Carl Rogers ve Birey Merkezli Yaklaşım

Benzer belgeler
KİŞİLİK GELİŞİMİ. Carl Rogers & Abraham Maslow

CARL ROGERS IN KİŞİLİK KURAMINDAN POTANSİYELİNİ TAM KULLANAN KİŞİ VE KOŞULLU-KOŞULSUZ OLUMLU KABUL

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

TREYT KURAMLARI. (Ayırıcı özellikler ya da kişilik çizgileri) Doç.Dr. Hacer HARLAK - PSİ154 - PSİ162

Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - - Kotler, Philip & Armstrong, Gary (2014), Principles of Marketing,

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

****Disiplin Yaklaşımları****

10/14/14. Tüketici Davranışı Modeli Tüketici davranışını etkileyen faktörler Tüketici satınalma karar süreci

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ. PSİ154-PSİ162 Psikolojiye Giriş II

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I

PSİKOLOJİK DANIŞMAN. Prof. Dr. Serap NAZLI

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

Okul fobisi nasıl gelişir?

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

PSK 271 Öfke Yönetimi ( Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak

SİSTEM. Sosyal Sistem Olarak Sınıf. Okulun Sosyal Sistem Özellikleri. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN

ÇOCUKLARDA BENLİK SAYGISI GELİŞİMİ

TOPLUMSALLIK. Başkalarıyla Birlikte Olma Eğilimi

GRP406 MESLEK ETİĞİ VE YASAL KONULAR. Doç. Dr. İlhan YALÇIN

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

ERASMUS+ Okul Eğitimi Bireylerin Öğrenme Hareketliliği

TEOG VE TERCİH DANIŞMANLIĞI

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

30 GÜNDE EĞİTİM BİLİMLERİ

Programda yer alan etkinlikler okul rehber öğretmeni, sınıf öğretmeni ve idarecilerin işbirliği ile yürütülecektir.

Birey ve Çevre (1-Genel)

H. S. Sullivan ve Kişilerarası İlişkiler Kuramı

Programda yer alan etkinlikler okul rehber öğretmeni, sınıf öğretmeni ve idarecilerin işbirliği ile yürütülecektir.

OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

Üstün Zeka Kuramları. Renzuli-Gardner-Tannenbaum

BAĞLANMA ve TERAPİ DE BAĞLANMA YRD.DOÇ.DR.ESRA PORGALI ZAYMAN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ AD

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

Fenomenolojik Yaklaşımlar. Arş. Gör.Gümrah Duygu ATMACA

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

Doç. Dr. Dilek GENÇTANIRIM KURT Ahi Evran Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ

Bilişsel Alan Kuramları ve Eğitim Programları S.37-47

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF PSİKOLOJİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

Geleneksel PDR Modeli ( ) Prof. Dr. Serap NAZLI

ETKİLİ İLETİŞİM BECERİLERİ. İLETİŞİM ve SÜRECİ

NİLÜFER REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ. Sınav Kaygısı. Veli Kitapçığı

BÖLÜM Organizma ve Çevre İlişkileri Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler Çevre Fizik Çevrenin Organizmayı Etkilemesi

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

5. MESLEKİ REHBERLİK. Abdullah ATLİ

OLUMLU ANNE-BABA YAKLAŞIMLARI

1. Özel Yetenekli Öğrencilerin Psikolojisine Genel Bakış... 1

KRİZ ÖLÜM VE YAS PSİKOTERAPİSİ Eğitim Bilgilendirme Kataloğu

MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

TERCİH VE KARİYER DANIŞMANLIĞI

REHBERLİK NEDİR? Bahsedilen rehberlik tanımlarının ortak yönleri ise:

ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİLER & KİŞİLERARASI İLİŞKİLER TERAPİSİ PSİKOTERAPİ KURAMLARI II

MOTİVASYON. Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Bayraktar

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS A-Çocukla İletişim Ön Koşul

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir?

Şiddetin Psikolojisi Bahar Dönemi Adli Psikoloji Doktora Programı. Şiddetin çevresel kökenleri

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Psikoterapi Kuramlarında Benzerlik ve Farklılıklar. Geçen Dönem Neler Konuştuk?

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME

İçindekiler. Teşekkür, xiii Giriş, xv. Öykü 1 Öykünün Öyküsü, xxi. Bölüm 1 Metaforun Büyüsü, 3

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

TİCARET VE SANAYİ ODASI İLKOKULU SOSYAL BECERİ GELİŞTİRME GRUP ÇALIŞMAMIZ. REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar).

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ. Dr.Abdullah Atli

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Rehberlik MB

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

Tematik Yaklaşımla Çocuklarda Sosyal Becerilerin Kazandırılması

Güdülenme. Öğr.Gör. Dr. Şirin KARADENİZ

4/16/2010 İÇERİK. Kişisel Rehberlik? Geleneksel vs Gelişimsel Yaklaşıma Göre Kişisel Rehberlik? KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME

GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ PROGRAM GELİŞTİRMENİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ. Temel Kavramlar. Temel Kavramlar. Program Geliştirme ve Psikoloji

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

Aşk Her Yerde mi? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS MB-Özel Eğitim Ön Koşul

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

Kişilerarası İlişkiler

Hizmetiçi Eğitimler.

SOSYAL ÖĞRENME KURAMI

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

İÇİNDEKİLER SUNUŞ VE TEŞEKKÜR KİTABIN YAPISI VE KAPSAMI YAZAR HAKKINDA 1. BÖLÜM ÜSTÜN YETENEKLİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE KURAMSAL ÇERÇEVE

EBEVEYNLER İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI BÜLTENİ

Okullarda Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlığın Doğuşu 8 Okul Psikolojik Danışmanlığının Genişlemesi 14 Yirmi Birinci Yüzyıl 19

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

Sık sık Ne zaman derslerine çalışacaksın! Bak sınavlar yaklaşıyor; sonra görüşürüz seninle! gibi cümlelerle aile ergen arasında gergin bir hava eser.

Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme S

DEĞERLER EĞİTİMİ ARKADAŞLIK

İÇİNDEKİLER 1 PSİKANALİTİK KURAMLAR...1

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü MESLEKİ GELİŞİM EĞİTİM PROGRAMI

Transkript:

Carl Rogers ve Birey Merkezli Yaklaşım

Carl Ransom Rogers (1902 1987) Şikago, Illinois de (ABD) doğdu. Duyguların açıkça dışa vurulmadığı, sıkı aile kurallarının olduğu, sıcak ve sevgi dolu olmayan bir ailede büyüdü. Utangaç ama zeki ve çalışkan bir çocuk olan Rogers in 4 erkek ve 1 kız kardeşi var. Doğayı incelemeye, biyoloji ve ziraat ile ilgili yazıları okumaya başladı. Anne ve babasının eğitim gördüğü Wisconsin Üniversitesinde Ziraat eğitimi gördü.

Carl Ransom Rogers (1902 1987) Ziraat alanına olan ilgisi azalınca bu alanda uzmanlaşmaktan vazgeçti ve papaz olmak istedi. Bunun için de tarih alanına yöneldi. Helen Eliot ile evlenen Rogers, New York a taşındı ve burada Teolojik Seminerler Birliğine katıldı. Burada tanıştığı bazı arkadaşlarıyla birlikte Columbiya Üniversitesinde psikoloji dersleri almaya başladı. Dini inançlarının zayıflamaya başlamasının da etkisiyle, ailesinin itirazına rağmen kiliseden ayrılarak psikoloji alanında kariyer yapmak üzere Columbiya Üniversitesi Öğretmenler Kolejine geçti. Bu üniversitede 1928 de yüksek lisans, 1931 de doktora derecesini aldı.

Carl Ransom Rogers (1902 1987) 1928-1940 arasında New York ta çocuklara danışmanlık hizmeti veren bir rehberlik merkezinde çalıştı. Bu sürede, psikanalitik bakış açısının danışanlara pek yararlı olmadığını keşfetti. 1940 da Ohio Devlet Üniversitesinde profesör unvanıyla çalıştı. 1945-1947 arasında Şikago Üniversitesinde çalıştı ve yönlendirici olmayan danışan merkezli terapi yaklaşımını geliştirdi. 1946-1947 yıllarında Amerika Psikoloji Birliğinin (APA) başkanlığını yaptı.

Carl Ransom Rogers (1902 1987) Sonraki yıllarda Wisconsin Üniversitesi (1957), Stanford Üniversitesi (1962-1963), Kaliforniya La Jolla Davranış Bilimleri Enstitüsü (1964) ve İnsan Çalışmaları Merkezinde (1968) çalıştı. Dünya barışına katkıda bulunmak amacıyla 13 ulustan liderlerin katıldığı Viyana Barış Projesini (1985) düzenledi. 4 Şubat 1987 de kalp krizi geçirerek öldü

Rogers ve İnsancıl Yaklaşım Rogers, insancıl (Hümanist) yaklaşım en önemli iki temsilcisinden biridir (diğeri de Maslow). İnsancıl yaklaşımın en belirgin (ayırt edici) dört özelliği vardır. 1. Kişisel sorumluluk: Davranışlarımız sorumlusu bizleriz. Belli bir davranışta bulunmak zorunda (-meli, -malı) değiliz; davranışlarımız kişisel tercihlerimizi yansıtır. 2. Şimdi ve burada: Geçmiş ya da gelecek üzerine düşünebiliriz ama hayatı dolu dolu yaşamanın tek yolu şimdi ve burada yaşamaktır. 3. Bireyin Fenomenolojisi: Kimse sizi sizden daha iyi tanıyamaz! Terapistler danışanın nereden geldiğini anlamaya çalışmalı ve kendilerine yardım etmelerini sağlamalıdır. 4. Kişisel gelişim: Yaşam sadece ihtiyaçları karşılamaktan ibaret değildir. İnsanlar gelişimlerini sürdürmeye güdülenmişlerdir. İnsan kendi başına bırakıldığında kendini tatmin eden b,ir varoluş noktasına doğru ilerler. Bu noktaya potansiyelini tam olarak kullanan kişi adı verilmiştir. Rogers, kişinin bitmek bilmeyen kendini keşfetme sürecini olma süreci olarak tanımlamıştır.

Temel Kavramlar ve İlkeler: İnsanın Doğası İnsan kendi düşüncelerini ve davranışlarını olumlu yönde değiştirebilir. İnsan kendi yaşamına sadece kendisi yön verebilir. Terapistin yorumlarına bağımlı ve edilgen olmak zorunda değildir. Çocuklukta yaşanılan olayların önemli olduğunu kabul etmekle birlikte, şu andaki ihtiyaçlarımız ve gerçekleştirme yönündeki amaçlarımız üzerinde durmuştur. Davranış, geçmişteki yaşantılar nedeniyle oluşmaz; organizmanın azaltmaya çalıştığı gerilimler şu an varolan gerilimler ve ihtiyaçlardır.

Gerçekleştirme Eğilimi İnsanları motive eden tek bir güç vardır: Gerçekleştirme eğilimi. Gerçekleştirme eğilimi, organizmanın kendi kapasitesi yönünde gelişimini sürdürmesi, zenginleşmesi ve üretmesi için doğuştan getirdiği aktif bir süreçtir. Gerçekleştirme eğilimi çocukluk yaşantıları ile desteklenmeye veya engellenmeye açıktır. Gerçekleştirme eğilimi, belli koşullar karşılandığında kişinin kendini yönetme, düzenleme ve kontrol etme potansiyeline sahip olduğunu ifade eder.

Gerçekleştirme Eğilimi Potansiyeli gerçekleştirme eğilimi hem açlık, susuzluk, cinsellik, oksijen ihtiyacı, vb. nedeniyle oluşan gerilim azaltıcı davranışları içerir. Hem de merak, yaratıcılık, bağımsız olabilme, vb. gibi öğrenme deneyimlerine maruz kalma isteğinin yol açtığı gerilim artıran davranışları içerir. İnsanda acımasızlık ve yıkıcılık kapasitesi de vardır ancak bu davranışlar içsel güçlerden çok dışsal güçlere bağlıdır. Gerçekleştirme eğilimi ideal koşullarda insanın olumlu, yapıcı potansiyelini geliştirir. Kapasitemizi gerçekleştirmenin önünde potansiyel engeller ve uygun olmayan koşullar vardır. Bunlar bireyin içsel doğasına aykırı şekilde davranmasına neden olur. Tüm psikolojik sorunlar, gerçekleştirme eğiliminin engellenmesinden kaynaklanmaktadır.

Olumlu Saygı İhtiyacı Saygı, kabul ve sıcak ilişki kurma, bütün insanların ortak ihtiyacıdır. Özellikle ebeveyn gibi önemli kişilerden bunları görmek isterler. Olumlu saygı ihtiyacı yaşam boyu devam eder. Başkalarıyla ilişkilerimiz sonucunda da öğrenilmiş bir olumlu öz saygı ihtiyacı oluşur. Öz saygı ihtiyacını karşılamaya yönelik çabalar, kendini gerçekleştirmenin önündeki en büyük engeldir.

Kişiliğin Yapısı Rogers, benlik ve benlik kavramı arasında bir ayırım yapmaktadır. Benlik, organizmik benliğin dayandığı gerçektir. Benlik kavramı ise kişinin kendini algılama biçimidir ve bunlar her zaman birbiriyle tutarlı olmayabilir.

Deneyim (Yaşantı) Deneyim, herhangi bir anda farkında olunan herşeyi içerir. Rogers a göre deneyim (yaşantı) fizyolojik değil, psikolojik bir kavramdır. Kişi için tek gerçek, o anda algıladığı gerçektir. Bu nedenle bir kişinin deneyimi başkaları tarafından tam olarak anlaşılamaz. Birey gerçek dünyayı değil, sadece algıladığı dünyayı (fenomenal alan) bilebilir. Çevredeki uyarıcılara onları nasıl algıladığına göre tepkide bulunan insan için deneyimleri onun gerçeğini oluşturur. Fenomenal alan, bireyin farkında olduğu kendine özgü çevredir ve bireyin davranışları fenomenal alanı tarafından belirlenir.

Farkındalığın üç düzeyi vardır: Deneyim (Yaşantı) 1. Bazı olaylar farkındalık eşiğinin altında yaşanmaktadır. Bu yaşantılar (örneğin oturduğunuz sandalyenin vücudunuza yaptığı basınç) ya göz ardı edilmekte veya inkar edilmektedir (örneğin istenmeyen bir çocuk sahibi olan ebeveynin çocuğa yönelik tutumu). 2. Farkındalığın ikinci düzeyi, çarpıtılmış deneyimleri içermektedir. Örneğin deneyimlerimiz kendimizle ilgili algılarımızla uyuşmadığı zaman bunları çarpıtarak benlik kavramımıza katarız. (Örneğin olumsuz benlik kavramına sahip bir öğrenci, ödevden aldığı yüksek notu öğretmenin ödevi dikkatli okumaması ile açıklayabilir). 3. Farkındalığın üçüncü düzeyi, kendimizle ilgili algılarımızla tutarlı deneyimlerimizi içerir. Bunlar benlik kavramı için tehdit edici olmayan deneyimlerdir.

Organizmik Değer Verme Süreci Organizmik değer verme süreci, deneyimlerimize, gerçekleştirme eğilimimizi doyurma yetenekleri açısından bir değer biçme sürecidir. Bu süreç bilinçli değil, organizmik bir süreçtir. Gerçekleştirme eğilimine uygun yaşantılara olumlu, uygun olmayan yaşantılara olumsuz değer veririz. Bunun öğrenilmesi gerekmez, organizma bunu zaten bilir. Bizim için neyin iyi neyin kötü olduğunu içsel ya da organizmik olarak biliriz. Bu nedenle değerlerimizi ebeveynler veya psikoterapistler değil, en iyi kendimiz biliriz. Çocuklarda bu çok daha net bir şekilde görülür. Fakat büyüdükçe bu durum değişmektedir.

Benlik Kavramı ve Kendini Gerçekleştirme Gerçekleştirme eğilimi ve kendini gerçekleştirme aynı şey değildir. Gerçekleştirme eğilimi bireyin organizmik deneyimlerine bağlıdır; bilinçli ve bilinçsiz, fizyolojik ve bilişsel bütününü temsil eder. Kendini gerçekleştirme ise, bireyin kendini bilinçli olarak algılayışındaki biçimiyle gerçekleştirme eğilimidir. Dolayısıyla da gerçekleştirme eğiliminin bir alt kümesidir. Benlik (organizmik benlik) ve benlik kavramı da aynı şey değildir. Benlik kavramı, kişinin varlığının ve deneyimlerinin bilinçli olarak algılanan tüm yönlerini kapsar. Oysa birey, organizmik benliğinin bazı kısımlarının farkında olmayabilir. Kişinin organizmik deneyimlerinin kendine ilişkin algısıyla uyumlu olmaması durumunda gerçekleştirme ve kendini gerçekleştirme eğilimleri arasında bir tutarsızlık oluşacaktır. Bu da kişinin çatışma ve içsel gerilim yaşamasına yol açar.

Benlik Kavramı ve Kendini Gerçekleştirme Kişinin gerçek (organizmik) benliği ile benlik kavramı da aynı şey değildir; Kişi, gerçek benliğinin bir kısmını gerçek benliği ile tutarlı olmadığı için reddedip bilinçli bir şekilde algılamayabilir. Dolayısıyla da benlik kavramı bir kez oluştuktan sonra birey benlik kavramıyla uyuşmayan yaşantıları çarpıtabilir veya reddedebilir. İdeal benlik ise kişinin kendisini görmeyi arzuladığı şekildeki algısıdır. İdeal benlik, insanların sahip olmayı arzuladıkları olumlu özellikleri içerir. Kişinin benlik kavramıyla ideal benlik kavramının çok farklı olması, uyumsuzluk ve sağlıksız kişiliğin belirtisidir.

Benlik Kavramı ve Kendini Gerçekleştirme Potansiyelimizi gerçekleştirmek için organizmik değer verme sürecinin sağladığı içsel kılavuzları takip etmeliyiz. Benlik kavramı, kişinin yaşamındaki önemli kişiler tarafından olumlu saygı ile desteklenmelidir. Ebeveynler çocuğun benlik kavramına ve duygularına karşı koşulsuz olumlu saygı göstermeli, eleştirilerini sadece istenmeyen davranışlarla sınırlandırmalıdır.

Benlik Kavramı ve Kendini Gerçekleştirme Ebeveynler çocuklara genellikle sevgi ve şefkat gösterirler ama bunu koşullu olarak yaparlar. Oysa çocuğun sağlıklı gelişimi için koşulsuz olumlu saygıya ihtiyacı vardır. Eğer ebeveynler çocuğa sadece uygun davranışlar karşılığında sevgi ve saygı gösterirlerse, çocuk da bunları içselleştirir. Sonuçta gerçek duygularından vazgeçerek ebeveynlerinin uygun gördüğü şekilde davranmayı ve hissetmeyi öğrenir. Bunun bedeli ise kendi benliği ile ilgili farkındalığının azalmasıdır. Birey, gittikçe bu dışsal standartların kendisine ait olduğunu zannetmeye başlar. Böylece de kişinin kendisiyle, gerçek duygu ve özellikleriyle bağı kopar. Hatalarımızı ve zayıflıklarımızı kabul etmemiz için koşulsuz olumlu saygıya ihtiyaç duyarız.

Kaygı ve Savunma Benlik kavramımızla tutarlı olmayan her türlü deneyim (olumsuz ya da olumlu olması fark etmez) kaygıya yol açmaktadır. Bu tür deneyimler karşısında inkar ya da çarpıtma yoluyla savunmaya geçeriz. En sık kullanılan savunma, çarpıtmadır. Örneğin hakkımızdaki olumsuz bir değerlendirmenin yarattığı kaygıyı azaltmak için, bu değerlendirmenin anlık bir öfkeyle yapıldığını düşünebiliriz. Diğer savunma yolu da inkardır. Hakkımızdaki olumsuz değerlendirmenin aslında şaka olduğunu düşünmek buna bir örnektir. Kişi hakkında olumlu bilgi sağlayan deneyim de, eğer onun benlik kavramıyla tutarsız ise yine kaygıya yol açabilmektedir. Olumsuz benlik kavramına sahip bir kişinin kendisini övenleri samimi bulmaması buna bir örnektir. Benlik kavramımıza uymayan kişisel deneyimlerimiz de (duygu, düşünce, arzu ve davranışlarımız da) kaygıya yol açmaktadır.

Kaygı ve Savunma Çarpıtma ve inkar, kısa vadede kaygıyı azaltsa da kişinin dolu dolu yaşamasını engeller. Bu durumda gerçeğin yerini hayal almaya başlar. Benlik kavramı ile gerçeklik arasındaki fark, eğer çarpıtma ve inkar ile idare edilemeyecek kadar fazla olursa, o zaman düzensizleşme durumu yaşanır. Bu durumda kişi bazen benlik durumuna uygun davranırken bazen de gerçek benliğiyle ya da organizmik deneyimleriyle tutarlı olacak; kişinin davranışları tuhaf ve kafa karıştırıcı olacaktır.

Kişiliğin Gelişimi Rogers, çocuğa doğduğu andan itibaren koşulsuz olumlu saygı ile yaklaşmak gerektiğini vurgulamıştır. Kişilik gelişimi için bireyin başkalarıyla olumlu veya olumsuz temasta bulunması gerekir. Bu esnada eğer çocuk başkalarının kendisine ilgi ve saygı (kabul) gösterildiğini hissettikçe olumlu saygıya değer vermeye başlar. Başkaları tarafından sevilme, kabul edilme ve beğenilme ihtiyacı geliştirir. Rogers bunu olumlu saygı olarak adlandırmıştır. Çocuk, kendisine değer verildiğini algılarsa olumlu saygı ihtiyacı doyurulmuş olur. Olumlu saygı, olumlu öz saygı için ön koşuldur. Olumlu öz saygı, kişinin kendisini değerli bir varlık olarak görmesi şeklinde tanımlanabilir. Olumlu saygının kaynağı başka bireylerdir. Olumlu saygı, olumlu öz saygının da ön koşuludur. Olumlu öz saygı bir kez oluştuktan sonra atık başkalarının sevgisinden bağımsız bir nitelik kazanır ve kendi kendini sürdürür.

Kişiliğin Gelişimi Değer koşulları, kişiliğin sağlıklı gelişimini engeller. Çocuk, kendisinden beklenenleri yerine getirdiği takdirde sevilmeye değer olduğunu düşünmeye başlar. Reddedileceği korkusuyla benliğinin tüm yönlerini açığa vurmaz. Bu da kişilik gelişimini olumsuz yönde etkiler. Sağlıklı kişilik gelişimi için koşulsuz olumlu saygıya ihtiyaç vardır. Koşulsuz sevgi ve ilgi gören çocuk, benliğinin hiçbir yönünü baskı altına almaz; kendini gerçekleştirmeye yönelir. Kendini gerçekleştirme psikolojik sağlığın en üst düzeyidir. Rogers bu kişiler için potansiyelini tam olarak kullanan kişi demektedir.

Kişiliğin Gelişimi Potansiyelini tam olarak kullanan kişi; başkalarının standartlarını karşılamaya çalışmaz, kendi organizmik değer verme süreci ile yönlendirilir, Kendisini bütün yönleriyle kabul eder. Tutarsızlık yaşamayacağı için savunma yapma gereği de duymaz. Yeni deneyimlere açıktır, kalıp davranışlara yönelmez. Yanlış seçimlerinde ısrar etmez, kararlarını gözden geçirip yanlışından döner. Kendi duygularına güvenir ve içlerinden geldiği gibi davranırlar. Sosyal açıdan uyumludur ama istediklerini yapmaktan da vazgeçmez.

Eleştiriler Özgür iradeyi vurgulaması ve insan doğasına fazlasıyla iyimser yaklaşımı nedeniyle eleştirilmiştir.