HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 28 Kasım-01 Aralık 2013 - NEVŞEHİR Grup Adı : 11. GRUP Grup Konusu : Tüketici hukuku ve HMK Grup Başkanı : NURİ GÜLEÇ- Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Üyesi Grup Sözcüsü : İLKNUR HAMAN Raporlama Heyeti : NURİ KOÇER-ALİ ÇÖRTEN-MEHMET AKSU Grup Yazıcısı : Volkan SONRADANBULAN TOPLANTI RAPORU GİRİŞ: 28 Kasım-01 Aralık 2013 tarihleri arasında HSYK nın başlatmış olduğu çalıştayda, HMK ve tüketici hukuku konuları tartışılarak belirlenen sorun ve çözüm önerileri tespit edilmiştir. Çalıştaya ülkenin değişik yerlerinden çeşitli yetkilerde 14 Hâkim katılmıştır. Hazırlanan rapor aşağıda sunulmuştur. Yapılan müzakereler sonucunda grubumuzca belirlenen sorunlar üç ana başlık altında aşağıda şekilde sınıflandırılmıştır. A-Tüketici Mahkemelerini ilgilendiren konulardaki sorunlar, B-HMK nın uygulanmasından kaynaklanan sorunlar, C-UYAP uygulamalarından kaynaklanan sorunlar, 1
A-TÜKETİCİ MAHKEMELERİNİ İLGİLENDİREN KONULARDAKİ SORUNLAR SORUN 1: a)tüketici Mahkemeleri ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Yargıtay ilgili daireleri arasındaki iletişim eksikliği nedeniyle, tescil, tazminat, ispat yolları konularında görüş farklılıkları bulunması, b)yargıtay daireleri arasında iş bölümünün ve İlk Derece Mahkemelerinde müstemir yetkilerin sık değişmesi ve bu nedenle uzmanlaşmanın oluşamaması, c)tüketici Mahkemelerinin iş yükünün olması gerekenin çok üzerinde olması, ÇÖZÜM 1: a)tüketici Mahkemesi Hâkimlerinin belirli tarih aralıkları ile toplanması, bu toplantılarda farklı görüşler tartışılarak bu konularda görüş birliğinin sağlanmaya çalışılması için müzakere zeminin oluşturulması, Tüketici Mahkemesi Hâkimlerinin yeni çıkan Kanun ve İçtihatlara uyum sağlamaları konusunda yılın belli dönemlerinde Yargıtay la koordineli olarak seminer, hukuki müzakere toplantısı, meslek içi eğitim çalışmalarına ağırlık verilmesi, özellikle yeni çıkan ancak yürürlüğe girmemiş 6502 sayılı Yasa için bu tür çalışmaların hızlandırılması ve Yasa yürürlüğe girmeden önce bu çalışmanın mutlaka yapılması gerektiği, b)yargıtay Daireleri arasında uzmanlaşmanın sağlanması ile daireler arasındaki görev sorununun aşılması için iş bölümü alanlarının açık, anlaşılabilir ve uzmanlaşmaya dayalı olması sağlanmalı, sık sık daireler arası iş bölümü cetvelinde değişikliğe gidilmemesi, buna bağlı olarak Hukuk Genel Kurulu na gelen dosyaların azaltılması ve nitelikli kararlar verilmesinin sağlanması açısından Yargıtay daireleri arasında ana temel ilişkiyi belirleme esasına göre aile hukuku, gayrimenkul hukuku, iş ve sosyal güvenlik hukuku, sözleşme hukuku ana başlıkları altında ve bu başlıkların altında oluşacak dairelerin direnme kararlarını öncelikle kendi aralarında görüşüp 2/3 çoğunlukla sağlanamaması durumunda Hukuk Genel Kurulunda salt çoğunlukla görüşülmesinin sağlanması konusunda yasal çalışma yapılması ve Hukuk Genel Kurullarının önüne gelen dosyaların bir filtreden geçirilmesi, 2
Müstemir yetki değişikliğinin sık yapılması davaların uzamasına sebep olmakta ve uzmanlaşmayı engellemektedir. Bu nedenle müstemir yetki değişikliklerinin sık yapılmaması, yapılması zorunlu olduğu hallerde de hâkimlerin bu konudaki görüşlerinin önceden alınması, c)mevcut Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda, eser, vekâlet, simsarlık, sigorta v.b. sözleşmelerin tarafı tüketici olsa bile Tüketici Kanununu kapsamına alınmadığı ancak 6 ay sonra yürürlüğe girecek 6502 sayılı yeni Kanunda bu tür sözleşmelerin de Tüketici Mahkemelerinin görev alanına girmesi durumunda öngörülemeyecek bir iş yükü ile karşı karşıya kalınacağından zaten mevcut hali ile de, iş yükünün ağır olduğu göz önünde bulundurularak yıllık 900 işin aşılması durumunda yeni Tüketici Mahkemelerinin kurulmasının sağlanması, SORUN 2 : Kapıdan satış, taksitli satış, devre mülk, devre tatillerde cayma hakkının ispatı hususundaki tereddütler bulunmaktadır. ÇÖZÜM 2 : Tüketici Hukukunda bazı sözleşme tiplerinde tüketicilere verilmiş olan cayma hakkının ispatı konusunda uygulamada yaşanan sorunlar nedeniyle, ispat yükümlülüğünün tüketicilere yüklenmesi nedeniyle tüketici aleyhine mağduriyet ortaya çıktığından genel ispat kurallarından ayrılarak tanıkla ispat hakkının tüketiciye tanınması yoluna gidilmesi, Buna bağlı olarak, devre tatil sözleşmesi gibi sözleşmelerin tecrübe ve muayene kaydı ile satış türlerinden olması ve sözleşme ile bağlılığın muayene koşulu gerçekleştikten sonra başlayacağı için uygulamada uzun süre sonra bu sözleşmelerin hakkın kötüye kullanılması yoluyla feshi istendiğinden uzun süre sonra dava açılıp böyle bir hakkın kazanılmasının önüne geçmek ve teslimden önce tecrübe ve muayene hakkının kullanılması için yasada belli bir üst sınır getirilmesi, SORUN 3 : Ayıplı iş ile eksik iş (eksik ifa) konusunda uygulama birliği sağlanamamıştır. 3
ÇÖZÜM 3 : Kanunlarımızda ayıp ve eksik ifanın (eksik iş) tanımının net ve açık yapılamaması sonucu yerel mahkeme kararları arasında birliğin sağlanamaması, buna bağlı olarak Yargıtay kararlarında yer yer farklılık olması nedeniyle içtihat birliği oluşturulması konusunda Yargıtay Başkanlığı nın devreye girmesi veya yasa değişikliği yapılarak kavramların açık, anlaşılabilir, subjektif yorumu engelleyici bir şekilde ortaya konularak uygulama birliği sağlanabileceği görüşündeyiz. SORUN 4 : Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin yapısı, işleyişi ve verdiği kararların niteliği ile ilgili sorunlar bulunmaktadır. ÇÖZÜM : Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine başvurulan her olayla ilgili itirazlar Tüketici Mahkemesi ne gelmesi nedeniyle iş yükünü artırmaktadır. İlçe Hakem Heyetlerinin verdiği kararlara itirazın Tüketici Mahkemelerine değil de İl Hakem Heyetlerine yapılması, İl Hakem Heyetinin bu tür kararlarına karşı da Tüketici Mahkemelerine gidilmesi durumunda karara haksız itiraz eden aleyhine icra inkâr tazminatına benzer bir müeyyidenin getirilmesi, Tüketici Sorunları Hakem Heyet üyelerinin ağırlıkla hukukçulardan oluşması, bu heyetlerce görevlendirilecek raportörlerin mümkünse hukukçulardan, değil ise Adalet Meslek Yüksekokulu ya da Adalet Lisesi mezunu olan kişilerden oluşturulması, SORUN 5 : Tüketici Sözleşmelerinin, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun dışındaki özel kanunlarda düzenlenmesinden ve özellikle 5464 sayılı Yasanın 24. maddesinde kart çıkaran kuruluşların ve bankaların kredi kartı alacaklarından doğan ihtilaflarda görev sorunu vardır. ÇÖZÜM 5 : 5464 sayılı Yasanın 24. maddesinde kart çıkaran kuruluşların ve bankaların kredi kartı alacaklarından doğan ihtilafların genel mahkemede görüleceği hükme bağlanmış ise de, 6102 4
sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinin e bendinde ödünç verme işlemleri ticari iş olarak nitelendirildiğinden bu tür istemlerin Asliye Ticaret Mahkemelerin de mi, yoksa Asliye Hukuk mahkemelerinde mi görülüp görülmeyeceği tartışması mevcuttur. Buna bağlı olarak tüketicinin kart çıkaran kuruluşlar aleyhine Tüketici Mahkemelerinde açacağı menfi tespit - istirdat davaları Ticaret veya Asliye Hukuk Mahkemesinde bekletici mesele oluşturacağı dikkate alınarak, Tüketici Kanunu, Ticaret Kanunu ve 5464 sayılı kanunlar arasında yeknesaklığı sağlamak için kredi kartı alacağından doğan ihtilafların tarafına bakılmaksızın görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olmasının sağlanması konusunda gerekli yasal düzenlemenin yapılması, B-HMK NIN UYGULAMASINDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR SORUN 1 : Büyük şehirlerde bilirkişilere uygulanan kota sorun oluşturmaktadır. ÇÖZÜM 1 : İş yükünün fazla olduğu yerlerde bilirkişiler için belirlenen kotanın düşük kaldığı, Adalet Bakanlığı nca bu konuda Yönetmelik değişikliğine gidilmesi en azından büyükşehirlerde bu yönde düzenleme yapılması görüşündeyiz. SORUN 2 : a)hmk nın 393/1. Maddesinde yer alan ihtiyati tedbir kararının uygulanmasının bir haftada talep edilmesi ile ilgili uygulamada yaşanan sıkıntılar, değişik iş üzerinden verilen ihtiyati tedbirde herhangi bir sorun olmamasına karşı, açılmış davada tensiple veya ara kararla verilen tedbirin bir hafta içerisinde uygulanmaması halinde mahkemelerin tavrının ne olacağı sorun oluşturmaktadır. b)hmk nın 341. maddesinde de belirtilen ihtiyati tedbir kararının kabulü veya reddi halinde kanun yollarının açık olup olmadığı konusunda Yargıtay kararları arasında çelişki bulunmaktadır. 5
ÇÖZÜM 2 : a)ihtiyati tedbir kararı verildikten sonra bunun bir hafta içerisinde uygulanması yasal bir zorunluluk olmasına karşın davanın görüldüğü mahkemece verilen ihtiyat-i tedbir kararının bir haftalık süre içerisinde uygulanmasının talep edilmemesi halinde kendiliğinden kalkıp kalkmayacağı konusunda 6100 sayılı HMK nın 393. maddede açıklık olmaması nedeniyle uygulamanın Yargıtay da ne şekilde ortaya çıkacağının beklenmesi veya Yasaya açıklık getirilmesi, b)istinaf mahkemeleri kuruluncaya kadar ihtiyati tedbirden kaynaklanan ihtilafların temyiz incelemesinin Yargıtay tarafından yapılıp yapılmayacağı konusunda Yargıtay Daireleri arasında görüş birliği olmadığından meydana gelecek mağduriyetlerin önüne geçilmesi için geçici bir yasa ile temyiz yolu açık olduğuna dair bir düzenleme yapılması veya Yargıtay içtihadı birleştirme kararı verilmesi yoluna gidilmesi, SORUN 3 : Harç tahsil müzekkerelerinin yazılma zamanları hususunda yaşanan sorunlar bulunmaktadır. ÇÖZÜM 3 : Harçlar Kanunun 28. Maddesinde harç tahsil müzekkerelerinin kararın tebliğinden itibaren yazılacağı düzenlenmiştir. Yine HMK nın ve kalem yönetmeliğinin ilgili hükümlerinde de talep olmaksızın karar nüshalarının taraflara tebliğ edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bu durumda harç tahsil müzekkerelerinin kararın tebliği yapılmaksızın yazılıp yazılmayacağı konusunda uygulamada sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu sorunların giderilmesi ve uygulama birliğinin sağlanması için HSYK nın genelge ile sorunu çözmesinin uygun olacağı önerilmektedir. SORUN 4 : Usul Hükümlerinin Özel Yasalarda düzenlenmesinin getirdiği sorunlar mevcuttur. ÇÖZÜM 4 : 6
Özel kanunlarda yer alan özellikle yetkiye ilişkin usul hükümlerinin HMK nın içine genel bir ilke olarak yazılarak maddi hukukla ilgili özel yasalardan arındırılması gerektiği görüşündeyiz. C) UYAP UYGULAMALARINDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR SORUN : a)uyap ile ilgili teknik altyapı sorunları, tek bir tarama merkezinin oluşturulup oluşturulamayacağı, b)uyap ta kayıtlı ön incelemeye ait dosya inceleme formlarının doldurulup dosyaya konulması, c)ilk Derece Mahkemeleri Hâkimlerinin UYAP üzerinden Yargıtay kararı ararken gerekli kararlara kolay ulaşılamaması, d) Vatandaşların UYAP SMS portalına aboneliğinin getirdiği, Sorunlar bulunmaktadır. ÇÖZÜM : a) UYAP ın teknik altyapı hizmetlerinin yeterince desteklenmemesi sonucu sistemin yavaş işlemesine sebebiyet verdiğinden UYAP a yeteri kadar ödenek ayrılması ve güncel teknolojik gelişmelere uyum sağlanması, bu bağlamda UYAP ekranında gözüken kısa yolların menülerin sadeleştirilmesi, yeniden dizayn edilmesi ve mahkemelere tarama merkezleri kurularak tayin edilecek eleman vasıtası ile tüm evrakların taranmasının sağlanması, b)ilk Derece Mahkemelerinin mevcut iş yükü ve ön inceleme aşamasında ön incelemeye ait dosya inceleme formunda yer alan hususlar değerlendirilerek karar altına alındığından ayrıca form düzenleme zorunluluğu gerektiren yönetmelik hükmünün kaldırılması, c)uyap üzerinden Yargıtay karar arama motorunun daha geliştirilerek tek kelime girildiği takdirde de ilgili kararlara ulaşılmasını sağlayacak hale getirilmesi, d)vatandaşın UYAP SMS merkezine abone olarak aleyhine ihtiyati haciz, dava açılması halinde kendisine mesaj yolu ile bildirim yapılması sonucu borçlunun mal kaçırması 7
söz konusu olabileceğinden SMS sisteminin abonelik kısmının aleyhine dava açılanların buna ilişkin bilgiyi öğrenmemesi için aboneliğin sınırlandırılması, 8