamanın yapılabilmesi için aynı dönemde Etik Kurul onayı alınmıştır. Veriler 1 Ocak 2012-1 Aralık 2012 tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırma verileri, Üniversite, Devlet ve örneğe çıkan bir özel hastane jinekoloji polikliniklerine başvuran kadınları kapsamaktadır. Çalışmanın veri toplama aşaması iki basamakta gerçekleştirilmiştir. Bunlar sırasıyla; anket formunun düzenlenerek uygulanması ile verilerin değerlendirilmesidir. Bu çalışmadaki anket formunu genel bilgi formu ile Kadın Cinsel Fonksiyon İndeksi ölçeğini (Index of Female Sexual Function=IFSF) kapsamakta idi. IFSF, Kaplan ve arkadaşları tarafından geliştirilen, Türk Androloji Derneği tarafından onaylanıp, ülkemizde ve yurt dışı platformlarda kabul görmüş çeşitli araştırmalarda da kullanılmış olan bir indekstir [6,7]. IFSF, kadın cinsel fonksiyonu ile ilgili yönleri (lubrikasyon, orgazmik fonksiyon, cinsel istek, ilişki tatmini, klitoral duyarlılık ve genel tatmin) değerlendirmek için tasarlanmıştır. Cevapların derecelendirilmesi 1 den (neredeyse hiç ya da hiç), 5 e kadardır (hemen hemen her zaman ya da her zaman). Son 1 ay içerisinde cinsel ilişkide bulunmayanlar sıfır olarak puanlanır. Soruların analizi ve alt başlıkların puanı birbirinden farklılık göstermektedir. Soru 1, 2 cinsel ilişki kalitesini, soru 4,5 cinsel istek, soru 6,7 cinsel ilişki tatmini, soru 8 orgazmik fonksiyon, soru 9 klitoral duyarlılık hakkında bilgi vermektedir. En yüksek puan olarak skorun toplamı 45 tir (aralık 5 ten 45 e kadar), toplam skor azalması cinsel fonksiyonda azalmayı göstermektedir. Türkiye de cinsel fonksiyon bozukluğu için ölçeğin kesin skor eşik değeri belirlenmiş olmamakla birlikte total skorun 30 olması cinsel fonksiyon bozukluğunun varlığı şeklinde yorumlanmaktadır [7]. Anket formunun içerisinde yer alan genel bilgi formu; www.medicinescience.org Med-Science 2754

çalışma grubundaki kadınların yaşı, eğitim durumu, çalışması, aylık geliri, gebelik sayısı, doğum şekilleri, vücut kitle indeksi gibi risk faktörlerini sorgulamak için düzenlenmiştir. Bu çalışma Helsinki Deklarasyonu na uygun olarak yürütülmüştür. Araştırmaya katılmayı kabul edilen kadınlardan yazılı onam alınmıştır. Araştırmaya katılma gönüllülük esasına dayanmıştır ve kadınların kimlik bilgileri alınmamıştır. Araştırmanın verileri formlar aracılığıyla poliklinikte uygun bir odada okuryazar olan kadınların bireysel doldurmaları sağlanarak, okuryazar olmayan kadınlarla ise yüz yüze görüşülerek toplanmıştır. Araştırma verilerinin analizi bilgisayar ortamında SPSS 16.0 paket programı kullanılarak yapılmıştır. Aritmetik ortalamalar standart sapmaları ile verilmiştir. Verilerin analizinde ki-kare, lojistik regresyon analizleri kullanılmıştır. Bulgular Çalışma grubunu oluşturan toplam 430 kadının yaş ortalaması 38.5±0.5 yıl olup, 20-50 yaş arasında değişmekte idi. Katılımcıların %10.5 i okuryazar değildi. Bu çalışmadaki kadınların %78.1 i ev hanımı idi. Olguların %26 sının aylık geliri asgari ücret veya asgari ücretin altında idi. Çalışma kapsamındakilerin %64.2 si 5 kişi ya da daha fazla kişinin yaşadığı hanede yaşamakta iken %73.0 ının yerleşim yeri kent idi (Tablo 1). www.medicinescience.org Med-Science 2755

Tablo 1. Araştırma kapsamına girenlerin sosyodemografik özelliklerine göre dağılımı + Sosyo-Demografik Özellikler Sayı % Yaş Grupları 20-29 116 27.0 30-39 130 30.2 40 ve üzeri 184 42.8 Eğitim Düzeyi Okuryazar değil 45 10.5 İlköğretim 217 50.5 Ortaöğretim 120 27.8 Yükseköğretim 48 11.2 Meslek Durumu Ev hanımı 336 78.1 Çalışan 74 17.2 Emekli 20 4.7 Gelir Durumu <700 YTL * 112 26.0 701-1401 164 38.1 1402-2102 100 23.3 2103> 54 12.6 Hane Halkı Sayısı 4 ve altı kişi 154 35.8 5 ve üzeri kişi 276 64.2 Yerleşim Yeri Kent 314 73.0 Kır 116 27.0 Toplam 430 100.0 * 2012 yılı için asgari ücret www.medicinescience.org Med-Science 2756

Bu çalışmada ortalama IFSF değeri 26.9±7.8 olarak saptandı. Gruptaki en düşük IFSF değeri 5, en yüksek değer ise 45 idi. Çalışma kapsamındakilerin %69.1 inin IFSF skoru 30 un altında, %30.9 unun ise 30 ya da üzerindedir (Tablo 2). Tablo 2. Araştırma kapsamına girenlerin IFSF değerlerine göre dağılımı IFSF Değerleri Kadın Sayısı % <30 297 69,1 30 133 30,9 Toplam 430 100.0 Tek yönlü analizlerde IFSF değerleri ile ilişkili bulunan bağımsız değişkenlerin, birlikte etkisini görmek için lojistik regresyon analizi uygulanmış ve analiz sonucu Tablo 3 de sunulmuştur. Tablo 3. IFSF(Index of Female Sexual Function/Kadın Cinsel Fonksiyon İndeksi) değerlerine etki eden risk faktörleri (lojistik regresyon modeli) Bağımsız değişkenler Vücut kitle indeksi(şişman olmak) Yaş (40 yaş üstü) Analiz dışında kalanlar: Eğitim durumu Gebelik sayısı Doğum şekli Regresyon katsayısı B Standart Hata P değeri Odds Ratio (OR) %95 Güven aralığı (Cl) 0.744 0.245 0.002 2.105 1.303-3.399 0.897 0.225 0.001 2.451 1.578-3.809 www.medicinescience.org Med-Science 2757

Lojistik regresyon analizi sonucunda şişman olmanın (OR=2.105, CI=1.303-3.399), 40 ve üzeri yaşta olmanın (OR=2.451, CI=1.578-3.809) cinsel fonksiyon bozukluğu ile ilgili primer ilişkili faktörler olduğu saptanmıştır (p<0.05). Tartışma ve Sonuç Kadın cinsel fonksiyonu, yasam kalitesi için önemli bir bileşendir ve çeşitli fizyolojik, psikolojik ve sosyokültürel faktörler tarafından etkilenir. Dünya Sağlık Örgütü nün (WHO) yayınladığı International Statistical Classification of Diseases andm Related Health Problems da (ICD 10) cinsel fonksiyon bozukluğu (CFB), bireyin umduğu cinsel ilişkiyi yaşayamaması durumu olarak tanımlanmaktadır [8]. Kadın cinsel fonksiyon bozukluğu yaşa bağımlı, progresif ve kadınların %30-50 sini ilgilendiren yaygın bir sorundur [9]. Malatya il merkezinde yapılan bu araştırmada 20-50 yaş arasındaki 430 kadının cinsel fonksiyon bozuklukları IFSF sorgulama formu ile araştırılmış ve IFSF skorları ile çeşitli demografik parametrelerin ilişkisi incelenmiştir. Türkiye de cinsel fonksiyon bozukluğu için ölçeğin kesin skor eşik değeri belirlenmiş olmamakla birlikte total skorun 30 olması cinsel fonksiyon bozukluğunun varlığı şeklinde yorumlanmaktadır. Çalışmamızda tüm grup için ortalama IFSF skoru 26.9±7.8 belirlenmiş olup çalışma kapsamındaki bireylerin %69.1 inde cinsel fonksiyon bozukluğu tespit edilmiştir. Kadın cinsel fonksiyon bozukluğu insidans ve prevalansı ile ilgili veriler oldukça az olmakla birlikte, % 76 gibi oldukça yüksek prevalans oranları bildirilmektedir. Bu konuda en geniş serili çalışma Amerika Birleşik Devletleri nde Laumann ve arkadaşları tarafından yapılmıştır. Bu çalışmada, yaşları 18-59 arasında değişen 1749 kadından elde edilen verilerden, erkeklerde cinsel sorun % 31 oranında görülürken kadınlarda bu oran % 43 lerdedir. İngiltere de % 33, İzlanda da % 22 oranları bulunmuştur [1,3]. Ülkemizde ise Oksuz ve Malhan tarafından yapılan bir çalışmada kadınların % 48,3 ünde cinsel fonksiyon bozukluğu olduğu bildirilmiştir. Çayan ve arkadaşları ise cinsel fonksiyon bozukluğu görülme sıklığının yaşla birlikte artış gösterdiğini (18-27 yas arası kadınlarda %21,7; 28-37 yas arası kadınlarda % 25,5; 38-47 yas arası kadınlarda % 53.5; 48-57 yas arası kadınlarda % 65.9 ve 58-67 yas arası kadınlarda % 92.9) tespit etmişlerdir [10]. www.medicinescience.org Med-Science 2758

Türkiye de yapılan başka bir çalışmada ise cinsel fonksiyon bozukluğu prevalansı 40-49 yaş grubundaki kadınlarda %50.2, 50-59 yaş grubundaki kadınlarda %71.3, 60-64 yaş grubundaki kadınlarda ise %82.9 olarak saptanmıştır [8]. Literatürde cinsel fonksiyon bozukluğu ile ilgili farklı prevalans değerlerin saptanmasının nedeni cinsel fonksiyon bozukluk tanımındaki ve araştırma metodolojilerindeki farklılıklar, çalışmanın yapıldığı toplumların sosyo-kültürel yapısı olabilir. Yaş kadın cinsel fonksiyon bozukluğu üzerine etkisi olan en önemli faktör olarak tanımlanmaktadır. Kadınlarda yaş artısı ile birlikte doku ve organların işlevsel kapasitesinin azalması, genital organların ve pelvik taban kaslarının fonksiyonlarının bozulması, kronik hastalıkların görülme sıklığındaki artış, toplumsal - kültürel değer yargılarının etkisi gibi pek çok fizyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin kadın cinsel fonksiyonlarını olumsuz olarak etkilediği düşünülmektedir [11]. Literatür de kadın cinsel fonksiyon bozukluğu prevalansının yaşla birlikte arttığını ortaya koymaktadır [8,12]. Bu araştırmada da literatüre uygun olarak kadın cinsel fonksiyon bozukluğu prevalansının yaşla birlikte artış gösterdiği gözlemlenmiştir. Araştırmamızda vücut kitle indeks değeri 30 kg/m2 ya da üzerinde olan kadınların IFSF değerleri anlamlı olarak daha düşük bulunmuştur (p<0.05). Literatürde de vücut kitle indeksinin cinsel yaşamı etkilediğine dair çalışmalar mevcuttur [10]. Bu araştırmada kadınların eğitim düzeyi arttıkça cinsel fonksiyon bozukluğu görülme sıklığının azaldığı saptanmıştır. Ülkemizde yapılan birtakım çalışmalar da bulgularımız paralelinde eğitim düzeyi düşük olan kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluğunun daha sık görüldüğünü rapor etmişlerdir. Diğer ülkelerden de araştırma bulgularımız ile paralel sonuç elde eden çalışmalar vardır [8,12]. Güvel ve arkadaşları tarafından yapılan çalışma ise eğitim düzeyi ile cinsel fonksiyon bozukluğunun görülme durumu ilişkili bulunmamıştır [4]. Nijerya da yapılan bir çalışmada ise eğitim düzeyi yüksek olanlarda cinsel fonksiyon bozukluğu daha fazla bulunmuştur [13]. Literatürde kadınların çalışma durumu ile cinsel fonksiyon bozukluğu arasındaki ilişki konusunda fikir birliği yoktur. Elnashar ve arkadaşları araştırmamıza paralel olarak kadınların çalışma durumunun cinsel yaşam üzerinde olumsuz etkisi olmadığını bildirmiştir [14]. www.medicinescience.org Med-Science 2759

Literatürde çalışmayan kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluğunun daha sık görüldüğüne dair çalışmalar da mevcuttur [8,12,15]. Bu çalışmada kadınların yaşadıkları yerleşim yeri, hanede yaşayan kişi sayısı ve gelir durumları ile cinsel fonksiyon bozukluğu arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı gözlemlenmiştir. Literatürde de bu konu ile ilgili benzer sonuçların varlığı ile birlikte geniş ailelerde yaşayan ve gelir durumu düşük kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluğu görülme sıklığının arttığını gösteren çalışmalar da mevcuttur [11,12]. Kaynaklar 1. Tashbulatova D. İnfertil kadinlarda cinsel fonksiyona etki eden faktörler. Uzmanlık tezi, Çukurova Üniversitesi, Adana, 2007. 2. Geiss IM, Umek WH, Dungl A, Sam C, Riss P, Hanzal E. Prevalence of female sexual dysfunction in gynecologic and urogynecologic patients according to the international consensus classification. Urology. 2003;62(3):514-8. 3. İncesu C. Cinsel işlevin fizyolojisi, Cinsel işlev bozukluklari monograf serisi, Türk Psikiyatri Dizini. 1998;1:3-11. 4. Güvel S, Yaycıoğlu Ö, Bağış T, Savaş N, Bulgan E, Özkardeş H. Evli kadinlarda cinsel fonksiyonlara etkin faktörler. Turkish J Urology. 2003;29(1):43-8. 5. Demirezen E. Birinci basamakta kadin cinselliğinin değerlendirilmesi. Sted. 2006;15(5):79-81. 6. Pauls RN, Berman JR. Impact of pelvic floor disorders and prolapse on female sexual function and response. Urol Clin North Am. 2002;29(3):677-83. 7. Sarıcı, D. Üriner inkontinans tedavisinde pelvik taban egzersizleri nöromodülasyonbiofeedback için evde egzersiz eğitim uygulamasi kısa dönem sonuçları. Uzmanlık tezi, T.C. Sağlık Bakanlığı İstanbul Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, İstanbul, 2009. 8. Özerdoğan N, Sayıner D, Köşgeroğlu N, Ünsal A. 40 65 yaş grubu kadinlarda cinsel fonksiyon bozukluğu prevalansi, depresyon ve diğer ilişkili faktörler. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, 2009;2(2);46-59. 9. Spector I, Carey M. Incidence and prevalence of the sexual dysfunction: a critical review of the empirical literature. Arch Sex Behav. 1990;19(4):389-408. 10. Oksuz E, Malhan S. Prevalence and risk factors for female sexual dysfunction in Turkish women. J Urol. 2006;175(2):654-8; discussion 658. 11. Kutmec C. Kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluğu ve hemşirelik bakımı. Fırat Saglık Hizmetleri Dergisi. 2009;4(12): 111-36. www.medicinescience.org Med-Science 2760

12. Cayan S, Akbay E, Bozlu M, Canpolat B, Acar D, Ulusoy E. The prevalence of female sexual dysfunction and potential risk factors that may impair sexual function in Turkish women. Urol Int. 2004;72(1):52-7. 13. Fajewonyomi BA, Orji EO, Adeyemo AO. Sexual dysfunction among female patients of reproductive age in a hospital setting in Nigeria. J Health Popul Nutr. 2007;25(1):101-6. 14. Elnashar AM, El-Dien Ibrahim M, El-Desoky MM, Ali OM, El-Sayd Mohamed Hassan M. Female sexual dysfunction in Lower Egypt. BJOG 2007;114(2):201-6. 15. Tashbulatova D, Arıdoğan A, İzol V. İnfertil kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluğu: depresyon ve demografik faktörler ile ilişkisi. Turkiye Klinikleri J Med Sci. 2013;33(1):91-7. www.medicinescience.org Med-Science 2761