Tıp ve Veteriner Fakülteleri Arasındaki Tek Fark Psikiyatri dir
İNSAN VE ŞİDDET İnsan davranışlarının kökünde biyolojik, psikolojik ve sosyal etmenler rol oynar. Bir davranışın kökenlerini anlayabilmek onun biyolojik sebeplerini ortaya çıkarabilmekle başarıya ulaşır. Davranışın sırrı bir labirentin sonunda ortaya çıkacaksa, o labirentin giriş kapası ancak biyolojinin anahtarı ile açılabilir.
Davranışların rol aldığı yer insan bedenidir. Davranışlarda bedenin bütün bölgeleri devreye girer. Davranışların merkezinde BEYİN yatar. Beyin beden ve çevre arasındaki etkileşim ürünü olan ZİHİN in doğrudan incelenebildiği bir merkezdir.
CANNON- BARD IN EMOSYONEL BEYİN TEORİSİ HİSSETMEK BEYİN KORTEKSİ (GRİCEVHER) TALAMUS HİPOTALAMUS EMOSYONEL UYARAN FİZYOLOJİK BELİRTİLER
LİMBİK SİSTEM Emosyonların ve buna bağlı olarak saldırganlık LİMBİK sistem ile ilişkilidir. Limbik sistem korteks ile subkortikal yapılar arasında yer alır. Limbik sistem terimi ile özellikle davranışları ve motivasyonları kontrol eden birbiri ile bağlantılı nöronal devreler anlaşılıyor.
PAPEZ HALKASI Papez birçok subkortikal yapının lezyonlarında emosyonel davranış bozukluklarının ortaya çıktığını fark etmiştir. Korteks ile subkortikal yapıları bağlayan hayali devreye PAPEZ denmiştir. Papez halkası, bugün limbik sistem adı ile anılan yapının ilk nüvelerini oluşturmuştur.
PAPEZ HALKASI SİNGULAT KORTEKS DUYUSAL KORTEKS HİPOKAMPUS ANTERİOR TALAMUS TALAMUS HİPOTALAMUS EMOSYONEL UYARAN FİZYOLOJİK BELİRTİLER
HİPOTALAMUS Limbik sistemin merkezini oluşturur. Hipotalamus vücudun endokrin fonksiyonlarının birçoğunu kontrol ederler. Hipotalamus ayrıca davranışların endokrin denetiminin de merkezini meydana getirir. Bu sebepten çok sayıda nörokimyasal madde içerir. Pek çok psikiyatrik bozuklukta (depresyonda) hipotalamus hipo^iz troid ve hipotalamus hipo^iz adrenal kortek anormallikler tespit edilmiştir.
Beyin aktiviteleri birçok kimyasal değişik kimyasal aracı maddenin bir araya denetlenmektedir. Bir beyin hücresinde diğerine mesaj ileten bu maddelerden birisi de SEROTONİN dir. Serotonin metabolizmasındaki aksaklıklar anksiyete bozukluğuna, depresif duyguduruma, saldırganlık gibi patolojik tablolara yol açar.
ŞİDDET DAVRANIŞI 1) Sözlü şiddet 2) Eşyaya karşı şiddet 3) Kendine yönelik şiddet 4) Başkasına yönelik ^iziksel şiddet Patolojik şiddet ve ö^ke beyin hasarından, şizofreni ve majör depresif bozukluğa uzanan geniş bir fenomendir.
Şiddet davranışında etkili olan kimyasal aracı maddeler serotonin, noradrenalin, dopamin, asetilkolin ve gamaaminobütirik asit sayılabilir. Birçok ilaç ve uyuşturucular şiddetin sebebidir.
ŞİDDETE YOL AÇANLAR 1) Demans (Bunama) 2) Beyin Hasarı Ve Organik Beyin Sendromu 3) Epilepsi 4) Mental Retardasyon (Geri Zekalı Hastalıklar) 5) Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Sendromu 6) Şizofreni ve Diğer Psikozlar
1) Alkol ve Madde Bağımlılığı 2) Depresyon 3) Travma Sonrası Stres Bozukluğu 4) Kişilik Bozukluğu
Dünya nüfusunun yaklaşık 1/3 ünü 15-25 yaşlarında gençler meydana getiriyor. Toplam milyar gencin 3/4 ü ise az gelişmiş ülkelerde yaşıyor. Gençlerin çok boyutlu ve karmaşık problemleri vardır. En başta gelen problemleri eğitimsizlik ve işsizliktir.
Gençlik döneminde sigara, alkol, uyarıcı ve uyuşturucu madde alışkanlıklarına yakalanmak mümkündür. Gençlik dönemindeki ölüm sebeplerinden birisi de intiharlar diğeri de kazalardır. Gençlik çağının bunalımlı bir çağ olduğunu söyleyen psikiyatri uzmanlarına hak verilmelidir.
Bazı ülkelerde gençler arasında serbest cinsel ilişkiler hızla yayılmaktadır. Sonunda istenmeyen gebelikler ve bebekler, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, artan düşükler, zoraki evlilik ortaya çıkıyor. İşsiz gençler arasında toplu suçlar, çeteleşme yada topluma sırt çevirmiş tipler artmaktadır.
Bağımlılık yapan maddeler şiddete yol açabilirler. Bu maddelerin fazlalığı da şiddete zemin hazırlar. Maddenin yoksunluğu da şiddete yol açar. Alkol, afyon ve türevleri (eroin, kodein, mor^in, uyarıcılar, kokain, esrar toplumları ve ülkeleri derinden etkilemektedir.
Alkol miktarı ve ortaya çıkan psikiyatri semptomlar arasında ilişki vardır. Kandaki alkol seviyesi %60-80 miligramı geçerse konuşma ve düzenli hareketler bozulur, taşkınlık, tutarsızlıklar, saldırganlıklar, sapık cinsel eğilimler ortaya çıkar. Araştırmalar sonucunda %21,7 sinin alkol kullandığını %06,6 sının alkolün etkisi altında öldürdüğünü ortaya koymuştur.
Esrar kullananlar kötü yolculuk durumu içinde yaşadıkları acı, endişe, kaygı, kızgınlık, ö^ke, korku ve panik halinin etkisi altında saldırgan olurlar. Esrarın kızgın, ö^keli olan, saldırgan davranışların eşiğindeki gençlere hareket gücü kazandırdığı ileriye sürülmüştür.
Uyarıcılar saldırgan davranışların ve şiddet eylemlerinin ortaya çıkmasında doğrudan doğruya rol oynar. Kokain ve benzeri maddeler (hallüsinasyon) cinsel içerikli saldırganlık ve sapık davranışların artmasına yol açarlar.
Bağımlılığa yatkın kişilik yapısı olanlar dürtülerinden, içgüdülerinden kaynaklanan davranışlarını bastıramazlar, denetleyemezler, engelleyemezler, erteleyemezler. Süperogo (üstbenlik) ile haz ilkesi gerçek sağlıklı bağlantı kuramazlar. Davranışlarının sorumluluğunu taşımazlar, pişmanlık ve suçluluk duymazlar.
Alkol ve madde kişiye yalancı bir güven duygusu verir. Bu maddeler yetersizlik duygusunu, kaygıları ve çekingenliği ortadan kaldırmaktadır. En uyumsuz, en problemli gençlerin alkolü ve maddeyi kullanmayı aşırıya götürmelerine şaşmamak gerekir. Maddenin yardımıyla benlik saygılarını bir süre için ayakta tutabilmektedirler.
Göç olgusu da insanları psikiyatrik rahatsızlığa iter. Göç gencin kişilik oluşumunu etkiler. Göç olgusu ile aile bağları zayı^lar, gençler aile dışında mutluluk arar. Sonuçta suça yönelmeler, boşanma ve evlilik dışı ilişkiler ortaya çıkar.
Gürültü kızgınlığa, ö^keye insanlar arası ilişkilerde bozulmaya yol açar. Ortaya çıkan psikiyatrik bozukluklar iş veriminde düşmeye, saldırgan davranışlara sebep olur. Gürültülü müzik yapan gençler alkol, uyuşturucu ve uyarıcı madde, cinsellik içeren eğlenceleriyle şiddet içeren davranışlara yöneliyorlar.
Şiddet bir içgüdü olmaktan ziyade öğrenilmiş davranış biçimidir. Şiddet fetişizminde esas olan öldürmek tir, buna da bahane bulmak zor değildir. Şiddet fanatizmden doğar.
Şiddet eylemcileri bir kabile gibi idrak ettikleri kendi topluluklarının dışında kalan herkesi düşman görürler. Bu kişiler dar görüşlüdürler ve bilgisizdirler. Dolayısı ile reaksiyoner davranırlar.
Kentlerde lümpenler (ayak takımı vardır. Bunlar sosyal değişimin karmaşasında ne kabile dir, ne de uygarlık tır. Bu kişiler eski değerlerini yitirirler, yeni değerlere de uyum sağlayamazlar.
Uygar insanlar problemleri konuşarak, diyalog yolu ile yasal yollara başvurarak çözmeyi denerler. Çatışmacı toplumlarda silaha başvurma problem çözme aracıdır. Can güvenliğinin tehdit altında olması silahlanmaya ilgiyi arttırmıştır.
Kitle iletişim araçlarının etkisi altındaki toplumlarda gerginlik artar. Günümüzde din, mezhep, etnik köken farklılıklar çatışmalarına yol açmaktadır.
Kalıtım, hormonlar, kimyasal aracı maddeler şiddetin meydana gelmesinde rol oynamaktadır. Sosyal şartlar, ekonomik durum, aile ortamı gibi durumlar şiddetin diğer boyutunu meydana getirir.
Şiddetin yok olması, toplumlarda mutluluğun ve huzurun ortaya çıkmasına yol açar. Şiddetin hayatın her alanından kovulması gerekir.