AAL LUUK MAS. Anahtar Kelimeler: Dünya Ağacı, Hayat Ağacı, Tûbâ Elma, Er Sogotoh.



Benzer belgeler
ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

Mitoloji ve Animizm, Fetişizm. Dr. Süheyla SARITAŞ 1

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

TÜRK MİTOLOJİSİ DR.SÜHEYLA SARITAŞ 1

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Pervin Ergun, Türk Kültüründe Ağaç Kültü, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2004.

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

Yönler ve Yön Bulma. Yönler ikiye ayrılır.

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

NOEL VE YILBAŞI KUTLAMALARI

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

ATATÜRK'Ü ANIŞ. Adım-Soyadım:...

Öğretim Görevlisi Murat KARACA İpek Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü,

Türk Mitolojisi ve Türklerde Totemizm DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.ÜNİTE :DÜNYA, GÜNEŞ VE AY KONU ÖZETİ

ORMAN YANGIN DAVRANIŞINA GİRİŞ

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden.

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ İNSANİ BİLİMLER VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ DÖRT YILLIK-SEKİZ YARIYILLIK DERS PROGRAMI

1. DÜNYADAKİ BAŞLICA DİL AİLELERİ

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

Picea (Ladin) Picea abies (Avrupa Ladini) Picea orientalis (Doğu Ladini) Picea glauca (Ak Ladin) Picea pungens (Mavi Ladin)

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

-ISIAX (IHIAX)- Saha Türklerinin Bahar Bayramı -

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

Mucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen

Kerem Efe Ö.: Aydınlık olduğunda çiçekler büyür, karanlık olduğunda da çiçekler büyüyemez. Hep karanlık olursa da hiç çiçek açmaz.

Erkek, dişiden hamile kalır. Ne hayvan ama değil mi! Erkek denizatı, kesesindeki minik yumurtalara gözü gibi bakar. Bu arada yumurtaların yanına

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

Selin A.: Yağmur yağdığında neden gökkuşağı çıkar? Gülsu Naz Ş.: Neden sonbaharda yapraklar çok dökülür? Emre T.: Yapraklar neden sararır?

gösteren gösterilen biçim anlam

MEVSİM İLKBAHAR SAĞLIKLI YAŞAM. İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz.

TÜRKÇE DİL BİLGİSİ KURALLARI-Dil Yapısı

Bu etkinler resim yapma, boyama, hamurla oynama, sınıf içinde veya oyun salonlarında düzenlenen oyun alanlarında oyun oynama gibi öğretmen gözetimi

DİNİ VE MİLLİ BAYRAMLAR

Woyzeck: Öğleyin güneş tepeye çıkıp da dünya ateşe düşmüş gibi yanmaya başlayınca, işte o zaman korkunç bir ses bir şeyler diyor bana.

KIRGIZ MİLLETİNE AİT <KIRKKIZ> EFSANESİ

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

"Yaşayan Bahar", ilkbahar mevsiminin gelişini kutlamak üzere tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen bir etkinlik.

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

Eco new farmers. Modül 1- Organik Tarıma Giriş. Bölüm 4- Organik Tarım ve Koruma


Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

ÖZEL EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUENLER GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ ÇİÇEKLER TEMASI

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

İKİNCİ BİNYILIN MUHASEBESİ İÇİNDEKİLER

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

YEDİGÖLLER MİLLİ PARKI

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK


Muhammed ERKUŞ. Sefer Ekrem ÇELİKBİLEK

1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır.

3 YAŞ BİRİMİ EKİM BÜLTENİ

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

ŞEKİL KAVRAMI TEMA ÇALIŞMALARIMIZ KAVRAMLAR RENK KAVRAMI SAYI KAVRAMI SES KAVRAMI ÖZEL BİLGİ İLKÖĞRETİM OKULU ANASINIFI

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

İncirin yıl boyunca meyve vermesi atalarımızın hayatta kalması açısından da büyük önem taşımıştır.

YUNUS GRUBU MART AYI BÜLTENİ

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

Merkez Mah. (Yenibosna) Yılanlı Tepe Sok. No:3 Bahçelievler / İSTANBUL Tel: Fax:

3. Sınıf Varlıkların Özelliklerini Belirten Sözcükler ( Ön Ad Sıfat )

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Cesaretin Var Mı Adalete? Çocuklar günümüz haberleriyle, gündemle ne kadar iç içe?

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi

SAHA KAHRAMANLIK DESTANI OLONKO

BİTKİ TANIMA I. P E P _ H 0 4 C h a m a e c y p a r i s l a w s o n i a n a ( L a v z o n Ya l a n c ı S e r v i s i ) Yrd. Doç. Dr.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...5

Svl.Me.Alev KESKİN-Svl.Me.Betül SAYIN*

Doğada Keşif Yapıyoruz

Dünya, Güneş ve Ay'ın Şekli;

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM

BETULACEAE. Alnus cinsleri vardır.

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

2. Karışımın Ağaç Türleri Meşcere karışımında çok değişik ağaç türleri bulunur. Önemli olan, ağaçların o yetişme ortamı özelliklerine uyum gösterip

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

Transkript:

AAL LUUK MAS Pervin ERGUN ÖZET Sahalar, hayat ağacını Aal Luuk Mas şeklinde adlandırırlar. O, bütün dünya kültürlerinde olduğu gibi kâinatın merkezine yerleşen üç alemi birbirine sabitleyen temel direktir. Yaratılışın başında yaratılan kozmik ağaç, bütün Aal Luuk Mas, bütün Türk dünyasında hayat ağacı ile ilgili anlatılanların en güzeli ve en detaylısıdır. Hatta bu fikir bütün Dünya kültürleri için geçerlidir. Bütün canlıları besleyen, koruyan bu ağaç, Tanrı nın kutlu ağacıdır. ABSTRACT Saha Turks call sacred-tree as Aal Luuk Mas. It as in all cultures of the world, is the cornerstome connecting three lives to each other. This Holy- Tree, created in the beginning of life, all Aal Luuk Mas, is the best and most detailed of things told about sacred-tree. Even, this idea is acceptable for all world- cultures. This Holy-Tree, protecting all of the creatives belongs the God. Anahtar Kelimeler: Dünya Ağacı, Hayat Ağacı, Tûbâ Elma, Er Sogotoh. Key Words: Holy-Tree, Sacred-Tree, Tuba apple, Er Sogotoh. Bütün dünya kültürlerinde, dünya görüşünün temel sembollerinden biri hayat ağacı (kozmik ağaç, dünya ağacı) dır. Bu sembol, en ilkel kabilelerden en modern kültürlere kadar pek çok milletin mitolojisinde görülür. Benzer özellikleri bulunmasına rağmen, milletlerin dünya görüşlerindeki hayat ağacı algılayışlarında farklılıklar vardır. Bazı milletler ona totem olarak yaklaşırken, bazıları ise onu tanrısal bir varlık kabul eder. Türk ün dünya görüşünde net bir tasviri olan hayat ağacı, ağaç kültü ile ilgili bütün inançların kaynağıdır. Yaratılışın başında yaratılan hayat ağacının temel vasfı, bütün canlılar için hayat kaynağı olmasıdır. O, üç âlemi birbirine bağlayan mitolojik bir manzumedir. Doğum, hayat, ölüm ve ölüm sonrasında devam eden yoldur. Yerin, göğün ulu direğidir; Demir Kazık tır. Tanrı nın atının bağlandığı kutlu at kazığıdır. Toplum nizamının ve Tanrı yla iletişimin teminatıdır. Üç âlemin merkezine yerleşir. Kâinatın bel kemiğidir. İnsanın bel kemiği de ona benzetilir. Eşi benzeri olmayan, daima canlı kalan, bütün yaratılmışlara hayat kaynağı olan, meyvesiz olduğu hâlde öz suyu ile bütün canlıları besleyen, koruyan, aydınlatan, duyan, konuşan, bütün kainatı kaplayan ağaç, Cennet teki Tûbâ ve gökte canlılar âleminin en üst katına yerleşen Sidre ile aynı anlamdadır. Tanrı nın yarattığı bu kutlu varlık, Türk dünya görüşünde haklı bir yere sahiptir(ergun, 2002: 155-209). Mitolojik Türk dünya görüşünün temel sembolü olan hayat ağacı, Türk dünyasında bugün, onun vasıflarını ifade eden adlarla temsil edilmeye devam etmektedir. Türk ün ilinin töresinin kutu

olarak Anadolu Türklüğünün dilinde, ulu ağaç, kaba ağaç, gölgeli kaba ağaç, baş ağaç, yalnız ağaç, baba ağaç, dede ağaç, yalnız ağaç, hayat ağacı, dünya ağacı, vb. isimlerle anılırken; Orta Asya ya, doğuya, kuzeye, Sibirya ya, Kuzey Batı Türklüğüne gidildikçe bizi köklerimize bağlayan daha arkaik kelimelerle ifade edildiği görülmektedir: Bay terek, bay kavak, bay kayın, curtta cangız terek, ıyık mas, evliya terek, baj terek (Kırgız, Altay), baj tirak (Tatar, Başkurt), paj julang bai-pihta (Sibirya Tatarları), pajhazyng bai-akağaç (Hakas), pajguzug bai-sedir (Şor, Altay), temir terek (Altay), luuk mas, ıduk mas, Aal Luuk Mas, vb. Bu ağaçların temel felsefesi, fonksiyonu değişmemekle birlikte, bulundukları coğrafyadan, etkileştikleri farklı kültürlerden ve dinlerden değişik özellikler alırlar. Bu makalede Kuzey Sibirya Türklerinden olan ve Şamanik tesirlerin bulunduğu Sahaların dünya ağacıhayat ağacı Aal Luuk Mas ı tanıtmaya çalışacağız. Yüzlerce destanın anlatıldığı Yakutistan ın, destanlar ülkesi diye anılması sebepsiz değildir. Mitolojik sembollerin canlı bir şekilde görüldüğü Saha destanlarının karakteristik motiflerinden biri Aal Luuk Mas tır. O, tarihin derinliklerine uzanan destanların bel kemiğidir. Çünkü eğer Aal Luuk Mas yeterince tasvir edilirse ve anlatılırsa, Yakut destanlarının ancak o zaman maksadına ulaşabileceğine ve tamamlanmış sayılacağına inanılır. Yakut (Saha) Türklerinde Aal Luuk Mas, kökleriyle yer altını, gövdesi ile yeryüzünü ve zirvesi ile -Türk dünya görüşüne göre Tanrı mekânı olarak kabul edilengökyüzünü birleştirdiğine inanılan kutsal ağaçtır. Tepesinden akan kutsal sıvı (süt-su) sayesinde hayat bahşeder. Bütün canlıları doyurur. Kendisine sığınanları koruyup kollar. Bahadırlara yenilmez güç verir. Bolluk bereket timsalidir. Aal Luuk Mas, dünya yaratıldığında ilk yaratılan ağaçtır. Kâinatın merkezine yerleşen ağacın sekiz dalı vardır. Tepesi kutup yıldızına kadar uzanır. Kutup yıldızına Demir Kazık denmesi de bundandır. Göğün alt tabakalarını delip geçen Aal Luuk Mas ın dalları Tanrı mekânından orta dünyaya geri döner. Ağacın baş kökü ise yeri deler ve aşağı dünyada yaşadığı varsayılan Erlik Han ın yönetimindeki yere ulaşır. Kökler yer altındaki ateşin dumanından dolayı geri döner. Aal Luuk Mas ı ilim âlemine ilk tanıtan Uvarovskay olmuştur. Uvarovskay ın, 1847 yılında Ö. Böhtlig in çalışmaları arasında yayınlanan Er-Sogotoh ile ilgili makalesinde Aal Luuk Mas, Aar Mas şeklinde geçmektedir. Destanın kayda geçtiği dönemde luuk, duup, ve duuk varyantları da kullanılmaktadır. Ö. Böhtlig, sözlükte Uvarovskay a dayanarak Aar Mas ın manasını şöyle tanımlar: Ormanın en yüksek ve yaşlı ağacı. Terimin farklı varyantlarına dikkati çeken Vinokurova, Yakutların inanışlarına göre orta dünyanın altında insanlara düşman olan ruhların yaşadığı aşağı dünyanın varlığına inanıldığını belirtir. Bu üç dünyayı birbirine Aal Kuduk Mas birleştirir. Bu kutsal ağaç, düşünen ve ahlâklı öz kabul edilir. Bu özün, orta dünyanın bütün canlı yaratıklarının selâmeti için çalıştığına inanılır(vinokurova, 1994: 52). E. K. Pekarskiy, Aal Luuk Mas ı, tanrısal meşe ağacı (bojestvennıy dup) şeklinde tarif eder. Uluğ Aal Luuk Mas ı (Aar Kuduk Mas) ise yerin ortasında biten efsanevi ağaç olarak tanımlar. Oğlunu veya kızını evlendirmek isteyen Saha insanı, bu ağaçta yaşadığına inanılan ve kadın şeklinde görülen ruha, çocuklarının akıbeti ile ilgili sorular sorar; kurban kesip sofra hazırlayarak adakta bulunur. Eğer dilekleri kabul olursa, ruh yarıya kadar gözükerek ve açıkça konuşarak sorulanlara cevap verirdi( Pekarskiy 1945: 77, 609).

G. U. Ergis, terimin mânâsını açıklamaktan kaçınır. Bununla birlikte onun diğer halkların mitoloji ve destanlarındaki dünya ağacına benzediğini, saygın sekiz dalının bulunduğunu belirtir. Aal Duug Mas-Aar Kuduk Mas ın, ebedî, canlı, insanları ve hayvanları besleyen bitkilerin şiirsel karakterini temsil ettiğini belirtir. Yakut destanlarında ağacın ana gövdesinin gökyüzünün bütün tabakalarını geçtikten sonra orta dünyaya dönüşü tasvir edilir. Dallarından çıkan damlaların etrafa beyaz keklik gibi saçılan su sızdırdığı belirtilir. Ağacın ana kökü bütün toprağı sararak alt dünyaya çıkar. Cehennem ateşinin dumanı geri püskürttüğü için dünyaya geri dönen köklerden sızan sudan süt beyazı bir göl oluşur. Mucize gölden su içen ihtiyarlar gençleşir, güçsüz düşen güçlenir, hastalar şifa bulur. Ergis, Aal Duup Mas ın insanları ve hayvanları besleyen, her zaman yeşil ve canlı kalan bitki örtüsünü ifade ettiğini belirtir. Ağaçta bölgenin ve toprağın sahibesi Ayıı Miçil Hotun un ruhu yaşar. O, genellikle saygın ve şık giyimli kadın olarak tasvir edilir. Ayıı Miçil Hotun, bahadıra iyi tavsiyelerde bulunur, bazen de sütüyle güç verir(ergis 1974: 190). N. V. Emelyanov, Aal Luuk Mas ı kutsal ağaç olarak tanımlar. Tanımlama esnasında kuduk ve kudululu varyantlarını dikkate almayarak meşe ağacı olarak nitelendirir (Emelyanov 1983: 3, 20; Everstov 1990: 81). Yefremov, üç alemi birleştiren bu ağacın bazen üzerinden bal ve şeker akan meşe ağacı olduğunu belirtir(yefremov 1980: 31). Emelyanov, terimin dört varyantını tespit eder: Aar Kuduk Mas, Aal Kuduk Mas, Aar Luuk Mas, Aal Duup Mas. Aan Darhan Hotun, Aan Aalay Hotun, Aan Alahçın Hotun adlarıyla anılan yerin ruh iyesinin orta dünyanın merkezinde yerleşen bu ağaçta oturduğuna inanıldığını belirtir(emelyanov 1980: 25). 1972 yılında Moskova da yayımlanan Yakutça-Rusça sözlükte Aal Luuk Mas, Mitolojik kutsal meşe şeklinde tanımlanır(sleptsov 1972: 24). İ. V. Puhov, Aal Luuk Mas ı, Aan Aldahçın Hatun (tanrıça-yer ruhu) un yaşadığı mekân olarak tanıtır. Yakut destanlarının değişmez karakteri olan ve ülkenin merkezinde, kutsal mekânın ortasında yer alan Aal Luuk Mas ın meşe ağacı olduğunu belirtir ve kutsal soylu ağaç şeklinde tanımlar(oyunskiy 1982: 413, 417, 425). Sagalaev Aal Luuk Mas ın meşe ağacı olduğunu belirtir. Kovuklu meşe ağacının sadece ruhların konutu olmadığını, farklı bir dünyaya geçiş yolu olduğuna dikkat çeker. Aal Luuk Mas isimli kutsal ağacın, kendi doruğundan Ulu Toyon un gökyüzünün üst katlarına kadar büyüdüğünü ve dokuz kovuğunda kamları büyütüp yetiştiren ağaç olduğunu kaydeder. Tuva ve Moğol Şamanlarının dokuz delikli kaşıkla kutsal süt-saçı serpmeleri ile kutsal ağacın-aal Luuk Mas ın besleme özelliği arasındaki benzerliğe dikkat çeker(sagalaev 1991: 104). Kâinatın merkezine yerleşen ve diyarların ruhu Aan Alahçın Hatun un mekânı olan Aal Luuk Mas, Yakut destanlarında büyük yer işgal eder. Mesela ünlü destancı İon Suorun un At Oğlu Dııray Böğö adlı destanının dört bölümden oluşan girişinde, destanın baş kahramanının memleketinin tabiat tasvirleri, bitkileri ve canlıları 57 satırda izah edilmiştir. Buna mukabil Aal Luuk Mas ın anlatıldığı bölüm 374 satırda, başkahramanın evinin ve bahçesinin tasviri 111 satırda, kendisinin portresi, elbisesi, malzemeleri, serveti, karakterinin anlatıldığı bölüm 298 satırda anlatılmaktadır (Emelyanov 1983: 14). Destanın V. S. Noshorov tarafından anlatılan varyantında Aal Luuk Mas, 279 satırda

işlenmiştir(ergis 1974: 190). Destanda, Türk ün dünya görüşünü aksettiren ve mitolojik karakteri sağlam duran Aal Luuk Mas ın izahı, başkahramanın anlatıldığı bölümden daha geniştir. Arkaik bir terim olan Aal Luuk Mas ile ilgili olarak ilim âleminde bazı problemler tartışılmaktadır. Bunlardan biri terimin yazılışı ile ilgilidir. Bazı araştırmacılar onu özel isim sayarlar ve her bir kelimeyi büyük harfle yazarlar. Destanda özel bir kahraman olan yalnız ağacın üç kelimesi de büyük harfle başlamalıdır. Çünkü terim artık özel ad karakterindedir. Arkaik ve anlaşılması güç olan ilk iki kelimeye göre daha anlaşılır olan ve günlük dilde kullanılan mas kelimesi ile ilgili daha fazla problem ortaya çıkmaktadır. Ağaca verilen genel bir ad olması hasebiyle, bazı araştırmacılar tarafından küçük harfle yazılan kelime, artık özel bir adın kopmaz parçası olmuştur; bu nedenle de büyük harfle yazılması gerekir. Terimin pek çok varyantı vardır. Bazen mas yerine melez ağacı ve akağaç kullanılmaktadır. Aal kelimesi nadiren Aar şeklinde söylenir. İkinci kelime olan ve en yaygın kullanılan luuk ise bazen luup, kuduk, kudulu, duuk, duup şeklinde de karşımıza çıkar. Bu söyleyişler halk ağzında meydana gelen farklılıklardan kaynaklanmaktadır ve anlam olarak aynı şeyi ifade etmektedir(everstov 1996: 83). G. V. Ksenefontov, aar mas formundan hareketle, terimin kutsal ağaç ya da ulu ağaç anlamına geldiğini yazar (Ksenefontov 1928-1929: 18). Ona göre, buradaki aar kelimesi iki anlam taşımaktadır: 1) Büyük ve ulu, geniş. 2)Kutsal, temiz, mukaddes. Bir başka problem, duup kelimesinin Rusça da meşe anlamına gelen dupla karıştırılmasından kaynaklanmaktadır. Arkaik kelimeler bakımından çok zengin destanların anlatıldığı Yakutistan da ve hatta çevresinde meşe ağacı yetişmemesi bu fikri çürütmektedir. Hem daha yaygın kullanılan diğer varyantlar ve bütün Türk dünyasında kullanılan benzer sözler (ıdık, ıduk, kuduk, kudulu, kutlu, vb.), böyle bir yoruma imkân vermeyecek kadar açıktır. Çok eski dönemlerin havasını soluyan Altay destanlarında kullanılan terimlerin anlamları bugün için çok iyi anlaşılmamakla birlikte eski Türk dininin ve dünya görüşünün şifrelerini vermektedir. Milletlerin mitolojilerinde yer alan kutsal ağaçların türleri genellikle belirtilir. Aal Luuk Mas ta ise belli bir ağaca işaret edilmez. O, mitolojik bir ağaçtır. Buna rağmen onun gerçek kimliği, yeryüzündeki benzeri, ağaç çeşidinin ne olduğu hususunda nazariyeler ortaya atılmıştır. Everstov, Aal Luuk Mas ın diğer kültürlerde olduğu gibi, aslında belli bir ağaç olabileceğini savunur. Ona göre Aal Luuk Mas ın mitolojik sureti, yani karakteri buna tanıklık eder. Ağaç Yakutistan da yetişmediği için isminin de anlaşılmadığını ve Türklerin daha güneydeki yurtlarından gelirken getirdikleri boy ağaçları olduğunu söyler. Aradan uzun zaman geçmesine ve artık unutmalarına rağmen, Sahaların ana ağaçları ile ilgili inancı devam ettirdiklerini belirtir. Aal Luuk Mas ın uzun kışlı, soğuk nefesli bir kuzey ülkesi olan Yakutistan ın ağacı olamayacağını; zengin tabiatlı, hakikî sıcak memleketlerin koyu yapraklı ve bol meyveli bir ağacı olduğunu söyler. Bu ağacın Sahaların atası olan Kurıkanların yaşadığı Baykal gölü çevresinde de yetişmediğini, daha önceki yurtlardan getirdiklerini var sayar. Aal Luuk Mas terimindeki kelimeleri tek tek ele alır, fonetik ve semantik ilminden yararlanarak karşılaştırmalı-tarihsel bir araştırmayla kelimenin etimolojisi hakkındaki tezini öne sürer. Aal kelimesi, geçen yüzyılda kaydedilen folklor metinlerinde ve sözlüklerde bile tek başına kullanılmamıştır. Tek başına anlam taşımayan bu söz, kutsal, sönmeyen, ev, ocak vb. gibi kelimelerle birlikte tanımlanmıştır. Eski Türkçe de var olan uzatmalı ünlü sesler, Yakut, Hakas, Türkmen

lehçelerinde, kısmen de Oğuzlarda ve Oğuzlaşmış boylarda yaşamaya devam etmiş, diğer boylarda kısa ünlüye dönüşmüştür. Türk boylarında genel olarak kullanılan al sıfatı bu durumda aal ın daha genç formatı olarak kabul edilebilir. Gerçek anlamı çözülmeyi bekleyen kelimenin bütün Türk dünyasında bilinen bir anlamı açık kırmızı, turuncu, ateş rengidir. Ayrıca al renk Rusça da ve eski Türkçede iyilik, güzellik, narin anlamlarında da kullanılmıştır. Kırgızlar ve Tatarlar yeni yılda ilk gördükleri çiçeğin rengiyle tahminde bulunuyorlardı. Buna göre ilk olarak sarı çiçeği görürlerse kötüye, kırmızı çiçeği görürlerse iyiliğe yoruyorlardı (Everstov 1990: 86). B. Ögel, al kelimesinin Altay mitolojisinde, insan üstü cesarete sahip olan kutsal kahramanlara ve insanlara iyilik getirmeyen kötü ruhlara verilen bir ad veya sıfat olduğunu belirtir (Ögel 1971: 232). Umumi Türk boylarında olduğu gibi Anadolu da yeni doğan bebeğin üzerine kötü ruhlardan korumak için örtülen kırmızı veya sarı örtü aynı amaç içindir. Aal kadar olmasa da, luuk (luup, kuduk, kudulu, duup, duuk, vs.) kelimesi de arkaiktir. Fakat Türk dünyasında günümüze kadar gelen yaygın kullanılışı, mitolojik çözümlemelere daha iyi imkân vermektedir. Luuk kelimesi, Türk dünyasında ulı, ulug, uluğ, ulux, ulığ, ulıx, ulık, ulığ, vb. varyantlarla karşımıza çıkan ulu sıfatının Saha yerinde aldığı formdur. Sahalar arasında o, luup, kuduk, kudulu, duup, duuk, vb. şekillerde de telâffuz edilir(everstov 1990: 86-88). Terimin üçüncü kelimesi olan masın etimolojisi ile ilgili değişik düşünceler vardır. Pekarskiy sözlüğünde, kelimenin Türkçe olmadığını, kökeninin Tunguz-Mançur veya Moğolca da ağaç anlamında kullanılan mo (moo) veya mod olabileceğini belirtir. Köklü ağaç, kesilmiş ağaç, odun, ağaçtan yapılan inşaat malzemeleri vb. anlamlarda kullanıldığını söyler. Kelimenin Yakutların telakkilerine göre yalnız değnek anlamında kullanıldığına dikkat çeker. Demir mas örneğine bakarak da, değneğin hangi maddeden yapıldığının önemli olmadığını belirtir. Everstov, Azeri, Başkurt, Tatar, Türkiye Türkçesinde hem ağaç hem de orman anlamında kullanılan meşe (misâ, mişâ, bisâ, mişe, bişe) kelimesinin sondaki ünlü harfi düşmüş şekillerinin Saha Türkçesinde görüldüğünü belirtir: Meş, miş, biş, mas. Ses kuramı bakımından mas kelimesinin Tunguz-Mançur dilindeki mo ve Moğol dilindeki mod kelimesinden ziyade Türkçe deki meş, miş formuna daha uygun olduğunu belirtir (Everstov 1990: 88). Tarihin çok eski dönemlerinde kaderin ayırdığı Türk milletinin birbirine yakın boylarında ağaç (yığaç) formu daha fazla yayılmış; buna mukabil onlara çok uzak mesafede kültürel ilişkilerin kopuk olduğu Saha bölgesinde mas şekli daha yaygın bir şekilde kullanılmaya devam etmiştir. Sahaların kökenini araştırırken Lena nehri ve Baykal gölü çevresiyle yetinmeyip büyük Türk dünyasında arayan Everstov, Aal Luuk Mas terimine de aynı amaçla yaklaşmıştır. Kelime bilimi, semantik, fonetik ayrımlarını ve kıyaslı tarih analizi yöntemlerini kullanarak Aal Luuk Mas teriminin prototipinin alma, elma olabileceğini savunur. Eski Türkçe de alımla, almıla, almula şekillerinde geçen ve bütün Türk dünyasında en yaygın kullanılan adlardan olan elma alma, ulma (Çuvaş), olma (Özbek), eskiden aal mas şeklinde ağacın adı iken bu gün sadece meyvesini ifade etmeye başladığını belirtir(evestov 1996: 90-91). Saha destan araştırmacıları V. G. Korolenko (1953: 285) ve Everstov, Saha destanlarının çok önceleri, Sahalar Yakutistan'a gelmeden önce, güneyde, Orta Asya da oluştuğunda hemfikirdirler. Destanların arkaik sembollerinden olan Aal Luuk Mas da geldikleri yere ait olan elma ağacı motifidir. Tabi bu kültür elması değil, bütün orman canlılarının beslendiği orman elması, yabanî elmadır (Everstov 1990: 91-92).

Everstov u böyle bir sonuca götüren delillerden biri de diğer boylarda kullanılan kem elmasıcennet elması (Azeri, Anadolu), urman alması (Tatar), ağaş alması (Nogay) söyleyişlerinin zamanla tek kelime gibi söylenmeye başlanmış olabileceğini belirtir: aal mas>aal-mas>aalmas>aalma>alma. Daha arkaik bir lehçe olan Yakutça da ise eski Türkçede olduğu gibi tek heceli kelimeler ağırlıktadır; henüz birleşmemiştir. Bu durumda elma kelimesinin eski şekli olan Aal Luuk Mas ın güzel ulu ağaç şeklinde tanımlanabileceğini belirtir(yadrihinskay 1981: 7; Everstov 1990: 93-94). Türkiye Türkçesinde bileşik isimlerin ayrı mı yoksa birleşik mi yazılacağı konusunda ihtilâfların çıkması Everstov un etimolojik çözümlemesini haklı çıkarmaktadır. P. P. Yadrihinskay (Becele) ın Yadrihinskay Taatta da yaşayan Nikolay Maalgınap tan (Kötüöhse oğlu) öğrendiği ve nesiller boyu destancıdan destancıya aktarılarak günümüze kadar ulaşan Cırıbına Cırılıatta Kız Buxatıır destanında Aal Luuk Mas, Aal Kuduk Mas şeklinde telaffuz edilmiştir. Destan, Aal Kuduk Mas ın da içinde yer aldığı dünya tasviriyle başlar: Subu orto turuu doydu Cogdoyor saalıgar, Ürdük arġanıgar, Kieng tanaatıgar, Keybeldıybet kiiniger, Habıllar haba ortotugar... Tunalġannaah toluu mangan toloon Tuolanıya üöskeen, Turar ebit, doġottoor! Ol toluu baraan toloon Tomtorġolooh nuurugar, Kilbienneeh kiiniger Kıppaayka mangan kırdalın Kırıılanar dirbiitiger Aan iye doydu barahsan Aar baġaġa buolan annıllıbıt Aġıs salaalaah

Aal Kuduk Mas Aan iye doydum Araġas dalbarıgar Ayıllan üöskeen turar ebit ( Everstov 1990: 85; Anisimov-Filippova 1986: 11-12) Türkiye Türkçesine Çevirisi: Bu durağan orta dünyanın Kabaran Yüksek arkasında, Geniş alanında, Sallanmayan merkezinde, En ortasında Parlak, seçkin, beyaz vadi Genişleterek yaratılıp Bulunuyormuş, dostlar, O seçkin sessiz vadinin Yüksek sırtlı yüzeyinde Parlak merkezinde Sikke gibi beyaz sırtının Keskinleşir sınırında Sevgili ana dünyanın Ulu direği olarak batırılmış

Sekiz dallı Aal Kuduk Mas Anne dünyamızın Sarı bünyesinde Yaratılmış imiş. Yaratılışın başında, dünyanın merkezine batırılan Aal Kuduk Mas, dünyayı sabitleyen ulu bir direk olması için yaratılmıştır. Gerek düşünür zekalı, sanır fikirli, söyler sözlü gibi mitolojik vasıfları, gerekse insanları koruyan ve esirgeyen yönleriyle, Şamanik tesirin en fazla olduğu bölgede olmasına rağmen yaratıcı değil, yaratılmış olan ve yukarıda sayılan özellikleri ile Tanrı yı sembolize eden bir varlıktır. Everstov, Aal Kuduk Mas (hayat ağacı) ın besleme-doyurma özelliğinden dolayı, elma ağacı olduğunu söyler. Destanda bu bölüm şöyle anlatılmaktadır: Ol nelier kömüs Sebirdeġin kırııtıttan Arılıas kus cımııtın saġa Araġas bıyang Allaraa dieki Çallırbaççı tammalaan, Lohuor kömüs Toluu tuoraġın töbötütten Köġön kus cımııtın saġa Ürüng sölögöy Çöllürgeççi tammalaan, Bu mas barahsan Tula örtö tula

Süögey arııta Çöngörö çüömpelerdeeh, Xayax arııta Xaranga dalaydardaax ebit. Kini uygu bıyangar Uhun kehiitiger Kingkiniir kieng hallaan Kıptııy kiries kınattaah Kıılların kırıı araastaah Biihin uustara Barıta mustannar Ahaan aaraan, Öröön öngürgeen, Toxtoon çuoġuhan, Illaan laabıattaan Aanar mastara ebit. Uygulaax kurbuu caġıl Orto doyduga üöskeebit Süürer ataxtaax Sür elbex biistere Barıta mustannar Toxtoon çeççiyer, Uluyan-tieyen

Ahaan-aaraan 14). Aahar mastara ebit (Yadrinskay 1981: 8-9; Everstov 1990: 86; Anisimov-Filippova 1986: 13- Türkiye Türkçesine Çevirisi: O parlak gümüş Yaprağının kenarından Arıılas ördek yumurtası kadar Sarı bereket, aşağıya doğru Çal-çal damlayarak, Lohuor gümüş Seçkin kozalağın tepesinden Köğön ördek yumurtası kadar, Beyaz süt ürünü Söl-söl damlayarak Bu güzel ağacın Etrafında Kaymak yağı Derin girdapları var, Katı yağı, Karanlık derinlikleri varmış. Onun bereketinin Uzun yüzeyinde Kudretli geniş göğün,

Makas haçlı kanatlı, Kuşlarının kenar çeşitli Akrabaları toplanıp Yemek yiyip, dinlenip Burada durarak, Tatil yaparak Şarkı söyleyerek Geçtikleri ağaçmış. Bereketli kuşaklı Orta dünyada var olan Yürüyen ayaklı Birçok soyları Hepsi toplanıp Durup eğlenip Uluyup götürüp Yemek yiyip, dinlenip Geçtikleri ağaçları imiş. Saha destan araştırmacıları, Aal Luuk Mas ile ilgili olarak iki hususa dikkat çekerler. Zengin tabiatlı, sıcak memleketlerin koyu yapraklı ağacı olduğu ve Türklerin onu gelirken getirdikleri. Everstov, Aal Luuk Mas ın, kuşları, yürüyenleri, bütün canlıları bol bol yediren, besleyebilen meyveli ağaç türlerinden biri, onun da elma ağacı olduğunu kabul eder. Sibirya nın soğuk steplerinde yaşayan, meyveli ağaç görmemiş Saha insanı için, atalardan duyduğu kadarıyla aktarıla aktarıla bu şekilde yaşamaya devam ettiğini belirtir. Aal Luuk Mas ile elma kelimesi arasındaki etimolojik alâka doğru olabilir. Fakat Everstov un yukarıda verilen manzumeye dayanarak yaptığı benzetme zihnin biraz fazla zorlanmasıyla ortaya çıkmıştır. Bize göre semavî karakterli Aal Luuk Mas ın elma ağacı olma ihtimâli zayıftır. Arıılah ördek yumurtası kadar sarı bereketin çal çal damladığı, seçkin kozalağın tepesinden, köğön ördek yumurtası kadar beyaz süt ürününün söl söl damladığı ve bütün canlıların beslendiği, güç bulup sığındığı bu ağaç,

geleneksel dünya görüşümüzün değişmeyen karakterini yansıtmaktadır. Aal Luuk Mas ın canlılara hayat veren mucizevi suyu ilge hiçbir ağacın meyvesine benzetilemez. Sagalaev, ilgenin Budist inancın temeli olan ve göğün üçüncü katındaki kutsal göle kadar yükselen Aşvatha adlı ağacın öz suyu Haoma ile aynı olduğunu belirtir(sagalayev 1990: 104). Bütün canlıların anası, besleyeni, koruyanı olan ve Tanrı tarafından yaratıldığı Sahaların yaratılış destanı Er-Sogotoh ta açıkça ifade edilen bu ağaç şöyle tanıtılır: Dünyamız Yakutlarca, sekiz köşeli imiş, Bu ağaç büyük imiş, göklere çıkar imiş. Bu ağacın her yanı Tanrı dan hep süslüymüş. Kabukları, kütüğü, tıpkı som gümüşlüymüş. Ağacın gövdesinden bir usare akarmış, Bu kutsal suyun rengi, altın gibi parlarmış. Ağacın budakları, ta göklere uzanmış, Gören sanırmış sanki dokuz kollu şamdanmış! Yaprakları büyükmüş, dallarından sarkarmış, Yaprakların her biri,bir at derisi kadarmış, Ağacın tepesinde bir usare çıkarmış, Köpük köpük kaynayıp,sarı renkte akarmış! Bu ağacın yanına, hiç kimse gidemezmiş, Bundan içenler ise, açlık hissedemezmiş! Bu sudan içebilen, artık mesut olurmuş, Her şeye erişirmiş, Tanrı dan kut bulurmuş! İlk insanın atası, burda yaratılınca, Hayatı elde edip, tadını da alınca, Hemen ağacı görmüş, koşup altına gitmiş, Kanıp bu sudan içmiş, hayatı elde etmiş.

Bu ağacın gölgesi, ta göklere değermiş, Göklerin üç katına ulaşıp da değermiş!.. Aal Luuk Mas ın bir başka özelliği de canlıları sağaltma özelliğidir. Arkaik Türk dünya görüşünde kötü ruhlarla mücadele, kutsal ağaçta yaşayan demircilerin pirinin döverek eğittiği kamlar tarafından yapılırdı. Onlar gerek hastalık yapan kötü ruhlarla mücadele ederler, gerekse ölümden sonra ruhu kaçırmaya gelen Erlik ile mücadele ederlerdi. Bu sayede ruh, kutsal ağaç vasıtasıyla uçmağa varırdı. İ. A. Hudyakov tarafından Verhoyan Yakutlarından derlenen bilgilere göre eğitim görecek olan kamın kutu kuşlara dönüşür. Hara Sılgılaah Begi Duortu ilahın evinin önünde duran ve şaman ağacı olduğuna inanılan kuru büyük köknar ağacındaki yuvalarda yetiştirilirler(hudyakov 1969: 307). Yukarı âlemin kötü ruhlarının başkanı olan Hara Sılgılaah Begi Duortu nun, kamların eğitildiği yuvaların bulunduğu ve Aar Kuduk Mas ın yerini tutan melez ağacının yanında yaşadığına inanılır. Ağacın doğu tarafına bakan dalında yuvası bulunan kamın, hasta insanları iyileştiren mutlu kam olacağına; batı tarafında yuvası bulunanın insanlara kötülük yapan zararlı kam olacağına; kuzey tarafında yuvası bulunan ise hem iyileştiren hem de kötülük yapan kam olacağına inanılır. Kötü kamların ruhunun dönüştüğü kuşları, batıdan gelen ve süt yerine kanla besleyen, kırmızı renkte bir kısrağın büyütüp yetiştireceğine inanılır. İyi kalpli kamları ise doğudan gelen beyaz kısrak, koyu, beyaz sütüyle besleyecektir. Olacak kamların kutları, derecelerine göre ağaca yerleşir. Yuva ne kadar yüksekte olursa, kamın da o kadar güçlü olacağına inanılır(alekseev 1984: 102). G. V. Ksenefontov un derlemelerine göre, Yakutların bu özel ağacının dallarında şaman ruhlarının yetiştiği kuş yuvasına benzeyen yuvaların bulunduğuna inanılır. Yuvaların tepesi aşağıya bakmaktadır. Şamanlar arası yarışmalarda rakipler, ilk önce kendi düşmanlarının yuvasını bozmaya çalışırlar. Yuvayı ilk bozan, yarışı kazanır(ksenefontov 1928-1929: 18). Biraz Şamanik, biraz da Mani dininin tesiriyle anlam değiştirmekle birlikte, sağaltma ile ilgili eski inançlar devam etmektedir. İyi kalpli kam-kötü kalpli kam mücadelesi eski Fars kültürünün düalist dünya görüşünün etkilerinden kaynaklanmaktadır. Halbuki Türk ün dünya görüşüne göre kutsal ağacın dallarında bulunan yuvalarda eğitim gören kam, kötü ruhlarla mücadele eder. Hatta o, kutsal ağacın üst dallarına bile çıkamaz. Günümüzde kültürün canlı olarak yaşadığı bölgelerde yapılan sağaltma törenlerinde üst katlara çıkış, geleneğin bozulmuş şeklidir ve halk tarafından hoş karşılanmaz. Yakutların kutsal ağaç telâkkileri diğer Türk boylarından farklı değildir. Gerek destanlarda, gerekse diğer folklor metinlerinde bazen kutsal bir ağaç türüne atfedilir.. Bunları şöyle sıralayabiliriz: Melez ağacı, kayın, sedir, çam vb.(dırenkova 1930: 271; Alekseev 1984 104 vd.). Aal Luuk Mas,Türkün dünya görüşünde yer alan hayat ağacı ile ilgili bütün özelliklere sahiptir. Hatta bütün dünyada hayat ağacı ile ilgili en ayrıntılı ve en güzel tasvirdir(eliade 1992: 23-24). O, hayatın başlangıcı ve sonudur. Üç alemi birleştiren evrensel direktir-demir kazıktır. Tanrı ile iletişim yoludur. Kutlu kimselerin gönderildiği yerdir. Tanrı nın tekliğini, Vahtaniyetini temsil eder. Gölgesinde bütün canlıları korumasıyla Tanrı nın el-mütekebbir, el-mucip, er-rahim ve er-rauf sıfatlarını sembolize eder. Büyüklüğü, ululuğuyla Tanrı nın el-azim sıfatını sembolize eder. Tanrının doğmamasının ve doğurmamasının sembolü olarak meyvesiz ağaçtır. Canlıları, bünyesinden akıttığı öz suyu ile besler. Tanrı nın ebedîliğini sembolize eden koyu gölgeli, yapraklarını dökmeyen ağaçtır(ergun 2002: 353-357). Netice olarak onun Tanrı nın kutlu ağacı olduğunu söyleyebiliriz. KAYNAKLAR

ALEKSEEV, N. A., (1984), Şamanizm Tyurkoyazıçnıh Narodov Sibiri, Novosibirsk: Nauka yay. ANİSİMOV, A. N., -N. İ. Filippova. (1986), Saha Folklora, Yakutsk. DIRENKOVA, N. P., (1930), Poluçeniye Şamanskogo Dara Povazzreniya Turetskıh Plemen, Sbornik Muzeya Antropologii i Etnografii. Leningrad : S.9. ELIADE, M. (1992), İmgeler Simgeler, (Çev. M. Ali Kıçbay). EMELYANOV, N. V., (1983), Syujetı Rannih Tipov Yakutskih Olonho, Moskova. EMELYANOV, N. V., (1980). Mifologiçeskiye Bojestva v Olonho «Potomi Ürün Ayıı Toyona» i «Baay Barıılaah-Duh-Hozyain Çernogo Lesa», Mifologiya Narodov Yakutii, Yakutsk EREN, Hasan, (2001), Türklerin Ana Yurdu Sorunu, Türk Dili. Ankara: S. 600. ERGİS, G. U. (1974), Oçerki po Yakutskomu Folkloru, Moskova. ERGUN, Pervin, (2002), Türk Kültüründe Ağaç (Orman) Kültü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Konya. EVERSTOV, A. İ., (1990), Aal Luuk Mas, Çolbon, Yakutsk. EVERSTOV, A. İ., (1996). Ayıı Aymaxtara Kün Uluustara, Yakutsk. HUDYAKOV, İ. A., (1969). Kratkoe Opisanie Verhoyanskogo Okruga, Leningrad: Nauka yay. KOROLENKO, V. G., (1953), Sabrenie Soçineniy, Moskova. KSENEFONTOV, G. V. (1928-1929), Şamanizm, Moskova. OYUNSKIY, Platon, (1982), Nyurgun Bootur Stremitelnıy, Yakutsk. ÖGEL, B. (1971). Türk Mitolojisi I, Ankara. PEKARSKIY, E. K., (1907-1927), Slovar Yakutskogo Yazıka I-III. Senpetersburg. PEKARSKIY, E. K., (1945). Yakut Dili Sözlüğü I. Ankara 1945. SAGALAEV, A. M. (1990) Uralo-Altayskaya Mifologiya, Novosibirsk. SLEPTSOV, P. A, (1972), Yakutsko-Russkiy Slovar, Moskova. VİNOKUROVA, U. A, (1994), Skaz O Duşe Saha, Etyudı O Duşe Saha, Yakutsk. YADRIHINSKAY, P. P, (1981), Cırıbına Cırılıatta Kııs Buxatıır, Yakutsk, 1981.

YEFREMOV, P. Y, (1980), Mifologiya Dolganov v ih Folklornıh Proizvedeniyah. Mifologiya Narodov Yakutii. DİPNOTLAR Dünya kültürlerinde algılanış için bk. P. Ergun, Türk Kültüründe Ağaç (Orman) Kültü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Konya 2002, s. 20-87. Sözlükte, Aal Luuk Mas ta geçen luuk kelimesinin, Rusça duup (meşe) kelimesi ile ilgili olduğu belirtilmektedir. bk., A. İ. Everstov, Aal Luuk Mas, Çolbon, 4, 1990, s. 81; Everstov, Ayıı Aymaxtara Kün Uluustara, Yakutsk, 1996, s.97. bkz, Pekarskiy, Yakut Dili Sözlüğü 1, İstanbul 1945, s. 618. Not: Kelime çeviri sözlükte luğk şeklinde verilmiştir. Aslında luuk olmalıdır. Hatta Macarca alma, Fince omena ya kadar Türkçeden pek çok dile geçen elma, uluslar arası bir söz olarak kabul edilmektedir. Daha geniş bilgi için bk., (Ergun a.g.e. s. 253); Hasan Eren, Türklerin Ana Yurdu Sorunu, Türk Dili, 600, Aralık 2001, s. 683. Anadolu dan Frenk elması, yer elması vs. ilâve edebiliriz. bk., Ögel, age, s. 100. Destanın Ö. Böhtlig tarafından neşredilen varyantında da kutsal ağaç aynı özellikleri taşımaktadır. Metin için bk., Ögel, age, s. 105.