SOLUNUM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ

Benzer belgeler
Solunum Sistemi Fizyolojisi

SOLUNUM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

EGZERSİZDE SOLUNUM SİSTEMİ DEĞİŞİKLİKLERİ

SOLUNUM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ 19/11/2015 SOLUNUM SİSTEMİ MEKANİZMASI SOLUNUM SİSTEMİ MEKANİZMASI SOLUNUM SİSTEMİ MEKANİZMASI

AKCİĞER HACİM VE KAPASİTELERİ. Prof. Dr. H. Oktay SEYMEN 2006

SOLUNUM SİSTEMİ VE EGZERSİZ

SOLUNUM SİSTEMİ VE EGZERSİZ

Solunum: Solunum sistemi" Eritrositler" Dolaşım sistemi"

EGZERSĠZDE SOLUNUM SĠSTEMĠ DEĞĠġĠKLĠKLERĠ

Akciğer ve Dokularda Gazların Değişimi ve Taşınması

7 Solunum Sistemi Fizyolojisi

Solunum Sistemi Ne İş Yapar?

Solunum Sistemi Dicle Aras

Solunum Sistemi Fizyolojisi

Solunum Sistemi Fizyolojisi

Solunum Sistemi Dicle Aras

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir

solunum >solunum gazlarının vücut sıvısı ile hücreler arasındaki değişimidir.

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ. Doç Dr Tunçalp Demir

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Solunum Sisteminde Ventilasyon, Difüzyon ve Perfüzyon

SOLUNUM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

Gaz Alışverişi, İnsanda Solunum Sistemi

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

SOLUNUM DĠLĠMĠ 1. Bu Dilimde, çoktan seçmeli test, beceri labarotuvarında simule hasta uygulaması, yapılandırılmış sözlü sınav vb

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

Homeostazis. O 2 CO 2 ph. Akciğerler. Böbrekler

Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır.

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU

ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ. Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016

ARTER KAN GAZI ANALİZİNİN ORGANİZMAYA AİT YANSITTIKLARI; Klinikte AKG ne işe yarar?

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ

EGZERSİZ FİZYOLOJİSİNDE TEMEL KAVRAMLAR

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı. EGZERSİZ Fizyolojisi. Dr. Sinan Canan

SPORTİF DALIŞ VE ETKİLERİ HYPERBARIA

Başlıca organizma sıvılarının ve salgılarının ortalama ph değerleri.

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

Kan Gazı. Dr.Kenan Ahmet TÜRKDOĞAN Isparta Devlet Hastanesi. II. Isparta Acil Günleri Solunum Acilleri, 19 Ocak 2013 Isparta

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna

SOLUNUM FİZYOPATOLOJİSİNE GİRİŞ

Anestezi Esnasında ve Kritik Hastalıklarda Ortaya Çıkan Hipoksinin Tedavisinde Normobarik/Hiperbarik Ek Oksijen Tedavisinin Kullanımı FAYDALIDIR

OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR

MEKANİK VENTİLASYON - 2

Dr. Öğr. Üyesi Yetkin Utku KAMUK

Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır.

Solunum Fonksiyon Testleri. Prof Dr Mustafa Erelel İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları

Mekanik zedelenmelerde nazik olan solunum yüzeylerinin korunması

Suda çözünebilen nişasta molekülleri pityalin (amilaz) enzimiyle küçük moleküllere parçalanır.

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

Temel Solunum Fonksiyon Testi Uygulamaları. Dr. Şermin BÖREKÇİ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

T.C AFYONKARAHİSAR KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YAŞ GRUBU ERKEK FUTBOLCULARLA AYNI YAŞ GRUBU SEDANTER

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Oksijen Tedavisi. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. 21.Hafta ( / 02 / 2015 ) OKSİJEN TEDAVİSİ SlaytNo: 32.

DEĞİŞİK KOŞULLARDA SOLUNUM (İRTİFA VE SUALTI)

Aylin Özgen Alpaydın

Yüzmenin Faydaları \ Kas-İskelet Sistemi \ Kas-İskelet Sistemi YÜZMENİN KAS-İSKELET SİSTEMLERİ ÜZERİNE ETKİLERİ

HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ

Dolaşım Sistemi Dicle Aras

1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ. Prof.Dr.Nurhayat YILDIRIM

FONKSİYONEL PARAMETRELERİN TANIMLARI. Prof Dr Sevgi BARTU SARYAL AÜTF Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

Oksijen tedavisi. Prof Dr Mert ŞENTÜRK. İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

OKSİJEN TEDAVİSİ. Prof Dr Gönül Ölmez Kavak Dersin Öğrenim Hedefleri

ANTRENMANA UYUM DOÇ.DR. MİTAT KOZ. Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

DOLAŞIM VE SOLUNUM SİSTEMLERİ II. DERS KURULU (11 KASIM ARALIK 2013)

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK

EGZERSİZ ENERJİ KAYNAKLARI DOÇ.DR.MİTAT KOZ

EGZERSİZ ENERJİ KAYNAKLARI DOÇ.DR.MİTAT KOZ

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI BİYOLOJİ

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ BİYOMEDİKAL MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİYOMEDİKAL BAKIM-ONARIM VE KALİBRASYON LABORATUVARI DENEY NO: 8 VENTİLATÖR TESTİ

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR

1- Aşağıdakilerden hangisi Aşındırıcı sembolüdür? a. b. c. d. CEVAP: D. 2- Aşağıdakilerden hangisi Yanıcı sembolüdür? a. b. c. d.

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II DOLAŞIM VE SOLUNUM SİSTEMLERİ

Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

Uzm. Fzt. Kağan Yücel - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Gör. Egzersize Giriş ve Egzersiz Fizyolojisi

Apertura thoracis superior (göğüs girişi) Apertura thoracis inferior (göğüs çıkışı) Toraks duvarını oluşturan tabakalar

ADI SOYADI : OKUL NO : SINIFI : 4/ NOTU : FEVZİ ÖZBEY İLKOKULU FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 1. DÖNEM 1. YAZILISI

T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II DOLAŞIM VE SOLUNUM SİSTEMLERİ DERS KURULU

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

Solunum Sistemi Fizyolojisi. Doç. Dr. Sinan CANAN

YAŞLILARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

HÜCRE ZARINDA MADDE İLETİMİ PROF.DR.MİTAT KOZ

AKADEMİK TAKVİM Ders Kurulu Başkanı: Doç.Dr. Z.Dicle Balkancı (Fizyoloji) Ders Kurulu 202 Akademik Yılın 5. Haftası.

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ BİYOMEDİKAL MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİYOMEDİKAL BAKIM-ONARIM VE KALİBRASYON LABORATUVARI DENEY NO: 8 VENTİLATÖR TESTİ

VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings

Su ve çevrenin canlılar için uygunluğu

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK

Transkript:

SOLUNUM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ

Solunum işi-ventilasyon Gaz değişimi Gazların taşınması Solunum kontrolü

Solunum Sisteminin Fonksiyonlar Oksijen temin eder. Karbondioksidi atar. Kanın hidrojen iyon konsantrasyonunu (ph şını) düzenler. Konuşmak için gerekli sesleri üretir (fonasyon). Mikroplara karşı vücudu savunur. Kan pıhtısını tutar ve eritir. Biyoaktif maddelerin üretimi, metabolizması, düzenlenmesi

Solunum Solunum kelimesi iki anlamda kullanılır. Hücresel düzeyde ve Organizma düzeyinde. Hücresel düzeyde oksidatif metabolizma anlamında kullanılmaktadır. Organizma düzeyinde ise solunum, gaz değişim yüzeylerinin, yani akciğerlerin atmosfer havası ile havalanması demektir.

Solunum sistemini oluşturan yapılar Solunum sistemi burun, ağız, farinks (yutak), larinks (gırtlak), trakea (soluk borusu), bronşlar, bronşioller, ve alveollerden oluşur. Trakeadan sonra ilk dallanan yapılara bronşlar, broşlardan sonraki daha dar çaplı yapılara da bronşioller denilmektedir. Bronşlar, bronşioller ve terminal bronşiollerde gaz alışverişi olmaz, bu kanallar anatomik ölü boşluk olarak adlandırılır. Anatomik ölü boşlukta bulunan hava hacmi 150 ml dir. Gaz değişimi yapılan alanlar ise respiratuvar bronşiol, duktus alveolaris, ve alveol keseleridir. Anatomik ölü boşluk nedeni ile her bir solunum ile akciğerlere alınan 500 ml havanın yalnızca 350 ml sinde gaz değişimi yapılmaktadır.

Havayollarındaki koruyucu mekanizmalar Silyar aktivite Fagositoz aktivite

Silya Farinksden, respiratuvar bronşiollerin sonuna kadar tüm havayolu boyunca, epitelyal yüzeyler silya içerir. Tüm havayolu boyunca ayrıca mukus salgılayan epitel hücreleri ile çeşitli bezler bulunur. Silyalar sürekli olarak farinkse doğru hareket halindedirler. Bu yapıyı mukustan yapılmış bir yürüyen merdivene benzetebiliriz. Bu yürüyen merdiven sayesinde solunum havasındaki toz mukusa yapışır ve yavaş ama sürekli hareket halindeki silya hareketleriyle farinkse doğru iletilir ve farinkse varınca burada yutulur veya dışarı atılır.

Bu mukus yürüyen merdiveni akciğerleri temiz tutmak için çok önemlidir. Silyer aktivite zararlı pek çok etkenle inhibe edilebilir. Örneğin sigara içmek silyaları saatlerce immobilize eder. Silyer aktivitenin azalması akciğer enfeksiyonu ile ya da atılamayan mukusun havayolunu tıkamasıyla sonuçlanabilir.

İkinci koruma mekanizması fagositlerdir. Tüm havayolu ve alveoller boyunca bulunan fagositler solunumla alınan küçük parçacıkları ve bakterileri fagosite ederek bunların öteki akciğer hücrelerine ya da kan dolaşımına geçmesini önlerler.

Alveol Kapiller damarlar ile temas eden alveol yüzeyinin toplam alanı 75 m2 dir Tip II hücreleri surfaktan denilen bir madde sentezlerler. Sürfaktan maddesi alveollerin sönümlenmesini engelleyerek onların şişkin olmasını sağlar.

VENTİLASYON (AKCİĞER HAVALANMASI) Havanın pulmoner yani akciğer sistemine alınıp verilmesine pulmoner ventilasyon denir. Ventilasyon inspirasyon ve ekspirasyon olayları ile gerçekleştirilir.

Solunum Mekanikleri Hava Yüksek basınç Düşük basınç (Boyle Yasası) İnspiryum: alveol basıncının atmosferik basıncın altına inmesiyle gerçekleşir.

Atmosfer - Alveol arası basınç gradyenti İnspiratuar kasların kasılmasıyla alveollerin hacmi artar. Alveoler basınç azalır. Alveoler basınç atmosferik basıncın altına iner.

Dakika Ventilasyon Bir dakikada solunum yollarına giren yeni hava miktarıdır ve VE harfleri ile ifade edilir. Soluk hacmi-tidal volüm (TV) ile soluk frekansının (f)çarpımıyla bulunur. VE=TV X f. Dinlenimde solunum hacmi 500 ml, soluk frekansı da dakikada 12 dir. Bu durumda dinlenimde ventilasyon veya solumun dakika hacmi =500 X 12=6lt/dk dır. Egzersizde ventilasyon artar.

Alveoler Ventilasyon Akciğerlerde gaz değişimin gerçekleştiği bölgelere yeni havanın ulaşma hızına alveoler ventilasyon denir. Gaz değişimi; alveoller, alveol keseleri, alveol kanalları ve respiratuvar bronşiyollerdir. Solunum havasının bir kısmı gaz değişiminin yapıldığı bölgelere ulaşmaz, burun, farinks, trakea, bronş ve bronşiyoller gibi gaz değişiminin olmadığı bölgelerde kalır. Bu bölgelerde kalan havaya gaz değişimine katılmadığı için ölü boşluk havası denir. Ölü boşluk hacmi 150 ml kadardır. Alveoler ventilasyon hızı dakikada alveollere ve öteki bitişik gaz değişim alanlarına giren yeni hava miktarıdır. Soluk hacminden ölü boşluk hacminin çıkartılmasıyla bulunur. Miktarı (500-150)*12=4200 ml dir.

Akciğer hacim ve kapasiteleri Spirometri? Akciğer ventilasyonunun incelenmesinde akciğerlere giren ve çıkan hava miktarlarının kaydedilmesidir. Spirometre? Spirometri işlemini yapan cihazlar. Spirogram? Spirometre ile elde edilen akciğer hacim ve değişikliklerini gösteren diyagram.

Kimograf Hacim değişikliklerinin ölçülmesinde 17 SPİROMETRE kullanılır

Solunum Fonksiyon Testleri: Akciğerlerin hacim ve havanın akış hızına göre fonksiyonlarını aydınlatmaya yönelik uygulamalardır. 18

Kullanım amaçları: 1- Akciğer veya kalp hastalıklarının teşhis ve tedavisinde 2- Tedavinin değerlendirilmesi ve reversibilitenin araştırılmasında 3- Cerrahi girişim öncesi solunum kapasitesinin saptanmasında 4- Malüliyet durumunun tespitinde 5- Egzersizin kondüsyon üzerine etkilerinin gösterilmesinde 6- Kitle taramaları (epidemiyolojik araştırmalarda) 19

I. Basit Spirometrik ölçümler: 1-Statik Akciğer Hacimleri: Vital Kapasite (VK) Soluk Hacmi İnspirsyon rezerv hacmi Ekspirasyon rezerv hacmi İnspirasyon Kapasitesi Zorlu vital Kapasite 2- Dinamik Akciğer Hacimleri: ZVK1 (FEV) ZVK1 % (FEV1) ZVK1/VK (Tiffeneau İndeksi) MEF 25-50-75 Maksimal İstemli Ventilasyon (MIV) Akım-Hacim Grafikleri 20

Statik akciğer hacim ve kapasiteleri

Soluk hacmi (tidal volüm) Her normal solunum hareketi ile akciğerlere alınan veya akciğerlerden çıkarılan hava miktarıdır. Miktarı ortalama genç insanlarda 500 ml kadardır.

İnspirasyon yedek hacmi Normal soluk hacminin üzerine alınabilen fazladan soluk hacmidir. Genel olarak 3000 ml civarındadır.

Ekspirasyon yedek hacmi Normal bir ekspirasyon hareketinden sonra, zorlu bir ekspirasyonla fazladan çıkarılabilen hava miktarıdır. Değeri yaklaşık 1100 ml civarındadır.

Artık (rezidüel) volüm En zorlu bir ekspirasyondan sonra bile akciğerlerde kalan hava hacmidir Değeri yaklaşık 1200 ml kadardır.

Akciğer kapasiteleri Solunum döngüsündeki olaylar tanımlanırken bazen akciğer hacimlerinin iki yada daha fazlasının bir arada ifade edilmesi gerekebilir. Bu tür kombinasyonlar akciğer kapasiteleri olarak tanımlanır.

Akciğer kapasiteleri İnspirasyon kapasitesi Fonksiyonel artık kapasite Vital kapasite Total akciğer kapasitesi

İnspirasyon kapasitesi Soluk hacmi ile inspirasyon yedek hacminin toplamına eşittir Değeri yaklaşık 3000+500=3500 ml dir.

Fonksiyonel artık kapasite Ekspirasyon yedek hacmi ile artık hacmin toplamına eşittir. Bu normal bir ekspirasyondan sonra akciğerlerde kalan hava miktarıdır. Değeri yaklaşık 1100+1200=3100 ml dir.

Vital kapasite İnspirasyon yedek hacmi, soluk hacmi ve ekspirasyon yedek hacimlerinin toplamına eşittir. Akciğerlere girip çıkan maksimum hava miktarının göstergesidir. Değeri 3000+500+1100=4600 ml

Total akciğer kapasitesi Akciğerlerin mümkün olan en büyük inspirasyon hareketi sonrasında akciğerlerde bulunan maksimum hava miktarıdır. Vital kapasiteye artık volümün ilavesiyle bulunur. Değeri 4600+1200=5800 ml dir.

Dinamik akciğer hacimleri Zorlu vital kapasite ZVK (Forced Vital Capacity=FVC) Zorlu ekspirayon hacmi(forced Expiratory Volume=FEV, FEV1) Maksimum istemli ventilasyon (Maximum Voluntarily Ventilatition=MVV)

Zorlu vital kapasite ZVK(Forced Vital Capacity=FVC) Maksimum bir soluk almayı takiben zorlayarak maksimum bir soluk verme ile çıkarılan hava miktarıdır.

Zorlu ekspirayon hacmi(forced Expiratory Volume=FEV, FEV1) Ekspirasyonun ilk birinci saniyesinde çıkarılabilen hava miktarıdır. Ekspirasyonun birinci saniyesinde toplam ekspirasyonun % 80 i dışarı verilmelidir (FEV1/FVC= % 80 ).

Maksimum istemli ventilasyon (Maximum Voluntarily Ventilatition=MVV) Bir dakikada maksimum olarak yapılan hızlı ve derin solunma ile akciğerlere alınabilen hava miktarıdır. Genelde 15 saniye süreyle yapılıp 4 ile çarpılmak suretiyle bulunur. Sağlıklı kişilerde MVV 140-180 L/dk, kadınlarda 80-120 L/dk.

Dinamik Akciğer Fonksiyon Testleri Zorlu Vital Kapasite (ZVK veya FEV) FEV1 = % 80 36

Vital kapasiteye etki eden faktörler Yaş Cinsiyet Vücut ağırlığı Boy Vücut yüzeyi (m 2 ) Vücut postürü 37

Akciğer hacim ve kapasiteleri insandan insana yaş, cinsiyet, vücut yüzeyi, antrenmanlı olup olmama durumuna göre farklılık göstermektedir.

Cinsiyet farkı? Tüm akciğer hacim ve kapasiteleri, kadınlarda erkeklerinkinden % 20-25 daha düşüktür. İri ve atletik kişilerde küçük ve zayıf kişilerden daha büyüktür.

Gaz değişimi; Solunum membranlarında Oksijen ve Karbondioksit değişimi Gaz değişimi basınç/konsantrasyon farkına ve gazların eriyebilirlik derecelerine göre difüzyon ile gerçekleşir. Atmosfer havasından alveollere Oksijen Alveollerden atmosfere ise CO2 geçer.

Parsiyel basınç-difüzyon hızı Bir hava karışımı oluşturan gazların her birinin tek başına oluşturdukları basınca parsiyel basın denir ve gazın difüzyonu parsiyel basınç ile doğru orantılıdır. Gazın parsiyel basıncı büyüdükçe, o karışımdaki konsantrasyonu da artmaktadır.

Gazların parsiyel basınçları Gazın adı Yüzdesi Basıncı Oksijen % 20.8 159 mmhg Nitrojen (azot) % 79 597 mmhg Karbondioksit % 0.04 0.3 mmhg Ve diğerleri Su % 0.50 3.7 mmhg Toplam 100 760

Solunum yollarındaki havanın parsiyel basıncı Solunum yollarına giren kuru hava alveollere ulaşmadan önce nemlendirilir. 37 C de su buharı basıncı 47 mmhg dır. Alveollerdeki basınç 760 mmhg dan daha yüksek olamayacağı için su buharı, isnpirasyon yollarındaki diğer tüm gazları seyreltir.

Solunum Yollarındaki Gazların Parsiyel Basınçları Gazın adı Yüzdesi Basıncı Oksijen % 19,67 149 mmhg Nitrojen (azot) % 74 564 mmhg Karbondioksit % 0.03 0.4 mmhg Ve diğerleri Su % 6,20 47 mmhg Toplam 100 760

Alveol havasındaki gazların basınçları Alveollerdeki artık volüm nedeniyle her soluk alışverişte yeni gelen hava ile alveolde bulunan eski hava karışır. Özelliklede CO2 miktarının artması diğer gazları seyreltir.

Alveol havasındaki gazların parsiyel basınçları Gazın adı Yüzdesi Basıncı Oksijen % 13,6 104 mmhg Nitrojen (azot) % 79.4 596 mmhg Karbondioksit % 5,3 40 mmhg Ve diğerleri Su % 6,2 47 mmhg Toplam 100 760

Eskpirasyon havası Alveol havası ile ölü boşluk havasının karışımıdır. Ölü boşluk havasının oranı ile alveolar havanın oranı eskpirasyon havasındaki gazların miktarını belirler.

Ekspirasyon havasındaki gazların parsiyel basınçları Gazın adı Yüzdesi Basıncı Oksijen % 15,7 120 mmhg Nitrojen (azot) % 74.5 566 mmhg Karbondioksit % 3,6 27 mmhg Ve diğerleri Su % 6,2 47 mmhg Toplam 100 760

Akciğerlere Gelen Kandaki Gazların Basınçları Pulmoner arterlerle akciğerlere gelen kanda oksijen parsiyel basıncı 40 mmhg, CO2 basıncı ise 45 mmhg dır. Diğer bir ifadeyle akciğerlere gelen venöz kanda, alveol içindeki atmosfer havasına oranla, CO2 basıncı daha yüksek, O2 basıncı ise daha düşüktür; bu sebeble, CO2 5 mmhg lık bir fark ile alveol içine geçerken, O2 de 64 mmhg lık bir farkla alveolden kana geçmektedir. Böylece alveolü terkeden kanda PO2 104, PCO2 40 mmhg olur. Kanın bir bölümü alveoler kapillerlerden geçmez ve alveollerden gelen temiz kan ile karışır. Böylece arteriyel kanın PO2 si 104 den 95 mmhg ya düşer. Diğer bir ifadeyle kan akciğerleri 95 mmhg lık PO2 ve 40 mmhg lık PCO2 ile terk eder.

O2 ve CO2 yer değiştirmesi.. O2 ve CO2 basınç farklarına bağlı olarak yer değiştirirler Difüzyon...

Alveol,kan ve dokulardaki oksijen ve karbondioksit basınçları

Oksijen difüzyonu akciğerlerde 104 mmhg dan 40 mmhg ya doğru gaz difüzyonu olur. Fark 64 mmhg dır

ALVEOL PO2 104 mmhg Arteriyel uç PO2 40= mmhg Venöz uç PO2=104 mmhg

Oksijenin kapillerlerden dokuya geçişi Kanın bir bölümü alveoler kapillerleden geçmez ve akciğerlerden gelen temiz kan ile karışır. Böylece arteriyel kanın PO2 si 104 den 95 mmhg ya düşer Oksijen doku hücreleri tarafından sürekli kullanılmaktadır. Bu nedenle dokuda hücre içi O2 si kapillerdeki O2 den düşüktür. Hücre içi PO2 si 5-40 mmhg arasında değişir, ortalama 23 mmhg dır. Kan PO2 si kapillerlere geldiğinde hızla 40 mmhg ya düşer.

DOKU PO2 40 mmhg Arteriyel uç PO2 =95 mmhg Venöz uç PO2=40 mmhg

Karbondioksitin difüzyonu Oksijen dokular tarafından kullanılır, sonuçta hücre içi CO2 miktarı artar. Böylece CO2 dokudan kapillerlere difüze olur. Hücre içi PCO2 45, kapiller kanın arteriyel bölümünün PCO2 si ise 40, venöz bölümü ise 45 mmhg dır. 5 mmhg lık farkla difüzyon olur. Pulmoner kapillerlere giren kanda PCO2 45 mmhg, alveol havasında PCO2 40 mmhg dır. 5 mmhg lık farkla difüzyon olur.

DOKU PCO2 =45 mmhg Arteriyel uç PCO2 = 40 mmhg Venöz uç PCO2=45 mmhg

ALVEOL PCO2= 40 mmhg Arteriyel uç PCO2 = 45 mmhg Venöz uç PCO2=40 mmhg

Kanda oksijenin taşınması Akciğerden kana geçen oksijenin % 97 si hemoglobine bağlı olarak taşınır. % 3 ise plazmada ve hücrede çözünmüş durumda taşınır

Oksijenin hemoglobinle bağlanması Oksijenin hemoglobinle bağlanması geri dönüşümlü bir bağlanmadır. Akciğer de yüksek bir afinite ile birbirlerine bağlanırken, dokuda ise birbirlerinden ayrışırlar.

Oksijen hemoglobin birleşme eğrisi Oksijenle hemoglobin arasındaki ilişki oksijen hemoglobin birleşme eğrisi ile ifade edilir. Eğri sağa kaydığında oksijen hemoglobinden ayrılırken, sağa kaydığında ise bağlanma artar.

Hemoglobinle birleşen maksimum oksijen miktarı... 100 ml kan 15 gr hb içerir 1 gr hb 1,34 ml oksijen bağlayabilir. Hb O2 ile % 100 doyduğunda 20 ml oksijen bağlar. Ancak Hb % 97 doyduğundan 100 ml kan 19,4 ml oksijen bağlar. İlaveten 0,3 ml de kanda çözünmüş halde taşınır. Sonuçta 100 ml kanda taşınan O2 miktarı yaklaşık 20 ml kabul edilir.

Dokuya geçen O2 miktarı- arteriyo venöz O2 farkı (a-v)o2 Kan doku kapillerlerinden geçerken bu miktar (20 ml) azalır ortalama 15 ml ye düşer Çünkü PO2 40 mmhg dır ve bu durumda Hb % 75 doymuştur. Normal koşullarda 100 ml kan ile dokulara yaklaşık 5 ml oksijen taşınır. Buna arteriyo venöz oksijen farkı denir.

Oksijen hemoglobin birleşme eğrisini kaydıran faktörler ve oksijen taşınmasındaki önemleri Eğriyi sağa kaydıran faktörler(o2 ve hemoglobini birbirinden ayrıştırır); Hidrojen iyon artışı CO2 artışı Isı artışı DPG artışı

Egzersizde eğri... Egzersizde eğri birkaç faktörün etkisiyle sağa kayar ve sonuçta dokuya daha fazla oksijen bırakılır. Bunlar; CO2 üretiminin artması, Ortamın asitleşmesi Isı artışı,

Akciğerlerde eğri.. Dokuda eğriyi sağa kaydıran faktörlerin tam tersi akciğerlerde etkilidir. Sonuçta akciğerlerde hemoglobin ile oksijen birbirine bağlanır.

Karbondioksitin kanda taşınması 100 ml kanda ortalama 4 ml karbondioksit dokulardan akciğerlere 4 yolla taşınır. 1. Karbondioksitin çözünmüş olarak taşınması 2. Bikarbonat iyonu şeklinde taşınması 3. Hemoglobine bağlanarak 4. Plazma proteinlerine bağlı olarak karbomino bileşikleri halinde taşınması

Bikarbonat iyonu şeklinde Karbondioksit % 70 oranında plazmada HCO3 iyonu şeklinde taşınır. Hücrelerde oluşan CO2, kana geçtiği zaman eritrositler içine alınır. Eritrositler içinde CO2, karbonik anhidraz enziminin etkisiyle H2O ile birleşir. Karbonik anhidraz CO2 + H2O HCO3- + H+ Yukarıdaki reaksiyonda ortaya çıkan hidrojen iyonları hemoglobin molekülüne bağlanır, bikarbonat iyonları ise eritrositlerden plazmaya çıkar ve akciğerlere kadar plazmada gelir. Kan akciğerlere gelince, bikarbonat iyonlarının eritrositler içine girmesi ile reaksiyon tersine döner, sonuçta su ve karbondioksit oluşur ve solunum yoluyla dışarı atılır. Karbondioksidin % 70 i bu yolla taşınır.

Hemoglobine bağlı olarak: Karbondioksidin bir kısmı doğrudan hemoglobin molekülüne bağlanarak taşınır.

Kanda çözünmüş olarak: Çok az bir kısmı plazmada fiziksel olarak çözünmüş halde taşınır.

Plazma proteinleri ile birleşerek: Az bir kısmı da plazma proteinleri ile karbamino bileşikleri oluşturarak taşınır.

Solunumun kontrolü Solunumun hızı ve derinliği vücudun metabolik gereksinimlerine göre ayarlanır. Solunum, sinir sistemi tarafından alveoler ventilasyon hızı ayarlanarak PO2 ve PCO2 basınçları çok değişse bile sabit tutulur. Bu işlevler merkezi sinir sisteminde bulunan solunum merkezi tarafından yapılır.

Solunum merkezi Solunum merkezi beyin sapında bulunur

Solunumun düzenlenmesi Solunum merkezlerine direkt ve indirekt olarak kimyasal ve sinirsel yollarla uyarılar gelmektedir. Solunum merkezini etkileyen faktörler şunlardır; Akciğerlerdeki gerilme reseptörlerinden gelen uyarılar, Eklem kas ve tendonlardaki proprioreseptörlerden gelen uyarılar, Kandaki H iyonu artışı, Aort kavsi ve karotid arterlerde bulunan kimyasal reseptörlerden (bu reseptörler kandaki PCO2, PO2 ve PH değişikliklerine duyarlıdır) gelen uyarılar. Deri ve vücut ısısında meydana gelen değişiklikler, Hormonal (örneğin epinefrin) ve sinirsel faktörlerle

Hipoksi Oksijen azlığıdır. Çeşitleri; 1. Hipoksik hipoksi-po2 düşük 2. Anemik hipoksi-hb düşük 3. Stegnant hipoksi-dolaşım bozukluğu 4. Histotoksik hipoksi-doku O2 yeterince kullamıyor.

Anoksi Oksijenin hiç olmamasıdır. Organizmaya hipoksiye uyum sağlar (bir dereceye kadar) ama anoksi durumunda ölür.

Hiperkapni Vücut sıvılarında karbondioksit birikmesi anlamında kullanılır. Hipoventilasyon yada dolaşım yetersizliği ile hipoksi ile birlikte hiperkapni oluşur.

Siyanoz Derinin mavimtrak renk almasıdır. Nedeni deri damarlarında, özellikle kapillerlerde deoksijene hemoglobin miktarının artmasıdır. Deoksijene hemoglobin koyu mavimor renktedir.

Solunum tipleri Eupnea: normal solunum Hiperpne: solunumun frekansının ve derinliğinin artması Polipne: solunumun sıklığının artması Apne: solunumun geçici olarak durması Dispne: solunumun güçleşmesi; ventilasyonun hava isteğini karşılayamaması-hava açlığı Hiperkapni ve daha az ölçüde hipoksi Solunum kaslarınının yapmak zorunda olduğu iş Ruhsal durum