Adı ve Soyadı: Abdullah DURAKOĞLU Doğum Tarihi: 26.09.1976 Doğum Yeri: Ankara E-Mail Adresi: adurakoglu06@gmail.com. ÖZGEÇMİŞİ 1976 yılında Ankara da doğan Abdullah DURAKOĞLU, 1999 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Felsefe Grubu Öğretmenliği nden mezun olmuştur. 2003 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe AnaBilim Dalı nın Yüksek Lisans programına başlayan Abdullah DURAKOĞLU, 2007 yılında bu programdan mezun olduktan sonra aynı üniversitenin Eğitim Bilimleri Enstitüsü Felsefe Grubu Öğretmenliği Bilim Dalı nın Doktora Programına yerleşmiştir. Bu programdan 2010 yılında mezun olan Abdullah DURAKOĞLU 2011 yılında Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü ne Yardımcı Doçent olarak atanmıştır. Abdullah DURAKOĞLU nun bu görevi halen devam etmektedir. ESERLERİ LİSANSÜSTÜ TEZLER Yüksek Lisans Tezi. Durakoğlu, Abdullah. Kierkegaard ta İnsan ve Varoluş Problemi, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 2007. Ankara, Türkiye. Bu çalışmanın ana teması Sören Kierkegaard ın somut ve öznel insanın yaşamına ilişkin düşünceleridir. Bu nedenle çalışmada Kierkegaard ın varoluş düşüncesine ağırlık verilmiştir. İnsanın doğası üzerine özgün düşünceler geliştiren Kierkegaard onun kendi benliğini kurduğu ilişkiler sonucunda oluşturduğunu düşünür. İnsanın kendisiyle kurduğu ilişki sonucu umutsuzluk, dünya ile kurduğu ilişki sonucu ise kaygı ortaya çıkar. Kierkegaard a göre, insan kendi varoluşunu ancak Tanrı ile ilişki kurarak gerçekleştirebilir. Tanrı ile sevgi ilişkisi kurmak isteyen insan öncelikle kendi sınırlarını ve olanaklarını bilmelidir. Umutsuzluğa düşen insan kendi sınırlarının farkına varır. Kaygı duyan insan ise kendi sonluluğunun farkına varır. Böylelikle bu duyguları yaşayan insanlar kendi gerçeğinin bilincine vararak bir benlik oluşturmaya çalışırlar. Bundan dolayı çalışmanın önemli bir bölümünü insanın kurduğu ilişkiler oluşturur. Çünkü benlik, insanın kendisi, çevresi ve Tanrı ile ilgisini kuran, onun kendisini öznel bir hakikat olarak kavramasına neden olan bir kavramdır. Bu nedenle çalışmada benlik kavramı oluşturduğu öğeleri bakımından irdelenerek onun gelişimi açıklanmaya çalışılmıştır. Anahtar sözcükler: İnsan, varoluşçuluk, benlik, umutsuzluk, sentez. 1
Doktora Tezi. Durakoğlu, Abdullah. Maria Montessori ye Göre Çocuğun Doğası ve Eğitimi, Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Felsefe Grubu Öğretmenliği Bilim Dalı, 2010. İtalyan eğitimci ve tıp doktoru Maria Montessori nin çocuğun doğası ve eğitimi hakkındaki düşüncelerinin incelenmesi amacıyla yapılan bu çalışmada onun ortaya koyduğu metot, eğitimin çeşitli unsurları açısından ele alınıp incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda çalışmada, Montessori nin eğitim alanında metot geliştirmesine neden olan düşünceleriyle metot hakkında ileri sürülen bilgiler bir bütünlük içinde sentez edilmiştir. Bu nedenle çalışma, hem kuram hem de uygulamalara ilişkin bilgilerden oluşmaktadır. Çalışmadaki kuramsal bilgilerin büyük bir bölümü Montessori nin çocuk hakkındaki düşüncelerinden oluşmaktadır. Onun bu düşünceleri bilimsel bulgulara dayanmaktadır. Bu nedenle çalışmada, araştırmalar sonucu elde edilen bilimsel bulgulara da yer verilmiştir. Çalışmadaki uygulamaya yönelik bilgilerin büyük bir bölümü ise Montessori nin kendi eserlerinden elde edilmiştir. Çalışmanın bu bölümü ağırlıklı olarak metodun temel unsurlarını oluşturan eğitim materyallerine ilişkin bilgilerden oluşmaktadır. Çalışmada Montessori kurumlarının genel hatlarıyla tanıtıldığı bir bölüme de yer verilmiştir. Montessori Kurumları başlığı altındaki bu bölümde dünyanın çeşitli ülkelerinde hizmet veren Montessori dernekleri ve okullarına yer verilmiştir. Ayrıca bu bölüm, Montessori Metodu nun aradan yüzyıl geçmesine rağmen dünyanın en yaygın eğitim metodu olarak uygulanmaya devam ettiğini göstermektedir. Çalışmanın son bölümünde de Montessori sistemi ile Türkiye nin okul öncesi eğitim sistemi karşılaştırılmıştır. Bu bölümde, birbirlerinden oldukça farklı olan iki sistem; amaçlar, eğitim ortamı ve öğretmene verilen rol bakımından birbirleriyle ilişkilendirilerek incelenmiştir. Anahtar sözcükler: Montessori, çocuk, eğitim, metot A. ULUSLARASI DERGİLERDE YAYINLANAN MAKALELER A1. Durakoğlu, Abdullah. Environmental Education in the Context of Child s Interaction with Nature According to Maria Montessori, The Anthroplogist, 18(2): 309-313. (2014). Dünyanın en yaygın eğitim metodunun kurucusu olan İtalyan eğitimci Maria Montessori (1870-1952) nin çocuk- doğa etkileşimi bağlamında çevre eğitimine ilişkin düşünceleri ile bu düşünceleri çerçevesinde yapılan uygulamaların ele alındığı bu çalışma, iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Montessori nin çocuk- doğa etkileşimine ilişkin düşüncelerine ve Montessori okullarında bu etkileşimin nasıl gerçekleştirildiğine yönelik bilgilere yer verilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise Montessori nin çevre eğitimine ilişkin düşünceleri ile çevre eğitimi kapsamında yapılan uygulamalara ilişkin bilgilerden oluşmaktadır. Bu yönüyle çalışma, hem kuram hem de uygulamalara ilişkin bilgilerden oluşmaktadır. Çalışmanın sonunda Montessori nin insanın doğa ile temas etmesine son derece önem verdiği ve ortaya koyduğu metodun da bu düşünceye vurgu yaptığı görülmüştür. Anahtar sözcükler: Montessori, eğitim, çocuk, doğa, çevre, A2. Durakoğlu, Abdullah. Paulo Freire s Perception of Dialogue Based Education International Journal on New Trends in Education and Their Implications, 4 (3): 102-107. (2013). 2
Radikal eğitim yaklaşımının en önemli düşünürlerinden biri olan Paulo Freire (1921-1997) nin önerdiği diyalog temelli eğitim yaklaşımı öğretmen ve öğrencilerin birlikte hareket ederek araştırma yapmalarını sağlayabilecek bir biçimde tasarlanmıştır. Freire, bu eğitim yaklaşımını bankacı olarak adlandırdığı geleneksel eğitim yöntemine bir alternatif olarak sunar. Bu nedenle çalışmada, önce Freire nin bankacı eğitim modeline ilişkin eleştirilerine yer verilmiştir. Freire nin önerdiği eğitim modelindeki merkezi kavram diyalogdur. Diyalog kavramı, çalışmanın da ana kavramını teşkil etmektedir. Bu nedenle çalışmada Freire nin tasarladığı problem tanımlayıcı eğitim modeli çerçevesinde kullanılmasını istediği tekniklerden birisi olan diyalog kavramına ilişkin bilgilere geniş bir biçimde yer verilmiştir. Anahtar sözcükler: Freire, eleştirel pedagoji, problem tanımlayıcı eğitim, diyalog A3. Durakoğlu, Abdullah. Mevlana ve Marcel de İnsan Varlığı Akademik Bakış Dergisi, 13. yüzyıl Türk mutasavvıfı Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî ile 20. yüzyıl Katolik Fransız filozofu Gabriel Marcel in ideal insan anlayışlarının karşılaştırıldığı bu çalışma, literatür taramaya dayalı bir araştırmadır. Bu çalışma iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde her iki düşünürün, insanın değeri ve varlık yapısına ilişkin düşünceleri, ikinci bölümde ise ideal benlik tasarımına ilişkin düşünceleri karşılaştırılmıştır. Çalışmanın sonunda her iki düşünürün, insan varlığına büyük bir değer verdiği ve insanın, ancak kendi özüne dönüp Tanrı ile aşk ilişkisi kurarak ideal benliğini oluşturabileceğini iddia ettikleri görülmüştür. Bu bağlamda çalışmanın sonunda, iki düşünürün ideal insan anlayışlarının birbirine birçok açıdan benzediği de görülmüştür. Ayrıca çalışmada ortaya çıkan bu sonuç, Mevlânâ nın evrensel bir düşünceye sahip olduğu iddiasını daha da güçlendirmektedir. Zira bu çalışmanın sonunda, Mevlânâ dan yedi yüzyıl sonra yaşamasına ve onunkinden farklı dine ve kültüre mensup olmasına rağmen Marcel in, Mevlevi düşüncesine yakın görüşlerde bulunduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Mevlânâ, Marcel, insan, aşk, iman. A4. Ay Volkan; Durakoğlu, Abdullah. Peyami Safa Metinleriyle Muhafazakârlığa Yeniden Bakmak: Modernleşme, Birey ve Düşünme. AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 20. Yıl Özel Sayı, 12:21-46. (2012) Bu çalışmada, Cumhuriyetçi-muhafazakâr düşüncenin bazı yönleri, Peyami Safa nın eserleriyle birlikte eleştirel bir biçimde ortaya konulmuştur. Muhafazakârlığın bilinen yönlerini açıklandıktan sonra muhafazakârlığın toplum projesi genel hatlarıyla açıklığa kavuşturmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonunda Peyami Safa nın Batılılaşmaya getirdiği yanıtın, Batılılaşmanın yanlış anlaşılan yönlerini eleştirmeye yönelik olduğu anlaşılmıştır. Ancak bu sonuç, Peyami Safa nın düpedüz bir batı karşıtı olduğu anlamına gelmez. Anahtar Kelimeler: Muhafazakârlık, doğu-batı sorunu, birey, modernleşme A5. Durakoğlu, Abdullah; Biçer, Baykal; Zabun, Beyhan. Paulo Freire s Alternative Education Model The Anthroplogist, 16(3): 523-530. (2013). 3
Bu çalışmada, Brezilyalı eğitimci Paulo Freire nin önerdiği eğitim modeli hakkında bilgi verilirken bu model ile en yaygın geleneksel eğitim yöntemi olarak kullanılan ve Freire nin bankacı olarak adlandırdığı eğitim yöntemi birbiriyle karşılaştırılmıştır. Çalışmanın sonunda Freire nin önerdiği metodunun uygulamalar bakımından, günümüzün bazı popüler eğitim metotlarına benzediği, ancak ortaya çıkış biçimi ve genel amaçları bakımından bunlardan farklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar sözcükler: Freire özgürlük, eleştirel pedagoji, problem tanımlayıcı eğitim modeli, diyalog A6. Durakoğlu, Abdullah. Gazali de Ahlak Eğitimi Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 34(2): 211-216. (2014). Eğitimin en önemli amacının ahlakın güzelleştirilmesi olduğuna düşünen İslam filozofu Gazâli (1058-1111)' nin ahlak eğitimine ilişkin anlayışının ele alındığı bu çalışmada, daha çok onun çocuk eğitimi üzerine olan düşüncelerine yer verilmiştir. Çalışmada Gazâli nin ideal yetişkin davranışlarına ilişkin düşünceleri de analiz edilmiştir. Çalışmanın sonunda Ortaçağ filozofu olan Gazali 'nin günümüz eğitim ilkelerinin temelinde yer alan düşüncelere benzer bir eğitim felsefesine sahip olduğu görülmüştür. Anahtar Sözcükler: Gazali, İnsan, Ahlak, Eğitim, Değerler. A7. Durakoğlu, Abdullah; Ay Volkan. Descartes ve Searle de Zihin Problemi Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi, 13: 187-200. (2012). Bu çalışmada 17. yüzyıl düşünürü Descartes ile çağdaş düşünür Searle ün zihin problemi hakkındaki görüşleri karşılaştınimıştır. Çalışmanın ana teması bilinç hakkındadır ve ayrıca zihin-beden problemi de ele alınmaktadır. Her iki düşünüre göre bilinç, zihnin en önemli özelliğidir ve bu nedenle çalışma Descartes ve Searle in bilinç ve bilincin işlevleri hakkındaki görüşlerini içermektedir. Çalışmanın sonunda Searle ün bilinci, Descartes m düşündüğünden çok daha fazla işlevsel olarak nitelendirdiği görülmüştür. Anahtar Sözcükler: Zihin, bilinç, düalizm, Descartes, Searle A8. Durakoğlu, Abdullah; Gökçearslan, Şahin. Lise Öğrencilerinin Empatik Eğilim Düzeyinin Çeşitli Değişkenlerle İlişkisi E- Journal of New World Sciences Academy, 5 (3) : 354-364. (2010). Bu araştırmanın temel amacı Ankara Sincan Yenikent Lisesi öğrencilerinin empatik eğilim düzeylerinin çeşitli değişkenlerle ilişkisinin belirlenmesidir. Tarama modelinin kullanıldığı araştırmada 112 öğrenci araştırmanın çalışma grubunu oluşturmuştur. Araştırmanın sonucunda, kız öğrencilerinin ve akademik başarısı yüksek olan öğrencilerin empatik eğilim düzeyi daha yüksek çıkmıştır. Anahtar Sözcükler: Empati, başarı, cinsiyet, sınıf, alan. 4
A9. Gökçearslan, Şahin; Durakoğlu, Abdullah. Ortaokul Öğrencilerinin Bilgisayar Oyunu Bağımlılık Düzeylerinin Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 23: 419-435. (2014). Ortaokul öğrencilerinin bilgisayar oyunu bağımlılık düzeyinin çeşitli demografik özelliklerle olan ilişkisini belirlemeyi amaçlayan bu çalışma Ankara ilinde bir ortaokulun 6-7-8. sınıflarına devam etmekte olan 146 öğrenciyle gerçekleştirilmiştir. Tarama modelinin kullanıldığı bu araştırmanın sonuçlarına göre, oyun bağımlılığı puanlarının cinsiyet, anne ve babanın öğrenim düzeyi ve oyun oynama süresi açısından değişmekte olduğu, bilgisayara sahip olma açısından ise anlamlı biçimde değişmediği görülmüştür. Anahtar Sözcükler: Ortaokul, bilgisayar oyun bağımlılığı, cinsiyet, aile A10. Durakoğlu, Abdullah. Hacı Bektaş veli ve Soren Kierkegaard ın İdeal İnsan Tipi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi, 73: 49-66. (2015). 13. yüzyıl Türk mutasavvıfı Hacı Bektaş Veli nin amacı, insanın kendi özünün farkına varmasını sağlayarak onu olgunlaştırmaktır. Hacı Bektaş Veli ye göre, insan ancak Tanrı ya yaklaşarak olgunlaşabilir. Varoluş filozofu 19. Yüzyıl Danimarkalı Protestan filozofu Soren Kierkegaard ın felsefesi de insan odaklıdır. O da Hacı Bektaş Veli gibi insanı ilgilendiren asıl gerçekliğin onun kendi özü olduğunu düşünür. O da, bunun ancak Tanrı ya yaklaşmakla mümkün olduğunu düşünür. Tasavvufta bunu başarmış olanlara genellikle insan-ı kâmil denilmektedir. Kierkegaard ise bu tür insanları, iman şövalyesi olarak adlandırır. Bu çalışmada, Hacı Bektaş Veli nin ideal tipi insan-ı kâmil ile Kierkegaard ın ideal tipi iman şövalyesi geçirdikleri aşamalar, yaşam biçimleri ve Tanrı ile ilişkileri bakımlarından birbiriyle karşılaştırılmıştır. Çalışmanın sonunda, iman şövalyesi ile insan-ı kâmil in ortak özelliklerinin, onları birbirinden ayıran özelliklerden daha çok olduğu görülmüştür. Zira her iki düşünür de imanı, sadece Tanrı ya inanma olarak değil de Tanrı için en sevdiğinden bile vazgeçme, acılara karşı direnç gösterme ve en önemlisi Tanrı ya teslimiyet olarak görmektedir. Anahtar kelimeler: Hacı Bektaş Veli, Kierkegaard, insan-ı kâmil, iman şövalyesi, sonsuz teslimiyet, insan benliği B. DOKTORA TEZİNDEN DERLENEN ve ULUSLARASI DERGİLERDE YAYINLANAN MAKALELER B1. Durakoğlu, Abdullah. Maria Montessori ye Göre Okul Öncesi Çocukluk Döneminin Özellikleri Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 16: 133-146.(2011). İtalyan araştırmacı Maria Montessori nin erken çocukluk döneminin özelliklerine ilişkin anlayışını ortaya koymak amacıyla yapılan bu araştırma, derleme biçiminde yapılmıştır. Bu çalışmada çocuğun doğasına ilişkin Montessori nin atıfta bulunduğu ve bizzat kendisinin yaptığı bilimsel araştırmaların sonuçlarına yer verilmiştir. Çalışma bu yönüyle 5
Montessori nin erken çocukluk döneminin özelliklerine ilişkin anlayışını bilimsel verilerin ışığında ortaya koymaktadır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre, çocukluk döneminin kendine özgü özellikleri olan bir evre olduğu ve çocukların çok sayıda olağanüstü ve geçici yeteneklere sahip oldukları görülmüştür. Oysa çocukluk dönemi genellikle yetişkinler tarafından sadece bir geçiş aşaması olarak algılanmaktadır. Bu bağlamda yetişkinlere ve eğitimcilere önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Montessori, erken çocukluk dönemi, çocuğun doğası. B2. Durakoğlu, Abdullah. Montessori Metodunda Okuma ve Yazma Eğitimi Aile ve Toplum Eğitim Kültür ve Araştırma Dergisi, 5 (20): 91 104. (2010). Montessori sistemi çerçevesinde okuma ve yazma eğitiminin değerlendirilmesi amacıyla yapılan bu çalışma, literatür taramaya dayalı nitel bir araştırmadır. Bu araştırmada Montessori okullarında eğitim gören çocukların okuma ve yazmayı öğrenirken karşılaştıkları süreçler ayrıntılı olarak aşamalı bir biçimde ele alınmıştır. Çalışmanın önemli bir bölümünü eğitim sürecinde kullanılan materyaller oluşturmaktadır. Başka bir deyişle çalışmada ağırlıklı olarak Montessori Metodu nun en önemli unsurlarına yer verilmiştir. Aynı zamanda bu çalışmayla Montessori Metodu nun ana hatlarıyla tanıtılması da amaçlanmıştır. Anahtar Sözcükler: Montessori, Çocuk, Okuma ve Yazma Eğitimi. C. SEMPOZYUM, KONGRE, KONFERANS vb. ETKİNLİK BİLDİRİLERİ C1. SÖZLÜ BİLDİRİ KATILIM BELGELERİ ve YAYINLANMIŞ LERİ C1.1. Durakoğlu, Abdullah; Konak Nahide. Gazali nin Değerler Eğitimi Anlayışı 31.10.2013-02.11.2013. I. Ulusal Değerler Eğitimi Kongresi, Konya, Türkiye. Eğitimin en önemli amacının ahlakın güzelleştirilmesi olduğuna düşünen İslam filozofu Gazâli(1058-1111) 'nin değerler eğitimine ilişkin anlayışının ele alındığı bu çalışmada, daha çok onun çocuk eğitimi üzerine olan düşüncelerine yer verilmiştir. Çalışmada, Gazâli nin değerler eğitimine ilişkin düşüncelerinin temelinde onun insan doğasına ilişkin anlayışı olduğu tespit edilmiştir. Bu husus göz önünde bulundurularak çalışmada, Gazâli'nin insan doğasına ilişkin düşüncelerine de yer verilmiştir. Çalışmanın sonunda Gazali 'nin değerleri ahlaki davranışın önkoşulları olarak nitelendirdiği anlaşılmıştır. Anahtar Sözcükler: Gazali, İnsan, Ahlak, Eğitim, Değerler. C1.2. Durakoğlu, Abdullah. Paulo Freire nin Diyalog Temelli Eğitim Anlayışı 4 th International Conference on New Trends in Educationand Their Imlications, 25.04.2013-27.04.2013. Antalya, Türkiye. 6
Radikal eğitim yaklaşımının en önemli düşünürlerinden biri olan Brezilyalı pedagog Paulo Freire (1921-1997) nin önerdiği diyalog temelli eğitim yaklaşımı, otoriteye dayalı gerekçeleri reddeder. Bu nedenle onun eğitim sisteminde hiç kimse başkasına ders vermez. Diyalog karşıtı eğitimi, bankacı olarak adlandıran Freire ye göre, bu eğitimde öğrenci doldurulması gereken depo gibidir. Bu çalışmada bu iki eğitim sistemi birbiriyle karşılaştırılarak analiz edilmiştir. Çalışmanın sonunda Freire nin önerdiği diyalog temelli eğitimin, en önemli amacının insanları özgürleştirmek olduğu anlaşılmıştır. C1.3. Durakoğlu, Abdullah. Antonio Gramsci nin Çağdaş Eğitim Sistemlerine İlişkin Eleştirileri Eğitim Felsefesi Ulusal Sempozyumu, 21.11.2013-22.11.2013. Ankara, Türkiye. Siyaset ile eğitim arasında sıkı bir ilişki olduğunu iddia eden İtalyan düşünür Antonio Gramsci, buradan hareket ederek çağdaş eğitim sistemlerini eleştirir. Onun eleştirilerine yön veren kavram hegemonyadır. Bu nedenle çalışmada hegemonya kavramı ayrıca analiz edilmiştir. Çalışmanın sonunda Gramsci nin ortaya koyduğu bu eleştirilerin, eğitim ve siyaset arasındaki ilişkinin ortadan kaldırılıp kaldırılmaması sorununa yönelik olmadıkları görülmüştür. Ona göre, eğitim sisteminin demokratik olup olmaması bu ilişkinin varlığıyla değil, biçimiyle ilgilidir. Zira Gramsci, eğitim ve siyaset arasındaki ilişkiyi sorun olarak görmemekte, aksine böyle bir ilişkiyi doğal olarak nitelendirmektedir. Anahtar Sözcükler: Gramsci, eğitim, hegemonya. C1.4. Durakoğlu, Abdullah. Montessori Sisteminin Türkiye nin Okul Öncesi Eğitim Sistemiyle Karşılaştırılması, 20. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı, 08.09.2011-10.09.2011. Burdur, Türkiye. Çalışmada 1907 de Çocuklar Evi adıyla Roma da açılan okul öncesi eğitim kurumunda uygulanmaya başlanan ve buradan dünyaya yayılan Montessori eğitim sistemiyle Türkiye nin okul öncesi eğitim sistemi karşılaştırılmıştır. Çalışmanın sonunda her iki eğitim sisteminin en büyük farkının şu biçimde olduğu görülmüştür: Türkiye nin okul öncesi eğitim sistemi, çocukları ilköğretime, Montessori sistemi ise çocukları hayata hazırlamayı amaçlamaktadır. Türkiye nin okul öncesi eğitim sisteminde de Montessori sisteminde olduğu gibi çocukların, bilişsel, zihinsel ve duyuşsal gelişim alanlarının geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Ancak bu sistemde, Montessori sisteminden farklı olarak çocuklara hayatın her anında karşılaşabileceği sorunların üstesinden gelebilmek için gerekli becerilerin kazandırılması amaçlanmaz. Anahtar Sözcükler: Montessori metodu, çocuk, okul öncesi eğitim. C2. SÖZLÜ BİLDİRİ KATILIM BELGELERİ ve SUNULMUŞ LERİ C2.1. Durakoğlu, Abdullah. TRT Çizgi Filmlerinde Milliyetçi ve Dini Mesajlar. Türkiye Genç Sosyologlar Topluluğu. Medyada Temsil Sorunu Konferansı, 05.04.2013. Bolu, Türkiye Bu çalışmada TRT çocuk televizyonunda gösterilen ve çocuklar tarafından sıkça izlenen Pepe ve Keloğlan çizgi filmlerinin milli ve dini mesajları ne kadar yoğunlukla içerdikleri incelenerek her iki çizgi film arasında karşılaştırma yapılmıştır. Çalışmanın sonunda Keloğlan çizgi filminde olumlu özelliklerin sıkça vurgulanmasına rağmen açıkça 7
milliyetçi öğelerin vurgulanmadığı, Pepe çizgi filminde ise İslam dininden soyutlanarak Türk kültürünün sunulmaya çalışıldığı anlaşılmıştır. C2.2. Durakoğlu, Abdullah. Educational Model of Gramsci During the Fascist Regime of Mussolini Aristotle University of Thessaloniki, 26.06.2014. Selanik, Yunanistan. Bu çalışmada İtalyan düşünür Antonio Gramsci (1891-1937) nin eğitim felsefesi bağlamında onun Mussolini döneminde eğitim alanında yapılan uygulamalara ve değişikliklere getirdiği eleştiriler ele alınmıştır. Bu çerçevede Gramsci ye göre, ideal eğitim nedir? Eğitim ve hegemonya arasındaki ilişki nasıl olmalıdır? gibi sorular çalışmanın temel sorunlarını oluşturmaktadır. Çalışmanın sonunda siyasetçilerin mevcut düzene kalıcılık sağlamak için yönetici sınıfların çıkarlarına hizmet edecek bir biçimde eğitim sistemini ideal olarak görüp bunu yasal düzenlemeyle uygulamaya geçirmelerinin Gramsci nin eğitim sistemine ilişkin eleştirilerinin odak noktasını oluşturduğu anlaşılmıştır. Anahtar Sözcükler: Gramsci, eğitim sistemi, İtalyan faşizmi. C3. SÖZLÜ BİLDİRİ KABUL YAZISI VE YAYINLANMIŞ İ C3.1. Durakoğlu, Abdullah. Türkiye de Son Yıllarda Yapılan Eğitim Reformlarının Basındaki Yansımaları 9. Ulusal Eğitim Yönetimi Kongresi, 08.05.2014-10.05.2014. Siirt, Türkiye Türkiye son yıllarda yapılan eğitim reformlarının basındaki yansımalarının ele alındığı bu çalışmada, önce eğitim reformlarıyla ilgili yazılı basında yer alan haber ve köşe yazılarının bazıları özetlenmiştir. Daha sonra bunlar analiz edilerek reform tartışmalarının hangi yönde ortaya konulduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda çalışmanın ana problemi, Türkiye de son yıllarda yapılan eğitim reformu tartışmaları eğitimle ilgili hangi tür sorunlara (niceliksel/ niteliksel) ilişkindir? biçiminde ifade edilebilir. Çalışmanın sonunda Türk medyasında yer alan eğitim reformu tartışmalarının da genellikle niceliksel sorunlara odaklı olduğu anlaşılmaktadır. Oysa ideal bir eğitim reformu, niteliğin artmasına da yönelik olmalıdır. Çalışmanın sonunda Türk medyasının genellikle bu duruma ilgisiz kaldığı görülmüştür. Anahtar Sözcükler: Eğitim Reformu, Yazılı Medya, Nitelik Sorunu. 8